Temel Eğitim \ 3-10
Esra Gül Koçyiğit Gelişim, insanın beden yapısının, duygusal ve zihinsel özellikler bakımından düzenli bir biçimde değişmesi ve istenen görevleri yapabilecek bir duruma gelmesidir. İnsan gelişiminin biyolojik açıdan amacı, diğer canlılarda olduğu gibi kendi yaşamını ve tür olarak kendi soyunu sürdürmektir. Ruhsal açıdan ise birey, benliğini bulmaya, içinde bulunduğu çevre ve kültüre uyum sağlamaya ve kişiliğini geliştirmeye çalışarak mutlu olmayı hedefler.
Gelişim alanları birbirinden bağımsız düşünülemez. Fiziksel, psikomotor, sosyal ve duygusal gelişim alanlarının her biri bir diğeriyle ilişkilidir ve çevre tarafından desteklenmesi önemlidir. Gelişim alanlarının desteklenmesi çeşitli oyun, etkinlik ve faaliyetler aracılığıyla sağlanabilir.
Bu kitabın amacı da öncelikle teorik düzlemde okuyuculara bireyin gelişimi ve gelişim alanları ile ilgili bilgi vermek ve bahsedilen gelişim alanlarını destekleyecek oyun ve etkinlik örnekleri sunmaktır.
Dilara Sevimay Özer, Kamil Özer Motor gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreç olup motor becerilerde azalma ya da yeni bir becerinin kazanılması gibi tüm fiziksel değişimlerle ilgilidir. Çocukların motor gelişimi, hareket becerilerinin ve fiziksel yeteneklerin gelişimini kapsar. Çocuğun bu yetenekleri hakkında bilgi sahibi olması ve bu yeteneklerini hissetmesi, benlik kavramının çok önemli bir parçasıdır. Oyun ve hareket etmenin verdiği sevinç, heyecan ve başarı ile bitirme gibi deneyimler çocuğun kendine güveninin gelişmesine yardım eder.
Faruk Yamaner, Güner Çiçek, Murat Çalbıyık, Rabia Hürrem Özdurak Sıngın, Tuba Denizci Oyun, çocukların gelişim dönemleri boyunca tarihin her evresinde anahtar bir rol üstlenmiştir. Bu anahtarın çocuğun iç dünyasını dış dünyasına açan çok önemli bir değere sahip olduğu birçok bilim insanı tarafından ispatlanmış ve oyunun gelişim üzerine etkisi koşulsuz olarak kabul edilmiştir. Doğru tasarlanmamış oyunlar, çocuğun ilgisini kısa bir süre çekmek ve eğlendirmek dışında ne yazık ki gelişimsel açıdan çocuğa bir fayda sağlamamakta, aksine çocuğun gelişimine engel teşkil etmekte ve genellikle dikkat dağınıklığı, ilgisizlik, motivasyon düşüklüğü, karşı olma durumu dediğimiz istenmeyen sonuçlara yol açmaktadır. 21. yüzyıl becerileri olarak adlandırdığımız yaratıcılık, iş birliği, iletişim, problem çözme ve eleştirel düşünme becerileri her ne kadar doğru tasarlanmış oyun yöntemleri ile sağlansa da oyun; çocukların bu çağda doğuştan kullanmaya yatkın oldukları mobil araçlar, tablet, bilgisayar, giyilebilir teknolojiler ile zenginleştirilerek yeniden tasarlanmalıdır. Bu kitapta; oyunun çocukların psikomotor gelişimine etkisi ve gelişen teknolojiler ile desteklenmesi, fiziksel egzersizin oyunlaştırılmasına değinilmiş, alanda kabul gören bilgilere farklı bir bakış açısı sunulmaya çalışılmıştır.
Zeynep Kızıltepe Öz güvenli çocuk nasıl yetiştirilir? Öz güven nasıl geliştirilir? Çocuklarımıza öz güveni nasıl öğretebiliriz? Çocuğumuz okul hayatında başarısızlıkla karşılaştığında, bunu kendi başına yenebilmesi, öz güveninin zarar görmemesi için biz neler yapabiliriz? Kendine güvenen bir birey yetiştirmede anne ve babaya düşen görevler nelerdir? Kendine güvenen, kendi kendine yeten, lider çocuk yetiştirmenin temel ilkeleri nelerdir? Tüm bu soruların cevabını, değerli bilim insanları kendi uzmanlıkları çerçevesinde kitabımızda tartıştılar; bilgilerini bizimle paylaştılar.
Kitabımızın konuları arasında; öz güvenin ailede ve okulda nasıl ve ne şartlarda geliştiği; çocuklarımıza öz güveni dengeli olarak kazandırmak için neler yapmamız gerektiği ve çocuklar arasında görülen öz güven farklılıklarının sebepleri bulunmaktadır. Buna ek olarak, kitabımızda öz güven konusuna genel bir bakışla birlikte, okul öncesi dönemde öz güven, spor ile öz güven ilişkisi, öz güven ve farkandalığı , öz güven ve eleştirel düşünce, sanat ve matematikte öz güven, öz güven ile iyi oluş arasındaki bağ ve son olarak öz güven fazlası ayrıntılar, örnekler ve ailelere tavsiyelerle birlikte yer almaktadır.
Muhammed Şükrü Aydın İnsanlar arasındaki ilişkilerde dürüst olmak, başkalarına doğruyu söylemek her zaman ahlaki açıdan iyi bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Toplumu daha istendik tarafa yönlendirmek isteyen öykülerde, atasözlerinde ve dinî metinlerde yalan söyleme davranışının kötülüğü vurgulanmıştır. Ancak insanlar, küçük yaşlardan itibaren çeşitli nedenlerle yalan söylemeye başlamakta ve yalanın yelpazesi giderek çeşitlenmektedir. Bu durum, insanların yalan söylemeyi ne zaman uygun buldukları sorusunu da beraberinde getirmektedir. İşte bu kitapta da yalan türleri ve yalan söyleme nedenleri, çocukların hangi durumlarda yalanı daha makul karşıladıkları gibi konular gelişim psikolojisi bakış açısıyla ele alınmıştır. Aynı zamanda ebeveynlerin çocuklarına aktarmak istedikleri değerler, çocukların zihinsel durum anlayışları ve değer önceliklerinin yalanın uygun bulunmasıyla arasındaki bağlantılar üzerinde durulmuştur.
Jill Englebright FOX, Robert SCHIRRMACHER, Wadsworth Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabı, alanında uzman olan üniversite öğretim elemanları tarafından çevrilmiştir. Kitabımız çocuklarda sanat ve yaratıcılık alanında görülen boşluğun doldurulması ve doğru uygulamaları göstermesi açısından titizlikle hazırlanmıştır.
Kitap Yaratıcılık, Sanatçı Olarak Küçük Çocuklar: Gelişimsel Bir Bakış, Sanat ve Estetik, Sanat Deneyimleri Sağlamak, Rol ve Stratejiler olmak üzere beş üniteden ve 16 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm eleştirel düşünmeyi teşvik eden, grup tartışmalarını destekleyen, okuyucuyu motive eden fotoğraflarla birlikte, farklı düşünceleri açığa çıkaran sorular içerir. Bölümlerin sonunda yer alan özet, anahtar sözcükler, önerilen etkinlikler ve gözden geçirme çalışmalarıyla okuyucunun öğrendiklerini uygulaması ve sorgulaması hedeflenmiştir.
Kitabın hedef kitlesi sadece öğrenci, öğretmen ya da akademisyenler değil, çocukları ile yaratıcı sanata ilgi duyan tüm yetişkinlerdir. Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabının ülkemiz çocuklarına, ailelerine ve eğitimcilerine faydalı olması en büyük dileğimizdir.
Roger A. Hart Günümüzde insanların doğa ile ilişkileri dünyanın karşılaştığı en büyük sorundur ve dünyanın her yerinde genç insanlar çevresel eyleme çok büyük ilgi göstermektedir. Birçok ülke hem yurttaşların çevreyi yönetmesindeki rolü üzerinde, hem de çocukların kendilerinin ve toplumlarının geleceklerini şekillendirmeyle ilgili hakları ve sorumlulukları üzerinde köklü bir yeniden değerlendirme yapmaktadır.
Çevre eğitimiyle ilgili dünyadaki en büyük otoritelerden biri tarafından yazılmış olan bu kitap, eğer katılımları ciddi bir biçimde ele alınır ve onların gelişen kapasiteleri ve biricik güçleri dikkate alınarak planlanırsa, çocukların sürdürülebilir kalkınmada çok değerli ve uzun süren bir rol oynayabileceklerini göstermektedir. Doğrudan katılım yoluyla çocuklar gerçek bir demokrasi anlayışı ve kendilerine ait bir yeterlik ve sorumluluk duygusu geliştirebilirler. Fiziksel çevrenin planlanması, tasarımı, izlenmesi ve yönetimi çocukların katılımı açısından ideal bir alandır çünkü çocukların çevreye olan bağlılıkları çok güçlüdür.
Kitap; eğitimciler, planlamacılar ve çevreciler için çocukların katılımıyla ilgili kuram ve uygulamaları ve bunun demokrasi ve sürdürülebilir toplumlar için önemini anlatmaktadır. Çocukların toplumlarını etkileyen konulardaki sorunları tanımladıkları ve aktif biçimde eleştirel ve düşünsel katılımcılar olarak yer aldıkları gerçek katılıma vurgu yapmaktadır. “Çevre” çok geniş biçimde yorumlanmaktadır; örneğin, konut planları yapma ya da oyun parklarını tasarımlama gibi konuları içermektedir. Ayrıntılı örnek olay incelemeleri hem Kuzey'den, hem de Güney'den kent ve kırsaldaki yoksul ve orta sınıf toplumlarından örnekler sunmaktadır. Öğretmenler, grup kolaylaştırıcıları ve toplum liderleri içinse çevre projelerinde genç insanları içermede örgütleme ilkeleri, başarılı modeller, pratik teknikler ile kaynakları sunmaktadır.
Gülsüm Mehdiyev, Kevser Tozduman Yaralı Araştırmalar, felsefe okuyan çocukların; sorunları çözme yeteneklerinin, iletişim ve yazma becerilerinin daha çok geliştiğini göstermiştir. Felsefe; eleştirel, yorumlayıcı ve değerlendirici becerileri yani düşünme becerilerini de geliştirir. Aslında felsefe düşünmenin ta kendisidir. Düşünmek ise içinde bulunduğumuz "gerçek ötesi" çağda yani gerçeklerin büküldüğü, gerçekleri iletmek yerine algı yaratmanın üzerinde durulduğu çağda, yaşamsal bir beceridir. Düşünebilen kişi, gerçeği algıdan ayırabilir; neye inanacağına ve ne yapacağına bağımsız olarak karar vererek etrafımızdaki dünyayı daha iyi anlamlandırabilir. Bu değerleri yansıttığı için bu kitap, çocuklarımız ve gençlerimiz için değerlidir; okunması ve çalışılması gerekir.
Prof. Dr. Zeynep Kızıltepe
Boğaziçi Üniversitesi

Antikçağdan tevarüs edilen “felsefe” sözcüğü, en geniş anlamıyla kavramlar aracılığıyla düşünmeyi ifade eder. Ancak bireyin gelişiminin bilhassa erken evrelerini dikkate aldığımızda, kavramlar aracılığıyla düşünmeye koşut olarak figüratif muhakeme yöntemlerinin de önemli bir konuma haiz olduğu söylenebilir. Kitabın amacı da algı düzeylerine uygun olarak bilgi, doğruluk, değer, yargı ve adalet gibi soyut kavramları çocuklara sağlıklı bir şekilde anlatmanın yollarını göstermek ve onların açık görüşlü bireyler olarak yetişmesini sağlamaktır.
Bu kitap, bizzat gençler tarafından ya da onlara rehberlik edecek yetişkinlerle birlikte çalışılabileceği gibi lisans programlarında yer alan düşünme eğitimi ya da çocuklarla felsefe gibi derslerde de kullanılabilir.
Başlangıcından itibaren sürecin içinde olan ve uygulama evrelerine şahsen tanıklık eden birisi olarak bu kitabın, düşünme eğitimi literatürüne ciddi bir katkı sağlayacağına inanıyorum.
Prof. Dr. Nebi Mehdiyev

Uluslararası Felsefe Araştırmaları Derneği (UFAD) Başkanı
Üstün zekâlı ve yetenekli bireylerin en önemli özelliklerinden bazıları yaratıcı düşünme, entelektüel bilgiye açlık, bitmek bilmeyen merak duygusu, olaylara farklı açıdan bakabilme, yaratıcı yorum ve çözüm becerileridir. Bu manada “felsefe” son derece değerli bir alandır. Felsefenin sadece filozoflara, akademiye, yetişkinlere ait bir kavram olmadığı ve düşünme becerilerinin her yaş için önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar için felsefe konusunda uygulama alanı yaratan bu kitap, üstün zekâlı ve yetenekli çocuk sahibi aileler için de değerli bir kaynak niteliğindedir.
Dr. Uğur Zat
Üstün Zekâlı ve Yetenekli Çocuklar Aile Eğitim Uzmanı
Jonathon Sargeant, Deborah Harcourt Çocuklarla yapılan araştırmaların tüm aşamalarında etik prensipler ve ilkeler doğrultusunda hareket edilmelidir. Etik ilkeler araştırma bağlamında aşılması gerek engeller olarak değil, tüm araştırma projesi boyunca sürecin devam eden ve yansıtıcı bir parçası olarak görülmelidir. Bu kitapta, çocuklarla birlikte araştırma yaparken araştırma deseninden ve kullanılan yöntemden bağımsız olarak ortaya çıkabilecek etik konular ayrıntılı bir şekilde örnekler kullanılarak ele alınmıştır. Kitapta ele alınan konular, çocukla araştırma yapan bilim insanlarının etik ilkeler bağlamında yansıtıcı düşünmelerini desteklemeyi amaçlamaktadır.
Bu kitabın iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, çocukların katılımcı olarak yer aldıkları araştırmalarda takip edilmesi gereken etik prensipleri vurgulamak; ikinci amacı ise çocukların, planlama ve uygulama da dâhil olmak üzere bir araştırmanın tüm boyutlarında farklı kapasitelerde görev almaları durumunda göz önünde bulundurulması gereken etik ilkelere odaklanmaktır. Bu kitabın özelde Türkiye’de gelişmekte olan çocuk hakları çalışmalarına katkı sağlayacağı, genelde ise sosyal bilimlerde ve eğitim bilimlerinde etik araştırma uygulamalarının geliştirilmesini destekleyeceği umulmaktadır.
Mustafa Köylü, Cemil Oruç Çocuğun biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimi kadar, inanç gelişimi ve buna bağlı olarak verilecek dini eğitimi de son derece önemlidir. Bu açıdan çocukluk dönemi din eğitiminde izlenecek yöntemler, çocuğun sağlıklı bir kişilik gelişimi göstermesi açısından olduğu kadar, sağlıklı bir dini gelişim göstermesi açısından da kritik bir süreci teşkil eder. Bununla birlikte, dini gelişim ve eğitim süreçlerinin diğer eğitim ve gelişim süreçleri yanında kendine özgü bir takım ilkeleri ve yöntemleri de vardır. İşte bu kitap doğumdan itibaren yaklaşık on yaşına kadar, çocuğun farklı gelişim özelliklerini ele alarak, bilimsel bir yaklaşımla, din eğitiminin aile, okul ve medyada nasıl etkin ve doğru bir şekilde gerçekleştirilebileceğini göstermektedir.
Ayhan Babaroğlu, Özlem Gözün Kahraman, Gülümser Gültekin Akduman, Ayşenur Gündüz, İsa Özkan, Arzu Özyürek, Serpil Pekdoğan, Esin Sezgin, Ceyhan Turhan Yaşamın her döneminde problemlerin çözümü için erken müdahale en önemli ilkedir. "Çocukluk Döneminde Erken Müdahale" kitabı, çocukluk döneminde karşılaşılma olasılığı yüksek problemler ve bu problemlere yönelik müdahale planı örneklerini içeren bir kaynak olarak yararlanıcılara sunulmaktadır. Erken Müdahale ve Önemi, Erken Müdahale Kuram ve Modelleri, Çocukluk Dönemi Erken Müdahale Programları, Erken Müdahale Kapsamına Giren Çocuklar, Erken Müdahalede Tanılama, Erken Müdahalede izleme ve Değerlendirme ile Erken Müdahalenin Planlanması konularına yer verilen kitap, çocuklarla çalışan bireylere rehber niteliğindedir.
DEĞERLER SANDIĞI SETİ
Michelle Stephan - David Pugalee - Julie Cline - Chris Cline STEM eğitimine bu denli itibar edilmesinin nedeni, öğrencileri problem çözücülere dönüştürmeye yardımcı olacak özgün bir ders planlama yaklaşımından ileri gelmektedir: Ders kurgulama. Bu yaklaşımda öğretmenler, belirlenen etkinliklerin gerçek zamanda
nasıl ortaya konulacağını, yani öğrencilerin ne gibi çözümlere,
sorulara ve yanlış kavramlara sahip olabileceğini ve öğretmenlerin derinlemesine muhakemeyi nasıl teşvik edebileceklerini ön görmektedirler. Dersten önce ders kurgulama yapıldığında, öğrenciler, ders kazanımlarını daha doğal ve daha güçlü bir şekilde edinirler.
Başarılı bir STEM ünitesi; etkinlikleri, soruları, teknolojiyi ve tutkuyu içerir. Ayrıca, her bir etkinliğin sınıfta nasıl gerçekleştirileceğinin dikkatli ve ayrıntılı bir şekilde kurgulamasını da içerir. Matematik ve Fen'de Ders Kurgulama, öğretmenlere,
Bir dersin yapısının ve uygulanmasının baştan sona düşünme sürecini,
Öğrencilerin düşüncelerini ortaya çıkarmanın ve onları iş birliğine teşvik etmenin yöntemlerini keşfetmenin bir yolunu,
Gerek “doğru” cevabı zamanından önce vererek, gerek onaylayarak, gerekse de “yanlış cevabı” görmezden gelerek tartışmanın sonlanmasından kaçınma tekniklerinde de beceri kazanma fırsatı sunar.
Sınıf içi örneklerle, ders kurgulama şablonlarıyla ve sürecin nasıl başlatılacağına dair ipuçlarıyla dolu olan bu kitap, öğretmenlere, öğrencilerin fikirlerini ve sorularını öngörmede ve fen, matematik, mühendislik ve teknolojide daha derinlemesine öğrenmeyi teşvik etmede yardımcı olacaktır.
Andreja Peklar Ferdo bir kuştur, dev bir kuş! Yaşadığı çevre için çok büyük ama bunu kendisinden daha küçüklere yardım etmek için kullanır. Bacaları temizler, yükleri taşır, çok çalışır ve susadığında gölden su içer. Bir gün göldeki tüm suyu içince herkes bu sıra dışı siyah kuşun iyiliklerini çabucak unutur ve Ferdo hiç düşünmediği, daha önce hiç olmadığı bir durumda bulur kendini:
FARKLI, DIŞLANMIŞ VE YALNIZ.

Andreja Peklar, hikâyesini sadece görsellerle anlatan bu resimli kitapla, 2015 yılında Bologna Kitap Fuarı'nda uluslararası bir jüriyi etkilemiş ve Ferdo'yu, Sessiz Kitap Yarışması'nın finalistliğine taşımıştır.
Ayrıca bu hikâye; 12. İllüstrasyon Bienali'nde “Hink Smrekar Ödülü”, 32. Sloven Kitap Fuarı'nda “En İyi Tasarlanmış Kitap Ödülü” ve IBBY Onur Listesinde sıralama gibi pek çok ödüle de lâyık görülmüştür.
Halil Yavaş, Mine Karakaya Dijidrama, dijitalde yaratıcı drama fikrinin heyecanı ve salgın dönemindeki şartlara uyum sağlama çabası ile ortaya çıkmış bir oluşumdur. Dijitalleşen dünya ile birlikte uzaktan eğitim çalışmalarına katkı sağlamayı kendine amaç edinmiştir. Gelişen ve değişen dünyada teknolojik imkânların yaratıcı drama ile buluşmasını, dijital çemberlerde bir araya gelen gruplarda etkileşimin artmasını, uzaktan eğitimde yer alan kişilerin nesne olmaktan çok özne olmalarını ve yapılan çalışmaların içeriğinin zenginleşmesini amaçlamanın yanında eğlencenin getirdiği ortaklığı da hatırlamamızı sağlayacak bir kılavuz kitap olarak hazırlanmıştır.
Akran zorbalığında, neden olan risk faktörlerini ve problemin çözümünde etkili olan koruyucu faktörleri belirlemek önemlidir. Öğrenci deneyimlerinden yola çıkılarak geliştirilen müdahale programları; önleyici, geliştirici, iyileştirici amaçlarla uygulanmaktadır. Yaratıcı drama yönteminden de bu çalışmalarda faydalanılmaktadır. Yaparak yaşayarak kazanılan beceriler bu anlamda önemli görülmektedir. Yaratıcı drama etkinlikleri ile yapılan akran zorbalığı çalışmaları, katılımcıların iletişim ve sosyal becerilerini geliştirirken kişisel anlamda da empati düzeylerini artırmaktadır. Katılımcılar, canlandırma çalışmaları ile farklı rollere bürünerek; zorbalık yapan, zorbalığa maruz kalan ve bu duruma seyirci olan kişilerin duygu ve düşünce durumlarını fark eder. Bu farkındalığı hisseden katılımcılar, sorunun çözümünde önemli bir rol oynar. Okullarda yaşanan akran zorbalığı probleminin çözümüne katkı getireceği düşünülen bu kitabın, tüm eğitimci ve uzmanlara yeni bir bakış açısı kazandırması umut edilmektedir. ~
“Günün ihtiyaçlarına ayak uydurabilmiş değerli bir kaynak! Akran zorbalığı gibi önemli bir konuyu pandemi döneminde veya ondan bağımsız olarak her dönemde çevrim içi platformlarda da ele alabilmek ve yaratıcı dramanın gücünü çevrim içi ortamlarda da kullanabilmek için rehberlik edebilecek bu eseri alanyazınına kazandırdıkları için yazarları tebrik ederim. Bu kitapla, dijital platformlara aşina bir jenerasyona psikolojik hizmet götürebilmek için örnek uygulamalar sunulurken sade bir dille yazılmış pratik bir kaynak ortaya çıkartılmıştır.”

Prof. Dr. Nagihan Oğuz Duran
Arzu Özyürek, Elif Sultan Özdemir, Emrullah Can Yavuz, Hatice Beşir, Özlem Gözün Kahraman, Uğur Hassamancıoğlu Teknolojinin yaşamın tüm alanlarına giderek daha fazla entegre olmasıyla birlikte modern ailelerin yaşamlarında ekran başında geçirilen zaman yaygınlaşmıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerin hızla yaygınlaştığı dijital çağ ile birlikte çocukluk da hızla değişmeye başlamıştır. Günümüzde her yaştan çocuk, cep telefonları, uygulamalar, dizüstü bilgisayarlar ve tabletler, akıllı oyuncaklar ve ev eşyaları aracılığıyla dijital teknolojilerle çok fazla zaman harcamaktadır. Dijital teknolojilerin her yerde bulunması, çocukların kritik gelişim dönemleri boyunca çeşitli riskleri ve faydaları da beraberinde getirmiştir. Aileler, eğitim ve sağlık hizmeti sunan meslek elemanları, hızla dijitalleşen dünyamızda çocuklar için en doğru, pratik ve eylem odaklı profesyonel önerilere ihtiyaç duymaktadırlar. Bu kitap, 21. yüzyılda çocukluk ve ebeveynlikten neler beklendiği, dijital teknolojinin çocuğun gelişimine etkilerini, fırsatlarını ve risklerini, dijital ortamlarda çocukların korunmasını içeren 6 bölümden oluşmaktadır. Alan yazında yapılmış güncel araştırma sonuçlarını dikkate alarak hazırlanmış olan bu kapsamlı bilimsel kitap ebeveynler, alanda çalışan uzmanlar ve meslek elemanları, eğitim, sağlık ve psikoloji alanlarında öğrenim gören lisansüstü, lisans ve ön lisans öğrencileri için temel bir başvuru kaynağı niteliğindedir.
Ahmet Melih Güneş, Barış Esmer, Elif Büşra Uzun, Eyup Yünkül, Gülcan Çetin, Güliz Şahin, İbrahim Kepceoğlu, Mehmet Koray Serin, Selma Şenel, Tutku Başöz Yaşadığımız dijital çağda her alanda olduğu gibi eğitim alanında da hızlı bir değişim ve gelişim yaşanmaktadır. Sınıf öğretmenlerinin sergileyecekleri rollerin bazıları da bu çağın koşullarına göre değişiklik göstermektedir. Öğretmenlerin derslerine uygun öğretim yöntem ve teknikleri belirlemek, uygun bir sınıf ortamı oluşturmak ve bu doğrultuda öğretim sürecini gerçekleştirmek öğretmen liderliğinin en önemli adımlarından birisidir. Gelişen çağın getirdiği beceri ve yeterliliklerden yola çıkarak öğretmenlerin sürekli olarak kendilerini geliştirmeleri beklenmektedir. Bunun farkında olarak mesleğini icra eden öğretmenler fark oluşturan öğretmenler olabilecektir. “Dijital Çağda Lider Sınıf Öğretmeni Olmak” adlı bu kitap, yaşadığımız gelişmeler neticesinde derslerde teknoloji kullanımı ile ilgili neler yapılabileceğini, mevcut programların teknoloji ile ilişkisini ve değerlendirmesini içermektedir. Kitapta öncelikle öğretmen liderliğinin ne olduğu ve rolleri hakkında bilgi verilmiş, daha sonra ilkokulda okutulan derslere yönelik teknoloji açısından yapılabilecek uygulama ve örneklerle birlikte ölçme ve değerlendirme sürecine ilişkin en güncel bilgi ve içerikler yer almıştır. Her bir derse ilişkin etkinlik örnekleri ve tanıtımlarını da içeren bu kitap, sınıf öğretmenlerini sınıflarında kolay bir şekilde ulaşabilecekleri ve kullanabilecekleri teknolojilerle tanıştırmayı esas almıştır.
Zekihan Hazar Bir dünya düşünün; bilinmezliğin içinde süresiz sınırsız kayboluşun yaşandığı bir dünya… Benliğin ve gerçek dünyaya ait ne varsa her şeyin unutulduğu bir kayboluş… Düşüncelerin, duyguların, davranışların esir olduğu, aklın ve mantığın işlemez hâle geldiği bir kayboluş… Bir tutulma… Bir bağımlılık…
Öyle bir dünya ki gündelik hayatta kanun ve kuralların hiçe sayıldığı, insan öldürmenin, gaspçılığın, zorbalığın, hırsızlığın, tacizin, tecavüzün para ve statü kazandırdığı, kısacası bütün olumsuz davranışların ödüllendirildiği bir dünya… Bu dünyalarda kendini bulan ve gerçek dünyada kendini kaybeden çocuklar…
Seslerin, efektlerin ve aksiyonun her türlüsünün baş döndürdüğü bir dünya... Oysaki bütün bunları yaşarken bir koltuğa saatlerce mahkûm olmak, hareketin sadece parmaklarla sınırlı kalması, bu sınırlılığın beraberindeki sınırsız yeme içme ve her geçen gün obezler dünyasına katılan yeni çocuklar…
İnsan bedeninin kutsallığını yitirdiği, inanç ve değerlerin yok sayıldığı, pornografinin özendirildiği ve İslam düşmanlığının körüklendiği bir dünya… Nihayetinde ise bu kutsallara düşman kılınan çocuklar…
Ve başka bir dünya var ki zihnin, bedenin, duyguların gerçek manada karşılığını bulduğu, yaradılışın gereği olan fiziksel hareketlilik ve spor ile zihinsel, bedensel ve psikososyal sağlığın kazanıldığı bir dünya… Bedenin insanlaştırıldığı, ahlak ve erdemin temel yapı taşlarını oluşturduğu, arkadaşlığın, yardımlaşmanın, paylaşmanın, saygının, kısacası iyi insanın inşa edildiği bir dünya… Dijital oyunlarda kaybolan çocukluğun yeniden bulunduğu gerçek bir dünya… Gerçek dünyanın farkına varmanın ve hayata tutunmanın yegâne yolu SPOR.
Günümüz dünyasında çocukları çepeçevre kuşatmış olan dijital oyunların yaratabileceği olumsuz etkiler ve bu etkilerle başa çıkmada fiziksel aktivite ve sporun rolünü bilimsel araştırmalar ışığında ele alarak eğitimciler ve ebeveynlere rehber olabilmesi dileğiyle…
Spor, hayata tutunmanın bir dalıdır…
Kerem Coşkun Z kuşağı ve Alfa kuşağının anneleri ve babaları olarak bizler, yaşamımız boyunca biriktirdiğimiz, kendi büyüklerimizden edindiğimiz tecrübelerin buharlaştığına şahit oluyoruz… Dijital devrim ile birlikte varlık alanımız gerçek fiziki sosyal ortamlardan sanal sosyal medyaya doğru akmaya başladı. Sanal sosyal medya devlerinin kurmuş oldukları algoritmalar, beyin mekanizmalarını hızla dönüştürüyor. Zihinsel becerilerimizi dokunmatik cam ekranlara sahip akıllı cihazlara devrediyoruz. İşler tabii bununla sınırlı değil! 3. Endüstri Devrimi, düşük beceri profiline sahip mavi yakalıların işlerini elinden almıştı. Ancak internet, yapay zekâ ve otomasyonun birleşiminden doğan Endüstri 4.0, yüksek eğitimli ve uzmanlık bilgisine sahip beyaz yakalıları da tehdit etmeye başladı.
İşte bu süreçte, kendi çocukluk yaşantımı, Z ve Alfa kuşaklarının şu anki durumları ile karşılaştırırken önemli bilimsel çalışmalara başvurdum. Böylece sadece kuru malumat aktarmaktan öte benimle aynı kaygıyı taşıyan okurlara geçmişi, bugünü ve geleceği günlük yaşamdan kopmadan anlattım.
Figen Karaceylan Çakmakcı “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” (DEHB), bireyin sosyal yaşantısı, akademik hayatı ve aile içi ilişkilerini bozabilen nöropsikiyatrik bir hastalıktır. Tedavi edilmediği ve doğru müdahale edilmediği takdirde çocuğun geleceğini tamamen değiştirebilen bir hastalık olmasına rağmen doğru yaklaşım ve uygun müdahaleler sonucunda yüz güldürücü cevaplar hızlıca ortaya çıkmaya başlar.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi olarak çalıştığım 20 yıllık meslek hayatımda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğununun tedavisinde sadece ilaç tedavisinin yeterli olmadığını birçok kez deneyimledim. Aile içi tutumların, öğretmenin sınıf içi yapacağı müdahalelerin en az psikofarmakolojik tedavi kadar önemli olduğu gerçeği bende böyle bir kitap yazma motivasyonu oluşturdu.
Bu kitapla birlikte herkes tarafından duyulan, belki de günümüzün moda hastalığı olarak tanımlanan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hakkındaki doğru bildiğimiz yanlışlar hakkında bilgilendirme yapmak amaçlanmıştır. Ayrıca, yanlış anlama ve ön yargılara neden olan DEHB ve öğrenme ilişkisi hakkında aile ve öğretmenlerimize doğru bilgiler ve ipuçları vererek hem DEHB olan çocukların anlaşılmasını sağlamak hem de aile ve öğretmenler için etkili davranış yönetimini güçlendirmek hedeflenmiştir.
Geleceğimiz olan çocukların ihtiyaçlarına uygun çözüm önerilerinin sunulduğu bu kitabın okuyan herkes için faydalı bir kaynak olması dileğiyle…
Michael McMahon DİKKAT ET! Beware!
Bazı hayvanlar çok uysal ve yumuşak görünür, ama her an saldırmaya hazırdırlar!
Bu kitapla, dünyadaki bu hayvanların bazılarını öğrenebilir ve ipuçlarını kullanarak kendini tehlikelerden koruyabilirsin!
Ahmet Düzenli, Ahmet Koç, Hamza Aktaş, Handan Yalvaç Arıcı, Hatice Diler, Kubat Ali Topçubay, Mehmet Ayas, Mehmet Zeki Göksu, Ramazan Diler, Rıdvan Demir, Safiye Kesgin, Tuğrul Yürük, Yusuf Okşar Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, ilkokul 4. sınıflarda haftada iki saat olarak okutulan derslerden biridir. 2012 yılında yürürlüğe giren İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre ilkokul 4. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi dersini branş öğretmenlerinin vermesi esastır ancak branş öğretmeninin bulunmadığı durumlarda sınıf öğretmenlerinin bu derse girmeleri söz konusudur. Bu nedenle gelecekte bu mesleği yapacak sınıf öğretmeni adaylarının din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin öğretimi konusunda yeterli yöntem ve alan bilgisine sahip olabilmeleri önem arz etmektedir. Zira ilkokul 4. sınıf düzeyinde öğrenim gören ve her şey ile ilgili merak duyguları çok yüksek olan çocukların din ile ilgili sorularına cevap verip onları doğru bilgiye yönlendirebilmek, özellikle soyut konuların çokça yer aldığı din derslerinde, öğrencinin gelişim özelliklerini dikkate alarak hangi yaklaşım ve yöntemlerin, öğretimde kullanacağını bilmek, öğretmen adayları için son derece önemli bir husustur.
Diğer yandan eğitim programlarında yapılan güncellemelere bağlı olarak bu derslerin işlenmesinde yararlanılan temel kaynakların da yenilenen eğitim programları doğrultusunda güncellenmesi gerekmektedir. Ancak özellikle sınıf öğretmenliği lisans programında öğrenim gören öğretmen adaylarına yönelik ilkokul 4. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi için kaynakların son derece sınırlı olduğu görülmektedir. İşte, bu kitap, bu ihtiyaçtan hareketle oluşturulmaya çalışıldı. Kitabın hazırlanmasında hem sınıf öğretmenliği din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi ders içeriğinin hem de ilkokul 4. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi dersindeki içeriğin bir arada bulunmasına gayret edilmiştir. Böylece öğretmen adaylarımızın gerek alanla ilgili temel konu ve kavramları bir arada bulabileceği gerekse pratikte dersin öğretiminde karşılaşabileceği problemlerin önüne geçilmeye dikkat edilmiştir. Bu çalışmanın, başta eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümleri olmak üzere, ilahiyat/İslami ilimler fakültesi öğrencileri ile bu dersi veren bütün öğretmenlerimize, teoride ve uygulamada kullanabilecekleri pek çok bilgi ve beceriyi içermesi bakımından yararlı olacağı ümidindeyiz.
Bahar Sevim Günümüzde geleneksel öğretim yöntemlerinden çok, yaparak ve yaşayarak öğrenme ön plana çıkmaktadır. Öğrencilerden aktif, katılımcı, yaratıcı ve üretken olmaları beklenmektedir. Bu süreçte öğrencilerin aktif olmalarını sağlamak için yöntem ve tekniklerden yararlanmak gerekir.
Bu çalışmanın oluşmasında, “Din öğretiminde eğitsel oyun yönteminden nasıl faydalanabiliriz?” sorusuna olan merak etkili olmuştur. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde oyun ve eğitsel oyun yöntemi üzerinde durulmuş; ikinci bölümde din öğretiminde oyun örneklerine yer verilmiştir. Elinizdeki 3. basımda din ve ahlak oyunları ayrı kategorilerde incelenmiş ve din öğretimiyle ilgili oyunlar üzerinde çalışılmıştır. Kitapta, 17 adedi ders planı şeklinde olmak üzere toplam 44 oyun yer almıştır.
Bu çalışma, başta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olmak üzere İmam Hatip Lisesi meslek dersleri öğretmenleriyle Kur'an Kursu Öğreticilerine din öğretiminde yardımcı olmak, dersleri daha verimli kılmak amacıyla hazırlanmıştır. Ayrıca anaokulu öğretmenlerine, ilköğretim sınıf öğretmenlerine ve çocuklarına dini bilgi öğretmek isteyen ebeveynlere de hitap etmektedir.
Mehmet Zeki Aydın Din Öğretiminde Yöntemler, İlahiyat fakültelerinde ve Eğitim fakültelerinde Sınıf Öğretmenliği bölümünde okuyan öğrencilere, hâlen okullarımızda görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile İHL meslek dersleri öğretmenlerine ve Kur'an kursu öğreticilerine yönelik hazırlanmıştır.
Bu kitap, daha önce yayımlanan “Din Öğretiminde Yöntemler ve Buldurma Yöntemi” kitabının gözden geçirilmiş, yeni yöntem ve yaklaşımlar ilave edilmiş şeklidir.
Kitapta, din öğretiminde kullanılabilecek öğretim yöntemleri ve ders araç gereçleri teorik olarak açıklanmış ve yöntemlere örnek olmak üzere ders planları verilmiştir. Ayrıca, KPSS'ye girecek adayların program geliştirme ve öğretim yöntemleri ihtiyaçlarını giderecek birçok bölüm yer almıştır.
Bu nedenlerle kitap, öğrenci ve öğretmenlerimize yöntemler konusunda bir el kitabı niteliğindedir.
Tuğba GÜLER BOZKAYA Eğitimde drama; insanın kendini başkalarının yerine koyarak çok yönlü düşünmesini sağlayan, bireyin eğitim ve öğretimde aktif rol almasını, kendini ifade edebilmesini sağlayan, yaratıcı ve araştırıcı olma istek ve duygusunu geliştiren çağdaş bir eğitim yöntemidir. Bu sebeple drama yöntemi din ve ahlak eğitiminin genel amaçlarını gerçekleştirmede rahatlıkla kullanılabilecek bir yöntemdir.
Din ve ahlak öğretiminde drama yönteminin kolay bir şekilde anlaşılmasını sağlamak ve bu yöntemi uygulamada zorlanan eğitimcilere yardımcı olmak amacıyla hazırlanan bu kitap, teorik ağırlıklı bir çalışmadır. Ancak din ve ahlak öğretimi konularını uygulanışı, ders planlarına benzer bir şekilde ele alınarak etkinlikler başlığı altında uygulamalı olarak gösterilmiştir.
Bu çalışma; eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğrenciler için ayrıca ilahiyat fakülteleri ve tüm din eğitimi öğretmenlerine, Kur’an kursu öğreticilerine yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.
Ahmet Akçay, Betül Keray Dinçel, Bünyamin Sarikaya, Erhan Akın, Ersoy Topuzkanamış, Fatih Can, Hatice Altunkaya, Mehmet Nuri Kardaş, Mesut Gün, Mustafa Sait Kıymaz, Oğuzhan Sevim, Serpil Özdemir Dil becerileri arasında ilk edinileni dinlemedir. Anne karnında dış dünyanın duyumu ile kullanılmaya başlanan dinleme, dili algılamanın ve iletişim kurmanın temelidir. Günlük yaşamda en sık kullanılan ve diğer dil becerilerinin kazanılmasında büyük rol oynayan dinleme yetisi, bu özellikleriyle diğerlerinden ayrılmaktadır. Ayrıca iyi bir yazar, iyi bir okuyucu ve iyi bir konuşmacı olmanın anahtarı, etkili dinleme becerisine sahip olmaktır.
Eğitim sistemimizin çıktılarından biri, öğrenenlerin aktif bir dinleyici niteliği kazanarak dinlediklerini/ izlediklerini anlayabilen bireyler olmalarıdır. Bu doğrultuda hazırlanan eser, dinleme becerisini tüm boyutlarıyla ele alarak hem kuramsal hem de uygulama bağlamında tanıtmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda eser, ihmal edilen bir beceri olmasına karşın, dinlemenin geliştirilebilir olduğuna dair ipuçlarını yakalamanıza ve iyi bir dinleyici olmak için gereken özellikleri kazanmanıza yardımcı olacaktır.
Gavin Reid “Kitabın bu güncellenmiş ve genişletilmiş baskısı, disleksili çocukları olan ebeveynlere kesinlikle önemli katkılarda bulunacak! Gavin Reid uygulamaya ve araştırmalara dayanan çok temel bilgiler, stratejiler, değerlendirme ve etkili müdahale yöntemleri sunuyor. Ebeveynler, aileler, destek sağlayanlar ve uzmanlar için ellerinden bırakamayacakları bir kaynak.”
Marcia K. Henry, Uluslararası Disleksi Derneği Eski Başkanı

“Yaşadıkları süreçte tükenmiş bir ebeveyn ya da çıkış yolu bulamayan bir uzman da olsanız, bu kitap disleksili ile ilgili bilmeniz gereken her şeyi içinde barındırıyor. Disleksili çocuklarına, potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için nasıl destek sağlayabileceklerine yönelik ebeveynlere iç görü sağlayabilecek temel bir kaynak.”
Angela Fawcett, Emeritus Profesör, Swansea Üniversitesi, Birleşik Krallık

“Disleksinin üzerindeki sır perdesi aralandı! Gavin Reid son derece gerçek problemlere, ebeveynler ve alan uzmanlarının ellerini daha da güçlendiren son derece gerçekçi çözüm önerilerinde bulunuyor. Çocuklarla ilgili herkese şiddetle tavsiye edilir.”
Stephen Rees, Japari Okulu Müdürü, Johannesburg

“Bu kitabın en önemli niteliklerinden biri, disleksi ile mücadelelerine tanık oldukları çocuklarına destek vermeye çalışan ebeveynlerin elini güçlendirmesi. Bu kitap disleksili çocuklar ve aileleriyle birlikte çalışan ebeveynler, öğretmenler ve diğer alan uzmanları için bir kazan-kazan örneği.”
Iva Strnadova, Kıdemli Okutman, Özel Eğitim Bölümü, New South Wales Üniversitesi, Avustralya

“Ebeveynler ve uzmanlar için önerilen bu kitap, disleksili çocukların ve gençlerin desteklenmesinde uygulamadan süzülen bir bilgelik, destek ve kaynak sağlayan temel bir araç; Gavin Reid karmaşık bir konuyu daha yalın hâle getiren bir kaynak sunuyor.”
Deirdre Machlntyre, Yönetici, Avrupa Çocuk Eğitim ve Psikoloji Enstitüsü

“Gavin Reid'in sağduyusuyla yalın bir biçimde yazılan, güncellenen ve genişletilen bu kılavuz disleksili çocukların ebeveynlerine bilmeleri gereken her şeyi sağlamaktadır. Sadece ebeveynler ve aileler için değil aynı zamanda eğitimciler, bakım verenler ve uzmanlar için de temel bir araçtır.”
Marilyn Day, Hong Kong Disleksi Derneği, Hong Kong

“Gavin Reid'in disleksiye ilişkin sorunları müthiş bir beceri ve tutkuyla ele aldığı bu kitabı, ebeveynler, eğitimciler ve uzmanlar için ellerinden düşüremeyecekleri bir kitaba dönüşüyor. Tebrikler Gavin!”
Patrizia Piccinini, Öğretmen ve Özgül Öğrenme Güçlüğü Uzmanı VI Circolo Didattico, Lucca, Italya
Cansev Karakuş Diyaloğa dayalı okuma; ebeveynlerle, öğretmenlerle, farklı yaş gruplarıyla çalışan diğer yetişkinlerin kullanabileceği etkileşimli bir okuma yöntemidir. Yöntem; aynı kitabın çocuklarla beraber birden fazla kez okunarak, karşılıklı iletişime, sorulara, cevaplara ve diyaloglara dayanmaktadır. Hikâyede geçen kelimeler, kahramanlar, tema ve kurgu, ilgili çocuklarla konuşma fırsatı sunar. Aynı kitap birkaç kez okunsa dahi her okuma esnasında çocuklar farklı deneyimler kazanır. Okumanın seviyesi giderek derinleşir ve çocuğun anlamlandırması ve yaratıcılığını kullanmasına yönelik sorular eklenebilir. Bu sayede süreç, çocuklar için hem daha faydalı hem de daha keyifli geçer.
Bu kitap, yazarın 2017 yılında tamamladığı "Okul Öncesi Eğitimde Diyaloğa Dayalı Okuma Yöntemine göre Hazırlanan Türkçe Etkinliklerinin Sözeş Dil Becerilerine Etkisi" isimli tez çalışmasının ürünü olmakla beraber konu yeniden gözden geçirilerek gerekli düzenlemeler ve eklemeler yapılmıştır. Farklı etkinlik örnekleri ile zenginleştirilen kitabın, eğitimcilere ve çocukla beraber kitap okuyacak herkese yol gösterici olması beklenmektedir.
Okuyan herkese faydalı olması dileğiyle…
Fatoş Somsa, Tülay Gündoğan, Öykü Varlı • Eğitimde farklılaşmak isteyen eğitmenler, branş öğretmenleri,
• Online yaratıcı drama etkinliğine başlamak isteyen drama liderleri,
• Yaratıcı drama eğitimi alan öğrenciler,
• Organizasyonlarını eğlenceli hâle getirmek isteyen etkinlik yöneticileri,
• Ailesiyle, arkadaşlarıyla keyifli vakit geçirmek isteyen oyunseverler…

BU KİTAP SİZİN İÇİN
Oyun kurucuların elinden, denenmiş, uygulamalı bir kılavuz sunmak;
öğrenmeyi eğlenceli ve kalıcı kılmak adına çorbada tuzumuz olsun istedik ve
bu kitabı sizler için hazırladık.
Ahu Baytok DRAMALI BİR MASAL’A BAŞLAMADAN ÖNCE YETİŞKİNLERE YOL HARİTASI

DRAMALI BİR MASAL; bugüne dek yazılmış, okuyucusu ve dinleyicisi olan masalların ötesinde bir kitap. Bu kitabı farklı kılan ise çocuğunuzun zihnen ve bedenen aktif olması; sizin de ona rehberlik etmenizdir. Yani bu masalı okuyan her okuyucu, hayal gücünü kullanarak kendi masalına yön verecektir.

DRAMALI BİR MASAL ile çocuklarınızla evinizde veya sınıfınızda drama etkinliği yapabileceksiniz. Drama tekniklerinin kullanıldığı bu masal kitabının başrol oyuncusunun “çocuğunuz” olduğunu unutmamalısınız.

DRAMALI BİR MASAL’a başlamadan önce ilk önemli adım, siz yetişkinlerin ön çalışma yaparak masalı içselleştirmenizdir. Böylece çocuğunuza yönergeleri verirken masala olan hâkimiyetiniz, onun kahramanla daha kolay özdeşim kurmasını ve masala yön vermesini kolaylaştıracaktır.

DRAMALI BİR MASAL’a başlarken diğer bir önemli adım ise çocuğunuza yönergeleri verirken açık, anlaşılır ve basit bir dil kullanmanızdır. Gerektiği takdirde yönergeleri daha ayrıntılı bir şekilde açıklayabilir ve ipuçları verebilirsiniz ama asla doğrudan fikir verilmemelidir. Amacımız, onların kendilerine özgü fikirler üreterek bu masalı tamamlamasıdır.

En önemlisi de uygulama sırasında çocukların öne sürdüğü basit gibi görünen öneri ve fikirler bile değerlendirilip onlara olumlu geri bildirim verilmesidir. Fikirleri çılgın ve saçma da olsa bu, onların düşünceleridir ve onların her düşüncesi bizim için çok ama çok değerlidir. İsterseniz yönergelerin içeriğini daha da genişletebilirsiniz. Kendinizden bir şeyler katmanız masalı daha eğlenceli hâle getirebilir.

Çocuklarımızın dünyadaki en iyi “OYUN UZMANLARI” olduğunu lütfen unutmayalım.
Lawrence F. Lowery Bu kitap, yaşam döngüsü ve besin zinciri hakkındadır. Kitabın yüksek sesle okunması önerilir. Duru’nun Bahçesindeki Ağaç kitabı yetişmekte olan bir ağacın ve büyümekte olan bir kızın hikâyesini anlatır. Ağaç, bir tohumdan dev çınara dönüşürken, yaprakları kuşların besin kaynağı olan tırtıllar için yiyecek olur. Duru birbirleriyle etkileşimde olan canlıların yaşamına bir zamana kadar şahit olur. Düşündürücü sonuyla bu acı tatlı hikaye genç okuyuculara doğal dünyada hayat döngüsü hakkında bilgi verir.
Duru’nun Bahçesindeki Ağaç, Nedenini Merak Ediyorum serisinin bir parçasıdır. 3-8 yaş grubundaki çocukların meraklarını gidermek ve onları, hevesli birer okuyucu olmaları için teşvik eder. Bu kitaplar seslerin, hayvanların, bitkilerin, canlılar bilimi ve doğa olaylarının mucizevi yanlarını araştırır. Her bir ciltte, Ebeveyn/Öğretmen el kitabıyla birlikte düzenlenmiş etkinlikler bulunur. Nedenini Merak Ediyorum serisi ödüllü bir fen eğitimcisi tarafından yazılmış ve NSTA baskının bir bölümü olan NSTA Kids tarafından yayımlanmıştır.
James M. KAUFFMAN, Timothy J. LANDRUM, Pearson Duygusal ve Davranışsal Bozuklukları olan Çocukların ve Gençlerin Özellikleri'nin onuncu baskısı güvenilir araştırmalara, öğretmen odaklı sunumlara ve Duygusal ve Davranışsal Bozukluklar (DDB) ile ilgili kavramların açıklamalarına yer veren ve uzun zamandır kabul gören kitabın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kitap, okuyucunun DDB'lerin tarihçesini, sorunlu davranışların kökenini, bozukluk tiplerini ve değerlemeyle ilgili işlemleri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla temel kavramlar çerçevesinde tasarlanmıştır. Olgu Çalışmaları, Kişisel Düşünceler ve Derinlemesine Düşünmek İçin Sorular okuyucuyla ilişki kurmakta ve duygusal ve davranışsal bozukluğu olan öğrencilerin özelliklerini onlara göstermektedir.
Bu Baskıdaki Yenilikler

Kitabın dört kısımdan oluşan bir akış içeren formatı, kitabın içeriğini Başlangıç Noktası (I. Kısım); Olası Nedenler (II. Kısım); Davranış Bozukluklarının Türleri (III. Kısım) ve Değerleme'ye (IV. Kısım) odaklanacak şekilde yeniden düzenlemiştir.
Değerlemeyle ilgili olan ve birleştirilmiş olan bölüm (15. Bölüm), konuya daha basit ve daha yararlı olacak şekilde yaklaşmaktadır.
Sosyal beceri öğretimine yenilenmiş bir vurgu yapan kısım (III. Kısım), belirli bozuklukların değerlemesine ve bu bozukluklara yönelik müdahalelere ilişkin belirli amaçlar sunmaktadır.
Kullanılan 150'nin üzerinde yeni kaynak ile en yeni araştırma bulguları sunulmakta ve tüm kitap boyunca oluşturulan önerilere destek sağlanmaktadır.
Yeni tablolar ve şekiller, mevcut konuları ve eğilimleri ele almakta ve görsellerin ayrıntılarını vererek açıklayıcı bilgiler içermektedir.
Şehnaz Ceylan, Hatice Beşir, Elif Sultan Korkut Yeni doğmuş bir bebeğin yaşamında beslenme kadar önemli olan bazı şeyler vardır. Bunlardan biri, gelişimini destekleyen zengin uyarıcı bir çevredir. Yapılan araştırmalar da yaşamın ilk üç yılında yaşanılan deneyimlerin beyin ve bütün gelişim alanlarında kritik bir önemi olduğunu ifade etmektedir. Bebekler deneyimlerini duyularıyla sağlar; kendisini ve çevresini keşfederler. Bu kitap; bebeklik döneminde gelişim, duyuların gelişimi ve önemi, bebeğin gelişimini desteklerken oyunun rolü, duyu materyalleri, duyuları destekleyici ortam düzenleme konularını ele almakta ve duyu gelişimini destekleyici etkinlik örneklerine yer vermektedir. Kitapta yer alan materyaller ve etkinlik örnekleri, bebeklik döneminde her yaş grubuna ve bebeklerin tüm duyularına yönelik kolaylıkla uygulanabilir niteliktedir. Bu kitabın, ülkemizde çok az çalışılan bebeklik dönemine dair önemli uygulamalara rehberlik etmesi dileğiyle…
Tehmine Haddâdî Babasıyla dünyanın en ilginç yolculuğuna çıkan bir çocuk; bazen bir arabayla,
bazen bir bisikletle, bazen bir gondolla, bazen de develerle yolculuk yaparak
kendilerini dünyanın en uç noktasında bulurlar. Sıra dışı bu yolculukta zaman
zaman hayal kırıklığına uğrarlar ama “Gezginler asla umudunu kaybetmez!”
diyerek hayallerine, dünyanın en uzak yerine ulaşırlar.

“Dünya Benim”; tüm çocuklar arasında bir köprü olacak, hayal gücünün sınır
tanımazlığı sayesinde tüm sınırların ötesine geçilebileceğini anlatan,
umut dolu ve sürpriz sonlu bir hikâye.
A. Güler Küçükturan, Arzu Özyürek, Asya Çetin, Ayşe Meriç, Burcu Kınık, Büşra Şahan Aktan, Çağla Begüm Murat, Dilek Erol Sahillioğlu, Duygu Çetingöz, Duygu Tuğçe Özdemir, Elif Çelebi Öncü, Elif Ünal Bozcan, Elif Yılmaz, Emel Arslan, Esin Sezgin, Esra Ayeş Aslan, Esra Ünlüer, Ezgi Akşin Yavuz, Fatma Özge Ünsal, Gülçin Güven, Gülümser Gültekin Akduman, Hande Arslan Çiftçi, Hilal İlknur Tunçeli, İsa Özkan, Kezban Tepeli, Mehmet Kumru, Melike Nur Kaymak, Metin Kadim, Mine Kır, Miray Özözen Danacı, N. Ferah Yavuz, Nalan Arabacı, Nihan Koran, Nuray Eran Türedi, Özge Pınarcık, Özlem Okyay, P. Tuğba Şeker, Saide Özbey, Seda Sakarya, Selvinaz Saçan, Sema Sönmez, Serpil Pekdoğan, Tansu Perçin, Türker Sezer, Ufuk Kandaz, Yasemin Aydoğan, Zeliha Yazıcı, Zerrin Mercan, Zeynep Apaydın Demirci, Zeynep Banu Gündüz, Zeynep Çetin, Zeynep Kılıç, Zeynep Seda Çavuş, Zeynep Topcu Bilir, Zuhal Begde 0-8 yaşları arasındaki çocukların eğitimini kapsayan erken çocukluk eğitimi, bu dönemdeki çocukların, uygun çevre koşullarında sunulan zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla gelişim özellikleri, bireysel farklılık ve yetenekleri göz önünde bulundurularak sağlıklı büyümelerinin, psikomotor, sosyal-duygusal, dil ve bilişsel alanlardaki gelişimlerinin en üst düzeye ulaştırıldığı hatta büyük ölçüde tamamlandığı sistemli bir süreçtir. Bir diğer ifade ile duyguların, yaratıcılığın, algılama gücü ve akıl yürütme becerilerinin kazanıldığı, kişiliğin toplumsal ve kültürel değerlerle yoğrularak şekillendiği, sağlıklı ve toplumsal bir birey olma yolunda önemli adımların atıldığı bir dönemdir. Bu bağlamda, erken çocukluk döneminde verilen eğitimin kapsam ve niteliği; çocukların olduğu kadar ailelerin ve dolayısıyla ailelerin oluşturduğu toplumun kaderini belirlemede çok önemli bir rol oynar.
Bu denli önemli olan erken çocukluk eğitiminin dünyadaki yeri, önemi ve nitelikleri incelendiğinde pek çok farklı eğitim sistemi ile karşılaşılır. Türkiye’de, farklı ülkelerin erken çocukluk eğitim sistemlerini konu alan pek çok yayın yapılmış ve kitap yazılmış olsa da kaleme alınan yayınlardaki ülke çeşitliliğinin genellikle sınırlı olduğu görülmektedir. Bu sınırlılıktan yola çıkılarak kitabımızda; dünyadaki erken çocukluk eğitimine karşılaştırmalı bir bakış sağlamak amacıyla 54 ülkenin eğitim sistemi, ayrıntılarıyla incelenerek alana katkı sunulması hedeflenmiştir.
Lawrence F. Lowery Kitapların sayfaları arasında bir dünya turuna çıkın! Dünyamızın Yaşam Alanları, çocukları, yağış ya da yağışsızlık tarafından şekillenen altı farklı bölgeye götürür. Okuyucular yolculuğa tropikal yağmur ormanlarında başlarken, yolculuk boyunca; savanlar, bozkırlarla devam eder ve en sonunda çöllerle yolculukları sona erer. Dikkatli okuyucular, kitap genelinde bölgelerin neden benzer veya farklı özelliklere sahip olduğunu kıyaslayabilecekler. Bunun yanı sıra okuyucular Dünya'daki en nemli ve en kurak bölgelerle ilgili ilginç gerçekleri öğrenecekler ve yağış miktarının bitkiler, hayvanlar ve insanlar üzerindeki inanılmaz etkilerini keşfedecekler.
Dünyamızın Yaşam Alanları, Nedenini Merak Ediyorum serisinin bir parçasıdır. 5-11 yaş grubundaki çocukların meraklarını gidermek ve onları, hevesli birer okuyucu olmaları için teşvik eder. Bu kitaplar; yerbiliminin, yeryüzü şekillerinin, hava durumunun, çevrenin ve diğer bilim doğa olaylarının mucizevi yanlarını araştırır. Her bir ciltte, Ebeveyn/Öğretmen el kitabıyla birlikte düzenlenmiş etkinlikler bulunur. Nedenini Merak Ediyorum serisi ödüllü bir fen eğitimcisi tarafından yazılmış ve NSTA baskının bir bölümü olan NSTA Kids tarafından yayımlanmıştır.
Ellen Flanagan Burns “Sesim komik mi geliyor? Ya sunumumda hata yaparsam herkes bana güler mi? Yüzme seçmelerinde başarısız olursam ne olur? Çok utanacağım!”
Thomas her zaman biraz utangaçtır, ancak son zamanlarda gerginliği yapmak istediği şeylerin önüne geçmeye başlar. Bunun üzerine artık biriyle konuşma zamanının gelmiş olabileceğini fark eder. Thomas, ebeveynlerinin ve bir terapistin yardımıyla sosyal kaygının beynini nasıl etkilediğinin yanı sıra bununla başa çıkmak ve mücadele etmek için bazı günlük araçlar ve stratejiler öğrenir.
Doktora Elizabeth McCallum'un, sosyal kaygı ve onunla başa çıkmak için kullanabileceğiniz bilişsel-davranışçı stratejiler hakkında daha fazla bilgi içeren “Okurlar İçin Notlar”ını da kitabın sonunda bulabilirsiniz.
Catherine C. McCall Elinizdeki kitap, hem kişisel yaşantı dünyanızda hem de kamusal paylaşımlar gerçekleştirdiğiniz hayat akışınızda önemli bir değişimin başlangıcını oluşturabilir. Eleştirel ve yaratıcı düşünme, kavramlar ve problemler aracılığıyla sorgulayıcı bir düşünüm gerçekleştirme, tartışmacı diyalog yoluyla bireyin kendisini ifade etme ve başkalarını anlama süreçlerinde olgunlaşma aracılığıyla etkin ve etkili bir yurttaş olunabileceğini bizlere anlatan bu kitap, esasen çocuklarla felsefe yapma yöntemlerinden biri olan Felsefi Sorgulama Topluluğu (FST) yöntemini ayrıntılarıyla ele almaktadır.
Felsefi Sorgulama yöntemine göre çocuklar aslında çok küçük yaşlardan itibaren felsefi akıl yürütme yapısını kullanabilmekte, felsefi bulmacalar hakkında kendi görüşlerini gerekçelendirebilmekte ve yaşıtlarıyla felsefi bir diyalog süresince farklı görüşleri tartışabilmektedirler. Bu açıdan değerlendirildiğinde küçük yaşlardan itibaren çocukları felsefi diyalogla tanıştırmak, onların eleştirel ve sorgulayıcı nitelikte yargıda bulunma potansiyellerini geliştirmeleri ve bu sürecin bir sonucu olarak da demokratik bir politik hayatın özneleri olma yolunda köklü şekilde dönüşüme uğramaları anlamına gelmektedir.
Mehibe AKANDERE Farklı yaş gruplarında bulunan kişilerin arkadaşlarıyla iyi zaman geçirmek için başvurdukları tek yol “oyun” dur. İlk Çağlardan günümüze vazgeçilmeyen bir gerçeği Eflatun “Çocuk oyunla büyümelidir.” sözüyle dile getirmektedir. 3. basımını yaptığımız bu eserde oyun kavramı; oyunun gelişimi, anlam ve önemi; oyunun çocuğun fiziki, psiko–motor, dil, duygu, zihin ve sosyal gelişimine olan etkisi ve öğretimde oyunun kullanılması ele alınmıştır. Kitapta çok sayıda oyun örnekleri yer almaktadır. Bunlar anaokulları, ilköğretim okulları, lise ve dengi okullarla üniversitelerde uygulanabilecek oyunlardır.
İrfan Çağlar - Sabiha Kılıç İletişim; sosyal evrende ilişkiler sisteminin temel bağlantı köprülerinden birisi ve belki de en önemlisidir. İletişim sayesinde insanlar kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebildikleri gibi, öteki konumunda bulunanların da duygu ve düşüncelerini anlayabilmektedirler.
İnsanların ilişki dünyalarındaki ortak bağlantı aracı olan iletişimin etkinleştirilmesi, ortak yaşam alanını daha da anlamlı hâle getirecektir. Bağlantı işlevinin kuvveden fiile dönüşmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışma; kavramların tanımlanması, iletişim modellerinin anlaşılması, iletişim sürecinin daha iyi algılanması, iletişimde bilgi teknolojilerinin rolünün kavranması gibi değişik boyutları içermektedir.
İletişimin temel işlevleri; bilgilendirme, denetleme, yönlendirme, bilgi ve becerileri iletme, eğitme, duyguları dile getirme, toplumsal ilişki kurma, sorun çözüp kaygıları azaltma, eğlendirme, uyarma ve gerekli rolleri üstlenme olarak sıralanabilir.
İletişim, kişiler arası duygu ve düşünce alışverişine dayanan kültürel bir süreçtir.
A. Pınar Vural, Ayhan Öztürk, Belma Doğan Güngen, Cem Gökçen, Fatih Dağdelen, Gülis Kavadar, İdris Kaya, İsmet Melek, Murat Güntel, Pınar Karadeniz, Selenay Yücel, Sevda Dolapçıoğlu Eğitim alanında yaşanan değişimlerin hızlı yükselişi, öğrenme konuları üzerinde farklı disiplin bakış açılarına ihtiyaç duyulmasını ortaya çıkarmıştır. Değişim; anne-baba ve eğitimcilerin bazı konularda çözüm yolu bulmak için zorlanmalarına neden olmuştur. Ayrıca öğretmenler pandemi döneminden sonra öğrenme sorunlarının farklılaştığı üzerine görüş bildirmektedir. Tüm bu ihtiyaçlardan dolayı bu kitapta, farklı disiplinlerden gönüllü birçok uzman, bir araya gelerek eğitim konuları üzerine çözüm önerilerini, görüşlerini ve tecrübelerini sunmuşlardır. Kitap, öğrenme konuları içerisinde en çok ihtiyaç duyulan konuların neler olduğu üzerine öğretmen ve öğrencilerden görüş alınarak oluşturulan başlıkları kapsamaktadır. Kitabın amacı, bu öğrenme konularını birden fazla uzman hekim ve eğitimcinin iş birliği ile değerlendirmektir. Ayrıca eğitim fakülteleri öğretmenlik uygulamaları dersi için fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Anne, baba ve eğitimcilerin iyi nesil yetiştirme gücünü artırmak üzere yazılan bu kitabın “çocuklara” fayda sağlaması dileğiyle...
Arzu Küçük, Asiye Şengül Avşar, Ayşe Çi̇ftçi, Demet Baran Bulut, Fazilet Taşdemir, Hakan Şevki Ayvacı, Hasan Bağ, Mehmet Küçük, Mehmet Küçük, Mustafa Sami Topçu, Ömür Kaya Kalkan, Serkan Sevim, Sinan Bülbül, Yılmaz Kara Bilgi üretmenin araçlarından biri olan bilimsel yöntemin kişi ve/veya kurumlar tarafından kabul edilebilmesi için büyük bir mücadele verilmiştir. Bugünlerdeki esas tartışma ise bilimsel yöntemin ne ölçüde işe yarar olduğuna değil 7'den 77'ye topluma nasıl öğretileceğine yöneliktir. Bu amaçla hem yurt içinde hem de yurt dışında çok sayıda yöntem kitabı yayımlanmıştır. Bu kitaplarda; kendilerini akademide konumlandıran yazarların, okuyucuyla empati kurarak işi kolaylaştırmak yerine öğreticilik rollerinin doğası uyarınca yöntem bilgisinin klasik sunumuna odaklandığı açıktır. Buna karşın 21. yy.'da bile toplumun büyük bir kısmının bilimsel yöntem hakkındaki bilgilerinin ve inançlarının sınırlı olması, işe koşulan eylem stratejilerinin -en azından yeterince- başarılı olmadığını ortaya koyar. Bu kitabın yazarları ise farklı olarak, okuyucuyla empati kurarak bilimsel araştırmanın tasarımından uygulanmasına, veri analizinden raporlanmasına kadar tüm süreç boyunca neler yapılacağından çok neler yapıldığını, kendi öğrenme yaşantılarına da atıf yaparak popüler bir dille açıklamaya çalışmışlardır. Dolayısıyla okuyucuya yalnızca bilimsel bir şeyler yapmasını söylemek yerine bunun nasıl yapılacağını açıkça göstermeyi ilke olarak benimsemişlerdir. Bu bağlamda farkı ilk bölümle birlikte hemen hissedilecek eser, bilimsel bir şeyler yapma hedefi olan çocuklardan yetişkinlere kadar önemli bir kitlenin bilimsel araştırma sürecine katılmasını kolaylaştıracaktır.
Yıldız Kuzgun, Deniz Deryakulu, Ali Şimşek, Binnur Yeşilyaprak, Balaban Salı, Metin Pişkin, Fatma Hazır Bıkmaz, Berrin Eylen Özyurt İnsanlar arasında sayılamayacak kadar çok farklılık olması, eğitimcilere hem her öğrencinin bireysel yetenekleri ve isteklerine hem de toplumun olanakları ve gereklerine uygun eğitim ortamları ve öğretim programları hazırlama sorumluluğu yüklemektedir. Eğitim ortamlarında bireylere tasarlanan davranışları kazandırmak için yapılan işlemlerde başarı, her birinin yapısının böyle bir uygulamaya ne derece uygun olduğunun bilinmesine bağlıdır. Bu gerçeği gören eğitimciler, öğretme/davranış değiştirme işlemlerinde etkili olan belli başlı kişilik özelliklerinin belirlenmesi, ölçülmesi ve eğitim ortamlarında uygulanması konularında araştırmalar yapmışlardır ve yapmaya devam etmektedirler.
Bu eserde; bilişsel özellikler olarak zekâ, öğrenme biçimi, önbilgi, ilgi, güdülenme, duyuşsal özellikler olarak öz yeterlik inançları, denetim odağı, içe dönüklük/dışa dönüklük, epistemolojik inançlar ve cinsiyet algısı gibi eğitimde başarıyı etkileyen konular ele alınmıştır. Her konu, alanında yetkin yazarlar tarafından, yurt dışında ve yurt içinde yapılmış araştırmaları içerecek şekilde kapsamlı ve kolay anlaşılır bir üslupla yazılmıştır. Bu niteliği ile “Eğitimde Bireysel Farklılıklar”, eğitim ve psikoloji alanında öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrenciler için yararlı bir kaynaktır.
Sedef Uzgören İnsanın özünü aradığı ve tanımlamaya çalıştığı “çok eski” lerden bu yana oyun, hareket, ses, söz ve izleme kavramları, kendini içinde bulunduğu zaman ve dokularla yenileyerek göstermektedir.
Eğitimde Drama Uygulamaları -Okul Öncesi ve İlköğretimde-; “oynamak” ve “bilgi” kavramları ile öğretme ve öğrenme ilkelerini, insanın doğasına dayalı bir “tanımlama” yöntemi ile tanıştırmayı amaçlarken tiyatronun ve dramanın devingen yapısının bilimsel ve sanatsal ilkelere göre biçimlenmiş “yöntem”lerini sunmaktadır.
“Oyunlaştırma” ve “Kurgulama” tekniklerinin aşamaları ile okul öncesi ve ilköğretimde uygulanabilecek oyun örnekleri ve kurgu yöntemlerini içermekte; kuramsal bir bakış açısı ile örnek uygulamaları tanımlamak-tadır.
Asena Ayvaz Can, Ayşegül Oğuz Namdar, Betül Yılmaz Atman, Burcu Çıldır, Caner Özdemir, Cemil Öztürk, Ceren Güneröz, Durdane Öztürk, Duygu Metin Peten, Ebru Albayrak, Elif Benzer, Esra Çapkınoğlu, Feride Ersoy, İrem Akçayır, Kader Arkan Sezgin, Özge Karaevli, Selda Şan, Serpil Recepoğlu, Seval Naci, Sevinç Kaçar, Sıla Bayındır, Tuğba Kafadar, Ümmühan Ormancı İnsanların oyun oynamaya ilişkin doğal bir arzusu vardır. Doğal olarak oluşan bu arzuyu oyun dışı bağlamlara aktarmanın, yansıtmanın ve bu arzunun avantajlarını kullanmanın bir yolu olduğu söylenseydi bu konudaki düşünceniz ne olurdu? Bu yolu incelemek mi isterdiniz yoksa görmezden mi gelirdiniz? Karar vermeden önce bu kitabı okumanızı tavsiye ederiz.
Bu kitapta oyun dışı bağlam olarak farklı disiplinlerdeki öğrenme içerikleri ele alınmıştır. Her insan yeni öğrendiği içeriğin kendisinde merak uyandırmasını ve ilgi çekici olmasını bekler. Bu beklentiyi eğitimde oyunlaştırma yaklaşımını kullanarak karşılayabilirsiniz. Oyunlaştırma sayesinde öğrencilerinize öğrenme sürecine katılımın heyecanını yaşatabilir ve öğrenme motivasyonunun sürekliliğini sağlayabilirsiniz. Fakat oyunlaştırmanın sadece eğlenceyle ilgili olmadığı, katılım ve motivasyonla daha fazla ilgili olduğu unutulmamalıdır. Başka bir ifadeyle oyun dinamikleri, mekanikleri ve unsurları öğrenme sürecinin odak noktası olmamalıdır. Bu unsurlar; öğrencilerin öğrenme için içsel motivasyonlarını harekete geçiren, öğrencilere geri bildirim veren, başarısız olma ve tekrar deneme özgürlüğü sunan ögeler olarak kullanılabilir.
Bu kitapla, birçok alanda kullanılan güncel bir yaklaşımın eğitim alanında faydalı ve verimli bir şekilde kullanılabilmesine ilişkin bilgiler sunarak bu alana katkı sağlanması amaçlanmıştır. Eğitimde Oyunlaştırma'nın; 21. yüzyıl becerileri doğrultusunda inovatif, yaratıcı, etik değerlere sahip bireylerin yetişmesine katkı sağlayan bilim insanlarına, öğretmenlere, öğretmen adaylarına ve genel okuyuculara faydalı olması dileğiyle…
Mehmet Zeki AYDIN Değerler Sandığı Okulda Değerler Eğitimi Materyalleri adını verdiğimiz seri çalışmamızda EMPATİ değerini öğretebileceğiniz çeşitli başlıklar var. Bu başlıkları kullanarak erdemli ve değerlerine saygılı bir nesil yetiştirmek sizlerin elinde. Farkında olduğumuz ya da farkına varmadan uyguladığımız değer kalıplarını, size sunduğumuz bu materyal ve yöntemlerle öğrettiğinizde, öğrencilerinizin farkındalıklarını artıracak; problem çözebilen, alternatif öneriler sunabilen, erdemli bireyler haline gelmelerine yardımcı olabileceksiniz.

Öğrencilerimizin konuyu daha iyi kavrayabilmesi ve içselleştirebilmesi için Drama, Yaşayarak Öğrenme, Kulüp Etkinlikleri, Öykü, Kavram Açıklaması, Beyin Fırtınası, Röportaj Yapma, Gezi Gözlem, Materyal Üretme, Meslekler ve Değerler, Yaratıcı Yazma Etkinlikleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerle düşünerek, rolünü oynayarak, gözlemleyerek ve yaşayarak öğrettiğimiz değerin önemini ve gerekliliğini anlayabilecekler.

Yüzyıllardır bu değerleri taşıyan bir toplum olduğumuzu, köklerimizin değerlerle sulandığını ise Geleneklerimizde Değerlerimiz, Tekerleme, Mânilerde Değerler, Atasözü ve Deyimlerde Değerler, Mevlana'dan ve Örnek Kişilik başlıklarıyla gösterebileceksiniz.

Öğrenilen değerimizi eğlenerek pekiştirmek için Bilmece Bulmaca, Fıkra, Film Tavsiye/Yorumlama, Eğitsel Oyun, Örnek Olay, Şarkı, Şiir, Poster/Afiş, Proje Hazırlama, Kitap Tavsiyeleri ve Etkinlikler bölümlerini kullanabileceksiniz.

Ölçme Değerlendirme bölümümüz ile öğrencilerimiz, içlerine yerleşen değer bilincini test edebileceklerdir.

Hepimizin bildiği gibi eğitimde başarı okuldaki tek taraflı bir çaba ile gerçekleşemez. Bu yüzden çalışmamıza Veli Mektubu ve Aile Katılımı da ekledik. Bu şekilde aileleri de verdiğimiz eğitimin içine çekerek, öğrettiğimiz bilgileri evlerinde de yaşamalarını sağlayabileceksiniz.
Nathalie Ferraris ENİŞTEM TASARIMCI OLURSA / Tonton Decorateur
Dekorasyon yapmak zordur. Ama enişteniz tasarımcıysa çok kolay! Peki bu hikayede de öyle mi acaba? Keyifli anlatım ve çizimleriyle dikkat çeken “Eniştem Tasarımcı Olursa” kitabı belki size de ilham kaynağı olur; belki dekorasyon için belki biraz eğlence için…
Erdinç Öcal, Gonca Uludağ Bilmenin, bilgi edinmek istemenin ve bilmeyi istemenin küçük çocuklar için doğal olduğunu biliriz ve aynı zamanda kaçınılmaz olduğunu da. Fenin doğasında da bilmek vardır ve bilgiyi keşfetmek… Üstelik fen konu ve kavramları, küçük çocuklar için oldukça ilgi çekici ve merak uyandırıcıdır. Bu nedenle erken çocukluk döneminde nitelikli bir fen eğitimi, çocukların merak ve ilgileri üzerine kurulu, soyut bilgileri somut hâle getiren ve çocukları öğrenme sürecine aktif bir şekilde dâhil ederek kalıcı öğrenmeler sağlayan bir yapıda olmalıdır. Bu öğrenme sürecinde dikkat çekmek istediğimiz yöntemlerden biri dramadır. Küçük çocuklar; kendilerine aktif ve yaratıcı olma olanağı verdiği, çözülecek bir problem sunduğu, bireysel olarak araştırmaya teşvik ettiği; düşünce, duygu ve hayallerini ifade etmelerini desteklediği ve yeni bir şeyler keşfetme olanağı sağladığı için drama yöntemi ile bütünleştirilmiş fen etkinliklerinde eğlenerek öğrenirler.
Bir rehber niteliği taşımasına özen gösterdiğimiz, erken çocukluk döneminde fen eğitimi ve drama yöntemine ilişkin teorik bilgiler ile bu bilgilerin uygulamaya dönüşümünü içeren bu kitapta aşağıdaki başlıklar yer almaktadır:
Temel Kavramlar
Fen Eğitiminde 4N: Ne, Niçin, Nerede, Nasıl?
Hayalden Hayata… Drama
Etkinlik Örnekleri
Kitabı okuyacak ve etkinlikleri uygulayacak olan herkesin erken çocukluk döneminde fen eğitimini, drama yönteminin etkileşimli uygulamalarıyla bir adım daha öteye taşıyacağına yürekten inanıyoruz. Kitabın, kıymetli meslektaşlarımız olan okul öncesi öğretmenlerine/öğretmen adaylarına, erken çocukluk eğitimi alanının değerli araştırmacılarına, kıymetli ebeveynlere, sevgili çocuklarımıza ve tüm ilgililere katkı sağlaması dileklerimizle...