Halkla İlişkiler ve İletişim \ 4-8
Müjde Ker Dincer Hayallerimiz, beklentilerimiz, umutlarımız bizi yaşama bağlayan, zorlu sınavlardan geçmemize ve yaşantımıza devam etmemize yardımcı olan en büyük destekçilerimiz… Bunları gerçekleştirirken huzurlu, mutlu, başarılı ve sağlıklı olmayı da istiyoruz. Peki, tüm bu isteklerin hayalden gerçeğe dönüşmesindeki en büyük yardımcımız ne olacak? “Tabii ki iletişim becerimiz” dediğinizi buradan duyuyor gibiyim. Haklısınız, iletişim becerimiz sosyal ilişkilerimizdeki başarının yüzde 85’lik diliminde söz sahibi. İletişim becerimiz sayesinde ilişki kurabiliyor, sürdürebiliyor, gerektiğinde ise sonlandırabiliyoruz. Hayatımızı kapsayan iletişim becerimizi başarılı bir şekilde sergilerken de birçok alt dalına özen gösteriyoruz. Sözel, yazılı ve sözsüz becerilerden oluşan bu alt dallar kendi içlerinde birçok kola ayrılıyor ve biz burada sözsüz dalın kollarına bakacağız.
Sözsüz iletişim becerisi her ne kadar, konuşma ve yazma becerilerinin ortaya çıkmasından önce tarihin ilk dönemlerinden yaşantımıza giren bir becerimiz ise de, bilimsel açıdan ele alınarak, inceleme konusu olması daha yakın dönemlere dayanıyor. Sözsüz iletişimin sessiz yönü olan kinezik (beden dili) başta olmak üzere, sesli yönü olan para-linguistik ve duyulara dayanarak biçimlenen nesnel iletişim bu kitapta sizin karşınıza çıkacak. Kinezik başlığı altında jestler ve mimikler incelenirken, para-linguistik çerçevesinde ses özellikleri ve susma, son olarak ise nesnel iletişim başlığıyla proksemi (uzamsal iletişim), haptik (dokunarak iletişim), kroksemi (zamanla ilgili iletişim), estetik, fiziksel ve genel görünümle ilgili okumalar yapacaksınız. Yaşantımızı çevreleyen bu iletişim becerimiz hakkında gelişim sağlarken hepimize kolay gelsin.
Michel Bourse, Halime Yücel İletişimin sözcükleri üzerine olan bu kitap okuru, her iletişim durumunu kapsayan, çok çeşitli etkenlerin işin içine girdiği karmaşık iletişim durumlarına göndermede bulunan yöntemler ve sorunsallar üzerine düşünmeye de yöneltmeyi hedefliyor. Sözlük biçiminde sunulması, tanımların bütününe hemen ulaşma olanağı tanıyor. İletişim alanının hem kavramlarını ve tanımlarını hem de bilimsel olmayan güncel terimlerini kapsıyor. İletişimin kavramlarının yalın bir sunumundan çok daha fazlasını ele alarak düşünceler tarihinde önerilen farklı iletişim kavramlarının ve modellerinin eleştirel bir incelemesine girişiyor, böylece özgünlüklerini ve varsıllıklarını gösteriyor. Akımların ve kuramların karşılaşmasının hareketli tarihinin ötesinde iletişimin düşünceler çekirdeğini ve oluşturucu değerlerini ortaya koyuyor.
Kitap, öncelikle iletişimsel etkinliğin uygulanmasıyla karşı karşıya kalan kişilere -öğrenciler, araştırmacılar, meslek çalışanları- sesleniyor. İletişimi daha iyi anlamayı isteyen okuyucuların; bilgilerini derinleştirmelerine, bakış açılarını genişletmelerine katkıda bulunmayı, günümüzde önem kazanan bu araştırma alanının farklı akımlarını ve eğilimlerini değerlendirmeyi amaçlıyor.
Nursel Telman - Ülfet Uzunkoca Bu kitap; yaşamın her alanında önemli bir yeri olan "iletişim"e dairdir. İletişimin ilgi çeken tarihi sürecini, insanın içinde yaşadığı bölge ve toplumla ilgili iletişimini, dijitalleşmenin iletişime ilişkin özel boyutlarını, etkili iletişimin sağlanmasına yönelik teorik ve pratik bilgilerle birlikte değerlendirmekte; ayrıca aile, eğitim, örgütsel iletişim gibi farklı platformlardaki gereksinimlerden yola çıkarak insan ilişkilerini, insan psikolojisi açısından ele almaktadır.
Gerçek yaşam vakaları ve uygulanabilir egzersizleriyle akademik çalışmaların yanında yaşamın her alanında, hem kendi iletişimini geliştirmek isteyen hem de diğerlerine iletişim tekniklerini öğretmek isteyenler için kaynak bir rehber niteliğindedir.
Gönül BUDAK, Gülay BUDAK Sosyal medya, sanal ağlar ve kitlesel iletişimin dev adımlarla ilerlediği iletişim çağına, imaj çağı da demek yanlış olmayacaktır.
Bireysel, örgütsel ve ülkesel düzeyde imaj yapılandırmalarının önem kazanması, imajın kurulabilen ve yönetilebilen bir olgu olmasıyla ilintilidir. Halkla ilişkilerin odak noktasında imaj çalışmaları yer alır. Tüm diğer çalışmalar, bu odak noktasının etrafında şekillenir. Bu nedenle imaj oluşturmak için yapılan faaliyetleri halkla ilişkiler olarak nitelendirmek, yapılan faaliyetleri adlandırmada yetersiz kalacaktır. Bunun yerine “İmaj Mühendisliği” demek daha doğru olacaktır.
İşletmeler 1997 yılında belirlenen SA 8000 Sosyal Sorumluluk standardı çerçevesinde, sosyal sorumlulukları kapsamında, dezavantajlı konumdaki insanları destekleyerek, toplumun refahına sürdürülebilir bir katkı sağlamak ve “kazan kazan” mantığı ile çalıştıklarını hedef kitlelerine kanıtlayıp olumlu imaj yaratmayı da hedefleyen Sosyal Girişimcilik alanlarına katkı vermeye başlamışlardır.
Halkla ilişkiler kapsamında tanımlanan hedef kitleler oldukça geniştir. İşletme içinden, çalışanlardan başlar, müşteriler, potansiyel müşteriler, rakipler, devlet, vb. ulusal ve uluslararası düzeyde birçok halk topluluğuna uzanır. Geniş halk kitlelerine ulaşmada en önemli araçlardan birisi; medya, diğeri ise, sanal ortamdır. Sanal ağlar ve sosyal medya sayesinde işletme bizzat kendi haberlerini yönetebilme özgürlüğüne sahip hâle gelebilmiştir. Üstelik 7 gün 24 saat düzenlenebilen, son derece dinamik bir ortamda istediği görselliğe ve içeriğe, istediği zamanda şekil verebilen işletmenin imajını yönetmek daha kolay hâle gelmiştir. Ancak iletişim çağında bilgilerin yaratılması kadar, yayılmasının da ne kadar hızlı olabileceği düşünülürse, imajın korunmasının eskisinden zor hâle geldiği kabullenilmelidir.
Halkla ilişkiler faaliyetlerinin önemi, imajın nasıl istenilen doğrultuda yapılandırılacağının yanında, imajın nasıl korunacağına yanıt aranması nedeniyle giderek artmaktadır.
Güzin ILICAK AYDINALP, Sinem TUNA, Burcu EKER AKGÖZ, Gülay ÖZTÜRK, Ceyda DENEÇLİ, Aygül ERNEK ALAN, Erdem TATLI, Elif ENGİN, Öykü Ezgi YILDIZ, Ürün Anıl ÖZDEMİR, Sevda DENEÇLİ, BORA ÇAVUŞOĞLU, ESEN KUNT, YAKUP SAĞIROĞLU Görünürlük ve imajın önem kazandığı günümüzde, popüler kültür imaj üretimini zorunlu hale getirmiştir. Gerçeklerin yerini imajlara bıraktığı bu dönemde, bireyler gibi kurumlar da imajları ile farkındalık yaratmaya çalışmaktadır. Halkla ilişkiler, reklam, sinema, marka, spor gibi birçok alanda imaj üretimi yapılırken, farklı disiplinlerde imajlar yeniden yeniden çeşitli biçimlerde üretilmektedir. Bu çalışma Dr. Güzin ILICAK AYDINALP editörlüğünde İstanbul Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi, Gelişim Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde çalışan kendi alanlarında uzman doktorlar, imaj üretimi konusunda uzman görüşlerini paylaşmaktadır.
Halime Yücel Günümüzde imge, hem çekici hem de sakınılması gereken, evrenimizi işgal eden bir varlık ya da kavram gibi değerlendirilir. İmgeden Yoruma başlıklı bu kitap; öncelikle imgeyi tanımlayarak imge türlerini sınıflandırıyor, imge ve algılama ilişkisini ele alıyor. İmgenin toplumsal yaşamda giderek artan önemini kavrayabilmek için imge ve insan bağıntısının kısa bir tarihine yer veriyor. Böylece imgeyle ilgilenmenin, insanlıkla ve kültürle ilgilenmek anlamına geldiğini ortaya koyuyor. İmgenin insanlığın doğuşundan bu yana düşünceye, simgeselliğe ve estetik gereksinimlere eşlik ettiğini gösteriyor. İmgenin bu kadar tartışmalı bir kavram olmasının nedeninin gerçeklikle bağıntısından kaynaklandığı düşüncesinden yola çıkarak imge konusundaki sakınımlarını dile getiren dinlerin, düşünürlerin savları ışığında imge ve gerçeklik bağıntısını irdeliyor, imge konusundaki güncel sorgulamalara yer veriyor.
İmgeden Yoruma tükettiğimiz imgeleri daha iyi anlayarak yöntemsel bir biçimde yorumlamanın, ona edilgen olarak maruz kalmamak için gerekliliğini savunuyor. İmgeleri anlamanın, günümüzde yaygın görülen imge korkusuna ya da sakınımına bir çözüm oluşturabileceğini ileri sürüyor. İmgeyi; olası olumsuz etkilerinden korunmanın en iyi yolunun onu çözümlemek olduğu düşüncesiyle ele alıyor. İmge çözümlemesinde kullanılabilecek yaklaşımlar arasından çok anlamlı ve açıklayıcı bir yöntem olan göstergebilimsel yöntemi ele alarak imgenin bir söylem gibi okunmasının anahtarlarını sunuyor. Göstergelerin değerlendirilmesini somutlaştırmak amacıyla birçok imge çözümlemesine de yer veriyor.
Günlük yaşamın imgeleri, ilginç bir biçimde gerçekliğimizi de yorumlarlar. Evrenimiz zihinsel ve algısal imgelerle sarılıdır. Bu durumda imgeleri çözümlemek, politik ve toplumsal olgularla ilgilenmek anlamına gelir. Asıl tehlike, imgelerin ne olduklarını bilmek istememekten kaynaklanır. Bu kitap da imgeleri mistiklikten arındırıp onlara verilen büyülü gücü geri almaya katkıda bulunmayı amaçlıyor.
John Bessant, Joe Tidd Üçüncü Baskı için gözden geçirme
“Bu kitap inovasyon ve girişimcilikle ilgilenenler için bir referanstır. İkinci baskıya dayanarak Bessant ve Tidd, sürdürülebilirliğe yönelimli inovasyon, yaratıcı girişimcilik, inovasyon modelini şekillendiren ICT’lerin büyüyen önemi, biriken kaynaklama, biriken fonlama ve inovasyon toplulukları güncel tartışmaları kitabın bünyesinde toplamıştır. Teorilerin örnek vakalarla birleştirilmesi, medya bağlantıları ve diğer online öğrenme materyalinin revizyonu bu baskıyı seçkin hâle getirmektedir.”
Dolores Anon Higon, Doçent Dr. Ekonomi Fakültesi, Valéncia Üniversitesi, İspanya

İkinci Baskı için gözden geçirme
“Bessant ve Tidd’in İnovasyon ve Girişimcilik 2. Baskısı ideal bir lisans kitabıdır. Önceki sınıflandırılmış ilgili araştırmaları çerçeveleyerek mantıklı şekilde sunmakta ve görsel materyali, öğrenmeye yardım edecek tarzda başarı ile sentezlemektedir.”
John Storey, Yönetim Profesörü, Açık Üniversite İşletme Okulu

Bu kapsamlı ve saygı uyandıran metin güvenilir bir takım olan John Bessant ve Joe Tidd tarafından hazırlanmıştır. Her ikisi de mükemmel temelleri ve güvenilir varlıklarıyla inovasyon çalışmalarının içindedir ve pek çok senedir araştırmaların başını çekmektedirler.
Bu metin inovasyon ve girişimcilik hakkındaki sezgileri en üst düzeyde zamana uygun şekilde karıştırmaktadır. Bugün dünyada özel sektörün ve kamu sektörünün her ikisinde de yeni fikirleri ticarileştirmeye ısrar etmek olan inovasyon ekonomik ve sosyal refahı geliştirmek için vardır. Aynı zamanda büyüyen etkili ve başarılı inovasyon, organizasyonel hazırlıkların yapılmasını ve bireylerin potansiyellerini inovasyona aktarmak için enerji ve bağlılığını gerektirmektedir. Bu metin bunun nasıl yapılacağını, ulaşılabilir şekilde örneklemektedir. Bu alandaki lisans dersleri için ve gerçekten de otoritelerini ispat etmek isteyen araştırmacılar ve uygulamacılar için etkili bir bağ oluşturacaktır.
Larry Keeley, Ryan Pikkel, Brian Quinn, Helen Walters - Wiley İnovasyonun On Tipi kitabı ile inovasyon yapmak isteyenlere reçete veriliyor. Adım adım ve yalın bir şekilde inovasyonun nasıl geliştirilebileceği konusunda önemli sırlar ortaya koyuluyor. Bu kitap, özellikle teknoloji odaklı inovasyon yapmak isteyenlere yapılan hataları da göstererek uygulama ortamı oluşturuyor. Yenilik ilkelerini verirken startupların ve hatta büyük kuruluşların anlamlı ve sürdürülebilir büyüme konusundaki donanımını artırıyor. 2000'den fazla başarılı yeniliğin ortaya çıkışında önemli içgörüler sağlıyor.
Bu kitabın anlatım tarzında özel bir algoritma uygulanarak anlamlı gruplar belirlendi. İnovasyon fırsatlarını belirlemek için firmaların iç ve dış büyüme parametreleri ve performans değerleri, rakiplerini de devreye alarak şekillendirildi. İnovasyon odaklı performansın artırılabilmesi, önemli değerlendirmeler yapılabilmesi için özel ve hazır yol haritaları sunuldu. Endüstriler için de inovasyon modellerini teşhis edip yeni bir anlayış ve yöntem geliştirme imkânı sunuluyor.
Çevrimsel araştırmanın altyapısını vererek farklı ve anlamlı değişim ve dönüşümü düşündürüp kalıcı ve kullanışlı yollar uygulatarak kitabın ne kadar değerli olduğunu kanıtlıyor. Eğer kurumunuzda anlamlı ve sürdürülebilir büyümeyi inovasyon odaklı gerçekleştirmek isterseniz yenilik ilkelerinin detaylı olarak anlatıldığı İnovasyonun On Tipi kitabını okuyun.
Bu kitabın yazarlarından Larry Keeley'in tecrübelerinden yararlanmak büyük bir fırsat. Kendisi BusinessWeek tarafından inovasyon alanındaki dünya görüşünü ve paradigmaları değiştiren, yedi yenilik gurusundan biri olarak seçilmiş olup Doblin firmasının kurucusudur. Diğer yazarlar ile birlikte inovasyonun tasarlanması ve sürdürülebilir kılınması konusunda dünya çapında pek çok girişimciyi, yöneticiyi, şirketleri ve startupları etkilemiştir.
Salih Güney Tüm işletmeler için vazgeçilmez unsur insandır. Bu nedenle çalışanların seçimine, işe yerleştirilmesine, eğitimine, terfi ettirilmesine, değerlendirilmesine ve emekliliğine önem veren işletmeler iş yaşamında her zaman başarılı olmuştur.
İnsan kaynakları yönetimi kitabı, personelin işe alımından emekli edilinceye kadar geçen süreçlerde başarılı olmak isteyen kişi ya da kurumların başvuracakları bir kaynak niteliğindedir.
R. Wayne Mondy, Judy Bandy Mondy İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY), işletmelerde; planlama, seçme ve yerleştirme, eğitim ve geliştirme, performans değerleme, ücret ve diğer ödemeler yönetimi, kariyer yönetimi, iş ve işveren ilişkileri, sendikalarla ilişkiler, sağlık ve güvenlik konuları, yasalara uygunluğun gözetilmesi, iş analizi, stratejik planlama, işgücü çeşitliliği gibi çeşitli konularda stratejiler oluşturan ve uygulayan bir işlevdir.
İKY, hızla değişen teknolojiye paralel olarak her geçen gün kendini yenilemektedir. Dolayısıyla İKY ile ilgili tüm konuları, güncel gelişmeleri, yasal gereklilikler ile uluslararası İKY’yi de ele alan, kavramsal bilgilerin yanında çeşitli araştırma sonuçları ve örnek olaylara da yer veren bu eser, akademik çalışmalara ve İKY alanındaki uygulamalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Kitabı benzer kitaplardan ayıran özelliği, İKY ile ilgili konuları kuramsal, araştırma odaklı ve uygulamalı olarak ele almış olmasıdır. Bu doğrultuda, on dört bölümden oluşan kitapta, her bölüm sonrasında yer verilen bölüm özeti, konuyla ilgili anahtar kavramlar, tartışma soruları, okuyuculara bilgilerini ölçme olanağı sunan test soruları, örnek olaylar, bölüm kaynakçası ve İKY ile ilgili web sayfaları konuların özümsenmesine destek olmaktadır.
David A. DeCenzo, Stephen P. Robbins, Susan L. Verhulst Kapak resmindeki yelkenlinin kaptanı, tahmin edilemez bir iş ortamındaki herhangi bir örgütün yüz yüze geldiği hedeflerin ve zorlukların birçoğunun aynısıyla karşılaşmaktadır. Örgütler zorluklarla karşılaştıkları zaman, ortamdaki değişikliklere çabuk tepki veren ve başarı stratejileri geliştiren iyi eğitimli uzmanlara güvenirler. İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY), stratejiyi etkili bir biçimde sürdürmek için gereken becerilere sahip kişileri seçmekten ve eğitmekten sorumludur. İnsan Kaynakları Yönetiminin Temelleri, örgütün her seviyesinden çalışan için işe alma, eğitim, motivasyon, çalışanları elde tutma, güvenlik ve yasal çevre gibi İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) unsurlarını anlamayı sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır.
John R. Levine - Margaret Levine Young İnternete bağlanmanız mı gerekiyor?
İşte İnternete giden eğlenceli ve kolay yol haritanız!
İnternet ticaret, eğlence ve anlık iletişim merkezidir. Aynı zamanda çok hızlı değişen, dolayısıyla bir rehbere ihtiyac duyulan bir araçtır. İnternet for Dummies her türlü araçla İnternet bağlantısının kurulması, e-posta ve sosyal hesapların kurulumu, içerik arama ve paylaşımı ve çevrimiçi takılırken güvenli ve gizli kalmaya dair tavsiyeleriyle bu boşluğu dolduruyor.

İnternet nedir ağlardan oluşan bu harika ağla başa çıkın ve nasıl güvenli kalacağınızı ve gizliliğinizi nasıl koruyacağınızı görün
Giriş yapın tarayıcı yükleme, İnternet hizmet sağlayıcısı seçme, aracınızı yapılandırma ve webe girişle ilgili basit adımları takip edin
Tarayıcılarla tarama yapın Google Chrome gibi farklı tarama seçeneklerini deneyin
Takılın arkadaşlarla iletişim kurmak için bir e-posta hesabı açın, telefon ve video konferans seçeneklerinden yararlanın
Sosyalleşin Facebook ve Twitter hesapı açın ve sosyal medya dünyasını keşfedin
İhtiyacınız olan şeyi bulun en iyi arama sonuçlarını edinme, kişi bulma, güzel siteleri keşfetme ve alışveriş yapma yollarını keşfedin
İnternetin bir parçası olun: kendi yazınızı, fotograf ve videolarınızı çevrimiçi nasıl ekleyeceğinizi öğrenin

Kitabı açın ve
İnternet bağlantısı için basit tavsiyeyi
Çocuklar için güzel çevrimiçi şeyleri
Bilgisayar virüsleri ve
e-posta spamlarını önlemeyi
Wi-fi ağa bağlanmak için tüyoları
Önde gelen sosyal medya sitelerine katılmanın adımlarını
Bankacılık işlemleri, fatura ödemeleri ve çevrimiçi yatırım ile ilgili her şeyi
Blogda düşüncelerin paylaşılmasını
Fotoğraf paylaşılacak, müzik dinlenecek ve alışveriş yapılacak yerleri
Bağlantınızla ilgili problemleri gidermeye dair tüyoları inceleyin
Seyfi Kılıç Teknoloji, genellikle ekonomik ve toplumsal bağlamı göz ardı edilerek güç ilişkilerinden bağımsız bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu durum, teknolojiye bağlı olarak ortaya çıkan yeniliklerin de kapsamlı bir analizini olanaksız kılmaktadır. Günümüzde özellikle iletişim alanını etkileyen teknolojik yeniliğin başında iletişimin hızını, kapsamını ve boyutunu tümüyle değiştiren internet gelmektedir. İnternet ve onun habercilik pratiklerindeki karşılığı olan internet gazeteciliğine yönelik değerlendirmelerde ise teknolojinin ele alınışındaki eksikliğe bağlı olarak, toplumsal ve ekonomik boyutlar soyutlanmaktadır. Dolayısıyla internet ve internet gazeteciliğine dair kapsamlı bir değerlendirme yapabilmek için ekonomik ve toplumsal boyutların da göz önüne alınması gerekmektedir. Buradan hareketle bu kitapta, var olan toplumsal sistem, bu sistem içinde iletişim, internet ve internet gazeteciliğinin konumu ekonomi politik bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu doğrultuda kapitalizm öncesi toplum biçimlerinden Marx'ın kapitalist topluma dair temel eleştirilerine, iletişim ve internetin ekonomi politik analizinden dünyada ve Türkiye'de internet gazeteciliğinin genel özelliklerine kadar çok geniş bir konu yelpazesi okurlara sunulmaktadır. Böylece tüm öğrenci, akademisyen ve bu alana ilgi duyanların yararlanabileceği, iletişimin ekonomi politiğine dair doyurucu bir kaynak ortaya çıkarmanın yanında internetin, ekonomi politik bakımdan analizine dair var olan ciddi eksiklik giderilmeye çalışılmıştır.
Süleyman Ersöz, Olcay Özge Ersöz Bilgileriniz geçmişinizdir,
Kararlarınız ise geleceğinizi şekillendirecektir.
İnsanın en temel güdüsü hayatta kalmak ve varlığını devam ettirmektir. Hayatta kalmanın koşulu başarmaktır. Başarmak için de doğru kararları vermek gerekmektedir.
Bilgi belirsizliği azaltan ve doğru Kararların verilmesine destek olan stratejik bir anahtardır. Karar vermek; günlük hayatta bir bireyin kendi geleceğini, ya da bir yöneticinin çalışanların ve işletmenin geleceğini tayin etme işlemidir. İki veya daha fazla seçenekten birisini geleceğimiz için en iyisidir diye seçme faaliyetidir. Bir yol ayrımıdır. Geçmişe bakıp, keşkelerle anıp pişman olmayacağımız ve ne iyi yapmışız diye gururlanacağımız bir dönüm noktasıdır. KARAR anıdır.
Karar anı, örgütün içinden ve çevreden gelen sistematik verilerin, bilimsel ve dinamik bir değişim sürecinde etkili ve doğru karara dönüştürülmesi işlemidir. Yoksa duygusallığın, en iyisini ben bilirim ya da olsa olsa yöntemlerinin hakim olduğu ortamlarda verilen kararlarda hata payı yüksek olacaktır.
Bu kitapta; kararları ile hayatınıza yön verecek siz geleceğin yöneticilerine, veri, bilgi ve karar yolculuğunda hazırlıklı olabilmeniz ve doğru kararlar alabilmeniz için kuracağınız bilgi yönetim sisteminin yol haritası çizilmeye çalışılmaktadır.
Dilaver Tengilimoğlu, Yüksel Öztürk Çağımızın popüler mesleklerinden biri hâline gelen halkla ilişkiler mesleği gerek kâr amacı güden işletmelerde gerekse kâr amacı gütmeyen örgütlerde, organizasyon şemaları içeresinde daha fazla yer almaya başlamıştır. Halkla ilişkiler, işletmeler ile toplumun birbirlerini daha yakından anlamalarına/tanımalarına imkân sağlayarak sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kurumalarında yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada, halkla ilişkiler konusunda temel teorik bilgi ve yöntemler yanında çağdaş halkla ilişkiler işlevleri ve örnek olaylara yer verilmiştir. Bu kapsamda; halkla ilişkiler ile ilgili kavram ve ilkeler, halkla ilişkiler araçları, iletişim, lobicilik, imaj, sponsorluk, tanıma, tanıtma, kriz yönetiminde halkla ilişkiler ve itibar yönetimi kavramları üzerinde durulmuştur.
Richard P. Rumelt İyi Strateji/Kötü Strateji, pek çok stratejiyi felakete sürükleyen günümüz düşünsel karmaşasına okur açısından netlik kazandıran bir kitap. Rumelt, burada gerçek dünyada uygulamaya konacak eylem yönelimli güçlü bir stratejinin nasıl yaratılıp pratiğe döküleceğinin yolunu gösteriyor.
“Bir stratejinin geliştirip uygulamaya konması bir liderin en temel görevidir; iyi bir strateji ilerlemenin önündeki engellere onların üstesinden gelme yolunda yaratılan bir tepki, özgün ve tutarlı bir yaklaşımdır; iyi bir stratejide, güç en etkili olacağı şekilde elde edilmeli ve yine o şekilde uygulanmalıdır.” denilen kitapta, Rumelt bir yandan da “strateji”yi salt motive edici sloganlar, şişirme amaçlar, finansal hedefler, herkesin tartışmasız biçimde kabul edeceği cinsten yuvarlak ve uzlaşmacı hedefler olarak değerlendiren günümüz eğilimlerinin yarattığı olumsuz sonuçlara da ışık tutuyor.
İyi Strateji/Kötü Strateji’de tüm bu olgulara “kötü strateji” damgasını vuran Rumelt “iyi strateji”nin gücünü sergilemeyi de ihmal etmiyor. Kaldıraç kullanımından tutun da büyüme için sağlıklı bir odaklanmaya kadar uzanan, hem faydacı hem de ilk Pazartesi günü hemen uygulamaya konabilecek türden dokuz adet güç kaynağına işaret ediyor. Yazar kendi özgün ve faydacı yaklaşımlarını yaşama geçirmiş şirketler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve askerî kurumlardan etkileyici örnekler sunuyor. Ama bununla da kalmıyor ve Apple’dan General Motors’a, Irak Savaşı’ndan Afganistan Savaşı’na, küçük bir yerel marketten Wall Mart'a, Nvidia’dan Silicon Graphics’e, Getty Trust’tan Los Angeles Bölge Okullar Birliği’ne, Cisco Sistemleri’nden Paccar’a ve Global Crossing’den 2007-2008 finansal krizine kadar daha detaylı örnekleri de kitabın zengin içeriğine katıyor.
İyi Strateji/Kötü Strateji’de ekonomi, finans, teknoloji, tarih alanlarından olduğu kadar insan karakterinin başarı ve kusurlarına dair de çarpıcı bir şekilde bir araya gelmiş engin bir bilgi ve deneyim birikimi söz konusu. Bu birikimi, en zor sorulara yanıt verebilmek için yüzeyi yıllarca büyük bir azim ve kararlılıkla kazıyıp durmuş Rumelt'in sebatkâr çalışmalarına borçlu olduğumuz da aşikârdır.
Ebru Güzelcik Ural, Nurgül Soydaş Bu kitap, liderliğin anlık fotoğrafıdır.
İletişimde en önemli yaklaşım, Peter Drucker'a göre söylenmeyeni duymaktır. Liderlikte ise duyulmayanı fısıldayabilmek ve fısıldananların duyulması için gereken cesareti gösterebilmektir. Liderlik, teknik becerilerin çok daha ötesinde bir kavramı tanımlamaktadır. “Yaşam demek, insanlara ilgi göstermek, bütünün bir parçası olmak, elden geldiğince insanlığın esenliğine katkıda bulunma demektir”. Liderlik de tam olarak bu esenliğe katkı sunan olabilmektir. Başkalarının esenliğini düşünerek hareket eden; yaptıkları her işte, attıkları her adımda fark yaratan isimlerle “iz bırakanları”, iz bırakan yönlerini ve bir çıktı olarak iz bırakan liderliğin kodlarını bu kitapta bulabileceksiniz.
Bu kitap, lider olmak isteyen, “Benden lider olur mu, lider miyim?” sorusuna yanıt arayan; etkili liderlik, stratejik liderlik, liderlik iletişim becerilerinin neler olduğunu merak eden ve kendi liderlik yolculuğunda bir veri setine ihtiyaç duyan ve iz bırakan liderlerin tecrübe, uzmanlık ve özgünlüklerini öğrenmek isteyen her değer için yazılmıştır.
Ruhlarını kaybetmeden başkalarının ruhuna ilham olmayı başarabilen, bilgisiyle egosunu değil yaşamı besleyebilen, kendi ruhunun tutuşturucu özelliklerini başkalarıyla paylaşarak büyütmeyi bilen gerçek liderlere… "Lider miyim?" sorusu soranlara, kendi liderlik yolculuğunda arayış içinde olanlara…
Kitapta yer alan iz bırakan liderler:
• Aslıhan Koruyan Sabancı (Sürdürülebilir Sağlıklı Yaşam ve Sağlıklı Beslenme Lideri, Uluslararası Ödüllü Yazar, TuluVital Holistik Sağlık İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi ve Aslıhan Koruyan Sabancı Wellness Markalarının Kurucusu, Ekonomist)
• Ataman Özbay (Girişimci İş Lideri, Islak Mendilin Mucidi, Eczacı, TEDX Konuşmacısı)
• Haldun Dormen (Sanat Lideri, Tiyatro Sanatçısı/Duayen)
• Huzur Devletşah (Global İş Lideri/İlaç Endüstrisi)
• Monik İpekel (Sivil Toplum Kuruluşları ve Toplumsal İyilik Lideri)
• Nurten Öztürk (Girişimci İş Lideri, OPET Kurucu Üyesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı)
• Serdar Evcin (Global İş Lideri, Pakmaya Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi)
• Seval Bahçıvan (Girişimci İş Lideri, Bahçıvan Gıda AŞ Yönetim Kurulu Üyesi)
Arzu Bostancı Durmuş, Ayşe Ayvacı, Çağanay Soysal, Çiğdem Canatan Gençer, Dilek Ergin, Dilek Menekşe Beşer, Eda Adeviye Şahin, Fatma Doğa Öcal, Gökçe Gökkaya, Hacer Duygu Yeşilkayalı, Hakan Arslan, Hande Esra Koca, Hanifi Şahin, Işılay Ece Sapmaz, İpen İlknur Ünlü, İsmail Burak, Mehmet Alican Sapmaz, Mehmet Alican Sapmaz, Mehmet Taşar, Murat Cansever, Nefise Bayındır, Nur Dikmen, Oğuz Özdemir, Osman Aşıcıoğlu, Sezin Oral Yıldız, Sinem Ayşe Duru Çöteli Özel bir alan olan kadın hastalıkları ve doğum alanı uygulamalarında sağlık profesyonelleri ile hasta iletişimi oldukça önemlidir. Kadın Doğumda İletişim adlı kitabımız, kadın doğum hastaları ile çalışacak profesyoneller için yararlı bir kaynak olması amacıyla hazırlanmıştır.
Kitap; Gebelerle İletişim, Lohusa İle İletişim, Preoperatif Hasta ve Hasta Yakınlarıyla İletişim, Postpartum Depresyon ve İletişim, Riskli Gebelikli Hastalarla İletişim, Tekrarlayan Düşükleri Olan Hastalarla İletişim, İstenmeyen Gebeliklerde İletişimin Önemi Menopozlu Hastalarda İletişim, Jinekolojik Onkolojide Hastayla İletişim, Pandeminin Sağlık Hizmetlerine Ulaşımına Etkisi ve Tele-tıp, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde Hasta Yakınları İle Hemşireler Arasındaki İletişim, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde Hasta Yakınları İle Hemşireler Arasındaki İletişim, Cinsel İstismar Mağduru Adolesan Gebelerle Mesleki İletişim, Cinsel Yolla Bulaşıcı Hastalıklarda İletişim, Cinsel Yolla Bulaşıcı Hastalıklarda İletişim, Endometriozisli Hastalarla İletişim, Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniklerinde Aydınlatılmış Onam Süreci, Gebelik ve Doğum Komplikasyonlarında Kadınlar ve Aileleri İle İletişim, Polikistik Over Sendromlu Hastalarla İletişim, İnfertil Çiftler İle İletişim, Göçmen Kadın Sağlığında Kültürlerarası İletişimin Önemi başlıklarını taşıyan 21 bölümden oluşmaktadır. Bölümler ayrıntılı ve akıcı bir dille işlenmiş, güncel kaynaklar kullanılmıştır. Kadın Doğumda İletişim adlı kitabın; tüm sağlık profesyonelleri, eğitimciler, öğrenciler ve ilgi duyan herkesin yararlanabileceği bir kaynak kitap olmasını diliyoruz.
Ali Okan Ferik, Buse Uçurum, Coşkun Şahin, Fatma Avcı, Hüseyin Özkaya, İ. Pelin Dündar Günümüzde kalitenin anlam ve yerini bulmasında en önemli belirleyicilerden olan müşteri, birçok yeni başlangıcın ya da faaliyetin esas nedenini teşkil etmektedir. İşletmelerin eskisinden farklı olarak pazarda sağlam yer edinebilmeleri ve uzun yıllar varlıklarını sürdürebilmeleri açılarından bakıldığında da gelişen ve değişen müşteri beklentilerini düşünmeksizin atılan her adımın, işletmeleri çıkmaza sürükleyeceği aşikârdır. Belirtilen noktalar temel alınmak suretiyle Kalite Denilince Her şey Müşteri Adına ismini taşıyan bu kitapta; günümüzde kalite algısının oluşturulma sürecinde müşterinin taşıdığı pozisyonun önemini aydınlatmak temel alınmakta ve bu pozisyonun yerini koruması adına hangi olguların ya da anlayışların işletmelerin öncelikleri arasına yerleştirilmesi gerektiğinin kaçınılmaz olduğu noktasına açıklık getirilmektedir.
Aylin Göztaş - E. Pelin Baytekin Bugünkü rekabet koşullarında ve tüketicinin güçlenen konumu karşısında kalite sadece kârlılık için değil örgütlerin hayatta kalabilmesi için zorunlu hâle gelmiştir. Dünyada örgütler arasında yoğun bir rekabet ile ürün ve hizmetlerde üretim fazlası söz konusu iken iç - dış pazarlarda rekabet edebilmenin tek koşulu düşük maliyet / tam zamanlı üretim / sıfır hatadır. Rekabet sağlamada kalite son derece önemli bir avantaj haline gelirken kâr marjını ve pazar payını doğrudan etkilemeye başlamış ve stratejik yönetimin olmazsa olmaz koşulu hâline gelirken örgütsel iletişimin taşıyıcısı olan halkla ilişkiler yönetimine yeni işlevler yüklemiştir.
Kalite, toplam kalite yönetimi ve toplam kalite yönetimi ile ilintili alanları (kalite çemberleri, öneri sistemleri, hizmet içi eğitim, liderlik, çatışma yönetimi, motivasyon, ergonomik faktörler, zaman yönetimi, problem çözme yöntemleri gibi) ele alan kitap; toplam kalite yönetimine halkla ilişkiler yönetiminin katkısını irdelemesi noktasında da çalışanlar, akademisyenler ve öğrenciler açısından yol gösterici olacaktır.
Ferdi Akbıyık, Hatice Kılınç, İdris Şimşek, İhsan Türkal, Kazım Babacan, Kübra Gökler, Mehmet Sinan Tam, Mutlu Doğan Güllüpunar, Nedret Çağlar, Nur Banu Ateş, Seda Can, Şakir Güler İnternet teknolojisi ve beraberinde dijital platformların kullanımının her geçen gün yaygınlaşması, diğer sektörlerde olduğu gibi kamu kurumlarında da bu mecraların aktif bir şekilde kullanılması ihtiyacını artırmaktadır. Özellikle hedef kitleleriyle ilişkilerinde demokratik bir tavra sahip olan kamu kurumları, Facebook, Instagram, X (Twitter), YouTube, bloglar gibi sosyal medya ortamlarını ve çeşitli forum sitelerini aktif ve etkin bir şekilde kullanarak toplumsal katılımı artırmaya, açık, şeffaf ve iki yönlü bir iletişim anlayışı geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu süreçte, toplumun fikir ve önerilerinin dikkate alınması ve karar alma süreçlerine dâhil edilmesi açısından önemli olan bu platformlar, kamu kurumları için vazgeçilmez iletişim mecraları hâline gelmiştir. Bu kurumlar, hizmetlerini, projelerini, çalışmalarını duyurmak amacıyla bu mecralardan yararlandıkları gibi doğru yönetildiğinde kurumun hem iç hem de dış ikliminin olumlu bir şekilde gelişeceğinin de farkındadırlar. Dolayısıyla bu kitabın; kamu kurumlarının sosyal mecraları yönetme becerilerini artıracak kuramsal bilgi ve örneklerle gerek kurumsal iletişim alanında çalışan akademisyenlerin gerek lisans ve lisansüstü düzeyde okuyan iletişim öğrencilerinin ve gerekse kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde çalışan personelin iletişim yönetimi konusundaki vizyonuna katkı sağlayacağı düşünülmektedir.


Yüksel Yıldırım Bu kitapta, gazeteciler arasında yaşanan polemikte Velid Ebüzziya'nın başmakaleleri ve karikatürleri ele alınmıştır. Böylece yazıları bir bütünlük içinde incelenmiş ve onun günümüze kadar muhalif bir gazeteci olduğu algısına sebep olan polemiğin bütün ayrıntıları bulunmaktadır.
Bu bağlamda okuyucu kitapta, Mart 1923 tarihinde başlayıp Aralık 1923 tarihine kadar devam eden polemikte esas mevzunun Cumhuriyet’in ötesinde olduğunu göreceği gibi İstiklal Mahkemesine taşınan polemiğin sonunda Velid Ebüzziya'nın İstiklal Madalyası ile taltif edildiğini bulacaktır.
Aylin Göztaş, Banu Küçüksaraç, Dilek Esen, Duygu Hıdıroğlu, Elif Tunalı Çalışkan, Eylin Aktaş, Hüseyin Gül, Kenan Demirel, Mehmet Akif Çakırer, Mehmet Mecek, Murat Esen, Nihat Aytürk, Özge Kocakula, Sevim Koçer Kariyer planlaması, kişinin kariyer hedeflerini belirlemek için kullandığı stratejiyi ve bu hedeflere ulaşmanın yollarını ifade eder. Bir kariyer planına sahip olmak, yalnızca iş yaşamında değil yaşamın her alanında başarılı olmak isteyen adaylar için kritik bir öneme sahiptir. Kariyer planlaması, adayın elde etmek istediği başarılara ulaşabilmesi için kariyer aşamalarının kapsamlı bir şekilde ele alınması ve yürütülmesi gereken çok aşamalı bir süreçtir. Kariyer planlaması ile aday, gelecekteki profesyonel yaşamı için alternatif yollar ve güzergâhlar üzerinde önceden düşünme şansına sahip olacak böylelikle kariyer yolculuğunu “senaryo temelli” kurgulayabilecektir. Üzerinde düşünülmüş bir kariyer planı hem sosyal yaşamı biçimlendirecek hem de mesleki gelecek için bir yol haritası sunacaktır. Böylelikle mevcut iş imkânları ile gelecekteki potansiyel kariyer olanakları hakkında bilinçli seçimler yapmak mümkün hâle gelebilecektir. Bu kitap, hem kariyer yolculuğunda mevcut olanakları görmek hem de gelecekteki potansiyel kariyer olanaklarını keşfetmek üzere bir rehber arayışında olan adaylara, akademisyenlere ve iş yaşamındaki profesyonellere yönelik konusunda uzman akademisyenlerin katkıları ile hazırlanmıştır. Her bölümde teorik bilgilerin yanı sıra gerçek kişilerin kariyer yolculuklarındaki başarı hikâyeleri, alanının uzmanları tarafından konuyla ilişkili adaylara yönelik verilmiş olan tavsiye niteliğindeki görüşler ve tüm bunların yanı sıra ilgili bölümde derinleşmek isteyen okuyuculara yönelik ek okuma önerileri ile birlikte film önerileri verilmiştir. Tüm okuyucular için faydalı bir rehber olması dileğiyle keyifli okumalar dileriz.
Ayşen Temel Eğinli Kişiler arasındaki iletişime odaklı araştırmalar gerçekleştiren kişiler arası iletişim bilimi, araştırmaların sonuçlarının değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında, disiplinler arası niteliği gereği iletişim, psikoloji, sosyal psikoloji, sosyoloji vb. bilim dallarının alanlarındaki kuramlardan yararlanmaktadır. Çoğu zaman kişiler arası iletişim alanında gerçekleştirilen araştırmaların hangi kuram çerçevesinde ve nasıl ele alınması gerektiği konularında sorularla karşılaşılmaktadır. Kişiler Arası İletişim Kuramları kitabı, bu sorulara bir yanıt olması ve kişiler arası iletişim alanına bir ışık tutması amacı ile hazırlanmıştır. Kişiler arası iletişim alanında oldukça sık kullanıldığı belirlenen kuramlar, kişi merkezli, etkileşim merkezli ve ilişki merkezli olmak üzere sınıflandırılarak açıklanmıştır. Bu kapsamda, kitabın, aşağıdaki sorulara yanıtlar bulmayı sağlayacağı düşünülmektedir:
• Kişiler arası iletişimimizi nasıl formüle ederiz?
• Kişiler arası iletişimde belirsizliği ortadan kaldırmak için neler yaparız?
• Diğerlerinin davranışlarını/iletişimlerini nasıl anlamlandırırız?
• Ben kimim?
• Sözlü ve sözsüz iletişimimi karşımdaki kişiye göre nasıl düzenlerim?
• Kiminle, nerede, nasıl konuşmam gerektiğini biliyor muyum?
• Yüz ifadem söylediklerim ile uyumlu mu?
• Kişiler arası iletişimde sözlü ve sözsüz mesajlar kültürden nasıl etkilenir?
• Kişiler arası etkileşimlerimizi nasıl yönetiriz?
• Kişiler arasındaki bir ilişki nasıl gelişir?
• Kişi bir ilişkide kendini nasıl tanımlar?
• Kişiler kendileri hakkındaki bilgileri kime ve ne kadar vereceklerine nasıl karar verirler?
• Bir ilişkide bağlanma nasıl gerçekleşir?
• Kişiler arası çekim nedir?
Demet Gürüz, Ayşen Temel Eğinli Kişilerarasındaki iletişim, iki kişinin birbirini fark etmesi ve birbirlerinin varlığını kabul etmesi ile başlar. Bu süreç içinde kişi; tutumları, kişiliği, davranışları, yaptıkları ve yapmadıkları, söyledikleri ve söylemedikleri ile mesajlar iletmektedir.
İletişim çağındayız… Hâlâ konuşuyor ama anlatamıyorsak, anlatıyor ama anlaşılmıyorsak, konuşuyor ama dinlemiyorsak, konuşuyor ama dinlenmiyorsak, konuşuyor ve dinliyor ancak yine de anlaşamıyorsak… sözlü ve sözsüz mesajlarımız, iletişimimizi etkileyen ve engelleyen faktörler iletişimimiz sona ermeden sorgulanmalı.
Anlatamadım galiba…
Beni yanlış anladın…
Keşke öyle söylemeseydim…
Ah şu önyargılarım…
Sesinin tonu kızgın gibi geldi…
Öyle bir vurgulama yaptı ki…
Gözlerin öyle söylemiyordu ama…
Parmaklarımı kırar gibi tokalaştı…
Nasıl bir duruştu o, çok şey anlattı…
Kişilerarası İletişim -Bilgiler-Etkiler-Engeller-, kişilerarası iletişim sürecinin çok çeşitli yönlerini örneklerle ele alarak değerlendirmektedir. Bu anlamda kitap, hem akademik çalışmalarını sürdüren araştırmacılara hem de etkili iletişim kurmak isteyen herkese ışık tutacaktır.
Zeynep Cihangir Çankaya Derslerimde, seminerlerde, yürüttüğüm psikolojik danışma ve rehberlik uygu-lamalarında gençlere ve yetişkinlere; “Nasıl bir dinleyicisiniz?”, “Başkalarını iyi dinleyebiliyor musunuz?”, “Çocuğunuzu nasıl dinlersiniz?” gibi sorular soruyo-rum. Bu soruları yönelttiğim hiç kimse şimdiye kadar “Ben iyi bir dinleyici değilim.” ya da buna benzer bir şey söylemedi. Herkes iyi dinleyici olduğunu ifade etti ve pek çok kişi de başkalarının kendisini dinlemediğinden yakındı.
Bu çelişkinin, iyi dinlemenin neleri içerdiğinin bilinmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ayrıca insanların başkalarının kendilerini dinlememelerinden yakınmaları da dinlemenin ne kadar önemli bir beceri olduğunu gösteriyor.
Bu anlamda kitabın psikolojik danışmanlara, psikolojik danışman adaylarına, diğer yardım hizmetlerinde çalışanlara/çalışacak olanlara, anne ve babalara, öğretmenlere, dinleme becerilerini geliştirmek isteyen herkese yararlı olacağını umuyorum.
Ayşen Temel Eğinli, Selcan Yavuz Her birey, çocukluğundan itibaren ebeveynleri ya da ebeveyn figürleri tarafından verilen sözlü ve sözsüz mesajlara maruz kalmaktadır. Kimileri bu mesajları olduğu gibi kabul etmekte, kimileri ise reddetmekte ya da tam tersini yapmaktadır. Bu doğrultuda, kişiler, isyan etmek, uyum sağlamak ve kendini eleştirmek gibi birçok davranış geliştirebilmektedir.
Bu kitap, kişiyi iç dünyasında yolculuğa çıkararak kendisini keşfetmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, kendinin ve diğerlerinin kişilerarası iletişim biçimlerini fark etmesini kolaylaştırmakta ve bu doğrultuda kişinin gelişimi ve değişimi için bir yol göstermektedir. Kişinin hem kendisiyle hem de diğerleri ile yaşadığı çatışmaların nedenlerini anlamasına ve bu çatışmaları çözmesine yardımcı olacak anahtarlar sunmaktadır.
Eğer aşağıdaki soruların cevaplarını merak ediyorsanız, bu kitap ile kendinizi daha iyi hissedebilir ve daha özgür bir yaşama adım atabilirsiniz.
• Kendiniz dâhil her şey mükemmel mi olsun istiyorsunuz?
• Hep kendinizi haklı ama karşınızdaki kişileri hatalı mı görüyorsunuz?
• Birisini suçlarken bir anda mağdur konumuna mı düşüyorsunuz?
• Hep kendinizi eksik hissediyor ama karşıdaki kişileri kendinizden daha iyi olarak mı değerlendiriyorsunuz?
• Ne kadar çabalarsanız çabalayın bir türlü istediğiniz noktaya varamıyor musunuz?
• Farklı olaylar karşısında istemediğiniz hâlde aynı davranış biçimlerini mi sergiliyorsunuz?
• Genellikle başkalarını memnun etmeye çalışıyor, kendi ihtiyaçlarınızı görmezden mi geliyorsunuz?
• Kurduğunuz iletişimlerde karşınızdaki kişiyi anlamakta zorluk mu çekiyorsunuz?
• Farklı kişilerle kurduğunuz iletişimlerde hep aynı sorunları yaşıyor ve benzer duyguları mı hissediyorsunuz?
Sevil Yıldız Basın Kanunu
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun
Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun
Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu
Matbaalar Kanunu
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun
İlgili Yönetmelikler
Eyyüp Sanay Tarih boyunca düşünürler, yazarlar sosyal olaylar ve toplum üzerine hep yazmışlardır. Ancak sosyoloji, sosyal bilimler alanında çok geç ortaya çıkmış bilim dallarından biridir.
Adını pek açık olarak kullanmamakla birlikte sosyal olaylar ve toplumun bu günkü sosyolojik anlamda ele alınması İbni Haldun ile başlamıştır dersek, yanılmış olmayız.
ibni Haldun toplumsal olayları, sosyolojik manada ele almış, incelemiş, sadece sosyoloji adını kullanmamıştır. “Mukaddime” adlı eserinde sosyal olayları ve toplumu ele almış, gözlemleyerek anlatmış, olayları sebep-sonuç ilişkileri çerçevesinde incelemiştir. Bu durum çağdaş sosyoloji anlayışı ile özdeş olmasına rağmen, sosyoloji biliminin Augustus Comte tarafından kurulduğu genel kabul görmüştür.
Mandie Holgate BAŞARINIZLA ARANIZDA NEYİN DURDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ? SİZ! KORKULARINIZLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRİN VE BAŞARI ŞANSINIZI ARTTIRIN.
Hata yapma korkusu, toplum içinde konuşma korkusu, kendiniz olma korkusu, ne istediğinizi dile getirme korkusu, HAYIR deme korkusu, değişiklik korkusu ve daha nicesi. Hepimizin, bizi geri çeken korkuları vardır.
Korkunu Yen, size adım adım korkularınızı yenerek istediğiniz sonuçlara ulaşmanızda yardımcı olacak. Kısa, okuması kolay, mesleki terimlerden uzak bölümlerde; hepimizin dehşete düştüğü hayır demek, kibirli değil öz güvenli görünmek, ne istediğinizi dile getirmek, toplum içinde konuşmak gibi konuları aşmanız için yazılmış birçok kanıtlanmış strateji, yetenek ve araç keşfedeceksiniz.
GÜNLÜK DAVRANIŞ, DÜŞÜNCE, İNANÇ VE DEĞERLERİNİZİ DEĞİŞTİREREK HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI KAZANIN.
Melek VERGİLİEL TÜZ Hayatın pek çok evresinde, çeşitli açılardan farklı krizler yaşamak normaldir. Psikolojik kriz, iş krizi, insanlarla kriz, yaşamın zorluklarına karşı kriz, insan ilişkileri krizi, okul krizi, evlilik krizi, sosyalleşme krizi, ergenlik krizi, kişilik krizi, sevgi krizi, saygı krizi, güvenlik krizi, ekonomik kriz, mutluluk krizi vb. Kişisel açıdan yaşam pek çok krizlerle dolu olduğu gibi kurumların yaşamları, ülkelerin yaşamları, kurumları ve ülkeleri idare edenlerin yaşamları da pek çok krizle doludur. İnsan ömrü boyunca yaşanan krizlerin sayısını bilmek zordur dersek herhalde abartılı olmaz. Buradan yola çıkarak;
Kriz olmadan yaşam var mıdır ?
Bu sorunun cevabı kesinlikle hayır olacaktır.
Yaşam dinamik bir yapı içersinde gelişmektedir. Dünyaya yeni gelen her varlık - canlı ya da cansız- bir şekilde bu dinamizme önce uyum sağlamaya, daha sonra rekabet etmeye, sürekli gelişmeye ve en iyi olmaya çalışmaktadır. Bu dinamizmin gerisinde kalan varlıklarda normal düzen bozulmakta ve kriz sürecine girilmektedir. Kriz yönetimini ciddiye almayanların bunu pahalıya ödedikleri görülmektedir.
Kurumlar da canlı bir organizmadır; bu nedenle, her varlık için geçerli olan gelişme süreçleri kurumlar için de geçerlidir. Bu anlamda kurumsal yapıların normal düzenini bozacak unsurlar ortaya çıktıkça, kurumların da kriz sürecinde kendilerini bulmaları normaldir.
Kriz genel olarak normal düzeni bozan acil bir durumdur. Krizin nedenleri ne olursa olsun iyi bir yönetim krizi tahmin edebilir ve krize karşı yönetim yapısı hazırlayabilir. Önlemlere rağmen kurum krize yakalanmışsa, bu kez kriz anı yönetim tedbirleri uygulanarak, fazla dağılmadan krizden kolay ve kısa sürede çıkılabilir.
Kriz kelimesinin algısı negatif gibi görülmekle birlikte, aslında pozitif sonuçlar yaratmak mümkündür ve amaç bu olmalıdır. Çince de kriz kelimesi “fırsat” anlamına gelmektedir. Ayrıca Türk toplumunda kullanılan bir kavram vardır: “Her işte bir hayır vardır.” Buradaki hayır kelimesinin anlamı İngilizcedeki “no” kelimesi gibi olumsuz anlamda kullanılmamaktadır. Tam tersine “pozitif gelişme” ve “değişim için fırsat” anlamında kullanılmaktadır.
Okuyucuların bu kitaptaki bilimsel teknikleri hayatlarına uygulayarak başarılı ve mutlu olmalarını, yaşamlarını fırsata çevirmelerini, kurumlarını fırsat olarak yönetmelerini dilerim.
Unutmayınız yaşam krizlerle doludur. Önemli olan krizlerin içindeki fırsat çözümlerini yakalamaktır.
Huriye Kuruoğlu Medya çoğu kez iktidarın bir ideolojik aygıtı ve kısmen de toplumun aynasıdır. Gerçek öyküler ise her zaman insanoğlunu çok etkiler. Huriye Kuruoğlu'nun yazıları bu iki temel bakış açısına dayanıyor. Günümüzde hâlen en yaygın kitle iletişim aracı olan televizyonda başta diziler olmak üzere pek çok programdaki kadınlık hâlleri, medyanın kadına bakış açısını yansıtır. Kuruoğlu, bir anlamda bu programlar aracılığıyla televizyonun ve dolayısıyla da erkek egemen ideolojinin ve toplumun kadına bakışının bir aynasını tutuyor okura. Öte yandan da gerçek ve gündelik hayatta çevremizde yaşayan kadınların öyküleri, erkeklerin, toplumun ve kadınların kadına bakışının bir özetini sunuyor. Bu yazılar toplamında 15 yılda ülkemiz televizyon kanallarında ve gerçek hayatta kadınlık durumlarının kısa bir serüveni yer alıyor.
Beril Akıncı Vural, Burcu Öksüz, Cudi Kaan Okmeydan, Elif Korap Özel, Evrim Mayatürk Akyol, Ferah Onat, Mikail Bat, Mustafa Yalçın, Özlem A. Alikılıç, Selin Türkel, Sema Misci Kip, Sevilay Ulaş, Volkan Altıntaş, Z. Beril Akıncı Vural Kurum kültürü, kurumların başarılarının arttırılmasında etkili olan en önemli değerlerden biridir. Kültür, bir kurumda neyin nasıl yapıldığına ilişkin ipuçları sunar, kurumun önceliklerini aktarır ve davranışları yönlendirir. Kurumların diğerlerinden farklılaşmasını sağlayan kültür örgütsel bağlılık, çalışan motivasyonu, müşteri memnuniyeti ve sadakati gibi pek çok konuda rekabet avantajı sağlar.
On iki bölümden oluşan bu eserde, kurum kültürünün birçok kavramla ilişkisi farklı perspektiflerden detaylı şekilde irdelenmiş ve örnekler sunulmuştur. Kitabın öğrencilere, araştırmacılara ve uygulamacılara faydalı olması hedeflenmiştir.
Ali Kerem İngeç “İnsan varlığının ayırt edici özelliği” var olan bir gerçekliği zihinsel dünyasında yeniden var edebilmesidir. İnsan var etme yetisi sayesinde bilim yapmaktadır.
Var etme yetisine yüzyıllardır mantık deniliyor. Mantık “söz” demek ancak bu “söz”, “anlam ifade eden ses yumağı” demek değil. Sözlerin; bir araya getirilmesi, tasniflenmesi, ilişkilendirilmesi, sistematize edilmesi mantıktır ve bu işlemin akademik bir ciddiyetle ifa edilmesi sayesinde bilimsel disiplinler oluşmaktadır. Çok basit: “Yaşam”a ilişkin bütün sözlerin derlenip toparlanması ve sistematize edilmesi sayesinde biyoloji adı altında bir bilim ortaya çıkmaktadır.
Mantık, var olanın tespit ve tasdik edilmesinden ibaret değil. Değil çünkü somut bir karşılığı olmasa da insan zihni, olmayanı hayal edebilir ya da olanı farklı bir biçimde yeniden yaratabilir. Sözlü, yazılı, sessiz dil, böyle bir yaratının eseri. Matematik, geometri gibi disiplinlerin rakamları, çizimleri, formülleri de öyle. Esasen medyatik mekanizma dediğimiz bütün göstergesel sistem, hayallerin kavram ya da göstergelerle ifade edilmesinden ibaret. Bu yaratma eyleminin adı mantık. Ki biz buna insanın iletişim yeteneği diyoruz. Yani iletişim bilimi, kavşak disiplin unvanını, Kant'a istinaden, esasında bu sayede hak ediyor.
Dr. Ali Kerem İngeç, Kurumsal İletişim Etkinliklerinin Mantığı isimli eseri ile mantıktan mahrum bırakıldığı için bilim olma iradesi gösteremeyen alanı, mantıkla donatmayı denemekte. Denemek yürek işi ve bu yürek, Sevgili İngeç'te var.
Prof. Dr. Cengiz Anık

Müge Elden, Sinem Yeygel Çakır Kurumsal marka kavramı, pazarlamanın ürün ilgilikleri üzerine kurulu yapısının değişerek ürünü de kapsayan daha geniş bir bakış açısından tanımlanan marka algılarının kurum ilgililikleri kapsamında tanımlanması ile ortaya çıkmıştır. Bir işletmenin tüm işletme fonksiyonları, sahip olduğu somut ve soyut kurumsal varlıklarına yönelik anlayış, tanımlama ve bunlara yönelik geniş paydaş gruplarında ortaya çıkan algılamaların bütünsel yorumlamalarını içeren kurumsal pazarlama, çok kapsamlı bir perspektife sahip bir yönetim alanıdır. Kurum kültürü, kurum iklimi, kurum kimliği ve kurum imajından oluşan kurumsal pazarlama karmasının tüm bileşenlerinin birbiriyle uyumlu ve eşgüdüm ile yönetilerek, tutarlı ve güçlü bir kurumsal itibara ulaşılması olarak tanımlanan kurumsal pazarlama, stratejik bir yönetim sürecidir.
“Kurumsal Reklamın Anlattıkları” isimli kitabımızın geliştirilmişi ikinci baskısı olarak hazırladığımız “Kurumsal Pazarlama” isimli bu kitap çalışmasında; kurum ilgilikleri üzerine odaklanan kurumsal pazarlama ve bu süreçte inşa edilmeye çalışılan kurumsal marka kavramları ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Kurumsal pazarlama yönetim sürecinin tanımlandığı bu çalışmada; kurumsal pazarlamanın bileşenleri olarak kurum kültürü, kurum iklimi, kurum kimliği ve kurum imajı kavramları, aralarındaki karşılıklı ilişki ve etkileşim bağlamında açıklanırken kurumsal pazarlama yönetim sürecinde üstlendikleri rol kapsamında da ayrıntılı olarak ele alınmışlardır. Kurumsal pazarlama yönetiminin tüm bileşenleri ile eşgüdümlü ve tutarlı bir şekilde yürütülmesi ile hedeflenen nihai sonucu ifade eden kurumsal itibar ve kurumsal itibar yönetim süreci de çalışmada, kavramı oluşturan faktörler, kapsam, kurumsal itibarı değerlendirmeye yönelik ölçekler, işletmeye sağladığı faydalar ve kurumsal itibar yönetimi süreci alt başlıkları kapsamında detaylı olarak irdelenmiştir.
Lina Karabetyan Günümüzde, daha bilinçli bir yapı kazanan toplum, kurumlardan sosyal sorumluluk alanında çalışmalar yürütmesini beklemektedir. Toplumun bu beklentisi ve beklentinin altında yatan gerekçeler, kurumların sosyal sorumluluk faaliyetlerinde bulunmaları için bir motivasyon kaynağı oluşturmaktadır. Kurum ve kuruluşları değerli kılan ya da fark yaratan sadece ürettikleri mal ya da sundukları hizmetin kalitesi değil topluma kattıkları ya da kazandırdıkları değerlerdir. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramı, kuruluşlar için bir değer yaratımı sürecidir. Sosyal sorumluluk bilincini oluşturan kurumlar, ekonomik hedeflerinin yanı sıra sosyal hedefler belirleyip başarılması sonucunda rekabet üstünlüğü, ekonomik fayda, müşteri sadakati, kurumsal itibar gibi pek çok fayda elde etmektedir. Toplum hayatına katkıda bulunmak, hedef kitlenin anlayışını değiştirmek, fikir önderleri ve karar vericilerde iyi niyet yaratmak ve çalışanların bu projelere gönüllü katılımını sağlamak sosyal sorumluluk projelerinin ana çıkış noktasıdır. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının detaylı bir şekilde ele alındığı bu kitapta; kurumsal sosyal sorumluluk modelleri, teorileri ve stratejileri açıklanmış, kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri sonucunda elde edilecek faydalar ortaya konulmuş, başarılı bir kurumsal sosyal sorumluluk sürecinde izlenecek adımlara ve kurumdaki sahip, hissedar, yönetici ve çalışanların sorumluluklarına yer verilmiştir.
Seçil Deren Van Het Hof, Sibel Hoştut Şirketlerin vicdanının sesi olarak kurumsal sosyal sorumluluk, dünyayı daha yaşanılabilir ve bizden sonraki kuşaklara gururla bırakılabilir bir yer yapma konusundaki seçenekten yalnızca biridir. Bunun için büyük şirketler samimi ve kapsamlı projelerle ellerini taşın altına koyuyor. Bu da bize, bu seçeneği daha da fazla önemsememiz gerektiğini kanıtlıyor.
Bu kitap, piyasa koşullarını da göz ardı etmeden yürütülen kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını hayırseverlikten sürdürülebilirlik stratejisine, reklamdan farkındalık yaratmaya, tekil dokunuşlardan ölçülebilir projelere dönüştüren rüzgârın etkisini anlatıyor. Yalnızca iyi niyet bildirmekle kalmayıp anlamlı farklılıklar yaratmayı hedefleyen ve başaran bir iş dünyası, 21. yüzyılın resmini çizecektir. Bugünün güçlü şirketlerinin yarının da güçlü şirketleri olabilmeleri, insanlara, doğaya ve çevreye katkı sağlayan işler yapmayı, dahası bu alanda öncülük için rekabeti gerektirmektedir. Başarının ve gücün yolunun insanlığın geleceğine dokunmaktan geçtiği bilgisi, kitaba imzasını atmaktadır. Gezegenin geleceğine dair vicdani sorumluluk duyan ve bu yolda katkısı olacağına inanan herkesin bu kitaptan ilham alacağına inanıyoruz.
A. Banu Bıçakçı, Anne Linke,Ceren Altuntaş Vural, Duygu Türker, Emrah Koparan, Fırat Coşkun, Huriye Toker, İlker Yılmaz, Seçil Deren van het Hof, Sibel Hoştut, Stefan Jarolimek, Yeşim Çelik “Kurumsal Sosyal Sorumluluk her zaman önemliydi. Ancak yeni gelen nesillerin değer yargıları ve dünyayı, markaları algılayış biçimleri çok değişti. Çevresindeki dünyanın daha iyi bir yer olabilmesi için çalışan, fedakarlık yapan ve bu konuda hayal kuran bir nesilden söz ediyorum. Artık markaların kendilerine sokaktaki insanla birlikte düşünüp, çözmek üzere birlikte hareket edebilecekleri bir dert, ulaşılması gereken yüce bir amaç bulmaları neredeyse şart. Dünya değişti… İnsanlar değişiyor… Kurumsal Sosyal Sorumluluk anlayışının değişmemesi olanaksız. Bu kitap, yeni sorulara yeni cevaplar vererek kendi sorumluluğunu çok iyi yerine getiriyor."
Tuğbay Bilbay
CEO & CCO Manajans JWT

Gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakma hedefine giden en akılcı yol olan sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarda kurumsal sorumluluk bilincinden beslenmesi gerektiği editörler tarafından profesyonelce ele alınmış. Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramını tüm disiplinleriyle birlikte ve derinlemesine ele alan bu değerli kitabın bugüne kadar cevabı tam olarak verilememiş birçok konuya açıklık getireceğine inanıyorum. Bütün bu kapsayıcılığı ile okuyucuların hafıza payında oldukça değerli bir yere sahip olacağı ve gerek akademik çevre, gerekse iş dünyasının ihtiyaç duyduğunda başvuru yaptığı bir eser olacağı kanaatindeyim.

İlker Çelik
VİKO by Panasonic - Kurumsal İletişim ve Sosyal Sorumluluk Yöneticisi
Lisa Gezon, Conrad Kottak, McGraw-Hill KÜLTÜR, insanlık tarihinden, günümüzde küreselleşmenin ve iklim değişikliğinin toplum üzerindeki etkilerine; kimliklerimizin oluşum ve ifade ediliş şekillerine; ritüel ve törenlerin anlamlarına; iktidar ve güç ilişkilerine; geçim kaynaklarımızdan yaşam biçimlerimize kadar insan yaşamının toplumsal dinamiklerini bütüncül bir yaklaşım ve geniş bir yelpaze içinde analiz ediyor. Günümüzde antropoloji bilim dalının bakış açısını örnekleriyle sunuyor. Aynı zamanda, ele aldığı konularla iş dünyasının, güvenlik sektörünün, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilerin, tıp ve sağlık dünyasının; edebiyat, tarih, ekonomi ve coğrafya meraklılarının, kısaca kendisini ve dünyayı merak eden düşünürlerin ilgi duyacağı, heyecan verici bir kaynak. Kültür, balığın içinde yaşadığı su gibidir: bizi sarmalar, içinde yaşarız ve çoğu zaman farkında olmayız. KÜLTÜR çevrenizdeki dünyayı fark ettirecek.
Necla Mora Kültürlerarası iletişim, farklı kültürel aidiyetlere mensup bireyler veya kendilerini farklı gruplara /etnisitelere ait olarak algılayan topluluklar ya da bu topluluklara aidiyet hisseden bireyler arasında, anlamın yaratımını, paylaşımını ve müzakeresini içeren her türlü iletişim olarak kavranmaktadır. Dolayısıyla kültürlerarası iletişim, toplumların kendi kültürlerini diğer toplumlara anlatması ve birbiriyle anlaşıp kaynaşması ve barış içinde yaşaması için en doğru araçtır.
“Kültürlerarası İletişim”, “Ritüeller ve Duygular”, “Gelenekler ve Görenekler” kavramlarını içeren makalelerden oluşan bu kitap, hem üniversitelerde Kültürlerarası İletişim, Medya ve Kültürlerarası İletişim, Kültürlerarası Diyalog dersleri için ders kitabı olarak öğrenciler için hem de kültürlerarası farklılıkların bireylerin, grupların ve toplumların yaşamında nasıl farklı algılamalara yol açabileceğini anlamak açısından diğer okurlar için de ilginç makalelerden oluşan bir kitaptır.
Mürüvvet Çıkın Dijital teknolojilerle gelişen alternatif mecralar, dünyanın farklı bölgelerindeki insanları aynı platformlarda buluşturarak kamusal bir mesele üzerine fikir belirtme, tepki gösterme veya müzakere edebilme imkânı sağlamaktadır. Müzakereci demokrasinin yeni formu olarak değerlendirilen bu platformlar, pratik söylemleri harekete geçirebilme noktasında elverişli bir konumdadır. Bu düşünceden hareketle ilgili okumalarda kavramların tıpkı matruşka bebekler gibi birbiri içerisinde gelişim gösterdiği görülmektedir. Öyle ki sivil toplumun özel alanında bireylerin politik alana dâhil olma çabalarının, kamusal alanı; bu alanda gerçekleşen eleştirel düşünceye dayalı tartışmaların, müzakereci demokrasiyi; gayriresmî ilişkilere dayalı yurttaşlar arasındaki müzakereci tartışmaların ise demokrasiyi arzulayan toplumsal hareketleri doğurduğu anlaşılmaktadır. Bu eserde, kamusal alanlarda gerçekleşen müzakerelerin küresel müzakerelere dönüşmesinde dijital teknolojilere önemli bir güç atfedilerek müzakereci demokrasi; toplumsal hareketler ve dijital aktivizm bağlamında incelenmiştir.
Oğuz Han Öztay The relationship between leadership and communication is very close. A good leader must have effective communication skills. Communication is extremely important in explaining the leader's vision, interacting with the audience, and achieving their goals. In this context, it would be right to state that successful leadership is built on a strong communication foundation. Rauf Denktaş's leadership characteristics include a strong vision, effective communication skills, and determination. As the founder of the Turkish Republic of Northern Cyprus, he led the Turkish Cypriot people with a fighting spirit. He pioneered efforts to solve the Cyprus problem by using his diplomatic skills. He acted with strategic thinking, defending the rights of the Turkish Cypriot people and fighting for independence and a just solution. In this book, the life, political life, leadership, and communication characteristics of Rauf Raif Denktaş, the Founding President of the Turkish Republic of Northern Cyprus, are discussed in the light of interviews with himself, his family, and politicians who witnessed his life.

Bilgehan Gültekin, Leyla Budak Son dönemlerde pek çok ülkenin parlamentolarında gündeme gelen sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısı, tamamen Ermeni Lobisinin bir lobicilik illüzyonudur. Tarihin lobi tarafından saptırılması gerçeğine rağmen, bir teknik olarak lobiciliğin ve de özellikle Amerikan siyasi yaşamı üzerinde hayli etkin olan Ermeni Lobilerinin kullanılmasıyla Türkiye aynı zamanda bir kara propaganda saldırısına maruz kalmaktadır. Bu çalışmalarda Rum Lobisi, Ermeni Lobisine en büyük desteği vermektedir. Kitabımızda Ermeni ve Rum lobilerinin kullandığı iletişim teknikleri açımlanmaya çalışılmıştır. Kitap, Lobicilik üzerine araştırma yapan ve konuyla ilgili olan kişilere dönük temel bir referans kitabıdır. Baskı grupları, kamuoyu oluşumu, sivil toplum, propaganda ekseninde lobicilik ile ilgili kavramlara giriş yapılmış olup konuyla ilgili temel bir bilgilendirme amaçlanmıştır.
Sevilay Ulaş Bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı değişim, interneti kullanımda da hızlı bir değişimi beraberinde getirmiş; giderek önem kazanan internet tabanlı uygulamalar, marka iletişim süreçlerinde hızla yer edinmiştir. Doğası gereği farklı dinamikleri bünyesinde barındıran lüks markaların da marka sadakati yaratma ve sürdürmede sosyal medya araç ve ortamlarındaki uygulamaları ile bu yeni iletişim ortamlara eklemlendiği görülmektedir. Günümüzde yaşanan yoğun rekabet ortamında, lüks markaların markalarına duyulan sadakati sürdürmede sosyal medya ortamlarında gerçekleştirdikleri uygulamalar giderek önem kazanmaktadır.
Lüks marka sadakati ve sosyal medya uygulamalarına yönelik konuların yer aldığı bu eser, lüks marka kavram ve kapsamından başlayarak, lüks marka iletişim süreci, sosyal medya araç ve ortamları ile lüks marka sadakati ve sosyal medya çalışmalarını detaylı bir şekilde kapsamaktadır. Söz konusu eserin ilgili akademik çalışma alanlarının yanı sıra öğrencilere, profesyonel yaşamda da ilgili konuların uygulayıcılarına rehber olabileceği ön görüsü ile faydalı olabilmesi amaçlanmaktadır.
Şebnem Gürsoy Ulusoy 21. yüzyıl dört kavramın birbirine karıştığı, birbiri ile iç içe geçtiği bir dönemi beraberinde getirmiştir. Bu kavramlar teknoloji, İnternet, İnsan ve İletişim kavramlarıdır. Değişim ve dönüşüm bu kavramlar üzerinden ilerlemekte ve yolunu çizmektedir. İnternet teknolojinin bir çıktısı olarak insanların hayatına girmiş ve daha sonrasında insan doğasını ve iletişim süreçlerini değiştirmeye başlamıştır. İnsan doğası gereği sürekli bir değişime alışıktır aslında. İnsan anne karnına düştüğü andan itibaren devam eden bir değişim ve dönüşüm sürecindedir. Değişim sürecine doğası gereği entegre olan insan, modernleşen dünyanın getirdiği değişimlere de adapte olmaktadır. Bu adaptasyon sürecinde yaşanan ve yaşanması muhtemel olan kısıtlılıklar, iletişim sorunları, insanın doğasına yabancılaşması söz konusu olabilmektedir. Makineleşen İnsan ve İletişim Dili Etkileşimleri, dijitalleşme ile birlikte ortaya çıkan süreçlerin özellikle kitle iletişim araçlarının (televizyon, yeni medya) ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan uzantılarının e-kitap, online eğitim, sosyal medya kavramlarının irdelendiği ve incelendiği araştırmalarla desteklenmiş bir araştırma ve teori kitabıdır.
Ferudun Yayman İşletmelerin öncelikli hedefleri arasında kârlılık, büyüme ve paydaşları için değer yaratmak vardır. Bunu da ancak sürdürülebilir rekabet avantajı ve pozitif finansal performans sonuçları ile elde edebilirler. Doğaldır ki bu sonuçların elde edilmesi, doğru yönetim stratejileri ve sadık müşteriler ile mümkündür. Tutundurma faaliyeti olarak müşteri bağlılık programlarının yüksek maliyetleri hesaba katıldığında müşteriye değer katan ve bağlılık yaratan unsurların neler olduğunu bilmek, işletmeler açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Çünkü işletmeler için sadık müşterilerin elde tutulmasının maliyeti, yeni müşteri kazanımına göre daha düşüktür. Dolayısıyla sadık müşteri portföyünün genişliği, sürdürülebilir rekabet avantajı ve pozitif performans sonuçları açısından hayati önem taşımaktadır.
Bu bakımdan kitapta yer alan araştırma sonuçları, gerek bankacılık sektörü gerekse hizmetler sektöründe faaliyet gösteren işletmeler açısından önemli çıkarımlar içermektedir. Elde edilen sonuçlar, uygulayıcıların yoğun rekabet ortamında bağlı müşteri portföylerini büyütebilmeleri için hangi faktörlerin önemli olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, konuyla ilgilenen araştırmacılara geniş bir teorik çerçeve ile önemli bulgular sunmaktadır. Bu bağlamda kitap, hem uygulayıcılar hem de araştırmacılar için önemli bir kaynak niteliğindedir. İlgilenenlere katkısının büyük olacağı inancıyla iyi okumalar...
Harun Emre Karadağ Stratejik marka yönetiminde maskot kullanımına dikkat çekici, ilham verici bir yürüyüşün ürünü olan bu kitap; günümüz yoğun ortamında güçlü marka kimliği ve marka tanınırlığı açısından "maskot"un önemini göstermektedir. Kitapta "Markalar; maskotlarla nasıl güçlenirler, tüketicileri nasıl etkilerler ve stratejk ikna edici bir iletişimi nasıl kurarlar?" sorularına cevap aranırken ülkemizden, dünyadan örneklerle şehirlerin, üniversitelerin, olimpiyatların, ülkelerin ve güçlü markaların maskotları en ince ayrıntılarıyla mercek altına alınmıştır. İlave edilen Maskotlar ve Sosyal Medya, Maskotlar ve Artırılmış Gerçeklik, Maskotlar ve Nöropazarlama, Maskotlar ve Lisanslı Ürünler bölümleriyle zenginleştirilen Marka Kahramanları; rekabetin ve kültürler arası ticaretin, sembollerin, simülasyonların ve avatarların kullanımlarının yaygınlaştığı bir dönemde tüm kuruluşlar için bir rehber niteliğindedir.
Marka iletişim sektör ve akademik dünyasından önde gelen isimlerin;
A. Selim Tuncer - Genna İstanbul Ajans Başkanı
Ali Sacihan - ATF Stüdyoları Kurucusu TRT Çocuk Pırıl Çizgi Film Yapımcısı
Alper Kaya - Sinemedya Yapım Ajans Başkanı
Bülent Fidan - BrandMap Genel Yayın Yönetmeni ve Marka Konseyi Başkanı
Prof. Dr. Canan Ay
Çağdaş İnci – Görsel İletişim Tasarımcısı
Çiğdem Dedeğlu - Designpr Kurucu
Dr. Öğr. Üyesi Erdem Geçit - İzmir Kâtip Çelebi Üniv. SBBF - Medya ve İletişim Bölümü - Görsel İletişim Tasarımı ABD.
Fatih Özutku
Irmak Kaya - Koru Sağlık ve Turizm Grubu Anlaşmalı Kurumlar ve Kurumsal Tanıtım Grup Başkan Vekili
İbrahim Karaca - SİN Ajans Kurucu Ortak
Prof. Dr. Mansur Harmandar - Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi 2010-2018 yılları Rektörü
Necdet Kara – Marka Pala
Nezih Kılınç - Target Digital Kurucu Ortak
Ömer Cengiz - Pasifik Grup Kurucu Ortak
Özlem Çelik - Projepark Creative Yapım Kurucu Ortak
Sema Gümüş - Marka ve Patent Vekili
Prof. Dr. Sinan Nardalı - İzmir Kâtip Çelebi Üniv. İİBF İşletme Bölümü Üretim Yönetim ve Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Uğur Batı - Marka Danışman
Prof. Dr. Nurettin Parıltı - Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü
Prof. Dr. Rengin Küçükerdoğan - Hasan Kalyoncu Üniv. Rektör Yardımcısı, İletişim Fak. Dekanı
Prof. Dr. Yavuz Odabaşı
kitap hakkında görüşleriyle, geri bildirimleriyle, yönlendirmeleriyle güncellenmiş; akılcı, özgün çalışmalar ve fikirlerle donanmış keyifli örneklerle maskotlar dünyasına ışık tutan bir çalışma.
Şimdi maskotu keşfetme zamanı!
İpek Krom Küresel ekonomi içerisinde artan rekabet, markaların tüketicilerin zihninde birbirinden farklılaşmasını, güçlü ve ideal bir konumu yakalayabilmesi için konumlandırma kavramını ön plana çıkarmıştır. Konumlandırma, belirli bir markayı, onu diğer markalardan bu şekilde ayrıştıracak tutarlı, güvenilir, açık bir fayda, değer, vaat ya da imge ile özdeş hâle getirmektir. Tüketiciler, birbiri ile yarışan binlerce ürün arasında seçim yapabilmek ve karar verme süreçlerini kolaylaştırmak için önceden hakkında belirli bir marka imajına sahip oldukları markaları tercih etmektedir. Örneğin Volvo markasını hiç satın almamış olsalar dahi başarılı bir konumlandırma stratejisine sahip bu otomobil ile ilgili olarak tüketicilere akıllarına ilk gelen marka çağrışımları sorulduğunda; sağlamlık, İsveç Çeliği, güvenilirlik gibi kavramlar ifade edilir. Bir ürünü daha önce satın almamış olmaları, tüketicilerin o ürüne dair güçlü tercihleri olmadığını göstermez. Konumlandırma kavramı her ne kadar işlevsel konumlandırmada olduğu gibi ürünün rasyonel faydaları kavramı ile ilgili olsa dahi daha çok tüketicinin zihnine etki etmeye odaklanılan bir kavramdır. Benzeri şekilde sembolik konumlandırmada da ürün, tüketicide arzu uyandırabilecek, ürünü çekici kılabilecek ya da ürüne statü katabilecek çeşitli semboller ile özdeşleştirilmektedir. Elinizdeki kitapta, tüketim sürecinde günümüzde artık sadece işlevsel konumlandırmanın ya da sadece sembolik konumlandırmanın marka sadakati yaratma açısından yaşadığımız imajlar çağında tek başlarına yeterli olmadıkları görüşünden hareket edilmekte ve işlevsel ve sembolik konumlandırma bu konuda daha güçlü olduğu tezi öne sürülmektedir. Bu amaçla içerikte cep telefonları üzerine niceliksel bir araştırmaya da yer verilmektedir. Keyifli okumalar dileği ile….
Azra K. Nazlı, Berk Ful, Büşra Çetin, Eda Arslan, Ekin Ergüven, Ekin Karakuyu, Ekin Karakuyu, Emet Gürel, Ezgi Kuloğlu, Neslihan Özmelek Taş Markalarla örülü bir evrende, markalarla birlikte ve kendisini “marka” olarak konumlayarak yaşıyor insan. Günümüz dünyasında marka, gereksinimlerimiz için tükettiğimiz ürün ve hizmetler ile ilgili bir kavram değil artık. Öyle ki kendimiz bizzat markayız. Böylesi bir dönemde marka, pazarlama iletişimi disiplininin ilgi odağından çıkarak tüm yaşam alanlarına yayılıyor; “kişisel marka” gibi görece yeni marka türleri ve uygulamaları gündeme geliyor.
Alanyazındaki gelişmelere koşut olarak insanın “marka” olup olamayacağı ile ilgili sorgulamalar devam ediyor. Tüm tartışmalara rağmen ise insan, marka olarak konumlanmayı ve markalaşarak kendini var etmeyi tercih ediyor.
Marka ve markalama ile ilgili çalışmaların önem arz ettiği düşüncesinden hareket eden bu çalışma kapsamında, marka ile kişisel marka kavram ve uygulamaları mercek altına alınmaktadır. Kitabın; araştıran öğrenme arzusu duyan ve marka evrenini anlamlandırma arayışında olan tüm okurlar için yararlı olması dileklerimizle…
Aybeniz Akdeniz Ar Dünya koşullarının hızla değiştiği, dünya ticareti ve ekonomik akımların yeni bir yapılanma içerisinde bulunduğu günümüzde güçlü markalar yaratmanın önemi, iş dünyasının rekabetçi ortamında her gün daha fazla hissedilmektedir. Dünya ticaretinde artık çok fazla ürün, çok fazla marka, çok fazla rekabet var. Böylesine marka yoğunluğunun olduğu pazarlarda, marka yaratmak da öyle kolay değil. Üreticinin ürettiği malı ambalajlayıp üzerine bir de isim koyup satışa çıkarması, "Ben marka yarattım ve satıyorum.” anlamına gelmiyor. Markayı pazara çıkarmadan önce stratejik ve uzun vadeli düşünmek, defalarca test etmek, markayı konumlandırmak, tanıtımını yapmak, kısacası tüketicinin zihninde uzun vadeli bir yer edinmek, marka yaratmada yapılması gerekenlerin sadece çok küçük bir kısmı. Bunların hepsi doğru ürün, doğru strateji, doğru konumlandırma yani hedefi tam ortasından vurmakla sağlanabiliyor.
Günümüz pazarlarında marka yaratmanın ve markalaşmanın önemi bu kadar artarken bu kitapta, "Marka nasıl yaratılır?" sorusundan yola çıkılarak adım adım "Marka nedir?", "Markalaşma yolunda dikkat edilmesi gereken stratejiler nelerdir?" sorularına cevap aranmıştır.
Bu kitap; bir taraftan marka yaratma çekincesini üzerinden henüz tam manasıyla atamayan işletmeleri motive etmek ve onlara yol göstermek, diğer taraftan her alanda marka olmanın gereğini hissettiğimiz bu çağda, "Kişisel ve kurumsal marka yaratma nasıl olur?" sorusuna cevap arayanlara ve özellikle de konunun öneminden hareketle üniversite öğrencilerinin, "Marka" derslerine ve "Pazarlama" derslerine yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.