Sağlık Yönetimi \ 1-4
Arzu Kurşun “21. yüzyılda 'Yetenek' tanımı nasıl değişmiştir?”
“Şirketlerde dijital dönüşüm gerçekten gerekli mi?”
“Yapay zekâ yeteneği sayesinde mesleklerimizi elimizden alabilir mi?”
“Dijital dönüşüm için düzenlemeler artık bir zorunluluk mu?”
“Yapay zekâdan korkmalı mıyız?”
“Sağlık alanında dijital dönüşüm başladı mı?”

Kitabı okuduğunuzda tüm bu sorulara ve daha fazlasına cevap bulmuş olacaksınız.
Bu sorular oldukça önemli. Çünkü dijital dönüşüm yalnız şirketleri ve büyük ölçekli ekonomileri değil aynı zamanda işine gitmek için metro bekleyen çalışanı, gazete okuyan kadını, dünyayı gezen genci, emeklemeye çabalayan bebeği yani hepimizi ilgilendiriyor. Yapay zekânın yapacakları hepimizin hayatını şekillendirecek. İstesek de istemesek de… Geleceğin farkında olmak bakış açınızı ve yönünüzü değiştirebilir. Bu farkındalığı erken yakalamak ise şirketlerin ve bireylerin kaderini değiştirecektir.
İnci Çınarlı Sağlığımız ve iletişim kurma yetimiz, hayatımızın son derece önemli iki durumudur. Hepimizin birinci gündem maddesi olan sağlık, temel bir insan hakkıdır ve demokrasilerin de vazgeçilmez bir unsurudur. Yaklaşık 50 yıldır bir disiplin olarak karşımıza çıkan sağlık iletişimi, ülkemizde de son yıllarda halk sağlığı, sağlık eğitimi ve iletişim disiplinleri kapsamında ele alınmaktadır.
21.Yüzyılda Sağlık İletişimi başlıklı bu kitapta; sağlık, hastalık ve rahatsızlık kavramlarının sosyolojik açıdan değerlendirilmesi, sağlık iletişiminin boyutları, sağlık iletişimi disiplinine ait kuram ve modeller, sağlık iletişimi stratejileri, sağlık iletişimi kampanya tasarımı süreci, halk sağlığı enformasyonu ve medya arasındaki ilişki ve sağlık okuryazarlığı konuları ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır.
Gökhan Aba, Ramazan Erdem, Zeynep Kuh, Mahmut Akbolat, Özgün Ünal, Gülpembe Oğuzhan, Selin Ökçün, Mustafa Kurnaz, Birkan Tapan, Seda Aydan, Serap Durukan Köse, Aysu Zekioğlu, Duygu Ürek, Erdal Eke, Muazez Yelsiz, Arzu Yiğit, Betül Akalın, Mustafa Mete, Rojan Gümüş, Ekrem Sevim, Yasemin Akbulut, Gamze Kutlu, Fatih Durur, Emrah Önder, Abdurrahman Yunus Sarıyıldız, Elif Kaya Sağlık yönetimi alanında günümüze kadar belirli bir konu/ders odaklı ya da genel sağlık yöne­timi alanında çok sayıda kitap literatüre kazandırılmıştır. Bu kitapların içeriğine baktığımızda, konuların derinlemesine incelendiği ve genelde birbirinin tekrarı niteliğinde olduğu görülmektedir. Öğrenciler, bu kitaplardaki yoğun teorik bilgi içerisinde, bilmesi gereken önemli noktaları gözünden kaçırabilmektedir. Web üzerinde yaptıkları taramaların da güveni­lirliği ve doğruluğu tartışmalıdır. Bu kitabın yazımında temel amaç; öğrenci­lerin, sağlık yönetimi ile ilgili temel kavramları, özet, sade ve anlaşılır şekilde, tek kaynaktan erişebilmelerinin sağlanmasıdır. On yedi farklı üniversiteden ve kurumdan, her biri kendi alanında uzman yirmi yedi yazarın katkısıyla ortaya çıkan bu kitap toplam 20 bölümden oluş­maktadır. Her bölümde elli temel kavram olmak üzere toplamda 1000 temel kavram bir araya getirilmiştir. Öğrenciler, bu kitap ile detay­larda boğulmadan, hem öğrenciliklerinde hem de iş hayatına atıldıklarında bilmesi gereken anahtar noktaları pratik bir şekilde öğrenebileceklerdir. Tür­kiye'deki sağlık yönetimi literatüründe böyle bir çalışma bulunmamakta olup alanda ilk olma özelliği taşımaktadır. Kitabın; yalnızca ön lisans, lisans ve li­sansüstü seviyede öğrenim gören öğrenciler için değil akademisyenler, sağlık yöneticileri ve sağlık yönetimi ile ilgilenen tüm okuyucular için faydalı olacağı düşünülmektedir.
Ali Murat Alparslan, Arzu Yiğit, Aslı Metin, Ayşe İspirli, Dilek Kocabaş, Dilruba Uğurluoğlu, Durmuş Gökkaya, Elif Kaya, Erdal Eke, Hatice Güneş, Kevser Sezer Korucu, M. Hamdi Mücevher, Mehmet Özmen, Merve Kişi, Muazez Demir, Necla Yılmaz, Nezihe Tüfekci, Osman Şenol, Pınar Öke Karakaya, Ramazan Erdem, Ramazan Kaya, Rukiye Yorulmaz, Selin Eroymak, Selma Doğanalp Çoban, Seyhan Özdemir, Sümeyye Özmen Akademi denildiğinde diğer toplumsal kurumlara kıyasla elitist, saygın ve ayrıcalıklı bir örüntü, bu örüntünün içerisinde de somut bir yapı olarak üniversiteler akla gelmektedir. Üniversiteler, ortaya çıkışlarından bu yana bu “müstesna” vasfını korumakla birlikte son birkaç yüzyıldır etkili bir şekilde toplumsal gelişim ve değişimin merkezinde yer almışlardır. Günümüzde üniversitelere bu denli önem atfedilmesinin arkasında, bu kurumların insanın ilgili olduğu ve erişebileceği tüm alanlara dair bilgi üretme ve bu bilgiyi insanlar için kullanışlı hâle getirme potansiyeli bulunmaktadır. Bugünün üniversitelerinden; bilimsel araştırmalar yapması, öğrencilere eğitim ve öğretim aracılığıyla mesleki ve entelektüel beceriler kazandırması ve kendi sorumluluk alanıyla ilgili toplum yararına olacak faaliyetlerde bulunması beklenmektedir. Akademi için çizdiğimiz bu çerçeve, daha çok idealize edilmiş bir manzarayı yansıtmaktadır. Ancak bir de madalyonun diğer yüzü bulunmaktadır. Bu tarafta da yüzleşmemiz gereken gerçekler vardır.
Bu kitapta, yine ana caddelerden çıkarak Türkiye’de akademinin arka sokaklarında neler olup bittiğini anlamaya çalıştık.
Serkan Deniz, Selva Staub, Mesut Çimen Altı sigma yaklaşımının 1980’li yıllara dayanan yakın bir geçmişi olmasına rağmen bugün farklı sektörlerde faaliyet gösteren büyük şirketlerce yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Yaklaşımın sağlık sektörüne girişi yavaş ve geç olmuştur; ancak dünya örnekleri incelendiğinde sağlık kuruluşlarının yaklaşım ile önemli kazanımlar elde ettiği görülmektedir. Sağlık harcamalarında ve maliyetlerde yaşanan artış, sağlık sektörü için önemli bir sorun haline gelmiştir. Bu durum, sunulan hizmetlerin verimli hâle getirilmesi, kaynakların doğru kullanılması, değişkenliğin ve israfın önlenmesi gibi çalışmaları önemli hâle getirmiştir. Bu noktada sektörün başvurabileceği önemli araçlardan biri de altı sigma yaklaşımıdır.
Bu kitap, sağlık hizmetlerinde altı sigma örneklerine yer veren ülkemizdeki ilk kaynaklardan biri olma niteliğindedir. Kitapta; altı sigma yaklaşımı ile ilgili genel bilgilere, yararlarına, uygulanmasındaki kritik başarı faktörlerine, uygulanma aşamalarına, kullandığı araç ve tekniklere ve yaklaşım ile sağlık sektöründe sağlanan başarı örneklerine yer verilmiştir. Kitap; öğrencilere, araştırmacılara, akademisyenlere, uygulayıcılara, yöneticilere, girişimcilere, sağlık ve kalite konusuna ilgi duyanlara yararlı olacaktır.
Alper Altunay, Başak Solmaz, Burçin Ünal, Cansu Özbaş, Doğan Can Gazaz, E. Nezih Orhon, Esin Okman, F. Nur Baran Aksakal, F. Şebnem Erdinç, Gizem Uğurlu, Hakan Uğurlu, Hasan Tezer, Havva Nur Tarakcı, Işıl Maral, İftihar Köksal, Melis Deniz, Murat Topbaş, N. Ercüment Beyhun, Nalan Özen, Necla Tülek, Sevgi Canbaz, Sevtap Velipaşaoğlu, Sıddıka Songül Yalçın, Şükrü Keleş, Taliha Karakök, Yeşim Şenol, Yıldız Pekşen Aşılar, önlediği hastalıklar ve kurtardığı canlar açısından kuşkusuz insanlık tarihinin en önemli başarılarından… Öyle ki çiçek hastalığının sadece adı kaldı günümüzde. Çocuk felci, difteri, boğmaca, kızamığın da sadece adları kalmak üzere. Bu hastalıkların kontrolünde ve elimine/eradike edilmesinde en büyük rol aşılara ait. En önemlisi birçok bebek, çocuk, genç, yaşlı aşı ile sağlıklı bir yaşam sürdürüyor. Yani öyküleri devam ediyor. Tarihten günümüze bu kadar önemli olan aşılara karşı zaman zaman değişik nedenlerle ortaya atılan, kökü aşı tarihi kadar eski, çoğu asılsız ve bilimsel olmayan savlara dayandırılan aşı kararsızlığı hatta aşı karşıtlığı ise tam tersine birçok canın zarar görmesine neden oluyor, öyküler yarım kalıyor... Çoğumuzun hocası Sayın Prof. Dr. Çağatay Güler’in;
“Bir çocuk ölünce boğmacadan ya da kızamıktan,
Sorar vurur da camlara,
Gerekeni yaptınız mı?
Yaptınız mı gerekeni?”
şiirindeki toplumsal sorumluluğumuza katkı sunabilmek amacıyla aşı hakkında uygun ve nitelikli iletişimin önemini, empati kurarak bireysel ve toplumsal iletişim uygulama tekniklerini anlatan bir kitap hazırladık. DSÖ’nün yaşama yıllar katmak ile yıllara yaşam katmak ilkelerine en önemli katkıyı sağlayan aşı gibi stratejik önemi olan bir konuda canlara can, yaşamlara sağlık ve esenlik katabilmek için iletişim bilimleri öğretilerinin spesifik olarak ele alındığı kitabımızın; sağlık yöneticilerine, profesyonellerine, çalışanlarına, iletişim alanında çalışanlara, karar vericilere ve topluma yararlı olması ve bizim ve sevdiklerimizin öyküsünün yarım kalmaması dileğiyle…
Şehadet Bulut, Zehra Vildan Serin Beklenen yaşam süresi, tüm ülkelerde her geçen yıl artmaktadır. Bu durumun en önemli sebeplerinden birisi de sağlık alanında meydana gelen olumlu gelişmelerdir. Çevre koşullarında sağlanan iyileşmeler, aşıların ve antibiyotiklerin bulunması, hastalıklara karşı koruyucu ve tedavi edici önlemlerin artması, insanların sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteye daha fazla önem vermesi bebek ve çocuk ölümlerini azaltırken beklenen yaşam süresinin de artmasına neden olmaktadır.
Beklenen yaşam süresinin uzamasına neden olan faktörlerle ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde bu faktörler kapsamında, daha çok bir ülke ya da ülke grubunun ele alınarak belirlenen bağımsız değişkenlerin bağımlı değişken olan beklenen yaşam süresi üzerinde etkilerinin araştırıldığı görülmektedir. Dolayısıyla ülke ya da ülke grupları ön plana çıkmakta ve araştırma yapacak akademisyenlerin yapılan çalışmaları ve değişkenleri tek tek incelemesi gerekmektedir. Bu da hem zaman kaybını hem de karşılaştırma yaparken yaşanan zorluğu beraberinde getirmektedir.
Daha önce yapılan çalışmalardan farklı olarak beklenen yaşam süresine etki eden faktörlerin değişken odaklı ele alınarak yazılan bu kitabın, siz değerli okuyuculara ve konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmalara katkı sağlaması umulmaktadır.
Didem Hekimoğlu Tunç Madde bağımlılığı modern hayatın içerisinde bir şekilde duyduğumuz, gördüğümüz veya bir yakınımızda şahit olduğumuz bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağımlılık kelimesi her birimiz için farklı anlamlara gelse de onu deneyimleyen bireyler ve yakınları için anlaması oldukça güç bazı durumları ve deneyimleri içerir. Bağımlılıkların fizyolojik, psikolojik ve toplumsal etkileri ile ilgili birçok çalışma yapılmasına karşın, gündelik hayatımızın içerisinde bağımlılık ile karşı karşıya kaldığımızda pek çoğumuz ne yapacağımızı bilememekteyiz. Böylesi durumlarda toplumsal süreçlere ve bireylere katkı sağlayacağı düşünülen alanlardan biri de iletişim alanıdır. İletişim süreçlerini anlamanın, empati kurmayı ve sorunların çözümüne bir adım daha yaklaşmayı sağlayacağı inancıyla ortaya çıkan bu kitap, bağımlılık hakkında bilgi sahibi olmak isteyen ve kendini geliştirmek isteyen herkese yardımcı olacaktır. Çünkü yaşananlar aslında bildiğimiz gibi değil.
İshak Aydemir Bu kitap; uluslararası ve ulusal düzeydeki güncel hasta hakları, sorumlulukları ve sağlık personelinin hakları konusundaki yasal düzenleme ve uygulamaları bize göstermeye çalışmaktadır. Bu kapsamda hak kavramı, insan hakları ve sınıflaması, hasta hakları ve tarihsel gelişimi, uluslararası ve ulusal düzeydeki yasal düzenleme ve uygulamalar, ülkemizdeki hasta hakları düzenleme ve uygulamaları, hasta hakları istatistikleri ve hasta hakları çalışmalarının yarattığı pozitif etkiler gibi konular bu kitapta ele alınmıştır.
Bu kitabın temel yazılış amacı; kamu ve özel sağlık alanında çalışan sağlık personelini, hasta ve yakınlarını, ilgili sivil toplum kuruluşları ve en genelde toplumu hasta hakları konusunda bilgilendirmek, bu konuda farkındalık oluşturmak; sağlık personelinin hasta ve yakınlarına yönelik sundukları hizmetlerde hasta haklarını gözeterek davranmaya yönelik onları yönlendirmek ve farkındalık yaratmaktır. Bu kitabın, hasta hakları konusundaki farkındalığı artıracağı, insan hakları ve değeri konusunda gerekli hassasiyetin oluşmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Alev Akbal, Ali Fettah, Atikullah Gıyasi, Ayşe Ayvacı, Betül Öztürk, Çağanay Soysal, Demet Akçaray Ulutaş, Deniz Yüksel, Dilek Dilli, Elif Altundağ, Elif Yılmaz, Elmas Akın Altıncı, Emine Polat, Emre Çapkınoğlu, Esra Atmaca, Esra Savaş, Eyüp Sarı, Fatma Nur Genç, Fatma Zehra Öztek Çelebi, Fethi Okun, Gizem Karadavut, Hakan Karaağaç, Harun Terin, İlknur Bodur, İpen İlknur Ünlü, İsmet Faruk Özgüner, Melike Uyanık, Melikşah Keskin, Mustafa Karataş, Mutlu Uysal Yazıcı, Nail Aksoy, Nilden Tuygun, Nilden Tuygun, Özge Kucur, Raziye Merve Yaradılmış, Saliha Şenel, Süfeyla Ulaş Coşkun, Şanlıay Şahin, Şükrü Arman Aksoy, Utku Arman Örün, Vesile Cançatal, Yüksel Hakan Aydoğmuş, Zeynelabidin Öztürk, Zilan Uğurlu, Zülfikar Akelma Health is one of the most basic and indispensable elements of life and is an interdisciplinary field. As a requirement of their profession, health professionals are in constant communication with patients and their relatives with different sociocultural and economic characteristics. These differences require different knowledge and skills. Accordingly, in this book, communication with patients and their relatives in different clinics, empathy and communication skills are discussed by experts in this field.
This book was written by physicians, nurses, social workers, psychologists, dieticians, physiotherapists, and academicians from the fields of communication.
It is thought that this book, which has been prepared with the aim of improving the communication and empathy skills of health professionals both with their patients as individuals and with their relatives during the treatment process they are applying; thus contributing to increase the quality of care they provide to them, will guide all health professionals and anyone interested and will meet an important need in this field.
Ahmet Öktem, Ali Altındağ, Asya Nurten Sucuoğlu, Ayhan Özkan, Burcu Arıcı, Burçak Kurucu, Büşra Sultan Aydos, Çiğdem Gençer, Deniz Yıldız, Dilara Ulutaş, Dilek Dilli, Elif Türkoğlu, Esma Altınel Açoğlu, Fatma Nur Genç, Fatma Zehra Öztek Çelebi, Funda Ünal, Hakan Karaağaç, Hasan Arı, Hülya Şeker Yıkmaz, İbrahim Burak Yüksel, İpen İlknur Ünlü, İrem Terin, İrfan Taşoğlu, Kezban Yavuz Emik, Mehmet Çıtırık, Mehmet Taşar, Melahat Melek Oğuz, Melikşah Keskin, Mustafa Karataş, Naciye Kabataş, Nur Dikmen, Orkun Aydın, Özkan Kaya, Özlem Gündüz, Remzi Karaokur, Rumeysa Akgün, Serçin Taşar, Şanlıay Şahin, Yunus Kara Communication in Migrant Health is a comprehensive guide that addresses the communication barriers migrants face in accessing and utilising healthcare services. The book offers practical solutions for healthcare professionals on cultural sensitivity, language barriers, and developing appropriate approaches to the health needs of migrants, and focuses on the cultural and social dynamics of migrant communities and emphasises the sensitive points that healthcare professionals serving these groups should pay attention to. And also this book is a valuable resource for non-governmental organisation workers and all professionals working with migrants, and emphasises the importance of providing a healthcare service based on empathy and understanding, and aims to guide those working in this field.

People from different cultures need to overcome communication barriers in order to live together and cope with differences. It can be said that the most important tool for providing accessible and effective healthcare services to people is effective communication centred on cultural variables. In this context, it is an undeniable fact that the communication strategies used directly affect the quality and outcomes of healthcare services provided to migrants. Effective communication in migrant health not only improves the health status of individuals, but also strengthens community health. In this book, the difficulties experienced in communication and strategies to overcome these difficulties are supported by concrete examples.
Ali Uğur Uslu, Davut Kaplan, Ebru Çalışkan, Gülten Tarhan, Hülya Vatansev, Mehmet Işık, Mustafa Karagülle, Selda Özgüleş, Yusuf Aksu Koronavirüs hastalığı (COVID-19), ilk olarak Çin'de nedeni bilinmeyen pnömoni vakalarının bildirilmesi ile başlayan, yeni tip SARS-CoV-2 (Şiddetli Akut Solunum Sendromu-Koronavirus-2) enfeksiyonudur. Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’dan virüs vakaları rapor edilmeye başlanınca, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 11 Mart'ta “Küresel Salgın” ilan etmiştir.
Salgınla baş etmede ülkeler arası farklılıklar görülse de alınan tedbirlerin ve karantina uygulamalarının, virüsün yayılımını ve enfeksiyon hızını yavaşlatmakta etkili olduğu görülmüştür. Ülkemizde de DSÖ, T.C. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerinin önerileri doğrultusunda hastalığın yayılmasının önlenmesi, bulaşıcılığın azaltılması, tespit edilen hastaların izolasyonu ve tedavisi konusunda birçok rehber uygulamaya alınmıştır. Dünya ekonomisinin ve sağlık sektörünün önde gelen gelişmiş ülkelerinde bile pandemi ile mücadelede büyük problemler yaşanırken, ülkemiz bu süreci güçlü sağlık altyapısı ve tüm sağlık çalışanları ile bugüne kadar başarılı bir şekilde yürütebilmiştir.
COVID-19 salgını sadece bireysel değil toplumsal sorumlulukları da beraberinde getiren bir süreçtir. Kitabımız; bu zorlu süreçte önemli sayıda COVID-19 hastasının tedavisinin ve bakımının başarılı bir şekilde gerçekleştirildiği bir pandemi hastanesindeki her hizmet dalından uzmanların tecrübelerinin bulunduğu ortak üründür. Amacımız, bu bilgilerin hâlen devam eden pandemi ve bundan sonraki ortaya çıkabilecek pandemiler ile mücadelede sağlık çalışanlarına ışık kaynağı olması ve sağlık hizmet sunumunu kolaylaştırmasıdır. Pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının fedakârlık ve destanlık örneğini yazan, büyük bir ortak emeğin ürünü olan bu kitaba katkıda bulunan tüm yazarlara saygı ve şükranla...
Deniz Say Sahin When it comes to health, it is inevitable to discuss not only biological facts but also a sociological relationship or behavior, a social group, and a social organization. Health, which remains the most important and valuable aspect of human life, is a sociological issue regarding obtaining, protecting, and maintaining it. As in many fields of social sciences, there are many different conceptual and contextual views on health sociology. This book opens a window for the current situation of the issues that have been discussed and changed rapidly within sociology of health. In this context, this work titled 'Current Discussions in Sociology of Health' is consist of articles about the areas and subject of health sociology, the change of physician-patient relations over time, the effects of demographic transformation on health policies, the concept of health literacy and the effects of technology in the field of health, the scope of rights and health worker-patient and hospital relations in the context of sociology of health.
Sağlık söz konusu olduğunda sadece biyolojik olgulardan değil, sosyolojik anlamda bir ilişki ve davranış, sosyal bir grup ve toplumsal bir kurumdan bahsetmek kaçınılmazdır. İnsan hayatının en önemli ve değerli yönünü oluşturan sağlık elde edilmesi, korunması ve sürdürülmesi bakımından sosyolojik bir konudur. Sosyal bilimlerin birçok alanında olduğu gibi sağlık sosyolojisi konusunda da kavramsal ve içerik olarak birbirinden farklı birçok görüş bulunmaktadır. Kitapta, sağlık sosyolojisi bağlamında çok tartışılan ve hızla değişime uğrayıp farklılaşan konuların günümüzdeki durumu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda “Sağlık Sosyolojisinde Güncel Tartışmalar” isimli bu çalışma sağlık sosyolojisinin alanları ve konusu, hekim-hasta ilişkilerinin zaman içerisindeki değişimi, demografik dönüşümün sağlık politikalarına etkileri, sağlık okuryazarlığı kavramı ve teknolojinin sağlık alanındaki etkileri, sağlık sosyolojisi bağlamında haklar ile sağlık çalışanı-hasta ve hastane ilişkilerinin kapsamını inceleyen makalelerden oluşmaktadır.
Louis E. Boone & David E. Kurtz, Wıley Modern anlamda doğuşundan bugüne kadar işletmecilik alanında oldukça önemli değişimler yaşandı ve günümüzde de bu alan çok önemli bir bilim dalı hâline geldi. Önceki yıllarda yazılan kitapların içeriği ile bu kitabın içeriği karşılaştırıldığında aradaki fark daha net bir biçimde görülebilmektedir.
İşletmecilik, gelişen teknolojinin de yardımıyla oldukça farklı bir hâl almıştır. Artık işletmecilik yapabilmek için
bir binaya veya çok fazla personele sahip olmanız gerekmemektedir. Sanal ortamlar işletmecilere bu tip imkânları fazlasıyla sağlamaktadır. Kitapta, bu konuyla ilgili olarak pek çok örnek olay çalışması verilmiştir.
Kitap, günümüz işletmecilerine ve işletme öğrencilerine yol gösterici bir rehber niteliğinde olup pek çok güncel konuyu ele almaktadır.
Ş. Didem Kaya, Muammer Zerenler Çalışma hayatında yaşanan değişim ve bununla birlikte çalışma hayatında kullanılmaya başlayan psikolojik sermaye, örgüt bazında uygulanması gereken yöntemlere gereksinim duymaktadır. Bireylerin bu gereksinimlerinin giderilmesi durumunda çalışma hayatlarında ve mesleklerinde nasıl daha normal, daha mutlu, daha başarılı ve daha umutlu olabileceklerini belirlemeleri de kolay olmaktadır. Çalışma ve mesleki hayatlarında mutlu ve iyimser olan bireylerin mesleki bağlılıklarının güçlü olacağı muhtemeldir. Mesleki yaşamlarının hem geçmişinden memlun hem de geleceğinden umutlu olan bireylerin hedeflerini daha iyi tayin edecekleri, kariyer fırsatlarını değerlendirecekleri, mesleki faaliyetlere katılacakları ve bu doğrultuda kariyer planlamalarını daha etkin yapacakları düşünülmektedir.
Çalışma hayatında bireylerin psikolojik sermayeleri nasıl yönetilir? Örgüt çalışanlarının mesleki bağlılıkları nasıl arttırılır? Bunların kariyer planlamasına yansıması nasıl olur? gibi pek çok soruya cevap bulabileceğiniz bu kitabın, bahsedilen konularla ilgilenen öğrencilere, yöneticilere, çalışanlara ve akademisyenlere yol gösterici olması amaçlanmıştır.
Salih Güney Davranış Bilimleri, kendilerini tanımak, sergilenen tutum ve davranışların nedenlerini anlamak, insan ilişkileri alanında kişisel gelişimlerini tamamlamak isteyen herkesin yararlanacağı bir kitaptır. Kitap, 19 üniteden oluşmaktadır. 1 ve 2. ünitelerde davranış bilimlerinin gelişimi ve temel kavramları, 3, 4, 5 ve 6. ünitelerde kültür, kültürel değişme, sosyal etki ve uyma davranışı, sosyal yapı, sosyal ilişki ve sosyal kurumlar üzerinde durulmuştur. 7 ve 8. ünitelerde öğrenme ve algılama, 9. ünitede sosyal gruplar, 10 ve 11. ünitelerde duygusal zekâ , kişilik ve benlik konuları detaylı olarak açıklanmıştır.
12. ünitede tutum ve ön yargı, 13, 14 ve 15. ünitelerde bireysel iletişim, uyum sorunları ve savunma mekanizmaları, davranış bozuklukları, 16, 17 ve 18. ünitelerde stresle başa çıkma yöntemleri, motivasyon ve liderlik, 19. ünitede ise zaman yönetimi konuları üzerinde detaylı bir şekilde durulmuştur.
Güncel örneklerle zenginleştirilmiş ünitelerde, okuyan herkesin kolayca anlayabileceği sade bir dil kullanılmıştır.

Salih GÜNEY, Birecik’te doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Birecik’te tamamladı. Birecik Lisesini birincilikle (Ed. Bölümünü) bitirdi. 1980 yılında Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünden mezun oldu. Kuleli Askeri Lisesinde Sosyoloji ve Mantık dersleri veren Güney, 1986-1987’de İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi Davranış Bilimleri Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine başladı ve Ekim 1987’de bitirdi. Şubat 1988’de doktora programına başladı ve Kasım 1990’da doktor unvanını aldı. 1991 yılında Kara Harp Okuluna tayin oldu. 1995 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Yabancı Dil Kursunu bitirdi. 2003 yılı atamalarında Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okulu Öğretim Başkanı oldu. 2005 atamalarında Kara Harp Okulu Temel Bilimler Bölümünde Sosyal Dersler Anabilim Dalı Başkanı oldu. 24/09/2007 tarihinden itibaren İstanbul Aydın Üniversitesi İşletme Bölümünde Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalında tam zamanlı öğretim üyesi olarak yeni görevine başladı. Kara Harp Okulunda Davranış Bilimleri ve İletişim Teorisi, Polis Akademisinde Adalet Psikolojisi, Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulunda Problem Çözme Teknikleri, Jandarma Eğitim Okulları Komutanlığında Davranış Bilimleri ve Halkla İlişkiler, GATA Hemşirelik Meslek Yüksekokulunda Sosyolojiye Giriş, GATA Sağlık Astsubay Meslek Yüksekokulunda Davranış Bilimleri, Hacettepe Üniversitesi Vakfında Motivasyon, Liderlik ve İletişim derslerini de vermiş olan GÜNEY, 1997 yılında doçent oldu. İş kazaları, motivasyon, liderlik, yönetim, örgüt kültürü, insan psikolojisi, stresle başa çıkma yöntemleri, iletişim, kişilik, iş tatmini, duygusal zekâ, yönetim psikolojisi, toplam kalite ve kriz yönetimi, girişimcilik alanlarında makaleleri yayımlandı.
Hâlen İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ’nde Davranış Bilimleri, Örgütsel Davranış ve Değişim Yönetimi, İşletmeye Giriş, Stratejik Yönetim, İnsan Kaynakları, Tüketici Davranışları, Müzakere Teknikleri derslerini vermeye devam etmektedir.

KİTAPLARI
1. Davranış Bilimleri ve Yönetim Psikolojisi Terimler Sözlüğü, Ankara, 1998.
2. Davranış Bilimleri Açısından Atatürk’ün Liderliği, Ocak Yayınevi, Ankara, 1999.
3. Davranış Bilimleri, Nobel Yayınevi, Ankara, 2000.
4. Yönetim ve Organizasyon El Kitabı, Nobel Yayınevi, Ankara, 2000.
5. Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayınevi, Ankara, 2001.
6. Yönetim Tarzımıza ve Davranışlarımıza Yön Veren Özlü Sözler, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2002.
7. Açıklamalı Yönetim-Organizasyon ve Örgütsel Davranış Terimler Sözlüğü, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2004.
8. Sosyal Psikoloji, Nobel Yayınevi, Ankara, 2009.
9. Örgütsel Davranış, Nobel Yayınevi, Ankara, 2011.
10. Liderlik, Nobel Yayınevi, Ankara, 2012.
11. İnsan Kaynakları Yönetimi, Nobel Yayınevi, Ankara, 2014.
12. Sosyal Psikoloji 2, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum, 2015.
13. Temel ve Genel İşletme (Nobel Yayınevi, Ankara, 2020)
Adil Aydoğdu, Ali Göde, Aysel Tekgöz Obuz, Büşra Altınel, Doğancan Çavmak, Emine Doğan Çulha, Emine Ergin, Ercan Çulha, Fatma Çiftçi Kıraç, Fatümatü Zehra Ercan, Gülizar Gülcan Şeremet, İsmail Biçer, Mustafa Macit, Özgür Yeşilyurt, Pınar Uçakkuş, Rasim Babahanoğlu, Sait Söyler, Şerife Güzel Bireylerin ve toplumun sağlık düzeyi çok çeşitli faktörler tarafından etkilenmektedir. Bu faktörler, sağlık statüsünün belirleyicileri olarak tanımlanmaktadır. Sağlık düzeyi üzerinde etkili olan bu faktörlerden biri olan ve belki de en çok göz ardı edilen faktör, insan davranışları olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygun davranışlar, sağlık düzeyini yükseltme yönünde olumlu etkide bulunurken uygun olmayan davranışlar, sağlık düzeyini olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlık davranışları, üzerinde önemle durulması ve irdelenmesi gereken bir konudur. Bu bağlamda bu kitap, sağlık statüsünün en önemli belirleyicilerinden biri olan sağlık davranışlarını çeşitli açılardan ele almıştır.
Literatürde, bu çalışma kapsamında ele alınan konulardan bazılarının dağınık bir şekilde yer aldığı bazılarının ise araştırmacıların ilgisini yeterli düzeyde çekmediği tespit edilmiştir. Bu çerçevede, elinizde bulunan bu kitapta literatürde dağınık olarak yer alan sağlık davranışı ile ilgili konular bir araya getirilmiş ve irdelenmiştir.
Türkiye'deki farklı üniversitelerden genç kuşak akademisyenlerin ortak ürünü olan bu kitap, öğrenciler için bir kaynak kitap olmasının yanı sıra bu alana ilgi duyan ve bilgisini derinleştirmek isteyen okuyucu kitlesine de birikimli bir yolculuk imkânı sağlamaktadır.
Alanında uzman akademisyenler tarafından ortaya çıkarılan bu eserin, okuyuculara faydalı olması dileğiyle...
Lütfi Sunar Toplumsal değişme nedir?
Toplumlar nasıl değişirler?
Değişimi açıklayan temel teoriler hangileridir?
Türkiye'de değişimin temel dinamikleri nelerdir?

Toplumsal değişim sosyolojinin tüm konu, kavram ve kuramlarını ilgilendiren temel bir alandır. Başlangıcından günümüze değin sosyoloji literatüründe değişimle ilgili çok sayıda açıklama ortaya çıkmıştır. Bu açıklamaların oluşturduğu birikimin kavranması bir sosyoloji öğrencisi için çok önemlidir. Değişimin anlaşılması toplumun işleyişini çözümlemek bakımından zorunludur.
Türkiye'nin toplumsal yapısı hızlı ve daimi bir değişim içerisindedir. Bu değişimin anlaşılması ve açıklanması için kapsamlı ve sürekliliği olan araştırmalara ve yeni perspektiflere ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak ne var ki, toplumsal değişim, Türkiye'de sosyolojinin ilgisini çok fazla çekmemiştir. Alandaki kuramsal çalışmalar, kavramsal incelemeler ve ampirik araştırmaların sayısı çok azdır. Elinizdeki bu eser böylesi bir boşluğu doldurmak üzere Toplumsal Yapı Araştırmaları Programı kapsamında kaleme alınmıştır.
16 bölümden oluşan bu kitap, sosyolojide değişim ile ilgili kavram, kuram ve yaklaşımları incelemektedir. Aynı zamanda bir ders kitabı olarak da tasarlanan bu kitapta ele alınan konular yalın bir biçimde ele alınmış ve örnekler ile genişletilmiştir. Bölümlere eklenen kavram açıklamaları, biyografi yazıları ve okuma parçaları ile kitabın akışı rahatlatılmaya ve okuyucunun zihninde farklı pencereler açmaya çalışılmaktadır.
Ahmet Songur, Alper Tütünsatar, Çiçek Bozyel, Elif Gün, Erdal Eke, Fahrettin Apak, Fatma Yağmur Evcil, Fulya Akgül Gök, Gizem Tan Eren, Hande Nur Eroğlu, Hasan Hüseyin Aygül, Hasan Rençber, Hilal Akman Dömbekci, Mehdiye Akgül, Mehmet Şengül, Melih Sever, Meyrem Tuna Uysal, Mustafa Zihni Tunca, Nurullah Zafer Kartal, Osman Çöllü, Özge Zeybekoğlu Akbaş, Seyhan Özdemir, Tuba Yüceer Kardeş, Ümit Arklan, Yunus Emre Öztürk “Dijital Çocukluk ve Dijital Ebeveynler: Dijital Nesillerin Teknoloji Bağımlılığı” başlıklı ilk kitabımızın devamı niteliğini taşıyan bu ikinci kitabımız, kolektif bir çabanın üretimi olarak kurgulanmış ve farklı üniversitelerden 26 yazarın bir araya gelmesine vesile olmuştur. Dijital Bağımlılık ve E-Hastalık olmak üzere iki genel bölüm ve bu bölümlerde yer alan toplam on dört bölümden oluşan bu kitap, dijital nesillerin teknoloji bağımlılığını ve teknoloji kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıkları konu edinmektedir. Dijital bağımlılık, sosyal medya bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, çevrim içi alışveriş bağımlılığı gibi konuların yanı sıra e-hastalıklar, nomofobi, FoMO, maraton izleme, dijital istifçilik, stalklamak gibi konular/olgular gerek teorik ve kavramsal düzeyde gerekse uygulamalı olarak ele alınmıştır. Bu doğrultuda kitabın hem ilgili alan yazına katkı sağlayacağı hem de bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de her alanda yoğun bir şekilde yaşanan dijitalleşmenin bireysel ve toplumsal yansımalarına yönelik farkındalığın artırılmasına destek olacağı düşünülmektedir.
Ahmet Songur, Cevdet Yılmaz, Ekin Kaynak Iltar, Erdal Eke, Fahrettin Apak, Fatma Tezel Şahin, Gamze İnan Kaya, Gizem Tan Eren, Hasan Hüseyin Aygül, Merve Atay, Metin Kocatürk, Meyrem Tuna Uysal, Seda Eskidemir Meral, Yusuf Yıldırım, Zeynep Gazali Demirtaş Dijitalleşmenin gündelik hayatın olağan akışına ve hızına olumlu etkileri olduğu bilinmekle birlikte bu sürecin birtakım tehlikeleri ve riskleri de beraberinde getirmekte olduğu gözlenmektedir. Son yıllarda, alanyazında bu etkilerin tanımlanması ve kavramsallaştırılmasına yönelik olarak dijital hastalıklar, teknolojinin doğurduğu hastalıklar, e-hastalıklar ya da e-sendromlar gibi anahtar kavramlar üzerinden tartışmalar devam etmektedir.
Kitap kolektif bir üretimin sağlayacağı pozitif katkı dikkate alınarak hazırlanmış, farklı disiplinlerde söz konusu alanla ilgili çalışmalara sahip olan yazarların bir araya gelmesine ve birlikte üretmesine vesile olmuştur. On bölümden oluşan bu kitap, dijital nesillerin (çocuklar ve ebeveynler) teknoloji bağımlılığını konu edinmekte; siber kimlik, siber zorbalık, dijital şiddet, dijitalleşmiş kültür, dijitalleşmiş sosyalleşme ve dijital bağımlılık üzerine geliştirilen politikalar ve uygulamalar gibi başlıklar üzerinden olguyu derinleştirmekte; ayrıca dijitalleşmenin etik yönlerini tartışmakta, sorgulamakta ve sürecin bütün paydaşları üzerinden çözüm önerileri sunan yazıları/araştırmaları bir araya getirmektedir.
Ahmet Yıldırım, Cemal Hakan Dikmen, Çağdaş Erbaş, Derya Aktaş, Dilek Kocabaş, Dilek Memişoğlu Gökbınar, Dilruba İzgüden, Eda Evlioğlu Gezer, Erdal Eke, F. Burak Yerlikaya, Fulya Akgül Gök, Gizem Tan Eren, Gökhan Özkul, Gülay Bulgan, İnan Eryılmaz, Mahmut Sami Öztürk, Meyrem Tuna Uysal, Muazzez Yelsiz, Muhammed Kasım, Muhammed Yusuf Ertek, Murat Çakmak, Mustafa Zihni Tunca, Mücahit Avcı, Oğuzhan Çarıkçı, Onur Aktürk, Osman Daban, Samed Soy, Serdar Gezer, Sunay Güngör Gülsoy, Şefika Özdemir, Tuba Yüceer Kardeş, Ümit Arklan, Ümmühan Kaygısız, Veysel Demirer, Yılmaz Türker Sandıkcı Günümüzde tanık olunduğu üzere insan ve toplum yaşamında başta adalet, çalışma, eğiti m, ekonomi, finans, güvenlik, iletişim, kültür, nüfus, sağlık, sanat, siyaset, sosyal güvenlik, spor, ticaret ve turizm olmak üzere pek çok alanda olağanüstü bir dijital dönüşüm yaşanmaktadır. Bu durum, dijital insan ve dijital toplum olgularını öne çıkarmakta; ortaya çıkan yeni pratikler olumlu ve olumsuz yansımaları bakımından ciddi bir şekilde tartışılmaktadır. Belirtilen bu hususlardan yola çıkarak tasarlanan bu kitap çalışması, insan ve toplumun dijitalleşme süreciyle beraber nasıl bir değişim geçirdiğini, gelinen noktada sorun alanlarının neler olduğunu ve de ilerleyen yıllarda insan ve toplumu nelerin beklediğini çok farklı disiplinler üzerinden cevaplamayı amaçlamaktadır. Böylelikle çalışma hem ilgili alan yazına katkı sağlama hem de insan ve toplumun dijitalleşmesi alanında tartışılan hususlara yönelik güncel ve özgün bir perspektif sunma misyonunu üstlenmektedir. Ayrıca 2021 yılında yine Nobel Yayınevi tarafından yayımlanan "Yönetim: Dijital Çağın Yeni Normal Pratikleri" isimli eserin devamı niteliğinde olan bu çalışma, farklı üniversitelerden çok sayıda yazarı bir araya getirmekte ve 18 bölümden oluşmaktadır.
Pan American Health Organization İnsanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara yol açan afetler; doğal, teknolojik veya insan yapısı kökenli olaylardır. Çağlar boyunca toplumların en önemli problemlerinden birisi olarak normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkilemiştir.
Ülkemizin jeolojik, topografik yapısı ve iklim özellikleri doğal afetlerin çok sık yaşanmasına neden olmaktadır. Özellikle, önemli bir deprem kuşağı üzerinde bulunmamız, gelişen bilim ve teknolojiye rağmen birçok tahribat ve zarara yol açmaktadır.
Afetler önemli bir halk sağlığı sorunudur çünkü sadece yiyecek, su, ilaç yokluğuna değil; sıcak, soğuk, kanserojen kimyasal maddelere, ruhsal etkilere maruz kalmaya neden olabildikleri için insan sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir.
Bu kitabın afet konusunda çalışanlara yararlı bir kaynak kitap olması dileği ile herkese afetsiz bir yaşam diliyorum.
Tahsin Bakırtaş Tüm bireyler, anne karnından başlayıp ölümlerine kadar geçen tüm ömürlerinde sağlık hizmeti alırlar. Bu nedenle sağlık ekonomisi bireylerin yaşamında önemli bir olgudur. Bireyin yaşam süresi, yaşam kalitesi, sağlık ekonomisi odaklı oluşmaktadır.
Bireyler, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için genellikle sağlık bağlamında kıt kaynak girdisine gereksinim duyarlar. Böylece uzun ve sağlıklı yaşam kısmen bir ekonomik sorun hâline gelir. Bu bağlamda sağlık ekonomisi, sağlık hizmetlerinin sunumu ve finansmanı ile kişisel sağlığa katkıda bulunan diğer kişisel kararlar ve bu tür hizmetlerin rolüne yönelik ilgili konularla ilgilenmektedir. Dünyadaki herkes, her anlamda kişisel sağlık hizmetleri ve sağlık tarafından etkilenir. Bugün dünyayı etkisine alan ve yaşam biçimimizi değiştiren Covid-19 olgusu da sağlık alanının ne kadar önemli olduğunu tüm insanlara öğretmiştir.
Geleneksel öğretide sağlık ekonomisi neo klasik iktisadın bir uygulama alanı olarak görülmektedir. Günümüz dünyasında bu bakış açısı oldukça sığ kalmaktadır. Bu sığ bakış açısından kurtulmak için kitap sağlık ekonomisine farklı bir perspektif sunma amacı taşımaktadır. Bu nedenle bu kitap; dünyada ve Türkiye'de sağlık ekonomisini incelerken geleneksel bakış açısının yaklaşımlarını sunmanın yanında, Marksist bakış açısını da ortaya koyarak sağlık ekonomisini refah devleti ve sağlık sistemleri odaklı olarak ele almaktadır.
Adil Çoruk, Aslıhan Öztürk Eyimaya, Aylin Yalçın Irmak, Deniz Görgülü, Duygu Akbaşak, Erhan Kılınç, Esra Nur Kocaaslan, Fatih Sünbül, Fatma Çobanoğlu, Gamze Ketrez, Halime Güngör, İlknur Maya, Mehmet Ali Hamedoğlu, Mehmet Sabir Çevik, Melahat Akgün Kostak, Methi Çelik, Muharrem Koç, Mustafa Gökbayrak, Mustafa Özmusul, Müzeyyen Petek Dinçman, Nihan Potas, Nilay Neyişci, Nilüfer Koçtürk, Sait Akbaşlı, Şebnem Aslan, Şefika Şule Erçetin, Ülfiye Çelikkalp COVID-19 Pandemi süreci, eğitim kurumlarında sağlık yönetiminin ne kadar önemli ve öncelikli bir konu olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. İşte bu kitap, yasal yönetsel düzenlemeler, anlık ve özgün çözüm üretme çabalarının ötesinde bütüncül, sistemik bir anlayış ve yaklaşımla eğitim kurumlarında sağlık yönetimine ilişkin farkındalığı artırmak ve bu konuya dikkat çekmek amacıyla hazırlanmıştır.
Alanda bu bağlamda ilk olan kitap, yetkin yazarlarının titizlikle hazırladığı zengin ve çok boyutlu içeriğiyle eğitim kurumlarında sağlık yönetimi konusunda yeni bir bilgi birikimi, disiplinler arası iş birliği sağlayacak; kuram ve uygulamada ortaklaşa çalışmalar için esin kaynağı olacaktır.
Kurban Ünlüönen, Ahmet Tayfun Ekonomi kitabının hazırlık aşamasında; mesleki ve teknik eğitimin karakteristik özellikleri ile meslek yüksekokullarının öğrenci profili göz önüne alınarak planlama yapılmıştır. Bölüm başlıkları; ekonomi ile ilgili düşünceler ve temel kavramlar, bütün toplumların ortak ekonomik problemleri, talep, arz, piyasa ve piyasada fiyat oluşumu, devletin fiyatlara müdahalesi, tüketici dengesi, üretim ve üretici dengesi, firma dengesi, millî gelir, istihdam ve işsizlik, gelir dağılımı, para ve banka, dış ticaret, büyüme ve kalkınma konularını kapsamaktadır. Çalışma, meslek yüksekokulu öğrencilerinin yanı sıra fakültelerde de benzer derslerde kullanılabilecek içeriktedir.
William Boyes, Michael Melvin Gündelik yaşamımızın her anında ve her alanında aldığımız kararlar ile bu kararların yansıması olan davranışlar, farkında olsak da olmasak da ekonomi biliminin temel ilkesini oluşturan fayda-maliyet analizine dayanmaktadır. Her birimiz birer ekonomik karar birimi olarak, ekonominin işleyişinden etkilenmekte ve davranışlarımızla ekonomiye aynı zamanda yön vermekteyiz. Dolayısıyla, yaşadığımız dünyayı algılayabilmemiz ve davranışlarımızı uygun biçimde güncelleyebilmemiz için, ekonominin işleyişini doğru biçimde anlamamız gerekmektedir. Günümüzde küreselleşme olgusunun hız kazanmasıyla birlikte, ekonomilerin işleyişi ulusal sınırların ötesine geçmiş ve makroekonomik politika analizlerinin uluslararası bağlantılar kurulmaksızın yapılması büyük ölçüde olanaksız hâle gelmiştir. Bu bağlamda, ekonomik karar birimlerinin (hanehalkları, firmalar, devlet ve dış dünya) mikro düzeyde aldıkları kararların makroekonomik büyüklükleri belirleme sürecinin de uluslararası etkiler dikkate alınarak, global bir anlayışla açıklanması gerçek yaşamı daha iyi anlamamız açısından bir zorunluluğa dönüşmüştür. William Boyes ile Michael Melvin'in Ekonominin Temelleri başlığıylaTürkçe iktisat yazınına kazandırılan Fundamentals of Economics isimli kitabı, bir bilim dalı olarak ekonomiyi veya iktisatı öğrenmeye yeni başlayan öğrencilere, global bir dünyada yaşanan güncel gelişmeleri algılamalarını sağlayacak temel bilgilerin ve analiz yöntemlerinin öğretilmesini amaçlamaktadır. Kitapta, karmaşık görünen teorik konular gerçek yaşamdan verilen güncel örnekler yardımıyla somutlaştırılmakta ve bu şekilde, öğrencilerin iktisatı gündelik yaşamlarının bir parçası olarak algılayabilme ve anlama yeteneklerinin geliştirilmesi sağlanmaktadır.
Kitap dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, piyasa ekonomisinin temel kavramları tanıtılmakta ve etkin bir kaynak dağıtım mekanizması olarak piyasa ekonomisinin işleyişi, temel iki unsur olan, arz ve talep analizi çerçevesinde açıklanmaktadır. Kitabın ikinci kısmında, firma, tüketici ve devlet olmak üzere üç temel ekonomik karar biriminin davranışlarını belirleyen ve değiştiren faktörler açıklanarak, makroekonominin mikroekonomik temelleri ortaya konulmaktadır. Üçüncü kısımda, ilk olarak uluslararası (dış) ticarete açık bir ekonomide makroekonomik performansın temel göstergeleri olan üretim, fiyatların genel düzeyi ve ödemeler dengesine ilişkin ölçümler açıklanmakta; makroekonomik nihai hedeflerden sapma durumlarını ifade eden enflasyon ve işsizlik problemleri analiz edilmekte ve mikro iktisadi kararların bütüncül sonuçlarını temsil eden toplam arz-toplam talep analizi ayrıntılı olarak incelenmektedir. Bu kısımda ayrıca, maliye ve para politikalarının temel nitelikleri açıklanmaktadır. Dördüncü ve son kısımda, dışa açık bir ekonomide para politikası belirlenme ve uygulanma süreçleri, makroekonomik politikaların enflasyon-üretim ilişkisine etkileri ile uluslararası ticaret politikaları incelenmekte ve küreselleşme tartışmaları finansal krizler çerçevesinde ortaya konulmaktadır.
Makroekonominin mikro temellerinin kolaylaştırıcı yöntemlerle ve somut örneklerle açıklandığı Ekonominin Temelleri isimli kitabın ayırt edici bir diğer özelliği, her bölümde öğrencilerin öğrendiklerini sınama ve pekiştirme amacına yönelik olarak hazırlanmış küçük sınavların yer almasıdır. Bu şekilde, öğrencilerin bir sonraki konuya sağlam bilgilerle geçiş yapmaları amaçlanmaktadır.
Bradley R. Schiller, Karen Gebhardt “Sonsuz İstekler, Sınırlı Kaynaklar …”
Sınırlı kaynaklar ile en iyiyi elde etme çabası insanlığın varoluşundan itibaren çözülmesi beklenen temel bir soru(n)dur. Bu arayışa verilen tüm yanıtlar iktisadi sorunu oluşturmaktadır.
Bu kitap, iktisadi sorunun merkezinde yer alan “Ne?”, “Nasıl?”, “Kim için?” sorularına cevap arayarak başlamakta, temel mikroekonomi ve makroekonomi konularının günümüz örnekleriyle, okuyucuların teori ve gerçek arasındaki bağlantıyı doğru kavramalarını amaçlamaktadır. Konu anlatımlarının grafikler, görseller ve yan bilgi notları ile zenginleştirilmesi hedeflenmiştir. Her bölüm sonunda Tartışma Soruları ve Problemler başlıkları altında okuyucunun gerek bilgiye gerekse konuya hâkimiyeti sınanmaktadır. Yine her bölüm sonunda Özet ve Hatırlanması Gereken Terimler başlığı altında okuyucuda konunun tekrarı ve kalıcılığı amaçlanmıştır.
Ahmet Altay, Alpaslan Hamdi Kuzucuoğlu, Aslan Kaplan, Aysel Köksal, Bahattin Yalçınkaya, Banu Fulya Yıldırım, Fatih Demircan, Fatoş Subaşıoğlu, Fevziye Bekar, Güssün Güneş, Halise Şerefoğlu Henkoğlu, Huriye Çolaklar, Lale Özdemir Şahin, Murat Esringü, Özlem Yalçınkaya, Perihan Şenel Tekin, Ruhid Kerimovi, Türkay Henkoğlu, Yasin Şeşen, Yusuf Yalçın Dijital çağda, sağlıkta kâğıt tabanlı sağlık kayıtlarının yerini elektronik sağlık kayıtları almıştır. Sağlıkta dijital dönüşümle birlikte sağlık hizmetlerinin sunulmasında, sağlık politikalarının oluşturulmasında, sağlık kurumlarında bilginin yönetiminde her açıdan önemli hâle gelen elektronik sağlık kayıtları, çok yönlü ele alınması gereken bir konudur. Bu anlamda bu kitap, elektronik sağlık kayıtlarını disiplinler arası bir yaklaşımla ele almaktadır. Kitabımız, sağlık profesyonelleri, sağlık yöneticileri, bilgi ve belge yöneticileri, bilgi teknolojisi uzmanları ve genel olarak sağlık alanındaki paydaşlar için faydalı bilgiler sunmayı amaçlamaktadır.
Hakan Gülmez Salgın hastalıklar tarih boyunca insan topluluklarını etkilemiş, kimi zaman milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur.
Şimdi ise Dünya kısa sürede önce Wuhan kentinde ortaya çıkan ve sonrasında da tüm dünyaya yayılan COVİD-19 salgını ile karşı karşıyadır. Bu yeni virüse karşı kesin bir ilaç tedavisi ve aşının henüz olmaması, bazı ülkelerin tedbir almakta gecikmesi salgının yayılım hızını arttırmıştır. Bu ölümcül hastalığın tedavisinde çaresiz kalan modern tıp ve hızla artan hasta sayıları. Tüm dünyada arka arkaya alınan seyahat kısıtlamaları, okulların kapatılarak uzaktan eğitime geçilmesi, çalışma saatlerinin kısaltılması, mümkün olan işlerde ev ofisi çalışma sistemine geçilmesi, kahvehane, kafe, restoran, sinema, alışveriş merkezi gibi insanların toplu olarak bir araya geldiği yerlerin kapatılması, sokağa çıkma kısıtlamaları. Sanki bir filmin içerisindeymişçesine bir anda ve hızla ilerleyen bu olayları insanların anlama çabaları…
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisini yaşadığımız bu olağanüstü dönemde, çok sayıda kaynaktan ve çok miktarda ortaya çıkan bilgiyi insanların anlamakta zorlandığını kendi çevremde de görüyorum. Ben de önceki deneyimlerinde yola çıkarak COVID-19 pandemisi ile ilgili bilgileri yalın ve yediden yetmişe herkesin ve her kesimin anlayacağı bir şekilde “En Kolay Anlatımı ile COVID-19 Pandemisi” kitabında bir araya getirmeyi amaçladım.
Bu eserimin bilginin en doğru şekliyle toplumun tüm kesimlerine ulaşmasına ve bu salgınla mücadeleye katkısı olacağını düşünüyorum.
Yılmaz Demirhan, Mümtaz Korkutan Kısa zaman önce dünyayı ciddi şekilde etkileyen COVID-19 küresel salgını, sağlık sistemi ve kuruluşlarının ülkelerin geleceğinde ne kadar önemli yere sahip olduğunu bir kez daha göstermesi bakımından önemlidir. Zira güçlü bir sağlık sistemi ve iyi işleyen bir sağlık yönetimine sahip olan ülkeler COVID-19 krizini diğer ülkelere nazaran daha az hasarla atlatmayı başarmıştır. Sağlık sistemi zaaf içinde olan ülkelerde ise salgın gelecek yıllara da etki edebilecek tahribatlar bırakmıştır. Bu gerçeklikten hareketle sağlık sistemi kadar sağlık sisteminin yönetimi, sağlık personelinin nitelikli biçimde yetiştirilmesi de önem arz etmektedir. Bu öneme binaen hem politika yapıcılar hem sağlık hizmeti uygulayıcıları hem de akademik camia sağlık sisteminin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için üzerine düşeni yapmak durumundadır. Bu gereklilik, disiplinler arası bakış açısıyla pek çok konuyu birbiriyle ilişkili hâlde bir arada sunabilecek akademik çalışmalara ihtiyaç göstermektedir. Bu kitap, var olan ihtiyaca mütevazı bir katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.



Ahmet Cevizci Felsefeye Giriş, bir disiplin ve entelektüel faaliyet olarak felsefeye bir giriş yapmayı amaçlayan kimseler için kaleme alınmıştır. Eser, bu girişi felsefenin kendisini, temel kavram, akım ve konularını, felsefeye özgü düşünme ve akıl yürütme biçimlerini tanıtmak suretiyle yapmayı amaçlamaktadır. Sekiz bölümden oluşan eserde, felsefeyle bir tanışıklık tesis etmeyi amaçlayan bir ilk bölümün ardından, epistemolojiyle, bilim felsefesi, varlık felsefesi, etik, siyaset felsefesi, din felsefesi ve sanat felsefesiyle ilgili konulara yer verilmektedir.
Felsefeye Giriş felsefeyle tanışmak isteyen, “büyük sorular üzerine argümantatif ve sorgulayıcı bir tarzda düşünme” olarak tanımlayabileceğimiz felsefeyi hayatlarına bir şekilde dâhil etmek isteyen herkese hitap etmekle birlikte, esas orta öğretim kurumlarında belli bir felsefe kültürü aldıktan sonra bu kültürü biraz daha zenginleştirmek isteyen eğitim fakültesi öğrencileri, geleceğin öğretmen adayları için kaleme alınmıştır. Eserin en önemli özelliği, felsefenin konularını yapılandırmacı bir yaklaşımla ele almasıdır; yani, Felsefeye Giriş kitabı, felsefenin konu ve problemleriyle ilgili olarak hazır bilgi aktarmak yerine, öğrencinin felsefi sorular ve problemler üzerine düşünmesini ve gerekli sorgulamaları yapmasını temin edecek tarzda, şemalar ve görsel malzemeden yararlanılarak oluşturulmuştur.
Marcia Millon Cornett Troy A. Adair, Jr. John Nofsinger, McGrawHill Okuyucunun finansa karşı ilgisini artırmaya yönelik olan bu kitapta konular oldukça basit, güncel ve teknolojik bir şekilde kaleme alınmıştır.
Kitabın hedef kitlesi öncelikli olarak ön lisans, lisans ve yüksek lisans seviyesindeki öğrencilerdir. Bununla birlikte, her meslek sahibinin ve her düzeydeki yöneticinin daha etkin karar almasında yardımcı olacak ve okuyucunun finansal bilgi düzeyinin artıracak bilgiler de kitabın içinde yer almaktadır.
Bu kitabı diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerinden bir kaçı; karmaşık konuların pratik örnekleri verilerek anlaşılabilir hale getirilmesi, güncel terminoloji ve özellikle güncel teknolojinin kullanılması sayılabilir.
Teorik bilgilerin dışında pratik bilgilerinin de artırabilmesi için Matematik Antrenörü, Bakış Açıları, İş Uygulamaları, Etkileşimli Örnekler, Kısa Sınav bölümlerinin eklenmesi kitaba zengin bir içerik kazandırmasının yanı sıra anlaşılabilirliliğini de artırmıştır. Bölüm sonlarında yer alan oldukça fazla ve farklı soru çeşitleri ve cevapları ile kitap, diğer finans kitaplarından önemli derecede farklılaşmaktadır.
Konuyla ilgili çalışma yapan herkese faydalı olması dileklerimizle.
Ekrem Sevim, Emrah Önder, Güler Önder, Mustafa Nal, Özden Güdük, Özlem Özaydın, Yasemin Aslan, Yeliz Doğan Merih Son yıllarda, azalan doğurganlık oranları ve daha uzun yaşam beklentilerinin etkisi ile 65 yaş ve üzerindeki nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı OECD ülkeleri genelinde ortalama olarak neredeyse iki katına ulaşmıştır. Ülkemizde de benzer şekilde 65 yaş üzeri nüfus oranında bir artış vardır. Yapılan nüfus projeksiyonlarına göre gelecekte de devam edeceği öngörülmektedir.
Yaşlanma, birçok OECD ülkesini hâlihazırda etkilemekte ve demografik değişim ilerledikçe hükûmetler, yaşlanan nüfusun bakımını desteklemenin finansal sürdürülebilirliği üzerine odaklanmaktadır. Pek çok ülke sunulan hizmetlerin kalitesini artırmaya çaba harcarken bir yandan da bu hizmetlerin finansmanına çözüm arayışı ile sistemsel reformlar yapmakta ya da yeni sistemler geliştirmektedir. Ülkeler kendi sağlık sistem yapısına ve şartlarına uygun bazı düzenlemeler yapmakla beraber genelde kabul gören yaklaşımlar; evde sağlık gibi maliyet etkili yöntemlerin tercih edilmesi, mümkün olduğunca bireyin yaşadığı toplum içinde tedavisinin ve bakımının sağlanması, bakım sürecinde aile bireylerinin ve bakıma ihtiyacı olan kişinin sorumluluğunun artırılması, sağlık teknolojisi kullanımı gibi yöntemlerdir.
Evde sağlık hizmetlerinin etkili sunulması, hastane yatış oranlarını azaltmakta ve yatış gün sayılarını düşürmektedir. Yapılan çalışmalar hastaneden mümkün olduğunca erken eve taburculuğun ve evde sağlık hizmeti sunumunun tedavi giderlerini ciddi oranda düşürdüğünü, enfeksiyon oranını azalttığını, iyileşme sürecini hızlandırdığını ve hasta memnuniyetini artırdığını göstermektedir. Ayrıca sağlıktaki insan gücünün yetersizliği, hastaların kendi ortamlarında hizmet alma talepleri gibi nedenler de sağlık hizmetlerinin evde sunulmasını artıran diğer faktörlerdir.
Arslan Zafer Gürler Bu kitap, ekonomi bilimine ilgi duyan ön lisans ve lisans düzeyindeki öğrenciler için hazırlanmıştır. Bir ara yılı kapsayacak ekonominin temel konuları, 14 ünitede en yalın anlatımla aktarılmaya çalışılmıştır. Konuların kuramsal yapılarının içine gerçek yaşamdan kısa örnekler ve görseller yerleştirilerek okuyucunun hafızasında kuramla gerçek yaşamın dinamiklerinin örtüştürülmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Mikroekonominin içeriğinde olan mal ve faktör piyasaları ilk dokuz ünitede işlenmiştir. Diğer üniteler ise millî gelir, istihdam, para ve para olaylarına ayrılmıştır.
Celal Cahit Ağar, Tahir Akgemci, Enver Aydoğan, Nevzat Aypek, Ruziye Cop, Ali Eleren, Selçuk Burak Haşıloğlu, Gökhan Özer, Kadir Özer, Alparslan Özmen, İrfan Süer, Famil Şamiloğlu, Arcan Tuzcu Dünya ekonomisindeki küreselleşme ve artan uluslararası rekabet, tüm ülkeleri ve ülkelerdeki işletmeleri derinden etkilemektedir. Küresel rekabetin artmasıyla birlikte dünya ülkeleri arasındaki gelir dağılımı, gelişmekte olan ülkeler aleyhine bozulmaktadır. Bu nedenle, ekonomik ve sosyal gelişmesini hızlandırma çabasında olan ülkemiz ve işletmelerimizin dünyadaki değişimi iyi izlemesi, doğru teşhis koyması ve bunların ötesinde bu değişime uyum sağlaması zorunludur.
Küreselleşmenin getirdiği yeni ekonomik düzende devletin ulusal üretimi yönlendirme kapasitesi azalırken, özel girişimlerin etkinlik alanı artmaktadır. Küresel ekonomik sistemin gereğini yerine getirebilmek ve uyum sağlamak; hem küresel hem de yerel ölçekte faaliyette bulunan işletmeleri güçlendirmeyi, işletmenin küresel bir vizyona sahip olmasını ve modern işletmecilik yönetimi ve tekniklerini uygulamasını gerektirir. Bu noktada en büyük sorumluluk ve görev işletme sahiplerine ve yöneticilere düşmektedir.
Bu anlayışla ülkemizin sekiz farklı üniversitesinde görev yapan öğretim üyeleri tarafından yazılan bu kitap; modern işletmecilik kavram, ilke, kuram ve tekniklerini kapsayacak bir bütünlükte hazırlanmıştır.
İsmail Tufan Belki farkında olmasak da istatistik ile iç içe yaşıyoruz. Hava durumundan trafiğe, para kurlarından borsa endekslerine kadar her gün çeşitli istatistiklerle karşılaşıyoruz. Ama bu istatistiklerin nerden geldiğini, nasıl hesaplandığını, ardındaki mantığını bilenler azdır. Özellikle gerontoloji ve sosyal bilimlerin ve fen bilimlerinin her alanında ve öğrenimi gören gençlerde rastladığım bu sıkıntıyı gidermeye çalıştım. İstatistiğin mantığını kavrama sorunlarını basit ve anlaşılır dille aşmaya ve istatistiğin temel kavramlarını anlatmaya çalıştım. Bol örnek, diyagram ve şekillerle pratik odaklı bir çalışma, meraklısına ve araştırma alanına çıkacak her araştırmacı için yararlı bir başucu kaynaktır.
Ali Altındağ, Asya Nurten Sucuoğlu, Ayhan Özkan, Burcu Arıcı, Burçak Kurucu, Büşra Sultan Aydos, Çiğdem Gençer, Deniz Yıldız, Dilara Ulutaş, Dilek Dilli, Elif Türkoğlu, Esma Altınel Açoğlu, Fatma Nur Genç, Fatma Zehra Öztek Çelebi, Funda Ünal, Hakan Karaağaç, Hasan Arı, Hülya Şeker Yıkmaz, İbrahim Burak Yüksel, İpen İlknur Ünlü, İrem Terin, İrfan Taşoğlu, Kezban Yavuz Emik, Mehmet Çıtırık, Mehmet Taşar, Melahat Melek Oğuz, Melikşah Keskin, Mustafa Karataş, Naciye Kabataş, Nur Dikmen, Orkun Aydın, Özkan Kaya, Özlem Gündüz, Remzi Karaokur, Rumeysa Akgün, Serçin Taşar, Şanlıay Şahin, Yunus Kara Göç; kişilerin ekonomik, kültürel, politik, doğal afetler gibi çeşitli nedenlerle bireysel, grup veya kitlesel olarak gerçekleştirdikleri yer değiştirme faaliyetidir. 21. yy.da dünyada özellikle ekonomik savaşların olduğu bir dönemde zorunlu sebeplerle insanlar doğup büyüdüğü topraklardan göç etmek zorunda kalmışlardır. Özellikle Orta Asya ve Orta Doğu'da çıkan savaşlar, büyük göç dalgalarına sebep olmuştur. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan bu insanlar, kendilerine güvenli bölge olarak ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamak için özellikle Türkiye, Avrupa devletleri ve ABD gibi ülkeleri seçmişlerdir. Ancak gerçekleşen bu göçlere bağlı olarak çeşitli sorunlar da ortaya çıkmıştır. Yaşanan bu sorunlardan en belirgin olanı yaşanan iletişim sorunlarıdır. Farklı kültürlerdeki insanların bir arada yaşamaları ve farklılıklarla baş etmeleri için iletişim engellerini aşmaları gerekmektedir. Özellikle sağlık alanında yaşanan iletişim sorunları göçmenlerin temel sağlık haklarından faydalanmalarını ve kaliteli bir yaşam sürdürmelerini engellemektedir. Bu noktada sağlık hizmetleri sunumunda sağlık profesyonelleri ile göçmenlerin arasında sorun çıkmaması, göçmen bireylerle sağlık profesyonelleri arasında iletişimin sağlıklı sürdürülebilmesi, etkili bir iş birliğinin oluşturulması ve çatışmaların önlenmesi için farklı bilgi ve becerilere sahip olarak sağlıklı iletişimin kurulmasına ihtiyaç vardır.
Göçmen Sağlığında İletişim adlı bu kitapta; göçmenlere sunulacak tüm sağlık hizmetleri alanlarında göçmenlerle nasıl etkili iletişim kurulacağı, konunun uzmanları tarafından kaleme alınmıştır. Amaç, tüm insanlık için sağlık hizmetlerine eşit ilgi ve saygı ile sorunsuz ve şiddetsiz şekilde hizmet sunulmasına katkıda bulunmaktır. Bu anlamda kitap, hem göçmen bireylerle etkili iletişim kurmak isteyen tüm sağlık profesyonellerine hem de akademik çalışmalarını sürdüren tüm araştırmacılara ışık tutmaktadır.
Levent İncedere Hastanelerde, iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi hem çalışanların sağlığı hem de toplumun sağlığı açısından önemli bir sorumluluktur. Bu çerçevede, işyerlerinde yapılan risk değerlendirmeleri de önem kazanmaktadır.
Hastanelerde yapılan risk değerlendirmelerinde, risklerin derecelendirildiği risk değerlendirme yöntemlerinin kullanılması, elde edilen sonuçların sübjektif olmasına neden olmakta iken bu derecelendirme yolu ile önemsiz kabul edilen riskler, çoğunlukla sağlık çalışanlarının yaşamını dahi tehdit edebilen önemli riskler olabilmektedir.
Bu kitap, Görev Bazlı Risk Analizi adı verilen yeni bir risk analizi yöntemi önermektedir. Görev Bazlı Risk Analizi, çalışanların gözlemleri ve deneyimleri ışığında tespit edilen risklerin, derecelendirilip sıralanmadığı nitel bir risk değerlendirme yöntemidir.
Görev Bazlı Risk Analizi, özel hastaneler üzerinde yapılan bir araştırmaya dayanılarak geliştirilmiştir. Ancak diğer sektörlerde de rahatlıkla kullanılabilir.
Kitap; teorik temelleri, metodolojisi ve uygulaması da dâhil olmak üzere Görev Bazlı Risk Analizi'ne ayrıntılı ve genel bir bakış sunmaya çalışmaktadır. Ayrıca bir hastane ortamında iş sağlığı ve güvenliğini iyileştirmek için Görev Bazlı Risk Analizi’nin nasıl kullanılabileceğini gösteren bir vaka çalışması da içermektedir.
Görev Bazlı Risk Analizi, çalışanlara yönelik riskleri belirlemeye ve azaltmaya yardımcı olabilecek, basit, etkili ve çalışan merkezli bir yaklaşımdır.
Firdevs Çelik, Gülşen Çetin Aydın, Güzin Harman Yıldız, Hakan Gülerce, Kubilay Özer, Mehmet Kılınç, Oya Eryiğit Günler, Sümeyye Özmen, Şerife Güzel, Şeyma Kahveci, Tahir Dağcı, Veysel Bozkurt, Ziyaeddin Kırboğa Sağlık, insan yaşamının temel unsuru olarak sadece bireylerin bedensel durumunu değil, aynı zamanda toplumun genel refahını da etkileyen karmaşık bir olgudur. Bunun yanı sıra sağlık tıbbi mesele olmaktan öte toplumsal, kültürel, ekonomik ve politik faktörlerin etkileşimiyle şekillenmektedir. Bu nedenle, sağlık sosyolojisi, sağlığı bütün olarak anlamak ve iyileştirmek için kritik bir disiplin olarak görülmektedir.
Sağlık sosyolojisi, sağlık ve hastalıkla ilgili olan toplumsal süreçleri ve bu süreçlerin insanların sağlık durumuna etkisini incelemektedir. Toplumda meydana gelen değişimler, sağlık politikalarındaki yenilikler, sağlık hizmetlerindeki dönüşümler ve toplumun sağlıkla ilgili algıları sağlık sosyolojisinin kapsamını her geçen gün genişletmektedir.
Bu kitapta; sağlık sosyolojisinin Türkiye'de gelişimi, sağlığın sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkileri, sağlık arama davranışı: hekim-hasta ve hastane ilişkileri, sağlık okuryazarlığı, küreselleşen dünyada sağlık ve güncel konular, din ve sağlık, giyilebilir sağlık teknolojileri ve panoptizm, sağlık ve bedene ilişkin yeni anlam ve arayışlar, krizde aile içi çatışma ve dayanışma isimli saha çalışması konu başlıklarında toplumun sağlıkla ilgili yaşantısı ve deneyimleri geniş yelpazede ele alınmıştır.
Kitapta, sağlık sosyolojisi alanında yapılan son araştırma ve tartışmalara yer verilmiştir. Sağlık ve hastalığın toplumsal bağlamda anlaşılmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Öğrenciler, araştırmacılar ve sağlık profesyonellerine kaynak olarak sunulmuştur.
İbrahim Pınar Günümüzde de geniş bir uygulama alanı bulan doksan yıllık bir geçmişe sahip 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun en önemli özelliği 1930'ların dili ile yazılmış olmasıdır. Genç kuşak hatta orta yaş grubunda bulunanların bile anlamakta zorlandığı kanun metni bugünkü Türkçe ile güncelleştirilmiştir.
Ülkenin sağlık koşullarını düzeltmek ve ulusun sağlığına zarar veren tüm hastalıklar veya diğer zararlı faktörlerle mücadele etmek ve gelecek neslin sağlıklı olarak yetişmesini temin ve halkın sağlık yardımlarından yararlanmasını sağlamak amacıyla yürürlüğe konulan Kanun, bir çok ikincil düzenlemelerin de dayanağını oluşturmaktadır. Bu nedenle kitap hazırlanırken dayanakları Umumi Hıfzıssıhha Kanunu olan tüm mevzuata da yer verilmiştir.
Burak Özçetin, Deniz Sezgin, Duygu Alptekin, Esra Karakuş, Hatice Yıldız, Jason K. Holdsworth, Meltem Gökmen Tol, Nadir Suğur, Nurşen Adak, Özgür Arun, Saygın Vedat Alkurt, Temmuz Gönç, Yasemin İnceoğlu Son yıllarda sağlıkla ilgili çalışmalar, biyolojik ve tıbbi boyutun yanı sıra sosyal bilimlerin konuya yaklaşımları ile daha mozaik bir yapıya bürünmüş ve eleştirel bir düşünce akımı yaratmıştır. Bu akıma destek olma amacıyla sosyoloji, iletişim, sağlık ve gerontoloji gibi farklı disiplinlerdeki sosyal bilimcileri buluşturan bu kitapta, sağlığın toplumdaki farklı görünümleri üzerinden yapılan analizler bulunmaktadır. Sağlıklı ve hasta olma hâllerinin tartışmasını; erkek ve kadın bedenlerinin tıbbileştirilmesi konusunu; yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik statüye bağlı ortaya çıkan sağlık eşitsizliklerini içeren bu kitap çalışmasının, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, sağlık kanaat önderlerinin ve bilgisinin gündelik hayata nüfuzu ve tüketim toplumunda sağlık tartışmaları ile literatüre farklı alanlardan katkı sağlaması hedeflenmiştir. Bununla beraber çalışmada, Türkiye'ye ilişkin genel sağlık profilleri eşliğinde yaş ve cinsiyete dayalı karşılaştırmalı analizlerin yanı sıra, madde bağımlılığı ve kullanımı, yaşlılık sürecinde karşılaşılan sağlık sorunları ve eşitsizlikleri, yaşlı bakımı, kent ve kır yaşamında sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları gibi güncel ve önemli sağlık sorunlarına da yer verilmiştir.
Hüseyin Zennun Beyatlı Hastane ve Sağlık İşletmeleri Yönetimi, hastane ve sağlık işletmeleri ile ilgili temel bilgiler kapsamında öncelikle Mezopotamya, Mısır, Hint, Çin, Helen, Roma ve Türklerde sağlık ve hastanelerin tarihçesi hakkında bilgiler içermektedir.
Sağlık ve hastane sistemleri açıklanırken Türkiye'nin sağlık ve hastane sistemi ele alınmıştır. Bu kapsamda sağlık ve hastane ile ilgili temel bilgiler yönetim, sağlık yönetimi, hastane yönetimi, sağlık idarecisinin meslek tanımı, hastane yöneticisinde bulunması gereken özellikler ve hastane yöneticisinin görev yetki ve sorumlulukları, hastane ve hastane işletmeciliği, sağlık hizmetlerinin özellikleri, hastanelerin sınıflandırılması, sağlık işletmelerinin fonksiyonları incelenmektedir.
Bu çalışmada, hasta yatağı, hasta yatırma, hasta günü, yatak işgal yüzdesi, poliklinik sayısı, ameliyat sayısı, enfeksiyon ölüm oranı gibi hastane işletmeciliğinde ana prensipleri açıklanırken poliklinikler, dâhilî ve haricî klinikler, acil servis, acil kodlar, ameliyathane, fizik tedavi ve rehabilitasyon, eczane, kan bankası, hemşirelik yani hasta bakım hizmetleri vb. tıbbi fonksiyonlar, tedaviye muvafakat, hasta ziyaretleri, hastanelerde hijyen kuralları, enfeksiyonun hastaneye giriş yolları, enfeksiyonun önlenmesi ve dezenfeksiyon, enfeksiyon kontrol komitesi, hastane konseyi, sağlık kurulları gibi hastane komiteleri hakkında açıklamalar yapılmıştır.
Mesleki tecrübe ve uygulamaların ışığında hastanelerde mali fonksiyonlar, idari ve mesleki teftiş, insan kaynakları ve performans yönetimi, nöbet işleri, hastane bilgi yönetim sistemleri, tıbbi arşiv yönetimi, ev idaresi hizmetleri ve temizlik işleri, mutfak hizmetleri, teknik hizmetler, çamaşırhane hizmetleri, ayniyat hizmetleri ve depolama, evrak işleri, iş ve iş yeri sağlığı, gasilhane ve otopsi hizmetleri hakkında bilgiler aktarılmıştır.
Hastanelerin inşasında idari esaslar ele alınırken, hastane istatistikleri, nüfus istatistikleri, morbidite, coğrafi ve jeolojik durumlar, sağlık politikaları vb. hastane ihtiyacına etki eden faktörler ele alınmıştır.
Bu çalışmanın literatüre ve mesleki tecrübeye dayalı bilgilerle sahasında oluşan bilgi birikimine katkı verici ve sağlık yönetimi öğrencilerine kaynak teşkil edeceği düşüncesindeyiz.
Nilay Gemlik Hastaneler; birçok mesleği bir arada barındıran, 7x24 hizmet veren, hataların bedelinin sakatlık veya bu dünyadan ayrılmaya kadar varan sonuçları olan kendine has kurumlardır. Bu özellikli kurumların bünyesinde çalışacak kişilerin de yüksek eğitim almaları ve alanlarında uzmanlaşmalarının yanı sıra süreç ve davranış boyutları itibariyle yeteneklerinin gelişmesi ve bu bağlamda öz farkındalıkları da önemli bulunmaktadır. Hastane yöneticiliğinin özel bir alan olması nedeniyle yöneticiler ve yönetici adayları değişimleri yakından takip etmeli ve proaktif bir yaklaşımı benimsemelidir.
“İş hayatının zor değil, iç dinamiklerine uyum sağlama ve sürdürülebilir yaklaşımlar sayesinde kolay ve keyifli olabileceği”; “Bazı yöneticilerin gelirken, bazılarının ise giderken mutlu edebilecekleri” kabullerinden hareketle yazılan bu kitap; hastane yöneticiliği ile ilgili olarak temel yaklaşımları ve önerileri yansıtmaktadır. Bu bağlamda beklenti sahiplerine yararlı olacağı düşünülmektedir.
Ali Arslanoğlu, Füsun Afşar, Güven Bektemür Sağlık hizmeti sunumu, doğasından kaynaklanan yapısı nedeniyle bir çok disiplin ile eş güdüm içinde yönetilmelidir. Bu nedenle, çağdaş hastane yönetiminin kuşkusuz birçok boyutu olmakla birlikte kitabımızda; yönetim ve organizasyon, kalite yönetimi, insan kaynakları yönetimi ve finansal yönetimi kapsayan 4 boyutu önceliklendirdik. Bu boyutların önceliklendirilmesinin nedeni ise "Hastane Yönetimi"ndeki diğer boyutların da temelini oluşturmasıdır.
Gerek akademik, gerekse uygulama ve öğretim safhasında tüm okuyucu kitlesinin istifade edebilmesini temenni ederiz.

Cantürk Kayahan Sağlık sektörüne yönelik eğitim talebi her geçen gün hızlı bir biçimde artmaktadır. Eski bir sağlık çalışanı olarak böyle bir kitabı hazırlamadaki temel amacım; sağlık sektöründe doktor ve yardımcı sağlık personeli dışındaki idareci ya da yönetici pozisyonundaki kişilerin ya da adayların ve de tıbbi hizmet yöneticilerinin, hastane finansı konusundaki eksikliklerini gidermek ve hastane performansına nasıl daha iyi katkı yapabileceklerini gösterebilmektir. Çünkü finansal performans yönetimi; hastane yönetimine genel bir bakış sağlar ve sadece finans yöneticilerine değil, tüm yöneticilere sorumluluk yükler. Bunların yanında hastanelerin örgütsel yapıları içerisinde birden fazla meslek personelinin uyumlu çalışması; hasta sağlığı, hastane performansı ve ülke çıkarları açısından da ayrıca büyük önem arz eder.
Hastane yöneticilerinin hastane personeli üzerinde genel kabul görmesi, onların yetenek ve liyakatleri kadar uygulama aşamasındaki analitik zekâları ve çözümcü yaklaşımlarıyla olur. Yöneticiler, iyi ve başarılı bir hastane yönetmek istiyorlarsa kendilerini hastalar yerine koymalı ve kendilerine nasıl davranılmasını istiyorlarsa hastalara ve astlarına aynı şekilde davranmayı hayat felsefelerine yerleştirmelidirler. Böylece kurumsal hastane yönetimi anlayışı, en alttan en üste kadar her kademede özümsenebilir. Sonuç olarak kitap yazmak ve yazabilmek için konuyla ilgili ihtiyacı görmek gerekir. Öğrencinin neye ihtiyaç duyduğunu; neyi, neden öğrenmesi gerektiğini bilmelisiniz. Bu çalışmada hastanelerin finansal performans analizinde sıklıkla kullanılan “Veri Zarflama Modeli” adım adım uygulanmış ve öğrencilerin daha kolay uygulama yapabilmeleri için EK'te yol haritası oluşturulmuştur. Daha iyi bir gelecek için öğrencilerimizden ve akademisyen arkadaşlardan uygulanabilir ve teorik olarak da alana katkı yapacak çalışmaları bekliyoruz…
Yıldırım Beyatlı Doğan Sağlık ve hastalık aynı devamlılık süreci içinde yer alır. Bu süreç sağlığın hastalığa doğru dönüşüp değiştiği niteliksel özler taşımaktadır. Sağlığın hastalığa doğru dönüşüp değiştiği bu süreci en iyi biçimde açıklayan yaklaşım biyopsikososyal yaklaşımdır. Hastalıkları açıklarken kullanılan tümleştirilmiş nedensellik, hastalığa müdahale ve hastalığı iyileştirmede kullanıldığında toplamında tümleştirilmiş sağlık hizmeti ortaya çıkmaktadır.
Sağlık meslek alanı içinde farklı meslekler vardır. Ortak amaç sağlık hizmeti sağlamaktır. Sağlık hizmetinin odağında insan vardır. İnsan farklı sağlık meslek kişileri açısından farklı görünürlükler taşımaktadır. Farklı görünürlükleri tek bir hasta kimliğinde tümleştirebilmek sağlık hizmeti açısından önemlidir. Söz konusu önem yaşama yansırken Davranış Bilimleri anlamlı bir rehberdir.
Hekim ve Diğer Sağlık Meslek Kişileri İçin Davranış Bilimlerine Giriş isimli bu eser; değişik meslek alanlarında (hekim, hemşire, psikolog psikolog vb.) çok yönlü pek çok gereksinimi karşılayacak niteliktedir.
Jeremy JOLLEY, Pearson Araştırma anlaşılması zor bir konu olarak görünebilir. Ancak bu kitabın özünde araştırmanın esasen basit bir aktivite olduğu, öğrenciler tarafından bu konunun esaslarının anlaşılır olduğu yatmaktadır. Her bölüm okuyucuya araştırmanın “gizemli” yanlarını keşfetmeleri için rehberlik etmekte ve sağlık bakımında araştırmanın temel bir faaliyet olduğunu gösterir.
Bu kitap araştırmada yeni olan hemşirelik ve sağlık bakımı öğrencileri ile sağlık bakımı profesyonelleri için tasarlanmıştır. Araştırma öğrencilere günlük yaşamlarındaki aktivitelerinden tanıdık örneklerle gösterilmekte, bu da kanıta dayalı uygulama ve araştırmaya başlamaları için özgüven sağlamaktadır.
En son kaynaklar ve çalışmalarla güncellenmiş olan bu kitap;
Nicel ve nitel araştırma tasarımı tiplerini tanımlayarak, bu araştırma tasarımlarının nasıl yapıldığını açıklar.
Araştırma ile ilgili terminolojiyi açıklamaya yönelik kapsamlı bir nicel ve nitel terimler sözlüğü içerir.
Her bir istatistiksel prosedürü açıklamaya yönelik ek bilgiler sunar.
Literatürün nasıl bulunacağını ve nasıl anlamlandırılacağını açıklar.
Kanıta dayalı uygulamayı tanımlayarak, kanıta dayalı uygulama ve araştırma arasındaki ilişkiyi gösterir.
Araştırma ve kanıta dayalı uygulamayla ilgili iyi bir makale yazabilmenin ipuçlarını verir.
S. Kadri Mirze Current and Comprehensive Textbook
Introduction To Business is designed to be a comprehensive book for first year students of schools of business in Turkey. It discusses general topics and issues in business life and uses a descriptive manner. It is current and comprehensive and kept local within the global context.The book covers all current business related topics and issues. The new paradigms in business, new thoughts and techniques in doing business, the updated issues about the environment, functions and all other related topics are included in every chapter throughout the book.
Focus on the Local within the global context
The book includes cases, institutions and practices from Turkish business life. Almost all examples and cases are chosen from Turkish business life; the private, semi-private and public institutions which appear and operate in the Turkish business life have their places throughout the book. The readers will easily have access to information about the local and international issues and organizations of all kinds.Each chapter includes opening comments from academic and professional experts in their related field.
Understandable and easy to read
This innovative textbook is reader-friendly, appealing, understandable and easy-to-read, written in a spoken English format. The four-color format is full of more-than-enough exhibits, graphics, charts and displays.
Concise but focused
Introduction To Business is designed to be a concise companion for beginners and to be completed in a one-term course. It is lean and focused and covers almost all updated important facts of business in an adequate size and form.
Colorful, amusing but also educational
Throughout the book, readers will find some practices of business and management from the classics. Moreover, each chapter begins with commnets of academic and professional experts in that related field. An academic and a professional view on relevant topics enabls the students to get brief comments about both science and the art sides of business.
The Organization of the Book
The first part is comprised to three chapters; business in general, forming a business unit and business in global markets. These chapters discuss busines, its significant actors, its environment and global issues. The second part is nine chapters and covers the important business activities. The sequential presentation of the business activities is based on recognized management expert , Micheal Porter, and his placement of activities in his value chain analysis. The third part consists of 3 chapters covering new concerns of business and their related topics. Each chapter includes one or more "Business Life" boxes that focus on necessary additional information about the topics, practices and institutions relevant to the chapter contents. All chapters have "Learn from the Classics" boxes that serve the students with some business and management practices mentioned in the classics. Few "Interesting to Know" boxes and appendixes include both practical and amusing information and examples of real business practices relevant to the chapter contents.
Supplemantary Materials
The book has an Instructor�s Manual (text and drawings) located in a disk, Transparency Masters and Power Point Presentation
Pınar Yalçın Balçık, Nazan Kartal, Murat Konca Sağlık sektörünün en önemli iki alt endüstrisi olan ilaç ve tıbbi cihaz endüstrisi, üretim sürecinde ileri teknoloji ve büyük Ar-Ge yatırımları gerektirmekte ve teknolojik değişimlerden ve yeniliklerden etkilenmektedir. İlaç ve tıbbi cihaz endüstrisinde yaşanan gelişmelerin sonucunda artan sağlık harcamaları, dünya genelinde ülkeleri bu endüstrilerde yerelleşmeye yöneltmektedir. İlaç ve tıbbi cihaz endüstrisinde yerelleşme çabaları, Türkiye'nin de gündeminde yer almaktadır.
Bu kitap, yerelleşme çabalarının yoğunluk kazandığı günümüzde, ilaç ve tıbbi cihaz endüstrisinin yerelleşmeye bakış açısını ortaya koymak amacıyla kaleme alınmıştır. Kitabın ilk bölümünde, ilaç endüstrisi küresel ve yerel boyutlarıyla ele alınmıştır. Takip eden bölümlerde ise, Türkiye ilaç endüstrisinin yerelleşmeye bakışı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda ilaç endüstrisinin paydaşları olduğu düşünülen uzmanlardan, Türkiye ilaç endüstrisinde yerelleşmeye ilişkin görüşleri alınmıştır. Kitabın ikinci bölümünde ise, aynı kurgu ile Türkiye tıbbi cihaz endüstrisinin yerelleşmeye bakışı, sektör temsilcilerinin görüşleri doğrultusunda ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kitabın, endüstrinin yerelleşme konusundaki görüşlerini yansıtmasının, kitabın güçlü yönünü oluşturduğu düşünülmektedir. Kitabın yerelleşme konusundaki reformlara ve okuyuculara faydalı olmasını dileriz.