Yönetim Bilimleri \ 12-12
Serap BENLİGİRAY İnsanların neyi nasıl yaptıkları hakkında aldıkları geribildirim, öğrenmeleri ve gelişmeleri için temel gerekliliktir. Geribildirim, işletmenin aynı ve farklı bölümlerinde çalışan kişilerin parçaların nasıl bir araya geldiğini, kendi faaliyetlerinin ve davranışlarının diğerlerini nasıl etkilediğini görmelerini sağlar. Çünkü geribildirim alınarak neden-sonuç ilişkisinin oluşturulmasına önem verilmesi insanlarda dinamik bir düşünce tarzı yaratır. Formel bir geribildirim sistemine esas olacak ölçütlerin ortak bir dil kullanılarak belirlenmesi, organizasyon üyelerinin hep birlikte kurumsal amaçlara ulaşmalarını sağlayacak ve harekete geçirecek net, belirgin fikirler üretilmesine yardımcı olur.
Geleneksel değerleme sistemlerinde geribildirim veren tek kaynak “nezaretçi, bir başka deyişle personelin ilk düzey yöneticisi”dir. Bu tür sistemlerde sistemin güvenirliğini zedeleyen ve amaca ulaşmayı engelleyen nitelikte hatalar meydana gelir ve en sık karşılaşılan hatalar değerlemeyi yapan kişiden kaynaklanır. Bu nedenle personelin sadece nezaretçisi tarafından değerlenmesi, onun gerçek performansını doğru bir şekilde yansıtmayabilir. Bu durumda çok kaynaklı değerlemelerin daha geçerli ve güvenilir geribildirim üretilmesi olasılığı yüksektir.
Tek kaynaklı değerlemenin pek çok sakıncası bulunmasına rağmen çok kaynaklı geribildirim sistemlerinde nezaretçinin önemli rolü korunmaktadır. Bu sistemde personelin emsalleri, astları, müşterileri, ekip arkadaşları gibi diğer kaynaklardan gelecek geribildirim nezaretçi değerlemesinin yerini almaz, tamamlayıcısı olarak hizmet eder. Nezaretçinin değerleme sonuçları ile davranışlarla ya da yetkinliklerle ilgili olarak elde edilen çok kaynaklı geribildirim harmanlanır. Böylece bireyler hem işlerini nasıl yaptıklarıyla (onların davranışları) hem de ne yaptıklarıyla (elde ettikleri sonuçlarla ya da çıktılarla) değerlenmiş olur. Elinizdeki bu kitap, çok kaynaklı geribildirim sistemlerine ilişkin kapsamlı bir içerik sunmaktadır. İyi okumalar dileriz.
Abdulkadir Avcı, Ali Tanış, Arzu Uğurlu Kara, Aslı Gezen, Ayhan Aydoğdu, Büşra Solmaz Dündar, Cemalettin Öcal Fidanboy, Çağdaş Akif Kahraman, Engin Yavuz, Erol Işıkçı, Esra Gökçen Kaygısız, Gökdeniz Kalkın, Göksel Korkmaz, Haluk Erdem, Hamide Özyürek, Hasan Boztoprak, İbrahim Sani Mert, Karahan Kara, Kemal Eroğluer, Makbule Hürmet Çetinel, Mehmet Etlioğlu, Melih Altay, Memduh Begenirbaş, Metin Ocak, Mustafa Bekmezci, Mustafa Kemal Topçu, Mustafa Polat, Servet Kıvanç, Tamer Kılıç, Tolga Türköz, Tuğrul Oğuzhan, Tuğrul Tekin Tunalılar, Uzay Özder, Ünsal Sığrı, Wasim ul Rehman, Zafer Mehmet Fırat, Zeynep Baysal İş gücü çeşitliliği, artan küresel rekabet ve çeşitli örgütsel mimari modellerin damgasını vurduğu günümüz işletmelerinde değişimi izleme ve uygulama, örgütlerin başarısı için çok önemlidir. Günümüzde hemen hemen her şeyin hızla değiştiği gerçeğinden yola çıkarak örgütleri yıllar sonra nelerin bekleyeceği konusu, yöneticiler için önemli bir meşguliyet alanı olmuştur. Bu gibi değişimlere etkin hazırlanabilmek ve değişimi yakalayabilmek adına yöneticilerin, doğru perspektifi doğru zamanda ayarlamaları ve kendilerini hazır tutmaları gerekecektir. Bu nedenle, değişen bir çevreyi yönetmek için doğru becerilere ve özelliklere sahip olma ihtiyacı örgütler tarafından giderilmeli ve geleceğin yöneticilerinin yönetim becerileri ve yetkinlikleri geliştirilerek küresel rekabette büyük avantajlar yaratılmalıdır.
Örgütsel faktörlere ilişkin mevcut bilgi ve kavrayışlarımızın sınırlarını geliştirmek ve “Şu an neredeyiz, gelecekte nerede olacağız?” sorularına sağlıklı cevaplar bulabilmek, örgütler açısından önem arz etmektedir. “Yönetsel Gelecek” olarak ifade edilen disiplinler arası çalışmaların yer aldığı bu eserde yazarlar, ele aldıkları yönetimsel konular ile ilgili çalışanlara, örgütlere, liderlere, iş yaşamındaki profesyonellere, öğrencilere ve akademisyenlere bilgiler sunarak bazı öngörü ve önerilerde bulunmuşlardır.
Aynur Acer, Ayşe Atılgan Sarıdoğan, Ayşegül Ertuğrul Ayrancı, Canan Tiftik, Derya Yücel, Dilek Eren, Ezgi Berte Kutlu, Fatih Yaman, Hacer Handan Demir, Haydar Baki Doğan, Hikmet İskender, Hülya Er, Lina Karabetyan, Özgür Çark, Rahmi Yücel, Sezer Ayaz, Tolga Türköz, Yahya Can Dura Küreselleşme ve dijital teknolojilerdeki hızlı değişim ve gelişmeler karşısında işletmelerin gittikçe zorlaşan rekabet koşulları ile başa çıkabilmeleri ve ayakta kalabilmeleri için örgütsel ve yönetsel becerilerini kullanmalarının önemi gittikçe artmıştır. Bu nedenle işletmeler sürekli değişen koşulları fırsata dönüştürmek veya tehditlere karşı koyabilmek için etkin yönetim uygulamaları ve stratejileri geliştirmeye başlamışlardır. Tüm bu gelişmelere paralel olarak bu süreçte yeni yönetsel kavramlar ve görüşler ortaya çıkmaktadır. Yönetsel Kavramlara Güncel Bakış adlı bu kitap; yönetim konuları ile karşılaşan kişilerin konu ile ilgili güncel kavramları, bilgileri ve gelişmeleri takip edebilmeleri için hazırlanmıştır. Yönetsel kavramlara daha güncel bir pencereden bakışı simgeleyen kitap, farklı konularda pek çok yönetsel kavramı ve stratejiyi değerlendiren ve tartışan zengin bir içerik sunmaktadır. Bu açıdan alanda çalışan akademisyenler başta olmak üzere araştırmacılara, işletme yöneticilerine, lisansüstü öğrencilerine ve bahsedilen konulara ilgi duyan kişilere yararlı bir yol gösterici olacak ve sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamalarında katkı sağlayacaktır.
Cahit Çağlın, Ebru Moğulkoç, Elif Özdil Demirel, Güngör Karaca, Haluk Sak, Hüseyin Özüpekce, İlknur Kınacı, Mukaddes Güler, Murat Durgun, Şevval Nur Meriç İşletmelerin, küreselleşme süreci ve toplumsal olayların değişimi tetiklemesiyle birlikte rekabet ortamında ayakta kalabilmesi için çalışanların iş davranışlarına ve örgütün etkinliğini artıracak bazı kavramlara daha fazla değer vermesini gerekli kılmıştır. Bir örgüt olarak işletmeler, çalışanların grup hâlinde daha verimli ve etkin bir şekilde çalışabilmesi için çalışmaya elverişli bir ortam hazırlamalı ve aynı zamanda ortaya çıkabilecek sorunları önceden görerek yönetsel anlamda tedbir almalıdır. Örgütsel ve yönetsel alanda birçok araştırmacı işletmelere katkı sunmak amacıyla birçok konu üzerinde araştırma yapmıştır. Ancak bazı konular, hem günceli yakalamak hem de işletmeler üzerinde yeterince önemi anlaşılmamış ve üzerinde çok fazla araştırma yapılmamış konular olması açısından önem arz etmektedir. Kitabımızın alana önemli bir katkı sağlamasını ve öğrencilere, araştırmacılara, uygulayıcılara ve tüm okuyuculara referans olmasını umuyoruz.
Murat Polat Teknolojinin baş döndüren hızı, günümüz örgütlerini özellikle teknoloji kaynaklı birçok türden belirsizlikle baş etme becerisi kazanmaya zorlamaktadır. Bu anlamda günümüz örgütleri için sosyal ağ teknolojisini temel alan bir açık liderliğe ihtiyaç olduğu öngörülmektedir. Dolayısıyla bu eser, örgütlerde yaşanan örgütsel belirsizlikler karşısında liderlik, teknoloji, örgütsel iletişim, örgüt kültürü ve yükseköğretimin yönetimi ile ilgili olan herkes için bir başvuru kaynağı olarak hazırlanmıştır. Kitabın organizasyonu içerisinde açık liderlik, sosyal ağları benimseme ve örgütsel belirsizlik kavramlarına dair bilgiler, kitaptaki bilgilerin daha kalıcı olabileceği bir düzenle sunulmuştur. Bu bağlamda kitaptaki konular tablo, resim, şema ve alan araştırması gibi destekleyici unsurlarla güçlendirilerek kitabın daha etkili olması amaçlanmıştır.
Bu eserin eğitim yönetimi temelinde öncelikle yükseköğretimin yönetimi veya yükseköğretimde liderlik alanlarında çalışan bilim insanlarına, lisansüstü öğrencilerine, konuya ilgi duyan bağımsız araştırmacılara ve çalışma alanı örgüt, yönetim, liderlik, belirsizlik, sosyal ağlar ve teknoloji olan herkese faydalı olması dileğiyle…
Ahmet Selim Kartal, Emirhan Yetiş, Gökhan Demirarslan, Halil Erman, Hayrettin Sağıncı, Merve Paçacı, Mikail Kara, Murat Ak, Seval Türk İşletme bilimi; girişimciler tarafından mal veya hizmet üretiminden kâr elde etme amacıyla kurulan örgütsel yapıların; gerekli hammadde veya ara malları bir araya getirerek üretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi, üretilen mal ve hizmetlerin pazarlanması, muhasebe işlemleri, örgütlenme, finansman, büyüme, yönetim, lojistik, tedarik ve depolama işlemleri, IKY, bilişim sistemlerinin kullanımı, halkla ilişkiler, sendikalaşma, iş etiği ve performans ile birlikte araştırma geliştirme ve inovasyon süreçlerinin izlenmesi gibi birçok fonksiyonu bir arada inceleyen sosyal bir bilimdir. Öte yandan bilim ve teknolojideki gelişim sürecinin, daha önce tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı ve yaygın olduğu günümüz dünyasında Z kuşağı da işletmelerin çalışma şeklini ve yapısını etkiler hâle gelmiştir. Bu bağlamda bu eser; klasik işletme kitaplarının aksine, konularını Z kuşağının bakış açısından ele almakta olup her bölümde yer alan örnek olaylar ile yeni nesil öğrencilerin ve hocaların paradigmalarına uygun bir nitelik sergilemektedir. Bu bağlamda her bir bölümün; alanında uzman hocalarımız ve Z kuşağı perspektifini yansıtan yetkin öğrencilerimiz tarafından hazırlandığı bu eser; özellikle yeni nesil öğrencilerimizin ve hocalarımızın beklentilerini inşallah fazlasıyla karşılayacaktır.
Ahmet Kaya, Arzu Uğurlu Kara, Berat Çiçek, Edip Doğan, Emine Karakaplan Özer, İnan Kaynak, Kadir Aktaş, Meral Çalış Duman, Mesut Öztırak, Ramazan Çoban, Resul Güleç, Yeliz Gedik Varlık zamanlarının yönetilmesinin kendine has zorlukları vardır. Fakat zor zamanların yönetilmesi daha zordur. Üstelik bu zorluklar işletmelerin ekonomik olarak zorda olmadığı dönemlerde de ortaya çıkabilmekte ve yönetimin işini daha da zora sokabilmektedir. Mesela stresin kaynağı örgütsel olabileceği gibi bireysel de olabilmektedir. Benzer şekilde çalışanlarda çatışmanın sebebi bireyin yaşadığı psikolojik sorunlar olabileceği gibi örgüt yapısı da çatışmalara zemin hazırlayabilmektedir. Zamanın gereklerine uyum sağlayabilmek için zorunlu olan değişim, beraberinde farklı zorluklar getirebilmekte, kaosa, öfkeye, belirsizliğe ve görevlerle ilgili sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. İşletmenin faaliyet yürüttüğü coğrafyalara göre çalışanlar arasındaki çeşitlilik ve farklılıkta benzer zorlukları beraberinde getirebilir. Verilen görevlerin zamanında bitirilmemesinden kaynaklanan zaman yönetimi ile ilgili sorunlar da baş gösterebilmektedir. Bu çalışma ile bahsedilen tüm bu zorluklar günümüz şartlarına uygun olarak yeniden tanımlanmaya çalışılmış ve karşılaşılan bu zorlukların yönetilmesinin yolları tartışılmıştır.