Gelişim Psikolojisi \ 5-5
Salih Yaşar Özden İnsanın, doğum gibi kaçınılmaz olarak yaşlanacağı ancak yaşlılık hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı da bilinen bir gerçektir. Her canlı gibi insanoğlu da bu dönemi yaşayacaktır. Bu dönemi iyi yaşayabilmek için de yeterli bilgiye ihtiyaç vardır. Dünyamızın saçları gittikçe ağarmaktadır. Dolayısıyla ileri yaşlara ulaşanların sayısı da gittikçe artmaktadır. İşte bu kitapta yaşlılığın tarifi, sağlıklı ve iyi yaşlanmanın nasıl olabileceği, yaşlı insanların çalışma hayatları, cinsel hayatları, aile fertleri ve torunları ile sağlıklı ilişkilerin nasıl kurulacağı gibi konularda bilgiler bulacaksınız. Bununla birlikte yaşlılıkta rastlanılan bunama, Alzheimer gibi rahatsızlıklar konusunda yeni bilgilere sahip olacaksınız. Ayrıca yaşlıların mal mülk alıp satma, suç işleme gibi konularda hukuk ile ilişkileri hakkında bilgi edineceksiniz.
Deniz Işıker Bedir Türkiye'de ve dünyada yaşlı nüfus gittikçe artmakta; dünya gittikçe yaşlanmaktadır. Bu kitabın konusu olan “yaşlılık”, bu demografik değişikliklere de bağlı olarak artık daha çok gündemde olması gereken daha çok çalışılması gereken bir konu hâline gelmiştir.
Yaşlı istismarı ve ihmali, güven beklentisi olan herhangi bir ilişkide ortaya çıkan, yaşlıya zarar veren veya yaşlıyı strese sokan tek ya da tekrarlayan davranışlar ya da uygun davranışın olmayışı olarak tanımlamaktadır. Yaşlıları derinden etkileyen bu konu, yaşlılık hakkında araştırma açığı bulunan konulardan yalnızca biridir. Bu araştırma açığı göz önüne alındığında yaşlı istismarı ve ihmalinin daha çok çalışılmasının bir gereklilik olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yaşlı istismarı konusunun incelenmesi yaşlıların hangi istismar ve ihmal türüne maruz kaldığı; istismara maruz kalmış yaşlıların istismarla ve yaşadıkları olumsuz yaşam deneyimleriyle başa çıkmak için ne tür stratejiler kullandıkları araştırılmıştır.
Bu kitap, Türkiye'de daha önce çalışılmamış olan istismar türleri ile başa çıka stratejileri arasındaki ilişkiyi inceleyen ve yaşlıların söyledikleri üzerinden bunu değerlendiren ilk çalışma olma özelliğine sahiptir. Bunun yanı sıra yaşlı istismarı ve ihmalini müstakil olarak ele alan ilk kitap olma özelliğini taşımaktadır.
Burçin Çolak, Deha Onar, Erguvan Tuğba Özel Kızıl, Gülbahar Baştuğ, Koray Yarız, Sevinç Kırıcı, Zehra Uçar Hasanlı Bu kitapta yaşlılık psikolojisi alanındaki kavramlar güncel araştırma, kuramlar ve uygulamalar kapsamında ele alınmaktadır. Bu kitap, üzerinde durulması gereken temel konuları kapsayan dokuz bölümden oluşmaktadır. Ülkemizde henüz çok yeni bir alan olan yaşlılık psikolojisi (geropsikoloji) alanında yazılmış özgün kitap sayısı oldukça azdır. Klinik deneyimi olan akademisyenler tarafından titizlikle hazırlanmış bu kitabın tıp, psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, hemşirelik, yaşlılık bakım programı ve diğer sağlık alanlarında eğitim gören öğrencilere, çalışanlara ve alana ilgi duyan herkese kaynak kitap olarak yararlı olmasını temenni ediyoruz.
Bahar Akoğlu, Deniz Sevimli, Elif Kurtuluş, Emel Aner Aktan, Gülnihal Sayılgan, Hazal Ayas, İdil Arasan Doğan, Mahmut Yılmaz, Merve Çebi, Orhan Kapucı, Pınar Algedik Demirayak, Refiye Ender, Remziye Keskin, Seher Sav, Selin Eryürek, Volkan Demir, Zeynep Gümüş Demir Yaşamın diğer evreleri gibi doğal, kaçınılmaz ve tüm insanlar için geçerli olan yaşlılık dönemi, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Dünya genelinde giderek artan yaşlı nüfus ruh sağlığı hizmetlerine olan talebi de artırmaktadır. Toplumu oluşturan bireylerin sevgi, saygı ve hoşgörü içinde bulunarak yaşlıların bu dönemlerinde hayattan kopmamalarını sağlamaları ancak yaşlı dostu toplumların yaratılmasıyla mümkün olacaktır. Yaşlı bireyler; yaşadıkları ruhsal, zihinsel ve fiziksel sağlık sorunları nedeniyle sıklıkla psikologlara yönelmektedir. Yaşlanmaya uyum sağlamak ve beraberinde getirdiği sorunlarla baş edebilmek için alanında uzmanlaşmış nitelikli ruh sağlığı çalışanlarına ihtiyaç vardır. Yaşlılık Psikolojisini Anlamak kitabı, yaşlılarla çalışan ruh sağlığı profesyonellerine ve çalışacak olan öğrencilere bir rehber niteliğinde hazırlanmıştır. Bütüncül bir yaklaşımla ele alınan yaşlılık dönemi ve terapötik müdahalelere geniş yer verilmiş olması, alanda önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır.
Aylin Görgün-Baran, Gönül İçli, İsmail Tufan, Sibel Kalaycıoğlu, Şengül Hablemitoğlu, Velittin Kalınkara, Yeşim Gökçe Kutsal, Ayşe Canatan, Fatma Arpacı Harun Ceylan “Yaşlılık olgusunun anlaşılmasında sosyolojik tanımlamanın daha açıklayıcı olduğu görülmektedir. Yaşlılığın sosyolojik yönü denince karşımıza öncelikle toplumdaki belirli özellikleri paylaşan bir yaş grubundan beklenen toplumsal rol, statü ve değerler çıkmaktadır. Bunu, söz konusu rol, statü ve değerlerin yaşlı olarak nitelenen insanlar için ifade ettiği anlam ve karşılık geldiği toplumsal pratikler takip etmektedir. Yani sosyolojik anlamda yaşlılık kavramı, yaşlılığın sosyal rol ve statülerle inşa ediliş sürecini ve bu bağlamda yaşlılık, yaşlanma ve yaşlılara dair oluşan toplumsal değerlerin toplum üzerinde oluşturduğu izdüşüm olarak ele alınmaktadır. Daha açık bir ifade ile yaşlılığın sosyolojik yönü, yaşlının ve toplumun yaşlılık ve yaşlanmaya dair algı, tutum ve beklentilerinin sosyal hayattaki karşılığının anlaşılması ve buna göre oluşan toplumsal yaşlılık inşasının yaşlılar ve sosyal hayat üzerindeki etkileri üzerinde durmaktadır. Yaşlılık olgusunun sosyolojik yönünün anlaşılması, bir yandan yaşlı ve yaşlılık dönemi ile ilgili problemlere daha akılcı ve sağlıklı çözümler üretilebilmesine fırsat verirken, diğer yandan toplumsal yaşlanmanın neden olduğu sosyal, ekonomik ve politik açmazların giderilmesine ve potansiyel çatışma alanlarının ortadan kaldırılmasına imkân vermektedir. Zira özellikle toplumsal yaşlanmanın gündeme getirdiği ekonomik ve politik süreçler refah devletinin sonunun geldiğine yönelik tartışmaların temellenmesinde önemli bir argüman olarak ileri sürülmektedir. Bu noktada refah devletinin içine düştüğü iddia edilen krizde küreselleşme ve neo-liberal politikalar kadar toplumsal yaşlanma süreciyle birlikte ortaya çıkan demografik krizin de etkili olduğu görülmektedir.” (Ceylan, 2015a, s. 223-224).
Bu bağlamda demografik yaşlanmanın toplumsal yansımalarını sosyolojik yönleriyle ele alan Yaşlılık Sosyolojisi kitabı yaşlılık konusunu sosyolojinin merkezine taşıma gayretinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Her ne kadar günümüzde güncel siyasal tartışmaların gölgesinde kalsa da yakın gelecekte yaşlılık konusu sosyolojinin en temel çalışma alanlarının birisi haline gelecektir. Zira dünyanın en hızlı yaşlanan ülkelerinden birisi olarak Türkiye’nin toplumsal yaşlanmanın sonuçlarını telefi edebilmek için yaşlılık konusunda sosyolojik çalışmalar yapmaya ihtiyacı olacaktır. Bu kitap da bu ihtiyacın daha erken dönemde fark edilmesine katkıda bulunursa amacına ulaşmış sayılacaktır.
Harun CEYLAN

Ahmet Oğuz, Aybala Demirci Aksoy, Ayfer Aydıner Boylu, Aygül Kıssal, Aylin Görgün Baran, Ayşe Beşer, Ayşem Yanar, Doğancan Özsel, Elif Ünsal Avdal, Elmas Erdoğan, Emine Aslan Telci, Emine Kıyak, Faruk Ay, Fatma Arpacı, Feryal Söylemezoğlu, Fikret Efe, Gamze Sönmez, Gülay Günay1 , Gülüşan Özgün Başıbüyük, H. Elçin Tezel, Habibe Kahvecioğlu Sarı, Hande Şahin, Hatice Tel Aydın, Hülya Öztop, Hürrem Sinem Şanlı, Leyla Kahraman, Mehmet Zafer Danış, Mehmet Zencir, Mustafa Arslan, Nazan Kuter, Necla Acun Kapıkıran, Neslihan Yalınız Koç, Nihal Büker, Nuran Kayabaşı, Nuran Tosun, Osman Tutal, Özgür Önder, Sema Özkan Tağı, Seval Güven, Sevinç Şanlı Akkurt, Şahin Kapıkıran1, Şenel Ergin, Tülay Zorlu, Ümmügülsüm Ter, Velittin Kalınkara, Zeynep Erdoğan, Zeynep Kurnaz, Zeynep Tezel, Zuhal Güler Dünyada yaşlıların oranı giderek artmaktadır. Bu artışa koşut olarak Türkiye'de de yaşlı nüfusta hızlı bir artış gözlenmektedir. Yaşlı nüfusun artması başta sağlık olmak üzere toplumsal, ekonomik ve siyasal kurumlar üzerinde etkiler göstermekte; ekonomik büyüme, istihdam, üretken iş gücü, özel tasarruflar, vergi yükü ve yaşam standartları gibi birçok ekonomik ve sosyal sonucun irdelenmesi ihtiyacını artırmaktadır. Nüfus yaşlanması toplumsal, sağlık, sosyal güvenlik ve teknolojik alanlarda pek çok yapısal değişime neden olmakta, pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Buna ek olarak toplumsal yeniden yapılanma süreçlerinin üretilmesi ve değişen durumlara ilişkin gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Nüfus yaşlanması bir gerçektir. Statü ve rol kayıpları, toplumsal uyumsuzluk, ekonomik, sosyal ve kültürel değişimler söz konusudur. Bu değişimlere hazır olan toplumlarda bu süreç daha kolay atlatılabilecektir.
Yaşlıların karşılaştıkları güçlükleri önleyecek ve sorun çözme yeterliliklerini geliştirecek, kaynaklara kolay ulaşmalarını sağlayacak politikalar ve uygulamalar büyük önem taşımaktadır. Kitapta yer alan bölümlerde, farklı disiplinlerden bilim insanları yaşlılığın sosyal, ekonomik, politik ve teknolojik boyutunu ele almakta ve tartışmaktadır. Kitap yaşlılık konusunda çalışan araştırmacı, bilim insanı ve uygulayıcılar için yararlı bir kaynaktır.
Aykut Aydın, Aylin Aydın Sayılan, Aylin Görgün Baran, Bilgin Kıray Vural, Çağdaş Demren, Davuthan Günaydın, Dilara Onur, Dilek Baybora, Dilek Hocaoğlu, Ebru Akbaş, Elçin Tezel, Erdi Ekren, Esra Serdar Tekeli, Fatma Arpacı, Füsun Kökalan Çımrın, Gönül İçli, Gülay Taşdemir Yiğitoğlu, Gülüşan Özgün Başıbüyük, Hasan Hüseyin Başıbüyük, Işıl Kalaycı, Meryem Salman, Mine Gözübüyük Tamer, Murat Şentürk, Mükerrem Arslan, Nesrin Çunkuş, Nilüfer Korkmaz Yaylagül, Özlem Körükçü, Reyyan Beyza Büyükgümüş, Şeyda Koçak Kurt, Tülay Zorlu, Velittin Kalınkara Yirmi birinci yüzyılda, dünya tarihinde hiçbir zaman gerçekleşmeyen demografik bir değişim yaşanıyor ve hiçbir ülke bu kapsamın dışında değil. Yaşam beklentisini arttırmak ve doğum oranlarını düşürmek modern bilim ve sağlık hizmetlerinde büyük başarılar olarak kabul edilirken, gelecek nesiller üzerindeki önemli etkileri fazla dikkate alınmıyor. Ne kadar uzun yaşarsak yaşayalım, çalışma yaşamı sona erdiğinde bireylerin refahını garanti etmek için her ülkenin sosyal ve ekonomik kurumlarını yeniden düşünmesi ve yapılandırması gerekli hâle gelir. Toplumların yaşlanması, ekonomik büyümeyi ve ailelerin sürdürülebilirliğini, devletlerin ve toplumların yaşlı bireylere kaynak sağlama becerisini ve uluslararası ilişkileri de içeren diğer birçok konuyu etkileyebilir. Bilimsel kanıtlara karşın, nüfus yaşlanmasının önemi ve küresel etkileri henüz tam olarak anlaşılmamıştır. Yalnızca küresel yaşlanma sorunları hakkında değil, aynı zamanda yaşlanan bir dünyanın zorluklarına ve fırsatlarına yanıt vermemize yardımcı olacak titiz uluslararası bilimsel araştırma ve politika diyaloğunun önemi konusunda da farkındalık yaratmaya ihtiyaç vardır.
Bu kitap, yaşlanan nüfusun ekonomi, toplum, aile ve çevre üzerindeki etkisinin bir resmini çizmektedir. Yirmi bölümden oluşan ve 32 yazarın katkıda bulunduğu bu kitabın çalışma yaşamı, ekonomi, aile, iletişim, yakın çevre düzenlemesi ve davranışsal konular hakkında diyaloğu, uluslararası çalışmaları ve evrensel insan deneyimini ele almanın en iyi yollarını belirlemede sizleri teşvik edeceğini umuyoruz. Kendi geleceğimizi, dünya toplumlarının ve ülkemizin yaşlanmasını ve yaşlılık politikalarını planlamada bilim insanlarının ve toplumdaki her üyenin bu önerilerden ve deneyimlerden ilham alacağına inanıyoruz.
Aslı Kılavuz, F. Sıla Ayan, Fatma Özge Kayhan Koçak, Melis Öztürk, Özlem Kuman Tunçel, Selahattin Fehmi Akçiçek Yaşlı nüfusun dünyada ve ülkemizdeki hızlı artışı nedeniyle depresyonla ilişkili birçok faktörün yönetilmesi ve koruyucu imkânların sağlanabilmesi artışı nedeniyle oldukça önemlidir. Yaşlılık döneminde sık rastlanan ve çoğu zaman başka hastalıklarla karıştırılan ileri yaş depresyonu, düşünülenin aksine normal yaşlanmanın bir parçası değildir. İleri yaş depresyonu; komorbiditeler, yaşam kalitesinde azalma, sosyal ve fiziksel fonksiyon bozukluğu, sağlık kaynaklarının aşırı kullanımı ve artan mortalite (intihar dahil) ile ilişkili ciddi bir sağlık sorunudur. Depresyonun müdahale sürecinde yaşlı bireyin, birden fazla disiplinin iş birliği ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kitapta; Gerontoloji, Geriatri, Psikoloji ve Psikiyatri bilimlerinin ileri yaş depresyonunu saptama ve değerlendirme yöntemlerine, önleyici ve terapötik yaklaşımlarına yer verilmektedir.
Jon Lasser, Sage Foster-Lasser Kiko okuyucuya; mutluluğunu iyi seçimler yaparak, vücuduna ve zihnine özen göstererek, duygularına dikkat ederek, problemleri çözerek/çözmeye çalışarak ailesi ve arkadaşlarıyla zaman geçirerek nasıl yeşerttiğini anlatıyor.
Çocuklar tıpkı Kiko gibi kendi mutluluklarını yeşertmede ne kadar önemli rol oynayabileceklerini görecekler.
Kitabın sonunda yer alan bilgiler ise ebeveynler ve diğer yetişkinler için rehber niteliğinde.
William Mulcahy Kızgınlık hepimizin aşina olduğu bir duygudur. Zaman zaman yetişkinlerin bile zorlandığı bu duyguyla çocuklar nasıl başa çıkabilir? Zach serisinin bir diğer kitabı olan “Zach Kızgın Hissediyor”, uçurtması bir türlü uçmadığı için kızgınlık yaşayan Zach’in babasının yardımıyla bu duygusunu nasıl yönettiğini anlatıyor.
William Mulcahy Birinin eşyasını izinsiz almak, yanlışlıkla bir arkadaşının oyununu bozmak ya da bunlar gibi bazı durumlar… Erken çocukluk döneminde sıklıkla karşılaşılan ama çocukların bu durumlar karşısında nasıl davranabileceklerini ya da hangi “sihirli” sözcükleri kullanabileceklerini bilmedikleri bu yaşantılar için örnek teşkil eden bu kitapta özür dilemek, Zach ve kardeşi arasındaki oyuncak paylaşımı üzerinden anlatılıyor.