Psikoloji \ 5-19
Börte Özdemir, Duygu Olgaç, Esra Altınbilek, Ezgi Şen, İpek Ülkümen, Stephanie Tasilaridis, Z. Deniz Aktan Çocuk ve ergenlerle yürütülen psikoterapi süreci, nasıl ki yetişkinlere göre daha farklı dinamiklere sahipse psikolojik değerlendirme süreci de psikoterapinin bir parçası olarak benzer şekilde farklılıklara sahiptir. Buradaki en temel farklılık, çocukların psikoterapi odalarına çoğu zaman kendi istekleriyle değil de ailelerinin isteğiyle adım atmasına yöneliktir. Dolayısıyla yetişkinlerin zihnindeki “Ben buraya daha iyi hissetmeye geldim.” beklentisi ve düşüncesi, çocuklarda çoğu zaman yerini “Ben buraya neden geldim?” sorusuna bırakır. Böyle bir bilinmezlik içindeki çocuktan, daha önce hiç görmediği birine bir an önce kendini açmasını beklemek, hatta bu beklentiyi baskın bir şekilde dile getirerek çocuğun ihtiyaçlarını görmezden gelmek, belki de henüz başlamamış olan psikoterapi süreci üzerindeki yatırıma dair en yıkıcı müdahaleler arasında yer alabilir.
Psikolojik değerlendirmenin kuramsal bir çerçeveden ziyade danışan odaklı yapılandırılmasına odaklanan bu kitabın ilk amacı, çocuk ve ergenlerin psikolojik değerlendirme sürecinde daha ilk karşılaşmadan itibaren terapötik ittifak kurulumuna yatırım yapılabilecek değerlendirme adımlarını tanıtmaktır. Diğer yandan psikoterapötik bir müdahale programının içeriğini hazırlamadan önce olası semptomların oluşturduğu labirent içinde ilerlerken doğru yolu bulmak ve doğru tanıya ulaşılmasına katkı sunmak da çoğu terapist için meşakkatli bir yolculuktur. Dolayısıyla bu kitabın bir diğer amacı da bir yandan değerlendirme sürecinin yapılanmasına katkı sunarken bir yandan da tanıya ve danışan ihtiyacına göre olası terapi modüllerinin zenginleştirilmesini destekleyerek psikopatoloji odaklı değerlendirme sistem ve tekniklerini okuyucuya tanıtmaktır.
Alparslan Akdoğan, Emirhan Aktaş, Meral Sert, Nurten Sargın, Vedat Bakır, Volkan Kutluca İnsan var olduğundan beri doğal afetlerden savaşlara, şiddetten kazalara birçok afet, kriz gibi travmatik yaşantı olarak adlandırılan olağanüstü olaylara tanık olmakta ve maruz kalmaktadır. Ancak son yıllarda olağanüstü olaylarda hızlı bir artış olduğu gözlenmektedir. Örneğin ülkemizde bugün 15 yaşındaki çocukların maruz kaldığı, tanık olduğu bazı olaylara bakıldığında terör saldırıları, okul servis kazaları, uçak, helikopter ve tren kazaları, savaşlar, depremler, seller, yangınlar, çığ faciası, artan aile içi şiddet ve istismar vakaları, ekonomik krizler ve pandemi ön plana çıkmaktadır. Tüm bu yaşananlara bakıldığında çocuk ve ergenler için ruh sağlığını tehdit eden, son derece zorlayıcı yaşam olayları olduğu görülmektedir. Alan uzmanlarının en önemli görevlerinden birisi de olağanüstü durumlarda çocukların ruhsal sağlıklarının korunmasına yardımcı olmak ve psikososyal destek sağlamaktır. Bu kitap ile olağanüstü durumların neler olduğu tanımlanmış, tek tek ele alınarak açıklanmaya çalışılmış, olağanüstü durumlarda çalışanlara ve olağanüstü etkinliklerde kullanılacak etkinlik örneklerine yer verilmiştir. Kitabın başta çocuk ve ergenler olmak üzere tüm alan uzmanlarına ve bu konulara ilgi duyanlara yararlı olması dileğiyle...
Eric J. Green Çocuk ve aile psikoterapisti Eric J. Green, kendi Jungcu oyun terapisi modelini açıklamak için yıllar süren klinik deneyimlerinden yararlanmaktadır. Bu kitapta yer verdiği empatik teknikler istismar, doğal afetler ve kayıplar nedeniyle travma yaşayan çocukların yanı sıra, dikkat eksikliği ve otizm tanıları olan çocukların da tedavisinde etkili bir şekilde kullanılabilir.
Green’in Jungcu oyun terapisi modelinin en önemli hedefi; çocukların ve ergenlerin, psikolojik olarak sağlıklı bireyler olarak yetişmelerine yardım etmektir. Green, terapistlerin çocukları kum oyunu, spontan çizimler ve diğer dışa vurumcu sanat tekniklerine nasıl katacaklarını açıklamaktadır. Terapistler, çocuğu yargılamadan gözlemleyerek sıcak ve psikolojik olarak güvenli bir atmosfer yaratabilir, çocukların dürtülerini düzenlemelerini öğrenmelerine ve duygusal dengelerini yeniden kazanmalarına yardımcı olabilir.
Okul danışmanları, oyun terapistleri ve pratisyen hekimlerin yanı sıra, yüksek lisans ve doktora öğrencileri için de hazırlanan bu kitap, “derin psikoloji”nin teorik temellerini ele almakta ve Green’in Jungcu oyun terapisi uygulamalarını gösteren anlaşılması kolay vaka örneklerini vurgulamaktadır.
“İlk kez, çocuklar ve ergenlerle Jungcu oyun terapisini ele alan bir kitap var elimizde. Açık ve kapsamlı bu kılavuz kitabını, Jungcu analitik yaklaşımla ilgilenen herkes okumalı. Şiddetle tavsiye ediyorum.”
CHARLES E. SCHAEFER
Oyun Terapisi Birliği kurucu ortağı ve emekli öğretim üyesi
“Bu kitap, Jungcu düşünce ilkelerini ve tekniklerini birleştirmeyi hedefleyen ruh sağlığı uzmanları için Jungcu oyun terapisinde çocukların tepkilerini gösteren klinik örnekleri tarihî ve teorik anlatımla bütünleştirmektedir.”
JOHN W. SEYMOUR- DR. LMFT. RPT-S.
Minnesota Eyalet Üniversitesi
“Green, terapistlerin semboller aracılığıyla çocukların iç dünyalarını anlamalarına yardımcı olmaktadır. İlişkiler üzerindeki yöntemi ve vurgusu, günümüz teknolojisinin ‘sorunu gider’ zihniyetini karşılamakta ve duygusal iyileşmeye doğru yönlendirmektedir: temel insani bağlar ve yaşamlarımızdaki kutsal alanın tanınması.”
HARRIET FRIEDMAN.
Jungcu Analist. C. G. Los Angeles Jung Enstitüsü ve Sandplay: Past, Present and Future adlı kitabın yazarı
Asude Özdemir, Ayşe Devrim Masalcı Burçak, Berke Kırıkkanat, Dilaram Billur Örnek, Dilber Tezel, Eda Ermağan Çağlar, Esra Asıcı, Ezgi Denizel Güven, Fatma Ebru İkiz, Ferdi Yağan, Güneş Gülaydın, Oya Onat Kocabıyık, Özgür Tonbul, Seda Donat Bacıoğlu, Tuğba Türk Kurtca, Zöhre Kaya Ruh sağlığı alanında çocuk ve ergenlere yönelik sunulan psikolojik danışma hizmetlerinin uzun bir literatüre dayanan geçmişi vardır. Amerikan Danışmanlar Birliği (ACA)'nın 1997'de yaptığı psikolojik danışma tanımı çerçevesinde çocuk ve ergenlerle psikolojik danışma, çocuk ruh sağlığı etik ilkeleri ile psikoloji ve gelişimin ilkeleri çerçevesinde çocuk hak ve hukukunu da dikkate alarak psikolojik danışma kuram ve teknikleri aracılığıyla çocuğun iyi oluşunu, kişisel ve mesleki gelişimi ile patoloji konularını ele alır. Bu kitap; içeriğinde yer alan gelişim, etik, psikolojik danışma sürecini yapılandırma, kuramlar ve çocuk ve ergenlerle uygulamaları ile çocuk ve ergenle çalışan ruh sağlığı uzmanlarına iyi bir kaynak olacaktır. Aynı zamanda kitap, çocuk ve ergenlerde sıklıkla görülen davranış sorunları ve bu sorunlara yaklaşımlar ile travma ve stresli yaşam deneyimlerine sahip çocuk ve ergenlere yaklaşımları örnekleriyle birlikte sunmaktadır.
Bilindiği üzere psikolojik danışma hizmetleri hem bireye hem gruba yönelik hizmetlerdir. Bu kitapta çocuk ve ergenlerle yürütülen bireysel ve grupla psikolojik danışma, psikoeğitsel müdahaleler yine uygulama örnekleriyle anlatılmaktadır.
Çocuk ve ergenlerle psikolojik danışmada çok kültürlülük esastır. Kitabın içeriğindeki bu bölümde, çocuk ve ergenlerle çok kültürlü psikolojik danışma görüşme modelinde aile, akran, ırk, etnik köken ve bireysel konuların psikolojik danışma sürecinde ne şekilde ele alınacağı gösterilmiştir.
Çocuk söz konusu olduğunda mutlaka aile de psikolojik danışma sürecinin içinde yer alır. Kitapta aile danışmanlığı yaklaşım ve uygulamaları ele alınarak çocuk ve ergenlerde görülen problem durumlarının (örneğin; depresyon ve kaygı, davranış bozuklukları, DEHB, boşanma, evlat edinme gibi) psikolojik danışma sürecinde nasıl ele alındığı vaka örnekleriyle anlatılmaktadır.
Son olarak kitapta; çocuk ve ergenlerle psikolojik danışmada geleceğe ilişkin yönelimlerde farklı yaklaşımlar ve uygulamalarından bahsedilmektedir.


Sondra Smith Adcock, Catherine Tucker Bu kitap, çocukluk ve ergenlik döneminde karşılaşılan sorunlarla başa çıkmada çocukları ve ergenleri güçlendirmeleri ve ebeveynlerle iş birliği ilkelerine vurgu yaparak uzmanların sürece profesyonel düzeyde müdahale etmeleri için bir rehber olarak hazırlanmıştır. Kitabın birinci kısmında, çocuk ve ergenlerle psikolojik danışmada tarihsel ve bağlamsal eğilimler konusuna yer verilmektedir. Ardından yasal ve etik konuların psikolojik danışma sürecindeki rolüne vurgu yapılmış ve uzmanların hangi yeterlilikler çerçevesinde kendini geliştirmesi gerektiği, uygulamalar sırasında karşılaşabileceği olası sorunlarda ve etik ikilemlerde hangi kurumlardan destek alacağı, nasıl davranacağı ve hangi mevzuatı takip edeceği gibi sorulara cevaplar aranmıştır. Ayrıca nörobiyoloji alanından psikolojik danışmaya ilişkin çıkarımların yapıldığı bu kitap, uzmanlara bebeklikten ergenliğe bağlanmaya, travmaya ve iyileşmeye dair rehber olma niteliği taşımaktadır. Kitabın ikinci kısmında ise, çocuk ve ergenlerle çalışan uzmanlara kuramsal bir çerçeve sunulmuştur. Bu bağlamda; psikodinamik yaklaşımlara, insancıl yaklaşımlara, bilişsel-davranışçı yaklaşımlara, aile ve örgütsel sistem yaklaşımlarına, yapılandırmacı yaklaşımlara yer verilmiştir. Her bir yaklaşım açıklanırken bu yaklaşımların temel kavramlarına, çocuk ve ergenlerle psikolojik danışma sürecinde uyarlama şekillerine ve bu terapötik süreçte kullanılabilecek tekniklere dair açıklamalar getirilmiştir. Kitabın en son kısmında ise bebeklik döneminden beliren yetişkinliğe kadar geçen zaman dilimi yaş aralıklarına bölünerek her bir yaş aralığındaki fiziksel, beyin, kimlik, bilişsel ve psikososyal gelişim özelliklerine ve bu gelişimlerde yaşanan sorunlara odaklanılmıştır. Her bir yaş aralığında karşılaşılan duygusal, davranışsal, sosyal ve uyum sorunlara dair örnekler verilmiş ve bu sorunlara özgü müdahale önerileri getirilmiştir. Kitapta yer alan her bir bölüm; terapötik süreçte dikkat edilmesi gereken noktalar, müdahale önerileri, alıştırmalar, vaka örnekleri ve öneri niteliğinde basılı ve çevrim içi kaynaklar ile zenginleştirilmiştir. Bu kitabın; çocuk ve ergenlerin dünyasını anlamayı, onları güçlendirmeyi ve onlara destek vermeyi hedefleyen ebeveynlere, öğretmenlere ve psikolojik danışmanlara yararlı olması beklenmektedir.
Mustafa Ün, Sinem Yegül, Burcu Çoşanay, Ramazan İnci, Mehmet Akit Kay, Oğuz Emre, Rukiye Arslan, Ramazan inci, Oğuz Emre, Ruhigül Turan, Merve Betül Ataş, İlhan Çiçek, Ayşegül Ulutaş, Serpil Pekdoğan, Merve Yıldız, Şahin Göğebakan, Mine Ayanoğlu, Burcu Çoşanay, Ayşegül Ulutaş, Ayşenur Kurçak, Mehmet Akil Kay, Oğuz Emre, Cihangir Kaçmaz, Nurcan Alagöz, Neda Akçalı, Suna Tarkoçin, Oğuz Emre Bu kitap, hastanede görev yapan çocuk gelişimcilere, pediatri hemşirelerine ve bu mesleklerin adaylarına çocuk hasta ile çalışmalarında rehberlik edecek niteliktedir. Kitapta, hastane sürecindeki çocuğa yaklaşım ile ilgili genel bir bakış kazandırmanın yanı sıra hastanede kalış ve yatış sürecinde çocuklarla ve ebeveynleriyle nasıl bir yol izleneceği ile ilgili gerekli bilgi ve uygulamalar yer almaktadır.
Çocukluk döneminde hastanede yatış hem ebeveyn hem de çocuk için zor bir süreçtir. Hastaneye yatış sürecinde çocukların korku ve endişelerini azaltmak için ve karşılaşacakları sorunlarla başa çıkmayı öğrenmeleri için yapılan çalışmalar önemli rol oynamaktadır. Tüm bu süreçlerde çocuk gelişimcilere, pediatri hemşirelerine ve ebeveynlere önemli görevler düşmektedir. Hastanede görev yapan çocuk gelişimciler, pediatri hemşireleri hem çocuk hem de anne babalar için sağlık hizmetlerinde önemli rol oynayan kişilerdir. Bu noktadan hareketle, çocuk gelişimcilerinin ve adaylarının, pediatri hemşirelerinin ve adaylarının hastanede çalışmalarına ışık tutacak şekilde hazırlanan bu eser alanda önemli bir kaynak niteliğindedir.
Adem İnce, Ebru Sağlam, Elif Akçay, Esin Okman, Gökay Canberk Buluş, Gökçen İlçioğlu Ekici, Hasan Batmaz, İbrahim Bakırtaş, Mehmet Semih Demirtaş, Merve Küçükoğlu, Meryem Kaşak, Muhammed Mustafa Güneylioğlu, Nihal Yaman Artunç, Pınar Aydoğan Avşar, Raziye Merve Yaradılmış, Şermin Bilgen Ulgar Çocuk ve İstismar kitabı, günümüz dünyasının çözümü beklenen önemli sorunlarından birisi olan çocuk istismarı konusunu farklı bilimsel bakış açılarıyla derinlemesine ele almaktadır. Bu doğrultuda istismar meselesini konuyla ilgilenen farklı bilim dallarının perspektifinden değerlendirerek, sorunların doğru şekilde anlaşılmasına katkı sağlarken aynı zamanda istismar ile ilgili problemlerin teşhis ve çözümlerine dikkat çekmeyi hedeflemektedir. Alanında uzman farklı bilim dallarından yazarların katkı sağladığı kitabımız, her geçen gün daha da büyüyen ve toplumda farkındalığının arttığı bir sorun olan çocuk istismarı konusunda yalnızca bu konu ile ilgilenen profesyonellerin değil ebeveynler başta olmak üzere herkesin bilgi edinmek için başvuracağı bir başucu kitabı olarak öne çıkmaktadır.
Alev Önder, Asude Balaban Dağal, Ayşenur Duran, Büşra Şahan Aktan, Cerrahpaşa, Elçin Gölbaşı, Fahretdin Hasan Adagideli, Gülşen İlçi Küsmüş, Hande Arslan Çiftçi, Hilal Yılmaz, Hülya Gülay Ogelman, Müge Yüksel, Neslihan Yaman Yaşam, anne karnından itibaren başlayan bir yolculuktur. Her insan, yaşamı boyunca olumlu ya da olumsuz birçok durumla karşı karşıya kalır. Psikolojik dayanıklılığı üst düzeyde olan insanlar, sorunlar ve stresli durumlar karşısında güçlü, sabırlı, soğukkanlı ve problemi çözmeye odaklı, mücadeleci bir duruş sergileyebilir. Psikolojik dayanıklılık, birçok beceri, davranış ve yeterlik gibi yaşamın ilk yıllarında gelişmeye başlar. Çocukluktaki psikolojik dayanıklılık kavramı, bu kitap bağlamında çok yönlü bir bakış açısı ile ele alınmıştır.
Neslihan Kuloğlu Türker, Sema Yüce Bu kitap 0-18 yaş aralığında yer alan tüm çocukların anne-babaları, bakım verenler ve profesyonel olarak çocuklarla çalışan kişiler için yazılmıştır. Ölüm nedenli bir kayıp yaşantısı için hazırlık, başa çıkabilmek ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek hedeflenen temel amaçtır. Çocuk ve çevresinde bulunan diğer bireylerle etkileşimleri arasındaki farklılıklar göz önünde bulundurulmuş ve içerik her bir konu ayrı ayrı ele alınarak yazılmıştır.
Çocuklarımıza yardım edebilmenin ilk adımı, ölüm hakkında konuşmanın normal olduğunu göstermektir. İkinci adım, ölüm karşısında yaşadığımız acı duygusunun normal olduğunu anlamalarını sağlamaktır. Üçüncü adım, duygularımızı en uygun biçimde dışa vurup, bu duygularla başa çıkabilmeyi becermektir. Dördüncü ve son adım ise kendi yaşamımıza en sağlıklı biçimde devam edebilmektir. Kaçınılmaz olan bu süreçte yetişkinlerin işini, çocukların ise yaşamlarını kolaylaştırmış olmayı diliyoruz.
Nancy Davis Hepimizin yaşamı bir öykü…
Doğumumuzdan önce başlayan ve adımız unutulana dek anlatılan bir öykünün kahramanlarıyız hepimiz. Her kahramanın zor zamanları olur. Bazen o zor zamanlardan birinin veya bir şeyin desteğiyle çıkarız. Dinlediğimiz öyküler de o öykülerdeki kahramanlar da bizim yolumuzu açan, görmediğimiz çıkışı gösteren, zor zamanlarımızı kolay eden desteklerdir.
Ruh sağlığı alanında çalışıyorsanız bu kitabı, terapi materyallerinizden biri olarak düşünmenizi ve danışanlarınızdan esirgememenizi diliyoruz.
Her öykünün ihtiyacı olan kalbe; her kalbin de ihtiyacı olan mutlu sona ulaşması dileğiyle…
İyi okumalar!
Heidi Gerard Kaduson, Charles E. Schaefer Çocuğun en iyi bildiği dil aracılığıyla çocukla ilişki kurmak, başka hiçbir yöntemle ulaşılamayacak kapılar açacaktır. Çocuğun oyununa saygıyla yaklaşıldığında; kırık bir oyuncak parçasının, uzun bir suskunluğun, bir anlık bakışın ya da duraklayışın nasıl anlamlı anlatımlara dönüştüğü görülür. Ünlü ressam Miro, eserlerinin çocuk resmine benzediği yönünde eleştiri yapan bir kişiye bunu yapabilmek için yıllarını verdiğini söyler. Çocukla oyun terapi yapmak için de bu alanda çalışacak kişilerin; gelişim dönem özellikleri, çocukluk çağı ruhsal sorunları, sağaltım ilkeleri ve yaklaşımları, etik ilkeler konusunda bilgi ve deneyiminin olması gerekmektedir. Oyun terapi; çocuğun olanak sağlandığında kendini gerçekleştirecek gücünün olduğuna, sezgi zenginliğine, seçim özgürlüğüne saygıyla gelişir. Oyun, iyileştirici gücüyle yaşamın tüm evrelerinde ve koşullarında yol arkadaşımız olmalıdır.
Marc A. Nemiroff, Jane Annunziata Oyun terapisine katılması önerilen 4-7 yaş arası çocuklara, terapi ve terapi süreci hakkında gelişim dönemlerine uygun olarak bilgi verecek bir kaynakla tanıştınız. Bu kitap, çocukların bu süreç hakkında akıllarına gelecek muhtemel soruların cevabı olarak hazırlanmıştır.
Ebeveynler, bakım verenler, terapist veya biliyorsa çocuğun kendisi tarafından bu kitap okunarak çocuğun terapi sürecine hazırlanması sağlanabilir. Kitabın yalın çizimleri; süreç hakkındaki soru ve cevapları, öğrenme modeli ve özelliğine göre destekleyecektir.
Bu kitap, çocukların terapi sürecinde terapistlerin ve terapinin gücünü ilk tanışmadan itibaren tanımasını sağlayacak ve bu yolda güvenle ilerlemenize destek olacaktır.
David F. Bjorklund Bu kitap, dünyayı anlamlandırmak üzere gerekli donanımla dünyaya gelen ve aynı zamanda fiziksel ve sosyal çevre tarafından da şekillendirilen çocuğun nasıl düşündüğünü ve düşünmenin gelişimini, çeşitli kuram ve bulgular yoluyla anlatmaktadır. Bebeklikten ergenliğe bilişsel gelişimde zaman içinde meydana gelen tipik gelişimi ve bireysel farklılıkları bir arada ele almaktadır. Bilişsel gelişimle ilgilenen lisans ve lisansüstü öğrencileri için güncel bilişsel gelişim araştırmalarını ve kuramlarını sunmanın yanı sıra öğretmen olmak üzere yetiştirilen öğrencilerin yararlanması için eğitime yönelik çıkarımları olabilecek araştırmalara da yer vermektedir. Ayrıca anne babalar ve öğretmenler de kitapta ele alınan sayısal ve sembolik düşünme, bellek ve zekâ gibi çeşitli bilişsel gelişim alanlarında bilgi edinerek çocuklarla en iyi nasıl ilgilenebilecekleri konusunda içgörü kazanabilir.

Jess Prior, Jo Van Herwegen Çocuklar Üzerinde Uygulamaya Dayalı Araştırma, okurun çocuklar ile yapılan araştırmalarda kullanılan ve alan deneyimlerine dayanan teknikleri anlaması için tasarlanmıştır. Kitap, nicel ve nitel yaklaşımlara eşit olarak odaklanan çok çeşitli araştırma yöntemlerini açıklamakta ve farklı yöntemlerin nasıl birlikte kullanılabileceğini ele almaktadır. Kitap, her yöntemin faydalı ve zorlu yanlarını belirtir ve en doğru uygulama yönteminin üzerine durur. Bir yandan da uzman bir rehberlik ile olası hatalardan nasıl kaçınılabileceğini anlatarak çocukların nasıl geliştiği ile ilgili değerli bilgiler edinilmesini amaçlar.
Bu kitap, 15 bölüme ayrılmış 3 kısımdan oluşmaktadır: Her bölüm, belirli bir yöntemi veya yöntemlerin birleşimini inceler ve farklı yaşlar, kültürler, nüfuslar ve ortamlar dâhil olmak üzere çeşitli ayrımları ele alarak hem kuramsal hem de pratik konuları tartışır. Benzersiz bir şekilde, kitapta çocuklarla araştırma için kullanılan iyi bilinen davranışsal yöntemlerin yanı sıra göz izleme ve dijital teknolojiler gibi daha yeni yöntemler yer almaktadır.
Çeşitli disiplinlerden uluslararası düzeyde tanınmış araştırmacıların ve uygulayıcıların katkılarıyla hazırlanan bu kitap, çocuklar ile ilgili araştırma projesi yürüten psikoloji, eğitim ve hemşirelik öğrencileri ve ayrıca çocuk gelişiminde mevcut kuramların arkasındaki araştırmaları anlamak isteyen herkes de dâhil olmak üzere geniş bir kitle için vazgeçilmez bir kaynak olacaktır.

Bu kitap, çocuklarla ve bebeklerle çalışmayı isteyen tüm disiplinlerdeki araştırmacılar için kullanışlı ve derinlemesine bir bakış için rehberdir. Alanlarında önde gelenlere, pek çok araştırma yöntemi konusunda tamamıyla bir bakışacısı sağlamakta, aynı zamanda olası sorunları önleyerek uygulamaya yönelik öneriler sunmaktadır. Bu kitap yeni yöntemler kullanan araştırmacılar için “olması gereken”dir.
Dr. Emma Flynn, Professor in the School of Education, Durham University, UK
George W. Burns Öyküler; yaşamlarımızı zenginleştiren, algılarımızı ve dünya ile etkileşimimizi şekillendiren bir güce sahiptir. Aynı şekilde, öykülerin eğitimde, danışmanlıkta ve terapideki etkileri de yadsınamaz. Genç bireylere becerilerini, değerlerini geliştirmenin yollarının yanı sıra mutlu bir yaşamın ipuçlarını da sunar. Eğitimde, ebeveynlikte, terapide ve danışmanlıkta metaforlarla iletişim kurmanın değerini araştıran George Burns, yaşamın güçlükleri ile daha iyi başa çıkabilmek ve iyi bir birey olmanın yollarını göstermek adına öğrencileriniz ve hastalarınız için uyarlayabileceğiniz öyküler sunmaktadır. Yazar, aynı zamanda çocuğun ilgisini çekecek öyküleri nasıl anlatacağınızı, bu öyküleri metaforlarla nasıl zenginleştireceğinizi ve öykü fikirlerini nasıl oluşturacağınızın da ipuçlarını vermektedir.
Terapide metafor kullanma, uygulayıcıların merakını uyandırırken bir yandan da endişelere neden olan bir olgudur. Deneyimli ve yetenekli psikoterapistler, kullandıkları iyileştirici hikâyeler ile daha etkili olmaktadır. Ancak uygulayıcılar arasında tedirginliğe yol açan en önemli şey, öyküleme becerilerini nasıl elde edeceklerini bilmemektir. Bu anlamda George Burns, profesyonel öyküleme tekniklerinin gizemini, kurallarını ve küçük hilelerini okurlarla paylaşmaktadır.
Yazarla birlikte çıkılan bu yolculukta okur; metaforu dengeleme, iyi terapi teknikleri ve deneysel deneyimlerin yanı sıra öykülerin terapötik olarak etkili bir şekilde nasıl kullanılacağını da göstermektedir. Bu eşsiz öyküleme teknikleri oyun, resim, müzik ve drama terapilerinin yanı sıra çözüm odaklı, bilişsel davranışsal yaklaşımlara da uyarlanabilmektedir.
Arzu Aydın, Oya Sorias, Serap Tekinsav Sütcü Çocuklar ve Ergenler İçin Bilişsel Davranışçı Terapi: Temel İlkeler ve Teknikler isimli bu kitap, klinik psikoloji alanında uzman üç akademisyenin yıllar süren lisansüstü dersler, süpervizyon ve psikoterapi etkinliklerinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta; çocuklar ve ergenlerle yürütülen bilişsel davranışçı terapide terapötik ilişki, terapinin yapısı ve uygulanışı gibi terapi sürecine ilişkin bilgilerin, kullanılan bilişsel ve davranışsal yöntemlerin kuramsal temellerine dair açıklamaların yanı sıra terapi tekniklerinin olgu örnekleri üzerinden ayrıntılı olarak tanıtımına yer verilmiştir. Kitap, ağırlıklı olarak yazarların kendi klinik uygulamalarına dayandığından kitapta sunulan örnekler de pek çok olguda yaşanan güçlükleri, tanık olunan çocuk özelliklerini, okul ve aile yapılarını içeren örneklerdir. Anlatılan müdahalelerin farklı yaşlardan çocuklara nasıl uyarlanacağını gösteren yaratıcı önerilerle ve çocukların ilgisini çekecek çok sayıda alıştırmayla zenginleştirilmiş güncel ve özgün bir çalışmadır. Kitap, hem henüz uygulama deneyimi sınırlı olup psikoterapi eğitimi alan kişiler ve lisansüstü öğrenciler için hem de günlük uygulamalarında çocuk ve ergenlere psikolojik yardım hizmeti veren psikolog, çocuk psikiyatristi, rehber öğretmen, aile danışmanı gibi uzmanlar için temel bir başvuru kaynağı niteliğindedir.
E. Mark CUMMINGS , Patrick DAVIES, The Guılford Press Evlilik çatışmasının, çocuklar üzerindeki etkilerini çok yönlü olarak ele alan bu kitap, okuyucuya konuyla ilgili birçok bilimsel çalışma sonucu da sunuyor. Kitap boyunca; ebeveynler arasında yaşanan çatışmanın çocuklar tarafından nasıl algılandığı, çatışma çözümünün ve farklı çözüm biçimlerinin çocukları nasıl etkilediği, çocukların çatışmaya dâhil olmalarının sonuçları ve çocukların tepkilerinde yaş ve cinsiyete göre bir değişiklik olup olmadığı gibi birçok konunun detaylı açıklaması sunuluyor. İlgili alanda çalışan uzmanlar ve öğrenciler kadar ebeveynlerin de ilgiyle okuyacağını umduğum bu eserin, herkes için yararlı olmasını dilerim.
Robert C. Pianta İnsanın en önemli gelişimsel özelliklerinden biri, etkileşimler yoluyla nitelikli kişilerarası ilişkiler kurması ve bunları sürdürmesidir. Bu bağlamda, günümüzde, erken çocukluk döneminde kurulan ilk ilişkilerin önemi giderek daha fazla vurgulanmaya başlanmış ve sosyal gelişim alanında dikkat çeken temel çalışma konularından birisi haline gelmiştir. Bu kitap, çocuğun yıllar boyunca devam eden gelişim sürecinin şekillenmesine önemli katkılar sağlayan öğretmenlerin, öğrencileriyle kurdukları ilişkileri nasıl geliştirebileceklerine yönelik temel bakış açılarını ve yaklaşımları ele almakta, olgular bağlamında bu yaklaşımları incelemekte ve ilişkilerin zenginleştirilmesi için etkili teknikler sunmaktadır.
Sevgi Mestci Hayatın her aşamasında ve kurulan her ilişkide yaşanan duygular ifade edilmediklerinde pek çok ruhsal sıkıntıya neden olurlar. Duyguları ifade etmeyi öğrenmek bir süreçtir ve çocukluktan başlar. Duyguları ifade edebilmek öncelikle duyguları tanıma, isimlendirme, karşıdakinin ne hissettiğini anlama, anladığını ona iletme basamaklarını içerir ki buna “duygu düzenleme” denir. Duygu düzenlenmenin son aşaması hoşa gitmeyen duyguları etkili bir şekilde yönetebilmektir. Örneğin, öfkeyi etkili bir şekilde göstermek, mutsuzlukla baş edip mutlu olabilmek... Çocuklukta başlayan bu süreç önce ebeveynler sayesinde sonra okulda öğretmenlerle geliştirilebilir. Ancak bu beceri evde ve okulda gelişmediğinde, uzmanların çocukların ruh sağlığını korumaları açısından duygu düzenlemeyi öğretme üzerinde çalışmaları gerekmektedir. Ancak hem ebeveynler hem öğretmenler hem de alan uzmanları -psikolog, psikolojik danışman ve çocuk gelişimciler gibi- için başvurulacak kaynaklar eksiktir. Özellikle ülkemizde okul öncesi çocuklarına yönelik kaynaklar çok kısıtlıdır. Bu kitabın bu açığı gidermesi umut edilmektedir. Bu kitap, duygu düzenleme becerisine sahip sağlıklı nesiller yetiştirmek konusunda bir nebze katkı sağlarsa amacımıza ulaşmış olacağız. Keyifli okumalar ve etkinlik uygulamaları diliyoruz.
Esra Gül Koçyiğit Gelişim, insanın beden yapısının, duygusal ve zihinsel özellikler bakımından düzenli bir biçimde değişmesi ve istenen görevleri yapabilecek bir duruma gelmesidir. İnsan gelişiminin biyolojik açıdan amacı, diğer canlılarda olduğu gibi kendi yaşamını ve tür olarak kendi soyunu sürdürmektir. Ruhsal açıdan ise birey, benliğini bulmaya, içinde bulunduğu çevre ve kültüre uyum sağlamaya ve kişiliğini geliştirmeye çalışarak mutlu olmayı hedefler.
Gelişim alanları birbirinden bağımsız düşünülemez. Fiziksel, psikomotor, sosyal ve duygusal gelişim alanlarının her biri bir diğeriyle ilişkilidir ve çevre tarafından desteklenmesi önemlidir. Gelişim alanlarının desteklenmesi çeşitli oyun, etkinlik ve faaliyetler aracılığıyla sağlanabilir.
Bu kitabın amacı da öncelikle teorik düzlemde okuyuculara bireyin gelişimi ve gelişim alanları ile ilgili bilgi vermek ve bahsedilen gelişim alanlarını destekleyecek oyun ve etkinlik örnekleri sunmaktır.
Dilara Sevimay Özer, Kamil Özer Motor gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreç olup motor becerilerde azalma ya da yeni bir becerinin kazanılması gibi tüm fiziksel değişimlerle ilgilidir. Çocukların motor gelişimi, hareket becerilerinin ve fiziksel yeteneklerin gelişimini kapsar. Çocuğun bu yetenekleri hakkında bilgi sahibi olması ve bu yeteneklerini hissetmesi, benlik kavramının çok önemli bir parçasıdır. Oyun ve hareket etmenin verdiği sevinç, heyecan ve başarı ile bitirme gibi deneyimler çocuğun kendine güveninin gelişmesine yardım eder.
Zeynep Kızıltepe Öz güvenli çocuk nasıl yetiştirilir? Öz güven nasıl geliştirilir? Çocuklarımıza öz güveni nasıl öğretebiliriz? Çocuğumuz okul hayatında başarısızlıkla karşılaştığında, bunu kendi başına yenebilmesi, öz güveninin zarar görmemesi için biz neler yapabiliriz? Kendine güvenen bir birey yetiştirmede anne ve babaya düşen görevler nelerdir? Kendine güvenen, kendi kendine yeten, lider çocuk yetiştirmenin temel ilkeleri nelerdir? Tüm bu soruların cevabını, değerli bilim insanları kendi uzmanlıkları çerçevesinde kitabımızda tartıştılar; bilgilerini bizimle paylaştılar.
Kitabımızın konuları arasında; öz güvenin ailede ve okulda nasıl ve ne şartlarda geliştiği; çocuklarımıza öz güveni dengeli olarak kazandırmak için neler yapmamız gerektiği ve çocuklar arasında görülen öz güven farklılıklarının sebepleri bulunmaktadır. Buna ek olarak, kitabımızda öz güven konusuna genel bir bakışla birlikte, okul öncesi dönemde öz güven, spor ile öz güven ilişkisi, öz güven ve farkandalığı , öz güven ve eleştirel düşünce, sanat ve matematikte öz güven, öz güven ile iyi oluş arasındaki bağ ve son olarak öz güven fazlası ayrıntılar, örnekler ve ailelere tavsiyelerle birlikte yer almaktadır.
Muhammed Şükrü Aydın İnsanlar arasındaki ilişkilerde dürüst olmak, başkalarına doğruyu söylemek her zaman ahlaki açıdan iyi bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Toplumu daha istendik tarafa yönlendirmek isteyen öykülerde, atasözlerinde ve dinî metinlerde yalan söyleme davranışının kötülüğü vurgulanmıştır. Ancak insanlar, küçük yaşlardan itibaren çeşitli nedenlerle yalan söylemeye başlamakta ve yalanın yelpazesi giderek çeşitlenmektedir. Bu durum, insanların yalan söylemeyi ne zaman uygun buldukları sorusunu da beraberinde getirmektedir. İşte bu kitapta da yalan türleri ve yalan söyleme nedenleri, çocukların hangi durumlarda yalanı daha makul karşıladıkları gibi konular gelişim psikolojisi bakış açısıyla ele alınmıştır. Aynı zamanda ebeveynlerin çocuklarına aktarmak istedikleri değerler, çocukların zihinsel durum anlayışları ve değer önceliklerinin yalanın uygun bulunmasıyla arasındaki bağlantılar üzerinde durulmuştur.
Jill Englebright FOX, Robert SCHIRRMACHER, Wadsworth Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabı, alanında uzman olan üniversite öğretim elemanları tarafından çevrilmiştir. Kitabımız çocuklarda sanat ve yaratıcılık alanında görülen boşluğun doldurulması ve doğru uygulamaları göstermesi açısından titizlikle hazırlanmıştır.
Kitap Yaratıcılık, Sanatçı Olarak Küçük Çocuklar: Gelişimsel Bir Bakış, Sanat ve Estetik, Sanat Deneyimleri Sağlamak, Rol ve Stratejiler olmak üzere beş üniteden ve 16 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm eleştirel düşünmeyi teşvik eden, grup tartışmalarını destekleyen, okuyucuyu motive eden fotoğraflarla birlikte, farklı düşünceleri açığa çıkaran sorular içerir. Bölümlerin sonunda yer alan özet, anahtar sözcükler, önerilen etkinlikler ve gözden geçirme çalışmalarıyla okuyucunun öğrendiklerini uygulaması ve sorgulaması hedeflenmiştir.
Kitabın hedef kitlesi sadece öğrenci, öğretmen ya da akademisyenler değil, çocukları ile yaratıcı sanata ilgi duyan tüm yetişkinlerdir. Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabının ülkemiz çocuklarına, ailelerine ve eğitimcilerine faydalı olması en büyük dileğimizdir.
Michael A. Southam Gerow “Duyguların Bilimi”, bilim dünyasında büyük bir ivmeyle gelişmektedir ve çalışmalar her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Ancak bu alanda hâlen teorik anlamda giderilmesi gereken birçok eksiklikler bulunmaktadır. Bu durum uygulama alanını da etkilemektedir. Bu kitabı değerli kılan en önemli şeyler: Michael A. Southam-Gerow'un duygu düzenlemesi konusundaki yıllar süren araştırmalarına ve klinik alandaki uygulama tecrübelerine dayanan çok değerli, özümlenmiş, çözüm odaklı bilgilerin okuyucuya sunulmasıdır.
Davranışçı, bilişsel ve duygusal terapötik yöntemlerin “duygular” konusundaki özgül uygulamasını okuyucuya ayrıntılı bir şekilde açıklayan bu kitap, çocuk ve ergenlerle çalışanlara çok değerli katkılar sağlayacaktır. Kitapta, duygu biliminin buluşları ile temel alınarak oluşturulan pratik tedavi teknikleri sunulmaktadır. Michael A. Southam-Gerow'un hazırlamış olduğu bu değerli kitabın uygulama alanında bir kılavuz olarak önümüze koyduğu modellerden psikolog, psikolojik danışman, pedagog, psikiyatrist ve sosyal hizmet uzmanlarının, çocuk ve ergenlerle çalışan profesyonellerin çok yararlanacağına inanıyorum.
Gülten Ünal Yaratıcılık, kendimizle ve hayatımızla olan ilişkimizi ele alan çok yönlü bir kavramdır. Bu kitapta, yaratıcılığın kavramsal olarak nasıl bir konuma sahip olduğundan yaratıcı bireylerin ayırt edici özelliklerine, yaratıcılığın gelişiminden yaratıcı öğrenmeye kadar pek çok konuda bilgi sunulmaktadır. Ayrıca, kitapta yaratıcılığın sosyal yeterlik, bilişsel esneklik, dil, oyun, müzik gibi konularla ilişkisi ele alınmakta ve yaratıcı çocuk ve yaratıcı yetişkin olmaya giden yolda özellikle hangi değişkenlerin (duyarlılık, hayal kurma, tek başınalık, sezgi gibi) yaratıcı kapıyı araladığı incelenmektedir. Hiçbir zaman önemini ve güncelliğini kaybetmeyecek bir konu olan çocuklarda yaratıcılığın teşvik edilmesi ve yaratıcı fikirlerin desteklemesi ise kitabın bir diğer ilgi alanıdır.
Roger A. Hart Günümüzde insanların doğa ile ilişkileri dünyanın karşılaştığı en büyük sorundur ve dünyanın her yerinde genç insanlar çevresel eyleme çok büyük ilgi göstermektedir. Birçok ülke hem yurttaşların çevreyi yönetmesindeki rolü üzerinde, hem de çocukların kendilerinin ve toplumlarının geleceklerini şekillendirmeyle ilgili hakları ve sorumlulukları üzerinde köklü bir yeniden değerlendirme yapmaktadır.
Çevre eğitimiyle ilgili dünyadaki en büyük otoritelerden biri tarafından yazılmış olan bu kitap, eğer katılımları ciddi bir biçimde ele alınır ve onların gelişen kapasiteleri ve biricik güçleri dikkate alınarak planlanırsa, çocukların sürdürülebilir kalkınmada çok değerli ve uzun süren bir rol oynayabileceklerini göstermektedir. Doğrudan katılım yoluyla çocuklar gerçek bir demokrasi anlayışı ve kendilerine ait bir yeterlik ve sorumluluk duygusu geliştirebilirler. Fiziksel çevrenin planlanması, tasarımı, izlenmesi ve yönetimi çocukların katılımı açısından ideal bir alandır çünkü çocukların çevreye olan bağlılıkları çok güçlüdür.
Kitap; eğitimciler, planlamacılar ve çevreciler için çocukların katılımıyla ilgili kuram ve uygulamaları ve bunun demokrasi ve sürdürülebilir toplumlar için önemini anlatmaktadır. Çocukların toplumlarını etkileyen konulardaki sorunları tanımladıkları ve aktif biçimde eleştirel ve düşünsel katılımcılar olarak yer aldıkları gerçek katılıma vurgu yapmaktadır. “Çevre” çok geniş biçimde yorumlanmaktadır; örneğin, konut planları yapma ya da oyun parklarını tasarımlama gibi konuları içermektedir. Ayrıntılı örnek olay incelemeleri hem Kuzey'den, hem de Güney'den kent ve kırsaldaki yoksul ve orta sınıf toplumlarından örnekler sunmaktadır. Öğretmenler, grup kolaylaştırıcıları ve toplum liderleri içinse çevre projelerinde genç insanları içermede örgütleme ilkeleri, başarılı modeller, pratik teknikler ile kaynakları sunmaktadır.
Ahmet Ege, Aslıhan Aykara, Aslıhan Burcu Öztürk, Ayşe Kızıltaş, Ayşin Çetinkaya Büyükbodur, Ayten Kaya Kılıç, Aziz Şeker, Beyza Yılmaz, Buğra Yıldırım, Çağlanur Gül, Derya Kayma, Ferda Karadağ, Figen Paslı, Fulya Akgül Gök, Gonca Polat, Hale Meriç Karabekir, Hande Albayrak, Hüsnünur Aslantürk, Oktay Tatlıcıoğlu, Özgür Altındağ, Sayra Lotfi, Semra Saruç, Sergender Sezer, Seval Bekiroğlu, Yasemin Akgöl, Zeki Karataş Çocukluk, yaşamın devamı üzerinde görmezden gelinemeyecek bir etkiye sahip olan, önemli bir yaşam dönemidir. Tarihsel süreç içinde çocukluğa atfedilen anlam ve çocuğun değeri değişse de her çocuğun eşit imkân ve şartlara sahip olmadığına ilişkin gerçeklik değişmemiştir. Bu eşitsizliğin kaynağı kimi zaman ihmal, istismar gibi travmatik bir yaşam deneyimi olurken kimi zaman da yoksulluk kimi zaman göç olmuş kimi zaman çocuğun ya da ailesinin sahip olduğu bir hastalık, engellilik, suç davranışı, bağımlılık ya da aile yapısı olmuştur.
Çocuk alanına ilgi duyan, çocuklarla çalışan profesyonellerin, bu alanda eğitim alan öğrencilerin ve araştırmacıların farklı deneyimlere ve yaşam koşullarına sahip çocukları daha iyi tanımaları, anlamaları, ihtiyaçlarının ve sorunlarının farkında olmalarına katkı sağlamak üzere hazırlanmış bu kitapta; bütüncül bir bakış açısı ile bu alandaki tüm temel konular ele alınmıştır.
Kitapta; "İhmal, İstismar ve Çocuk", "Aile ve Çocuk", "Suç ve Çocuk", "Yoksulluk, Göç ve Çocuk", "Kronik Hastalık, Engellilik ve Çocuk", "Bağımlılık ve Çocuk" olmak üzere çocukla ilgili temel alanların ele alındığı atı ana bölüme ek olarak "Makro Boyutta Çocuk" konusuna da değinilmiştir. Çocukla ilgili geçmişten günümüze süregelen temel sorun alanlarını; toplumsal değişimle birlikte farklılaşan boyutlarıyla ele alan kitapta, çocuk alanında güncel bir kaynak oluşturulmaya çalışılmış ve bu sorun alanlarına yönelik olarak müdahale önerilerine yer verilmiştir.
Aslı Burçak Taşören, Asude Malkoç, Çiğdem Yavuz Güler, Dilan Oğuz, Dilaram Billur Örnek, Ersin Erdoğan, Fatoş Bulut Ateş, Ferah Çekici, Ferahim Yeşilyurt, Feyruz Usluoğlu, Gizem Çeviker, Gözde Emik Aksoy, Mehmet Şimşek, Mustafa Alperen Kurşuncu, Neslihan Arıcı Özcan, Nida Özşahin Terkuran, Sena Güme, Şule Baştemur, Yelda Yıldız Önal Çocuklarla psikolojik danışma ve psikoterapi, çoğunlukla yetişkinler için oluşturulmuş protokollerin çocuğun yaşına, bilişsel ve duygusal gelişim düzeyine uygun hâle getirildiği revize edilmiş teknikleri içerir. Temelde belirli teorik zemin ve terapi çıktılarına ilişkin beklenti korunurken uygulama sürecinde yapılan değişikliklerle çocuğun kavrayışına uygun hâle getirilen yapılarda belirli bir standardın korunması güç olabilir. Her ne kadar terapi sürecinde yaratıcılık oldukça önemli olsa da belirli yaklaşımlara ilişkin uygulama sürecinin belirli bir standartta benimsenmesi önceliklidir. Bu fikirden yola çıkılarak oluşturulan bu eserde, çocukluk döneminde sık görülen farklı davranış sorunlarına müdahalenin çeşitli terapi yaklaşımları çerçevesinde ele alınması amaçlanmıştır. Her bir davranış sorunu özelinde çocuklara ve ergenlere yönelik oluşturulmuş ve yaygın olarak kullanılan tekniklere, soru kalıplarına, ev ödevlerine, örneklere ve olgulara yer verilmiş kitabın, alanda çalışanlara kapsamlı bir kaynak olması hedeflenmiştir.
Arzu Aydın Koç, Begüm Serim Yıldız, Bünyamin Atay, Elif Özen, Gizem Öztemür, Gökçen Aydın, H. Billur Çakırer, Nedim Toker, Nil Akat, Özlem Çerezci, Perin Akkavuk, S. Burcu Özgülük Üçok, Selin Ayas Psikolojik danışmanların en önemli görevlerinden birinin toplum refahını sağlamak olduğu, kabul edilen bir gerçek. Bu çerçevede "Bir çocuk değişir, dünya değişir." fikrinden yola çıkılarak çocuk ve ergen ruh sağlığının, toplum ruh sağlığının temeli olduğunu ifade etmek gerekir. Çocuklara küçük yetişkinler gözüyle bakma fikrinin çok geçmişte kaldığı günümüzde artık çocuk ve ergenlerle çalışan ruh sağlığı uzmanları, her çocuğun gelişimsel ve demografik özelliklerine uygun uygulamalar yapmakta ve bu uygulamalarda çeşitli teknikler kullanmaktadırlar. Bu bağlamda, Çocuklarla ve ergenlerle Psikolojik Danışma serisinin bu ilk kitabında; ruh sağlığı uzmanlarının yararlanabileceği, alanda hem sıklıkla kullanılan hem de yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan farklı psikolojik danışma tekniklerine yer verildi. Kitabın birinci kısmında öncelikle çocuklarla ve ergenlerle psikolojik danışmanın tarihî ve kültürel geçmişine değinildi, ardından çocukların ve ergenlerin genel gelişim özelliklerinden bahsedildi ve bu grupla yapılan psikolojik danışmadaki etik ve yasal konulara odaklanıldı. Kitabın ikinci kısmında ise çocuklarla ve ergenlerle, bireyle ve grupla psikolojik danışma yaklaşımları ve teknikleri ele alındı, klasik yaklaşımların yanı sıra alanda yaygın olarak kullanılan oyun terapisi ve bibliyoterapi ile birlikte çocuk psikodraması, kum oyunu terapisi, aile dizimi, öyküsel terapi ve kabul ve kararlılık terapilerine değinildi.

Alanında uzman 12 yazar tarafından hazırlanan bu kitabın, lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrenciler için başucu kitabı niteliğinde bir kaynak oluşturması beklenmektedir.

Begüm Serim Yıldız, Çiğdem Topçu-Uzer, Desen Yalım Yaman, Ecem Aşık, İdil Aksöz Efe, Merve Erbay, Nasibe Kandemir-Özdinç, Nergis Hazal Yılmaztürk, Nilüfer Koçtürk, Özlem Özel Furtun, S. Burcu Özgülük Üçok, Yusuf Barburoğlu Çocuklarla ve Ergenlerle Psikolojik Danışma serisinin ikincisi olan bu kitapta, çocuklarla ve ergenlerle psikolojik danışma uygulamalarına yer verilmiştir. Çocuklarla ve ergenlerle çalışan ruh sağlığı uzmanlarının; duygu yönetimi, akran zorbalığı, bağlanma, okul ve aile ilgili konular, cinsel kimlik çeşitlilikleri, yeme bozuklukları, davranış ve uyum sorunları, travma, kayıp ve yas konularında adım adım hem çocuklarla ve ergenlerle hem de aileleriyle nasıl uygulamalar yapabilecekleri, uygun alan yazına başvurarak paylaşılmıştır. Çocukların ve ergenlerin, yetişkinlerden farklı özellikleri ve ihtiyaçları olduğu göz önünde bulundurularak uygulama teknikleri, vaka örnekleri ile desteklenmiş, ruh sağlığı uzmanlarının yararlanabilecekleri uygulama protokolleri sunulmuştur.
Alanında uzman 12 yazar tarafından hazırlanan bu kitabın, lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrenciler için başucu kitabı niteliğinde bir kaynak oluşturması hedeflenmiştir.
Jonathon Sargeant, Deborah Harcourt Çocuklarla yapılan araştırmaların tüm aşamalarında etik prensipler ve ilkeler doğrultusunda hareket edilmelidir. Etik ilkeler araştırma bağlamında aşılması gerek engeller olarak değil, tüm araştırma projesi boyunca sürecin devam eden ve yansıtıcı bir parçası olarak görülmelidir. Bu kitapta, çocuklarla birlikte araştırma yaparken araştırma deseninden ve kullanılan yöntemden bağımsız olarak ortaya çıkabilecek etik konular ayrıntılı bir şekilde örnekler kullanılarak ele alınmıştır. Kitapta ele alınan konular, çocukla araştırma yapan bilim insanlarının etik ilkeler bağlamında yansıtıcı düşünmelerini desteklemeyi amaçlamaktadır.
Bu kitabın iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, çocukların katılımcı olarak yer aldıkları araştırmalarda takip edilmesi gereken etik prensipleri vurgulamak; ikinci amacı ise çocukların, planlama ve uygulama da dâhil olmak üzere bir araştırmanın tüm boyutlarında farklı kapasitelerde görev almaları durumunda göz önünde bulundurulması gereken etik ilkelere odaklanmaktır. Bu kitabın özelde Türkiye’de gelişmekte olan çocuk hakları çalışmalarına katkı sağlayacağı, genelde ise sosyal bilimlerde ve eğitim bilimlerinde etik araştırma uygulamalarının geliştirilmesini destekleyeceği umulmaktadır.
Ayla Hocaoğlu Uzunkaya, Cennet Şafak Öztürk, Demet Vural Yüzbaşı, Emine Sevinç Sevi Tok, Füsun Gökkaya, Halime Şenay Güzel, Oya Mortan Sevi, Şeyma Tunçay, Zümrüt Gedik Çocuk ve ergenlerin ruhsal bozukluk geliştirmeleri için doğrudan ya da dolaylı olarak neden oluşturan riskli durum ya da yaşam olayları bu alanda çalışılması gereken konuların başında gelmektedir. Özellikle önleme ve müdahale programlarının klinik pratikte geliştirilmesi ve uygulanmasının, ileride psikiyatrik tanıların önüne geçerek, her alandaki işlev kayıplarını azaltacak önemli bir kırılma noktası olacağı düşünülmektedir. Alanyazındaki bu önemli eksikliği gidermeyi amaçlayan bu kitap; çocuk ve ergenlerin işlev düzeylerini olumsuz etkileyen kronik ağrı, obezite, cinsiyetinden hoşnutsuzluk, öfke kontrol problemi, okul reddi, internet bağımlılığı, yas süreci ve boşanma gibi riskli durum ya da yaşam olaylarına odaklanmaktadır. Kitapta; bu riskli durumların doğası, klinik özellikleri, görülme sıklığı, nedenleri ve yaratacağı kısa ve uzun vadeli olumsuz etkilerinin giderilmesi ya da önlenebilmesi için geliştirilen Bilişsel Davranışçı Terapi temelli müdahale ve önleme programları okuyuculara aktarılmıştır. Konuyla ilgilenen herkese yararlı olması dileğiyle...
Cennet Şafak Öztürk, Emine Sevinç Sevi Tok, Füsun Gökkaya, Halime Şenay Güzel, Haluk Arkar, İnci Güçer, Oya Mortan Sevi, Zeynep Haseki, Zümrüt Gedik Kitap, çocukluk çağında görülen ruhsal bozuklukları DSM-5 odaklı olarak ele alan ve bu bozuklukların genel özelliklerini, etiyolojilerini, epidemiyolojilerini ve risk faktörlerini anlatan bir kaynaktır. Kitapta, çocukluk çağı ruhsal bozukluklarında kanıta dayalı bir tedavi yaklaşımı olarak karşımıza çıkan bilişsel davranışçı terapiler (BDT), her bozukluk için ana hatlarıyla aktarılmıştır. Klinik açıdan betimlenen çocukluk çağı ruhsal bozuklukları ve BDT’leri anlatılırken, bilhassa çocuğa yönelik BDT’lerin yetişkinlere uygulanan müdahalelerden ne açılardan farklılaştığına ve çocuğun ailesinin terapi sürecine nasıl dâhil edildiğine değinilmiştir. Bunun yanı sıra, BDT’lerin çeşitli bozukluklarda etkililiği de alanyazındaki önemli çalışmalara dayanarak irdelenmiştir. Bu açıdan kitabın hem klinisyenler hem de ruh sağlığı alanında öğrenim gören öğrenciler için temel bir başvuru kaynağı oluşturacağını umuyoruz.
Alagün Belce Bahşi, Nilüfer Özkan, Nur İnci, Neslihan Zabcı, Pelinsu Bulut, Gülgün Uzunoğlu Azman, Sevim Berin İnci İzmir, Eda Yardımcı Çocukluk çağı travması neydi? Erken dönemde yaşanan travmalar yaşam boyu etkilerini sürdürebilir miydi? Peki, bir çocuk hayatının tüm renklerini kaybetmesine sebep olacak ne yaşamış olabilirdi?
Tüm bu soruların acı karanlığına ışık tutmayı hedefleyen bu kitapta sekiz küçük çocuğun hikâyesiyle karşılaşacaksınız. Kiminin sığındığı güvenli limanında, kiminin koca bir yıl heyecanla beklediği doğum gününde, kiminin hiç beklemediği sarsıntılı bir gecenin karanlığında ve kiminin sevgi ve güvenle sarıldığı bir kucakta tüm renklerini nasıl kaybettiğine şahit olacaksınız. Sonra kaybolan o renklerin birbirine karışarak nasıl bir karanlığa dönüştüğüne...
Peki, bu derin karanlığa bir kibrit çakmak mümkün mü? Bu karanlık bir nebze de olsa aydınlanabilir mi? İçinde kaybolduğumuz bu derin karanlıkları aydınlatmanın bir zamanı var mı? Peki ya kaybedilen tüm renkleri yeniden kazanmanın bir yolu?
Bu kitabın bir diğer amacı da tüm bu soruları yanıtlarken erken dönemde gelişen travma sürecinde uygulanabilecek psikoterapi müdahalelerini okuyucuya tanıtmak ve söz konusu müdahalelerin travma sürecine nasıl katkı sağladığına dair farkındalığı arttırarak kaybedilen her bir rengin çocuk ruhuna yeniden işlenmesi sürecini okuyucuya aktarmaktır.
Aslan Karaaslan, Aycan Kapucu, Başak Şahin Acar, Begüm Köseler Özen, Beliz Korkut, Ceren Gökdağ, Elvan Arıkan İyilikci, F. Cansu Pala, Feyza Çorapçı, Gülin Kaça, Hande Kaynak, İbrahim H. Acar, Nazlı Akay, Nihal Yeniad, Öykü Aydın, Özlem Ertan Kaya, Sonia Amado Duyguların zihindeki temsili ve zihinsel süreçlerin duygularla ilişkisini ele alan araştırmalar, her geçen yıl giderek daha da yaygınlaşmaktadır. Tüm artan popülariteye rağmen bu iki karmaşık yapının yarattığı sentezin anlaşılabilmesi için pek çok sayıda çalışmaya hâlâ ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap, psikolojinin farklı alt alanları içerisinde bu ilişkiyi inceleyen araştırmacıların çalışmalarını, birbirlerini hem tematik biçimde hem de gelişim psikolojisi bakış açısından tamamlayan bir bütünlükte bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Türkçe alan yazında son yıllardaki duygu çalışmalarına ilişkin yayınların artışından cesaret alan bu kitap, çocuk veya yetişkinlik dönemlerinde duygu ve biliş çalışan araştırmacıların bu yapıların kesişimine dair yaklaşımlarını bir araya getirmektedir. Yaygın bir yanılgı olarak çocuğun yetişkinin olgunlaşmamış ve henüz eksik bir modeli gibi görünmesinden kaçınarak, çocukluk ve yetişkinlikteki mekanizmaların kendine özgü bir doğa taşıyor olabileceğinin altını çizmek amacıyla bu öncü kaynak kitapta, çocukluğun hızla değişen doğasında duygu ve bilişi bir arada kapsamaya çalışan incelemelerin yanı sıra belirli bir bilişsel sürecin duygu ile etkileşiminin yetişkinlerdeki karmaşık doğasını derinlemesine mercek altına alan metinler yer almaktadır.
Taner Algan, Emi̇ne Özmete Steve de Shazer, kapıyı açmak için kapı kilidini sürekli ve devamlı incelemenin kapıyı açmaya yardımcı olamayacağı gibi yaşadığımız veya karşılaştığımız sorunları sürekli şikâyet etmenin de çözüm olmayacağı düşüncesinden hareketle çözüme gidecek yolun “kapı kilini incelemek”ten değil kilidi açacak bir “anahtar”dan geçtiğini vurgulamıştır. Çözüm odaklı aile danışmanlığının temel felsefesini oluşturan bu ifadeden yola çıkılarak hazırlanan bu çalışma; çözüm odaklı aile danışmanlığı alanında lisans/lisansüstü düzeyde kullanılabilecek hem akademik bir kitap hem de uygulamalı bir ders kitabı özelliği taşımaktadır. Bu yönüyle sosyal hizmet, aile danışmanlığı, psikolojik danışmanlık ve rehberlik ile psikoloji alanında öğrenim görenler başta olmak üzere akademisyenler ve profesyonel meslek elemanlarının kullanabileceği bir rehber niteliğinde hazırlanmıştır. Bu yönü ile kitabın bilim ve uygulama alanında önemli katkılar sağlayacağı değerlendirilmektedir.
Bu kitap, ülkemizde çözüm odaklı aile danışmanlığı yaklaşımının terapötik seanslar şeklinde yapılandırıldığı ve çözüm odaklı aile danışmanlığında kullanılan temel tekniklerin detaylı bir şekilde örnekleriyle yer verildiği ailelerle sosyal hizmet ve aile danışmanlığı alanında ilk uygulamalı çalışmadır.
Kitabın, sosyal hizmet bilim ve uygulama alanı başta olmak üzere toplum bilimleri ve davranış bilimleri alanlarında çalışan tüm profesyonellere ve tüm okurlara katkılar sağlaması temennisiyle…
John Sharry Shary’nin uzun yıllardır çözüm odaklı psikolojik danışma yaklaşımına dayalı olarak yürüttüğü gruplardaki deneyimlerini içeren ÇÖZÜM ODAKLI GRUPLA PSİKOLOJİK DANIŞMA kitabı, grupla çalışan tüm uzmanlar için bir kılavuz özelliği taşımaktadır. Bu kitapta bir yandan çözüm odaklı yaklaşımın ilkelerinin grup yaşantısına nasıl uyarlanacağı örneklerle ele alınırken; diğer yandan da grup yaşantısında karşılaşılan güçlükleri aşmada çeşitli ipuçları sunmaktadır. Çeviri ekibi olarak kitabın, psikolojik danışman eğitimcilerine, grup liderlerine, grup yaşantısı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen öğrencilere yarar sağlayacağına inanıyoruz.
Sultan Okumuşoğlu Bu kitapta anlatılan “Çözüm Odaklı Yaklaşım”, etkililiği çeşitli araştırmalarla gösterilmiş güçlü bir psikoterapi yaklaşımı ve aynı zamanda güçlü bir kendine yardım yaklaşımıdır. “Çözüm Odaklı Yaklaşım”a göre her insan aslında çözümleri yaratmak için gereken minimal becerilere zaten sahiptir. Hiçbir kişi mükemmel olmadığı gibi hiçbir problem de mükemmel olamaz; dolayısıyla sorunun var olmadığı ya da o kadar da kötü olmadığı zamanlar daima vardır. “Çözüm Odaklı Yaklaşım”, problemler yerine çözümlere odaklanır ve çözümün illaki sorunla ilişkili olmadığını vurgular; sorunun olmadığı “istisna zamanları” araştırır, probleminden kurtulma arayışındaki kişinin aslında hayatında nelerin değişmesini istediğine odaklanır. “Mucize soru” gibi sayısız tekniği ile “Çözüm Odaklı Yaklaşım”, faydaya, çözüme yönelik bir yaklaşımdır. Dolayısıyla, çözüm odaklı psikoterapiler, önce problemin ne olduğuna odaklanılması gerektiğini ileri süren “geleneksel” terapilerden oldukça farklıdır.
Yaşanan sosyal gerçekliği yeniden biçimlendirmede dilin gücü hesaba katıldığında ve dilin gerçekliği yaratabilme etkisi düşünüldüğünde, metaforların gücü azımsanamazdır. Ve metaforlar üzerinden öykü şöyle der: “Umutsuzluk bir kurttur. Çok güçlü bir kurttur. O kadar güçlüdür ki izin verilirse insanı öldürebilir, insanın ruhunu yiyip bitirebilir. Ancak umut da bir diğer kurttur. Aynı derecede güçlüdür. Çok ama çok güçlüdür. Ve bu kurt, senin adına içindeki umutsuzluk kurdu ile savaşacaktır. Hangisi savaşı kazanacak sorusunun cevabı da senin hangisini beslediğinle ilişkilidir.”
Bu kitaptaki bilgilerin; kendine yardım yolculuğundakilere ve uygulayıcılara, umudu besleyecek çözümleri bulabilmede rehberlik edebilmesi umuduyla…

Pelin DÜNDAR Kaliteli, zamanında ve uygun maliyetli sonuçlar elde edebilmenin yolu bütünün onu oluşturan parçalardan daha fazla anlam yüklü ve bir o kadar da değerli olduğunu idrak etmekten geçmektedir.
Bütünü temsil eden sinerji; nefes aldığımız her nokta da keza doğanın her kesitinde mevcuttur. Dikkatli yapılan gözlemlemeler, bileşenlerin, parçaların, unsurların hatta ve hatta canlıların birbirlerinden aldıkları güçle çok daha büyük oluşumlara zemin hazırlayabildikleri gerçeğini göstermektedir.
Çözümlerin Ortak Şifresi: Sinerji ismini verdiğim bu kitap; altı çizilen rasyonel gerçekliğe dikkatleri çekmek ve pek çok soruna çözüm getirme noktasında da sinerji olgusunun adeta ortak bir şifre vazifesi gördüğü gerçeğini, seçilen farklı konulara bağlı kavramlar ve örnekler paralelinde irdelemek gerekçesiyle yazılmıştır.
Belirlenen konuya ilişkin sinerji hususunda hassasiyet gösterilmesi gereken bazı noktalar da değişmekte hiç şüphesiz. Ancak bunları öğrenmek veya anımsamak için sayfaları çevirmek gerekmekte…
Tarık Solmuş Hepimizin yaşamının özünde; sevme ve sevilme ihtiyacı vardır.
Tabii bu ihtiyaçlar bazen sonsuz bir aşkla tatmin edilirken bazen de sarsıcı, hayal kırıklığı yaratan acılara, travmalara dönüşür.
Öyle olur ki “Ölüm bizi ayırana kadar!” inancıyla başlayan yolculuk, yerini sonu gelmez çatışmalara, depresyona, alkol bağımlılığına, şiddete ya da cinsel sorunlara bırakır.
Bu kitapta; sağlıklı, mutlu, güvenli hatta mükemmel bir romantik ilişkinin, evliliğin ve anne-baba-çocuk ilişkisinin nasıl kurulabileceğine yer verilmiştir.
Her bölümde, öncelikle o sorunun nereden kaynaklandığına değinilmiş ve sonrasında da uygulamaya dönük, pratik çözüm önerileri sunulmuştur.
Bir kendi kendine yardım, terapi kitabı olarak görülebilecek bu eserin; aşka inanan, bir ilişkisi olan, evli ya da anne-baba olmuş herkese yararlı olacağı söylenebilir.
Binnur Yeşilyaprak, Şule Çağlar Bu kitap; psikoterapi alanındaki uygulayıcıların ilgi ve dikkatle yöneldiği, “dışavurumcu yaklaşımlar” olarak nitelenen sanat terapileri ile alanın yaratıcı bir şekilde genişletilmesine katkı sağlama amacıyla hazırlanmıştır.
Eser, psikoterapi alanında Dans ve Hareket Terapisi’nin tanıtılması ve grup uygulamalarında kullanılmak üzere yararlanılması işlevine dönük olarak; kişisel gelişim, eğitim, sosyal hizmet, sağlık ve rehabilitasyon alanlarında çalışan profesyoneller için yapılabilecek etkinliklerin sistematik bir format biçiminde sunulduğu, “uygulama el kitabı” olarak tasarlanmıştır. Bu özelliği ile kitabın gerek koruyucu ve önleyici gerekse iyileştirici ve geliştirici psikolojik yardım veren uygulayıcılar için bir başvuru kaynağı olması beklenmektedir.
Zero to Three Gelişimsel Temelli Tanılama
Orjinal olarak 1994'te yayınlanan SIFIR-ÜÇ Erken Çocukluk ve Bebeklik Dönemindeki Gelişimsel ve Ruhsal Bozuklukların Tanısal Sınıflandırılması (DC:0-3), bebek ve küçük çocukların ruh sağlığı ve gelişimsel bozukluklarının gelişimsel temelli sınıflandırılmasını sağlayan ilk sistemdi (bk. DC:0-3).
1994'te yayınlanmış DC:0-3'ün birçok ampirik datadan ve klinik deneyimden yararlanılması ve kriterlerin genişletilmesi sonucunda 2005 yılında Gözden Geçirilmiş DC:0-3 (DC:0-3R) yayınlanmıştır.
DC:0-5 ise küçük çocuklardaki bozukluklarla ilgili yeni bulguları saptamakta ve DC:0-3R'nin yayınlandığı 2005'ten bu yana sahada çözülmemiş sorunları ele almaktadır. DC:0-5, ruh sağlığı ve diğer profesyonellere yardımcı olmak için düzenlenmiştir. DC:0-5'in amaçları:
• 5 yaş ve altı bebeklerin ve küçük çocukların ruh sağlığı ve gelişimsel zorluklarını tanımak,
• Ruh sağlığı ve gelişimsel bozukluklara katkıda bulunan psikososyal stresörleri ve tanısal sürece dâhil olan bağlamsal faktörleri anlamak,
• Tanı kriterlerini, sınıflandırma, vaka formülasyonu ve müdahale için etkin şekilde kullanmak,
• Bebek ve küçük çocuklardaki ruh sağlığı bozuklukları üzerine yapılan çalışmaları kolaylaştırmaktır.
DC:0-5, başka sınıflama sistemlerinde ele alınmayan durumları tanımlayarak ve etkili müdahale yöntemlerini işaret ederek profesyonellerin erken dönem ruh sağlığı problemlerini önleme, tanılama ve tedavi etme becerilerini geliştirmektedir.
Suna Tevrüz Bir yandan değer kuramlarının, öncü kuramcıların hayatlarından kesitlerle bütünleştirilerek ve diğer yandan yazarın akademik yaşamının ve Türkiye'de yapmış olduğu uzun soluklu değer çalışmalarının soru soran ve sorduran eleştirel bakış açısıyla sunulduğu bu kitap, derin bir kavrayış sağlıyor; öğretmen ve akademisyenler için sağlam bir rehberlik ile kapı açıyor. Esasen ve sahiden her daim öğrenci kalanı içine çeken hikâyesel anlatımıyla ilham, heves, coşku ve anlam uyandıran bir bilimsel kitap.
Mariam Kavakcı Zihinsel gerileme, birçok anlama gelebildiği gibi farklı şekillerde de tezahür edebilir. Mesela birçoğumuz, demans gibi hastalıklara en azından bir nebze aşinayızdır. Bu hastalıkların etki ve sonuçları, hâlihazırda kolektif bilincimizde yoğun bir şekilde kodlanmıştır. Bunları filmlerde görürüz. Belki de bu tür hastalıkları arkadaşlarımızdan veya akrabalarımızdan da duymuşuzdur. Hatta bazılarımız, bu tür hastalıkların etkilerinden muzdarip bir sevdiğimizle doğrudan doğruya ilgilenme konusunda deneyime sahip olabiliriz. Fakat demanstan muzdarip biriyle doğrudan tecrübemiz olsa da olmasa da bu tür hastalıkların sadece bu bireylerde değil ailelerinde ve içinde yaşadıkları toplumlarda da yıkıcı etkileri olabileceğini biliriz.
Bununla birlikte, zihinsel gerileme, az şiddetli bir değişiklik anlamına da gelebilir. Belirli kelimeleri, isimleri, yerleri, tarihleri unutmak veya anahtarlarınızı nereye koyduğunuzu, markete ne almak için gittiğinizi hatırlayamamak zararsız bir şeymiş gibi görünebilir. Zihinsel gerileme; depresyon veya asosyalleşme, odaklanma veya dikkat eksikliği gibi de tezahür edebilir. Gelecekte demans olmaktan endişe etsek de etmesek de hayatımızın belirli bir noktasından sonra beynimizin ve zihinsel işlevlerin eskisi gibi olamayacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Mesele, bu değişikliğin, ne zaman ve ne şiddette olabileceği konusudur. Ancak bu durumla mücadele etmek ve kaçınılmaz olanı geciktirebilmek için uygulayabileceğimiz yöntemler de mevcuttur. Gerçekleşmek zorunda olmayan gelecekler vardır.
Adnan Taşgın, Ali Aytemür, Aylin Özdeş, Bahtım Kütük, Berna A. Uzundağ, Dilara Keşşafoğlu, Ferhat Karaman, Gizem Koç Arık, İlknur Çoban, İlmiye Seçer, Merve Nur Altundal, Mine İmren, Nilgün Türkileri, Sevda Küçük, Şıvganur Kirman Güngörer, Şükran Okur Ataş, Tolga Kargın, Tuğba Bahçekapılı Özdemir, Tuğba Koçak Özel Dijital çağın çocuklar üzerindeki derin etkilerini keşfetmeye hazır mısınız? Dijital ekranların, internetin ve akıllı ev cihazlarının yaygın kullanımı hayatımızda derin bir dönüşüme yol açmaktadır. Bu dönüşüm, iletişim şeklimizi, bilgiye erişimimizi ve günlük aktivitelerimizi büyük ölçüde etkilemektedir. Bu paradigma değişimi, özellikle bilişsel becerileri henüz oluşum aşamasında olan çocukların gelişim süreçleri üzerinde yetişkinlere oranla daha derin bir etki yaratmaktadır. Önceki nesillerden farklı olarak dijital yerliler doğdukları andan itibaren dijital ekranlarla etkileşime giriyor, işitsel çevreleri üzerinde benzeri görülmemiş bir kontrol uyguluyor, sanal iletişim yoluyla coğrafi sınırların ötesindeki bireylerle bağlantı kuruyor, uluslararası mentorlar aracılığıyla yeni diller öğreniyorlar ve akıllı ev cihazlarıyla etkileşime geçiyorlar.
Gelişim psikolojisi, bilişsel psikoloji ve eğitim gibi farklı disiplinlerden uzman araştırmacılar tarafından titizlikle kaleme alınan bu kitap, teknoloji ile çocuk gelişimi arasındaki dinamik etkileşime ışık tutmayı amaçlamaktadır. Kitapta, dijital teknolojilerin bilişsel, dilbilimsel ve sosyoduygusal yönleri dâhil olmak üzere çeşitli gelişim alanları üzerindeki etkileri ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır. Ebeveynler, öğretmenler, öğrenciler ve araştırmacılar için önemli bir kaynak olan bu kitap, çocuk gelişimi alanındaki temel teorileri güncel uygulamalarla bir araya getiren çağdaş ve yetkin bir derleme niteliği taşımaktadır. Dijital çağın çocuklarına daha iyi bir anlayış sunmak ve onların başarılı bir geleceğe hazırlanmalarına katkıda bulunmak ümidiyle “Değişen Dünyanın Gelişen Çocukları” isimli kitabımızı okurların beğenisine sunuyoruz.
Hande Çelikay Söyler Demans; kişinin günlük yaşantısını sürdürmesini engelleyen ve normal yaşlanmaya göre beklenenden daha yüksek bilişsel ve davranışsal bozukluklar ile karakterize çeşitli hastalıklar için kullanılan şemsiye bir terimdir. 2019 yılında dünya çapında 55,2 milyon olduğu varsayılan demans hastasının; 2030 yılında 78 milyon, 2050 yılında ise 139 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Demans, her ne kadar hastalığı yaşayan kişiyi etkilese de, bu hastalığa şahit olan ve bakım veren yakınlarında da sıkıntılara sebep olmaktadır. Hastalığın ilerleyişine tanık olmak ve psikolojik, fiziksel ve maddi anlamda sorumlulukların artması, hem yakın aile üyeleri hem de hastalıktan etkilenen sevdikleri için oldukça zorlu bir süreç olarak kendini göstermektedir.
Bu kitap kapsamında demans tanısı almış 15 hasta yakınıyla görüşmeler yapılmıştır. Demans hastalığının ne olduğu, bu hastalığın bakım verenleri nasıl etkilediği, hastalıkla baş etmek için neler yapılabileceği ve benzer durumları yaşayan hasta yakınlarının deneyimlerini kendi ağızlarından dinleyeceksiniz.
Emre Ulaş Özdal Deneyimsel öğrenme, maksimum öğrenme ve beceriyi elde tutma hedefiyle, öğrenenlerin ilgisini çekmek amaçlı çeşitli uygulamalı yöntemlerin kullanılmasına odaklanır. Okullar, büyük şirketler vekâr amacı gütmeyen kuruluşlar, bir organizasyonun etkisini genişletmek veya bir öğrenen grubunun tam potansiyeline ulaşmasına yardımcı olmak için genellikle bu öğretim yöntemine güvenmektedir.
Deneyimsel öğrenme yöntemleri üzerine eğitim, gelişim ve öğrenme çalışmaları yapan farklı öğretici grupları bulunmaktadır. Bunlar; akademisyenler, öğretmenler (okul öncesi, ilk ve orta öğretim), eğitim uzmanları, danışmanlar, ekip oluşturma uygulayıcıları, oyun tabanlı
öğrenme tasarımcıları, pedagog ve psikologlar, özel eğitim uzmanları, terapistler, çevre eğitimcileri, rehberler, kurumsal eğitmenler, girişimci mentörleri, antrenörler, koçlar, akıl sağlığı ve insan kaynakları uzmanları gibi çok geniş profesyonel meslek grubunu içermektedir.
Bu kitabın amacı;"Keşfetmek için yaşa, öğrenmeye açık ol." felsefesine bağlı kalarak, yaşamın tüm evrenlerinde öğrenme, eğitim ve gelişim stratejilerine çözüm olabilecek deneyimsel öğrenme modelini sunmaktır. Deneyimsel öğrenme modelinde temel felsefe,"Öğrenmenin yerinin,
zamanının, yaşının, sonunun olmadığı; öğrenmenin ancak deneyimleyerek etkin bir şekilde gerçekleşeceğidir". Bu kitapta; bireylerin öğrenme süreçlerindeki tüm yaşamsal evrenlerin (iş, eğitim, yaşam vb.), deneyimsel öğrenme yöntemleri ile güçlendirilmesi için ilkeler sunulmakta ve deneyimsel öğrenmenin, bireylerin öğrenme süreçlerine katkılarının yanı sıra müfredat geliştirme, akademik araştırma, kişisel ve kurumsal gelişim programları ile nasıl uygulanabileceği konusunda bilgi ve örnekler verilmektedir. Üçüncü basımda tekrar görüşmek üzere...
Aycan Kapucu, Belgüzar Nilay Türkan, Elif Yüvrük, Elvan Arıkan İyilikci, Gülin Kaça, Mehmet Koyuncu, Merve Boğa, Osman İyilikci, Pınar Bürhan, Seda Eroğlu Koç, Sinem Söylemez, Sonia Amado, Tülay İzmitligil, Yıldız Özkılıç Psikolojide deneysel yöntemler, 20. yüzyılın başlarından itibaren davranışçılar tarafından, ortalarından itibaren de bilişsel psikoloji araştırmalarını yürütenler tarafından yoğun olarak kullanılagelmiştir. Bununla birlikte deneysel yöntemlerin net bir neden-sonuç ilişkisi ortaya koyabilme becerisi, göreli olarak yakın zamanlarda psikolojinin birçok alt alanında deneyselciliğin benimsenmesine neden olmuş ve günümüzde deneysel yöntemler (diğer yöntemlerin yanı sıra), psikolojinin neredeyse tüm branşlarında yoğun olarak kullanılmaya başlamıştır. Dolayısıyla sadece klasik anlamda deneysel-bilişsel psikoloji konularını çalışan araştırmacıların değil, örneğin gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, çevre psikolojisi, adli psikoloji gibi psikolojinin çok farklı alt alanları ile ilgili çalışma yürüten araştırmacıların da psikolojideki deneysel yöntemlerin ayrıntılarına hâkim olmaları gerekmektedir. Bundan dolayı bu kitap, psikolojinin tüm alt alanlarında çalışanlar için psikolojideki deneysel yöntemlere giriş niteliğinde bir yardımcı kaynak olarak hazırlanmıştır. Bu kapsamda kitapta, deneysel araştırmaların temel özelliklerine, deneysel olmayan araştırmalara, niceliksel yöntemlere, güvenirlik-geçerlik kavramlarına, deneysel psikolojideki temel ve uygulamalı araştırma konularına, bilgisayar temelli ölçme tekniklerine, bilimsel rapor yazımına ve deneysel araştırmalardaki etik konulara değinilmiştir.