İşletme ve İktisadi Bilimler \ 26-35
Tüzün Tolga İnan Sivil havacılık, tüm dünyada doğrudan milyonlarca kişinin çalıştığı bir endüstridir. 17 Aralık 1903 tarihinde Wright kardeşlerin ilk motorlu uçuş denemesiyle başlayan endüstri her geçen yıl büyüme trendini sürdürmektedir. Giderek küçülen yerküremizde insanın bir noktadan bir başka noktaya gitme ve/veya bir şeyler gönderme talebi bitmeyeceğine göre hava taşımacılığının yoğunlukla kullanılma ihtiyacı da devam edecektir.
Ülkemiz için 2018 yılsonu itibariyle TÜİK verilerine bakıldığında, özellikle 2003 yılı sonrasında sivil hava taşımacılığında rakamların büyük oranda artış gösterdiği görülmektedir. 2003 yılında tüm havalimanlarımızı kullanan toplam yolcu sayısı 34.424.340 iken, bu sayı 2018 yılsonu itibariyle 210.498.164'e ulaşmıştır.
Tüm bu rakamlar eşliğinde, sivil hava yolcu trafiğinin büyük bir ivme yakaladığını ve böylesine büyük bir endüstride bu kadar az sayıda yayının olması bir eleştiri olarak sunulabilir. Bu nedenle bu kitap, endüstri ile ilgili birçok bilginin bir arada değerlendirildiği bir içeriğe sahip olduğundan nadide eser durumundadır.
Kitapta; 1978 yılı sonrası sivil havacılık endüstrisinin yükseliş trendini üst seviyeye taşıyan deregülasyon dönemi, emniyet düşüncesinin gelişimi, risk ve emniyet kavramları, Avrupa hava taşımacılığı pazarının serbestleştirilmesi, vahşi yaşam saldırıları, emniyet, tehlike ve risk kavramlarının tanımları,
risk değerlendirme teknikleri, güvenlik ve kritik durum analizlerinin değerlendirilmesi, sivil havacılık güvenliği ve risk yönetimi için kullanılan stratejiler ve proaktif risk yönetimi kavramları okuyucuların dikkatine sunulmuştur.
Bruce I. Newman “Onlarca yıl siyasi kampanyalar ticari kurumların gelişimine yönelik tasarlanan pazarlama ilke ve tekniklerini kendilerine göre uyarlamaya çalışmışlardır. Ancak yine, onlarca yıldır kampanyaların bu mantık üzerine kurulu olması siyasal alanda kullanılan pazarlamanın, ticari dünyayla rekabet edebilmesine adeta engel teşkil etmiştir. Bu süreç Obama'nın 2008 ve 2012 yıllarındaki kampanyalarına kadar da böylece devam etmiştir. Siyasal pazarlama akademisyenlerinin üstadı olan Bruce Newman bu aydınlatıcı çalışmasıyla Obama Modeli üzerinden ticari ve siyasi kurumlara yönelik başarılı kampanya yürütme konusunda değerli derslerle birlikte pazarlamada yaşanan paradigma kaymasını gözler önüne sermiştir. Bu eseri okumanın tam sırası; şiddetle tavsiye ederim”.
DENNIS W. JOHNSON
Emekli Profesör (George Washington Üniversitesi), Siyasi Danışmanlar ve Amerikan Seçimleri kitabının yazarı
“Amerikan başkanlık kampanyalarının analizinde 'ne oldu' sorusuna sıkça değinilirken, sadece Newman bunun ötesinde 'niçin' ve 'nasıl' sorularına da açıklık getirmiştir. Newman, Madison Bulvarının uyarlama savaşı verdiği siyasal pazarlamayı sofistike seviyeye iten inovasyon ve stratejileri gözler önüne sermiştir”.
TOM EDMONDS
Amerikan Siyasi Danışmanlar Birliği ve Uluslararası Siyasi Danışmanlar Birliği eski başkanı
“Eğer ticari bir faaliyet yürütüyorsanız bu kitabı okumalısınız. Siyasal kampanya yönetiminde yer alıyorsanız bu kitabı okumalısınız. Kâr amacı gütmeyen bir örgüt yönetimindeyseniz bu kitabı okumalısınız. Bu eser, bahsi geçen üç alanda kullanılabilecek yeni pazarlama stratejileri konusunda aydınlatıcıdır”.
RICK RIDDER
Siyasi danışman ve profesör (Denver Üniversitesi)
Mehmet Doymuş Emission control measures are getting more stringent in the shipping industry in order to comply with United Nations’ global targets. LNG as a marine fuel is one of the viable alternative fuels for maritime transportation and it has a significant positive effect on air pollution as it provides complete removal of SOx and PM, reduction of NOx up to 85% and reduces CO2 emission by at least 20%.
This book provides deep insight into LNG as a marine fuel and proposes a model to develop an LNG bunkering supply chain while utilizing qualitative and quantitative research methods.
This book may be of interest to bunker suppliers, shipowners, port/terminal operators and policymakers as well as maritime professionals and students interested in the decarbonization of maritime transport.
Volkan Demir, Oğuzhan Bahadır “SMMM Staja Başlama Sınavlarına Hazırlık İçin Muhasebe” isimli bu kitabın amacı, SMMM Staja Başlama Sınavlarına hazırlanan adaylara muhasebe grubu ile ilgili konuları anlatan, örnekler sunan ve testler ile de bilgilerin pekiştirilmesine yardımcı olan bir kaynak sunabilmektir.
Bu kitapta muhasebe grubuna ait konular; Finansal Muhasebe, Maliyet Muhasebesi, Finansal Tablolar Analizi, Muhasebe Denetimi ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) olmak üzere beş ana konu başlığında ele alınmıştır. Her ana bölümde konular ilk önce özet şekilde anlatılmaya çalışılmış, bu anlatımlar uygulamalarla desteklenmiş ve konu sonlarında her konuya ait test soruları ile de adayların kendilerini sınamaları amaçlanmıştır.
Volkan DEMİR, Oğuzhan BAHADIR SMMM Yeterlilik Sınavları için Muhasebe isimli bu kitapta, muhasebe mesleğine giriş sınavlarının ikinci aşaması olan Yeterlilik Sınavı'nda yer alan Finansal Muhasebe, Maliyet Muhasebesi, Finansal Tablolar Analizi ve Muhasebe Denetimi dersleri uygulamalı şekilde anlatılmaktadır. Aynı zamanda, geçmiş dönemlerde yapılan sınavlarda çıkmış sorulara benzer sorular çözülerek konular pekiştirilmektedir.
Stephen S. Cohen - J. Bradford DeLong “Cohnen ile DeLong’un polemikçi tarzları, ekonomi politikası tartışmalarına seçkin bir ses katıyor. Cüretkâr düşünürlerin cesurca çabalarının eseri olan bu kitap, bir yandan aydınlatırken bir yandan da öfke uyandırıyor.”
LAWRENCE H. SUMMERS
Charles W. Eliot Üniversitesi Profesörü, Harvard Üniversitesi
“Dinamik bir ekonomide, özel girişimcilik ve kamu yönetimi birbirlerinin karşıtları değil, ortaklarıdır. Günümüzün en iyi iki ekonomi düşünürünün tam da zamanında ortaya koydukları bu önemli kitapta geleceğin dersleri geçmişten çıkarılıyor.”
MICHAEL LIND
Yazar, Land of Promise: An Economic History of the United States
Hakan Bütüner Sonuç-Odaklı Sistematik Operasyonel İyileştirme, her bir projenin geçtiği altı adımın oluşturduğu prosedürler şablonundan ve her iyileştirme projesinde yer alan üç temel unsurdan oluşmaktadır.
Bu kitap uygulamaya yönelik ve pratik bir biçimde iyileştirme tekniklerinin önemli bir kısmını sunmaktadır. Gerektiğinde bazı teknikler daha kullanıcı dostu ve etkili olmaları için ayrıntılandırılmıştır (orijinal kaynaklarına dayalı olarak). Ancak belki de en önemlisi, belirli teknikleri hangi koşullarda ve nasıl kullanabileceğinizin tespiti ve bunların nasıl doğrudan etkili sonuçların elde edilmesi yönünde odaklandırılabileceği konularında size rehberlik sağlanmaktadır.
Kitap, iyileştirme sistematiği konusunda detaylı bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Sunulan yöntem ve teknikler, örnek olaylar ve çalışma formları sizi işletmenizin iyileştirme planını hazırlamaya başlatacaktır.
Kitabın birinci bölümünde, sonuç-odaklı iyileştirme ve bilhassa sonuç-odaklı sistematik iyileştirme planlamasının genel çerçevesinden ve özelliklerinden bahsedilmektedir.
İkinci bölümde, sistematik iyileştirme planlamasının adımları detaylı bir biçimde işlenmektedir.
Bu kitap temel olarak üç grup için yazılmıştır:
Birinci grup, iyileştirme gerçekleştirmek isteyen bireylerdir. Bu kişi gerekli becerilere sahip olabilir ancak farklı işletmelerin iyileştirme planlarının farklı prosedürler gerektirdiğinin tam olarak bilincinde olmayabilir. Geleneksel yaklaşımının yerini daha geniş kapsamlı analiz almalı ve ayrıntılara ilişkin bireysel ve olgusal analizi grup fikirlerinin ve uygunluk veya tercih değerlendirmesinin yolunu açmalıdır.
İkinci grup, iyileştirme proje ekibidir. Uyumlu bir yaklaşımı takip etmekle, iletişimler büyük ölçüde basitleştirilecek ve ekip, projesini daha kısa zamanda daha iyi bir sonuçla tamamlayacaktır.
Üçüncü grupta küçük işletme sahipleri yer almaktadır. Bu grup, tipik olarak iyileştirme projeleri için, istekleri ve ihtiyaçları olduğu hâlde, büyük miktarda bütçe ve geniş zaman ayırmak konusunda gönülsüzdür.
Ahmet Tortum, Ali Akdağlı, Anıl Utku, Çiğdem İnan Acı, Emre Kuşkapan, Evrim Güler, Fatih Mehmet Kıyak, Fatih Sinan Esen, Fırat Ata, Habibe Karayiğit, Hasan Buğra Yıldırım, M. Ali Akcayol, Mehmet Akif Ocak, Mehmet Ali Balcı, Muhammed Yasin Çodur, Murat Karakuş, Onur Uğurlu, Ömer Akgüller, Özlem Çakır, Sonyel Oflazoğlu Dora, Suat Atan, Şebnem Özdemir, Tuba Parlar, Ümit Can, Yeşim Aygül, Zülfü Alanoğlu Sosyal ağlar, günümüzde hızla gelişen ve yaygınlaşan bir iletişim aracı hâline gelmiştir. Bu ağlar üzerinde milyonlarca insan birbirleriyle etkileşim halinde olup fikirlerini, düşüncelerini, paylaşımlarını ve bilgilerini aktarmaktadır. Bu büyük veri havuzu, yapay zekâ algoritmalarının etkili bir şekilde kullanılması sayesinde çeşitli analizler için kullanılabilmektedir. Sosyal ağlarda yapay zekâ yaklaşımlarını ele alan bu kitap; sosyal ağ analizi, makine öğrenmesi algoritmaları, duygu analizi, doğal dil işleme, öneri sistemleri, blokzincir teknolojisi ve akıllı şehir uygulamaları gibi birçok farklı konuyu irdeleyen on dört bölümden oluşmaktadır. Kendi alanlarında uzmanlaşmış ve alanlarında önemli çalışmalara imza atmış yirmi beş yazarın katkıda bulunduğu kitapta; sosyal ağlarda yapay zekâ yaklaşımları ele alınarak, bu teknolojilerin etkili bir şekilde kullanımı konusunda öneriler ve çözümler sunulmaktadır. Sosyal ağlarda yapay zekâ yaklaşımlarının kullanımı, farklı alanlarda birçok avantaj sağlamaktadır. Örneğin, sosyal ağlarda etkili bireylerin tespiti, öneri sistemleri ile kullanıcı deneyiminin geliştirilmesi, sosyal medya pazarlaması, görüş madenciliği gibi birçok alanda yapay zekâ algoritmalarının kullanımı önemli ölçüde fayda sağlamaktadır. Ancak bu teknolojilerin kullanımı aynı zamanda bazı riskler de barındırmaktadır. Mesela kişisel verilerin gizliliği ya da dezenformasyon ve doğrulama süreçleri konularında endişeler mevcuttur. Bu kitap, sosyal ağlarda yapay zekâ yaklaşımlarının faydaları ve riskleri arasındaki dengeyi ele alarak bu teknolojilerin nasıl daha etik bir şekilde kullanılabileceği konusunda fikirler sunarak sosyal ağlarda yapay zekâ teknolojileri konusunda yeni tartışmaların ve farkındalığın oluşmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Volkan Tunalı Pek çok doğal ve yapay olguda, varlıklar arasındaki ilişki ve etkileşimler incelendiğinde, çeşitli ağ yapılarının oluştuğu görülmektedir. Sosyal ağlar, ekonomik ve finansal ağlar, iletişim ağları, teknolojik ağlar, biyolojik ağlar ve kimyasal etkileşim ağları bunlardan bazılarıdır.
Bu kitap, kaynağı her ne olursa olsun, özellikle büyük ve karmaşık ağları çeşitli teknik ve araçlar kullanarak anlamaya çalışan Ağ Bilimi (Network Science) ve Sosyal Ağ Analizi (Social Network Analysis) konularına giriş yapmak isteyen öğrenci ve araştırmacılara temel bir kılavuz olması amacıyla yazıldı. Bu alanda Türkçe bir kaynak olarak önemli bir boşluğu dolduracak olması kitabın yazılmasında diğer bir motivasyon kaynağı oldu.
Kitap aynı zamanda bir dönemlik lisans son sınıf ya da lisansüstü düzeyinde, giriş niteliğinde bir ders için temel ders kitabı olmaya uygun bir içerikle hazırlandı. Kuramsal konular gereken kapsam ve derinlikte ele alındı ve tüm kavramlar çözümlü ve açıklamalı örneklerle desteklenmeye çalışıldı. Kuramsal konuların, uygulamalı çalışmalarla dengelenmesine özen gösterildi. Bölüm sonlarındaki sorularla konuların pekiştirilmesi ve öğrencilerin araştırmaya teşvik edilmesi hedeflendi.
Ağ analizinin disiplinlerarası bir konu olması nedeniyle konuya ilgi duyan hemen her alandan okuyucunun yararlanabileceği bir kitaptır. Ayrıca, ağ analizi yazılımlarının kullanımları ve dosya formatlarıyla ilgili verilen bilgi, öneri ve ipuçları da uygulama çalışmalarında yararlı
Ahmet Mete Çilingirturk, Ayşe Oğuzlar, Ayşegül İşcanoğlu Çekic, Burcu Kocarık Gacar, Ceren Camkıran, Dilek Altaş Karaca, Duygu Usta, Elçin Timur Çakmak, Elif Çiğdem Keleş, Gülen Arıkan Kokkaya, Gülsen Kıral, Hasan Arda Burhan, Haydar Ekelik, İ. Esen Yıldırım, İpek Deveci Kocakoç, Kevser Tüter Şahinoğlu, Kubilay Erişlik, Meryem Pulat, Mine Aydemir Dev, Münevver Turanlı, Naciye Tuba Yılmaz Soydan, Nuran Bayram Arlı, Nurdan Çolakoğlu, Özgur Çakır, Özlem Deniz Başar, Özlem Ergut, Özlem Yorulmaz, Seda Bağdatlı Kalkan, Selay Giray Yakut, Serpil Kılıç Depren, Sevda Gürsakal, Şahamet Bülbül, Turgut Un, Tutku Tuncalı Yaman, Ünal Halit Özden, Yasemin Koldere Akın Sosyal bilimler alanında yapılan çalışmalarda incelenen birimlerin çeşitli özelliklere sahip olması nedeniyle veri birden fazla değişken ile tanımlanır. Çok sayıda değişken olması durumunda, bunları birlikte analiz etmek için çok değişkenli istatistiksel analiz tekniklerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Lisans ve lisansüstü düzeyde bir ders kitabı olarak hazırlanan bu kitapta; çok değişkenli istatistiksel analiz teknikleri hem teorik hem de uygulamalı bir şekilde ele alınmıştır. Kitapta başlıca çok değişkenli istatistiksel analiz tekniklerinin yanı sıra ileri çok değişkenli istatistiksel analiz tekniklerine de yer verilmiştir. Kitabın içeriğinde yer alan analiz teknikleri temel düzeyde kavramsal bilgiler çerçevesinde açıklanarak Stata, SPSS ve R programları ile uygulamalar yapılmıştır.
Kitapta, çok değişkenli istatistiksel analiz tekniklerini uygulayacak öğrencilere ve araştırmacılara yol göstermek amacıyla sosyal bilimler alanındaki çeşitli konularda uygulamalara yer verilmiş, analiz sonuçlarının detaylı yorumlanmasına da özen gösterilmiştir. Bu uygulamalarda çeşitli araştırma sorularına gerçek veriler kullanılarak cevap arandığından kitap aynı zamanda araştırma kitabı özelliği de taşıdığından sektörel araştırmacılar, lisans ve lisansüstü öğrencileri tarafından çok değişkenli analiz tekniklerinin uygulandığı tüm alanlarda kullanılabilir.
Yirmi bir bölümden oluşan bu kitap; uzmanlık alanı istatistik, ekonometri ve yöneylem araştırması olan ve Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde görev yapan akademisyenler tarafından hazırlanmış olup aşağıdaki konuları içermektedir.

• Çok Değişkenli İstatistiksel Analiz Tekniklerinin Temel Varsayımları
• Stata, SPSS ve R Programları ile Veri Girişi ve Çok Değişkenli Analiz Varsayımlarının İncelenmesi
• Çoklu Doğrusal Regresyon Modelleri
• Lojistik Regresyon Analizi
• Çok Değişkenli Varyans Analizi
• Faktör Analizi
• Kümeleme Analizi
• Diskriminant Analizi
• Kanonik Korelasyon Analizi
• Çok Boyutlu Ölçekleme Analizi
• Güvenilirlik Analizi
• Konjoint Analizi
• Uyum Analizi
• Sınıflandırma Karar Ağaçları
• Yapay Sinir Ağları
• Sağkalım Analizi
• Sistem Simülasyonu
• Gizli Sınıf Analizi
• Metin Madenciliği
Aylin Erdoğdu, Aylin Gözen, Aynur Acer, Berk Küçükaltan, Çağla Arıker, Çiğdem Kaya, Derman Küçükaltan, Ebru Gözükara, Eda Özgül Katlav, Esra Aydın Göktepe, F. Oben Ürü, Gönen İlkar Dündar, Havana Sevcan Kurt, Hüseyin Arı, İ. Melih Baş, İsmet Bihter Karagöz Taşkın, İzlem Gözükara, Lina Karabetyan, Merve Tarım, Nurdan Çolakoğlu, Özlem Öncel Güneş, Pınar Daloğlu, Sema Yolaç, Tuğba Karabulut, Ülkü Özbay, Yasemin Acar Uğurlu, Yasin Akkuş, Yasin Aksoy Geleneksel ekonomideki zenginleşmenin toprak ve sermaye olarak kabul edilmesinin aksine günümüzde, bilgi birikimine ve beceriye sahip kişilerin, sermayesi olmasa dahi zenginleşebileceklerine dair inancı, ekonominin en önemli dinamiği hâline gelmiştir. Bu yolda önemli riskler alan, fırsatların peşinden koşarak yenilik arayanların sayısı her geçen gün artmaya başlamıştır. Fakat gelenekselden bugüne değişmeyen bir husus var ki zenginleşmek ve zengin kalabilmek hâlâ çok zor. Bu nedenledir ki yenilik ve farklılık yaratacak bir fikir ile işe koyulan girişimcinin doğası her ne olursa olsun başarabilmesi için her olaya farklı perspektiflerle bakabilmeyi başarabilmesi gerekmektedir. Girişimcilerin veya girişimci adaylarının farklı perspektifler kazanmasının, izledikleri yolun risklerini daha iyi tespit etmelerine yardımcı olacağı kesindir.
Yeni bir işe koyulmak, bu işle ilgili finansal ve yönetsel kararlar almak önemli oranda sosyal bilimlerin alanına girmektedir. Bu nedenledir ki girişimcilerin, sosyal bilimler araştırmalarından çıkarımlarının önemli kazanımları olacaktır. Sosyal Bilimler Perspektifi ile Girişimcilik: Kavramsal ve Sayısal Araştırmalar kitabı, girişimcilere, akademisyenlere ve öğrencilere bu çerçevede ışık tutmak amacıyla muhasebe, finans, insan kaynakları, iktisat, sayısal yöntemler, pazarlama ve yönetim alanlarında yapılmış çalışmalardan derlenmiş bir rehber niteliğindedir.
Ayşe Nur Çırak, Burak Doğangün Engin Aydın, Fatma Çıtak, Hakan Yıldırım, Hatike Koçar Uzan, Hilal Öztürk Küçük, Mukaddes Güler, Mustafa Kurt, Neslihan Arslan, Nurettin Bilmez, Selcen Altınbaş-Umut, Selma Özcan, Tülay Demir, Yasin Karadeniz, Yusuf Pala, Zeynep Öztürk Toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olan etik, tarih boyunca tartışılagelen ve günümüzde de revaçta olan kavramlardan biridir. Kamuoyunda çokça tartışılan etik meselesi, son yıllarda akademik çevrelerce de yoğun bir şekilde işlenmeye başlamış ve etik farkındalığın oluşturulması amacıyla kaleme alınan bilimsel çalışmaların sayısında artış yaşanmıştır. Ancak çeşitli alanlarla ilişkisi bulunan ve bu açıdan disiplinler arası bir nitelik taşıyan etik konusunun bütüncül yaklaşımlarla ele alındığı eser sayısı oldukça sınırlıdır. Bu bağlamda meseleyi farklı boyutlarıyla tartışma gayesiyle telif edilen bu kitapta etik konusu; işletme, çevre, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, bankacılık, maliye ve muhasebe gibi alanlar çerçevesinde bir bütün içerisinde ele alınmaktadır. On altı bölüm hâlinde okuyucunun dikkatine sunulan bu kitap, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarındaki güncel araştırmalarla etik konusunu bilimsel açıdan tartışarak gündelik pratiklerle akademik yazın arasında ilişki kurma amacını taşımaktadır.
Cenk Koşun, Ebru Çağlayan Akay, Halim Kazan, İpek Keskin, İrem Özkütük, Merve Nur Balasar, Müyesser Büşra Coşkun, Nafiye Aydın, Nihat Doğanalp, Ömer Faruk Tekdoğan, S Ahmad Mansoor Sawizı, Sibel Kazan, Sude Aktaş, Tuğba Bingöl, Yunus Ceran Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Öğrenci Kongresi, sosyal bilimlerle ilgilenen ve bu alanda çalışan genç araştırmacılar ve akademisyenler için fikirlerini, araştırma sonuçlarını ve tecrübelerini paylaşabilecekleri bir ortam yaratmakta, öğrencileri akademik anlamda desteklemekte ve güncel bilimsel gelişmeler üzerine kültürel bir tartışma platformu oluşturmaktadır.
Kongreye gönderilen çalışmalar Bilim Kurulu tarafından incelenmekte ve iki hakem tarafından değerlendirilmektedir. Kabul edilen bildiriler programa dahil edilerek sunulmaktadır. Altıncısı 2023 yılında Konya'da düzenlenen Kongre'de 26 farklı üniversiteden 100'ü aşkın lisans ve lisansüstü öğrenci yaptıkları ya da yapmayı planladıkları çalışmalarla ilgili sunum yapmıştır.
Kongrede sunulan bildiriler VI. ISERSC Tam Metin ve Özet Bildiriler Kitabı'nda yayımlanmıştır. Okuyor olduğunuz bu kitapta ise seçilmiş bildiriler kitap bölümü olarak yayımlanmaktadır.
Serap Palaz 2012 tarihinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile getirilen İSG profesyonelleri çalıştırma zorunluluğu bu mesleğe olan talebi artırmış ve son yıllarda bu alanda istihdam açığını karşılamak ve İSG uzmanı yetiştirmek üzere üniversitelerin meslek yüksekokulları ve lisansüstü programlarında iş sağlığı ve güvenliği programları açılmıştır. Her ne kadar İş Sağlığı ve Güvenliği kanununda, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanların iş güvenliği uzmanı olabileceği ifade edilse de piyasada bu vasıflara sahip yeterli sayıda eleman bulunmaması uygulamada sıkıntılar yaratmıştır. 2015 tarihinde yapılan yeni bir düzenleme ile Yükseköğretim Kanununun 5'inci maddesinin 1. fıkrasında yasal düzenlemeye gidilerek, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre iş güvenliği uzmanı olabilecek mezunları yetiştiren fakültelerin ders programlarına "İş Sağlığı ve Güvenliği" zorunlu ders olarak eklenmiştir.
Son zamanlarda İş Sağlığı ve Güvenliği dersi, sadece İSG profesyonelleri yetiştiren önlisans, lisans ve lisansüstü programlarda değil özellikle üniversitelerin Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümleri başta olmak üzere İktisadi ve İdari Bilimler, Uygulamalı Bilimler, Turizm ve Sağlık Bilimleri Fakültelerinde de yoğun ilgi görmektedir. Son dönemlerde özellikle İSG uzmanlık sınavına yönelik, iş sağlığı ve güvenliğini hukuki ve teknik yönden ele alan çok değerli eserler olmasına rağmen, özellikle sosyal bilimlerde İSG derslerinde okutulmak üzere öğrencilerin takip edebileceği kapsamlı ve sistematik bir kitabın olmaması, bu çalışmanın hazırlanmasını gündeme getirmiştir. Bu çalışmada, iş sağlığı ve güvenliği konuları daha çok sosyal yönden ele alınarak sistematik bir şekilde tüm boyutları ile etraflıca anlatılmaya çalışılmıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavramsal Çerçevesi
İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihsel Gelişimi
İş Sağlığı ve Güvenliğinin Uluslararası Kaynakları
İş Sağlığı ve Güvenliği Teorileri
İş Sağlığı ve Güvenliği İstatistikleri
İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarafları ve Sorumlulukları
İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Hukuki Sonuçları
İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü
Bir İş Sağlığı ve Güvenliği Sorunu Olan Psikolojik Taciz ve Yıldırma
Karoshi ve Karojisatsu
Nihat AYTÜRK Sosyal yaşamda insan ilişkileri ve sosyal etkinlikler davranış kurallarıyla düzenlenmiştir. Bu kurallar; ailede, toplumda ve iş ortamında karşılıklı sevgi, saygı, anlayış ve hoşgörü içinde birlikte yaşamanın sosyal ve kültürel normlarıdır. Bu kuralları bilen ve bunlara uyan kişiler toplumda ve iş hayatında her zaman takdir edilir; sevilir, sayılır ve itibar kazanır; başarılı ve saygın bir insan olurlar.
Türk toplumunda sosyal davranışları oluşturan saygı, görgü ve nezaket kuralları bu kitapta, Türk toplumunun sosyokültürel yapısına uygun olarak ele alınmış ve açıklanmıştır. Nobel Yayınevi.
“Nihat Aytürk'ün Nobel Yayınlarından çıkan Sosyal Davranış -Sosyal Yaşamda Davranış Kuralları isimli eserini okudum. Bu değerli kitabı sizin de okumanız gerektiğini düşünüyorum. Bu kitap insan kalitemizin, davranış edebimizin gelişmesine ve atalarımızın düzeyine yükselmesine büyük katkı sağlayabilir. Sokakta nasıl yürümeli, araca nasıl binmeli, kişilere nasıl davranmalı, nasıl selamlamalı, uğurlamalı; giyimde kuşamda, davranışta nelere dikkat etmeli… Evde, otelde, sokakta, cenazede, sofrada, törenlerde, davetlerde, ziyaretlerde, telefon ederken, mektup yazarken hangi saygı ve edep kurallarına ihtiyacımız var? Anne-babalar sorumludur. Millî Eğitim Bakanlığı sorumludur. İnsana davranış edebi kazandırılamıyorsa fizik, kimya öğretmek hayırlı bir nesil yetiştirmeye yetmez.” Dr. Muhammed Bozdağ. (Yazar. Star Gazetesi, 09.11.2007)
Sayın Nihat Aytürk. Protokol Bilgisi kitabınız iş yaşamımda; Sosyal Davranış kitabınız sosyal yaşamımda, “Ne yapmam, nasıl davranmam gerekiyor” dediğim zamanlarda bana hep yardımcı oldu. Benim en çok yararlandığım bir kitap oldu ve olmaya devam ediyor. Her iki kitap, insan yaşamının bütün zamanlarında faydalanılacak bilgi birikimiyle dolu. Emeğinize teşekkür ederim. Saygılarımla.
M. Gökdeniz. İstanbul.
Ahmet Yıldırım Pozitif psikoloji sorunlara değil, bireyin daha kaliteli bir yaşam geçirmesi, kendi yeteneklerini keşfetmesi ve geliştirmesi için teşvik etmesi nedeniyle alana farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Bir bakıma yüzlerce yıl öncesinden Mevlana Celalettin Rumi'nin “Gül düşünür gülistan, diken düşünür dikenlik olursun.” sözlerini, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre'nin “insanın özünü anlama”ya dair düşünceleri teyit edilmektedir. Son yıllarda pozitif psikolojik sermaye ile ilgili çeşitli düzeylerde ve ilişkili değişkenlerin değerlendirildiği çalışmalar yürütülmektedir.
Sosyal devletin görünmez kahramanları olan Sosyal Hizmet Uzmanları zaman zaman olumsuz ve zor koşullar altında özveriyle sosyal hizmet sunmakta ve hizmet verdikleri bireylerle iletişimlerini sürdürmeye ve iş performanslarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
Bu kitap, hiç kuşkusuz meşakkatli ancak önemli bir toplumsal misyon dâhilinde çalışan sosyal hizmet uzmanlarının duygusal kaynaklarının tükenmesi ile ortaya çıkan ve işlerine duyarsızlaşmaları, başarı hislerinin azalmasıyla kendini gösteren tükenmişliklerinin üzerinde pozitif psikolojik sermayenin etkisini incelemektedir.
Araştırma sonuçları, pozitif psikolojik sermaye unsurlarının çalışanlar açısından geliştirilmesinin elzem olduğunu ve bir özveri mesleğinin çalışanları olarak sosyal hizmet uzmanlarının çalışma şartlarına bağlı tükenmişlik sendromuna girmelerini engelleyebileceğini göstermektedir.
Ahmet Melih Eyitmiş, Alev Yıldırım, Ali Aycı, Bekir Eşitti, Berna Turak Kaplan, Beyza Erer, Burcu Batga Yurtsever, Duygu Hıdıroğlu, Erdi Bayram, Esra Sipahi Döngül, Fadime Sezer, Gökçe Akdemir Ömür, Gözde Koca, Gözde Mert, Hatip Yurgiden, Kübra Demirkan, Lütfiye Yaşar, Mehmet Kaplan, Osman Akarsu, Ömer Çavuş, Özüm Eğilmez, Pelin Karaca Kalkan, Pınar Ünkür, Rasim Keskin, Salih Serbest, Simge Ünlü, Tuba Büyükbeşe, Tuğba Dikbaş, Tuğba Erdem Aladağ Faydalı olabilecek gerçek sorunu bulmak, girişimciliğin başlangıç noktasıdır. Sorunlar, girişimciler için üzerinde girişim fikirleri geliştirebilecekleri benzersiz fırsatlardır. Sosyal girişimciler sosyal değişim ajanlarıdır. Toplumda, çevrede ve ekonomilerde uzun soluklu olumlu sosyal etki oluşturma hedefiyle yola çıkan sosyal girişimciler, sosyal faydanın sürdürülebilir olmasını kâr elde etmekten daha çok benimserler. Bu bağlamda var olan sayısız sosyal sorun ve ihtiyacın giderilmesi için toplumda sosyal girişimciliğin teşvik edilmesi önemlidir.
Yaşamın her alanında fayda oluşturmayı ilke edinen sosyal girişimciliği; içeriğinde yer alan 21 bölümde birçok farklı bilim alanı ile ilişkilendirerek inceleyen “Sosyal Girişimcilik: Teori ve Uygulamalar” adlı bu eser, Türkiye'de kapsamı bakımından sosyal girişimcilik alanında yayınlanan ilk uluslararası bilimsel eser olma niteliği taşımaktadır.
Sosyal girişimciliğin, sosyal inovasyonların ve sosyal etkinin hem teoride hem uygulamada finans, muhasebe, pazarlama vb. her boyutuyla ele alındığı 28 değerli akademisyenin katkılarıyla hazırlanan “Sosyal Girişimcilik: Teori ve Uygulamalar” başlıklı bu uluslararası bilimsel eserin akademik camiaya ve iş dünyasına gerekli katkıları sunması dileğiyle...
Gonca Bıyık Sosyal koruma harcamaları ve gelir dağılımı özelinde olmakla birlikte teorik açıdan refah devleti, gelir dağılımı, sosyal politika ve sosyal koruma konularında detaylı olarak hazırlanmış olan bu kitapta; Türkiye'deki durum incelenmiş ve literatüre önemli bir katkı sağlamak adına “simülasyon temelli öngörü” yöntemi ile ekonometrik bir analiz yapılmıştır. Maliye konusu başta olmak üzere; iktisat, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, sosyal politika alanlarında eğitim gören lisans ve lisansüstü öğrencileri için yardımcı kaynak niteliği taşımaktadır. Ayrıca ekonometri alanı ile ilgilenenler açısından da kitabın analiz bölümü oldukça yararlıdır. Kitap, içerdiği konular ile ilgili hem genel hem de detaylı bilgiye sahip olmak isteyen okuyucular için yol gösterici olacaktır.
Shiv Singh, Stephanie Diamond Sosyal medya pazarlamasında başarılı olmak için kullanabileceğiniz harika bir rehber
Sosyal medya pazarlaması müşterilerinize ulaşabilmek için kullanabileceğiniz hızlı, etkili ve masrafsız bir yoldur fakat bunun yanı sıra oldukça rekabetli ve sürekli
değişim hâlindedir. Bu kitap önemli kavramları, trendleri ve tavsiyeleri açık açık belirtip işinizi bir pazarlama üstadı gibi yönetebilmeniz için size uzman bir şekilde rehberlik yapacaktır.
• Etkileyici işler çıkarın! Sosyal medya pazarlamasında rakiplerinizi öğrenin, benzersiz sosyal medya sesinizi geliştirin ve başarılı kampanyaları hayata geçirin.
• Yerinizi belirleyin! Facebook, Twitter ve YouTube gibi sitelerin yanı sıra yeni ve gelişmekte olan sitelerde sosyal medya pazarlaması stratejilerini keşfedin.
• Eski olan her şey artık yeni! Sitenizde sosyal medya pazarlamasını uygulayın, özgün ve başarılı bir reklamcı olun, mobil bir kampanya geliştirin ve gerçek zamanlı pazarlama ile işlerinizi bir adım öteye taşıyın.
• Paranızın karşılığını fazlasıyla alın! Markanızın rekabetçi pazarda daha görünür hâle gelmesini sağlamak ve müşterilerinize ulaşabilmek için sosyal medya pazarlamasının ne kadar masrafsız ve etkili bir yol olduğunu keşfedin.
Kitabı açın ve
• Sosyal medya zihniyetine nasıl sahip olacağınızı,
• Bir içerik oluşturmayı ve bu içeriğin dağıtım stratejisi üzerine ipuçlarını,
• Pinterest ve Tumblr'ı neden dikkate almanız gerektiğini
• Niş ağlar ve çevrim içi topluluklar aracılığıyla kullanabileceğiniz pazarlama stratejilerini,
• Sosyal medya alanında nasıl ölçüm yapabileceğinizi,
• Sosyal medya yönetiminin içyüzünü,
• En sık kullanılan olmazsa olmaz sosyal medya araçlarını,
• Sosyal medya pazarlaması üzerine okumanız gereken blogları inceleyin.
Rıza Batur Bülbül İnternetin sunduğu sınırsız iletişim imkânı ile işletmeler sosyal medya aracılığı ile küresel pazarda daha kolay yer alabilmektedirler.
Bu eserin temel amacı, “sosyal medyanın satın alma davranışı üzerindeki etkisinin tespit edilmesi”dir. Bu amaç doğrultusunda örneklem olarak alınan katılımcıların internet ve sosyal medya kullanım alışkanlıkları, sosyal medya üzerinden alışveriş yapma durumları, sosyal medya kanallarının satın alma kararını etkileme durumu, sosyal medya ile ilgili ifadeler ve bu ifadelerin satın alma davranışı üzerindeki etkisi eser kapsamında yer almıştır.
Eserin birinci bölümünde sosyal medya kavramı, gelişimi, geleneksel medyadan farkları ve araçları; ikinci bölümünde pazarlama ve sosyal medya pazarlaması ve satın alma davranışı hakkında temel bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde ise araştırmanın amacı, kapsamı, modeli, hipotezleri, evreni ve örneklemi, veri toplama yöntem ve araçları ile sosyal medyanın satın alma davranışına etkisini ortaya koyan bulgular sunulmuştur. Eser , sonuç ve öneriler ile sonlandırılmıştır.
Ayben Ceyhan Kitapta dijital pazarlama, sosyal medya pazarlaması, marka bağlılığı ve satın alma niyeti konularının yanı sıra, tüketicinin artık üretici olduğu sosyal medyada, markaların uyguladıkları sosyal medya pazarlama uygulamalarına ilişkin tüketici algısının, marka bağlılığı ve satın alma niyetine etkisinin ortaya koyulduğu kapsamlı bir çalışmaya yer verilmiştir. Instagram'da belirli bir markayı takip eden 1078 kullanıcıyla yapılmış olan bu çalışma, markaların sosyal medya pazarlama uygulamalarını oluştururken, bu uygulamaların tüketicide oluşturabileceği algıların marka bağlılığı ve satın alma niyetini ne yönde etkileyebileceği konusunda fikir sahibi olabilmeleri için faydalanabilecekleri ve akademik dünyanın da bu alandaki çalışmalarına ışık tutabilecek bir kaynak olarak sunulmaktadır.
Cevdet Özmen Günlük yaşam ve iş hayatında yakın gelecekte çok daha önemli bir yer tutacağına inanılan Sosyal Mühendislik, Bilgi Güvenliği ve Endüstri 4.0 artık birçok sektör ve disiplin için dikkatle izlenmesi ve yönetilmesi gereken alanların başında yer almaktadır. Bu alanlar arasındaki girift ilişkilerin bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak değerlendirilmesi ise geleceğin teknoloji yapılanmasını kavrayabilmeyi, internet ve sosyal medya platformları üzerinde gerçekleşenleri doğru yorumlayabilmeyi, müşteri davranışlarını izleyerek müşteri memnuniyetinin artırılmasını, güvenlik ve risk yönetiminin daha başarılı bir şekilde yürütülebilmesini oldukça kolaylaştıracaktır. Bu yaklaşım işletmelere yönetim bilişim sistemleri ve stratejik yönetim alanlarında daha etkin olabilmeyi sağlamanın yanı sıra fiziki ve siber güvenlik alanlarında da katkılar sunacaktır. İşletmeler açısından nihai amaç olan kârlılığın arttırılmasına, verimliliğin optimizasyonuna, günümüzde “varlık” olarak kabul edilen “veri”nin korunmasına ve Endüstri 4.0 çatısı altında güvenli bir geleceğin inşasına önemli katkılar sağlayacağını düşündüğümüz bu çalışmanın, sürekli değişen piyasa koşulları ve rekabetçi ekosistem içerisinde “güncel”i ve “başarı”yı yakalamaya yönelik gayretleri olan yöneticilere yeni bakış açıları kazandıracağını ümit etmekteyiz.
Kenan Ören Sosyal Politika, sosyal devlet niteliğine sahip bir ülkede, avantajlı bireylerle dezavantajlı bireyler arasında yardımlaşma ve dayanışma köprüsü kuran bir uzlaşı kültürüdür. Bu bağlamda dar anlamdaki “Sosyal Politika”, işçi ve işveren arasında meydana gelen çatışmaları ve sorunları çözüme kavuşturan veya asgariye indiren bir uzlaşı kültürü iken geniş anlamdaki “Sosyal Politika”, zengin ile yoksul arasında, genç ile yaşlı arasında, çocuk ile büyükler arasında, sağlam bireyler ile engelliler arasında, erkekler ile kadınlar arasında vs. avantajlı ile dezavantajlı bireyler arasında meydana gelen veya gelebilecek sorunları çözmeye çalışan bir disiplindir. Sosyal politikanın optimal bir şekilde işlemesi; devletin refah devleti yani ekonomik açıdan kalkınması ve elde edilen gelirin adil bir şekilde tüm vatandaşlara dağıtılması gerekmektedir. Devlet bu bağlamda bir organizatör ve katalizör görevini ya da her iki kesim arasında bir hakem görevini üstlenerek ihkakıhak yapmalıdır. Yani her kim neyi hak ediyorsa ona hakkını vermelidir. Böyle bir sosyal devlet niteliğine sahip olan devlet türü himayeci yani koruyucu devlettir. Her ne kadar sosyal devlet niteliği taşıyan bir devlet, tüm vatandaşların refahı için gayret sarf etmeye çalışsa da daha çok dezavantajlı kesimlere pozitif ayrımcılık yaparak onları korumakla mükelleftir. İşte bu kitap, devletin bu rolünü ve sosyal politika alanında yer alan konuları analiz etmekte ve bu konulara ışık tutmaktadır.
Demet Akarçay Ulutaş, Doğa Başer, Eda Beydili Gürbüz, Fatümatü Zehra Ercan, Hasan Hüseyin Tekin, Huriye İrem Kalaycı Kırlıoğlu, İlkay Başak Adıgüzel, Mehmet Kırlıoğlu, Meliha Funda Afyonoğlu, Nur Feyzal Kesen, Rasim Babahanoğlu, Sami Kalaycı, Sinan Akçay Bu kitap, sosyal sorunların kavramsal tanımlamaları ve alt başlıklarının ötesinde dünyada ve Türkiye'de sorun alanı ile ilgili temel bilgi ve tartışmaların yanı sıra Türkiye'de sosyal politika alanında farklı alanlardaki uygulamaların olumlu ve olumsuz yönlerini de değerlendirmesi açısından katkı sağlamaktadır. Ayrıca sosyal politika açısından Türkçe literatüre yeterince değinilmediği düşünülen bağımlılık ve sosyal politika, aile ve sosyal politika, eğitim ve sosyal politika, ruh sağlığı ve sosyal politika bölümlerini barındırması da kitabın literatürde sağladığı katkıyı arttırmaktadır. Özetle bu kitap; sosyal hizmet akademisyenlerinin sosyal politika alanına sosyal hizmet perspektifi ile baktıkları bir kitap niteliğine sahiptir.
Bölümlerin oluşturulmasında genel bir başlık düzeni izlenmiş, her bölümün Giriş alt başlığında sorun alanı ile ilgili genel bilgi ile birlikte güncel tartışmalarla dünyadaki duruma değinilmeye çalışılmıştır. Türkiye'deki Mevcut Durum başlığında ilgili sosyal sorun alanının Türkiye'deki durumuna odaklanılmış, örnekler ve uygulamalar betimlenmiştir. Türkiye'deki Politika ve Uygulamaların Olumlu ve Olumsuz Yönleri başlığı ise sosyal hizmet perspektifini de içeren politika değerlendirmesini içermektedir. Son olarak da bölümle ilgili sonuç ve öneriler sunulmaktadır.
Kitabın içeriği oluşturulurken işlevselliği de ön planda tutulmuştur. Basit ve somut veriler üzerinden örneklerle anlatım ve güncel gelişmelere dikkat edilmiş; tablolar, şekiller kullanılmış ama okuyucuyu istatistiğe boğmayarak özet bilgi verilmesine önem gösterilmiştir. Sosyal sorunların ve politikaların birbiri ile olan bağlantısına (yoksulluk-sağlık) da dikkat edilmiştir.
Abdulkadir Develi, Burak Kabakcı, Didem Koca, Edip Aygüler, Ercem Erkul, Erdal Tanas Karagöl, Esat İpek, Gamze Erükçü Akbaş, Hülya Altınsoy, İbrahim Demir, Rıdvan Kurtipek, Selman Salim Kesgin, Ülkü İstiklal Ortakaya, Yahya Aydın 19. yüzyılda gerçekleşen Sanayi Devrimi'yle birlikte değişen üretim ilişkileri; gelir adaletsizliğinin artmasına, kişilerin sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının dönüşmesine ve sosyal politika alanının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Küreselleşmeyle birlikte iyice artan gelir adaletsizliği, işsizlik ve yoksulluk ise sosyal ve ekonomik sorunların günden güne derinleşmesine sebep olmuştur. Öncelikle dezavantajlı gruplara yönelik olmak üzere toplumun bütün katmanlarına yayılan sorunların üstesinden gelebilmek için kurgulanan politika ve düzenlemeler, bütün dünyada karşımıza daha fazla çıkmaya başlamıştır. Bu da sosyal politikalara olan ilgilinin her geçen gün artmasını sağlamıştır.
Sosyal politikaların bahse konu sorunların çözümüne yönelik ortaya koyduğu uygulamaların hayatın her alanında karşılığı bulunmaktadır. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve göçmenler gibi en kırılgan toplumsal grupları oluşturan kitleler için tasarlanan politikalar, bireylerin insan onuruna yakışır bir hayat sürdürebilmelerini hedeflemektedir. Diğer taraftan adil bir gelir dağılımı da sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilemez unsurlardan bir tanesi olup bireylerin refahı için zaruridir. Sosyal politikaların eksikliği yalnızca dezavantajlı gruplar için değil toplumun tamamı için olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Dolayısıyla sosyal politikalar aracılığıyla daha adil bir gelir dağılımı ve refah düzeyi yüksek toplumlar inşa edilebilecektir.
Alanında uzmanlaşmış pek çok akademisyenin katkı verdiği bu kitap, kapsadığı konu başlıkları bağlamında en güncel bilgileri sunmayı, sade bir dille anlaşılır olmayı ve akademik camiadan olsun olmasın herkes için okunabilir ve faydalı bir eser olması için kurgulanmıştır. Kitap kapsamında sosyal politika alanındaki temel çalışma konuları; betimsel ve eleştirel bir üslupla ele alınmış ve iktisat, sosyoloji, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri ve sosyal hizmet gibi birçok alandaki öğrenciler, akademisyenler ve sosyal politika uygulayıcıları için temel bir kaynak hâline gelmiştir.
Salih Güney Bu kitap, günümüzde ilgi çeken sosyal psikoloji konularını ele alıp incelemektedir. Konular her kesimden insanın rahat okuyup anlayacağı bir anlatım dili ile yazılmaya çalışılmıştır. Tüm yüksekokul ve üniversite (hatta yüksek lisans ve doktora) öğrencilerinin sosyal psikoloji alanında bilmesi gereken, bildikçe onları düşünmeye zorlayan temel bilgileri içermektedir. Bu nedenle kitap kapsamlı ve ülke kültürüne uyumlu bir özelliğe sahiptir. Kitabı öğrencilerin yanında grup içinde insanları tanımak isteyenlere ve yönetim kademelerinde yer alacaklara tavsiye ediyoruz. Kitabın içeriğinde yer alan bilgiler, çeşitli kaynaklar taranarak ve belli bilimsel kriterlere dayanarak yorumlanmış ve bir değerlendirmesi yapılmıştır. Kitap çalışmasına başladığımızda bu alanda çalışma yapan ya da bu alana yakın olan çok sayıda bilim adamından görüş almaya çalıştık. Onların görüş ve önerileri doğrultusunda kitaba şekil vermeye çalıştık. Bazen eleştirdiler, bazen hatalarımızı düzeltiler. Bazen de ünite eklememizi tavsiye ederek bizi yazmaya teşvik ettiler. Sosyal psikoloji kitabını yazmaya çalıştık. Elimizden geldiğince en iyisini yapmaya gayret ettik. Ancak hatalarımız mutlaka vardır. Okuyanlar bize geri dönüş yaparsa çok mutlu oluruz. Her türlü eleştiriye ve bize iletilen hatalara hoşgörü ile yaklaşırız. Okuyuculardan gelecek olan olumlu ya da olumsuz eleştiriler daha iyisini yazmak içir bize güç verecektir
Joanne R. Smith, S. Alexander Haslam Bu kitap, sosyal psikoloji tarihini şekillendirmiş ve klasikleşmiş bazı deneysel ve saha çalışmalarını en geniş kapsamıyla ele almakta ve yeniden değerlendirmektedir. Bu çalışmaların yapıldığı dönemin toplumsal ve siyasi bağlamının çalışmaların yapılışına veya yorumlanışına etkisini ve bu yorumlamaların günümüze gelene kadar nasıl dönüşümlerden geçtiğini görmek, bu klasik çalışmalar hakkında bildiğimizi zannettiğimiz pek çok şeyin aslının farklı olabildiğini anlamak şaşırtıcıdır. Bu özellikleriyle, bu kitap akademisyenler ve öğrencilerin yararlanabileceği eşsiz bir kaynaktır. Öte yandan yalnızca bir ders kitabı veya akademik bir kitap da değildir; aynı zamanda sosyal psikolojiye ilgi duyan herkesin merakla okuyabileceği bir kitaptır.
David Myers, McGraw-Hill "Elinizdeki bu kitap, sosyal psikolojinin konularını en geniş kapsamıyla ele almakta, klasikleşmiş deneysel ve saha araştırmalarını en güncel bilimsel çalışmalarla harmanlamaktadır. Bu bakımdan, akademisyen ve öğrencilerin yararlanabileceği eşsiz bir kaynaktır. Kitapta, sosyal psikoloji konuları bölüm bölüm ele alınmıştır; ilgili kavram, terim, kuram ve araştırmalar aktarılırken her bölüm kendi içinde bir bütünlük arz edecek şekilde akıcı bir öyküsel kurguyla ve dille yazılmıştır ayrıca bu kitap; tarihsel olaylarla, edebî ve felsefi metaforlarla zenginleştirilmiştir.
Ayrıca bu kapsamlı çalışma, sadece bilimsel bir disiplinin temel konularını okuyucuya aktarmakla kalmamakta, aynı zamanda savaş, açlık, çevre gibi gerçek dünya sorunlarının sosyal psikolojik boyutlarıyla ilgili çözüm önerileri de getirmektedir. Bu bakımdan elinizdeki kitap yalnızca bir ders kitabı değil, aynı zamanda sosyal psikolojiye ilgi duyan herkesin merakla okuyabileceği bir kitaptır."
Mehmet Karagül Elinizdeki kitabın hazırlanması aşamasında; oluşturulan ya da oluşturulacak yapay bir talebe cevap vermek yerine, gerçekten var olan bir ihtiyacı karşılama konusunda ciddi bir hassasiyet gösterildiğinden emin olmalısınız.

İktisadi kalkınma, her milletin hem hakkı hem de zorunlu olduğu bir süreçtir. Ancak bu alanda mevcut iktisat politikalarını uygulayarak hedefe ulaşabilmiş toplum sayısı bir hayli azdır.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin uygulamakta oldukları; kârı ve sermaye birikimini amaç edinen mevcut iktisadi büyüme politikalarını, insan merkezli fayda ve refah artışını hedefleyen iktisadi kalkınma politikaları ile ikame etmelerinin, gerekçelerini bu kitapta bulmanız mümkündür.




“Ekonomi, ekonomik olaylarla açıklamayacak kadar kapsamlı bir bilimdir” M. K.
Kenan Ören Bir toplumdaki her vatandaşın veya kurumun, kendi çapı ve müktesebatı boyutuna göre yani sahip olduğu tüm özellikleri doğrultusunda birer “sosyal sorumluluk” fonksiyonu vardır ve bunları icra etmekle mükelleftir. Sosyal sorumluluğunu yerine getirmeyen her bir vatandaşın veya kurumun, o toplumun haklarını çiğnemeye namzet olması kaçınılmaz hâle gelmektedir.
Sosyal sorumluluk ve iş ahlakının optimal düzeyde uygulanmadığı toplumlarda anomi sendromu baş gösterir. Yani toplumun gelenek ve görenekleri, toplum kuralları, devletin kanun veya yönetmelikleri behemehâl çiğnenir hatta gasbedilir. Peki, sosyal sorumluluk ve iş ahlakı nedir? İnsanın, karşı taraftan herhangi bir menfaat beklemeden, gönüllü olarak ve kendisini topluma karşı sorumlu hissederek toplumun değer yargılarına, normlarına, gelenek ve göreneklerine, ülkenin kanun ve kurallarına, dinî duygulara ve sair insani değerlerin inceliklerine uygun hareket ederek gönüllü ve iradi faaliyetlerde bulunmasıdır. Bir insanın empati yaparak kendi için arzu etmediği bir şeyi başkasına asla uygulamamaktır. Kişinin böyle bir duyguyla hareket etmesi ve ülkesine, vatanına, ait olduğu topluma, ailesine ve çevresine faydalı bir vatandaş olması, onun insani boyutuyla doğrudan alakalıdır. Bu bağlamda, sorumluluk ve ahlak duygusu olan insanlar veya kurumlar:
• Yaşadığı ülkenin kanun, kural, gelenek ve göreneklerine saygılı olmak ve bunları bizatihi uygulamakla,
• Çevreye saygılı olmak ve empati yaparak insanlara zarar verecek davranışlardan ve çevreyi kirletmek gibi faaliyetlerden çekinmekle,
• Kalkınırken “sürdürülebilir kalkınma” çerçevesinde, çevreyi kirletmeden ve doğal yapıyı bozmadan kalkınmak ve gelecek nesillere iyi bir çevre mirası bırakmakla,
• Kurumsal olarak devlete karşı vergisini ödemek ve istihdam oluşturma sorumluluklarını yerine getirmekle,
• Ahlaki anlamda hareket etmek ve bu bağlamda diğer insanlara rol model olmak ve yaptığı işi en iyi şekilde yapmakla,
• Yaptığı iş ne olursa olsun, insanların menfaatine dokunacak ve faydalı olacak kalitede iş görmekle mükelleftir. Yani iyi bir vatandaş olmanın gerekleri neyse hepsini yapmakla vazifelidir.
Elinizdeki bu eser, bütün bunların nasıl olabileceğini en iyi şekilde anlatma çabasında olan bir çalışmadır.
Ahmet Şahbaz Bu kitapta, 20. yüzyılda dünya ekonomisinde meydana gelen büyük değişimlerin Slovenya ekonomisi üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Zira bu yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı ve 1929 Büyük Buhranı Yugoslav ekonomisini dolayısıyla Slovenya ekonomisini derinden etkilemiştir. Bu büyük olaylar, bir yandan devletlerin yönetim modellerinin diğer yandan da ekonomik sistemlerinin değişmesine neden olmuştur. Bu durum kitapta ayrıntılı olarak analiz edilmektedir.
Bu kitapta ayrıca, Yugoslavya ekonomisi detaylı bir şekilde incelenmektedir. Çünkü, Yugoslavya'nın kurulmasında ve yıkılmasında Slovenya'nın azımsanmayacak etkisi bulunmaktadır. Bu bağlamda Slovenya'yı doğru bir şekilde analiz edebilmek için sadece 1990 sonrasına odaklanmak büyük bir eksikliktir. Bu yüzden 1990 sonrası Slovenya ekonomisini daha iyi anlayabilmek için Yugoslav mirasını da göz önünde bulundurarak incelemek daha doğrudur. Açıkça belirtmek gerekirse, Slovenya'nın geçirdiği dönüşümler ve piyasa ekonomisine geçişteki başarısının sırrı, geçmişinde ya da Yugoslav mirasında gizlidir.
Kitapta, 20. yüzyılda Yugoslav ekonomisinin ve alt cumhuriyetlerinin makroekonomik durumları mukayeseli olarak incelenmektedir. Ayrıca, krallık döneminden sosyalizme geçiş süreci ve 1990 sonrası dönemde piyasa ekonomisine geçiş süreci derinlemesine analiz edilmektedir. Slovenya için Avrupa Birliği serüveni yeni olmamakla birlikte, piyasa ekonomisine geçiş sürecinde tam anlamıyla hayat bulmuştur. Bu bağlamda Slovenya'nın Avrupa Birliği'ne tam üyelik ve Avrupa Parasal Alanı'na katılım süreci ayrıntılı olarak incelenmektedir. Son olarak özellikle gelişmiş piyasaları daha derinden etkileyen 2008 Küresel Kriz ve 2010 yılında ortaya çıkan ve Avrupa Birliği'nin bütüncül yapısını tehdit eden Avrupa borç krizinin Slovenya ekonomisine etkileri analiz edilmektedir.
John J. Macionis Sosyoloji öğrenmek; toplumu, toplumları ve kendimizi anlamaktır. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki insanların çoğu, özellikle ekonomik gelecekleri konusunda kaygılı. Toplumu oluşturan kurumlar ve sosyal sorunlar hakkında bilgi edinerek çözümler üretmemiz kolaylaşır. Sosyoloji, toplumun bütün birimlerinde artan bir hızla gerçekleşen sosyal değişmeyi de yansıtır. Kısaca dünyayı daha iyi algılamak, işleyişini anlamak için bu eser, hem bilgilendirici hem de eğlencelidir.
Bu kitap, üniversite öğrencilerine hitap etmekle birlikte sosyolojiyle ilgilenen herkesin bir şeyler bulabileceği bir eserdir. Eğer aktif bir sosyoloji öğrencisi ve sosyolojik düşünce tasarımcısı olmak istiyorsanız, bu kitap sizin için çok iyi bir başlangıç olacaktır.
David M. Newman Newman'ın da vurguladığı gibi, toplumu insanlar inşa eder. Toplum, bizden kopuk ve çok uzağımızda olmayıp aksine yanı başımızdadır. Günlük hayatımızın her bir detayında, toplumu gözlemleyebiliriz. Toplumu biz insanlar inşa ederiz. Sonra da toplumun bizim eserimiz olduğunu unutup onun görkemli yapısı altında hayatımızı sürdürürüz.
Nasıl ki toplum bireyleri şekillendiriyor ve onların hayatına yön veriyorsa; bireyler de toplumu planlamada, korumada, geliştirmede ve toplumsal sorunların çözümünde aktif ve belirleyici rol oynar. Bu kitapta, ırk ve etnisite temelli olaylardan, tüketim çılgınlığına; siber gelinlerden, tek ebeveynli ailelere; medyanın hayatımızdaki manipülatif gücünden, çok uluslu şirketlerin küresel gücüne kadar, hayatın her yönünden güncel ve zengin örneklerle karşılaşacaksınız. Irk, sosyal sınıf ve toplumsal cinsiyet ile ilgili olguların, günlük hayatımıza etkileri konusunda aydınlanırken belki sizler de sıkıntı ve ıstırap duyacaksınız.
Sosyoloji, son yaşanan küresel ekonomik krizin bireysel, toplumsal ve küresel etkilerinden Arap Baharına (?!) ve Mısır'daki olaylara; Madagaskar yerlilerinin kültürel geleneklerinden, Facebook'taki “ayrılık habercisi” uygulamasına kadar, ilginç ve çarpıcı örneklerle yaşadığınız gerçekliğin kapılarını sizlere aralamakta; günlük hayattaki en küçük deneyimlerimizin bile toplum denilen gerçeklikle yakından ilişkili olduğunu, etkili bir şekilde ifade etmeyi hedeflemektedir.
Okuyucuya, sosyolojik bir bakış açısı kazandırma görevini, hakkıyla yerine getireceği düşünülen bu kitap, yalnızca kitabın kaleme alındığı Amerikan toplumuna ilişkin değil; küresel düzeydeki toplumsal, ekonomik ve siyasal olaylarla ilgili olarak da zengin ve güncel bilgiler ile istatistiki veriler içermektedir. Çok boyutlu ve karmaşık toplumsal gerçekliği, anlaşılır bir dil ve üslup ile okuyucuya anlatan, son derece faydalı ve eşine az rastlanan bu eseri okurken en az, çevirisini yaparken benim aldığım kadar keyif alacağınızı düşünüyorum.
Sebiha Kablay, Çiğdem Görgün Akgül, Muhammed Onur Çöpoğlu, Gülten Çakmak, Mehmet Kocal, Murat Cem Demir Türkiye'de üniversite-toplum ilişkileri üzerine odaklanan güncel literatür, daha çok üniversitelerin kentlere yaptığı ekonomik katkılar üzerine odaklanmakta, bu katkılar ise öğrencilerin gelir ve harcama ilişkileri üzerinden ölçülmektedir. Ülkemizde özellikle son on beş yılda her ile bir üniversite açılmasına yönelik proje, üniversitelerin kente ne gibi katkılarının olduğunu bilimsel olarak inceleyen çalışmaların da sayıca artmasına neden olmuştur. Buna karşın yükseköğretim kurumlarının genişlemesinin sosyal etkisine dair çok az araştırma bulunmaktadır. Bu kitap, üniversitenin kente sadece ekonomik katkı sağlamadığını aynı zamanda kurulduğu toprağı ve mekânı soylulaştırma ve öğrencileştirmedeki rolünü Ordu Üniversitesi özelinde ele almaktadır. Üniversite öğrencilerinin kentin yapısını değiştirme yönündeki etkisi incelenirken gözden kaçmaması gereken diğer bir konu ise üniversite öğrencilerinin yoksullaşmasıdır. Kitapta, soylulaştırmanın madalyonun sadece bir yüzü olduğu, diğer yüzünde ise öğrencilerin yoksullaşmasının yer aldığı ortaya konulmaktadır.
Ebubekir Ayan, D. Aydın Kaan

Yürürlüğe giren ‘Mortgage Kanunu’ sonrası büyük önem kazanan Gayri Menkul Değerleme Uzmanlığı, piyasadaki ihtiyaç düzeyi de göz önüne alındığında ilgililer açısından son derece cazip bir kariyer alanı haline gelmiştir. SPK Gayrimenkul Değerleme UzmanlığıLisanslama sınavlarına ilgi duyan adayların büyük çoğunluğunun sınav içeriğine ilişkin dersleri daha önce lisans düzeyinde almamış olması, bu sınava dönük eğitim yayınlarının çok daha titiz bir biçimde hazırlanmasını zorunlu kılmaktadır.


SPK Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı Lisanslama sınavı kapsamındaki Temel Finans Matematiği ve İnşaat Muhasebesi modüllerine dönük olarak hazırlanan bu çalışma bu dersleri daha önce lisans düzeyinde almamış adayların da rahatça anlamalarına imkan verecek bir üslupla kaleme alınmıştır. Konuların anlatımında formüle boğma ya da bilgi kalabalığı gibi sonuçta öğrenme sürecini son derece olumsuz etkileyecek kolaycı bir anlatım tarzından özellikle kaçınılmış, bunun yerine analitik ve hedef odaklı bir yol izlenmeye çalışılmıştır.

Gözde Algün Doğu, Ceren Yaman Yılmaz Bu kitap; spor yöneticilerinin, muhasebenin belge ve dokümanlarından kendileri için gerekli bilgileri süzebilmelerine yardımcı olmak gayesiyle kaleme alınmıştır.
Kitap, muhasebenin amacı ve önemini anlatmakta; muhasebenin işleyişi ve kayıtları hakkında ilke ve kuralları açıklamaktadır. Ülkemizde 1 Ocak 1994 tarihinden itibaren uygulanmakta olan ve geniş bir mükellef kesimi kapsayan Tekdüzen Muhasebe Sistemi'nin öğretilmesinin de hedeflendiği kitapta, konular öğrencilerin anlayabileceği şekilde basit bir dille ve örnekle işlenmiştir.
Konu anlatımları sırasında zaman zaman muhasebenin yasal ve hukuki dayanağını oluşturan Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'na atıf yapılmış olup muhasebe ile ilişkisi ön plana alınmış ve açıklamalar bu yönde yapılmıştır.
Toplam yedi bölümden oluşan kitapta, işletme ile ilgili temel kavramlar, muhasebenin kurumsal yapısı, finansal tablolar, hesap kavramı, muhasebede kayıt yöntemleri, spor kulüpleri ve spor işletmesi uygulaması konuları yer almaktadır.
Osman Çevik, Mustafa Özkan Doğası gereği tüm bilimsel çalışmalar birikimseldir. Yapılan her çalışma, literatürde önceden yapılan çalışmalara az veya çok katkı yaparak bilimsel dünyada kendine bir yer edinir. Söz konusu bu çalışmaların büyük çoğunluğu da istatistik teknikleri kullanmak durumundadır. Yapılacak her bilimsel çalışma için ne büyüklükte veri ile çalışılacağı, toplanacak verilerin hangi istatistiksel teknik ya da teknikler ile analiz edileceği, analizler sonucu ortaya çıkan değerlerin nasıl yorumlanacağı son derece önemli bir konudur. Çünkü yetersiz nicelik ve niteliğe sahip verilerle yapılan bir bilimsel çalışmada, gereksiz verilerin toplanması veya gerekli olan verilerin toplanamaması, toplanan verilerin yanlış tekniklerle analiz edilmesi, bilimsel çalışmaların anlamsız hâle gelmesi gibi çeşitli sonuçlara neden olabilir. “SPSS ile İstatistiksel Analizler” adı verilen bu kitapta, istatistiksel analizler yapmaya yeni başlayan araştırmacıların, konuları daha rahat kavrayabilmeleri için tüm örneklerin verileri ve analizleri birlikte sunulmuş; böylece araştırmacılara, doğru verilere doğru istatistiksel yöntem ve teknikleri uygulaması konusunda yardımcı olmak hedeflenmiştir.
Yalçın Karagöz Bu kitap lisans, lisansüstü ve özellikle bilimsel araştırmalar için hazırlanmıştır. Bu kitapta nicel, nitel ve karma araştırmada, araştırma sürecinin (araştırma probleminin belirlenmesi, hipotezlerin kurulması, örneklem yönteminin belirlenmesi, verilerin toplanması, güvenilirlik, geçerlilik, verilerin analizi, bulguların değerlendirilmesi, raporlanması yayın etiği vb.) nasıl yürütüleceği, nicel, nitel ve karma analiz yöntemlerinin kullanım şartları, verilerin analizinde paket programların (SPSS-AMOS-META) kullanılması, sağlık alanına özel istatistikler vb. verilmeye çalışılmıştır. Nicel yöntemlerde parametrik ve nonparametrik teknikler ve farklılıkları, bu farklılıklara göre uygulanacak analiz yöntemleri verilmiştir. Benzer şekilde nitel yöntemler arasındaki farklılıklar, bu farklılıklara göre uygulanacak durumlar verilmiştir. Kitabımın araştırmacılara faydalı olması dileğimle…
Aziz Kutlar Günümüzde üniversitelerin iktisat, işletme, sağlık ve mühendislik bölümlerinde zaman serileri veya buna benzer dersler okutulmaktadır. Bu bölümlerde lisansüstü eğitim yapan araştırmacıların ise zaman serilerine ilgisi çok daha fazladır. Bunun en önemli nedeni bir dizi değişkenin zaman içinde nasıl değiştiğinin gözlemlenmesi, ileride bu değişkenlerin nasıl şekilleneceğinin merak edilmesi ve akademik çalışmalara konu edilmesidir.
Bu kitapta zaman serilerinin teorisine veya matematiğine fazla girilmemiştir. Sadece zorunlu denklemlere yer verilmektedir. Zaman serileri çalışanların büyük kısmı, matematiği değil nasıl daha uygun bir programla uygun bir model oluşturabilecekleri konusunu sorun olarak görmektedirler. Biz de daha basit, daha anlaşılır ve daha kolay sonuca ulaşılır bir yol izleyerek, her araştırmacının rahatlıkla anlayabileceği bir metodoloji kullanmayı planladık. Çalışmaya başladığınızda bunu rahatlıkla fark edeceksiniz.
Vedat Sağlam, Erdinç Yücesoy, Murat Sağır İlk kez Danimarkalı mühendis ve matematikçi A.K. Erlang'ın 1917 yılında yaptığı çalışma ile başlayan kuyruk teorisinin sonuç ve metotları, iletişim, bilgisayar sistemleri, üretim hattı, bankacılık ve sağlık hizmetlerinin yanı sıra askeri alanlarda da kullanılmaktadır. Askeri birlik ve mühimmatın karargâh yerlerine intikali, toplanması ve depolanması halinde oluşan kuyruk, uçak ve helikopterlerin pistlerde veya inmek için havada beklemesi hallerinde oluşan kuyruklar, bozulan makinelerin tamir atölyelerinde oluşturduğu kuyruk gibi birçok örnek verilebilir.
Son yıllarda stokastik süreçler teorisinde meydana gelen hızlı gelişmeler stokastik kuyruk sistemlerine de yansımıştır. Üretim hattı, bilişim, haberleşme vb. alanlarda meydana gelen gelişmeler, kuyruk teorisinde yeni modellerin geliştirilmesine neden olmuştur. Bunun bir sonucu olarak kuyruk teorisi ve uygulamalarının kullanıldığı bilimsel çalışmalar, projeler, makaleler ve tezler her geçen gün artmaktadır. Fakat gerek lisans seviyesinde gerekse lisansüstü seviyesindeki öğrenciler ve araştırmacılar için kuyruk teorisi ve uygulamaları üzerine çeşitli sayıda yabancı dilde kitaplar bulunmasına rağmen maalesef Türkçe kitap sayısı yok denecek kadar azdır. Bu kitabın yazımı aşamasında en büyük motivasyon kaynaklarından biri bu eksikliğin ortadan kaldırılması çabasıdır. Bu kitabın kaleme alınmasında bizi cesaretlendiren şey ise stokastik süreçler konusunda gerekli altyapıya sahip olan veya olmayan lisans ve lisansüstü öğrencilere çeşitli düzeylerde kuyruk teorisini öğretme deneyimimizin olmadır.
Bu kitap, kuyruk süreçleri temelinde Markov süreci kavramlarını ve tekniklerini geliştirirken birçok farklı alanda ortaya çıkabilecek sistemlerin modellenmesi ve analizi için gerekli olan teoriyi ve uygulamasını vermeyi hedeflemiştir. Hem ders kitabı hem de bir araştırma kitabı olarak kaleme alınan kitap; “Kuyruk Teorisi”, “Bekleme Hattı Teorisi”, “Bekleme Hattı ve Simülasyon”, “Stokastik Servis Sistemleri Teorisi”, “Stokastik Süreçler”, “Markov Zincirleri” ve “Yöneylem Araştırması” gibi isimlerle İstatistik, Endüstri Mühendisliği ve Elektrik Elektronik Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği ve Yazılım Mühendisliği, İşletme, Matematik, Ekonomi ve Ekonometri bölümlerinde lisans, yüksek lisans ve doktora derslerinde kaynak kitap olarak kullanılabilir.
Ömer Önalan Bu kitap, rassal şekilde değişen ve gelişen sistem ve süreçlerin modellenmesi, analiz edilmesi ve geleceğinin tahmin edilmesi için gerekli olabilecek araç ve yöntemleri kapsamaktadır.
Bu tür sistemler yaşadığımız dünyada doğal bilimler ve mühendislikten işletme ve sosyal bilimlere kadar farklı birçok bilim alanında rastlantısal problemlerin çözümüne imkân verebilmektedir. Günümüzdeki yapay zekâ alanındaki en son gelişmeler bu teorilere adapte edilerek bu rassal problemler çok daha etkin bir şekilde çözülebilir.
Ahmet Erkasap, Ahmet Hakan Özkan, Alper Tutcu, Aybike Elif Bolcan, Burak Dumlu, Burcu Özge Özaslan Çalışkan, Cafer Şafak Eyel, Çağla Demir, Didem Yıldız, Gönül Gül Ekşi, İ. Burçak Vatansever Durmaz, Mehmet Kuruşcu, Okan Yaşar, Serkan Gün, Sinan Gürcüoğlu, Turhan Moç, Yunus Zengin İnsan unsuru günümüz koşullarında işletmeler açısından sahip olunan en önemli değer ve sermaye kaynağı olarak değerlendirilmektedir. İşletmelerin stratejik amaçlarına ulaşabilmeleri ve bu amaçları sürdürülebilir kılmaları noktasında işletmede çalışan insanların sahip oldukları nitelikler işletmelerin bu stratejik amaçlarına ulaşabilmeleri hususunda oldukça önemli durumdadır. Bu nedenle, son yıllarda insan kaynakları yönetimine stratejik bir bakış açısı getirilmiş ve “stratejik insan kaynakları yönetimi” yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Günümüz koşullarında giderek artan bir öneme sahip olan bu konuda araştırmalar her geçen gün artmakta ve gelişmektedir.
Bu kitapta söz konusu stratejik insan kaynakları yönetiminin güncel konularla olan ilişkileri uzman akademisyenler tarafından incelenmiş ve kaleme alınmıştır.
Açelya Telli Danışmaz, Burcu Özgül, Büşra Müceldili, Derya Cihan Öksüzoğlu, Ercan Karakeçe, Evrim Gemici, H. Tuba Başaran, Kübra Mertel, Merve Vural Allaham, Perlin Naz Cömert, Pınar Sarp, Tuğba Karaboğa, Yonca Gürol Günümüzde işletmelerin insan sermayeleri ve sahip oldukları kabiliyetler en önemli sürdürülebilir rekabet avantajı kaynağıdır. Bu sebeple,insan kaynaklarının yönetimine stratejik bir bakış açısıyla yaklaşmak üst düzey yöneticilerin ve akademisyenlerin ilgi odağı olmaya başlamıştır. Genç ve dinamik bir kadroyla hazırlanan bu kitapta temel İKY konuları stratejik bir bakış açısıyla ele alınarak insan kaynakları yönetiminin gelecekte nereye doğru gideceği anlatılmaktadır.
Bu kitabı alandaki diğer kitaplardan ayıran en önemli özelliği; insan kaynakları yönetimi stratejileriyle işletme stratejilerini başarılı bir şekilde entegre ederek çağdaş yaklaşımların stratejik insan kaynakları yönetimi alanındaki yansımalarını teorik bir bakış açısıyla ortaya koymasıdır. Bu bağlamda kitabın araştırmacılar, öğrenciler ve uygulayıcılar için kapsayıcı ve faydalı bir rehber olması öngörülmektedir.
On dört bölümden oluşan bu kitapta; insan kaynakları yönetiminin tarihsel gelişimi, değişen çevresi, stratejik niteliği, teorik temelleri, stratejik İK rolleri, İK profesyonellerinin mesleki yetkinlikleri, stratejik insan kaynakları yönetimi, örgütsel performans ilişkisi, yüksek performanslı iş sistemleri, motivasyon araçları, çalışan güçlendirme, örgütsel tasarım, kurumsal kültür ve değişim yönetimi gibi konuların yanı sıra stratejik yetenek yönetimi, globalleşme ve uluslararası insan kaynakları yönetimi, jenerasyonların yönetimi, iş gücü çeşitliliği, İK analitiği ve İK bilgi sistemleri gibi güncel konular da ele alınmıştır.
B. Sıddık Binboğa YARMAN - Ahmet Naci ÜNAL Bilgi; düşünme, yargılama, akıl yürütme gibi işlemler sonucunda elde edilen düşünsel bir ürün olarak karşımıza çıkmakta ve kapsamlı bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Bu süreç çerçevesinde gelişen/dönüşen teknolojilerin günlük hayatımızdan, savunma ortamlarına kadar çok geniş alanda ve etkin kullanımıyla birlikte; her tür veri değişimindeki hız, insan kaynaklı hataların en aza indirilmesi ve bilgi güvenilirliği gibi kavramları da ön plana çıkarmaktadır. Bu ortamda stratejik boyutta kararlar vermek daha da güçleşmekte ve karmaşıklaşmaktadır. Bu kararlar alınırken; elde bulunan verilerin işlenmesiyle karar vericiye en etkin ve anlamlı kararı almasında yardımcı olunması süreci de pek çok bilim dalını bir araya getirmektedir.
Bu kitap, böylesine karmaşık ve riskli ortamlarda yaşamak zorunda olan günümüz insanına, strateji, karar teorisi, karar verme süreci, Karar Destek Sistemleri (KDS), KDS'lerin ihtiyaç duyduğu gerçek bilgilere ulaşmada önemli bir yere sahip olan istihbarat bilimi/sanatı ile bilgi toplama/işleme amaçlı KDS'lere olan ihtiyaç ve bu tür KDS'lerin tasarımında dikkat edilmesi gereken hususları içermektedir.
Ali Rıza Saklı En eski yönetim yaklaşımı olarak kabul edilen Stratejik Yönetim ile en yeni yaklaşımlardan biri olan Kurumsal Yönetişim, iki ayrı yönetim kuramı olarak gelişmektedir. Bu çalışmada, söz konusu iki yaklaşım birlikte ele alınarak incelenmiş, kamu işletmelerinde yapılan bir alan araştırmasına dayalı olarak ve bütün işletmeler için geçerli olmak üzere; Stratejik Kurumsal Yönetişim adı altında yeni bir yönetim modeli ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Stratejik Yönetim bütün işletmelerin ilgi alanında yer alırken, Kurumsal Yönetişim (Kurumsal Yönetim) halka açık şirketlerde zorunlu olarak uygulanmakta, diğer şirketler ve kamu işletmelerinin de gündeminde yer almaktadır. Yaygın uygulama alanı bulan bu yaklaşımların, birbirinden ayrık olarak uygulama alanına sokulması yerine, tek bir model çerçevesinde birlikte uygulanmalarının daha yararlı olacağı sonucuna varılmıştır.
Kitapta, Stratejik Yönetim ve Kurumsal Yönetişim kuramları ile Stratejik Yönetim ve Kurumsal Yönetişimin kamu örgütlerinde uygulanması kuramsal düzeyde ele alınmış, kamu işletmelerinde (KİT) Stratejik Yönetim ve Kurumsal Yönetişim uygulanma düzeyleri bir alan araştırması ile ortaya konulmuştur. Araştırma bulgularına dayalı olarak, kamu ve özel bütün işletmelerde geçerli olmak üzere Stratejik Kurumsal Yönetişim modeli geliştirilmiş, bu modelin KİT’lerin yönetim sorunlarına sağlayabileceği katkılar tartışılmıştır.
A. Zafer Acar Çok değil bundan 20-25 yıl önce işletmelerin yönetim ofislerinde sözü dahi edilmeyen bir kavram olan lojistik, tedarik zinciri içinde oynadığı rol ile tedarikçi ve tesis yeri seçimiyle tedarik zincirinin tasarımına ve tedarikçilerle olan ilişkilere, doğru ürünlerin, doğru zamanda, doğru müşteriye, doğru şartlarda ve doğru maliyetlerde ulaşmasına katkı sağlayarak dağıtım operasyonlarına ve dolayısıyla işletmenin müşteri memnuniyetine, rota ve yük optimizasyonuyla işletmenin maliyetlerine ve stok yönetimiyle üretim fonksiyonuna etki ederek değer yaratan stratejik bir bileşendir. Dolayısıyla lojistik, günümüzde işletme stratejilerini reaktif olarak destekleyen bir fonksiyon olmaktan çıkarak işletmenin rekabet avantajı kazanmasında önemli rol oynayan stratejik bir yetenek alanı hâline gelmiştir.
Bu nedenle gerek bir işletmenin lojistik departmanının gerekse bir lojistik hizmet sağlayıcı firmanın yöneticisi olsun lojistik kavramıyla ilgili tüm yöneticiler strateji, stratejik yönetim ve lojistik stratejileri hakkında iyi düzeyde bilgi sahibi olmak ve lojistik çerçevesindeki stratejik uygulamaları işletme stratejileriyle uyumlandırmak zorundadırlar. Bu bağlamda lojistik fonksiyonuna stratejik bir bakış açısıyla yaklaşan bu eser, lisans ve lisansüstü seviyelerinde yer alan öğrenciler kadar şirketlerin lojistik departmanları ile lojistik firmalarının yöneticilerine de faydalı olacak bir başucu kitabı niteliğindedir.
Cem Şen, Göksel Korkmaz, İrfan Akkoç, Kemal Eroğluer, Kenan Orçanlı, Korhan Arun, Levent Özdemir, Murat Görmen, Mustafa Bekmezci, Olcay Okun, Serhat Saylam, Suat Begeç, Yaşar Köse, Zafer Mehmet Fırat Günümüzde lojistik; çok aşamalı, hızlı değişen, birçok işletmeyi ve müşteriyi kapsayan, altyapı da dâhil süreçlerin tamamını kapsayan şebeke bir yapıdır. Lojistik yönetimi için bunların hepsinin sentezinden oluşan kavramsal bir bakış açısına sahip olmak gerektiğinden stratejik düzeyde yönetilmesi, sürdürülmesi ve uygun stratejilerin geliştirilmesi hayati derecede öncelik kazanmıştır. Dolayısıyla stratejik lojistik yönetiminde temel hedef, maliyet tasarrufu sağlamanın yanı sıra teknolojideki ve ekosistemdeki değişimi öngörerek öncü, yenilikçi bir özellik kazanacak lojistik yönetiminin planlanması, sistemsel bütünleşmesi ile müşterilerinin dâhil olduğu rekabet üstünlüğünün elde edilmesidir.
Stratejik lojistik yönetimi alanındaki eksikliği karşılamak amacıyla 14 bölüm olarak kaleme alınan Stratejik Lojistik Yönetimi kitabında; lojistik yönetiminin gelişimi ve önemi hakkında genel bilgiler, karar verme yöntemleri, yönetim ve lojistik ilişkisi, stratejik lojistik fonksiyonları, yeni bilişim teknolojilerinin sağlayacağı fırsatlar, mali ve insani unsurların lojistiğin stratejik açıdan yönetiminin etkinliği ve verimliliğini artırmadaki rolü konularına yer verilmiştir. Bu kapsamda söz konusu kavramlar ayrıntılı bir şekilde incelenerek okuyuculara, profesyonellere ve akademiye stratejik lojistik yönetimi alanına ilişkin yeni bakış açıları kazandırılması ve kavramsal bilgilerinin artırılması hedeflenmiştir.
Kevin Lane Keller Son yıllarda giderek artan rekabet çerçevesinde pek çok şirket ve kuruluş, müşteri ve tüketicilere sunulan ürün ve hizmetlerle ilgili en değerli varlıklarından birinin marka olduğunun bilincindedir. Sunulan ürünlerin ve hizmetlerin çeşitlenmesi yanında sayısının da artması müşterilerin/tüketicilerin karar vermesini zorlaştırmaktadır. Karar vermeyi kolaylaştırmada, riski azaltmada ve beklentileri karşılamada güçlü bir markanın etkisi oldukça fazladır. Bu nedenle marka, üründen daha fazlasını ifade eden özelliğe sahiptir çünkü marka, belirli bir ürünün aynı ihtiyaca cevap vermek üzere tasarlanan diğer ürünlerden ayrılmasını sağlayan boyutlara sahiptir. Marka, aynı zamanda, düşünceleri, duyguları ve davranışları etkileyen, duygusal ve sembolik bir algıdır.
Markalar, firmalar için son derece büyük oranda değerli yasal mülkiyet sunmakta, tüketici davranışlarını etkileyebilmekte, alınıp satılabilmekte ve gelecek için istikrarlı gelir elde etme imkânı sunmaktadır. Bundan dolayı güçlü markalar inşa edilmesi, marka bilinirliğinin müşteri üzerinde markaya yönelik pazarlama faaliyetlerinin sonucu oluşan farklılaştırıcı etki olarak tanımlanabilen marka sermayesinin artırılması ve markaların başarılı bir şekilde yönetimi son derece önemlidir.
Bu kitabın temel amacı, marka sermayesini inşa etmek, ölçmek ve yönetmek için gerekli olan pazarlama programlarının ve etkinliklerinin tasarımı ve uygulanması konularında kapsamlı ve güncel bir uygulama fırsatı sağlamaktır. Pazarlama literatüründe son derece değerli bir yere sahip bu kitap sayesinde okuyucular, marka ile ilgili konulara derin ve küresel bir bakış açısı kazanma şansına da sahip olabilecektir. Kitap, hem temel marka ilkeleri hem de klasik ve çağdaş marka oluşturma uygulamalarıyla ilgilenen öğrencilere; pazarlama kararlarının marka performansı üzerindeki etkileri ile ilgili yöneticilere ve analistlere; marka imtiyazlarının uzun vadeli getirisi ve ürün veya hizmet portföyleri ile ilgilenen üst düzey yöneticilerin yanı sıra pazarlama stratejileri ve taktikleriyle ilgili yeni fikirleri öğrenmek isteyen herkese hitap etmektedir. Kitap, her biri pazarlama alanında çalışan başarılı akademisyenler tarafından özenli ve titiz çalışmanın sonucunda Türkçeye kazandırılmıştır. Tüm bölümler arasında anlatım, dil ve akış birliğinin sağlanması amacıyla çeviri üzerinde özenli bir çalışma yürütülmüştür. Bunun yanında daha önce Türkçe literatürde olmayan bazı sözcük ve kavramlar dilimize kazandırılmıştır. Bu eserin Türkçeye çevrilmesi, pazarlama ve marka alanında kaynakların zenginleşmesine de önemli ve değerli katkılarda bulunacaktır.
Hakan Bütüner Stratejik Planlamada İşletmelerden Gerçek Örnekler, Sistematik Stratejik Planlama metodolojisinin basitleştirilmiş versiyonun, atölye ve beyin fırtınası yaklaşımlarını da kullanarak, kolayca anlaşılabilmesi ve evrensel anlamda her türlü işletmenin stratejik planlarını geliştirebilmesine yardımcı olmak için yazılmıştır.
Bu kitaptaki ana başlıklar aşağıda listelenmektedir. SSP metodolojisi ve atölye yaklaşımının kullanımı, gerçek kuruluşlara ait stratejik planlama projeleri ve sunulan çalışma formları mevcut veya gelecekteki işinizin stratejik planını hazırlamada size rehberlik edecektir.
Kitabin birinci bölümü, genel bir çerçeve sağlar ve stratejik planlamanın sistematik modelinin bazı bölümlerini kısaca ifade eder. Ayrıca, SSP ilkelerine dayalı stratejik planlama için atölye yaklaşımının kullanımını açıklar.
İkinci bölümde, çeşitli endüstrilerden gerçek kuruluşlar ile ilgili stratejik planlama projeleri gösterilmektedir. Kuruluşların çoğunluğu için, SSP metodolojisinin basitleştirilmiş versiyonu kullanılmıştır.
Bu kitap başlıca iki grup için yazılmıştır:
Birinci grup, stratejik planlamacı, stratejik planlama ile ilgilenen öğrenciler ve öğretim üyeleridir. Stratejik planları planlama konusunda yeteneklidir, ancak herhangi bir işletmenin stratejik planlamasının farklı bir sistematik yöntem ve atölye yaklaşımı ile beraber uygulanabileceğini tam olarak bilemeyebilir. Geleneksel yaklaşımının yerini sistematik bir yöntemin daha geniş analizi almalı ve bireysel ve olgusal analiz yerini grup görüşlerine ve tercihlerin değerlendirilmesine bırakmalıdır.
İkinci grup, profesyonelleri içerir beyin fırtınası ve atölye çalışması yaklaşımının kullanımı ile birlikte stratejik planlama tekniklerini ve sistematik prosedürünü uygulamada yeterli olmayan kişiler. Bu ikinci grup, küçük bir işletmenin sahibi-yöneticisi, genellikle stratejik planlamaya aşina olan yönetici ve kendisinin yapmayı planladığı bir görevle karşı karşıya kalan departman başkanı gibi kişileri içerir.
Bu kitap Sistematik Stratejik Planlama ve Stratejik Planlamada Vaka Çalışmaları adlı önceki kitaplarım için destekleyici bir materyaldir. Spesifik, anlaşılması basit ve kullanımı kolay olacak şekilde tasarlanmıştır.
Filiz Sivaslıoğlu Günümüzde artan rekabet nedeniyle firmalar rakipleri karşısında iç ve dış çevrelerini analiz ederek yeteneklerine uygun stratejiler belirlediklerinde rekabet gücü elde etmektedirler. Rekabet gücü, işletmelerin ürün ve hizmet üretirken rakipleri ve müşterileri karşısında elde ettikleri becerileridir. Rekabet, ülke ve firma için az bulunan kaynakların etkili ve verimli kullanımını sağlamaktadır. Rekabet stratejisi kavramı; ilk kez 1980'li yıllarda kullanılmış, aynı piyasada bulunan ve aralarında rekabet olan bazı firmaların diğerlerine oranla nasıl daha fazla başarılı oldukları, bu kavram ile sorgulanmıştır. Kitapta; rekabet stratejilerinden olan farklılaştırma stratejilerinin işletmelerin sahip oldukları yeteneklerle bütünlük sağlaması sonucunda ortaya çıkan rekabet avantajının mali ve büyüme performansına sağladığı katkı ele alınmış, literatüre bağlı kalınarak kavramlar açıklanmış ve değişkenlerin birbirleri ile ilişkileri incelenmiş; farklı bakış açıları değerlendirilerek kapsamlı bir saha araştırması yapıldıktan sonra istatistiksel analizlerle (faktör, geçerlilik ve güvenirlik, korelasyon ve regresyon analizleri) firma yetenekleri ile farklılaştırma stratejileri arasında olumlu ve anlamlı bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir. Bu ilişkinin de firma performansını güçlü bir şekilde etkilediği sonucuna varılmıştır. Bu açıdan kavramlar akademik bir üslup ile bir bütün olarak ele alınmış ve bu konular üzerinde bilgilerini genişletmek isteyen akademisyenlere, lisans ve lisanüstü öğrencilere faydalı olacak bir kaynak eser olarak hazırlanmıştır.