Yetişkin Psikoterapisi \ 1-3
Mark Rivett, Eddy Street Aile terapisi giderek kanıt temelli psikoterapi türlerinden biri olarak tanınmaktadır. Aile terapisi; çağdaş terapötik uygulamada, aile çatışması, travma ve ruh sağlığı sorunlarının neden olduğu sıkıntıların çözümlenmesinde yaşam boyu yarar sağlamaktadır. Bu nedenle, birçok psikoterapist aile terapisinin temel konularını kendi yaklaşımlarına entegre etmektedir.
Aile Terapisi: 100 Temel Konu ve Teknik, bu yaklaşımın 100 temel noktası ve uygulama yöntemi için kısa ve jargonsuz bir rehber sunmaktadır. Farklı bölümlere ayrılan bu kitap aşağıdaki temel konuları kapsamaktadır:
• Aile terapisi kuramı,
• Temel aile terapisi uygulaması,
• Aile terapisi tekniklerinin kullanımı,
• Aile terapisinde ortak zorluklar,
• Çağdaş tartışmalar ve sorunlar,
• Aile terapistlerinin yaşadığı bireysel sorunlar.
Aile Terapisi: 100 Temel Konu ve Teknik, eğitimlerine devam eden ve bu alanda çalışan psikoterapist ve danışmanlar için çok önemli bir kaynaktır. 100 Temel Konu serisinin bu son üyesi, alanda uzun yıllardır çalışan aile terapistlerinin yanı sıra ailelerle çalışan ve aile terapisi teknikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen diğer ruh sağlığı uzmanlarının da ilgisini çekecektir.
Frank M. DATTILIO - Arthur E. JONGSMA, Jr., Wıley Bu kitap “Aile” ile çalışan psikiyatristler, doktorlar, psikologlar, psikolojik danışmanlar, rehber öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları, hemşireler, sosyologlar ve genel anlamda Aile Terapisti Uzmanları ile bu alanlarda eğitime devam eden öğrencilerinin ihtiyaç duyduğu bir kaynaktır.
Yapılandırılmış, kanıta dayalı terapi planları ile tedavi sürecini açıklar, kolaylaştırır ve hızlandırarak birçok üstünlük sağlar.
Böylelikle danışanlarla daha etkili ve istenen niteliklerde zaman geçirilmiş olur.

Aile Terapisi Tedavi Planlayıcısı İkinci Baskısı;
Deneysel açıdan destekli kanıta dayalı terapi girişimlerini ön planda tutmaktadır.
-Çocuk, Ergen ve Ebeveyn Çatışmaları,
-Depresyon,
-Suiistimal,
-Bağımlılık,
-Kayınpeder-Kayınvalide Müdahaleri,
-Aldatma,
-Ensest,
-Cinsel Eğilim Çatışmaları,
-Ölüm ve Aileden Ayrılmalar ve
-Aile içinde görülebilecek 40 farklı problemi konu edinmiştir.

1000’in üzerinde terapi amaç ve girişim örnekleri ile kendi terapi seansınızı yapılandırmanızı sağlayacak imkanlar sunmaktadır.

Konuların sistematik bir şekilde sunulması danışmanlık seanslarınızı raporlaştırmanızı kolaylaştıracaktır.

Ayrıca kendi deneyim ve gözlemlerinizi de ekleme imkanı sunmaktadır.

Jenny Svanberg Zararsız bir alışkanlık ne zaman bağımlılığa dönüşür?
Neden yalnızca bazılarımız bağımlı olur? İyileşmeyi mümkün kılan nedir?
Bağımlılık Psikolojisi, bağımlılığı çevreleyen psikolojik sorunlara etkileyici bir giriş niteliğindedir. Bu sorunların sosyal politika ve iyileşme ile ilişkisiyle birlikte bağımlılığın günlük yaşamdaki etkilerini inceler. Kitap, uyuşturucu ve alkol bağımlılığına odaklanır. Bunun yanında, iyileşmede sosyal çevrenin önemi gibi konuları ele alır. Kitap aynı zamanda insanların kumar, oyun ve seks gibi aktivitelere nasıl bağımlı hâle geldiğini araştırır.
Hâlâ bağımlılığı damgalayan bir toplumda, Bağımlılık Psikolojisi, şefkatin önemini vurgulamakla beraber, bağımlılık deneyimi olan herkese derin bir içe bakış sunar.
Hande Çelikay Söyler “Bizler, sigara içmeyen babaların esrar içen çocuklarıydık”.
“Madde yüzünden çok şey kaçırdım. Yuvam olmadı, işim olmadı, eğitimim olmadı, evim bile olmadı”.
“Madde kullanımına çok param gitti, harçlıklarımın hepsi gidiyordu. Bazen yemek paramı harcıyordum, dükkândan para çalıyordum. Babam biliyordu çaldığımı. Babam çaldığım parayı okulda arkadaşlarımla harcadığımı düşünüyordu ama işte çalıp içiyorduk”.
“Beyindeki dopaminin yükseldiğini hissediyorsun ve yine istiyorsun maddeyi. Sürekli mutlu olmak varken neden mutsuz olasın ki?”
“Kimse 'Ben bugün madde kullanmaya başlayacağım.' diye başlamaz, arkadaş kurbanı olur”.
“Madde almadığımda gözüm dönüyordu. Kavga kıyamet... Bir kere adam yaralamışlığım var”.
“Kendimi dünyadaki en rezil, en iğrenç insan gibi hissettim, babam o kadar çok şey söyledi ki çoğu argo olduğu için anlatmak istemiyorum fakat gerçekten hayatımın en kötü günüydü”.

Kitap kapsamında; madde kulanım geçmişi olan bireylerle görüşürken nelere dikkat edileceği, bağımlılığın görüşmelere yansıyan doğası, bu görüşmelerin tanı ve tedavi sürecine ne gibi katkılarının olabileceği üzerinde durulmuştur. Klinik görüşmelerin sunulmasındaki amaç, örnek bir görüşmenin nasıl yapılacağından ziyade bağımlılığın doğası hakkında kabaca bilgi verebilmektir. On altı bağımlı bireyle yapılan görüşmelerde gerçek hayat hikâyelerine yer verilmiştir.
Ahmet Önem, Betül Çebi, Bilal Kaya, Büşra Vural Şenel, Cansu Bozer, Emin Yorgun, Filiz Yurtal, Fulya Cenkseven Önder, Gülşah Selin Tümkaya, Hülya Arslantaş, İbrahim Tanış, İnanç Eti, Mehmet Ayhan Cöngöloğlu Merve Yavuz, Münire Aydilek Çiftçi, Nazlı Akdeniz, Nazmiye Temiz, Nuray Taşcı, Oya Güleşen, Özkan Özgün, Pınar Gürler Ağaçkıran, Sinem İpek, Songül Tümkaya, Sümeyra Arzu Oral Paksoy, Şahin Bodur, Şule Erden Özcan Bağlanma El Kitabı, bağlanma kuramı ve olgusuna adanmış, bu konuda kapsamlı ve ayrıntılı bir bilgi kaynağıdır. Kitap; okuyucuya bağlanma kuramının temellerini, uygulamalarını ve bu alandaki son gelişmeleri sunmakta, böylece bu karmaşık ve çok katmanlı konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Toplam dokuz ana bölümden oluşan kitap, her bir bölümün altında yer alan yirmi yedi alt bölümle bağlanma kuramının çeşitli yönlerini derinlemesine incelemektedir.
Bu eserde, bağlanma kuramının tarihsel gelişimi, temel ilkeleri ve bu kuramın çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi farklı yaşam evrelerindeki uygulamaları ele alınmaktadır. Ayrıca bağlanmanın okula geçiş, akran ilişkileri, zorbalık, çoklu bakım, göç, ruh sağlığı ve bağımlılıkla arasındaki ilişkiler, romantik ilişkiler ve aile dinamikleri üzerindeki etkileri ile bağlanmanın ölçülmesi gibi konular da detaylı bir şekilde işlenmektedir. Kitap; akademik araştırmacılar, öğretmenler, çocuk gelişimcileri, psikolojik danışmanlar, psikologlar ve bağlanma kuramına ilgi duyan herkes için değerli bir kaynak niteliğinde olup bu alanda çalışan uzmanların yanı sıra bu konuya yeni başlayanlar için de uygun bir rehber olarak tasarlanmıştır. Bu kapsamlı çalışma, bağlanma kuramının geniş yelpazesini ve bu kuramın insan davranışı ve ilişkiler üzerindeki etkisini ortaya koyarak okuyuculara bu alandaki anlayışlarını genişletme fırsatı sunmaktadır.
Susan M. Johnson "Psikoterapi üzerine, deneyimli pratisyenler kadar öğrenciler için de faydalı olacak anlaşılır bir inceleme. John Bowlby, Carl Rogers ve Harry Stack Sullivan gibi öncülerin bilgeliklerinden, duygusal ve kişiler arası fenomenlerdeki önemli ampirik araştırmalardan ustaca yararlanan Johnson, alanımızda uzun yıllar etki bırakacak olağanüstü bir çalışma yazdı."
-Irvin Yalom, MD, Psikiyatri Fahri Profesörü, Stanford Üniversitesi

"En sonunda terapistlere DOT ilkelerini psikoterapi yöntemlerinde kullanma konusunda kılavuzluk eden pratik bir başyapıt... 'Mutlaka okunmalı."
-John M. Gottman, PhD, Gottman Enstitüsü, Seattle, Washington

“Johnson; bireyler, çiftler ve ailelerle başarılı bir şekilde uygulanan ve insanların yaşamlarını değiştiren terapi metodunun en iyi şekilde nasıl kavramsallaştırılıp uygulanacağını göstermek için bağlanma teorisi ve araştırması konusundaki derin bilgisiyle, terapiye yönelik iyi araştırılmış bir yaklaşımını ve uzun yıllara dayanan klinik ve öğretim deneyimini birleştiriyor.”
-Phillip R. Shaver, PhD, Seçkin Fahri Psikoloji Profesörü, California Üniversitesi, Davis

"Eğitimine devam eden veya uzman olan her terapist, yaptıkları işe ilişkin bu önemli bakış açısının farkında olmalıdır."
-David H. Barlow, PhD, ABPP, Fahri Psikoloji ve Psikiyatri Profesörü ve Anksiyete ve İlişkili Bozukluklar Merkezi Kurucusu, Boston Üniversitesi

“Alanında en önde gelen çift terapisti olarak tanındığı çerçevenin ötesine geçen Johnson, bağlanmanın insan işleyişindeki merkezî rolünü ve bağlanmaya odaklanmanın başarılı psikoterapiyi nasıl destekleyebileceğini keşfediyor. Johnson'ın kusursuz bilgisi ve olağanüstü klinik zekâsı, harika yazılmış bu kitabın her sayfasında kendini gösteriyor."
-Jay L. Lebow, PhD, ABPP, LMFT,
Kıdemli Araştırmacı ve Klinik Profesör, Northwestern Üniversitesi Aile Enstitüsü

“Her bölümde zekâ ve bilgelik parçacıkları var."
-Jeffry A. Simpson, PhD, Seçkin Üniversite Öğretim Profesörü ve Başkan,
Psikoloji Bölümü, Minnesota Üniversitesi

“Sağlam temellere dayanan bu kitap, kanıta dayalı tedaviler ve 'sendrom protokolleri' çağının kakofonisinin, yalnızca bozuklukların gelişimini değil, aynı zamanda insanların işlevselliğini de ele alan geniş bir teori tarafından nasıl yönetilebileceğini gösteriyor."
-Steven C. Hayes, PhD, Psikoloji Vakfı Profesörü, Nevada Üniversitesi
Bessel A. van der Kolk Ne yazık ki şimdiki psikiyatri anlayışı, yakınmalarınızı anlatmanız ve hekimin de bu yakınmaları düzeltecek bir ilaç önermesi üzerine kurulu. Ancak “Hiçbir ilaç, kötü geçmiş bir çocukluğu düzeltmiyor”. Anne babanızın veya eşinizin size nasıl davrandığı, nasıl bir ailede büyüdüğünüz, anne babanızın birbirlerine sevgi dolu ya da düşmanca davranışları, bireysel, ailesel, hatta toplumsal travmaların üzerinizdeki izleri ne yazık ki hiç konuşulmuyor.
Artık biliyoruz ki beynimiz ve bedenimiz karşılıklı etkileşimler üzerinde şekilleniyor. Bu etkileşimlerin değerlendirilmediği bir tanı ve tedavi anlayışı her zaman eksik kalacaktır. Sıklıkla, “Öyle düşünmemelisin… Düşünce şeklin yanlış!” diyen terapistlerle karşılaşıyorum. “Oltaya yakalanmış bir balığın davranışlarını gören arkadaşları, onun çıldırdığını düşünebilir”. Ama balığın yaptığı sadece hayatını kurtarmaya çalışmaktır. İnsanları yaşadıkları ya da yetiştikleri ortamlardan ayrı değerlendiremeyiz, oltayı göremezseniz bu davranışları anlamak ve anlamlandırmak da mümkün olmayacaktır.
Hekimlik, çaresizliğe tahammül etmenizi gerektirir. İnsanlar hastalanır, yaşlanır ve ölürler. Henüz çözümünü bilmiyoruz. Yapabildiğimiz çoğu zaman acıları azaltmak, acı çeken insanların yanında olmak, ölümü geciktirmeye çalışmak, çoğu zaman da çaresizce beklemek… Acı kaçınılmazdır. Yaşam hepimiz için neşe sağlık ve mutluluk kadar, az ya da çok ıstırap ve kayıpla dolu. Kimimiz bunlarla çok erken, çok savunmasızken ve üst üste karşılaşırız, kimimiz daha geç. Bunca yıl sonra psikiyatrinin en önemli görevlerinden birinin bu acı ve kayıplarla baş etmede insanlara yardımcı olmak, yeniden toparlanıp geçmişlerinin etkisinden kurtulup mümkünse daha güçlü bir şekilde yaşamlarına devam etmelerini sağlamak olduğunu düşünüyoruz.
“Beden Kayıt Tutar” var olan psikiyatri anlayışının tıkanmışlığına bir umut ışığı yakıyor, nörobilimdeki gelişmeler sayesinde ruhsal ve hatta bedensel hastalıklarımızın kökeninin daha farklı anlaşılmasını, taşların yerine oturmasını açık, kanıta dayalı ve anlaşılır bir şekilde sunuyor. Yirmi birinci yüzyılın getirdiği yeni terapi yöntemlerini tanıtarak etkili başa çıkmanın nasıl olabileceğinin yollarını gösteriyor. Bunu yaparken, gerçek öykülerle insanın zekâsına, dayanıklılığına, baş etme ve iyileşme gücüne bir kez daha hayran bırakıyor. Büyük zaferlerin büyük yıkımlardan doğması gibi, en çok acıyan yerimizi korumamız gibi travmadan iyileşmenin muhteşem sonuçlarını gösteriyor. Pek çok kez yaşadıkları travmaları, hayatlarının kaynağı yapan hatta bunun ötesine geçip başkaları aynı acıyı yaşamasın diye mücadele eden insanlar tanıdık. Bu kitapta da okuyacağınız yaşamlar gibi…
Zorlayıcı yaşam olaylarında duygudaşlık yaptığımız danışanlara, anılarıyla yaptıkları savaşlarda ateşkes sağlama çabalarımızda, zihinlerindeki olumsuz inançlarıyla, bedenlerindeki rahatsızlık veren duyumlarıyla kavgalarında uzlaştırıcılık yaparken, travmaya tanıklık yapmanın etkileriyle boğuşurken travma çalışanları için bir pusula olduğunu düşünüyoruz. Tekrar tekrar okunmayı hak eden bir başeser.
“Beden Kayıt Tutar” dan en az bizim kadar faydalanmanızı dileriz.
Kâmile Bahar Aydın Bekâr Danışmanlığı kitabının iki temel hedef kitlesi bulunmaktadır. Birincisi, danışmanlığın merkez kitlesini oluşturan farklı bekârlık statülerinden 18 yaş ve üstü bekâr bireyler; ikincisi ise en az lisans düzeyinde temel danışmanlık ve psikoloji eğitimi almış olan profesyonellerdir.
Bilimsel araştırma bulguları ve teoriler temel alınarak bilimsel bir kavram olarak ilk defa Aydın (2017) tarafından tanımlanan Bekâr Danışmanlığı’nın bu kavramsallaştırmasında, ulusal ve uluslararası düzeyde güncel yaşama dair gözlemler ve bekâr bireylerle yapılan danışmanlık uygulamalarından elde edilen deneyimsel bilgiler etkili olmuştur. Kitabın kapsamında yer alan konular, gerek bilimsel literatürden bulgularla gerekse güncel yaşamdan örneklerle desteklenmiş olup kitap, bilim ve pratik yaşamın bir sentezi niteliğindedir. Bekâr Danışmanlığı, toplumun tamamına yönelik ve disiplinler arası bir doğaya sahip olduğundan özellikle üniversite eğitimine sahip insanlar başta olmak üzere evlilik ve aile danışmanları, sosyologlar, sosyal çalışmacılar, hukukçular, mimarlar, şehir planlamacıları ile tıp biliminin psikiyatri, halk sağlığı ve jinekoloji dallarında uzman kişilerin bu kitaptan faydalanabileceği öngörülmektedir.
Bekâr Danışmanlığı, bu kitapta genel olarak açıklanmış olup bir bilim dalı olarak geliştikçe özgün bir literatür de gelişebilecek ve konular daha incelikli olarak açıklanabilecektir. Bekâr Danışmanlığı’nın bir bilim dalı olarak gelişebilmesi için lisansüstü eğitim programlarının açılması ve bu programlar aracılığı ile danışman ve araştırmacıların yetiştirilmesi önerilmektedir. Tüm dünyada bekâr sayısının, boşanmaların ve yalnızlığın artması, yakın ilişki ve özerkliğin önemli ihtiyaçlar hâline gelmesi, eş seçiminin ve kariyerin önem kazanması ve özellikle, Türkiye’de kadın cinayetlerinde görülen artış, Bekâr Danışmanlığı’nı gerektiren önemli nedenler arasındadır.
Sonuç olarak, Bekâr Danışmanlığı olgusu ile bekâr yaşamının kalite standartlarının yükselmesi, daha sağlıklı ailelerin kurulması ve sürdürülmesi, nihayetinde ise sağlık, adalet ve refah standartları yüksek bir toplum oluşturmaya yönelik daha büyük bir vizyona ulaşılması hedeflenmektedir.
Shamash Alidina Hayatınızdaki dengeyi yeniden kurmak için bilinçli farkındalığı kullanın…
Anksiyete, depresyon veya elden ayaktan düşüren bir ağrıdan mı muzdaripsiniz? Bu kitabı elinize almanın nedeni her neyse doğru yolda olduğunuzdan emin olabilirsiniz! Bu kitapta bilinçli farkındalığın gergin sinirlerinizi yatıştırmanıza, stres ve acıyı azaltmanıza, zihninizi dikkat çelici düşüncelerden arındırmanıza nasıl yardımcı olabileceğini ve yaşam denen bu gizeme dair algınızı nasıl yeniden canlandırabildiğini göreceksiniz.
• Bilinçli farkındalığın mucizelerini izleyin! Bilinçli farkındalığın anlamını kavrayın, bilinçli farkındalık meditasyonuna bir göz atın ve bilinçli farkındalığın beden ve zihni nasıl iyileştirebileceğini görün.
• Derin bir nefes alın! Anksiyete, depresyon, bağımlılık, stres, öfke ve yorgunlukla mücadele etmek için bilinçli farkındalık meditasyonunu kullanın.
• Daha mutlu hâlinize giden yol! Bilinçli farkındalığı olumlu duygular yaratmak üzere uygulamaya dair faydalı ipuçları sayesinde, mutluluğa giden kendinize ait yolu açın.
• Şükür tutumu geliştirin! Tutumların sonuçları nasıl etkilediğini keşfedin ve bilinçli farkındalığı hayatınıza dâhil etmek üzere kendinizi hazırlamak için problem çözmenin ötesine bakın.
• Bilinçli farkındalığa “ben”i katın! İş yerinde, hareket hâlinde veya gündelik stres kaynaklarıyla boğuşurken kendi bilinçli farkındalık rutininizi oluşturmanın pratik yollarını bulun.
Kitabı açın ve
• Bilinçli farkındalığın size gerçekten yardımcı olabileceği doğru ve denenmiş yolları,
• Engellerle baş etmek ve dikkat çelicilerden kurtulmak için tavsiyeleri,
• Fiziksel acıyla baş etmek için bilinçli farkındalığı kullanmanın yollarını,
• Bilinçli farkındalığın çocuklara nasıl öğretileceğini,
• Hoş olmayan duygulara yanıt vermenin yapıcı yollarını,
• Düşüncelerin gerçekler olmadığını hatırlamanın önemini,
• Bilinçli farkındalığın yaratıcılığı nasıl artırabileceğini inceleyin.
Judith S. Beck “BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ” kitabını, alanda çalışan psikologlara, psikiyatristlere, bu alanlarda çalışan öğretim üyelerine, psikoloji ve psikiyatri öğrencilerine sunmaktan kıvanç duyuyoruz.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ ruhsal hastalıkların tedavisinde en çok kullanılan ve en işlevsel olan terapi yöntemlerinden biridir. Bu kitapta, yalnız teori değil, aynı zamanda uygulamalı olarak tekniklerin nasıl kullanılacağının bilgisi de sunulmaktadır. Alanda çalışanların bu kitabı okumaları, okuduklarını meslektaşları ile tartışmaları, kitabı okuduktan sonra kitapta uygulamalı olarak sunulan teknikleri önce kendi biliş ve davranışlarını değiştirmek için kullanmaları, sonra tedavi ettikleri danışanların biliş ve davranışlarını değiştirmek için kullanmaları önerilmektedir. Bu konuda deneyimli olmayan terapistlerin bu teknikleri kullanırken süpervizyon almaları, meslektaşları ile teknikleri ve terapi sürecini tartışmaları; mesleki bilgi ve becerilerinin gelişmesine, mesleki yetkinlik kazanmalarına ve danışanlarına daha yararlı olmalarına katkı sağlayacaktır.
Ebru Şalcıoğlu Danışana seanslarda neler sorulur? Seanslar nasıl planlanır? Doğru terapötik ilişki nasıl kurulur? Etkili psikoterapi nasıl uygulanır? Terapi yöntemleri nasıl seçilir? Danışanlarda kalıcı iyileşme nasıl sağlanır? Bu sorular, özellikle mesleğe yeni adım atan psikoterapistlerin kafasını kurcalıyor.
Klinisyen, bilim insanı ve eğitmen Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu bu kitabında, yirmi yılı aşan klinik deneyimini mesleğe yeni başlayan ve bilişsel ve davranışçı terapilerin modern uygulamalarına hâkim olmayı isteyen terapistlerle paylaşıyor. Psikolojik sorunları karakterize eden düşüncelerin, duyguların, fiziksel hislerin ve açık davranışların gelişimini, teorik ilkeler doğrultusunda klinik değerlendirme yapmayı, seans yapılandırmayı ve yürütmeyi, terapötik ilişki kurmayı, değerlendirmeden gelen bilgiyle vaka formülasyonu geliştirmeyi ve psikolojik sorunlar için kullanılan araştırma desteği almış temel bilişsel ve davranışçı terapi yöntemlerini uygulamayı sade bir dille okurlarına aktarıyor.
Bilişsel ve Davranışçı Terapilerde Vaka Formülasyonu ve Terapi Planlama: Klinik Davranış Analizi Yaklaşımı klinik deneyimle akademik bilgiyi bütünleştirerek psikoterapistlerin terapi uygulamalarını kolaylaştırıyor. Terapiste belirli tanılara yönelik ezberlediği yöntemleri uygulayan bir teknisyen gibi değil, teorik bilgisiyle danışana özel vaka formülasyonu geliştiren ve bilimsel destekli terapi yöntemlerini yaratıcı şekillerde kullanan bir bilim insanı ve sanatçı gibi çalışma yolunu gösteriyor. Kültürümüze uygun zengin vaka örnekleriyle bezenmiş bu kitap, klinik psikoloji, psikiyatri, psikolojik danışmanlık ve psikoterapi alanlarında danışan gören klinisyenlerin, öğrenim gören klinisyen adaylarının, eğitmenlik yapan akademisyenlerin uzun yıllar geri dönüp faydalanacakları benzersiz bir kaynak oluşturuyor.
Seval Bekiroğlu Bu kitapta, ağır ruhsal hastalığa sahip bireylerin sosyal işlevselliği tüm yönleriyle derinlemesine incelenmiştir. Kitaptaki bilgiler, bu bireylerin sadece zorlu bir hastalık süreci ile baş etmediğini, bir yaşam mücadelesi verdiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Sosyal işlevselliğin, bu bireyler için anlamının önemli bir tanı kriteri veya iyileşme göstergesinden öte bir yaşam mücadelesi meselesi olduğunu göstermektedir. Bu yönüyle ağır ruhsal hastalığa sahip bireylerin sosyal işlevselliğine dair zengin ve sorulara yanıt veren bir kaynak niteliğinde olan bu kitap; ağır ruhsal hastalığı olan bireylere, ailelerine, toplum ruh sağlığı alanında ve hizmet birimlerinde çalışan multidipliner tüm meslek elemanlarına, politika yapanlara, sosyal hizmet çalışanlarına yönelik bilgi ve uygulamaya dönük yeni bakış açıları kazandıracaktır. Yazarın sosyal hizmet alanındaki bilgisi, deneyimi, becerileri ve bunları aktarması, teori ile uygulamanın zenginliklerini ve ilişkilerini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Zeynep Karataş, Yasemin Yavuzer Psikolojik danışma sürecinde değerlendirme, danışanın yaşamı ve psikolojik danışma almasına yol açan durumları öğrenmek ve etkili bir müdahale planı geliştirebilmek için bilgi alma sürecidir. Bu süreçte kullanılabilecek test dışı tekniklerin ele alındığı bu kitap, sekiz bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk iki bölümünde, bireyi tanıma ve bireyi tanımada kullanılan test tekniklerine kısaca yer verilirken; diğer bölümlerde bireyi tanımada kullanılan test dışı teknikler ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Kitabın üçüncü bölümünde, kendini anlatmaya dayalı test dışı teknikler; dördüncü bölümünde, gözlem teknikleri; beşinci bölümünde, etkileşime dayalı test dışı teknikler ve altıncı bölümünde, başkalarının kanılarına dayalı test dışı tekniklere yer verilmiştir. Yedinci bölümde, diğer test dışı teknikler başlığı altında; bibliyoterapi, sineterapi, hobi terapi, sanat terapisi, resim terapisi, dans devinim terapisi, müzik terapisi, vaka incelemesi ve vaka konferansı, bireyle ve grupla psikolojik danışma konularına yer verilmiştir. Kitabın son bölümü, psikolojik danışma ve rehberlik alanında kullanılan öğrenci dosya sistemini içermektedir.
Bu kitabın, psikolojik danışma ve rehberlik öğrencilerine ve alanda çalışan psikolojik danışmanlara kaynak kitap olarak katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Kitapla ilgili her türlü görüş ve önerileriniz bizleri güçlendirecektir.
Alican Kaya, Erol Uğur, Fatıma Firdevs Adam, Mehmet Emin Turan, Murat Yıldırım, Nihan Arslan, Nuri Türk, Serkan Cengiz Neden böyle bir kitap yazma ihtiyacı hissettik? Aslında bu kitap sadece profesyoneller için yazılmadı. Sosyal ilişkilerimizde söylemek istediklerimizi nasıl ifade edebileceğimizi göstermek ve ayrıca insanı anlamak ve anlatmak için yazıldı. Modernitenin önemli bir handikabı olan kompleks insan ilişkilerinin problem kaynağı hâline gelmemesi neredeyse imkânsız. Bu problem kaynağının psikolojik, fizyolojik ve sosyal yaşantımızı olumsuz bir şekilde etkilememesi için ne tür yöntemler üretiyoruz? Yapılan araştırmalar, genel itibarıyla problemden kaçınmanın, en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olduğunu gösteriyor. Ya size problemi daha içinden çıkılmaz bir hâle getirenin de aslında problemlerden kaçınma olduğunu söylersek! O hâlde bireylerle iletişim kurarken nelere dikkat etmemiz gerektiği ile ilgili kapsayıcı bir bakış ile ele aldığımız “Bireyle Psikolojik Danışma Temel Düzey” kitabını okumaya davet ediyoruz.
Kitap, temel düzeyde bireyle psikolojik danışmanın pratik ve teorik yönleriyle bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığı uzun süren bir çalışmanın sonucudur. Gündelik yaşamdan kesitler göreceğiniz, belki de yaşadığınız problemlerin bir benzerini ve çözümünü bulacağınız kitabımızın faydalı olması dileğiyle…
Mei whei Chen, Nan J. Giblin “Terapötik iletişim sanatını öğrenme veya geliştirmeye ilgi duyan bizler için olağanüstü bir rehber. Chen ve Giblin en değerli bilgileri basit ve kapsamlı bir şekilde ortaya koymuştur. Okuması kolay bir kitap olmakla birlikte bu kitap faydalı önerilerle dolu ve farklı konuları zengin bir şekilde ve adım adım ele alıyor.”
Sara Schwarzbaum, LMFT, LCPC, Kültür ve Kimlik: Psikolojik Danışmanlar ve Terapistler için Yaşam Hikâyeleri kitabının ortak yazarı
“Hem eğitimine devam eden hem de kıdemli psikolojik danışmanlar Chen ve Giblin'in kitabının bu yeni basımını oldukça değerli bulacaklardır. Yazarların uzun yıllara dayanan tecrübeleri ve uzmanlıkları, bir yandan okunması ve anlaşılması kolay bir metin oluşturmalarına imkân tanırken diğer yandan okuyucuları, danışanlarıyla yeni becerileri kullanırken desteklenmiş ve iyi hazırlanmış hissettirir. Okuyucular ayrıca birçok benzer metinde veya sınıfta yeterince yer verilmeyen psikolojik danışman danışan ilişkisinin önemli yönleri hakkında gerekli farkındalığa sahip olurlar.”
Suzanne Degges-White, PhD, LPC, NCC, Northern Ilinois Üniversitesi, Yetişkin Eğitimi ve Yüksek Öğretim, Psikolojik Danışma Bölüm Başkanı, Profesör
“Psikolojik danışman/terapist adaylarının danışanlarla terapötik bir ilişki geliştirmede neyle karşılaşabilecekleri konusunda birçok soru ve endişeleri vardır. Bireyle Psikolojik Danışma ve Terapi, psikolojik danışmanlara ve terapistlere zor danışanlara hitap etmek ve terapötik ilişkideki çeşitliliği anlamak gibi temel ve ileri düzey psikolojik danışma ve terapi becerileri konularında bir mihenk taşı oluşturur. Mesleğe yeni başlayan ve deneyimli psikolojik danışmanlara uygun çeşitlilikte içeriğe sahiptir. Bu kitabın etkisi bir psikolojik danışman/terapist olarak yaptığımız herşeyin hatırlatıcısı niteliğinde olmasındadır.”
Marty Jencius, PhD, Doçent Doktor, Psikolojik Danışman Eğitimi ve Süpervizyon Programı, Kent State Üniversitesi
Üçüncü basımı yapılan Bireyle Psikolojik Danışma ve Terapi, terapi dilini temel düzeyden ileri düzeye kadar öğretmede tipik psikolojik danışma kitaplarının ötesine geçmektedir. Akıcı bir dille yazılmış bu dikkat çekici kitap; psikolojik danışma sürecini açığa çıkaran, zengin anlatımlı, gerçek hayat örnekleri ve diyaloglarıyla teori ve pratiği bütünleştiriyor. Okuyucular, danışanlara yardım ederken danışanlar için uygun hâle getirilmiş işe yarar becerileri ve teknikleri, ön görüşmeden problem araştırma, farkındalığı arttırma, problem çözme ve sonlandırmaya kadar nasıl kullanacaklarını öğrenecekler. Bu kitapta, öğrencilerin; kitabın derinliğinden, anlayışından, içtenliğinden ve pratikliğinden kazanacakları çok şey, klinik pratik terapötik seslerini geliştirirken kafalarını karıştıracak az şey var.
Necmettin Gürsoy 6 Şubat 2023 saat 04:17'de
Adıyaman’da büyük bir felaket yaşandı.
Bu felaketin her yaş grubuna etkilerini ifade eden bir çalışma hazırlandı.
Çalışmada yer alan görseller yıkım sonrası il genelinde çekildi.
Gülay Korkut Kitap; evlilikten boşanmaya, boşanmadan diğer bir evliliğe giden süreçte eşlerin karşılaştıkları zorluklarla baş edebilmelerine yardımcı olmak için hazırlanmıştır.
Okuyucu, bu kitapta, yazarla birlikte “Yeni kurduğumuz çekirdek ailemize, kök ailelerimizden hangi sorunları taşıdık? Ailemizin işlevselliğini nasıl artırırız?” gibi sorularına yanıtlar arar ve bulur. İlk bölümde, eşler arası ilişkileri güçlendirmek hedeflenmiştir. Çünkü boşanma bir süreçtir ve bir anda boşanma kararına varılmaz. Boşanma aşaması; evlilik sonrası yaşanan düş kırıklığı aşamasıyla başlar, ilişkinin aşınması ve kopuşlarla devam eder. Evliliğin boşanmaya gitmemesi için ilişkileri güçlendirme yöntemleri, boşanma nedenleri ve bu nedenlerin yaşanmaması için yapılabilecekler, okuyucuya yaşanmış anlatılar üzerinden açıklanmıştır.
Boşanma da bir travmadır ve her bireyin bu travmadan etkilenme derecesi farklıdır. Bu kitap; boşanma sürecindeki kişilerin, öncelikle kendilerine, daha sonra çocuklarına faydalı olabilecek uygulamalar içermektedir. Amaç boşanma sonrasında kişilerin travmadan güçlü çıkabilmeleri ve baş etme becerilerini geliştirerek daha güçlü bir kişilik ile yola devam edebilmelerini sağlamaktır. O nedenle kitabın adı “Psikolojik İlk Yardım”dır. Boşanan kişilerin boşanmayı resimlerle nasıl ifade ettiği ve bu zorlu yaşantıyla nasıl baş ettiklerine yer verilerek okuyucunun baş etme kaynaklarını çoğaltmak amaçlanmıştır.
Ayrıca kitapta yeni bir evlilik kararında dikkat edilmesi gereken hususlara yer verilmiştir. Eşlerin önceki evliliklerden gelen çocukların bir arada yaşamasından kaynaklanan sorunları nasıl çözecekleri anlatılmıştır.
Bu kitap; çiftlerin, ailelerin, bu alanda çalışan evlilik ve aile danışmanlarının, çocuklarımızın hayatında önemli izler bırakan saygıdeğer öğretmenlerin ve rehber öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu bir kaynaktır.


Arthur E. Jongsma, Jr. L. Mark Peterson, Timothy J. Bruce Bütün Ruh Hastalıkları İçin Yetişkin Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı kitabının Beşinci Basımında; tedavi planları için bütün gerekli unsurlar dikkate alınmış ve tedavi planlarının hızlı ve kolay bir biçimde yapılması sağlanmıştır. Bakım veren kurumlar, ödeme yapan sosyal güvenlik kurumları ve devlet ve özel sigorta şirketlerinin talepleri karşılanmıştır. Kitaba eklenen yenilikler ve kitapla ilgili önerilere aşağıda yer verilmiştir:
Yeni basımın özellikleri görgül olarak desteklendi; kanıt temelli tedavi müdahaleleri, öfke kontrol problemleri, düşük öz saygı, fobiler ve toplumsal kaygı da dâhil edilmiştir.
43 civarında davranışsal problem sunuldu; depresyon, yakın ilişkilerdeki çatışmalar, kronik ağrı, kaygı, madde kullanma, sınırda kişilik (borderline) bozukluğu ve daha fazlası dâhil edilmiştir.
Tedavi hedefleri, amaçlar ve müdahalelerle ilgili 1000'in üzerinde ön yazı yazıldı. “–” bu sembol ile belirtilen boşluklara kendi tedavi planınız ile ilgili seçenekleri ekleyebilirsiniz.
Referans formatını kullanmak, davranış problemleri ya da DSM-5 Tanısı ile tedavi planı bileşenlerinin oluşturulmasını kolaylaştıracaktır.
Bir tedavi plan örneğine, ödeme yapan üçüncü tarafların ve akredite edilmiş bakım şirketlerinin istekleri dâhil edilmiştir.
Bütün Ruh Hastalıkları İçin Yetişkin Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı; klinisyenlere ve danışmanlara terapi sırasında bir pusula olacak ve terapi sürecinin derin sarmalında yollarını bulmalarında yardımcı olacaktır. Bu kitapta yer alan bütün ruh hastalıklarının semptomları yalın bir şekilde belirtilmektedir. Terapistler bu bilgiler ışığında gelen danışanın semptomlarını gördükten sonra; terapi için uzun süreli ve kısa süreli hedefleri kolayca oluşturabilecek ve yapılacak müdahaleler hakkında nasıl bir yol izleneceğini kolayca planlayacaktır.
Rita Budrionis, Arthur E. Jongsma Cinsel İstismar Mağdurunun ve Failinin Tedavi Planlayıcısı, gerekli psikoterapi hizmetinin sağlanması için cinsel istismar/saldırı mağduru veya faili ile çalışan uzmanlara yönelik hazırlanmıştır. Uygulama Planlayıcıları® serisinin diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da amacımız; sizin, danışanlarınızla daha fazla, kâğıt işleriyle de daha az zaman harcamanız için tedavi planlama sürecini hızlandırmak, basitleştirmek ve netleştirmektir. Bu kitap;
Saatler alan bürokratik işlerden zaman kazanmanızı sağlar ve cinsel istismar mağduru ve/veya faili için kişiselleştirilmiş tedavi planlarını geliştirme özgürlüğü sunar.
Kaygı, panik ve depresyon, yeme bozuklukları, madde kötüye kullanımı ve sosyal geri çekilme gibi cinsel istismar mağduru ve/veya faili ile ilgili 27 sorunu ele alır.
İlişkili her bir problemin davranışsal belirtilerini, uzun vadeli hedeflerini, kısa vadeli hedeflerini ve klinik olarak test edilmiş tedavi seçeneklerini tanımlayan 1.000’in üzerinde net açıklamayı içerir.
Davranışsal problemlerle tedavi planının bileşenlerini uygun bir şekilde eşleştirmenize yardım eden, kullanımı kolay bir kaynakça formatına sahiptir.
Betül Kürüm Yıldırım, Büşra Emül Yldız, Deniz Erök Özkapu, Hatice Vildan Karacabey ,Makbule Kalı Soyer, Mücahit Yılmaztürk, Sümeyye Eliz Burhan Her insanın özgün oluşu, onun iyilik hâlini yükseltmesine yönelik verilecek psikolojik yardım sürecinde özgün yol ve tekniklerin kullanılmasını gerektirmektedir. Terapötik süreçte yaratıcılığı kullanmak, danışanın duygusal güçlüklerini anlamlandırması ve yeni keşifler yapmasına katkı sunacaktır. Bu kitap; ruh sağlığı alanında çalışan psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman ve diğer meslek elemanları ve öğrencileri hayal gücü ve yeniliğin birleştiği bir alana adım atmaya ve pratiklerini zenginleştirmeye davet etmektedir. Kitap, altı farklı terapi ekolünün içindeki yaratıcı potansiyeli vurgulayarak on bir yaratıcı tekniğin bu kuramlarda kullanımına yönelik bir kılavuz niteliğindedir.
Olca SÜRGEVİL DALKILIÇ Her dönemde “çağımızın hastalığı” şeklinde dillerde olan “tükenmişlik sendromu”; günlük yaşamın içinde ve özellikle çalışma hayatında hemen herkesin kendisini içinde bulabileceği bir sorundur. Çoğu zaman iş hayatına büyük hayallerle ve ideallerle başlayan ve başarılı bireylerin; bir süre sonra farklı sebeplerle kendilerini duygusal açıdan yıpranmış hissetmeleri, daha önce duyarlı oldukları iş çevrelerine karşı ilgilerini kaybederek duyarsızlaşmaları ve kişisel başarı duygularında azalma hissetmeleri şeklinde belirtilerle tükenmişliği rapor ettikleri görülmektedir. Bu durum, onların performanslarının düşmesine, yaptıkları işe ve beraber çalıştıkları insanlara karşı saygılarını yitirmelerine, işlerine ve çalıştıkları yerlere karşı bağlılıklarını kaybetmelerine sebep olmaktadır.
Bireylerin psikolojileri, sosyal çevreleri ve hatta fiziksel sağlıkları üzerinde yıkıcı etkileri olan tükenmişlik; aynı zamanda işletme yöneticileri ve çalışanları açısından önemli bir işgücü kaybı yaratmaktadır. Bu nedenle üzerinde önemle durulması gereken, alınabilecek önlemlerin ve çözüm yollarının sadece bireylere bırakılamayacağı bir konu olarak düşünülmelidir.
Ahmet Alphan Sabancı, Ali Evren Tufan, Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Arzu Erkan, Aslı Soyer, Can Ertuna, Ceren İlikan Rasimoğlu, Elif Kuzeci, Ersin Uygun, Ezgi Kılıc, F. Gizem İskender, Fatih Artvinli, Feyza Itır Karaca, Halil İbrahim Duran, İbrahim Fuat Akgul, Meryem Ozlem Kutuk, Murat Yalcın, Oğuzhan Yeşiltuna, Yudum Soylemez Bu kitapta; psikanalitik psikoterapiler, BDT, destekleyici psikoterapi, EMDR, çocuk ve ergen psikoterapileri, çift ve aile terapileri, grup terapileri ve kriz ve afetlerde psikoterapi uygulamalarının çevrim içi (online) olarak uygulanmalarına ilişkin hem literatür bilgisine hem de uzman görüşlerinden damıtılan rehberliğe erişebileceksiniz.
Ayrıca bütün psikoterapi uygulamalarında konu olan sesin, ışığın ve kadrajın nasıl ayarlanacağı, bağlantı kalitesinin nasıl tesis edileceği veya teknolojik ekipmanların seçimi gibi teknik konularla ilgili de destek alabileceksiniz. Çevrim içi psikoterapi uygulamalarının en netameli konularından olan etik ve yasal düzenlemeler ile ilgili de konunun uzmanlarının hazırladığı bölümlerden yararlanabilirsiniz.
Jay L. LEBOW Bu kitapta, çift ve aile terapisi ile ilgili farklı bakış açıları sunulmaktadır. Bu kitap, tek model çift ve aile terapisi şeklinde daha tipik bir çerçeve içinde çalışmaktansa, bu alanın bir görünüşünü ortaya çıkarmaya çalışmakta; kısmen alanın durumunu özetlemektedir. En çok uygulanan modeller, bu uygulamaların bilimsel temelleri ve alanda birincil olarak öne çıkan konular incelenmektedir.
Çift ve Aile Terapisi; üç farklı, yalın ve güçlü fikirle ortaya çıkmıştır. İlki; ilişkisel sistemlerin, insanlar üzerinde, değişim için kullanılabilen oldukça önemli etkileri bulunmaktadır. İkincisi; hem bireyin hem de sistemin sürekli ve tekrarlayıcı bir şekilde birbirlerini etkilemeleridir. Üçüncüsü ise çift ve aile ilişkilerinin uygun bir biçimde çalışılabilmesi için yardım gerektiğidir. Bu yalın düşünceler, çiftler ve ailelere yardımcı olmak ve aile ilişkilerini kişisel değişimi mümkün hâle getirmek için önemli bir kaynak olarak kullanmak amacıyla etkili pek çok yolun geliştirilmesini sağlamıştır.
Çift ve aile terapistleri, danışanları için bir tedavi yöntemi seçerken birbirleriyle rekabet içinde olan modellerin hayret verici yelpazesiyle yüzleşirler. Daha yakından bakılacak olursa, bu yaklaşımların en etkilileri ortak elementler paylaşan yaklaşımlardır.
Bu kitap, tek modelli tedavilerin ötesine geçerek bütüncül bir çift ve aile terapisi sunmaktadır. Jay L. Lebow, bu alanın yıllar içerisinde nasıl geliştiğinden bahsederken, terapistlerin kendileri için en uygun olan uygulama metotları geliştirebilecekleri temel bazı prensipleri ifade etmiştir. Lebow'un pragmatik (eğitici) görüşü aile içi işlevselligin ve problemlerin birden çok katmanı (parçası) olduğunu savunmakta ve sistemde neler olup bittiğine göre de her aileye kişisel bir yaklaşım önermektedir. Bu kitapta, çift ve aile terapistleri arasındaki, bazıları terapi alanında ortaya çıkan etik sorular ve değer çatışmaları ile ilgili olan tartışma konularından bahsedilmektedir. Okuyucular bu kitabı bitirdiklerinde, çift ve aile terapisinin hangi durumlarda bir tedavi seçeneği olacağı, terapide çalışmak için bilinmesi gerekenler ve hâlihazırda devam eden tartışmalar ile ilgili net bir anlayışa sahip olacaklardır.
Börte Özdemir, Duygu Olgaç, Esra Altınbilek, Ezgi Şen, İpek Ülkümen, Stephanie Tasilaridis, Z. Deniz Aktan Çocuk ve ergenlerle yürütülen psikoterapi süreci, nasıl ki yetişkinlere göre daha farklı dinamiklere sahipse psikolojik değerlendirme süreci de psikoterapinin bir parçası olarak benzer şekilde farklılıklara sahiptir. Buradaki en temel farklılık, çocukların psikoterapi odalarına çoğu zaman kendi istekleriyle değil de ailelerinin isteğiyle adım atmasına yöneliktir. Dolayısıyla yetişkinlerin zihnindeki “Ben buraya daha iyi hissetmeye geldim.” beklentisi ve düşüncesi, çocuklarda çoğu zaman yerini “Ben buraya neden geldim?” sorusuna bırakır. Böyle bir bilinmezlik içindeki çocuktan, daha önce hiç görmediği birine bir an önce kendini açmasını beklemek, hatta bu beklentiyi baskın bir şekilde dile getirerek çocuğun ihtiyaçlarını görmezden gelmek, belki de henüz başlamamış olan psikoterapi süreci üzerindeki yatırıma dair en yıkıcı müdahaleler arasında yer alabilir.
Psikolojik değerlendirmenin kuramsal bir çerçeveden ziyade danışan odaklı yapılandırılmasına odaklanan bu kitabın ilk amacı, çocuk ve ergenlerin psikolojik değerlendirme sürecinde daha ilk karşılaşmadan itibaren terapötik ittifak kurulumuna yatırım yapılabilecek değerlendirme adımlarını tanıtmaktır. Diğer yandan psikoterapötik bir müdahale programının içeriğini hazırlamadan önce olası semptomların oluşturduğu labirent içinde ilerlerken doğru yolu bulmak ve doğru tanıya ulaşılmasına katkı sunmak da çoğu terapist için meşakkatli bir yolculuktur. Dolayısıyla bu kitabın bir diğer amacı da bir yandan değerlendirme sürecinin yapılanmasına katkı sunarken bir yandan da tanıya ve danışan ihtiyacına göre olası terapi modüllerinin zenginleştirilmesini destekleyerek psikopatoloji odaklı değerlendirme sistem ve tekniklerini okuyucuya tanıtmaktır.
Tarık Solmuş Hepimizin yaşamının özünde; sevme ve sevilme ihtiyacı vardır.
Tabii bu ihtiyaçlar bazen sonsuz bir aşkla tatmin edilirken bazen de sarsıcı, hayal kırıklığı yaratan acılara, travmalara dönüşür.
Öyle olur ki “Ölüm bizi ayırana kadar!” inancıyla başlayan yolculuk, yerini sonu gelmez çatışmalara, depresyona, alkol bağımlılığına, şiddete ya da cinsel sorunlara bırakır.
Bu kitapta; sağlıklı, mutlu, güvenli hatta mükemmel bir romantik ilişkinin, evliliğin ve anne-baba-çocuk ilişkisinin nasıl kurulabileceğine yer verilmiştir.
Her bölümde, öncelikle o sorunun nereden kaynaklandığına değinilmiş ve sonrasında da uygulamaya dönük, pratik çözüm önerileri sunulmuştur.
Bir kendi kendine yardım, terapi kitabı olarak görülebilecek bu eserin; aşka inanan, bir ilişkisi olan, evli ya da anne-baba olmuş herkese yararlı olacağı söylenebilir.
Binnur Yeşilyaprak, Şule Çağlar Bu kitap; psikoterapi alanındaki uygulayıcıların ilgi ve dikkatle yöneldiği, “dışavurumcu yaklaşımlar” olarak nitelenen sanat terapileri ile alanın yaratıcı bir şekilde genişletilmesine katkı sağlama amacıyla hazırlanmıştır.
Eser, psikoterapi alanında Dans ve Hareket Terapisi’nin tanıtılması ve grup uygulamalarında kullanılmak üzere yararlanılması işlevine dönük olarak; kişisel gelişim, eğitim, sosyal hizmet, sağlık ve rehabilitasyon alanlarında çalışan profesyoneller için yapılabilecek etkinliklerin sistematik bir format biçiminde sunulduğu, “uygulama el kitabı” olarak tasarlanmıştır. Bu özelliği ile kitabın gerek koruyucu ve önleyici gerekse iyileştirici ve geliştirici psikolojik yardım veren uygulayıcılar için bir başvuru kaynağı olması beklenmektedir.
Belma Bekçi, Derya Deniz, Derya Gürcan Yıldırım, Eda Karacan, Ela Öncel Arı, Funda Kutlu, Gizem Cesur Soysal, Hande Kaynak, Meltem Anafarta Şendağ, Nesrin Hisli Şahin, Pınar Kaya Kurtman, Sezin Andiç, Uzay Dural Duygu düzenleme, psikolojinin son yıllarda oldukça ilgi çeken ve hızlı büyüyen bir alanıdır. Kuramlarüstü bir yerde konumlandırılabilecek olan duygu düzenleme, psikoloji biliminin her alanında ortak birleştirici bir güç olarak kabul edilebilir. Bu kitapta öncelikle duygu düzenlemenin temelleri incelenmiştir. Ardından duygu düzenleme; gelişimsel, klinik ve sosyal/uygulamalı psikoloji bakış açılarıyla ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Kitap, bu alanda yazılmış ilk Türkçe kitap olması ve duygu düzenlemeyi oldukça kapsamlı bir şekilde incelemesi bakımından oldukça değerlidir. Kuramsal arka plan ve güncel ampirik verilerin yanı sıra vaka örnekleri ve alan pratiklerini de içeren bölümler oldukça zengin bir içerikte okuyucuya sunulmuştur. Kitap, akademisyenler, alandaki uzmanlar, öğrenciler ve psikoloji alanına ilgi duyan herkes için psikoloji biliminin alt alanları kapsamında duygu düzenleme kavramı için bir temel ve başvuru kitabı niteliğindedir.
Leslie S. GREENBERG, Apa İnsanlar, uzun zamandır duygusallıklarıyla nasıl başa çıkacakları konusunda karmaşa yaşamışlardır. Bu karmaşadan kurtulmak için özel eğitimler almışlardır. Aslında, hayatta duygu hakkında edindiğimiz derslerin bazıları çelişkili görünür. İnsanlara hislerine güvenmeleri ve kalplerinin sesini takip etmeleri öğretilir ancak aynı zamanda kendilerini kontrol etmeleri ve o kadar da duygusal olmamaları da öğretilir. Duygusal fırtınalarla baş etme becerileri olmayan ve diğer insanların yeterli desteğini göremeyenler ise duygularını kontrol etmenin en iyi çözüm olduğu inancını geliştirirler. Bazıları ise yine de kendiliğindenliği kabullenir ve üzerinde kafa yormaksızın hislerini takip ederler. Hararetli hayatın, sezginin, maneviyatın ve belki de mistisizmin meziyetlerini yüceltirler. Bazıları müşterek duygularıyla diğerlerine güvenemeyeceklerini öğrenirler ve nihayetinde tamamen duygusuz olmaya çalışarak kendi duygusal sinyallerine de güvenmeme durumu geliştirirler.
Duygu odaklı terapi ve duygu koçluğu kavramı, (a) danışanların hisleriyle uyum sağlama ve onların tecrübelerini daha derinlemesine bir işleme tabi tutmayı ve (b) duyguyu anlamlandırmak için bilinci kullanarak bilinç ve duyguyu bütünleştirerek sentezlemeyi içerir.
Duygu koçluğu, hangi duygulara güvenip takip edilmesi, daha derindeki duygulara ulaşmak için hangisinin yok sayılması ve hangisinin düzenlenmesi ya da değiştirilmesi, hatta bunların hangisinin ne zaman yapılacağı konusunda insanların eğitilmesi üzerine bir düşünüş şeklidir. Duygu koçu, duyguyu tanımada, kendi hissettiklerini diğerlerinin hissettiklerinden ayrıştırmada, duyguyu yok saymada, tutarsız duyguları sentezlemede, duyguları bilgi olarak kullanmada, hisleri kelimeler ve sembollerle ifade etmede ve duyguların üzerine derinlemesine düşünmede insanlara yardım eder. Bütün bunlar duygusal gelişimin görevleridir. Duygu koçluğu hem duyguyla hem de bilinçle ve hem kendiyle hem de sistemle çalışmayı teşvik eder.
Bu kitap, üç okuyucu kitlesine hizmet etmeyi amaçlamaktadır:
• İlk olarak, psikolojik danışmanlıkta ve psikoterapide yeni olan ve duygularla çalışma üzerine çok tecrübesi olmayanlar için duygu koçluğundaki temel tutumları ve metotları tanıtmaktadır. Lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin psikolojik danışmada ve psikoterapide duyguların doğasını tanımalarına ve danışanlarına bu konuda nasıl yardımcı olacaklarını öğrenmelerine yardım edecektir.
• İkinci olarak, bu kitap daha deneyimli psikolojik danışmanlar ve psikoterapistler için danışanının anlayışını sistematize etmede ve duygularla çalışmada yardımcı olmak adına bir dizi öneri sunmaktadır. Duygu koçu danışanlarına duygularını bir rehber olarak kullanmalarında yardımcı olacak metotları sunmaktadır.
• Üçüncüsü, bu kitap duygu öz farkındalığı arayanlar için bilgi ve egzersizler sunmaktadır. Danışanlar için seanslarda kullanacakları ya da evde kişisel gelişimleri için beceri geliştirme egzersizlerine yer verilmiştir. Hem profesyonellerin hem de öğrencilerin kendi duygu farkındalıklarını ve sürekli değişen duygularının rolünü anlamalarına yardımcı olacak pek çok alıştırmayı da içermektedir.
Cem Gençoğlu, Müge Yılmaz Düşünce/akıl/mantık ve duygular arasındaki ilişki, düşünce tarihi boyunca hep bir tartışma alanı olarak görülmüştür. Bu tartışmalar bu kavramlardan birinin ön plana alınması gerekliliğinden kaynaklanan bir önermeler bütünü olarak algılanmış ve ele alınmıştır. Günümüz anlayışı ise bu karşıtlık tartışmalarını bütünlükçü bir yaklaşımla çözme, birinin diğerinin tamamlayıcısı olduğununun kabulü yönündedir. Bu anlamda düşünce, duygu ve davranışlar birbirinin tamamlayıcısı ve motifi olarak tanımlandığı anlayışı ile önceleri bir insani zafiyet olarak tanımlanan duygular artık yaşamın devamı ve yaşam kalitesinin niteliği için vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmada sunulan eğitim programında duygular olumlu ve olumsuz olarak tanımlanmak yerine yaşamın devamı ve niteliği açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmekte, bireylere duygulara geniş bir çerçeveden bakılması önerilmektedir. Bireylerin yaşadıkları duyguları sağlıklı biçimde sözel olarak tarif edebilmeleri ve bu duyguları çevrelerine yansıtıp değerlendirebilmeleri önemli bir farkındalık gerektirmektedir. Duygusal Farkındalık Eğitim Programı, alan uygulayıcılarına sınırları belirlenmiş, bireylere duyguların yaşanması, ifade edilmesi, yönetimi ve farkedilmesi konusunda etkililiği kanıtlanmış bir yol haritası sunmaktadır.
Sarah Edison Knapp, Arthur E. Jongsma, Jr. Zaman kazandıran kaynak özellikleri:
• 31 davranış temelli sunum problemi için tedavi planı bileşenleri
• 1.000'den fazla önceden yazılmış tedavi hedefi, amacı ve müdahalesi
• Çoğu sigorta şirketinin ve üçüncü taraf ödeme yapanların gereksinimlerini karşılayan tedavi planlarını yazmak için adım adım kılavuz.
Richard G. Erskine, Janet P. Moursund, Rebecca L. Trautmann, Routledge Bu kitapta, İntegratif Terapinin nasıl yapıldığı uygulamalı vakalarla gösterilmekte ve örnek çalışmalardan sonra terapi süreci ve terapistin müdehaleleri ile ilgili analizler yapılmaktadır. Bir terapist olarak hangi ekolü uygularsanız uygulayın, Empatinin Ötesi’nden çok yararlanacağınızı umuyoruz.
Terapinin işlevi; durağan örüntü şablonunu, öz savunmaya yönelik temas bozulmasını ve sınırlandırılmış farkındalığı tersine çevirmektir. Terapistin var olma nedeni, danışanı gittikçe içsel ve dışsal olarak daha temaslı olmaya, durağanlaşmış şablon ve şemaları çözmeye ve farkındalık dışına itilmiş benlik parçalarını geri kazanmaya çağıracak bir ilişki sağlamakır. Elinizdeki kitabın, bu yolda terapistlere rehber olacağına inanıyoruz.
Eylem Özten Özsoy, Bedia Kalemzer Karaca “DEHB çocukluktan başlayarak var olsa da klinik bir durum olarak karşımıza çıkıp çıkmayacağı; kişinin bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim özelliklerine, içinde büyüdüğü ev ve okul ortamlarına ve değişik noktalarda yaptığı hayat seçimlerine bağlıdır. Özellikle gençlik ve sonrasında ilk kez farkına varıldığı durumlarda, yıllar içinde kişinin gelişiminin hangi alanlarını ne kadar ve nasıl etkilemiş olduğu DEHB’nin gidiş yönünün belirleyicisidir. Elinizdeki kitabın konuya ilişkin temel birçok bilgiyi anlaşılır biçimde aktarması yanı sıra DEHB’nin doğrudan yetişkin yaşama yansımalarını ve düşünüş tarzından romantik ilişkilere kadar olan alanlardaki etkilerini de ele almış olması en ayırıcı özelliği. Kitabı okuyanlar, DEHB’den ibaret olmayan yaşamlarını değerlendirebilecekleri birçok ipucu bulacaklar”.
Dr. Yankı Yazgan
Hiperaktif Çocuk Okulda kitabının yazarı
Darlene Lancer Eş bağımlılık örüntülerini kırmaya yönelik güvenilir bir rehber
Eş bağımlılık döngüsü içinde takılıp kaldınız mı? Yalnız değilsiniz. Bu güvenilir ve hassas rehber içerisinde eş bağımlılığın belirtilerinin, nedenlerinin ve ilişki dinamiklerinin yanı sıra kesin bir şekilde iyileşmeyi sağlama yollarını keşfedeceksiniz. Eş bağımlılık örüntülerini kırmak ve hayatınızı geri kazanmak için şu andan daha uygun bir zaman olamaz.
• Eş bağımlılık ve iyileşme sürecinin temellerini keşfedin. Eş bağımlılığın ne olduğunu, eş bağımlılığın ve iyileşmenin aşamalarını, döngüyü kırmaya ve iyileşmeye başlamaya yönelik dört temel adımı öğrenin.
• Büyük bir atılım gerçekleştirin. Sizi nelerin eş bağımlı hâle getirdiğini keşfedin, yaralarınızı iyileştirin, kendinize özgü bir öz saygı ve sevgi geliştirmek için uğraşın.
• Diğer insanlarla olan ilişkilerinizi iyileştirin. Akışına bırakmayı, sınır çekmeyi, gerçekliği kabul etmeyi, etkili bir şekilde iletişim kurmayı, çatışmalarla başa çıkmayı ve geriye dönüş durumları ile mücadele etmeyi öğrenin.
• İyileşmenizi destekleyecek stratejileri keşfedin. Her şeye rağmen yolunuza devam etmeyi ve iyileşmeyi sürdürmeyi, mutluluğunuzun peşinden gitmeyi, ihtiyacınız olduğunda yardım almayı ve 12 Adım programı çerçevesinde başarılı bir şekilde ilerlemeyi öğrenin.
• Kendinizi sevmeyi öğrenin. Kendinizi sevmenin yollarını keşfedin, hedefinizden şaşmamak için pratik günlük hatırlatıcılardan faydalanın ve önceliği kendinize verin.
Kitabı açın ve
• Eş bağımlılık yelpazesinde nerede olduğunuzu
• Eş bağımlılığın ve iyileşme sürecinin aşamalarını
• Eş bağımlılığın ilişkilerinizi nasıl etkilediğini
• Kendinizin ya da başkalarının davranış veya bağımlılıklarını inkâr etme türlerini
• Yardım ve destek bulabileceğiniz yerleri
• Kendinize dair nasıl farkındalık geliştireceğinizi ve gerçek benliğinizi nasıl keşfedeceğinizi
• Kendinizi ifade etmeye ve sınır koymaya ilişkin önerileri öğrenin.
İ. Volkan Gülüm, Gonca Soygüt Pekak Günümüzde sayısı giderek artan ve belli bir kuramsal alt yapıya dayanan veya birbirinden türetilen bir çok psikoterapi yaklaşımı doğmaktadır. Ancak hangi psikoterapi yaklaşımının diğerinden üstün olduğu henüz çözülememiştir. Yine de bazı terapistlerin diğer uygulamacılara göre daha etkili olduğu araştırmalarla gözler önüne serilmektedir. Psikoterapi yaklaşımlarını ana iki başlığa ayırdığımızda teknik yönelim ve ilişkisel yönelim olarak konumlandırabiliriz. Kitabın içerik yapısında ilişkisel bir psikoterapi yaklaşımı sunulmakta ve bu yönelimin arka planı tarihsel araştırmalarla desteklenmektedir. İki ana yapıya sahip olan bu kitabın ilk bölümünde terapötik ittifak ile ilgili nitel araştırmaların bilgileri sunulmaktadır. İkinci bölümde ise ilk bölümde bahsi geçen zengin çalışmaların bilgileri doğrultusunda uygulama örnekleri incelenmektedir. Ülkemizdeki psikoterapistlerin ilişkisel yönelim ve yaklaşımlarının incelendiği, terapi seansları arasındaki süreçlerin gözden geçirildiği, görüşmeler içerisindeki tıkanma anlarında kullandıkları tekniklerin incelendiği bir dizi psikoterapi araştırması yürütülerek hazırlanan bu kitap içeriği Türkiye’nin ilklerinden olma özelliğini taşımaktadır.
Penny Henderson, Jim Hollovvay, Anthea Miller Bir süpervizör olarak gelişim, öğrenme ve uygulama sürecini en iyi şekilde nasıl desteklersiniz?
Bu kitap, etkili uygulamalar için gerekli olan kuramsal, uygulamalı ve psikolojik temelle süpervizyon sürecine başlayan yardım mesleklerinde çalışanların tümünü donanımlı hâle getirmek üzere tasarlanmıştır. Kitap, süpervizyon alan bireyler ile güvene ve saygıya dayalı ilişkiyi nasıl kuracağınızdan, etkili geri bildirim vermeye ve süpervizyon oturumunu şekillendirmeye kadar bilmeniz gereken her şeyi kapsadığı için, duygusal anlamda zorlayıcı işlere girişenleri desteklemeniz ve cesaretlendirmeniz konusunda size yardım edecektir. Süpervizyon vermenin güçlükleri ve eğitim alanların değerlendirilmesinin yanı sıra yansıtıcı uygulama ve süpervizyonda etiğe de özellikle dikkat çekilmiştir. Yaratıcı yöntemler kullanmaya ve bilinç dışı süreçlerle çalışmaya yönelik yararlı öneriler ile öğrenme ve gelişimi desteklemek için kısa alıştırmalara kitap boyunca yer verilmiştir.
Özlü ve jargon kullanılmayan süpervizyonla ilgili giriş düzeyindeki bu kitap, süpervizyon eğitimi derslerindeki öğrencilerin yanı sıra sosyal ve sağlık bakımında, erken çocukluk dönemine yönelik hizmetlerde, psikolojide, koçluk ve her türlü terapideki yeni süpervizörler için idealdir.
“Bu kitap deneyimsiz danışmanlardan, daha deneyimli danışmanlara kadar her bir süpervizör için paha biçilemez ve temel bir araç olup süpervizyonun özünü oluşturan farklı bağlamlar ve roller ile cesaretlendirici yansıtmalara değinmiştir. İlginç bir şekilde yazılan bu kitap okuyucuyla konuşuyor ve vaka örnekleri ile bu kitabı canlı tutuyor. Bu kitap, kesinlikle sahip olunması gereken bir süpervizyon kitabı olarak yerini alacaktır.”
-Flávia Ribeiro, Birleşik Krallık Pen Green Merkezi, Corby, Northamptonshire'nde Öğretmen/Aile Çalışmacısı
“Bu kitabı çok sevdim. Hem yeni hem de deneyimli süpervizörler için çok iyi yapılandırılmış, kolaylıkla ulaşılabilir ve başlığından da anlaşıldığı gibi kullanışlı bir kitap. Özellikle, okuyucunun okuduklarını kendi deneyimlerine uygulamalarını teşvik eden ve onları mücadeleye davet eden düşünme noktalarını çok değerli buldum.”
-Robin Shohet, Supervison in the Helping Professons'nın ortak yazarı ve Passionate Supervision ile Supervision as Transformation'nın editörü
Edward. S. Kubany, Mari A. Mccaig, Janet R. Laconsay Şiddet içeren bir ilişkiyi sonlandırmanıza rağmen hâlâ bunun etkileri ile başa çıkmaya çalışıyorsanız bu kitapta sunduğumuz Travmadan İyileşme Teknikleri Programı iç huzurunuzu yeniden elde etmenizi sağlayabilir. Bilişsel Travma Terapisi olarak isimlendirilen ve klinik olarak etkisi kanıtlanmış olan alıştırmalar size suçluluk, öfke, depresyon, endişe ve stres konularında yardımcı olacaktır. Zihninizde dolaşmakta olan olumsuz düşünceleri ortadan kaldırarak onların yerine olumlu ve yapıcı ifadeler koymayı öğreneceksiniz. Programın devamında yaşamınız boyunca kaçmak zorunda olduğunuzu düşündüğünüz korkularla yüzleşmeniz için şiddet anımsatıcılarına kontrollü bir şekilde maruz bırakılma konusunda rehberlik alacaksınız. Program, kendinizin en güçlü savunucusu olmanıza yönelik tekniklerle başlamakta ve aynı tekniklerle sonlanmaktadır. Programın sonunda, hak ettiğiniz güvenli ve tatmin edici hayatı inşa etmeniz için tüm güce sahip olan bilgili, kendine güvenen bir kişi olacaksınız.
• Kitaptaki çalışmaları tamamlayarak:
• Travmanın hayatınızdaki etkisini fark edebilirsiniz.
• Öfke, stres, utanç ve suçluluktan kurtulabilirsiniz.
• Şiddet içeren ilişkileri kurmanıza neden olan çekirdek inançlarınızı değiştirebilirsiniz.
• Korkularınızla yüzleşip üstesinden gelebilirsiniz.
• Çaresizlik duygusunu ortadan kaldırabilirsiniz.
• Potansiyel şiddet uygulayıcıları tanıyabilir ve bu kişilerle gelecekte bir ilişki kurmayı engelleyebilirsiniz.
Ev içi şiddetten kurtulmuş birçok kadın, fiziksel ve duygusal güvenliklerini elde ettikten çok sonra dahi Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) belirtilerini tecrübe etmektedir. Çalan bir telefon ya da kalabalık bir sokak, şiddet uygulayanla karşılaşma riskini taşımaktadır. Önem verdikleri kişiler, onlara çok uzak görünür ve önceden keyif aldıkları şeyler artık ne zevk ne de rahatlama sağlar. Uzun ve uykusuz geceler geçirirler.
Besra Taş, Durmuş Ümmet, Ece E. Müezzin, Efendi Yavaşoğu, Ekrem Sedat Şahin, Fatih Aydoğan, Meşküre Hülya Karagüven, Müge Yüksel, Sümeyye Derin, Ülkü Tosun Yıldız Bilge On bir bölüm ve on bir kavramdan müteşekkil bu kitabın bölümlerinde, genç yetişkinlerde ve yetişkin bireylerde “affetme” süreci, “özgecilik’’, “yaşamın amacı”, “farkındalık” “öznel iyi oluş”, “iyimserlik”, “umut”, “öz yeterlilik” “empati”, “uyum” ve “otantik mutluluk” konuları ele alınmıştır.
Ergenlik döneminden sonraki evre olan genç yetişkinlik dönemi, önceki sürecin yoğun, zorlayıcı ve keşmekeş doğasından dolayı "baharın gelişi" şeklinde tabir edilebilir: Karmaşık duygular, kimlik arayışı, yaşanılan bunalımlar, tecrübe edilen sıkıntılara müteakip bireyin kendini bulması, benliğinin farkında olarak dünyayı algılama sürecinin başlangıcı… Tıpkı soğuk ve karlı bir kış sonrası ilk cemrenin düşmesi ile baharın dünyayı kucaklaması gibi genç yetişkinlik döneminde ergenlik aşamasını kat etmiş bireylerin üçüncü doğumu gerçekleşir. Başka bir ifadeyle, ergenlik dönemini geride bırakan birey; benlik bilinci, bağımsızlığı ve özgürlüğü ile dünyayı yeni baştan tecrübe eder. Baharda tüm bitkilerin, çiçeklerin heyecanla gün yüzüne çıkması misali genç yetişkinler de kendilik bilinci ve farkındalığı ile dünyayı selamlarlar.
Genç yetişkinlik döneminden sonraki evre olan "yetişkinlik dönemi" ise kendini tanıma etkinliğinin olgunlaştığı bir dönemdir. Benmerkezciliğin sona erdiği; kariyer, iş, aşk ve eş hayatı tercihlerinin şekillendiği dönemin sonudur yetişkinlik dönemi. Bu dönemde de yeni ve öncekine nazaran oldukça farklı bir evrenin heyecanı yaşanılmaktadır. Farklı hedeflerin ve amaçların oluşturulduğu bu yaşam evresi -mevsim alegorisi ile devam edecek olursak- bahar dönemi sonrasında yazın gelmesi gibidir. Nasıl ki ilkbahar sonrasında gelen yazla beraber ağaçlar meyve veriyor, bireyin de meyve verme süreci başlamıştır artık. Bahar döneminde biriktirilen tecrübi bilgiler yetişkinlik döneminde aktarılmaya başlanır ve bu tür aktarımlar sosyal etkileşimlerin içeriğini zenginleştirir. Birey, birikimini paylaşarak başka türden bir sorumluluk üstlenir: Kendisinden sonraki nesli yetiştirmek.
Asuman Küçüköner, Ayla Hendekci, Ayşe Asiltürk, Ayşe Çal, Ayşegül Sarıoğlu Kemer, Birsen Altay, Demet Ünsal Çelebi, Dilek Çelik Eren, Eda Albayrak, Eda Ay, Emel Güven, Ercan Tunç, Faruk Tan, Figen Çavuşoğlu, Güven Soner, Hacer Gök Uğur, Hatice Durmaz, Hemşire Derya Korkmaz, Hemşire Mürselcan Kabakcı, İlknur Aydın Avcı, Jonathan Trauth, Karleah Harris, Kübra Gökalp, Kübra Gülırmak, Mehmet Korkmaz, Mehmet Mustafa Tilekli, Mesiya Aydın, Murat Terzi, Mükerrem Kabataş Yıldız, Neriman Aras, Nevra Karaca Bıçakçı, Nuray Şimşek, Oya Sevcan Orak, Özge Öz Yıldırım, Sema Sal, Serap Güleç Keskin, Sibel Asi Karakaş, Sibel Yücetürk, Şeyma Şengür, Uğur Kaçmaz, Ümit Ayaz “Geriatrik Psikiyatri” kitabı, teorik ve kliniğe özgü pratik bilgiler açısından oldukça zengin 30 ana başlıktan oluşmaktadır. Yaşlı ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesinde rehber olması amacıyla, alanında uzman yazarlar tarafından büyük bir emek ve özveriyle hazırlanan kitapta; yaşlı ruh sağlığıyla ilgili temel ve güncel konuların olduğu bölümler yer almaktadır. Yaşlı bireylerde görülen ruhsal bozuklukların değerlendirilme, tanı ve tedavi süreçleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Geriatrik popülasyona hizmet sunan sağlık profesyonellerine ve adaylarına yönelik hazırlanmış bu kitabın içinde yer alan bölümler aşağıda sıralanmıştır.
*Yaşlı Kimdir? Temel Kavramlar *Kapsamlı Geriatrik Değerlendirme *Yaşlılık Sürecindeki Psikolojik Değişiklikler *Yaşlılık ve Ruh Sağlığı *Demans *Geriatrik Depresyon *Yaşlılık ve Deliryum *Yaşlılıkta Bağımlılık *Yaşlı Bireylerde Uyku Bozuklukları *Yaşlılıkta Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık *Yaşlılıkta Travma ve Strese Bağlı Bozukluklar *Yaşlılıkta Kronik Hastalıklar ve Ruh Sağlığı Yönetimi *İleri Yaşamda Cinsellik *Yaşlılıkta Psikiyatrik Acil Durumlar *Geriatrik Adli Psikiyatri *Yaşlı İhmal ve İstismarı *Yaşlılık Döneminde Etik ve Ruh Sağlığı Hukuku *Yaşlılarda Beslenme ve Yeme Bozuklukları *Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci *Yaşlılık ve Psikofarmakoloji *Dijital Dönemde Yaşlılıkta İnovasyon ve Ruh Sağlığı *Yaşlılık ve Terapötik İletişim *Yaşlılık ve Nöroplastisite *Geriatrik Psikoterapi *Yaşlı Bireylerin Ruh Sağlığının Geliştirilmesi *Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma *Yaşlılarda Bahçecilik Terapisi *“Yaş Alırken Anda Kalabilmek”: Yaşlı Ruh Sağlığı ve Mindfulness *Yaşlılık Döneminde Psikolojik Sağlamlık *Yaşlılarda Nesillerarası Etkileşim
Ahmet Turan Işık, Alan Walker, Andrea Helmer-Denzel, Ayşe Canatan, Carlos Chiatti, Dena Shenk, Elif Yeliz Tozluoğlu, Emine Aksoydan, Emre Şenol Durak, Fatma Sıla Ayan, Francesco Barbabella, Gerhard Naegele, Giovanni Lamura, Güzel Dişcigil, Hatice Reyhan Özgöbek, Işıl Kalaycı, Kamile Kukulu, Karen A. Roberto, Meral Bilgilisoy Filiz, Mirko Di Rosa, Monika Reichert, N. Füsun Toraman, Nil Tekin, Ikuko Murakami, Öznur Körükcü, Sara Carmel, Selahattin Fehmi Akçiçek, Sema Oğlak, Suzan Yazıcı, Terence Seedsman, Thomas Klie, Zuhal Güler Tarihsel açıdan bakıldığında, yaşlılık iki açıdan değerlendirmek zorunda olduğumuz bir kavramdır. Bir taraftan değişen sınırlarını, diğer taraftan geçmişteki enderliğini göz önüne almadan yaşlılığın bugünkü anlamlarını kavramakta zorluk çekebiliriz. Hatta buna bir “gerontokratik” olarak tanımlanan toplumları da eklemeliyiz. Yaşlılara saygının vurgulandığı toplumlarda da tüm yaşlılar aynı saygıyı görmemiş, aynı iktidar gücüne layık görülmemişlerdir. Aksine yaşlıya saygı kavramının göreli olduğu anlaşılmaktadır. Değer atıfları, bakış tarzları, kişisel tecrübeler, anlamlandırmalar ve ideolojiler yaşlının konumu ve kaderini tayin etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Kafalarda canlanan yaşlı görüntülerinin oluşumunda sosyokültürel koşullar rol oynamaktadır.
Henüz bir alfabesi olamayan arkaik toplumlardaki yaşlı algılarını bugünkü toplumun yaşlı algıları ile karşılaştırırken dikkatli olunmalıdır. O toplumlarda yaşlılar tecrübe ve geleneksel bilgilerin taşıyıcıları olarak algılandıkları için yüksek saygınlık sahibiydiler. Ama belirtildiği gibi hepsi değil, sadece din adamları ve kâhinler buna layık görülmüşlerdir. Fakat çok çabuk da bu saygınlığı yitirdikleri bilinmektedir. Çünkü bulundukları yüksek pozisyonu, yaşları ilerlediği için elde etmemişlerdir. Arkaik toplumlarda tek başına bırakılıp ölüme terk edilen, boğularak veya döve döve öldürme olayları normal gelenekler arasında yer alıyordu. Soğuk ve verimsiz topraklarda göçebe hayatı yaşayan toplumlarda yaşlıların katli; besin kıtlığı, ekonomik kıtlık ve yaşlıların “sihirli gücünden” korkan gençlerin uyguladıkları bir yöntemdi. Bu yüzden eskiden beri kadın erkek ayrımı yapılmadan yaşlılara saygı duymakla övünen toplumların yaşlılığın tarihsel süreçteki değişen anlamlarını iyi kavramaları gerekmektedir. Özellikle bugün ileri yaşlıların hızla çoğaldığı, aralarında bizim de yer aldığımız toplumlar açısından bu tavsiyenin önemi, bu ciltte ele aldığımız yaşlılıkta bakım ve sağlık konusu açısından apayrı anlamlar kazanmaktadır.
Bir ansiklopedi niteliği taşıyan elinizdeki kitap, geceli gündüzlü üç yıllık yoğun bir emeğin sonucudur. Gerontoloji alanının dünya çapında tanınan ve duayen olarak kabul gören uzmanlarının bölüm yazarları olarak eşsiz bilgilerini ve tecrübelerini aktardığı iki ciltten oluşan bu kitaptaki bölümleri büyük bir heyecanla ve keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz. İki cilt olarak hazırlanan bu kitapta demografiden psikolojiye, antropolojiden sosyolojiye, ekonomiden yaşam ve çevre bilimlerine, eğitimden teknolojiye, siyasetten sosyal refaha, biyolojiden psikiyatriye, uzun dönemli bakımdan koruyucu sağlığa, beslenmeden engelliliğe, aile yapılarından yaşlılara yönelik şiddete geniş bir yelpazede Gerontoloji Biliminin konuları ele alınmıştır.
Claude Steiner - Muzaffer Şahin KİMSE MASUM DEĞİL:
Bu kitapta ülkeler arasında, politika arenasında, kurumlar arasında, eşler arasında, ebeveynler ve çocuklar arasında, kardeşler arasında, gelin kaynana arasında, öğretmen öğrenci, işçi patron, amir memur arasında her alanda oynanan güç oyunlarının nasıl oynandığına ilişkin örnekler göreceksiniz. Sıradan insanların (bizlerin) güç oyunlarına nasıl başvurduğunu, bizimle başkalarının nasıl güç oyunları oynadığını, güç oyunlarının yerine iş birliğinin nasıl konabileceğini herkesin anlayabileceği bir dille, örnek olaylarla sunulan bu kitaptan herkesin, hepimizin çok yararlanacağını düşünüyoruz.
Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Anıl Gündüz, Arzu Erkan Yüce, Asena Yurtsever, E. Başak Usta Gündüz, Emre Konuk, Emre Sargın, Gonca Soygüt Pekak, Görkem Gökçelioğlu, K. Fatih Yavuz, Kadir Özdel, Levent Sütçigil, M. Hakan Türkçapar, Önder Kavakcı, Şahabettin Çetin, Şenel Karaman, Zeynep Zat Psikolojik sorunlara yaklaşımda psikoterapiler, Freud'dan itibaren büyük yol kat etti. Psikanaliz, nesnel olarak ciddi bir devrimsel gelişmenin ilk işaretiydi. Gözler uzun süre onun üzerindeydi ve kendi dışına da taşarak başka alanları etkileyen bir rol oynadı. Dinamik bir süreç olan yaşam; mevcut kuramın, onun kavramlarının ve yönteminin sınırlarını zorluyordu ve farklı kuramcılar, çeşitli yaklaşımlarla psikodinamik terapileri ortaya çıkardı. Farklı ihtiyaçlar için işlevsel, kullanışlı ve insanın hem karmaşıklığına hem de sadeliğine uygun başka yaklaşımlar da kendini dayatmaya başladı. İşte bu noktada yeni gelişmelerin şafağı ufukta beliriyordu. Davranışçı ve bilişsel yaklaşımların buluşmasıyla olgunlaşan Bilişsel Davranışçı Terapi ve dalları, ülkemizde 1990'lı yıllardan itibaren alanda çalışan uzmanlar tarafından hızla kavranmaya başladı. Bir kurama ve bilimsel yönteme dayanan konuşmanın, sözcüklerin, metaforların ve düşüncenin, meselelere bakışta, davranış ve karar verme süreçlerinde beyni ilaçlardaki kimyasal moleküllere benzeyen şekilde etkileyen işleve sahip olduğu, deneysel çalışmalarla kanıtlandı. Anlamlı ve zengin bir yaşam sürmemize engel olan birtakım içsel yaşantılarımızın önümüze çıkmasında Kabul ve Kararlılık Terapisi, insanı eyleme geçmeye davet etmesi ve engelleri aşmayı sağlayacak yöntemler sunması bakımından kat edilen yolda yeni bir duraktı. İnsanların hayatlarında tekrar eden zorlukların temel yapılarını ortaya koyan ve yaşantısal tekniklerle bu şikâyetlere müdahale eden Şema Terapi ve düşünceler hakkındaki düşüncelerin sorunları kronikleştirmekteki etkisine yoğunlaşarak buralara müdahale eden Metakognitif Terapi, yine bu yolculuğun diğer önemli aşamaları oldu. Tüm bunlarla birlikte travmaların yani olumsuz yaşantı ve psikolojik tehditlerin psikolojik etkilerinin azaltılması veya ortadan kaldırılması için anılarla çalışan EMDR Terapisi de bugün sık kullanılan, bilimsel olarak etkileri araştırmalarla gösterilmiş bir diğer psikoterapi yöntemi olarak karşımıza çıktı.
Günümüzün sık kullanılan, bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış ve kanıt değeri yüksek psikoterapi yöntemlerini ele alan bu kitap; çağdaş yöntemler hakkında bilgi vermenin, onların nasıl çalıştığını anlatmanın ötesinde karşılaştırmalı bir psikoloji tarihi olarak da okunmaya değer. Bu bakımdan sadece uzmanlar için değil psikoloji dünyasındaki güncel gelişmelere merak duyanlar için de zengin bir içeriğe sahip olan ve kolay okunabilen ancak bir o kadar da derinlikli bir eser niteliğindedir.
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni
Şahin Kesici, Mehmet Ak, Elif Subaşı, Hatice İrem Özteke Kozan İnsan, gurbet olan dünyaya aşamalı bir yolculukla gelir. Ruh, önce dünyaya göre daha güvenli, sıcak, huzurlu bir yuva olan anne karnında misafir olur. Sonra gurbetlik hayatının çetin yolculuğu olan dünya hayatı başlar. Hatırlanmaz ama gizli bir sevdadır gelinen yer ve güvenli ilk durak. Bazen bilerek bazen farkında olmadan arayış devam eder. İnsanlar büyüdükçe, büyüdükleri yuvaya sığmazlar artık, kuşlar ve diğer canlılar gibi. Kendileri bir yuva kurmak zorunda kalır. Önceki yuvada öğrendiklerini modellerler, benzer yuvalar oluştururlar. Kimileri başarılı olur kimileri olamaz. Gerçek huzur ve mutluluk için belli bir yaştan sonra gidilecek bir yuva olmazsa olmaz. İnsanın kendisini güvende hissettiği, girince dinlendiği bir yerdir yuva. Dış dünyanın hengâmesini kapının önünde bırakmak, dışa ait ne varsa bedenden çıkarmak; ve ruhtan, huzuru, sıcaklığı, dinginliği, güveni, ait olmayı hissetmek ancak bir yuva ile olur. Ama maalesef günümüzde yuva kurmak, yuvada huzurlu olmak zorlaştı sanki. Benmerkezcilik sardı ruhumuzu, kapitalizmin kölesi olduk. Geçici konaklamalarda arar olduk o sıcak yuvayı. Özellikle yaş ilerledikçe göreceksiniz neye sahip olursanız olun yuva yoksa eksik olursunuz. Huzurlu bir evdeki çocukların yaşattığı duyguyu, evli iki aşığın yaşadığı bedensel ve ruhsal hazzı, birlikte olmanın huzurunu başka bir şeyde bulamazsınız ve eksik kalır hep.
Bu kitap; mutlu bir evlilik, huzurlu bir yuva için çiftlere, yaşanmış öykülerden yola çıkarak neler yapmaları neler yapmamaları gerektiğini, evlilik yaşamında çiftlerin psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarını, sağlıklı bir iletişim ve cinsel hayatı aktarmak amaçlı hazırlanmıştır. Hayat yolunda yoldaş olabilmek için bilgilenmeniz amacıyla kitabımızın kılavuz olabilmesi dileğiyle.
Deborah W. Frazer, Gregory A. Hinrichsen, Arthur E. Jongsma, Jr., Wiley İleri Yaştaki Yetişkinlerle Psikoterapi Tedavi Planlayıcısı, ileri yaştaki yetişkinlere psikoterapi hizmetinin sağlanmasında sağlık hizmeti veren kuruluşların, bakım merkezlerinin, sigorta şirketlerinin, resmi ve yerel kurumların taleplerini karşılayacak tedavi planlarının daha ekonomik ve hızlı şekilde hazırlanabilmesi için gerekli bileşenleri açıklamaktadır. Kitap;
• Görgül olarak desteklenmiş, kanıta dayalı tedavi müdahalelerini içermekte,
• Depresyon, çözümlenmemiş yas, yaşam rolü geçişleri ve madde kötüye kullanımı gibi davranış temelli yaklaşık 30 sorunu açıklamakta,
• Önceden belirlenmiş 1.000'den fazla tedavi hedefini, amacını ve müdahalesini sıralamakta, ek olarak okuyucunun kendi tedavi seçeneklerini yazabileceği boş alanlar içermekte,
• Kullanımı kolay referans formatı ile okuyucunun tedavi planındaki bileşenleri ilgili davranışsal sorunla eşleştirebilmesini sağlamakta,
• Ödeme yapan ve denklik (akreditasyon) sağlayan kurumların gerekliliklerini karşılayan örnek bir tedavi planı sunmaktadır.
Richard G. Erskine “İLİŞKİSEL ÖRÜNTÜLER, TERAPÖTİK VAROLUŞ” Psikoloji, Psikiyatri ve PDR alanlarında çalışan meslektaşlarımız ve bu alanlarda öğrenim gören öğrenciler tarafından defalarca okunması gereken bir başvuru kitabı. Kitabın orijinalinde yer almayan ancak eklenmesiyle kitabın araştırma alanını genişleteceğini düşündüğüm, Richard Erskine'in Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB'nin) psikoterapisi çalışmasını da bu kitaba ekleme isteğim ve bu isteğimin de Richard tarafından kabulü ile Türkçe versiyonu İngilizce versiyonundan daha kapsamlı hâle geldi. Böylece tedavisi çok zor olan ve
uzun süren hem borderline hem de OKB'nin psikoterapisini içeren bu eseri Türkçeye kazandırmış olduk.
Bu kitap, FARKLI SORUNLARLA GELEN HER TÜRLÜ VAKADA danışanlara nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda bizlere oldukça yol gösterici olacaktır. Bununla birlikte Richard Erskine'in 5 kitabını da Türkçeye çevirmiş olduk. Erskine'in kitaplarının en çok çevrildiği dil Tükçe olmuştur.
Türkçeye çevrilen diğer kitapları:
• Empatinin Ötesi: İlişki İçinde Bir Temas Terapisi
• İntegratif Psikoterapi Uygulamaları
• Yaşam Kurguları: Farkında Olunmayan İlişkisel Örüntülerin Transaksiyonel Analizi
• Modern Psikoterapide Transaksiyonel Analiz
Hepsi birbirinden değerli olan bu kitapları çeviri ekibine katkı veren arkadaşlarla Türkçeye kazandırdığımız ve PSİKOLOJİ, PSİKİYATRİ VE PDR alanlarındaki meslektaşlarımıza ve bu alanlarda öğrenim gören klinisyen adaylarına sunduğumuz ve bu muhteşem eserlerdeki bilgileri sizlerle paylaştığımız için çok mutluyuz. İnsanlığın yararına yaptığınız değerli çalışmalarınızda sizlere büyük katkıları olacağına inanıyoruz.

James Morrison İlk Görüşme kitabı, ruh sağlığı alanında çalışan uygulamacıların ve çalışmaya aday olan öğrencilerin eğitimlerinde önemli bir yere sahiptir. Yurt dışında yaygın olarak kullanılan bu kitabın Türkçeye çevrilmesinin psikoloji alanına önemli katkılar sağlayacağını umuyoruz. Özellikle, ülkemizde ruh sağlığı alanında artan ihtiyaç göz önüne alındığında, alanda çalışan tüm meslek gruplarına hitap eden bu kitabın uygulamacıların mesleki bilgi ve becerilerini arttırmada kullanabilecekleri güçlü bir kaynak olacağını düşünüyoruz.
Bu kitap; uzun uğraşlar, araştırmalar ve mesleki deneyimler sonucunda yazılmış ve sürekli olarak güncellenmekte olan The First Interview’in en son basımının çevirisidir. Kitap, teknik bilgileri anlaşılır bir biçimde sunması ve bunu yaparken de örneklerle desteklemesi bakımından değerli ve önemlidir.
Psikoloji alanında çalışan tüm uzmanlar ve uzman adaylarına ufuk açıcı ve yararlı bir kaynak sunmuş olmayı umuyor ve kitabın yazarı Morrison’un da dediği gibi “keyifli” ilk görüşmeler yapmanın imkânsız olmadığının deneyimlenmesini diliyoruz.
Remco van der Wijngaart İmgede Yeniden Senaryolama (İYS; Imagery Rescripting), geçmişteki olumsuz yaşantıların bellekten geri çağrılıp olumlu yönde yeniden şekillendirilmesini sağlayan etkili bir terapötik tekniktir. Uygulayıcılar için kapsamlı bir kılavuz sunan İmgede Yeniden Senaryolama: Kuram ve Uygulama, bu tekniğin bağımsız bir müdahale olarak veya daha geniş bir tedavi planının parçası olarak nasıl uygulanabileceğine dair net ve iyi düzenlenmiş bir giriş sunmaktadır. Kitap, kişilik bozuklukları ve diğer sorunların tedavisinde imgede yeniden senaryolamanın kullanımını kapsamlı bir şekilde ele almaktadır.
Kitap, bu tekniğin nasıl uygulanabileceğini çeşitli yönleriyle araştırmakta; imgelemenin güncel sorunlara dair içgörüyü geçmiş olaylar üzerinden nasıl kazanılabileceğini, terapistlerin erken dönemlerde nasıl yeniden senaryolama yapabileceğini ve danışanların terapi ilerlerken kendi imgelerini yeniden senaryolamayı nasıl öğrenebileceğini incelemektedir. Ayrıca İYS'nin gelecekteki tetikleyici durumlara hazırlık amacıyla nasıl kullanılabileceği de tartışılmaktadır. Her adım klinik örneklerle açıklanmış olup uygulamada karşılaşılabilecek zorluklar ile ele alınmıştır.
“İmgede yeniden senaryolamanın klinik uygulamaları ve bilimsel durumu hakkında harika ve güncel bir genel bakış. Uygulayıcı, bu kitapta, en güncel içgörülere dayanan çok sayıda uygulama örneği ve ipucu bulacaktır."
Arnoud Arntz
Barışhan Erdoğan, Başak İnce, Can Çalıcı, Cemre Gunes Vautier, Doğa Eroğlu-Şah, Ezgi Ildırım, Gizem Hüroğlu, Özge Akgül, Özge Sarıot, Özgün Özakay, Özlem Tuzcu, Sinem Cankardaş, Umut Şah Kadınların ortalama yaşam beklentisi daha uzun olmasına rağmen yapılan çalışmalar, paradoksal olarak kadınların psikolojik ve fiziksel sağlıklarının erkeklere göre daha kötü olduğunu ve daha düşük yaşam kalitesine sahip olduklarını göstermektedir. Ruh sağlığı alanındaki çalışmalar; kadın ve erkek arasında sosyal olarak inşa edilmiş rol, sorumluluk, statü ve güç gibi farklılıkların cinsiyetler arasındaki biyolojik farklılıklarla etkileşime girerek kadınların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yarattığını göstermektedir. Bu kitap, cinsiyete dayalı toplumsal ve biyolojik farklılıkların kadınların ruh sağlığı üzerindeki etkisini multidisipliner bir bakış açısıyla ele almaktadır. Özellikle ruh sağlığı alanında çalışanların konuyu farklı perspektiflerden incelemelerine olanak sağlamayı hedefleyen bu kitap, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, cinsiyet temelli ayrımcılığın ruhsal bozuklukların etiyolojisinde nasıl bir rol oynadığı ele alınmaktadır. İkinci bölüm; psikolojik problemlerin tanı, değerlendirme ve belirlenmesinde toplumsal cinsiyetin etkisini tarihsel perspektiften ele alarak toplumsal cinsiyete dayalı faktörlerin klinik karar verme süreçlerine etkisini güncel literatür bağlamında değerlendirmektedir. Son olarak üçüncü bölüm, cinsiyet eşitsizliği kaynaklı olumsuz yaşam deneyimlerinin kadınların psikolojik sağlığına nasıl etki edebileceğini farklı sistemler ve bağlamlarda tartışmaktadır.
Gonca Üstün Bu kitap, kadın ruh sağlığı ve psikopatolojisini ele almaktadır. Yaşam döngüsü içerisinde ve üreme sürecinde kadının doğumdan ölüme kadar yaşadığı ruhsal değişimleri; her bir dönemin ruh sağlığı açısından önemi ve döneme özgü yaşanan ruhsal sorunları tanımlamaktadır. Ruhsal bozuklukları, kadınlara özgü epidemiyoloji ve etiyoloji kapsamında açıklamakta; kronik hastalıklar, kanserler ve şiddet gibi önemli konuların kadın ruh sağlığına etkisi üzerinde durmaktadır. Kadın ruh sağlığının değerlendirilmesi, genel tedavi yaklaşımları ve koruyucu hizmetlere yer vermektedir. Kitabın tüm bölümleri cinsiyet bağlamında tartışılmakta, kadınlara özel durumlar geniş bir literatür çerçevesinde sunulmaktadır. Alanında uzman çeşitli disiplinlerdeki yazarların katkısı ile hazırlanan bu kitap, ders kitabı olarak öğrencilere ve akademisyenlere derin bir teorik bilgi sunacak, araştırmacılara ise kadın ruh sağlığı konusunda açığa çıkmamış konuları fark ettirecek ve yeni çalışmaları için ışık tutacaktır. Sağlık profesyonellerinin kadın ruh sağlığını tanılamasına, ruhsal sorunlara uygun yaklaşımda bulunmasına ve kadınların ruh sağlığını güçlendirmesine katkı sağlayacaktır.
Esra Savaş Kanser sürecindeki bireylerin yaşadığı psikolojik etkilerle baş edebilmeyi kolaylaştırmak hem hastalık hem hastalık dışındaki stresörleri yönetmekle ilgilidir. Kanser Sürecinde Kognitif Davranışçı Temelli Stres Yönetimi kitabı, kanser ve kanserden bağımsız konuları içererek günlük yaşamda karşılaşılabilecek sorunların yarattığı psikolojik etkilerle baş edebilmek, problemlere farklı açılardan bakıp çözümleyebilmek ve yaşanan fiziksel etkileri rahatlatabilmek üzerine teknikler içermektedir. Hikâyeler, otomatik düşüncelerin işlevsel bakışla değişimi, değiştirilebilecek durumlar ve değiştirilemeyecekler için sunulmuş kognitif davranışçı terapi teknikleriyle okuyucular kanserden bağımsız olan stresörlerini de yönetebilir, yaşamları daha kaliteli yaşayabilirler.
Birçok kendine yardım kitabı olmasına rağmen kansere özgü olan bir Türkçe kaynak yoktu. Bu kitabın bilime ve kütüphanelere yerleşiyor olması, kognitif davranışçı psikoterapi tekniklerini kanser sürecine uyarlanan ilk kaynak olma özelliğini taşıyor. Program bilimsel yöntemlerle deneysel çalışması gerçekleştirilmiş olup aktif olarak grupta yer alan kişilerin kaygılarında ve depresif duygularında azalma, problemlerle baş etme ve çözebilme becerilerinde artma, uyum sağlama gibi birçok alanda psikolojik iyilik hâllerinin yükseldiği görülmüştür. Kitabı okurken her bir oturumun seans gibi değerlendirilmesi, sesli okunup uygulamaların yapılması, ev çalışmalarının ciddiyetle ve özenle tamamlanmasıyla kitap okuyucularının da kanser sürecinden bağımsız, yaşadıkları stres yönetimlerine ek teknikler ve yaklaşımlar eklemeleri hedeflenmiştir.
Yıldız Kuzgun Kendini Değerlendirme Envanteri; ortaöğretimde olan, yükseköğretimde fakülte/bölüm seçme durumunda olan öğrencilerin kişilik özellikleri hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmeleri amacıyla geliştirilmiş bir ölçme aracıdır. Envanterde yirmi üç özellik tanımlanmış olup, bunların her biri için on soru olmak üzere toplam iki yüz otuz soru bulunmaktadır. Soruları yanıtlayan kişi, puanını kendisi hesaplayabilir; bu puanların, ne anlama geldiğini yine kendisi değerlendirebilir.
Ekte verilen CD formu, kişinin yanıtlama ve puanlama işlemlerini bilgisayar ortamında yapabilmesine olanak sağlamaktadır. Soruları gerçekçi bir tutumla yanıtlayanlar, kişilikleri hakkında oldukça nesnel bir fikir edinebilecekleri gibi, daha sonra sorularda sözü edilen durumlardaki davranışlarını daha iyi değerlendirme ve bazı özelliklerini daha da geliştirme isteği duyabileceklerdir.