Sosyal Psikoloji \ 2-3
İsa Ceylan İnsanın; sağlıklı, dengeli, güvende ve mutlu bir biçimde yaşamını sürdürebilmesi için “biyopsikososyal ihtiyaçları”nın asgari düzeyde karşılanması gerekir. Maneviyat da insanın varoluşunu şekillendiren söz konusu bedensel, zihinsel ve sosyal boyutlarından ayrı düşünülemez. Çünkü maneviyat hem bu boyutlara kaynaklık ve rehberlik etmektedir hem de onların ahenkle işleyebilmesini sağlayan bir konumdadır. Manevi kaynaklar yaşamın amacını keşfetmek, sonsuzluğu arzulamak, vicdanın rehberliğinde hareket etmek, sorumluluk almak, başarmak gibi varoluşsal ihtiyaçların giderilememesinden kaynaklı krizlerin açtığı boşluğu doldurma ve anlamı yeniden keşfetme konusunda koruyucu/önleyici bir işlev görür. Manevi kaynaklar bireylerin içsel güçlerini beslemelerine yardımcı olur, umudunu canlı tutar, güçlenme ve iyileşme potansiyelini artırır.
Bu çalışmada sunulan “Manevi Temelli Psikososyal Değişim Modeli (MADEM)” holistik ve eklektik bir yaklaşıma sahiptir. Değer odaklılık, psikososyal destek ihtiyaçları, maneviyatın bağlamı, dinî kaynakların kullanımı, aile birlikteliğini güçlendirme, sosyal etkiler ve ilişkiler ağını dikkate alma, bilinçlilik ve farkındalık ile otantiklik gibi zengin bir içeriğe sahiptir. Modelin güçlü yanlarının “mevcut eksiklikleri giderme, yenilikçi yaklaşımlar sunma, kolay uygulanabilirlik ve değerlendirilmeye uygun olma, politika önerileri getirmeye elverişli olma, etki ve sonuç ölçümü yapma ile çeşitli bakış açılarını içerme” gibi faktörler olduğu söylenebilir.
MADEM Modeli, madde bağımlısı bireyler başta olmak üzere dinî/manevi kaynakları ve inanç sistemlerini aktif bir biçimde yaşamlarında kullanmayı arzulayan; yaşamlarının tüm yönlerinde bütüncül bir değişim sağlama ihtiyacı duyan bireyler ve gruplar için tasarlanmıştır. Bu çalışmanın din psikolojisi, maneviyat psikolojisi, bağımlılık psikolojisi, sosyal hizmet, hemşirelik gibi alanlarda yapılabilecek çalışmalar için bir başlangıç olması dileğiyle…
Aleyna Beyiş, Aleyna Türkergin, Betül Çakır, Ceren Güler, Hande Çelikay Söyler, İlker Çevik, Nisa Ece Elçin, Ozan Tepe, Yaren Merve Dursun “Psikolog: Madde kullandığın dönemlerin senin için farklı bir özelliği mi vardı?
Danışan: O zamanlar… Yani eskiden ben böbrek hastasıydım. Her yıl 5 kere hastaneye yatırılıyordum. Kortizon kullanıyordum günde 12 tane. Sonraki ay 9'a düşüyordu, sonra 6'ya düşüyordu. 3'e, 0'a düşüyordu. Sonraki ay tekrar başlıyordum. Relaps yaşıyordum. Tekrar hastaneye yatıyordum. 24 yılım böyle geçti. Hep koydum, koydum, yıkıldı. Bu işte beni biraz etkiledi. Ailemde de sorunlar vardı. Babam annemi aldatıyordu. Annem bu konuda çok üzülüyordu.
Psikolog: Sen şahit oldun mu böyle bir şeye?
Danışan: Şahit oldum, evet. Onlardan dolayı birazcık maddeye kaydım. MET içtiğimde erkek arkadaşım beni terk etmişti. Ben arabamı sattım. Sattıktan 3 hafta sonra araba fiyatları 3 katına çıkmaya başladı. Yüksek lisansa gidecektim Polonya'da. Okulun parasını ödedim, her şey hazırdı. Elimde az para vardı ama orada çalışıp idare edecektim. Sonra korona oldu. Ondan dolayı da yüksek lisansa gidemedim. Yine hakkım var ama ben şu an bu hâldeyim. MET kullanıyordum bu sırada da. O yüzden gidemedim.
Psikolog: Lisans eğitimini tamamladın o zaman?
Danışan: Evet.
Psikolog: Çok büyük bir şans.
Danışan: Üniversiteyi birincilikle bitirdim”.
Metamfetamin kullanan danışanların hayatına kısa bir yolculuk yaptığımız bu kitap, metamfetamin ile ilgili bilinmeyenlere, kullananların ve yakınlarının neler yaşadığına, neler hissettiklerine ışık tutmaktadır.
Aliye Mavili, Fatih Şahin, İlhan Tomanbay, Meshut Başak, Sema Oğlak, Harun Ceylan, Şeyda Yıldırım, Serap Daşbaş, Güler Güneş, Yasemin Çölgeçen Modernleşme süreciyle birlikte meydana gelen göç, kentleşme, tıp ve teknoloji alanındaki yenilikler, kadınların istihdam piyasasında daha yoğun yer almaları, doğum oranlarının azalması ve yaşam süresinin uzaması gibi gelişmelerle insan yaşamının doğal bir dönemi olan yaşlılık, bireysel ve kültürel boyutlarından daha çok sosyoekonomik ve demografik boyutlarıyla gündeme gelen sosyolojik bir olgu hâlini almıştır. Artan yaşlı nüfusa paralel olarak yaşanan toplumsal değişim süreci, geleneksel yaşlılık algısını dönüştürdüğü gibi yaşlıların ihtiyaç duyduğu bakım, sağlık ve sosyal hizmet alanlarını da farklılaştırmıştır. Aynı şekilde ailenin, geleneksel destek ve refah sağlayıcılık rolünün giderek zayıflaması, yoksulluk, yalnızlık ve artan yaşlılık dönemi hastalıkları yaşlılara yönelik kurumsal ve modern bakım-destek mekanizmalarına daha fazla ihtiyaç duyulmasını beraberinde getirmiştir. Bu süreçte, daha çok sosyoekonomik ve tıbbi yönleriyle ön plana çıkan yaşlılık olgusu bireyin yaşlanmasından çok toplumun yaşlanması ekseninde “sosyal bir sorun” olarak algılanmaya başlamıştır.
Bu bağlamda toplumsal değişme ve modernleşmeyle birlikte yaşlılığın geçirmiş olduğu dönüşümü daha iyi anlamak adına yaşlılık olgusunu sağlık, bakım ve sosyal hizmetler perspektifinden sosyolojik bir düzlemde ele alan bu kitabın yaşlı bakım, gerontoloji, sosyal hizmet ve sosyoloji başta olmak üzere farklı disiplinlerden yaşlılık konusuna ilgi duyan akademisyenlere, öğrencilere ve alanda çalışan uzmanlara faydalı olması umulmaktadır.

Bülent Ağbuğa, Emine Büşra Yılmaz, Fatma Ağbuğa, Sevim Akşit, Şehmus Aslan Bir yazarı daha üretken yapan, bir sanatçıyı mükemmelliğin peşinden koşturan, bir öğrenciye ders çalıştıran, bir sporcuyu şampiyon yapan nedir? Ya da yorgun olduğumuzda, sıkıldığımızda veya herhangi bir nedenden dolayı dikkatimiz dağıldığında, kendimizi toplayıp devam etmemizi sağlayan şey nedir? Yanıt: Motivasyon! Motivasyon, yaşamı sürdürmek için gerekli olan temel ihtiyaçlardan kendini gerçekleştirmeye kadar farklı etkenlerden etkilenir. Bununla birlikte motivasyon kişisel ve karmaşık bir süreçtir. Her insanın ihtiyacını karşılamak için de farklı yaklaşımlar kullanmak gerekir. “Hayata olumlu bak!”, "Yapabilirsin!" ya da "Sen herşeyden değerlisin." gibi kalıp sözler yerine sağlam, bilimsel temelli motivasyon yöntemlerini kaynakları ile beraber bilmek zorundayız. Bu kitap da motivasyonun ne olduğu, motivasyonun farklı teorilerle nasıl açıklandığı, motivasyonun farklı disiplinlerle olan ilişkisi, çalışanı, sporcuyu, öğrenciyi vb. nasıl motive edeceğimizi ya da öz motivasyonun nasıl sağlanacağı açıklarken, motivasyon ile ilgili aklınıza gelebilecek soruları yanıtlarıyla birlikte bilimsel açıdan ancak herkesin çok rahat anlayabileceği bir yazım diliyle anlatmaya çalışmıştır. Kitap, bu özellikleriyle ilgilenenler için değerli bir kaynak kitap olma özelliği taşımaktadır.
Johnmarshall Reeve Davranış oluşumunda motivasyon süreçlerini ve duyguları anlamayı amaçlayan bu kitap, insan davranışının temellerine ilgi duyan, Psikoloji başta olmak üzere sosyal bilimler alanında çalışan profesyonellerin gerek akademide ders kitabı olarak gerekse alanda bir rehber olarak kullanabileceği niteliktedir.
“Davranış nasıl oluşur?”, “İnsanlar ne ister?”, “Motivasyon ve duygunun altında yatan dinamikler nelerdir?” gibi soruları teorik bakış açılarıyla ele alan Johnmarshall Reeve’in yazarı olduğu bu kitap, dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda; fizyolojik, psikolojik ve sosyal “ihtiyaçlar”ın, davranışın oluşum sürecindeki rolü ele alınmaktadır. İkinci kısım, “Bilişler” başlığı altında, motivasyonun bilişsel süreçlerine odaklanmaktadır. “Duygular” başlığı altındaki üçüncü kısım, duygu-davranış ilişkisinde biyolojik, bilişsel ve sosyal perspektiflerden yola çıkarak güdülenmede duyguların rolünü anlamaya çalışmaktadır. “Uygulamaya yönelik İçerikler” başlıklı dördüncü kısımda ise, kitabın bütününde aktarılan yaklaşımların, eklektik bir bakış açısıyla, alan uygulamalarındaki karşılığı ele alınmaktadır.
Her bölüm içerisinde bulunan tartışma alanlarıyla zenginleştirilen kitapta, alana dair güncel görüşlere de yer verilmektedir. Dolayısıyla bu kitap hem öğrencilere hem de eğitim, sağlık, işletme gibi farklı disiplinlerde çalışan uzmanlar için yararlı bir kaynak niteliğindedir.
Anıl Özge Üstünel, Ayca Aksu, Bahar Tanyaş, Betül Kanık, Büşra Alparslan, Cağatay Çoker, Doğa Eroğlu-Şah, Elif Ünal, Emir Üzümceker, Fatih Köseoğlu, G. Deniz Derin, Gonca Soygüt Pekak, Hale Bolak Boratav, Hilal Peker-Dural, Latif Karagöz, Mehmet Karasu, Pelin Karakuş Akalın, Sami Çoksan, Sercan Balım, Sercan Karlıdağ̆, Umut Şah, Yasin Koç Her biri kendi alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanan "Nitel Araştırma Yöntemleri: Psikoloji Uygulama Örnekleriyle" başlıklı bu eserde; yazılı metinler, konuşma içerikleri ve görselliğe dayalı uygulamalarla insan deneyimini temsil etmenin çeşitli biçimleri ele alınmaktadır.
Kitapta; nitel yöntemlerin tarihsel gelişimi ve Türkiye'deki kısa tarihi, nitel araştırmanın temelleri, nitel verinin elde edilme sürecindeki temel nitelikler, nitel araştırmada klasik veri toplama teknikleri, nitel çalışmalar için çevrim içi materyaller ve paket programları, tematik analiz, şablon analizi, yorumlayıcı fenomenolojik analiz, gömülü teori, anlatı analizi, söylemsel psikoloji ve konumlandırma teorisi, eleştirel söylemsel psikoloji, eleştirel söylem analizi, fotoanlatı yöntemi, vaka çalışması ve feminist nitel araştırma konuları kuramsal olarak açıklanmakta ve uygulama örnekleriyle okuyucuya sunulmaktadır.
Nitel yöntemler, psikoloji ve ilişkili alanlardaki bilgi üretim süreçlerinde hem başlı başına bir yöntem olarak hem de araştırma sürecinin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Bu açıdan sosyal bilimler alanındaki öğrenciler, araştırmacılar, uygulayıcı/eğitmenler için oldukça güçlü bir potansiyel sunmaktadır.
Gary Yukl Bir lideri etkili lider yapan nedir?
Örgütlerde Liderlik, liderlik konusundaki temel kuramları ve araştırmaları incelemekte, etkili liderlik hakkında neler öğrendiğimizi ve bildiğimizi gözden geçirmektedir. Kuram ve uygulama arasında sağlanan bu denge, kitabı liderliğe ilişkin zor sorulara verilen teorik cevaplardan fazlasını isteyen öğrenciler ve yöneticiler için cazip ve faydalı kılmaktadır.
Burak Özer, Dilvin Özen, Fatih Sami Özakyol, Fırat Kaya, Gaffar Türkoğlu, İbrahim Uğraş, Meryem Kartal, Şerif Ali Batmaz Siyaset bilimi ve psikoloji disiplinlerini birleştiren politik psikoloji alanının önemli konularını özgün bakış açılarıyla ele alan bu kitap; politik psikolojinin tarihinden grup psikolojisine, milliyetçiliğin psikolojisinden duygunun psikolojisine, ırkçılığın psikolojisinden terörizm psikolojisine, liderlik analizlerinden siyasal tutum ve davranışlara kadar geniş bir yelpazede konulara odaklanarak okuyuculara zengin bir içerik sunmaktadır.
Kitap; siyaset bilimi, kamu yönetimi ve uluslararası ilişkiler alanlarında lisans ve lisansüstü programlarda öğrenim gören öğrenciler için değerli bir kaynak olmanın yanı sıra politik psikolojiye duyulan genel ilgiyi ve merakı paylaşan tüm araştırmacılara rehberlik edecek nitelikte bir başvuru kitabı olarak okuyucularını politik psikoloji alanındaki yenilikçi düşüncelerle buluşturarak disiplin içinde yeni ufuklar açmayı amaçlamaktadır.


Cyndie Spiegel İyileşmek, yaşamak, sevmek ve bu vahşi, çılgın dünyada olmanız gereken kişi olabilme yolunda ihtiyaç duyduğunuz deneyimler, bu kitapta sizi bekliyor. Bu sayfalarda, hayatınızı mümkün olan en iyi şekilde yaşayabilmeniz için karanlığın içindeki ışığı görme yeteneğinize doğrudan seslenen güçlü kodlar bulabilirsiniz.
Yürek hoplatan bu geniş olasılıklar dünyasında beynimiz, nörolojik olarak, iyi ve yolunda giden şeyler yerine yolunda gitmeyenleri aramak üzere yapılanmıştır.
“BEYİN, TANIDIK OLANA YÖNELİR.”
Her gün bu kitaptaki yazılardan bir tanesini okuyarak zihninizin, her bir olumsuz deneyime tutunan bir yapıdan umudu, cesareti, dayanıklılığı ve olasılığı kucaklayan bir yapıya doğru istikrarlı bir şekilde geçişini destekleyebilirsiniz. Üstelik bunu yaparken beyninizin yeni durumlara uyum sağlama yeteneği olan plastisite özelliğini de harekete geçirmiş olacaksınız.
BİR YIL BOYUNCA
HER YENİ GÜNE
İLHAM
BİLGELİK
ve CESARETLE…
Çınar Kaya Pozitif psikoloji, hem dünya genelinde hem de Türkiye'de önemli bir bilimsel disiplin hâline gelmiş ve geniş bir uygulama yelpazesi bulmuştur. Ancak geliştirilen ilk model ve müdahalelerden itibaren önemli eleştirilere de maruz kalan pozitif psikoloji, sürekli gelişen bir alandır. Bu kitap, bu değişimin bir kısmını ele almayı ve yeni bir yaklaşımı tanıtmayı amaçlamaktadır.
Kitap, pozitif psikoloji alanındaki önemli sorunlardan biri olarak kabul edilen bağlam sorununa odaklanmakta ve literatürde zemin toplayan Bağlamsal Pozitif Psikoloji yaklaşımını tanıtmaktadır. Ayrıca bu yaklaşıma dayalı olarak geliştirilen bir grupla psikolojik danışma (BPGPD) sürecini bir müdahale örneği olarak sunmaktadır. Üniversite öğrencileri ve özel gereksinimli çocuğu olan annelerle gerçekleştirilen çalışmalarda deneysel olarak sınanan BPGPD, bireylerin bağlamlarına duyarlı pozitif psikoloji müdahalelerinin umut verici bir örneğidir.
BPGPD süreci, psikolojik danışmanların bağlama duyarlı becerilerini desteklemek amacıyla ayrıntılı olarak betimlenmiştir. Oturumların bileşenlerini oluşturan uygulamalar bireysel danışma için de uyarlanabilir. Kitabın psikolojik danışmanlar, terapistler ve kanıta dayalı pozitif psikoloji müdahalelerine ilgi duyan okuyucular için faydalı bir kaynak olması umut edilmektedir.
Maksim Goncharov Herkes, çatışmaların nasıl yaratılacağını bilir ancak bunları nasıl çözeceğini bilemez. Çatışma olgusu, psikodinamik psikoterapinin merkezî bir kavramıdır. Bu, çok insani bir olgudur. Çatışma, bir kavga ya da skandal değil bir değerler çatışmasıdır, arzulanan şey ile olan şey arasındaki bir boşluktur. Bu durum, psikoloji için o kadar önemli bir olgudur ki tüm çelişkilerimizi, zorluklarımızı ve sorunlarımızı açıklayabilir. Ve doktorlara yapılan ziyaretlerin %90'ından fazlasının stresle ilgili olduğu düşünüldüğünde çatışmaları anlamak, çok daha önemli bir hâle gelir.
Çatışmalardan kaçınılamaz. Aslında tüm hayatımız çatışmalardan kaçınmakla değil onları yönetmekle ilgilidir. Çatışmaları anlamak, her insan için, özellikle de bunu profesyonel bir faaliyet olarak gerçekleştiren insanlar için önemlidir. Bunlara örnek olarak doktorlar, psikiyatristler, psikoterapistler, psikologlar, koçlar, öğretmenler, eğitimciler, yöneticiler, ebeveynler sayılabilir.
Yetmişli yıllarda Nossrat Peseschkian tarafından bize verilen pozitif psikoterapi, zor şeyler hakkında konuşmanın ve gizli olanı ortaya çıkarmanın ne kadar basit bir şekilde mümkün olabileceğine dair mükemmel bir örnektir. İnsanlığın, Nossrat Peseshkian'ın dünya psikoterapi ve psikolojisine katkısını henüz tam olarak takdir edilememiştir.
Yaşam kalitemizin ve sağlık düzeyimizin arkasında, her şeyden önce psikolojik yeterlilik yatmaktadır. İnsan, biyolojik olmaktan çok psikolojik bir varlıktır. Pozitif Psikoterapide Çatışma Mekanizmaları kitabı, hepimizin psikolojik yetkinliğini artırmamıza, çatışmaları ve etkileşimlerini tanımayı, kavramsallaştırmayı ve başkalarına basitçe açıklamayı öğrenmemize yardımcı olacak bir girişimdir.
Ali Ekber Gülersoy, Betül Tansel, Elvan Melek Ertürk, Gökhan Gürdal, Handan Belivermiş, Hasan İçen, Mehmet Ali Toprak, Mehmet Zeydin Yıldız, Muhammet Öksüz, Nurettin Özgen Psikocoğrafya, hibrit bir alanı temsil eder. Başta psikoloji ve coğrafya olmak üzere çeşitli disiplinlerin tematik alanları arasında gelişen duygu ve düşüncelerin mekânsal bağlamını odağına alır. Mekânın insan ruhuna yönelik izdüşümlerini keşfetmek için, harita, pusula veya sırt çantasına ihtiyaç duyulmaz. Psikocoğrafyacıların ihtiyaç duyduğu şey mekânı deneyimleme merakıdır. Yaşama dair en bilinmedik tenha alanlarda ya da kentsel mekânlarda kalabalıklar arasında kaybolmaktır. Doğayı ve özelikle kentsel mekânı deneyimlemek, hissetmek ve yeniden keşfetmektir. Psikocoğrafyacı, kenti deneyimlerken, yaşadığı an üzerinden mekâna yüklediği duygu yüklü anlamlarla ’yer’i üretir ve böylelikle kente dair deneyim, yürümenin hikâyesi ile iç içe geçer. Günümüzde, kent mekânlarının aşırı büyümesi, güvenlik bariyerleri, özel mülkiyet alanları ve yoğun araç trafiği gibi olumsuzluklardan dolayı çoğu zaman kentte yürümenin romantik bir eylem olarak düşünülmeye başlandığı söylenebilir. Dolayısıyla bir psikocoğrafya pratiği olarak kenti yeniden keşfetmek için kente akmak ve sürüklenmek, kentin tüm alanları için mümkün olmayabilir. Sınırlandırılmış, budanmış bir kent yürüyüş pratiği ile psikocoğrafyacı yönlendirilmiş bir figür olarak ayrıntıları görmeye, hissetmeye ve anlamlandırmaya başlar. Tali sokaklardaki bir bakırcı ustasının ritimli çekiç seslerinden, içsel isyanı yansıtan duvar yazılarına ve kent meydanında haykıran kitlelerin duygu yüklü anlamlarla ritim oluşturduğu bir manzarada psikocoğrafya, yer ve duyguyu bütünleştirerek anı hafızaya kaydeder.
Saundra K. Ciccarelli, J. Noland White Son yıllarda giderek daha da önemli hâle gelen psikoloji alanı hem bir temel bilim hem de uygulamalı bir bilim olarak; insanın duygu, düşünce ve davranışlarının altında yatan nedenleri bir yandan en gelişmiş sinir-bilimsel görüntüleme teknikleriyle irdelemeye çalışırken bir yandan da toplumsal cinsiyet ve kültürel farklılıklara da yer vererek anlamaya ve açıklamaya çalışmaktadır. Alanın son derece deneyimli iki hocası tarafından yazılan bu kitap; aktif, keyifli ve aynı zamanda sorgulayıcı bir öğrenme ortamı sağlayarak, öğrencilerin temel psikolojik süreçleri ve uygulama becerilerini kazanmalarına ve aynı zamanda çalışma ortamlarında ve toplumda olumlu sonuçlara katkıda bulunacak değerleri sahiplenmeye başlamalarına zemin hazırlamaktadır. Bu doğrultuda alandaki boşluğu doldurmaya aday olan Psikoloji - Bir Keşif Gezintisi; sadece psikoloji öğrencileri için değil, konuya ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir kaynak kitaptır.
Bu kitap; öğrencilerin katkılarını en iyi şekle getirmeye yardım edecek nitelikte önemli bilgiler sunan, kolayca anlaşılan özlü açıklamaların yer aldığı ve psikolojiyi daha kolay öğrenilebilir kılan özellikleriyle psikoloji alanına kazandırılmış önemli bir eserdir. Bu özelliklerinin yanında, etkileşimsel bir öğretim yöntemini benimsemekte ve eleştirel düşünmeyi sağlamaktadır. Bu nedenle hem psikoloji bölümü öğrencilerine hem de farklı bölümlere seçmeli olarak verilen psikolojiye giriş dersleri için uygun bir ders kitabıdır. Ayrıca alandaki son araştırma bulgularını aktararak ve bilgilerin günlük yaşama uygulanması için örnekler vererek öğrencileri öğrenmeye, araştırmaya ve uygulamaya da güdülemektedir.
Siz öğrenmek isteyin, Psikoloji - Bir Keşif Gezintisi size yol göstersin…
Nurten Gökalp İnsan davranışlarının sebeplerini açıklayarak insanı açıklama amacı taşıyan psikoloji bilimi deneysel bir bilim olarak şekillenmeden çok önce felsefenin içinde yer almıştır.
Felsefi bir bakışla insanı değerlendirmeye çalışan felsefi psikoloji ile deneysel bir bilim olan bilimsel psikolojinin sahip olduğu özellikler birbirinden farklıdır. Bu çalışmada bu iki psikoloji türünün özellikleri karşılaştırılmakta, benzerlik ve farklılıklar gösterilmektedir.
Felsefe ile psikolojinin farklı bakış açıları ile ortaya koydukları insan modelleri tarihsel bir seyir ile irdelenmekte, bir bilim olarak psikolojinin sahip olduğu teorik ve metodolojik problemler felsefi bir gözle değerlendirilmektedir.
Aydın Bayad, Bilal Afşin, Deniz Işıker Bedir, Devrim Kalkan, Ekin Emiral, Ercan Şen, Ezgi Ildırım, Halime Ünver-Aba, Hüseyin Çakal, M. Siyabend Kaya, Meryem Şahin, Selin Tekin, Simge Şişman Bal, Şakir Yılmaz, Yasemin Gülsüm Acar Psikolojinin ilgi alanına giren konular insanlık tarihinin başından beri var olsa da, psikoloji son 150 yıldır bir bilim olarak kabul edilmiştir. Türkiye'de ve dünyada popüler bir bilim olan psikolojinin büyük ilgi görmesi, bu alanla ilgili eserlerin de ilgi görmesini sağlamıştır. Bu kitap, bir yönüyle bir tarih kitabı olsa da aslında klasik bir tarih kitabı olma iddiasında değildir. Daha ziyade psikolojide var olan ekollerin tarihsel bağlamını, bu ekollerin ortaya çıktığı dönemle olan bağlarını ve bu ekolleri var eden bilim insanlarının hayatlarını da dâhil ederek anlatmayı amaçlamaktadır. Bunu yaparken hem ilgili dönemin önemli teorisyenlerine hem de dönemin şartlarına ve ruhuna atıfta bulunmaktadır.
Bu kitapta, psikolojinin felsefi temellerine ve felsefeden ayrılıp bağımsız bir bilim olma yolculuğuna değinilmiş olmakla birlikte aslında bir modern psikoloji tarihi anlatısı vardır. Psikoloji tarihi alanında yazılmış Türkçe eser açığını kapatma iddiasında olan bu kitapta, hem güncel konuları içeren hem de ders kitabı formatında öğrencilerin de ilgisini çeken bir anlatı inşa etmek amaçlanmıştır.
Lisa M. Vaughn “Bu kitap kültürel psikolojinin günümüzde ne anlama geldiğinin temelini ortaya koymaktadır. İyi kurulmuş psikoloji kuramlarını çok kültürlü bir bakış açısıyla incelemekte ve bu kuramların tarihsel olarak farklı kültürel arka planları nasıl olup da dikkate almadıklarına dair eleştiriler yöneltmektedir. İçinde bulunduğumuz çeşitlilikler dünyasında Vaughan’ın kitabı gibi kitaplar akranlarımızı anlamamıza yardımcı olmak ve hepimizin yararına bir gelecek kurmak için gereklidir”.
Leonard A. Jason, PhD. Psikoloji Profesörü, DePaul Üniversitesi; Toplum Araştırmaları Merkezi Müdürü

Toplumun giderek artan küreselleşmesi; iletişim, işyeri, sağlık bakımı ve eğitimde sosyal, dilsel, dinsel ve diğer kültürel farklılıkların yanlış anlaşılması potansiyelini arttırabilecek kaymalara neden olmaktadır. Psikoloji ve Kültür'ün bu ikinci baskısı, psikolojinin kültürel boyutlarına ve gündelik ortamlarda uygulanmasına güncel bir genel bakış sağlamaktadır.
Vaughn, düşünme ve davranışın sosyokültürel bağlamdan nasıl etkilendiğinin betimlemesini sunmaktadır. Odak noktalar; kültürün temeli, psikoloji ve kültürde araştırma, kimlik insan gelişimi, kültürler arası etkileşimler ve temel psikolojik süreçlerdir. Metin; kültürün toplumsal cinsiyet, din, sosyo-ekonomik durum gibi sosyal boyutlarını içeren daha geniş bir tanımını ele almakta ve kültürler arası ilişkileri, kültürler arası iletişimi ve eğitim, örgütler, ilişkiler ve sağlıkta kültürel yetkinliği geliştirmek üzere pratik modeller göstermektedir. Okuyucu dostu tarzda yazılmış olan metin, kültür içeriğini hayata geçirmek üzere çeşitli kültürlerden sayısız örneklerle geniş bir konu yelpazesini kapsamaktadır.
Kitap, sadece kültürel konularla ilgili psikologların ve ilişkili disiplinlerden akademisyenlerin değil aynı zamanda kültürel alçakgönüllülük, küreselleşme, çoklu kimlikler, sosyal ekolojik süreçler, göç, kültürlenme ve bunlarla ilişkili konulara dair sorular hakkında bilgi arayan daha genel bir okuyucu kitlesinin de ilgisini çekebilecek şekilde psikoloji ve kültürde disiplin aşırı bir içeriğe sahiptir.
Asiye Yıldırım, Aslı Eyrenci, Barış Özdemir, Başak Bahtiyar, Ceylan Ayseli, Gonca Çiffiliz, Kuntay Arcan, Mine İlhan Öner Duygusal deneyimin insana özgü doğası, edebiyat ve sanatın ilgi odağında olduğu gibi bilim alanları için de ilgi çekici bir konu olarak güncelliğini korumaktadır. Psikoloji alanı içerisinde de duygu kavramı farklı yönleriyle ele alınmakta ve alanda giderek artan bir önem kazanmaktadır. Bu kitap psikolojinin; klinik, sosyal, gelişim ve sağlık gibi alanlarında duyguya ve duyguyla ilişkili süreçlere dair güncel tanımlamaları, yenilikçi ve özgün ölçüm yollarını, kuramları ve görgül araştırma bulgularını içermektedir. Ayrıca bu kitapta duygu temelli tepkilerin psikolojinin farklı alt alanlarında ele alınmasını örneklendiren biçimde, gelişimsel bakış açısıyla duyguların oluşumu ve gelişimine dair açıklamalara yer verilmekte, klinik psikoloji bağlamında duygu düzenleme ve kaygı konuları ele alınmakta; dahası, duyguların sağlık ile bağlantıları incelenmektedir. Sosyal psikolojik bakış açısıyla ise benliğe yönelik duygular ile grup temelli duygular konuları güncel alanyazın temelinde değerlendirilmektedir. Bu kitabın akademik bağlamda, lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenim gören öğrencilerin duygular üzerine yazılmış Türkçe kaynak ihtiyacına karşılık olması ve duygusal deneyim konusunun belirli yönlerine dair derinlikli bir içeriğin okurlara sunulması hedeflenmektedir. Dahası, psikolojide güncelliğini ve popülerliğini koruyan duygu konusu üzerine hazırlanan bu eserin, konu ile ilgilenen farklı kesimden okurların, duygusal deneyime dair merak ettikleri kimi sorularına cevap sunabileceği veya bilgi arayışlarına yön verebileceği de umut edilmektedir.

Ahmet Yasin Şenyurt, Arzu Çalışkan Sarı, Aylin Demirli Yıldız, Aysun Ergül Topçu, Burçak Sönmez, Cantürk Akben, Ceren Atakay, Fatma Can, Fatma Mahperi Uluyol, Hanzade Aslan Yılmaz, Kadriye Melis Kaymak Aypulat, Nur Okutan, Seçil Keskin Duygusal bağların karmaşıklığı ve yakın ilişkilerin çeşitli yönleri hakkında bilimsel ve açıklayıcı bir içeriğe sahip olan bu kitap, yakın ilişkilerin temellerinden yola çıkarak ilişkilerin başlaması, gelişimi, sürdürülmesi ve sona ermesi gibi temel süreçleri ele alıyor. Kitapta, yakın ilişkilerdeki yöntemsel yaklaşımlardan romantik aşka, eş seçiminden cinselliğe, iletişimden duygulara kadar pek çok konu titizlikle inceleniyor. Ayrıca kitap, kültürel çeşitlilikten değişen aile yapılarına kadar modern ilişkilerin dinamiklerine odaklanıyor.
Alanında uzman yazarların derinlemesine analizlerini ve gerçek hayattan örnekleri içeren her bir bölüm, yakın ilişkilerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı oluyor. Akademik bir bakış açısıyla karmaşıklık ve zenginlik arasında ustalıkla gezinen bu kitap; öğrenciler, akademisyenler ve yakın ilişkiler hakkında derinlemesine bilgi edinmek isteyen herkes için değerli bir kaynak niteliği taşıyor.
Yakın ilişkiler konusuna ilgi duyan tüm okuyuculara faydalı olması dileğiyle…


Ayça Özen Çıplak, Ayfer Dost Gözkan, Cansu Yılmaz, Derya Güngör, Duygu Eslek, Duygu Gürleyik, Elvan Kiremitçi Canıöz, Erkin Sarı, Esin Şener, Gamze Er Vargün, İdil Işık, Kerim Selvi, Özge Ünal, Rukiye Kızıltepe, Sezin Andiç, Türkan Yılmaz Irmak, Üzeyir Ok, Zeynep Uludağ Günümüzde önemi daha iyi anlaşılan ve oldukça ilgi çeken kavramlardan biri olan psikolojik iyi oluş, insanın mutluluk ve esenlik içerisinde olması olarak tanımlanabilir. Bu kitapta, psikolojik iyi oluşu bilimsel ve çok boyutlu bir bakış açısıyla incelemek amaçlanmaktadır. Kitapta, kavram hakkında bütünsel bir resim sunabilmek amacıyla aile, yakın ilişkiler, çalışma yaşamı, kültür gibi farklı bağlamlarda psikolojik iyi oluşu ele alan bölümler yer almaktadır. Takip eden bölümlerde ise psikolojik iyi oluşla teknoloji, spor, iklim, fiziksel çevre gibi güncel çalışma konuları arasındaki bağlantılar ele alınmaktadır. Bu yönüyle eser, alanda ortaya çıkan yeni yönelimleri inceleme fırsatı sunmaktadır. Konuyla ilgili çeviri kitaplar dışında Türkiye'de yazılmış ilk eser olma özelliği taşıyan bu kitabın, akademik çalışmalar yürüten veya bu çalışmalardan faydalanarak kendini geliştirmek isteyen herkes için faydalı bir başvuru kaynağı olmasını umut ediyoruz.
Metin Çelik Günümüz modern toplumlarında, eş seçiminden iş görüşmelerine kadar yaşamımızın her alanında karşımıza çıkan uyum kavramı, insan yaşamında gittikçe önem kazanan bir kavram haline gelmektedir. Birçok insan günlük yaşamında uyum kavramını sık sık dillendirmektedir. İşte bu kitap da günlük yaşamımızda anlamını tam olarak bilmeden, sürekli olarak kullandığımız ruh sağlığının bir ölçütü olan uyum kavramının doğasını okurlarına tanıtmayı amaçlamıştır. Bu kitabı okuduktan sonra hem uyum düzeyinize ilişkin farkındalık düzeyiniz artacak hem de diğer insanların uyum düzeylerine ilişkin daha sağlıklı bir bakış açısı kazanacaksınız.
Kitabın ilk bölümünde uyum kavramının daha iyi anlaşılabilmesi için ruh sağlığı anormal ve normal davranış kavramlarına, ikinci bölümde, uyum kavramının kapsamı ve temel öğelerine, üçüncü bölümde uyum kavramını açıklayan psikolojik kuramlara, dördüncü bölümde, özellikle gençlerin uyum düzeyini bozan faktörlere, beşinci bölümde ise üniversite öğrencileri açısından kritik önemi olan uyum düzeyini düşüren psikolojik belirtilere yer verilmiştir.
Kitabın, psikoloji bilgisini derinleştirmek, uyum düzeyine ilişkin farkındalık düzeyini arttırmak isteyen bireylere ve alan çalışanlarına (psikolog, pdr, sosyal hizmet) faydalı olacağını umuyoruz.
Ali Aytemür, Arda Coşkun, Aslı Eyrenci, Aycan Kapucu, Ayşe Büşra İplikçi, Ayşenur Aktaş, Bengü Kalo, Ceren Gökdağ, Deniz Bilger, Didem Acar, Ece Ünlü, Eda Keser Açıkbaş, Elif Yüvrük, Fatih Özdemir, Filiz Sayar, Gizem Çeviker Coşkun, Gökçe Baykuzu Gündüz, Gökhan Şahin, Gülçin Cihandide Ayalp, Gülgün Meşe, Gülin Kaça, Gün Pakyürek, İbrahim Öztürk, İrem Ece Eraydın, Mehmet Koyuncu, Mehmet Peker, Mehmet Uysal, Melike Guzey, Merve Vatansever, Meryem Berrin Bulut, Mine İmren, Özgün Özkan, Seçil Keskin, Sema Çokoğlu, Servet Kaçar-Başaran, Tülay İzmitligil Yunan mitolojisindeki anlatılardan biridir Eros (aşk) ile Psykhe’nin (ruh) aşkı. Ve esasen aşktan daha fazlasıdır. Eros’u kaybeden Psykhe’nin olgunlaşmasıdır ve kelebektir simgesi bu olgunlaşmanın. Nasıl ki tırtıl sabırla örer ve büyük emeklerle ördüğü kozasından kanatlarında bütün renkleri taşıyan bir kelebek olarak çıkarsa Psykhe de böyle var olmuştur çıktığı yolda ve böyle olgunlaşmıştır yolculuğunda. Tıpkı psikoloji biliminin gelişiminde olduğu gibi. İnsanın anlam arayışında da böylesi bir çaba vardır. Psikoloji bilimi, bir tırtılın kozasını yırttığı gibi farklı disiplinlerden ayrışıp kendi yatağında akmaya başlamış ve kendi kanatlarıyla gökyüzünde süzülen bir kelebeğe dönüşmüştür. Kanatlarındaki her bir renk, psikoloji biliminin bir alt alanına karşılık gelmiş ve o da çıktığı bu yolculukta bulmuştur anlam arayışını.
Bu kitap, siz değerli okurlarımıza hayatın her alanına sirayet eden psikoloji biliminin alt alanlarını tanıtarak yeni keşiflerle dolu bir yolculuk sunmaktadır.
Suna Tekin
Ahmet Rıfat Kayış, Banu Yıldız, Ezgi Ekin Şahin, Hüseyin Öztürk, İlknur Yeniçeri, İsmail Yelpaze, Kerem Coşkun, Mehmet Sarıçalı, Meryem Demir Güdül, Osman Hatun, Özge Canoğulları, Sinan Okur, Şeydi Ahmet Satıcı, Tuba Aydın Güngör, Yalçın Kanbay, Zeynep Ayça Terzioğlu Bu kitabı okumaya başladığınıza göre psikolojiye karşı ilgi ve merakınız olduğunu düşünebiliriz. Psikoloji, insan olarak “ben”i açıklama gayretinde olması nedeniyle neredeyse herkesin ilgisini bir noktada çekmektedir. Kimi kendisini anlamak ister kimi hayat arkadaşını, patronunu kimi çocuğunu kimi de ebeveynlerini. Yani insanı, en başında da kendimizi anlama çabası, bizleri psikolojiyi öğrenmeye götürür. Anadolu’nun ünlü halk şairi Yunus Emre’nin sıklıkla kullandığımız dizeleri gibi “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır”.
Ancak bu kendini bilmek, kendini öğrenmek, kendini keşfe çıkmak çoğu zaman bilimi kendi çıkarları doğrultusunda bir kazanca çevirenlerin elinde oyuncağa da dönüşebilmektedir. Nitekim psikolojiyi doğru anlayamamak, “Sen şimdi benim aklımdan geçenleri okuyor musun?” sorusunun da hedefi hâline gelmenize neden olabilir. “Ben de psikolojiyle ilgileniyorum.”, “Biz de psikolojiden anlarız, kişisel gelişim kitaplarına bayılırım.” gibi cümleler de bu alanda uzmanlaşacak olanların sık sık duyacağı şey­lerden birkaçı olacaktır. Peki, psikoloji gerçekten de her ilgisini çekenin birkaç kitap okuyarak uzmanlaşabileceği bir alan mıdır? Bu soruya içinizden “Hayır.” cevabını verdiğinizi tahmin edebiliyorum. Yine de psikolojiyi fazla popülerleştirip bilimden uzaklaştırmak da yalnızca bilim insanlarının eline bırakıp elitist bir şekle sokmak da aynı derecede tehlikeli olabilir. Çünkü bilim, insanlara ulaştıkça ve yaşamın içinde canlı bir organizma gibi gelişmeye devam ettikçe ancak faydalı olacaktır.
Psikoloji bilimi, asırlar önce filozofların insanı anlamaya yönelik sordukları sorulara verdikleri cevaplarla şekillenmiş ve ardından fizyolojik çalışmalar temelinde bir bilim olarak doğmuştur. Psikoloji, günümüze kadar hakkında yüzlerce kuram ve milyonlarca kavram yazılarak bugün hâlâ merakımızı canlı tutmaya devam etmektedir. Biz de bu Psikolojiye Giriş adlı bu kitapta, yüzyıllardır insan davranışlarını anlamaya yönelik çabaları literatürdeki yeni çalışmalarla birleştirerek sizin ilginize sunuyoruz.
Aydın Ankay Ana ekseni Siyasal Bilgiler Fakültesinde yazılan doktora tezinden oluşan kitabın bu ikinci basımı; saldırganlık temelinde son otuz yılın çok önemli siyasal, ekonomik ve tarihsel olgularının yanı sıra sosyal ve siyasal tutumlardan ırkçılık, dincilik, gericilik ve barışseverlik gibi kişilik testlerine yer vermektedir.
15 Temmuz Darbe Girişimi, çok bilinmeyenli denklem hâline gelmiştir. İçerikte de ifade edildiği gibi dış dinamikler az çok bilindiği hâlde içteki yansımaları henüz aydınlatılamamıştır. Bunun için belli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Süper devletlerin, özellikle ABD'nin, anarşi ortamı oluşturarak sekseni aşkın ülkede darbe yoluyla menfaat sağladıkları, hükûmetleri devirdikleri komplo teorisi olarak geçiştirilemez. "Görevimiz Tehlike" dizilerinde bunların bir kısmı itiraf edilmekte ve yayımlanmaktadır.
ABD'nin amacının, önümüzdeki on yıllarda, Asya'da değişmesi muhtemel güç dengelerini, başka bir deyişle dünyada tek güç olma avantajlarını ortadan kaldıracak oluşumları şimdiden önlemek olduğu düşünülebilir. En bunalımlı dönemlerde bile özellikle 12 Mart ve 12 Eylül'de sabıkası olan ABD'ye karşı Türk halkı, Osmanlı Dönemi dâhil olmak üzere bu emperyal sıkıntıların üstesinden gelmeyi bilmiştir. Atatürk kimi aydınlar gibi kötümser olsaydı Türk devleti tarih olacaktı.
Bu araştırma; 51 yıl sosyal bilimler hocalığının ve 31 yıl avukatlık deneyimlerinin harmanlandığı uzun yıllar süren çalışmaların ürünüdür.
Aysun Aydın, Cem Koray Olgun, Cihan Ertan, Çağdaş Ümit Yazgan, Emre Öztürk, Esra Cizmeci Ümit, Esra Zıvralı Yarar, Fatma Yaşin Tekizoğlu, Hülya Biçer Olgun, Metin Kılıç, Murat Yüksel Modernleşmeye bağlı olarak insanların çalışma ve zaman kullanım şekillerinin sistematik bir yapıya büründüğü günümüz toplumlarında, teknolojideki büyük devrimlere de koşut olarak değişen eğlence/eğlenme, çok farklı bilim dallarının merceğinden görünür kılınabilen, farklı neden, olgu ve bağıntılarla açıklanabilen bir gerçekliğe sahiptir. Bu bakımdan eğlenceyi bireysel motivasyon, iradi karar, bireysel fayda, rasyonel seçim, kişisel gelişim ve farkındalık gibi bir kavramsal temel üzerinden açıklayan bir araştırmacı, onun sosyal bakımdan “verili” ve “koşullanmış” yönünü ıskalayabildiği gibi, eğlencenin sosyal bakımdan hangi koşullarda gerçekleştiğinin açığa çıkarılmasını, davranışı tayin eden kurumsal ve yapısal belirleyicileri önceleyen araştırmacılar, eğlencenin iradi ve bireysel tercihlerle ilgili yönünü teğet geçebilir. Bu konuda psikoloji merkezli kuramlar kadar, sosyoloji merkezli kuramlarda da belli başlı eksiklikler göze çarpmaktadır. Kitapta, her iki perspektifi psiko-sosyal ilişkisel bir kavrayışla birleştiren ve eğlence konusuna farklı yönleriyle eğilen sentezleyici bir kavrayış sunulmaktadır.
Aydın Ankay Bu kitabın diğer psikopatoloji kitaplarından farkı, olguları sadece bireysel boyutta değil sosyoekonomik, kültürel ve tarihsel boyutlarla da irdelemesidir. Çünkü bireysel olaylar sosyoekonomik, kültürel ve tarihsel olayların bir uzantısından ibarettir. Örneğin Freud’un erkeği başat görmesi, yaşamış olduğu 19. yüzyılın bir ürünüdür.
Kitabın bu üçüncü basımı; sistematiği ve içeriği ile yeniden yazılmış, içeriğinde yer alan örnek sayısı yaklaşık 70’ten 100’e çıkarılmıştır. Yine hiçbir psikopatoloji kitaplarında yer almayan şu konular incelenmiştir: teknoloji ve ruh sağlığı, suç ve çocuk mahkemeleri (hukuki mevzuat dâhil), boşanma ve ruh sağlığı (hukuki boyut dâhil), ile saldırganlık, disiplin, okulda başarısızlık sorunu.
Kitapta klasik görüşlerin yanı sıra çağdaş yaklaşımlardan DSM-4 ve DSM-5’e yer verilmiş; genel yetenek, kişilik testleri eklenmiştir.
Yazarın elli yıllık psikoloji ve otuz bir yıllık avukatlık deneyimleri rehberliğinde hazırlanan kitap; psikolglar, psikiyatristler, sosyal bilimciler ve PDR’cilerin yanı sıra bu alandan olmayanlar için de aydınlatıcı bilgiler içermektedir.
Artı Enstitü, Berk Can Ünsal, Berkay Köse, Beyza Ünal, Deniz Canel Çınarbaş, Deniz Yılmaz Zambak, Didem Türe Şakar, Dilara Hasdemir, Dolunay Cemre Durmuş, Ekin Doğa Kozak, Esra Angın, Gizem Çeviker, Güler Beril Kumpasoğlu, İdil Uğurluoğlu, Kutlu Kağan Türkarslan, Merve Cesur Atintaş, Ozan Can Selçuk, Pelşin Ülgen Kurtul, Semanur Güneş Çakmak, Sevi Gizem Zeybek Çoğunluk gruptan olan bireyler için geliştirilmiş bir terapi yaklaşımı, azınlık grup üyelerine otomatik olarak iyi gelmez. Azınlık kimliği gibi konular psikoterapinin konusudur; kimliği oluşturan cinsiyet, yaş, coğrafi konum (kişinin nereli olduğu veya nerede yaşadığı), etnik köken, cinsel yönelim, engellilik, dinî inanç gibi grup seviyesi değişkenler, psikoterapi sürecinin verimli ilerlemesi için önemlidir. Bu değişkenlerin kültüre duyarlı bir şekilde ele alınmadığı psikoterapi uygulamaları, iyileştirici olmaktan ziyade baskıcı ve ayrımcı olur. Kitap, bu varsayımları temel alarak yazılmıştır.
Kültüre duyarlı psikoterapi ve kültürel yeterlilik, özellikle yabancı alanyazında üzerinde durulan kavramlar olup yurt dışındaki meslek grupları ve akreditasyon birimleri tarafından psikoterapinin ve psikoterapi eğitiminin temel taşları arasında anılmaktadırlar. Türkiye'de, son zamanlarda bu konuda artan bir farkındalık görülse de gereken önemin henüz verilmediği söylenebilir. Özellikle klinik psikoloji alanında, kültürel yeterliliğin psikoterapinin temel yeterliliklerinden biri hâline gelmesi için konuyla ilgili lisansüstü seviyede verilen derslerin arttırılması ihtiyacı öngörülmüştür. Bu kitap projesi de böyle bir ders neticesinde ortaya çıkmıştır. Psikoterapide kültürel konuları ele alan Türkçe bir kitabın eksikliğinin farkında olmam nedeniyle geçmişte dersi alan öğrencileri, projelerini kitap bölümüne dönüştürmeye davet ettim. Bu kitabın bir başlangıç olmasını, psikoterapide kültürel konuları ele alan kitapların, derslerin ve mesleki standartların üretilmesine ve geliştirilmesine yol açmasını diliyorum.

Sinan Alper, Onurcan Yılmaz Sağcılığa ve solculuğa sosyal psikolojik bir bakış açısı sunan bu kitapta, yaşanılan çevrenin tehditkârlığı ve belirsizliğinin insanların siyasi tutumlarını nasıl etkilediği anlatılmaktadır. Sağcıların ve solcuların beyin yapılarından düşünme biçimlerine, ahlak anlayışlarından çocuk yetiştirme tarzlarına kadar her şey dünyayı ne derece tehditkâr ve belirsiz algıladıklarına göre şekillenmiştir. Bu kitapta; bunları ayrıntısıyla, günlük hayattan örneklerle işleyerek, siyaset üzerine düşünürken kültürel etkenlere ek olarak genelde görmezden gelinen psikolojik ve biyolojik boyutları da keşfedeceğimiz bir yolculuğa çıkacağız.
Ancak unutulmamalıdır ki bu kitapta, psikolojik açıdan sağcılar mı yoksa solcular mı üstün, gibi sığ bir tartışma yapmıyoruz. Onun yerine daha ilginç bir şeyi gösteriyoruz: Sağcıların ve solcuların algıladıkları dünya çok farklı ve sağcılar da solcular da zihinlerinde aslında bambaşka dünyalarda yaşıyorlar!
Ayşe Kaya Göktepe Sanat terapi, bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmış, tedavi edici özelliği bulunan bir yöntemdir. Bu terapide kişinin farkındalık ve içgörü kazanması esastır. Buna ek olarak sanat terapi, kişilere duygusal yüklerinden arınmak için bir fırsat sunar. Kişiler, sanat terapi seansında deneyimledikleri tecrübeler yoluyla sosyal ilişkilerinde olumlu yönde dönüşüm yaşarlar. Tedavinin bir diğer güzel yanı ise kişinin büyüme sürecinde baskılanan sanatsal yeteneklerini ortaya çıkarabilir ve kişiler, terapiden sonra bir sanat dalında uzmanlaşabilirler. Uzmanlığı seçmeseler bile sanatı bir dışa vurum aracı olarak hayatlarında kullanmayı öğrenirler.
Hüseyin Batuhan Bu eşsiz eser, Hüseyin Batuhan’ın Batıda Tolerans Fikrinin Gelişmesi adlı kitabı ile daha önce kendisinin kitaplaştırmadığı, içten içe tolerans konusunu işlediği, toleranssızlığın (hoşgörüsüzlüğün), fanatizmin, akıl ve bilim-dışılığın her türlüsünün modern mantık, özellikle semiyotik açısından bir tahlilinin yapıldığı yazılarını bir araya getirmek amacıyla hazırlanmıştır. Hazırlanan bu kitapta Hüseyin Batuhan’ın semiyotik ile ilgili yazıları tolerans ile ilgili fikirlerine giriş niteliğindedir.
Kitap üç kısımdan ve bir de ekler kısmından oluşmaktadır. Batuhan’ı genel ve özel yönleriyle tanıtmaya çalışan birinci kısım, Turhan Yörükan tarafından kaleme alınmıştır. İkinci ve üçüncü kısımlar ile Batuhan’ın kitabına hazırlık olmak üzere belirlediği ve yaptığı ön çalışmaları örneklemekte olan ekler, onun yazılarını bir araya getirmektedir.
Oğuzhan Ekinci, Seda Kayapalı Yıldırım Son yıllarda ülkemizde de adından sıkça söz ettiren siber zorbalığın kavramsal çerçevesini, nedenlerini, aktörlerini ve etkilerini araştırmaya yönelik yaptığımız bu çalışmanın amacı, okuyucuya temel bilgiler sunmanın yanı sıra soruna dair farkındalık oluşturmaktır. Almanca, İngilizce ve Türkçe kaynaklar incelenerek meseleyi nitel bağlamda ele alan bu çalışma, yapılan alan araştırmasından elde edilen bulgularla desteklenmiştir. Sonuç bölümünde ise teknolojik gelişmelerle birlikte daha da yaygınlaşacağı öngörülen siber zorbalığa karşı geliştirilebilecek tedbirler ve bunun nasıl önlenebileceği ile ilgili çözüm önerileri sunulmuştur. Böylesine karmaşık bir konuyu daha iyi anlamanın yolu, onu küçük parçalara ayırarak incelemektir. Her bir meselenin münferit olarak mercek altına alınması, konunun daha net ve daha kolay anlaşılmasını sağlayacaktır. Kaleme alınan bu çalışmanın, okuyucuya yönelik konuyla ilgili eleştirel düşünmesinde, onun problem çözme becerisini geliştirmesinde, daha sağlıklı görüşler ortaya koyabilmesinde, dijital teknolojilerin günlük aktivitelerde daha verimli ve etkili bir şekilde kullanılmasında faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu noktada siber uzayın, özellikle geleceğin insan kaynağı gençler için tutum ve davranışların sosyal sorumluluğunu destekleyebilecek, saygıyı teşvik edebilecek güvenli bir söylem/beslenme ortamı hâline gelmesine katkı sunmayı amaçlıyoruz.
İsmail Barış, Umut Solmaz Bu kitap; dezavantajlı gruplar içinde yer alan sokakta yaşayan çocukların tanımlanması, bu bireylere yönelik sosyal hizmet uygulamalarının neler olduğunun araştırılması ve araştırma bulgularına göre sokakta yaşayan çocuklara ve ailelerine yönelik gerçekleştirilmesi gerekli tedbirlerin ve desteklerin politika yapıcılarına ve uygulayıcılara sunulması açısından önemli bir katkı sağlamaya ve literatürdeki boşluğu doldurmaya yöneliktir.
Bu bağlamda kitap, beş bölüme ayrılmış ve bölümlerde konular geniş bir şekilde işlenmiştir. Sokakta yaşamanın getirdiği olumsuzlukların ortadan kaldırılmasının sosyal hizmetin amaçları arasında yer aldığı anlayışından yola çıkılarak sokakta yaşayan çocuklar ve aileleri konusu sosyal hizmet bağlamında değerlendirilmiştir. Kitap, sokakta yaşayan çocuklar konusunu teorik bağlam çerçevesinde var olan veya gerçekleştirilmiş uygulamaları içermektedir.
Gülnur Yenilmez Kaçar Dijital çağda sosyal ağlar, yeni sosyal etkileşim alanları olarak öne çıkmaktadır. Zamansal ve mekânsal sınırları olmayan bu yeni mecralar, kullanıcılara sunduğu farklı etkileşim yöntemleri ve zengin içerik biçimleri; renkli, hızlı, interaktif ve eğlenceli yapısı; kolay kullanım özelliği nedeniyle giderek daha fazla kişi tarafından, yoğun şekilde kullanılmaktadır. Kullanıcılarının kim olduğunu, dışarıdan nasıl göründüğünü, başkaları tarafından nasıl algılandığını keşfetmesine yönelik olarak kendilerini sunmaları ve izlenimlerini yönetmeleri açısından eşsiz platformlardır.
Bu kitapta, son 20 yılda sosyal ağların gelişiminden yola çıkılarak sosyal ağların sosyal etkileşimlerdeki yeri, özellikleri, kullanıcılara tanıdığı imkânlar ve öne çıkan sosyal paylaşım sitelerine yer verilmektedir. Benlik ve benlik sunumu kavramsal açıdan ele alınarak farklı kuramlarla açıklanmakta, değişik boyutlarıyla izlenim yönetimi süreci ele alınmaktadır. Daha sonra sosyal ağlar ve benlik sunumu konusu sentezlenerek sosyal ağlarda benlik ve benlik sunumu irdelenmektedir. Kitapta, son yıllarda yapılmış çalışmaların bulguları temelinde “Sosyal ağlar benlikle ilgili ne tür doyumlar sağlar?”, “Sosyal ağlarda benlik sunumunun amaçları ve özellikleri nelerdir?”, “Sosyal ağlarda hangi benlik türleri sunulur?”, “Sosyal ağlarda ne tür izlenim yönetimi taktikleri ve araçları kullanılır?” gibi sorulara yanıt aranmaktadır. Bu anlamda kitap; iletişim, sosyoloji ve sosyal psikoloji alanında çalışan araştırmacıların, öğrencilerin ve sosyal ağlarda yapılan paylaşımları ve altında yatan nedenleri sorgulayan tüm okuyucuların ilgisine sunulmaktadır.
Bahar Bahtiyar-Saygan, Burçin Akın Sarı, Ece Ceren Akkaya, Elis Güngör, Gülçin Akbaş, Gülden Sayılan, Gülten Ünal, İlknur Dilekler Aldemir, Leman Korkmaz, Münevver Rana Karlı, Pelin Gül, Suzan Ceylan-Batur Kırk yılı aşkın süredir psikolojinin önde gelen yaklaşımlarından biri olarak varlığını sürdüren sosyal biliş, sosyal dünyaya dair bilgimizin nasıl oluştuğunu ve bu bilgiyi insanların davranışlarını yorumlama, tahmin etme veya hatırlama süreçlerinde nasıl kullandığımızı inceleyen bir alt alandır. Bu bakımdan sosyal biliş, sadece kendi iç dünyamızı değil aynı zamanda başkalarının düşüncelerini, davranışlarını ve duygularını anlama yolculuğumuzun kapılarını aralar.
Bu kitap, sosyal bilişin çok yönlü yapısını aydınlatmayı amaçlayan bir kaynak olarak tasarlanmıştır. Sosyal bilişin temellerinden başlayarak evrimsel kökenlerine kadar uzanmakta ve konuyu gelişimsel bakış açısından değerlendirmektedir. Aynı zamanda, sosyal bilişin insan psikolojisi ile olan dinamik ilişkisini ele alırken bireyin benlik algısı, kişilik, dil, kültür ve siyaset gibi alanlarla nasıl etkileşimde bulunduğunu incelemektedir. Ayrıca klinik psikolojideki pratik uygulamaları da bu alanda çalışan uzmanlar için bir kaynak sunmaktadır.
Sosyal biliş kavramının farklı bağlamlarda ve disiplinlerde ele alındığı bu kitap, sadece alanda çalışan araştırmacılar için değil, aynı zamanda konuya ilgi duyan genel bir okuyucu kitlesi için de anlaşılır ve bilgilendirici olacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca kapsamlı bir terimler sözlüğü içeren bu kitabın, sosyal biliş kavramına ilişkin Türkçe yazılmış kaynak ihtiyacını karşılayan bir yayın olması hedeflenmektedir.
Kâmile Bahar Aydın Dünya Mutluluk Raporu'nda (WHR 2022) mutluluğun ölçütlerinden biri sosyal destektir. Bilimsel alan yazın bulgularına ek olarak bu küresel rapordan da anlaşılacağı üzere sosyal destek herkese lazımdır. WHR 2022'ye göre 146 ülke arasında Finlandiya 5. kez dünyanın en mutlu ülkesidir; Türkiye ise 112. sırada yer almaktadır. Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Jeffrey Sachs'a göre, “Dünya Mutluluk Raporu’nun yıllar boyunca verdiği ders; sosyal desteğin, birbirine cömertliğin ve hükümette dürüstlüğün esenlik (well-being) için çok önemli olduğudur.”
Türkiye'de yalnızlık bakanlığı kurulabilir. Yalnızlık bakanlığı; bilimsel, demokratik anlayış ve kamu yararını esas alarak başta dezavantajlı (kronik hasta, engelli, yaşlı ve yalnız) bireyler olmak üzere her insanın ihtiyaç duyduğu sosyal desteği etkin bir şekilde sunabilir.
Yalnızlık bakanlığı, her birey için gerektiği kadar sosyal destek sunarak doğurganlık ve nüfus artış hızının düşük düzeyde tutulmasında rol oynayabilir. Böylece doğal dengelerin korunmasına (iklim krizini önlemek ve çözmek gibi) ve sosyal adalete de katkı sağlayabilir.
Vivien Burr / Çeviren: Sibel Arkonaç "Vivien Burr sosyal inşacılığı en üst düzeyde mükemmel bir şekilde
özetleyen önceki kitabını takip etmekte ve düğümleri uyumlu
bir goblen dokuma haline getirmektedir."
Rom Harré, Georgetown University, Washington,
and Linacre College, Oxford.

"Sosyal İnşacılık geniş bir kitle tarafından okunmayı hak eden,
doyurucu, kapsamlı bir kitaptır. Yazar bu materyalden, herhangi
bir okuru dahi şevke getirecek bir güvenle bahsetmektedir."
Richard Mallows, Head of Psychology, York St.John College.

Bu kolaylıkla ulaşılabilir bilimsel giriş kitabı öğrencilere, sosyal
inşacılık olarak bilinmeye başlanan sosyal bilim teorisini ve
araştırma alanını takdim etmektedir. Gündelik yaşantılardan ve
kişilik, cinsellik, sağlık gibi alanlarda var olan araştırmalardan
çeşitli örnekler kullanarak sosyal inşacılığın temel teorik
faraziyelerini açık bir şekilde izah etmektedir. Bilginin statüsü,
doğası, hakikat, gerçeklik, benlik gibi kilit tartışmalar, anlaşılabilir
bir şekilde derinlemesine bir analizle verilmektedir. Sosyal inşacı
araştırma ile ilişkili teorik ve pratik meseleler ve sosyal inşacı
araştırmadaki farklı yaklaşımlar açık bir şekilde izah edilmektedir.
Metin sosyal inşacılığa yaygın bir sempati ile yaklaşmakla birlikte
yaklaşımın zayıflığına, eleştirel bir yaklaşımla hitap etmekte ve
son bölümde teoriye daha da yoğun bir eleştiri yöneltmektedir.

Sosyal İnşacılık (ikinci baskı) birinci baskıdaki materyali
genişletmekte ve güncellemektedir, kitap lisans ve lisansüstü
psikoloji, psikopatoloji ve psikiyatri öğrencileri kadar sağlık,
sosyal hizmet ve eğitim gibi ilişkili alanların öğrencileri için de
kullanışlı ve bilgilendirici bir kaynak olacaktır.

Vivien Burr, Birleşik Krallık'ta Huddersfield Üniversitesi
Psikoloji Bölümünde öğretim üyesidir.
Erdem Başhan, Fatih Sinan Esen, Ferihan Ayaz, Gizem Parlayandemir, Gül Dilek Türk, İbrahim Halil Yaşar, İhsan Eken, Nurettin Parıltı, Osman Çalışkan, Serkan Bayrakcı, Şebnem Özdemir, Ülkühan Bike Esen, Yeşim Esgin Günümüzde 8 milyara yaklaşan dünya nüfusunun yaklaşık yarısının sosyal medya kullandığı tahmin edilmektedir. İnsanın telgraf ile başlayan iletişim teknolojilerini kullanma yolculuğunun günümüzdeki durağı, sosyal medya olarak görülmektedir. Gittikçe daha hızlı bir şekilde dijitalleşen dünyada sosyal medya, insanları kuşkusuz ki hayatlarının her alanında etkilemektedir. Tüketici, müşteri, ebeveyn, iş insanı, sevgili, seçmen… Hangi kimliğe sahip olursa olsun insan, sosyal medya ile az ya da çok ilişki içerisinde bulunmakta, sosyal medyada birilerini az ya da çok etkilemekte, yine sosyal medyada birilerinden az ya da çok etkilenmektedir.
Bu kitap, sosyal medyanın insan ve kitle psikolojisi üzerindeki rolü ile ilgili teorik ve deneysel çalışmalardan oluşan bir seçki sunmaktadır.
Abdürrahim Güler, Ahmet Burak Kahraman, Ali Erdem Akgül, Cem Koray Olgun, Cevdet Yılmaz, Erdi Demir, Eyyüp Ensar Taşkın, Ferhat Arık, Hasan Hüseyin Aygül, Levent Taş, Mehmet Çakır, Muharrem Kılıç, Nilüfer Öztürk Aykaç, Oya Eryiğit Günler, Seda Taş Sosyoloji, yapı ve fail arasında gerçekleşen mücadeleyi bilimsel, sistematik ve eleştirel bir düzlemde anlamaya ve açıklamaya çalışan bir disiplin olarak değerlendirilmekte iken sosyolog, bu anlayışın icracısı konumundadır. Herkesin “toplum” hakkında bir şeyler söylemeye kendini ehil hissedebildiği bir düzlemde ihtiyaç duyulan iki ana şey ise sosyolojik perspektif ve sosyolojik tahayyül gücüdür. Mills'in yorumuyla sosyolojik bakabilme ve sosyolojik tahayyül gücü sayesinde bireylerin belirsiz kişisel huzursuzlukları net bir biçimde “sıkıntı” olarak ortaya konmakta ve kamusal “sorunlar” konusunda politik adımlar atılması beklenmektedir. Burada açıklığa kavuşturulması gereken önemli bir konu da “sıkıntı” ve “sorun” kavramlarıdır. “Muhitlerle ilişkili kişisel sıkıntılar” ile “toplumsal yapıyla ilişkili kamusal sorunlar” olarak adlandırılan bu iki ayrım, sosyolojik tahayyülü anlamak adına önemli işaretleyicilerdir. Örneğin, A karakterinin zararlı madde kullanıyor olması kendi muhitinde bir eylem icra ettiğinden bir “sıkıntı”dır. Ancak, zararlı madde kullanma yaşının ilkokul çağı yaşına kadar düştüğü bir toplumda bu kamusal bir “sorun” olarak görülmektedir. Bu ve buna benzer sıkıntı ve sorunları ortaya koyabilmek sosyolojik tahayyül gücüne sahip olmayı gerektirmektedir. Bu eser, kişisel sıkıntı ve kamusal sorunları merkeze alarak toplumbilimsel bir perspektif sunmayı amaçlamaktadır.
Salih Güney Bu kitap, günümüzde ilgi çeken sosyal psikoloji konularını ele alıp incelemektedir. Konular her kesimden insanın rahat okuyup anlayacağı bir anlatım dili ile yazılmaya çalışılmıştır. Tüm yüksekokul ve üniversite (hatta yüksek lisans ve doktora) öğrencilerinin sosyal psikoloji alanında bilmesi gereken, bildikçe onları düşünmeye zorlayan temel bilgileri içermektedir. Bu nedenle kitap kapsamlı ve ülke kültürüne uyumlu bir özelliğe sahiptir. Kitabı öğrencilerin yanında grup içinde insanları tanımak isteyenlere ve yönetim kademelerinde yer alacaklara tavsiye ediyoruz. Kitabın içeriğinde yer alan bilgiler, çeşitli kaynaklar taranarak ve belli bilimsel kriterlere dayanarak yorumlanmış ve bir değerlendirmesi yapılmıştır. Kitap çalışmasına başladığımızda bu alanda çalışma yapan ya da bu alana yakın olan çok sayıda bilim adamından görüş almaya çalıştık. Onların görüş ve önerileri doğrultusunda kitaba şekil vermeye çalıştık. Bazen eleştirdiler, bazen hatalarımızı düzeltiler. Bazen de ünite eklememizi tavsiye ederek bizi yazmaya teşvik ettiler. Sosyal psikoloji kitabını yazmaya çalıştık. Elimizden geldiğince en iyisini yapmaya gayret ettik. Ancak hatalarımız mutlaka vardır. Okuyanlar bize geri dönüş yaparsa çok mutlu oluruz. Her türlü eleştiriye ve bize iletilen hatalara hoşgörü ile yaklaşırız. Okuyuculardan gelecek olan olumlu ya da olumsuz eleştiriler daha iyisini yazmak içir bize güç verecektir
Joanne R. Smith, S. Alexander Haslam Bu kitap, sosyal psikoloji tarihini şekillendirmiş ve klasikleşmiş bazı deneysel ve saha çalışmalarını en geniş kapsamıyla ele almakta ve yeniden değerlendirmektedir. Bu çalışmaların yapıldığı dönemin toplumsal ve siyasi bağlamının çalışmaların yapılışına veya yorumlanışına etkisini ve bu yorumlamaların günümüze gelene kadar nasıl dönüşümlerden geçtiğini görmek, bu klasik çalışmalar hakkında bildiğimizi zannettiğimiz pek çok şeyin aslının farklı olabildiğini anlamak şaşırtıcıdır. Bu özellikleriyle, bu kitap akademisyenler ve öğrencilerin yararlanabileceği eşsiz bir kaynaktır. Öte yandan yalnızca bir ders kitabı veya akademik bir kitap da değildir; aynı zamanda sosyal psikolojiye ilgi duyan herkesin merakla okuyabileceği bir kitaptır.
David Myers, McGraw-Hill "Elinizdeki bu kitap, sosyal psikolojinin konularını en geniş kapsamıyla ele almakta, klasikleşmiş deneysel ve saha araştırmalarını en güncel bilimsel çalışmalarla harmanlamaktadır. Bu bakımdan, akademisyen ve öğrencilerin yararlanabileceği eşsiz bir kaynaktır. Kitapta, sosyal psikoloji konuları bölüm bölüm ele alınmıştır; ilgili kavram, terim, kuram ve araştırmalar aktarılırken her bölüm kendi içinde bir bütünlük arz edecek şekilde akıcı bir öyküsel kurguyla ve dille yazılmıştır ayrıca bu kitap; tarihsel olaylarla, edebî ve felsefi metaforlarla zenginleştirilmiştir.
Ayrıca bu kapsamlı çalışma, sadece bilimsel bir disiplinin temel konularını okuyucuya aktarmakla kalmamakta, aynı zamanda savaş, açlık, çevre gibi gerçek dünya sorunlarının sosyal psikolojik boyutlarıyla ilgili çözüm önerileri de getirmektedir. Bu bakımdan elinizdeki kitap yalnızca bir ders kitabı değil, aynı zamanda sosyal psikolojiye ilgi duyan herkesin merakla okuyabileceği bir kitaptır."
Ahmet Yasin Şenyurt, Bağdat Deniz Kaynak, Bedirhan Gültepe, Burak Doğruyol, Cantürk Akben, Elçin Gündoğdu Aktürk, Elvan Kiremitçi Canıöz, Ezgi Beşikci, Ezgi Kaşdarma, Fatih Özdemir, Ferzan Curun, Gözde Kıral Uçar, Hamit Coşkun, Işıl Çoklar Okutkan, Levent Kıylıoğlu, Meryem Berrin Bulut, Nur Okutan, Özgür Güldü, Sami Çoksan, Sercan Karlıdağ Sosyal psikolojide bilimsel çalışmalar, diğer bilimlerde olduğu gibi kuramsal temele dayandırılarak gerçekleştirilmektedir. Kuramsal temellerin iyi bir şekilde özümsenmesi bu açıdan önem taşımaktadır. Bu kitapta bulunan kuramlar, ülkemizin farklı üniversitelerinde sosyal psikoloji alanında uzman olan akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır. Sosyal psikoloji alanında yapılan çalışmaların pek çok farklı disiplini
etkilediği göz önüne alındığında, bu eserin alan yazına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Kitap, lisans ve lisansüstü öğrenciler kadar akademisyenlerin ve alanda çalışanların da keyifle okuyacakları bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Cem Soylu, Deniz Eniç, Eda Keser Açıkbaş, Ezgi Çoban Tosyalı, Ezgi Kaşdarma, Funda Genç Turhan, Gamze Uykucu Armutcuoğlu, Gülgün Meşe, Hamit Coşkun, Kenan Alparslan, Melike Yaşar, Meryem Berrin Bulut, Muhammed Refik Tekeli, Nazım Şen, Neslihan Nur Pehlivan, Nisanur Yıldızeli, Nur Okutan, Nuri Akdoğan, Pınar Elmas, Sevim Cesur, Tuncay Çorak Sosyal psikolojide bilimsel çalışmalar, diğer bilimlerde olduğu gibi kuramsal temele dayandırılarak gerçekleştirilmektedir. Kuramsal temellerin iyi bir şekilde özümsenmesi bu açıdan önem taşımaktadır.
Bu kitapta bulunan kuramlar, ülkemizin farklı üniversitelerinde sosyal psikoloji alanında uzman olan akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır.
Sosyal psikoloji alanında yapılan çalışmaların pek çok farklı disiplini etkilediği göz önüne alındığında, bu eserin alan yazına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kitap, lisans ve lisansüstü öğrenciler kadar akademisyenlerin ve alanda çalışanların da keyifle okuyacakları bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Ahmet Yasin Şenyurt, Bağdat Deniz Kaynak, Bedirhan Gültepe, Cantürk Akben, Deniz Bilger, Elvan Kiremitçi Canıöz, Emir Üzümçeker, Ezgi Beşikci, Ezgi Kaşdarma, Fatih Özdemir, Fatma Kahraman, Gökhan Arslantürk, Hamit Coşkun, İlker Dalgar, Meryem Berrin Bulut, Meryem Kaynak Malatyalı, Nur Okutan, Sami Çoksan, Zafer Özkan Sosyal psikolojide bilimsel çalışmalar, diğer bilimlerde olduğu gibi kuramsal temele dayandırılarak gerçekleştirilmektedir. Kuramsal temellerin iyi bir şekilde özümsenmesi bu açıdan önem taşımaktadır.
Bu kitapta bulunan kuramlar, ülkemizin farklı üniversitelerinde sosyal psikoloji alanında uzman olan akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır.
Sosyal psikoloji alanında yapılan çalışmaların pek çok farklı disiplini etkilediği göz önüne alındığında bu eserin alan yazına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kitap, lisans ve lisansüstü öğrenciler kadar akademisyenlerin ve alanda çalışanların da keyifle okuyacakları bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Abdullah Tunç, Cansu Yılmaz, Deniz Bilger, Ece Ceren Akkaya, Eda Keser Açıkbaş, Erkin Sarı, Esma Esen Çiftçi, Ezgi Çoban Tosyalı, Ezgi Kaşdarma, Fatih Özdemir, Fulya Kırımer Aydınlı, Furkan Tosyalı, Gamze Uykucu Armutcuoğlu, Hamit Coşkun, Kenan Alparslan, Mehmet Peker, Meryem Berrin Bulut, Neslihan Nur Pehlivan, Nur Okutan, Nuri Akdoğan, Sanem Küçükkömürler, Tuncay Çorak, Yeşim Dursuneli, Yağmur Yağmurcu, Zafer Özkan Sosyal psikolojide bilimsel çalışmalar, diğer bilimlerde olduğu gibi kuramsal temele dayandırılarak gerçekleştirilmektedir. Kuramsal temellerin iyi bir şekilde özümsenmesi bu açıdan önem taşımaktadır.
Bu kitapta bulunan kuramlar, ülkemizin farklı üniversitelerinde sosyal psikoloji alanında uzman olan akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır.
Sosyal psikoloji alanında yapılan çalışmaların pek çok farklı disiplini etkilediği göz önüne alındığında, bu eserin alan yazına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kitap, lisans ve lisansüstü öğrenciler kadar akademisyenlerin ve alanda çalışanların da keyifle okuyacakları bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Celil Ünal, Emel Poyraz, İbrahim Kiçir, Ömer Erdoğan, Sümeyra Tüzün, Ümmügülsüm Talipoğlu İnsan, hayatını idame ettirebilmek için diğer insanların varlığına ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, insanları bir arada yaşamaya itmiştir. İletişim ve etkileşim sayesinde insanlar, medeniyetler kurarak modern toplumları oluşturmuşlardır. Modern toplumun var olması ile günümüzde, toplumu inceleyen birçok bilim dalı ortaya çıkmıştır. Sosyal psikoloji ise bu bilim dallarının en önemlilerinden birisidir. Akademik çalışmalarda, sosyal psikoloji; bireyleri grup içinde inceler, onların nasıl etkileşimde bulunduklarını ve kimliklerini nasıl inşa ettiklerini anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Tam olarak bu süreçte, iletişim bilimleri; toplumun kültürel değerleri, bireysel roller, grup dinamikleri gibi unsurlar açısından önem arz eder. Çünkü iletişim bilimleri, bir toplumda var olan kültürel ve toplumsal değerlerin nasıl var olduğunu, kültürel etkileşimi ve bireylerin birbirleriyle iletişimini inceler. Bu bakımdan iletişim, bireylerin; duygusal, bilişsel ve kültürel süreçlerini anlamak açısından sosyal psikoloji alanında önemli bir yere sahiptir.
Bu kitapta, sosyal psikoloji paradigmaları perspektifinden, iletişim çalışmalarına yeni bir boyut kazandırılmaya çalışılmıştır. İletişim bilimleri ile ilintili olan çeşitli sosyal psikoloji kuramları, derlenmiş ve açıklanmaya çalışılmıştır. Kitabın, sosyal psikoloji ve iletişim alanına ilgi duyan herkes için faydalı olması umulmaktadır.
Ahmet Çoymak, Bilge Yalçındağ, Cihat Erbil, Elçin Gündoğdu Aktürk, Fatma Zeynep Saylık, Hamit Coşkun, Hande Tasa, Levent Kıylıoğlu, Mehmet Akif Güzel, Meral Gezici Yalçın Mustafa Özbilgin, Neslihan Nur Pehlivan, Olcay Bozkuş, Osman Tunç, Sami Çoksan, Seydahmet Ercan, Veysi Tanriverdi Ulaşım ve bilgi teknolojilerinin son derece hızlı bir şekilde gelişmesiyle küreselleşen dünyada sosyal, iş ve sanal hayatımızda farklı kültürlere, inançlara, bakış açılarına, politik görüşlere, tecrübelere, anlayışa, yönelimlere ve beklentilere sahip insanlarla bir araya gelme, sosyalleşme, birlikte yaşama ve birlikte çalışma durumu kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıştır. Çeşitliliğin neden olabileceği olumsuz sonuçları (ör. farklı görüşlere sahip insan ya da gruplar arasında ortaya çıkabilecek çatışma) en aza indirmek ve çeşitliliğin sağlayacağı olumlu sonuçlardan (ör. farklı bakış açılarını sentezleyip problemlere daha doğru ve yaratıcı çözümler üretme) mümkün mertebe faydalanmak, ilk olarak çeşitliliği anlamak ile başlar.
Çeşitliliğin sosyal psikoloji açısından ele alındığı bu kitap, bu alana ilgi duyan akademisyenlerin, sosyal bilimler bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin ve de hızla değişen sosyal ve kültürel dünyamızı daha iyi bir şekilde anlamak isteyen bütün okuyucuların çeşitlilik konusunu bilimsel bulgular çerçevesinde daha nesnel bir şekilde kavramalarını sağlayacak temel bir eser olmaya aday bir kitaptır.
Aslı Aydemir, Aydın Bayad, Beyza Tepe, Büşra Alparslan, Çağdan Erdoğan, Gonca Nebioğlu, Hatice Ekici, Neslihan Sayraç, Nur Ağdelen, Ogeday Çoker, Onurcan Yılmaz, Sevim Cesur Değerler ve ahlak, son dönemlerde sosyal psikolojinin en heyecan verici ve en fazla araştırma üretilen alanları hâline gelmiştir. Elinizdeki bu kitap da, değerler ve ahlak konularında Türkiye’de geliştirilmiş veya Türkçe’ye uyarlanmış belli başlı ölçekleri gözden geçirmektedir ancak yalnızca bir ölçek derlemesi olmakla kalmayıp ölçeklerin dayandığı kuramsal altyapıyı da sunmayı hedeflemiştir. Böylelikle değerler ve ahlak alanındaki hem geleneksel hem de güncel belli başlı kuramlar konusunda da başvurulabilecek kaynak bir kitap niteliği kazanmıştır. Bu çalışmanın, değerler ve ahlak konularına ilgi duyan öğrenci ve akademisyenlere fayda sağlayacağını umarız.

Ferda Şule Kaya Sosyal psikoloji alanında yer alan toplumsal cinsiyet, grup davranışı gibi konular pek çok bireyin ilgisini çekmektedir. Doğduğu andan itibaren sosyal hayatın içinde yaşayan bireylerin aile, eğitim, cinsiyet ve kültür yapılarından etkilenmesi kaçınılmazdır. Sosyal psikoloji açısından teorik olarak ele alınan bu konuların görsel sanatların en etkili ürünü olan filmlerde de yer alması teori ile pratiğin buluşması açısından önemlidir. Film analizleri açısından birçok önemli yayın bulunmaktadır. Bu kitapta ise filmler sosyal psikolojik bakış açısı ile ele alınmıştır. Çok geniş inceleme alanı olan sosyal psikoloji biliminin film analizleri; küreselleşme, grup davranışı, toplumsal cinsiyet, kültür-birey etkileşimi ve aile psikolojisi konuları ile ilgili filmlerle sınırlı kalmıştır. Kitap, sosyal psikoloji hakkında bilgi verirken filmlerin değerlendirmesi konusunda farklı bir bakış açısı da sunmaktadır. Keyifle okunması ve farkındalık yaratması dileği ile...
Ferda Şule Kaya Sosyal psikoloji, toplum içindeki bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını incelemektedir. Birey, içinde bulunduğu toplumdan etkilenmekte ve içinde bulunduğu toplumu etkilemektedir. Günümüzde psikoloji bilimine olan ilginin hızla ve katlanarak artması, bireyin kendisini ve toplumu keşfetme konusundaki heyecanının arttığını düşündürtmektedir. Bu keşfetme heyecanı; son dönemde kişisel gelişim eğitimleri, etkileşim grupları, grup terapileri ve bireysel terapilere artan ilgi ile kendisini göstermektedir.
Bununla beraber bireyi ve toplumu anlama açısından çeşitli ölçekler geliştirilmektedir. Bugün internet üzerinden çeşitli ölçeklere ulaşılmakta, bireyin kendisini veya toplumu anlayabilmesi için uygulamalar yapılmaktadır. Ancak bu ölçek ve uygulamaların eksik bilgiler içermesi ya da bilimsel niteliğinin olmaması çeşitli sorunlara sebep olabilmektedir.
Kitapta yer verilen ölçekler, bireyin ve toplumun objektif şekilde değerlendirilmesine destek olacaktır. Bu ölçekler; bireyin veya toplumun sağlıklı, objektif şekilde değerlendirilmesi için tüm okuyucuların ve bilimsel çalışma yapmak isteyenlerin hizmetine sunulmuştur.
Bertram Gawronski - Galen V. Bodenhausen “Lewin, bize iyi bir kuramdan daha yararlı bir şey olmadığını söyler. Peki elinizde iyi bir kuram olduğunu nasıl bilebilirsiniz? Bu mükemmel ve yenilikçi eserde, alan kapsamındaki bütün önemli problemler üzerinde −biliş, emosyon, motivasyon, kişilik, kültür, evrim ve genler gibi− çalışan sosyal psikologlar kuram geliştirme ve test etme hakkında farklı yaklaşımlarını paylaşmak için bir araya gelmiştir. Bu kitabın hem öğrenciler hem de tecrübeli araştırmacılar için de yararlı bir kaynak oluşturan ve okunması kolay biçimde yazılmış olan bölümleri, elinizdeki verilerin kuramınızı test etmek için doğru analiz düzeyinde olup olmadığı, aracı bir değişken aramanın neden boşuna bir gayret olabileceği, anlam temelli açıklamaların neden önemli olabileceği, nedensellik ilişkisinin tanımlanmasının neden sıkça zor olduğu, kuramınızın hem açıklama hem de öngörüde bulunma niteliği taşıyıp taşıyamayacağı, parsimoninin gerçekten önemli olup olmadığı ve “daha mikro” aynı zamanda “daha makro” olabilecek sosyal psikolojik kuramların geliştirilmesinin nasıl bir değer taşıdığı gibi çetrefilli problemleri değerlendirebilmenize yardımcı olacaktır.”

Haze Rose Markus, PhD,
Davis-Brack Davranış Bilimleri Profesörü, Stanford Üniversitesi
“Sosyal psikolojinin temel değerlerinden biri düşünceler, yaklaşımlar ve kuramlar üzerine odaklanmasıdır. Okuyucular için çok yararlı bir kaynak oluşturacak olan bu kitap, sosyal psikolojideki kuram türlerini daha geniş bir perspektiften tartışmakta ve kuramların güçlü ve zayıf yönleriyle ilgili önemli soruları ele almaktadır. Bu kitap, kuramların nasıl farklı işlevler gördüğünü ortaya koymakta ve örneklendirmektedir. Bu değerlendirme bağlamında eser, kuram geliştirme sürecinde nelerden ödün verildiğini incelemekte −örneğin, kuramın kapsamının genişliği ve yordama gücü gibi− ve önemli kuramsal zorluklara dikkat çekmektedir. Bu çalışma, alandaki gerçek lider araştırmacılar tarafından çok iyi bir zamanlama ile gerçekleştirilmiş bir çalışmadır.”
Paul A. M. Van Lange, PhD,
Sosyal ve Organizasyonel Psikoloji Bölümü, VU Amsterdam Üniversitesi, Hollanda
“Psikoloji alanındaki yüksek lisans ve doktora programları genellikle, kavramsal analizi gözden kaçırma pahasına veri analizi üzerine ve kavramsal bir bağlantı kurma olasılığını değerlendirememe pahasına da elde edilen “süper bulgu”ya odaklanır. Bu eğilime karşı çıkarak, Sosyal Psikolojide Kuram ve Açıklama, okuyuculara karmaşık kavramsal analiz gerçekleştirme ve kuram geliştirme için gerekli olan araçları sunmaktadır. Bu kitap, yıllar boyunca başucu kitabı olmayı sürdürecek klasik bir eser olacaktır.”
Norbert Schwarz, PhD,
Provost Psikoloji ve Pazarlama Profesörü, Southern Kaliforniya Üniversitesi