İşletme ve İktisadi Bilimler \ 10-36
Fehmi Karasioğlu , Tevfik Eren Finansal Tablolar Analizi adlı bu eserin yeni baskısında kısmen de olsa TMS (Türkiye Muhasebe Standartları) ve TFRS (Türkiye Finansal Raporlama Standartları) konularına yer verilmiştir.
Finansal tabloları kullanan yatırımcılar ya da firma ile ilgili kurumlar, yeteri ölçüde bilgi almayı amaçlamaktadırlar. Firma ile ilgilenen tarafları artık sadece ülke içinde aramak anlamlı olmayacaktır. Bu nedenledir ki, finansal tablolar hazırlanırken ortak bir dil olması kaçınılmazdır. Uluslararası Finansal Raporlama Standartlan etkin bir sermaye piyasasının önemli aydınlatma araçlarından biridir. Bu açıdan bakıldığında, ülkemiz uygulamalarının finansal raporları da bu standartlara göre yapılması kaçınılmazdır.
Bekir Elmas Finansal tabloları okuma ve finansal tabloları analiz ederek bir işletme hakkında birtakım yargılara ulaşma, işletmeyle ilgili tüm kesimler açısından son derece önemlidir. Örneğin; yöneticiler, yönettikleri şirketin mevcut durumu hakkında bilgi sahibi olup geleceğe ait planlar yaparken; ortaklar, şirketlerinin durumunu görmek açısından; yatırımcılar, yatırım yapmayı düşündükleri şirketin durumunu anlamak ve yatırım kararını verme esnasında; kredi kurumları ise şirketin kredi başvurusunu değerlendirirken finansal analiz sonuçlarından yararlanır. Bu saydığımız işletmeyle ilişkili kesimlerin yanında işletme ile ticari ilişkide bulunan diğer işletmeler, devlet, sendikalar ve araştırmacılar gibi çeşitli gruplar da finansal analiz sonuçlarından yararlanırlar.
Bu kitabı, piyasadaki mevcut finansal tablolar analizi kitaplarından ayıran üç temel özellik bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, yukarıda belirtildiği gibi kitapta eski uygulama olan Tekdüzen Muhasebe Sistemi (TDMS)'ne göre hazırlanan değil, yeni uygulama olan Türkiye Muhasebe Standartları/Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TMS/TFRS)'na göre hazırlanan finansal tablolara yer verilmesidir. Kitabı diğer kitaplardan ayıran ikinci önemli özelliği ise kitapta, hayali örnekler yerine Borsa İstanbul'da faaliyet gösteren iki şirketin (TOFAŞ AŞ ve FORD AŞ) finansal tabloları üzerinden finansal analiz ve değerlendirmeler yapılmasıdır. Tabii ki böyle bir yaklaşım, yapılan analiz ve değerlendirmelerin daha gerçekçi olmasını sağlayacaktır. Üçüncü ayırt edici özellik olarak kitapta; KPSS, SMMM, Hesap Uzmanlığı, Bankacılık vb. kurum sınavlarında çıkmış sorular ve çözümlerine yer verilmesi gösterilebilir.
Kitap, dört kısımdan oluşmaktadır. Amacımız; kitabın birinci kısmında, işletmeler tarafından düzenlenen finansal tabloları tanıtma; ikinci kısmında, işletmeler tarafından düzenlenen finansal tabloların analizinin nasıl yapılacağını, yani finansal analiz tekniklerini tanıtma; üçüncü kısmında, işletmeler açısından önemi gittikçe artan birtakım ileri analiz konularını tanıtmadır. Kitabın dördüncü ve son kısmında ise lisans öğrenimini bitiren her bir öğrencinin kafasında belirlediği kariyere sahibi olmak için başarması gereken KPSS, SMMM (Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik), Hesap Uzmanlığı, Bankacılık vb. kurum sınavlarına ilişkin çıkmış sorular ve çözümleri yer almaktadır.
Thomas R. Ittelson Finansal Tablolar: Finansal Raporları Anlamak ve Hazırlamak için Adım Adım Rehber kitabı finansçı olmayan yöneticiler ve “işletmenin sayıları ile” konuşmayı öğrenmesi gereken muhasebe ve finans öğrencileri içindir.
“Muhasebe işletmenin dilidir”, iş dünyasının tüm birimleri arasındaki iletişim aracıdır. Ancak muhasebe terminolojisi biraz kafa karıştırabilir. Hasılat, gelir, maliyet, gider vb. terimlerin muhasebedeki tanımlarını bilmemiz gerekiyor. Ayrıca, işletmenin finansal koşulları hakkında bilgi veren üç temel finansal tablonun
-Bilanço, Gelir Tablosu ve Nakit Akış Tablosu- yapısını ve her birinin amacını anlamak zorundayız.
Bu kitap finansal tabloların nasıl hazırlandığı ve işletmenin finansal görüntüsünü doğru bir şeklide sunmak için aralarında nasıl bir etkileşim olduğunu gerçek yaşam örnekleri ile açıklamaktadır. Ayrıntılarda boğulmadan, kavramsal yapıyı ortaya koymaktadır.
İşletmede etkin olmak için muhasebe ve finansal raporlamayı anlamak zorundayız. Muhasebeci olmanız gerekmez ama bu dili konuşmayı öğrendiğinizde kendinizi daha rahat ve güçlü hissedeceksiniz.
Okumaya devam.
Turgut Özkan Bilinen en eski sistematik risk kavramı, hava koşullarında beklenmedik ve mevsim normallerinin üzerindeki değişikliklerdir. Küresel ısınma, mevsim anomalilerinin boyutlarını artırarak hava riskinin yarattığı risklerin yönetimini daha da öncelikli bir konuma getirmiş, katastrofik boyutlara ulaşan can ve mal kayıplarının neden olduğu ekonomik tahribat, hava riski kavramının ciddi bir risk türü olarak öneminin artmasını sağlamıştır.
Hava ve iklim değişiklikleri riskinin çok sayıdaki sektör ve firma üzerindeki etkisi, ekonomik faktörlerdeki değişmelerden ve finansal varlıkların fiyat dalgalanmalarından çok daha fazla olup bu kayıplar; kişi, firma, sektör, ülke ekonomisi bazında, hatta küresel düzeyde fon akışı dalgalanmalarına yol açmaktadır. Hava riski türevleri bu değişkenliklerin yarattığı risklere karşı, koruma (hedge) sağlamak amacı ile oluşturulmuştur.
Hava riski yönetimi, hava koşullarının zorlayacağı gelir akışı sapmalarının önleyici finansal araçlar kullanılarak istikrar bandı içinde kalmalarını sağlamaya yönelik tüm finansal aktiviteler olarak tanımlanmaktadır.
Bu çalışma, finansal türevler içerisinde en yeni, ancak finansal piyasalarda en hızla derinliği artan ve hava riski yönetiminde en etkili finansal araç hâline gelen hava türevlerine odaklanmıştır. Çalışma, hava koşullarında beklenmedik ya da mevsim normalleri dışında oluşan değişimlerin yaratacağı fon akışı dalgalanmalarının olumsuz etkilerine ve zararlara karşı hava riski yönetimi kavramı çerçevesinde nasıl korunulabileceğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Böylece; özellikle gelişmiş ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılmakta olan hava türevleri konusunda, Türkiye'deki çalışmaların çeşitlendirilmesine ve bu alana daha fazla dikkat çekilmesine katkıda bulunulması düşünülmüştür.
Amal Essayem, Fatih Güçlü, Hasibe Aysan, İsmail Canöz, Mehmet Akif Altunay, Merve Tuncay, Metin Sarıaslan, Muhammet Fatih Canbaz, Mücahit Özdemir, Nevzat Tetik, Onur Altın, Selçuk Sevgi Finans, bankacılık ve muhasebe gibi konularda teori ile olguların bağdaştırılması ve yaşanan gerçekliklerin soyut teorilerle ilişkilendirilmesi noktasında vaka analizleri çok önemli bir işleve sahiptir. Batı üniversitelerinde yıllardır hem bir eğitim aracı hem de bir araştırma alanı olarak ilgi gören vaka analizi tekniği, ne yazık ki, Türkiye'de hak ettiği değeri görmemiştir. Bahsedilen boşluğu doldurmayı hedefleyen bu eser, bankacılık konusunda teori ile gerçekliği birleştirip bütünleştiren, muhataplarına daha derinlikli bir kavrayış imkânı kazandıran bir özelliğe sahiptir. Eserde matematiksel, istatistiksel analizlerden ziyade, teori ile olgular ilişkilendirilerek daha geniş bir bakış açısıyla teorik analizler ortaya konulmuştur. Böylece vaka tekniğinin ruhunda yatan temel felsefe, çalışmanın bilimsel değeri ve eserin hitap ettiği kitleyle olan etkileşimi; eş zamanlı olarak gözetilmiştir. Eserde ele alınan vakaların salt hikâyelerinden ziyade, teorik bağlantıların kurulması sağlanmış, gelişim sürecinde rol oynayan önemli faktörler aktarılmış ve vaka sonuçlarının hem bilimsel hem de politika yapıcılar açısından sonuçları ayrıntılı olarak analiz edilmiştir. Bu yaklaşım tarzı sayesinde, daha bütüncül ve okuyucu dostu bir çalışma ortaya çıkmıştır. Türkiye ve dünyada yaşanan gerçek gelişmelerin incelendiği bu çalışmada aşağıdaki vakalar ele alınmıştır:
• Barclays LIBOR Manipülasyonu
• İhlas Finans
• Bernard L. Madoff
• Deutsche Bank Skandalları
• Etibank
• Ege Sigorta
• Bankers Trust ve Kıdder Peabody
• Tarım Kredi Kooperatifleri
• Para Vakıfları
• Dana Gas Sukûk
• Grameen Bank
Cihan Yılmaz, Derya Üçoğlu, Fatih Güzel, Fatih Yiğit, Gamze Şekeroğlu, Hakan Cavlak, İbrahim Emre Karaa, Melek Acar, Mevlüt Camgöz, Samiye Ekim Dertli, Volkan Dayan Finans, bankacılık ve muhasebe gibi işletme disiplinlerinde teori ile olguların bağdaştırılması, yaşanan gerçekliklerin soyut teorilerle ilişkilendirilerek açıklanmasında vaka analizleri çok önemli bir işleve sahiptir. Batı üniversitelerinde yıllardır hem bir eğitim aracı hem de bir araştırma alanı olarak ilgi gören vaka analizi tekniği, ne yazık ki, Türkiye'de hak ettiği değeri görmemiştir. Bahsedilen boşluğu doldurmayı hedefleyen bu eser, finans teorisinin temel konularında teori ile gerçekliği birleştirip bütünleştiren, muhataplarına daha derinlikli bir kavrayış imkânı kazandıran bir özelliğe sahiptir. Eserde, matematiksel, istatistiksel analizlerden daha ziyade teori ile olgular ilişkilendirilerek sayısal verilerle desteklenmiş teorik analizler ortaya konulmuştur. Böylece vaka tekniğinin ruhunda yatan temel felsefe, çalışmanın bilimsel unsurlarıyla birlikte hitap ettiği kitleyle olan etkileşimi eş zamanlı olarak gözetilmiştir. Eserde ele alınan vakaların salt bir hikâyesinden ziyade teorik bağlantıların kurulması sağlanmış, vakaların gelişim sürecinde rol oynayan önemli faktörler aktarılmış ve vaka sonuçlarının hem bilimsel hem de politika yapıcılar açısından sonuçları ayrıntılı olarak analiz edilmiştir. Bu yaklaşım tarzı sayesinde daha bütüncül ve okuyucu dostu bir çalışma ortaya çıkmıştır. Türkiye ve dünyada yaşanan gerçek gelişmelerin incelendiği bu eserde dört ana başlık altında aşağıdaki vakalar ele alınmıştır.
• İşletme Finansı
 XTO Enerji
 Worldcom
 Polly Peck
 Do&Co
• Yatırımlar ve Portföy Yönetimi
 2010 Borsa Çöküşü
 Gamestop/Reddit
 Pets.Com
 Wirecard
• Risk Yönetimi
 Long Term Capital Management
 Metallgesellschaft
• Saadet Zinciri Sistemleri
 Çiftlik Bank
 Charles Ponzi
A. Osman Serdar Çıtak Finans teorisindeki yatırımcı tercihleri ile iktisat teorisindeki tüketici tercihleri yaklaşımları, rasyonellik varsayımında ortak bir paydaya ulaşır. Günümüzün global finansal piyasalarında, yatırım yapmayı planlayan ortalama bir yatırımcının rasyonel tercihlerde bulunabilmesi için finansal bilgi ve finansal okuryazarlık düzeyinin gelişmesi ve belirli bir noktaya gelmesi gerekmektedir.
Finansal Yatırımın Analizi'nde, ortalama bir yatırımcının portföyünde bulundurabileceği veya bulunmasını arzu edebileceği, finansal aktif değerler ile yatırım araçlarına yönelik yatırım teknikleri ve stratejileri yalın bir şekilde sunulmuş ve okuyucunun finansal bilgi düzeyinin artırılması hedeflenmiştir.
Bu anlamda kitap; yatırım teorisinin karmaşık alanlarını, olabildiğince anlaşılır hâle getirerek konuyla ilgili çalışma yapan herkese faydalı olma amacındadır.
Gazanfer Erbaşlar İnsan kaynağı yetiştiren yükseköğretim kurumlarına, finans alanında faaliyet gösteren tüm kişi ve kuruluşlara finansman yönetiminde ışık tutmayı amaçlayan bu eser, on üç bölüm olarak planlanmıştır. Bölümlerde ele alınan konuların teorik açıklamaları çok basite indirgenmiş; anlaşılabilirliklerini daha da kolaylaştırmak için bazı teorik bilgiler, değişik tablo, şekil, belge ya da bilgi notu hâlinde verilen ek bilgilerle görselleştirilmeye çalışılmıştır. Olabildiğince konuların özüne inilerek, ilgili mevzuat ve yönetmeliklere atıf yapılmak suretiyle okuyuculara sözü edilen kaynaklara ulaşma yolları da ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu eserde gösterilen çabanın, okuyucuların finansman teknikleri hakkında elde edecekleri bilgi düzeyi ile doğru orantılı olarak karşılığını alacağı umulmaktadır. Kitapta; temel işletme finansı konuları ele alınırken ülkemizde finansal okuryazarlığın gelişmesine de katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Bu nedenle konular, sade, anlaşılır ve akıcı bir dil, duru bir Türkçe ile anlatılmaya özen gösterilmiştir. Öte yandan bütün konuların, öğrenciler kadar, finans sektöründe çalışanlar ve çalışacaklar için de kolay anlaşılması için çaba sarf edilmiştir. Bu kitap, ön lisans ve lisans öğrencileri kadar finans konularında teorik ve pratik bilgilere ihtiyaç duyan, finans sektöründe çalışan veya çalışmak isteyen kişilere, girişimci ve yöneticilere de yararlı olacaktır.
Osman Okka 2005 yılında birinci, 2009 yılında ikinci, 2013 yılında üçüncü ve şimdi 2018 yılında dördüncü baskısı yapılan “Finansal Yönetim Örnek Olayları ve Örnek Çözümler (Vaka Analizleri)” kitabı üniversitelerimizde lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında kullanılmak gayesiyle hazırlanmıştır. Birinci baskıda 50, ikinci baskıda 62, üçüncü baskıda 71 olan vaka sayısı dördüncü baskıda lisans seviyesinde A grubu 33, yüksek lisans ve doktora seviyesinde B grubu 71 olmak üzere 104 tane vaka üzerinden düzenlenmiştir ve ayrıca 71 adet B grubu örnek olaylar (vakalar) güncellenmiştir.
Aşırı rekabetin ve yüksek sermaye maliyetinin hakim olduğu günümüzde finansal yöneticinin problemlerini ve finans teorisinin rolünü doğru bir şekilde anlaya-bilmek ve firmayla ilgili isabetli finansal kararlar alabilmek için öğrencilerimizin ve okurlarımızın gerçek hayattan alınmış ve örnek olay (vaka) haline getirilmiş finansal yönetim problemlerini yakından görmeleri ve bu problemler üzerinde çözümler üretmeleri gerekir. Yaptığımız araştırmalara göre öğrenci sınıfta ders kitaplarından veya kitaplar içerisinde yer alan küçük finansal problemlerden hareket ederek, ger-çek hayatta karşılaştığı bir finansal problemi algılamakta, formüle etmekte, çözüme hazır hale getirmekte, çözerek doğru karar almakta ve risk yönetiminde zorlanmaktadır. Bu sebeple bu örnek olaylar (vakalar); okurlarımızın kendilerini firmanın sanal ortamında görmelerini, finansal yönetim problemlerinin içerisine derinlemesine nüfuz etmelerini, alternatif çözümler üretebilmelerini ve doğru karar alabilme yeteneklerini geliştirmek üzere hazırlanmıştır yani finansçılar için bir finansman simülatörü görevini görmektedir.
Osman Okka Kitabın amacı, finansal yönetimle ilgili finansman konularını, temel prensiplerini bütünlük içerisinde basitleştirilmiş şekilde sistematik olarak vermek ve teoriyi problemlerle destekleyerek öğrencilere yardımcı olmaktır.
Kitapta yer alan problemler ve örnek olaylar genellikle gerçek hayattan alınmıştır. Bu problemler sayesinde öğrenciler gerçek hayatta özel bir finans problemiyle karşılaştıklarında ona nasıl yönelecekleri ve nasıl çözebilecekleri konusunda alışkanlık kazanmış olacaklardır. Kitap problemlerin yanında; finansal amaç, tablolar, amortismanlar, vergiler, nakit akımları ve finansal matematik, çevre, analiz ve kontrol, tahminleme, planlama, kâr-maliyet-hacim ilişkileri finansal yapıyı güçlendirici önlemler, işletme sermayesi yönetimi, firmalarda uzun vadeli yatırım kararları, sermaye bütçelemesi, tahvil ve hisse senetlerinin derlemesi, risk ve getiri analizi, sermaye maliyeti ve yapısı kararları, uzun vadeli finansman alternatifleri, kısa-orta-uzun vadeli borç kaynakları, borç yönetimi konularına yer vermektedir.
Turgut Özkan Finansın en stratejik aşamalarından birisini firma faaliyetlerinin nasıl fonlanacağı konusu oluşturmaktadır. Hem kendi içerisinde optimal bir kaynak dağılımının yapılandırılması hem de varlık tarafının verimliliğini ve performansını maksimize edecek, firmanın rekabet gücünü ve piyasa değerini arttıracak bir kaynak akışı son derece hayati kararların verilmesini gerektirmektedir. Firma yöneticileri tarafından alınacak her karar ve pozisyon firmanın kaynak bileşimini yeniden şekillendirirken, birbirini tetikleyen dört önemli sonuca yol açmaktadır: Firma riskinin, fonlama maliyetlerinin, kârlılığının ve firmanın piyasa değerinin değişmesi.
Belirtilen zincirleme reaksiyon, firmanın hissedarlarının ve potansiyel yatırımcılarının firmadan bekledikleri getirinin de farklılaşmasına yol açmakta ve yeni fonlama fırsatları için referans niteliği taşımaktadır. Bu açıdan firmaların kaynaklarının bileşimi ve kaynak kalitesi hayati önemdedir.
Lisans, yüksek lisans, doktora öğrencileri, akademisyenler ve finansla ilgili her kesime kaynak niteliği taşımasını amaçladığımız bu kitap, finansal yönetim alanındaki serinin ikincisini oluşturmaktadır. İlk iki kitap, işletmelerin en önemli veri çıktısını oluşturan bilanço ve gelir tablolarının uluslararası formatına göre kurgulanmıştır. Birinci kitap bilançonun varlıklar ve varlıkları oluşturan kalemlerle, ikinci kitap kaynaklar ve kaynaklar kısmında yer alan alt başlıklarla ilgili olup, bilançonun her iki tarafının gelir tablosu ile birlikte entegre bir şekilde nasıl yönetilmesi gerektiğini okuyucuya öğretmeyi amaçlamaktadır.
Turgut Özkan İletişim araçlarının gelişmesi ve çeşitlenmesi reel sektörden oldukça bağımsız gelişen fon akımlarının ulaştığı büyüklük, giderek karmaşıklaşan küresel yapı risklerinin tanımlanmasını ve analizini güçleştirmekte, öngörülere ilişkin sapmaların şaşırtıcı boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır. Faktör çeşitliliğinin ve kombinasyonunun genişlemesi riskler arasındaki etkileşimin ölçülebilirliğini flulaştırmaktadır. Temelde konusu mikro bir yapıyı ya da işletmeyi içeren finans; makro değişkenlerin etkilerine açık ve birbiriyle ilintili çok sayıda parametrenin uyumlu bir şekilde yönetimini gerektirmektedir.
Lisans, yüksek lisans, doktora öğrencileri, akademisyenler ve finansla ilgili her kesime kaynak niteliği taşımasını amaçladığımız bu kitap, finansal yönetim alanındaki serinin ilkini oluşturmaktadır. İlk iki kitap, işletmelerin en önemli veri çıktısını oluşturan bilanço ve gelir tablolarının uluslararası formatına göre kurgulanmıştır. Birinci kitap bilançonun varlıklar ve varlıkları oluşturan kalemlerle, ikinci kitap kaynaklar ve kaynaklar kısmında yer alan alt başlıklarla ilgili olup, bilançonun her iki tarafının gelir tablosu ile birlikte entegre bir şekilde nasıl yönetilmesi gerektiğini okuyucuya öğretmeyi amaçlamaktadır.
Eugene F. BRIGHAM - Joel F. HOUSTON, South-Western Bu kitap, University of Florida öğretim üyeleri Eugene F. Brigham ve Joel F. Houston tarafından yazılan Fundamentals of Financial Management kitabının kısaltılmış yedinci basımının çevirisidir. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok ülkede ders kitabı olarak okutulmakta olan bu kitap; söz konusu ülkelerde okutan ve okuyan, öğretim elemanları ve öğrencilerin kitaba dair görüşleri doğrultusunda yazarlarınca altı defa güncellenerek geliştirilmek suretiyle yedinci basımını yapmıştır.
Kitabın çevirisi, Türk üniversitelerinde finans alanında yetkinliğini kanıtlamış, akademik çalışma disiplini ve bilim adamı sorumluluğuna haiz bir ekip tarafından finans yazınına Türkçe bir eser kazandırma heyecanı ile büyük bir özveri ve mükemmelliyetçi bir yaklaşımla gerçekleştirilmiştir.
Kitapta, finansal yönetimin altı temel konusu 17 bölüm hâlinde sunulmaktadır. Bu kapsamda, temel finans kavramları ile başlanarak temel finans politikaları olan; finanslama politikası, yatırım politikası, temettü politikası ile işletme sermayesi yönetimi konuları anlaşılabilir bir dille pratikten sayısal örnekleri ve örnek olayları da içeren materyallerle öğrenci odaklı olarak sunulmaktadır. Lisans ve yüksek lisans düzeyinde verilen finansal yönetim dersleri için tasarlanmış olan bu kitap, öğrenciler için bir temel kaynak ve adeta bir başucu kitabı niteliğindedir. Kitap, öğretim elemanları için hazırlanmış ilave materyallere de haizdir.
Telekomünikasyondaki gelişme ile birlikte tek pazar hâline gelen dünyada keskinleşerek artan rekabetin; finans alanında da etkilerini göstermekte, önemli değişmelere ve risklere neden olarak, etkin finansal kararlar alınmasını zorlaştırdığı ve işletmelerde finansal yönetimin önemini artırmakta olduğu, dolayısıyla finansal yönetim dersinin ve kitabının gerekliliğinin daha çok hissedildiği günümüzde, bu kitabın beklenen faydayı sağlaması ümidi ile.
Osman Okka Bir finans romanı yazmak ilginç bir fikir. Rakamların, sayıların hâkim olduğu bir sahada edebiyatın önemli bir türü olan roman olabilir mi? Roman, insan hayatının konu alındığı acı, tatlı tecrübelerin kurgusal da olsa paylaşıldığı bir alan olarak bilinir. Öyle ise insanların işletmelerde karşılaştığı finansal acılar da bir aşk acısı kadar gerçek değil mi?
Bu roman fikri işte bu düşüncelerle kaleme alındı. Başlangıçta, ”Finansın romanı olur mu? Sayıların hâkim olduğu bir alanda edebi bir çalışma olur mu, olursa da nasıl olur? İşimiz çok zor!..” gibi düşüncelerle başlanılan çalışma, sonunda okuyucusuyla buluşmaya hazır hâle geldi. Evet, finansın da romanı olabiliyormuş. Çünkü finansın içerisinde insan var.
İnsana dair acılar, sevinçler, duygular, başarısızlıklar ve başarıların hepsi bu alanın içinde var. Bu çalışma aslında yazarın yılların tecrübelerini bir imbikten geçirerek roman tadında okuyucularına sunduğu bir eser.
Finans alanı insanlara hep soğuk gelmiştir. Kazanma veya kaybetme duygusu insanda çok farklı algılar oluşturur. Öğrenciler okul döneminde en çok matematik ve finans derslerinden çektiklerini söylerler. Belki de bunun etkisiyle bir uzak duruş vardır finansa. Yazar bu uzak duruşu ortadan kaldırmak, bir nebze de olsa finansı sevdirmek, bir roman tadında bir firmada finansal sorunlarla nasıl baş edilebileceğini göstermek istemiştir. Her alandan, her yaştan, her eğitim seviyesinden okuyucunun kolaylıkla okuyabileceği ve kendisine ders çıkarabileceği bu eserin okuyucularına faydalı olması temennisiyle...
Ahmet Sedat Postacıoğlu, Akif Mert Avcı, Anıl Memiş, Aynur Delibaş, Beyza Okşar, Cengiz Kaya, Deniz Özyürek, Deniz Yılmaz, Erden Ülgen, Ferkan Merdan, Furkan Börü, Furkan Özkan, Gamze Karaca Yurt, Görkem Eynür, Hasan Hüseyin Yılmaz, Haydar Bilgin, İbrahim Niyazi Ülgür, Kazım Kumcu, Kenan Çetin, Merve Kırkıl, Metin Recep Zafer, Murat Can Aktaş, Murat Güleç, Mustafa Yıldırım, Nermin Başkır, Neslihan Bayraktar, Okan Vergül, Sait Şener, Suha Erdem Yabaş, Şükrü Mete Tepegöz, Uğur Aytış, Yücel Güllüce Dijital dönüşüm çok hızlı ve çok yönlü olarak ürün ve hizmetleri geliştirirken tüm sektörlerdeki iş yapma biçimleri ve süreçleri de aynı biçimde değişmektedir. Yapay zekâ (Al), bulut teknolojisi, blockchain, merkeziyetsiz finans (DeFi), 5G, makine öğrenmesi (ML), e-uygulamalar gibi finansal hizmetler alanında yoğun olarak kullanılan yeni teknolojiler; verinin etkin kullanımı, mükemmel müşteri deneyimi, açık bankacılık, platform bankacılığı, kişiselleştirme, oyunlaştırma vb. yeni iş yapış biçimlerini ortaya çıkarmıştır. Finansal teknolojilerin küresel düzeydeki kaçınılmaz yıkıcı etkilerini anlayıp dijital dönüşüm yolculuğunun gerisinde kalmamak adına bu kitap önemli bir eksikliği gideriyor. Alanlarında uzman kişilerce titizlikle hazırlanan bu eserin okurlarına keyifli okumalar dileriz.
Dr. Metin Recep Zafer & Dr. Şükrü Mete Tepegöz
Aytaç Pekmezci, Bilge Türkün Kaya, Caner Akbaba, Çağatay Mirgen, Egemen Kahraman, Erkan Poyraz, Hatice Hicret Özkoç, Hilmi Etci, Nusret Kara, Tuğba Uçma Uysal, Yusuf Tepeli Küresel finans hareketliliğinin ve hacminin her geçen gün artmasıyla birlikte ulusların ve mikro finans konusu olan işletmelerin bu hacimden azami ölçüde yararlanma çabaları finans bilim dalına ayrı bir önem kazandırmaktadır. Bu nedenle finans bilim dalını çok yönlü olarak ele almak konuya ayrı bir derinlik ve zenginlik getirecektir. Bu amaçla oluşturulmuş olan “Finansta Güncel Konular” başlıklı bu çalışmamız, finans bilim dalının güncel öneme sahip alt başlıklarını farklı açılardan ele almış ve değerlendirmiştir. Finans bilim dalı diğer işletme alt disiplinlerine göre nicel yönü daha ağır basan bir özellik taşır. Bu tespitten yola çıkarak kitabımızın iki bölümü, finansal ekonometride değişen varyans modelleri ve çok kriterli karar verme yöntemlerinin finans alanında uygulanması konularına ayrılmıştır. Bunun yanı sıra kitabın diğer bölümleri; risk yönetim sürecinde finansmanın temel ilkeleri, kriz dönemlerinde finansal dayanıklılık stratejileri, enerji güvenliği için yeşil finansmanın önemi, finansal şeffaflık, kur riski ve firma değeri ilişkisi, kripto paraların analizine yönelik literatür çalışması gibi gündemde olan konuları içermektedir.
Baki Rıza Balcı Fintek (Finansal Teknolojiler), ülkelere ve halklarına sağlayacağı ekonomik üstünlük ve faydalar ile aslında bilgiyi, bereketi ve zenginliği sembolize eden elmaya benzetilebilir. Ama bu elmanın tamamı Fintek'ten oluşmamaktadır. Aynen ortadan ikiye ayrılmış elmanın her iki yarısının birlikte bir bütün oluşturması gibi; bu elmanın bir yarısı Fintek diğer yarısı ise Fintek'i kalıcı ve sürdürülebilir yapacak uygun düzeydeki regülasyonlardır. Ancak bu şekilde elma metaforu bir bütün olarak herkes için bilgi, bereket ve zenginlik ifade edecektir.
Bu kitap ile Fintek'in aslında ne olduğu ve herkes için faydalı olup olmadığı, sonuçta sürdürülebilir bir kavram olması için nelerin gerektiği konusu irdelenmiştir. Fintek'in geldiğimiz bilgi ve teknoloji çağının kaçınılmaz ürünleri olduğu anlaşılmaktadır. Fakat bu ürünlerin sürdürülebilir olmasının bir koşulu da regülasyonlardır. Araştırmacılar, regülasyonsuz tek başına Fintek ürünlerinin uzun vadeli olmayacağı, Fintek'in henüz erken evrede olduğu, ağır şartları olan regülasyonların bu erken evrede bulunan Fintek'ten beklenen yararı engelleyeceği fakat diğer yandan Fintek ürün ve hizmetlerinin regülasyonsuz bırakılmaması gerektiği konusunda hemfikirdirler. Fintek olgunlaştıkça ürün bazlı regülasyonlar ile daha sürdürülebilir, ülke ekonomilerine ve halklarına yüksek fayda sağlayacak araçlar hâline dönüşecektir.
Eser, uzun anlatımlardan kaçınılarak konunun genel çerçevesi ve resminin ortaya konulduğu, stratejistlerin dikkatini çekecek noktaların birleştirildiği, konuya giriş yapmak isteyenlere kaynak oluşturacak biçimde tasarlanmıştır.
Metin Kamil Ercan, M.Başaran Öztürk, İlhan Küçükkaplan, E.Savaş Balcı, Kartal Demirg
Önder Dorak İstatistiksel öğrenme; pazarlamadan finansa, muhasebeden üretime, işletmelerin karşılaştığı karmaşık ve çok boyutlu istatistiksel problemlerin çözümünde kullanılan temel bir alan hâline gelmiştir. Bir doktora tez çalışması olan bu kitap, istatistiksel öğrenme alanında düzenlileştirici regresyon yöntemlerinin rolünü incelemekte ve bu yöntemlerin firma performansı analizinde bir uygulamasını kapsamaktadır. Çalışmada istatistiksel öğrenme, dogrusal regresyon ve düzenlileştirici regresyon yöntemlerine ilişkin temel kavramlara yer verilmiştir. Okuyucu bu çalışmada aşırı uyum-eksik uyum, yanlık-varyans ilişkisi, denetimli-denetimsiz öğrenme, çapraz geçerlilik gibi istatistiksel öğrenme alanına ilişkin temel kavramlar ile ridge, lasso, elastic net yöntemlerine ilişkin kapsamlı bilgiye erişebilecektir. Düzenlileştirici yöntemlerin değişken seçimi performansları ile tahmin başanlarının performanslarının incelenmesi literatürde yaygın bir araştırma konusudur. Çalışmanın son bölümünde geleneksel değişken seçim yöntemleri ile düzenlileştirici yöntemlerin değişken seçim performanslarını karşılaştırmak amacıyla finansal oranlardan yararlanılarak firma performansı analizinin gerçekleştirildigi bir uygulama örneğine yer verilmiştir.
Cengizhan Karaca Günümüzde firmaların sürdürülebilir bir büyüme elde etmesi yönünde geliştirdiği politikaların sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi önemli bir faktör olarak görülmektedir. Özellikle firmaların kısa ve uzun vadeli büyüme planlarına katkı sağlayan bir diğer önemli faktör ise müşteri – tedarikçi arasındaki ilişkileri ve finansal hareketliliği ortaya koyan ticari alacak ve borç politikasıdır. Nitekim konuya ilişkin literatürde birçok gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda faaliyet gösteren firmalar için ticari alacak ve borç politikasını belirleyen finansal faktörler ile firma performansı arasındaki ilişkilerin yoğun bir şekilde incelendiği görülmektedir. Bu açıdan özellikle gelişmekte olan piyasalarda faaliyet gösteren firmaların sürdürülebilir kârlılığı sağlaması için etkin bir ticari alacak ve borç politikasının varlığı büyük önem arz etmektedir.
Bu kitap, gelişmekte olan ve sürdürülebilir bir kârlılık ve kalkınmayı hedefleyen BIST imalat firmalarının ticari alacak ve borç politikasının finansal belirleyicileri hakkında hem teorik hem de analitik bulguları konuya ilgi duyan okuyuculara sunmayı hedeflemektedir. Kitabın ilk bölümünde, ticari alacak ve borç kavramları muhasebe ve finans perspektifinden değerlendirilmiştir. İlerleyen bölümlerde ise ticari alacak ve borçlara ilişkin analitik modeller, ekonometrik tahminler ve politika önerileri okuyucunun ilgisine sunulmuştur.
Kitabın; kurumsal finans alanında çalışma yürüten akademisyen ve araştırmacılara, kurumsal firmaların finans ve üst yöneticilerine ve muhasebe – finans alanında eğitim alan tüm araştırmacılara yardımcı olması temennisiyle...
Sema Yaşar Bir ülkenin refah artışını sağlayabilmesi millî gelir artışına bağlı olduğu kadar elde edilen millî gelirin nasıl dağıldığına da bağlıdır. Millî gelirin elde edilmesinde katkısı olan üretim faktörlerinin millî gelirden aldığı pay fonksiyonel gelir dağılımı ile ifade edilmektedir. Millî gelirin emek, sermaye, toprak ve girişimci arasındaki dağılımını veren fonksiyonel gelir dağılımı millî gelirin farklı sosyal sınıflar arasındaki dağılımını da yansıtmaktadır. Fonksiyonel gelir dağılımı verileri ülkelerin gelişmişlik seviyeleri, refah düzeyleri ve elde edilen gelirin farklı sosyal sınıflar arasındaki dağılımının dengeli olup olmadığı hakkında bilgi edinilmesine olanak sunmaktadır. Tüm zamanlarda olduğu gibi bugün de hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler açısından önem arz eden gelir dağılımı bu çalışmanın da konusunu oluşturmaktadır. Gelir dağılımı öncelikle teorik açıdan incelenmiş ardından Türkiye ekonomisi açısından seyri değerlendirilmiştir. Millî gelir ile olan ilişkisi ve farklı sosyal sınıfların gelirden aldıkları payı yansıtması dolayısıyla fonksiyonel gelir dağılımının seyri her bir fonksiyonel gelir türü için ayrı ayrı incelenmiştir. Ayrıca fonksiyonel açıdan genel olarak emek ve sermaye olarak sınıflandırılan gelirlerin millî gelir içerisindeki paylarına da ayrıntılarıyla yer verilmiştir.
Dilber ULAŞ Günümüzde marka olmayı başarabilen birçok işletmeci, farklı pazarlarda işlerini kısa bir sürede büyütmeyi hayal ederken iş tecrübesi olmayan birçok kişi ise belirli bir finansmanla kendi istediği alanda çalışmayı hayal etmektedir. Bir taraftan markalarını, geliştirdikleri işletme sistemlerini kullanma hakkını vermek isteyen işletmelerin sayısı artarken, diğer taraftan kendi işinin sahibi olmak isteyenlerin sayısı da hızla artmaktadır.
Bu kitap, franchise almak ve franchise vermek isteyenlerin ihtiyaçlarına yönelik olarak hazırlanmıştır. Çalışmayı lisans ve yüksek lisans öğrencileri, franchising konusunda daha kapsamlı bilgi edinmek amacıyla kullanabilirler.
Franchising sistemi nedir? Günümüzde neden franchise vererek yayılmak tercih edilmektedir? Sistem, her sektör ve işletme için uygun mudur? Franchising'in diğer dağıtım yöntemlerinden ve işbirliği stratejilerinden farklılıkları nelerdir? Franchising de maliyetler nelerdir? Bu çalışmada franchising sistemi incelenmiş, franchising türleri üzerinde durulmuş, kimlerin nasıl franchise verebileceği, franchise edilebilecek işin özellikleri, kimlerin franchise alabileceği, franchising sisteminin taraflar açısından avantaj ve dezavantajlarının neler olduğu, sözleşmede nelere dikkat edilmesi gerektiği, başarılı olmak için nelerin gerektiği konuları ele alınmış, franchise veren ve franchise alan tarafların hak ve yükümlülükleri açıklanmıştır.
İclal Özer Dr. İclal Özer'in, profesyonel fuarcılık deneyimini ve akademik çalışmalarını temel alarak hazırladığı FUAR ENDÜSTRİSİ Kavramlar ve Hizmet Kalitesi kitabı, alanında yazılmış en kapsamlı yapıtlardan biri olma özelliğini taşıyor. Endüstri profesyonelleri, araştırmacılar ve fuarcılık mesleğine ilgi duyan herkesin yarar sağlayabileceği kitapta fuar kavramı tüm yönleriyle ele alınmaktadır.
Başarılı olanlar da dâhil tüm fuarların başka fuarlarla rekabet hâlinde olduğunu belirten Özer; katılımcı ve ziyaretçilerin beklentileri günden güne değişirken aynı iş anlayışıyla, öncekilerden farklı olmayan fuarlar düzenlenmeye devam edilmesinin müşteri memnuniyetinin önünde engel oluşturduğunu anlatmakta; hizmet kalitesinin bu memnuniyeti artırmak için anahtar konumunda olduğunu; fuar katılımcısının hizmet kalite algısına etki eden faktörleri ortaya koyarak fuarların tasarımında bu faktörleri dikkate almanın hizmet kalitesini yükselteceğini ve buna bağlı olarak da müşteri memnuniyetini artıracağını ifade etmektedir.
Fuar kavramının detaylı olarak ele alındığı kitabın ilk bölümünde; fuar tanımı, fuar çeşitleri, fuarcılıkta kullanılan temel kavramlar, fuarların dünyada ve Türkiye'de tarihsel gelişimi ve günümüzdeki durumu, fuarların ekonomik işlevi ve pazarlama karmasındaki yeri ile fuarcılıktaki örgütlenmeler ve uluslararası fuar kavramı hakkında bilgi verilmektedir.
Kitabın ikinci bölümünde ise hizmet ve hizmet kalitesi kavramları ele alınarak hizmet kalite ölçümü ile hizmet kalite modelleri incelenip fuarcılıkta hizmet kalite boyutları ortaya konulmaktadır.
Dilek Sürekçi Yamaçlı This book explains the basic concepts and applications of MATLAB for economics employing the following outline:
Chapter 1: What is MATLAB®? An Overview
Dive into the world of MATLAB® in this opening chapter, where you'll discover that MATLAB® is more than just software—it's a versatile computational environment specifically designed for engineers, scientists, and economists. Learn how its interactive, user-friendly interface empowers you to effortlessly perform complex calculations and create sophisticated models.
Chapter 2: Mathematical Operations in MATLAB®
Delve into the core of MATLAB® with its unparalleled mathematical capabilities. From basic arithmetic to advanced calculus, MATLAB® equips you to manipulate and analyse data effortlessly. These foundational skills serve as the building blocks for advanced modelling and analysis techniques.
Chapter 3: Plotting Operations
Visualization is key in economic modelling, and in Chapter 3, you'll explore MATLAB®'s proficiency in 2-dimensional and 3-dimensional plotting. Witness how MATLAB®'s rich graphics capabilities allow you to present complex economic concepts in an accessible and insightful visual manner.
Chapter 4: Custom Functions
Discover the backbone of MATLAB®'s flexibility in Chapter 4. Learn to create your own functions with input and return arguments, fostering reusability and modularity in your economic models. These custom functions encapsulate your modelling logic, offering a powerful tool in your toolkit.
Chapter 5: Time Series Analysis
Unravel the intricacies of time-dependent economic data in Chapter 5. Explore stationarity tests, time series decomposition, and the application of least squares linear regression in MATLAB®. Equip yourself with the essential tools for analysing and predicting economic trends using ARIMA modelling and forecasting.
Embark on a comprehensive journey through MATLAB®, mastering the skills and techniques necessary for insightful economic modelling and analysis. Whether you're an engineer, scientist, or economist, this guide unlocks the full potential of MATLAB® for your economic insights.
Serdar Şahin Futbol, günümüzde ekonomik faaliyetlerin en yoğun biçimde yaşandığı sektörlerin başında gelmektedir. Ulusal ve uluslararası alanda önemli bir ekonomik figür olan futbol, bağlantılı sektörlerle birlikte değerlendirildiğinde etki alanı bakımından geniş kitlelere hitap edebilme özelliğine sahip bir küresel güçtür. Tüketici tercihlerini etkileyebilen ve kitlelerin satın alma gücünü kendi bünyesine çekebilme kabiliyetine sahip olan futbol, günümüzde devletler açısından sosyal, siyasi ve ekonomik politikaların belirlenmesinde dikkate alınması gereken önemli bir ekonomik aktör olmanın yanı sıra devletlerin en önemli gelir kalemlerinden biri olan vergiler için de önemli bir kaynaktır.
Futbol sektörünün devletlerden bağımsız yönetimi ve uluslararası boyutu, ulusal düzeyde futbolun vergilendirilmesi ile ilgili kuralların belirlenmesinde özel düzenlemeleri gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla maliye politikalarının en önemli aracı olan vergilerle ilgili futbol ekonomisine yönelik düzenlemelerde mali ve mali olmayan amaçlar gereği mevcut vergi sisteminden farklı uygulamalar gerçekleştirilebilmektedir. Tarihî seyir içinde futbolun ekonomik boyutuyla ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Ancak söz konusu çalışmalarda futbol ekonomisinin mali yönü göz ardı edilmiş, futbol ekonomisi için ciddi bir maliyet unsuru olan ya da diğer taraftan devletin elindeki en önemli gelir kaynağı olan vergisel yönü ile ilgili kapsamlı bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Bu nedenle futbol sektörünün tamamına yönelik bir vergi çalışması eksikliğini gidermek temel amacıyla bu çalışma kaleme alınmıştır.
Ceyda Yerdelen Kaygın, Haşim Bağcı, Tuncer Yılmaz Futbol kulüplerinin sportif başarıları ile finansal performansları arasındaki ilişkiyi tespit etmek sadece spor bilimi açısından değil aynı zamanda finans bilimi açısından da önemlidir. Bu çalışmada söz konusu önem dikkate alınarak Borsa İstanbul'da hisse senetleri işlem gören futbol kulüplerinin sportif başarı ve finansal performans başarıları arasındaki ilişki birçok farklı model, çok sayıda değişken ve uzun bir zaman dilimi ile incelenmiştir. Ayrıca bu araştırmada kullanılan ekonometrik ve istatistiksel analizlere ait formüllü excel hesaplamaları, CD içerisinde ekli olarak okuyuculara sunulmuştur.
Sedat Bostan It is possible, but rare, to transform the game of management into the art of wisdom and aesthetics, and to turn it into a human virtue.
Three pillars of management; It is a deep understanding, a strong will and a building power.
A good management team is a harmonious combination of reason, conscience and courage. Reason knows, conscience humanizes, courage builds.
Loyalty is the sign of friendship and merit is the sign of work.
Management can be a professional profession or a duty, in any case, it is a trust. Avoid 5 things if you want to maintain justice.
The manager should look from the opposite side wearing the moccasins of the parties to understand the reality, from above to see the integrity, and from the inside to know the details.
Necessity and incentive are essential for a work to come into being.
Ahmet Tarık Torun, Ali Muti, Aybüke Yalçın, Ayşe Giz Gülnerman Gengeç, Burak Çetin, Burhaneddin Bilgen, Ender Güler, Esra Alptekin, Ezgi Tanrıverdi, Suudan Gökçe Gök, Yunus Emre Aydınbaş, Küresel nüfus dinamiklerinin etkisi, ekonomide yaşanan değişim, yeni teknolojiler, rekabet şartlarının ağırlaşması gibi birçok faktör gayrimenkul sektörünü de etkilemektedir. Geçmişte gayrimenkul denildiğinde ilk akla gelen insanların en temel gereksinimlerinden biri olan barınma ihtiyacını karşılayan konut kavramıydı. Günümüzde gayrimenkul denildiğinde işaret edilen olgu konut kavramının sınırlarını aşan, ekonomik, sosyal, finansal ve teknik boyutları başta olmak üzere çok yönlü bir disiplindir. Henüz başında olduğumuzu düşündüğümüz dijitalleşme sürecinin gayrimenkul alanına etkileri görmezden gelinmeyecek kadar güçlü ve büyüktür. Planlamadan tasarlamaya, inşadan pazarlamaya kadar geniş bir spektrumda bilgi teknolojilerinin etkileri görülmektedir. Giderek önem kazanan teknolojinin gayrimenkul alanındaki etkileri, görünümleri ve gelecek beklentileri bu çalışmanın çerçevesini oluşturmaktadır. Çalışmanın en önemli katkısı ise çerçevelenen konuya disiplinler arası bir bakış sunabilmesidir. Bu yönüyle kitap hem araştırmacılar hem de sektör temsilcileri için önemli bir başvuru kaynağıdır.
Abdurrahman Tursun Etkin piyasalardan birçok yönü ile farklı özelliklere sahip olan gayrimenkul piyasalarının pazar dinamikleri, hemen her yerleşim yerinde farklılık göstermektedir. Bu sebeple gayrimenkul piyasalarının ve özellikle konut piyasasının birçok piyasaya göre daha karmaşık olduğu ifade edilmektedir. Sistem dinamiği, karmaşık sistemlerin modellenmesinde etkili bir yaklaşımdır. Kitapta, karmaşık bir sistemi temsil eden konut piyasası, sistem dinamiği yaklaşımı ile incelenmiş; söz konusu yöntemin uygulanabilirliği ve sağladığı araştırma olanakları, örnek bir uygulama ile ortaya konulmuştur. Bu doğrultuda çalışmanın; kapsam, amaç ve ehemmiyetine ilişkin açıklamalar, birinci bölümde sunulmuştur. İkinci bölümde, gayrimenkul piyasası ve pazar analizi, üçüncü bölümde ise sistem düşüncesi ve sistem dinamiği konuları kavramsal çerçevede detaylı olarak ele alınmıştır. Örnek uygulama için gerçekleştirilen Ankara konut piyasası verilerinin incelenmesi ve Ankara konut piyasası sistem dinamiği modelinin kurularak test edilmesi çalışmaları, dördüncü ve beşinci bölümlerin konularını oluşturmuştur. Son bölüm olan altıncı bölümde ise Ankara konut piyasası ile ilgili detaylı araştırma sonuçları ortaya konularak değerlendirilmiştir. Sistem dinamiği modelinin, konut piyasası gibi karmaşık sistemlerin modellenerek incelenmesindeki avantajlarına ve aynı zamanda karar destek sistemi olarak kullanılabilirliğine ilişkin değerlendirmelere yer verilmiştir.
Mustafa Özyeşil Gayrimenkul sektörü, istihdama katkısı, ödemeler dengesi üzerindeki pozitif etkisi ve GSMH’deki payı dikkate alındığında ülkemizin büyümesinde dinamo görevi gören sektörler arasında yer almaktadır. Makroekonomik büyüme ile en çok ilişkili olan sektör gayrimenkul sektörüdür ve bu nedenle sektörde yapılacak iyileştirmeler doğrudan ekonomik büyümeye yansıyacaktır. Örneğin bankacılık sektöründe kullanılan kredilerin son 10 yıllık dağılımına bakıldığında, konut kredilerinin ihtiyaç kredisinden sonra en yüksek payı aldığı görülecektir.
Bununla birlikte sektörün hem girdisinin hem de çıktısının görece daha maliyetli olması sektörde orta gelir tuzağı olarak adlandırılan likidite problemini de beraberinde getirmektedir. Günümüzde sektörde en çok konuşulan konular arasında yer alan arz ve fiyat balonları bu problemin bir sonucudur. Buradan hareketle sektörün arz ve talep dinamiklerinin detaylı bir şekilde analizi çok önemlidir.
Sonuç olarak, ülkemiz için taşıdığı önem ve riskler birlikte ele alındığında gayrimenkul yatırımının diğer finansal enstrümanlarda olduğu gibi profesyonel bir şekilde yapılması gereği karşımıza çıkmaktadır. Gayrimenkullerin bir finansal portföy yönetir gibi yatırımcısına gösterge getiriler kadar kazandıracak şekilde profesyonel yönetilmesi şarttır. Bu da gayrimenkul sektörü ile kurumsal finansman kavramını birlikte ihtiva eden Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF)’nı akla getirmektedir.
GYF, SPK’nın 03.01.2014 tarih ve III-52.3 sayılı Gayrimenkul Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği ile ülkemiz sermaye piyasasında yerini almış bir kurumdur.
Bu kitapta fon ve yatırım fonu kavramları ışığında GYF’ler açıklanmakta; GYF’lerin hukuki çerçevesi ilgili tebliğ doğrultusunda ayrıntılı olarak incelenmekte ve GYF’lerden beklentiler, GYF vs GYO karşılaştırılması ile GYF’lerin güncel problemler irdelenmektedir.
Cumhur Şahin Sermaye piyasasındaki en önemli enstrümanlardan biri olan ve aynı zamanda kurumsal yapılardan biri olma özelliği arz eden gayrimenkul yatırım ortaklıkları konusunda yapılan bu çalışma; gayrimenkul yatırım ortaklıklarının tarihçesi, örgütlenme biçimleri, türleri, temel ögeleri, faaliyetleri, yararları, vergi boyutu, hukuki boyutu, risk ve getiri ilişkisi, değerleme ve makro ekonomik ve işletmeye özgü değişkenlerin gayrimenkul yatırım ortaklığı getirileri üzerindeki etkisi gibi son derece çeşitli boyutlarda incelenmesine dayanmaktadır. Kitabın kapsamının geniş olmasına ve aynı şekilde üslubunun da anlaşılır olmasına özen gösterilmiştir. Kitabın, gayrimenkul sektöründe yer alan tüm paydaşlar tarafından her daim el altında tutulan, aydınlatıcı, bilgilendirici bir başvuru kaynağı niteliği kazandığı ölçüde işlevini gerçekleştireceği inancıyla...
Remzi Bulut Geçiş ekonomilerini benimseyen ülkeler, Doğu Bloku’nun dağılmasıyla ortaya çıkmıştır. Geçiş ekonomileri olarak adlandırılan bu ülkeler, dünyanın farklı bölgelerinde bulunmaktadır. Bundan dolayı da farklı gruplar hâlinde ele alınarak incelenmektedir. İnceleme ve araştırma yapılırken IMF’nin yapmış olduğu gruplandırma temel alınmaktadır. Bu ülkeler coğrafi olarak ele alındığında; Merkezi ve Doğu Avrupa (MDA) ülkeleri, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri, Bağımsız Devletler Topluluğu kapsamı dışında kalan eski SSCB ülkeleri ve Asya’da yer alan 4 ülkeden (Çin Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Kamboçya) oluşmaktadır.
1990’lı yıllardan önce merkezi planlı sistemden serbest piyasa ekonomisine geçiş yaşanmadığından bu ülkeler piyasa ekonomisine geçiş sürecinde bir takım sosyal ve ekonomik problemlerle karşı karşıya kalmışlardır. Avrupa’ya yakın olan ülkeler kısa sürede geçiş reformlarını tamamlamış olup Avrupa Birliği standartlarına uyum sağlamıştır. SSCB’den ayrılan ülkelerde piyasa ekonomisine geçiş reformları yavaş ilerlemektedir. Asya’da yer alan ülkelerde ise tam anlamıyla piyasa ekonomisine geçiş söz konusu değildir. Bu ülkeler sosyalist piyasa ülkeleri olarak da adlandırılmaktadır.
Türkiye’de 1990'lı yıllara kadar yeterince tanınmayan bu ülkelerin piyasa ekonomisine geçişleri Türkiye ile iktisadi, siyasi ve kültürel olarak daha fazla yakınlaşma ve kaynaşma imkânı sağlamıştır.
Remzi Bulut Doğu Bloku ülkeleri ekonomisinin istikrardan uzaklaşması, Sovyetler Birliği'nin ekonomik güç dinamizmini kaybetmesi, eski Doğu Bloku ülkelerinin yeni sistem arayışlarını beraberinde getirmiştir. Uzun yıllar boyunca uygulanan dışa kapalı ekonomi politikaları, dünya dış ticaretinde SSCB'nin ve Doğu Bloku ülkelerinin dış ticaretteki payını düşük seviyelerde bırakmıştır. Doğu Bloku ve SSCB'yi oluşturan ülkelerin dağılma sürecini tamamlamasından sonra bu ülkeler piyasa ekonomisine geçme kararı almışlardır.
Özellikle SSCB'nin dağılması. Doğu Bloku'nun sonu anlamına gelmektedir. SSCB, uzun yıllar Doğu Bloku ülkelerine sosyal ve ekonomik açıdan yön vermiştir. Ancak Doğu Bloku ülkelerinde meydana gelen değişimler sonucu oluşan sosyal ve ekonomik sorunlar Sovyetler Birliği'ni doğrudan etkilemiştir.
Piyasa ekonomisine geçişin ilk yıllarında, eski SSCB cumhuriyetlerinde olduğu gibi Moldova Cumhuriyeti'nde de üretim faktörlerine (özellikle mal ve hizmet üretiminde kullanılan araç gereç) yapılan yatırımlar yetersiz kalmıştır. Dolayısıyla üretimde sert düşüşler, millî gelirde kayıplar, enflasyon ve işsizlik oranlarında artış, verimde azalmalar ve ekonomik istikrarda bozulmalar başlamıştır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan tüm cumhuriyetler, sosyal sorunlarla mücadele edemez hâle gelmiştir. Özellikle Moldova Cumhuriyeti'nde sosyal problemlerden işsizlik ve güvenlik sisteminde ciddi çöküşler yaşanmıştır. Sosyal ve ekonomik gerileme ile birlikte sağlık, bilim, kültür, spor vb. alanlar doğrudan etkilenmiştir.


Levent Aydın, İzzet Arı 20. Yüzyılın başından itibaren kalkınma iktisadında, ülkelerin gelişmişlik seviyesinin iyileştirilmesi, kaynakların daha etkin kullanılması, değişen teknoloji ile artan nüfus ve farklılaşan talebe göre ekonomilerin dönüşümü gibi konularda planlamaya ihtiyaç duyulmuştur. İktisadi planlama, makro ölçekte ülkelerin belirlediği vizyon, strateji, amaç ve hedeflere uygun olarak planlama araçlarını kullanarak ölçülebilir, raporlanabilir ve doğrulanabilir göstergelerle kalkınmayı sağlayan ana unsurlardandır. Aynı zamanda iktisadi planlama ve ekonomi programları bir zaman perspektifinde ekonomideki kararların rasyonel olarak verilmesini sağlayan önemli bir yaklaşımdır.
Kitap, iktisadi planlamanın gerekliliğini, temel özelliklerini, kavramsal çerçevesini ve örneklerle iktisadi planlama tekniklerini ortaya koymaktadır. Araştırmacıların, akademisyenlerin, iktisadi konularda politika yapıcıların ve karar vericilerin, uzmanların ve öğrencilerin iktisadi planlama ile ilgili temel bilgilere ulaşabileceği bu kitap, alanında uzman iki akademisyen tarafından kaleme alınmıştır. Kitapta, Türkiye özelinde Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren sanayi planları ve kalkınma planlarının bugüne kadar olan gelişimi sektörel bir bakış açısıyla ortaya konmaktadır. Bununla birlikte ekonomide Genel Denge Modellerinin çekirdeğini oluşturan Girdi-Çıktı Yöntemi de planlama teknikleri kısmında detaylı bir şekilde yer almaktadır. Ayrıca, Plan-Program-Proje hiyerarşisinin tamamlayıcısı olan proje değerlendirmede karar verme araçları detaylı bir biçimde örneklerle sunulmaktadır.
Ali Ekşi, Asena Altın Gülova, Asmin Kavas Bilgiç, Ayça İzmirlioğlu, Barış Öztuna, Bekir Parlak, Celal Tolgay, Dilek Eser, Güliz Müge Akpınar, Gülşen Sarı Gerşil, Işıl Kellevezir, İnan Eryılmaz, Kamil Orhan, Özlem Çakır, Sevgi Tokgöz Güneş, Sinem Utanır Altay, Yakup Özkaya, Zerrin Toprak Karaman Gelecek Ne Getirecek? Tüm Yönleriyle Toplum 5.0, başlıklı bu yeni kitabımız, son yıllarda önem kazanan ancak anlamsal içeriğinin henüz tam anlaşılmadığı "Toplum 5.0" kavramına çok yönlü açıklık getirmeyi hedeflemektedir. İçerik olarak disiplinler arası hazırlanmış olup uzmanlarımızca özellikle merak edilen ve gelecekte daha da önem kazanacak konular işlenmiştir. Toplum 5.0 ekseninde “Gelecek Ne Getirecek?” sorusu ile merak uyandırarak, bazı seçilmiş konuların günümüz ve gelecekte alabileceği yönü sorgulayarak, okuyucuyu bu konularda düşünmeye davet etmektedir. Akıllı Toplum sürecine geçiş olarak da yorumlanan, "dijital toplum" faaliyetlerinin esasen bilgi üretme ile de yakın ilgisini görmek gerekir. Bu bağlamda uzmanlarımız toplumda robotlaşma sürecinin yarattığı korku etkisiyle, akıllı teknoloji kullanma faaliyetlerini, bir tehdit değil ancak bir fırsat ve üzerinde çalışıldığı takdirde toplumsal güçlü yan olarak görmektedir. Akademik bir emek ürünü olan kitabımızın bilgi üretme yönünde okuyucularımızı teşvik ederek örgütsel bilgelik yolunda yeni bir bakış açısı geliştirmesi, toplumsal yaşamın ilgili alanlarında yol göstericilikte faydalı olmasını dileriz.
Ahmet Tuncay Erdem, Ahmet Türkmen, Asude Yasemin Zengin, Burhan Günay, Cem Karayalçın, Çiğdem Uludağ Güler, Kerim Çetin, Mehmet Altınöz, Menekşe Şahin, Sercan Dereli, Süheyla Erikli Selek, Ufuk Bingöl, Volkan Işık, Zeki Parlak Bu kitap, çalışma hayatının iki temel sacayağını oluşturan emek ve yönetim üzerinde kurgulanmıştır. İki ana kısım ve on bir bölümden oluşan kitabın “Gelecekte Çalışma Hayatı” isimli birinci kısmında çalışma hayatının geleceğine ilişkin değerlendirmeleri emek ekseninde yapan beş bölüm yer almaktadır. Bu bölümlerde; çalışmanın değişen anlamı ve çalışma hayatının nasıl bir değişime uğrayacağı soruları geniş bir perspektiften değerlendirilmekte, dijitalleşmenin geleceğin iş gücünden beklentileri sorgulanmakta, “işsiz gelecek” tartışmaları ekseninde robotik teknolojiler değerlendirilmektedir. Ayrıca Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) “decent work” yaklaşımı, geleceğin çalışma hayatında insana yakışır iş ekseninde sorgulanmakta ve geleceğin yeni tehlikeli sınıfları tartışılmaktadır.
Kitabın, “Gelecekte Yönetim” isimli ikinci kısmında ise işletme yönetiminin geleceğine odaklanan altı bölüm bulunmaktadır. Söz konusu bölümler; gelecekte yetenek yönetimi, dijitalleşme ve müşteri ilişkileri yönetiminde dönüşümler, geleceğin iş dünyasında bulut bilişim teknolojisi, dijital ürünler ve gelecekte pazarlama, geleceğin iş dünyasında ödeme araçları, blokchain ve kriptoparalar ile metaverse çağında markalaşma konularını kapsamaktadır.
Osman Tırpan, Hasan Fehmi Atasagun Dijital bankalar, özellikle pandeminin etkisiyle gelişen mobil ve müşteri deneyimine dayalı geliştirdikleri çeşitli iş modelleri ile etkin bir hızla yaygınlaşmaya başladılar. Günümüzde Avrupa, Amerika, Asya kıtalarını ve Pasifik bölgesini de kapsayan dijital bankalar; müşteri segmentleri ve bankacılık ürünlerinin neredeyse tamamı ile hizmet vermektedirler. Tüm dünyada dijital finans alanında gelişen bu duruma ülkemiz de kayıtsız kalmamış ve 21 Aralık 2021 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun “Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Model Bankacılığı Hakkındaki Yönetmelik”i ile gelişen bu dijital bankacılık sistemine dâhil olmuştur.
Bu kitapta, Türk bankacılığının geçmişten bu yana geleneksel yapısı incelenmiştir. Ayrıca Türk bankacılığının dijitalleşme yolculukları izlenmiş ve dijitalleşmeye katkıda bulunan bankaların bu yolculuktaki adımları ortak bir banka olarak çalışılmıştır. Türkiye'de konvansiyonel ve katılım bankaların sürece en etkin şekilde katkı sağlayabilmeleri açısından bu eserin okuyuculara faydalı olabileceği ümidiyle...
Aylin Koç Konu, Ayşe Nur Mercan, Emre Gedikoğlu, Funda Mermertaş, İbrahim Halil Nergiz, İlker İbrahim Avşar, Mehmet Pekmezci, Mustafa Mete, Mustafa Mete, Sinan Çınar, Tuğba İncenacar, Veysi Evis Gelişen Piyasalar Ekonomisi başlığıyla hazırlanan bu kitap, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde okutulan birçok derste yardımcı kaynak olma özelliği taşımaktadır. Derslerde ihtiyaç duyulan ilgili ülkelerin verilerine hızlı ve pratik bir şekilde bu çalışmada ulaşılabilecektir. Çalışmada; dikkatleri üzerine çeken, gelişme potansiyeli hayli yüksek olan, gelişen piyasa ekonomilerine sahip ülkeler incelenmiştir. Gelişen piyasa ekonomilerine sahip ülkelerin, son 30 yılda küresel ekonomide oldukça önem kazandığı görülmektedir. Bu ülkeler, dünya nüfusunun yaklaşık %84'ünü oluşturmaları ve dünya ticaretindeki rolleri ile dikkatleri üzerlerine çekmektedir. Yine bu ülkelerin önümüzdeki yıllarda da küresel ekonominin büyüme motoru olmaya devam edecekleri düşünülmektedir. Bu çalışmada Morgan Stanley Capital International (MSCI) ve Focus Economics'e göre gelişen piyasa ekonomilerine dâhil olan 27 ülkenin 2000-2018 dönemine ait demografik ve makro ekonomik verileri incelenmiştir. Bu incelemeler ışığında her bir ülke verileri yorumlanarak değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Ali Erdoğan Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için önemli bir sermaye kaynağıdır. Birçok ülke, doğrudan yatırımları teşvik ederek ekonomilerini geliştirme stratejisini izlemektedir. Küreselleşme sürecinin hız kazanmasıyla birlikte hem gelişmiş hem de tasarruf ve yatırım eksiği bulunan ülkeler, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için çaba sarf etmektedir. Söz konusu yatırımları çekebilmek; ülke ekonomisine sermayenin yanı sıra teknoloji, istihdam, millî gelir artışı, üretim ve geniş dış pazar avantajları gibi birçok katkı sağladığı için ülkelerin kalkınmasında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının etkin bir rol oynadığı kabul edilmektedir.
Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının Türkiye’ye bugüne kadar arzu edilen seviyelerde gelmemiş olması, araştırılması gereken önemli bir konudur. Bu çalışmadaki en önemli hedef; doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomi üzerindeki önemli etkilerinin belirlenmesinin yanı sıra, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımların bugüne kadar istenilen seviyede gerçekleşememesinin ve ülkeye gelen yatırımların istihdam, ekonomik büyüme ve millî gelir üzerindeki etkilerinin yetersiz düzeyde oluşunun nedenlerini belirlemek ve bu duruma çözüm önerileri getirmektir. Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının istihdam, millî gelir ve ekonomik büyümeyi optimal seviyede etkileyebilmesi için, gelen doğrudan yatırımların türü önem arz etmekte ve bu bağlamda ülkemiz, sabit sermaye yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte, gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları; büyük oranda Türkiye’nin iktisadi durumuyla ilgili, dolayısıyla ekonomisinin büyüklüğü, istikrarı ve dışa açıklık seviyesi ile doğrudan ilişkilidir.
Tülin Şendur Dünya ticareti insanlığın gereksinimleri, yaşam kalitesi ve refahı için vazgeçilmez bir unsurdur; dünya ticaretinin vazgeçilmezi ise lojistik sektörünün en önemli parçası olan ulaşım sistemleridir. Ulaşım sistemleri içinde, kıtalar arası mesafelerde, büyük hacimlerde, en ucuz yük taşımacılığı olarak deniz yolu taşımacılığı tek seçenektir. Günümüzde dünya ticaretinin değer olarak % 90'ı deniz yoluyla gerçekleştirilmektedir.
Kitabın birinci bölümünde; deniz yolu taşımacılığının genel özelikleri, dünyada ve Türkiye' de deniz yolu taşımacılığı, filo analizi, deniz yolu taşımacılık türleri, yük ve gemi türleri, navlun piyasası, uluslararası denizcilik örgütleri, ikinci bölümde; gemi kiralama ve ticari operasyonu, kira sözleşmeleri ve yük ile ilgili evraklar, üçüncü bölümde; Türkiye'de kuru yük taşımacılığında, gemi işletmeciliği sorunlarının tespitine yönelik bir araştırma ve çözüm önerileri, dördüncü bölümde; sorunsuz gemi işletmeciliği yapılabilmesi için, bir kuru yük gemisinin bağlantısının ve operasyonunun aşamalarını kurgulayan örnek olay analizi, beşinci bölümde ise demuraj-dispeç hesaplarına dair örnek uygulamalara yer verilmiştir.
Gemi işletmeciliğinin uluslararası ve spesifik bir iş olması nedeniyle gemi bağlantısı olarak adlandırılan kiralama süreci ve gemi operasyonu sırasında taraflar Türk firmaları dahi olsa yazışma dili olarak İngilizce mesleki kısaltmalar ve jargon kullanılmaktadır. 1900'lü yılların başından itibaren Londra'daki üniversitelerde eğitimi verilen gemi işletmeciliği, brokerlık gibi konular, ülkemizde ancak son yıllarda, üniversitelerimizin lojistik bölümlerinde kısmen de olsa okutulmaya başlanmıştır. Gerek üniversite öğrencilerine gerekse sektöre yeni adım atmış çalışanlara masa üstü mesleki rehber kitap olarak iyi bir kaynak olabileceği düşünülerek örnek olay analizinde taraflar arasındaki yazışmalarda, İngilizce mesleki kısaltmalar ve jargon kullanılmış ve parantez içinde kısaltmaların İngilizce açılımı ile Türkçe tercümesine yer verilmiştir.
Mustafa Karakuş Bu kitapta amaçlanan; genç işsizlik sorununun çözümü için bir çerçeve çizmekten ziyade Türkiye ve AB ülkelerinde genç işsizlik sorununa yönelik uygulanan genç istihdam politikalarını karşılaştırmak, küresel bir problem hâline gelen genç işsizlik sorununun arka planını ayrıntılı bir şekilde ortaya koymak ve gelecekte hayata geçirilecek genç istihdam politikalarına yön verebilecek birtakım öneriler geliştirerek katkı sağlamaktır. Ayrıca çalışmada Türkiye ve seçilmiş 15 AB ülke ekonomisinde; genç işsizlik oranlarının ekonomik büyümeye etkilerini inceleyebilmek amacıyla panel veri analizi yönteminden yararlanılarak ekonometrik analiz sonuçları ortaya konmaya çalışılmıştır. Ülkemiz ve Avrupa ülkeleri açısından önemli bir potansiyel olan genç nüfusun, ülke ekonomileri açısından bir sorundan ziyade fırsat penceresine dönüştürülmesine yönelik değerlendirme ve önerilere yer verilmiştir.
Ekonomik ve sosyal açıdan hayatın hemen hemen her alanında derin izler bırakan işsizlik sorunsalı, dezavantajlı kesimler bakımından daha büyük tehlike ve önem teşkil etmektedir. Bahsedilen dezavantajlı kesimler arasında diğerlerine nazaran daha fazla etkilenen ve çözüme kavuşturulmadığı takdirde ülke ekonomilerinin büyümesine de olumsuz etki eden, 15-24 yaş aralığındaki genç işsizlik sorununun çözümüne yönelik cevaplar aranmıştır. Bir ülkenin ekonomik yönden büyüme ve kalkınmasının sürdürülebilir kılınmasının temel koşulu, her toplumun genç nesline yönelik yatırımlardan ve bir fırsat penceresine dönüştürülebilecek genç nüfusun istihdam edilmesinden geçmektedir. Bu kitap, öncelikle ülkemizde ve Avrupa ülkelerinde genç işsizlik sorununa çözüm niteliği taşıyan mevcut genç istihdam politikalarının etkinliğini tartışmanın yanı sıra yeni genç istihdam politikaları hakkında öneriler de sunmaktadır.
Armağan Canan, Naci İbrahim Keleş, Burçin Çakır Binlerce yıldır sınırlı kaynaklarla sınırsız isteklerini karşılamaya çalışan insan, günlük hayatında ekonominin temel ögelerini kullanmakta ve tercihlerini şekillendirmektedir. Bir alışveriş sırasında cebimizdeki paramızla en fazla malı tüketmeye mi odaklanırız yoksa yaptığımız alışverişten göreceğimiz faydayı maksimize etmeyi mi daha fazla önemseriz? Ya da televizyon kanallarında, gazetelerde, internet sayfalarında sıklıkla karşılaştığımız enflasyon, faiz ya da döviz ile ilgili haberlerin bizi ne derecede etkilediğini merak edip anlamaya çalışırken aslında bir ekonomist gibi davranmıyor muyuz?

Genel Ekonomi, genellikle meslek yüksekokullarının Bankacılık ve Sigortacılık, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Dış Ticaret, Spor Yönetimi, Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği, Lojistik, İnsan Kaynakları Yönetimi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım gibi sosyal içerikli ve yönetim ağırlıklı müfredat içeren programlarında öğrencilerin almak zorunda oldukları veya seçmeli olarak tercih edebilecekleri temel dersler arasında bulunmaktadır. Bu açıdan kitabımız derse yardımcı bir kaynak olma niteliği taşımakla birlikte aynı zamanda ekonomi biliminin temel bilgilerini öğrenmenizi sağlarken karmaşık gelen terimleri örneklerle, yalın bir üslupla açıklayarak okuyucuya sevdirmek amacını ön planda tutmaktadır.
Arslan Zafer Gürler Bu kitap, ekonomi bilimine ilgi duyan ön lisans ve lisans düzeyindeki öğrenciler için hazırlanmıştır. Bir ara yılı kapsayacak ekonominin temel konuları, 14 ünitede en yalın anlatımla aktarılmaya çalışılmıştır. Konuların kuramsal yapılarının içine gerçek yaşamdan kısa örnekler ve görseller yerleştirilerek okuyucunun hafızasında kuramla gerçek yaşamın dinamiklerinin örtüştürülmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Mikroekonominin içeriğinde olan mal ve faktör piyasaları ilk dokuz ünitede işlenmiştir. Diğer üniteler ise millî gelir, istihdam, para ve para olaylarına ayrılmıştır.
İrfan Çağlar - Sabiha Kılıç İletişim, sosyal evrende ilişkiler sisteminin bağlantı köprülerinden birisi ve belki de en önemlisidir. Bunun sayesinde insanlar kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebildikleri gibi, öteki konumunda bulunanların da duygu ve düşüncelerini anlayabilmektedirler. İletişim aynı zamanda her alanda üretilen enformasyonun aktarılmasının da etkin yöntemidir.
Bu kitap, okuyucunun kafasında iletişimle ilgili bilgi birikimi oluşturmak, onlara iletişim yeteneğini kazandırmak ve onlarda empati duygusu oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Genel iletişim kitabını okuyan kişi; önce iletişimin sosyal evrende bir sosyal zorunluluk olduğunun farkına varacak ve kendisinin iletişimle sosyalleşebileceğini öğrenecektir. Sosyalleşmenin temel harcı, iletişim ve karşılıklı etkileşimdir. Etkileşim; insanın kendisinin dışında da en az kendisinin varlığı kadar anlamlı bir dünyanın olduğunun farkına varmasını sağlayacaktır. Bu farkındalık büyük oranda iletişimle oluşturulabilir.
Kitapta, iletişim kavramı, iletişim çeşitleri ve modelleri, iletişim kurma yolları, engel ve problemler, örgütsel iletişim süreci, iletişimde bilgi teknolojileri, iletişimde yönetim ve büro yönetimi, iletişimde pazarlama ve iletişimde halkla ilişkiler konuları kaleme alınmıştır. Kitap, geleceğin yönetsel anlamda ara elemanı olan meslek yüksekokulları öğrencilerine bilgi birikimi oluşturmak amacı ile hazırlanmıştır.

Eyyüp Aktepe Küresel rekabetin tüm dünyada hükmünü kabul ettirmesi; işletmelerin sadece yerel pazarlarda, korunmuş gümrük duvarları arkasında, sınırlı sayıda rakiple rekabet ederek hayatını sürdürebileceği şartları ortadan kaldırmıştır. Her işletme, gelecekte nasıl bir küresel rüzgârın etkisinde kalacağını bilmediği iktisadi bir olayla karşı karşıya gelebilmektedir. O hâlde her işletme, modern işletmeciliğin gerektireceği her faaliyeti eksiksiz yürütebilecek bilgi ve becerinin uygulayıcısı olmalıdır.
Bir taraftan sosyoloji, hukuk ve psikoloji gibi sosyal bilim dallarının etkisinde olan işletmecilik, diğer taraftan da teknolojik gelişimin inanılmaz şekilde ilerlemesi nedeniyle istatistiğin, matematiğin ve mühendisliğin etki alanına girmiştir. Artık işletmecilik bilgisi, küçük ayrıntıları gözden kaçırmayan genel bir bakış açısına ihtiyaç duymaktadır.
Temel kavramları göz ardı etmeden modern işletmeciliğin gerektirdiği her konuya değinmeye çalışan bu kitap, temel işletme bilgisinin yanı sıra ilgili diğer konuları da kapsamaktadır.
Gazanfer Erbaşlar Genel işletme ismiyle yazılan kitap toplam dokuz bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde işletme başlığı altında işletmecilik, ekonomi, üretim ögeleri, işletme kavramı, girişimci, işletme amaçları, işlevleri, kuruluş ve büyüme, etik kurallarla ilgili genel kavram ve tanımlara yer verilmiştir. İkinci bölümde yönetim ana başlığında yönetimin, yöneticinin, örgütlenmenin, yöneltmenin, iletişim ve denetim kavramları anlatılmıştır. Bu iki işlevden sonra işletmenin işleyişinin irdelendiği, ana işletme fonksiyonlarından, üçüncü bölümde insan kaynakları yönetimi tüm detayları ile incelenmiştir. Dördüncü bölüm pazarlama ilkelerine ayrılmış ve bu bölümde pazar, pazarlama ile ilgili ana kavram tanımlar işlenmiştir. İşletmelerde ana fonksiyon olma özelliği olan üretim sistemleri yönetimine beşinci bölümde yer verilmiştir. Altıncı bölümde çağdaş işletme işlevlerinden işletme bilgi sistemi anlatılmıştır. Yedinci bölüm yardımcı işletme fonksiyonu olan muhasebeye ayrılmıştır. Sekizinci bölümde, finansal yönetim, dokuzuncu ve son bölümde ise günümüzün işletme modelleri arasında önemli yer tutan çok uluslu işletmeler irdelenmiştir.
Genel İşletme, üniversitelerin lisans ve ön lisans (meslek yüksek okulları) öğrencilerine, ilgili derslerinde bir başvuru ve referans kitabı olarak yazılmıştır. Ancak kitap işletme bilimine ve işletmeciliğe ilgi duyan, bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen tüm okuyucularımız ile her eğitim düzeyindeki işletmeci ve işletme yöneticilerine de gereksinim duydukları işletmecilik bilgilerini sunacak şekilde kaleme alınmıştır.
Serpil Altınırmak, Gökben Adana Karaağaç Dünya ekonomik sisteminin temel yapılarından olan işletmeler, teknolojinin gelişmesiyle daha stratejik öneme sahip olmaktadırlar. Rekabetin hızla arttığı dünyamızda işletme olarak var olabilmek ve kârlılığını sürdürmek, aynı zamanda toplumsal sorumluluklarını yerine getirmek, profesyonel ve modern bir yönetim anlayışı ile mümkün olabilmektedir. Öğrencilere temel işletmecilik bilgilerinin verildiği bu kitap, onların genel işletmeleri anlamaları için gereken konuları içermektedir.
Kitap on bölümden oluşmaktadır. İlk üç bölümde; işletme ile ilgili kavramlar, işletme amaçları, fonksiyonları, işletme biliminin diğer bilim dalları ile ilişkisi, işletme sorumlulukları, işletme türleri, işletme kuruluşu ele alınmaktadır. Diğer bölümlerde; işletme fonksiyonları olan yönetim, üretim, pazarlama, finans, insan kaynakları, halkla ilişkiler ve iletişim konularına yer verilmiştir. Son bölümde ise işletmelerde güncel yaklaşımlar yer almaktadır.
18. yüzyılda sanayi devrimiyle başlayıp hızla gelişen bilim dallarından birisi de İşletmeciliktir. Nüfus arttıkça ihtiyaçlar çoğaldı ve buna bağlı olarak artan talebi karşılayabilmek için girişimciler çeşitli çareler aradılar. Piyasadaki açıkları tespit eden ve risk üstlenen girişimciler üretim faktörlerini bir araya getirerek işletmeler kurdular. Her gün sabah kalktığımızda ihtiyaçlarımızı gidermeye çalışırken bir işletmenin üretip bize sunduğu ürün ve hizmetlerden yararlanırız. Ellerinizi yıkamak için musluğu açarken, üzerinde yattığınız yatak, yorganınız, kahvaltı yaptığınız masa, yediğiniz şeyler, giydiğiniz eşyalar, kolunuza taktığınız saat, işe gitmek için bindiğiniz araba… kullandığınız her türlü araç-gereç bir işletme tarafından üretilmiştir. İşletmeler olmasaydı insanlık bütün bunlardan mahrum kalırdı. İyi ki işletmeler var, iyi ki girişimciler var.
İşletmecilik bir bilim olarak öğrenilebilir-öğretilebilir.Ülkemizde Siyasal Bilgiler Fakültelerinde, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde, Yüksekokul ve meslek yüksekokulları gibi diğer bir kısım fakültelerde işletme bilimi ile ilgili dersler verilmekte, insanların ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üretip sunmak, geleceğin girişimcileri veya üreticiden tüketiciye devam eden süreçte yer almaları için çalışan öğrenciler yetiştirilmektedir. Bu kitap işletme öğrencilerine ve iş dünyasında bulunan iş insanımıza bir kaynak olarak katkı sunacaktır.
Genel işletme kitabı yazım çalışmalarına başlarken, mevcut yerli ve yabancı işletme kitapları taranmış, hepsinden yararlanılmış ve piyasanın gerektirdiği yeni bilgilere mutlaka yer verilerek, yeni bölümlerin ilavesi yoluna gidilmiştir. Bu süreçte işletmecilik bilgisini insanlığın hizmetine sunmak ve bir adım daha ileri gidebilmek için bu mütevazi çalışma ile katkıda bulunulmuştur. Yaşadığımız çağda hızlı değişime ayak uydurabilmek ve değişimi işletme bazında yakalayabilmek adına, Sanal işletmecilik ve E-Ticaret, İş Ahlakı, Tedarik Zinciri, Uluslararası İşletmecilik ve Çok Uluslu İşletmeler ile Yönetim Bilişim Sistemleri gibi yeni bölümlerle kitap zenginleştirilirken; diğer yandan rutin olarak işlenen diğer konuların çağdaş bir bakış açısıyla yeniden ele alınması sağlanmıştır. Genel İşletme Kitabı editörü olarak yazarları bu anlamdaki başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ederim.
Genel İşletme kitabı dört ana kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda işletmenin temelleri başlığı altında iki bölüme yer verilmiş, birinci bölümde temel işletmecilik bilgisinden İşletmelerin Amaçları, İşletmenin Diğer Disiplinlerle İlişkisi, Tarihi Süreç İçinde İşletmecilik; ikinci bölümde ise, işletmenin Çevresi ve Türleri ve ülkemizde önemli sayıda olan Kooperatiflere genişçe yer verilmiştir.
ikinci kısımda işletmelerin kuruluş süreci ve büyümesi başlığı altında iki bölüme yer verilmiş; üçüncü bölümde işletmenin kuruluş çalışmaları, işletmenin kuruluş nedenleri, kuruluş yeri seçimi, kuruluş aşamaları, işletmenin tercih edeceği kapasite ile işletmelerde büyüme işletmeler arası birleşmelere yere verilmiştir. Dördüncü bölümde işletmenin gelirleri ve giderlerine yer verilerek firmanın kâr ve zararlarının hesaplanmasına yer verilmiştir.
Üçüncü kısım altında işletme fonksiyonlarına yer verilmiştir. On bir fonksiyonun yer aldığı bu kısımda sırasıyla, işletmelerde genel yönetim bölümünde yönetim ve organizasyon teorilerine yer verilmiş, yanı sıra yönetim fonksiyonları tartışılmış; tedarik zinciri yönetimi, üretim yönetimi, pazarlama, insan kaynakları, finansman, muhasebe, halkla ilişkiler, araştırma-geliştirme ve işletmelerde kullanılan karar verme teknikleri bölümlerine yer verilmiştir.
Dördüncü kısımda küresel işletmecilik başlığı altında uluslararası işletmecilik ve çok uluslu işletmeler, sanal işletmecilik ve E-ticaret, İşletmelerde İş Ahlakı ve bilişim teknolojisinden yararlanmayı önceleyen yönetim bilişim sistemlerine yer verilmiştir.
Celal Cahit Ağar, Tahir Akgemci, Enver Aydoğan, Nevzat Aypek, Ruziye Cop, Ali Eleren, Selçuk Burak Haşıloğlu, Gökhan Özer, Kadir Özer, Alparslan Özmen, İrfan Süer, Famil Şamiloğlu, Arcan Tuzcu Dünya ekonomisindeki küreselleşme ve artan uluslararası rekabet, tüm ülkeleri ve ülkelerdeki işletmeleri derinden etkilemektedir. Küresel rekabetin artmasıyla birlikte dünya ülkeleri arasındaki gelir dağılımı, gelişmekte olan ülkeler aleyhine bozulmaktadır. Bu nedenle, ekonomik ve sosyal gelişmesini hızlandırma çabasında olan ülkemiz ve işletmelerimizin dünyadaki değişimi iyi izlemesi, doğru teşhis koyması ve bunların ötesinde bu değişime uyum sağlaması zorunludur.
Küreselleşmenin getirdiği yeni ekonomik düzende devletin ulusal üretimi yönlendirme kapasitesi azalırken, özel girişimlerin etkinlik alanı artmaktadır. Küresel ekonomik sistemin gereğini yerine getirebilmek ve uyum sağlamak; hem küresel hem de yerel ölçekte faaliyette bulunan işletmeleri güçlendirmeyi, işletmenin küresel bir vizyona sahip olmasını ve modern işletmecilik yönetimi ve tekniklerini uygulamasını gerektirir. Bu noktada en büyük sorumluluk ve görev işletme sahiplerine ve yöneticilere düşmektedir.
Bu anlayışla ülkemizin sekiz farklı üniversitesinde görev yapan öğretim üyeleri tarafından yazılan bu kitap; modern işletmecilik kavram, ilke, kuram ve tekniklerini kapsayacak bir bütünlükte hazırlanmıştır.
Ahmet Sinan ÇEVİK, Engin BOZACI Bu kitap öğrencilerin matematik dersini daha iyi anlaması için hazırlanmış olup, bütün konular pratik yönleriyle ve sistemli olarak açıklanmıştır. Konular genellikle örneklerle çok alıştırma vererek kavratılmaya çalışılmıştır. Örnek çözümleri de Meslek Yüksek okullarında okutulan teknik ve sosyal bölümlere uygun seçilmiştir.
Bu kitap ders içinde anlatılan konuların pekiştirilmesi için kullanılacak, eksiklerin tamamlanmasına yardımcı olacaktır. Kitap dikey geçiş sınavı için de kaynak olarak kullanılabilir.
Kitap iki cilt olarak hazırlanmıştır.