Psikopatoloji \ 3-5
Ellen Galinsky “ÇOCUĞUMUN NASIL BİR İNSAN OLMASINI İSTİYORUM?”
Ebeveynlere sütten kesmeden tuvalet eğitimine, disiplinden beslenmeye kadar her konuda tavsiyelerde bulunan yüzlerce kitap vardır. Ancak bu kadar çok bilgiye rağmen, ebeveynler için çocuklarını nasıl iyi bir şekilde yetiştireceği ve potansiyellerine ulaşmalarını, yaşamdaki zorlukları üstlenmelerini, başkalarıyla iyi iletişim kurmalarını ve öğrenmek için istekli olmalarını sağlamalarına yardımcı olmaları konusunda çok az araştırmalara dayanan tavsiyeler bulunur. Ellen Galinsky'nin kendi çalışmalarıyla ve onlarca yıldan beri çocuk gelişimi ve sinirbilimleri alanlarındaki en seçkin araştırmacılarla yüzlerce kez konuşarak kariyerini adadığı “temel yaşam becerileri” vardır. Güzel olan şu ki, tüm ebeveynlerin bugün ve gelecekte çocuklarında bu becerileri geliştirmek adına yapabilecekleri basit günlük şeyler bulunur. Karşılığında para ödemeniz gerekmez ve başlamak için asla geç değildir.
Gelişen Zihin'de, Ellen Galinsky araştırmasını çocukların en çok ihtiyaç duyduğu yedi kritik alanda gruplamıştır: (1) odaklanma ve öz denetim; (2) bakış açısı alma; (3) iletişim; (4) bağlantılar kurma; (5) eleştirel düşünme; (6) zorlukların üstesinden gelme; (7) öz yönelimli katılımlı öğrenme. Bu becerilerin her biri için Galinsky, ebeveynlere araştırmaların neyi kanıtladığını gösterir ve onların, çocuklarında bu becerileri güçlendirmeleri için bugün başlayabilecekleri çok sayıda somut uygulama sunar. Bunlar çocukların yeni edindikleri beceriler değildir; bu becerilerin geliştirilmesi gerekir. Bunlar, çocuklara hedeflerine odaklanma yeteneği kazandıran, böylece daha kolay öğrenebilecekleri ve öğrendiklerini aktarabilecekleri becerilerdir. Çocukları modern yaşamın baskılarına hazırlayan, şimdi ve yıllarca kullanacakları becerilerdir.
Gelişen Zihin çığır açan, ebeveynlere, çocuklara ihtiyaç duyacakları en önemli araçları kullanmayı öğreten kitaptır. Kitap, T. Berry Brazelton, M.D., David A. Hamburg, M.D., Adele Faber ve Judy Woodruff gibi düşünce liderleri tarafından da beğeni almıştır. Gelişen Zihin'in ebeveynlik literatüründe klasik olması kaçınılmazdır.
Raychelle Cassada Lohmann, Sheela Raja Cinsel tacize veya tecavüze uğradıysan, şaşkın, kafası karışmış, öfkeli, utanmış ve yaşamına devam edemeyecekmiş gibi hissediyor olabilirsin. Yalnız olmadığını bilmen senin için önemli. Cinsel travma yaşamış pek çok genç, yaşadıkları şeyleri anlamakta veya bununla ilgili konuşmakta zorluk yaşar. Eğer hazırsan, bu kitap sana kendini bulmanda, hikâyeni anlatmanda ve iyileşmeye başlamanda yardımcı olacak.
Seni güçlendirecek bu kılavuzda, cinsel travmaya maruz kalmış kişilerin gerçek hikâyelerinin yanı sıra iyileşmene ve olumlu şekilde ilerlemene yardım edecek araçlar var. Aynı zamanda yardıma ve desteğe nasıl ulaşacağını öğrenmende, kendi güvenlik planını oluşturmanda ve korku, utanç veya çökkünlük gibi duygularınla çalışmanda sana yardımcı olacaktır. Başına gelenler geçmişinin bir parçası fakat şu an kim olduğunu veya kim olacağını belirlemez. Bu kitap, yaşadıklarının üstesinden gelmende ve elinden geleni yapmanda sana yardım edecek. “Bu muhteşem kitap baştan sona umut dolu, ilham verici ve eğitici… Bu kitabın ihtiyacım olduğunda ulaşılabilir olmasını isterdim.”
Andrea Wachter Eğer aşırı yemek yeme sorunuyla boğuşuyorsanız yalnız değilsiniz. Birçok genç kendini üzgün, öfkeli veya stresli hissettiği için yemek yer. Aşırı yemek yemek o anda rahatlatıcı gelse bile gelecekte birçok soruna da yol açabilir. Açlıkla ilgili olmayan nedenlerden dolayı yemek yiyorsanız bu durumu değiştirebilirsiniz. Eğlenceli ve pratik olan bu çalışma kitabı, fazla yemenizin esas nedenlerini anlamanıza yardımcı olacak ve daha sonra bu konuda bir moral bozukluğu yaşamadan “dolduğunuzu” hissetmenizi sağlayacak güçlü ipuçları sunmaktadır.

Gençler İçin Aşırı Yemenin Üstesinden Gelmek duygularınızı yönetebilmeniz ve aşırı yemek yemeden bir rahatlama hissi elde edebilmeniz için ihtiyacınız olan araçları sağlar. Hissettiklerinizle başa çıkmanın, kendinize daha iyi bir arkadaş olmanın, bedeninizi ve zihninizi yeniden şarj etmenin, beden imajı hüznünü yenmenin, sağlıklı bir beslenme planı geliştirmenin ve isteklerinizi yönetmenin somut yollarını öğreneceksiniz. En önemlisi, sizin için en iyi olan hayatı yaşayabilmeniz için bu öğrendiklerinizi uygulamaya hazır olacaksınız.

“Yiyeceklerle, bedeninizle ve duygularınızla farkındalıklı ve keyifli bir ilişki kurmayı yeniden keşfedebilirsiniz. Kendinize bu öz şefkat armağanını verin ve bedeninizin içsel bilgeliğini yeniden dinlemeyi öğrenin. Bu kitap size bunun nasıl olduğunu gösterecek.”
—DZUNG VO, MD, The Mindful Teen kitabının yazarı.

“Gençlerin kolayca anlayıp bağlantılar kurabileceği kavramların yanı sıra açık bir dil kullanan Gençler İçin Aşırı Yemenin Üstesinden Gelmek, gençlerin yiyeceklerle olan ilişkilerini iyileştirmelerine yardımcı olmak için harika, okuması kolay ve pratik bir kılavuzdur. Keşke bu kitap bana, aşırı yemek ve yo-yo diyetiyle mücadele eden bir genç olduğum zamanlarda verilmiş olsaydı!”
—MICHELLE MAY, MD, Eat What You Love, Love What You Eat for Students
kitabının yazarı.
Julia V. Taylor İnternette, telefonda veya televizyonda, sürekli mükemmel görünen ve neredeyse her zaman pürüzsüz olan genç kadınlar ile karşılaşıyorsun. Bu da kendin ve bedenin hakkındaki hisleri etkileyen duygusal ve sosyal birçok faktörle birleşince, görüntünle ilgili baskı hissetmen oldukça normal oluyor. Muhtemelen arkadaşların da bu baskıyı hissediyor ve bu durum, kendini daha da kötü hissedeceğin bir kıyaslama yarışına dönüşüyor. Peki, bu sağlıksız döngüyü kırarak gerçekten kim olduğunu sevmeye nasıl başlarsın ?
İlginç ve eğlenceli bu çalışma kitabı, beden imajına dair güvensizlik hislerinle başa çıkmana yardımcı olacak. Bu kitapta, olumsuz beden imajına yol açabilecek en yaygın faktörlerin ele alındığı pratik egzersizler ve ipuçları bulacaksın. Bu faktörler arasında; kıyaslama, eleştirel iç ses, gerçekçi olmayan medya görüntüleri, toplum ve aile baskısı, mükemmeliyetçilik, sağlıksız arkadaşlıklar ve başkalarını hayal kırıklığına uğratma korkusu bulunuyor. Eğer iç sesini sustururarak gerçek ve kalıcı bir özgüven inşa etmeye hazırsan, bu kitap senin rehberin olacak.
“Gençler için, Beden Algısıyla Çalışma Kitabı, olumlu bir beden algısı geliştirmek için kızlara vazgeçilmez araçlar sunuyor. Onlara, şefkatli ve faydalı olanı yapma fırsatı veriyor.”
Raychelle Cassada Lohmann Aile yaşamı ve okul baskısı arasında şüphesiz stresli olmayan bir genç yoktur. Eğer gerginliğini en çok sevdiğin kişilere (annen-baban, kardeşlerin, arkadaşların gibi) yönlendirmeye başladığını fark ediyorsan değişme zamanı gelmiş olabilir.
Gençler İçin Öfke Denetimi Çalışma Kitabı, sıkıntı yaşamadan hislerini ele almana yardım edecek etkili beceriler göstermeyi amaçlayan 37 etkinlik içermekte.
Bu kitap ile sadece 10 dakikalık bir çalışma yaparak öfkeni tetikleyenleri bulacak, tepki tarzlarına bakacak ve öfkeni kontrol altına alacak becerileri ve yöntemleri öğreneceksin. Kişisel bir öfke profili geliştirecek ve uyarıldığında hissettiğin fiziksel belirtileri fark etmeyi öğreneceksin. Sonrasında hislerini yatıştırmayı ve diğerlerine daha duyarlı tepki vermeyi öğreneceksin. Öfkeni bir kez anladığında onu ele almaya daha iyi hazır olacaksın ve asla sakinliğini kaybetmeyeceksin.
Jennifer Shannon Eğer utangaçlıkla uğraşıyorsan ne yapacağını veya söyleyeceğini bilememe hissi sana tanıdık geliyordur ve bu histen kaçınmak için her şeyi yapabilirsin. Ama büyük olasılıkla pek çok şey -arkadaşlıklar, olası ilişkiler ve eğlence- kaybettiğini biliyorsun. Bu kitabı seçiyorsun çünkü utangaçlığının arkasında saklanmayı durdurmaya ve yaşamın sunduğu her şeyden keyif almaya hazırsın.
Gençler İçin Utangaçlık ve Sosyal Kaygı Çalışma Kitabı'ndaki çalışma kâğıtları ve alıştırmalar sosyal ortamlardaki beceriksizliğinin üstesinden istekle ve güvenle gelmeyi öğrenmene yardım edecek. Böylece istediğin insanlarla gerçek ilişkiler kurabileceksin. Öğrendiğin beceriler, yapman gereken ve korkup abarttığın sınıf ödevlerinde kendinle konuşmana yardım edecek. Aslında bu kitabın yaşamında sana yardım etmeyeceği bir alan yok. Öyleyse neden utangaçlığın yaşamından bir gün daha almasına izin veriyorsun? Bu çalışma kitabının daha güvenli ve girişken olma yolunda sana kılavuzluk etmesine izin ver.
“Tümüyle açık, etkili, çekici yöntemleri kapsayan bu kitap, gençlere korkularının ve utangaçlıklarının üstesinden gelmek için ne yapacaklarını gösterecek…
Bu kitap, okuyan gençlerin tümüne fayda sağlayacak.”
—Dr. Tamar Chansky, Freeing Your Child from Anxiety kitabının yazarı
Coral Popowitz birini kaybetmek zordur;
bu kitap iyileşmeye
başlamanıza
yardımcı olacak.

Bir kayıp yaşadığınızda, bunun hem zihninizi hem de bedeninizi etkileyebileceğini biliyor muydunuz?
Sevdiğiniz veya yakın olduğunuz birini kaybettiyseniz üzüntü, öfke, yalnızlık ve korku hissedebilirsiniz. Baş veya mide ağrısı çekebilir, bitkin veya halsiz hissedebilir hatta zaman zaman kaygı nedeniyle nefes almakta zorluk yaşayabilirsiniz. Yas, bunaltıcı olabilir ama düşüncelerinizi kabul etmek ve bedeninizin nasıl hissettiğine dikkat etmek, iyileşmeye başlamak için atabileceğiniz önemli adımlardır.
Bu şefkatli rehberde, yas ve kaybın fiziksel yönleriyle başa çıkmanıza yardımcı olacak güçlü, beden odaklı uygulamalar keşfedeceksiniz. Ayrıca fiziksel belirtilerinizi daha da kötüleştirebilecek kaygıları yatıştırmanın yollarını da bulacaksınız. Son olarak günlük yaşamınızda stresin üstesinden nasıl geleceğinizi ve sağlıklı seçimleri nasıl yapabileceğinizi öğreneceksiniz. Bir kayıp yaşadıktan sonra hayatınıza devam edebilirsiniz; bu kitap, başlayabilmeniz için gerekli araçları geliştirmenize yardımcı olacak.
“Yaşımız veya geçmişimiz ne olursa olsun, her birimiz yaşamımız boyunca yası deneyimleyeceğiz. ‘Gençler İçin Yastan Kurtulmak’ kitabında Coral Popowitz, gençlerin rahatlık, huzur ve yenilenmiş bir umut bulmak için yapabilecekleri düzinelerce şeyi paylaşıyor.”
—NEIL WILLENSON
One Heartland'ın kurucusu ve Camp Hometown Heroes'un kurucu ortağı
Raychelle Cassada Lohmann, Julia V. Taylor Ergen olmak, zorbalarla uğraşmak zorunda kalmadan da yeterince zordur. Okulda zorbalığa ya da çevrim içiyken siber zorbalığa maruz kaldıysanız yalnız değilsiniz. Zorbalığın etkileri; iyi notlar almak, flört etmek ve yetişkinliğe geçiş yapmak gibi büyük streslerle boğuşan gençler için yıpratıcı olabilir.
Gençler İçin Zorbalık Çalışma Kitabı, zorbalığa maruz kalmaktan kaynaklanan kaygı, depresyon ve diğer duygularınızı hafifletmeye yardımcı olmak için kullanımı kolay sağlam tavsiyeler sunar. Bu kitaptaki aktiviteler adım adım başkalarıyla olan etkileşimlerinizde güven oluşturmanıza da yardımcı olacaktır. Zorbalık herkesin başına gelebilir ancak küçük bir rehberlikle gerçek, olumlu değişiklikler yapabilir ve hayatınızı sonsuza dek geri kazanabilirsiniz. Bu çalışma kitabı ile şunları öğreneceksiniz:
• Etkili zorbalık karşıtı ipuçları ve stratejiler
• Duygularınızı nasıl yönetirsiniz?
• Duygularınızı ifade etmenize yardımcı olacak iletişim becerileri nelerdir?
• Zehirli arkadaşlıklar nasıl belirlenir ve önlenir?
• Yardımı kimden ve ne zaman isteyeceksiniz?
"Bu kitap ufuk açıcı bilgiler sunuyor ve zorbaların kurbanı olmuş her genç için faydalı olacaktır." - Rosalind Wiseman, sinema filmi Mean Girls'e ilham veren Queen Bees & Wannabees kitabının yazarı.
Mesut Baş Psikolojik Danışma ve Rehberlik hizmeti, okullarda eğitim kalitesini olumlu etkilemiştir. Eğitimin amacı gençlerin zihinsel gelişimleri ile fiziksel, kişisel, duygusal ve sosyal gelişimlerini sağlamaktır.
Psikolojik danışma yoluyla ögrencilerin, kendilerini daha iyi tanıması ve bilmesi, değerlendirmesi, kendisiyle barışık, sevecen, mutlu, humanist, çağdaş, evrensel görüşlü, kendinden emin, duygularının farkında olan, bilimsel düşünen, kişilikli gençler yetiştirilebilir.
Bu kitapta; grupla psikolojik danışmanın (psikoterapinin) kaygı düzeyleri, cinsiyetleri ve sınıf düzeyleri farklı lise ögrencilerinin kişisel, sosyal ve genel uyumları ile durumluk ve sürekli kaygıları üzerindeki etkileri incelenmiştir.
Bu kitaba konu olan çalışma, deney gruplarında 48 ve kontrol gruplarında 48 ögrenci olmak üzere toplam 96 kişi üzerinde yapılmıştır.
Elde edilen bulgulara göre grupla psikolojik danışmanın etkisiyle deney gruplarındaki bireylerin kontrol gruplarındakilere oranla genel olarak durumluk ve sürekli kaygıları önemli ölçüde azalmış ve kişisel, sosyal ve genel uyumları artmıştır.
Jan Warner Günden Güne Yas: Kayıplarla Yaşamak İçin Basit Uygulamalar ve Günlük Rehberlik, yasın değişken doğasını anlayabilmek ve nihayetinde “Yasa Fısıldayan Kişi” olabilmek için size 52 haftalık bir serüvende eşlik edecek.
YAS DOĞRUSAL DEĞİLDİR.
YASIN BİR STANDARDI YOKTUR.
HER İNSAN İÇİN FARKLIDIR.
Bu kitap sizi yasla ilgili her hafta, içerdiği alıntılarla farklı bir tema üzerinde düşünmeye davet ediyor. Her bir alıntı, söz konusu temayı çeşitli açılardan incelemenize yardımcı olmayı amaçlıyor.
BU, SİZİN YAS KİTABINIZDIR VE ONU KULLANMANIN DOĞRU YA DA YANLIŞ BİR YOLU YOKTUR.
• Sırayla her gün bir alıntı kullanarak 1. haftadan başlayıp 52. haftada bitirebilirsiniz.
• Kitabı karıştırabilir ve istediğiniz yerden başlayabilirsiniz.
• Bir hafta boyunca tek bir tema üzerinde durabilir ya da içinde gezinebilirsiniz.
• Bir temaya veya alıntıya birçok kez dönebilirsiniz.
• Eğer bir şeyin yararlı olduğunu düşünürseniz onu kullanın. Eğer bir şey size uygun değilse başka bir şeye geçin.
Kederinizin geçeceğine hatta geçmesini isteyeceğinize dair bir söz veremem ama zamanla ve pratik yaparak kederinizin sizi tüketmek yerine ilham vermesine izin vermeyi öğreneceksiniz.
EĞER İZİN VERİRSEK SEVGİNİN ÖLÜM KARŞISINDA ZAFER KAZANACAĞINA İNANIYORUM.
Jan Warner
Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Anıl Gündüz, Arzu Erkan Yüce, Asena Yurtsever, E. Başak Usta Gündüz, Emre Konuk, Emre Sargın, Gonca Soygüt Pekak, Görkem Gökçelioğlu, K. Fatih Yavuz, Kadir Özdel, Levent Sütçigil, M. Hakan Türkçapar, Önder Kavakcı, Şahabettin Çetin, Şenel Karaman, Zeynep Zat Psikolojik sorunlara yaklaşımda psikoterapiler, Freud'dan itibaren büyük yol kat etti. Psikanaliz, nesnel olarak ciddi bir devrimsel gelişmenin ilk işaretiydi. Gözler uzun süre onun üzerindeydi ve kendi dışına da taşarak başka alanları etkileyen bir rol oynadı. Dinamik bir süreç olan yaşam; mevcut kuramın, onun kavramlarının ve yönteminin sınırlarını zorluyordu ve farklı kuramcılar, çeşitli yaklaşımlarla psikodinamik terapileri ortaya çıkardı. Farklı ihtiyaçlar için işlevsel, kullanışlı ve insanın hem karmaşıklığına hem de sadeliğine uygun başka yaklaşımlar da kendini dayatmaya başladı. İşte bu noktada yeni gelişmelerin şafağı ufukta beliriyordu. Davranışçı ve bilişsel yaklaşımların buluşmasıyla olgunlaşan Bilişsel Davranışçı Terapi ve dalları, ülkemizde 1990'lı yıllardan itibaren alanda çalışan uzmanlar tarafından hızla kavranmaya başladı. Bir kurama ve bilimsel yönteme dayanan konuşmanın, sözcüklerin, metaforların ve düşüncenin, meselelere bakışta, davranış ve karar verme süreçlerinde beyni ilaçlardaki kimyasal moleküllere benzeyen şekilde etkileyen işleve sahip olduğu, deneysel çalışmalarla kanıtlandı. Anlamlı ve zengin bir yaşam sürmemize engel olan birtakım içsel yaşantılarımızın önümüze çıkmasında Kabul ve Kararlılık Terapisi, insanı eyleme geçmeye davet etmesi ve engelleri aşmayı sağlayacak yöntemler sunması bakımından kat edilen yolda yeni bir duraktı. İnsanların hayatlarında tekrar eden zorlukların temel yapılarını ortaya koyan ve yaşantısal tekniklerle bu şikâyetlere müdahale eden Şema Terapi ve düşünceler hakkındaki düşüncelerin sorunları kronikleştirmekteki etkisine yoğunlaşarak buralara müdahale eden Metakognitif Terapi, yine bu yolculuğun diğer önemli aşamaları oldu. Tüm bunlarla birlikte travmaların yani olumsuz yaşantı ve psikolojik tehditlerin psikolojik etkilerinin azaltılması veya ortadan kaldırılması için anılarla çalışan EMDR Terapisi de bugün sık kullanılan, bilimsel olarak etkileri araştırmalarla gösterilmiş bir diğer psikoterapi yöntemi olarak karşımıza çıktı.
Günümüzün sık kullanılan, bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış ve kanıt değeri yüksek psikoterapi yöntemlerini ele alan bu kitap; çağdaş yöntemler hakkında bilgi vermenin, onların nasıl çalıştığını anlatmanın ötesinde karşılaştırmalı bir psikoloji tarihi olarak da okunmaya değer. Bu bakımdan sadece uzmanlar için değil psikoloji dünyasındaki güncel gelişmelere merak duyanlar için de zengin bir içeriğe sahip olan ve kolay okunabilen ancak bir o kadar da derinlikli bir eser niteliğindedir.
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni
Ali Turan Barniç Satışı psikolojiden, psikolojiyi bedenden, bedeni insandan, insanı tüketimden ayrı ele alan bir yaklaşım başarıya ulaşamaz. Dolayısıyla işletmeler satışlarını artırmak için bütüncül bir yaklaşımı uygulamak durumundadır.
Bu bütüncül yaklaşım ise diğer satış yaklaşımlarına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bütüncül yaklaşım, satış sürecinde aktif olan tüm faktörlerin karşılıklı ilişkisine dayanmaktadır. Bu ilişki ise satış hedeflerinin gerçekleşmesi için tüm faktörlerin kendi aralarında olan etkileşimini esas almaktadır.
Biyopsikososyal yaklaşımdan hareketle, satışçıların satış sürecindeki başarıları onların müşterilere bir psikolog gibi yaklaşmasına bağlıdır diyebiliriz. Bu yaklaşım ise satış sürecini biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenler olmak üzere üç faktöre ayırmaktadır.
Böylece tüm faktörler ayrı ayrı incelenerek sürecin bütününe odaklanılmaktadır. Günümüzün rekabet koşullarına göre satışçıların müşteri ile daha iyi bir iletişim sağlaması, onların birer psikoterapist gibi yetiştirilmelerini bir zorunluluk haline getirmiştir. Bu zorunluluk, işletmelerin globalleşen piyasalarda rekabetin zor koşullarına uyum sağlayabilme mücadelesidir.
Aslıhan Örs Gevrekci, Bahar Bahtiyar Saygan, Didem Sevük, Dilay Eldoğan, Leman Korkmaz, Nesrin Hisli Şahin, Okan Cem Çırakoğlu • Hücre Düzeyinde Stres (Aslıhan Örs Gevrekci)
• Stresin Fizyolojisi: Ortası Karar (Nesrin Hisli Şahin)
• Çocukluk Döneminde Stres ve Bağlanma (Bahar Bahtiyar Saygan)
• Kişilik ve Stres (Dilay Eldoğan)
• Bir İletişim Tuzağı Olarak Stres (Okan Cem Çırakoğlu)
• Stres ve Psikopatoloji (Didem Sevük)
• Stres Kaynağı ve Stresten Koruyucu Faktör Olarak Sosyal Kimlik (Leman Korkmaz)
Lisa M. Schab Sana böyle söylenmesine rağmen, mücadele ettiğin yoğun üzüntü ve umutsuzluk duyguları büyük bir olasılıkla ne “sadece geçici bir evre” ne de “büyürken başına gelen olağan bir şey”dir. Akranlarının yaklaşık olarak yüzde 20'sinde ciddi depresyon belirtileri var, ancak pek çok genç ve hatta birçok yetişkin bu belirtilerin farkına varamıyor. Bu nedenle depresyonda olan gençlerin sadece yarısı bu duyguları aşmak için ihtiyaç duydukları yardımı alabiliyor. Eğer depresyon rahatsızlığın varsa, bu çalışma kitabı, kendini daha iyi hissetmen için kendi kendine ve psikoloji alanında uzman bir danışmanla birlikte yapabileceğin etkinlikleri içeriyor.
Hüznün Ötesindeki etkinlikler; üzücü ve zor duygularla baş etmene, arkadaş edinmenin yeni yollarını bulmana ve çatışmaların üstesinden gelmene yardımcı olabilir. Yaşamında küçük değişiklikler yaparak planlarında yavaş yavaş daha parlak ve daha keyifli bir geleceğe yönlenebilirsin.
Tammy Nelson Beden algısı ve şeklini takıntı hâline getirmiş bir kültürde yaşamak, görünüşünden memnun olmanı zorlaştırabilir. Ancak, gerçekçi olmayan beden algısı ideallerinin ortaya çıkardığı yeme bozuklukları, çok daha önemli sorunlara neden olmaktadır—düşük öz güven, sağlıksız yeme ve spor alışkanlıkları, kendini bir skala üzerindeki sayı yerine bir birey olarak görememe gibi.

Bu çalışma kitabı, yiyeceklerle kurduğun ilişkinin ardalanındaki ilişkileri anlamayı ve yediklerinin seni kontrol etmesi yerine senin yediklerini kontrol etme gereksinimini daha iyi anlamana yardım etmeyi amaçlamaktadır. İçim İçimi Yiyor Çalışma Kitabı’nın içinde yer alan çalışma sayfalarını tamamladığında, yeme bozukluğuna yol açan inançlarını ve deneyimlerini daha iyi öğreneceksin. Her çalışma sayfası, yiyeceklerle kurulan işlevsiz ilişkinin temelinde yatan kültürel mitleri, mükemmeliyetçiliği, stresi ve düşük öz güveni ele almayı hedefleyen sorular ve alıştırmalar içermektedir. Bu konular ele alındığında bedeninle barışmak, öz güvenini açığa çıkartmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için gereksinim duyduğun gücü kendinde bulabileceksin.
Richard G. Erskine “İLİŞKİSEL ÖRÜNTÜLER, TERAPÖTİK VAROLUŞ” Psikoloji, Psikiyatri ve PDR alanlarında çalışan meslektaşlarımız ve bu alanlarda öğrenim gören öğrenciler tarafından defalarca okunması gereken bir başvuru kitabı. Kitabın orijinalinde yer almayan ancak eklenmesiyle kitabın araştırma alanını genişleteceğini düşündüğüm, Richard Erskine'in Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB'nin) psikoterapisi çalışmasını da bu kitaba ekleme isteğim ve bu isteğimin de Richard tarafından kabulü ile Türkçe versiyonu İngilizce versiyonundan daha kapsamlı hâle geldi. Böylece tedavisi çok zor olan ve
uzun süren hem borderline hem de OKB'nin psikoterapisini içeren bu eseri Türkçeye kazandırmış olduk.
Bu kitap, FARKLI SORUNLARLA GELEN HER TÜRLÜ VAKADA danışanlara nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda bizlere oldukça yol gösterici olacaktır. Bununla birlikte Richard Erskine'in 5 kitabını da Türkçeye çevirmiş olduk. Erskine'in kitaplarının en çok çevrildiği dil Tükçe olmuştur.
Türkçeye çevrilen diğer kitapları:
• Empatinin Ötesi: İlişki İçinde Bir Temas Terapisi
• İntegratif Psikoterapi Uygulamaları
• Yaşam Kurguları: Farkında Olunmayan İlişkisel Örüntülerin Transaksiyonel Analizi
• Modern Psikoterapide Transaksiyonel Analiz
Hepsi birbirinden değerli olan bu kitapları çeviri ekibine katkı veren arkadaşlarla Türkçeye kazandırdığımız ve PSİKOLOJİ, PSİKİYATRİ VE PDR alanlarındaki meslektaşlarımıza ve bu alanlarda öğrenim gören klinisyen adaylarına sunduğumuz ve bu muhteşem eserlerdeki bilgileri sizlerle paylaştığımız için çok mutluyuz. İnsanlığın yararına yaptığınız değerli çalışmalarınızda sizlere büyük katkıları olacağına inanıyoruz.

Bahar Akoğlu, Ekin Sönmez Güngör, Elif Kurtuluş, Emel Aner Aktan,Kader Bahayi, Mune Aktay, Volkan Demir Anne… Bir çocuğun yaşamına dokunan en önemli varlık. Yaşama gözlerimizi açtığımız ilk andan itibaren anneyle kurulan ilişkinin izlerini hayatın her döneminde görebilmek mümkün. Anne veya birincil bakımı sağlayan kişi ile çocuk arasında kurulan bağ diğer tüm ilişkilerin temelini oluşturmaktadır. Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisinin varlığı, bir çocuğun sahip olabileceği en büyük şanstır. Annenin sesi, kokusu, ilgisi, sevgisi ve çocukla kurduğu temas çocuğun anneye olan bağlanmasını etkiler. Annenin bebekle kurduğu ilişkinin niteliği, kişinin yaşam sürecini etkileyerek yetişkinlikte kurulan ilişkilerde nasıl davranacağını belirler.
Yaşam sürecinde karşılaşılan psikolojik veya duygusal problemlerin çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimlerle ilişkili olduğunu söylemek mümkündür. Erken dönemde anne yoksunluğunun varlığı veya bakım sağlayan kişinin çocuğun ihtiyaçlarına duyarsız kalması, bağlanmanın gelişimine zarar vererek farklı psikolojik problemlere zemin hazırlayabilmektedir. Bu yüzden anne ve çocuk arasındaki ilişki, incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken en özel ilişkidir. Anne ve çocuk arasındaki bağın sosyal ve duygusal gelişim sürecinde önemli bir etken olduğu düşünülerek bu eserde bağlanmaya dair tüm süreçler değerlendirilmiştir.
Her çocuğun annesi ile kurduğu ilişki benzersizdir ve en özel ilişkidir.
Gizem Özkunduracı, Muhammed Serhat Semercioğlu, Taşkın Kılıç “İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.” der Montaigne.
Hepimizin ruhunun, iç dünyasının, duygularının veya bedeninin bilgiyle ama istendik, kullanılan, doğru ve anlaşılır bilgiyle dolması hepimizin yegâne amacıdır. Bu amaçla yazılan kitapta STRES kavramına dair iç dünyanıza dokunacak ve size yol gösterecek bilgiler ve uygulamalar bulmanız umut edilmektedir.
Mehmet Eskin İntihar var olan tüm toplumlar için giderek ciddi bir halk sağlığı sorunu halini almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü hemen her toplumda ilk on ölüm arasında intihar vakalarının olduğunu ifade etmiştir. Bu oran 15-35 yaş aralığında ilk üç ölüm nedeni sıralamasına çıkmaktadır. İntihar sonucunda yaşanan kayıplar hem bireysel hem de toplumsal kayıplar olarak değerlendirilmelidir. İntiharın sebep olduğu kayıpların başında bireyin yakınları için sevdikleri birinin kaybı yer almaktadır. Sevdiği birinin intihar yoluyla kaybı kişinin üzerinde daha derin bir kedere sebep olmaktadır. Bu durum yaşadığımız toplumda da farklı değildir. Kendini yetiştirmiş ve değerli birçok insan kendini öldürmeyi düşünecek düzeye gelmekte hatta bu girişimde bulunacak kadar mutsuzluk ve çaresizlik hissetmektedir. Medya da karşılaştığımız intihar vakaları buz dağının yalnızca görünen kısmını oluşturmakta, görmediğimiz kısımlarda ise daha da derinleşmektedir. Ülkemizde intihar konusunu bilimsel olarak değerlendirip ele alan kaynak sayısı oldukça azdır. Konunun önemi ve alandaki eksikliğin fark edilmesi sebebiyle bu kitap ortaya çıkmıştır. Kitabın iki temel amacı vardır. Birincisi içerik olarak hala belli başlı bilgi eksikliklerine sahip olduğumuz intihar konusunu daha anlaşılır kılmak, ikincisi klinik ve sosyal uygulamalardaki yaklaşımları incelemektedir. İkinci kısım tedavi kurumlarında çalışan meslek gruplarına yönelik klinik uygulamalarda kullanabilecekleri yöntem ve ilkeleri içermektedir.
Ahmet Keskin, Bengü Sare Sevda Pelin Kılıç Özer, Büşra Bahar Balcı, Deniz Şarlak, Dilara Kuru, Esra Oras, Fatih Ordu, H. Deniz Özdemir, Mehmet Yıldırım, Merve Ergüney, Mustafa Kemal Yöntem, Mücahit Yıldırım, Nagihan Tepe, Nur Yılmaztürk Dağaslanı, Özge Bektaş, Özgür Kıran, Peyami Safa Gülay, Tuğçe Elif Taşdan Doğan, Zeynep Anaforoğlu Bıkmaz İntihar, tüm toplumlar için giderek daha da ciddiye alınması gereken bir sorun hâline gelmektedir. Hem akademik anlamda hem de müdahale çalışmaları çerçevesinde intiharın anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Günümüzde intihar, ölüm nedenleri sıralamasında ilk onda yer alıyor. Özellikle genç bireylerin ölümleri mercek altına alındığında oran üçte bire kadar çıkmaktadır. İntiharın neden olduğu kayıplar, kaybedilen hayatlarla da sınırlı kalmaz. İntihar, ardında bıraktığı enkaz sebebiyle ölen kişinin yakınlarını da dalga etkisi altına alır. Bu yanıyla bakıldığında intihar, bireyden topluma doğru yayılan bir kayıp, acı ve ümitsizlik kaynağıdır. Üstelik tüm zorlayıcılığıyla intihar, daha gizli ve konuşulmayan bir boyutun ortaya çıkmasına da neden olur. Bu çalışma, çok katmanlı ve derinden anlaşılması gereken intiharın, farklı bakış açısı ve disiplinler çerçevesinde incelenmesi gerektiğine olan inançtan doğmuştur. Ayrıca bu çalışma ile söz konusu alana katkı sağlanması hedeflenmektedir.
Bu doğrultuda hazırlanan ve yirmi farklı başlıktan oluşan bu kitabın üç temel önermesi vardır: intihar anlaşılabilir, intihar önlenebilir, gerçekleşmesi durumunda intihara müdahale edilebilir. Kitabın ilk on bir bölümü klinik yaklaşımları, psikolojik müdahale ve önleme tekniklerini içermektedir. Sonraki dokuz bölüm ise intiharı farklı disiplinler bağlamında okuma ve anlama amacını taşır. İntihara dair bu çok disiplinli kitabın, farklı alandan kişilerin ihtiyaçlarına cevap vereceği düşüncesindeyiz. Alana ilgi duyan tüm okuyucular, lisans ve lisansüstü öğrencileri, akademisyenler, konu ile ilgili kavramsal ve kuramsal araştırma yapan tüm meslek mensupları (sağlık bilimleri, sosyal hizmet, sosyoloji, iletişim ve medya çalışanları vb.) kitabın yarar sağlayacağı gruplar içerisinde sayılabilir.
Barışhan Erdoğan, Başak İnce, Can Çalıcı, Cemre Gunes Vautier, Doğa Eroğlu-Şah, Ezgi Ildırım, Gizem Hüroğlu, Özge Akgül, Özge Sarıot, Özgün Özakay, Özlem Tuzcu, Sinem Cankardaş, Umut Şah Kadınların ortalama yaşam beklentisi daha uzun olmasına rağmen yapılan çalışmalar, paradoksal olarak kadınların psikolojik ve fiziksel sağlıklarının erkeklere göre daha kötü olduğunu ve daha düşük yaşam kalitesine sahip olduklarını göstermektedir. Ruh sağlığı alanındaki çalışmalar; kadın ve erkek arasında sosyal olarak inşa edilmiş rol, sorumluluk, statü ve güç gibi farklılıkların cinsiyetler arasındaki biyolojik farklılıklarla etkileşime girerek kadınların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yarattığını göstermektedir. Bu kitap, cinsiyete dayalı toplumsal ve biyolojik farklılıkların kadınların ruh sağlığı üzerindeki etkisini multidisipliner bir bakış açısıyla ele almaktadır. Özellikle ruh sağlığı alanında çalışanların konuyu farklı perspektiflerden incelemelerine olanak sağlamayı hedefleyen bu kitap, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, cinsiyet temelli ayrımcılığın ruhsal bozuklukların etiyolojisinde nasıl bir rol oynadığı ele alınmaktadır. İkinci bölüm; psikolojik problemlerin tanı, değerlendirme ve belirlenmesinde toplumsal cinsiyetin etkisini tarihsel perspektiften ele alarak toplumsal cinsiyete dayalı faktörlerin klinik karar verme süreçlerine etkisini güncel literatür bağlamında değerlendirmektedir. Son olarak üçüncü bölüm, cinsiyet eşitsizliği kaynaklı olumsuz yaşam deneyimlerinin kadınların psikolojik sağlığına nasıl etki edebileceğini farklı sistemler ve bağlamlarda tartışmaktadır.
Gonca Üstün Bu kitap, kadın ruh sağlığı ve psikopatolojisini ele almaktadır. Yaşam döngüsü içerisinde ve üreme sürecinde kadının doğumdan ölüme kadar yaşadığı ruhsal değişimleri; her bir dönemin ruh sağlığı açısından önemi ve döneme özgü yaşanan ruhsal sorunları tanımlamaktadır. Ruhsal bozuklukları, kadınlara özgü epidemiyoloji ve etiyoloji kapsamında açıklamakta; kronik hastalıklar, kanserler ve şiddet gibi önemli konuların kadın ruh sağlığına etkisi üzerinde durmaktadır. Kadın ruh sağlığının değerlendirilmesi, genel tedavi yaklaşımları ve koruyucu hizmetlere yer vermektedir. Kitabın tüm bölümleri cinsiyet bağlamında tartışılmakta, kadınlara özel durumlar geniş bir literatür çerçevesinde sunulmaktadır. Alanında uzman çeşitli disiplinlerdeki yazarların katkısı ile hazırlanan bu kitap, ders kitabı olarak öğrencilere ve akademisyenlere derin bir teorik bilgi sunacak, araştırmacılara ise kadın ruh sağlığı konusunda açığa çıkmamış konuları fark ettirecek ve yeni çalışmaları için ışık tutacaktır. Sağlık profesyonellerinin kadın ruh sağlığını tanılamasına, ruhsal sorunlara uygun yaklaşımda bulunmasına ve kadınların ruh sağlığını güçlendirmesine katkı sağlayacaktır.
Esra Savaş Kanser sürecindeki bireylerin yaşadığı psikolojik etkilerle baş edebilmeyi kolaylaştırmak hem hastalık hem hastalık dışındaki stresörleri yönetmekle ilgilidir. Kanser Sürecinde Kognitif Davranışçı Temelli Stres Yönetimi kitabı, kanser ve kanserden bağımsız konuları içererek günlük yaşamda karşılaşılabilecek sorunların yarattığı psikolojik etkilerle baş edebilmek, problemlere farklı açılardan bakıp çözümleyebilmek ve yaşanan fiziksel etkileri rahatlatabilmek üzerine teknikler içermektedir. Hikâyeler, otomatik düşüncelerin işlevsel bakışla değişimi, değiştirilebilecek durumlar ve değiştirilemeyecekler için sunulmuş kognitif davranışçı terapi teknikleriyle okuyucular kanserden bağımsız olan stresörlerini de yönetebilir, yaşamları daha kaliteli yaşayabilirler.
Birçok kendine yardım kitabı olmasına rağmen kansere özgü olan bir Türkçe kaynak yoktu. Bu kitabın bilime ve kütüphanelere yerleşiyor olması, kognitif davranışçı psikoterapi tekniklerini kanser sürecine uyarlanan ilk kaynak olma özelliğini taşıyor. Program bilimsel yöntemlerle deneysel çalışması gerçekleştirilmiş olup aktif olarak grupta yer alan kişilerin kaygılarında ve depresif duygularında azalma, problemlerle baş etme ve çözebilme becerilerinde artma, uyum sağlama gibi birçok alanda psikolojik iyilik hâllerinin yükseldiği görülmüştür. Kitabı okurken her bir oturumun seans gibi değerlendirilmesi, sesli okunup uygulamaların yapılması, ev çalışmalarının ciddiyetle ve özenle tamamlanmasıyla kitap okuyucularının da kanser sürecinden bağımsız, yaşadıkları stres yönetimlerine ek teknikler ve yaklaşımlar eklemeleri hedeflenmiştir.
Lisa M. Schab, Lcsw Genellikle kaygılı hissediyorsan, yalnız değilsin. Senin yaşındaki her üç kişiden biri kaygı, korku ve panikle savaşıyor. Korkutucu olan; kaygıyla baş etmenin yolunu bulamazsan, büyüdükçe kaygının seni ele geçirebilecek kadar artabilmesidir. İyi haberse; kaygını azaltmak ve hayatından onu nasıl uzak tutacağını öğrenmen için kendi kendine ve danışmanının yardımıyla kullanabileceğin pek çok etkili teknik olduğudur. Bu çalışma kitabı, bunu gerçekleştirebilmen için sana yapabileceğin basit çeşitli etkinlikler sunmaktadır.

Kaygı-Ergenler için Çalışma Kitabı, kaygının zorlukları ile günlük yaşamında nasıl baş edeceğin konusunda sana yol gösterecektir. Bu, kaygılı düşüncelerini tanımana, onların yaşamındaki etkisini kontrol edebilmene ve olumlu benlik algısı geliştirmene yardımcı olacaktır. Bu kitap ayrıca, ihtiyaç duyduğunda ek yardım ve destek için başvurabileceğin kaynakları da içeriyor. Ne bekliyorsun? Zamanını, yapabileceğin birçok keyifli ve verimli etkinlik varken, daha fazla kaygıdan hareket edemez halde yaşama. Kaygı yüzünden ketlenerek zamanını boşa harcama!
Kelsey Torgerson Dunn İnsanlar size öfkeli göründüğünüzü mü söylüyorlar?
Kendinizi, başkalarına bağırırken veya yıkıcı davranışlar sergilerken mi buluyorsunuz?
Gençlik yılları; okul stresinden üniversite kaygısına, arkadaş sorunlarından ebeveynlerle sınırların sınanmasına kadar zorluklarla doludur. Ve bazen tüm belirsizlikler, kaygılar ve aksiliklerle baş etmek zor olabilir. Kaygı veya stres soğukkanlılığınızı kaybetmenize neden oluyorsa bu kitap size yardımcı olabilir.
Temeli bilişsel davranışçı terapiye (BDT) dayanan bu ilgi çekici rehber, öfkenizin temelindeki kaygıyla başa çıkmanıza yardımcı olacak ve böylece siz de yeniden kendiniz gibi hissetmeye başlayabileceksiniz. Zorlu duygularla savaşmaya veya onları görmezden gelmeye çalışmak yerine bunları kabullenmenize ve bunlarla çalışmanıza yardımcı olacak güçlü başa çıkma becerileri bulacaksınız. Ayrıca tepki vermeden önce durup düşünmek ve kaygınızla öfkenizi tetikleyen şeylerle karşılaştığınızda sakinliği tercih etmek için “beyninizi nasıl eğiteceğinizi” keşfedeceksiniz. Duygularınızın kontrolünü elinize almaya ve hayatınızı güvenle ve temiz bir kafayla yaşamaya hazırsanız, bu arkadaş canlısı rehber sizi kollayacaktır!
Aykut Günlü, Bülent Dilmaç, Durmuş Ümmet, Esat Şanlı, Esra Teke, Hasan Kütük, Hatice İrem Özteke Kozan, İsmail Kuşci, Sinan Okur, Tuncay Oral, Vedat Bakır, Yakup İme Sevilen birinin kaybı ile başlayan yas süreci tıpkı ölüm gibi her insan için kaçınılmaz bir gerçektir. Yas süreci evrensel bir olgu olmasına rağmen etkileri her birey için farklı olabilmektedir. Bu süreçteki tepkiler, bireyin kişisel özellikleri başta olmak üzere birçok faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Bu kitap; kayıp ve yas kavramlarını, yas sürecini etkileyen faktörleri, yas sürecini ele alan kuram ve modelleri, uyum sürecini, yurt dışında uygulanan yas destek programlarını, kültürümüzdeki yas ritüellerini, alanda çalışan uzmanların kendi yaslarını, çocuklar özelinde bu sürecin dinamiklerini ve yas danışmanlığında uygulama örneklerini ele almaktadır. Bu anlamda yas süreçlerine ilişkin birçok konuyu ele almasıyla, yas tutan veya yas sürecini yaşayan yakınları olan bireyler, alanda çalışan uzman ve uygulayıcılar başta olmak üzere farklı okuyucu kitlesine seslenebilen bir başucu eser olma özelliği taşımaktadır.
Keren M. Humphrey Yas, duygusal olarak bağlandığımız, bizim için önemli bir şeyi (gençlik, iş vb.) ya da özellikle birini kaybetmemiz (ölüm) öncesinde ya da sonrasında gösterdiğimiz çok yönlü bir tepkidir. Kayıp sonrasında duygusal tepkiler öne çıksa da yas fiziksel, bilişsel, davranışsal, sosyal, kültürel ve felsefi boyutları da içeren çok yönlü bir süreçtir. Kayıplara bağlı olarak yaşanan kederin bir göstergesi olarak kaybettiklerimize ağlamak, kayıplarımız hakkında konuşmak yas tutmanın normal ve doğal bir parçasıdır. Buna karşın, ağlamanın olmaması, aynı zamanda koruyucu doğal ve sağlıklı bir reaksiyon da olabilir veya esneklik belirtisi olarak da görülebilir. Ağlamak ya da kültürel herhangi bir davranış için içsel veya dışsal bir baskıya maruz kalmak yas sürecini karmaşıklaştırır ya da yası erteleyebilir.
Kayıp yaşayan biriyle konuşmak; söylenmesi veya yapılması gerekeni belirlemek çoğumuza zor gelir. Ne yapacağımızı, ne söyleyeceğimizi bilemeyiz. Söylenecek ya da yapılacak her şeyin kayıp karşısında anlamını yitirdiğini, kişiye bir yardımı olmayacağını düşünürüz. Yas tepkilerinin kültürel ve kişiye özgü olması da verilecek tepkileri belirlemede önemli zorluklar sunmaktadır. Özellikle psikolojik destek sunmada uzmanlaşmış profesyonellerin, kayıp yaşayan bireylere yardım etmede özel becerilere sahip olmaları gerekmektedir. Elinizdeki bu kitap, kayıplarına uyum göstermeleri konusunda danışanlara yardım edebilmeleri için danışmanlara kayıp ve yas danışmanlığı alanına yönelik çok özel beceri ve stratejiler sunmaktadır.
Bahar Gökler, Banu Yılmaz, Deniz Okay, Emrah Keser, Esra Güven, Fatma Mahperi Uluyol, Gizem Cesur Soysal, Gün Pakyürek, Ilgın Gökler Danışman, Mübeccel Yeniada Kırseven, Tuğba Faden Yiğit, Özge Şahin, Özge Yüksel, Özlem Kahraman Erkuş, Samet Baş, Yasemin Kahya, Zuhal Yeniçeri Var olmak; hayatımızda yer tutan insanların, ilişkilerin, anıların ve mekânların günbegün yitimine tanık olmak demektir. Anne karnının kaybedilmesiyle başlayan yitimler silsilesi; anne memesinin, çocuk olmanın, gençliğin, aile evinin, okulun, akrabaların, ebeveynlerin ve en nihayetinde de kişinin kendi yaşamının kaybıyla son bulur. Yaşam, bir bakıma, kayıplar karşısında yapıp ettiklerimizden ibarettir. Kayıpların hayatın her anına bu denli sinmiş olması, onların sükûnetle karşılanacağı veya kolayca atlatılacağı anlamına gelmez. İnsan zihni, her türlü kaybı önlemeye yönelik dirence, önleyemediği zaman ise yas tutmaya ilişkin doğal bir donanıma sahiptir.
Bu kitap, kayıp yaşantısının çeşitlerini, insanların neden ve nasıl yas tuttuğunu ve yas tutmanın ne zaman bir psikolojik sorun hâline geldiğini ele almaktadır. Kitap, yalnızca alanda çalışan uzmanların bilgi birikimine katkı sunmak için değil, aynı zamanda, kendisi veya bir yakını yas tutmakta olan ve bu yası anlamlandırmak isteyen herkes için hazırlanmıştır.
Rengin Karaca Bu kitabın temel amacı, insanın kişilik gelişimine ve içgüdüleriyle gerçek dünya arasında dengeyi kurabilmesine yani vermek ve almak arasındaki dengeyi kurup sağlıklı bir egoya sahip olabilmesine ve içindeki gerçek “ben”i bulabilmesine, uyumu yakalayabilmesine ilişkin anlaşılabilir bir bakış getirebilmektir.
Kişiliğimizi, iç dünyamızı; denize, uzaya benzetiyorum. Ne kadar derine dalmaya çalışsak da analiz etsek de tam olarak anlamamız ve çözümlememiz mümkün değildir. Kişilik; düşüncelerimiz, konuşmalarımız ve nasıl davrandığımızdır. Çevreyle olan uyumumuzdan kişiliğimiz sorumludur. Özelliklerimiz, dürtülerimiz, huylarımız, tavır ve tutumlarımız, ahlaki özelliklerimiz, toplumsal ilişkilerimiz kişiliğimizin bir marifetidir. İnsan doğasını şekillendiren pek çok faktör vardır. Bunların içinde iç dünyamıza ilişkin güçler, manevi güçler, dış dünyanın etkileri, çevremizin bizi koşullandırmaları var. Bu kitapta bütün bunları ele alarak içimizdeki ve dışımızdaki problemli dünyadan daha iyi bir dünyaya yapılacak yolculukta ufacık da olsa bir katkım olsun istedim.
Bütün bu anlatılanların ışığı altında; insanın doğumdan itibaren yaşadığı gelişim serüvenini, dönem özelliklerini, içindeki güçleri, çatışmaları, savunmaları, başa çıkma yollarını, duygularını, davranışını, davranışın altında yatan nedenleri, yaşanan sorunları, ebeveyn-çocuk ilişkisini ve ebeveyn etkilerini, sağlıklı kişiliğe sahip olmanın ve sağlıklı ebeveyn olmanın yollarını; cinsel rolümüzün, kimliğimizin ve cinsel kimliğimizin oluşumunu; yaşadığımız anksiyeteye ilişkin modelleri, toplumun insan ve yaşam tarzları üzerindeki etkilerini, günümüzde yaşanan şiddeti, olgunlaşma ile sahip olduğumuz değerler ilişkisini ve biz orta yaşlılarla gençlerin etkileşimini aktarmaya çalıştım. Bunların nedenlerini, nasıl oluştuklarını anlattım ki önlenebilsin, değiştirilebilsin diye. Bütün bunların dışında psikoloji alanında “normal” kişilikle ilgili yeni kabul edilebilecek bir modeli yani Steven Reiss'ın “Normal Kişilik” anlayışını detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştım.
Ayşe Bahar Duyar Akca, Beria Nur Gurkan, Ceren Katip, Deniz Sinanoğlu, Ecem Duydu Altunpala, Elif Guneri Yoyen, Emre Gurkan, Fatih Bal, Feyza Oz, Mehmet Emin Sağan, Rahime Gokboğa, Rana Şan Bizi diğerlerinden ayıran, bize özgü ve tutarlı bir bütün oluşturan, duygularımızda, düşüncelerimizde ve davranışlarımızda ortaya çıkan en özel ve biricik özelliğimiz olan kişiliğimiz aynı zamanda bizim çevreye özgü uyumumuzu belirleyen, diğer insanlar ile ilişkilerimizde rehberlik eden, yapılaşmış ilişki biçimimizdir. Kişiliğimiz; bizim kendimizden kaynaklanan, her zaman ve her durumda olan tutarlı davranış kalıpları ile kişilik içi süreçler dediğimiz nasıl davranacağımızı ve hissedeceğimizi etkileyen ve içimizde gelişen bütün duygusal, güdüsel ve bilişsel süreçleri kapsar.
Bu süreçler, genetik ve çevresel bazı nedenlerle sekteye uğrayabilir ve bir kişilik bozukluğu gelişebilir. Kişilik bozuklukları; uzun süren, kronik, tedavisi zor psikolojik problemleri içermektedir. Kişilik bozukluğuna sahip bireyler; sosyal hayat içerisinde anlaşılamama, diğer bireylerle çatışmaya sebep olacak düşmanca tavırlar, çevreye uyum sağlamakta zorluklar, sosyal ve mesleki işlev kaybı, duygu ve düşüncelerini ifade etmede güçlükler, kişiler arası ilişkilerde bozulmalar ve dürtü kontrol kayıpları gibi birçok sorun yaşarlar. Bu sorunlar gerek birey ve gerekse çevresi için yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Ben ve meslektaşlarım bu kitapta; on kişilik bozukluğunun semptomlarını, etyolojisini, prognozunu, komobiditesini ve tedavi yaklaşımlarını güncel bilimsel çalışmalar ile birleştirip meslektaşlarımız, öğrencilerimiz ve danışanlarımız için bir başucu kitabı hâline getirdik. Bu kitapta amacımız, kişilik bozukluklarına dair bilimsel verileri sade bir dille okuyucularımıza aktarmak ve kişilik bozukluğunun tanınmasına ve tedavi süreçlerine katkı sunmaktır.
Ahmet Taha Can, Asiye Dursun, Asude Özdemir, Ayşe Yılmaz, Ayşegül Özsolak, Cuma Gökçe, D. Billur Örnek, Emine Nur Karataş, Hilal Beyza Ilgın, İbrahim Dadandı, Mehmet Uzun, Melda Meliha Erbaş, Nazlı Can Bayraktar, Özge Gamsız Tunç, Özgür Tönbül, Sema Civan Gökkaya, Semra Uçar, Seval Apaydın, Sultan Yüksel Kişilik Kuramları Örnek Vaka Çözümleri kitabı ile kişilikten söz edildiğinde öne çıkan kuramlar arasında yer alan Psikanalitik Kuram, Analitik Psikoloji, Bireysel Psikoloji, Kişiler Arası İlişkiler Kuramı, Psikanalitik Sosyal Kuram, İnsancıl Psikanalitik Kuram, Bağlanma Kuramı, Psikososyal Gelişim Kuramı, Psikanalitik Davranışçı Kuram, Sosyal Bilişsel Öğrenme Teorisi, Bilişsel Kuramlar, Varoluşçu Kuram, İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı, Birey Merkezli Kuram, Pozitif Psikoloji ve Ayırıcı Özellik Kuramı’na yer verilmiştir. Kitap kapsamında, analiz edilen vaka örnekleri ve okuyucunun analizine sunulan vaka örnekleri yer almaktadır. İlk bölümde, vaka analizine yönelik bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmış ve sonraki bölümlerde, kuramların vaka analizinde kullanılan kavram ve içeriklerine mümkün olduğunca değinilmiştir. İkinci bir vaka örneği ise vaka analizi için her kuram kapsamında okuyucunun pratiğine sunulmuştur. Ruh sağlığı alanında çalışan meslek profesyonellerine, ruh sağlığı hizmeti sunmaya aday bireylere ve kişilik konusuna ilgi duyan tüm bireylere temel bir başvuru kaynağı olması dileğiyle…

Daniel Cervone, Lawrence A. Pervin Kitap, kişilik alanındaki en baskın belli başlı kuramları ve güncel araştırma bulgularını içermektedir. Kuram ve uygulamayı mükemmel bir şekilde entegre ederek bütüncül bir yaklaşım sunmaktadır. Kitabın genel kurgusu içerisinde ele alınan her bir kişilik kuramı; kapsadığı veri tabanı, sistemliliği, test edilebilir olma derecesi, kapsamlılığı ve uygulamaya katkısı açısından beş noktadan değerlendirilmektedir. Lisans ve lisansüstü dersleri için rahatlıkla kullanılabilecek bir stilde yazılmıştır.
Jim McMartin Kişilik kuramları kendi kişiliğimi anlamama nasıl yardımcı olabilir?
Kişilik Psikolojisi: Öğrenci Merkezli Yaklaşım adlı bu kitap, kişilik psikolojisi alanını okuyucunun geçmiş, mevcut ve gelecekteki benlikleri ile ilişkili olarak sorduğu temel sorular çerçevesinde ele almaktadır. Bu soruların cevapları, güncel araştırmaların bulgularına dayanmakta ve öğrencilerin kendi kişiliklerini daha derinden anlamasına yardımcı olurken kişilik kuramlarının geçerliğine ışık tutmaktadır. Sohbet havasında, anlaşılması kolay ve yalın bir şekilde hazırlanan bu İkinci Basım, yeni bölümler, alandaki son gelişmeleri yansıtan yeni araştırmalar, fotoğraflar ve karikatürleri içermektedir.
Yeni ve Anahtar Özellikler
Araştırma yöntemleri ile ilgili yeni bölüm (Bölüm 2), öğrencilerin güncel kişilik araştırmalarına aşinalığını kolaylaştırmakta ve kişiliği anlamak için çeşitli yaklaşımları değerlendirmelerinde onlara yardımcı olmaktadır.
Kişilik bozuklukları ile ilgili yeni bölüm (Bölüm 8), kişilik bozukluklarının anlaşılmasında; bozuklukları, kişilik özelliklerindeki aşırı uçlar olarak gören “güncel psikoloji araştırmaları” ile belirtilerin sıralanması yoluyla bozuklukları tanılayan “geleneksel tıp”ın karşılaştırmasını yaparak özgün bir yaklaşım sunmaktadır.
Güncel araştırmalar -çoğunluğu 2010’dan 2016’ya alıntılanan-, alandaki güncel bilgi birikimini yansıtmaktadır.
Bir soru ve cevap formatı, öğrencileri kişilik psikolojisindeki araştırmalarında bilgileri ile kendi keşiflerini kritik bir biçimde sorgulamaya yönelten bir yaklaşıma davet etmektedir.
Evrimsel psikolojinin geniş kapsamı, öğrencilere bu önemli çağdaş yaklaşımı anlamaları konusunda yardımcı olmaktadır.
Gerçek dünya örnekleri, öğrencilerin her bölümde materyalle kişisel bir düzeyde bağlantı kurmalarına yardımcı olmaktadır.
Ahmet Fidan, Çağla Özgen, Duygu Topal Yıldırım, Hilal Öztürk, Melike Sercan Sevimli, Nesibe Manav, Seval Aksoy Kürü, Tugay Ülkü, Zafer Saygılı Başlıca kişilik teorilerinden modern araştırmalara, "Kişilikte Güncel Çalışmalar", kişilik psikolojisinin derinliklerine dalmak isteyenler için benzersiz bir kaynaktır. Bu kapsamlı kitap, alanın önde gelen uzmanlarının katkılarıyla şekillenen, son derece detaylı bir bakış sunar.
Kitap, psikolojik teorilerin temellerinden başlayarak, kişilik psikolojisinin gelişimini ve çağdaş perspektifleri ele alır. Okuyucular, kişilik yapısını anlama, gelişimini etkileyen faktörleri keşfetme ve farklı kişilik tipleri üzerinde derinlemesine düşünme fırsatı bulacaklar.
Alanındaki en yeni araştırmalara dayanan "Kişilikte Güncel Çalışmalar", karmaşık konuları anlaşılır bir dille aktarırken, örnek vakalar ve interaktif öğrenme araçlarıyla okuyucuyu etkilemeyi hedefler. Her bir bölüm, okuyucuların kişilik psikolojisinin çeşitli yönlerini anlamalarına ve derinlemesine düşünmelerine olanak tanıyan interaktif sorular ve uygulamalı örneklerle zenginleştirilmiştir.
Bu kitap, öğrenciler için harika bir kaynak olmasının yanı sıra, psikoloji alanında çalışan profesyonellerin de güncel bilgiye erişimini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. "Kişilikte Güncel Çalışmalar", kişilik psikolojisinin karmaşıklığını keşfetmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir rehberdir.


Mehmet Eskin, Çiğdem Günseli Dereboy, Nuray Karancı Yurdumuzda, genelde psikoloji özelde de klinik psikoloji eğitimine olan talepteki artış psikoloji alanında nitelikli ve ülkemizdeki uygulamaları da kapsayacak ders kitaplarının hazırlanmasını gerekli kılmıştır. Bu kitap böyle bir gereksinmeyi hisseden öğretim üyelerinin bir araya gelerek oluşturduğu bir sonuçtur. Klinik psikolojinin hem evrensel hem de Türkiye’deki durumunu ele alan bu kitabın klinik psikoloji derslerinde ve konuya ilgi duyan meslektaşlarımıza yararlı olacağı kanısındayız.
Wolfgang Linden, Paul L Hewitt Ülkemizde ve dünyada klinik psikologların sayısı hızla artmaktadır ancak bu alanda yazılmış klinik psikologların çalışma alanları, çalışma koşulları, çalışma yöntemleri veterapi süreçleri hakkında toplu bir bakış sunan temel kaynaklar konusunda ciddi bir boşluk bulunmaktadır.
Bu kitap bu dersi veren öğretim üyeleri için, öğrenciler için temel bir kaynak olacak ve bu alandaki boşluğu dolduracaktır. Bu kitapta; klinik psikolojideki gelişmeler, kullanılan araçlar, objektif testler, projektif teknikler, etik ilkler ve bunların değerlendirilmesi, tedavi sonuçlarının detaylı bir şekilde incelenip terapide neyin işe yarayıp neyin yaramadığı hakkında bilgiler sunulmaktadır.
Bu kitabın amacı, sadece klinik psikoloji hakkındaki gerçekleri öğretmek değil; aynı zamanda öğrencilerin adeta bir klinik psikolog gibi düşünmelerini teşvik etmek ve bilimin, deneyimin, ahlaki davranışların yanı sıra önsezilerin, profesyonel kimliğin nasıl işlediğiyle ilgili bütünleşmiş bir algı oluşturmalarına yardımcı olmaktır.
Bahar Akoğlu, Bahar Kaya, Burçin Akçer, Cansel Solmaz Öztaş, Cemile Topbaş, Deniz Senem Demir, Elif Kurtuluş, Emel Aner Aktan, Hasibe Canan Yılmaz, İbrahim Şahin Ateş, Kaantan Adar, Kader Bahayi, Merve Bilgili, Mukaddes Zeynep Uçar, Mune Aktay, Neriman Terzi, Neslihan Ateşkan, Pırıl İpekçioğlu, Recep Dirican, Rümeysa Üçüncü, Sena Erbay, Yeliz Aydın İlhan, Yeşim Tarım Yirmi üç farklı konu üzerinde, uluslararası boyutta kabul görmüş etik kılavuzlarla ülkemizdeki mevcut uygulama süreçleri ve yaşanmış etik ihlal vakalarından yola çıkılarak oluşturulmuş elliden fazla kurgu vakayı birleştiren ilk ve tek kitap olma özelliği taşıyan bu kitabın yazılmasındaki temel amaç; üniversitelerde lisans ve lisansüstü düzeyde etik ilkeler konusunda eğitim veren akademisyenler, meslek mensupları ve öğrenciler için uluslararası alanda kabul gören yeni yaklaşımlarla Türk kültür ve yaşantısını birleştirme desteği verebilecek bir kaynak oluşturmaktır. Bir psikoloğun meslek hayatında ortaya çıkabilecek sorunlara karşı hazırlıklı olması, sorunları çözebilecek yetkinlik ve donanıma sahip olması, psikoloji ve psikoloji etiğinin gelişim sürecini bilmesi, ulusal ve uluslararası temel metinleri tanıması, etik duyarlılığının yüksek olması gerekmektedir. Bu kitap, bir psikoloğun eğitim sürecinde ihtiyaç duyacağı bir kılavuz, meslek hayatı boyunca karşılaşacağı ikilemlerin çözümünde yol gösterici bir rehber olacaktır.
Kızbes Meral Kılıç, Hasan Tahsin Kılıç, A. Şebnem Soysal Acar Öfke, duygularımızdan sadece birisidir. Olumsuz durumlarla ve özellikle saldırganlıkla ilişkili olan öfke, anormal bir duygu değildir ancak kontrol edilemediğinde “anormal” durumlara neden olur. Son yıllarda ülkemizde, hemen her alanda öfke duygusu ile ilişkili olarak saldırganlık, kavga ve şiddet gibi durumlarda çok ciddi artışlar söz konusudur. Bu artışın birçok nedeni olmakla birlikte, temelde çocukluk döneminden itibaren öfkenin nasıl kontrol edilebileceğinin öğrenilememesi de önemli bir etkendir.
Kontrol Edilebilir Öfke kitabı, çocuklarımızın ileride karşılaşacakları problemleri öfke krizleri yaşamadan çözebilmeleri ve ailelere yardımcı olabilmesi amacıyla yazılmıştır.
6-12 yaş dönemi çocuklarının bilişsel, sosyal, duygusal ve motor gelişim düzeyleri göz önünde bulundurularak bilişsel davranışçı yaklaşım doğrultusunda hazırladığımız kitabımızın yararlı olmasını dileriz.
Mandie Holgate BAŞARINIZLA ARANIZDA NEYİN DURDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ? SİZ! KORKULARINIZLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRİN VE BAŞARI ŞANSINIZI ARTTIRIN.
Hata yapma korkusu, toplum içinde konuşma korkusu, kendiniz olma korkusu, ne istediğinizi dile getirme korkusu, HAYIR deme korkusu, değişiklik korkusu ve daha nicesi. Hepimizin, bizi geri çeken korkuları vardır.
Korkunu Yen, size adım adım korkularınızı yenerek istediğiniz sonuçlara ulaşmanızda yardımcı olacak. Kısa, okuması kolay, mesleki terimlerden uzak bölümlerde; hepimizin dehşete düştüğü hayır demek, kibirli değil öz güvenli görünmek, ne istediğinizi dile getirmek, toplum içinde konuşmak gibi konuları aşmanız için yazılmış birçok kanıtlanmış strateji, yetenek ve araç keşfedeceksiniz.
GÜNLÜK DAVRANIŞ, DÜŞÜNCE, İNANÇ VE DEĞERLERİNİZİ DEĞİŞTİREREK HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI KAZANIN.
Hasan G. Bahçekapılı “Dünyadaki kötülüklerin varlığı, geleneksel teizmdeki Tanrı inancı için bir problem oluşturur mu?”
2000 yıldan fazla zamandır çok çeşitli geleneklerden gelen düşünürleri meşgul eden bu çetrefilli soruya bu kitap, en güncel tartışmalardan hareketle cevap vermeye çalışıyor. Kötülük probleminin tarihsel gelişimini, mantıksal ve delilci kötülük argümanlarını özetledikten sonra kitap, geleneksel ve modern teist çözüm önerilerini ele alıyor:
Özgür iradenin varlığı veya manevi gelişim potansiyeli, kötülüklerin varlığını meşru hâle getirir mi?
Etrafımızda gördüğümüz kötülüklerin gerekçesi konusunda şüpheci tavır takınıp Tanrı'nın hikmetinin, insanın kısıtlı zihni tarafından sorgulanamayacağı sonucuna mı varmalıyız?
Özel olarak İslami gelenek içinde kötülük problemini çözmemizi sağlayacak kaynaklar bulabilir miyiz?
Kitap, tüm bu önerilerin yetersiz kaldığını iddia ederken karşı cevap olarak modern "kötü tanrı" argümanını ele alıyor. Buna ek olarak ilahi adaleti tehdit eden ilahi gizlilik ve benzeri argümanlar, kötülük problemini daha da çözümsüz hâle getiriyor. Kötülük probleminin çözümsüzlüğü, evrenin bizim acılarımıza ve isyanımıza kayıtsız olduğu ihtimali ise bizi daha üst düzey bir probleme, anlam problemine taşıyor. Anlam problemi, herkesin problemi olduğuna göre kötülük karşısında kimsenin rahat olmaması, anlamlı hayat konusunda herkesin kafa yormaya devam etmesi gerekiyor.
Tammi D. Kolski ,Arthur E. Jongsma, Jr. Rick A. Myer Kriz Danışması ve Travmatik Olaylarda Tedavi Planlayıcı, ulusal ya da yerel sağlık kurumlarının, sağlık şirketlerinin, bakım merkezlerinin ve sağlık örgütlerinin taleplerini yeterli bir şekilde karşılayacak somut tedavi planlarının hızlı bir şekilde ve kolayca geliştirilmesi için gerekli bütün özellikleri taşımaktadır. Kitap;
Ampirik/görgül olarak desteklenmiş, kanıta dayalı tedavi müdahalelerini içermekte,
Çocuk istismarı ve ihmali, yetişkin ve çocuk intiharı, iş kaybı, felaket, TSSB, cinsel istismar, zorbalığı da kapsayan okulda travma, ani ya da kazara ölüm ve iş yeri şiddeti gibi yaklaşık 27 davranış temelli problem içermekte,
Önceden belirlenmiş 1.000'den fazla tedavi amacı, hedefi ve müdahalesi sıralamakta, ek olarak uygulayıcının kendi tedavi planı seçeneklerini yazabileceği boş alanlar içermekte,
Kullanımı kolay referans formatı ile uygulayıcının tedavi planındaki bileşenleri, ilgili davranışsal problemle eşleştirebilmesini sağlamakta,
Psikolojik yardım hizmeti için ödeme yapan ve akreditasyon/denklik sağlayan kurumların gerekliliklerini karşılayacak örnek bir tedavi planı
Ahmet Metin, Aliye Göçmen, Ayşe Eken, Ayşegül Özcan, Begüm Kıryar, Burak Okumuş, Burcu Ünlü Endirlik, Feride Acar, Gül Fahriye Evren, Gürkan Moralı, İ. Afşin Kariper, Kasım Büyükvezirci, Mehmet Emin Öztürk, Nur Derin Madde bağımlılığı, geçmişte olduğu gibi günümüzde de insanlığın mücadele etmesi gereken büyük problemlerinden biridir. Her geçen gün madde bağımlısı sayısının hızla artması, bağımlılık konusunun özenle dikkate alınması gerektiğine işaret etmektedir. Bu konuyu dikkate alan kurumlardan biri de YÖK'tür. YÖK yenilenen öğretmenlik programlarında madde bağımlılığı konusuna gereken hassasiyeti göstererek öğretmen adaylarının bu konudaki farkındalıklarını ve yetkinliklerini geliştirmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda öğretmenlik programlarında seçmeli olarak “Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele” dersine yer vermektedir. Bağımlılıkla mücadelenin hem eğitim gerektiren hem de eğitim yoluyla sürdürülebilen bir uğraş olduğu görülmektedir.
Okuyacağınız bu kitap, Türkiye'de madde bağımlılığına yönelik çeşitli konuları disiplinler arası bir yaklaşımla sunmayı amaçlayan özgün bir kaynaktır. Bu yönüyle madde bağımlılığına çoklu bakış açısı sağlamaktadır. Kitapta yer alan her bölüm, değişik disiplinlerde madde bağımlılığının farklı bir boyutuna vurgu yapılmasını sağlamaktadır. Kitapta; bağımlılık, bağımlılıkla mücadele yolları, madde bağımlılığı türleri, flakka, ergenlerde madde kullanımının yol açtığı bozukluklar, maddeyi kötüye kullanmada PDR'nin işlevi, özel gereksinimli bireyler ve madde kullanımı arasındaki ilişki, madde bağımlılığıyla mücadelede bibliyoterapi, yaratıcı drama ile madde bağımlılığına yönelik farkındalık geliştirme, bağımlılıkla mücadelede müzik eğitimi gibi farklı içerikte konular sunulmaktadır. Kitabın hedef kitlesini ise öğretmen adayları, öğrenciler, öğretmenler, araştırmacılar ve madde bağımlılığı konusuna ilgi duyanlar oluşturmaktadır. Bu yönüyle de bu kitap, akademik bir kitap gibi görünse de, geniş bir kesime hitap eden bir kaynaktır.
Cennet Şafak Öztürk Menopoz, kadın yaşamının üreme işlevlerini yitirdiği bir zamanıdır ve birçok bedensel ve ruhsal değişikliği beraberinde getirmektedir. Son yıllarda menopoz belirtileriyle baş etmede psikolojik yaklaşımların ön plana çıktığı görülmektedir. Bu kitap, psikodramayı menopoz belirtileriyle baş etmede kullanılabilecek bir psikolojik yaklaşım olarak sunmak üzere hazırlanmıştır. Kitapta; menopoza, menopoz belirtilerine, bu belirtileri kadınların nasıl gördüğüne, menopozda kullanılan çok çeşitli tedavi yaklaşımlarına, psikoterapiye, grup psikoterapisi olan psikodramaya ve menopoz belirtileriyle baş etmede psikodramanın kullanımına dair konular yer almıştır. Okuyucular, kitabın son bölümünde bir grup menopozal kadın ile gerçekleştirilen psikodrama grup çalışmasından çeşitli oturum örnekleri bulabilirler. Tüm bu yönleriyle kitap, menopoz ve psikodramaya yeni bir bakış açısıyla bakmak isteyen profesyonel meslek elamanlarının, kadınların ve konuya meraklı kişilerin ilgisini çekecektir.
Deniz Güler, Pınar Algedik Demirayak, Duygu Hiçdurmaz, S. Gülfem Çakır Çelebi, Zeynep Ayça Terzioğlu, Volkan Demir, Günseli Orhon, Melike Tekindal, Semanur Öztemiz, Öznur Bayar, Özlem Haskan Avcı, Saadet Zümbül, Mine Aladağ Değerli ruh sağlığı çalışanları,
ruh sağlığı meslek elemanı yetiştiren alan uzmanları
ve bu alanda eğitimine devam eden aday ruh sağlığı çalışanları,
kısacası şimdiki ve gelecekteki meslektaşlarım,
bu kitap SİZİN İÇİN, BİZİM İÇİN tasarlandı.

UNUTMAYIN!
EĞER RUHSAL, ZİHİNSEL VE FİZİKSEL OLARAK YETERİNCE “İYİ” DEĞİLSENİZ
BAŞKALARININ “İYİLİĞİNE” DE
YETERİNCE KATKI SAĞLAYAMAZSINIZ.

Bu kitap iyilik hâlinizle ilgilenmeniz için geliştirilmiş,
kuram ve uygulamayı birleştiren
bir öz bakım rehberi niteliğindedir.
Bülent Şen Bugün hız ve teknoloji dünyasında yaşıyoruz. Ancak her geçen gün yaşamımız biraz daha karmaşıklaşıyor ve bu nedenle birçoğumuz giderek daha fazla mutsuz oluyoruz. İnsan, konforu artarken, duygusal dünyasından her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor. Bugüne kadar insanın yaşamda başarısı ve mutluluğu için; düşünen beyin, mantık ve bilişsel zekâ önemseniyordu. Son 30 yılda yapılan araştırmalar duygusal zekânın önemini ortaya çıkarmıştır. Duyguların akıllıca kullanımı ve olgun insan olma yolculuğu olarak tanımlayabileceğimiz duygusal zekâ; kişinin hem kendi hem de başkalarının duygularını fark ederek onları doğru bir şekilde okuyabilmesinde, bu süreçten elde ettiği bilgiyi, düşünce ve davranışlarında kullanarak karşısındakilerle olumlu ilişkiler kurabilmesinde ve çevresinden gelen baskı ve taleplerle başarılı bir şekilde baş edebilmesinde kişiye yardımcı olan; kişisel, duygusal ve sosyal yeterlik ve beceriler dizinidir. Duygusal zekâsı yüksek bireylerin iş ve sosyal yaşamlarında daha dengeli, başarılı ve mutlu oldukları görülmektedir.
Kitapta; duygusal zekânın aile, eğitim ve iş yaşamında daha kolay anlaşılıp uygulanabilmesi için metaforlardan ve hikâyelerden faydalanılmıştır. Yeni bir bakış açısı getirerek bizi yeni diyarlara götürecek her düşünce, söz metaforiktir. Metaforlar, bizim zaten doğrularını bildiğimiz, ancak bir şekilde hayatımıza uygulayamadığımız güzel davranışları, somut bir örnekten hareketle - bize farkındalık yaşatarak - soyut bir anlam çıkarmamıza ve içselleştirerek onları hayatımızda kolayca uygulayabilmemize olanak veren ifadelerdir.
Bülent Şen Günümüzde teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler sosyal, ekonomik, kültürel alanları da etkilemektedir. Bireyler, dünyada ve toplumda değişen değerlere ve rollere uyum sağlamada zorlanmaktadır. Bu durum bireylerde yeni stres kaynaklarını oluşturarak yetersizlik, yalnızlık, çaresizlik, engellenme ve kaygı duygularının ortaya çıkmasına ve sonrasında bu duyguların hem bireyin kendi biyopsikososyal durumuna hem de kişiler arası ilişkilerine olumsuz etki eden öfke duygusunun daha fazla yaşanmasına neden olmaktadır.
Öfke duygusunun bireyler için olumsuz yanları olduğu gibi olumlu yanları da bulunmaktadır. Yaşanan olumsuz herhangi bir durum sonucu oluşan bu duygu, bazı şeylerin değişmesi gerektiğini ve kişiye birey olduğunu hatırlatarak kendi değer ve ilkelerini sahiplenme sorumluluğunu hatırlatır. Öfke kontrolü ve yönetimi konusunda kapsamlı bilgi kitabın ilk bölümlerinde verilerek okuyucuda farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır. Öfke kontrolü ve yönetiminin aile, eğitim, iş yaşamında ve trafikte daha kolay anlaşılıp uygulanabilmesi için kitabın ilerleyen bölümlerinde metaforlardan ve hikâyelerden faydalanılmıştır.
Chris Calland, Nicky Hutchinson Eğer bütün çocuklar uzun boylu veya düz saçlı olsaydı ve tüm köpekler fino köpeği gibi görünseydi dünya daha mutlu bir yer olur muydu?
Bu keyifli neşe veren hikayede, Mine ve onun eğlenceli arkadaşı Maksi kendi bedenlerini sevmeyi öğreniyorlar.
Emmi Smid’in keyifli çizimleri ile hayat bulan Mine ve Maksi Her Şey Yolunda, ebeveynlerin olumlu beden imajları hakkında onlara nasıl yardımcı olacağı konusunda da rehber niteliğinde.
Oğuzhan Herdi Ağız şapırdatma nasıl olur da büyük bir öfke nöbetini tetikleyebilir? Yanınızda oturan birisinin çekirdek çitlemesi ya da sakız çiğnemesi sizi nasıl çileden çıkarabilir? Daha da ilginci, siz de çekirdek çitlemeye ya da sakız çiğnemeye başladığınızda neden öfkeniz kaybolur? Evet, tüm bunlar mizofoni hastalığının tipik belirtileri… Nöropsikiyatrik bir hastalık olan mizofoni hakkında her şey, sevgili meslektaşım Dr. Oğuzhan Herdi tarafından bu ilk niteliğindeki eserde gözden geçirildi… Kendi klinik araştırmalarının yanı sıra literatürün tamamını inceleyerek mizofoni hakkında bilinmesi gerekenleri akıcı bir dille okuyucuya sunduğu bu kitaptan; kendisinde ya da bir yakınında mizofoni belirtilerinin varlığından şüphe edenler, yeni tanınmakta olan bu ilginç nöropsikiyatrik hastalık hakkında bilgi edinmek isteyenler ve bu alanda araştırma yapmak niyetinde olanlar yararlanabilirler.
Richard G. Erskine Eric Berne’ün büyük katkıları ile oluşturulan Transaksiyonel Analiz (TA) Kuramı, Berne’den sonra onun kurduğu temeller üzerinde bu alanda çalışan çağdaş yaklaşımlarla gelişmeye devam etmektedir. Bu kitapta, alandaki değerli uzmanların TA konusundaki yeni ufuklara doğru derin yolculuklarında edindikleri deneyimleri ve vaka örnekleri ile çok farklı tarzda terapi yaklaşımlarını bulacaksınız. Sizler bu yeni yaklaşımları, karşılaştığınız farklı tür bozuklukların terapisinde etkili bir şekilde uygulayabileceksiniz.
Bu kitapla, özellikle tedavisi çok zor olan obsesyonun nasıl tedavi edilebildiğini; kişilik bozukluklarının tedavisinde çok farklı tedavi biçimi olan ekip yaklaşımını; danışanla terapinin tıkandığı yerde kuşaklar arası terapinin nasıl işe yaradığını ve bireylerin tedavisinde regresyonun (yaş gerilemesinin) nasıl kullanıldığını; bireyleri raydan çıkaran çocukluk komutlarını ve yeniden karar alma süreci ile danışanların nasıl iyileşebileceğini vb. çok değerli bilgileri öğrenecek, bunların nasıl uygulandığını görecek ve kendi terapötik yaklaşımlarınızı geliştirme ayrıcalığına sahip olacaksınız.
Ahu Tunçel, Asiye Yıldırım, Başak Bahtiyar, Dilek Arlı Çil, Güncel Önkal, Gürkan Doğan, Hülya Şimga, Kuntay Arcan, Meral Bozdemir, Psikolog Mine İlhan, Tuğba Sevinç Mutluluk, her zaman insan için çok önemli bir duygu olmuştur. Günümüzde bu duygu bir arzu, neredeyse bir ihtiyaç ya da yaşamın amacı olarak ele alınmaktadır. Mutluluktan sıkça bahsedilmesine rağmen bu duygunun ne olduğuna, insan için önemine ve değerine ilişkin kavrayışın açıklaştırılması amacıyla yetkin ve kapsamlı bir inceleme ihtiyacı hâlâ devam etmektedir. Bu kitapta, mutluluk kavramını psikoloji ve felsefe penceresinden ele alan çok yönlü bir inceleme yapılması planlanmıştır. Böylece hem kavramsal olarak hem de günlük hayattaki pratiklerde, bireysel ve toplumsal düzeyde mutluluğun tanımına, belirleyicilerine ve deneyimlenmesine dair merak uyandırıcı, sorgulayıcı ve bilgilendirici bir okuma imkânı yaratılması amaçlanmaktadır. Bu eserin, hem konuya ilgi duyan kişilerin mutluluğu anlama biçimlerine yönelik ezber bozan ve mutlulukla ilişkilerini yeniden düşünme imkânı sağlayan bir çalışma olması hem de farklı disiplinlerden araştırmacıların güncel tartışmalara ulaşabileceği ve gelecek çalışmalar için fikir alabileceği bir kaynak niteliği taşıması hedeflenmektedir.