Yönetim Bilimleri \ 9-12
Meriç E. Bebitoğlu Bugüne kadar hep başarı hikâyeleri okudunuz; çoğu "zero to hero" diye ifade edilen sıfırdan zirveye ulaşanların hikâyeleriydi. Ancak bir de görünmez kahramanlar var. Onlar da girişimci ruha sahipler; farklı açılardan bakmayı yetenek hâline getirerek yeni bir kavramı, olayı, düşünceyi çalıştıkları işletmeye uyarlamayı seviyorlar, gerekirse işi yeniden kuracak geniş ufka ve cesarete sahipler. İşte bu tür çalışanlar, kurum içi girişimciler olarak anılıyorlar. Girişimcilik, bize anlatılanların dışında son derece geniş kapsamlı bir kavram, bir olgu.
Bu kitapta da yer alan, dünya çapındaki "olağanüstü” başarılı girişimcilik ve inovasyon hikâyeleri çok önemli ama bu hikâyelerin bizlerin hayatındaki izdüşümleri, onların bulduğu ürün veya hizmetleri kullanmakla sınırlı kalıyor.
Oysa bizim hikâyelerimiz öyle mi?
Yeni iş kurma ve inovasyon liderliği konusunda Türkiye'nin en deneyimli üst düzey yöneticilerinden biri olan akademisyen Dr. Meriç E. Bebitoğlu, özellikle yurt dışından örneklerle yetinmek istemeyen okuyucular için yurt içinden girişimcilik ve
inovasyon örneklerini kendi deneyimleriyle harmanlayarak anlatıyor. Okuyucunun ilham kaynağı olurken nasıl yapılacağı konusunda da fikir vermeyi amaçlıyor. Bize, bizden hikâyeleri akıcı bir dille aktarmanın yanı sıra özellikle girişimcilik alanında ilerlemek isteyenler için “Sen Ne Yap Biliyor musun?” başlığı ile altın tavsiyelerde bulunuyor. Bu tavsiyeler, bazen şirket kurmaya ilişkin bir mevzuatla ilgili bir ipucu olabildiği gibi bazen de etik değerleri de kapsayacak şekilde daha büyük ölçekte kurgulanıyor. Yazar, konunun hem teorisine hem pratiğine değinirken günlük yaşamdaki uygulamaların inceliklerinden dem vuruyor.
Kitabın güncel konuları ve dinamik anlatım dili; iş insanlarından girişimci adaylarına, beyaz yakalı profesyonellerden yeni mezunlara ve akademisyenlere kadar çok
geniş bir kesime hitap ediyor.
Fatih Yiğit Finans yöneticileri tarafından verilen en önemli kararlardan biri olan sermaye yapısı kararları, araştırmacıların üzerinde oldukça fazla durdukları bir konu olmuş ve böylelikle sermaye yapısı çalışmaları güncelliğini hiç yitirmemiştir. Bir şirketin sermaye yapısının ne olması gerektiği, işletme finansının en zor sorularından biri olarak durmaktadır.
Sermaye yapısı ile ilgili pek çok çalışma olmasına rağmen sermaye yapısı teorilerinin karşılaştırmalı olarak incelendiği, ampirik çalışmalarda ulaşılan sonuçlara göre bu teorilerin zayıf yönlerinin vurgulandığı çok fazla çalışma olmaması bu kitabın hazırlanmasında motive edici olmuştur.
Kitabın içeriği, hem lisans düzeyindeki öğrencilere kolay anlaşılır teorik bilgi sağlamak hem de yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrencilere teorik bilginin yanında çalışmalarını tasarlamalarını kolaylaştıracak bir kılavuz sunmak amacına uygun olarak hazırlanmıştır. Teorik bilgiler, okuyanı bilgi yükü altında boğmadan sadece gerekli olanı sunmak ve benzerleri karşılaştırarak konuyu netleştirmek üzere kaleme alınmıştır.
Mete Han Gür Sezgi, 80'lerde bilim dünyasının radarına girdi. Araştırmalar yöneticilerin başarılarının %80 “sezgi”ye borçlu olduğunu gösterince bu ilgi giderek âdeta bir tsunami dalgasına dönüştü vehem organizasyonların farklı bölümlerine hem de farklı sektörlere yayıldı. Organizasyonlarda sezgiye olan ilgi; “yönetimde sezgi”, “girişimci sezgisi”, “stratejik planlamada sezgi”, “risk yönetiminde sezgi”, “satışta sezgi”, “pazarlamada sezgi”, “insan kaynaklarında sezgi”, “proje yönetiminde sezgi”, “süreç kontrolünde sezgi”, “kalite kontrolünde sezgi”, “üretimde sezgi”, “robotics, AI ve sezgi”, “araştırmacı sezgisi” konularına odaklanan araştırmalarla derinlik ve uygulanabilirlik kazandı. Diğer taraftan bu çalışmalar, tıptan hukuka, finanstan mühendisliğe birçok sektöre yayıldı. Bu araştırmaların ortak paydası temel sezgi teori ve kavramları, ortak hedefi ise sezginin eğitilerek daha güvenli ve verimli bir hâle getirilmesiydi. Sezgi, önümüzdeki dönemde hem işe alımlarda hem de kariyer basamaklarında yükselirken aranan bir beceri olarak öne çıkmaktadır.
Beynin Beyni Sezgi serisinin ilk iki kitabı, sezgi biliminin temel teori ve kavramlarını veriyor. Sezginin; altı milyon yıllık geçmişi olan insan türüne, altmış bin yıl önce ortaya çıkan bilincin olmadığı dönemlerde nasıl yol gösterdiğini anlatıyor. Sezgi Nasıl Çalışır, Ölçülür, Eğitilir? sezginin temel mekanizmalarını (alışkanlıklar, heuristikler, örüntü tanıma ve örtük öğrenme) gerçek öykülerle anlatıyor, sezgisel zekâyı irdeliyor ve sezgi eğitiminin yol haritasını veriyor.
Kitap; yöneticilerin profesyonellerin, akademisyenlerin, kişisel gelişimle ilgilenenlerin hizmetine sunulur.
İlbey Kutluhan Papatya, Nurhan Papatya Bu kitabın odak noktası ekolojik kapitalizmdir: rekabet, iktidar, çevre, iklim krizi ve yenilik.
Başka bir deyişle bu kitap, yeşillenen iktidarın mantığını, kapitalizmin ve yeniliğin tarihinden yola çıkarak eleştirel bakış açısıyla incelemektedir. Eleştirel bakış açısı eşitsiz olan, ekonomik, politik ve diğer sosyal yapıların sürdürülmesini destekleyen anaakım çizgilerin içindeki kuvvetlere karşı çıkma çabasıdır. Bu çaba işe yarayacaksa, bu eleştiri gücünü güçlendirmenin yollarını bulması ve böylece bilgi ile eylemi birbirine bağlaması gerekir. Bir sistem değişikliğine ihtiyaç var. Bu kitap buna katkıda bulunmayı amaçlar.
Öte yandan bu kitap; artan pazar gücü, küresel dijital ağların birdenbire her yerde bulunması, emisyon ticaret uygulamaları ve uluslararası ticaret ve finansta hiyerarşik merkez ve bağlı yapılar ile birlikte canlanan “ekolojik yenilik” kavramını asimetrik rekabetin bir aracı olarak tanımlar. Kitap, ulusötesi şirketlerin “kaynak tabanlı iş model yeniliği”ne odaklanarak bir yanda pazar tarafından yönlendirilen anlayışlar ile diğer yanda pazarı yönlendiren işlevsel anlayışlar arasında ayrım yapar.
Aslında bu kitap, “Kaynak Tabanlı Ekolojik Yenilik” uygulamalarının, şirketlerin rekabet gücünü sürdürme çabasında nasıl bir rol oynayabileceğini görmek isteyenler için iyi bir kaynak. Ayrıca bu konulara meraklı herkes okuyabilsin diye “Ekosistem Pazarlama: Geleceğin Sürdürülebilir Sistem Mühendisliği” gibi faydalı olabilecek, yayınlanmış makalelere kitabın son bölümünde yer verilmektedir.
Hakan Bütüner Stratejik plan, işletmenin mevcut durumu ile ulaşılmak istenen durum arasındaki yolu ana hatlarıyla belirtir. İşletmenin amaçlarını, hedeflerini ve bu amaç ve hedeflere ulaşmak için aldığı kararları belirlemesine yardımcı olur. Uzun vadeli ve ileriye dönük bir bakış açısı içerir. Oysa iş planı, günlük faaliyetlerde iş stratejisini takip etmek için işletmenin belirli alt birimlerini (pazarlama, finans, üretim vb.) organize ederek ve harekete geçirerek stratejik planın uygulanmasına yardımcı olur.
Sistematik İş Planlaması, her bir işletmenin geçtiği 6 adımlı bir yoldan oluşan doğrudan planlama için bir prosedür ve herhangi bir iş planlama projesinde yer alan 3 temelden (pazarlama stratejisi, operasyon stratejisi ve duyarlılık analizi) oluşur. Bu doğrultuda, stratejik planlama sistematiğine tamamlayıcı bir materyal olarak ve evrensel olarak her türlü işletmenin iş fonksiyonlarını planlamasına yardımcı olmak için yazılmıştır. Bu kitap, iş planlama sistematiğine ilişkin ayrıntılı bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır.
Sunulan yöntem ve teknikler, örnek olaylar ve çalışma formları ile bir işletmenin mevcut ve yakın gelecekteki stratejik planının hazırlanmasına rehberlik edecek kapsama sahip bu kitap aynı zamanda eksiksiz pratik iş planlaması için Excel çalışma sayfaları sağlamaktadır.
Bu bağlamda kitabın ilk kısmında, stratejik ve iş planları arasındaki ilişkiler anlatılmaktadır. Ayrıca stratejik planlamanın sistematik modelinin ana adımlarının tipik bir iş vakası üzerinde uygulanması açıklanmaktadır.
İkinci kısımda, iş fonksiyonlarının sistematik planlamasının genel çerçevesi ve özellikleri belirtilmektedir. Ayrıca, ilk kısımda bahsedilen iş vakası üzerindeki kullanımını göstererek sistematiğin adımlarının uygulanması ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.
Bu kitap esas olarak iki grup için yazılmıştır:
Birinci grup; iş planlamacı, iş planlaması ile ilgilenen öğrenciler ve öğretim üyeleridir. İş planı planlama becerisine sahip olabilir, ancak iş planlamasının farklı bir sistematik prosedür kullanarak bir işletmenin stratejik planı ile birlikte çalıştığını tam olarak bilemeyebilir. Geleneksel yaklaşım sistematik bir yöntemin daha geniş analizi ile değiştirilmeli, bireysel ve olgusal analiz grup görüşlerine ve uygunluk değerlendirmesine yol açmalıdır.
İkinci grup ise, iş planlamasının tekniklerini ve sistematik prosedürünü uygulama konusunda bilgisi sınırlı profesyonelleri içermektedir. Bu ikinci grup, küçük bir işletmenin sahibi-yöneticisi, genel olarak iş planlamasına aşina olan yönetici ve kendi başına yapmayı planladığı bir işle karşı karşıya kalan bölüm başkanı gibi kişilerdir.
Bu kitap, Sistematik Stratejik Planlama ve Stratejik Planlamada İşletmelerden Gerçek Örnekler adlı önceki kitaplarım için tamamlayıcı bir materyaldir. Spesifik, anlaşılması basit ve kullanımı kolay olacak şekilde tasarlanmıştır.
Hakan Bütüner Literatürde, stratejik planlama konusunda yazılmış birbirinden kopuk ve dağınık düşünce, süreç ve teknikleri içeren çalışmalar yer almaktadır. Stratejik analiz araçlarının açıklandığı durumlarda da stratejik planlama için araçların nasıl kullanılacağının gösterilmesinden ziyade, konu sıklıkla kavramsal düzeyde ele alınmakta ve çok azında bunun nasıl gerçekleştirileceği açıklanmaktadır.
Sistematik stratejik planlama; her bir projenin geçtiği safhaların oluşturduğu bir çerçeveden, sade bir planlamaya yönelik prosedürler şablonundan ve her stratejik planlama projesinde yer alan temel esaslardan (rekabet avantajları, senaryolar, stratejiler) oluşan bir yöntemdir. Kitap, stratejik planlama sistematiği konusunda detaylı bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, evrensel olarak her türlü işletmenin stratejik planlarının hazırlanmasına yardımcı olmak için yazılmıştır.
Sunulan yöntem ve teknikler, örnek olaylar ve çalışma formları ile bir işletmenin mevcut ve yakın gelecekteki stratejik planının hazırlanmasına rehberlik edecek kapsama sahip bu kitaptaki birinci bölümde; stratejik planlama çalışmasına başlamadan önce ve sonrasında yapılması gerekenler anlatılmaktadır. İkinci bölümde, sistematik stratejik planlamanın sadeleştirilmiş ve geliştirilmiş versiyonlarının genel çerçevesi ve özellikleri belirtilmektedir. Üçüncü bölümde, sistematik stratejik planlamanın adımları detaylı bir biçimde işlenmektedir. Son bölümde ise uygulama, izleme ve değerlendirme faaliyetlerinin sistematik bir şekilde yürütülmesi konusunda bir çerçeve sunulmaktadır.
Bu kitap esas olarak iki grup için yazılmıştır:
Birinci grup; stratejik planlamacı, stratejik planlama ile ilgilenen öğrenciler ve öğretim üyelerini kapsamaktadır. Stratejik planlamacı, stratejik planların hazırlanması konusunda gerekli becerilere sahiptir, ancak farklı işletmelerin stratejik planlarının farklı prosedürler gerektirdiğinin tam olarak bilincinde olmayabilir. Geleneksel yaklaşımının yerini daha geniş kapsamlı analiz almalı ve ayrıntılara ilişkin bireysel ve olgusal analiz grup fikirlerinin ve uygunluk değerlendirmesinin yolunu açmalıdır.
İkinci grup ise, stratejik planlama teknikleri konusunda yeterli bilgi sahibi olmayan profesyonel kişileri içermektedir. Bu grupta, küçük bir işletmenin sahibi-yöneticisi, stratejik planlamaya genel anlamda aşina olan yönetici ve kendi başına yapmayı planladığı bir iş ile karşı karşıya kalan bölüm müdürü gibi kişiler bulunur.
Bu kitap, esas olarak yol gösterici bir kılavuzdur ve Sistematik İş Planı adlı kitabımın ön koşuludur. Spesifik, basit anlaşılabilir ve kolay kullanılabilir olacak şekilde tasarlanmıştır.
Aylin Erdoğdu, Aylin Gözen, Aynur Acer, Berk Küçükaltan, Çağla Arıker, Çiğdem Kaya, Derman Küçükaltan, Ebru Gözükara, Eda Özgül Katlav, Esra Aydın Göktepe, F. Oben Ürü, Gönen İlkar Dündar, Havana Sevcan Kurt, Hüseyin Arı, İ. Melih Baş, İsmet Bihter Karagöz Taşkın, İzlem Gözükara, Lina Karabetyan, Merve Tarım, Nurdan Çolakoğlu, Özlem Öncel Güneş, Pınar Daloğlu, Sema Yolaç, Tuğba Karabulut, Ülkü Özbay, Yasemin Acar Uğurlu, Yasin Akkuş, Yasin Aksoy Geleneksel ekonomideki zenginleşmenin toprak ve sermaye olarak kabul edilmesinin aksine günümüzde, bilgi birikimine ve beceriye sahip kişilerin, sermayesi olmasa dahi zenginleşebileceklerine dair inancı, ekonominin en önemli dinamiği hâline gelmiştir. Bu yolda önemli riskler alan, fırsatların peşinden koşarak yenilik arayanların sayısı her geçen gün artmaya başlamıştır. Fakat gelenekselden bugüne değişmeyen bir husus var ki zenginleşmek ve zengin kalabilmek hâlâ çok zor. Bu nedenledir ki yenilik ve farklılık yaratacak bir fikir ile işe koyulan girişimcinin doğası her ne olursa olsun başarabilmesi için her olaya farklı perspektiflerle bakabilmeyi başarabilmesi gerekmektedir. Girişimcilerin veya girişimci adaylarının farklı perspektifler kazanmasının, izledikleri yolun risklerini daha iyi tespit etmelerine yardımcı olacağı kesindir.
Yeni bir işe koyulmak, bu işle ilgili finansal ve yönetsel kararlar almak önemli oranda sosyal bilimlerin alanına girmektedir. Bu nedenledir ki girişimcilerin, sosyal bilimler araştırmalarından çıkarımlarının önemli kazanımları olacaktır. Sosyal Bilimler Perspektifi ile Girişimcilik: Kavramsal ve Sayısal Araştırmalar kitabı, girişimcilere, akademisyenlere ve öğrencilere bu çerçevede ışık tutmak amacıyla muhasebe, finans, insan kaynakları, iktisat, sayısal yöntemler, pazarlama ve yönetim alanlarında yapılmış çalışmalardan derlenmiş bir rehber niteliğindedir.
Nihat AYTÜRK Sosyal yaşamda insan ilişkileri ve sosyal etkinlikler davranış kurallarıyla düzenlenmiştir. Bu kurallar; ailede, toplumda ve iş ortamında karşılıklı sevgi, saygı, anlayış ve hoşgörü içinde birlikte yaşamanın sosyal ve kültürel normlarıdır. Bu kuralları bilen ve bunlara uyan kişiler toplumda ve iş hayatında her zaman takdir edilir; sevilir, sayılır ve itibar kazanır; başarılı ve saygın bir insan olurlar.
Türk toplumunda sosyal davranışları oluşturan saygı, görgü ve nezaket kuralları bu kitapta, Türk toplumunun sosyokültürel yapısına uygun olarak ele alınmış ve açıklanmıştır. Nobel Yayınevi.
“Nihat Aytürk'ün Nobel Yayınlarından çıkan Sosyal Davranış -Sosyal Yaşamda Davranış Kuralları isimli eserini okudum. Bu değerli kitabı sizin de okumanız gerektiğini düşünüyorum. Bu kitap insan kalitemizin, davranış edebimizin gelişmesine ve atalarımızın düzeyine yükselmesine büyük katkı sağlayabilir. Sokakta nasıl yürümeli, araca nasıl binmeli, kişilere nasıl davranmalı, nasıl selamlamalı, uğurlamalı; giyimde kuşamda, davranışta nelere dikkat etmeli… Evde, otelde, sokakta, cenazede, sofrada, törenlerde, davetlerde, ziyaretlerde, telefon ederken, mektup yazarken hangi saygı ve edep kurallarına ihtiyacımız var? Anne-babalar sorumludur. Millî Eğitim Bakanlığı sorumludur. İnsana davranış edebi kazandırılamıyorsa fizik, kimya öğretmek hayırlı bir nesil yetiştirmeye yetmez.” Dr. Muhammed Bozdağ. (Yazar. Star Gazetesi, 09.11.2007)
Sayın Nihat Aytürk. Protokol Bilgisi kitabınız iş yaşamımda; Sosyal Davranış kitabınız sosyal yaşamımda, “Ne yapmam, nasıl davranmam gerekiyor” dediğim zamanlarda bana hep yardımcı oldu. Benim en çok yararlandığım bir kitap oldu ve olmaya devam ediyor. Her iki kitap, insan yaşamının bütün zamanlarında faydalanılacak bilgi birikimiyle dolu. Emeğinize teşekkür ederim. Saygılarımla.
M. Gökdeniz. İstanbul.
Ahmet Yıldırım Pozitif psikoloji sorunlara değil, bireyin daha kaliteli bir yaşam geçirmesi, kendi yeteneklerini keşfetmesi ve geliştirmesi için teşvik etmesi nedeniyle alana farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Bir bakıma yüzlerce yıl öncesinden Mevlana Celalettin Rumi'nin “Gül düşünür gülistan, diken düşünür dikenlik olursun.” sözlerini, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre'nin “insanın özünü anlama”ya dair düşünceleri teyit edilmektedir. Son yıllarda pozitif psikolojik sermaye ile ilgili çeşitli düzeylerde ve ilişkili değişkenlerin değerlendirildiği çalışmalar yürütülmektedir.
Sosyal devletin görünmez kahramanları olan Sosyal Hizmet Uzmanları zaman zaman olumsuz ve zor koşullar altında özveriyle sosyal hizmet sunmakta ve hizmet verdikleri bireylerle iletişimlerini sürdürmeye ve iş performanslarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
Bu kitap, hiç kuşkusuz meşakkatli ancak önemli bir toplumsal misyon dâhilinde çalışan sosyal hizmet uzmanlarının duygusal kaynaklarının tükenmesi ile ortaya çıkan ve işlerine duyarsızlaşmaları, başarı hislerinin azalmasıyla kendini gösteren tükenmişliklerinin üzerinde pozitif psikolojik sermayenin etkisini incelemektedir.
Araştırma sonuçları, pozitif psikolojik sermaye unsurlarının çalışanlar açısından geliştirilmesinin elzem olduğunu ve bir özveri mesleğinin çalışanları olarak sosyal hizmet uzmanlarının çalışma şartlarına bağlı tükenmişlik sendromuna girmelerini engelleyebileceğini göstermektedir.
Ahmet Melih Eyitmiş, Alev Yıldırım, Ali Aycı, Bekir Eşitti, Berna Turak Kaplan, Beyza Erer, Burcu Batga Yurtsever, Duygu Hıdıroğlu, Erdi Bayram, Esra Sipahi Döngül, Fadime Sezer, Gökçe Akdemir Ömür, Gözde Koca, Gözde Mert, Hatip Yurgiden, Kübra Demirkan, Lütfiye Yaşar, Mehmet Kaplan, Osman Akarsu, Ömer Çavuş, Özüm Eğilmez, Pelin Karaca Kalkan, Pınar Ünkür, Rasim Keskin, Salih Serbest, Simge Ünlü, Tuba Büyükbeşe, Tuğba Dikbaş, Tuğba Erdem Aladağ Faydalı olabilecek gerçek sorunu bulmak, girişimciliğin başlangıç noktasıdır. Sorunlar, girişimciler için üzerinde girişim fikirleri geliştirebilecekleri benzersiz fırsatlardır. Sosyal girişimciler sosyal değişim ajanlarıdır. Toplumda, çevrede ve ekonomilerde uzun soluklu olumlu sosyal etki oluşturma hedefiyle yola çıkan sosyal girişimciler, sosyal faydanın sürdürülebilir olmasını kâr elde etmekten daha çok benimserler. Bu bağlamda var olan sayısız sosyal sorun ve ihtiyacın giderilmesi için toplumda sosyal girişimciliğin teşvik edilmesi önemlidir.
Yaşamın her alanında fayda oluşturmayı ilke edinen sosyal girişimciliği; içeriğinde yer alan 21 bölümde birçok farklı bilim alanı ile ilişkilendirerek inceleyen “Sosyal Girişimcilik: Teori ve Uygulamalar” adlı bu eser, Türkiye'de kapsamı bakımından sosyal girişimcilik alanında yayınlanan ilk uluslararası bilimsel eser olma niteliği taşımaktadır.
Sosyal girişimciliğin, sosyal inovasyonların ve sosyal etkinin hem teoride hem uygulamada finans, muhasebe, pazarlama vb. her boyutuyla ele alındığı 28 değerli akademisyenin katkılarıyla hazırlanan “Sosyal Girişimcilik: Teori ve Uygulamalar” başlıklı bu uluslararası bilimsel eserin akademik camiaya ve iş dünyasına gerekli katkıları sunması dileğiyle...
Salih Güney Bu kitap, günümüzde ilgi çeken sosyal psikoloji konularını ele alıp incelemektedir. Konular her kesimden insanın rahat okuyup anlayacağı bir anlatım dili ile yazılmaya çalışılmıştır. Tüm yüksekokul ve üniversite (hatta yüksek lisans ve doktora) öğrencilerinin sosyal psikoloji alanında bilmesi gereken, bildikçe onları düşünmeye zorlayan temel bilgileri içermektedir. Bu nedenle kitap kapsamlı ve ülke kültürüne uyumlu bir özelliğe sahiptir. Kitabı öğrencilerin yanında grup içinde insanları tanımak isteyenlere ve yönetim kademelerinde yer alacaklara tavsiye ediyoruz. Kitabın içeriğinde yer alan bilgiler, çeşitli kaynaklar taranarak ve belli bilimsel kriterlere dayanarak yorumlanmış ve bir değerlendirmesi yapılmıştır. Kitap çalışmasına başladığımızda bu alanda çalışma yapan ya da bu alana yakın olan çok sayıda bilim adamından görüş almaya çalıştık. Onların görüş ve önerileri doğrultusunda kitaba şekil vermeye çalıştık. Bazen eleştirdiler, bazen hatalarımızı düzeltiler. Bazen de ünite eklememizi tavsiye ederek bizi yazmaya teşvik ettiler. Sosyal psikoloji kitabını yazmaya çalıştık. Elimizden geldiğince en iyisini yapmaya gayret ettik. Ancak hatalarımız mutlaka vardır. Okuyanlar bize geri dönüş yaparsa çok mutlu oluruz. Her türlü eleştiriye ve bize iletilen hatalara hoşgörü ile yaklaşırız. Okuyuculardan gelecek olan olumlu ya da olumsuz eleştiriler daha iyisini yazmak içir bize güç verecektir
Joanne R. Smith, S. Alexander Haslam Bu kitap, sosyal psikoloji tarihini şekillendirmiş ve klasikleşmiş bazı deneysel ve saha çalışmalarını en geniş kapsamıyla ele almakta ve yeniden değerlendirmektedir. Bu çalışmaların yapıldığı dönemin toplumsal ve siyasi bağlamının çalışmaların yapılışına veya yorumlanışına etkisini ve bu yorumlamaların günümüze gelene kadar nasıl dönüşümlerden geçtiğini görmek, bu klasik çalışmalar hakkında bildiğimizi zannettiğimiz pek çok şeyin aslının farklı olabildiğini anlamak şaşırtıcıdır. Bu özellikleriyle, bu kitap akademisyenler ve öğrencilerin yararlanabileceği eşsiz bir kaynaktır. Öte yandan yalnızca bir ders kitabı veya akademik bir kitap da değildir; aynı zamanda sosyal psikolojiye ilgi duyan herkesin merakla okuyabileceği bir kitaptır.
David Myers, McGraw-Hill "Elinizdeki bu kitap, sosyal psikolojinin konularını en geniş kapsamıyla ele almakta, klasikleşmiş deneysel ve saha araştırmalarını en güncel bilimsel çalışmalarla harmanlamaktadır. Bu bakımdan, akademisyen ve öğrencilerin yararlanabileceği eşsiz bir kaynaktır. Kitapta, sosyal psikoloji konuları bölüm bölüm ele alınmıştır; ilgili kavram, terim, kuram ve araştırmalar aktarılırken her bölüm kendi içinde bir bütünlük arz edecek şekilde akıcı bir öyküsel kurguyla ve dille yazılmıştır ayrıca bu kitap; tarihsel olaylarla, edebî ve felsefi metaforlarla zenginleştirilmiştir.
Ayrıca bu kapsamlı çalışma, sadece bilimsel bir disiplinin temel konularını okuyucuya aktarmakla kalmamakta, aynı zamanda savaş, açlık, çevre gibi gerçek dünya sorunlarının sosyal psikolojik boyutlarıyla ilgili çözüm önerileri de getirmektedir. Bu bakımdan elinizdeki kitap yalnızca bir ders kitabı değil, aynı zamanda sosyal psikolojiye ilgi duyan herkesin merakla okuyabileceği bir kitaptır."
John J. Macionis Sosyoloji öğrenmek; toplumu, toplumları ve kendimizi anlamaktır. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki insanların çoğu, özellikle ekonomik gelecekleri konusunda kaygılı. Toplumu oluşturan kurumlar ve sosyal sorunlar hakkında bilgi edinerek çözümler üretmemiz kolaylaşır. Sosyoloji, toplumun bütün birimlerinde artan bir hızla gerçekleşen sosyal değişmeyi de yansıtır. Kısaca dünyayı daha iyi algılamak, işleyişini anlamak için bu eser, hem bilgilendirici hem de eğlencelidir.
Bu kitap, üniversite öğrencilerine hitap etmekle birlikte sosyolojiyle ilgilenen herkesin bir şeyler bulabileceği bir eserdir. Eğer aktif bir sosyoloji öğrencisi ve sosyolojik düşünce tasarımcısı olmak istiyorsanız, bu kitap sizin için çok iyi bir başlangıç olacaktır.
David M. Newman Newman'ın da vurguladığı gibi, toplumu insanlar inşa eder. Toplum, bizden kopuk ve çok uzağımızda olmayıp aksine yanı başımızdadır. Günlük hayatımızın her bir detayında, toplumu gözlemleyebiliriz. Toplumu biz insanlar inşa ederiz. Sonra da toplumun bizim eserimiz olduğunu unutup onun görkemli yapısı altında hayatımızı sürdürürüz.
Nasıl ki toplum bireyleri şekillendiriyor ve onların hayatına yön veriyorsa; bireyler de toplumu planlamada, korumada, geliştirmede ve toplumsal sorunların çözümünde aktif ve belirleyici rol oynar. Bu kitapta, ırk ve etnisite temelli olaylardan, tüketim çılgınlığına; siber gelinlerden, tek ebeveynli ailelere; medyanın hayatımızdaki manipülatif gücünden, çok uluslu şirketlerin küresel gücüne kadar, hayatın her yönünden güncel ve zengin örneklerle karşılaşacaksınız. Irk, sosyal sınıf ve toplumsal cinsiyet ile ilgili olguların, günlük hayatımıza etkileri konusunda aydınlanırken belki sizler de sıkıntı ve ıstırap duyacaksınız.
Sosyoloji, son yaşanan küresel ekonomik krizin bireysel, toplumsal ve küresel etkilerinden Arap Baharına (?!) ve Mısır'daki olaylara; Madagaskar yerlilerinin kültürel geleneklerinden, Facebook'taki “ayrılık habercisi” uygulamasına kadar, ilginç ve çarpıcı örneklerle yaşadığınız gerçekliğin kapılarını sizlere aralamakta; günlük hayattaki en küçük deneyimlerimizin bile toplum denilen gerçeklikle yakından ilişkili olduğunu, etkili bir şekilde ifade etmeyi hedeflemektedir.
Okuyucuya, sosyolojik bir bakış açısı kazandırma görevini, hakkıyla yerine getireceği düşünülen bu kitap, yalnızca kitabın kaleme alındığı Amerikan toplumuna ilişkin değil; küresel düzeydeki toplumsal, ekonomik ve siyasal olaylarla ilgili olarak da zengin ve güncel bilgiler ile istatistiki veriler içermektedir. Çok boyutlu ve karmaşık toplumsal gerçekliği, anlaşılır bir dil ve üslup ile okuyucuya anlatan, son derece faydalı ve eşine az rastlanan bu eseri okurken en az, çevirisini yaparken benim aldığım kadar keyif alacağınızı düşünüyorum.
Ahmet Erkasap, Ahmet Hakan Özkan, Alper Tutcu, Aybike Elif Bolcan, Burak Dumlu, Burcu Özge Özaslan Çalışkan, Cafer Şafak Eyel, Çağla Demir, Didem Yıldız, Gönül Gül Ekşi, İ. Burçak Vatansever Durmaz, Mehmet Kuruşcu, Okan Yaşar, Serkan Gün, Sinan Gürcüoğlu, Turhan Moç, Yunus Zengin İnsan unsuru günümüz koşullarında işletmeler açısından sahip olunan en önemli değer ve sermaye kaynağı olarak değerlendirilmektedir. İşletmelerin stratejik amaçlarına ulaşabilmeleri ve bu amaçları sürdürülebilir kılmaları noktasında işletmede çalışan insanların sahip oldukları nitelikler işletmelerin bu stratejik amaçlarına ulaşabilmeleri hususunda oldukça önemli durumdadır. Bu nedenle, son yıllarda insan kaynakları yönetimine stratejik bir bakış açısı getirilmiş ve “stratejik insan kaynakları yönetimi” yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Günümüz koşullarında giderek artan bir öneme sahip olan bu konuda araştırmalar her geçen gün artmakta ve gelişmektedir.
Bu kitapta söz konusu stratejik insan kaynakları yönetiminin güncel konularla olan ilişkileri uzman akademisyenler tarafından incelenmiş ve kaleme alınmıştır.
Açelya Telli Danışmaz, Burcu Özgül, Büşra Müceldili, Derya Cihan Öksüzoğlu, Ercan Karakeçe, Evrim Gemici, H. Tuba Başaran, Kübra Mertel, Merve Vural Allaham, Perlin Naz Cömert, Pınar Sarp, Tuğba Karaboğa, Yonca Gürol Günümüzde işletmelerin insan sermayeleri ve sahip oldukları kabiliyetler en önemli sürdürülebilir rekabet avantajı kaynağıdır. Bu sebeple,insan kaynaklarının yönetimine stratejik bir bakış açısıyla yaklaşmak üst düzey yöneticilerin ve akademisyenlerin ilgi odağı olmaya başlamıştır. Genç ve dinamik bir kadroyla hazırlanan bu kitapta temel İKY konuları stratejik bir bakış açısıyla ele alınarak insan kaynakları yönetiminin gelecekte nereye doğru gideceği anlatılmaktadır.
Bu kitabı alandaki diğer kitaplardan ayıran en önemli özelliği; insan kaynakları yönetimi stratejileriyle işletme stratejilerini başarılı bir şekilde entegre ederek çağdaş yaklaşımların stratejik insan kaynakları yönetimi alanındaki yansımalarını teorik bir bakış açısıyla ortaya koymasıdır. Bu bağlamda kitabın araştırmacılar, öğrenciler ve uygulayıcılar için kapsayıcı ve faydalı bir rehber olması öngörülmektedir.
On dört bölümden oluşan bu kitapta; insan kaynakları yönetiminin tarihsel gelişimi, değişen çevresi, stratejik niteliği, teorik temelleri, stratejik İK rolleri, İK profesyonellerinin mesleki yetkinlikleri, stratejik insan kaynakları yönetimi, örgütsel performans ilişkisi, yüksek performanslı iş sistemleri, motivasyon araçları, çalışan güçlendirme, örgütsel tasarım, kurumsal kültür ve değişim yönetimi gibi konuların yanı sıra stratejik yetenek yönetimi, globalleşme ve uluslararası insan kaynakları yönetimi, jenerasyonların yönetimi, iş gücü çeşitliliği, İK analitiği ve İK bilgi sistemleri gibi güncel konular da ele alınmıştır.
B. Sıddık Binboğa YARMAN - Ahmet Naci ÜNAL Bilgi; düşünme, yargılama, akıl yürütme gibi işlemler sonucunda elde edilen düşünsel bir ürün olarak karşımıza çıkmakta ve kapsamlı bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Bu süreç çerçevesinde gelişen/dönüşen teknolojilerin günlük hayatımızdan, savunma ortamlarına kadar çok geniş alanda ve etkin kullanımıyla birlikte; her tür veri değişimindeki hız, insan kaynaklı hataların en aza indirilmesi ve bilgi güvenilirliği gibi kavramları da ön plana çıkarmaktadır. Bu ortamda stratejik boyutta kararlar vermek daha da güçleşmekte ve karmaşıklaşmaktadır. Bu kararlar alınırken; elde bulunan verilerin işlenmesiyle karar vericiye en etkin ve anlamlı kararı almasında yardımcı olunması süreci de pek çok bilim dalını bir araya getirmektedir.
Bu kitap, böylesine karmaşık ve riskli ortamlarda yaşamak zorunda olan günümüz insanına, strateji, karar teorisi, karar verme süreci, Karar Destek Sistemleri (KDS), KDS'lerin ihtiyaç duyduğu gerçek bilgilere ulaşmada önemli bir yere sahip olan istihbarat bilimi/sanatı ile bilgi toplama/işleme amaçlı KDS'lere olan ihtiyaç ve bu tür KDS'lerin tasarımında dikkat edilmesi gereken hususları içermektedir.
Ali Rıza Saklı En eski yönetim yaklaşımı olarak kabul edilen Stratejik Yönetim ile en yeni yaklaşımlardan biri olan Kurumsal Yönetişim, iki ayrı yönetim kuramı olarak gelişmektedir. Bu çalışmada, söz konusu iki yaklaşım birlikte ele alınarak incelenmiş, kamu işletmelerinde yapılan bir alan araştırmasına dayalı olarak ve bütün işletmeler için geçerli olmak üzere; Stratejik Kurumsal Yönetişim adı altında yeni bir yönetim modeli ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Stratejik Yönetim bütün işletmelerin ilgi alanında yer alırken, Kurumsal Yönetişim (Kurumsal Yönetim) halka açık şirketlerde zorunlu olarak uygulanmakta, diğer şirketler ve kamu işletmelerinin de gündeminde yer almaktadır. Yaygın uygulama alanı bulan bu yaklaşımların, birbirinden ayrık olarak uygulama alanına sokulması yerine, tek bir model çerçevesinde birlikte uygulanmalarının daha yararlı olacağı sonucuna varılmıştır.
Kitapta, Stratejik Yönetim ve Kurumsal Yönetişim kuramları ile Stratejik Yönetim ve Kurumsal Yönetişimin kamu örgütlerinde uygulanması kuramsal düzeyde ele alınmış, kamu işletmelerinde (KİT) Stratejik Yönetim ve Kurumsal Yönetişim uygulanma düzeyleri bir alan araştırması ile ortaya konulmuştur. Araştırma bulgularına dayalı olarak, kamu ve özel bütün işletmelerde geçerli olmak üzere Stratejik Kurumsal Yönetişim modeli geliştirilmiş, bu modelin KİT’lerin yönetim sorunlarına sağlayabileceği katkılar tartışılmıştır.
Hakan Bütüner Stratejik Planlamada İşletmelerden Gerçek Örnekler, Sistematik Stratejik Planlama metodolojisinin basitleştirilmiş versiyonun, atölye ve beyin fırtınası yaklaşımlarını da kullanarak, kolayca anlaşılabilmesi ve evrensel anlamda her türlü işletmenin stratejik planlarını geliştirebilmesine yardımcı olmak için yazılmıştır.
Bu kitaptaki ana başlıklar aşağıda listelenmektedir. SSP metodolojisi ve atölye yaklaşımının kullanımı, gerçek kuruluşlara ait stratejik planlama projeleri ve sunulan çalışma formları mevcut veya gelecekteki işinizin stratejik planını hazırlamada size rehberlik edecektir.
Kitabin birinci bölümü, genel bir çerçeve sağlar ve stratejik planlamanın sistematik modelinin bazı bölümlerini kısaca ifade eder. Ayrıca, SSP ilkelerine dayalı stratejik planlama için atölye yaklaşımının kullanımını açıklar.
İkinci bölümde, çeşitli endüstrilerden gerçek kuruluşlar ile ilgili stratejik planlama projeleri gösterilmektedir. Kuruluşların çoğunluğu için, SSP metodolojisinin basitleştirilmiş versiyonu kullanılmıştır.
Bu kitap başlıca iki grup için yazılmıştır:
Birinci grup, stratejik planlamacı, stratejik planlama ile ilgilenen öğrenciler ve öğretim üyeleridir. Stratejik planları planlama konusunda yeteneklidir, ancak herhangi bir işletmenin stratejik planlamasının farklı bir sistematik yöntem ve atölye yaklaşımı ile beraber uygulanabileceğini tam olarak bilemeyebilir. Geleneksel yaklaşımının yerini sistematik bir yöntemin daha geniş analizi almalı ve bireysel ve olgusal analiz yerini grup görüşlerine ve tercihlerin değerlendirilmesine bırakmalıdır.
İkinci grup, profesyonelleri içerir beyin fırtınası ve atölye çalışması yaklaşımının kullanımı ile birlikte stratejik planlama tekniklerini ve sistematik prosedürünü uygulamada yeterli olmayan kişiler. Bu ikinci grup, küçük bir işletmenin sahibi-yöneticisi, genellikle stratejik planlamaya aşina olan yönetici ve kendisinin yapmayı planladığı bir görevle karşı karşıya kalan departman başkanı gibi kişileri içerir.
Bu kitap Sistematik Stratejik Planlama ve Stratejik Planlamada Vaka Çalışmaları adlı önceki kitaplarım için destekleyici bir materyaldir. Spesifik, anlaşılması basit ve kullanımı kolay olacak şekilde tasarlanmıştır.
Ömer Dinçer Günümüz işletmelerinin değişen çevre şartları karşısında ayakta kalabilmek için dengelerini sürekli değiştirmeleri ve yeni denge durumları için de hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Halbuki sanayi toplumu işletmelerinin belirli bir durumda denge kurmaları ve bunu muhafaza etmeleri yeterli olabiliyordu. Bu iki işletme türü arasındaki farklılık; iki tekerlekli ve tek tekerlekli bisikletlerde dengede durmaya çalışan akrobatların durumlarına benzetilebilir. Günümüz işletmeleri tek tekerlek üzerinde dengede durmaya çalışmaktadırlar. İşte stratejik yönetim, bu denge için yani sürekli yenilik yapmak ve rakiplerine karşı üstünlük kurmak için çabalayan işletmelere rehberlik eden bir kavramdır.
Stratejik yönetimi kendine konu edinen bu kitap ise üst kademe yöneticilerine, konuyla ilgilenen araştırmacılara ve öğrencilere yeni denge durumunu nasıl tanımlayacaklarını ve bunu nasıl daha sistematik hâle getireceklerini, uygulamada karşılaştıkları sorunlarını nasıl ve hangi yöntemlerle çözeceklerini öğretmeyi amaçlamaktadır.
Diğer yandan kitabın bu baskısında, strateji geliştirme sürecinin standart ve bir tek en iyi yolu olmadığını göstermek için stratejik yönetim düşüncesi ile ilgili tartışmalara da yer verilmiştir. 1960’lı yıllardan itibaren gelişen stratejik yönetim düşüncesini oluşturan düşünürler veya okullar, genel olarak tanıtılmaya çalışılmıştır. Mümkün olduğu kadar özet bir sunuluşla yer verilen düşünce ve görüşlerin, bu hâliyle bile önemli bir boşluğu dolduracağı kanaatini taşıyoruz. Nitekim işletmecilik dünyasındaki gelişmeler ve başarılar dikkatle incelenirse bu gelişme ve başarıların arka planlarında, yönetim düşünce ve teorilerinin gücü ile her zaman kendini geliştirme kapasitesi görülecektir. Bu açıdan söz konusu bölüm, bilinçli bir şekilde bu baskıya eklendi. Böylece konuyla ilgilenen araştırmacı ve bilim insanlarının dikkatini çekmiş ve stratejik yönetim kavramıyla ifade edecek olursak boş bir kovuk (niş) bulunduğunu hatırlatmış olmayı umuyoruz.
John A. Pearce II, Richard B. Robinson Jr. Stratejik yönetim alanında yapılan araştırmalar, kavramsal araç ve becerilere vurgu yapmaktadır. Pearce ve Robinson tarafından yazılan Stratejik Yönetim kitabı, akademisyen ve uygulamacılar tarafından stratejik yönetim alanında ortaya çıkan bütün önemli kavram ve araçlara açık bir şekilde yer vermektedir. Genişletilmiş ve geliştirilmiş 12. basımı ile stratejik yönetim alanında yararlanılabilecek en önemli kaynaklardan biri niteliğine kavuşmuş; yüksek bir akademik standart yakalanmıştır. Kitap, uzun bir zaman içerisinde lisans ve lisansüstü program yürütücü ve yararlanıcılarından gelen destek ve uyumlaştırma çalışmaları sonucu şekillenmiştir. Özellikle, okullardan sağlanan geri bildirimler sayesinde stratejik yönetim açısından pratik ve sistematik çözümler ortaya koymasıyla kullanışlı bir hâle kavuşmuştur. 12. basım, küçük ve büyük işletmeleri analiz eden 30 örnek olay içermektedir. Örnek olaylar arasında; yeni kurulan, sektör lideri, yerel pazarlara odaklanan ve küresel ölçekte faaliyet gösteren birçok işletme örneği bulunmaktadır. Bu işletmeler; hizmet, perakende, üretim, teknoloji gibi çok farklı sektörlerde faaliyet göstermektedir. Kitap, özellikle eğitmen ve öğrenciler tarafından kolay bir şekilde anlaşılabilecek ve yararlanılabilecek zengin bir içeriğe sahiptir.
Mehmet Naci Efe Girişimcilerin ve karar vericilerin günümüz pazar koşullarında karşılaşabilecekleri muhtemel güçlükler nelerdir ve bu zorluklara karşı hangi stratejiler izlenmelidir? VUCA dünyası nedir ve akademik dünyada yeterli çalışma var mıdır? Kitapta öncelikle VUCA dünyasında yol alan karar vericilerin önündeki sis perdesini aralamak ve iş karar vericilerin yoluna ışık tutmak istedik. Teknolojik gelişmeler, ekonomik istikrarsızlıklar, salgın hastalıklar derken iş dünyası sürekli yeni sınavlar vermeye çalışıyor. Organizasyonların başarıya ulaşabilmeleri için ezber bozan yönetim stratejileri geliştirmelerinin zorunlu hale geldiği de görülüyor. Tam da bu noktada dünya yazınındaki akademik çalışmaların taraması yapılarak; stratejik yönetim ve VUCA ilişkisine dair analiz yapılmış ve görülmüştür ki halen yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Bu kitap; iş dünyasına ve akademik dünyaya seslenmeyi hedefleyerek üretilmiştir. Gelişmelere ve değişime ayak uydurmak isteyen karar vericiler tarafından el kitabı olarak kullanılabileceği gibi, akademisyenler için de VUCA dünyasında yeni yönetim stratejileri sistemlerine yönelmeleri için yol haritası olacaktır.
Literatürde eskilerde kalan yönetim anlayışlarından, VUCA dünyasında merak uyandıracak yaklaşımlara doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Açık ve öz karşılaştırmalı bilimsel verilerin yer aldığı bu kitabı keyifle okuyacağınıza inanıyoruz.

Murat YALÇINTAŞ Küçük ve orta boy işletmelerde yönetim, özellikle de işletmede alınan temel kararları belirleyen stratejik yönetim, büyük önem taşımaktadır. İşletmenin verimli ve etkin olması, büyüyerek rekabetçiliğini sürdürmesi, ancak başarılı bir stratejik yönetim uygulamasıyla olabilir. Ne yazık ki Türkiye'de, özellikle küçük işletmelerde, stratejik yönetim uygulamalarına pek fazla rastlanmamaktadır.
Bu kitap, KOBİ'lerdeki stratejik yönetim uygulamalarını hem teorik hem de pratik boyutlarıyla irdelemektedir. Kitaptaki konuların açıklanması ve örneklerin verilmesinde, akademik bilgi ve deneyimin yanı sıra, özel sektör işletmelerindeki üst düzey yöneticilik, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşundaki başkanlık ve ekonomi tabanlı sivil toplum örgütlerindeki yönetim kurulu üyeliği tecrübelerinden faydalanılmıştır. Böylece okura, konunun teorisini kavrayabileceği, Türkiye'deki örnek uygulamalardan ilham alabileceği ve de kendi kurumundaki tatbikatında yol gösterebilecek bir bakış açısı sunulmaya çalışılmıştır.
Abdurrahman Baş Stratejik çeviklik gerektiren VUCA dünyasında, şirketlerimizin yüksek performansla çalışması bir tercih değil artık bir zorunluluktur. Bunun için şirketlerimizdeki stratejik planlama, yıllık bütçe ve performans değerlendirme sistemlerinin entegre edilip yüksek performans üretmesi sağlanmalıdır.
Bu kitapta sunulan Kurumsal Performans Sistemi, bu amaçla tasarlanmıştır. Sistem, stratejik yönetim teknikleri ve stratejik liderlik uygulamalarından güç alan yapısıyla rekabette yüksek performansı hedefleyen şirketler için uygulamaya yönelik bir rehber olarak hazırlanmıştır.
Sistemin işleyişi; yaratılan örnek şirketin stratejik planı, finansal tabloları, bütçesi ve performans formları üzerinden anlatılmıştır. Gerçek hayatta başarılı olmuş uygulamalardan gelen bu şablonlar kullanılarak stratejik hedeflerden bireysel performans formlarına kadar finansal sisteme entegre, uçtan uca bir kurumsal performans sistemi uygulaması hayata geçirilebilir.
Ayrıca, bu entegre veri altyapısını kullanan iş zekâsı uygulamaları yardımıyla oluşturulacak yönetim bilgi ekranları, veriye dayalı hızlı karar alma ve çevik liderlik ortamı yaratacaktır.
Mehmet Bağış, Mahmut Hızıroğlu Stratejik Yönetimin Kaynaklara Dayalı Yaklaşımı, epistemolojik ve ontolojik temelde statik ve dinamik kaynaklara dayalı yaklaşım şeklinde bir ayrıma gidiyor. Bu ayrım çerçevesinde kitap, yaklaşımın ekonomi, sosyoloji ve psikoloji disiplinlerindeki bilgi kaynaklarını ve temellerini sorgulamaya yönelik bir tartışma yürütüyor. Stratejik olgulara bakışınızı ve bu olguları kavrayışınızı değiştirecek olan bu kitap, buzdağının görünen yüzü altındaki görünmeyen kavramları ortaya çıkararak sizleri disiplinlerarası bir yolculuğa çıkarıyor.
Yazarlar kitapta, “Ekonomi, sosyoloji ve psikoloji disiplinleri, Kaynaklara Dayalı Yaklaşım’ın temellerine nasıl katkı yapmıştır?” sorusuna cevap arıyorlar. Ve bu arayış çerçevesinde Kaynaklara Dayalı Yaklaşım’ın sürdürülebilir rekabet avantajı olgusuna daha iyi açıklama getirebilmesi için gelecek araştırmalarla ilgili önerilerde bulunuyorlar.
Vildan Bayram Stratejik yönetimde, işletme ve yönetim fonksiyonları gerçekleştirilirken, bilgi sistemleri kullanılarak verilerin toplanması, işletmelere zaman ve maliyet avantajı sağlamaktadır. Gerçek ve doğru bilgiyle sağlıklı kararlar verilebilmekte, aksi takdirde verilen yanlış kararlar işletmelerin yaşamını riske atmaktadır. Kitapta; stratejik yönetimde işletme ve yönetim bilgi sistemlerinin rolü, önemi, uygulamaları ve sorunları çok yönlü biçimde ele alınmaya çalışılırken işletme fonksiyonlarında bilgi sistemlerinin kullanımı derinlemesine incelenmeye ve sunulmaya çalışılmıştır.
"Stratejik Yönetimde İşletme ve Yönetim Bilgi Sistemleri" başlıklı bu kapsamlı kitap; dijitalleşme, stratejik yönetim, bilgi sistemleri, üretim, insan kaynakları, muhasebe, pazarlama, gibi konularla karşılaşan öğrencilerin ve uzmanların konuyla ilgili güncel kavramları, bilgileri ve gelişmeleri daha iyi öğrenmelerini ve özümsemelerini sağlayacaktır. Ayrıca yapay zekâ, öğrenen/otonom robotlar, nesnelerin interneti (IoT), uygulamaları, bilgi sistemleri güvenliği ve bilişim etiği konularında önemli bir kaynak kitap niteliğindedir. Büyük bir titizlikle yazılan ve yayınlanan orijinal kitap; akademisyenler, araştırmacılar, yöneticiler, lisansüstü öğrenciler ve bahsi geçen konulara ilgi duyanlar için bilinç uyandırıcı özde çok faydalı bir yol haritası olacaktır.
Alptekin Develi, Altuğ Çağatay, Ersin Irk, Hakan Kaçak, Hülya Saotay, İsmail Alici, Liridon Kryeziu, Mahmut Akbolat, Mehmet Bağış, Mesut Ardıç, Osman Akarsu Volkan Karaca Temel amacı firmalar arasındaki farklılıkların nedenini ortaya koymak olan stratejik yönetim, 1960-1980 arasındaki planlama merkezli dönemin ardından özellikle 1980'li yıllardan sonra büyük bir hızla gelişen bir disiplindir. Günümüzde artan rekabet ve çevresel değişim hızının artması gibi nedenler stratejik yönetimin önemini arttırmaktadır. Stratejik yönetim ile ilgili Türkçe literatüre katkı sağlamak amacıyla yazılan bu kitap, dokuz bölümden oluşmaktadır. Kitapta hem ampirik hem teorik araştırmalar yer almaktadır. Stratejiye Dair Seçki Yazılar II kitabı, bir devam kitabı niteliğinde olup stratejik yönetim disiplinde araştırmalarını sürdüren araştırmacılar tarafından kaleme alınmıştır.
Allen Elkin Stresin hayatınızda negatif bir etkisi olmasından sıkıldınız mı?
Stres Yönetimi for Dummies, vücudunuz ve zihninize stresle düzgünce baş etmeyi öğretme üzerine size güvenilir, süre sınırlı rehberlik sunar. Sizi kırmızı çizgiye getiren aşk, iş, aile, mali durum veya kanıtlanmış başka bir şey olsa da bu güncellenmiş basım Stres Yönetimi for Dummies hayatınızdaki stres tetikleyicilerini belirlemenize ve onları yok etmenize yardımcı olacak.
• Stresli misiniz? Stresin ne olduğu ve sizi zihinsel, fiziksel ve duygusal olarak nasıl etkileyebileceğiyle ilgili bütün gerçekleri öğrenin.
• Kurtulun! Stresin fiziksel belirtilerine nasıl yaklaşacağınızı, zihninizi dinginleştireceğinizi ve strese yol açabilen günlük meselelerle baş edeceğinizi öğrenin.
• Stresten kurtulmanın sırları! Potansiyel olarak stresli durumlarda olduğunuzda düşünme biçiminizde değişiklikler yapmak gibi hayatınızdaki stres düzeyini azaltmada kullanabileceğiniz teknikleri keşfedin.
• Gerçek dünyada mücadele edin! Esneme hareketleri yapmak, bir hobiyle vakit geçirmek gibi daha az stresli bir hayat yaşamanıza yardım edecek evde ve işte edinebileceğiniz günlük alışkanlıklar edinin.
Kitabı açın ve
• Stresin nereden kaynaklandığını ve bununla nasıl başa çıkacağınızı anlamanıza yardımcı olacak çeşitli bireysel değerlendirmeleri,
• Kas geriliminden kurtulma ve zihninizi dinginleştirme tavsiyelerini,
• Zaman yönetimi, öfke, iş yeri stresi ve daha fazlasıyla baş etmek için tavsiyeleri,
• Doğru beslenmenin, egzersiz yapmanın ve uykunun önemini,
• Düşünmenin sizi nasıl strese soktuğunu,
• On büyük stres kaynağını inceleyin.
Meriç E. Bebitoğlu Bringing together sections from academic and professional business life in various dimensions, this book aims to contribute to today's digitalization and virtualization needs. While investigating what the concepts of change, digital transformation, and virtuality will add to our lives, the author predicts the features of the organizational structures and the direction of the management functions to evolve in the future. The book also reveals the functioning and rules of virtual management in the new normal, including communication on social media.
While the book contains unique case studies from daily business life for academics, it also leaves the doors of the academy ajar for professionals in business life. This interesting unification aims to be beneficial to the readers.
Wishing you success with Virtual Management…
Abdullah Korkmaz, Ahmet Akgün, Alper Özhan, Alperen Şahin, Arezoo Sadat Hedayati, Birivan Bayden, Burcu M. Çekmecelioğlu, Cem Hakan Öztunalı, Cemre Tamer, Ceyhan Bahadır Karataş, Enes Anık, Ertan Tamer, Ezel Cafrak, Fulden Djellal, Funda Ulusoy, Gamze Çakmakcı, Hakan Özsoy, Harun Kerçek, İlknur Benk, İrem Türkeri, Ömer Faruk Patan, Öykü Kılıç, Remzi Mehmet Dalgıç, Şevket Cenk Özengin, Zeynep Ok The very high initial costs in various areas put users at a loss in the long run when the system is not sustainable. In this respect, the importance of taking into account the maintenance costs is becoming an increasingly important issue in investments. Even if investments made without forward planning bring profits in the short term, the possible harms they can cause to the environment and people in the long run have only just begun to be discussed. The increase in awareness with globalization has also developed the sense of obligation to leave a better world to future generations. Sustainability, which is a very general concept, deals with different arguments in different fields. In the chapters of this book, the elements of sustainability are discussed in as many different areas as possible. It is aimed to shed light on the sustainability elements discussed for different occupational groups from social sciences to natural sciences.

Chapter Authors of the book:

Abdullah Korkmaz
Ahmet Akgün
Alper Özhan
Alperen Şahin
Arezoo Sadat Hedayati
Birivan Bayden
Burcu M. Çekmecelioğlu
Cem Hakan Öztunalı
Cemre Tamer
Ceyhan Bahadır Karataş
Enes Anık
Ertan Tamer
Ezel Cafrak
Fulden Djellal
Funda Ulusoy
Gamze Çakmakcı
Hakan Özsoy
Harun Kerçek
İlknur Benk
İrem Türkeri
Ömer Faruk Patan
Öykü Kılıç
Remzi Mehmet Dalgıç
Şevket Cenk Özengin
Zeynep Ok
Ahmet Can Şenlik, F. Burcu Demir, Habibe Güngör, Haydar Baki Dogan, Hülya Ateşoğlu, Kağan Cenk Mızrak, Kübra Nur Uzuntaş, Marymagdaline Enowmbi Tarkang, Serdar Kızılcan, Sinem Sönmez, Yasemin Durmaz, Yuliia Sapiga Dear Readers,
One of the most important ideas of the twenty-first century is sustainability at the human, social, and global levels. As a result, sustainability terminology has captured the attention of almost every industry and academic institution. The concept of sustainability and its applications are examined by valuable academicians from various fields in this book titled "Sustainability Management and Sustainable Business Models." The aviation industry is divided into four sections, each of which has significant direct and indirect effects on human and environmental health.
"Sustainability Management and Sustainable Business Models" is an essential resource for navigating the complexities of sustainability management, whether you're an aspiring student or a seasoned professional. We are confident that you will find this book both informative and interesting, and we welcome your feedback.
We hope you enjoy reading this book as much as we enjoyed writing it.
Ali Çımat, Adnan Erdal Sosyal sorumluluk kavramı, bireylerin ve kurumların topluma karşı olan sorumluluklarını ifade etmekle beraber toplumsal huzurun temini ve devamlılığı için bireysel ya da kurumsal olarak oluşturulması gereken sorumlulukların yerine getirilmesi olarak ifade edilebilir.
Sosyal sorumluluk tamamen gönüllülük esasına göre yürütülmekte ve bireyleri iyilik yapmaya, hayırseverliğe teşvik etmeye, belirli bir konu hakkında insanları duyarlı davranmaya davet etmeye yöneliktir. Sosyal sorumluluk faaliyetleri ile toplumda var olan ya da olabilecek muhtemel olumsuz durumların minimize edilmesi veya tamamen ortadan kaldırılması mümkündür.
Kurumsal sosyal sorumluluk (KSS), birçok biçimde ortaya çıkabilmekte ve küçük şirket bile yerel bir gıda bankasına düşük düzeyde bir bağış yaparak sosyal değişimi etkileyebilmektedir. Dünyada uygulamaları sıkça görülen en yaygın KSS örneklerinden bazıları şunlardır: karbon ayak izini azaltmak, iş gücü politikalarının iyileştirilmesi, adil ticarete katılmak, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, hayırsever küresel bağışlar, topluluk ve sanal gönüllülük, çevreye fayda sağlayan kurumsal politikalar, sosyal ve çevreye duyarlı yatırımlar.
Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının gelişimi, farklı ülke ve Türkiye uygulamalarını birçok örnekle ele alan bu çalışmanın, bireysel ve toplumsal sorunlarımızı azaltmayı, çözmeyi ve de bizleri daha medeni ve müreffeh bir toplum yapısına kavuşturmayı ilke edinmiş bütün ticari kurumlar ve ilgililer için yararlı ve teşvik edici olmasını dileriz.
Münevver Çetin - Semih Çayak Değişimlerin ve yeniliklerin çok hızlı bir şekilde yaşandığı günümüzde ekonomi, çevre, mimari ve ulaşım gibi çok farklı alanlarda sıklıkla kullanılmakta olan sürdürülebilirlik kavramı, liderlik alanında da giderek artan bir ilgi görmeye başlamıştır.
Liderliği farklı açılardan ele alarak inceleyen çok sayıda liderlik yaklaşımı bulunmaktadır. Ancak liderlik çok yönlü bir kavramdır ve örgütsel başarıyı sağlamak bu çok yönlü liderlik davranışlarını gerçekleştirmekle mümkündür. Bu bağlamda sürdürülebilir liderlik yaklaşımı daha önce ortaya atılan liderlik yaklaşımlarını reddetmediği gibi içerisinde bu yaklaşımlar ile ortak birçok ögeyi de barındırarak liderliği bütünsel bir yaklaşımla incelemektedir.
Sürdürülebilirlik, doğal kaynakları en etkili ve en verimli bir şekilde kullanmayı, geri dönüşümü sağlanan bu doğal kaynakları tekrar tekrar kullanabilmeyi, kısacası yenilenebilir bir anlayışı ifade etmektedir. Ayrıca kavram ile ifade edilmek istenen bir diğer anlam da uzun ömürlü olma, hemen sonu gelmemedir. Liderlik alanında ise sürdürülebilirlik, örgütsel değerleri daha ikna edici ve etkili bir şekilde sürdürme becerisidir. Dolayısıyla sürdürülebilir liderler, örgütlerini sürdürülebilir kılmak için ekonomik, sosyal, yönetsel ve kültürel açılardan sürdürülebilir olmak zorundadır. Aynı zamanda sürdürülebilir liderlik, örgütsel devamlılığın bir lidere bağlı olmadığı, liderliğin bir liderden diğerine geçtiği bir liderlik yaklaşımdır. Bu anlamda liderin kendi yerine gelecek kişileri yani ardıllarını yetiştirmesi ve böylece örgütsel devamlılığın sağlanması, sürdürülebilir liderlik yaklaşımının temel ilkelerindendir.
Kitapta, liderliğin gelişimi, liderlik teorileri, sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkışı ve farklı alanlarda sürdürülebilirliğin kullanımı açıklandıktan sonra sürdürülebilir liderlik konusu derinlemesine incelenmiştir.
Tarkan Tunç “Öncelikle, zarar vermeyeceksin!” -Primum non nocere- ilkesi yeşilin temel yaşam felsefesidir. Hiç kimse, yaşama zarar vermeyi kendinde bir hak olarak görmemelidir. Yeşil, insanlığın güvenli geleceğine ilişkin verilmiş kapsamlı ve tutarlı bir cevaptır. İşletmeler açısından, çevrenin ve sosyal yaşamın özenle korunarak sürdürülmesini ifade eder. Bunu sağlamak üzere kaynaklarını koruyarak kullanır, yenilenebilir enerjiden yararlanır, emisyonlarını azaltır ve atıklarını değerlendiren kapalı döngü üretim sistemi kurmaya çalışırlar. İşletmeler bu anlayışı benimsediklerinde geleceği ıskalama risklerini azaltırlar.
Yeşil, ekonomik yönden kazançlı sosyal ve çevresel değerler yaratabilmenin adıdır. Bugün insanlığın karşı karşıya bulunduğu en büyük sorunlar kaynakların hızla tüketilmesi ve çevrenin geri döndürülemez biçimde kirletilmesidir. Çerçevesini sürdürülebilirlik anlayışının belirlediği yeşil yaklaşımlar, insanlığı tehdit eden devasa problemlere karşı tutarlı ve uygulanabilir bir çerçeve sunmaktadır. Bugün yaşanan sorunlar dün yapılan yanlışların bedelidir. Gelecek nesiller bugün yapılan yanlışların bedelini ödemek durumunda bırakılmamalıdır.
Kitap, işletmelerin doğayla, insanla ve parayla olan ilişkileri temelinde çevreyi, toplumu ve ekonomiyi nasıl konumlandırdıkları ile ilgilidir. Temel işletme fonksiyonlarına odaklanarak çevreye zarar veren geleneksel yöntemlerin yerine kullanılabilecek çevre dostu çözümleri araştırmaktadır. Bu kapsamda farklı sektörlerden yeşil iş uygulamaları incelenmekte, yönetimlerin sürdürülebilirlik anlayışlarının sahaya yansımaları bu faaliyetler üzerinden tartışılmaktadır. Ayrıca, yaşamın hâlen karşı karşıya bulunduğu devasa küresel sorunlara dikkat çekilmekte, bunların bertarafında işletmelere düşen sorumluluklar vurgulanmakta, yeşil yolculuklarında işletmelere yardımcı olacak enstrümanlar tanıtılmaktadır.
Dr. Tarkan Tunç
Münevver Çetin, Mesut Demirbilek Sistem içerisindeki birey, doğa, örgüt ve toplum dinamiklerinin canlılıklarını koruyabilmeleri, öncelikle bu canlı sistemlerin değişimin doğasına uygun olarak yeterince beslenmelerine bağlıdır. Örgütler açısından bu dinamizmi koruyacak doygunluğun sağlanması, kurumsal açıdan yaratıcılık ve yenilik süreçlerinin ve unsurlarının desteklenmesi ve kolaylaştırılması ile gerçekleşmektedir. Bu bağlamda örgüt liderlerinin, değişime yönelen, yaratıcılık ve inovasyonu temele alan ve değer yaratma motivasyonuna sahip bir yapıda girişimcilik yeterliklerine ve üretken liderlik potansiyeline sahip olmaları önem arz etmektedir. Aynı zamanda rekabet ortamında örgütsel varlığın sürdürülmesi ve örgütün yaşam dinamiklerinin korunması için liderlerin; kurumsal, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlarıyla sürdürülebilir yönetimi benimseyen davranış tarzıyla hareket etmeleri gerekmektedir.
Bu çerçevede ortaya konulan bu kitap; girişimcilik, girişimcilik özellikleri, yeterlikleri, sürdürülebilirlik, sürdürülebilir yönetim, üretkenlik ve üretken liderlik konu alanlarına, içerik alt boyutlarına, detaylarına, yapılan araştırmalara, aralarındaki ilişkilere odaklanmaktadır.
Zihinlerde yeni ufuklar açması dileğiyle…
Belgin Bahar “…İşte şimdi bir beyaz sayfa var önümüzde. Hamuru etik olabilecek bu sayfada hangi iş modelleri gelecek için bizi umutlandıracak? Akademik çalışmalarını yakından takip ettiğim ve özellikle Bordeaux Üniversitesindeki doktora çalışmaları kapsamındaki araştırmaları ve makaleleri ile bu sorunun cevabına yoğunlaşmış olan Dr. Belgin Bahar, sürdürülebilirlik anlayışının içinden etik iş modellerine geçişin nasıl olabileceğine dair somut örneklere bu kitabında yer veriyor.
Sadece iş dünyasının değil, konuyla ilgili akademik çevrelerin ve özellikle çevre, insan hakları alanındaki yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşlarının sayfalarını özenle çevireceğini düşündüğüm bu kitap için Dr. Belgin Bahar'a ne kadar teşekkür etsek az.”
Salim Kadıbeşegil (Sunuş yazısından)


21. yüzyılın rekabetçi dünyasında etik, işletmeler için bir seçenek ya da yasal bir zorunluluk olmanın ötesinde kurumsal bir öncelik hâline gelmelidir. Günümüzde çevreye olan olumsuz etkilerini göz ardı eden geleneksel iş modellerinin bırakılması gerektiği açıktır. Bu nedenle şirketlerin yönetim anlayışında köklü bir dönüşüm gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu dönüşüm kâr maksimizasyonuyla beraber doğaya zarar minimizasyonunu içeren bir yapıda olmalıdır. Peki bu dönüşüm sürecinde şirket yöneticilerine ne gibi sorumluluklar düşüyor? Her geçen gün önem kazanan yenilikçi iş modelleri neler? Mevcut iş modellerine sürdürülebilirlik nasıl entegre olabilir? Elinizdeki bu kitapta bu sorulara yanıtlar sunmak amacıyla şirketlerde yeni bir paradigma olarak yerleşmeye başlayan etik ve sürdürülebilirlik odaklı yönetim uygulamaları ve yeni nesil iş modelleri ele alınmıştır. Ayrıca çeşitli markalardan güncel uygulama örneklerine yer verilmiştir.
Banu Sarıbay, Burcu Türkcan, Ebru Caymaz, Emre Bilgiç, Engin Deniz Eriş, Eylül Ece Demir, F. Volkan Akyön, Fahri Erenel, Gözde Kandemir- Çomoğlu, Halil Çakır - Pelin Volkan, Hilal Yüksel Maamer, Mazlum Cengiz, Gazal Cengiz, Mehmet Şentürk, Meltem Kutlu Gürsel, Onur Akkaya, Özlen Onurlu, Samet Yavuz, Selvi Nazlı Güvenç, Tülin Tunç Sürdürülebilirlik ve Toplumsal Dönüşüm adlı bu önemli kitap, çağımızın belirleyici konularından "sürdürülebilirlik" kavramını, birçok farklı açıdan ele alarak inceliyor. Türkiye özelinde özgün konuların yanı sıra global meselelere de değinen kitap; ekonomi, çevre, tarım, finans ve daha birçok alanda geniş bir bakış açısı sunuyor. Döngüsel ekonomi ve atık yönetiminden afetlerde kaos yönetimine, finansal manipülasyondan dijital teknolojilere, hukuki sorumluluklardan iklim değişikliği ve pandeminin etkilerine kadar birçok konuyu kapsayan bu kitap, okuyucularına sürdürülebilirlik konusunda kapsamlı bir anlayış kazandırmayı hedefliyor.
Diler Aslan “Hızlı değişime nasıl ayak uydurabilirim? Dijital dönüşümde nasıl başarılı olabilirim?” soruları gündemde. Bu soruların yanıtları bu kitapta derlenmiştir. “Süreç Temelli Yönetim” ile işinizi en ince ayrıntısına kadar takip edebilir, çeviklik kazanır ve proaktif olabilirsiniz. Ayrıca değişime sistemli bir şekilde ayak uydurabilir, rakiplerle yarışabilir konuma gelip aynı zamanda dijitalleşme için şart olan alt yapınızı da kurabilirsiniz.
Kitapta, yazarın deneyimleri ve dünyadaki güncel uygulamalar bir araya getirilerek; iş süreci yönetim sisteminizi kurma yolları, uygulamalı olarak açıklanmaktadır. İlk bölüm, süreç yönetimiyle ilgili temel bilgileri içermektedir. Bu bölümdeki bilgiler sayesinde, kuruluş takımların etkili ve verimli çalışması için bilgi temelli alt yapı kurulabilir. Kitap iş süreci yönetim sistemi yanında; kalite, risk, sürekli iyileştirmeye dayalı değişim ve proje yönetimi sistemlerinin süreç yaklaşımıyla kurulmasınıda açıklamaktadır. Hedeflenen sistem, ilgili bölümünde adım adım izlenerek kurulabilirken ardındaki bölüm ise o sistemle ilgili bilgileri içermektedir.
Yöneticiler; süreç otomasyonunda nasıl yol alabilirim? Dijital dönüşüme hazır mıyım? Konu alanı uzmanlarına nasıl karar vermeliyim? Hangi eğitimlere ağırlık vermeliyim? Kuruluşumun olgunluk düzeyini nasıl belirlemeliyim? Stratejik hedeflerimle süreç hedeflerimi nasıl ilişkilendirmeliyim? gibi sorulara yanıt bulabileceklerdir. Çalışanlar ise takımlarında başarılı olabilmek için bilgileri kazanırken, üniversite ögrencileride iş hayatlarında gerekli olan bilgileri kazanabileceklerdir.
Tüm iş sektörleri için geçerli olan “Süreç Temelli Yönetim” kitabı ile her kuruluşun ve gencin geleceğini yakalamasında yardımcı olması hedeflenmiştir.
Gonca Reyhan Akkartal Global ekonomilerde firmalar yeni gelişen rekabet koşulları altında hizmet ve pazarlama dışında artık tedarik zincirleriyle rekabet eden bir yapıya dönüştürülmüştür.
Bu kitapta Türkiye'de faaliyet gösteren firmaların tedarik zincirinde risk yönetimi olgunluk düzeyini belirlemek amaçlanmıştır. Belirlenen düzeyler doğrultusunda Türkiye ekonomisinde faaliyet gösteren, tedarik zincirinde risk yönetimi yapan şirketlerin; yetkinlik ve olgunluk düzeylerinin açığa çıkarılması ve böylelikle daha yukarı düzeylere ulaşmalarının sağlanması için önerilerde bulunulmasıdır.
Elde edilen bulgular sonucunda organizasyon yetkililerine firmalarının tedarik zinciri risk yönetiminde uyguladıkları mevcut durumun olgunluk modelindeki düzeyinden söz edilerek bundan sonraki düzeye ilerleyebilmeleri için eksiklikleri nasıl giderecekleri konusunda fikir sahibi olmaları amaçlanmıştır.
Tamer Keçecioğlu
Selahaddin Şamil Fidan Takım öğrenmesi; takım üyelerinin kolektif olarak geri bildirim aramasını, denemesini, beklenmeyen sonuçları yansıtmasını ve hataları tartışmasını ifade eder. Takım öğrenmesini geliştirmeyi amaçlayan örgütlerin takım öğrenmesinin öncüllerini bilmesi gereklidir. Proje yönetimi literatüründe, takım üyelerinin ahlaki doğası, felsefi erdem etiği perspektifi bağlamında yeterli düzeyde çalışılmamıştır. Eser kapsamında Aristoteles'in temelini attığı ve Alasdair MacIntyre'nin günümüzde yeniden canlandırdığı felsefi erdem etiği perspektifinden, takım erdeminin kavramsallaştırılması sürecinde yararlanılmıştır. Takım erdemi, takım öğrenmesinin öncülü olarak çalışma kapsamında ele alınmıştır. Proje takımı literatüründe, proje takımlarının bilişsel ve duygusal yönleri önemli düzeyde dikkate alınırken takımların spiritüel doğası yeterli düzeyde çalışılmamıştır. Bu eksikliği tamamlamak amacıyla çalışma kapsamında birey düzeyindeki iş yeri spiritüalitesi takım düzeyinde ele alınmıştır. Ayrıca gerek birey düzeyindeki spiritüalitenin gerek takım düzeyinde spiritüalitenin nasıl geliştirileceği konusunda örgütsel karar vericiler yeterli bilgiye sahip değildir. Bu bağlamda, takım erdemi, takım spiritüalitesinin bir öncülü olarak çalışma kapsamına dâhil edilmiştir. Örgütsel davranış araştırmalarında, takım spiritüalitesinin bir süreç değişkeni olarak ele alınmasına yönelik gelecek araştırma önerileri dikkate alınarak takım erdemi ve takım öğrenmesi arasındaki ilişkide takım spiritüalitesi aracı değişken olarak ele alınmıştır. Böylece eser kapsamında, yazılım geliştirme takımlarında, takım erdemi ve takım öğrenmesi arasındaki ilişkide takım spiritüalitesinin aracı değişken rolü aydınlatılmıştır. Çalışma kapsamında, yöneticilere ve gelecek araştırmacılara anlamlı öneriler bulunmaktadır.
İrfan Çağlar Son yıllarda yönetim literatüründe; felsefe, medeniyet ve kültür temelli çalışmaların sayısında bir artış gözleniyor. Bunun çeşitli sebepleri var. Küreselleşmenin temelini oluşturduğu bu gelişmelerin en önemli nedeni, küresel kaygıların tetiklediği öze dönüş ya da toplumların kendisini tanımlama ihtiyacıdır. Küresel şablona uygun çalışmalarla bazı gelişmeleri anlamak veya bazı sorunları çözmek artık mümkün görünmüyor.
Pür manada küresel orijinli yaklaşımlarla insanların beklentilerini anlamak ve onların ruh dünyalarına girmek zor. Çünkü dünya sadece küresel aktörlerin temsil edildiği coğrafyadan ibaret değil. Öte yandan dünyamızda var olan, hayatımızı ve ilişkiler sistemimizi derinden etkileyen ve bizi diğerlerine karşı farklı kılan bazı olgular söz konusu. Bunlar; felsefe, kültür ve medeniyet algısı olarak ifade edilebilir. Bu olguların bilinmesi, yönetsel fonksiyonların icrasını kolaylaştırdığı için önemlidir.
Söz konusu bu olguları bilmek ya da anlamak bize dünyanın otantik ve orijinal yaşantısına ait derin kotları kavrama yeteneğini de kazandıracaktır. Bahse konu bu yetenek, sinerjisinden yararlanılamayan saklı dünyanın keşfine ve yönetsel hedeflerin etkin bir şekilde icra edilmesine yardımcı olabilir. Böylece küresel yönelimli şablonlarla ulaşılamayan merkez dışı kültürlere ve hassasiyet alanlarına, özgün çalışmalarla daha kolay ulaşılabilir diye düşünüyorum. Aynı zamanda bu ulaşım imkânı bize, bizim dışımızdakilerle karşılıklı veya ortak bir dil üretme şansını da sağlayabilir.
Erdal Nebol Gereksinimimiz olan bütün mal ve hizmetlerin, gereksinimimiz olduğu anda yakınımızda hazır olmasını sağlayan işlemlerin tümü, Tedarik Zincirinin özünü oluşturur. Tedarik Zinciri, müşterileri, perakendeci ve toptancıları, üreticileri ve onların tedarikçilerini birbirine bağlayan bir ilişkiler ağı ve kişilerle kuruluşlar arasındaki düzenli, mal, para ve bilgi akışıdır.
Müşteriler; kendilerine daha uygun, daha iyi ve daha düşük maliyetli ürünler istemektedir. Mal ve hizmet sunucuları arasındaki rekabet de global boyutlara ulaşmıştır. Artık rekabette başarılı olabilmek için tedarik zinciri içinde yer alan kuruluşların koordineli ve etkin bir iş birliği kurmaları ve yürütmeleri bir zorunluluk hâline gelmiştir.
Bu kitap; ham maddeden son kullanıcıya uzanan tedarik zinciri içindeki işlemler ile bu işlemleri yerine getiren kuruluşların rollerini, çeşitli iş modelleri çerçevesinde incelemektedir. Ardından yerel ve küresel ölçekte tedarik zinciri üyeleri arasında entegrasyon kurulması üzerinde durmaktadır.
Ahmet Yatkın, Ayşin Konak, Benan Kurt Yılmaz, Bora Yenihan, Büşra Gül, Cem Ayden, Doğa Başar Sarıipek, Ebru Tolay, Edagül Çoban, Emine Elif Ayhan, Enes Kaya, Eray Ekin Sezgin, Erdoğan Kaygın, Erkan Turan Demirel, Esra Çiğdem Cezlan, Esra Tani-Yıldız, Ethem Topçuoğlu, Fatma Gökçen Atuk, Firdevs Koç Baykara, Gökçe Cerev, Gözde Yeşilaydın, Gülay Ekren, Gülfem Kurt, Gürhan Yıldız, Hasan Uzun, İsmail Kavaz, Metin Gelmez, Nurettin Gürcan, Özgür Kılınç, Seda İşgüzar, Sibel Tokatlıoğlu, Tuba Akpınar, Utku Demirci, Üftade Muşkara, Yasemin Hancıoğlu Başköy, Yeter Demir Uslu, Yunus Zengin, Zahide Peker, Zübeyde Demircioğlu Teknolojik Determinizm: Geleceğe Bakış ve Çok Boyutlu Analiz adlı bu eser, teknolojinin toplumu nasıl şekillendirdiğine ve toplumun teknolojiyi nasıl yönlendirdiğine ilişkin bazı tartışma konularını içeriyor. Teknolojik determinizm kavramı, teknolojinin toplum üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olduğunu iddia eder. Kitap, bu ilişkiyi çok boyutlu bir perspektifle ele alarak farklı alanlardaki etkileşimleri inceliyor.
Teknolojik Determinizm: Geleceğe Bakış ve Çok Boyutlu Analiz, teknolojinin sadece bir araç olmadığını aynı zamanda insanlığın geleceğini şekillendiren önemli bir güç olduğunu vurguluyor. Kitap, bu gücün nasıl yönlendirilebileceği konusunda sorular sorarken okuyucuları farklı düşünme ve analiz becerileri kazanmaya teşvik ediyor. Teknoloji ve toplum arasındaki etkileşim konusuna ilgi duyan herkes için bu kitap, geniş kapsamlı bir rehber oluşturma amacını taşıyor. Yazarlar, teknolojik determinizmin karmaşık doğasına odaklanarak okuyuculara teknolojiyle ilgili farklı bir bakış açısı sunmaya çalışıyor.
Sinem Yeygel Çakır Günümüzün imajlarla çevrili dünyasında bireyler sadece kişilerarası iletişim bağlamında ilişki ağlarını kurmakla kalmamakta, markalar da bireyler için kendi kişiliklerini tanımladıkları ve iletişim kurdukları yapıları oluşturmaktadır. Pazarlama iletişimi stratejileri ile markalara kazandırılan kimlikler, onları soyut ve somut değerler açısından tanımlanabilen yapılara kavuşturmakta, bu durum da birer tüketici olan bireyler için iletişim kurulabilecek yeni tarafların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bilgi iletişim teknolojileri; özellikle markaya rekabet üstünlüğü sağlamak, çok işlevli yapıları ile işletmeler için pazarlama ve pazarlama iletişiminin birçok alanı ile ilgili çok yönlü aktiviteleri gerçekleştirebilmek fırsatını sunmak, yeni nesil teknoloji ile uyum içindeki hedef kitleleri yakalamak ve onları teknolojinin etkileşimli yapısı ile pazarlama iletişiminin sadece hedefi değil süreçte mesajı oluşturan kaynak haline de getirerek hem üreten hem tüketen konumunu kazandırmak (sosyal medya uygulamaları ve kullanıcı merkezli reklam içerikleri vb.) ve pazarlama iletişiminde mesajın gücünü artıracak farklı medya kullanımlarına imkan vermek gibi birçok avantajı markalara sunmaktadır. Dile getirilen bu temel kapsam bağlamında oluşturulan kitap çalışması, pazarlama iletişimi sürecine bilgi iletişim teknolojilerinin meydana getirdiği yeni boyutları ortaya koymayı amaçlayan sekiz bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler; e-pazarlama karması ve e-pazarlamanın stratejik boyutu, bilgi çağında yenilik ve teknolojinin bu yeniliklere etkisi, sosyal medya ve bir sosyal medya unsuru olarak blogların pazarlama iletişimi ve halkla ilişkiler sürecine etkileri ile kurumun tanıtım elçileri olarak da görülen çalışanların blogları kullanma nedenleri, internette kullanıcıların ürettiği reklam içerikleri ile teknolojinin internet reklamcılığına etkisi ve teknolojinin katkısı ile ortaya çıkan üç boyutlu sıra dışı reklamlar (ambient medya) konularından oluşmaktadır.
Salih Güney Temel ve Genel İşletme kitabı, günümüzün işletme ve yönetim anlayışına uygun olarak yazılmıştır. İşletmenin kuruluşu, sorumluluğu, devamlılığı ve değerlendirme kriterleri kitabın temel noktalarıdır. Kitabın konuları, sistematik bir yazım tekniği izlenerek açıklanmıştır. Temel ve Genel İşletme kitabının üç temel amacı vardır. Birinci amaç, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin öğrenci ve hocalarına sistematik bilgi sunmak; ikinci amaç, işletme açmak ve idare etmek isteyenlere temel bilgiler vermek; üçüncü amaç ise işletme alanında akademik çalışma yapmak isteyenlere düzenli bilgiler sunmaktır.
Nihat Erdoğmuş Kişiler açısından kariyer; değerler, ilgiler, kişilik ve yetkinlikler ile içinde bulunduğu zamanı ve gelecek yılları dikkate alarak yeniden anlamlandırma gereken bir olgudur. Kariyer kavramını belli bir zaman diliminde bir kere seçim yapılan bir olgu yerine hayat boyu devam eden bir süreç olarak ele almak gerekmektedir. Bu süreç değişik evrelerden oluşan, her evresinde kişiyi yönlendiren farklı güdülerin olduğu ve zaman içinde değişim geçiren bir niteliğe sahiptir. Kariyer birbiriyle etkileşim halinde ve dengeli götürülmesi gereken dışsal ve içsel unsurları içerir. Kariyerin ekonomik ve sosyal getirisi dışsal (objektif), kariyerinde bulunduğu yerden memnuniyet ve iç huzur ise içsel (sübjektif) yönünü gösterir. Bu unsurların ağırlığı kişilere göre belli ölçüde değişmekle beraber bu ikisinin dengeli yürütülmesi hem kişisel üretkenliğin devamını hem de kişisel tatmini getirecektir. Kariyer kişiler için hayattaki diğer rolleri ve sorumlulukları bakımından da doğru konumlandırılması ve dengeli yürütülmesi gereken bir olgudur. Kariyer kişilerin daha fazla sorumluluk aldığı ve buna göre tercihlerde bulunduğu, aynı zamanda toplumsal yapı ve kuramların ise destekleyici ve kolaylaştırıcı olduğu bir ortamda daha sağlıklı geliştiği görülmektedir.
Ali Halıcı, Ali Tayyar Eray, Begüm Şahin, Mustafa Kemal Topçu, Ömer Erkan Erdeve, Rıza Bayrak, Salim Çalışkan, Ümit Ercan, Ünsal Sığrı Girişimcilik, tarihsel süreç içerisinde üretim kaynaklarından biri olarak tanımlanmış ve daha çok istihdam kavramıyla bütünleştirilmiştir. Entelektüel sermayenin kolektif kullanımını organize eden, yöneten, dönüştüren ve geleceğini tasarlayan, üretim sürecini baştan sona yöneten bu değerli kaynağın eğitimi şüphesiz çok önemlidir. Bilgi Devrimi sonrasında Endüstri 4.0 ile önceden tek yeteneğe odaklı olarak yapılan “Girişimcilik Eğitimi” yerini birden fazla sosyal ve teknik yeterliliği öne çıkaran disiplinlerarası anlayışla hazırlanan bir eğitim modeline bırakmak durumunda kalmıştır.
Bu eser, işletme, ekonomi, hukuk ve eğitim bilimleri yönüyle alanda öncül nitelik taşıyan bir kimliğe sahip, disiplinlerarası yaklaşımla yazılmış bir eserdir.
Uluslararası ortamlarda uygulanan iki farklı “Girişimcilik Eğitimi” kitaba dâhil edilmiş ve kitap saha uygulamaları temelinde kaleme alınmıştır.
Bölüm yazarları, kitabın esasını oluşturan uluslararası projelerde de aktif eğitici, planlayıcı ve uygulayıcı olarak yer almışlardır.
Kitabın; akademik altyapının saha çalışmaları ile örtüştürüldüğü, farklı bilim alanlarından ve iş dünyasından gelen bölüm yazarlarının oluşturdukları sinerji ile ortaya çıkarılan, kendine özgü bir çalışma olarak yazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Prof. Dr. Ali Halıcı - Prof. Dr. Ünsal Sığrı
Eylem Bayrakçı, Murat Kayalar Bu kitapta; bir organizasyonda gerçekleşen etik dışı, kanun dışı ve/veya gayrimeşru eylem ve uygulamaların, bu uygulamaları düzeltme veya önleme gücü ve yetkisine sahip, organizasyon içindeki veya dışındaki kişi veya kurumlara bildirilmesini ifade eden ifşa (whistleblowing) davranışı üç ayrı alanda görev yapan katılımcıların bakış açılarıyla değerlendirilmiştir.
Kitabın ilk bölümünde, ifşa davranışının kavramsal incelemesi yapılmış ve ifşa ile ilgili mümkün olabildiğince detaylı ve geniş bilgi verilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde; araştırma alanları olan sağlık çalışanları, akademisyenler ve banka çalışanlarının ifşa davranışlarına ve bu alanlarda ifşa ile ilgili daha önce yapılan çalışmalara ve araştırma sonuçlarına yer verilmiştir. Kitabın araştırma bölümünde; çalışma grubunu oluşturan sağlık çalışanları, akademisyenler ve banka çalışanlarının ifşa davranışı ile ilgili görüşlerine ve bu görüşlerden elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Katılımcıların bakış açılarıyla ifşa davranışı derinlemesine ve bütüncül bakış açısıyla değerlendirilmeye çalışılmış ve bulgular literatür bağlamında kategoriler hâlinde sunulmuştur. Ayrıca, elde edilen bulgulardan yola çıkılarak ifşa süreci ifade edilmiş ve uygulayıcılara ve araştırmacılara katkı sağlayabilme düşüncesiyle öneri ve görüşlere yer verilmiştir.