Psikopatoloji \ 4-5
Sirel Karakaş, Emel Erdoğan Bakar, Elvin Doğutepe Bilişsel Potansiyeller İçin Nöropsikolojik Test Bataryası, kısa adıyla BİLNOT Bataryası, alan yazınımıza 1996 yılında girmiştir. İlk yayınlandığında (2004) yedi nöropsikolojik testten oluşan tek ciltlik BİLNOT Bataryası kitabı, yetişkinlere ilişkin bulgu, değerlendirme ve malzemeleri içeriyordu. İzleyen yıllarda çocuklar için ve iki ciltten oluşan BİLNOT – Çocuk kitabı, BİLNOT-Yetişkin’in gözden geçirilmiş 2.baskısı (2006), ardından da güncellenip genişletilmiş iki ciltlik 3. Baskı (2013) yayınlandı.

Elinizdeki iki ciltlik dördüncü baskıda, BİLNOT- Yetişkin Bataryası, AR-GE çalışmaları tamamlanmış dokuz, AR-GE çalışmaları sürmekte olan dört, toplamda 13 nöropsikolojik teste genişlemiştir.

2004 yılında, BİLNOT Bataryası ; çeviri, uyarlama, güvenirlik, geçerlik ve sağlıklı örneklemelerde normalizasyon çalışmaları tamamlanmış ilk ve tesk psikometrik araç idi. BİLNOT Bataryası, günümüzde de ilk ve tektir. Tanı, izlem, tedavinin etkisini değerlendirme ve rehabilitasyon programı düzenleme gibi uygulamalı alan süreçlerinde öncelikle yararlanılan BİLNOT Bataryası ; sinirbilimin egemen olduğu günümüz temel bilim araştırmalarının olmazsa olmazıdır.
Sirel Karakaş, Emel Erdoğan Bakar, Elvin Doğutepe Bilişsel Potansiyeller İçin Nöropsikolojik Test Bataryası, kısa adıyla BİLNOT Bataryası, alan yazınımıza 1996 yılında girmiştir. İlk yayınlandığında (2004) yedi nöropsikolojik testten oluşan tek ciltlik BİLNOT Bataryası kitabı, yetişkinlere ilişkin bulgu, değerlendirme ve malzemeleri içeriyordu. İzleyen yıllarda çocuklar için ve iki ciltten oluşan BİLNOT – Çocuk kitabı, BİLNOT-Yetişkin’in gözden geçirilmiş 2.baskısı (2006), ardından da güncellenip genişletilmiş iki ciltlik 3. Baskı (2013) yayınlandı.

Elinizdeki iki ciltlik dördüncü baskıda, BİLNOT- Yetişkin Bataryası, AR-GE çalışmaları tamamlanmış dokuz, AR-GE çalışmaları sürmekte olan dört, toplamda 13 nöropsikolojik teste genişlemiştir.
Charles H. Elliott, Laura L. Smith Siz - ya da sevdiğiniz biri - OKB ile mi uğraşıyorsunuz? Bu güvence verici, kapsamlı rehber, tanıdan tedaviye olan yolculuğunuzda size yardım etmek için tedaviyle ilgili en yeni bilgileri sunarak bu bozukluğu açık bir dille anlatmaktadır. Değişmek için gereken motivasyonu, gündelik hayatı ele almak için ipuçlarını, ve sevdiklerinize destek sunmanın en iyi yollarını bulacaksınız.

• OKB'nin tüm detaylarını öğrenin nedenlerini, çeşitli şekillerini, belirtilerini ve tedaviye yönelik temel yaklaşımları
• Düşünme biçiminizi geliştirin tetikleyiciler, düşünceler ve duygular arasındaki noktaları birbirine bağlayın ve OKB inançlarını çözün
• OKB davranışını geri alın korkularınızı tanımlayın, kendinizi değişime açın, ritüelleri geciktirin veya değiştirin ve gerilemeleri ele alın
• İlaçları değerlendirin artıları ve eksilerini keşfedin, seçenekleri görün ve ilaçları ne zaman kombine edeceğinizi, azaltacağınızı veya durduracağınızı bilin
• OKB zihnini yönetin olumsuz düşünce ve hisleri kabul edin ve burada ve şimdiye bağlanın
• Belirli semptomları hedefleyin şüphe ve kontrol etmeden simetri ve saymaya utanç ve batıl düşünceye kadar her türlü OKB'yi yenmek için teknikler uygulayın
• OKB'li kişilere yardımcı olun çocuklarda semptomları tanıyın ve uzman yardımı bulun, aile ve arkadaşlarınızı destekleyin ve doğru şeyleri pekiştirmek

Kitabı açın ve
• Bozukluğun basit bir Türkçeyle anlatımı ve semptomları
• Saplantılarla kompulsiyonlar arasındaki farkı
• OKB düşünce ve davranışını değiştirme yolları
• Doğru ruh sağlığı uzmanını seçmeyi
• Tedaviye ilişkin en son bilimsel temelli araştırmayı
• İlerlemenizi izlemenize yardımcı olacak araçları
• Nüksün uyarı işaretleri ve bununla nasıl başa çıkılacağını
• OKB ile ilişkili bozuklukların tedavisinde ipuçlarını inceleyin
Eren Murat Dinçer Belki de bu başlık size tuhaf gelebilir. İngilizcede bu ifade, ortada olan ama konuşulmayan sorunlar için kullanılır. Bu kitap da çok yaygın olduğu hâlde nadiren konuşulan bir konunun, pornografinin, perde arkasına sizi davet ediyor. Türkiye'de pornografi kullanımı ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi irdeleyen ilk doktora çalışmasından üretilen bu eser, konunun önemini, tanımını ve tarihsel gelişimini kapsamlı bir biçimde ele alırken pornografi kullanımının toplum üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor. İnternet öncesinden internet sonrasına pornografinin evrimine tanık olacak, porno endüstrisinin karmaşık yapısını ve pornografik materyalin tanımlama zorluklarını keşfedeceksiniz.
İçerdiği kapsamlı akademik perspektifler ve ideolojik tartışmalarla, pornografi kullanımının genel popülasyon ve özellikle çocuklar ile gençler arasında nasıl bir yaygınlık gösterdiğini öğrenecek, Türkiye'deki durumu da değerlendirme fırsatı bulacaksınız. Kullanım motivasyonlarından problemli pornografi kullanımının tanımına, özelliklerine ve yaygınlığına dair derinlemesine analizler sunan kitap, problemli kullanımın nedenleri ve ilişkili faktörlerini de göz ardı etmiyor.
"Odadaki Fil: Pornografi"; pornografik içeriklerin bireylerin ruh sağlığı, ilişkiler ve cinsellik üzerine olan etkilerini ele alırken, bu kullanımın nörobiyolojik açıklamalarına ve demografik, psikolojik, kültürel faktörlere kadar geniş bir yelpazede bilgiler sunuyor. Pornografi kullanımının halk sağlığı perspektifinden değerlendirildiği bölümler ise konunun toplum üzerindeki etkilerine ışık tutmaktadır. Akademik çevreler ve genel okuyucu kitlesi için pornografi üzerine Türkiye'de yapılmış en kapsamlı çalışmalardan birini sunan bu kitap, alanda yeni çalışmalar yapacak araştırmacılar için de bir ilham kaynağıdır.
Mustafa Şahin - Sırrı Akbaba Çocukluk ve ergenlik döneminde travmatik etki yaratan yaşantılardan biri "zorba" davranışlardır. Okulda ve sanal ortamlarda görülen ve değişik türleri (sözel, fiziksel, duygusal, ırkçı, saklama, davranış bozucu, başkasına ait bir şeyi alma/bozma ve cinsel) olan zorba davranışlar, çocuk ve ergenlerin sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkilemekte, etik ve yasal sorunlara yol açmaktadır.
Zorba davranışların bu olumsuz etkileri çocukluk ve ergenlik dönemiyle sınırlı kalmayıp bireylerin öz-saygı, öz-güven, psikolojik sağlamlık, psikolojik iyi olma gibi önemli kişilik özelliklerini ve ikili insan ilişkilerinde sevgi, saygı, hoşgörü ve güven duygularını olumsuz yönde etkilediği görülmektedir.
Bu eserde, bireysel gelişim ve olumlu ikili insan ilişkilerinin önünde önemli bir engel olan zorba davranışın türleri, nedenleri ve sonuçları ayrıntılı bir şekilde ele alınıp, empatik beceri ile bu davranışların önlenmesine ilişkin bir model sunulmuştur. Bu kitap ile, zorba davranışlar konusunda çalışacak akademisyen ve uygulayıcıların (okul psikolojik danışmanı, çocuk ve ergen psikoloğu, sınıf rehber öğretmeni) yanında; okul yöneticilerinin, branş öğretmenlerinin ve ebeveynlerin zorba davranışın türleri, nedenleri ve sonuçları hakkında farkındalık geliştirmelerine yardımcı olmak amaçlanmıştır.
Maggie Kline Travma döngüsünü durdurun, yıkıcı davranışları ele alın ve sınıfınızda nörobilim temelli bir yaklaşımla güvenli ve besleyici bir okul ortamı yaratın.
Amerika Birleşik Devletleri'nde 32 milyondan fazla çocuk, travma semptomlarından muzdariptir. Bazıları, ihmal, istismar, kayıp gibi olumsuz çocukluk çağı deneyimleri (ACE) yaşarken bazıları, tıbbi travma ya da sosyal adaletsizlik gibi durumlarla karşı karşıya kalmaktadır. Toksik travmatik stres, hem beynin hem de bedenin yapısını ve işlevlerini şekillendirmekte ve bu da kaygı, hiperaktivite, agresyon, kapanma, dışa vurma gibi duygu ve davranışlar ile öğrenmeyi engellemekte ve sınıfta kaos ortamı oluşmasına neden olmaktadır.
Aile terapisti, travma uzmanı, okul psikoloğu ve eski bir öğretmen olan Maggie Kline, travma kaynaklı davranışları tanımanızı ve bu davranışları tersine çevirmeniz için bütün beyin ve kalp merkezli araçlar sunarak öğrencilerinizin desteklenmiş ve güvende hissetmelerini sağlıyor. Kendine özgü yol haritası, aşağıda yer alan konuları öğrendikçe tüm okulu saran olumlu sonuçlar elde etmenize yardımcı olacaktır:
• Travmanın bilişsel, duygusal ve davranışsal zorluklara yol açarak çocukların beynini nasıl etkilediği,
• Tepkiselliği yeniden düzenlemek için kanıta dayalı somatik, ilişkisel ve bilinçli farkındalık müdahaleleri,
• Empati, iş birliği ve ait olmayı destekleyecek şekilde K-12 sınıflarının nasıl düzenleneceği,
• Farklı geçmişlere sahip çocukların kendilerini güvende, değerli ve iyi hissetmeleri için sosyal eşitlik uygulamaları,
• Doğal ve insan kaynaklı felaketlerin ardından esnek dayanıklılığı geri kazanmaya yönelik somut adımlar.
Emrah Altuntecim The book in your hands is a kind of a key. “Opening Doors to Success” addresses the working principles of our sensory organs and brain, effectiveness of feelings and thoughts in people’s behaviour which are indispensable in the field of communication and psychology.
When the main subject of the book is read, digested, and observations are made in the field, it will be possible for you to directly reap the benefit of the book on the following:
Naturalness in body language and communication techniques,
An apparent and gradual increase in your sales,
An increase in employee satisfaction and the sense of belonging to the company,
A reduction in costs as a result of more wisely and accurate investments into environments of business,
A reduction in employee and customer fatigue,
Planning the marketing, advertising and image activities in a more accurate way and with lower costs,
Positive communication and more happiness in your professional and private life.
Enjoy your reading!
Gülşen Filazoğlu Çokluk Orak hücre anemili olmak günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilecek pek çok sıkıntıya neden olabilmektedir. Bu nedenle, tedavi yaşam kalitesini iyileştirmeye yönelik olmalıdır. Kendi kendine yönetim müdahaleleri, semptomları hafifletmek ve daha iyi yaşam kalitesi elde etmek için etkili başa çıkma stratejilerinin edinilmesini veya geliştirilmesini teşvik eder.
Kronik bir hastalıkla günlük olarak başa çıkmayı öğrenmek ve kendi kendine yardım etmek artık kronik hastalıkların psiko-eğitim yönetiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kitabın yazılmasında temel amaç, orak hücreli kişilerin Orak Hücre Hastalığı ile yaşamayı ve ağrı krizini yönetme yetilerini arttırmaktır. Kitap orak hücre anemisini yönetme ve onunla başa çıkma gücünüzü geliştirme, ağrı krizleri için etkili başa çıkma stratejilerini ve orak hücre anemisinin sizi nasıl etkilediğine dair anlayışınızı geliştirme konusunda bir rehber niteliği taşımaktadır.
Brooke Ingersoll, Anna Dvortcsak Ebeveynler İçin El Kitabı

Ebeveynler İçin El Kitabı, ebeveynlerin Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklarının sosyal iletişim becerilerini artırmaya yönelik etkileşimli ve doğrudan öğretim tekniklerini bir arada kullanmayı öğrenmelerine yardımcı olmaktadır. Programda geliştirilmesi hedeflenen temel sosyal iletişim becerileri; sosyal katılım, dil, sosyal taklit ve oyundur. Kitapta, tanımlanan tekniklerin evde günlük etkinlikler ve rutinler içinde nasıl birleştirileceği gösterilmektedir.
Etkileşimli öğretim teknikleri, çocuğun katılım göstermesi ve iletişim kurması için fırsatlar yaratmaktadır ve çocuğun davranışlarına yönelik ebeveyn yanıtlayıcılığını geliştirmek üzere kullanılmaktadır. Doğrudan öğretim teknikleri ise dil, sosyal taklit ve oyun becerilerini öğretmeye odaklanmaktadır.
Bu el kitabı, programda ele alınan müdahale tekniklerinin her birinin amacını ve işlemlerini açıklamaktadır. Ayrıca kitapta, çizimler ve ev ödevi uygulama sayfaları yer almaktadır.


Ebeveyn Eğitimi İçin Uzman Kılavuzu

Ebeveyn eğitimi, Otizm Spektrum Bozukluğu olan küçük çocuklar için etkili bir müdahale modeli olmaktadır. Uzmanlar ve ebeveynler için hazırlanmış iki kitaptan oluşan bu ebeveyn eğitimi programında, ailelere çocuklarının sosyal iletişim becerilerini artırmaya yönelik stratejilerin günlük etkinler ve rutinler sırasında nasıl kullanılacağı öğretilmektedir. Bu kitap ve ekte yer alan DVD, gelişimsel ve davranışçı yaklaşımların birleşimini sunan bir ebeveyn eğitimi programının ulaşılabilir, kanıt temelli ve uygulanabilir olduğunu göstermektedir.
Etkileşimli ve doğrudan öğretim tekniklerinin birleştirildiği Ebeveyn Eğitimi İçin Uzman Kılavuzu, ebeveyn eğitim programının bireysel veya grup eğitimi şeklinde uygulanabilmesi için kullanıcıya adım adım rehber olmaktadır. Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların sosyal iletişim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılan ve etkililiği kanıtlanmış teknikler, ebeveynler için basit ama etkili adımlarla verilmektedir.
Eğitim oturumlarında kullanılması amacıyla hazırlanmış olan DVD, ebeveynlerin teknikleri çocuklarıyla uyguladıkları video görüntülerini ve eğitim sunularını içermektedir.

Julie A. Hadwin, Patricia Howlin, Simon Baron-Cohen Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklara sahip çocukların düşünceler, inançlar ve niyetlere dair karşılaştıkları güçlükler oldukça iyi incelenmiştir. “Otizmi Olan Çocuklara Zihin Okumayı Öğretmek Uygulamalı Bir Rehber”, eğitimciler ve ebeveynler için OSB’li bireylerin diğer insanların zihinlerini anlamaya yardımcı olmada oldukça yararlı ve yenilikçi bir kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yeni çalışma kitabı etkili yaklaşımların, stratejilerin ve uygulamayı kolaylaştıran başlıkların olduğu ve yazarların orijinal çalışmalarına dayanarak yapılmış, OSB’li bireylerin sosyal ve iletişimsel problemlerine yardımcı olacak bir içeriğe sahiptir.
Yazarların orijinal kitabıyla birlikte çalışabileceğiniz bu çalışma kitabı aşağıdaki konuları içermektedir:
1- İnsanların farklı şeyler hakkında bilgi sahibi olabileceklerini ve farklı şekillerde görebileceklerini anlama;
2- Görme ile bilme arasındaki bağlantı;
3- Bir kimse bir şeyi görmediğinde o şey hakkında bilgi sahibi olmayacağının farkında olma;
4- Bilgi ve inancın davranışla (insanların söyledikleriyle ve yaptıklarıyla) doğrudan ilişkili olduğunu anlama.
“Otizmi Olan Çocuklara Zihin Okumayı Öğretmek; Çalışma Kitabı”; profesyoneller, ebeveynler ve OSB’li bireyleri yönlendiren herhangi bir kimse için paha biçilmez bir kaynaktır.
Bu el kitabı, otizmi olan yetişkinlere ve çocuklara zihinsel durumları nasıl öğretebileceğimizle ilgili az bulunur fikirler ve teknikler sunarken, bir yandan da bu durumlara dair ihtiyaçların günlük hayattaki sosyal becerilerle olan bağlantısını da kaybetmeden yapıyor.
Prof. Uta Frith, University of College London, UK
Çalışma kitabı bize “Otizmi Olan Çocuklara Zihin Okumayı Öğretmek Uygulamalı Bir Rehber” adlı kitabın yazarlarının, otizm spektrum bozukluğu yaşayan çocukların sosyal bilişsel ve düşünsel becerilerini geliştirmek üzere bir araya gelerek yaptıkları araştırmalara dayanan protokoller sunmaktadır. İlk kitaptaki programı, bilimsel geçerliliği dikkate alarak, kullanımı kolay ve açık olan, bilgisel durumları anlama prensipleri ve bunu içeren resimleştirilmiş öyküleri aktiviteler, örnekler içeren ve prensiplerin genellemesinin de gerekli olduğu bir içerikte genişletmişlerdir. Çalışma kitabını, ebeveynlere, eğitimcilere ve uzmanlara öneriyoruz ve otizm spektrum bozukluğuna sahip çocuk ve ergenlerde başkalarının zihnini anlamayla ilgili çalışmalarına dair bir temel oluşturmasını diliyoruz.
Charles H. Elliott, Laura L. Smith Öfkeyi başarılı bir şekilde yerine kaldırıp mutlu ve huzur dolu bir hayat sürün
Öfke tümüyle normal ve insani bir duygu. Ancak yıkıcı hâle geldiğinde işte, ilişkilerde ve genel hayat kalitesinde sorunlara yol açabilir. Bu kitapta öfkenin kaynaklarını tespit etmenize ve sağlıklı bir şekilde serbest bırakmanıza yardımcı olacak öfke kontrol yöntemlerine, becerilerine ve alıştırmalarına dair güvenilir ve kabul görmüş bilgiler bulacaksınız.
• Hiddetle ilişkiyi kesin! Öfkeyi ve nereden kaynaklandığını tespit edin, duyguların nasıl işlediğini anlayın ve öfke hakkındaki efsaneleri çürütün.
• Canavarı ehlileştirin! Öfke noktalarınızın yerini saptayın, öfkeyi nasıl, ne zaman ve nerede ifade ettiğinizi anlayın ve öfkeye eşlik eden sorunlara göz atın.
• Soğukkanlılığınızı koruyun! Öfkenizin bedelini değerlendirin, kızgın kalmanın verimli olup olmadığına karar verin ve eski modelleri olumlu modellere dönüştürmeye kucak açın.
• Yeni bir bakış açısı edinin! Çarpıtılmış düşünceleri nasıl gün yüzüne çıkaracağınızı ve onlara nasıl meydan okuyacağınızı keşfedin, tekrar değerlendirin ve daha iyi ve daha sağlıklı bir hâle getirin.
• Sağlığınızı iyileştirin! Zorlu durumları aşırı öfke olmadan idare etmek için bir dizi gerekli yaşam tarzı değişiklikleri ve özel beceriler bulun.
Kitabı açın ve
• Öfkenizi, işe yarayan şeylere odaklanarak nasıl kontrol edeceğinizi,
• İyi bir gece uykusunun önemini,
• Hayattaki bakış açınızı değiştirme yollarını,
• Özenle kontrol edilen öfke ifadelerinin sizin için neden dışa vurmaktan daha iyi olduğunu,
• Anlaşmazlıkları meydan okumalara nasıl dönüştüreceğinizi,
• Affetme ve öfkesiz bir hayat sürdürme üzerine tavsiyeleri,
• Öfkeyi kontrol etmenin nasıl tamamen sizin elinizde olduğunu inceleyin.
William N. Bender Uzun süreli araştırmalar ve uzmanlık deneyimi sonucunda oluşturulan bu kitap, öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin tanılanmasında kullanılan ölçütleri, araçları, uyarlamaları, eğitim modellerini, öğretim yöntemlerini ve bunlarla ilgili örnek uygulamaları içermektedir.
Kitabın okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimdeki öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin eğitimini kapsaması, yazarın alana ne kadar geniş açıdan baktığını göstermektedir. Altıncı basımdan dilimize çevrilen bu kitap; öğretmenler, öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin aileleri, alanda çalışan akademisyenler ve üniversitelerin ilgili lisans ve lisansüstü programlarında öğrenim gören öğrenciler için temel bir eserdir.
Sonuç olarak; ülkemizde “öğrenme güçlüğü olan bireyler ve eğitimleri” başlığını taşıyan tek kaynak olan bu kitabın alana önemli katkılar sağlamasını beklemekteyiz.
Adviye Pınar Konyalıoglu, Asli Sazci, Aydın Kızılaslan, Burak Öncü, Burcu Seher Çalıkoğlu, Bülent Madi, Çiğdem Nilüfer Umar, Feyzullah Şahin, Gülşah Batdal Karaduman, Oya Güngörmüş Özkardeş, Selin Alpanda Bu kitap; özel yetenek ve/veya öğrenme güçlüğü alanlarında çalışan nöroloji doktoru, psikolog, psikolojik danışman, eğitimci ve akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından disiplinler arası bakış açısıyla özel öğrenme güçlüğü ve özel yetenek konusunda güncel ve temel bilgi edinmek isteyen ebeveyn, öğretmen ve öğretmen adaylarına hitaben kılavuz kitap niteliğinde hazırlanmıştır. Kitabın ilk bölümlerinde öğrenme güçlüğünün alt tiplerinin (özgül dil güçlüğü, okuma güçlüğü, yazma güçlüğü, matematik güçlüğü, gelişimsel koordinasyon sorunları) özellikleri, öğrenme güçlüğünün tanılanma süreci, bu tanıyı alan öğrencilere verilebilecek akademik, sosyal, duygusal ve davranışsal destek ve uygulama örneklerinin yanı sıra dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu konusunda detaylı bilgiler verilmiştir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde zekânın tanımı, sınıflandırması ve zekâ üzerine mevcut kuramlar, özel yetenekli (üstün zekâlı ve yetenekli) bireylerin özellikleri ve tanılanma süreçleri, özel yeteneklilere yönelik eğitim modelleri ve özel yetenekliler için eğitim programlarının farklılaştırılması konusunda dünyadaki örnekler, özel yetenekli bireylerin sosyal ve duygusal yönden gelişimleri, Türkiye'de özel yeteneklilerin eğitimine yönelik çalışmalar kaleme alınmıştır. Kitabın son bölümünde öğrenme güçlüğü yaşayan özel yetenekli (iki kere istisnai) bireyler hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Kitabın gerek özel yetenekli/üstün zekâlı gerekse öğrenme güçlüğü olan bir çocuğun akademik ve entelektüel geleceğinden, ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak uygun hizmetlerin sağlanmasında önemli ve yüksek derecede sorumluluğu olan biz; öğretmenler, öğretmen adayları, politika yapıcılar, araştırmacılar ve ebeveynlere faydalı bir kılavuz olmasını dileriz.
Adem Sağır, Büşra Esra Aydoğan, Caner Yeşiloğlu, Emel Koç, Gökçe Baykuzu Gündüz, Lut Tamam, Mehmet Emin Demirkol, Mehmet Kanak, Meryem Berrin Bulut, Osman Melih Koç, Ramazan Adıbelli, Sibel Temiz, Zeynep Namlı Ölüm, hayatımızda kaçınamayacağımız ve her bireyin tecrübe edeceği bir gerçekliktir. Bunun yanında bazı durumlarda da intihar ile bireylerin bilinçli bir şekilde hayatlarına son verdikleri aşikardır.
Bu kitap, ölüm ve intihar konularını çok yönlü bir bakış açısıyla akademik anlamda ele almaktadır. Farklı disiplinlerden farklı bakış açılarıyla ölüm ve intiharın geniş kapsamlı olarak ele alınması literatüre önemli katkı sağlayacaktır. Kitaba felsefe, psikiyatri, dinler tarihi, sosyoloji, okul öncesi eğitimi, psikoloji ve sosyal hizmet alanlarından araştırmacılar katkı sağlamıştır.
Kitap, farklı eğitim düzeyleri ve ilgi alanlarına sahip bireylerin beğeniyle okuyacakları ve yararlanacakları bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Lısa M. Schab, LCSW Kendini iyi hissettiğin zaman pek çok şeyi başarabilirsin. Ancak günümüzde genç olmak pek çok zorlu yüzleşmeyle dolu; bu nedenle yaşamın iniş ve çıkışları arasında kendini net bir şekilde göremeyebilirsin. İşin doğrusu, bu durum içerisinde, kusurlarını abartıyor ve en iyi davranışlarını görmezden geliyor olabilirsin. Bu şekilde sadece kendin olarak kendi hakkında iyi hissetmeye nasıl başlayabilirsin? Unutma, her şeye rağmen sen çok özelsin!
Bu çalışma kitabı, sağlıklı ve olumlu bakış açısı geliştirmene ve kendine olan güvenini arttırmana yardımcı olacak. Kitabın içinde, zorlandığın noktaların ve kendinle ilgili şüphelerinin üstesinden gelmene yardımcı olacak alıştırmalar, eleştirileri etkin kullanabilmen için beceriler, okul, duygusal ilişki, aile ve arkadaşlarınla olan zorlukları ele almana yardımcı olacak etkinlikler bulacaksın. Sağlıklı bir öz saygıyla yapamayacağın hiçbir şey yok.
Bu kitap size şu konularda yardımcı olacak:
• Kendini başkaları ile karşılaştırmaya son vermek
• İnanç ve tutkularını keşfetmek
• Duygularını yönetmek ve olumlu bakış açısını korumak
• Sorumluluk ve merhamet geliştirmek
• Gerçekçi hedefler koymak ve karşılaştığın zorluklarla yüzleşmek
Kate Collins-Donnelly “Yine Kate Collins-Donnelly karmaşık bir konuyu basit, eğlenceli ve ilgi çekici bir dille ele almayı ve ifade etmeyi başardı. Çocuk veya Gençler; bu kitap, kendiniz hakkında iyi hissetmenize yardımcı olmak ve Öz Saygı Hırsızını kovmanızda sizi motive etmek için ilginç ve eğlenceli yollar sunmakta! Ebeveynler için yolculuğun çok eğlenceli ve aydınlatıcı olacağını ummaktayım! Uygulayıcılar için de kitap teoriyi enine boyuna iletmekte ve başkalarında değişimi kolaylaştırmak için yararlı ve bilgi yüklü bir çerçeve sağlamaktadır. Şüphesiz, Öz Saygı Hırsızı değişimin dili olacak!”
Psi Alisa Purton, Adli Psikolog, UK
Dikkat! Öz Saygı Hırsızı sinsice ortalığı kolaçan etmekte! Bu hırsız, Öz Saygı Kasandan olumlu öz saygını çalmaya devam eden ve geriye sadece kendin hakkındaki olumsuz duygularını ve düşüncelerini bırakan kurnaz bir karakterdir. Buna karşın güzel haber şu ki iyi bir şekilde onu uzaklaştırabilirsin ve bu çalışma kitabı, sana bunu nasıl yapacağını gösterecek!
Etkinlikler ve gerçek yaşam hikâyeleri ile dolu olan bu eğlenceli ve yaratıcı çalışma kitabı, öz saygını anlamanda, olumlu bir öz saygı geliştirmek için düşünce ve davranış şeklini değiştirmende ve Öz Saygı Hırsızını uzaklaştırmanda sana yardımcı olmak için bilişsel davranışçı ve farkındalık ilkelerini ve tekniklerini kullanmaktadır.
Kitap, kendi başlarına, ebeveynleriyle ya da eğitimcileriyle birlikte çalışmaları için 10 yaşından büyük gençler için uygundur.
Kate Collins-Donnelly; terapist, psikolog, kriminoloji uzmanı ve öfke yönetimi danışmanı olarak İngiltere’de uzun yıllar çalışmıştır. Şimdi bilişsel davranışçı terapi, psikolojik danışma, koçluk ve eğitim hizmetleri sağlayan başarılı, bağımsız bir danışmanlık merkezini yürütmektedir ve Psikolojik ve Kriminolojik Araştırma Bölümünün başkanıdır. Jessica Kingsley Yayınevi tarafından yayımlanan Banish Your Body Image Thief ve Starving The Gremlin Serisi başlığı altında çocuklar ve gençler için çeşitli kitapları bulunmaktadır.
Binnur Yeşilyaprak Bu kitap, içinde pek çok hayat barındırıyor ve onlardan hiç değilse biri sizin hayatınızla temas edebilir... O temas parçasına tutunarak kendi hayatınızın izini sürebilirsiniz. Anlatılanlar belki sizin ya da tanıdığınız kişilerin öykülerine benzeyebilir... Belki bir yerlerde yazarın gördükleri ile sizin gördükleriniz çakışabilir belki teğet geçebilir... Neler göreceğiniz; bu kitabı okurken sizin, elinizdeki feneri nereye ve nasıl tuttuğunuza bağlı olarak değişebilir kuşkusuz...
Yine de kitabı okuyan herkesin, kitapta anlatılan “insan”ı anlayacağına inanıyorum. Kuşkusuz ki bazıları yanlış anlayacaktır ama “doğru” ve “yanlış” diye düşündüğümüz nedir ki tekinsiz bir belirsizlikten başka!
Vikki F. Howard - Betty Williams - Cheryl E. Lepper, Wıley Bu kitabın amacı, özel gereksinimi olan küçük çocuklara hizmet ve müdahale sağlayan erken çocukluk uzmanlarına bir temel oluşturmaktır. Kitap, disiplinler arası bütünleştirici ve aile temelli bir yaklaşımla ele alınmıştır. Kitap, özel eğitim uzmanları ve öğretmenleri kadar sağlık, sosyal hizmetler, fizyoterapi, uğraşı terapisi, çocuk bakımı, küçük çocuklara ve ailelerine hizmet veren kurumlar arası ilişkileri sağlama durumundaki kişileri ilgilendirmektedir. Yazarlar kitapta tüm bu alandaki kişileri içermesi bakımından "Erken Çocukluk Uzmanları" terimini kullanmışlardır. Kitapta; erken çocukluk özel eğitim hizmetleri ile ilgili yöntemlerden çok, özel gereksinimi olan çocuklara erken dönemde sağlanan hizmetlerle yakından ilişkili olan felsefe, tarih, aile etkisi, hukuksal konular, sağlık sorunları ve uygun eğitim ortamları konularında bir temel oluşturma hedeflenmektedir. Bu nedenle kitabın erken çocukluk hizmetleriyle ilgili pek çok kişi ve kuruma yararlı ve uzun süre kullanılacak bir kaynak olacağı beklenmektedir.
Edward A. POLLOWAY, James R. PATTON, Loretta SERNA, Pearson Özel Gereksinimi Olan Öğrenciler İçin Öğretim Stratejileri kitabı, etkili öğretim stratejileri geliştirmek üzere gerekli kavram ve bilgileri sunmaktadır. Kitap, yetersizliği olan öğrencilere öğretim yapmak üzere kullanılacak müfredatı ve müfredata ilişkin hususları, öğretimsel uygulamaları ve yönetim stratejilerini ele almaktadır. Bu nedenle, kitabın hem genel eğitim öğretmenleri hem de özel eğitim öğretmenleri için oldukça yararlı ve önemli olduğu söylenebilir.

Bölüm 1, öğretime giriş yaparken, Bölüm 2 etkili ve farklılaştırılmış öğretim stratejilerine odaklanmakta, Bölüm 3 ise, sınıf yönetimini ve davranış değiştirmeyi kolaylaştıracak stratejileri içermektedir. Bölüm 4 ile 10 arası, konuşma dili, sözcük tanıma, okuduğunu anlama, yazılı dil, matematik öğretimi, fen ve sosyal bilgiler şeklinde sıralanan yedi temel müfredat alanında öğretime yönelik stratejiler sunmaktadır. Her bölüm, müfredat alanında öğrencileri değerlendirmeye ilişkin bilgileri, öğretime yönelik genel ve özel yaklaşımları ve önerilen öğretimsel etkinlikleri içermektedir.

Özel öğrenme gereksinimleri olan öğrenciler için ek konu alanları, Bölüm 11-14'te ele alınmaktadır. Bölüm 11, önemli bir alan olan çalışma becerilerini; Bölüm 12, genel eğitim müfredatında sıklıkla göz ardı edilen sosyal yeterlik ve yaşam sorumluluğu almaya ilişkin önemli hususlar üzerinde durmaktadır. Bölüm 13, işlevsel akademik becerileri tartışmakta ve Bölüm 14 ise meslek gelişimi ve geçişe odaklanmaktadır. Bu kitapta yer alan bilgilerin, yetersizliği ve farklı öğrenme sorunu olan öğrencilerle çalışan öğretmenlerin bilgi ve becerilerini tamamlayacağı düşünülmektedir.
Samuel Kirk, James Gallagher, Mary Ruth Coleman Bilindiği gibi özel gereksinimli çocukların eğitimi, öğretmenleri, aileleri, özel gereksinimli çocukları ve arkadaşlarını ilgilendiren zorlu bir süreçtir. Dr. Samuel Kirk tarafından, ilk basımı yaklaşık olarak elli yıl önce kaleme alınan Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, bu çocukların eğitimiyle ilgilenen tüm öğretmen, öğretmen adayları ve aileler için bir başucu kaynağıdır. Kitabın içerisinde sadece özel gereksinimli çocuklara yönelik bilgileri değil, aynı zamanda sizi düşünmeye yönelten etkili soruları, güncel tartışmaları ve teorileri, uygulama örnekleri ile öğretim stratejilerini, ailelerin, öğretmenlerin ve çocukların çabalarını ve öykülerini de bulacaksınız. Bu bağlamda, sadece bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgili tarihsel gelişimi güncel gelişmelerle harmanlayan ve tartışan, kitabı okuyan herkesin zihninde yeni bir pencere açan ve özel eğitim alanına dair yeni tartışmalar yapılmasına fırsat veren, kamu politikalarını içeren, konuları toplumsal eksende çalışan ve sosyolojik analizler yapan çok yönlü bir kitaptır.
Kısacası Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, her yönüyle özel eğitimin felsefesini ortaya koyan bir rehber kitaptır ve bu zorlu sürecin aileler, öğretmenler ve çocuklar açısından kolay geçmesi için ışık tutmaktadır.
Bu değerleri eserin, ülkemiz alanyazınına, özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgilenen öğretmen ve öğretmen adayları ile çocukların ailelerine ışık tutması dileğiyle...
Akif Avcu, Çınar Kaya, Çiğdem Demir Çelebi, Derya Eryiğit, Erdem Sevim, Halil Ekşi, K. Gamze Yaman, Mustafa Otrar, Müge Yüksel, Simel Parlak, Tuğba Türk Kurtça Evde bir özel gereksinimli çocuğun bulunması tüm aile bireylerini etkilediği aşikârdır. Anne babanın çocuklarının gelişimsel süreçlerini desteklemek adına gösterdikleri maddi manevi çaba, zaman zaman oldukça yorucu yaşantılara sebep olabilmektedir. Bu zaman zarfında normal gelişim gösteren kardeşlerin de ihtiyaçları belirmekte ancak bu ihtiyaçlar göz ardı edilebilmektedir. Unutulmamalıdır ki özel gereksinimli bir kardeşe sahip olmak, normal gelişim gösteren çocuğu, kariyer seçiminden karakterine kadar etkileyebilmektedir. Yurt içi ve yurt dışı alan yazın incelendiğinde daha çok anne babalara yönelik destek grupları, psikolojik danışma ve rehberlik faaliyetlerine ağırlık verildiği ancak kardeşlerle ilgili çok da çalışmanın yapılmadığı görülmektedir. Temel amacı bu boşluğu doldurmak olan “Özel Kardeşimle Yaşamak” kitabı, hem özel gereksinimli kardeşi olan ortaokul ve lise öğrencilerinin yaşadıkları sorunlarda onlara destek olmak amacıyla bir psikoeğitim programını içermekte hem de ayrıca rehabilitasyon danışmanlığı kapsamında alanda çalışan/çalışacak psikolojik danışman, psikolog, özel eğitim uzmanları ve sosyal çalışmacılar için kılavuz olmayı hedeflemektedir. Kitapta yer alan beş farklı bölümde hem toplumsal bakış açısı hem de aile bireylerinin yaşadıkları duygular ve baş etme yöntemlerine yönelik ipucu sağlayacak bir içerik hedeflenmiştir. Anne baba kadar normal gelişim gösteren kardeşin de ortak payda da olduğu unutulmadan planlanan bu çalışma aile sistemini daha da güçlendirecektir.
Betül İlter, Ebru Özbaş, Elif Süel, Marilena Z. Leana Taşcılar, Nüket Afat, Sevgi Topçu, Yasemin Deringöl Özel yetenekli ya da bugüne kadar kullanılan ismiyle "üstün zekâlı ve yetenekli öğrenciler"in eğitimi, uzun zamandır farkında olunan ve geliştirilmeye çalışılan bir alandır. Bununla birlikte, ülkemizde yürütülen çalışmaların pek çoğu özel yetenekli çocukların ağırlıklı olarak eğitimsel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmaktadır. Özel yetenekli çocukların yaşadığı; motivasyon, mükemmeliyetçilik, matematik kaygısı gibi sorunlar, bunların eğitim süreçlerine yansımaları ve bu sorunlarla ilgili destek eğitim odalarında kullanılabilecek bibliyoterapi gibi çözüm önerilerinin sunulması, üzerinde çok durulmayan konulardır. Bu nedenle bu kitap; öğretmen adaylarının, bu alanda çalışan öğretmenlerin, psikolojik danışmanların, psikologların ve özel yetenekli çocukların anne-babalarının bu konularda farkındalık kazanmalarını hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda özel yetenekli çocukların duygusal sorunlarıyla ilgili yürütülen akademik tezlerin ve çalışmaların daha yalın bir dil ile sizlere ulaşması sağlanmıştır.
Tüm yazarların ortak dileği, özel yetenekli/üstün zekâlı çocuklarımızın duygusal olarak zorlandıkları konularda farkındalığı yüksek destekçiler olabilmenize katkıda bulunmaktır. Sizi, özel yetenekli çocukların iç dünyalarını keşfetmeye çağırıyoruz. Keyifli okumalar…

Doç. Dr. Marilena Z. Leana-Taşcılar
Uzm. Sevgi Topçu
Uzm. Betül İlter
Uzm. Elif Süel
Doç. Dr. Yasemin Deringöl
Uzm. Ebru Özbaş
Dr. Öğr. Üyesi Nüket Afat
Gülsen Erden, Sait Uluç Özgül öğrenme güçlüğünün tanılanmadan ve çocuğa belirli bir yardım ve destek sağlanmadan kendi haline bırakılması zayıf notlar, düşük özgüven, öğrenmeye ve okula ilgi kaybı ve okuldan kopmayla seyredebilir. Bu nedenle özgül öğrenme güçlüğü hem görülme sıklığı hem de çoğu zaman yetersiz öğrenme koşullarıyla birlikte düşünüldüğünde eğitim, sosyal uyum ve kariyer başarısı üzerinde uzun vadeli olumsuz bir etkiye sahiptir. Öte yandan erken saptanması ve öğrenme güçlüğüne erken müdahale edilmesi, bir çocuğun başarılı olmasını sağlayarak akademik kariyerini olumlu yönde etkileyebilir. Her türlü sorunda olduğu gibi erken fark etme, uygun müdahale ve çocuğu olumsuz etiketlememe, başarılı çözüme ulaşmanın altın anahtarları olacaktır. Bu kitapla birlikte sunulan ölçekler, özgül öğrenme güçlüğünün erken tanılanmasına ve bu yolla çocuklara uygun ve etkili müdahale becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olması umuduyla geliştirilmiştir.
Figen Karaceylan Çakmakcı, B. Meryem Gönenç, Seçil Çiçek Eren “Öğretmenlerim; aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyorlardı.”
Albert Einstein – Bilim İnsanı
Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG); sıklıkla çocuğun akademik yaşantısının başlamasıyla fark edilen, ancak uzman kişilerce tespit ve müdahale edilmediği takdirde yaşam boyu etkisinin kişiyi yaşamının her alanında mücadele etmeye mecbur bıraktığı, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu nörobiyolojik temelli bir bozukluktur. Sıklıkla sadece “okuma” becerisinde yaşanan zorluk gibi tanımlandığı için “DİSLEKSİ” tanımı “Özgül Öğrenme Bozukluğu” yerine daha çok kullanılmaktadır.
Bazen “bozukluk”, bazen “hastalık”, bazen “güçlük”, bazen de “farklılık” olarak tanımlansa da bireyin hem sosyal hem de akademik yaşantısını ciddi oranda etkileyen, zekâdan bağımsız bir durum olmasına rağmen bazı durumlarda “zekâ geriliği” gibi yanlış algılanan bir güçlüktür.
ÖÖG; dil gelişimini ve kullanımını, sözel ve yazılı ifade, okuma yazma ve matematik becerilerini etkileyen bir güçlük olduğu için okul başarısızlığı ve ek olarak okula uyum sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir. Okul hayatının çocuğun ruhsal gelişimindeki önemi göz önüne alındığında, doğru tespit ve müdahale edilmediği durumlarda, eşlik eden Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Kaygı Bozuklukları ve Davranış Bozukluğu sıklıkla atlanan komorbid durumlardır ve çocuğun duygusal travma yaşamasına zemin hazırlar.
Yaklaşık 10 yıllık deneyim ve tecrübenin sonucunda bu kitabın yazılmasına karar verilmiştir. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi ve Çocuk Psikologlarının oluşturduğu bir ekibin pratik uygulamaları paylaşılmıştır. ÖÖG ile ilgili doğru bilinen yanlışların neler olduğunu, erken tespitin ve doğru müdahalenin önemini, ÖÖG olan çocuğun yasal haklarının neler olduğunun anlatıldığı bir başvuru kitabı olarak da kullanılması dileğiyle…
Ersin ALTINTAŞ Mutlu ve başarılı bir yaşamın ön koşulu özgüvendir. Bu nedenle hayatımızın her alanında özgüvene ihtiyaç duyarız. İnsan hayatında bu kadar önemli bir yere sahip olan özgüven duygusunu, geliştirmek ve artırmak artık sizin elinizde…
Özgüven kitabı; “özgüven ve çeşitleri, kavramlar, özgüven problemi, özgüvenin doğası, kendini tanımak ve farkındalık, ayrım farkındalığı, otokontrol, özgüven ve zaman, özgüven ve iletişim, hayır diyebilmek” konularını ele almıştır.

Olumlu pozitif eğitimin önemine vurgu yapan bu kitap, uygulamaya dönük olarak hazırlanmıştır. Kitaptan anne-babalar, öğretmenler ve özellikle psikolojik danışmanlar yararlanabilir.

Özgüven üzerine düşünen, çalışan ve konuyla ilgilenen herkese faydalı olması dileğiyle…
M. Siyabend Kaya, Taşkın Yıldırım Çağdaş psikiyatrinin temsili sayılan DSM'nin art arda yeni sürümlerinin yayımlanması ve önceki sürümlerdeki bazı rahatsızlıkların bir sonraki sürümde değişikliğe uğraması ve muhtemelen bu değişikliklerin son olmayacak olması, modern tıpla karşılaştırıldığında psikiyatri biliminin zorlama bir tıp dalı olduğu şeklinde iddiaların ortaya atılmasına neden olmuştur. Öyle ki Thomas Szas, psikiyatrinin kutsal kitabı olan DSM'yi çok daha sert bir dille eleştirerek DSM'yi rahatsızlıkları teşhis etmek bir yana bilimsel temelden yoksun ve damgalayıcı bir sistem olarak ifade etmiş, psikiyatriyi ise “yalanlar bilimi” olarak tanımlamış ve antipsikiyatri akımında yerini almıştır. Ancak nihayetinde hem DSM taraftarlarının hem de antipsikiyatri taraftarlarının hipotezlerini destekleyecek nitelikte bilimsel çalışmaları literatürde görmenin mümkün olduğu da ifade edilmelidir. Tam da bu noktada, bu çalışmanın yukarıda ifade edilen her iki grubun da “merkezi”nde yer almadığı ifade edilmelidir. Maslow'un dediği gibi “Elinizdeki tek alet çekiç ise bir süre sonra her şey gözünüze çivi olarak görünmeye başlar!” Bu anlamda bu çalışma, psikiyatri hekiminin elindeki neredeyse tek alet olan "DSM"nin bireyi tanımada yeterli olmadığını, “bireyi tanılama” kaygısının, yerini “bireyi tanıma”ya ve anlamaya bırakması gerektiğini vurgulamaktadır.
Ali Turan Barniç Kaygı Çağı'nda psikiyatrik hastalıklar arasında yer alan panik bozukluk, bu çağın önemli ruhsal hastalıklarından bir tanesidir. Panik bozukluk; aniden ortaya çıkan, tekrarlayabilen, insanı dehşete düşüren, bedensel ve ruhsal yakınmaların birlikte olduğu ruhsal bir rahatsızlıktır. Panik bozukluk tanısı alan hastalarda var olan bedensel belirtiler bir kısır döngüye dönüşmektedir. Panik bozukluk hastalarında; kalp krizi geçirme, kontrolünü kaybetme, çıldıracağına yönelik düşünceler ve ölüm korkusu yoğun bir biçimde yaşanmaktadır. Bu belirtilerin yanında baş dönmesi, boğulma hissi, nefes darlığı ve soluğun kesilmesi, çarpıntı, göğüste sıkışma ya da ağrı, karın ağrısı, terleme, titreme, uyuşma, karıncalanma gibi fiziksel belirtilerin de bir kısmı panik atağa eşlik etmektedir. Bu belirtilerin yanı sıra birçok uzmanın değinmediği hipertansiyon da yer almaktadır.
Panik bozukluk tanısı almış hastaların tedavisinde ilaç artı psikoterapi yaklaşımı, bilimsel olarak kanıtlanmış bir tedavi yaklaşımıdır. Bu bilimsel kanıta rağmen sağlık kurumlarında panik bozukluk tedavisinde psikoterapi uygulanma oranı yetersiz bir düzeydedir. Bu yetersiz tedavi yaklaşımları nedeniyle hastalar yıllarca gereksiz bir biçimde hastane kapılarından ayrılamamaktadır. Panik bozukluğun tedavisinde biyolojik durumu düzelten ilaçların yanı sıra hastanın psikolojik durumunu düzeltmek için de psikoterapi olmazsa olmaz bir tedavi yaklaşımıdır.
Ayfer Summermatter, Ayşegül Yetkin Tekin, Elif Bestenigar Mert, Elif Ergüney Okumuş, Fatih Usta, Feyzanur Taştekne, Gizem Çeviker, Hale Nur Kılıç Memur, Neslihan Yaman, Nur Başer Baykal, Tuba Kalay Usta Çok hızlı bir değişim içerisindeyiz; psikoterapiler de dâhil her alanda değişimin etkileri gözleniyor. Bu kitap da size farklı gerçeklikler ve yöntemler sunuyor. İlk bölümde, postmodern felsefenin terapiler üzerindeki etkilerini okuyoruz. Sonrasında, Diyalektik Davranış Terapisi ile terapist danışan ilişkisinin geleneksel yöntemlere kıyasla nasıl değiştiğini gözlemliyoruz. EMDR ile beynimiz, bedenimiz ile travmalar arasındaki bağlantılara eğiliyoruz. Şema Terapi bizi erken dönem çocukluk anılarına götürüyor. Ebeveynle kurulamayan ilişkinin terapist ile nasıl kurulduğunu ve sonrasında kişinin kendine nasıl ebeveynlik yapabileceğini anlatıyor. Kabul etmeyi ve hayata devam edebilmeyi Kabul ve Kararlılık Terapisiyle öğreniyoruz. Mindfullness Temelli Bilişsel Terapi bizi biliş ve davranışın ötesine taşıyor. Gerçeklik Terapisi ile kararlarımızı gözden geçiriyor, gerçekten isteyip istemediklerimize odaklanıyoruz. Çözüm Odaklı Terapi sorunu dışsallaştırıyor: “Sen sorun değilsin, sadece bir sorunun var.” diyor. Logoterapi anlamın anlamını aktarıyor, insanın anlama ne kadar da muhtaç olduğunu gösteriyor. Pozitif Psikoloji ile umutla tanışıyoruz, kendimizi ve hayatımızı sanki daha fazla kabul ediyoruz. Naratif Terapi hikâyemize odaklanıyor: “Senin bir sürü hikâyen var. Hangi seni istersin?”. Ve son olarak Sanat Terapi bize kendimizle bağ kurmanın farklı yollarını gösteriyor.
Keyifle okumanız dileğiyle...
Tarık Tuncay, Aziz Şeker, Işıl Bulut, Merve Deniz Pak, Ayşe Burcu Tunca, Cengiz Özbesler, Ferda Karadağ, Melike Tekindal, Abdulbaki Artık, Dilay Eldoğan Eken, Sezin Aydoğ Gürkan, Melek Durukan, Ferda Karadağ, Mehmet Can Aktan, Ayla Kahil, Okan Cem Çırakoğlu, Seda Attepe Özden, Arşaluys Kayır, Merve Deniz Pak, Ebru Akgün Çıtak, Yılmaz Görmez, Filiz Demiröz, Zekiye Çetinkaya Duman, Kerime Bademli, Didem Hekimoğlu Tunceli, Sinan Akçay, Gülsüm Ançel, Gonca Polat, Cihan Aslan, Arzu İçağasıoğlu Çoban, Melek Zubaroğlu Yanardağ, Zafer Uzun, Meltem Oral Günümüzde; dünyada ve ülkemizde pek çok insan farklı nedenlerden dolayı ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele etmektedir. Ruh sağlığı; fizyolojik, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yönleriyle bireyler, aileler ve toplumlar üzerinde çok boyutlu etkileri olan bir kavramdır. Son yıllarda sağlığa ilişkin bütüncül yaklaşım, ruh sağlığı alanındaki çalışmaların öne çıkmasına yol açmıştır. İdeal olan, bu çalışmaların disiplinler arası bir temelde ele alınmasıdır. Psikiyatrik sosyal hizmet; ruh sağlığı sorunları yaşayan bireylerin ve ailelerinin yaşadıkları sorunların azaltılması bağlamında onları güçlendirmeyi, sosyal işlevselliklerini artırmayı ve toplum içinde aktif rol almaları için mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Bu kitap, ruh sağlığı alanını disiplinler arası bir temelde ele almakta, ancak psikiyatrik sosyal hizmetin dünyadaki ve ülkemizdeki uygulamalarına özel bir vurgu yapmaktadır.
Kitabın ruh sağlığı alanında çalışan farklı disiplinlerdeki profesyoneller başta olmak üzere akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrencilere yol göstereceğine inanılmaktadır.
Yasemin Çölgeçen Psikiyatrik sosyal hizmet ,bireyin düşünüş ve davranışında meydana gelen anomaliye bağlı sosyal boyutta yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine odaklanır. Sosyal alandaki bir problem, biyolojik ve psikolojik sahayı da etkileyecektir ki sağlığın temini/muhafazası için en az biyolojik ve psikolojik sağlık kadar önemlidir. Hastaların iyilik hâllerinin sağlanması bütüncül yaklaşımla mümkündür. Dolayısıyla gerekli insani hizmetlerin temini için disiplinler arası iş birliği şarttır. Ama bu ilke ihlal edilip psikiyatride kliniğin yanı sıra sosyal hizmet takdiminin de genellikle tıp hekiminin inhisarında zannı, alana sınır ve kısıt getirmiş; tedavi/destek gerektiren bireylerin psikolojik/sosyal iyilik hâllerinin göz ardı edilmesi gibi istenmedik neticeler doğurmuştur.
Ruh sağlığı hizmetleri üç ayrı alanda gerçekleştirilir: koruyucu, tedavi ve rehabilite edici.
Gayretimiz; sayılan alanlardaki psikiyatri uygulamalarını, sürecin parçası olan sosyal çalışmacıları, sorunları/çözümleri irdelemeye yöneliktir. İşin bilimsel boyutuyla ilgilenenlere, öğrencilere yönelik hazırlanan bu eserin alana, sorunlara ve çözümlere bütüncül bakışıyla bir boşluğu doldurması umuduyla…
Uğur Özdemir Psikiyatrik Sosyal Hizmet: Kuramsal Çerçeve – Rol ve İşlevler – Uygulama – Analiz adlı kitap, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet Anabilim Dalında tamamlanan doktora tezinin bir ürünü olarak yayın hayatında bulunmaktadır. Türkiye’de ilk kez bir sosyal hizmet alanının, var olan duruma müdahale edilmeden tüm sistem elemanlarıyla ve ülke genelinde ele alınması açısından önemli olduğu düşünülen bu çalışma, aynı zamanda psikiyatri alanında da sosyal hizmet mesleği doğrultusunda ilk doktora çalışması özelliği taşımaktadır.
Psikiyatri alanı; benzer pek çok meslek ve disiplin gibi sosyal hizmet meslek ve disiplini için de, merak edilen, ilgi gösterilen özel bir çalışma alanı olarak görülmektedir. Sosyal hizmet mesleğinin meslekleşme sürecinde de çok yakın çalıştığı, etkilendiği alanlardan bir olan psikiyatri, sosyal hizmet uzmanlarının ruh sağlığı alanı dışında da varoluş süreçlerinde katkıları olmuş bir alan olma özelliğini hâlâ sürdürmektedir. Bu özellikleri nedeniyle psikiyatrik sosyal hizmetin; sadece ülkemizde değil hemen hemen tüm dünyada sosyal hizmet meslek elemanlarının çalışmak istedikleri, çalıştıklarında katkı ve katılımlarının önemsendiği, çok iyi sonuçlara ulaşılan bir sosyal hizmet çalışma alanı olduğu özellikle belirtilmelidir.
Kitap, bir araştırma kitabı olmakla birlikte, psikiyatrik sosyal hizmet alanına ilişkin kuramsal bakış, sosyal hizmet mesleğinin psikiyatri alanındaki rol ve işlevleri, psikiyatri alanında sosyal hizmet mesleğinin uygulaması ve Türkiye’de psikiyatri alanında sosyal hizmet mesleğinin bugünkü işlevselliğini; sosyal hizmet uzmanlarının çalıştığı psikiyatri tedavi kurumları, sosyal hizmet uzmanları ve uygulamaları ile bu kurumlarda çalışan diğer meslek elemanlarının sosyal hizmet mesleği, sosyal hizmet uzmanı ve uygulamalarına yönelik görüşleri çerçevesinde analiz sonuçları ile açıklamaktadır.
Bahar Akoğlu, Beril Zeynep Hacıosman, Cansu Selin Yurtseven, Didem Dilge Kum, Elif Yöyen, Emel Aner Aktan, Esra Akcan, Esra Savaş, Fatma Biçer, Fatma Yalçın, Gözde Gündoğdu Meydaneri, Haydeh Faraji, İpek Okkay, Kader Bahayi, Kahraman Güler, Mahmut Yılmaz, Merve Çalık, Neslim Güvendeğer Doksat, Nurhan Naz, Yasemin Yulaf, Zeynep Gümüş Demir, Zeynep Set Psikiyatrik/psikolojik bozukluklar, toplumda sık görülen ve birey, aile ve topluma ağır yük getiren önemli ruh sağlığı sorunlarıdır ve genellikle bu bozuklukların belirtilerine neyin sebep olduğunu anlamak oldukça zordur. Bu bağlamda bu sorunların tanı ve tedavisi son derece elzemdir. Birbiriyle örtüşen semptomları olan ancak farklı müdahale yöntemleri gerektiren birçok bozukluk vardır. Bu bozukluklar doğru tanılandığında güvenilir ve etkili yöntemlerle tedavi edilebilir.
Örneklerle zenginleştirilmiş bu kitap; klinisyenler, terapistler ve danışanlar için psikiyatrik/psikolojik bozuklukların tanı ve tedavi yöntemlerine yönelik çağdaş çözümler önermektedir. Kitapta, her biri alanında uzman doktor, doçent, psikolog, psikiyatrist ve akademisyenlerin kaleme aldığı 30 bölüme yer verilmiştir. Her bir psikiyatrik/psikolojik bozukluğun epidemiyolojisi, güncel araştırmalar ışığında açıklanmış ve bozuklukların tüm yönlerine ilişkin temel yaklaşımlarla birlikte bilimsel olarak geliştirilmiş tanı ve tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde sunulmuştur.
Tarık Tuna Gözütok Psikiyatrinin simgesel temel pratikleri, XIX. yüzyılın ortalarında ülkemizde tatbik edilebilmiştir. Ancak tıbbi bir ihtisas alanı olarak kabul görmesi, XX. yüzyılın başlarında gerçekleşmiştir. Yarım asrı aşan bu uzmanlaşma süreci, akıl hastalıklarının etiyolojilerini ve tedavi yöntemlerini belirli bir ölçüde değiştirmiştir. Bahsi geçen değişimin nedenlerini ve sonuçlarını bilim ve tıp tarihi açısından açıklamak için Türk psikiyatri tarihinde, “uzmanlaşma öncesi”, “uzmanlaşma süreci” ve “uzmanlaşma sonrası” olmak üzere üç farklı dönem belirlenebilir. Uzmanlaşma öncesi dönemin sonlarına doğru Osmanlı Devleti'nde akıl hastalıklarını tedavi etme iddiasında bulunan iki temel anlayış öne çıkmıştır. Bunlardan ilki, şifâhânelerdeki hekimlerin benimsedikleri Ahlât-ı Erbaa Kuramı, ikincisi ise tekke, ocak ve zaviyelerdeki şifacıların sahiplendikleri majik-mistik öğretiler olmuştur. Uzmanlaşma sürecinde, Osmanlı hekimlerinin Batı tıbbıyla tanışmaları, eski kuramları terk etmelerinde belirleyici olmuştur. Bu dönemde hekimler, iktidarların da desteğiyle çağdaş natüralist yaklaşımları benimsemişler ve akıl hastalıklarının nedenlerini açıklama konusunda değişime gitmişlerdir. Uzmanlaşma sonrası dönemde ise natüralist yaklaşımlar, tedavi yöntemlerine de büyük ölçüde aktarılabilmiştir. Cumhuriyet sonrasında kurulmuş olan Bakırköy Emrâz-ı Asabiye ve Akliye Hastanesi, söz konusu değişimin en önemli göstergesi olarak kabul edilmiştir. Bu eser, bahsi geçen tarihsel dönemleri, bilim felsefesinin ve bilim sosyolojisinin seçilmiş bazı argümanlarıyla açıklamayı amaçlamaktadır.
Abdin Tunç, Ahmet Can Taşçıoğlu, Aleyna Yeşil, Ayşegül Gonca Afacan, Ayyüce Çelikat, Baran Baykurtan, Betül Bulut, Buket Sancak, Buket Sancak, Cansu Yiğit, Cemil Taylan Yılmaz, Ceren Görkem Demiroğlu, Ceren Karanar, Ceylan Çağlar, Çağla Kanmaz, Doğukan Dankoz, Ecem Tuğçe Öztop, Emine Sıkan, Fatma Zehra Yılmaz, Fikret Gezen, Gamze Ceren Girgin, Gurbet Uzul, Gülten Yüksel, Harun Reşat Yıldırım, Kevser Nur Bekik, Melis Özer, Mert Beceren, Mert Emir Karabulut, Metehan Erkan Mete, Muhammet Beşaltı, Naim Yüce, Nazif İnanç, Nura Aydın, Ramazan Karatepe, Sena Yaner, Sezer Kılıç, Sibel Veysanoğlu, Tuğçe Kozak, Yaren Baran Mesleki etik dersini almadan evvel psikolog adayları, herkese her şekilde yardımcı olabileceklerini düşünürler. Ancak mesleki etik dersini alınca bunun pek de mümkün olmadığını anlarlar. Türk Psikologlar Derneğinin (TPD) Türkçeye uyarlamış olduğu Etik Yönetmeliği’nde bulunan mesleki etikler ne için vardır? Öncelikle mesleğimizi doğru yapabilmek, doğru yolda ilerleyebilmemiz ve danışanlarımıza zarar vermemizi önlemek için var. Kısaca, hem bizi hem de danışanlarımızı korumak için var!
TPD’nin Etik Yönetmeliği, bir psikoloğun nasıl davranması gerektiğini çok net açıklamaktadır. Ancak psikolog adayları, aldıkları eğitim sırasında, yapılmaması gereken davranışları anlatan ya da örneklendiren herhangi bir bilgiyle pek karşılaşmıyorlar ve “doğru” bilgileri edinirken “yanlış örnekler” konusunda eksik kalabiliyorlar. İşte bu çalışma kitabı da bu eksiklikleri tamamlamak için yazıldı. Kitapta tamamen kurguya dayalı ve çeşitli etik ihlalleri olan 44 senaryo, psikolog adayı tarafından doldurulacak olan çözümleme sayfaları ve çözümlemeleri bulunuyor.
Psikolog adayları, çalışma kitabında bulunan senaryoları inceledikten sonra çözümleme sayfasında hangi davranışların, hangi etik maddesini ya da maddelerini ihlal ettiğini bulup doğru olan etik davranışı tayin etmeleri gerekiyor. Böylelikle TPD’nin Etik Yönetmeliği'ne olan hâkimiyetleri artacağı gibi olmaması gereken “psikolog” örnekleriyle tanışmış olacaklar.
Kitabı hazırlarken ekip olarak çok eğlendik ve çok çalıştık. Umuyoruz ki bu çalışma kitabı, düşündüğümüz şekilde faydalı ve psikolog adaylarının mesleki etiklerine daha da hâkim olmalarına vesile olur.
Thomas F. Nagy Tom Nagy, son kitabında, psikologlara “yön bulma”larında değerli dersler sağlıyor. Meslek ahlakımızın pusulasının dört noktasını -yeterlik, bilgilendirilmiş onam, gizlilik, zarar ve sömürüden kaçınma-tanımlayarak başlıyor. Ardından birkaç karar verme haritası sağlıyor ve okuyucuya klinik, araştırma ve eğitim ortamlarından gerçekçi ve düşündürücü etik ikilemler ile rehberlik ediyor. Bu kitap, bize, etik uygulamanın kariyer boyu bir seyahat olduğunu hatırlatıyor. Hararetle tavsiye ederim.
Janet L. Sonne, PhD, Bağımsız Klinik ve Adli Uygulama;
California Loma Linda Üniversitesinde ek görevli profesör; APA üyesi.

Thomas Nagy’nin son kitabı, pratik, erişilebilir ve ses getiren etik rehberlik ve akılla dopdolu. Temel etik kavramların doğrudan doğruya açıklamaları, klinik, araştırma, süpervizyon, eğitim ve danışmanlık ortamlarında ortaya çıkan konuların sofistike etik analizlerine dayandırdığı kavramlarına temel sağlıyor. Etik kuralların ve yasaların uygulanmasını gösteren, zorlayıcı, gerçek yaşamdan ve psikolojinin neredeyse tüm çalışma alanlarını yansıtan kısa etik hikâyeleri kitabın tümünün içine işlenmiş görünüyor. Bu kitap, öğrencilere ve benzer şekilde meslektaşlara deneyim ürünü bir armağan.
Janet T. Thomas, PsyD, Saint Paul, MN'de bağımsız çalışma; Twin Cities Argosy Üniversitesi ile Minneapolis Saint Thomas Üniversitesinde ek görevli öğretim üyesi.
“The Ethics of Supervision and Consultation: Practical Guidance for Mental Health Professionals” kitabının yazarı.
Kitabın yardımcı kaynaklar içeren web sitesi:
http://pubs.apa.org/boks/supp/essentialethics
Aycan Kapucu, Ayça Özen Çıplak, Ayşen Maraş, Başar Demir, Burhan Yılmaz, Derya Gürcan Yıldırım, Derya Karanfil, Dilay Eldoğan Eken, Ece Bekaroğlu, Emine İnan, Emine Yücel, Evrim Gülbetekin, Gözde İkizer, Gülten Ünal, Kerim Selvi, Pınar Kaya Kurtman, Seray Akça, Sıla Demir, Şule Pala Sağlam, Tuğba Yılmaz Duygu nedir? Duygunun diğer psikolojik deneyimlerden farkı nedir? Kaç tür duygu vardır ve bunları sınıflandırmak mümkün müdür? Duygular insan davranışı üzerinde ne kadar belirleyicidir? Duyguları etkili bir şekilde yönetmek mümkün müdür? Duygular psikolojisi alanına henüz adım atmış bir okur, tüm bu soruları ve daha fazlasını yanıtlamak üzere çok sayıda kuramsal yaklaşım ve görgül çalışmanın olduğunu hızla fark edecektir. Bu kitap, alan yazındaki bu birikimi kapsamlı ve sistematik bir şekilde sunmak üzere hazırlanmıştır ve üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım olan “Duygubilimin Temelleri”nde; duygular ve duygu kuramları, duygubilimde araştırma yöntemleri, duygular ve sinirbilim, duygu ve biliş, duyguların gelişimsel arka planı ve duygu düzenleme bölümlerine yer verilmiştir. İkinci kısım olan “Yakın Çekimde Duygular”da; korku ve kaygı, öfke, tiksinme, üzüntü, mutluluk ve öz bilinç duyguları ele alınmıştır. Son kısım olan “Yaşamın İçinde Duygular”da ise travma, psikoterapi, yakın ilişkiler, grup süreçleri, iş yaşamı, ikna süreci, estetik yaşantı ve trafikte duyguların rolü incelenmiştir.
Bu eser, duygular konusuna ilgi duyan ve bu konudaki bilgi birikimini derinleştirmek isteyen tüm okuyuculara hitap ettiği gibi duyguları ele alan pek çok bölümün (psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, edebiyat, sanat vb.) hem lisans hem lisansüstü derslerinde kaynak olarak kullanılabilir.
Asiye Yıldırım, Aslı Eyrenci, Barış Özdemir, Başak Bahtiyar, Ceylan Ayseli, Gonca Çiffiliz, Kuntay Arcan, Mine İlhan Öner Duygusal deneyimin insana özgü doğası, edebiyat ve sanatın ilgi odağında olduğu gibi bilim alanları için de ilgi çekici bir konu olarak güncelliğini korumaktadır. Psikoloji alanı içerisinde de duygu kavramı farklı yönleriyle ele alınmakta ve alanda giderek artan bir önem kazanmaktadır. Bu kitap psikolojinin; klinik, sosyal, gelişim ve sağlık gibi alanlarında duyguya ve duyguyla ilişkili süreçlere dair güncel tanımlamaları, yenilikçi ve özgün ölçüm yollarını, kuramları ve görgül araştırma bulgularını içermektedir. Ayrıca bu kitapta duygu temelli tepkilerin psikolojinin farklı alt alanlarında ele alınmasını örneklendiren biçimde, gelişimsel bakış açısıyla duyguların oluşumu ve gelişimine dair açıklamalara yer verilmekte, klinik psikoloji bağlamında duygu düzenleme ve kaygı konuları ele alınmakta; dahası, duyguların sağlık ile bağlantıları incelenmektedir. Sosyal psikolojik bakış açısıyla ise benliğe yönelik duygular ile grup temelli duygular konuları güncel alanyazın temelinde değerlendirilmektedir. Bu kitabın akademik bağlamda, lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenim gören öğrencilerin duygular üzerine yazılmış Türkçe kaynak ihtiyacına karşılık olması ve duygusal deneyim konusunun belirli yönlerine dair derinlikli bir içeriğin okurlara sunulması hedeflenmektedir. Dahası, psikolojide güncelliğini ve popülerliğini koruyan duygu konusu üzerine hazırlanan bu eserin, konu ile ilgilenen farklı kesimden okurların, duygusal deneyime dair merak ettikleri kimi sorularına cevap sunabileceği veya bilgi arayışlarına yön verebileceği de umut edilmektedir.

Gizem Cesur-Soysal, Sezin Andiç, Dilay Eldoğan-Eken Psikoloji alanında gözlem ve görüşme, temel beceriler olarak yerini alır. Her psikolog adayının gözlem ve temel görüşme becerilerini bilmesi mesleki açıdan gereklidir. Bu kitap, ülkemizde psikoloji alanında gözlem ve görüşme becerileri üzerine kapsamlı bir şekilde yazılmış ilk Türkçe kitaplardandır.
Psikoloji alanı lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin gözlem ve görüşme becerilerini geliştirmelerine yardımcı bir kaynak niteliğindeki kitap, üç temel kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda, kendini tanıma ve farkında olma temalarına değinilmektedir. İkinci kısımda, temel beceri ve tekniklere odaklanılmakta; son kısımda ise klinik perspektiften ilk görüşme aşamaları ve örnekleri sunulmaktadır. Tüm bölümler, etkileşim içeren egzersizler ile beceri kazanımına odaklanmaktadır.
Kitabın, psikoloji alanında eğitimine devam eden öğrenciler ve alanda gözlem ve görüşme yapan profesyonellerin yararlanabilecekleri bir kaynak olmasını umuyoruz.
Ahmet Alkayış Yapılan sınavlarda başarılı olan adaylar, sınavdan önceki süreçlerde öğrendikleri bilgiyi o esnada çok iyi kullananlardır. Başarılı olamayıp beklentisinin altında bir puan alan adaylarda, var olan bilgiyi sınav anında iyi kullanamayanlardır. Çünkü sınav anındaki aşırı gerginlik ve stres bilginin unutulmasına neden olur. Sınava hazırlanan adaylar arasındaki en temel farklardan biri de sınav anında bilgilerinin ne kadarını kullandıklarıdır. Öyleyse sınav sonucu her ne şekilde olursa olsun zeki veya başarısız bir insan yargısını ortaya çıkarmamalıdır. Sınavda elde edilen başarı, her şeyin başlangıcı; başarısızlık da bir mahvoluş, her şeyin sonu olarak görülmemelidir. Sınava hazırlık sürecinde önemli olan şey adayın kendini değerli görerek sınavdaki başarısızlığını bir yetersizlik gibi değerlendirmemesidir. Bütün bunlarla birlikte sınavlara hazırlanan ve sınava giren adayların kaygıları her geçen gün artmaktadır.
Sınav kaygısı sadece merkezî sınavlarla sınırlı değildir. Bazı kişiler için çoğu şey ya da her sınav ciddi bir kaygı ve korkudur. Örneğin bir yazılı sınav bile kişi için kaygı ve korkuya dönüşmüştür. Kaygı durumu, onun ders çalışıp çalışamamasına bağlı değildir. Sınav için gerekli bütün çalışmalar tamamlamasına rağmen sınavla ilgili olumsuz düşünceler kaygıyı baş edilemeyecek duruma getirmektedir. Bu nedenle başarıyı direkt etkileyen kaygıyla baş edebilmek için bazı stratejilerin bilinmesi ve uygulanması gerekir. Çünkü aşırı kaygı, sınav anında var olan bilginin kullanılmasına engel olur. Böylece aday, sınav anında zihinsel bir kilitlenmeyle karşı karşıya kalarak basit bir soruyu bile defalarca okumak zorunda kalmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse sınav kaygısıyla baş ederek ve kaygı yaratan düşüncelerden kurtularak olumsuz duygular frenlenmelidir. Sınav döneminde günlük çalışmaların engellenmemesi ve sınavda daha iyi bir başarı elde edilmesi için planlı ve programlı çalışılması gerekir. Ancak şunu da gözden kaçırmamak gerekir: Aslında sınav adayda kaygı yaratan bir durum değildir. Aday, sınavı gereğinden fazla gözünde büyüterek başarılı olamama duygusuyla kaygıyı ortaya çıkartmaktadır.
David H. Barlow Barlow, sıklıkla karşılaşılan psikolojik bozuklukların geniş yelpazesine dair akademik ama bir o kadar da kolay anlaşılır bölümler yazmak üzere bir grup yıldız bilim insanı-pratisyeni bir araya getirmeyi yine başardı. Her bir bölümde psikopatolojinin ayrıntılı bir değerlendirmesi ve en iyi kanıta dayalı müdahaleler sunulurken teori ve uygulama dinamik bir şekilde harmanlanmıştır. Önceki baskılar gibi baştan aşağı güncellenmiş ve genişletilmiş bu basım da lisansüstü öğrenciler, araştırmacılar, klinisyenler, süpervizörler ve öğretim elemanları tarafından mutlaka okunması gereken bir kitap olarak öne çıkmaktadır.
Gerald C. Davison, PhD,
California Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Net, kapsayıcı ve son derece uygulamaya yönelik… Gerekli bilgileri kullanışlı bir şekilde sunan bu kitap, kanıta dayalı müdahaleleri öğretmek için mükemmel bir metin.
Jillon S. Vander Wal, PhD,
Saint Louis Üniversitesi Psikoloji Bölümü
Her bir bölümü alanında uzman kişilerce yazılmış olan bu kitap, faydalı vaka örneklerinin yanı sıra şu ana kadar yapılmış araştırmaların bir derlemesini de içermektedir. Bu beşinci basım, son dönemde yapılmış araştırmaların bulgularını ortaya koymanın yanı sıra yaygın anksiyete bozukluğu, uyku bozuklukları, yinelenen depresyon ve madde kullanım bozuklukları gibi önemli alanlara ayrılmış bölümleri de ihtiva etmektedir. Dolayısıyla bu kitap, paha biçilemez bir kaynak!
Julia D. Buckner, PhD,
Louisiana Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Bu kitap, klinik psikoloji alanındaki doktora öğrencilerimize kanıta dayalı terapileri öğretmek için sürekli olarak en iyi öğretim materyali olarak hizmet verdi… İhtiva ettiği yaklaşımların çoğu insanların acısını azaltmada uzun süredir faydalı olma ününe zaten sahipti; beşinci basım ise içeriğin güncel, canlı ve günümüzdeki tartışmalarla ilişkili olmasını da başarmıştır.
David M. Fresco, PhD,
Kent State Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Bu kitap birkaç sebepten ötürü özeldir: Yazarları birinci sınıftır; yazdıkları bölümleri ise hem psikopatolojiyi hem de tedavisini içermekte ve her bir bölümde seans içi diyalogları içeren kapsamlı bir vaka çalışması yer almaktadır. Neredeyse hiçbir yayınevi bütün bu önemli unsurları içinde barındıracak kadar uzun bir kitaba müsaade etmez ama bu kitap, bunların hepsini içermektedir. Barlow'un kitabı, klinik psikoloji lisansüstü öğrencilerine yönelik ampirik olarak desteklenen psikoterapiler hakkındaki dersimin çok değerli bir parçası olagelmiştir ve beşinci basımı da dersimin temelinde yer almaya devam edecektir.
Diana Chambless, PhD,
Pennsylvania Üniversitesi Psikoloji Bölümü Profesörü ve Klinik Eğitim Başkanı
Gürsen Topses, Nergüz Bulut Serin Psikolojik Danışma ve Kişilik Kuramları isimli eser, psikolojik danışma alanındaki yapıtları, kuramsal görüşleri, yöntem ve teknikleriyle adları literatüre, ansiklopedik metinlere, psikiyatri ve psikoloji kitaplarına geçmiş çağdaş psikolojik danışma kuramlarını ve kuramcılarını inceleme ve araştırma konusu yapmıştır. Kitabın ilk bölümünde, kuramların oluşumuna ve gelişmesine temel olan felsefi kökler incelenmiş; diğer bölümlerde ise her kuramcının kısa öz geçmişinin ardından, her psikolojik kuramcının insana, insan doğasına ve insan davranışlarına bakış açıları, kullandıkları temel yöntem ve teknikler, psikolojik danışma sürecindeki amaçları, temel nitelikleriyle anlatılmaya çalışılmıştır. Kişilik gelişimini inceleyen kuramların, çeşitli gelişimsel dönemleri, bunların patolojilere ve gelişimsel eksikliklere neden olan nitelikleri belirtilmiştir.
Her kuramın, terapötik ve patoloji görüşleri, kullandıkları temel kavramlar, uyguladıkları çeşitli yöntem ve teknikler, insan varlığına ilişkin temellendirmeleri; patolojiye, nedenlerine, sağaltım sürecine bakış açıları, terapötik alandaki stratejileri; çok fazla ya da karmaşıklığa gidilmeden, can alıcı temel nitelikleriyle, kullanılan sade ve akıcı bir dille anlatılmıştır.
Bu kitap; alanda yazılmış yapıtların sınırlı sayıda olması, özellikle psikolojik danışma ve rehberlik ve psikoloji bilim dalında öğrenim gören lisans ve lisans üstü düzeyindeki öğrencilere önemli katkılarda bulunacaktır.
Nancy L. Murdock Psikolojik danışma ve psikoterapi kuramları konusunda yeni bir yaklaşım kullanılarak, on dört kuram (Psikanaliz, Neoanalitik Yaklaşımlar, Bireysel Psikoloji, Bireyi Merkeze Alan Terapi, Varoluşçu Terapi, Gestalt Terapi, Davranış Terapisi, Akılcı Duygusal Davranış Terapisi, Bilişsel Terapi, Gerçeklik Terapisi, Feminist Terapi, Aile Sistemleri Kuramı, Çözüme Odaklı Terapi ve Anlatımsal Terapi) tanıtılmaktadır.
Yazar, akademik derinliğini sergilerken aynı zamanda sanki ders anlatır gibi okuyucuları ile yüz yüze buluşmayı da amaçlamaktadır. Kitabın giriş bölümünde, okuyucular kuram ve uygulama konusunda aydınlatılmakta; son bölümde de konu tekrar uygulayıcılar veya uygulayıcı olmayı amaçlayanlar bakımından ele alınarak basamak basamak işlenmektedir.
Kuramların tanıtıldığı her bir bölüm yeni bir danışanın tanıtımı ile başlamaktadır. Sonra da kuramın temel varsayımları, kavramları, insanın gelişimi, sağlıklılık ve fonksiyonsuzluk konusundaki anlayışları ve kısaca başlıca teknikleri tanıtılmaktadır. Her bir yeni bilginin ardından, bu kavramın hemen nasıl uygulanabileceği de olgu yaklaşımı ile genel olarak sunulmaktadır.
Earl J. Ginter, Gargi Roysircar, Lawrence H. Gerstein Psikolojik Danışma ve Psikoterapi Kuramları ve Uygulamaları, öğrencilere bireyle psikolojik danışma ve aile danışmanlığında çeşitli terapötik yaklaşımları uygulamak için gereken temel bilgileri sağlamaktadır. Dinamik yazar ekibi, kuramları, her kuramı destekleyecek kanıtlar da dahil olmak üzere çok kültürlülük ve sosyal adalet merceğinden sunmaktadır. Öğrenciler; filmlerden, televizyon programlarından, gazete makalelerinden ve kitapta baştan sona sunulan farklı kaynaklardan resimler ve ilgili örnekler aracılığıyla bölüm kavramlarını öğrenme fırsatı bulabileceklerdir.
Meksikalı Amerikalı göçmen bir aileye odaklanan ve kitap boyunca devam eden bir vaka, her bölümde farklı teorik merceklerle incelenmekte, kuramlar arasındaki farklılıkların yanı sıra kuramların çok kültürlü uygulamalar noktasında benzerliklerini de göstermektedir.
Her bölümdeki ikinci özgün vaka, öğrencilerin terapötik dinamikleri kavramsallaştırmalarını sağlamakta ve çeşitli müdahale becerilerini genişletmeyi amaçlamaktadır.
Kitap, etikle ilgili olarak bölümlerde yer verilen başlıkların dışında, Amerikan Psikolojik Danışma Derneği ve Amerikan Psikoloji Derneğinin etik kurallarının birçok örnekle birlikte tartışıldığı bir bölümü de içermektedir.
Önemli teorisyen ve uygulayıcıların biyografileri ise öğrencileri etkili bir hikâye anlatımı yaklaşımıyla her kuramsal bölümünün içine çekmeyi amaçlamaktadır.
T. Fikret Karahan, Mehmet E. Sardoğan Bu kitapta, duygusal sorunlara müdahale amacıyla geliştirilen temel psikolojik danışma/psikoterapi kuramlarına yer verilmiştir. Kuramlar incelenirken özellikle kuramın öncüsü, dayandığı insan ve kişilik görüşü, kuramın psikopatoloji görüşü, terapötik süreç, terapi teknikleri, terapist ve danışan gibi boyutlarda ele alınmıştır. Psikoloji programlarında öğrenim gören öğrenciler açısından her kuramda terapötik süreç ve teknikler bölümlerinde uygulamalı vaka örnekleri verilmiştir. Diğer yandan kitap; psikolojik danışma, psikoloji ve psikiyatri alanında çalışan profesyonellerin yararlanabileceği düzeyde uygulamaya dönük olarak hazırlanmıştır.
• Psikanaliz
• Adlerian Terapi
• Davranışçı Terapi
• Gerçeklik Terapisi
• Birey Merkezli Terapi
• Transaksiyonel Analiz
• Varoluşçu Terapi
• Akılcı Duygusal Terapi
• Logoterapi
• Bilişsel Terapi
• Gestalt Terapi
• Bilişsel Davranışçı Terapi
Hacer Yıldırım-Kurtuluş, Fulya Yüksel-Şahin Süpervizyon nedir?
Süpervizyon süreci nasıldır?
Süpervizyon modelleri, yöntemleri ve teknikleri nelerdir?
Süpervizör özellikleri nasıl olmalıdır?
Süpervizörün eğitimi nasıl olmalıdır?
Süpervizyon ilişkisi nasıldır?
Süpervizyonda etik ve yasal konular nelerdir?
Türkiye'de psikolojik danışman eğitiminde verilen süpervizyondan örnekler nelerdir?
Bütüncül ve Eklektik Psikolojik Danışma Yaklaşımlarının tanımları nedir?
Bütüncül ve Eklektik Psikolojik Danışma Yaklaşımları nelerdir?
Bütüncül ve Eklektik Psikolojik Danışma Yaklaşımı ile süpervizyon vermenin yararları nelerdir?
Bütüncül ve Eklektik Psikolojik Danışma Yaklaşımı ile süpervizyon vermenin önemi nedir?
Yukarıdaki sorulara yanıt bulabileceğiniz bu kitapta, “Süpervizyon ve Süpervizyon Süreci” ile “Bütüncül ve Eklektik Psikolojik Danışma Yaklaşımları, Yararları ve Önemi” kapsamlı bir biçimde ele alınmaktadır. Günümüzde psikolojik danışma uygulamalarındaki eğilimin, çeşitli terapi kuramlarını ve tekniklerini bir araya getirerek bütüncül ya da eklektik uygulamalara doğru ilerlediği de görülmektedirler. Bu kitap, “Süpervizyon Sürecinin” yanı sıra “Bütüncül ve Eklektik Psikolojik Danışma Yaklaşımları”ndan söz etmesi açısından diğer kitaplardan farklılık göstermektedir.
Kitabın, Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında öğrenim gören lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile akademisyenlere yararlı olmasını diliyoruz.
Büşra Boyar Yüksel, Ceren Şahbaz, Derya Demir, Elif Ulu, Elif Yarar, Fatma Betül Afacan, Gamze Tuncer, Görkem Yarımçam, Merve Genç, Nisa Nur Karatepe, Rana Livköşkeroğlu, Semra Uçar, Şeyma Betül Yurdakul, Şuheda Baloğlu Psikolojik danışmanlık, danışanların yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları aşmalarına ve farkındalıklarını arttırmada onlara rehberlik eden bir meslektir. Bu yolculukta, her danışan, kendine özgü bir hikâye, mücadele ve çözüm arayışıyla gelir. Bu kitap, hem yeni başlayanlar hem de deneyimli profesyoneller için, psikolojik danışma sürecinde etikle ilgili karşılaşılabilecek farklı durumları anlamalarına yardımcı olacak masal, kitap ve vaka örnekleri ve uygulama stratejileri sunuyor.
Kitapta; etik ikilemleri çözerken başvurabileceğiniz modelleri, psikolojik danışman eğitiminde kullanılabilecek stretejileri ve farklı yaş gruplarından ve yaşam koşullarından bireylerin yaşadığı; duygusal, davranışsal ve zihinsel problemlerle başa çıkmalarında onlara yardımcı olmaya çalışırken karşılaşılabilecek olası etik ikilemler sizlere sunulmaktadır.
Her bölüm, okuyuculara teorik bilgiyi pratikte nasıl kullanabileceklerine dair ipuçları verirken aynı zamanda empati ve etik ilkeler doğrultusunda psikolojik danışmanlık yapmanın önemini de vurguluyor.
Herkese keyifli okumalar dilerim.
Tim Bond, Binnur Yeşilyaprak 21. yüzyılda ülkemizde, Psikolojik Danışma ve Rehberlik uygulamaları farklı alanlarda hızla yaygınlaşırken etik ile ilgili yaşantı birikimimiz ve bu alandaki etik sorunları tartışma ihtiyacımız giderek artıyor. Bu kitap, PDR meslek alanındaki etik ve yasal sorunları; Amerika'da, İngiltere'de ve Türkiye'deki durumu karşılaştırmalı olarak ele alıp inceliyor ve kendi ülkemizden örnekler sunuyor.
Psikolojik Danışmanlıkta Etik ve Yasal Konular kitabı, bu alandaki lisans öğrencileri için bir DERS KİTABI, lisansüstü öğrencileri için bir KAYNAK KİTAP, alan uygulamacıları için bir EL KİTABI ve psikolojik danışma ve rehberlik alanı ile ilgili herkes için temel bir BAŞVURU KİTABI olmaya adaydır.
Kitap, bu alanda çalışanlara, yaptıkları işi yeniden gözden geçirme fırsatı sunarak kendilerine "Yaptıklarım etiğe ne kadar uygun?”, “Nasıl davranmalıyım?" sorularını sorduracaktır. Kuşkusuz ki etik bizi mutlu etmez ama "insan" olmak için ona ihtiyacımız vardır.
Bu kitabın, etiği seven ve meslek yaşamına bu ilkelerin kılavuzluğunda devam etmeye çalışan tüm psikolojik danışmanlara, bu amaçla yetişen adaylara ve bu işi öğrenen-öğreten akademisyenlere yararlı olması ve alanın gelişimine katkı yapması beklenmektedir.
Hasan Bacanlı Kavramsal gelişim, kavramsal analiz ve kavramsal tercih olarak üç kısımdan oluşan çalışma; “İnsan kavramları nasıl kazanır?”, “Kavramlar nasıl ölçülür?”, “Türk toplumunda yaşlı-genç, Türk-Müslüman, Tanrı-Peygamber kavramlarına hangi özellikler yükleniyor?”, “Türk toplumunun değer tercihleri ve eşlerinde aradıkları özellikler neler?” gibi soruların cevaplarını aramaktadır. Bu arayış içerisindeki kitabın birinci kısmında kavramların ne zaman ve nasıl kazanıldıkları ortaya konulmaktadır. İkinci kısımda kavramsal analiz başlığı altında çeşitli kavramların özellikleri belirlenip analiz edilmektedir. Kavramsal tercih adlı üçüncü kısımda kavramların bilişsel temellendirilmelerinden sonraki aşama olan duyuşsal tercihler ele alınmıştır. Sonuç olarak burada yer alan yazılar kavramların oluşumundan, büyüyüp olgunlaşmalarına ve hayata yön vermelerine kadar geçen süreçte yol kenarındaki taşlara benzemektedir. Eğer bir yolcuya yol gösterebilirse, amaçlarına ulaşmış olacaklardır.
Elif Güneri Yöyen Bilim dalları arasında en genç olanlarından biri olmasına rağmen her geçen gün artarak çoğalan onlarca makale, kitap ve araştırma ile baş döndürücü bir üretime sahip olan psikoloji bilimi; gelişen, değişen, dönüşen dünya ve insan olgusunda olağanüstü bir hızda üretmeye devam etmektedir. Bu müthiş bilimsel üretim hızında psikoloji biliminin doğasında insanın olmasının şüphesiz büyük bir payı vardır, bir diğer pay da teknolojinin gelişimine paralel olarak kaynaklara hızlı ulaşılmasının getirdiği kolaylıktır. Dünyanın neresinde psikoloji üzerine bir çalışma yapılırsa yapılsın, internet üzerinde aynı gün geniş bir araştırmacı kitlesi bu çalışmadan haberdar olabiliyor ve bilgi aynı gün dünyanın her yerinde kullanıcısına ulaşabiliyor. Ancak internette her zaman var olan bilginin gerçeği yansıtmadığı, kirli bilginin de yer aldığı bir gerçektir. Özellikle pratikte gerek akademisyenlerin ve gerekse psikoloji lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin veya psikoloji üzerine çalışma yapan diğer bilim dalları mensuplarının internette var olan ölçek, envanter, test gibi psikolojik ölçme değerlendirme araçlarını kullandıkları ancak bu araçların yanlış, eksik veya yetersiz bilgi içerdiği ve bu sebeple çalışmalarda zorluk yaşandığı sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
İki yıllık bir araştırma ve emeğin ürünü olan bu kitap, bu gerekçeyle ve ihtiyaçla kaleme alınmıştır. Amaç, yapılacak olan çalışmalarda psikolojik ölçme değerlendirme araçlarına doğru kaynaktan erişimi sağlamak üzere bilimsel ve kişisel bir katkı sunmaktır. Elbette psikolojide kullanılan ölçme ve değerlendirme araçları bu kitaptakiler ile sınırlı değildir. Ancak kitapta yer alan 167 ölçme ve değerlendirme aracı klinik, adli, eğitim, gelişim, sağlık psikoloji alanında sıklıkla kullanılan, geçerlilik ve güvenilirliği yapılmış örneklerdir.
İlyas Göz Yalın gözle göremediğimiz bir yıldız bize yol gösteremez, ta ki bir astronom o yıldızı etraflıca inceleyip bize tanıtıncaya kadar; işte o zaman o yıldızın parıltısı, entelektüel dünyamıza nüfuz ederek ufkumuzu aydınlatır. Giriş bölümünde ben bir astronomun yaptığını yaptım: Rahle-i tedrisine oturduğum ve uzun yıllar yakınında bulunduğum Yılmaz Özakpınar'ı ve onun bilimi nasıl ayrı bir değer hâline getirdiğini kendisine dair anılarımla anlattım.
İkinci bölümde ise Yılmaz Özakpınar'ın verdiği psikoloji doktora dersleri esnasında tutmuş olduğum ders notlarım yer almaktadır. Bu notları okuyan psikoloji öğrencileri, çok farklıymış gibi görünen derslerde edindikleri psikoloji bilgilerini, bir bilgisayarın yaptığı gibi belleklerinde “muhafaza etmek” yerine psikoloji bilimini var eden teorik eksen etrafında birbiriyle bağlantılı şekilde örgütleyebilecektir; böylece ilişkisiz gibi görünen söz konusu bilgiler, ansiklopedik bilgiler olmaktan kurtularak kalıcı bir anlayışa dönüşebilecektir. Psikoloji alanında yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerin böyle bir teorik donanıma daha fazla ihtiyaç duyacakları açıktır. “Tez Hazırlayacak Olanlara Öneriler” alt başlığı özellikle onlara yöneliktir.