Rehberlik ve Psikolojik Danışma \ 2-10
Beyza Boyacı, Burcu Kömürcü Akik, Cem Güney Özveren, Erkin Sarı, Esra Çebi, Gamze Er Vargün, Gökhan Arslantürk, Gülnihal Kafa, Hüseyin Çil, Mehmet Fatih Bükün, Meryem Berrin Bulut, Meryem Şahin, Muhammed Şükrü Aydın, Nihat Durmaz, Rukiye Kızıltepe, Şeyma Begüm Harmancı, Tuğçe Göğer, Volkan Koç, Yağmur İlgün, Yeşim Dellal, Yıldız Bilge Neliğine dair felsefedeki tartışmaları nihayete ermese de psikolojinin her alanında artan bir ilgiyle karşılaşan benlik, insan davranışını anlamak için zengin bir bakış açısı sunmaktadır. Eğitimden çevreye, akıl sağlığından çalışma hayatına kadar her ortamda insanların neden ve nasıl davrandıklarını çözmeye çalışan psikologlar, benlik merkezli yaklaşımlarla alan yazına yeni açıklamalar kazandırmaktadır. Benlik, sosyal bilimlerin konuya yaklaşımları, kuramsal açıklamalar ve uygulama ana başlıkları altında yirmi bölümde ele alınarak mümkün olduğunca kapsamlı bir başvuru kitabı sunmak amaçlanmıştır. Bu çalışma, alanında ilk olma özelliğine sahip olup hem konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyen okuyucular hem de araştırmacıların faydasına sunulmuştur.
Barbara Sher Benlik saygısı oyunları çocuklara duygusal, sosyal, fiziksel ve zihinsel olarak kendileri olabilmenin muhteşem bir şey olduğunu göstermektedir. Benlik Saygısı Oyunlarındaki eğlenceli ve özenle tasarlanmış etkinlikleri paylaşarak, çocuğunuzun olumlu duygularını destekleyebilir ve öğrenmeleri için kalıcı bir temel oluşturabilirsiniz.
Bir anne, öğretmen ve oyun terapisti olan Barbara Sher tarafından otuz yıllık deneyim ile geliştirilen 300 adet benlik saygısı oluşturan bu fikir koleksiyonu, bir ön hazırlık ya da materyal gerektirmez. Siz ve aileniz hemen hemen her yerde oyuncu sayısı önemli olmaksızın istediğiniz sayıda kişiyle bu oyunları oynayabilirsiniz. Öyleyse haydi gelin, rahatlayın ve eğlenceyi keşfedin.

ÖZEL BÖLÜMLER :
Güçlü yanlarınızı ve yeteneklerinizi bilmek
Günlük duygularınızı ve tepkilerinizi ifade etmek
Benzersiz olmaktan keyif almak-herkes gibi!
Arkadaşlık yoluyla ilişkiler geliştirmek ve başkalarına güvenmek
Vücudunuzun ve duyularınızın farkına vararak özgüven geliştirmek
Tracy Packiam Alloway Beyninizin becerisini sınayın ve birinci sınıf zihinsel çevikliğe ulaşın
Beyin vücudunuzun en önemli kasıdır ve düzenli egzersizle onun performansını artırabilir ve onu yaşla bağlantılı kötüleşmeye karşı güçlendirebilirsiniz. Bu rehber, gerek doğru yiyecekleri seçerek gerekse piyano çalarak beyninizi ve hafızanızı en iyi biçiminde tutmak için bilmeniz gereken her şeyi sunmaktadır. Bulmacalardan ve egzersizlerden en iyi günlük alışkanlıklara ve uzun vadeli zihinsel formda olma tekniklerine kadar bu kitap, zihinsel çevikliğinizi artırmanıza ve hafıza kaybını azaltmanıza olanak sağlamaktadır. Dolayısıyla, silkinip o örümcek ağlarından kurtulun ve vakit kaybetmeden beyninizi zinde ve sağlıklı hâle getirin!
 Devam etmek istediğiniz gibi başlayın! Beyin eğitiminin temelleriyle uğraşmaya başlayın ve sizin için nasıl işe yarayacağını keşfedin.
 Zihninizi jilet gibi keskin tutun! Hafızanızı geliştirin ve o sinir bozucu “dilimin ucunda” olgusundan kurtulun.
 Mutlu düşüncelere sahip olun! Zihninizi mutlu ve sağlıklı tutmak için uzman tavsiyelerine uyun.
 Yeni baştan başlayın! Yeni beyin dostu beslenme ve hayat tarzı seçeneklerine alışın.
 Oyunlar başlasın! Zekâ oyunları, egzersizleri ve bulmacalarının bir özetine müptela olun.
Kitabı açın ve
 Kurgunun arkasındaki gerçekleri,
 Çocuklar ve 50 yaşın üzerindekiler için zihinsel zindelik egzersizlerini,
 Alışveriş listenizi ezberlemenin, yüzlerin isimlerini ve yol tariflerini hatırlamanın yollarını,
 Başarınızı nasıl görselleştirebileceğinizi,
 Sosyalleşmenin neden önemli olduğunu,
 Stres ve kaygıyla baş etme tekniklerini,
 Beslenme ve “beyin besinleri” hakkındaki tavsiyeleri,
 Kelime bulma bulmacalarını, sudoku bulmacalarını ve daha fazlasını inceleyin.
Niyazi Karasar İlk yazım ve basımı 1986 yılında yapılan kitap, 2016 yılında yeniden yazıldı. Gerçek hayatın karar süreçlerinde etkili oldukları gözlenen bütün algısal iradeler bilimsel ilgi alanına dâhil edildi. Böylece hayatı bir bütün olarak anlama, açıklama ve kontrolde yaşanan bilimsel araştırma sınırlıklarının kaldırılması ya da hafifletilmesi amaçlandı.
Kitapta, birinci kesimde “Bilimsel İrade Algı Çerçevesi” ve “Araştırma Eğitimi”; ikinci kesimde araştırma probleminin tanımlanmasından rapor hazırlamaya kadar olan “Araştırma Süreçleri” temel kavram, ilke ve teknikleri ile bir bütün hâlinde sunulmaya çalışıldı. Bu şekli ile, kitabın hemen her alanda ve her düzeyde, araştırmaya ilgi duyanların, seçerek yararlanabilecekleri bir kaynak olması amaçlandı.
Rapor hazırlamanın ayrıntıları, Yazarın aynı algı çerçevesiyle hazırladığı ikinci yazım ile birlikte yirmi birinci basımı yapılan “Araştırma ve Yayın Etiği” ilaveli “Araştırmalarda Rapor Hazırlama” kitabında verildi.
Shamash Alidina Hayatınızdaki dengeyi yeniden kurmak için bilinçli farkındalığı kullanın…
Anksiyete, depresyon veya elden ayaktan düşüren bir ağrıdan mı muzdaripsiniz? Bu kitabı elinize almanın nedeni her neyse doğru yolda olduğunuzdan emin olabilirsiniz! Bu kitapta bilinçli farkındalığın gergin sinirlerinizi yatıştırmanıza, stres ve acıyı azaltmanıza, zihninizi dikkat çelici düşüncelerden arındırmanıza nasıl yardımcı olabileceğini ve yaşam denen bu gizeme dair algınızı nasıl yeniden canlandırabildiğini göreceksiniz.
• Bilinçli farkındalığın mucizelerini izleyin! Bilinçli farkındalığın anlamını kavrayın, bilinçli farkındalık meditasyonuna bir göz atın ve bilinçli farkındalığın beden ve zihni nasıl iyileştirebileceğini görün.
• Derin bir nefes alın! Anksiyete, depresyon, bağımlılık, stres, öfke ve yorgunlukla mücadele etmek için bilinçli farkındalık meditasyonunu kullanın.
• Daha mutlu hâlinize giden yol! Bilinçli farkındalığı olumlu duygular yaratmak üzere uygulamaya dair faydalı ipuçları sayesinde, mutluluğa giden kendinize ait yolu açın.
• Şükür tutumu geliştirin! Tutumların sonuçları nasıl etkilediğini keşfedin ve bilinçli farkındalığı hayatınıza dâhil etmek üzere kendinizi hazırlamak için problem çözmenin ötesine bakın.
• Bilinçli farkındalığa “ben”i katın! İş yerinde, hareket hâlinde veya gündelik stres kaynaklarıyla boğuşurken kendi bilinçli farkındalık rutininizi oluşturmanın pratik yollarını bulun.
Kitabı açın ve
• Bilinçli farkındalığın size gerçekten yardımcı olabileceği doğru ve denenmiş yolları,
• Engellerle baş etmek ve dikkat çelicilerden kurtulmak için tavsiyeleri,
• Fiziksel acıyla baş etmek için bilinçli farkındalığı kullanmanın yollarını,
• Bilinçli farkındalığın çocuklara nasıl öğretileceğini,
• Hoş olmayan duygulara yanıt vermenin yapıcı yollarını,
• Düşüncelerin gerçekler olmadığını hatırlamanın önemini,
• Bilinçli farkındalığın yaratıcılığı nasıl artırabileceğini inceleyin.
Ebru Şalcıoğlu Danışana seanslarda neler sorulur? Seanslar nasıl planlanır? Doğru terapötik ilişki nasıl kurulur? Etkili psikoterapi nasıl uygulanır? Terapi yöntemleri nasıl seçilir? Danışanlarda kalıcı iyileşme nasıl sağlanır? Bu sorular, özellikle mesleğe yeni adım atan psikoterapistlerin kafasını kurcalıyor.
Klinisyen, bilim insanı ve eğitmen Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu bu kitabında, yirmi yılı aşan klinik deneyimini mesleğe yeni başlayan ve bilişsel ve davranışçı terapilerin modern uygulamalarına hâkim olmayı isteyen terapistlerle paylaşıyor. Psikolojik sorunları karakterize eden düşüncelerin, duyguların, fiziksel hislerin ve açık davranışların gelişimini, teorik ilkeler doğrultusunda klinik değerlendirme yapmayı, seans yapılandırmayı ve yürütmeyi, terapötik ilişki kurmayı, değerlendirmeden gelen bilgiyle vaka formülasyonu geliştirmeyi ve psikolojik sorunlar için kullanılan araştırma desteği almış temel bilişsel ve davranışçı terapi yöntemlerini uygulamayı sade bir dille okurlarına aktarıyor.
Bilişsel ve Davranışçı Terapilerde Vaka Formülasyonu ve Terapi Planlama: Klinik Davranış Analizi Yaklaşımı klinik deneyimle akademik bilgiyi bütünleştirerek psikoterapistlerin terapi uygulamalarını kolaylaştırıyor. Terapiste belirli tanılara yönelik ezberlediği yöntemleri uygulayan bir teknisyen gibi değil, teorik bilgisiyle danışana özel vaka formülasyonu geliştiren ve bilimsel destekli terapi yöntemlerini yaratıcı şekillerde kullanan bir bilim insanı ve sanatçı gibi çalışma yolunu gösteriyor. Kültürümüze uygun zengin vaka örnekleriyle bezenmiş bu kitap, klinik psikoloji, psikiyatri, psikolojik danışmanlık ve psikoterapi alanlarında danışan gören klinisyenlerin, öğrenim gören klinisyen adaylarının, eğitmenlik yapan akademisyenlerin uzun yıllar geri dönüp faydalanacakları benzersiz bir kaynak oluşturuyor.
Seval Erden Çınar, Ayfer Summermatter, Tuğba Türk Kurtça, Fazilet Yavuz Birben, Fatma Akca Erol, Hale Nur Kılıç, Muhammet Aykuthan Ulusoy, Ayşenur Karahan Yabanigül, Muhammed Çiftçi Duygu ve düşünce... Yaşamın ve varoluşun anlamlandırılmasında kullanılan iki temel başvuru kaynağı. Yaşam boyu gelişim sürecimizde, hayatımızda yer alan önemli kişilerin izlerini bir ömür boyu taşırız. Onlardan aldığımız geri bildirimler ile kendi değerimizi belirler, ne düşünmemiz, nasıl düşünmemiz hatta nasıl hissetmemiz gerektiğini bile bu doğrultuda şekillendiririz. Ona göre de duygusal ve davranışsal tepkiler oluştururuz. Bazen sağlıklı ama çoğu zaman sorgulanmadan, analiz edilmeden, fark edilmeden, otomatik ve sağlıksız şekilde işleyen bu zihinsel süreçler zaman zaman benlik algımızı, duygu dünyamızı ve ilişkilerimizi zedeleyebilecek kadar etkili olabilmektedir.
Öğrenilmiş yaşantıların bir ürünü olarak ortaya çıkan bu inanç ve düşünce yapıları sağlıklı, yeni ve alternatif öğrenmeler ile işlevsel hâle getirilebilmektedir. Buradan yola çıkarak kitabımızda kaygı, öfke, istismar, sosyal beceri, mükemmeliyetçilik, atılganlık, duyguların farkında olma, tanıma ve ifade etme gibi sorunlar ve bu sorunların bilişsel-davranışçı yaklaşım ile nasıl aşılabileceğine ilişkin yapılandırılmış grupla psikolojik danışma programları sunulmuştur. Uygulamalar ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri ile yetişkinler ve ebeveynleri de kapsayacak şekilde geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Kapsadığı gelişimsel dönemler ve sorunlar itibarıyla programlar, sadece alan uzmanlarına yönelik olmayıp ergenlerin, yetişkinlerin ve ebeveynlerin de kendi başlarına kullanabilecekleri içerik ve etkinlikleri kapsayacak şekilde hazırlanmıştır.
Kitabımızın amacına ulaşması ve alana katkı sağlaması dileğiyle…
Candida Fink, Joe Kraynak Bipolar bozukluk ile başarılı bir şekilde mücadele etmek için açık ve kavramanızı sağlayacak bir rehber!
Bipolar bozukluk, anormal derecede yükselmiş ve çökkün duygudurum periyotlarının birbirini izlemesi olarak tanımlanan ve toplumda yaygınlığı %2-5 olan bir bozukluktur. Kişinin sadece duygusal durumunu değil, özel ve iş hayatını da olumsuz yönde etkilediğinden çok yönlü olarak ele alınması gerekir. Bu kitap, sizi bilgi sahibi hasta veya destek elemanı yapmak ve tedavi planındaki kilit oyuncuya dönüşmeniz konusunda güçlendirmek için yazılmıştır. Size en etkili tedavi yöntemlerini, ilaç tedavisini ve terapiyi sunar; yaşama uyum sağlamanızı kolaylaştırır.
• Bipolar bozukluğun ne olduğunu kavrayın! Bipolar bozukluğun ne olduğunu ve ne olmadığını, semptomlarını, altında yatan biyolojik nedenlerini ve tedavi yöntemlerini öğrenin.
• Tedaviye başlayın! Doktor ve ilaç tedavilerini öğrenin ve tedavi planı oluşturun. Tedavinin seyrini kavrayarak karşılaşacağınız durumlara hazırlıklı olun.
• Beceriler geliştirin! Kendi kendine yardım stratejileri ve diğer destek yollarını keşfedin. Yaşam tarzınızı hastalığa göre değiştirin. Problem ve çatışmalarınızı çözün.
• Destek olmayı öğrenin! Bipolar bozukluğu olan yakınınızı anlayın. Karşılacağı güçlüklerde çözüm üreten olun ve kriz anlarıyla başa çıkın.
Kitabı açın ve
• Bipolar bozukluk I ve II ile bunlarla ilişkili durumlar için DSM-5 tanı ölçütlerini,
• Yüksek maliyetli tedavi süreci ile nasıl başa çıkabileceğinizi,
• Ruhsal durumun idaresinde yardımcı olabilecek vitamin ve diğer takviyelere yönelik önerileri,
• Psikoterapiler ve kendi kendine yardım stratejilerini,
• Bipolar bozukluktan muzdarip bir sevdiğinize yardım ederken yapılması ve yapılmaması gerekenleri,
• Çocuk ve ergenlerin tanı ve tedavisi hakkında bilgileri öğrenin.
Nilüfer Voltan Acar Birey Merkezli Grupla Psikolojik Danışma oturumları tek tek kaleme alınmış ve her oturuma ilişkin verilen süpervizyon yazılı olarak her tepkiden sonra ifade edilmiştir.
Bu kitap, grup oturumlarına örnek olması açısından ilktir. Tüm birey merkezli grup yapanlara bir model olacağı umulmaktadır. Bu oturumlar, Tülin Acar ve Özlem Haskan'ın yaptığı oturumlardır.
Gülsen Kozacıoğlu, Hülya Ekberzade Gördürür Ruh Sağlığı, psikolojik olarak iyi olma hâlini ya da zihinsel herhangi bir bozukluğun olmadığı durumu açıklar. Başka bir ifadeyle ruh sağlığı, uyum sağlayıcı düzeyde duygusal ve davranışsal işlevlerini sürdürebilen kişinin durumudur. Ruhsal sağlık, bireyin yaşamdan tat alabilmesini, mutlu olabilmesini ve yaşamsal faaliyetleri ile psikolojik dayanıklılığı arasında denge kurabilmesini içerir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre ruhsal sağlık, "diğer özelliklerin yanında öznel iyi oluş, algılanan öz yeterlik, özerklik, rekabet edebilirlik, nesiller arası bağımlılık, kişinin entelektüel ve duygusal potansiyellerini gerçekleştirebilmesini" içerir. DSÖ, ayrıca, bireyin iyilik hâlinin, kabiliyetlerini gerçekleştirebilmesinin, günlük stresle baş edebilmesinin, üretken ve topluma faydalı olabilmesinin de önemli olduğunu vurgular. Özetle, kültürel farklılıklar, öznel değerlendirmeler ve birbiri ile yarışan profesyonel kuramlar ruh sağlığının nasıl tanımlandığını etkiler. İşte, bu kitap, sayılan perspektiflere duyarlı bir bakış açısıyla kaleme alınmış olup ilgili alana katkı sunma amacını gütmektedir.
İbrahim Ethem Özgüven Bireyi tanıma, iki yönlü bir kavramdır. Bireyin kendisini tanıması ya da bir başkasının bireyi tanıması çabalarını ifade eder. Falcılığın ötesinde verilere bağlı olarak bir başkasının bireyi tanıması, bilimsel olarak “gözlem” tekniklerinin kullanılması ile başlamıştır. Sağlık, eğitim, psikoloji, psikolojik danışma ve sosyal hizmet gibi çeşitli yönlerden bireye yardımı esas alan meslek alanlarının çeşitlenmesi, gelişmesi ve talebin artması ile de bireyi tanıma tekniklerinde önemli gelişmeler olmuştur.
Ülkemizde üniversitelerin, bilim ve araştırma kurumlarının çoğalması; hizmet ve çalışmalarda bilimsel kavram ve yöntemlere ağırlık verilmesi; veri toplama aracı olarak birey hakkında bilgi toplama teknik ve yaklaşımlara olan önemi de artırmıştır.
Bireyi Tanıma Teknikleri kitabı, “insanı ve insan davranışlarını” konu alan tüm bilim alanlarında ve özellikle üniversitelerin eğitim, psikoloji, psikolojik danışma, psikiyatri, ölçme ve değerlendirme, program geliştirme, sınıf öğretmenliği, çocuk gelişimi ve eğitimi, yönetim, özel eğitim, mesleki ve teknik eğitim, sosyal hizmet, iletişim, halkla ilişkiler ve diğer ilgili bölümlerinde lisans düzeyinde okutulabilecek bir “ders kitabı” olarak hazırlanmıştır.
Zeynep Karataş, Yasemin Yavuzer Psikolojik danışma sürecinde değerlendirme, danışanın yaşamı ve psikolojik danışma almasına yol açan durumları öğrenmek ve etkili bir müdahale planı geliştirebilmek için bilgi alma sürecidir. Bu süreçte kullanılabilecek test dışı tekniklerin ele alındığı bu kitap, sekiz bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk iki bölümünde, bireyi tanıma ve bireyi tanımada kullanılan test tekniklerine kısaca yer verilirken; diğer bölümlerde bireyi tanımada kullanılan test dışı teknikler ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Kitabın üçüncü bölümünde, kendini anlatmaya dayalı test dışı teknikler; dördüncü bölümünde, gözlem teknikleri; beşinci bölümünde, etkileşime dayalı test dışı teknikler ve altıncı bölümünde, başkalarının kanılarına dayalı test dışı tekniklere yer verilmiştir. Yedinci bölümde, diğer test dışı teknikler başlığı altında; bibliyoterapi, sineterapi, hobi terapi, sanat terapisi, resim terapisi, dans devinim terapisi, müzik terapisi, vaka incelemesi ve vaka konferansı, bireyle ve grupla psikolojik danışma konularına yer verilmiştir. Kitabın son bölümü, psikolojik danışma ve rehberlik alanında kullanılan öğrenci dosya sistemini içermektedir.
Bu kitabın, psikolojik danışma ve rehberlik öğrencilerine ve alanda çalışan psikolojik danışmanlara kaynak kitap olarak katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Kitapla ilgili her türlü görüş ve önerileriniz bizleri güçlendirecektir.
Alican Kaya, Erol Uğur, Fatıma Firdevs Adam, Mehmet Emin Turan, Murat Yıldırım, Nihan Arslan, Nuri Türk, Serkan Cengiz Neden böyle bir kitap yazma ihtiyacı hissettik? Aslında bu kitap sadece profesyoneller için yazılmadı. Sosyal ilişkilerimizde söylemek istediklerimizi nasıl ifade edebileceğimizi göstermek ve ayrıca insanı anlamak ve anlatmak için yazıldı. Modernitenin önemli bir handikabı olan kompleks insan ilişkilerinin problem kaynağı hâline gelmemesi neredeyse imkânsız. Bu problem kaynağının psikolojik, fizyolojik ve sosyal yaşantımızı olumsuz bir şekilde etkilememesi için ne tür yöntemler üretiyoruz? Yapılan araştırmalar, genel itibarıyla problemden kaçınmanın, en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olduğunu gösteriyor. Ya size problemi daha içinden çıkılmaz bir hâle getirenin de aslında problemlerden kaçınma olduğunu söylersek! O hâlde bireylerle iletişim kurarken nelere dikkat etmemiz gerektiği ile ilgili kapsayıcı bir bakış ile ele aldığımız “Bireyle Psikolojik Danışma Temel Düzey” kitabını okumaya davet ediyoruz.
Kitap, temel düzeyde bireyle psikolojik danışmanın pratik ve teorik yönleriyle bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığı uzun süren bir çalışmanın sonucudur. Gündelik yaşamdan kesitler göreceğiniz, belki de yaşadığınız problemlerin bir benzerini ve çözümünü bulacağınız kitabımızın faydalı olması dileğiyle…
Mei whei Chen, Nan J. Giblin “Terapötik iletişim sanatını öğrenme veya geliştirmeye ilgi duyan bizler için olağanüstü bir rehber. Chen ve Giblin en değerli bilgileri basit ve kapsamlı bir şekilde ortaya koymuştur. Okuması kolay bir kitap olmakla birlikte bu kitap faydalı önerilerle dolu ve farklı konuları zengin bir şekilde ve adım adım ele alıyor.”
Sara Schwarzbaum, LMFT, LCPC, Kültür ve Kimlik: Psikolojik Danışmanlar ve Terapistler için Yaşam Hikâyeleri kitabının ortak yazarı
“Hem eğitimine devam eden hem de kıdemli psikolojik danışmanlar Chen ve Giblin'in kitabının bu yeni basımını oldukça değerli bulacaklardır. Yazarların uzun yıllara dayanan tecrübeleri ve uzmanlıkları, bir yandan okunması ve anlaşılması kolay bir metin oluşturmalarına imkân tanırken diğer yandan okuyucuları, danışanlarıyla yeni becerileri kullanırken desteklenmiş ve iyi hazırlanmış hissettirir. Okuyucular ayrıca birçok benzer metinde veya sınıfta yeterince yer verilmeyen psikolojik danışman danışan ilişkisinin önemli yönleri hakkında gerekli farkındalığa sahip olurlar.”
Suzanne Degges-White, PhD, LPC, NCC, Northern Ilinois Üniversitesi, Yetişkin Eğitimi ve Yüksek Öğretim, Psikolojik Danışma Bölüm Başkanı, Profesör
“Psikolojik danışman/terapist adaylarının danışanlarla terapötik bir ilişki geliştirmede neyle karşılaşabilecekleri konusunda birçok soru ve endişeleri vardır. Bireyle Psikolojik Danışma ve Terapi, psikolojik danışmanlara ve terapistlere zor danışanlara hitap etmek ve terapötik ilişkideki çeşitliliği anlamak gibi temel ve ileri düzey psikolojik danışma ve terapi becerileri konularında bir mihenk taşı oluşturur. Mesleğe yeni başlayan ve deneyimli psikolojik danışmanlara uygun çeşitlilikte içeriğe sahiptir. Bu kitabın etkisi bir psikolojik danışman/terapist olarak yaptığımız herşeyin hatırlatıcısı niteliğinde olmasındadır.”
Marty Jencius, PhD, Doçent Doktor, Psikolojik Danışman Eğitimi ve Süpervizyon Programı, Kent State Üniversitesi
Üçüncü basımı yapılan Bireyle Psikolojik Danışma ve Terapi, terapi dilini temel düzeyden ileri düzeye kadar öğretmede tipik psikolojik danışma kitaplarının ötesine geçmektedir. Akıcı bir dille yazılmış bu dikkat çekici kitap; psikolojik danışma sürecini açığa çıkaran, zengin anlatımlı, gerçek hayat örnekleri ve diyaloglarıyla teori ve pratiği bütünleştiriyor. Okuyucular, danışanlara yardım ederken danışanlar için uygun hâle getirilmiş işe yarar becerileri ve teknikleri, ön görüşmeden problem araştırma, farkındalığı arttırma, problem çözme ve sonlandırmaya kadar nasıl kullanacaklarını öğrenecekler. Bu kitapta, öğrencilerin; kitabın derinliğinden, anlayışından, içtenliğinden ve pratikliğinden kazanacakları çok şey, klinik pratik terapötik seslerini geliştirirken kafalarını karıştıracak az şey var.
Yıldırım B. Doğan İyi iken daha iyi olmak güdüsü, yaşamla barışık bir güdüdür. Kişi, yaftalanma kaygısına kapılmaz. Tedaviyi gerektirecek ruhsal bir aksaklığı olduğunu düşünmez. İyi iken daha iyi arayışı, toplumsal varoluşunu varsıllaştıracak bir istemdir. İstemini gerçekleştirecek bir araca ulaşması ve onu kendinin kılması yaşamını derinleştirir. Kendilik sevgisi, kendilik saygısı boyutlanır. Kendilik değeri yükselir. Aynı araç, ruhsal işlevselliği aksamış insanın önceki iyilik hâline erkenden kavuşmasına hizmet eder.
Bu araç, Bireysel Farklılaşma Terapisi (BFT) adını alır. Haftada bir kere toplam 6 oturum olan BFT aslında bir uyarlamadır. Uyarlamanın kökeni Kısa Acil Psikoterapi ismi ile bilinir. Uyarlamanın köken aldığı özgün tedavi modelini 35 yıl öğretmiş olan yazar, bu kitabı ile eski öğrencileri ve şimdi meslektaşı olan psikoterapistlerle bir kez daha buluşmuş olmaktadır.
Ruh hekimi, psikoterapist Prof. Dr. Yıldırım B. Doğan’ın kitabı başta ruh hekimliği uzmanlık öğrencileri, ruh hekimleri, klinik psikologlar ve PDR mezunları için yeni bir kaynaktır.
Muharrem Aka Psikolojik danışma süreci, bireylerin ruhsal sağlıklarını iyileştirmek, yaşadıkları zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olmak ve yaşam kalitelerini artırmak için önemli bir rol oynar. Ancak danışanların manevi inançları, bu süreçte genellikle göz ardı edilebilmektedir. Oysa birçok birey için din ve maneviyat, yaşadıkları zorlukların üstesinden gelme sürecinde önemli bir destek kaynağıdır. Bu kitap, psikolojik danışma sürecine manevi unsurların nasıl entegre edilebileceğini ve bu entegrasyonun danışanlar üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır. Özel eğitim gereksinimi! bireylerin ailelerine yönelik psikolojik danışma hizmetlerinde din ve maneviyatın yer alması, danışanların psikolojik sağlıklarını iyileştirmek adına güçlü bir araç olabilir. Bu bağlamda, kitap hem teorik bilgiler sunmakta hem de yapılan deneysel bir çalışmanın bulgularıyla bu bilgileri desteklemektedir.
Üç bölümden oluşan bu kitabın ilk iki bölümü, okuyuculara teorik bir temel sunmak amacıyla, özel eğitim gereksinimli bireylerin kimlikleri ve özel eğitimde kullanılan kavramsal çerçeveye odaklanmaktadır. İlk bölümde; özel eğitim alanında kullanılan yöntemler, engel türleri ve özel eğitim gereksinimi olan bireylerin psikososyal ihtiyaçları, ilgili literatür bağlamında ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise psikolojik danışma süreçleri ve kuramları, danışmanlık sürecinde din ve maneviyatın rolü, manevi danışmada kullanılan başlıca müdahaleler ve maneviyatın danışanların ruh sağlığı üzerindeki etkileri İncelenmektedir. Bu bölümde, özellikle ailelere yönelik psikolojik danışmanlık hizmetlerinde dinî ve manevi unsurların nasıl etkili bir şekilde entegre edilebileceği ve bu unsurların danışmanlık sürecine katkıları ele alınmaktadır.
Kitabın üçüncü bölümü, teorik bilgileri destekleyen deneysel bir çalışmaya odaklanmaktadır. Bu bölümde, dinî boyutun psikolojik danışma sürecine entegre edildiği uygulamalar ile klasik psikolojik danışma yöntemleri karşılaştırılmaktadır. Araştırmada, danışanların psikopatolojik belirtileri Kısa Semptom Envanteri ile ölçülerek analiz edilmiştir. Bu analizler, dinî boyutun danışmanlık sürecine dâhil edilmesinin danışanların depresyon, anksiyete, kişiler arası alınganlık ve fobik anksiyete gibi psikolojik sorunlarında anlamlı iyileşmeler sağladığını göstermektedir. Kitap, dinî kaynakların psikolojik danışmada nasıl daha etkili bir şekilde kullanılabileceğine dair önemli bulgular sunmakta ve bu yaklaşımın geleneksel danışmanlık yöntemlerine kıyasla hangi açılardan daha güçlü sonuçlar verebileceğini tartışmaktadır.
Bülent Şen Birbirini severek evlenen, birlikte yaşlanmayı hayal eden ve çocuk sahibi olduktan sonra istenmeyen birçok yaşantı sonrası kendi aralarındaki sorunları çözemeyip, belki de aile danışmanlığı hizmeti aldıktan sonra boşanmaya karar veren çiftlerin; boşanmanın olumsuz süreçlerini yaşarken, mahkeme ortamında şartların daha da zorlaştırıldığı durumlarda birbirlerine ve çocuklarına daha fazla zarar vermemeleri, boşanmanın her iki taraf içinde daha adil koşullarla, daha kısa zamanda, daha ekonomik olabileceği, boşanma sonrası her iki tarafın ve ailelerinin dost olarak kalabileceği, çocukların her iki ebeveyni de düzenli olarak görebilecekleri ve destek alabilecekleri, tarafsız bir üçüncü kişinin gözetiminde ortak kararlar alarak boşanma sürecini tamamlamalarının hem çiftlere ve çocuklara hem de topluma olumlu anlamda katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
Kitapta, hem yurt içi hem de yurt dışı literatür ve uygulamalar tarafsız bir gözle okurlara sunulmaya çalışılmış ve boşanma arabuluculuğu hakkında çalışmalar yapacak, araştırmacılara; akademisyenlere; hukuk, sosyal hizmet, psikoloji, psikolojik danışmanlık, sosyoloji, çocuk gelişim, okul öncesi eğitim, aile ve tüketici bilimleri öğrenci ve uygulamacılarına; aile danışmanlarına; aile mahkemesi hakim ve uzmanlarına; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyelerine; bu konuda kanun çalışmaları yapacak uzmanlara; ilgili kurum ve kuruluşların yöneticilerine ve boşanma arabuluculuğu konusunu merak eden okuyuculara ve anlaşmalı olarak boşanmak isteyen çiftlere temel bilgiler verilmeye çalışılmıştır.
Kitabın sonunda; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çıkarılan Yönerge esaslarında 450 saat eğitim alıp Aile Danışmanlığı sertifikasına sahip Aile Danışmanları ve Arabuluculuk Kanunu kapsamında arabuluculuk eğitimi almış Hukukçuların birlikte çalışarak diğer ülkelere de örnek olabilecek, Boşanma Arabuluculuğu konusunda disiplinlerarası ve bütüncül çalışmalara imza atmaları arzusu dile getirilmiştir.
İdris Gündüzalp Şuanda elinizde tutmakta olduğunuz bu bilimsel eser temel olarak üç amaçla yazılmıştır:
Bu amaçların ilki; öncelikle sizin gibi ülkemizin kıymetli ve bilime değer veren ve kendisini bireysel ve toplumsal ruh sağlığının korunması ve tedavisine doğrudan veya dolaylı olarak adamış tüm psikiyatristler, klinik psikologlar ve psikologlar, psikolojik danışmanlar, rehber öğretmenler, okul psikologları, pedagoglar, sosyal hizmet uzmanları, çocuk gelişimi uzmanları, hemşireler, sosyologlar, aile danışmanları ve psikoterapistlere uzmanlık alanları kapsamında yürütmekte oldukları çocuk terapisi, evlilik danışmanlığı, aile danışmanlığı, bireysel ve grup terapileri ile “Boşanma Psikolojisi ve Danışmanlığı” gibi aktif çalışmaları sırasında bilimsel bir kılavuz ve başucu kitabı olmak;
İkincisi; toplumsal ve bireysel anlamda ruh sağlığının korunması adına halen eğitimlerini psikiyatri, psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, çocuk gelişimi ve eğitimi, sosyoloji, sosyal hizmet uzmanlığı ve hemşirelik lisan alanlarında ayrıca psikiyatri, klinik psikoloji, uygulamaları psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, aile danışmanlığı, sosyoloji, sosyal hizmet uzmanlığı ve çocuk gelişimi ve eğitimi alanlarında yüksek lisans ve doktora düzeyinde devam ettiren öğrencilere, çocuk psikolojisi, aile, danışmanlığı, yetişkin psikolojisi, evlilik ve boşanma süreçlerinin bireyler ve çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri konusunda bilimsel bir Türkçe kaynak sunabilmek;
Üçüncüsü ise hayata evlilik ile yeni bir adım atmak üzere olan genç çiftlere, henüz çocuk sahibi olmayan ailelere ve çocuk sahibi olmuş olan mutlu ve uyumlu tam ailelere ve mutsuz bir evlilikleri olan, boşanmayı düşünen, boşanmak üzere olan, boşanma aşamasında olan veya boşanmış olan parçalanmış ailelere mensup çocuk veya yetişkin tüm bireylere psikolojik olarak nasıl bir durumda oldukları ve bu durumlarının kendileri, çocukları ve aileleri için ne ifade ettiği konusunda doğru ve güvenilir bilgiler verebilmek ve bu bireylerin; çocuk psikolojisi, aile ve boşanma psikolojisi konularında akıllarına takılan tüm sorularını cevaplayabilmek, “Boşanma Psikolojisi ve Danışmanlığı” ile çiftlerin boşanma sürecinden gerek kendilerinin gerekse çocuklarının hiç zarar görmeden veya en az zararla nasıl tekrar normal bir hayatın akışı içine girebilecekleri konusunda güvenilir bir liman olmaktır.

Aile, varlığı kaybedilmeden
değerinin anlaşılması gereken
en değerli mücevherdir.
İdris Gündüzalp
Gülay Korkut Kitap; evlilikten boşanmaya, boşanmadan diğer bir evliliğe giden süreçte eşlerin karşılaştıkları zorluklarla baş edebilmelerine yardımcı olmak için hazırlanmıştır.
Okuyucu, bu kitapta, yazarla birlikte “Yeni kurduğumuz çekirdek ailemize, kök ailelerimizden hangi sorunları taşıdık? Ailemizin işlevselliğini nasıl artırırız?” gibi sorularına yanıtlar arar ve bulur. İlk bölümde, eşler arası ilişkileri güçlendirmek hedeflenmiştir. Çünkü boşanma bir süreçtir ve bir anda boşanma kararına varılmaz. Boşanma aşaması; evlilik sonrası yaşanan düş kırıklığı aşamasıyla başlar, ilişkinin aşınması ve kopuşlarla devam eder. Evliliğin boşanmaya gitmemesi için ilişkileri güçlendirme yöntemleri, boşanma nedenleri ve bu nedenlerin yaşanmaması için yapılabilecekler, okuyucuya yaşanmış anlatılar üzerinden açıklanmıştır.
Boşanma da bir travmadır ve her bireyin bu travmadan etkilenme derecesi farklıdır. Bu kitap; boşanma sürecindeki kişilerin, öncelikle kendilerine, daha sonra çocuklarına faydalı olabilecek uygulamalar içermektedir. Amaç boşanma sonrasında kişilerin travmadan güçlü çıkabilmeleri ve baş etme becerilerini geliştirerek daha güçlü bir kişilik ile yola devam edebilmelerini sağlamaktır. O nedenle kitabın adı “Psikolojik İlk Yardım”dır. Boşanan kişilerin boşanmayı resimlerle nasıl ifade ettiği ve bu zorlu yaşantıyla nasıl baş ettiklerine yer verilerek okuyucunun baş etme kaynaklarını çoğaltmak amaçlanmıştır.
Ayrıca kitapta yeni bir evlilik kararında dikkat edilmesi gereken hususlara yer verilmiştir. Eşlerin önceki evliliklerden gelen çocukların bir arada yaşamasından kaynaklanan sorunları nasıl çözecekleri anlatılmıştır.
Bu kitap; çiftlerin, ailelerin, bu alanda çalışan evlilik ve aile danışmanlarının, çocuklarımızın hayatında önemli izler bırakan saygıdeğer öğretmenlerin ve rehber öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu bir kaynaktır.


Rıfat Bilgin Çocuklar dünyaya kendi arzu ve istekleriyle değil biz yetişkinlerin sevgi, aşk ve güzel sözlerinin meyvesi olarak gelirler. Aynı zamanda çocukların dünyaya gelişleriyle birlikte yetişkinlerin sevgi gösterileri artar ve bir anlamda da çocuklar geldikleri haneye mutluluk getirmektedirler. Çocuklar yaşam yolculuğunda bir şeylerin farkına varmaya başladıkları andan itibaren geldikleri hanenin “yeni gülleri” olduklarını bilirler. Hanedeki her birey gündelik hayatın tüm sıkıntılarını aşmanın bir yolu olarak çocuklarıyla ilgilenir ve böylelikle de çocuğun masumluğundan yararlanır. Çocuk da sevimliliğinin ve masumluğunun kendisine verdiği avantajı iyi kullanır. Çocuk, en mağdur ailelerde bile diğer ortalama bireylere göre çoğunlukla peri masallarındaki kahramanlardır. Gün gelir bu kahramana, “Baban artık eve gelmeyecek çünkü o bana-bize ihanet etti, paramızı başkaları için harcadı.” ya da “Annen gitti, onu ölmüş kabul et ve sakın bir daha bu evde onun adını anma.” denir. Bu masum kahraman artık neredeyse bütün avantajlarını kaybetmiştir. Ebeveynler ve diğer aile çevresindeki bireyler ise kendilerini haklı çıkarmanın veya karşındaki rakibin haksızlığını ortaya koymanın veya onu yenmenin, intikam almanın, burnunu sürtmenin, rezil etmenin ve bazen de ebeveynlerden birini tekrar diğeri ile bir araya getirmeye ve barıştırmaya ikna etmenin bir yolu olarak çocuktan yararlanma yoluna gitmektedirler. Çocuğun hayatı artık ebeveynlerinin ve aile çevresindeki bireylerin savaş alanına dönmüştür. Böylece yetişkinlerin kendi aralarında yarattığı ve üstesinden gelemedikleri problemler sonucunda çocuklar mutsuz, ihmal ve istismar edilerek mağdur edilmektedirler.
Sibel Karamaraş “Söyle bana eğer söyleyebilirsen nedir cesaret?”
Milattan önce ortaya atılan bu soru, yıllar boyunca bitmeyecek argümanların başlangıç noktası olmuştur. Bugün hâlen cesaret üzerine tartışmaya devam ediyor, araştırmalar ve deneylerle cesareti anlamaya ve hatta ölçmeye çalışıyor, farklı tanımları eleştirip yeni önermeler getiriyor ve fakat hâlâ net bir tanım üzerinde anlaşamıyoruz.
Bir tarafta hiçbir silahın işlemediği Nemea aslanını öldüren Herkül'ün cesareti varken diğer tarafta yüzme bilmediği hâlde korkmadan havuza atlayan çocukları görüyoruz; bir tarafta at üstünde savaşa giden kahramanlar, diğer tarafta yüzlerce insanın ölümüne neden olan teröristler; bir tarafta başkalarının yanında kendini açmanın ve ağlamanın cesareti, diğer tarafta cesur olabilmek için beyindeki bir bölgeyi aktive etmeyen çalışan bilim insanları…

Bu kitap, her birimizin içinde gizli olan cesaretin tanımını aramak ve belki de başka tanımlar oluşturmak adına psikoloji bilimini temel alarak günlük hayattan mitolojiye, filmlerden felsefeye kadar geniş bir perspektifle cesareti ele alıyor ve cesaretin yaşamımızı nasıl etkilediğini, kendimizi ve başkalarını değerlendirmelerimizde ve hatta davranışlarımızda nasıl bir pusula rolünde olduğunu inceliyor.
Ahmet Selçuk Yılmaz, Burak Köksal, Eyup Zorlu, Faruk Caner Yam, Gamze Mukba, H. Arif Doğanülkü, Nezir Ekinci, Oğuzhan Yıldırım, Ozan Korkmaz, Özcan Tunahan, Sezen Güleç, Yeliz Tiryaki Göksu, Yusuf Sarıkaya Bireylerin yaşamış oldukları çeşitli ruhsal zorluklarla mücadele etmesindeki en önemli kaynaklardan birisi psikososyal destek hizmetleridir. Psikososyal destek hizmetleri yaşanan travmatik bir olay sonrasında bireylerde ortaya çıkan ya da çıkabilecek sosyal, bireysel, psikolojik ve ilişkisel sorunların giderilmesi veya önlenmesi, bozulan yaşam döngüsünün yeniden kurulması için bireylere sunulan kapsamlı ve çok disiplinli bir yardım hizmetidir. Ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerin ruh sağlıkları ile ilgili risk faktörlerinin yüksek olduğu göz önüne alındığında ceza infaz kurumlarındaki sunulacak psikososyal destek hizmetlerinin önemli bir hizmet olduğu görülmektedir.
Bu kitap, ceza infaz kurumlarındaki psikososyal destek çalışmalarını konu alan ilk kitap niteliği taşımaktadır. Kitap içerisinde ceza infaz kurumlarının kendi yapısına uygun psikososyal destek çalışmalarını içeren bölümler yer almaktadır. Kitaptaki her bir kavram ceza infaz kurumlarının koşulları göz önüne alınarak yazılmıştır. Bu kitap ceza infaz kurumundaki psikososyal müdahale çalışması yapan birim uygulayıcıları, bu alanda araştırma yapan akademisyenler, ceza infaz güvenliği programında okuyan öğrenciler ve bölüm akademisyenleri için önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır.


İbrahim Ethem Özgüven “Cinsellik ve Cinsel Yaşam” isimli eserimizin yazılmasında yerli ve yabancı pek çok kaynaktan yararlanılmış; herkesin okuyup anlayabileceği bir açıklıkta olmasına özen gösterilmiştir. Hangi düzeyde öğrenim görürse görsün, yaşamın hangi döneminde olursa olsun, ergenler, gençler, orta yaşlılar, yetişkinler, evliler, bekârlar, cinsel konularda bireysel olarak bilgi edinmek isteyen herkes bu kitabı okuyabilir, cinsel yaşamla ilgili oldukça kapsamlı objektif ve bilimsel bilgiler elde edebilir.
Cinsellik konularda, hem kendilerini yetiştirmek ve hem de yardım edecekleri kişileri bilgilendirmek durumunda olan anne-babalar, karı-kocalar, öğretmenler, okul danışmanları, psikologlar, özel eğitim, sosyal hizmet ve sağlık personelleri, aile ve evlilik danışmanları, cinsel terapi alanında çalışanlar “Cinsellik ve Cinsel Yaşam” kitabından yararlanabilirler. Buna psikoterapi dilinde “Bibliyoterapi” denmekte, birey ilgili kaynakları okumak suretiyle, kişisel problemlerini anlamakta, konu hakkında bilgi kazanmakta ve bilinçlenmektedir.
Kitap, öğrenci ve klinik vakaların kişisel çekingenliklerini ve kaygılarını azaltmak, belirli cinsellik konularında bilgilendirmek amacı ile de kullanılabilir; ikili etkileşim ya da grup dinamiği harekete geçirilerek, etkileşimin düzeyi yükseltilebilir.
Bu amaçla, kitaptan, üniversitelerin psikolojik danışma ve rehberlik, psikoloji, psikiyatri ve aile ilişkileri konularını destekleyici niteliği ile de sosyoloji, sosyal çalışma bölümlerinde yardımcı kaynak olarak yararlanılabilir.
Betül Kürüm Yıldırım, Büşra Emül Yldız, Deniz Erök Özkapu, Hatice Vildan Karacabey ,Makbule Kalı Soyer, Mücahit Yılmaztürk, Sümeyye Eliz Burhan Her insanın özgün oluşu, onun iyilik hâlini yükseltmesine yönelik verilecek psikolojik yardım sürecinde özgün yol ve tekniklerin kullanılmasını gerektirmektedir. Terapötik süreçte yaratıcılığı kullanmak, danışanın duygusal güçlüklerini anlamlandırması ve yeni keşifler yapmasına katkı sunacaktır. Bu kitap; ruh sağlığı alanında çalışan psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman ve diğer meslek elemanları ve öğrencileri hayal gücü ve yeniliğin birleştiği bir alana adım atmaya ve pratiklerini zenginleştirmeye davet etmektedir. Kitap, altı farklı terapi ekolünün içindeki yaratıcı potansiyeli vurgulayarak on bir yaratıcı tekniğin bu kuramlarda kullanımına yönelik bir kılavuz niteliğindedir.
Olca SÜRGEVİL DALKILIÇ Her dönemde “çağımızın hastalığı” şeklinde dillerde olan “tükenmişlik sendromu”; günlük yaşamın içinde ve özellikle çalışma hayatında hemen herkesin kendisini içinde bulabileceği bir sorundur. Çoğu zaman iş hayatına büyük hayallerle ve ideallerle başlayan ve başarılı bireylerin; bir süre sonra farklı sebeplerle kendilerini duygusal açıdan yıpranmış hissetmeleri, daha önce duyarlı oldukları iş çevrelerine karşı ilgilerini kaybederek duyarsızlaşmaları ve kişisel başarı duygularında azalma hissetmeleri şeklinde belirtilerle tükenmişliği rapor ettikleri görülmektedir. Bu durum, onların performanslarının düşmesine, yaptıkları işe ve beraber çalıştıkları insanlara karşı saygılarını yitirmelerine, işlerine ve çalıştıkları yerlere karşı bağlılıklarını kaybetmelerine sebep olmaktadır.
Bireylerin psikolojileri, sosyal çevreleri ve hatta fiziksel sağlıkları üzerinde yıkıcı etkileri olan tükenmişlik; aynı zamanda işletme yöneticileri ve çalışanları açısından önemli bir işgücü kaybı yaratmaktadır. Bu nedenle üzerinde önemle durulması gereken, alınabilecek önlemlerin ve çözüm yollarının sadece bireylere bırakılamayacağı bir konu olarak düşünülmelidir.
Azime Merve Beyaz, Ceren Tetik, Cevahir Nur Baydere, Ece Şiren, Esin Alkan, Esmanur Yıldırım, Ezgi Zeynep Dalkürek, Hilal Dura, Mehmet Ali Erkuş, Melisa Akay, Mihriban Şamlıoğlu Erdem, Nehir Şay, Ozan Hiçyılmaz, Sude Öztürk, Şehadet Sena Alaca, Ümit Deniz İlhan, Yeşim Vulkani, Yiğit Kaan Gür Çalışma hayatında insan davranışlarını anlamak ve yönetmek gerek bireylerin gerekse işletmelerin başarısı için kritik bir rol oynar. Bu nedenle çalışma psikolojisinde güncel yaklaşımlar üzerine odaklandığımız kitabımızda; akışta olmak, iş ve yaşam dengesi, yeşil insan kaynakları yönetimi, dijital liderlik, stratejik hizalama, çalışan deneyimi, çalışma ortamı tasarımı, psikolojik iyi oluş, iş talepleri ve iş kaynakları gibi geniş yelpazede önemli konuları detaylı bir şekilde inceledik ve deneyimlerimizi tartıştık. Bu bilgi ve deneyimleri bir kitapta toplamak hem bizim için değerli bir öğrenme süreci hem de gelecekteki öğrenciler ve profesyoneller için bir rehber olma amacı taşıyordu. Dolayısıyla her bir konu sadece teorik bilgilerle sınırlı kalmayıp gerçek hayattan örnekler ve araştırma sonuçlarıyla zenginleştirildi. Böylece okuyucularımızın hem teorik hem de pratik bilgiye sahip olmalarını hedefledik.
Joseph P. FOLG ER, Marshall Scott POOL E, Randall K. STUTMAN Çatışma konusundaki çalışmaları güncelleyerek ve bugüne kadar yapılanları harmanlayarak sunan bu kitap, ayrıca uygulamaya giriş kitabı olarak da pratik bilgiler vermektedir. Elinizdeki kitabın yalnızca iletişim uzmanları için değil herkesin yararlanacağı bir kaynak olduğu görülmektedir. Belki de kitabın en genel ve temel mesajı; çatışma yaşanmasının kaçınılacak bir şey olmaması, üstelik problemlerin üstünün örtülmesinin sakıncalı olması, çatışmanın da bir çözüme doğru ilerlemek için gerekliliğidir. Yapıcı bir biçimde yönetildiği takdirde belki de çözülemeyecek bir sorun bile olmayacaktır. Bu mesajın bizim kültürümüz bakımından çarpıcı olması söz konusudur ama üzerinde düşünerek değerlendirmekte de yarar vardır. Bizler acaba hiçbir çatışma olmasın diye mi büyütüldük? Hiç çatışmadan yaşayabiliyor muyuz? Bu mümkün mü? Çatışıyorsak neden adını açıkça koyarak, oturup bunu birlikte çözmeye yönelmeyelim?
Ahmet Alphan Sabancı, Ali Evren Tufan, Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Arzu Erkan, Aslı Soyer, Can Ertuna, Ceren İlikan Rasimoğlu, Elif Kuzeci, Ersin Uygun, Ezgi Kılıc, F. Gizem İskender, Fatih Artvinli, Feyza Itır Karaca, Halil İbrahim Duran, İbrahim Fuat Akgul, Meryem Ozlem Kutuk, Murat Yalcın, Oğuzhan Yeşiltuna, Yudum Soylemez Bu kitapta; psikanalitik psikoterapiler, BDT, destekleyici psikoterapi, EMDR, çocuk ve ergen psikoterapileri, çift ve aile terapileri, grup terapileri ve kriz ve afetlerde psikoterapi uygulamalarının çevrim içi (online) olarak uygulanmalarına ilişkin hem literatür bilgisine hem de uzman görüşlerinden damıtılan rehberliğe erişebileceksiniz.
Ayrıca bütün psikoterapi uygulamalarında konu olan sesin, ışığın ve kadrajın nasıl ayarlanacağı, bağlantı kalitesinin nasıl tesis edileceği veya teknolojik ekipmanların seçimi gibi teknik konularla ilgili de destek alabileceksiniz. Çevrim içi psikoterapi uygulamalarının en netameli konularından olan etik ve yasal düzenlemeler ile ilgili de konunun uzmanlarının hazırladığı bölümlerden yararlanabilirsiniz.
Barbaros Yalçın, Mehmet Ak, Mehmet Kavaklı, Şahin Kesici Bağımlılık, her geçen gün büyüyen bir canavar gibi yaşamlarımızı etkilemekte. Bizim ailede olmaz, diyebilen yok. Bağımlılık türleri nelerdir? Sigara, alkol, madde ve internet bağımlılığı nasıl gelişir? Aile içini kontrol etseniz de okul, yurt, mahalle, arkadaşlar, kısaca çevreyi kontrol edebilmek güç. Önlenebilir mi? Evet. Nasıl? Çocuklarımızı nasıl koruyacağız, bize düşen görevler ne? İşte bunlar, birçok ebeveynin cevap aradığı sorular. Peki ebeveynler ne yapacaklar? Ne yapmayacaklar? Anne-babaların işte bu sorularına cevap oluşturabilecek, kriz durumlarında ebeveynlere rehberlik edebilecek bir eser ortaya koymaya çalıştık. Mesleki pratiğinde madde bağımlısı bireylerle çalışan farklı kulvardaki uzmanların madde bağımlılarına yönelik bir projede yollarının kesişmesi ile bu kitap fikri doğdu. Proje sürecince birçok madde bağımlısı ve ailesi ile görüşmeler yapıldı. İnternet bağımlısı bireylere destek sağlandı. Bilişsel davranışçı temelli grup ve bireysel terapi seansları yapıldı. Edinilen tecrübeler, bilimsel yayınların ve eserlerin incelenmesi ile süzgeçten geçirilerek, anlaşılır bir dille, rehberlik gayesi ile kitaplaştırıldı. Elinizde tuttuğunuz bu kitabın temel amacı, anne, baba ya da diğer aile bireylerinin sergilediği tutum ve davranışların çocuk ve gençlerin dünyasında şekillenen kendilik ve dış dünya algısı üzerindeki etkilerini ve bunların bağımlılık potansiyelini nasıl artırdığını ve bu süreçteki somut olayları ortaya koyarak siz anne ve babaların farkındalığını artırmaktır.
Serkan Volkan Sarı İçinde bulunduğumuz yüzyılda, bilginin değişim hızı hiç şüphesiz ki baş döndürücü boyutlara ulaşmış durumda. Bu değişimden en çok etkilenenlerin başında çocuk ve ergenler geliyor. Çocuk ve ergenlerin nasıl yetiştirileceği, yaşama nasıl hazırlanacağı gibi sorular da anne babaların en önemli gündemleri arasında yer alıyor. Bilimsel bir dayanağı olan kuşaklar sınıflamasında alfa ve z kuşağı çocuklarının ve ergenlerinin yetiştirilmesi sürecinde anne ve babaların son yıllarda yoğun bir bilgi bombardımanıyla karşılaştıkları görülmektedir. Gerek görsel gerek yazılı medyada ortaya çıkan ve kaynağı çoğunlukla belirli olmayan bilgilerin ebeveynlerin bu konuda bir karmaşa yaşamaları sonucunu doğurduğu anlaşılmaktadır.
Bu kitabın, alfa ve z kuşağı anne babalarının, içinde yaşadığımız hızlı değişen çağ bağlamında çocuklarını daha iyi tanımalarında ve onlara karşı tutum ve davranışlarını şekillendirmelerinde bir rehber olacağı düşünülmektedir.
Fatih Kılıçarslan Çocuk korunmaya, ilgiye ve sevgiye muhtaç bir varlıktır. Ailenin uygun tutumlarıyla çocuğun ruhsal ve davranışsal gelişimi sağlıklı yapılandırılabilir. Kişilik doğrudan doğruya anne babanın çocuğu ile karşılıklı kurduğu ilişkiden oluşmaktadır. Karakterin, kişiliğin oluşumunda; çocuk - ana baba etkileşimi sürecinde sevgi ve disiplin temel rol oynar. Çocuğun karakteri, çoğu kez ana babasının verdiği davranış özelliklerini yansıtır. Kendisine ve ailesine güvenen, benlik saygısı gelişmiş çocuklar başarısı yüksek olmaya aday çocuklardır. Özgüvenin oluşumu, çocuğunun bağımsızlaşma sürecinde ebeveynlerin sağlıklı iletişimiyle gerçekleşebilir. “Çocuğumu Nasıl Eğitmeliyim?”; ebeveynlerin çocuklarını eğitiminde, geleceğe ve hayata hazırlamada yararlı olduğuna inandığım bir eserdir.

İÇİNDEKİLER

Bölüm 1 AİLENİN İŞLEVLERİ
Bölüm 2 AİLE İÇİ İLETİŞİM
Bölüm 3 AİLE TUTUMLARININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Bölüm 4 AİLE İÇİ İLİŞKİLERDE İLETİŞİM ENGELİ
Bölüm 5 AİLE TUTUMLARININ ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Bölüm 6 MUTLU BİR AİLE KURMAK VE MUTLU ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK

Adem Peker, Banu Yıldız, Erol Uğur, İbrahim Demirci, Mahmut Almbaıdheen, Mehmet Emin Turan, Mustafa Ercengiz, Mustafa Savcı, Özge Metin Aslan, Rıfat Bilgin, Serkan Altuntaş, Taner Algan, Tuğba Seda Çolak Duygusal istismar, ne yazık ki günlük yaşantının bir parçası ve kanıksanan bir gerçeklik olarak insanlığın bilinen tarihinden beri varlığını sürdürüyor. Örneğin, deyimlerde, atasözlerinde, günlük dilde, parkta, televizyonda, sosyal medyada, okulda, evde kısacası aklınıza gelebilecek her alanda, çocuğun duygusal istismarı ile karşılaşabilirsiniz. Karşılaşıldığında ya da maruz kalındığında bile bu durumun bir istismar olduğu ne yazık ki fark edilmiyor. Artık çoğumuz için normal sayılan aslında, normal olmayan, suç sayılabilecek davranışlar ile yaşıyoruz.
Ya mağduruz ya da mağdur ediyoruz. Her hâlükârda sağduyu ile yaklaşıldığında duygusal istismarın yıkıcı sonuçlarının görülmesi oldukça olasıdır. Bir çocuk, bir yetişkin tarafından fiziksel olarak hırpalandığında her birimiz üzülüyoruz. Ancak verilen ruhsal zararlar neden göz ardı ediliyor?
Kısacası biz çocuğa söylenen "Senden bir şey olmaz." ifadesinin oluşturduğu yıkıcı etkilerin toplumsal farkındalığının gelişmesi ya da geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Evet, fiziksel olarak bir zararı olmayabilir ancak çocuğun duygu dünyasında açmış olduğu yaralar çok daha kalıcı izler bırakıyor.
Bu kitap, çocuk istismarının en yaygın türü olan duygusal istismarı tüm yönleriyle ele alıyor.
İnsan ırkının akciğerleri olan çocukların, o “çocuk dünyaları”nın temiz kalması dileğiyle…
Serkan Volkan Sarı Teknoloji, insanların yaşam tarzını hızla değiştirmektedir. Bu çağda akıllı teknolojilerin kullanımının artmasının etkisi insan ilişkilerine de yansımaktadır. Bu süreçte ebeveynlerin, öğretmenlerin ve tüm eğitimcilerin çocuklara, yaşanan hızlı değişime kendilerini nasıl adapte edebileceklerini öğretmeleri, gerekli becerileri kazandırmaları oldukça önemli görülmektedir. Bu kitapta; özellikle çocuklar ve ergenler açısından risk olarak algılanan siber zorbalık problemine karşı çocukların kendilerini nasıl koruyabileceklerinin öğretilmesi konusuna odaklanılarak hem bu konuda kazandırılabilecek becerilere değinilmiş hem de ebeveyn ve tüm eğitimcilere önerilerde bulunulmuştur.

Besra Taş Çocuk Bakış Açısıyla Ebeveyn Boşanması’nda, boşanmanın çocuklar üzerinde kısa ve uzun süreli etkileri üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı, çeşitli ülkelerde geniş ölçekli vakalara dayanarak hazırlanmış birçok araştırmayı ele alarak, ebeveyn boşanmasını çocuk bakış açısıyla değerlendirmektir.
Meslekî gözlemlerin aşikâr kıldığı şey, birçok çiftin, boşanmalarının hem kendileri hem de çocukları için ne anlama geldiğinin bilincinde olmadıklarıdır. Çiftlerin çoğu, boşanmalarını problemlerinin bitişi olarak idrak etmekte, en azından problemlerini bertaraf ettiklerini zannetmektedirler. Ne var ki boşanma, problemlerin bitişi değil eski problemlerin farklı yoğunluklarda devamına ilaveten yeni problem yumakları ile dolu bir hayat sürecinin başlamasıdır: Farklı rol modelleri ile yeniden inşa edilmesi gereken bir hayat süreci...
Asuman Önder, Ayfer Açıkgöz, Ayşe Tosun, Ayşegül Demir, Berna Eren Fidancı, Beyza Kendir, Birsen Mutlu, Buket Meral, Çağrı Çövener Özçelik, Damla Pektaş, Deniz Yiğit, Didem Kurap Öcebe, Duygu Arıcı Doğan, Duygu Yılmaz, Eda Aktaş, Elvan Yılmaz Akyüz, Enver Sinan Malkoç, Ergün Hasgül, Erhan Alabay, Esin Sezgin, Esra Ekmekci, Fatma Güdücü Tüfekci, Ferhan Karademir, Filiz Aslantekin Özçoban, Gülçin Kılıçaslan Kaymak, Güzide Özden Akcan, Hacer Özel, Hale Tosun, Hamza Aydemir, Hande Kosek Aluç, Hayrünnisa Özdemir, Hür Mahmut Yücer, İlke Karabıyık, İrem Pamuk, İsmail Aslan, Lütfiye Söğütlü, Meltem Çelik, Nagihan Sabaz, Nihan Engin, Nilhan Vural, Nilüfer Kablan, Nurcihan Aslan, Orhan Koç, Osman Çavuş, Özgür Sarı, Rabiye Güney, Saadet Karakuş, Seda Çağlar, Serap Tepe, Şengül Öymen Gür, Şengül Yalçınkaya, Tuğçe Özlü, Turgay Altunalan, Ülkü Tankut, Yıldız Bilge, Zeynep Karaköse, Zuhal Kunduracılar Eskiler, çocuğun oyunla ilişkisini “Bir çocuğun akşama kadar dokuz oyun işi olur, akşam olunca sekizini bitirir, biri de yarına kalsın der.” sözüyle açıklarlar. Bu kadar işi arasında hastaneye yatan çocuk, işlerini yarım bıraktığı gibi bir de korku, endişe ve ağrı gibi hiç de hoş olmayan deneyimlerle karşı karşıya kalır. Oysa hastanelerde tüm profesyonellerin hedefi ortaktır: Çocuğun sağlığı ve esenliği. Ancak hastane yaşamının koşuşturması arasında bazen çocuğun gereksinimleri gözden kaçar. Bu gereksinimler bazen “ce ce” oynamaktır, bazen masal dinlemektir, bazen de annesine sarılmak, sıcaklığını hissetmektir. Araştırmalar, çocuğun bu gereksinimlerini önemsemenin, geleceğin bedeni kadar ruhu da sağlıklı olan bireylerini yetiştirmek için bir zorunluluk olduğuna dair sayısız kanıt sunmaktadır.
Çocuk Dostu Hastane isimli bu kitapta, farklı disiplinlerden uzmanlar, hastane ortamında çocuğun gereksinimlerinin karşılanması ve yüksek yararı için yapılması gerekenleri bilimsel bulgular ışığında, kendi tecrübeleri ile birleştirerek idealist bir yaklaşımla ayrıntılı şekilde açıklamaktadırlar. Planlama ve tasarımdan başlayarak hastanelerin tüm süreçlerinde, çocuk haklarının yerine getirilmesini ön koşul olarak gören anlayış ise kitabın özünü yansıtmaktadır. Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkının yanı sıra çocuğun “oyun hakkı” tüm uzmanların vurguladığı en önemli çocuk haklarından biridir. Diğer yandan, kitapta yalnız soyut kuramlar açıklanmakla kalınmamış, hastane ortamında çocuklar için çalışan tüm profesyonellerin yararlanabileceği pratik önerilere de yer verilmiştir. Kitabın, gelecekte hastanelerde görev yapmak üzere sağlık ve sosyal alanlarda eğitim alan lisans ve lisansüstü öğrenciler için temel bir kaynak olması amaçlanmıştır.
Bu kitabın çocuklar için daha dostane bir hastane ortamı oluşturulmasına katkı sağlaması dileğiyle...
John W. Santrock Gelişim Psikolojisi alanında yazdığı ders kitapları, dünyadaki ve ülkemizdeki en iyi üniversitelerde okutulan John W. Santrock'un Child Development isimli kitabının 14. baskısının çevirisi olan bu kitap; öğrencilerin çocuk gelişiminin farklı yönleri arasındaki bağlantıları vurgulayan, kavramları daha iyi anlamalarına yardımcı olan, gelişimsel bağlantıları gerçek yaşamla ilişkilendiren ders materyaline sistematik ve bütüncül bir yaklaşım sağlamaktadır. Bu özellikleriyle kitap; psikoloji ve eğitim alanlarındaki lisans düzeyindeki öğrenciler için insan gelişiminin doğasını aktaran, hem klasik kuram ve araştırmalar hem de yakın zamandaki güncel araştırma ve tartışmaları içerecek şekilde ele alan önemli bir kaynaktır.
Çocuk Gelişimi kitabının her bölümünde yer alan başlıklar, okuyucular için işlevseldir:
Öğrencilerin çocuk gelişimi hakkında daha etkili bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olmak amacıyla, her bir ana bölümün sonunda, öğrencilerden bölümdeki ana konuları gözden geçirmelerini, bu konuları mevcut bilgilerle ilişkilendirmelerini ve yaşam boyunca kendi kişisel yolculuklarıyla öğrendiklerini ilişkilendirmelerini isteyen Gözden Geçir, Bağlantı Kur ve Yansıt başlıkları yer almaktadır. Ayrıca, Araştırmayla Bağlantı, çocuk gelişimi alanındaki araştırmaların nasıl yürütüldüğünü ve disiplin anlayışını nasıl etkilediğini gösteren bir çalışma veya programı tanımlar. Bunun yanı sıra her bölümün kenar boşluklarında birden çok kez görülen Gelişimsel Bağlantı, öğrencileri konunun önceki, güncel veya sonraki bir bölümde tartışıldığı yere yönlendirir. Bu özellik, gelişim boyunca olan ilişkileri ve biyolojik, bilişsel ve sosyoduygusal süreçler arasındaki bağlantıları vurgular. Kitap, öğrencilerin araştırma ve gelişimsel bağlantılar kurmalarına yardımcı olmakla beraber tartışılan kavramlar ve gerçek dünya arasındaki önemli bağlantıları da gösterir. Bu baskıda, gerçek hayattaki bağlantılar, bölüm vinyetinde, Çocuk Yetiştirmeyle Bağlantı, Farklılıklarla Bağlantı ve Mesleklerle Bağlantı'da açıkça yapılmıştır.
“Çocuk Gelişimi” kitabının bu mevcut baskısında, Çocuk Gelişiminin Doğası; Biyolojik Süreçler, Fiziksel Gelişim ve Algısal Gelişim; Biliş ve Dil; Sosyoduygusal Gelişim; Gelişimin Sosyal Bağlamları başlıkları altında yer alan 17 bölümün her biri, çocuk gelişimi alanının önde gelen uzmanlarının detaylı değerlendirmeleri ve önerileri doğrultusunda yenilenmiş ve güncel örneklerle zenginleştirilmiştir.
Kevin Crowley Bu kitap, çocuk gelişim alanında teori ve güncel uygulamalar açısından iyi bir bakış açısı sunmaktadır. Kitap dili anlaşılabilirdir ve pratik örnekler, araştırma bulguları ve pratik, kullanıcı dostu örnekler arasındaki bağlantıyı yansıtmaktadır.
Joan Martlew, Strathclyde Üniversitesi
Bu kitap, çocuk gelişim alanının kapsamlı ve özlü bir anlatımıdır. Erişilebilir ve okunması kolay tüm önemli alanları kapsamaktadır.
Kathryn Nethercott, Eğitim Bilimleri, Bedfordshire Üniversitesi
Çocuk gelişiminin temel yönlerine hoş bir giriş sağlayan iyi yapılandırılmış bir metin.
Sharon Colilles, Carnegie Spor ve Eğitim Fakültesi, Leeds Beckett Üniversitesi

İlk yıllara (0-6) odaklanan bu çok satan kitabın yeni baskısı, çocuk gelişimi alanındaki araştırma, teori ve güncel uygulamalara kapsamlı bir genel bakış sunmaya devam ediyor.
Bu yeni baskı, mevcut politika mevzuatı kapsamında tamamen güncellenmiştir ve şunları içermektedir:
Her bölümde öğrencilerin teori ve pratiği birbirine bağlamasına yardımcı olan yeni “Araştırma Kutuları”,
Çocukların sosyal ve duygusal gelişimine yönelik arttırılmış kapsam,
SAGE dergi makalelerine ücretsiz erişim, açıklamalı ek okumalar, web
bağlantıları ve yararlı çevrim içi materyaller içeren yepyeni bir yardımcı web sitesi.
Bu kitap, çocuk gelişimi modülleri ve erken çocukluk eğitim kursları üzerine çalışanlar için veya çocukların ilk yıllarında nasıl öğrendikleri ve geliştikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen herkes için gereklidir.
Ayşe Alptekin, Ece Kara, Emine İnci, Fatma Zeynep Dönmez, Gözde İnal Kızıltepe, Maide Orçan Kaçan, Nisa Başara Baydilek, Nudar Yurtsever, Özden Kuşçu, Selcen Aydoğan, Sema Öngören 0-18 yaş arasını içine alan çocukluk, olağanüstü gelişmeleri ve kritik dönemleri içinde barındıran, büyüleyici değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimidir. Bu zaman dilimi içinde çocuğun gelişimi ve maruz kaldıkları bize hem nasıl bir yetişkin olacağının sinyallerini vermekte hem de sağlıklı bir toplum yapısının devam ettirilmesi açısından önemli olmaktadır. İster anne-baba ya da kardeş/ler, birinci derecede akrabalar isterse çocuğun yaşamına yön veren bir meslek sahibi ya da çocuğun hayatından geçen diğer bireyler olsun aslında toplumun tamamı çocukların yetiştirilmesinden sorumludur. İçinde bulundukları yaşa göre sahip oldukları gelişimsel özellikleri bilmek ise onları bütünsel bir yaklaşım ile desteklemek ve yanlış uygulamalara maruz bırakmadan sağlıklı bireyler olarak yetiştirebilmenin anahtarıdır. Çocukların içinde bulundukları yaşa göre gelişimsel özelliklerini bilmek ve kalıtımla getirdikleri özellikleri ile içinde yaşadıkları çevrenin özelliklerinin de gelişimlerini şekillendirdiğini unutmamak gerekir. Bu noktada, yaşam yolculuklarında her birinin sahip oldukları özelliklerle “biricik” olduğunu göz önüne alarak, kıyaslamadan onlara eşlik etmek oldukça önemlidir.
Çocuk Gelişimi I' de;
• Gelişimle ilgili temel kavramlar
• Fiziksel gelişim
• Motor gelişim
• Bilişsel gelişim
• Dil gelişimi
• Çocuk Gelişimi II' de;
• Kişilik gelişimi
• Sosyal duygusal gelişim
• Ahlak gelişimi
• Cinsel gelişim
başlıklarına ve temel kavramların tanımlarının yapıldığı sözlüklere yer verilmiştir.
Çocuk Gelişimi I-II kitapları; anne-babalara, çocuk gelişimcilere ve adaylarına, öğretmenlere ve öğretmen adaylarına, çocuğu gelişimsel olarak tanımak isteyen tüm bireylere yönelik hazırlanmıştır. Kitapların tüm okuyucularına faydalı olması dileğiyle...

Ayşe Alptekin, Ece Kara, Emine İnci, Fatma Zeynep Dönmez, Gözde İnal Kızıltepe, Maide Orçan Kaçan, Nisa Başara Baydilek, Nudar Yurtsever, Özden Kuşçu, Selcen Aydoğan, Sema Öngören 0-18 yaş arasını içine alan çocukluk, olağanüstü gelişmeleri ve kritik dönemleri içinde barındıran, büyüleyici değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimidir. Bu zaman dilimi içinde çocuğun gelişimi ve maruz kaldıkları bize hem nasıl bir yetişkin olacağının sinyallerini vermekte hem de sağlıklı bir toplum yapısının devam ettirilmesi açısından önemli olmaktadır. İster anne-baba ya da kardeş/ler, birinci derecede akrabalar isterse çocuğun yaşamına yön veren bir meslek sahibi ya da çocuğun hayatından geçen diğer bireyler olsun aslında toplumun tamamı çocukların yetiştirilmesinden sorumludur. İçinde bulundukları yaşa göre sahip oldukları gelişimsel özellikleri bilmek ise onları bütünsel bir yaklaşım ile desteklemek ve yanlış uygulamalara maruz bırakmadan sağlıklı bireyler olarak yetiştirebilmenin anahtarıdır. Çocukların içinde bulundukları yaşa göre gelişimsel özelliklerini bilmek ve kalıtımla getirdikleri özellikleri ile içinde yaşadıkları çevrenin özelliklerinin de gelişimlerini şekillendirdiğini unutmamak gerekir. Bu noktada, yaşam yolculuklarında her birinin sahip oldukları özelliklerle “biricik” olduğunu göz önüne alarak, kıyaslamadan onlara eşlik etmek oldukça önemlidir.
Çocuk Gelişimi I' de;
• Gelişimle ilgili temel kavramlar
• Fiziksel gelişim
• Motor gelişim
• Bilişsel gelişim
• Dil gelişimi
• Çocuk Gelişimi II' de;
• Kişilik gelişimi
• Sosyal duygusal gelişim
• Ahlak gelişimi
• Cinsel gelişim
başlıklarına ve temel kavramların tanımlarının yapıldığı sözlüklere yer verilmiştir.
Çocuk Gelişimi I-II kitapları; anne-babalara, çocuk gelişimcilere ve adaylarına, öğretmenlere ve öğretmen adaylarına, çocuğu gelişimsel olarak tanımak isteyen tüm bireylere yönelik hazırlanmıştır. Kitapların tüm okuyucularına faydalı olması dileğiyle...

İsa Özkan, Özlem Okyay, Pelin Ülker Atav, Seda Sakarya, Yağmur Başaran, Zeynep Seda Çavuş, Zeynep Topcu Bilir, Zuhal Begde Çocukla çalışacak meslek elemanlarının 0-6 yaş çocuğunun gelişim alanları hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları ve alanda iyi yetiştirilmiş olmaları gerekmektedir. Çocuk Gelişimi I-II kitabı öncelikle çocuk gelişimi ön lisans programında okuyan öğrenciler için ders kitabı niteliğinde hazırlanmıştır. Ayrıca çocuk gelişimi lisans ve okul öncesi öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğrenciler için de kaynak kitap olarak kullanılabilir. Kitap, çocuk gelişimi dersinin birinci ve ikinci eğitim öğretim döneminde işlenen konuların tümünü kapsadığından Çocuk Gelişimi I-II ismiyle sunulmuştur. Kitapta; çocuğun bilişsel, dil, fiziksel, motor, kişilik, sosyal duygusal, ahlak ve cinsel gelişim alanlarının açıklandığı 8 bölüm bulunmaktadır. Bu bölümlerde, gelişim alanları tüm boyutlarıyla ve gelişim kuramcılarının görüşleriyle ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır.
Fatma Gül CİRHİNLİOĞLU Kitapta, genel olarak çocuğun doğumundan altı yaşının sonuna kadar olan dönemdeki büyüme ve gelişimi ele alınmıştır. Çocuğun fiziksel büyüme ve gelişiminin yanı sıra özellikle dil, motor, bilişsel ve kişilik gelişimi, kişisel, sosyal ve duygusal gelişimi ve cinsel kimlik gelişimi incelenmiştir.
Gelişim süreçleri çocuğu yaş dönemlerine göre sınıflandırarak anlatılmıştır. Çocuklar ilk yıllarında çok hızlı geliştiklerinden, bu dönem aylara bölünerek incelenmiştir. Her bir dönem için çocuğun gelişimini desteklemek amacıyla bazı etkinlik önerileri de sunulmuştur.
Çocuğun sağlıklı kişilik gelişimi, fiziksel ve zihinsel gelişimi kadar önemlidir. Bunun için çocuğun kişilik gelişimi sürecinde uygun aile tutumlarının neler olduğu vurgulanmıştır.
İlk çocukluk döneminde uyku, tuvalet eğitimi ve beslenme gibi temel alışkanlıkları kazandırma konularında karşılaşılan sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur. Okul öncesi eğitime başlama, oyun davranışları ve oyuncak seçimi, uyum ve davranış problemleri gibi çoğu anne babanın zorlandığı konularda çeşitli pratik çözümler geliştirilmiştir. Anne baba ölümü, boşanma gibi durumların çocuk üzerindeki etkileri ve ortaya çıkabilecek sorunlar irdelenmiş ve bazı başetme yolları gösterilmiştir. Ayrıca zekâ, zekâ gerilikleri ve nedenleri, zekâ geriliğini önleme ve zekâ testleri hakkında bilgi verilmiştir.
Bebek ve çocukların en üst düzeyde sağlıklı bir şekilde büyüme ve gelişmeleri için nasıl beslenmeleri gerektiği üzerinde de durulmaya çalışılmıştır.
Her anne babanın rahatça anlayabilmesi için sade, basit ve özel terimlerden arınmış bir dil kullanılmıştır. Bunun yanı sıra bilimsel bilgilerin dikkatlice derlenmesine ve sistemli bir şekilde anlatılmasına da özen gösterilmiştir.
Aslıhan Özer, Emine Ülken, Ertuğrul Hatipoğlu, Fadime Üstüner Top, Fatih Aydın, Feridun Kaya, Hatice Odacı, Hüseyin Kağan Zengin, İlknur Yeniçeri, Kenan Bülbül, Nihal Topal, Özge Kınık, Şükrü Özer, Tuğba Türkkan Bu kapsamlı kitap; çocuklara yönelik istismar ve ihmali anlamak, tanımlamak ve bu ciddi sorunla başa çıkmak için temel bir kaynak olarak hazırlanmıştır. Her biri alanında uzman akademisyenler ve profesyoneller tarafından kaleme alınan bölümler, çocuk istismarının tarihinden fiziksel, duygusal, cinsel ve çevrim içi istismar türlerine kadar geniş bir yelpazede konuları ele almaktadır. Kitap, hem Türkiye'de hem de dünyada çocuk istismarının mevcut durumunu ve yasal düzenlemelerini inceleyerek bu alanda farkındalık yaratmayı ve çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca istismar mağduru çocuklarla nasıl etkili bir şekilde iletişim kurulacağı, tedavi ve rehabilitasyon süreçleri ile önleme stratejileri gibi pratik bilgiler de sunmaktadır. Çocuk istismarına karşı koruma sağlamaya yönelik mevzuat, tedavi yöntemleri ve profesyonellerin yaşadığı ikincil travma gibi konularla da zenginleştirilen bu eser, hem akademik dünyaya hem de sahada çalışan uzmanlara değerli bir rehber niteliğindedir. Çocuk istismarının önlenmesi ve çocukların korunması için atılması gereken adımları daha iyi anlamak isteyen herkes için vazgeçilmez bir kaynaktır.
Ahmet Hulusi Akkaş, Çağlar Özdemir, Ebru Davulcu, Fikret Yazıcı, Hakan Aydın, Haşim Asil, Hülya Öztekin, Mustafa Öztürk, Mustafa Temel, Sümeyye Derin, Vahit İlhan Çocuk istismarı, multidisipliner yaklaşımla ele alınması ve çocukların yüksek yararının gözetilmesi için titizlikle çalışılması gereken bir konudur. Çocuk istismarı sorununa ilişkin çözüm çabalarına kuşkusuz en önemli katkıyı, bu alanla ilgili bilimsel ve yönetimsel bilgiyi artırma girişimleri sağlayacaktır. Bu girişimlerin multidisipliner bir yaklaşım içermesi, bu konuda son derece sınırlı üretim göz önüne alındığında stratejik bir önem arz etmekte ve çözüm arayışlarını güçlendirecek bir potansiyel taşımaktadır. Belirtilen amaç ve öneme bağlı olarak ProChild Projesi, çocuk istismarı sorununun multidisipliner yaklaşımla ele alındığı editörlü bir kitap üretimini, temel çıktılarından biri olarak belirlemiştir. Bu kitap; çocuk istismarı sorunsalını, tıp, eğitim, hukuk ve iletişim birikimiyle ele almakta, internet gazetelerinde yayımlanan çocuk istismarı haberleri üzerinden temsil sorununa odaklanmakta ve çocuk istismarının dijital bileşenlerini ayrıntılı olarak tartışmaya açmaktadır.
Ayşe Sibel Türküm, Ayşen Balkaya Çetin, Bahtiyar Eraslan Çapan, Meral Melekoğlu, Nilüfer Koçtürk, Selen Demirtaş Zorbaz, Serdar Körük, Seval Kızıldağ, Zerrin Bölükbaşı Macit Bireyin doğumu ile başlayan yaşamı, bebeklik, çocukluk ve okul dönemleri ile devam eder. Her bir dönem yeni bir serüven, yeni bir öğrenmedir. Yaşamın en çok şeyin öğrenildiği dönemi olan çocukluk, insan yaşamının en özel dönemlerinden biridir. Bu kitap; anne-babalara, psikolojik danışmanlara, psikologlara, öğretmenlere, konuyla ilgili uzmanlara ve eğitim görenlere, çocuğun doğum öncesi döneminden başlayarak ergenlik sonuna kadar süregelen tüm gelişimine ve karşılaşılan sorunlara yönelik detaylı bir inceleme sunmak üzere yazılmış bir kitaptır.
Özlem Gözün Kahraman Modern çağın ebeveynleri, bilim ve teknolojideki gelişmelere bağlı olarak hızla değişen yaşam koşullarında, çocuklarının sağlıklı psikolojik gelişimi için daha fazla endişe hissetmekte ve çocuklarını doğru şekilde desteklemek için uzman desteğine ihtiyaç duymaktadır. Çocukların günlük yaşamlarında maruz kaldıkları stres faktörleriyle sağlıklı bir şekilde baş edebilmeleri, kendileri ve diğerleriyle olumlu ilişkiler geliştirerek sağlıklı psikolojiye sahip olmaları konusunda ebeveynlerin, öğretmenlerin ve uzmanların önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Çocukların ruh sağlığı ve esenliğinde bütüncül bir yaklaşımı temel alarak hazırlanan bu kitabın, çocukla çalışan profesyoneller ve çocuk gelişimi alanında öğrenim gören öğrenciler için önemli bir rehber kitap olması hedeflenmiştir.
Tarık Solmuş Bir çizgi ya da animasyon filmin iki özelliği olmalıdır. Bir yandan çocukların zihinsel, duygusal, sosyal, ahlaki, dil ya da vicdan gelişimlerine katkıda bulunurken bir yandan da onlara hiçbir zarar vermemelidir, saldırganlığa ve suç işlemeye yöneltmemelidir, özendirici olmamalıdır.
Kitabın bu genişletilmiş ve güncellenmiş 2. basımında da yine yukarıdaki kriterler dikkate alınarak 478 çizgi film ve 344 animasyon film incelenmiştir. Bu incelemenin sonucunda da tüm bu filmler içerdikleri psikolojik özelliklere göre “Yararlı / Eğitici / Öğretici”, “Zararlı / Sakıncalı” ve “Ne Yararlı Ne de Zararlı” olmak üzere 3 kategoriye ayrılmışlardır. Çocukların gelişimi açısından ne olumlu ne de olumsuz bir etkisi olmayan filmler “Ne Yararlı Ne Zararlı” kategorisinde değerlendirilmiştir. Örneğin, o sabah kendisine bir parça zaman ayırmak isteyen bir annenin 2.5 yaşındaki kızını ya da 7 yaşındaki oğlunu TV karşısına oturtup herhangi bir endişe, şüphe, korku da yaşamadan izlettirebileceği filmlerdir. Kuşkusuz ki ideal olanı; çocuklara hep “Yararlı / Eğitici / Öğretici” çizgi ya da animasyon filmler izlettirip “Zararlı / Sakıncalı” olanlarından da uzak tutmaktır.
Kathryn Geldard, David Geldard, Rebecca Yin Foo “Bu kitap bir numara... Bu kitabı çok sevdim.”
Sally Riggall, Lincoln Ūniversitesi, Öğretim Görevlisi

“Çocuklarla çalışan her terapist için kesinlikle önerilecek bir kaynak”
Dianne O'Malley, Danışman Psikolog, Young Mind'S NETWORK (Genç Beyinler Ağı)

“Terapi ve danışma alanı için önemli bir kaynak kitap”
Divine Charura, Leeds Beckett Ūniversitesi, Öğretim Görevlisi

Bu kitap, duygusal sorunları olan çocuklarla çalışırken yararlanılacak mükemmel bir rehberdir. Gereksinim duyulan, bilinmesi gereken her şeyi kapsıyor:
Çocuk-terapist ilişkisi,
Etkin çalışma için uygulama çerçeveleri,
Oyun terapisi ve çeşitli oyun materyalleri ve etkinliklerin kullanımı,
Çalışma kâğıtları aracılığıyla öz saygı ve sosyal becerilerin kazandırılması,
Teknoloji: Terapide kullanılabilirlik ve çocuklar üzerindeki etkileri.
Aynur Şadiye Şahin Çocuğun ruhsal dünyasına kısa bir giriş yapılan “Çocuk Resimlerindeki Yaratıcılığın Plastik Açıdan Analizi” konusu araştırılırken, çocuğu anlamanın; ayrıca, çocuğun sevgi, güven ve hoşgörülü bir aile ortamında yetiştirilmesinin önemine değinilmiştir.
Yaratıcılık insana özgüdür ve her insana doğuştan gelen bir armağandır. Ancak bu yetinin geliştirilmesinde öğretmenlerin üzerine büyük bir görev düştüğü vurgulanmıştır. Çocuk yaratıcılıkla resim yaptığında, zaman içinde bunun etkileri kişiliğine de yansımaktadır.
Sanatsal açıdan bakıldığında yalınlık ve özgünlük ile dikkati çeken çocuk resmi, sıradan bir etkinlik gibi görülse de bazı durumlarda birtakım kavramsal karmaşıklıklar da gösterebilmektedir. Bu çalışmada, çocukların kendilerini fark ederek keşfetmeleriyle özgün bir birey olma yolculuklarına dikkat çekilmiştir. Çocukların resim aracılığı ile kişilik ve yaratıcılıkları gelişirken evrensel bir birey olma düşüncesinin de oluştuğunun önemine yer verilmiştir. Bu açıdan ele alındığında çocuk resimleri iyi analiz edilmelidir.
Çocuk resimleri, onların gelişim ve becerilerinin genel bir göstergesidir. Çocuğun iç dünyasını bize ayrıntılarıyla anlatır.
Mazlum Çöpür Her toplumda, çocukların ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı yetiştirilmeleri temel amaçtır. Daha anne karnında temeli atılan ruhsal ve fiziksel sağlık karşılıklı olarak birbirini etkilese de, fiziksel sağlığı yerinde olan bir kimse ruhsal olarak sağlıklı değilse yaşamdan haz almamakta ve kendisini mutsuz hissetmektedir. Çocukluk çağında yaşanan olumsuz olaylar sadece çocukluk döneminde ruh sağlığını bozmamakta, bunun etkileri yetişkinlik yaşamında da devam etmektedir. Bu nedenle çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimleri ile kişilik ve dil gelişimlerinin yaşlarına uygun bir şekilde ilerlemesi, çevreleriyle uyum içinde ve yeteneklerini ortaya koyarak yaşamaları, kendilerini değerli ve sevilen bireyler olarak hissetmeleri sağlıklı nesillerin yetişmesinin de anahtarıdır. Çocukların normal gelişmelerinin nasıl bir seyir izlediğini ve bu seyrin aksamadan nasıl devam ettirileceğini bilmek ruhsal olarak daha sağlıklı çocuklar yetiştirmemizi sağlayacaktır.
Elimizde olmayan sebeplerle çocukların ruh sağlıklarında sorunlar görülebilmektedir. Bu sorunların zamanında tespiti ve tedavisi çocukların ruhsal sağlıklarında kalıcı hasarlar oluşmasını önleyecek veya en aza indirecektir.
Bu kitapta; ruhsal olarak sağlıklı gelişim için çocukların hangi basamaklardan geçtikleri, gelişimlerini etkileyen etkenler ve önemli ve sık görülen bazı ruhsal sorunlar açıklanmaktadır. Özellikle üniversitelerin psikolojik danışmanlık ve rehberlik, çocuk gelişimi ve psikoloji bölümü öğrencileri ile öğretmenler için gerekli pek çok bilgiyi içermektedir. Ayrıca kitabın, konuya ilgi duyan anne babalar için de yararlı olacağı umulmaktadır.