İşletme ve İktisadi Bilimler \ 16-35
Abdulkadir Özdemir, Benan Kurt Yılmaz, Cansu Erol, Cemal Yüksel, Ebru Gökalp, Gülay Ekren, Leyla Özgür Polat, Melek Şardağ Karabulut, Mukadder Bektaş, Murat Tahir Çaldağ, Müge Klein, Nurcan Alkış Bayhan, Umur Ejder Halhallı, Vildan Ateş, Zehra Fırat Teknolojik gelişmelerdeki değişimin hızlı temposuna ayak uydurmaya çalışan birçok kuruluş için iş süreçleri yönetimi (Business Process Management, BPM), dijital dönüşümde ustalaşmanın ve iş modellerini yenilemenin bir anahtarı olarak görülmektedir.
İş Süreçleri Yönetimi: Kavramlar, Araçlar ve Teknolojiler başlıklı bu kitap, iş süreçlerinin etkili yönetimini gerektiren temel bilgilerin yanı sıra iş süreçlerinin etkili yönetimine atfedilen araçlar, kavramlar ve teknolojilerle ilgili güncel bilgiler sunmaktadır.
Kitapta, süreç modelleme, süreç optimizasyonu, iş akış yönetimi, süreç otomasyonu, süreç madenciliği, süreç analizi gibi temel konuların yanı sıra dijitalleşme, bulut bilişim, sosyal medya, büyük veri, iç kontrol, yönetim yetkinlikleri, liderlik, kültür gibi kritik konular iş süreçleri yönetimi çatısı altında alanında uzman akademisyenler tarafından ele alınmıştır.
BPM alanının en iyi uygulamaları ile ilgilenen uygulayıcıların, işletme yöneticilerinin, araştırmacıların, akademisyenlerin, lisans ve lisansüstü öğrencilerin bu kitabın her bölümünü okumaktan keyif almasını umuyoruz.
Kitapta ele alınan bazı konular şu şekildedir:
• İş Süreçleri Yönetimi Yaşam Döngüsü
• İş Süreçlerinin Modellemesi
• Süreç Madenciliğinin Temelleri
• İş Süreçleri Yönetimi ve Robotik Süreç Otomasyonu
• Dijitalleşme ve İş Süreçleri Yönetimi
• İş Süreçleri Yönetimi ve Bulut Bilişim
• İş Süreçleri Yönetimi ve Sosyal Medya
• İş Süreçleri Yönetimi ve Büyük Veri Analitiği
• İş Süreçleri Yönetiminde İç Kontrol
• İş Süreçleri Yönetiminde Yönetim Yetkinlikleri
• İş Süreçleri Yönetiminde Liderlik
• İş Süreçleri Yönetiminde Kültür
Kenan Ören Bu kitap, İş ve Sosyal Güvenlik alanında yapılan en son değişiklikler ile güncelleşmiş haliyle hazırlanmış ve örnek olaylarla desteklenmiş bir kitaptır. İşçinin gerek bireysel ve gerekse toplu iş ilişkileri ve bu ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıkların ve hak ihlâllerinin halli için gerekli kanunlar, örnek uygulamalar ve bazı Yargıtay kararlarıyla takviye edilmiş bu kitap, sadece işçiler için değil aynı zamanda onlarla ilintili tüm toplum için gerekli olan önemli bilgileri içermektedir. Bu bağlamda işçinin ihbar ve kıdem tazminatı, iş güvencesi çerçevesinde işe iade davası, işsizlik sigortası gibi hayatî önem taşıyan faktörler örnek uygulamalarla birlikte sunulmaya çalışılmıştır. Şurası iyi bilinmelidir ki, bir “İş Sözleşmesi (Hizmet Akdi)” ile çalışan ve “işçi” statüsü taşıyan her bireyin bu kitaptan alacağı ve faydalanacağı çok önemli dersler bulunmaktadır. Diğer taraftan, her bir İşçinin, bilhassa iş sözleşmesinin sona erdirilmesinden kaynaklanan haklarını elde edebilmesi için, öncelikle bu haklardan hakkıyla haberdar olması gerekmektedir. İşte bu kitap, işçinin gerek iş hukuku bağlamında ve gerekse sosyal güvenlik bağlamında mevcut olan haklarını ayrıntılarıyla takdim eden etkin bir kitap haline getirilmeye çalışılmış bir kitaptır.
Ahmet Bülend Göksel Değerli Okurlar,
İş Yaşamına Küçük Küçük Tüyolar adını taşıyan bu kitabım, çeşitli tarihlerde yazılmış ve farklı gazetelerde yayınlanmış, iş yaşamında karşı karşıya kalınan birçok hususu konu edinen yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşturulmuştur.
Akademisyenliğin yanı sıra İZSİAD, EGOD gibi reel sektörde faaliyet gösteren yöneticiler tarafından kurulan birçok dernekte çeşitli zamanlarda yapmış olduğum gönüllü çalışmalar, Reklam Kurulu, Basın İlan Kurumu gibi kurul ve kurumlarda resmi olarak almış olduğum görevler ve tabii ki akademisyenlik yaşantımda akademik birimlerde rektör, dekan, müdür olarak yapmış olduğum çalışmalar sırasında karşı karşıya kaldığım ve/veya yaptığım görüşmeler sırasında bana aktarılan konular hakkında yazılan bu yazıların her biri ayrı bir kitap olabilecek içeriğe sahip olup bir gazete yazısı içerisinde olabildiğince kapsamlı olarak ele alınmıştır.
Bu nedenle akademik olmaktan daha çok uyarıcı ve yol gösterici mahiyettedir.
Bazılarının yazılmalarının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen nerede ise tamamının güncelliğini koruyor olması nedeni ile hiçbir satırına dokunmadan kitaba aldığım bu konuların sizlerin de ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
Güler Tozkoparan 21. yüzyılın iş dünyası, önceki yüzyıllara göre çok daha rekabetçi, daha hızlı, daha dinamik ve teknoloji ile daha iç içedir. Yaşanan hızlı ve keskin gelişmeler, işletmeleri ve çalışanlarını da etkilemekte, önceleri daha çok bireysel stresten söz edilirken günümüzde yoğun şekilde hem bireysel hem de örgütsel stresten söz edilmektedir. İş yaşamındaki stresi anlatan örgütsel stres kavramı, özellikle de hastalıklar, devamsızlıklar, verimsizlik, düşük performans, iş doyumsuzluğu, tükenmişlik ve iş gücü devrinin yol açtığı maliyetler nedeniyle sadece işletmeleri değil, çalışanları ve çalışanların ailelerini de etkileyen, bireysel, örgütsel ve toplumsal düzeyde önemli sonuçlar doğuran bir olgu hâline gelmiştir.
Stresin, iyi yönetildiğinde harekete geçirici ve motive edici etkisi nedeniyle davranış ve sonuçlara olumlu yansımaları söz konusu olurken iyi yönetilemediğinde ise tam tersi bir etkisi ortaya çıkmaktadır. Bu kritik dengede, bireylerin stresi tolere etme düzeyleri önemli olduğu kadar işletmelerin stresle mücadele konusunda aldığı önlemlerin de büyük rolü vardır. Ancak uygulamada, ne yazık ki yöneticilerin çoğu, stres kaynaklarını ya görmezden gelmekte ya bu stres kaynaklarının hiç farkına varamamakta ya da çok geç farkına varmakta, farkına vardığında ise önlem alma konusunda geç kalmaktadırlar. Stresle mücadele konusunda geç kalınmasının maliyetinin ise çok yüksek olduğu, yapılan araştırmalarla da kanıtlanmış durumdadır. Bu nedenle öncelikle stres kaynaklarının tanınması, konuyla ilgili önlem alınmasında anahtar rol oynamaktadır. Böylece, “sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmak” metaforunda olduğu gibi görünen sebeplere değil, kaynağa yönelik önlemler alınarak yaşanan sıkıntıların giderilmesi daha akılcı ve kalıcı olacaktır. Bu doğrultuda çalışmada, öncelikle stres olgusu açıklandıktan sonra, stres kaynaklarının neler olduğu, sonuçları ve stresin azaltılması konusunda yardımcı olacak yöntem ve teknikler detaylı şekilde anlatılmıştır.
Ünsal Sığrı • Gerçek lider, mutlaka büyük işler başaran değil insanların büyük işler başarmasını sağlayan kişidir.
• Küçük insanlar, kişileri; normal insanlar, olayları; büyük insanlar, fikirleri.
• İstediğinizi elde edemediğiniz anda, elde ettiğiniz şey tecrübedir.
• Cevapların hepsini öğrendiğiniz zaman, sorular değişmiş olur.
• Kaynaklarınızı genişletemiyorsanız ufuklarınızı genişletin.
• İyi bir konuşma, gerektiği kadar ve kısa olmalıdır.
• Değişim, bir slogandan, bir cümleden ya da bir kitaptan dolayı gerçekleşmez, eylem ile gerçekleşir.
• Gözlerinizi hedefinizden ayırırsanız engelleri görmeye başlarsınız.
• Başarılı insanlar, problemleri kabullenir, onlara çözüm bulurlar. Başarısızlar, çözümleri kabullenir, problem bulurlar.
• Birisine güvenmiyorsanız onunla çalışmayın, çalışıyorsanız güvenin.
• Kendilerine ait hiçbir hayali olmayanlar, sizinkileri de göremezler.
• Ne zaman karşıma çok zor gözüken bir problem çıksa aklıma hep, kolay olmadan önce her şeyin ne kadar zor gözüktüğünü getiririm.
• Bir insanın sahip olabileceği en büyük hazine, tutkuyla yaptığı bir iş için para ödeniyor olmasıdır.
Hale Eda Akduru Kıskançlık, uzun vadede hem bireylere hem de örgütlere zarar verebilen, örgütsel işleyişi sekteye uğratan, çoğu zaman verimsizlik, motivasyon düşüklüğü, huzursuzluk ve çatışmalara neden olabilen bir kavramdır. İnsanlık tarihi boyunca varlığını sürdüren bu güçlü duygunun doğru yönetilmesi için kişilerin kıskançlık davranışlarının arkasında yatan temel nedenlerin anlaşılması gerekmektedir.
Bu kitapta, negatif örgütsel davranışların bir türü olarak kıskançlık kavramı, kuramsal temelleri, bireylerde kıskançlık duygusunun oluşumuna neden olan faktörler, bir kıskançlık türü olarak iş yeri kıskançlığı ve başa çıkma yöntemleri anlatılmıştır.
Ayrıca bilgi üretmekle sorumlu olan akademik örgütlerde iş yeri kıskançlığı metaforunun varlığına, sebeplerine, hangi şekillerde göründüğüne, yarattığı neticelere, bireysel ve örgütsel anlamda akademik kıskançlığı önlemeye yönelik önerilere yönelik yapılan bir araştırmanın sonuçları da paylaşılmıştır.
Zeynep Oktuğ İş yaşamı herkes için farklı anlamlar barındırsa da çalışanların birçoğu iş yerindeki stresli ortamdan, zorlayıcı koşullardan söz eder. İşin birey tarafından nasıl algılandığı çeşitli etkenlere bağlıdır. Yaş, kıdem, deneyim gibi unsurların yanı sıra bireysel özellikler de önemli roller üstlenir. İşe yüklenen anlam yıllar içinde değişse de iş yaşamının yıpratıcı yanlarıyla hiç karşılaşmamak pek mümkün görünmemektedir.
Bireyin yaşam olaylarını algılayış biçimi, düşünce ve duygularının ne yönde gelişeceğinin en önemli belirleyicisidir. İş yaşamının bazen stresli bazen de keyifli olarak algılanması son derece doğaldır. Stresli ya da keyifli olarak algılanmasını sağlayan unsurlar üzerinde çalışmak ise bireyin bakış açısının hangi koşullarda değişiklik gösterebileceğine ışık tutar. Zorlayıcı iş deneyimlerinin, geliştirici deneyimler olarak görülmesi mümkündür. Ancak bireylerin alıştıkları biçimde düşünmeleri otomatik olarak gerçekleşir. Çoğu zaman farkında dahi olmazlar. Bu yüzden düşünce alışkanlıklarını değiştirmek zordur.
Mizah, alışılagelmiş düşünme biçimlerini sorgulamak ve bireyin iyi oluşuna olumsuz yansıyanları değiştirmek için önemli bir kaynaktır. Mizahi bakış açısını yaşamın her anında ve her alanında sürdürmek mümkün olmaz. Ancak mizah, iş yeri gibi zorlayıcı koşulların var olabileceği ortamlarda, bireyin iyi oluşunu koruyucu ve geliştirici bir unsur olarak işlev gösterebilir. Bu kitap, mizahın çalışma yaşamında hangi koşullarda ve ne şekilde etkili olabileceğinin belirlenmesine katkı sağlamayı hedeflemekte, aynı zamanda mizahın çalışan tutumlarıyla ve örgütsel sonuçlarla ilişkisini ortaya koyarak, yapıcı yönde kullanıldığı takdirde iş yerinde verimliliği artıran bir unsur olabileceğinin altını çizmektedir.
Ahmet Erkuş, Ebru Günlü Küçükaltan, Engin Deniz Eriş, Hakkı Okan Yeloğlu, Hande Sinem Ergun, Olcay Bige Aşkun, Pınar Süral Özer Bu kitap, her insanın yaşamının en az bir döneminde bir şekilde deneyimlediği, ne olduğunu bildiği ancak tanımlamakta güçlük çektiği, bugün bireysel bir sorun olmanın ötesine geçerek toplumsal boyutta bir soruna dönüşmüş yalnızlık olgusuna odaklanıyor.
İnsanlık tarihi boyunca felsefeden sanata izlerini sürebileceğimiz, pek çok farklı disiplinden araştırmalara konu olan ve son dönemde özellikle örgütsel davranış alanında da artan oranda ilgi gören yalnızlığın örgütlü ortamda farklı görünümlerini çok yönlü tartışmaya duyulan gereksinim bu kitabın yazarlarını bir araya getiren itici güçtür.
Amaç, yalnızlığa bugüne kadar üzerinde odaklanılmamış farklı pencerelerden bakarak iş yerinde yalnızlık olgusuna ilişkin alan yazındaki boşlukların doldurulması için güçlü bir zemin yaratabilmek olduğu kadar iş yaşamında konumu ne olursa olsun yalnızlık deneyimleyenlere bu deneyimde yalnız olmadıklarını anımsatarak yaşadıkları sıkıntıyı bir nebze olsun hafifletebilmektir.
Kitabın, alandaki bilim insanlarına yeni araştırmalar için taze bakış açıları kazandırmanın ötesinde iş dünyasının önemli açmazlarından biri olan yalnızlığa bireysel ve kurumsal düzeyde iyileştirici etkiler yaratmaya katkı vermesi beklenmektedir.
Bu doğrultuda alanında uzman yedi akademisyen kaleme aldıkları her biri birbirinden bağımsız ancak birbirini bütünleyen bölümlerden oluşan eser ile okuyucularının yalnızlıklarına dokunarak, onları iş yaşamındaki deneyimleri üzerine düşünmeye davet ediyor ve iş yerinde yalnızlığı öncelikli gördükleri boyutlarda tartışmaya açıyor.
Abdullah Yılmaz, Alptekin Develi, Cihat Erbil, Ebru Ertürk, Ebru Gökalp, Engin Deniz Eriş, Hande Ulukapı Yılmaz, Meral Çalış Duman, Müge Klein, N. Öykü İyigün, Selma Kılıç Kırılmaz, Serdar Çakan, Tuğba Karaboğa, Zehranur Sanioğlu Tanış Bu eser, işletmelerin tüm yapı ve süreçlerini gözden geçirmelerini sağlayan dijitalleşme ve dijital dönüşüm sürecini farklı boyutlarıyla ele alma amacıyla ortaya çıkmıştır. Ülkemizin birbirinden güzide on iki farklı üniversitesinden, alanlarında ve özellikle dijitalleşme ile dijital dönüşüm konularında yetkin on dört bilim insanının imzasını attığı eserde; dijitalleşme ve dijital dönüşümün temelleri, e-iş ve akıllı işletmeler, dijital dönüşüm ve yönetimi, dijital dönüşümün işletme yapı ve süreçlerine yansımaları arasında yer alan DAO'lar, dijital liderlik, dijital girişimcilik ve dijital sermaye kavramları ile değişen çalışma yaşamı bağlamında dijital insan kaynakları yönetimi, dijital kariyer ve yönetimi, dijital çalışma şekilleri, çalışma yaşamının geleceği, diğer yandan dijital olgunluk ve sürdürülebilirlik, siber güvenlik ve son olarak eleştirel yönetim çalışmaları perspektifinden dijitalleşme başlıkları ele alınmıştır.
Eserin; işletme ve yönetim organizasyon literatürüne, lisans ve lisansüstü düzeyinde eğitim gören öğrencilere, kamu ve özel sektör temsilci ve yöneticilerine ve konuya ilgi duyan okuyucularına faydalı olması umulmaktadır.
Afife Başak Ok, Aslı Göncü-Köse, Derya Karanfil , Dilara Çavdar, F. Pınar Acar , H. Canan Sümer, Meltem Düzgün, S. Arzu Wasti, Yonca Toker-Gültaş Nezaketsizlikten istismara, ayırımcılıktan cinsiyetçiliğe, cinsel tacizden kurumsallaşmış kötü muameleye… “İş hayatında kötü muamele” çok farklı biçimlerde karşımıza çıkabilmektedir. Bu kitapta, kötü muamelenin ülkemizde yaşanan farklı biçimleri ayrıntılı bir şekilde mercek altına alınırken bir yandan da nasıl önlenebileceği ve müdahale edilebileceğine ilişkin perspektiflere ışık tutulmaktadır. Kitap aynı zamanda sadece iş hayatında kötü muameleyi merak edenler için değil, aynı zamanda bir konunun nasıl etraflı, akademik titizlikle çalışılması gerektiğini öğrenmek isteyenler için de çok önemli bir referans niteliği taşımaktadır.
PROF. DR. G. CANAN ERGİN
Özyeğin Üniversitesi, Psikoloji Bölümü
O.C. Ferrell - Geoffrey A. Hirt - Linda Ferrell, McGrawHill Alanın temel kavramlarını verirken girişimcilikten, işletme yönetimine, iş etiğinden, yönetimin doğasına, örgüt kültürü ve yapısına, sosyal ağlardan, pazarlama ve finansal sistemlere kadar birçok konuya değinen bu kapsamlı kitap, 16 bölümden ve 6 ana kısımdan oluşuyor. İlk kısımda, 'değişen dünyada işletme' kapsamında okuyucular temel ekonomik bilgileri, iş etiğinin önemini ve küresel ticareti ilgilendiren üç önemli bölüm bulacaklar. İki bölümden oluşan ikinci kısım, iş kurmak ve büyütmek isteyenlerin yararlanacağı önemli bilgiler içeriyor. Yönetimin temelleri, örgüt teorisi temelleri, üretim ve işlemler yönetimi üçüncü kısımda yer alıyor. İnsan kaynakları ile ilgili iki bölüm ve pazarlama alanını irdeleyen üç bölüm dördüncü ve beşinci kısımların konularını oluşturuyor ve son olarak altıncı kısım; finans, muhasebe ve sermaye piyasaları konularına değinirken okuyuculara güncel bilgiler aktarıyor.
Her bölümün sonunda yer alan kariyer öğütleri ile öğrencileri ayrıca işletme alanında değişik kariyer imkânları ile de tanıştırmayı amaçlayan İŞLETME, özellikle 4. basımında çeşitli yenilikler eklenerek ve güncellemeler yapılarak örnekler ve yeni uygulamalar ile daha da zenginleştirilmiştir.
Gazanfer Erbaşlar İşletme 1 başlığı ile yazılan bu kitap, toplam dokuz bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde; işletme başlığı altında işletmecilik, ekonomi, üretim ögeleri, işletme kavramı, girişimci, işletme amaçları, işlevleri, kuruluş ve büyüme, etik kurallarla ilgili genel kavram ve tanımlara yer verilmiştir. İkinci bölümde yönetim ana başlığında yönetimin, yöneticinin, örgütlenmenin, yöneltmenin, iletişim ve denetim kavramları anlatılmıştır. Bu iki işlevden sonra işletmenin işleyişinin irdelendiği, ana işletme fonksiyonlarından, insan kaynakları yönetimi tüm detayları ile üçüncü bölümde incelenmiştir. Dördüncü bölüm, pazarlama ilkelerine ayrılmış ve bu bölümde pazar, pazarlama ile ilgili ana kavram ve tanımlar işlenmiştir. İşletmelerde ana fonksiyon olma özelliği olan üretim sistemleri yönetimine beşinci bölümde yer verilmiştir. Altıncı bölümde, çağdaş işletme işlevlerinden işletme bilgi sistemi anlatılmıştır. Yedinci bölüm, yardımcı işletme fonksiyonu olan muhasebeye ayrılmıştır. Sekizinci bölümde, finansal yönetim, dokuzuncu ve son bölümde ise, günümüzün işletme modelleri arasında önemli yer tutan çok uluslu işletmeler irdelenmiştir.
Genel İşletme, üniversitelerin lisans ve ön lisans (meslek yüksek okulları) öğrencilerine, ilgili derslerinde bir başvuru ve referans kitabı olarak yazılmıştır. Ancak kitap işletme bilimine ve işletmeciliğe ilgi duyan, bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen tüm okuyucularımız ile her eğitim düzeyindeki işletmeci ve işletme yöneticilerine de gereksinim duydukları işletmecilik bilgilerini sunacak şekilde kaleme alınmıştır.
Müge Klein İşletme 4.0; içinde bulunduğumuz Dördüncü Sanayi Devrimi sonucu, üretimden pazarlamaya tüm tedarik zincirindeki temel süreçlerde ve bunları destekleyen yardımcı fonksiyonlarda, robotlardan bulut bilişime, sosyal medyadan yapay zekaya kadar uzanan geniş bir dijital teknoloji yelpazesinin kullanıldığı dijital çağın işletmesini ifade eder. Web 2.0 ile ortaya çıkan İşletme 4.0'ın yapı taşı teknolojilerinden biri olan sosyal medya, kullanıcılar arası etkileşimi merkeze koyan çeşitli sosyal yazılımlardan oluşur. Bu kitabın konusu olan Şirket 2.0; sosyal ağlar, bloglar ve mikrobloglar, wikiler gibi çeşitli sosyal medya yazılımlarının şirket içinde çalışanlar arasında ve şirket dışında şirket ile potansiyel çalışanlar ve tüketiciler arasında kullanılması anlamına gelir. Bu kitap, sosyal yazılımların şirketlerde kullanımına farklı bir perspektiften bakar. Bu bağlamda şirketlerin sosyal yazılım kullanımına uygun iş süreçleri belirlenir ve bu süreçlerin hangi aşamasında, hangi sosyal yazılımın kullanılabileceği gösterilir. Teorik bilgiler, çeşitli kaynaklardan elde edilen Şirket 2.0 vaka örneklerinin sosyal yazılım kullanımının iş süreçleri açısından incelenmesiyle desteklenir. Kitabın sunduğu bu teorik ve pratik bakış açısı onu hem öğrenciler ve araştırmacılar için, hem de İşletme 4.0 ile dijital dönüşüm yolculuğunda sosyal medya stratejisi belirlemekte olan şirketler için yararlı kılar.
Alper Karavardar, Arif Çilek, Burcu Akkaya, Gülşah Karavardar, İbrahim Atiksoy, Onur Şeyranlıoğlu, Sonay Akar, Tülin Nal Karademir, Yusuf Aker İşletmelerin rekabet ettiği çevrenin giderek daha hızlı bir biçimde değişimi, işletmeleri değişen koşullara daha dinamik tepkiler üreterek sürekli değişen strateji ve faaliyetler üretmeye zorlamaktadır. Günümüz iş dünyası, doğal ekosistemlere benzer bir şekilde, organizasyonların hayatta kalmak için birbirleriyle rekabet içinde olduğu bir mücadele sahası durumundadır. İşletmeler, tıpkı vahşi doğadaki bitki ve hayvanlar gibi bir başarı ve hayatta kalma mücadelesi içindedir. Sanıldığının aksine bu mücadele, en büyüğün, en güçlünün veya en zekinin hayatta kaldığı bir yarış olmayıp gerçekte dinamik iş hayatına en fazla uyum sağlayanın kazanacağı bir mücadeledir. İşletmeler açısından bakıldığında, ancak sürekli evrilen, iş dünyasına en iyi şekilde uyum sağlayan organizasyonlar hayatta kalabilir. Bir organizasyonun içinde bulunduğu ortama uyum başarısı her şeyden önce en önemli kaynak olan beşerî sermayeye bağlıdır. Bu bağlamda, işletmenin içinde bulunduğu gerçekliği kavrayamayan profesyoneller en önemli engeldir. Bu kitap, bu zorunluluğun bir sonucu olarak işletme bilimini ve işletme eğitimini etkileyen güncel konu başlıklarını ele alarak, bu konuların tartışılmasını hedeflemektedir. Kitapta, işletme bilimini oluşturan tüm ana bilim dallarına yönelik güncel gelişmeler ele alınmıştır. Kitap, başta bu konularla ilgilenen öğrenciler, bilim insanları ile profesyoneller olmak üzere tüm okuyuculara yeni bakış açıları sunulmaya çalışılmıştır. Tüm okuyuculara ve insanlığa faydalı olması temennisiyle…
Alper Karavardar, Ayşegül Yalçın Özyurt, Burcu Divarcı Güney, Gülşah Karavardar, Harun Karadağ, Hülya Köse, Melis Kırımlıoğlu, Muhammet Yüksel, Şifa Kırhasanoğlu, Yusuf Aker Rekabet, iş dünyasının bir gerçeğidir. İşletmeler açısından iş dünyasında hayatta kalabilme değişimlere hızlı yanıtlar verilebilmesiyle mümkündür. Etkin bir piyasa sistemi içinde işletmeler sürekli bir mücadele süreci içindedir. İşletmeler diğer ekonomik birimlere karşı rekabet üstünlüğü sağlamak mecburiyetindedir. Günümüz iş dünyasında ünlü filozof Herakleitos'un "Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir." sözü hâlen geçerliliğini korumaktadır. İş dünyasında önemli olan güçlü olmak değil, değişimi doğru bir biçimde yönetmek, yani değişen koşullara hızlıca uyum sağlayabilmektir. İnsan sürekli bir değişim içinde gelişmekte, evrilmektedir. Ticari hayatın temel ögesi insan olduğu için örgütler de tıpkı diğer canlı organizmalar gibi dönüşüm içerisindedir. Örgütler değişimi kucaklayarak değişen pazar koşullarına yanıt verebilirler. İşletme disiplini ilhamını iş dünyasından alır. İş dünyası, işletme disiplinine öncülük eder. İşletmeler gibi işletme disiplininin de sürekli değişen koşullar karşısında kendisini yenilemesi gerekmektedir. Akademinin, iş dünyasının beklentilerine cevap verebilmesi için iş dünyasının güncel sorunlarına ilişkin kavrayışlar geliştirmesi bir zorunluluktur. İşletme bilimini etkileyen güncel meselelerin ele alınması hem eğitim müfredatının güncellenerek iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine hem de iş dünyasındaki uygulayıcıların rekabet avantajı elde etmelerine katkı sağlayacaktır. Kitapta, işletme disiplinindeki güncel konular ele alınarak, bu konular ışığında öğrencilere, akademisyenlere ve uygulayıcılara farklı bakış açıları kazandırılması hedeflenmiştir. İşletme disiplini başlığı altında yer alan farklı bilim dallarına yönelik çalışmaların yer aldığı bu kitabın tüm okuyuculara ve insanlığa faydalı olması dileğiyle…
Vasfi Haftacı İşletme adı verilen ekonomik ve teknik birimler, sonsuz nitelikteki insan gereksinimlerini giderecek mal ve hizmetlerin üretim ve pazarlamasını kaynakların sınırlı olması nedeniyle sürekli olarak gerçekleştirirler. Faaliyet gösterdikleri sektör ve hukuki yapıları başta olmak üzere çeşitli şekillerde ortaya çıkan işletmeler, kuruluşundan yönetimine kadar çeşitli işlevleri; kâr elde etmek, topluma hizmet, süreklilik, büyüme ve sorumluluk gibi amaçlar doğrultusunda yerine getirirler. Yönetim işlevleri doğrultusunda planlama, örgütleme, yöneltme ve uyumlaştırmayı kapsayan yürütme ile denetleme işlevini karşılamak durumunda olan işletmeler, yürüttükleri faaliyetler çerçevesinde temel işlev olarak üretim ve pazarlamanın yanında destekleyici nitelikte muhasebe-finansman, insan kaynakları gibi işlevleri de yerine getirirler.
Sosyal sistemde gördüğü önemli işlevler bağlamında işletmeler, gerçekleştirdikleri faaliyetler ile tüm toplumu etkilerler. İşletmelerin gerçekleştirdiği bu faaliyetlerin ortaya çıkardığı işletmecilik anlayışı, teknoloji, iletişim ve ulaşımda ortaya çıkan baş döndürücü değişikliklerin sürekli olarak gelişme gösterdiği bir dünyada işletme bilimini dinamik özelliklere sahip bir alan hâline getirmiştir. Bu nedenle işletmelerin iyi ya da kötü yönetilmesinde işletmecilik bilgisinin özel bir önemi ve rolü vardır.
İşletme Bilimine Giriş adıyla sunulan bu kitapta işletme ile ilgili alanlarda öğretim gören bugünün öğrencisi ve geleceğin yöneticisi olacak olan kişilere işletme ile ilgili ilke, politika ve yöntemlere ilişkin konularda bilgi ve yön vermek, yol göstermek amaçlanmıştır.
A. Selçuk Köylüoğlu, Abdullah Oktay Dündar, Abdurrahman Gümrah, Ayşe Cabi Bilge, Ayşegül Toy, Betül Garda, E. Erdal Yörük, M. Erhan Summak, Mahmut Sami Duran, Servet Say, Ümmü Saliha Eken İnan, Yasin Akkemik
Muammer Doğan Trabzon Lisesinden mezun olduktan sonra lisans öğrenimini Ankara Üniversitesinde, master ve doktora öğrenimlerini de ABD’de tamamlamıştır. Türkiye’ye dönüşünde 1975 yılında Ege Üniversitesi, İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi Üretim Bölümünde Dr. Asistan olarak göreve başlayan Muammer Doğan, 1981 yılında “İşletme Ekonomisi” bilim dalında “Doçent” ve 1989 yılında “Üretim Yönetimi ve Pazarlama” Anabilim Dalında “Profesör” olmuştur. 1975 yılından itibaren EÜ ve DEÜ’nün çeşitli birimlerinde lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde İşletmecilik, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, Üretim Yönetimi ve İşletmelerde Karar Verme Teknikleri derslerini vermiştir. 1987-1988 ve 1997-1998 yıllarında iki kez kazandığı Fulbright burslarıyla ABD, University of Florida’da 2 yıl süreli misafir profesör olarak akademik çalışmalarını sürdürmüştür.
Doğan’ın “İşletmelerde Karar Verme Teknikleri” ve ilk baskısı 1982 yılında gerçekleşen “İşletme Ekonomisi ve Yönetimi” adlı tek adla yayınlanmış iki kitabı “Reklamcılığın Türkiye’nin Ekonomik Gelişmesi ve Verimlilik Üzerindeki Etkileri” ve “Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Uygulanan Ekonomik, Mali ve Sosyal Politikaların Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Açısından Değerlendirilmesi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı iki adet ortak eseri, değişik bilimsel dergi ve yayınlarda çıkmış birçok makale, araştırma ve inceleme yayınları bulunmaktadır.
Prof. Dr. Muammer Doğan, Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 1989-1998 ve 2001-2004 yılları arasında İşletme Bölüm Başkanlığı, 1990-1996 yılları arasında Dekan Yardımcılığı görevlerini üstlenmiştir. Hâlen İşletme Bölümünde Öğretim Üyeliği görevini yürüten Muammer Doğan evli ve 2 çocuk babasıdır.
İşletme Ekonomisi ve Yönetimi adlı bu eserde kuruluşundan işleyişine kadar işletmecilik kapsamına giren tüm konular, yeni bir yaklaşımla, özellikle 2000'li yıllarda gerek literatürdeki gelişmeler gerekse iş dünyasındaki yeni uygulamalar dikkatle değerlendirilerek hazırlanmıştır. Eserde çağdaş işletmecilik alanında uluslararası nitelik kazanmış en son kavramlar, bilgiler, ilkeler, teknikler ve stratejiler sistematik bir şekilde incelenmiştir. Özellikle işletmeciliğin temel konuları ve kavramları, işletmenin kurulması faaliyetleri, yönetim, üretim, pazarlama ve finans fonksiyonları ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Eser, programlarında işletme, işletme ekonomisi, işletme yönetimi, yönetim ve organizasyon, üretim, pazarlama ve finansman gibi derslerin yer aldığı İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri, İşletme ve Mühendislik Fakülteleri ve Meslek Yüksekokulları öğrencilerine yönelik bir referans kaynağı niteliğindedir.
Aykan Uncu, Banu Açıkgöz, Cansu Aksu, Fatma Zehra Tan, Halime Göktaş Kulualp, İbrahim Müjdat Başaran, İlknur Uncuoğlu Yolcu, Kürşat Taştan, Mehmet Yolcu, Mehpare Tatlı Yöndem, Melda Erdoğan, Meryem Aybas, Nalan Sabır Taştan, Nurdan Gürkan, Ozan Büyükyılmaz, Özlem Bahadır, Sinan Yılmaz, Tahsin Erme, Ümit Başaran Küresel rekabetin artması ve bilişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla işletmeler varlıklarını devam ettirebilmek için değişimi kucaklamak zorunda kalmışlardır. Çağdaş işletmecilik bakış açısından yaklaşıldığında bu dönüşümün ayrıntılarını bilen ve uygulayan işletmelerin ayakta kalabildiği görülmektedir. Bizleri bu kitabı yazmaya yönelten motivasyon, araştırmacı ve uygulayıcılara işletmelerin 21. yüzyılda geçirdiği dönüşüm neticesinde değişen işletme yapıları, fonksiyonları ve uygulama alanlarına dair güncel bilgilerin yer aldığı bir kaynak sunmak olmuştur. Bu güncel kitapta, son yıllarda öne çıkan ancak kökleri daha uzun bir geçmişe dayanan işletme alanındaki bazı gelişmelere dikkat çekilmiştir. İşletmelerin yaşamış olduğu dönüşüm bir bütün oluşturacak şekilde 17 bölümde ele alınmıştır. Kitapta işletme yönetimi, pazarlama, tedarik zinciri, halkla ilişkiler ve finans alanındaki güncel gelişmeler bilimsel düzeyde incelenerek ilgili literatüre katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Kitabın araştırmacılar, profesyoneller ve mevcut konulara ilgi duyan tüm okuyuculara rehber olmasını dileriz.
Osman OKKA Firmaların hedeflerine ulaşması ve acımasız rekabet ortamında faaliyetlerini başarılı bir şekilde sürdürebilmeleri için finansal kararların sağlıklı ve isabetli olması gerekir. Gelecek belirsiz ve risklerle doludur ve alınacak kararlarda hem belirsizlik hem de riskler nazara alınmalıdır. Alınan finansal kararlar firmanın mali pozisyonunu etkiler ve dolayısıyla firmanın piyasa fiyatı üzerinde etkili olacaktır. Piyasalarda değişkenliğin ve gelişimin hâkim olduğunu düşündüğümüzde finansal yönetim bilgilerinin de sürekli geliştirilmesi ve güncellenmesi gerektiğini görürüz. Bu sebeple altıncı basım diğer baskılardan biraz daha farklı hazırlanmış ve güncellenmeye çalışılmıştır.
Bruce L. Bowerman - Richard T. O’Connell - Emily S. Murphree - James B. Orris, McGraw Hill İşletme İstatistiğinin Temelleri isimli istatistik kitabı, işletmecilikte kullanılan temel istatistik yöntemlerinin çok önemli bir kısmını kapsamaktadır. Toplam 15 bölümden oluşan bu kitapta istatistik yöntemleri ayrıntılı olarak anlatılmakta ve MINITAB, MegaStat ve Excel programları ile uygulamalı örneklere yer verilmektedir. Ayrıca kitapta işletmecilikte çok yaygın olarak kullanılması gereken istatistik tahmin ve karar verme teknikleri ele alınmakta, sonra bunun işletme problemlerine uygulanışı adı geçen bu üç program yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Çözümlü örneklere de yer verilen kitapta öğrencilerin bu konularda bilgi sahibi olması kolaylaştırılmaktadır.
Kitapta ele alınan yöntemler sadece işletmecilik alanında değil, ekonomi gibi diğer sosyal bilimlerde, fen bilimlerinde ve teknik bilimlerde de kullanılan yöntemler olduğu için bu bölümlerde eğitim alan öğrencilere ve ayrıca araştırmacılara da yardımcı olacak bir nitelik taşımaktadır.
Ömer Önalan Bu kitap, üniversitelerin İşletme Bölümlerinde okutulan genel matematik dersinin iki dönemlik içeriğini kapsayacak şekilde tasarlanmıştır.
Kitapta, işletme bölümünde okuyan yönetici adayı öğrencilerin gerçek dünyada karşılaşacakları sorunları, matematiğin kavram ve sembolizmini kullanarak çözebilmelerine zemin hazırlamak için calculus, lineer cebir, olasılık ve diferensiyel denklemlerin temel konuları mümkün olduğunca realite ile ilişkilendirilerek sezgisel bir yaklaşımla ele alınmaya çalışılmıştır.
Her bölümün sonunda konuyu pekiştirmek için yeterli sayıda örnek ele alınmış ve bunların birçoğunun çözümlerine de yer verilmiştir.
Ezgi Demir, Fatma Selen Madenoğlu, Günay Kurtuldu, Hüseyin Burgazoğlu, Muhammet Atalay, Mustafa Can, Öznur Aydıner Çakırel, Ümran Münire Kahraman İstatistiksel analizler ve veri madenciliği teknikleri, veri analizinin en yaygın metotlarını içermektedir. Bu kitap, güncel veri analizi yöntemleriyle yapılmış ampirik çalışmalardan oluşmakta ve her bölümde kullanılan yöntemlerin teorik altyapısı verildikten sonra işletme alanında farklı güncel problemlere uygulamalı yaklaşımlar getirilmektedir. Teknikleri uygulayacaklara yol göstermek amacıyla genellikle gerçek veriler kullanılmış, analiz sonuçlarının detaylı olarak yorumlanmasına özen gösterilmiştir.
Kitabın içeriğinde; korelasyon ve regresyon analizi, kısmi en küçük kareler temelli yapısal eşitlik modellemesi, aracı etki analizi, düzenleyici etki analizi, hiyerarşik kümeleme, bölümlemeli kümeleme ve sınıflandırma teknikleri konularını içeren sekiz bölüm ve araştırma yer almaktadır.
Kitabın öne çıkan bir diğer özelliği, bölümlerin Python, R, SPSS, WEKA, SmartPLS, LISREL gibi farklı yazılımlar kullanılarak ve mümkün olduğunca bu yazılımlarda takip edilecek işlem adımları hakkında bilgi verilerek hazırlanmış olmasıdır.
Uzun bir sürecin sonunda ortaya çıkan bu eserde, her bölüm, alanın uzmanı iki hakem tarafından incelenerek bilimsel süreçlerden geçmiştir. Kitabın veri biliminin ilgilisi araştırmacılara ve sektörlerin profesyonellerine faydalı olmasını diliyoruz.
Arif Sabuncuoğlu Üniversitelerimizin İşletme ve İktisat Bölümlerinde okutulan genel matematik dersleri için hazırlanmış olan iki ciltten birincisi olan bu kitapta her kesimin sonuna bolca çözümlü soru konulmuştur. Her sorunun çözümü geniş ve açık olarak anlatılmıştır. Konular işlenirken bazı teoremlerin ispatları verilmese bile neden öyle olduğu geometrik olarak sezdirilmeye çalışılmıştır. Teoremlerin ve temel formüllerin çoğunun ispatı yapılmıştır.
Kitapta, teoremleri ve temel bilgileri açıklayıcı yeterince örnek bulunmaktadır. Yeni bir kavram verilirken bu kavramın önceki kavramlarla ilgisi kurulmuş, öğrencilerimizin en kolay yoldan o bilgileri anlayarak öğrenmelerine çalışılmıştır.
Arif Sabuncuoğlu Üniversitelerimizin İşletme ve İktisat bölümlerinde okutulan genel matematik dersleri için hazırlanmış olan iki ciltten ikincisi olan bu kitapta her kesimin sonuna bolca soru konulmuştur. Her sorunun çözümü geniş ve açık olarak anlatılmıştır. Konular işlenirken bazı teoremlerin ispatları verilmese bile neden böyle olduğu sezdirilmeye çalışılmıştır. Teoremlerin ve temel formüllerin bazılarının ispatı yapılmıştır.
Kitapta, teoremleri ve temel bilgileri açıklayıcı yeterince örnek bulunmaktadır. Yeni bir kavram verilirken bu kavramın önceki kavramlarla ilgisi kurulmuş, öğrencilerimizin en kolay yoldan o bilgileri anlayarak öğrenmelerine çalışılmıştır.


Gülay Budak, Gönül Budak Faaliyet alanı ve ölçek (büyüklük) farkı gözetmeksizin tüm işletmeler ve kurumlar açısından yönetim olgusu, evrensel bir nitelik taşımaktadır. Yönetim olgusunun önemi, örgütlerin amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak konuları kapsamasından gelmektedir. Kuşkusuz, yöneticinin etkinliği, bilimsel bir içeriğe sahip konularda bilimsel bilgi ve tecrübeye sahip olmaya devam ettikçe artmaktadır. Böylece yöneticiler, örgütün kıt kaynaklarını, etkili ve verimli bir biçimde kullanarak örgütü hedeflerine ulaştırmaktadır.
Yöneticilik mesleğinin en zor yanı, “insanı yönetmek”tir. Beklentileri, gereksinmeleri ve yetkinlikleri sürekli olarak değişen insan, giderek daha da karmaşıklaşan bir kaynak olarak yöneticileri farklı yönetim arayışlarına yöneltmektedir.
Yönetim, oldukça hızlı değişen ve gelişen bir bilim alanıdır. Bir yandan yeni kavramlar, teknikler, modeller ve kuramlar yönetim alanına kazandırılırken diğer yandan bir dönem doğruluğu ve geçerliliği savunulan birçok kuram eleştirilere uğrayarak devre dışı kalabilmekte ya da dönüşüme uğrayabilmektedir.
İşletme Yönetimi kitabımız, işletmecilik dalında eğitim gören lisans, yüksek lisans ve doktora programlarındaki öğrencilerin, aynı zamanda, iş dünyasının değişik kademelerinde görev yapan yöneticilerin ve yönetici adaylarının bilgi birikimlerine katkı sağlayacak birçok güncel konuyu kapsamaktadır.
Nilüfer Rüzgar İşletmeler, ülke ekonomilerinin vazgeçilmez temel ögeleri olmalarının yanı sıra aktif oldukları şehirde ve ülkede katma değer yaratarak hem yerel hem de ulusal kalkınmada büyük rol oynamaktadırlar. Yönetim ise başkaları vasıtasıyla iş yapma sanatıdır. Bu noktada, örgütleme ile ilgili birtakım zorluklar ortaya çıkmakta ve çözüm beklemektedir. Takım çalışmasına yatkınlık, tatmin düzeyinin yüksekliği, motivasyon düzeyinin yüksekliği, işletme içerisindeki stresörler gibi birçok etken, işletmenin yönetimini zorlaştırmaktadır.
On beş bölümden oluşan bu kitabın amacı, işletme yöneticilerine ve yönetici adaylarına yol göstermenin yanında hem akademisyenlere hem de öğrencilere güncel bir kaynak sağlamaktır. Kitapta işletme ve yönetim ile ilgili temel kavramlar ve yönetime ilişkin güncel teorilerin yanı sıra son dönemlerde literatürde yer alan çağdaş örgütsel davranış kuramlarına da yer verilmiştir. Bu bağlamda sadece akademisyenlere ve öğrencilere değil, iş dünyasındaki profesyonellere de katkı sağlaması beklenmektedir.
Salih Ercan Bu araştırma, içlerinde Fortune Türkiye tarafından yayımlanan COVID 19 sürecinde "En etkin 50 CHRO" arasında yer alan Yıldız Holding İnsan ve İş Destek Başkanı Bahattin Aydın'ın da bulunduğu, her biri alanında uzman altı etkin ve başarılı iş insanıyla gerçekleştirilen mülakatlar sonucunda ortaya çıkmıştır. Kitabın temel amacı Dördüncü Sanayi Devrimi'nin hangi teknolojileri içerdiği ve bu devrim ve teknolojilerde etkin yönetimin nasıl sağlanabileceği konularında açık ve akademik içerik sunmaktır.
Başarılı doktora öğrencim Salih Ercan'ın işletmeci gözüyle sanayi devrimini incelediği bu çalışması, bizi tarihsel bir yolculuğa çıkarıyor. Hem detaylı bir teorik inceleme içeren hem de derinlemesine mülakatlarla uzman görüşlerini yansıtan bu çalışmanın meraklıları için faydalı olacağı kesin. Şirketini geleceğe hazırlamak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap.
İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Ercan Gegez
Endüstri 4.0 uygulamalarının tüm yönlerini kapsamlı olarak inceleyen, başarısızlığa neden olan hataların çözümlerinin yanında başarı için motivasyon ve yönetimde bütünsel yaklaşımın öneminin altını çizen, deneyimli uzmanlardan uygulamaya yönelik önerileri içeren röportajları ile başarı kılavuzu niteliğindeki bu özgün kitabı patronlar, yöneticiler ve uygulamacılar için öneriyorum.
Bağımsız İşletme ve Yönetim Danışmanı, Akademisyen Abdullah Bozgeyik
Endüstri 4.0 tsunamisi imalat sanayinden başlayarak lojistik, sağlık, tarım, sanat gibi nerdeyse her alana çok hızlı yayıldı. Biz mühendisler, konuya hep dijital teknolojiler gözlüğü ile baktık. Hâlbuki sadece teknolojiler değil iş yapış biçimlerimiz de kökten değişiyor idi. İşte Dr. Ercan'ın bu kitabı, ülkemizde bu boşluğu doldurmaya aday bir eser.
Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 Derneği Başkanı, Ali Rıza Ersoy
Erdoğan TAŞKIN Bu kitap, bir solukta okunabilir üslubu ile yönetim faaliyetlerini, işletme uygulamalarından gelen kavramları ve yöneticilerin düşüncelerini kapsamaktadır:

Yönetim Stratejisi
İşletme Yöneticisinin Görevi
Planlama İlkeleri
Örgüt Yapıları
Eğitim ve Geliştirme
Karar Verme Becerileri
Yöneltme İşlevi
İnsan Kaynakları
Koordinasyon Süreci
Kontrol ve Denetim
Yönetimde Güncel Yaklaşımlar

Yine bu kitap, işletmelerde yöneticiliğe yeni başlayanlar kadar yönetim ilkelerini öğrenmek isteyen bütün okurlara yönelik olarak hazırlanmıştır.
Adil Oğuzhan, Aylin Alın, Deniz İnan, Dilek Altaş, Emel Kuruoğlu Kandemir, Ersin Kıral, Gülin Tabakan, Gülsen Kıral, Handan Yolsal, Latif Öztürk, Nazif Çalış, Özlem Akay, Özlem Türkşen, Özlem Yorulmaz, Seda Şengül İstatistik, yazılım paket programlarının teorik gelişmeleri de izleyerek gelişmiş olması nedeniyle bütün bilim alanlarında ve pek çok iş alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. Belirsizliğin hâkim olduğu bir ortamda doğru karar verme aracı olarak başvurulan istatistiğin hem teorik hem de uygulamalı olarak öğrenilmesini ve kavranılmasını sağlamak son derece önemlidir. Bizce bu kitabın en önemli özelliği de Covid-19 salgınıyla yaygınlaşan uzaktan eğitim sistemini ve kendi kendine öğrenme çabasını hem teorik hem de uygulamalarla destekleyecek nitelikte hazırlanmış olmasıdır. Bu nedenle kitapta; önce her bölüm ile ilgili teorik açıklama kapsamlı olarak yapılmış, çözümlü örneklerle detaylandırılarak yorumlanmış, hemen ardından da konularla ilgili örneklerin Excel, SPSS, Matlab veya R yazılım paketleri kullanılarak uygulaması yapılmıştır. Böylece geleneksel örgün öğretimdeki gibi öğretmene ve sınıf ortamına olan ihtiyacın en aza indirilmesi amaçlanmıştır. Bu kitapla, istatistiğin kendi kendine öğrenilmesi, uygulanması ve yorumlanmasında yaşanılan eksikliğin giderilmesi beklenilmektedir.
Edward T. Dowling Sınav Soruları Zor mu Geliyor? Dersleri mi Kaçırdınız?
Zamanınız mı Yok?
Neyse ki sizin için Schaum Serisi var.
40 milyondan fazla öğrenci derslerde ve sınavlarda başarılı olmak için yardımcı olarak Schaum’a güvendi. Schaum, her konuda yüksek başarının ve daha hızlı öğrenmenin anahtarıdır. Her kitapta bütün konu bilgileri konuya göre kolay takip edilir bir şekilde verilir. Ayrıca yüzlerce örnek, çözümlü problem ve uygulamalı alıştırma da edinirsiniz.

Bu Schaum kitabı size
• 563 adet tamamı çözümlü problem,
• Tüm temel konuların tamamını gözden geçirme fırsatı
• Birinci basamaktan, ikinci basamaktan ve n inci basamaktan diferansiyel denklem konularıyla ilgili kapsamlı bilgi verir.

Ders notlarınızla tamamen uyumludur, bilmeniz gereken tüm önemli gerçekleri vurgular.
Çalışma sürenizi kısaltmak ve sınavlarda yüksek puan almak için Schaum Serisi kullanın!
Schaum Serisi – Problem Çözümlü
Aysun Varan, Behiye Beğendik, Bilge Baykal, Emrah Özbakır, Ezgi Yağmur Şimşek Demirci, Haydar Mücahit Şişlioğlu, Nesli Çankırı, Nigar Çağla Mutlucan, Nilüfer Kapukaya, Pınar Seden Meral, Serap Bozkurt, Sevcan Pınar, Şafak Gündüz Değişimin değişmeyen tek gerçek olduğu günümüzde klasik işletmecilik anlayışı da yerini daha duyarlı bir işletmecilik anlayışına bırakmaktadır. Artık işletmeler ne pahasına olursa olsun kâr elde etme amacını gütmeye devam etmemelidir. Sanayi Devrimi'nden yirminci yüzyılın sonlarına kadar hüküm sürmüş bu anlayış değişmeli, daha sürdürülebilir ve duyarlı bir yönetim felsefesine dönüşmelidir. Gezegenimizin kaynakları gözetilmeli, çevreye zarar vermeden ve toplumların sosyal yapısında bozulmalara yol açmadan üretim yapılmalıdır. Herkesin çıkarlarının korunduğu ve refah artışının tabana yayıldığı bir ekosistem oluşturulmalıdır. Aksi takdirde sonraki nesillere aktarılabilecek mutlu bir gelecek olmayacaktır.
İçinde yaşadıkları ekosistemle barışık yaşamayan işletmeler, bizzat o ekosistemlerin üyelerinden tepki göreceklerdir. Dolayısıyla işletmeler artık çeşitli paydaşlarının taleplerini dikkate almak, iş çevrelerindeki değişimlere ayak uydurmak, trendleri takip etmek ve değişimlere yön vermek zorundadırlar. Bu nedenle çevrelerinden gelen değişim sinyallerine duyarlı olmak, sorunları anlamak, bunları zamanında algılamak ve gerekli aksiyonları almak stratejilerin oluşmasında dikkate alınması gereken unsurlardır. Yani artık işletmeler üyesi oldukları ekosistemlerin diğer bileşenleriyle simbiyotik bir ilişki sürdürmek durumundadırlar
Bundan sonraki yüzyıllarda duyarlı işletmecilik anlayışını benimseyen, ben yerine biz diyen, insanları, gezegeni ve karı birlikte göz önünde bulunduran işletmeler ayakta kalmayı başaracaklardır. Bu görüşler çerçevesinde oluşturduğumuz duyarlık işletmecilik ekosistemleri anlayışının akademik literatüre katkıda bulunması ve okuyucularına yol göstermesi en büyük dileğimizdir.
Kadriye Ay İki binli yıllar, işletme etiğinin işletme kararlarını etkilediği, işletme yöneticilerinin etik ve sosyal sorumluluk konularında stratejiler geliştirmek zorunda kaldıkları bir dönemdir. Bu kapsamda kurumsal etik kod uygulamaları, günümüzde kilit önemdedir.
Kitabın birinci bölümünde, etik evrensel yönüyle açıklanmıştır. İşletmelerde uygulanan kurumsal etik kodlara ilişkin bulgulara yer verilmiştir.
İkinci bölümde, kurumsal işletmelerin rekabet avantajı elde etmeye yönelik oluşturdukları stratejik yönetim süreci incelenmiştir. Rekabet avantajı kuramlarına yer verilmiştir.
Üçüncü bölümde, temel kişisel değerlere ilişkin araştırmalara yer verilmiştir. Değer kuramlarından biri olan Schwartz’ın değer kuramı detaylı incelenmiştir. Schwartz’ın Portre Değer Ölçeği devam eden bölümde alan araştırmasında kullanılmıştır.
Dördüncü ve beşinci bölümlerde, şirketlerdeki etik kod uygulamasının rekabet avantajı oluşturmasında, yöneticilerin kişisel değerlerinin etkisi, bilimsel bir araştırma ile ortaya konulmuştur. Söz konusu araştırma Borsa İstanbul pay piyasası bünyesinde yer alan işletmelerin üst ve orta düzey yöneticilerine dönük olarak gerçekleştirilmiştir.
Yöneticilerin değerlerinin düzenleyici etkisine bu çalışmayla ilk kez bakılmıştır. Çalışma sonucunun işletmeler için uygulanabilir nitelikte olduğu düşünülmektedir.
Can Aydın Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı yükselişi ile hemen her alanda bilgi sistemlerinin kullanıldığını görmekteyiz. İşletmeler, iş süreçlerinde bilgi sistemlerini sadece kullanmak yerine bu sistemlerin üretilmesi konusunda da adımlar atmaktadır. Bu adımların atılmasında programlama becerisi hayati bir öneme sahiptir. Veri analizi ve yapay zekâ çalışmaları son yıllarda teorik ortamdan çıkarak birçok işletme probleminin çözümünde kullanılmaktayken sosyal bilimler alanında özellikle işletme, iktisat, maliye ve yönetim bilişim sistemleri bölümlerinde okuyan öğrencilerin gelişen şartlara ayak uydurmak hem de mevcut problemlerini çözmek için programlama eğitim almaları zorunlu hâle gelmiştir.
Hızla gelişen teknoloji dünyasında, aklınıza gelen bir yazılım fikrinin başkaları tarafından gerçekleştirilmesi 30 gün ile sınırlıdır. Yani sadece fikrin düşünülmesi değil hızlı bir şekilde uygulamaya geçirilmesi de gerekmektedir. Bu kitap, programlama eğitimini kolay ve hızlı bir şekilde, sosyal bilimler alanında yer alan öğrencilere işletme problemlerinin çözümünü örneklerle açıklayarak anlatmakta; Python programlama dilinin kullanım alanları olan web sayfası tasarımından veri analizine, makine öğrenmesinden derin öğrenme alanına kadar geniş bir yelpazede uygulama geliştirilmesine imkân vermektedir. Hiçbir programlama eğitimi almamış birisinin bile Python dilini kullanarak bir uygulama geliştirmesi için bu kitaptaki teorik bilgileri öğrenip uygulamaları tekrarlaması yeterlidir.
Sedat Bostan, Eyyüp Yıldız RİSK YÖNETİRSENİZ, KRİZ YÖNETMEK ZORUNDA KALMAZSINIZ!
İşletme ve kamu kurumlarında ortaya çıkabilecek iş güvenliği sorunlarına karşı önceden tedbirler alarak riskleri yönetmek ve acil durumlara karşı hazırlıklı olmak, günümüz işletme yönetimi anlayışının esaslarından biridir. Ülkemizde iş güvenliği ile ilgili yasal düzenlemeler etkin olarak yakın zamanda yapılmış olmakla birlikte, yürürlüğü halen tartışılmaktadır. Hâlbuki her yıl işletmelerde çok miktarda iş kazasıyla birlikte mal ve can kaybı yaşanmaktadır.
Bu çalışmada öncelikle iş güvenliği ile ilgili gelişmiş bazı ülkelerde ve ülkemizde risk yönetiminin kısa tarihçesini vererek bir kültür oluşturmaya ve mukayese yapmaya imkân tanıyoruz. Kurumsal risk yönetiminin, risk analizinin ve raporlanmasının nasıl yapılacağını bir örnek üzerinden açıklıyoruz. Devamında bir acil durum planı örneği ile yapılması gereken kurumsal risk yönetimi planlamasını gösteriyoruz. Önemli olanın bilmekten öte uygulamak olduğuna işaret ediyoruz.
Bir bilimsel araştırmanın sonucu olan bu çalışmayla, bir tek yöneticide bile iş güvenliğinin risk yönetimi anlayışıyla yönetilmesine katkı sağlamayı büyük bir kazanç sayıyoruz.
Çünkü;
“Risk yönetirseniz, kriz yönetmek zorunda kalmazsınız!”
Süleyman Ersöz, Olcay Özge Ersöz Bilgileriniz geçmişinizdir,
Kararlarınız ise geleceğinizi şekillendirecektir.
İnsanın en temel güdüsü hayatta kalmak ve varlığını devam ettirmektir. Hayatta kalmanın koşulu başarmaktır. Başarmak için de doğru kararları vermek gerekmektedir.
Bilgi belirsizliği azaltan ve doğru Kararların verilmesine destek olan stratejik bir anahtardır. Karar vermek; günlük hayatta bir bireyin kendi geleceğini, ya da bir yöneticinin çalışanların ve işletmenin geleceğini tayin etme işlemidir. İki veya daha fazla seçenekten birisini geleceğimiz için en iyisidir diye seçme faaliyetidir. Bir yol ayrımıdır. Geçmişe bakıp, keşkelerle anıp pişman olmayacağımız ve ne iyi yapmışız diye gururlanacağımız bir dönüm noktasıdır. KARAR anıdır.
Karar anı, örgütün içinden ve çevreden gelen sistematik verilerin, bilimsel ve dinamik bir değişim sürecinde etkili ve doğru karara dönüştürülmesi işlemidir. Yoksa duygusallığın, en iyisini ben bilirim ya da olsa olsa yöntemlerinin hakim olduğu ortamlarda verilen kararlarda hata payı yüksek olacaktır.
Bu kitapta; kararları ile hayatınıza yön verecek siz geleceğin yöneticilerine, veri, bilgi ve karar yolculuğunda hazırlıklı olabilmeniz ve doğru kararlar alabilmeniz için kuracağınız bilgi yönetim sisteminin yol haritası çizilmeye çalışılmaktadır.
Elir Alar Erkal, Fatma Merve Kuşoğlu, Funda Tokucu, Onur Kavak, Salih Serkan Kaleli, Serkan Naktiyok, Sezin Karabulut Çakır, Ülke Hilal Çelik, Yunus Zengin, Yunus Zengin, Zafer Aykanat İşletmelerde Duygu Yönetimi kitabı; işletmelerde duygunun varlığı, işletmeleri nasıl etkilediği ve işletmelerce nasıl yönetilebileceği sorunsalı çerçevesinde duygunun örgütlerdeki temel yansımalarını ele alan on bölümden oluşmaktadır. Duygu temelinde iş hayatında karşımıza çıkan duygusal zekâ, duygusal emek, duygusal tükenme, duygusal sermaye, duygusal şiddet, duygusal olaylar teorisi, kurumsal duygusal hafıza, duygusal öğrenme becerisi ve duygunun dijitalleşmedeki yeri, söz konusu bölümlerin içeriğini oluşturmaktadır. Duygunun iş hayatında kabulü ve yönetimi sürecinde üzerinde en çok durulan ve önemi vurgulanan bu kavramların tüm yönleriyle ele alınarak bir arada değerlendirilmesinin, ilgili yazına katkı sağlaması amaçlanmaktadır. Söz konusu amaçla ortaya çıkan İşletmelerde Duygu Yönetimi kitabının bu bakımdan önemli bir boşluğu dolduracağı ve sahip olduğu özgün bakış açısı ile yeni çalışmalara kaynak olacağı temennisini taşımaktayız.
Hilmi Yüksel Endüstri 4.0 dönüşümü işletmelere önemli fırsatlar sağlarken birçok riski de beraberinde getirmektedir. Endüstri 4.0 teknolojileri; işletmelerin, daha önce karşılaşmadıkları yeni risklerle karşılaşmalarına neden olduğu gibi, mevcut risklerin de karmaşıklık düzeyini arttırmaktadır. İşletmeler, Endüstri 4.0 ile birlikte gelen riskleri belirlemeli, değerlendirmeli ve bu riskleri kabul edilebilir bir düzeye indirmek için gerekli faaliyetleri uygulamalıdırlar. Endüstri 4.0 risk yönetimi, işletmelerin risk yönetiminin bir parçası olmak zorundadır. Endüstri 4.0 dönüşümü organizasyon yapısını, iş yapış şekillerini ve organizasyon kültürünü de değiştirirken bu risklerin sadece teknolojik değişimlerle sınırlı olmadığı da görülmektedir. İşletmelerin üretim faaliyetlerinin durmasına neden olabilecek, itibar kaybı oluşturabilecek ve birçok yasal sorun ortaya çıkarabilecek Endüstri 4.0 risklerinin tanımlanması, değerlendirilmesi, azaltması ve acil durum stratejilerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Bu kitapta, işletmelerin Endüstri 4.0 dönüşüm süreçlerinde karşılaşabilecekleri riskler değerlendirilmiş ve işletmelere Endüstri 4.0 risklerinin yönetimi için bir yöntem önerilmiştir. İşletmelerde karşılaşılabilecek Endüstri 4.0 riskleri; 9 risk grubu içerisinde ele alınmış ve bu risklerin önlenmesi ve ortaya çıkması durumunda da etkilerinin azaltılması için işletmelerin değerlendirmeleri gereken sorular, kontrol listesi olarak sunulmuştur. Hazırlanan kontrol listesi, işletmelerde Endüstri 4.0 dönüşümünde ve Endüstri 4.0 teknolojileri uygulamalarında karşılaşılabilecek Endüstri 4.0 risklerinin önlenmesine olanak sağlayacaktır.
A. Vecdi Can - Süleyman Uyar Türkiye'de denetim denince akla bağımsız denetim; bağımsız denetim denince de akla genellikle finansal tabloların denetimi gelmektedir. Halbuki muhasebe denetimi, uygunluk denetimi ve faaliyet denetimi gibi alanları da kapsayan geniş bir içeriğe sahiptir. Ancak bugün bağımsız denetim şirketlerince uygulamada ağırlıklı olarak yalnızca finansal tabloların denetlendiği görülmektedir. İşletmelerin faaliyetlerinin kârlılık, verimlilik ve etkinliği üzerine odaklanan faaliyet denetimi ise çok yaygın olarak kullanılmamaktadır. Faaliyet denetiminin çok yaygın olmayışı uygulama sürecinin zor olması ve bu konuda herhangi bir yasal zorunluluğun bulunmayışı ile açıklanabilir. Bu kitapta, muhasebe denetimi türlerinden biri kabul edilen faaliyet denetimi incelenmiştir. Konu, muhasebe bilimi açısından özellikle maliyet ve yönetim muhasebesi ile muhasebe denetimi ekseninde ele alınmıştır. Herhangi bir faaliyet denetimi kendi denetim amaç, süreç ve kapsamına uygun bir performans yönetim sisteminden yararlanmak durumundadır. Faaliyet denetimi sürecinde kendisinden yararlanılabilecek başlıca performans yönetim sistemleri de kitapta ele alınmıştır.
A. Kadir Varoğlu, Ahmet Anıl Karapolatgil, Ahu Ergen, Ayben Koy, Belgin Aydıntan, Berat Birfin Bir, Berk Toyata, Cem Harun Meydan, Demet Varoğlu, Didem Rodoplu Şahin, Ela Özkan Canbolat, Erman M. Demir, Esra Kahya Özyirmidokuz, Gözde Candemir, Gülberk Gültekin Salman, Gülcan Çağıl, Handan Akkaş, Hatice Necla Keleş, Hülya Soytürk, Hüseyin Selimler, İlker Yıldırım, İrge Şener, K. Selçuk Tuzcuoğlu, Kumru Uyar, M. Şebnem Ensari, Melisa Erdilek Karabay, Meral Elçi, Özge Gökbulut Özdemir, Özgür Akpınar, Sefa Mete, Sultan Gedik Göçer, Vildan Durmaz, Yasemin Çiçekçisoy, Yavuz Ercil Tarih boyunca, salgın hastalıkların adları ve etki alanları farklı olsa da büyük toplumsal yıkımlara neden olan küresel salgınların ekonomik, siyasi ve sosyal etkileri olmuştur. 2020 yılı başından itibaren dünya genelinde tüm insanların deneyimlediği Covid-19 pandemisi yaşamın her alanını etkilemiş; elbette iş dünyasını da önemli biçimde değiştirmiştir. Bu pandemi işletmelerdeki çalışanlardan küresel piyasalara kadar geniş çaplı etkileri olan bir salgın olarak kabul edilmektedir. Salgın döneminde önlem amacıyla ortaya çıkan mevcut düzenlemeler geçici bir süreç gibi algılansa da salgın sonrası belirsizliklerin dünya geneli için yeni bir düzen ve sistem anlamına geldiği tartışılmaktadır. Bu nedenle, “yeni normal” olarak tanımlanan söz konusu süreçte, işletmeleri, iş dünyasını ve çalışanları nelerin beklediğinin ortaya konulması ile bu krizin özellikle organizasyonel işlevler üzerindeki etkisini kapsamlı bir çerçevede anlamak önemlidir. Bu doğrultuda, kitabın misyonu, pandeminin ortaya çıkardığı değişimi ve bu değişime sürdürülebilirlik gayesiyle adapte olmak zorunda kalan işletmelerin uygulamalarının incelenmesi yanında, salgın öncesi mevcut olan yeni teknolojilerin ve paradigmaların işletmeler üzerindeki etkilerini de işlevler bazında ortaya koymaktır. Bu kapsamda, kitapta; strateji, örgüt teorisi, insan kaynakları, pazarlama ve finans konularında uzman değerli akademisyenler ile sektör uygulamalarına vakıf uzmanların görüşlerine yer verilmiştir.
Dilaver Tengilimoğlu, Yüksel Öztürk Çağımızın popüler mesleklerinden biri hâline gelen halkla ilişkiler mesleği gerek kâr amacı güden işletmelerde gerekse kâr amacı gütmeyen örgütlerde, organizasyon şemaları içeresinde daha fazla yer almaya başlamıştır. Halkla ilişkiler, işletmeler ile toplumun birbirlerini daha yakından anlamalarına/tanımalarına imkân sağlayarak sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kurumalarında yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada, halkla ilişkiler konusunda temel teorik bilgi ve yöntemler yanında çağdaş halkla ilişkiler işlevleri ve örnek olaylara yer verilmiştir. Bu kapsamda; halkla ilişkiler ile ilgili kavram ve ilkeler, halkla ilişkiler araçları, iletişim, lobicilik, imaj, sponsorluk, tanıma, tanıtma, kriz yönetiminde halkla ilişkiler ve itibar yönetimi kavramları üzerinde durulmuştur.
Mehmet Tursun Sanayi devrimleri, başta işletme olmak üzere birçok alanda etkili olmuştur. Günümüzde özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerindeki değişim, hayatın her alanında etkili olmaktadır. Bu değişim, ticari kurumları, sektörleri ve toplumu tüm yönleriyle etkilemekte ve değişime zorlamaktadır. İşletmeler, faaliyetlerini sürdürmek, rekabet edebilmek ve nihayetinde ayakta kalabilmek için bilgi ve iletişim teknolojilerinin getirdiği değişimi yakından takip etmek durumundadırlar. İşletmeler için bu değişim zorunluluğu, onları uluslararası boyutlarda ticaret yapmaya yöneltmiştir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişimin sonucunda e-ticaret hacminde önemli artışlar olmuştur. E-ticaretin gelişmesiyle tüm dünya tüm işletmeler için bir pazar hâline gelmiştir. Bu durum, işletmeler arasında rekabeti bir üst seviyeye çıkarmıştır. Günümüzde işletmelere rekabet üstünlüğü başta olmak üzere birçok avantaj sağlayan önemli unsurlardan birisi de marka ve marka değeridir. Bu kitapta; markanın işletmeler için önemi, işletmelerin marka edinme süreçleri ve markanın muhasebeleştirilmesine yönelik teori ve uygulamalar yer almaktadır. Bu kapsamda hazırlanan kitap dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde “İşletme Kavramı ve Çeşitleri”, ikinci bölümde “Değer Kavramı ve Firma Değeri”, üçüncü bölümde “Marka ve Marka Hesaplama Yöntemleri” ve dördüncü bölümde “Marka Değerinin Muhasebeleştirilmesi” başlığı altında konular, güncel literatürden faydalanılarak incelenmiştir.
Rıza Demir Dünyada ve ülkemizde yaşanan değişmelere ve artan rekabete bağlı olarak performans ve ücret yönetimi, son yıllarda önemi gittikçe artan insan kaynakları yönetimi konuları olarak öne çıkmaktadır. Bu süreçte, çalışanların performansları ile ücretleri arasında bağ kurulmasını ifade eden “performansla ilişkili ücretlendirme”nin gereği ve önemi de artmaktadır.
Bununla birlikte ülkemizde hem insan kaynakları yönetiminin iki önemli işlevi olan performans ve ücret yönetimi konularına hem de artan önemine rağmen ücret-performans ilişkisine alan yazında ve uygulamada gerekli ilginin yeterince gösterilmediği görülmektedir. Bu durumun hem işletme ve diğer kuruluşlarımızın hem de Türk ekonomisinin performans ve rekabet gücünü olumsuz olarak etkilediği değerlendirilmektedir. Nitekim yapılan araştırmalar da ücretlerin performansla yeterince ve uygun şekilde ilişkilendirilmemesinin çalışanların tatmin, motivasyon ve performanslarını ve dolayısıyla örgütlerin başarısını olumsuz biçimde etkilediği görüşünü desteklemektedir.
Bu kitap, sözü edilen görüş ve değerlendirmeler ışığında, ücret-performans ilişkisini tüm yönleriyle ortaya koyarak konuya ilişkin eğitim, araştırma ve uygulamalara katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Kitapta, insan kaynakları yönetiminin ücretlendirme ve performans yönetimi işlevleri üzerinden durulduktan sonra “performansla ilişkili ücretlendirme” ile ilgili konulara yer verilmiştir. Bu çerçevede; birey, takım ve örgüt düzeyinde adil ve uygun bir ücret-performans ilişkisinin nasıl kurulabileceği ve bu ilişki kurulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Temel ücretlerin beceri veya yetkinliklerine dayalı olarak belirlenmesi/farklılaştırılması, performansa dayalı olarak değişken ücret ödenmesi; beceri, yetkinlik ve performansla ilişkili ücret artışı yapılması; beceri/yetkinlik ve performansla ilişkili ek yararlar sağlanması ile grup ve örgüt düzeyinde performansla ilişkili ücretlendirme yöntemleri açıklanmıştır. Ayrıca, incelenen konulara dair son yıllarda gerçekleştirilen araştırma verilerine dayalı olarak, ücret-performans ilişkisinin sonuçları ve bu bağlamda tercih edilen plan ve yöntemler üzerinde de durulmuştur.
Neslihan Derin Dünya’ da bir çok işletme yalın yaklaşım prensiplerini bünyelerine adapte etmeye çalışmakta ve konuyla ilgili literatürde çığ gibi büyümektedir. Yalın yaklaşımın Dünyadaki seyrine benzer şekilde Türkiye’de de farklı birçok sektörde uygulamalarla birlikte akademik yazın alanında da artışlar görülmektedir. Türkçe yazılmış olan akademik çalışmalar daha çok yalın üretim tekniklerini tanıtıcı boyutta veya belli bir işletme fonksiyonuna yalın düşüncenin uygulanmasıyla ilgilidir. Bugün yalın yaklaşım, işletmeciliğin tüm fonksiyonlarında ve süreçlerinde uygulanan bir felsefe olmakla birlikte, içinden işletmeciliğe yönelik birçok kavramı da türetmiştir. Bu kitapta yalın yaklaşım içinden türeyen kavramlar ve yalın düşüncenin işletmecilik fonksiyonlarına uyarlanmasıyla oluşan yapılar tanıtılmış, genel anlamda yalın yaklaşımın işletmelere sağlayacağı kazanımlar ele alınmış dolayısıyla işletmecilikte yalın yaklaşım anlayışı bir bütün olarak sunulmaya çalışılmıştır.
Mustafa Çoruh İşletmelerde; veri, enformasyon, bilgi, Bilişim Teknolojileri ve Sistemlerinin (BT/BS) yönetilmesi Yönetim Bilişim Sistemlerinin konusudur. İşletmelerin Yönetim Bilişim Sistemleri altyapısı olan BT ve BS'lere yatırım yapmasının temel nedeni, işletmelere gerçek ekonomik değer sağlamalarıdır. Bu yüzden günümüzde BT ve BS'leri kullanmadan işletmelerin 21. yüzyılda haberleşmesi, iletişim sağlaması, üretmesi, yönetilmesi, rekabet etmesi veya kısaca yaşaması imkânsız hâle gelmiştir.
Ancak işletme yöneticilerinin BT ve BS'leri ve diğer yeni teknolojik araçları işletme rekabetçiliğine ve sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak şekilde kullanabilmeleri için BT ve BS'leri, işletme iş süreçlerinde verimli ve etkin bir şekilde kullanabilmeyi bilmeleri gerekmektedir. Bu amaçla kitapta farklı Yönetim Bilişim Sistemleri tanıtılırken şu sorulara cevaplar aranmıştır:

Bilişim teknolojileri ve sistemlerinin işletme rekabetçiliğine, etkinliğine,
verimliliğine, sürdürülebilirliğine ve performansına etkileri nelerdir?
İşletmelerde bilişim teknolojileri, veri, enformasyon ve bilgi kavramları nedir?
İşletmelerde bilgi işlem, yönetim bilişim sistemleri ve bilgi yönetimi nedir?
İşletmelerde bilişim teknolojileri ve yönetim bilişim sistemleri seçimleri nasıl yapılmalıdır?
İşletmelerde sistem yaklaşımıyla yönetim nedir ve niçin önemlidir?
İşletmelerde bilgi işlem çalışanları ve yöneticileri kimlerdir?
Yönetim bilişim sistemleri işletme yönetim seviyelerine göre nasıl sınıflandırılır?
Yönetim bilişim sistemleri fonksiyonlarına göre nasıl sınıflandırılır?
Operasyonel YBS'ler olan VİS, OOS, ETS, SKS, SYS nedir?
Yönetim destek YBS'leri olan YBS, KDS, GKDS, ÜYDS nedir?
Fonksiyonel YBS'ler olan PBS, İKBS, FBS, MBS, ÜBS, LBS, SSHBS nedir?
Veri analizi YBS'leri olan OLTP, OLAP, KİZ, ETL, VA, VD, VM, WM nedir?
Yapay zekâ YBS'leri olan US, robotikler, GA, YSA ve BM nedir?
Kurumsal YBS'ler olan intranet, ekstranet, web, KKP, MİY, TZY, e-Ticaret, m-Ticaret nedir?
Endüstri 4.0 YBS'leri olarak gelişen SFS, Nİ, BV, bulut bilişim, 5G, Wi-Fi 6.0,
mobil teknolojiler nedir?
İşletmelerde yönetim bilişim sistemleri nasıl geliştirilir ve yönetilir?
İşletmelerde küresel bilişim sistemi ve bilişim sistemi risk, proje,
strateji ve güvenlik yönetimi nedir?
Yönetim bilişim sistemlerinin işletmelere temel faydaları nelerdir?
Yönetim bilişim sistemlerinin işletmelerdeki geleceği ne olacak?
Salih Güney Yönetim ve organizasyon kitabı, işletmelerin iç ve dış süreçlerine yönelik temel faaliyetler dikkate alınarak yazılmıştır.
Kitap; akademisyenlerin, araştırmacıların, öğrencilerin, işletme sahiplerinin, yöneticilerin ve çalışanların ihtiyacı olan bilgiler temel alınarak ve sistematik bir yazım tekniği izlenerek yazılmıştır. Kitapta mümkün olduğunca sade bir anlatım tercih edilmiştir. Bunun sebebi, kitabı herkesin rahatlıkla okuyup anlamasını sağlamaktır.
Ali Şahin Örnek İbn-i Haldun'a zamanı sormuşlar:
Bekleyince yavaşlar,
Gecikince hızlanır,
Üzülünce can yakar,
Mutlu olunca
kısalır,
Acı çekince bitmek
bilmez,
Sıkılınca uzar
demiş...
Ahmet Burak Kavak, İrge Şener Alfabenin son harfi Z; sonlanma, bitişleri simgelerken kuşaklar için bunun tersi bir durum söz konusu. Kendinden önceki kuşaklardan oldukça belirgin ve farklı özelliklere sahip olan Z kuşağı; ilkleri, yenilikleri, öncü olmayı, geleceğin temellerini atmayı temsil etmektedir. Yaşamın tüm alanlarında bildiklerimizi sorgulamamıza neden olan Z kuşağının, son zamanda iş yaşamında yer almaya başlaması ile çalışma rutinlerinin de değişimine neden olacağı beklenmektedir. Bu kapsamda bu kitapta, yakın gelecekte iş yaşamında daha fazla yer edinecek olan Z kuşağının çalışma değerlerinin anlaşılması ve bu kuşağın değerlerinin daha iyi tanınması amaçlanmıştır. Bir taraftan Z kuşağının kendi değerlendirmeleri diğer taraftan kendilerinden önceki kuşaklardan olan yöneticilerinin görüşlerini kapsayan bu kitap, Z kuşağını istihdam edecek olan tüm işletmelerin yöneticileri ile insan kaynakları uzmanları için ve ayrıca Z kuşağını anlamak ve tanımak isteyenler için de önemli bir kaynakça niteliğindedir.
İbrahim Han, Emine Narmanlı Han, Pınar Baykan, Mensur Albayrak, Zeynep Uzunoğlu, Ebru Senemtaşı Ünal, Gülbey Karataş Dünyanın varoluşundan itibaren ortamda bulunan radyoaktif maddeler, insanın da yaşama dâhil olmasıyla birlikte etkisini sürdürmeye devam etmiştir. Farkında olmadan radyasyonla iç içe yaşayan insan, bu tehlikeli maddenin maruziyetini on dokuzuncu yüzyılın son yıllarında anlamaya başlamıştır. Bununla birlikte radyasyonun faydalarını da keşfetmiş ve bu durum radyasyonun kullanım alanlarının genişlemesine yol açmıştır. Bu genişlemeyle birlikte tıp, tarım, endüstri, nükleer silah üretimi gibi birçok alanda radyoaktif madde üreten cihazların kullanımı da yaygınlaşmıştır. Bu yaygın kullanımın ortaya çıkaracağı maruziyetin giderilmesi için radyasyon güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla, radyasyonlu ortamlarda faaliyet gösteren her bir sektörde çalışanların, radyasyona karşı korunması, güvenliklerinin sağlanması ve tüm toplumun çeşitli sebeplerle maruz kaldığı radyasyon miktarının azaltılması için çalışmalar yapılmaktadır. Bu kitapta, radyasyonlu ortamlarda radyasyona maruz kalma durumu olan çalışanların radyasyon güvenliğinin sağlanması adına gerekli bilgiler iş sağlığı ve güvenliği açısından ele alınmaktadır.
Kitap, radyasyonlu çalışma alanlarında radyasyondan koruma görevlileri için bir rehber, üniversitelerde radyasyon ve radyasyondan korunmaya yönelik yürütülen dersler için de kaynak niteliğindedir.
Richard P. Rumelt İyi Strateji/Kötü Strateji, pek çok stratejiyi felakete sürükleyen günümüz düşünsel karmaşasına okur açısından netlik kazandıran bir kitap. Rumelt, burada gerçek dünyada uygulamaya konacak eylem yönelimli güçlü bir stratejinin nasıl yaratılıp pratiğe döküleceğinin yolunu gösteriyor.
“Bir stratejinin geliştirip uygulamaya konması bir liderin en temel görevidir; iyi bir strateji ilerlemenin önündeki engellere onların üstesinden gelme yolunda yaratılan bir tepki, özgün ve tutarlı bir yaklaşımdır; iyi bir stratejide, güç en etkili olacağı şekilde elde edilmeli ve yine o şekilde uygulanmalıdır.” denilen kitapta, Rumelt bir yandan da “strateji”yi salt motive edici sloganlar, şişirme amaçlar, finansal hedefler, herkesin tartışmasız biçimde kabul edeceği cinsten yuvarlak ve uzlaşmacı hedefler olarak değerlendiren günümüz eğilimlerinin yarattığı olumsuz sonuçlara da ışık tutuyor.
İyi Strateji/Kötü Strateji’de tüm bu olgulara “kötü strateji” damgasını vuran Rumelt “iyi strateji”nin gücünü sergilemeyi de ihmal etmiyor. Kaldıraç kullanımından tutun da büyüme için sağlıklı bir odaklanmaya kadar uzanan, hem faydacı hem de ilk Pazartesi günü hemen uygulamaya konabilecek türden dokuz adet güç kaynağına işaret ediyor. Yazar kendi özgün ve faydacı yaklaşımlarını yaşama geçirmiş şirketler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve askerî kurumlardan etkileyici örnekler sunuyor. Ama bununla da kalmıyor ve Apple’dan General Motors’a, Irak Savaşı’ndan Afganistan Savaşı’na, küçük bir yerel marketten Wall Mart'a, Nvidia’dan Silicon Graphics’e, Getty Trust’tan Los Angeles Bölge Okullar Birliği’ne, Cisco Sistemleri’nden Paccar’a ve Global Crossing’den 2007-2008 finansal krizine kadar daha detaylı örnekleri de kitabın zengin içeriğine katıyor.
İyi Strateji/Kötü Strateji’de ekonomi, finans, teknoloji, tarih alanlarından olduğu kadar insan karakterinin başarı ve kusurlarına dair de çarpıcı bir şekilde bir araya gelmiş engin bir bilgi ve deneyim birikimi söz konusu. Bu birikimi, en zor sorulara yanıt verebilmek için yüzeyi yıllarca büyük bir azim ve kararlılıkla kazıyıp durmuş Rumelt'in sebatkâr çalışmalarına borçlu olduğumuz da aşikârdır.