İşletme ve İktisadi Bilimler \ 14-35
John Bessant, Joe Tidd Üçüncü Baskı için gözden geçirme
“Bu kitap inovasyon ve girişimcilikle ilgilenenler için bir referanstır. İkinci baskıya dayanarak Bessant ve Tidd, sürdürülebilirliğe yönelimli inovasyon, yaratıcı girişimcilik, inovasyon modelini şekillendiren ICT’lerin büyüyen önemi, biriken kaynaklama, biriken fonlama ve inovasyon toplulukları güncel tartışmaları kitabın bünyesinde toplamıştır. Teorilerin örnek vakalarla birleştirilmesi, medya bağlantıları ve diğer online öğrenme materyalinin revizyonu bu baskıyı seçkin hâle getirmektedir.”
Dolores Anon Higon, Doçent Dr. Ekonomi Fakültesi, Valéncia Üniversitesi, İspanya

İkinci Baskı için gözden geçirme
“Bessant ve Tidd’in İnovasyon ve Girişimcilik 2. Baskısı ideal bir lisans kitabıdır. Önceki sınıflandırılmış ilgili araştırmaları çerçeveleyerek mantıklı şekilde sunmakta ve görsel materyali, öğrenmeye yardım edecek tarzda başarı ile sentezlemektedir.”
John Storey, Yönetim Profesörü, Açık Üniversite İşletme Okulu

Bu kapsamlı ve saygı uyandıran metin güvenilir bir takım olan John Bessant ve Joe Tidd tarafından hazırlanmıştır. Her ikisi de mükemmel temelleri ve güvenilir varlıklarıyla inovasyon çalışmalarının içindedir ve pek çok senedir araştırmaların başını çekmektedirler.
Bu metin inovasyon ve girişimcilik hakkındaki sezgileri en üst düzeyde zamana uygun şekilde karıştırmaktadır. Bugün dünyada özel sektörün ve kamu sektörünün her ikisinde de yeni fikirleri ticarileştirmeye ısrar etmek olan inovasyon ekonomik ve sosyal refahı geliştirmek için vardır. Aynı zamanda büyüyen etkili ve başarılı inovasyon, organizasyonel hazırlıkların yapılmasını ve bireylerin potansiyellerini inovasyona aktarmak için enerji ve bağlılığını gerektirmektedir. Bu metin bunun nasıl yapılacağını, ulaşılabilir şekilde örneklemektedir. Bu alandaki lisans dersleri için ve gerçekten de otoritelerini ispat etmek isteyen araştırmacılar ve uygulamacılar için etkili bir bağ oluşturacaktır.
Gazanfer Erbaşlar İş dünyasında da değişmeyen tek şey değişimdir. Ya kendimizi buna adapte etmeli ya da demode olmayı göze almalıyız. İnovasyon hem çok tartışılan hem de çok kafa karışıklığı yaratan bir kavram.
Şirketler, rekabetçi kalmak için sürekli yeni ürün, hizmet ve iş yapma tarzları ortaya atmak zorundadırlar. Tüm bu inovasyonlar yaratıcı düşünmeyi gerektirir. Ancak yaratıcılık, başarılı bir inovasyonun yalnızca ilk adımıdır; taze fikirler, yaşama geçirilmez ve gerçek yeni sunumlara ya da iş süreçlerine dönüştürülemezse bir kuruluşa çok az yarar sağlarlar.
İnovasyon yapmak kolay değildir. Buluşçu, yeni fikrine karşı direncin ve pratik zorlukların fikrin ilk coşkusunu yavaş yavaş yok etmesiyle birlikte ivmenin düşmesi gibi birçok engele çarpar. Bu kılavuz size, heyecan verici fikrinizin sadece bir fikrin çok ötesine geçmesi ve böylece kuruluşunuz için ölçülebilir değerler üretmesi için bu engelleri nasıl aşacağınızı gösteriyor.
Tankut Aslantaş İnovasyon; dilimizde “yenilik”, “yenileşme”, “yenilikçilik” gibi kavramlarla karşılık bulsa da, bu sözcükler gerçek anlamını ortaya koyamamaktadır. Bu sebeple “değer yaratan yenilik” olarak ifade edilebilecek inovasyon, işletmeler içerisinde gerçekleştirilen bir dönüşüm sürecinin yanında ülke ve toplumların gelişmelerini sağlayan, rekabet gücünü arttıran ve yeni istihdam olanakları yaratan bir anlayıştır. Bu çalışmada inovasyon, inovasyon yönetimi, inovasyon kapasitesi ve inovasyon stratejileri gibi konular incelenmiş, inovasyona etki eden kavramlarla ilişkisi ortaya konulmuş ve literatürde yürütülen çalışmalara yer verilmiştir. İnovasyon yönetimine yönelik vaka çalışmalarının azlığından hareketle, inovasyon kapasitesinin değerlendirilmesi odağında gerçekleştirilen örnek uygulama paylaşılmıştır. Böylelikle yalnızca akademik camiaya yönelik değil, organizasyonel dönüşüm, inovasyon yönetimi, fikri mülkiyet hakları ve Ar-Ge alanlarında faaliyet gösteren sektör uzmanlarına da hitap eden bir çalışma olmuştur. İnovasyon ekosistemindeki tüm paydaşların faydalanmasını temenni ediyorum.
Gökhan Kahveci, Hanifi Üker, İsmail Erol, İsmail Karsantık, Mesut Demirbilek, Münevver Çetin, Nehir Özdemir, Nuray Bora, Şahin Çetin, Türkü Kılavuz, Yasemin Karsantık, Yusuf İnandı, Yüksel Yeşilbağ, Fuat Oktay İnovasyon, her alanda gelişim için anahtar bir kavram olmakla birlikte eğitim için önemini geçmişten günümüze korumaktadır. İnovasyon yönetimi ise sürdürülebilir gelişimin sağlanması için gerekli olan bileşenleri barındırmaktadır. Değişim, AR-GE, liderlik gibi pek çok kavramla ilişkisi olan inovasyonun psikolojik, sosyal ve stratejik boyutları inovasyon yönetimini karmaşık hâle getirmektedir. Bu durum ise etkili inovasyon yönetiminin gerçekleştirilmesi noktasında çeşitli ilkeleri barındıran bir rehbere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymaktadır.
İnovasyon Yönetiminde Stratejiler ve Süreçler isimli bu kitapta; inovasyon ve inovasyon yönetimi hem kavramsal açıdan hem de uygulama açısından ele alınarak sorunlar ve çözümler dahilinde sunulmuştur. Kitap; inovasyon yönetimini kavramsal açıdan irdelediği gibi, kullanım alanları, değişimle ilişkisi, psikolojik ve sosyal temelleri, stratejik önemi, liderlik, değerlendirme, hesap verebilirlik, eğitim ve yükseköğretimde inovasyonun nedenleri ve yönetimi ile eğitim programlarında inovasyonel süreçler doğrultusunda durum tespitlerini ve çeşitli tartışmaları da incelemektedir. Bu doğrultuda inovasyon yönetimini farklı açılardan işleyerek okuyucuları işlevsel sonuçlara götürecek bir çizgiye sahiptir.
Zeynep Ayfer Bozat İnovasyon, son zamanların en gözde ve en muğlak kavramlarından bir tanesi olma durumunu korumaktadır. İnovasyonun gerekliliği bütün devletler ve sektörler tarafından kabul edilmekle birlikte, bilim insanları tarafından en iyi inovasyon yapma yolları sürekli araştırılmaktadır. İnovasyon, en basit şekliyle, yeni düşüncelerin ekonomiye dönüştürülmesi olarak tanımlanmaktadır.
Ancak, zaman ilerledikçe ve teknoloji geliştikçe geleneksel inovasyon yeterli gelmemeye başlamış ve yeni açılımlar denenmeye başlanmıştır. Bilim insanları, inovasyonu daha ileri bir seviyeye taşımak için durmadan çalışmalar yapmaktadırlar.
Bu çalışmada amaç, inovasyonun tanımını yaparken ilerlediği yolu da göstermektir. Çalışmada, inovasyondan açık inovasyona gelişin ve nihayet topluluklardan faydalanma (crowdsourcing) yöntemine geçişin anlatımı yapılmıştır. Kapalı inovasyon olarak başlayan bu süreç, bilim insanlarının, inovasyonun sadece örgüt içi kaynaklardan faydalanılarak yapılmayabileceğini, örgüt dışı kaynaklardan da faydalanarak daha az maliyetle inovasyon yapılabileceğini ortaya çıkarmasıyla açık inovasyon kavramı olarak devam etmiştir.
İşte crowdsourcing ya da çalışmada çevrilen Türkçe ismiyle topluluklardan faydalanma da inovasyon yapmak üzere dışsal olarak yararlanılan kaynağın bir topluluk olmasından hareketle ortaya çıkan bir kavramdır. O yüzden de literatürde de çok yeni bir kavram olan bu yöntemi, çalışmada ayrıntılarıyla tanıtılmaya çalışılmıştır.
Yrd. Doç. Dr. Zümrüt Ecevit Satı "Her gün aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklemek deliliktir."
Albert Einstein

Yeni ekonomi düzeni, yeni teknolojiler, aşırı rekabet ve saat hızı gibi kavramlar; rekabet ve pazar dinamiklerinin hiç bu kadar büyük olmadığını açıklamak için kullanılmaktadır. Genelde yeni rekabet ortamına ayak uydurma çabası konusunda işletmeler arasında görünmez bir anlaşma var gibidir. Herkesin birbirini taklit ettiği günümüzde, düşünceler, insanlar, hizmetler, çözümler ve ürünlerle ilgili inovasyon ihtiyacı giderek artmaktadır. Ancak dünyayı değiştirmek için bir teknoloji ya da yalnızca yeni bir buluş yetmemektedir.

İnovasyon temel olarak, değer yaratan şeyleri yeni bir yol ve yöntemle yapabilmeyi içeren çalışmalar üzerine odaklanmaktadır. Yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirme, yeni düşüncelerden doğar. İnovasyon sisteminin en önemli kilit noktası bu düşüncelerdeki dinamizmin sürekli desteklenmesidir. Bu nedenle geliştirilerek uygulanabilir hale getirilen, ekonomik bir değer ve/veya fayda yaratan ve rekabet gücü kazandıracak şekilde pazarlanan düşüncelerin ve sonuçlarının tekrar tekrar değerlendirilmesi ve yeni alanlar için yaygınlaştırılarak kullanılabilme becerisinin sağlanması gerekir. İnovasyon yönetimi ile işletmeler bilgi ve iletişim teknolojilerinin şekillendirdiği fırsatlarla daha esnek, daha işbirlikçi, çevresel konulara daha fazla odaklanan, toplumsal konulara daha duyarlı ve değişimleri daha çevik uygulayabilir özelliklerini görme ve uygulama olanağını bulmaktadırlar.

"İnovasyon Yönetiminde Kesitler" kitabı inovasyon kavramı, gelişimi, türleri ve yapısına ilişkin analizleri yapmak ve inovasyonun "Bilgi Yönetimi", "Ar-Ge", "Marka Yönetimi" ve "Stratejik Yönetim" gibi kesitlerindeki yönetim etkinliğini incelemek üzere tasarlanmıştır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de lisans ve lisansüstü programlarda yer almaya başlayan bu konuda ulusal sınırlı sayıda yayın olması bu çabanın önemli bir nedenini oluşturmuştur. Kitabın iş dünyasının en çok konuşulan, sürekli farklı yönleriyle gündemde kalmayı başaran, sayısız kitap, makale, konferans ve kongrelerde tartışılan, ülkelerin kalkınma programlarının ana unsuru olan "inovasyon yönetimi" faaliyetlerine katkıda bulunması amaçlanmıştır.
Larry Keeley, Ryan Pikkel, Brian Quinn, Helen Walters - Wiley İnovasyonun On Tipi kitabı ile inovasyon yapmak isteyenlere reçete veriliyor. Adım adım ve yalın bir şekilde inovasyonun nasıl geliştirilebileceği konusunda önemli sırlar ortaya koyuluyor. Bu kitap, özellikle teknoloji odaklı inovasyon yapmak isteyenlere yapılan hataları da göstererek uygulama ortamı oluşturuyor. Yenilik ilkelerini verirken startupların ve hatta büyük kuruluşların anlamlı ve sürdürülebilir büyüme konusundaki donanımını artırıyor. 2000'den fazla başarılı yeniliğin ortaya çıkışında önemli içgörüler sağlıyor.
Bu kitabın anlatım tarzında özel bir algoritma uygulanarak anlamlı gruplar belirlendi. İnovasyon fırsatlarını belirlemek için firmaların iç ve dış büyüme parametreleri ve performans değerleri, rakiplerini de devreye alarak şekillendirildi. İnovasyon odaklı performansın artırılabilmesi, önemli değerlendirmeler yapılabilmesi için özel ve hazır yol haritaları sunuldu. Endüstriler için de inovasyon modellerini teşhis edip yeni bir anlayış ve yöntem geliştirme imkânı sunuluyor.
Çevrimsel araştırmanın altyapısını vererek farklı ve anlamlı değişim ve dönüşümü düşündürüp kalıcı ve kullanışlı yollar uygulatarak kitabın ne kadar değerli olduğunu kanıtlıyor. Eğer kurumunuzda anlamlı ve sürdürülebilir büyümeyi inovasyon odaklı gerçekleştirmek isterseniz yenilik ilkelerinin detaylı olarak anlatıldığı İnovasyonun On Tipi kitabını okuyun.
Bu kitabın yazarlarından Larry Keeley'in tecrübelerinden yararlanmak büyük bir fırsat. Kendisi BusinessWeek tarafından inovasyon alanındaki dünya görüşünü ve paradigmaları değiştiren, yedi yenilik gurusundan biri olarak seçilmiş olup Doblin firmasının kurucusudur. Diğer yazarlar ile birlikte inovasyonun tasarlanması ve sürdürülebilir kılınması konusunda dünya çapında pek çok girişimciyi, yöneticiyi, şirketleri ve startupları etkilemiştir.
Salih Güney Tüm işletmeler için vazgeçilmez unsur insandır. Bu nedenle çalışanların seçimine, işe yerleştirilmesine, eğitimine, terfi ettirilmesine, değerlendirilmesine ve emekliliğine önem veren işletmeler iş yaşamında her zaman başarılı olmuştur.
İnsan kaynakları yönetimi kitabı, personelin işe alımından emekli edilinceye kadar geçen süreçlerde başarılı olmak isteyen kişi ya da kurumların başvuracakları bir kaynak niteliğindedir.
Anıl Boz Semerci, Arzu İlsev, Azize Ergeneli, Burcu Kümbül Güler, Ç. Nehir Akşirin Borluk, Doğan Gözde Özgödek, Dr. Savaş Mutlu, H. Meltem Ferendeci Özgödek, Nurdan Atalay Odabaşı, Özge Tayfur Ekmekçi, Pınar Bayhan Karapınar, Selin Metin Camgöz Toplumsal gruplar arası ilişkilere dair bilimsel çalışmalar, sosyal bilimler içinde giderek yükselen bir araştırma alanı olsa da Türkiye'de -onca ağırlaşmış meseleye rağmen- olması gereken ilgiden ve nitelikten çok uzakta kalmıştır. Özellikle akademide katmerleşmiş sorunlara olan mesafe, konuya olan ilgisizlikten ziyade teknik çözümlemelerin getireceği ağır siyasi yüklerin ve hatta bedellerin göğüslenmesine dair duyulan tedirginlikle ilgili olmalıdır.
Bu çalışma, teknik olarak iki toplumsal grup arasındaki ihtilafın çözümlenmesine (conflict resolution) bir katkı olarak yola çıkmış bir doktora tezinin ürünüdür. Çalışmanın saha araştırmasının üzerinden geçen süre, çalışmanın kitaba dönüştürülmesinin anlamını eksiltmek bir yana, konunun bugün geldiği noktayı anlamak açısından daha anlamlı bir hâle getirmiştir.
Din temelli inançların toplumsal gruplara dair birçok sorunun önünde önemli bir bariyer olduğu yadsınamaz. “Ancak bu, hangi şartlarda geçerlidir? Her durumda sadece ortak inanç zemininin genişlemesi, bütün ihtilafları ve sorunları ortadan kaldırmaya yeter mi? İhtilaf çözümlemelerinde sadece hâkim alana değil dışarıda kalan alanlara da odaklanmak anlamlı mıdır?” gibi sorular, bir akademik çalışmanın alan çalışmasına dönüştü.
Nuri TORTOP, Burhan AYKAÇ, Hüseyin YAYMAN, M. Akif ÖZER İnsan kaynakları yönetiminin gelişimini, çalışma alanlarını, sorunlarını ve çözüm yollarını ele alan bu çalışmamız, gerek kamu sektörü gerekse özel sektördeki teori ve uygulamaları kapsayacak şekilde on altı bölümden oluşmaktadır. Kısa sürede tükenen son baskının ardından, çalışmamızın yeni baskısında her bölüm sonuna; bölümün özeti, konuyla ilgili anahtar kavramlar, tartışma soruları, okuyuculara bilgilerini ölçme olanağı sunacak test soruları, bölüm kaynakçası, İKY ile ilgili web sayfaları ve okuma parçaları konulmuştur. Bu şekliyle oldukça kapsamlı sayılabilecek çalışma, fakültelerimizde okutulan İnsan Kaynakları Yönetimi dersinin içeriğine bağlı kalınarak hazırlanmıştır. Çalışmanın öğrencilerimize ve konu ile ilgilenen herkese yararlı olmasını dileriz.
Dilaver Tengilimoğlu, Pınar Erkal, Pınar Özdemir Karaca Dijital dönüşümün etkileri, işletmelerin her alanında olduğu gibi insan kaynakları yönetimi alanında da yaşanmaktadır. Günümüzde emek yoğun üretim, yerini akıllı robotlar ile üretime bırakırken işletmeler daha da dijital yapılara dönüşmektedir. Bu dönüşüm, insan kaynakları yönetimi birimlerindeki işleyişi de dijitalleştirmekte, e-İKY ve insan kaynakları yönetimi bilgi sistemlerinin önemi giderek artmaktadır. Uzun süreli ekip çalışmasının sonucunda hazırladığımız bu kitapta, insan kaynakları yönetiminin temel konuları ile birlikte günümüzdeki dijital dönüşümün insan kaynakları yönetimine etkileri ve güncel yaklaşımlar, ayrıntılı olarak okuyuculara aktarılmaktadır. Ayrıca kitapta, insan kaynakları yönetimi ile ilgili konular, örgütsel davranış alanı konularıyla bütünleştirilerek geniş perspektifte, örgütlerin en değerli kaynağı olan insan kaynağının davranışsal boyutu incelenmektedir. İnsan kaynakları yönetimi alanında yazılmış bu kitap, on yedi bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk bölümlerinde, temel insan kaynakları yönetimi işlevlerinin yanı sıra insan kaynakları yönetiminde yeni konulara yer verilmeye çalışılmıştır. İnsan kaynakları yönetimi konuları, örgütsel davranış konularıyla ilişkilendirilerek motivasyon teorileri, personel güçlendirme ve güncel konular incelenmiştir. Diğer bölümlerde, dijital dönüşümün insan kaynakları yönetimi alanına etkileri, endüstri 4.0 ve insan kaynakları yönetimi bilgi sistemi konuları, Covid-19 pandemisinin insan kaynakları yönetimine etkileri, e-İKY ve son bölümde; istihdam türleri, Türkiye'deki istihdam politikaları ve güncel iş gücü verilerine yer verilmiştir. Kitabın; insan kaynakları yönetimi dersi alan tüm öğrencilere, sektörde çalışan insan kaynakları uzmanlarına ve insan kaynakları yönetimi alanına ilgi duyan okuyuculara katkı sağlamasını diliyoruz.
Gazanfer Erbaşlar Bu kitap;
İnsan Kaynakları Yönetimi alanında hem ders kitabı olarak öğrencilerin hem de kaynak kitap olarak işletmelerin kullanımına sunmak amacıyla hazırlanmıştır.
Son yıllarda Türkiye'deki işletmeler için İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) daha önemli bir işlev olarak görülmeye başlanmış ve İKY konusundaki akademik araştırmaların sayısı da artmıştır. Her ne kadar Türkiye'de birçok İKY kitabı bulunsa da, İKY ile ilgili konuları, güncel gelişmeleri içerir ve konuları sistematik bir şekilde ele alan, kavramsal bilgilerin yanı sıra araştırma sonuçlarına yer veren ve uygulamaya dayalı bilimsel eserlere olan ihtiyaç hâlâ önemini korumaktadır. Kitap, söz konusu ihtiyaca bir cevap niteliğinde olup İKY ile ilgili akademik çalışmalara ve uygulamaya katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Kitabı benzer kitaplardan ayıran özelliği, İKY ile ilgili konuları teorik, araştırma odaklı ve uygulamalı olarak ele almış olmasıdır.
Kolaylaştırılmış, araştırma ve uygulama anlayışı içerisinde, gerek kuramsal bilgiye gerekse uygulamaya odaklanarak “İnsan Kaynakları Yönetimi” dersine uygun olarak hazırlandığından ders esnasında kullanımı ve öğrencilerin konuyu anlaması kolaylaştırılmıştır.
R. Wayne Mondy, Judy Bandy Mondy İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY), işletmelerde; planlama, seçme ve yerleştirme, eğitim ve geliştirme, performans değerleme, ücret ve diğer ödemeler yönetimi, kariyer yönetimi, iş ve işveren ilişkileri, sendikalarla ilişkiler, sağlık ve güvenlik konuları, yasalara uygunluğun gözetilmesi, iş analizi, stratejik planlama, işgücü çeşitliliği gibi çeşitli konularda stratejiler oluşturan ve uygulayan bir işlevdir.
İKY, hızla değişen teknolojiye paralel olarak her geçen gün kendini yenilemektedir. Dolayısıyla İKY ile ilgili tüm konuları, güncel gelişmeleri, yasal gereklilikler ile uluslararası İKY’yi de ele alan, kavramsal bilgilerin yanında çeşitli araştırma sonuçları ve örnek olaylara da yer veren bu eser, akademik çalışmalara ve İKY alanındaki uygulamalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Kitabı benzer kitaplardan ayıran özelliği, İKY ile ilgili konuları kuramsal, araştırma odaklı ve uygulamalı olarak ele almış olmasıdır. Bu doğrultuda, on dört bölümden oluşan kitapta, her bölüm sonrasında yer verilen bölüm özeti, konuyla ilgili anahtar kavramlar, tartışma soruları, okuyuculara bilgilerini ölçme olanağı sunan test soruları, örnek olaylar, bölüm kaynakçası ve İKY ile ilgili web sayfaları konuların özümsenmesine destek olmaktadır.
Abdurrahman Benli, Ali İhsan Balcı, Ali Şahin Örnek, Bora Yenihan, Bünyamin Bacak, Canan Öykü Dönmez Kara, Cenk Murat Koçoğlu, Ebru Kanyılmaz Polat, Emrah Özkul, Gonca Gezer Aydın, Gökçe Cerev, Hüseyin Erkul, İlknur Karaaslan, İlknur Taştan Boz, Levent Şahin, Murat Uzunparmak, Mustafa Kara, Neslihan Arslan, Niyazi Yılmaz, Oğuz Başol, Oğuz Diker, Orkun Göktepe, Özgür Topkaya, Pelin Kanten, Sarp Kumlu, Siyret Ayas Şarman, Suat Uğur, Tanju Çolakoğlu, Tuncay Yılmaz, Ufuk Özer, Umut Eroğlu, Yener Pazarcık, Yusuf Yiğit, Zeynep Sözcan Bir an için 2050 yılına gidelim. Dünyada savaşlar kalmamış. Her ülkede bolluk var. Gelir dağılımı sorunu yok, yoksulluk neredeyse son bulmuş. Ülkeler arasında sınırlar kaldırılmış. Kas gücü gerektiren tüm üretim aşamaları gerçek robotlarla yapılıyor. Hatta sanat eserlerini bile robotlar tasarlıyor. Yarım kalmış tüm senfoniler, romanlar, bilimsel eserler, filmler yapay zekâ sayesinde tamama erdiriliyor. Ölümsüzlük isteyen klonlanıyor.
Türkiye, Ay'da kolonisini kurmuş nadir ülkelerden. Uzay madenciliği sayesinde çevre sorunlarının üstesinden gelmiş küresel bir güç. Kendi blok zincirini oluşturmuş birkaç devletten biri. Dünya huzurlu bir gezegen. Nüfus bugünün yarısına inmiş.
İnsanlar mı? Doğmadan programlanıyorlar. Ağırlıklı olarak felsefeye, sanata, estetiğe vakit ayırıyorlar.
Bu kısa projeksiyonu gerçekçi bulmadınız mı? Siz istediniz, o zaman günümüze dönelim.
Aşağıdaki sorunları göğüslemeye hazır olun:
• İşin tasarımını temelden değiştiren yeni teknolojiler,
• İş yerinde yeni beklentiler ve değerler,
• İş gücü beceri açığı,
• Çalışan bağlılığının azaldığı iş yerleri,
• Uzun süreli hatta eğitimli işsizlerden oluşan nüfusun artışı,
• Demografik açıdan değişen iş gücü piyasası,
• İş dünyası için yeterli donanıma sahip olmayan genç bir nesil,
• Bölgesel ve kentsel bölünmelerle sıkıntılı bir ekonomik ve sosyal yapı.

Yazın zenginliğini gözeten bölüm yazar(lar)ı; kendi pencerelerinden iş dünyasını, İKY disiplini kapsamında ele almışlardır. Bir yandan insan kaynakları yönetiminin davranışsal boyutuna vurgu yapılırken öte yandan insan varlığının gelecek yönelimlerine küyerel yaklaşılmıştır. Sosyal medyadan toplanan, bazen durum tespiti veya bir soruna işaret eden bazen de güldüren/düşündüren ağ alıntıları kitap geneline serpiştirilmiştir. Ayrıca bölüm sonlarına yine sosyal medyadan ilgili videoların bağlantı ve kare kodları konulmuştur. Senaryolaştırılan veya gündelik hayattan seçilen örnek olaylarla ve film tavsiyeleriyle okuyucunun ilgisi canlı tutulmuştur.
Kitabın hedef kitlesi:
• İKY alanında lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim alan öğrenciler,
• İKY alanında çalışmalar yapan araştırmacılar ve akademisyenler,
• İK yöneticileri ve profesyonelleri,
• İKY alanına ilgi duyan çalışanlar ve her kademedeki yöneticilerdir.
• İyi okumalar...
Coşkun Akça, Derya Yüce, Enes Uğur Tohum, İbrahim Yalçın, Muhsin Halis, Onur Doğan, Ömer Karademir, Şükran Sırkıntıoğlu Yıldırım, Yavuz Demirel, Zeliha Seçkin Bu kitap, günümüz örgütlerinde İnsan Kaynakları Yönetimi kapsamına giren genel konular ile İnsan Kaynakları Yönetimi uygulamalarını etkileyen güncel konuları incelemektedir. Eserin, insan Kaynakları Yönetimi alanına son yıllarda meydana gelen değişimleri açıklayarak insan kaynakları Yönetimine olan bakış açımızı geliştireceğini düşünmekteyiz. İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) alanında önde gelen akademisyenler tarafından yazılan bu kitap, öğrencilere, akademisyenlere, sektör İKY yöneticilerine, çalışanlarına ve uygulayıcılara hem teorik hem de güncel İKY uygulamaları hakkında pratik bilgiler sunmaktadır. Kitabın içeriği iki ana temayı kapsamaktadır. Birincisi, İnsan Kaynakları Yönetimi ve Fonksiyonları ikinci ise İnsan Kaynakları Yönetimi uygulamalarında karşımıza çıkan güncel konular; nepotizm, patronaj, cam tavan sendromu, çalışan ilişkileri yönetimi, esnek çalışma, sosyal ağlar, yetenek yönetimi, bürokratik etkinsizlik, dijitalleşme, Endüstri 4.0, karanlık fabrikalar gibi konulara yer verilmiştir. Özellikle kitabın ikinci kısmı yayında olan diğer İnsan Kaynakları Yönetimi kitaplarından farklılık göstermektedir. Bu bağlamda kitap, farklı tasarımı ile daha ilgi çekici hale getirilerek, akademik çalışmalara ve İKY uygulamalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Editör: Prof. Dr. Yavuz Demirel
Merve Gerçek Küreselleşme çerçevesinde yaşanan tüm değişimler, örgütsel yaşamın kurallarını sarsarak iş dünyasının aktörlerini yeni konular üzerine odaklanmaya yöneltmiştir. İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) anlayışı, ekonomik, sosyal ve teknolojik etmenlere bağlı olarak sürekli bir değişim ve dönüşüm içindedir. Bu eserde; İKY felsefesinin geçmişine kısa bir bakışın ardından çalışan deneyimi, farklılıkların yönetimi ve kapsayıcılık, iş yerinde kuşaklar, eğlence, mutluluk, iyi oluş ve oyunlaştırma gibi güncel yaklaşımların yanı sıra Endüstri 4.0 ve dijitalleşmenin İKY üzerindeki etkilerine ilişkin detaylı açıklamalara yer verilmiştir. Son 10 yılda önemi giderek artan insan kaynakları analitiği ve bütün toplumları ilgilendiren çevresel sürdürülebilirlik bağlamında Yeşil İKY uygulamalarına da yer verilmiştir. Son bölümde ise eleştirel İKY çalışmalarına ek olarak İKY'yi gelecekte nelerin beklediğiyle ilgili öngörüler derlenmiştir. İKY'nin dünden bugüne geçirdiği değişimi en güncel konular açısından yakalamaya çalışan bu eserin, İKY alanında çalışanlar ve her kademeden yöneticiler için olduğu gibi işletme, iktisat, örgüt psikolojisi, endüstri mühendisliği gibi alanlarda çalışan akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrencileri için de faydalı olması umulmaktadır.
N. Aylin Ataay Saybaşılı Günümüzde insan kaynaklarının, insan kaynakları bölümlerinin ve insan kaynaklarının yönetimi (İKY) için benimsenen tüm uygulamaların şirkete katkılarını ölçmeye ve kanıtlamaya ihtiyaçları bulunmaktadır.
Özellikle hızla değişen dış çevre koşulları ve rekabet dinamikleri tüm işlevsel alanlarda olduğu gibi İKY alanında da insan kaynaklarına ve İKY uygulamalarına yapılan yatırımların ve harcamaların etkin bir şekilde ölçülmesi ve değerlendirilmesini zorunlu hâle getirmiştir. Etki ve etkinlik değerleme, İK bölümlerinin hesap verebilirliğini ve şeffaflığını arttırdığı gibi aynı zamanda İK uygulamaları ile ilgili etkisel karar alabilmelerine, insan kaynaklarının örgütsel sonuçlarına katkılarını ölçerek ve bu alandaki yatırımların geri dönüşlerini takip ederek gerek çalışanlara gerek üst yönetime ve gerekse de şirket hissedar ve dış paydaşlarına kanıtlayabilmelerine olanak sağlamaktadır.
İnsan kaynakları yönetiminin etki ve etkinliğinin ölçümünde kullanılan İKY metrikleri ve analitiklerini incelemek amacıyla hazırlanan bu kitapta, insan kaynakları ve İKY uygulamalarının stratejik önemi üzerinde durularak İKY uygulamalarının etki ve etkinliğinin ölçülmesi gerekliliği ve bu alandaki yaklaşımlar ve bulgular tartışılmış, ayrıca İKY ölçümünde kullanılan metriklerin ayrıntılı olarak incelenmesine odaklanılmıştır. İKY uygulamalarının neden ve nasıl ölçüldüğü konusuna açıklık getirilmeye çalışılırken aynı zamanda insan kaynakları yönetimi sistemlerinin şirket stratejileri ve firma performansına etkilerini yönetebilmek için kullanılan İKY dengeli başarı göstergesi yaklaşımı ayrıntılı olarak incelenmiştir. Ayrıca insan kaynakları yönetiminin etkinliği ve etkilerini tahmin etmek için kullanılan insan kaynakları yönetimi öngörücü analitiklerine de odaklanılmıştır.
Erman Türkmen Dünyada küçük veya büyük her gün yaklaşık 1.000.000 iş kazası meydana gelmekte ve bu nedenle yaklaşık 1.000 çalışan hayatını kaybetmektedir. Aynı şekilde, dünya üzerinde her gün yaklaşık 5.500 çalışan, işle ilgili hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde de bir günde ortalama 172 iş kazası meydana gelmekte ve buna bağlı olarak yaklaşık beş çalışan hayatını kaybetmekte, yine yaklaşık altı çalışan da sürekli iş göremez hâle gelmekte, diğer bir ifade ile sakat kalmaktadır. Yaşanan bu can kayıplarının ve sakatlıkların hiçbir telafisi olamamakla birlikte, tüm bu iş kazaları ve meslek hastalıkları dünya genelindeki gayrisafi hasılanın yaklaşık % 4'lük bölümünü de alıp götürmektedir. Ayrıca bu tutar; buz dağının görünmeyen bölümü olarak ifade edilen dolaylı maliyetlerle daha da büyük rakamlara ulaşmakta ve işletmelerin kârlılıklarını, verimliliklerini, ülkelerin ekonomilerini, toplumsal refah ve huzuru etkileyen yegâne unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yönüyle bu alanda gerçekleştirilen araştırma ve çalışmalar, çalışanlar açısından önemli olduğu kadar işverenlere, ülke ekonomilerine, topluma ve dünyaya getireceği maliyet ve zararlar açısından da oldukça önemlidir. Bu bağlamda, insan kaynakları yönetiminin koruma fonksiyonu olarak da ifade edilen iş sağlığı ve güvenliği alanında dikkate alınan unsurların incelenmesinin oldukça önemli olduğu düşünülmüş ve kitap bu düşünce etrafında şekillenmiştir.
David A. DeCenzo, Stephen P. Robbins, Susan L. Verhulst Kapak resmindeki yelkenlinin kaptanı, tahmin edilemez bir iş ortamındaki herhangi bir örgütün yüz yüze geldiği hedeflerin ve zorlukların birçoğunun aynısıyla karşılaşmaktadır. Örgütler zorluklarla karşılaştıkları zaman, ortamdaki değişikliklere çabuk tepki veren ve başarı stratejileri geliştiren iyi eğitimli uzmanlara güvenirler. İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY), stratejiyi etkili bir biçimde sürdürmek için gereken becerilere sahip kişileri seçmekten ve eğitmekten sorumludur. İnsan Kaynakları Yönetiminin Temelleri, örgütün her seviyesinden çalışan için işe alma, eğitim, motivasyon, çalışanları elde tutma, güvenlik ve yasal çevre gibi İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) unsurlarını anlamayı sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır.
Tamer KEÇECİOĞLU, Ece KURTULUŞ Yetkinlik kavramı, insan kaynakları yönetiminin en temel ve bu ölçüde “gizemli” konusu olmuştur. Yetkinlik, insan kaynakları uygulamalarını belirleme açısından en devrimci çalışmadır. Operasyonel ve stratejik anlamda, tüm uygulamaların ve süreçlerin biçimlenmesine katkıda bulunmaktadır. Bu açıdan baktığımızda Türkçe yazılmış ilk eser olan bu yapıt akademisyenlere, öğrencilere ve uygulamacılara yararlı olacaktır.
Faruk Taşçı, Fatih Kucur, Fatih Yaman, Ü. Serdar Serdaroğlu, Zeyneb Hafsa Orhan Bu kitap, ülkesi için vermiş olduğu sayısız eser ve yetiştirdiği öğrencilerle âdeta bir ekol yaratmış, "hocaların hocası" olarak bilinen merhum
Sabahattin Zaim Hoca ile ilgili olarak başta asistanlığını yapmış olan Doç, Dr. Faruk Taşçı olmak üzere çeşitli akademisyenler tarafından kaleme
alınmış çalışmalardan oluşmaktadır.
Yine asistanlığını yapmış olan Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof, Dr, Sedat Murat'ın ifade ettiği üzere Hoca, pergelin sabit ayağı
olarak "Çalışma Ekonomisi" alanında Türkiye'de öncülük etmiş, pergelin hareketli ayağı olarak "İslam iktisadı" alanında yoğun çaba sarf etmiştir. Sabahattin Zaim, sadece rehber niteliğinde akademik metinler ortaya koymakla kalmamış, bizzat ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi hayatta İslam iktisadının uygulayıcılarını yetiştirmek için de uğraşmıştır. Sabahattin Zaim hakkında birçok eser kalem alınmıştır. Bu eserler,
Hoca'nın çeşitli yönlerini ele alan bir hüviyete sahiptir. Bu bakımdan eksik kalan ve bu kitabın bir nebze gidermeye çalıştığı nokta, Hoca'nın fikirleri ile ilgili akademik metinlerin eksikliğiydi. Elinizdeki kitap, bu noktada devreye girmektedir, zira Zaim'in görüşleri üzerine kaleme alınan metinlerden oluşmaktadır ve bu, Türkiye için ilktir. Başka bir ifadeyle, daha önceleri Zaim hakkında yazılanlar daha çok hatıraları paylaşma bağlamında iken bu kitap ile Zaim'in fikirleri ortaya konmaktadır ve müzakere edilmektedir.


Hasan Kurtboğan, Murat Ak Yapay zekâ, insanlık tarihinin en heyecan verici keşiflerinden biri olarak günümüzde öne çıkmış hatta hayatımızın neredeyse her alanında etkisini hissettiğimiz bir teknoloji hâline dönüşmüştür. Öyle ki “yapay zekâ”, gelecekte daha da yaygın bir şekilde “İnsanlığın pi noktası” olmaya hiç şüphesiz devam edecektir. Bu bağlamda bu eser, yoğun bir emek ve araştırma sonucu hazırlanmış ve değerli okurların ve araştırmacıların kullanımına sunulmuştur. Öte yandan bu eserle birlikte yapay zekânın, günümüzdeki ve gelecekteki önemini vurgulamak ve okuyucuların, bu alandaki temel kavramları, teknolojileri ve uygulamaları anlamalarına yardımcı olmak için yapay zekânın temel prensiplerinden başlayarak tarihçesine, farklı türlerine, amaçlarına yer verilmektedir. Aynı zamanda okuyucuların konuya daha derinlemesine hâkim olmalarını sağlayabilmek için yapay zekâ uygulama örneklerine dair de geniş bir perspektif sunulmaktadır. Ayrıca eserin ikinci bölümünde, yapay zekâ algısının, çalışan performansına etkisini belirlemeyi amaçlayan kapsamlı bir araştırma ile birlikte yazarlar tarafından geliştirilen ve araştırma kapsamında kullanılan yapay zekâ algısı ölçeğine de yer verilmektedir.

Yapay zekâ teknolojisinin önemini anlamak ve bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanmak, günümüzün ve geleceğin iş dünyasında hayati bir öneme sahiptir. Dolayısıyla bu eserin, yapay zekâ konusunda okurlar ve araştırmacılar için önemli referans kaynaklardan biri olması, böylelikle yapay zekâ alanındaki temel bilgi birikiminin artırılması hedeflenmektedir.

Haydar Ateş, Murat Düzgün Dünyada son 30-35 yıllık dönemde gerek teknoloji ve gerekse kullanım alanları bakımından büyük bir ivme ile gelişmekte olan İnsansız Hava Araçları'nın (İHA) bu hızlı gelişimi, dikkatleri bu platformlar üzerine çekmektedir. Bu yeni teknolojiler, başta güvenlik alanı olmak üzere birçok sektörde pratik ve analitik yönden yeni bir bakış açısı sağlamaktadır.
Tasarımdan operasyona, teknolojilerden kullanıcılara, referans kaynaklara, konferanslara, yayınlara, profesyonel topluluklara ve etik konulara İHA'lar hakkında bilinmesi gereken temel hususların kapsamlı bir incelemesini sunan İnsansız Hava Araçları (İHA): Temel Bilgiler ve Kullanım Alanları isimli bu kitap, yenilikçi araştırmalara yol açmayı ve yeni kavramların yanı sıra en son teknolojiye genel bir bakış ve ayrıntılı bilgi sağlayarak araştırmacıları gelecekteki mucitler ve girişimciler olarak yönlendirmeyi hedeflemektedir.
Kitap; İHA'lara yönelik teknik odaklı çalışanlar ve mühendisler, belirli teknik/ticari bilgiler arayan uzman/uygulayıcılar ve aynı zamanda İHA ve konuları ile ilgili teknolojilerin durumu hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen herkes için hazırlanmıştır.

John R. Levine - Margaret Levine Young İnternete bağlanmanız mı gerekiyor?
İşte İnternete giden eğlenceli ve kolay yol haritanız!
İnternet ticaret, eğlence ve anlık iletişim merkezidir. Aynı zamanda çok hızlı değişen, dolayısıyla bir rehbere ihtiyac duyulan bir araçtır. İnternet for Dummies her türlü araçla İnternet bağlantısının kurulması, e-posta ve sosyal hesapların kurulumu, içerik arama ve paylaşımı ve çevrimiçi takılırken güvenli ve gizli kalmaya dair tavsiyeleriyle bu boşluğu dolduruyor.

İnternet nedir ağlardan oluşan bu harika ağla başa çıkın ve nasıl güvenli kalacağınızı ve gizliliğinizi nasıl koruyacağınızı görün
Giriş yapın tarayıcı yükleme, İnternet hizmet sağlayıcısı seçme, aracınızı yapılandırma ve webe girişle ilgili basit adımları takip edin
Tarayıcılarla tarama yapın Google Chrome gibi farklı tarama seçeneklerini deneyin
Takılın arkadaşlarla iletişim kurmak için bir e-posta hesabı açın, telefon ve video konferans seçeneklerinden yararlanın
Sosyalleşin Facebook ve Twitter hesapı açın ve sosyal medya dünyasını keşfedin
İhtiyacınız olan şeyi bulun en iyi arama sonuçlarını edinme, kişi bulma, güzel siteleri keşfetme ve alışveriş yapma yollarını keşfedin
İnternetin bir parçası olun: kendi yazınızı, fotograf ve videolarınızı çevrimiçi nasıl ekleyeceğinizi öğrenin

Kitabı açın ve
İnternet bağlantısı için basit tavsiyeyi
Çocuklar için güzel çevrimiçi şeyleri
Bilgisayar virüsleri ve
e-posta spamlarını önlemeyi
Wi-fi ağa bağlanmak için tüyoları
Önde gelen sosyal medya sitelerine katılmanın adımlarını
Bankacılık işlemleri, fatura ödemeleri ve çevrimiçi yatırım ile ilgili her şeyi
Blogda düşüncelerin paylaşılmasını
Fotoğraf paylaşılacak, müzik dinlenecek ve alışveriş yapılacak yerleri
Bağlantınızla ilgili problemleri gidermeye dair tüyoları inceleyin
Seyfi Kılıç Teknoloji, genellikle ekonomik ve toplumsal bağlamı göz ardı edilerek güç ilişkilerinden bağımsız bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu durum, teknolojiye bağlı olarak ortaya çıkan yeniliklerin de kapsamlı bir analizini olanaksız kılmaktadır. Günümüzde özellikle iletişim alanını etkileyen teknolojik yeniliğin başında iletişimin hızını, kapsamını ve boyutunu tümüyle değiştiren internet gelmektedir. İnternet ve onun habercilik pratiklerindeki karşılığı olan internet gazeteciliğine yönelik değerlendirmelerde ise teknolojinin ele alınışındaki eksikliğe bağlı olarak, toplumsal ve ekonomik boyutlar soyutlanmaktadır. Dolayısıyla internet ve internet gazeteciliğine dair kapsamlı bir değerlendirme yapabilmek için ekonomik ve toplumsal boyutların da göz önüne alınması gerekmektedir. Buradan hareketle bu kitapta, var olan toplumsal sistem, bu sistem içinde iletişim, internet ve internet gazeteciliğinin konumu ekonomi politik bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu doğrultuda kapitalizm öncesi toplum biçimlerinden Marx'ın kapitalist topluma dair temel eleştirilerine, iletişim ve internetin ekonomi politik analizinden dünyada ve Türkiye'de internet gazeteciliğinin genel özelliklerine kadar çok geniş bir konu yelpazesi okurlara sunulmaktadır. Böylece tüm öğrenci, akademisyen ve bu alana ilgi duyanların yararlanabileceği, iletişimin ekonomi politiğine dair doyurucu bir kaynak ortaya çıkarmanın yanında internetin, ekonomi politik bakımdan analizine dair var olan ciddi eksiklik giderilmeye çalışılmıştır.
Ömer Faruk Tekdoğan Modern finansın temeli diyebileceğimiz kısmi rezerv sistemi, zayıf yapısı, ekonomik istikrarsızlıklarda oynadığı rol ve oluşturduğu sorunlar nedeniyle geçmişten günümüze tartışma konusu olmuştur. Para arzının büyük kısmının kaydi olarak oluşmasını sağlayan faiz eksenli bu sistem,
ekonomik hayatı sarıp sarmalayan bir makro-ribâ sistemine yol açmıştır. Bu sisteme bir alternatif olarak geliştirilen tam rezerv sistemi ise pratikte kendine yer edinememiştir. İslâm iktisadı açısından bakıldığında mevcut sistemin ribâ eksenli olması ve adaletsiz bir kaynak dağılımına sebep olması, ortaya konan alternatiflerin bu gözle değerlendirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Kısmi rezerv sistemi, ticari bankaların ve merkez bankalarının gerektiğinde yeterli likiditeyi sağlayacaklarına dair güvene dayalı olarak yürümektedir ve dolayısıyla özü itibariyle finansal krizlere
karşı zayıf ve kırılgandır. Bu bakımdan; kitapta, kısmi rezerv bankacılığının keşfedilmesiyle ekonomilerde ortaya çıkardığı ileri sürülen sorunlar irdelenmiş, tam rezerv bankacılığının uygulanabilirliği ve çözüm için ne kadar yeterli olduğu incelenmiş ve İslâm iktisadı açısından her iki sistemin de uygunluk ve sakıncaları tartışılmıştır. Ayrıca, ajan temelli bir simülasyon modeli kullanılarak her iki bankacılık sisteminin ekonomik istikrar üzerindeki etkisi mukayese edilmiştir.
Eksiksiz bir yaşam şekli olarak İslam'ın değer ve ilkeleri ile laiklik temelli sosyal gerçeklik arasındaki ayrım bugünkü Müslüman dünyasına nüfuz eden gerginliğin temelinde yatmaktadır. Bu nedenle İslam'ın orijinal kaynaklarından -Kur'an ve sünnet- ve Müslüman halkın tarihî tecrübelerinden yararlanarak islam'ın gerçek anlamı ve mesajını keşfetmek için yeni bir arayış vardır. İslam'ın uygunluğunu değerlendirmek ve bu bilinci sosyoekonomik gerçekliğe dönüştürmenin yol ve araçlarını bulmak için kişisel ve toplumsal yaşamın -edebi, eğitimsel, politik, sosyokültürel, ekonomik ve teknolojik- hemen hemen her alanında çaba gösterilmektedir. Gelişmekte olan bir sosyal bilim olarak İslam iktisadı, Müslüman iktisatçılar ve ulemadan böyle bir yaratıcı cevap niteliğindedir.
İslam İktisadı Çalışmaları, İslam iktisadının titiz bir akademik disiplin olarak tanıtımı ve geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen Birinci Uluslararası islam Ekonomisi Konferansı'nda sunulan bazı makaleleri içermektedir, islam iktisadının bir disiplin hâline gelebilmesini amaçlayan toplantıda Müslüman iktisatçılara islam iktisadının temel kavramalarını açıklamak ve çağdaş dünyada bunları uygulamanın yollarını ve araçlarını tartışmak için yapılan çaba da dâhil olmak üzere ekonominin islamileştirilmesinin sorunlarına değinen tartışmalar yürütülmüştür. Elinizdeki çalışma, bu tartışmaların bir neticesi olarak İslam iktisadı kavramı ve metodolojisi, islam iktisadında üretim ve tüketim, İslam iktisadında devletin rolü, şeriat çerçevesinde sigorta, faizsiz bankacılık, zekât ve maliye politikası, İslamî çerçevede ekonomik gelişmeler, Müslüman ülkeler arasında ekonomik iş birliği konularındaki makalelerden oluşmaktadır.
Abdulkader Cassim Mahomedy, Asad Zaman, Hafas Furqani, Hakan Sarıbaş, İsmail Cebeci, Masudul Alam Choudhury, Mohamed Aslam Haneef, Mohd Mahyudi, Monzer Kahf, Muhammad Akram Khan, Necmettin Kızılkaya, Sabri Orman, Saif Ibrahim Tag el-Din, Shamim Ahmad Siddiqui, Valentino Cattelan, Zubair Hasan Modern İslam iktisadı tartışmalarının düğümlendiği konular içerisinde metodoloji tartışmaları önemli bir yer teşkil etmektedir. Modern dönem İslam iktisadı tarihi kadar eskiye dayanan bu tartışmalarda bir metodolojinin olup olmadığı varsa bunun İslam'ın ortaya koyduğu dünya görüşü ile ne kadar uyumlu olduğu ve başka disiplinler ile ilişkisi gibi birçok mesele tartışma konusu edilmektedir. Bu tür tartışmaların modern öncesi dönemde yapılmaması ve neredeyse bir yüzyıla yaklaşmasına rağmen modern İslam iktisadı çalışmalarının hâlen metodoloji konusunda mühim sorunlarının bulunması oldukça önemlidir.
Elinizdeki bu kitap, İslam iktisadında metodoloji konusunu kapsamlı bir şekilde ele alan, bu konuda temel soru(n)ları tespit eden ve bunlara farklı çözüm önerileri ve cevaplar arayan çalışmalardan oluşmaktadır. Bu çalışmaların yoğunlaştığı alanları dört ana başlık altında toplamak mümkündür: İslam iktisadının kökenleri ile ilgili meseleler, metodoloji çerçevesinde gündeme gelen temel sorular, fıkhın sunmuş olduğu imkânların metodoloji tartışmalarındaki yeri ve başka kültür ve medeniyetler ile karşılaşma sonucunda ortaya çıkan ana problemler. Alanın önemli isimlerinin birikimlerini bir araya toplayan ve bu çerçevede önemli tartışmalara bir yandan kapı aralayan bir yandan da süregelen tartışmalara somut çözümler üreten çalışmaların her biri metodoloji tartışmalarına önemli katkılar sunmaktadır.
Mabid Ali Al-Jarhi, Osamah Al Rawashdeh, Muhammed Iqbal Anjum, Toseef Azid, Servet Bayındır, Muhammet Fatih Canbaz, M. Kemalettin Çonkar, Abdullah Durmuş, Ekrem Erdem, H. Mehmet Günay, Hichem Hamza, Khoutem Ben Jedidia, M. Fahim Khan, Kadir Kızıltepe, Muhammad Azeem Qureshi, Fatih Yardımcıoğlu Kur’an’da ve hadis literatüründe ribâ olarak adlandırılan şey(ler)in katiyetle yasaklanmış olduğu konusunda Müslümanlar aksi yönde görüşlerine pek rastlanmamıştır. Tartışmaların ana eksenini ; ribânın tanımı, türleri, yasağın hikmeti ve kapsamı, günümüzdeki modern finans uygulamalarının ribâ yasağı açısından değerlendirilmesi, mevcut İslamî finansta ribânın yeri ve ribâ içermeyen alternatif finansal ürünlerin nasıl geliştirileceği gibi konular oluşturmaktadır.
Elinizdeki bu kitap temelde günümüz iktisadi problemlerinde yer aldığı düşünülen pek çok sosyal, siyasal ve iktisadi soruna yol açan faiz konusunu odağa almaktadır. Bu bağlamda kitapta, kavramdan uygulamaya faizin birçok açıdan incelendiği makaleler yer almaktadır. Söz konusu metinler genelden özele ; Kur’an-ı Kerim’de ribâ ayetlerinin kademeli nüzulü, faizin eylemsel ve sonuç odaklı tanımlanması önerisi, literatürdeki faiz teorilerinin mukayesesi, literatürde faizle ilintili olarak en sık anılan teori olan paranın zaman değerinin İslamî açıdan değerlendirilmesi, alternatif bir bakış açısıyla faizi bir piyasa aksaklığı olarak açıklayan bir görüş ortaya konması, günümüz İslam finansındaki murâbaha ve faiz ilişkisi, kitle fonlamasından hareketle faizsiz yatırım ürünleri geliştirme önerisi gibi konularla ilgilidir.
Fatih Savaşan, Fatih Yardımcıoğlu, Şakir Görmüş, Süleyman Kaya İslam'ın iktisadi görüşünün ne olduğu, bir ekonomik sistem sunup sunmadığı, insanların ihtiyaçlarına ne gibi çözümler ürettiği, tarihsel olarak Müslümanların hangi kurumlar üzerinden ekonomiyle ilgili faaliyetlerini yürüttüğü gibi birçok konu uzun zamandır farklı kesimler tarafından tartışılmış ve hâlâ tartışılmaya devam etmektedir. Sadece teorik çabalar değil uygulamaya dönük de birçok gayret ortaya konulmuş, kurumlar tesis edilmiştir. Kimi zaman İslamî bankaların başını çektiği uygulama tarafı diğer teorik çalışmaları yönlendirmiş kimi zaman da teori, uygulamayı etkilemeye çalışmıştır. Diğer yandan İslamî finansın büyümesi ile birlikte kaçınılmaz olarak düzenleyici otoriteler de bu ekosistemin içine dâhil olmuştur. Nihayetinde birçok paydaş birbiriyle irtibatlı ya da değil İslam iktisadı ve finansı üzerine kafa yormakta, bu alanın gündemde kalmasına katkı sağlamaktadır.
Türkiye için de özellikle 1980'li yıllardan sonra İslam iktisadı ve finansı alanındaki çalışmalar artmıştır, islam hukukçuları, İslamîfinans sektöründeki çalışanlar, düzenleyici kurumlar, akademisyenler ve daha birçok kişi alana katkı sunmaktadır. Bunların içerisinde bazı isimler kendi alanlarında öncü roller oynamışlar ve günümüzde İslam iktisadı ve finansının çok daha geniş kesimlere ulaşmasında etkili olmuşlardır. İşte bu kitap, bu alanda uzun yıllardan bu yana emek vermiş hocalarla ve İslamî finans alanında faaliyet gösteren sektör temsilcileriyle ve düzenleyicilerle yapılan söyleşilerden oluşmaktadır.
Chaib Bounoua, Kadir Yıldırım, Latife Reda, Mohamed Benbouziane, Muhammad Iqbal Anjum, Mustafa Macit, Rajai Ray Jureidini, Saffet Köse, Salman Ahmed Shaikh, Siham Matallah, Toseef Azid, Yasien Mohamed, Zeyneb Hafsa Orhan Modern iktisat ilmi, kapitalist ekonomik sistemle el ele gelişerek günümüz iktisadi düzeninin şekillenmesini sağlamıştır. Fayda ve maliyetin insanları ve piyasayı yönlendirdiği bu sistemde tüketimin teşvik edilmesi ve kârlılığın artırılması temel amaç hâline dönüşmüştür. Bu süreçte, insan emeği ve emeğin değeri de kazanç ve sosyoekonomik sisteme sunduğu katkı çerçevesinde değerlendirilmeye başlanmıştır. Emeğin sadece bir üretim girdisi olarak görülmesi ve teknolojik gelişmelerle ikamesinin sağlanması, değerinin de hızla azalmasına yol açmıştır.
Kapitalist iktisadi sistemin meydana getirdiği problemlerle başa çıkmada yeni bir İslam iktisadı anlayışı ortaya koyarak emeğin karşılığının adil belirlenmesinden emeğin karşılığının zamanında verilmesine; hukuki hakların güvence altına alınmasından iş güvenliği tedbirlerine kadar
geniş bir yelpazede teorik tartışmaların yapıldığı ve politika önerilerinin sunulduğu “İslam İktisadı ve Emek” başlığıyla uluslararası bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Elinizdeki kitap, farklı coğrafyalardan pek çok nitelikli ilim insanının atölyede sunduğu tebliğlerin bir seçkisinden oluşmaktadır. Kitapta, emek konusunda İslam iktisat düşüncesinin teorik düzeyde çalışma ve emeğe atfettiği değer, hâkim iktisadi sistemin yarattığı pratik koşulların sınırlandırmasından kurtulamadığı ve böylece İslam iktisadı ve emek arasındaki ilişkinin temelden ve açık bir şekilde konuşulamadığına dikkat çekilmiştir. Ayrıca kitapta, kapitalist iktisadi sistemin aksine insanın piyasa zemininde konuşulacak bir meta olmadığı ve insanı salt emeğe indirgemenin İslam’ın temel değerleri ile bağdaşmayacağı vurgulanmıştır.
Ahmet Faruk Aysan, Valentino Cattelan, Mustafa Dişli, Ekrem Erdem, Aliakbar Jafari, Hüseyin Öztürk, Bilal Ahmed Qazi, Özlem Sandıkçı Türkdoğan, Mustafa İbrahim Turhan, Mansour Yeganeh 1980’lerden itibaren neoliberal politikaların yaygınlaşması ve finans kapitalizminin küresel ölçekte etkinleşmesi ile beraber bankalar aracılığıyla insanlar borç, kredi, faiz sarmalına mahkûm edilmiş, öte yandan finans kurumları kârlarını fâhiş oranlarda arttırmıştır. Finans kurumlarının etki alanını bu derece genişlettiği bir dönemde, İslam iktisadı üzerine yapılan çalışmalar da yön değiştirmiştir. Son otuz yıldır yapılan çalışmalar neticesinde gelinen noktaya bakıldığında, alternatif sistem arayışlarının, mevcut sistem içerisinde var olma çabalarına doğru evirildiği görülmektedir. İktisadi bir sistem oluşturma arayışları, özellikle finansal boyutla sınırlandırılmış ve faizsiz bankacılık hiz-metlerinin başlatılması ile Müslümanlara sistem içerisinde yer açılmıştır.
İslam iktisadı çalışmalarını finansal alanın kısıtlamasından kurtararak bütün yönleriyle ele almak ve İslam iktisadının alternatif bir sistem olarak iddiasını sürdürmesini sağlamak maksadıyla “II. İslam İktisadı Atölyesi: İslam İktisadı ve Piyasa” başlıklı uluslararası bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Elinizdeki kitap, bu toplantıya dünyanın farklı coğrafyalarından katılan ilim insanlarının sunduğu tebliğlerin bir seçkisinden oluşmaktadır. Kitapta, İslam ve piyasa arasındaki ilişki odak noktası olarak belirlenmiş, adil, insani ve sürdürülebilir bir piyasa modelinin imkânı tarihsel bilgiler ve mevcut iktisadi koşullar ışığında tartışılmıştır.
Ali Muhyiddin Karadâğî İslam İktisadına Giriş
Ali Muhyiddin Karadâğî

İslam iktisadı alanında öncü çalışmaları ile bilinen Karadâğî’nin bu çalışması kitap, sünnet, makâsıdu’ş-şeri’a ve fıkıh mirası ışığında modern ekonomiyle mukayeseli olarak temellendirilmiş bir çalışma iddiası taşımaktadır. Karadâğî, İslâm hukuku ve iktisat öğrencisinin, ekonomi dünyasında dönen en önemli hususlarda İslâmî bakış açısıyla ve sağlam fıkhî temellendirmelerle bilgi sahibi olması gerektiğini belirtmektedir.

Kitap, iktisatta yer alan en önemli kavramları tanımladıktan sonra, İslâm iktisadını açıklamak için araştırma yöntemini, İslâm’da iktisat ilmi, iktisat nizamı, iktisat teorisi, iktisat felsefesi, iktisadî bir problemin çözümü var mı? İslâm iktisadı “iktisadî problem”i kabul ediyor mu? gibi sürekli kışkırtıcı olan sorulara delilli ve gerekçeli olarak cevap vermektedir. Ekonomik ve küresel krizler, bilim, sistem ve teori olarak İslâm iktisadının temellendirilmesi, İslâm iktisadının kaynakları, özellikleri ve bunların araştırılma yöntemi, ekonomik hareketliliğin aşamaları, iktisat politikaları, İslam mali sistemi, İslâm iktisadında büyüme ve onu destekleyen temel faktörler konularını kapsamlı bir şekilde ele almaktadır.
Modern iktisat hakkında ilim talebesi için giriş niteliğinde olan kitap, her konuda benzerine ihtiyaç duyulan genel prensipler ve tümel kurallar üzerinde yoğunlaşarak, İslâm iktisadı hakkında detaylı ve temellendirici bilgiler vermektedir. Kitap, İslâm hukuku ve iktisadı öğrencisinin yanısıra alana ilgi duyan araştırmacıların, iktisatçıların ihtiyaç duyduğu her şeyi kapsamaktadır.
Muhammad Akram Khan İslam iktisadının çerçevesini göstermeyi amaçlayan bu kitap, günümüz dünyasını şekillendiren neoklasik iktisadın ömrünü tamamladığını iddia etmektedir. Yaklaşımı sığ, varsayımları gerçekçi olmayan ve bütün stratejileri insanı dışlayan bir yapıda olan bu sistemin aşılması
gerektiğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, okuyucuyu İslam iktisadının ilkelerine objektif bir şekilde yaklaşmaya ve İslam iktisadının potansiyellerini kavramaya davet etmektedir. İslam iktisadının doğası, metodolojisi ve Müslüman ülkelerin İslam iktisadının temel ilkelerini uygulama pratiklerini açık ve yalın bir dille ifade etmektedir. Tam istihdam, eksik istihdam, işsizlik, fakirlik, gelir dağı- lımında adaletsizlik, enflasyon, para, banka, faiz ve döviz kurunun istikrarsızlığı gibi iktisat müktesebatında çalışılan konular İslam iktisadının yaklaşımıyla ele alınmaktadır. Hem öğrencilere hem de ekonomistlere hitap eden kitap, İslam iktisadı hakkında nitelikli ve kapsamlı bilgi edinme imkânı sunmaktadır.
İsmail Bektaş, Muhammed Emin Durmuş, Soner Duman, Osman Güman, Hasan Hacak, Necmeddin Güney, Nazan Lila, Abdullah Durmuş İslam'ın insanlar arası ilişkilerde gözettiği en temel ilkeler; adalete riayet, haksızlığın önlenmesi, toplumsal istikrarın sağlanması, emanetin ehil olanlara verilmesi, insanlar arası ilişkilerin açık ve şeffaf olması, insanlar arası anlaşmazlıklara yol açabilecek muamelelerin ve tasarrufların baştan engellenmesidir. İslam'ın insanlar arasındaki ticari ilişkilere yönelik talimatlarını da bu ilkeler yönlendirmiştir. Bu kapsamda hırsızlık ve gasp gibi haksız fiiller yasaklandığı gibi sözleşmelerde bir tarafın sömürülmesine yol açan faiz, sözlü veya fiilî yollarla yapılan hileler de yasaklanmıştır.
Bu kitabın konusunu oluşturan garar da insanlar arası ticari ilişkilerin açıklık ve şeffaflık içinde yürütülmesine, insanlar arasında anlaşmazlık ve kavgaların meydana gelmesine sebep olduğu için yasaklanmıştır. Kitap, klasik fıkıh literatüründe tartışılan ve modern iktisadi işlemlerde de karşımıza çıkan garar yasağının pek çok yönüyle ele alınması maksadıyla düzenlenen "Klasik Fıkıhta Garar ve Günümüzdeki İktisadi İşlemlere Etkisi" adını taşıyan çalıştayda sunulan tebliğlerin katılımcılar tarafından geliştirilerek makaleye dönüştürülmüş hâllerinden oluşmaktadır. Farklı yazarların kavramsal, fikrî ve metodolojik açılardan İslam fıkhındaki garar yasağını çok boyutlu olarak ele aldıkları bu kitap, klasik fıkıh mirasımız ile günümüz iktisadi işleri arasında sağlam bir bağ kurabilmek amacıyla bir araya getirilmiştir.
Ahmet Akman, Ahmet Ulusoy, Bünyamin Er, Elif Yüksel Oktay, Erhan Daştan, Haşim Akça, Hatice Han Şan, İlhan Eroğlu, İskender Gümüş, Kâmil Güngör, Mervan Selçuk, Muhammet Sait Bozik, Murat Ustaoğlu, Mustafa Karadeniz, Muzaffer Koç, Öner Gümüş, Serkan Kekevİ, Şahin Yeşilyurt, Şakir Görmüş, Tekin Akdemir, Veli Sırım, Yusuf Dinç, Yusuf Temür Son yirmi yılda, İslam iktisadı literatürüne katkı sunan çok sayıda çalışma yayımlanmasına rağmen modern iktisadi yaklaşımların yetersiz kaldığı alanlarda, İslam iktisadı perspektifinden alternatif çözümlerin ortaya konulması noktasında kat edilmesi gereken çok mesafe var. Özellikle İslam iktisadının teorik arka planı mutlaka ciddi çalışmalarla derinlemesine analiz edilmesi, uygulamalı saha çalışmalarının da analitik zemine taşınması gerekiyor. İslam iktisadı konusu; müslüman kimliğine sahip akademisyenlerin bir sorumluluk ve zorunluluk algısıyla güçlendirilmeli, geliştirilmeli ve derinleştirilmeli diye düşünüyoruz.
Bu kitap; bir buçuk, iki yıla yakın bir süreçte hazırlanan kolektif bir çalışmanın ürünü olup ve İslam iktisadı literatürüne katkı sunmayı amaçlamaktadır. Kitabın İslam iktisadı konusunda araştırma yapanlara, krizlerle nefes alan kapitalist sistemden yakınan ve yeni sistem arayışı içinde olan düşünce insanlarına ve bilim alanına katkı yapması dileğiyle...
İsmail Cebeci Murabaha akdi, faizsiz finans sistemi içinde en çok uygulanan ve en fazla tartışılan işlemlerden biridir. Faizsiz bankacılığın başladığı 1970'li yıllardan bu yana devam eden süreçte özellikle fıkıh ve iktisat alanı olmak üzere pek çok ilmî disiplinin ilgi alanına giren murabaha konusu, reel sektör için önemli olmasının yanı sıra akademik camianın da sürekli ilgisini çeken bir konu olmuştur. Böyle bir akdin tarihsel gelişimini ele almak, geçirdiği merhaleleri takip etmek ve taşıdığı problemli noktalar hakkındaki tartışmaları incelemek bu çalışmanın ana gayesidir.
Türkiye'deki uygulamada "üretim desteği" ve "kurumsal ve bireysel finansman desteği" olarak bilinen murâbahanın diğer işlemlere göre daha geniş ölçekli ve günümüzde en yaygın şekilde kullanılan işlem olması, diğer yatırım-finansman modelleriyle ortak meselelere sahip olmasının yanı sıra kendine has pek çok farklı problem noktası içermesi, modern dönemde en çok tartışılan işlem olma niteliği taşıması ve klasik bir akdin nasıl modernize edildiğini göstermesi, bu akdi önemli hâle getiren etkenlerdendir. Murâbahayı fıkhî, iktisadi, sosyal vb. çeşitli yönleriyle eleştirel ve bütüncül bir bakış açısıyla ele almayı ve mevcut literatürden hareketle modern İslam iktisadı problemlerindeki akıl yürütme ve hüküm üretme faaliyetlerinin gidişatını ortaya koymayı hedefleyen bu çalışma, bu yönüyle literatürde önemli bir boşluğu doldurmaya adaydır.
Abdul Rashid, Adam Abdullah, Huseyin Burgazoğlu, Omer Faruk Tekdoğan, M. Fahim Khan, M. Kabir Hassan, Mabid Ali Al-Jarhi, Maryam Soleimani Movahed, Mehmet Sarac, Mucahit Ozdemir, Salman Ahmad Sheikh, Sajjad Zaheer, Syed M. Abdul Rehman Shah, Zahra Afshari, Zeyneb Hafsa Orhan, Zohra Jabeen Modern para sistemi, yol açtığı eşitsizlikleri düşündüğümüzde, İslam iktisadının temel tartışma konularından birisi olmaktadır. Paranın tarihsel gelişimine bakıldığında; mal paradan fiat (kâğıt) paraya geçiş şeklinde bir dönüşüm görmekteyiz. Çağdaş ekonomilerde var olan sorunların önemli bir kısmı fiat para varlığına bağlanmaktadır. Ancak paranın evrimi hâlen devam etmekte ve bugün "sanal paralar"ın ortaya çıkışına şahitlik etmekteyiz.
Müslüman ülkelerin sahip oldukları iktisadi zenginliklerin nasıl korunacağı, ulusal para sistemlerinin bağımsızlığı ve uluslararası rekabetçiliğin güçlendirilmesi, faizsiz bir para politikasına geçiş, fiyat istikrarının korunması, ekonomik büyümenin sağlanması, tam istihdam ile ekonomik refahın artırılması ve gelir dağılımında adaletin sağlanması gibi amaçlara uygun bir para politikası arayışı İslam iktisadı çalışmalarının gündeminde yer almaktadır.
Bu kitap; İslam iktisadı tarihinde para, günümüz merkez bankalarında İslam'a uygun para politikaları ve sanal paraların İslami bakış açısından incelenmesi gibi kapsamlı bir konu yelpazesi içermektedir.
Qazi Masood Ahmad, Osamah Hussain Al Rawashdeh, Toseef Azid, Valentino Cattelan, Mehmet Tarık Eraslan, Khoutem Ben Jedidia, Ozan Maraşlı, Yulizar D. Sanrego, Salman Ahmed Shaikh, Ömer Faruk Tekdoğan, Hüsnü Tekin, Aimatul Yumna, Dwi Retno Widiyanti Gelir adaletsizliğinin her geçen gün arttığı, yoksulluğun dünya çapında bir problem olduğu, gayriinsani çalışma koşulları, yetersiz maaşlar ve sosyal güvencesizlik ile malul bir emek piyasasının varlığını koruduğu bugünün hâkim iktisadi düzeninde, çoğu devletin bu talepleri karşılayacak düzeyde politikalar üretememesi dikkat çekici bir husustur. Kapitalist politikaların sosyal adaleti sağlamaktan uzak, bilakis eşitsizliği her daim derinleştiren ve iktisadi ve sosyal refahın geniş kitlelere ulaşmasını engelleyen özellikleri birçok Müslüman ilim insanı tarafından yıllardır eleştirilmektedir. Ancak, İslamî ilkeler çerçevesinde şekillenecek bir iktisadi düzenin sosyal adaleti sağlayacağı fikrine dayanan bu eleştirilerin, henüz bütünlüklü alternatifler önerdiklerini söylemek güç görünmektedir.
Elinizdeki kitap bu çabanın bir ürünü olarak, farklı ülkelerden çalışmalar yapan akademisyenlerin sosyal adalet başlığı etrafındaki meseleleri İslam iktisadı perspektifinden ele aldığı yazılardan oluşmaktadır. Kitapta yazarlar, mevcut sosyal ve iktisadi adaletsizliklerin sebeplerinin gerçekçi ve derinlikli bir şekilde irdelenmesi, İslamî ilkelere dayalı bir sosyal adalet anlayışının teorik zemininin nasıl oluşturulacağı, hangi alternatif mekanizmaları içereceği ve ne gibi somut çözümler üretilebileceği konuları üzerine tartışmalar yürütmektedir. Kitapta ayrıca, güncel iktisadi sistemin eşitsizlik kaynağı hakkındaki teorik tartışmalarla faiz, zekât, vakıf, dayanışma ve sadaka gibi uygulamalı alanlarda model önerileri bir araya getirilerek, İslam iktisadı perspektifinden sosyal adalet mevzusunun kapsamlı ve bütüncül bir biçimde ele alınması sağlandı.
Abdulazeem Abozaid, Zakaria bin Bahari, Masudul Alam Choudhury, Taha Eğri, Abul Hassan, Fahm Khan, Necmettin Kızılkaya, Şennur Özdemir, Muhammad Syukri Salleh, Lubna Sarwath, Amir Wahbalbari, Asad Zaman İslam iktisadı adı altında yapılan çalışmaların geldiği nokta sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde temelinden uzaklaşmış bir şekilde gerçekleşmektedir. 1970’li yıllardan bugüne kadar uzanan İslam iktisadı çalışmaları, gün geçtikçe mevcut iktisadi sisteme eklemlenmiş ve sadece finansal işlemlerden ibaret kalarak büyük bir ölçüde sınırlandırılmıştır. Oysa “İslam iktisadı” kavramsallaştırılması, esasında alternatif bir iktisadi sistemi çağrıştırması gereken bir terim olmayı hak etmektedir. Ancak reel ekonomik hayat içerisinde uygulanan finansal ve ticari işlemler nihayetinde layık olduğu konumdan gün geçtikçe uzaklaşmakta ve İslamî finans araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte iktisadi teoriye sağlanabilecek katkıları da göz ardı edilmektedir. Tüm bu gelişmelere rağmen, Müslüman iktisatçılar farklı kavramsallaştırmalarla bu konu hakkında değerli çalışmalarını sürdürmektedir.
Kitap, İslam iktisadı tatışmalarının tarihsel seyrini ve kavram dünyamızdaki güncel etkilerini bütünsel bir bakış açısıyla ele almak maksadıyla düzenlenen “İslam İktisadı Atölyesi-I: Temel Kavramlar ve Fikirler” atölyesinde tartışmaya açılan tebliğlerden oluşmaktadır. Farklı yazarların kavramsal, fikri ve metodolojik açılardan İslam iktisadı tartışmalarını çok boyutlu olarak ele aldıkları bu kitap, geleneksel düşünce mirasımız ile birlikte günümüz toplumsal-ekonomik meselelerine sağlam bir temel kurabilmek amacıyla bir araya getirilmiştir. Kitabın İslam iktisadı çalışmalarına esaslı bir zemin teşkil edecek bir başvuru kitabı olması hedeflenmektedir.
Rauf A. Azhar İslâmî bir ekonomi diğer ekonomilerden ne derece farklıdır? İslam iktisatçıları tarafından sıkça gündeme getirilen bu soru bağlamında Azhar, İslâmî bir ekonomi ve piyasa ekonomisi arasında mülahazalar gerçekleştirmektedir. Her ikisinin de piyasa ekonomisi örneği olması nedeniyle İslâmî bir ekonominin, kapitalist ekonomi ile benzerlikler gösterdiği sonucuna ulaşmaktadır. Bu noktada bir piyasa ekonomisinin kapitalist olmasını sağlayan ilave kurumlara dayanan bu ekonomilerden ne oranda farklılaştığı sorusu ortaya çıkmaktadır. Mevcut kapitalist sistem söz konusu ilave kurumlar bakımından tek bir yapıda olmadığı için ve benzer şekilde farklı İslâmî ekonomiler de kendilerini tek bir yapı oluşturmamaya sevk ettikleri için bu iki form arasındaki farklılıklar belki de son tahlilde sadece bir derece farklılaşmaktadır.
Ekonominin içerisinde bulunduğu toplum tarafından oluşturulan değerleri yansıttığını belirten Azhar, İslâmî değerlerin kapitalist sistemin öngördüğü değerlerden önemli oranda farklılaştığını belirterek, İslam iktisadının kurucuları tarafından savunulduğu gibi bu gibi farklılıkların, mülkiyet hakkı hususunda ve İslam iktisadının kurumlan açısından da ortaya çıktığını belirtir. Kitap ayrıca ribâ ve faiz arasındaki benzerlik ve farklılıklara da odaklanmakta, ikisi arasında sıklıkla ihmal edilen bağlantıyı kurmakta ve bu bağlantının İslâmî finansal sistemler için etkilerini araştırmaktadır.
Asad Zaman Asad Zaman, İslam iktisadım Müslümanların karşılaştıkları meydan okumalara verilen bir cevap olarak konumlandırmama ve İslam iktisadının tarihsel köklerine bir yolculuk yapmaktadır. Zaman'ın çalışmaları özelde ana akım iktisat, genelde ise Batı düşüncesi eleştirisine odaklanmaktadır. Bu çerçevede daha çok Aydınlanma sonrası Batılı düşünürlerin insan ve onun ekonomik aktivitelerine yönelik yaklaşımlarını merkeze alarak ciddi kritikler yöneltilmektedir. Bilhassa günümüz üniversitelerinde okutulan ve piyasada uygulama alanı bulan ana akım iktisadın temel varsayımlarını ve bunların genel geçerliğini sorgulayan Zaman, tıpkı modern İslam iktisadının kurucu isimleri gibi alternatif bir sistem tasavvuruna sahiptir. Dolayısıyla yaptığı diğer çalışmalarda olduğu gibi elinizdeki bu kitapta da benzer eleştiriler mevcuttur.
Zaman, bu çalışmasında, iktisat biliminin durduğu noktaya ve İslam iktisadının ana akım iktisattan ayrıştığı yönlere ışık tutmakta ve okuyucuyu meselenin kökenlerine götürmektedir. Bunun devamında, İslam iktisadını, Müslümanların karşılaştıkları meydan okumalara verilen bir cevap olarak konumlandırmakta ve İslam iktisadının tarihsel köklerine bir yolculuk yapmaktadır. Kökenlere doğru yaptığı bu yolculuğun yönünü, Avrupa sömürgeciliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yeni sorunların Müslümanları sevk ettiği arayışlara çevirmekte ve bu noktada Müslümanların kendi gelenekleriyle uyumlu, oradan beslenen çözümler bulma arayışı üzerinde durmaktadır.
Zaman'ın güçlü argümanlar ile ele aldığı konuları sunmadaki ustalığı ve kitaptaki her bölümü ana akım iktisat ile mukayeseli bir şekilde incelemesi, bu çalışmayı ayrıcalıklı kılmaktadır. İncelediği meseleleri derin bir felsefi bakış açısıyla ele alması, kitabın Türkçe literatürde önemli bir boşluğu dolduracağını göstermektedir.
Ahmed el-Ashker, Rodney Wilson Günümüz İslam dünyasının hakikati ile İslam devletlerinin güçlü oldukları ve yaşanan aksaklıkların daha az zarara sebebiyet verdiği dünün başarılı İslam dünyasını mukayese etmek, edinmiş olunan bilgi ve tecrübelerin kazandırdığı avantajla, günümüze zengin ampirik bulgular ve kendilerinden faydalı sonuçlar çıkaracağımız dersler sağlamaktadır. Bununla birlikte içerisinden deliller çıkarmaya çalışırken geçmiş dönemlerdeki koşulların günümüzde farklılık göstermesinden dolayı tarih doğası gereği tahrifler içerdiğinden tarihî bulgular ihtiyatla ele alınmalıdır. Sorgulayan ve her daim mütecessis bir tutumla karşılanması şartıyla geçmiş, ibret alınacak faydalı dersler içerir. İslam iktisadı alanında yapılan tarihsel incelemeler bize içinde bulunduğu şartlar uygun olduğu müddetçe İslâmî bir sistemin, uygulanabilir kaideler ortaya koyabileceğini ve çalışabilir bir model inşa edecek kapasiteye sahip olduğunu göstermektedir. Nasıl ki günümüz, geçmiş ile sürekli bir zincir olduğu gibi benzer şekilde geleceğe de uzanan bir bağdır. Tarihsel açıdan baktığımızda bu durum, İslam iktisadı için de geçerlidir.
Elinizdeki bu kitap, ekonominin kendine özgü analitik araçlarla ayrı bir disiplin haline gelmesinden çok önce, İslam’ın ortaya çıkışından kaynaklanan Müslüman İktisadî düşüncesini kapsamaktadır. İslam’ın ortaya çıktığı antik Arabistan’daki ekonomik çevre incelenmiş, Kur’an ve sünnetteki ekonomik kavramların yanı sıra, erken dönem Müslüman hukukçuların düşüncesi ele alınmıştır. Emeviler ve Abbasi hanedanları, idari ve ekonomik reform dönemlerinin yanı sıra Osmanlılar, Safaviler ve Moğollar altındaki son gelişmelere ilişkin islami iktisat düşüncesine detaylı bir önem verilmektedir. Kitap, İslam iktisadı alanında çalışma yapan araştırmacılar ve alanın ilgilileri için İslam iktisat tarihinde kaynak eser olma niteliği taşımaktadır.
Abbas Mirakhor, Monzer Kahf, Adem Levent, Mohammed, Tahir Mansoori, Hamdi Cilingir, Mohd Nahar Mohd Arshad, Shifa Mohd Nor, Mucahit Ozdemir, Omer Faruk Tekdoğan, Abdurrahman Yazıcı, Masudul Alam Choudhury, Laily Dwi, Arsyianti, Resfa Fitri, Norma Md Saad, Mohammad Aslam, Haneef, Mustafa Omar Mohammad, Qurroh Ayuniyyah İslam ekonomisi, kurumsal temellerinin ilahi kurallara dayanması hasebiyle insan yapımı yasalardan daha üstündür. Söz konusu kurumlar sadece dışsal değil, aynı zamanda bireylerin kalplerinde ve vicdanlarında da bulunmaktadır. Müslüman toplumlardaki değer ve normların yansıttığı iç kurumlar ile gayri resmî kurumlar birbirinden ayrılmaktadır. Bu çalışmada İslam iktisadındaki kurumsal teoriler ortaya konulmakta ve karşılaştırmalı bir bakış açısıyla İslam iktisadındaki kurumların konvansiyonel iktisat ile kesiştiği ve ayrıştığı noktalar vurgulanmaktadır.
İslam ekonomisi ve finansı alanına sundukları önemli katkılarla bilinen Monzer Kahf, Abbas Mirakhor, M. Tahir Mansoori, Adam Levent, Masudul Alam Choudhury ve Hamdi Çilingir gibi önemli isimlerin yer aldığı eserde İslami kurumsal iktisadın temel ilkelerine uygun örgütsel düzenlemelere de değinilmektedir. Çağdaş dönemde İslami kurumların uygulama alanların dair önemli vakaların sunulduğu eser, İslam iktisadının pragmatik modellemelerini içermesi anlamında alana yönelik önemli bir katkı sunmaktadır.
Muhammad Akram Khan İslam iktisadı konusunda öncü çalışmaları olan Akram Khan. islam iktisadının bir sosyal bilim olarak geliştirme hedefinin henüz başaramadığını iddia etmektedir. Khan. islam ekonomistlerinin, İslam iktisadını bir sosyal bilim olarak geliştirme sürecini ihmal ettiklerini ve mevcut durumun İslam iktisat öğretisinin ekonomi dili içinde yeniden ifade edildiğini belirtmektedir. Bu nedenle kitap. İslam iktisadının mevcut durumuna dair yapıcı bir eleştiridir ve konuyu daha fazla tartışmaya teşvik etmektedir.
Elinizdeki kitap, bu yaklaşımını destekler nitelikte çeşitli mitleri araştırmanın yanı sıra yeni alanlar üzerine konuyu geliştirmek için çeşitli yenilikçi fikirler ve bir metodoloji sunmaktadır. Kitap, tüm finansal meselelerin ele alınmasını sağlayarak günümüz İslamî finans kuruluşlarının gizli bir suçlulukla yürüdükleri karmaşık ve çok bilinmeyenli yoldan uzaklaştırarak daha gerçekçi bir ribâ tanımının geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Yazar, islamî bankaların artık geleneksel bankalara daha yakın dururken, yeni bir bankacılık idealinin asıl amacının daha az belirgin hâle geldiğini belirtmektedir. Kitap ayrıca bazı geleneksel düşüncelerin zekât kanununun eşitlikçi ruhunu nasıl görmezden geldiğine ve zekâtın dünya çapında milyarlarca fakir insana yardım edemediği bir senaryo yarattığına dair bir bakış sunmaktadır.
Bu kapsamlı kitap, öğrencilere, profesörlere, araştırmacılara, islamî bankalara ve finans kurumlarına, danışmanlık şirketlerine, muhasebe firmalarına ve düzenleyici kurumlara hitap etmektedir. Kitap, profesyonel iktisatçılar ile araştırmacıların yanı sıra konuya ilgi duyan herkesin ilgisini çekecektir.
Monzer Kahf İslam İktisadının Temelleri: Kurumlar ve Kuramlar, İslam dininin kurduğu ve geliştirdiği İslam iktisadı tarafından belirlenen kurumsal yapının önemine odaklamak için bir girişimdir. İslam'ın öngördüğü/tasarladığı kurumsal yapıya dayanan bir ekonominin nasıl bir kurumsal ortam gerektirdiği sorusu üzerinden çalışmasını kaleme alan Kahf, arzu edilen ekonominin bünyesinde bulunan birim ve aktörlerin davranışlarını da şekillendirdiğini belirtmektedir. "İslam iktisadı nedir?" ve "Onu neden incelememiz gereklidir?" sorularına cevap vererek başlamakta tanım, kapsam, bilgi kaynakları ve uygunluk kavramlarını da tartışmaktadır. Kitap, farklı ekonomik birimlerin davranışlarını açıklamaya çalışan teorilerin nasıl formüle edildiğini ortaya koymaya çalışmakta, böylelikle tüketici, üretici ve pazar teorilerini de incelemektedir. Ayrıca İslam iktisadının metodolojik konuları, İslam iktisadı sistemi tarafından öngörülen ekonominin temel kurumlan (etik değerler, genel kurumsal yapı, kamu ve özel sektörün ekonomik kurumsal rolü) ve İslam i iktisat teorisine göre tüketici talebi, firma ve üretim, piyasa, piyasa düzenlemeleri ve üretim faktörlerine geri dönüşler konuları yer almaktadır.
Abdul Azim Islahi 10/16. yüzyıldaki İslam iktisat düşüncesi ve kurumlarının incelendiği çalışma temel olarak İslam’ın merkezî bölgeleri üzerinde hüküm sürmüş olan yönetimlerin iktisadi kurumlarıdır. İslam İktisat Tarihi serisinin ikinci kitabı olan çalışma, İslam iktisat düşüncesini beş temel alanda incelemektedir: piyasa ve fiyatlama, merkantilizm, para, harâc arazileri ve toprak mülkiyeti hakkı ile vakıf ve para vakfı tartışmaları. Ayrıca bu dönemde üretilen ve geçmişteki İslam iktisat düşüncesinin en önemli kaynakları olan kamu maliyesi, hisbe, siyaset-i şer’iyye çalışmalarının analitik bir incelemesi sunulmaktadır. Zaman zaman dönemin Müslüman ilim adamları ile onların selefleri arasında olduğu gibi, Müslüman ilim adamlarının çağdaşları Batılı düşünürler ile aralarında bir değerlendirme ve karşılaştırma yapmaktadır. Kitap, 10/16.yüzyıldaki İslam iktisat düşüncesi ve kurumlarının genel bir görüntüsüne yer verilmesinin yansıra, İslam iktisadi düşünce tarihi literatürüne de katkı sağlamaktadır.
Abdul Azim Islahi Elinizdeki çalışma Hicri 12. yüzyılda (Miladi 18. yüzyıl) İslam iktisat düşüncesini incelemektedir. Bu dönemde büyük İslam medeniyetinde çöküş hızlanmış ve İslam topraklarında Batılıların kolonizasyonu başlamıştır. Aynı zamanda İslam düşünürlerince bir çeşit uyanış, öz arayışı ve yenilik çalışmaları başlatılmıştır. Ancak bugüne değin 18. yüzyılda İslam iktisadi düşüncesi araştırılmamıştır.
Abdul Azim Islahi İslam İktisat Tarihi serisinin üçüncü kitabı olan çalışma, Hicri 11. yüzyıla tekabül eden Miladi 17. yüzyılda İslam iktisadi düşüncesinin durumunu ele almaktadır. Müslüman entelektüel tarihinin en çok ihmal edilen bölümlerinden biri olan bu dönemi ele alırken Islahi, doğru bir bakış açısı oluşturmak ve Müslüman ülkelerdeki durum hakkında tarihsel bir arka plan bilgisi sağlamak için başlangıçta Müslüman devletlerin tarihine, iktisadi ve entelektüel durumuna genel bir bakış sunmaktadır. Çalışmanın ana odağı Arapça çalışmaları ve İslam'ın merkezi bölgelerini kontrol eden Osmanlı İmparatorluğu'ndaki vakıflar, tımar, lonca, ihtisab gibi iktisadi kurumlan kapsamaktadır. Kitapta 17. yüzyılda bazı Batılı iktisadi kurumlar ve fikirlere de karşılaştırma amacı ile değinilmiştir.
Abdul Karim Bangura Bu kitap, Müslüman toplumların tarih boyunca işlemiş olan belli başlı eko¬nomi politik sistemlerini nasıl aşmış ve onlarla nasıl iştigal eylemiş olduğu hakkındadır. Bu bağlamda incelenen ekonomi politik sistemleri, merkan¬tilizm, kapitalizm, sosyalizm, sosyal demokrasi, ülkenin kendi kaynaklarına dayanması ve günümüzdeki küreselleşmeyi içermektedir. Bu sistemlere giriş olması ve bir arka plan bilgisi vermesi maksadıyla ekonomi politik, İslam Dini ve İslam ekonomi doktrini kavramlarını ele alan bir bölümün ardından diğer bölümler gelmektedir. Her bir bölüm, o bölümdeki temel kavramların tanımlarını ve bölümün özüne dair kısa bir açıklamayı içeren sentezleri kapsayan bir girişle başlamaktadır. Ardından söz konusu sisteme dair mevcut literatürün tematik bir taraması sunulmaktadır. Bunun da ar¬dından adı geçen sistem altında işlemiş olan üç Müslüman toplum ince¬lenmektedir. Ekonomi politik sistemlerin İslam ile ilişkisini kapsamlı şekilde ele alan kitap, araştırmacıların ve alanın meraklılarının ilgisini çekecektir.