Tarih Öğretmenliği \ 2-2
James S. Cangelosi “Öğrencilerinizin, planladığınız etkinliklere istekli bir şekilde yoğunlaşmasını nasıl sağlayabilir ve onlarla nasıl iş birliği yaparsınız?” Bu soru, Sınıf Yönetimi Stratejileri: Öğrencilerin İş Birliği Yapmalarını Sağlama ve Bu İş Birliğini Devam Ettirme (7. Baskı) kitabının cevap aradığı sorudur. James Cangelossi'nin yedinci baskı yapan kitabı, öğretmenlerin öğrencileri derslere ilgili olmaları ve odaklanmaları için başarılı bir şekilde kullandıkları sınıf yönetimi stratejileri ile ilgili bol miktarda bilgi içerir. Bu stratejiler, geniş öğretim tecrübeleri ile öğrenme teorisi, sosyal etkileşim, iletişim, gelişimsel psikoloji, çok kültürlü eğitim, davranışçı psikoloji, motivasyon, öğrencilerin etkinliklere yoğunlaşmaları ve şiddet önleme gibi konular temelinde hazırlanmıştır.
Sınıf yönetiminde kuram ile uygulamayı bütünleştiren, daha çok uygulamadan kurama giden bir yol izleyen James Cangelossi'nin bu kitabı, ülkemizde öğretmen adayları, öğretmenler ve akademisyenlere yol göstericidir. Bu kitap, üniversitede lisans ve yüksek lisans düzeyi dersler için tasarlanmış olup; öğretmen adaylarının ve öğretmenlik yapanların öğrencilerini iş birlikçi, ilgili ve prososyal davranışlara yönlendirebilmelerine yardımcı olabilmek hedeflenmiştir.
Mehmet Ali TAN Elinizdeki kitap ÖSYM ve MEB müfredatına uygun olarak hazırlanmıştır. Konular uzun uzun anlatım metodu yerine kısaltılarak ve maddeleştirilerek verilmiştir. Böylece zamandan kazanmanız hedeflenmiştir. Akrostiş yöntemi ve anahtar kelimeler verilerek hatırlatma aktivitesi kuvvetlendirilmiştir. Tablolar ve “Bakmadan Geçmeyin” uygulamaları ile konuların önemi vurgulanmış ve öğrenmenin sürekliliği sağlanmıştır. ÖSYM tarafından yapılacak sınavın tüm konularını kapsaması için geniş bir tarih süreci titizlikle taranarak kitap zenginleştirilmiştir.
Dursun Dilek Bu yapıt, özelikle üniversite öğrencilerinin tarih konularına yönelik öğrenme ve düşünce gelişimi hakkında yapılan tartışmaları eleştirel bir bakış açısıyla incelemektedir. Sosyal bilimler içinde tarih, belki de en çok kendi amaçları dışında öğretilen bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Alan dışı amaçlara yönelik bir öğretim anlayışının sonucunda gerçekleşen bir öğrenme, tarihsellikten uzaktır. Tarihsel öğrenmenin gerçekleşmesi ve tarih düşüncesinin gelişmesi, öğrencilerin tarihçilerin çalışma yöntemlerini kullanarak ulaştıkları entelektüel aşamalardır.


Geleceği araştıran ve sorgulayan bireyleri yetiştirmek için tarih öğretimine geleneksel eğitimin sunduğu sosyal amaçlara yaklaşmak yerine, tarihin “doğruyu arama etkinliği”ne yönelik olan amaçlarıyla başlama düşüncesi bu incelemenin ana fikrini oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında tarih ve sosyal bilgiler derslerinde öğretmenlerin, öğrencilerin tarihsel öğrenmeye dair yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Ahmet Kanlıdere, Ahmet Yüksel, Ali Ahmetbeyoğlu, Emine Dingeç, Emine Erdoğan Özünlü, Erkan Göksu, Haşim Şahin, Kürşat Yıldırım, Muallâ Uydu Yücel, Müslüme Melis Çeliktaş, Ömer Soner Hunkan, Serkan Yazıcı Takriben MÖ 2500 yıllarından 20. yüzyılın başına kadar uzanan geniş yelpazede Türk Tarihi ve Kültürü'nü “etrafını câmi, ağyarını mani” bir şekilde ele almaya çalıştığımız bu kitap, hem lisans öğrencileri için hem de konuya ilgi duyan ve temel düzeyde bilgi edinmek isteyenler için hazırlanmıştır. Türklerin kökeni ve ilk yaşam alanlarından tarihte kurdukları ilk devlete, İslam ile tanışmalarından ilk Müslüman Türk devletlerine, Anadolu'da filizlenen Türk varlığından üç kıtaya hükmeden Osmanlı Devleti'ne kadar Türk tarihinin dönüm noktaları ile bu siyasi yapılara ait devlet teşkilatı ve kültür hayatını, alanın uzmanı hocaların kaleminden okuyacaksınız…
Cihan Özgün Türk yenileşme tarihinde, özellikle XVII. yüzyıldan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuna kadar geçen süreçte, Batı’yı yakalamak amacıyla çoğu zaman sancılı, karmaşık ya da çelişik pek çok gelişme yaşanır. Bu süreçte Batı’yı tanımaya ve onun gelişmişliğini yakalamaya çalışan devlet ya da toplumun aydın kesimi, kendi içlerinde ön yargı, eleştiri, kuşku, öykünme, arayış, taklit, aktarım, sentez gibi birbirinden farklı tutum sergiler. Her ne olursa olsun Türk devletinin öncelikli hedefi, yenileşerek Batı karşısında kaybettiği üstünlüğünü tekrar kazanmak, toprak bütünlüğünü korumak, toplumun daha güven ve gönenç içinde yaşamasını sağlamak olur. Kayıp, gerileme ve dağılmayı önlemek için ortaya çıkan bu yenileşme refleksi, devlet, toplum ve ekonomi alanında kırılmalara, değişim ya da dönüşümlere kapı aralar. Bu eserde; yenileşme tarihinde örnek alınan Batı'nın değerlerinin aktarım süreci ve elde edilen kazanımlar incelenmiş, bu konu üzerine yapılan çalışmalar yeniden tahlil edilmiş, döneme ilişkin periyodik yayınlar, arşiv kayıtları, Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınan resmî raporlar ve belgeler değerlendirilmiştir.
Seyithan Altaş İnsan aklı ve çabasıyla binlerce yıllık serüvenini sürdürmekte; ortaya koyduğu değerlerle dünü olduğu gibi bugünü de şekillendirmeye devam etmektedir. Geçmişi araştırmak tarih biliminin bir zorunluluğu, bir görevi olsa da bundan daha önemlisi tarihi yaratan insanın bugüne kadar ortaya koyduklarının kendi yaşantısını nasıl ve ne yönde değiştirdiğidir. İnsan binlerce, milyonlarca yıl önce mağara kovuklarında yaşarken, bugün lüks apartmanlarda yaşamaktadır ve uzayda yaşamayı düşlemektedir.
İnsanın dünya sınırlarını aşarak uzayın derinliklerine el attığı, aya ayak bastığı, yeni gezegenlerde hayatı aradığı bugün; gözlerimizi geriye çevirince, yeryüzünde uygarlığın nasıl başlayıp nasıl geliştiğinin hikâyesi daha da merak konusu olmaktadır. Kendisine kerpiçten ev, kenevirden elbise yaparak, yiyeceklerini pişirmek için ateş yakarak uygarlık yolunda ilk adımlarını atan insanlar, elbette ki bir gün bizim bugün eriştiğimiz seviyeye geleceklerini düşünemezlerdi. Bugün bizim de bundan milyonlarca yıl önce insanların nelere, nerelere ulaşabileceklerini düşünemediğimiz gibi...
Sinem Çapar İleri The novelty, movement, and transformative nature inherent in the act of traveling also lead to the tendency of travel writers to adopt an original perspective during their travel/writing activities. In the examination of the travel writing examples to be discussed in this book, the focus will be on British women travelers and 18th and 19th century Istanbul. In the transformative nature of the act of traveling, British women travelers who went beyond the century they lived in and experienced the act of writing developed their own perspectives during their overseas travels, often with the help of a male family member, under the shadow of a male-dominated, colonial society. As a result, they wrote about their own inner adventures as the other of men in Istanbul, which was seen as the capital and symbol of the Ottoman society that was positioned as the oriental other at that time. The period between the 18th century and the beginning of the 20th century, which is specifically selected in this book, starts with Lady Mary Montagu, the first writer to analyze the Ottoman Empire in English literature, and ends with Grace Ellison, one of the significant 20th century feminist journalists and writers. Thus, it will be seen through theories of space how British women travel writers wrote about the image of the east with an alternative language, specifically in the Ottoman capital of Istanbul.
Cafer Güler, Çağla Demirdüzen, Hamiyet Sezer Feyzioğlu, Lemi Atalay, Melis Çeliktaş, Merve Cemile Sönmez, Selda Kılıç, Yasemin Zahide Erol, Zeynep Gül Erel Çalan Yakın Çağ Dünya Tarihi adlı bu eser zaman zaman daha önceye de gitmekle beraber, esas olarak 1789 tarihinden I. Dünya Savaşı'nın çıkışına kadarki süreci kapsamaktadır. Bilindiği gibi bu zaman aralığı, üzerinde yaşadığımız dünyanın tarihinde günümüzü de etkileyen önemli olayların olduğu bir dönemdir. Bu çerçevede; Sanayi Devrimi ile başlayan Avrupa’daki gelişmeler, Amerika, Afrika, Asya ve Uzak Doğu’daki değişim, incelemeye alınan konular arasındadır.
18. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi bu dönemde gelişerek etkilerini artıracaktır. Yine siyasi olaylar açısından, Fransız Devrimi, 1830-1848 İhtilalleri, devletlere yön veren dönemin olaylarıdır. Keşiflerle başlamış olan sömürgecilik faaliyetleri 19. yüzyılda değişiklik gösterip büyüdüğünde, dünya karalarının çoğunluğu ve buralarda yaşayan insanlar, başta İngiltere olmak üzere Fransa, Almanya, İtalya gibi devletlerin nüfuzu altına girecektir. Bu yüzyılda, Almanya ve İtalya, birliklerini tamamlayarak dünya siyaset sahnesine çıkacak, aynı zaman içerisinde Rusya, Japonya, İran, Güney Amerika ve Çin’de de gelişmeler yaşanacaktır. ABD güçlü bir devlet olarak büyük devletler arasında söz sahibi olmaya başlayacaktır. Hindistan, dünya siyaseti açısından İngiltere’nin politikalarına yön veren önemli bir konumdadır. Yüzyılın bitişi sonrasında yani 20. yüzyıl başlarında da dünya tarihinin dönüm noktası olaylarından Birinci Dünya Savaşı patlak verecektir.