Klinik Psikoloji \ 11-11
Jenna Lejeune, Jason B. Luoma Terapide değerleri ele almak ve değerlerle çalışmak, danışanların psikolojik esneklik geliştirmelerine, hayatlarında anlam inşa etmelerine ve olumlu değişiklikler gerçekleştirmelerine yardımcı olmak açısından güçlü bir araç sağlayabilmektedir. Ancak değerler konusunu çalışmak teorik olarak basit görünse de terapi seanslarında bunun uygulanması noktasında zorluk yaşanabilmektedir. Bu yüzden ister deneyimli bir kabul ve kararlılık terapisi (ACT) klinisyeni olun, ister sadece terapinize değerleri dâhil etmeye çalışan bir terapist olun, bu kitap, danışanlarınızın kişisel gelişimlerine katkı sağlamanız açısından önemli bir işlev görebilmektedir. Danışanlarınızın daha derin bir amaç ve motivasyon duygusuna sahip olabilmeleri için ihtiyacınız olan her şeyi sunabilmektedir.
Terapide Değerler, terapi sürecinde işe yarayan değerleri etkili bir şekilde bütünleştirmenize ve uygulamanıza yardımcı olabilecek kolay stratejiler sunmaktadır. Bu kitapta; seçim, şimdiki anın farkındalığı ve hassasiyet gibi değerlerin doğasında yer alan temel niteliklere ve özelliklere dair genel bir bakış açısı bulabileceksiniz. Ayrıca seans içinde kullanılabilecek alıştırmalar ve egzersizler için ayrıntılı yönergeler, danışanlar için bilgiler, ev ödevleri, değerlendirme ve izleme araçları, vaka örnekleri ve daha fazlasını görebileceksiniz. Son olarak, bir terapist olarak kendi değerlerinizle yeniden bağlantı kurmanın ipuçlarını keşfedebilecek, böylece yaptığınız işle daha anlamlı ve ödüllendirici bir şekilde ilgilenebileceksiniz.
Maria Luca Terapilerde Cinsel Çekim kitabı, terapi alanında çalışan klinisyenlere cinsel çekim, transferans ve karşıt transferans konusunda farklı terapi ekollerinin yaklaşımlarını sunarak ve araştırmalara katılan uzman klinisyenlerin cinsel çekimle ilgili deneyimlerini sunarak yol gösterecektir. Ayrıca bu kitap, terapilerde bir tabu olarak görülen cinsel çekimle ilgili transferans ve karşıt transferansla nasıl çalışılacağı konusunda klinisyenlere rehber olacaktır.
Aylin Demirli Yıldız, Betül Gülcan Çakmak, Büşra Ünverdi, Engin Büyüköksüz, Feyza Coşkun, Figen Kasapoğlu, Gülşen Topal Özgen, Işıl Tekin, Kamile Gamze (Alçekiç) Yaman, Numan Turan, Nur Akbulut Kılıçoğlu, Orhan Yoncalık, Pınar Kütük Yılmaz, Selami Kardaş, Semra Uçar, Şeyma Güldal, Şükrü Can Özüak, Vildan Saruhan Ruh sağlığı alanında çalışanlar ve öğrenciler için önemli bir kaynak niteliğinde olan bu kitap, psikoterapi sürecinde kullanılan temel becerileri ve danışmanlık sürecini ele almakta ve ruh sağlığı çalışanlarının süreci daha verimli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmaktadır. Ayrıca aileler, çiftler, çocuklar, ergenler, orta yaş grubu ve yaşlılarla çalışan ruh sağlığı çalışanları için de yol göstericidir. Kitap, bu gruplardan her biriyle çalışırken hem bu grupların gelişimsel özellikleri ve ortak duygusal süreçleri hakkında bilgi vermekte hem de ruh sağlığı çalışanlarının kullanabileceği özel teknikleri ve stratejileri ele almanın yanı sıra her bölümde ele aldığı vaka örneği ile süreci somutlaştırmayı kolaylaştırmaktadır.
Debra L. Safer - Christy F. Telch - Eunice Y. Chen Uzmanlar, klinisyenler ve araştırmacılar, yeme bozukluklarının duygusal düzensizliklerden kaynaklandığı vakalarda Diyalektik Davranış Terapisinin etkin olacağı konusunda hemfikirdi. Alanda yapılan pek çok adaptasyon çalışması olmasına rağmen Debra Safer, Christy Telch ve Eunice Chen bunu deneysel bazda yapan ilk kişilerdir. Standart diyalektik davranış terapisinin, tıkınırcasına yeme bozukluğu ve bulimia nervoza semptomlarını tedavi etme yollarının yapılandırılmış bir özetini sunan bu kitap ile alandaki ihtiyaca cevap vermişlerdir. Bu alanda çalışan klinik psikologların ve danışmanların mutlaka okuması gereken önemli bir kaynak olmakla birlikte bu alanda okuyan öğrenciler için de farklı bir bakış açısı kazandırmaktadır.
Dokuz bölümden oluşan bu kitapta konular, tedavi kapsamlı olarak ele alınmıştır. Genel çerçevede olumsuz duygularla başa çıkmanın daha uyumsal yollarını öğreten becerilerin kazanımı ile tıkınırcasına yeme ve boşaltmayı durdurma hedefine ulaşma yolu adım adım çizilmiştir. Bulimia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğuna sahip insanların karşılaştığı sorunlar ve mevcut tedavi yöntemleri ele alınarak okuyucuya genel bir bakış açısı kazandırılır. Standart terapinin detaylı bir şekilde tanıtımından sonra bunun adaptasyonunun neden gerekli olduğu, adapte etmenin mantığı mevcut kanıtlar ile sunulur. Daha sonra, tedavi öncesi ve başlangıç oturumlarından tedaviyi sonlandırmaya kadar olan süreç aşama aşama ele alınır. Nüksetmeyi önleme kısmına değinilir. Son olarak kapsamlı vaka örnekleri ile anlatılanların sağlam temeller üzerine oturması sağlanır.
Amacına uygun şekilde düzenlen bu kitap, diyalektik davranış terapisi adapte edilirken belirli sınırlar çizmek yerine okuyucuya geliştirilebilir bir zemin hazırlar. Bu yönüyle tedaviyi uygulamaya ve geliştirmeye teşvik eder. Açıklayıcı vaka örnekleri ve kanıtlar ile tedaviyi tüm ayrıntılarıyla sunarak farklı alanlardan okuyuculara hitap eden bu titiz çalışma özellikle alandaki uzmanlara, klinik psikologlara, danışmanlara ve araştırmacılara bir rehber olacak niteliktedir.
Tarık Solmuş Bu kitap yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan travmalara ışık tutmak için kaleme alınmıştır. Bebeklikten hatta doğum öncesinden yetişkinliğe ve doğal felaketlerden işkenceye, cinsel tacizden terörizme, mobbingden Koronavirüs’e kadar pek çok travmatik yaşantıyı aydınlatmayı, bir farkındalık kazandırmayı amaçlamıştır.
Ayrıca, her gün dizilerde, filmlerde izlediğimiz ünlü oyuncuların, şarkılarını dinlediğimiz müzisyenlerin, siyasi figürlerin, sporcuların ya da kitaplarını hayranlıkla okuduğumuz yazarların hayatları incelenmiştir. Her biri türlü yoksunluklar, çaresizlikler, hayal kırıklıkları, tacizler, istismarlar, tecavüzler yaşamış bu insanların hayata nasıl da tutunduklarına, mücadele ettiklerine, sıfırdan zirveye nasıl ulaştıklarına yer verilmiştir. Bütün bu hayatların örneğin zorlu bir çocukluk geçirmiş olup kendine güvenmeyen, kendini yetersiz hisseden, başarısızlık korkusu yaşayan, “Acaba olur mu! Bir gün ben de yapabilir miyim! Başarabilir miyim ki!” diye düşünen herkes için öğretici, motive edici, cesaretlendirici olması dileğiyle.
Richard G. Tedeschi, Jane Shakespeare-Finch, Kanako Taku, and Lawrence G. Calhoun Psikolojik travma konusunun farklı bir yüzü olan “travma sonrası gelişim”, ülkemizde ve dünyada, araştırmaların hızla artmakta olduğu bir alandır. Konunun öncüleri olan bilim insanları tarafından yazılan bu kitap, travma sonrası gelişim kavramını tüm yönleri ile ele alarak okuyucuya yeni bakış açıları kazandıracak niteliktedir. Travma Sonrası Gelişim kitabı; psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji, tıp, hemşirelik, sosyal hizmet gibi sosyal bilimlerin ve sağlık bilimlerinin birçok alanındaki öğrenciler, araştırmacılar ve uygulamacılar için önemli bir kaynak olacaktır.
Sezin Öner Travma; aşırı korku, dehşet, çaresizlik duyguları uyandıran, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkiler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu travmatik olayların ardından yaşanan uyum sorunları kaçınılmazdır, ancak bazı kişilerde bu sorunlar kısa süreli olmaktan çıkıp aylarca hatta yıllarca sürebilmektedir.
Bu kitapta, farklı dönemlerde travmanın nasıl tanımlandığı, açıklayıcı modelleri ile risk ve koruyucu faktörler derlenmiştir. Ayrıca psikolojik müdahalelerin etkinlik çalışmaları ışığında en etkili tedavi planı olduğu ortaya konan Bilişsel İşleme Terapisi tanıtılarak, bu yaklaşımın farklı çalışma modülleri sunulmaktadır. Bilişsel-Davranış terapilerinin bir kolu olan bu müdahale planında travma ile baş etmekten ziyade travma belleğinin farklılaştırılmasına ve travma sonrası büyüme süreçlerine odaklanılmaktadır. Kitabın sonunda sunulan vaka çalışmasında da müdahale planının bu odak noktaları ve tedavi planı örneklenmiştir.
Mehmet Ali Yıldız Uzun süreli maruz bırakma terapisi, ilk geliştirildiği dönemde anksiyete sorunlarına karşı kanıta dayalı bir yaklaşım sunarak etkili sonuçlar göstermiştir. Daha sonrasında uzun süreli maruz bırakma terapisi, travma sonrası stres bozukluğuna (TSSB) yönelik geliştirilen kuramı ve uygulamalarıyla oldukça etkili sonuçlar vermiş ve TSSB'nin tedavisinde kullanılan yaklaşımlar arasında önde gelen yerini almıştır.
Bilindiği kadarıyla ülkemizde uzun süreli maruz bırakma terapisi üzerine yazılmış herhangi bir kitap çalışması bulunmamaktadır. Bu yönüyle bir ilk kaynak olma özelliği taşımaktadır. Bu anlamda kitabın, ülkemizde uzun süreli maruz bırakma terapisi ve TSSB'nin terapisi konusunda önemli bir boşluğu dolduracağına ve ruh sağlığı alanında terapilerle ilgili yazılı olan kaynaklar arasında bir zenginlik yaratacağına inanılmaktadır. Bu kitapta uzun süreli maruz bırakma terapisinin TSSB'ye yönelik yaklaşımının ve uygulamalarının vaka örnekleriyle verilmesinin yanı sıra kitap boyunca terapinin teorik yapısı ve uygulaması ile yöntem ve tekniklerine dair oldukça açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir. Kitapta, uygulamaların etkisini güçlendirmek için terapi seanslarında sıklıkla yararlanılan çok sayıda görsele ve özgün metafora yer verilmiştir. Ayrıca kitapta ayrı bir bölüm olarak anksiyete sorunlarında ve TSSB'de kullanılabilecek etkili bazı metaforlara genişçe yer verilmiştir.
Uzun süreli maruz bırakma terapisinin oldukça yapılandırılmış, nispeten kısa süreli ve kanıt temelli etkili bir terapi olması, terapinin öne çıkan önemli bazı özelliklerini oluşturmaktadır. Ayrıca anksiyete bozuklukları, TSSB, obsesif kompulsif bozukluk, fobiler, öfke ve karmaşık yas gibi birçok sorunda etkili olan bu terapiyi öğrenmede başta psikolojik danışmanlar, çocuk ve ergen psikiyatristleri, psikiyatristler, klinik psikologlar ve psikologlar olmak üzere tüm ruh sağlığı çalışanları, kaynak niteliğindeki bu kitaptan yararlanabilirler. Kitabın, ruh sağlığı alanında çalışan uygulamacılara ve danışanlarına faydalı olması dileklerimle...
Mert Akcanbaş İnsanlık tarihi kadar eski olan travmaların ilk olarak Gılgamış Destanı'nda yer aldığını, Homeros'un eserlerinde askerlerde görülen travmatik belirtilerden bahsedildiğini düşündüğümüzde travmatik olaylar ve sonuçlarının, sürekli evrilen olgular oldukları açıktır. Bu kitap, dinamik yapısı ve bilinmezliği nedeni ile hakkındaki bilimsel bilgiler sürekli değişen bu rahatsızlığı elimizdeki son bilimsel veriler çerçevesinde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Kitap; travma sonrası stres bozukluğunun tarihçesi, klinik tanı koşulları, travmanın diyalektik yapısı ve biyokimyasını detaylı açıklamakta ve mağdurların bu bozukluğu ve belirtilerini kontrol altında tutabilmeleri ve yöneterek azaltmalarını sağlayacak yaklaşımları tanıtmaktadır. Kitabın bir diğer özelliği de içinde verilen bilgilerin pratikte uygulanabilmesi için gerekli soru listeleri, anket formları ve bireysel tabloları içermesidir.
Duygu Tüzün, F. Sevinç Göral Alkan, Gökhan Özcan, Hasan Turan Karatepe, M. Hakan Türkçapar, Mehmet Dinç, Muhammed Furkan Cinisli, Neslihan Arıcı Özcan, Önder Kavakcı, Selin Tutku Tabur, Zeynep Pınar Cohen Herkesin travması ve travmaya verdiği tepkileri farklı olabildiği gibi her terapistin travmayla çalışma biçimi de farklılaşabilir. Her bir psikoterapi yaklaşımı ve ekolü de travmaya farklı bakış açıları ve çözüm yolları sunar. Bu kitap, ilgili ekol veya yaklaşımda hem terapistlik hem de akademik tecrübesi olan yazarların kaleme aldığı bölümlerden oluşmaktadır. Bu sayede her bir ekol veya yaklaşıma dair teorik bir arka planın yanısıra pratikte uygulamasına ve bir vaka örneğine ulaşmak mümkündür. Terapi sürecinde gerek travma mağdurları gerek meslek profesyonelleri açısından bu zorlu tecrübelerle başa çıkmak için başvurulabilecek birçok yol olduğunu bilmenin herkes açısından umut verici ve faydalı olabileceğine inanılmaktadır.
“Travmatik olayları yani yaşamı tehdit eden düzeydeki olayları bizzat yaşamak veya bizzat tanık olmak, hiç istemediğimiz ama bir yandan da maalesef yaşamın kaçınamadığımız ayrılmaz bir parçası. Psikolojik yapımız çoğu kere yaşanan travmatik olayları atlatabilmek için kendi iyileşme gücünü içinde barındırsa da bazen gerek olaylar ve koşullar gerek psikolojik yapımız nedeniyle bu doğal iyileşme süreci gerçekleşmeyebilir. O zaman da başta travma sonrası stres bozukluğu olmak üzere diğer psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
Bu kitap, insan ızdırabını azaltma yönünde bir çalışma olarak özellikle travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin güncel psikolojik yaklaşımları ortaya koymayı amaçlıyor. Bu hâliyle kitabın konuyla ilgili çalışan terapistler, öğrenciler, araştırmacı ve akademisyenlere yararlı olacağını umuyoruz. Kitapta her güncel yaklaşım aktarılırken önce o yaklaşımın travma sonrası stres bozukluğunu nasıl anladığı, kavramlaştırdığı, ardından terapide o yöntemin nasıl kullanıldığı olgu örnekleri ile de desteklenerek açıklanmaya çalışılmıştır. Kitabın bu yönde sağlayacağı katkılar yazarları olarak bizim en büyük mutluluğumuz olacaktır.”
Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar
“Travma ve Psikoterapiler kitabı; travmaya farklı psikoterapi ekollerinin bakışlarını toplu olarak görme hatta karşılaştırmalı okuma imkânı vererek okuyucunun travma kavramını daha zengin bir düzlemde anlamasını sağlıyor. Bu anlamda kitap hem travma alanında hangi ekolle çalışma kararını verme aşamasındaki kişilere teorik yol gösteriyor hem de travma alanında çalışan terapistlere pratik katkı sunuyor.”
Prof. Dr. Medaim Yanık
Janina Fisher “Pek çok terapistin ümitsiz olduğuna karar verdiği danışanların nasıl tedavi edileceği hakkındaki bu incelikle yazılmış, duyarlı kitabın travmayla çalışanlar tarafından mutlaka okunması gerek. Sizi yeni yerlere götürecek ve danışanlarınız kendilerini bulamazken bile onlara ulaşıp bulmanızı sağlayacak. Tadını çıkarın!”
Sue Johnson, PhD, profesör, araştırmacı ve Aşkın Aklı: Devrim Yaratan Yeni Aşk İlişkileri Bilimi kitabının yazarı
“Travma ve dissosiyasyon alanında seçkin uzmanlardan biri tarafından yazılan Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek, karmaşık travma yaşayanlara ve onları tedavi eden terapistlere umudun ve farkındalığın var olduğunu gösteriyor. Janina Fisher'ın son travma psikoterapilerinden en iyilerini sentezlemedeki olağanüstü becerisi, kronik travmayı sağaltmak için göz alıcı ve eşsiz bir yol haritası çizdi. Kalpten, açık ve titizlikle yazılmış bu erişilebilir ve pratik kitap, alana üstün bir katkıdır.”
Pat Ogden, PhD, Sensorimotor Psikoterapi Enstitüsünün kurucusu
“Benlik deneyiminin parçalanmasında birikimli travmanın rolü, klinik görüşmeler esnasında kişiliğin bütünleşmemiş parçalarını danışanla birlikte tespit etmek için stratejiler, psikoterapi diyaloğunun bütünleştirici gücü, bu müthiş kitabın sayfalarında olduğu kadar ikna edici ve özgün biçimde nadiren ele alınmıştır.”
Giovanni Liotti, MD, APC Psikoterapi Okulu, Roma, İtalya
“Janina Fisher'ın İAS (İçsel Aile Sistemleri) 'parçalarını' sensorimotor ve farkındalık temelli terapiyle eşsiz biçimde bir araya getirmesi psikodinamik çalışmada harikulade bir ilerlemedir. Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek, yapısal dissosiyasyon kuramı ve travma tedavisini temel almaktadır. Yine de yüksek işlevselliğe sahip olanların yanında ağır travmatize bireyleri de tedavi eden terapistlerin bilgi dağarcığını genişleten iç görüler sunar. Bu dikkat çekici kitabı klinik ufuklarını genişletmek için eşsiz bir fırsat keşfetmek isteyen tüm psikoterapistlere, özellikle de psikodinamik olanlara öneriyorum.”
Kenneth A. Frank, PhD, Psikoterapi Bütünleştirme Eğitimi Programı, Ulusal Psikoterapi Enstitüsü
Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek; travma, dissosiyasyon ve bağlanma hakkında nörobiyolojik bilgili bir anlayış ve pratik bir tedavi yaklaşımını birleştirir, tüm bunları hem danışana hem de terapiste erişilebilir, doğrudan bir dille aktarır. Okurlar “çözüm”ü -utanç, kendinden nefret ve suçluluk sanısının yerini şefkatli kabullenmenin aldığı, kişinin benliğiyle ilişkisindeki bir dönüşümü- vurgulayan bir modelle karşılaşacaktır. Kitabın eşsiz müdahaleleri Sensorimotor Psikoterapi, İçsel Aile Sistemleri Terapisi, farkındalık temelli terapiler ve klinik hipnozun dâhil olduğu birçok en yeni terapötik yaklaşımdan uyarlanmıştır. Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek'i bitirirken okurlar travmatik bağlanmaya terapötik yaklaşımlar, teşhis edilmemiş dissosiyatif semptomlar ve bozukluklar, “sağ beyinden sağ beyine” tedavi yöntemlerini birleştirmek ve çok daha fazlasına hâkim olacaklardır. En önemlisi, içsel bir güvenlik hissi yaratmak ve en sahipsiz benlikleriyle bile şefkatli bir bağ kurmak konusunda danışanlarına yardım etmek için araçlar edineceklerdir.
Peter Felix KELLERMANN, M. Kate HUDGINS, Publisher “Kuram, modeller, kavramlar, teknikler, örnek olaylar ve tartışma bölümleriyle bir bilgi zenginliği sağlanmıştır. Bu çok iyi kaleme alınmış kitap, insan travmasını oldukça duyarlı ve akıllıca bir şekilde derinliğine ve genişliğine ele almaktadır. Travmatize insanlarla ve kültürlerle çalışan tüm klinisyenlere tüm kalbimle bu kitabı öneririm.”
Avustralya'da Psikoterapi


Doğal, sosyal, politik felaketlerin günlük yaşam gerçeği olduğu bir dünyada terapistlerden giderek artan bir şekilde yas, depresyon, bağımlılık, savaş travmaları, işkence, cinsel saldırıyı da içeren travma mağdurlarını iyileştirecek hızlı ve etkili yöntemler bulmaları istenmektedir. Bu kitaba katkıda bulunanlar, psikodramanın çok şiddetli travmaya uğramışlar da bile güvenli bir değişim oluşturmak için kullanılabileceğine ikna edici kanıtlar sunmakta ve kuşaklar boyu olası geçiş gösteren travma kalıplarındaki etkilerini tartışmaktadır.

Peter Felix Kellermann New York Moreno Enstitüsünden sertifikalı klinik psikologdur. İsrail'de ve tüm dünyada psikodrama öğretmektedir. Jessica Kingsley Yayıncılık tarafından basılmış Psikodramaya Odaklanmak kitabının yazarıdır.
M. K. Hudgkins ABD'de klinik psikolog ve psikodrama eğitimcisidir. Küresel toplumda travma mağdurlarına psikodrama aracılığı ile yardım etmek için kurulan Uluslararası İyileştirme Spirali Yardım Derneğinin yöneticisidir.
Mahsum Avcı, Taşkın Yıldırım Dünyada giderek artan savaşlar, anlık ortaya çıkan pandemik hastalıklar ve afetler, ani ve şiddet içeren ölümlere neden olmaktadır. Bir yandan ani ve şiddet içeren kayıplar diğer yandan kaybedilenin tutulmamış yası, insan yaşamını travmatize etmektedir. Bu kaçınılmaz son, beraberinde bireyin, hem kendi ölümlülüğüne karşı olan tepkisiyle hem de sevdiği bir yakınını kaybetmesiyle oluşan ruhsal bir acı getirmektedir. Kayıp yaşayan kişi, bu acının ortadan kalkmasını ve kendisini yeniden hayata adapte etmeyi ister. Ancak kaybedilenin duygusal varlığı bireyin zihninde durmakta, kaybedilenle yeni ve daha gerçekçi bir ilişki geliştirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durum, kaybedilene ilişkin bir yas sürecinin başladığını göstermektedir. Çünkü sevilen birinin kaybedilmesi, sadece o kişinin kaybedilmesi ile sonuçlanmaz, kaybedilenin bireydeki tamamlayıcı uzantısı olan parçanın ve bu parçayla yakından bağlantılı olan ruhsal durumun iyi olma hâli de kaybedilir.
Yas, kayıp sonrası sevilen birinin ölümüne; duygusal, fizyolojik, psikolojik ve sosyal boyutuyla gösterilen tepkidir. Travmatik yas ise kaybın aniden ve beklenmedik bir şekilde yaşanmasıyla (örnek: intihar, kaza, kalp krizi), bireyin kayba sürekli maruz kalmasıyla (örnek: yakının kronik bir hastalık olayı) veya vahşet içeren bir ölüm sonrası verilen tepki olarak tanımlanabilir. Travmatik yasın, bireylerde ölümü yadsıma, ölüme ve ölen kişiye olan öfke, tekrarlayan ruhsal acılar, kaybedilenin özlenmesi, kaybedilenle ilgili rahatsız edici düşünceler ortaya çıkmasına neden olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla bu kaynak, travmatik yaslı bireylerin ruhsal süreçlerini bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmek ve yaşanılan travmatik kayıpların sonrasında oluşan tepkiyi dinamik odaklı bir formatta anlamlandırmaya yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Ahmet Özmen Zümrüdüanka olmak… Kendi küllerinden yeniden doğmak… İşte travmatik bir yaşantıdan sonra ayakta kalıp hayata yeniden tutunma çabasını anlatan bir benzetme… Zümrüdüanka kuşu, kendi küllerinden yeniden var olmayı temsilen kullanılan mitolojik bir ögedir. Bu benzetmeyi, sosyal medyamda gezinirken yaşadığı doğal afetin üzerinden kırk gün geçmesine rağmen hâlen ağlayamadığını söyleyen bir afetzededen alıntıladım (Beni bağışlasın). Kendisini tanımıyorum… O kadar yerinde bir benzetmeydi ki burada onu kullanmadan edemedim…
Travmatik stres konusunda uygulamaya yönelik sade bir dille yazılmış eser sayısı oldukça azdır. Herkesin okuyarak anlayabileceği ve uygulama imkânı bulabileceği bilgilerin yer aldığı bu eser önemi bir başvuru kaynağı niteliğindedir.
Evet… Biliyoruz, hiçbir psikolojik travmanın izleri tamamen silinemez. İyi olan şu ki bireyin yaşamına kaldığı yerden devam etmesini sağlamak için yapılması gerekenler var. İşte bu kitapta bunlardan bahsedilmektedir.
Eserde çocuklara özellikle geniş bir yer ayılmıştır. Bu eser özellikle eğitimcilerin, psikolojik danışmanların, psikologların, afet ilk yardım görevlilerinin, arama kurtarma ekiplerinin, kamu idarecilerinin ve anne babaların başvurması için yazılmıştır.
Son bir noktayı bildirmek isterim. O da şudur: Bu kitap, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş-Hatay depreminin oluşturduğu acil bir ihtiyaçtan doğmuştur; beğenilme kaygısıyla değil işi “insana yardım” olanların faydalanması ümidiyle yazılmıştır.
Vesile Soyyiğit, Ezgi Saylan Bu kitabı oluşturmadaki en önemli nedenlerden biri, ruh sağlığı çalışanlarının ama özellikle psikolojik danışmanların, araştırmacıların, eğitmenlerin, uygulayıcıların ve daha önce travma literatürü hakkında bilgi sahibi olmayan ancak bunun kendi mesleki işlevleriyle ilgisini gören kişilerin başvurabileceği güvenilir bir kaynak oluşturma isteğidir. Diğer yandan lisans ve lisansüstü öğrencilerinin travmaya ilişkin bilgilerini artırabileceği kaynak eksikliği de faydalı olacak bir materyal oluşturma fikrini ortaya çıkarmıştır. Bu nedenlerle kitabı hem bir ders kitabı hem de bireyin kendi kendine öğrenme aracı olarak kullanabileceği bir kaynak hâline getirmeye çalışarak alana katkı sağlaması hedeflenmiştir. Kitabın tüm ulaşanlara yararlı olmasının, verilen emeğin amacına ulaşacağının en önemli göstergesi olduğunu belirtmek isteriz.
Ezel Tavşancıl Eğitimciler, psikologlar ve sosyologlar insan davranışlarına etki eden, onunla ilişkisi olan değişkenleri bilmek, anlamak ve ölçmek istemişler ve isteyeceklerdir. Bu kitabın konusu olan tutum da bu değişkenlerden biridir. Tutumlar, doğuştan değil, sonradan, zamanla öğrenme yolu ile edinilmektedir.
Tutumların oluşmasında ve değişmesinde eğitim kurumlarının ve öğretmenlerin çok büyük etkileri vardır. Tutumları davranışlarımıza yön veren, davranışlarımızın gerisindeki psikolojik özellikler olarak düşündüğümüzde ve sonradan edinildiği de gözönünde bulundurulduğunda bunların ölçülmesinin de birey ve toplum açısından ne kadar önemli olduğu açıktır. Tutumları ölçen ölçme araçlarının geliştirilmesi de tutumların bilimsel yöntemlerle incelenerek daha tutarlı bir tutumlar kuramının oluşmasına yol açmakta ve kişiler hakkındaki çeşitli kararlarda tutum puanlarının kullanılmasına da olanak vermektedir.
Bu kitap, tutumların ölçülmesi ve değerlendirilmesi sürecinde SPSS programının nasıl kullanılacağı hakkında bir rehber niteliği taşımaktadır.
Sait Yıldırım İntihar; hemen hemen her toplum yapısında, sosyoekonomik ve eğitsel düzeyde ve her yaş aralığında görülen bir eylemdir. İntihar eylemini bireysel, çevresel, sosyal ve ekonomik anlamda birçok problemin tetiklediği bilinmektedir. Çok yönlü çalışmalar intihar eylemlerini izah etmek ve intihara dair genelgeçer söylemleri ortaya koymak açısından önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye'de 2009-2019 yılları arasında gerçekleşen ve medyada yer alan 749 intihar vakası incelenmektedir. Araştırma sürecinde ulusal ve uluslararası alanda yapılmış 40'tan fazla çalışmadan örnekler paylaşılmış olup çalışma verileri ile literatür incelemeleri karşılaştırılmıştır. İntihar çalışmamızda; çocuk, yetişkin ve yaşlı intiharları ayrı ayrı ele alınmıştır. Çocuklarda en çok ailevi sorunlar ve aile baskısı, yetişkinlerde ilişkisel sebepler ve yaşlılarda ise yalnızlık, boş zaman problemleri, hastalıklar ve eş kaybı önemli intihar sebeplerindendir. Vakalar incelenirken ayrıca yaş, cinsiyet, meslek, eğitim seviyesi, yaşanılan yerin yerleşim yeri, intihar yöntemi, intihar biçimi, intihar edilen yer ve intihar sonucu detaylı biçimde değerlendirilmiştir.
Jeffrey A. Gliner, George A. Morgan, Nancy L. Leech Bu kitap, nicel araştırma sürecine yönelik geliştirdiği bütüncül bakış açısı ile bir araştırmanın planlanması, projelendirilmesi, yürütülmesi, raporlanması ile araştırma bulgularının yorumlanması konularında oldukça öğreticidir. Dolayısı ile okurların bilimsel eserleri daha bilinçli şekilde incelemelerine olanak sağlamaktadır.
Bu bir istatistik kitabı değildir ve buna bağlı olarak içerikte formüllere çok az yer verilmiştir. Bunun yerine, hangi istatistiğin hangi durumlarda kullanılacağı ve çıkan sonuçların nasıl yorumlanacağına dair açıklamalarda bulunulmuştur. Bilimsel araştırma esnasında nelere dikkat edileceği hususunda ve bilimsel makalelerin nasıl değerlendirilebileceği noktasında kitabın azami faydayı sağlayacağı umulmaktadır. Bölümlerdeki somut örnekler ve araştırma soruları ile farklı disiplinlerdeki bilim insanlarının ihtiyaçlarına mümkün olduğunca hitap etmek amaçlanmıştır.
Öğrencilerin tutarsız terimler nedeniyle kafa karışıklığı yaşamaları sıklıkla şahit olunan bir durumdur. Kafa karışıklığının aşılabilmesi adına beş temel nicel araştırma yaklaşımı (deneysel, yarı deneysel, karşılaştırma türü, ilişkisel ve betimsel araştırma) mantıksal bütünlük içerisinde sunulmuştur. Sonrasında, araştırma yaklaşımlarından yola çıkılarak yeni bir desen sınıflandırmasına gidilmiştir. Bu sınıflandırmadan (gruplar arası desen, bireyler içi desen ve karma desen) doğru ve uygun istatistiğin belirlenmesinde yararlanılmıştır. Böylece, kişilerin araştırma sürecini kavramaları ve uygulama safhasına geçmeleri kolaylaşmıştır. Ayrıca, sayısız uygulama örneği, şemalar ve tablolar vasıtasıyla kitabın okurlara sağlayacağı katkı azami düzeye çıkartılmıştır. Kitap, her ne kadar nicel araştırma odaklı olsa da nitel araştırmanın önemi ve değerine de zaman zaman değinilmiştir.
Eğitim bilimleri, sağlık bilimleri, idari bilimler, ekonomi ve benzeri tüm alanlarda lisansüstü öğrenciler için araştırma ve/veya ders kitabı olarak tasarlanan bu eser, bölümlerin takibiyle alakalı esneklik sağlamaktadır. Bu yönüyle, aynı zamanda akademisyen ve diğer araştırmacılar için de faydalı olacağı değerlendirilmektedir. Kitaba başlamadan evvel temel düzeyde istatistik ve yöntem bilgisine sahip olunması önerilmektedir.
Ali Cissey Usman, Andres Ostria Espinoza, Aslı Kartol, Bagus Riyono, Canan Çetinkanat, Diane Montgomery, Elizabeth Anne Albright, Hafize Şule Albayrak, Ishaq Ibrahim Hajiyousouf, Mustafa Subaşı, Nadia Guadalupe Cañadas, Oğuzhan Taşdemir, Özlem Şener, Sefa Bulut, Sevde Düzgüner, Susana Prapunoto, Yener Özen, Zeynep Turhan Psikoloji bilimi, başlangıçta bireylerin sahip oldukları problemlere odaklanmış ve bu problemlerin altında yatan nedenleri araştırmıştır. Problemin nedenine odaklanmak bazen işe yararken bazen kişiyi anlam veremediği bir kısır döngüye sürükleyip problemin daha derinine sürüklenmesine yol açabilmektedir. Bu noktada pozitif psikoloji, son yıllarda bu kanıyı çürüterek birçok çalışmaya konu olmuş ve probleme odaklanmanın doğru bir yaklaşım olmadığı savını oluşturmuştur. Pozitif psikoloji problemden uzaklaşarak bireylerin güçlü yönlerine odaklanmış, bu güçlü yönlerin problemlerin üstesinden gelebileceği düşüncesini geliştirmiştir. Pozitif psikoloji odağı bireyin yapamadıkları yerine yapabilirliklerine çevirerek insanın içinde var olan iyiye, güzele, gelişime açık yanları ön plana çıkararak aslında insanın probleminden çok daha büyük bir varlık olduğunu vurgulamıştır.
Bu kitap, sizlerin gizil kalmış güçleri ve kaynaklarını ortaya çıkaracak; kendinize, çevrenize ve en önemlisi problemlerinize karşı bakış açınızı değiştirecek bir yolculuğa çıkaracaktır. İnsanın öncelikle kendiyle barışık olması ve kendini tanımasının oldukça önemli olduğunu biliyoruz. Kendi kapasitesinin ve yapabilirliklerinin farkında olan bir birey, problemlerini daha sağlıklı yollarla çözmeye çalışıp daha sağlıklı kararlar verebilecektir. Kendini tanıyan birey, başkalarını daha iyi tanıyıp onlara daha empatik bir düzeyde yaklaşabilir.
Bu kitapta, pozitif psikolojinin günlük hayata yansımalarını göreceksiniz. Farklı alanlarda pozitif psikolojinin uygulama şekilleri hakkında bilgi edineceksiniz. Farklı ülkelerden alanında uzman yazarların bilgi birikimini aktarmasıyla oluşturulan bir kitapla bilginin nasıl evrensel olduğuna bir kez daha şahit olacaksınız. Okunması kolay, anlaşılır ve akıcı olup günlük bir dille yazılan bu kitap, hem bilimsel hem de ders kitabı niteliği taşımaktadır. Okuyucunun kendisinden bir şeyler bulacağı, günlük hayatına aktarabileceği bilgilerle donatılan bu kitapta yazarların kendi çalışma alanıyla ilgili uzman görüşleri ile birlikte pozitif psikolojiye dair ayrıntılı bir bakış açısına sahip olacaksınız. Güncel uygulamaları içinde barındıran bu kitabın klinik ve eğitim alanında bir baş ucu kitabı niteliği taşıyacağı düşünülmektedir.


Arnoud Arntz, Gitta Jacob Uygulamada Şema Terapi, uygulamalarında şema terapiden yararlanmak isteyen uzman olmayan uygulamacılara kapsamlı bir giriş sunmaktadır. Bu alanda dünya çapında olan yazarlar, kendi kendini baltalayan şemaların iyileştirilmesi, hastaların işlevsel olmayan başa çıkma biçimlerinin durdurulması ve bunlar yerine onların günlük yaşamlarında temel duygusal gereksinimlerini karşılar hâle gelmesi yönündeki şema terapi amaçlarının nasıl çalışıldığını ortaya koymaktadırlar. Bu geniş çerçeve içerisinde, yazarlar, şema modlarının nasıl da anbean oluşan duygusal durumlar olduklarını ve hepimizin gösterdiği başa çıkma tepkilerinin, aşırı duyarlı olduğumuz yaşam durumları tarafından nasıl tetiklendiğini ve bize zarar veren biçimlerde aşırı tepkide bulunmaya nasıl yönlendirdiklerini göstermektedirler. Şema terapi özgün olarak sınır kişilik bozukluğu olan bireyler için geliştirilmiş olsa da, bu kitap daha geniş bir açıdan yaklaşarak, farklı kişilik bozuklukları ve aynı zamanda eksen-I bozukluklarında da şema terapinin nasıl uygulanabildiğini aktarmaktadır.
Anlaşılır dil kullanımı ve çok sayıda vaka örneği ve tedavi rehberliği açısından, Uygulamada Şema Terapi kitabı, en son şema terapi teknikleri konusunda bilgilenmek isteyen tüm düzeylerdeki klinisyen ve terapistler için çok değerli bir kaynaktır.
“Bu kitap gerçek bir hazine. Şema terapinin, ağır düzeyde kişilik bozukluğu olan hastalar üzerinde yürütülen çok sayıda seçkisiz kontrollü çalışmada umut verici etkisinin gösterilmesi sonrasında yaklaşıma olan ilgi giderek artmaktadır. Bu kitabın yazarları, hem deneyimli şema terapistleri hem de bilim insanlarıdır ve yaklaşımı oldukça açık bir biçimde aktarmışlardır. Okur, bir çok uygulama örneğinden yola çıkarak şema modlarını, duygusal, bilişsel, davranışsal düzeyde nasıl ele alacağını kolaylıkla öğrenecektir. Bu kitabın en önemli katkısı uygulamada doğrudan yararlanılabilecek nitelikte olmasıdır. Bu kitap şema terapi uygulamalarına giriş niteliğinde kaynak arayışı içinde olan terapistler için olmazsa olmazdır!”
Klaus Lieb, MD, Psikiyatri ve Psikoterapi Bölümü Yöneticisi, Üniversite Tıp Merkezi, Mainz, Almanya
Salih Yaşar Özden İnsanlar, asırlardır uyuşturucu maddeleri çeşitli nedenlerle kullanagelmişlerdir. Günümüzde insan, kendini kalabalıklar içinde yalnızlığa mahkûm etmiş, sahipsizlik duygusu ve yalnızlığın ıstırabı içinde yaşam savaşı vermektedir. Gelişen kimya endüstrisi de kullanılan uyuşturucu madde miktarını arttırmıştır. Günümüzde uyuşturucu kullanımı hızla artmaktadır. Bu durumun birçok sebebi vardır. Ancak henüz hiçbir uyuşturucu için radikal tedavi yöntemleri bulunmamıştır. Bu da bağımlılığı önlemede önemli bir eksikliktir.
Bu kitapta, madde kullanım bozuklukları, madde kötüye kullanımı, madde bağımlılığı başlıkları altında; madde kullanımının yol açtığı bozukluklar, madde entoksikasyonu, madde yoksunluğu ve madde kullanımının yol açtığı psikiyatrik bozukluklar hakkında bilgi verilmiştir. Kullanılan uyuşturucu maddeleri, 12 başlık altında anlatılmıştır. Her bir bölümde kullanılan uyuşturucu maddelerinin her biri hakkında imali, kullanımı, etkileri ve kesilme belirtileri hakkında yeterli bilgiler verilmiştir. Özellikle esrar, eroin, kokain ve tütün hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Bir başka bölümde uyuşturucu madde bağımlılığını önlemede kurumlaşma, uyuşturucu maddelere olan isteği azaltma yöntemleri, uluslararası iş birliği, önleme tedbirleri, öğretim tedbirleri, çevre tedbirleri ve bilgi kaynaklarının geliştirilmesi hakkında bilgiler verilmiştir.
Kitabın son bölümünde de bazı ülkelerin uyuşturucu maddelere karşı uyguladığı yasal işlemler ile ülkemiz Türk Ceza Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nda uyuşturucu maddeler ile ilgili cezai ve hukuki durumlar açıklanmıştır.
Hiçbir uyuşturucu maddenin bulunmadığı bir dünyada yaşayabilmek ümidiyle…
Sal Mendaglio, Jean Sunde Peterson Üstün Yetenekliler Danışmanlık Modelleri, üstün zekâlı ve yetenekli bireylerin danışmanlığı ile ilgilenen uygulayıcılar ve eğitimciler için eşsiz bir kaynaktır. Çığır açan bu kitaba katkı yapan üstün yetenekli eğitimi ve danışmanlığı disiplinlerinde uzmanlaşmış yazarlar, üstün zekâlı ve yetenekli danışanlara karşı danışmanlık yaklaşımlarını detaylı bir biçimde paylaşırlar. Bu kitap, lisans-lisansüstü eğitimine devam edenler, üstün yetenekli danışanlarla çalışmakta olan danışmanlar ve ilgili uzmanlara yardım etmek için tasarlanmıştır.
Danışmanlık Modelleri, mesleğe yeni başlayanlar ile deneyimli danışmanlara, özel ihtiyaçları olan popülasyonla yıllardır danışmanlık yaparak tecrübe sahibi olmuş, uluslararası düzeyde katkıları olan kişiler tarafından uzman rehberlik sağlar. Kitap, üstün zekâlı ve yeteneklilerin danışmanlığı ve üstün yeteneklilik ile ilgili literatüre eleştirisel ve tarihsel bir bakış açısı ve aynı zamanda kitabın ardındaki mantığı tartışan giriş bölümlerini içerir. Her bölüm; ayrı ayrı ilgili yazarın üstün yeteneklilik algısı ve danışmanlık tanımını; danışan ve danışmanın rollerini, danışan-danışman ilişkisini; danışmanlık teknikleri ve vaka örnekleme kısımlarını içerir.
Defne Yılmaz Üstün yeteneklilik gerçekten bir armağan mı?
Farklı algılamak ve hissetmek iyilik ve mutluluğu nasıl etkiler?
Çocuk, genç, yetişkin, olgun üstün yetenekliler. Başkaları tarafından kendilerine yüklenen olumlu ya da olumsuz anlamların ve sorumlulukların içerisinde gerçekten kendileri olabilmek ve kendilerine özgü biçimde yaşayabilmek için neler yapıyorlar? Nasıl sorunlar yaşıyorlar? Nasıl başa çıkıyorlar? “Herkes” gibi hedeflere yönelmeleri, “başarılı olmaları”, “zekalarının hakkını vermeleri”, herkes gibi “kariyer yapmaları”, ama herkesten “daha iyi” yapmaları; “onların iyiliği için” herkesçe beklenirken... Onlara özel düzenlemeler hedeflenirken.
Psikolojik danışmanlar onlara nasıl destek olabilirler?
Bu kitap üstün yeteneklilerin kendilerini anlamalarına, mutlu olmalarına, farklılıklarıyla yaşamda varolmalarına yardımcı olmamız için hazırlandı. Öncelikle psikolojik danışmanlara ve psikolojik danışman eğitimcilerine, eğitim ve gelişim uzmanlarına, üstün yeteneklilerin anne-babalarına, onlarla çalışan, okuyan, oynayan, kısacası üstün yeteneklilerle bir arada yaşayan her birimize onların biricikliklerini anlamada ve etkili yollarla desteklemede yardımcı olması ümidiyle...
Jackie Peila-Shuster, Serap Özdemir Biçkin, Dünya Şen Baz, Seval Kızıldağ Şahin, Tansu Mutlu Çaykuş, Selen Demirtaş-Zorbaz, Zeynep Erkan Atik, Ezgi Alabucak Cinalioglu, Nurten Karacan Özdemir, Esra Çohadar, Özlem Ulaş Kılıç Bu kitap, kariyer psikolojik danışması alanında çalışan veya çalışmalar yapmayı planlayan alan çalışanlarının kariyer psikolojik danışma sürecindeki uygulamalarını kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu anlamda bu kitap ile kariyer danışması alanı çatısı altında çalışmalar yapan herkese kariyer gelişim kuramları ve süreci ile ilgili değerlendirme ve uygulama bilgisi ve anlayışı kazandırmak hedeflenmektedir. Kitapta yer alan tüm kuramlar vaka örnekleriyle desteklenmiş ve kültüre özgü uygulama etkinlikleri ile açıklanmıştır. Kitabın içeriğinde farklı yaşam dönemleri için sunulabilecek kariyer gelişim müdahaleleri detaylı bir biçimde açıklanarak psikolojik danışmanlara yol göstermek hedeflenmektedir. Bu kitap çerçevesinde, kariyer danışması alanındaki temel kavramların ve birçok kuramın uygulamalarını inceleyebilme fırsatına erişilebilir.
Alex M. Wood, Judith Johnson Bu derleme kitabın amacı, pozitif psikoloji alanında ortaya çıkan sorunları, kavramları ve fikirleri klinik psikoloji alanıyla ilişkilendirmektir. Kitap, bu hedefi tatmin edici olmanın çok üstünde bir şekilde gerçekleştiriyor.
Michael F. Scheier
Profesör, Psikoloji Bölümü Başkanı, Carnegie Mellon Üniversitesi, Eski Başkan ve
Üstün Bilimsel Katkı Ödülü sahibi (Bölüm 38, Sağlık Psikolojisi), Amerikan Psikoloji Derneği
Doğamızın ikiliğini anlamamız için bizi cesaretlendiren mükemmel ve düşündürücü bir kitap. Bu kitap hem pozitif psikolojinin hem de klinik psikolojinin sınırlarını genişletirken aynı zamanda ikisinin anlamlı ve eyleme dönüştürülebilir yollarla nasıl bütünleştirilebileceğini de gösteriyor.
Lea Waters,
Gerry Higgins Pozitif Psikoloji Kürsüsü, Direktör, Pozitif Psikoloji Merkezi,
Melbourne Lisansüstü Eğitim Fakültesi, Melbourne Üniversitesi
Alex Wood'la entelektüel olarak tartıştığımızı bilen hiç kimse, bu çok dengeli kitaba coşkulu bir onay verdiğime şaşırmamalıdır. Pozitif psikolojinin öncü şüphecilerinden biri olarak ben, Alex ile pozitif psikolojinin alanın geri kalanıyla bütünleştirilip birleştirilemeyeceği konusunda hemfikir değildik. Ancak onun haklı olduğu ve benim yanıldığım kanıtlandı, çünkü satış gücü değil ama pozitif psikolojiye kendini adamış bilim adamları bu kitapla onun mükemmel önerilerine kulak verdiler.
James C. Coyne
Davranışsal Onkoloji Programı Direktörü, Psikoloji Profesörü, Psikiyatri Bölümü,
Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi
Semih Tezelli Yapılandırılmış ve yönlendirici oyun terapisi; çocukların duygusal, sosyal, bilişsel gelişimini desteklemek ve yaşadıkları problemleri çözmek amacıyla belirli bir plan çerçevesinde oynanan özel oyunlar ve tekniklerle yürütülen bir terapi yöntemidir.
"Yapılandırılmış Oyun Terapisi", çocukların iç dünyasına dokunmak isteyen terapistler ve eğitimciler için hazırlanan kapsamlı bir rehberdir. Bilişsel davranışçı ekolü temele alan bu kitap; yapılandırılmış ve yönlendirici oyun terapisini anlamak, uygulamak ve yapılandırmak isteyen tüm uzmanlara yol göstermeyi amaçlamaktadır.
Kitapta; 222 oyun ve teknikle birlikte çocukların duygularını ifade etmelerine, sorunlarını çözmelerine ve kendilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefleyen pratik teknikler bulunmakta olup öfke kontrolü, kaygı bozuklukları, öz güven eksikliği, ekran bağımlılığı gibi birçok güncel ve önemli konuda uzmanlara yönelik etkili müdahale stratejileri sunulmaktadır.
Marjorie V. Fields, Patricia A. Meritt, Deborah M. Fields Çocukların; mutlu, sorumluluk sahibi ve üretici bireyler olmalarına yardımcı olmak için davranış sorunlarının nedenlerini ele almayı hedefleyen olumlu yaklaşımlar.
Bu kitap, rehberlik ve disiplin kavramlarını, erken çocukluk eğitimi alanında çalışan eğitimcilere mevcut en iyi uygulamaları sunmak amacıyla çocuk gelişimi, gelişime uygun uygulamalar ve yapılandırmacı eğitim çerçevesinde ele almaktadır. Yazarlar, çeşitli yaklaşımları tarafsız bir şekilde sunmak yerine küçük çocuklar için neyin en iyi olduğuna odaklanarak ceza ya da davranış değiştirmede zorlayıcı yaklaşımları kullanan yetişkinlere, çocukların ahlaki gelişimlerine etkili bir şekilde nasıl yardımcı olmaları gerektiğini vurgulamaktadırlar. Kitapta üç ila sekiz yaş arasındaki çocuklar için rehberliğin önemi üzerinde durulmaktadır.
Kitabın bu baskısında; yeni tablo ve şekiller, özenle hazırlanmış belgeler ve ilkelere yönelik açıklamalar ile okul öncesi ve ilkokul seviyesine yönelik daha dengeli örnekler yer almaktadır.
Nellie McCaslin Ülkemizde yaratıcı drama çalışmalarının olumlu etkisi hızla artmakta ve hem kişisel hem de bilimsel anlamda yaratıcı drama uygulamaları kuramsal ve uygulamalı boyutlarda gelişmeye devam etmektedir. Yaratıcı Drama alanının en önemli öncülerinden olan ve vefatından önce ülkemize gelerek drama çalışmaları yürütmüş olan Nellie McCaslin’in dramanın başyapıtlarından olan Creative Drama in the Classroom and Beyond kitabının dilimize çevrilmeden önce de Türkiye’de yaratıcı drama yönteminin kuramsal ve uygulama alanlarına etkisini birçok kitap ve atölye çalışmalarında görmüştük. Bir bütün olarak McCaslin’in bu kitabını kendi dilimizde okuyabilmek, onun çalışmalarımıza olan katkısını şüphesiz arttıracaktır. Oyunlardan ritim ve dansa, doğaçlamadan pandomime, kuklacılık ve maskelerden şiire, hikâye anlatıcılığından tiyatroya, öğretim yöntemi olarak geniş bir drama çalışma içeriğine sahip bu kitap, öğretim programlarında yaparak yaşayarak öğrenme yaklaşımlarını destekleyen bir yapıya sahip olması ve yaratıcı drama ile tiyatro ilişkisini ve farkını net bir şekilde ortaya koyması açısından da önemli bir yere sahip olacaktır. Ayrıca bu kitabın yaratıcı drama yönteminin eğitimde ve tiyatro alanlarında farklı ülkelerde karşımıza çıkan uygulama farklılıklarını ve alanla ilgili kavram karışıklığı olan durumları da aydınlatacağı söylenebilir.
Öğretmen ve öğrencilerin hayal güçlerinin ve ifade becerilerinin gelişimine katkı sunması beklenen bu kitapla öğretmenlere ve öğretmen adaylarına dramayı yöntem olarak sınıf içinde kullanmalarının ve öğrencilere pandomim, doğaçlama, canlandırma ve özel eğitimde dramanın kullanımı gibi çeşitli stratejilerin tanıtılmasının sağlanacağı düşünülmektedir. Diğer kitaplardan farklı olarak Sınıf İçinde ve Dışında Yaratıcı Drama kitabı dramanın öğretim yöntemi olma boyutunun yanı sıra bir sanat eğitimi alanı olması boyutuna da odaklanmaktadır. Bu çeşitlilik dolayısıyla kitabın başta drama eğitmenleri/liderleri, öğretmenler, öğretmen adayları, tiyatrocular, ebeveynler, çocuk eğitimcileri ve diğer tüm meslek grupları olmak üzere yaratıcı drama anlayışını kavramaya ve dramanın yaşamla birebir ilişkili olması nedeniyle, hayata karşı farklı, dinamik ve keyifli bakış açısı kazandırması açısından kişisel gelişim ve farkındalığa da katkı sağlayacağı düşünülmektedir. McCaslin’in kitabında şu hususlar yer almaktadır:
• Ortaokul, lise ve yetişkin eğitimi alanlarına yönelik geniş bir kapsam,
• Her bir bölümde kültürler arası içerik olarak çeşitlilik ve farklı kültürlerde drama örnekleri,
• Çocuklar için tiyatro örneklerine ilişkin çok kapsamlı bir kaynakçaya,
• Her bir bölüm sonunda, öğretim programlarında önerilen iş birlikli ve yansıtıcı öğrenmeyi destekleyecek Önerilen Görevler ve Günlük Yazma kısımları,
• Devlet okullarında gelişen okul sonrası ihtiyaçları yansıtan okul sonrası drama programı,
• Öğretmen adayları ve öğretmenler için faydalı olabilecek internet adresleri kaynakçası.
David Cox Yaratıcı düşünme, zihninizi açmakla ve her şeyi yeni bir şekilde görmekle ilgilidir. Bu beceriyi edinmek inanılmaz bir şekilde özgürleştirici olabilir. Daha da iyisi, yaratıcı düşünmenin pratik şekillerde nasıl uygulanabileceğini öğrenmektir. Yaratıcı düşünme, hayatınızın her alanında daha büyük bir başarı ve memnuniyet kazanmanızı sağlayacak olan bol miktarda yeni olasılığa açılan bir beceridir. Yaratıcı Düşünme For Dummies kitabında, daha yaratıcı bir şekilde yaşamak ve hayatın tüm zorluklarına yenilikçi çözümler bulmak için öğrenmesi ve kullanması kolay tekniklerin yanı sıra beyninizin fikir üretme vitesini yükseltecek olan güçlü araçları keşfedeceksiniz.
• Kalıpların içinde düşünün! Beyninizin neden bu şekilde çalıştığını; psikolojinin ve sinirbilimin yaratıcı düşünmeyi engelleyen şeyler ve bunların üstesinden nasıl gelinebileceği konusundaki açıklamalarını keşfedin.
• Harekete geçin! Bir işe tamamen odaklanabilmek ve bunu yaparken kendinizi rahat hissedebilmek için Leonardo da Vinci'nin yaratıcı yaşam prensiplerini de içeren basit ve kanıtlanmış teknikleri kullanın.
• Beyin fırtınası yapın! Beyin fırtınası, yanal düşünme alıştırmaları, görselleştirme ve daha fazlası sayesinde en göz korkutucu problemlere bile yenilikçi çözümler bulun.
• Yarın yokmuş gibi tasarlayın! Zihin haritalama, kelime oyunları, karalama, hikâye anlatma ve diğer eğlenceli ve kolay teknikler sayesinde hızlı bir şekilde muhteşem yeni fikirler üretin.
• Yaratıcılığınızı iş hayatınıza taşıyın! İş hayatınızda fark edilmek, daha iyi iş ilişkileri kurmak ve kariyerinizde yükselmek için yaratıcı düşünmeyi nasıl kullanabileceğinizi öğrenin.
• Hayal gücünüzü kullanın! Yaratıcılığı günlük hayatınızın nasıl ayrılmaz bir parçası haline getirebileceğinizi ve nasıl daha fazla mizah, mutluluk ve eğlence içeren bir hayat yaşayabileceğinizi öğrenin.
Kitabı açın ve
• Yaratıcı düşünmenin ne olduğunu ve onun beyinde nasıl gerçekleştiğini
• Kendinizi daha yaratıcı bir şekilde yaşamaya açmanın yollarını
• Hayal gücünüzü nasıl serbest bırakabileceğinizi ve yaratıcılık potansiyelinizin nasıl farkına varabileceğinizi
• Hızlı bir şekilde harika yeni fikirler üretmek için kullanabileceğiniz araçları
• Yaratıcı problem çözme tekniklerini
• Beyninizin tamamını kullanarak düşünme sayesinde zihninizi geliştirmek için kullanabileceğiniz metotları
• Daha hızlı ve daha iyi öğrenmenin ve daha çok şey hatırlamanın püf noktalarını
• İş hayatınızda daha yaratıcı olmak ve yaratıcılığın işinize yaramasını sağlamak için kullanabileceğiniz fikirleri keşfedin.
Richard Gross Kaybettiğimiz sevdiklerimiz için yas tuttuğumuzda duygusal olarak neler yaşıyoruz?
Yas tutmak için “doğru” bir yol var mıdır?
Yas tutmanın kendimizi nasıl gördüğümüz üzerindeki etkisi nedir?
Yas Psikolojisi, sevdiğimiz bir kişiyi kaybettiğimizde gösterdiğimiz çeşitli tepkileri vurgulayan ve psikologların bu deneyimi nasıl açıklamaya çalıştıklarını araştıran hümanist bir içerik sunuyor. Kitap, Freud’un öncü psikanaliz yaklaşımından; yas sürecinin “aşamalarından” geçmemiz gerektiğini öne süren başka araştırmacıların fikirlerine kadar yas süreci hakkındaki anlayışımızı çerçeveleyen veya sınırlayan sosyal ve kültürel normları ve onu tanımlamak için kullandığımız dili ele alıyor.
Asuman Bolkan İçimizdeki gizil gücü harekete geçirerek gerçeği algılamada daha etkili olma, kendimizi, başkalarını ve doğayı olduğu gibi kabul edebilme, kendiliğindenlik, sadelik ve doğallıkla (Maslow, 1970) yaşam becerileri sürecindeki kendini gerçekleştirme yolculuğuna çıktığımız bu kitapa;
Grup etkileşiminin oluşmasına katkı sağlayan ve kendini, duygularını tanıma ile bireyde farkındalık kazandıran psikodrama ısınma oyunları, grupla psikolojik danışma etkinlikleri ve alıştırmaları uygulanmıştır. Ayrıca bununla birlikte imajinasyon gevşeme egzersizleri meditasyon, rol oynama, davranışsal model alma, kendini geliştirme alıştırmaları, ayna, boş sandalye, kendi kendini pekiştirme ve bunun gibi çeşitli teknikler de kullanılmıştır.
Kişinin özellikle kendini tanıma ve yaşam becerilerini geliştirebilmesi ile kendini gerçekleştirebilme düzeyini artıcı nitelikte içeriklere yer verilmiştir. Bu aşamada boşanmış kadınların kendilerine ve çevrelerine karşı olumlu tutum sağlayacak etkili iletişim, uzlaşma ve problem çözme becerileri konuları dikkate alınmıştır. Ayrıca günümüzün en temel sorunlarından birisi olan stres ve yaşamla baş etmek, girişkenlik becerisinin geliştirilmesi ile sağlıklı kararlar alabilmek, yaratıcı, üretken davranışlar geliştirebilmeye katkı sunmak amaçlanmıştır. Duyguların yaşamımızdaki önemi, yaratıcı irade ile kimlik kazanmak, hak ve özgürlüklerle birlikte öz saygı ve öz güven çalışılmıştır. Ardından 'şimdi ve burada' farkındalığının arttırılması ile her bireyin bağımsız ve güçlü bir iradeye sahip olarak geleceğini yeniden planlayarak bireyselliğini kazanma olanağı verilerek yolculuk tamamlanmıştır.
Ahmet Erdem, Aslı Kartol, Bahadır Turan, Eda Ay, Hakan Kırbaş, Hakan Öğütlü, Hanife Kocakaya, Hatice Harmancı, Kasım Karaca, Nuray Savaş, Nurgül Karakurt, Önder Karadeniz, Seher Akdeniz, Selim Gündoğan, Sümeyye Ulaş, Şefika Erdem, Yavuz Koşan, Zehra Topal, Zeynep Karaman Özlü Bireyin doğum öncesinden ölümüne kadar geçen yaşam serüveni içerisinde göstermiş olduğu gelişim süreçleri ve bu gelişim süreçlerinde karşılaşılan olası olumsuzluklara bağlı olarak ortaya çıkan davranış ve uyum problemleri bu eserde neden-sonuç perspektifi ve önleme-müdahale yaklaşımları bağlamında ele alınmıştır. Bu anlamda "psikopatoloji" olarak tanımlanan normal dışı davranışın biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler başta olmak üzere ana belirleyicileri, bu eserde disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınmıştır.
Elinizdeki eser ile yaşamı; bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık olmak üzere tüm evreleri, bu evrelerin her birinde geçirilen ortak yaşam süreçleri ve olası travmatik durumlar bağlamında ele alarak psikolojik problemlerin ve rahatsızlıkların doğası anlaşılır bir dille ifade edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda hemen her bölümde kaçınılmaz bir şekilde Psikiyatrik Rahatsızlıkların Tanılaması El Kitabı olarak adlandırılan DSM-5 tanı ölçütlerini tartışmaya yer vermeyecek bir şekilde okuyucunun dikkatine sunarak ilgili problemin doğası, epidemiyolojisi, yaşam süreçleri üzerindeki etkileri ve olası müdahale-tedavi seçenekleri geniş bir perspektiften açıklanmıştır.
Bu yönüyle kitap; özellikle ruh sağlığı uzmanları, Psikoloji, Psikiyatri, Psikolojik Danışmanlık vb. bilim alanındaki uzmanlar ile ilgili lisans ve lisansüstü öğrenciler başta olmak üzere insan davranışına ve uyum sorunlarının doğasına ilgi duyan herkesin istifade edebileceği bir eser niteliği taşımaktadır.
Eylem ŞİMŞEK, Faruk ŞAHİN, Fulya Cenkseven ÖNDER, Hakan BAYRAMLIK, Hakkı AKTAŞ, Mecbure YARDIM, Onur KÖKSAL, Pelin KANTEN, Sait GÜRBÜZ, Selahattin KANTEN, Selen DOĞAN, Şenay KARAKUŞ Kendimize Olan Bitmez Yolculuğumuzda Mutluluklarımızı Artırma Çabamız:
Yaşam Doyumumuz…
Yaşam doyumu konusu, çalışma hayatının içinde bulunsun ya da bulunmasın, yaşlı, genç, yetişkin tüm bireyler için aslında çok önemli bir konudur. Çünkü bireyler, yaşamın her alanında sürekli ilişki kurmakta ve bir anlamda kendilerine yolculuk yaparken hayatı anlamlandırma çabası içinde bulunmakta; ister günlük hayatta, isterse de iş hayatında mutlu olmaya ve yaşamdan en çok doyumu sağlamaya çabalamaktadır. Kanımca, bireylerin cevabını aradıkları soru, aslında “Mutluluklarımızı nasıl artırabiliz?” sorusudur.
Geçmişten bugüne kadar yapılan çalışmaların birçoğunda bireyleri nelerin mutsuz ettiği çok fazla tartışılmış olsa da onların mutluluğunu nelerin artıracağı konusundaki araştırmalar sınırlı kalmıştır. Bu anlamda bu kitap, “Yaşam doyumunu ve mutluluğu ne sağlar?” sorusuna dikkat çekmektedir. Mutluluğun tek bir bakış açısıyla, kolaylıkla açıklanamayacağı ve “Mutluluk/yaşam doyumu nedir?” sorusuna her bireyin kendine özgü bir açıklaması olabileceği düşünülse de bu kitapla, bu soruya bir nebze olsun ışık tutabilmek hedeflenmiştir. Yaşam doyumu, bireylerin tatmin olmasında birçok durumun etkili olabileceğini ifade eden bir kavram olduğundan, yaşam doyumuna katkı sağlayabilecek farklı alanlardan söz edileceği de açıktır. Bu kitap, yaşam doyumunu; bireyin hayatını anlamlı bulmasını, kendisini değerli görmesini, mutlu olmasını ifade eden bir kavram olarak açıklamakta ve sizlerin bu konudaki çabalarına destek vermeyi amaçlamaktadır.
Kendinize olan yolculuğunuzda zevkle okuyacağınız bir kitap olması temennisiyle…
Abdulkadir Haktanır, Betül Gökçen Doğan Laçin, Çağla Karademir, F. Zehra Ünlü Kaynakçı, Gökçen Aydın, Hasan Sarıcı, Naciye Güven, Okan Bilgin, Sedef Ünsal Seydooğulları, Süleyman Akçıl, Zeynep Akkuş Çutuk Çok boyutlu bir süreç olan insan gelişimi, alan uzmanları tarafından dönemler hâlinde ele alınarak incelenir. Her dönem içinde birey; fiziksel, sosyal, bilişsel ve duygusal yönden bir bütün olarak gelişim gösterir. Bu kitapta, doğum öncesinden yaşlılığa kadar olan insan gelişimi her dönemin kendine özgü uyum sorunları çerçevesinde ele alınmıştır. Bu kapsamda ilk olarak uyum-uyumsuzluk kavramlarına değinilmiş, sonrasında ise insan gelişiminin tüm dönemleri ayrı ayrı incelenmiştir. Dönemler incelenirken öncelikle farklı alanlarda bireyin gösterdiği gelişim süreçlerinden kısaca bahsedilmiş, ardından bireyin o dönem içinde yaşayabileceği uyum sorunları ele alınmıştır. Son olarak her döneme özgü yaşanabilecek uyum sorunlarına yönelik çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.
Alana katkı sağlaması dileğiyle...
Richard G. Erskine Pek çoğumuz çocukken ebeveynlerden ve bakımverenlerden gelen komutlara karşı kendimizi korumak için bazı kararlar aldık, daha sonraki yaşantılarla da bu kararlar güçlendi ve bizler hiç farkına varmadan hayatlarımızı yönetmeye başladı. Yıllar sona bile bizler birer yetişkin olarak hayatımızı sürdürürken, aslında çocukken aldığımız o büyük kararlarla yaşamın içinde olduğumuzu fark edemiyoruz.
Geçmişte kalmış bazı yaşantılar, bitirilmemiş işler farkındalığımızın dışında bizi yönetmeye devam eder. Geçmişte kalmış bu yaşantıların etkisinden kendimizi kurtarır ve bitirilmemiş işleri çözümlersek özerk olarak hareket etme şansını yakalayabiliriz. Ulaşılacak çok derin farkındalıklarla içgörümüz gelişir. Yeniden bir karar verirsek, hayatımızı yeniden şekillendirme ve bugünkü koşullara göre düzenleme şansını yakalayabiliriz. İşte o zaman geçmişte yaşananları, bugünkü koşulların analizi ile değerlendirip bugün kullanabileceğimiz deneyimlere dönüştürme şansını yaklarız.
Bu kitap, bizlere hayatımızı etkileyen çocukluk kararlarına ve yaşam kurgularımıza bakma şansını sunuyor. 13 farklı yazarın farklı teorik sunumları ve 13 farklı vaka ile yaşam senaryonuzun nasıl oluştuğuna ilişkin izleri bu kitapta bulabilirsiniz.
Yaşamınızın derinliklerini keşfetme serüvenini yaşayabilmenizi ve mutlu ve güzel bir hayat sürdürmenizi dilerim.
Salih Yaşar Özden İnsanın, doğum gibi kaçınılmaz olarak yaşlanacağı ancak yaşlılık hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı da bilinen bir gerçektir. Her canlı gibi insanoğlu da bu dönemi yaşayacaktır. Bu dönemi iyi yaşayabilmek için de yeterli bilgiye ihtiyaç vardır. Dünyamızın saçları gittikçe ağarmaktadır. Dolayısıyla ileri yaşlara ulaşanların sayısı da gittikçe artmaktadır. İşte bu kitapta yaşlılığın tarifi, sağlıklı ve iyi yaşlanmanın nasıl olabileceği, yaşlı insanların çalışma hayatları, cinsel hayatları, aile fertleri ve torunları ile sağlıklı ilişkilerin nasıl kurulacağı gibi konularda bilgiler bulacaksınız. Bununla birlikte yaşlılıkta rastlanılan bunama, Alzheimer gibi rahatsızlıklar konusunda yeni bilgilere sahip olacaksınız. Ayrıca yaşlıların mal mülk alıp satma, suç işleme gibi konularda hukuk ile ilişkileri hakkında bilgi edineceksiniz.
Deniz Işıker Bedir Türkiye'de ve dünyada yaşlı nüfus gittikçe artmakta; dünya gittikçe yaşlanmaktadır. Bu kitabın konusu olan “yaşlılık”, bu demografik değişikliklere de bağlı olarak artık daha çok gündemde olması gereken daha çok çalışılması gereken bir konu hâline gelmiştir.
Yaşlı istismarı ve ihmali, güven beklentisi olan herhangi bir ilişkide ortaya çıkan, yaşlıya zarar veren veya yaşlıyı strese sokan tek ya da tekrarlayan davranışlar ya da uygun davranışın olmayışı olarak tanımlamaktadır. Yaşlıları derinden etkileyen bu konu, yaşlılık hakkında araştırma açığı bulunan konulardan yalnızca biridir. Bu araştırma açığı göz önüne alındığında yaşlı istismarı ve ihmalinin daha çok çalışılmasının bir gereklilik olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yaşlı istismarı konusunun incelenmesi yaşlıların hangi istismar ve ihmal türüne maruz kaldığı; istismara maruz kalmış yaşlıların istismarla ve yaşadıkları olumsuz yaşam deneyimleriyle başa çıkmak için ne tür stratejiler kullandıkları araştırılmıştır.
Bu kitap, Türkiye'de daha önce çalışılmamış olan istismar türleri ile başa çıka stratejileri arasındaki ilişkiyi inceleyen ve yaşlıların söyledikleri üzerinden bunu değerlendiren ilk çalışma olma özelliğine sahiptir. Bunun yanı sıra yaşlı istismarı ve ihmalini müstakil olarak ele alan ilk kitap olma özelliğini taşımaktadır.
Burçin Çolak, Deha Onar, Erguvan Tuğba Özel Kızıl, Gülbahar Baştuğ, Koray Yarız, Sevinç Kırıcı, Zehra Uçar Hasanlı Bu kitapta yaşlılık psikolojisi alanındaki kavramlar güncel araştırma, kuramlar ve uygulamalar kapsamında ele alınmaktadır. Bu kitap, üzerinde durulması gereken temel konuları kapsayan dokuz bölümden oluşmaktadır. Ülkemizde henüz çok yeni bir alan olan yaşlılık psikolojisi (geropsikoloji) alanında yazılmış özgün kitap sayısı oldukça azdır. Klinik deneyimi olan akademisyenler tarafından titizlikle hazırlanmış bu kitabın tıp, psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, hemşirelik, yaşlılık bakım programı ve diğer sağlık alanlarında eğitim gören öğrencilere, çalışanlara ve alana ilgi duyan herkese kaynak kitap olarak yararlı olmasını temenni ediyoruz.
Bahar Akoğlu, Deniz Sevimli, Elif Kurtuluş, Emel Aner Aktan, Gülnihal Sayılgan, Hazal Ayas, İdil Arasan Doğan, Mahmut Yılmaz, Merve Çebi, Orhan Kapucı, Pınar Algedik Demirayak, Refiye Ender, Remziye Keskin, Seher Sav, Selin Eryürek, Volkan Demir, Zeynep Gümüş Demir Yaşamın diğer evreleri gibi doğal, kaçınılmaz ve tüm insanlar için geçerli olan yaşlılık dönemi, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Dünya genelinde giderek artan yaşlı nüfus ruh sağlığı hizmetlerine olan talebi de artırmaktadır. Toplumu oluşturan bireylerin sevgi, saygı ve hoşgörü içinde bulunarak yaşlıların bu dönemlerinde hayattan kopmamalarını sağlamaları ancak yaşlı dostu toplumların yaratılmasıyla mümkün olacaktır. Yaşlı bireyler; yaşadıkları ruhsal, zihinsel ve fiziksel sağlık sorunları nedeniyle sıklıkla psikologlara yönelmektedir. Yaşlanmaya uyum sağlamak ve beraberinde getirdiği sorunlarla baş edebilmek için alanında uzmanlaşmış nitelikli ruh sağlığı çalışanlarına ihtiyaç vardır. Yaşlılık Psikolojisini Anlamak kitabı, yaşlılarla çalışan ruh sağlığı profesyonellerine ve çalışacak olan öğrencilere bir rehber niteliğinde hazırlanmıştır. Bütüncül bir yaklaşımla ele alınan yaşlılık dönemi ve terapötik müdahalelere geniş yer verilmiş olması, alanda önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır.
Aslı Kılavuz, F. Sıla Ayan, Fatma Özge Kayhan Koçak, Melis Öztürk, Özlem Kuman Tunçel, Selahattin Fehmi Akçiçek Yaşlı nüfusun dünyada ve ülkemizdeki hızlı artışı nedeniyle depresyonla ilişkili birçok faktörün yönetilmesi ve koruyucu imkânların sağlanabilmesi artışı nedeniyle oldukça önemlidir. Yaşlılık döneminde sık rastlanan ve çoğu zaman başka hastalıklarla karıştırılan ileri yaş depresyonu, düşünülenin aksine normal yaşlanmanın bir parçası değildir. İleri yaş depresyonu; komorbiditeler, yaşam kalitesinde azalma, sosyal ve fiziksel fonksiyon bozukluğu, sağlık kaynaklarının aşırı kullanımı ve artan mortalite (intihar dahil) ile ilişkili ciddi bir sağlık sorunudur. Depresyonun müdahale sürecinde yaşlı bireyin, birden fazla disiplinin iş birliği ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kitapta; Gerontoloji, Geriatri, Psikoloji ve Psikiyatri bilimlerinin ileri yaş depresyonunu saptama ve değerlendirme yöntemlerine, önleyici ve terapötik yaklaşımlarına yer verilmektedir.
Koray Akkuş Son yıllarda kilo sorunu yaşayan ve fazla kilolarından kurtulmak için çabalayan insan sayısı giderek artmaktadır. Kilo verme çabaları sıklıkla başarısızlıkla sonuçlanmakta veya çeşitli tedavi yöntemleri sayesinde önemli ölçüde kilo verilebilmesine rağmen yeniden kilo alımı yaygın bir sorun olmaya devam etmektedir. Bunun bir sonucu olarak son yıllarda psikoloji alanında yeme davranışları ve kilo sorunuyla ilgili çalışmalarda önemli bir artış olmuş ve ruh sağlığı uzmanları da tedavi sürecinde aktif bir şekilde rol almaya başlamıştır. Bu kitap da kilo sorununu psikoloji bilimi açısından ele almakta, kilolu olmaya neden olan ve kilo verme sürecini olumsuz etkileyen düşünce, duygu ve davranışlar hakkında bilgi vermekte ve kilo vermeye yardımcı olacak birçok farklı stratejiyi açıklamaktadır. Böylelikle kilo sorunu yaşayan insanların sağlıksız düşünce ve davranışlarını değiştirerek, duygularını daha iyi yöneterek kilo vermelerini kolaylaştırmayı ve bunun kalıcı hâle gelmesine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Sade ve anlaşılır bir dille yazılan kitabın hem kilo sorunuyla mücadele eden insanlara hem de bu alanda çalışan uzmanlara yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Jane Simmons, Rachel Griffiths Yeni Başlayanlar İçin Bilişsel Davranışçı Terapi isimli bu kitap; bilişsel davranışçı terapide belki de dünyanın en önde gelen ülkesi olan İngiltere'de BDT eğitimlerinin çoğunda giriş kitabı olarak kullanılan çok önemli bir kaynak olup hem BDT'nin temel ilkelerini hem de BDT alanındaki hemen hemen bütün güncel yaklaşım ve gelişmeleri kapsıyor. Kitabın bu baskısında, genel BDT ilkeleri ve güncel gelişmeler, BDT eğitimine yeni başlayan profesyonellere ve öğrencilere çok yalın bir şekilde aktarılmaktadır. Kitapta, klinik örnekler ve olgular üzerinden BDT'nin tüm sorunlar için ortak yönlerine dönük yöntem ve uygulamaları, anlaşılır bir şekilde aktarılmaktadır. Kitap her ne kadar "yeni başlayanlar için" ifadesini taşısa da BDT konusunda tecrübeli klinisyenler, klinik eğitim için ve gerekli olduğunda BDT'nin ilkelerini tekrar edip bilgilerini tazelemek için bir referans kaynak olarak da bu kitaptan yararlanabilirler.
Yeni Başlayanlar İçin Bilişsel Davranışçı Terapi'nin bir diğer önemli özelliği, çevirisinin salt bir çeviri olmasının ötesine geçerek Türkiye'deki BDT pratiğinde kullanılacağı düşüncesiyle kültürel olarak uyumlu bir çeviri yapılmasına özen gösterilmiş olmasıdır.

Selda Karadeniz Özbek, Melek Demir Evlilik var olduğundan beri boşanma olgusu vardır fakat hiçbir evlilik boşanma amaçlı kurulmamaktadır. Evlenen çiftler, mutluluklarının sonsuza kadar süreceğini düşünür. Zamanla beklenen yararı ve mutluluğu sağlayamayan evlilikler, çatırdama ve daha ileriye giderek kırılma noktasına gelir. Kimi evlilikler bu çatlaklarla ve kırıklarla ilerlemeye devam edebilir, kimi evlilikler ise bitme noktasına gelir ve sonlandırılır. Evliğin bittiği noktada yeni bir süreç başlar ve bu süreç boşanma olarak nitelendirilir. Boşanma, uyum sağlanması gereken zorlu yaşam süreçlerinden biridir. Boşanma kararı almak, boşanma sürecini yaşamak ve sonrasında boşanmanın yarattığı durumlarla ve duygularla baş etmeye çalışmak her birey için zorlayıcıdır. Bireylerin bu süreçte desteklenmesi gerekir. Bu destek; aile, arkadaş gibi doğal destek ağlarından olabilir fakat bireyler bu süreçte ihtiyaç duydukları desteği doğal destek ağlarından tam olarak karşılamayabilirler. Bireyler için uzman desteği almak oldukça etkili olmaktadır. Bu destek türlerinden biri, grupla yürütülen destek gruplarıdır. Grup yaşantısı; öğretici, evrenselleştirici, destekleyici bir ortam sunmaktadır.
Bu kitapta; psiko-eğitim niteliğinde 11 oturumluk bir destek programı hazırlanmış, her oturumda ayrıntılı bilgilere yer verilmiştir. Boşanma Sonrası Destek Programı, boşanma sonrası süreçte ortaya çıkan problemlere ve ihtiyaçlara odaklanılarak kültüre duyarlı bir nitelikte geliştirilmiştir. Türkiye'de deneysel olarak sınanmış ilk psiko-eğitim programı olması ve bundan sonra yapılacak çalışmalara yol gösterici bir nitelik taşıması bakımından önemlidir. Evlilik ve aile danışmanlığı, boşanma danışmanlığı, psikolojik danışmanlık alanlarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Nilüfer Voltan Acar Terapötik iletişim uygulamasını yeniden ele alan Yeniden Terapötik İletişim, 2016-2017 akademik yılında en çok satan kitap ödülünü almıştır.
Kitap, gerek psikolojik danışma alanındaki öğrenciler ve meslektaşlarım ve gerekse insana yardım mesleklerinde olan elemanların kullandıkları bir kaynak niteliğindedir. Şimdiye dek en az otuz bin kişiye ulaşmıştır.
Zevkle uygulamaya koyacağınız umuduyla...
Jon Lasser, Sage Foster-Lasser Kiko okuyucuya; mutluluğunu iyi seçimler yaparak, vücuduna ve zihnine özen göstererek, duygularına dikkat ederek, problemleri çözerek/çözmeye çalışarak ailesi ve arkadaşlarıyla zaman geçirerek nasıl yeşerttiğini anlatıyor.
Çocuklar tıpkı Kiko gibi kendi mutluluklarını yeşertmede ne kadar önemli rol oynayabileceklerini görecekler.
Kitabın sonunda yer alan bilgiler ise ebeveynler ve diğer yetişkinler için rehber niteliğinde.
Virginia Ryan, Kate Wilson Yönlendirmesiz Oyun Terapisinde Vaka Çalışmaları kitabında yönlendirmesiz oyun terapisine ilişkin pek çok ayrıntıya yer verilmekte ve sorunları olan çocuklarla çalışmanın zorlukları ve keyifli yanları kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır.
Kitapta, duygusal sorunlar yaşayan ve/veya çeşitli şekillerde istismara maruz kalmış olan çocuk ve ergenlerle yürütülen oyun terapisi seansları ayrıntılı ve ilgi çekici özetler şeklinde sunulmaktadır. Bireysel vaka çalışmaları çocukların yönlendirmesiz oyun terapisine gönderilme öyküleri ile başlamakta; terapinin başlangıç aşaması ve seanslar öyküsel bir biçimde ele alınarak, sonrasında uygulama konuları ve ilişkili kuramsal konular üzerinde durulmakta ve çocukların terapötik gelişimleri ile sonlanmaktadır. Uygulama konuları ve kuramsal konular; küçük çocuklarla iletişim kurma, sessiz çocuklarla çalışma, oyun terapisi içinde bir çocuğun gelişimini destekleme, oyun terapisinde ırk, cinsiyet ve gücün rolleri gibi konuları içermektedir. Böylece uygulama ve kuram arasında iyi bir denge yakalayan Yönlendirmesiz Oyun Terapisinde Vaka Çalışmaları kitabı ilgi çekici bir kaynak olma niteliği taşır.
Oyun terapisi sürecine ilgi duyan okuyucular; yönlendirmesiz oyun terapisi uygulamasına yeni başlayan ya da deneyimli olan tüm terapistler için bu kitap yol gösterici olacaktır.
William Mulcahy Kızgınlık hepimizin aşina olduğu bir duygudur. Zaman zaman yetişkinlerin bile zorlandığı bu duyguyla çocuklar nasıl başa çıkabilir? Zach serisinin bir diğer kitabı olan “Zach Kızgın Hissediyor”, uçurtması bir türlü uçmadığı için kızgınlık yaşayan Zach’in babasının yardımıyla bu duygusunu nasıl yönettiğini anlatıyor.
William Mulcahy Birinin eşyasını izinsiz almak, yanlışlıkla bir arkadaşının oyununu bozmak ya da bunlar gibi bazı durumlar… Erken çocukluk döneminde sıklıkla karşılaşılan ama çocukların bu durumlar karşısında nasıl davranabileceklerini ya da hangi “sihirli” sözcükleri kullanabileceklerini bilmedikleri bu yaşantılar için örnek teşkil eden bu kitapta özür dilemek, Zach ve kardeşi arasındaki oyuncak paylaşımı üzerinden anlatılıyor.
Esra Bilik Yazar, Psikodramatist, Psikolog, Psikoterapist, Nörobilim Uzmanı Esra Bilik okuyucuya kendi derin sezgisiyle özel bir kapı aralıyor. An zamanın içinde kaybolduğunda önemli bir eksiklik olur ve fakat tüm An’lar farkındalıkla doyasıya yaşanıyorsa bu bir hazinedir. Sahip olduğumuz tek gerçek zaman olan An’ın gelecek ve geçmiş ile ilişkisi, çok tanıdık, içimizden karakterler üzerinden sorgulanıyor. Kitap, yetişkinler için kısa ve öğretici resimli bir öykü olsa da gençler ve çocuklar da ilham alabilirler. Keyifli okumalar dileriz.

“Zaman” oradaydı hep.
Ama kim, ne kadar görebildi?
Bazıları için henüz erkendi,
zamanı değildi…
Bazıları an'da olmayı bilemedi,
zaman yitip gitti.

Kimilerince koşar adımlarla ilerledi,
Kimilerine geçmek bilmedi.

Oysa vade dolmadan görülse ne iyiydi;
“Zaman” esasen herkesin kendisiydi.
Binnur Yeşilyaprak Zamanında karşılanmamış ihtiyaçlar gün gelir, zamansız ortaya çıkar.. Sizi sarsar, savurur, hayatınızı sorgulatır ve kendi gerçeğinizle yüzleştirir!. İşte bu kitap böyle ‘zamansız’ bir deneyimin; kimliğin kendi kendini sınırlayan biyografik yükünden bağımsız, insan olmanın doğasına odaklanıp hissedilen duyguları anlama ve anlamlandırma sürecinin günlük tutanakları..
Zamansız gelen bir aşk deneyimini yaşarken yazar; kalbinin sesine kulak veriyor ama akıl yürütmekten de kendini alıkoymuyor. Çünkü gençlik döneminde yaşansa çok farklı anlamlar yüklenebilecek bir deneyimi olgun bir yaşta gerçekleştirmek; zihnin bildiği tüm bilgi birikimi ile birlikte kalbin ne dediğini anlamada bir yol haritası gösteriyor… Böylece yaşananlar bu yol haritası eşliğinde ‘insan’ı anlama yolculuğunda yeni keşiflere ulaşmayı sağlıyor…
Yazarın gerçek deneyimine tanık olurken okurun da kendi yaşan/ma/mışlıklarına göz atma ve yüreğinin sesine kulak verme cesareti bulabilmesi umuduyla…