İşletme ve İktisadi Bilimler \ 21-35
Taha Eğri “Ekmek, Özgürlük, Sosyal Adalet” sloganı etrafında vücut bulan Arap ayaklanmaları, iktisadi ve sosyal meselelerin kitleleri harekete geçirmedeki rolünün somut bir örneğidir. Bu sloganda ağırlıklı temanın, iktisadi meselelerle ilgili olması, Mısır örneğinde olduğu gibi halkın iktisadi sorunlar karşısındaki duyarlılığının ve talebinin ne kadar önemli olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır. Bu bağlamda çalışmada, meselenin çok yönlü olduğu göz önünde bulundurulmakla birlikte Mısır tecrübesi, ekonomi-politik bir perspektifle sınırlandırılarak ele alınmaktadır. Çalışmanın bulguları, çok yönlü olarak incelenmesi gereken toplumsal meseleleri iktisadi bir bakış açısı ile ele alması ve diğer alanlarda yapılan çalışmalara ışık tutması açısından önemlidir.
Kitapta, Mısır’ın siyasal sisteminde dalgalanmalara yol açan ayaklanmaların arkasında yatan iktisadi nedenler ve ordunun iktisadi sistem içerisindeki rolü bağlamında Hüsnü Mübarek’in istifasından, Abdel Fettah Al-Sisi’nin darbesine kadar geçen süredeki demokrasiye geçiş denemesi inceleniyor. Mübarek’in devrilmesine yol açan olaylar, neden ve sonuç ilişkisi bağlamında değerlendirilerek monarşi sistemini sonlandıran 1952 darbesi sonrasında Mısır ordusunun ekonomi ve siyaset içerisindeki rolü ve siyasal sistemin dönüş(eme)mesindeki etkinliği ele alınıyor. Çeyrek asırdan uzun bir süre iktidarını sürdüren askerî-otoriter bir rejimin yıkılmasına rağmen kısa bir sürede, iktisadi ayrıcalıklarını korumak için ordunun yönetimi yeniden ele geçirmesi, analiz açısından önem arz etmektedir. Kitap, ayaklanmaya varan olayların gelişiminde iktisadi faktörlerin etkisini ve boyutlarını Mısır pratiği üzerinden ele alarak toplumsal olaylara yol açan iktisadi faktörleri ortaya koyması açısından anlamlıdır.
Ali Yılmaz GÜNDÜZ Mikro İktisat alanında çok sayıda yayın olmasına rağmen akademik kitapların en önemli özelliklerinden biri özgün nitelikte hazırlanıyor olmasıdır. Bu kitabı hazırlamaktaki amacım Mikro İktisat dersi bilgilerini ve uzun yıllara dayanan tecrübelerimi öğrencilere aktarmaktır. Ders içeriği yönünden Mikro İktisat kitapları, benzer nitelikte olmasına rağmen eserlerin sunuluş biçimi birbirlerinden tamamen farklıdır.
Mikro İktisat kitabı, birbirini tamamlayıcı nitelikte 14 bölümden oluşmuştur. Gerçek hayatta karşılaştığımız üretici-tüketici dengesi, firma dengesi ve emek arzı-emek talebi dengesinin nasıl oluştuğuna dair bilgiler kitapta en dikkat çekici konular arasında yer almaktadır.
Kitabın sonunda yer alan örnek sorular, öğrencilere girecekleri sınavlarda yardımcı olacağı düşünülerek hazırlanmıştır. Öğrencilerin anlamalarını kolaylaştırmak ve Mikro İktisat dersini sevmeleri için sade bir dil kullanılmıştır.
İnsanca yaşamak ve özellikle herkesin mutlu olduğu bir dünyada yaşamak güzeldir. Bu kitabın öğrencilere ve okuyuculara yararlı olacağını ümit ediyorum.
Seymur Ağazade Bu kitap lisans düzeyinde Mikro İktisat dersini alan öğrencilerin ve mezuniyet sonrası çeşitli sınavlara hazırlananların bu dersle ilgili konulara ilişkin sağlam bir bilgiye sahip olabilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Kitap temelde tüketici teorisi, üretici teorisi, tam ve aksak rekabet piyasaları, emek piyasası, dışsallıklar ve genel denge konularını içeren 13 bölümden ve bazı bölümlerle ilgili matematiksel eklerden oluşmaktadır. Mikro İktisat kitaplarında genellikle rasyonalite, marjinalizm ve optimize etme prensiplerinin de etkisi ile kuramsal düzeyle sınırlı tutulan soyut ve mekanik bir anlatım tarzının hâkim olduğu düşünülmektedir. Bu kitapta ilgili konulara ilişkin kuramsal bilgi sunmakla birlikte, anlatımın sırf bununla sınırlı kalmamasına özen gösterilmekte ve bu bilgiyi mümkün olduğunca iktisadi hayatın örnekleri ile ilişkilendirerek sağlam bir şekilde özümsenebilmesine çalışılmaktadır.
Recep Kök, Oğuz Kara, Üzeyir Aydın, A. Elif Ay Yalçınkaya Her iktisat okuru için olabildiğince teorik, edinilen gözlemler çerçevesinde de kazanılan deneyim ve pratik bakış açısı bir gerekliliktir. Elinizdeki mikro iktisat kitabının yazarlarları, özellikle önsöz ve giriş kısmında, kitaplarınının alanla ilgili okutulan mevcut Türkçe kitaplardan neden farklı olduğunu açıklamaktadırlar. Kısa bir ifadeyle, kitapda “yaparak öğrenmeyi” esas alan ve öğrenciye rehberlik oluşturan bir yöntem izlenmektedir: Kitap lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin talebine yanıt verecek teorik bir bütünlük içermektedir. Birbirini tamamlayan konular, öncelikle geometrik şekillerle anlatılmakta; yeri geldikçe cebir yardımıyla da ispat mekanizmasına önem verilmektedir. İçerikteki çözümlü problemler, okuma parçaları, bazen de konu bütünlüğüyle uyumlu örnek olaylar ve bölüm sonu ekleri hem öğretim elamanlarının hem de iktisat okuru olmak isteyen öğrencilerin beklentilerine yanıt verecek düzeydedir. Bilindiği gibi mikro iktisadın teorileri hangi ölçüde içselleştirilir ise mesleğe giriş sınavlar o ölçüde başarılır. İyi bir iktisat okuru olmanın başarısı üzerinden sağlanan refah katkısı ise her zaman hissedilir.
Bu ders kitabının yazarlarından biri olan, halen Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Recep KÖK, Dokuz Eylül Ünivrsitesi'nde (2019) görev yapmakta iken, önceki yıllardan doktora öğrencileri olan Doç.Dr. Oğuz KARA ( Düzce Üniversitesi), Doç. Dr. Üzeyir AYDIN (Dokuz Eylül Ünivrsitesi), Dr. Öğretim Üyesi A. Elif AY YALÇINKAYA (Dokuz Eylül Ünivrsitesi ) ile yeniden “takım ruhu”nu canlandırmıştır: Yazarların alana yönelik çok sayıdaki kitap, makale vb. çalışmaları olup, KÖK'ün kırk yılı aşkın meslek deneyimi, ortak iradenin ve zahmetin bir ünü olan bu eserin yayın hayatına kazandırılmasında temel etkendir denebilir. Yayınevimizin katkısıyla, Türkiye'de yayınlanmış Türkçe ders kitapları listesine giren bu ayrıcalıklı kitap, ümit ederiz ki, iktisat öğretisine önemli destek sağlasın!. Elbette, okuyucularının kitap hakkındaki değerlendirmeleri ve takdirleri her tür kıymetin üzerindedir.

Edgar K. BROWNING, Mark A. ZUPAN, Wıley Bu kitabın çeviri editörlüğünü kabul etmemdeki ana amacım, akademik ilerleme sürecinin her aşamasını “İktisat Teorisi” anabilim dalında tamamlamış; yirmi beş yılı aşkın zamandır giriş düzeyinden ileri düzeye kadar Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora dersleri vermiş bir öğretim üyesi olarak, hem tüketici ve üretici davranışları hem de çıktı piyasalarının yanı sıra girdi piyasası analizleri açısından teori ile pratiği oldukça dengeli bir şekilde ele almış; özellikle bu yönüyle hayatın içinden seçilen örneklemlerle teori-uygulama bütünlüğünü sağlamış olan bu kitabın pedagojik üstünlüğünü; iktisat öğretisinde Türkçe eğitim alan öğrenciye mikro iktisadı sevdirmek ve öğrencilerin daha ileri düzeyde analitik düşünmesine katkı sağlamaktır.
Kitabın ayırt edici özelliğini tanımak için kitabın yazarlarına ait ön sözü öncelikle okumanızı tavsiye ederim. Ardından da Türkçe yayındaki temel bir eksikliği kısmen de olsa giderme çabamızı destekleyeceğinizi umarım. Elbette bir dilin ve kültürün başka bir dile aktarılmasının zorluğuna bağlı olarak üslûp bütünlüğüne yönelik eksiklikler editöre aittir. Bu kitap incelendiğinde, okuyucunun edindiği intiba ile kendi kanaatim ne kadar birbiriyle kesişiyorsa, çeviri kurulunun emeğinin bir o kadar anlam bulacağını umarım. Ayrıca bu kitabı takdim etme fırsatını bana veren ve iktisat literatürüne yönelik seçicilik içinde uzman bir davranış sergileyen, dolayısıyla çeviri kitap aracılığıyla iktisat bilimine de katkı yapan Nobel Yayınevi yetkililerine, teşekkür ederim.
İlhan Tarımer Bu kitap, genel olarak bir mikroişlemci ve mikrodenetleyiciyi oluşturan tümleşik devre içindeki elemanların tasarım yapılarını, onların işlevlerini, birlikte meydana getirdikleri bir bilgisayarın makine ve assembly dilinde programlanmalarını anlatmaktadır. Kurgusal olarak bir mikroişlemcinin kendini oluşturan tüm iç birimler ve bunların işlevlerinin anlaşılması üzerinde durulmuş; ardından mikroişlemcili bir gömülü sistemin ne şekilde programlanacağı açıklanmış, hem ofislerde hem de endüstri hayatında kullanılan mikrobilgisayarların programlı çalıştırılmaları anlatılmıştır. Kitabın son kısmında, mikrobilgisayarların iş ve endüstriyel kullanımlarına örnek olacak çeşitli nesne uygulama örnekleri verilmiştir.
Mikrobilgisayar Sistemleri adlı bu eser; mikrobilgisayarları temel düzeyde tanımladıktan sonra iç ve dış yapıları, mimarileri ve özelliklerinden ileri düzeyde programlanma komutlarına kadar kapsamlı bir şekilde ele alarak geniş bir okur kitlesine ulaşmayı ve aynı zamanda mikrobilgisayarlar alanında bir kaynak kitap olmayı hedeflemektedir. Kitabın özellikle tasarım yapıları ve programlama yöntemlerinin anlatıldığı kısımlarında, temel düzey mikroişlemci veya mikrodenetleyici yapılarının esas alınmış olması bu maksada yöneliktir. Elbette kullanımda olan mikrobilgisayarların bit adedi yani bir seferde işleyebildikleri kelime uzunlukları daha büyüktür. Ancak, kelime uzunluğunu meydana getiren bit adedinin 8-bit olduğu bir mikrobilgisayar komutlarını öğrenmek ve onun makine dilindeki programlanmasını anlamak daha kolay olacaktır.
Kitap içinde verilen programlama örnekleri çeşitli mikroişlemci programlama simülatörlerinde denenmiş olan program parçacıklarıdır. Bunların işlem kodları, mikroişlemci türlerine göre değişeceğine dikkat edilmelidir. Ayrıca bazı assembly programlarının, kişisel bilgisayarların işletim sistemleri içinde nasıl yazılarak kullanıldığına ilişkin örnekler de verilmiştir. Gömülü bir şekilde kullanıma sunulan bazı mikrobilgisayarların, nesnelerin internetine dönük bağlantı, programlama ve işletim örnekleri, birer gerçek hayat uygulaması olarak kitap içinde bulunabilir. Bu kitabın, ileri düzey mikrobilgisayarlı nesne uygulamaları için kılavuzluk yapabilmesi dileğiyle okurlara sağlık ve başarılar temenni ederim.
Ali Ekber Özdemir Akıllı telefonlardan bulaşık makinelerine, asansörlerden arabalara kadar programlanabilen elektronik cihazlar günlük hayatımızın her yerinde önemli yer tutmaktadır.
Programlanabilme özelliği elektronik cihazların yeteneklerini oldukça arttırmakta, sadece yazılımsal değişikliklerle bile mevcut donanımların performans veya kabiliyetleri arttırılabilmektedir. İşte, bir bilgisayar sisteminde bulunan temel öğelerin tek bir yonga biçiminde üretilmiş hâli olan mikrodenetleyiciler, programlanabilme özelliklerinden dolayı pek çok mühendislik uygulaması için vazgeçilmez durumdadır. Bununla birlikte ileri derecede elektronik bilgisine sahip olmayan kişilerin bile temel düzeyde elektronik bilgisi ile basitten karmaşığa pek çok uygulamayı kendi başına yapabilmesine olanak tanımaktadır.
Kitabın yazılma amacı, ister temel isterse ileri düzeyde elektronik bilgisine sahip olsun, bu alanda çalışma hevesi olan geniş bir kitleye mikrodenetleyici programlama esaslarını en güncel yazılımlar kullanarak öğretilmesidir. Bu nedenle kaleme alınan bu kitap, meslek liselerinden meslek yüksek okullarına hatta mühendislik fakültelerine kadar geniş bir yelpazede temel ders kitabı olarak kullanılabilir. Kitabın yazılma sürecinde, konu başlıkları ve uygulamalar, piyasada bu alanda yazılmış pek çok kitap ve uygulamanın incelenmesi ile en güncel yazılımlar kullanılarak, devre simülasyon programları üzerinden açıklanmıştır.
Bu amaçla kitabın yazımında mümkün olduğunca yalın bir dil kullanılmaya özen gösterilmiştir. Kitabın öğrenciye yönelik yazım tekniğinin yanında kullanacak olan eğiticiye dönük olarak da bölümlere ait ders sunuları eğitim psikolojisi dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bu sunularda, yazarın bu alandaki yıllarca deneyimi ile edindiği tecrübe doğrultusunda, öğrencinin kavrama yeteneğini arttırdığı görülmüş metotlar kullanılmıştır.
Arslan Zafer Gürler, Bekir Ayyıldız, Merve Ayyıldız Altı bin baskıya ulaşan “Genel Ekonomi” kitabımız önemli ölçüde talep görmüştü. Yalın dili, sade ve yalın anlatımı ile kitap, gerek okuyucular gerekse okutanlar tarafından takdir gördü. Dolayısıyla Türkiye’de ekonomi dersleri veren bir çok fakültede ders kitabı olarak tercih edildi. Bu gelişmeler, bizi cesaretlendirerek “Mikroekonomi” kitabının yazılması konusunda önemli bir motivasyon aracı oldu.
Mikroekonomi kitabı, piyasalardaki bireysel davranışları tüketici ve üretici temelinde inceleyen analitik bir yaklaşımı ortaya koymaktadır. Bunun yanında; teori ve uygulama bir bütün olarak ele alınarak, dünya ve Türkiye’den örneklerle konular somut hâle getirilmeye çalışılmıştır. İçerikte yer alan matematiksel yaklaşım ve grafiklerle güçlendirilmiş anlatımların çok daha kolay sindirilmesi amaçlanmıştır.
Kitapta yer alan örnekler, 2018 yılına kadar uzatılarak, okuyucunun somutla soyut arasında sıkışması önlenmek istenmiştir. Pek tabidir ki talep ve arz kuvvetlerinin çeşitli piyasalardaki analizleri mikroekonominin olmazsa olmaz konularıdır. Bunun yanında, zengin matematiksel modellerle; elastikiyet, etkinlik, piyasa sınırlamaları ve oyun teorisi gibi konulara da yer verilerek mikroekonomiye daha geniş bir bakış açısı getirilmeye çalışılmıştır.
Savaş Erdoğan Milli gelir hesaplama yöntemlerinden biri olarak harcama yönetimi mill gelir ile ilişkili kavramlar milli gelir hesaplama yöntemleri veri ve yönetim Türkiye’de harcama bileşenleri ve ekonomik büyüme G20 ülkelerinde harcama bileşenleri ve ekonik büyüme içermektedir.
Zeynep Ökten Moda, sadece giyim kuşam değil yaşam mimarisi; ekonomi ise bu mimariyi insana sunan en önemli karar vericidir.
Hissettirmeden bermudayı bacağımıza, permayı saçımıza yerleştiren sessiz güç... Bazen moda yaratır, ekonomi yürütür; bazen ekonomi durur, moda sürükler.
Tıpkı tango gibi...
Moda ve ekonomi; göz göze geldikleri andan bu yana yüzyıllardır dans ediyor, bize de alkışlamak düşüyor.
Bu kitap; özelde “dans etme”nin, genelde “gösterme”nin hikâyesi; ekonominin tarih boyunca en gizli sevgilisi olan modanının deşifresidir.
• Kanuni'den, Louis'den kopup gelen renkli giysiler ne zaman tek tip ve sıkıcı hâle dönüştü?
• 17. yüzyıl erkeğinin topuklu pabucu, kadın ayağında nasıl stiletto oldu?
• Küreselleşmenin ilk yolu neden adını ipekten aldı?
• Topuk ve etek boylarının savaşla ilgisi ne?
• Kırmızı ruj evdeki değil ekonomideki krizi nasıl gösterir?
• Biz kimiz? İradesiyle seçen mi reklam panosu mu?
• Büyük çelişkimiz: Özgün müyüz herkes gibi mi?
O zaman çevirin ön yüzü, başlayalım!
Hayriye Atik - Oğuzhan Türker Bu çalışma günümüzde gittikçe karmaşıklaşan ve genişleyen dış ticaret olgusunu açıklamak amacıyla geliştirilen yeni dış ticaret (modern dış ticaret) kuramlarını teorik ve uygulamalı analizler çerçevesinde ele almayı amaçlamaktadır.
Hem gelişmekte olan ülkelerin büyüme ve kalkınmasında hem de gelişmiş ekonomilerin küreselleşmeyi kendi lehlerine çevirmelerinde dış ticaret önemli bir araçtır. Dolayısıyla, günümüzde dış ticareti açıklamak amacıyla geliştirilen modern kuramların incelenmesi ve anlaşılması önem taşımaktadır. Ne var ki, Türkçe literatürde modern dış ticaret kuramları, uluslararası iktisat kitapları içinde bir bölüm ya da alt bölüm şeklinde ele alınmış, kuramlarla ilgili detaylı açıklamaların yer aldığı kitaplar sayıca yetersiz kalmıştır. Oysa, Türkiye gibi sanayileşmesini ve gelişmesini henüz tamamlayamamış bir ülkede, dış ticaretin büyüme ve kalkınma sürecinde rol oynayabilmesi için dış ticaret kuramlarının yeterli düzeyde açıklanması ve anlaşılması gerekmektedir.
Bu anlayış çerçevesinde hazırladığımız bu kitabın hem lisans hem de lisans üstü eğitim düzeylerinde okutulan dış ticaret ve uluslararası iktisat derslerinde önemli bir başvuru kitabı olması beklenmektedir. Kitaptan ikinci beklentimiz, dış ticaretle ilgilenen sanayici ve iş adamlarının dış ticaret kuramları ile ilgili bilgilerini genişletmelerine yardımcı olmaktır.
Ramazan Erdem, Kevser Sezer Korucu Sanayi Devrimi ile başlayan süreçte işe yüklenen anlam ve iş yapma biçimlerinde köklü değişimler meydana gelmiştir. Teknolojik gelişmelerin de etkisiyle iş, hiç olmadığı kadar hayatın merkezine yerleşmiş, bu da hayatın bütününde köklü dönüşümlere yol açmıştır. Modern insanın hayat hikâyesine bakacak olursak doğduktan hemen sonra ebeveyninin ileride ne iş yapacağı üzerine kafa yorup eğitimini ona göre programladığını, hayatının en verimli çağlarını bir işte çalışarak ya da kariyerinde ilerlemek için harcadığını, yaşlılık zamanlarını da çalıştığı işten emekli olmasıyla birlikte elde ettiği maddi imkânlarla geçirdiğini görürüz. Günümüzde hepimiz ister çalışmak için yaşayalım ister yaşamak için çalışalım, hayatımızı iş merkezli olarak tasarlamak durumunda kalmaktayız. Bugün “başarılı insan” denildiğinde, hayata dair görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getiren insandan öte iş yaşamında diğerlerinden farklı başarı öykülerine sahip, parlak kariyerli insanlar akla gelmektedir. Buna bağlı olarak mutluluk, huzur, tatmin gibi olumlu; stres, çatışma, tükenmişlik gibi olumsuz kavramları da işten bağımsız ele almak zorlaşmıştır. Anlaşılacağı üzere, hayatta her şeyin işe göre şekillendiği bir çağda yaşıyoruz.
İşle bu denli içli dışlı olmamız sebebiyle yaşadığımız birçok problemin kaynağı da iş merkezli olmaktadır. Bu kitapta modern insanın işle imtihanına dair problemler tartışılmaktadır. Bu kapsamda işte anlam kaybı, kariyerizmin sonuçları, hayatın iş tarafından istilası, monotonlaşan hayat, iş ve istihdamın modern köleliğe dönüşmesi, çalışanların dehümanizasyonu ve dijitalleşme ile birlikte ortaya çıkan yeni sorunlar gibi konular üzerinden modern iş yaşamı eleştirel bir perspektifle ele alınmıştır.
Kemal Eroğluer Bilimsel, kültürel ve teknolojik gelişmeler, insanlık tarihi boyunca birikimli olarak yaratılan ve kuşaktan kuşağa aktarılan bilgiden çok daha fazlasının son 300 yıllık dönemde üretilmesini sağlamış, insanlık hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde ve çok kısa sürede farklı bir aşamaya geçmiştir. Sanayi Devrimi ile başlayan süreç, yönetimin bilimsel olarak incelenmesini sağlamış, örgütler toplumsal yapının temel unsuru hâline gelmiştir. İletişim ve bilişim teknolojileri alanında yaşanan büyük ve hızlı gelişmeler küreselleşmenin önünü açmış, ülkelerin fiziksel sınırlarının ötesinde bilgi paylaşımına ve ticaret yapılmasına olanak tanıyarak dünyayı mobil cihazlar vasıtasıyla ulaşılabilir hâle getirmiştir. Her alanda yaşanan yoğun bilgi üretimi ve paylaşımı bilgi çağının kapısını açmış, insanlığa muazzam kolaylıklar ve imkânlar sunarken bir yandan da insanı ve yaşadığı çevreyi tehdit eder hâle gelmiştir. Ortaya çıkan yeni dünya düzeni, yeni ekonomik sistemler ve yeni örgüt modellerini zorunlu hâle getirmiştir. Bu gelişmeler örgütlü toplumu kaçınılmaz hâle getirmiş, örgütlerin toplum içindeki rolü ve önemini sürekli olarak artırmıştır.
Bu kitapta; örgüt, örgütü oluşturan unsurlar, örgüt yapısı ve türleri, toplumsal yaşamda var olan örgüt türleri, örgüt yapısı ile ilişkili olan temel kavramlar ve açıklamaları ile örgüt yapısının gelecekte nasıl şekilleneceği, geleceğin karmaşık, belirsiz ve muğlak dünyasında örgütlerin durumu ve rolleri yanında son dönemde yaşanan küresel salgının örgüt yapıları ve faaliyetlerine olan etkileri üzerine değerlendirmeler yapılarak araştırmacı ve konuya ilgisi olan okuyuculara multidisipliner bir bakış açısı sunulmaya çalışılmıştır.
Ebrucan İslamoğlu Güncel zaman serileri yöntemleri konusu ile ilgili Türkçe kaynak yetersizliğinin ve ihtiyacının yarattığı motivasyon ile hazırlanan Modern Zaman Serileri ve Yöntemleri isimli bu kitap, dokuz bölümden oluşmaktadır. Hem lisansüstü öğrencilerinin hem de konuya ilgi duyan herkesin faydalanabileceği genişlikte hazırlanan kitapta; zaman serileri yöntemlerinin modellenmesi ve öngörüsü ile ilgili en güncel konulara yer verilmiş; anlatımda basit ve sade bir dil kullanılmıştır.
Cengiz Anık “Beyaz adam, Hak-İş’in de Hizmet İş’in de eline defalarca balta verdi. Her seferinde “Git, kes şu ormanı!” dedi. Israrla ve kararlılıkla “Hayır!” dedik. Biz derisine kızıllık yakıştırılan adamı hep anladık, doğru ve haklı bulduk. Bu yüzden biz de sürekli horlandık. Elindeki baltasıyla bütün gezegeni talan eden beyaz adamın değirmenine hiçbir vakit su taşımadık. Erdemden, ilkelerimizden asla taviz vermedik.”
Mahmut Arslan
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı

Afşin Şahin This book consists of three parts. Initially, it discusses issues relevant to money, monetary policy and central banking. The second part is devoted to the banking sector and includes topics such as the role of banking and finance in the economic growth, and presents the measurement techniques with respect to the confidence in the banking sector. Several confidence narratives are presented to strengthen its importance in the overall economy. The last part of the book includes two empirical applications related to the banking sector. The first empirical evidence evaluates the relationship between credit standards and conditions. The second one tries to measure the confidence in the banking sector and investigates its effects on the economic growth.
İbrahim Küçükkoç Montaj hatları, üretimde sıklıkla kullanılan seri üretim sistemlerindendir ve yakın zamanda Endüstri 4.0 teknolojisinin en başarılı uygulama alanlarından birisi olabilir. Çoğunlukla karmaşık yapıdaki ürünlerin üretiminde kullanılan montaj hatları, üretim kaynaklarından en etkin biçimde yararlanarak birim zamandaki çıktıyı artırmaya olanak sağlamaktadırlar. İyi dengelenmiş montaj hatları, gelişen ve değişen müşteri taleplerinin zamanında ve minimum maliyetle karşılanabilmesine olanak sağlayarak işletmelerin rekabet edebilirlik seviyesini de artırmaktadır.
Bu kitap, montaj hattı planlama konusunda bilgi sahibi olmak isteyen hem lisans ve yüksek lisans öğrencilerine hem de işletmelerde hat dengeleme konusunda çalışmakta olan hat yöneticilerine ve mühendislere yönelik olarak hazırlanmıştır. Sektörde en çok karşılaşılan montaj hattı türlerinin etkin bir şekilde dengelenmesine yönelik araç ve teknikler içerir. Montaj hattı dengeleme konusu ilk olarak en basit hâliyle ele alınıp modellenmiş ve örnekler üzerinden çözüm yöntemleri anlatılmıştır. Sonrasında pek çok gerçek hayat kısıtları da ilave edilerek farklı problem tipleri gerekli detaya inilerek anlatılmıştır. Bölüm sonlarında ise çalışma sorularına yer verilmiştir.
Sezgisel yöntemlerin yanında meta-sezgisel algoritmalardan olan genetik algoritma uygulamasını da içeren ve pratiğe yönelik olarak hazırlanan bu kitapta, geliştirilen matematiksel modellerin GAMS program kodları da eklerde sunulmuştur.
Bülent Ağbuğa, Emine Büşra Yılmaz, Fatma Ağbuğa, Sevim Akşit, Şehmus Aslan Bir yazarı daha üretken yapan, bir sanatçıyı mükemmelliğin peşinden koşturan, bir öğrenciye ders çalıştıran, bir sporcuyu şampiyon yapan nedir? Ya da yorgun olduğumuzda, sıkıldığımızda veya herhangi bir nedenden dolayı dikkatimiz dağıldığında, kendimizi toplayıp devam etmemizi sağlayan şey nedir? Yanıt: Motivasyon! Motivasyon, yaşamı sürdürmek için gerekli olan temel ihtiyaçlardan kendini gerçekleştirmeye kadar farklı etkenlerden etkilenir. Bununla birlikte motivasyon kişisel ve karmaşık bir süreçtir. Her insanın ihtiyacını karşılamak için de farklı yaklaşımlar kullanmak gerekir. “Hayata olumlu bak!”, "Yapabilirsin!" ya da "Sen herşeyden değerlisin." gibi kalıp sözler yerine sağlam, bilimsel temelli motivasyon yöntemlerini kaynakları ile beraber bilmek zorundayız. Bu kitap da motivasyonun ne olduğu, motivasyonun farklı teorilerle nasıl açıklandığı, motivasyonun farklı disiplinlerle olan ilişkisi, çalışanı, sporcuyu, öğrenciyi vb. nasıl motive edeceğimizi ya da öz motivasyonun nasıl sağlanacağı açıklarken, motivasyon ile ilgili aklınıza gelebilecek soruları yanıtlarıyla birlikte bilimsel açıdan ancak herkesin çok rahat anlayabileceği bir yazım diliyle anlatmaya çalışmıştır. Kitap, bu özellikleriyle ilgilenenler için değerli bir kaynak kitap olma özelliği taşımaktadır.
Johnmarshall Reeve Davranış oluşumunda motivasyon süreçlerini ve duyguları anlamayı amaçlayan bu kitap, insan davranışının temellerine ilgi duyan, Psikoloji başta olmak üzere sosyal bilimler alanında çalışan profesyonellerin gerek akademide ders kitabı olarak gerekse alanda bir rehber olarak kullanabileceği niteliktedir.
“Davranış nasıl oluşur?”, “İnsanlar ne ister?”, “Motivasyon ve duygunun altında yatan dinamikler nelerdir?” gibi soruları teorik bakış açılarıyla ele alan Johnmarshall Reeve’in yazarı olduğu bu kitap, dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda; fizyolojik, psikolojik ve sosyal “ihtiyaçlar”ın, davranışın oluşum sürecindeki rolü ele alınmaktadır. İkinci kısım, “Bilişler” başlığı altında, motivasyonun bilişsel süreçlerine odaklanmaktadır. “Duygular” başlığı altındaki üçüncü kısım, duygu-davranış ilişkisinde biyolojik, bilişsel ve sosyal perspektiflerden yola çıkarak güdülenmede duyguların rolünü anlamaya çalışmaktadır. “Uygulamaya yönelik İçerikler” başlıklı dördüncü kısımda ise, kitabın bütününde aktarılan yaklaşımların, eklektik bir bakış açısıyla, alan uygulamalarındaki karşılığı ele alınmaktadır.
Her bölüm içerisinde bulunan tartışma alanlarıyla zenginleştirilen kitapta, alana dair güncel görüşlere de yer verilmektedir. Dolayısıyla bu kitap hem öğrencilere hem de eğitim, sağlık, işletme gibi farklı disiplinlerde çalışan uzmanlar için yararlı bir kaynak niteliğindedir.
Abdul Azim Islahi Hint coğrafyasının son dönem en önemli İslam âlimlerinden, hukukçu ve tarihçilerinden birisi olan Muhammed Hamidullah; Kur'an'ın çevirisine, hadis edebiyatına, Hz. Peygamberin biyografisine, uluslararası İslam hukukuna, İslam politikalarına ve İslam'ın mirasına dair geniş yelpazede birçok çalışma kaleme almış ve önemli bir başvuru kaynağı olmuştur. Fakat çok az kişi Hamidullah'ın modern İslam iktisadının öncülerinden biri olduğunun hatta disiplinin ismi olan "İslam iktisadı" terimini icat eden kişi olduğunun farkındadır. Bu alandaki birçok ilkler ona aittir: modern dönemde faizsiz finans kurumlarının ilk ve en erken kayıtları, İslâmî sigortanın temeli olarak mütekabiliyetin desteklenmesi, mütekabiliyete dayalı İslâmî finans, uluslararası faizsiz para fonunun kurulmasının teklifi, Müslüman ülkelerin para birliği. Hamidullah'ın İslam iktisadı üzerine yazıları çeyrek asırdan daha fazla bir zaman dilimine ve çeşitli dergilere yayılmıştır. Islahi tarafından düzenlenen bu çalışmanın ilk bölümünde Hamidullah'ın hayatı, İslam iktisadına katkısı ve zekâta dair yaklaşımını ele alan yazılar yazar tarafından kaleme alınmış sonrasında ise İslam iktisadı ile ilgili çeşitli konularda Hamidullah tarafından yazılan on üç makaleye yer verilmiştir.
Adem Okutan, Alper Karavardar, Bilal Akkaynak, Ceyda Yerdelen Kaygın,Emine Kaya, Gülşah Karavardar, İpek Cebeci, Kübra Saka Ilgın, Murat Özdemir, Murat Serçemeli, Nevin Özer, Salim Sercan Sarı, Uğur Sevim E-dönüşüm sürecindeki güncel konuların ele alındığı bu kitapta, dijital dönüşümün muhasebe ve finans dünyasında meydana getirdiği değişim ortaya konulmaya çalışılmıştır. Teorik ve uygulamaların yer aldığı bölümlerden oluşan kitapta; e-dönüşüm ilk olarak yönetim ve KOBİ'ler açısından ele alınmış, daha sonra bankacılık, e-finansal ürün ve hizmetler, sanal paralar ve muhasebesi, denetim, siber güvenlik ve e-haciz gibi konular açısından incelenmiştir. Son bölümde ise e-finansla ilgili yapılan çalışmaların bibliyometrik analizine yer verilmiştir.
Seyhan Öztürk Küresel yaşamın gerektirdiklerine uygun olarak, işletme kaynaklarının etkin kullanılması suretiyle işletme amaçlarının gerçekleştirilmesine katkıda bulunarak işletmenin değerini arttırma ihtiyacı güncel iç kontrol uygulamalarının önünü açmıştır. Hem mali tablolarının güvenilirliğini, hem hile olaylarının azaltılmasına yardımcı olma hem de yönetim kararlarının etkinliğini sağlayan iç denetim faaliyetlerinin çeşitli mekanizmalarla güçlendirilmesi iç kontrol değerlendirmelerinin önemini daha da arttırmaktadır. İyi bir iç kontrol mekanizması oluşturulması ve değerlendirilmesi için de öz değerlendirme kontrolü tekniği kullanılmaktadır.
Bu bağlamda hile, muhasebe hilesi, iç kontrol sistemi ve kontrol öz değerlendirme konularını detaylandıran bu kitabın ilgilenen araştırmacılara, muhasebe meslek mensuplarına, denetçilere faydalı olması hedeflenmektedir.
Hüseyin Ali Kutlu Küreselleşme, yeni ekonomi, karmaşık ekonomik ilişkiler, enformasyon ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler sonucunda muhasebe uygulamalarının önemi gittikçe artmaktadır. Muhasebenin sosyal sorumluluk anlayışıyla ve objektif kriterlerle uygulamaya geçirilebilmesi meslek ahlakı anlayışının genel kabul görmesiyle mümkün olacaktır.
Muhasebe Meslek Ahlakı isimli bu kitapta; etik ve ahlak kavramları, etik ikilemler, etik karar verme süreçleri, meslek ahlakı, muhasebeye yön veren olay ve kurumlar detaylı bir şekilde ele alınmakta, muhasebe meslek ahlakı teori ve ilkeler ışığında açıklanmaktadır.
Melik Ertuğrul Muhasebe verilerinin hisse senetleri üzerindeki etkileri ve açıklayıcılığı, değer ilişkisi olarak adlandırılmaktadır. Özellikle 1960'lı yılların ikinci yarısından itibaren sıklıkla irdelenen bir konu olan değer ilişkisi, sermaye bazlı muhasebe kalitesi araştırmalarının temel odak noktalarından biri olarak ön plana çıkmaktadır. Bu kitap, MİST (Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye) ülkelerinde borsaya kote işletmelerin değer ilişkilerinin çeşitli finansal kaldıraç seviyelerine göre zaman içindeki değişimlerini inceleyerek her alt örneklem için detaylı sonuçlar ortaya koymaktadır.

Melik Ertuğrul'un değer ilişkisi konusunda yazdığı bu eserin, konunun yakın kullanıcısı olacak sermaye piyasası çalışanlarının özellikle okumaları gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ülkemiz bilim insanlarının son yıllarda 'kendi bakış açımız' ile dünyayı görmeye başladığının somut örneklerinden olan bu eser, artık bu coğrafyadan dünyaya aktarmaya başladığımız özgün bilgilere dair somut bir katkı örneği olarak değerlendirilmelidir.
Prof. Dr. Melih BULU, İstinye Üniversitesi Rektörü

Değer ilişkisi (value relevance); özellikle son 10 yılda, finansal raporlama standartlarına olan ihtiyaç ve bu konudaki düzenlemeler de dikkate alındığında muhasebe kalitesi ile ilgili yapılan bilimsel çalışmaların odaklandığı bir kavram hâline gelmiştir. Konuya dünyanın farklı ülkelerinde farklı açılardan yaklaşılmıştır. Bu konuda dilimize kazandırılmış en önemli eserlerden biri olduğuna inandığım bu kitapta; özellikle kavramsal olarak değer ilişkisi ile muhasebe kalitesi bağlantısı çok net ortaya konmuş ve MİST ülkeleri bazında yapılan ekonometrik analizlerle de bu ülkelerdeki geçerliliği sınanmıştır. Muhasebe teorisi konusunda çalışanlara, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine ve konu ile ilgili araştırma yapmaya ilgi duyan akademisyenlere çok faydalı olacağına eminim.
Prof. Dr. Volkan DEMİR, Galatasaray Üniversitesi İİBF Dekanı
Destan Halit Akbulut İhtiyatlılık kavramı muhasebe ve finansal raporlama temelinde önemli bir yer tutmakta ve gelişimi, muhasebe tarihinde uzun yıllara dayanmaktadır. İhtiyatlılık kavramının muhasebe ve ölçme yöntemlerindeki rolü ve önemi konusunda birçok çalışma bulunmaktadır. Geçtiğimiz 20 yıldaki ampirik araştırmalar incelendiğinde kavramın birçok farklı alanda şirketlerin daha iyi finansal çıktılara ulaşmasını sağladığı görülmüştür.
İhtiyatlılık kavramının muhasebe alanında gerek ampirik çalışmalar içerisinde, gerek uluslararası raporlama standartları kavramsal çerçevesi, gerekse muhasebe alanının teorik yapısının oluşmasında önemli yere sahip olduğu çok boyutlu olarak incelenmiştir. İncelenen güncel konular arasında borç sözleşmeleri açıklamaları, kriz dönemlerinde bankaların kredi kapasiteleri ve sürdürülebilirlik raporlaması özellikle dikkat çekmektedir.
A. Selçuk Köylüoğlu Epidemics have been mentioned frequently throughout history. COVID-19 is one of these diseases that causes disruptions in social, economic and cultural activities and completely upsets the flow. It first appeared in Wuhan, China, and then spread all over the world. Therefore, it was declared a "pandemic" by the World Health Organization on March 11, 2020. The fact that this newly emerged virus spreads easily from person to person is the most important criterion in this decision. The Covid-19 epidemic has deeply affected the education, economy and social dynamics of the population, especially the health sector. It has started to be discussed by all segments of society, especially in business and academic life. Therefore, scientists who continue their activities in different scientific fields such as health sciences, social sciences and engineering sciences have made theoretical and practical contributions to the subject both in the national and international arena.
This book, which was created by scientists from various disciplines in which the different effects of the pandemic process were investigated, was prepared with the contributions of 11 different authors who continue their academic activities at Selcuk University. I would like to take this opportunity to thank the authors who contributed sincerely and hope that the work will be useful to all readers.
Cemile Aktuğ, Ersin Diker, Ertuğrul Hatipoğlu, Ezgi Atalay, Fatih Işık, Gülin Yazıcı Çelebi, Halil İbrahim Zeybek, Hikmet Akyol, Huri İlyasoğlu, İbrahim Yücel, İlter Kutlu Hatipoğlu, Kaan Gez, Kenan Bülbül, Merve Karaer, Murat Semerci, Müge Yılmaz, Nilgün Ulutaşdemir, Nurçin Küçük Kent, Nurşen Kulakaç, Onur Doğan, Öznur Çınar, Pınar Kurt, Selim Eraslan, Sevil Cengiz, Sunay Güngör, Süleyman Şüküroğlu, Tuba Eda Arpa Zemzemoğlu, Tuğba Türkkan Afetler, tarih boyunca insanlığı etkileyen ve önemli sorunlara yol açan olaylardır. "Multidisipliner Açıdan Afetler" kitabı, bu karmaşık fenomeni ele alarak afetlerin çeşitli yönlerini disiplinler arası bir perspektifle incelemektedir. Kitap; coğrafya, sosyal hizmet, sağlık yönetimi, psikoloji, sosyoloji ve ekonomi gibi farklı disiplinlerden gelen uzmanların katkılarıyla zenginleşmiştir.
Bu kitap, afetlerin sonuçlarının yalnızca fiziksel yıkımlarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda psikososyal, çevresel ve ekonomik sonuçları da içeren geniş bir yelpazede etkide bulunduğunu ortaya koymaktadır. Kitap, afetlere hazırlıklı olmanın ve bu durumlarla başa çıkmanın multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayarak okuyuculara geniş bir bakış açısı sağlamaktadır. Ayrıca afet sürecinin etkin şekilde yönetimi açısından çok disiplinli bir yaklaşımın önemine dikkat çekmektedir. "Multidisipliner Açıdan Afetler" hem akademisyenlere hem de afet yönetimi profesyonellerine, bu karmaşık sorunu daha iyi anlamak ve yönetebilmek üzere kullanışlı bir kaynak sunmaktadır.
“Multidisipliner Açıdan Afetler", afet yönetimi uzmanları, araştırmacılar ve ilgili alanlarda çalışan profesyoneller için değerli bir kaynak olup aynı zamanda genel okuyuculara da afetlerin karmaşıklığını anlama ve önleme konularında bilgi sağlamaktadır. Kitap, okuyuculara bu küresel sorunla başa çıkma konusunda bilinçli ve etkili bir şekilde hareket etme yetisi kazandırmayı hedeflemektedir.
Aslıhan Çakıcı, Betül Ayça, Esma Deniz Yılmaz, Gökçe Çiçek Ceyhun, Gülay Coşkun Kasap, Gülşah Özdemir, H. Handan Öztemiz, Hakan Özcan, Halil Karlı, Hüseyin Can Çakıcı, İbrahim Uzpeder, Mehmet Tanyaş, Nihan Özkan, Nilüfer Rüzgar, Önder Ulu, Ramazan Yıldız, Sabire Yazıcı, Serkan Özdemir, Sevgi Sezer, Yunus Emre Sürmen 2000'li yıllarda sıkça duyulmaya başlayan lojistik kavramı, Covid-19 süreciyle birlikte ekonomi, politika, dijitalleşme ve yönetim alanlarında kilit bir rol üstlenmiştir. Lojistik, ürün, hizmet ve bilgi akışının başlangıç noktasından tüketildiği son noktaya kadar etkin ve verimli planlanması, uygulanması ve kontrolü olarak tanımlanır. Uluslararası lojistik, taşıma, depolama, envanter yönetimi, gümrük süreçleri, ambalajlama, sigortalama ve talep yönetimi gibi hizmetleri kapsar. Bu hizmetlerden birindeki aksama, uluslararası ticareti sekteye uğratabilir. Ayrıca uluslararası lojistik, küresel ticaret ve uluslararası ilişkilerde önemlidir. Son yıllarda teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme, akıllı depo sistemleri, bilişim sistemleri ve drone taşımacılığı gibi yeniliklerle lojistiğin önemini artırmıştır. Bu süreçte tedarik zinciri yönetimi ve nitelikli iş gücünün önemi nedeniyle insan kaynakları yönetimi de kritik rol oynamaktadır.
Ali Murat Alparslan, Seher Yastıoğlu, Mehmet Ali Taş Pragmatizm akımının önerdiği yolda yürüyerek oluşturulan bu eser, doğrudan sahanın sesine kulak vererek sistematik bir derleme ile sunulan, günümüz yöneticilerinin çalışanlarını nasıl mutlu edebileceklerine dair açık bir reçete niteliğindedir. Bu reçete; işyeri mutluluğunun ne anlama geldiği, çalışanları mutlu ve mutsuz eden yönetici davranışları, çalışanları mutlu eden geri bildirimlerin özellikleri ve doğrudan geribildirim söylemleri (kelime ve cümleler) ve arzu edilen yönetici erdemlerine dair 2000 kişinin üzerinde yapılan ve keşifsel nitelik taşıyan araştırmalar ile oluşturulmuştur. Bu yüzden sahadaki yöneticilere katkısı oldukça güncel gerçekler üzerinedir. Bu çalışmanın oldukça önemli bir katkısı da çalışan mutluluğu/ıyi oluşu üzerine araştırma yapan/yapmayı düşünen araştırmacılaradır. Keşifsel bir bakış açısına sahip olan araştırmalarımız; önemli boyutlandırmalar, modellemeler ve isimlendirmeler oluşturmuştur. Tüm bu bulgular, nicel araştırmalarla; nice yeni modellemelere, ölçek geliştirme çalışmalarına ve teorik zeminlere altyapı niteliğindedir.
Bu yüzden eserin güncel olarak sahanın nabzı ile, teorik bir zemin dahilinde, sistematik boyutlandırmalar üretmesi, hem sahaya hem de akademik araştırmalara somut katkılar sunmaktadır. Mutluluğun performanstan öte insan için, insanlık için üretilmesi ve paylaşılması dileği ile...
Osman Okka Bu kitabın hazırlanış amacı, mühendislere ekonomi ve işletme konusunda paranın zaman değerini ve uygulanan projelerin nakit akımlarının hesaplanmasını göstermek ve diğer projelerle mukayese etme durumunda kullanılacak metotları sunmaktır. Çünkü, yapılan her harcamanın, her kararın ve her yatırımın arkasında bir mali cephe vardır. “Mühendislik Ekonomisine” kitabı; mühendisler, işletmeciler, iktisatçılar, yatırımcılar, bankacılar, kısacası para ile işi olan herkesin rahatlıkla yararlanabileceği bir kaynak çalışma özelliği taşımaktadır.

İÇİNDEKİLER

1. BÖLÜM
MÜHENDİSLİK EKONOMİSİNİN MAHİYETİ VE TEMEL KAVRAMLARI

2. BÖLÜM
MÜHENDİSLİK EKONOMİSİNDE OPTİMİZASYON

3. BÖLÜM
MALİYET KAVRAMLARI VE ANALİZLERİ

4. BÖLÜM
HÂLİHAZIR SEÇİMLERDE EKONOMİK DAVRANIŞ

5. BÖLÜM
PARA-ZAMAN İLİŞKİLERİ VE NAKİT AKIMLARININ MUKAYESESİ

6. BÖLÜM
PROJE TUTARININ HESAPLANMASI

7. BÖLÜM
PROJEYE AİT NAKİT GİRİŞLERİNİN HESAPLANMASI, AMORTİSMANLAR VE VERGİLER

8. BÖLÜM
DEĞERLEME METODLARI

9. BÖLÜM
DEĞERLEME METODLARININ KULLANILMASIYLA
İLGİLİ ÖZEL DURUMLAR

10. BÖLÜM
YENİLEME YATIRIMLARI

11. BÖLÜM
YATIRIM PROJELERİNDE KURULUŞ YERİNİN TESBİTİ
12. BÖLÜM
ENFLASYONUN YATIRIM PROJESİNE ETKİLERİ

13. BÖLÜM
RİSK - BELİRSİZLİK VE OLASILIK TEORİSİ

14. BÖLÜM
PROJE DEĞERLENDİRİLMESİNDE KARAR AĞACI TEKNİĞİNİN KULLANILMASI

15. BÖLÜM
BAZI OLASILIK DAĞILIMLARININ YATIRIM PROJELERİNDE KULLANILMASI


16. BÖLÜM
PROJELERDE TAHMİNLEME

17. BÖLÜM
RİSK VE BELİRSİZLİK KLASİK ANALİZ METODLARI

18. BÖLÜM
FAYDA TEORİSİNİN YATIRIMLARININ SEÇİMİNDE UYGULANMASI

19. BÖLÜM
SERMAYE MALİYETİ VE TERMİN PLANI

20. BÖLÜM
KAMU PROJELERİNİN DEĞERLEMESİ

21. BÖLÜM
YATIRIM PROJELERİNİN HAZIRLANMASINDA DOĞRUSAL PROGRAMLAMANIN UYGULANMASI

22. BÖLÜM
YATIRIM PROJELERİNİN HAZIRLANMASINDA TAM SAYILI (İNTEGER) PROGRAMLAMA METODUNUN KULLANILMASI

23. BÖLÜM
PROJELERİN MİLLİ EKONOMİ AÇISINDAN

24. BÖLÜM
FİRMALARDA TEKNOLOJİ TRANSFERİ VE EKONOMİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ


Osman Okka Kendi alanında teknik bilgi ve uzmanlığa sahip; insan, makine teçhizat, malzeme, ekipman ve prosesleri kullanmak suretiyle işletmede mal ve hizmet üreten teknik eleman olarak mühendisin amacı; malzeme, kaynak, zaman, teknoloji gibi girdileri kullanmak suretiyle maksimum üretimi elde etmektir.
Sınırlı ve belli bir maliyete sahip kaynakları optimal kullanılamadığı ve mümkün olan en yüksek değerler üretilemediği sürece bir firma, pazarda rakipleri karşısında başarısız olur ve belki de pazardan çekilmek zorunda kalır. Kaynakların optimal kullanılması için firmanın önemli bir teknolojiye sahip olması, teknolojik gelişmesini devamlı süreç hâline getirmesi ve teknoloji konusunda rakiplerinin önünde olması gerekir. Firmada kaynakların kullanılmasıyla ilgili her kararın ekonomik bir yönü vardır. Kaynakların prodüktif yani verimli kullanılması, maksimum getiri sağlaması gerekir. Bu sebeple mühendis, yönetimin yanında ve kendi alanında kaynakların verimli kullanılması için bütün tedbirleri almak ve gerekli yöntemleri uygulamak zorundadır. Alınan ekonomik kararlar kısa ve uzun dönemli olabilir, yapılan harcamalar da kısa ve uzun dönemli olacaktır. Eğer ekonomik kararlar kısa dönemliyse yani bir yılı kapsıyorsa bunlar gelir harcaması, bir yılın ötesini kapsıyorsa yatırım harcamasıdır.
Mühendis; gelir harcamalarını ve yatırım harcamalarını nasıl yapacak, bu harcamalarda nasıl tasarruf sağlayacaktır? İşte bu konular mühendislik ekonomisinin konularıdır. Kaynakların etkin kullanımı, projelerin hazırlanması, yatırımların yapılması, projenin yürütülmesi ve işletmeye açılması ve benzeri süreçler firmanın hayatı boyunca devam eder ve projenin her safhasında mühendis yerini alır. Bu bakımdan bir mühendisin “Mühendislik Ekonomisi” bilgileriyle donatılması ve rasyonel hareket etmesinin sağlanması çok önemlidir. Bu eser size bu bilgileri vermeyi amaçlamaktadır.
Abdul Azim Islahi İslam İktisat Düşüncesi Tarihi serisinin beşinci kitabı olan bu çalışma, Islabi'nin erken dönem Müslüman âlimlerin iktisadi görüşleri üzerine yaptığı araştırma serisinin devamı niteliğinde olup, Tunus, Suriye, Yemen ve Mısır bölgelerinden Müslüman âlimlerin iktisat düşüncesini araştırmaktadır. Çalışma için Tunus'tan Hayreddin Paşa ve Muhammed Bayram El-Hâmis, Suriye'den İbn Âbidîn ve Abdurrahman Kevâkibî, Yemen'den Muhammed Alî Şevkânî ve son olarak Mısır'dan Rifâa Tahtâvî, Muhammed Abduh, Ali Paşa Mübârek ve Abdullah Nedîm gibi çeşitli uzmanlık alanlarını temsil eden kişiler seçilmiştir.
Kökleri İslam'ın temel kaynaklarına kadar ulaşsa da İslam iktisadı disiplininin modern gelişimi temelde bir 20. yüzyıl fenomenidir. Bir önceki yüzyıl olan 19. yüzyıl, Arap dünyası ve Batı medeniyeti arasında başlayan etkileşim nedeniyle önceki yüzyıllardan farklı ve ayırt edicidir. Bu manada Islahi'nin 19. yüzyılda yaşamış Müslüman Arap âlimlerin iktisat düşüncelerini incelediği bu çalışması, iktisadi düşünce tarihi alanına yapılmış çok ciddi bir katkıdır. Eser, bu alana ilgi duyan herkesin severek okuyacağı bir içeriğe sahiptir.
Melih Turan Finansal hizmetlerin çeşitlenmesiyle birlikte finansal okuryazarlık önem kazanmaya başlamıştır. Günümüzdeki finansal araçlar hem çoğalmış hem de karmaşıklaşmıştır. Bu araçları öğrenmek ve kullanmak hem zaman hem de bilgi açısından emek istemektedir. Bu duruma İslamî finans açısından bakıldığında ise farklı unsurlar ortaya çıkmaktadır. Bu kitap, bir Müslümanın kazancından harcamasına, yatırımından genel para yönetimine kadar olan süreci İslamî finans bağlamında gözden geçirmektedir. İslamî finansal okuryazarlığa katkı sağlamak amacıyla kaleme alınan bu çalışmada bir Müslümanın İslam’ın ilkeleri ve esasları ışığında günümüz finansal yönetimine uçtan uca ışık tutmaya çalışılmaktadır. Kazanç elde ederken, harcarken, yatırım yaparken ve tüm para yönetimini kapsayan özellikle günümüzde var olan katılım bankacılığı, sermaye piyasası yatırımları, finansal teknolojiler (fintek), kitle fonlama, sigorta, bireysel emeklilik gibi finansal işlemlerde bir Müslümanın yaklaşımının nasıl olabileceği ele alınmaktadır.
Abdul Azim Islahi Bu kitap, iktisat alanında medeniyetler arası diyalog için ortak bir zemin arayışına binaen hazırlanmıştır. Bu nedenle, özellikle iktisadi düşünce alanında, İslam medeniyeti ve Orta Çağ Avrupa kültürünün çok boyutlu bağlarına ve birbirleriyle olan etkileşimlerine delil niteliğindedir. Müslüman ilim adamlarının felsefe, bilim, matematik, tıp, coğrafya, tarih, sanat ve kültür alanında Orta Çağ Avrupası üzerindeki etkileri ayrıntılı bir şekilde belgelenmiş ve ilgili konuların çevrelerinde bilinmektedir. Ancak, iktisadi düşünce ve kurumlar üzerindeki etkisi henüz tam olarak araştırılmamış ve kabul de görmemiştir.
Islahi’nin eseri bu bağlamda önemli bir girişimdir. Abdul Azim Islahi, Batılı bilim adamlarının son yıllarda Müslümanların iktisada katkıda bulunduğu yönündeki değişen eğilimlerini ve Avrupa Rönesansı’ndaki Müslüman entelektüel mirasa borçluluk hissinin arttığını gözler önüne sermektedir. Bu eğilim yalnızca iktisadi düşünce tarihinde daha önceki yazarlar tarafından oluşturulan boşluğu kapatmakla kalmayıp, aynı zamanda Doğu ile Batı arasındaki anlayışı artıracak, akademik ve entelektüel düzeyde etkileşimi kolaylaştıracaktır.
Murat Başal Uzmanca çalışma sonucunda yazımı gerçekleştirilen bu kitap, gerek akademik gerekse iş sektörüne yönelik etkili bir kaynak olarak kullanılabilecektir. Müşteri odaklı işletme oluşturmak isteyen firmaların sormak istedikleri tüm sorulara karşılık gelecek türde kaynak oluşturacaktır. Müşterideki güvenin artışı, yapılan geri bildirimlerin dikkate alınmasıyla yakından ilişkilidir. Kârlılığını artırarak doğru bir ilerleme sağlamak, müşteriyi doğru anlamak ve ona etkili biçimde yaklaşmakla mümkündür.
Beyza Gültekin, Üzeyir Kement Geçmişi oldukça eskilere dayanan müşteri ilişkileri yönetimi, günümüzde de oldukça dikkat çekici bir alandır. Buna rağmen, ülkemizde konuya ilişkin akademik çalışmalar sınırlıdır. Dolayısıyla bu kitap, müşteri ilişkileri yönetimi kapsamındaki kavramları ayrıntılı biçimde açıklanması ve bu kavramların bir arada verilmesi ile literatüre ve uygulayıcılara katkıda bulunmaktadır. Sir Winston Churchill'in "Ne kadar geriye bakabilirseniz, o kadar ileriyi görebilirsiniz" ifadesinde belirttiği gibi, konu ile ilgili geçmişte yapılan araştırmalardan yararlandık.
Bu araştırmalara göre, müşteri ilişkileri yönetimi, pazarlama anlayışlarından ilişki pazarlaması ile bağlantılıdır. Bu nedenle, bu kitapta öncelikle pazarlama anlayışları ve bu anlayışlardan ilişki pazarlaması ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır. Daha sonra, müşteri ilişkileri yönetimi kapsamındaki tatmin, sadakat, değer, deneyim, veri tabanı ve ölçümün yanı sıra etik ve yasal konular gibi temel kavramlar da açıklanmaktadır. Ele alınan kavramlar, uygulamadaki örnekleri ile sunulmaktadır.
Bekir Özkan, Buket Bora Semiz, Deniz Akgül, Esen Şahin, Fahri Apaydın, Filiz Eren Bölüktepe, Hayriye Nur Başyazıcıoğlu, İbrahim Aydın, Leyla Leblebici Koçer, Meftune Özbakır Umut, Metin Sürme, Murat Toksarı, Umut Kubat Dokumacı, Vildan Güneş, Yasemin Yavuz, Yasin Aksoy Müşteri Şikâyet Yönetimi kitabı, iş dünyasında ve pazarlama alanında büyük bir boşluğu doldurmak için hazırlanmıştır. Müşteri şikâyetlerinin şirketler için öneminin yeterince anlaşılmadığı ve müşteri şikâyetlerinin bir yönetim süreci olarak ele alınmadığı görüldüğünden böyle bir kitap hazırlanarak müşteri şikâyetleri yönetimsel bir süreç olarak geliştirilmiştir. Kitabın hedef kitlesi oldukça geniştir ve farklı kitlelerin bu kitaptan büyük oranda yararlanacakları düşünülmektedir. Bu kitapla öncelikle iş dünyasındaki yöneticiler ve çalışanların müşteri şikâyetleri ile ilgili bilgileri geliştirilmektedir. Ayrıca tüketimleri esnasında mağdur olan tüketiciler de bu kitaptan yararlanabilirler. Kitapta tüketici hakları geniş bir şekilde incelenerek ve şikâyet süreci etraflıca anlatılarak tüketicilere yön gösterilmektedir. Kitap aynı zamanda müşteri ilişkileri yönetimi konusunda da önemli bilgileri ihtiva ettiğinden çeşitli pazarlama derslerinde kaynak kitap olarak kullanılabilir. Kitabın hazırlanışında araştırmacılar da hedeflenerek onlara da müşteri şikâyetleri gibi önemli bir konuda araştırma yapmalarına katkıda bulunacak öneriler de sunulmaktadır.
Bu kitabın hazırlanmasında kapsamlı bir yazın taraması yapılmıştır ve müşteri şikâyet yönetimiyle ilgili çok az araştırma yapıldığı görülmüştür. Müşteri şikâyet yönetiminin yazında yeterince ve kapsamlı bir şekilde ele alınmadığı ve nasıl olması gerektiği konusunun da incelenmediği belirlenmiştir. Bu boşluğu doldurmak için müşteri şikâyet yönetiminin farklı boyutları ayrı bölümlerde detaylıca işlenerek pazarlama alanına büyük bir katkı sağlanmaktadır. Kitap, 15 bölümden oluşmakta ve 14 farklı üniversiteden pazarlama alanında uzman akademisyenler tarafından müşteri şikâyet yönetiminin değişik boyutları kitapta detaylıca anlatılmaktadır. Bu özelliği ile kitap, pazarlama yazınında müstesna bir yere konumlanmaktadır. Kitap, müşteri şikâyet yönetimini yönetimsel bir süreç alarak ele almakta ve bu sürecin etkili ve etkin bir şekilde nasıl yürütülebileceğini açıkladığından pazarlama alanındaki önemli bir boşluğu doldurmaktadır.
İbrahim Külünk Neden Mucize?
Tarih boyu birçok işgal, sömürge ve çatışma gördüler. İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonomileri çökme noktasına geldi. İşgal ve sömürge altında bölündüler,
Tayvan, Çin ve Japonya'nın, Singapur, İngiltere ve Japonya'nın, Kore, Sovyet Rusya ve ABD'nin hegemonya sahası oldu.
Bu ülkeler 1950'lere kadar ekonomik, sosyal ve siyasi olarak derin bir buhran yaşıyorlardı. 1948'de Güney Kore, 1965'te Singapur bağımsızlıklarını kazandıklarında dünyanın birçok ülkesinden daha kötü durumda olan ekonomileri sadece 25 yılda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasına girdi. Sadece 16 ülke tarafından tanınan Tayvan, Türkiye de dahil dünyanın birçok ülkesi tarafından ülke olarak tanınmıyor. Siyasi statüsü uluslararası alanda tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Ancak yine de Tayvan'ın Çin'den bağımsız olarak 1960 sonrası ekonomik gelişim serüveni onu özel kılıyor.
Teknolojik yenilik, Ar-Ge faaliyetleri, ürün geliştirme, ürün çeşitliliği, ihracata dayalı sanayileşme, Devlet destekli kalkınma politikaları ile bu ülkeler gelişme aşamasında olan birçok ülkeye de örnek gösterilmişlerdir. Yine bu ülkelerin ekonomik modellerinin başka ülkelere de uygulanabilirliği tartışma konusu olmuştur. Bunun nedeni, özellikle 1965- 1990 dönemindeki istikrarlı büyüme süreçleridir.
Bu ülkelerin ekonomik başarısını mucize olarak nitelendiren küresel kurumlar her ne kadar bu tabirden vazgeçmiş gibi görünse de teknolojik ilerlemenin ve küreselleşme sürecine kendilerine özgü bir model ile dahil olmalarının daha çarpıcı bir tarifini bulmak zordur.
Selim Coşkun - Hakan Dulkadiroğlu Performans yönetimi, kamu sektörü ve özel sektörün vazgeçemediği önemli bir insan kaynakları uygulamasıdır. İyi kurgulanmış ve işleyen bir performans yönetim sistemi; çalışanlar ve memurların liyakatlerine göre atanmasına, motivasyonları ile iş tatminlerinin artmasına ve yetiştirilmelerine imkan sağlayacaktır. Performans yönetim sistemini başarılı bir şekilde uygulayan kurumlar da daha başarılı bir şekilde hedeflerine ulaşabileceklerdir.
Kurumlar, performansın önemi ve faydaları konusunda genellikle hemfikir olmakla birlikte kurumlarda iyi bir performans yönetim sisteminin nasıl kurulacağı konusunda yeterince yol gösterici kaynak bulunmamaktadır. Elinizdeki bu kitap, özellikle performans yönetim sistemi kurmak isteyen kamu kurumlarının ihtiyacını karşılamak üzere, yazarlarının teorik ve pratik bilgilerini harmanlayarak hazırladığı bir çalışmadır.
Sharan B. Merriam Son çeyrek yüzyılda, nitel araştırma yöntemlerini konu edinen birçok makale ve kitap yazılmıştır. Bir başka ifadeyle -güncel bir paradigma olarak- nitel araştırma akademik çevrelerde giderek önem kazanmaya başlamıştır. Yeniden gözden geçirilmiş ve yayıma hazırlanan bu klâsik kitap; nitel araştırmaların desenlenmesi, verilerin toplaması, analiz edilmesi ve raporlanması hususunda başta akademisyenler olmak üzere bütün araştırmacılar için bilgiler veren bir başucu kaynağı niteliğindedir. Diğer yandan nitel araştırma paradigmasının teorik ve felsefî temelleriyle ilgili okuyucuya farklı bakış açıları kazandırması bakımından dikkate değer bir çalışmadır.
Özetle, bu kitapta, nitel araştırma hakkında aradığınız her şeyi öz ve anlaşılır bir şekilde bulabilirsiniz. Ayrıca, bu eser, yüksek lisans, doktora tez çalışmaları yapan öğrenciler ile araştırma projeleri hazırlayanlar için bir rehber niteliği taşımaktadır.
Joseph A. Maxwell İnformel bir dille -serbest jargonla- yazılan Nitel Araştırma Tasarımı: Etkileşimli Bir Yaklaşım nitel araştırma planlaması için araştırmacılara ve öğrencilere kullanışlı ve adım adım rehberlik sağlamaktadır. Bu, tasarımın bileşenlerinin birbirleri ile nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gösterir ve temel tasarım konularına dikkat çekerek bu bileşenler arasında pratik ve tutarlı ilişkilerin oluşturulmasını sağlayan bir strateji sunar. Eser lineer ya da tipolojik bir yapıdan ziyade araştırma tasarımı ve araştırma önerisi yazımı için oldukça uygun sistematik bir yapıya dayanan orijinal ve yenilikçi bir model önermektedir.
“Eser, inanılmaz derecede kullanışlı ve ilgi çekici. … Ayrıca bünyesinde nitel araştırmanın merkezinde yer alan ve henüz ‘herkese açık’ ortamlarda açıkça tartışılmamış birçok konuyu barındırmakta.”
David Carlone, North Carolina Üniversitesi, Greensboro
Ben özellikle öğrencilerin nitel araştırma tasarımı ile daha gerçekçi bir şekilde ilgilenmesine katkı sunacağını düşündüğüm etkileşimli odaklanmayı beğendim. Kuşkusuz bu özellik eserin bir kılavuz kitap olmasını sağlamaktadır ve yazarın eserde kapsamlı teori tartışmaları yerine oldukça yararlı içeriklere, alıştırmalara, görüş ve örneklere odaklanmasını değerli buluyorum.
Hüseyin Özer Bu çalışma hem teori hem de uygulama konusunda ilgili alanda önemli bir boşluğu dolduracak niteliktedir. Özellikle gölge bağımlı değişkenli modeller konusunda Türkçe literatüre büyük bir katkı sağlamaktadır. Nitel değişkenli ekonometrik modellerin tanıtıldığı bu çalışmada temel amaç, üniversite öğrencilerinin cep telefonu sahipliğini belirleyen sosyo-ekonomik ve demografik faktörlerin neler olduğunu ve bu faktörlerin cep telefonu sahiplik olasılığını nasıl ve hangi yönde etkilediğini belirlemektir. Kitabın, hem konuyla ilgili öğrencilere hem de araştırmacılara yararlı olacağına inanıyoruz.
Şükrü Arslan, Osman Özdemir, Ali Toker, Bülent Demirağ, Cesim Behremen, Damla Yılmazoğlu, Güneş Açelya Sipahi, Murat Fatih Tuna, Rıdvan Kocaman, Selçuk Efe Küçükkambak, Ahmet Neca Gökgül, Gökhan Alper Figen, Fatma Kömürcüoğlu Soytürk, Merve Kaplan, Evren Bilge Kutlay Son yıllarda dijitalleşmenin de artan etkisiyle birlikte sürekli olarak evrilen tüketici davranışlarına ilişkin önemli içgörüler elde etmenin önemli bir yolu, pazarlama araştırmalarında multidisipliner yöntemleri daha sık kullanmaktan geçmektedir. Nörobilimin de bir parçası olarak düşünülebilecek olan nöropazarlama araştırmaları yöntemleri sayesinde tüketici davranışlarına ilişkin önemli ipuçları sağlayan biyometrik ve nörometrik bulgular elde edilebilmektedir.
Nöropazarlama üzerine kavramsal ve teorik içerikler sunan bilimsel bir kaynak niteliğindeki bu kitap ile özellikle ulusal çapta henüz emekleme aşamasında olan nöropazarlama literatürüne ve araştırmacılarına katkı sağlanması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda etik, tüketici karar süreçleri, duygular ve beyin, renkler, müzik, marka, alışveriş, sosyal medya, paylaşım ekonomisi, kâr amaçsız örgütler ve kamu politikaları gibi başlıklar ile nöropazarlama araştırmalarının ilişkisi, alanında uzman akademisyenler tarafından ele alınmıştır.
Bezgin Leyla, Kılıç Sabiha. Pazarlama araştırmacılarının tüketicilerin çeşitli özelliklerini dikkate alarak gerçekleştirdikleri faaliyetler ürün ve hizmet satışlarının artırılmasında önemli bir yere sahiptir. Bu özelliklerin arasında tüketici davranışlarını belirleyebilmek amacıyla kullanılan demografik faktörlerden yaş en etkili unsurlardan biridir. Dolayısıyla aynı yaş grubuna hitap eden ürünlerin sunulmasında o yaş grubunun kişilik özelliklerinin dikkate alınması, yaş gruplarının birbirinden ayrılmasına ve çeşitli kuşakların oluşmasına neden olmuştur. X, Y, Z gibi çeşitli isimlerle adlandırılan bu kuşaklar farklı kişilik özelliklerine sahiptirler. Farklı özellikler gösteren bu kuşakların algıladıkları marka imajı ve kalitesi farklılıklar gösterebilmektedir.
Bu amaçla kitabın araştırma bölümünde öncelikle X, Y, Z kuşağı tüketicilerinin marka denkliği ögelerini algılama düzeyleri belirlenmiştir. X, Y, Z kuşağı tüketicilerinin marka denkliği ögelerini içinde bulundukları kuşağa göre farklı olarak algıladıkları ve böylece bu algı farklılıklarının yeniden satın alma kararlarını farklı düzeyde etkilediği varsayılmaktadır. Günümüzde klasik araştırma yöntemleri arasında yer alan anket tekniğine dayalı tüketici araştırmaları yaygın olarak kullanılmakta olup, çağdaş araştırma yöntemlerinden biri olan nörogörüntüleme teknikleri de giderek artan oranda kullanılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda kitapta, X, Y, Z Kuşakları, Marka Denkliği Ögeleri, Yeniden Satın Alma Kararı anket ve nörogörüntüleme tekniklerinden Elektroensefalografi (EEG) ve Göz İzleme tekniği kullanılarak incelenmektedir. Kitap, nöropazarlama konusunda araştırma ve çalışmalar yapan akademisyenler, profesyoneller ve iş adamları için yol gösterici kaynak niteliği taşımaktadır.
Emre Öztürk Bugün, nörososyoloji ve nöropragmatizm, sosyal araştırmanın mahiyetini farklı kaynaklarla güçlendirme ve daha canlı, daha diri ve daha etkili söylemlerle ayağa kaldırmak adına oldukça önemli gündem maddeleri sunan özgün iki başlık olarak öne çıkıyor. Nörososyoloji, nörobilimsel incelemelerin son derece gelişkin olduğu çağımızda, sosyolojiyi nörobilimlere yaklaştırmanın avantajları üzerinde odaklanırken sosyolojiye yeni teorik ve pratik açılımlar kazandırmanın yollarını sorgulamaktadır. Nöropragmatizm ise bir yandan felsefeyi nörobilimlerle birlikte düşünmenin indirgemeci olmayan alternatiflerini üretirken öte yandan nörobilimleri de insanı pragmatist felsefe ışığında etkileşimsel bir vukufla anlamaya davet etmektedir. Bu kapsamda elinizdeki metin; nörososyoloji ve nöropragmatizmi anlamak, temel içerimlerini yansıtmak, öne çıkan tezlerini tartışmaya açmak ve nörobilim incelemelerini sosyoloji ve felsefenin teorik mirasıyla birlikte değerlendirme iddialarında ne ölçüde başarılı olduklarını sorgulamak maksadındadır.
Gamze Sart Yüksek öğrenim, ülkelerin bir yandan insan kaynağının nitelikli hale gelmesini sağlarken diğer yandan evrensel bilimsel bilginin üretilmesine katkı yapmaktadır. Evrensel bilgi ve nitelikli insan kaynağı ise ülkelerin ve firmaların küresel rekabet güçlerinin korunması ve yükseltilrmesinde hayati öneme sahip iki faktördür. Bu bağlamda bu çalışmada yükseköğrenim ve ülkelerin küresel rekabet gücü arasındaki ilişki hem teorik hem de uygulamalı olarak OECD ülkeleri özelinde incelenmiştir.
Vedat Sağlam, Murat Sağır, Erdinç Yücesoy Bu kitap; üniversitelerin başta İstatistik, Matematik ve Matematik Eğitimi bölümleri olmak üzere Bilgisayar Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Harita Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Uzay Bilimleri ve Havacılık Mühendisliği, Uçak Mühendisliği ve Ekonometri Bölümü vb. gibi birçok bölümde okutulan Olasılık, Olasılık I-II, Olasılığa Giriş I-II, Olasılık Kuramı ve Matematiksel İstatistiğe Giriş gibi lisans derslerinin içeriğine uygun olarak hazırlandı. Ayrıca lisansüstü düzeyinde de ders kitabı ve kaynak kitap olarak kullanılabilir içerik ve bilgi muhtevasına sahiptir.
Kitabın birinci bölümünde, temel sayma kuralları ile permütasyon, kombinasyon gibi çekim ve dağıtım modelleri verildi. İkinci bölümde, temel küme kavramı ve küme işlemleri anlatıldı. Üçüncü bölümde, ilk olarak deneme konusu ele alındı ve denemenin sonuçları ve olayların küme konusu ile bağlantısı vurgulandı. Daha sonra olasılık kavramı her yönü ile ela alındı. Dördüncü bölümde, tesadüfi değişken kavramı olasılık kuramı üzerine inşa edildi. Kesikli ve sürekli olmak üzere iki ana koldan tesadüfi değişkenin dağılımları ile ilgili kitlesel parametreler verildi. Yine bu bölümde tesadüfi değişkenlerin belirli fonksiyonel formlardaki dönüşümleri yardımıyla moment çıkaran, karakteristik ve olasılık çıkaran fonksiyon ile Laplace dönüşümleri elde edildi. Beşinci bölümde, en temel dağılımlardan başlayarak birleşik ve faz dağılımlarına kadar burada isimlerinin sayamayacağımız kadar çok dağılım tanıtıldı, özellikleri ve birbirleri ile olan ilişkileri verildi. Altıncı bölümde, iki boyutlu tesadüfi değişkenler, ortak ve marjinal dağılımları ile iki boyutlu karışık (mixed) dağılımlar verildi. Kovaryans ve korelasyon kavramları ile koşullu dağılımlar ve koşula bağlı parametrelerin nasıl hesaplanacağı yine bu bölümde gösterildi. İki boyutlu tesadüfi değişkenlerdeki tüm dönüşümler bu bölümde yer almaktadır. Yedinci bölümde olasılık kuramında sıkça kullanılan eşitsizliklerden bazıları verildi. Sekizinci bölümde ise sıra istatistikleri yer almaktadır. Bu bölümde yer alan kesikli tesadüfi değişkenler için tanımlanan sıra istatistikleri kitabın muadillerinden farkını ortaya koymaktadır. Ayrıca kitapta verilen 600' e yakın sorunun tamamı çözülmüştür.
George ROUSSAS, Elsevıer “Olasılığa Giriş” başlıklı bu kitap başta istatistik olmak üzere matematik, mühendislik, bilgisayar bilimleri, yöneylem, aktüerya, ekonometri, fizik ve olasılığa ihtiyaç duyan diğer bilimlerde olasılık dersini ilk kez alan ve matematik altyapısı olan öğrencilerin yararlanacağı biçimde hazırlanmıştır. Farklı alanlara yönelik sayısız uygulamalara ait ilgi çekici örnekleri ve çözümlü alıştırmaları, kitabın konularını daha anlaşılabilir kılarak hem öğrencilere hem de dersi veren öğretim elemanlarına büyük kolaylık sağlayacaktır.
Hüseyin Demir Bu kitap, eğitim fakültelerinin ilköğretim matematik ve fen bilgisi eğitimi anabilim dallarında öğrencilerimize okutulmakta olan İstatistik, Olasılık I ve Matematik V ders notlarının içerdiği konular göz önüne alınarak hazırlanmıştır. İşleniş sırasında konuların mümkün olduğunca anlaşılır olabilmesi için tanım ve teoremler, konu aralarında ve sonlarında yeterli sayıda çözülmüş problemler yardımıyla takviye edilmiştir. Kimi problemlerin çözümü sırasında, çözüm mantığı öğrenciye yol gösterici bir şekilde açıklanmıştır. Bunun nedeni, matematikte temel düşünce ve yorum mantığının iyi anlaşılır olmasının, karşılaşılacak olan diğer problemler için fikir yürütmeye yardımcı olmasıdır.
Seymour LIPSCHUTZ - Marc LIPSON Sınav Soruları Zor mu Geliyor? Dersleri mi Kaçırdınız?
Zamanınız mı Yok? Çözümlü Sorular mı Arıyorsunuz?
Şanslısınız, çünkü Schaum Serisi var.
40 milyondan fazla öğrenci derslerde ve sınavlarda
başarılı olmak için yardımcı olarak Schaum’a güvendi.
Schaum, her konuda yüksek başarının ve daha hızlı
öğrenmenin anahtarıdır. Her kitapta bütün konu bilgileri
konuya göre kolay takip edilir bir şekilde verilir.
Ayrıca yüzlerce örnek, çözümlü problem ve uygulamalı
alıştırma da edinirsiniz.
Bu Schaum kitabı size
• 430 adet tamamı çözümlü problem,
• Sonlu ve sayılabilir kümeler, binom katsayıları, olasılık aksiyomları
ve daha birçok konuda ekstra pratik imkânı,
• Olasılık derslerinde kullanılan bütün ana ders kitapları için destek verir.
Ders notlarınızla tamamen uyumludur, bilmeniz gereken tüm önemli gerçekleri vurgular.
Çalışma sürenizi kısaltmak ve sınavlarda yüksek puan almak için Schaum Serisi kullanın!
Schaum Serisi – Problem Çözümlü