Travma ve Strese Bağlı Bozukluklar \ 2-2
Alişan Burak Yaşar Bu kitapta, en temel insani özelliğimiz olan yas süreci üzerinden insanı anlama yolculuğumuzdan bazı kesitleri göreceksiniz. İnsanı insan yapan, kimi zaman yok saydığımız veya çoğu kez görmezden geldiğimiz varoluşsal temel gerçekliğimizle ufak bir teması, şairlerin ve psikoterapistlerin gözünden irdelemeye çalıştık. Bu kitapta, yalnızca bir terk veya kayıp ile ilgili değil, hayatımızdaki olumlu değişimlerin bile temelde bir yas süreci olduğunu, yas süreci gerektirebildiğini göreceksiniz. Nörobilim ve ayna nöronlar ile hayvanların yas sürecinin de irdelendiği bu kitapta, yas ile ilgili tüm süreçleri biraz psikanalizden biraz Lacan'dan biraz Şükrü Erbaş, Borges, Lablo Neruda, Turgut Uyar ve tabii ki Nazım Hikmet’ten anlatmaya çalışacağız.
Tarık Solmuş Bu kitap yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan travmalara ışık tutmak için kaleme alınmıştır. Bebeklikten hatta doğum öncesinden yetişkinliğe ve doğal felaketlerden işkenceye, cinsel tacizden terörizme, mobbingden Koronavirüs’e kadar pek çok travmatik yaşantıyı aydınlatmayı, bir farkındalık kazandırmayı amaçlamıştır.
Ayrıca, her gün dizilerde, filmlerde izlediğimiz ünlü oyuncuların, şarkılarını dinlediğimiz müzisyenlerin, siyasi figürlerin, sporcuların ya da kitaplarını hayranlıkla okuduğumuz yazarların hayatları incelenmiştir. Her biri türlü yoksunluklar, çaresizlikler, hayal kırıklıkları, tacizler, istismarlar, tecavüzler yaşamış bu insanların hayata nasıl da tutunduklarına, mücadele ettiklerine, sıfırdan zirveye nasıl ulaştıklarına yer verilmiştir. Bütün bu hayatların örneğin zorlu bir çocukluk geçirmiş olup kendine güvenmeyen, kendini yetersiz hisseden, başarısızlık korkusu yaşayan, “Acaba olur mu! Bir gün ben de yapabilir miyim! Başarabilir miyim ki!” diye düşünen herkes için öğretici, motive edici, cesaretlendirici olması dileğiyle.
Richard G. Tedeschi, Jane Shakespeare-Finch, Kanako Taku, and Lawrence G. Calhoun Psikolojik travma konusunun farklı bir yüzü olan “travma sonrası gelişim”, ülkemizde ve dünyada, araştırmaların hızla artmakta olduğu bir alandır. Konunun öncüleri olan bilim insanları tarafından yazılan bu kitap, travma sonrası gelişim kavramını tüm yönleri ile ele alarak okuyucuya yeni bakış açıları kazandıracak niteliktedir. Travma Sonrası Gelişim kitabı; psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji, tıp, hemşirelik, sosyal hizmet gibi sosyal bilimlerin ve sağlık bilimlerinin birçok alanındaki öğrenciler, araştırmacılar ve uygulamacılar için önemli bir kaynak olacaktır.
Sezin Öner Travma; aşırı korku, dehşet, çaresizlik duyguları uyandıran, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkiler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu travmatik olayların ardından yaşanan uyum sorunları kaçınılmazdır, ancak bazı kişilerde bu sorunlar kısa süreli olmaktan çıkıp aylarca hatta yıllarca sürebilmektedir.
Bu kitapta, farklı dönemlerde travmanın nasıl tanımlandığı, açıklayıcı modelleri ile risk ve koruyucu faktörler derlenmiştir. Ayrıca psikolojik müdahalelerin etkinlik çalışmaları ışığında en etkili tedavi planı olduğu ortaya konan Bilişsel İşleme Terapisi tanıtılarak, bu yaklaşımın farklı çalışma modülleri sunulmaktadır. Bilişsel-Davranış terapilerinin bir kolu olan bu müdahale planında travma ile baş etmekten ziyade travma belleğinin farklılaştırılmasına ve travma sonrası büyüme süreçlerine odaklanılmaktadır. Kitabın sonunda sunulan vaka çalışmasında da müdahale planının bu odak noktaları ve tedavi planı örneklenmiştir.
Mehmet Ali Yıldız Uzun süreli maruz bırakma terapisi, ilk geliştirildiği dönemde anksiyete sorunlarına karşı kanıta dayalı bir yaklaşım sunarak etkili sonuçlar göstermiştir. Daha sonrasında uzun süreli maruz bırakma terapisi, travma sonrası stres bozukluğuna (TSSB) yönelik geliştirilen kuramı ve uygulamalarıyla oldukça etkili sonuçlar vermiş ve TSSB'nin tedavisinde kullanılan yaklaşımlar arasında önde gelen yerini almıştır.
Bilindiği kadarıyla ülkemizde uzun süreli maruz bırakma terapisi üzerine yazılmış herhangi bir kitap çalışması bulunmamaktadır. Bu yönüyle bir ilk kaynak olma özelliği taşımaktadır. Bu anlamda kitabın, ülkemizde uzun süreli maruz bırakma terapisi ve TSSB'nin terapisi konusunda önemli bir boşluğu dolduracağına ve ruh sağlığı alanında terapilerle ilgili yazılı olan kaynaklar arasında bir zenginlik yaratacağına inanılmaktadır. Bu kitapta uzun süreli maruz bırakma terapisinin TSSB'ye yönelik yaklaşımının ve uygulamalarının vaka örnekleriyle verilmesinin yanı sıra kitap boyunca terapinin teorik yapısı ve uygulaması ile yöntem ve tekniklerine dair oldukça açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir. Kitapta, uygulamaların etkisini güçlendirmek için terapi seanslarında sıklıkla yararlanılan çok sayıda görsele ve özgün metafora yer verilmiştir. Ayrıca kitapta ayrı bir bölüm olarak anksiyete sorunlarında ve TSSB'de kullanılabilecek etkili bazı metaforlara genişçe yer verilmiştir.
Uzun süreli maruz bırakma terapisinin oldukça yapılandırılmış, nispeten kısa süreli ve kanıt temelli etkili bir terapi olması, terapinin öne çıkan önemli bazı özelliklerini oluşturmaktadır. Ayrıca anksiyete bozuklukları, TSSB, obsesif kompulsif bozukluk, fobiler, öfke ve karmaşık yas gibi birçok sorunda etkili olan bu terapiyi öğrenmede başta psikolojik danışmanlar, çocuk ve ergen psikiyatristleri, psikiyatristler, klinik psikologlar ve psikologlar olmak üzere tüm ruh sağlığı çalışanları, kaynak niteliğindeki bu kitaptan yararlanabilirler. Kitabın, ruh sağlığı alanında çalışan uygulamacılara ve danışanlarına faydalı olması dileklerimle...
Mert Akcanbaş İnsanlık tarihi kadar eski olan travmaların ilk olarak Gılgamış Destanı'nda yer aldığını, Homeros'un eserlerinde askerlerde görülen travmatik belirtilerden bahsedildiğini düşündüğümüzde travmatik olaylar ve sonuçlarının, sürekli evrilen olgular oldukları açıktır. Bu kitap, dinamik yapısı ve bilinmezliği nedeni ile hakkındaki bilimsel bilgiler sürekli değişen bu rahatsızlığı elimizdeki son bilimsel veriler çerçevesinde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Kitap; travma sonrası stres bozukluğunun tarihçesi, klinik tanı koşulları, travmanın diyalektik yapısı ve biyokimyasını detaylı açıklamakta ve mağdurların bu bozukluğu ve belirtilerini kontrol altında tutabilmeleri ve yöneterek azaltmalarını sağlayacak yaklaşımları tanıtmaktadır. Kitabın bir diğer özelliği de içinde verilen bilgilerin pratikte uygulanabilmesi için gerekli soru listeleri, anket formları ve bireysel tabloları içermesidir.
Duygu Tüzün, F. Sevinç Göral Alkan, Gökhan Özcan, Hasan Turan Karatepe, M. Hakan Türkçapar, Mehmet Dinç, Muhammed Furkan Cinisli, Neslihan Arıcı Özcan, Önder Kavakcı, Selin Tutku Tabur, Zeynep Pınar Cohen Herkesin travması ve travmaya verdiği tepkileri farklı olabildiği gibi her terapistin travmayla çalışma biçimi de farklılaşabilir. Her bir psikoterapi yaklaşımı ve ekolü de travmaya farklı bakış açıları ve çözüm yolları sunar. Bu kitap, ilgili ekol veya yaklaşımda hem terapistlik hem de akademik tecrübesi olan yazarların kaleme aldığı bölümlerden oluşmaktadır. Bu sayede her bir ekol veya yaklaşıma dair teorik bir arka planın yanısıra pratikte uygulamasına ve bir vaka örneğine ulaşmak mümkündür. Terapi sürecinde gerek travma mağdurları gerek meslek profesyonelleri açısından bu zorlu tecrübelerle başa çıkmak için başvurulabilecek birçok yol olduğunu bilmenin herkes açısından umut verici ve faydalı olabileceğine inanılmaktadır.
“Travmatik olayları yani yaşamı tehdit eden düzeydeki olayları bizzat yaşamak veya bizzat tanık olmak, hiç istemediğimiz ama bir yandan da maalesef yaşamın kaçınamadığımız ayrılmaz bir parçası. Psikolojik yapımız çoğu kere yaşanan travmatik olayları atlatabilmek için kendi iyileşme gücünü içinde barındırsa da bazen gerek olaylar ve koşullar gerek psikolojik yapımız nedeniyle bu doğal iyileşme süreci gerçekleşmeyebilir. O zaman da başta travma sonrası stres bozukluğu olmak üzere diğer psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
Bu kitap, insan ızdırabını azaltma yönünde bir çalışma olarak özellikle travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin güncel psikolojik yaklaşımları ortaya koymayı amaçlıyor. Bu hâliyle kitabın konuyla ilgili çalışan terapistler, öğrenciler, araştırmacı ve akademisyenlere yararlı olacağını umuyoruz. Kitapta her güncel yaklaşım aktarılırken önce o yaklaşımın travma sonrası stres bozukluğunu nasıl anladığı, kavramlaştırdığı, ardından terapide o yöntemin nasıl kullanıldığı olgu örnekleri ile de desteklenerek açıklanmaya çalışılmıştır. Kitabın bu yönde sağlayacağı katkılar yazarları olarak bizim en büyük mutluluğumuz olacaktır.”
Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar
“Travma ve Psikoterapiler kitabı; travmaya farklı psikoterapi ekollerinin bakışlarını toplu olarak görme hatta karşılaştırmalı okuma imkânı vererek okuyucunun travma kavramını daha zengin bir düzlemde anlamasını sağlıyor. Bu anlamda kitap hem travma alanında hangi ekolle çalışma kararını verme aşamasındaki kişilere teorik yol gösteriyor hem de travma alanında çalışan terapistlere pratik katkı sunuyor.”
Prof. Dr. Medaim Yanık
Janina Fisher “Pek çok terapistin ümitsiz olduğuna karar verdiği danışanların nasıl tedavi edileceği hakkındaki bu incelikle yazılmış, duyarlı kitabın travmayla çalışanlar tarafından mutlaka okunması gerek. Sizi yeni yerlere götürecek ve danışanlarınız kendilerini bulamazken bile onlara ulaşıp bulmanızı sağlayacak. Tadını çıkarın!”
Sue Johnson, PhD, profesör, araştırmacı ve Aşkın Aklı: Devrim Yaratan Yeni Aşk İlişkileri Bilimi kitabının yazarı
“Travma ve dissosiyasyon alanında seçkin uzmanlardan biri tarafından yazılan Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek, karmaşık travma yaşayanlara ve onları tedavi eden terapistlere umudun ve farkındalığın var olduğunu gösteriyor. Janina Fisher'ın son travma psikoterapilerinden en iyilerini sentezlemedeki olağanüstü becerisi, kronik travmayı sağaltmak için göz alıcı ve eşsiz bir yol haritası çizdi. Kalpten, açık ve titizlikle yazılmış bu erişilebilir ve pratik kitap, alana üstün bir katkıdır.”
Pat Ogden, PhD, Sensorimotor Psikoterapi Enstitüsünün kurucusu
“Benlik deneyiminin parçalanmasında birikimli travmanın rolü, klinik görüşmeler esnasında kişiliğin bütünleşmemiş parçalarını danışanla birlikte tespit etmek için stratejiler, psikoterapi diyaloğunun bütünleştirici gücü, bu müthiş kitabın sayfalarında olduğu kadar ikna edici ve özgün biçimde nadiren ele alınmıştır.”
Giovanni Liotti, MD, APC Psikoterapi Okulu, Roma, İtalya
“Janina Fisher'ın İAS (İçsel Aile Sistemleri) 'parçalarını' sensorimotor ve farkındalık temelli terapiyle eşsiz biçimde bir araya getirmesi psikodinamik çalışmada harikulade bir ilerlemedir. Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek, yapısal dissosiyasyon kuramı ve travma tedavisini temel almaktadır. Yine de yüksek işlevselliğe sahip olanların yanında ağır travmatize bireyleri de tedavi eden terapistlerin bilgi dağarcığını genişleten iç görüler sunar. Bu dikkat çekici kitabı klinik ufuklarını genişletmek için eşsiz bir fırsat keşfetmek isteyen tüm psikoterapistlere, özellikle de psikodinamik olanlara öneriyorum.”
Kenneth A. Frank, PhD, Psikoterapi Bütünleştirme Eğitimi Programı, Ulusal Psikoterapi Enstitüsü
Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek; travma, dissosiyasyon ve bağlanma hakkında nörobiyolojik bilgili bir anlayış ve pratik bir tedavi yaklaşımını birleştirir, tüm bunları hem danışana hem de terapiste erişilebilir, doğrudan bir dille aktarır. Okurlar “çözüm”ü -utanç, kendinden nefret ve suçluluk sanısının yerini şefkatli kabullenmenin aldığı, kişinin benliğiyle ilişkisindeki bir dönüşümü- vurgulayan bir modelle karşılaşacaktır. Kitabın eşsiz müdahaleleri Sensorimotor Psikoterapi, İçsel Aile Sistemleri Terapisi, farkındalık temelli terapiler ve klinik hipnozun dâhil olduğu birçok en yeni terapötik yaklaşımdan uyarlanmıştır. Travmadan Hayatta Kalanların Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek'i bitirirken okurlar travmatik bağlanmaya terapötik yaklaşımlar, teşhis edilmemiş dissosiyatif semptomlar ve bozukluklar, “sağ beyinden sağ beyine” tedavi yöntemlerini birleştirmek ve çok daha fazlasına hâkim olacaklardır. En önemlisi, içsel bir güvenlik hissi yaratmak ve en sahipsiz benlikleriyle bile şefkatli bir bağ kurmak konusunda danışanlarına yardım etmek için araçlar edineceklerdir.
Peter Felix KELLERMANN, M. Kate HUDGINS, Publisher “Kuram, modeller, kavramlar, teknikler, örnek olaylar ve tartışma bölümleriyle bir bilgi zenginliği sağlanmıştır. Bu çok iyi kaleme alınmış kitap, insan travmasını oldukça duyarlı ve akıllıca bir şekilde derinliğine ve genişliğine ele almaktadır. Travmatize insanlarla ve kültürlerle çalışan tüm klinisyenlere tüm kalbimle bu kitabı öneririm.”
Avustralya'da Psikoterapi


Doğal, sosyal, politik felaketlerin günlük yaşam gerçeği olduğu bir dünyada terapistlerden giderek artan bir şekilde yas, depresyon, bağımlılık, savaş travmaları, işkence, cinsel saldırıyı da içeren travma mağdurlarını iyileştirecek hızlı ve etkili yöntemler bulmaları istenmektedir. Bu kitaba katkıda bulunanlar, psikodramanın çok şiddetli travmaya uğramışlar da bile güvenli bir değişim oluşturmak için kullanılabileceğine ikna edici kanıtlar sunmakta ve kuşaklar boyu olası geçiş gösteren travma kalıplarındaki etkilerini tartışmaktadır.

Peter Felix Kellermann New York Moreno Enstitüsünden sertifikalı klinik psikologdur. İsrail'de ve tüm dünyada psikodrama öğretmektedir. Jessica Kingsley Yayıncılık tarafından basılmış Psikodramaya Odaklanmak kitabının yazarıdır.
M. K. Hudgkins ABD'de klinik psikolog ve psikodrama eğitimcisidir. Küresel toplumda travma mağdurlarına psikodrama aracılığı ile yardım etmek için kurulan Uluslararası İyileştirme Spirali Yardım Derneğinin yöneticisidir.
Mahsum Avcı, Taşkın Yıldırım Dünyada giderek artan savaşlar, anlık ortaya çıkan pandemik hastalıklar ve afetler, ani ve şiddet içeren ölümlere neden olmaktadır. Bir yandan ani ve şiddet içeren kayıplar diğer yandan kaybedilenin tutulmamış yası, insan yaşamını travmatize etmektedir. Bu kaçınılmaz son, beraberinde bireyin, hem kendi ölümlülüğüne karşı olan tepkisiyle hem de sevdiği bir yakınını kaybetmesiyle oluşan ruhsal bir acı getirmektedir. Kayıp yaşayan kişi, bu acının ortadan kalkmasını ve kendisini yeniden hayata adapte etmeyi ister. Ancak kaybedilenin duygusal varlığı bireyin zihninde durmakta, kaybedilenle yeni ve daha gerçekçi bir ilişki geliştirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durum, kaybedilene ilişkin bir yas sürecinin başladığını göstermektedir. Çünkü sevilen birinin kaybedilmesi, sadece o kişinin kaybedilmesi ile sonuçlanmaz, kaybedilenin bireydeki tamamlayıcı uzantısı olan parçanın ve bu parçayla yakından bağlantılı olan ruhsal durumun iyi olma hâli de kaybedilir.
Yas, kayıp sonrası sevilen birinin ölümüne; duygusal, fizyolojik, psikolojik ve sosyal boyutuyla gösterilen tepkidir. Travmatik yas ise kaybın aniden ve beklenmedik bir şekilde yaşanmasıyla (örnek: intihar, kaza, kalp krizi), bireyin kayba sürekli maruz kalmasıyla (örnek: yakının kronik bir hastalık olayı) veya vahşet içeren bir ölüm sonrası verilen tepki olarak tanımlanabilir. Travmatik yasın, bireylerde ölümü yadsıma, ölüme ve ölen kişiye olan öfke, tekrarlayan ruhsal acılar, kaybedilenin özlenmesi, kaybedilenle ilgili rahatsız edici düşünceler ortaya çıkmasına neden olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla bu kaynak, travmatik yaslı bireylerin ruhsal süreçlerini bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmek ve yaşanılan travmatik kayıpların sonrasında oluşan tepkiyi dinamik odaklı bir formatta anlamlandırmaya yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Ahmet Özmen Zümrüdüanka olmak… Kendi küllerinden yeniden doğmak… İşte travmatik bir yaşantıdan sonra ayakta kalıp hayata yeniden tutunma çabasını anlatan bir benzetme… Zümrüdüanka kuşu, kendi küllerinden yeniden var olmayı temsilen kullanılan mitolojik bir ögedir. Bu benzetmeyi, sosyal medyamda gezinirken yaşadığı doğal afetin üzerinden kırk gün geçmesine rağmen hâlen ağlayamadığını söyleyen bir afetzededen alıntıladım (Beni bağışlasın). Kendisini tanımıyorum… O kadar yerinde bir benzetmeydi ki burada onu kullanmadan edemedim…
Travmatik stres konusunda uygulamaya yönelik sade bir dille yazılmış eser sayısı oldukça azdır. Herkesin okuyarak anlayabileceği ve uygulama imkânı bulabileceği bilgilerin yer aldığı bu eser önemi bir başvuru kaynağı niteliğindedir.
Evet… Biliyoruz, hiçbir psikolojik travmanın izleri tamamen silinemez. İyi olan şu ki bireyin yaşamına kaldığı yerden devam etmesini sağlamak için yapılması gerekenler var. İşte bu kitapta bunlardan bahsedilmektedir.
Eserde çocuklara özellikle geniş bir yer ayılmıştır. Bu eser özellikle eğitimcilerin, psikolojik danışmanların, psikologların, afet ilk yardım görevlilerinin, arama kurtarma ekiplerinin, kamu idarecilerinin ve anne babaların başvurması için yazılmıştır.
Son bir noktayı bildirmek isterim. O da şudur: Bu kitap, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş-Hatay depreminin oluşturduğu acil bir ihtiyaçtan doğmuştur; beğenilme kaygısıyla değil işi “insana yardım” olanların faydalanması ümidiyle yazılmıştır.
Vesile Soyyiğit, Ezgi Saylan Bu kitabı oluşturmadaki en önemli nedenlerden biri, ruh sağlığı çalışanlarının ama özellikle psikolojik danışmanların, araştırmacıların, eğitmenlerin, uygulayıcıların ve daha önce travma literatürü hakkında bilgi sahibi olmayan ancak bunun kendi mesleki işlevleriyle ilgisini gören kişilerin başvurabileceği güvenilir bir kaynak oluşturma isteğidir. Diğer yandan lisans ve lisansüstü öğrencilerinin travmaya ilişkin bilgilerini artırabileceği kaynak eksikliği de faydalı olacak bir materyal oluşturma fikrini ortaya çıkarmıştır. Bu nedenlerle kitabı hem bir ders kitabı hem de bireyin kendi kendine öğrenme aracı olarak kullanabileceği bir kaynak hâline getirmeye çalışarak alana katkı sağlaması hedeflenmiştir. Kitabın tüm ulaşanlara yararlı olmasının, verilen emeğin amacına ulaşacağının en önemli göstergesi olduğunu belirtmek isteriz.
Sait Yıldırım İntihar; hemen hemen her toplum yapısında, sosyoekonomik ve eğitsel düzeyde ve her yaş aralığında görülen bir eylemdir. İntihar eylemini bireysel, çevresel, sosyal ve ekonomik anlamda birçok problemin tetiklediği bilinmektedir. Çok yönlü çalışmalar intihar eylemlerini izah etmek ve intihara dair genelgeçer söylemleri ortaya koymak açısından önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye'de 2009-2019 yılları arasında gerçekleşen ve medyada yer alan 749 intihar vakası incelenmektedir. Araştırma sürecinde ulusal ve uluslararası alanda yapılmış 40'tan fazla çalışmadan örnekler paylaşılmış olup çalışma verileri ile literatür incelemeleri karşılaştırılmıştır. İntihar çalışmamızda; çocuk, yetişkin ve yaşlı intiharları ayrı ayrı ele alınmıştır. Çocuklarda en çok ailevi sorunlar ve aile baskısı, yetişkinlerde ilişkisel sebepler ve yaşlılarda ise yalnızlık, boş zaman problemleri, hastalıklar ve eş kaybı önemli intihar sebeplerindendir. Vakalar incelenirken ayrıca yaş, cinsiyet, meslek, eğitim seviyesi, yaşanılan yerin yerleşim yeri, intihar yöntemi, intihar biçimi, intihar edilen yer ve intihar sonucu detaylı biçimde değerlendirilmiştir.
Richard Gross Kaybettiğimiz sevdiklerimiz için yas tuttuğumuzda duygusal olarak neler yaşıyoruz?
Yas tutmak için “doğru” bir yol var mıdır?
Yas tutmanın kendimizi nasıl gördüğümüz üzerindeki etkisi nedir?
Yas Psikolojisi, sevdiğimiz bir kişiyi kaybettiğimizde gösterdiğimiz çeşitli tepkileri vurgulayan ve psikologların bu deneyimi nasıl açıklamaya çalıştıklarını araştıran hümanist bir içerik sunuyor. Kitap, Freud’un öncü psikanaliz yaklaşımından; yas sürecinin “aşamalarından” geçmemiz gerektiğini öne süren başka araştırmacıların fikirlerine kadar yas süreci hakkındaki anlayışımızı çerçeveleyen veya sınırlayan sosyal ve kültürel normları ve onu tanımlamak için kullandığımız dili ele alıyor.
Deniz Işıker Bedir Türkiye'de ve dünyada yaşlı nüfus gittikçe artmakta; dünya gittikçe yaşlanmaktadır. Bu kitabın konusu olan “yaşlılık”, bu demografik değişikliklere de bağlı olarak artık daha çok gündemde olması gereken daha çok çalışılması gereken bir konu hâline gelmiştir.
Yaşlı istismarı ve ihmali, güven beklentisi olan herhangi bir ilişkide ortaya çıkan, yaşlıya zarar veren veya yaşlıyı strese sokan tek ya da tekrarlayan davranışlar ya da uygun davranışın olmayışı olarak tanımlamaktadır. Yaşlıları derinden etkileyen bu konu, yaşlılık hakkında araştırma açığı bulunan konulardan yalnızca biridir. Bu araştırma açığı göz önüne alındığında yaşlı istismarı ve ihmalinin daha çok çalışılmasının bir gereklilik olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yaşlı istismarı konusunun incelenmesi yaşlıların hangi istismar ve ihmal türüne maruz kaldığı; istismara maruz kalmış yaşlıların istismarla ve yaşadıkları olumsuz yaşam deneyimleriyle başa çıkmak için ne tür stratejiler kullandıkları araştırılmıştır.
Bu kitap, Türkiye'de daha önce çalışılmamış olan istismar türleri ile başa çıka stratejileri arasındaki ilişkiyi inceleyen ve yaşlıların söyledikleri üzerinden bunu değerlendiren ilk çalışma olma özelliğine sahiptir. Bunun yanı sıra yaşlı istismarı ve ihmalini müstakil olarak ele alan ilk kitap olma özelliğini taşımaktadır.