İşletme ve İktisadi Bilimler \ 24-35
Tuncer Tokol Tüketici tercihlerine öncelik veren çağdaş pazarlamayı sistem yaklaşımı ile inceleme amacı güden bu kitap, temel olarak, işletmecilik eğitimi yapan yüksek öğretim kurumlarının “Pazarlama Yönetimi” dersinde kullanılmak üzere hazırlanmıştır. Kitapta, davranış bilimlerinden, kantitatif tekniklerden ve sistem analizinden gereğince yararlanılmış, çeşitli model ve teoriler üzerinde durulmuştur. Pazarlama kavramı ve fonksiyonları, pazarlama karması, pazarlama sistemi, model kurma, pazarlama planlaması ve denetimi gibi konular kitabın kapsamı içinde incelenmektedir. Kitap onuncu baskısıyla tüm pazarlama öğrencileri için eşsiz bir bilgi kaynağıdır.
Ahmet Kayaoğlu, Elif Boyraz, Erkan Gülter, Halil İbrahim Şengün, Hanife Yeşilyurt, Hatice Yılmaz, Kenan Güllü, Neşe Acar, Sakine Çetin, Tuğba Kılıçer, Yağmur Eren, Yavuz Selim Gülmez, Yusuf Ozan Yıldırım Dijitalleşme; bulunduğumuz çağda günlük yaşamı, iş hayatını, insan ilişkilerini ve tüketici davranışlarını etkileyen önemli bir güç olmuştur. Teknolojik, mobil ya da dijital araçları kullanan iş yapış ve düşünüş süreçlerinin ortaya çıkmasıyla beraber işletmeler, bu alanda gelişme ve yetkinlik artırma gibi amaçlarını pazarlama yönetimine etkin bir şekilde dâhil etmeye başlamışlardır.
Dijital pazarlama araçlarının zaman içerisinde geldiği aşama ile beraber; işletmeler hedef kitleye ulaşmak, marka bilinirliği yaratmak, müşteri sadakati sağlamak ve satışlarını artırmak için yaptıkları tüm faaliyetleri, geleneksel pazarlama yöntemlerine göre daha ölçülebilir, daha esnek, daha yaratıcı ve daha uygun maliyetli gerçekleştirme fırsatı bulmuşlardır.
“Pazarlama Yönetiminde E-Teknolojik Trendler” adlı bu kitap, günümüzde işletmelerin pazarlama amaçlarını gerçekleştirmek için kullandıkları, ön plana çıkan dijital pazarlama araçlarını bütünleşik bir hâlde sunmaktadır. Kitapta; dijital pazarlama stratejileri oluşturmaya dair ipuçları, hangi araçların ve kanalların kullanılacağı ya da nasıl optimize edileceği gibi konular, yerli ve yabancı örnekler eşliğinde, teoriyi ve pratiği birleştiren bilgilerle detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
Bu kitabın okurları; modern iş stratejilerinin vazgeçilmez bir parçası hâline gelen dijital pazarlama alanında kendilerini geliştirebilir, yöneticisi oldukları işletmelerin pazarlama performansını artırabilir, dijital pazarlama alanında hedefledikleri akademik kariyerlerinde veya profesyonel iş yaşamında fayda elde edebilirler.
J. Paul Peter, James H. Donnelly, Jr., McGraw-Hill Son yıllarda pazarlama ve pazarlama faaliyetlerinin önemi giderek daha fazla vurgulanmaya başlamıştır. Üniversitelerde de pazarlama ile ilgili dersler çoğalmış ve daha çok sayıda öğrenci pazarlama ile ilgili dersleri seçmeye başlamıştır. Bunun yanı sıra, programlarında işletme ile ilgili ders bulunmayan fakülte ve yüksekokullar da işletme ve pazarlamayla ilgili dersleri programlarına dâhil etmeye başlamıştır.
Pazarlama ile ilgili farklı konuları incelemeden ve bu konularda eğitim almadan önce pazarlamanın temel ilkelerini açık ve özlü bir şekilde anlayabilmek, sağlam bir temel atmak için son derece önemlidir. Pazarlama çerçevesinin anlaşılması, temel kavram ve yaklaşımların öğrenilmesi pazarlama alanında başarılı olmanın ilk adımıdır. Pazarlama literatüründe değerli bir yere sahip bu kitap sayesinde, okuyucular küresel bir bakış açısı kazanma şansına da sahip olabilecektir.
Pazarlama Yönetimine Giriş kitabı, her biri pazarlama alanında çalışan başarılı akademisyenler tarafından özenli ve titiz çalışmanın sonucunda mümkün olduğunca aslına sadık kalarak Türkçeye kazandırılmıştır. Böyle bir kitabın Türkçeye çevrilmesi, pazarlama alanında kaynakların zenginleşmesine de değerli katkılarda bulunacaktır. Bu nedenle hem pazarlama bölümü öğrencilerine hem de farklı bölümlere seçmeli derse olarak verilen Pazarlamaya Giriş dersleri için uygun bir ders kitabıdır.

Öğrenmek istiyorsanız doğru adrestesiniz… Pazarlama Yönetimine Giriş kitabına hoş geldiniz…
Abdulaziz Sezer, Abdulvahap Baydaş, Ali Çetinkaya, Begüm Şahin, Bulut Dülek, Çetin Çildir, Ebru Sönmez Karapınar, Eda Avcı, Engin Yavuz, Esra Öztürk, Güray Arık, H. Seçil Fettahlıoğlu, H. Serhat Çerçi, Hakan Eren, Hamide Özyürek, Hasan Gedik, Hüseyin Baran, Itır Ceren Morcote Santos, Mehmet Baş, Mehmet Etlioğlu, Murat Fatih Tuna, Mustafa Polat, Oğuz Emre Balkar, Oya Eru, Özcan Özbilek, Özkan Kantemir, Pelin Tuna Arslan, Ramazan Kaya, Ruziye Cop, Said Altınışık, Semih Okutan, Serhat Ata, Sertaç Çifci, Şeyda Ok, Talha Doğan, Tuğrul Oğuzhan, Yavuz Gazibey, Yıldırım Yıldırım, Yusuf Öcel, Züleyhan Baran Küreselleşme ve bilgi iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, toplumun bütün alanlarında bir dönüşüme neden olmuştur. Akıllı ve dijital sistemlerin oluşturduğu dünyayı çepeçevre saran bir ağ yapısı ortaya çıkmıştır. Yapay zekâ, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, makine öğrenme, blockchain, metaverse, robotik ve 3D teknolojisi, biyometrikler ve akıllı kartlar, küresel konumlandırma sistemleri (GPS), coğrafi bilgi sistemleri (CBS), radyo frekansı ile tanımlama (RFID), otonom araçlar ve nesnelerin interneti dünyanın teknolojik manzarasını değiştirmiştir. İnternet üzerinden birbirine bağlı milyarlarca sensör düğümünden oluşan fiziksel nesnelerin ağı olan nesnelerin interneti (IoT) ile sadece insanlar değil makineler, cihazlar ve araçlar da irtibat hâlinde ve birbirleriye konuşarak insan-insan, insan-makine/nesne, makine/nesne-makine/nesne etkileşimi gerçekleştirmektedirler.
Yıkıcı teknolojilerin ortaya çıkması ile pazarlama disiplini de her geçen gün kendisini yenileyerek bu teknolojileri pazarlama süreçlerinde başarıyla kullanmaktadır. Bu bağlamda, teknolojik gelişmelere bağlı olarak pazarlama disiplinin bu dinamik süreç içerisinde sürekli değişeceği aşikârdır. İşletmelerin dijital dünyada ortaya çıkan yeni teknolojileri takip etmeleri, bu teknolojilere adapte olmaları, bunları uygulamaları ve pazarlama süreçlerine dahîl etmeleri; sürekli değişen, derin ve karmaşık pazar şartları ile niteliği ve yapısı değişen yoğun rekabet ortamında oldukça önemlidir. “Pazarlamada Dijital Dönüşüm” adlı bu eserimizde yazarlar ele aldıkları pazarlama disiplinini etkileyen teknolojiler ve bu teknolojiler vasıtasıyla ortaya çıkan farklı pazarlama olguları ile ilgili çalışanlara, işletmelere, pazarlama profesyonellerine, akademisyenlere ve öğrencilere bilgiler ve öneriler sunmuşlardır.
Doğuş Yüksel Pazarlama ve görsel iletişim tasarımı bilim alanları, özellikle marka yönetimi ve dijital pazarlama süreçlerinde iç içe geçmektedir. Dijitalleşme ile birlikte pazarlama için görsel iletişim tasarımı vazgeçilmez bir unsur hâline gelmiştir. Her geçen gün daha da rekabetçi hâle gelen iş dünyasında, markaların, kendilerini görsel olarak ifade etmeleri ve hedef kitlelerine ulaşmaları daha da karmaşık hâle gelmektedir. Klasik iletişim tasarımları, sıradanlaşmış ve yerini daha küçük hedef grupları için özelleştirilmiş kreatif tasarımlara bırakmıştır. Sosyal medyanın insan hayatının yoğun bir bölümünü kaplaması, kreatif çalışmaların hedef kitle tarafından hızlıca tüketilmesine sebep olmuştur. Buradan hareketle markaların çok daha fazla içerik üretmeye ihtiyaç duyduğu bir dijital pazarlama dünyası ortaya çıkmıştır.
Tasarımlar, dijital pazarlamanın operasyonel faaliyetleri değerlendirildiğinde ilk ihtiyaç duyulan hususlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijital bir kampanyanın display reklamlar, sosyal medya paylaşımları, web sliderları, banner tasarımları gibi onlarca versiyonu hazırlanmadan yürütülebilmesi mümkün değildir. Pazarlama alanı, hedef kitleyi çok iyi tanımasına rağmen tasarım alanı, yüksek teknik bilgi ve becerisine rağmen hedef kitleye yönelik strateji oluşturma konusunda pazarlama alanına kıyasla eksik kalmaktadır.
Kitapta, görsel iletişim tasarımının gücü, pazarlama dinamikleri ile birlikte keşfedilmektedir. Günümüz trendlerine özellikle yapay zekâ destekli yöntemler kapsamında değinilmiştir.
Pazarlama literatüründeki görsel iletişim tasarımı boşluğunu dolduran bu kitap, öğrenciler için eğitim materyali olarak da kullanılabilir. Pazarlama profesyonelleri ve aynı zamanda bu alanlara ilgi duyan herkes için kılavuz niteliği taşımaktadır.
Tüm okuyuculara bilgi ve ilham kaynağı olması dileğiyle…
Çiğdem Unurlu, Duygu Talih Akkaya, Elif Gilanlı, Elif Ülker Demirel, Emel Gönenç Güler, Erkan Yıldız, Gamze Yakar, Gülüm Burcu Dalkıran, Hüseyin Çakırlar, Meltem Öztürk, Murat Öz, Nevin Altuğ, Onur Çetin, Özge Uzun, Özgür Kayapınar, Pınar Yürük Kayapınar, Senem Ergan, Şeniz Özhan, Şeniz Özhan, Tülay Demiralay Sürekli değişen ve gelişen pazarlama ortamını yakından ele alan bu kitap, bu alanda en güncel bilgileri sunabilmeyi hedeflemiştir. Kitap, günümüz pazarlama dünyasını etkileyen önemli gelişmelerden oluşan 21 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden bazıları bu konuda yazılmış ilk Türkçe kaynak özelliği taşımaktadır. Bu boşluğu dolduracağını düşündüğümüz Pazarlamada Güncel Gelişmeler kitabı, bölüm sonlarında bulunan örnek olaylarla da desteklenerek okuyucu tarafından anlaşılması kolay hâle getirilmeye çalışılmıştır.
Pazarlamada Güncel Gelişmeler kitabı, pazarlama ve tüketici araştırmalarındaki güncel konuları kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Ön lisans, lisans ve lisansüstü dersler ve akademik araştırmalar için temel başvuru kaynağı ve ders kitabı olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu kitabın hedef kitlesini oluşturanlar, işletme ve pazarlama ön lisans-lisans öğrencileri ile lisansüstü pazarlama programlarındaki öğrenciler ve güncel gelişmeler hakkında bilgi arayışında olan akademisyenlerdir. Kitapta ele alınan konular, pazarlama ve tüketici araştırmasındaki en yeni fikirler ve gelişmeler hakkında erişilebilir bir kaynak olması ile birlikte daha geniş bir bakış açısı edinmek isteyen pazarlama yöneticilerine de hitap etmektedir.
Atilla Yücel, Buket Bora Semiz, Dilber Nilay Kütahyalı, Ebru Onurlubaş, Hatice Yıldırım, Hüseyin Çakırlar, İnci Erdoğan Tarakçı, Kumru Uyar, Müjdat Özmen, Müjde Aksoy, Niyazi Gümüş, Özcan Özbilek, Özer Yılmaz, Seda Yıldırım, Talha Doğan, Yeliz Baş, Yıldırım Yıldırım Pazarlamanın dinamik yapısı; onu sürekli olarak takip etmeyi, gelişmelere ayak uydurmayı ve uygun adımlar atmayı gerektirmektedir. Eski pazarlama yöntemlerinin işe yaramaz hâle geldiği, her gün hiç duyulmamış farklı yöntemlerin ortaya çıktığı dijital ve modern dünyada; doğru ürünü, doğru bir fiyatla, doğru zamanda doğru müşteriye satmak yetmemektedir. Aynı zamanda bu “hedefi tutturma” işini sürdürmek ve devamlı olarak aynı başarıyı göstermek gerekmektedir. Yoğun rekabet şartları altında aynı başarı düzeyinin sürdürülmesi ancak yeni gelişmelerin sürekli olarak izlenmesi ile mümkün olabilmektedir. Bu kitabın temel amacı hem sahadaki profesyonellere hem de teorisyenlere pazarlama alanındaki yeni gelişmeleri tanıtmak, profesyonellerin ve teorisyenlerin bu yeni gelişmelerin doğurabileceği sonuçlardan ve yaratacağı etkilerden en fazla faydayı elde etmelerini sağlamaktır. Bilhassa lisansüstü eğitim gören öğrencilerin zorlandıkları “tez konusu seçimlerine” yardımcı olmak, kitabın öncelikli amaçlarındandır. Pazarlamanın niş sayılabilecek konularının; teorik düzeyde bilinmesi, öğrenilmesi, teorik düzeyde kavranması ileride yapılacak uygulamalı araştırmalara zemin hazırlayacak, alandaki mevcut bilgileri daha ileriye taşıyacaktır. Ekip ruhuyla ortaya çıkan bu eserin hem saha araştırmacılarına hem de öğrencilere faydalı olmasını temenni ederiz.
Bahadır Burak Solak, Ece Nur Kaya Yıldırım, Gonca Köse, Gülcan Şener, İbrahim Özbükerci, Mehmet Tokatlı, Merve Yılmaz, Nevzat İnan, Özen Okat, Pınar Aytekin, Selçuk Bazarcı, Serpil Kır Elitaş, Sinem Yeygel Çakır, Tahsin Işık, Zöhre Akyol Pek çok alan gibi pazarlama alanı da her geçen gün dijital bir hâle dönüşüyor. Yaratıcılığın sınır tanımadığı ortamlar sunan dijital dünyada ise alan uygulayıcıları ve markalar, tüketicilere ulaşma ve onları ikna etme noktasında sürekli olarak yeni teknikler geliştiriyorlar. Öyle ki pazarlama dünyası neredeyse her yeni güne yeni bir pazarlama akımı ile uyanır bir hâle geldi. Bu durum bir yandan alanın zenginleşmesini sağlarken diğer yandan ise büyük bir anlam karmaşası oluşturuyor. Pazarlamanın Dijital Hâlleri ise işte bu anlam karmaşasını giderme amacıyla oluşturulmuş bir eserdir.
Editörlüğünü Özen Okat ve Mehmet Tokatlı’nın yaptığı kitapta; Türkiye’nin farklı üniversitelerinden 14 yazar, 14 farklı dijital pazarlama akımını okuyucuyla buluşturuyor. İçerisinde yapay zekâ pazarlamasından nöropazarlamaya, transmedya pazarlamasından sanal ve arttırılmış gerçeklik pazarlamasına kadar dijital dünyanın sunduğu birçok pazarlama akımına ait detaylı bilgilere yer veriliyor. Ayrıca her bölümde söz konusu pazarlama akımına ait Türkiye’den ve dünyadan başarılı uygulama örnekleri yazarlarca derinlemesine irdeleniyor.
Pazarlamanın Dijital Hâlleri, pazarlama alanına ilgi duyanların, bu alanda çalışan ve çalışma arzusunda olan öğrenci ve akademisyenlerin temel başvuru kaynağı olarak yararlanabilecekleri teorik ve pratik bilgiler içeren bir çalışma olma özelliğini taşıyor.
Neslişah Özdemir, Nilay Bıçakcıoğlu-Peynirci, Gülay Erol, Şerife Kazancı-Sunaoğlu, Merve Vardarsuyu, Dilşad Tekin, Merve Vardarsuyu, Melis Erçin Yurcu “Son zamanlarda tüm dünyayı etkisi altına alan sanal para birimi ve Covid-19 pandemisi gibi çeşitli gelişme ve olaylar pazarlamayı nereye sürükledi?” sorusu pazarlama literatüründe üzerinde durulması gereken birçok kavramın olduğunu göstermiştir. Bu keşifle birlikte konuyla ilgili bir kitap yazılması fikri, 7 çok değerli akademisyeni bir araya getirmiş ve bu yolculuğun sonunda “Pazarlamanın Geleceği” ortaya çıkmıştır.
Pazarlama alanında kariyerinin başında olan akademisyenlere yollarında ışık tutmak amacıyla yazılan bu kitabın konusunu, önde gelen pazarlama dergilerinde yakın zamanda yayınlanan makalelere konu olan ve gerek teoriye gerekse pratiğe katkısı olacağı düşünülen 8 kavram oluşturmaktadır.
Okuyan herkesin akademi yoluna ışık olması dileğiyle…
William D. PERREAULT, Jr., Joseph P. CANNON, E. Jerome McCARTHY Pazarlamanın Temelleri; akademisyenlere, pratisyenlere ve öğrencilere dönük olmak üzere pazarlama bakış açısını genişletmek ve uygulamalarını analiz edip geliştirmek isteyen herkesin yararlanabileceği temel bir kitaptır. Kitap, 18 ayrı bölümde ele alınmış olup pazarlamanın toplum, firma ve tüketici için değeri; pazarlama strateji planlaması süreci içerisinde temel pazarlama karması unsurları ve etik pazarlama bölümlerini içermektedir. Bölümler, öne çıkan temel noktaları ve güncel olayları örnekleri ile beraber ele almakta ve analiz etmektedir. Ayrıca, Ekonominin Temelleri, Pazarlama Aritmetiği ve Pazarlamada Kariyer Planlaması ekleri ile bölümler desteklenmektedir.
Kitap, kapsamlı örnek vakalarla, her bölüme ilişkin sorularla zenginleştirilmiş ve tamamlayıcı eklerle beraber temel konular pekiştirilmiştir.
Uluslararası uygulamaların güncel örneklerle beraber yer aldığı çok kapsamlı bu kitap hem öğrencilere hem de konu ile ilgilenen herkese yararlı bir kaynak olacaktır.
H. Çağatay Karabıyık, Mahmut Nevfel Elgün Günümüz ekonomisinde kamu sektöründen sonra en fazla harcama yapılan alan pazarlamadır ve bir spor karşılaşmasında verilen reklam maliyetleri Dünya Savaşlarını aşmış durumdadır (Ries & Trout, 2020). Söyleşine yüksek bir maliyetse pazarlamanın her alanında uzmanlaşmayı bir zorunluluk haline getirmiştir. Yeni nesil pazarlama pratiğinde ise markalar artık ürünler ve pazar payları için değil, tüketicilerin zihinleri için rekabet etmektedir. Yani pazarlama dendiğinde ürün yerine tüketici algısı, pazar yerine tüketici zihni anlaşılmalıdır. Başka bir ifade ile günümüz pazarlaması tüketici algılarını yönetme uygulamaları olarak kabul edilmelidir.
Bu çalışmada Nobel Ekonomi Ödül'ü sahibi Çıpalama Teorisi'nin mağazalarda tüketicileri bir manipülasyon aracı olarak kullanımı deneysel bir araştırma ile incelenmiştir. Yapılan deneyde tüketicileri manipüle eden bir mağaza tasarlanmış ve tüketicilerden aynı ürünlere fiyat biçmeleri istenmiştir. Sonuçlarsa hem tüketiciler hem de markalar için oldukça çarpıcıdır. Aynı ürünler olmasına rağmen çıpalama manipülasyonuna maruz kalan deney grubu, çıpalamaya maruz kalmayan kontrol grubuna göre aynı ürünlere %390,31 daha yüksek bir fiyat biçmiştir. Bu da bulguların hem tüketiciler hem de markalar için büyük önem arz ettiğini göstermektedir. Ancak tüketicilerin bilinçlendirilmesi amacı taşıyan çalışmamızın en büyük umudu tüketirken tükenmek yerine daha yaşanabilir bir ekonomi anlayışına katkıda bulunmaktır.
Daha yaşanabilir ekonomi ve daha da önemlisi doğa umuduyla...
Arzu Şeker, Barış Armutcu, Bilsen Bilgili, Emine Pınar Saygın, Hüseyin Güven, Mustafa Kaplan, Niyazi Gümüş, Seda Uğur Çilkara Yapay zekâ teknolojisi, zamanın ve hızın önemli rekabet avantajı unsurları olarak değerlendirildiği günümüz rekabet koşullarında, pazarlamacılara veri toplama, veri analizi ve pazarlama çabalarını etkileyebilecek sosyal ve ekonomik eğilimlere ilişkin gözlemlere dayalı rafine kararlar alınmasında fonksiyonel destek sunmaktadır. Yapay zekâ teknolojisi pazarlamacıların makro açıdan hedef tüketici grupları, mikro açıdan müşterileri ile bağlantı kurmalarında hayati değer taşır. Yapay zekâ aracılığı ile toplanan gerçek zamanlı pazar verisi, gelecekte eyleme geçirilebilir alternatifler oluşturmada rehber niteliktedir.
Pazarlamaya Yeni Bir Bakış Yapay Zekâ eseri, yapay zekâ teknolojisi desteğinde pazarlama planı oluşturma ve yönetme sürecinde gelecek öngörüsü oluşturma, çözüm önerileri sunma, alternatif üretme, işletme- müşteri hiper memnuniyeti sağlama konularında pazarlama akademisyenlerine ve profesyonellerine kaynak oluşturma amacı ile Türkiye Cumhuriyetimizin 100.yılında okurları ile buluşmuştur.
Keyifli okumalar.
Hüseyin Şenerol Günümüzde pazarlamanın hâkim amacı, tatmin edilen tüketim olarak ön plana çıkmaktadır. Tüketim seviyelerinin yükselmesi, pazarlama için bir başarı hâline gelmiştir. Başarı elde etmek adına işletmeler, müşterileri dışında yer alan diğer paydaşları görmezden gelmişlerdir. Tüketim çılgınlığı beraberinde riskleri, maliyetleri ve ahlaki karmaşıklıkları da ortaya çıkarmaktadır. İşletmelerin görmezden geldikleri paydaşlar, teknolojik gelişmelerden yararlanarak kendilerini organize etmeye ve ifade etmeye başlamışlardır. İşletmelerin müşteriler dışındaki paydaşları görmezden gelmesi imkânsız hâle gelmiştir. Yaşanan bu durumdan pazarlama literatürü duyarsız kalamamış ve paydaşlıkla ilgili çalışmalara yer vermeye başlamıştır. Bunun sonucunda literatüre paydaş odaklılık kavramı ortaya çıkmıştır. Müşteri dışındaki diğer paydaşları görmezden gelmeyen paydaş odaklılık perspektifi bu kitabın ana konusunu oluşturmaktadır.
Barry Berman - Joel R. Evans - Patrali Chatterjee Perakende Yönetimi Stratejik Bir Yaklaşım kitabı; stratejik perakende yönetimine genel bakış, durum analizi, hedef müşteriler ve bilgi toplama, mağaza yer seçimi, perakende işletme yönetimi, ürün yönetimi ve fiyatlandırma, müşteriyle iletişim kurma ve son olarak hepsini bir araya getirme olmak üzere sekiz kısım ve yirmi bölümden oluşmaktadır. Kitapta; her bölümle ilintili olarak perakendecilikte etik, perakendecilikte kariyer, dünya çapında perakendecilik ve perakendecilikte teknoloji konuları ele alınmıştır. Ayrıca her kısım sonunda verilen gündelik yaşamdan somut kısa vakalar ve kapsamlı vaka örnekleri konuların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.
Kitap; lisans ve lisansüstü öğrencilerine, akademik çalışma yapan öğrenci ve akademisyenlere, perakende yöneticilerine ve son olarak kendini bu alanda geliştirmek isteyen herkese yararlı olacak temel bir kaynaktır.
Kenan AYDIN Perakende sektörü, Türkiye’deki sosyo-ekonomik gelişmelere bağlı olarak özellikle 1980’li yılların ortalarından itibaren belirli bir ivme kazanmış ve bugün ABD ve AB perakendeciliği ile boy ölçüşebilecek duruma gelmiştir. Perakendeciliğin gelişim sürecinde bazı temel olgulara vurgu yapmak yerinde olacaktır:
• Türkiye’de başlangıçta süpermarket, hipermarket ve AVM’lerin gelişimi ön planda iken, son yıllarda indirimli mağazalar (discount stores) daha popüler olmuş; departmanlı (bölümlü) mağazalar ya yok olmuş ya da boyut değiştirerek bağımsız mağaza yerine AVM’lerde konuşlanmışlardır.
• Yabancı sermayenin pazara girişi yanında yerel perakendeciler de önemli bir konuma gelmişlerdir. Toplam perakende pazarı içerisinde organize perakende yanında geleneksel perakendeciler hâlâ önemli bir paya sahiptirler.
• Dünya’da ve Türkiye’de toplam perakende satışlar içerisinde e-ticaretin payı hızlı bir biçimde artmaktadır. 2020 yılında dünyada e-ticaretin payının % 14.60 olacağı tahmin edilmektedir.
• Geleneksel tek kanallı perakendecilik, tüketici ihtiyaçlarını karşılamakta yeterli olamamaktadır. Bu nedenle birbiriyle uyumlu çok kanallı (omnichannel) perakendecilik bir zorunluluk hâline gelmiştir.
• Çin, 2013 yılında açıkladığı “Bir Kuşak Bir Yol” projesi ile yeni dönemde yeni bir düzen arayışı ile küresel stratejisini geliştirme peşindedir. Çin’in bu yeni stratejisi, dünyada ekonomik ve siyasi dengelerin yeniden kurulacağına işaret etmektedir. Proje, Asya’nın en doğusu ile Atlas Okyanusu'nun Avrupa kıyılarını birbirine bağlayacak olması yanında Türkiye'nin de dâhil olduğu 65 ülke ve 3 milyardan fazla nüfusu hedeflemektedir. Bu pazarlar, Başta Walmart ve Carrefour olmak üzere doyuma ulaşmış, ABD ve Batı’nın başlıca perakendecilerini harekete geçirmiştir.
• 2015 yılında Almanya tarafından ortaya konulan “Endüstri 4.0” ile Japonya'nın geliştirdiği “Toplum 5.0” yeni yaklaşımları öngörmektedir. Bu yeni yaklaşımlar, diğer sektörlerde olduğu gibi, perakende iş yapma biçimlerini de değiştirecektir. Perakende karar vericileri, tüketicilerin eğilim ve davranışlarını anlayabilmek için, yapay zekâ ve büyük veri analizi gibi konulara daha fazla önem vereceklerdir.
Mesut Küçük Performans yönetimi ve buna bağlı olarak performans değerleme uygulamaları, günümüzde hem özel sektörde hem de kamu yönetiminde kurumsal başarının sağlanması noktasında en önemli konulardan biri olmuştur. Özellikle bu anlamda insan kaynağını kullanarak etkinliğin ve verimliliğin azami bir şekilde sağlanabilmesi aşamasında performansın ölçülmesi ve değerlendirilmesi, süreçle doğrudan ilintilidir. Yöneticilerin kurumsal anlamda önceliklerini belirledikten sonra stratejik düşünce ve hedefler doğrultusunda misyon ve vizyon amaçlarının gerçekleştirilmesi, insan kaynağının doğru bir şekilde kullanılması ve nihayetinde performansın değerlendirilmesiyle doğrudan ilişkilidir.
Bu kapsamda özellikle kurumsal performansın gerçekleştirilmesinde bireysel performansın payı yadsınamayacak kadar fazladır. Performans yönetim sisteminin önemli bir aşaması olan performans değerleme süreci, örgütsel amaçların gerçekleştirilmesinde kümülatif başarının bireysel başarıların toplamından öte bir olgu üzerine inşa edilmiştir. Bu bağlamda yeni kamu yönetimi anlayışının kamu yönetimi alanında ortaya koyduğu bu paradigma da organizasyonların misyon ve vizyonları doğrultusunda belirledikleri stratejik hedeflere, çalışanların bireysel performansı vasıtasıyla ulaşılabileceğini vurgulamıştır.
S. Onur Karlık If we raise our heads and look around us carefully, we can see where consumerism has reached in the world. The opportunities created by all this consumption volume cause companies to compete with each other. The more customers they can attract, the more competitive advantage they will have. At this point, understanding consumer behavior is crucial. Since behavior is directly related to an individual's personality, analyzing personality traits might help in understanding the behaviors that consumers will display. Marketing practitioners who establish a relationship between personality traits and consumer behavior and recommend sales promotions according to this relationship will always be one step ahead of their competitors. This book aims to analyze the relationship between personality traits and consumer decision-making styles and predict how consumers are likely to choose sales promotions that are framed. Moreover, marketing practitioners can find an informative Executive Summary at the end of the book. The book gives a general idea about personality traits, personality theories and consumer decision-making process that may help undergraduate and graduate students interested in this field.
Ebû Zekeriyyâ Yahyâ bin Ömer el-Kinânî el-Endelüsî Fiyatlandırma ve çarşı pazarın düzeni meselesi, bir iktisadi sistemin sağlıklı şekilde işleyip
toplumun refahını temin etmesi noktasında olmazsa olmaz hususlardandır. Nitekim fiyatların stabil ve piyasanın düzenli olması, günümüz ekonomilerinin en önemli hedefleri arasında yer almakta olup ülkeler bu iki hedefi gerçekleştirmek amacıyla çeşitli politikalar uygulamaktadır. Elinizdeki eserde fiyatlandırma, çarşı pazarın işleyişi, bu iki önemli hususu düzenlemeye yönelik olarak kurulmuş hisbe müessesesi ve ilgili diğer meselelere dair İslam'ın getirdiği hükümleri bulacaksınız.
Bu anlamda eser, stabil ve sağlıklı şekilde sürdürülebilen bir ekonominin temin edilmesi noktasında bir rehber niteliğindedir.
Bahar Türk İnsanın istek ve ihtiyaçlarından ödün vermeden yaşayabileceği bir gelecek için sürdürülebilirlik anlayışının benimsenmesi şarttır. Bireylerin çevreyle olan etkileşimleri bu süreçte önemli rol oynamaktadır. Sürdürülebilir davranışları hayata geçirme konusunda faklı hassasiyetleri bulunan bireylerin bir takım araç ve yöntemlerle motive edilmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
Bu durumu çıkış noktası kabul eden kitapta, bireylerin nasıl daha çevreci olabilecekleri sorusuna yanıt aranmaktadır. Çevreci davranış sergileme bakımından aynı düzeyde bulunmayan bireylerin davranış kalıplarını çıkartmak ve etkin stratejiler sunabilmek için pazar bölümlendirilmektedir. Pazar bölümlerini bulundukları çevrecilik düzeyinden daha ileriye taşımanın çözümünü ise yine aynı bölümlerin politik ve sosyal önerilerini alarak sunmaktadır. Sonuçları ileri düzey istatistiki yöntemlerle ortaya koyan yazar, tüm süreci literatürde çevreci davranışların anlamlandırılmasında kabul görmüş Planlı Davranış Teorisi perspektifinden ele almaktadır. Karar alma süreci kapsamında sürdürülebilir tüketici davranışlarını şekillendiren teoriler incelenmekte ve çevreci davranışları etkileyen faktörlere geniş yer verilmektedir.
Ahmet Salih İkiz, Arzu Al, Arzu Tay Bayramoğlu, Buğçe Soysal, Demokaan Demirel, Gizem Kabasakal, Hakan Acet, Kanan İbrahimli, Mehmet Babacan, Rumeysa Gevher, Saadet Yağmur Kumcu, Şebnem Keskin, Yüksel Arıkan Bu kapsamlı eser, politik ekonomi disiplininin derinliklerine dalarken küresel ve yerel ekonomik sahnede gerçekleşen olayların arka planını inceliyor. Kitap, konuları Türkiye'nin ekonomik evriminden başlayıp dünyayı etkisi altına alan gıda krizlerine, uluslararası şirketlerin güç oyunlarından devlet kapitalizminin yükselişine kadar geniş bir yelpazede tartışıyor.
Ayrıca kitapta; Türkiye'nin ekonomik yapısının dönüşüm süreci, küresel piyasalarda yaşanan değişiklikler, çok uluslu şirketlerin etkileri ve devlet kapitalizminin artan önemi gibi konular hem teorik açıdan hem de pratik uygulamalarıyla ele alınıyor. Bu bölümler, okuyucuya ekonomik politikaların arkasındaki nedenleri ve bu politikaların toplumlar üzerindeki etkilerini anlamak için derinlemesine bir rehber sunuyor.
Murat Erdoğan Uçan böceklerle beslenen bitkiler, avlarını tuzağa düşürebilmek için karşı koyulmaz bir koku ve tat özelliğine sahiptir. Ponzi şemasında bu koku ve tadın karşılığı yüksek getiri ve sıfır risktir. Getiri oranlarının piyasa oranlarından daha yüksek olması yatırımcıların kazanma iştahını kabartmaktadır. Yatırımcılar hem risk almayacak hem de yüksek getiri elde edecek, buna ek olarak sistemden istedikleri zaman hiçbir kayba uğramaksızın çıkabileceklerini düşüneceklerdir. Yatırımcılar için bundan iyisi Şam'da kayısı olarak görülmektedir. Gerçekte durum farklıdır.
Çoğu yatırımcı bir aldatmacaya katıldığından habersizdir ve ancak çok geç olduğunda durumun farkına varırlar. Şemanın ilk sürecinde yatırımları sonucu bir getiri elde etmeye başlarlar ve bu getiri şemaya olan güveni ciddi bir şekilde artırır. Bu güven arttıkça sisteme yatırılan parasal tutar da doğru orantılı bir şekilde artar. Çoğu yatırımcı bir aldatmacaya katıldığından habersizdir ve ancak çok geç olduğunda durumun farkına varırlar çünkü getiri sağlamaya devam eden yatırımcı sistemden en ufak şüphe duymaz.
Er ya da geç her balon patlar. Sonunda kaybeden yatırımcılar olur.
“Bayağı para kazanmaya başladık, yaklaşık 3 ay oldu gireli”.
“Ben ömrümde böyle çılgın bir proje görmedim. Bir kez olsun şüphe etmedim.
Böyle bir projenin karşısında ancak saygıyla eğilebilirim”.
“Bir ev parası yatırdım. Sonuna kadar güveniyorum”.
“Dolandırıcı adam hiç tesis açar mı?”.
“Bankadan arayıp duruyorlar. İntiharın eşiğine geldim. Hâlâ kısa zamanda aktif olacak diye otomatik mesaj atacak kadar ahlaksızsınız”.
“Bankadan 40 bin TL kredi çekip Çiftlikbank'a yatıran R. A. krediyi ödeyemedi. Başakşehir'de bir poligonda intihar etti”.
“Elimdeki paramı bir senede nasıl ikiye katlarım, sorusunun cevabı ve hüsran”.
Ayfer Şahin, Fulya Bayraktar, Hüsniye Örs, Hüsnü Yücekaya, Levent Bayraktar, Orhan Kurtoğlu, Ramazan Adıbelli, Kâzım Ceylan Elinizdeki bu eser, Ahîlik hakkında farklı disiplinlerin yaklaşımları ve metodolojileri ile kaleme alınmış olan müstakil çalışmalardan oluşmaktadır. Birinci bölümde Ahîliğin Oluşumu, Kapsamı ve Etkileri ele alınmakta, Değerler Ekseninde Ahîliği Yeniden Düşünmek başlıklı ikinci bölümde ise, üretim ve tüketim ilişkilerinin olanca hızıyla değiştiği, postmodern denebilecek bu çağda Ahîliğin kültürel, ekonomik, etik ve felsefî açılardan insanlığa sunabileceği alternatifler olup olmadığı irdelenmektedir.
Ahîlik sadece bir esnaf örgütü değil, bir insanlık mektebidir. Bir insanlık idealidir. Ahîlikte insanlık için değer üretmek esastır. Bugün tüketim çağında, böyle bir üretim fikrini yeniden ele almaya bir davet olarak da okunabilecek bu eser, Ahîliğin temsil ettiği değerlerin tarihin belirli bir döneminde ve belirli bir coğrafyasında sınırlı kalmadığını ve çağlar üstü bir umut olduğunu hatırlatmaktadır.
Ahmet Aknar, Ahmet Alp Özbalcı, Ali Bayram, Ayşe Nihan Arıbaş, Ayşe Tuğba Yıldız, Ayşegül Düzgün, Bilge Güler, Gözde Morgül, Gül Bilen, İbrahim Yalçın, Kemal Temel, Leyla İçerli, Mehmet Selman Kobanoğlu, Mehmet Veysi Kaya, Murat Karataş, Mustafa Şeker, Özge Üstün, Yasemin Harmancı Günümüzün değişen ve gelişen rekabet şartlarında ayakta kalabilmek ve yaşamlarını uzun döneme yaymak isteyen örgütler için postmodern yönetim yaklaşımlarını benimsemek ve başarılı bir şekilde uygulamak hayati önem arz etmektedir. Örgütlerin çağın gereklerine uygun başarılı uygulamalarının birer sonucu olarak ortaya çıkmış ve gelişmiş olan postmodern yönetim yaklaşımları, örgütlere ilişki içerisinde bulundukları kişi ve kuruluşların (paydaşların) beklentilerini karşılayabilme yeteneklerini artırma ve örgütü bulunduğu durumdan daha iyi durumlara getirmeleri konusunda yardımcı olacaktır. Konuyla ilgilenen tüm paydaşlara yararlı olacağı inancıyla kaleme alınan Postmodern Yönetim Yaklaşımları adlı bu kitapta; Toplam kalite yönetimi, yalın yönetim, kaizen, şebeke organizasyonlar, değişim mühendisliği, benchmarking, personel güçlendirme, stratejik ortaklıklar, küçülme ve kademe azaltma, öğrenen organizasyonlar, sanal organizayonlar, balance scorecard, kurumsal yönetişim, temel yetenekler ve dış kaynaklardan yararlanma konularına yer verilmiştir.
Abdullah Kuzu, Ahmet Sağlam, Ali Oluk, Feray Uğur Erdoğmuş, Hayriye Ayşe Oluk, İbrahim Çelik, Mehmet Kara, Mesut Türk, Özgen Korkmaz, Recep Çakır, Volkan Kukul, Yavuz Ünal Son yıllarda programlama eğitimine ilişkin önemli bir paradig­ma değişikliği meydana gelmiş, programlama eğitimi verilerek üst düzey düşünme becerilerinin kazandırılabileceği benimsenmiştir. Bir başka ifadey­le artık programcı yetiştirmenin yanı sıra, programlama eğitimi verilerek bireylerin üst düzey düşünme becerilerinin geliştirilebileceği fark edilmiştir. Bu nedenle de programlama eğitiminin mesleki teknik eğitim ve mühen­dislik eğitimi ile sınırlı kalmasının mümkün olmadığı, daha erken yaşlarda bireylere bu eğitimin verilmesi gerektiği, pek çok ülke tarafından kabul görmüştür. Bu kitapta da erken yaşlarda bu eğitimi alan öğrencilere programlama­nın hangi araçlarla, hangi yaklaşımlar kullanılarak, hangi becerileri geliştir­meye dönük planlanması gerektiği, eğitimin nasıl uygulanması gerektiği ve eğitim sonunda nasıl değerlendirilmesi gerektiği tüm yönlerle tartışılmaya çalışılmıştır. Ayrıca gerekli bölümlerde örnek öğretim tasarımları da sunul­maya çalışılmıştır. Kitabın programlama eğitimi veren veya bu alanda akademik çalışma yapan meslektaşlarımıza, lisansüstü eğitim gören öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve öğretmen adaylarımıza katkı sağlayacağını umuyoruz.
Altan Başaran Bu kitap size, Dördüncü Sanayi Devrimi ve koronavirüs (COVID-19) ile şekillenen bir dönemde proje bazlı örgütlerde insan kaynakları yönetiminin değişimine ilişkin farklı bir bakış açısı sunmaktadır.
Yenilik, teknoloji ve dijitalleşmenin övüldüğü bir çağın içinde bulunmaktayız. Bu değer yaratan imkânlar, çağımızı şekillendirerek teknolojiyle bütünleşmiş dijital bir dünya yaratmaktadır. İçinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında ortaya çıkan Dördüncü Sanayi Devrimi, hayatımızı şekillendiren bir kavram olarak gelişmektedir.
Proje bazlı örgütlerde, projelerin doğası gereği var olan geçicilik ve belirsizlik, insan kaynakları süreçlerini etkilemektedir. Bu örgütlerde var olan değişkenlik ve belirsizliğin Dördüncü Sanayi Devrimi’yle birlikte yeni boyutları ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede yaşanan değişimin sınırları çizilerek insan kaynakları yönetiminin geleceğine ilişkin bir yol haritası sunulmaktadır. Kitap bu yönüyle insan kaynakları alanıyla ilgili uzmanlar için bir kılavuz olmayı hedeflemektedir.
Ersin Sünbül Günümüz iş dünyasında proje lojistiği, karmaşık projelerin başarısında kilit bir rol oynamaktadır. “Proje Lojistiği” isimli bu kitap, teorik bilgileri ve pratik uygulamaları harmanlayarak, lojistik süreçlerinin etkin bir şekilde yönetilmesine yönelik kapsamlı bir rehber sunmaktadır. Öğrenciler, akademisyenler, profesyoneller ve araştırmacılar için vazgeçilmez bir kaynak olan bu eser, proje lojistiği ile ilgili en güncel bilgileri içerir.
Kitap, proje yönetimi süreçlerinden taşıma ve depolama yönetimine, sürdürülebilir lojistik stratejilerinden yenilikçi uygulamalara kadar geniş bir yelpazede detaylı bilgiler sunar. Lojistik alanında karşılaşılan zorluklara yönelik stratejik çözümlerle okuyuculara yeni bakış açıları kazandırmayı amaçlar. Ayrıca, enerji ve inşaat projelerinden afet lojistiğine kadar geniş kapsamlı vaka analizleriyle okuyucuların teoriyi pratiğe dönüştürmesine yardımcı olur.
Geniş literatür taramasıyla hazırlanan bu kitap, sadece akademik bir başvuru kaynağı olmakla kalmayıp, sektörde çalışan profesyoneller için de stratejik bir yol haritası niteliğindedir. “Proje Lojistiği”, projelerin her aşamasında lojistik yönetiminin nasıl daha verimli gerçekleştirilebileceğini keşfetmek isteyen herkes için ideal bir rehberdir.
Hulûsi Demir, Hüseyin Avunduk, Mehmet Emre Güler "Bu kitap konu ile ilgili değişik kitapların fikirlerinden yararlanılarak, işletme ve endüstri mühendisliği lisans ve lisansüstü öğrencileri, kendi başlarına konu ile ilgili bilgi almak isteyenler ve daha önce bu konuyu öğrenip bilgilerini tazelemek isteyenler için hazırlanmıştır. Öğrenimleri sırasında istatistik ve sayısal yöntemler derslerini alanlara bu kitap ilginç ve yararlı olacaktır.

Konularda teorik bilgiler fazla işlenmemiş, daha çok temel proje yönetimi bilgisi kolay okunabilir, kolay anlaşılabilir biçimde ele alınmıştır. Başka bir deyişle, güdülen amaç proje planlama ve yönetimi sorunlarını çözecek nicel araçları öğrencilere/okurlara öğretebilmektir. Çalışmada sunulan ve incelenen yöntemler gerçek yaşam problemlerine uygulanabilir niteliktedir. Bu amacın ışığı altında, işletmecilik ve mühendislik bilimlerinin bu ilginç alanına proje planlamasını kolayca anlatabilecek ve öğretebilecek katkıda bulunmaktır."
Burhan Albayrak Proje yönetimi; iş niteliğinin artırılmasında, ürün kalitesinin yükseltilmesinde, ekonomiklik, verimlilik ve kârlılığın sağlanmasında liderliği onaylanmış bir yönetim bilimidir.
Proje yönetimi, profesyonel bir yönetimi, yenilik ve yaratıcılık gerektiren çalışmaları içermektedir.
Proje yönetimi; amaçları ve hedefleri gerçekleştirmek için kaynakların, zamanın uyumlu verimli kullanılmasını öngören ve çeşitli aşamalardan oluşan katılımcı, sistematik, dinamik ve stratejik bir yönetim yaklaşımıdır.
Bu kitap bir yol haritanız olmaya adaydır. Aynı zamanda nerede olduğunuz, nerede olmak istediğiniz, oraya nasıl ulaşılacağınız ve orada nasıl kalacağınız konularında bir başucu kitabınızdır.
H. Bilgehan Yavuz Son yüzyılımıza damga vuran kalkınma çabaları ve küreselleşme gerçeği üzerinde yaşadığımız gezegene ilişkin ekonomik, sosyal ve çevresel kaygılarımızı ve duyarlılıklarımızı her geçen gün arttırmaktadır. Bu kaygılar, insanların değer spektrumuna yeni tabakaların eklenmesine ve sosyal sorumluluk bilincinin her geçen gün yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Yeni değerler içselleştirilerek yürütülecek kalkınma stratejilerinin sadece ekonomik bir anlayışla yapılmamasını, sosyal ve kültürel kaynakların korunarak gelecek nesillere aktarılacak şekilde düzenlenmesini gerekli kılmıştır.
Bu yaklaşımla değişimi ortaya koyacak program ve projelerin izlenmesi, değerlendirilmesi ve etkilerinin arttırılması, kaygılarımızla ilgili sorunlarında çözülmesi anlamına gelecektir. Değerlendirme metodolojisi açısından baktığımızda özellikle sosyoekonomik kalkınma projelerinin, bütün paydaşların ihtiyaç ve algılarına cevap verecek bir niteliğe bürünmesi kaçınılmazdır. Bu metodolojinin en karmaşık argümanı ise “SOSYAL ETKİ” kavramıdır.
Proje uygulamalarından kaynaklanan sosyal değişimi öngörmek ve yönetmek için kullanılan bir süreç olarak sosyal etki değerlendirme çalışmaları, uluslararası örgütler, ulusal hükümetler, yerel ve bölgesel kuruluşlar ile özel sektör firmaları tarafından yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bu çalışma ile de etki-değer zinciri yaklaşımına bağlı olarak uygulanacak sosyo ekonomik kalkınma program ve projelerinde ortaya çıkacak sosyal sonuçların ölçülmesini ve yönetilmesini sağlayacak yöntemler incelenmektedir.
Özellikle, Proje uygulamalarında sosyal etki değerlendirme çalışmaları açısından bir farkındalık oluşturacağı ve Türkçe literatüre katkı sağlayacağı düşünülen bu kitabın okuyucuya faydalı olması ve daha kapsamlı çalışmalara ışık tutması en büyük arzumdur.
Mehmet Rıza Derindağ This book is written to help managers respond to current management issues of NGOs and their projects. It is written to address management issues through a managerial perspective and help volunteers and professional employees grasp a better understanding of the issues surrounding the management of NGOs.
Numerous resources and the author's own experience as manager of NGOs contributed to the development of this book.
I hope that reading this book will help you gain a better appreciation and understanding of the contributions of NGOs in community and country development and apply your learnings in actual practice.
Mahmut Kartal, Sait Bardakçı Bu kitap, istatistiksel kalite kontrolü alanında çalışmalar yapan araştırmacıların ihtiyaç duyacağı proses kontrol teknikleri ile son zamanlarda giderek önem kazanan bir kalite yönetimi yaklaşımı olan Altı Sigma yaklaşımı hakkında bilgi sunma amacını taşımaktadır.
Bir üretim sürecinde kullanılan proses kontrol teknikleri örnek uygulamalarla desteklenerek açıklanmış, bu tekniklerden en yaygın kullanılanı olan proses kontrol grafikleri ayrı bir bölümde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Kontrol grafiklerinin oluşturulması, sunduğu bulgular ve bulguların yorumlanması örnek çözümleri eşliğinde kolayca anlaşılabilecek bir sadelikte sunulmaya çalışılmıştır.
Altı Sigma yaklaşımının felsefesi, ortaya çıkışı ve tarihsel gelişimi, temel ilkeleri, içerdiği roller ve sorumluluklar ile birlikte bir altı sigma iyileştirme projesinde izlenmesi gereken tüm aşamalar ayrıntılı olarak açıklanmış ve bu aşamalarda ihtiyaç duyulan istatistiksel tekniklere yönelik örnek problemler sunulmaya çalışılmıştır.
Kitabın; araştırmacılara, lisansüstü düzeyindeki öğrencilere, kalite kontrolü alanında çalışan akademisyenlere ve kalite kontrolü uygulayıcılarına faydalı bir eser olacağı düşünülmektedir.
Mehmet Oktay Gökaslan, Tuba Büyükbeşe Her sektörde olduğu gibi bankacılık sektöründe de rekabet vardır. Var olan bu rekabet ortamında bankalara rekabet üstünlüğü sağlayacak bir araç da örgütsel bağlılıktır. Çünkü örgütsel bağlılık ile eldeki mevcut kalifiye iş gücü korunarak hizmet kalitesinin yükseltilmesi sağlanır. Örgütüne bağlı bir çalışan her zaman için örgütüne avantaj kazandıracaktır. Bağlılık prososyal davranışlar başta olmak üzere güveni de olumlu etkileyen bir unsurdur. Kendi içinde örgütsel bağlılığı yüksek iş görenler istihdam eden bankalar ve diğer örgütlerin prestijlerinin artacağı düşünülürse, sektördeki tecrübeli, bilgili ve yetenekli iş gücünün de örgüt bünyesine alınmasına imkân sağlanır.
Bu kitapta örgütsel bağlılık ile beraber prososyal sessizlik, örgütsel güven ve algılanan örgütsel prestij kavramları Türkiye'deki bankacılar üzerinde incelenmiştir. Bu evren dâhilinde kolayda örneklem yöntemiyle örneklem olarak 529 banka çalışanına ulaşılmıştır. Araştırma verileri anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırma, uygulamalı, açıklayıcı ve kesitsel bir araştırmadır. Araştırmada nicel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda çok değişkenli istatistiksel analizlerden faydalanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiler Yapısal Eşitlik Modeli ile incelenmiştir.
Nihat Aytürk Kamusal ve kurumsal yaşamda (iş ortamında) resmî yazışma, konuşma ve görüşmeler; toplantı, tören ve törensel etkinlikler; davet, ziyaret ve ziyafetler; resmî iş, işlem ve etkinlikler biçim ve yöntem olarak protokol ve sosyal davranış kurallarına uygun biçimde yürütülür. Bu yüzden protokol ve sosyal davranış kurallarını bilmek ve bu kurallara uymak temsil ve itibar açısından önemli ve gereklidir. Çünkü protokol ve sosyal davranış kurallarını bilen, bu kurallara uyan ve bunları uygulayan kişi ve kurumlar kamusal ve sosyal yaşamda daima takdir edilir ve tercih edilirler.
Kitabın amacı; üniversitelerde okuyan tüm öğrencilere, kamu kurumlarında ve özel kuruluşlarda (işletmelerde) çalışan bütün yöneticilere, yönetici adaylarına, yönetici asistanlarına, uzmanlara, halkla temas noktasında olan ve halka hizmet sunan bütün görevlilere yönetim ve iş hayatlarında ve sosyal yaşamlarında kullanacakları protokol bilgi ve becerileri kazandırmak; bu bilgileri başarıyla uygulamalarını sağlamak; böylece bireysel, kurumsal, ulusal ve uluslararası düzeyde başarılarını, etkinlik ve saygınlıklarını artırmaktır.
Bu kitap; üniversitelerin Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Meslek Yüksekokullarında okutulan Protokol ve Sosyal Davranış Kuralları ders programına uygun olarak hazırlanmıştır.
Nihat Aytürk Protokol, kamusal yaşamda yöntem ve biçim yönünden uyulması ve uygulanması gereken davranışsal kurallar bütünüdür. Protokol kurallarını bilmek ve bu kurallara uymak; işe girme, iş hayatında yükselme, kurumsal ve ulusal temsil, onur ve itibarı koruma açısından önemlidir.
Kamusal yaşamda uygulanan protokol ve davranış kuralları bu kitapta aşağıdaki bölümlerde uygulamaya yönelik biçimde örnekler ve örnek olaylarla ayrıntılı olarak açıklanmıştır:

• Kamusal Yaşamda Protokol ve Protokol Mevzuatı
• Protokolde Temel İlke ve Kurallar
• Protokol Türleri ve Protokol Listeleri
• Konuşma ve Davranış Protokolü
• Makam (Yönetim) Protokolü
• Ulusal ve Kurumsal Tören Protokolü
• Giyim ve Bakım Protokolü
• Davet ve Ziyafet Protokolü
• Kamusal Protokol Etkinlikleri:
o Konuk ve Ziyaret Protokolü
o Toplantı Protokolü
o Taşıt Protokolü
o Bayrak Protokolü
o Protokol Yazıları
o Resmî Yazılarda Protokol Kuralları

Saundra K. Ciccarelli, J. Noland White Son yıllarda giderek daha da önemli hâle gelen psikoloji alanı hem bir temel bilim hem de uygulamalı bir bilim olarak; insanın duygu, düşünce ve davranışlarının altında yatan nedenleri bir yandan en gelişmiş sinir-bilimsel görüntüleme teknikleriyle irdelemeye çalışırken bir yandan da toplumsal cinsiyet ve kültürel farklılıklara da yer vererek anlamaya ve açıklamaya çalışmaktadır. Alanın son derece deneyimli iki hocası tarafından yazılan bu kitap; aktif, keyifli ve aynı zamanda sorgulayıcı bir öğrenme ortamı sağlayarak, öğrencilerin temel psikolojik süreçleri ve uygulama becerilerini kazanmalarına ve aynı zamanda çalışma ortamlarında ve toplumda olumlu sonuçlara katkıda bulunacak değerleri sahiplenmeye başlamalarına zemin hazırlamaktadır. Bu doğrultuda alandaki boşluğu doldurmaya aday olan Psikoloji - Bir Keşif Gezintisi; sadece psikoloji öğrencileri için değil, konuya ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir kaynak kitaptır.
Bu kitap; öğrencilerin katkılarını en iyi şekle getirmeye yardım edecek nitelikte önemli bilgiler sunan, kolayca anlaşılan özlü açıklamaların yer aldığı ve psikolojiyi daha kolay öğrenilebilir kılan özellikleriyle psikoloji alanına kazandırılmış önemli bir eserdir. Bu özelliklerinin yanında, etkileşimsel bir öğretim yöntemini benimsemekte ve eleştirel düşünmeyi sağlamaktadır. Bu nedenle hem psikoloji bölümü öğrencilerine hem de farklı bölümlere seçmeli olarak verilen psikolojiye giriş dersleri için uygun bir ders kitabıdır. Ayrıca alandaki son araştırma bulgularını aktararak ve bilgilerin günlük yaşama uygulanması için örnekler vererek öğrencileri öğrenmeye, araştırmaya ve uygulamaya da güdülemektedir.
Siz öğrenmek isteyin, Psikoloji - Bir Keşif Gezintisi size yol göstersin…
Lisa M. Vaughn “Bu kitap kültürel psikolojinin günümüzde ne anlama geldiğinin temelini ortaya koymaktadır. İyi kurulmuş psikoloji kuramlarını çok kültürlü bir bakış açısıyla incelemekte ve bu kuramların tarihsel olarak farklı kültürel arka planları nasıl olup da dikkate almadıklarına dair eleştiriler yöneltmektedir. İçinde bulunduğumuz çeşitlilikler dünyasında Vaughan’ın kitabı gibi kitaplar akranlarımızı anlamamıza yardımcı olmak ve hepimizin yararına bir gelecek kurmak için gereklidir”.
Leonard A. Jason, PhD. Psikoloji Profesörü, DePaul Üniversitesi; Toplum Araştırmaları Merkezi Müdürü

Toplumun giderek artan küreselleşmesi; iletişim, işyeri, sağlık bakımı ve eğitimde sosyal, dilsel, dinsel ve diğer kültürel farklılıkların yanlış anlaşılması potansiyelini arttırabilecek kaymalara neden olmaktadır. Psikoloji ve Kültür'ün bu ikinci baskısı, psikolojinin kültürel boyutlarına ve gündelik ortamlarda uygulanmasına güncel bir genel bakış sağlamaktadır.
Vaughn, düşünme ve davranışın sosyokültürel bağlamdan nasıl etkilendiğinin betimlemesini sunmaktadır. Odak noktalar; kültürün temeli, psikoloji ve kültürde araştırma, kimlik insan gelişimi, kültürler arası etkileşimler ve temel psikolojik süreçlerdir. Metin; kültürün toplumsal cinsiyet, din, sosyo-ekonomik durum gibi sosyal boyutlarını içeren daha geniş bir tanımını ele almakta ve kültürler arası ilişkileri, kültürler arası iletişimi ve eğitim, örgütler, ilişkiler ve sağlıkta kültürel yetkinliği geliştirmek üzere pratik modeller göstermektedir. Okuyucu dostu tarzda yazılmış olan metin, kültür içeriğini hayata geçirmek üzere çeşitli kültürlerden sayısız örneklerle geniş bir konu yelpazesini kapsamaktadır.
Kitap, sadece kültürel konularla ilgili psikologların ve ilişkili disiplinlerden akademisyenlerin değil aynı zamanda kültürel alçakgönüllülük, küreselleşme, çoklu kimlikler, sosyal ekolojik süreçler, göç, kültürlenme ve bunlarla ilişkili konulara dair sorular hakkında bilgi arayan daha genel bir okuyucu kitlesinin de ilgisini çekebilecek şekilde psikoloji ve kültürde disiplin aşırı bir içeriğe sahiptir.
Richard J. Gerrig, Philip G. Zimbardo “Psikoloji, insan yaşamı için temel bilgi kaynaklarından biridir. Sağlıklı ve doyumlu bir yaşam için mesleği ve eğitimi ne olursa olsun hemen her insan, psikoloji bilgisine ihtiyaç duymaktadır. Gerrig ve Zimbardo bu alandaki güncel ve teorik bilgiyi iyi bir sentezleme ile bu kitapta sunmaktadır. Kitap, lisans düzeyinde temel başvuru kaynağı olabileceği gibi günlük hayattaki psikoloji konuları için de ihtiyacı giderecek niteliktedir. Öğrenmeyi kolaylaştıran bir düzenlemesi sayesinde okuyucu için iyi bir eğitim materyali niteliğinde bir kaynaktır. Gerek orijinal kopyanın yazımı gerekse Türkçeye kazandırılması aşamasında emeği geçenleri tebrik ederim.”
Prof. Dr. A. Esra Aslan

“Psikoloji ve Yaşam isimli Psikolojiye Giriş kitabı, klasik psikoloji kuramlarını içeren temel bilginin yanı sıra modern psikolojiyi günümüze uyarlayan ve sunduğu terapi teknikleriyle, uygulamaya dönük bir el kitabı niteliğindedir.
Kitap, psikolojide uzmanlaşmanın öneminin yanı sıra, farklı konulara hangi uzmanların yanıt vermesi gerektiğini ortaya koymakta, böylelikle psikologların çalışma alanlarını da net bir şekilde belirlemektedir.
Günümüzün popüler bilim dallarının başında sayılan psikolojiyle ilgilenen her okurun bu kaynak kitaptan yararlanabileceği inancındayım.”
Prof. Dr. Haluk Yavuzer

“Gerrig ve Zimbardo’nun Psikoloji ve Yaşam kitabı öğrencilere hem psikolojiye hem de yaşamı anlamaya bir giriş niteliğindedir. Psikolojiyi yaşamla bağdaştıran çalışmalarıyla ünlü psikolog Zimbardo burada da ustalığını konuşturuyor. Hem psikolojiye giriş dersi alan öğrenciler hem de psikolojiyi yaşamla ilişkisi içinde öğrenmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir psikoloji kitabı.”
Prof. Dr. Hasan Bacanlı

“Psikoloji ile tanışanların ilişkilerini derinleştirme fırsatını bulacakları bir kitap. Ana akım psikoloji anlayışının son dönem tüm yaklaşım ve bilgilerini profesyonel bir dille aktaran güzel bir kitap, yazarlarından birinin sosyal psikolojinin efsane isimlerinden Philip Zimbardo olması ayrıca heyecan verici...”
Prof. Dr. Sibel A. Arkonaç
Nursel TELMAN, Levent ÖNEN, Mürşide ÖZGELDİ İş yaşamında iş sağlığı ve güvenliği konusu özellikle bunun insan boyutu, günümüzde ön planda olan konulardan biridir. İş yaşamının insan boyutu herkesi ilgilendiriyor. İş, dediğimiz zaman, her ortamda her konumda, yaşadığımız çevre içinde el attığımız her aktivite içinde, bulunduğumuz çevre ve düşünebileceğimiz veya düşünemeyeceğimiz boyutlarda içinde bulunduğumuz veya bulunabileceğimiz her çevre şartları nedeniyle herkesi ilgilendiren bir konudur.
İş sağlığı ve güvenliği, İnsanın beyin yapısının kimyasal boyutunu, çalışma sistemini, her bölgesini , düşünce boyutunda ulaşabileceği her yerini ilgilendiriyor. Bu bağlamda baktığımız zaman iş sağlığı ve güvenliği herkesi her zaman, her ortamda, her koşulda, her organizasyonda yakından etki alanı içine alabiliyor.
İş sağlığı ve iş güvenliği kapsamı itibariyle, insanı birey olarak, iş ortamının bir elemanı olarak, bir ülke vatandaşı olarak ve geleceğin örneklemini oluşturması nedeniyle, globalleşen dünyada herkesin herkesle ilgi alanı içinde yakından ilgilendiriyor.
Bu Kitap okunduğu zaman görülecektir ki, insanı ilgilendiren veya insanın olduğu her yeri ilgilendiren iş sağlığı ve iş güvenliği kadar kapsamlı hiçbir alan yoktur. Alanın deneyimli bir uzmanı olarak, varlık olarak insanın gelişmişlik düzeyi, sahip olacağı bu alan bilgileri çerçevesinde yaşamın her noktasındaki davranışları, bakış açısı, değer yargıları, düşünce biçimi, dikkat potansiyeli , örnek olma özelliği insanı insan yapan varlığına pozitif etkisi olacağının altını çizmek isterim.
Öznur Gülen Ertosun 2010 yılından sonra popülerlik kazanmaya başlayan ve duygusal dayanıklılık, umut, iyimserlik, öz etkinlik kapasitelerinin sinerjik bütününü ifade eden (pozitif) psikolojik sermaye, literatürde olduğu gibi iş dünyasında da ilgi çekmeye başlayan bir kavram hâline gelmiştir. Ekonomik, beşeri ve sosyal sermayeden sonra sermaye kavramını bir adım daha öteye taşıyan psikolojik sermaye bireysel ve örgütsel kazanımlarda ampirik olarak ispatlanmış olumlu etkiye sahiptir. Bunu yanısıra zekâ, kişilik gibi bireysel özelliklerden farklı olarak eğitim geliştirme çalışmaları ile daha üst seviyelere taşınması mümkün olması bu kavramı özellikle insan kaynakları alanında önemli bir değişken hâline getirmiştir.
Popüler kişisel gelişim çalışmalarından farklı olarak, Luthans ve çalışma arkadaşlarının tasarladığı ortalama 2 saatlik eğitimlerle bile geliştirilebilir olduğu bilimsel olarak kabul görmüştür. Bu çalışma kapsamında verilen eğitimler, metodolojik açıdan güçlü ve kontrollü deneysel tasarımlarla test edilmiş; bulgular açısından uluslararası çalışmalar ile paralel sonuçlara ulaşılmıştır.
Bu kitabın amacı, size bu akademik yolculuğu anlatmanın yanı sıra ampirik olarak pozitif psikolojik sermayenin etkileşim içinde olduğu önemli değişkenler hakkında da öneriler sunmaktır.
Kitap, içerik ve anlatım itibariyle lisans ve üstü düzeyde öğrencileri hedef almakla beraber iş hayatından da ilgili kişilerin faydalanabileceği şekilde tasarlanmıştır.
Mustafa Erhan Bilman, Sadık Karaoğlan This book we believe opens a new door for a different understanding of one of the most contentious theories in open economy macroeconomics, the Purchasing Power Parity. This work, as far as we are concerned, is the first study which adds space into the relationship between the nominal exchange rates and relative price ratios. Due to the recent advances in spatial econometrics, researchers working in different fields of economics and finance have acquired an enhanced intelligence in respect of the modelling of interdependence which may better account for the genuine relationships among the variables or countries. Our study, we reckon, thanks to its empirical originality would be a guide for open economy macroeconomics and international finance scholars to discover novel dimensions in the areas they are currently studying.
Yılmaz Kaya Python programlama dili gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Bu güçlü ve esnek dil, programcılara veri yapıları ve algoritmaları kullanarak karmaşık problemleri çözme gücü de veriyor. Python ile Veri Yapıları ve Algoritma Analizi adlı bu kitap, Python dilini temel alarak okuyuculara veri yapılarını anlama ve etkili algoritmalar tasarlama becerilerini kazandırmayı hedeflenmektedir.
Kitaba başlarken temel Python programlama bilgisine sahip olan okuyucular, veri yapıları ve algoritmaların önemini keşfedecekler. Listeler, kümeler, diziler, bağlı listeler, yığınlar, kuyruklar ve ağaçlar gibi çeşitli veri yapıları üzerinde derinlemesine bir inceleme yapacaklar.
Veri yapıları kadar önemli olan bir diğer unsur da algoritmaların tasarımı ve analizidir. Kitabımızda; sıralama, arama, graf algoritmaları, dinamik programlama ve geriye izleme gibi temel algoritmaların nasıl tasarlandığını ve analiz edildiğini göreceksiniz. Zaman ve bellek karmaşıklığı üzerine temel bilgilerle birlikte algoritmaların etkinliği ve verimliliği hakkında bilinçli kararlar verebileceksiniz.
Bu kitap, Python dilini temel alarak veri yapıları ve algoritmaların ana prensiplerini kavramak için eksiksiz bir kaynak. Algoritma analizinin karmaşıklığına odaklanarak performans açısından en iyi algoritmaları seçme ve tasarlama yeteneklerinizi geliştirir. Projeler ve uygulamalar aracılığıyla teorik bilgileri gerçek dünya senaryolarına uyarlayarak öğrenme sürecinizi daha eğlenceli ve uygulanabilir hâle getirir. Programlama becerilerinizi ileri düzeye taşıyacak, karmaşık problemleri çözme gücünüzü artıracak ve gelecekte başarılı projelere adım atmanızı sağlayacaktır.
Andrie de Vries, Joris Meys İşte R’da istatistik ve veri analizi için tüm kısayollara hızlı ve kolay ulaşabileceğiniz bir rehber.
R’ı işiniz için kullanmak zorundasınız ama program hakkında yeterli bilgiye sahip değil misiniz? Rahat olun! İşte R istatistiği ve veri analizi için tüm kısayollara hızlı ve kolay ulaşabileceğiniz bir rehber. Gerçek örnekler ve adım adım alıştırmalar aracılığıyla verileri yeniden şekillendirmeyi ve yönetmeyi, hesaplamalar yapmayı, grafikler yaratmayı ve daha pek çok işlevi öğreneceksiniz.
• R ile başlayın! R’ı edinin ve yükleyin, R’ı benzersiz kılan şeyleri öğrenin, kod editörlerini karşılaştırın ve ilk R kodunuzu yazın.
• Diğerleriyle iyi oynayın! R’ın Excel ve diğer programlarla etkileşimlerini öğrenin ve neden istatistikçilerin ve veri analistlerinin favorisi olduğunu görün.
• R’ın ABC’si! Kodunuzu anlaşılır hâle getirin ve fonksiyon ve argümanları keşfedin.
• Hesaplama yönü! R’ın gelişmiş hesaplama gücünü, sayılarla çalışmayı, sonsuzluğu, kayıp verileri, matematiksel fonksiyonları ve vektörleri kavrayın.
• Metinleri kullanın! Metin verileri için karakter vektörlerini kullanın, metinleri manipüle edin ve faktör ve nesnelerle çalışın.
• Veri bir masal anlatıyor! Alt kümeleri kullanarak verileri manipüle edin ve işleyin, farklı kaynaklardan verileri birleştirin, sıralayın ve istatistiksel teknikleri özetleyin.
• Grafiğe gidin! Grafikleri kullanarak, verinizi görselleştirerek sunun.
Kitabı açın ve
• R’ın geniş kullanıcı paketlerini,
• R’ın içinden ve dışarıdan veri almak için ipuçlarını,
• R’da temel aritmetik işlemlerinin nasıl yapıldığını,
• Regresyon modeli ile ne yapılması gerektiğini,
• Mantıksal akışı yönetme konusunda tavsiyelerini,
• Etkili hata yönetme stratejilerini,
• Veri ve zamanın nasıl birleştirileceğini,
• Ve kullanabileceğiniz ek grafik paketlerini öğrenin.
Muhlis Özdemir Günümüz bilgisayarlarının atası olarak görülen ilkel mekanik cihazın, Alan Turing tarafından 1936 yılında icat edilmesinden bu zamana kadar geçen sürede şüphesiz ki gerek bilgisayar donanımında gerekse de yazılımında çok büyük gelişmeler yaşandı. Muhtemelen Alan Turing gibi bir dâhinin havsalası bile o tarihlerde geliştirdiği makineden ilham alınarak bu kadar güçlü cihazların üretilebileceğini alamazdı. Bilgisayar biliminde bu denli gelişmeye rağmen şunu söylemek gerekir ki aslında ilk makinelerdeki temel amaç bugün geldiğimiz noktadan çok farklı değildi: “Problem çözebilen” veya “düşünebilen” makineler üretmek. Nitekim Alan Turing daha 1950 yılında kaleme aldığı “Taklit Oyunu” (Imitation Game) isimli makalesinde “Makineler düşünebilir mi?” sorusunu ortaya atmıştır.
Her ne kadar insana özgü en önemli özellikler olan yaratıcılık ve merak etme henüz bilgisayarlarda bulunmasa da bilgisayarların, fonksiyonel ilişki kurma ve benzetim bakımından oldukça başarılı olduğu somut bir gerçektir. Yalın bir örnekle izah etmek gerekirse, bir bilgisayar günümüzde gösterilen bir resmin kime ait olduğunu neredeyse hatasız tespit edebilmektedir. Fakat bilgisayarlar henüz gösterilen resimdeki kişinin daha güzel, daha enerjik veya daha havalı görünmesi için öneride bulunamamaktadır. Resimdeki kişinin neden somurttuğunu veya gülümsediğini de merak etmemektedir. 1936'dan bugüne kadar bilgisayar gelişimindeki ivmenin devam etmesi hâlinde, ileride bilgisayarların bu özelliklere de sahip olması imkânsız görünmemektedir.
Dr. Muhlis Özdemir tarafından Türkçe literatüre kazandırılan bu kitap, öğrenilmesi nispeten kolay ve hızlı uygulama geliştirilebilen R ile programlamayı ele almaktadır. Ayrıca okuyucu, yapay zekâ alanının çok büyük bir kısmını oluşturan makine öğrenmesi için R ile uygulamaları da bu kitapta bulabilecektir. Kitap; konuyla ilgili az tecrübesi olan, hatta hiçbir tecrübesi olmayan okuyucuları hedef aldığı gibi daha birikimli okuyucular için makine öğrenmesi konularını da ele almıştır.
Dr. Muhlis Özdemir hem yüksek lisans hem de doktora çalışmalarında yapay zekâ algoritmaları üzerine yoğunlaşmış ve bu alanda önemli tecrübeler elde etmiştir. Edinmiş olduğu bu tecrübelerin konuyla ilgili okuyucularla bu kitap vesilesiyle paylaşılması, kitabı daha da önemli kılmaktadır. Zira kitap incelendiğinde göze ilk çarpan; akıcı bir Türkçeyle yazılmış, okuması kolay bir kitap olduğudur. Ayrıca her konuyla ilgili açıklayıcı örnekler verilmiştir. Akademik çevrelerdeki araştırmacılar ve sektördeki uygulayıcılar için son derece yararlı bir kitap olmuştur.
Prof. Dr. Tunçhan Cura
Oğuzhan BAHADIR Küreselleşmenin tetiklediği işletme birleşmelerinin son yıllarda artış göstermesi, birleşme sonucunda ortaya çıkan şerefiyenin ölçümü ve raporlanmasına ilişkin muhasebe işlemlerinin muhasebe literatüründe ve uygulamasında önemli hâle gelmesine neden olmuştur. Bir işletme birleşmesinde, edinilen varlıkların ve üstlenilen borçların gerçeğe uygun değerini aşan satın alma maliyeti olarak tanımlanan şerefiyeye uygulanan muhasebe işlemleri, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) ve Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu'nun (FASB) geliştirdikleri raporlama standartları tarafından belirlenmektedir.
Bu çalışmada, şerefiyeye uygulanan güncel muhasebe işlemleri, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) ve Amerikan Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri (US GAAP) çerçevesinde açıklanmıştır. Ayrıca şerefiyenin raporlanmasına ilişkin vergi otoritesinin koyduğu kurallar da ele alınarak, işletme birleşmelerinin ve şerefiyenin muhasebeleştirilmesi sonucunda oluşan ertelenmiş vergi kavramı da incelenmiştir.
Sema Ulutürk Akman Refah kavramı modern hayatın gelişimiyle birlikte daha çok gündeme gelen devamlı gelişen ve kapsamı genişleyen dinamik bir kavramdır. “Ölçemezseniz yönetemezsiniz, hedeflemezseniz ulaşamazsınız” özdeyişi uyarınca toplumsal refah düzeyini ölçmek uygun iktisat politikalarını belirlemek ve uygulamak açısından olduğu kadar; geleceğe yönelik hedefler koymak açısından da son derece önemlidir. Bu kitapta ekonomik büyüme ve kişi başına milli gelir ile başlayan insani gelişme endeksi ile devam eden ve bugün itibarıyla mutluluk ve yaşam memnuniyeti kavramlarına ulaşan iktisadi anlamda refah kavramının tanımlama ve ölçüm süreci ele alınmaktadır.
Mehmet Ali KÖSEOĞLU, Erdal AKDEVE "Başarının temeli olan stratejiyi geliştirmek ve uygulamaya dönüştürmek, sahip olunan bilginin düzeyine bağlıdır. Bu kitap ile bu bilgiyi kazanmadaki en etkili yollardan biri olan rekabet istihbaratının bütün örgütler için ne anlam ifade ettiği ve nasıl kullanılabileceği derinlemesine ve kuşatıcı bir şekilde tarif edilmektedir."
Prof. Dr. Mehmet BARCA, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İşletme Fakültesi Dekanı

"Bir işletme olarak hayatta tutunmak ve bunu devam ettirebilmek için rakiplerde, müşterilerde, hükümet ve diğer etkileyici unsurlarda neler olup bittiğini zamanında, doğru bir şekilde betimlemek gerekir. Bunun nasıl yapılacağını tarif eden bu eser işletmeler için alanda önemli bir boşluğu gidermektedir."
Adnan DALGAKIRAN, OAİB Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

"Kitap, önemi gittikçe artan rekabet istihbaratı konusunu analiz etmekle kalmıyor, yönetim teorileri, bilgi yönetimi ve etik konularıyla bağlantısını ustaca kuruyor".
Prof. Dr. Şükrü ÖZEN, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İşletme Fakültesi
Uğur Emek

Rekabetçi Piyasa Ekonomisi kitabı, küresel ekonomik krizin yaşandığı, devletve piyasalar arasındaki ilişkilerin yoğun biçimde yeniden sorgulandığı bir dönemde, rekabetçi piyasaların geliştirilmesine yönelik kamu müdahaleleri konusunda Türkiye'de yaşanan güncel tartışmalara uluslararası deneyimler ışığında kuramsal açılımlar getirmektedir. Piyasa ekonomisinin etkili işleyişini sağlamaya yönelik kamu müdahalelerinin, Avrupa Birliği ekseninde Türkiye'nin rekabet politikalarının, rekabet ve iktisadi büyüme ilişkisinin, özelleştirme uygulamalarında hukukun öneminin, yolsuzlukların piyasaların işleyişine (olumsuz) etkilerinin, finansal piyasaların denetiminin, telekomünikasyon sektöründe rekabetin geliştirilmesi için gerekli kamu düzenlemelerinin ve suyun yönetiminin incelendiği çalışmada getirilen açıklamaların okuyucuya faydalı olacağı düşünülmektedir.

F. Belma Güneri Fırlar - İ. Pelin Dündar Rekabet, kişisel açıdan hırslanmaya ya da sürekli gelişmeye gitmenin bir nedeniyken, işletmeler açısından bakıldığında da; hem pazarın kaymağını almanın hem de pazara derinlemesine nüfuz etmenin yolunu açan önemli bir belirleyici. İletişim ise; bu yolu arama çabası ve tabiî ki yolu ararken engelleri aşabilme yetisi.
Yolu bulmak için tek bir giriş yok şüphesiz. Birçok başlangıç yerinin bizleri aynı noktada buluşturacağı kesin. Ancak bu noktaya ulaşmanın sırları var: O da kitabın içinde saklı…
Didem Zeynep Bayazıt, Figen Yıldırım Reklamlar, yaratıcılığın tanıdığı sonsuz imkânlarla, akılcı ve duygusal içeriklerle donatılmış özgün kurgulardır. Reklam çekicilikleri ise yaratıcı sunumlarla insana dair duygu ve düşünceleri mesaja doğal akışında yerleştirir. Birer sihirli anahtar olarak sunulan reklam çekicilikleri markalara, hedef kitleleri ile sürdürülebilir ve yaşayan bir bağ oluşturmalarında yardım eder.

Odaklan… İlişkili Ol… Tutarlı Ol… Bilgilendirici Ol… Hisli Ol…

…yol haritasıyla reklam çekicilikleri tipolojilerinden hangisinin, kiminle ve nasıl yaratıldığında etkili bir yaratıcı araç olacağı sorularına net cevaplar veren bu kitapta, reklam etkinliğinin uygulama ve amaçlarının sektörlere göre nasıl farklılıklar gösterdiği anlatılmaktadır.
Bugün marka-reklam-tüketici dengelerinde bambaşka bir oluşum ve dönüşümle karşı karşıyayız. Oyunun dışında kalmamak için oyun kurucu, kurtarıcı veya değiştirici olarak geleceğe ayak uydurmak zorundayız. Bu amaçla yazılmış olan Reklam Çekicilikleri Marka İletişiminin Sihirli Anahtarı kitabımızı keyifle okumanız dileğiyle...
Fikret YAMAN Nasıl ki su insanların yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli ise, günümüzde reklam da işletmenin devamını sağlayabilmek için gereklidir. Bizim reklama ihtiyacımız yok diyen işletmeler için artık sonun başlangıcı gelmiş demektir. Çünkü bir işletme için reklam olmazsa olmazdır. Reklam sayesinde tanınılırlığı artan işletme ürünlerini daha iyi pazarlayabilecek ve kamuoyunda bir imaj oluşturabilecektir.
Reklamda işletmeler bazı kavramlara daha fazla önem vermeli ve bu kavramları bir bütün olarak düşünmelidirler. Bu çalışma işletmelere, reklamcılara ve paydaşlara reklamda; müşteriler, mesaj, medya, mal ve hizmetler ve maliyet kavramlarının gözardı edilmemesi gerektiği ve bu kavramların bir bütün olarak değerlendirildiğinde başarıya ulaşılacağını göstermek amacıyla hazırlanmıştır. Sayılan bu kavramlar “Reklamın 5 M”'si olarak ifade edebileceğimiz bir reklamı oluşturan bütünleyicilerdir.