Üretim Yönetimi \ 5-6
H. Andaç Demirtaş Madran Bu kitap; sosyal psikoloji, siyaset bilimi, pazarlama ve iletişim bilimlerinin en çok ilgi gören konuları arasında yer alan sosyal etki, tutum değişimi ve ikna konularını ele almaktadır.
Gerek halkla ilişkiler gerek reklamcılık ve gerekse kitle iletişim çalışmaları açısından son derece önemli bir konu olan “sosyal etki ve ikna”, bunların yanında sigara ve madde bağımlılığı, eğitimde fırsat eşitsizlikleri, trafik kurallarına uymama gibi toplumsal sorunlarla baş etme çabaları açısından da büyük önem taşımaktadır.
Günlük hayatta da iknanın ayrı bir yeri bulunmaktadır; aralıksız olarak aile üyelerini, arkadaşlarımızı, karşı cinsi, işverenimizi ikna etme çabası içindeyizdir.
Hem bireysel hem toplumsal hem de küresel bir öneme sahip olan bu konu, bu kitapta, temel kavramların ayrıntılı bir şekilde tanımlanması, geleneksel ve çağdaş kuramsal yaklaşımların irdelenmesi ve güncel araştırma bulguları doğrultusunda uygulamaya dönük ipuçlarının verilmesi yoluyla işlenmektedir.
Ülfet İşçi Dijital iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, günlük hayatımızın gittikçe önemli bir parçası olurken iletişim biçimleri ve dinamiğini de esaslı bir şekilde değiştirmiştir. Bu teknolojik ve sosyal bileşenli inovatif gelişim; pazarlama araştırmaları açısından tüketiciler ve üreticiler arasında yeni iletişim imkânları ortaya çıkarırken ürün, hizmet ve firmalara yönelik klasik WOM (Word-of-Mouth) iletişimini de köklü bir şekilde değiştirerek eWOM (electronic Word-of-Mouth) iletişimine dönüştürmüştür. Öyle ki tüketiciler artık pasif konumdan kendi enformasyon ve tecrübelerini her an paylaşabildikleri ve iletişim içeriklerini de değiştirebildikleri aktif düzenleyici (prosumer) konumuna geçmişlerdir.

İnteraktif temelli bu teknolojik gelişim, ürün ve hizmetlere yönelik değerlendirme, yorum ve şikâyet sitelerinin de ortaya çıkmasında en önemli etmendir. Bu bağlamda şikâyet formları da radikal bir şekilde değişmiş ve günümüzde neWOM (negative electronic Word-of-Mouth) en önemli şikâyet araçlarından biri hâline gelmiştir. Çalışmada neWOM, tüketici şikâyet davranışı bağlamında online bağımsız şikâyet sitelerinde tüketiciler tarafından ifade edilen şikâyetler olarak ele alınmakta ve bu doğrultuda şikâyet mesajlarını okuyarak değerlendiren tüketicilere odaklanılmaktadır.

Gerek yetkin teorik çerçevesi gerekse deneysel tasarıma dayalı metoduyla özgün bir araştırmanın ürünü olan bu eser, finansal ve performans riski içeren neWOM algısının eWOM kredibilitesi, satın alma niyeti ve eWOM iletimi üzerindeki etkilerini Türkiye'de otomotiv sektöründe Düzenleyici Odak Teorisi bağlamında inceleyen ilk çalışma olma özelliğini taşımaktadır.
Filiz Eroğlu Gelecekte dünyaya hangi tüketici hâkim olacak? Benzersizliğini deneyimleyen mi aynılaşan mı? Bu soru, üretim sektörünün gelecek stratejilerini ve planlarını şekillendirmesi kadar toplumla ilgili tasarrufu olanların da öngörülerini etkileyecek önemli bir konuyu işaret etmektedir. Tüketicilerin benzersizlik teorisi; bireylerin hissettiği benzersizlik ihtiyacını eşsiz, nadir, kişiselleştirilmiş ürünler ve deneyimler kullanarak tüketim davranışları yoluyla giderdiğini önermektedir ve benzersizlik arzusu aslında uzun zamandır hayatımızda olsa da pazarlama çabaları ile özellikle son yıllarda tüketicilere daha fazla hissettirilmeye başlanmıştır. Öte yandan benzersiz olmayı istediğini söyleyip hem gruba, modaya, trendlere uymanın rahatlığını yaşayan hem de sosyal ağlar ve internet yoluyla maruz kaldığı etkileşim neticesinde birbirine benzeyen, aynılaşan bir tüketici yığını göze çarpmaktadır. Tüketicilerin benzersizlik ihtiyacına çözüm olarak üretim sektörü "kişiselleştirme" hamlesini yapmış, tamamen benzersiz olmaktan biraz farklılaşmaya kadar farklı derecelerde benzersizlik ihtiyacını karşılayan ürünleri arz etmek için teknoloji ve dijitalleşmeyi yoğun şekilde kullanmaya başlamıştır. Peki, benzersiz olma savaşı veren tüketici üstün gelebilecek midir? Benzersizliğini yaşayabilecek midir? Kitap, bu sorulara yanıt bulmak için tüketicilerin benzersizlik ihtiyacını, gruba uyma davranışını ve üretim sektörünün üstlendiği rolü, endüstri devrimleri öncesinden ele alarak masaya yatırmaktadır. Mevcut bilimsel çalışmalara yer verilirken sorulan sorulara yönelik araştırmalar da yapılmış, bulgular tartışılmıştır.
Ayfer Karayel, Betül Yılmaz , Cansu Tor Kadıoğlu, Cihat Kartal, Çiğdem Uludağ Güler, Deniz Zeren, Fatih Bilici, Gamze Akçay, Gözde Mert, Gültekin Cem Çiftçibaşı, Hacettepe Üniversitesi, Halil Pak, İnci Erdoğan Tarakçı, Mehmet Akif Çakırer, Naime Şimşek Yüksekbilgili, Özcan Pektaş, Serkan Akgün, Serkan İnam, Sezen Bozyiğit, Süreyya Karsu, Yakup Güzel, Zeki Yüksekbilgili Bu kitap, tüketici davranışlarını hem kuramsal hem de uygulamaya ışık tutmaya çalışarak inceleyen bir yayın. Ek olarak kitabın sonunda yer alan “Sözlük” ünitesi, bu konuda büyük bir boşluğu dolduracak. Kitap, tüketici davranışları sorunlarına bilimsel bir açıdan yaklaşılan, sade bir dil ile yazılmış bir kaynak niteliğinde. Konuların en yalın hâlleri ile sunulması ve örneklerle zenginleştirilmesi dikkat çekici. Kuşkusuz bu çalışma, tüm bu özellikleri ile pazarlamayı öğrenme yolunda olan öğrenciler için bir başvuru kitabı olacak niteliktedir. Başta bu yararlı kitabın içeriğini oluşturan ve geniş bir katılımı sağlayan editörler olmak üzere katkıda bulunan herkesi kutlar ve başarılarının devamını dilerim.
Prof. Dr. Yavuz ODABAŞI, Anadolu Üniversitesi, Emekli Öğretim Üyesi
“Tüketici davranışı”, pazarlama bilim disiplini içinde yer alan en karmaşık konulardan bir tanesidir. Pazarlama akademisyenleri konuyu her yönüyle incelemeyi sürdürüp satın almanın en ince ayrıntılarını irdelemeye devam ediyorlar. Editörlüğünü Öğr. Gör. Mehmet Akif Çakırer ve Doç. Dr. Sezer Bozyiğit'in yaptığı “Tüketici Davranışları” kitabı, konuyla ilgili çok sayıda değerli akademisyenin her biri güncel kaynaklarla yazılmış çeşitli bölümlerden oluşan önemli bir başucu kitabı olarak bizlere ulaştı. Konuyla ilgili akademisyen ve uygulamacılar için son derece yararlı bir kaynak. Hem editörleri hem de yazarları gönülden kutlarım.
Prof. Dr. İbrahim KIRCOVA, Yıldız Teknik Üniversitesi
Tüketim asıl olarak mahalle baskısını kullanıyor. Bunun temeli de “Dünyanın geri kalanının yaptığını yapmaz veya aldığını almazsak kendimizi dışlanmış hissedeceğimiz.” argümanına dayanıyor. Fark o kadar açık ki ötekiler tarafından “görünebilen” insan ile tuvaletteki “görünmez” insan arasındaki fark gibi bu. Nasıl desek, aynı insan değil. Neden değil? İşte burada davranış bilimleri devreye giriyor... Karar bilimi. Neden öyle düşünüyoruz? Neden öyle davranıyoruz? Verdiğiniz kararların arkasındaki gerçek motivasyon ne? Akıllı insanlar neden aptalca hatalar yapar? “Bilmiyorlar, ama yapıyorlar.” Karl Marks'ın Kapital'de dile getirdiği bu söylem, ideoloji tanımının yıllar boyunca en önemli aydınlatıcılarından oldu. Bugün için; “Düşünmüyorlar, sadece alıyorlar”, desek... Bakalım neden böyle oluyor, bu değerli çok yazarlı, çok bakışlı çalışmayı okuyup öğrenelim...
Prof. Dr. Uğur BATI, İletişim Bilimleri ve Karar Bilimi Uzmanı
Ülkemizde ve dünyada ortaya çıkan değişimler birçok farklı alana olduğu gibi tüketici davranışlarına da doğrudan veya dolaylı olarak etki etmektedir. Ortaya çıkan değişimler karşısında tüketicilerin istek ve talepleri de farklılaşabilmektedir. Bu anlamda talep yaratmak ve talebi yönetmek için uğraşan pazarlama yöneticileri, rakipleri karşısında proaktif hareket etmelidirler. Proaktif hareket etmesini beklediğimiz geleceğin pazarlama yöneticilerinin yetişmesine katkı sağlayacak olan bu kitap, sadece pazarlama alanında öğrenim gören öğrencilere değil, alaylı olan veya farklı disiplinlerden gelip pazarlama alanında çalışan veya çalışacak kişilere de önemli bir bilgi birikimi sağlayacak ve perspektif açacak niteliktedir. Bu kitabın oluşumunda emeği geçen değerli editör arkadaşlarımızla birlikte, yazdıkları bölümlerle ilgili yazına değer katan genç akademisyenlerimizi de katkılarından dolayı kutlarım.
Prof. Dr. Erkan ÖZDEMİR, Uludağ Üniversitesi
Pazarlama biliminin odak noktasını oluşturan tüketici davranışları konusuna ilişkin teorik bilgilerin güncel örnekler ve vaka analizleriyle desteklendiği, titiz bir çalışmanın ürünü olan bu eseri, alana ilgi duyan herkesin keyifle okuyacağına eminim. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Prof. Dr. Gülpınar KELEMCİ, Marmara Üniversitesi
Ali Karaman, Bülent Demirağ, İbrahim Halil Efendioğlu, Kazım Dağ, Serhat Fırat, Sinan Çavuşoğlu Tüketici davranışlarını anlamak ve tüketicilerin istek ve arzularına göre mal ve hizmet üretmek günümüz pazarlama anlayışının odak noktası olarak kabul edilmiştir. İlk çağlardan günümüze kadar ürün, satış ve modern pazarlama anlayışı gibi çeşitli aşamalardan geçen pazarlamanın, işletmelerin tüketici ve müşterileri ile iletişim kurmasını sağlayan en önemli fonksiyonlarından biri olarak işlev yaptığını söylemek mümkündür. Günümüzde büyük oranda artan ulusal ve uluslararası rekabet tüketiciyi ve bu tüketicinin satın alma davranışını etkileyen kültürel, sosyal, psikolojik ve kişisel faktörleri yakinen tanımak ve tüketicinin memnuniyeti için çalışmak büyük önem arz etmektedir. Çünkü kalbi kırılan ve memnun olmayan bir tüketiciyi tekrar müşteri olarak işletmeye kazandırabilmek oldukça zordur. Bu nedenle, eğer tüketiciler iyi tanınırsa onları memnun edecek mal ve hizmet üretmenin mümkün olabileceği düşünülmektedir. Bu amaç ile yazılan kitabın; hem işletmelere hem ders kitabı olarak ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencilere ve hem de tüketici bilincini artırabilmek için müşteri ve tüketicilere yararlı olabileceği düşünülmektedir. Tüm okuyucularımıza ve insanlığa yararlı olması temennisiyle...
Michael R. Solomon “Müşterilerimizi bir partiye davetli misafirler olarak görüyoruz ve biz de ev sahipleriyiz. Müşteri deneyiminin önemli her yönünü daha iyi hâle getirmek bizim her gün yaptığımız işimizdir.”
(Jeff Bezos)
Günümüz pazarında, modern tüketici profili hızla değişmekte ve marka kalabalıklığı her geçen gün artmaktadır. Bu noktada, tüketicilerin duygusal, zihinsel ve davranışsal tepkilerini derinlemesine anlamak ve gerekli yenilikleri pazarlama stratejileri ile hayata geçirmek gerekmektedir. Tüketici davranışı sadece satın alma eylemi ile ilgili değildir. Satın almak kadar sahip olmak ya da olmamak da önemlidir ve bu nedenle incelemeye değerdir. Bunun yanında “dijital dünya”da da ortaya çıkan gelişmeler dikkate alınarak dijital alandaki davranışlar da araştırılmalı ve izlenmelidir.
20. yüzyılın son dönemleri ve 21. yüzyılın başlangıcından itibaren tüm ekonomik faaliyetlerin odak noktasında yer alan tüketiciler ve onların pazarlama ile ilgili kararları ve bu kararlara yönelik davranışlar daha dikkatli bir biçimde incelenmeye başlanmıştır. Michael R. Solomon tarafından 12 bölüm olarak kaleme alınmış Tüketici Davranışları kitabı, alanına önemli bir katkı sağlamaktadır. Tüketici davranışları ile ilgili olarak bütün psikolojik, sosyal ve durumsal faktörler ve birçok yeni kavram ve model açıklanmış ve uygulamadan birçok örneğe yer verilmiştir. Konu dizininde, birçoğu alanyazınında ilk defa yer alan yaklaşık iki bin beş yüz kavram bulunmaktadır. Kitap, hem akademik hem de sektörel kullanıcılara ışık tutacaktır.
Ayşe Aygün Özgöz, Cemal Gümüş, Dursun Yener, Emine Pınar Saygın, Gazal Cengiz, Gökçe Cebeci, Handan Özdemir, Kamer Ilgın Çakıroğlu, Makbule Civelek, Murat Bayat, Nihan Özgüven Tayfun, Selda Fındıklı, Serhat Ata, Yusuf Ozan Yıldırım, Zübeyir Çelik Her insanın tüketim yolculuğu dünyaya geldiği andan itibaren başlar. Her ne kadar yolculuğunun başlarında ihtiyaçlarının giderilmesi bakımından dışa bağımlı olsa da şartlar değiştiğinde direksiyonun başına kendisi geçecektir. Yolculuğu boyunca pek çok tecrübe edinecek, geçmişe dönük tasarruflarını geleceğe yönelik kazanımlara dönüştürme gayreti içerisinde olacaktır. Yaşamını devam ettirebilmesi, bir diğer deyişle tüketim yolculuğunu sürdürebilmesi için birtakım kaynaklara erişim imkânına sahip olması gerekmektedir.
İşte tam da bu noktada, yukarıda bir yolculuk metaforu ile ele alınan Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi bağlamında bu kitap çalışmasının; tüketicilere, işletmelere ve tüketici alanında çalışmalar yapan araştırmacılara yol göstermesi amaçlanmaktadır. Kitapta yer alan güncel tüketici yaklaşımları çerçevesinde çağımız tüketicilerinin tutum ve davranışları pek çok açıdan kapsamlı bir şekilde alanında uzman akademisyenler tarafından ele alınmaktadır.
Ali Karaman, Ali Tehci, Bilge Villi, Bulut Dülek, Burak Yaprak, Cevat Söylemez, Çağlar Samsa, Davut Karaman, Didem Gamze Işıksal, Ece Özer Çizer, Elif Hasret Kumcu, Ersin Burnaz, Fadime Korkut, Faruk Güven, Fatma Demirağ, Figen Arslan Koçkaya, Gözde Özdemir Uçgun, Gülnil Aydın, Güneş Açelya Sipahi, Hamit Kahraman, Hasan Aksoy, Hasan Terzi, İbrahim Halil Efendioğlu, Mehmet Sedat İpar, Murat Fatih Tuna, Mustafa Şehirli, Onur Şaylan, Şerife Kazancı Sunaoğlu, Şirin Gizem Köse, Yasemin Toprak, Yusuf Ersoy Sokrates'ten akademinin kurucusu olarak kabul edilen Eflatun'a, Aristo'dan Yunus Emre'ye ve hatta Hobbes'a kadar farklı coğrafya ve kültürden çok sayıda düşünür, bireyin biliş ve bilme isteği üzerinde dururken esas biliş ve bilmenin de bireyin kendisini bilmek ile başladığını savunmaktadır. Buradan hareketle bir sanat, disiplin ve hatta bilim dalı olan pazarlama ile meşgul olan akademisyenler, profesyoneller ve bu alanda okumalar yapan bireyler için de pazarlamayı bilmek yahut anlamak bizzat insanın kendisini anlamak kadar önem taşımaktadır. Pazarlama bağlamında “tüketici” ya da “müşteri” olarak ele aldığımız bireylerin düşünme biçimleri, hisleri, karar süreçleri, çeşitli koşul ve şartlarda verdikleri tepkiler pazarlama araştırmacıları ve profesyonelleri açısından esasen temel ipuçlarıdır.
Tüketiciyi bilmek ve anlayabilmek için çeşitli sorulara cevap aramak, belki de en iyi yaklaşımlardan biridir. Bu kapsamda “Postmodernizm nedir?” sorusu başta olmak üzere “Postmodern çağın tüketicileri bilinen geleneksel tüketicilerden farklı mıdır?”, “Önceki dönemlerde önemsenmeyen birçok konu niçin günümüz insan ve toplum hayatının önemli birer başlığı hâline geldi?”, “Yeni girişimler, yeni markalar, yeni fikirler, yeni sistemler, yeni konular tüketici davranışları alanında ne kadar önem arz ediyor?”, “Tüketici davranışlarında metaverse uygulamalarının önemi nedir?”, “Hızlı teknolojik gelişmeler ne gibi sonuçlar doğurmaktadır?”, “Geleceğin pazarlama konuları arasında hangi konular önem kazanacak?” sorularını sormak gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışmada, yirmi dört farklı üniversiteden otuz akademisyen bir araya gelerek tüketici davranışlarındaki bu ve buna benzer güncel sorulara yirmi sekiz konu başlığı altında detaylıca yanıt vermektedir.
Hatice Aydın Bir ülkenin tüketici için ifade ettiği anlam “tüketici hayranlığı” olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüketicinin yabancı ülke hayranlığı onun karar verme sürecinde, yabancı menşeili ürünleri değerlendirme ve yeniden satın alma niyeti üzerinde önemli bir role sahiptir.
Günümüzde Türkiye'de yaşanan ekonomik değişimlere ve özellikle siyasi gelişmelere rağmen tüketiciler hala yabancı ülkeye duydukları hayranlıklarını, satın aldıkları yabancı markalarla/ürünlerle göstermekte, onları olumlu değerlendirmekte ve satın alma potansiyelini sürdürüp, korumaktadırlar.
Kitap, yabancı ülke hayranlığının nedenlerine ve tüketim davranışına etkilerine değinmektedir. Bu yönüyle kitabın, işletmelerin tüketicilerin yabancı menşeili ürünlere yönelik değerlendirmelerinde hayranlığın etkisini anlamalarına yardımcı olması ve rekabet güçlerini arttırmalarında hangi strateji/leri geliştirmeleri gerektiği konusunda fikir vermesi beklenmektedir.
Engin Yücel Teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşması ile birlikte küreselleşmenin hız kazanması, işletmeler kadar tüketicileri de etkilemiştir. Küreselleşme ile birlikte artan insan hareketliliği ve kitle iletişim araçlarının küresel düzeyde iletişimi daha etkin kılması sonucu kültürler arası sınırlar bulanıklaşmaya başlamıştır. Bireylerin yerel kültürlerine bağlılıkları azalırken küresel düzeyde bir tüketim anlayışının oluşumu söz konusudur. Tüketici pazarlarının özellikleri ve tüketicilerin satın alma davranışları değişmektedir. Farklı kültürlere sahip birey veya topluluklar, zaman ve mesafe kısıtlarından sıyrılarak ortak bir küresel tüketici kültürü ile birlikte küresel düzeyde tüketicilerin ve pazarların homojenliği artmıştır.
Küresel tüketici kültürünün gelişiminde etkili pek çok faktör olmakla birlikte ön plana çıkan en önemli unsurların başında demografik değişkenler gelmektedir. Cinsiyet, medeni durum, yaş gibi demografik değişkenlere göre küresel tüketici kültüründe ortaya çıkan farklılıkların değerlendirilmesi amacı doğrultusunda kitap, dört bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk bölümünde küreselleşme kavramı incelenmiştir. İkinci bölümde, küreselleşme ve pazarlama arasındaki ilişki, pazarlama karması elemanları üzerinden incelenmiştir. Üçüncü bölümde, küresel tüketici kültürü kavramı ve küresel tüketici kültürü kavramının boyutları incelenmiştir. Kitabın son bölümünde ise demografik değişkenlere göre küresel tüketici kültüründeki farklılaşmanın incelenmesi planlanmıştır. Çalışmanın bulgularının bu alanda yapılacak çalışmalara yol göstermesi ve literatüre katkı sunması beklenmektedir.
Brian M. Young “Bu kitap, tüketici psikolojisi teorilerini kökenleri ve bağlamları içinde ele alıyor ve ilgili kavramları tutarlı bir şekilde bir araya getiriyor. Argümanlar açık ve açıklayıcı örnekler ve kısa vakalarla destekleniyor. Kitap, çalışma alanı hakkında kapsamlı ve güncel bilgiler sunuyor.”
Profesör Kara Chan, Hong Kong Üniversitesi, Hong Kong

Bu kitap, tüketici psikolojisine -doğumdan yaşlılığa kadar tüm yaşam süresini kapsayan- benzersiz bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Çocukluk ve gençlik; tüketici araştırmalarının geri kalanından özel, farklı ve uzak alanlar olarak değil insanın gelişimine entegre alanlar olarak ele alınıyor. Tüketim; gruplar ve bireyler tarafından kullanım veya mülkiyet ve mülkiyete kadar devam eden bir süreç olarak görülür. Yazar, insanların doğal yaşam sürelerinin sahip oldukları şeylerle olan ilişkilerini nasıl etkilediğini, tercihlerin çocukluktan itibaren nasıl geliştiğini ve satın almalara yönelik motivasyonların çocukluktan yaşlılığa kadar nasıl değiştiğini tartışıyor. Bu kitap, çocukların reklamcılık ve pazarlama anlayışı, genç ve genç kimlikleri ve onların tüketim zevkleri de dâhil olmak üzere çocuk ve gençlik tüketimiyle ilgili en son bulguları ve teorileri bir araya getiriyor. Erikson'un yaşam evreleri boyunca ilerleyerek yetişkinliğe, orta yaş krizine ve daha yaşlı tüketicilerin mal varlıklarına ve mülkiyetine geçiyor. Bu disiplinler arası çalışma; psikoloji, işletme ve pazarlama alanlarındaki akademisyenlerin yanı sıra daha genel tüketicilerin de ilgisini çekecektir.

Aykut Yılmaz, Burçak Başak Yiğit, Derya Fatma Biçer, Didem Demir, Eda Kutlu, Gülay Keskin, Kürşad Özkaynar, Murat Toksarı, Ömer Sezai Aykaç, Remzi Altunışık, Seda Gökdemir Ekici, Selçuk Yasin Yıldız, Senem Ergan, Tarık Yolcu, Vildan Güneş Bu kitapta, geleneksel pazarlama yazınında yer alan çeşitli tüketici tipolojileri yanında iş dünyası ve toplumsal yaşamda ortaya çıkan değişiklikler ve gelişmeler ışığında öne çıkan güncel ve yeni tüketici tipolojilerinden bazıları ele alınmaktadır. Burada amaç, pazarlama ve tüketici davranışları yazınında yaygın olarak gündem bulan bu tüketici tipolojilerine yönelik daha fazla bilgi kaynağı sunarak araştırmacılara, akademisyenlere ve konuyla ilgilenenlere yol gösterici ve yardımcı olmaktır. İlgili bölümlerden de görüleceği üzere tüketim olgusu günümüz toplumunda önemli bir boşluğu doldurmakta ve toplumsal yaşamın şekillenmesinde kritik bir önem arz etmektedir. Bu kitapta ele alınan tüketici tipolojileri ve tüketim davranışları, tüketim olgusunu ve insan yaşamındaki yerini anlamak ve anlatmakta sadece belli bir kısma projeksiyon tutmaktadır. O sebeple burada yer alan bölümler tüketim olgusunun günümüzdeki önemini anlatmada bizlere ip uçları sunmaktadır.
Asiye Ayben Çelik, Canan Madran, Canan Muter Şengül, Çağla Dayanğan, Emet Gürel, Eyup Yünkül, Gülen Suna, Hatice Yurtsever, Hüseyin Güven, Kerem Madran, Lale Yakupoğlu, Merve Gündüz Cüre, Mümine Soytürk, Nilgün Seremet Kürklü, Özden Tepeköylü Öztürk, Pınar Pehlivan, Serpil Ünal Kestane, Sezen Bozyiğit, Sumeyra Duman, Volkan Yakın Tüketimin öznesi olmaktan, nesnesi olmaya evrildiği bir döneme şahitlik ediyor insanoğlu. Mutlu olmak için ya da sadece “olmak” için tüketmek, insanlığı mücadele edeceği başka sorunlarla yüzleştiriyor. Doğal kaynakların sınırsızmışçasına tüketilip verilen çevresel tahribatın dünyanın kritik eşiklerini aşmış olması, sorumlu tüketimi her zamankinden daha önemli hale getiriyor. Böylesi bir dönemde, ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere verdiğimiz tüketim kararlarının hem dünyamız hem de şahsımız adına optimal seçimler olabilmesi için bilgiyle temellendirilmesi ve sunulan bilgileri doğru okuma, anlama ve yorumlayabilme becerisine sahip olmak, diğer deyişle okuryazar olmak çok mühim. Bu bağlamda kitabımız, doğrudan tüketim kararlarımızla ilişkilendirebileceğimiz okuryazarlık türleri hakkında okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçlıyor.
Farklı disiplinlerden çok kıymetli akademisyenlerin birlikte kaleme aldığı bu kitapla sağlıkla ilişkili mal ve hizmet tüketimine dair “sağlık, gıda, beslenme ve beden okuryazarlıkları”; çevre bilinçli, sorumlu tüketime dair “çevre, iklim ve sürdürülebilirlik okuryazarlıkları”; tasarruf ve harcamaların yönetimine dair finansal ürünlerle ilişkili olarak “finansal okuryazarlık”; işletmelerin pazarlama mesajlarını doğru değerlendirebilmek için medya okuryazarlığının bir uzantısı olan “reklam okuryazarlığı” ve ebeveynlerin hem kendileri, özellikle de çocukları için dijital oyun seçiminde doğru ve sağlıklı tercih yapabilmesine destek olacak “dijital oyun okuryazarlığına” dair bilgiye tek bir kaynakta erişebileceksiniz.
Her bölümde tüketimle ilgili yeni bir okuryazarlık türünü keşfedecek, kavramsal olarak irdeleyebilecek, literatürde gerçekleştirilen çalışmaları inceleyip Türkiye ve dünyadan iyi uygulama örneklerini görerek tüketim pratiklerinize yansıtabileceğiniz somut önerileri değerlendirebileceksiniz.
Artan tüketim okuryazarlığı ile ürün veya hizmet sağlayıcısı karşısında bilgi asimetrisinden kaynaklanan dezavantajlı konumu terk edip, gerekli bilinç ve farkındalığa sahip bir tüketiciye dönüşmek mümkün. Daha bilinçli tüketicilerin vereceği bilinçli tüketim kararlarıyla hem bireysel hem de toplumsal fayda sağlayıp daha yaşanabilir bir dünya için hep birlikte sorumluluk alabiliriz.
Araştıran, sorgulayan tüm okuyuculara faydalı olması dileklerimizle…
Ayda Gök, Bekir Tuncer, Bulut Dülek, Cemal Gümüş, Cihad Doğan, Faruk Güven ,Hale Çolakoğlu, Halil İbrahim Şengün, Hayriye Nur Başyazıcıoğlu, İbrahim Aydın, Meltem Canoğlu, Reha Saydan Bütünleşik pazarlama iletişimi; mesajların, alıcıların, mecraların birbirleriyle uyum içinde olmalarını sağlayarak örgütlerin pazar ile iletişim kurma biçimini yönetmektedir. Her biri pazarlamanın farklı bir ögesi olan uygulamaların, bütünleşik pazarlama iletişimi çatısı altında bir araya gelerek yarattığı ahenk, varlığını sürdürmek için kazanç elde etmesi gereken ticari işletmelere örgütsel hedeflerine ulaşmayı sağlamanın yanı sıra vadettiği kurumsal itibar ile markalaşma ideallerine giden yolda da destek olmaktadır.
Bu kitapta; bütünleşik pazarlama iletişimi ilişkili olduğu kavramlar ile ele alınmakta, uygulamaların koordinasyonuna dikkat çekilmektedir. Her biri kendi alanında değer yaratmak iddiasında olan farklı uygulamaların ayrı ayrı başlattığı serüvenin, bütünleşik pazarlama iletişiminin kapsayıcılığı ile bir araya geldiği günümüzde, bütünleşik pazarlama iletişimine dair bügüne kadar yazılanlar ile yazılmayanlar bu çalışmada okuruyla buluşmaktadır.
Ahmed Yusuf Sarıhan, Alperen Timuçin Sönmez, Ayşe Neslihan Dündar, Bekir Özkan, Fatih Koç, Furkan Türker Sarıcaoğlu, İbrahim Kürtül, İdil Yiğit, Melda Aslan, Mine Balcı, Muhammet Ali Tiltay, Ramazan Kurtoğlu, Selman Temiz, Sema Dalkılıç, Süleyman Alemdar, Timuçin Dalgıç, Tuğba Eyceyurt Batır, Tuğba Özbölük, Zehra İrem Yıldız Helal ve haram kavramları hemen hemen bütün toplumlarda, özellikle de Müslüman toplumlarda insanlığın var olduğu günden beri kullanılan kavramlardır. 20. yüzyılın sonlarına doğru gayrimüslim toplumlarda yaşayan Müslümanların helal et tüketme isteği ile helal ve haram kavramları gıdalar için de yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Dünya genelinde Müslüman sayısının giderek artması ve tüketicilerin helal gıda tüketimi ile ilgili olarak daha fazla bilinçlenmeleri hatta sadece Müslüman tüketicilerin değil helal ürünleri daha sağlıklı olarak değerlendiren gayrimüslim tüketicilerin de helal ürün tüketimine yönelmeleri neticesinde “helal tüketim”, üzerinde önemle durulması gereken bir konu hâline gelmiştir.
Helal tüketim çok farklı açılardan incelenebilen bir kavramdır. Buradan hareketle bu kitapta helal tüketim; “Helal Gıda”, “Helal Lojistik ve Küresel Tedarik Zincirindeki Yeri”, “Helal Turizm”, “Helal Kozmetik ve Kişisel Bakım Ürünleri”, “Helal İlaç ve Takviye Edici Gıdalar”, “İslamiyet'te Giysi Modası - Helal Moda”, “Helallik Açısından Gıda Katkı Maddeleri”, “Helallik Açısından Jelatin”, “Helal Gıda Sertifikası”, “Helal Ambalajlama ve Etiketleme”, “Helal Tüketim Pazarı”, “Helal Pazarlama ve Markalama”, “Tüketici Davranışları Açısından Helal Tüketim” ve “İslami Finans” olmak üzere on dört farklı bölümde tüm yönleriyle ele alınmıştır.
Kitap, helal tüketim konusunun kapsamlı bir şekilde ele alınması açısından literatüre ve bu alandaki boşluğun doldurulmasına önemli bir katkı sağlamaktadır.
Kitabın konuya ilgi duyan tüm okuyucular için faydalı olması temennisiyle…
Bilge Turhan, Cengiz Yılmaz Bu eser, yükselen bir konu olan Ülke Markalaşması (Nation Branding) alanında Türkiye'de yürütülen en kapsamlı çalışma ve Türkiye'nin ülke markası hakkındaki ilk kitap olma niteliğindedir.
Ülke markalaşması faaliyetleri, bir ülkenin kaderini belirleyen stratejik hamlelerdir. Bu yüzden ABD ve İngiltere'nin yanı sıra Çin ve Kore gibi Asya devleri de politik süreçlerde pazarlama araçlarını kullanmaya başlamıştır. Zira hem ekonomik ilişkiler hem de siyasi güç, o ülkenin ülke markalaşması çabalarından (o ülkenin başkaları tarafından algılanma biçiminden) etkilenmektedir. Esasen dünyadaki her birey, vatandaşı olduğu ülkenin itibarının ışığı veya gölgesi altında değerlendirilmektedir.
Buradan hareketle eser, okurlarını Türkiye'nin bizzat kendisinin bir marka olarak yönetilmesi için bir yolculuğa çıkararak;
1. “Türkiye Markası” ve boyutları üzerine bir model sunuyor,
2. Dünyadan en iyi uygulama örneklerini tartışıyor,
3. Türkiye Markası'nın uluslararası alanda yönetilebilmesi için yabancı kamuoyunu ölçüyor.
Sadık Badak Bu kitap; ülkemizde büyümeye devam eden ulaşım ve ulaştırma türleri hakkında farkındalık oluşturulması, toplumun bilgilendirilmesi ile ulusal ve uluslararası taşımacılık hizmetlerinin altyapı ve üstyapı nitelikleri ile özelliklerinin açıklanmasını amaçlamıştır.
Kitapta, altı ulaşım türünde taşıma araçları, takip sistemleri, işletme türleri ve pazar çeşitleri ile resmî evrak niteliklerini ve lojistik kavramı çevresinde; tedarik zinciri yönetimi, lojistik merkezler ve uluslararası taşımacılıkta temel rekabet unsuru olan Lojistik Performans İndeksi'nin (LPI), ülke kalkınmasındaki önemine dikkat çekilmiştir.
Ulaştırma ekonomisinin kapsamı ve ilgili alt sektörleri, “Ulaştırma Ekonomisi Ekosistemi” başlığı ile incelenmiş, genel ekonomi içerisinde ulaşım ve taşımacılık hizmetinin kendi içerisinde ve diğer sektörlerle etkileşimi, sistem teorisi ile açıklanırken geniş bir alanı kapsayan ulaştırma ekonomisi içerisinde odaklanma noktalarını işaret etmek ve pekiştirmek açısından hazırlanan “değerlendirme ve tartışma konuları”, her bölümün sonuna yerleştirilmiştir. Konuların bütünlük içinde incelendiği kitabın alandaki literatürde var olan boşluğu doldurması ve araştırmacılara kaynak olması temenni edilmektedir.
Sadık Badak, Kürşat Özdaşlı “Merkezi Paris'te bulunan Uluslararası Sergiler Bürosu'nun (BIE) himayesinde düzenlenen dünya ve uluslararası EXPO'lara özel önem vermekteyiz. Bu tür büyük fuar organizasyonlarına katılım, Osmanlı devlet geleneğinden Cumhuriyetimize intikal etmiştir.
Değerli dostum Dr. Sadık Badak yönetiminde hazırlanan bu kitap, geçmişten günümüze Avrupa ve Anadolu'da kurulan fuarlar ile 1851 Londra EXPO'sundan bu yana gerçekleşen tüm dünya EXPO'ları hakkında okuyucuya kıymetli bilgiler sunmaktadır. Söz konusu tarihi gelişim sürecinin yanı sıra kitapta, ülkemizin “Uluslararası Fuarlar Ülkesi” olabilmesi hedefine yönelik bir de model önerisi yer almaktadır. Kitapta yer alan bilgi ve değerlendirmelerin Bakanlığımızın ilgili birimlerinin yanı sıra ülkemizin tanıtımı alanında faaliyet gösteren diğer kurumlarımızın çalışmalarına da katkı sağlayacağını düşünüyorum.”
Mevlüt ÇAVUŞOĞLU, T.C. Dış İşleri Bakanı
“Hiç şüphe yok ki iş dünyasını yeni pazarlarla tanıştırma, mevcut pazarlardaki sorunların çözülerek iş insanlarımızın etkinliklerini artırmanın yanı sıra dünyanın dört bir yanında müşterilerle direkt olarak temas kurulan ve yeni ihracatların açılış kapıları olarak da görebileceğimiz fuarlarda da ülke olarak güçlü bir şekilde katılım gösterebiliyor olmamız bizler için çok önemli.
Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 23. ve 24. dönemlerde milletvekilliği yapmış olan Sayın Sadık Badak'ın doktora tezine dayanarak hazırlamış olduğu “Uluslararası Fuarlar ve Türkiye” kitabını oldukça değerli bir eser olarak görüyorum. İş dünyamız açısından ufuk açacak bilgilerle dolu olan kitabın hayırlı olmasını diliyorum.”
Nail OLPAK, DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Başkanı

Kitapta:
Ortaçağdan günümüze Avrupa ve Anadolu'da kurulan fuarlar; yerleri, sergilenen ürünler ve fuar otoritesi açılarından değerlendirilmektedir.
1851 Londra EXPO'sundan bu yana gerçekleşen tüm World EXPO'lar, kapsamları ve özellikleriyle okuyucuya sunulmaktadır.
-35 adet Evrensel Expo
-36 adet Temalı Expo
-20 adet Botanik Expo
Son 150 yılda Avrupa'da ve coğrafyamızda gelişen fuar şehirleri, fuar merkezleri ve fuar organizasyonları, özellikleri ile aktarılmaktadır.
Türkiye'nin “Uluslararası Fuarlar Ülkesi” olabilmesi yönünde anket, bilimsel veri ve değerlendirmelere göre hazırlanan model önerisi yer almaktadır.
Çağrı BULUT, İge PIRNAR Uluslararası işletmeler, dünya ticaretini âdeta yönlendiren, büyüklerinin birçok ülkede üretim merkezleri bulunan, farklı ülke ve kıtalarda yönetim, finans, tedarik, pazarlama ve satış faaliyetlerini gerçekleştiren ve farklı ülkelerin yönetmelik ve kanunlarına bağlı olan şirketlerdir. KOBİ'lerden holdinglere ve basit yapılardan matriks yapılara kadar pek çok değişik sanayi, üretim, tarım ve hizmet işletmesi; yeni pazar oluşturma ihtiyacı, üretim, yatırım, pazarlama vb. maliyetlerin artması, üretilen ürünün uluslararası nitelik taşıması, ülkede gittikçe artan iş gücü, taşıma ve vergi maliyetleri, ülke içinde işletmelerin aşırı büyümeleri, sermaye birikiminin değerlendirilmesi ihtiyacı, ülke dışında fırsatların doğması, ülkelerin korumacılıktan uzaklaşmaları, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar ve ticaret engellerinin kaldırılması, sermaye ve teknoloji dolaşımına konan kısıtlamaların kaldırılması, ürün ve hizmet sektöründe hızla genişleyen dünya ticareti, uluslararası ticari ve mali kuruluşların destekleri, yabancı sermayenin teşvik edilmesi, entellektüel sermayenin yayılması, haberleşme, ulaştırma ve bilgi işlem teknolojilerindeki gelişmeler, uluslararası rekabet, ulusal sınırların anlamını yitirmesi ve coğrafi anlamda küreselleşme, yüksek ar-ge maliyetlerini paylaşma düşüncesi ve konuyla ilgili sınırlı sayıdaki bilim insanından ortaklaşa yararlanma eğilimi ve küresel ölçekte iletişim ağı oluşturma faydası sağlama gibi nedenlerden faaliyetlerini uluslararası hâle getirmektedir.
Bu kurumların işletmecilik yaklaşımları; uluslararası düzeyde artan coğrafik uzaklıklarla birlikte dil, para birimleri, kültürler, hukuki ve siyasal sistemler, kamu politikaları ve düzenlemelerine bağlı olarak farklı temellere ve yapıya sahip yöneticiler ve çalışanların bulunduğu, ekonomik gelişme düzeylerinin ve organizayon kültür ve iklimlerin değişik olabildiği farklılıklara sahiptir. Dolayısı ile uluslararası işletmecilik konusu son derece karmaşık ve değişik uygulama alanları ve bilgi birikimini gerektiren bir bilim alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu bağlamda, Uluslararası İşletmecilik: Temel Kavramlar kitabı çağdaş ve karmaşık kavramları irdeleyerek ülkemizdeki eksikliği hissedilen bir alana katkı yapmak üzere tasarlanmıştır. Çalışma bir üçüncül yazın (tertiary sources) örneğidir ve bu nedenle de kolay ulaşılabilir formatta özümsenmiş bilgiyi içermektedir. Kapsam olarak uluslararası işletmecilik ile ilgili konu ve kavramlar editörlerce dikkatlice seçilerek alandaki yurt içi ve yurt dışında çalışmakta olan uzmanların katkıları ile hazırlanmıştır.
Mehmet Ragıp Görgün Küreselleşen dünyamızda, acımasız bir rekabetin yaşandığı bir ortamda, lojistik önemi gittikçe artan bir sektör konumundadır. Verimli ve etkili çalışan bir lojistik sektörü özellikle ihracat yapan firmalara rekabet ortamında maliyet avantajı sağlarken diğer taraftan ülkelerin büyümesine olumlu katkılar sunmaktadır. Lojistik sektörünün verimli çalışabilmesi ve ekonomik fiyatlar sunabilmesi çok önemli olmasına rağmen bir çok ülke bu konuda başarılı neticeler alamamaktadır. Bu noktada ülkemiz çok önemli bir coğrafi bölgede bulunmasına ve önemli bir lojistik altyapısına sahip olmasına rağmen lojistik hizmet kalitesinde 2007’den bu yana gelişme kaydedememiştir. Dünya Bankası tarafından her iki yılda bir 6 farklı kritere göre yapılan performans endeksi sıralamasında Türkiye, 2007 yılında 34. sırada iken bugün 47. sıraya gerilemiştir. Bunun çok çeşitli nedenleri vardır ancak bunlardan bir tanesi sektörde çalışan personelin yeterli bilgi birikimine sahip olmamasıdır.
Kitap hem lojistik sektöründe çalışan personelin ihtiyacı olan tüm bilgileri içermekte hem de üniversite öğrencilerini sektöre hazırlayan bir eserdir. Özellikle, karayolu taşımacılığının en önemli konulardan biri olan navlun hesaplamasına özel bir yer verilmiş ve çok detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bunun yanında teslim şekilleri, ödeme şekilleri ve kombine taşımacılık konuları da geniş kapsamlı olarak aktarılmıştır. Kitabın tüm lojistik personeli ve öğrencilerine önemli katkılar sunması hedeflenmektedir.
Douglas Long Lojistik, Taşımacılık ve Tedarik Zinciri Yönetimi Bölümü öğrencileri ile birlikte uluslararası firmalarda çalışan profesyonel yöneticiler; “Uluslararası Lojistik” isimli bu eserin, “Küresel Tedarik Zinciri Yönetimi” çerçevesinde dünya üzerinde hareket eden ve sürekli yer değiştirmekte olan yük ve ürün akışlarına ait tüm lojistik faaliyetler için ne kadar önemli bir referans kaynak olduğunu, okuduklarında anlayacaklardır. “Küresel Tedarik Zinciri Yönetimi”nin teorik ve pratik yönlerini kapsamlı bir şekilde anlatan bu kitap; günümüz endüstrilerinin dayanılamaz derecede hızla koşmakta olan yapılarını, mümkün olabildiğince hızlı ve en uygun tedarikçiyi seçme ve tedarik işlemlerini güncel ve gerçek vaka sonuçları ile birlikte irdelemektedir. Halen, çok önemli olduğu halde net bir şekilde anlaşılamayan “Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi” yaklaşımlarının teori ve uygulamaları, karmaşık içeriğinin daha iyi anlaşılması ve kavranması amacıyla kitabımızda, birlikte incelenip açıklanmıştır.
“Uluslararası Lojistik”; “Tedarik Zinciri Yönetimi”nin aşağıda belirtilen yönleri itibari ile farklılığı olan teori ve gerçek vaka uygulamaları arasındaki dengeli yaklaşımı, kullanılan son teknolojileri, şekil, tablo ve grafiklerin daha iyi açıklanmasına yardım eden kavramsal tanımlamaları içermektedir. Ayrıca isteğe bağlı olarak ders kitabı kullanımı için yazarlar tarafından temin edilen “Eğitimci Kılavuzu” da bulunmaktadır. Pedagojik özellikler ve gerçek vaka çalışmalarının başarılı bir şekilde birleştirilmesinden dolayı, “Uluslararası Lojistik” kitabının, “Tedarik Zinciri Yönetimi” çerçevesinde, konu ile ilgili öğrencilerimizin ve aynı zamanda firma yöneticilerinin vazgeçilemez referans kitabı olacağına inanmaktayız.
Adnan Özdemir, Fatma Betül Ortaköy, Hasan Bardakçı, İhsan Eken, Metin Gürler, Muhammed Fatih Cevher, Murat Düzgün, Oğuzkan Şatıroğlu, Özlem Özsoy, Safiye Çöp, Selminaz Adıgüzel, Tuğçenur Ekinci Furtana, Yonca Nilay Baş Günümüzde önem kazanan küreselleşme olgusu doğrultusunda uluslararası pazarlama; ''Küresel tüketici ihtiyaçlarının yerli ve uluslararası rakiplerden daha iyi şekilde belirlenmesi, karşılanması ve pazarlama faaliyetlerinin küresel çevrenin sınırlamaları çerçevesinde koordine edilmesidir.'' şeklinde tanımlanabilir. Bu nedenle ulusal pazarlama ile uluslararası pazarlama arasındaki önemli fark, kullanılan pazarlama araçlarında değil içinde faaliyet gösterilen ortamdadır. Uluslararası pazarlamada müşteriler yabancı ülkelerde olduğundan pazarlanan ürün veya hizmet devletler arası sınırları geçmek zorundadır. Bu da farklı yasal düzenlemeler, farklı para birimleri ve farklı ekonomik gelişmişlik düzeyleri ile farklı kültürel ortamlar ve yapılar anlamına gelmektedir.
İşletmelerin uluslararası pazarlarda yürüttükleri işletme faaliyetlerinin başarılı olabilmesinin temel şartı, uluslararası pazarlara uyum sağlayabilme gerekliliğinde yatmaktadır. Uluslararası pazarlama faaliyetlerine katılan her firma, politikasını yurt içindekinden farklı bir biçimde belirlemek durumundadır. Dış pazarlardaki müşterilerin istek ve ihtiyaçları, farklı bir çevreye mensup olmaları nedeniyle genellikle ve çoğunlukla yurt içindekinden çok farklıdır.
İşletmeler, uluslararası pazarlamanın kendilerinin genel bir faaliyeti hâline gelmesi nedeniyle büyümek ve yayılmak amacıyla özellikle ülkeler ölçeğinde ve farklı pazarlama karması uygulamaları ile kendi etkinliklerini artırmak durumundadır. Bu da uluslararası pazarlamada yeni tekniklerin ihtiyaca göre belirlenmesi, uygulanması ve geliştirilmesi ile mümkün olmaktadır.
Bu bağlamda kitapta; şu ana kadar anlatılan detaylar dahilinde, günümüzde uluslararası pazarlama bilim dalına önemli etkisi olabilecek güncel ve yeni konular, geniş ve perspektifsel bir bakış açısı ile ele alınıp açıklandıktan sonra sonuçları itibari ile yorumlanarak okuyucuya sunulmuştur.
Mehmet Akif Gündüz, Leyla Özer Pazarlama, yüzyıllar öncesine dayanan bir kavram olmakla birlikte uluslararası pazarlama kavramı ve uygulamaları, yirminci yüzyılda hızlı bir gelişim göstermiştir. Bilgi edinme süreci olarak tanımlanabilen istihbarat ise bir o kadar eski bir kavramdır. Ancak, rekabet istihbaratı ve uluslararası pazarlama kavramlarının birlikte kullanımı çok daha yakın geçmişe dayanmaktadır. Bu bakımdan rekabet istihbaratı, pazarlama disiplininde nispeten yeni bir çalışma alanı olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda; rekabet istihbaratının gelişimi, işletmeler için önemi ve başarıyla uygulanması için gereken koşullar ön plana çıkan başlıca araştırma konuları arasındadır. Rekabet istihbaratının, işletmenin diğer fonksiyonlarıyla birlikte uygulanmasındaki karmaşıklık ve yöneticilerin bu konularda karşılaştıkları zorluklar, farklı disiplinlerden araştırmaların odağını oluşturmaktadır. Bu kitapta, rekabet istihbaratına dair temel kavram ve teorilerin yanı sıra rekabet istihbaratının işleyişine dair geniş bir bakış açısı ile uluslararası pazarlamadaki rolü incelenmektedir.
Arslan Zafer Gürler, Hasan Gökhan Doğan, Bekir Ayyıldız, Esra Kaplan, Selma Karabaş Üretim Ekonomisi kitabı, üretim ve tüketimin organizasyonunu içeren konulara analitik bakış açısı ile ele alanmış bir eserdir.
Üretim fonksiyonlarının türetilmesi ve kullanılması konusunda okuyucuya pratik yararlar sağlamayı amaçlamıştır.
İçerdiği örneklerle gerek tarım gerekse endüstriyel ilişkileri ele alması nedeniyle hedef kitlesi; ekonomi, işletme, endüstri ve çevre mühendisliği ile tarım ekonomisi bilim dallarını içeren geniş bir yelpazeyi oluşturmaktadır.
Ramazan Yaman Planlama gelecekle ilgilidir ve gelecek belirsizlikler taşır. Tüm belirsizliklerin ortadan kaldırılması ise imkânsızdır. Ancak gerçekleşmesi olası durumlar dikkate alınarak gelecekle ilgili planlar hazırlanır ve planlara göre şu anda yapılması gerekenler belirlenir. Her şeyin belirsizlikler içinde düşünülmesi ne kadar yanlışsa, her şeyin önceden belirlenebileceğini düşünmek de o kadar yanlıştır. Bu durumda mühendisler, özellikle endüstri mühendisleri, planlama yapmak istediklerinde öncelikle belirsizlik seviyelerini azaltmak ve deterministik (önceden hesaplanabilir) bir yapıya yaklaşmak isterler. Bu kitap öncelikle planlamacıların ve karar vericilerin ne yaptıklarını, ne yapabileceklerini, ne kadar yaptıklarını, ne yapamayacaklarını anlayarak bu konuları değerlendirmeleri ve uygulayabilmeleri amacıyla hazırlandı. Bu kitap endüstride çalışanlara ve planlamayla uğraşanlara yaptıkları işin önemini, zorluklarını ve kendi fonksiyonlarını anlayabilmeleri için; bu kitap yine başka alanlardan planlamaya ilgi duyan ya da ilgi duymak zorunda bırakılmışlar için; ve sonuçta bu kitap kendim için; düşündüklerimi paylaşmak için hazırlandı.
Alparslan Serhat Demir Bu kitap,
Üretim planlama ve kontrole ilişkin temel bilgileri içermektedir. Konu anlatımı ve problem çözümleri, okuyucular tarafından kolay anlaşılabilmesi için basit, adım adım ve sade dille aktarılmıştır. Öğrencilerin konuyu daha rahat kavramaları ve gerçek hayatla ilişkilendirebilmeleri için kısa örnek olaylar ile desteklenmiştir. Geçmiş yıllarda öğrencilerin sınavlarda yaptıkları hatalar ve bunları önlemeye yönelik öneriler, ilgili kısımlarda belirtilmiştir. Ayrıca günümüz öğrencilerinin mobil cihazlar ile etkileşimleri de dikkate alınarak her konuyla ilgili çevrim içi çözümlü sorular eklenmiştir. Bu kitap, üretim planlama ve kontrol dersini alan üniversite öğrencileri ile bilim sınavlarına ve mülakatlara hazırlanan mezunları için faydalı olacaktır.
Didem Güleryüz, Ş. Alp Baray Kalitenin istatistiksel takibinde kullanılan kontrol diyagramları özellikle sürekli süreçlerin izlenmesi sırasında etkinliğini kaybedebilmekte, bazı gerekli durumlarda geç sinyal verebilmektedir. Buna alternatif olarak geliştirilen mühendislik süreç kontrolü yaklaşımı ise hatalı model oluşturulması hâlinde sistemin bütünüyle kontrol dışı kalmasına yol açabilmektedir. İstatistiksel Süreç Kontrolün (İSK) ve Mühendislik Süreç Kontrolün (MSK) bütünleşik şekilde kullanılmasının temel nedeni, süreç ortalamasındaki varyasyondur ve bu nedenle sürecin sık sık değişen bir ortalaması varsa bu tür süreçlere sahip endüstriler tarafından kullanılabilmektedirler. İSK ve MSK, sürekli süreçlerde başarıyla kullanılmaktadır. İSK ve MSK'yi bütünleştirmek kalite kontrolünde çok etkili bir yoldur, çünkü hem İSK hem de MSK'nin özellikleri birbirini tamamlayıcı bir performans sergileyebilmektedirler. Bu çalışma, İSK ve MSK'yi tek bir metodolojide birleştiren bir çerçeve sunmaktadır.
Lee J. Krajewski - Larry P. Ritzman - Manoj K. Malhotra, Pearson Bir işletmede üretimin etkin yönetimi ile değerin yaratılması ve geliştirilerek sürdürülmesi, rekabet üstünlüğü sağlayacaktır. Hem öğrenciler hem de uygulayıcılar için yararlı olacak bu kitapta önceki baskılarına göre önemli yenilik; hizmet ve mal üretiminde, üretim yöneticilerinin etkin tedarik zincirlerinin tasarımı ve yürütülmesinde üstlendikleri rolün vurgulanmasıdır. Kitap üç kısımdan oluşmaktadır: İlk kısımda rekabet ortamında üretim ve proje yönetimi konuları işlenmiştir. İkinci kısım, proseslerin yönetimi ile ilgilidir. Proses Stratejisi, Proses Analizi, Kalite ve Performans, Kapasite Planlama, Kısıt Yönetimi, Yalın Sistemler bu kısımdaki bölümleri oluşturmaktadır. Üçüncü kısım ise Tedarik Zincirlerinin Yönetimi’dir. Tedarik Zincirlerini Tasarımı ve Entegrasyonu yanında, Kuruluş Yeri, Envanter Yönetimi, Tahmin Etme, Üretim Planlama ve Çizelgeleme ve son olarak Kaynak Planlama, bu kısmı oluşturan bölümlerdir. Kitap ayrıca karar verme, simülasyon, bekleme hatları, envanter modelleri ve lineer programlama konularındaki ekler, vaka çalışmaları, video ve yazılımla desteklenen alıştırmaları içermektedir.


Hilmi Yüksel İşletmelerin, üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ uygulamalarından yararlanmaları için birçok fırsat vardır: talep tahmini, üretim planlaması ve kontrolü, kalite kontrolü, tedarik zinciri yönetimi, süreç optimizasyonu, bakım planlaması, ürün tasarımı ile ilgili birçok üretim yönetimi kararları... Üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ uygulamalarıyla birlikte üretimle ilgili kararlar veriye dayalı olarak ve hızlı bir biçimde alınabilir, üretim süreçlerine ilişkin öngörülerde bulunulabilir, üretim süreçlerinin optimizasyonu mümkün kılınabilir ve üretim faaliyetlerinde etkinlik ve verimlilik artarken maliyetler düşürülebilir. Bu kitapta; işletmelerin, üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ uygulamaları için izlemeleri gereken aşamaların belirlenmesi ve işletmelerin, yapay zekâ uygulamalarında karşılaşabilecekleri güçlükleri aşabilmeleri ve başarıya ulaşabilmeleri için önerilerin sunulması amaçlanmaktadır. Kitabın, işletmelerin üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ teknolojilerinden ve uygulamalarından yararlanmak isteyen yöneticilere, uygulamacılara ve bu alanda çalışan araştırmacılara yararlı olması ümit edilmektedir.
Ahmet Serhat Uludağ, Hatice Doğan Temel görevi, insan istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve/veya hizmetleri ortaya çıkarmak olan üretim fonksiyonu, kendisine tahsis edilen kıt kaynakları etkin ve verimli kullanmak mecburiyetindedir. Bu nedenle üretim ile ilgili olarak alınacak kararlarda hataya yer bırakılmamalıdır. Bu ise ancak hatayı minimize edecek veyahut ortadan kaldıracak bilimsel yöntemler kullanılarak karar verici konumunda olanların üretimle ilgili konularda verecekleri kararlardaki rasyonelliği arttırmakla mümkündür.
Bu kitap, üretim ile karar verme arasındaki sıkı ilişkinin önemine binaen kaleme alınmıştır. Uzun bir çalışma ve ciddi bir bilgi birikiminin nihai çıktısı olan kitapta, üretimle ilgili problemlerin çözümünde çok kriterli karar verme tekniklerinin nasıl uygulanabileceği örnekler yardımıyla anlatılmıştır. Tüm örnekler üretimle ilgili olarak seçilmiş, çözümü aranan problemler ve bu problemlerin çözümünde takip edilen yollar grafikler ve şekiller yardımıyla açıklanmış, problemlerin excel çözümleri, benzer kitaplardan farklı olarak en ince ayrıntısına kadar gösterilmiştir.
Kitapta sırasıyla; SAW, ROV, MOORA, TOPSIS, VIKOR, ARAS, COPRAS, GİA, ELECTRE, PROMETHEE, AHS, DEMATEL, SWARA, CRITIC, ENTROPI, SD, VZA, MALMQUIST-TFV, OCRA ve EATWOS/EATWIOS yöntemleri ve bu yöntemlerin farklı uygulama şekilleri, üretimle ilgili çeşitli problemlerin çözümünde kullanılarak oldukça detaylı bir şekilde açıklanmış; sonuçlar, grafikler ve şekiller yardımıyla desteklenerek sunulmuştur. Kitabın; üretim yönetimiyle ilgili konularda çalışmalar yapan araştırmacılara, akademisyenlere, öğrencilere ve konuya ilgi duyan tüm kesimlere katkı sağlamasını temenni ederiz.
Fuat Öz, Alparslan Özmen Küreselleşme olarak değerlendirilen değişimlerin dünya üzerinde yaşanan tüm çevreyi etkilediği görülmektedir. Küresel varlıklarını ve piyasa paylarını genişletme çabasında olan firmalar kârlılığı artırmak ve pazarlarla ilgili sorunların üstesinden gelmek için faaliyetlerini uluslararası olarak gerçekleştirmenin farklı yollarını düşünmektedir. Bundan dolayı uluslararası pazarlama alanı içerisinde, bir firma ürünlerini yurt dışına taşıma kararı verdiği zaman, aldığı kararlardan birisi de her potansiyel özgün yerel piyasanın özgün ebatlarına uymak için pazarlama karmasını ayarlamaktır. Hedef pazarlarıyla ilgili kararları verirken tüketicilerin memnuniyetini sağlayacak ürünleri ve hizmetleri optimal düzeyde bir araya getirerek firmaların hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadırlar. Bu memnuniyeti sağlamak için kendi ürünlerini farklılaştırma yoluna gitmektedirler. Bu farklılaştırma yolu firmaları hedef pazarlarda ürün adaptasyonuna yöneltmektedir. Bu kitapta, ürün adaptasyonu ile firmaların ihracat performansı arasındaki ilişki araştırılmıştır. Araştırmada Türkiye genelinde mobilya, hazır giyim ve deri sektöründe faaliyet gösteren firmaların ürün adaptasyonu ile ihracat performansı arasındaki ilişki değerleri ölçülmüş ve bu iki faktör arasındaki ilişki incelenerek bir model oluşturulmuştur. Bu model PASWStatistics20 programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde Ki-kare testi ve regresyon analiz kullanılmış, aynı zamanda tanımlayıcı soruların analizi de yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar analiz edildiğinde; ürün adaptasyonu ile ihracat performansı arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki olduğu görülmüştür Günümüzde firmaların karşılaştıkları sorunları aşabilmesi ve dünyadaki rakipleriyle rekabet edebilmesi açısından ürün adaptasyonuna yöneldiğinde ihracat performanslarının arttığı görülmektedir.
Emet GÜREL, Jale ALEM Pazarlama iletişiminin güncel ve ilgi çeken konularından biri olan ürün yerleştirme, markalı ürünlerin bir bedel karşılığında belirli bir amaçla iletişim ortamlarına yerleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bir kavramlaştırma ve uygulama alanı olarak etkili olduğu kadar dinamik bir nitelik de arz eden ürün yerleştirme, her geçen gün gelişmeye ve evrilmeye devam etmektedir. Öyle ki günümüzde markalı ürünlerin sinema filmlerinden televizyon dizilerine, basılı kitaplardan elektronik kitaplara, video oyunlarından bilgisayar oyunlarına, çizgi dizilerden çizgi romanlara dek pek çok iletişim ortamına farklı şekillerde entegre edildiği gözlenebilmektedir. Bu gerçeklerden hareket eden ve bir makale seçkisi niteliği taşıyan bu çalışmada ürün yerleştirme kavramı, ürün yerleştirmenin tarihsel gelişimi, ürün yerleştirme türleri, ürün yerleştirme uygulamaları ve örnekleri ayrıntılı bir şekilde işlenmektedir. Amatörce kurgulanmış uygulamalardan milyonlarca dolarlık bir sektöre uzanan bu yolculuğun ilginizi çekeceğini umuyoruz.
Mehtap Sümersan Köktürk, Taşkın Dirsehan İşletmeler için vazgeçilmez olan “farklılaşma, fark yaratma ve rekabet üstünlüğü”, kurumsallaşma olmadan konuşulamaz. Her ne kadar bu kavramlar temelde pazarlama çerçevesinde konuşuluyorsa da, günümüzde tüm disiplinlerin vazgeçilmezi olmaktadır. Yaşanan hızlı teknolojik değişimler ve insanın kendi değişimleri, kurumsallaşma için kayıt sistemlerini, arşiv ve dokümanları veri madenlerine çevirmelerini gerektirmektedir. Ayrıca, veri madenciliği olmadan, ne kurumsallaşma ne de başarılı bir pazarlama stratejisi gerçekleştirilebilir. Bu nedenle her yönetici kendi amacına uygun veri madenciliğini düşünmeli ve madenci ekiplerini ona göre kurmalıdır. Firmaların rekabet için kullanabilecekleri veri madenciliğini kişiler de kendi hayatlarında başarı için kullanabilirler. Her birey bir veri madencisi, her bireyin hayatı da birer veri madenidir.
Brant Cooper, Patrick Vlaskovits - WILEY Yalın girişimciliğin ve startup'ların gelişimi, vizyon ve inovatif düşünme yeteneğine sahip bireylere bağlıdır. Girişimcilerin kazancı, yüksek büyümeyi hızlandırmaları için verileri kullanmayı öğrenerek müşteri etkileşimini artırması bakımından çok önemlidir. Bu amaçla, yalın girişimcilik alanında önemli danışmanlardan olan Brant Cooper ve Patrick Vlaskovits, bu kitabı kaleme alarak girişimciliğin inovatif yönüne vurgu yapmış ve alana katkıda bulunmuşlardır. Yazarlar bu kitapta, teknolojinin içinde ve dışında faaliyet gösteren onlarca girişimci ve startup fitma sahipleri ile görüşerek çeşitli vaka incelemelerini paylaşmışlardır.
Yeni bir girişimin oluşumunun ilk aşamalarında belirsizlik vardır. Ancak bu belirsizlik karşısında tahmin ve planlama gibi geleneksel müdahaleler artık yeterli gelmemektedir. İşte Yalın Girişim, tam da bu noktada devreye girmektedir. Bu kitapla Yalın Girişimcilere inovasyon odaklı, bilimsel verilere dayanan, test ve deneylerle ölçümlenebilir yeni bir yönetim anlayışı aktarılması amaçlanmıştır. Bu kitap vasıtasıyla girişimciler; müşterilerle nasıl iletişim kurulacağını, denemelerin nasıl gerçekleştirileceğini ve iş girişimlerinde elverişli verilerin nasıl kullanılması gerektiğini öğrenip bu doğrultuda girişimlerine inovasyon katabileceklerdir.
Bu kitap, kurumların işletme modellerine ilişkin zorlukların belirlenip bunlar üzerinde çalışılmasını sağlayacak yeni düşünme biçimleri, araçlar ve aktiviteler sunmaktadır. Startup'ın ne olduğu, bu doğrultuda vizyon, değerler ve kültürün etkileri üzerinde yeni bir vizyon vermektedir. Ayrıca inovatif bir vizyon için müşteri etkileşimi ve yalınlık, uygulanan gerçek vaka incelemeleriyle detaylandırılmıştır. Bu bakımdan Yalın Girişimci kitabının, sistemli ve inovatif bir girişimin oluşmasına rehberlik etmesi açısından okunması gerekir. Kitap sadece yeni girişimciler için değil, aynı zamanda üniversitelerde girişimcilik kültürü kapsamında da değerlendirilmesi gereken bir kaynaktır. Ayrıca, işletmelerde özellikle araştırma ve inovasyon odaklı çalışmalara önem veren şirket sahiplerinin ve yöneticilerin başvuru kitabı olarak değerlendirebilecekleri bir referans niteliği de taşımaktadır.
Tugay Osmanoğlu, Demiral Akbar Endüstrinin temel bileşenlerinden biri olan ve yalın üretimi anlatan bu kitapla, çok değişik ekonomik koşullarda ve farklı sektörlerde uygulayabileceğiniz değer üretimine yenilikçi bakış açıları sunuyoruz. Hem hizmet sektörüne hem de imalat süreçlerine uygulanabilecek yalın üretim metotları sayesinde işletmenizde oluşturduğunuz değerin en ideal seviyede akışlarını sağlayarak iş yapış süreçlerinde önemli maliyet, kalite ve verimlilik avantajlarına sahip olabilirsiniz.
Yalın felsefenin uygulanması ile birlikte elde edilecek tecrübe ve bilgi birikimleri ile rakiplerinizin önüne geçerek organizasyonların asıl hedefi olan sürdürülebilirlik ve kârlılığı önemli ölçüde yükseltebileceksiniz. Endüstri mühendisliği konularını uygun bir dille harmanlayan kitabımızı dikkate alarak işletmedeki kronik sorunlara pratik çözümler bulabilir ve sektörünüzde lider firmalardan biri olabilirsiniz.
Abdullah Zübeyr Akman, Adnan Kalkan, Aslı Göde, Furkan Doğan, Melisa Aksoy, Mustafa Coşar, Nuri Çeliker, Sabiha Kılıç, Sergen Gürsoy, Songul Zehir, Züleyha Afra Beder
John R. Nofsinger Geleneksel finans teorileri, yatırımcıları “rasyonel” varsayması sebebi ile uzun bir süredir ciddi bir şekilde sorgulanmaktadır. Davranışsal finans, bireylerin kişisel çıkar ve iradelerinde her zaman rasyonel olmadıkları varsayımı ile “rasyonel insan” modeline meydan okumaktadır. Açıkçası davranışsal finans, bireylerin risk altında karar verirken gerçekte nasıl davrandıklarını ortaya koyma çabasındadır.
The Psychology of Investing, davranışsal finans alanında dikkat çeken ve sıklıkla yararlanılan kaynaklar arasındadır. Kitaptaki bölümler benzer şekilde oluşturulmuştur; önce psikolojik bir ön yargı tanımlanmış ve günlük davranışlarla bu ön yargı örneklendirilmiştir. Daha sonra, ön yargının yatırım kararları üzerindeki etkisi açıklanmıştır. En sonunda ise yatırımcıların gerçekten problemli yatırım davranışlarında bulunduğunu kanıtlamak için akademik çalışmalara yer verilmiştir. Kitabı özellikli kılan, anlatılan konuların daha önce yapılan çalışmalarla desteklenmesi, bölüm sonlarında özete ve çalışma sorularına yer verilmesidir. Ayrıca içeriğinin geniş ve anlatımının sade olması da davranışsal finans alanında çalışmak isteyenlere büyük kolaylık sağlamaktadır. Psikoloji ve finans ilişkisi, duygular ve yatırım kararları, sosyal etkileşim ve yatırım, davranışsal finansın portföy oluşumuna bakışı ve risk algılamaları kitabın dikkat çeken başlıkları arasındadır. Ayrıca kitabın bu baskısı,Mortgage krizindeki psikolojiyi de incelemesi bakımından önemli bir eksikliği gidermektedir.
Türkçe olarak yazılmış ya da Türkçeye çevrilmiş davranışsal finans alanındaki kitap sayısı düşünüldüğünde, bu kitabın literatürde önemli bir boşluğu gidermeye yardımcı olacağı kanısındayım. Kitabın tüm okurlarımız için yararlı olmasını dilerim.
Ali Görener, Atik Kulaklı, Birol Büyüksivri, Cemal Yükselen, Feryal Orhon Basık, Gökhan Taşdeviren, Hatice Camgöz Akdağ, Mesut Ulu, Murat Dinçmen, Semra Birgün, Ümit Özen, Yıldız Şahin Yalın, kelime anlamıyla basit, sade olarak anlaşılıyor ama “yalın felsefeyi” bir sürece, sisteme veya kuruma uyguladığınızda bu anlamlardan daha fazlasını işaret ettiğini göreceksiniz.
Yalınlaştık demek; gereksiz olan her şeyden arınıp görünür, şeffaf, düzenli, doğru ve güvenli bir ortam yarattık, demektir.
Peki, yalınlaşmanın bize faydası ne demektir?
Maliyetlerimizi düşürmüş, verimimizi artırmış, kalitemizi yükseltmiş ve memnun müşterilere sahip olmuşuz, demektir. Kârımızı ve yatırım gücümüzü artırmış, rakiplerimizin önüne geçmiş, sürdürülebilirliğimizi güvence altına almış, piyasa değerimizi yükseltmiş ve pazar payımızı artırma olanağına kavuşmuşuz, demektir.
Mevcut sisteminizi iyileştirmek, yeni sistem tasarlamak, Endüstri 4.0 dönüşümü sağlamak veya herhangi bir yeniliği uygulamak için ilk yol, yalınlaşmaktır. Aksi takdirde mevcut sorunlarınızı yeni sisteminize aynen taşımış olur ve gerçek fayda sağlamaktan ve istediğiniz hedefe ulaşmaktan uzaklaşmış olursunuz.
O hâlde hatadan dönmek ve bu kazançlara sahip olmak uğruna yalınlaşmayı nasıl sağlayabiliriz?
İşte, yalın konusunda çok uzun zamandır tecrübe kazanmış, yalını bizzat uygulamış, akademik çalışmalarda bulunmuş değerli yazarlarımızla birlikte hazırlamış olduğumuz bu kitabımızı, sizlere yalını tanıtmak ve gerçek vakalara yer vererek hem uygulama adımlarınız için yardımcı olmak hem de uygulamaya ilişkin yanlışları ve doğruları göstermekte rehber olmak amacı ile sunuyoruz.
Uygulamalar yaygınlaştıkça yalın felsefenin, en tepede, ülke ekonomisi için katkı sağlayacağından şüphemiz yoktur. Üstelik yalın teknikleri özel yaşamımıza da uygulamak mümkün iken…
Faydalı bir dokunuşta bulunduğumuz ümidi ile iyi okumalar dileriz.
Ahmet Kayaoğlu, Ahmet Neca Gökgül, Bekir Tuncer, Beris Artan Özoran, Cemal Gümüş, Ceylan Bozpolat, Cihad Doğan, Elçin Bayraktar Köse, Erkan Gülter, Faruk Güven, Filiz Eroğlu, Hale Çolakoğlu, Halil İbrahim Şengün, Hatice Ceviz, İbrahim Aydın, Mehmet Demirdöğmez, Musa Ünalan, Nurcan Yücel, Selda Fındıklı, Zübeyir Çelik Çağımızın belki de en önemli özelliği, değişime kayıtsız kalmanın mümkün olamayışıdır. Bugün bulunduğumuz noktada pazarlama iletişimi pratiklerinde adı geçmeye başlayan birçok yenilik bulunmaktadır. Bu kitap, bu yeniliklerin neler olduğunu, kuramsal temellerini, onlara neden ihtiyaç duyulduğunu ve nasıl uygulanabileceğini açık bir dille aktarmaktadır.
“Yeni Nesil Pazarlama Yaklaşımları” kitabı, sadece çağı yakalamak isteyen değil çağın ötesine geçmek, çağa yön vermek isteyen tüm akademisyen, öğrenci, pazarlama uygulayıcıları ile dünyada ve Türkiye'de pazarlama trendlerini gözlemek isteyen herkese bir kapı aralamaktadır.
Deniz Aytaç, Sabiha Kılıç Küreselleşme ile birlikte artan ekonomik açıklık ve entegrasyon, dünya ekonomisinde, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, rekabet edebilirliğin önemli bir değişken hâlini almasına sebep olmuştur. Sermayenin, emeğin, mal ve hizmetlerin herhangi bir engele takılmadan dolaşımının arttığı küresel Dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu doğrudan yabancı yatırımlar göreceli olarak yeni bir kavram olan yatırım ikliminin önemini arttırmıştır. Ülkelerin makroekonomik, politika, hukuki sistem, yargı, idare, güvenlik, altyapı, finansal imkânlar gibi koşullarını ve firma düzeyinde mikro değişkenleri içeren yatırım iklimi(ortamı) kavramı Dünya Bankası'nın 2005 yılında yayınladığı Yatırım İklimi Raporunda maliyetler, riskler ve rekabet engelleri ile ilişkilendirilmiştir. Bu kapsamda uluslararası, ulusal ve bölgesel anlamda yatırım yeri seçiminde yatırımcılar, maliyet, risk ve rekabet engellerini minimize eden bir yatırım iklimini tercih etmektedirler. Bu kitap, sanayi ve tarımsal üretim potansiyeli yüksek olan bir il olarak Çorum'un yatırım iklimini oluşturan parametreler açısından avantajlı ve dezavantajlı yönlerinin tespit edilmesini amaçlayan bir saha araştırmasına dayanmaktadır. Kitap, yerel yatırımcıların yatırım yapmayı planladıkları yerel, bölgesel ve ulusal yatırımlarında yatırım kararları üzerinde etkili olabilecek yatırım iklimi faktörleri konusunda araştırma ve çalışmalar yapan akademisyenler, iş adamları, profesyoneller, yerel yönetimler ve kamu kurumları için yol gösterici kaynak niteliği taşımaktadır.
Aliye Aslı Sonsuz, Duygu Erten, Emin Sertaç Arı, Erkan Turan Demirel, Erman Gedikli, Erol Demir, Esra Baytören, Gökhan Aydın, Gözde Yeşilaydın, Mustafa Fedai Çavuş, Yasemin Hancıoğlu, Yeşim Tanrıvermiş Yeşil düşüncenin nasıl oluştuğu, yeşil yönetim fonksiyonlarının neler olduğu, kurumsal iletişimde yeşil yaklaşımın önemi, yeşil yaklaşımla işletmelerde etik ve sosyal sorumluluk anlayışının ne yönde evrildiği, dünyada bir adım önde olmak isteyen ülkeler ve işletmelerin ele aldığı inovasyon kavramının ötesinde yeşil inovasyonla ne anlatılmak istendiği, teknolojik gelişmelerin ve bilgi toplumuna geçişle birlikte yeşil bilişim ve yeşil ekonomi, kitabımızın ana konularını oluşturmaktadır.
Yeşil bakış açısı ve ülkemizde bu yaklaşımı önemseyen işletme örneklerinin de yer aldığı bölümler ile farkındalığı yaygınlaştırmak hedeflenmektedir. Bu bağlamda kitabımızın Türkçe literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Mevlüt Türk Çevre kirliliğindeki artış ve yarattığı sorunlar, artık küresel bir boyut kazanmıştır. Bu sorunların çözümü için kamusal alanda yürütülen çalışmalar, yasal düzenleme ve denetimler yeterli olmamaktadır. Kirliliğin ve kirliliğe bağlı olarak ortaya çıkan sorunların sorumluları arasında tüketiciler de yer almaktadır. Tüketiciler, çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih ederek, sadece bugünü değil geleceği de düşünerek tüketim davranışı göstererek, atıklarını azaltarak, geri dönüşüm ve tekrar kullanım sürecine katkı sağlayarak, kısacası bir “yeşil tüketici” gibi davranarak çevre kirliliğinin azaltılmasına önemli katkılar sağlayabilirler.
Bu çalışmada; çevre, çevre sorunları, çevrenin korunmasında sorumluluklar ve bireyin sorumlulukları kapsamında “yeşil tüketici” ve “yeşil (çevre bilinçli) tüketici davranışı gelişim süreci” konuları incelenmiş; çevrenin korunması ve geliştirilmesi açısından “yeşil tüketici davranışının” geliştirilmesinin önemi vurgulanarak, bu davranışın gelişmesinde işletmelerin ve pazarlama yönetimlerinin rolü ve önemi tartışılmıştır. Ayrıca, üniversite gençliğinde “yeşil (çevre bilinçli) tüketici davranış gelişim süreci” üzerine bir araştırmaya yer verilmiştir.
Sadık Çökelez Bu kitap İşletme, Ekonometri bölümü üniversite öğrencilerinin yanı sıra Endüstri Mühendisliği öğrencileri için de uygun bir kapsam içermektedir. Çok kapsamlı bilgisayar uygulamaları ve yorumları, ekran kopyaları içeren görsel yaklaşıma yer vermek, içgüdüsel yaklaşımla algoritmaları açıklamak, gerçek hayata yönelik proje veya olay/vaka analizi veya problemlere yer vermek kitabı iç piyasadaki kitaplardan farklı yapan unsurlardır. Yöneylem/İşlem Araştırması I kitabı her ne kadar genelde giriş seviyesinde ise de kitabın bazı kısımlarında kullanılan algoritmalarla ilgili derin içgüdüsel mantık açıklamaları bazı profesyoneller, yüksek lisans, doktora öğrencileri içinde belli konularda rehber olabilir.
Cevriye Temel Gencer, Yunus Emre Karamanoğlu Yöneylem Araştırması, Türkiye'de 1960'lardan sonra kullanılmaya başlanan bilimsel problem çözme ve karar destek metotlarının genel adıdır. Başta savunma, üretim, tıp vb. birçok alanda yöneylem araştırması teknikleri kullanılmaktadır. Son yıllarda bilgisayar teknolojisi ve yazılımlardaki gelişmeler sayesinde yöneylem araştırması teknikleri daha da fazla kullanım alanı kazanmıştır. Bu kitapta yöneylem araştırmasının birçok konusu kapsamlı, detaylı ve nitelikli olarak okuyucuya sunulmaktadır. Kitabın temel amacı; yöneylem araştırması yöntemlerini, tekniklerini hem lisans hem de lisansüstü okuyucusuna en basit seviyede açıklamalı örneklerle anlatmaktır. Ayrıca, ileri seviyedeki problemlere meraklı olanlar için kitap içeriğine alıştırmalar da dâhil edilmiştir.
Kitapta; Yöneylem Araştırmasının temel konuları olan; Doğrusal Programlama, Simpleks Metot, Dualite Kavramı, Duyarlılık Analizleri, Düzeltilmiş Simpleks, Ulaştırma Problemleri, Atama Problemleri, Oyun Teorisi, Dinamik Programlama, Tam Sayılı Programlama, Markov Zincirleri, Proje Yönetimi ve Hedef Programlama konularına yer verilmiştir. Bölüm sonlarında örnek alıştırmalara da yer verilerek konuların daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir.
Kitabın tüm akademisyen, öğrenci ve konulara ilgi duyan okuyuculara faydalı olması ümidiyle…
M. Fatih Hocaoğlu Bu kitap, endüstri mühendisliği bölümlerinde ve harp akademilerinde lisans ve lisansüstü seviyede verilen Yöneylem Araştırması dersleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Kitapta konular matematik programlama bakışı ve çözüm algoritmaları yönü vurgulanarak incelenmiş, yöntemlere ilişkin kodlar bu bakışı desteklemek amacıyla geliştirilmiştir.
Geliştirilen Piton kodlarda, Piton diline has fonksiyonların kullanılmamasına özen gösterilmiş ve genel programlama bilgisine sahip okuyucuların takip edebileceği nitelikte hazırlanmıştır.
Kitapta, çok değişkenli ve kısıtlı/kısıtsız doğrusal olmayan optimizasyon problemleri için analitik ve sayısal arama yöntemleri, dinamik programlama ve ağaç yapıları, Markov zincirleri ve çok amaçlı programlama gibi, az değinildiği düşünülen konular ele alınmıştır. Kuyruk modelleri ve sayısal arama teknikleri piton kodlarla, konunun daha iyi kavranmasını sağlamak amacıyla, yoğun bir şekilde desteklenmiştir.
Kitapta bir problem sıklıkla aynı çözüm yönteminin farklı teknikleriyle ve hatta birden fazla matematik programlama yöntemiyle, konuya olan bakış açısını genişletmek için gerçekleştirilmiştir. Doğrusal programlama problemlerinin dinamik programlamayla, dinamik programlama problemlerinin ağaç yapıları ve doğrusal olmayan modellemeyle, doğrusal olmayan programlama problemlerinin doğrusallaştırılarak çözülmesi, aynı yöntemin farklı çözüm teknikleriyle ele alınması hep bu amacı desteklemek için yapılmıştır.

Kenan Özden, Sait Gül Bu kitap, üniversitelerin ve harp okullarının başta Endüstri, İşletme ve Sistem mühendislikleri bölümleriyle İşletme, İktisat, Ekonometri ve Matematik gibi bölümlerinde okuyan öğrenciler için hazırlanmıştır. Kitabın amacı, öğrencilere, okul ve gelecekteki iş yaşamlarında insan, malzeme ve makine gibi kaynakların işletme ve organizasyon amaçları doğrultusunda etkin, ekonomik ve verimli kullanılması konusunda karşılaşacakları karar verme sorunlarının çözümünde yardımcı olacak nicel model ve teknikleri öğrenebilecekleri ders kitabı olanağını sunmaktır.
Bu kitabın en önemli özelliklerinden biri, her konunun, çok sayıda problem çözümüyle örneklendirilmesi ve bölüm sonlarında QM yazılımıyla yine bol örnekli olarak bilgisayar uygulamalarının yapılmış olmasıdır.
Kitap, 1. cilt olan “YÖNEYLEM ARAŞTIRMASI-I Bilgisayar Destekli Doğrusal ve Parametrik Programlama” isimli kitabımızın devamı ve bütünleyicisi niteliğinde olup endüstri ve hizmet işletmelerinde, kamu kurumlarında ve silahlı kuvvetlerde planlama ve yönetimle ilgili karşılaşılabilecek karar verme sorunlarının bilgisayar destekli çözüm örneklerini içermektedir.
Kitapta 8 bölüm olarak Ağ Çözümlemeleri ve Proje Yönetimi Teknikleri, Tam Sayılı Programlama, Çok Ölçütlü Karar Verme, Çok Amaçlı Karar Verme (Hedef Programlama), Karar Kuramı, Oyun Kuramı, Doğrusal Olmayan Programlama ve Markov Zincirleri konuları yer almaktadır.
M. Fatih Hocaoğlu Bu kitap, endüstri mühendisliği bölümlerinde ve harp akademilerinde lisans ve lisansüstü seviyede verilen Yöneylem Araştırması dersleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Kitapta konular matematik programlama bakışı ve çözüm algoritmaları yönü vurgulanarak incelenmiş, yöntemlere ilişkin kodlar bu bakışı desteklemek amacıyla geliştirilmiştir.
Geliştirilen Piton kodlarda, Piton diline has fonksiyonların kullanılmamasına özen gösterilmiş ve genel programlama bilgisine sahip okuyucuların takip edebileceği nitelikte hazırlanmıştır.
Kitapta, çok değişkenli ve kısıtlı/kısıtsız doğrusal olmayan optimizasyon problemleri için analitik ve sayısal arama yöntemleri, dinamik programlama ve ağaç yapıları, Markov zincirleri ve çok amaçlı programlama gibi, az değinildiği düşünülen konular ele alınmıştır. Kuyruk modelleri ve sayısal arama teknikleri piton kodlarla, konunun daha iyi kavranmasını sağlamak amacıyla, yoğun bir şekilde desteklenmiştir.
Kitapta bir problem sıklıkla aynı çözüm yönteminin farklı teknikleriyle ve hatta birden fazla matematik programlama yöntemiyle, konuya olan bakış açısını genişletmek için gerçekleştirilmiştir. Doğrusal programlama problemlerinin dinamik programlamayla, dinamik programlama problemlerinin ağaç yapıları ve doğrusal olmayan modellemeyle, doğrusal olmayan programlama problemlerinin doğrusallaştırılarak çözülmesi, aynı yöntemin farklı çözüm teknikleriyle ele alınması hep bu amacı desteklemek için yapılmıştır.
Kenan ÖZDEN, Sait GÜL Bu kitabın amacı, üniversitelerin ve Harp Okulları’nın başta Endüstri, İşletme ve Sistem Mühendislikleri bölümleriyle İşletme, İktisat, Ekonometri ve Matematik gibi bölümlerinde okuyan öğrencilere; çalışma yaşamlarında insan, malzeme ve makine gibi kaynakların işletme amaçları doğrultusunda etkin, ekonomik ve verimli kullanılmasıyla ilgili olarak, sistem ve süreç tasarımı, planlama, kontrol, sorun çözümü ve karar verme konularında karşılaşacakları sorunların çözümünde yardımcı olacak nicel model ve teknikleri öğrenebilecekleri ders kitabı veya yardımcı ders kitabı olanağını sunmaktır.
Yöneylem Araştırması, özellikle II. Dünya Savaşı sırasında askeri sorunların çözümünde ilk uygulamalarını bulmuş olması nedeniyle, işletme ve diğer örgütlerin yönetiminde olduğu gibi Silahlı Kuvvetler yönetimi için de önemli bir karar verme aracıdır. Bu bakımdan kitapta, bu bilim alanının askeri kökenine saygının yanında, kitaptan Harp Okulları’nda da ders yardımcısı olarak yararlanılabileceği göz önünde bulundurularak örnek işletme problemlerinin yanında zaman zaman askeri örnek problemlere ve kavramlara da yer verilmiş bulunmaktadır.
Şule Özkan Kitap işletme, ekonometri ve iktisat lisans öğrencilerine yönelik hazırlanmıştır. İlk bölümde, Doğrusal Programlama Modeli ele alınmış devamında yine Doğrusal Programlama ile ilişkili olan bazı Matematik Modeller ele alınmıştır. Lisans öğrencilerine daha çok yararlı olacağı düşüncesiyle, özellikle Doğrusal (Lineel) Programlama, Duyarlılık Analizi ve Parametrik Programlama, Tamsayılı Programlama, Ulaştırma Modeli ve Dinamik Programlama konuları kitapta yer almaktadır. Daha sonra başta Ağ Analizleri ile Proje Kontrol ve Planlama Yöntemleri PERT-CPM olmak üzere, Karar ve Oyun Teorisi, Stok Kontrol Modelleri, Bekleme Hattı Modelleri ve Kuyruk Teorisi açıklanmaya çalışılmıştır. Bu baskıya önceki baskılarda yer almayan Parametrik Programlama, Ağ Analizleri ve Doğrusal Olmayan Programlama konuları eklenmiştir.
Kitapta yer alan bazı problemler bilgisayar programı yardımıyla çözülmüş ancak okuyucunun daha iyi anlayabilmesi açısından çözümlerin çoğu bilgisayar yardımı olmaksızın açıklanmıştır.
İşletme, Ekonometri ve İktisat öğrencilerine yönelik olarak seçilen konular, onların bilgi ve becerilerinin iyileştirilmesi, analiz-sentez yeteneklerinin geliştirilmesi, çalışma yaşamında yardımcı olabilmesi düşüncesiyle, çok sayıda örnekler ve çözümleri ile anlatılmaya çalışılmıştır.
Frederick S. Hillier, Gerald J. Lieberman Neredeyse 50 yıldır, Yöneylem Araştırmasına Giriş, yöneylem araştırması alanındaki klasik kitaplardan biri olmuştur. Bu basım daha öncekilere nazaran daha da fazla sayıda gerçekçi güncel hayat problemleri içermektedir. Temel bilgilerin kapsamlı ve net bir şekilde açıklandığı, bolca ilginç sorunun, vakanın ve son teknoloji ürünü, kullanıcı dostu yazılımların içinde bulunduğu bu basım, okuyucular için kapsamlı bir kaynak olmayı sürdürmektedir.
Onuncu Basımdaki Yenilikler
• Gürbüz eniyileme, şans kısıtları ve stokastik programlama gibi konularla belirsizlik altında doğrusal programlamaya dair bir bölüm,
• Yöneylem araştırması ile birlikte analitiğin yükselişi hakkında bir alt bölüm,
• Eğitim İçin Analitik Çözücü Platformu – pek çok YA modelini elektronik tablolarla formüle etmek ve çözmek için hepsini bir arada bulunduran yeni bir yazılım.