Yönetim Bilimleri \ 7-12
Canan Tiftik, Erbuhan Nalbantoğlu, Filiz Yıldız, Gülsün Bozkurt, Hilal Kılıç, Mehmet Ali Göngen, Mehmet Emin Begtimur, Metehan Özırmak, Nevra Üçler, Nuran Akdağ, Oğuz Kuş, Onur Dursun, Onur Türker, Özge Gürsoy Atar, Özge Turhan, Rabia Zamur Tuncer, Serdar Kuzey YILDIZ, Sevda Ünal, Sevinç Koçak, Şebnem GÜRSOY Ulusoy, Tükran Öykü Büyükçelikok, Yıldıray Kesgin Bu kitap, alanında uzman akademisyenlerin gazetecilik, medya, medya çalışanlarının örgütsel davranışları ve iletişim alanlarında ortaya koydukları bilimsel çalışmaları içermektedir.
Kitapta yer alan çalışmaları kapsayan bölümler; medya ve iletişim çalışmalarında güncel sorunlar, yeni iletişim teknolojilerinin medya, iletişim ve gazetecilik alanlarında yarattığı dönüşümler, halkla ilişkilerin stratejik rolü, içerik pazarlama, e-ticaret ve pandemi sürecinin iletişim çalışmalarına etkileri ekseninde olup medya ve iletişimin birçok alanını kapsamaktadır.
Yaşamımızın her aşamasını önemli ölçüde dönüştüren dijitalleşmenin iletişim çalışmaları üzerinde de etkisi olması oldukça doğaldır. Özellikle dijital yaşamla iç içe olduğumuz pandemi sürecinde yeni iletişim teknolojilerinin medya, iletişim, halkla ilişkiler ve pazarlama alanlarına etkilerini yadsımamak gerekir. Bu bakış açısıyla kitapta, pandeminin iletişim çalışmalarını ne şekilde yönlendirdiğinin yanı sıra geleneksel medya gücünü ve güçsüzlüğünü de ortaya koyan çalışmalar yer almaktadır.
Bu kitapta yer alan bölümlerin daha sonraki akademik çalışmalara öncülük etmesi ve yaşamın ayrılmaz bir parçası olan iletişim ve kitle iletişimi olgularına ilgi duyan tüm kitapseverlerin ilgiyle okumaları dileğiyle...
D. Zafer İnkaya, E. Funda İnkaya Horoz Dağınıklığın dışında yalınlığı bulun. Uyumsuzluktan uyumu bulun. Fırsatlar, zorlukların tam ortasındadır.
Albert Einstein

BOL GÖRSELLİ, BASİT, ANLAŞILIR BİR ORGANİZASYON YÖNETİMİ REHBERİ

insan kaynaklan profesyonellerinden yöneticilere öğrencilerden, tüm çalışanlara; organizasyonun bir bütün olarak, daha verimli çalışması için nasıl tasarlanabileceğinin ipuçları!

Biliyor musunuz?

Bir organizasyonun en önemli unsurları nelerdir?

Bir bölümü yönetebilmek için en uygun ast sayısı nedir?
Organizasyon şemasını ilk kim çizmiş?
Dünyada kurulmuş ilk bilinen şirket hangisi?
İş yeri dedikodularına yılda ne kadar saat harcıyoruz?
Nizâmülmülk yetki devri için ne dedi?

Hadi, daha fazlasını da gelin birlikte keşfedelim!
Emel Bahar Dünyanın küreselleşerek tek bir pazar hâline gelmesi, artan toplumsal duyarlılık, insan haklarına verilen önemin artması, çevre kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaşması, müşteri ve işgörenlerin istek ve beklentilerinin yükselmesi gibi nedenler iş dünyasında iş ve meslek etiği kavramlarını her zaman olduğundan daha önemli hâle getirmiştir.
Öte yandan makineleşme ve kitlesel üretim, piyasada ürün çeşitlerinin ve benzer ürünlerin artmasına yol açmış, rekabet avantajı elde edebilmenin enstrümanları değişmiş, toplumsal bilincin ve duyarlılığın da artması işletmeleri, ekonomik birimler olduğu kadar sosyal birimler olmaya yöneltmiştir. İşletmeler -paydaşları nazarında- itibarlarını ve marka değerlerini yükseltebilme gayreti içindedirler. Bunun için de yöneticiler, etik davranış ilkeleri geliştirmek ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmek konusunda ciddi adımlar atmaya zorlanmaktadırlar.
Toplumdaki beşerî sermayenin sadece teknik açıdan değil etik açıdan da kaliteli hâle getirilmesi önemlidir. Bu nedenlerle etik bilinci geliştirmek ve yerleştirmek adına kurum ve kuruluşlarca etik eğitime, üniversitelerin öğretim programlarında da etik derslerine yer verilmeye başlanmıştır.
Bu amaçla hazırlanmış olan kitabımızın ilk bölümünde etik ve ahlak kavramları irdelenmiş, ikinci bölümde etik kuralları, sistemleri, düzeyleri ve etik davranışa yer verilmiştir. Üçüncü bölümde meslek etiği konusu detaylı incelenmiş, sonraki bölümde mesleki yozlaşma ve etik dışı davranış sonuçları, son bölümde ise etik konusu işletme fonksiyonları açısından ele alınmış ve işletmelerin sosyal sorumluluk çalışmalarına yer verilmiştir.
Kitabın etik davranışa ve etik bilinçlenmeye katkı sağlamasını diliyoruz.
Bülent Şen Bugün hız ve teknoloji dünyasında yaşıyoruz. Ancak her geçen gün yaşamımız biraz daha karmaşıklaşıyor ve bu nedenle birçoğumuz giderek daha fazla mutsuz oluyoruz. İnsan, konforu artarken, duygusal dünyasından her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor. Bugüne kadar insanın yaşamda başarısı ve mutluluğu için; düşünen beyin, mantık ve bilişsel zekâ önemseniyordu. Son 30 yılda yapılan araştırmalar duygusal zekânın önemini ortaya çıkarmıştır. Duyguların akıllıca kullanımı ve olgun insan olma yolculuğu olarak tanımlayabileceğimiz duygusal zekâ; kişinin hem kendi hem de başkalarının duygularını fark ederek onları doğru bir şekilde okuyabilmesinde, bu süreçten elde ettiği bilgiyi, düşünce ve davranışlarında kullanarak karşısındakilerle olumlu ilişkiler kurabilmesinde ve çevresinden gelen baskı ve taleplerle başarılı bir şekilde baş edebilmesinde kişiye yardımcı olan; kişisel, duygusal ve sosyal yeterlik ve beceriler dizinidir. Duygusal zekâsı yüksek bireylerin iş ve sosyal yaşamlarında daha dengeli, başarılı ve mutlu oldukları görülmektedir.
Kitapta; duygusal zekânın aile, eğitim ve iş yaşamında daha kolay anlaşılıp uygulanabilmesi için metaforlardan ve hikâyelerden faydalanılmıştır. Yeni bir bakış açısı getirerek bizi yeni diyarlara götürecek her düşünce, söz metaforiktir. Metaforlar, bizim zaten doğrularını bildiğimiz, ancak bir şekilde hayatımıza uygulayamadığımız güzel davranışları, somut bir örnekten hareketle - bize farkındalık yaşatarak - soyut bir anlam çıkarmamıza ve içselleştirerek onları hayatımızda kolayca uygulayabilmemize olanak veren ifadelerdir.
Ramazan Erdem, Kevser Sezer Korucu Sanayi Devrimi ile başlayan süreçte işe yüklenen anlam ve iş yapma biçimlerinde köklü değişimler meydana gelmiştir. Teknolojik gelişmelerin de etkisiyle iş, hiç olmadığı kadar hayatın merkezine yerleşmiş, bu da hayatın bütününde köklü dönüşümlere yol açmıştır. Modern insanın hayat hikâyesine bakacak olursak doğduktan hemen sonra ebeveyninin ileride ne iş yapacağı üzerine kafa yorup eğitimini ona göre programladığını, hayatının en verimli çağlarını bir işte çalışarak ya da kariyerinde ilerlemek için harcadığını, yaşlılık zamanlarını da çalıştığı işten emekli olmasıyla birlikte elde ettiği maddi imkânlarla geçirdiğini görürüz. Günümüzde hepimiz ister çalışmak için yaşayalım ister yaşamak için çalışalım, hayatımızı iş merkezli olarak tasarlamak durumunda kalmaktayız. Bugün “başarılı insan” denildiğinde, hayata dair görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getiren insandan öte iş yaşamında diğerlerinden farklı başarı öykülerine sahip, parlak kariyerli insanlar akla gelmektedir. Buna bağlı olarak mutluluk, huzur, tatmin gibi olumlu; stres, çatışma, tükenmişlik gibi olumsuz kavramları da işten bağımsız ele almak zorlaşmıştır. Anlaşılacağı üzere, hayatta her şeyin işe göre şekillendiği bir çağda yaşıyoruz.
İşle bu denli içli dışlı olmamız sebebiyle yaşadığımız birçok problemin kaynağı da iş merkezli olmaktadır. Bu kitapta modern insanın işle imtihanına dair problemler tartışılmaktadır. Bu kapsamda işte anlam kaybı, kariyerizmin sonuçları, hayatın iş tarafından istilası, monotonlaşan hayat, iş ve istihdamın modern köleliğe dönüşmesi, çalışanların dehümanizasyonu ve dijitalleşme ile birlikte ortaya çıkan yeni sorunlar gibi konular üzerinden modern iş yaşamı eleştirel bir perspektifle ele alınmıştır.
Kemal Eroğluer Bilimsel, kültürel ve teknolojik gelişmeler, insanlık tarihi boyunca birikimli olarak yaratılan ve kuşaktan kuşağa aktarılan bilgiden çok daha fazlasının son 300 yıllık dönemde üretilmesini sağlamış, insanlık hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde ve çok kısa sürede farklı bir aşamaya geçmiştir. Sanayi Devrimi ile başlayan süreç, yönetimin bilimsel olarak incelenmesini sağlamış, örgütler toplumsal yapının temel unsuru hâline gelmiştir. İletişim ve bilişim teknolojileri alanında yaşanan büyük ve hızlı gelişmeler küreselleşmenin önünü açmış, ülkelerin fiziksel sınırlarının ötesinde bilgi paylaşımına ve ticaret yapılmasına olanak tanıyarak dünyayı mobil cihazlar vasıtasıyla ulaşılabilir hâle getirmiştir. Her alanda yaşanan yoğun bilgi üretimi ve paylaşımı bilgi çağının kapısını açmış, insanlığa muazzam kolaylıklar ve imkânlar sunarken bir yandan da insanı ve yaşadığı çevreyi tehdit eder hâle gelmiştir. Ortaya çıkan yeni dünya düzeni, yeni ekonomik sistemler ve yeni örgüt modellerini zorunlu hâle getirmiştir. Bu gelişmeler örgütlü toplumu kaçınılmaz hâle getirmiş, örgütlerin toplum içindeki rolü ve önemini sürekli olarak artırmıştır.
Bu kitapta; örgüt, örgütü oluşturan unsurlar, örgüt yapısı ve türleri, toplumsal yaşamda var olan örgüt türleri, örgüt yapısı ile ilişkili olan temel kavramlar ve açıklamaları ile örgüt yapısının gelecekte nasıl şekilleneceği, geleceğin karmaşık, belirsiz ve muğlak dünyasında örgütlerin durumu ve rolleri yanında son dönemde yaşanan küresel salgının örgüt yapıları ve faaliyetlerine olan etkileri üzerine değerlendirmeler yapılarak araştırmacı ve konuya ilgisi olan okuyuculara multidisipliner bir bakış açısı sunulmaya çalışılmıştır.
Bülent Ağbuğa, Emine Büşra Yılmaz, Fatma Ağbuğa, Sevim Akşit, Şehmus Aslan Bir yazarı daha üretken yapan, bir sanatçıyı mükemmelliğin peşinden koşturan, bir öğrenciye ders çalıştıran, bir sporcuyu şampiyon yapan nedir? Ya da yorgun olduğumuzda, sıkıldığımızda veya herhangi bir nedenden dolayı dikkatimiz dağıldığında, kendimizi toplayıp devam etmemizi sağlayan şey nedir? Yanıt: Motivasyon! Motivasyon, yaşamı sürdürmek için gerekli olan temel ihtiyaçlardan kendini gerçekleştirmeye kadar farklı etkenlerden etkilenir. Bununla birlikte motivasyon kişisel ve karmaşık bir süreçtir. Her insanın ihtiyacını karşılamak için de farklı yaklaşımlar kullanmak gerekir. “Hayata olumlu bak!”, "Yapabilirsin!" ya da "Sen herşeyden değerlisin." gibi kalıp sözler yerine sağlam, bilimsel temelli motivasyon yöntemlerini kaynakları ile beraber bilmek zorundayız. Bu kitap da motivasyonun ne olduğu, motivasyonun farklı teorilerle nasıl açıklandığı, motivasyonun farklı disiplinlerle olan ilişkisi, çalışanı, sporcuyu, öğrenciyi vb. nasıl motive edeceğimizi ya da öz motivasyonun nasıl sağlanacağı açıklarken, motivasyon ile ilgili aklınıza gelebilecek soruları yanıtlarıyla birlikte bilimsel açıdan ancak herkesin çok rahat anlayabileceği bir yazım diliyle anlatmaya çalışmıştır. Kitap, bu özellikleriyle ilgilenenler için değerli bir kaynak kitap olma özelliği taşımaktadır.
Johnmarshall Reeve Davranış oluşumunda motivasyon süreçlerini ve duyguları anlamayı amaçlayan bu kitap, insan davranışının temellerine ilgi duyan, Psikoloji başta olmak üzere sosyal bilimler alanında çalışan profesyonellerin gerek akademide ders kitabı olarak gerekse alanda bir rehber olarak kullanabileceği niteliktedir.
“Davranış nasıl oluşur?”, “İnsanlar ne ister?”, “Motivasyon ve duygunun altında yatan dinamikler nelerdir?” gibi soruları teorik bakış açılarıyla ele alan Johnmarshall Reeve’in yazarı olduğu bu kitap, dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda; fizyolojik, psikolojik ve sosyal “ihtiyaçlar”ın, davranışın oluşum sürecindeki rolü ele alınmaktadır. İkinci kısım, “Bilişler” başlığı altında, motivasyonun bilişsel süreçlerine odaklanmaktadır. “Duygular” başlığı altındaki üçüncü kısım, duygu-davranış ilişkisinde biyolojik, bilişsel ve sosyal perspektiflerden yola çıkarak güdülenmede duyguların rolünü anlamaya çalışmaktadır. “Uygulamaya yönelik İçerikler” başlıklı dördüncü kısımda ise, kitabın bütününde aktarılan yaklaşımların, eklektik bir bakış açısıyla, alan uygulamalarındaki karşılığı ele alınmaktadır.
Her bölüm içerisinde bulunan tartışma alanlarıyla zenginleştirilen kitapta, alana dair güncel görüşlere de yer verilmektedir. Dolayısıyla bu kitap hem öğrencilere hem de eğitim, sağlık, işletme gibi farklı disiplinlerde çalışan uzmanlar için yararlı bir kaynak niteliğindedir.
Ali Murat Alparslan, Seher Yastıoğlu, Mehmet Ali Taş Pragmatizm akımının önerdiği yolda yürüyerek oluşturulan bu eser, doğrudan sahanın sesine kulak vererek sistematik bir derleme ile sunulan, günümüz yöneticilerinin çalışanlarını nasıl mutlu edebileceklerine dair açık bir reçete niteliğindedir. Bu reçete; işyeri mutluluğunun ne anlama geldiği, çalışanları mutlu ve mutsuz eden yönetici davranışları, çalışanları mutlu eden geri bildirimlerin özellikleri ve doğrudan geribildirim söylemleri (kelime ve cümleler) ve arzu edilen yönetici erdemlerine dair 2000 kişinin üzerinde yapılan ve keşifsel nitelik taşıyan araştırmalar ile oluşturulmuştur. Bu yüzden sahadaki yöneticilere katkısı oldukça güncel gerçekler üzerinedir. Bu çalışmanın oldukça önemli bir katkısı da çalışan mutluluğu/ıyi oluşu üzerine araştırma yapan/yapmayı düşünen araştırmacılaradır. Keşifsel bir bakış açısına sahip olan araştırmalarımız; önemli boyutlandırmalar, modellemeler ve isimlendirmeler oluşturmuştur. Tüm bu bulgular, nicel araştırmalarla; nice yeni modellemelere, ölçek geliştirme çalışmalarına ve teorik zeminlere altyapı niteliğindedir.
Bu yüzden eserin güncel olarak sahanın nabzı ile, teorik bir zemin dahilinde, sistematik boyutlandırmalar üretmesi, hem sahaya hem de akademik araştırmalara somut katkılar sunmaktadır. Mutluluğun performanstan öte insan için, insanlık için üretilmesi ve paylaşılması dileği ile...
Beyza Gültekin, Üzeyir Kement Geçmişi oldukça eskilere dayanan müşteri ilişkileri yönetimi, günümüzde de oldukça dikkat çekici bir alandır. Buna rağmen, ülkemizde konuya ilişkin akademik çalışmalar sınırlıdır. Dolayısıyla bu kitap, müşteri ilişkileri yönetimi kapsamındaki kavramları ayrıntılı biçimde açıklanması ve bu kavramların bir arada verilmesi ile literatüre ve uygulayıcılara katkıda bulunmaktadır. Sir Winston Churchill'in "Ne kadar geriye bakabilirseniz, o kadar ileriyi görebilirsiniz" ifadesinde belirttiği gibi, konu ile ilgili geçmişte yapılan araştırmalardan yararlandık.
Bu araştırmalara göre, müşteri ilişkileri yönetimi, pazarlama anlayışlarından ilişki pazarlaması ile bağlantılıdır. Bu nedenle, bu kitapta öncelikle pazarlama anlayışları ve bu anlayışlardan ilişki pazarlaması ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır. Daha sonra, müşteri ilişkileri yönetimi kapsamındaki tatmin, sadakat, değer, deneyim, veri tabanı ve ölçümün yanı sıra etik ve yasal konular gibi temel kavramlar da açıklanmaktadır. Ele alınan kavramlar, uygulamadaki örnekleri ile sunulmaktadır.
Selim Coşkun - Hakan Dulkadiroğlu Performans yönetimi, kamu sektörü ve özel sektörün vazgeçemediği önemli bir insan kaynakları uygulamasıdır. İyi kurgulanmış ve işleyen bir performans yönetim sistemi; çalışanlar ve memurların liyakatlerine göre atanmasına, motivasyonları ile iş tatminlerinin artmasına ve yetiştirilmelerine imkan sağlayacaktır. Performans yönetim sistemini başarılı bir şekilde uygulayan kurumlar da daha başarılı bir şekilde hedeflerine ulaşabileceklerdir.
Kurumlar, performansın önemi ve faydaları konusunda genellikle hemfikir olmakla birlikte kurumlarda iyi bir performans yönetim sisteminin nasıl kurulacağı konusunda yeterince yol gösterici kaynak bulunmamaktadır. Elinizdeki bu kitap, özellikle performans yönetim sistemi kurmak isteyen kamu kurumlarının ihtiyacını karşılamak üzere, yazarlarının teorik ve pratik bilgilerini harmanlayarak hazırladığı bir çalışmadır.
Emre Öztürk Bugün, nörososyoloji ve nöropragmatizm, sosyal araştırmanın mahiyetini farklı kaynaklarla güçlendirme ve daha canlı, daha diri ve daha etkili söylemlerle ayağa kaldırmak adına oldukça önemli gündem maddeleri sunan özgün iki başlık olarak öne çıkıyor. Nörososyoloji, nörobilimsel incelemelerin son derece gelişkin olduğu çağımızda, sosyolojiyi nörobilimlere yaklaştırmanın avantajları üzerinde odaklanırken sosyolojiye yeni teorik ve pratik açılımlar kazandırmanın yollarını sorgulamaktadır. Nöropragmatizm ise bir yandan felsefeyi nörobilimlerle birlikte düşünmenin indirgemeci olmayan alternatiflerini üretirken öte yandan nörobilimleri de insanı pragmatist felsefe ışığında etkileşimsel bir vukufla anlamaya davet etmektedir. Bu kapsamda elinizdeki metin; nörososyoloji ve nöropragmatizmi anlamak, temel içerimlerini yansıtmak, öne çıkan tezlerini tartışmaya açmak ve nörobilim incelemelerini sosyoloji ve felsefenin teorik mirasıyla birlikte değerlendirme iddialarında ne ölçüde başarılı olduklarını sorgulamak maksadındadır.
Aydın Usta Psikososyolojik yönetim, organizasyon içerisinde ortaya çıkan sosyal davranışların psikolojik olarak incelenmesini esas alan bir yönetim yaklaşımıdır; organizasyon kavramı ise bazen düzenlenmiş bir aktivite, bazen referans bir çerçeve, bazen de kurum (sistem) anlamına gelmektedir. Bu kavramsal anlamları ile birlikte organizasyon, belirlenen amaçları gerçekleştirmek için yararlanılan önemli bir araçtır ve mali-fiziki-insani olmak üzere üç tür kaynağa sahiptir. Bir araç olarak nitelendirilen organizasyonu yönetim işletmektedir. Bir anlamda organizasyon ve yönetim iç içedir. Bir başka deyimle organizasyon bir yapı (iş bölümü ve eşgüdüm birlikteliği), yönetim de onu çalıştıran bir güçtür. Yönetimin en önemli unsuru ise insandır. Çünkü organizasyonun başarısı yürütülen faaliyetlerin etkili ve verimli kılınmasına bağlıdır.
Bu kitaptaki konular genel bir yaklaşımla ele alınmış olup, organizasyon türleri arasında herhangi bir ayırım yapılmamıştır. Yani sunulan bilgiler her türlü organizasyon türü için geçerlidir. Çünkü çalışan olarak her insan organizasyonlarda benzer psikososyolojik etmenlerin etkisi altındadır. Bu bağlamda kitabın amacı, biyopsikososyal özelliklere sahip olan iş gören veya yöneticinin organizasyon içerisinde nasıl davranması gerektiğini ortaya koymaktır.
Organizasyonun hangi bölümünde çalışıyor olursa olsun insan unsuru, yetenekleri ile organizasyona katkı sağlamaktadır. Çalışan insanın yeteneklerinden azami miktarda yararlanmak ise yönetim becerilerini, dolayısıyla farklı yöntem ve tekniklerin uygulanmasını gerektirmektedir. Bu anlayış çerçevesinde, kitapta, farklı psikososyolojik yönetim uygulamaları, çalışan insanın ruhsal ve sosyal yönü ile ilişkilendirilerek sunulmaktadır.
Selim Özdemir - Selami Özcan Son yıllarda akademik yazında önemi gittikçe artan çalışma alanlarının başında gelen konulardan biri olarak aile işletmeleri dikkat çekmektedir. Her ne kadar Türkiye bazında konunun önemi bilinse de akademik olarak yayın açısından henüz yeterli çalışma yapılamamıştır. Önemi artan bu konunun sadece Türkiye ekseninde değil Orta Asya ve Balkanlar ekseninde ele alınmasının ulusal ve uluslararası alanda çalışma yapacaklara kaynak eser özelliği taşımasının mümkün olabileceği düşünülmüştür.
Kitap, Asya’dan Balkanlar'a dokuz farklı ülkeden, on değişik üniversiteden yerli ve yabancı on yedi akademisyen tarafından kaleme alınmıştır. Kitabın hedefi; Orta Asya ve Balkanlar bölgesinde faaliyet gösteren KOBİ niteliğinde aile işletmelerine dair ilgili ülke literatürlerinde var olan bilgileri tek kitap çatısı altında bir araya getirerek ilgililere sunmaktır.
Aynı zamanda Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Gürcistan, Irak, Türkiye, Romanya ve Arnavutluk gibi bölge ülkelerinden akademisyenler arasında bir sinerji oluşturulması hedeflenmiştir. Çalışmanın gerek Türkiye ve gerekse diğer ülkelerde ilgi çekeceği düşünülmektedir.

İÇİNDEKİLER

Rusya’da Aile İşletmeleri

Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nde Orta Sınıfın İnşası: Kazakistan'da KOBİ’lerin Gelişimi Örneği

Kırgızistan Ekonomisi ve Aile İşletmeciliği

Azerbaycan’da Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler

Gürcistan’daki Küçük Ölçekli Aile İşletmelerinin Makroekonomik Bağlamları

Irak’ta Aile İşletmeleri

Türkiye’de Aile İşletmeleri

Romanya’da Aile İşletmeleri

Arnavutluk’ta Aile İşletmeleri
Charles H. Elliott, Laura L. Smith Öfkeyi başarılı bir şekilde yerine kaldırıp mutlu ve huzur dolu bir hayat sürün
Öfke tümüyle normal ve insani bir duygu. Ancak yıkıcı hâle geldiğinde işte, ilişkilerde ve genel hayat kalitesinde sorunlara yol açabilir. Bu kitapta öfkenin kaynaklarını tespit etmenize ve sağlıklı bir şekilde serbest bırakmanıza yardımcı olacak öfke kontrol yöntemlerine, becerilerine ve alıştırmalarına dair güvenilir ve kabul görmüş bilgiler bulacaksınız.
• Hiddetle ilişkiyi kesin! Öfkeyi ve nereden kaynaklandığını tespit edin, duyguların nasıl işlediğini anlayın ve öfke hakkındaki efsaneleri çürütün.
• Canavarı ehlileştirin! Öfke noktalarınızın yerini saptayın, öfkeyi nasıl, ne zaman ve nerede ifade ettiğinizi anlayın ve öfkeye eşlik eden sorunlara göz atın.
• Soğukkanlılığınızı koruyun! Öfkenizin bedelini değerlendirin, kızgın kalmanın verimli olup olmadığına karar verin ve eski modelleri olumlu modellere dönüştürmeye kucak açın.
• Yeni bir bakış açısı edinin! Çarpıtılmış düşünceleri nasıl gün yüzüne çıkaracağınızı ve onlara nasıl meydan okuyacağınızı keşfedin, tekrar değerlendirin ve daha iyi ve daha sağlıklı bir hâle getirin.
• Sağlığınızı iyileştirin! Zorlu durumları aşırı öfke olmadan idare etmek için bir dizi gerekli yaşam tarzı değişiklikleri ve özel beceriler bulun.
Kitabı açın ve
• Öfkenizi, işe yarayan şeylere odaklanarak nasıl kontrol edeceğinizi,
• İyi bir gece uykusunun önemini,
• Hayattaki bakış açınızı değiştirme yollarını,
• Özenle kontrol edilen öfke ifadelerinin sizin için neden dışa vurmaktan daha iyi olduğunu,
• Anlaşmazlıkları meydan okumalara nasıl dönüştüreceğinizi,
• Affetme ve öfkesiz bir hayat sürdürme üzerine tavsiyeleri,
• Öfkeyi kontrol etmenin nasıl tamamen sizin elinizde olduğunu inceleyin.
Füsun Toros Rekabetin küresel düzeyde olduğu günümüz iş dünyasında, en son teknolojiler satın alınabilir veya taklit edilebilir ancak çalışanların yetenekleri taklit edilemez.
İşletmelerin en değerli, en yaratıcı ve en dinamik kaynağı insan kaynağıdır. İnsanın zihinsel gücü, yaratıcılığı ve enerjisi olmadan işletmeler sürdürülebilir olamaz.
Bu değerli insan kaynağının etkin ve verimli kullanılması, işletme performansı için kritik derecede önemlidir. Bu unsur işletmelere sadece bir rekabet avantajı kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda temel bir yetenek de katar.
Bu sebeple işletmeler, doğru adayı seçmek, geliştirmek ve tutundurmak için çaba harcamalıdır.
Yazarın akademik çalışmaları ve iş yaşamındaki tecrübeleriyle hazırladığı bu kitap, yetenek yönetiminin kariyer gelişimi üzerine etkilerini anlamada ve çalışanların örgütsel bağlılığını arttırmada yol gösterici olacaktır.
İrfan ÇAĞLAR Bu kitap, değişmeyen tek şeyin değişim olduğu çağımızda, işletmelere rekabet piyasasında nasıl ayakta durulabileceğinin ve değişime uyum yeteneğinin ne şekilde kazanılabileceğinin ipuçlarını vermeyi amaçlamaktadır. Bu maksatla kitap; değişimi, değişim sürecini ve onun yönetim biçimini ortaya koyarak değişim yönetimi ile ilgili bir anlamlar dünyası oluşturmakta ve onu daha anlaşılabilir noktaya taşımaktadır.
Ayrıca kitap; işletme yönetiminin yeni, farklı konularına ( Yönetişim, sosyalleşme, kurumsal sosyal sorumluluk, farklılıkların yönetimi vb.) yer vererek, onların örgütsel yenilenmeye, çalışan davranışlarının pozitif yönde yeniden yapılandırılmasına katkı sağlamayı da hedeflemektedir.
Bu çerçevede farklı bir konsepte sahip, olabildiğince geniş literatür taramasına dayanan söz konusu çalışmanın, eksiklikleri ve kısıtlarına rağmen okuyucuya örgüt geliştirme süreci konusunda yeterince alt yapı oluşturma potansiyeline sahip olduğu söylenebilir.
İyi niyeti ve katkı sağlama hassasiyetini merkeze alan bu kitap, okuyucuya, işletme dünyasına ve bütün işletmecilere yararlı olacak niteliktedir.
Donald L. Anderson ÖRGÜT GELİŞTİRME

Örgüt Geliştirme kişisel, takım ve örgüt düzeyindeki değişimleri yönlendirme konusunda öğrencilerin, yöneticilerin, değişim uzmanlarının ve uygulayıcıların ilgisine sunulmuş rehber bir kitaptır. Donald L. Anderson, klasik örgüt geliştirme teknikleri ile günümüze uygun ve farklı örgüt kademelerinde uygulanabilecek müdahaleleri anlatırken örgüt geliştirme etiği ile ilgili tartışmalara da yer vermektedir. Temel içeriği ve süreçleri izleyen bölümlerin sonundaki vaka incelemeleri ve örnek olay çalışmaları da öğrencilerin öğrendiklerini uygulamaya aktarabilmelerine yardımcı olmaktadır. Küreselleşmenin arttığı, teknolojilerin hızla değiştiği, ekonomik baskıların ve çalışanların beklentilerinin arttığı günümüzün rekabetçi çevrelerinde bu kitap, yararlı bir araç olacaktır.

Kitabın Temel Özellikleri
• Örgüt geliştirme sürecinin her aşaması detaylı şekilde açıklanmaktadır: giriş, sözleşme/kontrat, veri toplama, teşhis ve geri bildirim, müdahaleler ve değerlendirme.
• Hem geleneksel örgüt geliştirme uygulamaları hem de değişime uyumlu yeni stratejilerin uygulanabilmesi için teori, araştırmalar ve danışmanlık teknikleri açıklanmaktadır.
• Özel işletmeler, kamu kurumları, eğitim ve sağlık örgütleri gibi çalışma ortamlarında örgüt geliştirme uygulamalarının yararları gösterilmektedir.
• En iyi örgüt geliştirme pratiklerinin (kişisel, takım ve örgüt düzeyinde müdahalelerle) gerçek dünyada uygulanmasına ilişkin yönlendirmeler yapılmaktadır.
• Örnek olay incelemeleri ve vaka çalışmaları aracılığıyla öğrencilerin örgüt geliştirme kavramlarını analiz etmeleri, uygulamaları ve tartışmaları sağlanmaktadır.
• Konularla ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen okuyucular için ek okuma önerileri sunulmaktadır.

Örgüt Geliştirme: Örgütsel Değişime Yön Veren Süreç kitabı işletme ve yönetim alanında; örgüt geliştirme, örgütsel değişim, liderlik ve örgütsel değişim gibi derslerde kullanılabilir.
Fuat Çelikel Toplumların ekonomik, sosyal ve politik gelişimlerine etki eden, örgütlerin oluşumu, verimlilik ve etkinliklerinde en önemli yere sahip olan faktörlerden birisi de beşerî sermaye olarak ifade edilen insandır.
İşletmelerin, çalışanları ve çevresi arasındaki ilişkileri belirleyen, çalışanlar ile işletmeler arasındaki iletişimi düzenleyen, işletmelerin kişiliğini ve karakterini oluşturan kavram örgüt iklimi; faaliyetlerini yürütürken görev tanımlarında yer almayan, işletme tarafından ödüllendirilmeyi beklemeden gönüllü, etkili ve verimli bir çalışmaya dayalı, zorunluluğu olmayan, ihmali durumunda ceza gerektirmeyen, çoğunlukla kişisel tercihlerin sonucu olarak ortaya konulan çalışan davranışları örgütsel vatandaşlık davranışı; iş yaşamındaki yaşlıların, engellilerin, kadınların ve bazı toplumsal grupların, kariyer basamaklarındaki ilerlemelerini önleyen, görünmeyen, algısal ve örgütsel engelleri ise cam tavan olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tavan, yukarı çıkmaya engel olmayı, cam ise işlerlikte olmayanı ancak hissedilen algıyı temsil etmekte, görünmez ve resmî olmayan bir engeli ifade etmektedir.
Bu kitapta; günümüz çalışma koşullarındaki örgüt iklimi ve örgütsel vatandaşlık davranışı açısından çalışanlar üzerindeki cam tavan algısı incelenmiş olup kavramlara yönelik fikir ve öneriler sunulmuştur.
John McAuley, Joanne Duberley, Phil Johnson Örgütlerle ilgili yazılmış çok sayıdaki geleneksel kitaptan oldukça farklı olarak … konuyla son derece ilgili bir metin. (Henrik B. Sørensen, Aarhus Üniversitesi, Danimarka)
Yazım tarzı oldukça açık ve özlü ve ayrıca tüm bölümler boyunca da tutarlı. Özellikle ana dili İngilizce olmayanlar için iyi yazılmış bir kitap. (Dr. Melissa Tyler, Essex İşletme Fakültesi, Birleşik Krallık)
Bu kitabın mükemmelliği, muazzam bir çalışma alanını mantıklı ancak akademik açıdan da titiz bir biçimde detaylandırmaya yönelik derinliği ve çabasıdır. Takdire şayan. (Dr. Paul McGrath, Smurfit İşletme Fakültesi, Dublin Üniversitesi, İrlanda)

Kökenlerinden bugünkü tartışmalara kadar örgüt kuramını inceleyen yazarlar, okuyucuları çeşitli bakış açıları arasındaki eleştirel bir diyaloğa dâhil olmaya özendirmektedirler. Örgütleri sağduyuya dayalı bir biçimde ele alma (ve yönetme) biçimine hem zemin oluşturan hem de bu tarza meydan okuyan çeşitli örgüt kuramlarını kullanan bu yeni baskının amacı, yirmi birinci yüzyıl örgütleri için Örgüt Kuramı'nı oluşturan ve derinlikli meydan okumalar sağlayan çeşitli kuramlar ve bakış açıları ile ilgili açık bir biçimde yapılandırılmış ve ilginç olan keşifler sağlamaktır.
Şayet örgüt kuramının ne olduğunu ve neden önemli olduğunu, onun günümüz örgütü üzerindeki etkisinin ne olduğunu ve ne tür meydan okumalar ortaya çıkarttığını, öte yandan ne tür çözümler sunduğunu öğrenmeniz gerekiyorsa, bu kitap tam size göre. Alandaki kuramsal gelişmelere odaklanan yeni bölümler ile tamamen revize edilen ve güncellenen bu yeni baskı, okuyuculara kolaylık sağlayan zengin bir dizi pedagojik özellik içermektedir. Bu özelliklerden bazıları:
•Kişisel ve grup düzeyinde düşünmeye sevk eden Dur ve Düşün kutucukları
•Önde gelen düşünürlerin kısa hayat hikâyeleri
•Lehman Brothers, İngiliz Jeoloji Araştırması ve Microsoft gibi örgütlerle ilgili örnek olaylar
•Temel kuramları tanıtan ve özetleyen Fikirler ve Bakış Açıları kutucukları
•Örgüt kuramı ile işletme yönetimi arasındaki ilişkiye dair daha geniş bir kapsam
Bu kitap, örgüt kuramı ile analiz ve tasarımın programlarının temel bir parçası durumunda olduğu lisans son sınıf öğrencileri ile lisansüstü öğrenciler uygun bir kitaptır. Bu kitap ayrıca işletme yönetimi ile örgütsel davranış konularında dersler alan öğrencilerin de ilgisini çekebilir.
Richard L. DAFT, South Western Cengage Learning Daft'ın “Örgüt Kuramları ve Tasarımını Anlamak” kitabının genişletilmiş ve güncellenmiş 10. basımı örgüt kuram ve tasarımı alanına oldukça farklı, okuyucuların dikkatini çeken, okuyucuları düşündüren ve uygulamalarla yol gösteren bir yöntemle yaklaşmaktadır. Örgüt kuramları ve tasarımına ilişkin temel kavramları, klasik ve çağdaş düşünce ve fikirleri, önemli öge ve faktörleri, aralarındaki ilişkileri geniş ve detaylı bir bakış açısı ile ele almaktadır. Kitap, çağdaş düşünce ve yaklaşımları klasik düşünce ve kuramlarla bütünleştirirken okuyucunun aktif olarak katılımını sağlayan eğlenceli yöntemi ile okuyucuyu sarmalayarak cezbetmektedir.
Yazar, kitaba önceki baskıdan farklı olarak iki yeni özellik eklemiştir: Birincisi, “Hazırlık Soruları” kısmıdır. Burada, okuyuculara, kendilerini bölümün ana konusuna hazırlamalarını sağlayan kısa sorular sorulmaktadır. Daha sonra, bölümün sorularla ilgili kısımlarında okuyucunun kendi düşüncesi ile doğru olanı karşılaştırmasına olanak tanıyan “Yanıtınızı Değerlendirin” uygulamaları yer almaktadır. “Hangi Büyüklükteki Örgüt Size Uygun?” özelliği okuyucunun kendi tarzı ve tercihleri ile bölüm materyali arasında bağlantı kuran kısa soru formlarını içermektedir. Bu iki özellik, okuyucuların kendilerini değerlendirmeleri için onlara katkı sağlayan özellikler olarak görülmektedir.
Her bölüm, bu iki yeni özellikle birlikte en güncel düşünceleri, yeni örnek olayları, yeni kitap incelemelerini ve uygulamadan örnekleri içermekte, örnek olayları analiz ederken ve örgütleri yönetirken kavramların nasıl kullanılacağını anlatan “Evrak Çantası” kısmı ile bölüm sonlarında yer verilen “Bütünleştirici Örnek Olaylar”dan oluşmaktadır.
Bu kitabın, örgüt kuramları ve tasarımı alanındaki zengin kuram ve araştırmaların uygulamaya dönük çalışmalarla harmanlanarak sunulma biçiminin her alandan okuyucu için son derece yararlı olacağı düşünülmektedir. Kitap, gerek akademik alana gerek uygulamacılara yönelik katkı sağlayan dikkat çekici bir eserdir.
Artür Yetvart Mumcu, Ata Özdemirci, Bekir Alper Yıldırım, Çiğdem Kaya, Deniz Börü, Ece Zeybek Yılmaz, Göksel Ataman, Hakkı Okan Yeloğlu, Hava Yaşbay Kobal, Hazal Duman Alptekin, Hızır Konuk, Kübra Şimşek Demirbağ, Murat Kasımoğlu, Nilgün Karataş Gümüştaş, Olcay Bige Aşkun, Orkun Demirbağ, Seçil Bülbül, Server Sevil Akyürek, Sevcan Pınar, Uğur Yozgat, Umut Koç, Yusuf Avcı Örgüt kuramları, örgütlerin yaşamımızdaki rollerini anlamamızda ve algılamamızda bizlere yardımcı olan bilimsel gerçeklere dayanan yapı taşlarıdır. Epistemolojik ve ontolojik bağlamda gelişim göstermesi ve sistemler içinde kanıksanması için uzun emeklere ve büyük bilimsel araştırma birikimlerine ihtiyaç duyan bu kuramlar dinamikliğini de sürdürmektedir. Analiz birimleri ve düzeyleri “örgütler” olan bu kuramlar, çevrede gerçekleşen direkt veya dolaylı değişimlerden etkilenip sürekli gelişime ve kendilerini geliştirmeye de ihtiyaç duyarlar. Böylesi bir gelişimi izleyebilmek ve okuyuculara daha geniş bir bakış açısı kazandırmak amacıyla tasarlanan bu kitapta, kuramların temel varsayımlarından ve argümanlarından başlayarak son 10 yıldaki gelişmeler doğrultusunda kronolojik bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Örgütler üzerinde son dönemde etkili olan olaylar ve durumları tanımlayan kavramlar farklı örgüt kuramları kapsamında tespit edilerek ilgili yazına katkı sağlamaya çalışılmıştır.
Bireylerin, bireylerin oluşturduğu örgütlerin ve hatta örgütlerin oluşturdukları toplulukların gelişimindeki öneminden yola çıkarak örgüt kuramları çalışmalarının sürekli ve sistematik bir şekilde gerçekleşme gerekliliği önemini hâlâ korumaktadır. Bu amaca hizmet eden ve kuramların ilgili örnek olaylarla desteklendiği kitabın alana katkı yapacağı beklentisi yüksektir.
Z. Beril Akıncı Vural, Gül Coşkun Değirmen Müşterilerin istek ve beklentilerinin her geçen gün arttığı, örgütler arası rekabetin farklı bir boyut kazandığı bu çağda ayakta kalabilmek ve başarılı olabilmek örgüt yönetim stratejilerine ilişkin yapılan çalışmaların titizlikle ele alınması ile mümkün olmaktadır. Günümüz rekabetçi fark avantajı yaratma çağında kâr amacı olsun ya da olmasın tüm örgütler için kültür, iletişim, performans, motivasyon, bağlılık, liderlik ve benzeri alanlarda yapılan çalışmalar, ekonomik boyutun üzerinde bir anlam kazanmıştır. Nitelikli insan kaynağının istihdam edilmesi, var olan insan kaynağının yetiştirilmesi her türlü girdinin maksimum verimlilik ve kullanılmasını sağlamaktadır. Örgüt kültürünün insan kaynağınız tarafından benimsenmesi, içselleştirilmesi ve güçlü kültür yaratılması suretiyle iletişim, motivasyon, liderlik, bağlılık ve performans süreçlerine ilişkin aradığınız her şey bu kitapta yer almaktadır.
Bu kitap sadece akademisyenler için değil, yöneticiler ve yönetici adayları için de yol gösterici bir nitelik taşımaktadır.
Örgüt Kültürü: Özellikleri, Oluşumu ve Gelişimi
Örgüt Kültürü ve İletişim
Örgüt Kültüründe Liderin Rolü Nedir?
Örgüt Kültürü Motivasyon Sağlar mı?
Örgüt Kültürü Örgütsel Bağlılık Yaratır mı?
Örgüt Kültürünün Örgütsel Performansa Katkısı
Mustafa Bekmezci, Hasan Boztoprak Günümüzde gerek bireysel gerekse toplumsal edim ve düşünceler tarihin hiçbir döneminde yaşamadığı kadar büyük bir hız ve ivmeyle değişim göstermektedir. Başta teknolojik gelişmeler ve küreselleşme olmak üzere makro düzlemdeki çeşitli olgular da bu değişimi bir dönüşüme evirmekte ve paradigma kırılmalarını beraberinde getirmektedir. Öyle ki hem bireysel hem toplumsal hem de iş yaşamında davranış kalıplarının çok hızlı bir şekilde değiştiği gözlemlenmektedir. Etik algıları, düşünceler, davranışlar, tutumlar ve hatta duygular da bu değişimden etkilenmektedir. Özellikle bireysel ve toplumsal edimlerin kesişme noktası olan iş yaşamında bu değişim, daha belirgin ve belirleyici olmaktadır. Bu husus gerek örgüt bağlamında gerek grup bünyesinde gerekse bireysel mecrada vuku bulan düşünce, davranış ve tutumların araştırıldığı örgüt kültürü olgusunun önemini daha çok artırmaktadır. Bu eser, olgunun bu önemine istinaden günümüz örgütlerinin ve örgüt bünyesindeki insan unsurunun değişen koşullar bağlamında daha iyi anlaşılması için kaleme alınmıştır. Farklı bir yöntembilimsel yaklaşımla örgüt kültürü olgusu hem kavramsal hem kuramsal hem de görgül boyutuyla tahlil edilmiştir. Örgüt kültürü olgusuna ilişkin epistemolojik, ontolojik ve metodolojik sorgulamalardan hareket eden bu kitabın, alana ilgi duyan araştırmacılara ve uygulayıcılara faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Nurşen Aydın İnternet kullanımının tüm dünyada artışı ve dolayısıyla sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile birlikte sosyal ağ analizi de son yirmi yılda yeniden önem kazanmaya başlamıştır. Sosyal ağ analizi, ağ bakış açısı ile uygulanmaya başlanmış ve kullanılan teknikler genişlemiştir. Örgüt kültürü, yönetim yazınında yoğun ilgi görmüş ve yıllarca işletmelerde araştırmalar yapılmıştır. Örgüt kültürünün alt bileşenlerinden birisi olan yardımlaşma kültürü son yıllarda önem kazanmış ve işletmelerde giderek daha fazla incelenmeye başlanmıştır. Yardımlaşmanın, sağlık hizmetlerinin özelliklerinden dolayı sağlık kuruluşlarının yönetiminde ayrı bir önemi vardır.
Bu kitapta, kamu sağlık sisteminin farklı kademelerinde faaliyet gösteren üç sağlık kurumundaki çalışanların işe ilişkin yardımlaşma kültürü, sosyal ağ analizi yöntemiyle incelenmiştir. Sosyal ağ analizi birçok disiplinin ilgileneceği bir alandır. Bu nedenle konuyla ilgilenen her alandan akademisyen ve araştırmacılar yararlanabilir. Kitabın, örgüt kültürü, yardımlaşma kültürü, sosyal ağ analizi, işletme yönetimi, davranışsal yönetim ve sağlık yönetimi alanlarında çalışan akademisyenler başta olmak üzere her kademedeki yönetici ve politika belirleyicilere, sağlık yönetimi öğrencileri ve bu konulara ilgi duyan herkese faydalı olacağına inanıyorum.
Sevtap Binbir, E. Pelin Baytekin Rekabetin yoğun olarak yaşandığı günümüz şartlarında işletmeler, varlıklarını sürdürebilmek ve rakiplerinden farklılaşabilmek için bir takım yönetim yaklaşımlarından ve yöntemlerinden faydalanmaktadır. Bu yönetim yaklaşımı ve yöntemleri arasında Toplam Kalite Yönetimi ve Altı Sigma yaklaşımı dikkat çekmektedir. İşletmelerin, Toplam Kalite Yönetimi ve Altı Sigma uygulamalarını etkin bir şekilde kullanabilmeleri, sahip oldukları örgüt kültürü ile yakından ilişkilidir.
Kitabın amacı, hem örgüt kültürü türlerini hem de Toplam Kalite Yönetimi ve Altı Sigma uygulamalarını çok boyutlu olarak ele alıp ilişkilerini analiz etmektir. Kitap; Altı Sigma, Toplam Kalite Yönetimi ve örgüt kültürü üçgeni arasındaki ilişki üzerine kurulmuş olup Toplam Kalite Yönetimi ve Altı Sigma yaklaşımı kapsamında gerçekleştirilen uygulamaların, örgüt kültürü ile olan ilişkisini incelemektedir.
Yunus Bıyık Kitapta öncelikle örgüt kültürü, yaratıcılık, yenilikçilik, kişi-örgüt uyumu ve örgütsel desteğin kuramsal çerçevesi detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Ardından örgüt kültürü, bireysel yaratıcılık, bireysel yenilikçilik, kişi-örgüt uyumu ve örgütsel destek değişkenlerinin her birinin diğer değişkenlerle olan ilişkilerinin ele alındığı araştırmalara yer verilmiştir. Bu ilişkilerde kişi-örgüt uyumunun ve örgütsel desteğin aracılık rolünü ele alan çalışmalara da değinilmiştir. Kitabın araştırma bölümünde ise örgüt kültürünün bireysel yaratıcılık ve yenilikçiliğe etkisinde kişi-örgüt uyumu ve örgütsel desteğin aracı rolü Türkiye'deki teknokent/teknopark çalışanları örnekleminde analiz edilmiştir. Araştırmanın, örgüt kültürünün bireysel yaratıcılık ve yenilikçiliğe etkisinde kişi-örgüt uyumu ve örgütsel desteğin aracı rolünün ortaya konduğu ilk çalışma olması nedeniyle literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte araştırmanın üniversiteler, araştırma kurumları ve sanayi kuruluşlarınca araştırma geliştirme, yenilikçilik ve girişimcilik üzerine faaliyetlerin yürütüldüğü teknokentler/ teknoparklar özelinde gerçekleştirilmesi de ayrı bir öneme sahiptir.
Sadegül Akbaba Altun Bu çalışma okullarının işlevlerini sağlıklı olarak sürdürmek isteyen okul yöneticileri ve bu konuda çalışmak isteyen akademisyenlere kaynak sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
Halit Keskin, Ali Ekber Akgün, İpek Koçoğlu Örgüt Teorisi kitabı, örgüt teorisi disiplinini okuyucuya tanıtmak, bu alandaki farklı bakış açılarını, konuları ve teorileri aktarmak ve bunları değerlendirebilecek bir altyapı oluşturmak amacıyla yazılmıştır. Kitapta, sosyal bilimlerde pozitivist yaklaşımla birlikte ortaya çıkan modernizmin örgüt teorisine ışık tuttuğu 19. yy.dan itibaren örgüt teorisinde postmodernist yaklaşımın hâkim olduğu 21. yy.a kadar örgüt teorisinin nasıl gelişim gösterdiğinin, örgüt teorisinin farklı zamanlarda hangi yaklaşımların hâkimiyeti altına girdiğinin, yaklaşımlar arası çatışmaların örgüt teorisine nasıl yansıdığının ve örgütleri anlama konusunda ne gibi zorluklar oluşturduğunun sistemli bir şekilde okuyucuya aktarılması amaçlanmıştır. Kitap, örgüt teorisinin nasıl ortaya çıktığını ve geliştiğini tarihsel bir bakış açısıyla açıklarken aynı zamanda toplumsal değişimin diğer bilim alanlarındaki gelişmelerle nasıl örtüştüğünü ve kronolojik olduğu kadar felsefi gelişimini de aydınlatmayı hedefler.
Örgüt teorisinin etkin bir biçimde öğrenilmesi için öncelikle alanın çeşitliliği ve karmaşık doğası kabul edilmelidir. Örgüt teorisini tek bir bakış açısına indirgemeye çalışmak yerine birçok paradigmanın farklı bakışları çerçevesinde incelemek ve zenginleştirmek gerekmektedir. Bu kitapta, örgüt teorisinin karmaşıklığı ve yönetim uygulamalarıyla olduğu kadar sosyal hayatla bağlantısı, birçok kitaptaki eş biçimli yaklaşımların bu alana getirdiği uyumlu ve tamamlayıcı açıklamaların ötesinde farklı yaklaşımların eleştirel ve farklılık yaratan değerlendirmeleri ile ortaya konmuştur. Örgüt teorisinde kalıpları yıkmak, tek bir paradigma esasına dayalı analizin önüne geçmek, tartışmaya ve eleştiriye açık, dönüşsel düşünceye uygun bir zemin hazırlamak ve paradigmalar üstü bir anlayışı cesaretlendirmek hedeflenmiştir. Nihai olarak, okuyucunun örgütü farklı bakış açıları çerçevesinde anlayabilmesi, eleştirel düşünebilmesi, örgüt teorisini mevcut düşünce kalıplarının ötesine taşıyabilmesi ve zenginleştirici teorik diyaloglar geliştirebilmesi beklenmektedir.
Tamer Keçecioğlu Örgütlerin yapıları kültürünü, stratejisini ve yönetim biçimini yansıtır. Hiyerarşik yapılardan takım örgütlenmesi, süreç örgütlenmesi ve sanal takımlara kadar uzanan evrimi anlatan bir kitap. Dilinin sadeliği ve örgüt uygulamalarını içinde barındıran örnek olaylar nedeniyle örgüt teorisi yazınına yeni bir soluk getirmektedir.
Ahmet Erkasap, Beliz Ülgen, Çağrı Acarol, Emel Güler Yılmaz, Esra Atilla Bal, Gözde Yılmaz, Hatice Toruntay, Mehmet Sağlam, Murat Yolsal, Nurgül Keleş Tayşir, Türker Tuğsal Çağdaş yönetim yaklaşımlarını takip eden, uygulayan tüm örgütlerde; en değerli varlık olarak gösterilen insanın bilgisi, yetenekleri ve tecrübesinin yanı sıra duygularının da dikkate alınması ve bu duyguların doğru algılanıp yönetilmesi, örgütlerin varlıklarını başarıyla sürdürmelerinde son derece etkilidir.
“Örgüt Yönetiminde Duygular” kitabında, hem iş hayatına hem de akademik hayata katkı sağlamak ve duygular konusunda farkındalık yaratabilmek amaçlarıyla yönetim sürecinde ortaya çıkabilecek duygulara ilişkin bilgiler, okuyucularla paylaşılmaktadır.
Henry MINTZBERG, Pearson Örgütler ve Yapıları, örgüt ve yönetim politikası alanında klasik eserler arasında gösterilmekte olup en temel kaynaklardan biridir. Yazarı Henry Mintzberg, Harvard Business Review tarafından dünyanın en etkili 50 yönetim düşünürü arasında gösterilmektedir. Bu eser, alanda akademik çalışmalar yapacaklar için bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Kitap, ayrıca örgütleri analiz etmede çok faydalı analitik inceleme araçları sunmaktadır. Türkçede yönetim, liderlik ve örgütsel davranış alanında birçok kaynak yayımlanmış ve çevrilmiş olmasına karşın bu çalışmalar, ya teorik bir perspektiften yoksun ya da tamamen pratik uygulamalara odaklanmaktadır. Bu kitap, hem teorik bilgiye ihtiyaç duyanlar hem de pratik olarak örgütlerin nasıl çalıştığını anlamak isteyen herkese yeterince kavramsal ve teknik bilgi sağlamaktadır. Kitap, örgüt ve yönetimi yeni öğrenmeye başlayanlarla, kendini bu konuda yeterli hissedenlere ve kendini akademik olarak oldukça yetkin hissedenlere de okudukça farklı bakış açıları kazandırabilecek bir kaynaktır. Örgüt ve yönetim alanında Türkçe yayımlanan en önemli birkaç kaynak arasında rahatlıkla gösterilebilir çünkü bu alanda önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Bu kitap, örgüt yapısının çözümlenmesi üzerine derin bir teorik bilgi içermekte olup söz konusu yapılara ait bilgileri oldukça yalın bir şekilde, çizimler, şekiller, akışlar ve örneklerle anlatmaktadır. Yazar, bu kitapta örgütlere yönelik basit yapı, makine bürokrasisi, profesyonel bürokrasi, bölümlenmiş biçim, esnek yapı ve sonuç beşgeni olarak adlandırılan farklı türdeki yapılardan bahsetmektedir. Buna ek olarak bu örgüt yapıları arasında farklı ihtiyaç ve baskılar altında ortaya çıkabilecek melez yapıları da açıklamaktadır. Bu kitap, söz konusu yapıları koordinasyon mekanizmaları, iletişim sistemleri, uzmanlaşma, davranışın biçimlenmesi, eğitim ve doktrinleme, birimlerin oluşumu, birimlerin büyüklüğü, karar, planlama ve kontrol mekanizmaları aracılığıyla; örgütün yaşı, büyüklüğü, çevresi gibi durumsal faktörler bağlamında detaylı bir biçimde açıklamaktadır. Bu açıdan özellikle işletme, kamu yönetimi, eğitim yönetimi, endüstri mühendisliği, sağlık idaresi, insan kaynakları alanlarında yararlı olabilecek bir kaynaktır. Kısaca organizasyonlar ile ilgili her alanda; kamu ve özel sektör çalışanları, akademisyenler, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim alan öğrenciler, yaşadıkları toplumda yer alan kurumların yapısı ve işleyişini merak eden ve anlamak isteyen kişiler için faydalı olabilecek bir eserdir.
“Örgütlerin Yapılanması konusundaki kitabımın Türkçeye çevrilmiş olmasına çok memnun oldum. Türkiye gibi enerjisi yüksek bir ülkede bu konunun canlı olduğunu bilmek çok güzel.”
Henry Mintzberg
Cleghorn Yönetim Profesörü
McGill Üniversitesi
Altan Doğan Hayatlarının büyük bölümünü çalışarak geçiren insanların, iş yaşamları boyunca her zaman aynı şekilde davrandıklarını ve aynı performansı sergilediklerini söylemek çok zordur. Çalışanların performansları, zamansa! olarak dalgalı bir seyir gösterebilse de şöyle bir gerçeklik vardır: Örgütlerde çalışanların performansları yönetilerek sürekli olarak geliştirilmeli ve yüksek performanslıların durumları muhafaza edilmelidir Performans değerlendirme ve performans yönetimi doğası gereği eksiksiz ve doğru olarak gerçekleştirilmesi zor olan süreçlerdir. Bir örgütteki performans yönetiminin başarısını etkileyen ve göz ardı edilmemesi gereken birçok faktör vardır. Çalışanların performanslarının sağlıklı şekilde yönetilerek sürekli geliştirilmesi ancak ve ancak performans yönetimi sürecini etkileyen her bir faktörün atlanmadan hassasiyetle ele alınmasıyla, yani örgütlerde işleyen, diğer bir ifadeyle çalışan performans yönetimiyle mümkündür. Bilgili, becerikli, yetenekli ve değerli çalışanlar örgütlerin yaşamlarını sürdürmelerinde, büyümelerinde ve küçülmelerinde başrolde bulunan kişilerdir. Örgütlerde çalışanların performansları yönetilerek geliştirilirse ve bu durum devamlı kılınırsa her bir çalışanın performansı toplamda örgütün performansının artmasını sağlayacaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için de örgütlerde çalışanların performanslarını bireysel olarak yönetmek gerekir Performans yönetimini, çalışanların performanslarının sadece değerlendirildiği bir süreç şeklinde değil de çalışanların performanslarının yönetilerek sürekli geliştirildiği ve üst seviyelerde tutulduğu daha kapsamlı bir bakış açısıyla ele alan 'Örgütlerde Çalışan Performans Yönetimi" adlı bu eserde, örgütlerin değerli ve yetenekli çalışanlardan oluştuğu temel yaklaşımıyla, hem çalışanların performanslarının bireysel olarak yönetimi hem de çalışan (etkin ve etkili) bir performans yönetimi sürecinin nasıl olması gerektiği ayrıntılı olarak açıklanmaya çalışılmıştır.
Ali Murat Alparslan, Ayşegül Karaeminoğulları, Eylem Şimşek, Fulya Aydınlı Kulak, Gürkan Akdağ, Güven Ordun,Hakkı Aktaş, Murat Yaşlıoğlu, Murat Yeşiltaş, Nil Selenay Erden, Özcan Zorlu, Pelin Kanten, Selahattin Kanten Faaliyet alanı ne olursa olsun tüm örgütlerde yönetim uğraşının en önemli boyutlarından birisi şüphesiz “insandır”. İnsanın örgütsel yaşamdaki vazgeçilemez konumu ile birlikte, insan davranışlarının tüm süreçler ve sonuçlar üzerindeki etkileri doğrultusunda yönetim biliminin ilgi alanı gün geçtikçe genişlemektedir. Örgütsel yaşamda etkili olan insan davranışlarının tanımlanması ve belirli değişkenlerle olan ilişkilerinin açıklanması üzerine gerçekleştirilen çalışmaların sonucunda giderek gelişen örgütsel davranış yazını, araştırmacı ve uygulamacılara önemli açılımlar sunmaktadır. Günümüz çalışma yaşamında önem kazanan pozitif ve negatif yönlü davranışları bir bütün olarak ele alma düşüncesinden yola çıkarak hazırlanan kitabımız; farklı üniversitelerde görev yapan bir grup öğretim üyesinin ortak çalışmasının ürünüdür. Örgütlerde Davranışın Aydınlık ve Karanlık Yüzü isimli bu eser, güncel ve geniş içeriğiyle uygulamacılara, araştırmacılara ve öğrencilere mesleki katkılar sağlamayı amaçlamaktadır.
Alperen Şahin, Aslı Kaya, Aylin Atasoy, Bayram İlter, Burcu Batga Yurtsever, Coşkun Akça, Esra Akay, Esra Emül, Fatma Duman Öztürk, Gökhan Uludağ, H. Ebru Oydağ, Hasan Basri İpek, Hatice Özcan, Havva Değirmenci Tarakcı, İbrahim Yıkılmaz, Özgür Çark, Özlem Güncan Dijitalleşme veya sayısallaşma, ulaşılabilir bilgilerin herhangi bir bilgisayar tarafından okunabilecek şekilde dijital ortama aktarılması sürecine verilen addır. Dijitalleşme, teknolojik gelişmelerin insan yaşamına yansımasıyla ortaya çıkan bir süreçtir. Bu süreçte, analog olarak yürütülen işlemler ve faaliyetler, dijital ortama aktarılır ve dijital olarak yürütülür hâle gelir. Dijitalleşmenin ana amacı, işlemlerin daha hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Dijitalleşme, her alanda büyük bir etki yaratmaktadır. İş dünyasında, dijitalleşme sayesinde işletmeler daha hızlı ve daha verimli hâle gelir. İletişim, üretim, satış ve pazarlama süreçleri dijitalleştirilerek işletmelerin rekabet gücü artırılır.
Dijitalleşme sayesinde veri ve bilgi depolama ve paylaşma işlemleri daha kolay hâle gelir. Yapay zekâ ve büyük veri analizi gibi teknolojilerle, veriler daha hızlı ve doğru bir şekilde işlenir ve işletmelerin veri analizi yaparak daha iyi kararlar almalarına olanak sağlar, aynı zamanda yeni iş modelleri ve iş fırsatları yaratır.
Halit Keskin, Ali Ekber Akgün, Süreyya Yılmaz Günlük hayatın akışında en önemli belirleyici faktör olan duygular örgütlerin işleyişinde de hiç kuşkusuz kritik bir role sahiptir. İş hayatında duygulara dair olumsuz bir algı yaratan, “duyguları işe karıştırmamak gerektiği” tavsiyesi artık geçerliliğini yitirmiş bir düşünce biçimidir. Duygusallık akılcılığın karşıtı olarak görülmemelidir. Örgütsel hayatın merkezinde yer alan ve örgüt üyelerinin bireysel duygularını olduğu kadar örgütlerin duygusal hayatını da kolektif bir düzeyde şekillendiren duyguların akıllıca yönetilmesi gerekmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki değişime karşı olan direnç çoğunlukla duygusal kökenli olduğundan, duyguları akıllıca yönetmeyi öğrenmeden kişisel ve örgütsel değişimi gerçekleştirmek mümkün olamaz. O hâlde duyguları anlamayı ve akıllıca yönetmeyi öğrenmek gerekmektedir.
Örgütsel hayatta duyguların rolünü anlamaya yönelik araştırmalar son yıllarda artış göstermektedir. Bu araştırmalar; duygu, duygusal zekâ, sosyal zekâ ve duygusal yetenekler gibi kavramları açıklamaya ve bu kavramların önemini ortaya çıkarmaya odaklanmaktadır. Duygusal yetenek, “örgüt çalışanlarının duygularını sezme, anlama, gözlemleme, düzenleme, kullanma ve onları örgütsel rutinlerde ve yapılarda ortaya çıkarma yeteneği” olarak tanımlanmaktadır. Bireysel düzeyde bir kavram olarak beliren duygusal yetenek; sosyal ilişkiler, etkileşimler, paylaşılan tecrübeler ve interaktif örgütsel süreçler sayesinde örgütsel düzeye taşınır. Örgütlerde duygusal yetenek yaklaşımı, örgütlerin çalışanlarını nasıl cesaretlendireceğini, güçlendireceğini ve örgütsel bağlılıklarını sağlayacağını açıklamaktadır.
Örgütlerin farklı kişiliklere sahip çalışanlarının davranışlarını ortak örgütsel amaçlar doğrultusunda akıllıca yönetme becerisi, diğer yeteneklerini de daha etkili kullanmalarını ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü elde etmelerini sağlamaktadır. Ancak örgütler için önemli bir sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlayan duygusal yeteneklerin örgütsel hayattaki yapısını, özelliklerini ve etkilerini anlamaya yönelik bir kaynak bulunmamaktadır. Bu noktada Örgütlerde Duygusal Yetenekler kitabımız, duyguların kolektif olarak vuku bulduğu ve akılcı düşüncelerle bir arada var olmasının kaçınılmaz olduğu örgütsel hayatta, duyguların akıllıca yönetimini sağlayan duygusal yeteneklerin önemini vurgulayarak ulusal yazında önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Bunun yanı sıra, insanoğlunun kalıtsal doğasının bir parçası olan duyguların asla göz ardı edilmemesi gereken iş hayatında, yöneticiler ve örgüt çalışanlarının örgütsel kararlarını verirken, stratejilerini oluştururken ve günlük örgütsel faaliyetlerini yürütürken faydalanabilecekleri teorik ve pratik bir bilgi kaynağıdır.
Banu Cingöz, Derya Karanfil, Gülden Sayılan, Mehmet Emre Uğur, H. Canan Sümer, İpek Mete, M. Fatih Bükün, Svitlana Nesterova Coşkun, Murat Ulubay, Selin Erdil Örgütlerde Grup İçi Etkileşim, Takım İş Birliği ve Kolektif Zekâ kitabı, başlığında belirtilen konularda araştırmalar yürüten çeşitli akademik disiplinlerin yani örgütsel davranış, endüstri psikolojisi, sosyal psikoloji ve dil felsefesi alanlarının katkılarını bir araya getirerek alan yazında ihtiyaç duyulan disiplinler arası iş birliğinin önemini vurgulayan bir eserdir. Bir grup insanın ya da takım arkadaşının zihinsel iş birliği ile etkili ve etkin sonuçlar, ürünler ya da kararlar elde etmesi ve takım olarak başarılı olması, bu alanlardaki araştırmaların tespit ettiği ön veya destekleyici koşulların gerçekleşmesi sayesinde mümkün olur.
Bu çerçevede bu kitap, etkin iş birliği ve kolektif zekânın ortaya çıkması için çalışma grupları ve takımların işleyişini bilişsel sistem bakış açısıyla ele almakta ve bu sistemin işleyişinin esasları ve olası optimize edici unsurlara ilişkin yazın okuyucuyla buluşturmaktadır. Ancak herhangi bir zihinsel iş birliği, salt sistematik bir bilgi işleme faaliyetinden farklı olarak çok boyutlu insani etkileşimlerin, sosyal parametrelerin ve ilişkilenme biçimlerinin etkisi altında olduğu için kitabın diğer odağı da bu etkileşimleri yöneten kalıp yargılar, demografik değişkenler, kişilik özellikleri, motivasyonlar ve iş birliğine yönelik davranış kalıplarını etkileyen tutumlar ve ilgili duyuşsal bileşenlerden oluşmaktadır.
Gary Yukl Bir lideri etkili lider yapan nedir?
Örgütlerde Liderlik, liderlik konusundaki temel kuramları ve araştırmaları incelemekte, etkili liderlik hakkında neler öğrendiğimizi ve bildiğimizi gözden geçirmektedir. Kuram ve uygulama arasında sağlanan bu denge, kitabı liderliğe ilişkin zor sorulara verilen teorik cevaplardan fazlasını isteyen öğrenciler ve yöneticiler için cazip ve faydalı kılmaktadır.
Lina Karabetyan Günümüz iş dünyası doğası gereği oldukça dinamik ve hızla değişen bir yapıdadır. Örgütsel öğrenme, bugün örgütler için rekabet avantajı sağlayan önemli bir unsur konumundadır. Ayrıca, örgütsel performansın örgütün değişmekte olan çevreye uyum sağlama ve öğrenme kapasitesi üzerinde etkili olduğunu söylemek mümkündür. Bilgi yönetimi, örgütsel performans, verimlilik ve üretim düzeyini örgütün sahip olduğu değer ve misyonlara uygun olarak sürekli bir biçimde geliştirmeyi amaçlamakta, aynı zamanda da inovasyonu gerekli kılarak yenilikleri ve yeni bilgi üretimini desteklemektedir. Bilgi yönetimi, bireye işle ilgili yenilikçi buluş ya da fikirler üretme veya bilgi-değer zincirine katkı sağlama olanağı sağlaması yönüyle önemlidir.
Günümüzde işletmelerin, müşterilerin sürekli değişen taleplerini en iyi şekilde karşılamak ve bu taleplere uygun mal ve hizmet sunmak için inovasyonu bir şirket politikası hâline getirmeleri bir mecburiyet hâline gelmektedir. İnovasyon, alanlarda yaptığı değişiklikler ile örgütün rekabette avantaj sağlayarak performansının artmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda, örgütsel öğrenmenin gerçekleştirilmesi ile ilgili en önemli kaynağın insan olmasından dolayı da başarılı olmak için çalışanların ilgisinin çekilmesi, motive edilmesi ve çalışma performanslarının arttırılabilmesi adına yenilikçi olunması gerekmektedir. Dolayısıyla, performansın arttırılarak işletme varlığının devamını ve gelişmesini sağlama noktasında, bilgi yönetimi kapsamında örgütsel öğrenme ve inovasyonun da birlikte değerlendirilmesi gerekir. Bu bağlamda, örgütsel öğrenme, inovasyon ve bilgi yönetiminin örgütsel performansla etkileşimini yansıtmak amacıyla yapılan çalışmada, kavramların bir arada ele alınıp bütüncül bir bakış açısıyla incelenmesi ve bu alanda literatüre katkı sağlaması amaçlanmıştır. Diğer yandan, kavramların önemini vurgulayarak yöneticilere ve çalışanlara yol gösterici olması hedeflenmiştir.
S. Alexander Haslam Sosyal kimlik yaklaşımının örgütsel alana yeni (ama) tam zamanında bir uygulaması. Sonuç olarak çok çeşitli disiplinlerde çok sayıda amaca hizmet eden eğlenceli ve çığır açan bir kitap. Sadece okunması gerekenler listesine girmesini umabilirim.
Psychology in Society
Kitap, sosyal psikologların örgütsel alanda büyük bir etki yaratma potansiyeline sahip olduğunu zarif bir dille bizlere gösteriyor. Çok faydalı ve bilgilendirici bir okuma, güzel bir entegrasyon örneği.
European Bulletin of Social Psychology
Haslam'ın kitabının başlıca değeri, örgütlerdeki sosyal kimliklenmenin yordayıcıları, düzenleyicileri ve bunun sonucunda ortaya çıkan unsurlara ilişkin ilk kapsamlı genel bakışı sunmasıdır. Kuramın kıyaslanabileceği bir (başka) çerçeve yok... Bu kitabı beğeniyor ve buna ihtiyaç olduğuna inanıyoruz.
European Journal of Organizational Psychology
Alex Haslam'ın en çok satan orijinal metninin tamamen gözden geçirilmiş ve güncellenmiş bu basımı, ilk basımın ilgi çekici tarzını koruyor ve örgütsel psikolojideki ana konuların kapsamlı incelemelerini ve eleştirilerini sunuyor, yanında çok daha fazlası ile.
Bu ikinci basımın temel özellikleri şunlardır:
Stres değerlendirmesi, sosyal destek, başa çıkma ve tükenmişlik gibi oldukça güncel konuları ele alan örgütsel stres üzerine yeni bir bölüm.
Kitabı öğrenciler için daha erişilebilir hâle getiren yeni biçim ve tasarım.
Çok çeşitli pedagojik özellikler; her bölümün sonunda daha uzun okuma listesi, kapsamlı sosyal kimlik sözlükleri, sosyal psikolojik ve örgütsel terimler.
Tamer KEÇECİOĞLU, Sedef Gülsüm AKSU Son yıllarda, küresel anlamda yaşanan yetenek kıtlığı, artan iş gücü karmaşıklığı ve yetenek için yoğunlaşan rekabet sonucunda örgütler, rekabetçi avantaj sağlamak adına yetenek bulma, yetenekleri geliştirme ve elde tutma yapabilirliklerini en üste çıkarmaya çalışmaktadır.
Koşulların (büyüme-ekonomilerin ısınması, ticaret alanlarının genişlemesi, finansal krizler, yaşlanan iş gücü, artan emeklilik oranları) dayatması sonucu oluşan ''yeni'' yetenek savaşları örgütlerin kritik yetenekleri çekme ve elde tutmada daha fazla hedef ve doğrudan stratejiler izlemesini gerekli kılmaktadır.
Bu çalışma, genelde yetenek yönetimi ve özelde yüksek potansiyelli çalışanlar konusunda ülkemizde Türkçe yazılmış ilk eser olup, yüksek yetenekli ve potansiyelli çalışanların örgütlere nasıl çekileceği, geliştirileceği ve elde tutulacağı üzerinedir.
Gönül Budak, Ebru Tolay, Oytun Boran Sezgin, Sabri Çağdaş Arpacı, Sedef Gülsüm Aksu Toplumsal alanda da işletme içinde de insanları en fazla yaralayan konulardan birisi; adaletsizlik ve haksızlığa uğradıklarına olan inançlarıdır. Bu nedenle genel anlamda adaletten yoksun toplumlarda yaşayanların güven duygusu da zarar görmektedir. Adalet ve güven ikiz kardeş gibidirler. Adalet zedelenirse, güven azalır ve kaos başlar. Ne yazık ki adaletin yerine getirilmesinin gerekliliği, adaletsizliğin ortaya çıkmasından sonra önem kazanır. İlk anlamında adalet, insanların birbirlerine nasıl davranacaklarını öngören kuralları göz önüne alma ve uygulamayı, yani “hakları ve görevleri” kapsar.
Bu kitapta, konunun özünü oluşturan adalet kavramı öncelikle Antik Çağ filozoflarının vizyonundan ele alınmış ve daha sonra modern çağdaki gelişimi, günümüze nasıl geldiği ve örgütsel adaletin nasıl ortaya çıktığı ve adaletin ve özellikle örgütsel adaletin sağlanması için hangi önlemlerin alınması gerektiği tartışılmıştır.
Adalet, günlük dilde, herkesin ve her şeyin yerli yerinde olması; olması gereken yerde olmasıdır. Örgütsel adalet algısı; çalışanların görev dağılımı, mesaiye uyma, yetki verilmesi, ücret düzeyi, ödül dağıtımı gibi değişkenlere yönelik, yönetsel kararları kendi vizyonlarına göre bir değerlendirme süreci sonunda şekillenir. İşletmelerde bu çalışmaları teknik anlamda gerçekleştiren birim, İnsan Kaynakları Yönetimidir. Bu nedenle kitapta İnsan Kaynakları Yönetimi fonksiyonlarının, örgütsel adalet ile etkileşimlerine de yer verilmiştir
Stoacı akıma göre; Doğru düşünen kişi, doğallaşmış ve bundan ötürü de tanrılaşmış kişidir ki insanın amacı, böylesine bir doğru düşünmeye varmak olmalıdır. Fakat ”doğru nedir?” sorusu tartışmaya açık olduğuna göre adalet konusu da insanlık var oldukça gündemde kalacağa benzemektedir.
Salih Ercan İçerisinde bulunduğumuz yeni ekonominin itici gücünü yenilik yapabilme kabiliyeti oluşturmaktadır. Yenilik yapabilmek genellikle işine adanmış, örgütüyle özdeşleşmiş, yüksek adalet algısına sahip iş görenlerin yöneticileri vasıtasıyla doğru yöne kanalize edilebilmeleriyle mümkündür. Bu bağlamda, elinizdeki çalışmanın amacı lider-üye etkileşimi, yenilikçi iş davranışı, işe adanmışlık ve örgütsel özdeşleşme ilişkisinde örgütsel adaletin rolünün incelenmesidir. Çalışmanın sonucunda lider üye etkileşim kalitesi ile yenilikçi iş davranışı, işe adanmışlık ve örgütsel özdeşleşme arasında pozitif ilişki olduğu ve örgütsel adaletin bu ilişkilere aracılık ettiği tespit edilmiştir. Bu çalışma, lider-üye etkileşimi ile örgütsel adalet arasındaki ilişkileri bu denli geniş bağlamda (çalışanın yenilikçi davranışı, adanmışlık ve özdeşleşme) inceleyen ender araştırmalardandır.
Yılmaz Akgündüz Örgütlerin amaçlarına ulaşmaları, kaynaklarını etkin ve verimli kullanmaları ile mümkündür. Örgütlerin sahip oldukları en önemli kaynak, sosyal ve psikolojik bir varlık olan çalışanlarıdır. Çalışanların örgüt içerisindeki davranışlarının anlaşılması, etkilenmesi ve yönlendirilmesi örgütsel davranış alanının temel odak noktasıdır. On beş bölümden oluşan bu kitapta, klasik ve güncel örgütsel davranış konuları bir arada sunulmaktadır.
Gazanfer ERBAŞLAR Elinizdeki kitap, İnsan Kaynakları Yönetimi, Endüstri/Örgüt Psikolojisi ve Örgütsel Davranış disiplinleri çerçevesinde bireylerin, iş yaşamlarına özgü davranış örüntülerini incelemek, bu örüntüleri tanıtmak ve sorunlara çözüm önerileri üretebilmek amacıyla hazırlanmıştır.
Altı bölümden oluşan bu çalışmamın, bir iş yasamı olan ya da aktif olarak iş yaşamında yer almaya hazırlanan herkese yararlı olacağına ve onların kişisel gelişimine katkı sağlayacağına inanıyorum.
Ancak çalışmamın, yalnızca bir ders kitabı olarak değil, İnsan Kaynakları Yönetimi alanında uzman ya da yönetici olarak çalışan profesyonellerin iş ortamlarındaki uygulamalarında yararlanabilecekleri kitap olma amacını da taşıdığını söylemeliyim.
Salih Güney Salih GÜNEY, BİRECİK'te doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Birecik'te tamamladı. Birecik Lisesini birincilikle (Ed. Bölümünü) bitirdi. 1980 yılında Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Kuleli Askeri Lisesinde Sosyoloji ve Mantık dersleri veren Güney, 1986-1987'de İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi Davranış Bilimleri Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine başladı ve Ekim 1987'de bitirdi. Şubat 1988'de doktora programına başladı ve Kasım 1990'da doktor unvanını aldı. 1991 yılında Kara Harp Okuluna tayin oldu. 1995 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Yabancı Dil Kursunu bitirdi. 2003 yılı atamalarında Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okulu Öğretim Başkanı oldu. 2005 atamalarında Kara Harp Okulu Temel Bilimler Bölümünde Sosyal Dersler Anabilim Dalı Başkanı oldu. 24/09/2007 tarihinden itibaren İstanbul Aydın Üniversitesi İşletme Bölümünde Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalında tam zamanlı öğretim üyesi olarak yeni görevine başladı. Kara Harp Okulunda Davranış Bilimleri ve İletişim Teorisi, Polis Akademisinde Adalet Psikolojisi, Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulunda Problem Çözme Teknikleri, Jandarma Eğitim Okulları Komutanlığında Davranış Bilimleri ve Halkla İlişkiler, GATA Hemşirelik Meslek Yüksekokulunda Sosyolojiye Giriş, GATA Sağlık Astsubay Meslek Yüksekokulunda Davranış Bilimleri, Hacettepe Üniversitesi Vakfında, Motivasyon, Liderlik ve İletişim derslerini de vermiş olan GÜNEY, 1997 yılında doçent oldu. İş kazaları, motivasyon, liderlik, yönetim, örgüt kültürü, insan psikolojisi, stres ve başa çıkma yöntemleri, iletişim, kişilik, iş tatmini, duygusal zekâ, yönetim psikolojisi, toplam kalite ve kriz yönetimi, girişimcilik alanlarında makaleleri yayımlanmıştır.
Halen İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİnde Davranış Bilimleri, Örgütsel Davranış ve Değişim Yönetimi, İşletmeye Giriş, İnsan Kaynakları, Tüketici Davranışları, Müzakere Teknikleri derslerini vermeye devam etmektedir.

KİTAPLARI
1. Davranış Bilimleri ve Yönetim Psikolojisi Terimler Sözlüğü, Ankara, 1998.
2. Davranış Bilimleri Açısından Atatürk'ün Liderliği, Ocak Yayınevi, Ankara, 1999.
3. Davranış Bilimleri, Nobel Yayınevi, Ankara, 2000.
4. Yönetim ve Organizasyon El Kitabı, Nobel Yayınevi, Ankara, 2000.
5. Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayınevi, Ankara, 2001.
6. Yönetim Tarzımıza ve Davranışlarımıza
Yön Veren Özlü Sözler, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2002.
7. Açıklamalı Yönetim-Organizasyon ve
Örgütsel Davranış Terimler Sözlüğü, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2004.
8. Sosyal Psikoloji, Nobel Yayınevi, Ankara, 2009.
9. Örgütsel Davranış, Nobel Yayınevi, Ankara, 2011.
Akyay Uygur, Ali Gürsoy, Alper Bahadır Dalmış, Aysun Doğan, Ayşen Akbaş Tuna, Banu Gürdoğan, Belgin Aydıntan, Ceren Giderler Karavelioğlu, Ercan Yavuz, Ersan Erol, Gülsen Topaktaş, Gülten Şenkul, Güven Dere, Hakan Koç, Hilal İlbars, İbrahim Aydın, İrge Şener, Kemal Eroğluer, Kevser Küçük Can, Kutay Akın, Mehmet Özgür Demirol, Meltem Dil Şahin, Muhammet Vapur, Muharrem Tuna, Mustafa A. Demirel, Mustafa Tefek, Onur Çelen, R. Dilek Koçak, Şehriban Aygün, Şeyma Gün Eroğlu, Tamer Kılıç, Umut Avcı İncelendiği zaman, insanlık tarihinin çağlara ayrıldığı görülmektedir. Her çağ, kendine özgü belli başlı farklılıklar içermektedir. İçinde bulunduğumuz çağ; iletişim çağı, teknoloji çağı, bilgi çağı vb. gibi çeşitli şekillerde isimlendirilmektedir. Bu çağı, örgüt ve örgütlenme çağı şeklinde de isimlendirmek, kanatimizce yanlış olmayacaktır. Modern çağın, örgütlerin ve örgütlenmenin önemli ölçüde değer kazandığı bir çağ olduğu gözlemlenmektedir. Örneğin, bir toplumun gelişmişlik düzeyi incelenirken sadece iktisadi ve sosyal verilere değil aynı zamanda o toplumun bireylerinin örgütlenme düzeyine de bakılmaktadır. Örgütlenme düzeyi yüksek olan toplumlar, gelişmiş demokrasiler olarak kabul görmektedir. Örgütlenmenin sadece kamu kurumları bağlamında değil sivil toplum kuruluşları nezlinde de gelişim göstermesi, önem arz etmektedir. Bu bağlamda örgütler, örgütlerin üyeleri ve toplum için örgütsel davranış bilim dalı, her geçen gün önem kazanmaktadır. Örgütsel davranış bilim dalının önem kazanması, örgüt içi davranışı anlama ve açıklama çabalarının artmasına sebep olmuştur. Bu eser, bu çabaların bir örneğini temsil etmektedir.
Ahmet Aypay, Ali Rıza Erdem, Deniz Dirik, Erdoğan Kaygın, Esen Altunay, Evrim Erol, Funda Eryılmaz Ballı, Murat Özdemir, Müslüme Akyüz, Öznur Tulunay Ateş, Serkan Naktiyok, Yunus Zengin, Zeynep Meral Tanrıöğen Örgütsel yaşamda etkili olan insan davranışlarının tanımlanması ve belirli değişkenlerle olan ilişkilerinin açıklanması üzerine gerçekleştirilen çalısmaların sonucunda giderek gelişen örgütsel davranış yazını, araştırmacı ve uygulamacılara önemli açılımlar sunmaktadır. Ancak Türkiye’de ve dünyada örgütsel davranış alanyazını genel olarak örgütlerde sadık, iyi, uyumlu, üretken, etkili ve verimli birey üzerine temellendirilmiştir. Kitaba konu olan karanlık taraf ifadesi her ne kadar karamsar bir mesaj içerse de örgütsel davranışın görece daha az çalışılan patolojik yönünü ilginç kılmakta hatta anlaşılmasını da kolaylaştırmaktadır. Bu bağlamda, kitapta örgütsel davranışın karanlık tarafında yer alan bazı davranış örüntüleri arasındaki ilişkiler öncülleri ve etkileri aracılığıyla değerlendirilerek karanlık davranışlara bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır.
Kitap, alanyazında daha önce bahsedilen bilindik konuları tekrarlamamaktadır. Aksine örgütsel davranışın pek de ele alın(a)mayan karanlık tarafına odaklandığı için standart bir örgütsel davranış kitabı değildir. Bu yönüyle iki temel konuda, standart örgütsel davranış kitaplarından ayrılmaktadır. İlki olumsuz, istenmeyen, negatif ve karanlık olarak etiketlenen davranışları odağına alması; ikincisi ise örgütün verimliliği ve etkinliğini geliştirmeyi amaçlamak yerine örgütün görmezden gelinen tarafını anlamaya ve anlatmaya çalışmasıdır. Bu sebeple, kitabı mevcut yayınlardan farklılaştırmak ve alanyazına yeni bir perspektif sunmak için bölümler yazılırken pozitivist paradigma ve kavramlardan yararlanmakla beraber kitabın amacı ve ortaya koymaya çalıştığı temel felsefi görüş gereği eleştirel teoriye dayalı saptamalara başvurulmuştur. Frankfurt Okulu (Horkheimer, Adorno, Marcuse ve Fromm) ve Habermas ekolü tarafından temsil edilen eleştirel örgüt teorisi araştırmacı, örgüt, birey ve diğerleri arasındaki sosyopolitik etkileşimleri ideoloji, teknoloji ve özgürleştirici pratikler aracılığıyla inceler. Bunları ortaya çıkarmak ve/veya daha görünür kılmak için de bu kitap kapsamında çalışanların kimliğine, duygularına, kalplerine, zihinlerine ve kıyafetlerine yönelik tehditler postmodern örgüt kuramları/kavramları kullanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Özverili bir ekip çalışmasının sonucunda ortaya çıkan ve örgütsel davranışı benzerlerinden farklı bir bakış açısıyla değerlendiren bu eserin, önemli bir boşluğu doldurarak alanyazına katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Steven L. McShane - Mary Ann Von Glinow, McGraw Hill Türkçe yazında “Örgütsel Davranış” alanında eserler olmakla birlikte; disiplinler arası anlatım ve güncel örnekler ile birlikte teori ve pratiği bütünsel bir şekilde sunan çalışmaya pek de rastlanmamaktadır. Prof. Dr. Steven L. Shane ile Prof. Dr. Mary Ann Von Glinow`un Örgütsel Davranış kitabı; bölümlerin düzenlenmesi, anlatım biçimi, klasik ve güncel kavram ve kuramlar, bunların günlük çalışma hayatına nasıl yansıdığına dair örnekler, okuyucuyu içeriğe hazırlayan soru ve kazanımlar ile birlikte Türkçe yazına önemli bir katkı sağlayacaktır. “Örgütsel Davranış” disiplinini; bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin çalışma hayatına etkileri, takım çalışması, uluslararası araştırmalar, örnek olaylar, güncel örnekler ve tartışmalar ile ele alan bu kitabın hem akademisyenlere hem lisans ve lisansüstü öğrencilere hem de merak eden herkese faydalı olması dileğiyle…
Raisa Arvinen-Muondo, Stephen Perkins Örgütsel Davranış (ÖD) ve İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY)çalışmaları arasında dikkate değer oranda ortak bilgi birikimi mevcut, ancak buna rağmen ÖD ve İKY genellikle çok farklı disiplinler olarak ele alınıyor. Her iki alandaki uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından yazılan bu Örgütsel Davranış kitabı, okuyucunun çalışma ve organizasyon dünyasındaki deneyimleriyle ÖD'yi ilişkilendirmesine yardımcı olarak bu boşluğu kapatıyor ve ayrıca bu kurumlarda istihdamla ilgili ilişkilerin nasıl yönetildiğini sorgulamaya yönlendiriyor. ÖD ardındaki teori ve uygulamaları inceleyen bu kitap, hem kültürler arası ve hem de farklı kültürlere ait perspektiflerine vurgu yaparak yönetim çalışmalarındaki aşağıdaki temel alanları kapsıyor:
• Çeşitlilik
• Kurumsal yönetişim
• Liderlik
• Takımların yönetimi
• Yetenek yönetimi
• Performans yönetimi
• Motivasyon
• Etik
• Kültür
• Yaratıcılık ve İnovasyon
• Değişim