Psikoterapi \ 5-8
Durmuş Ümmet İnsan olmak demek ya da yaşıyor olmak demek hayatın içinde kaçınılmaz olan problemlere çözüm üretmek demektir. İnsan, dünyaya geldiği andan itibaren yaşamda birçok zorlukla karşılaşır. Karşılaşılan zorluklarda iki türlü düşünme seçeneğimiz vardır: ya problemin ne olduğuna, neden olduğuna, yani detaylarına, odaklanırız ya da problemin nasıl ortadan kaldırılabileceğine, problemle nasıl baş edilebileceğine odaklanırız. Hangisine odaklanacağımız ise düşünme alışkanlıklarımızla ilgilidir. İlk ifade edilen tarzda düşünmek, insana problemin ayrıntılarını fark ettirir ki bu, kişiyi problemin içine daha çok çeker. İkinci şekilde düşünmek ise insana problemin çözümlerini fark ettirir ki bu da değişim için onu harekete geçirir. Frederick Langbridge'ın “Dünya, insanların bakışına göredir: Aynı pencereden bakan iki insandan biri, çamuru görür; öteki, yıldızları” sözünde olduğu gibi. Kısa süreli çözüm odaklı yaklaşım da bu şekilde danışana problemin detaylarını düşündürmek yerine çözümlerin neyle ilgili olabileceğini fark ettirmeye odaklanmış bir yaklaşımdır. Bu kitapta; çözüm odaklı psikolojik danışma yaklaşımının temel felsefesi, ilkeleri, çalışma usulleri, kullanılan teknikler ve farklı kullanım sahalarının neler olduğu ile ilgili bilgiler aktarılmıştır. Ayrıca yaklaşıma dair her bir önerme vaka örnekleriyle somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Kitabın bir yandan saha çalışanlarına, diğer yandan akademik çalışmalara katkı sağlaması amaçlanmıştır.
Zeynep Cihangir Çankaya Derslerimde, seminerlerde, yürüttüğüm psikolojik danışma ve rehberlik uygu-lamalarında gençlere ve yetişkinlere; “Nasıl bir dinleyicisiniz?”, “Başkalarını iyi dinleyebiliyor musunuz?”, “Çocuğunuzu nasıl dinlersiniz?” gibi sorular soruyo-rum. Bu soruları yönelttiğim hiç kimse şimdiye kadar “Ben iyi bir dinleyici değilim.” ya da buna benzer bir şey söylemedi. Herkes iyi dinleyici olduğunu ifade etti ve pek çok kişi de başkalarının kendisini dinlemediğinden yakındı.
Bu çelişkinin, iyi dinlemenin neleri içerdiğinin bilinmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ayrıca insanların başkalarının kendilerini dinlememelerinden yakınmaları da dinlemenin ne kadar önemli bir beceri olduğunu gösteriyor.
Bu anlamda kitabın psikolojik danışmanlara, psikolojik danışman adaylarına, diğer yardım hizmetlerinde çalışanlara/çalışacak olanlara, anne ve babalara, öğretmenlere, dinleme becerilerini geliştirmek isteyen herkese yararlı olacağını umuyorum.
Ayşen Temel Eğinli, Selcan Yavuz Her birey, çocukluğundan itibaren ebeveynleri ya da ebeveyn figürleri tarafından verilen sözlü ve sözsüz mesajlara maruz kalmaktadır. Kimileri bu mesajları olduğu gibi kabul etmekte, kimileri ise reddetmekte ya da tam tersini yapmaktadır. Bu doğrultuda, kişiler, isyan etmek, uyum sağlamak ve kendini eleştirmek gibi birçok davranış geliştirebilmektedir.
Bu kitap, kişiyi iç dünyasında yolculuğa çıkararak kendisini keşfetmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, kendinin ve diğerlerinin kişilerarası iletişim biçimlerini fark etmesini kolaylaştırmakta ve bu doğrultuda kişinin gelişimi ve değişimi için bir yol göstermektedir. Kişinin hem kendisiyle hem de diğerleri ile yaşadığı çatışmaların nedenlerini anlamasına ve bu çatışmaları çözmesine yardımcı olacak anahtarlar sunmaktadır.
Eğer aşağıdaki soruların cevaplarını merak ediyorsanız, bu kitap ile kendinizi daha iyi hissedebilir ve daha özgür bir yaşama adım atabilirsiniz.
• Kendiniz dâhil her şey mükemmel mi olsun istiyorsunuz?
• Hep kendinizi haklı ama karşınızdaki kişileri hatalı mı görüyorsunuz?
• Birisini suçlarken bir anda mağdur konumuna mı düşüyorsunuz?
• Hep kendinizi eksik hissediyor ama karşıdaki kişileri kendinizden daha iyi olarak mı değerlendiriyorsunuz?
• Ne kadar çabalarsanız çabalayın bir türlü istediğiniz noktaya varamıyor musunuz?
• Farklı olaylar karşısında istemediğiniz hâlde aynı davranış biçimlerini mi sergiliyorsunuz?
• Genellikle başkalarını memnun etmeye çalışıyor, kendi ihtiyaçlarınızı görmezden mi geliyorsunuz?
• Kurduğunuz iletişimlerde karşınızdaki kişiyi anlamakta zorluk mu çekiyorsunuz?
• Farklı kişilerle kurduğunuz iletişimlerde hep aynı sorunları yaşıyor ve benzer duyguları mı hissediyorsunuz?
Rengin Karaca Bu kitabın temel amacı, insanın kişilik gelişimine ve içgüdüleriyle gerçek dünya arasında dengeyi kurabilmesine yani vermek ve almak arasındaki dengeyi kurup sağlıklı bir egoya sahip olabilmesine ve içindeki gerçek “ben”i bulabilmesine, uyumu yakalayabilmesine ilişkin anlaşılabilir bir bakış getirebilmektir.
Kişiliğimizi, iç dünyamızı; denize, uzaya benzetiyorum. Ne kadar derine dalmaya çalışsak da analiz etsek de tam olarak anlamamız ve çözümlememiz mümkün değildir. Kişilik; düşüncelerimiz, konuşmalarımız ve nasıl davrandığımızdır. Çevreyle olan uyumumuzdan kişiliğimiz sorumludur. Özelliklerimiz, dürtülerimiz, huylarımız, tavır ve tutumlarımız, ahlaki özelliklerimiz, toplumsal ilişkilerimiz kişiliğimizin bir marifetidir. İnsan doğasını şekillendiren pek çok faktör vardır. Bunların içinde iç dünyamıza ilişkin güçler, manevi güçler, dış dünyanın etkileri, çevremizin bizi koşullandırmaları var. Bu kitapta bütün bunları ele alarak içimizdeki ve dışımızdaki problemli dünyadan daha iyi bir dünyaya yapılacak yolculukta ufacık da olsa bir katkım olsun istedim.
Bütün bu anlatılanların ışığı altında; insanın doğumdan itibaren yaşadığı gelişim serüvenini, dönem özelliklerini, içindeki güçleri, çatışmaları, savunmaları, başa çıkma yollarını, duygularını, davranışını, davranışın altında yatan nedenleri, yaşanan sorunları, ebeveyn-çocuk ilişkisini ve ebeveyn etkilerini, sağlıklı kişiliğe sahip olmanın ve sağlıklı ebeveyn olmanın yollarını; cinsel rolümüzün, kimliğimizin ve cinsel kimliğimizin oluşumunu; yaşadığımız anksiyeteye ilişkin modelleri, toplumun insan ve yaşam tarzları üzerindeki etkilerini, günümüzde yaşanan şiddeti, olgunlaşma ile sahip olduğumuz değerler ilişkisini ve biz orta yaşlılarla gençlerin etkileşimini aktarmaya çalıştım. Bunların nedenlerini, nasıl oluştuklarını anlattım ki önlenebilsin, değiştirilebilsin diye. Bütün bunların dışında psikoloji alanında “normal” kişilikle ilgili yeni kabul edilebilecek bir modeli yani Steven Reiss'ın “Normal Kişilik” anlayışını detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştım.
Sevginar Vatan Bu kaynak psikoterapi ve danışmanlık alanlarında uzmanların ve uzman adaylarının gözlem ve görüşme notlarını tutmalarını kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Yarı yapılandırılmış bir formatla tüm bir görüşme süreci için ayrıca dosyalaştırmaya yardımcı olmayı da hedeflemektedir.
Füsun Aygölü, Melis Seray Özden Klinik psikolojide bebek, çocuk ve ergenlerle yapılan psikoterapötik çalışmalarda ilk görüşme hem vakanın gelişimsel öyküsünün alınması hem de kurulan ilk ilişki bakımından önem taşımaktadır. İlk görüşmelerde, terapötik sürecin ileride nasıl şekilleneceği ve terapinin hangi yaklaşımla devam edeceği saptanabilmektedir.
Bu kitabın yazılmasındaki amaç, klinik alanda çalışan psikologların vaka paylaşımlarıyla teori ve pratiğin bir araya getirilerek alanda çalışan meslektaşlarımıza katkıda bulunmaktır. Kitapta; bebek, çocuk ve ergen danışanlarla üç yıl süren süpervizyon çalışmaları süresince yapılan ilk görüşmelerden esinlenilerek kurgulanmış on beş vaka örneği sunulmuştur.
Beril Zeynep Hacıosman, Berk Efe Altınal, Didem Dilge Yıldırım, Elif Çarpar, Elif Güneri Yöyen, Elif Mutlu, Esra Akcan, Fatih Bal, Fatma Biçer, Gizem Selcan Arslandoğdu, Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, Hasan Sezeroğlu, İlhan Bozkurt, Kahraman Güler, Merve Çalık, Mesut Yavuz, Nuşin Bilgin, Ömer Akgül, Onur Okan Demirci, Pelin Hazer, Rıdvan Üney, Sevcan Karakoç Demirkaya, Tuncay Barut Bu kitap; günümüzde en yaygın şekilde karşılaşılan vaka örneklerine yönelik klinik psikolojide kullanılan psikoterapi yöntemlerini güncel açıklamalarıyla sunmaktadır.
Kitap; psikoloji, psikolojik danışma ve rehberlik, aile danışmanlığı ve benzeri alanlarda çalışan ve psikoterapi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için geniş bir bilgi yelpazesini içermektedir. Danışman ya da terapiste; danışan veya hasta için yapılması gereken etkili teknikleri tanı ve tedavi ile birlikte ele alarak yol gösteren bu eser, terapi sürecini okuyucuya somut işlemlerle nitelikli bir şekilde sunmaktadır.
Terapi yöntemleri, hikâyeleştirilmeden, doğrudan ve etkili yöntem ve uygulama örnekleriyle detaylı bir şekilde verilmektedir. Bu sayede okuyucu, psikoterapi yöntemlerinin uygulanma aşamalarında nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda bilgi sahibi olmaktadır.
Her bir psikolog, psikoterapist; danışan karşısında “Ne yapabilirim?” sorusunun cevabını somut olarak bu eserde bulacak ve bu eser ile eğitim seminerlerinde zaman harcamadan ev ya da kütüphane ortamında klinik psikolojide kullanılan psikoterapi yöntemlerini öğrenme imkânına sahip olacaktır.
Mehmet Ak, İsmet Kırpınar, Murad Atmaca, Arzu Erkan Yüce, Özkan Güler, Şahin Kesici, Neslihan Akkişi Kumsar Psikiyatrik bozukluklar yanında diğer tıbbi hastalık ve sosyal sorunlarda da en faydalı terapi yöntemi olduğu gösterilmiş olan Bilişsel Davranışçı Terapi'ye (BDT) ilgi her geçen gün artmaktadır. Ruh sağlığı çalışanlarının BDT'ye yönelik artan okuma ve öğrenme çabası bu alanda yazılan kitap sayısının artması ihtiyacını doğurmuştur. Bu kitap, BDT eğiticisi olarak görev alan ve aynı zamanda klinik uygulama yapan akademisyenler tarafından BDT'yi öğrenmek ve uygulamak isteyenler için kaynak kitap olması hedeflenerek yazılmıştır.
Yazarlar, BDT'nin uygulanmasına yönelik bilgileri aktarırken çeviri kitaplardan farklı olarak yaşadığımız toplumun değerleri ve kültürel yapısı gibi etkenleri de göz önünde bulundurmuşlardır. Kitapta BDT'nin temel kavramları ele alındıktan sonra klinik pratikte en çok karşılaşılan ruhsal bozukluklardan Depresyon, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Panik Bozukluk, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sosyal Anksiyete Bozukluğu ve Fobilerde BDT uygulamasına yönelik bilgiler sunulmuştur. Her bölümde yazarlar tarafından takip edilen olgulardan uyarlanan örnekler sunulmuştur. Teorik ve pratiğin harmanlanarak sade bir dille sunulduğu eserin ruhsal acılara dokunan sizlere yol göstermesi dileğiyle…


Mehmet Ak, İsmet Kırpınar, Murad Atmaca, Arzu Erkan, Özkan Güler, Şahin Kesici, Neslihan Akkişi Kumsar Bilişsel davranışçı terapi (BDT) alanında çalışanlara yönelik hazırlanan ve yoğun ilgi gören Klinik Uygulamada Bilişsel Davranışçı Terapi-1 kitabının devamı niteliğinde tasarlanan bu eserde, ilkinde yer almayan farklı psikiyatrik bozukluklarda BDT anlatılmıştır. BDT'de kullanılan metaforlar, psikotik bozukluklar, somatizasyon ve somatoform bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, bağımlılık ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda BDT yazarlar tarafından kaleme alınmıştır. Ayrıca “Bilişsel Davranışçı Sanat Terapisi” bölümü alanda çalışanlar için ufuk açıcı olacağı düşünüldüğünden eklenmiştir.
Psikoterapi ile ilgilenen, ruh sağlığı alanında çalışan ve BDT öğrenme ve uygulama hevesinde olan sizler için faydalı olmasını diliyoruz.
Volkan Demir Ruhsal bozuklukların yanında diğer tıbbi hastalıklarda da kanıta dayalı bir terapi yöntemi olan sanat terapisine olan ilgi her geçen gün artmaktadır. Ruh sağlığı uzmanlarının sanat terapisine yönelik artan ilgisi bu alanda yazılan eser sayısının artmasına ilişkin bir gereksinim doğurmuştur. Bu kitapta, yalnız sanat terapisinin teorik temelleri değil aynı zamanda uygulamalı olarak tekniklerin nasıl kullanılacağının bilgisi de sunulmaktadır. Kitapta, sanat terapisinin temel kavramları ele alındıktan sonra klinik pratikte en çok karşılaşılan ruhsal bozukluklardan depresyon, kaygı, özgül fobi, somatik belirti bozukluğu, cinsel işlev bozukluğu, travma ve şizofreni tedavisinde sanat terapisinin uygulanmasına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Her bölümde, yazar tarafından takip edilen olgulardan uyarlanan örnekler sunulmuştur. Teorik ve pratiğin harmanlandığı bu kitabın, danışanlarını anlamaya ve hayatlarına dokunmaya kendisini adamış, sanatın iyileştirici gücü ile onlara yardım etmek isteyen tüm ruh sağlığı profesyonellerine katkı sağlaması dileğiyle…
Don Dinkmeyer Jr., Jon Carlson, Rebecca E. Michel Konsültasyon kitabında; Don Dinkmeyer Jr., Jon Carlson ve Rebecca Michel tarafından sunulan yöntemler, ev ve sınıftaki sorunların yalnızca yıkıcı öğrencilerin doğrudan eylemlerinden değil aynı zamanda öğretmenlerin ve ebeveynlerin beklentilerinden de kaynaklandığı varsayımına dayanmaktadır. Bu yeni genişletilmiş dördüncü basım, sözde “sorunlu” çocuklardaki değişimi teşvik etme geleneğini sürdürerek otorite figürlerinin olumsuz davranışları arttırmada oynayabilecekleri rolü fark etme ve değiştirmelerine yardımcı olmaya devam etmektedir. Yeni ilaveler şunları içermektedir: değerlendirme ve farkındalık üzerine iki yeni bölüm, çok kültürlü ve çeşitli vaka örnekleri ve metne eşlik eden çevrimiçi video oturumlarına erişim.
Kızbes Meral Kılıç, Hasan Tahsin Kılıç, A. Şebnem Soysal Acar Öfke, duygularımızdan sadece birisidir. Olumsuz durumlarla ve özellikle saldırganlıkla ilişkili olan öfke, anormal bir duygu değildir ancak kontrol edilemediğinde “anormal” durumlara neden olur. Son yıllarda ülkemizde, hemen her alanda öfke duygusu ile ilişkili olarak saldırganlık, kavga ve şiddet gibi durumlarda çok ciddi artışlar söz konusudur. Bu artışın birçok nedeni olmakla birlikte, temelde çocukluk döneminden itibaren öfkenin nasıl kontrol edilebileceğinin öğrenilememesi de önemli bir etkendir.
Kontrol Edilebilir Öfke kitabı, çocuklarımızın ileride karşılaşacakları problemleri öfke krizleri yaşamadan çözebilmeleri ve ailelere yardımcı olabilmesi amacıyla yazılmıştır.
6-12 yaş dönemi çocuklarının bilişsel, sosyal, duygusal ve motor gelişim düzeyleri göz önünde bulundurularak bilişsel davranışçı yaklaşım doğrultusunda hazırladığımız kitabımızın yararlı olmasını dileriz.
Mandie Holgate BAŞARINIZLA ARANIZDA NEYİN DURDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ? SİZ! KORKULARINIZLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRİN VE BAŞARI ŞANSINIZI ARTTIRIN.
Hata yapma korkusu, toplum içinde konuşma korkusu, kendiniz olma korkusu, ne istediğinizi dile getirme korkusu, HAYIR deme korkusu, değişiklik korkusu ve daha nicesi. Hepimizin, bizi geri çeken korkuları vardır.
Korkunu Yen, size adım adım korkularınızı yenerek istediğiniz sonuçlara ulaşmanızda yardımcı olacak. Kısa, okuması kolay, mesleki terimlerden uzak bölümlerde; hepimizin dehşete düştüğü hayır demek, kibirli değil öz güvenli görünmek, ne istediğinizi dile getirmek, toplum içinde konuşmak gibi konuları aşmanız için yazılmış birçok kanıtlanmış strateji, yetenek ve araç keşfedeceksiniz.
GÜNLÜK DAVRANIŞ, DÜŞÜNCE, İNANÇ VE DEĞERLERİNİZİ DEĞİŞTİREREK HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI KAZANIN.
Tammi D. Kolski ,Arthur E. Jongsma, Jr. Rick A. Myer Kriz Danışması ve Travmatik Olaylarda Tedavi Planlayıcı, ulusal ya da yerel sağlık kurumlarının, sağlık şirketlerinin, bakım merkezlerinin ve sağlık örgütlerinin taleplerini yeterli bir şekilde karşılayacak somut tedavi planlarının hızlı bir şekilde ve kolayca geliştirilmesi için gerekli bütün özellikleri taşımaktadır. Kitap;
Ampirik/görgül olarak desteklenmiş, kanıta dayalı tedavi müdahalelerini içermekte,
Çocuk istismarı ve ihmali, yetişkin ve çocuk intiharı, iş kaybı, felaket, TSSB, cinsel istismar, zorbalığı da kapsayan okulda travma, ani ya da kazara ölüm ve iş yeri şiddeti gibi yaklaşık 27 davranış temelli problem içermekte,
Önceden belirlenmiş 1.000'den fazla tedavi amacı, hedefi ve müdahalesi sıralamakta, ek olarak uygulayıcının kendi tedavi planı seçeneklerini yazabileceği boş alanlar içermekte,
Kullanımı kolay referans formatı ile uygulayıcının tedavi planındaki bileşenleri, ilgili davranışsal problemle eşleştirebilmesini sağlamakta,
Psikolojik yardım hizmeti için ödeme yapan ve akreditasyon/denklik sağlayan kurumların gerekliliklerini karşılayacak örnek bir tedavi planı
Ayla Hocaoğlu Uzunkaya, Bükre Kahramanol, Ece Bekaroğlu, Esin Temeloğlu Şen, Ezgi Deveci, F. Elif Ergüney Okumuş, İbrahim Yiğit, Melike Guzey, Seda Aritürk Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), pek çok psikolojik sorun ve zorluk için bir çalışma rotası belirlemekle birlikte bu terapi yönteminin kronik sağlık sorunlarını nasıl ele aldığı ve klasik BDT tekniklerinin ve stratejilerinin sağlık sorunlarında nasıl uygulandığıyla ilgili uzmanlıklarımız sınırlı düzeyde kalmaktadır. Bu kitabın ortaya çıkma fikri, tam da bu doğrultuda oluşmuştur. Amacımız, terapi odasında kronik sağlık sorunu yaşayan kişilerle karşılaştığımızda ya da hâlihazırda çalıştığımız kişiler bir sağlık sorunu deneyimlediklerinde bu durumların BDT ile nasıl ele alınabileceğiyle ilgili bir yol göstermektir. Bu kapsamda BDT'nin kronik sağlık sorunlarını ele alış biçimini yansıtan genel bir giriş bölümünün ardından fibromiyalji, HIV/AIDS, kanser, obezite, uyku sorunları ve infertilite başlıklarına odaklanılmış ve söz konusu sorunları yaşayan bireylerle BDT uygulamalarının nasıl gerçekleştirildiğine ilişkin kapsamlı ve uygulamaya dönük bilgiler sunulmaya çalışılmıştır. Kitabın öncelikle kronik sağlık sorunları yaşayan kişilerle çalışan terapistler için BDT temelli bir rehber niteliği taşımasını umuyoruz.
Alev Önder, Arzu Özyürek, Binnur Yıldırım Hacıibrahimoğlu, Ceren Arı Arat, Filiz Erbay, Gülşen İlçi Küsmüş, Gülümser Gültekin Akduman, Hande Güngör, Hatice Erten Sarıkaya, Hülya Gülay Ogelman, Meral Taner Derman, Nazife Koyutürk Koçer, Neslihan Durmuşoğlu Saltalı, Özlem Gözün Kahraman, Seda Saraç, Tuğba Abanoz Küçük Çocuklarda Saldırganlık ve Zorbalık isimli bu kitap kapsamında; saldırganlık ve zorbalığın ilişkili oldukları kavramlar, türleri ve etkileri ele alınmıştır. Ek olarak yaşamın ilk yıllarındaki saldırganlık ve zorbalık kavramları, bireysel ve ailesel değişkenler, arkadaşlık, sosyal-bilişsel unsurlar, öğretmen ve eğitim ortamı, kitle iletişim araçları, engelli çocuklar, okulda ve evde önlenmesi ve değerlendirilmesine yönelik konu başlıklarına yer verilmiştir. Ayrıca son bölümde, akran saldırganlığı konulu iki ölçme aracının geliştirilme süreci yer almaktadır. Küçük Çocuklarda Saldırganlık ve Zorbalık kitabının; araştırmacılara, uzmanlara, öğretmenlere ve öğretmen adaylarına yararlı olmasını ümit ediyoruz.
Yıldırım B. Doğan Öyküdeki yalancılar, mumlarını ceplerinde taşıyanlardır. Kullanma şansı arayıp dururlar. Bulunca yakmak isterler. Cepte taşınan mum küflenir. Yanmaz. Yanar gibi olsa da anında söner.
Yanmamış ama sönebilen mumlar ancak ve ancak bir öykünün konusu olabilir. Bu tür öykülere şerbetli iki kulağım, konuşanı dinlemenin yorgunluk vermeyeceği bir aklım var. Bu nedenle kimse öykülerine beni tanık kılmak istemez. Gene de belleğime bulaşmasına engel olamadığım öyküler yok değil.
Bu kitap, belleğime bulaşmış sayıca az öykülerden bir kaçını içerir. Seçtiklerim, evliliklerde kendini en sık yineleyen türden öykülerdir. Yaşayan kişilerle yaşanan olaylarla benzerliği rastlantıdır. Dedim ya öyküsü böyle!
Ya yaşamışsınızdır ya da okumuşsunuzdur.

Neslihan Zabcı Çocuğun ruhsal gelişiminin önemli bir evresi olan latans dönemi (6-11 yaş), dürtü kontrolünün ön plana çıktığı bir denge dönemidir. Çocuğun cinsellik ve saldırganlıktan uzaklaştığı bu sakinlik dönemi, ergenliğe doğru ilerleyen ruhsal gelişimin sağlıklı bir biçimde biçim alması için son derece önemlidir. “Gizil dönem” veya “okul çağı dönemi” olarak da tarif edilen ve üstbenliğin güçlendiği bu dönem, çocuğu, ergenlikte karşılaşacağı dürtüsel sarsıntıları ruhsal olarak işlemeye ve onlarla baş edebilmeye hazırlayacaktır.
Rorschach, CAT ve TAT testleri klinik değerlendirmede çocuklarla kullanılan en yaygın projektif değerlendirme araçlarıdır. Bu kitapta; ergenliğin öncüsü konumundaki latans döneminde dürtü denetimini ve üstbenlik gelişimini ölçmek için projektif testlerde kullanılacak değerlendirme kriterleri ele alınacaktır. Latans döneminin farklı yaşlara göre gelişimini testlerle ayrıntılı bir biçimde inceleme ölçütlerini de sunan bu kitabın, ruh sağlığı alanında projektif testlerle çalışan okuyucuya katkı sağlaması hedeflenmektedir.
Kitabın ilk bölümünde latans dönemi ile ilgili kuramsal bilgiler ele alınacaktır. İkinci bölümde savunma düzenekleri; üçüncü bölümde projektif değerlendirme kriterleri ve latans döneminin iki evresindeki çocuğun (6-7 yaş ve 9-10 yaş) projektif testlere göre ruhsal işleyiş özellikleri -özellikle dürtü denetimi ve üstbenliğin içselleştirilmesi bağlamında- vaka yanıt analizleri ve yorumları ile birlikte incelenecektir. Son kısım ise aile yapısının değiştiği ve teknolojik araçların öne çıktığı günümüzde latans döneminin nasıl yaşandığına ait değerlendirmeleri içermektedir.
İsa Ceylan İnsanın; sağlıklı, dengeli, güvende ve mutlu bir biçimde yaşamını sürdürebilmesi için “biyopsikososyal ihtiyaçları”nın asgari düzeyde karşılanması gerekir. Maneviyat da insanın varoluşunu şekillendiren söz konusu bedensel, zihinsel ve sosyal boyutlarından ayrı düşünülemez. Çünkü maneviyat hem bu boyutlara kaynaklık ve rehberlik etmektedir hem de onların ahenkle işleyebilmesini sağlayan bir konumdadır. Manevi kaynaklar yaşamın amacını keşfetmek, sonsuzluğu arzulamak, vicdanın rehberliğinde hareket etmek, sorumluluk almak, başarmak gibi varoluşsal ihtiyaçların giderilememesinden kaynaklı krizlerin açtığı boşluğu doldurma ve anlamı yeniden keşfetme konusunda koruyucu/önleyici bir işlev görür. Manevi kaynaklar bireylerin içsel güçlerini beslemelerine yardımcı olur, umudunu canlı tutar, güçlenme ve iyileşme potansiyelini artırır.
Bu çalışmada sunulan “Manevi Temelli Psikososyal Değişim Modeli (MADEM)” holistik ve eklektik bir yaklaşıma sahiptir. Değer odaklılık, psikososyal destek ihtiyaçları, maneviyatın bağlamı, dinî kaynakların kullanımı, aile birlikteliğini güçlendirme, sosyal etkiler ve ilişkiler ağını dikkate alma, bilinçlilik ve farkındalık ile otantiklik gibi zengin bir içeriğe sahiptir. Modelin güçlü yanlarının “mevcut eksiklikleri giderme, yenilikçi yaklaşımlar sunma, kolay uygulanabilirlik ve değerlendirilmeye uygun olma, politika önerileri getirmeye elverişli olma, etki ve sonuç ölçümü yapma ile çeşitli bakış açılarını içerme” gibi faktörler olduğu söylenebilir.
MADEM Modeli, madde bağımlısı bireyler başta olmak üzere dinî/manevi kaynakları ve inanç sistemlerini aktif bir biçimde yaşamlarında kullanmayı arzulayan; yaşamlarının tüm yönlerinde bütüncül bir değişim sağlama ihtiyacı duyan bireyler ve gruplar için tasarlanmıştır. Bu çalışmanın din psikolojisi, maneviyat psikolojisi, bağımlılık psikolojisi, sosyal hizmet, hemşirelik gibi alanlarda yapılabilecek çalışmalar için bir başlangıç olması dileğiyle…
Erhan Akın, Oğuzhan Yıldırım, Aykut Narin Masalların Terapötik Gücü adlı kitap, masalın büyüleyici yönünü ve insan yaşamına sunduğu benzersiz katkıyı farklı bir disiplinden incelemeyi amaçlamaktadır. Masalın binlerce yıl öncesindeki konumu ile modern çağdaki görünümünü bir arada inceleyerek özellikle masalın terapötik süreçteki uygulamalarından söz etmektedir.
Bu kitap, barındırdığı farklı masallar aracılığıyla çocuk, ergen ve yetişkinlik dönemindeki bireylerle çalışan ruh sağlığı profesyonellerine bir rehber görevi görebilir. Bunun yanında öğrencilerinin ve çocuklarının dilsel, ruhsal, duygusal, sosyal ve zekâ gelişimine fayda sağlamak isteyen eğitimcilerin ve ebeveynlerin masalı etkin şekilde kullanmasına destek sunabilir.
Masal ve psikoloji gibi çok sayıda ortak özelliğe sahip olan farklı iki disiplinin bir arada incelendiği ilk kaynaklardan biri olan kitabın hem masal ve edebiyat hem de psikoloji ve dil eğitimi alanına önemli katkılar sunacağı öngörülmektedir.
Masallar, yalnızca çocukları uyutmak için değil aynı zamanda yetişkinleri uyandırmak görevini de görür. Tolstoy'un da söylediği gibi “Bir insanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir”.
Yaşamın zorluklarına karşı uyanık kalabilmek dileği ile…
Ayşe Nur Demirci, Ayşen Köse, Buse Çetinkaya, Halil Tayyip Uysal, İbrahim Erensoy, Merve Dilbaz Gürsoy Kekemeliği olan bireyler, konuşmalarıyla ilişkili fizyolojik, psikolojik ve davranışsal problemlerle karşı karşıyadırlar. Bu problemler, dil ve konuşma terapistlerinin yönetiminde değerlendirilir ve müdahale edilirler.
Bu kitapta, dil ve konuşma terapistlerinin kullandığı değerlendirme yöntemleri, direkt ve indirekt terapi yaklaşımları yer almakta, ayrıca belirtilen yöntemlerin uygulama adımları, ipuçları, vaka örnekleri ve materyaller bulunmaktadır.
Ülkemizde dil ve konuşma terapisi alanında teorik ve pratik bilgilerin yanı sıra materyallerle zenginleştirilmiş güncel kaynaklara ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu kitap; kekemelik terapilerinde her yaş grubunda kullanılabilecek 50'den fazla içerdiği materyal ile bu ihtiyacı karşılamaktadır.
Kitabın, dil ve konuşma terapistleri ve bu alandaki lisans öğrencilerine yönelik kekemelik müdahalesini içeren bir kaynak olması hedeflenmektedir.
Cennet Şafak Öztürk Menopoz, kadın yaşamının üreme işlevlerini yitirdiği bir zamanıdır ve birçok bedensel ve ruhsal değişikliği beraberinde getirmektedir. Son yıllarda menopoz belirtileriyle baş etmede psikolojik yaklaşımların ön plana çıktığı görülmektedir. Bu kitap, psikodramayı menopoz belirtileriyle baş etmede kullanılabilecek bir psikolojik yaklaşım olarak sunmak üzere hazırlanmıştır. Kitapta; menopoza, menopoz belirtilerine, bu belirtileri kadınların nasıl gördüğüne, menopozda kullanılan çok çeşitli tedavi yaklaşımlarına, psikoterapiye, grup psikoterapisi olan psikodramaya ve menopoz belirtileriyle baş etmede psikodramanın kullanımına dair konular yer almıştır. Okuyucular, kitabın son bölümünde bir grup menopozal kadın ile gerçekleştirilen psikodrama grup çalışmasından çeşitli oturum örnekleri bulabilirler. Tüm bu yönleriyle kitap, menopoz ve psikodramaya yeni bir bakış açısıyla bakmak isteyen profesyonel meslek elamanlarının, kadınların ve konuya meraklı kişilerin ilgisini çekecektir.
Deniz Güler, Pınar Algedik Demirayak, Duygu Hiçdurmaz, S. Gülfem Çakır Çelebi, Zeynep Ayça Terzioğlu, Volkan Demir, Günseli Orhon, Melike Tekindal, Semanur Öztemiz, Öznur Bayar, Özlem Haskan Avcı, Saadet Zümbül, Mine Aladağ Değerli ruh sağlığı çalışanları,
ruh sağlığı meslek elemanı yetiştiren alan uzmanları
ve bu alanda eğitimine devam eden aday ruh sağlığı çalışanları,
kısacası şimdiki ve gelecekteki meslektaşlarım,
bu kitap SİZİN İÇİN, BİZİM İÇİN tasarlandı.

UNUTMAYIN!
EĞER RUHSAL, ZİHİNSEL VE FİZİKSEL OLARAK YETERİNCE “İYİ” DEĞİLSENİZ
BAŞKALARININ “İYİLİĞİNE” DE
YETERİNCE KATKI SAĞLAYAMAZSINIZ.

Bu kitap iyilik hâlinizle ilgilenmeniz için geliştirilmiş,
kuram ve uygulamayı birleştiren
bir öz bakım rehberi niteliğindedir.
Ali Eryılmaz Günümüzde, bireylerin sorunlarının yanında onların yetenekleri ve güçlü yanları üzerinde duran psikoterapi yaklaşımlarına ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir. Bu yöntemlerden biri de pozitif psikoterapidir. Pozitif psikoterapi, Peseschkian tarafından kavramsallaştırılan ve kuramsallaştırılan bir psikoterapi modelidir ve olumluya odaklanan, içerisinde eklektik yaklaşımları barındırabilen, analitik psikoterapilere dayanan kültürlerarası bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. Pozitif psikoterapinin temel kavramları ve ilkeleri, insan imgesine dayandırılmıştır. Pozitif psikoterapiye göre insan, çeşitli yeteneklere sahip bir varlıktır. Pozitif psikoterapi, bireylerin davranışlarının bütününün psikopatolojik olmadığını savunur. Pozitif psikoterapi yaklaşımına göre bireyler, gelişim süreçlerinde çeşitli basamaklardan ilerleyerek geçerler.
Psikoterapi sürecinde; danışanların yetenekleri, çatışmayla başa çıkma kaynakları, model boyutları, etkileşim süreçleri, temel çatışmaları, anahtar çatışmaları ve gerçek çatışmaları incelenir. Böylece danışanların çatışmaları çözümlenir. Çatışmayla başa çıkma kaynakları genişletilir. Psikoterapi sürecinde bireyin semptomları ile yetenekler arasında ilişki kurulurken öte yandan bireyin işlevselliğini ortaya çıkaran yeteneklerin neler olduğu üzerinde de durulur. Bu yöntem; danışanı ve çevresindekileri, var olan problemlerle daha etkin yollarla uğraşmaya hazırlar.
Pozitif Psikoterapi Modeli, hem nicel hem de nitel anlamda danışanları inceleme olanağı sunan bir psikoterapi modelidir. Bu modelle, gerek deneysel gerek ilişkisel gerekse nitel boyutta pek çok bilimsel araştırmanın yapıldığı görülmektedir. Tüm bu çalışmalar, pozitif psikoterapi yaklaşımının; önleyici, geliştirici ve çare bulucu bir yöntem olarak Türk kültüründe de kullanılabileceğini göstermektedir.
Deneyimlerden ve bilimsel literatürden edinilen bilgilerden sentezlenerek yazılan “Meta Teori: Bir Gelişim ve Psikoterapi Kuramı Olarak Pozitif Psikoterapi” kitabından; pek çok alanda ruh sağlığı hizmeti sunan (psikologlar, psikiyatristler, psikolojik danışmanlar, psikiyatri hemşireleri ve sosyal hizmet uzmanları vb.) kişiler; ayrıca insan gelişimini pozitif psikoterapi açısından incelemek ve kendi kendine yardım etmek isteyen herkes yararlanabilir. Kitabı okuyanların, kitaptan faydalanması umudu ve dileğiyle...

Ronald D. Siegel "Mindfulness yaklaşımına dair yazılmış kitapların çoğu oldukça genel olsa da bu kitapta Siegel, mindfulness yaklaşımının çeşitli alanlarda uygulanmasına ilişkin detaylı bölümler sunuyor. Bu kitap yoluyla Siegel, okuyucuların, alışkanlıklarını daha iyi belirlemelerine, düşüncelerini daha net görmelerine, ilişkilerine daha iyi uyumlanmalarına, kişisel acılarını hafifletmelerine ve ruhsal/psikolojik iyilik hâllerini güçlendirmelerine yardımcı oluyor. Bu kitap harika!”
Kütüphane Günlüğü (Library Journal)

"Basit, gerçekçi ve yardımsever. Bu kitapta Dr. Siegel, dönüştürücü mindfulness sanatına dair uygulanabilir bir eğitim sunuyor.”
Jack Kornfield, PhD, Bilge Kalp'in (Wise Heart) yazarı

"Hem pratik hem de derin bilgelikle dolu olan bu kitap, hayatımızın anlarını, anda ve yüreğimizle yaşamaya bir davettir." -Tara Brach, PhD, Radikal Kabul'ün (Radical Acceptance) yazarı

"Şimdi zamanıdır. Şimdi, kaygıyı, stresi ve korkuyu azaltabilecek, hayatınızdaki neşe, şükran ve esenliği arttırabilecek yeni bir varoluş biçimine dair bir zamandır. Bu kitap sizi "şimdi"ye adım atmaya davet ediyor.”
Daniel J. Siegel, MD, Zihin Görüşü'nün (Mindsight) yazarı

"Bu açık ve pratik rehber, mindfulness geliştirmek için kendi potansiyelinizi keşfetmenize yardımcı olabilir. Formel meditasyon pratiği oluşturmak için rehberlik ederken günlük yaşamla başa çıkmak için araçlar sunar.”
Sharon Salzberg, Sevgi Dolu Nezaket'in (Lovingkindness) yazarı
Derya Bayram, Didem Turgut Çönkü “Mindfulness-Bilinçli Farkındalık; bizim kültürümüze, Mevlana'nın hoşgörü, kabul ve açık olmaya dayalı felsefesiyle örtüşmesi nedeniyle de uyum sağlamaktadır. Bunun yanı sıra bilinçli farkındalık, bilişsel bir esnekliği barındıran duygusal bir denge ve içsel süreçleri kabullenme, duygu durumunu regüle edebilme yeteneği olarak da görülebilir.
Farkına varamadığımız duyguya sahip çıkamayız, bedenimizdeki etkisini hissetmeden dönüştüremeyiz. Ancak kendimizle ilişkimizi yeniden düzenleyerek ihtiyaçlarımızı anlamaya başlayabiliriz. Kendimize ve diğerlerine nazikçe yargılamadan bakabilmeyi öğrenebiliriz. Böylece, doğayla, insanlarla ve çevremizle olan ilişkimiz yeniden şekillenir.
Bu kitabın hedefi kısaca; Mindfulness-Bilinçli Farkındalık'ın ne olduğunu, faydalarını anlatabilmek, aynı zamanda basit pratik uygulamalarla, koruyucu ruh sağlığının temellerini çocukluk döneminde atabilmek, aileler ve eğitimcileri bu konularda bilinçlendirmek ve sadece çocukları değil yetişkinlerin de içindeki çocukları şifalandırabilmektir.
Chris Calland, Nicky Hutchinson Eğer bütün çocuklar uzun boylu veya düz saçlı olsaydı ve tüm köpekler fino köpeği gibi görünseydi dünya daha mutlu bir yer olur muydu?
Bu keyifli neşe veren hikayede, Mine ve onun eğlenceli arkadaşı Maksi kendi bedenlerini sevmeyi öğreniyorlar.
Emmi Smid’in keyifli çizimleri ile hayat bulan Mine ve Maksi Her Şey Yolunda, ebeveynlerin olumlu beden imajları hakkında onlara nasıl yardımcı olacağı konusunda da rehber niteliğinde.
Richard G. Erskine Eric Berne’ün büyük katkıları ile oluşturulan Transaksiyonel Analiz (TA) Kuramı, Berne’den sonra onun kurduğu temeller üzerinde bu alanda çalışan çağdaş yaklaşımlarla gelişmeye devam etmektedir. Bu kitapta, alandaki değerli uzmanların TA konusundaki yeni ufuklara doğru derin yolculuklarında edindikleri deneyimleri ve vaka örnekleri ile çok farklı tarzda terapi yaklaşımlarını bulacaksınız. Sizler bu yeni yaklaşımları, karşılaştığınız farklı tür bozuklukların terapisinde etkili bir şekilde uygulayabileceksiniz.
Bu kitapla, özellikle tedavisi çok zor olan obsesyonun nasıl tedavi edilebildiğini; kişilik bozukluklarının tedavisinde çok farklı tedavi biçimi olan ekip yaklaşımını; danışanla terapinin tıkandığı yerde kuşaklar arası terapinin nasıl işe yaradığını ve bireylerin tedavisinde regresyonun (yaş gerilemesinin) nasıl kullanıldığını; bireyleri raydan çıkaran çocukluk komutlarını ve yeniden karar alma süreci ile danışanların nasıl iyileşebileceğini vb. çok değerli bilgileri öğrenecek, bunların nasıl uygulandığını görecek ve kendi terapötik yaklaşımlarınızı geliştirme ayrıcalığına sahip olacaksınız.
Paul HOLMES, Marcia KARP, Michael WATSON, Routledge Moreno'dan bu yana psikodrama nasıl gelişti?
Psikodramayı bu kadar etkili bir grup psikoterapisi yöntemi yapan nedir?
J. L. Moreno psikodramanın öncü figürüdür. Fikirleri ve uygulamaları tüm psikoterapi alanında büyük bir etki yaratmıştır. Moreno'dan Bu Yana Psikodrama'da, çoğu Moreno'nun kendisi tarafından eğitilmiş olan ve uluslararasında tanınmış bir çok psikodrama uygulayıcısı, Moreno'nun 1974'teki ölümünden beri psikodrama yöntemi ve teorisindeki yenilikleri tartışıyor. Bu güçlü grup psikoterapisinin anahtar kavramlarını açıklıyor, terapistler olarak bu fikirlerin kendi uygulamalarını nasıl geliştirdiğini ve esin kaynağı olduğunu anlatıyor. Bu kitap J. L. Moreno'nun grup psikoterapisinin gelişimindeki yerine yeniden bir değerlendirme sağlıyor. Tüm psikodramatistlerin, grup psikoterapistlerinin ve ruh sağlığı alanında çalışan diğer profesyonellerin ilgisini çekecektir.
Ali Murat Alparslan, Seher Yastıoğlu, Mehmet Ali Taş Pragmatizm akımının önerdiği yolda yürüyerek oluşturulan bu eser, doğrudan sahanın sesine kulak vererek sistematik bir derleme ile sunulan, günümüz yöneticilerinin çalışanlarını nasıl mutlu edebileceklerine dair açık bir reçete niteliğindedir. Bu reçete; işyeri mutluluğunun ne anlama geldiği, çalışanları mutlu ve mutsuz eden yönetici davranışları, çalışanları mutlu eden geri bildirimlerin özellikleri ve doğrudan geribildirim söylemleri (kelime ve cümleler) ve arzu edilen yönetici erdemlerine dair 2000 kişinin üzerinde yapılan ve keşifsel nitelik taşıyan araştırmalar ile oluşturulmuştur. Bu yüzden sahadaki yöneticilere katkısı oldukça güncel gerçekler üzerinedir. Bu çalışmanın oldukça önemli bir katkısı da çalışan mutluluğu/ıyi oluşu üzerine araştırma yapan/yapmayı düşünen araştırmacılaradır. Keşifsel bir bakış açısına sahip olan araştırmalarımız; önemli boyutlandırmalar, modellemeler ve isimlendirmeler oluşturmuştur. Tüm bu bulgular, nicel araştırmalarla; nice yeni modellemelere, ölçek geliştirme çalışmalarına ve teorik zeminlere altyapı niteliğindedir.
Bu yüzden eserin güncel olarak sahanın nabzı ile, teorik bir zemin dahilinde, sistematik boyutlandırmalar üretmesi, hem sahaya hem de akademik araştırmalara somut katkılar sunmaktadır. Mutluluğun performanstan öte insan için, insanlık için üretilmesi ve paylaşılması dileği ile...
Peter Warr Mutluluk tamamen şansa mı bağlı?
Hayatımızdaki olaylar kendimizi ne kadar mutlu hissettiğimizi etkiliyor mu?
Çok fazla iyi şey daha az mutlu olmamıza mı neden olur?
Mutluluk Psikolojisi, mutlu hissetmenin, olumlu düşünme ve günlük yaşamdaki sosyalleşme ile bağlantılı olduğunu anlatmanın yanı sıra kişisel mutluluğumuzu sınırlayan şaşırtıcı faktörleri de ele almaktadır. Kişiliğimiz ve öz değer duygularımızdan tutun da fiziksel sağlığımız, istihdam durumumuz ve mutluluğumuza kadar hepsi yaşamlarımız boyunca değişebilen öznel deneyimlerdir.
Hepimiz mutlu yaşamak isteriz. İşte Mutluluk Psikolojisi bize, mutluluğu hem şans yoluyla hem de doğrudan kendi hareket ve etkilerimizin bir sonucu olarak elde edebileceğimizi göstermektedir.
Gérard Ducourneau Bakıma yönelik uygulamalar ve yardım ilişkisi arasındaki sınırda yer alan müzik terapisi, hastanelerde ve pek çok sağlık biriminde (pediatri, gerontoloji, anestezi, diş hekimliği, vb.) yaygınlaşmaktadır. Ayrıca, çeşitli ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılan psikoterapötik bir yöntemdir. Bilimsel temellere dayalı bir disiplin olarak dünya çapında kabul görmesine katkıda bulunan ülkelerden birinin de Fransa olduğu göz önünde bulundurularak, bu alana yıllarını adamış olan Gérard Ducourneau'nun tarihsel kaynak ve profesyonel günlük niteliğindeki yapıtı, Türkçeye kazandırılmıştır. Sağlık uzmanlarının, terapistlerin, öğrencilerin, kısaca konuya ilgi ve merak besleyen herkesin yararlanabileceği bu kılavuz, ilk Türkçe baskısıyla karşınızda.
Ayşe Kaya Göktepe Tarihsel geçmişimize baktığımızda çeşitli toplulukların, benliğimizin en güçlü yanı olan duyguları ifade etmek için bir sanat formu olarak müziğe başvurdu­ğunu görmekteyiz. Müziğin dinî duyguların bir ifade biçimi olarak tercih edilmesi de karşımıza çıkan bir diğer durumdur. Yahudilik, Hristiyanlık dinlerinde ve çeşitli grupların (Süryani, Rum, Ermeni, Presbiteryen) dinî geleneklerinde müzikal uygu­lamalar göze çarparken İslam dini ve Türkiye özelinde beş vakit okunan ezan, hac ve umre ibadeti esnasında melodik ton ile söylenen tesbihat, Mevlevi tarikatının sema ayinleri, müziğin ve dinin günlük yaşamda iç içe geçmiş formlarına birer örnektir. Tolstoy'a göre ”Sanat, ne keyiftir ne avuntu ne de eğlence; sanat, yüce bir iştir. Sanat insan yaşamında bilinçli bilgiyi duygulara aktaran organdır”. Gerek kolektif dinî değerlerin taşıyıcısı olarak gerekse dinî tecrübe im­kânı sunması bakımından psikoloji ile iç içe geçmiş dinî müziğin insan psikolojisi üzerinde meydana getirdiği etkiler, merak uyandırıcı niteliktedir. Bu yüzden iç içe geçmiş olan din ve psikoloji ilişkisinden hareketle dinî içerikli müziğin uzun süreli bir müzik terapi çalışmasına konu edinilme­si, bu çalışmayı özgün kılan niteliklerden birisidir.
Bu çalışmada; müzik terapinin hem Avrupa'da hem de Türkiye'de gelişim tarihçesi, müzik terapide kullanılan yaklaşım ve modeller, müzik terapi yöntemleri ve uygulama prensipleri detaylı bir biçimde işlenmektedir. Literatürdeki güncel araştırma bulguları ışığında müzik terapinin etkileri ve kullanım alanları incelenmektedir. Ayrıca müzik terapi konusuna ilişkin geniş bilgiler sunmasının yanı sıra müzik terapi ve din ilişkisi ile dinî içerikli müzik terapi konusunda dünyada ve Türkiye'de yapılmış güncel araştırmalara yer verilmesi, bu çalışmayı özgün kılan niteliklerinden bir diğeridir.
Susan C. Gardstrom, James Hiller Bu kitap, Müzik terapinin dört ana yönteminden biri olan "doğaçlama"nın seçimi, planlanması ve uygulanmasıyla ilgili bazı prosedürel değerlendirmeleri ve kararları özetlemektedir. Bu prosedürel tavsiyeler, yazarların klinik müzik doğaçlamadaki eğitimlerine, onlarca yıllık klinik, öğretim ve danışmanlık deneyimleri ve profesyonel literatürde tarif edildiği gibi doğaçlama prosedürleri sentezlerine dayanmaktadır.
Eğitimdeki müzik terapistler, müzik terapi eğitim ve öğretim programlarında öğreten ve denetleyen kişiler ve klinik müzik doğaçlamadaki klinik uygulamalarına dâhil etmek isteyen müzik terapistler tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış olan bu kitap; müzik terapistlerinin, klinik uygulamada müziği bazen danışanın önceden belirlenmiş, müzikal olmayan amaçları başarmasına yönelik bir araç olarak ve diğer zamanlarda terapötik sorunların aydınlığa çıktığı ve daha ileri araştırıldığı bir ortam olarak kullanmak gibi çeşitli yönelimleri benimsediği gerçeğini dikkate alır. Her çalışma şekli, klinik müzik doğaçlama ile ilgili kendi prosedürel değerlendirmelerini ve kararlarını önerir.
Konuyla ilgili olanların gelişimlerinde katkısının olması, kanıta dayalı müzik terapi uygulamalarında yol göstermesi dileğiyle...
Kenneth E. Bruscia Müzik terapi kendine özgü metotları, terminolojisi, sınırları, çalışma alanları, eğitim programları, pratisyenleri, gereklilikleri, sorunları vb. bileşenleriyle başlı başına büyük bir disiplindir. Batı dünyasında profesyonel veya amatör merakın yönlendirmesiyle bu disiplinle karşılaşan pek çok kimsenin öncelikli olarak müzik terapinin tanımlanması aşamasında edindiği bir başvuru kaynağı olan bu kitap, 1970'lerden itibaren Bruscia'nın müzik terapiyi tanımlama arzusuyla çıktığı yolun bir sonucudur. Bu kitapta müzik terapiye ilişkin çok şey bulacaksınız; ancak hangi makamın ya da tonun hangi hastalığa iyi geldiği, insanların hangi müziği dinleyerek kanseri yeneceği, ya da hamilelerin hangi müzikleri dinlediklerinde bebeklerinin dahi olabileceği gibi soruların cevapları ne bu kitapta ne de müzik terapi disiplininde bulunur. Aksine bu kitap, vibroakustik terapi, tıpta veya terapide müziğin kullanımı, müzik eğitimi ve müzik terapi disiplini arasındaki farkları gösteren temel bir kaynaktır. Elinizdeki bu çalışma, çok disiplinli bir alan olan müzik terapiye giriş aşamasında en önemli eserlerden birisi olarak, dünyada satıldığı tüm ülkelerde olduğu şekliyle ülkemizde de hem doktorlar, hemşireler, psikolojik danışmanlar gibi sağlık çalışanlarına, hem müzik alanında çalışanlara, hem de konuya ilgi duyan herkese hitap eder. Böyle bir kitabı kaleme aldığı için Kenneth E. Bruscia'ya ne kadar teşekkür etsek azdır.
Fahri Sezer Ruhun gıdası olarak adlandırılan müzik, tarih boyunca fizyolojik ve psikolojik sorunların tedavisinde kullanılmış ve tedavi uygulamalarının merkezinde yer almıştır. Türk-İslam tarihinde de önemli bir tedavi yöntemi olarak benimsenen müzikten ve onun tedavi edici gücünden yararlanılmış, sağlık merkezleri inşa edilmiştir. Müzik, Türk-İslam tarihinde, yirminci yüzyıla kadar büyük önem verilerek tedavi amaçlı kullanılmış olmasına karşın son yüz yılda Türkiye'de layık olduğu değeri yeteri kadar görememiştir. Müzikle tedavi alanında dünyadaki çalışmalara yol göstermiş bilim adamlarını yetiştirmiş ve müzikle tedavinin uygulandığı hastaneler inşa etmiş bir bilimsel tecrübeye sahip olmamıza karşın yakın tarihimizde bu alana yeterli değerin verilememesi bu kitabın hazırlanmasında motive edici bir rol üstlenmiştir. Müziğin tedavi edici rolünün ve psikolojik etkilerinin, kullanılan teknik ve modellerin neler olduğunun anlatılmaya çalışıldığı bu kitap; rehberlik ve psikolojik danışma alanındaki uzmanlara, psikologlara, sağlık çalışanlarına faydalı olması temennisi ile hazırlanmıştır.

Koray Akkuş, Belemir Şule Samar, Gamze Kılıç, Serap Tekinsav Sütcü Obezite, son yıllarda yaygınlığı giderek artan ve çeşitli psikolojik ve fiziksel hastalıklarla yakından ilişkili olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Obezitesi olan bireyler diyet ve egzersiz gibi çeşitli tedavi yöntemleri sayesinde kilo verebilmelerine rağmen yeniden kilo alımı yaygın bir sorun olmaya devam etmektedir. Tedavi yöntemlerinin uzun vadede etkilerinin görece düşük olması, psikolojik faktörlerin de tedavi süreçlerine dâhil edilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Bu kitabın temel amacı, ülkemizde de oldukça yaygın olan kilo sorununa yönelik bir tedavi programı geliştirmektir. Bu bağlamda kitap üç bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde obeziteyle ilgili güncel bilimsel alan yazın özetlenmiştir. İkinci bölümde hem ilgili alan yazından hem de kitabın yazarlarının uygulama deneyimlerinden hareketle tedavi programının uygulanmasında göz önünde bulundurulması gereken faktörler açıklanmıştır. Üçüncü bölümde ise obezitenin tedavisine yönelik geliştirilen bilişsel davranışçı grup terapisi detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Yazarlar tarafından gerçekleştirilen etkililik çalışması sunulan tedavi programının obezitesi olan bireylerin kilo vermesine yardımcı olduğunu ve elde edilen kazanımların tedavi sonrasında da devam ettiğini göstermektedir. Kitabın kilo sorunu olan bireylerle çalışan profesyonellere yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Torrey A. Creed, Jarrod Reisweber, Aaron T. Beck Okul ortamlarında Bilişsel Terapi (BT) uygulamalarına yönelik ilk kısa özlü kılavuz olan bu kitap, detaylı bir şekilde ele alınan olgu örnekleri ve uygulamaya dönük klinik araçlar içermektedir. Aralarında BT'nin kurucusu olan ünlü Aaron T. Beck'in de yer aldığı yazarlar, bilişsel modele anlaşılabilir bir giriş sunmakta ve spesifik terapötik teknikleri sergilemektedirler. Stratejiler, terapiye kendini adamış ergenler, kolay bir şekilde olgu formülasyonu oluşturmak ve 6-12. sınıflar arasında sıklıkla karşılaşılan klinik sorunlara çözüm bulmak amacıyla açıklanmıştır. Okul temelli BT'nin zorlukları ve ödülleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Kolay kullanım için büyük punto ve kolayca çoğaltılabilmesi için tam açılabilir formatı ile kitap, 16 çoğaltılabilir dinleyici kopyası, çalışma çizelgesi ve form içermektedir.

“Okul deneyimlerine ve araştırmalarca kanıtlanmış terapötik tekniklere dayalı olarak hazırlanan bu kitap, pratik açıklamalar, olgu çalışmaları ve çoğaltılabilir materyaller içermektedir. Öğrencilerin sosyal, duygusal ve akademik başarılarını olumsuz yönde etkileyebilecek davranışlarda neden bulundukları gibi zor bir soruyu ele almaktadır. Daha önemlisi, sistematik olarak, öğrencilerin dünyayı algılama ve etkileşim tarzlarında daha sağlıklı ve üretken değişimler yaratabilmeleri için gerekli donanımı kazanmalarını sağlayacak somut stratejiler sunmaktadır.”
Jerry McMullen, PhD,
Okul psikoloğu/davranış yönetimi danışmanı, Exton, Pennsylvania

“Olgu örnekleri okuyucuya ergenlerle etkili bilişsel terapinin tüm yönlerinde oldukça açık ve etkili bir şekilde rehberlik eder. Dahası, kitap, tipik ortamlarda bilişsel tedavi tekniklerinin nasıl uygulanabileceğine ilişkin belirgin öneriler sunar. Bu kaynak, tüm okul psikologlarının ve danışmanlarının kitaplığında bulunması gereken bir kaynaktır.”
Diane Smallwood, PsyD,
Okul Psikoloji Programı, Philadelphia Osteopatik Tıp Fakültesi

“Yazarlar, ergenlerle terapi alanındaki en son gelişmeleri sunmakta ve bu gelişmelerin okuldaki “gerçek yaşamlara” nasıl uyarlanılabileceğini göstermektedirler. Yazarlar, klinisyeni olgu kavramsallaştırması boyunca adım adım yönlendirmekte ve klinik çalışmalar açısından esnek, pratik ve etkili bir kılavuz görevi gören bir dizi farklı tedavi tekniği tanımlamaktadırlar. Bu yaklaşım eşsiz ve son derece ilgi çekicidir.”
Mark A. Reinecke, PhD, ABPP,
Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Bölümü, Northwestern Üniversitesi

“Creed, Reisweber ve Beck, ergenlerle birlikte çalışan zihin sağlığı uzmanlarını yakından ilgilendiren bu olağanüstü kitabı hazırlamışlardır. Yazarlar, okul ortamlarında bilişsel terapiyi uygulamayı açık bir şekilde adım adım tanımlamalarının yanı sıra açıklayıcı zengin içerikte kısa öyküler sunmaktadırlar. Yazarlar ek olarak okul temelli pratisyenlerin sıklıkla karşılaştıkları genel tedavi engellerini ele alarak bu sürecin uygulanabilirliğini güçlendirmektedirler. Bu kitap, zengin değerlendirme ve tedavi çalışma çizelgeleri ve yardımcı materyaller sunmaktadır. Mutlak sahip olunması gereken bir kitaptır.”
Christopher A. Kearney, PhD,
Psikoloji Bölümü, Nevada Universitesi, Las Vegas
Joan L. Luby “Kapsamlı bir şekilde yazılmış ve düzenlenmiş bu kitap; beyin gelişimi, duyarlı dönemler ve erken dönemde bakım ortamının gelişime etkisi üzerine öğretici bilgilerle, çocukların ruh sağlığı hakkında temel bir kavramsal çerçeve çizmektedir. Ayrıca okul öncesi dönemde etkili olduğu kanıtlanmış müdahaleleri de içermektedir. Bu nedenle, çocuk ruh sağlığı uzmanları ve gelişim üzerine çalışan araştırmacıların mutlaka okuması gereken kitaplardan biridir."
-Charles A. Nelson III, PhD, Pediatri ve Sinirbilim Profesörü, Harvard Tıp Fakültesi;
Richard David Scott Kürsü Başkanı, Boston Çocuk Hastanesi
"Bu güncel kitap; öğrenciler, klinisyenler ve okul öncesi dönemdeki çocukların ruh sağlığıyla ilgilenen herkes için değerli bir kaynaktır. Erken dönem psikopatolojiler ve tedavilerdeki son gelişmeleri bilimsel bir çerçevede sunması ve akıcı bir şekilde okunabilmesi öne çıkan özellikleridir. Prof. Dr. J. L. Luby, erken çocukluk dönemindeki psikiyatrik durumlar ve terapötik müdahaleler hakkındaki bilgilerin yaygınlaştırılmasına önemli bir katkı sağlamaktadır."
-Alicia F. Lieberman, PhD, Irving B. Harris Bebek Ruh Sağlığı Bölümü,
California Üniversitesi, San Francisco
“Olağanüstü bir çalışmanın incelikli bir şekilde gözden geçirilmesinin sonucu olan bu kitabın, bolca atıf alacağından eminim. Bölümlerde bilimsel veriler anlaşılır bir şekilde özetlendiğinden, okuyucular hem bilimsel hem de klinik açıdan yararlı pek çok şey bulacaklardır. Kitabın en etkileyici yanı, erken çocukluk dönemi normal beyin gelişimini ve önemli klinik sorunları gelişimsel nörobilim zemininde ele almasıdır."
-Lauren S. Wakschlag, PhD, Profesör, Fakülte ve Bilimsel Gelişim Sorumlusu Başkan Yardımcısı,
Tıbbi Sosyal Bilimler Bölümü, Northwestern Üniversitesi
Okul öncesi dönemdeki çocuklarda psikiyatrik bozuklukların gelişimini kapsamlı bir şekilde inceleyen bu kitap, önemli bilimsel ve klinik gelişmeleri içerecek şekilde gözden geçirilmiştir. Alanında yetkin araştırmacılar, hızlı beyin gelişiminin yaşandığı bu dönemde davranışsal ve duygusal sorunların nasıl ortaya çıktığını ve etkili bir şekilde nasıl tedavi edilebileceğini incelemektedir. Küçük çocuklarda davranış bozuklukları, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, anksiyete bozuklukları, depresif bozukluklar, otizm spektrum bozukluğu, bağlanma bozuklukları ve uyku bozuklukları hakkında güncel bilgiler sunulmaktadır. Bu kitapta, klinik yaklaşımların tanımları da dahil olmak üzere okul öncesi çocuklar ve bakım verenler için ebeveyn-çocuk etkileşim terapisi, bilişsel-davranışçı terapiler, bağlanma temelli terapiler gibi bir dizi müdahale yöntemi gözden geçirilmekte ve ampirik kanıt temelinin güçlü yönleri ve sınırlılıkları tartışılmaktadır.
Ülkemizde erken çocukluk döneminde yapılan araştırmaların giderek artmasına rağmen bebek ruh sağlığı alanında etkin ve kapsamlı kaynaklar oldukça kısıtlıdır. Bu kitap ile, alandaki bu eksikliğin giderilmesine katkı sağlanması amaçlanmıştır. Erken çocukluk dönemi ve gelişimle ilgilenen tüm profesyoneller için bir başucu kitabı olacağını düşünmekteyiz.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü, Bebek Ruh Sağlığı Birimi
Asiye Dursun, Ayfer Summermatter, Bircan Ergün Başak, Duygu Çavdar Yağan, Elif Çimşir, Ezgi Ekin Şahin, Ferhat Bayoğlu, Pınar Kütük Yılmaz, Yıldız Kurtyılmaz Dünya Sağlık Örgütüne göre ruh sağlığı, bireylerin stresle baş etmelerini, yeteneklerinin farkında olmalarını, verimli öğrenmelerini, etkili çalışmalarını ve üretken olmalarını sağlayan zihinsel iyilik hâlidir. Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi ruh sağlığı, bireylerin; kişisel, sosyal, mesleki ve ekonomik gelişimini doğrudan etkilemekte ve refah düzeyinin ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir. Öğrencilerin yaşamları ile ilgili kararlarında etkili seçimler yapabilmeleri için ruh sağlığı gelişiminin desteklenmesi gerekmektedir. Okulda ruh sağlığı hizmetleri, psikolojik danışmanların koordinatörlüğünde ve psikososyal destek programları yoluyla yürütülmektedir. Buna bağlı olarak okul psikolojik danışmanlarının ruh sağlığı ile ilgili farkındalık sahibi olması, risk oluşturabilecek belirtileri tanımlayabilmesi ve önleme ve müdahale çalışmalarındaki rollerine dair bilgilerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Okul Ruh Sağlığı Hizmetlerinde Güncel Konular ve Öneriler kitabı okul psikolojik danışmanlarının; zorbalık, göç, kriz ve travma, kayıp ve yas, intihar, bağımlılık ve psikolojik ilk yardım ile ilgili bilgi ve becerilerini geliştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu kitapta, okul ortamında sıklıkla karşılaşılan ve öğrencilerin ruh sağlığı gelişimini etkileyen olumsuz yaşantılar hakkında detaylı bilgiler sunularak bu tür yaşantılar ile karşılaşıldığında uygulanabilecek hizmetler, stratejiler ve programlar tanıtılmıştır.


Christopher A. Sink, Cher N. Edwards ve Christie Eppler Bu kitapta, psikolojik danışma grubunun oluşum aşamasından başlayarak her kademeye yönelik açıklamalar, özel ihtiyaçlı öğrenciler için yapılması gerekenler ve çok kültürlü uygulamaya kadar her türlü konu adım adım sunulmuştur. Bu nedenle kitabın okul psikolojik danışmanlarına, okullarda grupla psikolojik danışma ve uygulamaları konusunda tam bir yol gösterici olma özelliğine sahip olduğu söylenebilir. Kitabın dilinin sade, anlaşılır olması ve sunulan örneklerin zenginliği kitabı ayrıca çekici kılmaktadır. Kısacası, Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında eğitim gören ve/veya mesleğe yeni başlamış veya halihazırada bu alanda çalışan psikolojik danışmanların bu kitaptan faydalanacakları yönler bulunacaktır.
Aslı Tunca, Ayşe Aypay, Bilge Sulak Akyüz, Dilek Gençtanırım Kurt, Emine Durmuş, Emir Tufan Çaykuş, Fatma Dilek Tel, Mehmet Ertuğrul Uçar, Mustafa Eşkisu, Özlem Çakmak Tolan, Seval Kızıldağ Şahin, Tansu Mutlu Çaykuş, Zekeriya Çam Günümüzde PDR lisans programlarında seçmeli ders olarak yer verilen Okulda Ruh Sağlığı, geçmişte öğretmen okullarında ve öğretmen yetiştiren bütün eğitim kurumlarında zorunlu ders olarak okutulmuştur. Bu da ruh sağlığının korunmasında ve geliştirilmesinde okulun rolünü göstermektedir.
Okulda Ruh Sağlığı kitabının her bölümünün, kendi alanında uzmanlaşmış, o konuyla ilgili araştırmaları ve yayınları olan geniş bir akademik kadro tarafından yazılmış olması takdire değer. Bu konuların Okulda Ruh Sağlığı seçmeli dersinin içeriğiyle örtüşmesi de ayrıca belirtilmesi gereken bir diğer husus. Genel olarak bireyin ruh sağlığını etkileyen faktörler ve özellikle de okul ortamında ruh sağlığını etkileyebilecek durumlar bu kitapta ayrı başlıklar hâlinde “okuyucu dostu” bir yaklaşımla ele alınmıştır. Öğrencilere ve alanda çalışan uzmanlara yararlı olacağını umuyorum.
Kitabın yazarlarından birçoğu ile yollarımızın önce öğrenci-öğretim üyesi olarak daha sonra meslektaşlarım olarak kesişmiş olması benim için bir onur ve ayrı bir mutluluk kaynağı. Her birinin ne kadar titiz ve özverili çalıştıklarına bizzat tanık oldum. Bu yazar ekibinin böyle iyi bir iş çıkarmış olması benim için hiç şaşırtıcı olmadı. Okuyucuların da benzer düşüncelerle kitabı okuyacaklarından eminim.
Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş
Mustafa Şahin - Sırrı Akbaba Çocukluk ve ergenlik döneminde travmatik etki yaratan yaşantılardan biri "zorba" davranışlardır. Okulda ve sanal ortamlarda görülen ve değişik türleri (sözel, fiziksel, duygusal, ırkçı, saklama, davranış bozucu, başkasına ait bir şeyi alma/bozma ve cinsel) olan zorba davranışlar, çocuk ve ergenlerin sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkilemekte, etik ve yasal sorunlara yol açmaktadır.
Zorba davranışların bu olumsuz etkileri çocukluk ve ergenlik dönemiyle sınırlı kalmayıp bireylerin öz-saygı, öz-güven, psikolojik sağlamlık, psikolojik iyi olma gibi önemli kişilik özelliklerini ve ikili insan ilişkilerinde sevgi, saygı, hoşgörü ve güven duygularını olumsuz yönde etkilediği görülmektedir.
Bu eserde, bireysel gelişim ve olumlu ikili insan ilişkilerinin önünde önemli bir engel olan zorba davranışın türleri, nedenleri ve sonuçları ayrıntılı bir şekilde ele alınıp, empatik beceri ile bu davranışların önlenmesine ilişkin bir model sunulmuştur. Bu kitap ile, zorba davranışlar konusunda çalışacak akademisyen ve uygulayıcıların (okul psikolojik danışmanı, çocuk ve ergen psikoloğu, sınıf rehber öğretmeni) yanında; okul yöneticilerinin, branş öğretmenlerinin ve ebeveynlerin zorba davranışın türleri, nedenleri ve sonuçları hakkında farkındalık geliştirmelerine yardımcı olmak amaçlanmıştır.
Aykut Günlü, Ayşe Gök Uslu, Binaz Bozkur, Birsen Şahan, Erdal Hamarta, Faika Şanal Karahan, Firdevs Savi Çakar, İzzet Parmaksız, Rukiye Konuk Er, Selim Gündoğan, Suat Kılıçarslan, Tuncay Oral, Yasemin Yavuzer, Yasin Yılmaz Okullarda sık karşılaşılan problemlerin anlaşılması, müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi ve ruh sağlığının iyileştirilmesi konusu önemli bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü ruh sağlığı yerinde olan bireyler, kendileri ve çevreleriyle uyum içerisindedirler. Okul yaşamı içinde karşılaşılan problemlerin tanımlanması ve müdahale süreçlerinin anlaşılması için kullanılabilecek olan bu kitap, on iki bölümden oluşmaktadır. Kitabın birinci bölümünde okullarda ruh sağlığının genel tanımına yer verilmiştir. İkinci bölümde çocuklarda ve ergenlerde ruh sağlığını etkileyen faktörlere; üçüncü bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan akademik problemlere; dördüncü bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan sosyal ve duygusal problemlere; beşinci bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan yeme bozukluklarına; altıncı bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan dijital problemlere; yedinci bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan davranışsal problemlere; sekizinci bölümde özel eğitimde ruh sağlığına; dokuzuncu bölümde okullarda ruh sağlığını korumada yönetici, eğitimci, uzman ve aile rollerine; onuncu bölümde okullarda ruh sağlığı ve konsültasyon uygulamalarına; on birinci bölümde okulda kriz ve krize müdahale sürecine; on ikinci bölümde okul temelli önleme müdahalelerine yer verilmiştir. Bu kitap; okul psikolojik danışmanları, psikoloji öğrencileri, psikolojik danışma ve rehberlik öğrencileri, ruh sağlığı çalışanları ve tüm eğitimciler için kaynak kitap olarak katkı sağlayacaktır.
Ayşe Aksoy Uzman, Ayşe Sevde Sarp, Demet Buyurgan, Erdem Ertaş, Ezgi Karagöz Tanıgör, Ezgi Öztürk Polat, Gonca Özyurt, Güzide Türkyılmaz, Hakan Öğütlü, Mahmut Cem Tarakçıoğlu, Mehmet Gazel, Nuran Gözpınar, Ruken Demirkol Tunca, Rukiye Çolak Sivri, Süleyman Çakıroğlu, Tülin Fidan, Vahdet Görmez Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), kanıta dayalı psikoterapiler içerisinde deneysel olarak en çok desteklenen yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Fakat teori ile uygulama arasında kaçınılmaz olarak oluşan boşluk, BDT uygulamaları için de gerçek bir sorun olarak durmakta; kuramsal olarak doygun ve doyurucu olan içeriğinin terapi görüşmelerine tam olarak nasıl aktarılacağını öğrenme süreci de terapistler için zahmetli bir yolculuğa dönüşebilmektedir. Mevcut kitapta, terapinin teoriden pratiğe, yazıdan söze, düşünceden davranışa nasıl değiştiği, gerçek hayattan olgu örnekleri ile aktarılmaktadır. Alanda deneyimli bir terapist grubunun terapi süpervizyon eğitimi sürecinde paylaştıkları, eğitmen ve akran geri bildirimlerine göre terapi sürecinin olgunlaştırıldığı klinik olgulardan oluşan içerik; geniş bir tanı alanını kapsaması, terapi tekniklerinin uygulamada nasıl yapılacağını açıklaması, zengin bir formülasyon, terapi hedefleri ve metafor içeriği sunması ile bildiğimiz kadarıyla alanında bir ilk olacaktır.
Faydalı olması ümidiyle…
Gülşen Filazoğlu Çokluk Orak hücre anemili olmak günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilecek pek çok sıkıntıya neden olabilmektedir. Bu nedenle, tedavi yaşam kalitesini iyileştirmeye yönelik olmalıdır. Kendi kendine yönetim müdahaleleri, semptomları hafifletmek ve daha iyi yaşam kalitesi elde etmek için etkili başa çıkma stratejilerinin edinilmesini veya geliştirilmesini teşvik eder.
Kronik bir hastalıkla günlük olarak başa çıkmayı öğrenmek ve kendi kendine yardım etmek artık kronik hastalıkların psiko-eğitim yönetiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kitabın yazılmasında temel amaç, orak hücreli kişilerin Orak Hücre Hastalığı ile yaşamayı ve ağrı krizini yönetme yetilerini arttırmaktır. Kitap orak hücre anemisini yönetme ve onunla başa çıkma gücünüzü geliştirme, ağrı krizleri için etkili başa çıkma stratejilerini ve orak hücre anemisinin sizi nasıl etkilediğine dair anlayışınızı geliştirme konusunda bir rehber niteliği taşımaktadır.
Müge Yukay Yüksel, Ezgi Özkan Kuruçay, Mine Sayın, Çiğdem Demir Çelebi, Bilge Kurt, Enver Ulaş, Hacer Yalçıntaş, Neslihan Yaman, Emine Beyza Özoğlu, Zeynep İnce, Derya Eryiğit, Azize Nilgün Canel, Bilge Nuran Aydoğdu, Işıl Tekin, Simel Parlak, Deniz Çanga “Orta ve İleri Yetişkinlikteki Bireylere Yönelik Grup Programları”, psikolojik danışman, psikolog, sosyolog, sosyal hizmet uzmanı ve tıp alanında çalışan uzmanlar kadar, henüz bu alanlarda öğrenim görmekte olan öğrencilere yönelik olarak da hazırlanmıştır. Yaşlı nüfusun artması, bu popülasyona yönelik hizmetlerin çeşitlenmesi gerekliliğini doğurmuştur. Yaşlı bireyin hayatındaki ekonomik, psikolojik, sosyal ve sağlıkla ilgili değişiklikler ve sorunlar, yaşlıları olduğu kadar onlarla yaşayanları da etkilemektedir. Sonuçta yetişkinlik yıllarından itibaren bireylerin karşılaşması muhtemel olan sorunlara ilişkin farklı yaklaşımlar benimsenerek, çeşitli çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak hazırlanmış “Orta ve İleri Yetişkinlikteki Bireylere Yönelik Grup Programları” kitabında, yetişkinlik yıllarından itibaren yaşanabilecek sorunların çözümüne yönelik programlar ve sağaltıcı içerikler planlanmıştır. İncelemekte olduğunuz kitap dört işlevsel kısımdan oluşacak şekilde tasarlanmıştır. Kitabın birinci kısmında “orta ve ileri yetişkinlik dönemindeki sosyal meselelere” değinilmiştir. Bu bölümde, iletişim becerilerinin desteklendiği, bilgi verici danışmanlık hizmetinin yer aldığı, psikoeğitsel, yaşam döngüsünü temel alan grup terapisi bazlı, menopoz ve andropoz dönemine uyumun, ileri yetişkinlikte kariyer planlamasının, emeklilik sonrası sosyal yaşam becerilerinin ve boş zamanları etkin bir şekilde değerlendirmenin sağlanabileceği oturumlar planlanmıştır. İkinci kısımda “ileri yetişkinlikte değişen döngüye uyum” sürecini, değişen rollere uyum, boş yuva sendromu, ikinci evliliğe uyum, büyükanne ve büyükbabalık becerilerini geliştirme başlıkları altında ele alan bilişsel davranışçı, psikoeğitsel, öyküsel terapi ve farkındalık temelli tekniklere dayalı grup oturumları geliştirilmiştir. Üçüncü kısımda “ileri yetişkinlikte özel gruplara psikolojik destek” başlığı altında özel bakıma muhtaç, engellilere ve Alzheimer hastalığına yakalananlara bakmakla yükümlü olan ve yoğun bakımda yetişkin hastası olan kişilere yönelik psikolojik destek grupları planlanarak, bu özel gruplarla yaşayan bireylerin ruh sağlıklarını korumak hedeflenmiştir. Dördüncü kısımda ise “ileri yetişkinlikteki bireylere psikolojik destek” sağlamayı amaçlayan, depresyon, ölüm korkusu ve yas süreciyle başa çıkmaya çalışan bireylere yönelik, bilişsel davranışçı, dışavurumcu, hümanist ve manevi yaklaşımlarla desteklenmiş grup çalışmaları hazırlanmıştır.
Uygulaması zevkli ve pratik olan egzersizlerle desteklenmiş “Orta ve İleri Yetişkinlikteki Bireylere Yönelik Grup Programları” kitabının, yaşlılık dönemindeki bireylere destek olmaya gönüllü olanların rahatlıkla kullanabileceği bir kaynak olacağını umuyoruz.
Garry Landreth Bu kitabın en yeni baskısı, Gary Landreth ile oturup konuşma fırsatına sahip olmak gibi. Garry'nin bilgi ve deneyiminin zengin temellerini yansıtan birçok alan genişletilmiş. Daha önceki baskısını okuduysanız, bu yeni baskıyı da seveceksiniz. Eğer ilk kez okuyacaksanız, bir sandalye çekin ve ilişkinin tadını çıkarın.
Lnda E. Homeyer, Dr, LPCS, RPT-S, Profesor,
Teksas Eyalet Üniversitesi, San Marcos Profesyonel Danışmanlık Programı
Dr. Landreth yine başardı. Bu klasik çalışmasının genişletilmiş versiyonu çocuklarla çalışan her terapist için bir baş ucu kitabıdır. Süreç ve uygulama ile ilgili açıklamalarıyla, çocuklarla danışmanlık sürecinde çocukların büyümesi, gelişmesi ve olumlu yönde değişmesi için bir kılavuz niteliğindedir.
Dee Ray, Dr, LPCS, RPT-S, Kuzey Teksas Üniversitesi,
Çocuk ve aile Kaynak Kliniği Yöneticisi ve Doçent Doktor Danışman
Dr. Landreth'in bu klasik eserinin önceki baskılarını da ele aldığımızda bu üçüncü baskı, kitabı sadece mevcut bir standart olarak değil, aynı zamanda bu alandaki klasik olarak da yerini daha da sağlamlaştıracaktır.
Daniel S. Sweeney, Dr, RPT-S George Fox Üniversitesi'nde Profesör,
Danışman ve Oyun Terapisi Çalışmaları NW Merkezi Yöneticisi

Bu Kitap, Gary Landreth'in oyun yoluyla çocuklarla terapötik ilişkiler kurmaya yönelik kapsamlı lisansüstü ders kitabının en yeni baskısıdır. Çocuğun dünyasını ve bakış açısını anlamanın önemini vurgulayan Çocuk Merkezli Oyun Terapisi modelini detaylı olarak ele alıyor. Ayrıca, terapist ve danışanın tam olarak bağlanmasına izin verirken oyun terapisi sürecini de kolaylaştırmaktadır. Önceki basımları temel alarak dersler vermiş olan profesörler, klasik metin ve yeni materyal arasında mükemmel bir denge ile temel mesajı bozulmadan bulmanın mutluluğunu yaşayacaktır.
Oyun Terapisi: İlişki Sanatı'nda güncellenen kısımlar:
Kısa dönemli oyun terapisi ile ilgili ayrıntılı bölüm
Çocuk merkezli oyun terapsi ile ilgili araştırmaları kapsayan yeni, kapsamlı bir bölüm
Oyun terapisti süpervizyonları, yasal ve etik konular, kültürlerarası ilkeler ile ilgili yeni kısımlar
Fotoğraflar, vaka betimlemeleri, örnek diyaloglar, materyali canlandırma
Çevrim içi eğitmen kaynakları

Daha öncesi baskıları temel alarak çalışmalar yürüten
eğitmenler ve öğretmenlerin yanı sıra ilk kez bu kitabı okuyacak olan
öğrenciler ve uygulayıcılar da eşsiz bir kaynağa sahip olacaklar.
Charles E. Schaefer Tamamen gözden geçirilmiş ve güncellenmiş yeni basımıyla oyun terapisi alanında dönüm noktası niteliğinde bir rehber. “Oyun terapisinin babası” sayılan Charles E. Schaefer tarafından yayıma hazırlanan Oyun Terapisinin Temelleri, çocuk ve ergenlerle yürütülen oyun terapisi uygulamalarındaki birçok değişik yaklaşım ve yönteme dair en son gelişmeleri yansıtan eksiksiz bir rehberdir. Alanında uzman yazarların katkısıyla hazırlanmış olan geniş kapsamlı bu kaynak kitap, oyun terapisindeki belli başlı tüm kuramsal modellerİ güncel bir biçimde ve derinlemesine ele almakta ve aşağıdakiler de dâhil olmak üzere her modelin uygulamasına dair kullanışlı örnekler sunmaktadır:
• Anlatısal Oyun Terapisi
• Çözüm Odaklı Oyun Terapisi
• Deneyimsel Oyun Terapisi
• Serbest Bırakmaya Dayalı Oyun Terapisi
• Bütüncül Oyun Terapisi
• Oyun Terapisine Psikanalitik Yaklaşımlar
• Çocuk Merkezli Oyun Terapisi
• Gestalt Oyun Terapisi
• Aile Oyun Terapisi
• Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi
• Vakaya Özgü Oyun Terapisi
Oyun terapisini çalışmalarına nasıl dâhil edebilecekleri konusunda rehberlik arayan terapistler kadar öğrenciler ve en son yöntem ve tekniklere dair bilgilerini tazeleme ihtiyacı olanlar için de yazılmış olan Oyun Terapisinin Temelleri, eğitimin her düzeyindeki tüm terapistler açısından pragmatik ve yararlı bilgiler sunan standart belirleyici bir kaynaktır.
Ayçin Ezgi Önel, Ayla Kaya, Ayşegül İşler, Berhan Akdağ, Birgül Erdoğan, Cansu Güler, Didem Yüksel Yılmaz, Dilek Ergin, Dilek Zengin, Duygu Altuntaş, Duygu Karaaslan, Ece Mutlu Satıl, Emine Efe, Emine Zahide Özdemir, Ender Durualp, Esin Keskin, Esra Ardahan Akgül, Fahriye Pazarcıkcı, Fatma Taş Arslan, Figen Yardımcı, Gülçin Özalp Gerçeker, Gülsenay Taş Soylu, Hasret Yağmur Sevinç Akın, Hatice Yıldırım Sarı, İlknur Bektaş, Leyla Baysan Arabacı, Merve Aşkın Ceran, Merve Gümüş, Murat Bektaş, Naime Altay, Nesrin Şen Celasin, Nilay Kayhan, Nurdan Akçay Didişen, Pelin Pistav Akmeşe, Perihan Turhan Gürbüz, Pınar Doğan, Rüveyda Kurnaz, Seda Ardahan Sevgili, Seher Sarıkaya Karabudak, Selin Demirbağ, Serap Yıldırım, Sibel Küçükoğlu, Siğnem Anol, Şadiye Dur Çocukluk döneminde hastaneye yatmak, çocuk için hastane ortamı, tanımadığı insanlar, ne anlama geldiğini bilmediği ve bazen de canını acıtan uygulamalar nedeniyle korkutucu bir yaşam deneyimine dönüşebilir. Bu nedenle hastaneye yatışın olumsuz etkilerini azaltmak için çocuk ve ailenin bu sürece hazırlanması ve desteklenmesi önemlidir. Çocukla güvene dayalı bir ilişki kurmak, işlemler hakkında bilgilendirmek, duygularını ifade etmesine izin vermek, başa çıkma stratejilerini öğretmek ve desteklemek gerekir. Bu amaca ulaşabilmenin en temel yolu, çocukluğun yaşamsal bir parçası olan oyundur. Bebeklik döneminde göz teması, sesleri taklit etme ve gülümseme yoluyla başlayan oyun çocuk büyüdükçe gelişimini destekleyen becerileri öğrenmeye ve uygulamaya dönüşür. Oyun; motor, sosyal-duygusal, dil, biliş ve uyumlu davranış gibi çoklu gelişim alanlarını desteklemek için temeldir. “Terapötik Oyun” diğer bir adıyla “Tedavi Edici Oyun”; hastaneye yatan çocukların fiziksel ve psikolojik travmalarını gideren, hastane ortamına uyumunu sağlayan, tedavi veya girişimlere yönelik kendilerini ifade etmesini ve sağlık profesyonelleri tarafından değerlendirilmesini içeren, çocuğun pozitif baş etme stratejileri geliştirmesi için kullanılan bir oyun modelidir.
Bu kitap, oyunun terapötik gücünü çocuk ve ergen sağlığı bakımına entegre ederek gelişimsel açıdan duyarlı sağlık bakım uygulamalarını desteklemeye yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Multidisipliner bir yaklaşım kullanılan ve tüm içeriği ile size hastanede yatan çocuğa yaklaşımınızda oyunun gücünden nasıl yararlanacağınız konusunda rehberlik edecek kitabın, çocukların iyileşmesine katkıda bulunması dileğiyle...