Yerel Yönetimler, Kent ve Çevre Politikaları \ 2-3
R. Wayne Mondy, Judy Bandy Mondy İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY), işletmelerde; planlama, seçme ve yerleştirme, eğitim ve geliştirme, performans değerleme, ücret ve diğer ödemeler yönetimi, kariyer yönetimi, iş ve işveren ilişkileri, sendikalarla ilişkiler, sağlık ve güvenlik konuları, yasalara uygunluğun gözetilmesi, iş analizi, stratejik planlama, işgücü çeşitliliği gibi çeşitli konularda stratejiler oluşturan ve uygulayan bir işlevdir.
İKY, hızla değişen teknolojiye paralel olarak her geçen gün kendini yenilemektedir. Dolayısıyla İKY ile ilgili tüm konuları, güncel gelişmeleri, yasal gereklilikler ile uluslararası İKY’yi de ele alan, kavramsal bilgilerin yanında çeşitli araştırma sonuçları ve örnek olaylara da yer veren bu eser, akademik çalışmalara ve İKY alanındaki uygulamalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Kitabı benzer kitaplardan ayıran özelliği, İKY ile ilgili konuları kuramsal, araştırma odaklı ve uygulamalı olarak ele almış olmasıdır. Bu doğrultuda, on dört bölümden oluşan kitapta, her bölüm sonrasında yer verilen bölüm özeti, konuyla ilgili anahtar kavramlar, tartışma soruları, okuyuculara bilgilerini ölçme olanağı sunan test soruları, örnek olaylar, bölüm kaynakçası ve İKY ile ilgili web sayfaları konuların özümsenmesine destek olmaktadır.
David A. DeCenzo, Stephen P. Robbins, Susan L. Verhulst Kapak resmindeki yelkenlinin kaptanı, tahmin edilemez bir iş ortamındaki herhangi bir örgütün yüz yüze geldiği hedeflerin ve zorlukların birçoğunun aynısıyla karşılaşmaktadır. Örgütler zorluklarla karşılaştıkları zaman, ortamdaki değişikliklere çabuk tepki veren ve başarı stratejileri geliştiren iyi eğitimli uzmanlara güvenirler. İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY), stratejiyi etkili bir biçimde sürdürmek için gereken becerilere sahip kişileri seçmekten ve eğitmekten sorumludur. İnsan Kaynakları Yönetiminin Temelleri, örgütün her seviyesinden çalışan için işe alma, eğitim, motivasyon, çalışanları elde tutma, güvenlik ve yasal çevre gibi İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) unsurlarını anlamayı sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır.
Engin ÖNER Çeşitli fakültelerde (özellikle İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde) verilen kamu maliyesi, mali olayları inceleyen bilim dalı olup; kitapta mali olayların iktisadi, hukuki, siyasi ve iktisadi kalkınma, sosyopsikolojik ve idari yönleri ve etkileri, kamu harcamalarının finansmanı, kamu gelirleri, vergi teorisi, kamu harcamaları, kamu borçları, kamu bütçesi ve maliye politikası temel konularına yer verilmektedir.
KPSS, müfettişlikler, uzmanlık sınavları, mali müşavirlik vb. sınavlarda maliye grubu (kamu maliyesi, vergi hukuku, maliye politikası) alanında önemli bir yere sahip kamu maliyesi kitabının başta öğrenciler olmak üzere, maliye alanı ile ilgili tüm kişilere faydalı olması dileğiyle...
Abdullah Aydın, Ali Somel, Alican Kaptı, Aslı Yönten, Ayça Çekiç Akyol, Aziz Belli, Begüm İsbir, Belma Tokuroğlu, Bülent Akbaba, Cenk Temel, D. Alper Çamlıbel, Ecehan Somuncuoğlu, Elif Emmioğlu, Emine Erden Kaya, Ender Akyol, Eylem Şentürk Kara, F. Burak Yerlikaya, F. Zeynep Özkurt, Fahri Bakırcı, Fatih Demir , Fatih Sanoğlu, Fatih Tombul, Fatma Gül Gedikkaya, Gülçin Eroksal Ülger, H. Hüseyin Çevik, Hakan Olgun, Hamza Bahadır Eser, Hatice Altunok, Hikmet Kavruk, Hülya Ağcasulu, İlhan Aksoy, İrfan Neziroğlu, Jülide Gül Erdem, Kutay Karaca, Mehmet Barış Yılmaz, Mehmet Güneş, Merve Suna Özel, Muhammed T. Gedikkaya, Murat Duran, Mustafa Altunok, Mustafa Lamba, Nazlı Nalcı Arıbaş, Ömer Güler, Ömer Özkaya, Rahime Süleymanoğlu Kürüm, Sebahattin Gültekin, Sedat Karakaya, Selma Karatepe, Selman Kesgin, Sevcan Güleç Solak, Sezai Öztop, Süleyman Çelik, Süleyman Sıdal, Süleyman Tülüceoğlu, Şenol Durgun, Tuncay Durna, Turgut Göksu, Uysal Kerman, Veysel Eren, Yakup Altun, Yakup Bulut Kamu Politikaları Ansiklopedisi, kamusal meselelerin süreçler, aktörler ve siyasal sistem etkileşimi içeresinde ele alınmasında yardımcı bir kaynak niteliğini taşımaktadır. Ansiklopedinin kapsamında; kamu politikasına ilişkin temel kavramlar, çeşitli politika alan örnekleri, modeller ve teorisyenlerin alana katkıları incelenmiştir. Kamu politikası sürecine ilişkin kavramları, analiz modelleri, politika aktörleri (bürokrasi, siyasi partiler, yasama, yürütme, yargı..), politika oluşum süreçlerine etki eden düşünce kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu-özel ortaklıkları, lobicilik faaliyetleri, medya bu bağlamda incelenmiştir. Siyaset bilimi, yönetim bilimi, hukuk, yerel yönetimler, kentleşme, maliye, spor, sosyal politika, iletişim, sosyoloji gibi farklı boyutlara yer verilerek kamu politikasının interdisipliner özelliği yansıtılmıştır. Eserde bulunan politika alanlarını; afet yönetim politikası, bölgesel kalkınma politikası, çevre politikası, dış politika, eğitim politikası, enerji politikası, göç politikası, güvenlik politikası, ilaç politikası, istihdam politikası, kentleşme politikası, konut politikası, koruyucu ve temel sağlık hizmetleri politikası, kriz yönetim politikası, kültür politikası, maliye politikası, orman politikası, personel politikası, sağlık politikası, sanayi politikası, savunma politikası, sosyal güvenlik politikası, spor politikası, su politikası, toplumsal cinsiyet politikası, vergi politikası ve yerel politika oluşturmaktadır.
Elvettin Akman Başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde yakın zamanda hızla gelişerek büyük önem kazanan Kamu Politikası, ismini taşıyan fakülte ve bölümler ortaya çıkararak ayrı bir disiplin hâline gelmiştir.
Kamu Politikası, Türkiye’de de yakın zamanda önem kazanmaya başlamıştır. Farklı disiplinlerde bulunan akademisyenler bu alana ilgi duymaya başlamış ve zamanla başta kamu yönetimi programları olmak üzere çeşitli programlar bünyesinde dersler açılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra Türkiye’de birkaç üniversitede Kamu Yönetimi bölümlerinin altında kamu politikası ana bilim dalı açılmış ve açılma girişimleri de devam etmektedir. Farklı üniversitelerde tezli ve tezsiz yüksek lisans programları da faaliyete girmiştir.
Bu kitap, Türkiye’de kısa zaman zarfında oldukça fazla mesafe kat eden kamu politikasına olan ilgiyi arttırmayı amaçlamaktadır. Kitapta; kamu politikasına ilişkin kavramsal çerçeve, kamu politikasının önemi, doğuşu ve gelişimi, nitelikleri, kamu politikasında rol oynayan aktörler, kamu politikası oluşturma süreci ve kamu politikası uygulama modelleri ele alınmıştır.
Kitabın; kamu politikasına ilgi duyan öğrencilere, akademisyenlere ve araştırmacılara faydalı olması umulmaktadır.
Kadir BAYRAKTAR, Mehmet ALTINÖZ, Rabbani ÇAKIROĞLU Toplumumuzda yaşanan değişiklik ve anlayışlar sonucu yenileşen ve yenilenme ve değişmeye devam edecek olan Devlet ve Özel Sektör kurum ve kuruluşlarını tanımayı sağlamak amacıyla hazırlanan eser, on altı kapsayıcı başlık altında Sendikalardan Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Bankalara, Sanayi ve Ticari Özel İşletmelerden Bakanlıklar ve Bağlı Kurullara kadar Kamu Yönetiminin alt başlığını oluşturan konulara, kamu yönetimine özel sektör kurumları ve yöneticilerinin de katıldığı yeni yönetim anlayışları çerçevesinde yaklaşmakta, okuyuculara Kamu Yönetimi ile ilgili, çağı yakalayıcı ve doyurucu bilgiler sunmaktadır.
Abdullah Özdemir, Akan Yanık, Cevahir Başdalan, Çağrı Köroğlu, Ece Armağan, Emre Akcagündüz, Esma Durukal, Gülşah Sezen Akar, Güven Deniz, Hakan Arslaner, Hayri Kemiksizoğlu, Hüseyin Şenkayas, Namık Kemal Öztürk, Onur Durukal, Özge Sivrioğlu, Seda Tapdık Blokzincir Teknolojisi son yıllarda giderek bilinen bir teknoloji hâline gelmekte olup “Bu teknoloji yaşamımızın hangi alanlarında kullanılabilir?” sorusunun cevabı, araştırmacıların gündemini meşgul etmektedir. “Kamu ve Özel Sektörde Blokzincir Teknolojisi” ismini taşıyan bu eser; giderek dijitalleşen dünyada blokzincir teknolojisinin sadece kripto paralarda kullanılmadığını, yaygın bilinenin aksine gelişime açık olan bu teknolojinin tüm dünyada hem kamu hem de özel sektörde kendine rahatlıkla kullanım alanı bulabileceğini ortaya koymaktadır. Eser, yönetim süreçlerinde blokzincir teknolojisinin varlığını nasıl geliştirebileceğini dünya örnekleriyle ortaya koyarak ilgililerine ilham kaynağı olmayı amaçlamaktadır. Blokzincir teknolojisinin kullanım alanlarına ilişkin Türkçe literatürdeki eksikliğin giderilmesi ve bu alanda çalışan araştırmacılara ve ilgililere katkı sunması dileğiyle…
A. Taner Demiroğlu, Abdulgazi Yıkıcı, Abidin Kemeç, Adnan Karataş, Adnan Söylemez, Ahsen Saçlı, Alper Bilgili, Asuman Altay, Ayşenur Öktem Özgür, Aytaç Duran, Azer Ebru Mutlu, Azize Serap Tunçer, Bahriye Eseler, Berfin Göksoy Sevinçli, Burcu Koyuncu, Cengiz Gürbüz, Ceyhun Güler, Cihan Erdönmez, Cüneyt Telsaç, Demokaan Demirel, Dilek Alma Savaş, Duygu Ak Çetin, Ebru Tekin Bilbil, Efe Çınar, Elif Genç-Tetik, Elif Yurtoğlu-Pek, Emre Ekinci, Eray Aktepe, Erdal Şahin, Ertuğrul Gökçekuyu, Esra Çelebi Zengin, Esra Varhan, Ferhunde Hayırsever Topçu, Filiz Tepecik, Gamze Çürüksulu Usta, Gizem Kabasakal, Gökay Karaduman, Gökhan Tenikler, Gökhan Zengin, Hakan Özdemir, Harika Uçar Altınışık, Hatice Karalı, Hatike Koçar Uzan, Haydar Albayrak, İlke Bezen Tozkoparan, Kıvanç Demirci, Mehmet Darıcı, Mehmet Murat Payam, Mehmet Tamer, Merve İzci, Murat Artuç, Murat Semerci, Musa Söztutar, Mustafa Doğanoğlu, Mustafa Tosun, Muzaffer Bimay, Nilgün Kahraman, Osman Karacan, Özer Köseoğlu, Özkan Yalçın, Saadet Aydın, Samed Kurban, Seda Efe, Seda Tapdık, Sezgin Sezgin, Taner Eken, Tuba Nergiz, Tuğba Canbulut, Vedat Yılmaz, Veysel Erat, Yakup Özkaya, Yunus Düger, Yunus Emre Özer, Yusuf Gocuk, Zeynep Damla Karanuh, Zişan Korkmaz Özcan
Fatih Demir Kamu yönetimi ve kamu politikası, birbiriyle çok yakından ilişkili iki kavramdır. Siyaset biliminin merkezinde yer alan bu iki kavram, karar verme ve uygulama süreçleri arasındaki ilişkiyi açıklama noktasında büyük bir önem taşımaktadır. Kamu yöneticileri ve kamu görevlileri, kamu politikalarıyla sürekli etkileşim hâlindedir. Kamu politikaları hükûmet kuruluşlarının çeşitli programlarını yürütmek ve eşgüdümlemek için kullandığı ilkeleri ifade eder; kamu yönetimi teşkilatı ise bu politikaların üretilmesi ve idaresinden sorumludur. Bu görevi yapanlar, toplumsal sorunların nasıl ele alınacağını bilen, politikaya dayalı çözümlerle ilgili fikir yürütebilen ve kamu politikalarının etkin, verimli ve kurallara uygun şekilde uygulanmasını sağlayan kamu görevlileridir. Bu bağlamda, kamu yönetimi ile ilgili temel kavramları tartışmak, kamu politikalarının aşamalarını ortaya koymak ve kamu yönetimi (bürokrasi) ile kamu politikaları arasındaki ilişkileri açıklamaya çalışmak, bu kitabın temel amacıdır.
Bilal Eryılmaz, Musa Eken, Mustafa Lütfi Şen Kitap, kamu yönetiminin küresel ölçekte gerek düşünce ve gerekse uygulama olarak yaşamış olduğu dönüşümü, ülkemizdeki uygulama ve etkilerini de ele alarak birlikte değerlendirmek ve genel kamu yönetimi literatürüne katkıda bulunmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Toplamda yirmi beş makaleden oluşan kitapta; kamu yönetimi denetim yaklaşımlar, yerel yönetim isteminde reform ve yeni kamu yönetimi, belediye hizmet içi eğitimi, örgüt teorileri, kamu yönetimi etiği, kamu kesiminde stratejik insan kaynakları yönetimi, bilgi edinme hakkı açısından yerel yönetim mevzuatı, liberalizm ve kamu yönetiminde etkinlik gibi konular detaylıca ve tamamen bilimsel yaklaşımlarla ele alınmıştır. Kitabın teorik yönleri göz önüne alındığında kamu yönetimi disiplininin gelişimine katkı sağlaması beklenmektedir. Diğer yandan merkezi ve yerel yöneticilere, sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerine, genel olarak yönetim konusuna ilgi duyanlara vizyon kazandırıcı nitelik taşıyacağı düşünülmektedir. Son olarak kitabın lisans ve lisansüstü öğrencilerine kamu yönetimi ve yönetim alanında çeşitli konulardan oluşan bir bilgi demeti sunduğu söylenebilir.
Şinasi Aksoy, Yılmaz Üstüner Bu kitap, kamu yönetimi alanında çeşitli üniversitelerde görev yapan akademisyenlerin katkılarından oluşan bir derlemedir. Çalışmaların çoğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen Üçüncü Kamu Yönetimi Forumu (KAYFOR) sırasında sunulmuş ve tartışılmıştır. KAYFOR III, sonucunda yayımlanan bu kitap ile, kamu yönetimi alanında gereksinimi belirgin bir biçimde duyduğumuz çok yönlü zenginliği tüm boyutlarıyla ortaya koymuş akademik, ulusal bir çalışma bütünü oluşturmuştur. Kamu Yönetimi alanında hem kuram hem de uygulama ile ilgili çok sayıdaki katkılar; Kamu yönetimi disiplininde yöntem ve sorunlar, Kamu yönetimi ve reform, Kamu yönetimi ve eğitim, Avrupa Birliği ve Türk kamu yönetimi sistemi ve son olarak Kamu yönetiminde uygulama ve güncel sorunlar başlıkları altında toplanmıştır.
Kılıç Kaya 1970 yılında Erzurum'da doğdu. Ankara Merkez İmam hatip Lisesini bitirdi. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesine Lisans, Atılım Üniversitesinde Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Yüksek Lisansını yaptı. Bölgesel Kalkınma Ajansları Konulu Yüksek Lisans Tezini hazırladı. 17 yıllık kamu deneyimine 1996 yılında Niğde Ulukışla'da Sağlık memurluğu ile başladı. Uşak İl Sağlık Müdür Yardımcılığı, Artvin Ardanuç ve Borçka Devlet hastanelerinde Hastane Müdür Yardımcılığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Bingöl İl Müdürlüğü yaptı. Halen Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğünde Araştırmacı olarak görev yapmaktadır.
2000 - 2003 yıllarında aktif Kamu Sendikacılığı, 2004 - 2010 yılları arasında TBMM 22. VE 23. dönemde Milletvekili Danışmanlığı yaptı. Memur-Sen ve ABGS tarafından düzenlenen "AB Genişleme Sürecinde Türkiye-AB ilişkileri" sertifikası, Avrupa Birliği Eğitim Programı sertifikası, Genel Siyaset ve Avrupa Birliği Müzakere Başlıkları konulu eğitim sertifikası, Sağlık-Der Kamu Araştırmalar Vakfı 2008 Mart Antalya Kongresi, Sağlık İşletmeleri Federasyonu 2007 Aralık Antalya Kongresi, STGD 2008 Adana ve Ankara Sempozyumları, SAYED Kızılcahamam Kongresi, TOBB Eğitim Sektör Meclisi 2009 Çalıştayında Panelist, Gazi Üniversitesi Ekonomi Mayıs 2009 Konferans Panelist olmak üzere birçok sertifika programı, bilimsel toplantı, panel, sempozyuma katıldı, Meslek Kuruluşları ve üniversitelerde davetli panelist olarak katıldı. 2 adet yayınlanmış kitabı 1 yayın hazırlığı süren kitap çalışması mevcuttur.
Taylan Gülaslan İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar yaşanan süreçte, uygulama biçimi farklılık göstermiş olsa da geçerliliğini hâlen korumakta olan en önemli konulardan birisi, bireyin iletişim kurma (mesajını iletme) ve bir topluluğa/gruba ait olma ihtiyacıdır. İnsanlar için vazgeçilmez olan iletişim kurma ihtiyacı kurumlar için de geçerli olup, kurumların bulundukları çevrede kendilerine yer edinebilmesi, gelişimini sürdürebilmesi ve gerek kurum içerisinde gerekse dışarıda bulunan paydaşları ile sağlıklı bir etkileşimin tesis edilmesinde iletişim önemli bir araç olarak görülmektedir.
Günümüzde kamu ve özel kesim ayrımı yapmaksızın tüm kurumlar iletişim şemsiyesi altında sosyal medya platformlarının gücünden yararlanmaya çalışmakta, bu gücü kurumsal hedeflerin gerçekleştirilmesi ve rakiplerine karşı avantaj sağlamak için kullanmaktadırlar. Ancak, yarattığı faydaların yanı sıra, kurumlar bu sürecin içerdiği risklerin gerçekten farkında mıdır? Yaşanabilecek krizlere karşı sosyal medya kullanım planlamaları var mıdır? Ülkemizin bilgi toplumuna dönüşüm yolculuğunda, sosyal medya mecrasında yer almamayı tercih etmek kabul edilebilecek bir yaklaşım değildir. Dolayısıyla, sosyal medya tarafından yeni iletişim dünyasının kurallarının adeta baştan yazıldığı bu oyunda ayakta kalabilmek için şimdi harekete geçme zamanıdır.
Bu kitap sayesinde; kurum içerisinde başarılı bir sosyal medya yönetiminin tesisinde ve sosyal medyayı çevreleyen risk labirentinde yolunuzu bulmanızda, içerisinde pratik bilgilere ve örneklere de yer verilen önemli bir rehber edinmiş olacaksınız.
Fatih Demir Dijital çağda, küresel nüfusun artmaya devam ettiği, kirliliğin korkutucu boyutlara ulaştığı, doğal kaynakların tükendiği ve büyük sosyal zorlukların ortaya çıktığı, sürekli değişen bir dünyada yapısal dönüşümler yaşanıyor ve kamu yönetiminde yeni yaklaşımlar ortaya konuyor. Merkezi ve yerel yönetimler, bu sürece uyum sağlamak için kendilerini yeniden konumlandırmaya çalışıyorlar. Yeni yaklaşımların, daha insan merkezli bir şekilde yeni sosyal sözleşmeler ve ekonomik modeller yaratmak için teknolojilerden faydalanmayı da amaçlamaları gerekiyor.
Bugün “akıllı olmak”, teknolojik yenilikler yoluyla sosyal zorlukları yönetmek olarak anlaşılıyor. Nesnelerin interneti, yapay zekâ, makine öğrenimi, sinir ağları ve büyük veri gibi olgular fiziksel dünya hakkında bilgi edinmede önemli bir rol oynuyor. Bugün fiziksel dünyadan toplanan veriler siber uzay simülasyonunda analiz edilebilir ve sonuçlar daha iyi çözümler için fiziksel dünyaya yansıtılabilir; böylece insanların yaşamları daha güvenli, daha kolay, daha adil ve daha sürdürülebilir hâle gelebilir.
Kamu yönetimi alanında inovasyon denince ne anlaşılmaktadır? Çeşitli ülkelerin kamu hizmeti ve kamu yönetimi ile ilgili olarak uygulamaya koydukları yenilikler ve akıllı uygulamalar nelerdir? Kamu sektöründe inovasyonu mümkün kılan faktörler nelerdir? Bir inovasyon kültürü nasıl yaratılabilir? Hükûmet kaynaklarını yönetme, kamu politikaları üretme ve vatandaşlarına kamu hizmetleri sunma biçimlerinde yeni yaklaşımlar geliştirmeleri ve uygulamaları nasıl sağlanabilir? Kitap örnek uygulamalara değinerek bu sorulara cevap vermeyi amaçlamaktadır.
Jay M. Shafritz, E. W. Russell, Christopher P. Borick Shafritz, Russell ve Borick’in kamu yönetimine giriş amacıyla yazılmış kitabı çeşitli açılardan ilgi çekici. Öncelikle ihtiva ettiği başlıklarla kamu yönetiminin nesne arayışına bir cevap. İkinci olarak kuramsal anlatımın yanında, uygulamayı ele alışı, örnek olayları, tartışma soruları, sözlüğü, takdim ettiği internet siteleri, tavsiye ettiği okumalarıyla zengin bir materyal. Eserin bir diğer dikkate şayan yanı, Amerikan kamu yönetimini anlatan bu eserin Anglo-sakson geleneği içerisinde yer almasına rağmen şaşırtıcı düzeyde yasama süreçlerine, hukuk kurallarına ve yüksek mahkeme kararlarına atıfta bulunmasıdır. Bir başka ilginç yanı ise birörnek olmayan çok katmanlı Amerikan idari yapısına etkinlik bakış açısıyla olduğu kadar, özgürlükler, insan hakları, etik kaideler, otoriteryenleşme temayülleri, denge ve denetleme mekanizmalarının aksaklıkları, siyasi popülizm, yolsuzluk ve yozlaşma pencerelerinden bilim adamında bulunması gereken ilkelilik ve entelektüel derinlikle yaklaşmasıdır. Her ne kadar Amerikan kamu yönetimini öncelikle Amerikalılar için anlatan bir eser olsa da akademik olarak istifade edilebilecek bir çalışma olduğuna şüphe yoktur.
Ahmet YATKIN Bu çalışmada, bilimsel ve işlevsel olarak Kamu Yönetimi ve Etik ile ilgili temel değerler analiz edilerek, daha hızlı hareket edebilen, doğru kararlar alıp doğru uygulamalar ortaya koyabilen, dinamik ve esnek bir yapıya sahip, ihtiyaç ve beklentileri karşılayabilen, etik merkezli bir yönetim anlayışı ortaya koymak hedeflenmiştir.
Kamu Yönetiminde ahlaklı ve dürüst davranışları egemen kılabilmek, her tür kişisel ve toplumsal ilişkilerde olduğu gibi temelde insana, onun haklarına, kutsallığına, onuruna ve tüm ana değerlerine yönelmekle ve bunları sürekli olarak geliştirmekle mümkündür. Bu düzenlemeler, görevlilerin niteliklerini ve görevlerini yerine getirme koşullarını geliştirmeyi, kamu hizmetlerinin demokratiklik ve etkinlik ilkelerine göre yürütülmesini ve halkın kamu yönetimine karşı duyduğu güven ve bağlılığı arttırmayı amaçlamaktadır.
Çalışmanın, araştırma yapan uzmanlara, her kademe yöneticilerimize ve bu alanda eğitim alan öğrencilerimize yardımcı ve kaynak olması temennilerimle...
Sedef Oluklulu Su, canlılar için yaşam kaynağıdır ve ikame edilemez. Su hem içmek ve temel yaşamsal ihtiyaçları karşılamak hem de tarımsal ve ekonomik üretim yapmak için gereklidir. Kent merkezlerinde yoğunlaşan nüfus, evsel kullanım sonucu ortaya çıkan atık suyun canlı yaşamını tehdit etmesine neden olmuştur. Kentsel atık su yönetimi kamu kesiminin kontrolündedir. Bunun nedeni; atık su arıtma hizmetinin doğal tekel olması, sağlık, ekosistem ve üretici faaliyet üzerindeki dışsallığı, kamusallık özelliği, su ve sanitasyonun insan hakkı olması, ekonomik ve sosyal kalkınmanın merkezinde olmasıdır. Atık su tesisi yatırım, işletme bakım maliyetleri kamu kaynakları ve kurum geliri tarafından karşılanmaktadır. Çalışmanın teması, Türkiye'de büyükşehir belediyelerinde 1986'da genel nitelik kazanan İSKİ modelli kanalizasyon idareleri kapsamındaki kentsel atık su arıtma yönetiminin kurumsal ve yasal yapısını sahip olduğu ekonomik araçlar ile ortaya koyarak, yönetimlerin etkin hizmet sunumuna öneri getirmektir. Çalışmanın yöntemi teorik kısımların genel literatür taraması, güncel verilerin grafik analizi ile incelenmesi ve büyükşehir belediyelerine ait belirli yöntemle arıtma yapan atık su tesislerinin etkinliğinin veri zarflama tekniği ile analizidir. Bu çerçevede, kamu kaynakları ile finanse edilen atık su arıtma tesislerinin etkin yönetim bileşenlerine ulaşarak iyi yönetim örnekleri sunulmuştur. Atık suya yeni yaklaşım onu bir sorun olarak görmek yerine su ve enerji kaynağına dönüştürmektir.
Ahmet Yurtseven, Ali Samir Merdan, Burçin Demirbilek, Çağlar Ezikoğlu, Emine Çeliksoy, F. Şeyda Türkay Kahraman, Gürbüz Özdemir, H. Şirin Ak, Halil İbrahim Gül, Hilal Zorba, İsmet Akbaş, Mehmet Özgüden, Osman Gümüşçü, Özge Çelebi, Serkan Ünal Millî egemenliğimizin kurumsallaşması sürecinde çok önemli bir yere sahip olan TBMM’nin açılışının 100. yıl dönümü vesilesiyle Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim elemanlarının katkılarıyla hazırlanan KARATEKİN ARMAĞANI başlıklı bu çalışma, ana teması itibarıyla “TBMM ve millî egemenlik”le ilgili konuları içermektedir. Toplam 15 bölümden oluşan bu kitap; “egemenlik” düşüncesinin kavramsal, tarihsel, siyaset felsefesi ve düşüncesi boyutuyla gelişiminin incelenmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş süreci, öncesi ve sonrası yaşanan gelişmeler, TBMM’nin açılış sürecinde rol oynayan şartlar ve olaylar, konuyla ilgili hukuki, iktisadi ve sosyal perspektifler ve nihayetinde TBMM ile ilgili bazı “güncel” tematik konuları içermektedir. Bu içerik ve muhtevasıyla kitap; siyasi tarih, cumhuriyet tarihi, siyaset bilimi, siyaset felsefesi, siyaset sosyolojisi, kamu hukuku ve benzeri alanlarda çalışan ya da söz konusu alanlara ilgi duyan okuyucu için güncel ve kapsamlı bir kaynak teşkil etmektedir.
Aylin Göztaş, Banu Küçüksaraç, Dilek Esen, Duygu Hıdıroğlu, Elif Tunalı Çalışkan, Eylin Aktaş, Hüseyin Gül, Kenan Demirel, Mehmet Akif Çakırer, Mehmet Mecek, Murat Esen, Nihat Aytürk, Özge Kocakula, Sevim Koçer Kariyer planlaması, kişinin kariyer hedeflerini belirlemek için kullandığı stratejiyi ve bu hedeflere ulaşmanın yollarını ifade eder. Bir kariyer planına sahip olmak, yalnızca iş yaşamında değil yaşamın her alanında başarılı olmak isteyen adaylar için kritik bir öneme sahiptir. Kariyer planlaması, adayın elde etmek istediği başarılara ulaşabilmesi için kariyer aşamalarının kapsamlı bir şekilde ele alınması ve yürütülmesi gereken çok aşamalı bir süreçtir. Kariyer planlaması ile aday, gelecekteki profesyonel yaşamı için alternatif yollar ve güzergâhlar üzerinde önceden düşünme şansına sahip olacak böylelikle kariyer yolculuğunu “senaryo temelli” kurgulayabilecektir. Üzerinde düşünülmüş bir kariyer planı hem sosyal yaşamı biçimlendirecek hem de mesleki gelecek için bir yol haritası sunacaktır. Böylelikle mevcut iş imkânları ile gelecekteki potansiyel kariyer olanakları hakkında bilinçli seçimler yapmak mümkün hâle gelebilecektir. Bu kitap, hem kariyer yolculuğunda mevcut olanakları görmek hem de gelecekteki potansiyel kariyer olanaklarını keşfetmek üzere bir rehber arayışında olan adaylara, akademisyenlere ve iş yaşamındaki profesyonellere yönelik konusunda uzman akademisyenlerin katkıları ile hazırlanmıştır. Her bölümde teorik bilgilerin yanı sıra gerçek kişilerin kariyer yolculuklarındaki başarı hikâyeleri, alanının uzmanları tarafından konuyla ilişkili adaylara yönelik verilmiş olan tavsiye niteliğindeki görüşler ve tüm bunların yanı sıra ilgili bölümde derinleşmek isteyen okuyuculara yönelik ek okuma önerileri ile birlikte film önerileri verilmiştir. Tüm okuyucular için faydalı bir rehber olması dileğiyle keyifli okumalar dileriz.
Abdulgazi Yıkıcı, Adnan Abdulvahitoğlu, Ahsen Saçlı, Aylin Alişan Yetkin, Ayşegül Emine Çetin, Betül Akçeşme, Binali Tercan, Burak Korkmazyürek, Canan Karakaş Ulusoy, Cuma Bolat, Cüneyt Çalışkan, Çağla Atmaca, Derya Ayral Çınar, Ebru Şaşmaz, Eda Ceylan, Elif Nuroğlu, Emine Can, Erkan Polat, Ezgi Orhan, Faruk Demirsoy, Hacı Kara, Havva Cengiz, Hayriye Şengün, Hüseyin H. Nuroğlu, Irmak Dalgıç, İbrahim Ratıp Karaş, İlker Akmırza, İlknur Yeşim Dinçel, Kadir Ulutaş, Makbule Özlem Özbek, Mimarı İrem Çevik, Muhammed Yunus Bilgili, Nazlı Yücel Batmaz, Nihal Bektaş, Nurdan Feyza Yıldırım, Oğuz Gündoğdu, Orhan Sevimoğlu, Osman Uzun, Özcan Sezer, Özden Işık, Özlem Çakır, Rabia Büyükpınar, Sebahat Açıksöz, Selen Avcı, Selma Koç Akgül, Sibel Işık Mercan, Sümeyye Kahraman, Ümmü Gülsüm Kıral, Yüksel Bayraktar, Zehra Tuğba Güzel, Zerrin Aladağ
Aslı Sungur, Ayşe Canatan, Ayşe Merve Saraçoğlu Gezer, Azime Tezer, Bahar Özsoy, Buket Aydın, Burak Mert Parlıyan, Çağlar Oktay, D. Çağrı Yıldırım, Demet Gülhan, Deniz İşçioğlu, Ebru Küçükdüveyki, Elif Özlem Aydın, Erdem AY, Erkan Polat, Esin Yalçıntaş, Esra Banu Sipahi, Fatih Turan Yaman, Ferdane Esra Tanrıkulu, Ferhat Pehlivanoğlu, Ferit İzci, Gökmen Mengüç, Gözde Kestellioğlu, Gülşen Belkuyu, Hasan Hüseyin Taylan, Hatice KALFAOĞLU Hatipoğlu, Hülya Ağcasulu, İsmail Akyüz, Kemal Yavuz Ataman, Kerem Karabulut, Mahmut Güler, Mehmet Küçükmehmetoğlu, Mehmet Murat Payam, Merve Okkali Alsavada, Meryem Küçük, Metin Nalbant, Mine Batal, Muhammed Ziya Paköz, Mustafa Kemal Şan, Müge Sucu Polat, Müjde Altın, Nilüfer Negiz, Nurullah Selçuk, Osman Uzun, Özge Ayas, Özkan Yalçın, Pelin Kılıç, Pınar Savaş Yavuzçehre, Rahmi Tümpalay, Reshad Abilzade, Seda H. Bostancı, Seda Yıldırım, Sema Kızılelma, Şahika Kılıç, Tanyel Özelçi Eceral, Tekin Avaner, Tülay Temelli, Yasin Fahjan, Yeşim Köse, Yıldız Atmaca, Yıldız Atmaca, Zerrin Toprak Karaman, Zeynep Narman
A. Muhammet Banazılı, Abdulkadir Bilen, Abdulkerim Çalışkan, Abdullah Bucak, Abdullah Uzun, Ahmet İlhan, Alper Bilgili, Anıl Suna, Aslı Coşkun, Asuman Altay, Ayhan Küçükmanisa, Aynura Pashayeva, Ayşe Sertdemir, Aziz Belli, Bahar Bıyıklar, Bestami Eken, Ceyda Şataf, Dilvin Özen, Duygu Aksu, Duygu Yıldız Karakoç, Elvettin Akman, Emre Ezin, Ezgi Kovancı, Fethi Furkan Elbir, Gizem Erdoğan, Gülşah Eren, Hasan Kahkeci, İhsan İkizer, İsmail Sevinç, İsmail Sevinç, M. Fatih Bilal Alodalı, Muhammed Miraç Aslan, Murad Canbulut, Mustafa Kömürcüoğlu, Mustafa Lamba, Namık Kemal Öztürk, Ömer Kor, Özge Demirel, Rabia Ardıç Berk, Recep Demir, Selim Çapar, Serdar Simsar, Sinem Dudu Sakal, Şeyma Sevinç, Şuheda Altunok, Şura Zavalsız, Şükrü Nişancı, Tuğçe Bayram Topçu, Tuğçe Hisoğlu Koç, Tümay Mercan, Uğur Ömürgönülşen, Uğur Sadioğlu, Ümmügülsüm Zor, Vedat Yılmaz, Veysel Eren, Yağmur Can, Yakup Bulut, Yaren Duman
Abdullah Bucak, Abidin Kemeç, Adem Sakarya, Ahmet Özkan, Alper Ekmekcioğlu, Asmin Kavas Bilgiç, Ayşegül Mengi, Burak Hamza Eryiğit, Çiğdem Yavuz, Emine Yaman, Fatma Neval Genç, Hamza Ateş, Hasan Kahkeci, Hasan Yaylı, Hüseyin Gül, İskender Güneş, Kemal Kaya, Levent Memiş, Lütfiye Yılmaz, M. Ziya Paköz, Mehmet Can Soyhan, Meltem Gencer, Meryem Arslan, Mete Yıldız, Müslüm Yıldız, Nejla Kılınç, Nisa Erdem, Seda Tapdık, Semih Köseoğlu, Sinem Atay, Sinem Sönmez, Sönmez Düzgün, Suna Ersavaş Kavanoz, Sülün Evinç Torlak, Tancu Söyleyici
Gürol Banger e-Kent, tüm yerel yönetim hizmet ve faaliyetlerinde bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı, vatandaş ve işletmelere internet üzerinden etkin bir biçimde hizmet sunumu, kurum içi birimlerin bilgisayar ağları ile entegrasyonu ve ilgili dış birimlerle iletişimin sağlanmasıdır.
e-Kent sistemini oluşturan her ayrı proje, özel uzmanlık gerektiren projelerdir. Bu tür projelerde eksik bilgi ile yaklaşımlar yanlış tercihlere neden olacaklardır. Bu yüzden yöneticilerin en azından konu hakkında genel bir ön bilgiye sahip bulunmaları projenin başarısını doğrudan etkileyecektir. Elinizdeki kitap bu maksatla hazırlanmıştır.
Kitapta, kente yönelik projeleri planlayacak kent yöneticilerine doğru bir ön bilgi verebilmek maksadıyla temel bilgiler aktarılmakta, bu konuda bir ufkun oluşmasına yardımcı olma hedefi izlenmektedir. Bir taraftan kamu yönetimi ve sosyal bilimci, diğer taraftan bilgi ve iletişim teknolojisini içeren iki ayrı görev disiplininin aynı bir konunun içinde yer alması ve bu farklılığın esasen birbirine benzememesi konunun önemini göstermektedir. Kitap iki ana bölümden oluşmaktadır.
a. Kent ve Yönetim: Bu bölümde kent ve kent yönetimi, sosyal bilimci ve kamu yönetimi tanımlarıyla açıklanmış, yaşanan sorunlar üzerinde durularak gereken temel bilgiler aktarılmıştır.
b. Kent Bilgi Sisteminin Esasları ve Uygulamalar: Yerel nitelikli kamu hizmetlerinin görülmesinde belediye birimleri ile eşgüdümlü olarak çalışan diğer kamu kuruluşları arasında, coğrafi bilgi sisteminin kurulması ile bütünleşmenin sağlanması ve hizmetlerin daha sağlıklı yöntemlerle ve kısa sürede verilmesi fonksiyonları bilgi iletişim teknolojisi esaslarına göre açıklanmış, temel bilgiler verilmiş ve bazı alanlarda sistem tasarım örnekleri verilmiştir.
Aynur Erdoğan Coşkun, Ayşen Şatıroğlu, Betül Kızıltepe, Büşra Turan Tüylüoğlu, Elif Altundere, Mehmet Ali Akyurt, Melek Kırtıl, Merve Ayar Yılmaz, Murat Şentürk, Nursen Tekgöz, Salih Ünüvar, Şefika Aydın, Yusuf Adıgüzel "Antik kentler, orta çağ kentleri ve modern kentler, kapitalist ülkelerdeki kentler, sosyalist ülkelerdeki kentler ve Üçüncü Dünya ülkelerindeki kentler; işte bunların hepsi geniş entelektüel çerçevemizde yer alıyordu. Bunların sonucunda ortaya çıkan kentsel sosyoloji aklınıza gelen her şey olabilirdi; eğer bunun kentlerde meydana geldiğini görebildiyseniz, o zaman kentsel sosyoloji literatürünün herhangi bir yerinde tartışıldığını da görebilirdiniz." Saunders, R (2013). Sosyal teori: Kentsel sosyoloji (S. Doğru Getir, Çev.). ideal Kültür Yayıncılık.
Kentin inşası ve kentlerin neredeyse dünyanın her köşesine yayılması tüm zamanların en başarılı insan yaratımlarından biri olmuştur. Bugüne
kadar pek çok açıdan tartışılmış, farklı disiplinlerle ilişkilendirilmiş ve üzerine yazılmış zengin bir literatür bulunan kent ve kent çalışmaları hakkında bir sınıflandırma yapmak oldukça zor olsa da bu kitabın çerçevesi nüfus biliminden kentleşme olgusuna, kır pratiklerinden gecekondulaşma sürecine, toplumsal hareketlilikten göç çalışmalarına kadar geniş bir perspektifle ve aşamalı olarak geliştirildi.
Kent Çalışmalarına Giriş, bugün hâlâ önemini koruyan ve gündemden düşmeyen kent, kirve göç konularına adım adım yaklaşarak geçmişin ve
günümüzün dinamiklerini aydınlatmayı amaçlıyor. Hem kent çalışmalarına ilgi duyanların hem de uzmanların başvurabileceği bu eser, bir
başlangıç kitabı olması ve akademik bağlamda bütünlük oluşturması açısından önem arz ediyor.
Nilüfer Negiz, Songül Sallan Gül Kentler, bir yerleşim yeri ve yaşam alanı olarak sosyolojik açıdan derin farklılıkları, çelişkileri ve eşitsizlikleri barındırır. Mezopotamya’dan itibaren toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, ataerkil toplum ve devlet yapılarıyla birlikte kentlerin bir parçası olmuştur. Kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıklar, toplumsal iş bölümü ve mekânsal ayrışmaların eril inşasıyla eşitsiz ve hiyerarşik farklılıklara dönüştürürken kenti devletle ve kamusallıkla özdeşleştirmiştir. Kadınlar ise kentte daha çok özel alanda yaşayan bir azınlık olarak görülmüşlerdir. Sanayi Devrimi’yle istihdamın artan kentsel niteliği modern toplum ve demokratik gelişmelere olanak sağlamışsa da kamusalın eril niteliği kentsel yaşamdan kadınları ya uzak tutmuş ya da katılımlarını sınırlamıştır. Kentin sorunları da ya cinsiyetten bağımsız (!) görülmüş ya da cinsiyet körü olarak ele alınmıştır. 21. yüzyılın en küçük kentten mega akıllı kentlere kentsel gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun kentlerde toplumsal cinsiyet eşit(siz)liği sorunu devam etmektedir. Sosyal devletin daha da gerilediği, neoliberal piyasa ekonomisi ve geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin (ev işleri, çocuk ve bakım sorumlulukları) kadınlara dayattıkları ve ihtiyaçlar göz ardı edilmektedir. Hatta kent mekânı düzenlemeleriyle kadınlara özgü ayrıştırılmış kamusal alanlar oluşturulmaktadır.
Oysa kadınlar ne ister? Yaşadıkları kente, kenttaş olarak tüm alan ve ilişkilerine katılım, temsil ve sorumluluk almak, eşit olmak. Bu kitap, sizleri bu sorgulama alanında bir saha araştırmasının bulguları eşliğinde kısa bir yolculuğu davet etmektedir.
Ali Davut Alkan, Bahadır Metin, Bilal Çilkaya, Emrah Atar, Ersin Eraslan, Esra Çelebi Zengin, Gizem Altay, Handan Yıldırım, Hava Tahtalıoğlu, Hayriye Sağır, Kamil Hakan Derin, Melih Coşgun, Seyida Erkek, Süleyman Koç, Şükrü Türköz Dinamik bir yapıya sahip olan yönetim, içsel ve dışsal pek çok faktörden etkilenerek şekillenmektedir. Bu doğrultuda; sosyopolitik, teknolojik ve çevresel alanlarda yaşanan gelişmeler ile sorunlar, kamu yönetiminde yeni kavram, ilke ve politikaların benimsenmesini gerekli kılmaktadır. Söz konusu bu değişim ve dönüşüm süreci ise halka en yakın birimler olmasıyla öne çıkan yerel yönetimleri, değişen beklenti ve ihtiyaçlar nedeniyle daha yakından ilgilendirmektedir. Ayrıca toplumsal olayların odak noktasında yer alması, kent ve kentli yaşamından sorumlu olması, yerel yönetimlerin önemini arttırmaktadır. Ancak bu yönetim birimleri sadece olumlu gelişmelerin değil yaşanan olumsuzlukların da en birincil muhatabı olarak konumlanmaktadır. Bu nedenle günümüzde yerel yönetimlerin; bilgi teknolojileri ve yönetim yaklaşımlarındaki güncel stratejilerden ihtiyaçlara göre yenilikçi projeler üretmeye, kentin-kentlinin tarihsel ve kültürel değerlerinin yaşatılmasından çevre kirliliği ve iklim değişikliği ile mücadeleye, karbon nötr yaklaşımlardan gıda güvenliğine, toplumsal hareketlerden göç ve göçmenlerle ilgili sorun ve konulara kadar geniş bir alanda çözüm ve politika üretmeleri gerekmektedir. Yerel yönetimlerin yeni çalışma alanlarını da işaret eden konu başlıkları özelinde hazırlanan bu kitap ile hem kamu yönetimi ve yerel yönetimler alanında çalışanlara hem de kenti ve kentliyi yönetenlerin yönetim süreçlerine katkı sağlanacağı düşünülmektedir.
Pelin Pınar Giritlioğlu Planlamanın hukuk ve siyasetle giderek daha fazla iç içe geçtiği günlerde, ülkemiz kentleri afetlerle, kentsel dönüşümle, yasal gelişmeler ve hukuk mücadeleleriyle oldukça yoğun bir gündeme ev sahipliği yapıyor. Bu sistemden beslenen iktidar, güç, bölüşüm ilişkilerinin alt ölçekte kenti ve kent mekânını sınır tanımaksızın şekillendirişine tanıklık ediyoruz. Bu tanıklık, ormanlar, tarım alanları, meralar, su havzaları, tarihi kent mekânları, kimlik ve bellek gibi kente dair ne varsa tümünü içeriyor. Kent mekânı hızla bir mücadele alanı olmaya başlıyor.
“Kentin Hukuku" adlı bu çalışma, teori ve pratiği hukuk zemininde bir araya getirmeyi hedefleyerek tüm bu süreci, kentlerdeki deneyimler üzerinden ele alıp okumaya, sorgulamaya ve okuyucuya aktarmaya çalışıyor. Tek bir zaman dilimine odaklanmama ve süreci bir bütün olarak okuma ve anlama çabasıyla ele alınan tüm bu deneyim, çalışmada planlama ilke ve esasları, planlama hiyerarşisi, plan uygulamaları ve davalar, emsal yargı kararları, örnek olaylar, yasal gelişmeler ve kent mekânındaki hukuksuzluğa bir itiraz olarak yükseltilen kent mücadeleleri üzerinden ele alınarak sunuluyor. Kent, mekân, hukuk arasındaki sorunlu ilişki, “Kentin Hukuku”nda; planlama, kentsel koruma, kentsel dönüşüm, kentsel yenileme, kamulaştırma ve kamusal alanlar ekseninden derinlemesine bir sorgulamayla ortaya konuyor.
Zuhal Önez Çetin Uluslararası ve ulusal ölçekte kentler gün geçtikçe daha fazla sorunla mücadele etmekte, kentsel otoriteler kentteki kırılganlıkları önlemek ve kentsel sorunlara çözüm bulmak adına plan, politika ve girişimler geliştirmeye çalışmaktadır. Bu noktada, kentsel dayanıklılık kavramı kentsel çalışmalarda daha fazla yer almaya başlamıştır. Son 20 yıllık dönemde dünyada çok sayıda kentsel dayanıklılık girişimi ve programı; kentsel problemlerin azaltılması ve yok edilmesi üzerine odaklanmaktadır. Çalışmadaki esas amaç; temel misyonu kentsel dayanıklılığı kentte yaşamlarını sürdüren bireylerin refahını sağlamak adına oluşturmak olan UN-Habitat'ın (Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı/ BM-Habitat) kentsel dayanıklılık ile olan ilişkisini ortaya koymak ve BM-Habitat Kentsel Dayanıklıklık Profili Oluşturma Programı ve Aracı'nın uygulandığı Asunción Kenti (Paraguay), Maputo Kenti (Mozambik), Port-Vila Kenti (Vanuatu), Dakar Kenti (Senegal), Yakutsk Kenti (Rusya) kapsamında BM-Habitat'ın kentsel dayanıklılığa olan katkısını incelemektir. Çalışmanın uluslararası ölçekteki başarılı kentsel dayanıklılık girişim ve programlarının incelenmesi ve kentsel dayanıklılık konusunda kilit öneme sahip bulunan BM-Habitat'ın, Kentsel Dayanıklılık Profili Oluşturma Programı ve Aracı kapsamında kentsel dayanıklılık konusundaki katkılarının açıklanması bağlamında kent çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Zeynep Peker Bu kitap, Şehir ve Bölge Planlama bölümünde öğrenim gören lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrenciler ve kentsel ekonomiye ilgi duyanlar için ders kitabı ve temel başvuru kaynağı olarak hazırlanmıştır. İktisat, Kamu Yönetimi, İşletme ve Coğrafya bölümü öğrencileri açısından yardımcı kaynak niteliği taşımaktadır.
2006 yılından günümüze değin Kentsel Ekonomik Analiz ve Şehir Ekonomisi I adlarıyla verilen lisans dersleri kapsamında hazırlanan ders notlarının geliştirilmesiyle ortaya çıkan bu kitapta; mikroekonomi kavramları ve ekonomik analize dayalı olarak “Kentler neden vardır? Kentler nasıl büyür? Kentler sistemi nasıl çalışır? Kentsel arazi nasıl dağıtılır? İşletmeler pazarı nasıl paylaşır? Hanehalkları nerede yer seçer? İşletmeler nerede yer seçer?” soruları yanıtlanmaktadır.
Kitabın yazımında konuların açık ve anlaşılır kılınması adına yer yer basit ders anlatım dili benimsenmiş olmakla birlikte yapılan aktarımlar grafik diliyle de desteklenmiştir.
Nilüfer Negiz, Niran Cansever, Seda Efe, Seda Tapdık Terzioğlu İnsanlığın topluluktan toplum olmaya gelişim sürecinin adımları yerleşim tarihi sürecinde kent kurabilme becerileri üzerinden izlenebilmektedir. Erken tarihten günümüze uzanan binlerce yıllık birikimin içinde kadının kentsel yaşamın, kamusallığın ve kent sokaklarının “görünür” aktörü olabilmesi ancak modern kentin ve ulus devletin sonucu olarak mümkün olabilmiştir. Modern dünyanın kentlerinde tıpkı uluslarda olduğu gibi gelişmişlik sosyoekonomik olarak önemsenmiş ve çeşitli sınıflandırmalar doğmuştur. Gelişmiş, gelişmekte olan, az gelişmiş gibi… Bu sınıflandırma çabalarının içinde aranan kriterler zamanla genişlemiş ve kadına dair göstergeler uluslararası ve ulusal gelişmişlik tanımlamaları içinde yer bulmuştur. Kent özelinde ise kadına dair sayısal verileri de kapsayan bir başlık olarak “kadın görünürlüğü”nün kentsel gelişmişliğin bir göstergesi olması gerçeği göz ardı edilmiş ve edilmektedir. Oysa kentlerde artan kadın hareketliliği; kentlerdeki yaşam kalitesine, kentin sürdürülebilirliğine, kentin dayanıklılığına kısaca kentin şekillenmesine katkı sağlamaktadır. Öte yandan günümüz kentlerini daha karmaşık hâle getiren her bir sorun ise kadınların kentlerdeki dezavantajlı konumunu daha da perçinlemektedir. Kadın-kent-mekân ilişkisi hem ekonomik hem sosyal gelişmişlik için stratejik bir konudur.
Kentsel gelişmişlik ve kadın görünürlüğü ilişkisini tüm ayrıntılarıyla ele almış olan bu eser, ulusal/uluslararası belge ve politikalarla, siyaset/yönetimde güncel kadın temsil sayılarıyla kadın görünürlüğünü teorik olarak incelemiş ve Türkiye'nin farklı bölgelerindeki kentlerde kadınlar tarafından derinlemesine yapılan bir araştırmanın sonuçları ile harmanlanarak oluşturulmuştur.
Kentlerde kadın görünmezliği sorununun çözümüne bir nebze olsun ışık tutması dileğiyle…
Zuhal Önez Çetin Paylaşım kavramının kökleri eskiye dayanmakla birlikte paylaşım ekonomisi yaklaşımının ortaya çıkışı 1990'lı yıllara dayanmaktadır. Paylaşım ekonomisinin de kentler üzerinde özellikle hizmet sunumu konusunda önemli etkisinin bulunduğu vurgulanmaktadır. Günümüzde, kentlerde paylaşım temelli platformların farklı sektörlerde kapsamlı hâle geldiği görülmektedir. Çalışma kapsamında, uluslararası kentsel paylaşım program, proje ve girişimleri olarak Paylaşım Şehirleri İsveç Programı (Sharing Cities Sweden/A National Program for the Sharing Economy in Cities), Kentsel Paylaşım-Fazla Ekonomiden Erişim Ekonomisine Projesi (Urban Sharing-From Excess Economy to Access Economy), Kentsel Paylaşım Projesi (Urban Sharing Project), Paylaşılan Kentler: Yaratıcı İvme Programı (Shared Cities: Creative Momentum), Paylaşım Kentleri Eylemi (Sharing Cities Action), Paylaşım Kentleri Avrupa Birliği (AB) Projesi (Sharing Cities EU Project: Horizon 2020) ve Paylaşım Kenti (SHARECITY) Projesi ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Program ve projelerde yer alan kentler bağlamında kentsel paylaşım uygulamaları ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Çalışmanın, paylaşımın ve özellikle de kentsel paylaşımın kentler açısından öneminin ortaya konulması ve uluslararası ölçekteki başarılı kentsel paylaşım programlarının incelenmesi bağlamında kent çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Hamza Kurtkapan 20. yüzyılın ortalarından itibaren gelişen yaşlılık sosyolojisi literatüründe, yaşlılık, sosyoekonomik değişkenler bağlamında çeşitli özelliklere göre çalışılmaktadır. Bunlar arasında kırsal ve kentsel alanlarda yaşlanmaya dair çalışmalar da yer almaktadır. Yaşlılık sosyolojisi literatür okumalarında özellikle kentsel ortamdaki yaşlılarla ilgili çalışmaların yetersizliği, kentli yaşlılar üzerine çalışmayı motive edici bir unsur olmuştur.
Kentleşme, başta aile olmak üzere bütün toplumsal kurumları derinden etkilemektedir. Bu süreçten en çok etkilenen bireylerin başında ise yaşlılar gelmektedir. Kentleşme ve yaşlılık ilişkisinin ele alındığı bu araştırmada, kentsel yaşamın ortaya çıkardığı yoğunluk, karmaşa ve hız faktörlerinin yaşlının hayatını nasıl şekillendirdiğine odaklanılmaktadır. Kentin sunduğu hayat şartlarının yaşlıların kendileri için öngördüğü hayat tarzı ile örtüşmediği rahatlıkla söylenebilir. Zira yaşlılar genel olarak kendileri için dingin ve sakin bir hayat isterlerken, kent, yaşlıların bu taleplerini karşılamaktan büyük ölçüde uzaktır. Bundan dolayı kentin yaşlılar için ne derece uygun olduğunun tartışılması, aslında kentsel yaşamın kendisini eleştiriye açması anlamına gelmektedir.
Cavit Kuşgöz Herkese ait olan kıyılar neden her geçen gün doğal kimliğini kaybediyor? Sermayenin tahakkümü altına giren kıyılar, herkesi kıyının dışına mı itmeye çalışıyor? Kıyılarda gerçekleşen faaliyetler ile gelecek nesillerin kıyıdan faydalanma hakkı elinden mi alınıyor? Kıyıların yaşatılması ve yönetilmesi noktasında, yetkili devlet kurumlarının veri ve uygulama eksikliği sonucunda kıyılar gereğinden fazla mı tüketiliyor? Avrupa'daki bazı ülkeler kıyıların daha iyi yönetilmesi konusunda güçlü bir kıyı yönetim rejimi oluşturma gayretinde iken Türkiye neden yasal ve yönetimsel zayıflıkları ile kıyıların yok edilişini izliyor?
Kıyı alanlarının yönetiminde yaşanan sorunlara ilişkin önemli çalışmaları bulunan Cavit Kuşgöz, bu kitapta sözü edilen sorulara cevap arayışında. Kıyının doğal niteliğinin yapılı alan niteliğine dönüşmesi süreçlerinin kontrolsüzce gerçekleştiğine ve kıyının temel dinamiklerinin bozulduğuna değinen Kuşgöz, bu durumdan bir çıkış yolu sunma çabası içinde. Kıyılardaki mevcut sorunların giderilmesine katkılar sağlayacak olan bu kitap, kıyıları yaşatmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
M. Cengiz YILDIZ, Mustafa GÜNDÜZ Komşuluk, sosyal etkileşimin farklı boyutlarıyla yoğun bir şekilde yaşandığı toplumsal bir olgudur. Bu olgu, sosyal bilimlerin pek çoğunun inceleme alanına girmesine rağmen, daha çok sosyolojiyi ilgilendiren boyutlara sahiptir. Bu toplumsal gerçekliğe karşın, komşuluk Türkiye'de, sosyologlardan gerekli düzeyde ilgi görmemiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Türkiye'deki sosyoloji anlayışının, Batı'nın etkisinde olmasıdır. Geleneksel komşuluk ilişki biçimlerinin izleri, modern Batı toplumlarında büyük oranda kaybolmaya yüz tutmuş olmasından dolayı, komşuluk konusu, Batı sosyolojisinde göz ardı edilmiştir. Buna karşılık, geleneksel komşuluk ilişkilerinin, Türkiye'de hâlâ canlı bir şekilde varlığını sürdürdüğü gözlenmektedir.
Komşuluğun ele alındığı bu eser, sözü edilen alandaki boşluğu doldurmak amacına yönelik olarak hazırlanmıştır. Eser, TÜBİTAK tarafından desteklenen bir proje çalışmasının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bir yönüyle; akademisyenlerin, bağımsız araştırmacıların ve sosyal bilimlerin farklı alanlarında öğrenim gören öğrencilerin istifade edebilecekleri veriler içermektedir. Bunun yanında, bir “araştırma projesi örneği” olarak da araştırmacıların ilgisini çekebilecek özelliklere sahiptir.
Amina Saliha Yavuz, Ebru Caymaz, Ece Baban, Fahri Erenel, Gökhan İbrahim Öğünç, Güngör Şahin, Güray Alpar, M. Kani Hacıpaşaoğlu, Mehmet Cem Oğultürk, Mesut Hakkı Caşın, Özlem Salı, Salim Kurnaz, Sina Kısacık, Tarık Ak Eylül 2019 ayı içerisinde Suudi Arabistan'ın ARAMCO petrol tesislerine yapılan saldırılar, 11 Eylül sonrası kritik altyapı ve tesis güvenliğinin, yeni asimetrik saldırılar karşısında ne ölçüde yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu saldırının güvenlik bağlamında devletleri ciddi arayışlara sevk ettiği, devlet dışı aktörlere ise cesaret verdiği ve motivasyon sağladığı değerlendirilmektedir.
Dünya petrol tüketim talebinin %10'unu karşılayan Suudi Arabistan'da %50'ye varan üretim düşüşüne yol açan saldırı, 2018 yılında yaptığı 67.8 milyar dolarlık askerî harcama ile bu konuda dünyada 3. sırada olan Suudi Arabistan'ın ileri teknoloji ürünü sistemleri ile önlenememiştir.
Her güvenlik yapılanması, zaman içinde kendi kurguladığı güvenlik planlama anlayışının kısır döngüsüne girmekte, standartların dışına çıkamamaktadır. Teknoloji bir yere kadar güvenlik açığını kapatabilir. Unutulmamalıdır ki esas güvenliği sağlayacak olan “aklın akılla savaşı”dır.
İskender Güneş Geçmişe kıyasla dünya hızla değişirken yaşanan bu süreçten şehirler de etkilenmekte, hatta değişimde dinamik rol üstlenmektedirler. Günümüzün kabul gören küresel siyasi, ekonomik, kültürel unsurlarının idari rolünü de üstlenen küresel şehirler ise âdeta bu sürecin merkezî konumundadır. Dünyada ön plana çıkan ve kalkınmanın ve gelişimin öncüsü olma yolunda da önemli mesafeler alan New York, Tokyo, Londra, Paris, Hong Kong gibi küresel şehirler arasına ülkemizden katılan İstanbul'un yanı sıra bazı şehirlerimiz de aday konumdadır. Küresel ölçekte rekabet yaşayan bu şehirlerin kıyaslanması ve yarışta hangi konumda olduklarının anlaşılması maksadıyla yapılan endeks çalışmaları da ayrı bir öneme sahiptir. Bu eser şehirleri ve onların bulundukları konumları irdelemesi bakımından ulusal ve yerel düzeyde ülkemizde bu alanda çalışma gösteren merkezî ve yerel yönetimdeki ilgililere ve araştırmacılara faydalı olacak bir çalışma niteliğindedir.
Ahmet Yusuf Yüksek, Alev Erkilet, Elif Merve Gürer, Faruk Karaarslan, Gökçen Kılınç Ürkmez, Meryem Küçük, Ömür Nihal Karaarslan, Özlemnur Ataol-Akpınar, Rumeysa Çavuş, Yunus Çolak Kent, yalnızca mimarinin ya da planlama yaklaşımlarının ko­nusu olan bir gerçeklik değildir. Kentlere dönük her üretimi ya da mimar/plancı müdahalesini çeşitli toplumsal nedenler çerçevesinde anlamak ve toplumsal etki ve maliyetleri çerçe­vesinde değerlendirmek de gerekir. Bu açıdan bakıldığında, değerlerin analize katılması ayrı bir önem taşımaktadır. Ki­taptaki yazıların ana fikri, kentsel yaşamın kalitesinin yük­seltilmesi, toplumsal adalet, eşitlik ve katılımın artırılması, yoksulluğun azaltılması gibi pek çok konunun aynı zamanda insanca yaşamanın asgari gerekleri olduğu ve kentsel sorun­lara dair analizlerin eylemsel sonuçları bulunması gerektiği kabulüne yaslanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, kitapta yer alan makaleler hem toplumsal politika yapıcıların hem de kentin sakinleri olarak bizlerin bu konularda ne yapma­mız gerektiğine dair ipuçlarını da içinde barındırmaktadır.
Katkıda Bulunanlar
Alev Erkilet, Ahmet Yusuf Yüksek, Ömür Nihal Karaarslan, Faruk Karaarslan, Gökçen Kılınç Ürkmez, Yunus Çolak, Meryem Kü­çük, Rumeysa Çavuş, Elif Merve Gürer, Özlemnur Ataol-Akpınar
Araf Öykü Türken, Arzu Maltaş Erol, Ayşenur Aydın, Batu Kepekçioğlu, Beyza Takta, Çiğdem Akman, Damla Erenler, Dinemis Aman, Emre Söylemez, Eren Kürkçüoğlu, Gizem Parlak, Hakan Ömer Tunca, Hatice Ayataç, Hülya Küçük Bayraktar, Hüseyin Gül, İnci Parlaktuna, İrem Ece Akpınar, Kaan Özgün, Kadriye Burcu Yavuz, Levent Memiş, M. Kemal Öktem, Mahmut Hüdayi Özgül, Marika Fior, Nihan Balkan, Parla Güneş, Selin Karsan Ayanoğlu, Selin Turan, Sezen Savran Penbecioğlu, Tayfun Salihoğlu, Toygun Atasoy, Yasemin Çakırer Özservet, Yeşim Tanrıvermiş Kentsel alanlarda yerelin en küçük nüvesi olan mahalle, her daim güncel bir meseledir. Mahalleyi odağına alan ilk çalışmamızın ardından bu sefer pandeminin etkisiyle değişen yerel anlayışımızı sorgulamak ve gittikçe daha fazla dijitalleşen yaşamımıza ışık tutmak hedefiyle bu çalışma karşınızdadır.
Küresel bir salgına dönüşen Covid 19, yerelde kendisini özellikle kentlerde yoğun şekilde göstermiştir. Kentlerdeki çılgın kalabalık, salgın tehlikesiyle apaçık bir tehlikeye dönüşmüş ve kalabalıktan uzak, daha sessiz, daha doğal ortamlara duyulan hasret daha da artmıştır. Pandemi ve eve kapanma sürecinin ardından mahallelerde neler yaşandı, kaçış mı, sağlıklı bir duruş çabaları mı gibi bir çok etkiye yönelik irdelemeleri bu çalışmada bulabileceksiniz. Bununla birlikte kentsel alanların sağlık perspektifinden yeniden ele alınması ve daha demokratik kentsel yönetimlere mahalle ölçeğinden pandemi sonrası nasıl ulaşılabileceği tartışmaya açılmaktadır. Dijitalleşme üzerinden katılımcı mekanizmaları mahalle odağında tartışmaya açan yazılara da burada rastlayabileceksiniz.
Böylece kitapta, iki senedir hayatımızın her noktasına sirayet etmiş olan pandemi ve sonrası gelişmeler ışığında, değişen normalimize bakan yeni ve öncü çalışmaları okuyabileceksiniz.
Hikmet Kavruk Osmanlı'da kentsel yerleşimler, her biri sosyal ve idari bir bütün olarak gelişen mahallelerden oluşmaktaydı. Osmanlı mahallesi herkesin birbirini tanıyabileceği ve komşuluk hukukunu yaşayabileceği bir büyüklükte idi. Mahalle yerleşimi ve yönetimi, müteselsil kefalet sistemi ve müşterek sorumluluk esası üzerine kuruluydu. Bir mahalleye yerleşmek için iyi ahlak sahibi olmak yanında, o mahallede yerleşik bir ailenin kefilliği gerekmekteydi. Her bir mahalle kendi hizmetini kendisi görmek durumundaydı. Yönetsel olarak 1829 yılına kadar mahallenin dinî liderleri yetki sahibiyken, 1829 yılından itibaren yetki kurulan muhtarlık birimlerine geçmeye başlamıştır.
Cumhuriyet dönemi boyunca mahalle, kimlik sorunu yaşamaktaydı. Mahalle, yerel düzeyde bir yönetsel birim olsa da, bir yerel yönetim birimi değildir ve dolayısıyla tüzel kişiliği de yoktur. Muhtarlık, yetki ve statü olarak mahalleyi temsil etmekten uzaktır ve mahallenin hizmetinden ziyade, mahallede devletin işlerini görmektedir. Son dönemlerde mahalle yönetiminin zayıf bağlarla da olsa belediye ile ilişkilendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Büyükşehirlerde mahalleler aşırı büyümüştür. Mahalle içinde sosyal dayanışmayı, komşuluğu teşvik edecek mekanizmalar oldukça azalmıştır. Kiracılık ve sık taşınma yaygınlaşmıştır. Sayıları hızla artmakta olan ve sakinlerince yeterince sahiplenilemeyen mahallenin, muhtarlıklarınca da temsili ve yönetimi yetersiz kalmaktadır.
Bu kitapta, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde mahalle yerleşimi ve yönetiminin gelişimi işlenmekte, iki binli yıllarda mahallenin sorunları ve bu sorunlara karşı çözüm önerileri araştırılmaktadır.
Nuri TORTOP - Burhan AYKAÇ - Hüseyin YAYMAN - Akif ÖZER Son dönemde yaşanan küreselleşme, yerelleşme, bölgeselleşme, hizmette halka yakınlık, yönetişim gibi teorik tartışmalar ülke yönetimlerini etkilemekte ve devletleri topyekûn yeniden yapılanmaya zorlamaktadır. Kamu ve özel sektör örgütleri arasındaki farklar azalırken, bu örgütlerin amaçlarına ulaşmaları, etkili, verimli ve başarılı sonuç almaları, örgütlerin görev ve yetki paylaşımı dengesinin yeniden düzenlenmesi ve insan unsurunun doğru ve rasyonel bir biçimde kullanabilmesi ile mümkün olabilmektedir. Sayılan bu gerçekler, hepimizi yaşanan hızlı değişime uyum sağlamaya zorlamaktadır. Bu kapsamda, kısa sürede tükenen Mahalli İdareler kitabımızın ikinci baskısının yenilenmesi bir zorunluluk oldu. Çünkü dünyada yaşanan hızlı değişimden ülkemiz de büyük oranda etkilenmekte ve kitabın omurgasını oluşturan mevzuat sürekli olarak yenilenmektedir. Bu sürece uyum sağlayabilmek için kitabımızın bu yeni baskısında oldukça yeni sayılabilecek düzenlemeler yaptık. Her bölüm sonuna; bölüm kaynakçası, okuma parçaları ve değişen mevzuata yönelik ekler koyduk. Bu yeni şekliyle oldukça kapsamlı sayılabilecek çalışma Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde okutulan Mahalli İdareler dersinin içeriğine bağlı kalınarak hazırlanmıştır. Çalışmanın öğrencilerimize ve konu ile ilgilenen herkese yararlı olmasını diliyoruz.
Mustafa SAKAL, Ahmet KESİK, Tekin AKDEMİR Son 30 yılda demokratikleşme ve ekonomik etkinliği sağlama çabaları çerçevesinde kamu mali yönetiminde reforma yönelik uygulamalar hayata geçirilmiştir. Gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülke, bir taraftan yüksek kamu kesimi açıkları ve borç stoğunun neden olduğu sorunları gidermek için kamu harcamalarını kısmak ve bütçe açıklarını azaltmaya yönelik önlemleri hayata geçirirken, diğer taraftan kamu yönetiminde etkinliği ve etkililiği artırarak kamu hizmetlerinin kalitesini yükseltmeye çalışmıştır. Kamu hizmetleri talebindeki artışı geçmişe kıyasla daha sınırlı kaynaklarla gerçekleştirme zorunluluğu, kamu yönetiminin fonksiyonlarının daha etkin gerçekleştirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda yerinden yönetimi hedefleyen reformlar uygulamaya konulmuştur.

Yerinden yönetime yönelik reformlarla, kamu kesiminin zayıf performansı, etkinsizliği ve tüketici tercihlerini yeterince dikkate almayan hizmet arzı yapısından kaynaklanan sorunlar, kamu yönetiminde daha fazla katılımcılık, saydamlık ve hesap verebilirlik sağlanarak giderilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla bir çok ülkede yerel yönetimlerin görev ve gelirleri artırılırken, kamu görev ve gelirlerinin yönetimlerarası tahsisinde optimum bölüşümü sağlamaya yönelik arayışlara girişilmiştir.

Mali yerinden yönetim kavramının teorik boyutlarının yanı sıra, uygulamadan örneklerle ele alındığı bu çalışmada; yerinden yönetimin kavramsal boyutu ortaya konularak, yönetimlerarası ilişkilerin dört ayağını oluşturan gelir paylaşımı, görev paylaşımı, yönetimlerarası transferler ve borçlanma konuları alanında önde gelen akademisyen ve bürokratların katkılarıyla detaylı bir analize tabi tutulmuştur. Mali yerinden yönetimin teorik altyapısını ülke uygulamaları ile ilişkilendiren bu açıklamaların yanı sıra, bütçeleme, saydamlık, hesap verebilirlik, performans ölçümü ve mali denetim konuları ağırlıklı olarak Türkiye’deki mevcut yerel yönetim uygulamaları ışığında ele alınmıştır. Mali yerinden yönetimle ilgili teorik çalışmalar ve uygulamalara önemli ölçüde rehberlik etmesi beklenen bu çalışmanın yerel yönetimler maliyesi literatürüne önemli ölçüde katkı yapması beklenmektedir.
Steven L. McShane - Mary Ann Von Glinow, McGraw Hill Türkçe yazında “Örgütsel Davranış” alanında eserler olmakla birlikte; disiplinler arası anlatım ve güncel örnekler ile birlikte teori ve pratiği bütünsel bir şekilde sunan çalışmaya pek de rastlanmamaktadır. Prof. Dr. Steven L. Shane ile Prof. Dr. Mary Ann Von Glinow`un Örgütsel Davranış kitabı; bölümlerin düzenlenmesi, anlatım biçimi, klasik ve güncel kavram ve kuramlar, bunların günlük çalışma hayatına nasıl yansıdığına dair örnekler, okuyucuyu içeriğe hazırlayan soru ve kazanımlar ile birlikte Türkçe yazına önemli bir katkı sağlayacaktır. “Örgütsel Davranış” disiplinini; bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin çalışma hayatına etkileri, takım çalışması, uluslararası araştırmalar, örnek olaylar, güncel örnekler ve tartışmalar ile ele alan bu kitabın hem akademisyenlere hem lisans ve lisansüstü öğrencilere hem de merak eden herkese faydalı olması dileğiyle…
Nihat Aytürk Kamusal ve kurumsal yaşamda (iş ortamında) resmî yazışma, konuşma ve görüşmeler; toplantı, tören ve törensel etkinlikler; davet, ziyaret ve ziyafetler; resmî iş, işlem ve etkinlikler biçim ve yöntem olarak protokol ve sosyal davranış kurallarına uygun biçimde yürütülür. Bu yüzden protokol ve sosyal davranış kurallarını bilmek ve bu kurallara uymak temsil ve itibar açısından önemli ve gereklidir. Çünkü protokol ve sosyal davranış kurallarını bilen, bu kurallara uyan ve bunları uygulayan kişi ve kurumlar kamusal ve sosyal yaşamda daima takdir edilir ve tercih edilirler.
Kitabın amacı; üniversitelerde okuyan tüm öğrencilere, kamu kurumlarında ve özel kuruluşlarda (işletmelerde) çalışan bütün yöneticilere, yönetici adaylarına, yönetici asistanlarına, uzmanlara, halkla temas noktasında olan ve halka hizmet sunan bütün görevlilere yönetim ve iş hayatlarında ve sosyal yaşamlarında kullanacakları protokol bilgi ve becerileri kazandırmak; bu bilgileri başarıyla uygulamalarını sağlamak; böylece bireysel, kurumsal, ulusal ve uluslararası düzeyde başarılarını, etkinlik ve saygınlıklarını artırmaktır.
Bu kitap; üniversitelerin Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Meslek Yüksekokullarında okutulan Protokol ve Sosyal Davranış Kuralları ders programına uygun olarak hazırlanmıştır.
A. Esra Bölükbaşı Ertürk, A. Nazlı Soykan, Abdulkadir Atar, Ali Özçağlar, Çerağ Esra Çuhadar, Durmuş Gür, Emre Sakaoğlu, F. Eray Dökü, Heidemarie Doğanalp Votzi, Hür Kalyoncu, Hüseyin Karataş, İbrahim Canbulat, Kadir Şahin, Mehmet Emre, Mehmet Kütükçüoğlu, Mehmet Somuncu, Metin Asar, Muammer Aksoy, Nuray Türker, Serdar Ösen, Sevgi Aktüre, Şahin Yıldırım, Tansı Şenyapılı, Uğurol Barlas, Ünal Özdemir, Yaşar Serkal Yıldırım, Yılmaz Aksoy Kaleyi çevreleyen kanyonlara yerleşmiş Çarşı da gezinti, lunapark trenine binmeye benzer. Bir bakmışsınız tepedesiniz, bir bakmışsınız çukurda. Bu, hepi topu 1.000 m yarıçapında bir alanda, zamanda 2.900yıllık bir gezidir.
Kale, 7. yüzyılda Arap istilaları sırasında Anadolu halklarının polisleri terk edip daha güvenli bularak sığındığı kastronlardan biridir. Kalenin kuzeydoğusundaki evliya Hasandede’nin oralarda bulunan Büyük Göztepe Tümülüsü sizi yalnızca çok yükseklere çıkarmaz, MÖ 900'lere de götürür. Tarım ve hayvancılık yapan Frigyalı bir büyük adamın mezarına, elma kurtları gibi dar tünellerle defalarca girilmiş ve içi boşaltılmıştır. Bunlardan birinde tavan yıkılınca nebbaşlar takım taklavatı bırakıp kaçmışlardır. Biraz ileride nekropoliste (mezarlık) toprağı çalınmış bir tümülüs daha bulunur. Açıkta kalan mezar odasına yeniden birileri gömülmüş ve burası türbe olarak bellenmiştir. Mezarlığı gezerseniz Bizans spoliasının Müslüman mezarlarında devşirme kullanılmış olduğunu görürsünüz.

Önünüze çıkan Roma Yolunun önemli bir kısmı, kamu hizmeti babında asfaltlanmıştır. İzlerseniz sizi Kileciler'in evinin köşesine, Deve Yoluna kadar ulaştırır. Romanın en önemli hayvancılık merkezi olan Paflagonya’nın katırları bu yoldan Gemlik ve İzmit körfezlerine, oralardan da gemilerle tüm Roma toprağına dağılırlardı. Osmanlı Döneminde ise Konstantiniyye’nin et ihtiyacı için toplanan kızıl koyunlar bu yoldan geçmekteydi. Bu yollarda 1940'lara kadar kervanlar işler; Çankırı’dan kaya tuzu, şeker, kil, kuru üzüm, kuru incir, zeytinyağı ve bindallı getirirlerdi. Kileciler ailesi, 20. yüzyılda kapitalizm öncesi ekonominin önemli bir ögesiydi, hem evlere dokumaları için iplik dağıtır hem de açı, açığı gözetirdi. Çarşıya motorlu trafik girdi. Kileciler Evinin köşesini ve dübek taşını kırdı.

Deve Yolunu izleyerek daha aşağılara inerseniz tabakhaneler bölgesine ulaşırsınız. Tüccarlaşmış bir grup debbağ, fenni tabakhane için girişimde bulunmuş Safranbolu'ya önce Avusturya yapımı iki zamanlı bir dizel motor; o dağılınca bu kez bir buhar makinası getirmiş ve Yedikule kalitesinde deri çıkarmıştır ancak sermaye darlığı nedeniyle fabrikayı dağıtmışlardır. O kadar ki fabrikanın kiremitleri bile haraç mezat satılmıştır.

İbn Battuta’nın 14. yüzyıldaki yolunu izleyerek tırmandığınız Kale, Celali İsyanları sırasında Safranbolulunun da yardımıyla sahtelerce berkitilmiştir. Onlara “Asarım, keserim!", diye tehditler savuran Kethüdaya, Saraydan emredilmiştir: “Bırak yapsınlar". Tüm Osmanlı toprağı Celali İsyanlarında nüfus kaybederken Safranbolu kazanacak ve kapitalizme giden yolun taşlarını döşeyecektir.

Kale'den Batıya baktığınızda Gümüş Kanyonunun öteki tarafında eski Rum mahallesi Kıranköyu görürsünüz, bugünün Ulucami’si, Anadolu'daki en büyük kiliselerden biridir. Kıranköy'de konaklayan 19. yüzyılın seyyahları Dr. Mordtmann ve Ainsvvorth'a papaz tarafından şehrin koruyucusu Aziz Stefan'ın sağ ayağı gösterilmiştir. Tarihçi Cyril Mango, gerek kilisenin kitabelerinin gerekse onurla gösterilen kutsal emanetin sahte olduğunu ileri sürse de restorasyon sırasında Papaz Evinin çatı arasında böyle bir ayak görülmüştür (l).

Kale'den aşağı inerken kaldırımın ortasında delikli taşlar gözünüze çarpacaktır. Bu delikli taşlar; yağmur suyunu toplayıp Çarşının altında bulunan mühendislik harikası algumlara aktarır. Algumlar; Cinci Hamamı ve Cinci Hanının altından geçer, kanyona ulaşır.

Cinci Hoca kuşkusuz en meşhur Safranboluludur. Para için yapmayacağı yoktur. En önemli yatırımı, 16. yüzyılda yaptırdığı Cinci Hanı ve Cinci Hamamı, Safranbolu'nun kuzeybatı Anadolu kervan yolları üzerindeki önemini artırmıştır. Safranbolulu yüzlerce katırcı ve beygirci, kervanlarla buraya ulaşan yükü katır yollarını kullanarak bölgeye dağıtırlardı.

Safranbolu, 17. yüzyıldan başlayarak refahı yakalamış, Kastamonu Sancağının en varlıklı kazası hâline gelmiştir. Çarşıyı çevreleyen eşsiz konaklar da bu dönemin eserleridir.

Yemeniciler Arastasında artık tek bir yemenici kaldı. Bir zamanlar Müslümanlar ve karılarıyla birlikte Rum ustalar çalışırlardı. Kumlar arastadan dışlandılar ama onların yaptığı yemeniler tükenmeden Müslümanların satış yapamayacağı imtiyazını alarak...

Arasta da artık turistik oldu, güneşin tayfı renklerinde şemsiyelerle dekore edildi. Çarşı, sakinlerinin yarısını kaybetti... Şimdi "turizm” zamanı...

Hepsi ve dahası bu kitabın içinde.
Nisan Nur Çakır Temel Mevcut çalışma küreselleşmenin olumsuzluklarına yüksek yaşam kalitesi ile alternatif çözümler sunmayı amaçlayan sakin kentlerin çalışma yaşam kalitesindeki yansımasının nasıl olduğu sorusu ile doğurmuştur. Mega kentlerin hızlanması ve iş olanaklarının artması bu kentlere olan talebi arttırmış ve trafik sorunları, çevre tahribatı, iş stresi gibi hem çalışma hem de yaşam kalitesini olumsuz etkileyen sonuçlara neden olmuştur. Bu noktadan hareketle, bu ivmeye çözüm sunan ve daha yüksek bir yaşam kalitesine ulaşmayı hedefleyen Cittaslow felsefesinin çalışma hayatı kalitesine etkisini incelemek gerekmektedir. Öyle ki çalışma yaşam kalitesi bireyin genel iyilik hâlini ifade eder ve çalışanların tüm sosyal, fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar.
Buradan hareketle çalışma, 3 ana bölüm çerçevesinde oluşturulmuştur. Birinci bölümde, yavaşlık felsefesi ve Cittaslow konularına; ikinci bölümde çalışma yaşamı kalitesine; son bölümde ise saha araştırmasına yer verilmiştir. Bu çalışmanın ana araştırma sorusu sakin şehirlerdeki çalışanların çalışma yaşamının kalitesine ilişkin görüşleridir. Bu konu literatürde daha önce incelenmediği için çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden fenomenolojik yöntem ve derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında Marmara ve Ege Bölgelerindeki 6 Cittaslow'da (Vize, Yenipazar, Taraklı, Akyaka, Yenipazar, Seferihisar), 38 katılımcı ile görüşme yapılmıştır.
Bu çalışmanın, sonuçları itibari ile geleceğe ışık tutması; telaşlı hayatlardan sıyrılarak tatlı bir sakinlikle çalışma hayatını iyileştirmesi umudunun okurları heyecanlandırması dileğiyle...
Cansu Can Akca, Zişan Korkmaz Özcan Küreselleşme ile birlikte insan yaşamı, kültürü, giyimi, yemekleri, çeşitli dönüşümlere uğramış, artık hızlı bir yaşam şekli ile birlikte unutulan değerlerin korunması gerektiği anlayışı ortaya çıkmıştır. Pandemi süreci ile halkın doğayı tercih etmesi, toplu hâlde değil bireysel hâlde tatil yapma istekleri nüfusun az olduğu alanlar olarak karşımıza çıkan Sakin Şehirlere yönelmeye sebep olmuştur. Bu süreçte Sakin Şehir alanlarında nüfus yoğunluğunun artması, hijyen ve çevre kirliliğine yönelik önlemlerin çoğaltılması her türlü iş birliği hareketini de beraberinde getirmekte, kalkınmaya dair yapılması gerekenleri daha da önemli kılmaktadır. Hem kamu sektörü hem özel sektör hem de sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştirecekleri çalışma ve önlemler sürecin daha hızlı atlatılmasında ve bu bölgelerdeki hareketliliğin ortaya çıkarmış olduğu olumsuzlukların önüne geçilmesinde oldukça önemlidir. Sakin Şehir hizmetlerinin kalkınmaya yönelik etkisinin ele alındığı bu kitapta; “Sakin Şehir hareketi”, “sürdürülebilirlik kavramı, sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir turizmde yerel kalkınma kavramları ve boyutları”, “dünyada ve Türkiye’de Sakin Şehir uygulamaları”, “Türkiye’de Sakin Şehir olanakları ve aktörleri” konuları ele alınmıştır. Çalışmada, Türkiye’deki Sakin Şehirler arasından Yalvaç’a yönelik olarak halkın Sakin Şehir hizmetlerinin ekonomik, sosyokültürel boyutuna ilişkin beklentileri ve kalkınmaya ilişkin durumlar ölçülmeye çalışılmıştır.
Akademisyenler, öğrenciler ile kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları gibi uygulayıcılar için kitabın yol gösterici olacağı düşünülmektedir.
Meltem Özkan Altınöz Modernin sanayileşme ile hayata geçen uluslararası hikâyesinin en iyi takip edildiği alanlardan bir tanesi mimarlık ve şehircilik tarihidir. Sanayi toplumlarının ihtiyaçlarına cevap vermek zorunda kalan mimarlık pratiği sanayileşmeyle birlikte kendi estetik tabularını yıkar. Birçok örnekte gelenekselci tavırlar bir yana bırakılarak yeni malzemeler ve formların peşine düşülür. Kitapta sanayileşen dünya, mimarlık alanında deneyimlenen yenilikler, sanayi ve modern mimarlık kültürünün Türkiye’ye transferi ele alınmaktadır. Ağır sanayi yatırımının hayata geçirilmesinde alınan uluslararası yardımlar incelenmekte, özellikle İngiltere-Türkiye yakınlaşması değerlendirilmektedir. Böylelikle okuyucuya sanayileşmenin Türkiye’ye bütüncül modernist bir yaklaşımın sonucu olarak, Karabük kent örnekleminde deneyimlendiği üzere, modern kent argümanları ve mimari kültürüyle birlikte geldiği aktarılmaktadır.
Erkan Turan DEMİREL, Ahmet YATKIN, Muhammet DÜŞÜKCAN, Neslihan DERİN, Arzu ÇAKINBERK, Mehmet GÜVEN Belediye yönetimlerinin, yeniden seçilerek iktidarlarını sürdürebilmeleri ile vatandaşların memnuniyeti arasında doğrudan bir ilişkinin bulunduğu söylenebilir. Seçmen iradelerini kullanarak belediye başkanlarını iktidara taşıyan vatandaşların, iradelerinde kararlılık kazanmaları isteniyorsa, “beklentileri karşılanan ve memnun edilen vatandaş” özelliklerine bürünmeleri sağlanmalıdır. Kısaca, demokratik rejimlerde ancak yerel hizmetleri halkı memnun edecek düzeyde sunabilen yönetimlerin iktidarda kalmaya devam edeceği ileri sürülebilir.
Bu çalışma, belediye başkanlarının arkasında, kararlı şekilde duran bağlı seçmen kitlelerinin oluşmasına yardımcı olmak ümidi ile “belediye hizmet kalitesi, belediye başkanlarının liderlik tarzları ve seçmen bağlılığı” etkileşimini irdelemektedir. Ortaya konulan sonuçlar ile belediye başkanlarına yeni ufuklar açabilmeleri için aracı olunması olasıdır.