Bilişsel Gelişim \ 4-4
Maggie Kline Travma döngüsünü durdurun, yıkıcı davranışları ele alın ve sınıfınızda nörobilim temelli bir yaklaşımla güvenli ve besleyici bir okul ortamı yaratın.
Amerika Birleşik Devletleri'nde 32 milyondan fazla çocuk, travma semptomlarından muzdariptir. Bazıları, ihmal, istismar, kayıp gibi olumsuz çocukluk çağı deneyimleri (ACE) yaşarken bazıları, tıbbi travma ya da sosyal adaletsizlik gibi durumlarla karşı karşıya kalmaktadır. Toksik travmatik stres, hem beynin hem de bedenin yapısını ve işlevlerini şekillendirmekte ve bu da kaygı, hiperaktivite, agresyon, kapanma, dışa vurma gibi duygu ve davranışlar ile öğrenmeyi engellemekte ve sınıfta kaos ortamı oluşmasına neden olmaktadır.
Aile terapisti, travma uzmanı, okul psikoloğu ve eski bir öğretmen olan Maggie Kline, travma kaynaklı davranışları tanımanızı ve bu davranışları tersine çevirmeniz için bütün beyin ve kalp merkezli araçlar sunarak öğrencilerinizin desteklenmiş ve güvende hissetmelerini sağlıyor. Kendine özgü yol haritası, aşağıda yer alan konuları öğrendikçe tüm okulu saran olumlu sonuçlar elde etmenize yardımcı olacaktır:
• Travmanın bilişsel, duygusal ve davranışsal zorluklara yol açarak çocukların beynini nasıl etkilediği,
• Tepkiselliği yeniden düzenlemek için kanıta dayalı somatik, ilişkisel ve bilinçli farkındalık müdahaleleri,
• Empati, iş birliği ve ait olmayı destekleyecek şekilde K-12 sınıflarının nasıl düzenleneceği,
• Farklı geçmişlere sahip çocukların kendilerini güvende, değerli ve iyi hissetmeleri için sosyal eşitlik uygulamaları,
• Doğal ve insan kaynaklı felaketlerin ardından esnek dayanıklılığı geri kazanmaya yönelik somut adımlar.
Brooke Ingersoll, Anna Dvortcsak Ebeveynler İçin El Kitabı

Ebeveynler İçin El Kitabı, ebeveynlerin Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklarının sosyal iletişim becerilerini artırmaya yönelik etkileşimli ve doğrudan öğretim tekniklerini bir arada kullanmayı öğrenmelerine yardımcı olmaktadır. Programda geliştirilmesi hedeflenen temel sosyal iletişim becerileri; sosyal katılım, dil, sosyal taklit ve oyundur. Kitapta, tanımlanan tekniklerin evde günlük etkinlikler ve rutinler içinde nasıl birleştirileceği gösterilmektedir.
Etkileşimli öğretim teknikleri, çocuğun katılım göstermesi ve iletişim kurması için fırsatlar yaratmaktadır ve çocuğun davranışlarına yönelik ebeveyn yanıtlayıcılığını geliştirmek üzere kullanılmaktadır. Doğrudan öğretim teknikleri ise dil, sosyal taklit ve oyun becerilerini öğretmeye odaklanmaktadır.
Bu el kitabı, programda ele alınan müdahale tekniklerinin her birinin amacını ve işlemlerini açıklamaktadır. Ayrıca kitapta, çizimler ve ev ödevi uygulama sayfaları yer almaktadır.


Ebeveyn Eğitimi İçin Uzman Kılavuzu

Ebeveyn eğitimi, Otizm Spektrum Bozukluğu olan küçük çocuklar için etkili bir müdahale modeli olmaktadır. Uzmanlar ve ebeveynler için hazırlanmış iki kitaptan oluşan bu ebeveyn eğitimi programında, ailelere çocuklarının sosyal iletişim becerilerini artırmaya yönelik stratejilerin günlük etkinler ve rutinler sırasında nasıl kullanılacağı öğretilmektedir. Bu kitap ve ekte yer alan DVD, gelişimsel ve davranışçı yaklaşımların birleşimini sunan bir ebeveyn eğitimi programının ulaşılabilir, kanıt temelli ve uygulanabilir olduğunu göstermektedir.
Etkileşimli ve doğrudan öğretim tekniklerinin birleştirildiği Ebeveyn Eğitimi İçin Uzman Kılavuzu, ebeveyn eğitim programının bireysel veya grup eğitimi şeklinde uygulanabilmesi için kullanıcıya adım adım rehber olmaktadır. Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların sosyal iletişim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılan ve etkililiği kanıtlanmış teknikler, ebeveynler için basit ama etkili adımlarla verilmektedir.
Eğitim oturumlarında kullanılması amacıyla hazırlanmış olan DVD, ebeveynlerin teknikleri çocuklarıyla uyguladıkları video görüntülerini ve eğitim sunularını içermektedir.

Julie A. Hadwin, Patricia Howlin, Simon Baron-Cohen Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklara sahip çocukların düşünceler, inançlar ve niyetlere dair karşılaştıkları güçlükler oldukça iyi incelenmiştir. “Otizmi Olan Çocuklara Zihin Okumayı Öğretmek Uygulamalı Bir Rehber”, eğitimciler ve ebeveynler için OSB’li bireylerin diğer insanların zihinlerini anlamaya yardımcı olmada oldukça yararlı ve yenilikçi bir kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yeni çalışma kitabı etkili yaklaşımların, stratejilerin ve uygulamayı kolaylaştıran başlıkların olduğu ve yazarların orijinal çalışmalarına dayanarak yapılmış, OSB’li bireylerin sosyal ve iletişimsel problemlerine yardımcı olacak bir içeriğe sahiptir.
Yazarların orijinal kitabıyla birlikte çalışabileceğiniz bu çalışma kitabı aşağıdaki konuları içermektedir:
1- İnsanların farklı şeyler hakkında bilgi sahibi olabileceklerini ve farklı şekillerde görebileceklerini anlama;
2- Görme ile bilme arasındaki bağlantı;
3- Bir kimse bir şeyi görmediğinde o şey hakkında bilgi sahibi olmayacağının farkında olma;
4- Bilgi ve inancın davranışla (insanların söyledikleriyle ve yaptıklarıyla) doğrudan ilişkili olduğunu anlama.
“Otizmi Olan Çocuklara Zihin Okumayı Öğretmek; Çalışma Kitabı”; profesyoneller, ebeveynler ve OSB’li bireyleri yönlendiren herhangi bir kimse için paha biçilmez bir kaynaktır.
Bu el kitabı, otizmi olan yetişkinlere ve çocuklara zihinsel durumları nasıl öğretebileceğimizle ilgili az bulunur fikirler ve teknikler sunarken, bir yandan da bu durumlara dair ihtiyaçların günlük hayattaki sosyal becerilerle olan bağlantısını da kaybetmeden yapıyor.
Prof. Uta Frith, University of College London, UK
Çalışma kitabı bize “Otizmi Olan Çocuklara Zihin Okumayı Öğretmek Uygulamalı Bir Rehber” adlı kitabın yazarlarının, otizm spektrum bozukluğu yaşayan çocukların sosyal bilişsel ve düşünsel becerilerini geliştirmek üzere bir araya gelerek yaptıkları araştırmalara dayanan protokoller sunmaktadır. İlk kitaptaki programı, bilimsel geçerliliği dikkate alarak, kullanımı kolay ve açık olan, bilgisel durumları anlama prensipleri ve bunu içeren resimleştirilmiş öyküleri aktiviteler, örnekler içeren ve prensiplerin genellemesinin de gerekli olduğu bir içerikte genişletmişlerdir. Çalışma kitabını, ebeveynlere, eğitimcilere ve uzmanlara öneriyoruz ve otizm spektrum bozukluğuna sahip çocuk ve ergenlerde başkalarının zihnini anlamayla ilgili çalışmalarına dair bir temel oluşturmasını diliyoruz.
Ilene Schwartz - Julie Ashmun - Bonnie McBride - Crista Scott - Susan Sandall Günümüzde otizm spektrum bozukluğunun (OSB) yaygınlığı gittikçe artmakta ve çocuklar erken tanılama sitemlerinin de gelişmesinin bir sonucu olarak gelişimin erken dönemlerinden itibaren eğitim alabilmektedirler. OSB olan çocukların erken dönemlerden itibaren gereksinimlerine uygun nitelikli bir eğitim alması hem bozukluğun belirtilerinin azalması hem de çocukların ilerideki gelişimini olumlu yönde etkilemesi nedeniyle önemlidir. Bununla birlikte ülkemizde ne yazık ki OSB olan çocuklara yönelik çok fazla program ya da eğitim modeli bulunmamaktadır. Uzun yıllardır özel gereksinimli küçük çocuklarla çalışırken kullanılabileceğimiz kanıt temelli uygulamaları temel alan ve kapsamlı programlara ihtiyaç duymaktaydık. Özellikle ülkemizde OSB olan küçük çocukların bütünleştirme ortamlarının birer üyesi olarak yeterince desteklenememesi ve çocukların genellikle ayrıştırılmış ortamlarda bireysel eğitimle ve gelişimlerine uygun olmayan programlarla desteklenmeye çalışılması gibi sorunlar bizleri etkili ve kapsamlı bir program arayışına itti. Tam da bu gereksinimden yola çıkarak 2017 yılında yayınlanan The DATA Model for Teaching Preschoolers with Autism (Otizmi Olan Okul Öncesi Çocuklar İçin DATA Modeli) adlı kitabın çevirisini yapmaya karar verdik.
Alanyazını yakından takip edenler, yaklaşık 20 yıldır Washington Üniversitesinde bir grup araştırmacının DATA Modeli üzerinde çalıştığını hatırlayacaktır. Modeli geliştiren araştırmacılar, OSB olan çocuklar için ayrıştırılmış ortamlarda sunulan haftada 40 saat bağlam dışı öğretimin, çocukların eğitim gereksinimlerini karşılamak için uygun bir yol olmadığı ve çocukların devam ettikleri bütünleştirme ortamlarında sağlanan okul öncesi programlarının da OSB olan çocukların kendilerine özgü gereksinimlerini karşılamadığı düşüncesiyle işe koyulmuşlardır.
DATA modelinin amacı, OSB olan küçük çocuklar için, bireysel gereksinimlerini karşılamak amacıyla farklı teorik yaklaşımları harmanlayan, kanıt temelli uygulamaları temel alan, gelişimsel olarak uygun bir okul temelli program geliştirmek, uygulamak, değerlendirmek ve yaygınlaştırmaktır.
Çevirisini tamamlayarak alana kazandırdığımız Otizmi Olan Okul Öncesi Çocuklar İçin DATA Modeli kitabının, sınıfında OSB olan çocuk bulunan okul öncesi öğretmenlerine ve bu çocuklara özel eğitim desteği veren tüm öğretmenlere/eğitimcilere/uygulamacılara ve ailelere katkı sağlayacağına ve rehberlik edeceğine inanıyoruz. DATA Modelinin, OSB olan çocukların öğrenmesi ve gelişmesine ve bu çocuklarla çalışan profesyonellerin sorunlarına çözüm üretilmesine katkı sunması ümidiyle…
Yahya Çıkılı, Aydın Alegöz, Murat Bala Bu kitap, okumada güçlük yaşayan öğrencilerin sesli okumayla ilgili hatalarını belirlemeyi, yapılan hataların değerlendirilmesini ve belirlenen hata türüne uygun olarak kullanılacak düzeltme stratejilerini basit örneklerle öğretmenlere ve ailelere göstermeyi hedefleyen bir rehber niteliği taşımaktadır.
Kitap 4 bölümden oluşmaktadır: 1. bölümde okuma ve temel okuma güçlükleri üzerinde durulmuştur. 2. bölümde okuma hataları örneklerle açıklanmış, 3. bölümde bu okuma hatalarının doğru şekilde değerlendirilmesi, 4. bölümde ise değerlendirilen okuma hatalarının düzeltilmesi için gerekli strateji ve teknikler üzerinde durulmuştur.
Ülkemizde, okuma ile ilgili mevcut kaynakların okuma eğitimleri sırasında karşılaşılan sorunları çözmek konusunda yetersizliği ortadadır. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla hazırlanan bu kitabın, özel eğitim literatürüne katkı sağlaması, en çok da bu alanda çalışan eğitimcilere ve okuma güçlüğü yaşayan bireylerin ailelerine rehber olması dileğiyle...
Jeanne Ellis Ormrod Genelde canlıların, özelde ise insanın nasıl öğrendiğine dair araştırma sonuçları her geçen gün önümüze heyecan verici bilgiler ve bulgular sunmaktadır. Bu araştırma sonuçları, öğrenmede yeni stratejilerin geliştirilmesine öncülük etmektedir. Öğrenme Psikolojisi adlı bu kitap, alandaki en temel ve güncel araştırma bulgularını da kapsayarak eğitim, edebiyat ve tıp fakülteleri gibi değişik alanların birçok programında lisans ve lisansüstü düzeyde kullanılabilecek şekilde hazırlanmıştır.
Okuyucu merkezli olarak hazırlanan Öğrenme Psikolojisi, tüm yaşlardaki öğrenicilerin bilgi ve becerileri nasıl edindiklerini ve öğrenme sürecinde etkili olabilen inanç, motivasyon, tutum ve tavır gibi faktörleri kapsamaktadır.
Öğrenme konusunda bilgi sahibi olmak isteyen okuyucunun, temel bir psikoloji bilgisine sahip olması ön koşulu yoktur. Kitapta, öğrenme kuramlarının tarihsel temellerinden başlayarak güncel öğrenme yaklaşımlarına rahatlıkla geçiş yapılabilir. Bu kitapla, alandaki bir profesör, öğrenme ile ilgili en son araştırma bulgularına ulaşabilirken üniversite eğitimine yeni başlamış bir öğrenci de öğrenme ile ilgili en temel konulara rahatlıkla erişebilir.
Alan Pritchard - Routledge Çoğu öğretmen, çocukların öğrenmelerinin ilerleme kaydetmesi için fırsatlar sunma konusunda yetenekli olsa da genellikle bu süreçte arka planda yer alan teoriyi tam olarak anlamamaktadır. Öğretmenler, günümüzde öğrenme süreci ve bireysel öğrenme tercihleri hakkında bilinenlerin içyüzünü anlayarak bilginin, kavramların ve becerilerin etkili bir şekilde edinimini sağlayacak durum ve yaşantılar oluşturma konusunda daha donanımlıdırlar.
Öğrenme Yolları günümüzde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır ve tamamen güncellenmiştir. Öğrenmenin gerçekleştiği, öğretmenlerin öğretim ve planlamalarında kullanabilecekleri yolların, yöntemlerin iç yüzünün daha iyi anlaşılması sağlanmaya çalışılmaktadır. Aşağıdakiler bu kapsamda değerlendirilmektedir:
öğrenmeye genel bir bakış
davranışçılık ve teorinin temelleri
bilişsel ve yapılandırmacı öğrenme
çoklu zeka kuramı
öğrenme stilleri
öğrenme güçlükleri
nöropsikolojinin etkisi
teorinin uygulamayla ilişkisi
Öğretmen adayları, öğretmenler ve çeşitli nedenlerle öğrenme ile ilişkisi olan tüm ilgililer için yazılmış olan Öğrenme Yolları, daha ileri düzeyde çalışmalar yapmayı amaçlayan ve konuya giriş ihtiyacı hisseden öğrenciler için değerli bir başlangıç görevi görür.

Alan Pritchard; Warwick Üniversitesi, Warwick Eğitim Enstitüsünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Canan Avcı, Duriye Esra Angın, Ece Kara, Elif Esra Çevik, Fulya Ezmeci, Hatice Nur Gökcan Alhan, Melda Kılıç, Nazan Aktaş, Nazife Koyutürk Koçer, Neslihan Nur Çelik, Safiye Sarıcı Bulut, Semiha Yüksek Usta, Sevda Yılmaz Ünal "Ortak bilinç dışımızın dili, sembollerdir." der Jung. Bir sembolle konuşmak ister bu kitap da sizinle. Sarı rengin anlamını hiç düşündünüz mü? Ya şemsiyenin? Ortak bilinç dışımızda ne anlama gelirler, hele de yan yana neyi anlatırlar?
Su, sembol anlam bakımından duyguları temsil eder. Yağmur ise çok su, yani çok duygu anlamına gelir. Ağlamak gibi tıpkı. Şemsiye de yağmurdan korunmak için vardır. Kitabın kapağındaki şemsiye bize şunu söylüyor: Yoğun ve olumsuz duyguların etkisinden çocuklar korunmalı. Neden sarı peki? Sarının da elbette bir anlamı var. Yeniden doğuşu, büyümeyi, doğayı ve bahara dair her şeyi sembolize ediyor. Aynı zamanda güneşin rengi ve bu sebeple de sıcaklığı ve hayatı… Hayatın içinde, yaşamlarının bu ilk bölümünde çocukların duygularını tanıma, düzenleme ve olumsuz duyguların etkisinden korunmak için sıcak yetişkin ilgisine ihtiyaçları var. Bu yetişkinlerden en önemlisi de öğretmenler.
Öğretmenler mi? Onlar sarı şemsiyeleri ile bir çocuğun hayatına dokunmak için her zaman hazırlar. Bu kitap da çocuklara fayda sunmayı amaçlayarak, öğretmenlerine çocuk psikolojisi konusunda rehber olarak yazıldı. Sarı şemsiye, büyük sarı bir güneşe dönüşsün diye.
Rhéa Dufresne Bir mikron...
On santimetre...
Bir metre…
Bir kilometre…

Her şey ölçülür.
Dünyayı anlamak için on iki ölçek!
Vikki F. Howard - Betty Williams - Cheryl E. Lepper, Wıley Bu kitabın amacı, özel gereksinimi olan küçük çocuklara hizmet ve müdahale sağlayan erken çocukluk uzmanlarına bir temel oluşturmaktır. Kitap, disiplinler arası bütünleştirici ve aile temelli bir yaklaşımla ele alınmıştır. Kitap, özel eğitim uzmanları ve öğretmenleri kadar sağlık, sosyal hizmetler, fizyoterapi, uğraşı terapisi, çocuk bakımı, küçük çocuklara ve ailelerine hizmet veren kurumlar arası ilişkileri sağlama durumundaki kişileri ilgilendirmektedir. Yazarlar kitapta tüm bu alandaki kişileri içermesi bakımından "Erken Çocukluk Uzmanları" terimini kullanmışlardır. Kitapta; erken çocukluk özel eğitim hizmetleri ile ilgili yöntemlerden çok, özel gereksinimi olan çocuklara erken dönemde sağlanan hizmetlerle yakından ilişkili olan felsefe, tarih, aile etkisi, hukuksal konular, sağlık sorunları ve uygun eğitim ortamları konularında bir temel oluşturma hedeflenmektedir. Bu nedenle kitabın erken çocukluk hizmetleriyle ilgili pek çok kişi ve kuruma yararlı ve uzun süre kullanılacak bir kaynak olacağı beklenmektedir.
Aylin Sözer, Aynur Gıcı Vatansever, Dilber Tezel, Elif Bengi Ünsal Özbek, Erken Müdahale, Halil Selimoğlu, Hatice Şengül Erdem, Memduha Taş, Mine Akkaynak, Özel Yetenekli Çocuklar, Pınar Başar Şenyılmaz, Şule Yılmaz, Tuğba Türk Kurtça, Veli Emre Kurtça, Yeşim Fazlıoğlu, Zülfiye Gül Ercan Erken çocukluk dönemi, tüm gelişim alanlarında hızlı ilerlemelerin olduğu ve çocuğun çevresel uyaranlardan en fazla etkilendiği evredir. Bu dönemde, çocuğa uyarıcılar açısından zengin bir ortam ve etkin öğrenme deneyimleri sunmak son derece önemlidir. Gelişimsel süreçteki sorunları erken aşamada saptamak, çocuğun gelişimsel potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ve yaşamında karşılaşabileceği güçlükleri en aza indirmek amacıyla günümüzde, erken müdahale hizmetlerinin iyileştirilmesini ve yaygınlaştırılmasını hedefleyen pek çok düzenleme yapılmaktadır.
Özel gereksinimleri olan çocuklara yönelik müdahaleler, farklı disiplinlerin katılımını gerektiren bir süreçtir. Çocuğun yaşamında kısıtlılığa yol açabilecek unsurları belirlemek ve bunların etkilerini en aza indirmek için çocuğa dokunan uzmanların her biri, ortak bir hedef için çaba gösteren bir takımın elemanlarıdır. Dolayısıyla sürecin herhangi bir aşamasında görev üstlenenler, birbirlerinin dilini anlayabilmeli ve etkileşim içerisinde çalışabilmelidirler. Bu kitabın hazırlanışında, bu nokta özellikle göz önünde bulundurulmuş, kitabın eğitim ve sağlık alanı çalışanlarına ve öğrencilerine katkıda bulunması hedeflenmiştir. Ayrıca çocuğu desteklemenin yolunun aileyi tanımak ve desteklemekten geçtiği, çocuğa yönelik hizmetlerin aileyi de kapsayan bir bütün olarak ele alınması gerektiği düşünülerek, bölümlerde ailelere sunulacak önerilere de yer verilmiştir.
Samuel Kirk, James Gallagher, Mary Ruth Coleman Bilindiği gibi özel gereksinimli çocukların eğitimi, öğretmenleri, aileleri, özel gereksinimli çocukları ve arkadaşlarını ilgilendiren zorlu bir süreçtir. Dr. Samuel Kirk tarafından, ilk basımı yaklaşık olarak elli yıl önce kaleme alınan Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, bu çocukların eğitimiyle ilgilenen tüm öğretmen, öğretmen adayları ve aileler için bir başucu kaynağıdır. Kitabın içerisinde sadece özel gereksinimli çocuklara yönelik bilgileri değil, aynı zamanda sizi düşünmeye yönelten etkili soruları, güncel tartışmaları ve teorileri, uygulama örnekleri ile öğretim stratejilerini, ailelerin, öğretmenlerin ve çocukların çabalarını ve öykülerini de bulacaksınız. Bu bağlamda, sadece bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgili tarihsel gelişimi güncel gelişmelerle harmanlayan ve tartışan, kitabı okuyan herkesin zihninde yeni bir pencere açan ve özel eğitim alanına dair yeni tartışmalar yapılmasına fırsat veren, kamu politikalarını içeren, konuları toplumsal eksende çalışan ve sosyolojik analizler yapan çok yönlü bir kitaptır.
Kısacası Özel Gereksinimli Çocukların Eğitimi kitabı, her yönüyle özel eğitimin felsefesini ortaya koyan bir rehber kitaptır ve bu zorlu sürecin aileler, öğretmenler ve çocuklar açısından kolay geçmesi için ışık tutmaktadır.
Bu değerleri eserin, ülkemiz alanyazınına, özel gereksinimli çocukların eğitimiyle ilgilenen öğretmen ve öğretmen adayları ile çocukların ailelerine ışık tutması dileğiyle...
Akif Avcu, Çınar Kaya, Çiğdem Demir Çelebi, Derya Eryiğit, Erdem Sevim, Halil Ekşi, K. Gamze Yaman, Mustafa Otrar, Müge Yüksel, Simel Parlak, Tuğba Türk Kurtça Evde bir özel gereksinimli çocuğun bulunması tüm aile bireylerini etkilediği aşikârdır. Anne babanın çocuklarının gelişimsel süreçlerini desteklemek adına gösterdikleri maddi manevi çaba, zaman zaman oldukça yorucu yaşantılara sebep olabilmektedir. Bu zaman zarfında normal gelişim gösteren kardeşlerin de ihtiyaçları belirmekte ancak bu ihtiyaçlar göz ardı edilebilmektedir. Unutulmamalıdır ki özel gereksinimli bir kardeşe sahip olmak, normal gelişim gösteren çocuğu, kariyer seçiminden karakterine kadar etkileyebilmektedir. Yurt içi ve yurt dışı alan yazın incelendiğinde daha çok anne babalara yönelik destek grupları, psikolojik danışma ve rehberlik faaliyetlerine ağırlık verildiği ancak kardeşlerle ilgili çok da çalışmanın yapılmadığı görülmektedir. Temel amacı bu boşluğu doldurmak olan “Özel Kardeşimle Yaşamak” kitabı, hem özel gereksinimli kardeşi olan ortaokul ve lise öğrencilerinin yaşadıkları sorunlarda onlara destek olmak amacıyla bir psikoeğitim programını içermekte hem de ayrıca rehabilitasyon danışmanlığı kapsamında alanda çalışan/çalışacak psikolojik danışman, psikolog, özel eğitim uzmanları ve sosyal çalışmacılar için kılavuz olmayı hedeflemektedir. Kitapta yer alan beş farklı bölümde hem toplumsal bakış açısı hem de aile bireylerinin yaşadıkları duygular ve baş etme yöntemlerine yönelik ipucu sağlayacak bir içerik hedeflenmiştir. Anne baba kadar normal gelişim gösteren kardeşin de ortak payda da olduğu unutulmadan planlanan bu çalışma aile sistemini daha da güçlendirecektir.
Betül İlter, Ebru Özbaş, Elif Süel, Marilena Z. Leana Taşcılar, Nüket Afat, Sevgi Topçu, Yasemin Deringöl Özel yetenekli ya da bugüne kadar kullanılan ismiyle "üstün zekâlı ve yetenekli öğrenciler"in eğitimi, uzun zamandır farkında olunan ve geliştirilmeye çalışılan bir alandır. Bununla birlikte, ülkemizde yürütülen çalışmaların pek çoğu özel yetenekli çocukların ağırlıklı olarak eğitimsel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmaktadır. Özel yetenekli çocukların yaşadığı; motivasyon, mükemmeliyetçilik, matematik kaygısı gibi sorunlar, bunların eğitim süreçlerine yansımaları ve bu sorunlarla ilgili destek eğitim odalarında kullanılabilecek bibliyoterapi gibi çözüm önerilerinin sunulması, üzerinde çok durulmayan konulardır. Bu nedenle bu kitap; öğretmen adaylarının, bu alanda çalışan öğretmenlerin, psikolojik danışmanların, psikologların ve özel yetenekli çocukların anne-babalarının bu konularda farkındalık kazanmalarını hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda özel yetenekli çocukların duygusal sorunlarıyla ilgili yürütülen akademik tezlerin ve çalışmaların daha yalın bir dil ile sizlere ulaşması sağlanmıştır.
Tüm yazarların ortak dileği, özel yetenekli/üstün zekâlı çocuklarımızın duygusal olarak zorlandıkları konularda farkındalığı yüksek destekçiler olabilmenize katkıda bulunmaktır. Sizi, özel yetenekli çocukların iç dünyalarını keşfetmeye çağırıyoruz. Keyifli okumalar…

Doç. Dr. Marilena Z. Leana-Taşcılar
Uzm. Sevgi Topçu
Uzm. Betül İlter
Uzm. Elif Süel
Doç. Dr. Yasemin Deringöl
Uzm. Ebru Özbaş
Dr. Öğr. Üyesi Nüket Afat
Gülsen Erden, Sait Uluç Özgül öğrenme güçlüğünün tanılanmadan ve çocuğa belirli bir yardım ve destek sağlanmadan kendi haline bırakılması zayıf notlar, düşük özgüven, öğrenmeye ve okula ilgi kaybı ve okuldan kopmayla seyredebilir. Bu nedenle özgül öğrenme güçlüğü hem görülme sıklığı hem de çoğu zaman yetersiz öğrenme koşullarıyla birlikte düşünüldüğünde eğitim, sosyal uyum ve kariyer başarısı üzerinde uzun vadeli olumsuz bir etkiye sahiptir. Öte yandan erken saptanması ve öğrenme güçlüğüne erken müdahale edilmesi, bir çocuğun başarılı olmasını sağlayarak akademik kariyerini olumlu yönde etkileyebilir. Her türlü sorunda olduğu gibi erken fark etme, uygun müdahale ve çocuğu olumsuz etiketlememe, başarılı çözüme ulaşmanın altın anahtarları olacaktır. Bu kitapla birlikte sunulan ölçekler, özgül öğrenme güçlüğünün erken tanılanmasına ve bu yolla çocuklara uygun ve etkili müdahale becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olması umuduyla geliştirilmiştir.
Figen Karaceylan Çakmakcı, B. Meryem Gönenç, Seçil Çiçek Eren “Öğretmenlerim; aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyorlardı.”
Albert Einstein – Bilim İnsanı
Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG); sıklıkla çocuğun akademik yaşantısının başlamasıyla fark edilen, ancak uzman kişilerce tespit ve müdahale edilmediği takdirde yaşam boyu etkisinin kişiyi yaşamının her alanında mücadele etmeye mecbur bıraktığı, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu nörobiyolojik temelli bir bozukluktur. Sıklıkla sadece “okuma” becerisinde yaşanan zorluk gibi tanımlandığı için “DİSLEKSİ” tanımı “Özgül Öğrenme Bozukluğu” yerine daha çok kullanılmaktadır.
Bazen “bozukluk”, bazen “hastalık”, bazen “güçlük”, bazen de “farklılık” olarak tanımlansa da bireyin hem sosyal hem de akademik yaşantısını ciddi oranda etkileyen, zekâdan bağımsız bir durum olmasına rağmen bazı durumlarda “zekâ geriliği” gibi yanlış algılanan bir güçlüktür.
ÖÖG; dil gelişimini ve kullanımını, sözel ve yazılı ifade, okuma yazma ve matematik becerilerini etkileyen bir güçlük olduğu için okul başarısızlığı ve ek olarak okula uyum sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir. Okul hayatının çocuğun ruhsal gelişimindeki önemi göz önüne alındığında, doğru tespit ve müdahale edilmediği durumlarda, eşlik eden Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Kaygı Bozuklukları ve Davranış Bozukluğu sıklıkla atlanan komorbid durumlardır ve çocuğun duygusal travma yaşamasına zemin hazırlar.
Yaklaşık 10 yıllık deneyim ve tecrübenin sonucunda bu kitabın yazılmasına karar verilmiştir. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi ve Çocuk Psikologlarının oluşturduğu bir ekibin pratik uygulamaları paylaşılmıştır. ÖÖG ile ilgili doğru bilinen yanlışların neler olduğunu, erken tespitin ve doğru müdahalenin önemini, ÖÖG olan çocuğun yasal haklarının neler olduğunun anlatıldığı bir başvuru kitabı olarak da kullanılması dileğiyle…
Alev Önder, Duygu Şallı, Güner Vatansever Okul öncesi eğitimin en önemli amaçlarından biri, çocuğun yaratıcılığının geliştirilmesidir. Yaratıcılığın geliştirilmesinde sanat eğitimi çalışmalarının önemli bir yeri vardır. Diğer yandan çocukların özellikle bilişsel, duygusal ve estetik yönden gelişmesinde etkin bir rol oynayan sanat çalışmaları, diğer gelişim alanlarını da destekleyerek çocuklar için faydalı bir eğitim aracı olarak öne çıkar. Örneğin çocuğun küçük hareket becerileri olumlu yönde desteklenirken çok yönlü düşünme becerileri de geliştirilebilir ve bunun yanı sıra bilişsel becerilerinin gelişiminde önemli bir yeri olan kavramların öğrenilmesi de gerçekleştirilebilir. Böylece çok yönlü ve etkili bir eğitim aracına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz; çünkü çocuk, sanat etkinliklerini her an keyifle ve istekle yapmaya hazırdır. Başka bir deyişle sanat çalışmalarına motivasyonu yüksektir. Buna dayanarak sanat çalışmalarının çocuk için oldukça etkili bir eğitim süreci sunduğunu söyleyebiliriz.
Söz konusu eğitim sürecini gerçekleştirmek için sanat etkinlikleriyle kavram eğitimi kitabı hazırlanmıştır. Kitabın amacı; okul öncesi dönem çocuklarının yaratıcı sanat etkinliklerini eğlenerek yaparken belli başlı kavramları öğrenmelerinin desteklenmesidir. Kitabın başka bir özelliği de çocuklara doğal çevrelerini tanıma, inceleme konusunda olanaklar sunarak çevreyi tanıma ve koruma yönünde farkındalık kazanmalarını sağlamak ve özellikle doğadan malzemeleri kullanarak doğayla ilgili öğrenmelerinin gerçekleştirilmesidir.
Çocuklar doğaları gereği bu keyifli yolculuğa çıkmaya çoktan hazır. Tek yapmanız gereken, onlara kitabın sayfalarında özgürce dolaşma fırsatı vermek.
Gerisini onlara bırakın….
A. Şebnem Soysal Acar, Sibel Coşkun Düzakın Klasik diye tanımlayabileceğimiz öğretim yöntem ve tekniklerini sanatın derinleştirici ve düşündürücü unsurlarıyla aşabilmek mümkün müdür?
Bu kitapta önerilen eğitim modeli tünelin sonundaki ışığa işaret ediyor. Bu eseri okuduğunuzda sanat terapistlerinin, çocuk ve gençleri nasıl ele aldığına, onlarla nasıl ilişki kurduğuna ve yön vermeden nasıl geliştiklerini gördüklerine ilişkin gerçek bir olgu ile karşılaşacaksınız. Aynı zamanda sanat terapistlerinin insan varlığına ilişkin algı ve temel varoluş felsefesini çalışma ortamına ve ilişkilerine nasıl yansıttıklarına tanıklık edeceksiniz. Sanatın ilişki ve iletişim için ne kadar güçlü ve uyarıcı bir alan açtığını fark edeceksiniz.
Sevim Karaoğlu This book is for those who have often wondered what social-emotional learning and development (SELD) practice can offer in early years. It explores important findings behind the practices and policies in ECE to help professionals and students develop a fuller understanding of the children with whom they work.
This book created from PhD thesis that examines the pre-school teachers' beliefs in Turkey about SELD in children's freely chosen and planned play activities by using video recordings and interviews with the teachers. Beginning with psychological and pedagogical perspectives, this research considers the pedagogical theories, which are underpinned by psychological aspects of play. This multiple case study explored the understandings of four teachers from two different schools in different cities in Turkey. The data was collected twice in one academic year through videotapes and interviews, once at the beginning of term and once at the end of term, to understand how social and emotional development (SED) in the curriculum is implemented in practice. Challenges of understanding, challenges of playful pedagogy and challenges of planning and curriculum, and finally challenges of assessment and teachers' roles were discovered and discussed in the relevant literature.
Thomas Holtgraves Sosyal Eylem Olarak Dil, dil kullanımının sosyal psikolojik boyutlarının interdisipliner bir derlemesi ve sentezidir. Bu kitap, dil kavramını sosyal eylem olarak ele alınma biçimlerinin bütünsel ve güncel bir değerlendirmesini gerçekleştirmek için felsefe, dilbilim, toplum dilbilim, antropoloji, sosyal psikoloji, bilişsel psikoloji, edimbilim ve yapay zekâ gibi disiplinler bağlamındaki araştırmaları başarılı bir şekilde birleştirmiştir. Böylelikle elinizdeki eser, toplumsal yaşamın hangi yönlerine dilin aracılık ettiğini ve dil kullanımını anlamanın ve bu eylemin sosyal boyutunun anlaşılmasını da gerektirdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu kitap, sosyal etkileşimin dilsel altyapısına ilişkin net ve kapsamlı bir sunumunu okumak isteyen sosyal psikoloji ve iletişim alanlarındaki öğrenciler ve araştırmacılar, dil kullanımının sosyal psikolojik temelleri ile ilgilenen bilişsel psikologlar ve diğer dil alanında çalışan araştırmacılar için değerli bir kaynak oluşturacaktır. Bu kitap, çeşitli disiplinlerle doğrudan bağlantılı olsa da bütün okuyucuların araştırma yönelimleri hangi yönde olursa olsun kolaylıkla anlayabilecekleri bir tarzda yazılmıştır.
Elinizdeki eser, söz edimleri kuramı ve dolaylı söz edimleri; nezaket ve dilin kişiler arası belirleyicileri; dil ve izlenim yönetimi ile kişi algısı; konuşmanın yapısı; bakış açısı edinme ile dil ve sosyal düşünce gibi konuları içermekte ve tartışmaktadır.
Gülay Temiz Çağımızı temsil eden teknolojik gelişmeler ve hızlı bir şekilde gerçekleşen dijitalleşme, geleneğimizi ve kültürümüzü temsil eden çocuk oyunlarımızın unutulması ve yok olmasında etkili bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumun kültürel birikiminin aktarılmasında aracı rolü üstlenen geleneksel çocuk oyunlarımız, değişen dünya düzeni ile birlikte sadece mekânsal olarak değil aynı zamanda içerisinde yer alan oyun materyallerinin değişmesi ile de dikkat çekmektedir.
Kültürümüzün yapıtaşlarından birisi hâline gelen geleneksel çocuk oyunlarımızın yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi ise biz yetişkinlerin görevi olmaktadır. Bu nedenle yazılı kaynakların yanı sıra toplumumuzun geleneksel çocuk oyunlarına hâkim yetişkinleri ve aile büyükleri olarak nitelendirdiğimiz atalarımız önemli sözlü kaynaklarımız arasında yer almaktadır.
Anadolu'muzda doğal malzemelerden toprak ile oynanan altı, taş ile oynanan kırk yedi, ağaç dalı, değnek, sopa ve tahta ile oynanan yirmi sekiz, kozalak ile oynanan yedi, meyve ve meyve çekirdekleri ile oynanan altı, ceviz ve fındık ile oynanan on bir, yumurta ile oynanan üç, kemik ile oynanan sekiz, ip ile oynanan beş ve kar ile oynanan altı geleneksel çocuk oyunu, yazılı kaynaklara ve kaynak kişilere ulaşılıp derlenerek sizlere sunulmaya çalışılmıştır.
Çağla Zeynep Tunay, Ela Erkol, Elif Buldu, Esra Merdin, Melike Yumuş, Metehan Buldu, Muhammet Ali Karaduman, Şenil Ünlü Çetin, Tuba Eren Öcal Döllenmenin gerçekleştiği andan itibaren inanılmaz bir hızla gelişiyor insan. Anne rahminde geçen yaklaşık 40 haftanın sonunda, onu sarıp sarmalayan plesantadan da aynı hızla çıkarak dünyaya düşüveriyor bir anda. Burası aydınlık ama soğuk… Büyük ama aynı zamanda korkutucu… Tanıdık seslerle dolu ama yabancı… Hızla ayak uydurulması gereken, ilginç, biraz neşeli, biraz karmaşık bir yer galiba…
İnsan hiç korkmadan bu karmaşık dünyanın düzenine ayak uydurmaya başlayıveriyor… Hızla büyüyor, gelişiyor, değişiyor… Üç yıl kadar kısacık bir zamanda, bir yetişkinin yapabildiği her şeyi yapabilecek kapasiteye erişiyor… Dünyaya gözünü açan her bir birey bu muhteşem üç yılı en iyi şekilde geçirmeyi, en zengin imkânlarla doyasıya gelişmeyi ve yaşamayı, bilinçli yetişkinlerle doğru bir şekilde desteklenmeyi hak ediyor.
Bu kitapta emeği geçen her bir akademisyen, uzman, öğretmen işte tam da bu amaçla günlerce çalıştı… Dünyaya gözünü açan her bir bireyin etkin bir şekilde desteklenmesinde rol alacak olan herkesin; annelerin, babaların ve en önemlisi eğitimcilerin bizim bugüne kadar öğrendiklerimizden faydalanmasını ve bu yolla üç yıllık yolculuğu dokunabildikleri tüm bebekler için keyifli kılabilmesini sağlamak için… Arzumuz, amacımızın gerçeğe dönüşmesidir…
Faruk LEVENT Bu kitap, üstün yetenekli çocukların özelliklerini ve bu çocukların eğitimini farklı açılardan ortaya koyarak bu alana ilişkin toplumsal farkındalığın oluşmasına katkı sağlamak için yazılmıştır.
Kitabın temel hedef kitlesini; üstün yetenekli çocuğa sahip olan anne-babalar, öğretmenler, üniversite öğrencileri, akademisyenler ve politikacılar oluşturmaktadır.
Kitapta, ilgili literatürde yer alan bilgiler; üstün yetenekli çocukların, öğretmenlerin, anne ve babaların ifadeleriyle desteklenmektedir.
Kitabın içinde cevabını bulabileceğiniz sorulardan bazıları şunlardır:
• Üstün yetenekli çocuklar hangi özelliklere sahiptir?
• Üstün yetenekli çocuklar nasıl fark edilir?
• Türkiye'de üstün yeteneklilerin sayısı kaçtır?
• Üstün yetenekli çocukların ihtiyaçları nelerdir?
• Üstün yeteneklilerin eğitiminde hangi modeller kullanılmaktadır?
• Üstün yetenekli çocukların yaşadıkları problemler nelerdir?
• Bu çocuklar nasıl mutlu olabilirler?
• Öğretmenler bu çocukların eğitiminde neler yapabilir?
• Aileler olarak neler yapabiliriz?
• Bu çocuklara yönelik hangi politikalar geliştirilmelidir?
Sally Carline Yaratıcı Dans İçin Ders Planları 4-12 yaş arasındaki öğrenciler için yaşlara uygun 28 dans ve müzik ile bunların diğer akademik alanlara uyarlamalarını sunar. Ders planları kelimeler, uyaklar ve diğer şiirsel anlatımlar aracılığıyla öğretim ve değerlendirme yapabileceğiniz Laban hareket kavramlarını içerir. Bu kitap ile;
Öğrencilerinize beden, dinamik, uzamsal ve ilişki farkındalığını nasıl öğreteceğinizi,
Çocukların doğru ısınmalarına, enerjilerini aktarmalarına ve ayak hareketleri ile ritmik becerilerini geliştirmelerine nasıl yardımcı olacağınızı,
Çocukların öğrenmelerini kolaylaştırmak için dil, sanat, sosyal bilimler, müzik ve bilim alanlarından fikirleri nasıl ekleyeceğinizi,
Öğrencileriniz için zengin ve geniş bir deneyim yaratan öğrenme sürecini nasıl sağlayacağınızı öğreneceksiniz.
Yaratıcı Dans İçin Ders Planları aracılığıyla aynı ders içinde birden çok fikir üzerinde çalışabilirsiniz ve bu fikirleri daha sonraki derslerde geliştirmeye devam edebilirsiniz. Bu ders planlayıcısı hareket eğitiminizi bir sonraki aşamaya taşıyacak, öğrencilerinizin gerekli bilgi ve becerileri edinmelerini sağlayacak ve yaratıcı dans programınıza eğlence katacaktır.
Nellie McCaslin Ülkemizde yaratıcı drama çalışmalarının olumlu etkisi hızla artmakta ve hem kişisel hem de bilimsel anlamda yaratıcı drama uygulamaları kuramsal ve uygulamalı boyutlarda gelişmeye devam etmektedir. Yaratıcı Drama alanının en önemli öncülerinden olan ve vefatından önce ülkemize gelerek drama çalışmaları yürütmüş olan Nellie McCaslin’in dramanın başyapıtlarından olan Creative Drama in the Classroom and Beyond kitabının dilimize çevrilmeden önce de Türkiye’de yaratıcı drama yönteminin kuramsal ve uygulama alanlarına etkisini birçok kitap ve atölye çalışmalarında görmüştük. Bir bütün olarak McCaslin’in bu kitabını kendi dilimizde okuyabilmek, onun çalışmalarımıza olan katkısını şüphesiz arttıracaktır. Oyunlardan ritim ve dansa, doğaçlamadan pandomime, kuklacılık ve maskelerden şiire, hikâye anlatıcılığından tiyatroya, öğretim yöntemi olarak geniş bir drama çalışma içeriğine sahip bu kitap, öğretim programlarında yaparak yaşayarak öğrenme yaklaşımlarını destekleyen bir yapıya sahip olması ve yaratıcı drama ile tiyatro ilişkisini ve farkını net bir şekilde ortaya koyması açısından da önemli bir yere sahip olacaktır. Ayrıca bu kitabın yaratıcı drama yönteminin eğitimde ve tiyatro alanlarında farklı ülkelerde karşımıza çıkan uygulama farklılıklarını ve alanla ilgili kavram karışıklığı olan durumları da aydınlatacağı söylenebilir.
Öğretmen ve öğrencilerin hayal güçlerinin ve ifade becerilerinin gelişimine katkı sunması beklenen bu kitapla öğretmenlere ve öğretmen adaylarına dramayı yöntem olarak sınıf içinde kullanmalarının ve öğrencilere pandomim, doğaçlama, canlandırma ve özel eğitimde dramanın kullanımı gibi çeşitli stratejilerin tanıtılmasının sağlanacağı düşünülmektedir. Diğer kitaplardan farklı olarak Sınıf İçinde ve Dışında Yaratıcı Drama kitabı dramanın öğretim yöntemi olma boyutunun yanı sıra bir sanat eğitimi alanı olması boyutuna da odaklanmaktadır. Bu çeşitlilik dolayısıyla kitabın başta drama eğitmenleri/liderleri, öğretmenler, öğretmen adayları, tiyatrocular, ebeveynler, çocuk eğitimcileri ve diğer tüm meslek grupları olmak üzere yaratıcı drama anlayışını kavramaya ve dramanın yaşamla birebir ilişkili olması nedeniyle, hayata karşı farklı, dinamik ve keyifli bakış açısı kazandırması açısından kişisel gelişim ve farkındalığa da katkı sağlayacağı düşünülmektedir. McCaslin’in kitabında şu hususlar yer almaktadır:
• Ortaokul, lise ve yetişkin eğitimi alanlarına yönelik geniş bir kapsam,
• Her bir bölümde kültürler arası içerik olarak çeşitlilik ve farklı kültürlerde drama örnekleri,
• Çocuklar için tiyatro örneklerine ilişkin çok kapsamlı bir kaynakçaya,
• Her bir bölüm sonunda, öğretim programlarında önerilen iş birlikli ve yansıtıcı öğrenmeyi destekleyecek Önerilen Görevler ve Günlük Yazma kısımları,
• Devlet okullarında gelişen okul sonrası ihtiyaçları yansıtan okul sonrası drama programı,
• Öğretmen adayları ve öğretmenler için faydalı olabilecek internet adresleri kaynakçası.
Bircan Kırlangıç Şimşek İnsan, en yetenekli canlı olduğunu sürekli hissetme ihtiyacındadır. Çünkü ancak bir gerçekliğe hayat verdiği, bir düşünce ya da duygu ürünü ortaya koyabildiği yani yaratıcılığını kullandığı zaman varlık bilincine ulaşır. Yaşam boyu kaygılar, yasak ve kurallarla karşılaşıyor, sayısız sınırlayıcı deneyimden geçiyoruz. Bircan Kırlangıç Şimşek, bu kitabında sunulanla yetinmemeyi, soru sormayı, sınırları aşmayı ve başkalarından farklı olma durumunu, gereç ne olursa olsun özgün bir dille, düşünceyle ve en yüksek estetik ölçütlerle ifade edebilmeyi öneriyor. Asıl önemlisi yaratma cesaret ve girişiminin insanı nasıl özgürleştirdiğini anlatıyor. Ona göre yaratıcılık bir cevherdir, insanın içinde durur ve işlenmeden ortaya çıkmaz. Kimse kendi cevherini işleyip parlatmadan da özgür olamaz. Yaratıcılık, yaşama bilinci, içsel özgürlük ve kişisel devrim üzerine yol açıcı bir çalışma.
İnci Aral

Yaratıcılık ve özgürlük birbirlerinin vazgeçilmez bileşenleri. Yaratıcılık özgürlüğün, özgürlük de yaratıcılığın ön koşulu. Ancak “fark yarattığınızda”, eski sorulara yeni yanıtlar bulduğunuzda farklılaşır, özgürleşir, bireyselleşirsiniz. Sürüden ayrılmayı, gerektiğinde ayrı düşmeyi göze aldığınızda özerkleşebilirsiniz. Özgürleştikçe de yaratıcılığınız gelişir gün be gün. Çünkü duygularınızı, düşüncelerinizi ve davranışlarınızı özgür kıldığınızda, kendinizi doğal akışa bırakıverdiğinizde ortaya çıkan gizil gücünüzdür yaratıcılığınız. Zincirlerin, sınırların, kuralların baskısını üzerinden kaldırdığınızda filizlenir. Merakla, sorgulayıcı çocuk gözlerle bakarken dünyaya, gelişir, büyür. Daha önce sorulmamış soruları sorduğunuzda, söylenmemişleri söylediğinizde meyveye durur. Sevgili Bircan meyveye duracağınız zamanlar için yazmış kitabını. Ürün vermek isteyenler için dölleyici bir esinti sunuyor size fısıldadıklarıyla...
Prof. Dr. Süheyla Ünal
John W. Santrock Bir bireyi yönlendiren nedir? Gelecek vadeden özellikleri olması, şiddet içerikli hareketlerde bulunması ya da yoksunluk ya da travmayı zengin edebî bir ürüne dönüştürmesi mi? Eğer insanların niçin oldukları durumda bulunduklarını merak ediyorsanız, bu kitapta keşfedeceğimiz asıl soruyu kendinize sormuş olmalısınız. Bu kitap; insan gelişiminin, kendinizin ve insan türünün herhangi bir üyesinin gelişiminin yolculuğuna açılan bir penceredir.
Her birimiz; kısmen herkesle benzer şekilde, kısmen bazılarına benzer şekilde ve kısmen de hiç kimseye benzemeyecek şekilde gelişiriz. Genellikle bireylerin eşsiz ve benzersiz oluşuna dikkat ederiz, fakat hepimiz bazı ortak yörüngelerde yol alırız. Her birimiz, yaklaşık olarak bir yılda yürür; küçük bir çocukken hayali oyunlar oynar ve gençken çok daha bağımsız oluruz. Her birimiz, eğer yeteri kadar uzun yaşarsak, işitme problemi yaşarız, aile üyelerinin ve arkadaşlarımızın ölümünü görürüz. Bu, bizim gelişimimizin genel seyri; bebek, anne rahmine düştüğünde başlayan ve tüm insan yaşamı boyunca devam eden değişme örüntüsüdür.
Yaşam boyu gelişimi incelemek sizlere nasıl bir yarar sağlayabilir? Bundan nasıl yararlanabilirsiniz? Belki de siz bir ebeveyn ya da öğretmensiniz ya da olacaksınız. Eğer öyleyse, çocuklar için olan sorumluluğunuz sizin günlük yaşamınızın bir parçasıdır ya da parçası olacaktır. Onlar hakkında ne kadar çok şey öğrenirseniz, onlarla o kadar iyi ilgilenirsiniz. Bu kitabı okuyarak bebek, çocuk, ergen veya bir genç erişkin olarak kendi geçmişiniz hakkında farkındalık kazanabilirsiniz. Yaşam boyu gelişim alanının ilginç olduğu ve kim olduğumuz, nasıl bu şekilde geliştiğimiz ve gelecekte nerede olacağımız hakkında bilgiler edinebilirsiniz.
Gelişim incelenirken yaşam boyu gelişim, döllenmeden başlayarak yaşamın sona erdiği (en azından bizim bildiğimiz hayatın) zamana kadar ele alınmaktadır.
Siz kendinizi bir bebek, bir çocuk ve bir ergen olarak göreceksiniz ve bu bilgiler, o yılların bugünkü gibi bir birey olmanızı nasıl etkilediğini düşünmenizi sağlayacak. Ayrıca kendinizi genç yetişkin, orta-yaşlı yetişkin ve yaşlı bir yetişkin olarak da göreceksiniz ve bugünkü deneyimlerinizin sizin yetişkinliğinizin geri kalanını nasıl etkileyeceği hakkında düşünmeye güdülenmiş olacaksınız.

Mete Akısü Bebeğiniz beklenen tarihten önce mi dünyaya geldi? Endişelenmeyin.
Çünkü her gün binlerce bebek beklenen tarihten önce dünyaya geliyor ve bu minik prematüreler kısa süre içerisinde, annelerinin kucaklarında sağlıklı şekilde evlerine varıyorlar.
Unutmayın ki hiç kimse bebeğinize, sizden daha çok yardım edemez. İşte prematüre bebeğinizle ilgili tüm bilgileri bulabileceğiniz bu kitap, minik bebeğinizi büyütürken her zaman yanınızda olacaktır.
Yazar, otuz yılı aşkın meslek yaşamı boyunca binlerce prematüre bebeğin sağlığına kavuşmasına katkıda bulundu. Prematüre bebekleri ve ailelerini çok iyi tanıyor. Yıllarca biriktirdiği bilgi ve tecrübelerini bu kitapta sizlerle paylaşıyor.
Rhéa Dufresne Bir saniye...
Bir dakika...
Bir saat...
Bir yıl…

Somut örneklerle
zamanı ölçmek çok kolay!