Mimarlık ve Tasarım \ 1-3
Nevin Turgut Gültekin 19. yüzyıl ortasından itibaren ilgili yazında Batılılaşma olarak da tanımlanan dönemde Anadolu kentlerinde, çok sayıda ve farklı boyutlardaki iç ve dış etmenlerle, bu döneme değin durağan olduğu bilinen kentsel mekân yeniden biçimlenmeye başlamıştır. Bu süreçte, kentte yer almaya başlayan yeni işlev alanları, kentin strüktürünü, mekânsal kurgusunu değiştirmiştir. Ancak, Anadolu'da ikincil demir yolu hatları kurulamadığı için kervan yollarıyla demir yolu vazgeçilmez bir biçimde birbirlerini tamamlamış ve eski ticaret yolu üzerindeki yerleşimler, yerel ya da bölgesel pazar niteliğini genellikle korumuşlar hatta ticaret kapasiteleri artmıştır. Bu gelişmede, nüfus artışıyla birlikte sosyal tabakalaşmada farklılaşma ortaya çıkmışsa da konut ve dokusunun önceki dönemdeki niteliklerine belirgin bir biçimde yansımamıştır. Ayaş ve Beypazarı'ndaki geleneksel doku, bu konuda belirgin örnekler olarak bu kitapta incelenmektedir. Bu ele kapsamda Ayaş ve Beypazarı'nda günümüzde var olan geleneksel konut ve dokusunun yerleşim özellikleri ile özgün fiziksel, mekânsal nitelikleri de belirlenmiştir.
Nazan KIRCI Mimarlık tarihi sıralı bir resmi geçit töreni değildir. Bir mimarlık hareketi, diğerinin sona ermesini beklemeksizin başlar. Başladığı yerde durmaz, yayılır, gelişir, değişir, dönüşür. Endüstri devriminden bu yana da, zaman ve mekanla ilişkisini özgürleştirmiştir. Bazan farklı kostümlere bürünse de, aslında iki temel düşüncenin, çekişmesi ve belli ölçülerde birleşmesinin göz alıcı sonuçları oluşmuştur. Bu sonuçlardan kuşkusuz öğrenilecek hala çok şey vardır. Ancak bunu özetlemek pek kolay değildir. Bu nedenle de yazar, bu kitabın “son” olabilecek sözünü söylemenin bir yolu bulamadığından, okuyucusunu sonsözü birlikte söylemek üzere “20. YÜZYIL MİMARLIĞI- NAZAN KIRCI” facebook grubuna davet etmektedir.
Hayri KOZANOĞLU Teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hızla gündelik yaşamımızı değiştiriyor. “Akıllı telefonların” bulunmadığı bir dünyayı düşleyemiyoruz bile. Hemen her gün önümüze “yapay zeka”, “Endüstri 4.0”, “blockchain”, “paylaşım ekonomisi” gibi yeni kavramlar çıkıyor. Bazen bunları anlamakta, anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Çoğu zaman da göz açıp kapatana kadar teknoloji ile ilgili bilgilerimizin ve becerilerimizin günün gerisinde kaldığını şaşkınlıkla fark ediyoruz. “Teknolojik Gelişmeler ve Hayatımız” çalışması, teknolojinin gerek işleyişini gerekse de ekonomik ve toplumsal sonuçlarını 50 soruda yanıtlamaya çalışıyor. Böylelikle meraklı okuyucuya insanlığın geldiği teknolojik aşamayı güncel ve canlı örneklerle aktarmayı amaçlıyor.
Bekir Parlak, Çiğdem Sema Sırma, Doğa Dinemis Aman, Duygu Gökce, Ecem Dağlı, Emre Söylemez, Fatma Nur Şengül, Filiz Tufan Emini, Gizem Gür, Kemal Karayormuk, Mehmet Baki Bilik, Mehmet Duruel, Sabri Güngör, Samet Altunışık, Selin Özdemir, Senem Demirkıran, Sertaç Hopoğlu, Sevde Nur Yenipınar, Sibel Ecemiş Kılıç, Tayfun Salihoğlu, Umut Berker Sevilmiş, Yasemin Yavuz, Zübeyde Betül Pancar Doğal afetlerin sıklığı ve büyüklüğü giderek artmakta, ülkelerin yaşlanan altyapısı, kentsel alanların devamlı büyümesi ve bu büyümenin özellikle doğal yapıya ve değişen iklime uyum sağlamaması nedeniyle afetlerin etkileri daha şiddetli hâle gelmektedir. Bir toplumun gerek sosyoekonomik gerekse afet kaynaklı yaşadığı şoklar ve stres faktörlerinin zaman içerisinde şiddetlenmesi, toplumun ve kentlerin dayanıklılığının statik bir hedef olmaktan çıkıp eyleme yönelik ölçümlerin, amaçların, hedeflerin ve planlamanın sürekli olarak gözden geçirilmesini, toplumun her daim dirençli olması yönünde rotasının değiştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Coğrafi durum, jeolojik ve topografik özellikler, iklim koşulları vb. nedenlere bağlı olarak gerçekleşen afetlerin istisnai büyüklüklerinin yanı sıra gerçekleşmeleri durumunda büyük ölçüde can kaybına, yapılı çevrenin tahribatına maruz kalmanın arkasında ne tür sebeplerin yer aldığının bilimsel açıdan tekrar gözden geçirilmesi; afetler ile baş edebilme kapasitesinin arttırılması, kentlerin gerek doğa gerek insan kaynaklı tehlikelere karşı dirençli biçimde gelişmesi, büyümesi; afetin doğrudan ve dolaylı etkilerinin ekonomik, sosyal ve çevresel zararlarının öngörülerek güvenli yerleşme alanları ile yapılaşmanın oluşturulması; afet önleme ve risk/zarar azaltma ve afet risk yönetimi, afetlerin sosyal-ekonomik-politik boyutları, afet sonrası örgütlenme ve tahliye konularında çalışmaların yaygınlaşması ve bu konuda multidisipliner yaklaşımla yapılan teorik çalışmaların uygulamaya yön verebilecek nitelikte yol haritasının oluşturulması bu kitabın amacını oluşturmaktadır. “Afete Dirençli Kentler ve Afet Yönetimi” kitabı yazarları, afet sorunsalına, multidisipliner yaklaşımın kapısını açan kapsamlı çalışmalar ile literatüre katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Ayda Yörükân Aile ve Konut Konusunda Fransız Mimarlarının Bugünkü Eğilimleri
Z. Özlem Parlak Biçer İş sağlığı ve güvenliği, kendi içerisinde dinamikleri farklılaşan ve her alanda olması gereken bir dünyadır. Bu kitap ile iş sağlığı ve güvenliği alanında yıllarını geçirmiş, farklı bilgi ve deneyimlere sahip profesyoneller, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önemli konuları, kavramsal bilgiyi ve alana yönelik çalışmaları, konu ile ilgili kişi ve kurumlar ile paylaşmayı amaçlamışlardır.
Kitapta; iş sağlığı ve güvenliğine yönelik verilen eğitimler sırasında öğretilmesi gerekli olanlar, yasal mevzuat, mevzuatlardaki değişiklikler ve iş güvenliğinin gerektiği farklı alanlara yönelik spesifik bilgilerin yanı sıra iş güvenliği eğitimi konusunda da bilgiler yer almaktadır. Konular ele alınırken tablolar, grafikler ve görseller eşliğinde ayrıntılı anlatımlar gerçekleştirilmiştir. Bir kişi iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne kadar çok şey bilirse bilsin, ne kadar deneyimli olursa olsun her zaman güvenilir kaynağa ihtiyacı vardır. Alanında uzmanlarca hazırlanan bu kitap ile iş güvenliğine temel kaynak olmak hedeflenmiştir.
Bilgi, deneyim ve alana yönelik çalışmalar ile iş sağlığı ve güvenliğinde kaynak olacak kitap, iş güvenliği tarihçesi, uygulama esasları, meslek hastalıkları, makine, tekstil ve yapı sektörüne yönelik konuları, teknolojinin iş güvenliği ile olan faydalı birleşimlerini, iş güvenliğinin farklı düzeylerde eğitimi gibi geniş perspektifli bir anlatıma sahiptir.
Kitap editörü Z. Özlem Parlak Biçer, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yer alan ve alacak olanların işlerini gerekli düzeyde yapabilmeleri için kitapta verilen bilgilerin gerekliliğini “Bilgi ve deneyim iş güvenliğinde önemli unsurlardır. Kitap bölümleri, bilgi ve deneyimleri ile alanlarında uzman kişilerce hazırlanmıştır. İş güvenliği eğitimlerinde öğretilen bilgileri destekleyen ve sahada da bu öğretilenlerin bilinçli olarak kullanılması olmaz ise konu üzerinde yapılanlar yerini bulamaz. Bilgilerin sürdürülebilirliğini sağlamak ve tecrübeyi yaygın kılmak önemlidir. Bu kitap, eğitim sürecinde ele alınan konulara katkı sağlamak ve eğitim sonrasında eğitimlerde edinilenleri hatırlatmak, etkin teknoloji kullanımı ile iş güvenliğine yardımcı olmak, özellikli alan çalışmalarına dikkat çekmek ve yasal mevzuattaki düzenlemeleri görünür kılmak üzere ele alınmıştır.” olarak ifade etmektedir.
Asuman Aypek Arslan, Banu Hatice Gürcüm, Birsen Çeken, Burhan Şohoğlu, Caner Yedikardeş, Fatma Şener, Gültekin Akengin, M. Naci Bostancı, Merve Ersan, Merve Ersan, Olcay Boratav, Ozan Küçükusta, Pınar Toktaş, Semih Delil, Tutku Dilem Alpaslan
Nuray Bayraktar Ankara Yazıları kitabı özünde yazarın Ankara'ya ilişkin duygusal bağının bir ifadesidir. Kitapta yer alan makaleler, Ankara'da kentli olarak yaşamanın ötesinde, mimar olarak yaşamanın getirdiği çoklu kimlik ile, örtülü bir koruma yaklaşımını, dolayısı ile kentsel belleği oluşturan ipuçlarını ortaya çıkarma arzusunu kaçınılmaz olarak barındırmaktadır.
Bir kentte geçmişten günümüze var olan, kente ve kentliye dair süreklilik gösteren tüm değerler içinde yapılar ve mekânlar biriktirdikleri anılar ve yaşamsal tüm aktivitelere yer olma nitelikleri ile öne çıkarlar. Ankara Yazıları bu anlamda kimlik değeri taşıyan ve kentsel belleği oluşturan tüm yapıların ve mekânların izlerini sürer, alışkanlıkları ve yaşanmışlıkları göz ardı eden bir yaklaşımla hızla değiştirilen kentte, kentin tarihselliğinin vurgulanmasını önemser.
Ankara Yazıları içerdiği altı bölüm ve 10 makale ile aynı zamanda kenti yapılar ve mekânlar üzerinden keşfetmeye ve anlamaya yönelik bir arayışın ifadesidir. Sağlıklı bir kentte yaşama isteğinin bir sonucu olarak ele alınan kitabın yol gösterici olması ve en geniş kesimlerce okunması kentin geride kalan değerlerine sahip çıkılmasına yönelik bir çaba olarak anlaşılmalı ve önemsenmelidir.
Durmuş Gür, Cahit Karakök, Tunay Karakök Şehirle insan arasında karşılıklı bir ilişki söz konusudur. Öncelikle insanlar kendi duygu ve düşüncelerine uygun şehirler kurar. Sonra şehirler, kurulmalarında etkili olan duygu ve düşünceleri gelecek nesillere aktararak insanları etkiler. Belki de bu nedenle insanları tanımak istediğimizde ilk sorduğumuz sorulardan biri “Nerelisin?”dir. Sanki aynı şehirde yaşayanlar bir uzlaşma içindedir. Alışkanlıkları, davranışları ve yaşam biçimleri benzerdir. Çünkü insanlar, yaşadıkları şehirlerin kültürel dokusundan etkilendikleri gibi ekonomik ve sosyal yapısının yanında iklim koşullarından da etkilenmektedir. Bulundukları ortamın imkânlarından yararlanarak hayatlarını sürdüren insanlar, o çevrenin hayat standartlarıyla yetişir. Çevreden etkilenen insanların içinde bulundukları ortam, şehir ve insanlara karşı sorumluluk ve görevleri bulunmaktadır. Bu sorumlulukların en önemlisi; atalarından miras kalan, binlerce yıllık geçmişi olan şehri gelecek nesillere yaşanabilir bir yer olarak bırakma bilincidir. Kitap, bu sorumluluk bilincini taşıyanların üstün gayret ve çabaları sonucunda oluşturulmuş, 1800'lerden Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadarki süreçte, Devrek Ermenilerini çeşitli yönleriyle anlatan arşiv metinleri ve söyleşilerin vücut bulmuş şeklidir. Batı Karadeniz'in önemli bir geçmişe sahip yerleşimlerden olan Devrek'in tarihî ve kültürel mirasını aydınlatmak adına söyleşi, arşiv belgeleri ve bilimsel araştırmalara dayanan bu çalışma ile Devrek tarihi ve kültürü hakkında önemli bir literatür de ortaya çıkarmıştır. Söz konusu nüfusun sanattan edebiyata, tarihten ekonomiye uzanan geniş yelpazesinde Ermenilerin şehre olan katkılarıyla bölgeye olan etkileri yoğun çaba kapsamında sunulmuştur. Kent ya da bölgede sosyal sorumluluk düşüncesinin bir göstergesi olarak hazırlanan bu kitapla, Devrek tarihi, kültürü, ekonomisi ve sosyal yapısının aktarımı noktasında önemli bir boşluğu doldurmak ve toplumsal açıdan biz ve ben olmaktan çok tarih(imiz)e çeşitli açılardan farklı bir bakış açısı ön plana çıkartılmak istenmiştir.
Oğuzhan Uzun, Mehmet Sarıkahya, İhsan Küreli Bu kitapta, gündelik hayatın monotonluğundan bizleri uzaklaştıracak, farklı tasarım ufukları açacak asimetrik mobilya tasarımlarına yer verilmiştir. Kitapta genel olarak asimetrik tasarımın, özel olarak da asimetrik mobilya tasarımının şifreleri çözülmekte ve bu tarz mobilyaların kullanılabilirlikleri ile tercih edilebilirlikleri yer almaktadır. Kitabın okunması neticesinde okuyucularda farklı tasarım ufukları açması, yapılacak yeni ve farklı tasarımlara katkı sağlaması hedeflenmektedir.
Betül Bakır - İbrahim Başağaoğlu Binlerce yıl çeşitli uygarlıklara yaşam alanı sunmuş verimli Anadolu topraklarında, iklim, su kaynakları ve doğal bitki örtüsü insanlar tarafından tedavi aracı olarak da kullanılmış ve “insanlığın sağlıklı yaşamı” konusunda bugün de geçerli yöntemler geliştirilmişti.
Türklerin Orta Asya'dan beri geliştirdikleri tedavi yöntemleri ve terapötik çevre anlayışı, dönemin büyük sağlık yapıları darüşşifaların ortaya çıkmasını sağlamıştı. Tarihteki asklepionlar gibi çok yönlü tedavi merkezleri ve Hippokrates gibi ünlü tıp bilginlerinin doğduğu topraklarda Türklerin tedavi merkezlerini geleneksel yapıyla birleştirerek geliştirmeleri ve bugünkü deyimle “terapötik çevre” anlayışının özellikle akıl hastaları üzerindeki iyileştirici etkileri bu bilinçle ortaya çıkmıştı. Söz konusu tedaviyi etkileyen mimari tasarım tesadüfi değildi ve Batı dünyasındaki modern tıp yapıları tasarımlarını etkileyecek kadar önemliydi.
Tarihteki yaşam biçimlerinden beslenen geleneksel yapıların, beş duyuya hitap eden insani ölçekteki tasarımlarının aynı zamanda hastaların tedavilerinde olumlu etkenler yaratan ve insanlığa hizmet eden sağlık yapıları olduğuna bu kitapta değinilmeye çalışılmıştır.
Hasan Gökkaya, Meltem Altın Karataş, İsmail Kıvılcım Alca, Sedat Güven Bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmelere paralel olarak çeşitli yazılım programları (tasarım) ortaya çıkmaktadır. Yazılım programları tasarımcılara kolaylıklar sunmakla birlikte tasarımlarını gerçekçi bir şekilde gerçekleştirme olanağı da tanımaktadır. Günümüzde mühendislik, mimari, endüstriyel alanlar başta olmak üzere otomotiv, havacılık, robotik teknolojileri, elektrik, makine, inşaat, mobilya ve birçok meslek grubuna ait projelendirme işlemlerinde tasarım ihtiyaçları Bilgisayar Destekli Tasarım (Computer Aided Design, CAD) programları kullanılarak yapılmaktadır. AutoCAD programı, dünya genelinde en yaygın kullanıma sahip CAD yazılımıdır.
Kitap, AutoCAD programının en son versiyonu olan AutoCAD 2020'ye göre hazırlanmış olup tüm yenilikler ele alınmaya çalışılmıştır. Fakülteler ve yüksekokullarda okutulan bilgisayar destekli tasarım derslerinin müfredat programına göre anlaşılır bir dille basite indirgenerek tasarlanmış ve çok sayıda örnek çalışmaya yer verilmiştir.
Fatma Nur Başaran Basit Yapılı Dokuma Teknikleri kitabında tek katlı kumaş yapıları; genel özellikleri ve çizim teknikleri ile ele alınmıştır. Özellikle armürlü tezgâh veya basit düzeneklerle tasarlanabilecek tek katlı dokumalar için gerekli olan dokuma örgüsü, tahar ve armür düzenlemeleri hakkında bilgi verilmiş, kullanılan tezgâh ve parçaları tanıtılmış; temel dokuma örgüleri, bu örgülerden yeni örneklerin geliştirilmesinde yararlanılan türetme yöntemleri ve belli başlı türev örgüler çizim aşamaları ile açıklanmıştır. Kitabın son bölümünde ise bu zengin doku çeşitleri tasarım elemanlarından biri olan renk ile birleştiğinde daha engin bir düzeye ulaşmaktadır. Tasarımların temel malzemesi olan ipliklere renk unsurunun eklenmesi, dokuma örgülerinin farklı desen etkileri ile çalışılmasını sağlamaktadır. Tüm örnekler ve çizimler yazar tarafından yapılmıştır, simülasyonları NedGraphics CAD programında hazırlanmıştır.
Atilla Aykanat Yapı üretiminin mesleki pratikleri içinde çok sıklıkla karşılaşılan ve bu alanda etkili sonuçlar alınmasına karşı zafiyetler oluşturan yapılarda su ve nemin oluşturduğu sorunlar, önemli yer tutmaktadır. Yapı üretim alanındaki bu sorunların oluşmasına ve giderilmesinde başvurulacak önlemlere değinilen bu kitabın, yapı üretimi alanında etkinlikleri olan mimar ve mühendisler ile bilhassa bu alanda öğrenim gören öğrenciler için son derece yararlı olacağına inanıyorum.
Prof. Dr. M. Harun Batırbaygil

Dr. Atilla Aykanat'ın, yapılarda sık tekrarlayan ve yapı üretimi alanında kaynak kayıplarına ve önemli yapı sorunlarına yol açan su ve nem sorunları ve bunların giderilmesine yönelik önlemleri, bilimsel bir düzeye taşıyarak hazırladığı bu kitap, mimarlık mesleğini icra edenler ve öğrenciler için kitaplıklarında bulundurmaları gereken önemli bir kılavuz olacaktır.
Prof. Dr. M. Rıfat Çelebi

Bu kitabın içeriğinde Yapı üretimi alanında karşılaşılan sorunlara, farklı bir perspektiften ve bilinenlerden ileri seviyede bakan ve binalarda su ve nem hasarlarına ilişkin sorunların kaynaklarına inerek önlem önerilerine dikkat çeken bu kitap, yapı üretiminde yer alan; mimar, mühendis, teknisyen ve öğrenciler için önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
Prof. Dr. M. Yılmaz Kılınç
Tuba Sarı, Özlem İkizler Kumcu, Saliha Aslan “eşikte/sınırda dur........................aralıktan bak.
..........izleri takip et..........hafızayı oku...............
yerin ruhunu hisset.......kendilemeyi farket.........
.....illüzyonu bul......oyun kur........ek+leri keşfet.
.........aşınmayı hisset.........taşmalara bak...........
yığılmaları ayrıştır................bir’ara’ya getir........
......işgalleri gör.......düğüm’ü çöz.”
Yıldız Aksoy Pandemi, şehirlerin geleneksel yapı taşlarını yeniden düşünmek için mükemmel bir fırsat sunmuştur. Önümüzdeki dönemlerde pandeminin bize gönderdiği mesajı toplumun gerçekten alıp almadığı görülecektir. Kentsel mekânların mevcut durumda nasıl algılandığı ve kullanıldığı, COVID-19 salgınına karşı kentlerde alınacak önlemlere bağlı olarak oldukça önemlidir. Bu kitapta, pandeminin şehirler üzerindeki etkilerini anlamak ve COVID-19 sonrası kentsel alanları yeniden düşünmemiz gerektiği konusu vurgulanmaya çalışılmıştır. Bugün düşündüklerimiz ve hepsinden önemlisi yaptıklarımız, yarının şehirlerini değiştirebilir, onları gelecekteki krizlerle yüzleşmede daha güvenli, daha kapsayıcı ve daha dirençli hâle getirebilir. Hem bireysel hem planlama ve tasarım meslek grupları olarak hem de karar vericiler olarak kentsel alanları planlama, iklim değişikliği, ulaşım ve sosyal mesafe açısından düşünmek ve mevcut alanları yeni normalimize göre planlamak ve tasarlamak zorundayız.
Abi Aghayere, Jason Vigil Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları (ÇYTHYE) Yönetmeliği ve Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği - Deprem Etkisi Altında Çelik Bina Taşıyıcı Sistemlerinin Tasarımı İçin Özel Kurallar Bölümü ile uyumlu
Yük ve Dayanım Katsayıları ile Tasarım (YDKT) yöntemine uygun örnekler
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık bölümleri için lisans ve lisansüstü seviyesindeki tüm Çelik Yapılar dersleri için ideal bir kaynak
Gerçekçi taşıyıcı sistem çizimleri, konu sonu problemleri ve çelik bina tasarımı projesi
Jamie Combs - Brenda Hoddinott Çizim Teknikleri For Dummies “size sadece kendinizin resim yapmayı öğretebileceği” felsefesine sıkı sıkıya bağlı kalarak, çizim yapmanın temellerini keşfetmeniz ve daha gelişmiş tekniklere ilerlemeniz için ihtiyaç duyacağınız gereçleri sizlere sunmaktadır. İçinizdeki ressamı serbest bırakmak için asla geç kalmış sayılmazsınız… O yüzden hemen bir kalemle kâğıt alıp bu uygulamalı ve dost canlısı rehberin size kendinizi ifade etme yolunda eşlik etmesine izin verin.
• Çizim tekniklerine dair her şey... Resim yapmaya başlamak için çizim gereçlerinden ilham fikirlerine kadar ihtiyaç duyacağınız her şeyi burada bulabilirsiniz.
• Kaleminizi (ve becerilerinizi) keskinleştirin. Kâğıt parçası üzerinde boyut yaratmayı, ışık ve gölge oluşturmak için tonlama yapmayı, derinlik eklemeyi ve çok daha fazlasını öğrenin.
• Biraz dijitalleşelim. Dijital çizim dünyasını keşfedin; kişisel bilgisayarınızla eskizler ve katmanlar yaratmanıza imkân tanıyan araçlar ile yazılımlar hakkında rehberlik edecek kaynaklara ulaşın.
• Çiziminize canlılık katın. Natürmortlar, doğa manzaraları, insan ve hayvan çizimleri yapmak için resminizin konusu üzerinde çeşitli denemeler yapın.
Kitabı açın ve
• Birbirinden farklı türlerde çizimler yapabilmeniz için ihtiyacınız olan gereçler ve teknikleri
• Çizim projeleri ile baş etmek için fikirler ve stratejileri
• İndirilebilir ücretsiz dijital çizim araçlarını
• Şekilleri nasıl dengeleyeceğiniz konusundaki bilgileri
• Hat çizimleri yaratmak için ipuçlarını
• Ortaya üç boyutlu çizimler koymak için yardımcı olacak yönergeleri
• Çiziminizi güzelleştirebilecek dokular ve desenleri
• Resimlerinize perspektif eklemek için gerekli bilgileri öğrenin.
Ahsen Karagöl, Ali Kılıç, Bora Yerliyurt, Emine Çoban Şahin, Ercan Koç, M. Doruk Özügül, Özgün Arın, Özlem Belir, Pınar Erkan Bursa, Sevda Duygu Kolbay, Yağmur Saluk İstanbul, yüzyıllardır devam eden bir mimari ve kentsel değişim içindedir. Geçmiş yüzyıllardan günümüze kadar dünyada eşine az rastlanır kapsam, hız ve yoğunlukta, sürekli değişmektedir. Bu süreçte rol oynayan aktörlerin ve dinamiklerin anlaşılması, hor kullanılan bu kıymetli şehrin devamlılığını sağlamak için elzemdir. Bu bakımdan bu kitap, küçük bir çabadır. Kentsel ve mimari açıdan değişimlere doğrudan odaklanan ender bir yayın olarak kitabın, literatüre katkı sunacağını düşünüyoruz.
Pan American Health Organization İnsanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara yol açan afetler; doğal, teknolojik veya insan yapısı kökenli olaylardır. Çağlar boyunca toplumların en önemli problemlerinden birisi olarak normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkilemiştir.
Ülkemizin jeolojik, topografik yapısı ve iklim özellikleri doğal afetlerin çok sık yaşanmasına neden olmaktadır. Özellikle, önemli bir deprem kuşağı üzerinde bulunmamız, gelişen bilim ve teknolojiye rağmen birçok tahribat ve zarara yol açmaktadır.
Afetler önemli bir halk sağlığı sorunudur çünkü sadece yiyecek, su, ilaç yokluğuna değil; sıcak, soğuk, kanserojen kimyasal maddelere, ruhsal etkilere maruz kalmaya neden olabildikleri için insan sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir.
Bu kitabın afet konusunda çalışanlara yararlı bir kaynak kitap olması dileği ile herkese afetsiz bir yaşam diliyorum.
Aylin Aras, Özge Sever İslamoğlu, Saffet Lüleci, Serap Faiz Büyükçam, Tülay Zorlu, Zeynep Sadıklar Turizm, günümüzün en büyük ekonomik etkinliklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda kırsal turizm de o bölge için tarımsal faaliyetlere ek olarak farklı ekonomik girdiler oluşturmaktadır.
Köyden kente göçün giderek ıssızlaştırdığı kırsal bölgelerde hem kırsal kalkınmanın gerçekleşebilmesinde hem de kırsal mimari mirasın korunarak yaşatılmasında kırsal turizmin önemli bir araç olacağı savı üzerine temellenen bu çalışmanın ilk bölümünde, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin eşsiz güzellikteki yörelerinden biri olan Çamlıhemşin yöresi hakkında bilgiler yer alıyor. İkinci bölümde ise Çamlıhemşin yöresinin kırsal mimari mirasının çok önemli bir bileşeni olan geleneksel Çamlıhemşin konutları hakkında ayrıntılı bilgiler aktarılıyor. Üçüncü bölümde, genel olarak kırsal turizm kavramı ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kırsal turizm potansiyeline ilişkin bilgiler verildikten sonra son bölümde Çamlıhemşin yöresi konutlarının kırsal turizm odaklı yeniden kullanımında yaklaşım ve proje önerileri yer alıyor.
Cenk Berkant, Csilla Balogh, H. Meltem Gündoğdu, Hande Günözü Ulusoy, İbrahim Çeşmeli “Doğudan Batıya Yükselen Eski Uygarlıklarda Arkeolojik ve Sanatsal Yansımalar İle Etkileşimler” başlıklı kitap, eski çağlarda Asya'dan Avrupa'ya varolan ve tarih boyunca kültürel, bilimsel, siyasi ve ekonomik açılardan etkileşimler içinde bulunan, doğu ile batının zengin kültürel değerlerinin harmanlandığı büyük ve etkili uygarlıklara ait arkeolojik ve sanatsal eserlerin akademisyenler tarafından değerlendirildiği bilimsel beş bölüm yazısından oluşmaktadır. H. Meltem Gündoğdu, insanlık tarihi için son derece hayati olan şehirleşme öncesi yerleşimlerin öncülerinden olan Neolitik Çağ Anadolu'sunda Göbeklitepe ve çevresindeki arkeolojik buluntuları inceleyerek yer seçimini etkileyen etkenleri incelemiştir. İbrahim Çeşmeli, insanoğlunun varoluşu ve sürekliliği üzerinde önemli etkisi olan ve tarih boyunca bereket ve koruyuculuk ile ilişkili görülen Pleiades yıldız kümesini, Yunan-Roma, Mısır, Mezopotamya, İran, Hint, Çin ve Türk gibi eski büyük pagan uygarlıklardaki kozmoloji, din, mitoloji, astroloji ve astronomi ile bağlantılı ikonografik açıdan incelenmiştir. Csilla Balogh, erken Orta Çağ'da Avrupa'nın kültürel ortamına önemli etkileri olan ve doğu-batı kültürlerinin sentezini yapan Asya kökenli Avarların arkeolojik buluntuları çerçevesinde Türk kültürü ile ilişkili olarak değerlendirmiştir. Hande Günözü Ulusoy, doğu ve batı kültürleri arasında köprü kuran Orta Çağ'ın etkili ve güçlü bir uygarlığı olan Bizans İmparatorluğu'nun hakim olduğu Anadolu'da Kapadokya bölgesi kiliseleri duvar resimlerinin yapım tekniklerinin belirlenmesinde kullandığı analiz sonuçlarını değerlendirmiştir. Cenk Berkant, Geç Orta Çağ'da doğu ve batı kültürleri arasında etkin rol oynamış önemli bir Hristiyan askerî tarikatı olan Rodos Şövalyeleri'nin doğu ve batının kesiştiği İzmir Liman Kalesi'ndeki armalarını incelemiştir.
Aybegüm Güngördü Belbağ, Cihat Erbil, Oğuz Bilge Güngördü, Sedat Belbağ Günümüzde ülke ve şehirler, turistlerin yanı sıra yatırımları, işletmeleri, istihdamı, o ülke ya da şehirde yaşayacak sakinleri de çekmek için rekabet etmektedir. Bu rekabet üstünlüğünü sağlamada kullanılacak araçlar içerisinde ülke ve şehir markalama da yer almaktadır. Yöneticiler, tüm paydaşları da markalama sürecine katarak ülke ve şehir markalamayla vatandaşların ya da turistlerin zihnindeki olası negatif imajı, pozitife çevirebilecektir. Kitabın amacı, özellikle şehir markalamaya detaylı biçimde yer vermektir. Bu kitapta ulus ve şehir markalamaya girişe yer verildikten sonra ulus ve şehir markalamaya ait literatüre yer verilmekte, kapsayıcı ve katılımcı şehir markalamadan söz edilmekte, akıllı ve sürdürülebilir şehirler anlatılmakta, yerel yönetimler ve marka şehirlere yer verilmekte ve son bölümde Bartın şehrinin güçlü bir şehir markası olma potansiyelini inceleyen nitel bir çalışmaya yer verilmektedir. Kitaptaki anlatımlar, dünya şehirlerinden vakalarla desteklenmektedir. Bu kitabın ele aldığı konular, yerel yöneticilere şehirlerini daha çekici kılabilmeleri konusunda yol göstermekte ve disiplinler arası çalışmaları da teşvik etmektedir.
Ali Burak Aslan, Ali Gökmen, Aslı Altanlar, Ayşegül Kanbak, Betül Ertoy Sarıışık, Ceren Ercoşkun, Deniz Yardım, Esra Zengin Gengörü, İnci Gökmen, Selin Mutdoğan, Şeyda Bülbül, Şeyma Elif Dincer, Ümmügülsüm Dağlıoğlu, Zeliha Özel Mazlum, Zeynep Özdemir Petrole bağımlılıktan kaçıp dirençliliği teşvik etmeye, daha yerel, enerji etkin ve üretken yaşam tarzlarını benimsemeye geçiş sadece bir tercih değil; insanlık için gerekli bir yoldur. İklim değişikliği ve petrole bağımlılık, her ikisi birleşince, tek başına olduklarından daha büyük bir tehdit olmaktadır. En büyük arzumuz, bu tehditlere karşı bakış açımızı dönüştürmek ve ortaya çıkan sorunlarla nasıl başa çıkacağımızı öğrenmektir. Kent ve bölge planlama perspektifinde, Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı, yaşanan büyük depremler ve ekonomik krizden sonra gıda ve enerji krizine karşı yerelde dirençli çözümler bulmalıyız. Kentsel yaşam kalitesini artırmak için alternatif ekolojik yaşam tarzlarını benimsemeliyiz. İşlevsel karma kullanım, toplu taşımayı güçlendirme ve kamusal alanları düzenleme önem kazanmaktadır. Düşük karbonlu yerleşimlere geçişte, sürdürülebilir ulaşım ve yenilenebilir enerji desteklenmelidir. Ayrıca, döngüsel ekonomi ve yeşil mimari teşvik edilmelidir. Karbon azaltımı üzerine farkındalık ve eğitim çalışmaları da bu süreçte kritik rol oynamaktadır. “Düşük Karbonlu Yerleşmelere Geçiş” kitabı yazarları, iklim değişikliğine, petrol krizine karşı çok branşlı yaklaşımın kapısını açan kapsamlı çalışmalar ile Türkçe literatüre katkıda bulunmaktadır.
Serdar Toka Felsefe ve mimari arasında “durup düşündüğü görünen” çalışma, sentetiaya ek olarak analitik özelliğe kavuştu. Hem insan bilgisi ve sezgisi/duyumsamasını içeren epistemolojik bir analitik kurgu hem de düşünürler ve düşüncelerin (sanat ve teolojinin de) bir kurgusunu tasarlıyor, üstelik onların sentezini tartışıyor. Bunu biçimsel olarak da kurgulamayı amaçlıyor; biçimleri bilgisel ve duyumsal veya bunların karakteristik sentezleri olarak bir analitik kurguyla ele alıyor.
Alaettin SABANCI, Sarp K. SÜMER, Sait M. SAY Bütün üretim sistemlerinde, teknolojik gelişime paralel olarak, iş verimliliğindeki artış ile iş güvenliği dikkate alınarak insanın görev alanı ve fonksiyonlarının detaylı olarak tanımlanması bir zorunluluktur.
Ortam ve alet/makinalarla etkileşim içerisinde üretimin en önemli parçası konumundaki insana ilişkin özelliklerin değerlendirilip üretim sistem gerekleri ile tümleşik ve kusursuz bir tasarım için ergonomi biliminin ilkelerinden yararlanılmaktadır.
Günümüz rekabetçi koşulları altında insan sağlığı ve güvenliğini esas alarak birim kaynaktan en yüksek çıktıyı elde edebilmenin temel yollarının, ergonomi bilimi ilkeleri doğrultusunda değerlendirildiği bu kitap, güncel bilgilerle zenginleştirilmiş içeriği ile alanında ilk olma özelliği taşımaktadır
S. Benan ÇELİKEL Endüstriyel tasarım disiplininin varlık koşullarının irdelenmesini amaçlayan bu çalışmada, disiplinin ne türden ön-kabullerin üzerinde temellendiği ortaya konulmaya çalışılmış ve bu ön-kabuller sorgulanarak, tasarım kavrayışımıza ilişkin yeni bir bakış açısının olanaklılığı 'paradigma kayması'kavramı üzerinden tartışmaya açılmıştır. Endüstriyel tasarım disiplininden özgün bir tarzda bahsedebilmenin yolunun, kendi uzmanlık alanımız dışındaki alanlarla girişeceğimiz düşünsel etkileşimlerden geçtiği yönündeki anlayış, amaçlanan yeni bakış açısının olanaklılığının, genelde bilim felsefesi, özelde ise Bruno Latour düşüncesi dolayanında aranması¬na neden olmuştur. Endüstriyel tasarım disiplinine, bu güne dek yapılan çalışmalarda söz konusu olduğu gibi 'epistemolojik' olarak değil, 'ontolojik' olarak yaklaşan bu çalışmada, endüstriyel tasarım alanına ilişkin modernist olmayan bir bakış açısının olanaklılığı tartışılmıştır.
Gökhan Uşma Enerji etkin konutlar; tasarımı, inşa süreci ve tüm yaşam döngüsü boyunca enerji tüketimi en aza indirilen binalardır. Ayrıca kullanıcıları için sağlıklı ve verimli çevreleri sağlayan binalar olarak tanımlanmaktadır. Çalışmanın amacı, enerji etkin konut tasarımında ve uygulama çalışmalarında enerji tüketim değerlerinin, ekolojik ve ekonomik etmenlerin olduğu kadar kullanıcı memnuniyetinin de detaylı bir şekilde belirlenmesi ve bunların bir bütün olarak ele alınması gerekliliğini ortaya çıkarmak ve bu amaç doğrultusunda tasarım/inşa sürecinde ve sonrasında kullanılabilecek bir kullanıcı memnuniyeti değerlendirme modeli geliştirmektir. Enerji etkin konutlarda kullanıcı memnuniyeti modeli; konfor koşulları, konut-çevre ilişkisi, sağlık, sistemsel özellikler ve servis/hizmet özellikleri olmak üzere dört temadan oluşmaktadır. Modeldeki her tema, bu temayı pratikte gerçekleştirmek için göstergeler içermektedir. Konfor Koşulları Teması; görsel konfor, işitsel konfor, ısısal konfor, mekânsal konfor ve hava kalitesi göstergelerini içermektedir. Konut-Çevre İlişkisi Teması; konum, ulaşım, tesislere erişim, erişilebilirlik, sosyal donatılar ve açık, yeşil alanlar, çevre mahalle kalitesi ve manzara/görsel etki, yoğunluk/kalabalık, yaşam biçimine uygunluk/homojenlik, topluluk içindeki ilişkiler ve komşuluk ilişkileri göstergelerini içermektedir. Sağlık Teması; mevsimsel hastalıklar, göz kuruluğu/yaşarması/kızarıklıklar, boğaz, burun kuruluğu ve tıkanıklığı, baş ağrısı/baş dönmesi/bulantı, tanımlanamayan alerjik reaksiyonlar, öksürük problemi, bulaşıcı hastalıklar ve yorgunluk göstergelerini içermektedir. Sistemsel Özellikler ve Servis/Hizmet Özellikleri Teması; kullanıcı kontrolü ve zorluklar, sistemlere aşinalık ve bilgi sahibi olma, bina bakımı, su döngüsü ve bertaraf/drenaj sistemleri, güvenlik, işletme maliyetleri, sistem arızalarının ve şikâyetlerin bildirilmesi ve çözümü göstergelerini içermektedir.
Kemal Üçüncü, Hulusi Acar Ergonomi bilimi, tarihi süreç içerisinde çeşitli coğrafyalarda farklı adlarla ifade edilse de temel amacı üretim ve yaşam verimliliği olmuştur. Üretim, insan refahı için temel bir gereklilik olarak benimsenmiş, ergonomi de kapsadığı insan, makina ve çevre etmenlerinin koordinasyonu ile üretimde verimliliğin artırılmasına odaklanmıştır. Bu yönüyle bakıldığında ergonominin birçok bilimsel disiplinden yararlandığı ve birçok disipline katkı sağladığı görülecektir.
Bu kitapta, ergonominin temel teorileri ve ilkeleri ile birlikte uygulamalarına ilişkin bilgiler, güncel uluslararası yayınlarla desteklenmiştir. Kitap, ergonomik ilkelerin ve teorilerin yanında uygulamalara yönelik yazımı ile akademik, mühendislik ve işletmecilik alanlarında araştırmacılara ve uygulayıcılara katkı sağlayabilecektir.
Kitap, beş ana bölümde ele alınmıştır;
1. Temel kavramlar
2. İnsan faktörü
3. Çevre faktörleri
4. Tasarım faktörleri
5. Verimlilik artırma teknikleri
Temel kavramlar bölümünde; verimlilik, ergonominin temel kavramları, ergonomik iş ve ergonominin temel ilkeleri, insan faktörü bölümünde; insan anatomisi ve fizyolojisi, insan biyomekaniği, insan antropometrisi, insan enerji tüketimi, yorulma ve dinlenme, insan performansı ve insan davranışları, çevre faktörleri bölümünde fiziksel çevre faktörleri, kimyasal çevre faktörleri, biyolojik çevre faktörleri, radyasyon, teknik çevre faktörleri, örgütsel çevre faktörleri ve sosyal çevre faktörleri, tasarım faktörleri bölümünde; insan – makina sistemleri, ergonomik iş yeri düzenleme ve ergonomik ofis düzenleme, verimlilik artırma teknikleri bölümünde; endüstri mühendisliği teknikleri, davranışsal teknikler ve yönetsel teknikler sunulmuştur.
Pınar Dinç Kalaycı Bu kitap, mimarlık eğitimi içinde gerçekleşen bir stüdyo uygulamasını anlatır. Yakın geçmişte yaşanan deneyim üzerine bir “yeniden-düşünme” denemesidir. Deneyimin unsurlarını tek tek ve olabildiğince detaylı olarak ele alırken, zamanın hızlı akışı içinde yeterince söze ve kavrama dökülememiş olanı da aydınlatmaya çalışır. Yaşanan stüdyo uygulamasını olası etkiler bağlamında inceler, deneyimin unsurlarını bu bağlamla ilişkilendirir.
Mimarlık eğitiminin her yarıyılında farklı ortamlarda farklı stüdyo deneyimleri yaşanadururken, bunlardan bir tanesi üzerinde anatomik bir inceleme yapma girişimi, bir stüdyonun çalışma ve ürünlerinin sergilenmesinden / betimlenmesinden fazlasını içerir. Tasarım stüdyoları, mimarlık eğitiminin en yoğun ve özgün ortamlarıdır. Bu ortamlar üzerine çok düşünülmüş, modeller geliştirilmiştir. Bugünün tasarım stüdyoları ise yoğun çeşitlilik gösterir. Stüdyo içerikleri birbirinden çok farklı denemelere sahne olurken, eğitimin diğer bölümüyle ilişkileri ve meslek eğitimine katkıları da sürekli olarak sorgulanır. Tasarım stüdyoları bir anlamda kilit taşıdır. Bu taşın tanımı, içeriği ve nerede durduğu, kendisine bağlı diğer taşlar için de belirleyicidir. Bu nedenledir ki, tasarım stüdyolarında yaşanan deneyimlerin, ürün sergilemesi ve takdir beklentisinden öte bir anlayışla tartışmaya açılmaları gerekir. Her stüdyo bir şekilde ürün verir. Gerekli olan, ürüne biçimini veren, çağa, mimarlığa ve eğitime bakışı yansıtan düşüncelerin açıklanması, bu düşüncelerin kavramsallaştırılması ve ürünle olan karşılıklı ilişkisinin izlenebilir kılınmasıdır. Bu tip ele alışlar çoğaldıkça tasarım stüdyolarının gerçek anlamı ve içeriği de aydınlanacaktır.
Bu çalışma, bir tasarım stüdyosu deneyiminin anlatılma biçimi ve bu anlatım üzerinden gündeme gelen eğitim ve mimarlık sorunları üzerine gönüllü bir denemedir. Deneme, kendini anatomik bakışla ortaya koyarak, ortaya çıkan resim üzerinden kendini geliştirmeyi hedefler, bu anlamıyla bir öz-değerlendirme çabasıdır. Okuyucunun tanıklığıyla tamamlanacak olan bu çalışmanın, günümüz mimarlık eğitiminin çeşitlilik gösteren alanlarında emek vermekte olan genç akademik kadrolarına, her kademedeki mimarlık öğrencilerine ve gönlünde mimarlık yatan tüm meraklılara ışık tutabileceği düşünülmüştür.
Kendi yapıp etmelerimizi usa vurmak, kendini değerlendirerek gelişmenin ilk adımıdır. Bu düşünüşten hareketle, mimarlık eğitimi içinde gerçekleşmekte olan stüdyo deneyimlerinin her birini kendi anatomik irdelemelerini ortama sunmaya davet ediyorum. Etkileşimden Bütünleşmeye kitabının ülke mimarlık kültürüne ve mimarlık eğitimine katkısı olması dileği ile …

Eda Can, Göksenin İnalhan, Hülya Soydaş Çakır, Özlem Belir, Özlem Belir, Rana Kutlu Mimarlık, yapım faaliyetlerinin ötesinde aslında bir tasarlama teknikleri bütünü ve kendi özelinde sanat dalı olarak tanımlanmalıdır. Kullanıcıların temel gereksinimlerinin karşılanmasının yanı sıra insan hakları bağlamında her bireyin her hizmetten eşit koşullarla yararlanma hakkının kabulü ve bu koşullara erişimin temel noktasında mimarlığın dolayısıyla mimarın sorumluluğunun önemi yadsınamamaktadır. Bireyler her yaşam koşulunda, içinde bulundukları ve bulunmak isteyecekleri mekânlarda refah içinde, sağlıklı ve bağımsız olarak korkmadan, güven içinde yaşamak ihtiyacı duymaktadır. Evrensel Tasarım, mimarlık kavramı içinde insan çeşitliliğinin tasarım süreci boyunca ele alınması ve bu çeşitliliğin göz ardı edilmemesi ile sağlanabilecek bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu kitapta, mimarlık eğitimi içinde farklı alanlarda uzmanlaşmış akademisyenler tasarım kavramının içini doldurmak üzere somut veri ile Evrensel Tasarım ana teması altında mimari erişilebilirlik konusunu ele almışlardır. Kitap, Evrensel Tasarım alanında çalışan ve eğitim gören mimarların, şehir plancıların ve diğer tasarımcıların konuya daha geniş bir perspektiften bakmalarını sağlamak amacıyla atılan önemli bir adımdır.
Ahmet Ali Artun, Ali Kuru, Bilge Kağan Şakacı, Cenay Babaoğlu, Erkan Çakır, Esra Banu Sipahi, Hasan Alpay Karasoy, Hayriye Şengün, İhsan Korhan Başer, Levent Memiş, Mohamadan Abdulkasan, Murat Küçükşen, Murat Yaman, Nesrin Açıkgöz, Oğuzhan Erdoğan, Onur Kulaç, Ozan Yetkin, Özgür Vural, Recep Fedai, Tekin Avaner, Türken Çağlar, Yunus Düger, Zeliha Erol Bu kitabın kaleme alındığı günlerde ülkemizin dört bir yanında meydana gelen doğal felaketler, Türkiye’nin coğrafi açıdan taşımış olduğu afet risklerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Elazığ merkezli 6,8 büyüklüğündeki depremde ve Van’ın Bahçesaray ilçesinde yaşanan çığ felaketinde toplam 82 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, kamu politikaları açısından afet ve acil durum yönetiminin yanı sıra afetlere dirençli bir toplum oluşturabilmek için vatandaşlara verilmesi gereken afet eğitimlerinin önemine dair de kamuoyundaki farkındalığı arttırmıştır. Bu amaçla gerçekleştirilmesi elzem olan faaliyetlerden bir tanesi de bu çalışmanın odak noktasını oluşturan, afetlere bütüncül ve interdisipliner bir bakış açısıyla yaklaşılmasıdır. Bu kapsamda, özellikle afet ve acil durum yönetimi ile ilgili çeşitli disiplinlerin ortak yönleri çalışma içerisinde derinlemesine ele alınmıştır.
“Bizler, bilim insanları olarak afetlerde hiçbir vatandaşımızın zarar görmemesi için akademik katkı bağlamında kazanımlarımızı paylaşarak sunmaya çalışmaktayız. Kitabımızı, Elazığ depreminde ve Van’ın Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın aziz anılarına armağan ediyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.”
Uğurcan Ayik Kentsel dönüşüm, projeleri 1999 Marmara Depremi'nden sonra gündemimizdeki yoğunluğunu artırmıştır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerimizdeki yapılar son yıllarda kentsel dönüşüm projelerine konu olmaktadır. Bu kitapta, bölgesi için önemli bir kent olan Gaziantep'in dönüşüm projelerine odaklanılmaktadır. Kitap kapsamında son üç yıldaki saha çalışmaları ile edinilen verilerin çıktıları okuyucuyla paylaşılarak tartışmaya açılmıştır. Ayrıca kitapta sadece dönüşüm uygulamaları ele alınmamakta aynı zamanda kentsel dönüşüm projelerinin bağlamlarından koparılmadan Türkiye'nin kentleşme sürecine etkilerine de ışık tutulmaktadır.
06 Şubat 2023 depremlerinden sonra kentsel dönüşüm projelerinin gündemimizde daha fazla yer edineceği aşikârdır. Böyle bir süreçte bu kitap geçmişten dersler almamız gerektiğini temel önerme olarak sunmaktadır. Bu açıdan kentsel dönüşüm projeleri, gelecek nesillere daha yaşanabilir kentler bırakılması görevini sürdürmektedir. Kitap, depremden en fazla etkilenen kentlerden olan Gaziantep'teki uygulamaların bundan sonra nasıl olması gerektiğine dair kıymetli okuyuculara, kent yöneticilerine önemli hatırlatmalar da yapmaktadır.
Turhan Yörükan Bu kitap, düşük standartlı konut ve yerleşme alanlarını fizik ve özellikle sosyal yönden incelemeyi amaçlayan birtakım araştırmaların sonuçlarını sunmanın yanında bu sonuçları teorik bir zemine oturtmaya ve konunun içerdiği metodolojik problemlere ağırlık vermeye çalışan bir kitaptır.
Kitabımız, sosyoekonomik gelişmişlik düzeyinin bir göstergesi olarak ortaya çıkmış bulunan gecekondu problemini, işaret ettiğimiz üzere, sosyokültürel ağırlıklı olarak ele almakta; bir anlamda, düşük standartlı veya nizamî olmayan konut arzı, dolayısıyla konut açığı şeklinde ortaya çıkmış olan gecekondunun ve gecekondu bölgelerinin sosyokültürel özelliklerinin neler olduğunu göstermeye çalışmakta ve gecekondu bölgelerinin ve sefalet bölgesi olarak nitelendirdiğimiz slum bölgelerinin olumsuz yanlarının daha iyi anlaşılabilmesi için yapılması gerekli olan araştırmalara ışık tutmaktadır.
Bu karmaşık konu, aynı zamanda, başka ülkelerde yapılmış birtakım çalışmalardan verdiğimiz örneklerle karşılaştırmalı bir incelemeye de tâbi tutulmuştur. Şehirleşme ve yerleşme tarihine katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz.
Derya Çakır Aydın, Berivan Özbudak Akça, Aysun Aydın Öksüz, Bahar Aras Baylan, Berfin Eren Modern dünyanın var olma sebeplerinden biri de geleceğin merak edilip gelecek hakkında soru sorulmasıdır. Gelecek hakkındaki her soru manipülatif bir üretim süreci içermekte ve geleceğin zihinsel tasarımına yön vermektedir. Bugünün oluşmasını sağlayan şey; var olana getirilen eleştiriler, var olanı değiştirmek ya da geliştirmek için hayal edilenler ve bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek için bulunan yollardır. Bugün kurulan düşler ve yapılan eleştiriler ise geleceği şekillendirecektir.
Bu bağlamda “GELECEK VE KENT” başlıklı kitapta asıl ele alınan konu, gelecek kavramını ve gelecekteki kentleri farklı bakış açılarıyla düşündürecek olan görüş ve değerlendirmeleri birleştirerek bir altlık oluşturmaktır. Bunu yaparken tabi ki günümüz kentlerinin içinde bulunduğu mekânsal koşullar ve problemler göz önünde bulundurulmuştur. Bu amaçla Dicle Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümlerine mensup öğretim elemanları ile öğrencileri tarafından “Diyarbakır & Trabzon Kentlerinde Gelecek İçin (Fütüristik) Yaşam Alanları Tasarlama ve Mekân İhtiyaçlarını Belirleme Atölye Çalışması” gerçekleştirilmiştir. Kitapta detaylarıyla anlatılan atölye sürecinde, tasarlama aşamasında farklı kültür ve bölgelerde yaşayan öğrencilerin çalışma alanlarında yaptıkları ortak çalışmalarla bir araya gelmeleri sağlanmıştır. Atölye konusu, günümüz kentlerinin içinde ya da sınırında bulunduğu mekânsal problemlerin 100 yıl sonraki biçiminin ne olabileceği sorusu üzerine kurgulanmıştır. Keyifle ve sabırla yaşanan bu deneyimi tüm tasarım camiasının görmesi dileği ile…
Oğuzhan Uzun, Emine Ketencioğlu, Derya Nil Karadağlı, Ahmet Şen Bu kitapta geleneksel motiflerin yeniden yorumlanarak, günümüz mobilya tasarımlarında kullanılması ile geçmiş ve gelecek arasında olumlu bir bağın mobilya ve ahşap ürün tasarımları aracılığıyla kurulması hedeflenmiştir.
Belli bir birikim ve yaşanmışlıkla ortaya çıkan geleneksel motiflerimizin mobilya ve ürün tasarımlarında sıkça kullanılması ve kullanıcıların hayatlarında belli oranlarda yer almasıyla; orta yaşlarda olup, geleneksel evlerde yaşayıp büyüyenler, eski günlerin sıcaklığını yeniden evlerinde hissedebileceklerdir. Yeni nesil ise, geçmişte atalarının kullanmış oldukları geleneksel motifleri evlerinde görerek dijital dünyanın soğuk motiflerinden biraz uzaklaşacaklardır.
Bu kitapta yer alan tasarımlarda kültüre dair bu yaşamsal unsurların mobilya ve ahşap ürünler üzerinde bir anlatı unsuru olarak kullanılması ile geleneksel motiflerin yeni tasarım biçimlerine dönüştürülmesine bir nebze de olsa katkı sağlayacaktır. Kültürel açıdan sorgulanan yeni form ve biçimlerle günümüzde “Z” kuşağı olarak nitelendirilen gençlere geçmiş ile günümüz arasında köprü kurma bilinci ve farklı öneriler-alternatifler sunularak geçmişle tasarım yönünden kuvvetli bir bağ kurulabilecektir.
Ayrıca kitapla birlikte özgün kimlik arayışı içerisinde olan mobilya sektörü, tasarımlarına farklılık kazandırabilme açılarından geleneksel motiflerle tasarlanacak yeni mobilyalarla bu estetik yaklaşımları kendi ürünlerine aktarırken, çoğu zaman popüler kullanımlardan uzaklaşarak orjinallik, yenilik ve yaratıcılık değerleri yüksek olan koleksiyonlar oluşturabileceklerdir.
Murat Yakar, Atilla Karabacak, Şafak Fidan Harita harita türleri yeraltı ölçmeleri tünel ölçmeleri hidroğrafik ölçmeler deformasyonel ölçmeler endüstriyel ölçmeler küresel konumlama sistemleri içermektedir.
Sanem Soylu Yılmaz Sinop'ta bulunan Balatlar Kilisesi, Prof. Dr. Gülgün Köroğlu başkanlığında 2010 yılından beri yürütülmekte olan bilimsel arkeolojik kazılar ile gün ışığına çıkartılmaktadır. Arkeolojik kazılarla elde edilen buluntular, yapılar topluluğunun 5. yüzyıldan 20. yüzyıla değin kilise-manastır ve etrafının Hristiyan mezarlığı olarak kullanıldığını göstermektedir. Sinop Balatlar Kilisesi mezarlarından ortaya çıkarılan kazı malzemesi incelenerek Hristiyan mezar geleneklerinin yüzyıllar içerisindeki dönüşümünün anlaşılabilmesi açısından önemli olduğu düşünülen bir “örnek alan” çalışması yapılmıştır.
Ortodoks Hristiyanlığın ölümü kavrayışı, ölümün ve ölümden sonra yaşam fikrinin mezar geleneklerine yansıması, mezar örnekleri üzerinden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Kitap, yazarın doktora tezinden üretilerek okuyucuya sunulmuştur.
Ferruh Yıldız Bugünün şehirlerindeki birçok problem; fakirlik, eşitsizlik, kirlilik, işsizlik, işe, mallara ve hizmetlere erişim zorlukları, toplumsal bağlılığın azlığı, konut ve diğer alanlardaki düşük kalite ile ilişkilidir. Öte yandan şehir planlamasının sosyal, ekonomik ve fiziksel çevreler ile şehirlerin işleyiş şekilleri üzerinde de etkisi bulunmaktadır.
Ülkemizde imar faaliyetlerini doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren 200'den fazla yasa, tüzük, yönetmelik mevcuttur. Dolayısıyla bu kadar fazla mevzuatın uygulayıcısı ve denetleyicisi olarak da ulusal ve bölgesel düzeyde 20'den fazla kuruluşun yetkisi vardır. İşte ülkemizde etkin bir planlama ve uygulama yapılamamasının temel nedenlerinden biri; mevcut planlama sisteminin, planlama ve uygulama kademeleri arasındaki yapısının oluşturduğu kurumsallaşamama, koordinasyon ve etkin denetimsizlik sorunudur.
Bu eserde; ülkemizdeki şehirleşme politikalarına paralel olarak nüfusun ihtiyaç duyduğu yeterli kalitede konut ve konut çevresinin üretilebilmesi için gerekli olan planlama, uygulama ve yasal dayanaklar verilmeye çalışılmıştır.
Ayda Yörükan, Turhan Yörükan Bu kitap, “Atina Anlaşması” denen şehircilik esasları ile aile ve konut konusunda Fransız mimarların ve konut yapımcıların görüşlerini bir araya getiren, insani açıdan şehirlerimize çeki düzen vermekte faydalı olacak olan iki önemli kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım Atina Anlaşması olarak bilinen Milletlerarası Modern Mimari Kongresi’nde alınan 95 şehircilik kararını açıklamalarıyla birlikte sunmaktadır. Aile ve Konut konusunda Fransız mimarların bugünkü eğilimleri adını taşıyan ikinci kısım ise ünlü bir şehir sosyologu olan Chombart de Lauwe ve arkadaşlarının bir dizi mülakat ile çeşitli öneri ve değerlendirmelerden oluşmaktadır. Şehirlerde yaşamak isteyen her insanın arayacağı olumlu şartları veciz ifadelerle vermekte olan bir bu kitap her meslekten şehirciye, mimarlara, sosyologlara, psikologlara, sağlık elemanlarına ve şehirleri yaşanılır bir hale getirmek isteyen Belediyelere sağlam bir görüş açısı kazandırmada yardımcı olacaktır.
Nail Ünsal İnşaat Mühendisleri İçin Jeoloji kitabı, 1991 yılından bu yana Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünde okuttuğum dersleri kapsamaktadır.
Jeolojinin uygulama alanında hızlı bir gelişme göstermesi, kita­bımızın bu dördüncü basımında yeni konuları işleme ve öğretme imkânı vermiştir. Jeoloji verilerinin İnşaat Mühendisliğinin Geoteknik, Deprem Mühendisliği ve Hidrolik anabilim dallarının farklı alanlarında kullanımının yaygınlaşması, jeolojinin önceki yıllara göre daha da hızlı gelişmesini sağlamıştır. Çağımızda gelişmiş ülkeler jeoloji bilimine gerekli önemi vermekte, buna bağlı olarak her türlü petrol, maden ve yeraltı suyu gibi servetlerini en iyi şekilde kullanmakta, bunun yanında üzerinde yaşadığı yeryüzeyini çok iyi tanıması sayesinde deprem, heyelan ve volkanlar gibi doğal afetlerden de en az zararla kurtulmayı başarmaktadır. Ülkemizin aktif bir fay hattında olmasından dolayı jeoloji biliminin çok daha iyi şekilde öğretilmesi gerekmektedir. Bu baskının son bölümlerinde özellikle mühendislik işlerine, jeolojik olayların etkisi açısından değerlendirilmesine yer verilmiştir.
Kitabımızın inşaat ve jeoloji mühendisliğinde araştırıcı, uygulayıcı olarak çalışan elemanlara ve özellikle geoteknik anabilim dalında yetişmek isteyen öğrencilere yararlı olduğunu görmek, bize zevk ve mutluluk verecektir.
H. Filiz Alkan Meshur, Fatih Eren, Hale Öncel İzmir’de bütünleşik afet yönetimi, akıllı şehir uygulamaları, platform şehirciliği, ulaşım politikaları ve lojistik, ikinci konut alanları, kentsel dönüşüm uygulamaları, sanayi alanları yer seçimi, gemi geri dönüşüm faaliyeti, yeraltı ve yerüstü su kaynakları, turizm alanları taşıma kapasitesi, tarihi kent merkezi, atık yönetimi, kırsal nüfus kaybı, yöresel ürünlerin sürdürülebilirliği, suç üreten mekanlar, kent ve kıyı ilişkisi gibi şehir ve bölge planlama disiplininin ilgi alanına giren konular kitapta detaylıca ele alınmaktadır. İzmir’in kentsel sorunlarının çözüm önerileri ile beraber tartışıldığı kitapta özgün ve ilgi çekici araştırma makaleleri yer almaktadır.

Arya Biçen, Serbülent Vural Diyarbakır'da gelenekselden "modern" olana geçiş süreci ile başlayan, geçmişle bağ kurmaya çalışan, sonrasında şekil değiştirerek hedonik tüketim nesnesi konumuna gelen konut ve konut yapılaşması süreci, kent yaşamı içinde yer alan kırılma noktalarının etkisiyle belirli dönemler için ayrı ayrı şekillenmiştir. Önemli ekonomik, siyasi ve sosyal değişimlerin yaşandığı Diyarbakır, 1960'larda başlayan doğal göç, 1980 sürecinde yaşanan zorunlu göçün oluşturduğu kaos ortamı ile 2000'lerden sonra değişen tüketim alışkanlıklarının mekâna yansıması arasında gelişim göstermiştir.
Göçlerin, konut ve konut dokusu üzerinde sadece kırsaldan gelenlerin kırsal üretim/tüketim biçimlerini konut ve kent kullanımına yansıtmasının yanında, kırsalda yerinden olanların, kent sakinlerini yerinden etmesi sorunsalı çerçevesinde mekânsal ayrışma durumu betimlenmiştir. "Köyünde hatırı sayılır insan statüsünden" kentte "hiç" olmaya zorlananlarla beraber kent sakinlerinin "yerinden olmaları" durumunun yabancılaşma, kaçma ve güvende hissetme eğilimi ile konut ve konut yapılaşmasına verdiği yön aktarılmıştır.
Modern ihtiyaçtan metaya dönüşen konut örgütlenmesinde dilsiz hiyerarşi ile kentsel gelişim, alanda güncel olan yeni nicel ve nitel yöntemler ile dillendirmeye ve kaosun iki farklı kutbunun hikâyesin anlatılmaya çalışılmıştır. Böylece sosyolojik çıkarımlar somut izlerle ifade edilmiştir. "Avlulu Geleneksel Diyarbakır Evleri’nden, yapı kooperatiflerine ve sonrasında kent merkezinin önemli bir bölümünü oluşturan "kapalı yüksek güvenlikli sitelere" doğru konutların çok katlı bloklar biçiminde yaygınlaşması ve kat planlarında işlevini kaybeden ve ek işlev yüklenen mekanlara göre oluşan organizasyonel değişim anlatılmıştır."

Gürol Banger e-Kent, tüm yerel yönetim hizmet ve faaliyetlerinde bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı, vatandaş ve işletmelere internet üzerinden etkin bir biçimde hizmet sunumu, kurum içi birimlerin bilgisayar ağları ile entegrasyonu ve ilgili dış birimlerle iletişimin sağlanmasıdır.
e-Kent sistemini oluşturan her ayrı proje, özel uzmanlık gerektiren projelerdir. Bu tür projelerde eksik bilgi ile yaklaşımlar yanlış tercihlere neden olacaklardır. Bu yüzden yöneticilerin en azından konu hakkında genel bir ön bilgiye sahip bulunmaları projenin başarısını doğrudan etkileyecektir. Elinizdeki kitap bu maksatla hazırlanmıştır.
Kitapta, kente yönelik projeleri planlayacak kent yöneticilerine doğru bir ön bilgi verebilmek maksadıyla temel bilgiler aktarılmakta, bu konuda bir ufkun oluşmasına yardımcı olma hedefi izlenmektedir. Bir taraftan kamu yönetimi ve sosyal bilimci, diğer taraftan bilgi ve iletişim teknolojisini içeren iki ayrı görev disiplininin aynı bir konunun içinde yer alması ve bu farklılığın esasen birbirine benzememesi konunun önemini göstermektedir. Kitap iki ana bölümden oluşmaktadır.
a. Kent ve Yönetim: Bu bölümde kent ve kent yönetimi, sosyal bilimci ve kamu yönetimi tanımlarıyla açıklanmış, yaşanan sorunlar üzerinde durularak gereken temel bilgiler aktarılmıştır.
b. Kent Bilgi Sisteminin Esasları ve Uygulamalar: Yerel nitelikli kamu hizmetlerinin görülmesinde belediye birimleri ile eşgüdümlü olarak çalışan diğer kamu kuruluşları arasında, coğrafi bilgi sisteminin kurulması ile bütünleşmenin sağlanması ve hizmetlerin daha sağlıklı yöntemlerle ve kısa sürede verilmesi fonksiyonları bilgi iletişim teknolojisi esaslarına göre açıklanmış, temel bilgiler verilmiş ve bazı alanlarda sistem tasarım örnekleri verilmiştir.
Aynur Erdoğan Coşkun, Ayşen Şatıroğlu, Betül Kızıltepe, Büşra Turan Tüylüoğlu, Elif Altundere, Mehmet Ali Akyurt, Melek Kırtıl, Merve Ayar Yılmaz, Murat Şentürk, Nursen Tekgöz, Salih Ünüvar, Şefika Aydın, Yusuf Adıgüzel "Antik kentler, orta çağ kentleri ve modern kentler, kapitalist ülkelerdeki kentler, sosyalist ülkelerdeki kentler ve Üçüncü Dünya ülkelerindeki kentler; işte bunların hepsi geniş entelektüel çerçevemizde yer alıyordu. Bunların sonucunda ortaya çıkan kentsel sosyoloji aklınıza gelen her şey olabilirdi; eğer bunun kentlerde meydana geldiğini görebildiyseniz, o zaman kentsel sosyoloji literatürünün herhangi bir yerinde tartışıldığını da görebilirdiniz." Saunders, R (2013). Sosyal teori: Kentsel sosyoloji (S. Doğru Getir, Çev.). ideal Kültür Yayıncılık.
Kentin inşası ve kentlerin neredeyse dünyanın her köşesine yayılması tüm zamanların en başarılı insan yaratımlarından biri olmuştur. Bugüne
kadar pek çok açıdan tartışılmış, farklı disiplinlerle ilişkilendirilmiş ve üzerine yazılmış zengin bir literatür bulunan kent ve kent çalışmaları hakkında bir sınıflandırma yapmak oldukça zor olsa da bu kitabın çerçevesi nüfus biliminden kentleşme olgusuna, kır pratiklerinden gecekondulaşma sürecine, toplumsal hareketlilikten göç çalışmalarına kadar geniş bir perspektifle ve aşamalı olarak geliştirildi.
Kent Çalışmalarına Giriş, bugün hâlâ önemini koruyan ve gündemden düşmeyen kent, kirve göç konularına adım adım yaklaşarak geçmişin ve
günümüzün dinamiklerini aydınlatmayı amaçlıyor. Hem kent çalışmalarına ilgi duyanların hem de uzmanların başvurabileceği bu eser, bir
başlangıç kitabı olması ve akademik bağlamda bütünlük oluşturması açısından önem arz ediyor.
Ufuk Fatih Küçükali “İnsan tabiatın misafiridir ve ona uygun davranmalıdır."
Friedensreich Hundertwasser
Günümüzden yaklaşık 300 bin yıl önce ortaya çıkan insanlardan bu yana doğal kaynaklar kullanılmaktadır. İnsanın sayıca az, arazi ve kaynakların ise çok bol olduğu o dönemlerde var olan doğal denge bozulmadan sürdürülebilmiştir. Medeniyetin sıçrama taşları olan tarımın keşfi, endüstri devrimi ve bilgi çağı ile ortaya çıkan nüfus artışı, insan ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve kentleşme beraberinde doğal kaynakların tükenmesi ve çevre kirliliklerine neden olmuştur. Günümüzde artık çevresel problemler çerçevesinde aşırı hızlı ve plansız kentleşme beraberinde doğal kaynak yönetimi, doğal kaynakların taşıma kapasiteleri, kent konforu, yaşanabilir kentler ve kent ekolojisi gibi yeni kavramları gündeme getirmiştir. Bu kitabın konusu olan ve kentleri birer insan ekosistemi olarak inceleyen kent ekolojisi araştırmaları da tam bu dönemin ürünü olup yer bilimleri, toprak bilimleri, biyoloji, planlama, şehircilik, mimarlık, ekoloji, botanik, zooloji, iklim bilimleri, sosyoloji, ekonomi, politik bilimler gibi birçok disiplinden yararlanmakta ve disiplinler arası bir çalışma sahası ortaya koymaktadır. Kent ekoloji, ülkesel ve bölgesel kalkınma modellerinin belirleyiciliğinde yeni gelişim alanları için ekolojik parametrelere uyumlu planlamaların yapıldığı, koruma-kullanma dengelerinin sağlandığı yöntemleri kullanır. Kısaca kent ekolojisi kentsel büyümenin ekolojik yaklaşımla planlamasıdır. Bu bağlamda bu kitabın; akademisyenler, öğrenciler, politikacılar, yerel yöneticiler ve kent çalışmaları yapan araştırmacılar için bir kılavuz olacağı düşünülmektedir.

Fatma Ökde Gelişen ve değişen dünya düzeni ile birlikte şekillenen kent hayatı, beraberinde yeni ihtiyaçlar ve beklentiler getirmektedir. Yaşanan gelişmelere ve sürece ayak uydurmak durumunda kalan kentlerin ve toplumun beklentilerini karşılamak için kentsel dönüşüm uygulamaları yaygınlaşmakta ve bugün tüm dünya kentlerinde güncelliği koruyan konular arasında yer almaktadır. Kentsel alanlarda yaygınlaşan yenileme ve dönüşüm uygulamalarının temel amaçları arasında kentsel yaşam kalitesinin artırılması yer almaktadır. Bu kapsamda, kitapta kentsel dönüşüm ve kentsel yaşam kalitesi kavramlarına ilişkin tanımlamaların ardından, bu kavramlara ilişkin tüm boyutlar (ekonomik, fiziksel, sosyal, çevresel) ele alınarak kentsel yaşam kalitesine ilişkin göstergeler belirlenmiştir. Belirlenen bu göstergeler, alan araştırması için seçilen Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Proje Alanını kapsayan altı mahallede yaşayanlar üzerinde incelenerek sosyal hayatlarında ve yaşam alanlarında meydana gelen farklılıklar, dönüşüm öncesi ve sonrası karşılaştırılmasıyla tespit edilmiştir. Araştırma ile kentsel dönüşümle değişen yaşam çevresinin alan kullanıcıları olan kiracı ve hak sahiplerinin memnuniyeti, kentsel dönüşüm uygulamalarından neler bekledikleri, yapılan dönüşümün yaşadıkları alanı ve yaşam kalitelerini nasıl etkilediği ayrıntılı şekilde değerlendirilerek toplumsal algı ölçülmüştür.
Ahmet Faik Oktay KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ARABULUCULUK
“Kazanmak İçin İki Büyük Fırsat”
“Avukat ve Arabulucu Ahmet Faik Oktay’ın bu kitabı sayesinde Kentsel Dönüşüm ve
Arabuluculuk hakkında aradığınız bilgilere ulaşmak için yüzlerce sayfa arasında kaybolmayacak, sizin için önemli olmayan bilgileri okumakla zaman kaybetmeyeceksiniz. Tecrübeli bir hukukçu olan Oktay, en önemli ve kritik bilgilerin özünü bu eserde sizin için bir araya getirdi.”
1-Kentsel Dönüşüm
• Daha sağlıklı, daha huzurlu, daha mutlu bir yaşam alanına kavuşmak istiyormusunuz?
• Kentsel dönüşüm kapsamında bunlara nasıl ulaşabileceğinizi merak ediyormusunuz?
• Eviniz veya işyeriniz kentsel dönüşüm kapsamına girdiğinde ne yapacaksınız?
• Kentsel dönüşüm sürecinin önünü açabilecek veya sürecin önünü tıkayabilecek hak ve imkânlar konusunda ne kadar bilgi sahibisiniz?
• Kentsel dönüşüm kapsamında ne gibi maddi destek ve avantajlardan yararlanabileceğinizi biliyor musunuz?
2-Arabuluculuk
• Hukuki uyuşmazlıklarınızı çok kısa sürede kolayca sona erdirmek ve kendi çözümünüzü kendiniz üretmek mi istiyorsunuz?
• Hukuki uyuşmazlığınız çözülürken, ortaya koyduğunuz tüm bilgilerin gizli kalmasını mı istiyorsunuz?
• Davalarınızın yıllarca sürmesinden ve sürekli masraf yapmaktan sıkıldınız mı? Zamandan ve masraftan tasarruf etmek mi istiyorsunuz?
• Hukuki uyuşmazlıkları, karşı taraf ile dostane ve yaratıcı çözümler üretmek suretiyle anlaşarak çözmek, ilişkiyi sürdürmek ve hatta kuvvetlendirmek mi istiyorsunuz?
• Tüm bunları Arabuluculuk yoluyla sağlayabileceğinizi ve hukuki uyuşmazlığınızın anlaşma ile sonuçlanması durumunda, mahkeme kararı niteliğinde bir belgeye sahip olabileceğinizi biliyor musunuz?
Bu kitap her iki konuda da sizler için pratik bir kılavuz olacak. Akıcı üslubu ve konuları anlamayı kolaylaştıran sistematiği ile aklınızdaki birçok soruya cevap bulabileceğiniz bu eseri, keyifle okuyacaksınız.
Zeynep Peker Bu kitap, Şehir ve Bölge Planlama bölümünde öğrenim gören lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrenciler ve kentsel ekonomiye ilgi duyanlar için ders kitabı ve temel başvuru kaynağı olarak hazırlanmıştır. İktisat, Kamu Yönetimi, İşletme ve Coğrafya bölümü öğrencileri açısından yardımcı kaynak niteliği taşımaktadır.
2006 yılından günümüze değin Kentsel Ekonomik Analiz ve Şehir Ekonomisi I adlarıyla verilen lisans dersleri kapsamında hazırlanan ders notlarının geliştirilmesiyle ortaya çıkan bu kitapta; mikroekonomi kavramları ve ekonomik analize dayalı olarak “Kentler neden vardır? Kentler nasıl büyür? Kentler sistemi nasıl çalışır? Kentsel arazi nasıl dağıtılır? İşletmeler pazarı nasıl paylaşır? Hanehalkları nerede yer seçer? İşletmeler nerede yer seçer?” soruları yanıtlanmaktadır.
Kitabın yazımında konuların açık ve anlaşılır kılınması adına yer yer basit ders anlatım dili benimsenmiş olmakla birlikte yapılan aktarımlar grafik diliyle de desteklenmiştir.
Burcu İmren Güzel, Bülent Uçele, Gamze Özer, Hülagü Kaplan, Leyla Alkan Gökler, Mehmet Nazım Özer, Mehmet Tunçer, Mine Özdemir, Özge Yalçıner Ercoşkun, Perihan Kiper …Eğitime olumlu katkı sunma yanı sıra, dilimizde planlama yazınında önemli bir eksikliği gidereceğini düşündüğüm bu yapıtlardan biri daha, “Kentsel Tasarım” konusundaki bu kitap.
…Kentsel mekân oluşumunda, süregelen yeni yapılanmada izlenen 'kişilik yoksunluğu', bellek mekanlarının yitirilmesiyle sürekli değişen, değiştirilen “Kentgörünüm” sorunsalları ile belirginleşen; mekanı, tanımlı-anlamlı 'özgün yer'e dönüştürmede, değerleri korunmuş, kimlikli-kişilikli kentsel mekan üretimi için “Kentsel tasarım”ın gerekliliğini ortaya koyan bu yapıtlarda, kentli insan ve toplumun sağlığı, mutluluğu ve “Yaşanılabilirlik” için, kentsel mekan kalitesinin iyileştirilmesinin önemi vurgulanmaktadır. Prof. Dr. S. Güven Bilsel (Önsözden)