Halkla İlişkiler ve İletişim \ 2-8
Ercan Yılmaz, Abdullah Aktürk, Rüştü Yıldırım Teknolojiyle iç içe büyüyen, dijital dünyanın tam ortasında hayatlarını sürdüren bir nesil: Alfa kuşağı. Yirmi birinci yüzyılda doğup büyüyen bu nesil; dünyayı bizlerden farklı algılıyor, hızla değişen bilgi çağında kendine özgü yollarla öğreniyor, besleniyor ve iletişim kuruyor. Peki, bu yeni nesil gerçekten kim? Dünyayı nasıl görüyorlar? Nasıl öğreniyor, nasıl besleniyor ve geleceğe dair neler düşünüyorlar? Onları anlamak, geleceği anlamanın anahtarı olabilir mi?
Bu kitap, Alfa kuşağını tüm yönleriyle ele alan kapsamlı bir çalışmanın ürünü. Verilere dayalı analizler içeren bu kitapta, Alfa kuşağının okul hayatına bakış açısını, eğitimdeki ihtiyaçlarını, teknolojiye olan derin bağını, günlük yaşamında nasıl beslendiğini ve aile ilişkileri gibi birçok detayı keşfedeceksiniz. Ayrıca bu neslin duygusal dünyasına, değerlerine ve toplumsal normlara karşı tutumlarına dair derinlemesine sunulan bakış açısı ile onların gelecekleri hakkında bir fikir sahibi olabileceksiniz.
Alfa kuşağının benzersiz tutumlarını ve davranışlarını anlamak isteyenler için eşsiz bir rehber niteliğindeki bu eserde, günümüzün en genç neslinin gelecekte nasıl şekillenebileceğini öğreneceksiniz. Dijital dünyanın insanları ile tanışmaya hazır mısınız?
Berrin Aslan Öztezcan, Betül Özkaya, Cem S. Sütçü, Cenk Selçuk Ortaç, Ceren Bilgici Oğuz, Ceyda Deneçli, Ebru Özgen, Fevzi Rifat Ortaç, Gaye Aslı Sancar Demren, Hazar Dördüncü, Mehmet Emin Kahraman, Mevlüt Sedat Dönmez, Nurhan Babür Tosun, Öykü Ezgi Yıldız, Sevda Deneçli, Sezgi Turfanda İletişime değişik bir boyut kazandıran “Yeni Medya” kavramını 14 farklı tematik bölümde derleyen Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları kitabı kavramın iletişimden pazarlamaya, sanattan araştırma yöntem bilimine kadar birçok farklı disiplin çerçevesinde ele alınması aracılığıyla bu alanda çalışan tüm akademisyen ve öğrenciler açısından referans amacı taşımaktadır. Alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanan kitap, yeni medyaya ilgi duyan tüm okurlar için de bir başucu kitabı niteliğindedir.
A. Duygu Atasoy Aktaş, Anıl Uğur Oğuzcan, Aysun Eyrek Keskin, Bayram Baş, Betül Özkaya, Cem S. Sütcü, Ceren Bilgici, Ceyda Deneçli, Ebru Özgen, Emine Ulu Aslan, Fevzi Rifat Ortaç, Gözde Mert, Merve Karavar, Özlem Tuğçe Keleş, Ruhcan Akil, Sezgi Turfanda, Zeliha Oçak Bilginin; yapılandırılması, dağıtılması ve yönlendirmesi bağlamında tanımlanan, bilgi ve iletişim teknolojileri kanallarıyla bireylere ”bağlılık” duygusu veren, günümüz bilgi toplumunun tanımlayıcı özelliğini sağlayan “yeni medya”, her yeni gün farklı alanlarda ve yepyeni uygulamalarla karşımıza çıkmaktadır. Yeni medyanın özelliklerini, kullanım alanlarını, teori ve uygulamalarını güncel bilgiler çerçevesinde ele alan Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları II kitabı, farklı birçok bölümde yeni medya alanında çalışan, eğitim gören, uzmanlaşmak veya bilgi sahibi olmak isteyen tüm okuyucularına, alanlarında uzman akademisyenlerin değerli yazıları sayesinde referans niteliği taşımaktatır.
Alparslan Nas, Ayben Ceyhan Günay, Begüm Maral, Berna Aksoy Özcan, Betül Özkaya, Cem Sefa Sütcü, Deniz Yaman, Elif Başak Sarıoğlu, Eser Levi, Gül Banu Dayanç Kıyat, Güleser Ekşioğlu Şensoy, Irmak Koç Alamaslı, Kıvanç Nazlım Tüzel Uraltaş, M. Sedat Dönmez, Özlem Özdemir, Sevgi N. Sadedil, Sezgi Turfanda, Taner Doğuer, Yelda Şenkal, Yelda Ülker Çağımızda yaşamın tüm alanlarında etkisi yakından duyumsanan dijitalleşme sürecinin çeşitli boyutları ve farklı disiplinlerle olan etkileşimi Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları III adlı çalışma kapsamında 14 ayrı bölüm olarak ele alınmaktadır. İletişimden markaya, reklama, sosyal medyaya, veriye, ekonomiye, teknolojiye, çeşitli tüketici yaklaşımlarına, gözetime, şöhret kültürüne, diplomasiye birbirinden farklı konuların irdelendiği bu çalışma; akademisyenler, öğrenciler ve genel olarak konuyla ilgi duyan tüm okuyucular için referans niteliği taşımaktadır. Alanlarında uzman akademisyenlerin, yazarların katkısıyla hazırlanan bu kitap, genel anlamda serinin önceki yayınlarında olduğu gibi dijitalleşme sürecinin farklı boyutlarını zengin bir içerikle ortaya koymaktadır.
And Algül, Ayşe Duygu Atasoy Aktaş, Bayram Baş, Cihan Becan, Deniz Yaman, Dide Akdağ Satır, Emine Ulu-Aslan, Eser Levi, Gülşah Eren, Merve Karavar, Mevlüt Sedat Dönmez, Nida Kahraman, Özge Özkök Şişman, Sema Gümüş, Yelda Ülker, Yüksel Balaban, Zeliha Oçak Dijital teknolojilerin gelişimi iletişim alanında pek çok değişime neden olmuştur. Özellikle son dönemde adından sıkça söz ettiren ve iletişim dünyasındaki farklı uygulamalarla karşımıza çıkan yapay zekâ teknolojilerinin etkileri günden güne daha da güçlü bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Gelişen teknolojiler, yapay zekâ, hayatımıza giren yeni cihazlar, sistemler ve platformlar beraberinde yeni uygulamalar ile dönüşen kullanıcı beklentileri gibi kullanıcı alışkanlıklarını da değiştirmiştir.

Bu kapsamda alanında uzman akademisyenlerin çalışmalarından oluşan Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları IV kitabı yeni medya alanını gelişen yeni teknolojiler ve uygulamalar ışığında farklı bakış açılarıyla inceleyen zengin içeriğiyle dikkat çekmektedir. Profesyonel ve gündelik yaşamın hemen her yerinde karşımıza çıkan yeni iletişim teknolojilerini farklı perspektiflerden ele alan kitabın, akademik ve sektörel açıdan alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Batuhan Avşaroğlu, Hüseyin Gökal, Kamuran Gülarslan Değer, Müge Karabağ, Pınar Eke, Seda Aktaş, Seda Kandemir Metaverse gibi farklı gelişmiş teknolojiler tarafından desteklenerek oluşturulacak kalıcı çevrimiçi üç boyutlu sanal ortamlardaki siber toplumsal düzlemlerin konuşulduğu bir dünyada, her geçen yıl çevrim içi hayatlarımız çevrim dışı hayatlarımızdan biraz daha fazla zaman almaktadır. Hayatımızın her alanını kapsar hâle gelen bu tutum, sevgili ya da partner bulmak arayışı için de geçerlidir. Sırf bu amaçla kurulan Tinder, OkCupid, Happn, Badoo gibi sosyal medya uygulamaları olduğu gibi bu amaçla kullanılan Facebook ve Instagram gibi popüler uygulamalar da bulunmaktadır. Bu uygulamalar çok sayıda insana ulaşması nedeniyle potansiyel flört olasılığını arttırmakta, potansiyel flört hakkında kendisiyle iletişime geçmeden temel bilgileri size sunmakta, reddedilmeye karşı korumakta, ilişki kurma hızı üzerinde kontrole izin vererek ilişkiyi başlatma sırasında daha az stresle iletişim kurma fırsatı sunmaktadır. Bu kitapta, son dönem dijital flörtleşme araçlarına ilişkin; gözlemler, çalışmalar ve eleştiriler yer almaktadır.
Durmuş Koçak İnternet ve bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle gerçekleşen enformasyon devrimi, içinde bulunduğumuz yüzyılın insanlarına yeni bir evrenin kapılarını sonuna kadar açmıştır. Siber uzay olarak isimlendirilen bu yeni evrende yaşayan insanların artık kendilerine özgü bir toplum yapısı, yeni tüketim alışkanlıkları ve hatta sınırları her geçen gün genişleyen kültürleri bile bulunmaktadır.
Siber kültür, internet aracılığıyla ortaya çıkan ve gün geçtikte “ağ toplumlarında” yaşayan insanların sahip olduğu yeni bir kültür çeşididir.
Dünya genelinde birbirinden oldukça farklı özellikleri olan bireyler; somut kimliklerinden sıyrılarak siber dünyada “sanal kimlikler” edinmekte, bu kimlikleri sayesinde yeni tutum ve davranışlar geliştirmektedir.
Öz benliklerine yabancılaşan bireylerin profilleri, siber kültürde bir çeşit imaj göstergelerine dönüşerek bireyler, sanal topluluklar içinde yeni “sanal statü” ve “sanal kimlikler” elde etmektedir. Bu tür sanal kimlik ve sosyal sermaye de “dijital habitus” kavramıyla tanımlanmaktadır.
Bu kitap; internet teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, siber kültürün ortaya çıkışı ve gelişimi, siber kültürün toplumsal yapıya etkisi, geleneksel medyadan yeni medya düzenine geçiş, metaverse ve yapay zekâ gibi pek çok başlığı içermektedir. Ayrıca kitap, siber kültür konusunu anlatan kapsayıcı bir eser olma özelliğini de taşımaktadır.
Hakan Odabaşı Tanıtım çalışmalarının büyük oranda çevrim içi dijital ortamlara geçiş yaptığı günümüzde, dijitale dair birçok yeni çalışma üretilmeye devam etmektedir. Büyük bütçelerin ayırıldığı ve bilgi temelinde şekillenen tanıtım çalışmaları artık geleneksel tanıtım çalışmalarından çok daha farklı bir şekil almaktadır. Dijital iknanın tanıtım çalışmalarında kullanılması, dijital ortamlarda kişilerin istenilen davranış yönünde ikna edilmesi için yapılan çalışmalara kuramsal açıdan önemli bir perspektif getirmektedir. Tanıtım için en önemli beklenti, bir davranışa yönlendirme ya da bilinirliği artırarak uzun vadede marka aidiyeti yakalamaktır. Bunun için hedef kitlenin, tanıtımı yapan tarafından kullanılan mecra ve içerik ile ikna edilmesi gerekmektedir. Dijital ikna çalışmaları burada farklılık oluşturmaktadır.
Dijital iknanın bileşenleri olarak B. J. Fogg'un ikna teknolojileri konusundaki çalışmaları temel alınmaktadır. Ayrıca Fogg'un çalışmaları temelinde, Fogg'un öğrencileri ve diğer uluslararası bilim insanları tarafından gerçekleştirilen çalışmalar incelenmektedir. Dijital iknanın detaylı bir şekilde incelendiği bu çalışmada; ikna profilleri, ikna çarkı, bireysel farklılıkların ölçülmesi gibi modellere yer verilmektedir. Akademik bir araştırmanın yer aldığı çalışmada, hızla gelişen teknolojinin ve yapay zekâ unsurlarının tanıtım çalışmalarına etkisi göz önünde bulundurularak dijital iknanın geleceğine dair öngörülere yer verilmektedir.
Ayten Bengisu Cansever, Büşra Kılıç, Emre Ergen, Esra Tunçay, Merve Özdemir, Sezgin Savaş, Yasmin Aldamen İletişim, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar, günlük pratiklerini iletişim sayesinde sürdürmekte, iletişim yoluyla bir aradalıklarını sağlamaktadır. Bu doğrultuda, sözlü veya sözsüz biçimlerinden bağımsız olarak iletişimin, insan hayatının temeline yerleştiğini söylemek mümkündür.
Günümüzde iletişim imkânları, dijitalleşme sayesinde hiç olmadığı kadar artmıştır. İnsanlar, her an her yerde iletişim kurabilmeye başlamış ve insanların, düşüncelerini aktarabilme imkânı genişlemiştir. Bu çerçevede, dijitalleşme süreciyle birlikte insan hayatının dijitalleşme eğilimi içerisinde, iletişim faaliyetleri de dijital ortama yönelmiştir. Dijital iletişim üzerine pek çok araştırma yapılmış, kavramın çerçevesi çizilmeye çalışılmış ve ilgili kavram kapsamında pek çok farklı bulgu elde edilmiştir. Bu kitap çalışması ile de dijital iletişim araştırmalarının farklı disiplinlerdeki analizlerinin karşılaştırılması hedeflenmiştir.
Aslı İgit, Ayşe Gül Toprak, Barış Tolga Ekinci, Cansu Kösem Işık, Derya Ölçener, Dilan Çiftçi, Gökçen Cıvaş, Gürdal Ülger, M. Çağrı İnceoğlu, Murat Sağlam, Olcay Holat, Özge Sayılgan, Özlem Oğuzhan, Serkan Biçer, Sibel Kaba, Ürün Yıldıran Önk, Yeşim Şener Dijital dönüşümün sürmekte olduğu ve gün geçtikçe yaşamımızın daha derinlerine nüfuz etmeyi sürdürdüğü bir zamanda bildiğimiz ve bildiğimizi zannettiğimiz her şey, yeniden sorgulanmaya ve yeniden tanımlanmaya açık bir biçimde değişime uğramakta. Bugün ile sadece birkaç yıl öncesi arasında yapılan kişisel deneyime dayalı bir karşılaştırma bile pek çok şeyin kısacık sürelerde nasıl da dönüştüğünü ortaya koymaya yeterken öte yandan öyle kolay kolay değişmeyen eşitsizliklerin, insan hakları ihlallerinin ve toplumsal, sınıfsal, etnisiteye, ırka ve cinsiyete dayalı ayrımcılıkların da sürdüğünü görmek mümkün. Yeni medyanın sınırları ve tüm eşitsizlikleri ortadan kaldırma potansiyeline vurgu yapan pekçok yaklaşıma karşın bu iyimser bakışa şüphe ile yaklaşan eleştirel yaklaşımlar, iletişim araştırmalarının dijital döneminde de devam etmiş ve etmektedir. Bu kitapta; dijital medya kapsamında yapılan güncel araştırma ve kuramsal tartışmaları yeniden gündeme getirerek, dijitalin gündelik yaşam pratiklerimize uyarlanmayı geride bırakıp artık yön verdiği ve gündelik yaşamın sürdürülebilmesi için hava ve su kadar vazgeçilmez bir düzeye yükselmeye devam ettiği bir zamanda hergün yeniden sorgulanması, üzerine düşünülmesi ve araştırılması için bir olanak daha üretmek amaçlanmıştır.
Şakir Güler, Zekeriya Kaya, Emrah Arğın, Simge Ünlü, Lütfiye Yaşar, M. Nejat Özüpek, Ercan Aktan, Hasan Güllüpunar, Mutlu D. Güllüpunar, Metin Işık, Erdal Bilici, Abdülhakim Bahadır Darı, Celil Ünal, Funda Şehirli, İdris Şimşek 21. yüzyıl, iletişim normlarının hızlıca değiştiği bir dönem olarak belirmektedir. Sanayi toplumu ile ortaya çıkan makine destekli anlık iletişim pratiği, ağ toplumuyla birlikte dijital teknolojilerle entegreli bir görünüm kazanmıştır. Geleneksel öğreti, iletişimi kaynak ve alıcı arasında her türlü bilgi, mesaj transferi olarak tanımlasa da dijital teknolojilerin gündelik yaşama nüfuz etmesiyle beraber iletişimin öz tanımında da güncellemeye gidilmiştir. Uzay ve zamandaki farklı noktalar arasında standart bilgi formlarının aktarımı olarak tanımlanan yeni nesil iletişim anlayışı, dijital iletişim ya da e-iletişim başlığı altında kavramsallaşmaktadır. Dolayısıyla temel iletişim disiplinlerinin bu bakış açısıyla yeniden irdelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda dijital formata evrilen iletişim alanlarını ve süreçlerini; kaynak, mesaj ve alıcı özelinde inceleyerek günümüzdeki iletişim anlayışına pratik ve teorik katkılar sunan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Söz konusu ihtiyaçtan hareketle bu kitap, temel iletişim disiplinlerini e-iletişim başlığı altında belirginleştirerek dijital habercilik, e-kriz iletişimi, kurumsal iletişim, dijital halkla ilişkiler, blockchain teknolojisi, stratejik iletişim ve satın alma gibi alanlarda teorik ve pratik çıktılar sunmaktadır.
Alper Erçetingöz, Armağan Abanuz, Arzu Yavuz, Aslı İgit, Atacan Şimşek, Ayhan Küngerü, Barış Yetkin, Bilal Süslü, Burçe Akcan, Didem Narmanlı, Duygu Çeliker Saraç, Ekin Kadir Selçuk, Fatma Çakmak, Hasan Cem Çelik, Merve Gençyürek Erdoğan, Miray Beşbudak, Nimet Önür, Rıdvan Yücel, Selçuk Bazarcı, Seyhan Aksoy, Süleyman Kıvanç Türkgeldi, Tülin Sepetci, Umur Bedir, Yasemin Bilişli, Yunus Emre Ökmen, Zeyney Benan Dondurucu, Zuhal Akmeşe Dijital İletişime Kuramsal ve Kavramsal Yaklaşımlar adlı bu kitap, hem bir ihtiyaçtan hem de iletişim bilimleri alanında lisans ve lisansüstü eğitimlerinde okunan ve okutulan kültür kuramcılarını, günümüz dijital iletişim ortamına taşıma hevesinden ortaya çıkmıştır. Althusser'in devletin ideolojik aygıtları, Marx'ın yabancılaşması, Adorno ile Horkheimer'ın kültür endüstrisi anlatılırken öğrencilerin "Günümüzde ne işe yarayacak bunlar?" diye sormasının yol açtığı bir proje olarak bu kitabın temel amacı, günümüz dijital iletişim dünyasına kuramsal ve kavramsal çerçeveden bakmaktır. Teknolojik gelişmelerin önemli ivme kazandığı son birkaç on yıl boyunca iletişim ortamının değişimi, hem insanların günlük hayatlarında ilk elden tecrübe edilmiş hem de akademik çalışmalarda kendine yer bulmuştur. Ancak kültürel kurama önemli katkılar yapmış kuramcıların katkılarının, günümüz iletişim ortamı üzerinden değerlendirildiği bütünsel bir çalışmanın eksikliği hissedilir düzeydedir. Bu bağlamda kültürel kurama katkıda bulunmuş önemli kuramcıların fikirlerinin günümüz dijital iletişim ortamını aydınlatması hedeflenmektedir.
Ahmet Ali Bozkurt, Ayşe Meriç Yazıcı, Ayşegül Özkan, Deniz Sönmez, Elif Tatlı, Esma Görkem Ersoy, Gülaçtı Şen, Meltem Özel, Mesut Öztırak, Meysure Evren Çelik Sütiçer, Mustafa Bostancı, Mutlu Gülsev Yağız, Müge Kınay, Rasim Keskin, Salih Güney, Simge Selvitopu Akyel, Sümeyya Olcay Yaman, Yusuf Karaşin Son yıllarda teknolojide büyük gelişmeler yaşanmıştır. Bunların en başında büyük veri, sensörler, bulut bilişim sistemleri ve sosyal medyayı da içine alan yeni medya kavramları gelmektedir. Bu kavramlar dünyadaki pek çok pratik gibi ekonomiyi de oldukça etkilemiştir. Ekonomi ile yakından ilişkili olan işletmeler de teknolojinin getirdiği bu kavramlardan etkilenmektedir. İşletmelerin günümüze kadar süre gelen bu durumda değişim ve dönüşümleri dijitalleşmenin varlığı ile kaçınılmaz olmuştur. Söz konusu dönüşüm; örgütsel davranıştan insan kaynaklarına, insan kaynaklarından pazarlamaya, pazarlamadan halkla ilişkilere kadar işletmelerin pek çok yönüne etki etmiştir. Bu kitap ile hedeflenen işletmelerdeki temel dönüşümleri ve değişimleri teknolojinin getirisi olan yapay zekâ, uzay çalışmaları, blok zincir ve yeni medya bağlamında ele alarak geniş bir çerçeve oluşturmaktır. Aynı zamanda farklı alanlardan bir araya gelen akademisyenlerin katılımı ile dijitalleşmenin işletmelere ve dünya üzerine olan etkisini tartışmak adına geniş bir yol haritası oluşturulması planlanmaktadır. Eser; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora derslerinde okutulmak üzere güncel kavram ve araştırmaları içermektedir.
Gizem Oğuz, Yusuf Karaca Digit kelimesinin kökeni Latince digitus yani “parmak” demek. Bu kavram, Romalılar tarafından sayma işlemi için kullanılmış ve zaman içerisinde “digit” kelimesi sayı, “dijital” de sayısallaştırma manalarına evrilmiş. Artık dijital bir çağın içindeyiz ve “dijitalleşme” kavramı tüm hayatımızı baştan ayağa etkiliyor. Mevcut alışkanlıklarımız ve kavramlara yüklediğimiz anlamlarda büyük değişimler yaşanıyor. Fiziksel satıştın e-ticarete, dokunmanın arttırılmış gerçekliğe, ticari zekânın yapay zekâya ve yüz yüze iletişimin sanal mecralara evrildiği bir zaman dilimindeyiz. Algılarımızda da büyük değişimler yaşanıyor. Bu sebeple başarıyı elde etmek için iyi bir algı yönetimi yapmak gerekli bir hâl alıyor. Tam da bu noktada, insanlarda güven uyandırmak en önemli hususların başında geliyor. Algı ve algı yönetimi ile alakalı olan itibar kavramı, bir firma veya kuruma dair paydaşlarının zihninde canlanan konumudur. Paydaşların nezdinde bu konumu sağlamlaştırmak, algı ve algı yönetimi için hayati bir öneme sahiptir ve bu hiç de kolay değildir. Çeşitli avantajları bünyesinde barındıran dijital dönüşüm, bazı dezavantajları da beraberinde getiriyor. Dijital dönüşüm ile birlikte itibar kavramının da online platformlara taşınarak korunması, güç bir hâl alıyor. Uzun zamanlar içerisinde elde edilebilen itibar, çok ufak bir hata ile yerle yeksan olabiliyor. Bu kitap, sunduğu yeniliklerle online platformda yer alan veya almayı düşünen firmalar ile bu alana ilgi duyan herkes için yeni bir bakış açısı getiriyor. Unutmamak gerekir ki dijital çağda firmalar, dijital dönüşüme ayak uydurabildikleri sürece var olacaklardır.
Çağla Coşar, Ebru Han Kundakçı, Fatma Esra Öztürk, Oytun Doğan, Özlem Akkaya, Semay Buket Şahin, Türkay Türkan Ünlü Dijital Medya Ekseninde Nostalji ve Toplumsal Bellek kitabı, hafızaya yönelik iletişim çalışmaları ve medya alanında çoktandır var olan ama üzerinde kapsayıcı incelemelerin olmadığı kilit metinleri okuyucuya sunuyor. Farklı medya metinlerinin, kendi doğası içinde dijital alana aktarıldığında, toplumsal belleği hangi yollarla oluşturduğuna odaklanıyor. İletişim araştırmalarında, kullanılan antropoloji ve medya tarihi merkezli akademik çalışmalarda toplumsal bellek, saha olarak görülmekten çok araç olarak kullanılır. Hâlbuki, medya çalışmalarında toplumsal bellek yaratımı ve aktarımı, sahanın kendisi olarak kabul edilmelidir. Medya metinleri ister görsel ister yazınsal ister işitsel olsun toplumla özdeşleşmiş parçaları bulunur. İşte bu alanlar toplumsal belleğin geleneksel ve dijital medyaya aktarılması sürecinde başat birer rol üstlenmektedir. Türkiye'de sosyal bilimler içerisinde, toplumsal bellek öncelikli çalışma alanları arasında yer almaması nedeniyle gündelik hayat pratiklerinde yer alan nesneler, imgeler, film karakterleri, semboller, kültürel kodlar, çoğunlukla göstergebilim üzerinden analiz edilmektedir. Bu çalışma ise araştırmacılara, bugüne kadar alışılagelmiş bir alanı farklı bakış açıları ile inceleme imkânı sunmaktadır.
Ali Aydın, Aysel Yıldız, Dilar Diken Yücel, Esra Ebru Mavi, Eylem Şentürk Kara, Fadime Şimşek İşliyen, Fatma Nisan, Mustafa İşliyen, Ozan Kocabaş, Ömer Faruk Yücel, Şerife Öztürk Günümüzde geleneksel medyanın zaman içerisindeki dijital dönüşümü ve bu dönüşümün sonuçları büyük bir önem arz etmektedir. Zira dijital medyanın; bilgiye kolayca ulaşması, etkileşime imkân tanıması, zaman ve mekân sınırlaması olmadan küresel bir nitelik taşıması gibi özellikleri, onu hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline getirmektedir. Ancak dijital medya ve yeni iletişim teknolojileri, bilhassa çocuklar ve gençler açısından ciddi riskleri de içinde barındırmaktadır. Çocukları ve gençleri bu risklerden korumak, dijital medyayı daha doğru kullanmalarını sağlamak için onlara dijital medya okuryazarlığı yetilerinin kazandırılması gerekmektedir. Zira çok geniş bir bilgi ve etkinlik okyanusu olan dijital medya içinde kaybolmadan doğru bilgiye ulaşarak onu yetkin şekilde kullanmak, çağın bir gereği hâline gelmiştir. Bu bağlamda bu kitapta, değişen okuryazarlık anlayışı odağından yola çıkılarak dijital medya okuryazarlığı hakkında ayrıntılı ve güncel bilgiler sunulmuştur. Kitap kapsamında; iletişim, eğitim, kamu yönetimi, felsefe gibi birçok disiplinin perspektifinden dijital medyanın geniş bir resmi çizilmeye çalışılmıştır. Ayrıca dijital medya kullanımının çocuklar ve yetişkinler açısından nasıl olduğu, nasıl olması gerektiği gibi konularda birtakım güncel araştırmalara yer verilerek dijital medya okuryazarlığı bağlamında bireylerin sahip olması gereken donanım, bilgi, bilinç ve perspektif kazanma gibi yetilerin genel panoraması ortaya konulmuştur.
Ali Kerem İngeç, Celil Ünal, Cengiz Anık, İbrahim Hanavcı, İbrahim Kiçir, Mustafa Cankut Kurt, Sümeyra Tüzün, Ümmügülsüm Talipoğlu Siyaset, etimolojik olarak “seyis” kelimesinden türemiştir. Bilindiği üzere seyis, “at bakıcısı” anlamına gelmektedir. Seyis, doğal olarak vahşi bir hayvan olan atı dizginler, ehlileştirir ve atın ihtiyaçlarıyla meşgul olur. Siyaset de felsefe literatüründe “doğa durumunda” olarak tarif edilen toplumları bazı norm, kural ve yargılar çemberine alarak onları belirli bir forma sokar. Siyasi erki elinde bulunduranlar, sözü edilen norm, kural ve yargıları tayin etme potansiyeline sahip olurlar ve dolayısıyla siyaset nasıl bir hayat yaşayacağımız konusunda belirleyici bir rol üstlenir. Bu nedenle siyasi aktörlerin öncelikli amacı, siyasi erki yani iktidarı elde etmektir. Bunun tek yolu ise siyasal iletişimdir. Bu kitap, siyasi aktörler ve seçmen ekseninde işleyen siyasal iletişim ve günlük hayatımızın geniş bir kısmını işgal eden dijital medyaya ilişkin değerlendirmeler içeren bölümlerden oluşmaktadır. Siyasetin, iletişimin, siyasal iletişimin, dijital medyanın ve seçmen davranışlarının müstakil karakteri ve birbirleriyle ilişkileri okurun ilgisine sunulmuştur.
Ali Kerem İngeç, Ayşe Gül Soncu, Büşra Turhan, Celil Ünal, Cengiz Anık, Emel Poyraz, Ezgi Büşra Çınar, İbrahim Hanavcı, İbrahim Kiçir, Mustafa Cankut Kurt, Sinem Güdüm, Sümeyra Tüzün, Tuğçe Aydoğan Kılıç, Ümmü Gülsüm Talipoğlu Geleneksel (mass) medya, insan bedeninin sınırlarını ortadan kaldırdığı için elbette tanrısal bir güç telkin ediyordu. Yaratıcının takdir ettiği sınırları aşma lütfunu bahşediyordu. Tanrı kadar görünmeyeni görmek, duyulmayanı duymak, bilinmeyeni bilmek ve doğal sınırları medyatik aygıtlar aracılığı ile aşmak, medyayı yaratıcıdan daha sevimli kılmış olmalı. Çünkü bu lütfun karşılığında mass medya, teslimiyet ve sadakat dışında tüketicisinden başka hiçbir ibadet beklemedi.
Dijital medya ise bedenin değil insan ruhunun uzantısı. Öteden beri “cogito” ve “geist” kavramlarıyla betimlenen insan ruhu, insani zaaflarından arındırılarak tüzel kişiliklere hamledilmişti. Tüzel kişilikler bu yolla tanrısal bir kudrete kavuşmuştu. İnsan ruhunun uzantısı olarak devreye sokulan ve tek tek insanlardan emilerek dijital medyaya aktarılan cogito ile geist, artık günümüzün en çok sevilen tanrısı. Bir zamanların helvadan tanrıları gibi. Canınız tapınmak istiyorsa tanrınız her an elinizin altında. Buyruklarını, bin bir çeşit enformasyonla iletiyor. Böyle bir fetişizme tapınmak demek; sıfır sorumluluk, sıfır risk ve sınırsız haz demek. Canınız çekerse ucundan azıcık tadına da bakabilirsiniz.
Aslı Burcu Toku, Ayça Avcı, Canan Arslan, Cevher Sarıgül, Cihan Oğuz, Gizem Çelik, Gonca Girgin, Hasan Gürkan, Kutup Ata Tuncer, Kübra Ogurtani, Melek Ekinci, Melike Sejfula, Seher Şeylan, Serkan Karatay, Sevil Bektaş Durmuş, Sibel Ercan, Ümmühan Molo Dijitalleşmenin kültür ve sanat alanındaki etkilerinin yoğun biçimde görülmeye başladığı günümüzde müzik, dijital olarak üretilen ve tüketilen bir ürün hâlini almıştır. Müziğin icrasında ve müzik dinleme pratiklerinde yararlanılan teknolojiler sürekli bir gelişim ve değişim içerisinde birbirlerine uyarlanırken değişim süreci, arkasında daima daha fazlasını bırakarak ilerlemektedir. Dijital teknolojiler, müziğin şimdiki zamanını erişimi kolay, çok seçenekli, kişisel ve ücretli bir niteliğe büründürürken geleceği için de ilgi çekici yenilikler vaat etmektedir. Müziğin geçmiş zamanı ise müzikle ilgili en temel duygularımıza ve müziğin ekonomik niteliğine uzanmakta, böylelikle de günümüzün müzik endüstrisine ve popüler şarkılarına ışık tutmaktadır.
Müziğin dönüşümünü, yabancılaşma, metalaşma, kültür endüstrisi ve postmodernizm gibi kavramlarla, çevrimiçi müzik platformları ve sanal gerçeklik gibi teknolojik yeniliklerle ve yeni medya, reklamcılık, sinema gibi alanlarda ele alan kitap, dijital müziğe disiplinlerarası bir bakış sunmaktadır.
Aykan Şahin, Aylin Tutgun Ünal, Burcu Gümüş, Burhan Kılıç, Deniz Yengin, Esra Ercan Bilgiç, Fatma Nazlı Köksal, Gizem Uyanık, Gökmen H. Karadağ, Gülsün Bozkurt, Hicran Özlem Ilgın, Mert Can Atar, Müge Öztunç, Nihal Toros Ntapiapis, Sefa Harranoğlu, Serdar Kuzey Yıldız, Şule Kurt, Tamer Bayrak, Veli Boztepe, Yasemin Çakar Dijital teknolojinin bambaşka formlara doğru yelken açtırdığı iletişim dünyası, bu yolculuğun başlamasının üzerinden on yıllar geçmesine karşın hâlâ son derece dinamik bir yapıda. Siber âlemdeki baş döndürücü gelişmeler, hayatımızda neleri değiştiriyor; kişiler arası iletişim ve kitle iletişiminde ne gibi yeni normlar yaratıyor? Mahremiyet algısı nasıl dönüşüme uğruyor? Televizyon ve sinema endüstrisi, dijitalleşmeden nasıl etkileniyor? Dijital çağ, çocuklarımıza hangi fırsatları sunuyor, onlar için hangi riskleri barındırıyor? Yapay zekâ teknolojisi, pazarlamaya hangi ufukları açıyor? Avatarlar insanlığa neyin kapılarını aralıyor. Değişimin büyülü perdesi, ardında neleri saklıyor? Perdenin önünde süren temaşa göz kamaştırırken perdenin arkasında kapitalist süreçler nasıl işliyor? Medya, demokrasi, kamusal alan ilişkilerinde neler oluyor? Sosyal medya popülist politikaları ve nefret söylemini nasıl büyütüyor? Toplumsal bellek, dijitalleşmeden nasıl etkileniyor? Kitle kaynak tabanlı platformlarda dijital emeğin başına neler geliyor? Sahte haberlerin cirit attığı gerçek ötesi çağda yankı odalarında yaşayan toplum kesimleri arasındaki kutuplaşma keskinleşirken kamuoyu nasıl şekilleniyor? Dijital Okumalar, güncel çalışmalarla bu soruların yanıtlarını arıyor.
Ali Erkin, Batuhan Demirtaş, Berkan Çelik, Burkay Genç, Elif Sürer, Emek Barış Kepenek, Emin Okutan, Engin Cihad Tekin, Erman M. Demir, Göknur Kaplan, H. Dilan Akbaş, Haşmet Gürçay, İclal Alev Değim Flannagan, Mete Tevetoğlu, Nesligül Deniz Kolaşinli, Sabrin Nuray Albayrak, Serhat Bekdemir, Tuğberk Evran Hikâye devam ediyor. Ama yeni ve daha geniş bir evrende. Başlıklar ve içerikler ayrıştı. Konular daha da derinleşti. Oyunu oynarken çok eğleniyoruz ama onun hakkında yazarken çok ciddiye aldık. Çok çalıştık ve teknik aksaklıklardan işi biraz da uzattık. Hayat, teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki… Bu kitap yazılırken bazı başlıklarda sürekli güncelleme yapmak zorunda kaldı yazarlarımız. Sonunda oyunun bu bölümü de bitti. Ama geliştirmeye devam edeceğiz. Yaşam devam ettikçe oyun oynamaya devam edeceğiz çünkü… Kapak resmimiz gibi renkli ama karmaşık bir Dünyamız var. Onu anlamaya, anlamlandırmaya devam etmemiz gerek. O nedenle aynı ciddiyetle oyun oynamaya devam edeceğiz. Herkesi de bu evrene davet ediyoruz. Yeni ve heyecan dolu bir maceraya…
Ahmet Burçin Gürbüz, Aysun Şabanlı, Barbaros Bostan, Bayram Armutcı, Berna Balcı, Burcu Doğru, Burçak Aydınlık, Cansu Nur Şimşek, Çağatay Karaöz, Çiğdem Düzgüneş, Ertuğrul Süngü, Esin Selin Karaöz, Hazal Yayalar, İrem Çoban, İşvecan Nur Gürses, Kutay Tinç, Murat Çalış, Sercan Şengün, Zeynep Pınar Öncü Oyun ve özellikle de dijital oyun dünyasında kimlik, her daim tartışmalı bir konu olmuştur. Oyun ve oyuncu, oyuncu ve avatar, oyun ve avatar arasındaki ilişki birçok şekilde karşımıza çıkar. Özellikle gelişen grafik teknolojisi ile varlık olgusunun giderek arttığı dijital oyun dünyasında başta FPS kamera açısı olmak üzere VR teknolojilerin de desteği ile “orada olma” hissiyatı, her geçen gün daha da ilerlemektedir.
“Bulunuşluk” ve “sarmalanma” olguları geliştikçe oyunlardaki temsiliyetler ve bu temsiliyetlerin oyunlar içerisindeki konumlanmaları ve daha da önemlisi oyuncuya olan etkileri büyük oranda artış göstermiştir. Kimlik, şüphesiz 20 ve 21. yüzyılın en önemli başlıklarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle postyapısalcı düşüncenin ön planda olduğu bu dönemde, başta Fransız düşünürler tarafından ele alınan kimlik konusu, hem analog hem de dijital oyun dünyasına da etki etmektedir.
Dijital Oyunlar 2.0: Oynanış ve Kimlik isimli bu kitap, 80’li yılardan beri farklı sebepler ve aralıklarla değişen oyuncu kimliğini anlamak, oyuncu kimliğinin tarihsel bağlarını analiz etmek, farklı metodolojiler ile oyuncu kimliğini araştırmak ve oyun ile oyuncu arasındaki ilişkiyi kimlik üzerinden analiz etmeyi hedeflemektedir.
Barbaros Bostan, Bayram Armutcı, Büşra Eren Karalar, Ece Arıhan, Elif Öykü Başerdem, Elif Sürer, Ertuğrul Süngü, Güner Munlafalıoğlu, Güven Çatak, İrem Nur Özsoy, Kutay Tinç, Murat Çalış, Murat Durusoy, Ömer Can Saroğlu, Sena Onur Akman, Serhat Uğurcan Akman, Ümit Hazal Yayalar 1990'lı yılların sonu ve 2000'lerin başında yaşanan oyunları anlama çabası, oyun bilimi (ludology) ve anlatı bilim (narratology) arasında büyük bir tartışma yaratmıştı. Bir taraf dijital oyunların oyun içi mekanik ve dolaylı olarak detaylı bir kodlama ürünü olduklarını savunuyorken diğer taraf her oyunun bir anlatıya sahip olduğunu iddia ediyordu. Nitekim günümüzde oyun çalışmaları alanında araştırma yapan akademisyenler olarak şunu biliyoruz: Bugünün oyun dünyasında her iki başlığın da ağır bastığı, envai çeşit oyun bulmak mevcut.
Oyun üretiminde mekaniklerin önemli bir rol oynadığı aşikâr. Farklı mekaniklerin ortaya çıkmasıyla birlikte oyunlar çeşitlendi, bazıları oyun türlerinin belirlenmesine ön ayak oldu, bazıları ise sadece kopya olarak kaldı. Günümüzde oyunu oyun yapan "şeyin", birçok anlamda sorgulandığı bir dönemi yaşamaktayız. Giderek daha da simülasyona dönüşen oyunlar, gelişen grafik ve yapay zekâ teknolojileri ile birlikte 90'lı yıllardaki oyunlardan çok daha farklı bir hâle gelmiş durumdalar.
Dijital Oyunlar 3.0 Oyunlar ve Mekanik isimli kitabımız, tam da bu dönüşümü ve oyunların günümüzdeki konumlarını araştırıyor. Oyun çalışmaları alanında araştırmalar yapan akademisyenlerin bir araya geldiği bu kitapta, oyun mekaniklerinin zaman içerisindeki değişimleri ve anlatı ile kesiştiği noktalara dair birçok makale bulunmakta.
Bekir Sefa Köksu , Cihat Kartal, Deniz Yıldız, Doğu Kayışkan, E. Ebru Şentürk, Ebru Genç, Emine Nihan Cici Karaboğa, Halil Pak, Kübra Müge Çakaröz , M. Ferit Aydın, Mehmet Akif Çakırer, Murat Ayar, N. Çiğdem Uluç, Remzi Reha Durucasu, Resul Çelik, Tuğçe Ezgi Soyaltın, Ufuk Karadavut, Zeki Yüksekbilgili Bilimsel yaklaşımla yer yer muteber kaynaklardan alınan bilgilerle zenginleştirilmiş olarak bu bilgilerin kaynaklarının paylaşıldığı ve doğru kategorize edildiği bir kitabın, meraklıları ile buluşması sevinç verici. Kitap içerisinde henüz hayatımıza yeni giren canlı yayın ile pazarlama ve artırılmış gerçeklik stratejilerine yer verilmesi çok değerli. Dijital pazarlamayı anlatırken yasal düzenlemeler ve etik değerlerin paylaşılması atlanmamış. Hiçbir satış hedefinin, evrensel insani değerlerin daha üzerinde olmaması gerektiği açıklanmış. Bölüm sonlarında okuyucunun bir özet ile karşılaşması ve okuduklarını kısa sürede toparlaması çok faydalı olmuş; bölüm sonundaki sorular ise okudukları ile yetinmeyenler için yol gösterici nitelikte.
Bu kitabın; dijital pazarlamayı tüm yönleri ile anlamak, aynı zamanda pazarlama bilgilerini de güçlendirmek isteyen okuyucular için değerli bir başucu kaynağı olacağı kanaatindeyim.
Ömer ARIKAN
CEO, Tekrom Teknoloji
Dünya, Sanayi Devrimi'nden bu yana pek çok devinim, değişim ve dönüşüm geçirdi. Üretim faaliyetleri farklılaştı, üretilen ürünler farklılaştı. Bugün geldiğimiz noktayı bir asır önce tahmin etmek neredeyse imkânsızdı. Dünya çok hızlı bir şekilde değişti. Aslında değişmeyen tek şey, değişimin kendisi oldu. İhtiyaçlar ve ihtiyaçlara cevap verebilme olanağı giderek farklılaştı. Kalabalık pazarların yerini önce ekranlarımızın akışında beliren reklamlar aldı. Sonra hayatımıza internet girdi. İlk kıvılcımın bu denli bir etki yaratacağını kim bilebilirdi? Bilgisayar teknolojisi artık cebimize sığacak hâle geldi. Bu denli değişen ve dönüşen bilgi ve teknoloji çağında, üretilen ürün kadar ürünün pazarlanması da çok önemli bir hâl aldı. Bu koca evrende sesiniz duyulmuyorsa kapladığınız alan bir yağmur damlası kadar. Ekranlarımızı kaplayan bildirimlerin içinde yer edinmek ve dikkatimizi çekmek bile artık çok çok büyük bir meziyet. Bu çalışma, sınırları olmayan sanal dünyada yerinizi alabilmeniz için bir başucu kitabı. Bu kolektif titiz çalışmanın mimarı Mehmet Akif Çakırer'in ve tüm ekibin eline, gönlüne, kalemine sağlık.
Tülin Akın
Sosyal Girişimci, TABİT Bilişim ve İletişim Teknolojileri
Aslı Burcu Toku, Buse Punar, Dilek Büyükcengiz, Esra Çınar, Mehmet Yakın, Merve Emecen, Oya Altar, Seda Kalkan Yılmaz, Sevda Orha Hazar, Ufuk Törün Dijital dönüşüm, pazarlama ve iletişim dünyasında köklü değişiklikler yaratarak markaların hedef kitleleriyle etkileşim kurma biçimlerini yeniden tanımlamıştır. Geleneksel yöntemlerin yerini hızla dijital stratejiler alırken içerik pazarlaması, influencer'lar, sosyal medya platformları gibi araçlar, pazarlamanın dinamik ve çok yönlü doğasını ortaya koymaktadır. "Dijital Pazarlama İletişimi: Trendler, Stratejiler ve Başarı Öyküleri" başlıklı bu kitap, dijital pazarlama iletişiminin çeşitli boyutlarını ve en güncel uygulamalarını detaylı bir şekilde ele alarak okuyuculara kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlamaktadır.
Aycan Erdenir, Cenap Coşkun, Erdem Tatlı, Gözde Öymen, Hilal Özden Özdemir Çakır, Kezban Saki Yaltırak, Nihal Kocabay Şener, Pınar Karaca, R. Gülay Öztür, Suzan Moç, Zeynep Mine Alptekin İstanbul Ticaret Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Doktora Programında ders vermekte olan öğretim üyeleri ve sektörde aktif çalışmakta olan doktora programındaki öğrenciler ile hazırlanan “Dijital Pazarlama İletişiminde Yeni Kavramlar: Akademi Ne Söyler, Sektör Nasıl Uygular?” başlıklı bu değerli kitapta; bireysel sosyal sorumluluk, paylaşım ekonomisi, içerik pazarlaması, dijital hikâye anlatıcılığı, transmedya hikâye anlatıcılığı, hiper hedefli kişiselleştirilmiş dijital reklamcılık, programatik reklamcılık, yeniden hedefleme (retargeting), ses teknolojileri, tüketici elektroniği şovu (CES), paralel gerçeklik, giyilebilir teknoloji, nesnelerin interneti, adreslenebilir TV reklamcılığı, yapay zekâ teknolojisi, reklam engelleyiciler (adblockers) ve mikro video reklamlar gibi dijital pazarlama iletişimi çalışmalarındaki yeni kavramların açılımını hem akademik hem de sektörel çalışmalar perspektifinden bulabilmeniz mümkün. Her bir kavramın detaylı şekilde örnek kampanyalarla somut hâle getirilerek incelendiği kitapta, fütüristik yaklaşımlar ve terimler sözlüğü de bulunmaktadır.
Bugün uygulamalarını gördüğümüz ve gelecekte daha yoğun kullanılacağı öngörülen bu kavramların akademik ve sektörel çalışmalar için önemli bir referans kaynağı olacağı düşünülmektedir. Dijital pazarlama iletişimindeki yenilikleri takip edenlerin ilgiyle okuyacağı bu kitabın tüm öğrencilere, akademisyenlere ve sektör temsilcilerine faydalı olması dileğimizle...
Ece Ozan Eğitim kavramı her dönem olduğu gibi günümüzde de daha iyi yaşamak için önemli bir kavramdır. Bu kavram sürekli bir değişim ve gelişimle ilerlemekte, toplum ve birey adına hangi dönemde olursa olsun değerini korumaktadır. Şu an ise eğitim yeni teknolojiler ile buluşarak çok daha önemli bir yere sahip olmuştur. Ebeveynler çocuklarının kendilerinden sonraki yaşam standartlarını göz önüne alarak eğitim süreçlerini ciddiye almakta ve bu hususta hassas davranmaktadırlar.
Bu anlamda tüm üniversiteler aday öğrencilere ulaşmak ve onlara doğru imaj yansıtabilmek adına çalışmalar yapmaya başlamıştır. Türkiye'de hızla artan vakıf üniversiteleri, rakipleri karşısında önce varlığını sürdürmek; sonra rekabet avantajı sağlamak amacıyla iletişim faaliyetlerine daha fazla önem vermektedir. Teknolojinin gelişmesi ve hedef kitlenin dijital kanalları sıklıkla kullanması, üniversiteleri dijital iletişim stratejileri geliştirmeye yönlendirmekte ve yatırım mecralarında değişim sağlamaktadır.
Simon Kingsnorth Modern pazarlamacının ölçülebilir ve hesap verilebilir işletme başarısı için dijital medya ile stratejik düşünmeyi nasıl uygulayacağını öğrenmesi gerekir. Dijital Pazarlama Stratejisi kitabı mükemmel dijital pazarlama stratejinizi oluşturmanın her aşamasında size yön göstererek tam olarak bunları gerçekleştirmenizi sağlayacak temel unsurları kapsamakta. Kitap dijital pazarlamanın temel tekniklerinin ve platformlarının analizini içermektedir. Kitabın içerdiği konular: sosyal medya, içerik pazarlaması, arama motoru optimizasyonu, kullanıcı deneyimi, kişiselleştirme, görüntülü reklam ve müşteri ilişkileri yönetimidir. Planlama, işletmenin ana hedefleriyle bütünleştirme ve yöneticilere sunum da dahil olmak üzere uygulama boyutuna da kitapta değinilmektedir.
Simon Kingsnorth dijital pazarlama stratejisini en iyi örnek olaylarıyla, grafiklerle, kontrol listeleriyle ve özetlerle canlandırmaktadır. Kitap ayrıca:
• dijital pazarlama tekniklerinin genel işletme stratejisine nasıl bütünleştirileceğini ve karar vericilerden onay almak için stratejinizi onlara nasıl sunacağınızı göstermekte
• gerçek dünyadan Nestle, Hertz, Adidas, Google, Amazon ve çok sayıda diğer işletmelerden örnek olayları ve analizleri içermektedir. Bunları inceleyerek en iyi uygulamaları görebilir ve kendi dijital stratejinizi geliştirebilirsiniz.
• vizyon temelli ve gerçek zamanlı planlama, içerik pazarlama planlaması, sunum biçimleri ve daha başka modelleri ve ipuçlarını da içermekte ki bunlar işletmelerin belirli işletme ihtiyaçlarına uyacak strateji ve teknikleri uygulayabilmesini mümkün kılacaktır.
Sınırlandırıcı her duruma uyan bir model sunmaktansa kitap, farklı işletme ihtiyaçlarına göre kendi stratejinizi geliştirebilmek için uyarlayabileceğiniz araçları size vermekte ve pazarlamaya bütünleşik ve bütüncül bir yaklaşımın nasıl daha büyük başarıya ulaştırdığını sergilemektedir.
Emine Kaplan Son yıllarda, teknolojide meydana gelen gelişmeler, birçok alanı olduğu gibi siyasal propagandayı da etkilemiştir. 2000'li yıllarda, Web 2.0'ın ortaya çıkması, sosyal medyanın, geleneksel medyanın yanında politik propaganda aracı olarak kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Seçmen ve siyasi aktörleri, ortak bir paydada buluşturan sosyal medya mecraları, seçim dönemlerinde daha sık kullanılsa da seçimden sonra da seçmenin ve siyasi aktörlerin birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayan önemli bir araç olmuştur. Sosyal medya kullanıcı sayısının, gün geçtikçe artmasıyla da ilişkili olarak iktidara talip olan siyasal aktörlerin, dijital politik propagandayı göz ardı etmesi söz konusu değildir.
Bu çalışmada; sosyal medyanın siyasal seçim kampanyalarında kullanımının tarihçesi, Türkiye'den ve dünyadan örneklerle ele alınmış, siyasal iletişimcilere, dijital siyasal propaganda stratejilerini oluştururken kılavuzluk etmek ve dijital seçim kampanyalarının hedef kitlesi olan seçmenlerin, kendilerine iletilen mesajlara karşı daha bilinçli olmalarını sağlamak amaçlanmıştır.
Arzu Başak Fidan, Derya Çakmak Karapınar, Derya Öcal, Dilek Doğan, Emre Ş. Aslan, Enes Emre Başar, Ersin Diker, Gülsüm Çalışır, Hasan Rençber, Hıdır POLAT, Mehmet Ali Gazi, Mehmet Bahadır Erciş, Merve Çerçi, Murat Seyfi, Mustafa Cankut Kurt, Neva Doğan, Nurgül Ergül, Pınar Bacaksız, Selin Bitirim Okmeydan, Sultan Koca, Şule Yüksel Özmen, Ümit Arklan, Yılmaz Ağca Reklam ve reklamcılık üzerine yazılanlar, muazzam bir birikimi yansıtmaktadır. Reklam yazıları, özü itibariyle ya reklamcılık uygulamalarına destek vermek ya da eleştirmek üzere kaleme alınmış; reklamcılığın dönemsel dönüşümlerini ortaya koyarak tarih sayfalarında yerini almıştır. İletişimin ağırlıklı olarak "1" ve "0"ların (digit) çekiciliği altında dijital olana yöneldiği ve bireyin yaşam pratiklerinin “açık” (on) ve “kapalı” (off) olarak ifade edildiği günümüzde, günlük yaşam internet ağları üzerinden akmaktadır. Gönüllü olarak zamanını dijital ortamlarda geçiren birey de reklamcılık endüstrisinin kolaylıkla erişebileceği bir hedefe dönüşmektedir. Günümüzde, amacı hâlen, bireyleri ikna etmek olan reklamcılık, oyunu, dijital olanın kurallarına göre oynamaya başlamıştır. Bu bağlamda şirketlerin sürdürülebilirliklerinin bir garantisi olarak gelişim seyri gösteren yeni medya, yeni bir uygulama açığa çıkarmıştır: Dijital Reklamcılık.
Günümüz reklamcılık pratiklerini çeşitli yönleriyle ele alan ve alana katkıda bulunması beklenen Dijital Reklamcılık kitabı, alan uzmanlarının bir araya gelerek kaleme aldıkları ortak birikimi sergilemektedir. Reklamcılığı teorik ve pratik çerçevede ele alan derleme kitapta, öncelikle reklamcılık tarihi ele alınmaktadır. Kitapta ikinci kesiti, “Dijital Olanı Anlamak” başlığı oluşturmaktadır. “Aktörlerin Dijitalleşmesi” başlığında dijitalleşme, reklamcılıkla yakından ilişkili alanlar çerçevesinde irdelenmektedir. Reklamcılık endüstrisinin genişleyen çalışma alanları ve uygulamaları “Dijitalleşen Dünyada Reklamcılık Uygulamaları” başlığında incelenmiştir. Reklam etkisi, “Dijital Medyada Reklam Etkisi” başlığıyla; reklamcılığın etik değerlendirmesi ise “Dijital Reklamlar ve Etik” başlığıyla tartışılmıştır.
Asiye Ata, Aslı Yurdigül, Aslıhan Zinderen, Derya Çakmak Karapınar, Emre Gökalp, Güler Erkal Karaman, İbrahim Etem Zinderen, Kübra Okumuş Dağdeler, Melike Arslan, Meryem Okumuş, Meryem Serdar, Mevlüde Deveci, Mustafa Berkay Aydın, Serdar Çil, Tuba Sütlüoğlu Günlük yaşamımızın önemli parametrelerinden olan dijital araç ve ortamlar toplumsal olanı etkilemekte ve insan yaşamını dönüştürmektedir. Söz konusu dönüşüm, dijital araçlara ve özellikle de yeni iletişim teknolojilerine büyük oranda bağlı bir yapıyı ortaya çıkarmaktadır. Bu çerçevede dijitalleşmenin toplumsal etkileri üzerine düşünmek, içinde yaşadığımız dünyayı algılamak ve değerlendirebilmek için bir zorunluluktur. “Dijital Sosyoloji Çalışmaları” bu değerlendirmede başvurulabilecek temel bir kaynak olma arzusunu taşımaktadır. Bu bağlamda dijital sosyoloji, dijital eşitsizlik, dijital gözetim, sanal kimlik, dijital aktivizm, kuşaklar, ebeveynlik, dijital sağlık, dijital diplomasi ve eğitimde dijitalleşme kitapta tartışılan konular arasındadır. Sosyoloji, iletişim ve eğitim alanındaki akademisyenlerin ortak çabalarıyla hazırlanan bu kitap alana ilgi duyan herkes içindir.
Selva Ersöz Karakulakoğlu Bu kitap sosyal bilimler alanında, özellikle dijital ile bağlantılı sıklıkla kullanılan kavram, kuram ve yöntemleri tek bir kaynak içinde okuyucuya sunmak amacıyla yazılmıştır. Kitabın içeriği dijital kavram ve kuramların gelişimi, dijital araştırma yöntemleri ve dijital yurttaşlık, dijital aktivizm, mobil kültür gibi farklı dijital konulara değinen üç bölümden oluşmaktadır. Dijital süreçte karşımıza çıkan pek çok kavram, tarihsel bütünlüğü içerisinde incelenerek okuyuculara sunulmuştur. Dijital konulara ilgi duyan, özellikle iletişim alanında dijital çalışmalar yapanlar için alana giriş niteliği taşıyan bu eser, iletişim bilimleri araştırmalarındaki yöntemlerin, kavramların ve kuramların etik, yöntemsel ve kuramsal sorgulamaları hakkında tartışmaları içermektedir. Prof. Dr. Selva Ersöz, Maltepe Üniversitesi iletişim Fakültesinde çalışmaktadır. Yazar bu kitapta, dijital topluma ilişkin kavramları, iletişim çalışmaları perspektifinden okuyuculara sunmaktadır.
Hakan Tan Dijital Dalgalar Cilt 1: Yakınsama ve Dijital Dalgalar Cilt 2: Dönüşüm adlı eserlerde dijital medyanın yüz yüze iletişimin karakteristik özellikleri olarak açıklanan etkileşim, katılım, paylaşıma sahip olduğu için yeni medya mecralarının yeniden tanımlanmasının gerekliliğini belirterek iletişimin karakteristik özelliklerine sahip olan dijital medya mecralarının PIME (Participant Interactively Media) adı altında toplanması önerilmişti. Yeni medya teknolojisi; iletişim kavramının tanımında olan etkileşimlilik, katılımcılık ve paylaşıma olanak sağladığı için sadece birey ve öznelerin gündelik yaşam pratiklerini değil aynı zamanda toplum ve toplumun kültürel, siyasal, sosyal, simgesel, teknolojik ve ekonomik yapılarını da değiştirmekte ve dönüştürmektedir.
Somut ve soyut araç (dijital medya teknolojileri) ile insan etkileşimi, katılımı, iletişimi, iş birliği ve etkileşimliliği artmaktadır. Birey, bireyin tini, ve toplumu oluşturan öznel ve nesnel tinler, hem yaşamlarındaki diğer kişiler hem şirket, kurum ve markalar hem de toplumun yapıları ile iletişime, paylaşıma, etkileşime, katılıma ve iş birliğine girerek “Sen ve ben birlikte miyiz?” sorusuna yanıt aramaktadırlar. Hem insan-insan, insan-makine, makine-insan, makine-makine etkileşimliliği ile yaratılan katılımcı, paylaşımcı ve iş birlikçi toplum hem aracın (teknolojinin) kazandığı zekâ ile yaratılan yeni uzamlar (sanal, arttırılmış, metaverseler) hem de katılımcı, paylaşımcı ve iş birlikçi toplum üyelerinin tüm iletişim, deneyim, ilişki ve bağlantılarının veri stratejisiyle taranması, işlenmesi, sınıflandırılması ve tekrar dolaşıma sokulması PIME (Participant Interactively Media) kavramı ve Participant Interactively Media Theory (PIM) kuramı çerçevesinde açıklanabilir.
Dijitalleşme, dijital teknoloji ve dijital araçlar sosyal, kültürel, siyasal, simgesel ve ekonomik yaşamımızın her alanını etkilemektedir. Dijital Toplumu Açıklama Çalışmaları: İletişim ve Yeni Medya adlı esere katkı veren bölüm yazarları iletişim, iletişim çalışmaları, yeni medya ve iletişim, pazarlama iletişimi, marka iletişimi, reklam, siyasal iletişim ve halkla ilişkiler ve tanıtım kavram ve kuramları üzerinden dijitalleşme, dijital teknoloji ve dijital araçların toplum (dijital topluma) ve toplumun kültürel, siyasal, sosyal, simgesel, teknolojik ve ekonomik yapılarına olan etkilerini açıklamaktadır.


Ali Özcan, Belkıs Benlioğlu, Betül Tozlu, Eyüp Al, Gül Dilek Türk, Hilal Kaşık, Müge Bekman, Nihal Erdoğan Sepetci, Osman Çalışkan, Pınar Pasmacı, Yelda Özlem Kölgelier Dijitalleşme hayatın neredeyse tüm alanlarını kapsarken, insanın deneyimini ve deneyim alanlarını açıkça etki altına alırken toplumu ve toplumsal süreçleri de daha öncesinde hiç olmadığı kadar yeniden şekillendirmektedir. Dijital teknolojiler yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak sosyalleşme, alışveriş yapma, enformasyona ulaşma, bilgi sahibi olma, eğlenme ve eğitim alma gibi birçok süreci kapsamaktadır.
Zaman içerisinde dijital teknolojilere büyük bir övgüyle ve olumlu bir perspektifle yaklaşan bakış açılarının sayısı artarken, bu teknolojileri eleştirmek, konumlarını tartışmaya açmak ve olumsuz sonuçlarını göstermek makul karşılanmamaktadır. Bu kitapta dijital toplumun birbirinden farklı boyutları kritik edilmekte ve çağdaş toplumsal düzen içerisindeki konumu belirlenmeye çalışılmaktadır. Bunu yaparken de dijital teknolojilerin doğaları, kullanım biçimleri, tarihleri ile bireysel ve toplumsal çıktıları eleştirel bir perspektifle ele alınmaktadır.
Derleme kitap çalışmasında dijital toplum kısaca gözetim, performans, hafıza, beden, kişiselleştirilmiş veri, duygulanımsal kutuplaşma, kolektif benlik, beğeni, enformasyon, sosyal sorumluluk ve Metaverse gibi konular eşliğinde tartışmaya açılmaktadır.
Ali Karaman, Bilge Turp Gölbaşı, Canan Tiftik, Çağla Kaya İlhan, Hande Ayhan Gökcek, Mehmet Emin Begtimur, Onur Türker, Özge Turhan, Parisa Alizadehfanaeloo, Sema Mercanoğlu Erin 2000'li yıllarda hızla gelişim gösteren, 2020 yılının beraberinde getirdiği pandemi nedeniyle de işletmelerin sürdürülebilirliği açısından neredeyse şart olan dijitalleşme, bu kitabın ana fikrini ve temelini oluşturmaktadır. Pandemi sebebiyle dijitalleşmenin önemi, yadsınamayacak derecede artmıştır. İşletmelerin değişen bu sürece hızla adapte olmaları büyük önem arz etmektedir.
Bu eser, dijitalleşme ortak başlığı altında yönetim, pazarlama ve medya konularında uzman akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır. Kitap, 10 bölümden oluşmakta olup dijitalleşme konusunda 3 alanı aynı anda kapsayan ilk bilimsel kitaptır. Bu anlamda, bu alanlara ilgi duyan herkese hitap etmektedir.
İç ve dış müşterilerin değerinin her zamankinden daha fazla olduğu pandemi döneminde dijitalleşme, bütün sektörlerde kaçınılmaz bir gereklilik olarak hız kazanmıştır. Bu bağlamda bu eser, dijitalleşme penceresinden, İstanbul Gelişim Üniversitesi ve Bingöl Üniversitesinin uzmanlık dalı Yönetim, Pazarlama ve Medya olan öğretim üyeleri tarafından kaleme alınmıştır. Kitapta, DİJİTAL YÖNETİM bölümü altında, dijital işletme yönetimi geniş bir açıdan ele alınmış, tedarik zincirinin dijitalleşmesine değinilmiş ve dijitalleşmenin birçok dönüşümü beraberinde getirmesi ile beraber bireylerin örgütsel yaşamdaki yalnızlığı incelenmiştir. Eserde, DİJİTAL PAZARLAMA başlığı altında öncelikle dijital pazarlamanın geçmişten günümüze kadar uzanan tarihi hakkında geniş kapsamlı bilgilendirme yapılmış, dijital markalaşma, dijital ve geleneksel marka güveni karşılaştırması, dijital pazarlamanın 2020 yılında en etkili stratejilerinden biri olan etkileyici (influencer) pazarlama ve dijital ticarette güncel inovasyonlar, konuları detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Kitabın son bölümü olan DİJİTAL MEDYA başlığı altında medyanın geçmişten günümüze değişen yapısı hakkında detaylı bilgiler verilmiş ve dijital dünyada, itibarın nasıl elde edileceği ve yönetimi üzerinde durulmuştur.
İstanbul Gelişim Üniversitesi ve Bingöl Üniversitesinin alanında uzman akademisyenlerinin deneyim ve bilgilerini kaleme aldıkları bu çalışmayı, bilim dünyası ve değerli okurlarla buluşturmanın mutluluğunu paylaşıyor ve devamlı gelişen dijital dünyada yer edinmeyi temenni ediyoruz.
Kadir Aydın Günümüzde bireyler, dijital medyayı, dinî bir ritüel gibi sürekli yerine getirilmesi gereken zorunluluklar olarak görmektedir. Özellikle dijital teknolojinin yerelleri olan gençler arasında, ortak bir dijital kültür oluşmuştur. Ancak dijital teknoloji, yalnızca genç kuşağın değil hemen her bireyin hayatında önemli kolaylıklar sağlayan, dolayısıyla vazgeçemediğimiz araç ve ortamlar hâline gelmektedir. Stres ve sıkıntısını gidermek için internet ve akıllı telefona sarılan bireyler, zamanla vakitlerinin büyük bir kısmını bu araçların kullanımına ayırmakta, bu vakitten duydukları hazzı terk edemeyerek bağımlı davranış sergilemeye başlamaktadırlar. Bu durum, zaman tüketimini kontrol edememe ve bireyin, yaşam alanlarındaki rutin işleyişini bozarak netlessfobi ve nomofobi sorunlarının yaşanmasına neden olmaktadır.
Adil Bical, Ali Arıcı, Ayda Gök, Betül Çepni Şener, Betül Sabahçı, Dilek Meriç, Fırat Adıyaman, Gökhan Demirel, Gülhan İlik, Hakan Asta, Özge Delen, Özgür Kılınç, Sevil Bayçu Günümüzde dijitalleşmenin tüm alanlara entegre olması ve bu alanları şekillendirmesiyle birlikte yeni bir dönüşüm sürecine girilmiştir. Bu dönüşümün kendini en çok hissettirdiği alanlardan biri de iletişimdir. Yeni iletişim teknolojileri ile dijitalleşme, iletişim paradigmalarına farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Dijital dünyanın iletişim biçimleri; bireyden işletmelere, medyadan eğitime kadar geniş yelpazede kendine yer bulmuş ve dijital çağın yeni kimliğini açıklamak için fırsatlar sunmuştur. Öte yandan McLuhan'ın global köy olarak da nitelendirdiği günümüz dünyasında, dijitalleşmenin etkisiyle iletişim; zaman ve mekândan bağımsız, hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleşmeye başlamıştır. Bu minvalde dijitalleşmenin iletişim üzerindeki geniş etkisini incelemek oldukça önem arz etmektedir. Dolayısıyla bu kitap, dijitalleşme bağlamında iletişim alanını farklı perspektiflerden ele alarak iletişimin kavramsal ve uygulamalı boyutlarını okuyuculara sunmaktadır.
Canan Kökus, Emin Arslan, Eren Keser, Esra Karip, Fatih Uslu, Figen Ebren, Hakan Kendir, Hale Alan, Halil Cura, Hasan Cem Çelik, Hüseyin Keleş, Mustafa Uslu, Nezir Temur, Özgür Yayla, Sinem Burcu Uğur, Yiğit Güven Thomas L. Friedman'ın, “The World Is Flat” adlı eserinde, 21. yüzyıldaki yaşam şeklini koşu bandına benzetmesi esasen günümüzde çok hızlı gerçekleşmekte olan sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümün ve endüstriyel devrimlerin habercisi gibiydi. Geçmişi son üç yüzyıla kadar uzanan Kıta Avrupası’nın, oluşturmuş olduğu sanayiye dayalı birtakım birikimi sayesinde dünyaya yön ve şekil verme ihtirası karşısında sanal ve soyut bir kavram bulundu: internet. Üçüncü sanayi devrimine ismini veren ve kendisinden sonra oluşacak endüstriyel devrimlerin de öncüsü olan “internet”in, önce ana akımın daha sonra da alternatif akımın hizmetine girmesiyle geri dönülmez bir yola girdi yerküremiz. Artık yirmili yaşlarda, kolejli elektronik müptelası bir genç, çok kısa bir sürede dünyanın en zengin insanları arasına girebilir hâle geldi. Son on yılda gerçekleşen iki endüstri devrimi, dünyadaki güç dengelerini değiştirdi, planlamaları altüst etti! En son yüz yıl önce yerküreye uğrayan virüsün Covid-19 ismiyle dönüşü ise muhteşem oldu. Think tank kuruluşları kapılarına zincir vurdu! Acaba bu virüs, beklenen bir misafir miydi yoksa kapı açıkken bacadan giren bir haydut mu? Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı dünyamızda dijitalleşmenin sosyal ve beşerî bilimlere yansımaları nasıl olacak? Bu soruları eksenine alan bu eserin, cevap arayan okurlarına cevap vermesi dileğiyle…
Fikret Yaman Reklam, işletmeler açısından satış yapabilme, tüketici açısından ise satın alma kararı verebilme yönünden önem taşımaktadır. Günümüzde artan rekabet şartları dikkate alındığında rakiplerinden farklı olmayı isteyen işletmeler, bu farklılığı reklam ile sağlayabilmektedirler.
Kitapta, geçmişten günümüze gerek geleneksel reklam türleri gerekse yeni reklam türleri yer almaktadır. Yetmiş dört başlık altında incelenen bu reklam türlerinde işletmeler, farklı reklam stratejilerinin neler olabildiğini görürken lisansüstü eğitim alan ve reklam üzerine çalışma yapmak isteyen öğrencilerin de farklı reklam türlerini görmeleri ve çalışmalarını bu türlerden biri üzerine şekillendirmeleri, kitabın sağlayacağı katkıların başında gelmektedir. Ayrıca kitapta yer alan reklam türlerini merak eden sektör temsilcileri için de kitabın faydalı olabileceği düşünülmektedir.
Süleyman Gümrükçüoğlu İletişim teknolojilerinin gelişimine bağlı olarak gelişen ve yaygınlaşan internet ve sosyal medya kullanımı, insanların hayatlarında önemli bir yer işgal etmektedir. Birçok sosyal medya mecrasının bulunması, bunlara ulaşma ve kullanımındaki kolaylık, bireylerin bu platformlara yönelimini arttırmıştır.
Sosyal medyanın iletişim işlevi, birey ve toplum hayatını ilgilendiren her alana etki ederek değiştirebilmektedir. Öyle ki enformasyon çağının ortaya çıkardığı bu imkânlar, kimi zaman hayatı kolaylaştıran, hızlandıran ve insanları daha mutlu kılan faydalı etkiler yarattığı gibi kimi zaman da dönüştüren, zarar veren ve sosyal düzeni bozan etkiler yaratabilmektedir. Bu yönüyle sosyal medya; insanların davranışlarını, iletişim şeklini, algısını, düşünme biçimini, zaman yönetimini hatta kültürlerini ve değerlerini de etkileyebilmektedir.
Sosyal medyanın değer odaklı ve bilinçli kullanımı, olumsuzlukları en aza indirerek, onu bireylerin faydalanabileceği bir araç hâline dönüştürecektir. Bu alandaki ahlâki olgunlukla, zararlı olabilecek kullanım arasındaki negatif ilişki dikkate alınarak, eğitim programlarının, bireyin ahlâki gelişimine katkı sağlayacak din ve değer eğitimi gibi alanlarla desteklenmesi önemlidir.
İşte bu kitap, sosyal medya kullanımındaki değer yoksunluğunun bireysel ve toplumsal hayattaki yansımalarını göz önünde bulundurarak din eğitiminin sosyal medya kullanımına etkisini hem teorik hem pratik yönüyle ele almayı amaçlamıştır. Bu eser sadece örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görev yapan akademisyenler, öğretmenler ve din görevlileri için değil sosyal hayat için yer alan tüm bireylerin faydalanacağı bir eserdir.
Aysun Körlü Topan, Emre Sarı, Esra Tunçay, Evşen Altun Aslan, Gülistan Elmacıoğlu, Kenan Ateşgöz, Metin Enes Dönmez, Nil Çokluk, Rıdvan Öner, Sezgin Savaş, Zeynep Özcan İmaj, halkla ilişkiler açısından temel bir kavram olarak öne çıkmaktadır. İmaj kavramının halkla ilişkiler açısından öneminin yanında ilgili kavramın disiplinlerarası bir, boyutunun da olduğunu ortaya koymak gerekir. Bu çerçevede imajın sosyal bilimlerin pek çok farklı alanıyla ilişki içinde bulunduğunu söylemek mümkündür. Günümüzde her şey imaj üzerine kuruludur; görünüş belki de her şeyden daha önemlidir. Günlük ilişkilerimizde bir arada olduğumuz insanların veya etkileşim kurduğumuz kurumların zihnimizde olumlu bir yerde olması beklenir. Hem sıradan insanlar hem kurumlar hem de liderler, diğerlerinin gözünde iyi bir yerde konumlanmaya, diğer bir ifadeyle iyi birer imaj elde etmeye çabalar. Bu durum; imajı modern insanın hayatının tam merkezine yerleştirir, günlük pratiklerden çok daha karmaşık süreçlere kadar imajı değerli kılar ve disiplinlerarası bir konuma eriştirir.
Bekir Gökhan Doğan, Evrim Yıldız, İlkay Burak Taşkıran, Meral Yılmaz, Mikail Batu, Neslihan Aybike Hökelekli, Selim Çam Sosyal ağlar, 2007 yılında Facebook'un küresel kullanıma sunulması ile popüler hâle gelmiştir. Son istatistikler incelendiğinde dünyanın %86,2'sinin herhangi bir sosyal ağa üye olduğu görülmektedir. Bu oran, platformların artık kişinin ilgili olduğu tüm toplumsal alanlarda kullanıldığına işaret etmektedir. Sosyal ağların kullanım alanlarındaki genişlik, disiplinlerarası araştırmaların yapılmasına olanak sağlamıştır. Çünkü içinde bulunduğumuz mevcut durum, her bireyin neredeyse sosyal ağ kullanımını gerekli kılmaktadır. Bu durum da platformların farklı bilim dallarında özellikle kişilerde bıraktığı etkiler açısından incelenmesi fikrini belirginleştirmiştir. Fakat sosyal ağ araştırmalarının genel itibarı ile sosyal bilimler konularında yayınlanan kitapların içerisinde yer aldığı görülmektedir. Buradan hareketle farklı disiplinlerde yapılan sosyal ağlara yönelik araştırmaların, ayrı bir kitapta literatüre sunulması beklenmektedir. Bu kitap, temel olarak sosyal ağların diğer disiplinler ile ilişkisini tüm yönlerinden betimlemek üzere yapılandırılmıştır. Kitabın, özellikle iletişim fakülteleri başta olmak üzere sosyoloji, psikoloji, eğitim bilimleri gibi yüksek öğretim kurumlarının ders müfredatında yer alan “Sosyal Ağ, Yeni Medya, Sosyal Medya” dersleri için yol gösterici olabileceği düşünülmektedir.
Mutlu Doğan Güllüpunar Yeni iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte kurumsal iletişimde diyalogsal iletişim kanallarının kullanımı artmış, özellikle sağlık sektöründe; hasta-hekim iletişiminde, hastanın tedavi sürecini yönetmede, talep ve şikâyet dinleme noktasında bu mecralar, sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Kurumun imaj ve itibarına olumlu yönde etki eden bu uygulamalar, aynı zamanda aktif iletişim sürdürmeye de katkı sağlamaktadır. Diyalogsal iletişim mecraları üzerinden vatandaştan gelen geri bildirimlere kısa süre içerisinde dönüş sağlamak, hasta memnuniyetini ve sunulan sağlık hizmetinin kalitesini artırmaktadır. Bu nedenle sağlık profesyonelleri, bu kanallar aracılığıyla hastayla sürekli iletişim hâlinde hem süreci planlayabilmekte hem de yanlış anlamalardan kaynaklı riskleri azaltabilmektedirler. Bu bağlamda, diyalogsal iletişim araç ve ortamlarıyla yürütülen halkla ilişkiler faaliyetleri, sağlık kurumlarından hizmet alanların algısını olumlu yönde etkilemektedir. Bu çerçevede hazırlanmış olan bu kitabın; kurumsal iletişim alanında çalışan akademisyenlerin, lisans ve lisansüstü öğrencilerinin, kurumsal iletişimin saha çalışanlarının ve sağlık kurumlarında bir halkla ilişkiler neferi olarak yer alan sağlık çalışanlarının diyalogsal iletişimle ilgili farkındalığını artıracağı düşünülmektedir.
Hakan UŞAKLI Bu kitap dramayı; merak eden, etmeyen, hoşlanan ve hoşlanmayanlar için hazırlanmıştır. Gerek teorik bilgiler olsun, gerek araştırmalar ve gerekse uygulamalar titizlikle seçilerek drama katılımcıları ve uygulatıcıların beyenisine sunulmuştur.
Geniş kapsamlı kavram bilgisine yer verilen kitapta, drama üzerine yapılan yurt içi ve yurt dışı araştırmalara yer verilmiştir. Arkadaşlık, atılganlık ve benlik saygısı gibi ileri sosyal becerilerin ve kişiler arası iletişimin daha kolay öğretimi için dramanın kullanıldığı on sekiz oturumun dışında yetişkinler için hazırlanan üç oyun da kitaba dâhil edilmiştir. Anlaşılması kolay bilgiler ve uygulanabilir etkinliklerin yanında bazı terimler, sözlük kısmında açıklanmıştır.
Kısaca bu kaynak kitap; tüm drama dersleri veya oturumlarında rahaktlıkla kullanılabilecek, öğretmenlerin, liderlerin, öğrencilerin ve katılımcıların el kitabı olabilecek niteliktedir.
Robert K. Yin Durum Çalışması Araştırması Uygulamaları, çeşitli konularda çok sayıda tanımlanmış durum çalışması uygulamalarını tartışmakta ve durum çalışması, teknik ve ilkeleri ile ilgili özel olarak seçilmiş örnekleri kapsamaktadır. Konu başlıkları; eğitim, yasal uygulamalar, halk sağlığı, ekonomik kalkınma ve mesleki eğitim gibi kurumsal ve örgütsel olguları öne çıkarmaktadır. Desenden raporlamaya uygulamalar, durum çalışması yaparken sıklıkla karşılaşılan sorunları ortaya koyarak bunlara çözümler sunmaktadır.
Durum Çalışması Araştırması Uygulamaları, durum çalışmasını kullanan farklı disiplin alanlarındaki öğrencilere ve araştırmacılara eşsiz bir kaynak sunmaktadır.
Esra Büdün Aydın Tüketici ihtiyaç ve beklentilerinin değişkenlik gösterdiği pazar ortamında markalar, farklı stratejiler geliştirerek var olmaya çalışmaktadır. Bu stratejilerden birisi, beş duyuya hitap eden duyusal markalamadır. Tüketiciler ile duyusal deneyim ve duygusal bağ yaratmanın yolunu açan duyusal markalama, küresel rekabet ortamında markalara büyük bir avantaj sağlamaktadır. Görüntü, ses, koku, doku ve tat ile tüketici algılarını markaya yönelik olumlu bir tutum geliştirmeye yönelten duyusal markalama, bu açıdan önemli bir markalama stratejisidir. Markanın; görüntüsü, sesi, kokusu, dokusu ve tadının tüketiciler açısından deneyimlenmesi, ilk izlenim ve sonrasında tekrar satın alımların gerçekleşmesi için güçlü bağlar kurulması noktasında oldukça önemlidir. Bu kitap, ilk olarak duyum, algı ve tutumların kavramsal niteliğini açıklamaktadır. Ardından duyusal markalama kavramı, marka algısı boyutları çerçevesinde ele alınarak duyusal markalama algısının bileşenleri aktarılmaktadır. Son olarak ise beş duyu kapsamında duyusal marka algısının oluşumunda tutumun; bilişsel, duygusal ve davranışsal öğelerine yer verilmektir. Kitapta, kuramsal temel ve alan yazın kaynaklarında yer alan araştırma bulguları ele alınarak “Tüketicilerin markaya ilişkin tutum oluşturmalarında, duyuların rolü nedir?” sorusuna yanıt aranmaktadır. Bu kapsamda kitap; iletişim, psikoloji ve sosyal psikoloji alanındaki araştırmacılar ile öğrencilere ve tüm okuyuculara duyusal girdilerin tüketiciye nasıl katma değer sunduğuna dair önemli bilgiler sunmaktadır.
Abdulkadir Yeler, Adem Palabıyık, Adem Sağır, Celal İnce, Cumhur Arslan, Ebru Çetin, Esra Işık, Gökhan Göktürk, Göknur Ege, Gül Aktaş, Hasan Biçim, Işılay Göktürk, İlknur Beyaz Özbey, İsmail Öz, Kerem Özbey, M. Yavuz Alptekin, Mehmet Koca, Onur Uca, Özkan Aydar, Özkan Öztürk, Selim Karyelioğlu, Ümmet Erkan, Yaşar Erjem, Yunus Anter, Zeynep Hiçdurmaz Dünden Bugüne Sosyoloji başlıklı bu eser; hem çeviriden kaynaklı dilsel sorunlara hem de Türkiye’nin sosyolojik gerçekleriyle örtüşmeyen içeriksel sorunlara sahip olmalarına rağmen ders kitabı olarak okutulan birçok çeviri kitaba alternatif hazırlanmıştır.
Sosyoloji bölümlerinde verilen “Sosyolojiye Giriş” ders içeriğine sahip olan bu kitap; kapsamlı, ayrıntılı, örnek ve görsel açısından zengin olarak ve sade bir dille kaleme alınmıştır. Bu yönleriyle akademisyenlerin ve öğrencilerin yanı sıra sosyolojiye ilgi duyan tüm okurların da faydalanabileceği bir eserdir.
İrfan Çağlar - Sabiha Kılıç İletişim; sosyal evrende ilişkiler sisteminin temel bağlantı köprülerinden birisi ve belki de en önemlisidir. İletişim sayesinde insanlar kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebildikleri gibi, öteki konumunda bulunanların da duygu ve düşüncelerini anlayabilmektedirler.
İnsanların ilişki dünyalarındaki ortak bağlantı aracı olan iletişimin etkinleştirilmesi, ortak yaşam alanını daha da anlamlı hâle getirecektir. Bağlantı işlevinin kuvveden fiile dönüşmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışma; kavramların tanımlanması, iletişim modellerinin anlaşılması, iletişim sürecinin daha iyi algılanması, iletişimde bilgi teknolojilerinin rolünün kavranması gibi değişik boyutları içermektedir.
İletişimin temel işlevleri; bilgilendirme, denetleme, yönlendirme, bilgi ve becerileri iletme, eğitme, duyguları dile getirme, toplumsal ilişki kurma, sorun çözüp kaygıları azaltma, eğlendirme, uyarma ve gerekli rolleri üstlenme olarak sıralanabilir.
İletişim, kişiler arası duygu ve düşünce alışverişine dayanan kültürel bir süreçtir.
Özlem Erden Başaran, Merih Uğurel Kamışlı Dünyada olduğu gibi ülkemizde var olan ve farklı nedenlere bağlı olarak artan kültürel çeşitlilik, beraberinde kültürlerarası iletişim gerekliliğini getirmektedir. Özellikle okul ve sınıflarda artan kültürel çeşitlilik, daha yakından gözlenmekte ve eğitim faaliyetlerinin kapsayıcı bir şekilde yürütülmesi için kültürlerarası iletişim yaklaşımı gibi sürdürülebilir barışı destekleyici eğitim yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimde Kültürlerarası İletişim kitabı, bu konu ile ilgili temel kavramları, kültürlerarası iletişimin önündeki engelleri, sınıf ve okullarda uygulanan başarılı ve başarısız uygulamaları, kültürlerarası iletişimde yaygın şekilde kullanılan eğitim yaklaşımları ve bu yaklaşımlara dayalı uygulama örnekleri sunarak kültürlerarası iletişim konusunda doğru bilinen yanlışları düzeltmeyi ve kültürlerarası iletişim uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, kültürel çeşitlilik ve iletişim konusunda farkındalık oluşturmak ve bu yönde eğitim öğretim faaliyetlerini zenginleştirmek isteyen eğitimcilere destek olmak için tasarlanmıştır.
Hakkı Akgün Ekonomi ve ekonomiye ilişkin bilgi tarih boyunca insanların en temel gereksinimleri arasında yer almıştır. Nitekim Batı’da basının ilk ortaya çıkışında iktisadi bilgilerin aktarılma gereksinimi etkili olmuştur. Basın türleri arasında yer alan ekonomi basını, ekonomik aktivitelere ilişkin kitlelere bilgi sağlaması bakımından önemli bir konumda yer almaktadır. Özellikle 1980’li yıllarla birlikte ülkemizde artan neo-liberal politikaların ekonomi basınına duyulan ihtiyacı daha da arttırdığı görülmektedir. Basında tekelleşmenin giderek yaygınlaştığı, ekonomi konularının basındaki ağırlığını arttırdığı bir dönemde gerçekleşen bu dönüşüm medyanın sahiplik yapısıyla bağlantılı olarak ekonomi basınının ürettiği haber söylemlerinde de varlığını hissettirmektedir. Bu kitapta Türkiye’de ekonomi içerikli yayın yapan haftalık dergilerin ekonomi politik yapısı ve bu ekonomi politik yapının üretilen haber söylemlerine yansıması ortaya konulmuştur. Bireylerin doğrudan ekonomik aktivitelerini ilgilendiren ve yönlendiren ekonomi haberlerinin ekonomi politik bağlamda incelenmesi literatürde benzer bir çalışmanın bulunmaması açısından önem taşımaktadır. Medya aracılığıyla edindiğiniz bilgilerle yatırım ya da tüketim kararınızı vermeden önce kitabı okumanızın ekonomik tercihlerinizde siz değerli okuyuculara faydalı olmasını temenni ederim.