Klinik Psikoloji \ 10-11
Aydın Ankay Bu kitabın diğer psikopatoloji kitaplarından farkı, olguları sadece bireysel boyutta değil sosyoekonomik, kültürel ve tarihsel boyutlarla da irdelemesidir. Çünkü bireysel olaylar sosyoekonomik, kültürel ve tarihsel olayların bir uzantısından ibarettir. Örneğin Freud’un erkeği başat görmesi, yaşamış olduğu 19. yüzyılın bir ürünüdür.
Kitabın bu üçüncü basımı; sistematiği ve içeriği ile yeniden yazılmış, içeriğinde yer alan örnek sayısı yaklaşık 70’ten 100’e çıkarılmıştır. Yine hiçbir psikopatoloji kitaplarında yer almayan şu konular incelenmiştir: teknoloji ve ruh sağlığı, suç ve çocuk mahkemeleri (hukuki mevzuat dâhil), boşanma ve ruh sağlığı (hukuki boyut dâhil), ile saldırganlık, disiplin, okulda başarısızlık sorunu.
Kitapta klasik görüşlerin yanı sıra çağdaş yaklaşımlardan DSM-4 ve DSM-5’e yer verilmiş; genel yetenek, kişilik testleri eklenmiştir.
Yazarın elli yıllık psikoloji ve otuz bir yıllık avukatlık deneyimleri rehberliğinde hazırlanan kitap; psikolglar, psikiyatristler, sosyal bilimciler ve PDR’cilerin yanı sıra bu alandan olmayanlar için de aydınlatıcı bilgiler içermektedir.
Ayşen Maraş, Elif Kuş Saillard, Elif Ünal, Göklem Tekdemir, Sevda Sarı, Sinem Baltacı, Yağmur Ar Karcı Nitel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı psikoterapi araştırmaları ile terapi süreci incelenebilmekte; terapist ve danışan arasındaki ilişkisel sorunlar, duygusal konular, terapi ilişkisi, direnç, danışanın değişiminde neyin etkili olduğu keşfedilebilmektedir. Bu kitapta uygulama bölümlerinde terapi sürecini inceleyen psikoterapi araştırmalarına yer verilmiştir. Bölümlerde psikoterapi seansı ya da psikolog-danışan görüşmelerinin analizini içeren uygulamalar bulunmaktadır. Bunu yaparken gerçek bir seans alıntısı ya da görüşmesi üzerinden araştırma sorusunu oluşturmak, görüşme sorularını hazırlamak, örneklemi oluşturmak gibi araştırmanın nasıl yapılacağı, seçilen nitel araştırma yöntemine uygun olarak açıklanmaktadır. Bölümlerdeki uygulamalar nitel analizleri de adım adım gösteren bir rehber özelliği taşımaktadır.
Richard S. SHARF Theories of Psychotherapy and Counseling Concepts and Cases’in uluslar arası basımı olan elinizdeki bu kitap, psikolojik danışma ve psikoterapi alanında var olan ve hatta yapılandırmacı kuramlarda dahil olmak üzere bir çok kuramı kapsamaktadır. Kitapta, okuyucunun kendi kuramını oluşturması için bütünleştirici bir bakış açısına sahip olması amaçlanmıştır. Bunun için bir konu ayrılmıştır.
Psikolojik danışma ve psikoterapi kuramlarını kapsamlı bir şekilde içeren Sharf'ın Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları Kavramlar ve Örnek Olaylar adlı bu kitabı, çevrilirken dil birliğine dikkat edilmiş, anlaşılır olmasına özen gösterilmiştir. Çevirmenlerden gelen metinler, orijinal metinle karşılaştırılarak tek tek okunmuştur. Ayrıca, Sharf'la yazışarak bazı cümleler düzeltilerek Türkçe'ye çevrilmiştir; çünkü Sharf bazı paragraflardaki cümleleri birinci tekil kişi ile yazmış, bazılarındaysa üçüncü tekil kişi ve edilgen fiil kullanmıştır. Bu cümlelerin hepsinde, üçüncü tekil kişi edilgen fiil olarak cümleler Türkçeye tercüme edilmiştir.
Zevkle okuyacağınız ve Psikolojik danışma ve psikoterapi alanında bir boşluğu dolduracağı umuduyla.
Başak Öksüzler, Ceren Gökdağ, Elçin Yorulmaz, Ezgi Göcek Yorulmaz, Gamze Gültekin, Gülay Dirik, Melikenaz Yalçın, Nesibe Olgun Kaval, Nimet Serap Görgü-Akçay, Özge Erarslan, Pelin Bintaş Zörer, Seda Sapmaz Yurtsever, Seda Tokgünaydın Arıtürk, Sedef Tulum-Akbulut, Servet Kaçar Başaran, Sıla Derin, Umut Çıvgın, Zeynep Erdoğan Yıldırım Psikoterapi, geçmişten bu yana gizemini koruyan dikkat çekici bir alandır. Klinik psikologlar başta olmak üzere psikiyatri, sosyal hizmetler, psikiyatri hemşireliği, psikolojik danışmanlık ve rehberlik gibi birçok meslek dalının ilgi alanına giren bu alan ile ilgili uzun yıllardır pek çok farklı görüş öne sürülmüş ve hararetli tartışmalara yol açmıştır; hatta bu konuda bugüne kadar milyonlarca bilimsel çalışma yürütülmüştür. Büyük ihtimalle psikoterapi alanındaki bu hareketlilik önümüzdeki yıllarda da devam edecektir.
Günümüz dünyasında gelişmeler çok hızlı yaşanmaktadır; bu değişimden psikoterapi alanı da payını almaktadır. Artık sadece divana uzanıp çocukluğunu anlatma algısının ötesinde psikoterapi alanı, artık farklı türdeki tartışmaları ve değişimleri olanca canlılığıyla yaşamakta ve yansıtmaktadır. Bu kitap ile dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleşen bu tartışmaları, klinik psikologların gözünden bir çatı altında toplamak hedeflenmiştir. Kitapta psikoterapi alanındaki güncel bilimsel araştırma yöntemleri başta olmak üzere teknolojinin ve internetin psikoterapiye yansımalarına, anormalin ötesine geçerek olumluya odaklanan pozitif klinik psikolojiye, sağlık kuruluşlarında uygulanan psikoterapi müdahalelerine, hangi psikoterapi yaklaşımının hangi durumlarda etkili olduğuna, herhangi bir uzmana gereksinim duymadan uygulanan kendine yardım araçlarına kadar zengin içerikte farklı konulara dair açıklamalar ve son dönem bilimsel araştırmalardan örnekler bulabilirsiniz. Psikoterapi ile ilgili gelişmeleri takip eden, bu alana dair güncel konuları öğrenmeye istekli ve meraklı kişiler için hazırlanan “Psikoterapide Güncel Konular” kitabı, hem mesleki hem de kişisel yaşamınız için başlangıç niteliğinde önemli bir kaynak olacaktır.
Artı Enstitü, Berk Can Ünsal, Berkay Köse, Beyza Ünal, Deniz Canel Çınarbaş, Deniz Yılmaz Zambak, Didem Türe Şakar, Dilara Hasdemir, Dolunay Cemre Durmuş, Ekin Doğa Kozak, Esra Angın, Gizem Çeviker, Güler Beril Kumpasoğlu, İdil Uğurluoğlu, Kutlu Kağan Türkarslan, Merve Cesur Atintaş, Ozan Can Selçuk, Pelşin Ülgen Kurtul, Semanur Güneş Çakmak, Sevi Gizem Zeybek Çoğunluk gruptan olan bireyler için geliştirilmiş bir terapi yaklaşımı, azınlık grup üyelerine otomatik olarak iyi gelmez. Azınlık kimliği gibi konular psikoterapinin konusudur; kimliği oluşturan cinsiyet, yaş, coğrafi konum (kişinin nereli olduğu veya nerede yaşadığı), etnik köken, cinsel yönelim, engellilik, dinî inanç gibi grup seviyesi değişkenler, psikoterapi sürecinin verimli ilerlemesi için önemlidir. Bu değişkenlerin kültüre duyarlı bir şekilde ele alınmadığı psikoterapi uygulamaları, iyileştirici olmaktan ziyade baskıcı ve ayrımcı olur. Kitap, bu varsayımları temel alarak yazılmıştır.
Kültüre duyarlı psikoterapi ve kültürel yeterlilik, özellikle yabancı alanyazında üzerinde durulan kavramlar olup yurt dışındaki meslek grupları ve akreditasyon birimleri tarafından psikoterapinin ve psikoterapi eğitiminin temel taşları arasında anılmaktadırlar. Türkiye'de, son zamanlarda bu konuda artan bir farkındalık görülse de gereken önemin henüz verilmediği söylenebilir. Özellikle klinik psikoloji alanında, kültürel yeterliliğin psikoterapinin temel yeterliliklerinden biri hâline gelmesi için konuyla ilgili lisansüstü seviyede verilen derslerin arttırılması ihtiyacı öngörülmüştür. Bu kitap projesi de böyle bir ders neticesinde ortaya çıkmıştır. Psikoterapide kültürel konuları ele alan Türkçe bir kitabın eksikliğinin farkında olmam nedeniyle geçmişte dersi alan öğrencileri, projelerini kitap bölümüne dönüştürmeye davet ettim. Bu kitabın bir başlangıç olmasını, psikoterapide kültürel konuları ele alan kitapların, derslerin ve mesleki standartların üretilmesine ve geliştirilmesine yol açmasını diliyorum.

Yıldırım B. Doğan Bireysel psikoterapi (söyleşerek iyileşme) süreci, bireyin “kendi” olurken “ben”i ödüllendirmesi “ben”i yaşarken tutum, duygu ve davranış olarak “kendi”ni zenginleştirmesidir. Çok yalın görünen bu amaç-tanımın mesleksel bir başarı olarak yaşama sıçraması, psikoterapistin beceri eğitimi diye adlandırılabilecek çetin süreci kabullenmesi ile başlar. Söz konusu sürecin bu alanda bilinen adı süpervizyondur.
Süpervizyon aynı zamanda deneyimli bir psikoterapistin öğretirken öğrenmeyi ötelememesini gerekli kılan farklı nitelikte özellikli bir sürece karşılık gelir. Dolayısı ile hastası ile psikoterapist arasındaki ve psikoterapist ile onu denetleyen kıdemli meslektaşı arasındaki etkileşim eş zamanlı seyreden ancak nitelik olarak ayrı düşünülmesi gereken süreçlerdir. Ancak kuşku götürmeyen saptama, eğitim alan psikoterapistin tıpkı hastası gibi “ben”i ödüllendirirken “kendi”sini zenginleştirmesidir.
Raymond A. Digiuseppe - Kristene A. Doyle - Windy Dryden -Wouter Backx Bu kitapta ilk bilişsel davranışçı terapi olan Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi hakkında değerli bilgilere ulaşacaksınız. Dr. Albert Ellis'in kurduğu ve kendisinin ve öğrencilerinin 1950'li yıllardan beri geliştirdiği bu terapi kuramı, psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmede, alanda çalışanlara, yararlı ve etkili bilgiler sağlıyor. Kitap, Albert Ellis Enstitüsü'nün değerli öğretim üyeleri tarafından yazılmştır ve eğitimlerde başvuru kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Bahar Akoğlu Resim, çocuğun iç dünyasını anlamak ve ruhsal yaşamını yorumlayabilmek için en önemli araçlardan biridir. Sanatsal uygulamalar, çocuğun kendini ifade etmesini kolaylaştırırken bastırılan arzuların, çatışmaların da güvenli ve rahatlatıcı bir yoldan dışa vurumunu mümkün kılar. Bu kitap, çocuklarla çalışan uzmanların sanatın psikoterapilerdeki dışa vurumunu anlaması ve ebeveynlerin resim sayesinde çocuklarının iç dünyası hakkında farkındalık kazanması için hazırlanmıştır. Kitapta, çocuğun çizdiği resimlerde renklerin anlamı, beden uzuvlarının yorumlanması, duygusal öğelerin neler olduğu ve klinisyenlerin kullanabilecekleri test örneklerine yer verilmiştir. Çocuk resimlerinin klinik değerlendirmedeki yeri aktarılmış ve yolu psikoterapiden geçmiş onlarca çocuğun ruhsal dünyasına resim örnekleri ile ışık tutulmuştur. Bir çocuğun dünyasına dokunan herkesin bu kitaptan fayda görmesi umulmaktadır. Bu yolculuğa birlikte çıkmaya hazır mısınız?
Semih Tezelli Çocuklar sözel olarak aktaramadıklarını, gelişim düzeylerine ve bireysel özelliklerine uygun biçimde resimleri aracılığı ile aktarabilirler.
Bu resimler, çocukların çevrelerine ve kendilerine özgü nitelikler taşır.
Sadece çizgisel gelişimi değil, duygu ve düşünceleri de anlatır.
Çocukların iç dünyalarını daha açık görmemize yardımcı olur.
Resimlerle Çocuk Psikolojisi, çocuklar tarafından çizilen resimleri inceleyerek çocukları tanıma amacı taşır.
Kitabı okumayı tamamladığınızda çocuk resimlerine farklı bir pencereden bakacak, ne kadar açık bir ifade aracı olduğunu göreceksiniz.
Bir çocuk resminde buluşmak dileğiyle…
Şule İzgi Şahin Yarına kim kalacak? Yaşamını anlamlı hâle getiren, kendi varoluşsal sorumluluğu içinde kendinden dünyaya yaratıcı bir iz bırakan, yarına kalacak. İşte Romandrama ile, romanların “söz”ünü Psikodrama’nın “eylem”i ile aynı çatı altında bütünleştiren kişiler, sıkıştıkları gündelik yaşam ritüelleri içinde koptukları varoluşlarına, kendileriyle kurdukları en değerli bağ olan içgörü kazanımı ile psikoterapötik iyileşme ve yaratıcı yazma cesareti ile dönerler ve yarına bir iz bırakırlar.
Yarına kalmak; insanlığın varoluşsal ve en temel teması olarak kısa yaşamı kalıcı ve anlamlı hâle getirme arzusundan güç alır ve şekillenir. Unutamadığımız romanlar, karakterler ya da sahneler vardır. Kiminde hayatın anlamını buluruz, kimini yeniden kaleme almak isteriz. Binbir Gece Masalları’nın gücü, Şehrazat'ın her akşam yeniden yarattığı öykülerindeki ustalıklı anlatıcılığından gelir. Ne kadar derin ve ne kadar psikolojik donanımımız varsa o kadar karşı tarafın yüreğinde bir yer ediniriz ve bir o kadar da kendi yüreğimizi fark ederiz ve kendi izimizi yarına bırakırız. Kişiler unutamadıkları romanlar aracılığıyla kendi hayatlarında aksayan, değiştirmek istedikleri ancak çok da farkına varmadıkları bir sürecin varlığını idrak ederler.
Romandrama; insana, psikolojiye, edebiyata ve hayata ait olan pek çok kavramı, romanlar ve psikodrama üzerinden birbirine bağlar.
Romandrama kuramının uygulama yöntemleri ile birlikte ele alındığı bu kitapta; Romandrama’nın temel aldığı psikoterapötik faktörler, kuramlar ve yöntemler, bireysel ve grup terapisindeki kullanım esasına dair geniş bir örneklem içinde ve yenilikçi bir anlayış çerçevesinde; psikoterapötik psikoloji okumaları ile kendi iç yolculuklarını yapmak isteyenlere, yaratıcı yazma teknikleri çerçevesinde kendi hikâyesini yazmayı amaçlayanlara, psikoloji alanında çalışan terapist, akademisyen, psikoloji öğrencileri ve alanda çalışan diğer meslek gruplarına yardımcı kaynak olarak sunulmaktadır.
A. Kadir Özer Klinik Psikoloji, psikoloji biliminin en eski uzmanlık alanıdır. Gücünü, gelişme evrelerinde psikolojik değerlendirmelerde kullanılmak üzere geliştirdiği testler üzerine inşa etmiştir. Bu gücü, bilimsel sağlamalara tabi tutarak geliştirdiği psikoterapi yaklaşımları ile pekiştirmiştir. Klinik psikolojide uzmanlaşmış bir psikoloğun en belirgin ayırdedici iki özelliği, psikolojik değerlendirme ve psikoterapi becerileridir. Gelişmiş nice ülkede, genelde psikoloji ve özelde klinik psikoloji layık olduğu çağdaş ve meşru yeri almıştır. Bunun ülkemiz için geçerli olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Buna karşın gençler arasında psikolojiye lisans ve klinik psikolojiye lisanüstü düzeylerde ilgi katlanarak artmaktadır. Bütünleyici Rorschach Sistemi özellikle klinik psikolojide mesleki bir gelecek kurgulayan öğrencilere katkı sağlama niteliği taşıyan bir kitaptır.
Ayşe Handan Özkan Selim, Betül Gülcan Çakmak, Büşra Ünverdi Demir, Elif Bestenigâr Mert, Esra Altınışık, Ferah Çekici, Khalil Center, Neslihan Arıcı Özcan, Neslihan Yaman, Özgür Tönbül, Özlem Haskan Avcı, Selin Nur Önel, Sevde Kurt Akkoyun, Zeynep Aydın Sünbül, Zeynep Pınar Cohen İnsanoğlu yaşadığı sürece birçok deneyim elde etmektedir. Bu deneyimlerin bazılarını birey kolaylıkla ele alırken bazılarını ele alırken zorlanmaktadır. Bireyi zorlayan yaşam deneyimleri, bireyin biyolojik işletim sistemi olan sinir sisteminin dengesini bozan yaşam olaylarıdır. Bu olaylara travmatik yaşantılar denilmektedir. Travmatik yaşantılar bireyin yaşamını ve anlamını doğrudan etkileyen deneyimlerdir.
Travmatik yaşantıların birçok türü bulunmaktadır. Bu türler kendi aralarında belli özellikler doğrultusunda kategorileştirilmektedir (Süre, maruz kalma şekli, kim tarafından yapıldığı ve olayın içeriği). Bu kategoriler altında yer alan her bir travma türü, bireylerde farklı etkiler oluşturmaktadır. Bu yüzden ruh sağlığı çalışanları her bir travma türüne göre özgü müdahale şekli belirlemektedir.
Yazarlar, bu kitapta siz ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlara; farklı türdeki travmatik yaşam olaylarını, bu olayların etkilerini ve olaylara müdahale etme şekillerini ele alan kuramları, teknik ve ilkelerini sunmaktadır.
Asude Malkoç, Aykut Bora, Ayşe Irkörücü Küçük, Çiğdem Yavuz Güler, Dilaram Billur Çelik Örnek, Elif Ulu Ercan, Esef Ercüment Yerlikaya, Ferah Çekici, Gökçen Duymaz, Hande Gündoğan, Meltem Aslan Gördesli, Mustafa Alperen Kurşuncu, Semra Uçar, Şule Baştemur, Zeynep Aydın Sünbül Bu kitap, ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlar için bir rehber niteliğindedir. Geleneksel ve çağdaş kuramların yer aldığı on altı bölümden oluşan kitapta her kuram, kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Bu kuramlar, Psikanalitik Terapi, Adleryan Terapi, Bağlanma Temelli Terapiler, Birey Merkezli Terapi, Bilişsel Terapi, Akılcı-Duygusal-Davranışçı Terapi (ADDT), Gestalt Terapi, Transaksiyonel Analiz (TA), Yapısal Aile Terapisi, Bowen Aile Terapisi, Satir Dönüşümsel Sistemik Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Öyküsel Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), Feminist Terapi ve Dışavurumcu Sanat Terapisi olarak sıralanmıştır. Okuyucuya okuma kolaylığı sağlaması açısından kitapta konular adım adım işlenmiş ve geniş bir perspektiften sunulmuştur. Her bir bölüm, kuramcının hayatı ile başlamış; kuramın temel felsefesi, temel kavramları, terapinin amaçları, terapinin ilkeleri, terapist ve danışanın rolü, terapinin aşamaları ve terapi teknikleri ile devam etmiştir. Terapi tekniklerinin hemen ardından hem ruh sağlığı alanında eğitim gören öğrencilerin hem de alan uzmanlarının yararlanabileceği vaka örnekleri verilmiştir. Keyifle okuyacağınızı umduğumuz kitabımızın alana katkı sunması dileğiyle…
Nilgün Sultan Yüceer Rüya, uyku anında yaşanmışlıkları duygularına göre işleyen görsel bir kurgudur. Bilincin veya bilinç dışının birer geri bildirimi olan düş görselleri çözümlenebilirse rüyanın iletisine ulaşılabilir. Bu öznel ileti ile sorunlar ve takıntılar giderilebilir.
Bilimde rüyanın duyguların resmi olduğu kabul görürken düş yorumu ile ilgili birçok farklı görüş veya kuram vardır. Bu kuramların hemen hepsi rüya anlatımına dayanır. Oysa düş de olsa bir görsel anlatılarak değil ancak bakılarak tam anlaşılır duruma gelir.
Burada, “Rüyalar duyguları görsellerle anlatır.” önermesi temel alınarak rüya konusuna yeni bir yaklaşım getirilmiştir. Düş yorumunu görsel bir boyuta taşıyan bu öneri ile rüyalar bir resim gibi ele alınıp çözümlenmiştir.
Bu kitapta, okuyucuya kendi rüya görselini çözerek sezi ve duyguların açığa çıkarılması yönünde öneriler sunulmuştur. Böyle bir ayıkmanın kurgusal yüklerden sıyrılıp benliğin yenilenmesine ve öngörünün açılmasına katkı vereceği umulmaktadır.
Kitabın; psikoloji, psikiyatri, sinir bilim, din, gösterge bilim gibi bilim alanlarına rüya bağlamında yeni bakış açıları kazandırabileceği düşünülmektedir. Ayrıca yazarın mimar olması mimarlık ve görsel sanatlar alanlarına yenilikçi görüşler eklemektedir.
Burcu Güdücü Cinsellik insanlara ne kötülük etti ki kimse utanmadan söz edemiyor ondan, ciddi ve edepli konuşmalarda yer verilmiyor ona? Hiç sıkılmadan öldürmek, çalmak, aldatmak diyebiliyoruz da, ona geldi mi kısıveriyoruz sesimizi.”
Montaigne

Cinsellik, ilk insandan beri var olan ve yine ilk insandan beri üzerine konuşmaktan, yorum yapmaktan kendimizi alamadığımız bir olgu. Birbirinden farklı cinsel yönelimler, cinsel ilişki tarzları, sadomazoşist pratikler, yer ve zaman ayırt etmeksizin bütün kültürlerde vardır. Kitapta; sadizm, mazoşizm, sadomazoşizm kavramları, sosyolojik, psikolojik ve cinsel bağlamlarında incelenmiştir. Kitap boyunca sadizm ve mazoşizm kavramlarının sosyolojik ve siyasi yansımaları, konu ile ilgili çalışan teorisyenler ve tartışmalar kronolojiye uygun olarak günümüze kadar getirilmiştir.
Kitapta; sadist ve mazoşist eylemlere yaklaşım, farklı cinsel yönelimlerin yaklaşımları arasındaki farklılıklar ve bu seksüel davranış biçimlerini uygulayan grupların, kendi cinselliklerini nasıl değerlendirdikleri, eylemlerini hangi koşullarda suç olarak algıladıkları sorgulanmıştır. Sadizm, mazoşizm, sadomazoşizm kavramları cinsel yönelimlere bağlı olarak tartışılmıştır. Bu sebeple, çalışmanın ilk bölümünde, cinsel kimlik, cinsel yönelim konularına yer verilmiştir. Sadizmin ve mazoşizmin, toplumsal olarak nasıl yorumlandığı, cinsel yönelimlere göre değişkenlik gösterip göstermediği ve bu konudaki adli, tıbbi uygulamalar kitabın temel problemidir.
Cheri J. Meiners Çocukluk dönemi; öfke duygularını tanımak, onları ifade etmek ve onlarla başa çıkma becerilerini geliştirme yollarını öğrenmek için erken değildir. Bu güven verici ve destekleyici kitapta, çocuklar öfkeli hissetmenin normal olduğunu ama sözlerle ya da davranışlarla birine zarar vermenin doğru olmadığını öğreniyor; kendilerini sakinleştirme, yardım alma, konuşma 've dinleme, özür dileme, sabırlı olma ve başkalarına karşı pozitif olma' yeteneklerini keşfediyor. Kitapta yetişkinler için tartışma soruları, etkinlikler, oyunlar ve öfke kontrolü yeteneklerini güçlendirecek önemli ipuçlarını içeren özel bir bölüm de bulunmaktadır.
Ayşe Kaya Göktepe Sanat terapi, bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmış, tedavi edici özelliği bulunan bir yöntemdir. Bu terapide kişinin farkındalık ve içgörü kazanması esastır. Buna ek olarak sanat terapi, kişilere duygusal yüklerinden arınmak için bir fırsat sunar. Kişiler, sanat terapi seansında deneyimledikleri tecrübeler yoluyla sosyal ilişkilerinde olumlu yönde dönüşüm yaşarlar. Tedavinin bir diğer güzel yanı ise kişinin büyüme sürecinde baskılanan sanatsal yeteneklerini ortaya çıkarabilir ve kişiler, terapiden sonra bir sanat dalında uzmanlaşabilirler. Uzmanlığı seçmeseler bile sanatı bir dışa vurum aracı olarak hayatlarında kullanmayı öğrenirler.
Eda Öz Çelikbaş Bu kitap Türkiye'de oldukça yeni ve gelişmekte olan sanat terapisi (art therapy) alanı için alternatif sunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada sanat terapisi alanında 12 yıllık deneyimimle ulusal ve uluslararası müfredatımın temelini oluşturan kavramlara, ekollere ve de önemli isimlere yer verilmiştir. Bu çalışma, herhangi bir tedavi yöntemi sunmamaktadır. Sanat terapisi alanına ilgi duyanlara, uygulayıcılarına yol gösterebilmek açısından kendime özgü tasarladığım içerikle, özellikle Jungian (Yungyen) ekolde ve Dewey eğitim modelinde ilerleyen bir kitap olarak ortaya çıkmıştır.
Kitabın içindekiler kısmı, doktora sonrası Finlandiya (Oulu, Tampere, Helsinki ve Rovaniemi) ile İsveç (Lund, Stockholm) ülkelerinde ve şehirlerinde sanat terapileri araştırma süreçlerimde, ders verme ve uygulama gerçekleştirdiğim dönemlerimde oluşmuştur. 2018'den bu yana her yönüyle kitap içeriği değerlendirilerek 2023'te Türkiye'de hazırlanmıştır.
Şifalanarak kendinizi keşfedeceğiniz ve kendinizdeki dönüşüme şükredeceğiniz nice terapötik süreçlere…
Volkan Demir Son yıllarda, bireylerin ruh sağlığının korunması ve güçlendirilmesi amacıyla dışavurumcu bir yöntem olan sanat terapisine yönelik ilgi giderek artmaktadır. Sanat terapisi; sanatsal materyaller aracılığı ile danışanların giderilmemiş ihtiyaçlarını simgesel yolla gidermelerine ve bu sayede ruh sağlıklarını güçlendirmeye ve korumaya yardımcı olan klasik psikoterapi yöntemlerinin etkili bir alternatifidir.
Bu kitap; psikodinamik yaklaşım, adleryan yaklaşım, insancıl yaklaşım, varoluşçu yaklaşım, bilişsel davranışçı yaklaşım ve bilinçli farkındalık dâhil olmak üzere temel psikoloji kuramları bağlamında etkinliği sınanmış sanatla terapi uygulamalarını sunmaktadır. Kitap, yukarıda adı geçen yaklaşımların temel kavramlarına ilişkin vaka incelemeleri niteliğinde örnekler içermektedir. Kitapta yer alan bazı uygulamalar uzun yıllardır pratikte kullanılan uygulamalardır. Yazar tarafından bireysel ve grup terapilerinde kullanılmak üzere geliştirilen birçok uygulama ise ilk kez bu kitapta yer almaktadır.
Bu kitabın, sanat terapisi ve uygulamaları yoluyla bireylere yardım sunan, onları anlamaya ve hayatlarına dokunmaya kendini adamış, danışanlarının yolculuğuna eşlik eden tüm ruh sağlığı profesyonellerine katkı sağlaması dileğiyle…
Liudmila Lebedeva Liudmila Lebedeva
Pedagoji doktoru, profesör. Psikolojik ve psikoterapötik alanında akrediteli sanat terapisi uzmanı. Projektif sanat teknikleri dâhil olmak üzere Rusça ve yabancı dillerde 270'den fazla yayının yazarı. “Çiçek Ailesi Çiz”, “Balık Ailesi Çiz” ve “Art therapy–cleaning” gibi Rusya Federasyonu patentli test ve tekniklerin yazarı. Rusya’da ve yurt dışında eğitici sanat terapisi programlarının yazarı ve sunucusu, ulusal ve çok sayıda yabancı Sanat Terapisi Derneğinin fahri üyesi.

Değerli Okur!
Size, Rusya Federasyonu’nda 10. basımına ulaşan bir kitabı takdim ediyoruz. Yeniden düzenlenmiş ve önemli eklemeler yapılmış bu yeni basımdaki tekniklerin bazıları Rusya, Fransa, Bulgaristan, Türkiye, Kazakistan ve Moldova gibi bazı diğer ülkelerde de yayınlanmış tekniklerdir. Kitabın ilk basımı, 2006 yılında Saint Petersburg’ta Rech Yayınevi tarafından basılmıştır. Kitabın yazarı Liudmila Lebedeva ve asistanları Yulia Vladislavovna Nikonorova ve Natalya Anatolievna Tarakanova (Kuznetsova), 2007 yılında Psikoloji alanında düzenlenen “Altın Psiheya” adındaki ulusal yarışmada, “Psikoloji Alanında Yılın Projesi” ödülüne layık görülmüşlerdir. Aynı kitap, 2007 yılında Rusya Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından da ödüle layık görülmüştür.
Gülriz Akaroğlu Bebeklikten yetiskinlige giden 0-18 yas çocukluk dönemi; çocukların bütünsel gelisimini sekillendirmede ve gelecek için temel olusturmada kritik bir süreçtir. Bebeklikten itibaren yaratıcılıgı temel alan sanat etkinlikleri çocukların fiziksel, bilissel, sosyo-duygusal gelisimini bir bütün olarak destekler ve gelistirir. Müzik, dans, drama, görsel sanatlar, çocuk edebiyatı gibi sanat dalları; sosyal beceri gelistirme, yardımlasma, paylasma, empati kurma, duygu düzenleme, duygu durum kontrolü, özdenetim, kurallara uyma, yönergelere uyma, dikkat, odaklanma gibi pek çok alanda gelisim saglamaktadır. Bu kitap; basta çocuk gelisimi olmak üzere, resim ve müzik gibi farklı disiplin alanlarında çalısan akademisyenlerin arastırmaları sonucu olusmustur. Sanat egitiminde yaratıcılık, görsel kültürün önemi, çocugun çizgisel gelisim basamakları, Sanat egitiminde görsel algı, sanat egitimi baglamında yaratıcılık ve Rudol Steıner-Waldorf yaklasımı, görsel sanatlar egitiminde farklı malzeme kullanımının egitim sürecine katkıları, uygarlık tarihi dersine yönelik materyal gelistirmede gezi gözlem yönteminin etkileri, çocuk ve müzik egitimi, okulöncesi müzik egitiminde etkili ögrenme ve örnek etkinlikler, çocuk edebiyatı, drama egitimi ve özel gereksinimli çocuklarda sanatın egitimdeki yerini anlamak açısından önem tasımaktadır. Ailelere ve egitimcilere katkı saglaması dilegiyle...
A. Şebnem Soysal Acar, Sibel Coşkun Düzakın Klasik diye tanımlayabileceğimiz öğretim yöntem ve tekniklerini sanatın derinleştirici ve düşündürücü unsurlarıyla aşabilmek mümkün müdür?
Bu kitapta önerilen eğitim modeli tünelin sonundaki ışığa işaret ediyor. Bu eseri okuduğunuzda sanat terapistlerinin, çocuk ve gençleri nasıl ele aldığına, onlarla nasıl ilişki kurduğuna ve yön vermeden nasıl geliştiklerini gördüklerine ilişkin gerçek bir olgu ile karşılaşacaksınız. Aynı zamanda sanat terapistlerinin insan varlığına ilişkin algı ve temel varoluş felsefesini çalışma ortamına ve ilişkilerine nasıl yansıttıklarına tanıklık edeceksiniz. Sanatın ilişki ve iletişim için ne kadar güçlü ve uyarıcı bir alan açtığını fark edeceksiniz.
Erika Leeuwenburgh, Ellen Goldring Her yıl binlerce çocuk 18 yaşına gelmeden sevdikleri birini kaybetmekte ve bu çocukların yaklaşık yüzde 10 ila 15'i bunun sonucunda depresyon gibi ruh sağlığı sorunları yaşamaktadır. Araştırmalar, çocuklukta yaşanan yasın; düşük notlar, uyku sorunları, huysuzluk, davranış sorunları ve konsantre olamama ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Sevdikleri biri öldüğünde çocuklar; duygular, düşünceler, mitler ve sorulardan oluşan bir kaleydoskopla karşı karşıya kalırlar. Bu çalışma kitabı, hayatınızdaki kederli bir çocuğun duygularıyla başa çıkmasına yardımcı olmak için kullanabileceğiniz araçlar sunmaktadır.
Sen Neden Öldün? kitabının ilk bölümü yetişkinler içindir. Bir çocuğun yas tutma sürecini ve bu süreçte nelerin beklenebileceğini açıklar. İkinci bölümde ise yas tutan bir çocukla birlikte yapabileceğiniz aktiviteler yer almaktadır. Aktiviteler, sanat terapisi yaklaşımını kullanarak çocuğa eninde sonunda yüzleşmesi gereken konularda rehberlik eder. Farklı aktiviteler çocuğun zor duygularını ifade etmesine, efsaneleri gerçeklerden ayırmasına ve ölümün kesinliğini anlamasına yardımcı olur. Doğrudan ama tehditkâr olmayan bu seküler yaklaşım, çocukların; öğrenmesine, büyümesine ve gelişmesine yardımcı olacaktır.
Kemal Ertaş Sertleşme bozukluğu, çoğu erkeğin kâbusu olmaya devam ediyor. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, kırk yaş üstü erkeklerin %69.2'sinde değişik derecelerde sertleşme sorunu olduğu ve bunun görülme sıklığının ve derecesinin yaşla birlikte arttığı tespit edilmiştir. Cinselliğin bir tabu olmaktan kurtulamadığı günümüz dünyasında cinsel bilgiye ulaşmak kolay olsa da sağlıklı cinsel bilgiye ulaşmak hiç de kolay değildir. Erkekler, cinsel organlarını tanıma konusunda çoğu zaman yetersiz kalmaktadırlar. Çoğu erkek cinselliği kulaktan dolma bilgilerle ve pornografiden öğrenmektedir. Hâl böyle olunca erkeklerin çoğu, sertleşme sorununun önüne nasıl geçeceğini ve bu sorunun üstesinden nasıl geleceğini bilmemektedir.
Maksimum penis performansı, her erkeğin kolayca elde edebileceği ve bir ömür boyunca partneriyle paylaşabileceği paha biçilmez bir lükstür. İnsanların hayatlarında gerçekten en çok istedikleri şey bir tür mutluluktur. Eğer partneriyle karşılıklı mutluluğa nasıl ulaşacağını öğrenip yapabilirse hayatın gerçekten ne kadar güzel bir deneyim olduğunu görecektir. Maksimum penis performansı, kaygıyı azaltmak ve varlığının kalitesini her açıdan artırmakla ilgilidir. Bu; egzersiz, diyet ve olumlu tutum ile sağlığını korumayı gerektirir. Maksimum performans, takdir edilmeyen bir penise sahip olmak yerine sahip olunan organın değerini bilmek ve onu takdir etmekle ilgilidir. Bunun farkına varıldığında penisin hayatın en büyük hediyelerinden biri olduğu görülecektir.
Ali Engin Uygur - Hilal Bebek - Resimleyen: Nur Yılmaz Değişim Ajandası bir akıl verme, nasihat etme ya da gaza getirme ajandası değildir. Psikoterapi hiç değildir! Fakat biz bu ajandayı hazırlarken psikoloji biliminin ve psikoterapi kuramlarının temel bilgilerini baz aldık. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapiler, Duygu Odaklı Terapi, Pozitif Psikoloji ve Mindfulness gibi ekollerin ekseninde hareket ederek sizi teorik bilgiye boğmadan akıl yürütme ve duygu düzenleme becerilerinize katkıda bulunmayı ve psikolojik esneklik düzeyinizi arttırmayı amaçladık.
Ortaöğretimden üniversiteye kadar hangi gruptan olursa olsun, sınavla haşır neşir olan öğrencilerin yararlanabileceği Değişim Ajandası’nı yıl boyunca kullanabileceğiniz şekilde dizayn ettik. Temel amacımız sınav ve performans süreçlerinde kaygı duyan öğrencilere rehberlik ve destek sağlamak olsa da bu ajanda içerisinde düşünceleri, davranışları ve duyguları düzenleme becerilerini geliştirmeye yönelik birçok egzersiz var.
Bu ajandayla çalışırken “endişeyi azaltma” kadar “endişeyi faydalı hâle getirme” ve “en dişeye toleransı arttırma” becerilerinizi de geliştirebileceksiniz. Dolayısıyla Değişim A jandası’nda sorunların nedenlerini keşfedebileceğiniz, iç ve dış dünyanızdaki olumsuz duyguları harekete geçiren unsurları fark edeceğini z ve bunların nasıl düzenlenebileceği ile ilgili uygun stratejiler geliştirebileceğiniz bölümler bulacaksınız. Haydi, siz de kendinize güveninizi arttırmak ve gerçek potansiyelinizi açığa çıkarmaya odaklanmak için bizimle gelin!
Selma H. Fraiberg Kitap, 1950’lerin sonunda okuyucu ile buluşmuş ve üzerinden 60 yıl geçmiş olmasına karşın çağını yakalıyor. Kitabın en büyük katkısı düşünme biçiminin şekillenmesinde dilin belirleyiciliği rolünü vurgulaması; kendi çağının ötesine geçip dil öncesi dönemin sır ve sınırlarının belirlenmesinin bir terapist için ne kadar kıymetli olduğuna işaret etmesidir. Kitap, olguların öğreticiliğini hikâyelerin gölgesinden çıkartması; alt metni okuyabilmenin kuramsal bakış açısına sahip olmak ve birkaç kuramı sentezlemek olduğunu vurgulaması açısından bir başyapıttır. Bu açıdan sadece ailelere değil, uzmanlara da farklı bir bakış açısı getirecektir.
Ibodullayev Zarifboy Rajabovich Bu kitabın 3. basımı, Özbekistan'da 2018 yılında yayımlandıktan sonra çok sayıda veli, çeşitli eğitim kurumunda çalışan öğretmenler, eğitmenler tarafından ilgiyle karşılandı ve kitapla ilgili pek çok öneri ve yorum yapıldı. Okuyucular, benden sadece akıl hastalığı ve ruhsal bozukluklar hakkında değil aynı zamanda sağlıklı bir insanın psikolojik sorunları hakkında da yazmamı istediler. Bu yüzden bu kitapta insan psikolojisiyle, özellikle de gençlik psikolojisiyle ilgili konuları ele almaya çalıştım. Ebeveynler ve çocuklar arasındaki çatışma durumları, intiharlar, öğretmenler ve öğrenciler arasındaki anlaşmazlık temelinde hangi yönlerin göz önünde bulundurulması gerektiği gibi psikolojik durumlar hakkında önemli bilgiler verildi.
Bu basımda; “Kendimi tanımak istiyorum!”, “Ergen saldırganlığının nedeni nedir?”, “Distimi (Süregen Depresif Bozukluk) bu bir duygudurum bozukluğu mudur?”, “Zihinsel engelliler kimlerdir?”, “Psikolojik bağışıklık nedir?”, “Ben kendi kendimin psikoterapistiyim. Bu mümkün müdür?”, “Bir insan neden intihar eder?”, “Modern Mowgli sendromu”, “Korkaklığın sonucu bir felakettir”, “Benim düşüncem mi kötü yoksa davranışım mı?”, “Psikolojik portre nedir?”, “Lüks yaşam sendromu (Kaliforniya sendromu)”, “Egoist ne tür bir insandır?”, “Aile psikoterapisti. O kimdir?”, “Rüşvet Psikolojisi” gibi yeni ve ilginç konulara yer verildi.
Sevgili Okuyucular, yukarıdaki noktaları okurken çalışmanın yalnızca tıp bölümü öğrencileri veya doktorlar tarafından kullanıldığını düşünmeyin. Bu kitap, geniş kitlelere hitaben yazılmıştır. Siz veya sevdikleriniz, sinirsel ve ruhsal bozuklukların yanı sıra psikosomatik hastalıklardan muzdaripseniz ve nasıl davranacağınız konusunda tereddüt ediyorsanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız. Çalışmada tüm hastalıklar sade ifadelerle açıklanmaktadır. Kitabı beğeneceğinizi umuyor, hepinize ruhsal ve fiziksel sağlık diliyorum!
Nöroloji Profesörü
Ibodullayev Zarifboy Rajabovich
Kate Swenson Bu, hataların ve zaferlerin -değişen hayallerin ve acı veren umudun- hikâyesidir.
“Bu kitabın ilk bölümlerini okuyup bunun acıklı bir hikâye olduğunu düşünebilirsiniz. Lütfen okumaya devam edin. Öyle olmadığını göreceksiniz.
Ayrıca bunun otizmli bir çocuk hakkında bir hikâye olduğunu da düşünebilirsiniz. Ve evet, Cooper kesinlikle başrolde olsa da bu, aynı zamanda bir anne olarak benim tahmin edilemez bir yolda, yolumu bulmamın hikâyesidir.
Sonunda, tam olarak kim olmam gerektiğini keşfetmemle ilgilidir.
Ve bunların hepsini oğluma borçluyum.” Kate Swenson
Bu hikâye;
• bir evliliğin,
• kardeşliğin,
• otizmli oğluna bu dünyada ses olmaya çalışan bir annenin yorulmadan yeni yollar bulurken değişen savunuculuk perspektifinin hikâyesidir.

Mehmet Eskin Bu kitapta, her bireyin günlük yaşamda karşılaşılabileceği sorunların çözümünde kullanabileceği yöntem ve stratejiler aktarılmaktadır. Kitapta önerilen yöntem ve stratejilerin, ancak bireyin sorunlarını çözmeye yönelik motivasyonunu ile uygulamaya daha etkili bir şekilde geçirilebileceği hatırlatılmaktadır.
Pooky Knightsmith “Bu muhteşem kitap ailelerin çocuklarına verebileceği harika bir kaynak.”
-Vicki Shotbolt, Parent Zone CEO

“Bu kitap, hayat acımasız olduğunda ona tahammül etmekte zorlananlar için mükemmel bir destek programı.”
-Julia Skinner, Emekli Öğretmen

Özellikle 8-12 yaş arasındaki çocukların daha fazla yararlanabileceği bu kitap, ruh sağlığı uzmanlarının da çocuklarla psikolojik danışmada kullanabileceği harika etkinlikler içermektedir.
Psk. Dan. Dr. Nilüfer Koçtürk

Yaratıcı etkinliklerle ve sorunlarla başa çıkma stratejileri ile dolu bu günlük ve boyama kitabı, baş etmesi zor duygu ve düşüncelerle karşı karşıya kaldığımızda size harika bir arkadaş olacaktır.
Bu kitap, günlük yaşamda stres altında olduğunuz, kaygı hissettiğiniz ya da biraz rahatlamaya ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda duygularınızı ifade etmenize olanak sağlar.
Boyayarak, günlük tutarak ve çizimler yaparak kişiselleştirebileceğiniz bu kitap, ilham veren şiirler ve pratik tavsiyelerle öfke ve kaygı gibi zor duygularla baş etmenize yardımcı olacak sağlıklı yollar sunar.
Bahar Bahtiyar-Saygan, Burçin Akın Sarı, Ece Ceren Akkaya, Elis Güngör, Gülçin Akbaş, Gülden Sayılan, Gülten Ünal, İlknur Dilekler Aldemir, Leman Korkmaz, Münevver Rana Karlı, Pelin Gül, Suzan Ceylan-Batur Kırk yılı aşkın süredir psikolojinin önde gelen yaklaşımlarından biri olarak varlığını sürdüren sosyal biliş, sosyal dünyaya dair bilgimizin nasıl oluştuğunu ve bu bilgiyi insanların davranışlarını yorumlama, tahmin etme veya hatırlama süreçlerinde nasıl kullandığımızı inceleyen bir alt alandır. Bu bakımdan sosyal biliş, sadece kendi iç dünyamızı değil aynı zamanda başkalarının düşüncelerini, davranışlarını ve duygularını anlama yolculuğumuzun kapılarını aralar.
Bu kitap, sosyal bilişin çok yönlü yapısını aydınlatmayı amaçlayan bir kaynak olarak tasarlanmıştır. Sosyal bilişin temellerinden başlayarak evrimsel kökenlerine kadar uzanmakta ve konuyu gelişimsel bakış açısından değerlendirmektedir. Aynı zamanda, sosyal bilişin insan psikolojisi ile olan dinamik ilişkisini ele alırken bireyin benlik algısı, kişilik, dil, kültür ve siyaset gibi alanlarla nasıl etkileşimde bulunduğunu incelemektedir. Ayrıca klinik psikolojideki pratik uygulamaları da bu alanda çalışan uzmanlar için bir kaynak sunmaktadır.
Sosyal biliş kavramının farklı bağlamlarda ve disiplinlerde ele alındığı bu kitap, sadece alanda çalışan araştırmacılar için değil, aynı zamanda konuya ilgi duyan genel bir okuyucu kitlesi için de anlaşılır ve bilgilendirici olacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca kapsamlı bir terimler sözlüğü içeren bu kitabın, sosyal biliş kavramına ilişkin Türkçe yazılmış kaynak ihtiyacını karşılayan bir yayın olması hedeflenmektedir.
Kâmile Bahar Aydın Dünya Mutluluk Raporu'nda (WHR 2022) mutluluğun ölçütlerinden biri sosyal destektir. Bilimsel alan yazın bulgularına ek olarak bu küresel rapordan da anlaşılacağı üzere sosyal destek herkese lazımdır. WHR 2022'ye göre 146 ülke arasında Finlandiya 5. kez dünyanın en mutlu ülkesidir; Türkiye ise 112. sırada yer almaktadır. Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Jeffrey Sachs'a göre, “Dünya Mutluluk Raporu’nun yıllar boyunca verdiği ders; sosyal desteğin, birbirine cömertliğin ve hükümette dürüstlüğün esenlik (well-being) için çok önemli olduğudur.”
Türkiye'de yalnızlık bakanlığı kurulabilir. Yalnızlık bakanlığı; bilimsel, demokratik anlayış ve kamu yararını esas alarak başta dezavantajlı (kronik hasta, engelli, yaşlı ve yalnız) bireyler olmak üzere her insanın ihtiyaç duyduğu sosyal desteği etkin bir şekilde sunabilir.
Yalnızlık bakanlığı, her birey için gerektiği kadar sosyal destek sunarak doğurganlık ve nüfus artış hızının düşük düzeyde tutulmasında rol oynayabilir. Böylece doğal dengelerin korunmasına (iklim krizini önlemek ve çözmek gibi) ve sosyal adalete de katkı sağlayabilir.
Ahmet Yıldırım Pozitif psikoloji sorunlara değil, bireyin daha kaliteli bir yaşam geçirmesi, kendi yeteneklerini keşfetmesi ve geliştirmesi için teşvik etmesi nedeniyle alana farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Bir bakıma yüzlerce yıl öncesinden Mevlana Celalettin Rumi'nin “Gül düşünür gülistan, diken düşünür dikenlik olursun.” sözlerini, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre'nin “insanın özünü anlama”ya dair düşünceleri teyit edilmektedir. Son yıllarda pozitif psikolojik sermaye ile ilgili çeşitli düzeylerde ve ilişkili değişkenlerin değerlendirildiği çalışmalar yürütülmektedir.
Sosyal devletin görünmez kahramanları olan Sosyal Hizmet Uzmanları zaman zaman olumsuz ve zor koşullar altında özveriyle sosyal hizmet sunmakta ve hizmet verdikleri bireylerle iletişimlerini sürdürmeye ve iş performanslarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
Bu kitap, hiç kuşkusuz meşakkatli ancak önemli bir toplumsal misyon dâhilinde çalışan sosyal hizmet uzmanlarının duygusal kaynaklarının tükenmesi ile ortaya çıkan ve işlerine duyarsızlaşmaları, başarı hislerinin azalmasıyla kendini gösteren tükenmişliklerinin üzerinde pozitif psikolojik sermayenin etkisini incelemektedir.
Araştırma sonuçları, pozitif psikolojik sermaye unsurlarının çalışanlar açısından geliştirilmesinin elzem olduğunu ve bir özveri mesleğinin çalışanları olarak sosyal hizmet uzmanlarının çalışma şartlarına bağlı tükenmişlik sendromuna girmelerini engelleyebileceğini göstermektedir.
Amine Nur Arıkan, Bilgin Kıray Vural, Durmuş Aslan, Elif Naz Altaş, Emel Arslan, Gökçe Hafızoğlu, Hilal Aydın, Kızbes Meral Kılıç, Meltem Emen Parlatan, Merve Temel, Müdriye Yıldız Bıçakcı, Neşe Mercan, Nida Kılınç, Nuran Akça, Özlem Körükçü, Reyhan Doğan, Sühendan Er, Şehnaz Ceylan, Tuba Özgül, Zeynep Apaydın Demirci Bu kitap, sosyal duygusal öğrenmeye yönelik edinilen birçok teorik bilginin, uygulamanın, deneyimin, emeğin ve özverinin bir ürünüdür. Bu kitapta, sosyal duygusal öğrenme becerilerinin neler olduğu ve nasıl kazanıldığı anlatılırken uygulamaya yönelik etkinlik örneklerine de yer verilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede kitapta; sosyal duygusal öğrenmeye giriş, sosyal duygusal öğrenmenin nörolojik temelleri, öz farkındalık, sosyal farkındalık, öz yönetim, ilişki kurma becerileri, sorumlu karar verme, sosyal duygusal öğrenme programları, sosyal duygusal öğrenmenin gelişim alanları ile ilişkisi ve bilinçli farkındalık konuları olmak üzere 10 bölüm bulunmaktadır.
Kitabın; yetişkinlere, eğitimcilere, özellikle çocuk gelişimi ve okul öncesi eğitimi öğrencilerine, öğretmenlerine ve çocukla ilgilenen herkese rehberlik etmesi açısından yararlı ve etkili bir kaynak olduğu düşünülmektedir. Tüm okurlarına katkı sağlaması dileğiyle...
Koray Akkuş Sosyal fobi veya diğer adıyla sosyal kaygı bozukluğu, en yaygın görülen ruhsal sorunlardan birisidir. Genellikle ergenlik öncesinde başlamakta ve tedavi edilmediğinde, uzun yıllar boyunca bireyin hayatını ciddi şekilde kısıtlamaktadır. Bu kitap, sosyal fobi konusunda yapılan çok sayıda bilimsel araştırmayı ve geliştirilen kuramları temel alarak sosyal kaygı sorunu yaşayan bireylerin kendi başlarına veya bir terapist eşliğinde uygulayabilecekleri bir rehber olmayı amaçlamaktadır. Kitabın ilk bölümünde, sosyal fobinin kökenleri, belirtileri ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verilirken ikinci bölümünde, sosyal kaygının üstesinden gelmede kullanılabilecek çeşitli teknikler ve uygulamalar sunulmuştur. Sade ve anlaşılır bir dil kullanılarak yazılan kitabın, hem sosyal kaygı sorunundan muzdarip olan bireyler için hem de ruh sağlığı çalışanları ve öğrencileri için yararlı bir kaynak olacağını umut ediyoruz.
Nevin Eracar Sanatın dışa vurumcu gücü ruhsal onarım ve sağaltım için mükemmel bir fırsattır. Duygusal ifade gücü sanatın ve sanat unsurlarının psikoterapi alanında anlam bulmasına yol açmıştır. İnsan doğumla birlikte hem güzel ve keyifli yaşantılar biriktirir hem de acı veren travmatik olayların etkileri altındadır. Psikoterapide yer alan sanatla çalışma yolları, sözle dile gelmeyen, dışa vurulması kolay olmayan, hatta mümkün olmayan yaşantıların anlatılır ve anlaşılır olmasını kolaylaştırır. Bazen mırıldanmalar bazen elimizden dökülüveren ritmler bazen aklımıza takılan bir film sahnesi ya da bir şiirden dizeler… Bizi anlatır. İncitmeden, üzmeden…
Bu kitap öncelikle ruh sağlığı profesyonellerinin kuramsal bilgilere pratik uygulamalar eşliğinde ulaşabilecekleri kapsamda bir rehberdir. Müzik, resim, fotoğraf, sinema, tiyatro, edebiyat, heykel sanatından ve ustalardan örneklerle bireysel prikoterapi, grup psikoterapileri ve toplumsal projelerde sanatın kullanılabileceği yolları önermektedir.
David Matsumoto, Mark G. Frank, Hyi Sung Hwang İnsanların isteklerini, niyetlerini ve kişilik özelliklerini anlamayı, güvenilirlikleri hakkında fikir sahibi olabilmeyi veya zihinsel ve duygusal durumlarını görebilmek için onları daha iyi okuyabilmeyi kim istemez ki! Sözsüz iletişimi anlamak, bu avantajı elde etmenin anahtarlarından biri olabilir.
Bu kitap okurları, sözsüz işaretlerin üstünkörü biçimde abartılı okunması konusunda uyarmakta ve böylece günümüzde neyin bilindiğinin ve nelerin güvenle uygulanabileceğinin sınırını çizmektedir. Kitap, bilim ve uygulama arasındaki açıklığa, her ikisi için de geçerli bölümler sunarak ve alanyazında türünün ilk örneği olarak köprü olmaktadır. Birinci kısımda; yüz ifadeleri, ses, beden ve jestler, sözsüz davranış üzerindeki kültürel etkiler ve aldatma ile ilgili beş bilimsel bilgi incelemesi sunulmaktadır. İkinci kısımda, çeşitli alanlardan uygulayıcılar kendi alanlarında doğruluk ve yeterliliği arttırmak için sözsüz iletişimi nasıl kullandıklarını tarif etmektedir.
Bu amaçları çerçevesinde kitabın iki ana hedef kitlesi bulunmaktadır. İlki, sözsüz iletişimle ilgili alanlardaki deneyimli bilim insanları ve öğrencilerdir. İkinci hedef kitle, sözsüz davranışlar hakkındaki kanıt temelli bilgiyi kullanmak isteyen uygulayıcılardır. Bu grupta doktorlar, terapistler, psikolojik danışmanlar ve sağlık sektöründeki diğer görevliler; emniyet çalışanları, istihbarat ve ulusal güvenlik alanındaki kişiler; avukatlar, hakimler, müzakereciler ve iş insanları olabilir. Bu kitabın, bilim ve uygulama arasındaki boşluğa bir köprü olarak, bilim insanları ve uygulayıcıların birbirlerini karşılıklı olarak bilgilendirdiği daha büyük diyaloglara sahip olmalarını sağlayacak platformu sunacağını canıgönülden umuyoruz.
Deniz Altınay Spontanite Tiyatrosu, önemli bir sahne sanatı olmasının yanı sıra Psikodrama Grup Psikoterapisi ve Sosyometri Sisteminin önemli bir terapötik parçasıdır. Yaşamın gerçek sahnelerinin sergilenmesini hedefleyen bir oluşumdur. Sanat, yaratıcılığın estetik ile ifade bulmuş biçimidir ve anaakım tiyatro sanatı performans sırasında yaratıcılıktan biraz mahrum kalmakta, her akşam aynı şeyi sergileyen oyuncular yaratmaktadır. Seyirciler spontanite tiyatrosunda aktif izleyen rolünü alırlar. Spontanite Tiyatrosu sahnesinde seyircilerin gerçek öyküleri, duyguları, çatışmaları yalnızca bir kez oynanır. Yaratıcılık anın içinde gerçekleşir ve herkes yaratıcıdır, herkes kendisinin sanatçısıdır. Kalıplaşmış olanın dışına çıkılır. Böylesine bir yapı bireylere gerçek buluşmaların kapısını aralar. Spontanite Tiyatrosu, içinde barındırdığı özel yapısı yardımıyla şirket ve okul eğitimlerinde son derece etkin olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca Psikodrama Kuramı Sistemi ve Teknikleri de anaakım tiyatro sanatı içinde sahnelemede, mizansenin yaratılmasında, oyunun yorumlanmasında, dekor ve kostüm tasarımı gibi birçok konuda önemli bir araç olarak kullanılabilecek olan bir başka önemli alandır ve bu kitap içinde ele alınmıştır. İstanbul Psikodrama Enstitüsünün Başkanlığını yürütmekte olan Deniz Altınay'ın bu kitabının tiyatro sanatçılarının, öğrencilerinin, amatör sanatseverlerin ve konservatuvar ve üniversitelerdeki eğitim uzmanlarının bir başucu kaynağı olacağı kanısındayız.
Allen Elkin Stresin hayatınızda negatif bir etkisi olmasından sıkıldınız mı?
Stres Yönetimi for Dummies, vücudunuz ve zihninize stresle düzgünce baş etmeyi öğretme üzerine size güvenilir, süre sınırlı rehberlik sunar. Sizi kırmızı çizgiye getiren aşk, iş, aile, mali durum veya kanıtlanmış başka bir şey olsa da bu güncellenmiş basım Stres Yönetimi for Dummies hayatınızdaki stres tetikleyicilerini belirlemenize ve onları yok etmenize yardımcı olacak.
• Stresli misiniz? Stresin ne olduğu ve sizi zihinsel, fiziksel ve duygusal olarak nasıl etkileyebileceğiyle ilgili bütün gerçekleri öğrenin.
• Kurtulun! Stresin fiziksel belirtilerine nasıl yaklaşacağınızı, zihninizi dinginleştireceğinizi ve strese yol açabilen günlük meselelerle baş edeceğinizi öğrenin.
• Stresten kurtulmanın sırları! Potansiyel olarak stresli durumlarda olduğunuzda düşünme biçiminizde değişiklikler yapmak gibi hayatınızdaki stres düzeyini azaltmada kullanabileceğiniz teknikleri keşfedin.
• Gerçek dünyada mücadele edin! Esneme hareketleri yapmak, bir hobiyle vakit geçirmek gibi daha az stresli bir hayat yaşamanıza yardım edecek evde ve işte edinebileceğiniz günlük alışkanlıklar edinin.
Kitabı açın ve
• Stresin nereden kaynaklandığını ve bununla nasıl başa çıkacağınızı anlamanıza yardımcı olacak çeşitli bireysel değerlendirmeleri,
• Kas geriliminden kurtulma ve zihninizi dinginleştirme tavsiyelerini,
• Zaman yönetimi, öfke, iş yeri stresi ve daha fazlasıyla baş etmek için tavsiyeleri,
• Doğru beslenmenin, egzersiz yapmanın ve uykunun önemini,
• Düşünmenin sizi nasıl strese soktuğunu,
• On büyük stres kaynağını inceleyin.
Halime Şenay Güzel Sıradan bir günde, sabah yataktan çıkar çıkmaz, sizi bekleyen işlerin arasında kaybolup gittiğiniz olmuştur. İşe gidenler için hazırlanma telaşı, çalışmayanlar için çocuğu okula götürme sorumluluğu, öğrenciyseniz eğer, derse yetişme telaşı şeklinde bu liste uzayıp gider. Hayat akıp giderken yapılması gerekenler, işler, sorumluluklar, ödevler derken günün sonunda yorgun, bazen keyifsiz ve büyük ihtimalle stres düzeyi yükselmiş bir şekilde eve vardığınızda bu kitap sizlere iyi gelecektir. Bunun yanı sıra eğer ruh sağlığı alanında çalışıyorsanız, danışanlarınıza yardımcı olabilmek adına stres ve stres yönetimi konusunda yeterince bilgi sahibi olmanız gerekmektedir. Dolayısıyla stresin psikolojisini farklı açılardan anlatan bu kitap, size rehber olacaktır.
Martha Davis - Elizabeth Robbins Eshelman - Matthew McKay Elinizdeki “Gevşeyin ve Stresten Kurtulun” adlı bu kitap, ilk defa 1980 yılında yayınlandığında bu alanda bir çığır açtı çünkü kocaman bir sorun yumağı hâline gelmeye başlayan bir dünyada bedenimizi ve ruhumuzu sakinleştirmek üzere kullanılabilecek birçok tekniği tane tane ve tüm ayrıntılarıyla anlatan ilk kitaptı. Bugün ise elinizdeki 6.basımı ile bu rehber, birçok ruh sağlığı uzmanı ve onların danışanları tarafından büyük bir saygı görmekte. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise koşturmaca içindeki gündelik yaşam tempomuza kolaylıkla dâhil edebileceğimiz birçok farklı strateji ile yaşadığımız stresi azaltmak için pratik bir kaynak olması.
Bu rehberin Türkçe'ye çevrilen en son basımı, en son yapılan bilimsel çalışmalara dayanan oldukça etkili gevşeme yöntemlerinin yanı sıra aşamalı gevşeme, otojenik egzersizler, kendi kendine telkin, görselleştirme, farkındalık ve kabul terapisi gibi güncel birçok farklı tedavi yöntemini de içeriyor.
İlk bölümde kişisel stresinizin tetikleyicilerini, stres belirtilerini ve de stresinizi azaltmak için nasıl bir kişisel planlama yapacağınızı göreceksiniz. Her bir bölüm önce gevşemek ve stresinizi azaltmak için kullanabileceğiniz farklı bir yöntemi tanıtıyor; ardından o yöntemin nasıl çalıştığını anlatıyor. En sonunda da o yöntemi, stres altındayken hemen uygulamanızı kolaylaştıracak bir dizi egzersiz yer alıyor. Nihayetinde bu kitapla, stresi azaltmanıza ve daha huzurlu bir yaşam sürdürmenize yardımcı olabilecek kapsamlı bir kaynağa ve rehbere kavuşmuş olacaksınız.
Öner Solak “…Çocuklar, hangi ortamda, hangi çevrede, niçin, nasıl, hangi nedenlerle, hangi suçları işliyorlar; kendilerine verilen cezalar onları nasıl etkiliyor? Bu ve benzeri sorulara kriminolojik, sosyolojik ve psikolojik açılardan yanıt verilmesi gerekir. İşte Dr. Öner Solak, “Suça Sürüklenen Çocuk Olmak” kitabında bu soruların yanıtlarını araştırıyor. Bu kitap, yalnız çok zengin kaynaklardan yararlanarak yapılmış teorik bir inceleme değil; onun yanında suça sürüklenmiş, yargılanmış, hüküm giymiş, denetimli serbestlikten yararlanarak ceza infaz kurumundan çıkmış yirmi çocuk hükümlüyle Adalet Bakanlığının izniyle ayrı ayrı yaptığı görüşmelere dayalı bir araştırmanın sonuçlarını da bir araya getiren bir eserdir.”
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk
Alişan Burak Yaşar Bu kitapta, en temel insani özelliğimiz olan yas süreci üzerinden insanı anlama yolculuğumuzdan bazı kesitleri göreceksiniz. İnsanı insan yapan, kimi zaman yok saydığımız veya çoğu kez görmezden geldiğimiz varoluşsal temel gerçekliğimizle ufak bir teması, şairlerin ve psikoterapistlerin gözünden irdelemeye çalıştık. Bu kitapta, yalnızca bir terk veya kayıp ile ilgili değil, hayatımızdaki olumlu değişimlerin bile temelde bir yas süreci olduğunu, yas süreci gerektirebildiğini göreceksiniz. Nörobilim ve ayna nöronlar ile hayvanların yas sürecinin de irdelendiği bu kitapta, yas ile ilgili tüm süreçleri biraz psikanalizden biraz Lacan'dan biraz Şükrü Erbaş, Borges, Lablo Neruda, Turgut Uyar ve tabii ki Nazım Hikmet’ten anlatmaya çalışacağız.
Eckhard Roediger, Junfermann Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapinin kişilik bozukluklarının tedavisine yönelik bir açılımını oluşturmaktadır. Şema Terapi, bağlanma araştırmaları, kendini gözden geçirmeyi teşvik (yani zihinleştirme), terapi ilişkisindeki uyuşmazlıkların ele alınması ve Davranışçı Terapinin maruz bırakma ile alıştırma yaptırma yaklaşımı gibi çeşitli terapi yöntemlerinin kuram ve tekniklerini, bağdaşık ve nörobiyolojik temellere dayanan bir konsept içerisinde bünyesine toplamaktadır.
Şema Terapi Nedir? adlı bu kitap, Şema Terapinin kuramsal temellerini kapsamlı olarak ele almakla beraber, konuları herkesin de anlayabileceği bir şekilde anlatmaktadır. Böylece bu kitap, konuya ilgi duyan okuyuculara Şema Terapinin özelliklerini özlü bir şekilde tanıtmaktadır. Ayrıca, hastaları terapiye katkıda bulunmaları için desteklemektedir.
“Bu kitabı, Şema Terapinin nasıl yapıldığını anlamak isteyen tüm okuyuculara, özellikle tavsiye etmek isterim.”
Jeffrey E. Young
Oya Mortan Sevi, Serap Tekinsav Sütcü Şizofreni, tedavisi çoğu zaman medikal uygulamalarla sınırlı kalmış psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Çok eski zamanlardan beri varlığını sürdüren yanlış inançlar nedeniyle şizofreni hastalarının psikolojik tedavilerden pek yarar göremeyeceği düşünülmüştür. Belki de bu nedenle ülkemizde şizofreninin psikolojik tedavisine yönelik az sayıda çalışma yapılmıştır. Batı'da ise yıllar içinde bu alana ilgi artmış ve pek çok farklı ruhsal sorunun tedavisinde kullanılan Bilişsel Davranışçı Terapilerin, şizofreninin tedavisinde de etkililiği çok sayıda çalışma ile kanıtlanmıştır.
Bu kitap, yazarların 10 yılı aşkın süredir bu alanda yaptıkları araştırma ve uygulamaları içermekte olup şizofreni tanısıyla izlenen bireylerle çalışan klinisyenlere psikososyal tedavi konusunda bir rehber olacağı inancıyla yazılmıştır. Bu rehberde şizofreninin nedenleri, temel özellikleri, bu özellikleri değerlendirmek için gerekli olan başlıca ölçüm araçları ve psikososyal tedavisinde kullanılan farklı tekniklerin yanı sıra özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) üzerinde durulmuştur. BDT tekniklerinin grup ortamında uygulanmasına ilişkin bilgiler sunularak yazarların oluşturmuş ve etkililiğini bilimsel araştırmalarla sınamış oldukları bir terapi programı detaylı olarak anlatılmıştır. Son olarak bu alanda çalışan klinisyenlerin sıkça karşılaştıkları soru ve bu sorulara yardımcı olabilecek cevaplara da yer verilmiştir.
Alanda çalışan herkese yararlı olması dileğimizle…
A. Esin Yılmaz, Aycan Kapucu, Ayşe Altan Atalay, Belgüzar Nilay Türkan, Burcu Kaya Kızılöz, Ceren Gökdağ, Elif Yüvrük, F. Cansu Pala, Gamze Şen Pakyürek, Nihan Osmanağaoğlu, Nur Başakhan Uzun, Onuray Güney, Orçun Yorulmaz, Özge Erarslan İngeç, Pelin Bintaş Zörer, Rukiye Kızıltepe, Seda Arıtürk, Sedat Batmaz, Servet Kaçar Başaran, Sıla Derin, Sidar Kıran, Türkan Yılmaz Irmak, Yasemin Sohtorik İlkmen, Zeynep Erdoğan Yıldırım, Zeynep Maçkalı Ruhsal bozuklukların sınıflandırılmasına duyulan ihtiyacın kökenleri oldukça eskiye dayansa da “sınıflandırma” meselesi hâlen tartışmaların odağındadır. Özellikle kategorik sistemlere getirilen eleştiriler, değişimi tetiklemiş ve psikopatolojilere bakışın derinleşmesini sağlamıştır. Bu bağlamda farklı psikolojik sorunların ve psikopatolojilerin altında yatan ortak faktörleri belirlemeyi ve bunlara müdahale ederek psikolojik tedavideki etkililiği artırmayı amaçlayan “tanılar üstü yaklaşım” ortaya çıkmış ve psikopatolojilere dair anlayış güçlenmiştir.
Bu kitapla, tanılar üstü yaklaşımın kapsamlı bir şekilde ele alınması ve mevcut durumun Türkiye'deki okuyucuyla buluşturulması hedeflenmiştir. Kitap üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda tanılar üstü yaklaşımın kuramsal arka planı ve güncel durumu, ikinci kısımda tanılar üstü risk faktörleri, her birinin psikopatolojilerin oluşumu, sürmesi ve nüks etmesindeki rolleri ve hangi süreçler üzerinden psikopatolojilere yol açtıkları, üçüncü kısımda ise tanılar üstü ortak psikoterapi yaklaşım ve teknikleri aktarılmıştır.
••••••
“Psikopatolojinin kavramsallaştırılması, değerlendirilmesi ve tedavisine yönelik tanılar üstü yaklaşımlar ruh sağlığı alanında devrim yaratmıştır. Kendimizi katı ayrımlar yapan tanı sistemlerinden kurtarmak, bunun yerine psikopatolojinin etiyolojisini ve sürdürülmesini daha iyi açıklayan boyutları dikkate almamız, insanların iyileşmesini ve gelişmesini destekleyebilecek müdahaleler tasarlamamız son derece önemlidir. Bu kitap, psikopatolojilere tanılar üstü bakmakla ilgili güncel durumu kapsamlı bir şekilde özetlemektedir. Bu kitabı, danışanları için daha sofistike ve etkili vaka formülasyonları ve müdahaleler geliştirmek isteyen klinik araştırmacılara ve uygulayıcılara şiddetle tavsiye ediyorum”.
Prof. Dr. Peter M. McEvoy
Curtin Üniversitesi, Avusturalya

“Bu kitapla yazarlar, sınıflama ve tedaviyi kategorik ve herkese uyan tek bir formata dayandırmak yerine bir dizi sorunu sürdüren tanılar üstü mekanizmaları tanımlamanın ve tedavi etmenin faydasını vurgulayarak modern bilimin ön saflarında yer alıyorlar. Bu değişimin, ruh sağlığı tedavisinin etkinliğini ve gücünü artırma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum”.
Doç. Dr. Shannon Sauer-Zavala
Kentucky Üniversitesi, Amerika Birleşik Devletleri

“Son zamanlarda klinik psikolojide oldukça etkin ve popüler olan tanılar üstü yaklaşımı ele alan bu kitabın Türkçe yazında yer alması çok kıymetli… Eski öğrencilerim ve şimdi yeni meslektaşlarım Ceren ve Servet'i bu anlamlı katkılarından ötürü yürekten kutlarım”.
Prof. Dr. Haluk Arkar
Ege Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi
Recep Doksat, Mehmet Kerem Doksat, Neslim Güvendeğer Doksat Hipnoz; bütün psikoterapilerin öncüsüdür. Türkiye'de hipnoterapinin öncülüğünü yapmış ve bu anlamda tarihî bir yeri olan Prof. Dr. Recep Doksat'ın, 1962 senesinde yayınlamış olduğu Tatbikatı ve Nazariyatı İle Hipnotizma isimli kitabını, orijinalinde hiçbir değişiklik yapmadan elli dokuz sene sonra yeni nesille tanıştırıyoruz. Ek olarak, ayrı bölümler hâlinde kendi pratiğimizi ve güncel yayınlara ait bilgileri de eklemiş bulunmaktayız.
Usta-çırak ilişkisinin karşılıklı emeğini içinde barındıran bu eseri sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.
Ayhan Özkan, Ayten Doğan Keskin, Azize Nilgün Canel, Betül Ulukol, Bilal Tanrıtanır, Cengiz Şahin, Ece Bekâroğlu, Esra Bulanık Koç, Fedai Kabadayı, Gül Karaçetin, Hatice Kumcağız, Kemal Öztemel, Mehmet Çakıcı, Mehmet Tekden, Meryem Karaaziz, Neriman Aral, Nuran Yardımcı, Selim Günüç, Serkan Ökten, Tuğba Yılmaz Alınacak tüm tedbirlerin yanında her yaştan vatandaşımızın ama öncelikle ve özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin, bilişim teknolojilerini bilinçli, güvenli, sağlıklı ve yerli yerinde, ahlaki ve insani değerleri yitirmeden, sadece bir araç olarak kullanmayı öğrenerek, gerçek ve sanal dünya arasındaki dengeyi doğru kurabilmelerini sağlayacak bir eğitim seferberliğini de bir an evvel başlatmak zorundayız.
Prof. Dr. Nâbi Avcı

Şu anda, internet ile ilgili bozuklukların kavramsallaştırılması ve teşhisine ilişkin uluslararası bir fikir birliği bulunmamaktadır. Ancak bu kitap, teknoloji bağımlılıklarının en çok araştırılan alanlarından bazılarına ilişkin bilimsel bakış açıları sunmakta ve 1990'larda başlamasına yardımcı olduğum büyüyen bir alana katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Prof. Dr. Mark D. Griffiths

Artık her zamankinden daha çok teknoloji bağımlılıkları hakkında bilimsel çalışmalara, bu alanda yetişmiş uzmanlara ve tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulmakta ve bu bağlamda toplumca farkındalık seferberliğinin ilan edilmesi gerekmektedir. Bu kitap, farklı teknoloji bağımlılık türlerini bir arada toplaması nedeniyle hem aradaki benzerliklerin hem de farklılıkların daha net anlaşılmasına olanak vermektedir.
Teknolojinin yaşam dengemizi bozmaması dileğiyle…
Prof. Dr. Cengiz Şahin, Doç. Dr. Selim Günüç
Velittin Kalınkara Yaşlı dünyamız, demografik olarak da yaşlanmaya başlamıştır. Her ne kadar yaşlanma olgusu çoğunlukla gelişmiş ülkelerin sorunu olarak kabul edilse de artık gelişmiş ülkeler kadar gelişmekte olan ülkelerin de önemle üzerinde durması gereken bir konudur. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren sanayileşme etkisi ile sağlık koşullarının iyileşmesi, doğurganlığın azalması ve yaşam kalitesinin yükselmesi sonucu yaşlı sayı ve oranında önemli artışlar olmuştur. Bu artış; aile ve toplum yaşamında hızlı ve önemli değişmelere neden olmuş, toplumsal kurumları, davranış ve değerleri değiştirmiş, yaşlının statüsünü ve fonksiyonlarını etkilemiştir. Bu süreçte aile yapısı ve toplumsal yapı değişirken ailenin ve kurumların hazır oluş durumları aynı yönde değişmemiştir. Yaşam koşullarının iyileşmesi uzun yaşamayı sağlarken uzun yaşamanın getirdiği ekonomik, toplumsal ve sağlıkla ilgili sorunlar genellikle göz ardı edilmiştir.
Bu kitap, bireylerin yaşlılık konusunda temel bilgilerle donanmaları ve sorunların çözümüne yönelik tavır geliştirmelerinde yararlı olacaktır. Özellikle sağlık ve sosyal alanlarda çalışan akademisyenler, alanda öğrenim gören öğrenciler ve konuya ilgi duyanlar için kaynak kitap olma özelliği taşımaktadır.
Buse Yavuz, Deniz Gezer, Elif Çelet Özenli, Hande Kırhan, Havva Nur Kan, İdil Biriken, Nilhan Algan, Utku Çetin, Yudum Söylemez Pandemi ve depremlerle birlikte bireylerin ve ilişkilerin psikolojik iyilik hâllerinin bireysel faktörlerin ötesinde; bağlı oldukları daha geniş sistemlerden ne denli etkilendiğine şahitlik etmiş olduk. Fakat aynı zamanda, bireylerin güçlü yanlarının ve kurdukları sağlıklı ilişkilerin de bu geniş sistemleri etkilediğini hatırlamak bizlere umut oldu. Elinizdeki kitabı tam da bu umutlarla, farklı ekollerle ve gruplarla çalışan psikoterapistlere, sistemik düşünceyi ve bu düşüncenin uygulama alanı olan çift ve aile terapisinin farklı yaklaşımlarını kendi çalışmalarına entegre edebilmelerine yardımcı bir kaynak olarak hazırladık.
İlk bölümde okuyucuya genel bir çerçeve sunarak etik, terapötik ittifak, terapistin kimliği ve ilişkiyi kapsamak konularını; ikinci bölümde ise sistemle çalışırken bilinçli farkındalık, zihinselleştirme, sanat ve yazı gibi tekniklerin kullanımını ve üzerine pek kaynak olmayan bireylerle sistemik terapi konusuna odaklandık. Bu kitapta, psikoterapi alanına ilgi duyan ve kendisini geliştirmek isteyen her okuyucunun ilgisini çekebilecek bilgileri de kolay anlaşılır bir dille harmanladık.
Doç. Dr. Yudum Söylemez

İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yudum Söylemez ve öğrencileri tarafından hazırlanan “Terapi Odasına Sistemik Bakış” adlı kitap, özellikle ülkemiz psikoterapi yazını ve daha genel olarak psikoloji yazınına önemli bir katkı sunuyor. Bu kitapta ele alınan konular çift ve aile terapisi alanında olduğu kadar; daha genel olarak psikoterapi alanında son 50 yılı kapsayan bir sürede öne çıkan bazı yaklaşımları yansıtmakta. Bu yaklaşımların ortak özelliği de kitabın adının yansıttığı gibi, ele alınan konunun gerek bireye gerekse aileye sistemik bir bakış açısını sergilemesi.
Prof. Dr. Güler Okman Fişek