Sınıf Öğretmenliği \ 2-7
Selda İçin Akçalı Medya, içinde yaşadığımız toplumun değerlerini dönüştürerek ve çoğu zaman da yeniden üreterek gündelik yaşantımızın en önemli parçalarından biri hâline gelmiştir. Hiç kuşkusuz medya karşısında toplumun en savunmasız kesimi çocuklardır. Çocuklar, sadece medya tarafından değil, diğer toplumsal alanlarda -hukuki, siyasi ve ekonomik- da istismara uğramaktadırlar.
Çocukla ilgili her türlü sorunda asıl amacın, var olan koşulları gerçekçi bir gözle değerlendirip tüm tarafların katılımı ve duyarlılığıyla acil bir eylem planı oluşturulması ve hayata geçirilmesi olduğunu düşünmekteyiz. Yaşanan sorunların çözümünden çok olay ve olguların diplomatik ve siyasi boyutunun öne çıktığı günümüzde, “Çocuk haklarının hayata geçirilmesi, sorumlulukların yerine getirilmesidir.” düşüncesinden hareketle medya ve çocuk konusunun çeşitli boyutlarıyla ele alındığı bu kitabın çocukla ilgili her türlü konuya daha hassasiyetle yaklaşılmasına katkı sağlaması umuduyla...
Çocuk olmayı başaran çocuklar çok şanslı, çok büyülüler…
Ayşe Çevirme, Berivan Vargün, Fırat Yardimciel, Gönül Gökçay, Hilmi Bahadır Temur, İbrahim Anıl Tuncer, Kadir Okan Bağış, Kutay Üstün, Levent Emmungil, Meliha Şen, Özge Erol Doğan Çocuk; kendine has kişiliği bulunan, içinde bir dünya barındıran bir bireydir. Çocuğun gelişimi ve ilk dönem eğitimi, ileriki yaşantısı için önem teşkil eder. Çocuğun gelişimine uygun olan olumlu yaşantılar yaşaması ve buna uygun kazanımlar edinmesi, onun sağlam karakterli, donanımlı bir birey olmasını sağlar. Bu nedenle çocuğu her yönü ile anlamak, tanımak ve onu keşfedebilmek çok kıymetlidir. Bu düşünce ışığında alanında uzman araştırmacılarımızla oluşturduğumuz "Çocuk ve Ötesi" kitabı, siz değerli okuyuculara bir nebze de olsa çocuğu anlamanıza, çocukla empati kurabilmenize ve her şeyden önemlisi onun dünyasına kapı aralamanıza yardımcı olacaktır. Kitap, disiplinlerarası bir yaklaşımla sekiz farklı bölümden oluşturulmuştur. Her bölüm, ele aldığı kendi disiplin bağlamında alanında uzman araştırmacılar tarafından kaleme alınmıştır. Okurlarına ve alanyazına katkı sağlaması dileğiyle...
Alper Gökçay, Berivan Vargün, Elif Karahan, Esra Kınay Gündoğdu, Fırat Yardimciel, Gönül Gökçay, Kutay Üstün, Meliha Şen, Metin Bulu, Metin Yıldız, Saliha Esra Eryılmaz, Semra Çinemre Yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımızın iyi bir kişiliğe sahip olarak yetişmesi nitelikli bir eğitim sürecinin yanı sıra bilinçli ebeveynlerin varlığına da ihtiyaç duyulan elzem bir durumdur. Çocuk, kendine has bir kişilik ve karakteri oluşturma süreci içindeyken bulunduğu ve yaşadığı mikro çevreden makro düzeyde etkilenen bir bireydir. Bu hususta mikro çevrede yer alan paydaşların bilinçli ve yeterli kaynaklara sahip olması ve bu kaynakları yerinde/zamanında kullanması toplumların geleceği için kritik bir rol oynamaktadır. Çocuk ve Ötesi II, her çocuğun özel olduğu fikrinden yola çıkarak sınırları çizilmeyen bir derya gibi olan çocuk ve çocukluk kavramına/olgusuna farklı perspektiflerden bakan, çocuklara yönelik yapılmış akademik çalışmaları ve çocuğa özgü araştırmaları içerisinde barındıran bir kaynaktır. Bu kaynakta; çocuk kavramının arkasında ve ötesinde yer alan her husus incelenmeye, çocuğa çok boyutlu tüm yönleriyle bakılmaya çalışılmıştır. Bu hususta bu kitap, disiplinler arası bir çalışmanın ürünü olup alanında uzman olan hocalar tarafından kaleme alınmış ve sekiz ayrı bölümden oluşmaktadır. Ayrıca serinin ikinci kitabı olan Çocuk ve Ötesi II kitabına eğilmemizdeki amaç, bu alanda çalışan, araştıran ve yetiştiren herkese (çocuğa ilişkin/ilgili herkes) bir nebze de olsa fayda sağlamaktır.
Ahmet Benzer Yazma becerisini geliştirmenin en başında yazı yazmak gelir. Kitapta, size pek çok sebeple yazı yazdıracağız. Bunu yaparken ilk önce yazı yazma hızınızı düşünme hızınızla uyumlu hâle getirmeye çalışacağız. Bunun için 6 tane etkinlikle karşılaşacaksınız. Yazma sürecini birlikte çalışacağız ve yazının en önemli parçası olan okuyucu hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Böylece düşüncelerinizi farklı stratejilerle yazıya aktarmanızı sağlayacağız. Kitapta; not alma stratejilerini, metin türlerini ve dijital yazı yazma çeşitlerini tanıma fırsatı bulacaksınız. Günlük hayatınızda ihtiyacınız olan dilekçe, e-posta veya WhatsApp gibi birbirinden farklı araçlar ile çeşitli amaçlar için yazı yazarken dikkat etmeniz gereken pek çok bilgiyi yine kitapta bulacaksınız.
Ortaokul ve lise öğrencileri için TÜBİTAK projelerini yazarken başvurabilecekleri kapsamlı bir kılavuzumuz var. Akademik dil bölümünü okuyup proje bölümüne geçerek kendi başınıza projelerinizi yazabileceksiniz.
Yazı yazarken sık sık noktalama, yazım, kelime türleri ve cümle gibi teknik bilgilere ihtiyaç duyacaksınız. Bu bilgiler, düşüncelerinizi daha etkili daha anlaşılır daha sade yazıya geçirmenizde sizlere yardımcı olacak.
Kitapta benim için en önemli olan bölümü sona sakladım. Kitabın yazarı olarak yazma konusunda en zayıf olduğum noktalardan biri, güzel yazıdır. Sizin de yazınız kötü ise güzel yazı bölümüne giderek karekodları taratıp çalışma yapraklarından çıktı alabilir ve yazınızı güzelleştirebilirsiniz.
Robert C. Pianta İnsanın en önemli gelişimsel özelliklerinden biri, etkileşimler yoluyla nitelikli kişilerarası ilişkiler kurması ve bunları sürdürmesidir. Bu bağlamda, günümüzde, erken çocukluk döneminde kurulan ilk ilişkilerin önemi giderek daha fazla vurgulanmaya başlanmış ve sosyal gelişim alanında dikkat çeken temel çalışma konularından birisi haline gelmiştir. Bu kitap, çocuğun yıllar boyunca devam eden gelişim sürecinin şekillenmesine önemli katkılar sağlayan öğretmenlerin, öğrencileriyle kurdukları ilişkileri nasıl geliştirebileceklerine yönelik temel bakış açılarını ve yaklaşımları ele almakta, olgular bağlamında bu yaklaşımları incelemekte ve ilişkilerin zenginleştirilmesi için etkili teknikler sunmaktadır.
Sultanberk Halmatov-Medera Halmatov Son zamanlarda çocuklara yönelik işlenen suçlarda artış olduğu bir gerçektir. Kazaya veya ihmale bağlı çocuk ölümleri hakkında medyada sık sık haberler yer almaktadır. Bu haberler incelendiğinde birçoğunun önlenebilir olduğu görülmektedir. Bugün çocuklar daha önce hiçbir zaman maruz kalmadıkları kadar tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Çocuklar, güvenlik bakımından yetişkinlere göre her anlamda daha savunmasız durumdadırlar. Bu nedenle, çocukların güvenliğinin sağlanması için çocuklara bu konuda eğitim verilmesi önemlidir. Çocukların küçük yaşlarda bazı tehlikelere karşı bilinçlendirilmesinin ve olası tehlikelerden uzak durma becerilerinin kazandırılmasının birçok çocuk ölümünün önüne geçmeye yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Kitapta velilere ve öğretmenlere yönelik önemli bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca 6-11 yaş çocukların gelişim özelliklerine göre geliştirilmiş ders programları mevcuttur. Programın nihai amacı;
çocuğu olası tehlikeler konusunda bilinçlendirmek,
tehlikeleri önceden tahmin edebilmeyi,
tehlikelerden uzaklaşmayı,
tehlike anında uygun davranışları sergileyebilmeyi öğretmektir.
Sevgi Mestci Hayatın her aşamasında ve kurulan her ilişkide yaşanan duygular ifade edilmediklerinde pek çok ruhsal sıkıntıya neden olurlar. Duyguları ifade etmeyi öğrenmek bir süreçtir ve çocukluktan başlar. Duyguları ifade edebilmek öncelikle duyguları tanıma, isimlendirme, karşıdakinin ne hissettiğini anlama, anladığını ona iletme basamaklarını içerir ki buna “duygu düzenleme” denir. Duygu düzenlenmenin son aşaması hoşa gitmeyen duyguları etkili bir şekilde yönetebilmektir. Örneğin, öfkeyi etkili bir şekilde göstermek, mutsuzlukla baş edip mutlu olabilmek... Çocuklukta başlayan bu süreç önce ebeveynler sayesinde sonra okulda öğretmenlerle geliştirilebilir. Ancak bu beceri evde ve okulda gelişmediğinde, uzmanların çocukların ruh sağlığını korumaları açısından duygu düzenlemeyi öğretme üzerinde çalışmaları gerekmektedir. Ancak hem ebeveynler hem öğretmenler hem de alan uzmanları -psikolog, psikolojik danışman ve çocuk gelişimciler gibi- için başvurulacak kaynaklar eksiktir. Özellikle ülkemizde okul öncesi çocuklarına yönelik kaynaklar çok kısıtlıdır. Bu kitabın bu açığı gidermesi umut edilmektedir. Bu kitap, duygu düzenleme becerisine sahip sağlıklı nesiller yetiştirmek konusunda bir nebze katkı sağlarsa amacımıza ulaşmış olacağız. Keyifli okumalar ve etkinlik uygulamaları diliyoruz.
Dilara Sevimay Özer, Kamil Özer Motor gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreç olup motor becerilerde azalma ya da yeni bir becerinin kazanılması gibi tüm fiziksel değişimlerle ilgilidir. Çocukların motor gelişimi, hareket becerilerinin ve fiziksel yeteneklerin gelişimini kapsar. Çocuğun bu yetenekleri hakkında bilgi sahibi olması ve bu yeteneklerini hissetmesi, benlik kavramının çok önemli bir parçasıdır. Oyun ve hareket etmenin verdiği sevinç, heyecan ve başarı ile bitirme gibi deneyimler çocuğun kendine güveninin gelişmesine yardım eder.
Faruk Yamaner, Güner Çiçek, Murat Çalbıyık, Rabia Hürrem Özdurak Sıngın, Tuba Denizci Oyun, çocukların gelişim dönemleri boyunca tarihin her evresinde anahtar bir rol üstlenmiştir. Bu anahtarın çocuğun iç dünyasını dış dünyasına açan çok önemli bir değere sahip olduğu birçok bilim insanı tarafından ispatlanmış ve oyunun gelişim üzerine etkisi koşulsuz olarak kabul edilmiştir. Doğru tasarlanmamış oyunlar, çocuğun ilgisini kısa bir süre çekmek ve eğlendirmek dışında ne yazık ki gelişimsel açıdan çocuğa bir fayda sağlamamakta, aksine çocuğun gelişimine engel teşkil etmekte ve genellikle dikkat dağınıklığı, ilgisizlik, motivasyon düşüklüğü, karşı olma durumu dediğimiz istenmeyen sonuçlara yol açmaktadır. 21. yüzyıl becerileri olarak adlandırdığımız yaratıcılık, iş birliği, iletişim, problem çözme ve eleştirel düşünme becerileri her ne kadar doğru tasarlanmış oyun yöntemleri ile sağlansa da oyun; çocukların bu çağda doğuştan kullanmaya yatkın oldukları mobil araçlar, tablet, bilgisayar, giyilebilir teknolojiler ile zenginleştirilerek yeniden tasarlanmalıdır. Bu kitapta; oyunun çocukların psikomotor gelişimine etkisi ve gelişen teknolojiler ile desteklenmesi, fiziksel egzersizin oyunlaştırılmasına değinilmiş, alanda kabul gören bilgilere farklı bir bakış açısı sunulmaya çalışılmıştır.
Zeynep Kızıltepe Öz güvenli çocuk nasıl yetiştirilir? Öz güven nasıl geliştirilir? Çocuklarımıza öz güveni nasıl öğretebiliriz? Çocuğumuz okul hayatında başarısızlıkla karşılaştığında, bunu kendi başına yenebilmesi, öz güveninin zarar görmemesi için biz neler yapabiliriz? Kendine güvenen bir birey yetiştirmede anne ve babaya düşen görevler nelerdir? Kendine güvenen, kendi kendine yeten, lider çocuk yetiştirmenin temel ilkeleri nelerdir? Tüm bu soruların cevabını, değerli bilim insanları kendi uzmanlıkları çerçevesinde kitabımızda tartıştılar; bilgilerini bizimle paylaştılar.
Kitabımızın konuları arasında; öz güvenin ailede ve okulda nasıl ve ne şartlarda geliştiği; çocuklarımıza öz güveni dengeli olarak kazandırmak için neler yapmamız gerektiği ve çocuklar arasında görülen öz güven farklılıklarının sebepleri bulunmaktadır. Buna ek olarak, kitabımızda öz güven konusuna genel bir bakışla birlikte, okul öncesi dönemde öz güven, spor ile öz güven ilişkisi, öz güven ve farkandalığı , öz güven ve eleştirel düşünce, sanat ve matematikte öz güven, öz güven ile iyi oluş arasındaki bağ ve son olarak öz güven fazlası ayrıntılar, örnekler ve ailelere tavsiyelerle birlikte yer almaktadır.
Muhammed Şükrü Aydın İnsanlar arasındaki ilişkilerde dürüst olmak, başkalarına doğruyu söylemek her zaman ahlaki açıdan iyi bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Toplumu daha istendik tarafa yönlendirmek isteyen öykülerde, atasözlerinde ve dinî metinlerde yalan söyleme davranışının kötülüğü vurgulanmıştır. Ancak insanlar, küçük yaşlardan itibaren çeşitli nedenlerle yalan söylemeye başlamakta ve yalanın yelpazesi giderek çeşitlenmektedir. Bu durum, insanların yalan söylemeyi ne zaman uygun buldukları sorusunu da beraberinde getirmektedir. İşte bu kitapta da yalan türleri ve yalan söyleme nedenleri, çocukların hangi durumlarda yalanı daha makul karşıladıkları gibi konular gelişim psikolojisi bakış açısıyla ele alınmıştır. Aynı zamanda ebeveynlerin çocuklarına aktarmak istedikleri değerler, çocukların zihinsel durum anlayışları ve değer önceliklerinin yalanın uygun bulunmasıyla arasındaki bağlantılar üzerinde durulmuştur.
Jill Englebright FOX, Robert SCHIRRMACHER, Wadsworth Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabı, alanında uzman olan üniversite öğretim elemanları tarafından çevrilmiştir. Kitabımız çocuklarda sanat ve yaratıcılık alanında görülen boşluğun doldurulması ve doğru uygulamaları göstermesi açısından titizlikle hazırlanmıştır.
Kitap Yaratıcılık, Sanatçı Olarak Küçük Çocuklar: Gelişimsel Bir Bakış, Sanat ve Estetik, Sanat Deneyimleri Sağlamak, Rol ve Stratejiler olmak üzere beş üniteden ve 16 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm eleştirel düşünmeyi teşvik eden, grup tartışmalarını destekleyen, okuyucuyu motive eden fotoğraflarla birlikte, farklı düşünceleri açığa çıkaran sorular içerir. Bölümlerin sonunda yer alan özet, anahtar sözcükler, önerilen etkinlikler ve gözden geçirme çalışmalarıyla okuyucunun öğrendiklerini uygulaması ve sorgulaması hedeflenmiştir.
Kitabın hedef kitlesi sadece öğrenci, öğretmen ya da akademisyenler değil, çocukları ile yaratıcı sanata ilgi duyan tüm yetişkinlerdir. Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabının ülkemiz çocuklarına, ailelerine ve eğitimcilerine faydalı olması en büyük dileğimizdir.
Gülsüm Mehdiyev, Kevser Tozduman Yaralı Araştırmalar, felsefe okuyan çocukların; sorunları çözme yeteneklerinin, iletişim ve yazma becerilerinin daha çok geliştiğini göstermiştir. Felsefe; eleştirel, yorumlayıcı ve değerlendirici becerileri yani düşünme becerilerini de geliştirir. Aslında felsefe düşünmenin ta kendisidir. Düşünmek ise içinde bulunduğumuz "gerçek ötesi" çağda yani gerçeklerin büküldüğü, gerçekleri iletmek yerine algı yaratmanın üzerinde durulduğu çağda, yaşamsal bir beceridir. Düşünebilen kişi, gerçeği algıdan ayırabilir; neye inanacağına ve ne yapacağına bağımsız olarak karar vererek etrafımızdaki dünyayı daha iyi anlamlandırabilir. Bu değerleri yansıttığı için bu kitap, çocuklarımız ve gençlerimiz için değerlidir; okunması ve çalışılması gerekir.
Prof. Dr. Zeynep Kızıltepe
Boğaziçi Üniversitesi

Antikçağdan tevarüs edilen “felsefe” sözcüğü, en geniş anlamıyla kavramlar aracılığıyla düşünmeyi ifade eder. Ancak bireyin gelişiminin bilhassa erken evrelerini dikkate aldığımızda, kavramlar aracılığıyla düşünmeye koşut olarak figüratif muhakeme yöntemlerinin de önemli bir konuma haiz olduğu söylenebilir. Kitabın amacı da algı düzeylerine uygun olarak bilgi, doğruluk, değer, yargı ve adalet gibi soyut kavramları çocuklara sağlıklı bir şekilde anlatmanın yollarını göstermek ve onların açık görüşlü bireyler olarak yetişmesini sağlamaktır.
Bu kitap, bizzat gençler tarafından ya da onlara rehberlik edecek yetişkinlerle birlikte çalışılabileceği gibi lisans programlarında yer alan düşünme eğitimi ya da çocuklarla felsefe gibi derslerde de kullanılabilir.
Başlangıcından itibaren sürecin içinde olan ve uygulama evrelerine şahsen tanıklık eden birisi olarak bu kitabın, düşünme eğitimi literatürüne ciddi bir katkı sağlayacağına inanıyorum.
Prof. Dr. Nebi Mehdiyev

Uluslararası Felsefe Araştırmaları Derneği (UFAD) Başkanı
Üstün zekâlı ve yetenekli bireylerin en önemli özelliklerinden bazıları yaratıcı düşünme, entelektüel bilgiye açlık, bitmek bilmeyen merak duygusu, olaylara farklı açıdan bakabilme, yaratıcı yorum ve çözüm becerileridir. Bu manada “felsefe” son derece değerli bir alandır. Felsefenin sadece filozoflara, akademiye, yetişkinlere ait bir kavram olmadığı ve düşünme becerilerinin her yaş için önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar için felsefe konusunda uygulama alanı yaratan bu kitap, üstün zekâlı ve yetenekli çocuk sahibi aileler için de değerli bir kaynak niteliğindedir.
Dr. Uğur Zat
Üstün Zekâlı ve Yetenekli Çocuklar Aile Eğitim Uzmanı
Jonathon Sargeant, Deborah Harcourt Çocuklarla yapılan araştırmaların tüm aşamalarında etik prensipler ve ilkeler doğrultusunda hareket edilmelidir. Etik ilkeler araştırma bağlamında aşılması gerek engeller olarak değil, tüm araştırma projesi boyunca sürecin devam eden ve yansıtıcı bir parçası olarak görülmelidir. Bu kitapta, çocuklarla birlikte araştırma yaparken araştırma deseninden ve kullanılan yöntemden bağımsız olarak ortaya çıkabilecek etik konular ayrıntılı bir şekilde örnekler kullanılarak ele alınmıştır. Kitapta ele alınan konular, çocukla araştırma yapan bilim insanlarının etik ilkeler bağlamında yansıtıcı düşünmelerini desteklemeyi amaçlamaktadır.
Bu kitabın iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, çocukların katılımcı olarak yer aldıkları araştırmalarda takip edilmesi gereken etik prensipleri vurgulamak; ikinci amacı ise çocukların, planlama ve uygulama da dâhil olmak üzere bir araştırmanın tüm boyutlarında farklı kapasitelerde görev almaları durumunda göz önünde bulundurulması gereken etik ilkelere odaklanmaktır. Bu kitabın özelde Türkiye’de gelişmekte olan çocuk hakları çalışmalarına katkı sağlayacağı, genelde ise sosyal bilimlerde ve eğitim bilimlerinde etik araştırma uygulamalarının geliştirilmesini destekleyeceği umulmaktadır.
Mustafa Köylü, Cemil Oruç Çocuğun biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimi kadar, inanç gelişimi ve buna bağlı olarak verilecek dini eğitimi de son derece önemlidir. Bu açıdan çocukluk dönemi din eğitiminde izlenecek yöntemler, çocuğun sağlıklı bir kişilik gelişimi göstermesi açısından olduğu kadar, sağlıklı bir dini gelişim göstermesi açısından da kritik bir süreci teşkil eder. Bununla birlikte, dini gelişim ve eğitim süreçlerinin diğer eğitim ve gelişim süreçleri yanında kendine özgü bir takım ilkeleri ve yöntemleri de vardır. İşte bu kitap doğumdan itibaren yaklaşık on yaşına kadar, çocuğun farklı gelişim özelliklerini ele alarak, bilimsel bir yaklaşımla, din eğitiminin aile, okul ve medyada nasıl etkin ve doğru bir şekilde gerçekleştirilebileceğini göstermektedir.
DEĞERLER SANDIĞI SETİ
Michelle Stephan - David Pugalee - Julie Cline - Chris Cline STEM eğitimine bu denli itibar edilmesinin nedeni, öğrencileri problem çözücülere dönüştürmeye yardımcı olacak özgün bir ders planlama yaklaşımından ileri gelmektedir: Ders kurgulama. Bu yaklaşımda öğretmenler, belirlenen etkinliklerin gerçek zamanda
nasıl ortaya konulacağını, yani öğrencilerin ne gibi çözümlere,
sorulara ve yanlış kavramlara sahip olabileceğini ve öğretmenlerin derinlemesine muhakemeyi nasıl teşvik edebileceklerini ön görmektedirler. Dersten önce ders kurgulama yapıldığında, öğrenciler, ders kazanımlarını daha doğal ve daha güçlü bir şekilde edinirler.
Başarılı bir STEM ünitesi; etkinlikleri, soruları, teknolojiyi ve tutkuyu içerir. Ayrıca, her bir etkinliğin sınıfta nasıl gerçekleştirileceğinin dikkatli ve ayrıntılı bir şekilde kurgulamasını da içerir. Matematik ve Fen'de Ders Kurgulama, öğretmenlere,
Bir dersin yapısının ve uygulanmasının baştan sona düşünme sürecini,
Öğrencilerin düşüncelerini ortaya çıkarmanın ve onları iş birliğine teşvik etmenin yöntemlerini keşfetmenin bir yolunu,
Gerek “doğru” cevabı zamanından önce vererek, gerek onaylayarak, gerekse de “yanlış cevabı” görmezden gelerek tartışmanın sonlanmasından kaçınma tekniklerinde de beceri kazanma fırsatı sunar.
Sınıf içi örneklerle, ders kurgulama şablonlarıyla ve sürecin nasıl başlatılacağına dair ipuçlarıyla dolu olan bu kitap, öğretmenlere, öğrencilerin fikirlerini ve sorularını öngörmede ve fen, matematik, mühendislik ve teknolojide daha derinlemesine öğrenmeyi teşvik etmede yardımcı olacaktır.
Halil Yavaş, Mine Karakaya Dijidrama, dijitalde yaratıcı drama fikrinin heyecanı ve salgın dönemindeki şartlara uyum sağlama çabası ile ortaya çıkmış bir oluşumdur. Dijitalleşen dünya ile birlikte uzaktan eğitim çalışmalarına katkı sağlamayı kendine amaç edinmiştir. Gelişen ve değişen dünyada teknolojik imkânların yaratıcı drama ile buluşmasını, dijital çemberlerde bir araya gelen gruplarda etkileşimin artmasını, uzaktan eğitimde yer alan kişilerin nesne olmaktan çok özne olmalarını ve yapılan çalışmaların içeriğinin zenginleşmesini amaçlamanın yanında eğlencenin getirdiği ortaklığı da hatırlamamızı sağlayacak bir kılavuz kitap olarak hazırlanmıştır.
Akran zorbalığında, neden olan risk faktörlerini ve problemin çözümünde etkili olan koruyucu faktörleri belirlemek önemlidir. Öğrenci deneyimlerinden yola çıkılarak geliştirilen müdahale programları; önleyici, geliştirici, iyileştirici amaçlarla uygulanmaktadır. Yaratıcı drama yönteminden de bu çalışmalarda faydalanılmaktadır. Yaparak yaşayarak kazanılan beceriler bu anlamda önemli görülmektedir. Yaratıcı drama etkinlikleri ile yapılan akran zorbalığı çalışmaları, katılımcıların iletişim ve sosyal becerilerini geliştirirken kişisel anlamda da empati düzeylerini artırmaktadır. Katılımcılar, canlandırma çalışmaları ile farklı rollere bürünerek; zorbalık yapan, zorbalığa maruz kalan ve bu duruma seyirci olan kişilerin duygu ve düşünce durumlarını fark eder. Bu farkındalığı hisseden katılımcılar, sorunun çözümünde önemli bir rol oynar. Okullarda yaşanan akran zorbalığı probleminin çözümüne katkı getireceği düşünülen bu kitabın, tüm eğitimci ve uzmanlara yeni bir bakış açısı kazandırması umut edilmektedir. ~
“Günün ihtiyaçlarına ayak uydurabilmiş değerli bir kaynak! Akran zorbalığı gibi önemli bir konuyu pandemi döneminde veya ondan bağımsız olarak her dönemde çevrim içi platformlarda da ele alabilmek ve yaratıcı dramanın gücünü çevrim içi ortamlarda da kullanabilmek için rehberlik edebilecek bu eseri alanyazınına kazandırdıkları için yazarları tebrik ederim. Bu kitapla, dijital platformlara aşina bir jenerasyona psikolojik hizmet götürebilmek için örnek uygulamalar sunulurken sade bir dille yazılmış pratik bir kaynak ortaya çıkartılmıştır.”

Prof. Dr. Nagihan Oğuz Duran
Ahmet Melih Güneş, Barış Esmer, Elif Büşra Uzun, Eyup Yünkül, Gülcan Çetin, Güliz Şahin, İbrahim Kepceoğlu, Mehmet Koray Serin, Selma Şenel, Tutku Başöz Yaşadığımız dijital çağda her alanda olduğu gibi eğitim alanında da hızlı bir değişim ve gelişim yaşanmaktadır. Sınıf öğretmenlerinin sergileyecekleri rollerin bazıları da bu çağın koşullarına göre değişiklik göstermektedir. Öğretmenlerin derslerine uygun öğretim yöntem ve teknikleri belirlemek, uygun bir sınıf ortamı oluşturmak ve bu doğrultuda öğretim sürecini gerçekleştirmek öğretmen liderliğinin en önemli adımlarından birisidir. Gelişen çağın getirdiği beceri ve yeterliliklerden yola çıkarak öğretmenlerin sürekli olarak kendilerini geliştirmeleri beklenmektedir. Bunun farkında olarak mesleğini icra eden öğretmenler fark oluşturan öğretmenler olabilecektir. “Dijital Çağda Lider Sınıf Öğretmeni Olmak” adlı bu kitap, yaşadığımız gelişmeler neticesinde derslerde teknoloji kullanımı ile ilgili neler yapılabileceğini, mevcut programların teknoloji ile ilişkisini ve değerlendirmesini içermektedir. Kitapta öncelikle öğretmen liderliğinin ne olduğu ve rolleri hakkında bilgi verilmiş, daha sonra ilkokulda okutulan derslere yönelik teknoloji açısından yapılabilecek uygulama ve örneklerle birlikte ölçme ve değerlendirme sürecine ilişkin en güncel bilgi ve içerikler yer almıştır. Her bir derse ilişkin etkinlik örnekleri ve tanıtımlarını da içeren bu kitap, sınıf öğretmenlerini sınıflarında kolay bir şekilde ulaşabilecekleri ve kullanabilecekleri teknolojilerle tanıştırmayı esas almıştır.
Zekihan Hazar Bir dünya düşünün; bilinmezliğin içinde süresiz sınırsız kayboluşun yaşandığı bir dünya… Benliğin ve gerçek dünyaya ait ne varsa her şeyin unutulduğu bir kayboluş… Düşüncelerin, duyguların, davranışların esir olduğu, aklın ve mantığın işlemez hâle geldiği bir kayboluş… Bir tutulma… Bir bağımlılık…
Öyle bir dünya ki gündelik hayatta kanun ve kuralların hiçe sayıldığı, insan öldürmenin, gaspçılığın, zorbalığın, hırsızlığın, tacizin, tecavüzün para ve statü kazandırdığı, kısacası bütün olumsuz davranışların ödüllendirildiği bir dünya… Bu dünyalarda kendini bulan ve gerçek dünyada kendini kaybeden çocuklar…
Seslerin, efektlerin ve aksiyonun her türlüsünün baş döndürdüğü bir dünya... Oysaki bütün bunları yaşarken bir koltuğa saatlerce mahkûm olmak, hareketin sadece parmaklarla sınırlı kalması, bu sınırlılığın beraberindeki sınırsız yeme içme ve her geçen gün obezler dünyasına katılan yeni çocuklar…
İnsan bedeninin kutsallığını yitirdiği, inanç ve değerlerin yok sayıldığı, pornografinin özendirildiği ve İslam düşmanlığının körüklendiği bir dünya… Nihayetinde ise bu kutsallara düşman kılınan çocuklar…
Ve başka bir dünya var ki zihnin, bedenin, duyguların gerçek manada karşılığını bulduğu, yaradılışın gereği olan fiziksel hareketlilik ve spor ile zihinsel, bedensel ve psikososyal sağlığın kazanıldığı bir dünya… Bedenin insanlaştırıldığı, ahlak ve erdemin temel yapı taşlarını oluşturduğu, arkadaşlığın, yardımlaşmanın, paylaşmanın, saygının, kısacası iyi insanın inşa edildiği bir dünya… Dijital oyunlarda kaybolan çocukluğun yeniden bulunduğu gerçek bir dünya… Gerçek dünyanın farkına varmanın ve hayata tutunmanın yegâne yolu SPOR.
Günümüz dünyasında çocukları çepeçevre kuşatmış olan dijital oyunların yaratabileceği olumsuz etkiler ve bu etkilerle başa çıkmada fiziksel aktivite ve sporun rolünü bilimsel araştırmalar ışığında ele alarak eğitimciler ve ebeveynlere rehber olabilmesi dileğiyle…
Spor, hayata tutunmanın bir dalıdır…
Kerem Coşkun Z kuşağı ve Alfa kuşağının anneleri ve babaları olarak bizler, yaşamımız boyunca biriktirdiğimiz, kendi büyüklerimizden edindiğimiz tecrübelerin buharlaştığına şahit oluyoruz… Dijital devrim ile birlikte varlık alanımız gerçek fiziki sosyal ortamlardan sanal sosyal medyaya doğru akmaya başladı. Sanal sosyal medya devlerinin kurmuş oldukları algoritmalar, beyin mekanizmalarını hızla dönüştürüyor. Zihinsel becerilerimizi dokunmatik cam ekranlara sahip akıllı cihazlara devrediyoruz. İşler tabii bununla sınırlı değil! 3. Endüstri Devrimi, düşük beceri profiline sahip mavi yakalıların işlerini elinden almıştı. Ancak internet, yapay zekâ ve otomasyonun birleşiminden doğan Endüstri 4.0, yüksek eğitimli ve uzmanlık bilgisine sahip beyaz yakalıları da tehdit etmeye başladı.
İşte bu süreçte, kendi çocukluk yaşantımı, Z ve Alfa kuşaklarının şu anki durumları ile karşılaştırırken önemli bilimsel çalışmalara başvurdum. Böylece sadece kuru malumat aktarmaktan öte benimle aynı kaygıyı taşıyan okurlara geçmişi, bugünü ve geleceği günlük yaşamdan kopmadan anlattım.
Figen Karaceylan Çakmakcı “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” (DEHB), bireyin sosyal yaşantısı, akademik hayatı ve aile içi ilişkilerini bozabilen nöropsikiyatrik bir hastalıktır. Tedavi edilmediği ve doğru müdahale edilmediği takdirde çocuğun geleceğini tamamen değiştirebilen bir hastalık olmasına rağmen doğru yaklaşım ve uygun müdahaleler sonucunda yüz güldürücü cevaplar hızlıca ortaya çıkmaya başlar.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi olarak çalıştığım 20 yıllık meslek hayatımda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğununun tedavisinde sadece ilaç tedavisinin yeterli olmadığını birçok kez deneyimledim. Aile içi tutumların, öğretmenin sınıf içi yapacağı müdahalelerin en az psikofarmakolojik tedavi kadar önemli olduğu gerçeği bende böyle bir kitap yazma motivasyonu oluşturdu.
Bu kitapla birlikte herkes tarafından duyulan, belki de günümüzün moda hastalığı olarak tanımlanan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hakkındaki doğru bildiğimiz yanlışlar hakkında bilgilendirme yapmak amaçlanmıştır. Ayrıca, yanlış anlama ve ön yargılara neden olan DEHB ve öğrenme ilişkisi hakkında aile ve öğretmenlerimize doğru bilgiler ve ipuçları vererek hem DEHB olan çocukların anlaşılmasını sağlamak hem de aile ve öğretmenler için etkili davranış yönetimini güçlendirmek hedeflenmiştir.
Geleceğimiz olan çocukların ihtiyaçlarına uygun çözüm önerilerinin sunulduğu bu kitabın okuyan herkes için faydalı bir kaynak olması dileğiyle…
Michael McMahon DİKKAT ET! Beware!
Bazı hayvanlar çok uysal ve yumuşak görünür, ama her an saldırmaya hazırdırlar!
Bu kitapla, dünyadaki bu hayvanların bazılarını öğrenebilir ve ipuçlarını kullanarak kendini tehlikelerden koruyabilirsin!
Ahmet Düzenli, Ahmet Koç, Hamza Aktaş, Handan Yalvaç Arıcı, Hatice Diler, Kubat Ali Topçubay, Mehmet Ayas, Mehmet Zeki Göksu, Ramazan Diler, Rıdvan Demir, Safiye Kesgin, Tuğrul Yürük, Yusuf Okşar Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, ilkokul 4. sınıflarda haftada iki saat olarak okutulan derslerden biridir. 2012 yılında yürürlüğe giren İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre ilkokul 4. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi dersini branş öğretmenlerinin vermesi esastır ancak branş öğretmeninin bulunmadığı durumlarda sınıf öğretmenlerinin bu derse girmeleri söz konusudur. Bu nedenle gelecekte bu mesleği yapacak sınıf öğretmeni adaylarının din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin öğretimi konusunda yeterli yöntem ve alan bilgisine sahip olabilmeleri önem arz etmektedir. Zira ilkokul 4. sınıf düzeyinde öğrenim gören ve her şey ile ilgili merak duyguları çok yüksek olan çocukların din ile ilgili sorularına cevap verip onları doğru bilgiye yönlendirebilmek, özellikle soyut konuların çokça yer aldığı din derslerinde, öğrencinin gelişim özelliklerini dikkate alarak hangi yaklaşım ve yöntemlerin, öğretimde kullanacağını bilmek, öğretmen adayları için son derece önemli bir husustur.
Diğer yandan eğitim programlarında yapılan güncellemelere bağlı olarak bu derslerin işlenmesinde yararlanılan temel kaynakların da yenilenen eğitim programları doğrultusunda güncellenmesi gerekmektedir. Ancak özellikle sınıf öğretmenliği lisans programında öğrenim gören öğretmen adaylarına yönelik ilkokul 4. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi için kaynakların son derece sınırlı olduğu görülmektedir. İşte, bu kitap, bu ihtiyaçtan hareketle oluşturulmaya çalışıldı. Kitabın hazırlanmasında hem sınıf öğretmenliği din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi ders içeriğinin hem de ilkokul 4. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi dersindeki içeriğin bir arada bulunmasına gayret edilmiştir. Böylece öğretmen adaylarımızın gerek alanla ilgili temel konu ve kavramları bir arada bulabileceği gerekse pratikte dersin öğretiminde karşılaşabileceği problemlerin önüne geçilmeye dikkat edilmiştir. Bu çalışmanın, başta eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümleri olmak üzere, ilahiyat/İslami ilimler fakültesi öğrencileri ile bu dersi veren bütün öğretmenlerimize, teoride ve uygulamada kullanabilecekleri pek çok bilgi ve beceriyi içermesi bakımından yararlı olacağı ümidindeyiz.
Bahar Sevim Günümüzde geleneksel öğretim yöntemlerinden çok, yaparak ve yaşayarak öğrenme ön plana çıkmaktadır. Öğrencilerden aktif, katılımcı, yaratıcı ve üretken olmaları beklenmektedir. Bu süreçte öğrencilerin aktif olmalarını sağlamak için yöntem ve tekniklerden yararlanmak gerekir.
Bu çalışmanın oluşmasında, “Din öğretiminde eğitsel oyun yönteminden nasıl faydalanabiliriz?” sorusuna olan merak etkili olmuştur. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde oyun ve eğitsel oyun yöntemi üzerinde durulmuş; ikinci bölümde din öğretiminde oyun örneklerine yer verilmiştir. Elinizdeki 3. basımda din ve ahlak oyunları ayrı kategorilerde incelenmiş ve din öğretimiyle ilgili oyunlar üzerinde çalışılmıştır. Kitapta, 17 adedi ders planı şeklinde olmak üzere toplam 44 oyun yer almıştır.
Bu çalışma, başta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olmak üzere İmam Hatip Lisesi meslek dersleri öğretmenleriyle Kur'an Kursu Öğreticilerine din öğretiminde yardımcı olmak, dersleri daha verimli kılmak amacıyla hazırlanmıştır. Ayrıca anaokulu öğretmenlerine, ilköğretim sınıf öğretmenlerine ve çocuklarına dini bilgi öğretmek isteyen ebeveynlere de hitap etmektedir.
Mehmet Zeki Aydın Din Öğretiminde Yöntemler, İlahiyat fakültelerinde ve Eğitim fakültelerinde Sınıf Öğretmenliği bölümünde okuyan öğrencilere, hâlen okullarımızda görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile İHL meslek dersleri öğretmenlerine ve Kur'an kursu öğreticilerine yönelik hazırlanmıştır.
Bu kitap, daha önce yayımlanan “Din Öğretiminde Yöntemler ve Buldurma Yöntemi” kitabının gözden geçirilmiş, yeni yöntem ve yaklaşımlar ilave edilmiş şeklidir.
Kitapta, din öğretiminde kullanılabilecek öğretim yöntemleri ve ders araç gereçleri teorik olarak açıklanmış ve yöntemlere örnek olmak üzere ders planları verilmiştir. Ayrıca, KPSS'ye girecek adayların program geliştirme ve öğretim yöntemleri ihtiyaçlarını giderecek birçok bölüm yer almıştır.
Bu nedenlerle kitap, öğrenci ve öğretmenlerimize yöntemler konusunda bir el kitabı niteliğindedir.
Ahmet Akçay, Betül Keray Dinçel, Bünyamin Sarikaya, Erhan Akın, Ersoy Topuzkanamış, Fatih Can, Hatice Altunkaya, Mehmet Nuri Kardaş, Mesut Gün, Mustafa Sait Kıymaz, Oğuzhan Sevim, Serpil Özdemir Dil becerileri arasında ilk edinileni dinlemedir. Anne karnında dış dünyanın duyumu ile kullanılmaya başlanan dinleme, dili algılamanın ve iletişim kurmanın temelidir. Günlük yaşamda en sık kullanılan ve diğer dil becerilerinin kazanılmasında büyük rol oynayan dinleme yetisi, bu özellikleriyle diğerlerinden ayrılmaktadır. Ayrıca iyi bir yazar, iyi bir okuyucu ve iyi bir konuşmacı olmanın anahtarı, etkili dinleme becerisine sahip olmaktır.
Eğitim sistemimizin çıktılarından biri, öğrenenlerin aktif bir dinleyici niteliği kazanarak dinlediklerini/ izlediklerini anlayabilen bireyler olmalarıdır. Bu doğrultuda hazırlanan eser, dinleme becerisini tüm boyutlarıyla ele alarak hem kuramsal hem de uygulama bağlamında tanıtmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda eser, ihmal edilen bir beceri olmasına karşın, dinlemenin geliştirilebilir olduğuna dair ipuçlarını yakalamanıza ve iyi bir dinleyici olmak için gereken özellikleri kazanmanıza yardımcı olacaktır.
Fatoş Somsa, Tülay Gündoğan, Öykü Varlı • Eğitimde farklılaşmak isteyen eğitmenler, branş öğretmenleri,
• Online yaratıcı drama etkinliğine başlamak isteyen drama liderleri,
• Yaratıcı drama eğitimi alan öğrenciler,
• Organizasyonlarını eğlenceli hâle getirmek isteyen etkinlik yöneticileri,
• Ailesiyle, arkadaşlarıyla keyifli vakit geçirmek isteyen oyunseverler…

BU KİTAP SİZİN İÇİN
Oyun kurucuların elinden, denenmiş, uygulamalı bir kılavuz sunmak;
öğrenmeyi eğlenceli ve kalıcı kılmak adına çorbada tuzumuz olsun istedik ve
bu kitabı sizler için hazırladık.
Ahu Baytok DRAMALI BİR MASAL’A BAŞLAMADAN ÖNCE YETİŞKİNLERE YOL HARİTASI

DRAMALI BİR MASAL; bugüne dek yazılmış, okuyucusu ve dinleyicisi olan masalların ötesinde bir kitap. Bu kitabı farklı kılan ise çocuğunuzun zihnen ve bedenen aktif olması; sizin de ona rehberlik etmenizdir. Yani bu masalı okuyan her okuyucu, hayal gücünü kullanarak kendi masalına yön verecektir.

DRAMALI BİR MASAL ile çocuklarınızla evinizde veya sınıfınızda drama etkinliği yapabileceksiniz. Drama tekniklerinin kullanıldığı bu masal kitabının başrol oyuncusunun “çocuğunuz” olduğunu unutmamalısınız.

DRAMALI BİR MASAL’a başlamadan önce ilk önemli adım, siz yetişkinlerin ön çalışma yaparak masalı içselleştirmenizdir. Böylece çocuğunuza yönergeleri verirken masala olan hâkimiyetiniz, onun kahramanla daha kolay özdeşim kurmasını ve masala yön vermesini kolaylaştıracaktır.

DRAMALI BİR MASAL’a başlarken diğer bir önemli adım ise çocuğunuza yönergeleri verirken açık, anlaşılır ve basit bir dil kullanmanızdır. Gerektiği takdirde yönergeleri daha ayrıntılı bir şekilde açıklayabilir ve ipuçları verebilirsiniz ama asla doğrudan fikir verilmemelidir. Amacımız, onların kendilerine özgü fikirler üreterek bu masalı tamamlamasıdır.

En önemlisi de uygulama sırasında çocukların öne sürdüğü basit gibi görünen öneri ve fikirler bile değerlendirilip onlara olumlu geri bildirim verilmesidir. Fikirleri çılgın ve saçma da olsa bu, onların düşünceleridir ve onların her düşüncesi bizim için çok ama çok değerlidir. İsterseniz yönergelerin içeriğini daha da genişletebilirsiniz. Kendinizden bir şeyler katmanız masalı daha eğlenceli hâle getirebilir.

Çocuklarımızın dünyadaki en iyi “OYUN UZMANLARI” olduğunu lütfen unutmayalım.
Lawrence F. Lowery Bu kitap, yaşam döngüsü ve besin zinciri hakkındadır. Kitabın yüksek sesle okunması önerilir. Duru’nun Bahçesindeki Ağaç kitabı yetişmekte olan bir ağacın ve büyümekte olan bir kızın hikâyesini anlatır. Ağaç, bir tohumdan dev çınara dönüşürken, yaprakları kuşların besin kaynağı olan tırtıllar için yiyecek olur. Duru birbirleriyle etkileşimde olan canlıların yaşamına bir zamana kadar şahit olur. Düşündürücü sonuyla bu acı tatlı hikaye genç okuyuculara doğal dünyada hayat döngüsü hakkında bilgi verir.
Duru’nun Bahçesindeki Ağaç, Nedenini Merak Ediyorum serisinin bir parçasıdır. 3-8 yaş grubundaki çocukların meraklarını gidermek ve onları, hevesli birer okuyucu olmaları için teşvik eder. Bu kitaplar seslerin, hayvanların, bitkilerin, canlılar bilimi ve doğa olaylarının mucizevi yanlarını araştırır. Her bir ciltte, Ebeveyn/Öğretmen el kitabıyla birlikte düzenlenmiş etkinlikler bulunur. Nedenini Merak Ediyorum serisi ödüllü bir fen eğitimcisi tarafından yazılmış ve NSTA baskının bir bölümü olan NSTA Kids tarafından yayımlanmıştır.
James M. KAUFFMAN, Timothy J. LANDRUM, Pearson Duygusal ve Davranışsal Bozuklukları olan Çocukların ve Gençlerin Özellikleri'nin onuncu baskısı güvenilir araştırmalara, öğretmen odaklı sunumlara ve Duygusal ve Davranışsal Bozukluklar (DDB) ile ilgili kavramların açıklamalarına yer veren ve uzun zamandır kabul gören kitabın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kitap, okuyucunun DDB'lerin tarihçesini, sorunlu davranışların kökenini, bozukluk tiplerini ve değerlemeyle ilgili işlemleri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla temel kavramlar çerçevesinde tasarlanmıştır. Olgu Çalışmaları, Kişisel Düşünceler ve Derinlemesine Düşünmek İçin Sorular okuyucuyla ilişki kurmakta ve duygusal ve davranışsal bozukluğu olan öğrencilerin özelliklerini onlara göstermektedir.
Bu Baskıdaki Yenilikler

Kitabın dört kısımdan oluşan bir akış içeren formatı, kitabın içeriğini Başlangıç Noktası (I. Kısım); Olası Nedenler (II. Kısım); Davranış Bozukluklarının Türleri (III. Kısım) ve Değerleme'ye (IV. Kısım) odaklanacak şekilde yeniden düzenlemiştir.
Değerlemeyle ilgili olan ve birleştirilmiş olan bölüm (15. Bölüm), konuya daha basit ve daha yararlı olacak şekilde yaklaşmaktadır.
Sosyal beceri öğretimine yenilenmiş bir vurgu yapan kısım (III. Kısım), belirli bozuklukların değerlemesine ve bu bozukluklara yönelik müdahalelere ilişkin belirli amaçlar sunmaktadır.
Kullanılan 150'nin üzerinde yeni kaynak ile en yeni araştırma bulguları sunulmakta ve tüm kitap boyunca oluşturulan önerilere destek sağlanmaktadır.
Yeni tablolar ve şekiller, mevcut konuları ve eğilimleri ele almakta ve görsellerin ayrıntılarını vererek açıklayıcı bilgiler içermektedir.
Lawrence F. Lowery Kitapların sayfaları arasında bir dünya turuna çıkın! Dünyamızın Yaşam Alanları, çocukları, yağış ya da yağışsızlık tarafından şekillenen altı farklı bölgeye götürür. Okuyucular yolculuğa tropikal yağmur ormanlarında başlarken, yolculuk boyunca; savanlar, bozkırlarla devam eder ve en sonunda çöllerle yolculukları sona erer. Dikkatli okuyucular, kitap genelinde bölgelerin neden benzer veya farklı özelliklere sahip olduğunu kıyaslayabilecekler. Bunun yanı sıra okuyucular Dünya'daki en nemli ve en kurak bölgelerle ilgili ilginç gerçekleri öğrenecekler ve yağış miktarının bitkiler, hayvanlar ve insanlar üzerindeki inanılmaz etkilerini keşfedecekler.
Dünyamızın Yaşam Alanları, Nedenini Merak Ediyorum serisinin bir parçasıdır. 5-11 yaş grubundaki çocukların meraklarını gidermek ve onları, hevesli birer okuyucu olmaları için teşvik eder. Bu kitaplar; yerbiliminin, yeryüzü şekillerinin, hava durumunun, çevrenin ve diğer bilim doğa olaylarının mucizevi yanlarını araştırır. Her bir ciltte, Ebeveyn/Öğretmen el kitabıyla birlikte düzenlenmiş etkinlikler bulunur. Nedenini Merak Ediyorum serisi ödüllü bir fen eğitimcisi tarafından yazılmış ve NSTA baskının bir bölümü olan NSTA Kids tarafından yayımlanmıştır.
Catherine C. McCall Elinizdeki kitap, hem kişisel yaşantı dünyanızda hem de kamusal paylaşımlar gerçekleştirdiğiniz hayat akışınızda önemli bir değişimin başlangıcını oluşturabilir. Eleştirel ve yaratıcı düşünme, kavramlar ve problemler aracılığıyla sorgulayıcı bir düşünüm gerçekleştirme, tartışmacı diyalog yoluyla bireyin kendisini ifade etme ve başkalarını anlama süreçlerinde olgunlaşma aracılığıyla etkin ve etkili bir yurttaş olunabileceğini bizlere anlatan bu kitap, esasen çocuklarla felsefe yapma yöntemlerinden biri olan Felsefi Sorgulama Topluluğu (FST) yöntemini ayrıntılarıyla ele almaktadır.
Felsefi Sorgulama yöntemine göre çocuklar aslında çok küçük yaşlardan itibaren felsefi akıl yürütme yapısını kullanabilmekte, felsefi bulmacalar hakkında kendi görüşlerini gerekçelendirebilmekte ve yaşıtlarıyla felsefi bir diyalog süresince farklı görüşleri tartışabilmektedirler. Bu açıdan değerlendirildiğinde küçük yaşlardan itibaren çocukları felsefi diyalogla tanıştırmak, onların eleştirel ve sorgulayıcı nitelikte yargıda bulunma potansiyellerini geliştirmeleri ve bu sürecin bir sonucu olarak da demokratik bir politik hayatın özneleri olma yolunda köklü şekilde dönüşüme uğramaları anlamına gelmektedir.
Mehibe AKANDERE Farklı yaş gruplarında bulunan kişilerin arkadaşlarıyla iyi zaman geçirmek için başvurdukları tek yol “oyun” dur. İlk Çağlardan günümüze vazgeçilmeyen bir gerçeği Eflatun “Çocuk oyunla büyümelidir.” sözüyle dile getirmektedir. 3. basımını yaptığımız bu eserde oyun kavramı; oyunun gelişimi, anlam ve önemi; oyunun çocuğun fiziki, psiko–motor, dil, duygu, zihin ve sosyal gelişimine olan etkisi ve öğretimde oyunun kullanılması ele alınmıştır. Kitapta çok sayıda oyun örnekleri yer almaktadır. Bunlar anaokulları, ilköğretim okulları, lise ve dengi okullarla üniversitelerde uygulanabilecek oyunlardır.
İrfan Çağlar - Sabiha Kılıç İletişim; sosyal evrende ilişkiler sisteminin temel bağlantı köprülerinden birisi ve belki de en önemlisidir. İletişim sayesinde insanlar kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebildikleri gibi, öteki konumunda bulunanların da duygu ve düşüncelerini anlayabilmektedirler.
İnsanların ilişki dünyalarındaki ortak bağlantı aracı olan iletişimin etkinleştirilmesi, ortak yaşam alanını daha da anlamlı hâle getirecektir. Bağlantı işlevinin kuvveden fiile dönüşmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışma; kavramların tanımlanması, iletişim modellerinin anlaşılması, iletişim sürecinin daha iyi algılanması, iletişimde bilgi teknolojilerinin rolünün kavranması gibi değişik boyutları içermektedir.
İletişimin temel işlevleri; bilgilendirme, denetleme, yönlendirme, bilgi ve becerileri iletme, eğitme, duyguları dile getirme, toplumsal ilişki kurma, sorun çözüp kaygıları azaltma, eğlendirme, uyarma ve gerekli rolleri üstlenme olarak sıralanabilir.
İletişim, kişiler arası duygu ve düşünce alışverişine dayanan kültürel bir süreçtir.
A. Pınar Vural, Ayhan Öztürk, Belma Doğan Güngen, Cem Gökçen, Fatih Dağdelen, Gülis Kavadar, İdris Kaya, İsmet Melek, Murat Güntel, Pınar Karadeniz, Selenay Yücel, Sevda Dolapçıoğlu Eğitim alanında yaşanan değişimlerin hızlı yükselişi, öğrenme konuları üzerinde farklı disiplin bakış açılarına ihtiyaç duyulmasını ortaya çıkarmıştır. Değişim; anne-baba ve eğitimcilerin bazı konularda çözüm yolu bulmak için zorlanmalarına neden olmuştur. Ayrıca öğretmenler pandemi döneminden sonra öğrenme sorunlarının farklılaştığı üzerine görüş bildirmektedir. Tüm bu ihtiyaçlardan dolayı bu kitapta, farklı disiplinlerden gönüllü birçok uzman, bir araya gelerek eğitim konuları üzerine çözüm önerilerini, görüşlerini ve tecrübelerini sunmuşlardır. Kitap, öğrenme konuları içerisinde en çok ihtiyaç duyulan konuların neler olduğu üzerine öğretmen ve öğrencilerden görüş alınarak oluşturulan başlıkları kapsamaktadır. Kitabın amacı, bu öğrenme konularını birden fazla uzman hekim ve eğitimcinin iş birliği ile değerlendirmektir. Ayrıca eğitim fakülteleri öğretmenlik uygulamaları dersi için fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Anne, baba ve eğitimcilerin iyi nesil yetiştirme gücünü artırmak üzere yazılan bu kitabın “çocuklara” fayda sağlaması dileğiyle...
Arzu Küçük, Asiye Şengül Avşar, Ayşe Çi̇ftçi, Demet Baran Bulut, Fazilet Taşdemir, Hakan Şevki Ayvacı, Hasan Bağ, Mehmet Küçük, Mehmet Küçük, Mustafa Sami Topçu, Ömür Kaya Kalkan, Serkan Sevim, Sinan Bülbül, Yılmaz Kara Bilgi üretmenin araçlarından biri olan bilimsel yöntemin kişi ve/veya kurumlar tarafından kabul edilebilmesi için büyük bir mücadele verilmiştir. Bugünlerdeki esas tartışma ise bilimsel yöntemin ne ölçüde işe yarar olduğuna değil 7'den 77'ye topluma nasıl öğretileceğine yöneliktir. Bu amaçla hem yurt içinde hem de yurt dışında çok sayıda yöntem kitabı yayımlanmıştır. Bu kitaplarda; kendilerini akademide konumlandıran yazarların, okuyucuyla empati kurarak işi kolaylaştırmak yerine öğreticilik rollerinin doğası uyarınca yöntem bilgisinin klasik sunumuna odaklandığı açıktır. Buna karşın 21. yy.'da bile toplumun büyük bir kısmının bilimsel yöntem hakkındaki bilgilerinin ve inançlarının sınırlı olması, işe koşulan eylem stratejilerinin -en azından yeterince- başarılı olmadığını ortaya koyar. Bu kitabın yazarları ise farklı olarak, okuyucuyla empati kurarak bilimsel araştırmanın tasarımından uygulanmasına, veri analizinden raporlanmasına kadar tüm süreç boyunca neler yapılacağından çok neler yapıldığını, kendi öğrenme yaşantılarına da atıf yaparak popüler bir dille açıklamaya çalışmışlardır. Dolayısıyla okuyucuya yalnızca bilimsel bir şeyler yapmasını söylemek yerine bunun nasıl yapılacağını açıkça göstermeyi ilke olarak benimsemişlerdir. Bu bağlamda farkı ilk bölümle birlikte hemen hissedilecek eser, bilimsel bir şeyler yapma hedefi olan çocuklardan yetişkinlere kadar önemli bir kitlenin bilimsel araştırma sürecine katılmasını kolaylaştıracaktır.
Yıldız Kuzgun, Deniz Deryakulu, Ali Şimşek, Binnur Yeşilyaprak, Balaban Salı, Metin Pişkin, Fatma Hazır Bıkmaz, Berrin Eylen Özyurt İnsanlar arasında sayılamayacak kadar çok farklılık olması, eğitimcilere hem her öğrencinin bireysel yetenekleri ve isteklerine hem de toplumun olanakları ve gereklerine uygun eğitim ortamları ve öğretim programları hazırlama sorumluluğu yüklemektedir. Eğitim ortamlarında bireylere tasarlanan davranışları kazandırmak için yapılan işlemlerde başarı, her birinin yapısının böyle bir uygulamaya ne derece uygun olduğunun bilinmesine bağlıdır. Bu gerçeği gören eğitimciler, öğretme/davranış değiştirme işlemlerinde etkili olan belli başlı kişilik özelliklerinin belirlenmesi, ölçülmesi ve eğitim ortamlarında uygulanması konularında araştırmalar yapmışlardır ve yapmaya devam etmektedirler.
Bu eserde; bilişsel özellikler olarak zekâ, öğrenme biçimi, önbilgi, ilgi, güdülenme, duyuşsal özellikler olarak öz yeterlik inançları, denetim odağı, içe dönüklük/dışa dönüklük, epistemolojik inançlar ve cinsiyet algısı gibi eğitimde başarıyı etkileyen konular ele alınmıştır. Her konu, alanında yetkin yazarlar tarafından, yurt dışında ve yurt içinde yapılmış araştırmaları içerecek şekilde kapsamlı ve kolay anlaşılır bir üslupla yazılmıştır. Bu niteliği ile “Eğitimde Bireysel Farklılıklar”, eğitim ve psikoloji alanında öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrenciler için yararlı bir kaynaktır.
Asena Ayvaz Can, Ayşegül Oğuz Namdar, Betül Yılmaz Atman, Burcu Çıldır, Caner Özdemir, Cemil Öztürk, Ceren Güneröz, Durdane Öztürk, Duygu Metin Peten, Ebru Albayrak, Elif Benzer, Esra Çapkınoğlu, Feride Ersoy, İrem Akçayır, Kader Arkan Sezgin, Özge Karaevli, Selda Şan, Serpil Recepoğlu, Seval Naci, Sevinç Kaçar, Sıla Bayındır, Tuğba Kafadar, Ümmühan Ormancı İnsanların oyun oynamaya ilişkin doğal bir arzusu vardır. Doğal olarak oluşan bu arzuyu oyun dışı bağlamlara aktarmanın, yansıtmanın ve bu arzunun avantajlarını kullanmanın bir yolu olduğu söylenseydi bu konudaki düşünceniz ne olurdu? Bu yolu incelemek mi isterdiniz yoksa görmezden mi gelirdiniz? Karar vermeden önce bu kitabı okumanızı tavsiye ederiz.
Bu kitapta oyun dışı bağlam olarak farklı disiplinlerdeki öğrenme içerikleri ele alınmıştır. Her insan yeni öğrendiği içeriğin kendisinde merak uyandırmasını ve ilgi çekici olmasını bekler. Bu beklentiyi eğitimde oyunlaştırma yaklaşımını kullanarak karşılayabilirsiniz. Oyunlaştırma sayesinde öğrencilerinize öğrenme sürecine katılımın heyecanını yaşatabilir ve öğrenme motivasyonunun sürekliliğini sağlayabilirsiniz. Fakat oyunlaştırmanın sadece eğlenceyle ilgili olmadığı, katılım ve motivasyonla daha fazla ilgili olduğu unutulmamalıdır. Başka bir ifadeyle oyun dinamikleri, mekanikleri ve unsurları öğrenme sürecinin odak noktası olmamalıdır. Bu unsurlar; öğrencilerin öğrenme için içsel motivasyonlarını harekete geçiren, öğrencilere geri bildirim veren, başarısız olma ve tekrar deneme özgürlüğü sunan ögeler olarak kullanılabilir.
Bu kitapla, birçok alanda kullanılan güncel bir yaklaşımın eğitim alanında faydalı ve verimli bir şekilde kullanılabilmesine ilişkin bilgiler sunarak bu alana katkı sağlanması amaçlanmıştır. Eğitimde Oyunlaştırma'nın; 21. yüzyıl becerileri doğrultusunda inovatif, yaratıcı, etik değerlere sahip bireylerin yetişmesine katkı sağlayan bilim insanlarına, öğretmenlere, öğretmen adaylarına ve genel okuyuculara faydalı olması dileğiyle…
Mehmet Zeki AYDIN Değerler Sandığı Okulda Değerler Eğitimi Materyalleri adını verdiğimiz seri çalışmamızda EMPATİ değerini öğretebileceğiniz çeşitli başlıklar var. Bu başlıkları kullanarak erdemli ve değerlerine saygılı bir nesil yetiştirmek sizlerin elinde. Farkında olduğumuz ya da farkına varmadan uyguladığımız değer kalıplarını, size sunduğumuz bu materyal ve yöntemlerle öğrettiğinizde, öğrencilerinizin farkındalıklarını artıracak; problem çözebilen, alternatif öneriler sunabilen, erdemli bireyler haline gelmelerine yardımcı olabileceksiniz.

Öğrencilerimizin konuyu daha iyi kavrayabilmesi ve içselleştirebilmesi için Drama, Yaşayarak Öğrenme, Kulüp Etkinlikleri, Öykü, Kavram Açıklaması, Beyin Fırtınası, Röportaj Yapma, Gezi Gözlem, Materyal Üretme, Meslekler ve Değerler, Yaratıcı Yazma Etkinlikleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerle düşünerek, rolünü oynayarak, gözlemleyerek ve yaşayarak öğrettiğimiz değerin önemini ve gerekliliğini anlayabilecekler.

Yüzyıllardır bu değerleri taşıyan bir toplum olduğumuzu, köklerimizin değerlerle sulandığını ise Geleneklerimizde Değerlerimiz, Tekerleme, Mânilerde Değerler, Atasözü ve Deyimlerde Değerler, Mevlana'dan ve Örnek Kişilik başlıklarıyla gösterebileceksiniz.

Öğrenilen değerimizi eğlenerek pekiştirmek için Bilmece Bulmaca, Fıkra, Film Tavsiye/Yorumlama, Eğitsel Oyun, Örnek Olay, Şarkı, Şiir, Poster/Afiş, Proje Hazırlama, Kitap Tavsiyeleri ve Etkinlikler bölümlerini kullanabileceksiniz.

Ölçme Değerlendirme bölümümüz ile öğrencilerimiz, içlerine yerleşen değer bilincini test edebileceklerdir.

Hepimizin bildiği gibi eğitimde başarı okuldaki tek taraflı bir çaba ile gerçekleşemez. Bu yüzden çalışmamıza Veli Mektubu ve Aile Katılımı da ekledik. Bu şekilde aileleri de verdiğimiz eğitimin içine çekerek, öğrettiğimiz bilgileri evlerinde de yaşamalarını sağlayabileceksiniz.
Oralie Mcafee, Deborah J. Leong Sınıf ortamlarında eğitim ve öğretim süreçlerinde gerçekleştirilen değerlendirmeler erken çocukluk dönemi öğrenme ve öğretme sürecinin en önemli unsurudur. Çocukların içinde bulundukları dönemdeki kapasiteleri ve gelişim düzeyleri hakkında bilgi sahibi olmak, gerçekleştirilecek deneyimlerde/etkinliklerde, çocukların güçlü yanlarını ortaya çıkarmaya olanak sağlayacak ve sürekli gelişim ve öğrenmelerini destekleyecek imkânlar sunacaktır.
Bu kitabın amacı; geleneksel değerlendirme yaklaşımlarından farklı olarak, sınıf temelli otantik değerlendirmelerin nasıl gerçekleştirileceğini ve bu tür değerlendirme süreçlerinde elde edilen bilgilerin çocukların öğrenmelerini destekleyici ve teşvik edici müfredat planlamalarında nasıl yorumlanıp, kullanılabileceğini sergilemektir. "Erken Çocukluk Döneminde Gelişim ve Öğrenmenin Değerlendirilmesi ve Desteklenmesi" kitabının beşinci basımında hızlı biçimde gelişmekte olan uygun değerlendirme kavramları, beklenen eğitimsel çıktılar, küçük çocukların gelişim ve öğrenme yolları ve erken çocukluk dönemi öğretmenlerinin değerlendirme çalışmalarındaki görev ve sorumlulukları çerçevesinde gözden geçirilmiş ve güncellenmiştir.
Bu kitapta ölçme ve değerlendirme olguları; çoğunlukla standart test, ölçek ve diğer ölçme araçlarının kullanımı ve bir oturumluk tanılama, seçme ve eleme uygulamalarına dayalı çalışmaların ağırlık verildiği geleneksel değerlendirme yaklaşımlarından farklı olarak ele alınmıştır. Kitap boyunca değerlendirme çalışmaları "gelişime yönelik çalışmalar" olarak ele alınmıştır.
Aylin Sop, Aylin Sözer Çapan, Banu Aktaş, Binnur Yıldırım Hacıibrahimoğlu, Feride Gök Çolak, Gonca Uludağ, Hülya Tokuç, Mehmet Mart, Menekşe Boz, Meryem Çelik, Oğuz Serdar Kesicioğlu, Perihan Tuğba Şeker, Türker Sezer, Yıldız Güven, Zeynep Topcu Bilir Erken çocukluk dönemi, yaşamın sihirli yılları olarak anılmaktadır. Bir çocuğun dünyaya ilişkin her bilgiyi öğrenme gayretinde ve merakında olduğu bu dönemde, dikkat çeken konulardan biri de matematiktir. Peki, matematik nedir? Matematik ne işe yarar? Matematik zor mudur? Matematik öğrenilemez ya da öğretilemez midir? Erken çocukluk döneminde matematik eğitimi neyi ifade etmektedir? Matematiği seven, matematik ile barışık çocuklar yetiştirmek mümkün müdür? Bu konuda neler yapılabilir? İşte tüm bu soruların yanıtı göz önünde bulundurularak hazırlanan bu kitapta, “erken çocukluk döneminde matematik eğitimi”ne ilişkin teorik bilgi ile teorik bilginin uygulamadaki yansımalarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Erken çocukluk döneminde matematik eğitimi alanında yüksek lisans ve/veya doktora tez çalışmaları yürüten, bu konuda akademik çalışmaları ve/veya uygulama deneyimi bulunan alan uzmanı yazarlar tarafından hazırlanan ve bilimsel bir kitap olan bu yayında, aşağıdaki konu başlıkları ele alınmıştır:
• Matematik Nedir?
• Erken Çocukluk Döneminde Matematik Eğitimi
• Erken Çocukluk Döneminde Matematik Kavramlarının Gelişimi
• Erken Çocukluk Dönemi Matematik Becerileri
• Sayı, Sayma, İşlem
• Ölçme
• Veri Analizi, Grafik Oluşturma ve Olasılık
• Geometri, Uzamsal Düşünme ve Şekil
• Erken Çocukluk Döneminde Matematiği Öğrenme
• Erken Çocukluk Eğitiminde Matematik Programları
• Erken Çocukluk Dönemi Matematik Eğitiminde Çocuğu Tanıma ve Değerlendirme
• Erken Çocukluk Dönemi Matematik Eğitiminde Ailenin ve Öğretmenin Rolü
• Etkinlik Örnekleri
Kitabın, başta erken çocukluk dönemindeki çocuklar olmak üzere, erken çocukluk eğitimi alanında çalışan araştırmacılara, öğretmenlere, öğretmen adaylarına, ebeveynlere ve tüm okurlara katkı sağlaması dileğiyle…
Ellen McGinnis, Research Press Sosyal beceriler; bir bireyin olumlu tepkileri meydana çıkarıp, olumsuz tepkilerden kaçınmasına yardımcı olacak şekilde diğerleriyle etkileşimini mümkün kılan, sosyal açıdan kabul gören davranışlar olarak tanımlanabilir. Engelli öğrenciler sıklıkla yetersiz sosyal beceriye sahip olarak tanımlanırlar ve normal gelişen yaşıtlarına nazaran genellikle daha az kabul görürler. Yapılan çalışmalar; sosyal yeterlilik ve akademik başarı arasında önemli bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Çocukluk döneminde, akran gruplarında gözlenen sosyal uyumun, yetişkinlikte gösterilen uyumun, hatta yetişkinlikteki ruh sağlığının ve duygusal problemlerin yordayıcısı olduğu ifade edilmektedir. Engelli öğrencilerin yapılan öğretimler sonucunda kazandıkları sosyal beceriler, sadece çevresindeki kişilerle olan ilişkilerini değil, okula uyum becerilerini ve akranları tarafından kabul edilmesini de olumlu yönde etkileyecektir. Aynı zamanda öğrencilikten yetişkinliğe geçerken, işe girmesini, toplumun bir üyesi olmasını kolaylaştıracak ve hayatlarının ileriki dönemlerindeki zorlukların da üstesinden gelmesine yardım edecektir.
Eğitimcilerin ve ailelerin sosyal beceri programının ögelerinde uyarlamalara giderek çocuklara kazandırmaları mümkün olacaktır. Erken Çocukluk Döneminde Sosyal Beceri Öğretim Programı, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölüm'de sosyal beceri ile ilgili temel bilgiler; İkinci Bölüm'de ise uygulama ve değerlendirme ölçeklerinden oluşmaktadır. Kitap, erken çocuklukta özel gereksinimli çocuklar için uygulamaya yönelik önemli bir yardımcı kaynaktır.
Margaret Kernan, Elly Sınger, Routledge Erken Çocukluk Eğitim ve Bakımında Akran İlişkileri, küçük çocukların ilişkileri konusunda yeni perspektifler ve araştırmaları bir araya getirmektedir. Kitap, çocuk hakları
ve onların esenliklerini; giderek artan sosyal hareketlilik ve göç, değişen aile yapıları ve iş hayatı ile küçük çocuklara yönelik eğitim ve bakım hizmetlerindeki yaygınlaşma
zemininde incelemektedir.
Farklı kültür, coğrafya ve disiplinden gelen yazarların katılımıyla hazırlanmış olan bu koleksiyon, eğitimcilerin, çocukların akran ilişkilerini nasıl desteklediklerini ve bunları nasıl sosyal ve bilişsel gelişim için bir temel olarak kullandıklarını göstermektedir. Tartışılan konular arasında:
• çatışma ve uzlaşma
• arkadaşlık ve oyun
• grup fenomeni
• bağımsızlık ve bağımlılık
• kimlik ve aidiyet
• akran ilişkileri ve engelli çocuklar
• yetişkinleri küçük çocukların ilişkilerine hazırlamak
yer almaktadır.
Bu kitap erken çocukluk bakım ve eğitimi ile ilgilenen, özellikle de bu konuları küresel ölçekte değerlendiren, akademisyenler, araştırmacılar ve öğrenciler için oldukça
yararlı olacaktır.
Margaret Krennan Hollanda'da Uluslararası Çocuk Gelişimi Girişimleri (ICDİ)'nin üst düzey program yöneticisidir.
Elly Singer Hollanda'da Utrecht Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Bölümü'nde ve Amsterdam Üniversitesi Eğitim Fakültesinde doçent doktor olarak çalışmaktadır.
Sue Bredekamp Erken Çocukluk Eğitiminde Etkili Uygulamalar kitabı yayınlandığı andan itibaren büyük yankı uyandırmıştır. Türkçeye çevirisini gerçekleştirdiğimiz bu kitap sayesinde özellikle kariyerlerinin başında olan öğretmenler, yeni bilgileriyle okul öncesi eğitiminin evrensel değerlerini anlayabilecekler ve okul öncesi öğretmeni olmanın zevkine varabileceklerdir. Bu kitabının yazarı okul öncesi eğitimi uzmanı Dr. Sue Bredekamp, çocukların, potansiyellerine ulaşabilmeleri için nitelikli ve eğitimli öğretmenlere ihtiyaçları olduğunu belirtmektedir. Okul öncesi öğretmenlerinin hazırlık ve uygulamada başucu rehberi olarak kullandığı bu kitap, Türkçeye çevrilmesiyle ülkemizdeki okul öncesi öğretmenlerinin de başucu kaynağı olmaya adaydır.
Erken Çocukluk Eğitiminde Etkili Uygulamalar kitabı 0-8 yaş grubu çocuklar için hazırlanacak erken çocukluk eğitim programlarına temel teşkil edecektir. Ayrıca Gelişimsel Olarak Uygun Uygulamalar yaklaşımını temel alan geniş bir yelpaze de sunacaktır.
Bu kitap, 4 kısımdan ve 16 bölümden meydana gelmektedir.
• I. Kısım'da, Okul Öncesi Eğitimin Temelleri;
• II. Kısım'da, Gelişimsel Olarak Uygun Uygulamaların Boyutları;
• III. Kısım'da, Öğretmenin Karmaşık Rolü ve
• IV. Kısım'da ise, Amaçlı Öğretim ve Etkili Müfredat konuları ele alınmıştır.
Kitabın çevirisini gerçekleştiren ekip Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri'nde farklı üniversitelerde görev yapmakta olan okul öncesi eğitimi alan uzmanlarından oluşmaktadır. Çeviri ekibi oluşturulurken okul öncesi eğitimi alanına hakim ve İngilizce çeviri becerisi ileri düzeyde olan akademisyenlerle çalışma tercih edilmiştir. Böylece okuyucunun konuları daha rahat kavrayabilmesi ve anlayabilmesi amacıyla birebir çeviri yerine anlamsal çeviri yapılarak okuyucunun beğenisine sunulmuştur.
Erken Çocukluk Eğitiminde Etkili Uygulamalar kitabı okul öncesi eğitimi alanında önemli bir açığı kapatacak olması nedeniyle kısa bir sürede eğitimcilerin rehber kitabı hâline geleceğini düşünmekteyiz.
Susan B. Neuman, David K. Dickinson Yapılan çalışmalar, farklı öğrenme deneyimlerine sahip çocukların başarılarını artırmayı hedefleyen uygulamaların ve politikaların artan önemine işaret etmekte, bu uygulamalar arasında erken okuryazarlık becerileri önemli yer tutmaktadır. Bu konuyu farklı boyutları ile ele alan Erken Okuryazarlık Araştırmaları El Kitabı, erken okuryazarlık becerilerinin kazanımına ilişkin çok yönlü bir bakış açısı ortaya koymaktadır. Bu kitapta, alanın önde gelen araştırmacıları tarafından gerçekleştirilmiş olan temel araştırmalara yer verilmiş; erken okuryazarlığın kavramsallaştırılması, erken okuryazarlık gelişiminin ögeleri, ev ortamı ve toplumun etkileri, okullaşmanın etkileri, okul öncesi dönemde erken okuryazarlık, destekleyici öğretim materyalleri ve sınıf uygulamalarının yanı sıra özel eğitim çabaları araştırma bulguları eşliğinde kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır.
Lawrence F. Lowery Eser çevresindeki farklı taşları keşfetmeye başladıkça, taşlara olan merakı da artar. Taşların renk, boyut, şekil, yapı gibi birçok farklı özelliğe sahip olduklarını düşünürsek, taşlar hakkında öğrenecek çok şey var! Eser'in büyük merakı, taşları sınıflandırdıkça ve gözlemlediği şeyler hakkında soru sordukça büyür de büyür. Kitap, Eser için -genç okuyucular da dahil- sınıflandırma ve araştırma gibi bilimsel süreçleri öğrenmede başlangıç niteliğindedir.
Eser ve Taş Koleksiyonu, Nedenini Merak Ediyorum serisinin bir parçasıdır. 5-11 yaş grubundaki çocukların meraklarını giderirken onları, hevesli birer okuyucu olmaları için teşvik eder. Bu kitaplar; yerbiliminin, yeryüzü şekillerinin, hava durumunun, çevrenin ve diğer bilim doğa olaylarının mucizevi yanlarını araştırır. Her bir ciltte, Ebeveyn/Öğretmen el kitabıyla birlikte düzenlenmiş etkinlikler bulunur. Nedenini Merak Ediyorum serisi ödüllü bir fen eğitimcisi tarafından yazılmış ve NSTA baskının bir bölümü olan NSTA Kids tarafından yayımlanmıştır.
Recep Tayfun Dünyanın diğer ucu ile iletişim kurabilen ve yaşananlardan anında haberdar olan insan, aynı binada oturan komşusunu tanımıyor olmasını doğal karşılamaktadır. Her gün yeni bir teknolojinin, insanlığın hizmetine sunulduğu günümüzde, yaşanan bu tür olumsuzluklar, etkili iletişimin üstlendiği rolün her zamankinden daha fazla ve artan bir biçimde önem kazandığını göstermektedir.
Anlatılanlar, son söz ya da kesin hükümler oluşturma iddiasından uzak, iletişim ve özellikle beden dili konusunda, her insanın sahip olduğu cevherin keşfine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Çevrenizdeki insanlarla iletişiminizde, olumlu ve farklı bir bakış açısına sahip olma yönünde yapacağı en ufak bir katkı, eserin amacına ulaşmasını sağlayacaktır.
Gray D. Borich Gerek mevcut öğretmenler gerekse yeni yetişen öğretmen adaylarının, gündelik yaşamda, eğitim sistemlerinde ve teknolojik anlamda ortaya çıkan değişim ve dönüşümlere hazırlanması, yeni beceri ve yetilerle geleceğin öğretmeni olma konusunda kendilerini yenilenmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu durum, öğretim temel becerilerinin yanında çağcıl gelişmelere uyum sağlamaya dönük yeni beceri alanlarını tanıma ve edinmeyi de gerektirmektedir.
Elimizde çevirisi bulunun “Etkili Öğretim Yöntemleri” kitabı, bu temel ilke çerçevesinde hazırlanmış, araştırma temelli bir öğretim kitabıdır. Yazar, öğretim sürecinin düzenlenmesinde uygulanacak stratejilerden, sınıfta öğrenmelerinin yönetimine; öğrencilerle kurulacak iletişime ilişkin stratejilerden, değerlendirme sürecinde kullanılacak yöntem ve stratejilere kadar öğrenme sürecinin önemli konu alanlarını uygulama temelli olarak açıklamaya çalışmıştır. Kitabın bu anlamda en önemli üstünlüğü teori ve uygulamayı bütünleştirirken, çağcıl gelişmeleri sürece yansıtmaya çalışmasıdır. Bu nedenle kitabın öğretmen adaylarının, gelecekte icra edecekleri mesleğe hazırlanmaları konusunda önemli beceriler kazanmalarında destek sağlama potansiyelinin yanında, hâlen mesleğini icra eden öğretmenlerin de kendilerini yenileme ve geliştirme için başvuracağı temel bir eser olacağı inancındayız.