Yönetim Bilimleri \ 6-12
Tamsen Webster “Bu, empatiyle nasıl değişim yaratılacağına dair temel (ve ulaşılabilir) bir metindir.
Yayılmaya değer fikirler, fark yaratma yolculuğunda bizi etkileyenlerdir.”
This is Marketing kitabının yazarı, SETH GODIN

Büyük fikirlerinizi karşı konulamaz hâle getirin

Muhteşem bir fikriniz var. Bu o kadar güçlü ki bir yaşamı, bir pazarı ve hatta dünyayı değiştirebilir. Ancak bir sorun var: Diğerleri henüz bu gücü görmüyorlar. Eğer fikrinizin gerçekleşme olasılığını gerçekten değerli buluyorsanız o zaman -fikrinizi hedef kitlenizin kalpleri ve zihinleriyle bağlayan bağlantıyı- kırmızı ipliğinizi bulmaya hazırsınız.
En güzel yanı da kırmızı ipliğin zaten var oluşudur. Bu, hedef kitlenin sorunu ile çözümünüzü birbirine bağlayan görünmez bağlantıyı somut ve işlenebilir hâle getirir. Kırmızı İplik ile hedef kitlenizi harekete geçireceksiniz ve hem siz hem de hedef kitleniz, aradığınız sonuca ulaşacaksınız.
Ünlü konuşmacı, danışman ve TEDX strateji uzmanı Tamsen Webster, yüzlerce müşterisine öğrettiği bu süreç sayesinde unutulmaz sunumlar, toplantı açılış konuşmaları, pazarlama kampanyaları, TED konuşmaları ve daha fazlası gibi adım adım süreçleri paylaşıyor. Bu süreci kavradığınızda, hedef kitlenize fikirler ve seçenekler labirenti -ve kendi zihinlerinin labirenti- içinden rehberlik edebileceksiniz.
“Çoğu zaman, fikirlerinizde gördüğünüz potansiyel ile
diğerlerinin duyduğu arasında bir boşluk olur. Kırmızı İpliği Bulmak, piyasada dikkat çekmek ve bu boşluğu kapatmak için pratik bir yaklaşımdır.”
Reinventing You kitabının yazarı, DORIE CLARK
Demet Gürüz, Ayşen Temel Eğinli Kişilerarasındaki iletişim, iki kişinin birbirini fark etmesi ve birbirlerinin varlığını kabul etmesi ile başlar. Bu süreç içinde kişi; tutumları, kişiliği, davranışları, yaptıkları ve yapmadıkları, söyledikleri ve söylemedikleri ile mesajlar iletmektedir.
İletişim çağındayız… Hâlâ konuşuyor ama anlatamıyorsak, anlatıyor ama anlaşılmıyorsak, konuşuyor ama dinlemiyorsak, konuşuyor ama dinlenmiyorsak, konuşuyor ve dinliyor ancak yine de anlaşamıyorsak… sözlü ve sözsüz mesajlarımız, iletişimimizi etkileyen ve engelleyen faktörler iletişimimiz sona ermeden sorgulanmalı.
Anlatamadım galiba…
Beni yanlış anladın…
Keşke öyle söylemeseydim…
Ah şu önyargılarım…
Sesinin tonu kızgın gibi geldi…
Öyle bir vurgulama yaptı ki…
Gözlerin öyle söylemiyordu ama…
Parmaklarımı kırar gibi tokalaştı…
Nasıl bir duruştu o, çok şey anlattı…
Kişilerarası İletişim -Bilgiler-Etkiler-Engeller-, kişilerarası iletişim sürecinin çok çeşitli yönlerini örneklerle ele alarak değerlendirmektedir. Bu anlamda kitap, hem akademik çalışmalarını sürdüren araştırmacılara hem de etkili iletişim kurmak isteyen herkese ışık tutacaktır.
Ahmet Fidan, Çağla Özgen, Duygu Topal Yıldırım, Hilal Öztürk, Melike Sercan Sevimli, Nesibe Manav, Seval Aksoy Kürü, Tugay Ülkü, Zafer Saygılı Başlıca kişilik teorilerinden modern araştırmalara, "Kişilikte Güncel Çalışmalar", kişilik psikolojisinin derinliklerine dalmak isteyenler için benzersiz bir kaynaktır. Bu kapsamlı kitap, alanın önde gelen uzmanlarının katkılarıyla şekillenen, son derece detaylı bir bakış sunar.
Kitap, psikolojik teorilerin temellerinden başlayarak, kişilik psikolojisinin gelişimini ve çağdaş perspektifleri ele alır. Okuyucular, kişilik yapısını anlama, gelişimini etkileyen faktörleri keşfetme ve farklı kişilik tipleri üzerinde derinlemesine düşünme fırsatı bulacaklar.
Alanındaki en yeni araştırmalara dayanan "Kişilikte Güncel Çalışmalar", karmaşık konuları anlaşılır bir dille aktarırken, örnek vakalar ve interaktif öğrenme araçlarıyla okuyucuyu etkilemeyi hedefler. Her bir bölüm, okuyucuların kişilik psikolojisinin çeşitli yönlerini anlamalarına ve derinlemesine düşünmelerine olanak tanıyan interaktif sorular ve uygulamalı örneklerle zenginleştirilmiştir.
Bu kitap, öğrenciler için harika bir kaynak olmasının yanı sıra, psikoloji alanında çalışan profesyonellerin de güncel bilgiye erişimini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. "Kişilikte Güncel Çalışmalar", kişilik psikolojisinin karmaşıklığını keşfetmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir rehberdir.


Zülal Günal Bu kitapta; hayatın her safhasında tüm kuşaklar ile kurulan iletişim sonucu hissedilen duyguların portföyünden çıkan tecrübeleri, kişisel gelişim ve davranış teorilerine paralel 51 yıllık bir yaşamın ve 30 yıllık iş hayatının getirdiği akademik bilgileri, gizli bir koçluğu, geleceğe yönelik bir mentorluk ışığını bulacaksınız.
Yazarın, çalışma hayatı boyunca birlikte görev aldığı X, Y, Z olmak üzere her kuşaktan yönetici, iş arkadaşı, öğrenci ve özel hayatında karşılaştığı her alandaki yaşanmışlıkların yarattığı saygı, hayranlık, duygu-davranış-gelişim hedefleri ışığında keşfedilmiş bir buketi koklayacak ve kendi kuşağınızda bu kokuyu değerlendirme imkânı bulacaksınız. Yazarın sizlerde oluşturmaya çalıştığı profesyonel davranış ve sürekli kişisel gelişim odaklı yaşam tarzını istenilen düzeyde bir özveri ile yakalayabilmeniz dileği ile zevkli ve düşündürücü okumalar dileriz.
Abdullah Çalışkan, Ali Kılıç, Beyhan Kılınçer, Egehan Özkan Alakaş, Gökdeniz Kalkın, Gülşen Kırpık, Hakan Eren, Hasibe Aysan, Kemal Eroğluer, Mustafa Polat, Sercan Edinsel, Sinan Babaçoglu, Sinem Sönmez, Tanyel Çakmak, Tolga Türköz, Tuğrul Oğuzhan Toplumun, sistemlerin, eğitimin, endüstrinin ve tüm iş dünyasının aynı anda ve benzer şekilde değişime uğradığı çağımızda, sistemler arası koordinasyon ve iş birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yılında; iş yaşamını, bireysel yaşamı, toplum-devlet ilişkilerini, teorileri ve pratikleri, endüstriyi, devleti ve üniversiteyi, aynı çözüm perspektifi etrafında bir araya getirerek yeni başarı hikâyeleri yazma ihtiyacı bulunmaktadır. Bu eserde, bu başarı hikâyesinin bir parçası olarak iş dünyasının can damarı olan KOBİ'ler ele alınmaktadır.
KOBİ'lerin karşılaştığı özel zorluklara odaklanan bu çalışma, aynı zamanda yönetim ve liderlik prensiplerine de vurgu yapmaktadır. Çünkü yönetim stratejileri ve liderlik, sadece büyük işletmelerin değil aynı zamanda KOBİ'lerin de başarısını belirleyen faktörlerdir.
Başarılı bir yönetim yaklaşımı, etkili iş geliştirme stratejileri ve liderlik nitelikleri, sadece bir işletmenin hayatta kalmasına değil aynı zamanda tüm işletmelerin rekabet ortamında öne çıkmasına ve büyük başarılar elde etmesine yardımcı olmaktadır. Bu kitap, yönetim ve liderlik konularını bir araya getirerek okuyuculara, evrensel yönetim yolculuklarında, kapsamlı bir perspektif sunmayı amaçlamaktadır.
Nevzat ERASLAN Turizm, dünyamızda her geçen yıl gelişen, büyüyen bir hizmet endüstrisidir. Konaklama işletmelerin, gelir getiren diğer yan departmanlarının işleyebilmesi; oda satışında gösterilen başarıya bağlıdır. Çünkü konuk tesiste kaldığı sürece işletme içerisinde bu mekânlarda harcama yapacaktır. Konaklama işletmelerinde ön büronun en önemli işlevi oda satışı yapmak ve satışları artırmaktır. Bu yüzden ön büro personeli konuk psikolojisini çok iyi analiz etmeli ve hangi odayı kaça satacağını çok iyi bilmelidir. Oda satışı sanıldığı gibi sadece konuğun işletmeye gelip oda talep etmesi ve odayı olduğu gibi kabul ederek odaya yerleşmesi anlamına gelmez.
Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde, artan arz talep dengelerine bağlı olarak konaklama işletmelerinde de otomasyona geçme zorunluluğu doğmuştur.
Bu işletmelerinde kendine özgü tanımları, kavramları ve kısaltmaları vardır. Turizm sektöründe, konaklama hizmetleri eğitimini almış personelin, standart bilgi ve becerinin yanı sıra, konaklama sektöründeki konuk tipleri ve davranışları ile konukla birebir ilişkilerde uyulacak ilkeler ve konuk sorunlarına çözüm bulma yeteneğine de sahip olabilmelidir. Sağlıklı ilişkiler kurabilen, dikkat edilmesi gereken kuralları bilen ve uygulayan insan, toplum tarafından sevilen, saygı duyulan birisidir.
Bu kitap turizm eğitimi veren yüksekokullarda okutulan; Ön Büro Hizmetleri, Ön Büroda Oda İşlemleri, Ön Büroda Vardiya İşlemleri, Ön Büroda Konuk Giriş-Çıkış İşlemleri, Ön Büroda Raporlama İşlemleri, Ön Büro Yönetimi, Konukla İletişim, Turizmde Bilgi Teknolojileri, Getiri Yönetimi, Müşteri Yönetimi ve Bütçeleme derslerine kaynaktır.
Dori Finley Dennison, Melvin R. Weber Bu kitap, konaklama sektöründe stratejik insan kaynakları yönetimine yönelik bir iklim oluşturmak ve bir taraftan geleneksel insan kaynakları fonksiyonlarını bu örgütsel iklim içinde incelerken; diğer taraftan da konaklama sektörü yöneticilerinin etkin bir insan kaynakları programı uygulayabilmeleri için ihtiyaç duydukları birikim ve becerileri ortaya koymak amacıyla yayımlanmıştır.
Konaklama İşletmelerinde Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi kitabı üç kısma ayrılmıştır. Kısım 1’de konaklama sektöründe uygulanan stratejik insan kaynakları yönetimi işlenmektedir. Kısım 2’de insan kaynakları yönetiminin geleneksel fonksiyonları konuları yer almaktadır. Kısım 3’te ise insan kaynakları yönetiminde başarılı olabilmek için gereken beceriler işlenmiştir. On iki bölümden oluşan bu kitabın her bölümünde, konaklama yöneticiliği için gereken bilgilerin yanı sıra, bu bilgilerin kullanılabilmesi için gereken becerilerin ve yeteneklerin geliştirilebilmesine yönelik uygulamalar bulunmaktadır.
Kitabın konaklama sektörü uygulamalarına yer vermesi ve beceri kazandırması açılarından önemli bir boşluğu dolduracağı; kitabın akademik öğrenimin yanı sıra, konaklama sektöründe yönetici ve çalışanlar için de faydalı olacağı düşünülmektedir.
Gülen Özdemir Kitapta öncelikle örgütlenme kavramı ele alınarak kooperatifçilikle ilgili temel kavramlar ve ilkeler açıklanmıştır. Dünyada ve Türkiye'de kooperatifçilik, kooperatif işletmeciliği, tarım kooperatifleri incelenen diğer başlıklardır. Daha sonra ülkemizde daha önce diğer kooperatifçilik kitaplarında ele alınmayan ancak dünyada önemi giderek artan insan kaynakları ve örgütsel bağlılık konuları kooperatifçilik açısından irdelenmiştir. Burada yazarın bizzat araştırmalarından ve dünyadaki bu konudaki kaynaklardan yararlanılarak değişik yaklaşım getirilmiştir.
Kooperatifçilik dersi ziraat fakülteleri tarım ekonomisi bölümlerinde zorunlu olarak okutulmakta, ayrıca iktisat fakültelerinin işletme bölümlerinde de anabilim dalı olarak yer almakta ve seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Ayrıca yüksek lisans ve doktorada da bu ders seçilmektedir. Ülkemizde iki yıllık ön lisans eğitiminde kooperatifçilik bölümleri de bu kitaptan yararlanabilirler.
Kooperatifçilik ülkemizde ekonomik alanda son derece önemli olup, çok değişik kesimlerde uygulama olanağı bulan bir alandır.
Tüm bu nedenlerle Kooperatifçilik kitabı hem öğrencilere hem de uygulamada bu konuya ilgi duyanlara rehber ve kaynak kitap olacaktır.
Mandie Holgate BAŞARINIZLA ARANIZDA NEYİN DURDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ? SİZ! KORKULARINIZLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRİN VE BAŞARI ŞANSINIZI ARTTIRIN.
Hata yapma korkusu, toplum içinde konuşma korkusu, kendiniz olma korkusu, ne istediğinizi dile getirme korkusu, HAYIR deme korkusu, değişiklik korkusu ve daha nicesi. Hepimizin, bizi geri çeken korkuları vardır.
Korkunu Yen, size adım adım korkularınızı yenerek istediğiniz sonuçlara ulaşmanızda yardımcı olacak. Kısa, okuması kolay, mesleki terimlerden uzak bölümlerde; hepimizin dehşete düştüğü hayır demek, kibirli değil öz güvenli görünmek, ne istediğinizi dile getirmek, toplum içinde konuşmak gibi konuları aşmanız için yazılmış birçok kanıtlanmış strateji, yetenek ve araç keşfedeceksiniz.
GÜNLÜK DAVRANIŞ, DÜŞÜNCE, İNANÇ VE DEĞERLERİNİZİ DEĞİŞTİREREK HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI KAZANIN.
Richard PAUL, Linda ELDER Tüm yaşamımız, duygu ve düşüncelerimiz tarafından yönetilmektedir. Çoğumuz ağırlıkla gerçeğin farkına varmadan yaşadığımızdan düşünce becerilerimizi geliştirmeyi önemsemeyiz. Ancak düşünme; eğitim, psikoloji ve daha birçok alandaki bilim insanının üzerinde çalıştığı ve geliştirmeyi hedefledikleri becerilerden bir tanesidir. Eleştirel düşünme ise en temel ve önemli düşünme türleri arasındadır. Pek çok kişi tarafından bilinç dışı bir eylem olarak kabul edilen "düşünme"yi bilinç alanına çekip özel eğitim teknikleri ile geliştirmek mümkündür. Bu kitap; eleştirel düşünme becerileri kapsamında, kişinin tarafsız düşünür hâline gelme, düşünme seviyesinden haberdar olma, temel akıl becerileri, yetenekleri, içgörülerinin gelişmesine destek olma, sunulan düşüncenin zayıf ve güçlü manasını keşfetme vb. gibi becerilerini geliştirme, kendi düşünme standartlarını bilme, soru sorma ve düşünmedeki yerini anlama, düşünme içeriğini öğrenme, iyi düşünme becerilerini edinme, karar alma, problem çözme, mantık dışı düşünce ile başa çıkma, ulusal ve uluslararası propaganda yolları, zihinsel kandırmaca ve manipülasyonun farkına varma, etik akıl yürütme, stratejik düşünme becerileri ve ileri düşünür olma başlıklarında bilgi ve beceri kazandırmayı amaçlamaktadır. Buraya kadar sözü edilen bu becerileri kapsayan kitabın hem bilgi vermesi hem de Türkiye'deki akademisyen ve düşünürler tarafından bu konuda yeni eserlerin kaleme alınmasını, araştırma yapılmasını teşvik etmesi hedeflenirken matematik bilimlerinde ve sosyal bilimlerde eğitim gören öğrencilere, politikacılara, medya mensuplarına faydalı olacağı düşünülmektedir ve kişisel gelişimi bir yaşam biçimini hâline getirenlere geliştirici bir okuma serüveni olacağına inanılmaktadır. (Kim ile? Kim için?..)
21. yüzyıl becerileri arasında ilk sıralarda yer alan eleştirel düşünme becerisinin stratejik ve sistematik olarak nasıl geliştirilebileceğini anlatan bu kitap, okuyucular için hem günlük yaşamda hem de profesyonel hayatta kullanabilecekleri önemli reçeteler vermektedir. Bilgi çağının getirdiği bilgi bombardımanı içinde hangi bilgiye nerede, nasıl, niye, ne zaman ve kim ile kim için ulaşılır sorularının cevaplarını çok gelişmiş tablolar ve şekiller ile anlatarak görsel anlamda hatırlanır ve uygulanabilir kılmakta; sol beynin işlevi olan eleştirel düşünceyi çok daha ileriye götürerek bilginin yaratıcılığa dönüştürülmesinde önemli rol oynamaktadır. Basitliğin getirdiği mükemmellik ile değişen ve devrim niteliğinde yaşanan teknolojik gelişimlerde okuyucuların uygulamalı olarak karar verme becerilerini geliştirmekte ve okuyuculara bulundukları ortamda farkındalık oluşturarak fark yaratmalarını sağlayacak donanım vermektedir. Bu kitabın okuyucuları sadece eğitim dünyasındaki değişimi sağlamak isteyen kişiler değil profesyonel dünyada da dönüşümü sağlamak isteyen oyuncular ve liderler olmalıdır.
Mustafa Aslan, Mübeyyen Tepe Küçükoğlu, Doğan Uzun, Şayan Berber, Duygu Hıdıroğlu, Serdar Çakan, Caner Günaydın, Ayhan Aksu, Edanur Çelik, Fatih Yaman, Ayhan Bayram, S. Öznur Sakınç, Fatma Temelli, Bilgehan Tekin, Ufuk Karadavut, Neslihan Özdemir, Hüseyin Şenerol, Yusuf Yıldırım, Halil Özcan Özdemir, Ufuk Karadavut, Demet Çakıroğlu, Kürşad Özkaynar, Cihan Tınaztepe, Özlem Şenlik, Kriz; söylemesi kolay ama tecrübe etmesi zor ve hatta acı bir olgu. Krizler sadece iş hayatına has bir olgu da değildir. Sağlıktan siyasete, eğitimden evliliğe hayatın her alanında krizler yaşanmaktadır. Bazı krizler az hasar bırakırken bazıları çok büyük travmalara sebep olabilmektedir. İyi yöneten örgütler ise yaşanan krizlerden büyüyerek çıkmaktadırlar.
Tüm ülkelerin ve hayatların birbirlerine daha çok bağlı olmaya başladığı günümüz dünyasında, artık krizin sadece kendi bölgemizde, ülkemizde ya da işletmemizde olması gerekmemektedir. Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir sebepten dolayı ortaya çıkan bir kriz, tüm dünyayı etkileyebilmektedir. Krizi fırsata çevirmek ise tümüyle ona hazırlıklı olma ve onu yönetme ile ilgili bir olgudur.
Kriz ve Yönetimi kitabı, hem kriz hem de kriz yönetim sürecinin anlaşılması ve yönetilmesi hususunda bir başvuru kaynağı olmaya adaydır.
Melek VERGİLİEL TÜZ Hayatın pek çok evresinde, çeşitli açılardan farklı krizler yaşamak normaldir. Psikolojik kriz, iş krizi, insanlarla kriz, yaşamın zorluklarına karşı kriz, insan ilişkileri krizi, okul krizi, evlilik krizi, sosyalleşme krizi, ergenlik krizi, kişilik krizi, sevgi krizi, saygı krizi, güvenlik krizi, ekonomik kriz, mutluluk krizi vb. Kişisel açıdan yaşam pek çok krizlerle dolu olduğu gibi kurumların yaşamları, ülkelerin yaşamları, kurumları ve ülkeleri idare edenlerin yaşamları da pek çok krizle doludur. İnsan ömrü boyunca yaşanan krizlerin sayısını bilmek zordur dersek herhalde abartılı olmaz. Buradan yola çıkarak;
Kriz olmadan yaşam var mıdır ?
Bu sorunun cevabı kesinlikle hayır olacaktır.
Yaşam dinamik bir yapı içersinde gelişmektedir. Dünyaya yeni gelen her varlık - canlı ya da cansız- bir şekilde bu dinamizme önce uyum sağlamaya, daha sonra rekabet etmeye, sürekli gelişmeye ve en iyi olmaya çalışmaktadır. Bu dinamizmin gerisinde kalan varlıklarda normal düzen bozulmakta ve kriz sürecine girilmektedir. Kriz yönetimini ciddiye almayanların bunu pahalıya ödedikleri görülmektedir.
Kurumlar da canlı bir organizmadır; bu nedenle, her varlık için geçerli olan gelişme süreçleri kurumlar için de geçerlidir. Bu anlamda kurumsal yapıların normal düzenini bozacak unsurlar ortaya çıktıkça, kurumların da kriz sürecinde kendilerini bulmaları normaldir.
Kriz genel olarak normal düzeni bozan acil bir durumdur. Krizin nedenleri ne olursa olsun iyi bir yönetim krizi tahmin edebilir ve krize karşı yönetim yapısı hazırlayabilir. Önlemlere rağmen kurum krize yakalanmışsa, bu kez kriz anı yönetim tedbirleri uygulanarak, fazla dağılmadan krizden kolay ve kısa sürede çıkılabilir.
Kriz kelimesinin algısı negatif gibi görülmekle birlikte, aslında pozitif sonuçlar yaratmak mümkündür ve amaç bu olmalıdır. Çince de kriz kelimesi “fırsat” anlamına gelmektedir. Ayrıca Türk toplumunda kullanılan bir kavram vardır: “Her işte bir hayır vardır.” Buradaki hayır kelimesinin anlamı İngilizcedeki “no” kelimesi gibi olumsuz anlamda kullanılmamaktadır. Tam tersine “pozitif gelişme” ve “değişim için fırsat” anlamında kullanılmaktadır.
Okuyucuların bu kitaptaki bilimsel teknikleri hayatlarına uygulayarak başarılı ve mutlu olmalarını, yaşamlarını fırsata çevirmelerini, kurumlarını fırsat olarak yönetmelerini dilerim.
Unutmayınız yaşam krizlerle doludur. Önemli olan krizlerin içindeki fırsat çözümlerini yakalamaktır.
Ayşe Nihan Arıbaş, Ayşegül Düzgün, Bayram İlter, Çiğdem Çakır, Ebru Özer Topaloğlu, Erol Tekin, Esin Bengü Ceran, Esra Ulukök, Ethem Merdan, Makbule Hürmet Çetinel, Mustafa Şeker, Oğuz Demirel, Seval Aksoy Kürü, Tuba Aydın Güngör, Tuğçe Şimşek, Ufuk Karadavut, Uyum Elitok, Vural Akar, Yavuz Elitok Krizlerin hiç ortaya çıkmadığı bir dünyanın mümkün olmaması nedeniyle hiç beklenmedik bir anda işletmelerin çeşitli krizlerle karşı karşıya kalma ihtimali çok yüksektir. Krizlerle baş edebilmede en önemli faktörlerin başında kriz yönetme becerisine sahip bir lider gelmektedir. Öyle ki herhangi bir tür krizle karşı karşıya kalan lider, krizi nasıl yöneteceği ya da krizle nasıl baş edebileceği noktasında bilgi sahibi değil ise kriz anında paniğe kapılacak ve bu durum da krizi başarılı bir şekilde yönetememesi ile sonuçlanacaktır. Hâlbuki krize karşı hazırlık yapmış, kriz yönetim planını oluşturmuş, kriz yönetim ekibini kurmuş bir lider ise söz konusu kriz durumu ile daha kolay bir şekilde baş edebilecek hatta belki de kriz durumunu işletme adına fırsata dönüştürecektir. Kriz durumunda herhangi bir liderlik tarzının en doğru olacağını söylemek mümkün olmamakla birlikte bu kitap, çeşitli liderlik tarzları ile kriz yönetimi arasındaki ilişkileri sunarak işletme üst düzey yöneticilerine ve akademi dünyasına yol göstermeyi amaç edinmektedir. Bu amaç çerçevesinde kitapta; kriz yönetimi ile kriz yönetiminde stratejik, vizyoner, paternalist, karizmatik, hizmetkâr, otantik, transformasyonel, katılımcı, etik, otokratik, girişimci, eğitici, dijital, manevi, demokratik, sinerjik, kriz liderliği ve politik liderliğin etkilerinden söz edilmiştir.
Rukiye Can Yalçın, Pınar Fayganoğlu Kriz, neredeyse bireysel düzeyde insanların birbirine bağlı ve bağımlı olduğu yeni dünya düzeninde, bir ihtimal olmaktan öte kaçınılmaz bir olgu hâline gelmiştir. Dünyanın herhangi bir yerinde, farklı bir düzeyde ya da konuda yaşanan bir krizin, zincirleme bir reaksiyon ile tüm insanlığı etkileyerek tehdit edebileceği yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir sistem içerisinde de toplumların krizleri önleme çalışmalarından öte krizin doğasını anlama ve olumsuz etkilerini en aza indirebilme çabasına girecekleri açıktır.
Bu kitap öncelikle krizleri ve gelişimlerini ortaya koymak, ardından kriz yönetimine yön verebilecek farklı unsurları incelemek maksadıyla kaleme alınmıştır. Risk ve risk yönetimi, kriz ve kriz yönetimi, krizler ile liderlik, iletişim, devlet, insan kaynakları yönetimi ve lojistik ilişkileri bölümlerinden oluşan kitabın, alan yazına katkı sağlaması dileğimizle…
İdil Özlem Koç 2000'li yıllarda yaşanan şirket skandalları, kurumların itibarlarının bir gecede yerle bir edilmesine neden olmuştur. Hem şirketler, hem sistem hem de paydaşlar maddi ve manevi zarar görmüştür. Bugün ise kurumsal yönetim artık bilinen ve istenen bir can simididir. Çünkü kurumsal yönetim sermayeyi temsil eden pay sahibi, yönetimi sağlayan yöneticiler, onların denetim ve gözetimini yapan yönetim kurulu ve komiteler ve onların faaliyetlerinin etkilerinin yansıdığı paydaşlar dörtgeninde gelişmektedir.
Kurumsal yönetim uygulamaları şirketlerde bir takım sistemlerin işlevinden ve onlara nasıl işlerlik kazandırılacağından bahsetmektedir. Böylece sistemin kendi kendini yönetebilir ve denetleyebilir bir kurgusu söz konusu olacaktır. Şirketleri şekillendirmek ve emniyetli hale getirmek, istikrarın teminatıdır. Bunların da kamuoyu ile paylaşılması ve her şeyde olduğu gibi, dürüstçe, şeffafça kamunun aydınlatılması gerekmektedir.
Kurumsal yönetim hem reel hem de finans sektöründe uygulanmalıdır. Risk odaklı olan, güvenin çok önemli ve bulaşıcılığın hızlı olduğu finans ve özellikle sigortacılık sektöründe, kurumsal yönetim ile istikrara kavuşulması ve piyasalarda güvenin yaygınlaşması, sigortacılık sektörünün alacağı payın büyümesini sağlayacaktır.
Sigortacılık sektöründe güçlü bir kurumsal yönetim için, hem içsel hem de dışsal tedbirlere (bileşenlere) gereksinim vardır. İçsel olanlar; şirketin kendi içinden kaynaklanan yönetim kurulu, risk yönetimi, iç denetim ve iç kontrol sistemleri ile tüm bunları denetim altında tutan komiteleri kapsamaktadır. Dışsal tedbirler ise, hem sigorta şirketlerini denetleyen hem de piyasaları izleyen dış denetim otoritesidir. Sektörde yüksek düzeyde şeffaflık ve hesap verebilirlik olabilmesi için her iki tedbire de gereksinim duyulmaktadır.
Doç. Dr. İ. Özlem Koç, “Kurumsal Yönetim ve Sigortacılık Sektörü” çalışmasında, kurumsal yönetime tüm yönleri ile değinirken, ayrıca sigortacılık sektöründe kurumsal yönetim uygulamalarından bahsetmektedir. Kitapta halka açık sigorta şirketleri de “zorunlu olmayan kurumsal yönetim ilkeleri” açısından analiz edilmiştir.
A. Asuman Akdoğan, Aşkın Keser, Alptekin Develi, Ayşe Gökçen Kapusuz, Ceyda Taşçıoğlu, Çetin Bektaş, Deniz Dirik, Elif Baygın, Emre Gençay, Erkan Turan Demirel, Esra Kızıloğlu, Eylem Bayrakçı, Eylem Şimşek, Faruk Şahin, Fatih Sobacı, Funda Kıran, Gülten Gümüştekin, Hakkı Aktaş, Hakkı Okan Yeloğlu, Hande Ünüvar, Hasan Hüseyin Uzunbacak, Hüseyin Yılmaz, İfakat Atak, İlknur Çevik Tekin, İnan Eryılmaz, İrge Şener, Mehmet Biçer, Mehmet Dinç, Mihriban Cindiloğlu Demirer, Muhammet Saygın, Mustafa Bekmezci, Mustafa Canbek, Nazmiye Ülkü Pekkan, Onur Köksal, Osman Yalap, Özgür Demirtaş, Özlem Çetinkaya Bozkurt, Pelin Kanten, Pınar Erdoğan, Selahattin Kanten, Selen Doğan, Sema Polatcı, Senay Yürür, Serap Kalfaoğlu, Soner Taslak, Şenay Karakuş Uysal, Tahir Akgemci, Tahsin Akçakanat, Tayfun Doğan, Tugay Ülkü, Tuğba Erhan, Utku Demirci Bu kitap, bir ölçek derleme kitabı değildir çünkü örgütsel davranış alanındaki ölçeklerin bir araya getirilmesinden çok daha fazlasını içermektedir. Yazarların deneyimleriyle harmanlanan teorik bilgiler, araştırmacılara özgün ve faydalı bir bakış açısı sunmaktadır. Her bir kavramla ilgili literatür özeti sunulduktan sonra kavramlara ilişkin geliştirilmiş olan toplam 161 ölçeğe yer verilmektedir. Her bir ölçeğin geliştirilme aşamasından örneklemine, geçerleme ve güvenilirlik çalışmalarına, kullanımı ve yorumlanmasına kadar gerekli olan tüm bilgiler büyük bir titizlikle anlatılmıştır. Ayrıca, farklı ölçeklerin birbirlerine göre üstün ve zayıf yönleri ile ölçeğin uygulanmasına yönelik öneriler de sunulmuştur. Amacımız, nicel bir çalışma yapacak olan araştırmacıya soru formunu sağlamak verine kuramsal temelinden, literatürdeki gelişmelerinden, ölçeklerinden, kaynakçasına kadar örgütsel davranış kavramları ile ilgili bir araştırma rehberi sunmaktır.
Daha nitelikli ve daha özgün bilimsel çalışmaların ortaya çıkmasında bir kilometre taşı olabilirsek ne mutlu bize
Minâ Özevren Kurum kimliği, yönetimin temel konularından biri olduğu için bu kitap, bir kurumu yöneten veya yönetecek her seviyedeki insan için yazılmıştır. Bu bir ders kitabı değil bir uygulama kitabıdır. Kitabı okurken hem bilgilenecek hem de adım adım kurumunuzun kimliğini belirleyebileceksiniz.
Kitapta; kurum kimliğinin ne olduğunu ve nasıl belirleneceğini, kurum kimliğine uygun örgüt yapısının nasıl düzenleneceğini, kurum kimliğine ve tarihsel süreçlere bakarak kurumun plan ve projelerinin nasıl yapılacağını öğreneceksiniz.
Kurum kimliği; kurumun imajını arttırır. İmajı artan işletme daha kalifiye eleman alabilir. Kurum kimliği sayesinde çalışanlarının bilinçliliği ve kendine güveni, motivasyonu ve aidiyet hissi artar. Çünkü insanlar, imajı ve tanınırlığı artan kurumlarla iş yapmak isterler. Bu durum da kurumun imajını, pazar payını ve kârlılığını dolayısıyla hisse senetlerinin değerini arttırır.
Siz de başarılı bir yönetici olarak tanınırsınız!
Güler İslamoğlu Bu kitap; hatalar ve olumsuzluklar üzerine odaklanıp bunları cezalandırmak yoluyla düzeltmek yerine, pozitif psikoloji yaklaşımı doğrultusunda, olumlu davranışları teşvik edip bunları güçlendirmenin çok daha uygun ve yerinde olduğu inancıyla girişilen bir çalışmanın ürünüdür. Çalışmaya tutkunluk, örgütsel vatandaşlık, güven eğilimi vb. gibi bazı davranışların ve yaşantıların kurumlar açısından olumlu sonuçlarını sergilediği gibi insan ilişkileri açısından da ışık tutan bilgiler içermektedir.
Turgut Karaköse Kurumları, sosyal paydaşlar nezdinde rakiplerinden farklı kılan en temel unsur itibarlarıdır. Her kurumun mutlaka bir itibarı vardır; itibarın iyi veya kötü, güçlü ya da zayıf olması onun nasıl yönetildiğiyle yakından ilişkilidir. İtibar, iç ve dış paydaşların takdiri ile kazanılır ve altın kadar değerlidir. İtibarın inşası, uzun bir süreci almakla birlikte, iyi yönetilemediği takdirde kısa bir sürede erozyona uğrayabilmektedir. İtibarın yitirilmesinin maliyeti, kurumun ekonomik olarak değer kaybetmesinden çok daha yüksektir. Bunun için örgütler, görünmeyen en değerli varlık olan itibarın önemini kavrayarak buna yatırım yapmalıdır.
Bu eserin temel amacı; kurumsal itibarın örgütler açısından önemini tartışmak ve bu varlığın yönetimiyle ilgili bazı ipuçları vermektir. Bununla birlikte kitapta, yurt içinde ve yurt dışında yapılan çalışmalar çerçevesinde itibar yönetiminin genel bir panoraması sunulmuştur. Kitabın, tüm araştırmacılara ve yöneticilere yararlı olması dileğiyle…
Beril Akıncı Vural, Burcu Öksüz, Cudi Kaan Okmeydan, Elif Korap Özel, Evrim Mayatürk Akyol, Ferah Onat, Mikail Bat, Mustafa Yalçın, Özlem A. Alikılıç, Selin Türkel, Sema Misci Kip, Sevilay Ulaş, Volkan Altıntaş, Z. Beril Akıncı Vural Kurum kültürü, kurumların başarılarının arttırılmasında etkili olan en önemli değerlerden biridir. Kültür, bir kurumda neyin nasıl yapıldığına ilişkin ipuçları sunar, kurumun önceliklerini aktarır ve davranışları yönlendirir. Kurumların diğerlerinden farklılaşmasını sağlayan kültür örgütsel bağlılık, çalışan motivasyonu, müşteri memnuniyeti ve sadakati gibi pek çok konuda rekabet avantajı sağlar.
On iki bölümden oluşan bu eserde, kurum kültürünün birçok kavramla ilişkisi farklı perspektiflerden detaylı şekilde irdelenmiş ve örnekler sunulmuştur. Kitabın öğrencilere, araştırmacılara ve uygulamacılara faydalı olması hedeflenmiştir.
Seda Kayapalı Yıldırım Değişken rekabet unsurlarının yer aldığı gelişmekte olan pazarlarda kurumlar, sürdürülebilir rekabet avantajı kazanabilmek için farklı arayışlara yönelmektedir. Son zamanlarda yabancı yazında bu arayışlar içerisinde en çok dikkat çeken konulardan birisi “kurumsal itibar” kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan birçok araştırma, kurumların da tıpkı bireyler gibi itibar sahibi olduğunu göstermektedir. Kurumların itibarları, en genel anlamda, paydaş algılarının somut hâlini ifade etmektedir. Kurumlar bu algıyı; belirledikleri amaç ve hedefleriyle, gerçekleştirdikleri faaliyetleriyle, yarattıkları değer algısıyla ve rekabetteki prestijli etkileriyle sağlarlar. Aynı zamanda kurumsal itibar, yönetim tarafından öncelikli olarak ele alınması ve doğru yönetilmesi gereken bir süreçtir. Esasında kurumsal itibar yönetimi, daha çok paydaşlar nezdinde kurumun olumlu itibarının sağlanması ve yönetilmesidir. Kurumsal itibarın ve onun yönetiminin teorik olarak ele alındığı ve öneminin detaylı olarak açıklandığı bu kitap ile okuyucularda konuya yönelik farkındalık oluşması amaçlanmıştır. Ayrıca kitabın ikinci kısmında, son yıllarda özelleştirilen Şeker Fabrikalarında yapılan alan araştırması ile elde edilen bulgular doğrultusunda sunulan sonuç ve önerilerle, kurumlar için büyük önem arz eden kurumsal itibar ve kurumsal itibar yönetimi hakkında faydalı somut bilgiler sunulmaktadır.
Necmiye Tülin İrge Dünyanın iklim krizi gerçeği, küreselleşme, yoğun rekabet koşulları vb. pek çok zorlukla karşı karşıya olduğu günümüzde insanlığın temel değerlerini hatırlamak zorunlu hâle gelmiştir. Kişiler ve kurumlar etik değerlere uygun davrandıkları sürece çevrelerinde saygınlık kazanmakta ve rekabette öne çıkmaktadır. Bu nedenle toplumların, işletmelerin ve devlet kurumlarının hem bireysel hem de kurumsal başarı ve mutluluk açısından önemli bir değer olan itibar ve itibar yönetimi gibi soyut kavramlara gereken ilgi ve özen göstermelerinin ve bu yönde bir yönetim anlayışı geliştirmelerinin önemi artmıştır.
Kurumsal itibar yönetimi, finansal ve stratejik hedeflere ulaşmak, hissedarlar, müşteriler, çalışanlar vb. tüm paydaşlardan olumlu tepki almak, kuruluşun itibarının oluşmasını ve korunmasını sağlamak için gerekli faaliyetlerde bulunmak olarak ifade edilebilir. Kazanılan itibarın geçici ve yüzeysel değil kalıcı ve sürdürülebilir olması açısından itibarı kazanmak kadar korumak da önemlidir çünkü kaybedildiğinde tekrar kazanılması çok zordur. Bu nedenle, itibar özenle ve sabırla yönetilmesi gereken uzun soluklu stratejik bir süreç olarak düşünülmelidir.
Bu kitap farklı sektörlerde çalışan her düzeyde yöneticiler, kurum çalışanları, akademisyenler, lisansüstü eğitim yapanlar, sivil toplum örgütleri ve konuya ilgi duyan herkes için hem teorik hem de pratik açıdan yararlı olacağı düşünce ve temennisi ile hazırlanmıştır.
Mehmet Polat, Ali Şahin Kapasite ve kapasite geliştirmenin bireysel, kurumsal ve çevresel olmak üzere üç farklı boyutta ele alınması konusunda fikir birliği vardır. Bireysel düzeyde, kapasite unsurları bilgi, nitelikler ve becerileri içerebilir; kurumsal düzeyde fiziksel varlıklar (tesisler, ekipman ve malzeme) ve finansal sermaye, liderlik, örgütsel stratejiler, yönetim ve iş bilgisi ve örgütsel oluşumu ile çevre/ toplum düzeyinde, piyasa ekonomisi, hukuk sistemleri hatta sosyal gelenekler çerçevesini de içermektedir.
Dilek Yılmaz, Merve Gerçek Baş döndürücü bir hızla değişen çalkantılı, belirsiz ve karmaşık iş dünyasında ayakta kalmaya çalışan örgütler, birbirleriyle kıyasıya rekabet etmeye çalışmaktadırlar. Bu eser, türbülans şartlarındaki günümüz iş çevresinde örgütlerin varlığını yalnızca bir defalığına değil sürekli olarak tehdit eden tüm zorluklar ve sınamalar karşısında nasıl ayakta kalınabileceğine ve sürdürülebilir performans elde edilebileceğine yönelik yol gösterici bir kavram olan “örgütsel rezilyans” konusunu ele almaktadır. Örgütsel rezilyans, bir örgütün karşılaşabileceği olumsuzluklarla gerektiğinde mevcut durumu koruyarak gerektiğinde ise değişimden korkmadan radikal kararlar alarak mücadele etmesi için elinde bulunan tüm kaynakları kullanma becerisi ve süreci olarak ifade edilmektedir. Eserde, örgütsel rezilyans çerçevesinde örgütlerin hem olağan dışı büyük çaplı hem de günlük rutin prosedürleri ilgilendiren krizlere yanıt verebilmek için neler yapabileceği birey, grup, lider ve örgüt düzeyinde derinlemesine ele alınmıştır. Bu eserin, rekabetin çetin olduğu iş çevrelerinde faaliyet gösteren kurumlarda çalışanlar ve her kademeden yöneticiler için olduğu gibi endüstri mühendisliği, işletme, iktisat, örgüt psikolojisi gibi alanlarda çalışan akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrencileri için de faydası olacağı düşünülmektedir.
Serdar Eldemir Finansal açıdan çok sağlam görünmesine rağmen çok büyük ulusal veya uluslararası bir şirket aniden iflas edebilir mi? Ne yazık ki evet. Son yıllarda bazı şirketlerin üst düzey yöneticileri maaş, prim ve diğer menfaatlerini sürdürmek için hissedarları, denetim şirketlerini ve kamuoyunu yanıltıcı bilgi ve belgeler sunarak buna sebep olmuşlardır. İşte bu nedenle, son yirmi yıldır, şirketin mali verileri ve performansı kadar şirketin kurumsal yönetiminin de çok önemli olduğu ortaya çıkmaya başlamıştır. Hissedar hakları, adillik, eşitlik ve hesapverebilirlik bir şirket üst yönetiminden beklenen en önemli kurumsal yönetim göstergeleri olmuştur. OECD tarafından 1999 yılında uluslararası kurumsal yönetim ilkeleri ilan edilmiş ve dünyada pek çok ülke bu ilkeler ışığında, kendi yerel uygulamalarını geliştirmiştir. Bununla birlikte, bu ilkelere uyulup uyulmadığını ölçmek amacıyla kurumsal yönetim uyum derecelendirmesi ortaya çıkmıştır. Böylece yatırımcılar, tedarikçiler veya diğer menfaat sahipleri bir şirketin finansal göstergelerinin yanında şirketin kurumsal yönetim notunu da öğrenerek hareket etme şansı bulmaktadırlar.
Buradan hareketle, bu kitapta; özel sektör firmaları ve çok uluslu şirketlerde giderek çok daha fazla uygulama alanı bulan kurumsal yönetim ilkeleri ve derecelendirme sisteminin kamu sektöründe de uygulanmasına yönelik bir model önerilmiştir. Bu derecelendirme modeli ile; kamu kuruluşlarının hizmetlerini yerine getirirken daha eşitlikçi, şeffaf ve hesap verebilir olması, etik değerlere, sürdürülebilirliğe ve kurumsal liderlik kapasitesine sahip olması, yaptığı tüm hizmetlerde kamu yararını gözetmesi amaçlanmaktadır.
Bu kitap sayesinde; kurumsal yönetimin ne olduğunu, kurumsal yönetim ilkeleri ışığında derecelendirme sisteminin nasıl çalıştığını, kamu kurumlarında böyle bir yaklaşıma neden ihtiyaç duyulduğunu anlama açısından önemli bir rehber edinmiş olacaksınız.
Boray Uğraş Saydamlık, hesap verebilirlik, sorumluluk, eşitlik ve adalet, katılımcılık/yayılım ilkelerinin birleşiminden oluşan kurumsal yönetim kavramı iş dünyasında ve akademik çevrelerde günümüzde de merak uyandırmaktadır. Keyfi yönetim anlayışından kurallara dayalı yönetim anlayışına geçiş niteliği gereği organizasyonlarda düşük maliyetli bir sermaye yapısı, insana yaraşır bir çalışma ortamı, paydaş çıkarlarının uyumlaştırılmasını sağlamaktadır. İyi yönetim (good corporate governance) kaliteli bir iş çevresi, sağlam bir organizasyon yapısı kurmayı kolaylaştırmaktadır.
Bu kitapta, okuyucularımıza kurumsal yönetim ilkelerinin kadın istihdamına etkileri test edilerek açıklanmaktadır. Ataerkil müesses nizamın kadın istihdamına etkileri kurumsallaşma ve kurumsal yönetim ilkeleri açısından değerlendirilmiştir. Araştırmamızda ilginç bulgulara ulaşılmıştır. Kitabın özgün değeri, Türkiye'de kurumsal yönetim pratiğine ilk kez kadın istihdamı açısından yaklaşması ve yazında yoğunlaşan şirket performansı araştırmalarının dışına çıkmasıdır. Ataerkil iş ilişkilerinin kurumsallaşma süreci ile kurumsal yönetim ilkelerine yansımaları ayrıca değerlendirilmiştir.
A. Tuğba Karabulut, Aslı Aybars, Ayşe Atılgan Sarıdoğan, Duygu Celayir, Gürol Baloğlu, Hasan Türedi, Hüseyin Öcal, M. Hanifi Ayboğa, Mehtap Öner, Özlem Ayaz Arda, Pınar Başar, Sabri Öz, Seçil Taştan, Tuğçe Aslan Kurumsal yönetim; kurumsal yatırımcıların gücü ve işletmelerin toplum üzerindeki etkisi arttıkça, kamuoyunun ilgisini çeken bir konu hâline gelmiştir. İşletmelerin sürdürülebilir başarılarında öne çıkan unsurlar arasında, etkin kurumsal yönetim ile risk yönetimi bulunmaktadır. Son dönemlerde kurumsal yönetim, sürdürülebilir değer açısından işletmeleri yakından ilgilendiren bir konu hâline gelmiştir. Toplum ile işletmeler arasındaki ilişkiler geliştikçe, kurumsal yönetim kavramı ve ilkeleri de daha fazla tartışılmaya başlanmıştır.
Sürdürülebilir işletmeler ve sürdürülebilir değer için işletmelerin risklerini sistematik bir biçimde izleyerek yönetmeleri gerekmektedir. Risk yönetimi, kurumsal yönetimin kilit unsurlarından biri olduğu gibi stratejik yönetimin de önemli bir parçasıdır. Bugün kurumsal yönetimin risk yönetimi üzerinde etkisi olduğu konusunda artan bir farkındalık bulunmaktadır. Dünya çapında pek çok büyük işletmenin artık mevcut olmadığı, bu işletmelerin risk yönetimi ve kontrolün temel kurallarını ihmal ettikleri için başarısız olduğu bir gerçektir. Kurumsal yönetimde etkinliğin sağlanabilmesi ve iyi yönetişim uygulamalarının oluşturulması açısından, etkin ve güvenilir risk yönetimi uygulamalarının işletme içerisine yerleştirilmesi önemlidir. Bu çalışma, kurumsal yönetim ve risk yönetimi süreçlerini hem teorik hem de uygulamalarla birlikte ayrıntılı bir şekilde ele almış ve okuyucular için önemli bir kaynak sunmuştur.
Ali Bayrakdaroğlu, Aysel Gündoğdu, Burcu Kümbül Güler, Burçak Boz Yaman, Çağatay Mirgen, Çağlar Özbek, Ekim Akkuş, Funda Bayrakdaroğlu, Hatice Hicret Özkoç, Hilmi Etci, Levent Karadağ, Meryem Tekin Epik, Müge Adnan, Onur Doğan, Özge Korkmaz, Özlem Güzel, Serap Özen, Taner Dalgın, Ümit Deniz İlhan, Yusuf Tepeli, Zeki Atıl Bulut “Yeni nesil turistlere yönelik ne tür hizmetler sunmak gerekir?”
“İnternetten alışveriş hiç bana göre değil!”
“Ben öyle sanal paraya filan yatırım yapamam.”
“Bu işten çok sıkılırsam hemen istifa ederim.”
“Gelecek beni o kadar çok korkutuyor ki…”
“Bizim zamanımızda hiç böyle dersler yoktu!”

Birbirini anlayabilmek! İşte bütün mesele bu. Ancak o kadar kolay olmuyor çünkü dünya değişiyor ve bu değişim her kuşaktan insanı kökten etkiliyor. Genç kuşaklar yaşlıları eleştiriyor, yaşlı kuşaklar gençleri… İlk kitabımızda kuşaklar arası farklılıkları anlayabilmek ve çeşitli “çatışmaları” tatlıya bağlayabilmek üzere yola çıkmıştık. Ortaya çok farklı disiplinlerden güzel bir çalışma çıkmıştı.
İlk kitabımızın devamı niteliğindeki bu kitapta yeni konulara değinmeye çalıştık. Umarız siz okuyucular için verimli ve değerli bir çalışma olmuştur. Biliyoruz ki; kuşakları anlamak için bu kitapta ele alınan bakış açılarından başka perspektifler de incelenmeye değerdir.
Ümit Deniz İlhan Bu kitap, örgütsel bağlılık üzerinde önemli bir etkisi olduğu düşünülen çalışma değerlerinin kuşaklar bağlamında incelenmesini içermektedir. Kitabın, özellikle günümüz çalışma hayatının sayıca ağırlıklı aktörlerinden X ve Y Kuşağı çalışanlarının sahip oldukları çalışma değerleri açısından farklılıkları ile örgütsel bağlılıkları açısından farklılıklarını ortaya koymak olarak iki temel amacı bulunmaktadır. Böylece hangi çalışma değerlerinin örgütsel bağlılığı açıklamada önemli olduğunu yorumlayabilmek amaçlanmaktadır.
Hem uygulamacılar ve hem de çalışma psikolojisi literatürü için önemli bir kavram olan örgütsel bağlılık ancak kuşaklar arası çalışma değerleri farklılıklarının iyi anlaşılıp stratejik bir şekilde yönetilmesiyle sağlanacaktır. Bu noktada bir yanda insan kaynakları yöneticileri önderliğinde tüm yöneticilere bir yanda da iş yeri psikologları ile bu konular hakkında bilimsel araştırma yapan akademisyenlere hayli görev düşmektedir. Öyle ki bu paydaşların çalışma hayatında yer edinmeye başlayan Y Kuşağının ve hatta sonrasında gelecek olan Z Kuşağı­nın çalışmaya yönelik ihtiyaç, tutum ve değerlerinin anlaşılmaya çalışılması yö­nünde yapılacak olan araştırmalara öncelik vermeleri önem arz etmektedir. Daha da ötesi, sadece araştırmalara öncelik verme ile yetinmeyip araştırmalardan elde edilen bulguların yönetim politikası hâline getirilmesi yoluyla örgütsel bağlılığın arttırılmasını takip etmelidirler.
Dikkat çekmek gereken bir konu da ortaya çıkan farklılığın sadece kuşak olgusundan kaynaklanamayabileceği, aynı zamanda yaşam evrelerinin de bu farklılık üzerinde etkisi olabileceğidir. Yapıla­cak olan araştırmalarda ve araştırma bulgularını uygulamada bu ikili varsayım bir arada gözetilmeli, hem kuşak olgusunun hem de yaş olgusunun ortaya koyabile­ceği farklılıklar gözden kaçırılmamalıdır.
İbrahim Yalçın Akla durgunluk veren gelişmelerin yaşandığı günümüzde, yoğun bir rekabetle karşı karşıya kalan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, bu rekabetten olumsuz etkilenmemek ve ayakta kalabilmek için tüm süreçlerini, ekonomilerini ve örgüt yapılarını gözden geçirerek yeniden yapılandırmak zorundadırlar. Özellikle her yönden, her ülkeden ve her yoldan işletmeleri etkisi altına alan küresel rekabet işletmelerdeki bu yeniden yapılanma zorunluluğunu daha da artırmaktadır. Değişime uyabilen işletmelerin ayakta kalabilme şansları diğerlerinden daha fazladır.
Geert Hofstede, Gert Jan Hofstede, Michael Minkov Yetmişten fazla ülkede kırk yıldan uzun süredir yürütülen çalışmalara dayanarak kaleme alınan Kültür ve Örgüt kitabı, iş birliği yapmak herkesin çıkarına
olduğunda dahi insanların neden birbirinden uzaklaştığını incelemektedir. Michael Minkov'un Dünya Değerler Araştırması'ndan elde edilen verilerden
çıkardığı analizlerin yanı sıra Gert Jan Hofstede'nin kültürlerin evrimine ilişkin açıklamalarına dayanan bu çalışma:
• Ulusal toplumların inşa edildiği "ahlaki daireleri" ve insanların düşünme, hissetme ve hareket etmelerini sağlayan incelenmemiş kuralları ortaya koyar.
• Ulusal kültürlerin eşitsizlik, girişkenliğe karşı alçak gönüllülük ve belirsizliğe tolerans durumlarında nasıl farklılaştığını araştırır.
• Örgüt kültürlerinin ulusal kültürlerden nasıl ayrıştığını ve bunun nasıl yönetilebileceğini açıklar.
• Kalıp yargıları, dildeki farklılaşmayı, 2009 ekonomik krizinin kültürel kökenlerini ve diğer kültürler arası dinamikleri analiz eder.
Conrad Phillip Kottak Kültürel Antropoloji – Kültürel Çeşitliliği Takdir Etmek, bugün antropolojinin temel sorunsallarını, kavramlarını ve kuramlarını güncel örnekleri ve tartışmaları ile ele alan bir temel kaynak niteliğindedir. Kitap, özellikle ABD'de antropolojinin nasıl şekillenmiş olduğunu ve antropoloji eğitiminin hangi konular üzerinde durduğunu belgeleyen bir ders kitabı özelliği taşımaktadır.
Columbia Üniversitesinden doktorasını almış olan Amerikalı antropolog Konrad Phillip Kottak (d. 1942); Brezilya ve Madagaskar'da araştırma yürütmüş ve ders kitabı niteliğindeki eserleri en çok okunanlar listesine girmiş, ödüller almış ve birçok dile çevrilmiş bir yazardır. Yazar, Amerikan toplumunu da antropolojinin bakış açısı ile izlemekte ve modern mitolojilerin gelişmekte olduğunu savlamaktadır.
Kottak, kitapta; antropolojinin küçük ölçekli toplumları derinlemesine inceleme geleneğini günümüzde küreselleşme, çevre sorunları ve hareketleri gibi güncel oluşum ve sorunlarla birlikte değerlendirmektedir. Etnisite, sosyal sınıf, azınlık toplulukların konumu, cinsel kimlik gibi kültürel çeşitliliklerin sosyal bilimlerin bakış açısı ile nasıl değerlendirildiğinin farkında olmak, bizim coğrafyamız açısından da gerekli bir uğraştır. Kitap; sadece antropologlar için değil her yaştan siyaset bilimciler, medya ve iletişim uzmanları, uluslararası ilişkiler ve tarih, psikoloji “öğrencileri” için de değerli bir kaynaktır.
A. Selami Sargut, Cem Şafak Çukur, Deniz Börü, Deniz N. Şahin, Doruk Uysal Irak, Ebru Günlü, H. Canan Sümer, Ömer Aytaç, Ramazan Erdem, Tuncer Asunakutlu, Zehra Şahin, Zeynep Aycan Eser örgüt ve yönetim alanında yaygın olan kuramsal altyapıyı ve pratik çalışma alanlarını kültürel bakış açısıyla sunmaktadır. Kültürün kendine özgü dokusunun yansımaları tüm çalışmalarda olduğu gibi yönetsel ve örgütsel çalışmalar alanında da kendini göstermektedir. İşletme, psikoloji, sosyoloji gibi farklı alanlardan akademisyenlerin ortak çalışması sonucu ortaya çıkan kitap disiplinler arası bir eser olma özelliği taşımaktadır. Her biri kendi alanında uzman ve kültürel özgünlüğe hâkim akademisyenlerin ortak çalışması eser uzun zaman alan emekler sonunda okuyucusuyla buluşmuştur.
Hakkı Aktaş Liderlik, yönetim süreçlerinde her zaman önemini koruyan bir konu olmuştur. Toplumları ve örgütleri dönüştüren, liderlerdir. Özellikle kriz ve kaos durumlarında hep bir liderin etkisi vardır. Toplulukçu bir kültürde bu etki çok daha belirleyicidir, toplumda kurtarıcı rolü üstlenen bir lider beklentisi çok yüksektir. Âdeta bir bayrak, rüzgâr beklemektedir ve bunu başlatacak olan bir kıvılcıma ihtiyaç vardır. İşte o kıvılcımın sahibi, kendisini topluma veya içinde bulunduğu örgüte adamış, takipçilerinin gönlünü kazanmış bir liderdir. Bu, bazen ilk emri veren bir komutan bazen kimsenin düşünmediğini düşünen bir yönetici olabilir. Katı bir otorite ile insanların gönlüne taht kurmanız modern iş yaşamında mümkün değildir. Otoriteryen ve narsist liderler, kısa dönemde bireyler üzerinde bir etki yaratsa da gerektiğinde sorgusuz sualsiz peşinden gelecek insan topluluğu inşa edemez. Bu kitapta, özellikle toplulukçu kültürlerde yaygın görülen otokratik ve narsistik liderlik, kültürel temelleriyle ele alınmıştır. Öte yandan otokratik ve narsistik liderlik, alanyazındaki araştırmalarla ortaya koyulmuş ve bu araştırmalardan elde edilen olumlu ve olumsuz sonuçlar kültürel bağlamda tartışılmıştır. Kitabın son bölümünde ise otorite ve itaat davranışının anlaşılmasına yönelik yapılan deneysel araştırmalar tanıtılmış, elde edilen bulgular incelenmiştir. Ayrıca klasik filmler incelenmiş, verilen vakalar ile okuyucunun otoriter ve narsist liderliği deneyimleyerek analiz edebilmesi öngörülmüştür. Son olarak otoriter liderlik ve narsistik liderliğin iş hayatına olası etkileri incelenerek akademik araştırmalara ve yönetim uygulamalarına ilişkin öneriler sunulmuştur.
Burak Külli Bireylerin kültürlerarası iletişimde bir kültürden diğerine değişen durumları anlama, anlamlandırma ve açıklama getirerek etkileşimde yetkin olma kabiliyetleri oldukça önemlidir. Kültürlerarası iletişimi yürütme kabiliyeti, bireylerin kültürel zekâsını ifade eder. Bu kitabın ele aldığı araştırmada çok uluslu işletmelerde yönetici pozisyonunda çalışmayı arzulayan adayların kültürel zekâ düzeyleri ve boyutlarının, Türkiye ve İngiltere örneklemleri çerçevesinde farklılaştığı ve örtüştüğü noktalar incelenmiştir. Farklı kültürden bireylerin kültürel zekâ düzeylerine yönelik bir anlayış geliştirmek, farklı kültürel ortamlarda etkileşime girmekte isteklilik veya isteksizliklerinin temel sebeplerinden olan kaygı düzeyini de açıklayabilir. Bu da karar vericiler açısından çok uluslu işletme yöneticilerinin karşılaşabilecekleri farklı durumlara karşı gösterecekleri davranış hakkında önceden kestirim yapma şansını doğurur.
Bu kitap, kültürlerarası çerçevede ve uluslararası düzeyde ele aldığı kültürel zekâ düzeyi ve kaygı ilişkisini irdelemesi bakımından lisansüstü öğrencileri, insan kaynakları uzmanları, araştırmacılar ve akademisyenler için başvuru kitabı niteliğindedir. Lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrenciler ve araştırmacılar için ele aldığı zekâ teorileri ve kültürlerarası iletişim konuları bakımından kaynak kitap olarak kullanılabilir.
Warren J. Keegan, Mark C. Green, Pearson Küresel Pazarlama, küreselleşme olgusunun günümüzdeki boyutlarıyla oluşturduğu yoğun rekabet ortamında, firmaların küresel pazarlarda uygulayabilecekleri pazarlama karmasını belirleme ve pazarlama politika ve stratejilerini küresel pazarlara uyarlayabilme yaklaşımıyla yazılmış bir kitaptır. Kitap; akademisyenlerin, lisans ve lisansüstü öğrencilerin ve iş dünyasında küresel pazarlama alanında çalışanların bilgilenmesini sağlamayı ve değişen küresel çevre koşullarına göre esnek karar verebilme becerilerini geliştirmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla, çok sayıda küresel firma örnek olarak ele alınmış ve uyguladıkları küresel politika ve stratejiler tartışılmıştır. Ayrıca, ''Örnek Olay'' çalışmaları ile de öğrenilen bilgilerin uygulamaya aktarılabilmesi konusunda alıştırmalar verilmiştir.
Kitap, 17 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerde ana hatlarıyla 'Küresel düşün, yerel hareket et.' yaklaşımı; küresel pazarlama çevresini oluşturan ekonomik, ticari, sosyal, kültürel, politik, yasal, yönetsel çevre unsurları; küresel bilgi sistemleri ve pazar araştırması, pazar bölümlemesi ve konumlandırma, ithalat-ihracat ve kaynak yaratma, küresel pazarlara giriş stratejileri; küresel pazarlama karması, küresel pazarlarda marka, ürün, fiyat, dağıtım, reklam, satış tutundurma kararları, dijital devrim; stratejik rekabet avantajı, liderlik, küresel firmalarda örgütlenme ve firmanın sosyal sorumluluğu ile ilgili konular yer almaktadır.
Her bölüme iş dünyasından küresel bir firma örneği ile başlanmakta ve ''Öğrenme Amaçları'' başlığı altında o bölümün ne öğretmeyi amaçladığı net bir biçimde verilmektedir. Bölüm sonlarında da ''Örnek Olay'' adı altında firma uygulamaları verilerek firmaların karşılaştıkları sorunların o bölümde öğrenilen bilgiler çerçevesinde çözümlenmesi istenmektedir.
Ayrıca bölümlerde, ''Pazarlama Ölçümleri ve Analizleri'' başlığı altında pazarlamada yatırımın geri dönüşü gibi nicel ölçütlere ve analizlere yer verilmektedir.
Küresel Pazarlama kitabı, Türkçe çevirisi ile eğitim ve iş dünya-sında küresel pazarlama alanında çalışanlara zengin içeriği saye-sinde temel kaynak kitap olarak önerilebilecek niteliktedir.
Christopher W. Moore, Peter J. Woodrow “Günümüzün küreselleşmiş dünyasında, kültürler arası müzakere yeteneği kadar gerekli olan çok az yetkinlik vardır. Bu aydınlatıcı ve pratik kitapta Chris Moore ve Peter Woodrow, kültürlerarası anlaşmalara varmanın inceliklerini anlamamıza yardımcı olmak için kapsamlı küresel deneyimlerinden yararlanarak bize akıllıca bir “Evet!”e nasıl ulaşacağımızı gösteriyorlar. Şiddetle tavsiye ediyorum”.
WILLIAM URY
EVET'E ULAŞMAK KİTABININ EŞ YAZARI VE POZİTİF HAYIR KİTABININ YAZARI
“Bu kitaptan; yazarlarının paylaştıkları zengin deneyimler ve dersler sayesinde kültürün giyimimizden, ritüellerimizden ve yemeklerimizden daha fazlası olduğunu öğreniyoruz. Kültür; zamanı, mekânı, dili, görgü kurallarını ve anlamı düzenleme şeklimizdir. Bu kitap, birbirimize açık olmamız için kendi kültürümüzü anlamamızı öğretiyor ve müzakerelere kültürel yaklaşımlarımızı koordine etmemiz ve sürdürülebilir anlaşmalara varmamız için pratik stratejiler sunuyor”.
MEG TAYLOR
DÜNYA BANKASI GRUBU OMBUDSMANI / ŞİKÂYET DANIŞMANI VE PAPUA YENİ GİNE'NİN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ VE MEKSİKA ESKİ BÜYÜKELÇİSİ
“Günümüzün küreselleşmiş, çok kültürlü dünyasında, Amerika Birleşik Devletleri başkanlarından Taliban liderlerine, Mittal Steel'in CEO'sundan Güney Afrika'daki çelik işçilerine kadar herkesin bu kitabı okuması gerekiyor. Chris Moore ve Peter Woodrow, küresel deneyimlerini kullanarak yirmi birinci yüzyılda iletişim için eksiksiz bir iletişim aracı oluşturmuşlar”.
VASU GOUNDEN
ACCORD'UN KURUCU VE YÖNETİCİSİ, GÜNEY AFRİKA
“Pratik tavsiyelerle dolu olan ve sağlam araştırmalarla bilgilendiren Küresel ve Çok Kültürlü Müzakere El Kitabı, çok kültürlü dünyamızda çatışma ve müzakereyi yönlendirmek için olağanüstü ve kapsamlı bir dizi kaynağı tek bir yerde topluyor. Daha da önemlisi, yazarlar, on yıllık deneyimden yola çıkarak konuyla ilgili en iyi kitabı hem akademisyenlere hem de uygulayıcılara bir hediye olarak sunuyor”.
JOHN PAUL LEDERACH
ULUSLARARASI BARIŞ İNŞASI, PROFESÖR, KROC ENSTİTÜSÜ, NOTRE DAME ÜNİVERSİTESİ
Abdullah Eravcı, Adnan Dede, Bahri Çetin, Cânip Kocaoğlu, Cebrail Yakışır, Fatma Ulutürk, Mehmet Ömer Özüçağlıyan, Mustafa Erinmez, Perihan Abay, Şeyma Bozkurt Uzan Dünya hızla değişmekte, bizler de bu değişimlere tanıklık etmekteyiz. Bu değişim hayatın her alanını etkilediği gibi örgütleri de etkilemekte ve ihtiyaçları da günden güne değiştirmektedir. Bu değişime paralel olarak küreselleşmenin de etkisiyle örgütlerdeki yönetim şekli de değişmektedir.
Günümüz örgütleri, hızla değişen bir ortamda ekonomik, teknolojik, sosyal ve kültürel sistem ile mücadele etmektedir. Küresel anlamda meydana gelen bu değişim ve gelişmeler ülkeler ve hatta örgütler arasındaki rekabeti de ileri boyutlara taşımaktadır. Örgütün, küreselleşmeden dolayı oluşan rekabet ortamının yarattığı dirence karşı kuvvetlenmesi, geliştirmiş olduğu değişim ve yeniliklerle doğru orantılıdır.
Bu kitapta, şehir pazarlamasında örgütlerin önemi ve pazarlama stratejileri, çevresel yönetim muhasebesi, örgütsel adalet algısı ve sinizm, kariyer yönetiminde değişim ve dönüşümler, örgütlerde sosyal sermayenin önemi, örgütsel iletişim, veri madenciliği ve örgütsel stresle başa çıkma yöntemleri gibi kavramların incelendiği bilimsel çalışmalar derlenmiştir.
Recai Coşkun, Ali Taş, Umut Sanem Çitçi Bu kitap, Türkiye'de boşluğu hissedilen küreselleşme ve uluslararası işletmecilik alanında temel bir eser olmayı amaçlıyor. Kitabın tasarımında öncelikle lisans, lisansüstü öğrenciler ile uygulayıcıların beklentilerinin karşılanması arzu edildi. İçeriği oluşturulurken hem temel konulara yer verildi hem de alandaki güncel gelişmelere değinildi. Anlatımda akışı bozmadan metin içlerine gerçek hayattan alınmış okuma parçaları yerleştirildi. Kullanılan dilin açık ve anlaşılabilir olmasına titizlik gösterildi. Kitapta çeviri kokan cümlelerin yer almamasına dikkat edildi.
Kitapta bir yandan küresel gelişmelere dikkat çekilirken diğer yandan yerel ve Türkiye eksenli bir bakış açısı benimsendi. Yerel ve ulusal olan anlaşılmadan uluslararası ve küresel olanın anlaşılması mümkün değildir. Örnekler verilirken, gerçek hayattan uygulamalar tartışılırken Türkiye ile ilgili olanlara ağırlık verildi. Çünkü artık Türkiye birçok alanda uluslararası ve küresel ölçekte işletmeye ev sahipliği yapıyor. Dahası, çok sayıda Türk şirketi küresel ölçekte faaliyetlerde bulunuyor, dünya genelinde tanınıyor.
Kitabın; alanın gelişimine katkı sunması, öncülük etmesi ve muhataplarının dünyayı daha iyi okumalarına yardımcı olması umut edilmektedir.
Ahmet Kaya, Aylin Akyol, Enes Uğur Tohum, Erol Tekin, Esra Erenler Tekmen, F. Nazlı Sayğan Yağız, Fatih Sinan Esen, Harun Türker Kara, Selçuk Yeke, Şükran Sırkıntıoğlu Yıldırım Bir örgütün başarısındaki en önemli faktör, sahip olduğu insan kaynağını etkin ve verimli kullanabilmesidir. Bu da ancak etkili bir liderlik ile mümkün olabilir. Demokratik, katılımcı, takım odaklı vb. olmak artık etkili liderliği tanımlamak için yeterli değildir. Günümüzün şartları; liderlerin öncelikle kendilerini yönetebilmesini, sonra öğrenmeye istekli olmalarını ve farklı alanlarda başarı gösterebilmelerini, teknolojiye uyum sağlayabilmelerini, farklı kültürlerle çalışabilmelerini ve daha birçok güncel özelliğe sahip olmalarını gerektirmektedir. Gereklilikler arttıkça da farklı liderlik türleri ortaya çıkmaktadır. Bu kitap da çağdaş örgütlere yön veren liderlik türlerini tanımları, özellikleri, boyutları ve stratejileri ile ele alarak okuyucusuna liderlikle ilgili farklı bakış açıları kazandırmayı amaçlamaktadır.
Ali Osman Kılıç, Edip Doğan, Emine Karakaplan Özer, Erman Kılınç, Ferhat Uğurlu, Fuat Korkmazer, İnan Kaynak, Kadir Aktaş, Mehmet Ali Türkmenoğlu, Metin Söylemez, Mevlüt Karadağ, Semih Soran Liderlerin her ne kadar önemli vasıfları olsa da gerek kişilik özellikleri gerekse de kişisel ihtirasları, hırsları veya egoları nedeniyle olumsuz davranışlar sergileyebileceği yıllarca literatürde göz ardı edilmiştir. Sanki liderlerin kötülük yapamayacağı veya kötü insanların lider olamayacağı gibi bir algı oluşmuş ve liderliğin hep olumlu yönüne odaklanılmıştır. Oysaki kitleleri peşinden sürükleme kabiliyetine sahip, yüksek sezgi, hızlı düşünüp karar verme, yüksek organize etme becerisine sahip bireyler de narsist, despot, pasif agresif, duygusal bağımlı, kibirli, paranoyak olabilmekte veya etik dışı davranabilmektedir. Bu eser, liderliğin nispeten geride kalmış veya değinilmeye çoğu zaman cesaret edilmemiş olan karanlık yönlerine odaklanmaktadır.
Kurtuluş Yılmaz Genç, Nihal Arıcan Kaygusuz, Şura Şahin, Okan Kekül, Hakan Sipahi, Mehmet Akif Kara, Muhammet Yüksel, Şerif Karahan, Ömer Faruk Korkmaz, Güven Karaman Liderlik, akademide ve akademi dışında anlamı ve içeriği en çok tartışılan kavramlardan biridir. “Yönetim” nasıl yaşamın her alanında var olan bir kavram ise, bütünleşik bir kavram olarak “liderlik” de gündelik yaşamın ve iş yaşamının bütün alanlarında kendisine yer bulan bir kavramdır. Yaşamın farklı alanları üzerinde doğrudan etkiye sahip liderlik uygulamalarının analizine dayalı olarak konunun değişik yönlerine odaklanan birçok yaklaşım ortaya çıkmıştır. Liderliğin; kültürle, psikolojiyle, sosyolojiyle, iletişimle, toplumsal cinsiyet rolleriyle de yakın bağları bulunmaktadır. Bu kapsamda, farklı boyutlarıyla liderlik kavramını ele alan bu kitabın yeni çalışmaları teşvik etmesi umut edilmektedir.
• Liderlik Kavramı - Kurtuluş Yılmaz Genç
• Liderlik ve Kültür - Şura Şahin
• Liderlik ve Motivasyon - Okan Kekül
• Liderlik ve İletişim - Muhammet Yüksel
• Toplumsal Cinsiyet ve Liderlik - Mehmet Akif Kara
• Liderlik, Kültür ve Toplumsal Yapı - Muhammet Yüksel
• Özellikler Yaklaşımı - Kurtuluş Yılmaz Genç
• Beceriler Yaklaşımı - Güven Karaman
• Lider-Üye Etkileşimi Yaklaşımı - Hakan Sipahi
• Karizmatik, Dönüşümsel ve Etkileşimsel Liderlik - Nihal Arıcan Kaygusuz
• Takım Liderliği - Mehmet Akif Kara
• Hizmetkâr Liderlik - Hakan Sipahi
• Etik Liderlik - Şerif Karahan
• Liderlikte Durumsallık Yaklaşımı - Ömer Faruk Korkmaz
• Yol-Amaç Teorisi - Okan Kekül
• Psikodinamik Liderlik Yaklaşımı - Şerif Karahan
• Otantik Liderlik - Şura Şahin
Salih Güney Liderlik konusu insanların toplu olarak yaşama geçmesi süreci kadar eski bir geçmişe sahiptir. Dünyada üzerinde en çok çalışılan, yazı yazılan ve araştırma yapılan bir konu olmasına rağmen, hala daha tam olarak anlaşılamamıştır. Bu nedenle gizemini korumakta ve korumaya da devam edecektir.
Bu kitabın yazım fikri uzun zamandan beri kafamı meşgul etmekteydi. Nedeni liderliğin bir ünite olarak algılanmasıydı. Ancak daha sonra düşüncelerimde değişmeler oldu. Yalnızca liderlik ünitesini alarak kitabın yazılması pek tatmin edici görünmüyordu. Bu nedenle liderliği yakından ilgilendiren konuların da kitaba eklenmesi gündeme geldi. Dolayısıyla karar verme süreci, kültürel yapı, kişilik, iletişim, motivasyon, stres ve ahlaki yapı gibi konular kitaba dahil edildi. Her ünitenin içinde liderlik ile ilgili genel değerlendirmeler yapıldı.
Dünyada sosyal, siyasal, ekonomik ve teknolojik alanda değişmeler ve gelişmeler baş döndürücü bir hızla gerçekleşmektedir. Böyle bir değişim ve gelişim sürecinde şirketlerin, kurumların ve toplumların bunun gerisinde kalmaması için bazı temel öğelere ihtiyaç vardır. Bunların başında liderlik gelmektedir. Çünkü ancak liderlik özelliklerine sahip olanlar kurumları ya da toplumları çağın gereklerine uygun olarak değişim ve gelişim sürecine dahil ederek istenilen refah seviyelerine ulaştırabilirler.
Kitap yönetim kademesine kendisini hazırlayanlarla, ön lisans, lisan, yüksek lisan ve doktora öğrencilerinin yararlanabileceği bir formatta yazıldı. Mümkün olduğunca dilini sade tutmaya çalıştık. Bütün bunlara rağmen mutlaka hatalar, eksiklikler görülecektir. Bu nedenle okuyucuların olumlu ya da olumsuz tüm eleştiri ya da önerilerini bekliyoruz.
Cemal Öztürk Yönetim Bilimi, zamanla, “İşletme Yönetimi” ve “Kamu Yönetimi” diye ayrılmışsa da son dönemde bu iki bilimin bazı açılardan yeniden birbirlerine yaklaştıkları gözlemlenmektedir. Bu bağlamda her iki yönetim için de elzem bir konu ve varılması hedeflenen bir olgu olarak “liderlik” Kamu Yönetiminde kendisini “Lider Yönetici” olarak açığa vurmaktadır.
Liderlik; son yıllarda içeride ve dışarıda, işletme yönetiminin yanında kamu yönetiminde, okullarda/okul dışında, merkezi ve yerel yöneticiler/önderler/liderler arasında, küreselleşen ve hızlı değişim ve gelişim içerisinde olan başta yönetim, çalışanlar, öğrenci ve akademisyenler, kendini kişisel olarak geliştirmek isteyenler olmak üzere hemen hemen herkeste ilgi ve merak uyandırmaktadır. Kitabımızın bu kişilere bilgi ve vizyon katkısında bulunacağı değerlendirilmektedir.
Kamu Yönetiminde lider yöneticiye ulaşma gayesine bir basamak olma hedefinde olan çalışmamızda: Örgüt ve Yönetim; Yetki, Güç, Otorite, Hiyerarşi ve Emir; Liderlik, Yönetici, Lider Yönetici, Kamuda Liderlik Önündeki Engeller başlıklı ana bölümler yer almaktadır.
Celaleddin Serinkan Günümüzün yoğun rekabet ortamında işletmelerin ayakta kalabilmeleri oldukça zorlaşmıştır. Yöneticilerin uyguladıkları babadan kalma yöntemler artık yeterli olamamaktadır. Gerek ülkemizde gerekse de dünyada başarılı olmak isteyen tepe yöneticilerin uygulamak durumunda oldukları pek çok yeni yaklaşımlar ve teknikler bulunmaktadır. İşletmelerin başarısını arttıran yeni yönetim yaklaşımlarının iyi şekilde uygulanabilmesinin de temel koşulu Liderlik ve Motivasyon‘dur.
Bu kitapta, yöneticilere, eğitimcilere, öğrencilere ve bu konuyla ilgilenenlere yararlı olacak geleneksel ve modern Liderlik ve Motivasyon yaklaşımlarından bahsedilmektedir.
Ramazan Erturgut Bu eser, yazarın lojistik alanında yaklaşık 21 yıllık çalışma deneyimi yanında yurtdışında bulunduğu süre zarfında yaptığı araştırmalar sonucu ortaya çıkan, kıvamlı bir bilgi birikimini ortaya koymayı amaçlamıştır. Kitapta, Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi ile ilgili kavram, ilke ve karakteristikler, sistematik bir akışla sunulmuştur. Bununla birlikte, Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetiminin yol alımını etkileyen güncel konular ile araştırmalara yön veren yeni eğilimlerin sınıflandırılmasına ilgi duyulmuştur. Bu kitap ayrıca bilimsel bir disiplin olarak Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetiminin diğer disiplinler ile ilişkilerini, çoğunluğu bu alanda önde gelen bilimsel dergilerden yapılan atıflar ile destekleyerek sınıflandırmakta, bu suretle ulusal yazında eksikliği hissedilen bir boşluğu doldurmaya katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Kitap muhteviyatında, işletme ve kurum ölçeğindeki lojistik faaliyetler, kapsamlı bir içerik ile sunulmuş, ayrıca global normlu lojistik yönetimi, lojistik strateji, lojistik performans yönetimi, lojistik eğitimi, lojistik ve tedarik zincirinin yapısal problemleri ile Türkiye'de Lojistik Yönetimi konuları ayrı birer bölüm olarak ele alınmıştır. Çalışmada ayrıca, konu ile ilgilenenlerin istifadesine sunulmak üzere her iki alanda da temel terimleri içeren, “Açıklamalı Lojistik ve Uluslararası Ticaret Terimleri Sözlüğü” ile “Incoterms 2010” eklentilerine yer verilmiştir. Bu yönüyle eserin, Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi ile ilişkili, eğiten ve eğitilenler ile alandaki bilimci ve uygulamacılar için de kaynak bir eser olabileceği değerlendirilmektedir.
Bu kitabın yazımı sırasında yazar, TÜBİTAK tarafından BİDEP 2219 Programı kapsamında desteklenmiştir.
Bülent Akkoyun In this study, which emerged after scientific research, it is explained the skills sought in employees and managers with change management and modern management techniques in the business world that has evolved with the influence of global problems. Then, data, method and results of field research conducted to embody the information, media and technology skills, technological system usability and the impact network, path and degrees of technology acceptance that affect the productivity of enterprises to achieve their ultimate goals are presented. In the period of the study, the economies of the countries experienced contractions due to both the global migration problem and Covid-19 and faced the most destructive effect of the last few centuries. Countries experiencing social trauma, have had to close their borders for a long time and had to go to the highest level of alert for crisis management. In other words, countries in economic, social and cultural difficulties have seen pessimistic days, civilized, developed and democratic appearance in peace and tranquility period was removed, strict rules came into play, cities were looted and places were set on fire while protests were exhibited, democracies were shelved and people were unemployed due to businesses being closed for a long time…
Ferika ÖZER SARI Yazar bu eseri; gün geçtikçe önemi daha da artan marinalar ve marina işletmeciliği alanındaki yazına katkıda bulunması; marina ve yat işletmeciliği, turizm işletmeciliği ve konu ile ilgili diğer bölümlerde okuyan öğrencilerle bu sektörde faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlara temel bir kaynak oluşturması amacıyla hazırlamıştır.
Kitabın birinci bölümünde marina işletmeleri tanımlanmaya ve daha yakından tanınmaya, marina işletmelerinin temel yapıları ve bu yapıların işlevleri açıklanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde, marinaların farklı kriterlere göre sınıflandırmalarına yer verilmiş, yurt içi ve yurt dışındaki marinaların genel profili ile değişik ülkelerdeki marina derecelendirme sistemlerine örnekler verilmiştir. Üçüncü bölümde, marina işletmelerinin yönetim ve organizasyon yapısı incelenirken dünyada ve Türkiye'deki durumlarına genel bir bakış yapılmıştır. Dördüncü bölümde ise marinalarda hizmet kalitesi kavramına, bu kavramın neden önemli olduğuna ve bu kavrama şekil veren faktörlere dair açıklamalara yer verilmiştir.
Tülin Ural

Türkiye’de marka üzerine yazılmış kitaplara baktığımız zaman tercüme ya da popülist yüzlerce esere rastlamaktayız. Elinizde tuttuğunuz bu kitap ise, başarılı marka yaratmak ve sürdürmenin yollarını hem bilimsel temellere dayanarak ele almakta hem de uygulamaya yönelik dünya ve Türkiye’den örnekler vermektedir. Yeni ekonomi ve bilişim teknolojilerinin pazarlamada yol açtığı açılımlar ve markalamaya etkilerine de değinilmektedir.
Bu kitabın hedefi, marka yaratma görevini üstlenmiş ya da üstlenecek tüm aktörlerin marka anlayışlarını başarıyı yakalayacak biçimde değiştirmelerini sağlayacak bir pencere açmaktır. Markalamada Yol Haritası, içerdiği somut bilgilerle markalama sürecinde izlenecek adımlar ve halen geçerliliğini koruyan markalama stratejilerinin anlaşılabilmesi bağlamında okurlara ışık tutmaktadır.

Hatice Betül Gök, Mehmet Gök Günümüz dünyasında işletmeler, sert rekabet koşulları ile etkin bir şekilde baş edebilmek için önceki dönemlere kıyasla daha fazla değişkeni içerisinde barındıran süreçlerden geçmektedir. Bu değişkenler arasında yer alan insan kaynağı faktörü, tarihsel süreç içerisinde gittikçe artan bir önem kazanmıştır. İşletmelerin piyasada rekabet üstünlüğü elde etmelerinde insan kaynağını doğru yönetmeleri belirleyici bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmelerin hedeflerine ulaşabilmeleri için çalışanları ile arasındaki ilişkileri doğru bir şekilde algılayıp yorumlamaları gerekmektedir. Çalışanların, örgütlerine karşı olan tutumlarının iyileştirilmesi hem bireysel başarıları hem de örgütsel başarısı açısından göz ardı edilemeyecek önemde bir konudur. Örgüt çalışanlarının genel olarak içinde bulundukları örgüte karşı oluşmuş tutum ve davranışları örgütün amaçlarına ulaşmasında etkili olan önemli değişkenlerdir. Bu noktadan hareketle bu çalışma kapsamında Torku'nun (Konya Şeker) Konya'da bulunan işyerlerindeki mavi yakalılar üzerinde yapılan toplam 430 anket ile lider üye etkileşimi, örgütsel özdeşleşme, iş tatmini ve örgütsel sinizm kavramları ile sosyoekonomik durum ve önemi incelenmiş olup bu kavramların birbirleri ile olan ilişkilerinin örgüt (işletme) davranışları üzerindeki etkileri ele alınmıştır.