İşletme ve İktisadi Bilimler \ 15-35
Bassam Abu Al-Foul, Adewale Abideen Adeyemi, Habib Ahmed, Tunku Alina Alias, Mohamed Ariff, Muhammad Chaudry, Murat Çizakça, Hafas Furçani, İsmail H. Genç, Roszaini Haniffa, M. Kabir Hassan, Mohammad Hudaib, Zafar Igbal, Abdul Azim Islahi, Abdul Ghafar İsmail, Andreas A. Jobst, Monzer Kahf, Muqtedar Khan, Scott Kostyshak, Mohamad Akram Laldin, Mervyn K. Lewis, Nurul Aini Muhamed, George Naufal, Volker Nienhaus, Umar A. Oseni, Bayu Taufiq Possumah, James E. Rauch, Carrie E. Regenstein, Joe M. Regenstein, Mian Nadeem Riaz, Jared Rubin, Meysam Safari, Muhammad Nejatullah Siddigi, Shamim A. Siddigui, Azeemuddin Subhani, Rodney VVİlson, Ouidad Yousfi, Asad Zaman İslam, bir Müslümanın varlığının bütünlüğü üzerinde yetki sahibidir ve kutsal ve seküler arasında hiçbir ayrımı kabul etmez. Ekonomi, siyaset ve dinî ve sosyal ilişkiler, İslam'ın kutsal hukukunun -şeriatın- yetkisi altındadır. Şeriata dayanarak, İslam, iş ve ticaretin nasıl yönetilmesi gerektiğini, Allah'a ve topluma karşı hesap verme mesuliyetinin nasıl sağlanacağı ve bankacılık ve finansın nasıl düzenleneceği konusunda kapsamlı bir etik oluşturur. Bu din temelli değerlere karşı büyük ölçüde anlayışsız olan küresel bir iş ortamında, bu bileşenlerin tümü kendilerine has zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Elinizdeki kitap bu bakış açısı ile okuyucuya İslam'ı ve İslam'ın ekonomiyi ve ekonomik yaşamı nasıl şekillendirdiği ve bunlarla nasıl etkileşime girdiği konusunu farklı başlıklar altında ele almaktadır.
İslam iktisadı alanında tanınmış araştırmacılar tarafından kaleme alınan kitapta Müslümanların ekonomik yaşamıyla ilgili çeşitli konularda özenle seçilmiş araştırmalar yer almaktadır. Ahlâki ekonominin sadece kilit yönleri üzerine değil, aynı zamanda ekonomik etmenlerin davranış ve beklentilerine de bir bakış açısı sunmaktadır. İslam iktisadında etkili ve nitelikli çalışmaları ile bilinen M. Kabir Hassan ve Mervyn K. Lewis tipik İslam iktisadı literatürünün kapsamını genişleterek ve Müslüman toplumun günlük yaşamıyla ilgilenen başlıkları dahil ederek değerli bir editörlük çalışmasında bulunmuşlardır.
Geniş bir konu ve araştırma yelpazesini kapsayan çalışma, İslam'ı merkeze konumlandırarak ekonomik örgütlenme, işletme ve yönetim, finans ve yatırım, tüketim, yardım, karşılıklılık ve kendi kendine yardım, devlet ve kalkınma dahil olmak üzere ekonomik hayatın ana yönlerini incelemektedir. Konuyla ilgili çalışma yapan araştırmacıların yansıra kitap lisans ve lisansüstü dersler için temel okuma niteliğindedir.
Hasan Kazak Avrupa'nın sanayileşme devrimlerini gerçekleştirerek gelişmiş ekonomiler olarak şekillenmeleri karşısında İslam dünyasının büyüme ve kalkınma adımlarını tam olarak yerine getirememesi yıllarca İslamın gelişmeye veya ilerlemeye mâni olduğu gibi bir yanlış algının oluşmasına sebep olmuştur. Bu algı kimi çevrelerce iyi niyetle veya kötü niyetle zaman zaman dillendirilmiştir. Acaba gerçekten öyle midir? İslam sadece ahiret hayatına dönük bir yönü olan ve dünya hayatından tamamen soyutlanan bir din anlayışına mı sahiptir? Kur'an-ı Kerim ve hadislerde yer alan servetin tehlikelerinin anlatıldığı bölümler nasıl anlaşılmalıdır? İslamın kapitalizm ve sosyalizmle ilişkisi var mıdır varsa nasıldır? Müslüman insan zengin olabilir mi? Zenginliğin ve servet sahibi olmanın kuralları var mıdır? Harcama ve hedonizm arasındaki denge nasıl olmalıdır? Tüm bu soruların gerek İslam dünyası gerekse İslam dışı dünyadaki muhataplarınca çoğu zaman yanlış cevaplanması ve yanlış yorumlanması meselenin tam olarak anlaşılamadığının bir göstergesidir. Bu yanlış anlaşılma İslam dünyasına uzak çevreler açısından makul karşılansa da İslam dünyası tarafından da yanlış anlaşılıp yorumlanması oldukça hazindir.
Bu çalışmada, Max Weber'in Protestan ahlakı ve kapitalizm ilişkisini ele aldığı ve oldukça ses getiren çalışmasındaki varsayımları ve yaklaşımları ele alınarak konu İslam perspektifinden değerlendirilmiştir. Max Weber'in kapitalizmle Protestan ahlakı arasında kurduğu ilişkiye benzer ilişkiler İslam dini açısından da geçerli olabilir mi veya benzerlikler kurulabilir mi? İşte bu çalışmada bu ilişkiler açısından konu ele alınarak gerçek İslam ekonomi sistemi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Syed Nawab Haider Naqvi İslam iktisadının orijinalliği -neoklasik, iktisat, Marksist iktisat, kurumsal iktisat ve diğer bütün iktisadi yaklaşımlardan ayrıldığı üzere- onun temelde kurduğu belirgin “dinî-ahlâki” bağlantılarında yatmaktadır. Ahlâkın insanın iktisadi davranışlarına yansıması gerektiği emri üzerinden ilerleyen Naqvi, İslam’ın ahlâki ilkelerin iktisadi davranışlarda etkili olması için çözümü aşikâr-olmayan
ve indirgenemez bir aksiyom setine dönüştürülmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu bağlamda kitap, İslam ahlâkına yönelik özünde sıra dışı bir bakış açısı sunmaktır. Böyle bir bakış açısı Tevhid, denge (Adalet ve İhsan), özgür irade (İhtiyar) ve sorumluluk (Farz)’dan oluşan dört temel aksiyom ile temsil edilmektedir.Bu aksiyom setinin İslam iktisadı hakkında mantıksal çıkarımlar
yapmak adına kullanılmak için yeterli niteliğe sahip olduğunu ve yapılan çıkarımların gerçek hayattaki Müslüman toplumlar bağlamında her zaman doğrulanabilir olmasa da yanlışlanabilir de olmayacağını savunmaktadır.
Munawar Iqbal, Ismail Serageldin, Hafız Mohammad Yasin, Sayyid Tahir, M. Kabır Hassan, Dewan A. H. Alamgir, Seif El Din I. Tag El Din, Mohammad Daud Bakar, Murat Çizakça Yoksullukla mücadele insanlığı, uzun zamandır meşgul eden ve bilhassa dünyanın belli bölgelerinde hâlen önemli bir mesele olarak durmaktadır. Dünyanın bu bölgeleri ise büyük oranda Müslüman nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. Konu üzerine çalışmalar yapan Müslüman iktisatçılar, yoksulluğun tek boyutlu olmadığını, ekonomik büyüme odaklı yaklaşımların dağılımda yoksulluk ve eşitsizliğin esas sebeplerini gizlediğini vurgulamaktadır.
Kitap, yoksullukların azaltılmasına yönelik İslâmî yaklaşım ve İslâmî sistemin bazı kurumlarının bu konuda oynadığı rol üzerine odaklanmaktadır. Zekât, ribâ, vakıf, tekâfül, ifa gibi önemli kurumsal düzenlemelerin yoksullukların giderilmesindeki ve İslami iktisat paradigması içindeki sosyal olarak kabul edilebilir bir gelir dağılımına ulaşılmasındaki rolünü vurgulamak için hem teorik çerçeve hem de ampirik kanıtlar sunmaktadır.
Angelo M. Venardos Bu çalışma, İslâmî finansın dünyada yakaladığı İvme sonucu karşılaştığı problemleri ele alan güncel bir kitaptır. Küresel finansal kriz ve kredi daralması, dikkatleri ciddi bir şekilde İslâmî finans sektörünün yaşama kabiliyetine ve sürdürülebilirliğine çekti. Bu anlamda zorluklar olsa da aşılmayacak seviyede değildir. 2020 yılına kadar İslâmî finans sektörünün dünya çapında beklenen büyümesinin takribi olarak %15 olacağı tahmin edilmektedir, fakat bu büyüme oranının aşılması sürpriz olmayacaktır. İslâmî finans sektörü, yeni kurulmuş olup hızla büyümektedir, bu nedenle de konvansiyonel finansmana yönelik güçlü ve sürdürülebilir bir alternatif oluşturma potansiyeline sahiptir. Bunun mümkün kılınması için yakından izlenmesi ve bu alanda yol gösterici çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu kitap böyle bir amaç doğrultusunda hazırlanmıştır.
Bu alanda önemli çalışmalara imza atmış olan Dr. Angelo Venardos, İslâmî finans sektöründe tanınmış ve uygulama anlamında önemli pozisyonlarda bulunan isimlerin katkılarıyla bu çalışmanın oluşturulmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu anlamda katkı sağlayanlar arasında sektörde önde gelen avukatlar, bankacılar, düzenleyiciler ve muhasebeciler yer almaktadır. Bu kişiler günlük olarak teoriyi eyleme dönüştürmekte ve sektördeki gelişmeleri yakından takip etmektedirler. Literatürde, sektördeki güncel meseleler üzerine eğilen çok az çalışına bulunmaktadır. Elinizdeki çalışma, akademisyenlere, öğrencilere, sektörde çalışanlara ve bunlar dışında konu hakkında güncel durum
nedir ve sektör nereye doğru evriliyor gibi sorulara ilgi duyan herkese faydalı olacaktır.
Ersan Özgür İslâmi Finans - Türkiye İçin Küresel Strateji İstanbul İslâmi Finans Merkezi adlı bu kitapta; İslâmi finans ile ilgili terminolojiden tarihî akışına, uluslararası kuruluşlardan mevcut uygulamalara kadar hem Türkiye hem de dünya ekonomisinde İslâmi finansın yeri belirlenmeye çalışılmaktadır. Tarihî akış içerisinde durum değerlendirmesi yapılarak İslâmi finansın dünü anlatılmakta ve bugüne yansımaları şeffaf bir şekilde ele alınmaktadır. Tarihî belgelere ve verilere dayalı bir aktarım ile nesnel bir bakış açısı ile bilgilere yer verilmektedir.
Türkiye ekonomisi yönünden tarihî gelişim içinde; para vakıflarından katılım bankacılığına, İslâmi açıdan meşru olup olmadığı hususundaki tartışmalarından, Çivicizade'nin Rumeli kazaskerliği yaptığı sırada Ebussuud Efendi'nin risalesine reddiyesini padişaha arz etmesi neticesinde kararname düzenlenerek yasaklanmasına ve sonra başka bir kararname ile serbest bırakılmasına, muamele-i şer'iyye konusunda oran sınırlayan fermanlardan günümüzde katılım bankalarının katılım kârı oranlarına kadar tarihî belgelere dayalı bilgilerin yanı sıra katılım bankası uygulaması, sukûk işlemleri ve tekâfül sigortacılığı hakkında bugün İslâmi finans alanında yapılan düzenlemelere değin kapsamlı bilgilerin derlendiği bir çalışma sunulmaktadır.
Bu kitapta, İslâmi finans hakkında genel bilgiler verilmenin yanı sıra değişen paradigma ve Türkiye için küresel strateji önerisi geliştirmek suretiyle “İstanbul İslâmi Finans Merkezi” önerisi yönünden imkânların neler olduğu ve bu projenin gerçekleştirilebilmesi için neler yapılması gerektiği hususunda önerilere ve değerlendirmelere yer verilmektedir.
Hasan Kazak, Osman Okka Son ilahi din olan İslam, küllî, kapsayıcı bir sisteme sahiptir ve hayatın bütün alanlarını kuşatan, düzenleyen ölçüler getirmiştir. Kur'an-ı Kerim'de insanın Yaradan’ıyla, insanın diğer insanlarla, insanın içinde bulunduğu toplumla, insanın madde ile ve daha da ötesinde manevi alemlerle ilişkilerini düzenleyen kurallar, belirli bir ahengi, bir sistemi, bir dengeyi yansıtır. İslam dini insanlığa, bütüncül bir hayat görüşü sunduğundan toplum hayatının ticari, iktisadi, hukuki, ahlaki, kültürel, dini, sosyal ve siyasi yönleri birbirinden bağımsız değildir.

Sistem içerisinde bu parçalar girift bir durumda olup, karşılıklı etkileşim içindedir. İslami finans, doğrudan kişilerin ve toplumun yapısını, davranışlarını belirlediğinden ekonomik kalkınma ve sosyal barış üzerinde de aynen etkilidir. İslami insan (Islamic man), İslami ölçülere göre hareket etmek zorunda olduğu için ekonominin bir süjesi olarak kaynakların etkin ve israf edilmeden kullanılmasından, dünyanın manen ve madden imar edilmesinden, gelecek nesiller için çevrenin ve tabiatın korunmasından, toplumun dengeli büyümesinden, adil bir sosyal barışın kurulmasından sorumludur.

Böyle bir düşünce yapısı sebebiyle İslami finans, doğrudan ekonomik kalkınma ve sosyal barış üzerinde etkilidir. İşte elinizdeki bu eser İslam'ın İslami finans, ekonomik kalkınma ve sosyal barış konusunda neler getirdiğini, aralarındaki dengeleri, bizlerden neler istendiğini ve modern bir toplumda bu düzenlemelerin ne derece önemli olduğunu ve toplumu nasıl motive ettiğini ve düzenlediğini ortaya koymaktadır. Eserin sizlere, İslami finans, ekonomik kalkınma ve sosyal barış alanında çalışan tüm taraflara faydalı olmasını temenni ederiz.
Abdulkadir Bilen, Ahmet Vecdi Can, Ayhan Yatbaz, Dursun keleş, Hüseyin Elgıreybi, Kadir Gökoğlan, Kayhan Ahmetoğulları, Kudbeddin Şeker, Murat Kırkağaç, Mustafa Beybur, Nazan güngör Karyağdı, Nurcan Kostak, Özgür Özkan, Selçuk Bakan, Serpil Sumer İslami finansal kurumlar, işlemlerini faizsiz olarak yürüten finansal kurumlardır.
İslami finansal kurumların çeşitli faaliyet ve uygulamalarını konu alan çalışmalardan oluşan bu eserde, aynı zamanda başlıca İslami finansal kurumlardan olan katılım bankalarına ilişkin verilere yoğunlaşılmıştır. Her biri ayrı ayrı özenle hazırlanmış bu eserin bölüm çalışmalarında kutsal kitapların finans ve muhasebeye olan bakış açılarına değinilmiştir. İslami finansal kurumlar için geliştirilen muhasebe standartları, İslami finansal kurumların denetimi, bu kurumların kârlılıklarının ölçülmesi gibi konular yine eserde yer alan çalışmalardandır. Bir ihtiyaç ve talep üzerine ortaya çıkan İslami finans sisteminin temel uygulama alanı olan İslami finansal kurumları ve bu kurumların işleyişlerini konu edinen bu eserin ilgili alan yazına katkı sağlaması eserin önemli bir hedefidir.
Bu hedefe ulaşmak dileğiyle…
Osman Okka, Hasan Kazak Günümüzde İslâmî finans sektörünün hızlı gelişmesi ve İslâmî fonların 3 trilyon dolara yaklaşması sebebiyle bu alana ilgi giderek artmış, bir taraftan bu alandaki yayınlar artarken diğer taraftan İslâmî finansal kurumlar da önemli ölçüde kurumsal hâle gelmiştir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken İslâmî finansın para ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumlarla birlikte firmalara dönük yönü -yani ulusal ve uluslararası firmalara yani adi, kollektif, komandit, limited, anonim, holding şirketlere uygulanması konusundaki çalışmalar- nispeten geri kalmıştır. İşte bu kitap, bu ihtiyacı karşılamak üzere, finansal yönetimin neredeyse tüm alanları kapsayacak şekilde ve konvansiyonel finansla mukayeseli bir şekilde hazırlanmıştır. Bu sebeple kitap, orta üst seviyede (intermediate upper) bir yapıya sahiptir.

Kitapta, İslâm hukuku çerçevesinde İslâmî finansmanla ilgili finans konularının temel prensipleri belirli bir bütünlük içerisinde sistematize edilmiş şekilde konvansiyonel finansla mukayeseli olarak ortaya konularak okuyucuya sunulmuş ve İslâmî finansın net ve açık olarak gerçek hayatta firmaların faaliyetlerinin bütün alanlarında nasıl uygulayabilecekleri ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Böylece kitaptan okuyucunun, sayısal ve analitik bir yöntemle finansal düşünebilen ve firmanın finansal problemlerini İslâm’a uygun politikalar üreterek çözebilen yapıda bir bilgi kazanımı hedeflenmiştir. 22. bölümde yer alan İslâmî finansa ait örnek olaylar yani vaka analizleri kitaba ayrı bir boyut kazandırmıştır.
Osman Okka, Hasan Kazak, H. Basri Alım (B-1) İslâmî Finansal Yönetim: Sistem ve Uygulama (Konvansiyonel Finansla Mukayeseli) isimli serinin ilk kitabında; İslâmî finansın ne olduğu, bu konudaki İslâmî kurallar dikkate alınarak günümüzdeki modern firmalarda (adi, kollektif, komandit, limited, anonim, holding şirketlerde) uygulanış şekli konvansiyonel firmalarla mukayeseli olarak incelenmişti. Rasyonel hareket ve davranış, konvansiyonel finansta da İslâmî finansta da değişmez. Her şahıs veya şirket optimal (en iyisi) olma konusunda hareket etmeye, kazanmaya, verimli hareket etmeye çalışır; farklı olan, İslâmî finansçının ve yöneticinin İslâm'a göre yasaklanan ve etik olmayan kuralları da dikkate alarak hareket etmesi ve başarılı olmak zorunda olmasıdır. Bilindiği gibi konvansiyonel firmalar; İslâm'a göre haram sayılan her türlü faizli, aldatıcı, ahlak bozucu, defolu, tağşişli, hak gaspına sebebiyet veren, topluma zararlı vb. faaliyetlerde bulunmazlarsa İslâmî firmaya dönüşürler. İslâmî firmalar da İslâm'ın haram ve yasaklarını nazara almadan faaliyetlerini yürütüyorlarsa bunlar da konvansiyonel firmalara dönüşürler. Firmalar arasındaki geçiş bu kadar basittir. Eğer İslâmî bir firma faaliyetlerinde harama girmişse öncelikle bunları önlemeye ve dönemin sonunda da oluşan haram gelirleri firmadan uzaklaştırmaya çalışır. Hatalara düşmemek için İslâmî finansal yönetici hem konvansiyonel finansın hem de İslâmî finansın kurallarını bilmek ve isabetle uygulamak zorundadır.
Aşırı rekabetin ve yüksek sermaye maliyetinin hâkim olduğu günümüzün ekonomik sisteminde; finansal yöneticilerin problemlerini ve İslâmî finansın rolünü doğru bir şekilde anlayabilmek, sonrasında firmayla ilgili isabetli finansal kararlar alabilmek için gerçek hayattan alınmış ve örnek olay (vaka) hâline getirilmiş finansal yönetim problemlerini yakından görmeleri ve bu problemler üzerinde çözümler üretmeleri gerekir. Bu örnek olaylar (vakalar); okurlarımızın kendilerini firmanın sanal ortamında görerek finansal yönetim problemlerinin içerisine derinlemesine nüfuz edebilmeleri, İslâmî kurallar çerçevesinde alternatif çözümler üretebilmeleri ve doğru karar alabilme yeteneklerini geliştirebilmelerini sağlamak üzere hazırlanmıştır. Kitap, finansçılar ve finansçı olmak isteyenlerle birlikte firma yöneticileri için bir finansman simülatörü görevini görmektedir. 50 örnek olayı (vakayı) kapsayan (B-2) İslâmî Finansal Yönetim Örnek Olayları ve Örnek Çözümleri (Vaka Analizleri) isimli bu kitabın, sizlere faydalı olacağını ümit etmekteyiz.
Muhammad Ayub İslamî finans alanında son yıllarda küresel düzeyde giderek devam eden çalışmalar önemli bir kilometre taşının geçildiğini ortaya koymaktadır. Alandaki bu gelişmelerle birlikte bankacılar, ticaret camiası, sanayiciler, şer’i konularda çalışan âlimler ve halk, İslamî finansın ne olduğunu, özelliklerinin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını bilmeye ihtiyaç duymaktadır.

Elinizdeki kitap, İslamî bankacılık ve finans kuruluşlarının felsefesini, modellerini, araçlarını ve faaliyetlerini anlamak isteyen lisans ve lisansüstü öğrenciler, bankacılar ve diğer herkes için ders kitabı vazifesi görecek şekilde hazırlanmıştır. İslamî finansın hem teorisini hem pratik yönlerini kapsayan bu kitap, İslamî finansın temelini oluşturan İslamî ekonomisini, İslamî finans ilkelerini, İslam ticaret hukukunun temel özelliklerini, İslamî finansal kurumlar tarafından benimsenecek usulleri, ürünleri ve İslamî finans kurumları tarafından uygulanacak prosedürleri, finansal sistemin ve ekonominin gelişmesinde İslamî finans sisteminin oynayabileceği rolleri içermektedir. Ayrıca kitap, İslamî finans kurumlarının kullandığı ya da çeşitli müşterilere fon sağlamak için benimseyebilecekleri temel modellerin, şer’i kurallara uygunluğunu sağlayabilmek üzere yapılan tartışmaları da kapsamaktadır. Ekonominin çeşitli sektörlerini finanse eden İslamî bankaların mevduat ve fon yönetimini kapsayan pratik ve operasyonel yönleri, risk yönetimi, muhasebe uygulaması ve İslamî mali piyasaların ve araçların işleyişi derinlemesine tartışılmıştır.

Harun Şencal, İsa Yılmaz, Hakan Kalkavan, Adem Levent, Erhan Akkaş, Abdurrahman Yazıcı, Cem Korkut, Mervan Selçuk, Mücahit Özdemir, Hakan Aslan, Abdullah Talha Genç, Murat Yaş Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler doğal kaynak gelirleri sayesinde küresel finansal sistem
içerisinde önemli bir yere sahiptir. Modern İslami finans sektörünün gelişimi de bu ülkelerin
yükselmeye başladığı 1970'li yıllara karşılık gelmektedir. Günümüze gelindiğinde ise Körfez ülkeleri toplam İslami finans sektörünün yaklaşık yüzde 42'sine sahiptir. Dolayısıyla bu ülkelerin ekonomik, yapısal ve ideolojik dönüşümleri aynı zamanda İslami finans sektörünü de etkilemektedir. Buradan hareketle, bu kitap bölgenin İslami finans gelişimini ve büyüklüğünü tetikleyen temel faktörleri ve bu gelişim içerisinde petrol gelirlerinin yanı sıra siyasi tercihlerin payını politik ekonomi çerçevesinde tarihsel kırılmalara vurgu yaparak incelemeyi hedeflemektedir. Bu kapsamda, son dönemlerde yükselen ilgiye sahip Körfez ülkeleri ve İslami finans sektörüne yönelik teori ve uygulamayı içeren bu kapsamlı çalışma okuyucuya katkı sunacaktır.
Muhammet Erkam Bakacak Bu kitap, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartlan Kurumu tarafından yayımlanmış olan Faizsiz Finans Muhasebe Standartları ile Türkiye Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartları arasındaki benzerlik ve farklılıkları faizsiz fon kullandırım yöntemleri açısından incelemek amacıyla yazılmıştır. Bu minvalde Türkiye’deki faizsiz finans alanında faaliyetlerini sürdürmekte olan kurumların fon kullandırım usullerine (murabaha, müşâreke, mudârebe, selem, istisna, icâre) ilişkin uygulama esasları ile bu esaslar doğrultusunda oluşması gereken muhasebe kayıtları incelenmiş, elde edilen bulgular Türkiye Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartları (TMS/TFRS) uygulamaları ile karşılaştırılarak, Faizsiz Finans Muhasebe Standartlarına (FFMS) uyum için yapılması gerekli düzenlemeler belirtilmiştir. Çalışma sonucunda muhasebeleştirme işlemlerine ilişkin temel prensiplerin her iki standart setinde de benzerlik gösterdiği, diğer taraftan muhasebe kayıtları arasındaki ayrışmaların temelinde gerçekleşen işlemlerin biçim ve öz açısından farklı değerlendirilmelerinin, değer ölçüm uygulamalarındaki farklılıkların, paranın zaman değeri ile ilgili görüş farklılıklarının ve sermaye benzeri hesaplar ile ilgili değerlendirme farklılıklarının bulunduğu tespit edilmiştir.
Bilal Soysal Bir İslâmî finans kuruluşunun varlığını sürdürmesi ve büyümesi için bütün paydaşların kuruluşa güvenini artırmaya yönelik bir kurumsal yönetim anlayışı benimsemesi elzemdir. Etkin bir kurumsal yönetim, İslâmî finans kuruluşunun Fıkhi ilke ve kurallara uyumsuzluk riskini yönetmesi, sağlıklı şekilde büyümesi ve bütün paydaşların menfaatlerini hakkıyla gözetmesi için gereklidir. Bu bağlamda İslâmî
finans kuruluşlarında kurumsal yönetimin önemli bir parçası, faaliyetlerin fıkhi ilke ve kurallara uyumunu sağlamaya yönelik etkin bir "Fıkhi Uygunluk Yönetim Sistemidir. Bu kitap, İslami finans kuruluşlarında Fıkhi Uygunluk Yönetim Sistemini literatür ve uluslararası standartlar çerçevesinde detaylı olarak anlatmakta, ülkelerin konuya ilişkin yaklaşımlarını yasal düzenlemeler bağlamında yansıtmakta ve Türkiye'nin diğer ülkelere kıyasla durumunu ortaya koymaktadır.
Mehmet Fatih Buğan İslam ekonomisi ve finansı alanına olan ilgi hem İslam ülkelerinde hem de diğer coğrafyalarda gün geçtikçe artmaktadır. Güncel akademik tartışmalar, sistemin gerekliliği üzerinde hemfikir olmakla beraber zamanla sisteme olan güvenin azaldığı yönündedir. İslami bankaların kâr payı oranları ile konvansiyonel bankaların mevduat faiz oranları arasındaki benzerlik, bazı sukuk türlerinin şer'i uygunluğu yönündeki fikir ayrılıkları, gri alan olan türev ürünlerin kullanımı ve benzeri nedenler, bu güvensizliğin başlıca sebeplerindendir. İslami hisse senedi piyasalarına olan güvensizliğin nedeni de İslami hisse senedi tarama metodolojileri arasındaki ciddi farklılıklardan kaynaklanmaktadır.
Bu kitapta, farklılıkların nerden kaynaklandığı ve bu farklılıkların çözümü üzerinde durulmuş ve bir model önerisi geliştirilmiştir. Ayrıca
-İslami finans sisteminin temel prensipleri,
-Finansal araç ve kurumları,
-Sermaye piyasaları (sukuk, hisse senetleri, yatırım fonları) ve
-Sigortacılık (tekafül)
konularına da yer verilmiş, güncel veriler ışığında günümüzdeki mevcut durumu irdelenmiştir.
Ahmet Oğuz Akgüneş, Bahadır Fatih Yıldırım, Bilgehan Tekin, Ebru Demirci, Eyyüp Ensari Şahin, İbrahim Erem Şahin, M. Kemalettin Çonkar, Mehmet Bükey, Muhammet Fatih Canbaz, Nevzat Tetik, Nurullah Altıntaş, Oktay Özkan, Onur Seyranlıoğlu, Recep Çakar, Soner Akkoç, Tahsin Galip Tekin, Tolga Türkölmez, Yavuz Türkan İnsanlık tarihinin belki de en hızlı dönüşümlerinin yaşandığı günümüzde karşı karşıya kaldığımız sorunlar; halihazırdaki kazanımların korunması ile kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme ve kalkınma sürecinin sağlanması için yeni normal, sistem ve düzen arayışlarını tetiklemektedir. Sosyoekonomik ve politik alanlar başta olmak üzere hemen her sahada gerçekleşen bu arayışlar; eskinin yeniden anlaşılması, yeninin tekraren keşfi ve eski-yeni arasındaki etkileşimin incelenmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İktisadi açıdan; bu arayışların sonucu olarak yeni ekonomik sistem tartışmaları hareketlenmekte, eski sistemlerin yerini neyin alacağı, yeni düzenin nasıl işleyeceği ve bu yeni normalde bilinen iktisadi aktörlerin rollerinin nasıl tanımlanacağı sorunsalları -objektif ve normatif olarak- sorgulanmaktadır. Bu kapsamda sergilenen gayretlerden biri de sahip olduğu birikim, özgünlük ve tutarlılık bakımından en zengin olan İslami İktisat ve Finans kapsamında yapılan çalışmalardır ve dünya genelinde bu çalışmaların etkisi/yankısı her geçen gün daha da artmakta ve genişlemektedir.
Bu etkiye/yankıya destek olmak maksadıyla kör hakem süreci işletilerek girişilen bu kitap, iktisadi düşünce ve sistemler açısından turnusol kâğıdı fonksiyonu gören faiz konusu incelenerek başlamaktadır. Faiz konusunun ardından sırasıyla zekât, devlet, dayanışma kurumları ve katılım bankaları konularındaki bölümler yer almaktadır. İslami Finans kapsamında; finansman modelleri, blokzincir teknolojisi, davranışsal finans ve yatırım vekaleti konuları incelenmekte ve devamında ekonomi-finans ilişkisine dair uygulamalı çalışmalara yer verilmektedir. Böylece genelde insanlığın özelde de Türkiye'nin içinde bulunduğu sistematik darboğaz ve açmazlardan kurtulma çabasına ve İslami İktisat ve Finans kapsamında eskinin anlaşılması, yeninin keşfi ve eski-yeni etkileşiminin irdelenmesi amaçlarına katkıda bulunulmaya çalışılmıştır.
Salih Ülev Bu kitap, genelde İslami mikrofinans uygulamalarını, özelde ise Türkiye'deki ilk İslami mikrofinans girişimlerinden biri olan İKSAR Derneğini konu edinmektedir. Kitapta farklı ülkelerdeki İslami mikrofinans sektörünün yapısı ve bu ülkelerdeki örnek İslami mikrofinans kuruluşları incelenmiştir.
Türkiye'de ise 2018 yılında faaliyetlerine başlayan İKSAR Derneğinin Karz-ı Hasen Programı araştırmaya tabi tutulmuştur. İKSAR'ın araştırma konusu edinilmesi, daha sonra İKSAR'ı takip ederek İslami mikrofinans hizmeti sunacak kuruluşlar için yol gösterici olacaktır. Ayrıca İKSAR'ın kitaba konu edinilmesinin bir sebebi de Türkiye'de katılım bankaları üzerinden değerlendirilen bir İslami finans sistemi içerisinde, yeni bir İslami finans kuruluş türünün ortaya çıkmasına ve gelişmesine zemin hazırlama ihtimalidir. İKSAR'ın faaliyetlerinin başarısı/başarısızlığı, bu başarının/başarısızlığın arkasında yatan sebeplerin ne olduğunu ortaya koymanın, ileride kurulacak İslami mikrofinans kuruluşları için yapılan doğruların tekrarlanması, yapılan yanlışların yapılmaması adına bir rehber niteliğinde olacağı düşünülmektedir.
Kitapta, İKSAR'dan karz-ı hasen alan 41 kişinin karz başvurusundan karzın geri ödenmesine kadar olan süreci, baştan sona kadar incelenmiştir. Karz alanların aldıkları karzı nasıl kullandıkları, karzın hayatlarında ne tür etkisi olduğu, karz ile giriştikleri işte başarılı olup olmadıkları, süreç içerisinde ne tür zorluklar yaşadıkları, geri ödeme performanslarının nasıl olduğu nitel ve nicel araştırma yöntemleri kullanılarak incelenmiştir. Yazarın bütün karz süreçlerinin içerisinde bulunarak yaptığı saha araştırmasının neticeleri, her bir müstakrizin de farklı hayat tecrübelerini yansıtmaktadır.
Şehmus Aydın Küreselliğin, değişimin ve bilgi teknolojilerinin yaygın bir şekilde kullanılmasıyla dünyanın herhangi bir yerinde oluşması muhtemel bir finansal krizin bütün dünyayı etkisi altına alması kaçınılmaz hâle gelmiştir. 2008 Küresel Finans Krizi’nin oluşmasında aşırı risk içeren türev ürünlerinin etkisi, ampirik çalışmalarla tespit edilmiştir. Mevcut konvansiyonel finansal sisteme özellikle taşıdığı riskler yönüyle alternatif sistemler arayışına gidilmiştir. Bu risklerin bertaraf edilebilmesi için birtakım yeni düzenlemeler ve ilkeler oluşturulmaktadır. Bundan hareketle İslami finansın muhafazakâr, daha itidalli ve reel ekonomiyle daha fazla entegre olma potansiyeli taşıması yönüyle mevcut konvansiyonel finansa alternatif olabileceği veya çözüm olarak sunabileceği birtakım prensiplerinin olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda Türkiye'de ve dünyada mevcut İslami endekslerin risk profili yönüyle konvansiyonel endekslerden daha güvenli yatırım imkânı sunup sunmadığı konusu önem kazanmaktadır. Bu çalışmada; Türkiye ve dünya sermaye piyasalarında işlem gören İslami endekslerin, konvansiyonel endekslere kıyasla risk profili yönüyle bir alternatif olup olmadıkları incelendi. Çalışmanın; krizlerin sistematik bir hâl aldığı günümüzde ampirik bulgular ve tespitler sunacağı düşünülmektedir.
Kitabın; risk, risk yönetimi, risk ölçüm yöntemleri, İslami açıdan risk ve İslami finans alanlarına ilgi duyan araştırmacı ve akademisyenler için kayda değer bir ihtiyacı karşılayacağı düşünülmektedir. Özellikle İslami açıdan risk ile ilgili önemli çalışmalara kapı aralaması temenni edilmektedir.
Hilmi Tunahan Akkuş Yatırım fonları; çok sayıda yatırımcının kaynaklarının bir araya getirilerek büyük bir fon havuzu oluşturulmasını ve bu sayede hem daha kolay finansal çeşitlendirme hem de düşük maliyet avantajı sağlayarak avantajlı yatırım imkânı sunan, sermaye piyasalarının önemli araçlarındandır. İslami yatırım fonları ise; fon yatırımlarını İslami ilkelere göre yapmak isteyen veya İslami yatırım fonlarının sunduğu farklı özellikleri tercih edenlerin yatırım yaptığı benzer bir yatırım alternatifidir. Bir yatırım aracı olarak konvansiyonel yatırım fonları aynı zamanda da İslami yatırım fonları, bazı dezavantajları yanında önemli yatırım avantajlarına sahip bulunmaktadır. Çeşitlendirme imkânı sunması, farklı türlerde yatırım fonları bulunması, günlük likidite sağlaması, profesyonel yönetim, kısıtlı miktarda para ile yatırım imkânı, işlem kolaylığı, devlet gözetimi, karşılaştırma kolaylığı, şeffaflık gibi unsurlar yatırım fonlarının sunduğu avantajlardandır.
Kitabın giriş kısmını takiben birinci bölümünde, yatırım fonlarına ilişkin kavramsal çerçeve; ikinci bölümünde, yatırım fonlarının yönetim ilkeleri ve yatırım fonlarına ilişkin esaslar hakkında açıklamalar yer almaktadır. Üçüncü bölümde, İslami finansın temel ilkeleri ve İslami finansta şeriat denetimi; dördüncü bölümde, portföy performans ölçümüne ilişkin yasal mevzuat ve yatırım fonlarının performansının ölçülmesinde kullanılan yöntemler açıklanmaktadır. Kitabın beşinci bölümünde, Türkiye’deki İslami (katılım) ve konvansiyonel yatırım fonlarının karşılaştırmalı performansları araştırılmaktadır. Kitabın sonuç bölümünde ise araştırmanın genel değerlendirmesi yapılmakta, ayrıca gelecek çalışmalar için önerilerde bulunulmaktadır.

Serhat ŞEKER, Tahir Çetin AKINCI Bu kitap; Mühendislik Fakülteleri, İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri ve Fen Fakültelerinde okutulan Olasılık ve İstatistik dersleri için temel kaynak niteliğindedir. Kitap, lisans düzeyinde temel istatistik konularını ele aldığı gibi, içeriğindeki Zaman Serileri Analizi, Rastgele Sayı Uygulamaları ve Rastlantısal Similasyon konuları ile lisansüstü araştırmacıların da faydalanabileceği bir kaynaktır. Kitapta; temel istatistik konuları çok sayıda örneklerle anlatılmış, ayrıca bilgisayar uygulamaları için özellikle MATLAB kullanıcıları için program parçacıklarının da yer aldığı birçok örneğe yer verilmiştir.
İstatistik ve Rastgele Sayılar ile ilgili yabancı dilde çok sayıda kitap bulunmasına karşılık Türkçe kitap sayısı oldukça azdır. Lisans ve lisansüstü öğrencilerinin temel ders kitabı olarak yararlanacakları kitabın, bilgisayar tabanlı istatistiksel analizler yapan araş-tırmacılar için de önemli bir kaynak olacağı düşüncesindeyiz.
M. Akif Bakır - Celal Aydın Bu kitap, özellikle üniversitelerde haftada iki ya da dört saat okutulan istatistik derslerine temel kitap olarak hazırlanmıştır. Kitapta yer alan konular ve konuların sıralanmasında, YÖK tarafından önerilen içeriğe uygun olmasına da dikkat edilmiştir.
Öğrencilerin, istatistik konularını öğrenmelerinde ve öğrendiklerini gerçek yaşam problemleriyle eşleştirmelerinde zorluk yaşadıkları bilinen bir durumdur. Bu amaçla, kitap yazılırken, bu zorlukların aşılması da hedeflenmiştir. İşlemlerin sadece matematik düzeyde kalmayıp, anlamlandırılması sağlanmıştır. Aynı zamanda öğrenilen bilgilerin kullanılabilirliğine katkıda bulunmak için, problemlerin gerçekçi olmasına ve gerçek verilere dayanmasına çalışılmıştır.
Kitap aşağıda sıralanan on bir bölümden oluşmaktadır.
Yönetim ve İstatistik
Temel Kavramlar
Veri Türleri ve Veri Toplama Yöntemleri
Verilerin Düzenlenmesi ve Sunulması
Merkezi Eğilim Ölçüleri
Dağılım Ölçüleri
Olasılık Kuramı ve Tesadüfi Değişkenler
Tahmin Teorisi
Korelasyon Analizi
Regresyon ve Trend
İndeksler
Bülent Yılmaz Bu ders kitabı Eğitim Fakülteleri, Fen Edebiyat Fakülteleri ve Meslek Yüksek Okullarında (Sağlık Meslek Yüksek Okulları) İstatistik, Genel İstatistik ve İstatistiğe Giriş adı altında okutulan derslerin içeriği temel alınarak hazırlanmıştır.
Birinci bölümde istatistik ve grafik kavramları, seriler ve frekans eğrileri üzerinde durulmuştur. Sonraki bölümlerde olasılık ve olasılık fonksiyonu, beklenen değer ve momentler, dağılımlar kuramı, korelasyon ve regresyon geniş örnek uygulamaları ile incelenmiştir.
Sadık Çökelez İstatistik biliminin temel unsurlarından olan binom ve normal olasılık dağılımı gibi konulara içgüdüsel bir yaklaşım getirip kolay anlaşılmasını sağlayacak yöntemleri kullanarak ve çok kapsamlı Excel bilgisayar uygulamalarına ve ekran kopyaları içeren görsel yaklaşıma yer vererek hazırlanan bu kitap her ne kadar istatistik konusuna giriş mahiyetinde olsa da temel hususlara ilaveten, öğrencilerin nedenini ve faydasını sorguladığı, başka kaynaklarda pek açıklanmayan bazı önemli formüllerin içgüdüsel temel mantığını ve kitabın normal dağılım bölümünde proje yönetimi, envanter yönetimi, kalite yönetimi gibi gerçek hayat problemleri ile bağlantılarını da vurgulamakta olup eğitim sektöründe bazı alanlarda kısmi bir rehber olabilir.
Ayşe Bilicioğlu Güneş, Emel Ilıcan, Evrim Yalçın, Ezgi Mor Dirlik, Kaan Zülfikar Deniz, Münevver İlgün Dibek, Şerife Zeybekoğlu, Şerife Zeybekoğlu, Zekeriya Çam İSTATİSTİKOLAY(1)’ı yazdığımda; istatistik öğrenmenin hiç zor olmadığını, matematiksel denklemlerden öte mantığının öğrenilmesinin yeni araştırma problemleri için ufuk açacağını belirtmiştim. Kitap yayınlandıktan sonra aldığım olumlu tepkiler de bunu gösterdi. Hâlâ aynı görüşteyim. Dahası, “İSTATİSTİKOLAY 2” içinde yer alan konuların öğrenilmesi de temel istatistiği İSTATİSTİKOLAY’dan sağlam bir şekilde öğrenenler için hiç zor olmayacaktır.
Öncelikle her bölümün girişinde sizi o analize ısındıracak ve basitçe somutlaştıracak bir giriş kısmı yer almaktadır. Bu kısımla analiz arasındaki ilişkilendirme ile yazarlarımız sizi analizle bütünleştiriyor. Ardından ilgili analizlerle yapılan örnek uygulamalara ve “APA Formatında Tablolaştırma ve Yorumlama”yla, analizin en başından araştırmaya yerleştirilecek tablo ve yorumlara kadar her şey yer almış olacaktır. Analizlerde yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir. Bunlar da “Araştırmacının Karşılaşabileceği Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığı altında her bölümde ayrı ayrı ele alınmaktadır.
Kitabın kapsamında veri temizliği (kayıp veri, uç değer, çoklu uç değer) ve gereklerin (normallik, çoklu doğrusallık vb.), MANOVA ve MANCOVA, Diskriminant Analizi, Lojistik Regresyon Analizi, Kümeleme Analizi, Yapısal Eşitlik Modeli, Açımlayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizleri, Yol Analizi ve Hiyerarşik Doğrusal Modelleme içerikleri bulunmaktadır.
Tüm bu analizler hangi durumlarda kullanılır? Sizin problem durumunuzu çözecek bir analiz bu kaynakta var mı? Bu konuda size kitabın başında yer alan “Kolay İstatistik Rehberi” yardımcı olacaktır.
Daha önce öğrenmekte zorlandığınız veya hiç bilmediğiniz analizleri öğrenme şansını size İSTATİSTİKOLAY 2’nin vereceğine eminiz. Yeter ki duyuşsal olarak olumlu bakın ve analizleri olabilecek en basite indirgeme çabamıza güvenin.
Ali Erdoğan Belirsizliği araştıran bilim dalı kimliğiyle iktisadın deneysel açıdan gelişimini de sağlayan İstatistik, aynı zamanda veri biliminin temelini oluşturan alanlardan biridir. Sayısal veriler içinde gerçek aranırken, ilişkiler analiz edilirken, öngörü yapılırken ve belirsizlik ortamında karar alınırken İstatistik kullanılır. Matematik biliminin bir dalı olan İstatistik, çeşitli alanlardaki uygulamaları ön plana çıkarılarak anlamlandırılmalı ve öğretilmelidir. Standart sapmanın formülünü tahtaya yazmak, sadece teorik bilgi vermektir. Oysa standart sapma sayesinde, hangi hisse senedinin diğerlerine göre daha riskli olduğunun bulunabildiğini göstermek, yararlı bir istatistiksel uygulamadır.
Temel İstatistiksel Kavramlar, Ortalama Türleri, Dağılım Ölçüleri, Olasılık Teorisi, Olasılık Dağılımları, Korelasyon ve Regresyon Analizi, Zaman Serileri Analizi, Endeks Türleri ve Uygulama Alanları, Altı Sigma Yaklaşımı, Makroekonomik İlişkilerin Analizi, İşletmelerde Kâr Maksimizasyonu ve Maliyet Minimizasyonu, Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri, Finansal Varlıkları Fiyatlandırma ve Hisse Senedi Değerlendirme, Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemler, SWOT Analizi ve Diagnostic Interne/Externe Analizi, Sayısal Yöntemler, Yatırım Projelerinde Karar Aşamaları konularını içeren ve 17 bölümden oluşan kitabımı yazarken yalın biçimde anlatıma ve her konuya ilişkin uygulama alanlarına çok sayıda örneğe yer vermeye azami ölçüde çaba gösterdim. İstatistiğin kaçınılmaz biçimde ilişkili olduğu matematiksel ve iktisadi temel konuları da teorik ve uygulamalı olarak açıkladım. Bilimsel çalışmalarda ve lisans/lisansüstü eğitiminde faydalanabilecek bir kaynak olarak hazırladığım bu eserden etkin biçimde yararlanılmasını diliyorum.
Şanslı Şenol İçinde bulunduğumuz yüzyılda küresel dengeler göz önüne alındığında bilgi, günümüzün en değerli olgusu olmuştur. Bu değişen düzene kısa sürede ayak uydurabilen ve bilgiyi elinde tutabilen işletmeler en iyi yerlere gelebilmektedirler. Bu nedenle işletmeler sürekli değişkenlik gösteren rekabet ortamında geleceği görebilmek, buna göre plan yapabilmek ve yaratıcılığı en üst seviyede tutabilmek için kalite - verimlilik ikilisine dayalı bir yaklaşıma başvurmak zorundadırlar. Çünkü kaliteyi geliştirmek için eğitimle sağlanan bilimsel yaklaşım ve üst yönetimin liderliğinde istatistiksel yöntemleri kullanan ekip çalışması gerekir.
İstatistik bilimi, buluşları ile (yeni araştırmalar ve yeni yöntemlerle) teknolojik gelişmelere çok önemli katkılarda bulunur. Verilerden bilginin kullanımı ile sürekli gelişir. Ve diğer bilimlerde ilerletme şeklindeki bakış açısı ile tüm bilim alanlarına uygulanabilen disiplinler arası bir bilim dalıdır. Bu nedenle istatistik lisans eğitimi, eğitim ve endüstride ürün/hizmetlerin kalitesinin iyileştirilmesinin bir yolu olan istatistiksel düşünme üzerine odaklanmıştır.
İstatistik lisans eğitimi sırasında okutulan bu kitapta, işletmelerde üretim aşamasında kullanılan temel istatistiksel yöntemler kapsamlı bir biçimde incelenmiştir. Kitabın 1. bölümünde kalite ve kalite kontrolü ile ilgili genel bilgiler verilmiştir. 2 - 5. bölümlerde ise istatistiksel kalite kontrol içinde yer alan üretim süreci ile ilgili giriş, süreç ve çıkış kontrolleri ile ilgili istatistiksel yöntemler detaylı bir biçimde incelenmiştir. Kitabın 6. bölümünde ise ürün ve süreç tasarımında kullanılan güncel istatistiksel yöntemler, kitabın son bölümünde ise çağdaş işletme yönetiminde ve pazarlama araştırmalarında kullanılan diğer istatistiksel yöntemler özet olarak ele alınmıştır.
Bu kitabı yazmamdaki amaç ise halen öğrenci olan ancak gelecekte işletmelerde olduğu kadar diğer bilim alanlarında (yaşam, tıp, teknik ve eğitim) istatistikçi olarak çalışacak olan öğrencilerimin istatistik bilimini kullanarak önemli farklılıklar yaratabilmesine katkıda bulunabilmektir. Böylece istatistikçilerin, ülke olarak sayılardan korkmayan, yaşamın olasılıklara bağlı olduğunu bilen ve geleceğini bilgiye dayandıran gelişmiş toplumların yanında yer alabilmesine katkıda bulunmalarını sağlamış olacağımı ümit ediyorum.
Burak Birgören Çok kullandığınız bir ürünü hayal edin ve sonra sizin açınızdan o ürünün kalitesini belirleyen en önemli özelliğini düşünün. Örneğin bu bir cep telefonu için pilin ömrü olabilir. Peki size aynı marka ve model ürüne konan orijinal pillerin hiçbirinin birbirinin tıpatıp aynısı olmadığı söylense, hatta şansızsanız ömrü kısa bir pile denk geleceğiniz ve dolayısıyla 6-7 ay gibi bir süre kullanımdan sonra pilin ömrünün biteceği söylense ne dersiniz?
Üretici firmaların şansız müşterilere yapacakları ilk açıklama, genellikle bu durumun yanlış ya da yoğun kullanımdan kaynaklandığı yönündedir. Ancak size bir sır verelim. Tamamen aynı koşullarda kullanılan pillerin ömürleri arasında da ciddi farklılıklar ortaya çıkabilir. Bu tür farklılıklar beyaz eşya, elektronik eşya, otomobil gibi çok çeşitli ürünlerde ve bu ürünlerin çok çeşitli özelliklerinde karşımıza çıkar. Aynı model iki otomobilin motor ses yalıtımının aynı düzeyde olmaması, aynı model iki bulaşık makinesinden birinin düğmesinin kolay, diğerinin zor çevrilmesi gibi. Ayrıca bir tedarikçiden hammadde ya da yarı mamul alan bir firma için de aynı sıkıntılar geçerlidir. Bu farklılıklar ürünlerin tam tasarlandıkları gibi üretilememesinden kaynaklanır. Bu da ciddi müşteri memnuniyetsizliğine ve müşteri kaybına yol açar. Bu nedenle tüm sektörlerde, tasarıma daha uygun üretim yapmak için sistemli çalışmalar yapılmaktadır.
Bu amaçla yapılan tüm çalışmalar istatistiksel kalite kontrolü alanına girer. Bu çalışmaların ana konuları ürün özelliklerinin, teknik tabiriyle kalite karakteristiklerinin ölçümü, ölçümlerin istatistiksel olarak modellenmesi, analiz edilmesi ve bunların sonucunda tasarıma uygunsuzluğun nedenlerinin keşfedilmesi ve giderilmesidir. Bu çalışmaların günümüzde bazen toplam kalite yönetimi, bazen ISO 9000, bazen de altı sigma uygulamaları şeklinde gerçekleştirildiğini görürüz. Kitapta bu farklı kalite yönetim yaklaşımları ele alındıktan sonra istatistiksel kalite kontrolü için kullanılan yöntemler çeşitli sanayi uygulamalarıyla açıklanmaktadır.
Arife Özdemir Höl, Ayça Büyükyılmaz Ercan, Aynur Yonar, Ayşegül İşcanoğlu Çekiç, Burcu Kocarık Gacar, Demet Sezer, Derin Savaşan, Dilek Altaş Karaca, Fela Özbey, Havva Gültekin, Hayriye Esra Akyüz, İstem Köymen Keser, Kadir Karagöz, Kübra Karadağ, Mehmet Ali Yücel, Merve Kara, N. Melis Esenyel İçen, Naciye Tuba Yılmaz, Namıka Boyacıoğlu, Özlem Ergüt, Özlem Taşseven, Selay Giray Yakut, Sinan Demirezen, Sinem Özkurt, Yakup Arı, Yasemin Koldere Akın Günümüz bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, istatistiksel ve ekonometrik analizlerde ihtiyaç duyulan teknolojik altyapıyı (bilgisayar gücü, veri depolama vb.) sağlamış ve bunun sonucunda ise istatistiksel ve ekonometrik uygulamalar birçok bilim dalında geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Bu kitap; güncel istatistik ve ekonometrik analiz yöntemlerinin iktisat, finans ve aktüerya alanındaki uygulamalarını içermektedir. Farklı üniversitelerde görev yapan değerli araştırmacıların, bu konularda ele almış oldukları çalışmaların bir araya getirilmesi ile oluşturulan kitabın; akademisyenler, araştırmacılar ve literatür açısından faydalı olacağı, istatistik, ekonometri, iktisat, finans ve aktüerya başta olmak üzere tüm lisansüstü programlarda ana ya da yardımcı ders kitabı olarak okutulabileceği düşünülmektedir.
Perihan Abay İstisnalarla yönetim, bir sorunu belirleme ve iletişim sistemidir. Yönetimin araya girerek sorunu çözme noktasında ilgili konunun yöneticiye bildirilmesi gerekiyorsa iletilecektir ve önemli olmayan hususlar ise bildirilmeyecektir. İstisnalarla yönetimin uygulamasıyla aynı zamanda yüksek kademelerdeki yöneticilerin ayrıntılı kararlar vermesi zahmeti ortadan kalkmakta ve organizasyondaki bireylerin inisiyatif kullanabilme becerileri de gelişebilmektedir. Böylece bir kuruluş; iş bölümü, yetki devri ve sorumluluk alma ile ilgili yaygın bir kontrol düzeni üzerine oturtulur.
İstisnai yönetim, yöneticinin bütün dikkatinin en önemli ve acil konulara odaklanmasını sağlamak için mükemmel bir yönetim tekniğidir. İstisnai yönetim ile günlük aktivitelerin organize edilmesi, uygun güç yapılarının oluşturulması ve görevlerin öncelik sıralaması ile belirlenmesi açısından yararlı olacaktır. Yöneticiler hiç kuşkusuz daha büyük sapmaları ele alarak düzeltme yapmak için daha fazla zaman ayıracak ve küçük sapmaları ise alt düzey yöneticilerin dikkatine sunmak üzere bırakacaklardır. Böylece işin beklenmeyen yönü veya performansında en önemli büyük sorunlar doğrudan üst yönetime bildirilecektir.
Bu kitapta, istisnalarda yönetimin; kavramsal çerçevesi, ilkeleri, fonksiyonları, türleri, alt boyutları, sonlandırma yöntemleri, uygulamaları ve istisnalarla yönetimin istatistiksel analizlerinin türleri üzerinde durulmuştur. Bu çalışma küresel rekabet piyasasında faaliyet gösteren işletmelerin, alanda çalışma yapan araştırmacıların ve tüm ilgili okuyucuların bilgisine ve yararına sunulmak üzere hazırlanmıştır.
Margaret A. Neale - Thomas Z. Lys Müzakere öğrenilebilir...
Stanford GSB Hocası Margaret A. Neale ile Northwestern Kellogg mezunu, IBM ve GE'de danışmanlık yapmış Thomas Z. Lys hem teorik hem de uygulamaya yönelik olarak müzakerenin inceliklerini bu kitapta vermektedir.
Pek çoğumuz iyi müzakere yapamadığımız için fırsatları ve/veya iyi imkânları kaçırmaktayız. Hatta huzurlu ve mutlu olmamızı sağlayacak pek çok imkânı kaybetmekteyiz.
Hâlbuki bu kitapta öğrenebileceğimiz müzakere yöntemleri ile kaybettiklerimizi kabullenmek yerine çok hızlı bir şekilde yaşamamızda fark yaratabilir ve değer oluşturabiliriz.
Müzakere ile doğru bir sosyal etkileşim sağlayarak öncelikli olarak kayıplarımızı, huzursuzluklarımızı ve mutsuzluklarımızı önleyebiliriz. Hatta süreç içinde çok önemli gündelik beceriler elde ederek daha büyük ve değerli uzlaşmalar sağlayabiliriz.
Müzakerenin gizli sırrı olarak bilinen empati ile psikolojik anlamda karşımızdaki kişileri daha iyi anlayarak ön yargıları aşmak mümkün olmaktadır. Bu sayede ihtiyaçları görmek uygulanabilir çözüm bulmada çok etkili olmaktadır. İşte bu kitap, bu sırrın çok daha uygulanabilir hâle gelmesinde önemli bir altyapı oluşturmaktadır.
Sosyal, ekonomik, kültürel, eğitsel, psikolojik, davranışsal ve teknolojik anlamda ‘İstediğine (Hatta Fazlasına) Sahip Ol’mak için ortak bir noktada buluşmak ve değer oluşturmak bu kitabın özünü oluşturmaktadır.
Sistemli ve stratejik olarak müzakere yöntemi geliştirilebilir... Bu sayede daha fazlasını elde etmek mümkün olabilir...
Başarıya giden yolda, müzakere ile mevcut durumlar değiştirilebilir, iyileştirilebilir ve taraflara değer kazandırılabilir...
Farkındalık sağlanarak fark oluşturulabilir. Karşılıklı güven oluşturulabilir. Yaşanan ortamda aranan mutluluk ve huzur sağlanabilir....
Burcu Doğan, Elif Alp, Ferhat Apaydın, Havanur Ergün Tatar, Mehmet Özyiğit, Mehmet Songur, Meltem Duğru, Mustafa Emir Yücel, Müge Manga, Nadide Yiğiteli, Özge Alev Sönmez Çalış, Ramazan Arslan, Semih Çetin, Serdar Erdoğan, Seyit Ordu, Yusuf Muratoğlu İstihdam ve işgücü piyasası ardında birçok dinamik ve tarihsel unsur barındıran, emek açısından gelirin temel olarak yaratıldığı ve bölüşüldüğü alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu minvalde yarattığı sonuç ve etkileşimler bakımından da iktisadi bir olgu olarak sosyolojik, politik, psikolojik, demografik dönüşümler yaratmaktadır. Ancak hâkim iktisat ekolü ekonomileri tam istihdamda faaliyet gösterdiklerini varsaymakta ve işgücü piyasalarına müdahaleyi ret etmektedir. Bu teorik arka plana yaslanarak politika yapıcılar toplumun geniş kesimlerinin faydalanacağı istihdam politikalarını göz ardı edebilmektedir. Bunun sonucunda ise istihdamın ve üretimin başat faktörü olan emeğin bölüşümden aldığı pay eşitliksiz olmaktadır. Peki, istihdam ve işgücü piyasasının bireysel, toplumsal, tarihsel ve günümüzdeki dinamikleri nelerdir? Nasıl evrimleşmiştir? Ekonomilerde yarattığı sonuçlar nedir? Bu sorulara cevap vermek için istihdam/işsizlik kavramının koşullarını, belirleyicilerini ve sonuçlarını ortaya koymaya ihtiyacımız vardır. Bu kitabın istihdam ve işgücü piyasasını hem ekonomi politiğin teorik çerçevesinde hem de ampirik uygulamalarla çok boyutlu olarak ortaya koymaktır.
Şenay Çaylan Bilgileri birçok yönden değerlendirme yeteneği olarak kabul edilen eleştirel düşünme becerisinin önemi, 21. yüzyılda hemen hemen tüm meslek grupları tarafından daha iyi anlaşılmaktadır. Bu araştırma ile, eleştirel düşünme becerisinin Türk istihdam dünyası için ne ifade ettiği ve çalışanlarda bu beceriye ne düzeyde rastlandığı ile ilgili bir farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır. Araştırma, söz konusu becerinin istihdam tarafında geliştirilmesinde izlenen süreçlerin anlaşılması bakımından da ayrıca önem taşımaktadır.
Eleştirel düşünme becerisi bugünün iş dünyası tarafından “statükoyu değiştiren, çalışma şeklini ve şirket kültürünü mevcut alışkanlıkların dışına çıkaran” bir değer olarak görülmektedir.
Peki işletmeler tarafından “on üzerinden on kadar önemli” görülen “eleştirel düşünme becerisi” yeni mezun adaylarda ve/veya çalışanlarda istenilen seviyede midir?
Şevki Özgener Son yıllarda yönetime katılımın önem kazanması, toplumda imaj yaratma kaygısı ve hükümetlerin sosyal sorunlara dönük çıkardıkları yasal düzenlemeler, işletmeleri ekonomik faaliyetlerin sosyal sonuçlarını da düşünmeye zorlamıştır. Bu bağlamda tüm paydaşların hak ve sorumluluklarının gözetildiği ahlaki bir toplumun temel taşları; iş ahlakının araştırılması ve geliştirilmesiyle elde edilen bilgileri yayma, çevreyi dikkate alan sosyal sorumluluk anlayışını benimseme, yönetim kültürlerinin ahlaki temellerini güçlendirme ve iş ahlakı eğitimini bir norm olarak kabul eden iş yapma anlayışıdır. Dolayısıyla işletmelerde iş ahlakının kurumsallaşması, bilimsel çalışmaların desteklenmesi, iş dünyası ile akademik çevreler arasında diyalog ve iş birliği ortamının oluşturulması önem kazanmaktadır. Bu diyalog ve iş birliğinin sağlanması düşüncesinden hareketle hazırlanmış olan “İş Ahlakının Temelleri: Yönetsel Bir Yaklaşım” isimli çalışmada ahlak feslsefesi, iş ahlakı, işletmelerde ahlak yönetimi, değer yönetimi, kurumsallaşma, sosyal sorumluluk ve farklılıkların yönetimi konuları ele alınmaktadır.
Mine Afacan Fındıklı, Muhammet Fatih Şengüllendi, Ali İbrahim Balın Yönetim biliminin önceki dönemlerinde organizasyon yapılanmaları ağırlıklı olarak merkezî, hiyerarşik ve mekanik iken günümüzde sosyal sistem olarak kabul edilmektedir. Bu yönüyle, kuruluşlarından faaliyetlerinin sonlandırılmasına
-kapanışlarına- kadar geçen süreçte örgütler birer canlı organizma gibidirler. Onlar da tüm yaşayan organizmalar gibi doğar, büyür, olgunlaşır ve entropi sebebiyle varlıkları son bulur.

Kitabımızda, ekosistem kavramının başlangıcından iş ekosistemlerine kadar örgütlerin çevreleriyle olan ilişkileri ve karşılıklı etkileşimlerinden doğan yapılar incelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, iş ekosistemleri kavramının akademik dünyada ne ölçüde ilgi çektiğine yönelik çeşitli sektörlerde yapılmış araştırmaların sonuçları konunun teorik temelleri üzerinden tartışılmıştır. Son olarak, kitabın hazırlanma sürecinde dünyanın karşı karşıya kaldığı COVİD-19 pandemi krizinde meydana gelen gelişmelerin öne çıkan sektörleri nasıl etkilediği gözler önüne serilerek kriz döneminde beliren yeni ekosistemlere örnekler verilmiştir.

Günümüzün sürekli değişim odaklı ve belirsizlik içerisindeki rekabet ortamı, girişimcileri ve yöneticileri çevik, esnek ve iş birlikçi olmaya itmektedir. İşletmelerin hayatta kalabilmek için değer zincirlerine tüm paydaşlarını dâhil etmeleri, değerin yakalanması yerine değerin yaratılmasını hedeflemeleri yeni ve geniş kapsamlı iş modellerinin ortaya çıkışına temel teşkil etmektedir.
Z. Mehmet Fırat, Derman Küçükaltan Bu eserin ilk bölümünde bağlılık kavramı; örgütsel ve mesleki olmak üzere iki başlık altında detaylı olarak ele alınarak kişisel ve örgütsel performansa etkisiyle irdelenmektedir. 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren bilimsel olarak incelenmeye başlanan ve gittikçe önemi artan tükenmişlik ise bu eserin ikinci temel kavramı olarak tüm nedenleri, sonuçları ve farklı değişkenlerle ilişkisiyle ikinci bölümün konusunu oluşturmaktadır. Son bölümde yer verilen, banka çalışanlarıyla yapılan bir uygulama çalışması ise bu iki kavramın sonuçlarını somut olarak okuyucuya sunmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda eser; akademisyenler, araştırmacılar, yöneticiler ve banka çalışanları başta olmak üzere iş hayatının tüm mensupları ile konu başlıklarına ilgi duyan tüm okurlara hitap etmektedir.
Özgür Demirtaş Liderliği, yöneticiliği veya lider yöneticiliği öğrenmek için tekil bir özellik veya davranış modeli yoktur. Lider yöneticiler, başarılı ve etkili olmaları için gerekli olduğu genel olarak kabul edilen ortak becerileri, özellikleri ve nitelikleri kendileri belirlerler. Bu kitap, başarılı bir liderin iş dünyasında zirveye çıkmak için sahip olması gereken birçok özelliği içermektedir. Yöneticilere liderlik etmelerinde de önemli bir artı sağlayacak bu kaynak kitap, başarılı lider yöneticileri akranlarından ayıran temel nitelikleri ve uygulamaları derinlemesine inceleyerek etkili lider yöneticilik vasıflarına ulaşmada bir rehber niteliğinde çeşitli öneriler de sunmaktadır. Bu kapsamda kitapta; çeşitli vaka çalışmaları, deneysel araştırmalar ve gerçek dünya örneklerinden yararlanarak yönetimsel bağlamda liderlik sanatında ustalaşmak için kapsamlı bir rehber sunulmaktadır. Yöneticilerin veya kendisini yönetsel pozisyonlara hazırlayanların lider yönetici olmalarındaki yol haritasında kendilerine stratejik bir vizyon geliştirme, bir inovasyon kültürü oluşturma ve organizasyonel değişimin karmaşıklıklarında gezinme konusunda içgörüler elde etmeleri sağlanmıştır.
Açelya Telli Danışmaz, Ahmet Erkasap, Birkan Tapan, Burcu Yiğit, Gamze Aydın Toprak, Gamze Kutlu, Gökçe Sönmez, Harika Özkan, Meryem Turgut, Sevcan Fırın, Tuğçe Elbüken, Tuğçe Kumral Yürek, Günlük hayatımızda olduğu gibi iş hayatımızda da iyi ve kötü olmak üzere pek çok davranış ile karşı karşıya kalıyoruz. Editörün, kurumsal eğitimlerinden yola çıkarak projelendirdiği bu kitap, iş hayatının iyi ve kötü yanlarını yansıtan pek çok davranışa değinmektedir. Kitaptaki tüm bölümler bilimsel olarak ele alınmış olup, her bölümün sonunda örnek olay ve çalışma sorularına yer verilmiştir. Böylelikle bölümlerin örnek olay uygulamaları ile desteklenmesi konuların uygulamaya yönelik tarafının da görülmesi bakımından değerlidir.
Bu kitabın; Örgütsel Miyopi, Çalışan Yıpranması, Yeşil Örgütsel Davranış, İş Yeri Yalnızlığı, Mobbing, Tükenmişlik Sendromu, Örgütsel Kıskançlık, Örgütsel Vatandaşlık Davranışı, Örgüt Kültürü, Örgütsel Güven gibi iş hayatının pozitif ve negatif yanını vurgulayan başlıkları ile birlikte hem akademiye hem de iş dünyasındaki profesyonellere katkı sunacağı düşünülmektedir. Bu değerli kitabı okuyacak olan akademisyen, öğrenci ve iş dünyasındaki profesyonellere şimdiden keyifli okumalar dileğiyle...
Alper Kılıçaslan, Mehmet Gönüler Bu kitapta, İş Hukuku, bireysel ve toplu olmak üzere iki bölümde anlatılmıştır. Bireysel İş Hukuku bölümünde; iş hukukunun doğuşu, gelişmesi, temel ilkeleri başta olmak üzere iş hukukuna özgü işçi, işveren, iş yeri gibi temel kavramlar yargı kararları ışığında akıcı bir tarzda ifade edilmiştir. Diğer taraftan iş sözleşmeleri, işçi ve işverenlerin karşılıklı borçları, yükümlülükleri, iş sözleşmelerinin sona ermesi, işçilerin izin ve tazminatları konuları örneklerle ele alınmıştır.
Toplu İş Hukuku bölümünde; sendikalar, toplu iş sözleşmeleri, grev ve lokavt konuları ele alınmak suretiyle çalışma yaşamının tüm kamuoyunu ilgilendiren kısımları detaylıca incelenmiştir.
Kitabın üçüncü bölümünde ise yine çalışma yaşamından bağımsız düşünülemeyen iş sağlığı ve güvenliği konusu irdelenmiştir. Bu bağlamda işçinin, işverenin ve devletin yükümlülükleri ve sorumlulukları ifade edilmiştir. Anlatımda sadelik ve anlaşılabilirlik konusuna özel önem verilmiştir.
İş Hukuku kitabımız; ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrenciler ile akademisyenler için bir başvuru kaynağıdır. Aynı zamanda çalışma hayatına ilgi duyan herkes için güvenilir bir kaynak olma özelliğini taşımaktadır. Konuların anlatım sırası müfettişlik, uzmanlık, kaymakamlık, SMMM yeterlilik ve staj başlatma gibi sınavlara hazırlanan öğrenciler için uyumludur.

Tufan Öztürk, Hasan Alpay Heperkan Bu kitap, İstanbul Aydın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İş Sağlığı ve Güvenliği Ana Bilim Dalında tamamlanan “İş Kazalarına Etki Eden Faktörlerin Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemlerle Değerlendirilmesi” isimli doktora tezinden türetildi. Tezin genel okur ve araştırmacı kitlesiyle buluşabilmesi için bu kitapta sade bir dilin kullanımına özen gösterildi.
Kitabın ilk bölümünde lojistik regresyon analizi tanıtılarak matematiksel mantığı açıklandı. Ayrıca lojistik regresyon modelinin diğer regresyon modellerine kıyasla veri türlerine az seçici davranması ve model öncesi varsayımlarının sadeliği gibi avantajları sıralandı. İkinci bölümde; inşaat iş kazalarının araştırılmasının gerekliliği, araştırma izinlerinin alınma süreci, doğru veri toplama yöntemleri, verilerin değerlendirilme işlemleri ve ön analiz süreçleri anlatıldı. Üçüncü bölümde ise asıl lojistik regresyon modelinin kurulumu gerçekleştirildi. İş kazalarının tahmin edilmesi için iyi performans gösteren bu modelin sonuçlarına dayanarak örnek kaza senaryoları ve açıklayıcı ek modeller oluşturuldu.
Bu kitap; çalışma sahasının belirlenmesinden araştırma izinlerinin alınmasına, veri toplama sürecinden lojistik regresyon modelinin tamamlanmasına ve sonuçların raporlanmasına kadar tüm süreci adım adım açıklamaktadır.
Ayşe Arıcı, Umut Elbir, Taner Akbulut, Abdülmecit Nuredin Değerli Okuyucular,
Bu kitabın tamamlanması, iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışanlar, işverenler ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanları için önemli bir başvuru kaynağının ortaya çıkmasına vesile olmuştur. "İş Sağlığı ile Güvenli Çalışma Hayatı"; iş sağlığı ve güvenliği konusundaki bilinci artırmayı, iş yerlerindeki riskleri tanımayı ve daha güvenli çalışma koşulları yaratmayı amaçlayarak hazırlanmıştır.
İş sağlığı ve güvenliği, sadece yasal bir zorunluluk değil aynı zamanda iş dünyasının sürdürülebilirliği ve çalışanların sağlığı için kritik bir unsurdur. Kitap, bu alandaki bilincin artırılması ve uygulama düzeyinde pozitif değişimler yaratılması için tasarlanmıştır. Kitap boyunca ele alınan konular ve önerilen stratejiler, iş yerlerinde uygulandığında çalışanların sağlığını ve güvenliğini artırabilir.
İş sağlığı ve güvenliği uzmanları olarak, bu kitaptaki bilgileri iş dünyasına entegre ederek iş kazalarının önlenmesine ve çalışma koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunma şansına sahipsiniz. Tüm paydaşlara, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki bu önemli çaba için teşekkür ediyoruz.
Sonuç̧ olarak, daha güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları yaratma çabalarınızın, hem iş yerlerindeki çalışanların hem de toplumun genel sağlığına olumlu katkılar sağlayacağını unutmayın.
Kenan Ören Sanayi İnkılabı ile ortaya çıkan işçi sınıfının iş sağlığı ve güvenliği ilk zamanlar pek fazla önemsenmiyordu. Bu yüzden, ilk zamanlar tehlikeli işlerde çalışan işçilerden birçoğu ya meslek hastalıklarına duçar oluyor ya da iş kazaları sonucunda hayatlarını kaybediyordu. Çalışanların hayatı ve hayat kalitesi söz konusu olduğundan, iş sağlığı ve güvenliği alanında oldukça radikal önlemler alınmaya başlandı. Ancak uygulamalarda; bilhassa denetlemelerde arzu edilen standartlara bir türlü ulaşılamıyordu. Sadece 4857 Sayılı İş Kanunu’nda kısmi olarak yer verilen iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kriterler olması hedeflenen düzeye ulaşmaya yetmiyordu.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ihdas edilmesinden sonra çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusuna daha fazla önem verilmeye başlandı. Bu bağlamda gerek Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve gerekse Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) kriterlerine uygun bir şekilde üç önemli prensip esas alınarak iş sağlığı ve güvenliği konusu daha fazla önemsenmeye başlandı:
• İşçi sağlığının ve çalışma kapasitesinin korunması ve iyileştirilmesi,
• Çalışma ortamının ve iş uygulamalarının güvenli ve sağlığa yönelik olarak iyileştirilmesi,
• İş ve organizasyonun ve çalışma kültürünün sağlık ve güvenliği destekleyecek şekilde geliştirilmesi ve bu yapılırken olumlu bir sosyal ortamın ve problemsiz bir çalışmanın sağlanması ve böylece işletme veriminin arttırılması.
Yukarıda verilen kriterlerin optimal bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi için çeşitli kategorilerde iş sağlığı ve güvenliği uzmanları yetiştirilmeye başlandı.
Bu kitap, hem çalışanların sağlığını ve güvenliğini teminat altına almak hem de iş yerinin verimliliğini artırmak için 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na uygun bir şekilde, yukarıda sayılan kriterlerin en doğru şekilde uygulanması ve denetlenmesi metotlarını sade bir şekilde sunmaktadır.
Birol Taş İş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatının en temel unsurlarından biridir. Çalışanların, iş kazaları ve meslek hastalıklarından korunmasını sağlayarak hem iş verimliliğinin artırılması hem de sosyal adaletin sağlanması için vazgeçilmezdir. Bu alandaki gelişmeler, sadece bireysel düzeyde değil aynı zamanda toplumsal refah ve sürdürülebilir kalkınma açısından da büyük önem taşımaktadır.
İleriye yönelik bu bilinçle çalışanların sağlıklarını korumak ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak, hem işverenler hem de çalışanlar açısından ortak bir sorumluluk hâline gelmiştir. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması, aynı zamanda iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azaltılmasını sağlayarak iş dünyasında daha sürdürülebilir bir gelişme ortamı yaratmaktadır.
Bu kitap, en güncel bilgilerle, iş sağlığı ve güvenliği alanında hem teorik bilgi hem de pratik uygulamalar konusunda yol gösterici olmayı amaçlamaktadır. Amacımız, iş dünyasında sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulmasına katkı sağlamak ve bu alanda farkındalık oluşturmaktır.
Bu kitabın, gerek iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişmesine ve iş yerlerinde daha güvenli çalışma ortamlarının oluşturulmasına gerekse üniversitelerimizde okutulmakta olan iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili derslere de katkı sağlayacağına inanılmaktadır.
İmran Aslan İş sağlığı ve güvenliğine, bir zorunluluk ve yük olarak değil bir fayda ve vicdani bir kavram olarak bakmak gerekir. Bu kitaptaki bilgiler, alanında uzman, farklı bilgi ve deneyimlere sahip akademisyen ve profesyoneller tarafından hazırlanarak değişik alanlardaki konular hakkında kavramsal bilgi ve çalışmaları sunarak konuya ilgisi olan herkesle paylaşılması amaçlanmıştır. Kitap, çok farklı kaynaklardan, tezler, saha örnekleri, yönetmelik ve mevzuatlar, makaleler, raporlar, kitaplar, bildiriler ve internet kaynakları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bu kitapta sahaya yönelik belirli sektörlerdeki önemli tehlikeler ve riskler tanıtılmıştır. Bu kitabın ilk kısmında sektörlere yönelik risk değerlendirmesi, sağlık gözetimi, acil durum ve kriz yönetimi, büyük endüstriyel yangınlar, ergonomik risk faktörleri, iş ekipmanlarında, etiketleme ve kilitleme sistemleri ve ekranlı araçlarla çalışmalarda iş sağlığı ve güvenliği konuları anlatıldı. Kitabın ikinci kısmında, yer altı (maden, tünel, metro, depo vb.), petrol ve doğalgaz depo nakliye ve alt yapı, tersaneler, eğitim kurumları, katı atık, mevsimlik işler, hayvancılık, süt ve süt ürünleri imalatı, lojistik, deniz çalışmaları ve metal sektöründeki iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ve risk faktörleri anlatıldı. Bu konular, iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini destekleyici ve sahadaki uygulamaların daha iyi kavranmasını sağlayacak şekilde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgilenen herkes için bu alanda yardımcı kaynak olarak hazırlanmıştır.
Ebru Senemtaşı Ünal, Fatih Mehmet Ateş, Gülbey Karataş, Hakan Erdoğan, Hakiye Aslan, İmran Aslan, Muhammed Nurullah Acar, Mustafa Yağımlı, Nadir Savaş Öter, Pınar Baykan, Sümeyye Başarlı, Yaver Saka, Zeynep Akşit, Zeynep Özmen İş sağlığı ve güvenliği sadece çalışma hayatında değil hayatın tüm aşamalarında dikkate alınması gereken bir kavramdır. Kazalar sadece iş hayatında değil ayrıca normal yaşam süreçlerinde de meydana gelmektedir. İş sağlığı ve güvenliğinin bir yaşam felsefesi hâline gelmesi ve bu alandaki eğitimlerin erken dönemde başlanması gerektiği aşikârdır. “Bana ve onlara birşey olmaz.” düşüncesinden uzaklaşarak işverenlerin, uzman ve çalışanların kendilerine düşen gerekli sorumlulukları yerine getirmeleri gerekir. Kitap; saha örnekleri, yönetmelik ve mevzuatlar, makaleler, raporlar, kitaplar, bildiriler, internet kaynakları vb. dikkate alınarak hazırlanmıştır. Konular; tablolar, grafikler, şekiller ve görsellerden faydalanılarak daha iyi anlaşılabilmeleri için detaylı anlatılmıştır. Her bir bölümün içeriği iş sağlığı ve güvenliğine kaynak olacak şekilde sektörler ile ilgili yönetmelikler, iş kazası istatistikleri, tehlikeler ve riskler, meslek hastalıkları, risk değerlendirmeleri ve alınması gereken önlemler ve önerilerden oluşmaktadır.
Bu kitap; iş sağlığı ve güvenliği genel bilgileri ve maden sektörü, inşaat ve kazı işleri, kamu sektörü ve belediyeler, elektrik işleri, sağlık sektörü, tekstil sektörü, tarım sektörü, gıda sektörü, üretim sektörü, kimya ve ilaç sektörü, hizmet sektörü ve işveren-alt işveren hukuki ilişkisi bölümlerinden oluşmaktadır. Bu konular, iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini destekleyerek sahadaki uygulamaların kavranmasını sağlayacak şekilde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgilenen herkes için yardımcı kaynak olması amacıyla hazırlanmıştır.
Selahattin Kanten “İş sağlığı ve güvenliği” ya da alan yazındaki önceki yaygın kullanımı ile “iş güvenliği ve işgören sağlığı” disiplini, işgücünün çalışma ortamındaki risklerden/tehlikelerden korunmasına ilişkin politika ve uygulamalardan oluşmaktadır. Klasik bir yaklaşımla ifade etmek gerekirse, işgücünün çalışma ortamında fiziksel ve ruhsal sağlığını korumak; bununla beraber, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının oluşumunu önlemek, iş sağlığı ve güvenliği (İSG) disiplininin temel amacını oluşturmaktadır. Çağdaş İSG yaklaşımı, ulusal ve örgütsel düzeyde yürütülecek politika ve uygulamalardan ibaret bir sisteme odaklanmaktadır. Böylesine bir sistemin temel amacı, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlayan koşul, risk ve tehlikelerin önleyici ve proaktif bir yaklaşımla belirlenmesiyle beraber, işgücünün etkili bir şekilde korunmasına yönelik ulusal ve örgütsel mekanizmaların bir sistem çerçevesinde işleyişinin sağlanmasıdır. Kitabımız bu temel amaç çerçevesinde ulusal ve örgütsel İSG sisteminin işleyişine ve çağdaş İSG uygulamalarına odaklanmaktadır. Üniversitelerimizin ön lisans, lisans ve lisansüstü programları için temel ders kaynağı olarak hazırlanan kitabımızın, uygulamacılara da yararlı olması amaçlanmıştır.
• İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi: Ulusal ve Örgütsel Bağlam
• İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihsel Süreci: Türkiye Örneği
• Çalışma Koşulları ve Tehlikeler
• Psikososyal Riskler ve Tehlikeler
• İş Stresi ve Tükenmişlik
• İş Kazaları
• Meslek Hastalıkları
• İş Kazalarını ve Meslek Hastalıklarını Önleme Yaklaşımları
• Güvenli Davranışlar
• İş Güvenliği Kültürü
• Ergonomi
• İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi
• İş Sağlığı ve Güvenliğinde Risk Yönetimi
Akbey Elçi, Güfte Caner Akın, Nükte Topraksever, Pınar Yesilgöz, Tufan Öztürk, Zeynep Feride Olcay Teknolojinin her geçen gün gelişmesi üretimin miktarını, kalitesini ve hızını artırmaya devam ediyor. Tüketici ise ürüne ait özelliklerdeki bu ivmeli artışın sürekliliğini bekliyor. Üretici daha fazla ürünü tüketiciye sunarken tüketici de buna bağlı olarak konfor alanını genişletiyor. Fakat tüm dünyada üretim süreci içinde ter dökerek yer alan çalışanların sağlık ve güvenlik durumu gün geçtikçe kötüye gidiyor. Örneğin; dünyada hâlâ her yıl yaklaşık 300 milyon çalışan iş kazası geçiriyor, bunların 3 milyondan fazlası hayatını kaybediyor ve milyonlarcası engelli kalıyor. Elbette bu olumsuz tabloyu etkileyen sayısız faktör var. İşyerlerindeki fiziksel risk faktörleri de bunların en önemlileri arasında yer alıyor. Bu nedenle kitabımızda iş sağlığı ve güvenliğinde fiziksel risk faktörlerini ele aldık. Bu süreçte her bir risk faktörünün; özelliklerini, insan vücudu üzerindeki olumsuz etkilerini, iş yerindeki kaynaklarını ve yok edilme yöntemlerini araştırdık. Bu kitaptaki emeğin; çalışanlarımızın akşamları sağlıklı ve mutlu bir şekilde evlerine dönebilmelerine bir nebze de olsa katkı sağlaması temennisiyle...
Ahmet Hizal, Cem Ayden, Erkan Yüksel, İbrahim Görücü, Mümtaz Korkutan, Nihat Akbıyık, Selim Gündüz, Yusuf Aydın, Zekeriya Sezgin Her ülkenin gelişimi için endüstrileşme şart ancak endüstrileşirken çevre ve çalışan sağlığı ve güvenliği de göz ardı edilmemelidir. İş sağlığı ve güvenliği sadece yasalarla ve değişik kanuni uygulamalar ile sağlanamaz, bu konuda toplumsal mutabakat şarttır ve bu bağlamda yapılacak çalışmalardan ilki toplumda iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirmektir. Bu bağlamda bu kitabın kurgulanmasındaki temel amaç; kamuoyunu İSG konusunda bilinçlendirmek, İSG kültürünün artırılmasına katkı sunmak ve İSG ile ilgili çalışmalara kaynak teşkil edebilecek bir bilimsel eser ortaya koymaktır.
İş Sağlığı ve Güvenliğine Genel Bakış isimli eser gerek ön lisans gerek lisans gerekse yüksek lisans seviyesindeki öğrencileri için İSG uzmanlık adayları ve A-B-C İSG uzmanları için başvuru kaynağı niteliğinde bir kitaptır, ayrıca bu konuda kendisini geliştirmek isteyen herkese faydalı olabilecek bir çalışma içeriğini kapsamaktadır.
Ömer Gültekin Yükseköğrenim öncesi eğitim müfredatlarında iş sağlığı ve güvenliği alanı ile ilgili herhangi bir içerik bulunmadığından, üniversitelerin ilgili bölümlerinde öğrenim göreceklere, alanın temel bilgileri ile mezuniyet sonrasında görev ve sorumluluklarının aktarılması önem arz etmektedir.
Kitap; iş sağlığı ve güvenliği alanında yer alan kavramlar, amaç ve kapsamı ile görev ve sorumlulukların farkında olunmasına, alanda yer alan diğer konulara bakış açısının geliştirilmesine ve yapılacak görev konumundan bakılarak görevin anlaşılmasına ve merak uyandırmasına katkı sağlayacaktır. İş sağlığı ve güvenliği alanının sadece eğitim öğrenim kademesinde değil, iş hayatında görev, yetki ve sorumlulukları konusunda iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri için de bir rehber niteliğindedir.
Ayrıca bu alandaki öğretim elemanları ile araştırmacılara kaynak olması ve iş sağlığı ve güvenliğinin gelişimine katkı sunması beklenmektedir.
Hüseyin Erol 4857 ve 6331 sayılı iş Kanunu ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde getirilen ve ülkemiz için çok yeni olan bu yükümlülüğün en önemli ayağını oluşturan “Yönetim Planlaması, Kontrol Sistemleri, Ölçüm Planlamaları, inceleme ve Denetim metodolojileri” konusunu ele alınıp incelenmiştir. iş sağlığı ve güvenliği kapsamına giren işletmelere kılavuz niteliğinde kullanabilece ğine inandığımız bu kitabı kazandırmış olmaktan mutluluk duymaktayım.
Aşkın Keser, Selver Yıldız Bağdoğan Bu kitapta, bireyin yaşadığı iş stresi tüm yönleriyle ele alınmaya çalışılmıştır. İş stresi kaynakları, geleneksel ve güncel iş stresi kaynakları şeklinde açıklanmıştır. Bu ayrım, çalışmamızı diğer çalışmalardan ayıran önemli bir özelliktir. Evden çalışmanın sebep olduğu stres faktörleri, iş stresinin birey ve örgüt üzerindeki etkileri ve mücadele biçimleri de anlatılmaya çalışılmıştır. Kitap aynı zamanda iş yaşamındaki strese yönelik farkındalık oluşturma hedefini gütmektedir. Kitapta yer alan öneriler, bireylerin farklılıkları da göz önünde bulundurularak çeşitlendirilmeye çalışılmıştır.
“Stresle yaşamak gerek.” gerçeğinden yola çıkarak kitabın okuyuculara katkı sağlaması dileğimizle...