Klinik Psikoloji \ 8-11
Ayçin Ezgi Önel, Ayla Kaya, Ayşegül İşler, Berhan Akdağ, Birgül Erdoğan, Cansu Güler, Didem Yüksel Yılmaz, Dilek Ergin, Dilek Zengin, Duygu Altuntaş, Duygu Karaaslan, Ece Mutlu Satıl, Emine Efe, Emine Zahide Özdemir, Ender Durualp, Esin Keskin, Esra Ardahan Akgül, Fahriye Pazarcıkcı, Fatma Taş Arslan, Figen Yardımcı, Gülçin Özalp Gerçeker, Gülsenay Taş Soylu, Hasret Yağmur Sevinç Akın, Hatice Yıldırım Sarı, İlknur Bektaş, Leyla Baysan Arabacı, Merve Aşkın Ceran, Merve Gümüş, Murat Bektaş, Naime Altay, Nesrin Şen Celasin, Nilay Kayhan, Nurdan Akçay Didişen, Pelin Pistav Akmeşe, Perihan Turhan Gürbüz, Pınar Doğan, Rüveyda Kurnaz, Seda Ardahan Sevgili, Seher Sarıkaya Karabudak, Selin Demirbağ, Serap Yıldırım, Sibel Küçükoğlu, Siğnem Anol, Şadiye Dur Çocukluk döneminde hastaneye yatmak, çocuk için hastane ortamı, tanımadığı insanlar, ne anlama geldiğini bilmediği ve bazen de canını acıtan uygulamalar nedeniyle korkutucu bir yaşam deneyimine dönüşebilir. Bu nedenle hastaneye yatışın olumsuz etkilerini azaltmak için çocuk ve ailenin bu sürece hazırlanması ve desteklenmesi önemlidir. Çocukla güvene dayalı bir ilişki kurmak, işlemler hakkında bilgilendirmek, duygularını ifade etmesine izin vermek, başa çıkma stratejilerini öğretmek ve desteklemek gerekir. Bu amaca ulaşabilmenin en temel yolu, çocukluğun yaşamsal bir parçası olan oyundur. Bebeklik döneminde göz teması, sesleri taklit etme ve gülümseme yoluyla başlayan oyun çocuk büyüdükçe gelişimini destekleyen becerileri öğrenmeye ve uygulamaya dönüşür. Oyun; motor, sosyal-duygusal, dil, biliş ve uyumlu davranış gibi çoklu gelişim alanlarını desteklemek için temeldir. “Terapötik Oyun” diğer bir adıyla “Tedavi Edici Oyun”; hastaneye yatan çocukların fiziksel ve psikolojik travmalarını gideren, hastane ortamına uyumunu sağlayan, tedavi veya girişimlere yönelik kendilerini ifade etmesini ve sağlık profesyonelleri tarafından değerlendirilmesini içeren, çocuğun pozitif baş etme stratejileri geliştirmesi için kullanılan bir oyun modelidir.
Bu kitap, oyunun terapötik gücünü çocuk ve ergen sağlığı bakımına entegre ederek gelişimsel açıdan duyarlı sağlık bakım uygulamalarını desteklemeye yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Multidisipliner bir yaklaşım kullanılan ve tüm içeriği ile size hastanede yatan çocuğa yaklaşımınızda oyunun gücünden nasıl yararlanacağınız konusunda rehberlik edecek kitabın, çocukların iyileşmesine katkıda bulunması dileğiyle...
Charles H. Elliott, Laura L. Smith Öfkeyi başarılı bir şekilde yerine kaldırıp mutlu ve huzur dolu bir hayat sürün
Öfke tümüyle normal ve insani bir duygu. Ancak yıkıcı hâle geldiğinde işte, ilişkilerde ve genel hayat kalitesinde sorunlara yol açabilir. Bu kitapta öfkenin kaynaklarını tespit etmenize ve sağlıklı bir şekilde serbest bırakmanıza yardımcı olacak öfke kontrol yöntemlerine, becerilerine ve alıştırmalarına dair güvenilir ve kabul görmüş bilgiler bulacaksınız.
• Hiddetle ilişkiyi kesin! Öfkeyi ve nereden kaynaklandığını tespit edin, duyguların nasıl işlediğini anlayın ve öfke hakkındaki efsaneleri çürütün.
• Canavarı ehlileştirin! Öfke noktalarınızın yerini saptayın, öfkeyi nasıl, ne zaman ve nerede ifade ettiğinizi anlayın ve öfkeye eşlik eden sorunlara göz atın.
• Soğukkanlılığınızı koruyun! Öfkenizin bedelini değerlendirin, kızgın kalmanın verimli olup olmadığına karar verin ve eski modelleri olumlu modellere dönüştürmeye kucak açın.
• Yeni bir bakış açısı edinin! Çarpıtılmış düşünceleri nasıl gün yüzüne çıkaracağınızı ve onlara nasıl meydan okuyacağınızı keşfedin, tekrar değerlendirin ve daha iyi ve daha sağlıklı bir hâle getirin.
• Sağlığınızı iyileştirin! Zorlu durumları aşırı öfke olmadan idare etmek için bir dizi gerekli yaşam tarzı değişiklikleri ve özel beceriler bulun.
Kitabı açın ve
• Öfkenizi, işe yarayan şeylere odaklanarak nasıl kontrol edeceğinizi,
• İyi bir gece uykusunun önemini,
• Hayattaki bakış açınızı değiştirme yollarını,
• Özenle kontrol edilen öfke ifadelerinin sizin için neden dışa vurmaktan daha iyi olduğunu,
• Anlaşmazlıkları meydan okumalara nasıl dönüştüreceğinizi,
• Affetme ve öfkesiz bir hayat sürdürme üzerine tavsiyeleri,
• Öfkeyi kontrol etmenin nasıl tamamen sizin elinizde olduğunu inceleyin.
William N. Bender Uzun süreli araştırmalar ve uzmanlık deneyimi sonucunda oluşturulan bu kitap, öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin tanılanmasında kullanılan ölçütleri, araçları, uyarlamaları, eğitim modellerini, öğretim yöntemlerini ve bunlarla ilgili örnek uygulamaları içermektedir.
Kitabın okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimdeki öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin eğitimini kapsaması, yazarın alana ne kadar geniş açıdan baktığını göstermektedir. Altıncı basımdan dilimize çevrilen bu kitap; öğretmenler, öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin aileleri, alanda çalışan akademisyenler ve üniversitelerin ilgili lisans ve lisansüstü programlarında öğrenim gören öğrenciler için temel bir eserdir.
Sonuç olarak; ülkemizde “öğrenme güçlüğü olan bireyler ve eğitimleri” başlığını taşıyan tek kaynak olan bu kitabın alana önemli katkılar sağlamasını beklemekteyiz.
Adviye Pınar Konyalıoglu, Asli Sazci, Aydın Kızılaslan, Burak Öncü, Burcu Seher Çalıkoğlu, Bülent Madi, Çiğdem Nilüfer Umar, Feyzullah Şahin, Gülşah Batdal Karaduman, Oya Güngörmüş Özkardeş, Selin Alpanda Bu kitap; özel yetenek ve/veya öğrenme güçlüğü alanlarında çalışan nöroloji doktoru, psikolog, psikolojik danışman, eğitimci ve akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından disiplinler arası bakış açısıyla özel öğrenme güçlüğü ve özel yetenek konusunda güncel ve temel bilgi edinmek isteyen ebeveyn, öğretmen ve öğretmen adaylarına hitaben kılavuz kitap niteliğinde hazırlanmıştır. Kitabın ilk bölümlerinde öğrenme güçlüğünün alt tiplerinin (özgül dil güçlüğü, okuma güçlüğü, yazma güçlüğü, matematik güçlüğü, gelişimsel koordinasyon sorunları) özellikleri, öğrenme güçlüğünün tanılanma süreci, bu tanıyı alan öğrencilere verilebilecek akademik, sosyal, duygusal ve davranışsal destek ve uygulama örneklerinin yanı sıra dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu konusunda detaylı bilgiler verilmiştir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde zekânın tanımı, sınıflandırması ve zekâ üzerine mevcut kuramlar, özel yetenekli (üstün zekâlı ve yetenekli) bireylerin özellikleri ve tanılanma süreçleri, özel yeteneklilere yönelik eğitim modelleri ve özel yetenekliler için eğitim programlarının farklılaştırılması konusunda dünyadaki örnekler, özel yetenekli bireylerin sosyal ve duygusal yönden gelişimleri, Türkiye'de özel yeteneklilerin eğitimine yönelik çalışmalar kaleme alınmıştır. Kitabın son bölümünde öğrenme güçlüğü yaşayan özel yetenekli (iki kere istisnai) bireyler hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Kitabın gerek özel yetenekli/üstün zekâlı gerekse öğrenme güçlüğü olan bir çocuğun akademik ve entelektüel geleceğinden, ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak uygun hizmetlerin sağlanmasında önemli ve yüksek derecede sorumluluğu olan biz; öğretmenler, öğretmen adayları, politika yapıcılar, araştırmacılar ve ebeveynlere faydalı bir kılavuz olmasını dileriz.
Robert F. DeVellis, Sage Kişilik örüntülerini belirlemek, var oluşundan bu yana psikolojinin uğraşları arasında olmuştur. Başlangıçta zekâyı değerlendirmeye yönelik ortaya çıkan psikolojik testler, günümüzde sadece psikolojinin değil sağlık, sosyal ve eğitim bilimleri gibi birbirinden oldukça farklı alanlarda çalışan uzmanların da odağında yer almaktadır. Bu sebeple de Türkçede ölçek geliştirmeyi anlatan eserlerin var olması önem taşımaktadır. Yurt dışında ölçek geliştirmeyi anlatan önemli isimlerden olan Robert F. DeVellis, Ölçek Geliştirme: Kuram ve Uygulamalar kitabını onlarca yılın deneyimiyle geliştirmiştir. Özellikle psikolojik testlere yönelik ABD’de merkezlenen, uluslararası akademik ve uygulayıcı uzman çevresinde otorite olarak kabul gören, sağlık ve kişilik psikolojisi alanında ölçme araçlarını geliştiren, uygulayan ve dağıtan kurumlardaki deneyimleri, ölçek geliştirmede adım adım referans çerçevesi geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Bu yüzdendir ki Türkçeye çevrildiği zamanda kitaba yapılan uluslararası atıf sayısı yaklaşık olarak on bindir. Böylece günümüzde birbirinden oldukça uzak coğrafyalarda, pek çok farklı disiplinde ölçek geliştirme amacıyla çalışmalar yürüten uzmanların başucu kaynağı niteliğini korumaktadır.
Ölçek geliştirme, adım adım ve her adımının iyi planlanması gereken bir iştir. Kitap, ölçek geliştirmeyi en temel düzeyden şu an hâlihazırda klasik test kuramı ve modern test kuramının en ileri düzey olarak kabul edilen işlemlerine kadar getirmektedir. Temel ölçek geliştirme süreçlerinin yanında, ölçek geliştirme sonrasında ölçeğin taşıması gereken kullanışlılık, geçerlik ve güvenirlik kanıtlarının nasıl aranacağına yönelik ipuçları sunan kitap, ayrıca yapısal eşitlik modellemeleri ve madde tepki kuramı hakkında da kapsamlı, aydınlatıcı bilgiler sunmaktadır. Kitap, ölçek geliştirme sürecinde kuramsal temelin önemini detaylı bir şekilde anlatarak tipik hataların önüne geçme konusunda detaylı bilgiler içermektedir. Bu güçlü özellikleriyle, ölçek geliştirmeyi kolay, anlaşılır ve zevkli bir süreç hâline getirmektedir.
Adem Sağır, Büşra Esra Aydoğan, Caner Yeşiloğlu, Emel Koç, Gökçe Baykuzu Gündüz, Lut Tamam, Mehmet Emin Demirkol, Mehmet Kanak, Meryem Berrin Bulut, Osman Melih Koç, Ramazan Adıbelli, Sibel Temiz, Zeynep Namlı Ölüm, hayatımızda kaçınamayacağımız ve her bireyin tecrübe edeceği bir gerçekliktir. Bunun yanında bazı durumlarda da intihar ile bireylerin bilinçli bir şekilde hayatlarına son verdikleri aşikardır.
Bu kitap, ölüm ve intihar konularını çok yönlü bir bakış açısıyla akademik anlamda ele almaktadır. Farklı disiplinlerden farklı bakış açılarıyla ölüm ve intiharın geniş kapsamlı olarak ele alınması literatüre önemli katkı sağlayacaktır. Kitaba felsefe, psikiyatri, dinler tarihi, sosyoloji, okul öncesi eğitimi, psikoloji ve sosyal hizmet alanlarından araştırmacılar katkı sağlamıştır.
Kitap, farklı eğitim düzeyleri ve ilgi alanlarına sahip bireylerin beğeniyle okuyacakları ve yararlanacakları bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Bülent Dilmaç, Emin Aydın, A. Nilgün Canel, Gülsevim Kınalı, Adnan Kulaksızoğlu, Beyhan Meriç, Mustafa Otrar, Selin Özkan, Saadet Özcan, Özlem Sarıkaya, Müge Yukay, Taşkın Tanrıkulu Elinizdeki kitap psikolojik danışmada ve psikolojinin değişik alanlarında okuyan lisans ve yüksek lisans öğrencileri için ve psikolojik danışman olarak çalışan meslek elemanları için uygulanabilecek grup çalışmaları içeren yararlı bir kaynaktır. Meslek mensupları bu kaynağı
kullanarak danışanlarına farklı grup çalışmaları yaptırabilirler.
Lısa M. Schab, LCSW Kendini iyi hissettiğin zaman pek çok şeyi başarabilirsin. Ancak günümüzde genç olmak pek çok zorlu yüzleşmeyle dolu; bu nedenle yaşamın iniş ve çıkışları arasında kendini net bir şekilde göremeyebilirsin. İşin doğrusu, bu durum içerisinde, kusurlarını abartıyor ve en iyi davranışlarını görmezden geliyor olabilirsin. Bu şekilde sadece kendin olarak kendi hakkında iyi hissetmeye nasıl başlayabilirsin? Unutma, her şeye rağmen sen çok özelsin!
Bu çalışma kitabı, sağlıklı ve olumlu bakış açısı geliştirmene ve kendine olan güvenini arttırmana yardımcı olacak. Kitabın içinde, zorlandığın noktaların ve kendinle ilgili şüphelerinin üstesinden gelmene yardımcı olacak alıştırmalar, eleştirileri etkin kullanabilmen için beceriler, okul, duygusal ilişki, aile ve arkadaşlarınla olan zorlukları ele almana yardımcı olacak etkinlikler bulacaksın. Sağlıklı bir öz saygıyla yapamayacağın hiçbir şey yok.
Bu kitap size şu konularda yardımcı olacak:
• Kendini başkaları ile karşılaştırmaya son vermek
• İnanç ve tutkularını keşfetmek
• Duygularını yönetmek ve olumlu bakış açısını korumak
• Sorumluluk ve merhamet geliştirmek
• Gerçekçi hedefler koymak ve karşılaştığın zorluklarla yüzleşmek
Kate Collins-Donnelly “Yine Kate Collins-Donnelly karmaşık bir konuyu basit, eğlenceli ve ilgi çekici bir dille ele almayı ve ifade etmeyi başardı. Çocuk veya Gençler; bu kitap, kendiniz hakkında iyi hissetmenize yardımcı olmak ve Öz Saygı Hırsızını kovmanızda sizi motive etmek için ilginç ve eğlenceli yollar sunmakta! Ebeveynler için yolculuğun çok eğlenceli ve aydınlatıcı olacağını ummaktayım! Uygulayıcılar için de kitap teoriyi enine boyuna iletmekte ve başkalarında değişimi kolaylaştırmak için yararlı ve bilgi yüklü bir çerçeve sağlamaktadır. Şüphesiz, Öz Saygı Hırsızı değişimin dili olacak!”
Psi Alisa Purton, Adli Psikolog, UK
Dikkat! Öz Saygı Hırsızı sinsice ortalığı kolaçan etmekte! Bu hırsız, Öz Saygı Kasandan olumlu öz saygını çalmaya devam eden ve geriye sadece kendin hakkındaki olumsuz duygularını ve düşüncelerini bırakan kurnaz bir karakterdir. Buna karşın güzel haber şu ki iyi bir şekilde onu uzaklaştırabilirsin ve bu çalışma kitabı, sana bunu nasıl yapacağını gösterecek!
Etkinlikler ve gerçek yaşam hikâyeleri ile dolu olan bu eğlenceli ve yaratıcı çalışma kitabı, öz saygını anlamanda, olumlu bir öz saygı geliştirmek için düşünce ve davranış şeklini değiştirmende ve Öz Saygı Hırsızını uzaklaştırmanda sana yardımcı olmak için bilişsel davranışçı ve farkındalık ilkelerini ve tekniklerini kullanmaktadır.
Kitap, kendi başlarına, ebeveynleriyle ya da eğitimcileriyle birlikte çalışmaları için 10 yaşından büyük gençler için uygundur.
Kate Collins-Donnelly; terapist, psikolog, kriminoloji uzmanı ve öfke yönetimi danışmanı olarak İngiltere’de uzun yıllar çalışmıştır. Şimdi bilişsel davranışçı terapi, psikolojik danışma, koçluk ve eğitim hizmetleri sağlayan başarılı, bağımsız bir danışmanlık merkezini yürütmektedir ve Psikolojik ve Kriminolojik Araştırma Bölümünün başkanıdır. Jessica Kingsley Yayınevi tarafından yayımlanan Banish Your Body Image Thief ve Starving The Gremlin Serisi başlığı altında çocuklar ve gençler için çeşitli kitapları bulunmaktadır.
Binnur Yeşilyaprak Bu kitap, içinde pek çok hayat barındırıyor ve onlardan hiç değilse biri sizin hayatınızla temas edebilir... O temas parçasına tutunarak kendi hayatınızın izini sürebilirsiniz. Anlatılanlar belki sizin ya da tanıdığınız kişilerin öykülerine benzeyebilir... Belki bir yerlerde yazarın gördükleri ile sizin gördükleriniz çakışabilir belki teğet geçebilir... Neler göreceğiniz; bu kitabı okurken sizin, elinizdeki feneri nereye ve nasıl tuttuğunuza bağlı olarak değişebilir kuşkusuz...
Yine de kitabı okuyan herkesin, kitapta anlatılan “insan”ı anlayacağına inanıyorum. Kuşkusuz ki bazıları yanlış anlayacaktır ama “doğru” ve “yanlış” diye düşündüğümüz nedir ki tekinsiz bir belirsizlikten başka!
Vikki F. Howard - Betty Williams - Cheryl E. Lepper, Wıley Bu kitabın amacı, özel gereksinimi olan küçük çocuklara hizmet ve müdahale sağlayan erken çocukluk uzmanlarına bir temel oluşturmaktır. Kitap, disiplinler arası bütünleştirici ve aile temelli bir yaklaşımla ele alınmıştır. Kitap, özel eğitim uzmanları ve öğretmenleri kadar sağlık, sosyal hizmetler, fizyoterapi, uğraşı terapisi, çocuk bakımı, küçük çocuklara ve ailelerine hizmet veren kurumlar arası ilişkileri sağlama durumundaki kişileri ilgilendirmektedir. Yazarlar kitapta tüm bu alandaki kişileri içermesi bakımından "Erken Çocukluk Uzmanları" terimini kullanmışlardır. Kitapta; erken çocukluk özel eğitim hizmetleri ile ilgili yöntemlerden çok, özel gereksinimi olan çocuklara erken dönemde sağlanan hizmetlerle yakından ilişkili olan felsefe, tarih, aile etkisi, hukuksal konular, sağlık sorunları ve uygun eğitim ortamları konularında bir temel oluşturma hedeflenmektedir. Bu nedenle kitabın erken çocukluk hizmetleriyle ilgili pek çok kişi ve kuruma yararlı ve uzun süre kullanılacak bir kaynak olacağı beklenmektedir.
Edward A. POLLOWAY, James R. PATTON, Loretta SERNA, Pearson Özel Gereksinimi Olan Öğrenciler İçin Öğretim Stratejileri kitabı, etkili öğretim stratejileri geliştirmek üzere gerekli kavram ve bilgileri sunmaktadır. Kitap, yetersizliği olan öğrencilere öğretim yapmak üzere kullanılacak müfredatı ve müfredata ilişkin hususları, öğretimsel uygulamaları ve yönetim stratejilerini ele almaktadır. Bu nedenle, kitabın hem genel eğitim öğretmenleri hem de özel eğitim öğretmenleri için oldukça yararlı ve önemli olduğu söylenebilir.

Bölüm 1, öğretime giriş yaparken, Bölüm 2 etkili ve farklılaştırılmış öğretim stratejilerine odaklanmakta, Bölüm 3 ise, sınıf yönetimini ve davranış değiştirmeyi kolaylaştıracak stratejileri içermektedir. Bölüm 4 ile 10 arası, konuşma dili, sözcük tanıma, okuduğunu anlama, yazılı dil, matematik öğretimi, fen ve sosyal bilgiler şeklinde sıralanan yedi temel müfredat alanında öğretime yönelik stratejiler sunmaktadır. Her bölüm, müfredat alanında öğrencileri değerlendirmeye ilişkin bilgileri, öğretime yönelik genel ve özel yaklaşımları ve önerilen öğretimsel etkinlikleri içermektedir.

Özel öğrenme gereksinimleri olan öğrenciler için ek konu alanları, Bölüm 11-14'te ele alınmaktadır. Bölüm 11, önemli bir alan olan çalışma becerilerini; Bölüm 12, genel eğitim müfredatında sıklıkla göz ardı edilen sosyal yeterlik ve yaşam sorumluluğu almaya ilişkin önemli hususlar üzerinde durmaktadır. Bölüm 13, işlevsel akademik becerileri tartışmakta ve Bölüm 14 ise meslek gelişimi ve geçişe odaklanmaktadır. Bu kitapta yer alan bilgilerin, yetersizliği ve farklı öğrenme sorunu olan öğrencilerle çalışan öğretmenlerin bilgi ve becerilerini tamamlayacağı düşünülmektedir.
Samuel Kirk, James Gallagher, Mary Ruth Coleman Bilindiği gibi özel gereksinimli çocukların eğitimi, öğretmenleri, aileleri, özel gereksinimli çocukları ve arkadaşlarını ilgilendiren zorlu bir süreçtir. Dr. Samuel Kirk tarafından, ilk basımı yaklaşık olarak elli yıl önce kaleme alınan Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, bu çocukların eğitimiyle ilgilenen tüm öğretmen, öğretmen adayları ve aileler için bir başucu kaynağıdır. Kitabın içerisinde sadece özel gereksinimli çocuklara yönelik bilgileri değil, aynı zamanda sizi düşünmeye yönelten etkili soruları, güncel tartışmaları ve teorileri, uygulama örnekleri ile öğretim stratejilerini, ailelerin, öğretmenlerin ve çocukların çabalarını ve öykülerini de bulacaksınız. Bu bağlamda, sadece bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgili tarihsel gelişimi güncel gelişmelerle harmanlayan ve tartışan, kitabı okuyan herkesin zihninde yeni bir pencere açan ve özel eğitim alanına dair yeni tartışmalar yapılmasına fırsat veren, kamu politikalarını içeren, konuları toplumsal eksende çalışan ve sosyolojik analizler yapan çok yönlü bir kitaptır.
Kısacası Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, her yönüyle özel eğitimin felsefesini ortaya koyan bir rehber kitaptır ve bu zorlu sürecin aileler, öğretmenler ve çocuklar açısından kolay geçmesi için ışık tutmaktadır.
Bu değerleri eserin, ülkemiz alanyazınına, özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgilenen öğretmen ve öğretmen adayları ile çocukların ailelerine ışık tutması dileğiyle...
Akif Avcu, Çınar Kaya, Çiğdem Demir Çelebi, Derya Eryiğit, Erdem Sevim, Halil Ekşi, K. Gamze Yaman, Mustafa Otrar, Müge Yüksel, Simel Parlak, Tuğba Türk Kurtça Evde bir özel gereksinimli çocuğun bulunması tüm aile bireylerini etkilediği aşikârdır. Anne babanın çocuklarının gelişimsel süreçlerini desteklemek adına gösterdikleri maddi manevi çaba, zaman zaman oldukça yorucu yaşantılara sebep olabilmektedir. Bu zaman zarfında normal gelişim gösteren kardeşlerin de ihtiyaçları belirmekte ancak bu ihtiyaçlar göz ardı edilebilmektedir. Unutulmamalıdır ki özel gereksinimli bir kardeşe sahip olmak, normal gelişim gösteren çocuğu, kariyer seçiminden karakterine kadar etkileyebilmektedir. Yurt içi ve yurt dışı alan yazın incelendiğinde daha çok anne babalara yönelik destek grupları, psikolojik danışma ve rehberlik faaliyetlerine ağırlık verildiği ancak kardeşlerle ilgili çok da çalışmanın yapılmadığı görülmektedir. Temel amacı bu boşluğu doldurmak olan “Özel Kardeşimle Yaşamak” kitabı, hem özel gereksinimli kardeşi olan ortaokul ve lise öğrencilerinin yaşadıkları sorunlarda onlara destek olmak amacıyla bir psikoeğitim programını içermekte hem de ayrıca rehabilitasyon danışmanlığı kapsamında alanda çalışan/çalışacak psikolojik danışman, psikolog, özel eğitim uzmanları ve sosyal çalışmacılar için kılavuz olmayı hedeflemektedir. Kitapta yer alan beş farklı bölümde hem toplumsal bakış açısı hem de aile bireylerinin yaşadıkları duygular ve baş etme yöntemlerine yönelik ipucu sağlayacak bir içerik hedeflenmiştir. Anne baba kadar normal gelişim gösteren kardeşin de ortak payda da olduğu unutulmadan planlanan bu çalışma aile sistemini daha da güçlendirecektir.
Betül İlter, Ebru Özbaş, Elif Süel, Marilena Z. Leana Taşcılar, Nüket Afat, Sevgi Topçu, Yasemin Deringöl Özel yetenekli ya da bugüne kadar kullanılan ismiyle "üstün zekâlı ve yetenekli öğrenciler"in eğitimi, uzun zamandır farkında olunan ve geliştirilmeye çalışılan bir alandır. Bununla birlikte, ülkemizde yürütülen çalışmaların pek çoğu özel yetenekli çocukların ağırlıklı olarak eğitimsel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmaktadır. Özel yetenekli çocukların yaşadığı; motivasyon, mükemmeliyetçilik, matematik kaygısı gibi sorunlar, bunların eğitim süreçlerine yansımaları ve bu sorunlarla ilgili destek eğitim odalarında kullanılabilecek bibliyoterapi gibi çözüm önerilerinin sunulması, üzerinde çok durulmayan konulardır. Bu nedenle bu kitap; öğretmen adaylarının, bu alanda çalışan öğretmenlerin, psikolojik danışmanların, psikologların ve özel yetenekli çocukların anne-babalarının bu konularda farkındalık kazanmalarını hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda özel yetenekli çocukların duygusal sorunlarıyla ilgili yürütülen akademik tezlerin ve çalışmaların daha yalın bir dil ile sizlere ulaşması sağlanmıştır.
Tüm yazarların ortak dileği, özel yetenekli/üstün zekâlı çocuklarımızın duygusal olarak zorlandıkları konularda farkındalığı yüksek destekçiler olabilmenize katkıda bulunmaktır. Sizi, özel yetenekli çocukların iç dünyalarını keşfetmeye çağırıyoruz. Keyifli okumalar…

Doç. Dr. Marilena Z. Leana-Taşcılar
Uzm. Sevgi Topçu
Uzm. Betül İlter
Uzm. Elif Süel
Doç. Dr. Yasemin Deringöl
Uzm. Ebru Özbaş
Dr. Öğr. Üyesi Nüket Afat
Gülsen Erden, Sait Uluç Özgül öğrenme güçlüğünün tanılanmadan ve çocuğa belirli bir yardım ve destek sağlanmadan kendi haline bırakılması zayıf notlar, düşük özgüven, öğrenmeye ve okula ilgi kaybı ve okuldan kopmayla seyredebilir. Bu nedenle özgül öğrenme güçlüğü hem görülme sıklığı hem de çoğu zaman yetersiz öğrenme koşullarıyla birlikte düşünüldüğünde eğitim, sosyal uyum ve kariyer başarısı üzerinde uzun vadeli olumsuz bir etkiye sahiptir. Öte yandan erken saptanması ve öğrenme güçlüğüne erken müdahale edilmesi, bir çocuğun başarılı olmasını sağlayarak akademik kariyerini olumlu yönde etkileyebilir. Her türlü sorunda olduğu gibi erken fark etme, uygun müdahale ve çocuğu olumsuz etiketlememe, başarılı çözüme ulaşmanın altın anahtarları olacaktır. Bu kitapla birlikte sunulan ölçekler, özgül öğrenme güçlüğünün erken tanılanmasına ve bu yolla çocuklara uygun ve etkili müdahale becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olması umuduyla geliştirilmiştir.
Figen Karaceylan Çakmakcı, B. Meryem Gönenç, Seçil Çiçek Eren “Öğretmenlerim; aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyorlardı.”
Albert Einstein – Bilim İnsanı
Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG); sıklıkla çocuğun akademik yaşantısının başlamasıyla fark edilen, ancak uzman kişilerce tespit ve müdahale edilmediği takdirde yaşam boyu etkisinin kişiyi yaşamının her alanında mücadele etmeye mecbur bıraktığı, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu nörobiyolojik temelli bir bozukluktur. Sıklıkla sadece “okuma” becerisinde yaşanan zorluk gibi tanımlandığı için “DİSLEKSİ” tanımı “Özgül Öğrenme Bozukluğu” yerine daha çok kullanılmaktadır.
Bazen “bozukluk”, bazen “hastalık”, bazen “güçlük”, bazen de “farklılık” olarak tanımlansa da bireyin hem sosyal hem de akademik yaşantısını ciddi oranda etkileyen, zekâdan bağımsız bir durum olmasına rağmen bazı durumlarda “zekâ geriliği” gibi yanlış algılanan bir güçlüktür.
ÖÖG; dil gelişimini ve kullanımını, sözel ve yazılı ifade, okuma yazma ve matematik becerilerini etkileyen bir güçlük olduğu için okul başarısızlığı ve ek olarak okula uyum sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir. Okul hayatının çocuğun ruhsal gelişimindeki önemi göz önüne alındığında, doğru tespit ve müdahale edilmediği durumlarda, eşlik eden Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Kaygı Bozuklukları ve Davranış Bozukluğu sıklıkla atlanan komorbid durumlardır ve çocuğun duygusal travma yaşamasına zemin hazırlar.
Yaklaşık 10 yıllık deneyim ve tecrübenin sonucunda bu kitabın yazılmasına karar verilmiştir. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi ve Çocuk Psikologlarının oluşturduğu bir ekibin pratik uygulamaları paylaşılmıştır. ÖÖG ile ilgili doğru bilinen yanlışların neler olduğunu, erken tespitin ve doğru müdahalenin önemini, ÖÖG olan çocuğun yasal haklarının neler olduğunun anlatıldığı bir başvuru kitabı olarak da kullanılması dileğiyle…
Ersin ALTINTAŞ Mutlu ve başarılı bir yaşamın ön koşulu özgüvendir. Bu nedenle hayatımızın her alanında özgüvene ihtiyaç duyarız. İnsan hayatında bu kadar önemli bir yere sahip olan özgüven duygusunu, geliştirmek ve artırmak artık sizin elinizde…
Özgüven kitabı; “özgüven ve çeşitleri, kavramlar, özgüven problemi, özgüvenin doğası, kendini tanımak ve farkındalık, ayrım farkındalığı, otokontrol, özgüven ve zaman, özgüven ve iletişim, hayır diyebilmek” konularını ele almıştır.

Olumlu pozitif eğitimin önemine vurgu yapan bu kitap, uygulamaya dönük olarak hazırlanmıştır. Kitaptan anne-babalar, öğretmenler ve özellikle psikolojik danışmanlar yararlanabilir.

Özgüven üzerine düşünen, çalışan ve konuyla ilgilenen herkese faydalı olması dileğiyle…
Kate Burton, Brinley Platts Özgüven düzeylerinizi oluşturun ve hayatınızın her alanında daha etkili olun
Özgüven, sadece bir histen ibaret değil, hayatta başarılı olmak için vazgeçilmez bir unsurdur. Dünyanın en çok aranan yönetici koçlarının ikisi tarafından yazılan Özgüven For Dummies, 2. Basım özgüven eksikliği ve sosyal zorlukların üstesinden gelmeniz için ve iş yerinde, toplumda ve hatta aşkta nasıl daha fazla özgüvenle düşünüp davranacağınızı öğrenmeniz için sizi etkinliği kanıtlanmış araçlar ve tekniklerle donatır.
• Hangi noktada olduğunuzu öğrenin! Özgüven seviyenizi ölçün, hayatınızın hangi yönlerinde özgüven oluşturmanız gerektiğini belirleyin ve bir noktada takılıp kalmanıza sebep olan şeyleri bulun.
• Yola çıkın! Dünyaya sunmak istediğiniz yeni süper özgüvenli sizi yaratmak için kişisel bir program hazırlayın.
• Odak noktanızı bulun! Mükemmeliyetçiliği ve gerçekçi olmayan beklentileri nasıl bırakacağınızı öğrenin.
• Özgüven gösterin! Yeni bulduğunuz güveninizi dünyaya gösterin ve başkalarıyla daha kolay iletişim kurun.
Kitabı açın ve
• Özgüvenin ne olduğunu ve nereden geldiğini,
• Sosyal medyayı kullanarak özgüvenle iletişim kurmayı,
• Bir sunum veya iş görüşmesine hazırlanmak için ipuçlarını,
• Romantik ilişkilere özgüvenle yaklaşmak için tavsiyeleri,
• Nasıl özgüvenle “Hayır” denileceğini,
• Herhangi bir aksaklıktan sonra hızlı bir şekilde toparlanma yöntemlerini inceleyin.
M. Siyabend Kaya, Taşkın Yıldırım Çağdaş psikiyatrinin temsili sayılan DSM'nin art arda yeni sürümlerinin yayımlanması ve önceki sürümlerdeki bazı rahatsızlıkların bir sonraki sürümde değişikliğe uğraması ve muhtemelen bu değişikliklerin son olmayacak olması, modern tıpla karşılaştırıldığında psikiyatri biliminin zorlama bir tıp dalı olduğu şeklinde iddiaların ortaya atılmasına neden olmuştur. Öyle ki Thomas Szas, psikiyatrinin kutsal kitabı olan DSM'yi çok daha sert bir dille eleştirerek DSM'yi rahatsızlıkları teşhis etmek bir yana bilimsel temelden yoksun ve damgalayıcı bir sistem olarak ifade etmiş, psikiyatriyi ise “yalanlar bilimi” olarak tanımlamış ve antipsikiyatri akımında yerini almıştır. Ancak nihayetinde hem DSM taraftarlarının hem de antipsikiyatri taraftarlarının hipotezlerini destekleyecek nitelikte bilimsel çalışmaları literatürde görmenin mümkün olduğu da ifade edilmelidir. Tam da bu noktada, bu çalışmanın yukarıda ifade edilen her iki grubun da “merkezi”nde yer almadığı ifade edilmelidir. Maslow'un dediği gibi “Elinizdeki tek alet çekiç ise bir süre sonra her şey gözünüze çivi olarak görünmeye başlar!” Bu anlamda bu çalışma, psikiyatri hekiminin elindeki neredeyse tek alet olan "DSM"nin bireyi tanımada yeterli olmadığını, “bireyi tanılama” kaygısının, yerini “bireyi tanıma”ya ve anlamaya bırakması gerektiğini vurgulamaktadır.
Ali Turan Barniç Kaygı Çağı'nda psikiyatrik hastalıklar arasında yer alan panik bozukluk, bu çağın önemli ruhsal hastalıklarından bir tanesidir. Panik bozukluk; aniden ortaya çıkan, tekrarlayabilen, insanı dehşete düşüren, bedensel ve ruhsal yakınmaların birlikte olduğu ruhsal bir rahatsızlıktır. Panik bozukluk tanısı alan hastalarda var olan bedensel belirtiler bir kısır döngüye dönüşmektedir. Panik bozukluk hastalarında; kalp krizi geçirme, kontrolünü kaybetme, çıldıracağına yönelik düşünceler ve ölüm korkusu yoğun bir biçimde yaşanmaktadır. Bu belirtilerin yanında baş dönmesi, boğulma hissi, nefes darlığı ve soluğun kesilmesi, çarpıntı, göğüste sıkışma ya da ağrı, karın ağrısı, terleme, titreme, uyuşma, karıncalanma gibi fiziksel belirtilerin de bir kısmı panik atağa eşlik etmektedir. Bu belirtilerin yanı sıra birçok uzmanın değinmediği hipertansiyon da yer almaktadır.
Panik bozukluk tanısı almış hastaların tedavisinde ilaç artı psikoterapi yaklaşımı, bilimsel olarak kanıtlanmış bir tedavi yaklaşımıdır. Bu bilimsel kanıta rağmen sağlık kurumlarında panik bozukluk tedavisinde psikoterapi uygulanma oranı yetersiz bir düzeydedir. Bu yetersiz tedavi yaklaşımları nedeniyle hastalar yıllarca gereksiz bir biçimde hastane kapılarından ayrılamamaktadır. Panik bozukluğun tedavisinde biyolojik durumu düzelten ilaçların yanı sıra hastanın psikolojik durumunu düzeltmek için de psikoterapi olmazsa olmaz bir tedavi yaklaşımıdır.
James M. Foley Ponpon Vızıldayan Düşüncelerini Yavaşlatıyor; DEBH hakkında harika bir çocuk öyküsüdür. Ponpon, ormandaki en hızlı tavşandır ancak vızıldayan düşüncelerini durduramıyordur. Peki minik tavşancık Ponpon düşüncelerini kontrol etmeyi nasıl öğrenecek? Bu kitap çocuğunuzun dürtülerini ve düşüncelerini kontrol etmesine yardımcı olacak. Ayrıca kitap ebeveynlere ve eğiticilere yönelik öneriler barındırıyor.
Ayfer Summermatter, Ayşegül Yetkin Tekin, Elif Bestenigar Mert, Elif Ergüney Okumuş, Fatih Usta, Feyzanur Taştekne, Gizem Çeviker, Hale Nur Kılıç Memur, Neslihan Yaman, Nur Başer Baykal, Tuba Kalay Usta Çok hızlı bir değişim içerisindeyiz; psikoterapiler de dâhil her alanda değişimin etkileri gözleniyor. Bu kitap da size farklı gerçeklikler ve yöntemler sunuyor. İlk bölümde, postmodern felsefenin terapiler üzerindeki etkilerini okuyoruz. Sonrasında, Diyalektik Davranış Terapisi ile terapist danışan ilişkisinin geleneksel yöntemlere kıyasla nasıl değiştiğini gözlemliyoruz. EMDR ile beynimiz, bedenimiz ile travmalar arasındaki bağlantılara eğiliyoruz. Şema Terapi bizi erken dönem çocukluk anılarına götürüyor. Ebeveynle kurulamayan ilişkinin terapist ile nasıl kurulduğunu ve sonrasında kişinin kendine nasıl ebeveynlik yapabileceğini anlatıyor. Kabul etmeyi ve hayata devam edebilmeyi Kabul ve Kararlılık Terapisiyle öğreniyoruz. Mindfullness Temelli Bilişsel Terapi bizi biliş ve davranışın ötesine taşıyor. Gerçeklik Terapisi ile kararlarımızı gözden geçiriyor, gerçekten isteyip istemediklerimize odaklanıyoruz. Çözüm Odaklı Terapi sorunu dışsallaştırıyor: “Sen sorun değilsin, sadece bir sorunun var.” diyor. Logoterapi anlamın anlamını aktarıyor, insanın anlama ne kadar da muhtaç olduğunu gösteriyor. Pozitif Psikoloji ile umutla tanışıyoruz, kendimizi ve hayatımızı sanki daha fazla kabul ediyoruz. Naratif Terapi hikâyemize odaklanıyor: “Senin bir sürü hikâyen var. Hangi seni istersin?”. Ve son olarak Sanat Terapi bize kendimizle bağ kurmanın farklı yollarını gösteriyor.
Keyifle okumanız dileğiyle...
Azmi Çağlar, Besra Taş, Eda Nur Kocaman, Latife Kabaklı Çimen, Mahmut Çeliker, Mehmet Avcı, Semra Bulut, Ülkü Tosun, Yakup İme Kitapta, günümüz ailelerinin en çok ihtiyaç duyduğu pozitif bakış açısına dikkat çekilmiştir. Son dönemlerde birçok ailede problemlerin çözümsüzlüğünün bilgi eksikliğinden kaynaklandığı gözlemlenmektedir.
Bu bilgi eksiklikleri, insanları problemlerin çözümü olarak problemi kestirip atma gibi düşüncelere sevk eder ve boşanma düşüncesiyle karşı karşıya getirir.
Yaşanılan şeylerin olumlu taraflarına odaklanmanın, süreci olumlu yöne götürdüğü gerçeği pozitif psikolojinin en büyük kazanımıdır.
Nitekim Rogger, Maslow ve diğer hümanist kuramcılar, insanın özünün iyi olduğu gerçeğini kuramlarının merkezine koyarlar.
Ailelerde yaşanılan problemlerin kaynağına inildiğinde birçoğunun iletişim, koşulsuz kabul ve aile bireylerin yaşadıklarını nasıl yorumlamaları gerektiği ile ilgili olduğu görülür.
Kitapta, pozitif ve mutlu aile yapısının temelinin; olumlu iletişim tarzı, koşulsuz kabul ve aile bireylerinin yaşadıklarını nasıl yorumlaması ile ilişkili olduğuna dikkat çekilmiştir ve yaşanılanların olumlu yorumlanmasının süreci olumluya götüreceğinin altı çizilmiştir.
Cyndie Spiegel İyileşmek, yaşamak, sevmek ve bu vahşi, çılgın dünyada olmanız gereken kişi olabilme yolunda ihtiyaç duyduğunuz deneyimler, bu kitapta sizi bekliyor. Bu sayfalarda, hayatınızı mümkün olan en iyi şekilde yaşayabilmeniz için karanlığın içindeki ışığı görme yeteneğinize doğrudan seslenen güçlü kodlar bulabilirsiniz.
Yürek hoplatan bu geniş olasılıklar dünyasında beynimiz, nörolojik olarak, iyi ve yolunda giden şeyler yerine yolunda gitmeyenleri aramak üzere yapılanmıştır.
“BEYİN, TANIDIK OLANA YÖNELİR.”
Her gün bu kitaptaki yazılardan bir tanesini okuyarak zihninizin, her bir olumsuz deneyime tutunan bir yapıdan umudu, cesareti, dayanıklılığı ve olasılığı kucaklayan bir yapıya doğru istikrarlı bir şekilde geçişini destekleyebilirsiniz. Üstelik bunu yaparken beyninizin yeni durumlara uyum sağlama yeteneği olan plastisite özelliğini de harekete geçirmiş olacaksınız.
BİR YIL BOYUNCA
HER YENİ GÜNE
İLHAM
BİLGELİK
ve CESARETLE…
Besra Taş, Efendi Yavaşoğlu, Emel Genç , Fahrünnisa Erdem, Hasan Kütük , Nadire Gülçin Yıldız, Ülkü Tosun, Yeliz Aksu Evli çiftlerin evlilikte yaşadıkları birçok şey, kendi düşünce yapıları, bakış açıları ve olayları yorumlama biçimleriyle yakından ilişkilidir. Gerçekçi bir şekilde yaşanılanları değerlendirmeye başlamak için evlilik hayatında olan bitenleri pozitif bir bakış açısı ile ele almak elzemdir.
Kitapta, pozitif düşünce yapısına sahip olmanın tecrübe edilen süreci olumlu sonuçlandırabileceğine dikkat çekilmiştir. Mutlu olmanın sırrı, bakış açımızda gizlidir. Yaşadıklarımızı olumlu düşünce yapısıyla ve pozitif bakış açısıyla karşıladığımızda, elde edeceğimiz sonuçlar da pozitif olacaktır.
Evlilik müessesede zaman zaman anlaşmazlıklar ve sorunlar yaşanılabilir ve bazı hatalı davranışlar ortaya çıkabilir. Fakat önemli olan, evli çiftlerin bu hataları birbirleriyle özdeşleştirmemeleridir.
Nitekim böylesi bir özdeşleştirmeden kaçınıldığı takdirde hatalı davranışların sebep oldukları problemler hakkında konuşmak ve çözüm yolları geliştirmek daha kolay olacaktır. Çünkü insan özünde iyidir; bu gerçek gözardı edilmemelidir!
Kitabın temel hedefi, evlilikte yaşanılan problemlerin nasıl olumlu yöne çekileceğinin altını çizmektir.
Aslı Kartol, Ayşegül Erçevik, Başaran Gençdoğan, Cem Malakcıoğlu, Ceyhun H. Mehmedov Sumgayit, Elif Çimşir, Emre Gürkan, F. Dilek Tel, Gamze Ülker Tümlü, İlhan Bozkurt, İsmail Yelpaze, Kamale Bahazar Salamova, Musa Yıldırım, Mustafa Atak, Mustafa Subaşı, Nurlaila Effendy, Özlem Şener, Sefa Bulut, Thseen Nazir, Tuğba Seda Çolak, Umut Kermen, Yunus Altundağ Pozitif psikoloji, psikoloji akımları içerisinde en son ortaya çıkan yaklaşımdır. Bu biraz da toplumların ve insanların yaşadığı sosyo-kültürel değişime paralel olarak gelişmiştir. Geçen yüzyılın başında ortaya çıkan psikoloji bilimi daha çok olumsuz davranışlara ve patolojilere odaklanırken, bu yüzyılın başlarında ortaya çıkan pozitif psikoloji insanı bir bütün olarak görerek insandaki olumlu yanları görmenin de insan gelişimi ve sağlığı için gerekli olduğuna odaklanmıştır. Psikolojinin konusu sadece olumsuzlukları tanımak ve onları anlamak değil, aynı zamanda bireydeki olumlu özellikler, güçlü yanlar ve insanı insan yapan değerleri de tanımak ve anlamaktır.
İlk olarak Amerika'da ortaya çıkan pozitif psikoloji, kısa sürede tüm dünyada kabul görmüştür. Aslında pozitif psikolojinin kavramlarına bakıldığı zaman bunların yaşamın içinden geldiği ve tüm kültürlerde ortak olduğu görülebilir. O nedenle de pozitif psikoloji pek çok alana uygulanabilir olmuştur. Bu kitapta da popüler olan bu konuların yaşamda karşılaştığımız farklı durum ve alanlara nasıl uygulandığını göreceksiniz. Bu kitabın; psikologların, psikolojik danışmanların, psikiyatristlerin, sosyal hizmet uzmanlarının, ruh sağlığı alanında çalışan uzananların ve insanlarla çalışan tüm meslek gruplarındaki bireylerin okuyup yararlanabileceği bir kitap olması amaçlanmıştır. Bunun da ötesinde kendi duygularını, düşüncelerini ve değerlerini keşfetmek isteyen bireylerin de zevkle okuyabileceği bir kitaptır.
Akıcı ve basit bir dille yazılan kitapta, örnekler verilmekte ve alternatif kitap önerilerinde bulunulmaktadır. Bu nedenle kitap, lisans ve yüksek lisans seviyesinde ders kitabı ya da yardımcı kaynak olarak da kullanılabilecek bir içeriğe sahiptir.
Kate HEFFERON, Ilona BONIWELL, Mc Grew Hill ‘İyi yaşam nedir?’, ‘Mutluluk nedir?’ ve ‘İyilik hâli nedir?’ soruları tüm insanlık tarihi boyunca cevabı aranan sorular olmuştur. Bu konuda başta felsefeciler olmak üzere, teologlar, psikologlar ve daha pek çok bilim dalından araştırmacılar ilk çağlardan itibaren sayısız görüş ve tezler ortaya koymuşlardır. Buna rağmen, bugün bile bu konular hâlâ bir muammadır. Pozitif psikoloji yaklaşımı, bu sorulara cevap arayan, psikoloji biliminin çatısı altındaki en yeni yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
Pozitif psikoloji akımı, ruh sağlığı ile ilgili sorunları yok saymamakla beraber, insanların olumlu yönlerine ve güçlü özelliklerine odaklanmayı görev olarak benimsemiştir. Bu bağlamda, mutluluk, iyimserlik, umut, psikolojik dayanıklılık, psikolojik iyi oluş, yaşam kalitesi, yaşamın anlamı, travma sonrası gelişim, duygular, affedicilik, yaşam amaçları belirleme, pozitif yaşlanma, empati, minnettarlık, özgecilik, aşk ve benzeri pek çok konu pozitif psikolojinin araştırma konularını oluşturmaktadır. Pozitif psikoloji, bu konulardaki çalışmalarını bilimsel esaslara dayalı olarak sürdürmektedir.
Bu kitapta, pozitif psikoloji ile ilgili en son araştırmaların ve bilimsel bulguların bir sentezine ulaşma imkânına sahip olacaksınız. Genel olarak kitapta, hayatı yaşanabilir ve değerli kılan şeylerin neler olduğu ile ilgili çarpıcı bilgilere ulaşabileceksiniz.
Tuğba Bozkaya Yeni dünya düzeninde, manevi krizlerle boğuşan insanlığa yardım edebilecek olan bizim kök değerler ve erdemlerimizdir. Bu konuda özellikle çocukların ve gençlerin yetiştirilmesinde manevi danışmanlık ile desteklenen bir din eğitimi anlayışı faydalı olacaktır.
Din eğitimi ve manevi danışmanlık çalışmalarına değerler ve erdemler noktasında yeni bir bakış açısı getirme çabalarında pozitif psikolojinin önemli katkısı vardır. Pozitif psikolojinin erdemleri insan hayatının bir parçası kılarak gerçek mutluluğu yakalama ve güçlü bir karakter inşa etme çabası, din eğitimi ve manevi danışmanlık çalışmalarına yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
Bu kitabın teorik kısmında; öncelikle pozitif psikoloji, manevi danışmanlık ve din eğitimi alanı ile pozitif psikolojinin karakter güçlerinden olan affetme, cesaret ve azim erdemleri incelenmiştir. Çalışmanın uygulama kısmında 30 üniversite öğrencisi ile 6 hafta süreyle “pozitif psikoloji bağlamında din eğitimi temelli geliştirilen manevi danışmanlık ve rehberlik çalışması” yürütülmüştür. Elde edilen veriler, pozitif psikolojinin manevi danışmanlık ve din eğitimi alanında etkinliği açısından istatistiki olarak değerlendirilmiştir.
Bu kitap; manevi danışmanlık ve din eğitimi ile uğraşan tüm danışmanlar ve eğitimciler için yeni bir model sunma özelliği taşımaktadır. Kitapta var olan ve pozitif psikoloji, manevi danışmanlık ve din eğitimi yöntemlerinden faydalanılarak hazırlanan uygulamalar danışmanlık alanında yeni metotlar arayan danışmanlara yeni bir bakış açısı sunması açısından önemlidir.
Aylin Demirli Yıldız, Canan Koç, Didem Kepir-Savoly, Emre Oruç, Fidan Korkut Owen, Gizem Sarıgül, Hasan Atak, Hicran Çetin Gündüz, İpek Günver, İrem Yola, Naile Bilgili, Pınar Dursun, Rana Özen Kutanis, Selcen Akuysal Aydoğan, Sinem Tarhan, Sinem Tarhan, Zeynep Kızıl “Pozitif Psikoloji Bağlamında Umut: Hedefe giden yolda sınırları aşmak” kitabımız, kendini gerçekleştirmenin peşinde olan çoğunluk için bir kaynak ve yol haritası olması hedefi ile hazırlanmıştır. Zira, tüm olumsuz şartlar içinde bile bir yol bulma, hedefler koyabilme ve bu hedeflerden vazgeçmemenin gerektirdiği dinamikleri çözümlemek hem bireylerin hem toplumların iyi oluşunu artıran önemli bir paradigma değişimi anlamına gelmektedir. Bu yeni bakış açısına uygun olarak pozitif psikoloji bağlamında ele alınan Snyder’in Umut Kuramı tüm yönleri ile kitapta yer almıştır. Bu bağlamda, yurtdışı literatür ile Türkiye’deki çalışmalar bir araya getirilmiştir.
Böylece, dünyada ve Türkiye’de umut alanında yapılan çalışmalar ve umudu ölçmek için kullanılan yollar başta olmak üzere, farklı gelişim dönemlerinde umut, öz yeterlik, iyimserlik, iyi oluş, psikolojik sağlamlık gibi kavramlarla umut ilişkisi, kariyer danışmanlığı, stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu gibi alanlarda umudun rolü, bilişsel davranışçı terapilerde umut, ve okulda, sınıfta ve örgüt içi oluşumlarda umudun rolünü içeren kapsamlı bir çalışma ortaya çıkmıştır. Araştırmacı ve uygulamacıların “umut” kavramını hem kişisel hem de mesleki gelişimlerinde etkin kullanımları adına özümsemelerinde ve içselleştirmelerinde etkili bir rehber olması amaçlanmıştır.

Averil Leimon, Gladeana McMahon Hayatınızın her alanında tüm potansiyelinizi fark etmek için pozitif psikoloji ilkelerini kullanın.

Neden bazı insanlar diğerlerine göre daha başarılı ve mutlu olurlar? Bunun anahtarı düşünme yollarında saklıdır. Pozitif psikoloji bilimini keşfedin. Bu bilimin ilke ve teorilerini kendiniz ve çevreniz için daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla nasıl uygulayabileceğinizi öğrenin. Bu pratik rehber, güçlü yanlarınızı fark etmek, düşünce yapınızı geliştirmek, zor duygularla etkili bir şekilde başa çıkmanızı sağlamak ve sonuç olarak sizi daha başarılı, mutlu ve sağlıklı bir hayata ulaştırmak için gerekli tüm beceri ve stratejileri öğretir.

Pozitif psikolojinin temel kavramları ile ilgilenmeye başlayın! Bilimin köklerini ve ortaya çıkan araştırma alanlarını keşfedin, pozitif olmanın ne demek olduğunu ve bunu başarmak için düşünme biçiminizi nasıl değiştirebileceğinizi anlayın.
Her zaman olumlu tarafından bakın! Pozitif psikolojinin sizin için ne yapabileceğini, günlük yaşamınıza değer katmak için basit stratejileri nasıl uygulayabileceğinizi ve daha yüksek mutluluk, sağlık ve doyuma nasıl erişebileceğinizi keşfedin.
Pozitif psikolojinin gücünü çalışma, dinlenme ve eğlenme zamanlarınıza uyarlayın! Nasıl mutlu ve uzun süreli ilişkiler kurabileceğinizi keşfedin, pozitif ebeveynlik için basit stratejileri kullanın ve kariyerinizden, meslektaşlarınızdan veya çalışanlarınızdan en iyi şekilde faydalanın.
Pozitif psikolojiyi yaşamınıza uyarlayın! Kendi kişisel mutluluk programınızı oluşturun ve hem kendiniz hem de çevrenizdekiler için daha iyi bir gelecek yaratmak adına uzun vadeli pozitif değişiklikler yapın.

Kitabı açın ve
• Pozitif psikoloji alanındaki en yeni araştırmaları,
• Zor zamanlar ve güçlü duygularla etkili bir şekilde baş edebilme stratejilerini,
• “An”ı yaşamaya yönelik uzman tavsiyeleri,
• Bir amaçla yaşamak ve dünyaya izinizi bırakmakla ilgili rehberliği,
• Pozitif iletişim kurarak mutlu ilişkiler oluşturmaya dair ipuçlarını,
• Sizi gerçekten neyin mutlu ettiğini keşfetme yollarını,
• Güçlü yanlarınızı kullanmanın özgün yollarını,
• Olumluluk yaratmak için kullanılabilecek en etkili aktiviteleri öğrenin.
Menderes Kandemir Pozitif psikoloji, insan doğasını ve birey davranışlarını tanımlamaya, insan davranışlarının hastalıklı ve olumsuz yönlerinin ana kaynağını ortaya çıkarmakla meşgul olan psikolojiye bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Psikolojinin yeni çocuğu olarak ifade edilebileceği söylenen pozitif psikoloji, bireylerin olumsuz ve sorunlu yanlarından çok olumlu ve güçlü özelliklerine, aynı zamanda erdemlerine odaklanan bir yaklaşım izlemiştir. Bundan dolayı geleneksel psikolojinin kullanmış olduğu hastalık modeline karşılık olarak sağlık modelini temel almıştır.
Dünyanın hızla değişen ekonomik, toplumsal, siyasi ve kültürel yapısı insanların hayata dair bakış açılarını ve beklentilerini büyük ölçüde etkilemektedir. Dünya tüm canlılar için bir yaşam barınağıdır, bu barınağı da değerli kılan insandır. İnsanın bu zamanda ayakta kalabileceği tek yer bu gezegendir. Hepimiz, üzerinde yaşadığımız bu gezegeni koruma ve gözetme sorumluluğuna sahip bireyleriz. Bizler yaşadığımız sürece hayata daha pozitif bakabilmeyi, başarılı ve mutlu olmak için pozitif düşüncenin ne kadar gerekli olduğunu bilen, zihnimizin, bedenimizin ve ruhumuzun negatif düşüncelerle istila edilmesine izin vermeyen güçlü kişileriz. Bizler, hem kendimiz hem çevremiz hem de koca evren için daha pozitif olmamız gerektiğini bilen mutluluğu kendi içimizde üreten varlıklarız.
Ali Eryılmaz Pozitif Psikoterapi, etkili psikoterapi yöntemlerinden biridir. Bu psikoterapi yaklaşımının, oldukça fazla uygulamaya olanak tanıyan kavramları bulunmaktadır. İşte bu kavramların uygulama süreçlerinde nasıl kullanılacağına yönelik bir uygulama kitabına ihtiyaç vardır. Literatürde bu konuda teorik kitapların olmasına karşın uygulama kitabının olmadığı görülmektedir. Öncelikle Pozitif Psikoterapi’ye dayalı uygulamalarda bulunan bireyler için sadece kuramsal değil aynı zamanda içerisinde uygulamaların da yer aldığı kitaplara ihtiyaç vardır. Sonuç olarak danışanlarına psikolojik destek sunan ruh sağlığı profesyonellerinin, psikoterapi uygulamalarını somutlaştıran araçlara duydukları ihtiyaçlardan yola çıkarak Pozitif Psikoterapi temelli bir uygulama kitabına ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyacı karşılamak adına kaleme alınan bu kitap; pek çok alanda ruh sağlığı hizmeti sunanlara (psikologlar, psikiyatristler, psikolojik danışmanlar, psikiyatri hemşireleri ve sosyal hizmet uzmanları vb.) faydalı olacak bir içeriğe sahiptir. Ayrıca kendi kendine yardım etmek isteyen herkes de bu kitaptan yararlanabilir. Kitabı okuyanların, kitaptan faydalanması umudu ve dileğiyle!
Ivan Kirillov Pozitif Psikoterapi, 1960’ların sonlarında Prof. Dr. Nossrat Peseschkian ve çalışma arkadaşları tarafından Almanya’da geliştirilmiş bir kuramdır. Peseschkian, 1933’de İran’da doğmuş, tıp eğitimini de Almanya’da tamamlamıştır. Daha sonra buraya yerleşerek 2010 yılında vefatına kadar çalışmalarını sürdürmüştür. Kendi kültürler arası durumu, kültürler arası bir bakış açısına ilgi duymasına yol açmıştır. İran ve Almanya’nın farklı kültürlerinde; birçok davranış şekli, alışkanlık ve tavırların birbirinden tamamen farklı değerlendirildiklerine tanık olmuştur. Bu bakış açısı, Doğu’nun bilgeliği ile Batı’nın psikoterapötik bilgisini harmanlayarak kültürler arası bir kuram geliştirmesine yol açmıştır.
Peseschkian, yaptığı çalışmalarda ruhsal gelişim ve kişiler arası çatışmalarda bir dizi tekrarlanan davranış normlarının önemini görmüştür. Bu normları, birbiriyle ilişkisi olan kavramlar içinde birleştirerek çatışmaların odak noktasını belirleyebilmek için bir araya getirmiş ve bunları gerçek yetenekler olarak adlandırmıştır.
Bu kitapta Dr. Ivan Kirillov; gerçek yeteneklerin ne anlama geldiğini, altında hangi kavramların olduğunu, duygularımızın aslında neyi ifade ettiğini çok net bir şekilde anlatıyor.
Herkesin anlayabileceği, kendinden bir şey bulabileceği bu kitap, pozitif psikoterapi temel ve ileri eğitimlerini alan uzmanlar için de bir başucu kitabı olmaya aday…
Maksim Goncharov Herkes, çatışmaların nasıl yaratılacağını bilir ancak bunları nasıl çözeceğini bilemez. Çatışma olgusu, psikodinamik psikoterapinin merkezî bir kavramıdır. Bu, çok insani bir olgudur. Çatışma, bir kavga ya da skandal değil bir değerler çatışmasıdır, arzulanan şey ile olan şey arasındaki bir boşluktur. Bu durum, psikoloji için o kadar önemli bir olgudur ki tüm çelişkilerimizi, zorluklarımızı ve sorunlarımızı açıklayabilir. Ve doktorlara yapılan ziyaretlerin %90'ından fazlasının stresle ilgili olduğu düşünüldüğünde çatışmaları anlamak, çok daha önemli bir hâle gelir.
Çatışmalardan kaçınılamaz. Aslında tüm hayatımız çatışmalardan kaçınmakla değil onları yönetmekle ilgilidir. Çatışmaları anlamak, her insan için, özellikle de bunu profesyonel bir faaliyet olarak gerçekleştiren insanlar için önemlidir. Bunlara örnek olarak doktorlar, psikiyatristler, psikoterapistler, psikologlar, koçlar, öğretmenler, eğitimciler, yöneticiler, ebeveynler sayılabilir.
Yetmişli yıllarda Nossrat Peseschkian tarafından bize verilen pozitif psikoterapi, zor şeyler hakkında konuşmanın ve gizli olanı ortaya çıkarmanın ne kadar basit bir şekilde mümkün olabileceğine dair mükemmel bir örnektir. İnsanlığın, Nossrat Peseshkian'ın dünya psikoterapi ve psikolojisine katkısını henüz tam olarak takdir edilememiştir.
Yaşam kalitemizin ve sağlık düzeyimizin arkasında, her şeyden önce psikolojik yeterlilik yatmaktadır. İnsan, biyolojik olmaktan çok psikolojik bir varlıktır. Pozitif Psikoterapide Çatışma Mekanizmaları kitabı, hepimizin psikolojik yetkinliğini artırmamıza, çatışmaları ve etkileşimlerini tanımayı, kavramsallaştırmayı ve başkalarına basitçe açıklamayı öğrenmemize yardımcı olacak bir girişimdir.
Deniz Altınay Psikodrama Grup Psikoterapisi ve Sosyodrama Sistemi, yüzyılın en önemli psikoterapi kuramlarından birisi olarak tedavide, sanatta, eğitim sistemleri içinde ve hayatın her alanında alt alanlar yaratarak uzmanlaşmaya yönelmiştir. Psikodrama alanındaki önemli gelişmeleri etraflıca anlatmayı ve sergilemeyi amaçlayan bu kitap, nöropsikodrama, deprem ve benzeri afetler, duygusal travmalar, aile ve çiftler arasındaki sorunlar ve farklı gelişenlerin tedavisi gibi önemli bölümleri kapsamaktadır. Psikodramanın değişen karakteri ile ilgili David Kipper'ın makalesini ve ona cevaben Zerka Moreno'nun yazısını da kitapta bulabilirsiniz.
Her biri kendi alanında uzmanlıklarını geliştirip İstanbul Psikodrama Enstitüsü ve İstanbul Uluslararası Zerka Moreno Enstitüsü eğitimlerini tamamlayan yazarların katkılarıyla oluşan bu kitap, psikodramanın genişleyerek yayıldığı yaşam alanlarının kapılarını aralayan zengin bir kaynak olma niteliğindedir.
Elif Başçelik, Haydeh Faraji, Kahraman Güler “Bireyin geçmişini, çocukluğunu ve bilinç dışını araştırmak,
onun yetişkin kişiliğini anlamanın ön koşuludur”.
Sigmund Freud

İnsan, ayakları daima yarına doğru giden ama aslında dünde hapsolmuş bir varlıktır. Düne aittir insan, en erken deneyimleri ise çekirdeğidir. İnsanın “ben” olma yolu çok duraklı, ben olma yolculuğu ise kimi zaman çok duraklamalı, kimi zaman ise tekrarlıdır. Bu yüzden insan, henüz daha konuşmayı bile öğrenmediği dönemlerde yaşadıklarını hayat boyu -çoğu kez bilinçsizce- tekrar etmeye ve çeşitli biçimlerde deneyimlemeye mahkûmdur. Çünkü çekirdeğinde neyi taşıyorsa gelecekte de “o” olacaktır.
“Ben”, ilişki üzerinden fark edilir, keşfedilir, kurulur, çözülür ve yeniden kurulur. Ben'in oluşum hikâyesinin ilk durağı olan anne-baba, zaman içerisinde yerini kardeşlere, arkadaşlara, sevgililere yani “öteki”lere bırakır. Ancak yıllar geçse ve bireyin etrafındaki kişiler değişse de senaryo aslında hep aynıdır: Tanıdığı herkes aslında annesinden ve babasından birer parça, yaşadığı her ilişki ise bu ilişkinin farklı bir tekrarıdır.
İnsanın “ben” ve farklı farklı “öteki”lerden daima aynı “biz”i yaratma yolculuğuna psikanalitik kuram, şema teorisi ve bağlanma kuramının ışığında birlikte tanıklık etmek dileğiyle...

Şennur Günay Aksoy Psikodrama, bireylerin yaşadığı sorunları grup içinde sahneleyerek derin bir farkındalık ve dönüşüm sürecine girmelerini sağlayan güçlü bir terapi yöntemidir. Eğitici ve etkileyici bir psikodrama rehberi olan "Psikiyatri Hemşirelerinde Psikodrama Uygulaması" kitabı Dr. Psikolog Şennur Günay Aksoy tarafından kaleme alınmıştır.
Kitap, psikiyatri hemşireliği ve psikodrama hakkında genel ve tanımlayıcı bilgilerin yanında bir psikiyatri hastanesinde çalışan hemşirelerden oluşan grupla yapılan psikodrama uygulamasının tüm aşamalarını içermektedir. Psikodramanın temel prensiplerini anlamak isteyenler için kapsamlı bir kaynaktır.
Psikodramayı sadece bir terapi tekniği olarak değil aynı zamanda bir kişisel gelişim aracı olarak ele alan Aksoy, okuyucuları, dramatik rol oyunları, grup etkileşimi ve yaratıcı ifade teknikleri aracılığıyla içsel dünyalarına bir keşif yolculuğuna çıkmaya davet ediyor. Aksoy, psikodramanın insanların duygusal zenginleşmesine, kendilerini daha iyi anlamalarına ve ilişkilerini güçlendirmelerine nasıl yardımcı olduğunu açıklayarak bu terapi yöntemini grup katılımcılarının yaşamdan getirdikleri somut örneklerle destekliyor.
Yazar bu kitabı, üniversitelerde verilen Psikodrama derslerinde bir uygulama rehberi olabilmesi için kaleme almıştır. Kitap aynı zamanda, psikodramayı profesyonel olarak uygulamak isteyenlere pratik rehberlik sunuyor. Aksoy, psikodrama oturumlarını planlama, grup dinamikleri yönetme ve duygusal güvenliği sağlama konularında detaylı bilgiler sunarak bu alanda çalışanlara kılavuzluk ediyor.
Aksoy'un akıcı üslubu ve derinlemesine içgörüleri, bu kitabı sadece psikodramaya giriş yapmak isteyenler için değil aynı zamanda bu alanda deneyime sahip olanlar için de değerli bir kaynak hâline getiriyor. Bu kitap, psikodrama meraklılarına, derinlemesine çalışan bu terapi yöntemini anlamanın ve uygulamanın kapılarını aralıyor.
Yıldırım B. Doğan Tıp öğrencisi ve tıpta uzmanlık öğrencisinin eğitimi sırasında zorlandığı ya da zorlanacağını düşündüğü tek klinik dal psikiyatridir. Hasta ile iletişim kurma, hastaya nasıl sorarsa bilgi alabileceği ve hastayı nasıl muayene edeceği soruları onu zorlamaktadır. Mideyi çaydanlığa, kalbi pompaya benzeterek zihninde görsel bir şema oluşturarak beden işleyişini anlayabilmektedir. Psikiyatri alanında benzer bir zihinsel şema oluşturması olanaksızdır. Ona farklı gelebilecek yeni öğrenmelere gerek duymaktadır. Şöyle ki; hasta ile nasıl ilişki kuracağı nasıl konuşacağı ve nasıl muayene edeceği soruları önceden yanıtlansın ister.
Bu kitap, aranan yanıtları kapsayan bir çalışmanın ürünüdür. Kitabın yazarı tıp fakültesi öğretim üyesi, emekli bir ruh hekimidir. Çalıştığı kurumda tıp öğrencilerine ve uzmanlık öğrencilerine yıllarca hasta hekim ilişkisi, öyküleme ve muayene dersini vermiştir. Yayınevimizin hekimlerin hizmetine sunduğu bu kitap, alanında örneği sayıca az olanlardan biridir. Bu nedenle önemli bir boşluğu dolduracağı ümidini taşıyoruz.
Tarık Tuncay, Aziz Şeker, Işıl Bulut, Merve Deniz Pak, Ayşe Burcu Tunca, Cengiz Özbesler, Ferda Karadağ, Melike Tekindal, Abdulbaki Artık, Dilay Eldoğan Eken, Sezin Aydoğ Gürkan, Melek Durukan, Ferda Karadağ, Mehmet Can Aktan, Ayla Kahil, Okan Cem Çırakoğlu, Seda Attepe Özden, Arşaluys Kayır, Merve Deniz Pak, Ebru Akgün Çıtak, Yılmaz Görmez, Filiz Demiröz, Zekiye Çetinkaya Duman, Kerime Bademli, Didem Hekimoğlu Tunceli, Sinan Akçay, Gülsüm Ançel, Gonca Polat, Cihan Aslan, Arzu İçağasıoğlu Çoban, Melek Zubaroğlu Yanardağ, Zafer Uzun, Meltem Oral Günümüzde; dünyada ve ülkemizde pek çok insan farklı nedenlerden dolayı ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele etmektedir. Ruh sağlığı; fizyolojik, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yönleriyle bireyler, aileler ve toplumlar üzerinde çok boyutlu etkileri olan bir kavramdır. Son yıllarda sağlığa ilişkin bütüncül yaklaşım, ruh sağlığı alanındaki çalışmaların öne çıkmasına yol açmıştır. İdeal olan, bu çalışmaların disiplinler arası bir temelde ele alınmasıdır. Psikiyatrik sosyal hizmet; ruh sağlığı sorunları yaşayan bireylerin ve ailelerinin yaşadıkları sorunların azaltılması bağlamında onları güçlendirmeyi, sosyal işlevselliklerini artırmayı ve toplum içinde aktif rol almaları için mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Bu kitap, ruh sağlığı alanını disiplinler arası bir temelde ele almakta, ancak psikiyatrik sosyal hizmetin dünyadaki ve ülkemizdeki uygulamalarına özel bir vurgu yapmaktadır.
Kitabın ruh sağlığı alanında çalışan farklı disiplinlerdeki profesyoneller başta olmak üzere akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrencilere yol göstereceğine inanılmaktadır.
Yasemin Çölgeçen Psikiyatrik sosyal hizmet ,bireyin düşünüş ve davranışında meydana gelen anomaliye bağlı sosyal boyutta yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine odaklanır. Sosyal alandaki bir problem, biyolojik ve psikolojik sahayı da etkileyecektir ki sağlığın temini/muhafazası için en az biyolojik ve psikolojik sağlık kadar önemlidir. Hastaların iyilik hâllerinin sağlanması bütüncül yaklaşımla mümkündür. Dolayısıyla gerekli insani hizmetlerin temini için disiplinler arası iş birliği şarttır. Ama bu ilke ihlal edilip psikiyatride kliniğin yanı sıra sosyal hizmet takdiminin de genellikle tıp hekiminin inhisarında zannı, alana sınır ve kısıt getirmiş; tedavi/destek gerektiren bireylerin psikolojik/sosyal iyilik hâllerinin göz ardı edilmesi gibi istenmedik neticeler doğurmuştur.
Ruh sağlığı hizmetleri üç ayrı alanda gerçekleştirilir: koruyucu, tedavi ve rehabilite edici.
Gayretimiz; sayılan alanlardaki psikiyatri uygulamalarını, sürecin parçası olan sosyal çalışmacıları, sorunları/çözümleri irdelemeye yöneliktir. İşin bilimsel boyutuyla ilgilenenlere, öğrencilere yönelik hazırlanan bu eserin alana, sorunlara ve çözümlere bütüncül bakışıyla bir boşluğu doldurması umuduyla…
Uğur Özdemir Psikiyatrik Sosyal Hizmet: Kuramsal Çerçeve – Rol ve İşlevler – Uygulama – Analiz adlı kitap, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet Anabilim Dalında tamamlanan doktora tezinin bir ürünü olarak yayın hayatında bulunmaktadır. Türkiye’de ilk kez bir sosyal hizmet alanının, var olan duruma müdahale edilmeden tüm sistem elemanlarıyla ve ülke genelinde ele alınması açısından önemli olduğu düşünülen bu çalışma, aynı zamanda psikiyatri alanında da sosyal hizmet mesleği doğrultusunda ilk doktora çalışması özelliği taşımaktadır.
Psikiyatri alanı; benzer pek çok meslek ve disiplin gibi sosyal hizmet meslek ve disiplini için de, merak edilen, ilgi gösterilen özel bir çalışma alanı olarak görülmektedir. Sosyal hizmet mesleğinin meslekleşme sürecinde de çok yakın çalıştığı, etkilendiği alanlardan bir olan psikiyatri, sosyal hizmet uzmanlarının ruh sağlığı alanı dışında da varoluş süreçlerinde katkıları olmuş bir alan olma özelliğini hâlâ sürdürmektedir. Bu özellikleri nedeniyle psikiyatrik sosyal hizmetin; sadece ülkemizde değil hemen hemen tüm dünyada sosyal hizmet meslek elemanlarının çalışmak istedikleri, çalıştıklarında katkı ve katılımlarının önemsendiği, çok iyi sonuçlara ulaşılan bir sosyal hizmet çalışma alanı olduğu özellikle belirtilmelidir.
Kitap, bir araştırma kitabı olmakla birlikte, psikiyatrik sosyal hizmet alanına ilişkin kuramsal bakış, sosyal hizmet mesleğinin psikiyatri alanındaki rol ve işlevleri, psikiyatri alanında sosyal hizmet mesleğinin uygulaması ve Türkiye’de psikiyatri alanında sosyal hizmet mesleğinin bugünkü işlevselliğini; sosyal hizmet uzmanlarının çalıştığı psikiyatri tedavi kurumları, sosyal hizmet uzmanları ve uygulamaları ile bu kurumlarda çalışan diğer meslek elemanlarının sosyal hizmet mesleği, sosyal hizmet uzmanı ve uygulamalarına yönelik görüşleri çerçevesinde analiz sonuçları ile açıklamaktadır.
Bahar Akoğlu, Beril Zeynep Hacıosman, Cansu Selin Yurtseven, Didem Dilge Kum, Elif Yöyen, Emel Aner Aktan, Esra Akcan, Esra Savaş, Fatma Biçer, Fatma Yalçın, Gözde Gündoğdu Meydaneri, Haydeh Faraji, İpek Okkay, Kader Bahayi, Kahraman Güler, Mahmut Yılmaz, Merve Çalık, Neslim Güvendeğer Doksat, Nurhan Naz, Yasemin Yulaf, Zeynep Gümüş Demir, Zeynep Set Psikiyatrik/psikolojik bozukluklar, toplumda sık görülen ve birey, aile ve topluma ağır yük getiren önemli ruh sağlığı sorunlarıdır ve genellikle bu bozuklukların belirtilerine neyin sebep olduğunu anlamak oldukça zordur. Bu bağlamda bu sorunların tanı ve tedavisi son derece elzemdir. Birbiriyle örtüşen semptomları olan ancak farklı müdahale yöntemleri gerektiren birçok bozukluk vardır. Bu bozukluklar doğru tanılandığında güvenilir ve etkili yöntemlerle tedavi edilebilir.
Örneklerle zenginleştirilmiş bu kitap; klinisyenler, terapistler ve danışanlar için psikiyatrik/psikolojik bozuklukların tanı ve tedavi yöntemlerine yönelik çağdaş çözümler önermektedir. Kitapta, her biri alanında uzman doktor, doçent, psikolog, psikiyatrist ve akademisyenlerin kaleme aldığı 30 bölüme yer verilmiştir. Her bir psikiyatrik/psikolojik bozukluğun epidemiyolojisi, güncel araştırmalar ışığında açıklanmış ve bozuklukların tüm yönlerine ilişkin temel yaklaşımlarla birlikte bilimsel olarak geliştirilmiş tanı ve tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde sunulmuştur.
Tarık Tuna Gözütok Psikiyatrinin simgesel temel pratikleri, XIX. yüzyılın ortalarında ülkemizde tatbik edilebilmiştir. Ancak tıbbi bir ihtisas alanı olarak kabul görmesi, XX. yüzyılın başlarında gerçekleşmiştir. Yarım asrı aşan bu uzmanlaşma süreci, akıl hastalıklarının etiyolojilerini ve tedavi yöntemlerini belirli bir ölçüde değiştirmiştir. Bahsi geçen değişimin nedenlerini ve sonuçlarını bilim ve tıp tarihi açısından açıklamak için Türk psikiyatri tarihinde, “uzmanlaşma öncesi”, “uzmanlaşma süreci” ve “uzmanlaşma sonrası” olmak üzere üç farklı dönem belirlenebilir. Uzmanlaşma öncesi dönemin sonlarına doğru Osmanlı Devleti'nde akıl hastalıklarını tedavi etme iddiasında bulunan iki temel anlayış öne çıkmıştır. Bunlardan ilki, şifâhânelerdeki hekimlerin benimsedikleri Ahlât-ı Erbaa Kuramı, ikincisi ise tekke, ocak ve zaviyelerdeki şifacıların sahiplendikleri majik-mistik öğretiler olmuştur. Uzmanlaşma sürecinde, Osmanlı hekimlerinin Batı tıbbıyla tanışmaları, eski kuramları terk etmelerinde belirleyici olmuştur. Bu dönemde hekimler, iktidarların da desteğiyle çağdaş natüralist yaklaşımları benimsemişler ve akıl hastalıklarının nedenlerini açıklama konusunda değişime gitmişlerdir. Uzmanlaşma sonrası dönemde ise natüralist yaklaşımlar, tedavi yöntemlerine de büyük ölçüde aktarılabilmiştir. Cumhuriyet sonrasında kurulmuş olan Bakırköy Emrâz-ı Asabiye ve Akliye Hastanesi, söz konusu değişimin en önemli göstergesi olarak kabul edilmiştir. Bu eser, bahsi geçen tarihsel dönemleri, bilim felsefesinin ve bilim sosyolojisinin seçilmiş bazı argümanlarıyla açıklamayı amaçlamaktadır.
Deniz Altınay Psikodrama Grup Psikoterapisi, yüzyılın en önemli psikoterapi kuramlarından ve sistemlerinden birisidir. Psikoterapinin yanı sıra eğitimde, iş dünyasında ve tiyatroda önemli uygulama alanları bulur. Bu kitap; Psikodrama Grup Psikoterapsi içinde kullanılan 450 ısınma oyunu, yardımcı teknikler ve çocuk psikodraması oyunları, süpervizyon teknikleri ve teknik analiz gibi geniş bir içeriği kapsamaktadır. Grup psikoterapistleri, çocuk ile çalışan uzmanlar, oyun terapistleri, psikolojik danışmanlar, öğretmenler kendi alanlarıyla sınırlı kalmak üzere bu tekniklerden yaygın olarak yararlanmakta, eğitim uzmanları okullarda ve şirketlerde ısınma çalışmaları için bu oyunlara başvurmaktadırlar. Rehberlik programları bu kitaptan alıntılar yapmaktadır. Yaşayarak, deneyimleyerek öğrenmenin hedeflendiği eylem metotları ile yapılan tüm çalışmalar için de yararlanılabilecek olan bu oyunlar içerisinde bir çok alt temaya odaklanmış farklı çalışmalar bulunmaktadır. İstanbul Psikodrama Enstitüsü Başkanı Deniz Altınay'ın bu kitabı, Psikodrama Terapistlerinin olduğu kadar alandaki tüm uzmanların el kitabı niteliğindedir.
Zerka T. Moreno, Leif Dag Blomkvist, Thomas Rützel, Routledge İnsanın sadece hasta olan yanıyla değil aynı zamanda ve belki daha fazla sağlıklı olan yanıyla da ilgilenen psikodrama, insana, her anını yeni bir gerçeklik kazandırarak yeniden yaratma cesareti, güveni ve becerisi sağlamaktadır. Her yeni anı yaratma serüveni dış nesnel gerçeklikten hareketle başlasa da J.L. Moreno'nun dâhiyane buluşu artı gerçeklik düzleminde oluşmaktadır. Artı gerçekliği deneyimleyen her insanın söylediği gibi "hayal bile edemediği hayallerini yaşama" olanağı sunan bu önemli kavramla ilgili ne yazık ki çok az yazılmıştır. Türkçemizde ise "Artı Gerçeklik ve İyileştirme Sanatı" bu konudaki ilk kitaptır.
Ayrıca "Artı Gerçeklik ve İyileştirme Sanatı"nda psikodramada temel olan "zaman ve ölüm", "mizah" gibi daha önce hemen hiç değinilmemiş ya da çok az değinilmiş pek çok konu yer almaktadır.
J.L. Moreno'nun, hem yaşam hem de çalışma arkadaşı olan Zerka T. Moreno, Zerka T. Moreno'nun öğrencisi Leif Dag Blomkvist ve onun öğrencisi Thomas Rützel'in yazdığı bu kitap, oldukça akıcı ve sürükleyici biçim ve içeriği ile sadece psikodramatistler değil aynı zamanda konuya ilgi duyan pek çok insan için başucu kaynak niteliğindedir.
Deniz Altınay Psikodrama Grup Psikoterapisi, Türkiye'de ve dünyada yüzyılın ön önemli ana akım psikoterapi ekollerinden birisidir. Üç kozmik olgudan -yaratıcılık, spontanite ve eylem- temel alan bu sistem an felsefesi ışığında bireyden topluma kadar geniş bir yelpazede uygulama alanı bulmaktadır. Tüm grup psikoterapistleri için bir el kitabı olan kapsamlı bu çalışma aynı zamanda alanı tanımak isteyen öğrenciler ve diğer uzmanlar için bir temel el kitabı niteliğindedir. Kitap, psikodramatik kuramlar, temel felsefeler, anahtar kavramlar, toplumsal müdahale biçimleri, travmalarla çalışma sistemleri gibi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Grup psikoterapisi dışında eğitim, tiyatro ve iş dünyasına kadar uzanan zengin bir kullanım alanının kapılarını okuyucuya açmaktadır. Yaratıcı insanın spontan eylemlerinin anda kalarak ortaya çıkışı, ruh sağlığının ve geleceğe kalacak olanların süreçlerinin tanımıdır.
Deniz Şarlak • Günlük yaşamınızda hiç fark etmeden bazı tuzaklara nasıl ve neden düştüğünüz konusunda bilinçlenmek,
• Kendinizi tanımak ve bireysel gelişiminizi hızlandırmak,
• Geçmişin yüklerinden ve duygusal kirlerinden arınmak,
• Kişilik özelliklerinizi geliştirmek (Kişiliğinizdeki kuşkuculuk, çekingenlik, kontrolcülük, duygu denetimsizliği ve bağımlılık),
• Psikolojik kökenli bedensel yakınmalarınızdan kurtulmak,
• Anne baba rollerinizi yeniden gözden geçirmek,
• Eş ve evlilik çatışmalarını çözmek,
• İlişkilerinizi düzenlemek,
• Stresinizle başa çıkmak,
• İnsanları derinden anlamak ve etkin dinleme yeteneği kazanmak istiyorsanız psikodrama yolculuğuna yelken açmalısınız…
Marcia Karp - Paul Holmes - Kate Bradshaw Tauvon,Routlıdge Bu kitap; kendi duygularımızı yaşayabilme, yakınlaşabilme ve deneyimlerimizi yaşamlarımıza taşıyabilmemize yardım eden psikodrama hakkında yazılmış bir başucu kitabıdır.
Kitapla yolculuğunuza psikodramanın unsurları ve bir psikodrama oturumunun aşamalarını anlatan giriş bölümü ile başlarken, kendinizi Moreno'nun bu tedavi modelini ortaya koymasına yol açan etmenleri anlamaya ve “Bir hiç miyim, yoksa Tanrı mı?” gibi kışkırtıcı sorusunun somut olmayan anlamını kavramaya çalışırken bulacaksınız. Geçmişin değerlerini tanımak ve anlamak adına yeniden karşılaşmaların yaratıcılık ve spontanlıkla bağlantısına, ortak bilinç-bilinçdışı ile yaşadığımız dünyayı birlikte oluşturma sevdasına dalacaksınız. Psikodrama oturumunun ilk aşaması olan ısınmanın aslında hayatımızın her aşamasında olduğu gibi, drama sahnesinde de yüklendiğimiz, tuttuğumuz ya da fırlatıverdiğimiz şeyleri aydınlatan, görünmezi görünür kılan bir unsur olduğunu yakalayacaksınız. Sahneye çıkan başoyuncunun eşleme, rol değiştirme, ayna, iç konuşma gibi psikodrama teknikleriyle kendi dramasını canlandırırken, bir çocuğun büyümesi gibi giderek olgunlaştığına tanık olacaksınız. Tıpkı Zerka Moreno'nun yazdığı gibi okurken bu “esin kaynağı”na ısınacak, yeni şeyler öğrenecek ve birçok soru sormaya ve yeniden yeniden kendinizin farklı yönlerini sorgulamaya başlayacaksınız.
Bu kitap, konuyu bilmeyene bir başlangıç sağladığı gibi, konuya yakın olanlar için de bir esin kaynağı olmaktadır ve psikodrama dünyası için bir rehberdir.
Nalan Kalkan Oğuzhanoğlu Enstitümüz eğiticilerinin üstlenmiş olduğu ve çok sayıda psikodrama kitabının Türkçeye çevrilmesi sürecinde oluşan sözcük havuzu bu kitabın temelini oluşturmuştur. Psikodrama sınırları içinde açıklanma gereksinimi duyulan sözcükler, yorumlarıyla birlikte çözümlenmeye çalışılmış ve sayfalardaki yerini almıştır.
Bu sözlük, daha basılırken eskimeye yol alacaktır ama umarım yenilenme ve düzeltmelerle giderek daha kapsamlı temel bir kaynağa dönüşmeye öncülük edecektir.