Yönetim Bilimleri \ 8-12
Azize Ergeneli Örgütsel davranış, örgütlerin etkili bir biçimde yönetilebilmesi için örgütte görev alan kişilerin gerek birey olarak gerekse grup üyesi olarak davranışlarını anlamaktır. Davranışları ve sebeplerini anlamak, yöneticilere bireylerin gelecekteki davranışlarını tahmin etmek, onları örgütün hedefleri doğrultusunda yönlendirebilmek ve kontrol edebilmek imkânını vermesi sebebiyle önemlidir. Bu kitap, yönetici adayı olan kişiler için hem teorik bilgi sunmak hem de pratikte yapılabileceklere ilişkin yol göstermek üzere yazılmış ancak tamamen tükenmiş olan Örgüt ve İnsan isimli kitabın geliştirilmesi ile hazırlanmıştır.
Bu amaçla, kitap iki kısımdan oluşmaktadır: Örgüt ve birey. Örgüt kısmında örgüt tanımı yapılarak bir sosyo-teknik sistem olarak örgütün tanımlanmasını gerektiren çalışmalara yer verilmiş, örgüt, çevre ve teknoloji ile örgüt yapısı arasındaki etkileşimden ve bunun çalışan bireylerle ilişkilerinden söz edilmiştir.
Birey kısmında ise öncelikle, örgütte çalışan biri olarak kişiyi özel yapan bireysel farklılıklar ele alınmıştır. Bireyin kişilik özelliklerinin oluşumu ve bunu etkileyen unsurlar, kişiliği üzerinde önemli bir etkisi olan öğrenme süreci, öğrendiklerinin tutumları üzerindeki etkisi ve bunların algılamasını nasıl şekillendirdiği, nihayetinde davranışlarına nelerin sebep olduğu açıklanmaya çalışılmıştır.
Birey bir grup üyesi olarak tek başına olduğundan daha farklı davranabilmektedir. Örgütlerde çalışanlar en az bir iş grubu içinde yer almak zorunda olduklarından, bireyin grup içindeki davranışları anlatılmaya çalışılmış böylece yönetici olacak kişilere grup üyesi olarak bireyleri nasıl yönetmeleri gerektiğine ilişkin teorik ve pratik bilgiler verilmiştir. Bu kısımda yönetici adaylarına sağlıklı bir iletişim kurmak, çalışanları doğru biçimde motive edebilmek, onlara etkili bir biçimde liderlik etmek, yaşadıkları çatışmaların ve stresin nedenlerini anlatmak ve bununla nasıl baş edebileceklerine ilişkin bilgiler aktarılmaya çalışılmıştır.
Nihat Aytürk Bu kitabın amacı, işletmelerde ve kamu kurumlarında görev alacak olan yükseköğrenim öğrencilerini yönetim pozisyonlarına en iyi şekilde hazırlamak; bu örgütlerde çalışan yöneticilerin ve yönetici adaylarının bilgi ve becerilerini geliştirerek başarılı olmalarını sağlamaktır.
Kitapta yer alan aşağıdaki konular yönetim bilimi ve kamu yönetimi uzmanı olan yazarın, Türkiye'de ve Fransa'da 15 yıllık yöneticilik ve yönetim danışmanlığı görevleri; akademik kurumlarda yönetim alanında 20 yıllık öğretim görevliliği bilgi ve birikimi sonucunda, üniversitelerde okutulan Örgütsel Davranış ders programına uygun biçimde, bilimsel kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış, uygulamaya yönelik örnekler ve örnek olaylarla açıklanmıştır.
• Örgütsel Davranışa Giriş
• Örgütlerde Birey ve Grup Davranışları
• Örgütsel Davranışta İnsan İlişkileri ve Davranış Biçimleri
• Örgütsel Yönetim ve Liderlik
• Örgütsel Protokol ve İtibar Yönetimi
• Örgütsel Güç Yönetimi ve Politika
• Örgütsel Ekip Çalışması ve Ekip Yönetimi
• Örgütsel Sorun Çözme ve Karar Verme
• Örgütsel Zaman Yönetimi
• Örgütsel Kültür ve Örgüt İklimi
• Örgütsel Etik
• Örgütsel Motivasyon
• Örgütsel İletişim
• Örgütsel Çatışma
• Örgütsel Değişme ve Örgüt Geliştirme
• Örgütsel Mobing (Psikolojik Taciz)
• Örgütsel Stres ve Stres Yönetimi
• Örgütsel Davranışta Çağdaş Yaklaşımlar
• Örgütlerde İş Başvurusu ve Başarılı İş Görüşmesi
Stephan Robbins, Timothy A. Judge Çalışma ve iş yaşamıyla ilgili olan, bu konularda bilgisini artırmak, konulara bakış açısını genişletmek ve uygulamalarını analiz edip geliştirmek isteyen herkesin yararlanabileceği bu kitap, dört ana başlık altında toplanmıştır. Giriş başlıklı birinci bölümde, "örgütsel davranış" kavramı genel hatlarıyla ele alınmış; ilgili olduğu diğer alanlar ile ilişkisi irdelenirken, aynı zamanda kavramıı bekleyen zorluklar ve fırsatlara yer verilmiştir. İkinci bölüm, birey konusuna odaklanmıştır. Davranışın oluşmasında etkili olan algılar, duygular, tutumlar, kişilik ve değerler ile öğrenme ve motivasyon gibi bireysel süreçler ele alınarak konular derinlemesine incelenmiştir. Üçüncü bölüm ise grubun birey davranışına olan etkisi ve grup davranışlarına ayrılmıştır. İletişim, liderlik, çatışma ile güç ve politikalar bu bölümde incelenmiştir. Dördüncü ve son bölüm olan örgüt sistemi bölümünde ise örgüt yapısının temelleri, örgüt kültürü, insan kaynakları politikaları ve uygulamaları ile örgütsel değişim ve stres konuları işlenmiştir.
Kapsamlı örnek olaylarla zenginleştirilen kitap, her bölümde yer alan uygulama soruları, konuyla ilgili güncel yazılar, uygulamalar ve örnek olaylar ile farklı görüşlere yer veren kıyaslama yazılarını içermektedir.
Uluslararası uygulamaların da yer aldığı bu kapsamlı kitap, hem öğrencilere hem de konuyla ilgili herkese yararlı bir kaynak olacaktır.
Aybige Özer Koçak, Aytaç Toptaş, Çağdaş Akif Kahraman, Duygu Acar Erdur, Ethem Topçuoğlu, Funda Tokucu, Gaye Berna Agun Poyrazoğlu, Mustafa Sundu, Okan Yaşar, Reyhan Başaran, Seval Aksoy Kürü, Tuğrul Oğuzhan, Turhan Moç, Ufuk Başar, Yahya Katı Örgütsel davranış bilimi, gerçekleştirdiği araştırma ve çalışmalarla örgüt içerisindeki insan davranışlarını anlayıp bu konuda geleceğe yönelik öngörülerde bulunarak örgüt başarısını artırmayı hedefleyen bir disiplin olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda ülkemizde örgütsel davranış alanında yapılan görgül çalışmalar artmış olsa da insan davranışlarının belirleyicileri ve sonuçları arasındaki ilişkileri açıklayan kuramlardan yeteri kadar faydalanılmadığı dolayısıyla araştırmacıların hipotezlerinin yeteri kadar kuramsal olarak desteklenmediği görülmektedir. Dolayısıyla bu kitabın temel amacı, güncel örgütsel davranış kuramlarını bir arada açıklayarak özellikle lisansüstü seviyede yapılacak çalışmalarda, değişkenler arasındaki ilişkileri açıklamada kuramsal dayanaklara yardımcı olmaktır. Kitap, on beş bölümden oluşmakta ve güncel örgütsel davranış kuramlarını açıklamaktadır.
Yılmaz Akgündüz “Uygulamaya elvermeyen teori anlamsız, teoriye dayanmayan uygulama ise kısırdır.”
Leonardo da Vinci

Alan araştırmalarında, özellikle varsayımlar ve modeller açıklanırken teorik gerekçelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle alanda yararlanılan teorileri bilmek, araştırmalarda doğru kullanabilmek bilim insanlarının varsayımlarını güçlendirmekte ayrıca araştırmaların yayınlanma olasılığını da arttırmaktadır.
Çalışanların örgütler için önemi arttıkça, örgütsel davranış alanında hazırlanan tez, makale, tebliğ ve kitap sayısı da artmaktadır. Bu araştırmalarda çalışanların tutum ve davranışları farklı teorilerden yararlanılarak açıklanmaktadır. Bu kitapta, Social Sciences Citation Index'de (SSCI) taranan dergiler esas alınarak örgütsel davranış alanındaki makalelerde yer alan teoriler bir arada sunulmaktadır.
Ahmet Bayraç, Ahmet Tuncay Erdem, Ayhan Dağdeviren, Banu Özbucak Albar, Bengü Hırlak, Cem Şen, Ceren Ekinci Tahsildaroğlu, Emirhan Yetiş, Fadime Dilber, Gamze Ebru Çiftçi, Gökhan Ofluoğlu, Göknur Ersarı, Güler Ertaş, Hüseyin Özdemir, İlknur Çevik Tekin, İnci Fatma Doğan, Mikâil Kara, Muhammet Ali Çelebi, Murat Ak, Murat Bay, Oğuzhan Aytar, Olcay Okun, Oya Korkmaz, Pınar Erdoğan, Polathan Küsbeci, Sibel Aydemir, Suzan Urgan, Sümeyra Ceyhan, Zümrüt Hatice Şekkeli En temel örgütsel davranış konularının ele alındığı bu çalışma, ele aldığı her bir konuyu akademik bir bakış açısıyla geniş ve zengin bir içerikte okuyucularına sunmaktadır. Böylelikle her bir konunun kavramsal çerçevesi kapsamında; konunun tanımı, özellikleri, ortaya çıkması, boyut ve fonksiyonları, literatürdeki yeri, kuramsal metodolojisi, gerek akademisyenlerimiz gerekse diğer araştırmacılar için kümülatif, efektif ve işlevsel bir yaklaşım eşliğinde takdim edilmektedir. Bunun yanı sıra konuya ilgi duyup araştırma yapma niyetinde olacak akademisyen ve araştırmacılara her bir konu için alternatifli sunduğu açıklamalı ölçekler vasıtasıyla hemen araştırmalarına başlayabilme fırsatı da sunmuş olmaktadır. Bu bağlamda kitap; benzerlerinden oldukça farklı, özgün, gerek teorik gerekse uygulamaya dönük pek çok alanda referans ve sembol kaynaklardan biri olma potansiyelini taşımaktadır.

Ahmet Burhan Cakıcı, Daimi Kocak, Edib Ali Pehlivanlı, Elif Alar Erkal, Fatma Merve Kuşoğlu, Gokhan Kerse, Mesut Soyalın, Muhammet Ali Celebi, Mustafa Babadağ, Seda Kızıl, Serkan Naktiyok, Taner Dalgın, Ulku Hilal Celik, Zişan Duygu Alioğulları Bu kitapta; Örgütsel Destek, Psikolojik Sermaye, İşe Bağlanma, Örgütsel Özdeşleşme, Örgütsel Bilgelik, Öğrenilmiş Güçlülük, Çalışan Sesliliği, İş Yeri Maneviyatı, İşe Gömülmüşlük, İş Yerinde Mutluluk, Örgütsel Erdemlilik, İş Yeri Arkadaşlığı ve Örgütsel Affedicilik konuları ele alınmış ve bu kavramların ne anlama geldiği, hangi teoriler bağlamında açıklanabileceği, boyutları, öncüllerinin ve ardıllarının neler olduğu ve bu kavramlarla ilgili geliştirilen ölçeklerin neler olduğu derinlemesine incelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda kitabın; bu alanda araştırma yapmayı planlayan araştırmacılara, bu konulara ilgi duyan kişilere ve iş yaşamının içinde yer alarak bu davranışları gözlemleyen ve bu davranışları daha iyi anlamak isteyen yöneticilere ve çalışanlara kılavuz niteliğinde bir kaynak olması amaçlanmaktadır.
Ahmet Kaya, Arzu Uğurlu Kara, Cahit Çağlın, Edip Doğan, Emine Karakaplan Özer, Erman Kılınç, Ferhat Uğurlu, Fuat Korkmazer, Gökhan Kenek, İbrahim Yalçın, İnan Kaynak, Kadir Aktaş, Mehtap Çakmak Barsbay, Meral Çalış Duman, Metin Işık, Metin Söylemez, Mevlüt Karadağ, Mustafa Doruk Mutlu, Nursel Tokgöz, Osman Benk, Vedat Almalı Bu kitapta, klasik bir örgütsel davranış kitabında yer alan konulara ulaşamayacağınız konusunda sizleri uyarmalıyız çünkü bu eserin amacı alanyazında daha önce çokça ele alınan konuları tekrarlamak değildir. Tam aksine örgütsel davranışın pek de anılmayan karanlık yüzüne ışık tutmaktır. Kitabın bu şekilde tasarlanmasının nedeni ise organizasyonlarda liderlik, güç, motivasyon, örgüt kültürü gibi konuların önemi kadar ayrımcılık, sessizlik, sinizm, dedikodu, intikam, zorbalık ve yalnızlık gibi konuların yıkıcı etkisinin de ne kadar önemli olabileceğine dikkat çekmektir. Bir diğer nedeni ise basmakalıp bir şekilde verimliliğe odaklanıp “sözde” insan davranışlarını odağa alan, özde ise organizasyonların verimliliğini merkeze alan yaklaşımlara bir alternatif oluşturabilmektir.
Stephen P. Robbins, Timothy A. Judge Bir filozof “Çözebileceğin düğümü kesme.” der.
Bu kitap, işletme adını verdiğimiz örgütlerin etkin ve verimli bir şekilde amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli üretim faktörleri içinde yer alan en önemli kaynak olan insan kaynağının iyi yönetilmesi,
ilişkilerin düğüm olmadan, olduğunda da kesmeden, kırmadan nasıl daha iyi hâle getirilebileceği konusunda
yöneticilere rehber olmayı
amaçlamaktadır.
Abdurrahman Akman, Ali Ganiyusufoğlu, Ayşe Yavuz, Esra Yıldız, Fatih İ. Kurşunmaden, Feride Yılmaz, Hande Ulukapı Yılmaz, Kubilay Özer, Mehmet Ali Canbolat, Mustafa Bekmezci, Özlem Özaydın, Şerif Durmuş Örgütsel davranış, insanların örgüt içindeki davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Örgütler, insanlar vasıtasıyla amacını gerçekleştirebilir ve başarılı olabilir. Bu kapsamda insan davranışlarının tanımlanması ve bu davranışların açıklanması büyük önem arz etmektedir. Araştırmalar neticesinde insan davranışları ile ilgili hemen hemen her gün yeni bir kavram ortaya konulmaktadır. İnsanı anlama merakı var olduğu sürece insana ve farklı bağlamlardaki insan davranışlarına yönelik araştırmalar da devam edecektir. Kitap, literatüre nispeten yeni kazandırılmış güncel konular üzerine odaklanmıştır. Kitaptaki tüm kavramlar aynı başlıklar altında ele alınmıştır; önce kavram açıklanmış, sonra kavramın kapsamı ve boyutları incelenmiş, daha sonra kavram ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında örnekler verilmiştir.
Abdullah Yılmaz Örgütsel meşruiyet, örgütlerin sürdürülebilirliği noktasında en kritik kavramlardan biridir. Sürekli değişim içindeki toplumsal yaşamda çeşitli değer, inanış, çıkar ve istekler örgütlerin meşru kalmalarını güçleştirebilmektedir. Bununla birlikte örgütlerin yaşamlarını sürdürürken örgütsel faaliyet, uygulama, amaç ve değerlerinin toplumun değer, inanç ve normları ile çatışması veya uyumsuzluk göstermesi ise örgütleri muhtemel bir meşruiyet krizine sürükleyebilmektedir. Örgütler bu krizlere çeşitli strateji, taktik ve araçları kullanmak suretiyle cevap vererek meşruiyet krizinin üstesinden gelmeye ve zarar gören meşruiyetlerini onarmaya çalışmaktadırlar. Diğer yandan örgütlerin karşılaştıkları meşruiyet krizleri örgütsel ölüme kadar gidebilmekte, olası bir meşruiyet kaybı örgütlerin yaşamlarını devam ettirmesini imkânsız kılabilecek durumlara yol açabilmektedir.
Bu noktadan hareketle bu eserin amacı, başta kurumsal kuram olmak üzere kaynak bağımlılığı ve örgütsel ekoloji gibi kuramlar ile örgütsel kimlik, örgütsel itibar ve sosyal paydaş çalışma alanlarını kesen ortak bir kavram olan meşruiyet kavramını bütüncül bir biçimde ele almak, örgütsel meşruiyetin kazanılması, korunması ve sürdürülmesine yönelik stratejileri irdelemek, örgütsel meşruiyet krizi kavramını tanımlayarak örgütlerin kriz sonrasında meşruiyeti onarma veya yeniden kazanma amacıyla hangi strateji, taktik ve araçları kullandıklarını kuramsal bağlamda ortaya koyabilmektir.
Eserin işletme ve yönetim organizasyon literatürüne, meşruiyet ve meşruiyet krizi konularını araştıran sosyoloji, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve iletişim gibi alanlarda çalışan araştırmacılara ve konuya ilgi duyan okuyucularına faydalı olması dileğiyle...


İlknur Özalp Türetgen İş stresi, Örgütsel Psikolojinin temel konularından biri olmakla birlikte, bu alandaki araştırmaların bir kısmına dair pek çok eleştiri yöneltilmiştir. Söz konusu eleştirilerden biri de iş stresinin ölçümüne yönelik­tir; mevcut ölçüm araçlarının geçerlikleri, kapsamları ve ölçüm yöntemleri açısından sınırlılığa sahip olduğu vurgulanmıştır. İş Stresi Bataryası, Türkiye’de bu eksiklikleri gidermeyi hedeflemiş bir ölçüm aracıdır ve içinde stres kaynakları, bireysel, durumsal ve zorlanma değişkenlerinin yer aldığı 14 ölçeği barındırmaktadır. Bu kitabın amacı ise bu bataryadaki örgütsel tutum ve algıları ele alan 7 ölçeği tanıtmak ve uygulamacılara yönelik bir el kitabı sunmaktır.
Bu kitapta, bu ölçeklerin tanıtılmasının yanı sıra iş stresi alanındaki temel teorilerle stresin yol açtığı zorlanmalardan ve iş stresi sürecinde rol oynayan örgütsel bazı değişkenlerden söz edilerek alana dair güncel bilgilerin kısa bir derlemesi de yapılmıştır. Ardından İş Stresi Bataryası’nın geliştiril­mesi için yürütülen iki araştırmaya yer verilerek ölçeklerin geliştirilme süreci ve elde edilen psikometrik bulgular özetlenmiştir. Bu araçların araştırmacı ve uygulamacılar tarafından kullanılmasının iş stresi alanındaki araştırmaları zenginleştirmesi ve örgütsel müdahalelerin geliştirilmesi için fayda sağlaması umulmaktadır.
Müge Ersoy Kart 1980'lerden bu yana dünya ekonomisinde yaşanan değişim çalışma yaşamında var olan kuralları ortadan kaldırırken, iş örgütleri bu yeni düzende yeni yönetim modellerine yönelmişlerdir. Bu ortamda çalışanlar için yaşam boyu istihdam anlayışı yok olmuş, işveren/yönetici-çalışan ilişkileri sendikal destekten uzaklaşarak bireyselleşmiştir. Bu bireyselleşmenin etkisi yetenekli ve pazarlık gücü yüksek çalışanlar için avantaj olarak ortaya çıkarken, diğerleri için atipik çalışma, sık sık iş değiştirme, bireysel performansa dayalı ücret vb. uygulamalara maruz kalmak olmuştur. Yönetimin yakın ve yoğun denetiminin artması, mobbing ve işsiz kalma korkusu, çalışanlar için iş yaşamına katlanmayı zorlaştırmaktadır. İşte bu yeni çalışma ortamında çalışanlar uğradıklarını düşündükleri haksızlıklara karşı bireysel mücadele yollarına başvurmaktadır. Bu kitap da çalışanların örgütsel sinizm, bağlamsal performans ve etik ideoloji kavramları açısından çalışma davranışlarını açıklamaya çalışmaktadır. Geniş bir alanyazın taramasının eşlik ettiği kuramsal çerçevede ilgili kavramlar betimlenmiş ve araştırmanın savı bir alan çalışmasıyla test edilmiştir. Çalışanların bireysel çalışma davranışlarını nasıl kurguladıklarını gösteren bulguların ilgili alanyazına katkı yapacağı düşünülmektedir.
Soner POLAT, Yaser ARSLAN Nicelik ve niteliğin günden güne arttığı rekabet çağında, kişisel ve örgütsel yaşamda fark yaratmak için “imaj” kavramı önemli bir yere sahiptir. Bu bağlamda bu kitap;


• İmaj nedir? İmaj düzeyleri nelerdir?

• Kişisel, örgütsel ve kurumsal imaj neden önemlidir?

• İmaj nasıl oluşturulur? İmaj yönetilebilir mi? Olumlu bir imaj yaratmak için imaj çekicileri nelerdir? Oluşturulmuş bir imajın kırıcıları nelerdir?


sorularına cevap aramaktadır.


Örgütsel ve bireysel başarı açısından oluşturulması ve yönetilmesi gereken bir değişken olan “imaj” kavramını tanıtmayı amaçlayan bu kitap; örgüt, yönetim, iletişim alanlarında öğrenim gören öğrencilere, bu konuda öğretim ve araştırma yapan akademisyenlere, araştırmacılara, örgütsel yaşamda fark yaratmak isteyen çalışanlara ve özellikle de yöneticilere yardımcı olacak bir kaynaktır.
A. Esra Aslan İşletme, Pazarlama, Eğitim, Psikoloji, Ekonomi gibi birden fazla disiplinin bilgi birikimi ve araştırma bulgularını yansıtan ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınan kitapta özel sektör ve devlet sektörünün deneyimleri birleştirilmeye çalışılmıştır. Bu çaba kitabın içeriğine titiz bir ele alış olarak yansımıştır. Bu çerçevede kitapta, önce ele alınan kavramın ne olduğu, kişisel gelişim olgusu içinde ne anlama geldiği, dayandığı temel teori ve kuramlar, kavramın eğitiminde neler olması gerektiği, örnek uygulamalar ve bilgiler aktarılmış, mevcut durum analiz edilmiş ve geleceğe ilişkin yapılması gerekenlere ilişkin ipuçları verilmiştir. Kitap, kendini geliştirme ihtiyacında olan kişiler, insan kaynakları alanında çalışan ve bu alanda yüksek lisans, doktora eğitimi alan/ almaya hazırlanan öğrencilere, ayrıca örgüt çalışanlarının kalitesini, verimini arttırma gibi gerekçelerle “eğitim alma karar yetkisine” sahip kişilere yol göstermek gayretindedir.
Ali Konak, Ali Kömürcü, Armağan Ercan, Aysun Devrim Yemenici, Beste Nisa Orhun, Emel Faiz, Engin Çavuş, Erdoğan Kaygın, Hümeyra Taşçıoğlu, İlhan Bozkurt, İrfan Yurt, M. Kadir Torun, Murat Göral, Onur Kavak, Özkan Şahin, Özlem Balaban, Öznur Bozkurt, Sağbetullah Meriç Girişimcilik konusunda araştırma yaparken başvurulan birçok kaynak kitabın genel işletme kitabından farkı olmadığı ile ilgili yakınmaları bu alanda çalışma yapan hemen herkesten duymak mümkündür. Özellikle teknolojideki değişimle birlikte farklılaşan girişimcilik kavramını ele alan ve temel alanı olan girişimcilikten uzaklaşmadan güncel bir yaklaşımla konuları değerlendiren akademik kitap sayısı oldukça azdır. Bu kitap; girişimcilere, girişimci adaylarına, akademisyenlere, öğrencilere, araştırmacılara ve bu konuya ilgi duyan tüm taraflara dijital çağdaki girişimcilerin nasıl başarılı sonuçlar ortaya koyacağını gösteren ve ele aldığı tüm konuları güncel örnekler ile destekleyen başucu kitabı olmaya aday bir kitaptır. Bu kitapta; başarılı girişimcilerin özellikleri, girişimcilerin ulusal ya da uluslararası pazarlara girişleri, rekabet gücü oluşturmak, sanal girişimcilik, endüstri 4.0 ve toplum 5.0' ın girişimciliğe etkisi, girişimcilerin yöneldikleri güncel alanlar, girişimcilerin etkin finansal kaynak temininde dikkate almaları gereken hususlar, sosyal girişimcilik, girişimcilikte etiğin önemi, üniversitelerin girişimciliğe etkisi, startup kavramı, girişimcilerin yenilik stratejileri ve bir girişimin başarısında en önemli temel yapı taşı olan iş modeli oluşturmak konuları ele alınmıştır.
Metin Yenigün Bu eser, Üniversitelerin Özel Güvenlik ve Koruma Bölümü öğrencileri, Özel Güvenlik Personeli ve Özel Güvenlik ile ilgili uzmanlaşmak isteyenler için rehber olma niteliğindedir. Özel Güvenlik sektöründe yer alan işyeri ve işveren için hazırlanan bu eserde; Özel Güvenliğin günümüzdeki konumu, etkileri, hukuki dayanakları toplumsal bakış açısı ile aktarılmıştır. Kamu hukuku ve özel hukuk açısından Genel Kolluk ve Özel Kolluk kavramları mukayese edilerek Özel Güvenliğin şu anki yeri tespit edilmeye ve vurgulanmaya çalışılmıştır.
Saim Kılıç – Ali Alp Şirketini bin bir zorlukla kuran ve büyüten Patron; ne zaman ki şirketinin yönetimini CEO/Genel Müdür olarak adlandırılan profesyonel bir yöneticiye devrediyor, işte o zaman sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor. Çünkü atalarımızın söylediği “vekil asil gibidir” sözünün maalesef şirket yönetiminde her zaman geçerliliği bulunmuyor. Peki;
•CEO (vekil), neden Patron (asil) gibi olamıyor?
•Patron, şirketinin yönetimini bir CEO'ya devretmekten gerçekten korkmalı mı?
•CEO'ların sıklıkla rastlanan etik dışı davranışları nelerdir? Bu davranışları niçin ve ne zaman sergilerler?
•Patron, CEO'nun potansiyel yanlışlarından/etik dışı davranışlarından nasıl korunabilir?
•Şirketin yönetim sistemi ve Patron-CEO ilişkileri ne şekilde tasarlanırsa, şirket yönetiminde de “vekil asil gibidir” sözü geçerli olur?
Saim Kılıç ve Ali Alp'in kaleme aldığı “Patronun CEO'su” kitabı, bütün bu sorulara tarafsız bir bakış açısıyla, sade bir dille ve somut örneklerle cevap veriyor; patronun ideal CEO'sunun nasıl yaratılabileceğinin yollarını anlatıyor. Yılların tecrübesine ve gözlemlerine dayanan çok sayıda öneriyi de içeren bu kitap, hem patronlar hem de CEO'lar için kıymetli bir rehber niteliğinde...
Mehmet Serdar Erciş Hızla artan iletişim olanakları karşısında hedef kitleye en etkin şekilde ve doğru kanaldan ulaşmanın güçleşmesi ve maliyetlerin artması ve buna karşın tüketicilerin değişen ve artan iletişim talepleri, şirketlerin iletişim konusundaki arayışlarını hızlandırmış ve bu arayışlar sonucunda pazarlama iletişimi kavramı doğmuştur. Bu çalışmada pazarlama iletişimi kavramlarının sunulması temel amaç olmakla birlikte, pazarlama iletişiminden soyutlanamayacak ve pazarlama iletişimini doğrudan destekleyen iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler ve reklam kavramları, pazarlama iletişimi kavramları ile birlikte derlenmiştir. Ayrıca İngilizce olan iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, reklam ve pazarlama iletişimi ile ilgili kavramlarına Türkçe karşılık bulmada yaşanan zorluk ve bu kavramların çoğunluğunu tek bir yayın altında toplama isteği de bu yapıtın hazırlanmasında etkin olmuştur.
Bu amaçlara ek olarak, çalışmanın geniş bir kapsam içermesine paralel olarak, hedef kitlenin büyüklüğü göz önüne alınmış ve insanların bu konudaki kavramsal dağarcıklarını geliştirmeleri amaçlanmıştır.
Pazarlama iletişiminin devingen ve gelişmelere açık yüzü nedeniyle, gerek dünyada ve gerekse Türkiye'de profesyonel ilgililer ve alanı merak eden kişiler yanında, İletişim Fakülteleri başta olmak üzere, tüm fakülte ve okullarda okutulan ilgili dersleri destekleyen kapsamlı bir başvuru ve yardımcı kaynak niteliğindedir.

Ayşen Temel Eğinli, Bektaş Sarı, Berkant Yılmaz, Burcu Yaman Akyar, Didem Özşenler, Erdem Geçit, Murat Çelik, Nahit Erdem Köker, Nevzat İnan, Özen Okat, Sevgi Akça Güleş, Zöhre Akyol Tüketmek nedir? Tüketimin kendine özgü psikolojik dinamikleri nelerdir? Tüketim davranışlarının psikolojik temellerini açıklamada hangi kuramlar yol gösterici olabilir? Tüketim davranışı ve karar süreçleri ile ilgili güncel tartışmalar nelerdir? Tüketerek mutlu olmak mümkün müdür? Tüketme eyleminin psikolojik tetikleyicileri ve bu eylemden etkilenen psikolojik süreçler nelerdir? Bu soruların yanıtları, tüketme eylemini anlamak ve bu eyleme yön vermek isteyen pek çok kişi ve kurum için oldukça değerlidir. Bu kitabın temel amacı; pazarlama iletişimi çalışmalarına yön veren tüketim süreçlerini psikolojik dinamikleriyle açıklayarak tüketme eylemini, nedenleri ve nasılları ile birlikte derinlemesine ele almak, okuyucuya gerek teorik altyapısıyla gerekse de güncel tartışmalar çerçevesinde zengin bir içerik sunmaktır.
İrfan SÜER Pazarlama dünyası, kısa bir zaman önce, hayal dahi edilemeyen yeni ve ilginç gelişmelerin yaşandığı yeni bir yüzyıla girmiştir. E-pazarlama, dijitalleşme, sanal organizasyonlar, e-ödeme, etkileşimli televizyon ve bilgi otobanı vb. gibi kavram ve uygulamalar pazarlama yöneticileri, öğreticileri ve öğrencilerinin 21. yüzyılın başlarında karşılaştıkları birçok yeni değişmenin sadece birkaç örneğidir. Pazarlama çevresindeki bu değişmeler, öylesine ciddi bir boyut kazanmıştır ki, tüm işletmelerin radikal anlamda stratejik ve örgütsel değişime girmesini gerektirmektedir. Yöneticilerin, büyümek ve kârlılığı sürekli kılmak için test edilmiş formüllere sıkı sıkıya sarıldığı günler artık gerilerde kalmaktadır. Küreselleşme, yeni endüstri ve rekabet yapıları, hızla değişen teknoloji ve tüketicilerin yeni yeni oluşan beklentileri, dünün pazar çehresini hızla değiştirmekte; hızla hareket edebilen, değişen çevreye hızla uyum sağlayan işletmeler için olağanüstü fırsatlar yaratmaktadır.
Geçmişte işletmelerin uyguladıkları pazarlama stratejilerinde marka, reklam, kitlesel pazarlama ve pazar payı gibi kavramlar ön planda yer almıştır. Günümüz pazarlama stratejileri ise birebir pazarlamaya, ortaklığa ve uyumlaştırılmış çözümlere odaklanmıştır. Çok sayıda küçük ölçekli müşteriyi çekip pazar payı yaratmak yerine, büyük ölçekli müşterilere çok miktarda satıp müşteri payını artırmak daha popüler olmaya başlamıştır.
Günümüzde pazarlamanın temel amacı, müşterilere üstün bir “değer” sunmaktır. İşletmeler, hedef müşterilerin ihtiyaçlarını rakiplerden daha iyi karşılayacak bir “değer” yaratma arayışına girmişlerdir. Bu, farklı olma ya da rekabetçi üstünlük olarak da adlandırılmaktadır. Yönetim, müşterilerine üstün değer sunmakla, hissedarlarına da üstün değer yaratmış olmaktadır. Pazarlamanın sunduğu değerler, müşterilere yeni yaşam standartları getirmekte; ancak daha da önemlisi, pazarlama insanlara ve ailelerine, yaşamayı diledikleri türden hayat sürdürebilmeleri için alternatif yollar ve hayat tarzları sunmaktadır. Yeni yüzyılda müşterilerin beklentilerine uygun değer sunmayan işletmeler, müşteri paylarının büyük bir hızla azaldığını göreceklerdir.
J. Paul Peter, James H. Donnelly, Jr., McGraw-Hill Son yıllarda pazarlama ve pazarlama faaliyetlerinin önemi giderek daha fazla vurgulanmaya başlamıştır. Üniversitelerde de pazarlama ile ilgili dersler çoğalmış ve daha çok sayıda öğrenci pazarlama ile ilgili dersleri seçmeye başlamıştır. Bunun yanı sıra, programlarında işletme ile ilgili ders bulunmayan fakülte ve yüksekokullar da işletme ve pazarlamayla ilgili dersleri programlarına dâhil etmeye başlamıştır.
Pazarlama ile ilgili farklı konuları incelemeden ve bu konularda eğitim almadan önce pazarlamanın temel ilkelerini açık ve özlü bir şekilde anlayabilmek, sağlam bir temel atmak için son derece önemlidir. Pazarlama çerçevesinin anlaşılması, temel kavram ve yaklaşımların öğrenilmesi pazarlama alanında başarılı olmanın ilk adımıdır. Pazarlama literatüründe değerli bir yere sahip bu kitap sayesinde, okuyucular küresel bir bakış açısı kazanma şansına da sahip olabilecektir.
Pazarlama Yönetimine Giriş kitabı, her biri pazarlama alanında çalışan başarılı akademisyenler tarafından özenli ve titiz çalışmanın sonucunda mümkün olduğunca aslına sadık kalarak Türkçeye kazandırılmıştır. Böyle bir kitabın Türkçeye çevrilmesi, pazarlama alanında kaynakların zenginleşmesine de değerli katkılarda bulunacaktır. Bu nedenle hem pazarlama bölümü öğrencilerine hem de farklı bölümlere seçmeli derse olarak verilen Pazarlamaya Giriş dersleri için uygun bir ders kitabıdır.

Öğrenmek istiyorsanız doğru adrestesiniz… Pazarlama Yönetimine Giriş kitabına hoş geldiniz…
William D. PERREAULT, Jr., Joseph P. CANNON, E. Jerome McCARTHY Pazarlamanın Temelleri; akademisyenlere, pratisyenlere ve öğrencilere dönük olmak üzere pazarlama bakış açısını genişletmek ve uygulamalarını analiz edip geliştirmek isteyen herkesin yararlanabileceği temel bir kitaptır. Kitap, 18 ayrı bölümde ele alınmış olup pazarlamanın toplum, firma ve tüketici için değeri; pazarlama strateji planlaması süreci içerisinde temel pazarlama karması unsurları ve etik pazarlama bölümlerini içermektedir. Bölümler, öne çıkan temel noktaları ve güncel olayları örnekleri ile beraber ele almakta ve analiz etmektedir. Ayrıca, Ekonominin Temelleri, Pazarlama Aritmetiği ve Pazarlamada Kariyer Planlaması ekleri ile bölümler desteklenmektedir.
Kitap, kapsamlı örnek vakalarla, her bölüme ilişkin sorularla zenginleştirilmiş ve tamamlayıcı eklerle beraber temel konular pekiştirilmiştir.
Uluslararası uygulamaların güncel örneklerle beraber yer aldığı çok kapsamlı bu kitap hem öğrencilere hem de konu ile ilgilenen herkese yararlı bir kaynak olacaktır.
Mesut Küçük Performans yönetimi ve buna bağlı olarak performans değerleme uygulamaları, günümüzde hem özel sektörde hem de kamu yönetiminde kurumsal başarının sağlanması noktasında en önemli konulardan biri olmuştur. Özellikle bu anlamda insan kaynağını kullanarak etkinliğin ve verimliliğin azami bir şekilde sağlanabilmesi aşamasında performansın ölçülmesi ve değerlendirilmesi, süreçle doğrudan ilintilidir. Yöneticilerin kurumsal anlamda önceliklerini belirledikten sonra stratejik düşünce ve hedefler doğrultusunda misyon ve vizyon amaçlarının gerçekleştirilmesi, insan kaynağının doğru bir şekilde kullanılması ve nihayetinde performansın değerlendirilmesiyle doğrudan ilişkilidir.
Bu kapsamda özellikle kurumsal performansın gerçekleştirilmesinde bireysel performansın payı yadsınamayacak kadar fazladır. Performans yönetim sisteminin önemli bir aşaması olan performans değerleme süreci, örgütsel amaçların gerçekleştirilmesinde kümülatif başarının bireysel başarıların toplamından öte bir olgu üzerine inşa edilmiştir. Bu bağlamda yeni kamu yönetimi anlayışının kamu yönetimi alanında ortaya koyduğu bu paradigma da organizasyonların misyon ve vizyonları doğrultusunda belirledikleri stratejik hedeflere, çalışanların bireysel performansı vasıtasıyla ulaşılabileceğini vurgulamıştır.
Ahmet Aknar, Ahmet Alp Özbalcı, Ali Bayram, Ayşe Nihan Arıbaş, Ayşe Tuğba Yıldız, Ayşegül Düzgün, Bilge Güler, Gözde Morgül, Gül Bilen, İbrahim Yalçın, Kemal Temel, Leyla İçerli, Mehmet Selman Kobanoğlu, Mehmet Veysi Kaya, Murat Karataş, Mustafa Şeker, Özge Üstün, Yasemin Harmancı Günümüzün değişen ve gelişen rekabet şartlarında ayakta kalabilmek ve yaşamlarını uzun döneme yaymak isteyen örgütler için postmodern yönetim yaklaşımlarını benimsemek ve başarılı bir şekilde uygulamak hayati önem arz etmektedir. Örgütlerin çağın gereklerine uygun başarılı uygulamalarının birer sonucu olarak ortaya çıkmış ve gelişmiş olan postmodern yönetim yaklaşımları, örgütlere ilişki içerisinde bulundukları kişi ve kuruluşların (paydaşların) beklentilerini karşılayabilme yeteneklerini artırma ve örgütü bulunduğu durumdan daha iyi durumlara getirmeleri konusunda yardımcı olacaktır. Konuyla ilgilenen tüm paydaşlara yararlı olacağı inancıyla kaleme alınan Postmodern Yönetim Yaklaşımları adlı bu kitapta; Toplam kalite yönetimi, yalın yönetim, kaizen, şebeke organizasyonlar, değişim mühendisliği, benchmarking, personel güçlendirme, stratejik ortaklıklar, küçülme ve kademe azaltma, öğrenen organizasyonlar, sanal organizayonlar, balance scorecard, kurumsal yönetişim, temel yetenekler ve dış kaynaklardan yararlanma konularına yer verilmiştir.
Altan Başaran Bu kitap size, Dördüncü Sanayi Devrimi ve koronavirüs (COVID-19) ile şekillenen bir dönemde proje bazlı örgütlerde insan kaynakları yönetiminin değişimine ilişkin farklı bir bakış açısı sunmaktadır.
Yenilik, teknoloji ve dijitalleşmenin övüldüğü bir çağın içinde bulunmaktayız. Bu değer yaratan imkânlar, çağımızı şekillendirerek teknolojiyle bütünleşmiş dijital bir dünya yaratmaktadır. İçinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında ortaya çıkan Dördüncü Sanayi Devrimi, hayatımızı şekillendiren bir kavram olarak gelişmektedir.
Proje bazlı örgütlerde, projelerin doğası gereği var olan geçicilik ve belirsizlik, insan kaynakları süreçlerini etkilemektedir. Bu örgütlerde var olan değişkenlik ve belirsizliğin Dördüncü Sanayi Devrimi’yle birlikte yeni boyutları ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede yaşanan değişimin sınırları çizilerek insan kaynakları yönetiminin geleceğine ilişkin bir yol haritası sunulmaktadır. Kitap bu yönüyle insan kaynakları alanıyla ilgili uzmanlar için bir kılavuz olmayı hedeflemektedir.
Hulûsi Demir, Hüseyin Avunduk, Mehmet Emre Güler "Bu kitap konu ile ilgili değişik kitapların fikirlerinden yararlanılarak, işletme ve endüstri mühendisliği lisans ve lisansüstü öğrencileri, kendi başlarına konu ile ilgili bilgi almak isteyenler ve daha önce bu konuyu öğrenip bilgilerini tazelemek isteyenler için hazırlanmıştır. Öğrenimleri sırasında istatistik ve sayısal yöntemler derslerini alanlara bu kitap ilginç ve yararlı olacaktır.

Konularda teorik bilgiler fazla işlenmemiş, daha çok temel proje yönetimi bilgisi kolay okunabilir, kolay anlaşılabilir biçimde ele alınmıştır. Başka bir deyişle, güdülen amaç proje planlama ve yönetimi sorunlarını çözecek nicel araçları öğrencilere/okurlara öğretebilmektir. Çalışmada sunulan ve incelenen yöntemler gerçek yaşam problemlerine uygulanabilir niteliktedir. Bu amacın ışığı altında, işletmecilik ve mühendislik bilimlerinin bu ilginç alanına proje planlamasını kolayca anlatabilecek ve öğretebilecek katkıda bulunmaktır."
Burhan Albayrak Proje yönetimi; iş niteliğinin artırılmasında, ürün kalitesinin yükseltilmesinde, ekonomiklik, verimlilik ve kârlılığın sağlanmasında liderliği onaylanmış bir yönetim bilimidir.
Proje yönetimi, profesyonel bir yönetimi, yenilik ve yaratıcılık gerektiren çalışmaları içermektedir.
Proje yönetimi; amaçları ve hedefleri gerçekleştirmek için kaynakların, zamanın uyumlu verimli kullanılmasını öngören ve çeşitli aşamalardan oluşan katılımcı, sistematik, dinamik ve stratejik bir yönetim yaklaşımıdır.
Bu kitap bir yol haritanız olmaya adaydır. Aynı zamanda nerede olduğunuz, nerede olmak istediğiniz, oraya nasıl ulaşılacağınız ve orada nasıl kalacağınız konularında bir başucu kitabınızdır.
Mehmet Rıza Derindağ This book is written to help managers respond to current management issues of NGOs and their projects. It is written to address management issues through a managerial perspective and help volunteers and professional employees grasp a better understanding of the issues surrounding the management of NGOs.
Numerous resources and the author's own experience as manager of NGOs contributed to the development of this book.
I hope that reading this book will help you gain a better appreciation and understanding of the contributions of NGOs in community and country development and apply your learnings in actual practice.
Mehmet Oktay Gökaslan, Tuba Büyükbeşe Her sektörde olduğu gibi bankacılık sektöründe de rekabet vardır. Var olan bu rekabet ortamında bankalara rekabet üstünlüğü sağlayacak bir araç da örgütsel bağlılıktır. Çünkü örgütsel bağlılık ile eldeki mevcut kalifiye iş gücü korunarak hizmet kalitesinin yükseltilmesi sağlanır. Örgütüne bağlı bir çalışan her zaman için örgütüne avantaj kazandıracaktır. Bağlılık prososyal davranışlar başta olmak üzere güveni de olumlu etkileyen bir unsurdur. Kendi içinde örgütsel bağlılığı yüksek iş görenler istihdam eden bankalar ve diğer örgütlerin prestijlerinin artacağı düşünülürse, sektördeki tecrübeli, bilgili ve yetenekli iş gücünün de örgüt bünyesine alınmasına imkân sağlanır.
Bu kitapta örgütsel bağlılık ile beraber prososyal sessizlik, örgütsel güven ve algılanan örgütsel prestij kavramları Türkiye'deki bankacılar üzerinde incelenmiştir. Bu evren dâhilinde kolayda örneklem yöntemiyle örneklem olarak 529 banka çalışanına ulaşılmıştır. Araştırma verileri anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırma, uygulamalı, açıklayıcı ve kesitsel bir araştırmadır. Araştırmada nicel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda çok değişkenli istatistiksel analizlerden faydalanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiler Yapısal Eşitlik Modeli ile incelenmiştir.
Nihat Aytürk Kamusal ve kurumsal yaşamda (iş ortamında) resmî yazışma, konuşma ve görüşmeler; toplantı, tören ve törensel etkinlikler; davet, ziyaret ve ziyafetler; resmî iş, işlem ve etkinlikler biçim ve yöntem olarak protokol ve sosyal davranış kurallarına uygun biçimde yürütülür. Bu yüzden protokol ve sosyal davranış kurallarını bilmek ve bu kurallara uymak temsil ve itibar açısından önemli ve gereklidir. Çünkü protokol ve sosyal davranış kurallarını bilen, bu kurallara uyan ve bunları uygulayan kişi ve kurumlar kamusal ve sosyal yaşamda daima takdir edilir ve tercih edilirler.
Kitabın amacı; üniversitelerde okuyan tüm öğrencilere, kamu kurumlarında ve özel kuruluşlarda (işletmelerde) çalışan bütün yöneticilere, yönetici adaylarına, yönetici asistanlarına, uzmanlara, halkla temas noktasında olan ve halka hizmet sunan bütün görevlilere yönetim ve iş hayatlarında ve sosyal yaşamlarında kullanacakları protokol bilgi ve becerileri kazandırmak; bu bilgileri başarıyla uygulamalarını sağlamak; böylece bireysel, kurumsal, ulusal ve uluslararası düzeyde başarılarını, etkinlik ve saygınlıklarını artırmaktır.
Bu kitap; üniversitelerin Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Meslek Yüksekokullarında okutulan Protokol ve Sosyal Davranış Kuralları ders programına uygun olarak hazırlanmıştır.
Saundra K. Ciccarelli, J. Noland White Son yıllarda giderek daha da önemli hâle gelen psikoloji alanı hem bir temel bilim hem de uygulamalı bir bilim olarak; insanın duygu, düşünce ve davranışlarının altında yatan nedenleri bir yandan en gelişmiş sinir-bilimsel görüntüleme teknikleriyle irdelemeye çalışırken bir yandan da toplumsal cinsiyet ve kültürel farklılıklara da yer vererek anlamaya ve açıklamaya çalışmaktadır. Alanın son derece deneyimli iki hocası tarafından yazılan bu kitap; aktif, keyifli ve aynı zamanda sorgulayıcı bir öğrenme ortamı sağlayarak, öğrencilerin temel psikolojik süreçleri ve uygulama becerilerini kazanmalarına ve aynı zamanda çalışma ortamlarında ve toplumda olumlu sonuçlara katkıda bulunacak değerleri sahiplenmeye başlamalarına zemin hazırlamaktadır. Bu doğrultuda alandaki boşluğu doldurmaya aday olan Psikoloji - Bir Keşif Gezintisi; sadece psikoloji öğrencileri için değil, konuya ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir kaynak kitaptır.
Bu kitap; öğrencilerin katkılarını en iyi şekle getirmeye yardım edecek nitelikte önemli bilgiler sunan, kolayca anlaşılan özlü açıklamaların yer aldığı ve psikolojiyi daha kolay öğrenilebilir kılan özellikleriyle psikoloji alanına kazandırılmış önemli bir eserdir. Bu özelliklerinin yanında, etkileşimsel bir öğretim yöntemini benimsemekte ve eleştirel düşünmeyi sağlamaktadır. Bu nedenle hem psikoloji bölümü öğrencilerine hem de farklı bölümlere seçmeli olarak verilen psikolojiye giriş dersleri için uygun bir ders kitabıdır. Ayrıca alandaki son araştırma bulgularını aktararak ve bilgilerin günlük yaşama uygulanması için örnekler vererek öğrencileri öğrenmeye, araştırmaya ve uygulamaya da güdülemektedir.
Siz öğrenmek isteyin, Psikoloji - Bir Keşif Gezintisi size yol göstersin…
Lisa M. Vaughn “Bu kitap kültürel psikolojinin günümüzde ne anlama geldiğinin temelini ortaya koymaktadır. İyi kurulmuş psikoloji kuramlarını çok kültürlü bir bakış açısıyla incelemekte ve bu kuramların tarihsel olarak farklı kültürel arka planları nasıl olup da dikkate almadıklarına dair eleştiriler yöneltmektedir. İçinde bulunduğumuz çeşitlilikler dünyasında Vaughan’ın kitabı gibi kitaplar akranlarımızı anlamamıza yardımcı olmak ve hepimizin yararına bir gelecek kurmak için gereklidir”.
Leonard A. Jason, PhD. Psikoloji Profesörü, DePaul Üniversitesi; Toplum Araştırmaları Merkezi Müdürü

Toplumun giderek artan küreselleşmesi; iletişim, işyeri, sağlık bakımı ve eğitimde sosyal, dilsel, dinsel ve diğer kültürel farklılıkların yanlış anlaşılması potansiyelini arttırabilecek kaymalara neden olmaktadır. Psikoloji ve Kültür'ün bu ikinci baskısı, psikolojinin kültürel boyutlarına ve gündelik ortamlarda uygulanmasına güncel bir genel bakış sağlamaktadır.
Vaughn, düşünme ve davranışın sosyokültürel bağlamdan nasıl etkilendiğinin betimlemesini sunmaktadır. Odak noktalar; kültürün temeli, psikoloji ve kültürde araştırma, kimlik insan gelişimi, kültürler arası etkileşimler ve temel psikolojik süreçlerdir. Metin; kültürün toplumsal cinsiyet, din, sosyo-ekonomik durum gibi sosyal boyutlarını içeren daha geniş bir tanımını ele almakta ve kültürler arası ilişkileri, kültürler arası iletişimi ve eğitim, örgütler, ilişkiler ve sağlıkta kültürel yetkinliği geliştirmek üzere pratik modeller göstermektedir. Okuyucu dostu tarzda yazılmış olan metin, kültür içeriğini hayata geçirmek üzere çeşitli kültürlerden sayısız örneklerle geniş bir konu yelpazesini kapsamaktadır.
Kitap, sadece kültürel konularla ilgili psikologların ve ilişkili disiplinlerden akademisyenlerin değil aynı zamanda kültürel alçakgönüllülük, küreselleşme, çoklu kimlikler, sosyal ekolojik süreçler, göç, kültürlenme ve bunlarla ilişkili konulara dair sorular hakkında bilgi arayan daha genel bir okuyucu kitlesinin de ilgisini çekebilecek şekilde psikoloji ve kültürde disiplin aşırı bir içeriğe sahiptir.
Richard J. Gerrig, Philip G. Zimbardo “Psikoloji, insan yaşamı için temel bilgi kaynaklarından biridir. Sağlıklı ve doyumlu bir yaşam için mesleği ve eğitimi ne olursa olsun hemen her insan, psikoloji bilgisine ihtiyaç duymaktadır. Gerrig ve Zimbardo bu alandaki güncel ve teorik bilgiyi iyi bir sentezleme ile bu kitapta sunmaktadır. Kitap, lisans düzeyinde temel başvuru kaynağı olabileceği gibi günlük hayattaki psikoloji konuları için de ihtiyacı giderecek niteliktedir. Öğrenmeyi kolaylaştıran bir düzenlemesi sayesinde okuyucu için iyi bir eğitim materyali niteliğinde bir kaynaktır. Gerek orijinal kopyanın yazımı gerekse Türkçeye kazandırılması aşamasında emeği geçenleri tebrik ederim.”
Prof. Dr. A. Esra Aslan

“Psikoloji ve Yaşam isimli Psikolojiye Giriş kitabı, klasik psikoloji kuramlarını içeren temel bilginin yanı sıra modern psikolojiyi günümüze uyarlayan ve sunduğu terapi teknikleriyle, uygulamaya dönük bir el kitabı niteliğindedir.
Kitap, psikolojide uzmanlaşmanın öneminin yanı sıra, farklı konulara hangi uzmanların yanıt vermesi gerektiğini ortaya koymakta, böylelikle psikologların çalışma alanlarını da net bir şekilde belirlemektedir.
Günümüzün popüler bilim dallarının başında sayılan psikolojiyle ilgilenen her okurun bu kaynak kitaptan yararlanabileceği inancındayım.”
Prof. Dr. Haluk Yavuzer

“Gerrig ve Zimbardo’nun Psikoloji ve Yaşam kitabı öğrencilere hem psikolojiye hem de yaşamı anlamaya bir giriş niteliğindedir. Psikolojiyi yaşamla bağdaştıran çalışmalarıyla ünlü psikolog Zimbardo burada da ustalığını konuşturuyor. Hem psikolojiye giriş dersi alan öğrenciler hem de psikolojiyi yaşamla ilişkisi içinde öğrenmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir psikoloji kitabı.”
Prof. Dr. Hasan Bacanlı

“Psikoloji ile tanışanların ilişkilerini derinleştirme fırsatını bulacakları bir kitap. Ana akım psikoloji anlayışının son dönem tüm yaklaşım ve bilgilerini profesyonel bir dille aktaran güzel bir kitap, yazarlarından birinin sosyal psikolojinin efsane isimlerinden Philip Zimbardo olması ayrıca heyecan verici...”
Prof. Dr. Sibel A. Arkonaç
Öznur Gülen Ertosun 2010 yılından sonra popülerlik kazanmaya başlayan ve duygusal dayanıklılık, umut, iyimserlik, öz etkinlik kapasitelerinin sinerjik bütününü ifade eden (pozitif) psikolojik sermaye, literatürde olduğu gibi iş dünyasında da ilgi çekmeye başlayan bir kavram hâline gelmiştir. Ekonomik, beşeri ve sosyal sermayeden sonra sermaye kavramını bir adım daha öteye taşıyan psikolojik sermaye bireysel ve örgütsel kazanımlarda ampirik olarak ispatlanmış olumlu etkiye sahiptir. Bunu yanısıra zekâ, kişilik gibi bireysel özelliklerden farklı olarak eğitim geliştirme çalışmaları ile daha üst seviyelere taşınması mümkün olması bu kavramı özellikle insan kaynakları alanında önemli bir değişken hâline getirmiştir.
Popüler kişisel gelişim çalışmalarından farklı olarak, Luthans ve çalışma arkadaşlarının tasarladığı ortalama 2 saatlik eğitimlerle bile geliştirilebilir olduğu bilimsel olarak kabul görmüştür. Bu çalışma kapsamında verilen eğitimler, metodolojik açıdan güçlü ve kontrollü deneysel tasarımlarla test edilmiş; bulgular açısından uluslararası çalışmalar ile paralel sonuçlara ulaşılmıştır.
Bu kitabın amacı, size bu akademik yolculuğu anlatmanın yanı sıra ampirik olarak pozitif psikolojik sermayenin etkileşim içinde olduğu önemli değişkenler hakkında da öneriler sunmaktır.
Kitap, içerik ve anlatım itibariyle lisans ve üstü düzeyde öğrencileri hedef almakla beraber iş hayatından da ilgili kişilerin faydalanabileceği şekilde tasarlanmıştır.
Mehmet Ali KÖSEOĞLU, Erdal AKDEVE "Başarının temeli olan stratejiyi geliştirmek ve uygulamaya dönüştürmek, sahip olunan bilginin düzeyine bağlıdır. Bu kitap ile bu bilgiyi kazanmadaki en etkili yollardan biri olan rekabet istihbaratının bütün örgütler için ne anlam ifade ettiği ve nasıl kullanılabileceği derinlemesine ve kuşatıcı bir şekilde tarif edilmektedir."
Prof. Dr. Mehmet BARCA, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İşletme Fakültesi Dekanı

"Bir işletme olarak hayatta tutunmak ve bunu devam ettirebilmek için rakiplerde, müşterilerde, hükümet ve diğer etkileyici unsurlarda neler olup bittiğini zamanında, doğru bir şekilde betimlemek gerekir. Bunun nasıl yapılacağını tarif eden bu eser işletmeler için alanda önemli bir boşluğu gidermektedir."
Adnan DALGAKIRAN, OAİB Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

"Kitap, önemi gittikçe artan rekabet istihbaratı konusunu analiz etmekle kalmıyor, yönetim teorileri, bilgi yönetimi ve etik konularıyla bağlantısını ustaca kuruyor".
Prof. Dr. Şükrü ÖZEN, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İşletme Fakültesi
George E. Rejda - Michael J. McNamara Günümüz küresel ekonomilerinde risk ve risk faktörleri her geçen gün artmakta, bu da risklerin kontrollü ve planlı bir şekilde ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Risk yönetimi açısından sigorta bireyler ve işletmeler tarafından, gelecekte karşılaşılması muhtemel risk ve maddi hasarların olumsuz sonuçlarını bertaraf etmek ya da en azından azaltmak amacıyla ortaya çıkan en önemli risk yönetim araçlarından birisidir. Sigorta şirketlerinin risk yönetimine daha fazla odaklanmasının sebepleri; finansal piyasaların hızla küreselleşmesi, uluslararası piyasalarda ortaya çıkan risk yönetimi ihtiyacı, finansal risk ile beklenen getiri hesaplamalarının giderek önem kazanması ve operasyon yapılan piyasalardaki değişim dinamikleri olarak sıralanabilir.
Bu bağlamda sigortacılığın temel ilkeleri ve risk yönetimi ile ilgili yapılan çalışmaların önemi her geçen gün artmaktadır. Bu konuda ulusal literatürde yeni kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır. “Risk Yönetimi ve Sigortacılık İlkeleri” adlı bu eserin bu konuda literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Nancy Borkowski Sağlık hizmetlerinde örgütsel davranış alanında üretilen bilimsel bilgiyi okuyucuya sunmayı hedefleyen bu kitap, her biri kendi alanında uzman öğretim üyeleri tarafından Türkçeye kazandırılmıştır. Sağlık Hizmetlerinde Örgütsel Davranış kitabı; bu konuda çok sayıda bilimsel üretim yapan, alanda çok bilinen saygın bir bilim insanı olan Dr. Nancy Barkowski ve birlikte çalıştığı bilim insanları tarafından yazılmıştır. Kitap; sağlık hizmetlerinde örgütsel davranış alanının temel kavramlarını yalın, açık, net, kolay anlaşılır ve sağlık hizmetlerinden örneklerle zenginleştirilmiş biçimde okuyucuya açıklayan kapsamlı bir rehberdir. Bu kapsamlı ve saygı uyandıran eser, davranış bilimleri araştırmalarını karmaşık sağlık hizmetleri endüstrisine uyarlayarak, motivasyon, liderlik, grup dinamikleri, ekip çalışması, çatışma yönetimi, değişim yönetimi gibi anahtar konuları açıklamıştır.
Sağlık kurumları uzun yıllardır hizmet kalitesinden ödün vermeden daha fazla kaynak verimliliği sağlamak için çaba göstermektedir. Sağlık örgütlerinde çalışanları, bireysel ve grup ilişkileri yanında sektörün tüm özellik ve farklılıkları da diğer çalışanlardan ayırmaktadır. Kitap, sağlık hizmetlerinde çalışan yöneticilere işgücünü yönlendirmek ve motive etmek görevini yerine getirmeleri için gerekli temel okumaları öne çıkarmaktadır. Türkçe olarak basılan bu kitap, sağlık hizmetleri alanının çalışanları ve yöneticileri için temel referans eser olmaya adaydır.
Dilaver Tengilimoğlu, Oğuz Işık, Mahmut Akbolat Emek ve teknoloji yoğun hizmet sunan sağlık işletmeleri, karmaşık bir yapıya sahiptir. Yoğun teknolojinin yanı sıra çok sayıda profesyonelin uyumlu bir şekilde çalıştırılmasını zorunlu kılan bu alan, aynı zamanda ülke kaynaklarının çok büyük bir kısmını da tüketmektedir. Bu nedenle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık kurumları işletmeciliğinin önemi her geçen gün artmaktadır. Buna paralel olarak sağlık yöneticilerinin temel işletmecilik bilgilerinin yanı sıra sağlık hizmetlerinde de özel bilgi ve beceri ile donatılması büyük önem arz etmektedir. Bu kitap, bu amaca yönelik olarak, gerek giderek artan sağlık yönetim programlarının gerekse sektörde hizmet sunan yönetici ve diğer profesyonellerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırlanmıştır.
Dilaver Tengilimoğlu, Vahit Yiğit Sağlık işletmelerinde insan kaynaklarına yapılan giderler dışında en büyük gider kalemini oluşturan malzeme, cihaz ve araç gereçlerin etkin bir şekilde yönetilmesi sağlık işletmeleri arasında rekabet avantajı sağlamada önemli hâle gelmiştir. Her türlü malzeme ve teknolojinin üreticiden kullanıcıya akışının yönetimini içeren tedarik zinciri yönetimi gelecekte daha da önemli hâle gelecektir. İstenen malzemelerin istenen zaman, miktar ve kalitede uygun fiyattan sağlanabilmesi tedarik zinciri içerisinde yer alan tüm partnerlar arasında iyi bir işbirliği ile çağdaş malzeme yönetim tekniklerinin kullanılması ile mümkün olmaktadır. Bu kitapta özellikle hastanelerde yöneticiler için eksikliği fazlasıyla hissedilen tedarik zinciri ve malzeme yönetiminin temel işlevleri yanı sıra tıbbi teknoloji yönetimi, malzeme güvenliği, malzeme bilgi sistemleri, malzeme yönetimde barkod, karekod, RFID ve ilaç yönetiminde PYXIS kullanımı, çekirdek kaynak yönetim sistemi, malzeme yönetiminde geri ödeme sistemleri, malzeme yönetimde performans yönetimi ve malzeme yönetiminde etik konuları ele alınmıştır.
Sade ve anlaşılabilir dille hazırlanmaya çalışılan kitabın, Sağlık Kurumları İşletmeciliği ve Yöneticiliği alanında eğitim alan yönetici adaylarının yanı sıra sağlık yöneticileri, sağlık araç gereç üreticileri, lojistik ve tedarik firma yöneticileri açısından da başvurulacak temel bir eser niteliğinde olduğu kanaatindeyiz.
Artür Yetvart Mumcu, Aysun İpek Paksoy, Cem Bıçakçı, Ceylan Merve Binici, Emine Sever, Feride Bal, Gökçe Senem Tınaztepe, Ozan Emre Ufacık, Pınar Sarp Hüseyin, Tuğçe Kumral Yürek Sağlık sektörü, hızla değişen ve karmaşık bir yapıya sahip olan bir alan olarak örgütsel davranışın önemli bir odak noktasını oluşturmaktadır. Sağlık Kurumları Perspektifinden Örgütsel Davranış: Seçme Konular adlı bu kitap, sağlık kurumlarının içindeki dinamikleri anlamak ve yönetmek isteyen profesyonellere, yöneticilere ve öğrencilere yönelik kapsamlı bir kaynaktır.
Kitap, öncelikle sağlık sektöründeki örgütsel davranış konularını anlamak isteyen okuyuculara hitap etmektedir. Stres, iletişim, etik, kültür, liderlik, güven ve destek, iş yaşam dengesi, personel güçlendirme, hasta ve çalışan güvenliği, mobbing, ekip, örgütsel sessizlik, örgüte bağlılık ve örgütsel yalnızlık gibi özellikle sağlık kurumları evreninde yer alan temel örgütsel davranış konuları ele alınarak bu alanlarda sağlık kurumlarına özgü örnekler ve vaka çalışmaları sunulmaktadır.
Kitapta, sağlık sektörünün özgün zzorlukları ve fırsatları göz önüne alınarak tüm sağlık sektörü paydaşlarının güncel ve pratik bilgilerle donatılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, sağlık kurumlarında etkili liderlik, hasta memnuniyeti ve sağlık çalışanlarının motivasyonu gibi konular, detaylı bir şekilde incelenmiş ve sektördeki özel ihtiyaçlara odaklanılmıştır.
Kitabın, okuyucuların sağlık sektöründeki örgütsel dinamikleri kavramalarına yardımcı olması ve bu alandaki etkili liderlik ve yönetim becerilerini geliştirmelerine rehberlik etmesi dileğiyle...
Ahmet Emin Erbaycu, Ali Arslanoğlu, Bünyamin Özgüleş, Füsun Afşar, Hakan Aydin, M. Naci Efe, Müveddet Bayraktar, Nilay Gemlik, Oya Çelebi Çakıroğlu, Serdal Keçeli, Tuncer Asunakutlu İnsanoğlu gerek iş hayatında gerek özel hayatında zorlu bir hayat mücadelesi vermektedir. İş hayatındaki koşuşturmalar, teknoloji, değişim, yenilik derken en önemli kaynak olan insan göz ardı edilmeye başlandı.
Organizasyonların en önemli kaynağı olan insanlar her gün birçok şekilde ilişki hâlinde bulunmaktadır. Bu ilişki içerisinde bazen olumlu davranışlar, bazen olumsuz davranışlar sergilenmektedir. Bu ilişkiler esnasında birçok sorun ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların çözümü de çalışanların bireysel kalitesine bağlıdır.
Bu kitapta, sağlık hizmetlerinin sunumu sırasında sergilenmekte olan on farklı örgütsel davranış konusu olan;
• Liderlik,
• Değişim yönetimi,
• Takım çalışması,
• Farklılık yönetimi,
• Öznel iyi oluş,
• Güç zehirlenmesi,
• Sinizm,
• Diğerkâmlık,
• Yardımseverlik,
• Meydan okuma
konularına vaka analizleri ışığında değinilmiştir.
Birol Büyükdoğan Yeni Koronavirüs hastalığı (COVİD-19) Aralık 2019’da Çin’de başlayıp ardından tüm dünyaya yayılmış bir virüs türüdür. Uzun yıllardır hiçbir virüs insanların hayatlarını bu derece etkilememiştir. Üretim sektöründen hizmet sektörüne, eğitim sektöründen ulaşım sektörüne kadar tüm sektörler bu salgından oldukça fazla etkilenmişlerdir. Bu etkilenme üretimin düşmesinden satışların düşmesine, eğitim alamamaktan işe gidememeye kadar birçok konuda insanları etkilemiştir.
Bu dönem temizlik alışkanlıklarımızdan iletişim alışkanlıklarımıza kadar birçok konuyu da değiştirmiştir. Temizliğe daha fazla önem verirken online iletişimi de daha fazla kullanır olduk. Şirketler COVİD-19 salgın dönemini daha az hasarla atlatmak için çeşitli tedbirler almışlar, tüm iletişim kanallarını kullanarak tüketiciyle olan bağlarını koparmamaya çalışmışlardır. Kurumsal itibar kurumların hedef kitle açısından saygınlık durumu olarak tanımlanabilir. Şirketler saygınlıkları oranında ayakta kalabilmektedirler.
COVİD-19 salgını döneminde kurumların saygınlığı daha fazla dikkat edilmesi gereken bir yönetim fonksiyonu haline geldi. Kurumlar web sayfalarıyla birlikte sosyal medya hesapları yoluyla da paydaşlarıyla iletişime devam ettiler. Özellikle sosyal medya yoluyla yapılan paylaşımlarda tüketiciye dönük daha duygusal mesajlar öne çıktı. Salgının birlikte atlatılacağı mesajı her fırsatta verilmeye çalışıldı. Bu kitap öncelikle kurumsal itibar konusunda teorik bilgiler vermekte, ardından COVİD-19 sürecinde sanayi kuruluşlarının sosyal medya yoluyla yaptıkları paylaşımların kurumsal itibar açısından değerlendirmesini yapmaktadır.
Ahmet Aktaş, Ahmet Kâhiloğulları, Ali Kılıç, Ali Kul, Ali Murat Boyraz, Ali Uçucu, Arda Sezen, Arzu Uğurlu Kara, Aslı Dolu, Ayhan Aydoğdu, Bozkurt Kağan Aktürk, Cihat Karslı, Dilara Gökçen Paç, Ersin Sünbül, Esra Kumaş, Ezgi Aktaş Potur, Fikret Bostan, Göksel Korkmaz, Hakan Eren, Hakan Karabacak, Hamide Özyürek, Hüseyin İkizler, Kemal Eroğluer, Köksal Hazır, Levent Özdemir, Mehmet Kabak, Memduh Begenirbaş, Merve Asiloğulları Ayan, Merve Kurt Kıral, Metin Ocak, Muhammed Serkan Pasinlioğlu, Murat Görmen, Mustafa Bekmezci, Mustafa Kemal Topcu, Mustafa Kemal Topcu, Nazlı Aydın, Necmettin Çelik, Oğuzhan Pehlivan, Öğretim Görevlisi Fuat Kıpırtı, Pınar Fayganoğlu, Ramazan Azak, Rukiye Can Yalçın, Seray Kağıtçı, Serdar Çelik, Serhat Çakır, Soner Çelik, Şeyda Ok, Tamer Işın, Tamer Kılıç, Tuğrul Oğuzhan, Turgay Çağlayan, Uzay Özder, Ünsal Sığrı, Wasim Ul Rehman, Zeynep Baysal Beşinci Endüstri Devrimi olarak adlandırılan Endüstri 5.0 Devrimi, insan merkezli bir yaklaşım ile günümüzün dinamik ve süratle değişim gösteren örgüt yaşantısında, iş hayatında ve sanayi yönetiminde etkilerini göstermeye başlamış, sosyal ve çevresel ihtiyaçları önemseyen konseptleriyle bir önceki devrim sonrasında meydana gelen teknolojik çerçeveyi insanla uyumlaştırmak için yeni bir başlangıç oluşturmuştur. Bu nedenle Endüstri 5.0 Devrimi ile birlikte yönetim bilimleri üzerinde ne gibi değişimler olacağını anlayabilmek; sektörel olarak yapay zekâ, arttırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti, büyük veri, iş birlikçi robotlar gibi pek çok dijitalleşme unsurunu barındıran yetenek ve teknolojilerin insanla uyumunun nasıl sağlanabileceğini ortaya koyabilmek; elde edilecek bu yetkinliği sektörlerin kârlılığını ve verimliliğini arttırmak için kullanabilmek önemli konular hâline gelmiştir.
Çok kıymetli akademisyenlerin değerlendirmeleri ile bu doğrultuda hazırlanan kitapta, yeni endüstri devrimi ile sanayi yönetiminde önem arz eden konular disiplinler arası bir anlayışla incelenmiş ve incelenen konularla ilgili olarak yeni devrimin etkilerini öngören sonuç ve önerilerde bulunulmuştur.
Kitabın sanayi yönetimine emek vererek ülkenin kalkınmasına hizmet eden tüm yöneticilere, mühendislere, çalışanlara, akademik olarak sahaya tecrübe ve bilgilerini aktaran akademisyenlere, girişimci bir ruh ile sanayi ve endüstrinin kalbinde eğitim alan tüm öğrencilere ve böyle dinamik bir ortamda dahi bilimin rehberliğini her zaman vurgulayan alan yazına katkılar sunmasını diliyoruz.
Onur Ünlü Oldukça titiz ve yoğun bir çalışmanın ürünü olan bu kitap, yönetim ve örgüt araştırmalarında sıklıkla tartışılan pozitif sapma kavramını odağına almaktadır. Onur Ünlü bu kitapta, sapma araştırmalarının, zengin teorik geçmişini aktarmak suretiyle yeni bir pozitif sapma tanımı ve ölçeğini okurların dikkatine sunmaktadır. Önerilen bu yeni tanım, kendinden önceki pozitif sapma tanımlarına hâkim olan normatif ve işlevselci perspektifin ötesine geçmektedir. Yazarın kelimeleriyle ifade etmek gerekirse, elbette pozitif sapma normlardan sapmadır ve elbette pozitif sapma örgüte fayda sağlayabilir ama pozitif sapma ne bir düzenlilik arayışıdır ne de tek amacı örgüte fayda sağlamak olan bir pratiktir. Bu kitap, sapma teorilerine yönelik temel düzeyde, pozitif sapma literatürüne yönelik ise kapsamlı bir bilgi birikimini inşa etmek isteyen okurlar için rehber niteliğinde bir eserdir. Bununla birlikte yeni bir kavramsallaştırma temelinde ölçüm aracı geliştirme ve bu ölçeği araştırma modeliyle test etme sürecini yakından incelemek isteyen araştırmacılar için de yol gösterici bir kaynaktır.
W. C. Benton "Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi " kitabının üçüncü basımı, gelecek nesil profesyonellere yönelik olarak konu ile ilgili tüm güncel yöntemleri detaylı olarak açıklamaktadır. W. C. Benton'ın adım-adım yaklaşım metodu ile hem öğrenciler hem de profesyoneller analitik satınalma becerileri kazanabilmektedir. Kitaptaki gerçek vaka çalışmaları ve uygulamalarının amacı, açıklanan satınalma teorilerinin uygulamaya dönüştürülmesine yardımcı olmaktır. Mevcut konu başlıklarının bazıları; satınalma iş süreçleri, fiyat-maliyet analizleri, sağlık ve profesyonel hizmetler ile nakliye ve küresel satınalmalardır.
Stratejik Dış Kaynak Kullanımı (outsourcing) ile ilgili yeni bir bölüm bu basımda ilave edilmiştir. Çünkü bu konu, küreselleşme için temel yapı taşı olmaya hâlen hızla devam etmektedir.
Elektronik satınalma konusuna geniş bir yer verilmesinin nedeni, geleneksel dolaylı satınalma işlevinin artık çoğunlukla e-satınalmaya dönüşmesi ve bu şekilde önemli maliyet tasarrufları ile verimlilik artışı sağlanmasıdır.
Her bölüme eklenen beş adet şirket vakası, öğrenilen konuları pekiştirmek amacı ile ayrıca ilave edilmiştir.
Dr. Benton, satınalma yönetimi, envanter kontrol, tedarik zinciri yönetimi, kalite güvence ve malzeme yönetimi alanlarında yüzden fazla makale yayımlamıştır. Üretim ve işlemler yönetimi alanında 753 araştırmacı arasında kalite ve nicelik açısından birinci durumundadır. IBM, RCA, Frigidaire ve Amerika Ulaştırma Bakanlığında danışman olarak çalışmış ve ayrıca Fisher College İşletme Bölümü bünyesindeki Satınalma ve Tedarik Yönetimi Derneğini (PSMA) de kurmuştur.

Halim Yurdakul Bu kitap; günümüz iş yaşamının dinamik fonksiyonlarından biri olan satınalmanın kapsamlı bir anlatımının yanında uygulama esasları ve tekniklerini tanıtmakta, tüm endüstrilerdeki satınalma profesyonellerine ve ilgili süreçlerdeki çalışanlara, üniversitelerin ve meslek yüksek okullarının lojistik, tedarik zinciri, ticaret ve işletme yönetimi öğrencilerine satınalmanın prensiplerini öğrenmeleri için ulusal ve uluslararası seviyede bir altyapı hazırlamaktadır.
Kitap; satınalmanın kapsamını, tedarik zincirindeki yerini, pazarlık yöntemleri ve tedarikçi seçimi ile yönetimini, satınalma ile sözleşme ve stok ilişkisini, kalite yönetiminin satınalma fonksiyonunu tamamlayıcı etkisini ve sürdürülebilir bir satınalmanın gerekliliklerini örnek uygulama ve yaşanmış olaylarla birlikte anlatmakta, okuyucular için aynı zamanda satınalma departmanı ve prosedürlerinin yapılanması ve satınalma yöneticisi ve çalışanlarının hangi bilgi ve eğitime ve etik değerlere sahip olması gerektiği konularını da inceleme fırsatı sunmaktadır.
Koruhan Fayganoğlu, Pınar Fayganoğlu Değişimin büyük hızla gerçekleştiği günümüzde, devletler arası mücadelelerin de bu değişim bağlamında farklılaştığı bir gerçektir. Artık savaşlar geçmişteki gibi belli hatların olduğu ve belirli kıyafet ve işaretler taşıyan askerlerce değil nizami, gayrinizami ve siber alandaki mücadelelerin eş zamanlı ve eş güdümlü olarak kullanılması ile icra edilmektedir. Bu noktada karşımıza “hibrit savaş” kavramı çıkmaktadır. Hibrit savaş, çok yönlü ve çok enstrümanlı yapısı ile savaş sahasına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Ancak söz konusu bu uygulamalar bir günde ortaya çıkan faaliyetler değildir. Hibrit savaş yöntemlerini yoğun olarak kullanan ülkelerin, sözü edilen taktik ve stratejileri, değişen çevresel koşullara uyumlama çabaları sonucunda ortaya çıkardığı görülmektedir. Ayrıca, hibrit savaş uygulamalarını tasarlarken devletlerin güvenlik bürokrasilerinin sahip oldukları bazı özellik, yetenek ve deneyimlerinin bu anlamda önemli katkılar sunduğu da vurgulanmaktadır. Bu çalışma, sözü edilen bu yetenek ve deneyimlerden en önemlilerinden birinin söz konusu yapıların “öğrenen örgüt” özelliği taşımaları olduğu savı üzerine kurgulanmıştır. Bu savı irdelemek için hibrit savaş uygulamalarını yoğun olarak kullandığı belirtilen iki ülkenin (Rusya Federasyonu ve İran) farklı bölgelerdeki faaliyetleri incelenmiş olup söz konusu uygulamalar örgütsel araştırmalar yazınındaki önemli yaklaşımlarından olan Senge'in (1990) “Beş Disiplin” yaklaşımı bağlamında mercek altına alınmıştır. Çalışmanın; uluslararası güvenlik çalışmaları alanına disiplinler arası bir perspektif ile bakılması anlamında çeşitli katkılar sunabileceği değerlendirilmektedir.
Abdusselam Sağın, Adem Başpınar, Ali Arı, Alper Akpınar, Ayşenur Topcu, Aytekin Cantekin, Bulent Yılmaz, Cem Barlas Arslan, Goksel Korkmaz, Kemal Eroğluer, Mahir Terzi, Mehmet Hanefi Topal, Mehmet Şahin, Memduh Begenirbaş, Metehan Topsakal, Muhammad Nadeem, Mustafa Bekmezci, Mustafa Kemal Topcu, Necmettin Celik, Raif Cergibozan, Semih Ozen, Serkan Yenal, Ufuk Bal, Unal Cağlar, Wasim Ul Rehman, Yunus Ozcan Son dönemde yakından takip edilen savuma ve güvenlik ekonomisi, dünya üzerinde mevcut doğal kaynaklar ve doğal kaynakların durumları, bilimsel ve teknolojik gelişmeler, küresel aktörler ve uluslararası arenada yaşanan gelişmeler ile birlikte dikkat çeken ve üzerinde çalışılan bir alan hâline gelmiştir. Kamusal bir hizmet olan güvenliği sağlamanın temel unsuru olan savunma gücü, ekonomi ile yakından ilişkili bir kavramdır ve bağımsızlığın, ülkenin ve milletin bekasının temelini oluşturmaktadır. Ülkelerin jeopolitik konumu yanında sahip olduğu savunma sanayi özellikleri, uyguladığı savunma sanayi politikaları ve bu politikaların sosyoekonomik dinamikleri, savunma harcamalarının etkinliği ve ekonomi üzerindeki etkileri, silahlanma yarışı ve silahsızlanma süreci, çatışma, savaş ve terörizmin sosyoekonomik ve politik dinamikleri gibi pek çok konu savunma ekonomisi alanında incelenmektedir.
Sınırlı sayıda kaynağın olduğu savunma ve güvenlik ekonomisi alanına katkıda bulunmak, alanının temel unsurlarını açıklamak, ekonomi ve güvenlik kavramlarını disiplinler arası bir yaklaşımla incelemek amacıyla hazırlanan bu eserin; araştırmacılara, savunma ve güvenlik ekonomisi alanında çalışanlara ve bu alana ilgi duyanlara katkı sağlaması beklenmektedir.
Memduh Begenirbaş İnsanlar için güvenliğin çok önemli ve hayatta kalmak için temel bir ihtiyaç olduğu gerçeği zaman içerisinde ülkelerin kendilerini iç ve dış tehditlere karşı korumaya yönelik savunma mekanizmaları geliştirmelerini gerekli kılmıştır. Bu düşünce söz konusu güvenliği sağlamayı bir esasa bağlama gereğinden hareketle savunma yönetimi kavramını ve uygulamalarını hayata geçirmiştir.
Savunma yönetimi ve planlaması ülkeler için her zaman ön planda olmasına karşın özellikle son yıllarda çok daha fazla oranda kamuoyunun ilgisini çekmektedir. Son çeyrek yüzyılda dünyada yaşanan savaş ve çatışmalar başta olmak üzere sosyal, teknolojik, politik ve ekonomik değişimler toplumların savunma ve güvenlik konularına bakışını da etkilemiş, daha şeffaf, az maliyetli, etkin ve esnek savunma süreçleri ve uygulamaları ön plana çıkmıştır.
Savunma yönetimi ve planlaması, başta ülkelerin bekası ile millî menfaat ve çıkarlarını korumak ve her türlü tehdide karşı tedbir almak maksadıyla savunmaya ayrılan kaynakların belli bir stratejik plan dâhilinde kullanılması ile hedeflerin gerçekleştirilmesi sürecinde yapılan faaliyetler bütünüdür. Kitapta söz konusu savunmaya yönelik faaliyetlerin özellikle planlama safhasında dikkate alınması gereken hususlar ile felsefesine yer verilmiştir. Bu kapsamda çalışmada öncelikle stratejik düzeyde savunma yönetimi kavramı, çevresi ve ilişkili bulunduğu disiplinler anlatılmış, daha sonra tarihsel süreç içerisinde savunma planlama yaklaşımları ile savunma tedariki konularına yer verilmiştir.