İşletme ve İktisadi Bilimler \ 8-35
Utku Altunöz Birçoğumuz, TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladığında açıklamanın bizim yaşamımızla, gerçeklerimizle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını biliriz. Bununla beraber açıklanan bu rakamlar, iktisat bilimi açısından doğru rakamlardır. Ya da işsizlik rakamlarının beklenenden çok düşük çıktığı ülkemizde gerçekten de rakamlar, açıklanan seviyede olsa da bu rakamların içinde iş bulamayıp yılarak iş aramaktan vazgeçenlerin olmadığından birçoğumuz bihaberiz. İhracatımız rekor seviyelere çıktı denildiğinde seviniriz ama ithalatımızın bunun çok daha üzerinde olduğunu es geçeriz. Ekonomiyi devamlı büyüterek işsizliğin azalacağını, yatırımların artacağını, cari açığın düşeceğini düşünürüz de bunların gerçekleşmediğini gördüğümüz hâlde büyümenin büyüsü ile görmezden geliriz. Büyümemizle gururlanırız ama büyümenin kaynaklarına fazla da bakmayız. İşimize geldiği gibi hesaplama yöntemlerini, ürün sepetlerini değiştirir ve sihirli değnek değmişçesine ekonomiyi toz pembeye çeviririz.
İşte bu kitap, bu olaylar silsilesinin neticesinde kaleme alındı. Bu kitap; ekonomi biliminde çelişki ve çeşitliliği, iktisadi düşüncelerin evrimini ve bu düşüncelerin toplumları nasıl şekillendirdiğini inceleyerek okuyucuya, ekonominin kendi içindeki çatışmaları ve paradoksları daha iyi anlama olanağı sunmayı amaçlamaktadır. Böylece “Ekonomi, aynı konuda farklı görüşleri savunan kişilerin Nobel ödülü kazandığı tek bilim dalıdır.” sözünün gerçekliğini de gözler önüne sermektedir.
Ali Şimşek, Alibey Kudar, Aydın Gürbüz, Ayşe Çoban, Ayşe Güneş, Berna Turak Kaplan, Bilal Özden, Duygu Arslantürk Çöllü, Emine Nihan Cici Karaboğa, Emre Nalçacıgil, Emre Yardımcı, Ercan Küçükeşmen, Esra Kabaklarlı, Güven Çaprak, Hazal Tüküç, Koray Yıldırım, Mehmet Güven, Mehmet Kaplan, Murat Yılmaz, Orhan Çoban, Özgür Özdemir, Perihan Hazel Kaya, Pınar Erdoğan, Sevilay Konya, Sinem Demiroğlu, Suzan Urgan, Şükrü Sürücü, Ufuk Ünlü, Yasemin Telli Üçler, Yücel Ayrıçay, Zeynep Karaçor Ekonomi, Finans ve İşletme Yönetimi Alanında Güncel Gelişmeler-I başlığını taşıyan bu kitap, 15-17 Ekim 2020 tarihleri arasından online olarak Konya’da düzenlenen Uluslararası katılımlı Ekonomi Araştırmaları ve Finansal Piyasalar Kongresi’nde (IERFM) sunulan ve editör incelemesi sonrası yayınlanması uygun görülen çalışmalardan oluşmaktadır. Kitap, toplamda 22 bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanında çalışan akademisyenler, piyasa profesyonelleri ve finans medyasında görev yapanlar tarafından hazırlanmıştır. Her bir bölümde; ele alınan konuya ilişkin son gelişmeler paylaşılmış, tartışılmış, yeni çalışmalara motivasyon kaynağı olacak değerlendirmeler yapılmış ve böylelikle ilgili literatüre katkı sağlanmaya çalışılmıştır.
Gelecekte yapılması öngörülen IERFM kongrelerinde de benzer şekilde editör incelemeleri sonrası uygun görülen çalışmaların kitap bölümü olarak yayınlanması düşünülmektedir. Halihazırdaki bu kitap çalışmasında ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanındaki güncel gelişmelerin bilimsel bir düzlemde analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda kitabın bilime ve bilimle uğraşan insanların akademik çalışmalarına artı katma değer sağlaması ümit edilmektedir.
Ayşe Güneş, Berna Tura Kaplan, Buket Altınöz, Canan Şentürk, Cihat Köksal, Elçin Gülbahar, Ercan Küçükeşmen, Erdem Selman Develi, Esra Bulut, Esra Kabaklarlı, Gökhan Sönmezler, Hacı Ahmet Karadaş, İsmail Orçun Gündüz, Kenan İlarslan, Mehmet Kaplan, Neslihan Arslan, Nil Sirel Öztürk, Serdar Alnıpak, Sevilay Konya, Şerife Kuyun, Yasemin Telli Üçle Ekonomi, Finans ve İşletme Yönetimi Alanında Güncel Gelişmeler-II başlığını taşıyan bu kitap, 14-15 Ekim 2021 tarihleri arasından online olarak düzenlenen Uluslararası Katılımlı Ekonomi Araştırmaları ve Finansal Piyasalar Kongresinde (IERFM) sunulan ve editör incelemesi sonrası yayınlanması uygun görülen çalışmalardan oluşan kitaptır. Serinin ikinci kitabı, toplamda 17 bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanında çalışan akademisyenler, piyasa profesyonelleri ve finans medyasında görev yapanlar tarafından kaleme alınmıştır. Her bir bölümde ele alınan konuya ilişkin son gelişmeler paylaşılmış, tartışılmış, yeni çalışmalara motivasyon kaynağı olacak değerlendirmeler yapılmıştır. Böylelikle ilgili literatüre çok yönlü bir katkı sunması amaçlanmıştır.
Abdurrahman Gümrah, Adnan Çelik, Ahmet Tanç, Ali Petek, Arzu Şahin, Aysun Özen, Ayşe Özge Artekin, Ayşen Bakkaloğlu, Bahadır Uysal, Bilge Afşar, Burcu Yengil Bülbül, Canan Şentürk, Esra Kabaklarlı, Gökçe Bahar Gürbüzer, Hasan Kazak, İlgi Baysan, İlkut Elif Kandil Göker, İlkut Elif Kandil Göker, Mehmet Ali Türkmenoğlu, Mine Üzümcüoğlu, Murat Polat, Osman Okka, Rabia Aktaş Şenkardeşler, Seda Yalçınkaya, Serdar Alnıpak, Sevilay Konya, Şeyda Gizem Ünal Ekonomi, Finans ve İşletme Yönetimi Alanında Güncel Gelişmeler - III başlığını taşıyan bu kitap, 12-14 Mayıs 2022 tarihleri arasından Konya'da düzenlenen Uluslararası Katılımlı Ekonomi Araştırmaları ve Finansal Piyasalar Kongresinde (IERFM) sunulan ve editör incelemesi sonrası yayımlanması uygun görülen çalışmalardan oluşmaktadır. Serisinin üçüncü kitabı olan eser, toplamda 17 bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler; ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanında çalışan akademisyenler, piyasa profesyonelleri ve finans medyasında görev yapanlar tarafından kaleme alınmıştır. Her bir bölümde ele alınan konuya ilişkin son gelişmeler paylaşılmış, tartışılmış, yeni çalışmalara motivasyon kaynağı olarak değerlendirmeler yapılmıştır. Böylelikle ilgili literatüre katkı sunması amaçlanmıştır.
Gelecekte yapılacak IERFM kongrelerinde de benzer şekilde editör incelemeleri sonrası uygun görülen çalışmaların kitap bölümü olarak değerlendirilip kitap serisinin devam etmesi planlanmaktadır. Halihazırdaki bu kitap çalışmasında ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanındaki güncel gelişmelerin bilimsel bir düzlemde analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda kitabın bilime ve bilimle uğraşan insanların akademik çalışmalarına artı katma değer sağlaması ümit edilmektedir.
Hasan Gürak Nobel Akademik Yayıncılık tarafından 2016 yılında yayınlanan ‘Ekonomik Büyüme ve Kalkınma’ başlıklı kitabın devamı niteliğinde olan bu kitap, ilkinde yer alan bilgileri daha kolay ve derinlemesine anlaşılır hâle getirebilmek amacıyla hazırlanmış ‘tamamlayıcı’ bilgiler içeren yazılardan oluşuyor.
Ekonomik Büyüme ve Kalkınma kitabında eksikliği hissedilen en önemli konulardan biri tarihsel süreçte büyüme ve kalkınmayla ilgili gelişmelerdi. İzlanda Biförs Üniversitesinden Francesco Macheda’nın Tarihsel Süreçte Ekonomik Gelişme başlıklı eseriyle bu eksiği giderebilmek amaçlanmıştır.
Diğer konular sırasıyla:
“Bilim-Kurgu” İktisat
'Emek-Emekçi' ve ‘Sermaye': İktisat Biliminde “Doğru Tanım” Sorunu-1
Sermaye (Kapital) Hakkında: İktisat Biliminde “Doğru Tanım” Sorunu-2
Tasarruf = Yatırım “Efsanesi”: İktisat Biliminde “Doğru Tanım” Sorunu-3
Orta Gelir Tuzağı (-mı?): “Tuzak” Varsa Bu Tuzağı Kuran Kim?
Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve Küresel Beklentiler
Beyin Göçü
Keynes ve Büyüme
Hasan Gürak İktisat biliminde ana-akım büyüme kuramları genellikle Anglosakson kökenlidir. Ancak bu kuramlar “hayali” birtakım varsayımlarla gene, “hayali” birtakım iktisadi ilişkileri açıklamaktan öteye gitmemektedir. “Görünmez bir el” ve bu “görünmez sihirli elin arkasındaki ideolojik güç” söz konusu kuramların ve modellerin çağdaş ekonomik ilişkileri açıkladığına, iktisatçıların çoğunu ikna etmeyi başarmış görünüyor.
Ana-akımdan “farklı” görüşlere sahip olan Prof. Gürak, temel amacının iktisatta özgün görüşlerden oluşan bir “Türk Okulu” oluşturulmasına katkıda bulunmak olduğunu belirttikten sonra, öncelikle büyüme ile ilgili verimlilik ve daha önemlisi verimlilik artışı gibi anahtar kavramları tartışıyor. Genellikle çağdaş büyüme kuramları arasında yer alan Solow modeline, “Tarihsel Perspektif” ile ilgili bölümde yer veriyor ve şöyle bir gerekçe sunuyor: Büyümede teknolojik yeniliklerin kaynağını ve gelişim sürecini açıklamada yetersiz kalan bir kuramın yeri “çağdaş büyüme kuramları” olmamalıdır.
Ekonomik Büyüme ve Kalkınma başlıklı bu eserde, “içsel” büyüme kuramları “yeni yaklaşımlar” başlığı altında inceleniyor. Ancak yazar, yapılan katkıları tatmin edici bulmadığı için Türkiye'de ilk kez özgün bir alternatif bir büyüme kuramı sunuyor. Hem alternatif büyüme modelinde hem de kitabın genelinde dile getirdiği ve yaratıcı zihinsel emek kaynaklı teknolojik gelişme temelli verimlilik artışı yaklaşımı ile Prof. Gürak, kanımca ekonomik büyümeyi daha gerçekçi bir perspektiften değerlendirmektedir.
Bütünsel bir yorum getirmek gerekirse, Ekonomik Büyüme ve Kalkınma başlıklı bu eser; alanında öncü, farklı, yeni ve güçlü bir özelliğe sahiptir. Zengin, çok yönlü ve yeni tartışma ve araştırmalara da kaynaklık edebilecek bir potansiyel içermektedir.
Dr. Halit Suiçmez
İktisatçı - Yazar

Ekonomik Büyüme ve Kalkınma, Prof. Dr. Hasan Gürak, Nobel Yayınları, 2016
Hasan Gürak, ekonomi bilimine, teorilerine farklı ve eleştirel yaklaşımlarıyla tanınan bir akademisyen. Bununla birlikte faklı yaklaşım yapacağı ya da eleştireceği konuya doğrudan girmek yerine önce ele aldığı konu ya da teoriyi mevcut haliyle ortaya koyup sonra kendi tezlerini ve yaklaşımlarını açıklıyor. Bence işin doğru yöntemi de budur. Gürak, kitabında önce büyüme ve kalkınma ile ilgili temel kavramları açıklıyor. Sonra tarihsel bir çerçevede konuyu ele alıyor ve başlıca büyüme teorilerini inceliyor. Gürak’ın tezlerinden birisi ekonomi bilimindeki ana akım büyüme teorilerinin gerçek yaşamdan çoğu kez kopuk modeller üzerine kurulmuş ilişkileri açıkladığı görüşüne dayanıyor. Ki burada iddiasının doğru olduğunu kabul etmek gerekiyor. Kitabının ilerleyen bölümlerinde bu eleştirilere dayalı bir alternatif büyüme modeli üzerinde tezlerini geliştiriyor Hasan Gürak. Öteden beri yaptığı çağrıyı da tekrarlıyor ve Türk iktisatçılarını ekonomi alanında bir Türk Okulu geliştirmeye davet ediyor. Hasan Gürak’ın kitabı, insanı bir yandan büyüme teorileri konusunda bilgi tazelemeye bir yandan da alternatifler üzerinde düşünmeye davet eden önemli bir çalışma.
4 Şubat 2017 Cumartesi
Mahfi Eğilmez

"Gürak’ın kitabı ekonomik büyüme ve kalkınma kuramına ilham veren, uyarıcı ve iyi kaleme alınmış bir katkıdır."
Dr. Thomas Domjahn - "European Journal of Development Research"
Ahmet Deniz, Başak M. Berberoğlugil, Bilsen Bilgili, Elvan Özaydın, Fatih Güzel, Gönül Gül Ekşi, Muhammed Yunus Sevinç, Muzaffer Bimay, Nur Kuban Torun, Özge Yalçıner Ercoşkun, Sabiha Kılıç, Selin Yüksel, Semahat Burcu Avcı, Semih Serkant Aktuğ, Serdar Çakan, Sinem Sönmez Basit ya da karmaşık her teknolojinin ardılını destekleyen, oluşumunu sağlayan süreçler ve süreçlerin yönetimini gerçekleştiren devrim niteliğinde fikirler söz konusudur. Bu yenilik dolu devrimsel fikirler, üretilen teknolojik araçlarla hayatımızı sadece kolaylaştırmaz aynı zamanda yaşam dinamiklerimize yeni alışkanlıklar, yeni davranışlar getirir.
Her yeni teknoloji yeni alışkanlık, yeni davranış yaratırken geleceğin teknolojilerini ve olası yeni davranışları da şekillendirmeye başlar. Ekonomik devrim olarak nitelendirdiğimiz blockchain teknolojisi de kodlama sürecinde, işleyişinde, ağ yönetiminde birbirinden bağımsız düğümlerin güven ve denetim bağıyla oluşturduğu zincirdir. Potansiyel olarak devrim niteliğinde görülebilecek blockchain bağımsız düğümlerin bağımlılığının evrensel ekonomik adı olarak nitelendirilebilir.
Gülçin Güreşçi Pehlivan, Utku Utkulu Yirminci yüzyılın ikinci çeyreği hem küresel hem de bölgesel ekonomik entegrasyonlarda artışın gözlendiği yıllar olmuştur. 1960'lı yıllarda Avrupa Ekonomik Topluluğuna ve Avrupa Serbest Ticaret Bölgesine üye olan ülkeler yüksek düzeylerde büyüme hızlarına ulaşmışlardır. Bu durum, ekonomik entegrasyonların büyüme üzerinde önemli bir rolü olduğuna ilişkin bir inanca neden olmuş ve bu konu üzerinde iktisatçılar çalışmaya başlamışlardır.
Geleneksel Gümrük Birliği Teorisi'nde analizler tam rekabet varsayımı altında yapılmaktadır. 1980'li yıllarda ise ekonomik entegrasyonun dinamik etkileri eksik rekabet koşullarında analiz edilmeye başlanmıştır. Günümüzde ekonomik entegrasyonun büyüme etkilerinin analizi için İçsel Büyüme Teorilerinden yararlanılmaktadır. Ekonomik entegrasyonun büyüme etkisi fiziki sermaye, insan sermayesi ve bilgi teknolojisi üzerindeki etkileri nedeniyle önem taşımaktadır. Entegrasyon sonucunda aday ülkelerde kaynak dağılımında etkinliğin, sermayenin veriminin, bilgi birikiminin ve rekabetin artması gibi faktörler sayesinde uzun dönemde ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu kitap, bu faktörler bağlamında entegrasyonun büyüme etkisini gerek teorik gerekse de ampirik açıdan incelemesi bakımından önem taşımaktadır. Avrupa Birliği ve Ekonomik Entegrasyon ve de büyüme derslerini alan lisans ve yüksek lisans öğrencileri açısından önemli bir yardımcı kitap niteliğindedir. Ayrıca ekonomik entegrasyonun büyüme etkisini inceleyen araştırmacılar açısından da geniş bir literatür taraması içermesi açısından çok faydalı olabilecek bir kitaptır.
Yelda Bugay Tekgül II. Dünya savaşı sonrası dünya ticaretinin gelişimi, faktör girdileri birbirine çok yakın ikame edilebilir malların aynı anda ihracat ve ithalatını kapsayan endüstri içi ticaret yönünde olmuştur. Ticaretteki engellerin azaltılması yoluyla ticaretin serbestleştirilmesine yönelik ikili ve çok taraflı anlaşmaların yaygınlaşması bir taraftan, üretimin küreselleşmesi diğer taraftan tek bir ülkede üretilen ürünlerden oluşan karşılıklı ticaretin niteliğini de değiştirmiştir. Bu gelişmelerin üçüncü bir eğilim ile eşzamanlı olarak gerçekleştiği söylenebilir; şimdi, ticaret yapılan mal türlerinde ve özellikle de ticaret ortakları arasında ticarete konu olan malların benzerliğinde daha fazla çeşitlilik görüyoruz. Teorik gelişmeler endüstriyel pazarlarda aksak rekabetin varlığının altını çizerken, özellikle ölçek ekonomilerini, ürün farklılaştırmasını ve tüketici tercihlerini göz önüne almaktadır.

Dünyada gözlenen gelişmeler, bölgesel ekonomik birleşmelere doğru bir eğilimin olduğu yönündedir. Avrupa Birliği (AB) ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Birliği (NAFTA) ekonomik entegrasyonun en iyi bilinen iki örneği konumundadır. Bu bölgesel ticaret birleşmelerinden dolayı, dünya ticareti artarak ticaret blokları halini almaktadır. Serbest ticaret anlaşmaları ya da diğer farklı ekonomik birleşme anlaşmalarının bu bölgedeki tüm ülkelere fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Bu durumda Türkiye'nin bu oluşumun dışında kalması beklenemez. Bu eğilimi takiben, Türkiye'nin AB ülkeleri ile olan ticaretini izlemek henüz aday konumunda olan Türkiye için aydınlatıcı olacaktır.
Rıza Demir Ekonomik krizler; doğrudan ve türev etkileri ve neden oldukları çevresel belirsizliklerle işletmeler için kontrolü güç bir faktördür. Özellikle son yıllarda mali, iktisadi, toplumsal, siyasal veya sağlık sorunları temelinde gelişen ekonomik krizler; reel sektörü ve işletmeleri farklı düzeylerde etkilemektedir. Hiç kuşkusuz söz konusu etkilenme düzeyi kriz yönetiminin başarısına göre şekillenecektir.
Ekonomik krizlerin işletmeler üzerinde etkili olduğu alanlardan biri de insan kaynakları yönetimidir. Bir ekonomik kriz sürecinde yaşanan zorlukların, işletmelerde çalışanların etkin bir şekilde yönetilmesini amaçlayan işlev ve faaliyetlerin büyük bir kısmını etkilediği; krizle etkin mücadele edebilmek amacıyla izlenen tasarruf politikaları kapsamında çalışanların bir kısmının işten çıkarıldığı, daha az güvence sağlayan esnek çalışma seçeneklerinin tercih edildiği, eğitim faaliyetlerinin azaltıldığı ve ücretlerin dondurulduğu görülmektedir. Ekonomik krizlerin insan kaynakları yönetimi üzerindeki olumsuz etkileri yanında insan kaynakları yönetiminin krizden kaynaklanan belirsizlik yönetimine vereceği katkı da oldukça önemlidir. Etkin bir insan kaynakları yönetimi ile ekonomik kriz sürecinde çalışanların motivasyonlarının korunmasına destek olunması, krizle mücadelede örgütsel çevikliğin oluşmasına katkı verilmesi, kriz sürecinde ve sonrasında piyasalarda ortaya çıkabilecek birtakım fırsatların değerlendirebilmesi için ihtiyaç duyulacak nitelikli işgücünün sevk ve idaresi söz konusu olabilir.
Çalışmada üzerinde önemle durulan husus, ekonomik krizlerin insan kaynakları yönetimine etkilerini ortaya koyarak ekonomik krizlerle mücadelede ve krizin sağlayacağı fırsatların değerlendirilmesinde doğru önceliklerle hazırlanmış insan kaynakları yönetimi politika ve uygulamalarının neler olması gerektiğidir. Krizlerin niteliklerinin farklı olması; sosyal, ekonomik, bölgesel ve sektörel farklılıklara göre etkilerin değişiklik göstermesi insan kaynaklarının da çok dinamik bir anlayışla yönetimini zorunlu kılmaktadır. Çalışmada insan kaynakları yönetimi, işlevleri, ekonomik kriz kavramı ve yaşanan bazı ekonomik krizler üzerinde durulduktan sonra bu krizlerin işletmelere, işgücü piyasalarına ve özellikle insan kaynakları yönetimine etkileri incelenmiş; ekonomik krizlerle mücadelede önemli insan kaynakları yönetimi politika ve uygulamaları üzerinde durulmuştur. Çalışmada ayrıca ülkemizde ekonomik krizler ve bu krizlerin Türkiye'de insan kaynakları yönetimine etkileri; daha önce yapılmış araştırmaların ve insan kaynakları yönetici ve uzmanları kapsamında gerçekleştirilen bir araştırmanın sonuçları bağlamında ele alınmaya çalışılmıştır.
Volkan Aslan, Ramazan Kılıç İktisat biliminde ekonomik özgürlük kavramı, iktisadi ilerlemenin temel bileşenlerinden olan kaynakların seçimi, iş dünyasında rekabetin, ticari serbestliğin ve mülkiyet haklarının güvence altına alınması gibi unsurların bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Yüksek ekonomik özgürlük seviyesi ile liberalleştirilmiş piyasalar, uzun vadeli sermaye akışlarını çekerek beşerî sermayenin etkin kullanılmasını ve verimlilikteki artış ile iktisadi büyümenin gerçeklemesini sağlamıştır. Ekonomik özgürlükler, yatırım ortamını yansıtan önemli kurumsal bir gösterge olduğu gibi kaynakların verimli bir şekilde tahsis edilmesine de yardımcı olmuştur. Bu çalışma, ekonomik özgürlüklerin yabancı doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımları üzerindeki toplam etkisini ampirik kanıtlarla ortaya koyarak ilgili literatüre katkı sağlamayı amaçlamıştır.
Serhat Kaymas Kapitalizmin geç döneminde kültür ve ekonomi arasındaki ilişkiyi anlaşılır kılma yönündeki çalışmalara gerçekten de ihtiyaç duyulmakta. Ekonomiler geliştikçe ve kapitalizm yeni uğraklarına, üstelik gittikçe doğal karşılanan ölçülerde taşındıkça ekonomi ve kültürün birlikte nasıl konuştuğunu anlamaya dair çabalar, bugüne değin mutlu mesut bir yürüyüşün adımlarını tek başına gerçekleştirdiği düşünülen ekonomi bilimine yöneltilen yeni sorgulamalar ile birlikte yükseliyor. Bu kitapta amaçlandığı üzere, yaratıcı endüstriler tam da kültürün ekonomi ile birlikte nasıl ilişkilendiğini siyasa, kuram ve ekosisteme dair bir alan ekseninde okumayı amaçlıyor. Bu yönüyle de hiç değilse Türkiye'de erken dönemli tartışmanın ekseninde kurarken art alanında önemli bir soruya da yer veriyor. Ülkelerin gelişmesi için yaratıcı endüstriler yeni refah ve istihdam kaynakları olarak öne çıkarken yaratıcı endüstrilerin ülkelere üzerinde yürünmesi gereken nasıl bir patika bıraktığı tartışmanın ilk sorusunu oluşturmakta. Bu kitapla birlikte, gelişmekte olan ülkeler için tam da söz konusu patika, erken dönemli bir yürüyüşün adımları olarak üç ana uğrak içinden bakılarak tartışılmakta. Yeni düşüncelere güç vermesi dileği ile...
Zeyneb Hafsa Orhan Kavram olarak 1930larda ortaya çıkan İslam ekonomisi/iktisadı, 1970'lerden sonra teorik olarak da gelişmeye başlamış ve akademik bir çalışma alanı haline gelmiştir. Elinizdeki eser, ekonomiye dair temel mikro ve makro konuların bu yeni çalışma alanındaki konumlarını hem teorik hem
pratik anlamda ortaya koyma amacını taşımaktadır. Bu kapsamda metodoloji, politik ekonomi sistemleri, devlet-piyasa ilişkileri, maliye ve para politikası, tüketici ve üretici analizi, kurumlar gibi konular yer almaktadır. Konu gidişatı ve bölümlendirme açısından İslam ekonomisine giriş
niteliğinde bir dönemlik bir ders kitabı olarak okutulmaya uygun şekilde yapılandırılmış bu kitap aynı zamanda konuya ilgi duyan herkes için ağır bir akademik dili olmaması sebebiyle de tercih edilebilirdir. İktisat Yayınları tarafından bugüne değin basılan ilgili çeviri eserler yanında Türkçe yazılmış özgün bir eser olarak alana katkı yapması temennisiyle...
William Boyes, Michael Melvin Gündelik yaşamımızın her anında ve her alanında aldığımız kararlar ile bu kararların yansıması olan davranışlar, farkında olsak da olmasak da ekonomi biliminin temel ilkesini oluşturan fayda-maliyet analizine dayanmaktadır. Her birimiz birer ekonomik karar birimi olarak, ekonominin işleyişinden etkilenmekte ve davranışlarımızla ekonomiye aynı zamanda yön vermekteyiz. Dolayısıyla, yaşadığımız dünyayı algılayabilmemiz ve davranışlarımızı uygun biçimde güncelleyebilmemiz için, ekonominin işleyişini doğru biçimde anlamamız gerekmektedir. Günümüzde küreselleşme olgusunun hız kazanmasıyla birlikte, ekonomilerin işleyişi ulusal sınırların ötesine geçmiş ve makroekonomik politika analizlerinin uluslararası bağlantılar kurulmaksızın yapılması büyük ölçüde olanaksız hâle gelmiştir. Bu bağlamda, ekonomik karar birimlerinin (hanehalkları, firmalar, devlet ve dış dünya) mikro düzeyde aldıkları kararların makroekonomik büyüklükleri belirleme sürecinin de uluslararası etkiler dikkate alınarak, global bir anlayışla açıklanması gerçek yaşamı daha iyi anlamamız açısından bir zorunluluğa dönüşmüştür. William Boyes ile Michael Melvin'in Ekonominin Temelleri başlığıylaTürkçe iktisat yazınına kazandırılan Fundamentals of Economics isimli kitabı, bir bilim dalı olarak ekonomiyi veya iktisatı öğrenmeye yeni başlayan öğrencilere, global bir dünyada yaşanan güncel gelişmeleri algılamalarını sağlayacak temel bilgilerin ve analiz yöntemlerinin öğretilmesini amaçlamaktadır. Kitapta, karmaşık görünen teorik konular gerçek yaşamdan verilen güncel örnekler yardımıyla somutlaştırılmakta ve bu şekilde, öğrencilerin iktisatı gündelik yaşamlarının bir parçası olarak algılayabilme ve anlama yeteneklerinin geliştirilmesi sağlanmaktadır.
Kitap dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, piyasa ekonomisinin temel kavramları tanıtılmakta ve etkin bir kaynak dağıtım mekanizması olarak piyasa ekonomisinin işleyişi, temel iki unsur olan, arz ve talep analizi çerçevesinde açıklanmaktadır. Kitabın ikinci kısmında, firma, tüketici ve devlet olmak üzere üç temel ekonomik karar biriminin davranışlarını belirleyen ve değiştiren faktörler açıklanarak, makroekonominin mikroekonomik temelleri ortaya konulmaktadır. Üçüncü kısımda, ilk olarak uluslararası (dış) ticarete açık bir ekonomide makroekonomik performansın temel göstergeleri olan üretim, fiyatların genel düzeyi ve ödemeler dengesine ilişkin ölçümler açıklanmakta; makroekonomik nihai hedeflerden sapma durumlarını ifade eden enflasyon ve işsizlik problemleri analiz edilmekte ve mikro iktisadi kararların bütüncül sonuçlarını temsil eden toplam arz-toplam talep analizi ayrıntılı olarak incelenmektedir. Bu kısımda ayrıca, maliye ve para politikalarının temel nitelikleri açıklanmaktadır. Dördüncü ve son kısımda, dışa açık bir ekonomide para politikası belirlenme ve uygulanma süreçleri, makroekonomik politikaların enflasyon-üretim ilişkisine etkileri ile uluslararası ticaret politikaları incelenmekte ve küreselleşme tartışmaları finansal krizler çerçevesinde ortaya konulmaktadır.
Makroekonominin mikro temellerinin kolaylaştırıcı yöntemlerle ve somut örneklerle açıklandığı Ekonominin Temelleri isimli kitabın ayırt edici bir diğer özelliği, her bölümde öğrencilerin öğrendiklerini sınama ve pekiştirme amacına yönelik olarak hazırlanmış küçük sınavların yer almasıdır. Bu şekilde, öğrencilerin bir sonraki konuya sağlam bilgilerle geçiş yapmaları amaçlanmaktadır.
Seif I. Tag el Din Son yıllarda İslam iktisadı literatüründe kayda değer bir artış gözlenmektedir. Buna rağmen İslam iktisadını, ekonomi öğrencilerine standart bir şekilde sunacak güvenilir bir ders kitabına yönelik ihtiyaç devam etmektedir. Yeni kurulan her disiplinde bu, aşılması gereken zorluklardan biri olmaktadır. Fakat metodoloji ile ilgili konuların hâlen göz korkutucu birer problem olarak görüldüğü İslam iktisadında, bu durum daha da zor bir iş olmaktadır. Ekonominin Temelleri: Ahlaki Bir Yaklaşım, bu ihtiyaca yönelik bir girişimdir.
Bu eser, İslam İktisadı alanına yaptığı katkılardan dolayı 2015 yılında İslam Kalkınma Bankası tarafından kendisine İslam İktisat Ödülü verilen, Seif İbrahim Tag el-Din'in 2001-2007 yılları arasında Loughborough Üniversitesi'ne bağlı Markfield Yüksek Öğretim Enstitüsü'ndeki (MI H E) İslam İktisadı dersininin geliştirilmesi ve öğretilmesi sürecinde elde edilen deneyimlerinin bir neticesidir. Eser, iktisat ile ahlak arasındaki mesafe büyüdükçe modern iktisadın yoksullaştığı tezi etrafında şekillenmektedir. Metin boyunca teknikten ziyade prensipler üzerinde durulmaktadır. Yazarın da belirttiği üzere "ahlaki politika", kitabın metodolojisini yakalayan ana terimdir. Kitap, İslam iktisadını, iktisat teorisinde salt bir heterodoksiden ziyade ekonomi politiğin ahlaki niteliği ile ilgili bir ekonomi bilimi olarak gündeme getiren türünün ilk kitabıdır.
Gülçin Kaya İnceiplik 20. yüzyılın son çeyreğine damgasını vuran sınırlı devlet anlayışı, hem yerelde hem de küreselde kâr amacı gütmeyen sektörün müthiş bir gelişim göstermesine sebep olmuştur. Bu gelişme; içinde bulunduğumuz yeni çağın getirdiği birtakım yeniliklerle birlikte günümüzde yalnızca sosyal ve politik alanda değil sektör kuruluşlarının sayıları, gelirleri, harcamaları, çalışanları da olmak üzere tüm finansman yapısında hızlı bir değişim yarattı. Nitekim son 20 yıldır sektörle ilgili yapılan araştırmalar ve birçok teknik rapor, iktisadi literatürde ve profesyonel alanda sektörün ne kadar önemli bir noktaya geldiğini gözler önüne seriyor. Öte yandan tüm bu çalışmalar, sektörün ekonomik değeri konusunda oldukça güçlü iddialar içermesine rağmen ülke ekonomilerini gerçekte ne yönde ne kadar etkilediğini ele almamaktadır. Bu eser, ortaya koyduğu özgün ve kapsamlı bir iktisadi çalışma ile sektör kuruluşlarının ulusal ekonomilerdeki değerinin doğru anlaşılmasında önemli rol oynayacaktır. Kâr amacı gütmeyen sektörün ülkemizde ve küreselde, nitelikli ve sürdürülebilir bir gelişim göstermesine katkı sağlayacak bu kitap, hem politika uygulayıcılara hem de bu alandaki araştırmacılara yol gösterici olacaktır.
Bradley R. Schiller, Karen Gebhardt “Sonsuz İstekler, Sınırlı Kaynaklar …”
Sınırlı kaynaklar ile en iyiyi elde etme çabası insanlığın varoluşundan itibaren çözülmesi beklenen temel bir soru(n)dur. Bu arayışa verilen tüm yanıtlar iktisadi sorunu oluşturmaktadır.
Bu kitap, iktisadi sorunun merkezinde yer alan “Ne?”, “Nasıl?”, “Kim için?” sorularına cevap arayarak başlamakta, temel mikroekonomi ve makroekonomi konularının günümüz örnekleriyle, okuyucuların teori ve gerçek arasındaki bağlantıyı doğru kavramalarını amaçlamaktadır. Konu anlatımlarının grafikler, görseller ve yan bilgi notları ile zenginleştirilmesi hedeflenmiştir. Her bölüm sonunda Tartışma Soruları ve Problemler başlıkları altında okuyucunun gerek bilgiye gerekse konuya hâkimiyeti sınanmaktadır. Yine her bölüm sonunda Özet ve Hatırlanması Gereken Terimler başlığı altında okuyucuda konunun tekrarı ve kalıcılığı amaçlanmıştır.
Pınar Tokal Gelişen teknolojiye paralel olarak artan veri işleme ihtiyacı ile birlikte karmaşık simülasyonların yapılması ve gelişmiş yapay zekâ teknolojilerinin kullanılarak temel kriterlere dayalı olarak geleceğe dönük öngörümleme modellemelerinin gerçekleştirilmesi mümkün hâle gelmiştir. Bu modellemelerin gerçekleştirilmesini sağlayan önemli bir uygulama alanı ise “yapay sinir ağları”dır. Normallik, doğrusallık gibi bir takım varsayımlara bağlı kalmayan ağlar, bu esneklikleri ile geleneksel yöntemlere tercih edilmektedir. Özellikle gürültü verisi ve karmaşık modelleri incelemek için son derece kullanışlı olan yapay sinir ağları, sosyal bilimler alanındaki veri analizlerinde kullanışlı bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan, değişen tüketici profili, satın alma davranışlarını ve alışkanlıklarını fazlasıyla etkilemiştir. Bunun sonucunda, yeni pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına göre belirlenen stratejilerden oluşan modern pazarlamacılık anlayışı çerçevesinde yapay sinir ağları ve lojit model gibi güçlü analiz yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Online gazete tüketicilerinin tercihlerine yönelik çıkarsamalarda bulunan bu çalışmanın, başta akademisyenler olmak üzere lisansüstü öğrencilerine, pazarlama ile ilgili kişilerin yanı sıra basın sektörüne ve konuya ilgi duyanlara faydalı olacağını düşünmekteyiz.
Gazanfer Erbaşlar - Şükrü Dokur Günümüzde elektronik ticaret hızla yaygınlaşmaktadır. Elektronik satış sistemlerinin kuruluşundan alışveriş güvencelerine, doldurulacak formlardan muhasebe düzenine kadar birçok konu önem arz etmektedir.
Dört bölümden oluşan kitapta; elektronik ticaretin amaçları ve araçları, genel bilgiler, hukuksal düzenlemeler, belge düzeni ve değişik satış yöntemlerine göre olası muhasebe kayıtları konuları incelenmektedir.
Elektronik satış siteleri incelenmiş ve bazı sorunlara öneriler ışığında ek bilgiler verilmiştir.
Nur Nilgün Sert, Ahmet Sarıtaş, Nazime Ebru Özkal Arıkan Bu çalışma; İnternet, E-ticaret ve Sosyal Medya başlıkları altında toplanan bölümlerde internetin ve e-ticaretin Türkiye ve dünyadaki tarihsel gelişimi ile geçmişten günümüze kullanılan sosyal medya platformlarına ait bilimsel veriler tablolarla desteklenerek sunulmuştur. Sosyal medya pazarlama faaliyetleri ve sosyal medya pazarlama boyutları hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Ayrıca e-ticaret alışverişlerinde sosyal medya pazarlama boyutlarına ilişkin bir araştırma örneği ile Z kuşağının elektronik ticaret kullanarak yaptıkları alışverişlerde etkileşim, bilgisellik, kişiselleştirme, trend olma ve ağızdan ağıza iletişim gibi sosyal medya pazarlama boyutlarının etkileri bakımından ele alındığı çalışma değerlendirilerek sonuçlar üzerine önerilerde bulunulmuştur.
Çalışmada ele alınan konular ve elde edilen veriler ile çağımızın artan değeri olan sosyal medya ve pazarlama faaliyetleri konularında akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrenciler ve iş dünyası için gelecekte yapılması planlanan pazarlama araştırmalarına katkıda bulunması temenni edilmektedir.
Bengi Yanık İlhan, Deniz Erer, Derya Demirdizen Çevik, Gökten Öngel, Gözde Bozkurt, Gülay Aslan, Gülçin Taşkıran, Janet Barış, Seyran Gürsoy Çuhadar Kadınların işgücüne katılımı, toplumsal ve ekonomik düzenin temel taşlarından birini oluşturmaktadır. Kadınlar, işgücüne katıldıklarında, sıklıkla karşılaştıkları ayrımcılık ve cinsiyet temelli stereotiplerle mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. Elinizdeki kitap, ayrımcılık ve stereotiplerin nasıl şekillendiğini, kadın çalışanların yaşadığı zorlukları ve bu sorunların toplumsal ve ekonomik etkilerini ele alarak bu konuda bir derinlik kazanmayı hedeflemektedir.
Kolektif emeğin bir ürünü olan bu kitap, Cumhuriyetin 100. Yılında kadın emeğinin Türkiye’deki durumunu anlamaya çalışırken, toplumsal cinsiyete dayalı işbölümünden işgücü piyasasında cinsiyete yönelik ayrımcılıklara, kadın yoksulluğundan, kayıtdışı-güvencesiz kadın emeğine, karşılıksız kadın emeğinden, eğitim ve sağlık alanında emeğin cinsiyetlendirilmesine, sinemada kadın emeğinin sınıfsal örüntülerinden kadınların cam tavan sorunsalına ve kapsayıcılık ve çeşitlilik politikalarına kadar birçok konunun geniş bir perspektifte tartışıldığı makalelerden oluşmaktadır.
Dilara Bağcı Zeki Katılım bankacılığı, kâr ve zarara katılma esasına göre fon toplayan, ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleri ile fon kullandıran bir bankacılık modelidir. Geleneksel bankacılıktan farklı olarak katılım bankacılığında faizsiz sistem esas alınmış ve ticarete dayalı alternatif bir model oluşturulmuştur. Ülkemizde ve dünyada katılım bankacılığına olan ilgi artmaktadır. Bu nedenle katılım bankacılığı hukuki alt yapısı ile birlikte gelişmeye devam etmektedir. Bu kitapta, katılım bankacılığı ürünleri içerisinde önemli bir yere sahip olan mudârebe sözleşmesi genel esasları ile ele alınmış, Türk hukuku içerisindeki yeri incelenmiştir.
William H. Aitken Emeklilik Fonlama ve Değerlendirmesine Problem Çözümü Yaklaşımı öncelikle standart maliyetler ve aktüeryal yükümlülüklerin belirlenmesine odaklanarak emeklilik planlarının matematiğine bir giriş sunmaktadır. Kitap çok sayıda çözümlü örnek, tartışma sorusu ve sayısal bölüm sonu alıştırmaları içermektedir.
Tamer Saraçyakupoğlu Uçaklar, doğaları gereği sıra dışı şartlarda çalışırlar. Kabinde ya da kokpitte kocaman çelik yapıların içerisinde keyifle seyahat edilirken, dışarıda derin dondurucudan üç kat daha soğuk ve basıncın yaşanılan ortama kıyasla yaklaşık beşte bir oranında olduğu bir ortam vardır.
Dünyanın en büyük uçağı yerden 640 ton ağırlıkla kalkmaktadır. Bu, orta sınıf arabalardan yaklaşık 450 tanesinin aynı anda uçtuğu anlamına gelmektedir. Peki;
• Bu muazzam kabiliyete sahip uçaklar nasıl üretilmektedir?
• Hava araçlarının sınıflandırılması nasıldır?
• Uçak parçası üretmek için ne gerekmektedir?
• Uçakların bakımları hangi periyotlarda yapılır?
• En yaygın kullanılan form ve dokümanlar nelerdir?
Havacılıkta geçirilen 25 yıllık tecrübenin kazandırdığı bilgiyle bu sorulara ve benzeri başka sorulara kitapta verilen cevapların, emniyet irtifasında, tüm okurlarını güvende hissettirmesi dilekleriyle keyifli okumalar...
Ali Turan Barniç Bir işletmeyi, geleceğin markası yapan en önemli unsur insan kaynağıdır. Yani bir işletmenin en değerli varlığı çalışanlarıdır. İşletmeler, müşterilerin düşünce, duygu ve davranışlarına verdiği önemi, aynı şekilde çalışanlarına da göstermelidir. Böylece çalışanlar; olumlu düşünce, duygu ve davranışlarla müşterilere hizmet ederler.
Çalışanların yaptıkları işlerle ilgili düşünceleri, onların duygu ve davranışlarını da doğrudan etkilemektedir. Müşteriye olumlu düşüncelerle yaklaşan bir çalışan, olumlu davranışları da beraberinde getirmektedir. Ayrıca bu olumlu düşünceler, çalışanların olumlu duygularını da müşteriye yansıtmasını sağlar.
Müşterilerin bir işletmeden memnun bir şekilde ayrılması, çalışanların onlara hissettirdiği olumlu duygu ve davranışlara bağlıdır. Bu duygu ve davranışların kökeninde ise olumlu düşünceler vardır. Yani işletmeler, çalışanlarına olumlu düşünceler verebildiği sürece başarılı olabilmektedir. Çalışanların olumlu düşünceleri, onların duygu ve davranışlarını da bu yönde etkilemektedir.
Mustafa Ünlü Bu kitap, istatistiksel doğrusal modellere dair Türkçe literatürdeki bir eksikliği tamamlamak üzere hazırlanmıştır. İstatistiksel doğrusal modeller ve bunlara uygulanan varyans ve korelasyon analizinde konuya görsel yaklaşımın, anlaşılırlığı arttıracağı düşünülmektedir. Bu konudaki en büyük eksikliklerden biri geometrik yaklaşımın göz ardı edilmesidir. Kitabın bölümleri bu eksikliğin giderilmesi amacıyla tasarlanmıştır. Birinci bölümde konuya dair genel bir giriş yapılarak ilerleyen bölümler için bir temel oluşturulmuştur. Geometrinin anlaşılabilirliği için ikinci bölümde kısa bir ön bilgi olarak vektör uzayları regresyon bakış açısıyla ele alınmıştır. 3, 4, 5 ve 6. bölümler regresyon, varyans analizi ve korelasyon analizini geometrik bakış açısıyla incelemiştir. Son bölümde ise bu konular üzerinde çalışmak isteyenler için güncel konular kısaca tanıtılmıştır.
Emre Bilgin Sarı Endüstri 4.0, Teknoloji ve Üretim Yönetimi kitabı dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde imalat sanayinin tarih boyunca gelişimi ele alınmaktadır. Sanayi Devrimi öncesi dönemden başlanarak, Birinci, İkinci ve Üçüncü Sanayi Devrimleri ve gelişim süreçleri incelenmekte, Dördüncü Sanayi Devrimi'nin önceki sanayi devrimlerinden farklılıkları ortaya çıkarılmaktadır. Kitabın
ikinci bölümünde, Endüstri 4.0, teknoloji ve üretim yönetimi harmanlanmaktadır. Endüstri 4.0 teknolojileri ve üretim yönetiminde kullanım alanları, sağladıkları katkılar ve uygulamaları açıklanmaktadır. Kitabın üçüncü bölümünde, üretim işletmeleri için uygulamaya alınan dijital ve teknolojik araçların etkilerini ve katkılarını belirleyebilecekleri bir Endüstri 4.0 Olgunluk Modeli geliştirilmektedir. Bir tür ölçme-yönetme aracı olan bu model ile işletmelerin Endüstri 4.0 konusunda mevcut durum analizi yapmaları, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemeleri hedeflenmektedir. Çalışmanın son bölümünde ise geliştirilen Endüstri 4.0 Olgunluk Modeli uygulaması gerçekleştirilmektedir. Endüstriyel uygulama örneği ile Endüstri 4.0 olgunluk endeksi belirlenmektedir. Geliştirilen model kapsamında üç yıl boyunca Oluşum – Gelişim – Dönüşüm aşamalarında kaydedilen ilerlemede gelişim detayları modelin boyutları bazında açıklanmaktadır. Ayrıca uygulama örneğinde Endüstri 4.0 kapsamında hayata geçirilen ve planlanan projeler, kalite, maliyet, iş güvenliği, ergonomi, katma değer yaratma açılarından ele alınmaktadır.
Endüstri 4.0, Teknoloji ve Üretim Yönetimi kitabı, uygulamaya yönelik bir kitap olarak, Endüstri 4.0 uygulamalarına ilgi duyan okuyucular için teknoloji ve üretim yönetiminin kuvvetli bağını hatırlatmaya odaklanırken, Endüstri 4.0 uygulamalarına başlayan, projelendiren veya hayata geçiren işletme yöneticileri için bir öz değerlendirme imkânı tanıyarak, çalışmalarında ilerleme sağlamalarına rehberlik etmeyi hedeflemektedir.
Esra Kabaklarlı 2016 yılında, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nun ana teması olan Endüstri 4.0, “Dördüncü Sanayi Devrimi” anlamına gelmektedir. Endüstri 4.0, imalat sanayinde üretimin katma değer yaratılan her aşamasında ve tedarik zincirinde meydana gelen gelişmeleri tanımlamaktadır. Dünya’da yaygın olarak kullanılan terim ilk kez Almanya’nın yüksek teknolojili imalat sanayi stratejisi için kullanılmıştır. “Nesnelerin İnterneti” ya da “Endüstriyel İnternet” terimleri de Endüstri 4.0 tanımını ifade etmektedir. Geleneksel üretim metotları ve imalat yöntemleri zamanla farklı evreler izleyerek dijital dönüşümü gerçekleştirmiştir. Alman Ekonomi Profesörü Klaus Schwab’a göre son sanayi devrimi, önümüzdeki yıllarda iş yapış ve yaşama şekillerimizi temelden değiştirecektir. Yale Üniversitesi Ekonomi Profesörü, 2013 Nobel Ödüllü Robert J. Shiller “Yangın sigortası yaptırmak için evinizin yanmasını bekleyemezsiniz. Biz de Dördüncü Sanayi Devrimi’ne hazırlanmak için toplumumuzun kökten altüst olmasını bekleyemeyiz.” sözüyle ülkeler için Endüstri 4.0 treninin kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğunu vurgulamıştır.
Mustafa Büte Düşünme yetisi bizlere bahşedilmiş bir mucizedir. Her birimiz bu potansiyele doğuştan sahibizdir. Ancak, düşüncelerimiz kendi haline bırakıldığında benmerkezci, ön yargılı, çarpıtılmış, kısmi, bilgisiz, tamamen taraflı ve adaletsizdir. İlginç olan şey ise, bu durumun neredeyse hiç farkında olmamamızdır. Gerçekte iyi bir düşünme sürecinden; problem odaklı olma, derinlemesine analiz etme, mantık kullanma, akıl yürütme ve rasyonelliğe yaklaşma gibi fonksiyonlar beklenir. Zira hayatımızın, ürettiklerimizin, yaptıklarımızın ya da inşa ettiklerimizin kalitesi tamamen düşüncelerimizin kalitesine bağlıdır. Sıradan düşünme hem ekonomik olarak hem de hayatın kalitesi açısından oldukça masraflıdır. Bununla birlikte bir usta ya da bilge gibi düşünmek çok kolay değildir. Bazı temel düşünme becerileri ve oldukça güdülenmiş bir çaba gerektirir. Öte yandan, nefes aldığımız sürece hemen her yerde sürekli olarak inançlarımızı şekillendirmek, desteğimizi alabilmek, bizi herhangi bir şeyi satın almaya ya da yapmaya ikna etmek için tasarlanmış mesaj bombardımanlarına maruz kalırız. Kritik düşünme becerilerine sahip değilsek, her an daha üst düzeyde düşünebilen birileri tarafından manipüle edilebilir, aldatılabilir ya da mağduriyet yaşayabiliriz. Kısaca; işimizi, benliğimizi, kişiliğimizi, özgürlüğümüzü, inançlarımızı, menfaatlerimizi, yaşam kalitemizi, haklarımızı, sınırlarımızı ve varlığımızı; özetle her şeyimizi koruyabilmemiz için kritik düşünme becerilerini kendimizde yerleştirmeye ihtiyacımız vardır. Bu kitabın, kendi düşüncelerini kontrol altına almak, isabetli kararlar almak, problemlerini etkili bir şekilde çözmek ve düşünce kalitesini artırmak suretiyle tüm yaşamında mucizevi değişimler yapmak isteyen ev hanımından CEO'ya kadar herkese; özellikle öğrenci, öğretmen, yönetici, akademisyen, hemşire, doktor, avukat, iş insanı, girişimci, politikacı ve medya mensuplarına çok faydası olacağına dair inancımız tamdır.
Asena Boztaş, Aydın Bağdat, Aydın Yılmazer, Aykut Yılmaz, Ayten Yılmaz Yalçıner, Dilşad Türkmenoğlu Köse, Emine Balcı, Furkan Akdemir, Hale Biricikoğlu, Hatice Gül Önder, Hatice Sarıaltın, İsmail Ermağan, İsmail Koç, Mustafa Yılmaz, Nermin Ceren Türkmen, Selma Kılıç Kırılmaz, Semih Erdoğdu, Serpil Çiğdem, Tarık Yolcu, Yunus Turhan, Yusuf Arslan Amerikalı düşünür Warren G. Bennis, 1991 yılında, geleceğin fabrikasını şöyle tarif etmektedir:
“Geleceğin fabrikasında yalnızca iki adet canlı olacaktır: Bunlar bir köpek ve bir insandır. Geleceğin fabrikasında insanın görevi, fabrikadaki köpeği beslemektir. Köpeğin görevi ise insanın fabrikadaki makinelere yaklaşmasını engellemektir.”
Gelecekte robotların, akıllı fabrikaların vazgeçilmez çalışanları olacağı düşünülmektedir. Bugün kesin olan şu ki robot ve insan etkileşimli bir geleceğin ütopik mi dispotik mi olacağını görmek için çok beklemeyeceğiz. Zira dünya hızla değişmekte, dijitalleşme, insanın olduğu her yere daha fazla sirayet etmektedir. Ekonomiler, endüstriler, fabrikalar, üretim biçimleri değişmektedir. Yeni iş modelleri, çalışma biçimleri ve işgücü profilleri ortaya çıkmaktadır. Kamu ve özel sektörlerden akademi ve sivil topluma kadar tüm alanlarda değişim yaşanmaktadır. Kurumlar, anlayışlar, yaklaşımlar ve tabii ki özünde insan değişmekte, yeni tüketim biçimleri ve yaşam kodları ortaya çıkmaktadır. Bu değişimin itici gücü, birçoklarının dünya üzerinde ilk sanayi devriminin getirdiği değişimden daha güçlü bir etkisinin olmasını öngördüğü Dördüncü Sanayi Devrimi veya Endüstri 4.0'dır.
Endüstri 4.0; siber-fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, bulut bilişim, yapay zekâ ve akıllı fabrikanın oluşturulması dâhil olmak üzere üretim teknolojilerindeki otomasyon ve veri alışverişi araçlarını temsil etmektedir. Siber-fiziksel sistemlere odaklanarak sanal ve fiziksel dünya arasında bir köprü kurmakta, makinelerin “gerçek” dünyası ile internetin “sanal” dünyası arasındaki sınırı giderek bulanıklaştırmaktadır. Endüstri 4.0'ı daha insancıl bir yaklaşımla dengeleyen Toplum 5.0 ise “Süper Akıllı Toplum” inşası niyetiyle şekillendirilen yeni bir toplumsal düzeni tanımlamaktadır. Zira Endüstri 4.0 uygulamalarının başarılı bir biçimde gerçekleşebilmesi için dijital dönüşümün toplumsal dönüşüm boyutunu yönetecek yaratıcı ve nitelikli topluma gereksinim duyulmaktadır.
Bu kitap, bir yandan Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 ile ilgili kavramsal bir çerçeve sunarken öte yandan bu iki yaklaşımın çeşitli alanlardaki etkilerini birçok farklı disiplinlerden meslektaşlarımızın bakış açısı ile ele almıştır. Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0'ın etkilerinin eğitimden ticarete, ekonomiden turizme, güvenlikten yönetim sistemlerine kadar çok geniş bir yelpazede incelendiği eser, akademisyenlere, öğrencilere ve bu konulara ilgi duyan herkese kaynak oluşturmasının yanı sıra çeşitli sektörlerdeki uygulayıcılara da yön gösterici olmayı hedeflemektedir.
Başak M. Berberoğlugil, Demet Ever, Elif Güzeloğlu Yörük, Elif Nursun Demircioğlu, Fatih Koç, Gökben Bayramoğlu, Hülya Türkcan, Hüseyin İnce, Işık Altunal, Kültigin Akçin, Nermin Kişi, Nida Palabıyık, Osman Yılmaz, Selçuk Balı, Serdar Çakan, Serhat Erat, Volkan Polat İleri teknolojiler, üretimde dijitalleşmeye dayanan Endüstri 4.0 kavramının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Endüstri 4.0 ise sadece üretim sistemlerinde değil, tüm işletme içi işleyişte ve hatta endüstri yapısında, iletişim şekillerinde ve ekonomide bir dönüşümü başlatmıştır. Endüstri 4.0'ın toplum üzerindeki etkilerinin fark edilmesiyle, dijitalleşmenin toplum refahına ulaşabilmek için önemli bir araç olabileceği fikriyle Toplum 5.0 kavramı ortaya çıkmıştır.
Dijitalleşmenin ekonomik fayda odağıyla kullanılması felsefesine dayanan Endüstri 4.0 ile toplumsal fayda odağıyla kullanılması felsefesine dayanan Toplum 5.0'ın beraberinde getirdikleri, dijitalleşmenin gücünün birer kanıtıdır.
Endüstri 4.0, Toplum 5.0 ve dijitalleşme konuları bilim dünyası tarafından yoğun ilgi görmekle birlikte, birbirleriyle ilişkili olan bu kavramları bir arada inceleyen çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu kitap, Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 kavramlarının daha iyi anlaşılmasını sağlamak, etkileri üzerine kapsamlı bir çerçeve sunmak, dijitalleşmenin rolünü ortaya koymak ve böylece ilgili alana katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
İbrahim Ethem Özgüven Psikoloji, insan davranışlarını inceleyen bir bilimdir. Endüstri psikolojisi, psikolojinin iş ortamına uygulanmasını ve çalışan kişilerin, iş veriminin, işe olan uyumunun ve iş doyumunun maksimum düzeye ulaştırılmasını amaçlar. 20. yüzyılın sonlarında, endüstride olan hızlı gelişim ve değişmeler, yeni teknolojiler ve artan rekabet koşulları, üretim ve yönetim biçiminde yenilikleri de beraberinde getirmiştir. Bu durum, çalışan insanların ve örgütlerin değişime ayak uydurmalarını ve yeniden yapılanmalarını zorunlu kılmış, insan kaynaklarının önemini, sosyal ve davranış bilimlerine olan gereksinimleri de artmıştır. Günümüzde endüstri psikolojisi, psikolojinin en çok rağbet gören alt dallarından biri durumuna gelmiştir.
Çalışma ve iş ortamındaki örgüt ve insan kaynaklarına ilişkin davranışları hem teorik hem de pratik boyutları ile inceleyen Endüstri Psikolojisi, Amerika’da 20. yüzyılın ikinci yarısında, üniversitelerin psikoloji ve işletme programlarında bir ders, sonra lisans ve daha sonra da lisans üstü uzmanlık ve doktora programları şeklinde bir gelişim göstermiştir. Endüstri psikolojisi de ülkemizde benzer bir gelişim izlemektedir.
Nursel Telman, Fatma Çam Kahraman, Duygu İrem Çam Bu kitap, özellikle İnsan Kaynaklarında görev yapan psikologların eleman seçimleri için “uygun yere uygun adam” prensibini esas alarak, bu seçimlerde kullanılacak gerekli psikoteknik test uygulamalarındaki “zihinsel ve bedensel becerileri”nin nasıl kullanılacağı konusunda bilgiler içermektedir.
Endüstri ve örgüt alanında “doğru yere doğru adam” seçilmesi hem çalışanın uygun becerileri sayesinde işin gereği gibi yapılmasını sağladığından hem de zihinsel ve bedensel becerileri ile uyumlu olması nedeniyle çalışana iş memnuniyeti getirdiğinden dolayı bir nevî “koruyucu hekimlik” içerdiğinin altını önemle çizmek gerekir.
Türkiye’de endüstri psikolojisini çok fazla bilmeyen olduğu gibi bir o kadar da psikoteknik kullanımını ve insana getirdiği koruyucu özellikleri bilmeyen vardır.
Türkiye ekonomisinin gelişmesinin iş hayatını yürüten yöneticilerin elinde olduğu dikkate alındığında, bu kitabın bütün yöneticilerimiz tarafından okunması ve bellenmesi gerektiği düşünülmekte ve önerilmektedir.
Suna Tevrüz İşletmelerde insan faktörünün giderek önem kazandığı bugünlerde Endüstri/Örgüt Psikolojisinin çalışma hayatındaki önemi gün geçtikçe artmaktadır. Çalışma hayatını incelerken hem teorik hem de pratik bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda 1996 yılında Türk Psikologlar Derneği ve KalDer’in işbirliği ile hazırlanan “Endüstri ve Örgüt Psikolojisi” kitabının uzantısı niteliğinde “Endüstri ve Örgüt Psikolojisi II” olarak bu kitap piyasaya sürülmüş ve çalışan veya bu alana yönelmek isteyen uzmanlara yol göstermesi amacıyla hazırlanmıştır. Kitap içeriğine bakıldığında önemli konu başlıklarına göre bölümlere ayrıldığını görmekteyiz. Her bölümün içinde hakim olduğu konu ile ilgili makaleler bulunmaktadır. Bölümler içerisinde dikkat çeken ve önemi gün geçtikçe artan Endüstri/Örgüt Psikolojisinin toplumsal kültürünün yeri üzerine değerli çalışmalar aktarılmıştır. Yine işletme içi ve işletmeler arası rekabet konusu incelenmiş, toplum kültürüne ve değerlerine uygun olacak şekilde bu rekabetten yararlanmak amacıyla yapılan çeşitli araştırmalara yer verilmiştir. İşletmeler ve örgütler içerisindeki en önemli unsur olma özelliğine sahip insan faktörünün öneminin kavranması hızla artmaktadır. Bu doğrultuda bazı kavramlar ortaya çıkmış ve bu kavram üzerinden dikkat edilmesi gereken konular ayrı bir bölüm olarak karşımıza çıkarılmaktadır. Geniş bir konu yelpazesine sahip bu kitap ile birlikte hem bu alanda çalışanlara hem de bu alana ilgi duyan ve gelecekte çalışmayı planlayanlara yararlanabilecekleri çok değerli bir kaynak sunulmaktadır.
Nursel Telman - Ülfet Uzunkoca Türkiye alan yazında ilk ve tek örnek olarak yayın hayatına geçen ilk ölçek kitabının (Endüstri Örgüt Psikolojisi Alanında Kullanılan Ölçekler El Kitabı) ardından, bilim dünyasının iş ve yönetim dünyasını hızlı bir şekilde şekillendirmesi, paralelinde akademisyenlerin de değişen gereksinimleri göz önünde bulundurarak yeni ölçek geliştirme ve uyarlamaları sonucu, serinin ikinci kitabı Endüstri ve Örgüt Psikolojisi ve İlişkili Alanlarda Kullanılan Ölçekler Başvuru Kitabı oluşturulmuştur.
İlk seride olduğu gibi kitap; alanla ilgili yeni ölçekler, E/Ö Psikolojisi, Örgütsel Davranış, Davranış Bilimleri, Yönetim ve Organizasyon ve ilgili diğer dallarda yüksek lisans, doktora ve ileri düzey akademik çalışmalar yapanların ihtiyacını duyacağı ölçek bilgilerini, orijinal kaynakları ile birlikte, Türkiye’de gerçekleştirilen geçerlilik ve güvenilirlik çalışmalarını içermektedir.
İlk kitaptan farklı olarak ölçeklerin tamamı, yazarların Endüstri ve Örgüt Psikolojisi kullanımına ilişkin görüşleriyle birlikte verilmiştir. Böylece alanla ilgili çalışan araştırmacı ve akademisyenlerin yanında, ölçeklerin, Endüstri ve Örgüt Psikolojisi alanında; sahada, yani bilfiil işletme ortamında, ilgili insan kaynakları profesyonelleri ve konusunda uzman kişiler tarafından da kullanılabilir olması sağlanmıştır.
Ronald E. Riggio Geçtiğimiz yüzyıl, endüstrileşme sürecinin bir tarihini sunar. Üretim tarzındaki değişim, çalışan sınıfının doğuşu ve fabrikalarda yaşanan sorunlar bu yüzyılın ilk yarısına damga vurmuştur. Üretim örgütlerinde ve daha sonraları yaygınlaşan hizmet örgütlerinde, çalışanlar ve örgütlerin yönetimi arasında büyük bir mücadele sahnelenmiştir. Bir yanda örgütlerin amaçlarını başarmaları, çalışanların daha çok gayret göstermelerine bağlıyken öte yanda çalışanların kişisel amaçlarını başarmaları, gelirleri, fiziksel ve ruhsal sağlıkları örgütlerin sundukları koşullara bağlıdır. Her iki tarafın da amaçlarını başarmaları örgüt ve çalışan arasında uyum olmasını gerektirir.
Endüstri ve örgüt psikolojisi çalışanlar; bulma, seçme, yerleştirme, eğitme, performans değerlendirme gibi uygulamalarla örgütün beklentileriyle çalışanların özelliklerini uyumlaştırmaya destek sağlar. Örgüt yapısı; motivasyon, iletişim, gruplar ve liderlik gibi örgütsel süreçlerle çalışanların beklentileriyle örgütün yapı ve süreçlerini uyumlaştırmaya destek sağlar. Ayrıca örgütlerdeki ortak yaşamın bir sonucu olan olumlu ve olumsuz tutum ve davranışların anlaşılmasına katkıda bulunur. Bu kitap; örgütün insani unsuruna, emek faktörüne odaklanarak hem örgütlerin başarısı hem de çalışanların tatmini ile olumlu bir çalışma ortamı oluşturmak için gerekli bakış açısı ve yöntemleri sunmaktadır.
Duysal Aşkun Çelik, Nursel Telman Endüstri/Örgüt Psikolojisi Alanında Kullanılan Ölçekler El Kitabı, psikolojinin günümüzde popülaritesi oldukça yükselen alt dallarından biri olan “Endüstri/Örgüt Psikolojisi Ölçekleri”ni içeren bir başvuru kaynağı olarak Türkiye alanyazınında ilk ve tek örnek olarak yayın hayatına geçmiş ve 2. basımına ulaşmıştır.
Özellikle alandaki araştırmacıların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için kaleme alınan bu kitap; Endüstri/Örgüt Psikolojisi, Örgütsel Davranış, Davranış Bilimleri, Yönetim Organizasyon ve ilgili diğer dallarda yüksek lisans, doktora ve ileri düzey akademik çalışmalar yapan meslektaşlarımızın ihtiyaç duyabileceği, alana ait önemli ve temel kavramları ölçen ölçek bilgileri, orijinal kaynakları ile birlikte Türkiye'de gerçekleştirilen geçerlilik ve güvenilirlik çalışmalarını içermektedir.
Kitaptaki ölçek bilgileri, her bir kavrama ait kuramsal bir giriş yapıldıktan sonra verilmekte, dolayısıyla tez yazma aşamasına geçmekte olan öğrenciler ya da araştırma konusu arayan akademisyenler için yararlı bir başvuru kaynağı olma özelliği taşımaktadır.
Kitabın ana bölümleri; Endüstri/Örgüt Psikolojisi Alanı, İş Yaşamında Birey, İş Yaşamında Birey ve İş, İş Yaşamında Birey ve Örgüt ve son olarak da İş Yaşamında Birey ve Lider olarak sıralanmaktadır. Söz konusu bölümler, ilgili ana başlıklara duyulan akademik ilgi doğrultusunda öğrenci ve akademisyenlere yararlı bir kılavuz olması amacıyla oluşturulmuştur.
Nezihe Figen Balta Tüketim ürünleri pazarlarında olduğu gibi bu pazarlarda da işletmeler, hedeflerine ulaşmak, varlıklarını sürdürmek ve her şeyden önce karlılığa ulaşmak için etkin pazarlama yöntemlerini ve stratejilerini uygulamak zorundadırlar. Bu durum Endüstriyel ( örgütsel ) pazarların, gelişen teknoloji, rekabet, ekonomi ve bütünüyle düşünce sistemlerinin etkisi altında öneminin artmasına yol açmıştır. Bu çalışma da bu pazarları ve bu pazarlarda uygulanan pazarlama ilke, yöntem, strateji ve anlayışlarını tanımlamaya yöneliktir. Bu tanımlama sekiz bölüm altında; endüstriyel pazarlamanın yapısı, müşteri davranışı, pazarlama araştırması ve pazarlama bilgi sistemi, pazar bölümleme, pazarlarda ürün geliştirme, ürün ve fiyat yönetimi, dağıtım tedarik zinciri yönetimi ve endüstriyel tutundurma konuları kapsamı içerisinde değerlendirilmektedir.
Arslan Zafer Gürler, Dilek Bostan Budak, Bekir Ayyıldız, Esra Kaplan Enerji, evrende birçok farklı formlar alarak sürekli var olmuştur. Bu çok boyutlu ve oldukça karmaşık olguyu ekonomik bir bakış açısından analiz etmenin zorluğu ise yadsınamaz. Son elli yılda, insanlığın daha çok gereksinim duyduğu enerji giderek önemi artırmış, ekolojik ve ekonomik araştırmaların da kapsamına giren disiplinlerarası bir nitelik kazanmıştır. Buna karşın Türkiye'de bu kapsamda yazılmış akademik eserler çok sayıda değildir.
Bu kitap, ekonominin arz ve talep kuvvetlerinden yola çıkarak teknik ve bilimsel koşullar paralelinde enerji kaynaklarının analizini içermektedir. Bu bağlamda çağdaş enerji konuları dünya ve Türkiye örneklerinden yola çıkarak gerek çevresel gerekse politik etkiler ele alarak incelenmeye çalışılmıştır.
Kitap, lisans ve lisansüstü düzeydeki enerji ekonomisi ile ilgili öğrenci ve öğreticiler için disiplinlerarası bir bakış açısı ile hazırlanmış, güncel bilgilerle desteklenmiş bir başvuru kaynağıdır. Okuyucularımıza, enerjinin çok boyutlu labirentinde ekonominin feneriyle yol göstermek amacıyla hazırladığımız bu eserin yararlı olmasını dileriz.
Efe Can Kılınç, Fuat Sekmen, H. Bayram Işık, Haşmet Gökırmak, M. Gökhan Özdemir, Murat Kürkcü, Nazan Şahbaz Kılınç, Nihat Işık, Onur Bilgin, Özgür Engeloğlu, Suat Serhat Yılmaz, Şükrü Apaydın On iki farklı yazar tarafından yazılan ve on bölümden oluşan bu kitap, enerji ekonomisine yönelik çeşitli konular hakkında yapılan araştırmaları içermektedir. Son dönemlerin revaçta olan konusu yenilenebilir enerjinin finansal gelişme, çevre, tarım, inovasyon ile ilişkileri ve üretim-tüketim durumu hakkındaki analizlerini içeren bölümler başta olmak üzere kitapta ayrıca enerji bağımlılığı-demokrasi ilişkisinin, kirlilik sığınağı hipotezinin, iklim değişikliğinin etkilerinin, enerji tüketimi-yoksulluk ilişkisinin ve petrol ile doğalgaz piyasalarının analizine yönelik araştırmaları içeren bölümler de mevcuttur. Enerji ekonomisine farklı açılardan yaklaşımları içeren bu kitapta hem ekonometrik analiz tekniklerinden faydalanılmış hem de derinlemesine iktisadi analizler yapılmıştır. Enerji ekonomisi hakkında çalışmalar yapan akademisyenlerin yanı sıra konu konuya ilgisi olan ekonomi okuryazarlarına da hitap edeceği düşünülen kitabın okurlarına yeni perspektifler sunacağı ümit edilmektedir.
Ahmet Gökçe Akpolat, Tahsin Bakırtaş Türkiye ekonomisi enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülke olmasının yanında cari açığının en önemli kalemini enerji açığı oluşturmaktadır. Dolayısıyla, ulusal üretimin en temel girdilerinden olan enerji girdisinin fiyatlarındaki şokların ve enerji ile ilişkili diğer şokların makroekonomik değişkenler üzerindeki etkilerinin incelenmesi önem arz etmektedir.
Bu kitap, enerji şoklarının makroekonomik etkilerini analiz etme amacı taşıyan bir genel denge modeli ortaya koymaktadır. Geliştirilen bu genel denge modeli yoluyla enerji şoklarının ve enerji ile ilişkili şokların üretim, tüketim, istihdam, reel ücretler, enflasyon, faiz, döviz kuru ve hanehalkı ve firmaların enerji talebi gibi makroekonomik değişkenler üzerindeki etkileri incelenmektedir. Bundan dolayı, konuyla ilgilenen iktisatçılar ve politika yapıcılar açısından aydınlatıcı olacağı düşünülmektedir.
Kitabın teknik yönünün ağır basmasına karşın, kitabın ekler kısmında ilgili denklemlerin nasıl türetildiği detaylı bir biçimde anlatılmıştır. Bu şekilde kitabın öğrenci dostu ve daha ileri düzey çalışmalar için yol gösterici olması amaçlanmaktadır.
Hasan Ali Yıldırım, Çiğdem Özkaya Yıldırım Geleneksel Muhasebe uygulamalarında enflasyonun sebep olduğu olumsuzlukların giderilmesinde enflasyon muhasebesi artık kaçınılmaz bir özellik arz etmektedir. Bu önem dâhilinde öğrencilerin bu konuda bilgilenmelerini sağlamak amacıyla, ders programına uygun bir kapsamda hazırlanan kitap, genel anlamda, enflasyonun özellikle işletme temelli olarak çıkardığı çok farklı etkileri ortaya koymaktadır. Kitap bu çerçevede iki bölüm altında; öncelikle enflasyon muhasebesiyle ilgili kavramsal çerçeveyi çizmekte, bunu müteakiben Türkiye’deki enflasyon uygulamalarını analiz etmektedir.
Ahmet Yüksel
Paige Baltzan Bu kitap, işletmelerde her geçen gün önem kazanmakta olan enformasyon sistemlerinin karar vericiler tarafından nasıl etkin kullanılabileceğini derinlemesine ele almaktadır. Şunu da hemen belirtmek gerekir ki zaten önem kazanmakta olan enformasyon sistemleri, özellikle tüm dünyanın yaşamış olduğu salgın döneminde on yıllar içerisinde ulaşacağı noktaya birkaç yıl içerisinde ulaşmıştır. Günümüzde artık en büyük önceliği enformasyon sistemlerine vermeyen işletmelerin hayatta kalabilmeleri neredeyse imkânsızdır.
Enformasyon sistemlerini oluşturan çok önemli bir bileşen her ne kadar enformasyon teknolojileri olsa da yazılım, başka bir deyişle insanların ortaya çıkardığı algoritmalar ve sistemi etkin kullanma bilgi ve becerisine sahip çalışanlar aslında daha da önemlidir. Bu bakımdan kitap, teknik detayları inceleyen bir kitap olmanın ötesinde yönetim bilimi, finansman, sosyoloji ve pazarlama gibi bakış açılarıyla enformasyon sistemlerini bütünleştirmektedir.
Özetle bu kitabın yalnızca mühendislik ve işletme alanındaki öğrencilere hitap ettiğini düşünmek eksik olacaktır. Zira bu kitap, kurumsal bir firmada çalışan herkesin ihtiyaç duyacağı temel bir kitap niteliğindedir. Kitap yalnızca konu anlatımı şeklinde olmayıp güncel pek çok gerçek hayat örneğini de ele aldığından, öğrencilerin yanı sıra sektördeki çalışanlar için de oldukça yararlı bir kitaptır.
Aarti Garg, Adalet Hazar, Anjali Rana, Avichal Sharma, Chintalapati Neelima Rani, Karnabir Singh Sidhu, Kavita Dahiya, Nil Çağlar Bektaş, Pallavi Pandey, Parveen Garg, Rajender Kapil, Rajinder Kapil, Rajwinder Kaur, Şenol Babuşcu, Simarpreet Kaur, Simranjit Singh, Sunita Kamboja, Tripti Sharma, Wishey Kataria The processes of leading and managing an organization are collectively referred to as "corporate governance:' Corporate governance is supposed to foster management that is both innovative and conservative so that a company can be set up for long-term success. This is done for the purpose of ensuring that a firm is set up for success in the future. On the other hand, good governance is fundamentally about boosting openness and accountability within existing procedures; as a result, it may have significant benefits to the non-listed sector. in recent years, it has become increasingly customary to apply the term "corporate" to characterize governance and accountability concerns outside of the commercial realm. This usage of the term "corporate" has gained popularity. in light of recent developments, the parameters of corporate governance have become more expansive, and the incorporation of entrepreneurial activity is now part of this framework.
Corporate entrepreneurship is the practice of fostering an entrepreneurial mindset and ethos within an established company in order to develop new lines of business, goods, or services in order to increase the company's value and revenue. This can be accomplished by encouraging employees to think like entrepreneurs and by providing them with opportunities to act as entrepreneurs themselves. The spirit of entrepreneurship in the workplace cultivates an environment that is conducive to the development of new concepts and opportunities for growth. it provides an overarching perspective on the organization's capacity to think and behave entrepreneurially, including the people, systems, and culture that are necessary for doing so successfully. Building capabilities that allow corporations to speed up the establishment of new businesses is the objective of corporate entrepreneurship, which seeks to achieve this goal by encouraging its participants.
We present the work of a number of researchers who have paid the nascent topic of entrepreneurial corporate governance the attention it warrants in this collection. Their contributions may be found throughout the book. This book is intended to serve as a guide for readers as well as business researchers who are interested in delving more deeply into the subject of entrepreneurial corporate governance.

Authors
Kavita Dahiya - Pallavi Pandey - Avichal Sharma - Rajinder Kapil - Simarpreet Kaur
Tripti Sharma - Aarti Garg - Simranjit Singh - Anjali Rana - Rajwinder Kaur
Sunita Kamboja - Karnabir Singh Sidhu - Parveen Garg - Wishey Kataria
Chintalapati Neelima Rani - Nil Caglar Bektas - Adalet Hazar - Senol Babuscu

Aladdin Şamilov Entropi, informasyon teorisi, entropi optimizasyon yöntemleri, tarafımızdan önerilmiş Genelleştirilmiş Entropi Optimizasyon Yöntemleri ve Varyasyon Hesap'a ait gereken bilgileri içeren bu kitap istatistik, ekonomi, matematik, fizik ve diğer bölümlerin lisans ve doktora öğrencileri için mümkün olduğu kadar kolay anlaşılabilir şekilde yazılmıştır. Kitaptan çeşitli bilim dallarında çalışan araştırmacılar yararlanarak, kendi başarılarını önemli bir şekilde artırabilirler.
Serkan Gün Gerek tüketiciler gerek ise işletmeler için oldukça fazla kazanımları olan dijital ortamın önemi, küreselleşmenin artmasıyla birlikte giderek artmaktadır. Enformasyon kaynakları olan internetin gelişmesi ile birlikte her geçen gün internet kullanıcısının arttığı görülmektedir. Bu sayılarla orantılı olarak elektronik pazarlama ve online alışveriş de gelişmektedir. İnternet kullanımındaki bu artışla beraber geleneksel satış teknikleri online ortama dönüşerek işletmelere, ürünlerini bu platformlar aracılığıyla birçok kesime aynı anda ulaştırma fırsatı sunmuştur. Özellikle işletmelerin kısa vadede büyük kitlelere ulaşabilmesini sağlayan bir yol olan elektronik ortamlar, tüketiciler için de oldukça çekici bir alışveriş yöntemidir. Online alışverişin sağladığı en büyük faydalardan birisi her zaman ulaşılabilir olmasıdır. İstenilen herhangi bir anda sanal mağazalar gezilebilir, alışveriş yapılabilir. Bu oldukça önemli bir avantajdır. İşte tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde kitabın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Birçok alanda güncel konularla derlenen kitabın, başta öğrenciler olmak üzere hem ticaret sektörü girişimcilerine hem de benzer çalışmalara kaynaklık etmesi açısından akademisyenlere faydalı olacağı düşünülmektedir.
Ebubekir Ayan Cumhuriyet tarihi boyunca sarf edilen tüm çabalara, bu uğurda aktarılan mali kaynaklara ve halkın katlandığı büyük fedakârlıklara rağmen Türkiye, katma değeri ve uluslararası rekabet gücü yüksek bir sanayileşme başarısına ulaşamamıştır. Müteaddit defalar başarısızlığa uğrayan bu serüvenin erken Cumhuriyet dönemindeki gelişimini Alpullu ve Uşak şeker fabrikaları özelinde inceleyen bu araştırmada, ülkenin “kalkınamama” meselesi 1920'lerde uygulamaya konulan ilk sınai kalkınma hamlesinin de önemli unsurları arasında yer alan bu mikro örnekler üzerinden eleştirel analize tabi tutulmaktadır.
Yatırım ölçekleri ve dönemin zorlu koşulları altında sağlanan geniş kamu himaye ve imkânları itibarıyla Cumhuriyet’in ilk on yılındaki kalkınma politikaları açısından büyük bir önem arz eden bu şeker fabrikaları, bu yıllarda uygulamaya konulan “devlet himayesi altında özel sermaye esaslı” sınai kalkınma modelinin sorunlu işleyişine dair neredeyse tüm semptomları barındırması dolayısıyla dönem iktisadiyatı açısından yüksek bir temsil kabiliyetine sahiptir. Akademik bir araştırmanın tabii seyri içinde belli bir sektörün sorunlarına odaklanmış olmakla birlikte, çalışma esasen bu temel meseleden hareketle kaleme alınmış ekonomi politik bir dönem okuması mahiyeti de arz etmektedir.
Mahmut Tekin - Muammer Zerenler Büyüyerek güçlenmeyi amaç edinen işletmeler; canlı bir varlık gibi, değişen rekabet ortamında yaşamını sürdürerek ayakta kalabilmek için esnek bir biçimde yeniden yapılanmak zorundadırlar. Önce ayakta kalarak yaşamlarını devam ettirmeyi daha sonra da büyüyerek daha güçlü ve başarılı olmayı hedefleyen işletmeler için değişim, hayatta kalmanın ve başarılı olmanın temel koşullarından birisi haline gelmiştir. İşletmelerin esnek bir yapıda olabilmesi de çevresel değişime uyum sağlayabilmesinde stratejik bir öneme sahip etkin değişim yönetimi uygulamalarına, iş, süreç ve faaliyetlerinin esnek bir yapıya bürünmesine ve stratejik karar ve planlarının zamanında etkin bir biçimde uygulanabilmesine bağlıdır.
Bu çalışma; günümüzde değişen rekabet ortamına uyum sağlayabilmenin kritik aracı olan “esneklik” anahtarının, işletmelerin tüm birimlerinde yapılandırılarak daha rekabetçi ve yenilikçi olabilmesinin ve daha fazla yaşayabilmesinin unsurlarını içermektedir.
Eserin, konuya ilgi duyan iş dünyasının değerli yöneticileri ve çalışanlarına, akademisyenlere ve öğrencilere yararlı olması düşünülmektedir.

İÇİNDEKİLER

BİR REKABET ARACI OLARAK ESNEKLİK VE ESNEK İŞLETMELER
Küresel Rekabet Ortamı
Bilgi Çağı ve Bilgi Toplumu
Bilgi Yönetimi
Bilgi Ekonomisi
Rekabet Stratejileri
Esnek İşletme

ESNEK İŞLETMENİN YÖNETSEL BOYUTU
Değişim Yönetimi
Organizasyonel Esneklik
Stratejik Esneklik
Pazarlama Esnekliği
Finansal Esneklik
İnsan Kaynakları Yönetimi ve Esneklik
Esnek Çalışma Süreleri

ESNEK İŞLETMENİN TEKNOLOJİ BOYUTU
Üretim Kavramı
Teknoloji – Üretim İlişkisi
Kriz Dönemlerinde Üretim
İleri Üretim Teknolojileri
Yönetim Teknolojileri
Toplam Kalite Yönetimi
Malzeme İhtiyaç Planlaması (MİP), Üretim Kaynakları Planlaması (ÜKP) ve İşletme Kaynakları Planlaması (İKP)
Tam Zamanında Üretim
Bilgisayar Destekli Süreç Planlama
Optimize Edilmiş Üretim Teknolojileri
Üretim Teknolojileri
Bilgisayar Destekli Tasarım
Bilgisayar Destekli Üretim
Robotlar
Otomatik Malzeme Taşıma
Grup Teknolojisi (Hücresel Üretim)
Yalın Üretim
Yalın Düşünce
Yalın Düşüncenin Unsurları
Yalın Yönetim
Yalın Üretim Sistemi
Yalın üretim sisteminin amaçları
Yalın Üretim Sisteminin Özellikleri
Tepkisel üretim
Çevik üretim
Modüler üretim
Modüler Üretim Sisteminin Yapısı
Modüler Üretim Sisteminin Özellikleri
Modüler Üretim Sisteminin İşletmelere Sağladığı Katkılar
İleri Üretim Teknolojilerinin Önemi 1
İleri Üretim Teknolojilerinin İşletmelere Sağladığı Faydalar

ESNEK İŞLETMEDE SÜREÇ YÖNETİMİ
Süreç Kavramı
Süreç Performansının Ölçülmesi
Üretim Sürecinin Belirlenmesi
Üretim Sistemlerinin Performansının Ölçümü
Katma Değer Etkinlik Analizleri
Üretim Süreç Esnekliğinin Belirlenmesine İlişkin Performans Göstergeleri
İç Müşteri (Çalışanlar)
Müşteri Memnuniyetinin Ölçülmesi
Tedarikçi Performansı Ölçümü 1
Performans Yönetimi ve Balanced Scorecard Yaklaşımı (Dengelenmiş Performans Ölçüm Sistemi)

ESNEK İŞLETMENİN ÜRETİM BOYUTU:ESNEK ÜRETİM SİSTEMLERİ
Esneklik Tanımları
Kriz Dönemlerinde İşletmelerde Esnekliğin Önemi
Esnek Üretim Sistemleri
Esnek Üretim Sistemlerinin Tarihsel Gelişimi
Bir Sistem Olarak Esnek Üretim
Esnek Üretim Sistemlerinde Bilgi İletimi
Esnek Üretim Sistemlerinin Organizasyonu
Esnek Üretim Sistemlerinin Unsurları ve İşleyişi
Sayısal Kontrollü Tezgahlar
Otomatik Malzeme Taşıma Sistemleri
Bilgisayarlı Kontrol Sistemleri
Otomatik Kontrol ve Depolama Sistemleri
Esnek Üretim Sistemlerinin Özellikleri
Üretim Süreci Esnekliği
Kriz Dönemlerinde Üretim Süreç Esnekliğinin Önemi
Esnek Üretim Sistemlerinin Avantaj ve Dezavantajları
Esnek Üretim Sistemlerindeki Gelişmeler ve Gelecekteki Beklentiler