Rehberlik ve Psikolojik Danışma \ 1-10
Gamze Sart Geleneksel teorilerin, 21. yüzyıl kariyer yaşantılarındaki değişimlerini yakalama ve bunları yanıtlama hususunda yeterli olmayışı, günümüzdeki gereksinimleri vurgulayan teorilerin düzenlenmesi zorunlu hâle getirmektedir. Bu nedenle kişilerin globalleşen dünyada kariyerini etkili bir şekilde yönetebilmeleri adına esneklik, hayat boyu öğrenme ve kariyerine yön verebileceği niteliklerinin ön plana çıkarılmasına özen gösteren postmodern kariyer kuramlarına duydukları gereksinim çoğalmıştır. Kariyer gelişimi araştırmaları, odağını bireyin ilgi, ihtiyaç ve değerlerini örgütsel taleplerle uyumlu hâle getirmesinden uzaklaştırarak kariyer ve iş adaptasyonu için esas olan kariyer yeterliliklerinin geliştirilmesine vurgu yapmaktadır. Günümüzde başarılı bir kariyer gelişimi, yalnızca mesleki bilgi ve becerilerle sınırlı değildir. Bireylerin farklı alanlarda deneyim kazanmaları ve uyum sağlama yeteneklerini geliştirmeleri, kariyerlerini şekillendirmek ve sürdürmek için kritik öneme sahiptir. İş dünyasındaki değişen koşullara ayak uydurabilen ve sürekli olarak öğrenmeye açık olan bireyler, başarılı bir kariyere daha yakın olacaklardır. Bu kitabın amacı, mesleklerin yeniden yapılandırılmasına neden olan teknolojik gelişmelerin sonucunda kişilerin değişen kariyer hedeflerine, kariyer planlama ve kariyer uyum streslerine yön verebilecek bilgiyi ve öngörüyü sağlayabilmenin yanı sıra kariyer yapılandırmalarına yardımcı olmaktır.
Binnur Yeşilyaprak “Eğitimde Rehberlik Hizmetleri” kitabı; hangi eğitim kademesinde görev alırsa alsın, öğrencilerin kişisel, eğitsel ve mesleki gelişimine yardımcı olacak öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının sorumlulukları konusunda gerekli bilgi ve becerileri kazandırabilmek amacı ile hazırlanmıştır.
Kitap, öğretmenlik programını izleyenler için temel bir “ders kitabı”, öğretmenlik mesleğini sürdürenler için “uygulama el kitabı”, Psikolojik Danışma ve Rehberlik personeli ve adayları için “yardımcı kitap” olarak planlanmıştır. Buna göre kitapta, öğrencilerin gelişim ve uyumlarına, kendilerini gerçekleştirmelerine nasıl yardımcı olunabileceği somut olarak açıklanmaya çalışılarak, her koşul ve her ortamda gerçekleştirilebilecek hedef davranışlar ve bunlara uygun etkinliklere yer verilmiştir.
Öğrencinin eğitim sürecinde her yönüyle tüm olarak gelişebilmesi için kişisel, eğitsel ve mesleki rehberlik alanlarında verilmesi gereken hizmetler okulöncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde uygulamaya dönük örneklerle birlikte sunulmuştur.
Spencer G. Niles, JoAnn Harris Bowlsbey Bu kitap, 21. yüzyılın beraberinde getirdiği iş dünyasına ilişkin değişimleri ustalıkla ele alarak, bu değişimlere paralel olarak kariyer gelişimi müdahalelerinin öneminin neden arttığını ve yeni kariyer gelişimi müdahalelerinin neler olması gerektiğini anlaşılır bir dille anlatmaktadır. Bu süreçte kariyer psikolojik danışmanlığının yapılma biçiminin nasıl değiştiğini vurgulayan kitabın, her bölümünde birçok vaka çalışmalarına yer verilmekte ve öğrenci etkinlikleri başlığı altında okuyucuların o bölüm hakkında daha fazla bilgiye sahip olmasını sağlayan sorular bulunmaktadır.
Kültüre ve farklılıklara duyarlı bir dille hazırlanan kitap; diğer kariyer kitaplarındaki gibi başlangıçta kariyer psikolojik danışmanlığı ile ilgili tarihçeden, kuramlardan, değerlendirmelerden söz etmektedir. Bilgisayar teknolojilerinin kariyer psikolojik danışmanlığında giderek daha fazla kullanılmasına dikkat çekilmekte, yeni yüzyılda değişen kariyer psikolojik danışmanlığında kullanılabilecek yeni stratejiler ve teknikler üzerinde durulmaktadır. Bu gelişimlere uyumlu olarak bir kariyer gelişim programı tasarlamanın ve uygulamanın adımlarını, farklı eğitim düzeyleri ve farklı kurumlar açısından örneklerle sunmakta, okuyuculara yapılabileceklere ilişkin anlamlı bakış açısı kazandırmaktadır. İlköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim düzeylerinde uygulanabilecek bir dizi etkinlik de sunan kitapta, farklı özellikleri olan yetişkinlere yönelik yapılabilecek hizmetler de örneklenmektedir. Kariyer danışmanlığında etik konusu üzerinde titizlikle durulmakta, bu konuyu tüm bölümlerin içine alsa da tamamen bu konuya ilişkin bölümün olması açısından farklılık göstermektedir.
Kitapta yer alan ve kültürel olarak Türkiye'ye uymayan örnekler ve uygulamalar bile aslında fikir verici örnekler olarak ele alınabileceğinden; psikolojik danışman eğitimcilerine, psikolojik danışmanlara, öğrencilere, konuya ilgi duyan herkese yardımcı olacak özelliklere sahiptir. Çeviri ekibi olarak bu kitabın çok kullanışlı olacağını ve okuyuculara yeni anlayışlar ve fikirler kazandıracağını düşünmekteyiz.
Robert R. Carkhuff Yardım Etme Sanatı kitabı, Robert R. Carkhuff'un yardım etme modelini başlangıcından son aşamasına kadar basamak basamak ve açıklayıcı olarak somut bir biçimde anlatmaktadır. Yardım etme modelinin açıklamalı ve net olarak anlatıldığı bu kitap, okuyanın aklında model ve uygulaması ile ilgili anlaşılmamış bir nokta bırakmamaktadır. Yardım etme alanında çalışanların da çok iyi bildiği gibi hiçbir kuramın, yardım etmeye ilişkin yaşananların, basamak basamak, ardı ardına uygulamalı ve somut olarak anlatıldığı bir metni bulunmamaktadır. Buna yardım etme sürecinde yardım edenin ve yardım alanın birlikte yaşadıkları ve geçirdikleri değişim de dahildir. Kitabın özellikle vurguladığı, bunun bir süreç olduğu ve yardım alanda olduğu gibi yardım edende de olumlu yönde bir değişim, bir büyüme görüldüğüdür.
Bu durumda yardım eden de yardım alan da büyümekte ve gelişmektedir. Bu büyümenin gerçekleşebilmesi için yapılması gerekenler dört ana bölümde verilmiştir:
I. Bölüm: Giriş
1. Yardım Etme Modellerinin Gelişimi: Burada, insanın koşullarındaki değişim, yardım etmede değişen yaklaşımlar, insan kaynakları gelişimi ve yardım etme modelinin gelişimi anlatılmaktadır.
II. Bölüm: Yardım Etme Süreci
2. Yardım Alanın Katkısı-Bireyin Kendi İçinde (içsel) Süreç Oluşturma İşlemi: Burada, süreç oluşturma işlemine dahil olma, insan yaşantılarını keşfetme, insanın hedeflerini anlama, programlar üzerinde harekete geçme ve bilginin geri dönüşümü anlatılmaktadır.
3. Yardım Edenin Katkısı: İçsel süreç oluşturma işlemi, dahil olmayı kolaylaştırmak için ilgi ve özen gösterme, keşfetmeyi kolaylaştırmak üzere tepki verme, anlamayı kolaylaştırmak için kişiselleştirme, harekete geçmeyi kolaylaştırmak için ilk adımı atma, geribildirimi kolaylaştırma anlatılmaktadır.
III. Bölüm: Yardım Etme Becerileri
4. İlgi ve Özen Göstermek-Yardım Alanı Dahil Etme: Burada ilgi ve özen göstermeye hazırlama, kişisel olarak ilgi ve özen gösterme, gözlemleme, dinleme anlatılmaktadır.
5. Tepki Verme-Keşfetmeyi Kolaylaştırma: Burada, içeriğe tepki verme, duyguya tepki verme, anlama tepki verme anlatılmaktadır.
6. Kişiselleştirmek-Anlamayı Kolaylaştırmak: Burada, değiştirilebilir temel oluşturma, anlamı kişiselleştirme, problemleri kişiselleştirme, insan kaynakları gelişimi (İKG) problemlerini kişiselleştirme, hedefleri kişiselleştirme, İKG hedeflerini kişiselleştirme, karar vermeyi kişiselleştirme anlatılmaktadır.
7. Başlatmak-Harekete Geçmeyi Kolaylaştırmak: Burada, hedefleri tanımlama, programları geliştirme, pekiştireçleri geliştirme, adımları tamamlamaya hazırlanma, kontrol adımlarını planlama anlatılmaktadır.
IV. Bölüm: Özet
8. Yardım Etme Sürecinde Yeniden Dönüşüm: Burada, ilgi ve özen göstermenin yeniden dönüşümü, tepki vermenin yeniden dönüşümü, kişiselleştirmenin yeniden dönüşümü, başlatmanın yeniden dönüşümü verilmektedir.
Yardım etme süreci, yukarıda özetle anlatıldığı şekilde işlenmektedir. Kitapta, bu süreçte yaşanan vaka örnekleri verilmekte ve okuyucu öğrendiklerini vaka örneklerinde somutlaştırmaktadır. Böylece yardım etme modeline ilişkin sürecin öğrenilen kavramları netleşmekte ve âdeta canlanmaktadır.

Çalışma kitabı öğrencilerin ve adayların “Yardım Etme Sanatı” kitabında okudukları yardım etme becerilerini uygulamaya aktarabilmelerine yardımcı olmak üzere düzenlenmiştir.
Bu çalışma kitabı pek çok uzmanlık alanı öğrencisi tarafından kullanılmaktadır; akıl sağlığı terapistleri, rehabilitasyon ve okul danışmanları, öğretmenler, hemşireler, diyetisyenler, sosyal çalışmacılar, yöneticiler, insan kaynakları uzmanları, avukatlar, hakimler ve diğerleri. Başkalarıyla daha etkili iletişim kurmayı isteyenler için çok yararlı ve kullanışlıdır.

Eğitimci kılavuzu, eğitimcinin “Yardım Etme Sanatı” kitabında yer alan becerileri uygulamayı öğrencilere öğretebilmesini sağlamak için düzenlenmiştir. Eğitimciden kastedilen, yardım etme alanını içine alan uzmanlık dallarında eğitim almış ve çalışmakta olan kişilerdir.
Yardım Etme Sanatı'nı öğretebilmeniz için sizin bu yardım etme becerilerinde ustalaşmanız gerekmektedir. Öncelikle ilgi ve özen gösterme, tepki verme, kişiselleştirme ve başlatma becerilerini içselleştirmeniz ve ancak ondan sonra öğrencilerinize model olmanız mümkün olacaktır. Ustalıktan kastedilen budur. Bu kitap, sizin bu ustalığı kazanmanız ve öğrencilerinize iletebilmeniz için uygulamalı bir rehber olacaktır.
Rezvan Ameli En son ne zaman bir üzümü, bir kirazı bir ısırık elmayı çok yavaş çiğnediniz ve gerçekten tadını aldınız ve kokusunu algıladınız? Elbiselerinizin kumaşının cildinizde bıraktığı hissi algılamak için ne sıklıkta zaman ayırıyorsunuz? Hiç yünün, pamuğun ve ipeğin hissettirdiği duygunun bilincine vardınız mı? Hiç tüm dikkatinizi tek bir nefes alıp vermeye odakladınız mı ve bunu başlangıcından sonuna kadar dikkatlice takip ettiniz mi?
Farkındalık, mevcut anı bilinçli bir akıl ve şefkatli, açık ve sevgi dolu bir kalp ile algılamaktır.
Hepimiz her bir anda gövdemizde, aklımızda ve kalbimizde nelerin olup bittiğini bilecek kapasitedeyiz ve algıladığımızı kabul etme ve bununla dost olma kapasitesine sahibiz. Farkındalık bize deneyimlerimize tam olarak katılımcı olmak ve hayatı sansürsüz yaşamak için gerekli olan tüm araçları sunabilir.
Zerrin Bölükbaşı Macit Psikolojik danışma ve rehbelik (PDR) alanının “yaşam boyu” kavramını kullandığı göz önüne alındığında, sunduğu hizmetlerin çocuklara bakım ve eğitim sağlayan yetişkinleri de kapsayacak şekilde programlandırılması gerekmektedir. Okul öncesi dönemden itibaren bu hizmetlerin programlı bir şekilde sunulmaya başlanmasıyla daha sonraki eğitim basamaklarında verilecek PDR hizmetlerinin de temeli oluşturulmuş olacaktır. Artık çocukların üç yaşından itibaren giderek yükselen oranlarda okula başlamaları, bu yaş dönemi çocukların çevreleri ile birlikte PDR hizmetleri kapsamına alınması için öncelikle bir Gelişimsel Sınıf içi Rehberlik programı oluşturmayı da kaçınılmaz kılmaktadır.
Sınıf içi grup rehberliği etkinliklerinin uygulanması esnasında özel danışan danışman ilişkisi geliştirilmeye çalışılmaz. Öğrencilerin belirli bilgi beceri ve tutumları kazanmaları amaçlanır. Öğretmenler ile işbirliği hâlinde gerçekleştirilir. Yalnızca öğretmenlerin yalnızca okul danışmanının gerçekleştirdiği etkinlikler olduğu gibi her ikisinin birlikte gerçekleştirdiği etkinlikler de bulunabilir. Kitapta bulunan, 27 haftayı kapsayan 108 adet etkinlik, aile katılımı çalışmalarının yararlılığı doğrultusunda aileleri de işin içine dâhil ederek hazırlanmış ve uygulanabilir hâle getirilmiştir.
Okula atılan ilk adım olan okul öncesinden itibaren gelişimsel bir sınıf içi rehberlik müfredatı hazırlamak ve uygulamak, koruyucu/önleyici yönü ile daha fazla gruba ulaşarak görünür kılmayı sağlayacaktır. Bu kitapta yer alan etkinliklerin tümü PDR'nin üç gelişim alanı olan kişisel-sosyal, eğitsel ve mesleki rehberlik kapsamında program tasarlama ilkeleri doğrultusunda hazırlanmış olup okul öncesi ve PDR alanlarındaki akademisyen ve uygulayıcıların görüşleri ile düzenlenmiştir. Etkinliklerin hemen hemen hepsi yazar tarafından ana sınıfı PDR çalışmaları doğrultusunda çocuklara bizzat uygulanarak değerlendirmesi yapılmış ve son hâli verilmiştir.
Hadiye Bostancı Bu kitapta, Donald SUPER’ın Çocuklukta Kariyer Gelişim Modeli’ni temel alan ve son yıllarda İngilizce alanyazında tartışılmaya başlanmış olan Kariyer Farkındalığı Kavramı tanıtılmıştır. Gelecekteki yıllarda, ülkemizde bu konuya yönelik ilginin artacağı düşünülmektedir.
Kitapta, okul psikolojik danışmanlarının 7. ve 8. sınıf öğrencilerine uygulayabilecekleri bir grup rehberliği programı da bulunmaktadır. Program kariyer farkındalığı geliştirme amacıyla geliştirilmiş ve deneysel olarak sınanmıştır. Türkçe alanyazında ise çoğunlukla öğrencilerin karakteristik özellikleriyle, mesleki seçeneklerin eşleştirilmesine yönelik kariyer rehberliği programları bulunmaktadır.
Marc J. Ackerman Adli Psikolojik Değerlendirmenin Temelleri adlı bu kitap, nöropsikolojik değerlendirme araçları da dâhil olmak üzere, adli psikolojik değerlendirmelerde psikologlar tarafından en sık kullanılan değerlendirme araçlarını güvenle uygulamak, puanlamak ve yorumlamak için ihtiyaç duyduğunuz tüm bilgi ve becerileri hızlı ve kolay anlaşılacak bir şekilde edinmenizi sağlayacak bir kaynaktır. Ayrıca, bu kaynak adli süreçlerde boşanma, çocukların velayeti, kişisel yaralanma, suça sürüklenen çocuklar, cinsel istismar, madde kötüye kullanımı ve risk değerlendirmesi konuları yanı sıra, rıza olmadan hastaneye yatış, cezai ehliyeti değerlendirme alanları üzerine bilgilerin yer aldığı bir rehber niteliğindedir.
Amerikan Psikologlar Derneği tarafından yayınlanan en yeni etik ilkeler ve standartlar da dâhil olmak üzere yeniden güncellenmiş şekli ile Türkçeye çevrilmiş olan bu kitap, hem adli süreçlerde görev alan psikologlar tarafından hem de psikoloji öğrencileri başvurulabilecek her zaman başvurulabilecek eşsiz bir Türkçe kaynaktır.
Meryem Vural Batık, Necla Afyonkale Talay Bu kitapta, yetişkinlik döneminde olan bireylerde affetmeyi geliştirmeye yönelik hazırlanmış ve etkililiği tespit edilmiş olan psiko-eğitim programı bulunmaktadır. Psikolojik danışma sürecinde ruh sağlığı profesyonellerinin affetme üzerinde çalışabilmesi için affetmenin anlamını, önemini, affetmeyi etkileyen etmenleri ve affetme süreçlerini bilmesi gerekir. Bu kitapta yer alan psiko-eğitim programının, psikolojik danışma sürecinde affetme üzerinde nasıl çalışılabileceği konusunda ruh sağlığı profesyonellerine yol göstereceğini düşünüyoruz. İlk oturumda affetme ve sonuçları, ikinci oturumda öfkeyle yüzleşme, üçüncü oturumda olumsuz iç konuşmalar, dördüncü oturumda affetmeye karar verme, beşinci oturumda düşünce, duygu ve davranışlar, altıncı oturumda otomatik düşünceler, yedinci oturumda merhamet geliştirme ve acıyı kabul etme, sekizinci oturumda acının ve hayatın anlamını keşfetme, dokuzuncu oturumda uzlaşma, son oturumda ise affetmenin özgürlüğünü keşfetme konuları ele alınmıştır. Bu kitabın, ruh sağlığı profesyonellerinin hem kişisel gelişimlerine hem de mesleki gelişimlerine katkıda bulunacağını ümit ediyoruz.
Asiye Dursun, Betül Ulukol, Elif Çimşir, Emine Tunç, F. Zehra Ünlü Kaynakçı, Gökhan Kabacaoğlu, Merve Çıkılı Uytun , Muharrem Koç, Nilüfer Koçtürk, Nurten Karacan Özdemir, Osman Zorbaz, Özlem Haskan Avcı, Öznur Bayar, Serdar Körük, Seval Kızıldağ Şahin, Tolga Zencir Aile içi şiddet, sadece mağdurlarını ilgilendiren bireysel bir sorun değil toplumsal bir sorundur. Oluşumunda toplumsal faktörlerin yer aldığı aile içi şiddetin; topluma hem psikolojik etkisi hem de toplumun kaynaklarını tüketerek ekonomik etkisi olmaktadır. Bu bağlamda Aile İçi Şiddet adlı bu eser; şiddeti “aile içinde çözülmesi gereken bir sorun” olarak değil “toplumsal düzeyde ele alınması ve önlenmesi gereken bir sorun” olarak görmekte ve kitap boyunca bu bakış açısının kazandırılmasını ve sorunun çözümünde ve soruna müdahale edilmesinde neler yapılabileceğinin aktarılmasını hedeflemektedir. Kitapta; “Merak Edilen Soru”, “Kendini Değerlendirme Sorusu”, “Araştırma Kutucuğu”, “Tartışma Kutucuğu” gibi oluşturulan farklı tasarımla da okuyucunun sadece bilgi edinmemesi, aynı zamanda soruna farklı bir bakış açısıyla bakabilmesi, kendi yaşamıyla bağ kurarak öz değerlendirme yapabilmesi, içgörü kazanabilmesi ve bilimsel bilgiler ve ilkeler doğrultusunda kendisinde tutum değişikliğinin oluşması amaçlanmaktadır. Böylece eser, başta Eğitim Fakültesi öğrencileri olmak üzere tüm okuyucular için okuması zevkli, düşündürücü ve farkındalık yaratıcı bir hâl aldığı gibi aile içi şiddete dair teorik ve uygulamaya dönük bilgilerle bütüncül bir bakış açısı da sunmaktadır.
Zeynep Turhan Aile içi şiddetin son bulması için pek çok kurumun bir arada ve koordineli bir şekilde çalışması gerektiği literatürde sürekli vurgulanan bir noktadır. Buna rağmen uygulamalardaki yetersizlikler ve başarısızlıklar karşımıza çıkmaktadır. Bu kitap, muhtemel yetersizlikleri ve zorlukları göz önünde bulundurarak aile içi şiddet fail müdahale programlarını uygulamaya koymanın aile bireyleri ve toplum için faydalı olacağını hatta hayati bir önem taşıdığını vurgulamaktadır. Bunun ötesinde bu eser kapsamında sunulan Sağlıklı ve Saygılı Davranış Geliştirme Programı ile aile içi şiddet failleri için müdahale çalışmalarının başlatılması önerilmektedir. Böylece aile içi şiddetin temel sorunu olan şiddete başvurmuş kişilere sorumluluk verilmiş olacaktır. Özellikle bu kişilerin müdahale programına katılması zorunlu tutularak davranış değişimine davet edilmesiyle kendi içlerinde ruhsal olarak iyileşmeleri ve yakın ilişkilerinde sağlıklı ve saygılı davranışlar geliştirmeleri hedeflenmektedir.
Melis Seray Özden Yıldırım Aile, toplumun çekirdeğini oluşturan en küçük birim olmakla beraber hem bireysel hem de toplumsal etkileriyle kişilerin hayatında büyük öneme sahiptir. Değişen yaşam koşullarıyla beraber aile dinamiklerinde de değişimler olmaktadır. Bu değişimler aile bireylerini çok yönlü olarak etkilemekte; dolayısıyla aile içerisinde oluşan sorunlar artmaktadır. Bu kitapta da evlilik, çocuk sahibi olma, aile içi iletişim, çatışmalar ve boşanma, kardeş kıskançlığı, ebeveyn tutumları, aile içi şiddet, emeklilik ve diğer pek çok güncel konu, örnek olaylar eşliğinde ele alınmıştır. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği ve kendine bir şeyler katabileceği bir kaynaktır.
Mark Rivett, Eddy Street Aile terapisi giderek kanıt temelli psikoterapi türlerinden biri olarak tanınmaktadır. Aile terapisi; çağdaş terapötik uygulamada, aile çatışması, travma ve ruh sağlığı sorunlarının neden olduğu sıkıntıların çözümlenmesinde yaşam boyu yarar sağlamaktadır. Bu nedenle, birçok psikoterapist aile terapisinin temel konularını kendi yaklaşımlarına entegre etmektedir.
Aile Terapisi: 100 Temel Konu ve Teknik, bu yaklaşımın 100 temel noktası ve uygulama yöntemi için kısa ve jargonsuz bir rehber sunmaktadır. Farklı bölümlere ayrılan bu kitap aşağıdaki temel konuları kapsamaktadır:
• Aile terapisi kuramı,
• Temel aile terapisi uygulaması,
• Aile terapisi tekniklerinin kullanımı,
• Aile terapisinde ortak zorluklar,
• Çağdaş tartışmalar ve sorunlar,
• Aile terapistlerinin yaşadığı bireysel sorunlar.
Aile Terapisi: 100 Temel Konu ve Teknik, eğitimlerine devam eden ve bu alanda çalışan psikoterapist ve danışmanlar için çok önemli bir kaynaktır. 100 Temel Konu serisinin bu son üyesi, alanda uzun yıllardır çalışan aile terapistlerinin yanı sıra ailelerle çalışan ve aile terapisi teknikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen diğer ruh sağlığı uzmanlarının da ilgisini çekecektir.
Marian Roberts Aile içi anlaşmazlıklar, evlilik yaşamının doğal ve kaçınılmaz bir parçasıdır. Eşler arasında yaşanan anlaşmazlıklar yapıcı ve barışçıl yollarla yönetilemediğinde yaşanan psikolojik, sözlü ve fiziksel şiddet, devamında da ailenin çöküşü kaçınılmaz hâle gelmektedir. Son yıllarda artan dağılmış aile ve boşanma sayısı, boşanma öncesinde, esnasında ve sonrasında, hem eşlerin hem de çocukların, bu yıkıcı süreçten daha az etkilenmeleri için “aile arabulucuğu”nu bir alternatif yöntem hâline getirmiştir.
Aile arabuluculuğu, boşanma sürecinden hem eşlerin hem de “çocuklar”ın daha az etkilenmesini sağlamak için ebeveynler arasında işbirliğine dayalı yapıcı ilişkilerin kurulmasında ve sürdürülmesinde hayati bir bileşen hâline gelmiştir. Aile arabuluculuğunun odak noktası, eşler arasında karşılıklı anlayışı ve iletişimi arttırarak, ayrılıktan ve boşanma sürecinden, çocukların en az etkilenmelerini sağlamaktır. Eşler, boşanma sonrasında yıllar boyunca çocukları üzerinden iletişimlerini devam ettirecekleri için boşanma sürecinin yapıcı diyaloglarla yönetilmesi bir gerekliliktir.
Aile arabuluculuğu, eşlerin kendi anlaşmazlıkları üzerinde kontrol ve sorumluluğunu ellerinde tutmalarını sağlayacaktır. Arabuluculuk sürecinde eşler arasında doğrudan iletişimin teşvik edilmesi, kararların işbirliğine dayalı alınması, yanlış anlaşılma ve çatışmaların azaltılması, kendi anlaşmaları üzerinde kontrol sahibi olmalarının sağlanması, boşanma sürecinden hem eşlerin hem de çocukların daha az etkilenmelerini sağlanması, arabuluculuğun temel faydaları arasında sayılabilir.
Son yıllarda artan boşanma ve ayrılıklarla ilgili olarak yasa yapıcılar ve araştırmacılar artık boşanmanın kendisine değil, boşanma sonrası sürece ve özellikle de boşanmadan kaynaklı zararlı sonuçların çocuklar üzerindeki etkilerinin azaltılması ve dönüştürülmesi üzerine odaklanmışlardır. Boşanma öncesinde, esnasında ve sonrasında eşler arasındaki yıkıcı iletişimlerin çocukları üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi, azaltılması ve dönüştürülmesinde “aile arabuluculuğu” bir alternatif yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Aile arabuluculuğu sadece çocuğu olan ve boşanan eşler için değil aynı zamanda çocuğu olmayan ve boşanan eşlerin de uzlaşarak ayrılmalarının sağlanmasında alternatif bir yaklaşımdır.
“Aile Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk: Uygulama Esasları” adlı bu çeviri kitap, ülkemizde her sene yüz binin üzerinde gerçekleşen çekişmeli ve rekabetçi yollarla gerçekleşen boşanmaların hem eşler hem de onların çocukları üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi, azaltılması ve dönüştürülmesi sürecinde kullanılacak bir kaynak kitaptır. Hem kuramsal hem de uygulamalı yaklaşımları içeren bu kitap, aile içi uyuşmazlıkların hem eşlerin hem de çocukların yararına, yapıcı ve barışçıl yollarla nasıl yöneticiliğine ilişkin bilgi ve becerileri içermektedir.
Kitabın hedef kitlesi; arabulucu avukatlar, avukatlar, aile danışmanları ve aile hukuku ile ilgili yargı mensupları ve uzmanlardır.
Eda Biçener, Emin Kurtuluş, Gülin Yazıcı Çelebi, Hasan Batmaz, Hatice Odacı, Kübra Dombak, Lokman Koçak, Mehmet Kaya, Melek Süler, Merve Çimen Koçak, Neslihan Arıcı Özcan, Neslihan Yaman, Nesrin Akıncı Çötok, Samet Makas, Tuğba Türkkan, Tülin Acar Aile Danışmanlığı alanında öğrenim gören öğrencilere ve hâlihazırda aile danışmanlığı hizmeti veren çalışanlara yönelik olarak hazırlanmış olan bu kitap; rehberlik ve psikolojik danışmanlık, psikoloji ve sosyoloji alanında çalışan alan akademisyenlerinin iş birliği ile hazırlanmıştır.
Kitapta; “Aile Tanımları”, “Aile İçi İletişim Sorunları”, “Eş Seçim Kuramları”, “Aile Danışmanlığı Kuramları”, “Çift Danışmanlığı Kuramları”, “Cinsel Terapi Kuramları”, “Aile ve Çift Danışmanlığında Etik” gibi konular ele alınmıştır. İlgili konular genel olarak teorik düzeyde sunulmuştur.
Kitap hazırlanırken üniversitelerin YÖK tarafından belirlenen güncel rehberlik ve psikolojik danışma programlarındaki ders içeriğine uygun konulara yer verilmiştir.
Rukiye Yenibaş Ailede Çocuğun İstismarı ve Umutsuzluk kitabı, aile içinde istismar ile umutsuzluk düzeyi arasındaki ilişkiyi göstererek, ergenlerdeki depresyon ve intiharın nedenlerinin sorgulanmasına katkıda bulunacak, bunların önlenmesine ve sağaltımına ışık tutacak bilgileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Kitapta çocukistismarı kavramı; Aile içi çocuk istismarı, Çocuk istismarı türleri, Aile içi şiddet ve çocuk istismarı, çocuk istismarını açıklamaya yönelik modeller, Çocuk istismarının göstergeleri, Dünyada ve Türkiye’de istismar, umutsuzluk, Ergenlik döneminde istismar ve umutsuzluk, Önleme ve tedavi başlıkları altında incelenmiştir. Çalışma; halkı bilinçlendirilerek farkında olunan ya da olunmayan istismarın önüne geçmek, istismarın hiç oluşmamasını sağlamak isteyen herkese yol gösterici olacaktır.
Ahmet Çağlar Özdoğan, Betül Gökçen Doğan, Emre Laçin, İbrahim Dadandı, Muhammet Aykuthan Ulusoy, Murat Ağırkan, Namık Kemal Haspolat, Oğuzhan Çelik, Öykü Mançe Çalışır, Ragıp Ümit Yalçın, Rumeysa Hoşoğlu Kama Anne baba ya da çocukla çalışan her uzmanın sıklıkla araştırdığı konu, aile içi iletişimdir. Çünkü ailenin kendi içindeki ilişki ve iletişimi, bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını etkilemektedir. Doğal olarak bu etki, kişinin çevresini de etkilemektedir. Ailede İletişim kitabı, anne babanın birbiriyle ve çocuklarıyla iletişimini ele almaktadır. Kitap, “Aile İçi İletişim” ve “Zorlu Yaşam Olaylarında Aile İçi İletişim” olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, aileyi oluşturan bireylerin birbiriyle ilişkilerinin nasıl olması gerektiğinden bahsedilmektedir. İkinci kısımda ise boşanma, evlat edinme, yas, teknolojik gelişimler gibi aileyi zorlayan, onların ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemediği konular ele alınmakta ve bunlarla baş etme yöntemleri sunulmaktadır. Bu kitap; psikolojik danışmanlık, psikoloji, sosyal hizmetler gibi alanlarda okuyan öğrencilere, aile ya da çocukla çalışan uzmanlara ve anne-babalara faydalı olacaktır.
İbrahim Ethem Özgüven Prof. Dr. İbrahim İthem Özgüven'in bu kitabı aile kavramını çok geniş bir şekilde ele almaktadır. Aile kavramının işleyişi ve içeriğini anlatmaktadır. Konu ile ilgili son yıllarda yapılmış araştırma ve yayınlara da yer veren bu kitaptan, alanla ilgili tüm meslek sahipleri ve öğrenciler,  yeni evlenecek ve evlenmiş çiftler ve ele aldığı temel konularıyla insan ilişkilerini geliştirmek isteyen herkes yararlanabilir.
Güney Nair Genel olarak failleri ve mağdurları gençler olan şiddet eylemleri; hem olayların içinde yer alan gençleri hem de onların ailelerini, akrabalarını, öğretmenlerini, akranlarını kapsayan geniş bir kitleyi doğrudan etkilemekte, travmalara neden olmakta, toplumlarda ağır sosyo-ekonomik maliyetler yaratmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization)'ne göre gençlik şiddeti, en çok göze çarpan şiddet türlerinden birisidir.
Gençlerin aile, okul ve sosyal çevre üçgeninde oluşturdukları ilişkiler ve bu ilişkilerin seyri, ortaya çıkacak davranış kalıplarının da habercisidir. Gençlik döneminin en az sorunla atlatılması, sağlıklı yetişkinliğe olanak sağlayacaktır.
Elinizdeki çalışma, toplumların en önemli sosyal sorunları arasında yer alan gençlik şiddeti konusuna ışık tutarken, gençlere, anne-babalarına, öğretmenlerine, kendilerini ve sosyal ilişkilerini akademik boyutta anlama ve yorumlama olanağı sunmayı amaçlamaktadır.
Yıldız Kuzgun Meslek ve alan seçimi sorunu ile karşılaşan her kişi, neleri yapabileceği (yetenekleri) ve nelerden hoşlandığı (ilgileri) konusunda ayrıntılı ve berrak bir fikre sahip olmak ister. Bu gereksinmeyi karşılamak için meslek rehberliği alanında değişik ölçme araçları geliştirilmektedir. Bunların önemli bir bölümünü kendini değerlendirme envanterleri/ölçekleri oluşturur. Akademik Benlik Kavramı Ölçeği (ABKÖ) de kişinin ilgi ve yeteneklerini tanıması amacı ile geliştirilmiş bir kendini değerlendirme aracıdır. Ölçekte, dört yetenek ve on iki ilgi alanı ile ilgili maddelerden oluşan toplam on altı alt ölçek bulunmaktadır. Bu araç, okul psikolojik danışmanları tarafından öğrencilere bireysel ve gruplar hâlinde uygulanabileceği gibi, öğrenci kendi başına da uygulayıp sonucu bulabilir. Ancak uygulama sonucunun değerlendirilmesi için psikolojik danışman yardımına gereksinim vardır.
İlk basımı 1996 yılında yapılan ABKÖ, okullarda kullanılmakta olan bir araçtır. Bu basımda aracın bilgisayarla yanıtlanıp puanlanabilmesini sağlayan bir de program eklenmiştir. Bu programla her öğrenci, aracı bilgisayar ortamında uygulayıp sonucu çıkarabilir.
Arzu Çırpan Kantarcıoğlu, Ayşe Mine Can, Beyza Gün, Beyzanur Karlı, Burcu Gümüş, Büşra Eraslan, Cennet Yastıbaş Kaçar, Ceren Tataylak, Ece Önen, Elçin Yorulmaz, Elif Yüksel, Halil İbrahim Toprak, Hümeyra Arslantürk, Irmak Kargın Kızgut, İlgün Bilekli Bilger, Nida Nur Önver, Nida Tosun, Nilgün Çepelioğullar Coşkun, Nuray Mustafaoğlu Çiçek, Pınar Bürhan, Tuğçe Yakar, Umut Çıvgın Bu kitap, hem sahada çalışan hem de akademik araştırma yapan meslek elemanlarına rehber olabilmesi için hazırlanmıştır. Hem sağlık psikolojisi hem de klinik psikoloji alanında kullanılan koruyucu ve önleyici psikolojik müdahalelerin derlenmesi ile oluşturulan bölümlerde aynı zamanda müdahalelerin uygulama basamaklarına ilişkin bilgiler de yer almaktadır. Ayrıca bu kitapla derlenen müdahalelerin uygulandıkları katılımcı grupları üzerindeki etkililik bulgula-rının sunulması, okuyucuya daha geniş bir perspektif sunabilecektir. Hazırlanan kitapta; dep-resyon, kaygı, yeme bozukluğu gibi bilinen psikopatolojiler için hazırlanmış müdahalelerle beraber tanılar üstü olgu olarak kabul gören ruminasyon için koruyucu-önleyici müdahalelere; kanser hastaları, ampütasyon geçirmiş bireyler, çeşitli rahatsızlıklar için bakım verenler için hazırlanmış müdahalelere ve son yıllarda gündelik hayatın içinde daha çok yer almaya başla-yan yapay zekâ ile ilişkilendirilmiş koruyucu-önleyici çalışmalara dair içerikler mevcuttur. Bu kitapla, özellikle koruyucu psikolojik sağlık alanında çalışan ve bu alanda çalışacak kişilerin daha çok fayda sağlayabileceği ve bununla ilgili ulusal alan yazınını geliştirebileceği bir yön sunulmaya çalışılmıştır. Multidisipliner bir tarzla gelişen koruyucu-önleyici sağlık hizmetlerinin Türkiye'de de bireylere daha çok sunulması ve koruyucu-önleyici psikolojik müdahalelerin yaygınlaştırılması, önemli değişimleri beraberinde getirebilecektir. Mevcut kitapla da belirtilen bu alana katkı sağlanacağı düşünülmektedir.
Claude STEINER Duygusal Okuryazarlık, bugünün dünyasında başarılı olabilmek için gerekli olan kişisel gücün vazgeçilmez bir kaynağıdır. Bu kitap size adım adım kalp zekâsı ile duygusal okuryazarlık becerisini nasıl elde edileceğini gösterecek.
“Duygusal okuryazarlık, sağlıklı bir gelişim için önemlidir.”
Benjamin Spock, M.D.

“Empatiyi öğrenmek ve öğretmek için... ve duyguları saygı ve olgunlukla açıklamak için önemli bir araç.”
Riane Eisler, “The Chalice and the Blade,
Sacred Pleasures and Partnership Way Kitabı”nın yazarı

“Steiner... nasıl ileti (mesaj) verileceğini, alınacağını ve reddedileceğini... ve nasıl algılanılacağını ve iletişim kurulacağını öğretiyor... o duygusal etkileşim hakkında pek çok içsel bilgi sunuyor.”
Publishers Weekly

“Eğer bu yeni dilde biz yeterince uzmanlaşırsak, dünyayı değiştiririz.”
Elaine Aron, "The Highly Sensitive Person'in” yazarı

“... adım adım arkadaşlığa götüren bu programı kaçırmayın.”
Susan Page “How One of You Can Bring the Two of You Together".
En çok satan kitabın yazarı
Abdullah Yalnız Çocuklarda ve ergen bireyler arasında sıkça görülen; akranına vurma, itme, küçümseme, dalga geçme, lakap takma, hakkında dedikodu yayma, yalnız bırakma, etkinliğe çağırmama, attığı mesajı görüldü yapıp dönüş yapmama, aramalarına cevap vermeme, fiziksel veya sözel olarak sataşma gibi davranış biçimleri, mağdur bireyde akademik ve sosyal problemler oluşmasına neden olabilmektedir. Bu davranışların karşı tarafı incitmek amacıyla kasıtlı bir şekilde yapılması, taraflar arasında güç dengesizliğinin bulunması, uzun süre ısrarlı bir şekilde devam etmesi ve akranlar arasında gerçekleşmesi gibi özellikler taşıması nedeniyle saldırganlık ve kavgadan farklı olan bu durum, “akran zorbalığı” olarak tanımlanmaktadır.
Okulda, mahallede, etkinlik kursunda ve günlük yaşamın her alanında ortaya çıkabilen “akran zorbalığı” hem zorbalık yapan (zorba) hem de zorbalığa maruz kalan (mağdur/kurban) bireyin ruhsal durumunu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle zorbalığın olduğu her ortamda, sınıfta ve okulda gerekli müdahalelerin yapılması ile öğretmenlerin ve velilerin konuyla ilgili farkındalık kazanması son derece önemlidir.
Akran zorbalığının önlenmesine veya minimum seviyeye düşmesine katkıda bulunmak amacıyla kaleme alınan bu eser, eğitimciler ve öğrenim hayatını sürdüren gençler için yararlı bir kaynak olacaktır. Akran Zorbalığı kitabının psikolojik danışmanlara, öğretmenlere, eğitimcilere, ebeveynlere ve zorbalığa maruz kalan tüm bireylere faydalı olması dileğiyle...
Gizem Ergin Akran zorbalığı son yıllarda okullarda sıklıkla gözlenmekte; zorbalığa tanıklık eden tüm çocukları sosyal, duygusal ve akademik alanlarda olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle kaynaştırma uygulamalarının yürütüldüğü sınıflarda gelişimsel yetersizliği olan çocuklar, tipik gelişen akranlarına göre zorbalık davranışlarına daha fazla maruz kalmaktadırlar. Çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olan akran zorbalığının okul öncesi dönemde önüne geçilmesi, çocukların yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde sağlıklı, özgüvenli ve başarılı bireyler olmalarına katkı sağlayacaktır. Okuyacağınız bu kitap, sınıflarda akran zorbalığının önlenmesi ve/veya müdahale edilmesinde öğretmenlere ve uygulamacılara rehberlik etmesi amacıyla hazırlanmıştır. Üç bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde, akran zorbalığına yönelik temel bilgiler ele alınmıştır. İkinci bölümde sınıf içerisinde kullanılabilecek önleme ve müdahale stratejileri açıklanmıştır. Üçüncü bölümde ise gelişimsel yetersizliği olan çocukların akran zorbalığından korunması amacıyla etkili uygulamalara yer verilmiştir.
Salih Yaşar ÖZDEN 1972 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. 1983 yılında Adli Tıp Doçenti oldu. 1987 yılında Psikiyatri Doçenti oldu. 1989 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne Başhekim olarak atandı. Hâlen aynı hastahanede klinik şefi olarak görev yapmaktadır.

Yazarın diğer kitapları:
Adlî Tıp (iki baskı yapmıştır), Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Teşhis-Tedavi-Tedbir, 500 Soruda Uyuşturucu Madde Bağımlılığı.
Hülya İlhan Ergenliğin Fırtınalı Sularında Yolunuzu Bulun:
Ergenlere Özel Anksiyete Bozukluklarında Navigasyon
Ergenlik, fırtınalı suların ve yeni keşiflerin zamanıdır. Ancak kaygı bu yolculuğu zorlaştırabilmektedir.
Uzman Klinik Psikolog Hülya İlhan, "Ergenlere Özel Anksiyete Bozukluklarında Navigasyon" kitabıyla, gençlerin kaygısını yönetmek için yol gösteren bir navigasyon sunuyor.
Bu kitap, hem ebeveynlere hem de psikoloji öğrencilerine ve kişisel gelişim, çocuk gelişimi alanlarıyla ilgilenenlere rehberlik ediyor ve aşağıdaki işlevleri yerine getiriyor:
• Ergenlik döneminde sık karşılaşılan anksiyete türleri ve belirtilerini açıklar.
• Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) yöntemlerini kullanarak kaygı yönetimini öğretir.
• Günlük hayatta uygulanabilecek etkili egzersizler ve stratejiler sunar.
• Kaygı ile mücadelelerinde ailelerin nasıl destekleyici olabileceğini açıklar.
• Anksiyete bozuklukları kavramsal çerçevesini ve tedavi yaklaşımlarını ele alır.
• Çocuk, aile ve psikoloji alanlarında çalışanlara pratik bilgi ve beceriler sunar.
Hülya İlhan'ın klinik deneyimi ve bilimsel bakış açısıyla hazırlanan bu rehber, gençlerin kaygıya karşı daha güçlü ve sağlıklı bir şekilde yol almalarına yardımcı olmak için ebeveynlere rehberlik eder. Aynı zamanda psikoloji öğrencilerine ve alanda çalışanlara kapsamlı bir kaynak sunuyor.
Eğer çocuğunuzun kaygısını yönetmekte zorlanıyorsanız, bu kitap sizin için hazırlanmış bir yol haritası niteliğinde.
Hülya İlhan, gençlerin sağlıklı ve mutlu bir geleceğe adım atmalarına yardımcı olmak için bilimsel bilginin ışığında, deneyimini ve uzmanlığını bu kitapta sizlerle paylaşıyor.
Serap Akgün - Arzu Araz Anlaşmazlıklarımızı Çözebiliriz Çatışma Çözümü Eğitim Programı, çocuklarımıza bazı sosyal becerileri kazandırarak, okullarımızda yaşanan şiddeti önleyebilmek amacıyla geliştirilmiştir. Programın hedefi ilköğretim öğrencilerine, yaşadıkları çatışmaları şiddete başvurmadan, yapıcı yollarla çözme becerisini kazandırmaktır. Program, çocukların bilişsel kapasiteleri ve psiko-sosyal gelişimleri göz önünde bulundurularak, uygulayıcının ağzından yapılandırılmıştır. Sınıftaki tüm öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplam 21 oturumda, çeşitli malzemeler kullanılmaktadır. Kitap, yazılı ya da görsel malzemelerin yer aldığı araç-gereç setini de içermektedir. Programın hedefine ulaşması; cesur, idealist ve yeniliklere açık öğretmenler aracılığıyla gerçekleşecektir.


İÇİNDEKİLER
Bölüm I ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ
Okullarda Şiddet
Saldırganlık
Duygular
Öfke
Empati
Çatışma Nedir?
Bölüm II ANLAŞMAZLIKLARIMIZI ÇÖZEBİLİRİZ EĞİTİM PROGRAMI
1. Oturum : Merhaba
2. Oturum : Duygularımız
3. Oturum : Yüzüm Duygularımın Aynası
4. Oturum : Farklı Durumlar Farklı Duygular
5. Oturum : Empati Kuruyorum
6. Oturum : Hepimiz Öfkelenebiliriz
7. Oturum : Sakin Ol… Gevşe
8. Oturum : Öfkemi Kontrol Ediyorum
9. Oturum : Sevgili Arkadaşım
10. Oturum : Birlikten Kuvvet Doğar
11. Oturum : Bazen Anlaşamayabiliriz
12. Oturum : Çözüm: Yapıcı Davranmak
13. Oturum : İkimiz de Kazanabiliriz
14. Oturum : Dinlemeyi Öğreniyorum
15. Oturum : Kendimi İfade Ediyorum
16. Oturum : Çözüm Yolları Üretiyoruz
17. Oturum : Yaşayarak Öğreniyorum
18. Oturum : Öğrendiklerimi Kullanıyorum
19. Oturum : Sataşma ile Başedebilirim
20. Oturum : Kaza mı Kasti mi?
21. Oturum : Evet, Anlaşmazlıklarımızı Çözebiliriz

Beyza Şanal Güngör, Eda Biçener, Elif Ceylan Aydemir, Ercan Akın, Eyüp Sabır Erbiçer, Hanife Büyük, M. Furkan Kurnaz, Nilüfer Koçtürk, Özlem Mirioğlu, Safa Demir, Türkan Doğan Anne babalara yönelik eğitim ve destek sağlamak, pek çok mesleğin temel bir parçası haline gelmiştir. Eğitimcilerin ve anne babalarla çalışan psikolojik danışmanlar, psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları gibi diğer meslek gruplarının anne babalarla etkili iletişim kurmaları ve çocuklarına uygun yaklaşım sergilemeleri konusunda bakım verenleri bilinçlendirmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu kitap, geleceğin profesyonelleri olan lisans öğrencilerinin meslek hayatlarında anne babaları eğitmede kullanabilecekleri bilgi ve becerileri kazandırmak amacıyla hazırlanmıştır. Kitap; travmaya, kültüre ve gelişime duyarlı bir bakış açısıyla anne baba eğitiminde temel stratejileri, güncel yaklaşımları ve bilimsel temellere dayanan yöntemleri sunmaktadır.
Kürşad Polat Ebeveynlik dünyasına hoş geldiniz! Ebeveynlik, hayatınızın en güzel ve en zorlu deneyimlerinden biridir. Size ebeveynlik yolculuğunuzda rehberlik edecek bir kaynak olan bu kitapta; çocuğunuzun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini destekleyecek bilgiler, ipuçları ve öneriler yer almaktadır. Sadece teorik bilgilerle değil aynı zamanda bilimsel araştırmalarla da desteklenen bu eser; ebeveynlik becerilerinizi geliştirmenize, çocuğunuzla sağlıklı bir iletişim kurmanıza, çocuğunuzun ihtiyaçlarını karşılayabilmenize ve potansiyelini ortaya çıkarmanıza yardımcı olacaktır. Ebeveynlerin yanı sıra ruh sağlığı çalışanları için de değerli bir rehber olan bu kitap, ebeveynlik konusunda güncel ve doğru bilgilerle donatılmış bir başucu kitabıdır.
Kitabınızı açın ve şu konularda detaylı bilgi edinin:
- Gelişim dönemleri: Çocuğunuzun yaşına uygun gelişim dönem ve beklentileri, gelişimsel sorunlar veya takılma belirtileri, gelişimi desteklemek için yapılması gerekenler.
- İletişim: Çocuğunuzla etkili bir iletişim kurmanın yolları, iletişimin önemi, iletişim engelleri, iletişim becerilerini geliştirmek için farklı perspektifler.
- Yalan: Çocukların neden yalan söyledikleri, yalan söylemenin gelişimsel rolleri, yalan söylemeyi önlemek veya azaltmak için stratejiler.
- Küfür/argo/hakaret: Çocukların neden küfür, argo veya hakaret içerikli sözcükleri kullandıkları, bu davranışların nedenleri ve sonuçları, bu davranışları değiştirmek için yöntemler.
- Teknoloji/bilgisayar/diğer bağımlılıklar: Çocukların teknoloji, bilgisayar veya diğer bağımlılık yapıcı unsurlara neden ilgi duydukları, bu ilginin asıl sebepleri, bu ilgiyi kontrol altına almak için kurallar ve sınırlar.
- İçe kapanıklık: Çocukların neden içe kapanık oldukları, içe kapanıklığın belirtileri ve riskleri, içe kapanık çocuklara nasıl yaklaşılacağı, içe kapanıklığı aşmak için öneriler.
Aylin Aras, Ayşe Büşra İplikçi, Ayşen Maraş, Belgin Üstün Güllü, Beyza Ünal, Burcu Pınar Bulut, Derya Özbek Şimşek, Didem Türe, Ece Bekaroğlu, Elif Usta, Emine İnan, Gökçen Bulut, Hatice Işık, Huri Gül Bayram Gülaçtı, Muhammed Seyid Raşid Bağçivan, Nur Taluy, Tuğba Yılmaz, Yağmur Ar Karcı, Zulal Törenli Kaya Anne babalık deneyimini anlamlandırabilmek için disiplinler arası bir bakış açısıyla çalışılması gerekmektedir. Annelik ve babalık ile ilgili bilişsel süreçleri, duygu ve davranışları inceleyen psikoloji alanındaki çalışmalar da oldukça önem arz etmektedir. Kitap, bu alandaki farklı konuları güncel araştırmaların ışığında teorik ve pratik bilgilerle incelemektedir. Kitapta; bağlanma, doğum travması, anne duyarlığı, baba katılımının çocuk gelişimindeki etkisi, postpartum dönemde kaygı bozuklukları, babalarda doğum sonrası depresyon, zorlu başlayan annelik deneyimleri, annenin nesnesi olarak çocuk, ebeveynlik mükemmeliyetçiliği, annelikte beden imajı, annelikte suçluluk ve utanç, anne ve çocuk arasında simbiyotik ilişki, psikosomatik aileler, aile bağlamında toplumsal cinsiyet rolü gelişimi, farklılaşan ebeveyn yaklaşımları, nesiller arası annelik deneyimleri ve boşanma sürecinde anne baba olma deneyimleri gibi farklı konular ele alınmaktadır. “Anne Babalığa Psikolojik Bakış” kitabı psikoloji alanında çalışan uzmanlar için önemli bir başvuru kitabıdır. Eser, psikoloji bölümlerinde klinik psikoloji ve gelişim psikolojisi ana bilim dalındaki derslerde; psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyal hizmet uzmanlığı gibi bölümlerde anne babalık ile ilgili açılan tüm seçmeli derslerde okutulabileceği gibi anne baba olan okuyucuların da ilgiyle takip edebileceği konuları içermektedir.
Oya Mortan Sevi, Güliz Şan Etgür Son yıllarda yapılan çalışmalar, ebeveyn ve çocuğun düşünce yapıları arasındaki ilişkiye ve ebeveynin çocuğun düşünce yapısı üzerindeki etkisine odaklanmanın bilişsel davranışçı terapiler başta olmak üzere tüm kanıt temelli tedavilerin başarısını artırdığını göstermektedir. Bu terapi yöntemlerini içeren ve ev ortamında uygulanabilen etkinlik kitapları Batı'da oldukça yaygınken ülkemizde bu kitapların sayısı oldukça azdır. Covid-19 pandemisi itibarıyla içinden geçtiğimiz bu zor zamanlarda, araştırmacılar tarafından özenli bir çalışmanın sonucu olarak hazırlanmış olan anne-çocuk etkileşimli Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yönelimli bu etkinlik kitabında yer alan düşünce-duygu-davranış-beden duyumları gibi BDT'nin temel ögelerini öğreten çalışmalar aracılığıyla anneler ve çocuklarının olumsuz bilişleri ve depresif bulgularını azaltmak amaçlanmıştır.
Bu kitabın araştırmacılar tarafından anne-çocuk çiftlerine uygulandığı etkililik çalışmasında bu amaçlarına ulaştığı istatistiksel bulgularla gösterilmiş ve kitaba esas olan araştırma, 2023 yılında Türk Psikologlar Derneği tarafından Prof. Dr. Işık Savaşır Klinik Psikoloji Araştırma Birincilik Ödülü'ne layık görülmüştür.
Dolayısıyla bu kitap, klinisyenler tarafından bireysel ya da grup oturumlarına yardımcı bir müdahale kaynağı olabileceği gibi aileler tarafından da bir el kitabı olarak rahatlıkla kullanılabilir. Ancak tek başına tanıya yönelik bir tedavi aracı değildir, yalnızca belirtileri azaltmaya yardımcı bir kaynak olabilir.
Alanda çalışan herkese yararlı olması dileğimizle...
Beth M. Schwartz, R. Eric Landrum, Regan A. R. Gurung Yeni bir yere seyahat etmek heyecan verici olabilir ancak herhangi bir yere ilk kez gitmenin her zaman zorlukları vardır. Yeni bir şehir, yeni bir okul veya yeni bir iş olsun, yerin içini ve dışını, kurallarını ve geleneklerini öğrenmek zaman alır. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) Stilinde yazmayı öğrenmek de benzer bir süreçtir.
Bu kitap, akademik yolcuğunuzda yanınızda bulunması gereken bir harita olacaktır.
İçerikte, akademinin her düzeyinde kullanılabilir bilgiler yer almaktadır.
Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ödevler hazırlarken ya da makale taslaklarınızı oluştururken bu kitap, önemli bir başvuru kaynağı olacaktır.
Gary R. VandenBos APA tarafından hazırlanmış olan Yaşam Boyu Gelişim Psikolojisi Sözlüğü'nün dilimize çevrilmesinin; gelişim psikolojisi alanında çalışan araştırmacılara, öğrencilere ve bu alana ilgi duyan herkese çok önemli bir katkı sağlayacağı inancındayız.
Sözlük; gelişimin biyososyal, bilişsel ve psikososyal alanlarına odaklanarak ve yaşam boyu gelişim anlayışı içerisinde yaklaşık 7.500 kelimeyi ayrıntılı olarak sunmaktadır.
Sözlüğümüzün, camiamıza ve ilgilenen herkese faydalı olmasını dileriz.
Robert A. Barauch Bush, Joseph P. Folger Toplumsal etkileşimin olduğu her yerde, anlaşmazlıkların olması doğal ve kaçınılmazdır. Kişiler, gruplar ve toplumlar arası anlaşmazlıklar; doğru bir biçimde yönetildiğinde gelişimin, ilerlemenin, dönüşümün, barışın ve bütünleşmenin hem enerji kaynağı hem de motoru olabilmektedir. Ancak, anlaşmazlıklar yanlış ve yıkıcı yaklaşımlarla yönetildiğinde ise; yıkımın, şiddetin, zulmün ve acının kaynağına dönüşmektedir.
Anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak, farklılığı ortadan kaldırmaktır. Doğa ve insanlık, farklılığı ve çokluğu kabul etmeyi ve anlamayı gerektirir. Farklılığı ortadan kaldırmaya çalışmak yerine; onu anlamaya ve nasıl yöneteceğimizi keşfetmeye başladığımızda, yolumuz anlaşmazlıklarımızı nasıl yöneteceğimizden geçmektedir. Anlaşmazlıkları nasıl yöneteceğimiz üzerine odaklandığımızda, karşımıza en temel yaklaşım ve paradigma olan "dönüşümsel arabuluculuk" çıkmaktadır. Dönüşümsel arabuluculuğun alanyazına en önemli katkısı, anlaşmazlık çözüm sürecinin toplumsal değerlerden ve kültürden bağımsız olmadığı, ideolojimizin ve inanç tarzımızın anlaşmazlıklara ilişkin değerlendirmelerimizi, tutumlarımızı ve anlaşmazlıklarımızı ele alış tarzımızı etkilediği düşüncesidir. Yine, dönüşümsel arabuluculuğun en ayırt edici özelliği, anlaşmazlıkları yönetim sürecinin, kişileri dönüştürebileceğine, geliştirebileceğine ve güçlendirebileceğine yönelik yapıcı ve olumlu duruşudur.
Bush ve P. Folger tarafından geliştirilen "dönüşümsel arabuluculuk modeli" ülkemizde, her sene mahkemelere taşınan yüz binlerce anlaşmazlığı, çekişmeyi ve ayrışmayı yüz yüze müzakere ederek yapıcı ve barışçıl olarak çözme kapasitesini güçlendirmek için bir fırsat ve araç olacaktır. Cezalandırıcı adalet anlayışından, onarıcı adalet anlayışına dönme çabalarına ışık tutacaktır.
Bu eser, içerdiği alternatif paradigma çerçevesinde hukuk sistemimize yeni giren arabuluculuk modelinin doğru ve amacına uygun kullanılması için de referans olacak anlamlı ve önemli bir eserdir. Buna ek olarak, anlaşmazlık çözümü üzerine çalışan hukukçulara, psikologlara, psikolojik danışmanlara, eğitimcilere, psikiyatristlere ve sosyal çalışmacılara hem kuramsal anlamda hem de somut anlaşmazlıkların ve çatışmaların yapıcı ve barışçıl yönetimi konusunda yol gösterecek temel bir başvuru kaynağı olacaktır.
Özlem Alikılıç Kitap, arabuluculuk uygulamalarına, iletişim disiplini çerçevesinden bakılmasını sağlayan, arabuluculuk yapan ve yapacak olanlara bir rehber olmakla birlikte; çatışmaların barışa dönüştürülmesi, arabuluculukta iletişim sürecinin yönetimi ve etkili iletişim çözümleri hususunda bir araç olması için hazırlanmıştır. Etkili iletişim yönetimlerini kullanarak nasıl daha başarılı arabuluculuk süreci yönetilir konusuna vurgu yapan bir çalışmadır. Bununla birlikte bu çalışma, Türkiye’de arabuluculuk sertifika eğitimlerindeki deneyimlerden, uygulamalı vaka çalışmalarından, avukatların ihtiyaçlarından ve mesleki deneyimlerinden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Mevcut çalışma, arabulucular için bir iletişim rehberi olmakla birlikte, arabuluculuk ile ilgili tüm hususları içeren bir değerlendirme değildir. Keza bu çalışma, sadece arabulucular için değil, uzlaştırmacılar, avukatlar için de birer iletişim öğretisi geliştirmeyi amaçlamıştır. O yüzden hukuk alanında boşluğu ve önemi hissedilen, sözlü ve sözsüz iletişim alanlarını geliştirmeye yöneliktir.
Yukarıda da değinildiği gibi, bu sürece genel iletişim alanından ve özellikle de kişiler arası iletişim çerçevesinden bakılarak; “rıza üretimi, ikna yönetimi, iş birliğinin sağlanması için gerekli olan etkili iletişim becerileri, sözlü iletişim, sözsüz iletişim, çatışma iletişimi, müzakere yöntemleri, mekik diplomasisi, arabuluculuk sürecinde uygulanacak iletişim yöntemleri, iletişimde güç dengesizliği durumlarında mücadele yöntemleri” gibi ileri iletişim çözümleri aktarılmaya çalışılmıştır. Bu çalışma hukuk uyuşmazlıklarıyla ilgili çözüm süreçlerine doğrudan katkı sağlayacak iletişim çözümlerini barındırmaktadır. Kitap, daha ziyade arabuluculuğa duyulan profesyonel bir ihtiyaca, bu bağlamda giderek kalabalıklaşan yeni bir meslek ve disiplin alanı olan arabuluculuk için gerekli iletişim donanımına ve tamamlayıcılığa duyulan gereksinime yönelik hazırlanmış olup arabuluculuk iletişimi konusunda gerekli olan bilimsel kaynak oluşumuna katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Paddy C. Favazza, Michaelene M. Ostrosky, Chryso Mouzourou “Bu kitap öğretmenlerin tüm çocukları kucaklayarak onların farklılıklarını anlamaları, kabul etmeleri ve arkadaşlığı teşvik etmelerini sağlayan denenmiş ve bilimsel araştırmalara dayalı stratejiler sunuyor.”
Karen E. Diamond, Ph.D., Emekli Profesör, Purdue Üniveristesi
“Anaokulu ve ilkokul öğretmenlerinin, her bir çocuğun sınıfa anlamlı bir şekilde dâhil edilmesinin desteklenmesine yardımcı olacak çok sayıda kaynak ve pratik stratejiler [içermektedir.]."
Laurie A. Dinnebeil, Ph.D., Toledo Üniveristesi; Journal of Early Intervention editörü
“Çeşitli erken çocukluk ortamlarını sosyal kabul ve eğitimsel başarı için daha adil ve etkili alanlara dönüştürmeye hazır bir şaheser.”
Donald Wertlieb, Ph.D., Erken Çocukluk Gelişimi ve Engellilik Hakları Ortaklığı (PECDDR), Emekli Profesör, Eliot-Pearson Çocuk Çalışmaları ve İnsan Gelişimi Bölümü, Tufts Üniversitesi


Çocuklar arasında zorbalığı önlemek, küçük çocukların çeşitliliği anlamasına ve kabul etmesine yardımcı olmakla başlar; ne kadar erken o kadar iyi. Okul ekibinizin kullanıma hazır bu kaynağa ihtiyacı olmasının nedeni budur, tutum gelişiminin kritik ilk yıllarında sosyal kabulü teşvik etmenin basit, eğlenceli ve etkili bir yolu.
Anaokulu, birinci ve ikinci sınıflar için mükemmel olan bu kitap, normal okul gününe uygun, uyarlanabilir, pratik stratejilerden oluşan bir araç olan, alanda test edilmiş, araştırmaya dayalı Arkadaş Edinme Programı’nı sunmaktadır. Öğrencilerin, üç farklı yöntemle birbirlerinin farklılıklarına saygı duymalarına ve onları kabullenmelerine yardımcı olacaksınız: 1) farklılık temalı hikâyeler okumak ve kısa sınıf tartışmaları yapmak, 2) farklı geçmişlere sahip çocukları oynamaya ve etkileşime girmeye teşvik eden küçük öğrenme grupları oluşturmak ve 3) evde tartışmaya devam edebilmeleri için okuduğunuz hikâye kitaplarını ailelerle paylaşmak.
BU PROGRAMI AŞAĞIDAKİLERİ YAPMAK İÇİN KULLANIN:
Mevcut sınıf etkinliklerinizi -çember zamanı, sınıf tartışması, işbirlikli oyun– sosyal kabul ile ilgili önemli derslerle zenginleştirin.
Öğrencilerin okuryazarlık becerilerini, onlar farklılıkları kabul etmeyi ve takdir etmeyi öğrenirke, güçlendirin.
Farklı yeteneklere, geçmişlere ve aile yapılarına sahip çocuklar arasındaki arkadaşlığı destekleyin.
Farklı dünyamızı yansıtan kitapları, oyuncakları ve diğer materyalleri seçin.
Farklı öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için evrensel öğrenme tasarımı (EÖT) uygulayın.
Kabul etme ile ilgili küçük öğretilebilir anlar için “anlık tepki verin”.
Ailelerin çocuklarıyla birlikte kullanabilecekleri stratejilerle ev-okul bağlantısını artırın.
Öğretmenler ve okuldaki ekipler için yansıtıcı faaliyetler yoluyla kabulün nasıl geliştirildiğinin anlaşılmasını güçlendirin.

DEC / NAEYC tarafından önerilen uygulamalar ve İngilizce Dil Sanatları Ortak Temel Devlet Standartları ile uyumlu olan bu kanıtlanmış program, konuksever, kapsayıcı ve kültürel olarak duyarlı bir sınıf oluştururken öğrencilerin sosyal ve akademik becerilerini artıracaktır.
Yıldırım B. Doğan Babaanne; merak eden, merak ettiğini kovalayan, öğrenen, öğrendiklerini bildikleri ile sınayan sonra bilgi dağarına yerleştiren birisi. Açık ve seçik, keskin, nezaketi eksik etmeyen biri. Torunu ise ruh hekimi bir psikoterapist. Babaanne 1965 yılında böbrek hastalığından ölmüş. Sene 2020'ler... Babaanne ve torun buluşuyorlar. Nerede? Torunun hiç boş kalmayan ve boş kalmayacak görünen zihninde. Öte zamandan bu zamana konuk olarak torununun zihnine yerleşen Fahriye Tomris, torununun mesleği ile yakından çok ilgili. Sanal kavuşmaları beraberinde hareketli bir söyleşmeyi getiriyor. Soran-yanıtlayan rollerinin hızla değiştiği bu söyleşmede neler konuşmuyorlar ki: Çökkünlük (depresyon) saplantılı-zorlantılı hâl (obsesif-kompulsif zorluk) bağımlılık, cinsellik, iletişim süreci… Kısaca çağcıl psikiyatrinin belli başlı konuları. Konuşmaları Türkçenin yetkinliğinin bir başka kanıtı değerinde. Tıbbi terimlerin uzak tutulması şeklindeki asal benimseme hem babaannenin hem de torunun özen gösterdikleri bir tutum.
Bu söyleşmede yeriniz hazır. Söyleşmeye tanık olurken kimi zaman Fahriye Tomris'in, kimi zaman torunun sandalyesini paylaşacaksınız. Ancak çoğu zaman kendi sandalyenizde kalmayı yeğ tutacaksınız. Hadi! Başlıyor!...
Hülya YELTEPE ERCAN Bağımlılık bir beyin hastalığıdır ve tedavisi, hasta için olduğu kadar ailesi ve yakınları için de oldukça zor ve sabır isteyen bir süreçtir. Süreç içerisindeki en ufak hata beraberinde nüks riskini getirir. Nüks, bütün çabaların boşa gitmesi ve en başa dönülmesi demektir. Bu sebeple, bağımlılık tedavisi sadece hastanın bağımlılık yapan maddeden arınmasını değil aynı zamanda onun maddesiz bir yaşama hazırlanmasını ve bu yaşam karşısındaki endişe, kaygı, korku ve çaresizliğiyle başa çıkabilme becerilerinin öğretilmesini de hedeflemelidir.
Egzersizin madde bağımlılığı tedavisine dâhil edilmesi fikrinin temelini, egzersiz bağımlılığının bu pozitif yapısı ile sıklıkla bağımlılıkla birlikte görülen ve nüks riskini artıran kaygı ve depresyonun iyileştirilmesindeki rolü oluşturur. Bağımlılıklar bazen birbirleri ile yer değiştirebilmektedir. Pozitif bir bağımlılık olarak görülen egzersiz bağımlılığının, alkol ve madde bağımlılığı tedavisine eklenmesi ile benzer mekanizmalara sahip olan bu bağımlılıkların yer değiştirebileceği düşünülmektedir.
Bu kitabın amacı, bağımlılık ve tedavisi hakkında ayrıntılı bilgiler vermek, egzersizin bağımlılığı iyileştirici bir etkisi olduğu konusunda iddialarda bulunmak ve okuyucuyu bu konuda yönlendirmek değildir. Bu kitabın amacı, zor bir süreç olan bağımlılık tedavisine ek olarak uygulanabilecek ve hastaların maddesiz yaşama geçişlerini kolaylaştırmaya, kaygı, depresyon ve düşük yaşam kalitesi gibi sorunlar sebebiyle ortaya çıkan nüks riskini azaltmaya yardım edecek bir ek terapi seçeneği olarak egzersizin yararlarından bahsetmektir.
Carlo C. DiClemente, The Guilford Press Siz ya da çevrenizdeki insanlar:
Sigara içiyor musunuz?
Alkol veya başka maddeleri kullanıyor musunuz?
Bağımlı mısınız? Bağımlılık riskiniz var mı ya da bağımlılığın hangi aşamasına doğru gidiyorsunuz?
Kumar bağımlılığı için de bağımlılık sürecindeki aşamalar geçerli mi?
Bırakmayı mı düşünüyorsunuz?
Bırakma sürecinde hangi aşamadasınız?
Tüm bu soruların cevabını bu kitapta bulacaksınız.
Dr. DiClemente, Dr. James Prochaska ile birlikte 20 yıllık bir çalışmanın sonunda davranış değişikliğinin Transteorik Modeli’ni (TTM) geliştirmiştir.
Bu kitap, bağımlılığa gidiş ve bağımlıktan dönüş sürecinde neler yaşandığını, bu süreçlerde döngünün nasıl değişebileceğini gösteren çok değerli bir eser.
Tüm çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin bağımlılıktan korunmasını, sağlıklı ve güzel bir yaşam sürdürmesini dilerim...
Vahide Ulusoy Gökçek Bağlanma Serüveni, doğumdan itibaren başlayan ve hayatımızın çok daha ileriki dönemlerinde dahi etkisini sürdüren bağlanma sürecini konu alıyor. Okurun kendini daha kolay değerlendirmesi ve yer yer özdeşim kurması amacıyla vaka örnekleri ve ortak kültürden alınan film, biyografi gibi örnekleriyle anlatım derinleşiyor.
Bu kitapla bağlanmanın dinamiğini kavrayacak, ebeveynlik tavsiyeleri bulacak ve belki de kendinizi tanıdığınız bir serüvene atılacaksınız.
A. Şebnem Soysal, Aslı Candan Kodalak, Ayça Atila, Aylin Demirli Yıldız, Aylin İlden Koçkar, Aysima Özçelik, Başak Karateke, Bilge Yağmurlu, Birgül Ural Bayoğlu, Dan. Ani Eryorulmaz, Derya Şahin, Didar Kantarcı, Eda Arduman, Elvan İşeri, Gül Şendil, Gülçin Karadeniz, Hilal Çelik, İlkay Demir, Mehmet Harma, Mehmet Z. Sungur, Mine Cihanoğlu, Nilgün Öngider Gregory, Nilüfer Kafesçioğlu, Özden Bademci, Özenç Ertan Öztekin, Selen Demirtaş Zorbaz, Şebnem Kuşçu Orhan, Şeniz Pamuk, Tarık Solmuş, Türkan Yılmaz Irmak, Zuhal Gültekin Bağlanma; hayatımızın özüdür, içimizde büyüttüğümüz çok büyük bir ağacın gövdesi gibidir.
Annemiz, babamız, eşimiz, çocuklarımız, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz, yöneticilerimiz ya da mesleğimiz de aslında bu ağacın dalları gibidir.
Bu kitapta öncelikle sorunlara değiniyoruz.
Terk edilme, reddedilme, sevme, âşık olma ya da yalnızlık gibi konulardaki kaygılara, korkulara açıklık getiriyoruz. Tabii ki hayat, farkında olmakla başlar. Örneğin, acaba bu kaygılar, korkular ne zaman, neden ve kime yönelik olarak ortaya çıkıyor ve bundan sonra da çıkmaya devam edebilir mi?
Daha sonra da bütün bu kaygıların, korkuların nasıl üstesinden gelinebileceğine, sorunların nasıl çözülebileceğine ışık tutuyoruz.
Özellikle de birebir psikoterapi seanslarını, gerçek vaka analizlerini, teşhis ve tedaviyi içeren bu bölümün çok yararlı olacağını söyleyebiliriz.
Abdulkadir Haktanır, Aslı Kartol, Bülent Dilmaç, Cem Gençoğlu, Durmuş Ümmet, Elif Nur Bozer Özsaraç, Hatice Yıldız Durak, Kamil Arif Kırkıç, Menşure Alkış Küçükaydın, Mustafa Sarıtepeci, Olcay Yılmaz, Sebahat Sevgi Uygur, Seher Esen, Selim Gündoğan, Serhat Arslan, Sinan Okur, Tolga Seki, Vedat Bakır, Yusuf Bayar, Yücel Gelişli, Zeynep Şimşir Gökalp Alanında büyük başarılar gösteren kişilerin her birinin kendine özgü bir hikâyesi vardır. Bu başarı hikâyelerinin ise birtakım ortak noktaları bulunmaktadır. Bu ortak noktaları bir araya getirerek matematiksel bir başarı formülü elde etmek mümkün olmasa da başarıya giden yolu kolaylaştıran unsurları belirlemek mümkündür. Bu doğrultuda, geçmişten günümüze filozoflar, bilim insanları ve politikacılar, başarıyı etkileyen faktörleri açığa çıkarmaya çalışmıştır.
Geçmiş yıllarda bireylerin, özellikle de öğrencilerin başarıya ulaşmasını sağlayan temel unsurların zekâ ve yetenek gibi bilişsel beceriler olduğu kabul edilmekteydi. Ancak son yıllarda eğitim bilimleri ve sosyal bilimlerdeki gelişmeler, zekâ ve yeteneğin başarıya ulaşmada yeterli olmadığını, birtakım bilişsel olmayan becerilere de ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. Hatta bazı araştırmacılar, duyuşsal faktörlerin başarıya ulaşmada zekâdan çok daha etkili olabileceğini iddia etmiştir.
Duyuşsal faktörler; motivasyondan öz disipline, mutluluktan duygusal zekâya, benlik saygısından empatiye kadar uzanan pek çok beceriyi kapsamaktadır. Bu beceriler öğrenilebilen ve öğretilebilen beceriler olduğu için başarıya giden yolu açan birer anahtar olarak düşünülebilir. Öğrencilerin başarının anahtarlarını elde edebilmesi için ailelere, öğretmenlere, araştırmacılara, yöneticilere ve politika yapıcılara birtakım görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu kitap, araştırmacılar olarak bu konudaki sorumluluklarımızı yerine getirmenin bir ürünüdür. Bu kitap aracılığı ile araştırmacıların, öğretmenlerin, öğretmen adaylarının ve ailelerin başarıyı etkileyen duyuşsal faktörler ile ilgili farkındalık kazanmaları ve birtakım bilgileri edinmeleri amaçlanmaktadır.


Bernard Roth, HarperBusiness Stanford Üniversitesindeki d.school kurucularından olan Bernard Roth, gerçekleşeceği konusunda umudumuzun olmadığı hedeflerimize ulaşmamız için bize, tasarımcı düşünme gücünü tanıtarak başarma alışkanlığını nasıl edinebileceğimizi anlatıyor.
Tek kelime ile bu kitap muhteşem.
Başarma Alışkanlığı, çağın gerektirdiği değişimi sağlamak için son zamanlarda kaleme alınan en yalın kitaplardan biri. Kolaylıkla ve sistemli bir şekilde değişimi ve dönüşümü sağlayarak kişideki kararlılığın ortaya çıkmasını hedefliyor ve başarıya giden yolun haritasını veriyor.
Sorunları, farklı bir strateji izleyerek yeni fikirlere dönüştürüyor; başarının, mutluluğun ve huzurun sürdürülebilir olmasını sağlayacak önemli bilgiler ve uygulamalar sunuyor.
Roth, hayatımızda farklı bir deneyim yaratıyor; tasarlanmış bir dizi tartışmayla, hikâye, öneri ve egzersizle başarı alışkanlığı oluşturuyor. Değişime ihtiyacı olan her bir kişinin, kurumun, yatırımcının ve girişimcinin rahatlıkla uygulayabileceği tasarım kaynakları sunuyor. Hepimizin içinde var olan, olumlu değişim için gereken gücü farkına vardırıp, uyandırmaya ve harekete geçirmeye yardımcı oluyor.
Bernard Roth, kendi içimizde oluşturduğumuz engelleri kaldırıp, kendimize güvenmemizi sağlıyor. Dikkatsizliklerimizi ve kayıplarımızı ortadan kaldıran metotlar öneriyor.
Mazeretleri bir tarafa koy...
Artık senin zamanın... Denemelisin... Yapmalısın...
İstediğin ne varsa vakit kaybetmeden harekete geç...
Başarılı, mutlu ve huzurlu ol... Haydi! Ne duruyorsun...
Laura E. Berk, Pearson Bebekler ve Çocuklar: Doğum Öncesinden Orta Çocukluğa kitabı; yaşamdan örneklerle, açık ve öyküleştirilmiş etkileyici anlatımıyla çocuk gelişimine ışık tutmakta; çocuk gelişimi ile ilgili güncel bilgileri net, tutarlı ve bilimsel yaklaşım içerisinde okuyucusuna sunmaktadır.
Kitap; çocukların gelişim dönemleri çerçevesinde fiziksel, bilişsel ve sosyal/duygusal gelişim alanlarının birbirleriyle olan etkileşimini özgün ve doyurucu bir tarzla ele almıştır. Çocuk gelişimindeki kuramsal, kültürel, bireysel ve toplumsal çeşitlilikler örnekleriyle ortaya konulmuş ve bu çoğulcu bakış açıları karşılaştırmalı bir şekilde tartışılmıştır. Ayrıca, çocuk gelişimi ile ilgilenen öğrenciler, araştırmacılar, akademisyenler ve anneler-babalar kendi yaşantılarıyla okudukları arasında ilişkiler kurarak çocuk gelişimi ile ilgili yararlı bilgileri öğrenme fırsatına bu kitapla sahip olacaklardır.
Bebekler ve Çocuklar: Doğum Öncesinden Orta Çocukluğa, çocuk gelişimi alanında yazılmış geniş kapsamlı ve dünyada en çok okunan sayılı kitaplardan biridir.
Elizabeth Kuhnke Tek bir kelime etmeden istediğinizi söyleyin
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz derler, gerçekten de öyle. Fakat eğer siz karşınızdaki kişinin hareketlerini anlamazsanız bu hareketlerin anlamları rüzgarla uçup gidebilir ya da daha kötüsü olur ve yanlış anlaşılabilir. Eğer kendinizi başkalarının hareketleri yüzünden kafanız karışmış bir şekilde bulursanız veya başkaları üzerinde yarattığınız izlenimi geliştirmek isterseniz bu samimi rehber aslında hiçbir şey söylemeseler bile, insanların gerçekte ne demek istediklerini anlamanızı kolaylaştırır.
• Sessiz iletişimciyle tanışın! Beden dilinin nereden geldiğini, nasıl evrildiğini ve gerçekleştirdiğiniz tüm iletişim ve ilişkilerinizdeki etkisini keşfedin.
• Jestler iş başında! Başınızı eğmenizin, kaşınızı kaldırmanızın ve dudadığınızın titremesinin ağzınızdan çıkan kelimelerden nasıl daha fazla şeyi ortaya çıkardığını fark edin.
• Duruşunuzu düşünün! Duruşunuzun düşünceleriniz, tavrınız ve algınız üzerindeki etkisini, bedenin uzuvlarının ruh hâlini nasıl yansıttığını ve nasıl bir izlenim yarattığını keşfedin.
• Pozisyonların gücü! İlgi ve ilgisizliğin işaretlerini okumayı, potansiyel bir sevgiliyle iletişime geçmeyi ve iş yerinde kendinize olan güveninizi ve olumlu bir duruş sergilemeyi öğrenin.
• Kültürel farklılığın ötesine geçin! Kendi davranışlarınızdan farklı davranışlar hakkında fikir edinin ve olası tehlikelerden kaçınmak için stratejiler geliştirin.
Kitabı açın ve
• Sözsüz jestleri nasıl yorumlayacağınızı,
• Beden dilinin temellerini,
• Duruşunuzun sizin hakkınızda ne söylediğini,
• Beden dilini flört ederken kullanma yollarını,
• Aldatıldığınızı fark etmek için beden dilini nasıl okumanız gerektiğini,
• Hangi göz hareketleri, yüz ifadesi ve diğer jestlerin başkası hakkında ne söylediğini,
• Beden dili yoluyla iletişime geçmenin en iyi yollarını,
• Sessiz iletişiminizi geliştirmek için ipuçlarını inceleyin.
Bessel A. van der Kolk Ne yazık ki şimdiki psikiyatri anlayışı, yakınmalarınızı anlatmanız ve hekimin de bu yakınmaları düzeltecek bir ilaç önermesi üzerine kurulu. Ancak “Hiçbir ilaç, kötü geçmiş bir çocukluğu düzeltmiyor”. Anne babanızın veya eşinizin size nasıl davrandığı, nasıl bir ailede büyüdüğünüz, anne babanızın birbirlerine sevgi dolu ya da düşmanca davranışları, bireysel, ailesel, hatta toplumsal travmaların üzerinizdeki izleri ne yazık ki hiç konuşulmuyor.
Artık biliyoruz ki beynimiz ve bedenimiz karşılıklı etkileşimler üzerinde şekilleniyor. Bu etkileşimlerin değerlendirilmediği bir tanı ve tedavi anlayışı her zaman eksik kalacaktır. Sıklıkla, “Öyle düşünmemelisin… Düşünce şeklin yanlış!” diyen terapistlerle karşılaşıyorum. “Oltaya yakalanmış bir balığın davranışlarını gören arkadaşları, onun çıldırdığını düşünebilir”. Ama balığın yaptığı sadece hayatını kurtarmaya çalışmaktır. İnsanları yaşadıkları ya da yetiştikleri ortamlardan ayrı değerlendiremeyiz, oltayı göremezseniz bu davranışları anlamak ve anlamlandırmak da mümkün olmayacaktır.
Hekimlik, çaresizliğe tahammül etmenizi gerektirir. İnsanlar hastalanır, yaşlanır ve ölürler. Henüz çözümünü bilmiyoruz. Yapabildiğimiz çoğu zaman acıları azaltmak, acı çeken insanların yanında olmak, ölümü geciktirmeye çalışmak, çoğu zaman da çaresizce beklemek… Acı kaçınılmazdır. Yaşam hepimiz için neşe sağlık ve mutluluk kadar, az ya da çok ıstırap ve kayıpla dolu. Kimimiz bunlarla çok erken, çok savunmasızken ve üst üste karşılaşırız, kimimiz daha geç. Bunca yıl sonra psikiyatrinin en önemli görevlerinden birinin bu acı ve kayıplarla baş etmede insanlara yardımcı olmak, yeniden toparlanıp geçmişlerinin etkisinden kurtulup mümkünse daha güçlü bir şekilde yaşamlarına devam etmelerini sağlamak olduğunu düşünüyoruz.
“Beden Kayıt Tutar” var olan psikiyatri anlayışının tıkanmışlığına bir umut ışığı yakıyor, nörobilimdeki gelişmeler sayesinde ruhsal ve hatta bedensel hastalıklarımızın kökeninin daha farklı anlaşılmasını, taşların yerine oturmasını açık, kanıta dayalı ve anlaşılır bir şekilde sunuyor. Yirmi birinci yüzyılın getirdiği yeni terapi yöntemlerini tanıtarak etkili başa çıkmanın nasıl olabileceğinin yollarını gösteriyor. Bunu yaparken, gerçek öykülerle insanın zekâsına, dayanıklılığına, baş etme ve iyileşme gücüne bir kez daha hayran bırakıyor. Büyük zaferlerin büyük yıkımlardan doğması gibi, en çok acıyan yerimizi korumamız gibi travmadan iyileşmenin muhteşem sonuçlarını gösteriyor. Pek çok kez yaşadıkları travmaları, hayatlarının kaynağı yapan hatta bunun ötesine geçip başkaları aynı acıyı yaşamasın diye mücadele eden insanlar tanıdık. Bu kitapta da okuyacağınız yaşamlar gibi…
Zorlayıcı yaşam olaylarında duygudaşlık yaptığımız danışanlara, anılarıyla yaptıkları savaşlarda ateşkes sağlama çabalarımızda, zihinlerindeki olumsuz inançlarıyla, bedenlerindeki rahatsızlık veren duyumlarıyla kavgalarında uzlaştırıcılık yaparken, travmaya tanıklık yapmanın etkileriyle boğuşurken travma çalışanları için bir pusula olduğunu düşünüyoruz. Tekrar tekrar okunmayı hak eden bir başeser.
“Beden Kayıt Tutar” dan en az bizim kadar faydalanmanızı dileriz.
Kâmile Bahar Aydın Bekâr Danışmanlığı kitabının iki temel hedef kitlesi bulunmaktadır. Birincisi, danışmanlığın merkez kitlesini oluşturan farklı bekârlık statülerinden 18 yaş ve üstü bekâr bireyler; ikincisi ise en az lisans düzeyinde temel danışmanlık ve psikoloji eğitimi almış olan profesyonellerdir.
Bilimsel araştırma bulguları ve teoriler temel alınarak bilimsel bir kavram olarak ilk defa Aydın (2017) tarafından tanımlanan Bekâr Danışmanlığı’nın bu kavramsallaştırmasında, ulusal ve uluslararası düzeyde güncel yaşama dair gözlemler ve bekâr bireylerle yapılan danışmanlık uygulamalarından elde edilen deneyimsel bilgiler etkili olmuştur. Kitabın kapsamında yer alan konular, gerek bilimsel literatürden bulgularla gerekse güncel yaşamdan örneklerle desteklenmiş olup kitap, bilim ve pratik yaşamın bir sentezi niteliğindedir. Bekâr Danışmanlığı, toplumun tamamına yönelik ve disiplinler arası bir doğaya sahip olduğundan özellikle üniversite eğitimine sahip insanlar başta olmak üzere evlilik ve aile danışmanları, sosyologlar, sosyal çalışmacılar, hukukçular, mimarlar, şehir planlamacıları ile tıp biliminin psikiyatri, halk sağlığı ve jinekoloji dallarında uzman kişilerin bu kitaptan faydalanabileceği öngörülmektedir.
Bekâr Danışmanlığı, bu kitapta genel olarak açıklanmış olup bir bilim dalı olarak geliştikçe özgün bir literatür de gelişebilecek ve konular daha incelikli olarak açıklanabilecektir. Bekâr Danışmanlığı’nın bir bilim dalı olarak gelişebilmesi için lisansüstü eğitim programlarının açılması ve bu programlar aracılığı ile danışman ve araştırmacıların yetiştirilmesi önerilmektedir. Tüm dünyada bekâr sayısının, boşanmaların ve yalnızlığın artması, yakın ilişki ve özerkliğin önemli ihtiyaçlar hâline gelmesi, eş seçiminin ve kariyerin önem kazanması ve özellikle, Türkiye’de kadın cinayetlerinde görülen artış, Bekâr Danışmanlığı’nı gerektiren önemli nedenler arasındadır.
Sonuç olarak, Bekâr Danışmanlığı olgusu ile bekâr yaşamının kalite standartlarının yükselmesi, daha sağlıklı ailelerin kurulması ve sürdürülmesi, nihayetinde ise sağlık, adalet ve refah standartları yüksek bir toplum oluşturmaya yönelik daha büyük bir vizyona ulaşılması hedeflenmektedir.
Rüya Turna Ben Bana Güveniyorum, seçme sınavlarında büyük heyecanlar yaşayan ve bunun etkisiyle duygusal dengeleri bozulan gençleri düşünerek, roman şeklinde yazılmış bir kitaptır.
Kitapta sınav kaygısı ile boğuşan bir grup öğrencinin, bir psikolojik danışmanın liderliğinde, kendilerine güvenlerini geliştirmelerinin öyküsü anlatılıyor. Yaşanan yoğun kaygı, bazı öğrencilerde ders çalışmayı engellerken, bazı öğrencilerde kendisine ya da çevresine zarar verme şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kitapta bu gruba katılan öğrenciler, kendi yoğun kaygıları ile baş etmeyi öğrenmektedir.