Uluslararası Ticaret ve Lojistik \ 1-3
Adem Doğan, Adnan Oduncu, Alkan Soyak, Alper Aslan, Belgin Akçay, Bilge Köksel, Ertuğrul Yıldırım, Esra Siverekli, Ferhan Aydemir, Ferit Kula, Gökçe Maraş, H. Mahir Fisunoğlu, Hatice Erkekoğlu, Hayriye Atik, Jale Yalınpala Çokgezen, Kıvanç Halil Arıç, Levent Gökdemir, Lütfü Öztürk, Mahir Fisunoğlu, Mehmet Ali Bilginoğlu, Mehmet Şişman, Melike Atay Polat, Melike Kum, Metin Aydoğan, Metin Özdemir, Mevlüdiye Şimşek, Mine Yılmazer, Münevver Soyak, Nadir Eroğlu, Oğuz Öcal, Özge Buzdağlı, Pelin Gençoğlu, Seda Şengül, Suzan Ergün, Tayfur Bayat, Tuncay Çelik, Türkan Büyüknalban, Zeynep Öztürk Bu kitap, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın uygulandığı 2000'li yıllarda Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan yapısal dönüşümleri incelemektedir. Kitabın amacı, 2001 Krizi sonrasında başlatılan reform süreci sonucunda Türkiye ekonomisinde gerçekleşen yapısal değişmeleri detaylı bir şekilde ortaya koymaktır. Kitapta yer alan makalelerin bir kısmında konular ekonometrik ve istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiş, bir kısmında ise istatistik verilerden yararlanılarak dinamik analizler yapılmıştır. Kitap, Türkiye ekonomisinde önemli yapısal reformların yapıldığı bir döneme ışık tutması bakımından önem arz etmektedir.
Kitap, altı bölümden oluşmaktadır: İlk bölüm, “Üretim, İstihdam, Yatırım ve Fiyatlar” başlığını taşımaktadır. İkinci bölüm, “Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Gelişme” konusuna ayrılmaktadır. Bu bölümde, ilk olarak ekonomik büyümede etkili olan faktörler ekonometrik yöntemler kullanılarak Türkiye üzerinde sınanmaktadır. Bölümde ikinci olarak, “Ekonomik Gelişme” olgusu Türkiye açısından incelenmektedir. Türkiye'nin 2000'li yıllarda gösterdiği göreli gelişme performansı, başta AB olmak üzere çeşitli ülkeler ve ülke grupları ile karşılaştırmalı olarak ortaya konmaya çalışılmaktadır. Üçüncü bölümde, “Sektörel Gelişmeler ve Politikalar” ele alınmaktadır. Bankacılık sektöründeki gelişmeler, enerji, sanayi ve teknoloji politikaları ile özelleştirme uygulamaları, bu bölümün başlıca konuları arasındadır. Dördüncü bölümde, Türkiye'nin dış ticaretindeki gelişmelerin analizi yer almaktadır. Beşinci bölüm, “Kamu Maliyesi ve Kamu Yönetiminde Gelişmeler” başlığını taşımaktadır. Mali saydamlık ve 2000'li yıllarda kamu mali yönetiminde sağlanan gelişmeler, bu bölümün ana konularıdır. Altıncı bölüm ise “Avrupa Birliği, Küreselleşme ve Kriz” konusuna ayrılmıştır. Kitabımız “Prof. Dr. Cihan Dura'nın Eserleri Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi” çalışmasıyla tamamlanmaktadır.
Nil Kula 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu I. ve II. Kitap Hükümleri Uyarınca Ticaret Hukuku kitabında Türk Ticaret Hukuku'nun asıl kaynağı olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun I. ve II. Kitap hükümleri ile güncel Yargıtay kararları ve başlıca ticaret hukuku doktrini çerçevesinde; Ticari İşletme, Tacir, Ticaret Sicili, Ticaret Unvanı ve İşletme Adı, Haksız Rekabet, Ticari Defterler, Cari Hesap ve Acentelik konuları incelenmiş, ilgili kanunun Ticaret Şirketlerine ilişkin genel hükümleri ile Anonim, Limited, Komandit ve Kollektif şirketlere dair özel hükümleri, işbu şirketlerin; nitelikleri ve kuruluşları, ortakları arasındaki ilişkiler, organları, üçüncü kişilerle olan ilişkileri ve sona ermeleri gibi alt başlıklar altında değerlendirilmiştir.
Beyza Gültekin, Cuma Ercan, Ertuğrul Mıhçıoğlu, Hatice Doğukanlı, İbrahim Halil Ekşi, Levent Şahin, Osman Sesliokuyucu, Yavuz Akçi, Zekayi Kaya Ülkeler, diğer ülkelerle gerek siyasi gerek ticari ve gerekse ekonomik ilişkiler içinde bulunmaktadır. Bu bağlamda dış ticaret, mal ve hizmet ticaretini kapsamaktadır. Daha ucuz, daha hızlı ve daha kaliteli üretimin gerçekleşmesi rekabeti artırmış; yeni üreticilerin, yeni iş alanlarının yaratılmasına imkân vermiş ve bu durum ekonominin küreselleşmesine zemin hazırlamıştır. Küreselleşen ekonomi sayesinde piyasalara, müşterilere ve tedarikçilere ulaşmak daha da kolaylaşmıştır. Tüm bu gelişmeler, dış ticaretin öneminin de artmasına neden olmuştur.
Dış ticaret esnasında bir ürünün nasıl pazarlanabileceğinden başlayıp bu ticaretin muhasebeleştirilmesine kadar yaşanan süreci inceleyen bu çalışma, öğrencilerin ve eğitimcilerin yararlanabileceği teorik bir ders kitabı özelliği taşımasının yanı sıra dış ticareti “meslek” edinmeyi planlayan ya da bu konuda faaliyet gösteren firmaların daha etkin yöntemleri keşfedebilmeleri açısından da faydanabilecekleri pratik bir kaynaktır.
Erkut Akkartal This book explains with examples how the Analytical Hierarchy Process (AHP), one of the multi-criteria decision-making methods, contributes to the Logistics and Supply Chain decision processes. After the decision criteria are determined for the decisions to be made in the logistics processes, the alternatives are compared on the basis of criteria and the result is reached. Although numerical results are deterministic, person's experience, perception and company/individual selection policies also play a role in preference. The examples in the book are from the purchasing, warehousing and distribution legs of Logistics. Undoubtedly, the AHP method can be improved with fuzzy logic and other sophisticated methods, but here, examples are presented in the context of how a selection process can be transformed into an analytical thinking process in the simplest sense, and advanced techniques that can be used are left to the reader. It is aimed to keep in mind by reconsidering the theoretical dimension for each example. Each example is handled step-by-step and supported by detailed tables before the data is entered into the sofrware.

Contributors
Rima Canpolat, Ayşe İrem Erçetin, Büşra Ayşe Erşen, Melih Yeter, Ali Oğuzkan Toprakçı, Berke Çakmak, Berke Odabaş, Deniz Başaran, Simge Atlı, Burak Kulaksız, Bora Avcı, Görkem Göral, Su Kaya, İrem Çörüz, Nuri Berk Gül, Kutay Duru, Arıkan Aydınoğlu, Recep Taş, Özge Temur, Ceren Pala, Mehmet Emir Eser, Simay Koçak, Büşra Doğan, Canberk Sadullahoğlu, Oğulcan Yılmaz, Koray Bedir Küçük, Fatih Yiğithan Şentürk, Gaye Çiftçi, Onur Arlı, Melis Odabaş, Ali Haydar Yıldız, Özge Turan, Oğul Tan Atak, Özge Şenler, Cem Özel, Bora Bektaş, Ruhican Bilal, Uğur Onar, Aslıhan Sancak, Berke Alçık, İlke Yamaç, Kemal Gezici
Cihan Dura, Hayriye Atik, Cüneyt Dumrul Bu kitap Avrupa Birliği'ni, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki, başta Gümrük Birliği olmak üzere ekonomik ilişkileri, tarihsel süreçleri ve yapıları ulaşmış oldukları son durum itibariyle incelemektedir.
Çalışmanın ilk amacı; olabildiğince Ortodoks yaklaşımdan sıyrılarak, üniversitelerimizin iktisat, işletme, uluslararası ilişkiler bölümlerinde, lisans düzeyinde ya da lisansüstü öğretimde okutulan “Uluslararası İktisadi Birleşmeler”, “Avrupa Birliği” gibi derslerde el kitabı olarak kullanılabilecek bir yapıt ortaya koymaktır. Çalışma “Uluslararası İktisat” gibi temel derslerde de yardımcı kitap olarak kullanılabilir. Çalışmamızın ikinci amacı; konuyla ilgilenen -öğrenci, aydın, sade yurttaş- herkese, Avrupa Birliği ile Türkiye-AB ilişkileri hakkında bilgilerini genişletmelerine, isabetli yorumlar yapmalarına ve doğru kararlar vermelerine yardımcı olacak bir araç sunmaktır.
Ayşe Atılgan Yaşa, Bülent Ergönül, Bülent Gülçubuk, Doğan Bakırtaş, Ferruh Işın, Filiz Erataş Sönmez, Gökçehan Talay, Gülce Olgun Susta, Hilmiye Türesin, Lale Oral Ataç, Mine Yılmazer, O. Murat Koçtürk, Serap Demirler, Şule Öztürk Birim, Tuncay Yılmaz İklim krizinin yarattığı etkileri minimize etmek üzere 2050 yılına kadar yapılması hedeflenen bir dizi düzenlemeyi içeren Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı'nın, Avrupa Birliği ile yoğun ticari ilişkileri bulunan bir ülke olarak Türkiye'de endüstri ve ekonomi üzerinde büyük bir dönüşüm sürecinin başlangıcına vesile olduğuna tanık olmaktayız. Bu kitap, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı ve konunun Türkiye ile ilişkisini çeşitli boyutları ile bir bütün olarak incelemeye olanak verecek disiplinler arası bir yaklaşım ortaya koymakta; okuyucuya, konuyu ekoloji, gıda, tarım, dış ticaret, finansman, maliye politikası, işletme organizasyonlarının yönetimi ve işgören davranışları gibi farklı perspektiflerden inceleme olanağı sunmaktadır.

Ramazan Kayhan Küreselleşme ve teknolojik dönüşüm çağında; tedarik zincirleri, artan belirsizlik ve karmaşıklıkla birlikte giderek daha zorlu bir ortamda faaliyet göstermektedir. Pandemiler, jeopolitik gerilimler, iklim krizi ve teknolojik dönüşüm sadece işletme faaliyetlerinde bozulmalara neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda tedarik zinciri yönetimini de yeniden düşünmek zorunda bırakıyor. Bu bağlamda, bu çalışma tedarik zincirinde belirsizlik ve riskler sonucunda ortaya çıkan bozulmalara karşı dinamik bir yetenek olarak tedarik zincirinde inovasyon ve dirençlilik yeteneklerini ele almaktadır.
Dinamik bir yetenek olarak inovasyon ve dirençlilik yeteneklerine sahip işletmelerin belirsizlik, risk ve bozulmalar karşısında tedarik zincirlerini daha etkin ve verimli bir şekilde yönetmeleri ve bunun sonucunda tedarik zinciri operasyonlarında istenilen maliyet ve kârlılık oranlarını yakalamaları ve müşteri memnuniyetini sağlayarak sürdürülebilir kârlılığa ulaşmaları daha olasıdır. Bu doğrultuda, okuyuculara tedarik zincirinde belirsizlik ve risklerden kaynaklanan bozulmalara karşı dinamik bir yetenek olarak tedarik zincirinde inovasyon ve dirençlilik yeteneklerinin önemini anlamaları için kapsamlı bir yol haritası sunulmaktadır. Dinamik yetenekler, organizasyonların değişen çevresel koşullara hızla uyum sağlama kapasitesini ifade ederken bu yeteneklerin inovasyon ve dirençlilik bağlamında nasıl geliştirilebileceği ele alınmaktadır.
Bu çalışma, özellikle akademisyenler, araştırmacılar ve profesyoneller için güçlü bir başvuru kaynağı olmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte, tedarik zincirinde belirsizlik ve risk yönetimi, inovasyon ve dirençlilik arasındaki etkileşimleri dinamik yetenekler perspektifinden anlamak isteyen yüksek lisans ve doktora öğrencileri için de kapsamlı bir çalışma niteliğindedir. Dolayısıyla tedarik zinciri yönetimi alanında bilgi ve perspektif kazanmak isteyenler için zengin bir içerik sağlarken aynı zamanda bu dinamik ve karmaşık tedarik zinciri dünyasına derinlemesine bir bakış açısı da sunmaktadır.
Ali Şükrü Çetinkaya Çok yönlü ve çok paydaşlı bir süreç olan uluslararası ticaret işlemlerinin başarılı yönetilmesi etkin bilgi yönetimini gerekli kılmaktadır. Uluslararası ticaret işlemleri yönetim yazılımı olan Bikosoft Exporter Systems; firma ve ürün veri tabanı oluşturma, müşteri ilişkileri yönetimi, pazar araştırması, teklif hazırlama, satış ve pazarlama, üretim ve stok süreci takibi, ihracat-ithalat belgelerinin hatasız ve otomatik hazırlanması, teslim ve ödeme süreçlerinin yönetilmesi, satış sonrası garanti ve servis hizmetlerinin takibi, ülke bazında istihbarat bilgilerinin yönetilmesi, çok yönlü raporlar alınması ve nihayetinde işletmelerin kurumsal hafızalarının hep canlı kalması olanaklarını sağlamaktadır. Günümüz bilgi çağında uluslararası ticaret yapan firmalar ve bu ticarete aracılık eden aracı işletmeler için bilgisayarlı sistemler kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu kitapta, bilgisayarlı uluslararası ticaret işlemleri, bu alanda öncü olan Bikosoft Exporter Systems yazılımının kullanımı ile anlatılmaktadır.
Arzu Çotul, Berat Barulay, Dilan Kuruyer, Esen Durmuş, Fatih Daday, Ferit Uslu, İbrahim Atilla Karataş, İbrahim Enes Ünlü, İskender Dölek, Ozan Öztürk, Sahranur Güreşçioğlu, Satiye Merve Koç, Selva Staub, Zeliha Tekin COVID-19 ile lojistik sektörünün görünmezliği ortadan kalktı. Daha önceleri değeri ve kıymeti tam anlaşılmayan lojistik sektörü havaya benzerdi, varlığı gözle görülmezdi. Her yerde olmasına rağmen dikkat çekmez ve hiç bitmeyecekmiş gibi hor kullanıma açıktı. Ancak eve kapanmalar, çevrim içi alışverişe artan taleplere hayati anlam ifade eden, işlerin durma noktasına gelmesinde kritik rol oynayan lojistik sektörü karşılık verme zorlukları ile karşılaştı ve konteyner yetersizliklerinin yanı sıra gümrüklerdeki bekleme sürelerinin artması gibi faktörlerle ülkeler için hayati değerini bize hatırlattı. Bu kitap bize her yönü ile lojistik sektörünün ehemmiyetini ve özellikle pandemi dönemlerinde ne kadar önemli olduğunu açıklamaktadır.
Louis E. Boone & David E. Kurtz, Wıley Modern anlamda doğuşundan bugüne kadar işletmecilik alanında oldukça önemli değişimler yaşandı ve günümüzde de bu alan çok önemli bir bilim dalı hâline geldi. Önceki yıllarda yazılan kitapların içeriği ile bu kitabın içeriği karşılaştırıldığında aradaki fark daha net bir biçimde görülebilmektedir.
İşletmecilik, gelişen teknolojinin de yardımıyla oldukça farklı bir hâl almıştır. Artık işletmecilik yapabilmek için
bir binaya veya çok fazla personele sahip olmanız gerekmemektedir. Sanal ortamlar işletmecilere bu tip imkânları fazlasıyla sağlamaktadır. Kitapta, bu konuyla ilgili olarak pek çok örnek olay çalışması verilmiştir.
Kitap, günümüz işletmecilerine ve işletme öğrencilerine yol gösterici bir rehber niteliğinde olup pek çok güncel konuyu ele almaktadır.
Barış Güntürkün, Candide Çulhaoğlu Uludağ, Davut Yücel, Ezgi Yıldırım, Hülya Yelkenci, İlkay Özalp, Senem Aslan, Zeynep Bakar Dünyada önemi giderek artan lojistik sektörü, özellikle içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde müşteri istek ve beklentileri doğrultusunda değişim sürecine girdi. Süreç içerisinde ham madde tedarikinden nihai tüketiciye varıncaya kadarki süreç eski yapıya göre daha çevreci ve daha döngüsel bir yapıya dönüştü. Bununla beraber firmalar, rekabet avantajı kazanıp rakip firmaları geride bırakmak adına bu gelişim sürecinin içine dâhil olarak daha döngüsel daha az kimyasal içeren daha çevreyle dost, geri dönüşümü olan ve sürdürülebilir ürünler üretme yoluna girdiler. Bunun sonucunda da her sektöre bağlı tedarik zincirinde değişimler yaşandı.
Güncel bir bakış açsıyla yazılmış olan kitabımızda okuyucularımız, değişen dünya düzeninde lojistik sektöründe yaşanan yeşil ve çevreci yaklaşımları bulacaklardır.
Mehmet Yavuz Kankavi Ülkeler arası ticaretin etkin ve verimli yapılabilmesi için yüzyıllardır çeşitli ticaret/ulaştırma koridorları oluşturulmaktadır. Tarihin en uzun süre devam eden ticaret yolu İpek Yolu’dur.
Sovyet sisteminin çözülüşü, Asya ülkelerinin küresel ekonomik sistemle bütünleşmesini hızlandırıp dünya ekonomik dengelerini değiştirerek dünya ticaretinin ağırlık merkezini Asya'ya kaydırdı. Bu durum Asya-Avrupa arasında ulaştırma koridorlarının gelişimini tetikleyerek tarihî İpek Yolu'nun yeniden canlandırılmasını sağladı. Bu projelerden TRACECA Projesi, Avrupa Birliği'nin desteği ile devam etti.
Bu çalışmalar Asya Kıtası'nda en çok Çin'in gündeminde oldu. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 2013 yılında OBOR olarak adlandırılan daha sonra ismi Kuşak Yol olarak revize edilen yeni İpek Yolu projesini açıkladı. OBOR Kuşak, (kara) ve yol (deniz) iki önemli ticaret güzergâhını kapsamaktadır.
Kuşak kavramı, Orta Çin'den başlayıp Orta Asya ve Rusya üzerinden Avrupa'da Varşova, Duisburg, Riga, Rotterdam ve Londra gibi güzergâhlara kadar uzanan karayolu, demiryolu, petrol ve boru hatları ve ilgili altyapı projelerinden oluşan ulaştırma ağları bütününü ifade etmektedir. Ülkemiz bu altı koridordan Orta ve Güney koridorlarında yer almaktadır.
Ülkemizdeki mevzuat ve altyapı eksikliğine de işaret eden bu çalışmamızda, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın da etkileriyle gündemde daha da çok yer alan orta koridor ele alınacaktır.
Orta koridor, Çin'in Xian şehrinden başlayıp Kazakistan Aktau Limanı'na oradan Azerbaycan'ın Bakü Limanı, (Bakü-Tiflis-Kars) demiryolu ile ülkemiz üzerinden Marmaray’ın da desteği ile Avrupa'ya ulaşan bir hattır.
Bu çalışmanın amacı; kuşak yol (belt and road) inisiyatifi çerçevesinde özellikle projenin kuşak kısmında yer alan Demir İpek Yolu'ndaki fırsatlardan Türkiye ekonomisinin maksimum faydayı elde edebilmesi için Demir İpek Yolu'nda Türkiye geçişi için en uygun güzergâhların belirlenmesidir.
Selminaz Adıgüzel Ülkelerin gelişmişlik düzeyi; yer üstü, yer altı kaynakları ve taşıma modlarının en elverişli, en verimli kullanılması ile ölçülür. Bugün siyasette söz sahibi olmak isteyen ülkeler, uluslararası ticarette etkin rol almaktadır. Uluslararası ticaretin en önemli unsuru olan lojistik hizmetinin istenilen kalite standartlarında, en kısa sürede ve en kârlı şekilde verilebilmesi için çok modlu (multi modal, kombine) taşımacılığın yapılması gerekir.
Denizyolu ile limana getirilen bir emtianın, limandan teslim alınarak demiryolu ile alıcıya ulaştırılması; fabrikadan alınan bir ürünün, demiryolu ile limana teslim edilmesi gelişmiş ülkelerde uluslararası ticarette sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
21. yüzyıl insansız araçların rol aldığı teknoloji çağıdır. Endüstri 4.0'dan, lojistik sektörü de payını alarak lojistik 4.0 devri yaşanmaktadır. Robotlarla, IoT, RFID, akıllı lojistik sistemleri, insansız araçlar, nihayetinde uzayda gezintiler yapılırken, demiryolu taşımacılığı kendini revize ederek bugünün şartlarında memleket meselesi olarak kabul edilmeli; uluslararası standartlara uygun olarak donatılmalı ve insan hayatını tehlikeye sokmayan, güvenilir, kârlı bir yatırım olarak görülmelidir.
“Dünyayı zaman zaman din adamları, bazen asker, bazen tüccar idare etti. Haçlılar döneminde papalık hüküm sürdü. Onların saltanatını büyük bir asker olan dedem Fatih Sultan Mehmet bitirdi. Osmanlı dört asır dünyaya hükmetti. Filhakika o dönemler artık geride kaldı. Bundan sonra dünyayı tüccar yönetecek. O sebeple bu demir yolu meselesi mühim.” Sultan Abdülhamit Han
“Demiryolları toptan ve tüfekten daha mühim bir emniyet silahıdır.” Mustafa Kemal Atatürk
Murat Yorulmaz Ulaştırma modlarından deniz ulaştırması, özellikleri gereği uluslararası pazarları birbirine bağlayan, ulaştırma maliyeti açısından en düşük ve büyük hacimli yükler ile sanayi hammaddesini oluşturan çok büyük miktarlardaki yüklerin tek seferde, bir yerden diğer bir yere taşınması olanağını sağlaması bakımından alternatifi olamayan bir ulaştırma türüdür. Bu kapsamda deniz ulaştırması, lojistiğin gelişmesinde önemli katkılar sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. Deniz ulaştırması, denizyoluyla yüklerin limanlar arasında taşınması ve elleçlenmesi sürecini kapsarken, deniz ulaştırma lojistiği, lojistik temel hedeflerine ulaşmaya yönelik olarak, düşük maliyet, akışkanlığı sağlama ve değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, deniz ulaştırmasında yük ve buna ilişkin bilgi akışının kapıdan kapıya taşımacılık kapsamında planlanması, uygulanması ve yönetilmesidir. Lojistik sürece entegre olmuş deniz ulaştırması, etkin lojistik akışı sağlamakla birlikte deniz ulaştırma lojistiği kavramını ortaya çıkartmıştır. Deniz ulaştırma lojistiği, deniz ulaştırmasının ve lojistiğin hedeflerinin ortak noktada birleşmesiyle kavramsallaştırılmış ve özellikle küresel lojistik sektörü aktörlerinin dikkatini çeken bir konu haline gelmiştir.
Bu kitapta denizde, iç sularda veya okyanusta yapılan tüm denizyolu taşımacılığı faaliyetlerini kapsaması, diğer ulaştırma modlarına entegre olabilmesi ve lojistik hedeflerle uyum sağlaması nedeniyle, bu kavramları içerisine alan deniz ulaştırma lojistiği, ulaştırmaya lojistik bakış açısıyla incelenmiştir. Kitapta deniz ulaştırma lojistiği kapsamında, lojistik faaliyetler, ulaştırma lojistiği, lojistik merkezler, lojistik entegrasyon, deniz ulaştırma lojistik hizmet yetenekleri ve detaylı literatür ele alınmıştır. Kitap, deniz ulaştırma lojistiği ile ilgili ülkemizde yayınlanan kapsamlı ilk Türkçe eser olması nedeniyle önemli bir yere sahiptir.
Martin Stopford Deniz ticareti, dünya ekonomisinde son 60 yılda yaşanan küreselleşmeden sorumlu başlıca sanayi kollarından biridir. Sektörün en önemli başarısı, çok uzun mesafelerde oldukça emniyetli ve güvenli ulaşım imkânı sağlaması ve bunu dünya ekonomisinde olağan fiyat artışlarından farklı olarak oldukça yavaş bir şekilde artan rakamlarla gerçekleştirmiş olmasıdır. Ton başına birkaç dolar gibi bir ücretle yüklerin dünya çapında taşınabiliyor olması hayret vericidir. Beni Denizcilik Ekonomisi kitabını yazmaya sürükleyen temel motivasyon, bu yenilenme ve inovasyon dalgasının ardında yatan temel iktisadi faktörleri basitçe açıklayacak bir kaynak meydana getirme tutkusudur. Deniz ticaretinin 5.000 yıllık tarihinin bize sunduğu mesaj, her yeni nesille birlikte yeni durumlar ve problemlerle karşı karşıya kaldığımızdır. Yeni nesillerin, dünyanın değişen beklentilerine bağlı olarak sektörü yeni durumlara göre inşa etmesi ve adaptasyonunu sağlaması gerekir. Gerçekçi konuşmak gerekirse, bugün denizcilerin (ve tabii tersanelerin) kendi geleceklerini inşa etmeleri gerekiyor ve bunun için anlamaya ve sürekliliğe ihtiyaç var. Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlar, her zamankinden daha zorlu. Denizcilik Ekonomisi kitabının üçüncü baskısının Türkçeye tercüme edilmesi ve düşüncelerimin daha geniş bir kitleye ulaşabilmesi ile son derece mutluyum ve bundan şeref duydum. Bu çevirinin hazırlanmasında görev alan herkese teşekkürlerimi sunuyor ve bu kitabı en iyi dileklerimle yeni nesil Türk denizcilerine ithaf ettiğimi belirtmek istiyorum. Daha iyi kavrayabilmeniz, sürekliliği muhafaza edebilmeniz ve başarılı olmanız dileğiyle.
Martin Stopford
Ioannis Theotokas Sosyal bilimlerin bir alanı olan işletme yönetimi temelinde geliştirilen denizcilik işletmeleri yönetimi, işletme, ekonomi ve yönetim araştırmacılarının giderek artan ilgisine mazhar olmaktadır. Denizcilik şirketlerini merkeze alan araştırmaların çoğalması, sağlayacağı bilgi birikimi ile uluslararası bir rekabet alanı olan denizcilik sektörünün daha iyi anlaşılmasına imkân tanıyacak ve sonuç olarak denizcilik alanındaki yöneticilerin karşılaştıkları sorunlara daha uygun çözümler üretebilmelerine katkı sunacaktır.
Bu kitap, işletme yönetimi teorileri ile deniz işletmeciliği uygulamalarını eşsiz bir şekilde bir araya getirmekte olup denizcilik şirketlerinde yönetim ve organizasyon sorunlarıyla ilgilenenlere kapsamlı bir rehber niteliği taşımaktadır. Denizcilik sektöründen verilen güncel örneklerle işletme yönetimi teorileri pekiştirilmekte ve bu sayede kitap, denizcilik alanındaki önemli bir boşluğu doldurmaktadır.
Kitabın daha iyi yönetim ve organizasyon oluşturma arzusunu taşıyan denizcilik işletmeleri yöneticilerine, denizcilik alanındaki öğrenci, öğretmen ve akademisyenlere faydalı olması dileğiyle...
Michael ten Hompel, Thorsten Schmidt, Springer 1958'de doğan Prof. Dr. Michael ten Hompel, Elektrik Mühendisliği Bölümünü tamamlayarak Aachen RWTH'de Teknik Enformatik konusuna yoğunlaştı ve daha sonra Witten/Herdecke Üniversitesinden Doktora derecesi alarak mezun oldu. Mesleki kariyerine Dortmund Üniversitesi Ulaştırma ve Depolama Kürsüsü ve Fraunhofer Enstitüsünde Ulaştırma Teknolojisi ve Ürün Dağıtımı alanında bilim adamı olarak başladı. 1989-1991'de bilgisayar sistemleri ve ağları geliştiren IGS GmbH & Co. KG'de (Aachen) Dortmund şube müdürü olarak çalıştı. Prof. Ten Hompel, aynı zamanda 1988'de bugün Almanya'nın lojistik alanında en başarılı şirketlerinden biri olup, üretim ve lojistik yönetimine yönelik yazılım geliştiren GamBit GmbH'yi kurdu. 2000'de yönetim kurulundan istifa ederek, Fraunhofer Enstitüsünde Malzeme Akışı ve Lojistik Müdürü oldu (2005'ten bu yana genel müdür). Ayrıca yine bu bölümde, Malzeme Akış Sistemleri Bölüm Müdürü olarak da görev yapmıştır. Bunun yanı sıra, Dortmund Üniversitesi Ulaştırma ve Depolama Komisyonunun da başkanıdır.
Dr. Thorsten Schmidt (M.S.) Dortmund Üniversitesi Makine Mühendisliği ve Georgia Teknoloji Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Hâlen malzeme akışı ve lojistik konusunda kurum içi malzeme akış sistemleri tasarımı ve teknolojisi alanına yoğunlaşarak, Fraunhofer Enstitüsünde Makine ve Sistemler Bölümüne başkanlık etmektedir.
Çağdaş depo ve dağıtım sistemleri, yoğun katma değerli olarak çalışan tedarik zincirleri boyunca son derece karmaşık ağlar oluşturarak zaman, maliyet ve kalite ile ilgili çeşitli gereksinimleri karşılamak zorundadır. Oysaki, bu sistemlerin verimli bir şekilde işletilmesinden sorumlu herkes için süreklilik arz eden birçok zorluklar mevcuttur. Bilgisayar ve kontrol teknolojilerindeki gelişmeler, bu alanda yeni yönetim ve kontrol sistemlerini (Depo Yönetim Sistemleri, WMS - Warehouse Management Systems) sunsa da, yüksek karmaşıklık seviyesi sebebiyle kullanıcılar tarafından bu tür sistemleri kullanmak çoğunlukla karışık ve zor bulunmaktadır. Çok çeşitli sistem gereksinimleri ve ilgili çözümleri nedeniyle WMS tasarımı, seçilmesi ve işletilmesi, kapsamlı teknik bilgiler ile birlikte deneyim gerektirir. Sistemin başarısını ya da başarısızlığını belirleyecek olan ölçütler göz önüne alındığında, uygulanması gerekli olan pek çok unsur vardır. Bu kitap, temel bilgileri içermekte olup hem potansiyeli hem de risk ve stratejilerini inceleyerek okuyucuya olası çözümlerle ilgili genel bir bakış açısı sağlar ve beraberinde okuyucunun doğru tercih yapmasına yardımcı olur. Böylece depo yönetim sistemlerinin seçilmesi ve belirlenmesinden sorumlu olan kişiler için detaylı bir karşılaştırma temeli oluşturmak oldukça kolaylaşacaktır. Ayrıca bu konuyla ilgili bilgi sahibi olmak isteyen lojistik bölümü öğrencileri ile konuya ilgi duyan başlangıç seviyesindeki kişiler için temel bir altyapı ilave olarak verilmektedir.

Kitabımız, temel bilgileri göz ardı etmeden, özel teknik bilgileri kapsayacak şekilde uygulama ile ilgilidir. Daha iyi bir anlama için gerekli temel süreç ve teknolojiler, ayrıntılı olarak tanımlanmaktadır. Bunların yanı sıra kitap, mevcut gelişmelerle ilgili sorunlara ve sınırlara işaret etmek ve WMS yapısı ve tasarımı ile ilgili güncel yaklaşımları sunmak suretiyle sistem geliştiricilerine yeni fikirler de vermektedir. Açık Kaynak Kodlu bir program olan “my WMS”den alınan, basit ama işlevsel ve iyi belgelendirilmiş bir yazılım, ek olarak sunulmuştur. Simülasyon ortamı sayesinde bu yazılım, platformdan bağımsız olarak ve herhangi bir şifre bilgisi koşulu olmaksızın standart kişisel bilgisayarlarda rahatlıkla çalıştırılabilir. Bu sayede, WMS'nin çalışma şekli, işlevlerini ve faydalarını da görselleştirmek mümkün olabilecektir.
M. Hakan Keskin Bu kitap hem akademisyen hem de profesyonel lojistikçiler için bir rehber olma iddiası taşıyor. Çağdaş tedarik zincirlerinde küresel lojistik operasyonlarda depoların ve depolama faaliyetlerinin önemini, Amazon, Goodyear gibi markaların kullandığı küçük bir kasaba büyüklüğündeki devasa depolardan, küçük ölçekli bir dağıtım deposuna kadar birçok depo örneği desteğinde anlatıyor. Blok zincir, BigData, 3 boyutlu yazıcılar, karanlık depolar gibi çağdaş teknolojilerle şekillenmekte olan yakın geleceğin tedarik zincirlerinde depoların yeni misyonları hakkında öngörüler içeriyor. Bu nedenle, lojistik ile ilgilenenlerin mutlaka kütüphanesinde bulunması gerekiyor. Buna ilave olarak, Lojistik (Yönetimi), Endüstri, Uluslararası Ticaret, İşletme Bölümlerinde verilen depolama (depo yönetimi) derslerinde temel kaynak olarak kullanılabilecek bir çalışma. Her sayfası renkli ve iki dilli (İngilizce-Türkçe) olarak tasarlandı. İçinde çok sayıda fotoğraf ve şekil var. Ayrıca, Depolama (Depo) Yönetimi dersi verenlere dersin hazırlanmasına ve işlenmesine katkı sağlamak için kitabın sonuna Bologna sürecine uygun hazırlanmış ders izlencesi, araştırma soruları ve tartışma konuları eklendi.
A. Zafer Acar, Emre Çakmak Lojistik, işletmelere hız ve esneklik sağlamasının yanında önemli maliyet avantajları da yaratmaktadır. Coğrafi ve tarihî avantajlarına rağmen bu sektörden yeterince pay alamayan ülkemizde eksikliği hissedilen Türkçe kaynak ihtiyacına katkıda bulunma amacını taşıyan bu eser; lojistiğin en bilinen operasyon alanlarından birine parmak basarak depolama, malzeme elleçleme ve ambalajlama konularını incelemektedir. Eser, lojistik alanında yetişmekte olan gençler ve hâlihazırda lojistik sektöründe faaliyet gösteren tüm yönetici ve çalışanlar için faydalı bir el kitabı niteliğindedir.
Abdulkadir Barut, Coşkun Koç, Hasan Ayaydın, Hasan Bardakçı, Işılay Talay, Lokman Kantar, Mehmet Ragıp Görgün, Mücahit Çitil, Orkun Bayram, Selminaz Adıgüzel, Sema Bahçeci, Tayfun Ercan Dış ticaret, devletlerin kalkınmasında itici güçtür. Dış borçların ödenmesi, uluslararası ticaret engellerinin kaldırılması, uzman tacirlerin uluslararası rekabet etme gücüne bağlıdır. Bu bağlamda küresel dünyada uluslararası alanda rekabet edebilecek nitelikte dış ticaret uzmanları yetiştirmek bütün devletlerin amaçlarından birini oluşturmaktadır. Bu amaca hizmet etme saikiyle yazılan Dış Ticaret İşlemleri isimli bu kitapta; dış ticaret teorileri, dış ticaret finansman yöntemleri, uluslararası ticarette kullanılan belgeler, kambiyo ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar incelemesi, uluslararası ticarette kullanılan teslim ve ödeme yöntemleri, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında yer alan eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokma suçu, uluslararası ticari sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken hususlar, ters factoring işlemlerinin dış ticaret ve küresel tedarik zinciri yönetimi için önemi, araştırma ve geliştirme yatırımlarının Türkiye ve dünyadaki genel durumu, factoring, forfaiting ve leasing, topsis yöntemi ile performans analizi, dış ticarette gümrük işlemleri ve aşamaları vb. konulara yer verilmektedir.
Dış ticaret uzmanları, akademisyenler, öğrenciler ve konuya ilgi duyan araştırmacıların istifade edebileceği bu kitabın alanyazına ve okurlarına faydalı olması dilekleriyle…
Mehmet Karagül - Berfu İlter Dış ticaret işlemleri; kişiler açısından kariyerli bir meslek edinme, firmalar açısından ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilme, devletler için ise dinamik bir dış ticaret yapısına sahip olabilmek için son derece önemli bir faaliyet alanıdır.
Özellikle küreselleşmenin yoğun olarak yaşandığı günümüz koşullarında dış ticaret işlemlerinin önemi çok daha ön plana çıkmış durumdadır. Dış ticaret işlemleri hakkında, millî, milletlerarası ve karşı ülke hukuku olmak üzere birçok bilgiye sahip olmak günümüz şartlarında önemli bir ayrıcalıktır.
Bu kitap çalışmasının ilk bölümünde, dış ticaret konusunun teorik düzeyde ne olduğu, ikinci bölümde dış ticaret işlemlerinin uygulama kısmı, üçüncü bölümde de Türkiye’deki dış ticaret mevzuatı, son bölümde ise dış ticaret işlemlerinin muhasebeleştirilmesi konuları ele alınmış ve değişik dış ticaret uygulamalarına göre farklı muhasebe kayıtları örneklerle incelenmiştir.
Sevgi Sezer Bu çalışma; ülkelerin birbirleriyle yaptığı dış ticaretin temelini, dış ticarette ülkelerin kazançlarını, dış ticaretin bileşenlerini, göreceli reel fiyat ilişkilerini ve tüm bunlara bağlı oluşan dış ticaret teorilerini makroekonomik açıdan analizini ele almaktadır.
Dış ticaret teorileri, ülkelerin dış ticaretten kazançlı çıkmaları için hangi mallar üzerinde uzmanlaşarak ihracat yapmaları gerektiğini açıklar. Makroekonomi bütün dünya ülkeleri için oldukça önemlidir. Makro açıdan dış ticaret teorileri; enflasyon, genel denge, döviz kuru vb. iktisadi yapıların şekillenmesinde oldukça önemli olagelmiştir. Bundan dolayı bu çalışma, özellikle bu alanda yapılan çalışmaların içinde dış ticaret teorilerine alternatif olarak sunulan yeni makro çalışmalara teorik anlamda yeni bir referans olması için hazırlanmıştır. Bu çalışmayla bilim insanları, kurumsal yöneticiler, ülkelerin rekabet gücünü arttırma da etkili olan faktörleri daha anlaşılır bir şekilde belirleyerek rekabet gücünü olumsuz olarak etkileyen unsurları da daha net bir şekilde anlayıp çözüm yolu geliştireceklerdir.
Mehmet Karagül Küreselleşmenin yoğunlaştığı günümüz koşullarında millî ekonomik sorunları, küresel tehdit ve fırsatları dikkate almadan; küresel meseleleri de millî problemleri yerinde çözmeden, hâlledebilmek mümkün gözükmemektedir.
Ayrıca, ülkelerin kalkınması bağlamında iktisat teorisinin yeniden sorgulanması çerçevesinde sosyal bir disiplin olan iktisadın genel geçerliliğinin olmayışı, her milleti döneminin ve şartlarının gereği olan bağımsız iktisat politikalarını oluşturmaya zorlamaktadır.
Bu anlamda sermaye olgusunun, kapital temelli bir düşünce yerine insan merkezli bir anlayışla yeniden yorumlanması zorunluluğu göz ardı edilmemelidir.
İlgili kaygılarla kaleme alınan bu kitapta, dünyanın kahir ekseriyetine hâkim
olan azgelişmişlik ve yoksulluk problemlerinin çözümü için alışılmışın dışındaki iktisadi yaklaşımları ve çözüm önerilerini bulmanız mümkündür.
“İnsan kapitale değil, kapital insana hizmet ettiği vakit, dünyada barış ve refah gerçekleşecektir.”
M.K.
Abdulbaki Pınar, Ahmet Ay, Bayram Gündüz, Gökhan Akar, İbrahim Özmen, Kıymet Yavuzaslan, Mehmet Alagöz, Murat Beşer, Mustafa Gerçeker, Nadide Sevil Tülüce, Nazife Özge Beşer, Nurgün Topallı, Oktay Kızılkaya, Onur Ceylan, Onur Çetin, Savaş Erdoğan, Savaş Erdoğan, Selda Başaran Alagöz, Semanur Soyyiğit, Sevcan Güleç Solak, Sinem Yapar Saçık, Şerife Pekküçükşen, Tuba Akar, Vasfiye Çelik İktisadi ve idari bilimleri kapsayan bu kitap, sosyal bilimin çeşitli alanla-rında son dönemde ön plana çıkan konuları bir araya getirme amacıyla oluşturulmuştur. Kitapta, tarım sektöründen demokrasiye, göç olgusundan kamuda dijital dönüşüme kadar pek çok farklı konuda on dört bölüm yer almaktadır. Çok yönlü bir bakış açısına sahip olan ve çeşitli yöntemlerle ele alınan bölümler incelendiğinde, sosyal bilimlerin hem içerik hem de bilimsel yöntem açısından sunduğu zenginliğe tanık olunmaktadır.
Kamu yönetimi, işletme ve iktisat alanlarında ve Türkiye'nin on farklı üniversitesinde görev ya da eğitim alan toplam yirmi üç öğretim üyesi ve lisansüstü öğrencinin katkı yaptığı bu multidisipliner eserin okuyucusuna faydalı olmasını dileriz.
Tahsin Bakırtaş Dünyada yaşayan insanların çok az kısmı geniş evlerde konforlu bir yaşam sürerken çok önemli bir kısmı ise derme çatma evlerde karnını nasıl doyuracağının uğraşı içinde olup beslenme, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel gereksinimlerini bile yeterli düzeyde ya da hiç karşılayamamaktadır. Bu nedenle dünyanın önemli bir nüfusu bugün bile okuma ya da yazmanın ne olduğunu bilmemekte, hastane yüzü görmeden ölmektedir. Dünyanın önemli işsiz kümesi bu tür insanlardan oluşmaktadırlar.
Bu gelir eşitsizliğini ortaya çıkaran temel unsurlar nelerdir? Dünyanın son 40 yılına egemen olan küresel boyutta büyüme olgusu, çevre ülkelerin kalkınma süreçlerini nasıl etkilemiştir? Küresel kalkınma odaklı gelişme çevre ülkelerdeki yoksunluğu, yoksulluğu, açlığı ve eşitsizliği ortadan kaldırabilir mi? Dünyanın eşitsiz gelişimi bir kader midir? Özgürlük ve eşitlik temelinde, insancıl, çevreyi koruyan, saldırgan olmayan, yoksulluğu, eşitsizliği salt imaj bozukluğu olarak algılamayan ve paydaşlarının tümünü kollayan küresel bir ekonomik kalkınma modeli olası mıdır? Bu sorunun yanıtı elbette olasıdır. 2008 sonrası dönemdeki bu tür arayışlar, yeni dünya düzenini oluşturmada önemli mihenk taşlarıdır. Yukarıdaki sorular ve soruların olası yanıtları küresel kalkınma odaklı analiz edilmelidir. Bugünün ulusötesi üretim, tüketim, ticaret, finans ve emek hareketlerinin yapısı ortaya konmalıdır. 21. YY’ın ekonomik olguları, yaşanan sorunları; 20. YY anlayışı çerçevesince algılanamaz ve oluşmuş politika önermeleri ile çözülemez. Bu nedenle ne Neo-liberal eksende modernleşme okulunun kalkınmaya bakışı ne de bağımlılık okulu ve yapısalcı bakış açısının olgu tanımlama odaklı yaklaşımları, 21. YY’da yaşanan kalkınma sorunlarını tek pencereden bakarak çözebilirler. Bu bağlamda kalkınma olgusuna bakışta yeni düşünlerin (ide) oluşturacağı kuramsal çatılara ve yeni politika önermelerine gereksinim vardır.
Bu kitap, geleneksel ekonomik kalkınma ya da kalkınma ekonomisi yaklaşımlarını içinde barındırmakla birlikte 21. YY ekonomik kalkınma olgusuna yeni konular ve yeni perspektifler de kazandırma uğraşı içindedir. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik strateji ve gelişmelerinde 1945 sonrası süreçte oluşan ekonomik uluslararası kurumların rolü oldukça etkindir. Ekonomik kalkınma olgusu incelenirken bu kurumların mutlaka analize dâhil edilmesi gerekir. Bu nedenle kitapta, bu kurumların yapısı, işleyişi vb. unsurlar ele alınmıştır. BM’nin ortaya koyduğu 2030 kalkınma hedefleri; hedef ve gerçekleşme odaklı bir bölüm olarak ele alınmıştır. Kalkınmanın uluslararası finans yapısı ve gelişmekte olan ülkelerin “Original Sin” sorununa özel önem atfedilmiştir. Diğer yandan toplumun orta sınıfı kalkınma olgusu olarak kitapta ele alınmıştır.
Kitap, akademik dünyaya; lisans, yüksek lisans ve doktora eğitiminde yararlı olabileceği gibi toplumun diğer kesimlerine de dünya ekonomisini biçimlendiren olgu ve olayların kavranmasında ve yorumlanmasında yol gösterici niteliktedir. Uzun bir sürecin getirdiği birikimlerin bir bütünü olarak ilk basımı 2014 yılında gerçekleşen kitabın bu yeni basımı; geçen zamandaki ekonomik değişiklikler, anlayıştaki farklılıklar ve yeni verilerle güncellenmiştir. Ekonomik Kalkınma kitabı; hem alanyazına hem lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimine katkı ve yarar sağlayacak hem de genel okura dünya ekonomisini biçimlendiren olgu ve olayları kavrama ve yorumlamada yol gösterici olacak niteliktedir.
Kurban Ünlüönen, Ahmet Tayfun Ekonomi kitabının hazırlık aşamasında; mesleki ve teknik eğitimin karakteristik özellikleri ile meslek yüksekokullarının öğrenci profili göz önüne alınarak planlama yapılmıştır. Bölüm başlıkları; ekonomi ile ilgili düşünceler ve temel kavramlar, bütün toplumların ortak ekonomik problemleri, talep, arz, piyasa ve piyasada fiyat oluşumu, devletin fiyatlara müdahalesi, tüketici dengesi, üretim ve üretici dengesi, firma dengesi, millî gelir, istihdam ve işsizlik, gelir dağılımı, para ve banka, dış ticaret, büyüme ve kalkınma konularını kapsamaktadır. Çalışma, meslek yüksekokulu öğrencilerinin yanı sıra fakültelerde de benzer derslerde kullanılabilecek içeriktedir.
Gülçin Güreşçi Pehlivan, Utku Utkulu Yirminci yüzyılın ikinci çeyreği hem küresel hem de bölgesel ekonomik entegrasyonlarda artışın gözlendiği yıllar olmuştur. 1960'lı yıllarda Avrupa Ekonomik Topluluğuna ve Avrupa Serbest Ticaret Bölgesine üye olan ülkeler yüksek düzeylerde büyüme hızlarına ulaşmışlardır. Bu durum, ekonomik entegrasyonların büyüme üzerinde önemli bir rolü olduğuna ilişkin bir inanca neden olmuş ve bu konu üzerinde iktisatçılar çalışmaya başlamışlardır.
Geleneksel Gümrük Birliği Teorisi'nde analizler tam rekabet varsayımı altında yapılmaktadır. 1980'li yıllarda ise ekonomik entegrasyonun dinamik etkileri eksik rekabet koşullarında analiz edilmeye başlanmıştır. Günümüzde ekonomik entegrasyonun büyüme etkilerinin analizi için İçsel Büyüme Teorilerinden yararlanılmaktadır. Ekonomik entegrasyonun büyüme etkisi fiziki sermaye, insan sermayesi ve bilgi teknolojisi üzerindeki etkileri nedeniyle önem taşımaktadır. Entegrasyon sonucunda aday ülkelerde kaynak dağılımında etkinliğin, sermayenin veriminin, bilgi birikiminin ve rekabetin artması gibi faktörler sayesinde uzun dönemde ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu kitap, bu faktörler bağlamında entegrasyonun büyüme etkisini gerek teorik gerekse de ampirik açıdan incelemesi bakımından önem taşımaktadır. Avrupa Birliği ve Ekonomik Entegrasyon ve de büyüme derslerini alan lisans ve yüksek lisans öğrencileri açısından önemli bir yardımcı kitap niteliğindedir. Ayrıca ekonomik entegrasyonun büyüme etkisini inceleyen araştırmacılar açısından da geniş bir literatür taraması içermesi açısından çok faydalı olabilecek bir kitaptır.
Yelda Bugay Tekgül II. Dünya savaşı sonrası dünya ticaretinin gelişimi, faktör girdileri birbirine çok yakın ikame edilebilir malların aynı anda ihracat ve ithalatını kapsayan endüstri içi ticaret yönünde olmuştur. Ticaretteki engellerin azaltılması yoluyla ticaretin serbestleştirilmesine yönelik ikili ve çok taraflı anlaşmaların yaygınlaşması bir taraftan, üretimin küreselleşmesi diğer taraftan tek bir ülkede üretilen ürünlerden oluşan karşılıklı ticaretin niteliğini de değiştirmiştir. Bu gelişmelerin üçüncü bir eğilim ile eşzamanlı olarak gerçekleştiği söylenebilir; şimdi, ticaret yapılan mal türlerinde ve özellikle de ticaret ortakları arasında ticarete konu olan malların benzerliğinde daha fazla çeşitlilik görüyoruz. Teorik gelişmeler endüstriyel pazarlarda aksak rekabetin varlığının altını çizerken, özellikle ölçek ekonomilerini, ürün farklılaştırmasını ve tüketici tercihlerini göz önüne almaktadır.

Dünyada gözlenen gelişmeler, bölgesel ekonomik birleşmelere doğru bir eğilimin olduğu yönündedir. Avrupa Birliği (AB) ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Birliği (NAFTA) ekonomik entegrasyonun en iyi bilinen iki örneği konumundadır. Bu bölgesel ticaret birleşmelerinden dolayı, dünya ticareti artarak ticaret blokları halini almaktadır. Serbest ticaret anlaşmaları ya da diğer farklı ekonomik birleşme anlaşmalarının bu bölgedeki tüm ülkelere fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Bu durumda Türkiye'nin bu oluşumun dışında kalması beklenemez. Bu eğilimi takiben, Türkiye'nin AB ülkeleri ile olan ticaretini izlemek henüz aday konumunda olan Türkiye için aydınlatıcı olacaktır.
Bradley R. Schiller, Karen Gebhardt “Sonsuz İstekler, Sınırlı Kaynaklar …”
Sınırlı kaynaklar ile en iyiyi elde etme çabası insanlığın varoluşundan itibaren çözülmesi beklenen temel bir soru(n)dur. Bu arayışa verilen tüm yanıtlar iktisadi sorunu oluşturmaktadır.
Bu kitap, iktisadi sorunun merkezinde yer alan “Ne?”, “Nasıl?”, “Kim için?” sorularına cevap arayarak başlamakta, temel mikroekonomi ve makroekonomi konularının günümüz örnekleriyle, okuyucuların teori ve gerçek arasındaki bağlantıyı doğru kavramalarını amaçlamaktadır. Konu anlatımlarının grafikler, görseller ve yan bilgi notları ile zenginleştirilmesi hedeflenmiştir. Her bölüm sonunda Tartışma Soruları ve Problemler başlıkları altında okuyucunun gerek bilgiye gerekse konuya hâkimiyeti sınanmaktadır. Yine her bölüm sonunda Özet ve Hatırlanması Gereken Terimler başlığı altında okuyucuda konunun tekrarı ve kalıcılığı amaçlanmıştır.
Esra Kabaklarlı 2016 yılında, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nun ana teması olan Endüstri 4.0, “Dördüncü Sanayi Devrimi” anlamına gelmektedir. Endüstri 4.0, imalat sanayinde üretimin katma değer yaratılan her aşamasında ve tedarik zincirinde meydana gelen gelişmeleri tanımlamaktadır. Dünya’da yaygın olarak kullanılan terim ilk kez Almanya’nın yüksek teknolojili imalat sanayi stratejisi için kullanılmıştır. “Nesnelerin İnterneti” ya da “Endüstriyel İnternet” terimleri de Endüstri 4.0 tanımını ifade etmektedir. Geleneksel üretim metotları ve imalat yöntemleri zamanla farklı evreler izleyerek dijital dönüşümü gerçekleştirmiştir. Alman Ekonomi Profesörü Klaus Schwab’a göre son sanayi devrimi, önümüzdeki yıllarda iş yapış ve yaşama şekillerimizi temelden değiştirecektir. Yale Üniversitesi Ekonomi Profesörü, 2013 Nobel Ödüllü Robert J. Shiller “Yangın sigortası yaptırmak için evinizin yanmasını bekleyemezsiniz. Biz de Dördüncü Sanayi Devrimi’ne hazırlanmak için toplumumuzun kökten altüst olmasını bekleyemeyiz.” sözüyle ülkeler için Endüstri 4.0 treninin kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğunu vurgulamıştır.
Nezihe Figen Balta Tüketim ürünleri pazarlarında olduğu gibi bu pazarlarda da işletmeler, hedeflerine ulaşmak, varlıklarını sürdürmek ve her şeyden önce karlılığa ulaşmak için etkin pazarlama yöntemlerini ve stratejilerini uygulamak zorundadırlar. Bu durum Endüstriyel ( örgütsel ) pazarların, gelişen teknoloji, rekabet, ekonomi ve bütünüyle düşünce sistemlerinin etkisi altında öneminin artmasına yol açmıştır. Bu çalışma da bu pazarları ve bu pazarlarda uygulanan pazarlama ilke, yöntem, strateji ve anlayışlarını tanımlamaya yöneliktir. Bu tanımlama sekiz bölüm altında; endüstriyel pazarlamanın yapısı, müşteri davranışı, pazarlama araştırması ve pazarlama bilgi sistemi, pazar bölümleme, pazarlarda ürün geliştirme, ürün ve fiyat yönetimi, dağıtım tedarik zinciri yönetimi ve endüstriyel tutundurma konuları kapsamı içerisinde değerlendirilmektedir.
Mehmet Ağan Günümüzün altına hücumu e-ticarettir. Herkes, bir sonraki Mark Zuckerberg, Elon Musk, Jack Ma veya Jeff Bezos olmanın hayalini kuruyor. Haksız da değiller; insanlar, şirketler hatta devletler daha önce var olmayan iş yapış biçimlerinin yarattığı fırsatlar sayesinde kaderlerini topyekûn değiştirebiliyorlar. Bu nedenle modern dünyada başarılı olmak isteyen herkes ve her kurum e-ticaret ekosisteminde yer almak zorunda olduğunu biliyor.
Fakat e-ticaretle ilgili derinlemesine araştırma yapmak istediğinizde derinlikten yoksun, geçmişten ve ilişkilerden koparılmış salt tekniğe odaklanmış bir literatürle karşılaşıyorsunuz. İnsanların ilgisinin bu yönde olduğu aşikâr, herkes e-ticaretin nasıl yapılacağını öğrenmek istiyor ancak sadece tekniğe odaklanarak, kavramın tarihselliğini ve toplumsal ilişkilerini yok sayarak yenilikçi fikirlerin geliştirilmesi oldukça zor. İnsanlığın en ilkel dönemlerine kadar uzanan ilişkiler ağına sahip, sürekli değişimin tek gerçek olduğu e-ticaret kavramına ait tüm ilişkileri ve olguları tek bir çalışmada açıklamak oldukça zor. Ancak bir yerden başlamak gerek, e-ticaret nihayetinde ticari faaliyettir ve tüm tarihselliği, toplumsallığı ve ilişkileri ile vardır. E-ticareti bağlamlarından kopararak sadece uygulamaya indirgemek ne e-ticaret yapmak isteyenlere ne de alanda çalışan akademisyenlere fayda sağlayacaktır. “Nasıl?” sorusu yerine “Niçin?” sorusuna cevap vermeye öykünen bu eser, insanın en temel güdülerinden yola çıkarak günümüzü anlamaya çalışıyor, böylece umulur ki okurun başarı için asıl gerekli olan “Ne yapılabilirim?” sorusuna özgün bir cevabı olsun.
Ali Erdoğan Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için önemli bir sermaye kaynağıdır. Birçok ülke, doğrudan yatırımları teşvik ederek ekonomilerini geliştirme stratejisini izlemektedir. Küreselleşme sürecinin hız kazanmasıyla birlikte hem gelişmiş hem de tasarruf ve yatırım eksiği bulunan ülkeler, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için çaba sarf etmektedir. Söz konusu yatırımları çekebilmek; ülke ekonomisine sermayenin yanı sıra teknoloji, istihdam, millî gelir artışı, üretim ve geniş dış pazar avantajları gibi birçok katkı sağladığı için ülkelerin kalkınmasında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının etkin bir rol oynadığı kabul edilmektedir.
Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının Türkiye’ye bugüne kadar arzu edilen seviyelerde gelmemiş olması, araştırılması gereken önemli bir konudur. Bu çalışmadaki en önemli hedef; doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomi üzerindeki önemli etkilerinin belirlenmesinin yanı sıra, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımların bugüne kadar istenilen seviyede gerçekleşememesinin ve ülkeye gelen yatırımların istihdam, ekonomik büyüme ve millî gelir üzerindeki etkilerinin yetersiz düzeyde oluşunun nedenlerini belirlemek ve bu duruma çözüm önerileri getirmektir. Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının istihdam, millî gelir ve ekonomik büyümeyi optimal seviyede etkileyebilmesi için, gelen doğrudan yatırımların türü önem arz etmekte ve bu bağlamda ülkemiz, sabit sermaye yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte, gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları; büyük oranda Türkiye’nin iktisadi durumuyla ilgili, dolayısıyla ekonomisinin büyüklüğü, istikrarı ve dışa açıklık seviyesi ile doğrudan ilişkilidir.
Tülin Şendur Dünya ticareti insanlığın gereksinimleri, yaşam kalitesi ve refahı için vazgeçilmez bir unsurdur; dünya ticaretinin vazgeçilmezi ise lojistik sektörünün en önemli parçası olan ulaşım sistemleridir. Ulaşım sistemleri içinde, kıtalar arası mesafelerde, büyük hacimlerde, en ucuz yük taşımacılığı olarak deniz yolu taşımacılığı tek seçenektir. Günümüzde dünya ticaretinin değer olarak % 90'ı deniz yoluyla gerçekleştirilmektedir.
Kitabın birinci bölümünde; deniz yolu taşımacılığının genel özelikleri, dünyada ve Türkiye' de deniz yolu taşımacılığı, filo analizi, deniz yolu taşımacılık türleri, yük ve gemi türleri, navlun piyasası, uluslararası denizcilik örgütleri, ikinci bölümde; gemi kiralama ve ticari operasyonu, kira sözleşmeleri ve yük ile ilgili evraklar, üçüncü bölümde; Türkiye'de kuru yük taşımacılığında, gemi işletmeciliği sorunlarının tespitine yönelik bir araştırma ve çözüm önerileri, dördüncü bölümde; sorunsuz gemi işletmeciliği yapılabilmesi için, bir kuru yük gemisinin bağlantısının ve operasyonunun aşamalarını kurgulayan örnek olay analizi, beşinci bölümde ise demuraj-dispeç hesaplarına dair örnek uygulamalara yer verilmiştir.
Gemi işletmeciliğinin uluslararası ve spesifik bir iş olması nedeniyle gemi bağlantısı olarak adlandırılan kiralama süreci ve gemi operasyonu sırasında taraflar Türk firmaları dahi olsa yazışma dili olarak İngilizce mesleki kısaltmalar ve jargon kullanılmaktadır. 1900'lü yılların başından itibaren Londra'daki üniversitelerde eğitimi verilen gemi işletmeciliği, brokerlık gibi konular, ülkemizde ancak son yıllarda, üniversitelerimizin lojistik bölümlerinde kısmen de olsa okutulmaya başlanmıştır. Gerek üniversite öğrencilerine gerekse sektöre yeni adım atmış çalışanlara masa üstü mesleki rehber kitap olarak iyi bir kaynak olabileceği düşünülerek örnek olay analizinde taraflar arasındaki yazışmalarda, İngilizce mesleki kısaltmalar ve jargon kullanılmış ve parantez içinde kısaltmaların İngilizce açılımı ile Türkçe tercümesine yer verilmiştir.
İsmail Çifçi, İsmail Küçükaksoy 1919'daki Eli Heckscher'ın çalışmasına kadar ülkeler arasındaki verimlilik farklılıklarının dış ticaretin belirleyicisi olduğu biliniyordu fakat verimlilik farklarının nedeni üzerinde durulmamıştı. Eli Heckscher 1919'da ve Bertil Ohlin 1933'de yaptığı çalışmalarda, verimlilik farkının gerisinde faktör yoğunlukları olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ohlin'in çalışmasından sonra ileri sürdükleri bu görüş, Heckscher-Ohlin teorisi olarak anılmaktadır. Teoriye göre, bir ülke hangi faktöre bol sahipse üretimde o faktörü yoğun gerektiren malları ihraç eder. Jaroslav Vanek'in 1968'deki katkılarından sonra teori, Heckscher-Ohlin-Vanek modeli olarak anılmaya başlanmış ve mal ticareti yerine faktör ticareti kullanılarak sınanmaya başlanmıştır. Heckscher-Ohlin-Vanek modeline göre ülkeler, mal ticareti yaparken dolaylı olarak faktör ticareti de yapmaktadır. Çalışmamız, Türkçe literatürde Heckscher-Ohlin-Vanek modelinin eksiksiz ve genişletilmiş hâlinin ekonometrik olarak sınandığı ilk çalışmadır. Çalışmada, dünya üretiminin %87'sini ve dünya ticaretinin %77'sini oluşturan 43 ülke/bölge için 2014 yılı verileri kullanılmıştır. Kitabımızda, ara mal ticaretinin içerdiği faktör miktarının, ülkeler arasındaki teknoloji ve verimlilik farklılığının modele dâhil edildiği genişletilmiş Heckscher-Ohlin-Vanek modelinin geçerli olduğu kanıtlanmıştır. Anlaşılmaktadır ki, ülkelerin sahip olduğu faktör donatımlarındaki nispi farklılıklar, dış ticaretin bileşenlerinin belirleyicisidir.
Paul R. Murphy, Jr., A. Michael Knemeyer 1980'lere kadar sadece taşımacılık olarak algılanan lojistik kavramı, 1990'lardan sonra hızla günümüzdeki anlamını kazanmaya başlamıştır. Hatta 2000'lerin başından itibaren çok daha geniş bir açıdan yaklaşılıp tedarik zinciri yönetimi bütüncül olarak ele alınmaya başlamıştır. Böylece lojistik ve tedarik zinciri yönetimi kavramı, daha karmaşık ve geniş kapsamlı bir şekilde pratikte ve literatürde yerini bulmuştur. Tedarik zincirleri, ürünlerin ve malların sadece bir aşamasındaki lojistik faaliyetlerle sınırlı kalmayıp herhangi bir ürünün üretilebilmesi için gerekli ham maddelerin çıktıkları noktalardan ya da malların bitmiş ürün hâline getirilebilmeleri için gerekli yarı mamul ürünlerin üretilme ve tedarik edilme aşamalarından, bu ürünlerin ve malların üretilip nihai tüketiciler tarafından kullanım noktalarına kadar ulaştırılması, sürecin en başındaki planlamadan tüketicilerin bu ürünleri tüketmek üzere satın almalarına kadar olan süreçleri, hatta bunlara ek olarak kullanıldıktan sonraki geri dönüşüm süreçlerini de bir bütün olarak kapsamaktadır. Bu işlemler sırasında ülke sınırı gözetmeksizin tedarik zinciri boyunca ileriye ve geriye ürün, hizmet, finans ve bilgi akışı sağlanmaktadır. Dolayısıyla artık sadece “lojistik” ifadesi bile kullanılsa aslında “tedarik zinciri yönetimi” bütüncül olarak anlaşılmaktadır.
Bu kitapta lojistik yönetimi açısından temel fonksiyonlar detaylı olarak incelenmiş, lojistik konusuyla ilgili olarak kapsamlı ancak fazla detaya inmeden, olması gerektiği kadar bilgi verilmiştir. Pearson, Prentice Hall Yayınevinin 2015 yılında 11. basımını gerçekleştirdiği, Paul R. Murphy, Jr. ve A. Michael Knemeyer tarafından yazılmış Contemporary Logistics -Güncel Lojistik kitabı, İzmir'de Gediz Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Funda Yercan ve Yrd. Doç. Dr. Şerife Demiroğlu'nun çeviri editörlüğü ile Gediz Üniversitesi ve ülkemizdeki çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri ve elemanlarının katkısıyla örnek bir takım çalışması olarak dilimize kazandırılmıştır.
Üniversitelerde gerek Türkçe eğitim verilen lojistik yönetimi, uluslararası lojistik yönetimi, lojistik ve taşımacılık, lojistik ve uluslararası ticaret gibi lojistikle ilgili bölümlerde bu kitabın ders kitabı olarak okutulması gerekse İngilizce eğitim verilip de derslere destek olması açısından sözü edilen bölümlerde destek kaynak olarak kullanılması mümkündür. Ayrıca, üniversitelerde eğitim dilinin Türkçe olduğu meslek yüksekokullarında lojistik, uluslararası ticaret, dış ticaret ve işletme gibi programlarda okuyan öğrencilerin bu kitaptan faydalanması da söz konusudur. Güncel Lojistik kitabında temel konular bulunduğundan Anadolu meslek liselerinde lojistik ile ilgili alanlarda okuyan ortaöğretim öğrencilerinin de anlayabileceği nitelikte bir kitaptır.
Çiğdem Unurlu, Deniz Efe Kara, Dilan Köse, Elif Gilanlı, Gizem Pekşen, Gülay Keskin, Hakan Turan, Hediye Erten, Hüseyin Çakırlar, Mehmet Arda Yılmaz, Onur Çetin, Sude Hus, Tayfun Utaş, Tülay Demiralay, Yasin Gültekin Lojistiğin; klasik fonksiyonlarından ziyade afetlerden insanı yardımlara, geri dönüşümden sürdürülebilirliğe, akılllı sistemlerden dijitalleşmeye kadar farklı alanlardaki yerine odaklanan bu kitap, on bir bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk üç bölümü; gıda işletmelerinde geri dönüşüm, perakendecilikte tersine lojistik ve turizm sektöründe tersine lojistik bölümlerine ayrılmıştır. Lojistik yönetiminin sadece işletmeler için değil sosyal alanlarda da ne kadar önemli olduğu, ülkemizde yaşadığımız deprem gibi afetlerde çok daha iyi görülmüştür. Bu nedenle dördüncü ve beşinci bölümler, afet lojistiği ve afetlerde insani yardım lojistiği konularına ayrılmıştır. Lojistik ve tedarik zinciri yönetimi açısından özellikli sektörlerden birisi de sağlık sektörüdür. Kitabın altıncı bölümü ilaç tedarik zincirine ayrılmıştır. Yedinci bölümde, rekabette en önemli kavramlardan biri olan inovasyon kavramı, lojistik açısından ele alınmıştır. Kitabın sekizinci ve dokuzuncu bölümlerinde, tedarik zinciri ve lojistikle ilintili teknolojik gelişmelere yer verilmiştir. Bu bölümlerde, dijital tedarik zinciri ve akıllı ulaşım sistemleri incelenmiştir. Onuncu bölümde güncel lojistik operasyonlarından Milk-Run ve Cross-Dock üzerinde durulmuştur. On birinci bölümde, lojistikte taşımacılık açısından çok eski tarihlerden beri var olan ve günümüzde önemi daha da artan nakliye sigortaları kavramı incelenmiştir. Kitabın hem öğrencilere hem de pratik uygulamacılara katkıda bulunacağını ummaktayız.
Gönül İpek Alkan Küresel ekonomiye entegrasyonu sağlayan dış ticaret, ekonomideki üretim süreçlerini hem üretim hem de tüketim açısından etkiler. Bu bağlamda dış ticaret ekonomik kalkınmanın önemli dinamiklerinden biridir. Günümüzde bilgi ekonomisinin de gelişmesiyle hızlı bir ivme kazanan dış ticaret kurumsal işletmelerin yanı sıra bireysel tüketiciler tarafından kolaylıkla yapılabilmektedir.
Bu kitap; dış ticaret yapan uygulamacılara, eğitim alan öğrencilere ve eğitimcilere, dış ticaret işlemleri ve dış ticarette muhasebe uygulamaları konusunda güncel bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada, güncel mevzuata uygun örneklerle ve hesaplamalarla, dış ticarette muhasebe süreci detaylı olarak anlatılmıştır.
Güncel Uygulamalarla Dış Ticaret Muhasebesi kitabı sekiz bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, dış ticaretin ekonomiye etkilerine ve temel kavramlara yer verilmiştir. İkinci bölümde, dış ticaretin önemli aktörlerinden serbest bölgeler ayrıntılı olarak incelenerek serbest bölgeler ile ilgili güncel uygulamalar anlatılmıştır. Üçüncü bölümde dış ticarette kullanılan belgeler güncel mevzuata uygun olarak muhasebe kayıt örnekleriyle verilmiştir. Dördüncü bölüm, dış ticaretin uluslararası arenada işleyişini düzenleyen INCOTERMS’lere ayrılmış, dış ticarette teslim şekilleri güncel muhasebe kayıt örnekleriyle ayrıntılı olarak incelenmiştir. Beşinci bölüm, dış ticarette ödeme yöntemleri ve örnek uygulamalarla muhasebe kayıtlarından oluşmaktadır. Altıncı bölüm; ihracat, ihracat süreçleri, ihracatta gümrük işlemleri, ihraç kayıtlı satış, konsinye ihracat, bedelsiz ihracat ve hizmet ihracatı ilgili muhasebe kayıt örneklerini içermektedir. Bu bölümde ayrıca ihracat giderlerinin ürün bazında hesaplanmasına yönelik uygulamalara yer verilmiştir. Yedinci bölüm, uygulamada kullanılan ithalat işlemleri ve muhasebe kayıtlarına ayrılmıştır. Son bölümde, dış ticaret ile ilgili özel uygulamalar ve Gümrük Mevzuatına uygun olarak dahilde işleme rejimi, hariçte işleme, telafi edici vergi uygulamaları, transit ticaret, mahrece iade, antrepo rejimi, gümrük kontrolüaltında işleme konuları mevzuata uygun muhasebe kayıt örnekleriyle anlatılmıştır.
Ayşe Güngör, Bekir Tuncer, Biray Koçak, Burak Çakaloz, F. Didem Göçmen, Harun Yılmaz, Mehmet Yavuz Kankavi, Murat Düzgün, Murat Esin, Murat Sucu, Savaş Selahattin Ateş, Vildan Durmaz Küreselleşen dünyada ekonomik yapıyı etkileyen ana unsurlardan biri, ticari havacılığın ortaya çıkmasıdır. Hava taşımacılığı konusu açılınca ilk akla, taşınan yolcu sayısı, memnuniyeti ve emniyeti gelmekle birlikte sektörün ilk yıllarından itibaren sessiz ve derinden büyümeyi sürdüren hava kargo taşımacılığı, özellikle 2020 Covid-19 Pandemi döneminde adından oldukça söz ettirmiştir. Hava kargo tüm ülkelerde, hem sektördeki hareketliliği sağlamış hem de sağlık gereçleri ve ekipmanlarının taşınmasında öncülük etmiştir.
Covid-19 Pandemi süreci, ABD ve Çin arasındaki küresel ticaret savaşı, dünyada yaşanan deniz konteyner krizi, son zamanlarda Rusya ve Ukrayna savaşı gibi mücbir sebepler, hava kargo taşımacılığını son 5 yıl içerisinde etkileyen en önemli etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu yaşananları fırsat bilerek hava kargonun tarihî gelişiminden başlayarak bugününe ve geleceğine yönelik stratejileri tartışan, pazarı ve pazarlama yöntemlerini ortaya koyan, süreci ve kargo türlerini sıralayan, diğer taşımacılık sistemleri ile karşılaştırırken ücret politikaları, belgeler, sertifikalar, ulusal ve uluslararası mevzuatın yeri ve önemi ile gelişen teknolojinin hava kargo taşımacılığının her safhasına uyarlanması ile ilgili konuları özenle işleyen kıymetli akademisyenlerin bir araya geldiği “Hava Kargo Taşımacılığında Öncelikli Konular” başlıklı kitabımızın, hem sektör hem de akademik camia arasında bir başucu kaynak kitabı olacağına olan inancımız yüksektir.
Hakan Tunç, İlknur Korkmaz Hedef pazar analizi, ihracatı artırmak isteyen ülkeler açısından oldukça önemli bir kavram olmakla birlikte, firmalar hedef pazar analizi yaparak, ilgili pazarın büyüklüğünü, pazardaki rekabetin boyutunu ve pazarda [Tutunma potansiyelini önceden tahmin edebilmektedir. Bu analizler gözlem ya da görüşme yoluyla yapılabilirken, veri tabanı ya da bilgi ağlan gibi ikincil veriler aracılığıyla da yapılabilmektedir. Bu kitap, ihracat yapmayı hedefleyen kişiler ya da firmalar için Trade Map veri tabanının [Tanıtılmasını amaçlamaktadır. Veri tabanı, ücretsiz olması, dünyada en yaygın kullanılan veri tabanı olması ve kolay anlaşılır olması sebebiyle Tercih edilmiştir. Kitapta Trade Map veri tabanından elde edilen verilerin hedef pazar açısından ürettiği sinyallere vurgular yapılmış olup veri tabanından elde edilebilecek bütün verilerin yorumlanmasına dair örnekler verilmiştir. Kitapta birinci bölümde uluslararası pazarlama ve hedef pazar analizi konusunda teorik bilgilere yer verilmiş olup ikinci bölümde ise Trade Map uygulamaları yapılmıştır. Türkiye için hedef pazar potansiyeli bilinen kıta Amerika’nın ekonomik yapısı incelenmiş olup arkasından Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’nın, Türkiye için hedef pazar potansiyeli incelenmiştir.
S. Kadri Mirze Current and Comprehensive Textbook
Introduction To Business is designed to be a comprehensive book for first year students of schools of business in Turkey. It discusses general topics and issues in business life and uses a descriptive manner. It is current and comprehensive and kept local within the global context.The book covers all current business related topics and issues. The new paradigms in business, new thoughts and techniques in doing business, the updated issues about the environment, functions and all other related topics are included in every chapter throughout the book.
Focus on the Local within the global context
The book includes cases, institutions and practices from Turkish business life. Almost all examples and cases are chosen from Turkish business life; the private, semi-private and public institutions which appear and operate in the Turkish business life have their places throughout the book. The readers will easily have access to information about the local and international issues and organizations of all kinds.Each chapter includes opening comments from academic and professional experts in their related field.
Understandable and easy to read
This innovative textbook is reader-friendly, appealing, understandable and easy-to-read, written in a spoken English format. The four-color format is full of more-than-enough exhibits, graphics, charts and displays.
Concise but focused
Introduction To Business is designed to be a concise companion for beginners and to be completed in a one-term course. It is lean and focused and covers almost all updated important facts of business in an adequate size and form.
Colorful, amusing but also educational
Throughout the book, readers will find some practices of business and management from the classics. Moreover, each chapter begins with commnets of academic and professional experts in that related field. An academic and a professional view on relevant topics enabls the students to get brief comments about both science and the art sides of business.
The Organization of the Book
The first part is comprised to three chapters; business in general, forming a business unit and business in global markets. These chapters discuss busines, its significant actors, its environment and global issues. The second part is nine chapters and covers the important business activities. The sequential presentation of the business activities is based on recognized management expert , Micheal Porter, and his placement of activities in his value chain analysis. The third part consists of 3 chapters covering new concerns of business and their related topics. Each chapter includes one or more "Business Life" boxes that focus on necessary additional information about the topics, practices and institutions relevant to the chapter contents. All chapters have "Learn from the Classics" boxes that serve the students with some business and management practices mentioned in the classics. Few "Interesting to Know" boxes and appendixes include both practical and amusing information and examples of real business practices relevant to the chapter contents.
Supplemantary Materials
The book has an Instructor�s Manual (text and drawings) located in a disk, Transparency Masters and Power Point Presentation
Mustafa Peksu Bilindiği üzere ihracatçı firmaların gerçekleştirmiş oldukları ihracat bedellerini yasal düzenlemelerde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yurda getirmesi gerekmektedir. Bu süreçte ihracatçı firma, banka ve idare, üçlü saç ayağının vazgeçilmez ögelerini oluşturmaktadır.
Bedellerin yurt içine getirilmesi sürecinde ihracatçı firma ve banka ilişkilerinde yaşanan mevzuat işleyişi ve süre ile ilgili sorunlar hem banka hem de ihracatçı firma açısından maddi ve manevi mağduriyetler oluşturmaktadır.
Bu kaynak kitap ile; ihracatçı firma, banka ve idare arasında yaşanan usul, esas ve süre yönünden ortaya çıkan sorunların tespitinin sağlanması ve bu tespitlerin yasal mevzuatlar çerçevesinde kalıcı ve pratik çözümlerle giderilmesi amaçlanmaktadır.
Kitabın; ihracatçı firma, banka ve idarenin ilgili birim çalışanlarına yön göstermesi, YMM, SMMM ve avukatlara da destek olması hususu arzulanan hedeftir.
Ahmet Özken, Hakkı Gürcan Atay, İrfan Kalpalı, Mehmet Ağırbaş, Meltem Onay, Mine Yılmazer, Mustafa Tanyeri, Mutlu Yılmaz, O. Murat Koçtürk, Ömer Pesen, Özcan Güven, Özge Ayan, Serkan Çınar, Tuğçe Danacı “Dış ticaretin tarihsel evrimi ve güncel mevzuat uygulamalarından dış ticaret süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sağladığı bilgilerle, Türkiye'nin dış ticaret yapısını modern bir bakış açısıyla derinlemesine analiz eden bu değerli yayın, bu alanda her seviyede görev yapanlar, akademisyenler ve özel sektörde faaliyet gösteren/gösterecek olan meslek mensupları için yol gösterici niteliktedir.
Kitapta, dış ticaret alanındaki birçok yayından farklı olarak iş dünyasının çeşitli sektörlerinde faaliyet gösteren temsilcilerin tecrübelerini paylaştığı röportajlara yer verilmiş. Başarı öykülerinin anlatıldığı bu röportajların iş dünyasına yeni adım atmış veya atacak olanlara büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Kamu-özel sektör-üniversite üçgeninde oluşturulan bu yayın, dış ticaret alanındaki sorulara A'dan Z'ye yanıtlar sunan çok değerli bir çalışma olmuş. Emeği geçen herkesi tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.”
Adnan Yıldırım (Ekonomi Bakan Yardımcısı)
•••
1980'li yıllarla birlikte, ihracata dayalı büyüme modelinden bugün 500 milyar dolarlık iddialı bir ihracat hacmine erişme hedefi olan ülkemizde gelinen nokta, kalkınmamız yönündeki en büyük çabalardan biridir.
Üreten, ürettiğini ihraç eden girişimcilerimizin sayılarının artması ve teknolojinin sunduğu nimetleri en etkin şekilde kullanarak ülkeye döviz kazandırması bugünkü rekabet ortamında dünden daha önemli bir hâle gelmiştir.
Bu nedenle, doğru bilgilendirme ve doğru kaynakları kullanma açısından farklı akademisyen ve uzmanlarca hazırlanmış söz konusu yayının bir rehber niteliğinde olduğu inancındayım.
Bu değerli yayının, stratejik hedeflerimizden biri olan dış ticaret hacmini artırmamızda dikkat çekici bir başarı elde etmesi temennisiyle, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Ender Yorgancılar (EBSO Yönetim Kurulu Başkanı)
•••
Her geçen gün küreselleşen dünyamızda dış ticaretin önemi giderek artmaktadır. Başarılı örneklerin paylaşılmasını, geçmiş deneyimlerin genç girişimcilere aktarılmasını, bu sayede onların cesaretlendirilmesini çok önemli buluyorum.
Yarattığınız eser bu açıdan çok değerli bir kaynak niteliğindedir. Özellikle, Türkiye şartlarında başarıya ulaşmış kişilerle yapılan röportajlar yol gösterici.
Bu tür yayınlar; üretmeyi, ticareti ve kısacası hayatı desteklemektedir. Değerli katkılarınızdan dolayı sizi ve emeği geçen herkesi kutluyorum.
Sabri Ünlütürk (Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı)

İsmail Metin Küresel rekabet ortamında uluslararası pazarlarda daha etkin bir şekilde faaliyette bulunabilmek için, elektronik pazaryerlerini kullanarak ihracat ve ithalat yapmak zorunluluk haline gelmiştir. e-ticaretin ilk aşamalarında yüz yüze iletişim olmaması nedeniyle karşı tarafa olan güvenilirlikle ilgili problemler yaşanmaktadır. Bu kitapta, e-ortamda güvenilirlikle ilgili elektronik pazar yerlerinin uygulamalarına ve ihracatçı ve ithalatçıların alması gereken önlemlere yer verilmiştir. Ayrıca elinizdeki kitapta, dünyanın en önde gelen elektronik pazaryeri olarak kabul edilen alibaba.com'a üye olarak ihracat için müşteri bulma ve ithalat için uygun tedarikçi ve ürün bulma işlemleri detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
"İhracatçı ve İthalatçılar için Elektronik Ticaret" adlı eserin yazılmasındaki ana amaç; elektronik ortamda ihracat pazarlamasıyla ilgilenen veya ithalat yapmak isteyen girişimcilere, öğrencilere ve diğer ilgili bireylere elektronik ortamda dış ticaret işlemleri yapabilmeyi öğretmektir. Söz konusu eser, ihracat ya da ithalat yapmayı düşünen veya yeni başlamış küçük ve orta büyüklükteki işletmelerle, dış ticaret eğitimi veren çeşitli kuruluşlar, fakülteler ve yüksekokullar için temel bir kaynak kitap özelliği taşımaktadır.
O.C. Ferrell - Geoffrey A. Hirt - Linda Ferrell, McGrawHill Alanın temel kavramlarını verirken girişimcilikten, işletme yönetimine, iş etiğinden, yönetimin doğasına, örgüt kültürü ve yapısına, sosyal ağlardan, pazarlama ve finansal sistemlere kadar birçok konuya değinen bu kapsamlı kitap, 16 bölümden ve 6 ana kısımdan oluşuyor. İlk kısımda, 'değişen dünyada işletme' kapsamında okuyucular temel ekonomik bilgileri, iş etiğinin önemini ve küresel ticareti ilgilendiren üç önemli bölüm bulacaklar. İki bölümden oluşan ikinci kısım, iş kurmak ve büyütmek isteyenlerin yararlanacağı önemli bilgiler içeriyor. Yönetimin temelleri, örgüt teorisi temelleri, üretim ve işlemler yönetimi üçüncü kısımda yer alıyor. İnsan kaynakları ile ilgili iki bölüm ve pazarlama alanını irdeleyen üç bölüm dördüncü ve beşinci kısımların konularını oluşturuyor ve son olarak altıncı kısım; finans, muhasebe ve sermaye piyasaları konularına değinirken okuyuculara güncel bilgiler aktarıyor.
Her bölümün sonunda yer alan kariyer öğütleri ile öğrencileri ayrıca işletme alanında değişik kariyer imkânları ile de tanıştırmayı amaçlayan İŞLETME, özellikle 4. basımında çeşitli yenilikler eklenerek ve güncellemeler yapılarak örnekler ve yeni uygulamalar ile daha da zenginleştirilmiştir.
Ergül Han, Ayten Ayşen Kaya Esas olarak İkinci Dünya Savaşı sonrası tüm insanlığın ekonomik, sosyal, kültürel ve hatta siyasal gündemine oturan azgelişmişlik ve kalkınma sorunu, doğal olarak bir kalkınma yazınının doğmasına ve zaman içinde giderek çok hızlı biçimde gelişmesine yol açmıştır.
Bu kitap, kalkınma ekonomisi ile ilgili geleneksel ve çağdaş teorik yaklaşımları ve uygulamada izlenmesi söz konusu olabilen politikaları kapsamaktadır. Bu bağlamda kitapta, kalkınma ve azgelişmişlikle ilgili tanımsal ve ölçümsel konular; azgelişmişlik teorileri; sermaye birikimi ve teknoloji sorunları; kalkınmanın finansmanı; nüfus, beşerî sermaye ve istihdam sorunları; kalkınma ve dış ticaret; kaynak dağılımı sorunu; kalkınma ve sanayileşme stratejileri ve son olarak sürdürülebilir kalkınma konuları ele alınmıştır. Kitabımızın, öğrencilerimizin yanında konuya ilişkin temel bilgiler edinmek isteyenlere de yararlı olacağı kanısındayız.
Alpaslan Doğan Taşımacılık, toplumların yaşamsal fonksiyonlarından birisidir. Yolcu taşımacılığı, olabilecek en büyük sorumluğu üstlenmeyi gerektirir çünkü en kutsal olgu olan “can” taşımaktadır. Böylesine büyük bir sorumluluğun yerine getirilmesi ancak yüksek düzeyde liyakat ve mesleki bilgi ile mümkün olabilir ki bu gereklilik kitabın amacını teşkil etmekte, meslek erbapları ve ilgililerin bilgi, liyakat ve mesleki becerilerinin gelişimine katkı sağlamaya yönelik temel bir kaynak olmayı hedeflemektedir.
Bu kitap, kara yolu yolcu taşımacılığı faaliyetlerine ilişkin yasal düzenlemeler, operasyon, maliyet analizleri, fiyatlandırma, müşteri ilişkileri, yönetim gibi önemli tüm hususları etraflıca konu edinmiştir. Kara yolu yolcu taşımacılık faaliyetleri olan tarifeli yolcu taşımacılığı, turizm taşımacılığı, acente işletmeciliği, terminal işletmeciliği, uluslararası ve ulusal alanlarda ayrı ayrı olmak üzere ele alınmıştır.
Yolcu taşımacılığı faaliyetlerinde bulunan yönetici ve çalışanların, akademisyen ve öğrencilerin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yönetici mesleki yeterli­lik (ÜDY ve ODY) sınavlarına hazırlanan adayların ihtiyaç duyabilecekleri detayda, güncel mevzuat hükümlerine göre hazırlanmış olan kitap; kara yolu yolcu taşımacılığı ile ilgili tüm faaliyetleri ayrı ayrı olmak üzere; Yurt içi ve uluslararası mecralarda yapılan bütün kara yolu yolcu taşımacılığı faaliyetleri için, mevzuat ve teknik hususları, uygulama ve cezaları, sektörel ve akademik bilgileri bir araya getirmiştir.
Burhan KABADAYI Ekonomik değişkenlerde zamana bağlı ve uzun dönemli dalgalanmalar meydana geldiği gibi anlık şokların etkisinden kaynaklanan kısa dönemli dalgalanmalar da meydana gelebilir. İktisat alanında uzun dönemli dalgalanmalar konjonktür teorileri başlığı altından incelenirken, kısa dönemli ve şok etkisine neden olan dalgalanmalar ekonomik krizler başlığı altında analiz edilmektedir. Bu kitapta konjonktür dalgalanmaları ve ekonomik kriz kavramları birlikte incelenmiştir. Ekonomik krizlerin dünya ekonomileri ve Türkiye özelindeki etkileri araştırılmıştır. Kitabın son bölümünde ise konjonktür dalgalanmaları teorileri ışığında Türkiye ekonomisi zaman serisi analizleriyle tetkik edilmiştir. Krizler ise rejim değişimi analizleriyle incelenmiştir.

Kitabın lisans düzeyinde üniversitelerde okutulan İktisada Giriş, Makro İktisat, Uluslararası İktisat ve Ekonometri dersleri için yardımcı kitap olarak kullanılabileceği gibi ilgili alanda akademik çalışma yürüten yüksek lisans, doktora öğrencileri ve akademisyenler için yardımcı bir kaynak olacağı düşünülmektedir.
Rukiye Can Yalçın, Pınar Fayganoğlu Kriz, neredeyse bireysel düzeyde insanların birbirine bağlı ve bağımlı olduğu yeni dünya düzeninde, bir ihtimal olmaktan öte kaçınılmaz bir olgu hâline gelmiştir. Dünyanın herhangi bir yerinde, farklı bir düzeyde ya da konuda yaşanan bir krizin, zincirleme bir reaksiyon ile tüm insanlığı etkileyerek tehdit edebileceği yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir sistem içerisinde de toplumların krizleri önleme çalışmalarından öte krizin doğasını anlama ve olumsuz etkilerini en aza indirebilme çabasına girecekleri açıktır.
Bu kitap öncelikle krizleri ve gelişimlerini ortaya koymak, ardından kriz yönetimine yön verebilecek farklı unsurları incelemek maksadıyla kaleme alınmıştır. Risk ve risk yönetimi, kriz ve kriz yönetimi, krizler ile liderlik, iletişim, devlet, insan kaynakları yönetimi ve lojistik ilişkileri bölümlerinden oluşan kitabın, alan yazına katkı sağlaması dileğimizle…
Onur SUNGUR, Hidayet KESKİN, Hakan DEMİRGİL, Canan ŞENTÜRK, Murat Ali DULUPÇU “Kümelenme günümüzde tam bir modaya dönüşmüştür.” demek abartı olmayacaktır. Gelişmiş ülkelerde kendi özel koşullarında ve çoğunlukla kendiliğinden ortaya çıkan kümelenme, ülkemizde özellikle 2000'li yıllardan sonra hem merkezi hükümet hem de yerel aktörler tarafından benimsenerek kabul görmüştür. Ancak benimseme daha çok biçimsel olmuştur. Başarılı bir bölgesel kalkınma modeli olduğuna dair inanç, yerel ve ulusal politikalarda sıkça zikredilmesine ve yöneticiler ile bürokratların bu hususu dillerinden düşürmemesine yol açmıştır. Kalkınma ajanslarının aşamalı kuruluş sürecini tamamlaması ile kümelenme furyası daha da hız kazanmıştır. Hâlbuki Türkiye'nin bölgesel kalkınma deneyimi azdır ve politika araçları tasarlamada ve uygulamada başarılı bir sicile sahip değildir. Bu nedenle kümelenme kurtarıcı ve kolay uygulanır gibi algılanmıştır. Tıpkı bir komut gibi: “Kümelenin!” Ne var ki Batılı gelişmiş ülkelere ait kümelenme deneyimi çoğu zaman yeniden türetilebilir veya kopyalanabilir değildir. Tüm bunlar kümelenmenin Türkiye için uygun bir bölgesel politika aracı olmadığını değil, üzerinde düşünülmesi ve teknik analizlerle desteklenerek kaynakların tahsis edilmesi gereken bir araç olduğunu hatırlatmaktadır. Elinizdeki bu kitap kümelenme konusunda farklı teknik analizlerden birini yöneticilere ve akademik camiaya uygulamalı olarak göstermek amacı ile hazırlanmıştır.