İşletme ve İktisadi Bilimler \ 23-35
Salih Ercan İçerisinde bulunduğumuz yeni ekonominin itici gücünü yenilik yapabilme kabiliyeti oluşturmaktadır. Yenilik yapabilmek genellikle işine adanmış, örgütüyle özdeşleşmiş, yüksek adalet algısına sahip iş görenlerin yöneticileri vasıtasıyla doğru yöne kanalize edilebilmeleriyle mümkündür. Bu bağlamda, elinizdeki çalışmanın amacı lider-üye etkileşimi, yenilikçi iş davranışı, işe adanmışlık ve örgütsel özdeşleşme ilişkisinde örgütsel adaletin rolünün incelenmesidir. Çalışmanın sonucunda lider üye etkileşim kalitesi ile yenilikçi iş davranışı, işe adanmışlık ve örgütsel özdeşleşme arasında pozitif ilişki olduğu ve örgütsel adaletin bu ilişkilere aracılık ettiği tespit edilmiştir. Bu çalışma, lider-üye etkileşimi ile örgütsel adalet arasındaki ilişkileri bu denli geniş bağlamda (çalışanın yenilikçi davranışı, adanmışlık ve özdeşleşme) inceleyen ender araştırmalardandır.
Nuran Varışlı Ekonominin çekirdeğini işletme, işletmenin çekirdeğini ise insan oluşturmaktadır. İnsan sosyal bir varlık olarak yaşadığı çevrenin kültürel ve sosyal yapısından çok fazla etkilenir. İşletmeler; insana değer vererek davranış bilimlerinin ortaya koyduğu bulgulardan faydalanarak, işletmede çalışan kişilerin en etkin ve en verimli şekilde çalışmasını, işte istekli ve mutlu olmalarını sağlamaktadır.
İşletme yapısının iyi olması, tek başına işletme başarısı için yeterli değildir. İşletmelerin yaşamlarını devam ettirebilmesi ve gelişmesi kişisel amaçlar ve işletme amaçların uyumu ile mümkündür. Hizmet sektörlerinde çalışanların hizmet ettikleri işletmeye olan inançları ve işletmenin gelişmesine yapacakları katkıları rekabet gücü üzerinde önemli etkiler doğurmaktadır.
Özellikle kültürel yapımız bağlamında düşünüldüğünde, kendilerine çeşitli imkânlar sunan işletmelerine koşulsuz bir bağlılık ve sadakat hisseden kişiler, değişim ilişkisi içerisinde işletme tarafından korunmayı beklerler. Bu korunma hissi sağlanıyorsa çalışan işinden ve iş ortamından beklentilerinin yeterince karşılandığı algısına sahip olacak ve bu işinden tatmin olması sonucu oluşacaktır. Yaptığı işe karşı yüksek seviyede iş tatmini yaşayan çalışan, çalışmakta olduğu işletmeye karşı yüksek seviyede duygusal bağlılığa sahip olacak ve kendi isteği ile örgütte kalmayı sürdürecektir.
Bu kitapta, örgütsel bağlılık ve iş tatmininin işten ayrılma niyetine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, görüşlerin çeşitli yönleriyle ve birbirleriyle ilişkileri açısından ele alındığı ve kapsamlı bir şekilde tartışıldığı bu kitabın ülkemiz eğitim sisteminin bu alandaki problemlerine ışık tutacağı, bu alana ilgi duyan tüm iş insanları, akademisyen ve öğrencilere katkı sağlayacağı umulmaktadır.
Yılmaz Akgündüz Örgütlerin amaçlarına ulaşmaları, kaynaklarını etkin ve verimli kullanmaları ile mümkündür. Örgütlerin sahip oldukları en önemli kaynak, sosyal ve psikolojik bir varlık olan çalışanlarıdır. Çalışanların örgüt içerisindeki davranışlarının anlaşılması, etkilenmesi ve yönlendirilmesi örgütsel davranış alanının temel odak noktasıdır. On beş bölümden oluşan bu kitapta, klasik ve güncel örgütsel davranış konuları bir arada sunulmaktadır.
Gazanfer ERBAŞLAR Elinizdeki kitap, İnsan Kaynakları Yönetimi, Endüstri/Örgüt Psikolojisi ve Örgütsel Davranış disiplinleri çerçevesinde bireylerin, iş yaşamlarına özgü davranış örüntülerini incelemek, bu örüntüleri tanıtmak ve sorunlara çözüm önerileri üretebilmek amacıyla hazırlanmıştır.
Altı bölümden oluşan bu çalışmamın, bir iş yasamı olan ya da aktif olarak iş yaşamında yer almaya hazırlanan herkese yararlı olacağına ve onların kişisel gelişimine katkı sağlayacağına inanıyorum.
Ancak çalışmamın, yalnızca bir ders kitabı olarak değil, İnsan Kaynakları Yönetimi alanında uzman ya da yönetici olarak çalışan profesyonellerin iş ortamlarındaki uygulamalarında yararlanabilecekleri kitap olma amacını da taşıdığını söylemeliyim.
Salih Güney Salih GÜNEY, BİRECİK'te doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Birecik'te tamamladı. Birecik Lisesini birincilikle (Ed. Bölümünü) bitirdi. 1980 yılında Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Kuleli Askeri Lisesinde Sosyoloji ve Mantık dersleri veren Güney, 1986-1987'de İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi Davranış Bilimleri Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine başladı ve Ekim 1987'de bitirdi. Şubat 1988'de doktora programına başladı ve Kasım 1990'da doktor unvanını aldı. 1991 yılında Kara Harp Okuluna tayin oldu. 1995 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Yabancı Dil Kursunu bitirdi. 2003 yılı atamalarında Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okulu Öğretim Başkanı oldu. 2005 atamalarında Kara Harp Okulu Temel Bilimler Bölümünde Sosyal Dersler Anabilim Dalı Başkanı oldu. 24/09/2007 tarihinden itibaren İstanbul Aydın Üniversitesi İşletme Bölümünde Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalında tam zamanlı öğretim üyesi olarak yeni görevine başladı. Kara Harp Okulunda Davranış Bilimleri ve İletişim Teorisi, Polis Akademisinde Adalet Psikolojisi, Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulunda Problem Çözme Teknikleri, Jandarma Eğitim Okulları Komutanlığında Davranış Bilimleri ve Halkla İlişkiler, GATA Hemşirelik Meslek Yüksekokulunda Sosyolojiye Giriş, GATA Sağlık Astsubay Meslek Yüksekokulunda Davranış Bilimleri, Hacettepe Üniversitesi Vakfında, Motivasyon, Liderlik ve İletişim derslerini de vermiş olan GÜNEY, 1997 yılında doçent oldu. İş kazaları, motivasyon, liderlik, yönetim, örgüt kültürü, insan psikolojisi, stres ve başa çıkma yöntemleri, iletişim, kişilik, iş tatmini, duygusal zekâ, yönetim psikolojisi, toplam kalite ve kriz yönetimi, girişimcilik alanlarında makaleleri yayımlanmıştır.
Halen İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİnde Davranış Bilimleri, Örgütsel Davranış ve Değişim Yönetimi, İşletmeye Giriş, İnsan Kaynakları, Tüketici Davranışları, Müzakere Teknikleri derslerini vermeye devam etmektedir.

KİTAPLARI
1. Davranış Bilimleri ve Yönetim Psikolojisi Terimler Sözlüğü, Ankara, 1998.
2. Davranış Bilimleri Açısından Atatürk'ün Liderliği, Ocak Yayınevi, Ankara, 1999.
3. Davranış Bilimleri, Nobel Yayınevi, Ankara, 2000.
4. Yönetim ve Organizasyon El Kitabı, Nobel Yayınevi, Ankara, 2000.
5. Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayınevi, Ankara, 2001.
6. Yönetim Tarzımıza ve Davranışlarımıza
Yön Veren Özlü Sözler, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2002.
7. Açıklamalı Yönetim-Organizasyon ve
Örgütsel Davranış Terimler Sözlüğü, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2004.
8. Sosyal Psikoloji, Nobel Yayınevi, Ankara, 2009.
9. Örgütsel Davranış, Nobel Yayınevi, Ankara, 2011.
Akyay Uygur, Ali Gürsoy, Alper Bahadır Dalmış, Aysun Doğan, Ayşen Akbaş Tuna, Banu Gürdoğan, Belgin Aydıntan, Ceren Giderler Karavelioğlu, Ercan Yavuz, Ersan Erol, Gülsen Topaktaş, Gülten Şenkul, Güven Dere, Hakan Koç, Hilal İlbars, İbrahim Aydın, İrge Şener, Kemal Eroğluer, Kevser Küçük Can, Kutay Akın, Mehmet Özgür Demirol, Meltem Dil Şahin, Muhammet Vapur, Muharrem Tuna, Mustafa A. Demirel, Mustafa Tefek, Onur Çelen, R. Dilek Koçak, Şehriban Aygün, Şeyma Gün Eroğlu, Tamer Kılıç, Umut Avcı İncelendiği zaman, insanlık tarihinin çağlara ayrıldığı görülmektedir. Her çağ, kendine özgü belli başlı farklılıklar içermektedir. İçinde bulunduğumuz çağ; iletişim çağı, teknoloji çağı, bilgi çağı vb. gibi çeşitli şekillerde isimlendirilmektedir. Bu çağı, örgüt ve örgütlenme çağı şeklinde de isimlendirmek, kanatimizce yanlış olmayacaktır. Modern çağın, örgütlerin ve örgütlenmenin önemli ölçüde değer kazandığı bir çağ olduğu gözlemlenmektedir. Örneğin, bir toplumun gelişmişlik düzeyi incelenirken sadece iktisadi ve sosyal verilere değil aynı zamanda o toplumun bireylerinin örgütlenme düzeyine de bakılmaktadır. Örgütlenme düzeyi yüksek olan toplumlar, gelişmiş demokrasiler olarak kabul görmektedir. Örgütlenmenin sadece kamu kurumları bağlamında değil sivil toplum kuruluşları nezlinde de gelişim göstermesi, önem arz etmektedir. Bu bağlamda örgütler, örgütlerin üyeleri ve toplum için örgütsel davranış bilim dalı, her geçen gün önem kazanmaktadır. Örgütsel davranış bilim dalının önem kazanması, örgüt içi davranışı anlama ve açıklama çabalarının artmasına sebep olmuştur. Bu eser, bu çabaların bir örneğini temsil etmektedir.
Ahmet Aypay, Ali Rıza Erdem, Deniz Dirik, Erdoğan Kaygın, Esen Altunay, Evrim Erol, Funda Eryılmaz Ballı, Murat Özdemir, Müslüme Akyüz, Öznur Tulunay Ateş, Serkan Naktiyok, Yunus Zengin, Zeynep Meral Tanrıöğen Örgütsel yaşamda etkili olan insan davranışlarının tanımlanması ve belirli değişkenlerle olan ilişkilerinin açıklanması üzerine gerçekleştirilen çalısmaların sonucunda giderek gelişen örgütsel davranış yazını, araştırmacı ve uygulamacılara önemli açılımlar sunmaktadır. Ancak Türkiye’de ve dünyada örgütsel davranış alanyazını genel olarak örgütlerde sadık, iyi, uyumlu, üretken, etkili ve verimli birey üzerine temellendirilmiştir. Kitaba konu olan karanlık taraf ifadesi her ne kadar karamsar bir mesaj içerse de örgütsel davranışın görece daha az çalışılan patolojik yönünü ilginç kılmakta hatta anlaşılmasını da kolaylaştırmaktadır. Bu bağlamda, kitapta örgütsel davranışın karanlık tarafında yer alan bazı davranış örüntüleri arasındaki ilişkiler öncülleri ve etkileri aracılığıyla değerlendirilerek karanlık davranışlara bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır.
Kitap, alanyazında daha önce bahsedilen bilindik konuları tekrarlamamaktadır. Aksine örgütsel davranışın pek de ele alın(a)mayan karanlık tarafına odaklandığı için standart bir örgütsel davranış kitabı değildir. Bu yönüyle iki temel konuda, standart örgütsel davranış kitaplarından ayrılmaktadır. İlki olumsuz, istenmeyen, negatif ve karanlık olarak etiketlenen davranışları odağına alması; ikincisi ise örgütün verimliliği ve etkinliğini geliştirmeyi amaçlamak yerine örgütün görmezden gelinen tarafını anlamaya ve anlatmaya çalışmasıdır. Bu sebeple, kitabı mevcut yayınlardan farklılaştırmak ve alanyazına yeni bir perspektif sunmak için bölümler yazılırken pozitivist paradigma ve kavramlardan yararlanmakla beraber kitabın amacı ve ortaya koymaya çalıştığı temel felsefi görüş gereği eleştirel teoriye dayalı saptamalara başvurulmuştur. Frankfurt Okulu (Horkheimer, Adorno, Marcuse ve Fromm) ve Habermas ekolü tarafından temsil edilen eleştirel örgüt teorisi araştırmacı, örgüt, birey ve diğerleri arasındaki sosyopolitik etkileşimleri ideoloji, teknoloji ve özgürleştirici pratikler aracılığıyla inceler. Bunları ortaya çıkarmak ve/veya daha görünür kılmak için de bu kitap kapsamında çalışanların kimliğine, duygularına, kalplerine, zihinlerine ve kıyafetlerine yönelik tehditler postmodern örgüt kuramları/kavramları kullanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Özverili bir ekip çalışmasının sonucunda ortaya çıkan ve örgütsel davranışı benzerlerinden farklı bir bakış açısıyla değerlendiren bu eserin, önemli bir boşluğu doldurarak alanyazına katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Steven L. McShane - Mary Ann Von Glinow, McGraw Hill Türkçe yazında “Örgütsel Davranış” alanında eserler olmakla birlikte; disiplinler arası anlatım ve güncel örnekler ile birlikte teori ve pratiği bütünsel bir şekilde sunan çalışmaya pek de rastlanmamaktadır. Prof. Dr. Steven L. Shane ile Prof. Dr. Mary Ann Von Glinow`un Örgütsel Davranış kitabı; bölümlerin düzenlenmesi, anlatım biçimi, klasik ve güncel kavram ve kuramlar, bunların günlük çalışma hayatına nasıl yansıdığına dair örnekler, okuyucuyu içeriğe hazırlayan soru ve kazanımlar ile birlikte Türkçe yazına önemli bir katkı sağlayacaktır. “Örgütsel Davranış” disiplinini; bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin çalışma hayatına etkileri, takım çalışması, uluslararası araştırmalar, örnek olaylar, güncel örnekler ve tartışmalar ile ele alan bu kitabın hem akademisyenlere hem lisans ve lisansüstü öğrencilere hem de merak eden herkese faydalı olması dileğiyle…
Raisa Arvinen-Muondo, Stephen Perkins Örgütsel Davranış (ÖD) ve İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY)çalışmaları arasında dikkate değer oranda ortak bilgi birikimi mevcut, ancak buna rağmen ÖD ve İKY genellikle çok farklı disiplinler olarak ele alınıyor. Her iki alandaki uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından yazılan bu Örgütsel Davranış kitabı, okuyucunun çalışma ve organizasyon dünyasındaki deneyimleriyle ÖD'yi ilişkilendirmesine yardımcı olarak bu boşluğu kapatıyor ve ayrıca bu kurumlarda istihdamla ilgili ilişkilerin nasıl yönetildiğini sorgulamaya yönlendiriyor. ÖD ardındaki teori ve uygulamaları inceleyen bu kitap, hem kültürler arası ve hem de farklı kültürlere ait perspektiflerine vurgu yaparak yönetim çalışmalarındaki aşağıdaki temel alanları kapsıyor:
• Çeşitlilik
• Kurumsal yönetişim
• Liderlik
• Takımların yönetimi
• Yetenek yönetimi
• Performans yönetimi
• Motivasyon
• Etik
• Kültür
• Yaratıcılık ve İnovasyon
• Değişim
Azize Ergeneli Örgütsel davranış, örgütlerin etkili bir biçimde yönetilebilmesi için örgütte görev alan kişilerin gerek birey olarak gerekse grup üyesi olarak davranışlarını anlamaktır. Davranışları ve sebeplerini anlamak, yöneticilere bireylerin gelecekteki davranışlarını tahmin etmek, onları örgütün hedefleri doğrultusunda yönlendirebilmek ve kontrol edebilmek imkânını vermesi sebebiyle önemlidir. Bu kitap, yönetici adayı olan kişiler için hem teorik bilgi sunmak hem de pratikte yapılabileceklere ilişkin yol göstermek üzere yazılmış ancak tamamen tükenmiş olan Örgüt ve İnsan isimli kitabın geliştirilmesi ile hazırlanmıştır.
Bu amaçla, kitap iki kısımdan oluşmaktadır: Örgüt ve birey. Örgüt kısmında örgüt tanımı yapılarak bir sosyo-teknik sistem olarak örgütün tanımlanmasını gerektiren çalışmalara yer verilmiş, örgüt, çevre ve teknoloji ile örgüt yapısı arasındaki etkileşimden ve bunun çalışan bireylerle ilişkilerinden söz edilmiştir.
Birey kısmında ise öncelikle, örgütte çalışan biri olarak kişiyi özel yapan bireysel farklılıklar ele alınmıştır. Bireyin kişilik özelliklerinin oluşumu ve bunu etkileyen unsurlar, kişiliği üzerinde önemli bir etkisi olan öğrenme süreci, öğrendiklerinin tutumları üzerindeki etkisi ve bunların algılamasını nasıl şekillendirdiği, nihayetinde davranışlarına nelerin sebep olduğu açıklanmaya çalışılmıştır.
Birey bir grup üyesi olarak tek başına olduğundan daha farklı davranabilmektedir. Örgütlerde çalışanlar en az bir iş grubu içinde yer almak zorunda olduklarından, bireyin grup içindeki davranışları anlatılmaya çalışılmış böylece yönetici olacak kişilere grup üyesi olarak bireyleri nasıl yönetmeleri gerektiğine ilişkin teorik ve pratik bilgiler verilmiştir. Bu kısımda yönetici adaylarına sağlıklı bir iletişim kurmak, çalışanları doğru biçimde motive edebilmek, onlara etkili bir biçimde liderlik etmek, yaşadıkları çatışmaların ve stresin nedenlerini anlatmak ve bununla nasıl baş edebileceklerine ilişkin bilgiler aktarılmaya çalışılmıştır.
Nihat Aytürk Bu kitabın amacı, işletmelerde ve kamu kurumlarında görev alacak olan yükseköğrenim öğrencilerini yönetim pozisyonlarına en iyi şekilde hazırlamak; bu örgütlerde çalışan yöneticilerin ve yönetici adaylarının bilgi ve becerilerini geliştirerek başarılı olmalarını sağlamaktır.
Kitapta yer alan aşağıdaki konular yönetim bilimi ve kamu yönetimi uzmanı olan yazarın, Türkiye'de ve Fransa'da 15 yıllık yöneticilik ve yönetim danışmanlığı görevleri; akademik kurumlarda yönetim alanında 20 yıllık öğretim görevliliği bilgi ve birikimi sonucunda, üniversitelerde okutulan Örgütsel Davranış ders programına uygun biçimde, bilimsel kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış, uygulamaya yönelik örnekler ve örnek olaylarla açıklanmıştır.
• Örgütsel Davranışa Giriş
• Örgütlerde Birey ve Grup Davranışları
• Örgütsel Davranışta İnsan İlişkileri ve Davranış Biçimleri
• Örgütsel Yönetim ve Liderlik
• Örgütsel Protokol ve İtibar Yönetimi
• Örgütsel Güç Yönetimi ve Politika
• Örgütsel Ekip Çalışması ve Ekip Yönetimi
• Örgütsel Sorun Çözme ve Karar Verme
• Örgütsel Zaman Yönetimi
• Örgütsel Kültür ve Örgüt İklimi
• Örgütsel Etik
• Örgütsel Motivasyon
• Örgütsel İletişim
• Örgütsel Çatışma
• Örgütsel Değişme ve Örgüt Geliştirme
• Örgütsel Mobing (Psikolojik Taciz)
• Örgütsel Stres ve Stres Yönetimi
• Örgütsel Davranışta Çağdaş Yaklaşımlar
• Örgütlerde İş Başvurusu ve Başarılı İş Görüşmesi
Stephan Robbins, Timothy A. Judge Çalışma ve iş yaşamıyla ilgili olan, bu konularda bilgisini artırmak, konulara bakış açısını genişletmek ve uygulamalarını analiz edip geliştirmek isteyen herkesin yararlanabileceği bu kitap, dört ana başlık altında toplanmıştır. Giriş başlıklı birinci bölümde, "örgütsel davranış" kavramı genel hatlarıyla ele alınmış; ilgili olduğu diğer alanlar ile ilişkisi irdelenirken, aynı zamanda kavramıı bekleyen zorluklar ve fırsatlara yer verilmiştir. İkinci bölüm, birey konusuna odaklanmıştır. Davranışın oluşmasında etkili olan algılar, duygular, tutumlar, kişilik ve değerler ile öğrenme ve motivasyon gibi bireysel süreçler ele alınarak konular derinlemesine incelenmiştir. Üçüncü bölüm ise grubun birey davranışına olan etkisi ve grup davranışlarına ayrılmıştır. İletişim, liderlik, çatışma ile güç ve politikalar bu bölümde incelenmiştir. Dördüncü ve son bölüm olan örgüt sistemi bölümünde ise örgüt yapısının temelleri, örgüt kültürü, insan kaynakları politikaları ve uygulamaları ile örgütsel değişim ve stres konuları işlenmiştir.
Kapsamlı örnek olaylarla zenginleştirilen kitap, her bölümde yer alan uygulama soruları, konuyla ilgili güncel yazılar, uygulamalar ve örnek olaylar ile farklı görüşlere yer veren kıyaslama yazılarını içermektedir.
Uluslararası uygulamaların da yer aldığı bu kapsamlı kitap, hem öğrencilere hem de konuyla ilgili herkese yararlı bir kaynak olacaktır.
Aybige Özer Koçak, Aytaç Toptaş, Çağdaş Akif Kahraman, Duygu Acar Erdur, Ethem Topçuoğlu, Funda Tokucu, Gaye Berna Agun Poyrazoğlu, Mustafa Sundu, Okan Yaşar, Reyhan Başaran, Seval Aksoy Kürü, Tuğrul Oğuzhan, Turhan Moç, Ufuk Başar, Yahya Katı Örgütsel davranış bilimi, gerçekleştirdiği araştırma ve çalışmalarla örgüt içerisindeki insan davranışlarını anlayıp bu konuda geleceğe yönelik öngörülerde bulunarak örgüt başarısını artırmayı hedefleyen bir disiplin olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda ülkemizde örgütsel davranış alanında yapılan görgül çalışmalar artmış olsa da insan davranışlarının belirleyicileri ve sonuçları arasındaki ilişkileri açıklayan kuramlardan yeteri kadar faydalanılmadığı dolayısıyla araştırmacıların hipotezlerinin yeteri kadar kuramsal olarak desteklenmediği görülmektedir. Dolayısıyla bu kitabın temel amacı, güncel örgütsel davranış kuramlarını bir arada açıklayarak özellikle lisansüstü seviyede yapılacak çalışmalarda, değişkenler arasındaki ilişkileri açıklamada kuramsal dayanaklara yardımcı olmaktır. Kitap, on beş bölümden oluşmakta ve güncel örgütsel davranış kuramlarını açıklamaktadır.
Yılmaz Akgündüz “Uygulamaya elvermeyen teori anlamsız, teoriye dayanmayan uygulama ise kısırdır.”
Leonardo da Vinci

Alan araştırmalarında, özellikle varsayımlar ve modeller açıklanırken teorik gerekçelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle alanda yararlanılan teorileri bilmek, araştırmalarda doğru kullanabilmek bilim insanlarının varsayımlarını güçlendirmekte ayrıca araştırmaların yayınlanma olasılığını da arttırmaktadır.
Çalışanların örgütler için önemi arttıkça, örgütsel davranış alanında hazırlanan tez, makale, tebliğ ve kitap sayısı da artmaktadır. Bu araştırmalarda çalışanların tutum ve davranışları farklı teorilerden yararlanılarak açıklanmaktadır. Bu kitapta, Social Sciences Citation Index'de (SSCI) taranan dergiler esas alınarak örgütsel davranış alanındaki makalelerde yer alan teoriler bir arada sunulmaktadır.
Ahmet Bayraç, Ahmet Tuncay Erdem, Ayhan Dağdeviren, Banu Özbucak Albar, Bengü Hırlak, Cem Şen, Ceren Ekinci Tahsildaroğlu, Emirhan Yetiş, Fadime Dilber, Gamze Ebru Çiftçi, Gökhan Ofluoğlu, Göknur Ersarı, Güler Ertaş, Hüseyin Özdemir, İlknur Çevik Tekin, İnci Fatma Doğan, Mikâil Kara, Muhammet Ali Çelebi, Murat Ak, Murat Bay, Oğuzhan Aytar, Olcay Okun, Oya Korkmaz, Pınar Erdoğan, Polathan Küsbeci, Sibel Aydemir, Suzan Urgan, Sümeyra Ceyhan, Zümrüt Hatice Şekkeli En temel örgütsel davranış konularının ele alındığı bu çalışma, ele aldığı her bir konuyu akademik bir bakış açısıyla geniş ve zengin bir içerikte okuyucularına sunmaktadır. Böylelikle her bir konunun kavramsal çerçevesi kapsamında; konunun tanımı, özellikleri, ortaya çıkması, boyut ve fonksiyonları, literatürdeki yeri, kuramsal metodolojisi, gerek akademisyenlerimiz gerekse diğer araştırmacılar için kümülatif, efektif ve işlevsel bir yaklaşım eşliğinde takdim edilmektedir. Bunun yanı sıra konuya ilgi duyup araştırma yapma niyetinde olacak akademisyen ve araştırmacılara her bir konu için alternatifli sunduğu açıklamalı ölçekler vasıtasıyla hemen araştırmalarına başlayabilme fırsatı da sunmuş olmaktadır. Bu bağlamda kitap; benzerlerinden oldukça farklı, özgün, gerek teorik gerekse uygulamaya dönük pek çok alanda referans ve sembol kaynaklardan biri olma potansiyelini taşımaktadır.

Ahmet Burhan Cakıcı, Daimi Kocak, Edib Ali Pehlivanlı, Elif Alar Erkal, Fatma Merve Kuşoğlu, Gokhan Kerse, Mesut Soyalın, Muhammet Ali Celebi, Mustafa Babadağ, Seda Kızıl, Serkan Naktiyok, Taner Dalgın, Ulku Hilal Celik, Zişan Duygu Alioğulları Bu kitapta; Örgütsel Destek, Psikolojik Sermaye, İşe Bağlanma, Örgütsel Özdeşleşme, Örgütsel Bilgelik, Öğrenilmiş Güçlülük, Çalışan Sesliliği, İş Yeri Maneviyatı, İşe Gömülmüşlük, İş Yerinde Mutluluk, Örgütsel Erdemlilik, İş Yeri Arkadaşlığı ve Örgütsel Affedicilik konuları ele alınmış ve bu kavramların ne anlama geldiği, hangi teoriler bağlamında açıklanabileceği, boyutları, öncüllerinin ve ardıllarının neler olduğu ve bu kavramlarla ilgili geliştirilen ölçeklerin neler olduğu derinlemesine incelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda kitabın; bu alanda araştırma yapmayı planlayan araştırmacılara, bu konulara ilgi duyan kişilere ve iş yaşamının içinde yer alarak bu davranışları gözlemleyen ve bu davranışları daha iyi anlamak isteyen yöneticilere ve çalışanlara kılavuz niteliğinde bir kaynak olması amaçlanmaktadır.
Ahmet Kaya, Arzu Uğurlu Kara, Cahit Çağlın, Edip Doğan, Emine Karakaplan Özer, Erman Kılınç, Ferhat Uğurlu, Fuat Korkmazer, Gökhan Kenek, İbrahim Yalçın, İnan Kaynak, Kadir Aktaş, Mehtap Çakmak Barsbay, Meral Çalış Duman, Metin Işık, Metin Söylemez, Mevlüt Karadağ, Mustafa Doruk Mutlu, Nursel Tokgöz, Osman Benk, Vedat Almalı Bu kitapta, klasik bir örgütsel davranış kitabında yer alan konulara ulaşamayacağınız konusunda sizleri uyarmalıyız çünkü bu eserin amacı alanyazında daha önce çokça ele alınan konuları tekrarlamak değildir. Tam aksine örgütsel davranışın pek de anılmayan karanlık yüzüne ışık tutmaktır. Kitabın bu şekilde tasarlanmasının nedeni ise organizasyonlarda liderlik, güç, motivasyon, örgüt kültürü gibi konuların önemi kadar ayrımcılık, sessizlik, sinizm, dedikodu, intikam, zorbalık ve yalnızlık gibi konuların yıkıcı etkisinin de ne kadar önemli olabileceğine dikkat çekmektir. Bir diğer nedeni ise basmakalıp bir şekilde verimliliğe odaklanıp “sözde” insan davranışlarını odağa alan, özde ise organizasyonların verimliliğini merkeze alan yaklaşımlara bir alternatif oluşturabilmektir.
Stephen P. Robbins, Timothy A. Judge Bir filozof “Çözebileceğin düğümü kesme.” der.
Bu kitap, işletme adını verdiğimiz örgütlerin etkin ve verimli bir şekilde amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli üretim faktörleri içinde yer alan en önemli kaynak olan insan kaynağının iyi yönetilmesi,
ilişkilerin düğüm olmadan, olduğunda da kesmeden, kırmadan nasıl daha iyi hâle getirilebileceği konusunda
yöneticilere rehber olmayı
amaçlamaktadır.
Abdurrahman Akman, Ali Ganiyusufoğlu, Ayşe Yavuz, Esra Yıldız, Fatih İ. Kurşunmaden, Feride Yılmaz, Hande Ulukapı Yılmaz, Kubilay Özer, Mehmet Ali Canbolat, Mustafa Bekmezci, Özlem Özaydın, Şerif Durmuş Örgütsel davranış, insanların örgüt içindeki davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Örgütler, insanlar vasıtasıyla amacını gerçekleştirebilir ve başarılı olabilir. Bu kapsamda insan davranışlarının tanımlanması ve bu davranışların açıklanması büyük önem arz etmektedir. Araştırmalar neticesinde insan davranışları ile ilgili hemen hemen her gün yeni bir kavram ortaya konulmaktadır. İnsanı anlama merakı var olduğu sürece insana ve farklı bağlamlardaki insan davranışlarına yönelik araştırmalar da devam edecektir. Kitap, literatüre nispeten yeni kazandırılmış güncel konular üzerine odaklanmıştır. Kitaptaki tüm kavramlar aynı başlıklar altında ele alınmıştır; önce kavram açıklanmış, sonra kavramın kapsamı ve boyutları incelenmiş, daha sonra kavram ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında örnekler verilmiştir.
Hanifi Demir Sağlık sektörü, kuşkusuz insan sağlığına dayalı hayati bir öneme sahip hizmet sektörüdür.
Sağlık hizmetlerinin sahip olduğu bu önem, hızlı bir değişim yaşamaktadır. Bu değişime ayak uydurabilmek için organizasyonun sahip olduğu kültürün etkisi her geçen gün artmaktadır. Diğer hizmet sektörlerinde olduğu gibi sağlık hizmeti sunumunda da aktif rol çoğunlukla çalışanlar üzerindedir. Çalışanların sahip olduğu ve devam ettirdiği kültür algısı aynı zamanda organizasyonlarına bağlılık ve performanslarını da etkilemektedir. Bu yönüyle gerek yönetim kademesinde görevli bulunanlar gerekse de yönetim alanında çalışma yapan akademisyenler, öğrenciler ve yönetim alanında bulunan yönetici adayları için organizasyon kültürünü anlama, bağlılık ve performans kavramlarına yoğunlaşma ve bu kavramlar arasındaki ilişkiyi daha net görebilmek adına bu kitap, yol gösterici bir özellik taşımaktadır.
Abdullah Yılmaz Örgütsel meşruiyet, örgütlerin sürdürülebilirliği noktasında en kritik kavramlardan biridir. Sürekli değişim içindeki toplumsal yaşamda çeşitli değer, inanış, çıkar ve istekler örgütlerin meşru kalmalarını güçleştirebilmektedir. Bununla birlikte örgütlerin yaşamlarını sürdürürken örgütsel faaliyet, uygulama, amaç ve değerlerinin toplumun değer, inanç ve normları ile çatışması veya uyumsuzluk göstermesi ise örgütleri muhtemel bir meşruiyet krizine sürükleyebilmektedir. Örgütler bu krizlere çeşitli strateji, taktik ve araçları kullanmak suretiyle cevap vererek meşruiyet krizinin üstesinden gelmeye ve zarar gören meşruiyetlerini onarmaya çalışmaktadırlar. Diğer yandan örgütlerin karşılaştıkları meşruiyet krizleri örgütsel ölüme kadar gidebilmekte, olası bir meşruiyet kaybı örgütlerin yaşamlarını devam ettirmesini imkânsız kılabilecek durumlara yol açabilmektedir.
Bu noktadan hareketle bu eserin amacı, başta kurumsal kuram olmak üzere kaynak bağımlılığı ve örgütsel ekoloji gibi kuramlar ile örgütsel kimlik, örgütsel itibar ve sosyal paydaş çalışma alanlarını kesen ortak bir kavram olan meşruiyet kavramını bütüncül bir biçimde ele almak, örgütsel meşruiyetin kazanılması, korunması ve sürdürülmesine yönelik stratejileri irdelemek, örgütsel meşruiyet krizi kavramını tanımlayarak örgütlerin kriz sonrasında meşruiyeti onarma veya yeniden kazanma amacıyla hangi strateji, taktik ve araçları kullandıklarını kuramsal bağlamda ortaya koyabilmektir.
Eserin işletme ve yönetim organizasyon literatürüne, meşruiyet ve meşruiyet krizi konularını araştıran sosyoloji, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve iletişim gibi alanlarda çalışan araştırmacılara ve konuya ilgi duyan okuyucularına faydalı olması dileğiyle...


İlknur Özalp Türetgen İş stresi, Örgütsel Psikolojinin temel konularından biri olmakla birlikte, bu alandaki araştırmaların bir kısmına dair pek çok eleştiri yöneltilmiştir. Söz konusu eleştirilerden biri de iş stresinin ölçümüne yönelik­tir; mevcut ölçüm araçlarının geçerlikleri, kapsamları ve ölçüm yöntemleri açısından sınırlılığa sahip olduğu vurgulanmıştır. İş Stresi Bataryası, Türkiye’de bu eksiklikleri gidermeyi hedeflemiş bir ölçüm aracıdır ve içinde stres kaynakları, bireysel, durumsal ve zorlanma değişkenlerinin yer aldığı 14 ölçeği barındırmaktadır. Bu kitabın amacı ise bu bataryadaki örgütsel tutum ve algıları ele alan 7 ölçeği tanıtmak ve uygulamacılara yönelik bir el kitabı sunmaktır.
Bu kitapta, bu ölçeklerin tanıtılmasının yanı sıra iş stresi alanındaki temel teorilerle stresin yol açtığı zorlanmalardan ve iş stresi sürecinde rol oynayan örgütsel bazı değişkenlerden söz edilerek alana dair güncel bilgilerin kısa bir derlemesi de yapılmıştır. Ardından İş Stresi Bataryası’nın geliştiril­mesi için yürütülen iki araştırmaya yer verilerek ölçeklerin geliştirilme süreci ve elde edilen psikometrik bulgular özetlenmiştir. Bu araçların araştırmacı ve uygulamacılar tarafından kullanılmasının iş stresi alanındaki araştırmaları zenginleştirmesi ve örgütsel müdahalelerin geliştirilmesi için fayda sağlaması umulmaktadır.
Müge Ersoy Kart 1980'lerden bu yana dünya ekonomisinde yaşanan değişim çalışma yaşamında var olan kuralları ortadan kaldırırken, iş örgütleri bu yeni düzende yeni yönetim modellerine yönelmişlerdir. Bu ortamda çalışanlar için yaşam boyu istihdam anlayışı yok olmuş, işveren/yönetici-çalışan ilişkileri sendikal destekten uzaklaşarak bireyselleşmiştir. Bu bireyselleşmenin etkisi yetenekli ve pazarlık gücü yüksek çalışanlar için avantaj olarak ortaya çıkarken, diğerleri için atipik çalışma, sık sık iş değiştirme, bireysel performansa dayalı ücret vb. uygulamalara maruz kalmak olmuştur. Yönetimin yakın ve yoğun denetiminin artması, mobbing ve işsiz kalma korkusu, çalışanlar için iş yaşamına katlanmayı zorlaştırmaktadır. İşte bu yeni çalışma ortamında çalışanlar uğradıklarını düşündükleri haksızlıklara karşı bireysel mücadele yollarına başvurmaktadır. Bu kitap da çalışanların örgütsel sinizm, bağlamsal performans ve etik ideoloji kavramları açısından çalışma davranışlarını açıklamaya çalışmaktadır. Geniş bir alanyazın taramasının eşlik ettiği kuramsal çerçevede ilgili kavramlar betimlenmiş ve araştırmanın savı bir alan çalışmasıyla test edilmiştir. Çalışanların bireysel çalışma davranışlarını nasıl kurguladıklarını gösteren bulguların ilgili alanyazına katkı yapacağı düşünülmektedir.
A. Esra Aslan İşletme, Pazarlama, Eğitim, Psikoloji, Ekonomi gibi birden fazla disiplinin bilgi birikimi ve araştırma bulgularını yansıtan ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınan kitapta özel sektör ve devlet sektörünün deneyimleri birleştirilmeye çalışılmıştır. Bu çaba kitabın içeriğine titiz bir ele alış olarak yansımıştır. Bu çerçevede kitapta, önce ele alınan kavramın ne olduğu, kişisel gelişim olgusu içinde ne anlama geldiği, dayandığı temel teori ve kuramlar, kavramın eğitiminde neler olması gerektiği, örnek uygulamalar ve bilgiler aktarılmış, mevcut durum analiz edilmiş ve geleceğe ilişkin yapılması gerekenlere ilişkin ipuçları verilmiştir. Kitap, kendini geliştirme ihtiyacında olan kişiler, insan kaynakları alanında çalışan ve bu alanda yüksek lisans, doktora eğitimi alan/ almaya hazırlanan öğrencilere, ayrıca örgüt çalışanlarının kalitesini, verimini arttırma gibi gerekçelerle “eğitim alma karar yetkisine” sahip kişilere yol göstermek gayretindedir.
Ali Konak, Ali Kömürcü, Armağan Ercan, Aysun Devrim Yemenici, Beste Nisa Orhun, Emel Faiz, Engin Çavuş, Erdoğan Kaygın, Hümeyra Taşçıoğlu, İlhan Bozkurt, İrfan Yurt, M. Kadir Torun, Murat Göral, Onur Kavak, Özkan Şahin, Özlem Balaban, Öznur Bozkurt, Sağbetullah Meriç Girişimcilik konusunda araştırma yaparken başvurulan birçok kaynak kitabın genel işletme kitabından farkı olmadığı ile ilgili yakınmaları bu alanda çalışma yapan hemen herkesten duymak mümkündür. Özellikle teknolojideki değişimle birlikte farklılaşan girişimcilik kavramını ele alan ve temel alanı olan girişimcilikten uzaklaşmadan güncel bir yaklaşımla konuları değerlendiren akademik kitap sayısı oldukça azdır. Bu kitap; girişimcilere, girişimci adaylarına, akademisyenlere, öğrencilere, araştırmacılara ve bu konuya ilgi duyan tüm taraflara dijital çağdaki girişimcilerin nasıl başarılı sonuçlar ortaya koyacağını gösteren ve ele aldığı tüm konuları güncel örnekler ile destekleyen başucu kitabı olmaya aday bir kitaptır. Bu kitapta; başarılı girişimcilerin özellikleri, girişimcilerin ulusal ya da uluslararası pazarlara girişleri, rekabet gücü oluşturmak, sanal girişimcilik, endüstri 4.0 ve toplum 5.0' ın girişimciliğe etkisi, girişimcilerin yöneldikleri güncel alanlar, girişimcilerin etkin finansal kaynak temininde dikkate almaları gereken hususlar, sosyal girişimcilik, girişimcilikte etiğin önemi, üniversitelerin girişimciliğe etkisi, startup kavramı, girişimcilerin yenilik stratejileri ve bir girişimin başarısında en önemli temel yapı taşı olan iş modeli oluşturmak konuları ele alınmıştır.
Raif Parlakkaya Çalışmanın amacı,özel amaçlı girişimlere ilişkin muhasebe sorunlarını ve bu konuda uluslararası alanda ve ülkemizde yapılan düzenlemeleri kapsamlı bir şekilde ortay koymaktır. Bu çerçevede kitapta, yaratıcı muhasebe ve bilanço dışı finansman, özel amaçlı girişimler, muhasebe sorunları ve enron olayı ve sonrası muhasebe düzenlemeleri ile Türkiye muhasebe standartları ve sermaye piyasası mevzuatında konuyla ilgili düzenlemeler konularına yer verilmiştir.
Metin Yenigün Bu eser, Üniversitelerin Özel Güvenlik ve Koruma Bölümü öğrencileri, Özel Güvenlik Personeli ve Özel Güvenlik ile ilgili uzmanlaşmak isteyenler için rehber olma niteliğindedir. Özel Güvenlik sektöründe yer alan işyeri ve işveren için hazırlanan bu eserde; Özel Güvenliğin günümüzdeki konumu, etkileri, hukuki dayanakları toplumsal bakış açısı ile aktarılmıştır. Kamu hukuku ve özel hukuk açısından Genel Kolluk ve Özel Kolluk kavramları mukayese edilerek Özel Güvenliğin şu anki yeri tespit edilmeye ve vurgulanmaya çalışılmıştır.
Rabia ÖZPEYNİRCİ Özün önceliği kavramı; finansal nitelikli işlemlerin muhasebeye yansıtılmasında ve onlara ilişkin değerlemelerin yapılmasında, bu işlemlerin biçimlerinden önce finansal özellikleri ile işletme ve çevresi için ifade ettiği gerçeğin göz önüne alınması gerektiğini ifade etmektedir. Bunun neticesinde muhasebe bilgi sistemi tarafından üretilen finansal bilgiler gerçeğe ve ihtiyaca uygun özellikler taşıyabilmektedir.
Kübranur Çebi Karaaslan Mutluluğun tanımı herkes için farklı olmasına rağmen herkesin yaşam gayesi mutlu olmaktır. Belki de mutluluk, insanın mutlu olup olmadığı ile ilgili sorgulama yapmadığı bir hâlin içinde olmaktır. Bugün etkileri azalmış olmasına karşın hâlâ devam eden Covid-19 pandemisi küresel anlamda büyük kayıpları beraberinde getirmiştir. Hayatlarımızdan birçok şeyi yitirdiğimiz pandemi yılları, bir bakıma bizlere mutluluğun önemi açısından bir farkındalık oluşmasını sağlayarak onca yıkım ve değişimin ardından küçücük bir iyilik yapmıştır. Bu çalışmada, Covid-19 pandemisinin evde kalmamıza sebep olduğu 2020 yılı için bireylerin mutluluk düzeylerini etkileyen demografik, ekonomik, bireysel faktörler ve bu faktörlerin etki boyutları incelenmiştir. Çalışma için kullanılan veri seti, Türkiye’yi temsil niteliği taşımaktadır.
Muhammed Samancı Covid-19 salgını kısa sürede ve hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılması sonucunda hükûmetler bir taraftan mevcut sağlık sistemleri ile salgınla mücadele ederken diğer taraftan da çeşitli önlem ve sınırlamaların ekonomik etkilerini en düşük seviyeye indirmeye çalışmıştır.
Uluslararası kuruluşların, ne zaman son bulacağı konusunda bilgi veremediği salgın; ülke ekonomilerinde ciddi tahribata yol açmış, yayıldıkça tüm dünyada üretimi durdurma noktasına getirmiş, hükûmetleri mevcut bütçe açıklarının yanı sıra işsizlik sorunuyla karşı karşıya bırakmış ve toplumun tüm kesimlerini koruma altına alınma mecburiyetini doğurmuştur. Bu bağlamda araştırmanın en önemli ayırt edici özelliği Covid-19 pandemi sürecinde maliye politikası araçları olan vergiler, kamu harcamaları ve bütçe açıklarında yaşanan gelişmeler, sosyal devletin önemini tekrar gündeme getirmiştir.
Jale Yalınpala Çokgezen Uzun yıllardır çeşitli bölümlerde ayrı dersler olarak verdiğim Para Teorisi ve Para Politikası derslerinin çeşitli kaynaklardan derlenerek bir bütün hâline getirilmesi ihtiyacı üzerine oluşturulmuş bu kitapta, ayrı ayrı anlatılan konuların bir araya toplanması hedeflenmiştir. Anlatılmak istenen tüm konuların bu genişlikte ele alınarak bir arada bulunması gerekliliğinden yola çıkarak oluşturulan kitabın bir bütün olarak sahip olduğu içeriği ile öğrencilere kolaylık sağlayacağı düşünülmüştür. Bu kitapla para teorisi ve politikasına ilişkin konuların özetlenerek bir ders kitabı olarak öğrencilere yardımcı olması hedeflenmiştir. Genel olarak Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelerin daha iyi analiz edilebilmesi için gerekli teorik bilgilerin yer aldığı kitapta, ilk olarak paranın özelliklerinden ve işlevlerinden yola çıkılarak finansal piyasaların yapısı incelenmiştir. Bunun yanı sıra Merkez Bankasının işlevleri, para talep teorileri ve para politikası amaç ve araçları ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Açık ekonomilerde para ve maliye politikalarının ekonomideki etkinliği ortaya konulmuştur. İktisat okullarının para politikasına yaklaşımları ile Türkiye ekonomisinde para politikası uygulamalarına yer verilmiştir.
Paul De Grauwe Uluslararası ekonomik bütünleşmeler gerek parasal birlikler gerekse gümrük birlikleri ya da diğer biçimleriyle olsun son elli yıla damgasını vurmuştur. Yalnızca gelişmiş ülkeler değil gelişmekte olan ülkeler de kendi coğrafyalarında ekonomik kazanımlar elde edebilmek ve rekabetçi küresel ekonominin pozitif refah etkilerinden pay kapabilmek için ekonomik kalkınmalarının bir parçası olarak ekonomik bütünleşmeler gerçekleştirmişlerdir.
Hiç kuşku yok ki, AB’nin geleceği, APB projesinin başarısı ile yakından ilgilidir. Tüm bu tartışmaların bilimsel bir zeminde yapılabilmesi ve doğru politika önerilerinde bulunulabilmesi, bir parasal birliğin kuramsal temellerinin ve APB mekanizmalarının iyi anlaşılmasına bağlıdır. Elinizdeki bu çeviri kitabın orijinali, uluslararası yazındaki boşluğu doldurmuş öncü ve temel bir eserdir. Bu özelliği ile kitabın tercümesi de Türkçe yazında var olan bir ihtiyacı gidermektedir. Bu tercüme kitap yalnızca lisans düzeyinde değil lisansüstü düzeydeki dersler ve araştırmacılar için de uygun bir temel kaynaktır.
On birinci baskıdan tercümesi yapılan bu kitap on bir bölümden oluşmakta olup, ilk bölümler
(1 - 7) kuramsal alandaki tartışmalara ayrılmıştır. Sonraki bölümler (8 - 11) ise Avrupa Parasal Birliği özelinde konuları irdelemekte ve detaylandırmaktadır.
Saim Kılıç – Ali Alp Şirketini bin bir zorlukla kuran ve büyüten Patron; ne zaman ki şirketinin yönetimini CEO/Genel Müdür olarak adlandırılan profesyonel bir yöneticiye devrediyor, işte o zaman sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor. Çünkü atalarımızın söylediği “vekil asil gibidir” sözünün maalesef şirket yönetiminde her zaman geçerliliği bulunmuyor. Peki;
•CEO (vekil), neden Patron (asil) gibi olamıyor?
•Patron, şirketinin yönetimini bir CEO'ya devretmekten gerçekten korkmalı mı?
•CEO'ların sıklıkla rastlanan etik dışı davranışları nelerdir? Bu davranışları niçin ve ne zaman sergilerler?
•Patron, CEO'nun potansiyel yanlışlarından/etik dışı davranışlarından nasıl korunabilir?
•Şirketin yönetim sistemi ve Patron-CEO ilişkileri ne şekilde tasarlanırsa, şirket yönetiminde de “vekil asil gibidir” sözü geçerli olur?
Saim Kılıç ve Ali Alp'in kaleme aldığı “Patronun CEO'su” kitabı, bütün bu sorulara tarafsız bir bakış açısıyla, sade bir dille ve somut örneklerle cevap veriyor; patronun ideal CEO'sunun nasıl yaratılabileceğinin yollarını anlatıyor. Yılların tecrübesine ve gözlemlerine dayanan çok sayıda öneriyi de içeren bu kitap, hem patronlar hem de CEO'lar için kıymetli bir rehber niteliğinde...
Tuğba Ulaştıran Paylaşım, aslında hepimizin hayatında doğduğumuz ilk günden beri yer alan ve doğal olarak derinliklerimizde saklı olan bir kavramdır. Peki, aslında hayatımızda yeni olmayan paylaşım teriminin ekonomi ile gerçekleştirdiği eşsiz birlikteliğin ardında saklı olan yıkıcı güç nedir? Paylaşım ekonomisinin günümüzde yarattığı yıkıcı güç, aslında onun tamamen ölçeklenebilir bir iş modeline ve start-up adı verilen teknoloji tabanlı girişimlere paradigmatik şekilde konu olmasında saklıdır. Bu kitapta; yeni ekonomik düzende sıcak bir konu olan paylaşım ekonomisinin start-up ekosistemi üzerindeki dönüştürücü rolü ile ilgili ampirik ve kavramsal çalışmaların derlemesini yansıtan bir literatür ortaya konulmaktadır. Son yıllarda popülaritesi artan paylaşım ekonomisine dayalı start-up'ların temel iş becerilerini keşfetmek ve bu dinamik ortamı anlayabilmek için hem pratikte hem de teoride öneriler sunulmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye'de start-up ekosisteminin gelişimine katkıda bulunan önemli oyuncular, kural koyucular ve destekçiler incelenmekte; paylaşım ekonomisi ve girişim ekosistemine ilişkin derinlemesine değerlendirmeler yapılmaktadır.
İrfan ÇAĞLAR, Sabiha KILIÇ Pazarlama, toplumun kendine yeterli ev ekonomisinden sosyo–ekonomik düzene geçme süreci ile birlikte ortaya çıkmış ve gelişmiştir.
Bu kitap, meslek yüksekokullarında okutulan Pazarlama İlkeleri, Pazarlama İlkeleri I, Pazarlama İlkeleri II derslerinde öğrencilerin kaynak ihtiyacını gidermek amacıyla hazırlanmıştır.
Kitapta konular, pazarlamanın konusu, kapsamı, gelişimi ve modern pazarlama yöntemleri, pazarlama çevresi stratejik planlama ve planlamanın rolü, pazarlama bilgi sistemi ve pazarlama araştırması, tüketici pazarları ve tüketici davranışı ile endüstriyel pazarlar ve endüstriyel alıcı davranışları, pazar bölümlendirme, hedef pazar seçimi ve talep tahminleri, pazarlama karması, doğrudan pazarlama ve hizmet pazarlaması, elektronik ticaret ve internette pazarlama, pazarlama yönetimi ve uluslararası pazarlama gibi başlıklar altında, sade ve anlaşılır bir dil kullanılarak ele alınmıştır.

Ebru Bilgen Kocatürk, Erdal Ünsalan, Mustafa Ünsalan, Nevin Karabıyık Yerden, Selda Ene, Serpil Ünal Kestane Pazarlama, üzerinde hemen herkesin bir fikir sahibi olduğu ancak çoğu kişinin tam olarak tanımlayamadığı bir kavramdır. Literatür ve uygulayıcılar tarafından yapılan pazarlama tanımlarına bakıldığında ise tanımı yapan kişilerin bakış açısına ve dönemlere göre kavramın sürekli bir değişim gösterdiği, gelecek dönemlerde de bu dinamizmin devam edeceği söylenebilir. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın özünde bir fikre, bir sunuya ya da bir değere sahip olan her kişi ya da kurumun gündeminde pazarlama yer alacaktır.
Bu kitap da genelde pazarlamayı merak eden ve öğrenmek isteyen uygulayıcılar için, özelde ise pazarlama eğitimi veren tüm özel ve kamu eğitim kuruluşları için temel bir aracı oluşturmaktadır. Her bir bölümü hazırlayan yazarlar basit bir dil kullanarak ve anlaşılır bir şekilde pazarlamayı açıklamaya çalışmış, her birisi pazarlama uygulamalarına ayrı bir yorum ve renk katmıştır.
Kitapta; pazarlama ile ilişkili kavramlar, pazarlamanın mikro ve makro çevresi, pazarlama bilgi sistemleri, bölümlendirme ve hedef pazar seçimi, konumlandırma ve farklılaştırma ile pazarlama karması elemanları ayrı ayrı bölümler olarak ele alınmıştır. Ayrıca internet ve teknolojik gelişmelerle hayat bulan ve pandemi sürecinde de önemi giderek katlanan dijital pazarlama ile pazarlamadaki yeni uygulamalara da özel bir yer ayrılmıştır.
Dhruv Grewal, Michael Levy Pazarlama değer katar. Bu kitap, değeri pazarlamanın kalbine koyarak onun etrafında pazarlamayı incelemektedir. Bu incelemenin boyutları şu şekildedir:
• Değerin sunulacağı pazarın incelenmesi,
• Değere uygun pazarın hedeflenmesi,
• Değerin yaratılması,
• Değerin uzun vadeli yaklaşımla fiyatlandırılması,
• Değerin alıcılarına iletileceği kanaların ve mekanların tasarlanması, ve
• Değerin sunulacağı kitleye uygun biçimde anlatılması.
Bu kapsamda değer; akıllı cihazlardan giyilebilir teknolojilere, mobil uygulamalardan üç boyutlu yazıcılara çeşitli teknolojilerin; spordan sanata, organik gıdadan lüks tüketime çeşitli alanlarda uygulamalarıyla incelenmiştir.
Değer odaklı pazarlamayı anlatan bu kitap; tablo ve grafikler, farklı kültürlerden reklam örnekleri, vakalar ve interaktif aktiviteler sunarak içeriği zenginleştirmektedir.
Alanlarında uzman değerli akademisyenlerin katkıda bulunduğu bu değerli kitabın, değerli okuyucularıyla buluşup değer yaratması dileğiyle…
Selçuk Burak Haşıloğlu Yılların birikimi ile dünyaya gelen ve kendisine “bu kitap” diye hitap edemediğim bu eserin bir adı var: Yakutiye...
Lisans ve lisansüstü düzeyde bilgiler içeren Yakutiye'nin ilk bölümlerinde, pazarlama araştırmasının temellerine ait kazanımlar elde edeceksiniz. Ortalarına geldiğinizde pazarlama araştırmaları konuları ile ilgili veri analitiği uygulamaları adım adım karşınıza gelecek. Anketin ürkütücü yanlarını ve hatayı önlemeyi yine benzer uygulamalar üzerinden kavrayacaksınız. Cevaplama tarzı hesaplamaları, örneklem büyüklüğü kararı, normal dağılım ve temel istatistik analizleri gibi pazarlama araştırmasında son derece önemli olan birçok değerlendirmeyi veri analitiği yaklaşımlarıyla öğrenecek ve pekiştireceksiniz.
Yakutiye'nin son dört bölümü, pazarlama analitiğini özümsemenize aracılık edecek. İlk olarak fiyatlama analitiği, ardından da talep projeksiyonu analitiğine ve pazar bölümlendirme analizlerine ait kazanımlar elde edeceksiniz. Sonrasında algı haritası ve market sepet analizi ile ilgili veri analitiği uygulamalarını yürüteceksiniz. Tüm bunlarla birlikte uzaklık ölçümleri, normalizasyon, kümeleme ve sınıflandırma algoritmaları, çok boyutlu ölçekleme ve karar analizi gibi birçok tekniği kullanmayı öğreneceksiniz.
Yakutiye'deki veri analitiği uygulamalarını gerçekleştirmek için hazır Excel dosyalarını kullanmanız gerekecek. Bu dosyalara,
http://yakutiye.hasiloglu.com
adresinden erişebilirsiniz.
Dilerim ki “Pazarlama Araştırması ve Analitiği”ni anlatan Yakutiye de Hoca Yakut'un koordinasyonunda inşa edilen Yakutiye gibi insanlığa uzun yıllar hizmet eder.
Alvin C. Burns, Ronald F. Bush, Pearson Pazarlama Araştırması, öğrencilere yönelik olarak tasarlanmış, pazarlama araştırmasının temellerini açıklayan alanında iyi bir kitaptır. Ayrıca, konuların işleniş biçimi uygulayıcılara da yol gösterici niteliktedir. Kitap, pazarlama araştırması süreci, araştırma tasarımı, nitel ve nicel araştırma teknikleri, ölçme, örneklem seçimi, örnek hacmi belirleme, hipotez testleri, veri analizi, rapor hazırlama vb. pazarlama araştırması konularına ek olarak pazarlama araştırması sektörü, test pazarlaması, paketlenmiş bilgi hizmetleri ve veri kalitesi konularının detaylı olarak incelendiği 16 ayrı bölümden oluşmaktadır. Hemen her bölüm,“etik düşünce”, “sosyal medya pazarlaması”, “gerçek yaşamdan uygulama”, “aktif öğrenme” ve “küresel uygulama” başlıkları ile ana metinden bağımsız olarak oluşturulmuş ve pazarlama araştırmasını daha iyi kavramaya yönelik çeşitli içerikler sunmaktadır.
Kitap, her bölüme ilişkin sorular, öğrendiklerinizi birleştirin adı altında çeşitli alıştırmalar ve örnek olay çalışmaları içermekte ve birçok istatistiksel analizin SPSS ile nasıl gerçekleştirileceğine yer vermektedir.
Zengin içeriği ile sadece öğrencilere değil, konu ile ilgilenen herkese yararlı bir kaynak olacaktır.
Selda Fındıklı Düş mü? Yük mü? Söz mü?
Tüketicilerin sadece ürün almakla kalmayıp ürünlerin ilettiği yaşam tarzlarını, hikâyeleri, deneyimleri ve duyguları da satın aldıkları vurgulanmaktadır. Bu yönüyle çeyizin anlamının kuşaklar arası dönüşümü pazarlama bilimi için hizmet, ürün ve tüketici kimliklerini saptama konusunda önemlidir. İster yadigâr olsun ister statü ürünü olsun günümüzde çeyiz ürünlerinin güncel ihtiyaca göre yorumlanabildiği, “Do it yourself!” motivasyonu ile yeniden üretilebileceği gerçeği yeni araştırmalar için de kaynak niteliğindedir.
Tarihsel sürecinde de hem ülkeler hem de dinler ötesi bağ yaratmış çok evrensel bir olgu olan çeyiz sadece oyalı tülbentler, patikler, havlular değildir. Çeyizde bir ülkenin geçirdiği değişim, kuşakların birbirine geçişi, geçerken dönüşmesi, dönüşürken yeniden üretilmesi görülebilmektedir. Bir sandık içerisinde birkaç kuşağın bilgi ve becerisi, bu kuşakların nelere tanık olup esinlendiği, neleri gelecek kuşaklara hediye etmek istediği, el emeği üzerinden varoluşu, biricikliği, sanat ve refah seviyesini aynı anda görebilmekteyiz. Bu, çeyizin sihirli tarafını oluşturmakta; sandığın kapağı aralandığında âdeta bir zaman tünelinin kapısı açılmaktadır…

Yakınlaşır ruhlar, sandık kapanır
Dün, ana karışır...
Ahmet Barin, Arzu Karaman Akgül, Arzum Büyükkeklik, Buket Özoğlu, Cem Ertuğrul, Güneş Açelya Sipahi, Melek Bingöl, Mustafa Halid Karaarslan, Ramazan Kayhan, Türkan Müge Özbekler Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte iş yapış şekillerinin değişmesi, lojistik hizmetlerin de zaman içinde farklılaşmasını sağlamıştır. Kitapta, lojistik sektöründe hizmet pazarlamasında yenilikçi uygulamaların geçmişten geleceğe bir bütünlük içerisinde okuyuculara aktarılması hedeflenmiştir.
Nesnelerin interneti, yapay zekâ, blok zincir, bulut tabanlı çözümler, arttırılmış gerçeklik gibi teknolojilerin lojistik hizmetlerde uygulama alanları, lojistik hizmet kalitesinde elektronik lojistik hizmet kalitesi ve sürdürülebilir hizmet kalitesi ölçümü, kentsel lojistik uygulamalarına inovasyon, birlikte yaratım, paylaşım ekonomisi ve teknolojik yeniliklerin etkisi, örnek olaylar üzerinden e-ticaret uygulamalarının teslimat çözümleri dünyadan Amazon, Alibaba ve eBay, Türkiye'den Hepsiburada, Trendyol, Getir ve Yemek Sepeti'nin teslimat uygulamaları ve kullanılan teknolojiler, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konusu başlığı altında sürdürülebilirliğin çevre, sosyal ve ekonomik boyutu teknolojik uygulamalar kapsamı, birinci partiden onuncu partiye lojistik hizmet sağlayıcıları konularına yer verilmiştir.
Bu çalışmanın lojistik pazarlaması alanında çalışan akademisyenlerin ve bu alanda kendisini hazırlayan öğrencilerin yan sıra lojistik sektöründeki profesyonellere de yararlı olacağına inanıyorum.
Prof. Dr. Okan Tuna
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi, Lojistik Yönetimi Bölümü, Bölüm Başkanı
Taşkın Dirsehan Eğitim, eğitimi alan kadar eğitim veren kişiyi de değiştiren geliştiren bir süreç... Doç. Dr. Taşkın Dirsehan, pazarlama eğitimi sürecinin metodunu yazıya dökerek çok değerli bir kaynak sunuyor. Üniversitenin, programın ve dersin hedefleri doğrultusunda öğrencisine katkıda bulunurken gelişen, uzmanlaşan, başarılı bir akademisyenin de kariyer yolunu, çalışma odaklarını gözler önüne seriyor. Bilimselliğin ve etiğin hem pazarlama hem de pazarlama eğitimindeki öneminin altını çiziyor. Bu çalışmada olduğu gibi nice başarılara imza atması dileği ile...
Prof. Dr. Emine Çobanoğlu
Marmara Üniversitesi

Eğitimdeki yenilikçi ve güncel bakış açısıyla, sadece öğrencilerini değil hepimizi motive eden, enerjimizi yükselten, takım arkadaşı olmaktan mutluluk duyduğum Doç. Dr. Taşkın Diresehan’ın yeni kitabının yön çizmek veya ilham almak isteyen tüm eğitimcilere faydalı olacağı kanısındayım.
Prof. Dr. İrem Erdoğmuş
Marmara Üniversitesi
Jeanette McMurtry, Alexander Hiam Pazarlama alanında devrim niteliğinde değişiklikler yaşanmaktadır. Bu kitaptaki tavsiyeleri kullanarak pazarlama için harcadığınız her kuruşun karşılığını en iyi şekilde alabilmeniz mümkün! Aile şirketi, kısıtlı bütçeye sahip kâr amacı gütmeyen bir işletme, evrensel bir marka veya büyümeyi hedefleyen orta ölçekli bir firma da olsanız bu kitap tam size göre! Kitaptaki pratik, yararlı tüyolar ve teknikler sizin müşterileriniz ile satışa ve başarıya ulaşacak şekilde etkileşime geçmenize yardımcı olacaktır. Bütçeniz büyük de olsa kısıtlı da olsa arama motoru optimizasyonunu, gerilla pazarlamasını, evrensel ve davranışsal pazarlamayı nasıl uygulayacağınızı, sosyal medyayı ve istatistikleri nasıl kullanacağınızı ve dahasını öğreneceksiniz.
• Tüketicinin pazarlamadaki önemini öğrenin! Günümüzde tüketiciler için önem arz eden konuları ve insanların tercihlerini nasıl bir psikoloji ile gerçekleştirdiğini bilmenin gerekliliğini kavrayın.
• Yaşam boyu değeri oluşturmak için çabalayın! Bu yolda, müşterilerinizi, rakiplerinizi ve sektörü tanıyın; ardından başarılı bir pazarlama planı oluşturun.
• İnsanların karşısına çıkın! Alışılmış biçimdeki basılı reklamların yanında dijital dünyada da şube açın ve potansiyel müşterilerinizin gezindiği çevrim içi sokaklarda yer edinin.
• Markanızın dikkat çektiğinden emin olun! Doğru tanıtımlar yapmanın yanında doğru fiyat yaklaşımını bulun ve ürün veya hizmetinizin yola güvende devam etmesini sağlayın.
• Pazarlamanın nasıl başarısız olduğunu fark edin! Yaygın olarak yapılan yanlışları öğrenin ve yolunuzdaki çukurlardan sakınarak ilerleyin.
Kitabı açın ve
• Harika bir pazarlama planı oluşturmayı,
• Seçim psikolojisini nasıl kullanacağınızı,
• Hayal gücünün ne kadar değerli olduğunu,
• Dijital araçlar ve taktiklerde ustalaşmayı,
• Sürdürülebilir bir marka oluşturmayı,
• Fiyatlandırma ve satış stratejilerini,
• Kişiselleştirme için veriyi yönetmeyi ve kullanmayı öğrenin.
Mehmet Serdar Erciş Hızla artan iletişim olanakları karşısında hedef kitleye en etkin şekilde ve doğru kanaldan ulaşmanın güçleşmesi ve maliyetlerin artması ve buna karşın tüketicilerin değişen ve artan iletişim talepleri, şirketlerin iletişim konusundaki arayışlarını hızlandırmış ve bu arayışlar sonucunda pazarlama iletişimi kavramı doğmuştur. Bu çalışmada pazarlama iletişimi kavramlarının sunulması temel amaç olmakla birlikte, pazarlama iletişiminden soyutlanamayacak ve pazarlama iletişimini doğrudan destekleyen iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler ve reklam kavramları, pazarlama iletişimi kavramları ile birlikte derlenmiştir. Ayrıca İngilizce olan iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, reklam ve pazarlama iletişimi ile ilgili kavramlarına Türkçe karşılık bulmada yaşanan zorluk ve bu kavramların çoğunluğunu tek bir yayın altında toplama isteği de bu yapıtın hazırlanmasında etkin olmuştur.
Bu amaçlara ek olarak, çalışmanın geniş bir kapsam içermesine paralel olarak, hedef kitlenin büyüklüğü göz önüne alınmış ve insanların bu konudaki kavramsal dağarcıklarını geliştirmeleri amaçlanmıştır.
Pazarlama iletişiminin devingen ve gelişmelere açık yüzü nedeniyle, gerek dünyada ve gerekse Türkiye'de profesyonel ilgililer ve alanı merak eden kişiler yanında, İletişim Fakülteleri başta olmak üzere, tüm fakülte ve okullarda okutulan ilgili dersleri destekleyen kapsamlı bir başvuru ve yardımcı kaynak niteliğindedir.

Ayşen Temel Eğinli, Bektaş Sarı, Berkant Yılmaz, Burcu Yaman Akyar, Didem Özşenler, Erdem Geçit, Murat Çelik, Nahit Erdem Köker, Nevzat İnan, Özen Okat, Sevgi Akça Güleş, Zöhre Akyol Tüketmek nedir? Tüketimin kendine özgü psikolojik dinamikleri nelerdir? Tüketim davranışlarının psikolojik temellerini açıklamada hangi kuramlar yol gösterici olabilir? Tüketim davranışı ve karar süreçleri ile ilgili güncel tartışmalar nelerdir? Tüketerek mutlu olmak mümkün müdür? Tüketme eyleminin psikolojik tetikleyicileri ve bu eylemden etkilenen psikolojik süreçler nelerdir? Bu soruların yanıtları, tüketme eylemini anlamak ve bu eyleme yön vermek isteyen pek çok kişi ve kurum için oldukça değerlidir. Bu kitabın temel amacı; pazarlama iletişimi çalışmalarına yön veren tüketim süreçlerini psikolojik dinamikleriyle açıklayarak tüketme eylemini, nedenleri ve nasılları ile birlikte derinlemesine ele almak, okuyucuya gerek teorik altyapısıyla gerekse de güncel tartışmalar çerçevesinde zengin bir içerik sunmaktır.
Duygu Fırat Rekabetin arttığı şu günlerde fark yaratmak ve tercih edilebilir olmak adına pazarlamaya duyulan ihtiyaç artmıştır. Günümüz tüketicisi, sadece kaliteli ürün/ hizmetle ilgilenmemektedir. Kaliteli ürün/hizmetin ötesinde bir davranış sergileme ihtiyacı doğmuştur. Fark yaratmak ve tercih edilebilmenin yollarından bazıları pazarlama faaliyetlerini doğru uygulamak ve pazarlama faaliyetlerinde fark yaratmak, dikkat çekmek ve bu dikkati satışa yönlendirmek ve satış sonrası bu faaliyetlere devam etmektir. Kitabın amacı, okuyuculara pazarlamayı, pazarlama elemanlarını ve teknolojinin pazarlamaya kazandırdığı pazarlama kavramlarını tanıtmaktır.
“Pazarlama İlkeleri” kitabında mümkün olduğu kadar çok örneğe yer verilmeye çalışılmış ve mümkün olduğu kadar sade bir dil kullanılmıştır. Kitapta; pazarlama tanımı, pazarlama çevresi, pazarlama planlaması, rekabet, büyüme, pazarı bölümlere ayırma, tüketici davranışları, ürün/ hizmet, fiyatlandırma, dağıtım ve tutundurma politikaları ile teknolojinin pazarlamaya kattığı yeni pazarlama kavramlarından bahsedilmiştir.
İrfan SÜER Pazarlama dünyası, kısa bir zaman önce, hayal dahi edilemeyen yeni ve ilginç gelişmelerin yaşandığı yeni bir yüzyıla girmiştir. E-pazarlama, dijitalleşme, sanal organizasyonlar, e-ödeme, etkileşimli televizyon ve bilgi otobanı vb. gibi kavram ve uygulamalar pazarlama yöneticileri, öğreticileri ve öğrencilerinin 21. yüzyılın başlarında karşılaştıkları birçok yeni değişmenin sadece birkaç örneğidir. Pazarlama çevresindeki bu değişmeler, öylesine ciddi bir boyut kazanmıştır ki, tüm işletmelerin radikal anlamda stratejik ve örgütsel değişime girmesini gerektirmektedir. Yöneticilerin, büyümek ve kârlılığı sürekli kılmak için test edilmiş formüllere sıkı sıkıya sarıldığı günler artık gerilerde kalmaktadır. Küreselleşme, yeni endüstri ve rekabet yapıları, hızla değişen teknoloji ve tüketicilerin yeni yeni oluşan beklentileri, dünün pazar çehresini hızla değiştirmekte; hızla hareket edebilen, değişen çevreye hızla uyum sağlayan işletmeler için olağanüstü fırsatlar yaratmaktadır.
Geçmişte işletmelerin uyguladıkları pazarlama stratejilerinde marka, reklam, kitlesel pazarlama ve pazar payı gibi kavramlar ön planda yer almıştır. Günümüz pazarlama stratejileri ise birebir pazarlamaya, ortaklığa ve uyumlaştırılmış çözümlere odaklanmıştır. Çok sayıda küçük ölçekli müşteriyi çekip pazar payı yaratmak yerine, büyük ölçekli müşterilere çok miktarda satıp müşteri payını artırmak daha popüler olmaya başlamıştır.
Günümüzde pazarlamanın temel amacı, müşterilere üstün bir “değer” sunmaktır. İşletmeler, hedef müşterilerin ihtiyaçlarını rakiplerden daha iyi karşılayacak bir “değer” yaratma arayışına girmişlerdir. Bu, farklı olma ya da rekabetçi üstünlük olarak da adlandırılmaktadır. Yönetim, müşterilerine üstün değer sunmakla, hissedarlarına da üstün değer yaratmış olmaktadır. Pazarlamanın sunduğu değerler, müşterilere yeni yaşam standartları getirmekte; ancak daha da önemlisi, pazarlama insanlara ve ailelerine, yaşamayı diledikleri türden hayat sürdürebilmeleri için alternatif yollar ve hayat tarzları sunmaktadır. Yeni yüzyılda müşterilerin beklentilerine uygun değer sunmayan işletmeler, müşteri paylarının büyük bir hızla azaldığını göreceklerdir.
Seher Er Bilimsel çalışmaların yöntemleri giderek aynılaşmış durumda, daha doğrusu epistemoloji (bilimlerin bilimi) ve gnoseoloji (bilgilerin bilimi) ne denli geniş ancak sınırları çizilmiş yöntem ve yöntemler bütünü içerse de bilimlerin de kendi içerdikleri ve yöntemleri de beraberlerinde taşıdığı daha da ötesi yeni yöntem önerileri içerdikleri de düşünülebilir. Kuşkusuz sözünü ettiğimiz aynılaşma daha yerleşmiş bir yaklaşım içermektedir. Ancak nasıl epistemoloji ve de gnoseoloji alanları, bilim ve bilgi bütünleri için birer üst-bilim özelliği taşımaktaysa da yapılan bilimsel çalışmalar, araştırmalar için de birer üst-analiz ve üst-metin kapsar diyebiliriz ya da daha açık bir anlatımla hangi bilim, hangi araştırma alanı söz konusu olursa olsun bir üst-analiz veya bir üst-metin aracılığıyla irdelenir, doğrulanır, yanlışlanır ve de kimileyin daha geniş bir bakış açısı altında, eleştirel gözlemle çalışmalarda bir varsıllaşmaya yönlendirilmiş olur. Dr. Seher Er'in Pazarlama ve Kamuoyu Araştırma Alanları adlı yapıtı işte bu bağlamda büyük bir önem taşımakta
ve hiç kuşkusuz alanına büyük bir katkı sağlayacak niteliktedir.
Gazanfer ERBAŞLAR Pazarlama, kişilerin ve örgütlerin, amaçlarına uygun şekilde değişimi (mübadeleyi) sağlamak üzere; ürünlerin, hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılması, fiyatlandırılması, dağıtımı ve tutundurma çabalarının planlanması ve uygulanması sürecidir.
Pazarlama kavramının iyi anlaşılması için şu temel kavramların bilinmesi gerekir: Ürün, ihtiyaç, istek, talep, tüketici, müşteri ve ticari müşteri, satış ve pazarlama, değer ve tatmin olma, rekabet. Bu kavramlar pazarlamanın temelini oluşturmaktadır.
Pazarlama yönetiminde; planlama, uygulama ve kontrol gibi yönetimin temel fonksiyonları kullanılarak pazarlamaya yönetimsel açıdan yaklaşılmaktadır.
Pazarlama yönetimi, her pazara hizmet etmeye çalışmak ve tüm insanlara her şeyi sunmaktan ziyade hedef pazarların seçimini öngörür. Olası pazar bölümleri arasında ayırım yaparak, belirli bir misyon ve hedefi nasıl gerçekleştireceğine bağlı olarak sınırlı sayıda pazar bölümünü hedef alır.
Pazarlama yönetimi, işletmelere hayatta kalarak sağlıklı şekilde faaliyetlerini sürdürmek için yardım etmeyi amaçlar. Değişen bir çevrede işletmelerin pazarlara daha etkin şekilde hizmet etmeleri için gerekli esnekliği sağlar.
Kitap yukarıda belirtilen özelliklere sahip pazarlama kavramının geniş kitlelerce özellikle de fakülte ve meslek yüksekokullarının öğrencilerinin ders başvuru ve referans ders kitabı olması amacı ile yazılmıştır. Aynı zamanda kitabın, pazarlama konusunda kendisini geliştirmek isteyen işletmelerin profesyonel çalışanlarının da yararlanacağı ve rahatlıkla okuyabileceği bir eser olmasına dikkat edilmiştir.