Radyo Televizyon \ 2-2
Burcu Yerlikaya Feminist teoriler ışığında 1980'den günümüze Türkiye'de kadın emeği ve Türk Sineması'ndaki kadın temsillerini bir araya getiren bu kitap; Sosyoloji, İletişim ve Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri disiplinlerinin kesişiminde özgün ve multi-disipliner bir kaynaktır. Özellikle toplumsal cinsiyet çalışmaları yapan araştırmacılar ve öğrenciler için temel başvuru kaynağı niteliğindedir. 1980'li yıllarla oluşmaya başlayan yeni dünya düzeni, Türkiye ve Türk Sineması için de önemli bir dönüşümü simgelemektedir. 1980 sonrası Türkiye'de neoliberal politikaların uygulama alanı bulması ile birlikte emek piyasalarının görünümü ve niteliği değişirken kadın çalışanların da emek piyasalarındaki görünümü tartışılmaya değer hâle gelmiştir. Yine aynı yıllarda emek piyasalarının değişen yapısı ile birlikte İkinci Dalga Feminist Hareket'in etkilerinin Türkiye'de hissedilmesiyle kadın filmleri yapılmaya başlanmış ve bu doğrultuda Türk Sineması'ndaki kadın temsillerinin de değişmeye başladığı görülmüştür. Bu dönüşümle birlikte kadın temsilleri önceki yıllardan farklı olarak çalışma hayatında gösterilmiştir. 1980 sonrası Türkiye emek piyasasındaki kadın çalışanların görünümü ile bu kadınların Türk Sineması'ndaki yansımalarının feminist teoriler ışığında nitel araştırma teknikleri ve feminist film eleştirisi yöntemi ile çözümlendiği bu kitap, toplumsal cinsiyet çalışmalarına önemli bir katkı sağlamaktadır. 1980'den günümüze Türk Sineması'ndaki kadın emeğini mercek altına alan ve uygulamaya dair örnekler içeren bu kitabın akademiye ve araştırmacılara faydalı olması dileğiyle…
Beyler Yetkiner Sinema ve festival ilişkisini irdeleyen bu kitap, Türkiye’deki festivallerin işleyişi ve ekonomi politiği başta olmak üzere festivallerde karşılaşılan sorunları ve bu organizasyonların sinemaya olan katkılarını birçok açıdan ele almaktadır.
Sinemaya ilgi duyan kişilere yönelik hazırlanmış ve Türkiye’de üzerinde yeterince tartışılmayan film festivalleri konusunu ayrıntılı bir şekilde irdeleyen bu kitabın bundan sonraki çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Sade ve anlaşılır bir dille yazılan Türkiye’de Film Festivalleri, hem sinemaseverler için bir baş ucu kitabı hem de bu alanda eğitim gören öğrenciler için film festivalleriyle ilgili temel kaynak niteliği taşımaktadır.
Ceyhun Bağcı Televizyon, OTT TV/SVOD servislerinin giderek yaygınlaşması ile birlikte değişime uğramıştır. İletim ortamlarıyla, içerikleriyle ve kurumsal yapılarıyla yeniden tanımlanan televizyon olgusu, izleyici alışkanlıklarını da yeniden şekillendirmektedir. Bugünkü hâliyle geleneksel televizyon, tek yönlü yayın prensibi ile varlığını sürdürse de çevrim içi yayın çözümleri izleyici pratiklerinin yeniden tanımlanmasında belirleyici olmaktadır. Bu kitapta, sayısal televizyon platformları ve dijital jenerasyon arasındaki ilişki değişen izleyici profilleri ve sektörel dönüşüm çerçevesinde ele alınmıştır. Genç kuşak izleyicileri merkeze alarak konunun sektörel analizler, teknolojik gelişmeler ve izleyici alışkanlıkları bağlamında bütüncül bir yaklaşımla ele alınmış olması, bu eseri hem bu alanda eğitim gören öğrenciler için hem de televizyonun bugününü merak edenler için önemli kılmaktadır.
Elif Gizem Uğurlu, Emin Paftalı Türk sineması ile ilgili yapılmış çalışmalara odaklanan Ulusal Film Çalışmaları Sempozyumu (UFÇS) 8-10 Nisan 2022 tarihinde Alanya'da düzenlendi. Bu yıl, Alanya HEP Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İletişim ve Tasarımı Bölümü Bilimsel Araştırma Projesi tarafından desteklenen sempozyum, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü ortaklığı ile gerçekleştirilmiştir.
Sempozyuma katılan bilim insanlarının emek ve özveri ile hazırladıkları çalışmaların özet bölümlerinin takdim edildiği bu e-kitabın; bilim dünyasına, sinema çalışmalarına, sinema sektörü ve öğrencilerine kaynak ve katkı sağlamasını dileriz.
Rıdvan Bülbül Kitle iletişim araçlarındaki hızlı gelişme, yöntemleri de değiştirmiş, toplumların bütün kesimlerini etkisi altına almış, yaşam biçimlerinde bile yansımaları görülmüştür. Bu betimlemeler çerçevesinde şekillenen çalışmada, kitle iletişim araçları, iletişim teknolojisi ve gelişmeler, yeni iletişim düzeninde politika, demokrasi ve savaş, yeni dünyada iletişim ve enformasyon düzeni, enformasyonun dengeli dağılımıyla ilgili çalışmlar, toplantılar ve konferanslar, uluslararası kitle iletişimi, kitle iletişim araçlarında uluslararası örgütlenme, iletişim kanallarının tahsisi ve denetimi, uluslararası radyo ve TV kanalları, haber ajansları, Türkiye ve uluslararası iletişim ve iletişim düzeninin geleceği konularına yer verilmiştir.
Emet GÜREL, Jale ALEM Pazarlama iletişiminin güncel ve ilgi çeken konularından biri olan ürün yerleştirme, markalı ürünlerin bir bedel karşılığında belirli bir amaçla iletişim ortamlarına yerleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bir kavramlaştırma ve uygulama alanı olarak etkili olduğu kadar dinamik bir nitelik de arz eden ürün yerleştirme, her geçen gün gelişmeye ve evrilmeye devam etmektedir. Öyle ki günümüzde markalı ürünlerin sinema filmlerinden televizyon dizilerine, basılı kitaplardan elektronik kitaplara, video oyunlarından bilgisayar oyunlarına, çizgi dizilerden çizgi romanlara dek pek çok iletişim ortamına farklı şekillerde entegre edildiği gözlenebilmektedir. Bu gerçeklerden hareket eden ve bir makale seçkisi niteliği taşıyan bu çalışmada ürün yerleştirme kavramı, ürün yerleştirmenin tarihsel gelişimi, ürün yerleştirme türleri, ürün yerleştirme uygulamaları ve örnekleri ayrıntılı bir şekilde işlenmektedir. Amatörce kurgulanmış uygulamalardan milyonlarca dolarlık bir sektöre uzanan bu yolculuğun ilginizi çekeceğini umuyoruz.
Veli Boztepe Yeni bir iletişim çağını başlatan internet teknolojisi, son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişti ve günümüz dünyasının vazgeçilmez teknolojisi hâline geldi. Yeni medya teknolojilerindeki gelişmeler, geleneksel haberciliğin haber üretim ve dağıtım sürecini değişime zorladığı gibi haber kullanıcılarını da dönüştürmektedir. Eski medyanın pasif kullanıcısının yerini haberin her aşamasında aktif görev almak isteyen izleyici almıştır. Televizyon haber merkezleri yeni süreçte ayakta kalabilmek için kendilerini yenilemeye çalışmaktadır. Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkede televizyon habercilerinin, yeni döneme uyum sağlayabilmek için yaptıkları çalışmaların önemli bir parçasını kullanıcı türevli içeriğin haber içeriğine entegre edilmesi oluşturmaktadır. Türkiye'de de televizyon kuruluşlarının yeni medya kullanımıyla ilgili bazı adımlar attığı görülmektedir.
Tüm bu gelişmeler ışığında bu kitap yeni medyanın televizyon haberciliği üzerine etkilerinin neler olduğu, Türkiye'de televizyon haberciliğinin yeni medya çağında ne tür bir içerik yönetim stratejisi uyguladığı, atılan adımların yeterli olup olmadığı sorularına yanıt aramakta ve nasıl/hangi içerik yönetim stratejilerinin uygulanması gerektiğini ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu kapsamda, önce yeni medya/geleneksel medya ilişkisini ele alan dünyadaki ve Türkiye'deki araştırmalar, çalışmalar incelenmiştir. Daha sonra ise Türkiye'deki televizyon kanalları arasından seçilen dört televizyon kanalının (Fox TV, Kanal D, ATV, Show TV) ana haber bültenlerinde yeni medyayı kullanma biçimleri ele alınmıştır. Haberciliğin dönüşümünün teknolojik olduğu kadar toplumsal, kültürel ve ekonomik gelişmelere bağlı olduğu düşüncesinden hareketle yeni medyanın televizyon haberlerine etkileri geniş bir perspektifle incelenmiştir.
Erhan Hancığaz Çağımızda etkisini giderek artıran medya, yaşamın pek çok alanına zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın nüfuz edebilmektedir. Özellikle sözlü ve yazılı unsurları bir araya getirerek cazibesini artıran görsel medya; ürettiği içerikler, kavramlar, kişiler, kahramanlar ve ortaya koyduğu yaşam tarzları ile insanların hayatlarında ciddi bir yer kaplamaktadır. Görsel medya kavramı içinde televizyonun hâlâ mühim bir yer işgal ettiğini söyleyebiliriz. Televizyonu, geleneksel iletişim araçlarından ayırt eden en önemli özellik ise onun görsel ve işitsel özelliğe sahip olmasıdır. Haber programları, diziler, reklamlar, eğlence programları gibi ürettiği içerikler ile oluşturduğu kurgusal gerçeklikler, izleyicilerin günlük yaşamında büyük bir yer kaplamaktadır. Özellikle televizyon dizilerinin izleyicilerde meydana getirdiği etki de araştırmacılarda merak uyandıran bir olgu olmaktadır. Balkanlar'dan Orta Doğu'ya, Latin Amerika'dan Asya’ya, Avrupa’ya kadar çok farklı yerde ilgiyle takip edilen Türk dizilerinin dünya çapındaki etkisi göz ardı edilemezdi. Biz de bu çalışmada bunu göz ardı etmedik.