İşletme ve İktisadi Bilimler \ 20-35
Orkun Berk Koca Veri tabanlı pazarlama, son yıllarda teknolojik ilerlemeler ile birlikte hem üreticinin hem de tüketicinin hayatında önemli bir yer almaktadır. İçinde bulunduğumuz bilgi çağında, internet ağları vasıtası ile verinin ulaşılabilir olması, saklama maliyetlerinin azalması, analiz tekniklerinin artması ve müşteri merkezli pazarlama anlayışının gelişmesiyle birlikte işletmeler ilişkide bulundukları müşteriler hakkındaki çeşitli verileri toplamak, depolamak ve bu verileri yararlı bir şekilde bilgiye dönüştürerek rakiplerinde ayrışmak amacıyla birtakım çalışmalara yönelmişlerdir.
Bu çalışmaların yöntemlerini ve aşamalarını teorik olarak araştıran bu uygulama ayrıca hızlı tüketim gıda pazarında hizmet veren uluslararası bir firmanın, bir yıllık sipariş verilerinden yola çıkarak makine öğrenmesi algoritmaları ile müşteri bölümlemesi, satın alma davranışları ve ileriye yönelik satın alma eğilimlerini ortaya çıkaran çoklu regresyon analizleri ile müşteri bölümlerine yönelik pazarlama stratejileri geliştirilmesi konularını kapsamaktadır.
Sinan Uğuz Yapay zekânın bir alt alanı olarak ifade edilen makine öğrenmesi; mühendislik, finans ve biyoinformatiğin başı çektiği birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Makine öğrenmesi uygulamaları geliştirmek için temelinde kalkülüs, doğrusal cebir ve istatistik barındıran bazı algoritmaların teorik olarak kavranması önemlidir. Bu algoritmaların teorik yönleri öğrenildikten sonra Python gibi kolay ve zengin kütüphane yapısına sahip bir programlama dili ile kodlanarak uygulama geliştirilebilir. Kitaptaki makine öğrenmesi algoritmalarının teorik yönleri titizlikle irdelenmiş, gerek duyulan doğrusal cebir ve istatistik konuları da özet olarak incelenmiştir. Özgün veri setleri içeren problemler kullanılarak her algoritma için Python uygulamaları geliştirilmiştir. Makine öğrenmesinin bir alt alanı olan Derin Öğrenme ile uygulama geliştirmek isteyen kişilerin de özellikle bu kitaptaki temel bilgileri öğrenmesi önemli bir alt yapı oluşturmalarını sağlayacaktır. Bu kitabı okuduktan sonra derin öğrenme mimarilerinin anlaşılması daha kolay olacaktır.
Bu kitap kimler içindir?
• Makine Öğrenmesi uygulaması geliştirmeye başlamak isteyen ancak nereden başlaması gerektiğini tam olarak bilmeyenler,
• Hâlihazırda Makine Öğrenmesi uygulamaları geliştirenler,
• Fen, Mühendislik ve Sosyal Bilimler alanlarında Makine Öğrenmesi içeren tezler hazırlayanlar ve bilimsel çalışmalar yapanlar
Selçuk Alp, Ersoy Öz Günümüzde veri miktarlarının çoğalması nedeniyle bu verileri işleyerek anlamlı bilgiler üretme çabası giderek önemli ve ilgi çekici olmaktadır. Makine Öğrenmesi yöntemleri de bu anlamda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kitapta, Makine Öğrenmesi yöntemlerinden sınıflandırma amacıyla kullanılan temel algoritmaların sekiz tanesi ele alınmıştır. Her bir algoritma teorik çerçevede anlatıldıktan sonra uygulamaya yer verilmiştir. Uygulamada, açık kaynak kodlu bir programlama dili olan R kullanılmış ve algoritma özelinde ilgili komutların açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu kitap ile Makine Öğrenmesi ve R Programlama dilinin birlikte yer aldığı Türkçe olarak yazılmış kaynak kitap eksikliğinin bir nebze giderilmesi amaçlanmıştır.
Cafer Unay İktisat, birey ve topluma en az uğraşla en çok tatmini sağlamayı gösteren yöntemler teorisidir. Bu nedenle iktisat ilminin amacı; birey ve toplum düzeyindeki ekonomik olayları açıklamak, ekonomik kanunları saptamak ve gerekli durumlarda uygulama için önerilerde bulunmaktır. Makro ekonominin amacı ise; bir bütün olan ekonominin nasıl işlediğini göstermektir. Kitapta; makro ekonomiye giriş, milli gelirlerle ilgili kavramlar ve hesaplar, milli geliri oluşturan ögeler, milli gelirin denge düzeyi, konjonktürel dalgalanmalar, devletin ekonomideki yeri, açık ekonomide milli gelir, para ve ekonomideki yeri, faiz oranı ve para politikası, genel denge analizi, fiyatlar genel düzeyi, istihdam analizi ve büyüme analizi bölümleri yer almaktadır.
K. Batu TUNAY Bu kitap, çeşitli dönemlere ait olabildiğince çok kaynağa dayalı bir literatür taramasının ürünüdür. Çağdaş makro ekonomik sorunların ve bunlara yönelik tartışmaların tüm yönleriyle açıklanabilmesinin geçmişin iyi irdelenmesine bağlı olduğunun bilinciyle, ekonomik yapı ve ilişkilerdeki gelişmelere paralel olarak konular tarihsel süreç temelinde aktarılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, iktisadi düşünce okullarının söz konusu süreç içinde teorik ve politik görüşleri karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Böyle bir yaklaşımın benimsenmiş olması, şuana dek hem genel kabul gören bir makro ekonomik teorinin geliştirilememiş, hem de makro ile mikro ekonomi alanlarını bütünleştirecek güçlü bir köprünün inşa edilememiş olmasından ileri gelmektedir. Kitap, orta düzeyde kaleme alınmıştır. Dolayısıyla temelde lisans düzeyinde, seçici bir yaklaşımla ön lisansta ve yardımcı ders kitabı olarak da yüksek lisansta rahatlıkla kullanılabilir.
Frederic S. Mishkin Frederic S. Mishkin’in Makroekonomi: Politika ve Uygulama adlı eserinin çevirisi olan bu kitap; 8 kısım, 22 bölüm ve 1 web bölümünden oluşmaktadır. Kitabın bölümleri şöyle sıralanmaktadır: “Makroekonomi Politikası ve Uygulaması”, “Makroiktisadi Verilerin Ölçülmesi”, “Toplam Üretim ve Verimlilik”, “Kapalı ve Açık Ekonomilerde Tasarruf ve Yatırım”, “Para ve Enflasyon”, “Büyümenin Kaynakları ve Solow Modeli”, “Büyüme Dinamikleri: Teknoloji, Politika ve Kurumlar”, “Konjonktür Dalgalanmaları: Giriş”, “IS Eğrisi”, “Para Politikası ve Toplam Talep”, “Toplam Arz ve Phillips Eğrisi”, “Toplam Talep ve Toplam Arz Modeli”, “Makroekonomik Politika ve Toplam Talep ve Toplam Arz Analizi”, “Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme”, “Finansal Krizler ve Ekonomi”, “Maliye Politikası ve Kamu Bütçesi”, “Döviz Kurları ve Uluslararası Ekonomi Politikası”, “Tüketim ve Tasarruf, Yatırım”, “Emek Piyasası, İstihdam ve İşsizlik”, “Makroiktisat Politikasında Beklentilerin Rolü”, “Konjonktür Dalgalanmaları Teorisi.” İktisat yazınına her geçen gün gelişen teknoloji ve finansal enstrümanların etkisiyle birçok yenilik eklenmektedir. Teori ve pratiğin son derece uyumlu bir biçimde harmanlandığı bu kitap, makroekonomi alanında eğitim gören lisans öğrencileri için büyük bir eksikliği tamamlayıcı nitelikte olup bazı bölümleri yüksek lisans ve doktora öğrencileri için oldukça faydalı içeriklere sahiptir. Ayrıca kitapta, konuya ilgi duyan uygulamacıların yararlanabileceği içerikler mevcuttur.
Arthur O'Sullivan, Steven M. Sheffrin, Stephen J. Perez, Pearson İktisat, Adam Smith'in 1776'da yazdığı Ulusların Zenginliği adlı eseriyle bilimsel bir hüviyet kazanmıştır. Ancak o tarihten günümüze kadar, diğer bilim alanlarında da olduğu gibi, üzerinde düşünülen, tartışılan ve yeni katkılar yapılan bir bilim dalı olagelmiştir. 1929'a kadar “merkezi planlı ekonomik model”i uygulayan ülkeler dışındaki ülkelerde “serbest piyasa ekonomisi” uygulanmıştır. Ancak 1929'da yaşanan “dünya ekonomik bunalımı” John Maynard Keynes'in İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi adlı eserinin yazılmasını ve kabul görmesini sağlamıştır. Böylece makroiktisadi analizler, tartışmalar ve yorumlamalar da önemli hâle gelmiştir.
Günümüzde, ülkelerin iktisadi yapısını ve gelişimini takip etmek için makroiktisat bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak farklı etkileşimleri ve bağlantıları içeren değişkenlerin çokluğu nedeniyle makroiktisadi analizlerin anlaşılması kolay olmamaktadır. Makroekonomi kitabı, kolay anlaşılır bir dille yazılması ve kapsamının genişliği ile bu zorluğu gidermeyi amaçlamaktadır. Kitap, 19 bölümden oluşmaktadır. Basit bir anlatımla verilen mikroiktisadi temeller ve somut örneklerle desteklenen konular, Makroekonomi kitabını alanı için değerli kılmaktadır. Kitapta, ayrıca temel ekonomik modellerin bağlantıları ve tarihsel süreçleri anlaşılır bir dil kullanılarak her bölümde okuyucuya sunulmaktadır.
Ali Rıza Solmaz, Eda Dineri, Gül Aksoğan, Gül Ekinci, Gülferah Bozkaya, Mehmet Şentürk, Metin Yıldırım, Mustafa Baylan, Mustafa Şit, Müge Manga, Nalan Işık, Onur Akkaya, Rüstem Yanar, Yunus Kılıç, Yusuf Bayraktutan, Zeynep Köse Turizm sektörünün ülkelere gelir sağlaması ve döviz kaynağı olması, ödemeler bilançosu dengesizliklerini gidermesi, ülkelerin ekonomik büyümesine ve bölgesel kalkınmasına destek olması, istihdam yaratması, turist akımlarına uğrayan bölgelerde yatırım olanaklarını arttırması açısından ekonomik önemi yadsınamaz. 1980’lerden sonra küresel serbestleşme (liberalizasyon) politikaları, ülkeler arasında giriş-çıkış engellerinin kaldırılması, vize işlemlerinin kolaylaştırılması, teknolojik gelişim, ulaşım maliyetlerinin ucuzlaması gibi faktörler turizm hareketliliğinin yoğunlaşmasına neden olmuştur. Küresel politik belirsizlikler, insan sağlığını tehdit eden unsurlar ve ekonomik krizlere rağmen bu hareketlilik kesintisiz bir şekilde büyümektedir. Dünya Turizm Örgütü istatistiklerine göre 2017 yılında 1.326 milyar turist ülkelerinin sınırları dışına çıkmıştır. 2030’da uluslararası turist sayısının 1,8 trilyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Uluslararası turizm gelirleri ise 2017’ de 1,340 milyar dolara ulaşmıştır. 2017’de dünya gayri safi milli gelirinin %10’nun ve dünya ihracatının %7’sinin turizm faaliyetleri sonucu elde edildiği belirtilmiştir. Türkiye’de turizm sektörünün gelişimi de küresel turizmin gelişimine yakın gerçekleşmekte ve makroekonomik göstergeleri etkilemektedir. Bu çerçevede çalışmada turizm sektörü, makroekonomik bakış açısıyla daha geniş ve farklı bir perspektiften değerlendirilmiştir. Ekonomik büyüme, bölgesel gelişme, istihdam, yoksulluk ve gelir dağılımı, doğrudan yabancı yatırımlar, bölgesel entegrasyonlar, finansal sistem, para politikası, enflasyon, ödemeler bilançosu, ekonomik krizler gibi makroekonominin temel konularının yanında ülke riski, teknoloji, çevre ve iklim değişikliği gibi son yıllarda sıklıkla tartışılan konular turizmle ilişkilendirilmiştir. Her bölümde teori, uygulama örnekleri ve istatistiki bilgilere yer verilen bu kitap çalışmasının turizm ekonomisine ilgi duyan herkese katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Arslan Zafer Gürler, Bekir Ayyıldız, Merve Ayyıldız Mikroekonomi genel yapısı kuramsal bilgilere dayanmasına karşın makroekonomi, yaşamın içinden bilgileri de içerir. Bu nedenle, makroekonomik teoriye ilişkin bilgilerin sürekli yenilenmeye gereksinimi vardır.
Makroekonomik Teori ismi ile yayına hazırladığımız bu kitap, içeriğinde makroekonominin kuramsal işleyişini göstermesinin yanında 2018 yılına kadar uzanan güncel bilgilere de yer vermiştir. Kuramsal kısım, önemli ölçüde, Pennsylvania Üniversitesinden Andrew B. Abel ve Priceton Üniversitesinden Ben S. Ernanke tarafından kaleme alınan makroekonomi ders notlarından derlenmiştir.
Söz konusu bilimsel pusulalar rehberliğinde, makroekonominin başlıca konularının ele alınışı yanında, Türkiye ekonomisindeki temel makroekonomik parametrelerden yararlanılarak günceli yakalayan daha doyurucu bir eser oluşturulmaya çalışılmıştır. Benzerlerden çok farklı bir yapı ve analitik karaktere sahip olan bu eserin her düzeyden okuyucu için yararlı olacağı beklenmektedir.
Seda Bayrakdar “Her gün elimizden birçok makroekonomik veri geçiyor ve bunların ne anlama geldiğini, geleceğe ilişkin beklentilerimizi ne şekilde etkileyeceğini anlamaya çalışıyoruz. Bu çabayı gösteren amatörlerin yanında profesyonellerin de zaman zaman verilerin ve göstergelerin ne anlama geldiğini hatırlamak için kitaplara, makalelere yeniden göz atması gerekiyor. Dr. Seda Bayrakdar tam da bu amaca uygun bir çalışma ortaya koymuş. Kitap, birçok karmaşık ekonomik göstergeyi kolay okunup anlaşılabilecek ve analizlerde kullanılabilecek şekilde sunuyor. Ayrıca bununla yetinmeyip bu göstergelerin nerelerden nasıl elde edilebileceğini de görsel olarak gösteriyor. Ekonomiyle uğraşanlar, ekonomik verilerin kullanım yollarını merak edenler için çok yararlı bir kaynak kitap.”
Dr. Mahfi Eğilmez
N. Gregory Mankiw. Bir ekonomide işlerin yolunda gidip gidilmediğini belirlemenin en sağlıklı yolu, o ekonomideki makroekonomik gelişmelere bakmaktır. Eğer makroekonomik gelişmeler iyiyse o ekonomi daha fazla üretir, işsizler iş bulur ve şirketler de daha fazla kâr eder. Aksine makroekonomik gelişmelerde sıkıntı varsa ekonomide üretim düşer, işsizlik artar ve şirket kârları da düşer. Makroekonomik gelişmeleri doğru okuyabilmek, sağlıklı bir biçimde değerlendirebilmek için iyi bir makroiktisat eğitimine; iyi bir makroiktisat eğitimi için de iyi bir makroiktisat kitabına gereksinim vardır. İşte Mankiw'in başyapıtlarından biri olan bu Makroiktisat isimli kitap, harika bir ders kitabı olması yanında her iktisat öğrencisi için okunması gereken bir kitap niteliğindedir.
Yazarın ABD'nin Harvard Üniversitesinde uzun yıllar verdiği ders deneyimlerine dayanan bu kitap, makroiktisat derslerinde yüksek not almak isteyen öğrenciler için biçilmiş bir kaftandır; bundan daha iyi öğrenci dostu bir başka kitap yoktur. Bu kitap sayesinde çok karmaşık olduğunu düşündüğünüz başta millî gelir, millî hasıla, gayrisafi yurt içi hasıla, gayrisafi millî hasıla, enflasyon, bütçe açığı, cari açık başta olmak üzere çok sayıda makroiktisadi konuyu sadece iyi bir şekilde öğrenmeyecek aynı zamanda gerçek iktisadi olayları da rahatlıkla analiz edebilecek düzeye geleceksiniz. Bu kitap sayesinde öğrencilerin örgün makroiktisat derslerini izleyememe kaygıları sona erecek, makroiktisadı kendi kendilerine de en iyi şekilde öğrenebileceklerdir.
Adem Esen Bu eser, iktisat biliminin temel konusu olan mal, mülkiyet ve piyasa mefhumlarını hem İslam iktisadı hem de konvansiyonel iktisat perspektifinden incelemektedir. Mal, iktisadi hayatın temelidir çünkü mal, insanın ihtiyaçlarını karşılayan vasıtanın adıdır. İnsanın maddi ve gayri maddi ihtiyaçları vardır. İnsan, hayatı boyunca bunların peşinde koşar. Maddi ihtiyaçları karşılanırsa refaha, gayri maddi ihtiyaçları karşılanırsa saadete erer. İnsanlar kendini bildiği andan itibaren mal edinmeğe çalışır. Bir mala sahip ve malik olmanın adına mülkiyet denir. Mülkiyet, insanı o mal üzerinde hem hak sahibi kılar hem de üzerinde tasarruf ve kullanım hakkı sağlar. Buna da "zilyetlik" denir. Normal olarak insanlar, malın parasını vererek satın alır. Satış işlemi de çarşıda, pazarda yapılır. İtalyancadan gelen piyasa kelimesi pazar manasında kullanılır. Menkul mallar, çarşıda, dükkânlarda, hafta pazarlarında, borsalarda, eskiden panayırlarda şimdi fuarlarda hem teşhir edilir hem de satılır. Gayrimenkuller ise devletin tapu dairelerinde alınıp satılır.
İşte elinizdeki eserde yazar, altı bölüme yaydığı incelemesinde, malın tanımını ve özelliklerini, ahlaki açıdan değerlendirilmesini, mülkiyet konusunu, üretim faktörlerinin mülkiyetini ve mülkiyetin korunmasını iktisadi ve hukuki yönleriyle hem seküler hem de İslami açıdan tahlile tabi tutmuştur.
Tülin Altun Maliye politikalarının hem kısa vadede ekonomik sorunlara cevap verecek hem de uzun vadede mali disiplini sağlayacak şekilde oluşturulması gerekmektedir. Bununla birlikte hükümetler, politik gerekçelerle, kısa vadeli maliye politikalarına odaklanırken, uzun vadede mali disiplinsizliğe neden olabilmektedirler. Bu kitap kapsamında mali kuralların, mali konseylerin ve mali komitelerin ekonomik istikrara ve mali disipline katkısı incelenmektedir. Sağlam bir kamu mali yönetimi için politik olmayan bu tür kurumların üstlenebileceği önemli roller bulunmaktadır. Politika yapıcılar ve kamuoyu arasında uzlaşma sonucu oluşturulan, ülkeye özgü ekonomik sorunları ele alan politik olmayan mali kurumlar, şeffaflık ve hesap verebilirliği artırabilir. Mali kararların optimal şekilde tasarlanmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte bu kurumlar her derde deva değildir. Her bir kurumun kendine özgü handikapları vardır. Bu bağlamda, kurumların etkinlik koşulları, mali sorunların politik ekonomiği ve ülke deneyimleri ışığında ele alınmaktadır.
Taner Biçer Ekonomik krizler iktisat biliminin üzerinde en çok tartıştığı konuların başında gelir. 1929 Dünya Ekonomik Buhranı'ndan sonra Cumhuriyet tarihimizde, 1946 yılından başlayarak 1990 yılına kadar çeşitli derinliklerde yedi defa ekonomik kriz yaşanmıştır. 1990 yılından sonra ise 1994, 2001, 2008, 2018 yıllarında dört defa daha ekonomik kriz yaşanmıştır. 2018 ekonomik krizi en uzun dönemli kriz olup hâlen devam etmektedir. Ortalama her 6-7 yılda bir yaşanan bu makroekonomik krizler, sektörleri ve sektörlerde faaliyet gösteren firmaların mali yapılarını değişik derecelerde etkilenmektedir.
Bu kitabı hazırlarken yararlanılan doktora tezinde; 1994-2001-2008 ve 2018 ekonomik krizlerinde en kritik makroekonomik göstergelerin, krize giriş aşamasında, krizin en derin noktasında ve krizden çıkış aşamasında nasıl davrandığı incelenmiş ve krizlerin ortak yönleri, krizlerin yapısal karakterleri tespit edilmeye çalışılmıştır.
Diğer yandan; makroekonomik krizler yaşanırken bundan doğrudan etkilenen sektörler arasında, ekonominin dinamosu olan imalat sanayinde faaliyet gösteren firmaların konsolide mali tablolarından üretilen rasyolarının nasıl davrandığı incelenmiş ve makroekonomik krizlerden ne derecede etkilendikleri tespit edilmeye çalışılmıştır.
Kitabın sonuç bölümünde ise ülkemizde yaşanan makroekonomik krizlerin karakterleri, yapısal davranışları, ortak yönleri, derinlikleri ile bu makro ekonomik krizlerin bir tür izdüşümü olan imalat sanayinde faaliyet gösteren firmaların konsolide rasyolarının kriz ortamındaki davranışları açık ve net bir şekilde ortaya konulmuştur. Tüm okuyuculara faydalı olması dileğiyle...
Mustafa SAKAL, Ahmet KESİK, Tekin AKDEMİR Son 30 yılda demokratikleşme ve ekonomik etkinliği sağlama çabaları çerçevesinde kamu mali yönetiminde reforma yönelik uygulamalar hayata geçirilmiştir. Gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülke, bir taraftan yüksek kamu kesimi açıkları ve borç stoğunun neden olduğu sorunları gidermek için kamu harcamalarını kısmak ve bütçe açıklarını azaltmaya yönelik önlemleri hayata geçirirken, diğer taraftan kamu yönetiminde etkinliği ve etkililiği artırarak kamu hizmetlerinin kalitesini yükseltmeye çalışmıştır. Kamu hizmetleri talebindeki artışı geçmişe kıyasla daha sınırlı kaynaklarla gerçekleştirme zorunluluğu, kamu yönetiminin fonksiyonlarının daha etkin gerçekleştirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda yerinden yönetimi hedefleyen reformlar uygulamaya konulmuştur.

Yerinden yönetime yönelik reformlarla, kamu kesiminin zayıf performansı, etkinsizliği ve tüketici tercihlerini yeterince dikkate almayan hizmet arzı yapısından kaynaklanan sorunlar, kamu yönetiminde daha fazla katılımcılık, saydamlık ve hesap verebilirlik sağlanarak giderilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla bir çok ülkede yerel yönetimlerin görev ve gelirleri artırılırken, kamu görev ve gelirlerinin yönetimlerarası tahsisinde optimum bölüşümü sağlamaya yönelik arayışlara girişilmiştir.

Mali yerinden yönetim kavramının teorik boyutlarının yanı sıra, uygulamadan örneklerle ele alındığı bu çalışmada; yerinden yönetimin kavramsal boyutu ortaya konularak, yönetimlerarası ilişkilerin dört ayağını oluşturan gelir paylaşımı, görev paylaşımı, yönetimlerarası transferler ve borçlanma konuları alanında önde gelen akademisyen ve bürokratların katkılarıyla detaylı bir analize tabi tutulmuştur. Mali yerinden yönetimin teorik altyapısını ülke uygulamaları ile ilişkilendiren bu açıklamaların yanı sıra, bütçeleme, saydamlık, hesap verebilirlik, performans ölçümü ve mali denetim konuları ağırlıklı olarak Türkiye’deki mevcut yerel yönetim uygulamaları ışığında ele alınmıştır. Mali yerinden yönetimle ilgili teorik çalışmalar ve uygulamalara önemli ölçüde rehberlik etmesi beklenen bu çalışmanın yerel yönetimler maliyesi literatürüne önemli ölçüde katkı yapması beklenmektedir.
Engin Öner Çeşitli fakültelerde (özellikle İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde) verilen Kamu Maliyesi derslerine referans kaynak olma özelliği de taşıyan Maliye Teorisi ve Politikası kitabında; mali olayların iktisadi, hukuki, siyasi ve iktisadi kalkınma, sosyo-psikolojik ve idari yönleri ve etkileri, kamu harcamalarının finansmanı -kamu gelirleri, vergi teorisi, kamu harcamaları, kamu borçları, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine göre kamu bütçesi ve maliye politikası- temel konularına yer verilmektedir.
KPSS, müfettişlikler, uzmanlık sınavları, mali müşavirlik vb. sınavlarda maliye grubu (kamu maliyesi, vergi hukuku, maliye politikası) alanında önemli bir yere sahip Maliye Teorisi ve Politikası kitabının başta öğrenciler olmak üzere maliye alanı ile ilgili tüm kişilere faydalı olması dileğiyle...
Cemil Teke Maliyet muhasebesi başlangıçta endüstriyel üretim maliyetlerinde karşılaşılan ve ticari muhasebe yöntemleriyle çözüm sağlanamayan muhasebe sorunlarının çözüme bağlanması amacıyla geliştirilmiştir. Ancak son yıllarda genişleyen pazar sınırları, ekonomi, sanayi ve tarım; tarımsal maliyet muhasebesi, hizmet maliyet muhasebesi, pazarlama maliyet muhasebesi gibi yeni maliyet muhasebesi dallarının ortaya çıkmasına yol açmıştır.
İletişim alanında yaşanan gelişmeler sonucunda, ekonomik olarak ülkeler arasında sınırların kalkmış olması işletmeler için ulusal ve uluslararası rekabeti artırmaktadır. Rekabet ile daha kaliteli mamul üretmek zorunda kalan işletmeler daha düşük kâr marjı ile satış yapmak zorunda kalmaktadır. İşletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için gelir elde etmeleri zorunlulukları dikkate alındığında yapılması gereken, kaliteyi düşürmeden maliyetleri kontrol altına almak, daha düşük maliyetle daha kaliteli mal ve hizmet üretmektir. Üretilen mamullerin birim maliyetlerini hesaplamak, gider kontrollüne yardımcı olmak, planlamaya yardımcı olmak, işletmelerde alınacak özel kararlara yardımcı olmak için maliyet muhasebesinin önemi daha da artmaktadır.
Bu kitabın hazırlanmasındaki temel amaç; öğrencilerin ve okuyucuların teorik bilgilerini uygulanabilir hâle getirmektir. Maliyet unsurlarının temin edilme aşamasından mamul hâle getirilme aşamasına kadar geçirdikleri evreler ve maliyet hesaplamalarını beceriye dönüştürmek amacıyla uygulama ve çözümlere ağırlık verilmiştir.
Kitap uzun yıllar piyasa içerisinde olan birinin tecrübelerini yansıtarak ön lisans ve lisans öğrencileri ile mali müşavirlik sınavlarına hazırlanan öğrencilere yönelik, öğrencilerin kolayca anlayabileceği bir dil ve sunumla kaynak eser niteliğinde hazırlanmıştır.
Kitabın, öğrencilere ve uygulayıcılara yararlı olması dileklerimle.
Ulukan Büyükarıkan, Harun Öğünç Küresel rekabet ortamı, ölçeği fark etmeksizin tüm işletmeleri etkisi altına almıştır. Bu nedenle işletmeler kalite, değer yaratma ve maliyet düşürme konularında sürekli olarak faaliyetlerini gözden geçirmekte, geliştirme ve iyileştirmeler için önemli çabalar sarf etmektedirler. Sözü edilen gelişme ve iyileştirmeler sadece mamul tasarımından ibaret olmayıp işletme süreçlerinin tümünü etkisi altına almaktadır.
Özellikle ortaya çıkabilecek aksaklıkların önlenmesi için yapılan çalışmalar yani kalite maliyetleri içerisinde yer alan önleme maliyetleri, daha kaliteli mamullerin üretimini daha düşük maliyetlerle sağlamayı amaçlamaktadır. Diğer yandan, değer artışı sağlamayan faaliyetlerin veya bileşenlerin üründen veya iş süreçlerinden çıkartılması noktasında değer mühendisliği yöntemi, kalite maliyetlerinin iyileştirilmesine oldukça önemli katkı sağlamaktadır. Çünkü değer mühendisliği çalışması, özellikle tasarım aşamasında bir ürüne ait çok detaylı bir incelemeyi gerektirmektedir.
Bu kitap, birbirinin tamamlayıcısı olan değer mühendisliği ile kalite maliyetlerini bir arada inceleyerek literatüre katkı sunmayı amaçlamaktadır. İki bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde kalite ve kalite maliyetleri, ikinci bölümünde ise değer mühendisliği incelenmiştir. Kitabın kalite maliyetleri ve değer mühendisliği konularında bilgi sahibi olmak isteyen araştırmacılara ve uygulayıcılara yararlı olacağı kanaatindeyiz.
Abdullah Önden, Arda Toygar, Arzu Kurşun, Barış Yiğit Demiral, Cavit Çolakoğlu, Esra Gökçen Kaygısız, Esra Gültürk, Fahri Alp Erdoğan, Galip Cihan Yalçın, Hakan Kızılkaya, İbrahim Yıkılmaz, İsmail Önden, Karahan Kara, Kurtuluş Yılmaz Genç, Mehmet Arıkök, Mehmet Uzun, Murat Çakır, Murat Sağbaş, Sercan Edinsel, Yavuz Balta Today, as globalization accelerates, so does the level of rivalry among businesses. Companies employ all resources and abilities to stay ahead of vital competition. Human resources are the most significant of these abilities. They used to carry out all types of operations in any organization. Thanks to this reason, companies strive to select the finest candidate for various vacant positions. Because a manager's responsibility is to guarantee that everything in the firm functions properly, the selection of a manager is the most crucial problem of all. Nowadays, many traditional approaches (recruitment forms, interviews, etc.) utilized in manager selection cannot provide effective solutions owing to subjective interpretations. Multi-criteria decision making methods are seen as better alternatives than other approaches for their transparency, easy-to-use etc. To fill the gap in the field of manager selection, twenty researchers who are experts in their fields came together and to share their knowledge on manager selection. Thus, this book is published for providing solutions about manager selection problems in many areas.
Bülent Akkoyun In this study, which emerged after scientific research, it is explained the skills sought in employees and managers with change management and modern management techniques in the business world that has evolved with the influence of global problems. Then, data, method and results of field research conducted to embody the information, media and technology skills, technological system usability and the impact network, path and degrees of technology acceptance that affect the productivity of enterprises to achieve their ultimate goals are presented. In the period of the study, the economies of the countries experienced contractions due to both the global migration problem and Covid-19 and faced the most destructive effect of the last few centuries. Countries experiencing social trauma, have had to close their borders for a long time and had to go to the highest level of alert for crisis management. In other words, countries in economic, social and cultural difficulties have seen pessimistic days, civilized, developed and democratic appearance in peace and tranquility period was removed, strict rules came into play, cities were looted and places were set on fire while protests were exhibited, democracies were shelved and people were unemployed due to businesses being closed for a long time…
Ferika ÖZER SARI Yazar bu eseri; gün geçtikçe önemi daha da artan marinalar ve marina işletmeciliği alanındaki yazına katkıda bulunması; marina ve yat işletmeciliği, turizm işletmeciliği ve konu ile ilgili diğer bölümlerde okuyan öğrencilerle bu sektörde faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlara temel bir kaynak oluşturması amacıyla hazırlamıştır.
Kitabın birinci bölümünde marina işletmeleri tanımlanmaya ve daha yakından tanınmaya, marina işletmelerinin temel yapıları ve bu yapıların işlevleri açıklanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde, marinaların farklı kriterlere göre sınıflandırmalarına yer verilmiş, yurt içi ve yurt dışındaki marinaların genel profili ile değişik ülkelerdeki marina derecelendirme sistemlerine örnekler verilmiştir. Üçüncü bölümde, marina işletmelerinin yönetim ve organizasyon yapısı incelenirken dünyada ve Türkiye'deki durumlarına genel bir bakış yapılmıştır. Dördüncü bölümde ise marinalarda hizmet kalitesi kavramına, bu kavramın neden önemli olduğuna ve bu kavrama şekil veren faktörlere dair açıklamalara yer verilmiştir.
Ferudun Yayman İşletmelerin öncelikli hedefleri arasında kârlılık, büyüme ve paydaşları için değer yaratmak vardır. Bunu da ancak sürdürülebilir rekabet avantajı ve pozitif finansal performans sonuçları ile elde edebilirler. Doğaldır ki bu sonuçların elde edilmesi, doğru yönetim stratejileri ve sadık müşteriler ile mümkündür. Tutundurma faaliyeti olarak müşteri bağlılık programlarının yüksek maliyetleri hesaba katıldığında müşteriye değer katan ve bağlılık yaratan unsurların neler olduğunu bilmek, işletmeler açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Çünkü işletmeler için sadık müşterilerin elde tutulmasının maliyeti, yeni müşteri kazanımına göre daha düşüktür. Dolayısıyla sadık müşteri portföyünün genişliği, sürdürülebilir rekabet avantajı ve pozitif performans sonuçları açısından hayati önem taşımaktadır.
Bu bakımdan kitapta yer alan araştırma sonuçları, gerek bankacılık sektörü gerekse hizmetler sektöründe faaliyet gösteren işletmeler açısından önemli çıkarımlar içermektedir. Elde edilen sonuçlar, uygulayıcıların yoğun rekabet ortamında bağlı müşteri portföylerini büyütebilmeleri için hangi faktörlerin önemli olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, konuyla ilgilenen araştırmacılara geniş bir teorik çerçeve ile önemli bulgular sunmaktadır. Bu bağlamda kitap, hem uygulayıcılar hem de araştırmacılar için önemli bir kaynak niteliğindedir. İlgilenenlere katkısının büyük olacağı inancıyla iyi okumalar...
Harun Emre Karadağ Stratejik marka yönetiminde maskot kullanımına dikkat çekici, ilham verici bir yürüyüşün ürünü olan bu kitap; günümüz yoğun ortamında güçlü marka kimliği ve marka tanınırlığı açısından "maskot"un önemini göstermektedir. Kitapta "Markalar; maskotlarla nasıl güçlenirler, tüketicileri nasıl etkilerler ve stratejk ikna edici bir iletişimi nasıl kurarlar?" sorularına cevap aranırken ülkemizden, dünyadan örneklerle şehirlerin, üniversitelerin, olimpiyatların, ülkelerin ve güçlü markaların maskotları en ince ayrıntılarıyla mercek altına alınmıştır. İlave edilen Maskotlar ve Sosyal Medya, Maskotlar ve Artırılmış Gerçeklik, Maskotlar ve Nöropazarlama, Maskotlar ve Lisanslı Ürünler bölümleriyle zenginleştirilen Marka Kahramanları; rekabetin ve kültürler arası ticaretin, sembollerin, simülasyonların ve avatarların kullanımlarının yaygınlaştığı bir dönemde tüm kuruluşlar için bir rehber niteliğindedir.
Marka iletişim sektör ve akademik dünyasından önde gelen isimlerin;
A. Selim Tuncer - Genna İstanbul Ajans Başkanı
Ali Sacihan - ATF Stüdyoları Kurucusu TRT Çocuk Pırıl Çizgi Film Yapımcısı
Alper Kaya - Sinemedya Yapım Ajans Başkanı
Bülent Fidan - BrandMap Genel Yayın Yönetmeni ve Marka Konseyi Başkanı
Prof. Dr. Canan Ay
Çağdaş İnci – Görsel İletişim Tasarımcısı
Çiğdem Dedeğlu - Designpr Kurucu
Dr. Öğr. Üyesi Erdem Geçit - İzmir Kâtip Çelebi Üniv. SBBF - Medya ve İletişim Bölümü - Görsel İletişim Tasarımı ABD.
Fatih Özutku
Irmak Kaya - Koru Sağlık ve Turizm Grubu Anlaşmalı Kurumlar ve Kurumsal Tanıtım Grup Başkan Vekili
İbrahim Karaca - SİN Ajans Kurucu Ortak
Prof. Dr. Mansur Harmandar - Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi 2010-2018 yılları Rektörü
Necdet Kara – Marka Pala
Nezih Kılınç - Target Digital Kurucu Ortak
Ömer Cengiz - Pasifik Grup Kurucu Ortak
Özlem Çelik - Projepark Creative Yapım Kurucu Ortak
Sema Gümüş - Marka ve Patent Vekili
Prof. Dr. Sinan Nardalı - İzmir Kâtip Çelebi Üniv. İİBF İşletme Bölümü Üretim Yönetim ve Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Uğur Batı - Marka Danışman
Prof. Dr. Nurettin Parıltı - Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü
Prof. Dr. Rengin Küçükerdoğan - Hasan Kalyoncu Üniv. Rektör Yardımcısı, İletişim Fak. Dekanı
Prof. Dr. Yavuz Odabaşı
kitap hakkında görüşleriyle, geri bildirimleriyle, yönlendirmeleriyle güncellenmiş; akılcı, özgün çalışmalar ve fikirlerle donanmış keyifli örneklerle maskotlar dünyasına ışık tutan bir çalışma.
Şimdi maskotu keşfetme zamanı!
Yusuf Arslan, Remzi Altunışık, Ahmet Koçak, Abdulvahap Baydaş, Fatih Gülaçtı, Niyazi Gümüş, Ebru Gözen, Çetin Çıldır, Bekir Özkan, Nilgün Sarıkaya, Remzi Altunışık, Özcan Özbilek, Semih Okutan, Burhanettin Zengin, Burak Atasoy, Fatih Şahin, Ramazan Kaya, Murat Fatih Tuna, Pelin Tuna, Özcan Özbilek, Salih Tellioğlu, Gamze Özoğul, Şenol Çavuş, Yıldırım Yıldırım, Buket Bora Semiz, Remzi Altunışık, Önder Kethüda, Gülden Polat, Özer Yılmaz, Ebru Sönmez Karapınar, Mustafa Yılmaz, Remzi Altunışık, Yıldırım Yıldırım, Caner Öniz, Abdulvahap Baydaş, Serhat Ata, Ayhan Durak, Ümit Şengel, Burhanettin Zengin, Mustafa Çevrimkaya, Lütfi Mustafa Şen, Soner Beşcanlar, Dilek Şahin, Mehmet Etlioğlu, Ahmet Vatan, Mehmet Ozan Karahan İyi yönetilen markalar tüketiciye üründen bekleyecekleri fayda konusunda tutarlı ve doğru bilgi vermekte ve serbest piyasa ekonomisinin oluşturduğu rekabet ortamında işletmelerin öne çıkmalarını sağlayan güçlü araçlar olmaktadır. Güncel konuları da okurlarla buluşturan bu eserin, uzun ve sabırlı bir çalışmanın ürünü olduğu ve her biri alanında uzman akademisyenlerin yetkinliğini yansıttığı bir gerçektir. “Marka Külliyatı” eserinin; marka uzmanlarına, pazarlama profesyonellerine, akademisyenlere, öğrencilere ve ülkemize faydalı olmasını umut ediyor, emeği geçen yazarlara başarılar diliyorum.
Birol KÜLE, T.C. Rekabet Kurumu Başkanı

“Marka Külliyatı”, düşünceden hayata geçirilişe kadar her şeyiyle özgün bir ürün. Ayrıca kolektif düşünce üretiminin en güzel örneği. “Marka Külliyatı”nda” henüz konuşulmaya başlanmış yepyeni konular, gelenlere yol açmak üzere cesaretle ele alınmış. Bu anlamda ilkleri söylemek ne pahasına olursa olsun değerlidir. Zor bir dönemde yayına hazırlanan “Marka Külliyatı”, pazarlamanın hem temelini hem de an zamanlı gelişimini örnekler üzerinden anlatıyor. Bu nedenle de özel bir öneme sahip.
Günseli ÖZEN, Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni

Yurt dışında da rastladığımız “Okuma Kitabı”, “Ansiklopedi” ve “El Kitabı” adlarıyla rastlanan bir türün “Külliyat“ olarak adlandırılması benim için oldukça anlamlı. Bu kitap, özellikle genç kardeşlerimizin pazarlama ve marka dünyasında çıkılacak yolculuklarına ve içinde yer alacakları çağı keşfetmeye yardımcı olacak nitelikte. Tam bir başucu kitabı.
Prof. Dr. Yavuz ODABAŞI

2020 COVID-19 pandemisi sonrasında küresel ısınma, adalet ve eşitlik sorunlarının daha çok tartışılacağı ve markaların ciddi ve inandırıcı adımlar atmak zorunda kalacağı yaygın bir inanç. Ayrıca küreselleşmeden bölgeselleşmeye doğru geçileceği de konuşuluyor. Bu kitapta, marka konusunun geçmişi ve geleceğiyle ilgili kapsamlı bilgiler ve çok ilginç başlıklar sunulmakta. Okumanız tavsiyesiyle…
Güven BORÇA, MARKAM Danışmanlık
Aybeniz Akdeniz Ar Dünya koşullarının hızla değiştiği, dünya ticareti ve ekonomik akımların yeni bir yapılanma içerisinde bulunduğu günümüzde güçlü markalar yaratmanın önemi, iş dünyasının rekabetçi ortamında her gün daha fazla hissedilmektedir. Dünya ticaretinde artık çok fazla ürün, çok fazla marka, çok fazla rekabet var. Böylesine marka yoğunluğunun olduğu pazarlarda, marka yaratmak da öyle kolay değil. Üreticinin ürettiği malı ambalajlayıp üzerine bir de isim koyup satışa çıkarması, "Ben marka yarattım ve satıyorum.” anlamına gelmiyor. Markayı pazara çıkarmadan önce stratejik ve uzun vadeli düşünmek, defalarca test etmek, markayı konumlandırmak, tanıtımını yapmak, kısacası tüketicinin zihninde uzun vadeli bir yer edinmek, marka yaratmada yapılması gerekenlerin sadece çok küçük bir kısmı. Bunların hepsi doğru ürün, doğru strateji, doğru konumlandırma yani hedefi tam ortasından vurmakla sağlanabiliyor.
Günümüz pazarlarında marka yaratmanın ve markalaşmanın önemi bu kadar artarken bu kitapta, "Marka nasıl yaratılır?" sorusundan yola çıkılarak adım adım "Marka nedir?", "Markalaşma yolunda dikkat edilmesi gereken stratejiler nelerdir?" sorularına cevap aranmıştır.
Bu kitap; bir taraftan marka yaratma çekincesini üzerinden henüz tam manasıyla atamayan işletmeleri motive etmek ve onlara yol göstermek, diğer taraftan her alanda marka olmanın gereğini hissettiğimiz bu çağda, "Kişisel ve kurumsal marka yaratma nasıl olur?" sorusuna cevap arayanlara ve özellikle de konunun öneminden hareketle üniversite öğrencilerinin, "Marka" derslerine ve "Pazarlama" derslerine yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Fatma ATIGAN Özellikle pazarlama eğitimi alan tüm fakülte ve yüksekokul öğrencileri ile sektörde kendi markasını yaratmak ve/veya geliştirmek isteyen tüm uygulayıcılara yararlı olması amacıyla hazırlanan bu eserde; markanın tanımı, bileşenleri, tüketiciler, üretici işletmeler, perakendeciler ve toptancılar açısından sağladığı faydalar, marka tutumunun, marka imajının, marka güveninin, marka değerinin, marka farkındalığının, marka bağlılığının, marka çağrışımının ve algılanan kalitenin tanımı, önemi, boyutları, bileşenleri ve ölçümü konularına yer verilmiştir.
Duygu Fırat Günümüz rekabet piyasasında tüketiciler, aynı ihtiyacı karşılayan onlarca marka arasından birini tercih ederler. Bu nedenle markalar, günümüz piyasa koşullarında her zamankinden daha önemli olmaya başlamıştır. Güçlü bir marka, bir şirketin; rekabet avantajı elde etmesine, yeni müşteriler çekmesine, satışlarını artırmasına, mevcut müşterilerini elde tutmasına ve ürünlerine yüksek bir fiyat koymasına yardımcı olabilir. Dolayısıyla güçlü marka yaratmak ve yaratılan markanın gücünü korumak ve markayı başarılı bir şekilde yönetmek için temel kavramların bilinmesi gerekir.
Kitapta; marka yaratma stratejileri, marka kimliği, marka kişiliği, marka imajı, marka değeri, marka estetiği, konumlandırma gibi marka kavramları ile literatüre yeni giren marka aşkı, marka topluluğu, marka evangelizmi gibi yeni kavramlardan bahsedilmiş, mümkün olduğu kadar çok güncel örneğe yer verilmiş ve sade bir dil kullanılmıştır. Tüm bu yönleriyle kitap, okuyuculara; marka yaratmak, markanın başarısını sürdürmek, diğer bir deyişle, marka yönetimi ile ilgili genel bir görüş sağlayacaktır.
S. Bora Çavuşoğlu Dr. S. Bora Çavuşoğlu'nun Marka Yönetimi ve Pazarlama Stratejileri kitabında; Marka, Marka İletişimi, Pazarlama Stratejileri, Pazarlama İletişimi ve Sponsorluk gibi konu başlıkları detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
Kitap; İletişim Fakültesi, İşletme Fakültesi, pazarlama iletişimi konusunda eğitim veren ilgili meslek yüksekokulları ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarının Spor Yöneticiliği Bölümlerinde kaynak kitap olarak okutulabilir. Ayrıca pazarlama iletişimi ve sponsorluk üzerine araştırma yapan, kendisine bir vizyon oluşturmak ya da var olan vizyonunu geliştir-mek isteyen herkese kaynak kitap olma niteliğindedir.
Tülin Ural

Türkiye’de marka üzerine yazılmış kitaplara baktığımız zaman tercüme ya da popülist yüzlerce esere rastlamaktayız. Elinizde tuttuğunuz bu kitap ise, başarılı marka yaratmak ve sürdürmenin yollarını hem bilimsel temellere dayanarak ele almakta hem de uygulamaya yönelik dünya ve Türkiye’den örnekler vermektedir. Yeni ekonomi ve bilişim teknolojilerinin pazarlamada yol açtığı açılımlar ve markalamaya etkilerine de değinilmektedir.
Bu kitabın hedefi, marka yaratma görevini üstlenmiş ya da üstlenecek tüm aktörlerin marka anlayışlarını başarıyı yakalayacak biçimde değiştirmelerini sağlayacak bir pencere açmaktır. Markalamada Yol Haritası, içerdiği somut bilgilerle markalama sürecinde izlenecek adımlar ve halen geçerliliğini koruyan markalama stratejilerinin anlaşılabilmesi bağlamında okurlara ışık tutmaktadır.

İlkin Yaran Ögel Aklınızda yeni bir ürün fikri var ya da elinizde nur topu gibi yeni bir ürün.
Peki ya sonra?
Bugün kaliteli ama kötü bir marka ismine sahip bir ürün, ortalama kaliteye ama daha iyi bir marka ismine sahip bir ürün karşısında başarısız oluyorsa yeni ürününüzün başarısı için atacağınız ilk adım ortada.
Ona etkili bir isim verin ve kaderini siz çizin.
Peki yeni ürünüm için etkili bir marka ismini nasıl bulabilirim? Bulduğum marka isminin doğru bir marka ismi olup olmadığını nasıl anlayabilirim? Başarılı bir marka ismi nasıl olmalıdır? Başarılı bir marka ismi nasıl tasarlanmalı ve seçilmelidir?
Kısacası yeni bir ürününüz var ama markanızın ismi ne olsun?
Bu kitap, marka ismi yaratmanın inceliklerini merak eden ve değişen pazar koşullarında yeni ürünleri için etkili bir marka ismi arayanların yoluna ışık tutmak için hazırlanmıştır.
Ali Erdoğan Bu kitap, teori ve pratiğin uyumlu bir bileşkesiyle Matematik disiplinini kazanmak isteyen kişilere hitap edecek formatta hazırlanmıştır. Kitapta yer alan soruların çözümünde çözüme ait her bir
adıma yer verip bu adımları "sınıfta öğrencilere
sözlü anlatım" tarzında yazarak açıklama metodu uygulanmıştır. Kitapta "Sayı Teorisi, Üslü Sayılar, Köklü Sayılar, Mutlak Değer Kavramı, Çarpanlara Ayırma, Oran-Orantı, Birinci Dereceden Denklemler ve Eşitsizlikler, Kümeler, Bağıntı, Fonksiyonlar,
İşlem, Polinomlar, Modüler Aritmetik, Koordinat Sistemi, İkinci Dereceden Denklemler, Üçüncü Dereceden Denklemler, Paraboller, Eşitsizlik
Sistemi, Toplam Sembol ve Çarpım Sembol, Sayı Dizileri ve Seriler, Trigonometri, Karmaşık Sayılar, Permütasyon ve Kombinasyon, Limit ve Türev" konularına yer verilmiştir.
İçerdiği 24 konu; teori anlatımı ve yaklaşık 900 açıklamalı-çözümlü soru ile desteklenmiş, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde okutulan "Matematik I ve Matematik II" ve Meslek Yüksek Okullarında okutulan "Matematik" derslerine temel kaynak olacak biçimde ve seviyede yazılmıştır. Bununla birlikte, diğer tüm fakültelerin birinci sınıf Matematik derslerinde yardımcı kitap olarak okutulabilir ve içerdiği temel konular itibarıyla üniversiteye giriş sınavına, ALES ve KPSS’ye girecek olan öğrenciler de bu kitaptan istifade edebilir.
Pınar Zarif Tapkan Yöneylem araştırması, gerçek hayat problemlerinin matematiksel modellerle ifade edilmesini ve sayısal yöntemlerle en iyi çözümün bulunmasını içerir. Diğer bir deyişle yöneylem araştırmasında problem tanımlanır, modellenir ve bir çözücü aracılığıyla çözülerek sonuçlar analiz edilir. Yöneylem araştırması bünyesinde problemin tanımlanması ve modellenmesi kullanıcıya ait iken çözüm ve analiz aşaması, geliştirilen yazılımlar sayesinde büyük boyutlu problemlerde bile rahatlıkla yapılabilmektedir. Bu sebeple aslında zorlanılan temel iki nokta, tanımlanan problemler için doğru matematiksel modelin kurulması ve kurulan modelin kullanılacak yazılıma aktarılarak çözdürülmesidir. Çünkü bir gerçek hayat problemi, doğru modellenmediği sürece anlamlı sonuçlara ulaşmak mümkün değildir.
Bu kitap, temelde bu iki eksiği giderebilmek için hazırlanmıştır. Modelleme belli kuralları olan bir kavram olmayıp farklı örneklerle elde edilecek tecrübelerle edinilebilecek bir beceridir. O yüzden bu kitapta, çok sayıda problem örneği ve karşılık gelen modellere yer verilmiş, her model günümüzde yaygın olarak kullanılan hem ticari hem de açık kaynak kodlu çözücüler arasında daha iyi performans gösteren ve kullanıcı ara yüzü çok daha anlaşılabilir olan CPLEX optimizasyon programı ile kodlanmıştır. Ayrıca kitapta yer alan matematiksel modellerin CPLEX kodları, daha anlaşılır olabilmesi için hem açık hem de kapalı formda sunulmuştur. Böylece kitabı okuyanların hem modelleme hem de CPLEX kullanma becerilerini geliştirebilmeleri hedeflenmiştir.
Mehmet Özçalıcı MATLAB, sahip olduğu hazır fonksiyonlar ve araç kutuları yardımıyla bilimsel çalışmalara hız ve etkinlik kazandırmaktadır. Çok Kriterli Karar Verme Teknikleri (ÇKKVT) ise akademik ve pratik hayatta karşılaşılan problemlerin çözümünde kullanılmaktadır. Bu çalışmada; 28 tane teknik (AHP, ARAS, BWM, CODAS, COPRAS, DEMATEL, EDAS, ELECTRE-I, ELECTRE-III, Entropy, EVAMIX, Gri İlişkisel Analiz, KEMIRA-M, MABAC, MACBETH, MOORA, MOOSRA, OCRA, ORESTE, PROMETHEE, QUALIFLEX, RIM, SAW, SWARA, TODIM, TOPSIS, VIKOR ve WASPAS) MATLAB yazılımında birer fonksiyon hâline getirilmiştir. Kitapta, tekniklerin alt yapıları açıklanmış; MATLAB yazılımında hazırlanan kodlara yer verilmiş; hesaplama adımları örneklendirilmiş; her teknik için literatürde yayınlanan çalışmalarda kullanılan veri setleri ile örnek uygulamalar gerçekleştirilmiş ve okuyucuların çözmesi için alıştırmalar hazırlanmıştır. Ayrıca kitabın ilk bölümünde, kodlar hazırlanırken sıklıkla başvurulan MATLAB ile ilgili özellikler açıklanmaya çalışılmıştır.
İpek DEVECİ KOCAKOÇ MATLAB, tüm bilim dallarındaki araştırmacı, akademisyen ve öğrencilere çalışmalarında daha etkin, verimli ve yaratıcı bir ortam sağlar. Dünyada kullanıcı sayısı milyonlara ulaşan MATLAB programının ülkemizde de yaygın kullanılır hale gelmesi bilimsel ilerlememiz açısından önemli ve gereklidir. Bu kitabın amacı, MATLAB ile temel veri analizi ve istatistiksel hesaplamaların, teoriye çok fazla girmeden bir uygulayıcı bakış açısıyla açıklanmasıdır.
Kitap, ihtiyacı olan hesaplamaları ve görselleştirmeleri esnek bir ortamda yapmak isteyen tüm araştırmacılar, lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin başvuracağı bir kaynak oluşturacaktır. Her bölümün sonunda yer alan çözümlü alıştırmalar, okuyucunun kendini denemesine ve daha fazla öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Kitap, üniversitelerin özellikle iktisat, ekonometri, işletme, istatistik ve mühendislik bilimleri bölümlerindeki akademisyen, araştırmacı ve öğrencilerin MATLAB ile kolay tanışmasını sağlayacak, istatistiksel veri analizi konularındaki sorularına ışık tutacaktır.
Hatice Betül Gök, Mehmet Gök Günümüz dünyasında işletmeler, sert rekabet koşulları ile etkin bir şekilde baş edebilmek için önceki dönemlere kıyasla daha fazla değişkeni içerisinde barındıran süreçlerden geçmektedir. Bu değişkenler arasında yer alan insan kaynağı faktörü, tarihsel süreç içerisinde gittikçe artan bir önem kazanmıştır. İşletmelerin piyasada rekabet üstünlüğü elde etmelerinde insan kaynağını doğru yönetmeleri belirleyici bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmelerin hedeflerine ulaşabilmeleri için çalışanları ile arasındaki ilişkileri doğru bir şekilde algılayıp yorumlamaları gerekmektedir. Çalışanların, örgütlerine karşı olan tutumlarının iyileştirilmesi hem bireysel başarıları hem de örgütsel başarısı açısından göz ardı edilemeyecek önemde bir konudur. Örgüt çalışanlarının genel olarak içinde bulundukları örgüte karşı oluşmuş tutum ve davranışları örgütün amaçlarına ulaşmasında etkili olan önemli değişkenlerdir. Bu noktadan hareketle bu çalışma kapsamında Torku'nun (Konya Şeker) Konya'da bulunan işyerlerindeki mavi yakalılar üzerinde yapılan toplam 430 anket ile lider üye etkileşimi, örgütsel özdeşleşme, iş tatmini ve örgütsel sinizm kavramları ile sosyoekonomik durum ve önemi incelenmiş olup bu kavramların birbirleri ile olan ilişkilerinin örgüt (işletme) davranışları üzerindeki etkileri ele alınmıştır.
Canan Tiftik, Erbuhan Nalbantoğlu, Filiz Yıldız, Gülsün Bozkurt, Hilal Kılıç, Mehmet Ali Göngen, Mehmet Emin Begtimur, Metehan Özırmak, Nevra Üçler, Nuran Akdağ, Oğuz Kuş, Onur Dursun, Onur Türker, Özge Gürsoy Atar, Özge Turhan, Rabia Zamur Tuncer, Serdar Kuzey YILDIZ, Sevda Ünal, Sevinç Koçak, Şebnem GÜRSOY Ulusoy, Tükran Öykü Büyükçelikok, Yıldıray Kesgin Bu kitap, alanında uzman akademisyenlerin gazetecilik, medya, medya çalışanlarının örgütsel davranışları ve iletişim alanlarında ortaya koydukları bilimsel çalışmaları içermektedir.
Kitapta yer alan çalışmaları kapsayan bölümler; medya ve iletişim çalışmalarında güncel sorunlar, yeni iletişim teknolojilerinin medya, iletişim ve gazetecilik alanlarında yarattığı dönüşümler, halkla ilişkilerin stratejik rolü, içerik pazarlama, e-ticaret ve pandemi sürecinin iletişim çalışmalarına etkileri ekseninde olup medya ve iletişimin birçok alanını kapsamaktadır.
Yaşamımızın her aşamasını önemli ölçüde dönüştüren dijitalleşmenin iletişim çalışmaları üzerinde de etkisi olması oldukça doğaldır. Özellikle dijital yaşamla iç içe olduğumuz pandemi sürecinde yeni iletişim teknolojilerinin medya, iletişim, halkla ilişkiler ve pazarlama alanlarına etkilerini yadsımamak gerekir. Bu bakış açısıyla kitapta, pandeminin iletişim çalışmalarını ne şekilde yönlendirdiğinin yanı sıra geleneksel medya gücünü ve güçsüzlüğünü de ortaya koyan çalışmalar yer almaktadır.
Bu kitapta yer alan bölümlerin daha sonraki akademik çalışmalara öncülük etmesi ve yaşamın ayrılmaz bir parçası olan iletişim ve kitle iletişimi olgularına ilgi duyan tüm kitapseverlerin ilgiyle okumaları dileğiyle...
D. Zafer İnkaya, E. Funda İnkaya Horoz Dağınıklığın dışında yalınlığı bulun. Uyumsuzluktan uyumu bulun. Fırsatlar, zorlukların tam ortasındadır.
Albert Einstein

BOL GÖRSELLİ, BASİT, ANLAŞILIR BİR ORGANİZASYON YÖNETİMİ REHBERİ

insan kaynaklan profesyonellerinden yöneticilere öğrencilerden, tüm çalışanlara; organizasyonun bir bütün olarak, daha verimli çalışması için nasıl tasarlanabileceğinin ipuçları!

Biliyor musunuz?

Bir organizasyonun en önemli unsurları nelerdir?

Bir bölümü yönetebilmek için en uygun ast sayısı nedir?
Organizasyon şemasını ilk kim çizmiş?
Dünyada kurulmuş ilk bilinen şirket hangisi?
İş yeri dedikodularına yılda ne kadar saat harcıyoruz?
Nizâmülmülk yetki devri için ne dedi?

Hadi, daha fazlasını da gelin birlikte keşfedelim!
Cansel Nuray Aksoy Maliye ve para politikalarından oluşan ekonomi politikaları içinde, para politikalarını belirleyen merkez bankaları kararlarının, finansal piyasaları yönlendirme ve ekonomik birimlerin beklentilerini şekillendirmede belirleyici rol oynadığı bilinmektedir. Kitabımızda, para politikası ve araçları ile bu araçlarda önemli yeri olan TCMB kararlarının Türkiye’deki halka açık bankaların kârlılık performansı üzerine olan etkileri, bir modelleme temelinde incelenerek bu etkilerin sonuçlarına yer verilmiştir.
Emel Bahar Dünyanın küreselleşerek tek bir pazar hâline gelmesi, artan toplumsal duyarlılık, insan haklarına verilen önemin artması, çevre kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaşması, müşteri ve işgörenlerin istek ve beklentilerinin yükselmesi gibi nedenler iş dünyasında iş ve meslek etiği kavramlarını her zaman olduğundan daha önemli hâle getirmiştir.
Öte yandan makineleşme ve kitlesel üretim, piyasada ürün çeşitlerinin ve benzer ürünlerin artmasına yol açmış, rekabet avantajı elde edebilmenin enstrümanları değişmiş, toplumsal bilincin ve duyarlılığın da artması işletmeleri, ekonomik birimler olduğu kadar sosyal birimler olmaya yöneltmiştir. İşletmeler -paydaşları nazarında- itibarlarını ve marka değerlerini yükseltebilme gayreti içindedirler. Bunun için de yöneticiler, etik davranış ilkeleri geliştirmek ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmek konusunda ciddi adımlar atmaya zorlanmaktadırlar.
Toplumdaki beşerî sermayenin sadece teknik açıdan değil etik açıdan da kaliteli hâle getirilmesi önemlidir. Bu nedenlerle etik bilinci geliştirmek ve yerleştirmek adına kurum ve kuruluşlarca etik eğitime, üniversitelerin öğretim programlarında da etik derslerine yer verilmeye başlanmıştır.
Bu amaçla hazırlanmış olan kitabımızın ilk bölümünde etik ve ahlak kavramları irdelenmiş, ikinci bölümde etik kuralları, sistemleri, düzeyleri ve etik davranışa yer verilmiştir. Üçüncü bölümde meslek etiği konusu detaylı incelenmiş, sonraki bölümde mesleki yozlaşma ve etik dışı davranış sonuçları, son bölümde ise etik konusu işletme fonksiyonları açısından ele alınmış ve işletmelerin sosyal sorumluluk çalışmalarına yer verilmiştir.
Kitabın etik davranışa ve etik bilinçlenmeye katkı sağlamasını diliyoruz.
Nuran Öztürk Başpınar, Demet Çakıroğlu İnsan yaşamının büyük bir parçasını oluşturan meslek yaşamının kendine göre kuralları ve etik anlayışı vardır. Meslek etiği kurallarına uygun davranış gösteren meslek mensupları, verdikleri hizmetin doğruluğu ve haklılığı karşısında, mesleki çevrede yer alan tarafların güvenini ve saygısını kazanır. Vicdanen rahat olur. Bilgi ve yeteneklerine daha çok güvenir. Mesleki yozlaşma ve etik dışı davranışların sonuçları ise tükenmişlik, özgüvenin yitimi, bireysel doyumsuzluk, mutsuzluk, örgütsel ve mesleki bağların zayıflaması, iş kalitesinin önemsenmemesi, yanlış bilgilendirme, bilgi saklama, cinsel taciz ve özel hayata müdahale olarak görülebilir. Herhangi bir mesleğin uygulanmasında meslek elemanları etik dışı davranışlardan ne kadar kaçınır ve meslek etiğine ne kadar bağlı kalırlarsa o meslek toplum gözünde o kadar saygı ve güven kazanır. Mesleki etik ilkelere uygun davranışların benimsenmesini hedefleyen eser; gerçek iş yaşamı izleriyle dolu örnek olaylarla, öğrenilenleri pekiştirme fırsatı da sunmaktadır.
Hüseyin Ali Kutlu İlk insandan günümüze savaşlar, cinayetler, hırsızlıklar, istismarlar, yolsuzluklar, rüşvetler bitmedi ve bitmeyecek. Tüm bunların sebebi olan insanların ıslahı ancak temel insani değerler ve ahlaki kuralların yaygınlaştırılması ve hukuki yaptırımların desteği ile mümkün olacaktır. İnsanlık nüfusunun hızlı artışı, eskiye oranla çok daha karmaşık iş ilişkileri ve ekonomik yapı, insanların ahlaki değerlere daha çok ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. İnsanlar mal ve hizmet aldıkları işletmelere güvenmek ister. Bu güvenin tesisi, meslek icra edenlerin etik değerlere bağlı davranışlarıyla mümkün olacaktır. Her mesleğin kendine özgü etik değerleri ve kuralları vardır.
Meslek Etiği isimli bu kitapta; etikle ilgili temel kavramlar ve teoriler ele alınmakta, meslek etiği çok boyutlu olarak incelenmektedir.
Yıldız KUZGUN İnsanın özünü gerçekleştirmesi, ekonomik özgürlüğünü kazanması ve toplumda saygın bir yer edinmesi için niteliklerine uygun bir meslek sahibi olması gerekir. Kişinin kendine uygun bir mesleği bulabilmesi çok küçük yaşlarda başlar. Bir yandan yeteneklerini, ilgilerini ve değerlerini tanıma, diğer yandan toplumdaki eğitim ve iş seçeneklerini araştırma çabaları ile sürer ve zaman zaman verilen kararlarla gerçekleşir.
Bilim ve teknolojideki hızlı değişim, tek bir meslekle ömrü tamamlama devrini kapatmış, insanların yaşamları boyunca en az üç meslek değiştirmek zorunda olacağı bir çalışma yaşamı yaratmıştır. Bu durumda insanlar ömür boyunca bir yandan niteliklerini değerlendirme ve geliştirme, bir yandan da yeni çalışma alanları bulma gereği duymaktadırlar.
Bu kitapta; okul öncesi dönemden başlayarak meslek yaşamının sonuna kadar bireylerin meslek seçme kararını vermelerini etkileyen etmenler ve bu konuda geliştirilmiş yardım teknikleri, araştırma bulguları ile desteklenerek açıklanmıştır.
Yaşam boyu meslek gelişimi anlayışı ile hazırlanan bu eserin, sadece meslek danışmanlığı alanında eğitim görenlere değil istihdam kurumlarında görevli meslek danışmanlarına, insan kaynakları alanında görev yapan elemanlara da yararlı olacağı umulmaktadır.
Birkan Durak “Matematik esas olarak sabır olayıdır. Belleyerek değil keşfederek anlamak gerekir.”
Cahit ARF
Matematiğin kullanılmadığı bilim dalı neredeyse yok gibidir. Bu kapsamda matematik öğretimine ülkemiz eğitim hayatında ayrı bir önem verilmektedir. Matematiksel düşünce yöntemini öğrenerek ve hayatımıza uygulayarak karşılaşacağımız problemlere daha uygun çözümler üretebiliriz.
Bu kitap; üniversitelerin Meslek Yüksek Okullarının çeşitli programlarında öğrenim görmekte olan öğrencilerin matematiği sevmeleri ve matematikte başarılı olmaları amacıyla hazırlanmıştır.
Kitap, toplam on bölümden oluşmaktadır. Her bölümün sonunda, bölüm içerisinde çözülen örneklere benzer sorular yer almaktadır. Bu anlamda bölüm sonu sorularının öğrenciler tarafından çözülmesi hâlinde verimli bir öğrenme sağlanacaktır.
Tüm öğrencilere ve akademisyenlere faydalı olması dileğiyle...
Musa Küçük Mesleki Yazışma ve Yazışma Teknikleri kitabı, ders kitabı olmasının yanı sıra tüm büro çalışanlarının kullanabileceği, hatta herkesin faydalanabileceği bir içerikte hazırlanmıştır. Tüm üniversitelerin Meslek Yüksekokulları, Büro Yönetimi, Sağlık Hizmetleri, Mahalli İdareler, Özel Güvenlik Bölümleri Yazışma Teknikleri ve Mesleki Yazışmalar ders müfredatına göre düzenlenmiştir. Tüm öğrencilerin öğrencilik hayatında ve mesleki hayatında kullanıp faydalanabileceği bir kitaptır. Kitap içeriğinde, İletişim, Yazışma İlkeleri, Güzel Konuşma ve Yazma, Resmî Yazılar, İş Mektupları, Dilekçeler, Rapor ve Raporlama Teknikleri, Elektronik Belge Yönetim sistemi(EBYS) ve Özel Yazılarla ilgili örnekler ve bilgiler yer almaktadır. Umarım herkese faydalı olur. Hayat öyle şaşırtıcıdır ki neyle karşılaşacağınızı bilemezsiniz fakat bu kitap öyle değildir.'
Öznur KOÇ Kurum ve kuruluşların iş süreçlerinin etkinliğinin sağlanmasında önemli bir faktör olan iletişim ve iletişim biçimleri, hem bireysel hem de kurumsal ilişkilerin gelişmesinde büyük bir role sahiptir. Bu kitapta yazılı iletişimi oluşturan, resmi yazışma esasları ve örnek uygulamalar, iş (ticari) yazıları ve örnek uygulamalar ile özel yazılar hakkında detaylı bilgi verilmeye çalışılmıştır.
Resmi yazışma uygulamaları, Başbakanlığa bağlı İdareyi Geliştirme Başkanlığı tarafından yayımlanan “Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller” başlıklı 2004 yılındaki en son genelge çerçevesinde anlatılmaya çalışılmıştır. İş yazıları ile ilgili olarak ise, Türk Standartları Enstitüsü tarafından “İş Yazılarının Düzenlenmesi” adlı TS 1390 doküman nolu standart 1975 tarihinde hazırlanmış olup halen yürürlüktedir. Kitabın iş yazıları ile ilgili bölümü bu standart çerçevesinde hazırlanmıştır.
Bu kitap, mesleki yazışmalar konusunda eğitim alan öğrenciler ile kurum ve kuruluşlarda görev yapan çalışanların yazılı iletişim konusundaki ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hazırlanmıştır.
Emel Selimoğlu Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini sağlıklı yürütebilmelerinde, örgüt iç ve dış çevresi arasındaki gelişmeleri takip edebilmelerinde kanıtsal niteliğe sahip mesleki yazışmalar büyük önem arz etmektedir.
Kamu-özel kurum ve kuruluşlar için önemli olan yazışma yöntem ve tekniklerinin doğru kullanılması ve standartlara uygun bir şekilde yazılması, yazışmaların belirli plan dâhilinde yürütülmesi gerekliliğinden yola çıkılarak hazırlanan bu kitabın ilk bölümünde iletişim ve yazılı iletişimin önemi, yazışma ve yazım kuralları açıklanmaktadır. İkinci bölümde; yazışma türleri, resmi yazılar, Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller Hakkındaki Yönetmelik esas alınarak örneklerle işlenmektedir. Ayrıca iş yazıları çeşitleri, biçimsel ve içerik düzenlemeleri örneklerle açıklanmaktadır. Üçüncü bölümde; bilgi ve iletişim teknolojileri, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yazılı iletişime sağladığı avantajlar ve kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda bilgi verilmektedir. Dördüncü bölüm; resmi ve iş yazı örnekleri, yönetmelikler ve örnek uygulamaları içermektedir.
Emel Bahar Bilgi teknolojileri, iş dünyasında bilgi transferini hızla gerçekleştirecek zeminler oluşturmuş; kâğıtlardan arındırılmış sanal ofisler sayesinde yazışmalar elektronik ortamda üretilir, imzalanır ve hedef alıcılara iletilir hâle gelmiştir. Her ne kadar iletişimin görsel-işitsel yöntemlerle yapılması yaygınlık kazansa da yazılı iletişim, iş dünyasındaki önemini ve ağırlığını hâlâ hissettirmektedir. Kitabımız, yazışma eğitimi alan, iş hayatında yazışma yapan, yazışmayla ilgilenen herkes için faydalı olması amacıyla güncel yönetmelik çerçevesinde hazırlanmış ve bütün yazışma türleri, bol yazışma örnekleri sunularak açıklanmaya çalışılmıştır. Kitabın içeriğinde, iletişim, yazılı iletişim, yazışma teknikleri ve yazma süreci, resmî yazışmalar, iş (ticari) yazıları, özel yazışmalar, elektronik yazışmalar (EBYS), formlar, rapor hazırlama teknikleri ve belge işlemleri gibi bölümler yer almaktadır.
Bülent Şen Bugün hız ve teknoloji dünyasında yaşıyoruz. Ancak her geçen gün yaşamımız biraz daha karmaşıklaşıyor ve bu nedenle birçoğumuz giderek daha fazla mutsuz oluyoruz. İnsan, konforu artarken, duygusal dünyasından her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor. Bugüne kadar insanın yaşamda başarısı ve mutluluğu için; düşünen beyin, mantık ve bilişsel zekâ önemseniyordu. Son 30 yılda yapılan araştırmalar duygusal zekânın önemini ortaya çıkarmıştır. Duyguların akıllıca kullanımı ve olgun insan olma yolculuğu olarak tanımlayabileceğimiz duygusal zekâ; kişinin hem kendi hem de başkalarının duygularını fark ederek onları doğru bir şekilde okuyabilmesinde, bu süreçten elde ettiği bilgiyi, düşünce ve davranışlarında kullanarak karşısındakilerle olumlu ilişkiler kurabilmesinde ve çevresinden gelen baskı ve taleplerle başarılı bir şekilde baş edebilmesinde kişiye yardımcı olan; kişisel, duygusal ve sosyal yeterlik ve beceriler dizinidir. Duygusal zekâsı yüksek bireylerin iş ve sosyal yaşamlarında daha dengeli, başarılı ve mutlu oldukları görülmektedir.
Kitapta; duygusal zekânın aile, eğitim ve iş yaşamında daha kolay anlaşılıp uygulanabilmesi için metaforlardan ve hikâyelerden faydalanılmıştır. Yeni bir bakış açısı getirerek bizi yeni diyarlara götürecek her düşünce, söz metaforiktir. Metaforlar, bizim zaten doğrularını bildiğimiz, ancak bir şekilde hayatımıza uygulayamadığımız güzel davranışları, somut bir örnekten hareketle - bize farkındalık yaşatarak - soyut bir anlam çıkarmamıza ve içselleştirerek onları hayatımızda kolayca uygulayabilmemize olanak veren ifadelerdir.
Atiye Pınar Ateş, Aybike Yalçın-İspir, Bahadır Avşar, Banu Küçüksaraç, Duygu Saraçoğlu, Emre Cihan Ateş, Enis Karaarslan, Erkan Bostancı, Fatma İrem Konyalıoğlu, Figen Büyükakın, Gökçe Çobansoy Hızel, Gülçin Büyüközkan, Hakan Kayakökü, Harun Türker Kara, Hasan Tınmaz, Kürşad Özkaynar, Mehmet Metin Uzun, Mehmet Serdar Güzel, Mehmet Şahiner, Nida Gökçe Narin, Nur Meriç Afacan, Osman Gazi Güçlütürk, Özgür Bayram Soylu, Savaş Zafer Şahin, Seda Karagöz Zeren, Senem Yazıcı Yılmaz, Sevgi Salman Ünver, Şebnem Özdemir, Şehnaz Baltacı, Tuba Parlar, Uğur Sırvermez, Yiğit Anıl Güzelipek Son elli yılda geliştirilen teknolojilerin neredeyse tamamının toplumlara hem faydası hem de zararı dokunmuştur. Zaman zaman bu zarar, atom bombası örneğinde olduğu gibi güç savaşı veren kişilerin yönetiminde etik açıdan sorunlu ve devasa boyutlara ulaşmıştır. Dolayısıyla, bir teknolojiden veya birden çok teknolojinin bileşkesi olarak ortaya çıkabilecek yeniliklerden bahsederken konuyu hem teknik hem de sosyal ve beşerî açıdan ele almak, bunu yaparken endüstriyi, iş gücünü, rekabeti ve belli başlı sektörleri nasıl dönüştürebileceğini de sunmak gerekmektedir. Her biri kendi alanında uzman 32 yazarımız ile konuyu çok disiplinli şekilde ele aldığımız bu kitapta Metaverse ile ilgili sorularınızın tamamına cevap bulacaksınız. Çoğu kişi tarafından yalnızca bir sanal gerçeklik gözlüğünden ve sanal bir ortamdan ibaret sanılan Metaverse'ün aslında ne kadar kapsamlı, dönüştürücü ve belki de yıkıcı olabileceğini görecek, önümüzdeki 10-20 yıllık süre zarfında gerçekleşmesi muhtemel durumlar hakkında bir öngörü sahibi olacaksınız. Keyifli okumalar.