Psikoterapi \ 4-8
Ayca Korkmaz, Derya Ozbek Şimşek, Eylul Ceren Demir Hekimoğlu, Fatma Girgin Kardeş, Gizem Mince, Işıl Necef, Munevver Zuhal Bilik, Selin Ucar Ozsoy, Sezin Aydoğ, Sinem Baltacı, Tulin Gencoz, Yağmur Saklı Demirbaş “Freud'dan Lacan'a Vaka İncelemeleri” Freud'un kaleme aldığı vakalar için Lacan'ın yaptığı değerlendirmeleri ve Lacanyen kuramı geniş bir biçimde ele alan ilk eser niteliğindedir. İki ciltlik bu çalışma, psikanaliz çalışmaları başta olmak üzere, ilgili alanlar için de geniş bir kavramsal derleme sunmaktadır.
Lacan “Freud'a dönüş hareketi” olarak ilan ettiği çalışmalarında, arzu çalışmasının temel olarak alındığı psikanaliz pratiğinin amacını ve çerçevesini yeniden inşa etmiştir. “Bilinçdışı dil gibi yapılanmıştır” savıyla yola çıkan Lacan, Freud'un vakalarını dile verdiği önemle ve öznelliği merkeze koyan perspektifiyle bir kez daha yorumlamıştır.
Psikanaliz klinik tecrübelerin üzerine inşa edilmiştir, bu nedenle vaka incelemeleri psikanalizi çalışmanın önemli bir yoludur. Nitekim bu çalışmalar vasıtasıyla, bir özne olarak yaptığımız yolculukta bilinçdışına biraz daha yaklaşmanın yollarını keşfetmeye başlayabiliriz.
Ellen Galinsky “ÇOCUĞUMUN NASIL BİR İNSAN OLMASINI İSTİYORUM?”
Ebeveynlere sütten kesmeden tuvalet eğitimine, disiplinden beslenmeye kadar her konuda tavsiyelerde bulunan yüzlerce kitap vardır. Ancak bu kadar çok bilgiye rağmen, ebeveynler için çocuklarını nasıl iyi bir şekilde yetiştireceği ve potansiyellerine ulaşmalarını, yaşamdaki zorlukları üstlenmelerini, başkalarıyla iyi iletişim kurmalarını ve öğrenmek için istekli olmalarını sağlamalarına yardımcı olmaları konusunda çok az araştırmalara dayanan tavsiyeler bulunur. Ellen Galinsky'nin kendi çalışmalarıyla ve onlarca yıldan beri çocuk gelişimi ve sinirbilimleri alanlarındaki en seçkin araştırmacılarla yüzlerce kez konuşarak kariyerini adadığı “temel yaşam becerileri” vardır. Güzel olan şu ki, tüm ebeveynlerin bugün ve gelecekte çocuklarında bu becerileri geliştirmek adına yapabilecekleri basit günlük şeyler bulunur. Karşılığında para ödemeniz gerekmez ve başlamak için asla geç değildir.
Gelişen Zihin'de, Ellen Galinsky araştırmasını çocukların en çok ihtiyaç duyduğu yedi kritik alanda gruplamıştır: (1) odaklanma ve öz denetim; (2) bakış açısı alma; (3) iletişim; (4) bağlantılar kurma; (5) eleştirel düşünme; (6) zorlukların üstesinden gelme; (7) öz yönelimli katılımlı öğrenme. Bu becerilerin her biri için Galinsky, ebeveynlere araştırmaların neyi kanıtladığını gösterir ve onların, çocuklarında bu becerileri güçlendirmeleri için bugün başlayabilecekleri çok sayıda somut uygulama sunar. Bunlar çocukların yeni edindikleri beceriler değildir; bu becerilerin geliştirilmesi gerekir. Bunlar, çocuklara hedeflerine odaklanma yeteneği kazandıran, böylece daha kolay öğrenebilecekleri ve öğrendiklerini aktarabilecekleri becerilerdir. Çocukları modern yaşamın baskılarına hazırlayan, şimdi ve yıllarca kullanacakları becerilerdir.
Gelişen Zihin çığır açan, ebeveynlere, çocuklara ihtiyaç duyacakları en önemli araçları kullanmayı öğreten kitaptır. Kitap, T. Berry Brazelton, M.D., David A. Hamburg, M.D., Adele Faber ve Judy Woodruff gibi düşünce liderleri tarafından da beğeni almıştır. Gelişen Zihin'in ebeveynlik literatüründe klasik olması kaçınılmazdır.
Raychelle Cassada Lohmann, Sheela Raja Cinsel tacize veya tecavüze uğradıysan, şaşkın, kafası karışmış, öfkeli, utanmış ve yaşamına devam edemeyecekmiş gibi hissediyor olabilirsin. Yalnız olmadığını bilmen senin için önemli. Cinsel travma yaşamış pek çok genç, yaşadıkları şeyleri anlamakta veya bununla ilgili konuşmakta zorluk yaşar. Eğer hazırsan, bu kitap sana kendini bulmanda, hikâyeni anlatmanda ve iyileşmeye başlamanda yardımcı olacak.
Seni güçlendirecek bu kılavuzda, cinsel travmaya maruz kalmış kişilerin gerçek hikâyelerinin yanı sıra iyileşmene ve olumlu şekilde ilerlemene yardım edecek araçlar var. Aynı zamanda yardıma ve desteğe nasıl ulaşacağını öğrenmende, kendi güvenlik planını oluşturmanda ve korku, utanç veya çökkünlük gibi duygularınla çalışmanda sana yardımcı olacaktır. Başına gelenler geçmişinin bir parçası fakat şu an kim olduğunu veya kim olacağını belirlemez. Bu kitap, yaşadıklarının üstesinden gelmende ve elinden geleni yapmanda sana yardım edecek. “Bu muhteşem kitap baştan sona umut dolu, ilham verici ve eğitici… Bu kitabın ihtiyacım olduğunda ulaşılabilir olmasını isterdim.”
Besra Taş, Durmuş Ümmet, Ece E. Müezzin, Efendi Yavaşoğu, Ekrem Sedat Şahin, Fatih Aydoğan, Meşküre Hülya Karagüven, Müge Yüksel, Sümeyye Derin, Ülkü Tosun Yıldız Bilge On bir bölüm ve on bir kavramdan müteşekkil bu kitabın bölümlerinde, genç yetişkinlerde ve yetişkin bireylerde “affetme” süreci, “özgecilik’’, “yaşamın amacı”, “farkındalık” “öznel iyi oluş”, “iyimserlik”, “umut”, “öz yeterlilik” “empati”, “uyum” ve “otantik mutluluk” konuları ele alınmıştır.
Ergenlik döneminden sonraki evre olan genç yetişkinlik dönemi, önceki sürecin yoğun, zorlayıcı ve keşmekeş doğasından dolayı "baharın gelişi" şeklinde tabir edilebilir: Karmaşık duygular, kimlik arayışı, yaşanılan bunalımlar, tecrübe edilen sıkıntılara müteakip bireyin kendini bulması, benliğinin farkında olarak dünyayı algılama sürecinin başlangıcı… Tıpkı soğuk ve karlı bir kış sonrası ilk cemrenin düşmesi ile baharın dünyayı kucaklaması gibi genç yetişkinlik döneminde ergenlik aşamasını kat etmiş bireylerin üçüncü doğumu gerçekleşir. Başka bir ifadeyle, ergenlik dönemini geride bırakan birey; benlik bilinci, bağımsızlığı ve özgürlüğü ile dünyayı yeni baştan tecrübe eder. Baharda tüm bitkilerin, çiçeklerin heyecanla gün yüzüne çıkması misali genç yetişkinler de kendilik bilinci ve farkındalığı ile dünyayı selamlarlar.
Genç yetişkinlik döneminden sonraki evre olan "yetişkinlik dönemi" ise kendini tanıma etkinliğinin olgunlaştığı bir dönemdir. Benmerkezciliğin sona erdiği; kariyer, iş, aşk ve eş hayatı tercihlerinin şekillendiği dönemin sonudur yetişkinlik dönemi. Bu dönemde de yeni ve öncekine nazaran oldukça farklı bir evrenin heyecanı yaşanılmaktadır. Farklı hedeflerin ve amaçların oluşturulduğu bu yaşam evresi -mevsim alegorisi ile devam edecek olursak- bahar dönemi sonrasında yazın gelmesi gibidir. Nasıl ki ilkbahar sonrasında gelen yazla beraber ağaçlar meyve veriyor, bireyin de meyve verme süreci başlamıştır artık. Bahar döneminde biriktirilen tecrübi bilgiler yetişkinlik döneminde aktarılmaya başlanır ve bu tür aktarımlar sosyal etkileşimlerin içeriğini zenginleştirir. Birey, birikimini paylaşarak başka türden bir sorumluluk üstlenir: Kendisinden sonraki nesli yetiştirmek.
Andrea Wachter Eğer aşırı yemek yeme sorunuyla boğuşuyorsanız yalnız değilsiniz. Birçok genç kendini üzgün, öfkeli veya stresli hissettiği için yemek yer. Aşırı yemek yemek o anda rahatlatıcı gelse bile gelecekte birçok soruna da yol açabilir. Açlıkla ilgili olmayan nedenlerden dolayı yemek yiyorsanız bu durumu değiştirebilirsiniz. Eğlenceli ve pratik olan bu çalışma kitabı, fazla yemenizin esas nedenlerini anlamanıza yardımcı olacak ve daha sonra bu konuda bir moral bozukluğu yaşamadan “dolduğunuzu” hissetmenizi sağlayacak güçlü ipuçları sunmaktadır.

Gençler İçin Aşırı Yemenin Üstesinden Gelmek duygularınızı yönetebilmeniz ve aşırı yemek yemeden bir rahatlama hissi elde edebilmeniz için ihtiyacınız olan araçları sağlar. Hissettiklerinizle başa çıkmanın, kendinize daha iyi bir arkadaş olmanın, bedeninizi ve zihninizi yeniden şarj etmenin, beden imajı hüznünü yenmenin, sağlıklı bir beslenme planı geliştirmenin ve isteklerinizi yönetmenin somut yollarını öğreneceksiniz. En önemlisi, sizin için en iyi olan hayatı yaşayabilmeniz için bu öğrendiklerinizi uygulamaya hazır olacaksınız.

“Yiyeceklerle, bedeninizle ve duygularınızla farkındalıklı ve keyifli bir ilişki kurmayı yeniden keşfedebilirsiniz. Kendinize bu öz şefkat armağanını verin ve bedeninizin içsel bilgeliğini yeniden dinlemeyi öğrenin. Bu kitap size bunun nasıl olduğunu gösterecek.”
—DZUNG VO, MD, The Mindful Teen kitabının yazarı.

“Gençlerin kolayca anlayıp bağlantılar kurabileceği kavramların yanı sıra açık bir dil kullanan Gençler İçin Aşırı Yemenin Üstesinden Gelmek, gençlerin yiyeceklerle olan ilişkilerini iyileştirmelerine yardımcı olmak için harika, okuması kolay ve pratik bir kılavuzdur. Keşke bu kitap bana, aşırı yemek ve yo-yo diyetiyle mücadele eden bir genç olduğum zamanlarda verilmiş olsaydı!”
—MICHELLE MAY, MD, Eat What You Love, Love What You Eat for Students
kitabının yazarı.
Julia V. Taylor İnternette, telefonda veya televizyonda, sürekli mükemmel görünen ve neredeyse her zaman pürüzsüz olan genç kadınlar ile karşılaşıyorsun. Bu da kendin ve bedenin hakkındaki hisleri etkileyen duygusal ve sosyal birçok faktörle birleşince, görüntünle ilgili baskı hissetmen oldukça normal oluyor. Muhtemelen arkadaşların da bu baskıyı hissediyor ve bu durum, kendini daha da kötü hissedeceğin bir kıyaslama yarışına dönüşüyor. Peki, bu sağlıksız döngüyü kırarak gerçekten kim olduğunu sevmeye nasıl başlarsın ?
İlginç ve eğlenceli bu çalışma kitabı, beden imajına dair güvensizlik hislerinle başa çıkmana yardımcı olacak. Bu kitapta, olumsuz beden imajına yol açabilecek en yaygın faktörlerin ele alındığı pratik egzersizler ve ipuçları bulacaksın. Bu faktörler arasında; kıyaslama, eleştirel iç ses, gerçekçi olmayan medya görüntüleri, toplum ve aile baskısı, mükemmeliyetçilik, sağlıksız arkadaşlıklar ve başkalarını hayal kırıklığına uğratma korkusu bulunuyor. Eğer iç sesini sustururarak gerçek ve kalıcı bir özgüven inşa etmeye hazırsan, bu kitap senin rehberin olacak.
“Gençler için, Beden Algısıyla Çalışma Kitabı, olumlu bir beden algısı geliştirmek için kızlara vazgeçilmez araçlar sunuyor. Onlara, şefkatli ve faydalı olanı yapma fırsatı veriyor.”
Raychelle Cassada Lohmann Aile yaşamı ve okul baskısı arasında şüphesiz stresli olmayan bir genç yoktur. Eğer gerginliğini en çok sevdiğin kişilere (annen-baban, kardeşlerin, arkadaşların gibi) yönlendirmeye başladığını fark ediyorsan değişme zamanı gelmiş olabilir.
Gençler İçin Öfke Denetimi Çalışma Kitabı, sıkıntı yaşamadan hislerini ele almana yardım edecek etkili beceriler göstermeyi amaçlayan 37 etkinlik içermekte.
Bu kitap ile sadece 10 dakikalık bir çalışma yaparak öfkeni tetikleyenleri bulacak, tepki tarzlarına bakacak ve öfkeni kontrol altına alacak becerileri ve yöntemleri öğreneceksin. Kişisel bir öfke profili geliştirecek ve uyarıldığında hissettiğin fiziksel belirtileri fark etmeyi öğreneceksin. Sonrasında hislerini yatıştırmayı ve diğerlerine daha duyarlı tepki vermeyi öğreneceksin. Öfkeni bir kez anladığında onu ele almaya daha iyi hazır olacaksın ve asla sakinliğini kaybetmeyeceksin.
Jennifer Shannon Eğer utangaçlıkla uğraşıyorsan ne yapacağını veya söyleyeceğini bilememe hissi sana tanıdık geliyordur ve bu histen kaçınmak için her şeyi yapabilirsin. Ama büyük olasılıkla pek çok şey -arkadaşlıklar, olası ilişkiler ve eğlence- kaybettiğini biliyorsun. Bu kitabı seçiyorsun çünkü utangaçlığının arkasında saklanmayı durdurmaya ve yaşamın sunduğu her şeyden keyif almaya hazırsın.
Gençler İçin Utangaçlık ve Sosyal Kaygı Çalışma Kitabı'ndaki çalışma kâğıtları ve alıştırmalar sosyal ortamlardaki beceriksizliğinin üstesinden istekle ve güvenle gelmeyi öğrenmene yardım edecek. Böylece istediğin insanlarla gerçek ilişkiler kurabileceksin. Öğrendiğin beceriler, yapman gereken ve korkup abarttığın sınıf ödevlerinde kendinle konuşmana yardım edecek. Aslında bu kitabın yaşamında sana yardım etmeyeceği bir alan yok. Öyleyse neden utangaçlığın yaşamından bir gün daha almasına izin veriyorsun? Bu çalışma kitabının daha güvenli ve girişken olma yolunda sana kılavuzluk etmesine izin ver.
“Tümüyle açık, etkili, çekici yöntemleri kapsayan bu kitap, gençlere korkularının ve utangaçlıklarının üstesinden gelmek için ne yapacaklarını gösterecek…
Bu kitap, okuyan gençlerin tümüne fayda sağlayacak.”
—Dr. Tamar Chansky, Freeing Your Child from Anxiety kitabının yazarı
Coral Popowitz birini kaybetmek zordur;
bu kitap iyileşmeye
başlamanıza
yardımcı olacak.

Bir kayıp yaşadığınızda, bunun hem zihninizi hem de bedeninizi etkileyebileceğini biliyor muydunuz?
Sevdiğiniz veya yakın olduğunuz birini kaybettiyseniz üzüntü, öfke, yalnızlık ve korku hissedebilirsiniz. Baş veya mide ağrısı çekebilir, bitkin veya halsiz hissedebilir hatta zaman zaman kaygı nedeniyle nefes almakta zorluk yaşayabilirsiniz. Yas, bunaltıcı olabilir ama düşüncelerinizi kabul etmek ve bedeninizin nasıl hissettiğine dikkat etmek, iyileşmeye başlamak için atabileceğiniz önemli adımlardır.
Bu şefkatli rehberde, yas ve kaybın fiziksel yönleriyle başa çıkmanıza yardımcı olacak güçlü, beden odaklı uygulamalar keşfedeceksiniz. Ayrıca fiziksel belirtilerinizi daha da kötüleştirebilecek kaygıları yatıştırmanın yollarını da bulacaksınız. Son olarak günlük yaşamınızda stresin üstesinden nasıl geleceğinizi ve sağlıklı seçimleri nasıl yapabileceğinizi öğreneceksiniz. Bir kayıp yaşadıktan sonra hayatınıza devam edebilirsiniz; bu kitap, başlayabilmeniz için gerekli araçları geliştirmenize yardımcı olacak.
“Yaşımız veya geçmişimiz ne olursa olsun, her birimiz yaşamımız boyunca yası deneyimleyeceğiz. ‘Gençler İçin Yastan Kurtulmak’ kitabında Coral Popowitz, gençlerin rahatlık, huzur ve yenilenmiş bir umut bulmak için yapabilecekleri düzinelerce şeyi paylaşıyor.”
—NEIL WILLENSON
One Heartland'ın kurucusu ve Camp Hometown Heroes'un kurucu ortağı
Raychelle Cassada Lohmann, Julia V. Taylor Ergen olmak, zorbalarla uğraşmak zorunda kalmadan da yeterince zordur. Okulda zorbalığa ya da çevrim içiyken siber zorbalığa maruz kaldıysanız yalnız değilsiniz. Zorbalığın etkileri; iyi notlar almak, flört etmek ve yetişkinliğe geçiş yapmak gibi büyük streslerle boğuşan gençler için yıpratıcı olabilir.
Gençler İçin Zorbalık Çalışma Kitabı, zorbalığa maruz kalmaktan kaynaklanan kaygı, depresyon ve diğer duygularınızı hafifletmeye yardımcı olmak için kullanımı kolay sağlam tavsiyeler sunar. Bu kitaptaki aktiviteler adım adım başkalarıyla olan etkileşimlerinizde güven oluşturmanıza da yardımcı olacaktır. Zorbalık herkesin başına gelebilir ancak küçük bir rehberlikle gerçek, olumlu değişiklikler yapabilir ve hayatınızı sonsuza dek geri kazanabilirsiniz. Bu çalışma kitabı ile şunları öğreneceksiniz:
• Etkili zorbalık karşıtı ipuçları ve stratejiler
• Duygularınızı nasıl yönetirsiniz?
• Duygularınızı ifade etmenize yardımcı olacak iletişim becerileri nelerdir?
• Zehirli arkadaşlıklar nasıl belirlenir ve önlenir?
• Yardımı kimden ve ne zaman isteyeceksiniz?
"Bu kitap ufuk açıcı bilgiler sunuyor ve zorbaların kurbanı olmuş her genç için faydalı olacaktır." - Rosalind Wiseman, sinema filmi Mean Girls'e ilham veren Queen Bees & Wannabees kitabının yazarı.
Abdulkadir Oluç, Aysu Korkmaz, Baki Demir, Beste Kaya, Betül Şener Akbulut, Buğrahan Bülbül, Cem Akburu, Doğukan Uludeveci, Ece Gül Sezgin, Emek Gök, Enes Öztürk, Furkan Yalçın, Hanife Selvi, Melek Baştaş, Merve Güler, Merve Güveli, Merve Tanrıkulu, Muhammed Ramazan İnce, Müge Güler, Nisanur Azer, Ömer Küpoğlu, Seçil Hanife Vatansever, Selen Arısüt, Serkan Uzundal, Sıla Doğan, Simay Sacar, Şeyma Dülye, Tamena İbadi, Tuğçe Nur Aytepe, Yağmur Altun Yeni kuşakların ihtiyaçlarını yeterince anlayabiliyor muyuz? Neden neye ihtiyaçları olduğunu onlara sormuyoruz? Bu kitap gençler tarafından gençler için yazıldı. Gençleri anlamanın yolu, onlara ne hissettiklerini sormaktan, cevaplarını dinlemekten, onlar gibi düşünmeye gayret göstermekten geçiyor. Bu amaçla gençler önce neye ihtiyaçları olduğunu tespit ettiler ve ardından kendilerini keşfetme, streslerini yönetebilme, zamanlarını iyi kullanma, daha iyi sosyal ilişkiler kurabilme, gelecek kaygılarını yönetebilme, bilinçli farkındalıklarını artırma, duygularını yönetebilme, zorluklarla baş edebilme, psikolojik dayanıklılıklarını artırabilme, affetmeyi öğrenme, teknolojiyi teknoloji kölesi olmadan kullanma ve ölüm korkusu ile baş etme konusunda cevapların peşine düştüler. Bu amaçla hem kendilerine hem akranlarına yardımcı olabilecek psikoeğitimler tasarladılar.
Gençlik ve genç yetişkinlik yılları boyunca kişisel gelişime katkı sağlayacak konularda bilgilendirmeler, çeşitli uygulamalar, yaşam kalitesini artırıcı düzenlemeler, egzersizler, eylem planları ve ev ödevleri içeren bu kitap, gençlerin eline fırsat verildiğinde neler yapabileceklerinin, nasıl üretici olabileceklerinin bir kanıtı. Sürekli genç kalmanın sihirli formülü bu. Böyle hissediyorsanız okumaya devam edebilirsiniz. Kaç yaşında olduğunuzun bir önemi yok.
Yazarların Gözünden Gençlerden Gençlere Yardım Rehberi
Zamanında kendimin de ihtiyaç duyduğu bilgileri akranlarıma aktarmak ve
hayat yolculuklarına eşlik edebilme düşüncesi beni heyecanlandırıyor.
(Selen Arısüt)
Onlarca fikrin tek bir kitapta birleştirilmesi ile renkli bir kitap olduğunu düşünüyorum ve bu maceraya katkıda bulunmak benim için oldukça heyecan verici. (Doğukan Uludeveci)
Bu satırları yazarken kendimi yeniden keşfettim.
Sizlerin de kendinizi keşfetmeniz dileğiyle...
(Buğrahan Bülbül)
Akranlarıma her an başucunda danışabilecekleri kadar yakın olma heyecanıyla başladığım eğlenceli bir o kadar da özveri dolu bir yolculuğun yansıması âdeta. (Merve Güveli)
Bu kitabın ruh sağlığı alanı için çıkmaz günlerin umut ışığı olacağına inanıyorum. (Merve Tanrıkulu)
Bence bu kitap hayat okyanusundan dışarıya çıkıp 2 dakikalık bir nefes almak gibi.
(Enes Öztürk)

Asuman Küçüköner, Ayla Hendekci, Ayşe Asiltürk, Ayşe Çal, Ayşegül Sarıoğlu Kemer, Birsen Altay, Demet Ünsal Çelebi, Dilek Çelik Eren, Eda Albayrak, Eda Ay, Emel Güven, Ercan Tunç, Faruk Tan, Figen Çavuşoğlu, Güven Soner, Hacer Gök Uğur, Hatice Durmaz, Hemşire Derya Korkmaz, Hemşire Mürselcan Kabakcı, İlknur Aydın Avcı, Jonathan Trauth, Karleah Harris, Kübra Gökalp, Kübra Gülırmak, Mehmet Korkmaz, Mehmet Mustafa Tilekli, Mesiya Aydın, Murat Terzi, Mükerrem Kabataş Yıldız, Neriman Aras, Nevra Karaca Bıçakçı, Nuray Şimşek, Oya Sevcan Orak, Özge Öz Yıldırım, Sema Sal, Serap Güleç Keskin, Sibel Asi Karakaş, Sibel Yücetürk, Şeyma Şengür, Uğur Kaçmaz, Ümit Ayaz “Geriatrik Psikiyatri” kitabı, teorik ve kliniğe özgü pratik bilgiler açısından oldukça zengin 30 ana başlıktan oluşmaktadır. Yaşlı ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesinde rehber olması amacıyla, alanında uzman yazarlar tarafından büyük bir emek ve özveriyle hazırlanan kitapta; yaşlı ruh sağlığıyla ilgili temel ve güncel konuların olduğu bölümler yer almaktadır. Yaşlı bireylerde görülen ruhsal bozuklukların değerlendirilme, tanı ve tedavi süreçleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Geriatrik popülasyona hizmet sunan sağlık profesyonellerine ve adaylarına yönelik hazırlanmış bu kitabın içinde yer alan bölümler aşağıda sıralanmıştır.
*Yaşlı Kimdir? Temel Kavramlar *Kapsamlı Geriatrik Değerlendirme *Yaşlılık Sürecindeki Psikolojik Değişiklikler *Yaşlılık ve Ruh Sağlığı *Demans *Geriatrik Depresyon *Yaşlılık ve Deliryum *Yaşlılıkta Bağımlılık *Yaşlı Bireylerde Uyku Bozuklukları *Yaşlılıkta Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık *Yaşlılıkta Travma ve Strese Bağlı Bozukluklar *Yaşlılıkta Kronik Hastalıklar ve Ruh Sağlığı Yönetimi *İleri Yaşamda Cinsellik *Yaşlılıkta Psikiyatrik Acil Durumlar *Geriatrik Adli Psikiyatri *Yaşlı İhmal ve İstismarı *Yaşlılık Döneminde Etik ve Ruh Sağlığı Hukuku *Yaşlılarda Beslenme ve Yeme Bozuklukları *Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci *Yaşlılık ve Psikofarmakoloji *Dijital Dönemde Yaşlılıkta İnovasyon ve Ruh Sağlığı *Yaşlılık ve Terapötik İletişim *Yaşlılık ve Nöroplastisite *Geriatrik Psikoterapi *Yaşlı Bireylerin Ruh Sağlığının Geliştirilmesi *Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma *Yaşlılarda Bahçecilik Terapisi *“Yaş Alırken Anda Kalabilmek”: Yaşlı Ruh Sağlığı ve Mindfulness *Yaşlılık Döneminde Psikolojik Sağlamlık *Yaşlılarda Nesillerarası Etkileşim
Ahmet Turan Işık, Alan Walker, Andrea Helmer-Denzel, Ayşe Canatan, Carlos Chiatti, Dena Shenk, Elif Yeliz Tozluoğlu, Emine Aksoydan, Emre Şenol Durak, Fatma Sıla Ayan, Francesco Barbabella, Gerhard Naegele, Giovanni Lamura, Güzel Dişcigil, Hatice Reyhan Özgöbek, Işıl Kalaycı, Kamile Kukulu, Karen A. Roberto, Meral Bilgilisoy Filiz, Mirko Di Rosa, Monika Reichert, N. Füsun Toraman, Nil Tekin, Ikuko Murakami, Öznur Körükcü, Sara Carmel, Selahattin Fehmi Akçiçek, Sema Oğlak, Suzan Yazıcı, Terence Seedsman, Thomas Klie, Zuhal Güler Tarihsel açıdan bakıldığında, yaşlılık iki açıdan değerlendirmek zorunda olduğumuz bir kavramdır. Bir taraftan değişen sınırlarını, diğer taraftan geçmişteki enderliğini göz önüne almadan yaşlılığın bugünkü anlamlarını kavramakta zorluk çekebiliriz. Hatta buna bir “gerontokratik” olarak tanımlanan toplumları da eklemeliyiz. Yaşlılara saygının vurgulandığı toplumlarda da tüm yaşlılar aynı saygıyı görmemiş, aynı iktidar gücüne layık görülmemişlerdir. Aksine yaşlıya saygı kavramının göreli olduğu anlaşılmaktadır. Değer atıfları, bakış tarzları, kişisel tecrübeler, anlamlandırmalar ve ideolojiler yaşlının konumu ve kaderini tayin etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Kafalarda canlanan yaşlı görüntülerinin oluşumunda sosyokültürel koşullar rol oynamaktadır.
Henüz bir alfabesi olamayan arkaik toplumlardaki yaşlı algılarını bugünkü toplumun yaşlı algıları ile karşılaştırırken dikkatli olunmalıdır. O toplumlarda yaşlılar tecrübe ve geleneksel bilgilerin taşıyıcıları olarak algılandıkları için yüksek saygınlık sahibiydiler. Ama belirtildiği gibi hepsi değil, sadece din adamları ve kâhinler buna layık görülmüşlerdir. Fakat çok çabuk da bu saygınlığı yitirdikleri bilinmektedir. Çünkü bulundukları yüksek pozisyonu, yaşları ilerlediği için elde etmemişlerdir. Arkaik toplumlarda tek başına bırakılıp ölüme terk edilen, boğularak veya döve döve öldürme olayları normal gelenekler arasında yer alıyordu. Soğuk ve verimsiz topraklarda göçebe hayatı yaşayan toplumlarda yaşlıların katli; besin kıtlığı, ekonomik kıtlık ve yaşlıların “sihirli gücünden” korkan gençlerin uyguladıkları bir yöntemdi. Bu yüzden eskiden beri kadın erkek ayrımı yapılmadan yaşlılara saygı duymakla övünen toplumların yaşlılığın tarihsel süreçteki değişen anlamlarını iyi kavramaları gerekmektedir. Özellikle bugün ileri yaşlıların hızla çoğaldığı, aralarında bizim de yer aldığımız toplumlar açısından bu tavsiyenin önemi, bu ciltte ele aldığımız yaşlılıkta bakım ve sağlık konusu açısından apayrı anlamlar kazanmaktadır.
Bir ansiklopedi niteliği taşıyan elinizdeki kitap, geceli gündüzlü üç yıllık yoğun bir emeğin sonucudur. Gerontoloji alanının dünya çapında tanınan ve duayen olarak kabul gören uzmanlarının bölüm yazarları olarak eşsiz bilgilerini ve tecrübelerini aktardığı iki ciltten oluşan bu kitaptaki bölümleri büyük bir heyecanla ve keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz. İki cilt olarak hazırlanan bu kitapta demografiden psikolojiye, antropolojiden sosyolojiye, ekonomiden yaşam ve çevre bilimlerine, eğitimden teknolojiye, siyasetten sosyal refaha, biyolojiden psikiyatriye, uzun dönemli bakımdan koruyucu sağlığa, beslenmeden engelliliğe, aile yapılarından yaşlılara yönelik şiddete geniş bir yelpazede Gerontoloji Biliminin konuları ele alınmıştır.
Nilüfer VOLTAN ACAR Gestalt terapinin kavramlarının şekillerle açıklandığı, Gestalt terapinin Türk kültürüne uyarlamasını içeren, Gestalt terapi örneklerinin verildiği hem ders kitabı niteliğinde hem de kişisel gelişim kitabı niteliğinde olan bir çalışma.
“Gestalt Terapi Ne Kadar Farkındayım?” adı üstünde farkındalık, kutuplar, bitmemiş işler, kaygı, anı yaşamayı vurgulayan şiirlerle bezeli bir çalışma.
Leslie COOLEY, CORWIN Okullarda çalışan psikolojik danışmanlardan “Okulda grupla danışma yapmak istiyorum, ama grubu nasıl oluşturacağım, ilerleyeceğim ve sonladıracağım konusunda kaygılar yaşıyorum.” “Okulda grupla danışma yaparken bir kuramsal yönelimle nasıl ilerleyeceğimi bilmiyorum.” “Grupla danışma konusunda kendimi tam olarak yeterli hissetmiyorum.” gibi serzenişler duyabilirsiniz.
Okullarda grupla danışma sürecini kısa süreli çözüm odaklı yaklaşım açısından anlatan bu kitap, psikolojik danışmanların bir grup oluşturma ve yürütme konusundaki olumsuz düşüncelerini değiştirmelerinde ve grupla danışma becerileri kazanmalarında etkili olacağı düşüncesindeyiz. Çeviri editörlüğü yaptığımız bu kitap; etkili, uygulanabilir, işlevsel, çözüm odaklı, okullarda yaşanan sorunlara yönelik olarak bir grubun tüm aşamalarını örneklerle açıklamaktadır. Böylece kitabı okuyan bir psikolojik danışmana kısa süreli çözüm odaklı bir bakış açısıyla grupla danışma yapabilmede açık ve anlaşılır bir yol haritası sunulmaktadır.
Okullarda uygulama çalışmalarına ağırlık verilmesi, kısa ve etkili çözüm odaklı yaklaşımların ön plana çıkması nedeniyle bu kitabın alanda çalışan psikolojik danışmanların ihtiyaçlarını kısmen de olsa karşılayacağını söylemek mümkündür. Uzun yıllar okullarda çalışan yazarın deneyim ve bilgisinden süzülerek gelen bu kitap psikolojik danışmanlar için faydalı ve değerli olacaktır. Okullarda çalışan psikolojik danışmanlar gibi daha bu yolun başında olan psikolojik danışman adayları için de bu kitap önemli bir başucu kaynağı olacaktır.
Pervin Nedim Bal Bu kitapta; grup psikoterapisi alanındaki düşünceler, modeller ve bazı kuramlar ayrıntılı olarak ele alınmış, teorik bilgilerin ardından örnek uygulama çalışmalarına yer verilerek bu bilgiler somutlaştırılmıştır. Böylelikle hem akademik alanda başlangıç düzeyindeki öğrencilere, anlaşılır bir dille iyi bir grup psikoterapisinin nasıl olacağı anlatılmış hem de tecrübeli grup psikoterapistlerine, uygulamaya yönelik örnekler sunulmuştur. Kitap, alanda eğitim almakta olan üniversite öğrencilerinin ve meslek elemanlarının grup psikoterapisi konusunda derin bir bakış açısı kazanmalarına ve etkin uygulama becerileri edinmelerine katkıda bulunmak amacıyla özenle yazılmıştır. Aynı zamanda akademisyenlerin ve profesyonellerin yararlanması için de önemli bir kaynak niteliğindedir. Kitabın; hastanelerde, aile danışmanlığı, rehabilitasyon ve akıl sağlığı merkezlerinde, ıslahevlerinde, üniversitelerde, okullarda ve grup psikoterapisinin gerektiği diğer alanlarda çalışan psikoterapistlere, psikologlara, aile danışmanlarına, psikiyatristlere, psikolojik danışman ve rehber öğretmenlere, uyuşturucu ve alkol danışmanlarına oldukça faydalı olacağı düşünülmektedir.
Aslı Eyrenci, Ayşenur Aktaş, Elif Bestenigar Mert, Emel Genç, Engin Fırat, Ezgi Deveci, F. Elif Ergüney Okumuş, H. Özlem Sertel Berk, Hale Nur Kılıç Memur, İhsan Çağatay Ulus, Nur Başer Baykal, Selin Karaköse, Z. Deniz Aktan, Zeynep Turhan Grup psikoterapisi, etkili bir klinik müdahale alanı olarak çok çeşitli uygulamaları içermektedir. Bu kitabın, grup psikoterapisine dair başlangıç seviyesinde bilgi almak isteyen kişilere temel bir çerçeve sağlaması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda kitapta; grup psikoterapisinin tanımı ve tarihçesine, gruptaki terapötik faktörlere, gruba hazırlık sürecine, grubun yaşam döngüsüne, grup psikoterapisiyle ilgili öne çıkan kuramlara, çocuk, ergen, kronik hastalık tanılı ve dezavantajlı bireyler gibi çeşitli popülasyonlara dair uygulama örneklerine değinilmektedir. Ayrıca grup psikoterapisindeki etik meseleler ele alınmakta ve Türkiye'deki grup psikoterapisi çalışmaları kapsamlı bir şekilde derlenmektedir. Son olarak bu alanda kariyerini ilerletmeyi düşünenler için grup psikoterapisti olma yolculuğu aktarılmaktadır. “Grup Psikoterapisine Giriş: Kuram ve Uygulama Örnekleri” kitabının, grup psikoterapisine ilgi duyanlara giriş düzeyinde kuramsal bilgi ve uygulama örnekleri sağlayacağı; ülkemizde yürütülen çalışmalar ve kültüre özgü önemli konulara dair kapsamlı ve güncel bir temel kaynak olabileceği düşünülmektedir.
Beyza Kırca, Halil Ekşi, Kübra Kaplaner, Osman Hatun, Serra Dinç Grupla psikolojik danışma, danışanların birbirine yardım etmesini cesaretlendiren, iş birliğini teşvik eden, problem çözme konusunda adım atması için yönlendiren, ilişkilerde yeni ve farklı yaşantılar deneyimlemeleri için olanaklar sağlayan, hem bireyin hem de grubun sürekli gelişiminin psikolojik danışman tarafından izlenmesi ve bunun etkili biçimde kullanılması için gerekli kaynakları sunan dinamik bir süreçtir. Grupla psikolojik danışma uygulamaları danışanların ruh sağlığı ve psikolojik iyi oluşunu destekleyen güçlü ve etkili bir terapötik süreçtir.
Psikolojik iyi oluş ve ruh sağlığı açısından insanın kend'özünü bilmesi ve öz-gürleşmesi son derece önemli bir husustur. Kend'özü bilmek, öz-gürleşmek, ancak insanın fiziksel/biyolojik varlığının maneviyatıyla buluşması ve bütünleşmesi ile mümkün olabilir. Maneviyat, yaşamdaki anlamdan bağımsız olarak düşünülemez. Victor Frankl, anlam arayışının doğuştan geldiğini, insan yaşamının doğal ve sağlıklı bir güdüsü olduğunu ifade eder.
Bu kitabın temel amacı, insanın kendini bulma, kend'özünü gürleştirme yolculuğunda manevi gelişimini destekleyerek ona eşlik etmektir. Elinizdeki bu kitapta ergenler, gençler ve yetişkinler için hazırlanmış manevi yönelimli grupla psikolojik danışma uygulamalarına yer verilmiştir. Kitapta Logoterapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Gerçeklik Terapisi, Pozitif Psikoloji, Hümanistik Psikoloji, Narrative Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi, Farkındalık Terapisi, Sanat Terapi gibi psikolojik danışma yaklaşımlarının psikospiritüel bir perspektiften nasıl ele alınabileceğinin örnekleri sunulmuştur. Kitabımızın ruh sağlığı çalışanlarına, psikolojik iyi oluşunu artırmak ve manevi gelişimini desteklemek isteyenlere değerli katkılar sağlaması dileğiyle.
Nilüfer Voltan Acar Psikolojik danışma sürecinin “törensel oyunları” olan araştırma ve deneylerin konu edildiği bu kitap alanda çalışanlar için yararlı bir uygulayıcı niteliği taşımaktadır. Kişisel Çalışma ve Evlilik Aile Danışması alanlarında MSW derecesi alan ve Gestalt terapisti olan yazar, deneylerin de çoğunu Gestalt terapi anlayışıyla okuyucuya sunmaktadır. Kitap hem yazarın hem de alandan değerli isimlerin geliştirdiği alıştırmaları kolaylaştırıcı resimlerle ayrıntılandırmakta ve grup liderlerini yaratıcılığa teşvik etmektedir.
Nilüfer Voltan Acar, Behnam Molaei Kitapta, bütünleştici birey odaklı olarak geliştirilen bu psikolojik danışma modelinin grupla psikolojik danışma alanındaki psikolojik danışma oturumlarına yer verilmiştir. Kitap, alanda olan ve grupla psikolojik danışma öğrenmek isteyen ve/veya grupla psikolojik danışmaya gönül vermiş kişilere örnek olabilecek bir içeriğe sahiptir. Birey odaklı, iki ayrı grubun, on iki oturumluk süpervizyonlu süreci verilmiştir. Oturumlara ilişkin, kullanılan metaforlara ve sürece ilişkin resimler de kitapta bulunmaktadır. Her bir oturumu romanın bir konusuymuş gibi de okuyabilirsiniz. Ayrıca, örnekler bibliyoterapi niteliğindedir, kendinizi irdelemeniz, farkındalıkların artması, oturumlar aracılığıyla sağlanır.
Mesut Baş Psikolojik Danışma ve Rehberlik hizmeti, okullarda eğitim kalitesini olumlu etkilemiştir. Eğitimin amacı gençlerin zihinsel gelişimleri ile fiziksel, kişisel, duygusal ve sosyal gelişimlerini sağlamaktır.
Psikolojik danışma yoluyla ögrencilerin, kendilerini daha iyi tanıması ve bilmesi, değerlendirmesi, kendisiyle barışık, sevecen, mutlu, humanist, çağdaş, evrensel görüşlü, kendinden emin, duygularının farkında olan, bilimsel düşünen, kişilikli gençler yetiştirilebilir.
Bu kitapta; grupla psikolojik danışmanın (psikoterapinin) kaygı düzeyleri, cinsiyetleri ve sınıf düzeyleri farklı lise ögrencilerinin kişisel, sosyal ve genel uyumları ile durumluk ve sürekli kaygıları üzerindeki etkileri incelenmiştir.
Bu kitaba konu olan çalışma, deney gruplarında 48 ve kontrol gruplarında 48 ögrenci olmak üzere toplam 96 kişi üzerinde yapılmıştır.
Elde edilen bulgulara göre grupla psikolojik danışmanın etkisiyle deney gruplarındaki bireylerin kontrol gruplarındakilere oranla genel olarak durumluk ve sürekli kaygıları önemli ölçüde azalmış ve kişisel, sosyal ve genel uyumları artmıştır.
Gürsen Topses - Nergüz Bulut Serin Bu kitap, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin en önemli ve işlevsel olarak kabul edilen grupla psikolojik danışma alanının hemen tüm boyutlarını eski ve yeni, özgün ve aktarmalı en yeni kaynaklara dayanarak, tanıtmaya, incelemeye, açıklamaya çalışmıştır. Kitap, grupla psikolojik danışmanın temel kavramlarının temel niteliklerini, güdümlü ve güdümsüz hemen tüm grupla danışma türlerini, grup sürecine temel olacak ana kavramları, kuramsal ve uygulamalı temelleriyle tanıtma konusu yapmıştır.
Grupla psikolojik danışmanın içeriklerinde yer alan grup ortamının özellikleri, çeşitli kuramların ve kuramcıların yaklaşımları ışığında grup sürecinin evreleri, grubun özel ve genel davranışsal amaçları, grup ortamları içinde gerilim, direnç, danışman nitelikleri, grup liderliği stratejileri, grup içinde güçlüğü olan danışanların duyguları ve baskın nitelikleri, gruba başlama ve sonlandırma sürecinin özellikleri, grup içinde kullanılabilecek çeşitli teknikler vb. inceleme konusu yapılmıştır.
Kitapta, grup çeşitlerinin yanında çağdaş teknolojiler içinde yer alan görüntülü psikolojik danışmanın içerikleri ve nitelikleri de genel çizgileriyle tanıtılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, grupla psikolojik danışma uygulamalarına temel olabilecek çeşitli psikolojik danışma kurumlarıyla grup türleri ilişkilendirilmeye çalışılmış, grupla danışmanın özel ve genel amaçlara ulaşma sürecinde daha etkili ve verimli olmanın koşulları tartışma konusu yapılmıştır.
Grupla Psikolojik Danışmanın Temel Kavram ve İlkeleri adlı kitabımızın lisans ve lisansüstü öğrencilerine yönelik olarak, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri içinde önemli bir boşluğu doldurabilecek nitelikte olduğu kanısındayız. Alan içinde yazılmış her kaynağın, o alanın ufuk zenginliğini genişletebildiği, kimsenin kuşkusunun olmadığı açık bir gerçekliktir. Kitabın tüm öğrencilerimize ve alanda hizmet yapan sayın meslektaşlarımıza katkı getirebileceği dileğiyle, hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederiz.
Claude Steiner - Muzaffer Şahin KİMSE MASUM DEĞİL:
Bu kitapta ülkeler arasında, politika arenasında, kurumlar arasında, eşler arasında, ebeveynler ve çocuklar arasında, kardeşler arasında, gelin kaynana arasında, öğretmen öğrenci, işçi patron, amir memur arasında her alanda oynanan güç oyunlarının nasıl oynandığına ilişkin örnekler göreceksiniz. Sıradan insanların (bizlerin) güç oyunlarına nasıl başvurduğunu, bizimle başkalarının nasıl güç oyunları oynadığını, güç oyunlarının yerine iş birliğinin nasıl konabileceğini herkesin anlayabileceği bir dille, örnek olaylarla sunulan bu kitaptan herkesin, hepimizin çok yararlanacağını düşünüyoruz.
Jan Warner Günden Güne Yas: Kayıplarla Yaşamak İçin Basit Uygulamalar ve Günlük Rehberlik, yasın değişken doğasını anlayabilmek ve nihayetinde “Yasa Fısıldayan Kişi” olabilmek için size 52 haftalık bir serüvende eşlik edecek.
YAS DOĞRUSAL DEĞİLDİR.
YASIN BİR STANDARDI YOKTUR.
HER İNSAN İÇİN FARKLIDIR.
Bu kitap sizi yasla ilgili her hafta, içerdiği alıntılarla farklı bir tema üzerinde düşünmeye davet ediyor. Her bir alıntı, söz konusu temayı çeşitli açılardan incelemenize yardımcı olmayı amaçlıyor.
BU, SİZİN YAS KİTABINIZDIR VE ONU KULLANMANIN DOĞRU YA DA YANLIŞ BİR YOLU YOKTUR.
• Sırayla her gün bir alıntı kullanarak 1. haftadan başlayıp 52. haftada bitirebilirsiniz.
• Kitabı karıştırabilir ve istediğiniz yerden başlayabilirsiniz.
• Bir hafta boyunca tek bir tema üzerinde durabilir ya da içinde gezinebilirsiniz.
• Bir temaya veya alıntıya birçok kez dönebilirsiniz.
• Eğer bir şeyin yararlı olduğunu düşünürseniz onu kullanın. Eğer bir şey size uygun değilse başka bir şeye geçin.
Kederinizin geçeceğine hatta geçmesini isteyeceğinize dair bir söz veremem ama zamanla ve pratik yaparak kederinizin sizi tüketmek yerine ilham vermesine izin vermeyi öğreneceksiniz.
EĞER İZİN VERİRSEK SEVGİNİN ÖLÜM KARŞISINDA ZAFER KAZANACAĞINA İNANIYORUM.
Jan Warner
Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Anıl Gündüz, Arzu Erkan Yüce, Asena Yurtsever, E. Başak Usta Gündüz, Emre Konuk, Emre Sargın, Gonca Soygüt Pekak, Görkem Gökçelioğlu, K. Fatih Yavuz, Kadir Özdel, Levent Sütçigil, M. Hakan Türkçapar, Önder Kavakcı, Şahabettin Çetin, Şenel Karaman, Zeynep Zat Psikolojik sorunlara yaklaşımda psikoterapiler, Freud'dan itibaren büyük yol kat etti. Psikanaliz, nesnel olarak ciddi bir devrimsel gelişmenin ilk işaretiydi. Gözler uzun süre onun üzerindeydi ve kendi dışına da taşarak başka alanları etkileyen bir rol oynadı. Dinamik bir süreç olan yaşam; mevcut kuramın, onun kavramlarının ve yönteminin sınırlarını zorluyordu ve farklı kuramcılar, çeşitli yaklaşımlarla psikodinamik terapileri ortaya çıkardı. Farklı ihtiyaçlar için işlevsel, kullanışlı ve insanın hem karmaşıklığına hem de sadeliğine uygun başka yaklaşımlar da kendini dayatmaya başladı. İşte bu noktada yeni gelişmelerin şafağı ufukta beliriyordu. Davranışçı ve bilişsel yaklaşımların buluşmasıyla olgunlaşan Bilişsel Davranışçı Terapi ve dalları, ülkemizde 1990'lı yıllardan itibaren alanda çalışan uzmanlar tarafından hızla kavranmaya başladı. Bir kurama ve bilimsel yönteme dayanan konuşmanın, sözcüklerin, metaforların ve düşüncenin, meselelere bakışta, davranış ve karar verme süreçlerinde beyni ilaçlardaki kimyasal moleküllere benzeyen şekilde etkileyen işleve sahip olduğu, deneysel çalışmalarla kanıtlandı. Anlamlı ve zengin bir yaşam sürmemize engel olan birtakım içsel yaşantılarımızın önümüze çıkmasında Kabul ve Kararlılık Terapisi, insanı eyleme geçmeye davet etmesi ve engelleri aşmayı sağlayacak yöntemler sunması bakımından kat edilen yolda yeni bir duraktı. İnsanların hayatlarında tekrar eden zorlukların temel yapılarını ortaya koyan ve yaşantısal tekniklerle bu şikâyetlere müdahale eden Şema Terapi ve düşünceler hakkındaki düşüncelerin sorunları kronikleştirmekteki etkisine yoğunlaşarak buralara müdahale eden Metakognitif Terapi, yine bu yolculuğun diğer önemli aşamaları oldu. Tüm bunlarla birlikte travmaların yani olumsuz yaşantı ve psikolojik tehditlerin psikolojik etkilerinin azaltılması veya ortadan kaldırılması için anılarla çalışan EMDR Terapisi de bugün sık kullanılan, bilimsel olarak etkileri araştırmalarla gösterilmiş bir diğer psikoterapi yöntemi olarak karşımıza çıktı.
Günümüzün sık kullanılan, bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış ve kanıt değeri yüksek psikoterapi yöntemlerini ele alan bu kitap; çağdaş yöntemler hakkında bilgi vermenin, onların nasıl çalıştığını anlatmanın ötesinde karşılaştırmalı bir psikoloji tarihi olarak da okunmaya değer. Bu bakımdan sadece uzmanlar için değil psikoloji dünyasındaki güncel gelişmelere merak duyanlar için de zengin bir içeriğe sahip olan ve kolay okunabilen ancak bir o kadar da derinlikli bir eser niteliğindedir.
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni
Şahin Kesici, Mehmet Ak, Elif Subaşı, Hatice İrem Özteke Kozan İnsan, gurbet olan dünyaya aşamalı bir yolculukla gelir. Ruh, önce dünyaya göre daha güvenli, sıcak, huzurlu bir yuva olan anne karnında misafir olur. Sonra gurbetlik hayatının çetin yolculuğu olan dünya hayatı başlar. Hatırlanmaz ama gizli bir sevdadır gelinen yer ve güvenli ilk durak. Bazen bilerek bazen farkında olmadan arayış devam eder. İnsanlar büyüdükçe, büyüdükleri yuvaya sığmazlar artık, kuşlar ve diğer canlılar gibi. Kendileri bir yuva kurmak zorunda kalır. Önceki yuvada öğrendiklerini modellerler, benzer yuvalar oluştururlar. Kimileri başarılı olur kimileri olamaz. Gerçek huzur ve mutluluk için belli bir yaştan sonra gidilecek bir yuva olmazsa olmaz. İnsanın kendisini güvende hissettiği, girince dinlendiği bir yerdir yuva. Dış dünyanın hengâmesini kapının önünde bırakmak, dışa ait ne varsa bedenden çıkarmak; ve ruhtan, huzuru, sıcaklığı, dinginliği, güveni, ait olmayı hissetmek ancak bir yuva ile olur. Ama maalesef günümüzde yuva kurmak, yuvada huzurlu olmak zorlaştı sanki. Benmerkezcilik sardı ruhumuzu, kapitalizmin kölesi olduk. Geçici konaklamalarda arar olduk o sıcak yuvayı. Özellikle yaş ilerledikçe göreceksiniz neye sahip olursanız olun yuva yoksa eksik olursunuz. Huzurlu bir evdeki çocukların yaşattığı duyguyu, evli iki aşığın yaşadığı bedensel ve ruhsal hazzı, birlikte olmanın huzurunu başka bir şeyde bulamazsınız ve eksik kalır hep.
Bu kitap; mutlu bir evlilik, huzurlu bir yuva için çiftlere, yaşanmış öykülerden yola çıkarak neler yapmaları neler yapmamaları gerektiğini, evlilik yaşamında çiftlerin psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarını, sağlıklı bir iletişim ve cinsel hayatı aktarmak amaçlı hazırlanmıştır. Hayat yolunda yoldaş olabilmek için bilgilenmeniz amacıyla kitabımızın kılavuz olabilmesi dileğiyle.
Kasım Hakan Emanetoğlu Kendi ilkel hayvani dürtülerinizi karanlık bir odaya kapattığınızı, kapısını da en sağlam kilitlerle kilitleyerek hapsettiğinizi düşünün. Muhtemelen, toplum tarafından da kabul görmeyeceğine inandırıldığınız ve bu derece sizi rahatsız eden malzemenin olduğu o odaya bir daha uğramayacaksınızdır. O odanın bir süre sonra ne hâle geleceğini, nasıl pisleneceğini, etrafına koku yayacağını bir düşünmenizi dilerim. Tabii bunun yanında o izbe odada kilitli kalan bir hayvanın gün geçtikçe nasıl canavarlaşacağını ve hatta kendiniz dâhil dışarıdakilere karşı nasıl öfkeyle dolacağını bir düşünün. Hepimizin iç dünyasında olan bu karanlık oda; en büyük sırlarımızı sakladığımız, yalnız kaldığımızda yüzleştiğimiz ve unutmamızın asla mümkün olmadığı, değersizleştirmeye çalışmamıza rağmen hayatımızı yönlendiren en değerli hazinemizdir. Odanın kapısını sıkı sıkıya kapatmış olsanız da oraya sakladığınız her şeyin orada olduğunu bilir ve bir gün ortaya çıkacağından kaygılanırsınız. Bu kaygı, olmasından korkmaktan ziyade olmamasını dilemektir. Zira bu hayvan aslında odada değil bizzat içinizdedir.
Bu kitapta; içinizdeki hayvan, metaforik bir anlatımla, biraz mizahi, biraz düşündürücü kelimelerle ifade edilmeye ve günümüz insan davranışıyla bağlantılar kurulmaya çalışılmıştır.
Lisa M. Schab Sana böyle söylenmesine rağmen, mücadele ettiğin yoğun üzüntü ve umutsuzluk duyguları büyük bir olasılıkla ne “sadece geçici bir evre” ne de “büyürken başına gelen olağan bir şey”dir. Akranlarının yaklaşık olarak yüzde 20'sinde ciddi depresyon belirtileri var, ancak pek çok genç ve hatta birçok yetişkin bu belirtilerin farkına varamıyor. Bu nedenle depresyonda olan gençlerin sadece yarısı bu duyguları aşmak için ihtiyaç duydukları yardımı alabiliyor. Eğer depresyon rahatsızlığın varsa, bu çalışma kitabı, kendini daha iyi hissetmen için kendi kendine ve psikoloji alanında uzman bir danışmanla birlikte yapabileceğin etkinlikleri içeriyor.
Hüznün Ötesindeki etkinlikler; üzücü ve zor duygularla baş etmene, arkadaş edinmenin yeni yollarını bulmana ve çatışmaların üstesinden gelmene yardımcı olabilir. Yaşamında küçük değişiklikler yaparak planlarında yavaş yavaş daha parlak ve daha keyifli bir geleceğe yönlenebilirsin.
Zeynep Hasırcı Geçmişten günümüze kişiliği açıklamakta içedönüklük ve dışadönüklük kavramları kullanılmaktadır. İçedönüklük kavramı, utangaçlık veya içe kapanıklık kavramlarıyla karıştırılmaması gereken, doğuştan gelen bir mizaç özelliği, anlaşılması güç ve derin bir kişilik yapısıdır. İçedönük çocukların duygularını bastırmaları, sessiz bir şekilde iç dünyalarındaki anlamlara odaklanmaları ve dış dünyaya karşı güvensiz olmaları, sosyal açıdan kapalı bir tutum sergilemelerine neden olmaktadır. Dışavurum kavramı, çocukların resim yoluyla kendini ifade etme ihtiyacını karşılamaktadır. Bu çalışmada, içedönük çocukların psikolojik işlevlerini dışavurumcu resimlerinde yer alan biçim ve içerik özellikleri yoluyla keşfetmek amaçlanmıştır. Psikolojik işlevler, içedönük çocuklar hakkında duyum, düşünme, duygu ve sezgi yönünden ayrıntılı ve ayırt edici bilgi sağlamak için temel kuramsal bir çerçeve olarak ele alınmıştır. Böylece içedönük çocukların yakından tanınması, olası problem veya sorunlarının anlaşılabilir hâle gelmesi, aile ve sınıf ortamına daha kolay dâhil edilmeleri beklenmektedir.
Tammy Nelson Beden algısı ve şeklini takıntı hâline getirmiş bir kültürde yaşamak, görünüşünden memnun olmanı zorlaştırabilir. Ancak, gerçekçi olmayan beden algısı ideallerinin ortaya çıkardığı yeme bozuklukları, çok daha önemli sorunlara neden olmaktadır—düşük öz güven, sağlıksız yeme ve spor alışkanlıkları, kendini bir skala üzerindeki sayı yerine bir birey olarak görememe gibi.

Bu çalışma kitabı, yiyeceklerle kurduğun ilişkinin ardalanındaki ilişkileri anlamayı ve yediklerinin seni kontrol etmesi yerine senin yediklerini kontrol etme gereksinimini daha iyi anlamana yardım etmeyi amaçlamaktadır. İçim İçimi Yiyor Çalışma Kitabı’nın içinde yer alan çalışma sayfalarını tamamladığında, yeme bozukluğuna yol açan inançlarını ve deneyimlerini daha iyi öğreneceksin. Her çalışma sayfası, yiyeceklerle kurulan işlevsiz ilişkinin temelinde yatan kültürel mitleri, mükemmeliyetçiliği, stresi ve düşük öz güveni ele almayı hedefleyen sorular ve alıştırmalar içermektedir. Bu konular ele alındığında bedeninle barışmak, öz güvenini açığa çıkartmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için gereksinim duyduğun gücü kendinde bulabileceksin.
Gerard Kaduson, Donna Cangelosi, Charles E. Schaefer Özgül sorunları olan çocukların ihtiyaç ve özellikleri birbirlerinden farklı olduğundan tedavi süreç ve müdahaleleri de değişiklik göstermektedir. Tek bir ölçü herkese uymayacağından danışanlara müdahale edilirken danışanların ihtiyaçları doğrultusunda uyarlamalar yapılması gerekmektedir. Bu doğrultuda farklı kuram ve tekniklerden yararlanılarak danışan için en uygun müdahale oluşturulmaktadır. İhtiyaç odaklı oyun terapisi -yeni olmasa da- son yıllarda popüler hâle gelmiştir. Özgül çocukluk sorunlarına yönelik ihtiyaç odaklı bir yaklaşım öneren bu kitabın ilk iki bölümünde ihtiyaç odaklı oyun terapisi yaklaşımının gerekçesi ve danışanın kapsamlı değerlendirilmesi yer almaktadır. Sonraki bölümlerde, sırasıyla; çocuklarda içselleştirilmiş bozukluklara (depresyon, korku ve fobi, obsesif kompulsif bozukluk, seçici konuşmazlık), stres ve travma tepkilerine (afet, terörizm ve diğer trajik olaylardan kurtulma, ebeveyn boşanması, cinsel istismara uğrama) dışsallaştırılmış bozukluklara (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sorunlu cinsel davranış, saldırgan davranışlar) ve diğer bozukluklara (otizm, bağlanma bozukluğu ve okul davranış sorunları) yönelik vaka örnekleri ile birlikte tedavi uygulamaları yer almaktadır.
Deborah W. Frazer, Gregory A. Hinrichsen, Arthur E. Jongsma, Jr., Wiley İleri Yaştaki Yetişkinlerle Psikoterapi Tedavi Planlayıcısı, ileri yaştaki yetişkinlere psikoterapi hizmetinin sağlanmasında sağlık hizmeti veren kuruluşların, bakım merkezlerinin, sigorta şirketlerinin, resmi ve yerel kurumların taleplerini karşılayacak tedavi planlarının daha ekonomik ve hızlı şekilde hazırlanabilmesi için gerekli bileşenleri açıklamaktadır. Kitap;
• Görgül olarak desteklenmiş, kanıta dayalı tedavi müdahalelerini içermekte,
• Depresyon, çözümlenmemiş yas, yaşam rolü geçişleri ve madde kötüye kullanımı gibi davranış temelli yaklaşık 30 sorunu açıklamakta,
• Önceden belirlenmiş 1.000'den fazla tedavi hedefini, amacını ve müdahalesini sıralamakta, ek olarak okuyucunun kendi tedavi seçeneklerini yazabileceği boş alanlar içermekte,
• Kullanımı kolay referans formatı ile okuyucunun tedavi planındaki bileşenleri ilgili davranışsal sorunla eşleştirebilmesini sağlamakta,
• Ödeme yapan ve denklik (akreditasyon) sağlayan kurumların gerekliliklerini karşılayan örnek bir tedavi planı sunmaktadır.
Richard G. Erskine “İLİŞKİSEL ÖRÜNTÜLER, TERAPÖTİK VAROLUŞ” Psikoloji, Psikiyatri ve PDR alanlarında çalışan meslektaşlarımız ve bu alanlarda öğrenim gören öğrenciler tarafından defalarca okunması gereken bir başvuru kitabı. Kitabın orijinalinde yer almayan ancak eklenmesiyle kitabın araştırma alanını genişleteceğini düşündüğüm, Richard Erskine'in Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB'nin) psikoterapisi çalışmasını da bu kitaba ekleme isteğim ve bu isteğimin de Richard tarafından kabulü ile Türkçe versiyonu İngilizce versiyonundan daha kapsamlı hâle geldi. Böylece tedavisi çok zor olan ve
uzun süren hem borderline hem de OKB'nin psikoterapisini içeren bu eseri Türkçeye kazandırmış olduk.
Bu kitap, FARKLI SORUNLARLA GELEN HER TÜRLÜ VAKADA danışanlara nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda bizlere oldukça yol gösterici olacaktır. Bununla birlikte Richard Erskine'in 5 kitabını da Türkçeye çevirmiş olduk. Erskine'in kitaplarının en çok çevrildiği dil Tükçe olmuştur.
Türkçeye çevrilen diğer kitapları:
• Empatinin Ötesi: İlişki İçinde Bir Temas Terapisi
• İntegratif Psikoterapi Uygulamaları
• Yaşam Kurguları: Farkında Olunmayan İlişkisel Örüntülerin Transaksiyonel Analizi
• Modern Psikoterapide Transaksiyonel Analiz
Hepsi birbirinden değerli olan bu kitapları çeviri ekibine katkı veren arkadaşlarla Türkçeye kazandırdığımız ve PSİKOLOJİ, PSİKİYATRİ VE PDR alanlarındaki meslektaşlarımıza ve bu alanlarda öğrenim gören klinisyen adaylarına sunduğumuz ve bu muhteşem eserlerdeki bilgileri sizlerle paylaştığımız için çok mutluyuz. İnsanlığın yararına yaptığınız değerli çalışmalarınızda sizlere büyük katkıları olacağına inanıyoruz.

James Morrison İlk Görüşme kitabı, ruh sağlığı alanında çalışan uygulamacıların ve çalışmaya aday olan öğrencilerin eğitimlerinde önemli bir yere sahiptir. Yurt dışında yaygın olarak kullanılan bu kitabın Türkçeye çevrilmesinin psikoloji alanına önemli katkılar sağlayacağını umuyoruz. Özellikle, ülkemizde ruh sağlığı alanında artan ihtiyaç göz önüne alındığında, alanda çalışan tüm meslek gruplarına hitap eden bu kitabın uygulamacıların mesleki bilgi ve becerilerini arttırmada kullanabilecekleri güçlü bir kaynak olacağını düşünüyoruz.
Bu kitap; uzun uğraşlar, araştırmalar ve mesleki deneyimler sonucunda yazılmış ve sürekli olarak güncellenmekte olan The First Interview’in en son basımının çevirisidir. Kitap, teknik bilgileri anlaşılır bir biçimde sunması ve bunu yaparken de örneklerle desteklemesi bakımından değerli ve önemlidir.
Psikoloji alanında çalışan tüm uzmanlar ve uzman adaylarına ufuk açıcı ve yararlı bir kaynak sunmuş olmayı umuyor ve kitabın yazarı Morrison’un da dediği gibi “keyifli” ilk görüşmeler yapmanın imkânsız olmadığının deneyimlenmesini diliyoruz.
Bahar Akoğlu, Ekin Sönmez Güngör, Elif Kurtuluş, Emel Aner Aktan,Kader Bahayi, Mune Aktay, Volkan Demir Anne… Bir çocuğun yaşamına dokunan en önemli varlık. Yaşama gözlerimizi açtığımız ilk andan itibaren anneyle kurulan ilişkinin izlerini hayatın her döneminde görebilmek mümkün. Anne veya birincil bakımı sağlayan kişi ile çocuk arasında kurulan bağ diğer tüm ilişkilerin temelini oluşturmaktadır. Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisinin varlığı, bir çocuğun sahip olabileceği en büyük şanstır. Annenin sesi, kokusu, ilgisi, sevgisi ve çocukla kurduğu temas çocuğun anneye olan bağlanmasını etkiler. Annenin bebekle kurduğu ilişkinin niteliği, kişinin yaşam sürecini etkileyerek yetişkinlikte kurulan ilişkilerde nasıl davranacağını belirler.
Yaşam sürecinde karşılaşılan psikolojik veya duygusal problemlerin çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimlerle ilişkili olduğunu söylemek mümkündür. Erken dönemde anne yoksunluğunun varlığı veya bakım sağlayan kişinin çocuğun ihtiyaçlarına duyarsız kalması, bağlanmanın gelişimine zarar vererek farklı psikolojik problemlere zemin hazırlayabilmektedir. Bu yüzden anne ve çocuk arasındaki ilişki, incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken en özel ilişkidir. Anne ve çocuk arasındaki bağın sosyal ve duygusal gelişim sürecinde önemli bir etken olduğu düşünülerek bu eserde bağlanmaya dair tüm süreçler değerlendirilmiştir.
Her çocuğun annesi ile kurduğu ilişki benzersizdir ve en özel ilişkidir.
Nilüfer Voltan Acar Bu kitapta, neden İnsan İlişkileri dersinin grupla psikolojik danışma süreci içinde verilmesi gerektiğine yer verilmiştir. Konuşur gibi yalın bir dille yazılan kitapta, konuyla ilgili örnekler ve bolca alıştırmalar bulunmaktadır. İletişimde yer alan birçok kavram şematik bir şekilde anlatılmıştır. Konunun anlatımında çizimlerden de yararlanılmıştır.
Richard G. Erskine, Janet P. Moursund Richard Erskine İntegratif Psikoterapi Kuramı’nı geliştirirken İnsancı Kuram’dan, Gestalt’ten, Psikanaliz’den, Transaksiyonel Analiz’den, fizyolojik yaklaşımdan ve daha pek çok yaklaşımdan öğrendiklerinin sentezini yaparak çok işlevsel bir kuram oluşturdu.
Terapi seanslarından çok değerli vaka seçkileri ile hazırlanan 12 bölümden oluşan “İntegratif Psikoterapi Uygulamaları” kitabı; klinik psikologlara, psikiyatristlere, psikolojik danışmanlara, psikologlara, bu alanlarda eğitim alan öğrencilere rehber olacak ve onların aracılığı ile danışanlarının yollarını aydınlatacak.
Koray Karabekiroğlu İyi düşünüp iyi yaşayalım, peki ama nasıl? “İyi düşün.” derken “Doğru düşün.”, “Derin düşün.”, “Sağlıklı düşün.”, “Titiz düşün.”, “Düşüncelerinin farkına var.”, “Düşüncelerini yönetmeye çaba göster.”, “Düşüncelerin seni esir almasın, sen düşüncelerine yön ver.” demek istiyorum. Bazen sadece iyi düşünmek yetmez. İyi hissetmek veya iyi olmak için profesyonel destek gerekebilir, biliyorum. Tamam da düşünmeden de olmaz. Önce bir “Düşünelim bakalım.” diyorum.
Düşünce sağlığımız yerinde olursa hemen her alanda sorun çözme becerimiz gelişir. Yaşamın her alanında -her an karşımıza çıkıp duran- sorunları doğru/net görebiliriz. Böylelikle daha sağlıklı/üretken/yapıcı çözümleri hayata geçirmek için donanım kazanmış oluruz. Hayatta daha fazla anlam bulabilir ya da ona daha fazla anlam katabiliriz. Ruh sağlığımızı daha iyi koruyabilir, daha iyi tedavi edebiliriz. Hem kendimizle (benle) hem de çevredekilerle (senle) daha barışık, uyumlu, bütünleşmiş olarak sıhhat ve muhabbetle yol alabiliriz…
Bu kitap, üç kitaptan oluşan bir kitap serisinin parçasıdır. Ruh, irade, düşünce sağlığı, felsefe ve psikiyatrinin kesiştiği alanda; Ben ve Sen isimli roman, Ben Kimim? Ruh ve İrade isimli felsefe denemesi ve İyi Düşün: Düşünce Sağlığı Yolunda isimli psikiyatri denemesi yer almaktadır. Üç kitap, birbirini tamamlayıcı olarak tasarlanmıştır.
“Sen çağı” bitmişti. “Ben çağı” da bitecek elbet. “Ben ve Sen çağı” başlasın o zaman…
Noreen WETTON, Peter CANSELL Benlik saygısı başka bir deyişle özsaygı ya da kendine saygı, kişinin kendisi ile ilgili düşünceleri, çevresindekilerin o kişi ile ilgili düşünceleri, her iki düşüncenin bileşkesi ve bu üç düşüncenin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır.
Düşük ve yüksek benlik saygısı, insanlar arası ilişkilerde problem oluşturabilecek durumlara yol açmaktadır. Benlik saygısını ideal bir düzeye getirmek küçük yaşlarda öğrenilecek stratejilerle başarılabilir. Wetton ve Cansell, ilköğretim öğrencilerinin kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olacak teknikleri yıllarca denemiş ve bir araya getirerek bu kitapta toplamışlardır. İlköğretim öğretmenlerinin ve öğretmen adaylarının kaynak bir kitap olarak kullanabilecekleri bu eser, Türk Eğitim Bilimlerinde öncü Nobel Yayınları farkıyla ilköğretim öğrencilerinin kendilerini iyi hissetmeleri için hazırlanmıştır.
Mehmet Ak, Şahin Kesici Maus, “Çok varlıklı olabilirsiniz; sayısız mücevherleriniz, küp küp altınlarınız olabilir. Benim hiçbir zaman olamayacağım kadar varlıklı olabilirsiniz ama ben de bana öyküler anlatan birini tanıyorum.” der. Biz de öyküler anlatan birilerini tanımanın zenginlik olduğuna inandığımız için sizlere bize yakın gelen, duygu yüklü farklı yazarlara ait öyküler anlattık bu kitapta. “Anekdot ve özdeyişler dağarcığı, görgülü insan için en büyük hazinedir; eğer birincileri yeri geldikçe sohbetlerinde kullanmayı, ikincileri de yeri geldikçe hatırlamayı bilirse.” der Goethe. Biz de bol anekdot ve özdeyiş sunduk sizlere. Huxley'in tanımladığı gibi; deneyim, insanın başına gelen bir şey anlamına gelmez. Deneyim, insanın başına gelenle nasıl başa çıktığı anlamına gelir. Hayat yolculuğumuzda hepimizin olumsuz deneyimleri var ve olacak. Ölüm, hastalık, kayıplar gibi deneyimleri kabullenerek, değişim için rehber olan keder, öfke ve kaygı gibi duygularımızı fark edip sabırla, cesaretle büyümenin ipuçlarını sunmaya çalıştık. Yaşayarak ve danışanlarımızdan edindiğimiz tecrübelerimizi bilgilerimizle harmanlayıp yalın bir dille aktardık. Faydalı olması dileğiyle…
Barışhan Erdoğan, Başak İnce, Can Çalıcı, Cemre Gunes Vautier, Doğa Eroğlu-Şah, Ezgi Ildırım, Gizem Hüroğlu, Özge Akgül, Özge Sarıot, Özgün Özakay, Özlem Tuzcu, Sinem Cankardaş, Umut Şah Kadınların ortalama yaşam beklentisi daha uzun olmasına rağmen yapılan çalışmalar, paradoksal olarak kadınların psikolojik ve fiziksel sağlıklarının erkeklere göre daha kötü olduğunu ve daha düşük yaşam kalitesine sahip olduklarını göstermektedir. Ruh sağlığı alanındaki çalışmalar; kadın ve erkek arasında sosyal olarak inşa edilmiş rol, sorumluluk, statü ve güç gibi farklılıkların cinsiyetler arasındaki biyolojik farklılıklarla etkileşime girerek kadınların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yarattığını göstermektedir. Bu kitap, cinsiyete dayalı toplumsal ve biyolojik farklılıkların kadınların ruh sağlığı üzerindeki etkisini multidisipliner bir bakış açısıyla ele almaktadır. Özellikle ruh sağlığı alanında çalışanların konuyu farklı perspektiflerden incelemelerine olanak sağlamayı hedefleyen bu kitap, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, cinsiyet temelli ayrımcılığın ruhsal bozuklukların etiyolojisinde nasıl bir rol oynadığı ele alınmaktadır. İkinci bölüm; psikolojik problemlerin tanı, değerlendirme ve belirlenmesinde toplumsal cinsiyetin etkisini tarihsel perspektiften ele alarak toplumsal cinsiyete dayalı faktörlerin klinik karar verme süreçlerine etkisini güncel literatür bağlamında değerlendirmektedir. Son olarak üçüncü bölüm, cinsiyet eşitsizliği kaynaklı olumsuz yaşam deneyimlerinin kadınların psikolojik sağlığına nasıl etki edebileceğini farklı sistemler ve bağlamlarda tartışmaktadır.
Gonca Üstün Bu kitap, kadın ruh sağlığı ve psikopatolojisini ele almaktadır. Yaşam döngüsü içerisinde ve üreme sürecinde kadının doğumdan ölüme kadar yaşadığı ruhsal değişimleri; her bir dönemin ruh sağlığı açısından önemi ve döneme özgü yaşanan ruhsal sorunları tanımlamaktadır. Ruhsal bozuklukları, kadınlara özgü epidemiyoloji ve etiyoloji kapsamında açıklamakta; kronik hastalıklar, kanserler ve şiddet gibi önemli konuların kadın ruh sağlığına etkisi üzerinde durmaktadır. Kadın ruh sağlığının değerlendirilmesi, genel tedavi yaklaşımları ve koruyucu hizmetlere yer vermektedir. Kitabın tüm bölümleri cinsiyet bağlamında tartışılmakta, kadınlara özel durumlar geniş bir literatür çerçevesinde sunulmaktadır. Alanında uzman çeşitli disiplinlerdeki yazarların katkısı ile hazırlanan bu kitap, ders kitabı olarak öğrencilere ve akademisyenlere derin bir teorik bilgi sunacak, araştırmacılara ise kadın ruh sağlığı konusunda açığa çıkmamış konuları fark ettirecek ve yeni çalışmaları için ışık tutacaktır. Sağlık profesyonellerinin kadın ruh sağlığını tanılamasına, ruhsal sorunlara uygun yaklaşımda bulunmasına ve kadınların ruh sağlığını güçlendirmesine katkı sağlayacaktır.
Esra Savaş Kanser sürecindeki bireylerin yaşadığı psikolojik etkilerle baş edebilmeyi kolaylaştırmak hem hastalık hem hastalık dışındaki stresörleri yönetmekle ilgilidir. Kanser Sürecinde Kognitif Davranışçı Temelli Stres Yönetimi kitabı, kanser ve kanserden bağımsız konuları içererek günlük yaşamda karşılaşılabilecek sorunların yarattığı psikolojik etkilerle baş edebilmek, problemlere farklı açılardan bakıp çözümleyebilmek ve yaşanan fiziksel etkileri rahatlatabilmek üzerine teknikler içermektedir. Hikâyeler, otomatik düşüncelerin işlevsel bakışla değişimi, değiştirilebilecek durumlar ve değiştirilemeyecekler için sunulmuş kognitif davranışçı terapi teknikleriyle okuyucular kanserden bağımsız olan stresörlerini de yönetebilir, yaşamları daha kaliteli yaşayabilirler.
Birçok kendine yardım kitabı olmasına rağmen kansere özgü olan bir Türkçe kaynak yoktu. Bu kitabın bilime ve kütüphanelere yerleşiyor olması, kognitif davranışçı psikoterapi tekniklerini kanser sürecine uyarlanan ilk kaynak olma özelliğini taşıyor. Program bilimsel yöntemlerle deneysel çalışması gerçekleştirilmiş olup aktif olarak grupta yer alan kişilerin kaygılarında ve depresif duygularında azalma, problemlerle baş etme ve çözebilme becerilerinde artma, uyum sağlama gibi birçok alanda psikolojik iyilik hâllerinin yükseldiği görülmüştür. Kitabı okurken her bir oturumun seans gibi değerlendirilmesi, sesli okunup uygulamaların yapılması, ev çalışmalarının ciddiyetle ve özenle tamamlanmasıyla kitap okuyucularının da kanser sürecinden bağımsız, yaşadıkları stres yönetimlerine ek teknikler ve yaklaşımlar eklemeleri hedeflenmiştir.
Ahmet Katılmış, Cahide Kayış, Halil Ekşi, Koray Onur, Köksal Muç, Mehtap Koldaş, Serdar Erdem Karşılaştırmalı Değerler Eğitimi: Uygulama Örnekleri ile Farklı Kültürlerde Değerler Eğitimi isimli bu kitap, farklı ülkelerin eğitim sistemlerini ve kültürel bağlamlarını inceleyerek değerler eğitimi alanında farkındalığı artıran türünün yegâne kaynağıdır.
Kitap; Türkiye, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Brezilya, Çin, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, İngiltere, İran, İsrail, Japonya ve Rusya gibi çeşitli ülkelerdeki değerler eğitimi uygulamalarını detaylı bir şekilde ele almaktadır. Her bölümde, ilgili ülkenin eğitim sisteminin tarihsel arka planı ve o dönemlerdeki değerler eğitimi uygulamaları incelendikten sonra günümüze kadar uzanan süreçte ülkenin nasıl değiştiği ve değerler eğitimi alanında ne tür gelişmeler yaşadığı irdelenmektedir.
Kitapta, farklı kültürel ve sosyal yapıların değerler eğitimine etkisinin derinlemesine anlaşılmasına katkı sunan bu yaklaşımla birlikte öğretmenlerin rolüne de odaklanılmaktadır. Böylelikle okuyucular, çeşitli ülkelerdeki değerler eğitimine dair gerçek hayat örneklerine dayanan etkinlikleri ve senaryoları inceleyerek farklı yaklaşımları daha iyi kavrayabileceklerdir.
Okuyucusuna, farklı ülkelerdeki değerler eğitimi uygulamalarını aynı zamanda derinlemesine deneyimleme ve anlama fırsatı sunan kitabın her bir bölümü, o ülkenin eğitim sistemi ve toplumsal yapılarına odaklanarak değerlerin nasıl şekillendiği ve kuşaktan kuşağa nasıl aktarıldığı hakkında berrak bir resim çizmektedir. Bu sayede değerler eğitiminin sadece bireyleri değil aynı zamanda toplumları nasıl etkilediğinin de anlaşılmasına katkı sunmaktadır.
Kitap; değerler eğitimi alanında çalışan eğitimciler, öğretmenler ve eğitim yöneticilerinin yanı sıra kültürel çeşitlilikle ilgilenen araştırmacılar, öğrenciler ve eğitim politika yapıcıları için vazgeçilmez bir rehber olma iddiasındadır.
Lisa M. Schab, Lcsw Genellikle kaygılı hissediyorsan, yalnız değilsin. Senin yaşındaki her üç kişiden biri kaygı, korku ve panikle savaşıyor. Korkutucu olan; kaygıyla baş etmenin yolunu bulamazsan, büyüdükçe kaygının seni ele geçirebilecek kadar artabilmesidir. İyi haberse; kaygını azaltmak ve hayatından onu nasıl uzak tutacağını öğrenmen için kendi kendine ve danışmanının yardımıyla kullanabileceğin pek çok etkili teknik olduğudur. Bu çalışma kitabı, bunu gerçekleştirebilmen için sana yapabileceğin basit çeşitli etkinlikler sunmaktadır.

Kaygı-Ergenler için Çalışma Kitabı, kaygının zorlukları ile günlük yaşamında nasıl baş edeceğin konusunda sana yol gösterecektir. Bu, kaygılı düşüncelerini tanımana, onların yaşamındaki etkisini kontrol edebilmene ve olumlu benlik algısı geliştirmene yardımcı olacaktır. Bu kitap ayrıca, ihtiyaç duyduğunda ek yardım ve destek için başvurabileceğin kaynakları da içeriyor. Ne bekliyorsun? Zamanını, yapabileceğin birçok keyifli ve verimli etkinlik varken, daha fazla kaygıdan hareket edemez halde yaşama. Kaygı yüzünden ketlenerek zamanını boşa harcama!
Kelsey Torgerson Dunn İnsanlar size öfkeli göründüğünüzü mü söylüyorlar?
Kendinizi, başkalarına bağırırken veya yıkıcı davranışlar sergilerken mi buluyorsunuz?
Gençlik yılları; okul stresinden üniversite kaygısına, arkadaş sorunlarından ebeveynlerle sınırların sınanmasına kadar zorluklarla doludur. Ve bazen tüm belirsizlikler, kaygılar ve aksiliklerle baş etmek zor olabilir. Kaygı veya stres soğukkanlılığınızı kaybetmenize neden oluyorsa bu kitap size yardımcı olabilir.
Temeli bilişsel davranışçı terapiye (BDT) dayanan bu ilgi çekici rehber, öfkenizin temelindeki kaygıyla başa çıkmanıza yardımcı olacak ve böylece siz de yeniden kendiniz gibi hissetmeye başlayabileceksiniz. Zorlu duygularla savaşmaya veya onları görmezden gelmeye çalışmak yerine bunları kabullenmenize ve bunlarla çalışmanıza yardımcı olacak güçlü başa çıkma becerileri bulacaksınız. Ayrıca tepki vermeden önce durup düşünmek ve kaygınızla öfkenizi tetikleyen şeylerle karşılaştığınızda sakinliği tercih etmek için “beyninizi nasıl eğiteceğinizi” keşfedeceksiniz. Duygularınızın kontrolünü elinize almaya ve hayatınızı güvenle ve temiz bir kafayla yaşamaya hazırsanız, bu arkadaş canlısı rehber sizi kollayacaktır!
Aykut Günlü, Bülent Dilmaç, Durmuş Ümmet, Esat Şanlı, Esra Teke, Hasan Kütük, Hatice İrem Özteke Kozan, İsmail Kuşci, Sinan Okur, Tuncay Oral, Vedat Bakır, Yakup İme Sevilen birinin kaybı ile başlayan yas süreci tıpkı ölüm gibi her insan için kaçınılmaz bir gerçektir. Yas süreci evrensel bir olgu olmasına rağmen etkileri her birey için farklı olabilmektedir. Bu süreçteki tepkiler, bireyin kişisel özellikleri başta olmak üzere birçok faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Bu kitap; kayıp ve yas kavramlarını, yas sürecini etkileyen faktörleri, yas sürecini ele alan kuram ve modelleri, uyum sürecini, yurt dışında uygulanan yas destek programlarını, kültürümüzdeki yas ritüellerini, alanda çalışan uzmanların kendi yaslarını, çocuklar özelinde bu sürecin dinamiklerini ve yas danışmanlığında uygulama örneklerini ele almaktadır. Bu anlamda yas süreçlerine ilişkin birçok konuyu ele almasıyla, yas tutan veya yas sürecini yaşayan yakınları olan bireyler, alanda çalışan uzman ve uygulayıcılar başta olmak üzere farklı okuyucu kitlesine seslenebilen bir başucu eser olma özelliği taşımaktadır.
Keren M. Humphrey Yas, duygusal olarak bağlandığımız, bizim için önemli bir şeyi (gençlik, iş vb.) ya da özellikle birini kaybetmemiz (ölüm) öncesinde ya da sonrasında gösterdiğimiz çok yönlü bir tepkidir. Kayıp sonrasında duygusal tepkiler öne çıksa da yas fiziksel, bilişsel, davranışsal, sosyal, kültürel ve felsefi boyutları da içeren çok yönlü bir süreçtir. Kayıplara bağlı olarak yaşanan kederin bir göstergesi olarak kaybettiklerimize ağlamak, kayıplarımız hakkında konuşmak yas tutmanın normal ve doğal bir parçasıdır. Buna karşın, ağlamanın olmaması, aynı zamanda koruyucu doğal ve sağlıklı bir reaksiyon da olabilir veya esneklik belirtisi olarak da görülebilir. Ağlamak ya da kültürel herhangi bir davranış için içsel veya dışsal bir baskıya maruz kalmak yas sürecini karmaşıklaştırır ya da yası erteleyebilir.
Kayıp yaşayan biriyle konuşmak; söylenmesi veya yapılması gerekeni belirlemek çoğumuza zor gelir. Ne yapacağımızı, ne söyleyeceğimizi bilemeyiz. Söylenecek ya da yapılacak her şeyin kayıp karşısında anlamını yitirdiğini, kişiye bir yardımı olmayacağını düşünürüz. Yas tepkilerinin kültürel ve kişiye özgü olması da verilecek tepkileri belirlemede önemli zorluklar sunmaktadır. Özellikle psikolojik destek sunmada uzmanlaşmış profesyonellerin, kayıp yaşayan bireylere yardım etmede özel becerilere sahip olmaları gerekmektedir. Elinizdeki bu kitap, kayıplarına uyum göstermeleri konusunda danışanlara yardım edebilmeleri için danışmanlara kayıp ve yas danışmanlığı alanına yönelik çok özel beceri ve stratejiler sunmaktadır.
Rengin Karaca Kitabın temel amacı insanın kendi olabilmesine, “gerçek ben”i bulabilmesine, olumsuz düşüncelerini değiştirip gerçekçi ve olumlu düşüncelere ve beraberinde de gerçeğe uygun ve olumlu duygular yaşamasına, davranışlarının olumlu yönde değişmesine yardımcı olmaktır. Özüne dönmek, olumsuzdan olumluya doğru yol almak kolay değildir. Bu yolda yaşanan sıkıntılar, olacaktır. Ancak bu başarılabilir ve bizler, kendimiz olarak mutlu, doyumlu ve kendi olmanın dayanılmaz hazzını yaşayan bireyler olabiliriz.
Yani suçluluk, utanç, değersizlik, güvensizlik, aşağılanma duyguları yerine kendimize güvenmeyi, değerli hissetmeyi, sevmeyi, sevilebilmeyi ve “gerçek ben”in gerçekteki gereksinim ve isteklerine göre yaşantımızı şekillendirmeyi ve mutlu olmayı hak ediyoruz. Kendi düşüncelerimizle cehenneme çevirdiğimiz dünyamızı, cennete çevirmek bizim elimizde. Düşünceler, değiştirilebilir. Ancak bu yolla hak ettiğimiz kendimiz olmayı başarabiliriz.
Bu nedenlerden dolayı kitapta ağırlıklı olarak pozitif psikolojinin temel kavramları, bilişsel psikolojinin, akılcı duygusal davranışçı terapinin, insancı psikolojinin ve psikanalitik kuramın üzerinde özellikle durduğu erken çocukluk dönemi, ebeveyn etkileri ve psikodinamik temelli anlayış egemendir. Olumsuz düşüncelerden kurtulup olumlu ve gerçekçi düşüncelere yönelebilmek ve güçlü düşünebilmek için “İÇSEL KONUŞMA EĞİTİMİ” başlığı altında konuya ilişkin teknikler, örnekler verilmektedir.
Kitabımızın ana başlıkları arasında; düşünme tarzları, olumlu ve olumsuz düşünceler, olumsuz düşüncelerden kurtulmak, düşüncelerin tetiklediği duygular, bunların oluşumunda rol oynayan erken çocukluk dönemi ve ebeveyn etkileri, kusurlu tutumlar ve çocuğa iletilen gerçek dışı ve olumsuz mesajlar, çocuğun ve daha sonra yetişkinin düşünce ve duygularının şekillenmesindeki etkileri, bunların değiştirilmesi ve kişinin mutlu olabilmesi, etkili düşünme ve beraberinde gerçeğe uygun, olumlu duygulara sahip olabilmesi, kendi “gerçek ben”imizi, kendi özümüzü bulmamız, onunla yüzleşmemiz ve bununla birlikte yaşanan sıkıntılar, kendimize karşı merhametli, samimi, içten, dürüst, cesur, hoşgörülü olmamız, mükemmeliyetçilik takıntısı, kendine yabancılaşma, incinme korkusuyla değişime gösterilen direnç, utanç ve bunların nedenleri, psikolojik sağlıklılığın kriterleri ve bunu besleyen kaynaklar, bağışıklık sistemimiz, sevgi, bağ kurmak, nevrotik yaşam tarzı, depresyon, anksiyete (kaygı) ve nedenleri, olumlu ve olumsuz benlik kavramı, maneviyatın, ümit etmenin tanımı ve önemi, yaşadığımız duyguların anlamı, çeşitleri, nedenleri, duygu, düşünce ve davranış ilişkisi, güçlülük, yeterlilik, dayanıklılık ve kendimize yardım edebilmenin yolları, bulunmaktadır.
Bütün bunlar ve kitapta sözü edilenler; olumsuzdan olumluya, “gerçek ben”e, özümüze dönme yolculuğunda, bize yardım edecek olan temel ögelerdir.
Tarık Solmuş Bir kendini keşfetme, yüzleşme, içgörü kazanma yolculuğu bu kitap…
Kendimizden ve hayattan ne bekliyoruz, ne istiyoruz?
Kendimizi korumak için bile olsa arkasına sığındığımız duvarlar, çektiğimiz setler?
İçimizde bizim bile bilmediğimiz, farkında olmadığımız başka kişilikler de mi var?
Aslında hayat bir tiyatro sahnesi ve biz de oyuncuları mıyız?
Neden maskeler takarız, kendimizi saklarız?
Neden başarılı olmaktan korkarız?
Duygularımızdan neden ve nasıl kaçarız? Duygularımızı nasıl yönetebiliriz?
Neden bağlanmaktan, sevmekten, aşık olmaktan korkarız?
Çocukken yaşadığımız travmalar hayatımızı nasıl etkiler?
Önyargılarımızdan kurtulabilir miyiz?
En sağlıklı ve en anormal romantik ilişkiler hangileridir?
Peki en tehlikeli, en acı veren ilişki, evlilik hangisidir?
İşte düşüncelerimiz, duygularımız, kişiliğimiz, ilişkilerimiz, cinselliğimiz, travmalarımız ve psikolojik sorunlarımızla kendimiz, hayatımız…