Temel Eğitim \ 8-10
Ahmet Başkan, Behice Varışoğlu, Bünyamin Sarıkaya, Derya Yıldız, Fatih Veyis, Fetullah Uyumaz, Fulya Topçuoğlu Ünal, Gülden Tüm, Lokman Turan, Mehmet Celal Varışoğlu, Mehmet Nuri Kardaş, Muhammet Fatih Sayır, Nur Hümeyra Özdemir Erem, Oğuzhan Sevim, Oğuzhan Yılmaz, Sedat Maden, Serdar Derman, Yusuf Söylemez Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hızla yaşandığı yirmi birinci yüzyıl, insanlara iletişim bağlamında oldukça soyut bir dünya sunmaktadır. Günümüz dünyasında insanların sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitsel faaliyetleri giderek karmaşık bir yapıya bürünmekte; yaşanan bu gelişmeler, insanların çok daha farklı bilgi ve becerilere sahip olmasını zorunlu kılmaktadır. Bilginin niceliksel olarak artmasına bağlı olarak nitelikli şekilde kullanılmasında kelimelerin gücü de artmaktadır. Dünya hızla gelişip değişirken kelimelerin anlamları ve kullanım alanları da değişmektedir. Bu şartlar içerisinde öğrencilere verilebilecek en etkili araçlar, sadece eğitimde değil, daha genel olarak hayatta başarılı olabilecekleri geniş, zengin bir kelime hazinesi ve bunları kullanma becerileridir. Süratli ve büyük değişimlerin yaşandığı çağımıza uygun yetişmiş insan gücünün varlığı, okuma becerilerini etkin bir şekilde kullanabilen bireylerin yetiştirilmesine bağlıdır.
Bu kitapta; okuma ile ilgili temel kavramların yanı sıra okumanın fiziksel, psikolojik ve sosyolojik yönleri de ele alınarak siz değerli okuyuculara beceri temelli bilgiler sunulmaya çalışılmıştır.
Mustafa ULUSOY, Hatice DEĞİRMENCİ, Mustafa KUŞAK, Ülkü ULUÇ, Bengisu KAYA, Birgül ZELZELE, Nergiz KARDAŞ, Hakan DEDEOĞLU Bilgi çağında hızlı değişim, okuryazarlığın yeniden tanımlanmasını zorunlu kıldı. Yeni teknolojiler, okuma yazma eğitiminin biçim ve işlevini temelden değiştirirken karşı karşıya bulunduğumuz güçlükler daha da karmaşık hâle geldi. Öğrencileri gelecekteki okuryazarlığa en iyi şekilde nasıl hazırlayabiliriz? Dünkü okuryazarlık ile bugünkü okuryazarlık aynı değil ve yarınki ile aynı olmayacak…
Nazanin Abbasi Oduncu ormana gelene kadar her şey yolunda gidiyordur.
Ormanda kendine ev yapmak isteyen oduncu, burada yaşayan hayvanları hiç
düşünmeden hareket eder ve evlerini yok eder. Ancak bir gün şiddetli bir sel
oduncunun evini alıp götürür. Sonuçta oduncu da hayvanlar gibi evini kaybeder.
Evsiz kalan oduncu, aslında ormanın herkes için olduğunu fark eder.
Yaşanan bu olay sonrasında hayvanlar oduncu için çok üzülür, ona yardım
ederler ve hep birlikte yeniden ormanı eski haline getirmek için
çalışmaya başlarlar.

“Orman Hepimizin”, günümüz insanının doğada yarattığı tahribata ve
ekosistemin önemine dikkat çekerken her sahnesi origami tekniği kullanılarak
özel olarak hazırlanmış görselleri ile de kitaplığınızda özel bir yer edinmeye aday.


Editorial Flamboyant Bir hayvanın izini takip et, bir taşın altındaki yaşamı gözlemle, suyun sesini dinle,güneşi yüzünde hisset.
Bizimle bu yürüyüşe katıl ve ailece doğanın tadını çıkar!
Patricia Howlin, Simon Baron-Cohen, Julie Hadwin Otizm ve benzeri güçlükler çeken çocukların başkalarının düşünceleri, inançları, istek ve niyetlerinden anlam çıkarabilmelerine yönelik çok sayıda ve nitelikli çalışmalar yapılmıştır. Günümüzde bu güçlükler otizmin karakteristikleri olan sosyal ve iletişimsel problemlerin altında yatan temel nedenler olarak görülmektedir.
Otizmi olan çocuklara zihin okumayı öğretme, “zihin kuramı” yoksunluğunun çocukların diğer alanlarda gösterdikleri işlevleriyle ilişkisini araştırmakta ve aynı zamanda başkalarının zihinsel durumlarını anlamayla ilişkili becerileri artırmak üzere birçok deneysel çalışma tanımlamaya çalışan bir alan olmuştur. Yazarlar, kendi müdahale programlarını çizerek, kullandıkları öğretim materyallerine ve stratejilerine dair detaylı bilgi sağlayarak, otizm spektrum bozukluğunda olan bireylerin inançları, duyguları ve –mış gibi yapma becerisini anlamalarına yardımcı olan uygulamalı bir rehber oluşturmuşlardır.
Yazarlar aşağıda görülen spesifik ve sorunlu alanlara değinmişlerdir:
• Yüz ifadelerinin nasıl yorumlanacağı;
• Üzüntü, kızgınlık,korku ve mutluluk duygularının nasıl tanınacağı;
• Duyguların durumlardan ya da olacaklardan nasıl etkilendiği;
• Nesnelerin başka insanların bakış açısından nasıl görülebildiği;
• Bir başkasının bilgi ve inancını nasıl anlayabileceğimizi.
Takibi ve uygulaması kolay olan bu rehber kitap, özel eğitim öğretmenlerine, eğitim ve klinik psikologlarına, konuşma ve dil terapistlerine ve otizmi olan çocuklara bakım veren kişilere yönelik hazırlanmıştır.
Ilene Schwartz - Julie Ashmun - Bonnie McBride - Crista Scott - Susan Sandall Günümüzde otizm spektrum bozukluğunun (OSB) yaygınlığı gittikçe artmakta ve çocuklar erken tanılama sitemlerinin de gelişmesinin bir sonucu olarak gelişimin erken dönemlerinden itibaren eğitim alabilmektedirler. OSB olan çocukların erken dönemlerden itibaren gereksinimlerine uygun nitelikli bir eğitim alması hem bozukluğun belirtilerinin azalması hem de çocukların ilerideki gelişimini olumlu yönde etkilemesi nedeniyle önemlidir. Bununla birlikte ülkemizde ne yazık ki OSB olan çocuklara yönelik çok fazla program ya da eğitim modeli bulunmamaktadır. Uzun yıllardır özel gereksinimli küçük çocuklarla çalışırken kullanılabileceğimiz kanıt temelli uygulamaları temel alan ve kapsamlı programlara ihtiyaç duymaktaydık. Özellikle ülkemizde OSB olan küçük çocukların bütünleştirme ortamlarının birer üyesi olarak yeterince desteklenememesi ve çocukların genellikle ayrıştırılmış ortamlarda bireysel eğitimle ve gelişimlerine uygun olmayan programlarla desteklenmeye çalışılması gibi sorunlar bizleri etkili ve kapsamlı bir program arayışına itti. Tam da bu gereksinimden yola çıkarak 2017 yılında yayınlanan The DATA Model for Teaching Preschoolers with Autism (Otizmi Olan Okul Öncesi Çocuklar İçin DATA Modeli) adlı kitabın çevirisini yapmaya karar verdik.
Alanyazını yakından takip edenler, yaklaşık 20 yıldır Washington Üniversitesinde bir grup araştırmacının DATA Modeli üzerinde çalıştığını hatırlayacaktır. Modeli geliştiren araştırmacılar, OSB olan çocuklar için ayrıştırılmış ortamlarda sunulan haftada 40 saat bağlam dışı öğretimin, çocukların eğitim gereksinimlerini karşılamak için uygun bir yol olmadığı ve çocukların devam ettikleri bütünleştirme ortamlarında sağlanan okul öncesi programlarının da OSB olan çocukların kendilerine özgü gereksinimlerini karşılamadığı düşüncesiyle işe koyulmuşlardır.
DATA modelinin amacı, OSB olan küçük çocuklar için, bireysel gereksinimlerini karşılamak amacıyla farklı teorik yaklaşımları harmanlayan, kanıt temelli uygulamaları temel alan, gelişimsel olarak uygun bir okul temelli program geliştirmek, uygulamak, değerlendirmek ve yaygınlaştırmaktır.
Çevirisini tamamlayarak alana kazandırdığımız Otizmi Olan Okul Öncesi Çocuklar İçin DATA Modeli kitabının, sınıfında OSB olan çocuk bulunan okul öncesi öğretmenlerine ve bu çocuklara özel eğitim desteği veren tüm öğretmenlere/eğitimcilere/uygulamacılara ve ailelere katkı sağlayacağına ve rehberlik edeceğine inanıyoruz. DATA Modelinin, OSB olan çocukların öğrenmesi ve gelişmesine ve bu çocuklarla çalışan profesyonellerin sorunlarına çözüm üretilmesine katkı sunması ümidiyle…
Mihriban Hacısalihoğlu Karadeniz Geleneksel çocuk oyunlarıyla matematiği sevdirerek öğretme fikrinden yola çıkılarak hazırlanan bu kitabın amacı; bu oyunların 1. sınıf düzeyine göre matematik kavramlarına nasıl uyarlanacağını ve süreçte nasıl uygulanacağını göstermektir. Kitapta yer alan geleneksel oyunlar; Sayılar ve İşlemler, Geometri, Ölçme, Veri İşleme öğrenme alanlarında yer alan bazı kazanımlara uyarlanarak okuyucuya sunulmuştur.
Geleneksel çocuk oyunları, somut olmayan bir kültürel miras olarak nesilden nesile aktarılsa da unutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle gelecek kuşaklara bir köprü oluşturacak bu oyunların eğitimde kullanılması, çocukluğun en parlak dönemi olarak kabul edilen ilkokul düzeyindeki öğrencilere mirasımızın aktarılmasını sağlayabilir. Bu kitap sayesinde sınıf öğretmenlerinin kültürümüzün kıymetli taşlarından biri olan geleneksel çocuk oyunları ve bu oyunların matematiğe nasıl uyarlandığı hakkında bilgilendirilmeleri sağlanarak, süreçte zaman zaman bu oyunları kullanmaya alıştırılmaları sağlanabilir. Ayrıca uyarlanan oyunların matematik öğrenme güçlüğüne sahip öğrenciler/diskalkuli riski olan öğrenciler için de bir rehber olacağı düşünülmüş, uyarlanan oyunlara konuyla ilgili hatırlatıcı kısa bilgiler eklenmiştir. Böylelikle farklılıklarımızın olduğu bu uzayda, tipik gelişim gösteren çocukların yanı sıra akademik başarısı düşük, akranlarından yavaş ya da farklı öğrenen matematik öğrenme güçlüğü/diskalkuli riski olan çocukların da olduğu gözden kaçırılmamış, onlara farklı bir yöntem olan oyunla matematiği sevdirme ve matematik öğretme yoluna gidilmiş olunabilir.
Kitabın bir amacı da akademisyen/öğretmen/öğretmen adayının seçtiği oyunları; öğrencilerin sınıf düzeyine, akademik başarısına, bulunduğu coğrafi koşullara, doğal ortamın uygunluğuna göre uyarlamasına ve uygulamasına yol gösterici olmaktır. Bu kitapta, sınıf ortamında herhangi bir hazırlık ve malzeme gerektirmeyen, çok kısa bir sürede tasarlanarak oynanan; Bom, El El Epelek, Elim Sende, Gezginin Masalları, Hımbıl, İsim Şehir, Kabak, Kulaktan Kulağa, Teyzem Çarşıya Gitti gibi geleneksel çocuk oyunları da yer almaktadır. Bunun yanı sıra okul dışı ortamda oynanan Aç Kapıyı Bezirgânbaşı, Kutu Kutu Pense, Mendil Kapmaca, Koş Koş, Körebe, Menekşe, Moka, Sek Sek, Tilki Çık, Top Yetiştirme, Vampir Köylü, Yağ Satarım Bal Satarım gibi çeşitli geleneksel oyunlar yer almaktadır. Dolayısıyla bu kitabı kullanan öğretmen, oyun yoluyla dersin dikkat çekme-merak uyandırma aşamasında öğrencilerini güdüleyebilir, dersin sonunda da öğrendiklerini değerlendirebilir.
Mihriban Hacısalihoğlu Karadeniz Geleneksel çocuk oyunlarıyla matematiği sevdirerek öğretme fikrinden yola çıkılarak hazırlanan bu kitabın amacı; bu oyunların 2. sınıf düzeyine göre matematik kavramlarına nasıl uyarlanacağını ve süreçte nasıl uygulanacağını göstermektir. Kitapta yer alan geleneksel oyunlar; Sayılar ve İşlemler, Geometri, Ölçme, Veri İşleme öğrenme alanlarında yer alan bazı kazanımlara uyarlanarak okuyucuya sunulmuştur. Geleneksel çocuk oyunları, somut olmayan bir kültürel miras olarak nesilden nesile aktarılsa da unutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle gelecek kuşaklara bir köprü oluşturacak bu oyunların eğitimde kullanılması, çocukluğun en parlak dönemi olarak kabul edilen ilkokul düzeyindeki öğrencilere mirasımızın aktarılmasını sağlayabilir. Bu kitap sayesinde, sınıf öğretmenlerinin kültürümüzün kıymetli taşlarından biri olan geleneksel çocuk oyunları ve bu oyunların matematiğe nasıl uyarlandığı hakkında bilgilendirilmeleri sağlanarak, süreçte zaman zaman bu oyunları kullanmaya alıştırılmaları sağlanabilir. Ayrıca uyarlanan oyunların matematik öğrenme güçlüğüne sahip öğrenciler/diskalkuli riski olan öğrenciler için de bir rehber olacağı düşünülmüş, uyarlanan oyunlara konuyla ilgili hatırlatıcı kısa bilgiler eklenmiştir. Böylelikle farklılıklarımızın olduğu bu uzayda, tipik gelişim gösteren çocukların yanı sıra akademik başarısı düşük, akranlarından yavaş ya da farklı öğrenen matematik öğrenme güçlüğü/diskalkuli riski olan çocukların da olduğu gözden kaçırılmamış, onlara farklı bir yöntem olan oyunla matematiği sevdirme ve matematik öğretme yoluna gidilmiş olunabilir.
Kitabın bir amacı da akademisyen/öğretmen/öğretmen adayının seçtiği oyunları; öğrencilerinin sınıf düzeyine, akademik başarısına, bulunduğu coğrafi koşullara, doğal ortamın uygunluğuna göre uyarlamasına ve uygulamasına yol gösterici olmaktır. Bu kitapta, sınıf ortamında herhangi bir hazırlık ve malzeme gerektirmeyen, çok kısa bir sürede tasarlanarak oynanan Arapsaçı, İsim Şehir, Gezginin Masalları, Kulaktan Kulağa, Nesi Var? gibi geleneksel çocuk oyunları yer almaktadır. Bunun yanı okul dışı ortamda oynanan Aç Kapıyı Bezirgânbaşı, Aliler, Çuval, Farfara Filli, İstop, Koş Koş, Körebe, Sıçratan Top, Şarkılı Kaldırım Ebesi, Şişe Dikmece, Tilki Çık, Tribom, Top Gezdirme, Top Yetiştirme, Uçak, Uçtu Uçtu, Vampir Köylü, Yakan Top gibi çeşitli oyunlar yer almaktadır. Bu kitabı kullanan öğretmen, oyun yoluyla dersin dikkat çekme-merak uyandırma aşamasında öğrencileri güdüleyebilir, dersin sonunda da öğrendiklerini değerlendirebilir.
Mihriban Hacısalihoğlu Karadeniz Geleneksel çocuk oyunlarıyla matematiği sevdirerek öğretme fikrinden yola çıkılarak hazırlanan bu kitabın amacı; bu oyunların 3. sınıf düzeyine göre matematik kavramlarına nasıl uyarlanacağını ve süreçte nasıl uygulanacağını göstermektir. Kitapta yer alan geleneksel oyunlar; Sayılar ve İşlemler, Geometri, Ölçme, Veri İşleme öğrenme alanlarında yer alan bazı kazanımlara uyarlanarak okuyucuya sunulmuştur. Geleneksel çocuk oyunları, somut olmayan bir kültürel miras olarak nesilden nesile aktarılsa da unutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle gelecek kuşaklara bir köprü oluşturacak bu oyunların eğitimde kullanılması, çocukluğun en parlak dönemi olarak kabul edilen ilkokul düzeyindeki öğrencilere mirasımızın aktarılmasını sağlayabilir. Bu kitap sayesinde, sınıf öğretmenlerinin kültürümüzün kıymetli taşlarından biri olan geleneksel çocuk oyunları ve bu oyunların matematiğe nasıl uyarlandığı hakkında bilgilendirilmeleri sağlanarak, süreçte zaman zaman bu oyunları kullanmaya alıştırılmaları sağlanabilir. Ayrıca uyarlanan oyunların matematik öğrenme güçlüğüne sahip öğrenciler/diskalkuli riski olan öğrenciler için de bir rehber olacağı düşünülmüş, uyarlanan oyunlara konuyla ilgili hatırlatıcı kısa bilgiler eklenmiştir. Böylelikle farklılıklarımızın olduğu bu uzayda, tipik gelişim gösteren çocukların yanı sıra akademik başarısı düşük, akranlarından yavaş ya da farklı öğrenen matematik öğrenme güçlüğü/diskalkuli riski olan çocukların da olduğu gözden kaçırılmamış, onlara farklı bir yöntem olan oyunla matematiği sevdirme ve matematik öğretme yoluna gidilmiş olunabilir.
Kitabın bir amacı da akademisyen/öğretmen/öğretmen adayının seçtiği oyunları; öğrencilerinin sınıf düzeyine, akademik başarısına, bulunduğu coğrafi koşullara, doğal ortamın uygunluğuna göre uyarlamasına ve uygulamasına yol gösterici olmaktır. Bu kitapta, sınıf ortamında herhangi bir hazırlık ve malzeme gerektirmeyen, çok kısa bir sürede tasarlanarak oynanan Deve Cüce, Gezginin Masalları, Nesi Var? Teyzem Çarşıya Gitti gibi geleneksel çocuk oyunları yer almaktadır. Bunun yanı sıra okul dışı ortamda oynanan Ali Baba Saatin Kaç? Mendilli Simit, Orası Burası Şurası, Sıçratan Top, Tilki Çık, Top Gezdirme gibi çeşitli geleneksel oyunlar yer almaktadır. Bu kitabı kullanan öğretmen, oyun yoluyla dersin dikkat çekme aşamasında öğrencileri güdüleyebilir, dersin sonunda da öğrendiklerini değerlendirebilir.
Mihriban Hacısalihoğlu Karadeniz Geleneksel çocuk oyunlarıyla matematiği sevdirerek öğretme fikrinden yola çıkılarak hazırlanan bu kitabın amacı; bu oyunların 4. sınıf düzeyine göre matematik kavramlarına nasıl uyarlanacağını ve süreçte nasıl uygulanacağını göstermektir. Kitapta yer alan geleneksel oyunlar; Sayılar ve İşlemler, Geometri, Ölçme, Veri İşleme öğrenme alanlarında yer alan bazı kazanımlara uyarlanarak okuyucuya sunulmuştur. Geleneksel çocuk oyunları, somut olmayan bir kültürel miras olarak nesilden nesile aktarılsa da unutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle gelecek kuşaklara bir köprü oluşturacak bu oyunların eğitimde kullanılması, çocukluğun en parlak dönemi olarak kabul edilen ilkokul düzeyindeki öğrencilere mirasımızın aktarılmasını sağlayabilir. Bu kitap sayesinde, sınıf öğretmenlerinin kültürümüzün kıymetli taşlarından biri olan geleneksel çocuk oyunları ve bu oyunların matematiğe nasıl uyarlandığı hakkında bilgilendirilmeleri sağlanarak, süreçte zaman zaman bu oyunları kullanmaya alıştırılmaları sağlanabilir. Ayrıca uyarlanan oyunların matematik öğrenme güçlüğüne sahip öğrenciler/diskalkuli riski olan öğrenciler için de bir rehber olacağı düşünülmüş, uyarlanan oyunlara konuyla ilgili hatırlatıcı kısa bilgiler eklenmiştir. Böylelikle farklılıklarımızın olduğu bu uzayda, tipik gelişim gösteren çocukların yanı sıra akademik başarısı düşük, akranlarından yavaş ya da farklı öğrenen matematik öğrenme güçlüğü/diskalkuli riski olan çocukların da olduğu gözden kaçırılmamış, onlara farklı bir yöntem olan oyunla matematiği sevdirme ve matematik öğretme yoluna gidilmiş olunabilir.
Kitabın bir amacı da akademisyen/öğretmen/öğretmen adayının seçtiği oyunları; öğrencilerinin sınıf düzeyine, akademik başarısına, bulunduğu coğrafi koşullara, doğal ortamın uygunluğuna göre uyarlamasına ve uygulamasına yol gösterici olmaktır. Bu kitapta, sınıf ortamında herhangi bir hazırlık ve malzeme gerektirmeyen, çok kısa bir sürede tasarlanarak oynanan Arapsaçı, İsim Şehir, Kulaktan Kulağa, Nesi Var? gibi geleneksel çocuk oyunları yer almaktadır. Bunun yanı sıra okul dışı ortamda oynanan Aliler, Elim Sende, Farfara Filli, Kurt Baba, Tribom, Uçak, Yağ Satarım Bal Satarım, Yakan Top gibi çeşitli oyunlar yer almaktadır. Bu kitabı kullanan öğretmen oyun yoluyla, dersin dikkat çekme aşamasında öğrencileri güdüleyebilir, dersin sonunda da öğrendiklerini değerlendirebilir.
Arzu Güzin Terzi Bu kitap, yazarın uzun süre uygulama ve denemelerinde başarılı olan oyunlarından oluşmaktadır. Kitaptaki oyunlar, sınıflarda öğrencilerle oynanmış, birçok seminer, atölye vb. etkinliklerde öğretmenlerle paylaşılmıştır. Kitap hâline gelince danışman Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın tarafından son hâline getirilmiştir.
Kitapta yer alan 100 oyunun ortak özelliği okul öncesi, ilkokul ve Kur’an Kurslarında, tüm derslerde, özellikle “Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Cüz Öğretimi, Kur'an-ı Kerim okuma ve ezberlenecek şiir, tekerleme, kavramlar, dua vs.”de uygulanabilir olmasıdır. Tüm öğrencilerin katılımıyla yarışmalar şeklinde ve kolay temin edilebilecek materyallerle oynanması ikinci özelliğidir.
Ali Özkaya, Burcu Durma, Derya Özlem Yazlık, Ersoy Karabay, Evrim Aksoy, Gözdegül Arık Karamık, İbrahim Çetin, İbrahim Yüksel, Mehtap Taştepe, Menşure Alkış Küçükaydın, Muhammed Ali Savaş, Mustafa Gök, Neslihan Usta, Nuri Can Aksoy, Osman Raşit Işık, Selçuk Alkan, Solmaz Damla Gedik, Tuğba Horzum Matematiği oyun olarak gören ya da görmek isteyen, oyunu matematik olarak gören ve görmek isteyenler için kitabımızda, matematiğin içerisindeki oyunu ve oyunun içerisindeki matematiği ifade etmeyi amaçladık. Bu eser; matematikseverlerin, oyunseverlerin, öğrencilerin, öğretmen adaylarının, öğretmenlerin ve öğretim elemanlarının ilgisini çekecektir. Yaşam süremizin önemli bir bölümünü oyun ve matematik ile geçirmekteyiz. Dünya genelinde oyun oynayanların yaş ortalamasının orta yaş olduğu düşünüldüğünde, hemen hemen her yaştan insanın oyun oynadığını ifade edebiliriz. Her yaştan insanın matematiğe olan ilgisini düşündüğümüzde de oyun ve matematik eğitimini bir arada siz okuyucuların beğenisine sunmak biz yazarları heyecanlandırmaktadır.
Ali Demirci, Erdal Demirci, Nevzat Demirci BENİMLE OYNA (12)
Çocuğuma kitaplarla öğretmeye çalıştım,
Bana sadece bulmaca kitapları getirdi.
Çocuğuma sözcüklerle öğretmeye çalıştım,
Hepsini sildi geçti, duymazdan geldi.
Umutsuzlukla döndüm;
“Bu çocuğa nasıl öğreteceğim?” diye hıçkırdım.
Ellerime anahtarı verdi,
“Gel dedi, benimle oyna.”

Oyunla eğitim; beden eğitimi ve spor eğitimi öğretim yöntemlerinden biri olmasının yanı sıra genç bireylerin toplumsal kültürü, iyiyi, kötüyü, meslekleri, sosyal rolleri, kişilik haklarını, saygı ve sevgiyi de öğrendikleri en elverişli araç niteliği taşır. Birçok eğitimci oynayarak öğrenmenin daha iyi hafızada kaldığını, karşılaştırmalı düşünme, karar verme ustalığı kazandırdığını ve davranışları değiştirdiğini saptamıştır.
Kitapta, beden eğitimi ve spor eğitiminde oynayarak öğrenme ele alınmaktadır. Özellikle beden eğitimi öğretmenlerinin beden eğitimi derslerinde beden eğitimi ve spor öğretimine dayalı etkinlikleri düzenlerken nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konusunda seçenekler sunulmaktadır. Oyunlar sınıflandırılmıştır ve her oyunun kazanımları yazılmıştır. Temel hareket bilgi ve becerilerine dayalı oyunlar ile özelleşmiş hareket bilgi ve becerilerine dayalı oyunlar (koşma, sekme, sıçrama, atma, atlama, dengelenme) “atletizm oyunları” adı altında ele alınırken spor bilgi ve becerilerine dayalı oyunlar basketbol, voleybol, hentbol ve futbol oyunları başlıklarıyla verilmektedir.
Komisyon Sınıf Öğretmenliği adaylarına yönelik hazırlanan bu sette; Konu Anlatımı, Soru Bankası ve 5 Deneme bulunmaktadır. Konu Anlatımı kitabımızda, detaylı açıklamalarla verilen bilgiler örnek sorularla desteklenmiştir. Soru Bankası kitabımızda ise Konu Anlatımı kitabında anlatılan konuların çözümlü ve cevaplı testlerle pekiştirilmesi sağlanmıştır. 5 Deneme yayınımız ise ÖSYM formatına uygun olarak hazırlanmış deneme sınavlarından oluşmaktadır.
Yahya Çıkılı, Aydın Alegöz, Murat Bala Bu kitap, okumada güçlük yaşayan öğrencilerin sesli okumayla ilgili hatalarını belirlemeyi, yapılan hataların değerlendirilmesini ve belirlenen hata türüne uygun olarak kullanılacak düzeltme stratejilerini basit örneklerle öğretmenlere ve ailelere göstermeyi hedefleyen bir rehber niteliği taşımaktadır.
Kitap 4 bölümden oluşmaktadır: 1. bölümde okuma ve temel okuma güçlükleri üzerinde durulmuştur. 2. bölümde okuma hataları örneklerle açıklanmış, 3. bölümde bu okuma hatalarının doğru şekilde değerlendirilmesi, 4. bölümde ise değerlendirilen okuma hatalarının düzeltilmesi için gerekli strateji ve teknikler üzerinde durulmuştur.
Ülkemizde, okuma ile ilgili mevcut kaynakların okuma eğitimleri sırasında karşılaşılan sorunları çözmek konusunda yetersizliği ortadadır. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla hazırlanan bu kitabın, özel eğitim literatürüne katkı sağlaması, en çok da bu alanda çalışan eğitimcilere ve okuma güçlüğü yaşayan bireylerin ailelerine rehber olması dileğiyle...
James M. Aseltine, Judith O. Faryniarz, Anthony J. Rigazio-DiGilio, ASCD Denetim ve değerlendirmeye ilişkin geleneksel yöntemler, öğretmenlerin girdilerine odaklanmaktadır: ders planları, öğretim ve sınıf yönetimi uygulamaları. Ancak en önemlisi, öğretmenlerin elde ettikleri çıktıdır: öğrenme. Bu kitap, öğrencilerinin öğrenme ihtiyaçlarına hitap etmede eğitimcilerin analitik ve öğretimsel kapasitelerini geliştirdiği kanıtlanan veri temelli ve öğretmen yönelimli Performansa Dayalı Denetim ve Değerlendirme'yi (PDDD) tanıtmaktadır. Bu yaklaşım; bağlantısız yıllık hedeflerden ve kurum dışından kurum içine doğru gerçekleştirilen gelişim girişimlerinden uzaklaşmayı ve öğretmen değerlendirmenin, stratejik mesleki gelişimin ve okul gelişim planlamasının tamamen bütünleştirilmesini içermektedir.
Öğrenme için Denetim;
• Standartlarda ifade edilen temel bilgi ve beceri alanlarında öğrenci performansını geliştirmeyi hedeflerken öğretmenlerin kararlarına saygı göstermeye,
• Öğretimsel kararlara dayanak olarak performans verisinin kullanılması ve eylem araştırması yoluyla bu kararların etkililiğinin izlenmesi için öğretmenleri güçlendirmeye,
• Öğretmenlerle ve öğretmenler arasında anlamlı iş birlikçi ilişkiler geliştirmeye ve
• Öğretmen ve öğrenci gelişiminin güvenilir kanıtlarını elde etmeye önem veren okul liderleri için önemli bir kaynaktır.
James M. Aseltine, Judith O. Faryniarz ve Anthony J. Rigazio-DiGilio, yaklaşımlarındaki en iyi uygulamaların temellerini açıklamakta ve uygulanması için kılavuz ilkeler sunmaktadırlar. Örnek ürünler ve açıklayıcı senaryolar; denetmenin rolünü, öğretmenlerin sorumluluklarını ve öğrencilerin kazanımlarını açıklayarak PDDD sürecini hayata geçirmektedir. Aynı zamanda bu yaklaşımın bölge raporlama zorunlulukları ve bütçe gerçekleri ile bağdaştırılmasına yönelik stratejilere ve gelişim ve değerlendirme döngüsü kapsamındaki dönüm noktalarına işaret eden bir planlama ve izleme aracı bulacaksınız.
Mehmet KÜÇÜK, Selami YANGIN Eğitimle ilgili kaynaklar incelendiğinde, eğitimin doğası olarak kabul edilen veya eğitimle ilgili temel kavramlar arasında yer alan yaklaşım, kuram, strateji, model, yöntem ve teknik ile karşılaşılmaktadır. Bu kavramlar, öğrenme ve öğretme sürecinin temel bileşenlerini oluşturmaktadır. Hizmet öncesi öğretmen eğitimi programları boyunca öğretmen adaylarına ve hizmet içi dönemde ise iş başındaki öğretmenlere; eğitim bilimleri alanındaki birçok çağdaş yaklaşım, yöntem, teknik ve model hakkında bilgi, uygulamalı olarak kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bununla birlikte, öğretmen adaylarının, öğretmenlerin ve hatta öğretim elemanlarının eğitimle ilgili bu kavramların bazılarını tam olarak anlayamadıkları, birbirleriyle karıştırdıkları ve tanımlamasını yaptıkları birtakım ifadeleri örneklendiremedikleri veya örneklendirdikleri ifadelerin tanımını yapmakta zorlandıkları/yapamadıkları daha önceki bazı akademik çalışmalarda ortaya çıkmıştır.
Bu kavramlar eğitim bilimlerinin temelini oluşturduğundan, öğretmen adaylarının ve öğretmenlerin ancak tam olarak bilmeleri ve amaçlarına uygun şekilde kullanmaları durumunda bu kavramların etkili olacağı açıktır. İşte bu kitap, YÖK Kur tanımıyla örtüşecek şekilde eğitim ve öğretimle ilgili, strateji, yöntem ve teknikleri öğretmen adaylarına ve ilgili diğer bireylere tanıtabilmek amacıyla titiz bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitabın bölümleri alanının uzmanları tarafından en güncel bilgiler derlenerek ve okunabilirliği yüksek bir tarzda yazılmıştır. Literatürde üzerinde fikir birliğine varılamayan kavramlardan adayların zihinlerinde kavram yanılgısı oluşturmamak için özellikle kaçınılmıştır.
Durmuş Ekiz Bu güne kadar, öğrenmeye olduğu kadar, öğretmen eğitimi ve öğretime de pek çok yaklaşım geliştirilmiştir. “Etkili bir öğretmen nasıl yetiştirilir?” sorusuna yıllardır yanıt aranmaktadır. “Öğretmen Eğitimi ve Öğretimde Yaklaşımlar” adlı çalışmada bu konu, öğretmenlerin başkaları tarafından doğrudan eğitilmeleri üzerine değil deneyimlerini sistematik bir şekilde anlamlandırarak, onların kendi kendilerini sürekli geliştirmeleri gerektiği açısından ele alınmıştır. Bu yönüyle de çalışma, bir ders kitabı olması amacıyla kaleme alınmamış, aksine uygulamanın pedagojisinin anlaşılması ve bu konuda araştırmalar yapılmasına temel teşkil edecek bir başvuru kaynağı olarak yazılmıştır. Çalışmanın temel amacı, uygulamanın epistemolojisinin geliştirilmesi ve dolayısıyla öğretmen eğitimi için nelerin yapılması gerektiğine ilişkin giriş niteliğinde aydınlatıcı bilgiler sağlamaktır.
Ahmet Kara, Ahmet Oğuz Akçay, Cemre Saraçlar, Ceren Çağlar, Dinçer Kayalı, Engin Karahan, Funda Amanvermez İncirkuş, Halit Arslan, Hasan Güllü, İrfan Şimşek, M. Serhat Semercioğlu, Mehmet Arif Bozan, Melike Güzin Semercioğlu, Murat Korkmaz, Neslihan Ünlüol Ünal, Nihal Yıldız Yılmaz, Pınar İlgün, Rıdvan Ata İlkokullarda Metaverse ve Dijital Oyunlar kitabı; velilere, öğrencilere ve öğretmenlere yönelik, artan karmaşıklığıyla öğrencilerin eğitim deneyimlerini geliştirmek için örnek uygulamalar ve derinlemesine kazanımlar içermektedir. Ayrıca günümüz gelişen ve dijitalleşen dünyasında, metaverse ve dijital oyunların eğitim senaryosuna özellikle de ilkokul müfredatına dâhil edilmesi noktasına katkı sağlamayı amaçlamaktayız. Birinci bölümde, eğitim için yepyeni bir platform olarak giderek daha popüler hâle gelen sanal bir dünya olan metaverse'nin ve tasarım odaklı düşünme sistematiğinin potansiyelini araştırmaktadır. Kitabımızın ikinci bölümünde; veliler, öğretmenler ve öğrenciler için öğrenme deneyimini geliştirmek, akademik sonuçları iyileştirmek ve öğrencileri dijital geleceğe hazırlamak adına geliştirilmiş dijital oyunlar (Ör: Minecraft Education®, Roblox® vb.), farklı dersler için ayrı ayrı incelenmiştir. Kitabın son bölümünde ise metaverse ve dijital oyunlarla birlikte kullanılması muhtemel araç gereç ve uygulama örneklerine yer verilmiştir.
Günümüz yeni dünyasının hâlâ biraz kafa karıştırıcı ama çok daha iyi fırsatlarını kaçırmadan önce bu deneyime şimdi başlamak istiyorsanız doğru yerdesiniz.


Canan Avcı, Duriye Esra Angın, Ece Kara, Elif Esra Çevik, Fulya Ezmeci, Hatice Nur Gökcan Alhan, Melda Kılıç, Nazan Aktaş, Nazife Koyutürk Koçer, Neslihan Nur Çelik, Safiye Sarıcı Bulut, Semiha Yüksek Usta, Sevda Yılmaz Ünal "Ortak bilinç dışımızın dili, sembollerdir." der Jung. Bir sembolle konuşmak ister bu kitap da sizinle. Sarı rengin anlamını hiç düşündünüz mü? Ya şemsiyenin? Ortak bilinç dışımızda ne anlama gelirler, hele de yan yana neyi anlatırlar?
Su, sembol anlam bakımından duyguları temsil eder. Yağmur ise çok su, yani çok duygu anlamına gelir. Ağlamak gibi tıpkı. Şemsiye de yağmurdan korunmak için vardır. Kitabın kapağındaki şemsiye bize şunu söylüyor: Yoğun ve olumsuz duyguların etkisinden çocuklar korunmalı. Neden sarı peki? Sarının da elbette bir anlamı var. Yeniden doğuşu, büyümeyi, doğayı ve bahara dair her şeyi sembolize ediyor. Aynı zamanda güneşin rengi ve bu sebeple de sıcaklığı ve hayatı… Hayatın içinde, yaşamlarının bu ilk bölümünde çocukların duygularını tanıma, düzenleme ve olumsuz duyguların etkisinden korunmak için sıcak yetişkin ilgisine ihtiyaçları var. Bu yetişkinlerden en önemlisi de öğretmenler.
Öğretmenler mi? Onlar sarı şemsiyeleri ile bir çocuğun hayatına dokunmak için her zaman hazırlar. Bu kitap da çocuklara fayda sunmayı amaçlayarak, öğretmenlerine çocuk psikolojisi konusunda rehber olarak yazıldı. Sarı şemsiye, büyük sarı bir güneşe dönüşsün diye.
Rhéa Dufresne Bir mikron...
On santimetre...
Bir metre…
Bir kilometre…

Her şey ölçülür.
Dünyayı anlamak için on iki ölçek!
Murat Moroğlu Onun ne olduğuna tam karar veremese de aklında bazı sorular hep kaldı:
Her şeyi anlamak, özgür olmak mıdır?
Özgür insan akla göre mi davranır?
Yoksa özgürlük, kimseye zarar vermeden istediklerini yapabilmek midir?
Kate Collins-Donnelly “Yine Kate Collins-Donnelly karmaşık bir konuyu basit, eğlenceli ve ilgi çekici bir dille ele almayı ve ifade etmeyi başardı. Çocuk veya Gençler; bu kitap, kendiniz hakkında iyi hissetmenize yardımcı olmak ve Öz Saygı Hırsızını kovmanızda sizi motive etmek için ilginç ve eğlenceli yollar sunmakta! Ebeveynler için yolculuğun çok eğlenceli ve aydınlatıcı olacağını ummaktayım! Uygulayıcılar için de kitap teoriyi enine boyuna iletmekte ve başkalarında değişimi kolaylaştırmak için yararlı ve bilgi yüklü bir çerçeve sağlamaktadır. Şüphesiz, Öz Saygı Hırsızı değişimin dili olacak!”
Psi Alisa Purton, Adli Psikolog, UK
Dikkat! Öz Saygı Hırsızı sinsice ortalığı kolaçan etmekte! Bu hırsız, Öz Saygı Kasandan olumlu öz saygını çalmaya devam eden ve geriye sadece kendin hakkındaki olumsuz duygularını ve düşüncelerini bırakan kurnaz bir karakterdir. Buna karşın güzel haber şu ki iyi bir şekilde onu uzaklaştırabilirsin ve bu çalışma kitabı, sana bunu nasıl yapacağını gösterecek!
Etkinlikler ve gerçek yaşam hikâyeleri ile dolu olan bu eğlenceli ve yaratıcı çalışma kitabı, öz saygını anlamanda, olumlu bir öz saygı geliştirmek için düşünce ve davranış şeklini değiştirmende ve Öz Saygı Hırsızını uzaklaştırmanda sana yardımcı olmak için bilişsel davranışçı ve farkındalık ilkelerini ve tekniklerini kullanmaktadır.
Kitap, kendi başlarına, ebeveynleriyle ya da eğitimcileriyle birlikte çalışmaları için 10 yaşından büyük gençler için uygundur.
Kate Collins-Donnelly; terapist, psikolog, kriminoloji uzmanı ve öfke yönetimi danışmanı olarak İngiltere’de uzun yıllar çalışmıştır. Şimdi bilişsel davranışçı terapi, psikolojik danışma, koçluk ve eğitim hizmetleri sağlayan başarılı, bağımsız bir danışmanlık merkezini yürütmektedir ve Psikolojik ve Kriminolojik Araştırma Bölümünün başkanıdır. Jessica Kingsley Yayınevi tarafından yayımlanan Banish Your Body Image Thief ve Starving The Gremlin Serisi başlığı altında çocuklar ve gençler için çeşitli kitapları bulunmaktadır.
Aylin Sözer, Aynur Gıcı Vatansever, Dilber Tezel, Elif Bengi Ünsal Özbek, Erken Müdahale, Halil Selimoğlu, Hatice Şengül Erdem, Memduha Taş, Mine Akkaynak, Özel Yetenekli Çocuklar, Pınar Başar Şenyılmaz, Şule Yılmaz, Tuğba Türk Kurtça, Veli Emre Kurtça, Yeşim Fazlıoğlu, Zülfiye Gül Ercan Erken çocukluk dönemi, tüm gelişim alanlarında hızlı ilerlemelerin olduğu ve çocuğun çevresel uyaranlardan en fazla etkilendiği evredir. Bu dönemde, çocuğa uyarıcılar açısından zengin bir ortam ve etkin öğrenme deneyimleri sunmak son derece önemlidir. Gelişimsel süreçteki sorunları erken aşamada saptamak, çocuğun gelişimsel potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ve yaşamında karşılaşabileceği güçlükleri en aza indirmek amacıyla günümüzde, erken müdahale hizmetlerinin iyileştirilmesini ve yaygınlaştırılmasını hedefleyen pek çok düzenleme yapılmaktadır.
Özel gereksinimleri olan çocuklara yönelik müdahaleler, farklı disiplinlerin katılımını gerektiren bir süreçtir. Çocuğun yaşamında kısıtlılığa yol açabilecek unsurları belirlemek ve bunların etkilerini en aza indirmek için çocuğa dokunan uzmanların her biri, ortak bir hedef için çaba gösteren bir takımın elemanlarıdır. Dolayısıyla sürecin herhangi bir aşamasında görev üstlenenler, birbirlerinin dilini anlayabilmeli ve etkileşim içerisinde çalışabilmelidirler. Bu kitabın hazırlanışında, bu nokta özellikle göz önünde bulundurulmuş, kitabın eğitim ve sağlık alanı çalışanlarına ve öğrencilerine katkıda bulunması hedeflenmiştir. Ayrıca çocuğu desteklemenin yolunun aileyi tanımak ve desteklemekten geçtiği, çocuğa yönelik hizmetlerin aileyi de kapsayan bir bütün olarak ele alınması gerektiği düşünülerek, bölümlerde ailelere sunulacak önerilere de yer verilmiştir.
Hakan Sarı, Hatice Gökdağ Okuma ve yazma becerilerinin öğrenilmesi, günümüz teknolojisinin hızla geliştiği yeni milenyumda daha da önemli hâle gelmiştir. Çünkü okuma ve yazma becerilerinin öğrenilmesi demek; öğrencilerin akademik becerilerini kendi kendilerine öğrenme yoluyla gerçekleştirebilmeleri, öğrenme ve başarı düzeylerinin artması, bilişsel ve dil becerilerinin gelişimi, kendilerine özgüven duygularının ve başarma mutluluklarının artması demektir. Akıcı bir dille hızlı ve anlayarak okuyabilen ve okuduklarını yazan ve yorumlayabilen, okudukları ile ilgili çıkarımlarda bulunabilen, seviyeye uygun sözcük dağarcığına sahip bireyler, okul ve sosyal hayatlarında başarının her zaman tadını çıkarmaktadırlar. Bunlara ek olarak, öğrendiklerini günlük hayata yansıtabilen, sorumluluk bilinci gelişmiş, toplum karşısında kendini ifade edebilen, düşüncelerini yazıya dökebilen bireyler hem kendilerine hem de topluma büyük yarar sağlayabilmektedirler. Bu nitelikler, eğitim yaşamının temellerinin atıldığı ilkokul birinci sınıfta kazanılmaya başlar. Özellikle ilk okuma ve yazma becerilerini öğrenen birey, sonrasında hem hızlı ve hem de akıcı okuyarak ve okuduğunu da anlayarak yaşamını kolaylaştırmayı da öğrenecektir. Çünkü okuma ve yazma becerilerini en yüksek biçimde yerine getirebilen biri, diğer akademik becerileri de kendi kendine öğrenmeye başlar ve hayat onun için çok mutlu olacağı bir ortam hâline gelir. Bu sebeple, okuma ve yazma programı, eğitim programının da mihenk taşını oluşturur. Okuma ve yazma becerilerini geliştiren birey; okuduğunu anlayabilen, yorumlayabilen, küresel çağa ayak uydurabilecek ve eleştiri yeteneği gelişmiş bireylerdir. Teknolojinin altın çağını yaşadığı bir dönemde olsak bile, okuma ve yazma becerilerini öğrenme, her zaman bireyin hayatında çok önemli bir süreçtir. Dolayısıyla özel gereksinimli her birey için de okuma ve yazma becerilerini öğrenmek büyük bir önem arz eder. Onların okuma ve yazma becerilerini öğrenerek kendilerini dış dünyaya tanıtmaları, hepimizin üzerinde durduğu “bütünleştirme” için çok önem arz etmektedir. Hem iç ve hem de dış çevreyi daha iyi tanıyabilmeleri için özel çocuklarımızın okuma ve yazma becerilerini en yüksek düzeyde öğrenmeleri şarttır. Bu bağlamda, bu kitapta; özel gereksinimliler için okuma ve yazma becerilerini edindirmenin ne kadar önemli olduğuna, nasıl öğretileceğine dair birçok yöntemin sunulduğu, özel olarak hazırlanan ortam, eğitim durumları ve ölçme ve değerlendirmenin nasıl olması gerektiği detaylı biçimde alanla ilgilenen herkese sunulmaktadır. Kitabın akıcı bir dille yazılması da okunan bir cümle, paragraf ve konunun kolay biçimde anlaşılmasını sağlayacaktır. Kitabın özelikle özel gereksinimli bireylerin okuma ve yazma becerilerini öğrenmelerine ışık tuttuğu ve onların mutlu olmasını sağladığı kadar aile ve topluma da yüksek düzeyde sevinç sağlayacağına gönülden inanılmaktadır. Bu çalışmanın; özel gereksinimli bireylere okuma ve yazma becerilerini öğretme konusunda okuyucuların ihtiyaçlarını en yüksek düzeyde karşılayabileceğine gönülden inanıyoruz. Bu kitabı, uzun süreli bir çalışmanın sonucunda sizlere sunmaktan yazarlar olarak çok mutluyuz.
Samuel Kirk, James Gallagher, Mary Ruth Coleman Bilindiği gibi özel gereksinimli çocukların eğitimi, öğretmenleri, aileleri, özel gereksinimli çocukları ve arkadaşlarını ilgilendiren zorlu bir süreçtir. Dr. Samuel Kirk tarafından, ilk basımı yaklaşık olarak elli yıl önce kaleme alınan Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, bu çocukların eğitimiyle ilgilenen tüm öğretmen, öğretmen adayları ve aileler için bir başucu kaynağıdır. Kitabın içerisinde sadece özel gereksinimli çocuklara yönelik bilgileri değil, aynı zamanda sizi düşünmeye yönelten etkili soruları, güncel tartışmaları ve teorileri, uygulama örnekleri ile öğretim stratejilerini, ailelerin, öğretmenlerin ve çocukların çabalarını ve öykülerini de bulacaksınız. Bu bağlamda, sadece bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgili tarihsel gelişimi güncel gelişmelerle harmanlayan ve tartışan, kitabı okuyan herkesin zihninde yeni bir pencere açan ve özel eğitim alanına dair yeni tartışmalar yapılmasına fırsat veren, kamu politikalarını içeren, konuları toplumsal eksende çalışan ve sosyolojik analizler yapan çok yönlü bir kitaptır.
Kısacası Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, her yönüyle özel eğitimin felsefesini ortaya koyan bir rehber kitaptır ve bu zorlu sürecin aileler, öğretmenler ve çocuklar açısından kolay geçmesi için ışık tutmaktadır.
Bu değerleri eserin, ülkemiz alanyazınına, özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgilenen öğretmen ve öğretmen adayları ile çocukların ailelerine ışık tutması dileğiyle...
Mehrali Calp - Şükran Calp İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli nitelik, dil ve düşüncedir. Dil ile düşünce arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Bu iki kavram, birbirini destekler ve geliştirir. Dil düşüncenin aynasıdır.
Şayet dil olmasaydı, insanoğlu şahsî duyumlarıyla sınırlı kalacak; insanlık, ulaştığı bugünkü medenî seviyeye erişemeyecekti. Bu bakımdan dil, düşüncenin hem kabıdır, hem de onu besleyip geliştiren bir işleve sahiptir.
Dil olmaksızın düşüncenin somutlaştırılması ve gelişmesi mümkün değildir. Bunun tersi de doğrudur. Dil sayesinde insan zekâsı, dış dünyadaki kaba, hoyrat ve düzensiz bir sürü eşya ve varlığı bir düzene sokarak soyutlaştırır.
Dil, bir yandan yaşanılan zamanın duygu, düşünce ve tasavvurları ile geleceğe dair hülyaları içinde barındırırken öte yandan da geçmişin birikimini geleceğe aktarır. Dış dünyadan alınan duyumları anlık olmaktan çıkarıp ebedîleştirerek sonraki çağlara dil ulaştırır.
Dil, insanoğlunun varoluşuyla birlikte ortaya çıkmıştır. Dil, fıtrîdir ve insan doğuştan getirdiği bu yeteneğin doğasına uymak zorundadır. Dil, fertlerin üzerinde ve onlara hükmeden bir özelliğe sahiptir.
İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan dil, acaba milleti meydana getiren diğer unsurlar içinde niçin özel bir öneme sahiptir? Görme, işitme, düşünme gibi doğuştan getirdiğimiz gizil bir yetenek olan dil, ruh ve gönül dünyamızın tercümanıdır. Dil sayesinde bizler, en mistik, en mukaddes duygularımızı ifade eder; en ince ve çapraşık ilmî meseleleri açıklama imkânını buluruz.
Bütün bunlar dikkate alındığında, bir ana dili eğitim alanı olarak Türkçe eğitim ve öğretiminin önemi ortaya çıkar.
Feyzullah Şahin Özel yetenekliler: kimilerine göre eğitimde bir şekilde yollarını bulurlar, kimilerine göre ayrı bir eğitim ortamında eğitim sunulmalı, kimilerine göre eğitimdeki en dezavantajlı grup, kimilerine göre farklılaştırılmış bir eğitim sunulmaksınız eğitmelerinde başarılı olunamaz, kimilerine göre…
Özel yetenekli bireylerle ilgili bitip tükenmez çoğu zamanda bilimsel olmayan bir takım varsayımlar mevcuttur. Peki, gerçekte bu bireylerin eğitimleri nasıl olmalıdır? Eğitimleri ayrı ortamda mı yoksa birlikte mi olmalıdır? Eğitimlerinde tek bir kalıp veya geçerli bir model mi vardır yoksa farklı modeller mi vardır? Eğitimlerinde farklılaştırmada, modeller nasıl uygulanabilir? Eğitim farklılaştırılıp sunulduktan sonra etkililik hangi ölçüte göre ve nasıl değerlendirilmelidir?..
Bu eserde, özel yetenekli öğrencilerin eğitiminde görev ve sorumlulukları olan eğitimcilere sadece kuramsal bilgiler verilmekle çalışma sınırlandırılmamış, kuramsal bilgilerin uygulamaya nasıl aktarılabileceğine ilişkin örneklere de yer verilmiştir. Uygulama örneklerinin özel yetenekli öğrencilerin müfredatlarında farklılaştırma amacıyla kullanılması bu yayının hazırlanma amacına ulaştığının en önemli göstergesi olacaktır.
Figen Karaceylan Çakmakcı, B. Meryem Gönenç, Seçil Çiçek Eren “Öğretmenlerim; aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyorlardı.”
Albert Einstein – Bilim İnsanı
Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG); sıklıkla çocuğun akademik yaşantısının başlamasıyla fark edilen, ancak uzman kişilerce tespit ve müdahale edilmediği takdirde yaşam boyu etkisinin kişiyi yaşamının her alanında mücadele etmeye mecbur bıraktığı, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu nörobiyolojik temelli bir bozukluktur. Sıklıkla sadece “okuma” becerisinde yaşanan zorluk gibi tanımlandığı için “DİSLEKSİ” tanımı “Özgül Öğrenme Bozukluğu” yerine daha çok kullanılmaktadır.
Bazen “bozukluk”, bazen “hastalık”, bazen “güçlük”, bazen de “farklılık” olarak tanımlansa da bireyin hem sosyal hem de akademik yaşantısını ciddi oranda etkileyen, zekâdan bağımsız bir durum olmasına rağmen bazı durumlarda “zekâ geriliği” gibi yanlış algılanan bir güçlüktür.
ÖÖG; dil gelişimini ve kullanımını, sözel ve yazılı ifade, okuma yazma ve matematik becerilerini etkileyen bir güçlük olduğu için okul başarısızlığı ve ek olarak okula uyum sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir. Okul hayatının çocuğun ruhsal gelişimindeki önemi göz önüne alındığında, doğru tespit ve müdahale edilmediği durumlarda, eşlik eden Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Kaygı Bozuklukları ve Davranış Bozukluğu sıklıkla atlanan komorbid durumlardır ve çocuğun duygusal travma yaşamasına zemin hazırlar.
Yaklaşık 10 yıllık deneyim ve tecrübenin sonucunda bu kitabın yazılmasına karar verilmiştir. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi ve Çocuk Psikologlarının oluşturduğu bir ekibin pratik uygulamaları paylaşılmıştır. ÖÖG ile ilgili doğru bilinen yanlışların neler olduğunu, erken tespitin ve doğru müdahalenin önemini, ÖÖG olan çocuğun yasal haklarının neler olduğunun anlatıldığı bir başvuru kitabı olarak da kullanılması dileğiyle…
Patricia Queen Samour, Kathy King Pediatrik Beslenmenin Esasları değişik yaş grupları ve hastalık koşullarında pediatrik beslenme için gereken temel bilgileri aktarırken, gebelik öncesinden başlayarak adölesan döneme kadar uzanan normal çocukluk döneminin yanı sıra bebek ve çocukluk döneminde beslenme durumunu etkileyen hastalık durumları ile ilgili önemli bilgileri ve en iyi uygulama yönergelerini içermektedir. Bu kitap aynı zamanda değerlendirme, izleme ve karar verme için gereken araçları ve kaynakları sağlamaktadır.
ÖNE ÇIKANLAR (HIGHLIGHTS)
Çoğu bölümde yer alan Vaka Çalışmaları, 3. baskısı yapılmış Uluslararası Beslenme ve Diyetetik Terminolojisine (International Dietetics and Nutrition Terminology -IDNT) uygun olarak beslenme tedavisi sürecinde standart bir dil kullanılarak hazırlanmıştır.
Kitaptaki bölümler, her biri kendi uygulama alanlarındaki uzmanlar tarafından yazılmış olup okuyucuya temel pediatrik beslenme uygulamaları ve ilkelerini uygulamaya yardımcı olacak pratik bilgiler içermektedir.
ANA BAŞLIKLAR
Gebelik süresince temel beslenme ve ağırlık kazanımı önerileri
Beslenme durumunun saptanması ve değerlendirilmesi
Yüksek riskli yenidoğanda beslenme ile ilgili sorunlar ve yönetimi
Besin hipersensitiviteleri
Gelişimsel geriliği olan bebek ve çocuklara özgü beslenme zorlukları
Diyabet
Bebek ve çocukluk dönemi kanserlerinin yaygın olarak görülen türleri (örneğin, Lösemiler) ve tedavi zorlukları
Enteral ve parenteral beslenme
Pediatrik uygulamalarda uygun görülmüş botanikler
Dóra Gimesi Küçücük bir kasabanın küçücük bir sokağında, üç oğluna mesleğini öğretmek isteyen neşeli bir kunduracı yaşardı ama oğulları kunduracı olmak istemiyordu. En büyük oğlu banka müdürü, ortanca oğlu futbolcu olmuştu. En küçük oğlu ise bir prensesle evlenmiş, hiçbiri kunduracı olmamıştı. Dahası artık başka şehirlerde yaşamaya başlamışlardı.
Bu durum karşısında kunduracı günden güne neşesini kaybetti ve sonunda bir gün atölyesini kapattı. Ta ki yeni yıldan birkaç gün önce kendisine çizme yapmak isteyen bir peri kapısını çalana kadar...
Hüzünlü kunduracı kapıyı açacak mı? Bir daha ayakkabı yapmak isteyecek ve yeniden hayata karışacak mı?
Masalın sonunda yer alan kardaki ayak izlerini takip ederek perinin yeni botlarıyla nereye gittiğini görebilirsiniz.
Ale’ale İki bukalemun olan Pi ve Fi çimlerde saklambaç oynuyorlardı ancak kamuflajları o kadar mükemmeldi ki birbirlerini bile bulamadılar. Üstelik onları aramaya giden diğer bukalemunlar da kayboldu!
Hikâyeyi okuyan çocuklar belki kayıp bukalemunları bulmakta daha şanslı olabilirler.
Amy Meek, Ella Meek Tek kullanımlık plastik dünyasından kurtulma görevlerinde genç aktivistler Amy ve Ella Meek’e katılın! Bu uygulamalı kitap yeni yetişen çevreciler için mükemmel!
Plastik Uzmanı Ol, genç aktivistlere plastik kirliliğinin tehlikelerini ve bu tehlikelere karşı neler yapabileceklerini anlatırken çevreyle ilgili kendi seslerini duyurma konusunda da fikir veriyor.
Kitap boyunca Amy ve Ella, “Plastiğe Karşı Çocuklar Derneği”ni kurdukları zamandan itibaren bu inanılmaz yolculukları boyunca sahil temizliklerinde topladıkları yetmiş binden fazla plastikten Birleşmiş Milletler'de yaptıkları konuşmalara kadar yaşadıkları hikâyeleri sizlerle paylaşıyor. Ve ele aldığı tüm bu konularla gençler için yazılmış gibi görünse de aslında tüm yetişkinlere hatta tüm kurumlara (okullar, işletmeler, fabrikalar, vs.) sesleniyor.
James M. Foley Ponpon Vızıldayan Düşüncelerini Yavaşlatıyor; DEBH hakkında harika bir çocuk öyküsüdür. Ponpon, ormandaki en hızlı tavşandır ancak vızıldayan düşüncelerini durduramıyordur. Peki minik tavşancık Ponpon düşüncelerini kontrol etmeyi nasıl öğrenecek? Bu kitap çocuğunuzun dürtülerini ve düşüncelerini kontrol etmesine yardımcı olacak. Ayrıca kitap ebeveynlere ve eğiticilere yönelik öneriler barındırıyor.
Katherina İllnerova Bazen köşe başında, her gün gördüğümüz nesnelerin arasında bile macera bekler.
Porselen Diyarı'nın balıkçısının da dediği gibi bu macera için sadece a bir rüzgâr esintisi ve uçup giden bir şapka olması yeterli.
Ahmet Akın, Ümran Akın, Banu Yıldız, Fatih Usta, Taner Demir, Nihan Çitemel, Eyüp Çelik, Serhat Arslan, Mehmet Emin Turan, Recep Uysal, İbrahim Demirci, Halime Güngör Güncel psikolojik kavramlar kitabını oluştururken son yıllarda ortaya çıkmış ve daha önceki kaynak kitaplarda yer almamış yeni kavramları keyifli bir anlatımla tanımlamaya çalıştık. Güncel kavramları tanımlarken bu kavramların tarihsel gelişimine, hangi kavramlarla ilişkili olduğuna, daha önceden yapılan araştırmalara değinerek teorik altyapısını inceledik. Ayrıca kitapta yer alan kavramların ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Daha önceden yayınladığımız Psikolojide Kullanılan Güncel Ölçme Araçları: 1-2-3 adlı kitabımızı inceleyerek bu kitapta yer alan kavramların ölçme araçlarını bulabilirsiniz. Sonuç olarak yaklaşık beş senelik bir çalışmanın ve azimli bir ekibin ürünü olan bu kitabın, güncel psikolojik kavramların anlaşılmasına yardımcı olacağını, yeni araştırmalar hakkında fikir vereceğini ve yapılacak araştırmaların teorik altyapısının tasarlanmasına katkı sağlayacağını umuyoruz.
Ahmet Alkayış Yapılan sınavlarda başarılı olan adaylar, sınavdan önceki süreçlerde öğrendikleri bilgiyi o esnada çok iyi kullananlardır. Başarılı olamayıp beklentisinin altında bir puan alan adaylarda, var olan bilgiyi sınav anında iyi kullanamayanlardır. Çünkü sınav anındaki aşırı gerginlik ve stres bilginin unutulmasına neden olur. Sınava hazırlanan adaylar arasındaki en temel farklardan biri de sınav anında bilgilerinin ne kadarını kullandıklarıdır. Öyleyse sınav sonucu her ne şekilde olursa olsun zeki veya başarısız bir insan yargısını ortaya çıkarmamalıdır. Sınavda elde edilen başarı, her şeyin başlangıcı; başarısızlık da bir mahvoluş, her şeyin sonu olarak görülmemelidir. Sınava hazırlık sürecinde önemli olan şey adayın kendini değerli görerek sınavdaki başarısızlığını bir yetersizlik gibi değerlendirmemesidir. Bütün bunlarla birlikte sınavlara hazırlanan ve sınava giren adayların kaygıları her geçen gün artmaktadır.
Sınav kaygısı sadece merkezî sınavlarla sınırlı değildir. Bazı kişiler için çoğu şey ya da her sınav ciddi bir kaygı ve korkudur. Örneğin bir yazılı sınav bile kişi için kaygı ve korkuya dönüşmüştür. Kaygı durumu, onun ders çalışıp çalışamamasına bağlı değildir. Sınav için gerekli bütün çalışmalar tamamlamasına rağmen sınavla ilgili olumsuz düşünceler kaygıyı baş edilemeyecek duruma getirmektedir. Bu nedenle başarıyı direkt etkileyen kaygıyla baş edebilmek için bazı stratejilerin bilinmesi ve uygulanması gerekir. Çünkü aşırı kaygı, sınav anında var olan bilginin kullanılmasına engel olur. Böylece aday, sınav anında zihinsel bir kilitlenmeyle karşı karşıya kalarak basit bir soruyu bile defalarca okumak zorunda kalmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse sınav kaygısıyla baş ederek ve kaygı yaratan düşüncelerden kurtularak olumsuz duygular frenlenmelidir. Sınav döneminde günlük çalışmaların engellenmemesi ve sınavda daha iyi bir başarı elde edilmesi için planlı ve programlı çalışılması gerekir. Ancak şunu da gözden kaçırmamak gerekir: Aslında sınav adayda kaygı yaratan bir durum değildir. Aday, sınavı gereğinden fazla gözünde büyüterek başarılı olamama duygusuyla kaygıyı ortaya çıkartmaktadır.
Gazi Ünal “Hiç bu kadar kolay birinci sınıf okutmamıştım. Öğrencilerim hiç zorlanmadan okumaya geçti.”
Kadriye Öğretmen

“Daha önce üç kez 1. sınıf okutmuş olmama rağmen bu süreç bambaşkaydı ve çok rahattı.”
Nadire Öğretmen

“Pratikte uygulayıp doğunun en ücra okullarında harika sonuçlar aldım.”
Sabri Öğretmen

“Öğretmenlik hayatımın en verimli, en keyifli ve en konforlu süreciydi.”
Kevser Öğretmen

“Üç yıl boyunca uyguladım. Hem benim hem de çocuklar için büyük kolaylıklar ve faydalar sağladı.”
Nazmiye Öğretmen

“Bu yöntemi ilk duyduğumda biraz tereddüt ettim ama bana sevdiğim sınıf öğretmenliğini mutlu, kolay ve keyifli icra etme şansı verdi.”
Meliha Öğretmen

“Planlı, programlı, sistematik bir işlenişle öğrencilerim okuma yazmaya çok rahat geçti.”
Celal Öğretmen

“Bu yöntemle hem veliler hem öğrencilerim ve ben hiç zorlanmadan okuma yazma işlemini gerçekleştirdik.”
Keziban Öğretmen

“Bir daha birinci sınıf okutursam yine bu uygulayım ve işlenişi yapacağım.”
Rezzan Öğretmen
Zeynep Alpaslan Ringo! Şarkı söylemeyi çok seven, banjo çalan, bazen biraz utangaç, bazen çok iddialı, bazen bir arkadaşının hayatını bazen de dünyayı kurtaran bir ördek. Evet, yanlış duymadın, dünyayı kurtaran bir ördek! Üstelik bunu hiç farkında olmadan yapıyor! Nasıl mı?

Ringo Dünyayı Kurtarıyor, hiç alışık olmadığınız bir dünyayı kurtarma hikâyesi…
Ayrıca bu eğlenceli hikâyeye bir o kadar eğlenceli ve renkli görseller eşlik ediyor.
Hazırsanız macera başlıyor!
Marie-Lyne Mangilli Douce Rüzgârla birlikte eğlenmek için 23 keyifli etkinliği keşfedin!
Güzel bir paraşüt yapın, bir çan sesi yaratın, rüzgârgülü ile oynayın, yel değirmenleri yapın…
Tüm bunları yaparken gezenimiz için çok değerli olan bu element hakkındaki ilginç bilgileri de kaçırmayın!
Lawrence F. Lowery Rüzgâr gözle görülemez ancak dikkatli gözlemciler, hareket eden havanın çevresinde nasıl bir etki yarattığını görebilirler. Bu kitap, ılımlı bir esintinin bayrakları dalgalandırmasından hortumların bir evi yıkabilmesine kadar rüzgârın sahip olduğu farklı şiddetleri yalın bir dille tanıtmıştır. Kitap ilerledikçe, okuyucular rüzgâr şiddetinin nasıl ölçülebileceğini keşfederler ve dolaylı olarak meteoroloji uzmanlarının kullandığı Beaufort Rüzgâr Ölçeği ile tanışırlar. Kitap boyunca, metin şiir gibi akıcıdır. Küçük tekneler rüzgâr sayesinde su boyunca nasıl ilerliyorsa genç okuyucular da kitabı okurken bu kadar kolay ilerleyecekler.
Rüzgâr Nasıl Eser? Nedenini Merak Ediyorum serisinin bir parçasıdır. 5-11 yaş grubundaki çocukların meraklarını gidermek ve onları, hevesli birer okuyucu olmaları için teşvik eder. Bu kitaplar; yerbiliminin, yeryüzü şekillerinin, hava durumunun, çevrenin ve diğer bilim doğa olaylarının mucizevi yanlarını araştırır. Her bir ciltte, Ebeveyn/Öğretmen el kitabıyla birlikte düzenlenmiş etkinlikler bulunur. Nedenini Merak Ediyorum serisi ödüllü bir fen eğitimcisi tarafından yazılmış ve NSTA baskının bir bölümü olan NSTA Kids tarafından yayımlanmıştır.
Colin Linden, Chip Esten “Hey, sakın fırlatıp atma onu !
Yeniden kullanmanın bul bir yolunu.”
Keb' Mo' ve arkadaşları, güzel gezegenimize sahip çıkmanın önemini genç okuyuculara anlatmak için nefis şarkılarına bu kitap ile yeniden hayat verdiler.
Cheri J. Meiners Çocukluk dönemi; öfke duygularını tanımak, onları ifade etmek ve onlarla başa çıkma becerilerini geliştirme yollarını öğrenmek için erken değildir. Bu güven verici ve destekleyici kitapta, çocuklar öfkeli hissetmenin normal olduğunu ama sözlerle ya da davranışlarla birine zarar vermenin doğru olmadığını öğreniyor; kendilerini sakinleştirme, yardım alma, konuşma 've dinleme, özür dileme, sabırlı olma ve başkalarına karşı pozitif olma' yeteneklerini keşfediyor. Kitapta yetişkinler için tartışma soruları, etkinlikler, oyunlar ve öfke kontrolü yeteneklerini güçlendirecek önemli ipuçlarını içeren özel bir bölüm de bulunmaktadır.
Alev Önder, Duygu Şallı, Güner Vatansever Okul öncesi eğitimin en önemli amaçlarından biri, çocuğun yaratıcılığının geliştirilmesidir. Yaratıcılığın geliştirilmesinde sanat eğitimi çalışmalarının önemli bir yeri vardır. Diğer yandan çocukların özellikle bilişsel, duygusal ve estetik yönden gelişmesinde etkin bir rol oynayan sanat çalışmaları, diğer gelişim alanlarını da destekleyerek çocuklar için faydalı bir eğitim aracı olarak öne çıkar. Örneğin çocuğun küçük hareket becerileri olumlu yönde desteklenirken çok yönlü düşünme becerileri de geliştirilebilir ve bunun yanı sıra bilişsel becerilerinin gelişiminde önemli bir yeri olan kavramların öğrenilmesi de gerçekleştirilebilir. Böylece çok yönlü ve etkili bir eğitim aracına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz; çünkü çocuk, sanat etkinliklerini her an keyifle ve istekle yapmaya hazırdır. Başka bir deyişle sanat çalışmalarına motivasyonu yüksektir. Buna dayanarak sanat çalışmalarının çocuk için oldukça etkili bir eğitim süreci sunduğunu söyleyebiliriz.
Söz konusu eğitim sürecini gerçekleştirmek için sanat etkinlikleriyle kavram eğitimi kitabı hazırlanmıştır. Kitabın amacı; okul öncesi dönem çocuklarının yaratıcı sanat etkinliklerini eğlenerek yaparken belli başlı kavramları öğrenmelerinin desteklenmesidir. Kitabın başka bir özelliği de çocuklara doğal çevrelerini tanıma, inceleme konusunda olanaklar sunarak çevreyi tanıma ve koruma yönünde farkındalık kazanmalarını sağlamak ve özellikle doğadan malzemeleri kullanarak doğayla ilgili öğrenmelerinin gerçekleştirilmesidir.
Çocuklar doğaları gereği bu keyifli yolculuğa çıkmaya çoktan hazır. Tek yapmanız gereken, onlara kitabın sayfalarında özgürce dolaşma fırsatı vermek.
Gerisini onlara bırakın….
Gülriz Akaroğlu Bebeklikten yetiskinlige giden 0-18 yas çocukluk dönemi; çocukların bütünsel gelisimini sekillendirmede ve gelecek için temel olusturmada kritik bir süreçtir. Bebeklikten itibaren yaratıcılıgı temel alan sanat etkinlikleri çocukların fiziksel, bilissel, sosyo-duygusal gelisimini bir bütün olarak destekler ve gelistirir. Müzik, dans, drama, görsel sanatlar, çocuk edebiyatı gibi sanat dalları; sosyal beceri gelistirme, yardımlasma, paylasma, empati kurma, duygu düzenleme, duygu durum kontrolü, özdenetim, kurallara uyma, yönergelere uyma, dikkat, odaklanma gibi pek çok alanda gelisim saglamaktadır. Bu kitap; basta çocuk gelisimi olmak üzere, resim ve müzik gibi farklı disiplin alanlarında çalısan akademisyenlerin arastırmaları sonucu olusmustur. Sanat egitiminde yaratıcılık, görsel kültürün önemi, çocugun çizgisel gelisim basamakları, Sanat egitiminde görsel algı, sanat egitimi baglamında yaratıcılık ve Rudol Steıner-Waldorf yaklasımı, görsel sanatlar egitiminde farklı malzeme kullanımının egitim sürecine katkıları, uygarlık tarihi dersine yönelik materyal gelistirmede gezi gözlem yönteminin etkileri, çocuk ve müzik egitimi, okulöncesi müzik egitiminde etkili ögrenme ve örnek etkinlikler, çocuk edebiyatı, drama egitimi ve özel gereksinimli çocuklarda sanatın egitimdeki yerini anlamak açısından önem tasımaktadır. Ailelere ve egitimcilere katkı saglaması dilegiyle...