İş Birliklerimiz \ 5-5
Baki Demirel, Timuçin Zünbül, Hale Kırmızıoğlu, Mete Dibo, Zahide Ayyıldız Onaran, Murat Kesebir, Berkan Karagöz, Ayşegül Ak, Onur Özdemir, Rıfat Karakuş, Ufuk Alkan, Canan Dağıdır Çakan, Melek Yıldız, Lale Aslan, Arzu Arzova, Sercan Yavan, Murat Batı, Emine Yöney, Özgür Şahan, Mehmet Fatih Ulu, Emine Çetinel, Sevdiye Ersoy Yılmaz, Umut Omay, Melike Atay Polat, Suzan Ergün, Ali Kemal Nurdoğan, Banu Külter Demirgüneş, Zelal Beyaz, Esma Gültüvin Gür Omay İlk COVID-19 salgınının 31 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde bir solunum rahatsızlığının Dünya Sağlık Örgütüne bildirilmesiyle ortaya çıktığı kaydedilmiştir. İlk önce Çin ve çevresini etkileyen bu virüs, sonraları dünyanın birçok bölgesinde görüldü. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise ülkemizde ilk kez 11 Mart 2020 tarihinde görüldüğü bilinmektedir.
Pandemi sürecinde tüm dünya ülkeleri gibi ülkemiz de birçok şeyi öngöremeyecek durumdaydı. Artan kamu harcamaları, düşük vergi gelirleri, kamu borçlanmalarında oluşan artışlar ve finansal piyasalarda ortaya çıkan dalgalanma, pandemi sürecini iyiden iyiye hissettirdi.
Bu olumsuz gelişmeler; ekonomide, gerek kamu sektöründe gerekse kamu dışı sektörlerde çeşitli dalgalanmalara neden oldu, olmaya da devam edebilir.
Bu kitabın amacı da pandemi sürecinde özellikle ülke ekonomimizde ortaya çıkan olumlu ve olumsuz neticeleri verilerle analiz etmeye çalışmaktır.
Ahmet Uçar, Arzu Yılmaz Aslantürk, Bekir Parlak, Bengü Öztan, Burak Hamza Eryiğit, Demokaan Demirel, Görkem Yaz, Gülnur Ataklı, Hande Nur Balcı, Hikmet Kuran, İsmail Başaran, Mücahit Sami Küçüktığlı, Ramazan Tiyek, Rasim Akpınar, Selim Yücel Güleç, Senem Ertan, Sercan Yavan, Süha Oğuz Albayrak, Süleyman Toy, Uluç Çağatay, Umut Berker Sevilmiş, Ülke Devrim Uysal, Vahide Dönmez İnce Dünya nüfusunun sanayi, teknoloji ve hizmet sektöründeki gelişmelere paralel son iki yüzyılda çok hızlı şekilde artması, ortak yaşam alanlarındaki sorunlar ile ortak yaşamdan kaynaklı ihtiyaçların giderilmesine yönelik kamusal mal ve hizmetlerin sunumunda yeni modellemeleri ve uygulamaların gelişimini beraberinde getirmiştir.
Türkiye, her ne kadar sanayi reformunu ve bunun sonuçlarına dair sorunları özellikle mekânsal düzlemde Batı’ya nazaran geç yaşamaya başlamış olsa da bu sorunların bilgi toplumu düzleminde zaman ve mekân sıkışmasına paralel olumsuz yansımaları, siyasal ve yönetsel boyutta birçok uygulamayı beraberinde getirmiştir.
Toplumsal olarak ortaya çıkan ihtiyaçlar ile kamu otoritelerince yapılan düzenlemelerin mukayeseli olarak ele alınmaya çalışıldığı “Yerel Yönetimler Teori, Uygulama ve Yeni Yaklaşımlar” başlıklı bu kitapta, bahsi geçen değişim ve dönüşüme paralel biçimde teorik ve uygulama çerçevesinde ortaya koyulan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin çözümlemelere yer verilmeye çalışılmıştır.

Zafar Iqbal, Mervyn K. Lewis Yönetim konusunu İslam iktisadı bağlamında inceleyen çok az çalışmanın yanısıra İslam'ın ve Batı'nın bu konudaki bakış açılarını karşılaştıran çalışma sayısı ise çok daha azdır. Kitap, İslam'ın temel ilkelerini, felsefesini ve yasal geleneklerini klasik ve çağdaş kaynaklarından faydalanarak ele almakta Batı'nın duruşuyla mukayese edilebilecek bir çerçeve ortaya koymaktır, islami olarak toplumsal sorgulamada az araştırılmış yönetişim konusunu modern teori ve pratikten beslenerek ve onları klasik ve modern Müslüman yorumlarla birleştirerek taze ve çağdaş bir yaklaşım getirmişlerdir.
Genel bir bakış sağlamak adına kitapta incelenen ana soru, Kur'an-ı Kerim ve sünnette belirlenen amaçlar, normlar ve değerlerin devlet mali teşkilatında konvansiyonel modelden farklılaşıp farklılaşmadığı ve farklılaşıyorsa bunun nasıl olduğudur, Bu bağlamda analiz edilen konular arasında adalet teorileri, vergilendirme, bütçe açıkları, islami finansman modları, kamu ve özel hesap verebilirlik ve yolsuzluklar yer almaktadır, Bu eşsiz ve son derece yenilikçi kitap, İslam iktisadı, kamu politikası, bankacılık ve Asya ve Orta Doğu çalışmalarına ilgi duyanlar için güçlü bir kaynak olacaktır.
Berna Ekal, Besime Şen, Eylem Akdeniz Goker, Gozde Orhan, Mehmet Ertan, Yonca Guneş Yucel Doksanlı yılların sonundan itibaren, uluslararası dinamiklerin ve akademik eksenli tartışma gündemlerinin tetiklemesiyle ülkenin önde gelen üniversiteleri “yurttaşlık” başlıklı derslere müfredatlarında yer vermişlerdir. Bu geleneği izleyerek Altınbaş Üniversitesi olarak yurttaşlık konulu bir dersi, kurulduğumuz günden itibaren müfredatımızda özellikle tanımladık. Alevilerin eşit yurttaşlık talepleri, kentten eşit düzeyde yararlanma ve toplumsal hizmetlere eşit katılım, toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler ve yurttaşlık ilişkisi, diaspora ve yurttaşlığın değişen içeriği gibi pek çok konuya değinen bildirilerden oluşan bu bildiri kitapçığının hem yakın gelecekteki araştırmalarımız için bizlere yol haritası sunacağını hem de öğrencilerimizin akademik ilgilerini kamçılayacağını düşünüyoruz.
Türkiye’de yurttaşlaşmanın tarihi, aynı zamanda modernleşmenin ve anayasal gelişmelerin tarihidir. Kulun ve tebaanın yurttaşlaşması ülkenin modernleşme sürecinin temel motifidir. Yurttaşlık, siyasal katılımı, bir dizi hak ve sorumluluğu ve bir aidiyeti imler. Bireyin kaderini tayin hakkını örtük biçimde hatırlatan bir kurumdur. Bu çalışma kulluktan yurttaşa dönüşümün tarihsel köşe taşlarını hatırlatıyor.
Ahu Ergen, Ayla Esen, Burcu Gümüş, Deniz Kantur, Dicle Yurdakul, E. Eser Gegez, Elif Yolbulan Okan, Esra Arıkan, Merve Yanar Gürce, Murad Canbulut, Özge Sığırcı, Recep Öztürk, Yağmur Özyer, Yasin Aksoy Eğitim sektörü genelinde ve yükseköğretim özelinde eğitim kurumları bugünlerde tüm dünyada yaşanan sosyo-kültürel, teknolojik ve ekonomik değişimler çerçevesinde geleceğe dönük stratejilerini doğru belirleyemezler ve bu dinamikleri gözden kaçırırlarsa rekabetçi güçlerini kaybetmeye başlayacaklardır. Üniversitelerde stratejik yaklaşım ihtiyacı hiçbir zaman nesnelerin internetinin konuşulduğu, bireylerin kurumların karşısına rakip olarak çıkabildiği bugün olduğu kadar acil olmamıştı. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, üniversite yöneticilerine üniversite stratejilerini oluşturmada temel kaynak teşkil edecek ve bunu son derece bilimsel bir bakış açısıyla ortaya koyma şansı verecek bir rehber olacaktır.
Riyad Mansur el-Huleyfî İslam'ın beş şartından biri olan zekât; dinî bir görev, mali bir ibadet ve toplumsal bir yükümlülüktür. Zekâtın farziyetini kabul etmeyen kişi Müslüman sayılmaz. Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de otuz iki yerde zekâtı zikretmiştir. İslam, zekât sistemini, insanın heva ve hevesine bırakmamış, onu sekiz yönden kapsamlı ve tafsilatlı bir şekilde ele almıştır. Her ne kadar zekâtla ilgili hükümler gayet titiz bir incelikle, açık bir şekilde tanzim ve beyan edilmiş olsa da modern dünyada zekâtın nasıl uygu¬lanacağı hususu hâlâ belirsiz ve izaha muhtaçtır. Zekât Muhasebesi, farklı uzmanlık alanlarından da faydalanarak zekât konusunu etraflıca ele almıştır.
Dr. Riyad Mansur el-Huleyfi'nin özellikle Kuveyt'te karşılaşılan zekât muhasebesi ile ilgili sorun¬lardan hareketle günümüz muhasebe tekniklerine dayanarak kaleme aldığı bu çalışma, konu ile ilgili önemli açılımlar sağlamaktadır. Özellikle muhasebe tekniklerine dayalı uygulamalı bilgiler sunan bu eser, sadece fıkıh ile sınırlı kalmamış muhasebe, hukuk ve iktisat alanlarını da kuşatarak konunun çok boyutlu bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktadır.
Zekât emrinin modern dönemde ihyası yolunda ufak da olsa katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışma ile okuyucuların modern ekonomik sistem içerisinde zekâtla ilgili yasal esasları, muhasebe araçla¬rını ve şer'î prensipleri kavraması amaçlanmaktadır. Böylece okuyucular, şirketlerin ve şahısların zekât hesaplarını günümüz verilerine ve uluslararası muhasebede kullanılan mali raporlara uygun bir şekilde yapma becerisi kazanacaklardır.

Mervan Selçuk, Şakir Görmüş Müslümanların zekâtla olan irtibatı gün geçtikçe azalmış ve neredeyse kopma noktasına gelmiştir. Zekâtı aslına uygun olarak hesaplayıp, hak edenlere ulaştıranların sayısında azalma olduğu görülmektedir. İslam ülkelerinin sahip olduğu zekât potansiyeli kolaylıkla gelir dağılımındaki bozuklukları ve fakirlik problemini ortadan kaldırabilecekken, zekâtın günümüzde yeterince kurumsallaşamaması birçok sosyo-ekonomik problemin ortaya çıkmasına ve mevcut problemlerle etkili bir mücadele yapılamamasına neden olmaktadır. Hz. Peygamberin (s.a.v.) sünnetinde olduğu gibi devlet otoritesi altında ve cebrî bir şekilde toplanıp dağıtılamasa da başta Malezya, Endonezya ve Pakistan gibi ülkelerde devlet destekli olarak zekâtın kurumsal bir yapıda uygulanmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu çalışmada, zekâtın kurumsal bir yapıda uygulandığı ülkeler hakkında bilgiler verilmiş ve karşılaştırmalı olarak bu zekât kurumları incelenmiştir. Bu bilgiler ışığında, mevcut yasal ve kurumsal yapıları da göz önüne alarak, Türkiye'de modern anlamda uygulanabilir bir zekât kurumu için model oluşturulmuştur.