Üretim Yönetimi \ 2-6
A. Osman Serdar Çıtak Finans teorisindeki yatırımcı tercihleri ile iktisat teorisindeki tüketici tercihleri yaklaşımları, rasyonellik varsayımında ortak bir paydaya ulaşır. Günümüzün global finansal piyasalarında, yatırım yapmayı planlayan ortalama bir yatırımcının rasyonel tercihlerde bulunabilmesi için finansal bilgi ve finansal okuryazarlık düzeyinin gelişmesi ve belirli bir noktaya gelmesi gerekmektedir.
Finansal Yatırımın Analizi'nde, ortalama bir yatırımcının portföyünde bulundurabileceği veya bulunmasını arzu edebileceği, finansal aktif değerler ile yatırım araçlarına yönelik yatırım teknikleri ve stratejileri yalın bir şekilde sunulmuş ve okuyucunun finansal bilgi düzeyinin artırılması hedeflenmiştir.
Bu anlamda kitap; yatırım teorisinin karmaşık alanlarını, olabildiğince anlaşılır hâle getirerek konuyla ilgili çalışma yapan herkese faydalı olma amacındadır.
Dilber ULAŞ Günümüzde marka olmayı başarabilen birçok işletmeci, farklı pazarlarda işlerini kısa bir sürede büyütmeyi hayal ederken iş tecrübesi olmayan birçok kişi ise belirli bir finansmanla kendi istediği alanda çalışmayı hayal etmektedir. Bir taraftan markalarını, geliştirdikleri işletme sistemlerini kullanma hakkını vermek isteyen işletmelerin sayısı artarken, diğer taraftan kendi işinin sahibi olmak isteyenlerin sayısı da hızla artmaktadır.
Bu kitap, franchise almak ve franchise vermek isteyenlerin ihtiyaçlarına yönelik olarak hazırlanmıştır. Çalışmayı lisans ve yüksek lisans öğrencileri, franchising konusunda daha kapsamlı bilgi edinmek amacıyla kullanabilirler.
Franchising sistemi nedir? Günümüzde neden franchise vererek yayılmak tercih edilmektedir? Sistem, her sektör ve işletme için uygun mudur? Franchising'in diğer dağıtım yöntemlerinden ve işbirliği stratejilerinden farklılıkları nelerdir? Franchising de maliyetler nelerdir? Bu çalışmada franchising sistemi incelenmiş, franchising türleri üzerinde durulmuş, kimlerin nasıl franchise verebileceği, franchise edilebilecek işin özellikleri, kimlerin franchise alabileceği, franchising sisteminin taraflar açısından avantaj ve dezavantajlarının neler olduğu, sözleşmede nelere dikkat edilmesi gerektiği, başarılı olmak için nelerin gerektiği konuları ele alınmış, franchise veren ve franchise alan tarafların hak ve yükümlülükleri açıklanmıştır.
İclal Özer Dr. İclal Özer'in, profesyonel fuarcılık deneyimini ve akademik çalışmalarını temel alarak hazırladığı FUAR ENDÜSTRİSİ Kavramlar ve Hizmet Kalitesi kitabı, alanında yazılmış en kapsamlı yapıtlardan biri olma özelliğini taşıyor. Endüstri profesyonelleri, araştırmacılar ve fuarcılık mesleğine ilgi duyan herkesin yarar sağlayabileceği kitapta fuar kavramı tüm yönleriyle ele alınmaktadır.
Başarılı olanlar da dâhil tüm fuarların başka fuarlarla rekabet hâlinde olduğunu belirten Özer; katılımcı ve ziyaretçilerin beklentileri günden güne değişirken aynı iş anlayışıyla, öncekilerden farklı olmayan fuarlar düzenlenmeye devam edilmesinin müşteri memnuniyetinin önünde engel oluşturduğunu anlatmakta; hizmet kalitesinin bu memnuniyeti artırmak için anahtar konumunda olduğunu; fuar katılımcısının hizmet kalite algısına etki eden faktörleri ortaya koyarak fuarların tasarımında bu faktörleri dikkate almanın hizmet kalitesini yükselteceğini ve buna bağlı olarak da müşteri memnuniyetini artıracağını ifade etmektedir.
Fuar kavramının detaylı olarak ele alındığı kitabın ilk bölümünde; fuar tanımı, fuar çeşitleri, fuarcılıkta kullanılan temel kavramlar, fuarların dünyada ve Türkiye'de tarihsel gelişimi ve günümüzdeki durumu, fuarların ekonomik işlevi ve pazarlama karmasındaki yeri ile fuarcılıktaki örgütlenmeler ve uluslararası fuar kavramı hakkında bilgi verilmektedir.
Kitabın ikinci bölümünde ise hizmet ve hizmet kalitesi kavramları ele alınarak hizmet kalite ölçümü ile hizmet kalite modelleri incelenip fuarcılıkta hizmet kalite boyutları ortaya konulmaktadır.
Gazanfer Erbaşlar Genel işletme ismiyle yazılan kitap toplam dokuz bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde işletme başlığı altında işletmecilik, ekonomi, üretim ögeleri, işletme kavramı, girişimci, işletme amaçları, işlevleri, kuruluş ve büyüme, etik kurallarla ilgili genel kavram ve tanımlara yer verilmiştir. İkinci bölümde yönetim ana başlığında yönetimin, yöneticinin, örgütlenmenin, yöneltmenin, iletişim ve denetim kavramları anlatılmıştır. Bu iki işlevden sonra işletmenin işleyişinin irdelendiği, ana işletme fonksiyonlarından, üçüncü bölümde insan kaynakları yönetimi tüm detayları ile incelenmiştir. Dördüncü bölüm pazarlama ilkelerine ayrılmış ve bu bölümde pazar, pazarlama ile ilgili ana kavram tanımlar işlenmiştir. İşletmelerde ana fonksiyon olma özelliği olan üretim sistemleri yönetimine beşinci bölümde yer verilmiştir. Altıncı bölümde çağdaş işletme işlevlerinden işletme bilgi sistemi anlatılmıştır. Yedinci bölüm yardımcı işletme fonksiyonu olan muhasebeye ayrılmıştır. Sekizinci bölümde, finansal yönetim, dokuzuncu ve son bölümde ise günümüzün işletme modelleri arasında önemli yer tutan çok uluslu işletmeler irdelenmiştir.
Genel İşletme, üniversitelerin lisans ve ön lisans (meslek yüksek okulları) öğrencilerine, ilgili derslerinde bir başvuru ve referans kitabı olarak yazılmıştır. Ancak kitap işletme bilimine ve işletmeciliğe ilgi duyan, bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen tüm okuyucularımız ile her eğitim düzeyindeki işletmeci ve işletme yöneticilerine de gereksinim duydukları işletmecilik bilgilerini sunacak şekilde kaleme alınmıştır.
Celal Cahit Ağar, Tahir Akgemci, Enver Aydoğan, Nevzat Aypek, Ruziye Cop, Ali Eleren, Selçuk Burak Haşıloğlu, Gökhan Özer, Kadir Özer, Alparslan Özmen, İrfan Süer, Famil Şamiloğlu, Arcan Tuzcu Dünya ekonomisindeki küreselleşme ve artan uluslararası rekabet, tüm ülkeleri ve ülkelerdeki işletmeleri derinden etkilemektedir. Küresel rekabetin artmasıyla birlikte dünya ülkeleri arasındaki gelir dağılımı, gelişmekte olan ülkeler aleyhine bozulmaktadır. Bu nedenle, ekonomik ve sosyal gelişmesini hızlandırma çabasında olan ülkemiz ve işletmelerimizin dünyadaki değişimi iyi izlemesi, doğru teşhis koyması ve bunların ötesinde bu değişime uyum sağlaması zorunludur.
Küreselleşmenin getirdiği yeni ekonomik düzende devletin ulusal üretimi yönlendirme kapasitesi azalırken, özel girişimlerin etkinlik alanı artmaktadır. Küresel ekonomik sistemin gereğini yerine getirebilmek ve uyum sağlamak; hem küresel hem de yerel ölçekte faaliyette bulunan işletmeleri güçlendirmeyi, işletmenin küresel bir vizyona sahip olmasını ve modern işletmecilik yönetimi ve tekniklerini uygulamasını gerektirir. Bu noktada en büyük sorumluluk ve görev işletme sahiplerine ve yöneticilere düşmektedir.
Bu anlayışla ülkemizin sekiz farklı üniversitesinde görev yapan öğretim üyeleri tarafından yazılan bu kitap; modern işletmecilik kavram, ilke, kuram ve tekniklerini kapsayacak bir bütünlükte hazırlanmıştır.
Bahattin Çetin Günümüz çağdaş eğitim düşüncesinde, mühendislik eğitimi içerisinde, eğitimin gereği olan teknik bilgi ve konuların öğrenilmesinin yanı sıra eğitim dalı ile ilgili ekonomik ve işletmecilik bilgilerinin öğrenilmesi de bir zorunluluk hâline gelmiş bulunmaktadır. Bundan dolayı fakültelerin gıda ve tarım ve doğal kaynaklar bilimleri ile ilgili bölümlerinde ekonomi ile ilgili temel dersler yanında Gıda Sanayi İşletme Ekonomisi dersi de okutulmaktadır.
Bu kitabın amacı, gıda ve tarım/doğal kaynaklar mühendisliği alanında eğitim alanlara veya söz konusu alanlarda çalışan veya işveren durumunda olanlara, mühendislik ekonomisi kararları ve bunların işletme yönetimi ile ilgili konulara uygulanışını mümkün olduğunca örnek olaylarla anlatmaktır.
Yasin Akkuş Girişimcilerin ve girişimcilerin kurduğu işletmelerin sürdürülebilir kalkınmadaki önemine dünyadaki en yetkin organlar tarafından vurgular yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Geleceğin, girişimcilerin ve özellikle inovatif girişimcilerin çağı olacağını öngörmek güç değildir. Bu girişimciler daha çok Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeleri (KOBİ) kurmakta ve yönetmektedir. Girişimcilerden özellikle işletmelerini ilk kurdukları dönemde her şeyi bilmeleri ve her şeyi yapabilmeleri beklenmektedir. Rasyonel bakış açısına aykırı bu yaklaşım nedeniyle girişimcilerin bazen gözünün korktuğu ve kendilerini bazı konularda geri çektiği görülmektedir. Bu kitap sayesinde işletmenin genel konularında ve işletme yönetimi konusunda girişimciye temel düzeyde bilgi verilmesi amaçlanmaktadır. Temel düzeyde de olsa işletmenin genel yapısına ve yönetimine hâkim olan bir girişimci, işletmenin bazı fonksiyonlarını rahatlıkla üstlenebilecek ya da o fonksiyonu gerçekleştirenleri anlayabilecek ve/veya yönlendirebilecektir. Kitap, detaylardan mümkün olduğunca kaçınılarak hazırlanmış ve kitabın girişimcilerin çekinmeyeceği bir sayfa hacminde tutulmasına özen gösterilmiştir.
Ömer Torlak İslam iktisadının temel kurum ve meselelerinin ele alındığı kitaplardan oluşan Cep Kitapları dizisinin ilk kitabı olan bu eserde, girişimcilik konusu teorik bir derinlikten ziyade her seviyeden insanın kolaylıkla anlayacağı bir içerikte anlatılmaya çalışılmıştır. Girişimcilik, toplumu oluşturan bireylerden bir kısmının diğerlerine göre farklı motivasyon ve heyecan içinde hareket etmesidir. Bu kitap, bu motivasyon ve heyecanın kaynağını anlama ve buna İslam iktisadının değerleri doğrultusunda rehberlik etme gayretinin bir ürünüdür.
Çalışmada girişimcilik konusu tarihe referanslarla ve günümüzdeki başarılı örnekleri ile ele alınmıştır. Birçok araştırma girişimciliğin; belirsizlik anlamında ayakta kalma, proje geliştirme ve ikna becerisi olmak üzere üç ayırt edici özelliği olduğunu ifade etmiştir. Fakat yine araştırmalar, girişimcilerin tamamının olağanüstü yaratıcı olmadığını, ancak diğerlerine göre çok daha meraklı ve azimli olmalarının yanında belirsizliklerden korkmayan kişiler olduğunu göstermiştir. Bu anlamda, çalışma doğası gereği sürekli hareket ve dönüşüm hâlinde olan girişimciliğe dair okuyucuya kısa ve sade bir bakış açısı kazandırmayı kendine hedef edinmiştir. Bu kitap ayrıca konuya, İslam iktisadının temel kural ve değerleri ile yaklaşması yönünden literatürdeki diğer çalışmalardan ayrılmaktadır.
Kahraman Çatı Girişimcilik ve inovasyonun gelişmesinde en temel faktörün eğitim olduğu şüphesizdir. Ülkemizde hem ortaöğretim hem de yükseköğrenimde girişimcilik eğitimine verilen önem giderek artmaktadır. Hatta bazı üniversiteler, tüm bölümlerinde girişimcilik dersi vermeyi planlamaktadır. Bazı üniversitelerimizde girişimcilik yüksek lisansı programları açılmaktadır. Dolayısıyla girişimcilik eğitimi için gerekli materyallerin artırılması gerekmektedir.
Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi isimli bu kitapta; bir girişimcinin bilmesi gereken girişimcilik kavramı, girişimcilik kültürü, girişimcilikte etik, iş modellemesi ve inovasyon yönetimi gibi temel konular ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Ayrıca kitapta, girişimcilik çeşitleri ve bir girişimcinin mutlaka bilmesi gereken yönetim, pazarlama ve finans konuları gerektiği şekliyle ele alınmaktadır.
Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi kitabı, yeni iş kuracak kişilere, işini geliştirmek için inovatif bakış açısına ihtiyaç duyan iş insanlarına ve hayatın her safhasında inovatif düşünmek isteyen kişilere büyük fayda sağlayacaktır.
Bilge Turp Gölbaşı, Emine Nihan Cici Karaboğa, Erhan Durur, Fatma Gül Bilginer Özsaatcı, Filiz Çopuroğlu, H. Halil Başer, Hande Ayhan Gökcek, İbrahim Halil Efendioğlu, Mehmet Demirdöğmez, Metin Saygılı, Nihan Tomris Küçün, Sinan Çavuşoğlu, Şehnaz Sakıcı, Tolga Yalçıntekin Küresel düzeyde yaşanan dijitalleşme ivmesi, içinden geçmekte olduğumuz COVID-19 pandemi sürecinin de etkisiyle daha da artmaktadır. Bilişim teknolojilerinde yaşanan değişimler, işletmelerin pazarlama ve bunun yanı sıra diğer tüm işlev ve fonksiyonlarını etkileyerek “dijital işletme” kavramına işaret etmektedir. Güncel Dijital Pazarlama Paradigmaları başlıklı bu kitapta; Endüstri 4.0 odaklı Pazarlama 4.0 ve Yeni Nesil Müşteri, Nesnelerin İnterneti, Pazarlama Karmasına Yeni Ögelerin Eklenmesi (4P+2P+2C+2S), Dijital Pazarlama Karması-4S Modeli, Dijital Pazarlama İletişimi, Dijitalleşen Dünyada Hikâye Anlatıcılığı: Transmedya Hikâyeciliği, Sosyal Medya Pazarlaması, Influencer Pazarlama, Mobil Pazarlama, İçerik Pazarlaması, E-Ticaret Mevcut Durum ve Gelecek Projeksiyonları, Dijital Pazarlamada Örnek Başarı Uygulamaları gibi konular teorik ve güncel bir çerçevede ele alınmaktadır.
Her biri konusunda uzman akademisyenler tarafından kaleme alınan bu kitap, dijital pazarlama ve güncel stratejiler konularında bilgi sahibi olmak isteyen lisans ve lisansüstü öğrencilerine pazarlama profesyonellerine, akademisyenlere referans bir kaynak niteliği taşımaktadır. Alana katkı sağlaması dileğimizle...
Paul R. Murphy, Jr., A. Michael Knemeyer 1980'lere kadar sadece taşımacılık olarak algılanan lojistik kavramı, 1990'lardan sonra hızla günümüzdeki anlamını kazanmaya başlamıştır. Hatta 2000'lerin başından itibaren çok daha geniş bir açıdan yaklaşılıp tedarik zinciri yönetimi bütüncül olarak ele alınmaya başlamıştır. Böylece lojistik ve tedarik zinciri yönetimi kavramı, daha karmaşık ve geniş kapsamlı bir şekilde pratikte ve literatürde yerini bulmuştur. Tedarik zincirleri, ürünlerin ve malların sadece bir aşamasındaki lojistik faaliyetlerle sınırlı kalmayıp herhangi bir ürünün üretilebilmesi için gerekli ham maddelerin çıktıkları noktalardan ya da malların bitmiş ürün hâline getirilebilmeleri için gerekli yarı mamul ürünlerin üretilme ve tedarik edilme aşamalarından, bu ürünlerin ve malların üretilip nihai tüketiciler tarafından kullanım noktalarına kadar ulaştırılması, sürecin en başındaki planlamadan tüketicilerin bu ürünleri tüketmek üzere satın almalarına kadar olan süreçleri, hatta bunlara ek olarak kullanıldıktan sonraki geri dönüşüm süreçlerini de bir bütün olarak kapsamaktadır. Bu işlemler sırasında ülke sınırı gözetmeksizin tedarik zinciri boyunca ileriye ve geriye ürün, hizmet, finans ve bilgi akışı sağlanmaktadır. Dolayısıyla artık sadece “lojistik” ifadesi bile kullanılsa aslında “tedarik zinciri yönetimi” bütüncül olarak anlaşılmaktadır.
Bu kitapta lojistik yönetimi açısından temel fonksiyonlar detaylı olarak incelenmiş, lojistik konusuyla ilgili olarak kapsamlı ancak fazla detaya inmeden, olması gerektiği kadar bilgi verilmiştir. Pearson, Prentice Hall Yayınevinin 2015 yılında 11. basımını gerçekleştirdiği, Paul R. Murphy, Jr. ve A. Michael Knemeyer tarafından yazılmış Contemporary Logistics -Güncel Lojistik kitabı, İzmir'de Gediz Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Funda Yercan ve Yrd. Doç. Dr. Şerife Demiroğlu'nun çeviri editörlüğü ile Gediz Üniversitesi ve ülkemizdeki çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri ve elemanlarının katkısıyla örnek bir takım çalışması olarak dilimize kazandırılmıştır.
Üniversitelerde gerek Türkçe eğitim verilen lojistik yönetimi, uluslararası lojistik yönetimi, lojistik ve taşımacılık, lojistik ve uluslararası ticaret gibi lojistikle ilgili bölümlerde bu kitabın ders kitabı olarak okutulması gerekse İngilizce eğitim verilip de derslere destek olması açısından sözü edilen bölümlerde destek kaynak olarak kullanılması mümkündür. Ayrıca, üniversitelerde eğitim dilinin Türkçe olduğu meslek yüksekokullarında lojistik, uluslararası ticaret, dış ticaret ve işletme gibi programlarda okuyan öğrencilerin bu kitaptan faydalanması da söz konusudur. Güncel Lojistik kitabında temel konular bulunduğundan Anadolu meslek liselerinde lojistik ile ilgili alanlarda okuyan ortaöğretim öğrencilerinin de anlayabileceği nitelikte bir kitaptır.
Mark Douglas “Mark’ın yakın arkadaşım olduğunu hesaba katsam bile yine de kendimi dünyanın her yerindeki traderların gelişimine ve başarısına bu kadar önemli katkılarda bulunan bir kitap hakkında inceleme yazısı yazdığım için ayrıcalıklı hissediyorum. Güvenli Trade Sanatı diğer ‘trade’ kitaplarıyla birlikte rafa konulmamalıdır. Pek çok trader gibi, onun yerinin bir danışman olarak masanızda olduğunu göreceksiniz. Ve bu sadece trade yapmaya değil günlük hayatınıza daha olumlu ve anlayışlı bir şekilde yaklaşmanıza da yardımcı olacaktır. Mentorluk yaptığım yatırımcılara sürekli olarak günde en az üç sayfa bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum. Bir kişinin düşüncesini, trade hataları yapmalarına neden olabilecek türden korkular olmadan trade yapmasına izin verecek şekilde dönüştürme etkisine sahip olduğunu gördüm”.
Larry Pesavento, Başkan / TradingTutor.com

“Hiç bir arkadaşınızdan ilk bakışta oldukça mütavazı görünen bir hediye alıp ardından derinlemesine incelediğinizde onun ne kadar değerli olduğunu fark ettiniz mi? Güvenli Trade Sanatı kitabı da böyle bir hediye. Her birinizin kendinize bu kitaptan hediye etmenizi şiddetle tavsiye ederim”.
Welles Wilder, Başkan / Trend Research

“Ticaretin psikolojik kısmı, başarılı bir tüccar olmanın açık ara en önemli yönüdür. Mark Douglas, bu bölümün en önde gelen öğretmenidir”.
John Hill, Başkan / Futures Truth

“Güvenli Trade Sanatı her ciddi yatırımcının okuması gereken bir kitaptır. Okuyucuya sürekli olarak başarılı bir trader gibi düşünmek ve gerçekleştirmek için gerekenlere dair pratik örnekler vererek profesyonel traderın zihninin gelişimine kapsamlı bilgiler sunar”.
Paula T. Webb, Başkan / Yazar, An independent Prosperity

“Mark Douglas, yazılarını olağandışı bir netlikle sunma konusunda eşsiz bir yeteneğe sahiptir ve fikirleri ticarete, ilişkilere vb. kolayca aktarılabilir. Belli bir süre içinde piyasalar bize sınırsız sayıda fırsat sunar. Bu trade fırsatları size sunulduğunda doğru ruh hâlinde olmak çok önemlidir. Bu kitap, Piyasa Sihirbazları gibi kitaplarda anlatılan başarılı traderlar hakkındaki hikâyelerden çok farklı. Bu kitap; kendiniz, sorunlarınız, düşünceleriniz ve sürekli başarılı bir trader olmak için kendinizi doğru zihin çerçevesine nasıl yerleştireceğiniz hakkında bir kitaptır. Kitabı satın alın ve kişiliğinizin bir parçası olana kadar yanınızda taşıyın”.
Joe Cowell, Başkan / Parthenon Futures Management, LLC

“Her traderin hayali piyasayı yenerek maksimum getiriye ulaşmaktadır. Zihinsel analiz sizi tek düşman olan kendinize karşı korurken süper egonuzu disiplin altına alarak piyasayı yenmenin anahtarı olacaktır. Teknik analize zihinsel ve davranışsal boyutu ekleyen kitap, en güçlü traderların her zaman başvuracakları bir kaynak olarak yerini almaktadır”.
Tuğberk Çitilci, Dr, Öğr. Üyesi / Araştırma Direktörü, İnvest Az
E. Pelin BAYTEKİN Pazarlama neredeyse insanlık tarihinin başlangıcından bu yana söz konusu olan bir kavramdır. Zaman içerisinde küreselleşme, beraberinde oluşan rekabet olgusu, bilgi iletişim teknolojilerinde ve tüketicilerde meydana gelen değişimler pazarlamanın da bir evrim içerisine girmesini beraberinde getirmiştir. Son yıllarda ilişkisel pazarlama, veri tabanlı pazarlama, niş pazarlama, nöropazarlama, pazarlama amaçlı ağızdan ağıza iletişim, amaca yönelik pazarlama, sosyal pazarlama, doğrudan pazarlama, deneyimsel pazarlama ve etkinlik pazarlaması sıkça ele alınan pazarlama yaklaşımları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kökeni çok eskilere dayanan bir kavram olan halkla ilişkiler ise planlı, karşılıklı etkileşime dayalı, ilişki yönetimini temel alan, uzun soluklu çabalar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Yaklaşık 500'e yakın tanımı olan halkla ilişkiler ile pazarlama arasında nasıl bir ilişki olduğu uzun yıllardan beri tartışılmaktadır. Literatür incelendiğinde, iki disiplin arasındaki bağ ile ilgili farklı yaklaşımlar olduğu görülmektedir. Fakat özellikle bütünleşik pazarlama iletişimi ile birlikte, pazarlama ve halkla ilişkilerin eşit işlevlere sahip yapılar olduğunu kabul eden yaklaşımların varlığı dikkatleri çekmeye başlamakta; bu bakış açısına sahip olanlar, günümüz rekabetçi ortamında iki disiplinin ayrı bir biçimde hareket etmesinin, ayrı plan ve programlara sahip olmasının mümkün olmadığını dile getirmekte ve bütünleşik bakış açısını tercih etmektedirler.
Bu çerçevede çalışma içerisinde, güncel pazarlama yaklaşımları irdelenmeye çalışılmış, halkla ilişkilerin pazarlama ve güncel pazarlama yaklaşımlarıyla ilişkisi ele alınmıştır.
Gökhan Aydın Dünya genelinde gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde hizmetlerin ekonomiden aldıkları pay artmaktadır. Çeşitlenen hizmet sektörleri ve hizmet pazarlarının hızlı gelişimi bu alana uygun farklı pazarlama stratejilerine ihtiyaç doğurmaktadır. Hizmetleri iyi anlamak ve hizmetlerin pazarlanmasındaki zorlukları ve önemli unsurları bilerek pazarlama stratejilerini ve faaliyetlerini yönetmek, hizmet sunan işletmelere önemli rekabet avantajları sağlayacaktır. Bunun için ilk olarak hizmetleri mal ve mamullerden ayıran özelliklerin iyi anlaşılması ve bu farklılıkların pazarlama bakış açısından ne anlama geldiğinin irdelenmesi gerekmektedir. Ayrıca hizmet pazarlamasıyla ilgili kavramların ve hizmet ürünlerinin pazarlanmasında kullanılan genişletilmiş pazarlama karmasının yedi farklı öğesinin iyi biçimde anlaşılması gerekmektedir. Kitap içerisinde, bu bakış açısından pazarlama faaliyetlerinin etkin şekilde yönetimi ve pazarlama stratejileri belirlenmesi için detaylı bir teorik çerçeve sunulmaktadır. Teorik çerçeveye ek olarak hizmet sunan çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmaların uygulamalarına da değinilerek stratejinin hayata geçirilmesi konusunda yol gösterici olunacaktır.
Bu kitap uluslararası literatürde yer alan hizmet pazarlaması alanında öne çıkan eserler doğrultusunda ülkemizden uygulamalı örneklerle birlikte hazırlanmıştır. Her bir bölümde konuyla ilgili teorik bakış açısı ve uygulamaya yönelik tavsiyeler okuyucuyu yormayacak şekilde aktarılmaktadır.
İşletme ve pazarlama yönetimi alanında bilgisini genişletmek isteyen herkesin faydalanabileceği bu eser özellikle müşterilerine hizmet ürünleri sunan pazarlamacılar, yöneticiler ve işletme sahipleri için faydalı olacaktır.
Ahmet Tuz, Ecem Taneri, Gözde Masatcıoğlu, Merve Bilen Demirkol, Özlem Karataş, Roza Süleymanoğlu Dinçer, Selin Yeğin Keklik, Tuğçe Kozan, Yusuf Yalçın, Zehra Cansu Rendeci Alanında uzman birçok araştırmacının bir araya gelerek oluşturduğu “Hizmet Sektöründe Pazarlama Yönetimi” başlıklı bu kitap; çeşitli sektörlerin hizmet pazarlamasını nasıl gerçekleştirdikleri ya da nasıl olması gerektiğine dair dokuz (9) başlıktan oluşan zengin bir içeriğe sahiptir. Araştırmacıların kendi uzmanlık alanları kapsamında hizmet sektörü pazarlamasını ele aldığı kitabın; birçok alanda gerçekleştirilen hizmetin pazarlamasının nasıl olduğunu merak eden, bu hususta bilgi almak isteyen okuyucu ve araştırmacılar için faydalı bir bilgi kaynağı olacağı düşünülmektedir.
Fatma Özge Baruönü Son birkaç yıldır gerek yeni tüketici gerekse yeni işgücü potansiyeli olarak Z kuşağı, şirketlerin yakın merceği altındadır. Eğitim alanında çalışan araştırmacılar, bu kuşağın öğrenim hayatını son onbeş yıldır gözlemeye ve analiz etmeye devam ededururken son bir kaç yıldır kuşak üyelerinin iş hayatına atılmaya başlaması ve kendi kazancını elde eden gerçek tüketicilere dönüşmesi ile söz konusu kuşak, yönetim ve pazarlama disiplinlerinin de araştırmalarına konu olmaya başlamıştır.
İşletmelerin pazarlama stratejilerini gerçekler üzerine kurgulamaları ve etkili sonuçlar almaları için bu kuşağın tanımlayıcı özelliklerini, tercihlerini ve yaşam biçimlerini detaylı şekilde gözden geçirmeleri gerekmektedir. Bu kitap, dünyada ve Türkiye'de şu anda varlığını sürdüren Z kuşağının profilini çizebilmek, yaşama bakışları, aile yaşantıları, eğitim ve iş hayatı ile ilgili görüş ve beklentileri ile tüketici olarak işletmelerden beklentileri ve davranış modelleri hakkında öngörü sahibi olmak amacıyla kaleme alınmıştır. Kitapta; literatür boyutunun ortaya konmasının yanı sıra Türkiye'de yaşayan 1200 kişilik bir örneklem üzerinde saha araştırması yapılarak Türkiye'deki Z kuşağının profil analizi çıkarılmış, bu vesile ile işletmelere Z Kuşağı için “hangi” hazırlıkları “nasıl” yapmaları gerektiği konusunda fikirler sunulmuştur.
Mehmet Canlı, Mahmut Nevfel Elgün Influencer marketing veya hatırlı pazarlama olarak tanımlanan kavram, son dönemde işletmelerce yoğun olarak kullanılmaya başlayan medyatik bir pazarlama yöntemi olmuş; bu yolla farklı tüketici kesimlerinin en azından bir kez satın alma ve ürünü test etme yönünde etkilenmesi amaçlanmaktadır. Bilinirliği yüksek ve akılda kalacak objeler ve senaryolar kullanılarak pazarlanan mal ve hizmeti tanıtmakta başarı hedeflenmektedir. Bu uygulamada hatırlı obje olarak; sosyal medya ortamında çok sayıda takipçisi bulunan saygın, ünlü, konusunda uzman ve medyada fenomen kişiler öne çıkarılmaktadır. Kullandıkları ürünlere ilişkin deneyimlerinin paylaşıldığı video ve reklamlardan yararlanarak tüketicilerin ve ihtiyaç sahiplerinin satın alma ve ulaşma kararları kolayca etkilenebilmektedir. Dolayısıyla ürün ve hizmet pazarlayan işletmelerin pazarlama tekniklerinde, hatırlı pazarlama uygulamalarında, bilimsel ve pratik açıdan uyması gerekli hususları da iyi bilip değerlendirmesi gerekir. Bu çalışmada, "hatırlı pazarlama" yöntemlerinin tüketicinin tutum ve davranışları üzerindeki etkileri; 18 yaş üstü 489 denekli sosyo-demografik yapı da dikkate alınarak detaylı bir anket çalışması YouTube'da demonstrasyon uygulaması ile detaylandırılıp incelenmiş, sonuçları bilimsel ve pratik açıdan değerlendirilerek elde edilen sonuçlar; ülkemiz işletmeciliğine önemli bir katkı sağlayacağı öngörüsüyle kitaplaştırılarak kamuoyuna sunulmuştur. Çalışma, üç bölümden oluşmakta olup, ilk bölümde, tüketicilerin genel satın alma davranışları ve bu davranışa etki eden faktörler; ikinci bölümde geleneksel pazarlama anlayışından dijital pazarlamaya geçiş süreci ve hatırlı pazarlama kavramı irdelenmiş, tüketici davranışları üzerindeki etkileri ayrıntılarıyla ortaya konmuştur. Üçüncü ve son bölümünde ise hatırlı pazarlama yönteminin tüketicilerin satın alma davranışları üzerindeki etkileri örnek bir uygulama ile incelenmiştir. Sonuç olarak, yapılan çalışma ile tüketicilerin satın alma davranışlarının nasıl şekillendiği ve hatırlı pazarlama ya da influencer marketing stratejileri kapsamında başta YouTube ve Instagram olmak üzere günlük hayatta geniş bir kitle tarafından yaygın olarak kullanılan sosyal medya uygulamalarının tüketicilerin satın alma davranışlarında oldukça etkili olduğu ortaya konulmuştur. Çalışmada elde edilen bulgulardan yola çıkılarak; hatırlı pazarlama açısından belirlenen tespitlerin, ürün tanıtımı içeren video veya reklamların hazırlanmasına yönelik olarak, etik mülahazalarda dikkate alınarak, sosyo-demografik açıdan iyi bir planlama yapılması, detaylı ve kaliteli içerik oluşturulması hususlarında bir farkındalık yaratacağı kanaatine varılmıştır. Küreselleşen günümüz dünyasında, özellikle Z kuşağı olarak tanımlanan ve toplumda giderek daha fazla tüketici rolünü üstlenen gençlerin, önemli bir sosyal ağ ortamı olduğu düşünülerek, geliştirilecek ürün pazarlama stratejilerinde olumlu yönde istifade edilebileceği anlaşılmıştır. Genel bir değerlendirme ile bu çalışmanın bilimsel ve uygulama pratikleri, pazarlama tekniklerine katkı sağlayarak işletmelerimize yol gösterici olabilecektir.
S. Kadri Mirze Current and Comprehensive Textbook
Introduction To Business is designed to be a comprehensive book for first year students of schools of business in Turkey. It discusses general topics and issues in business life and uses a descriptive manner. It is current and comprehensive and kept local within the global context.The book covers all current business related topics and issues. The new paradigms in business, new thoughts and techniques in doing business, the updated issues about the environment, functions and all other related topics are included in every chapter throughout the book.
Focus on the Local within the global context
The book includes cases, institutions and practices from Turkish business life. Almost all examples and cases are chosen from Turkish business life; the private, semi-private and public institutions which appear and operate in the Turkish business life have their places throughout the book. The readers will easily have access to information about the local and international issues and organizations of all kinds.Each chapter includes opening comments from academic and professional experts in their related field.
Understandable and easy to read
This innovative textbook is reader-friendly, appealing, understandable and easy-to-read, written in a spoken English format. The four-color format is full of more-than-enough exhibits, graphics, charts and displays.
Concise but focused
Introduction To Business is designed to be a concise companion for beginners and to be completed in a one-term course. It is lean and focused and covers almost all updated important facts of business in an adequate size and form.
Colorful, amusing but also educational
Throughout the book, readers will find some practices of business and management from the classics. Moreover, each chapter begins with commnets of academic and professional experts in that related field. An academic and a professional view on relevant topics enabls the students to get brief comments about both science and the art sides of business.
The Organization of the Book
The first part is comprised to three chapters; business in general, forming a business unit and business in global markets. These chapters discuss busines, its significant actors, its environment and global issues. The second part is nine chapters and covers the important business activities. The sequential presentation of the business activities is based on recognized management expert , Micheal Porter, and his placement of activities in his value chain analysis. The third part consists of 3 chapters covering new concerns of business and their related topics. Each chapter includes one or more "Business Life" boxes that focus on necessary additional information about the topics, practices and institutions relevant to the chapter contents. All chapters have "Learn from the Classics" boxes that serve the students with some business and management practices mentioned in the classics. Few "Interesting to Know" boxes and appendixes include both practical and amusing information and examples of real business practices relevant to the chapter contents.
Supplemantary Materials
The book has an Instructor�s Manual (text and drawings) located in a disk, Transparency Masters and Power Point Presentation
Buşra Kesici, Mehmet Selami Yıldız Değişen ve gelişen teknolojik gelişmeler, işletmelerde kalite uygulamalarının daha popüler bir konu hâline gelmesini sağlamıştır. Bu sayede, son yıllarda uluslararası kalite standartlarının işletmelerdeki uygulamaları ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.
Bu kitabın temel amacı, uluslararası niteliklerde kabul görmüş ISO 9001: 2015 ile otomotiv sektörüne özgü olarak tasarlanmış IATF 16949: 2016 Kalite Yönetim Sistemi standartlarının 2015 ve 2016 yıllarında yayınlanan yeni versiyonlarına geçiş süreçlerinin firma performansına etkisinin ölçülmesidir. Ek olarak, yeni versiyona geçiş sürecini tamamlayan bir otomotiv yan sanayi işletmesi ile bu versiyonu henüz uygulamayan başka bir firmanın performans göstergeleri Balanced Scorecard yönetimi ile karşılaştırılmıştır.
Bu kitap, hem akademisyenlere hem de sektördeki işletmelere ışık tutması için uygulama örneklerine, yaygın kullanılan kalite metotlarına yer vererek hazırlanmıştır. Yeni versiyon standardın işletmeye uygulanması sürecinde GAP Analizi, SWOT Analizi, PESTLE ve PRIMO-F Metotları, Risk Analizi, İç Denetim ve Yönetim Gözden Geçirme toplantıları hakkında uygulamalar yapılmıştır. Bu uygulamalar sırasında işletme süreçlerinin iyileştirilebilmesi için 409 adet önerme tanımlanmış ve bu önermelerin iyileşme oranları raporlanmıştır. Yapılan iyileştirmelerin firma performansına etkisinin belirlenebilmesi amacıyla geçiş sürecinden önceki altı ay ve sonrasındaki altı aylık değişmeler, 24 performans göstergesi ile Balanced Scorecard yöntemi kullanılarak ölçülmüştür. Performans hesaplamalarının ikinci aşamasında, yeni versiyon standart geçişindeki iyileştirme önermelerini uygulayan firmanın performansı, henüz geçiş yapmayarak ilgili metotları uygulamayan diğer firma ile 24 performans göstergesi üzerinden karşılaştırılmış ve iyileşme düzeyleri hesaplanmıştır.
Albert Einstein'in söylediği gibi “İlk önce oyunun kurallarını öğrenmelisiniz, sonra da herkesten iyi oynamayı”. Sistemin ne olduğunu bilen, kalite uygulamaları için uluslararası geçerliliği olan yönetim sistemi standartlarının önemini merak eden tüm uygulayıcılara ve akademisyenlere destek olması amacıyla…
Sabiha Kılıç Global rekabet ortamında gelişmekte olan ülkelerin en önemli güçlerinden bir tanesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. KOBİ’ler Türkiye’deki toplam işletmelerin %99,89’unu, istihdamın %76,7’sini, sermaye yatırımının %38’ini, yaratılan katma değerin %27’sini ve ihracatın ise yaklaşık olarak %11’ini oluşturmaktadır. Ülkemizdeki küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında makine imalat sanayinde faaliyet gösteren işletmelerin son yıllarda ihracat içindeki paylarının dikkate değer oranda arttığı görülmektedir. Makine imalat sanayii, iç ve dış rekabetin yoğun olarak yaşandığı bir sektördür. Bu sektördeki işletmelerin; uluslararası pazarlarda başarılı olabilmeleri, rekabet gücü elde edebilmeleri ve ihracat pazar paylarını arttırabilmeleri, yabancı pazarlardaki müşterilerini, rekabet, teknoloji ve pazarın gelişmesine yön veren diğer ekonomik sosyal, kültürel ve yasal güçlerle birlikte değerlendirilebilmelerine bağlıdır. Bu anlamda uluslararası pazarlara açılmayı planlayan küçük ve orta ölçekli işletmeler, yeni pazarlama stratejilerini geliştirerek ürün ve hizmetlerini, fiyat, tutundurma ve dağıtım sistemlerini, müşteri istek ve ihtiyaçları çerçevesinde oluşturabilmek amacıyla öncelikle ihracatta satış yerine pazarlama anlayışını benimseyebilmelidirler.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerde ihracat pazarlaması davranışı, işletmelerin uluslararası pazarlarda göstermiş oldukları ihracat performans düzeylerine bağlı olarak gerçekleşmektedir. İhracatta gösterilen yüksek performans hem ulusal ekonomiler hem de işletmeler açısından büyük önem taşımaktadır. Bu kitap, ihracat pazarlamasının sadece bir satış olmadığına vurgu yaparken, ihracat pazarlaması stratejileri ile hem ulusal hem de uluslararası pazarlarda, işletmelerin performans düzeylerinin artırılarak rekabet üstünlüğünün sağlanmasında işletme yöneticileri ve diğer profesyoneller için yol gösterici kaynak niteliği taşımaktadır. Kitap aynı zamanda ihracat, ithalat, uluslararası pazarlama, uluslararasılaşma, ihracat pazarlaması, dış ticaret, dış ticaret işlemleri konularında çalışmalar yapan akademisyenler, uzmanlar, lisans ve lisansüstü öğrenciler için de yararlanabilecekleri değerli bir kaynaktır.
John Bessant, Joe Tidd Üçüncü Baskı için gözden geçirme
“Bu kitap inovasyon ve girişimcilikle ilgilenenler için bir referanstır. İkinci baskıya dayanarak Bessant ve Tidd, sürdürülebilirliğe yönelimli inovasyon, yaratıcı girişimcilik, inovasyon modelini şekillendiren ICT’lerin büyüyen önemi, biriken kaynaklama, biriken fonlama ve inovasyon toplulukları güncel tartışmaları kitabın bünyesinde toplamıştır. Teorilerin örnek vakalarla birleştirilmesi, medya bağlantıları ve diğer online öğrenme materyalinin revizyonu bu baskıyı seçkin hâle getirmektedir.”
Dolores Anon Higon, Doçent Dr. Ekonomi Fakültesi, Valéncia Üniversitesi, İspanya

İkinci Baskı için gözden geçirme
“Bessant ve Tidd’in İnovasyon ve Girişimcilik 2. Baskısı ideal bir lisans kitabıdır. Önceki sınıflandırılmış ilgili araştırmaları çerçeveleyerek mantıklı şekilde sunmakta ve görsel materyali, öğrenmeye yardım edecek tarzda başarı ile sentezlemektedir.”
John Storey, Yönetim Profesörü, Açık Üniversite İşletme Okulu

Bu kapsamlı ve saygı uyandıran metin güvenilir bir takım olan John Bessant ve Joe Tidd tarafından hazırlanmıştır. Her ikisi de mükemmel temelleri ve güvenilir varlıklarıyla inovasyon çalışmalarının içindedir ve pek çok senedir araştırmaların başını çekmektedirler.
Bu metin inovasyon ve girişimcilik hakkındaki sezgileri en üst düzeyde zamana uygun şekilde karıştırmaktadır. Bugün dünyada özel sektörün ve kamu sektörünün her ikisinde de yeni fikirleri ticarileştirmeye ısrar etmek olan inovasyon ekonomik ve sosyal refahı geliştirmek için vardır. Aynı zamanda büyüyen etkili ve başarılı inovasyon, organizasyonel hazırlıkların yapılmasını ve bireylerin potansiyellerini inovasyona aktarmak için enerji ve bağlılığını gerektirmektedir. Bu metin bunun nasıl yapılacağını, ulaşılabilir şekilde örneklemektedir. Bu alandaki lisans dersleri için ve gerçekten de otoritelerini ispat etmek isteyen araştırmacılar ve uygulamacılar için etkili bir bağ oluşturacaktır.
Larry Keeley, Ryan Pikkel, Brian Quinn, Helen Walters - Wiley İnovasyonun On Tipi kitabı ile inovasyon yapmak isteyenlere reçete veriliyor. Adım adım ve yalın bir şekilde inovasyonun nasıl geliştirilebileceği konusunda önemli sırlar ortaya koyuluyor. Bu kitap, özellikle teknoloji odaklı inovasyon yapmak isteyenlere yapılan hataları da göstererek uygulama ortamı oluşturuyor. Yenilik ilkelerini verirken startupların ve hatta büyük kuruluşların anlamlı ve sürdürülebilir büyüme konusundaki donanımını artırıyor. 2000'den fazla başarılı yeniliğin ortaya çıkışında önemli içgörüler sağlıyor.
Bu kitabın anlatım tarzında özel bir algoritma uygulanarak anlamlı gruplar belirlendi. İnovasyon fırsatlarını belirlemek için firmaların iç ve dış büyüme parametreleri ve performans değerleri, rakiplerini de devreye alarak şekillendirildi. İnovasyon odaklı performansın artırılabilmesi, önemli değerlendirmeler yapılabilmesi için özel ve hazır yol haritaları sunuldu. Endüstriler için de inovasyon modellerini teşhis edip yeni bir anlayış ve yöntem geliştirme imkânı sunuluyor.
Çevrimsel araştırmanın altyapısını vererek farklı ve anlamlı değişim ve dönüşümü düşündürüp kalıcı ve kullanışlı yollar uygulatarak kitabın ne kadar değerli olduğunu kanıtlıyor. Eğer kurumunuzda anlamlı ve sürdürülebilir büyümeyi inovasyon odaklı gerçekleştirmek isterseniz yenilik ilkelerinin detaylı olarak anlatıldığı İnovasyonun On Tipi kitabını okuyun.
Bu kitabın yazarlarından Larry Keeley'in tecrübelerinden yararlanmak büyük bir fırsat. Kendisi BusinessWeek tarafından inovasyon alanındaki dünya görüşünü ve paradigmaları değiştiren, yedi yenilik gurusundan biri olarak seçilmiş olup Doblin firmasının kurucusudur. Diğer yazarlar ile birlikte inovasyonun tasarlanması ve sürdürülebilir kılınması konusunda dünya çapında pek çok girişimciyi, yöneticiyi, şirketleri ve startupları etkilemiştir.
Seyfi Kılıç Teknoloji, genellikle ekonomik ve toplumsal bağlamı göz ardı edilerek güç ilişkilerinden bağımsız bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu durum, teknolojiye bağlı olarak ortaya çıkan yeniliklerin de kapsamlı bir analizini olanaksız kılmaktadır. Günümüzde özellikle iletişim alanını etkileyen teknolojik yeniliğin başında iletişimin hızını, kapsamını ve boyutunu tümüyle değiştiren internet gelmektedir. İnternet ve onun habercilik pratiklerindeki karşılığı olan internet gazeteciliğine yönelik değerlendirmelerde ise teknolojinin ele alınışındaki eksikliğe bağlı olarak, toplumsal ve ekonomik boyutlar soyutlanmaktadır. Dolayısıyla internet ve internet gazeteciliğine dair kapsamlı bir değerlendirme yapabilmek için ekonomik ve toplumsal boyutların da göz önüne alınması gerekmektedir. Buradan hareketle bu kitapta, var olan toplumsal sistem, bu sistem içinde iletişim, internet ve internet gazeteciliğinin konumu ekonomi politik bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu doğrultuda kapitalizm öncesi toplum biçimlerinden Marx'ın kapitalist topluma dair temel eleştirilerine, iletişim ve internetin ekonomi politik analizinden dünyada ve Türkiye'de internet gazeteciliğinin genel özelliklerine kadar çok geniş bir konu yelpazesi okurlara sunulmaktadır. Böylece tüm öğrenci, akademisyen ve bu alana ilgi duyanların yararlanabileceği, iletişimin ekonomi politiğine dair doyurucu bir kaynak ortaya çıkarmanın yanında internetin, ekonomi politik bakımdan analizine dair var olan ciddi eksiklik giderilmeye çalışılmıştır.
Şanslı Şenol İçinde bulunduğumuz yüzyılda küresel dengeler göz önüne alındığında bilgi, günümüzün en değerli olgusu olmuştur. Bu değişen düzene kısa sürede ayak uydurabilen ve bilgiyi elinde tutabilen işletmeler en iyi yerlere gelebilmektedirler. Bu nedenle işletmeler sürekli değişkenlik gösteren rekabet ortamında geleceği görebilmek, buna göre plan yapabilmek ve yaratıcılığı en üst seviyede tutabilmek için kalite - verimlilik ikilisine dayalı bir yaklaşıma başvurmak zorundadırlar. Çünkü kaliteyi geliştirmek için eğitimle sağlanan bilimsel yaklaşım ve üst yönetimin liderliğinde istatistiksel yöntemleri kullanan ekip çalışması gerekir.
İstatistik bilimi, buluşları ile (yeni araştırmalar ve yeni yöntemlerle) teknolojik gelişmelere çok önemli katkılarda bulunur. Verilerden bilginin kullanımı ile sürekli gelişir. Ve diğer bilimlerde ilerletme şeklindeki bakış açısı ile tüm bilim alanlarına uygulanabilen disiplinler arası bir bilim dalıdır. Bu nedenle istatistik lisans eğitimi, eğitim ve endüstride ürün/hizmetlerin kalitesinin iyileştirilmesinin bir yolu olan istatistiksel düşünme üzerine odaklanmıştır.
İstatistik lisans eğitimi sırasında okutulan bu kitapta, işletmelerde üretim aşamasında kullanılan temel istatistiksel yöntemler kapsamlı bir biçimde incelenmiştir. Kitabın 1. bölümünde kalite ve kalite kontrolü ile ilgili genel bilgiler verilmiştir. 2 - 5. bölümlerde ise istatistiksel kalite kontrol içinde yer alan üretim süreci ile ilgili giriş, süreç ve çıkış kontrolleri ile ilgili istatistiksel yöntemler detaylı bir biçimde incelenmiştir. Kitabın 6. bölümünde ise ürün ve süreç tasarımında kullanılan güncel istatistiksel yöntemler, kitabın son bölümünde ise çağdaş işletme yönetiminde ve pazarlama araştırmalarında kullanılan diğer istatistiksel yöntemler özet olarak ele alınmıştır.
Bu kitabı yazmamdaki amaç ise halen öğrenci olan ancak gelecekte işletmelerde olduğu kadar diğer bilim alanlarında (yaşam, tıp, teknik ve eğitim) istatistikçi olarak çalışacak olan öğrencilerimin istatistik bilimini kullanarak önemli farklılıklar yaratabilmesine katkıda bulunabilmektir. Böylece istatistikçilerin, ülke olarak sayılardan korkmayan, yaşamın olasılıklara bağlı olduğunu bilen ve geleceğini bilgiye dayandıran gelişmiş toplumların yanında yer alabilmesine katkıda bulunmalarını sağlamış olacağımı ümit ediyorum.
Burak Birgören Çok kullandığınız bir ürünü hayal edin ve sonra sizin açınızdan o ürünün kalitesini belirleyen en önemli özelliğini düşünün. Örneğin bu bir cep telefonu için pilin ömrü olabilir. Peki size aynı marka ve model ürüne konan orijinal pillerin hiçbirinin birbirinin tıpatıp aynısı olmadığı söylense, hatta şansızsanız ömrü kısa bir pile denk geleceğiniz ve dolayısıyla 6-7 ay gibi bir süre kullanımdan sonra pilin ömrünün biteceği söylense ne dersiniz?
Üretici firmaların şansız müşterilere yapacakları ilk açıklama, genellikle bu durumun yanlış ya da yoğun kullanımdan kaynaklandığı yönündedir. Ancak size bir sır verelim. Tamamen aynı koşullarda kullanılan pillerin ömürleri arasında da ciddi farklılıklar ortaya çıkabilir. Bu tür farklılıklar beyaz eşya, elektronik eşya, otomobil gibi çok çeşitli ürünlerde ve bu ürünlerin çok çeşitli özelliklerinde karşımıza çıkar. Aynı model iki otomobilin motor ses yalıtımının aynı düzeyde olmaması, aynı model iki bulaşık makinesinden birinin düğmesinin kolay, diğerinin zor çevrilmesi gibi. Ayrıca bir tedarikçiden hammadde ya da yarı mamul alan bir firma için de aynı sıkıntılar geçerlidir. Bu farklılıklar ürünlerin tam tasarlandıkları gibi üretilememesinden kaynaklanır. Bu da ciddi müşteri memnuniyetsizliğine ve müşteri kaybına yol açar. Bu nedenle tüm sektörlerde, tasarıma daha uygun üretim yapmak için sistemli çalışmalar yapılmaktadır.
Bu amaçla yapılan tüm çalışmalar istatistiksel kalite kontrolü alanına girer. Bu çalışmaların ana konuları ürün özelliklerinin, teknik tabiriyle kalite karakteristiklerinin ölçümü, ölçümlerin istatistiksel olarak modellenmesi, analiz edilmesi ve bunların sonucunda tasarıma uygunsuzluğun nedenlerinin keşfedilmesi ve giderilmesidir. Bu çalışmaların günümüzde bazen toplam kalite yönetimi, bazen ISO 9000, bazen de altı sigma uygulamaları şeklinde gerçekleştirildiğini görürüz. Kitapta bu farklı kalite yönetim yaklaşımları ele alındıktan sonra istatistiksel kalite kontrolü için kullanılan yöntemler çeşitli sanayi uygulamalarıyla açıklanmaktadır.
Ahmet Bülend Göksel Değerli Okurlar,
İş Yaşamına Küçük Küçük Tüyolar adını taşıyan bu kitabım, çeşitli tarihlerde yazılmış ve farklı gazetelerde yayınlanmış, iş yaşamında karşı karşıya kalınan birçok hususu konu edinen yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşturulmuştur.
Akademisyenliğin yanı sıra İZSİAD, EGOD gibi reel sektörde faaliyet gösteren yöneticiler tarafından kurulan birçok dernekte çeşitli zamanlarda yapmış olduğum gönüllü çalışmalar, Reklam Kurulu, Basın İlan Kurumu gibi kurul ve kurumlarda resmi olarak almış olduğum görevler ve tabii ki akademisyenlik yaşantımda akademik birimlerde rektör, dekan, müdür olarak yapmış olduğum çalışmalar sırasında karşı karşıya kaldığım ve/veya yaptığım görüşmeler sırasında bana aktarılan konular hakkında yazılan bu yazıların her biri ayrı bir kitap olabilecek içeriğe sahip olup bir gazete yazısı içerisinde olabildiğince kapsamlı olarak ele alınmıştır.
Bu nedenle akademik olmaktan daha çok uyarıcı ve yol gösterici mahiyettedir.
Bazılarının yazılmalarının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen nerede ise tamamının güncelliğini koruyor olması nedeni ile hiçbir satırına dokunmadan kitaba aldığım bu konuların sizlerin de ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
O.C. Ferrell - Geoffrey A. Hirt - Linda Ferrell, McGrawHill Alanın temel kavramlarını verirken girişimcilikten, işletme yönetimine, iş etiğinden, yönetimin doğasına, örgüt kültürü ve yapısına, sosyal ağlardan, pazarlama ve finansal sistemlere kadar birçok konuya değinen bu kapsamlı kitap, 16 bölümden ve 6 ana kısımdan oluşuyor. İlk kısımda, 'değişen dünyada işletme' kapsamında okuyucular temel ekonomik bilgileri, iş etiğinin önemini ve küresel ticareti ilgilendiren üç önemli bölüm bulacaklar. İki bölümden oluşan ikinci kısım, iş kurmak ve büyütmek isteyenlerin yararlanacağı önemli bilgiler içeriyor. Yönetimin temelleri, örgüt teorisi temelleri, üretim ve işlemler yönetimi üçüncü kısımda yer alıyor. İnsan kaynakları ile ilgili iki bölüm ve pazarlama alanını irdeleyen üç bölüm dördüncü ve beşinci kısımların konularını oluşturuyor ve son olarak altıncı kısım; finans, muhasebe ve sermaye piyasaları konularına değinirken okuyuculara güncel bilgiler aktarıyor.
Her bölümün sonunda yer alan kariyer öğütleri ile öğrencileri ayrıca işletme alanında değişik kariyer imkânları ile de tanıştırmayı amaçlayan İŞLETME, özellikle 4. basımında çeşitli yenilikler eklenerek ve güncellemeler yapılarak örnekler ve yeni uygulamalar ile daha da zenginleştirilmiştir.
Vasfi Haftacı İşletme adı verilen ekonomik ve teknik birimler, sonsuz nitelikteki insan gereksinimlerini giderecek mal ve hizmetlerin üretim ve pazarlamasını kaynakların sınırlı olması nedeniyle sürekli olarak gerçekleştirirler. Faaliyet gösterdikleri sektör ve hukuki yapıları başta olmak üzere çeşitli şekillerde ortaya çıkan işletmeler, kuruluşundan yönetimine kadar çeşitli işlevleri; kâr elde etmek, topluma hizmet, süreklilik, büyüme ve sorumluluk gibi amaçlar doğrultusunda yerine getirirler. Yönetim işlevleri doğrultusunda planlama, örgütleme, yöneltme ve uyumlaştırmayı kapsayan yürütme ile denetleme işlevini karşılamak durumunda olan işletmeler, yürüttükleri faaliyetler çerçevesinde temel işlev olarak üretim ve pazarlamanın yanında destekleyici nitelikte muhasebe-finansman, insan kaynakları gibi işlevleri de yerine getirirler.
Sosyal sistemde gördüğü önemli işlevler bağlamında işletmeler, gerçekleştirdikleri faaliyetler ile tüm toplumu etkilerler. İşletmelerin gerçekleştirdiği bu faaliyetlerin ortaya çıkardığı işletmecilik anlayışı, teknoloji, iletişim ve ulaşımda ortaya çıkan baş döndürücü değişikliklerin sürekli olarak gelişme gösterdiği bir dünyada işletme bilimini dinamik özelliklere sahip bir alan hâline getirmiştir. Bu nedenle işletmelerin iyi ya da kötü yönetilmesinde işletmecilik bilgisinin özel bir önemi ve rolü vardır.
İşletme Bilimine Giriş adıyla sunulan bu kitapta işletme ile ilgili alanlarda öğretim gören bugünün öğrencisi ve geleceğin yöneticisi olacak olan kişilere işletme ile ilgili ilke, politika ve yöntemlere ilişkin konularda bilgi ve yön vermek, yol göstermek amaçlanmıştır.
Muammer Doğan Trabzon Lisesinden mezun olduktan sonra lisans öğrenimini Ankara Üniversitesinde, master ve doktora öğrenimlerini de ABD’de tamamlamıştır. Türkiye’ye dönüşünde 1975 yılında Ege Üniversitesi, İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi Üretim Bölümünde Dr. Asistan olarak göreve başlayan Muammer Doğan, 1981 yılında “İşletme Ekonomisi” bilim dalında “Doçent” ve 1989 yılında “Üretim Yönetimi ve Pazarlama” Anabilim Dalında “Profesör” olmuştur. 1975 yılından itibaren EÜ ve DEÜ’nün çeşitli birimlerinde lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde İşletmecilik, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, Üretim Yönetimi ve İşletmelerde Karar Verme Teknikleri derslerini vermiştir. 1987-1988 ve 1997-1998 yıllarında iki kez kazandığı Fulbright burslarıyla ABD, University of Florida’da 2 yıl süreli misafir profesör olarak akademik çalışmalarını sürdürmüştür.
Doğan’ın “İşletmelerde Karar Verme Teknikleri” ve ilk baskısı 1982 yılında gerçekleşen “İşletme Ekonomisi ve Yönetimi” adlı tek adla yayınlanmış iki kitabı “Reklamcılığın Türkiye’nin Ekonomik Gelişmesi ve Verimlilik Üzerindeki Etkileri” ve “Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Uygulanan Ekonomik, Mali ve Sosyal Politikaların Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Açısından Değerlendirilmesi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı iki adet ortak eseri, değişik bilimsel dergi ve yayınlarda çıkmış birçok makale, araştırma ve inceleme yayınları bulunmaktadır.
Prof. Dr. Muammer Doğan, Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 1989-1998 ve 2001-2004 yılları arasında İşletme Bölüm Başkanlığı, 1990-1996 yılları arasında Dekan Yardımcılığı görevlerini üstlenmiştir. Hâlen İşletme Bölümünde Öğretim Üyeliği görevini yürüten Muammer Doğan evli ve 2 çocuk babasıdır.
İşletme Ekonomisi ve Yönetimi adlı bu eserde kuruluşundan işleyişine kadar işletmecilik kapsamına giren tüm konular, yeni bir yaklaşımla, özellikle 2000'li yıllarda gerek literatürdeki gelişmeler gerekse iş dünyasındaki yeni uygulamalar dikkatle değerlendirilerek hazırlanmıştır. Eserde çağdaş işletmecilik alanında uluslararası nitelik kazanmış en son kavramlar, bilgiler, ilkeler, teknikler ve stratejiler sistematik bir şekilde incelenmiştir. Özellikle işletmeciliğin temel konuları ve kavramları, işletmenin kurulması faaliyetleri, yönetim, üretim, pazarlama ve finans fonksiyonları ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Eser, programlarında işletme, işletme ekonomisi, işletme yönetimi, yönetim ve organizasyon, üretim, pazarlama ve finansman gibi derslerin yer aldığı İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri, İşletme ve Mühendislik Fakülteleri ve Meslek Yüksekokulları öğrencilerine yönelik bir referans kaynağı niteliğindedir.
Gülay Budak, Gönül Budak Faaliyet alanı ve ölçek (büyüklük) farkı gözetmeksizin tüm işletmeler ve kurumlar açısından yönetim olgusu, evrensel bir nitelik taşımaktadır. Yönetim olgusunun önemi, örgütlerin amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak konuları kapsamasından gelmektedir. Kuşkusuz, yöneticinin etkinliği, bilimsel bir içeriğe sahip konularda bilimsel bilgi ve tecrübeye sahip olmaya devam ettikçe artmaktadır. Böylece yöneticiler, örgütün kıt kaynaklarını, etkili ve verimli bir biçimde kullanarak örgütü hedeflerine ulaştırmaktadır.
Yöneticilik mesleğinin en zor yanı, “insanı yönetmek”tir. Beklentileri, gereksinmeleri ve yetkinlikleri sürekli olarak değişen insan, giderek daha da karmaşıklaşan bir kaynak olarak yöneticileri farklı yönetim arayışlarına yöneltmektedir.
Yönetim, oldukça hızlı değişen ve gelişen bir bilim alanıdır. Bir yandan yeni kavramlar, teknikler, modeller ve kuramlar yönetim alanına kazandırılırken diğer yandan bir dönem doğruluğu ve geçerliliği savunulan birçok kuram eleştirilere uğrayarak devre dışı kalabilmekte ya da dönüşüme uğrayabilmektedir.
İşletme Yönetimi kitabımız, işletmecilik dalında eğitim gören lisans, yüksek lisans ve doktora programlarındaki öğrencilerin, aynı zamanda, iş dünyasının değişik kademelerinde görev yapan yöneticilerin ve yönetici adaylarının bilgi birikimlerine katkı sağlayacak birçok güncel konuyu kapsamaktadır.
Erdoğan TAŞKIN Bu kitap, bir solukta okunabilir üslubu ile yönetim faaliyetlerini, işletme uygulamalarından gelen kavramları ve yöneticilerin düşüncelerini kapsamaktadır:

Yönetim Stratejisi
İşletme Yöneticisinin Görevi
Planlama İlkeleri
Örgüt Yapıları
Eğitim ve Geliştirme
Karar Verme Becerileri
Yöneltme İşlevi
İnsan Kaynakları
Koordinasyon Süreci
Kontrol ve Denetim
Yönetimde Güncel Yaklaşımlar

Yine bu kitap, işletmelerde yöneticiliğe yeni başlayanlar kadar yönetim ilkelerini öğrenmek isteyen bütün okurlara yönelik olarak hazırlanmıştır.
Hilmi Yüksel Endüstri 4.0 dönüşümü işletmelere önemli fırsatlar sağlarken birçok riski de beraberinde getirmektedir. Endüstri 4.0 teknolojileri; işletmelerin, daha önce karşılaşmadıkları yeni risklerle karşılaşmalarına neden olduğu gibi, mevcut risklerin de karmaşıklık düzeyini arttırmaktadır. İşletmeler, Endüstri 4.0 ile birlikte gelen riskleri belirlemeli, değerlendirmeli ve bu riskleri kabul edilebilir bir düzeye indirmek için gerekli faaliyetleri uygulamalıdırlar. Endüstri 4.0 risk yönetimi, işletmelerin risk yönetiminin bir parçası olmak zorundadır. Endüstri 4.0 dönüşümü organizasyon yapısını, iş yapış şekillerini ve organizasyon kültürünü de değiştirirken bu risklerin sadece teknolojik değişimlerle sınırlı olmadığı da görülmektedir. İşletmelerin üretim faaliyetlerinin durmasına neden olabilecek, itibar kaybı oluşturabilecek ve birçok yasal sorun ortaya çıkarabilecek Endüstri 4.0 risklerinin tanımlanması, değerlendirilmesi, azaltması ve acil durum stratejilerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Bu kitapta, işletmelerin Endüstri 4.0 dönüşüm süreçlerinde karşılaşabilecekleri riskler değerlendirilmiş ve işletmelere Endüstri 4.0 risklerinin yönetimi için bir yöntem önerilmiştir. İşletmelerde karşılaşılabilecek Endüstri 4.0 riskleri; 9 risk grubu içerisinde ele alınmış ve bu risklerin önlenmesi ve ortaya çıkması durumunda da etkilerinin azaltılması için işletmelerin değerlendirmeleri gereken sorular, kontrol listesi olarak sunulmuştur. Hazırlanan kontrol listesi, işletmelerde Endüstri 4.0 dönüşümünde ve Endüstri 4.0 teknolojileri uygulamalarında karşılaşılabilecek Endüstri 4.0 risklerinin önlenmesine olanak sağlayacaktır.
Rıza Demir Dünyada ve ülkemizde yaşanan değişmelere ve artan rekabete bağlı olarak performans ve ücret yönetimi, son yıllarda önemi gittikçe artan insan kaynakları yönetimi konuları olarak öne çıkmaktadır. Bu süreçte, çalışanların performansları ile ücretleri arasında bağ kurulmasını ifade eden “performansla ilişkili ücretlendirme”nin gereği ve önemi de artmaktadır.
Bununla birlikte ülkemizde hem insan kaynakları yönetiminin iki önemli işlevi olan performans ve ücret yönetimi konularına hem de artan önemine rağmen ücret-performans ilişkisine alan yazında ve uygulamada gerekli ilginin yeterince gösterilmediği görülmektedir. Bu durumun hem işletme ve diğer kuruluşlarımızın hem de Türk ekonomisinin performans ve rekabet gücünü olumsuz olarak etkilediği değerlendirilmektedir. Nitekim yapılan araştırmalar da ücretlerin performansla yeterince ve uygun şekilde ilişkilendirilmemesinin çalışanların tatmin, motivasyon ve performanslarını ve dolayısıyla örgütlerin başarısını olumsuz biçimde etkilediği görüşünü desteklemektedir.
Bu kitap, sözü edilen görüş ve değerlendirmeler ışığında, ücret-performans ilişkisini tüm yönleriyle ortaya koyarak konuya ilişkin eğitim, araştırma ve uygulamalara katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Kitapta, insan kaynakları yönetiminin ücretlendirme ve performans yönetimi işlevleri üzerinden durulduktan sonra “performansla ilişkili ücretlendirme” ile ilgili konulara yer verilmiştir. Bu çerçevede; birey, takım ve örgüt düzeyinde adil ve uygun bir ücret-performans ilişkisinin nasıl kurulabileceği ve bu ilişki kurulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Temel ücretlerin beceri veya yetkinliklerine dayalı olarak belirlenmesi/farklılaştırılması, performansa dayalı olarak değişken ücret ödenmesi; beceri, yetkinlik ve performansla ilişkili ücret artışı yapılması; beceri/yetkinlik ve performansla ilişkili ek yararlar sağlanması ile grup ve örgüt düzeyinde performansla ilişkili ücretlendirme yöntemleri açıklanmıştır. Ayrıca, incelenen konulara dair son yıllarda gerçekleştirilen araştırma verilerine dayalı olarak, ücret-performans ilişkisinin sonuçları ve bu bağlamda tercih edilen plan ve yöntemler üzerinde de durulmuştur.
Neslihan Derin Dünya’ da bir çok işletme yalın yaklaşım prensiplerini bünyelerine adapte etmeye çalışmakta ve konuyla ilgili literatürde çığ gibi büyümektedir. Yalın yaklaşımın Dünyadaki seyrine benzer şekilde Türkiye’de de farklı birçok sektörde uygulamalarla birlikte akademik yazın alanında da artışlar görülmektedir. Türkçe yazılmış olan akademik çalışmalar daha çok yalın üretim tekniklerini tanıtıcı boyutta veya belli bir işletme fonksiyonuna yalın düşüncenin uygulanmasıyla ilgilidir. Bugün yalın yaklaşım, işletmeciliğin tüm fonksiyonlarında ve süreçlerinde uygulanan bir felsefe olmakla birlikte, içinden işletmeciliğe yönelik birçok kavramı da türetmiştir. Bu kitapta yalın yaklaşım içinden türeyen kavramlar ve yalın düşüncenin işletmecilik fonksiyonlarına uyarlanmasıyla oluşan yapılar tanıtılmış, genel anlamda yalın yaklaşımın işletmelere sağlayacağı kazanımlar ele alınmış dolayısıyla işletmecilikte yalın yaklaşım anlayışı bir bütün olarak sunulmaya çalışılmıştır.
Regiman Deniz Ekmekçi Zamanın ve mekânın boyut ve konum değiştirmeye başladığı bir çağdayız.
Teknoloji ve bilim sarmalında, insanlığın yaşam biçimi ve koşullarının hemen her gün farklılaştığı bilişim çağında, “iletişim” olgusu da köklü bir dönüşüme uğruyor.
Uygarlık tarihini şekillendiren iletişim alanındaki gelişmeler; kalemlerle yazılan mektuplarla başlayan, gazetelerle toplumsal nüveyi şekillendiren, son üç çeyrek asırda ise televizyonun mutlak iktidarıyla süren yolculuğu, OTT gibi internet teknolojisinin oluşturduğu yeni mecraları kapsayarak genişliyor ve medya sektörü de dünyada kendini, “medya ve eğlence sektörü” olarak yeniden konumlandırıyor.
Medya, evrimini yeni kulvarlarla birleşerek gerçekleştirirken, ekonomik büyümenin de anahtarı niteliğine dönüştü. Medya sektörünün; lisans anlaşmaları, satın almalar, şirket birleşmeleri gibi uluslararası ticari gücünün de etkisiyle, ekonominin büyüme ivmesinin güçlü kaynaklarından birisi olmaya başladığı açıkça görülüyor.
Dünya ekonomisinin % 2,5'ine sahip medya ve eğlence sektöründe, medyada en geniş payı alan ülkelerin aynı zamanda dünyada ekonomik yönden en gelişkin ülkeler olduğunu görüyoruz. Dünya ekonomisinin öncüleri konumundaki ülkeler, medya sektöründe de aynı oranda belirleyiciliğe sahipler. Bir başka deyişle, “bir ülkenin medya sektörü ne kadar gelişmiş ve büyükse, ekonomisinin de aynı oranda büyük ve gelişmiş olduğu” sonucu ortaya çıkıyor.
Medya aynı zamanda, devlet-birey-toplum ilişki ağlarında, ya da siyaset, ekonomi gibi birçok düzlemde belirleyici kültürel hegemonyayı oluşturarak ve yayarak, mevcut sistemin devamlılığını sağlamanın önemli bir aracı niteliğine sahip bulunuyor. Tüm bu yönleri ile adeta “kutsal güç” içeren medya sahipliği de iletişimin yeni dünyasının en önemli kavramlarından biri olarak karşımızda duruyor.
Bu derecede etkin ve özel bir konuma sahip medya sektörü, olağanüstü bir rekabet ortamının önünü açıyor. “Kalemden Eğlence Sepetine Rekabet” isimli çalışma, tam da bu noktada, rekabetin tarihinden yola çıkarak, rekabet kavramının izini sürüyor. Türk medyasını ve sektördeki rekabet yapısını somut verilerle gözler önüne seriyor.

Arzu Uzun İşletmelerde kalite yönetimi bağlamında sürekli iyileştirme faaliyetleri, tekrarlanan döngüsel bir süreçtir. Sistematik olarak "Planla - Uygula - Kontrol Et - Önlem Al (PUKÖ)" adımlarının yinelenmesidir. Bütün çalışanlar bu döngüye katılır. Döngünün adımları kapsamında iyileştirmeye konu olabilecek problemlerin, gelişme alanlarının ve problemlere yönelik alınabilecek önlemlerin belirlenmesinde kullanılabilecek “Problem Çözme/Kalite İyileştirme Teknikleri” bir analoji yapılarak “Araç Kutusu” başlığı altında bu kitapta sunulmuştur.
Oygur YAMAK Kalite Odaklı Mükemmellik; özel veya kamu sektöründe, mal veya hizmet üreten tüm organizasyonlarda, değer zincirinde yer alan, üst düzey yöneticilerden her seviyedeki çalışanlara; üretimden pazarlamaya, muhasebeden ürün tasarımına, kalite güvenceden satın almaya, yetkili servisten bayi ve tedarikçilere kadar tüm değer yaratanlar için yararlı bilgiler içermektedir.
21. yüzyılda dünyada meydana gelen büyük değişimler, gerek sosyal ve kültürel gerekse ekonomik alanda topluma yeni fırsatlar sunmaktadır. Daha iyi ve daha konforlu bir yaşama doğru gidiş için değişimin sunduğu olanaklardan azami ölçüde faydalanmak zorunludur.
Günümüz iş dünyasında sistem temeline dayanan kalite odaklı yönetim anlayışı her alanda mükemmellik arayışının en öne çıkan çözüm yolu olarak görülmektedir. Bu anlayış çerçevesinde yönetim biçimlerinde de önemli bazı değişimler zorunlu hale gelmektedir. Bu değişimler; özellikle iş süreçlerinin yeniden belirlenmesi, organizasyonun yeniden yapılanması diyebileceğimiz türden radikal değişimlerdir.
Kuşkusuz her organizasyonun izlemesi gereken adımlar farklıdır. Bunu, o kurumun liderleri tanımlayacaklardır. Bununla birlikte, bu yolun seçiminde yararlı olabilecek araç ve bilgiler bu kitabın kapsamı elverdiği ölçüde gösterilmiştir. Bu araçları etkili kullanan kuruluşlar değişimi yönetmekte güçlük çekmezler, hatta başkalarına örnek olurlar. Süreci yönetemeyen kuruluşlar ise, ancak rakiplerinin peşinden giderler, hiçbir alanda öncü olamazlar ve hep geride kalırlar.
Kalite bilincinin oluşturulmasına bir katkıda bulunmak amacıyla, düşünce sistemimizi kökünden değiştirecek bir anlayışı açıklamak için yazılan bu kitap, her şeyi çözen kolay bir reçete içermeyip, kaliteli bir yaşam için gerekli bir dönüşüm programı önermektedir. Kişilere, kurum ve kuruluşlara sıçrama yaptıracak bir felsefenin ana hatlarını sunmaktadır.
Suat GEZGİN, Rengin KÜÇÜKERDOĞAN, Belma FIRLAR, Türker SUSMUŞ, Mustafa AKDAĞ, Pelin DÜNDAR,Işıl ZEYBEK, Siret HÜRSOY, Dilek DEMİRHAN,Meltem BOSTANCI, Çiğdem DİRİK, Ebru TARCAN İÇİGEN, Şadiye DENİZ, Elem EYRİCE TEPECİKOĞLU, Berna KÜÇÜK, Burcu TANER, Çiçek Gül ERDUR Ulaşılması hedeflenen kalite hiçbir zaman rastlantısal olarak varılan bir nokta değildir. Aksine zahmetli ve bilinçli çabalarla hareket etmeyi gerekli kılan ve insan unsurunun olduğu her yerde bizi peşinden sürükleyen bir olgudur. Buna bağlı olarak da içinde bulunduğumuz yaşam diliminde kalite her sahada bizlere farklı noktaları hatırlatan, farklı süreçlerde düşünmeye sevk eden ve adım atacağımız yatırımlar, katlanacağımız riskler ve daha pek çok noktada çok boyutlu ve uzak geleceği dikkate alarak hareket etmeye zorlayan bir dinamodur. Yaşamı sürdürebilmek için bu dinamonun hareketliliği esas olmalıdır ve sözü edilen hareketliliğin sağlanması için yaşamın yapı taşları olarak siyaset, ekonomi, iletişim, teknoloji, eğitimin yanı sıra hepsinin özünde yatan bilgi ve hepsini kullanma yetisi ve becerisine sahip olan insan kendini gösterir. Tüm bunlar kalite olgusunun bileşenleridir aslında. Ancak kaliteyi yakalamak için kimi zaman detaylara bakmak lazım. Çünkü onlar satırların aralarında...
Aylin Göztaş - E. Pelin Baytekin Bugünkü rekabet koşullarında ve tüketicinin güçlenen konumu karşısında kalite sadece kârlılık için değil örgütlerin hayatta kalabilmesi için zorunlu hâle gelmiştir. Dünyada örgütler arasında yoğun bir rekabet ile ürün ve hizmetlerde üretim fazlası söz konusu iken iç - dış pazarlarda rekabet edebilmenin tek koşulu düşük maliyet / tam zamanlı üretim / sıfır hatadır. Rekabet sağlamada kalite son derece önemli bir avantaj haline gelirken kâr marjını ve pazar payını doğrudan etkilemeye başlamış ve stratejik yönetimin olmazsa olmaz koşulu hâline gelirken örgütsel iletişimin taşıyıcısı olan halkla ilişkiler yönetimine yeni işlevler yüklemiştir.
Kalite, toplam kalite yönetimi ve toplam kalite yönetimi ile ilintili alanları (kalite çemberleri, öneri sistemleri, hizmet içi eğitim, liderlik, çatışma yönetimi, motivasyon, ergonomik faktörler, zaman yönetimi, problem çözme yöntemleri gibi) ele alan kitap; toplam kalite yönetimine halkla ilişkiler yönetiminin katkısını irdelemesi noktasında da çalışanlar, akademisyenler ve öğrenciler açısından yol gösterici olacaktır.
Ali Şahin, İbrahim Uğur Erkış, Yasin Taşpınar Söz konusu bu çalışmanın kalite yönetimi, kalite yönetimi sistemleri, toplam kalite yönetimi, kalite güvencesi ve standartlar ve standartlara göre kalite kontrol gibi farklı isimler altında kalite eğitimi alan tüm öğrenciler ile kalite yönetim sistemi çalışmalarını kurgulamak isteyen tüm kuruluşlara ve kalite konusunda kendisini geliştirmek isteyen kişilere yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Aylin Göztaş, Banu Küçüksaraç, Dilek Esen, Duygu Hıdıroğlu, Elif Tunalı Çalışkan, Eylin Aktaş, Hüseyin Gül, Kenan Demirel, Mehmet Akif Çakırer, Mehmet Mecek, Murat Esen, Nihat Aytürk, Özge Kocakula, Sevim Koçer Kariyer planlaması, kişinin kariyer hedeflerini belirlemek için kullandığı stratejiyi ve bu hedeflere ulaşmanın yollarını ifade eder. Bir kariyer planına sahip olmak, yalnızca iş yaşamında değil yaşamın her alanında başarılı olmak isteyen adaylar için kritik bir öneme sahiptir. Kariyer planlaması, adayın elde etmek istediği başarılara ulaşabilmesi için kariyer aşamalarının kapsamlı bir şekilde ele alınması ve yürütülmesi gereken çok aşamalı bir süreçtir. Kariyer planlaması ile aday, gelecekteki profesyonel yaşamı için alternatif yollar ve güzergâhlar üzerinde önceden düşünme şansına sahip olacak böylelikle kariyer yolculuğunu “senaryo temelli” kurgulayabilecektir. Üzerinde düşünülmüş bir kariyer planı hem sosyal yaşamı biçimlendirecek hem de mesleki gelecek için bir yol haritası sunacaktır. Böylelikle mevcut iş imkânları ile gelecekteki potansiyel kariyer olanakları hakkında bilinçli seçimler yapmak mümkün hâle gelebilecektir. Bu kitap, hem kariyer yolculuğunda mevcut olanakları görmek hem de gelecekteki potansiyel kariyer olanaklarını keşfetmek üzere bir rehber arayışında olan adaylara, akademisyenlere ve iş yaşamındaki profesyonellere yönelik konusunda uzman akademisyenlerin katkıları ile hazırlanmıştır. Her bölümde teorik bilgilerin yanı sıra gerçek kişilerin kariyer yolculuklarındaki başarı hikâyeleri, alanının uzmanları tarafından konuyla ilişkili adaylara yönelik verilmiş olan tavsiye niteliğindeki görüşler ve tüm bunların yanı sıra ilgili bölümde derinleşmek isteyen okuyuculara yönelik ek okuma önerileri ile birlikte film önerileri verilmiştir. Tüm okuyucular için faydalı bir rehber olması dileğiyle keyifli okumalar dileriz.
Anıl Zekiye Göker, Bekir Aşık, Candide Çulhaoğlu Uludağ, Hakan Bal, Hande Sağlam, Mehmet Naci Efe, Murat Sağbaş, Okan Yaşar, Reyhan Başaran Strategies that managers can follow to keep up with the developments of the digital world and to understand the era of digital transformation... Clarifying the difference between digital transformation and digitization... Sharing information with academics interested in digital transformation...
The advantages and business practices that digital transformation will provide to enterprises in the disciplines of business management, finance, human resources, and information systems were been discussed in this book. In addition, it will support the understanding of the effects of digital transformation in terms of academia. In the journey from "Digitalization" to "Digital Transformation", the chapters in the book have been brought together with the synergy of 9 academicians working in 6 different universities in Turkey. It has been written by combining the sectoral and academic experiences of our academicians and presented to the interest of our esteemed readers.
Tamsen Webster “Bu, empatiyle nasıl değişim yaratılacağına dair temel (ve ulaşılabilir) bir metindir.
Yayılmaya değer fikirler, fark yaratma yolculuğunda bizi etkileyenlerdir.”
This is Marketing kitabının yazarı, SETH GODIN

Büyük fikirlerinizi karşı konulamaz hâle getirin

Muhteşem bir fikriniz var. Bu o kadar güçlü ki bir yaşamı, bir pazarı ve hatta dünyayı değiştirebilir. Ancak bir sorun var: Diğerleri henüz bu gücü görmüyorlar. Eğer fikrinizin gerçekleşme olasılığını gerçekten değerli buluyorsanız o zaman -fikrinizi hedef kitlenizin kalpleri ve zihinleriyle bağlayan bağlantıyı- kırmızı ipliğinizi bulmaya hazırsınız.
En güzel yanı da kırmızı ipliğin zaten var oluşudur. Bu, hedef kitlenin sorunu ile çözümünüzü birbirine bağlayan görünmez bağlantıyı somut ve işlenebilir hâle getirir. Kırmızı İplik ile hedef kitlenizi harekete geçireceksiniz ve hem siz hem de hedef kitleniz, aradığınız sonuca ulaşacaksınız.
Ünlü konuşmacı, danışman ve TEDX strateji uzmanı Tamsen Webster, yüzlerce müşterisine öğrettiği bu süreç sayesinde unutulmaz sunumlar, toplantı açılış konuşmaları, pazarlama kampanyaları, TED konuşmaları ve daha fazlası gibi adım adım süreçleri paylaşıyor. Bu süreci kavradığınızda, hedef kitlenize fikirler ve seçenekler labirenti -ve kendi zihinlerinin labirenti- içinden rehberlik edebileceksiniz.
“Çoğu zaman, fikirlerinizde gördüğünüz potansiyel ile
diğerlerinin duyduğu arasında bir boşluk olur. Kırmızı İpliği Bulmak, piyasada dikkat çekmek ve bu boşluğu kapatmak için pratik bir yaklaşımdır.”
Reinventing You kitabının yazarı, DORIE CLARK
Özgün Sarıoğlu Uluslararası ticaretin gelişmesi limanlarda elleçlenen yük miktarını her geçen gün arttırmaktadır. Bu nedenle liman işletmeleri de müşteri taleplerini karşılayabilmek ve verimliliklerini arttırmak adına operasyonlarını geliştirmektedir. Özellikle, limanlardaki konteyner yüklerin sayılabilir ve büyüklüklerin uluslararası standarta sahip olması, liman operasyonlarında performansı ölçmeye ve iyileştirmeye olanak tanımaktadır. Bu kitapta, bir konteyner terminalinde lojistik operasyonlar için gerekli ekipman ve araçlar, konteyner terminalinde gerçekleşen lojistik operasyonlar ve bu
operasyonların verimliliğinin ölçülmesi ve izlenmesinde kullanılabilecek simülasyon tekniği hakkında bilgi verilmiştir. Kitabın son bölümünde örnek bir operasyonel verimlilik ölçümüne ve değerlendirilmesine yer verilerek bu alanda öğrenim gören öğrencilerin ve yine bu alanda çalışan operasyonel yöneticilerin çalışmalarına yol gösterici olması hedeflenmiştir.
Gül Coşkun Değirmen Teknolojinin gelişmesi, sadece kurumların gelişmesini değil hedef kitlelerin bilinçlenmesini de beraberinde getirmiştir. Aynı ürün ya da hizmetin birçok farklı çeşidini bulabilen, bilgi teknolojileri ile dünya üzerinde sınırsız bilgiye ulaşabilen hedef kitlelerin kurumlardan beklentileri her geçen gün artmakta ve farklı bir boyut kazanmaktadır. Bu durum, kurumları farklı arayışlara yöneltmektedir.
Kurumlar bu nedenle imaj, itibar, iletişim, paydaş yönetimi, marka yönetimi, kurum kimliği, kurum kültürü uygulamalarına yönelmektedir. Kurumsal pazarlama, kurum kimliği, kurum kültürü, kurumsal iletişim, kurumsal itibar, pazarlama ve paydaş yönetimi, kurumsal marka yönetimi bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu bileşenler kurumsal pazarlama karması olarak adlandırılmakta ve kurumsal pazarlama hepsinin üzerindeki çatı olarak tanımlanmaktadır.
Günümüzde kurumlar sosyal sorumluluk konusu üzerinde önemle durmaktadır. Sosyal sorumluluk, kurumların itibar ölçümleme kriterleri içerisinde yer almakta ve bu alanda yapılan çalışmalar çeşitli mekanizmalar tarafından çeşitli ilkeler çerçevesinde denetlenmektedir. Dernekleşme şeklindeki kurumsallaşma hareketleri de kurumsal sosyal sorumluluğun önemini ortaya koymaktadır. Kurumsal pazarlama ve sosyal sorumluluk konularının ele alındığı bu kitap, her iki konuyu ve aralarındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Kurumsal pazarlama ve sosyal sorumluluk konularına ilişkin akademik bilgileri ve başarılı sosyal sorumluluk örneklerini içeren çalışma, gerek akademik gerekse sektörel alanda başvuru kaynağı niteliği taşımaktadır.
Sema Sarı Bu kitap, günümüzde revaçta olan 3 konunun sentezinden oluşmaktadır: kuşaklar, tüketici etnosentrizmi ve tüketici husumeti. Küreselleşen dünyada bazı tüketiciler, kendi ülkelerinin ekonomilerini, kültürlerini ve işletmelerini korumak amacıyla ithal ürünler yerine yerli ürünleri tercih etmektedirler. Bu durum tüketici etnosentrizmini ortaya çıkarmaktadır. Etnosentrik olan tüketiciler, önceliği yerli ürünlere vererek olabildiğince ithal ürünlerden kaçınmaktadırlar. Bununla birlikte bazı uluslar, önceden ya da hâlen başka uluslarla yaşadıkları ekonomik, politik ve savaş ile ilgili husumetleri satın alımlarına da yansıtmaktadırlar. Yani, husumet besledikleri ülkenin ürünleri yerine diğer alternatifleri seçmeye gayret göstermektedirler. Ancak her iki durum karşısında da farklı kuşaklardan olan, farklı özellikleri, tercihleri, hayat görüşleri, hayatı algılama biçimleri ve yaşam tarzları olan tüketicilerin tutumları farklılık arz edebilmektedir.
Türk tüketiciler üzerinde bilimsel bir araştırmayı ve sonuçlarını da içeren bu kitapta, Türk tüketicilerin etnosentrik davranışları ve Doğu Türkistan'da yaşanan olaylardan ötürü Çin ürünlerine karşı tutumları ile kuşaklar arasındaki farklar da ele alınmıştır.
Muhammed Asıf Yoldaş Küreselleşmenin etkisiyle iletişim ve ulaştırma teknolojilerindeki gelişmeler, ülkeler arasındaki ekonomik sınırların kalkması ve bu gelişmelere bağlı olarak rekabetin artması ile birlikte işletmeler varlıklarını sürdürebilmek için pazarlama faaliyetlerini, ulusal sınırların ötesine taşıma ihtiyacı duymuşlardır. Bu açıdan bakıldığında uluslararası pazarlamanın işletmeler ve dolayısıyla ülkeler açısından önemli bir faaliyet olduğu anlaşılmıştır. Böylece uluslararası pazarlamanın giderek artan önemi ile birlikte uluslararası pazarları oluşturan tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarının temel belirleyicisi olan kültürel faktörlerin belirlenmesinin de önemi artmıştır. Bu bağlamda işletmelerin yabancı pazarlardaki tüketicilerini tatmin etmek için pazarlama bileşenleri olan ürün/hizmet, fiyat, dağıtım ve tutundurma stratejilerinde kültürel uyarlamalar yapmalarının gerekli olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durumda dış pazarlarda faaliyet göstermek isteyen işletmelerin uluslararası pazar çevresini ve özellikle kültürel farklılıkları dikkate almadan hareket etmeleri veya ihmal etmeleri kuşkusuz pazarlama stratejilerinin başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olabilir.
Uluslararası pazarlama, yukarıda kısaca ifade edilen konunun önemine binaen elinizdeki bu kitapta genel olarak kültürel boyutlarıyla ele alınmıştır. Bu doğrultuda konuyu ele almak için önemli olduğu düşünülen uluslararası pazarlama neden bu kadar önemlidir? Uluslararası pazarlamada karşılaşılan sorunlar nelerdir? Uluslararası pazarlamada kültürün ve kültürel faktörlerin önemi nedir? Uluslararası pazarlama açısından kültürü oluşturan ögeler nelerdir? Kültürel faktörlerin uluslararası ürün ve hizmet politikalarına etkileri nelerdir? Kültürel faktörlerin uluslararası fiyatlandırma politikalarına etkileri nelerdir? Kültürel faktörlerin uluslararası dağıtım, lojistik ve taşıma politikalarına etkileri nelerdir? Kültürel faktörlerin uluslararası tutundurma ve karması üzerine etkileri nelerdir? Kültürün hedef pazar seçimi stratejileri üzerine etkisi var mıdır? Uluslararası hizmet pazarlaması ve kültürel uyarlamalar nelerdir? gibi sorulara bu çalışmada cevap aranmıştır. Kuşkusuz bu sorular uluslararası pazarlamayı kültürel boyutlarıyla incelemek için önem arz etmektedir. Bu kitapta bunlara ve benzeri sorulara yanıt vermek amacıyla konuya kültürel zaviyeden bakılarak ayrıntılı bir şekilde incelenmeye çalışılmıştır. Kitabın, içeriği itibariyle, dış pazarlarda faaliyet göstermek isteyen işletme yöneticilerine, yurt dışında görevli pazarlama yöneticilerine, akademisyenlere, üniversite öğrencilerine ve konuyla ilgili herkese yararlı olması beklenmektedir.
Warren J. Keegan, Mark C. Green, Pearson Küresel Pazarlama, küreselleşme olgusunun günümüzdeki boyutlarıyla oluşturduğu yoğun rekabet ortamında, firmaların küresel pazarlarda uygulayabilecekleri pazarlama karmasını belirleme ve pazarlama politika ve stratejilerini küresel pazarlara uyarlayabilme yaklaşımıyla yazılmış bir kitaptır. Kitap; akademisyenlerin, lisans ve lisansüstü öğrencilerin ve iş dünyasında küresel pazarlama alanında çalışanların bilgilenmesini sağlamayı ve değişen küresel çevre koşullarına göre esnek karar verebilme becerilerini geliştirmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla, çok sayıda küresel firma örnek olarak ele alınmış ve uyguladıkları küresel politika ve stratejiler tartışılmıştır. Ayrıca, ''Örnek Olay'' çalışmaları ile de öğrenilen bilgilerin uygulamaya aktarılabilmesi konusunda alıştırmalar verilmiştir.
Kitap, 17 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerde ana hatlarıyla 'Küresel düşün, yerel hareket et.' yaklaşımı; küresel pazarlama çevresini oluşturan ekonomik, ticari, sosyal, kültürel, politik, yasal, yönetsel çevre unsurları; küresel bilgi sistemleri ve pazar araştırması, pazar bölümlemesi ve konumlandırma, ithalat-ihracat ve kaynak yaratma, küresel pazarlara giriş stratejileri; küresel pazarlama karması, küresel pazarlarda marka, ürün, fiyat, dağıtım, reklam, satış tutundurma kararları, dijital devrim; stratejik rekabet avantajı, liderlik, küresel firmalarda örgütlenme ve firmanın sosyal sorumluluğu ile ilgili konular yer almaktadır.
Her bölüme iş dünyasından küresel bir firma örneği ile başlanmakta ve ''Öğrenme Amaçları'' başlığı altında o bölümün ne öğretmeyi amaçladığı net bir biçimde verilmektedir. Bölüm sonlarında da ''Örnek Olay'' adı altında firma uygulamaları verilerek firmaların karşılaştıkları sorunların o bölümde öğrenilen bilgiler çerçevesinde çözümlenmesi istenmektedir.
Ayrıca bölümlerde, ''Pazarlama Ölçümleri ve Analizleri'' başlığı altında pazarlamada yatırımın geri dönüşü gibi nicel ölçütlere ve analizlere yer verilmektedir.
Küresel Pazarlama kitabı, Türkçe çevirisi ile eğitim ve iş dünya-sında küresel pazarlama alanında çalışanlara zengin içeriği saye-sinde temel kaynak kitap olarak önerilebilecek niteliktedir.
Seray Yeşilırmak, Dilber Ulaş Kümelenmeler, KOBİ'lerin büyük işletmelere göre sahip oldukları zayıf yönleri ortadan kaldırmak veya en aza indirmek için kullanılan yöntemlerden biri olarak uluslararası rekabet gücü sağlama, yerel ve bölgesel ekonomik kalkınma, iş birliği ve ortak rekabetin geliştirilmesi gibi amaçlarla kullanılan bir politika aracı olarak kabul edilmektedir. Bu kitapta, KOBİ'lerin ihracatını etkileyen işletmeden kaynaklı faktörlerin neler olduğu incelenmiş ve kümelenmelerin üye işletmelerinin ihracat faaliyetlerini artırmak için ne tür çalışmalar yürüttüğü tartışılmıştır. Bu kapsamda teorik bir çerçeve çizilmiş ve gerçek hayattaki işleyişi anlamak üzere OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde küme üyesi olarak yedi farklı sektörde faaliyet gösteren KOBİ'ler üzerine ampirik bir araştırmaya yer verilmiştir. Elde edilen teorik ve ampirik bulgular sayesinde politika yapıcılara ve mevcut kümelenme yöneticilerine kümelenmeler ve KOBİ'ler konusunda tavsiyelerde bulunulmuştur.
Selminaz Adıgüzel İnsanların sınırsız ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışan teknoloji ve buluşlar hep bir ihtiyacın ürünüdür. Lojistik süreçlerin dijitalleşmesi, optimizasyonu, lojistik 4.0 (dijital lojistik) ismiyle bugün anılsa da insan ihtiyaçları bitmediği sürece, yenilikler insan yaşamını kolaylaştırmaya devam edecek, yeni teknolojiler yeni isimlerle yer alacak.
Lojistik 4.0; erişim kolaylığı, hızlı bilgi işleme ve güvenlik gibi içinde yaşadığımız çağda, gittikçe önemli hâle gelen konuları tek bir çatı altında gerçekleştiriyor. Dijital teknoloji, şirketlerin yeni ağlarla birbirine bağlanmasını, tedarik zincirlerini otomatikleştirmeyi ve ulaşımın daha seri hâle gelmesini sağlıyor. Oluşturulan bu yeni ağların temel bileşenleri ise akıllı paletler, RFİD teknolojisi, barkod sistemi, konteynerler, depo yönetim sistemleri ve sürücüsüz taşıma sistemleridir.
Lojistik 4.0, teknoloji donanımlı bir işyerinde daha verimli ve güvenilir şekilde malzeme akışını hızlandırıp şirketlerin müşteriyle ve tedarikçiler, üreticiler ve toptancılar, ortakla, iç ve dış paydaşları ile hızlı bir şekilde çalışmasına imkân sağlıyor. Optik sensörler vasıtasıyla hangi rotanın kullanılacağı ve şartlara göre hangi görevlerin öncelikli olarak yapılması gerektiğini belirleyen akıllı ulaşım sistemlerine olanak tanıyor.
Lojistik 4.0; sürücüsüz araçlar, akıllı limanlar, akıllı kamyonlar, vb gibi ulaşımla ilgili teknolojileri, nesnelerin interneti ile insan faktörüne duyulan ihtiyacı azaltıyor gibi görünse de nitelikli iş gücüne ihtiyaç, her geçen gün artıyor. Çağın meslekleri, yetenekleri, teknoloji ile birlikte değişiyor. Sensörler ve IoT sayesinde; sıcaklık, eğim, ışık yoğunluğu gibi çeşitli değerler hakkında raporlar oluşturulabiliyor ve böylece bu veriler doğrultusunda tedarik zincirindeki süreç ve ürünlerin durumu net bir şekilde gözlemleniyor. Bu sayede, hangi yollarda, hangi ürünlerde kalite sorunları yaşandığı tespit edilip elde edilen veriler sonucunda tedarik sürecinin daha verimli işlemesi, ışık yoğunluğu tekrar ayarlanabiliyor. 21. yüzyılın teknolojisi, “Lojistik 4.0”, akıllı telefonlarla, tabletlerle, bilgisayarlarla, hayatımızı daha hızlı hâle getirerek, küresel dünyayı küçük bir köy hâline getiriyor.