Kamu \ 1-2
Nihat Aytürk Ailede, okulda ve toplumda; iş ortamında ve meslek hayatında uygulanan saygı, görgü, nezaket ve adabımuaşeret kuralları ortaokullarda okutulan Görgü Kuralları ve Nezaket dersi ile liselerde okutulan Adabımuaşeret dersi öğretim programlarına ve aynı zamanda Müslüman Türk toplumunun ulusal, sosyal ve kültürel yapısına ve çağdaş uygarlık normlarına uygun biçimde öğretmenlere ve öğrencilere yardımcı ders kitabı olarak hazırlanmıştır.
Ayten Namlı, Ender Güler, Hakkı Şahin, M. Naci Bostancı, Mehmet Yıldırır, Ruşen Keleş, Sena Camcı Çetin, Sevgi Işık
Kadriye Gül Yücel Çalışma hayatının en tartışmalı konularından biri olan asgari ücret, özünde ekonomik bir kavram olmakla birlikte, her ulusun politik, hukuki ve felsefi algısının bir ürünü olması nedeniyle farklı veçhelerden ele alınması gereken bir olgudur. Sosyal refah devletinin toplumsal adaleti sağlaması bakımından önemli bir sosyal politika aracı olarak görülen asgari ücret, yoksulluk kıskacında yaşamını sürdüren asgari ücretli çalışanların refahının artırılması bakımından kritik öneme sahiptir.
Bu kitapta; Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye'de asgari ücret uygulamasının tarihsel perspektif içerisinde ve adalet bağlamında karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Amaç; toplumun en düşük gelir grubunu oluşturan asgari ücretlilerin yaşam standartlarının iyileştirilmesine yönelik olarak asgari ücretlerin belirlenmesi ve vergilendirilmesinde en adil ücret politikasının ne olduğunun araştırılmasıdır.
Kitapta, adalet kavramına ilişkin kuramsal tartışmalardan hareketle asgari ücretlilerin aileleri ile birlikte insan onuruna yakışır düzeyde bir yaşam sürmesini garanti edecek adil bir ücret düzeyi ve bu ücret düzeyinin belirlenmesinde ve çeşitli kriterler temelinde farklılaştırılmasında Avrupa'dan iyi uygulama örnekleri göz önünde tutularak Türkiye'ye ilişkin önerilerde bulunulmaktadır.
Abdullah Metin, B. Mert Demir, Erdem Ayçiçek, Fatih Kocaoğlu, Fatih Şahin, Fatma Gül Gedikkaya, İbrahim İrdem, Kenan Polat, M. İlker Haktankaçmaz, Merve Suna Özel Özcan, Metin Özkaral, Nail Öztaş, Ömer Gündüz, Selman S. Kesgin, Süleyman Sıdal, Tuğçe Gür Türkdoğan, Turgay Altun, Vildan Armağan, Yalçın Murgul, Yıldırım İbişoğlu Bürokrasi, sanılanın aksine, çok yaygın bir olgudur; bir örgütlenme, iş yapış biçimidir ve yeryüzünde bürokratik olarak örgütlenmemiş bir devlet örneği yoktur. Devletler dışında, özellikle Sanayi Devrimi sonrası büyüyen ve özellikle kitle üretimi yapan fabrikaların, hizmet örgütlerinin, finansal kuruluşların, üniversitelerin neredeyse tamamı az ya da çok bürokratik örgütlenme biçimini ve işleyişini uygulamış ve günümüzde uygulamaya da devam etmektedir.
Bürokrasi gibi hakkında pek çok şey yazılmış ve yapılmış bir konuda literatürü derleyen ve eldeki klasik malzemeyi işleyerek üzerine az da olsa bir şeyler ekleyen kaynak bulmak oldukça zordur. Bürokrasi hakkında pek çok şeyi tespit ve tasnif ederek okurlarına derli toplu bir başvuru eseri takdim etmek ve alandaki boşluğu doldurmak bu kitabın ortaya çıkış amacıdır.
Kamu yönetimi, siyaset bilimi, kamu politikası ve örgüt ve yönetim alanı başta olmak üzere pek çok disiplinin ilgi alanına giren bürokrasinin çok farklı tanımları ve açıklamaları yapılmıştır. Farklı tarih dönemlerinin özellikleri, yazarların benimsedikleri değer ve ideoloji setleri, tanımların ve açıklamaların üzerine inşa edildikleri varsayımları ve dolayısıyla tanımları ve açıklamaları kökten etkileyebilmektedir. Bu durum elinizdeki kitabın neredeyse her bir bölümünde görülebilmektedir: Bürokrasi kimi bakış açılarında en üstün ve en etkin bir örgütlenme, yönetim ve üretim biçimiyken, diğerlerinde hantallığın, israfın beceriksizliğin sebebi olarak görülmektedir; yine bazılarında kamu hizmetlerinde eşitlik ve adaleti ve hatta kalkınmayı sağlamanın kestirme ve başarılı yolu olarak görülürken, diğer bazılarında egemen sınıfların toplumu sömürme aracı olarak takdim edilmektedir. Kitap, bu farklılıklara birincil kaynaklardan hareketle eşit muamele etmeyi gözeten bir başvuru kaynağı olma niyetiyle yazılmıştır.
Yaşar Okur Su eser, sadece okunmayacak, anlatılanların içinde yaşanılacak, yakınlarında
yaşananların farkına varılmasına ışık tutarak “Bunu da kaçırmamalıymışım!”
dedirtecek bir eser. Esprili, cesur, farklı, içerik, anlam ve yorumlama boyutlarıyla
zengin, içinizden bir ses... Hayatta çalışma, bilgi ve farkındalık kadar zeki ve zevkli
bir bakışla eğlenmeyi de ihmal etmemeli. Mevkiinizi, unvanınızı, statünüzü, işlem,
duygu, anlama körlüğü yapabilecek ne varsa hepsini atın bir kenara... Bu eserde,
içinizden geldiği gibi okuyun yaşanmış olayları ve bazen de kendinizi.

Prof. Dr. Hamza Ateş


Zevkle okuyacağınız, elinizden bırakamayacağınız bilgi, tecrübe, uzmanlık, bilgelik
ve irfan ile yoğrulmuş nadir ve çok kıymetli bir eser... Yönetim ve denetim alanında
farklı bir üslup ve orijinal olaylar... Herkesin ve her kesimin anlayabileceği keyifli ve
eğlenceli bir dille konular ve olaylar ancak bu kadar güzel ve akıcı anlatılabilirdi!
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümlerinin fildişi kulelerinde anlatılan
kuramsal, kavramsal ve akademik konularla, bürokratik işleyişte, rutin idari
hizmetlerin sunumunda ortaya çıkan sorunlar, zorluklar ve olaylar arasındaki
uçurumların farkına varacağınız bir kitap...
Uzun söze gerek yok: Sadece okumayacak, kendinizi olayların içinde
hissedeceksiniz...

Prof. Dr. Ahmet Nohutçu


“Yok artık, bu da olmaz!” diyeceğiniz çok sayıda yaşanmış olay ile sıkmayan,
eğlenceli ve kısa yorumlar... Hepsi tadında, kıvamında, bir solukta
okuyabileceğiniz tarzda ve ufuk açıcı...

Mustafa Bayram
BASKİ (E) Gefiel Müdürü
Yaşar Okur Bilgi, tecrübe, espri, eğlence, merak, kızgınlık, öfke, farklı bakış açıları, eleştiri, öneri… Hepsi iç içe. Deli dolu bir anlatım, değerli bir eser…
DEVLET E. BAKANI HASAN GEMİCİ
Allah dağına göre kar verir. O yüzden korkmadan ve şikâyet etmeden öz güven ile ilerlemek gerek.
DEVLET TİYATROLARI GENEL MÜDÜRÜ, OYUNCU, YÖNETMEN, SENARİST, SESLENDİRME SANATÇISI TAMER KARADAĞLI
İçindeki çocuğu hayatın getirdiği ağır mecburiyetlere, yılların zorluğuna ve bürokrasinin kurallarına teslim etmeyen, ahlaklı muzipliği ile sorumluluklarını çekilir kılan, farkındalığı yüksek, herkesin mütebessim bir ifade ile tek solukta okuyacağı bir eser olmuş…
SİNEMA OYUNCUSU KAAN GİRGİN
Orijinal olaylar ve orijinal bir anlatım yöntemi. Kesinlikle farklı… Esprili, eğlenceli, merak uyandırıcı, özgün, ufuk açıcı…
PROF. DR. HAMZA ATEŞ
Bürokrasiye içerden, espri ve eğlencesiyle tadında,
samimi bir bakış.
E. GENEL MÜDÜR İSMAİL HAKKI TEMİZKÖK
Bürokrasi okuryazarlığının kitabı…
TRT HABER MÜDÜRÜ ERDEN KARAOĞLU
Tahammül kalmadı akla, söze, saza
Her şeyi kendimize benzettik, yok tasa
Adem Ceren, Ali Ekşi, Ayşen Seymen Çakar, Bengi Su Şen, Cumhur Olcar, Emin Koç, Fatma Gündüz, Gökhan Tenikler, Hayriye Şengün, Hüseyin Avunduk, İlknur Türkseven Doğrusoy, Kıvanç Demirci, Olcay Çelenk, Önder Bozkurt, Samet Dinçer, Sevda Demiröz Yıldırım, Sinem Utanır Altay, Volkan Göçoğlu, Zehra Başhan Seçilmiş araştırma konularının yer aldığı bu kitapta, farklı yönleriyle Covid-19 pandemi olgusu incelenmektedir. Ölümcül etkilere sahip salgın konusu, ucu açık bir konu olup etki ve tepki ilişkilerinin incelenmesi, disiplinlerarası, kurumlar arası ilgiyi, başka bir ifadeyle derinlemesine araştırmaları gerektirmektedir. Bu çalışmanın temel konusu olan virüs vakalarının farklı değişim ve dönüşümlerle devam edeceği riskine ilişkin “Coronalı Yeni Dünya Düzeninde”, güvenli ortamlar ve “akıllı toplum” ilişkilerinin nasıl düzenleneceği konusu önemlidir. Stratejik plan düzeyinde yerelden başlayan ulusal ve uluslararası boyuta geçen bilgi birikiminden yararlanmak, her zaman etkin kamu yönetimi açısından önemlidir. Kitabın okuyucuya ve ilgililere faydalı olmasını dileğiyle...
Ahmet Nohutçu, Ahmet Özkan, Bayram Coşkun, Çiğdem Pank Yıldırım, Enes Yörükoğlu, Fahrettin Burak Yerlikaya, Fatih Güler, Fatih Yaman, Hamza Ateş, Hüsamettin İnaç, Kübra Öztürk, Mustafa Arslan, Mustafa Lamba, Nahide Işıl Çetinkaya İstikbal, Ömer Keskinsoy, Özcan Sezer, Öznur Yavuz, Sezai Öztop, Süleyman Tülüceoğlu, Yakup Altan, Yusuf Uysal, Zehra Namlı 2017 Nisan ayı itibarıyla düzenlenen referandum ve Haziran 2018 seçimleri neticesinde Türk kamuoyunun kahir ekseriyetinin onayını alan cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Türkiye'nin, şekillenmekte olan yeni dünya düzenine bir cevabı ve değişen küresel siyasete anlamlı bir adaptasyon çabası olarak okunmalıdır. Yüz yılda olması gereken hadiselerin, on yılda gerçekleştiği, dünyanın daha hızlı döndüğü ve dondurulmuş ihtilafların, bir bir savaşa dönüştüğü bir dönemden geçmekteyiz.
Buna ilaveten pandemi ve depremler başta olmak üzere doğal afetlerin, iklim krizi ve küresel ısınmayla katlanarak yaygınlaştığı, ulusal güvenliğin, gıda güvenliğinden enerji güvenliğine ve hatta uzay güvenliğine kadar geniş bir alanda tanımlandığı ve dış politikada ittifak ve düşmanlıkların baş döndürücü bir hızla değişim ve dönüşüm gösterdiği, içinden geçtiğimiz dönem, Türkiye'nin parlamenter sistemle yoluna devam etmesini imkânsız hâle getirmiştir. Bu bakımdan yeni sistem, pek çok alanda idari açıdan büyük değişiklikleri pratiğe yansıtmıştır. Bu eser, bu farklılıkların kamu yönetimine bakan kısmına odaklanmaktadır.
Nitekim cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde, cumhurbaşkanına cumhurbaşkanlığı kararnamesi yetkisi verilerek kamu yönetimi alanını tanzim imkân verilmiştir ki cumhurbaşkanı, bu kararnamelerle kamu tüzel kişiliği kurabilmekte, bakanlıkları ve pek çok kamu kurumu ve kuruluşlarının yapısı ve işleyişini düzenleyebilmektedir. Kamu yönetiminin etkin ve verimli işleyişi açısından ve daha etkin kamu politikalarının oluşumu ve uygulanması bakımından son derece önemli olan üst düzey kamu yöneticilerini de bu yetkisiyle atamakta ve görevden alabilmektedir. Cumhurbaşkanı, bu yetkisi sayesinde beş yıl boyunca politika, plan ve programlarında destek alabileceği üst düzey kamu yöneticilerini tayin etmektedir.
Osman Nacak Geçmişten günümüze devletler, pek çok alanda birçok kamu politikası oluşturmaktadır. Geçmişte, geleneksel kamu yönetimi anlayışının egemen olduğu dönemde, devlet içi aktörlerin politika yapım sürecinde çok daha etkin olduğu görülmektedir. Fakat yönetim anlayışında yaşanan değişimle birlikte politika yapım sürecinde de bir değişimin yaşandığını ve devlet içi aktörlerin yanında birçok yeni aktörün de politika yapım sürecinde rol almaya başladığını söylemek mümkündür.
Bu kitap, bir taraftan yönetim anlayışında yaşanan paradigma değişimini irdelerken diğer taraftan da kamu politikası kavramını, özelliklerini, tarihsel gelişimini, politika yapım sürecini ve politika aktörlerini ayrıntılı bir biçimde incelemektedir. Kitapta özellikle politika yapım sürecinde yer alan geleneksel aktörler ile yönetim anlayışındaki değişimle birlikte politika yapım sürecine dâhil olmaya başlayan yeni aktörlerin her biri ayrı bir başlık altında derinlemesine analiz edilmektedir. Ayrıca kitapta, politika yapım sürecinin çok aktörlü bir sürece dönüşmesini sağlayan faktörlere de yer verilmektedir.
Kamu politikası, siyaset bilimi ile kamu yönetimi alanındaki araştırmacıların ortak inceleme alanıdır. Bununla birlikte son dönemde farklı disiplinlerde yer alan araştırmacıların da bu alana ilgi duymaya başladığı görülmektedir. Değişen Yönetim Anlayışında Kamu Politikası ve Aktörleri kitabının, dünyada ve ülkemizde önemi hızla artmakta olan kamu politikası alanında çalışan bütün araştırmacılara katkı sağlayacağı ümit edilmektedir.
Senem Demirkıran Yaşamın her alanını nefes kesici bir hızla değiştiren dijital çağ, kamu yönetiminde pek çok fırsat sunmakta ve kamu yönetimi değişmektedir. Kamu hizmetlerinin dijital dönüşümü ve dijitalleşme, vatandaş odaklı dijital yönetişimi ortaya çıkarmaktadır. Dijital çağın kamu yönetimine yansıması olarak kamu hizmetlerinin sunumunda öne çıkan dijital yönetişim ile dijital dönüşüm, dijitalleşme, nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zekâ gibi unsurlar kamu yönetimi çalışmalarına dâhil olmaktadır. Dijital çağın kamu yönetimine etkilerinin anlatıldığı bu kitapta; dijital çağ ile birlikte meydana gelen değişimler sunulmakta, dijital çağ ile dönüşen kamu yönetimi ve dijital yönetişim anlatılmakta, Türkiye'de kamu yönetimine dijital çağın etkileri incelenmekte ve dijital yönetişim analizi yapılarak yeni bir model önerisi sunulmaktadır.
Adnan Söylemez, Alper Güneş, Bilal Özel , Esra Nur Tuğan, Faruk Temel, Hakan Alptürker, Hayati Ünlü, Hikmet Salahaddin Gezici , Kemaleddin Eryeşil, Metin Özkaral, Muhammed Kasım Kavak, Osman Özdemir, Ömer Faruk Tekin , Seyida Erkek, Yasin Taşpınar Dijital alan, kısa bir zaman dilimi içerisinde toplumsal ve kamusal alanın büyük bölümüne yoğun şekilde nüfuz etmiş bulunmaktadır. Bu işleyişi bu denli hızlı kılan en temel nedenlerden biri hiç şüphesiz dijital uygulamaların geleneksel muadillerine göre çok daha kullanışlı ve ekonomik alternatif araçlar sunuyor olmasıdır. Elbette günümüzün kendine özgü koşulları da dijitalleşme lehine bir tablo oluşturmuştur. Dijitalleşmenin hızı ve kapasitesi, bahsedilen alanlarda ortaya çıkardığı değişimleri yönlendirmek bir yana takip etmeyi bile zorlaştırmaktadır. Bugünün dünyasından edinilen izlenim; avcı- toplayıcı, tarım, sanayi ve bilgi toplumlarından sonrasının muhtemelen ağ toplumu olacağını düşündürmektedir. Nitekim bağlantılılık sayesinde oluşan ağdan edinilenlerin sağlayacağı güç ve ortaya çıkaracağı sinerji, hayalleri bile zorlayacak bir potansiyele sahiptir. Sanayi devriminden sonra bilgi ve iletişim devriminin de tarihselleşmeye başladığı bu günlerde kimi sorgulamaların zamanının geldiği düşünülmektedir.
Bu noktada birkaç soru akla gelmektedir. Örneğin; "Sosyal medya sayesinde birbirleriyle iletişim kabiliyetini geliştiren toplum, alanın kontrolünü ele geçirebilmiş midir?", "Elektronikleşen devlet ve bürokrasi, eski konumlarından vazgeçmiş ve alanı vatandaşa mı teslim etmiştir?", "Elektronik ticaret olanakları tekelleşmeyi ortadan kaldırarak tüketici lehine bir durum mu ortaya çıkarmıştır?" ya da "İnsanoğlu yapay zekâ gibi bir alana bu kadar yoğun ilgi göstererek kendi sonunu mu hazırlamaktadır?" Dijitalleşme ile ilgili daha pek çok sorgulama yapmak mümkündür. Bu çalışma için yola çıkılmasına neden olan ana hedeflerden biri, başlangıç düzeyinde de olsa bahse konu sorgulamaların yapılması veya en azından bu yönde bir işaret fişeği yakılmasıdır. Bu çalışmada dijitalleşme multidisipliner ve çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alınmakta, çeşitli alanların bir anlamda fotoğrafının çekilmesi ve bu bağlamda tarihe not düşülmesi hedeflenmektedir. Bilim dünyasının siyaset, yönetim, ekonomi, hukuk ve iletişim gibi farklı alanlarından akademisyenlerin değerli çalışmaları sayesinde bu eser ortaya çıkarılmıştır. Bu yönüyle kitabın söz konusu alanlardaki bilimsel birikime bir katkıda bulunması, konuyla ilgilenen her alandan kişilerin istifadesi ümit edilmektedir.
Nihat Aytürk Emniyet teşkilatında her müdür, amir ve memurun kamusal ve sosyal yaşamı protokol ve sosyal davranış (saygı ve nezaket) kuralları içinde geçmektedir. Protokol ve sosyal davranış kurallarını bilmek ve bu kurallara uymak kurumsal ve ulusal temsil ve itibar açısından zorunludur.
Bu kitabın amacı; Polis Akademisinde, Polis Amirleri Eğitim Merkezinde, Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde, Polis Meslek Yüksekokullarında ve Enstitülerde okuyan öğrencilere; Emniyet Teşkilatında her kademede görev yapan yöneticilere ve memurlara; VIP, Misyon Koruma ve Uluslararası kuruluşlarda çalışanlara; bu alanda sınavlara hazırlananlara protokol ve davranış kuralları konusunda katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası düzeyde kurumun ve mesleğin saygınlığını artırmaktır.
Ali Şahin, Erhan Örselli, Yasin Taşpınar Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kamu yönetimlerinde görülebilen etik sorunlar ve etik dışı davranışlar, vatandaşların devlete ve kamu kurumlarına duydukları güvenini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca yozlaşmış uygulamalar, kamu yönetimlerinin ciddi itibar ve saygınlık zafiyeti yaşamalarına neden olmaktadır. Vatandaşlar nezdinde kamu yönetimlerinin güvenirliliği ve imajı, artık etik davranıp davranmamalarıyla ilişkili olarak algılanmaktadır.Kamu yönetiminde yaşanan etik dışı davranışlar ve etik ikilemler, bürokrasinin işleyişinden kaynaklanan güven bunalımına neden olmaktadır. Kamu çalışanlarının ve yöneticilerinin etik dışı uygulamaları, kamu yönetimine yönelik güveni azaltan faktörler içerisinde yer almaktadır.
Ali Ekşi, Asena Altın Gülova, Asmin Kavas Bilgiç, Ayça İzmirlioğlu, Barış Öztuna, Bekir Parlak, Celal Tolgay, Dilek Eser, Güliz Müge Akpınar, Gülşen Sarı Gerşil, Işıl Kellevezir, İnan Eryılmaz, Kamil Orhan, Özlem Çakır, Sevgi Tokgöz Güneş, Sinem Utanır Altay, Yakup Özkaya, Zerrin Toprak Karaman Gelecek Ne Getirecek? Tüm Yönleriyle Toplum 5.0, başlıklı bu yeni kitabımız, son yıllarda önem kazanan ancak anlamsal içeriğinin henüz tam anlaşılmadığı "Toplum 5.0" kavramına çok yönlü açıklık getirmeyi hedeflemektedir. İçerik olarak disiplinler arası hazırlanmış olup uzmanlarımızca özellikle merak edilen ve gelecekte daha da önem kazanacak konular işlenmiştir. Toplum 5.0 ekseninde “Gelecek Ne Getirecek?” sorusu ile merak uyandırarak, bazı seçilmiş konuların günümüz ve gelecekte alabileceği yönü sorgulayarak, okuyucuyu bu konularda düşünmeye davet etmektedir. Akıllı Toplum sürecine geçiş olarak da yorumlanan, "dijital toplum" faaliyetlerinin esasen bilgi üretme ile de yakın ilgisini görmek gerekir. Bu bağlamda uzmanlarımız toplumda robotlaşma sürecinin yarattığı korku etkisiyle, akıllı teknoloji kullanma faaliyetlerini, bir tehdit değil ancak bir fırsat ve üzerinde çalışıldığı takdirde toplumsal güçlü yan olarak görmektedir. Akademik bir emek ürünü olan kitabımızın bilgi üretme yönünde okuyucularımızı teşvik ederek örgütsel bilgelik yolunda yeni bir bakış açısı geliştirmesi, toplumsal yaşamın ilgili alanlarında yol göstericilikte faydalı olmasını dileriz.
Nuri TORTOP, M. Akif ÖZER Halkla ilişkiler, günümüz dünyasında kamu yönetimlerinin ve özel sektör işletmelerinin en önemli yönetim fonksiyonlarından biri haline geldi. Küresel dünyada yönetime katılmanın, hedef kitleye ulaşmanın ve algıda fark yaratmanın yolu halkla ilişkilerden geçmektedir. İletişim teknolojisinde yaşanan devrim niteliğindeki gelişmeler örgütlerin hem yapısını hem de yönetim usullerini değiştirmiş halkla ilişkileri yönetim aygıtının vazgeçilmez bir unsuru haline getirmiştir. Üniversite dünyamızın duayen isimlerinden Nuri Tortop'un öğrencileri ve halkla ilişkiler görevini üstlenmiş çalışanlar için yol gösterici bir kaynak olarak hazırladığı bu çalışma, dünyada ve Türkiye'de Halkla İlişkiler uygulamalarını anlatıyor.
Zehra Çubukcu, Mehmet Göküş Kamu Değeri Yönetimi (KDY), Yeni Kamu İşletmeciliği (YKİ) yaklaşımının özel sektör değerlerini öncelemesi ve kamu değerlerinin aksatılmasına paralel olarak ortaya konulan yaklaşımlar arasında yer almaktadır. Günümüzde, KDY'nin tam olarak anlaşılabilir ve yaygın olarak kullanılabilir olduğunu iddia etmek oldukça zordur. Bu noktadaki en önemli engel ise KDY ile ilişkili tanım ve kavramların literatürde karmaşık bir şekilde yer alması olarak gösterilebilir.
Kamu değeri kavramı, kamu yönetimi literatüründe ilk defa Moore tarafından (1994, 1995) dillendirilmiştir fakat kendisi de net bir tanımlama yapmamıştır. Kamu değeri kavramının tanımlanmasında yaşanan muğlaklık, kamu değerinin ölçülmesine ilişkin süreçlerde de belirsizlik yaşanmasına neden olmaktadır. Ancak kamu değerinin ölçülmesi, kamu hizmetlerinin değer odaklı bir çerçeveden bütüncül olarak değerlendirilmesini sağlamak açısından önem arz etmektedir. Bununla birlikte kamu değeri ölçümü, kamu kurumlarının sunmuş oldukları hizmetlerin iyileştirilmesinde, kamu yöneticilerine ve personeline yol göstermektedir. Kitapta, kamu değerini kavramsal ve kuramsal olarak inceleyen ve alan yazında yer alan çalışmalardan faydalanılarak, kamu değerinin nasıl ölçümlenebileceğine ilişkin çıkarımlarda bulunulmuştur.
Handan Boyalı Karar verme kavramının insanların ve örgütlerin hayatında önemli bir rolü bulunmaktadır. Çalışmanın çoğu bölümünde karar verme kavramının insan ve örgütlerin hayatı açısından önemi farklı açılardan açıklanmaya çalışılmıştır. Karar verme konusunun bu kadar önemli olduğunun bilincinde olmak da karar verme konusu kadar önemlidir. Yapılan araştırmalar neticesinde karar verme olgusu; bir eylemin merkezinde, kalbinde yer tutmakta ve gerçekleştirilen eylemler verilen bu kararlar doğrultusunda şekillenmektedir. Bu bağlamda gerek insanların günlük yaşantılarındaki davranışlarının gerekse kamu örgütlerinin faaliyetlerinin kararları temel aldığını söylemek yerinde olacaktır. Kanunla verilmiş yetki ve sorumluluklar çerçevesinde hareket eden yöneticilerin yönetsel etkinlik ve başarılarında, onların bu yetkilerini kullanmaları ve kullanırken vermiş oldukları kararlar etkili olmaktadır. Bu nedenle karar vermedeki esas amaç, doğru sonuca erişmektir.
Vatandaşın şikâyetleri üzerine kamu örgütlerini devlet adına denetleyen ve denetimi neticesinde bir karara varan Kamu Denetçiliği Kurumunun karar verme yöntem ve uygulamaları, çalışmamızın örnek konusudur. Bu çerçevede başdenetçi ve denetçilerin yöneticiliğin en önemli unsuru sayılan karar verme ile ilgili tutum ve davranışları gözlemlenmiştir. Yönetim sürecinin bir işlevi olarak yer edinen, ayrıca diğer bütün süreçleri de doğrudan etkileyen karar verme sürecinin Kamu Denetçiliği kurumunda nasıl işlediği ve alınan kararların ne şekilde uygulamaya konulduğu, mevcut özellikleri ve mevzuatı doğrultusunda kuramsal olarak değerlendirilmiştir.
Mustafa Canbey Günümüzde kamu diplomasisi, ülkeler arası ilişkilerde çağdaş dünyanın en önemli iletişim yöntemleri arasındadır. Bu yöntemi, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, yeryüzündeki birçok ülke ilişkide bulunduğu diğer ülkelerdeki hedef kitlelerini etkilemek için kullanmaktadır. Türkiye de bu ülkeler arasında bulunarak son dönemde diplomasi araçlarını arttırmaya başlamıştır. Ancak tam anlamıyla rayına oturmuş, bütün unsurlarıyla dört dörtlük bir kamu diplomasisi çalışmasının nasıl yapılacağı karşımızda bir problem alanı olarak durmaktadır. Bu bakımdan Türkiye'nin diplomasi alanında attığı ve bundan sonraki süreçte atması gereken adımlar, elinizdeki bu kitapta ifade edilmeye çalışılmıştır.
Kamu diplomasisinin en önemli araçlarından birisi tartışmasız medyadır. Birleşik Krallık'ta BBC ve Reuters, Fransa'da AFP ABD'de AP ve VOA, Almanya'da ise Deutsche Welle haber diplomasisi anlamında önemli bir işlevleri yerine getirmektedir. Bu bağlamda Türkiye'de diplomasi faaliyetlerini yürüten kuruluşlara baktığımızda TRT ve AA'yı görmekteyiz. Bölgede yaşanan gelişmeleri tüm dünyaya duyurma noktasında önemli görevler üstlenerek adından söz ettiren TRT ve AA, bundan sonraki süreçte bölgedeki gücünü sürdürebilmek ve kamu diplomasi bağlamında bir merkez olabilmek için dönemin koşullarına uygun girişimlerle yeniliklere açılmalıdır.
Elinizdeki kitap, ülkemizdeki kamu diplomasisi faaliyetlerinin üst düzeye çıkması için atılması gereken adımları ele almıştır. İletişim çalışmalarına dayandırılan bu kitabın ilk bölümünde diplomasi kavramı, tarihsel gelişimi, kuramsal alt yapısı incelenerek güç kavramına değinilmiştir. Böylece kamu diplomasinde sıklıkla kullanılan "yumuşak güç" kavramı çeşitli örneklerle incelenmiştir. İkinci bölümde kamu diplomasisi ve medya ilişkisi ele alınırken hangi medya aracında nasıl bir diplomasi faaliyetinin uygulanabileceği tartışılmıştır. Üçüncü ve son bölümde kamu diplomasisinde medyanın rolü 15 Temmuz darbe girişimi örnek olayı üzerinden ele alınarak kamu diplomasisine yönelik kurumsal yapı önerisinde bulunulmuştur.
Hasan Acar Modern çağda devletlerin ve toplumların yaşadığı değişim süreci, kamu düzeninin korunmasını ve kamu güvenliğinin sağlanmasını giderek zorlaştırmıştır. Küreselleşmenin tüm hızıyla arttığı ve dünyanın giderek küçüldüğü bir çağda, güvenliği tehdit edici unsurlar sadece ülke iç dinamikleriyle bağlı kalmamakta ve dış dinamiklerin de etkili olduğu bir dönem yaşanmaktadır. Toplumlar; kültürel, sosyal, yönetsel ve ekonomik kültürleri yönüyle farklılık göstermekle birlikte bazı küresel olaylar bütün dünyadaki toplumların geleceğini ve güvenliğini etkilemektedir. Avrupa’da meydana gelen bir olay Asya’daki bir toplumun geleceğini ve kaderini değiştirebildiği gibi tam tersi bir şekilde dünyanın geri kalmış bölgelerindeki terör vb. olaylar da gelişmiş ülkelerdeki kamu düzenini ve kamu güvenliğini birincil derecede etkileyebilmektedir.
Bu nedenle devletler, güvenlik politikalarını sürekli olarak gözden geçirmektedir ve içinde yaşanılan çağa adapte etmeye çalışmaktadır. Bu eser, çok değerli akademisyenlerin katılımı ile ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu güvenliği politikaları ve bu alandaki yenilikler başta olmak üzere Avrupa’da artan terör olayları ve buna bağlı olarak yükselen aşırı sağ hareketlerin tehdit ettiği kamu düzeni ve kamu güvenliği konularını ele almıştır. Bu alanda çalışmalar yapacak araştırmacılara ve akademisyenlere, hem teorik hem de güncel olaylar yoluyla yardımcı bir eser olacağını umut etmekteyiz.

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın
T.C. Cumhurbaşkanlığı
Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi
Alisa Çiçek Akyol, Burcu İlbay, Emre Gürkaş, Sedef Göç İç denetim, günümüzde, Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsünün [The Institute of Internal Auditors (IIA)] öncülüğünde, işletme ve kurumlarının faaliyetlerine değer katmaktadır. Bu kitapta, Türkiye'de 2003 yılında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamu mali yönetim yapısına giren iç denetim uygulamasının mevzuatı ve standartları ile uygulama pratiği ve yöntemi, kamu kurumları ve işletmelerden uygulama örnekleriyle anlatılmıştır. Kitapta, dört farklı yazarın iç denetim ve iç denetim uygulamaları konusundaki örnek çalışmaları yer almaktadır. Çalışmalarda; iç denetimin genel konuları içinde iç denetimin tanımı ve standartları yer alırken Türkiye'de iç denetim mevzuat ve standartları ile iç denetimle geleneksel denetimin farkları ele alınmıştır. Kitapta, kamu kurumlarındaki iç denetim uygulamaları anlatılmış ve örnek bir iç denetim raporu ile iç denetim faaliyet raporuna yer verilmiştir. Bir kamu kurumu örneğinde iç denetim biriminin kurulması ve yönetilmesi süreçleri anlatılmıştır. Bir işletmede iç denetim plan ve programının hazırlanış aşamaları ile iç denetim görevinin örnek çalışma planı çıkarılmasının yanı sıra kamusal hizmet sunan bir kurumda, iç denetim plan ve programının hazırlanış aşamaları ile iç denetim görevinin örnek çalışma planı çıkarılmıştır. Türkiye'de, kamu kurumlarında iç denetim uygulaması, denetim anlayışına uluslararası standartlara dayalı ve risk analizlerini kullanan bir metodoloji kazandırmış olup denetimde kritik alanların önceliklendirilmesine dayanan bu yöntem, kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını amaçlamaktadır.
Fadime Korkut, Aydın Usta Ülkemizde, uluslararası ve Avrupa Birliği standartlarına uyum çalışmalarına, 2003 yılında, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile başlanmıştır. Uluslararası uygulamalar ve denetim standartlarıyla uyumlu risk değerlendirme yöntemlerini geliştirmek de kamu organizasyonlarının görevleri arasında sayılmış, böylece kamu organizasyonlarının kendi risk yönetim prosedürlerini geliştirmeleri zorunlu hâle gelmiştir. Doktora tezi olarak hazırlanan bu araştırmada, çalışma alanı olarak Bingöl ili kamu hastaneleri seçilmiş ve sekiz sağlık kurumundan doksan yönetici ile anket çalışması yapılmıştır. Bu kapsamda, yöneticilerin risk algılama ve refleksleri ile risk yönetim birimlerinin varlığı, risk yönetim süreçleri, riskle başa çıkma biçimleri ve becerileri incelenmiştir. Kitap, kurumsal risk yönetim kültürünün oluşturulması, risk yönetimi yöntem ve tekniklerinin nasıl kullanılabileceği konusunda, alanda çalışanlara, öğrencilere ve yöneticilere rehberlik etmek amacıyla yayına sunulmuştur.
Abdullah Aydın, Ali Somel, Alican Kaptı, Aslı Yönten, Ayça Çekiç Akyol, Aziz Belli, Begüm İsbir, Belma Tokuroğlu, Bülent Akbaba, Cenk Temel, D. Alper Çamlıbel, Ecehan Somuncuoğlu, Elif Emmioğlu, Emine Erden Kaya, Ender Akyol, Eylem Şentürk Kara, F. Burak Yerlikaya, F. Zeynep Özkurt, Fahri Bakırcı, Fatih Demir , Fatih Sanoğlu, Fatih Tombul, Fatma Gül Gedikkaya, Gülçin Eroksal Ülger, H. Hüseyin Çevik, Hakan Olgun, Hamza Bahadır Eser, Hatice Altunok, Hikmet Kavruk, Hülya Ağcasulu, İlhan Aksoy, İrfan Neziroğlu, Jülide Gül Erdem, Kutay Karaca, Mehmet Barış Yılmaz, Mehmet Güneş, Merve Suna Özel, Muhammed T. Gedikkaya, Murat Duran, Mustafa Altunok, Mustafa Lamba, Nazlı Nalcı Arıbaş, Ömer Güler, Ömer Özkaya, Rahime Süleymanoğlu Kürüm, Sebahattin Gültekin, Sedat Karakaya, Selma Karatepe, Selman Kesgin, Sevcan Güleç Solak, Sezai Öztop, Süleyman Çelik, Süleyman Sıdal, Süleyman Tülüceoğlu, Şenol Durgun, Tuncay Durna, Turgut Göksu, Uysal Kerman, Veysel Eren, Yakup Altun, Yakup Bulut Kamu Politikaları Ansiklopedisi, kamusal meselelerin süreçler, aktörler ve siyasal sistem etkileşimi içeresinde ele alınmasında yardımcı bir kaynak niteliğini taşımaktadır. Ansiklopedinin kapsamında; kamu politikasına ilişkin temel kavramlar, çeşitli politika alan örnekleri, modeller ve teorisyenlerin alana katkıları incelenmiştir. Kamu politikası sürecine ilişkin kavramları, analiz modelleri, politika aktörleri (bürokrasi, siyasi partiler, yasama, yürütme, yargı..), politika oluşum süreçlerine etki eden düşünce kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu-özel ortaklıkları, lobicilik faaliyetleri, medya bu bağlamda incelenmiştir. Siyaset bilimi, yönetim bilimi, hukuk, yerel yönetimler, kentleşme, maliye, spor, sosyal politika, iletişim, sosyoloji gibi farklı boyutlara yer verilerek kamu politikasının interdisipliner özelliği yansıtılmıştır. Eserde bulunan politika alanlarını; afet yönetim politikası, bölgesel kalkınma politikası, çevre politikası, dış politika, eğitim politikası, enerji politikası, göç politikası, güvenlik politikası, ilaç politikası, istihdam politikası, kentleşme politikası, konut politikası, koruyucu ve temel sağlık hizmetleri politikası, kriz yönetim politikası, kültür politikası, maliye politikası, orman politikası, personel politikası, sağlık politikası, sanayi politikası, savunma politikası, sosyal güvenlik politikası, spor politikası, su politikası, toplumsal cinsiyet politikası, vergi politikası ve yerel politika oluşturmaktadır.
Elvettin Akman Başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde yakın zamanda hızla gelişerek büyük önem kazanan Kamu Politikası, ismini taşıyan fakülte ve bölümler ortaya çıkararak ayrı bir disiplin hâline gelmiştir.
Kamu Politikası, Türkiye’de de yakın zamanda önem kazanmaya başlamıştır. Farklı disiplinlerde bulunan akademisyenler bu alana ilgi duymaya başlamış ve zamanla başta kamu yönetimi programları olmak üzere çeşitli programlar bünyesinde dersler açılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra Türkiye’de birkaç üniversitede Kamu Yönetimi bölümlerinin altında kamu politikası ana bilim dalı açılmış ve açılma girişimleri de devam etmektedir. Farklı üniversitelerde tezli ve tezsiz yüksek lisans programları da faaliyete girmiştir.
Bu kitap, Türkiye’de kısa zaman zarfında oldukça fazla mesafe kat eden kamu politikasına olan ilgiyi arttırmayı amaçlamaktadır. Kitapta; kamu politikasına ilişkin kavramsal çerçeve, kamu politikasının önemi, doğuşu ve gelişimi, nitelikleri, kamu politikasında rol oynayan aktörler, kamu politikası oluşturma süreci ve kamu politikası uygulama modelleri ele alınmıştır.
Kitabın; kamu politikasına ilgi duyan öğrencilere, akademisyenlere ve araştırmacılara faydalı olması umulmaktadır.
Cenay Babaoğlu, Fırat Harun Yılmaz Küresel gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de yaygınlaşan kamu politikası analizi çalışmaları hem karar alma süreçleri hem de politika önerileri geliştirme sürecinde yeni yöntemler ve teknikler kullanmayı gerektirmektedir. Kamu Politikası Analizi: Yöntemler ve Teknikler kitabı da bu amaçla özellikle analiz süreçlerinde teknik bilgi aktarımlarını içerecek şekilde hazırlanmıştır.
Kamu politikası analizlerinde kullanılan farklı yöntem, teknik, çerçeve, yaklaşım ya da modelden söz etmek mümkündür. Öte yandan bu araştırma araçlarının sınıflandırılmasında farklı yaklaşımlardan söz etmek mümkündür. Yazarlar, sıralanan araçları ikili bir ayrımla; karar verme modelleri ve kamu politikası analiz yöntemleri olmak üzere iki ana eksende ele almıştır. Bu kapsamda; rasyonel aktör modeli, arttırımcı model, karma modeller, grup yaklaşımı, elit/seçkinci model, kamu tercihi modeli, siyasal sistem yaklaşımı, süreç yaklaşımı başlıkları altında karar verme modelleri incelenmiştir. Analiz yöntemleri başlığı altında ise; kurumsal rasyonel tercih, kesintili denge teorisi, politika ağbağları yaklaşımı, savunucu işbirliği çerçevesi, sosyal inşacılık kuramı, çoklu akış çerçevesi ile yenilik ve yayılım modelleri ele alınmıştır.
Kamu Politikası Analizi: Yöntemler ve Teknikler kitabının, lisans ve lisansüstü derslerde analiz yöntemlerinin öğretimi için kullanılması ve araştırmacılar için analiz tekniklerinin öğrenimi noktasında faydalı olması ümit edilmektedir.
Abdullah Uzun, Adil Çamur, Adnan Karataş, Ahsen Saçlı, Ali Rıza Savaş, Aytaç Duran, Beytullah Sürücü, Canan Tercan, Cengiz Ekiz, Cihan Erdönmez, Cihangir Kanat, Coşkun Karaca, Coşkun Karaca, Cuma Yıldırım, Cüneyt Telsaç, Çağrı Çolak, Dilek Alma Savaş, Ebru Tekin Bilbil, Elif Genç-Tetik, Elif Gözler çamur, Engin Korkmaz, Erhan Örselli, Eser Gemici, Esin Aslanpay Özdemir, Faruk Ataay, Fatma Albayrak Altun, Fatma Eda Çelik, Fevzi Kaçer, Feza Solak Tuygun, Filiz Tepecik, Fuat Bozyel, Gamze Sinem Özer, Hakan Gökhan Gündoğdu, Hasan Tezcan Yıldırım, Hüseyin Özgür, İbrahim Ethem Taş, İbrahim Hüseyin Cansever, İlke Bezen Tozkoparan, İnci Çoban İnce, Kıvanç Demirci, Lutfi Yalçın, Mehtap Çakmak Barsbay, Merve Kayaduvar, Metin Işık, Mustafa Demirkol, Mustafa Doğanoğlu, Nergiz Başeğmez Bolaman, Niyazi İpek, Nuray E. Keskin, Onur Yerlikaya Şaşmaz, Ömer Özkaya, Özer Köseoğlu, Sabrina Kayıkcı, Sadegül Durgun, Samed Kurban, Seda Çankaya Kurnaz, Sefa Mertek, Seyida Erkek, Songül Demirel Değirmenci, Tuğçe Gür Türkdoğan, Tunç İnce, Tülay Demir, Vedat Yılmaz, Veysel Erat, Yakup Özkaya, Yaşar Orçun Küçükyılmaz, Yıldız Atmaca, Yunus Düger, Yunus Savaş, Yusuf Çınar, Zeynep Karhan
Levent Demirelli Ödediğimiz vergilerin miktarı; sunulan kentsel ulaşım, eğitim veya sağlık hizmetlerinin kalitesi; tarım, sanayi veya bilişim sektörlerine ayrılan devlet teşviklerinin dağılımı ve düzeyi; ülkeden göç eden ve etmeyi düşünen bireylerin sayısı… Bir ülkede yaşayan çok sayıda yurttaşı ilgilendiren ve etkileyen bu ve daha bunun gibi birçok konu, doğrudan kamu politikalarının birer sonucudur. Kamu politikaları her ne kadar devlete atfedilen "kamu yararı" misyonundan dolayı "sorun çözücü" bir işlev temelinde tanımlansalar da çoğu durumda kamusal sorunların bizatihi kaynağı veya sürdürücüsü rolünü de üstlenebilir. Kamu politikalarına dair sözü edilen bu olumlu veya olumsuz roller, kamu politikalarının oluştuğu süreçte şekillenir. Çünkü en basit ifadeyle, belli bir alandaki bir kamu politikası, siyasi ya da siyaset dışı aktörler arasındaki mücadelelerin somut bir çıktısıdır. Bu nedenle kimi çıkarları gerçekleştirirken ve bu anlamda/ölçekte sorunları çözerken diğer çıkarları görmezden gelebilir ve bu yönüyle de mevcut sorunların sürmesini yahut yeni sorunların ortaya çıkmasını beraberinde getirir. Kısaca ifade etmek gerekirse, kamu politikası aynı anda hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurur. Elinizdeki kitap, kamu politikalarına salt "sorun çözücü" bir işlev atfeden, dolayısıyla madalyonun diğer tarafını görmezden gelen ana akım "kamu politikası analizi" yaklaşımlarını eleştirel bir çözümlemeye tâbi tutmayı ve kamu politikasına içkin "sınıfsal" ve "yapısal" bileşenlerin de hesaba katılması gerektiği görüşünü dile getirmeyi amaçlamaktadır.
Ömer Fuad Kahraman Gelişmiş her toplumun kalbinde, zamanımızın çok yönlü zorluklarına çözüm bulmak için titizlikle hazırlanmış, iyi yapılandırılmış bir kamu politikaları çerçevesi yatar. Bu politikalar; ulusların kaderini şekillendirme, dışlanmış toplulukları yükseltme, çevreyi koruma ve ekonomik refahı artırma gücüne sahiptir. Onlar bizi daha iyi bir geleceğe yönlendiren görünmez ellerdir. Kamu Politikasında Başarı ve Başarısızlık başlıklı bu kitap, sizi dünyamızı dönüştüren karmaşık kamu politikaları ağının büyüleyici bir keşfine davet ediyor.
Peki, bazı politikalar başarılı olurken diğerlerinin başarısız olmasını sağlayan şey nedir? Bir politikanın, yalnızca zorlu siyasi tartışmalardan sağ çıkabilmesi için değil aynı zamanda uygulanmasında da başarılı olması için hangi bileşenler gereklidir? Kamu politikası başarı öykülerini araştırdıkça vizyon sahibi liderliğin, veriye dayalı karar vermenin, halkın katılımının ve uyum sağlama yeteneğinin dünyamızı daha iyiye doğru şekillendirmedeki derin etkisini ortaya çıkarmak mümkün.
İklim değişikliği, enerji güvenliği ve sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin endişelerin arttığı bir dönemde, etkili yenilenebilir enerji politikalarının rolü ve başarısı hiç bu kadar kritik olmamıştı. Yenilenebilir enerji politikalarının benimsenmesi ve uygulanması; enerji ortamımızı yeniden şekillendirme, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme, sonlu fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltma ve ekonomik büyümeyi artırma potansiyeline sahip. Bu vesileyle “yenilenebilir enerji” alt başlığında, kamu politikasında başarıya giden olası yolların daha derinden inceleneceği bir labirentte gezinmeye davetlisiniz!
A. Muhammet Banazılı, Aziz Belli, Berat Akıncı, Cansu Birin Atılgan, Cenay Babaoğlu, Cüneyt Telsaç, Çetin Çildir, Çiğdem Akman, Demet Dönmez, Elvettin Akman, Emrah Aydemir, Fatma Neval Genç , H. Alpay Karasoy, Halil Çakır, Hamza Ateş, Harun Kırılmaz , Konuralp Sezgili, Levent Memiş, Mehmet Duruel, Nil Çokluk, Vedat Yılmaz, Veysel Eren Kriz yönetimi; kriz durumlarının tanımlanması, analizi, krizle başa çıkma stratejilerinin geliştirilmesi, karşı önlemlerin başlatılması ve izlenmesini de içeren sistematik bir süreçtir. Krizlerle başa çıkabilmek ve kriz öncesi, esnası ve sonrasında yapılacakların etkisini artırabilmek, kurumsal kapasiteleri güçlendirmeye, hukuksal altyapıyı sağlamlaştırmaya, iyi bir kriz iletişimi kurmaya ve toplumsal bilinci geliştirmeye bağlıdır. Tüm bu çalışmalarda politika belirleyici konumdaki siyasetçilere, politika uygulayıcısı olan bürokrasiye, devlet yönetiminde dördüncü güç olduğu herkesin malumu olan medyaya ve her bir yurttaşa önemli görevler düşmektedir.
Etkili kriz yönetimi ve kalıcı çözümler için kriz yönetimine ilişkin bilimsel bilgi birikimimizin kapsamlı, bütüncül, derli toplu, açık, anlaşılır, erişilebilir nitelikte olması gerekmektedir. Toplumun geniş kesimlerinin krizlerle ilgili bilgi ve bilinç düzeylerinin artırılması, kriz yönetim kapasitemizin güçlenmesini olumlu yönde etkileyecektir. Bu amaçlara katkı sağlamak düşüncesiyle, ülkemizin seçkin üniversitelerinde görev yapan yirmi iki akademisyen tarafından kaleme alınan ve on altı bölümden oluşan “Kamu Sektöründe Kriz Yönetimi” kitabı, konuyu kavram, kuram ve uygulama örnekleriyle bütüncül bir bakış açısıyla ele almaktadır. Kitap, okurların ve kamu yöneticilerinin, temel meseleleri ve tartışmaları anlamaları için bilgi ve becerilerini geliştirmelerine hizmet etmenin yanı sıra riskleri ele almalarına ve kriz dönemlerine daha iyi hazırlanmalarına, krizlerle başa çıkma kapasitelerinin geliştirilmesine de katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Abdullah Özdemir, Akan Yanık, Cevahir Başdalan, Çağrı Köroğlu, Ece Armağan, Emre Akcagündüz, Esma Durukal, Gülşah Sezen Akar, Güven Deniz, Hakan Arslaner, Hayri Kemiksizoğlu, Hüseyin Şenkayas, Namık Kemal Öztürk, Onur Durukal, Özge Sivrioğlu, Seda Tapdık Blokzincir Teknolojisi son yıllarda giderek bilinen bir teknoloji hâline gelmekte olup “Bu teknoloji yaşamımızın hangi alanlarında kullanılabilir?” sorusunun cevabı, araştırmacıların gündemini meşgul etmektedir. “Kamu ve Özel Sektörde Blokzincir Teknolojisi” ismini taşıyan bu eser; giderek dijitalleşen dünyada blokzincir teknolojisinin sadece kripto paralarda kullanılmadığını, yaygın bilinenin aksine gelişime açık olan bu teknolojinin tüm dünyada hem kamu hem de özel sektörde kendine rahatlıkla kullanım alanı bulabileceğini ortaya koymaktadır. Eser, yönetim süreçlerinde blokzincir teknolojisinin varlığını nasıl geliştirebileceğini dünya örnekleriyle ortaya koyarak ilgililerine ilham kaynağı olmayı amaçlamaktadır. Blokzincir teknolojisinin kullanım alanlarına ilişkin Türkçe literatürdeki eksikliğin giderilmesi ve bu alanda çalışan araştırmacılara ve ilgililere katkı sunması dileğiyle…
Ahmet Cemil Soylu, Elif Gürdal, Emre Cengiz, Hasan Mahmut Kalkışım, Kadir Caner Doğan, Metin Aksoy, Muhammet Cemal Şahinoğlu, Münevver Demir, Ömer Uğur Kamu yönetimi, bir akademik disiplin olarak oldukça farklı bir epistemoloji ve metodolojiye sahiptir. Bu kitapta, kamu yönetimini daha geniş manada bir disiplin hâline getiren farklı kavramlar ve konulara yer verilmiştir. Bunun neticesinde de kamu yönetimi denildiğinde ilk akla gelen konular derin bir biçimde açıklanmıştır. Bu sayede, bu kitap ile sosyal bilimlerin 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra maruz kaldığı interdisipliner karakter de karşılık bulmuş olmaktadır. Bu kitapta; devlet, bürokrasi, kamu politikası, e-devlet, kent bilimi, kamu personel yönetimi ve afet yönetimi gibi konular üzerinden kamu yönetimi ile ilgili kavramlar ifade edilmiştir. Kitabın başta lisans öğrencileri olmak üzere konuya ilgi duyan tüm ilgililer için başlangıç bir kaynak niteliği sunduğu düşünülmektedir.
A. Taner Demiroğlu, Abdulsemet Yaman, Ali Rıza Savaş, Ali Turan, Alkım Aktaş, Aytaç Duran, Aytuğ Altın, Azer Ebru Mutlu, Çağrı Sevinçli, Didem Erdoğan, Eda Akgül Arslan, Emin Koç, Emine Yelken, Emrah Gökmen, Emre Savut, Engin Şahin, Eral Topçu, Eser Gemici, Fatih Güler, Fatma ALBAYRAK Altun, Fuat Bozyel, Gülnihal Ahter Yakacak, Güven Süslü, Habibe Hilal Çakar, Hakan Özdemir, Hatice Kübra Ecemiş Yılmaz, Haydar Albayrak, Hürol Çankaya, İlknur Rabia Türkölmez, İnci ÇOBAN İnce, İsmail Sarıteke, Kıvanç Demirci, Korhan Yeğrim, Lale Burcu Önüt, Mehmet Çatlı, Melike Orçin, Muhammed Esat Emek, Murat Buğra Tahtalı, Mustafa Demirkol, Mustafa Karataş, Oğuz Sancakdar, Olcay Işık, Ömer Özkaya, Rana Safarlı, Rukiye Mehtap Özlü, Taner Eken, Tuba Nergiz, Türkan Melis Parlak, Ünal Küçük, Veysel Erat, Yahya Demirkanoğlu, Yakup Korkmaz, Yakup Özkaya, Yeliz Karadeniz, Yurdanur Ural Uslan
Abdullah Metin, Abdullah Torun, Ahmet Ali Ugan, Ahmet Hikmet Zabun, Ali Rıza Savaş, Aydoğan Kutlu, Behlül Altınışık, Berna Deniz Demir Sargut, Burak Başkan, Canan Katılmış, Cengiz Gürbüz, Cihan Palancı, Dilek Alma Savaş, Elif Gözler Çamur, Emre Aydilek, Emre Mete, Emre Savut, Erdal Şahin, Evşen Altun Aslan, Fatih Güler, Fethi Çiftçi, Feza Solak Tuygun, Fuat Bozyel, Funda Kemahlı Garipoğlu, Gamze Turgaylı Zengin, Görkem Birinci, Gülmelek Doğanay, H. Şirin Ak, Hakan Özdemir, Hasan Faruk Uslu, Hatice Dönmez, İpek Coşgun, İsmail Yazıcı, Kenan Şahin, Kürşad Özkaynar, Mehmet Arı, Mehmet Cihan Toker, Mehmet Murat Payam, Mehmet Salih Ökten, Merve Kayaduvar, Mustafa Demirkol, Mustafa Karahöyük, Niran Cansever, Onur Türkölmez, Önder Canveren, Özkan Ayık, Rabia Sare Aslıyüksek, Rana Safarlı, Sefa Mertek, Selin Tokgöz, Taner Eken, Tuba Nergiz, Tuğba Salman, Umut Yukaruç, Veysel Başusta, Veysel Erat, Yavuz Yıldırım, Yunus Savaş, Yusuf Gocuk, Yücel Özden
Abdulsemet Yaman, Adnan Karataş, Ahmet Uslu, Arzu Polat, Aydoğan Kutlu, Ayşenur Öktem Özgür, Bengi Demirci, Cantürk Caner, Cem Angın, Cengiz Ekiz, Cihan Arslan, Cuma Yıldırım, Cüneyt Telsaç, Çağrı Çolak, Demokaan Demirel, Derya Aktaş, Duygu Yılmaz, Efe Çınar, Elif Genç-Tetik, Emre Savut, Erhan Örselli, Erkan İlhan, Esin Benhür Aktürk, Fatma Eda Çelik, Ferda Koç, Fuat Bozyel, Gamze Koçak Erat, Gaye Berna Agun Poyrazoğlu, Gizem Kabasakal, Hakan Gökhan Gündoğdu, Hakan Özdemir, Hande Tek Turan, Haydar Albayrak, Hüseyin Aras, İbrahim Ethem Taş, Kıvanç Demirci, Kubilay Düzenli, Kürşad Emrah Yıldırım, Lutfi Yalçın, Mehmet Emirhan Kula, Mehmet Salih Ökten, Mehtap ÇAKMAK Barsbay, Merve İzci, Metin IŞIK, Muhammed Z. Çığman, Murad Duzcu, Murat Semerci, Murat Yusuf Uçan, Mustafa Demirkol, Nazlı NALCI Arıbaş, Nilgün Kahraman, Nur Şahin, Nur Şat, Nuray E. Keskin, Onur Durukal, Onur Kemal Yılmaz, Osman Karacan, Özer Köseoğlu, Recep Aydın, Sabrina Kayıkcı, Sadegül Durgun, Samed Kurban, Senem Demirkıran, Serhat Saatci, Serkan Doru, Songül Demirel Değirmenci, Süha Oğuz Albayrak, Taner Eken, Taylan Gülaslan, Tuba Nergiz, Tuğçe GÜR Türkdoğan, Tülay Demir, Ünal Küçük, Vedat Yılmaz, Veysel Babahanoğlu, Veysel Erat, Yahya Demirkanoğlu
Ahmet Coşkun Türkiye'de halkın daha kaliteli hizmet talebi doğrultusunda kamu yönetiminin reforma tâbi tutulması her dönemde gündemde olan bir husus olmuştur. Akademik camiada da konuya ilgi hemen hemen hiç kesintiye uğramamıştır. Buna karşın yapılan çalışmalarda reformu başarılı bir şekilde hayata geçirmek üzere hangi faktörlerin gerekli olduğu hususu belirli bir bütünsellik içerisinde pek ele alınmamıştır.
Bu kitapta öncelikle Türkiye'deki kamu yönetimi reformu uygulamasının ulusal literatür temelli genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Ardından, başarılı bir reform uygulamasının ulusal ve uluslararası literatür kaynaklı temel sac ayakları ortaya konulmaya çalışılmış, buradan hareketle Türkiye için somut nitelikte kimi çözüm tekliflerinde bulunulmuştur.
Bu kitap, ulusal ve uluslararası platformlarda edinilen kişisel tecrübenin yanı sıra uzun yıllar alan inceleme ve muhtelif fikir teatileri sonucu ortaya konulmuştur. Bu haliyle kitabın, normatif nitelikli değerlendirme ve somut önerilere, diğer bir deyişle “köşeli lâflar”a pek rastlanılmayan Türk kamu yönetimi literatüründe önemli bir boşluk dolduracağı düşünülmektedir.
Fatih Demir Kamu yönetimi ve kamu politikası, birbiriyle çok yakından ilişkili iki kavramdır. Siyaset biliminin merkezinde yer alan bu iki kavram, karar verme ve uygulama süreçleri arasındaki ilişkiyi açıklama noktasında büyük bir önem taşımaktadır. Kamu yöneticileri ve kamu görevlileri, kamu politikalarıyla sürekli etkileşim hâlindedir. Kamu politikaları hükûmet kuruluşlarının çeşitli programlarını yürütmek ve eşgüdümlemek için kullandığı ilkeleri ifade eder; kamu yönetimi teşkilatı ise bu politikaların üretilmesi ve idaresinden sorumludur. Bu görevi yapanlar, toplumsal sorunların nasıl ele alınacağını bilen, politikaya dayalı çözümlerle ilgili fikir yürütebilen ve kamu politikalarının etkin, verimli ve kurallara uygun şekilde uygulanmasını sağlayan kamu görevlileridir. Bu bağlamda, kamu yönetimi ile ilgili temel kavramları tartışmak, kamu politikalarının aşamalarını ortaya koymak ve kamu yönetimi (bürokrasi) ile kamu politikaları arasındaki ilişkileri açıklamaya çalışmak, bu kitabın temel amacıdır.
Abdullah Aydın, Ahmet Tunç, Aziz Belli, Bekir Gündoğmuş, Berat Akıncı, Demet Dönmez, Ferit İzci, Gökhan Uludağ, Hatice Ay, İsmail Sarıteke, Mehmet Mecek, Ömer Fuad Kahraman, Tuğçe Kurtağzı, Vedat Yılmaz, Yıldız Atmaca 20. yüzyılın son çeyreğinde kamu yönetim anlayışında yaşanan kuramsal ve kavramsal tartışmalar, akabinde paradigmatik bir dönüşüme kapı aralamıştır. Bu dönüşüme sebep olan birçok faktör bulunmakla birlikte sosyoekonomik ve teknolojik gelişmeler ile neoliberal politikaların yaratmış olduğu toplumsal dönüşüm başat rol oynamıştır. Sürekli artan ve çeşitlenen toplumsal beklentileri karşılamak adına yapısal ve işlevsel olarak büyüyen kamu örgütleri; döneme özel, geçmiş sorunlara benzemeyen ve var olan örgütsel yapı ve anlayışla çözülemeyen meydan okumalarla karşı karşıya kalmıştır. Geleneksel yönetim anlayışından farklı örgütsel ve ilişki ağı gerektiren bu dönemde, kamu yönetimi ile işletme yönetimi arasındaki işbirliğine dönük yaklaşımlar ön plana çıkmıştır. Birey ile devlet, kamu örgütleri ile siyasi otorite arasında değişen ilişkiler, kamu hizmet ve vatandaş algısını da özel sektör bileşenleriyle açıklanmasını gerektirmiştir.
Reformist bir anlayışın ürünü olan yeni kamu yönetimi anlayışı, toplumsal dönüşümün tetikleyici unsurlarıyla zamanla girdiği tepkimeden farklılaşarak çıkabilmiştir. Yeni anlayışa ve akabinde başlayan reform uygulamalarına yönelik ortaya çıkan eleştirel yaklaşımlar, kamu yönetimi alanındaki mevcut paradigmanın hâkim pozisyonunu da dönüştürme kapasitesi taşımaktadır. Bununla birlikte 21. yüzyılda etkisini sürdüren dönüşüm rüzgârı, kamu yönetim düşüncesindeki dinamik yapıyı da sürekli canlı tutmaktadır. Bu noktadan kamu yönetim anlayışındaki değişim olgusunu; geleneksel, yeni kamu yönetimi ve sonrasında gelişen global trendler ve yeni paradigmalar üzerinden ele almayı amaçlayan çalışma, kamu yönetiminin geleceğine yönelik projeksiyon çizmeyi de barındırmaktadır. Farklı üniversite ve kurumlarda görev yapan alanında yetkin 15 değerli yazarın özverili çalışmalarıyla kaleme alınan kitabın, okuyuculara faydalı katkılar sunması temennisiyle...
Metin Karadağ Bu çalışma, Kamu Yönetiminde Değişim ve Gelişim-I ve Kamu Yönetiminde Değişim ve Gelişim-II şeklinde iki seri eser olarak planlanmıştır.
Yazarının doktora tezi, akademisyenlik ve bakan danışmanlığı hatıraları, deneyimleri ve yeni fikirleri temelinde kalem aldığı bu kitap serisi; akademisyenler, bürokratlar, öğrenciler, uygulayıcılar ve hatta tüm sosyal kesimlerin faydalanabileceği bir içeriğe sahiptir.
Hem kamudaki yönetim uygulamaları hem yönetimin siyasal yönünü ele alan kitaplar; bu yönleriyle kamu yönetiminde planlanan, tasarlanan ve mevzuatla desteklenen modellerin siyasal eğilimlerin hâkim olduğu ortamda nasıl şekillendiği ortaya koymakta ve bu anlamda kaleme alınan ilk işletme-kamu-siyaset yaklaşımlı eser özelliği göstermektedir.
İki eser birlikte değerlendirildiğinde kamu yönetimi anlayışının seyri ortaya konabilecektir. Bu sayede okurların Türk kamu yönetiminin yaşadığı gelişim sürecini tarihsel bir yaklaşımla algılayabilmesi sağlanacaktır. Eserler tarihsel süreçte bir yandan Türk kamu yönetiminin evrilme yönünü belirlerken diğer yandan da dünyada yaşanan evrilmeyi karşılaştırmalı analizle anlayabilmeye katkı sunacaktır.
Metin Karadağ Bu çalışma, Kamu Yönetiminde Değişim ve Gelişim-I ve Kamu Yönetiminde Değişim ve Gelişim-II şeklinde iki seri eser olarak planlanmıştır.
Yazarının doktora tezi, akademisyenlik ve bakan danışmanlığı hatıraları, deneyimleri ve yeni fikirleri temelinde kalem aldığı bu kitap serisi; akademisyenler, bürokratlar, öğrenciler, uygulayıcılar ve hatta tüm sosyal kesimlerin faydalanabileceği bir içeriğe sahiptir.
Hem kamudaki yönetim uygulamaları hem yönetimin siyasal yönünü ele alan kitaplar; bu yönleriyle kamu yönetiminde planlanan, tasarlanan ve mevzuatla desteklenen modellerin siyasal eğilimlerin hâkim olduğu ortamda nasıl şekillendiği ortaya koymakta ve bu anlamda kaleme alınan ilk işletme-kamu-siyaset yaklaşımlı eser özelliği göstermektedir.
İki eser birlikte değerlendirildiğinde kamu yönetimi anlayışının seyri ortaya konabilecektir. Bu sayede okurların Türk kamu yönetiminin yaşadığı gelişim sürecini tarihsel bir yaklaşımla algılayabilmesi sağlanacaktır. Eserler tarihsel süreçte bir yandan Türk kamu yönetiminin evrilme yönünü belirlerken diğer yandan da dünyada yaşanan evrilmeyi karşılaştırmalı analizle anlayabilmeye katkı sunacaktır.
Ahmet Apan, Aydın Akpınar, Burak Hamza Eryiğit, Dilek Memişoğlu Gökbınar, Emre Akcagündüz, Fatma Neval Genç, Filiz Tufan Emini Kurtuluş, Gökben Demirbaş, Güldenur Aydın, H. Tuğba Eroğlu, Hüseyin Gül, Levent Memiş, Mehmet Koca, Murat Önder, Mustafa Kocaoğlu, Müzeyyen Bilge Çıragöz, Osman Kürşat Acar, Ömür Aydın, Selim Çapar, Tahir Baysal, Tekin Avaner, Ümit Şimşek, Yasemin Mamur Işıkçı “Kamu Yönetiminde Güncel Sorunlar, Tartışmalar ve Çözüm Önerileri” başlıklı bu eser, yapıcı eleştirilerle kamu yönetimindeki mevcut sorunlara çözüm üretmek amacıyla hazırlanmıştır. Eseri, kamu yönetimi alanındaki diğer eserlerden farklı ve özel kılan bazı özellikler mevcuttur. Öncelikle eserin içeriğini oluşturan başlıklar, yaklaşık üç yıllık bir zihin çalışmasının ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Eser hazırlanırken kamu yönetimi alanındaki öğretim üyelerinden ve bürokratlardan yardım alınmıştır. Esere katkı sunan bilim insanlarına uzman oldukları konular özel teklif ile sunulmuştur. Eserde “seçme yazı” tekniği uygulanarak her başlık, daha önce o konuda çalışmış uzman kişilere dağıtılmıştır. Esere, 13 farklı üniversiteden 19 bilim insanı ve 4 bürokrat katkı sağlamıştır.
Eser oluşturulurken hedef kitlesi olarak kamu yönetimi disiplinindeki tüm paydaşlar ve özellikle de lisans ve lisansüstü öğrenciler seçilmiştir. Bu nedenle esere “kısaltmalar” ve “dizin” başlıkları eklenmiştir. Böylece eser “öğrenci dostu”, anlaşılması kolay bir hâle getirilmiştir. Ayrıca eser, farklı ve güncel sorunları incelemesi nedeniyle kamu politikası yapımında etkili olan Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarına da katkı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Yani eser sadece bir ders kitabı olarak değil kamu politikası yapımında yol ve fikir gösterici nitelikte hazırlanmıştır. Eserde son olarak “Kamu Yönetiminde Sorunlar” başlığı altında daha önce yazılmış eserlerin tersine farklı başlıklar seçilmiştir. Türkiye'de kamu yönetimi sorunları denilince akla genellikle “bürokrasi merkezli” sorunlar gelmektedir. Özellikle merkeziyetçilik, yönetimde katılık vb. Bu eser bunlarla beraber kamu yönetimi alanında çağın ürettiği güncel sorunları da tespit ederek bunlara ilişkin analizler sunma amacıyla da hazırlanmıştır. Yazarlardan ilgili alandaki sorunların tespiti ve bu sorunların çözümü için somut öneriler talep edilmiştir. Bu talep doğrultusunda eser şekillendirilmiştir.
Taylan Gülaslan İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar yaşanan süreçte, uygulama biçimi farklılık göstermiş olsa da geçerliliğini hâlen korumakta olan en önemli konulardan birisi, bireyin iletişim kurma (mesajını iletme) ve bir topluluğa/gruba ait olma ihtiyacıdır. İnsanlar için vazgeçilmez olan iletişim kurma ihtiyacı kurumlar için de geçerli olup, kurumların bulundukları çevrede kendilerine yer edinebilmesi, gelişimini sürdürebilmesi ve gerek kurum içerisinde gerekse dışarıda bulunan paydaşları ile sağlıklı bir etkileşimin tesis edilmesinde iletişim önemli bir araç olarak görülmektedir.
Günümüzde kamu ve özel kesim ayrımı yapmaksızın tüm kurumlar iletişim şemsiyesi altında sosyal medya platformlarının gücünden yararlanmaya çalışmakta, bu gücü kurumsal hedeflerin gerçekleştirilmesi ve rakiplerine karşı avantaj sağlamak için kullanmaktadırlar. Ancak, yarattığı faydaların yanı sıra, kurumlar bu sürecin içerdiği risklerin gerçekten farkında mıdır? Yaşanabilecek krizlere karşı sosyal medya kullanım planlamaları var mıdır? Ülkemizin bilgi toplumuna dönüşüm yolculuğunda, sosyal medya mecrasında yer almamayı tercih etmek kabul edilebilecek bir yaklaşım değildir. Dolayısıyla, sosyal medya tarafından yeni iletişim dünyasının kurallarının adeta baştan yazıldığı bu oyunda ayakta kalabilmek için şimdi harekete geçme zamanıdır.
Bu kitap sayesinde; kurum içerisinde başarılı bir sosyal medya yönetiminin tesisinde ve sosyal medyayı çevreleyen risk labirentinde yolunuzu bulmanızda, içerisinde pratik bilgilere ve örneklere de yer verilen önemli bir rehber edinmiş olacaksınız.
Selami Özkan Kamu yönetimi birçok alan ve disiplinle ilişkilidir. Özellikle siyaset bilimiyle olan yakınlığı onu kendi başına bir disiplin olarak ele almayı zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla kamu yönetimini başta siyaset bilimi olmak üzere diğer alanların ve bilimlerin etkisinden arındırılmış bir kimliğe kavuşturmak zordur. Aynı zamanda kamu yönetiminin uğraş alanının tespiti ve uğraş alanına giren konuların önem sırasının belirlenmesi de ayrı bir meseledir. Yine kamu yönetiminin kimliğinin oluşturulması için onu pozitifçi bilim sınırlarına sığdırmak da mümkün değildir. Zira değerler kamu yönetiminde çok önemlidir.
Kamu yönetimi kimlik krizi, kamu yönetiminin özellikle siyaset bilimiyle olan ilişkisinde yaşadığı kendi başına olup olamama sorunu, esas uğraş alanının ne veya neler olması gerektiği konusundaki belirsizlik ve kamu yönetiminin salt pozitifçi anlayışa dayanan bilimsel bir anlayışla ele alınmasının mümkün olamamasıyla ortaya çıkan bir kriz olarak yorumlanabilir. Bu çalışmadaki yönetim yaklaşım ve uygulamaları bağlamında da ağırlıklı eğilime bakıldığında kamu yönetiminde değerlerin öneminin teyit edildiği anlaşılmaktadır.
Kamu yönetimi kimlik krizini altı yaklaşım ve iki uygulama örneği üzerinden değerlendiren bu çalışma, aynı zamanda kamu yönetiminde ağırlıklı olarak klasik dönemden günümüze yaşananları genel manada anlatmakta, kamu yönetimi kimlik krizini açıklamakta, kimlik krizini belli köklere dayandırmakta, kriz kökleri bağlamında kamu yönetiminin kimliğini yorumlamaktadır.
Fatih Demir Dijital çağda, küresel nüfusun artmaya devam ettiği, kirliliğin korkutucu boyutlara ulaştığı, doğal kaynakların tükendiği ve büyük sosyal zorlukların ortaya çıktığı, sürekli değişen bir dünyada yapısal dönüşümler yaşanıyor ve kamu yönetiminde yeni yaklaşımlar ortaya konuyor. Merkezi ve yerel yönetimler, bu sürece uyum sağlamak için kendilerini yeniden konumlandırmaya çalışıyorlar. Yeni yaklaşımların, daha insan merkezli bir şekilde yeni sosyal sözleşmeler ve ekonomik modeller yaratmak için teknolojilerden faydalanmayı da amaçlamaları gerekiyor.
Bugün “akıllı olmak”, teknolojik yenilikler yoluyla sosyal zorlukları yönetmek olarak anlaşılıyor. Nesnelerin interneti, yapay zekâ, makine öğrenimi, sinir ağları ve büyük veri gibi olgular fiziksel dünya hakkında bilgi edinmede önemli bir rol oynuyor. Bugün fiziksel dünyadan toplanan veriler siber uzay simülasyonunda analiz edilebilir ve sonuçlar daha iyi çözümler için fiziksel dünyaya yansıtılabilir; böylece insanların yaşamları daha güvenli, daha kolay, daha adil ve daha sürdürülebilir hâle gelebilir.
Kamu yönetimi alanında inovasyon denince ne anlaşılmaktadır? Çeşitli ülkelerin kamu hizmeti ve kamu yönetimi ile ilgili olarak uygulamaya koydukları yenilikler ve akıllı uygulamalar nelerdir? Kamu sektöründe inovasyonu mümkün kılan faktörler nelerdir? Bir inovasyon kültürü nasıl yaratılabilir? Hükûmet kaynaklarını yönetme, kamu politikaları üretme ve vatandaşlarına kamu hizmetleri sunma biçimlerinde yeni yaklaşımlar geliştirmeleri ve uygulamaları nasıl sağlanabilir? Kitap örnek uygulamalara değinerek bu sorulara cevap vermeyi amaçlamaktadır.
Jay M. Shafritz, E. W. Russell, Christopher P. Borick Shafritz, Russell ve Borick’in kamu yönetimine giriş amacıyla yazılmış kitabı çeşitli açılardan ilgi çekici. Öncelikle ihtiva ettiği başlıklarla kamu yönetiminin nesne arayışına bir cevap. İkinci olarak kuramsal anlatımın yanında, uygulamayı ele alışı, örnek olayları, tartışma soruları, sözlüğü, takdim ettiği internet siteleri, tavsiye ettiği okumalarıyla zengin bir materyal. Eserin bir diğer dikkate şayan yanı, Amerikan kamu yönetimini anlatan bu eserin Anglo-sakson geleneği içerisinde yer almasına rağmen şaşırtıcı düzeyde yasama süreçlerine, hukuk kurallarına ve yüksek mahkeme kararlarına atıfta bulunmasıdır. Bir başka ilginç yanı ise birörnek olmayan çok katmanlı Amerikan idari yapısına etkinlik bakış açısıyla olduğu kadar, özgürlükler, insan hakları, etik kaideler, otoriteryenleşme temayülleri, denge ve denetleme mekanizmalarının aksaklıkları, siyasi popülizm, yolsuzluk ve yozlaşma pencerelerinden bilim adamında bulunması gereken ilkelilik ve entelektüel derinlikle yaklaşmasıdır. Her ne kadar Amerikan kamu yönetimini öncelikle Amerikalılar için anlatan bir eser olsa da akademik olarak istifade edilebilecek bir çalışma olduğuna şüphe yoktur.
Ahmet YATKIN Bu çalışmada, bilimsel ve işlevsel olarak Kamu Yönetimi ve Etik ile ilgili temel değerler analiz edilerek, daha hızlı hareket edebilen, doğru kararlar alıp doğru uygulamalar ortaya koyabilen, dinamik ve esnek bir yapıya sahip, ihtiyaç ve beklentileri karşılayabilen, etik merkezli bir yönetim anlayışı ortaya koymak hedeflenmiştir.
Kamu Yönetiminde ahlaklı ve dürüst davranışları egemen kılabilmek, her tür kişisel ve toplumsal ilişkilerde olduğu gibi temelde insana, onun haklarına, kutsallığına, onuruna ve tüm ana değerlerine yönelmekle ve bunları sürekli olarak geliştirmekle mümkündür. Bu düzenlemeler, görevlilerin niteliklerini ve görevlerini yerine getirme koşullarını geliştirmeyi, kamu hizmetlerinin demokratiklik ve etkinlik ilkelerine göre yürütülmesini ve halkın kamu yönetimine karşı duyduğu güven ve bağlılığı arttırmayı amaçlamaktadır.
Çalışmanın, araştırma yapan uzmanlara, her kademe yöneticilerimize ve bu alanda eğitim alan öğrencilerimize yardımcı ve kaynak olması temennilerimle...
Abdullah Aydın, Ahmet Taner, Aydın Usta, Aziz Belli, Berat Akıncı, Burak Karaoğlan, Çiğdem Akman, Elvettin Akman, H. Tuğba Eroğlu, Hamza Ateş, Kamil Ufuk Bilgin, Konuralp Sezgili, M. Serdar Erbaş, Masood Nawaz Kayar, Mehmet Göküş, Murat İnce, Mücahit Bektaş, Naime Merve Karacaoğlu, Namık Kemal Öztürk, Ömer Fuad Kahraman, Önder Kutlu, Serdar Vural Uygun, Şerife Pekküçükşen, Vasfiye Çelik, Veysel Eren Performans yönetimi, 1980'li yıllarda yaygınlaşan neo-liberal politikalarla birlikte kamu sektörünün reform ajandasının temel enstrümanlarından biri olmuştur. Bu süreçte çoğu özel sektör yönetim alanına ait olan stratejik planlama, stratejik yönetim, performans ölçümü, performans yönetimi, hesap verebilirlik, müşteri memnuniyeti gibi kavram ve teknikler Yeni Kamu İşletmeciliğinin de etkisiyle kamu yönetimi alanında kullanılmaya başlanmıştır. Performansın kamu yönetimi reformlarının vazgeçilmez kavramlarından biri hâline gelmesinde kuşkusuz kronikleşen finansal sorunlar, değişen toplumsal talepler ve büyük verileri toplayıp analiz etmeyi mümkün kılan teknolojik gelişmeler etkili olmuştur. Ne var ki savunucularının gözünde kurtarıcı gibi görünen performans yönetiminin; karmaşık, yaygın ve birbirinden farklı beklentilerle ilgili kamu politikalarını oluşturma ve yürütme sorumluluğunu üstlenen kamu yönetiminde uygulanması birçok zorluğu da içinde barındırmaktadır.
Kavramsal ve kuramsal temelleri, yasal dayanakları, kullanım alanları, uygulama örnekleri, karşılaşılan sorunlar ve eleştirilere odaklanan ve 19 başlık altında ülkemizin farklı üniversitelerinden alanında yetkin 25 değerli yazarın katkılarıyla ortaya çıkan “Kamuda Performans Yönetimi” isimli bu kitap; başta akademik çalışma alanlarına olmak üzere kamu bürokrasisinin çeşitli kademelerinde kamu politikası oluşturma ve kamu hizmeti görme sorumluluğunu üstlenmiş olanlara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Fatma Neval Genç Bu kitap, Covid-19 üzerinde ağırlıklı olarak durmakla beraber kriz yönetimi, salgın ve pandemilerde kriz yönetimini kamu yönetimi ve siyaset bilimi bakış açısından, kriz yönetiminin krizin öncesi, kriz anı ve sonrası süreci içeren döngüsel çerçevesi içinde ele almaktadır. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak kriz, yeni tip krizler, kriz yönetimi, başarı koşulları üzerinde durulmakta; ardından salgın hastalıklarda risk ve kriz yönetimi, pandemi yönetiminde temel yaklaşımlar ve başarı kriterleri ele alınmaktadır. Üçüncü olarak Covid-19 salgınının kronolojik olarak gelişme seyri; krizle mücadelede küresel ve bölgesel örgütlerin rolleri, stratejileri ve faaliyetleri incelenmektedir. Çalışmanın dördüncü bölümünde, Covid-19'la mücadelede farklı coğrafyalardan, farklı strateji ve başarı durumları ile öne çıkan ülkeler ele alınmaktadır. Beşinci bölümde, Türkiye'de Covid-19 öncesi döneme kadar salgın hastalıklarla mücadelede yasal ve kurumsal yapılanma tarihsel olarak incelenmekte, ardından krize müdahale süreci, salgının başlangıcından itibaren uygulamaya konulan kurumsal, yasal düzenlemeler ve uygulamalar ile ele alınmaktadır. Çalışmada son olarak kriz sonrası dönemi planlama, krizden öğrenme bakış açısıyla krizin ilk 18 ayı ile sınırlı olmakla beraber Covid-19'la mücadele süreci değerlendirilmektedir. Bu amaçla öncelikle küresel aktörler, ülkeler ve Türkiye'de izlenen strateji ve politikalardan elde edilen dersler, tespitler, kriz yönetiminde, pandemilerde başarı kriterleri ve Covid-19'da ortaya çıkan durum açısından değerlendirmektedir.
Mehmet Devrim Topses Kurumlar sosyolojisi alanındaki ders kitaplarında doldurulması gereken boşluk, toplumsal kurumların ekonomik ve sınıfsal gerçeklikle ilişkisi içinde açıklanmasıdır. Toplumsal yapının, onu oluşturan bütün parçaların karşılıklı etkileşimini barındırdığı açık bir gerçektir. Daha açık olan bir gerçek ise kurumsal ilişkilerin genel çizgileriyle ekonomik ve sınıfsal ilişkilerin görüntüleri olduğudur. Hukuk, siyaset, din, sanat vb. gibi bütün kurumsal ilişkiler söz konusu toplumsal gerçekliğin değişimine bağlı olarak ortaya çıkar, yeni yorumlar kazanır ve değişir. Bu nedenle kurumsal ilişkiler, toplumsal-sınıfsal ve tarihsel gerçeklik içinde çözümlenebilirse gerçek bir kurumlar sosyolojisine ulaşılabilir. Örneğin bir sosyoloji öğrencisi için önemli olan konu, din ya da siyaset kurumunun hangi toplumsal işlevleri gördüğünü ezberlemesi değil, din ya da siyaset kurumunu ortaya çıkaran ve süreç içinde onda yapısal değişikliklere neden olan tarihsel ve toplumsal koşulları araştırabilmesi ve görmesidir.
Gerçekte toplumsal olay ve olguların her birinin ekonomik ve sınıfsal gerçeklikle bağlantısı içinde incelenmesi çok geniş kapsamlı incelemeleri gerektirir. Kitabımızın özelliği, toplumsal yapı kavramını ve kurumsal ilişkileri ekonomik ve sınıfsal temellerinden ayırmadan çözümleme yolunu benimsemiş olması ve bu kapsamda bir ders kitabının boyutlarını aşmayacak çok genel ve basit örnekler sunmasıdır. Ders kitapları, bilimsel disiplin alanlarına bir giriş niteliği taşır ve sonrasını öğrencilerine bırakır. Toplumu bilimsel olarak açıklama ve çözümleme savında olan her sosyoloji öğrencisine iyi okumalar ve başarılar dileriz.
Cemal Öztürk Yönetim Bilimi, zamanla, “İşletme Yönetimi” ve “Kamu Yönetimi” diye ayrılmışsa da son dönemde bu iki bilimin bazı açılardan yeniden birbirlerine yaklaştıkları gözlemlenmektedir. Bu bağlamda her iki yönetim için de elzem bir konu ve varılması hedeflenen bir olgu olarak “liderlik” Kamu Yönetiminde kendisini “Lider Yönetici” olarak açığa vurmaktadır.
Liderlik; son yıllarda içeride ve dışarıda, işletme yönetiminin yanında kamu yönetiminde, okullarda/okul dışında, merkezi ve yerel yöneticiler/önderler/liderler arasında, küreselleşen ve hızlı değişim ve gelişim içerisinde olan başta yönetim, çalışanlar, öğrenci ve akademisyenler, kendini kişisel olarak geliştirmek isteyenler olmak üzere hemen hemen herkeste ilgi ve merak uyandırmaktadır. Kitabımızın bu kişilere bilgi ve vizyon katkısında bulunacağı değerlendirilmektedir.
Kamu Yönetiminde lider yöneticiye ulaşma gayesine bir basamak olma hedefinde olan çalışmamızda: Örgüt ve Yönetim; Yetki, Güç, Otorite, Hiyerarşi ve Emir; Liderlik, Yönetici, Lider Yönetici, Kamuda Liderlik Önündeki Engeller başlıklı ana bölümler yer almaktadır.
Şadiye Sucu, Ahmet Keser Ülkelerin kamu yönetim sistemleri sıklıkla şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda kamuoyunun eleştirilerine maruz kalmaktadır. Bu eleştiriler bazen küçük çaplı ve sınırlı alanda kalırken bazen de kamuoyunu geniş ölçekte etkisi altına alabilmektedir. Eleştirilere karşı kimi zaman ivedilikle alınan birtakım tedbirlerle tatmin edici cevaplar üretilmiş olsa da çoğu zaman kamuoyunun soruları yanıtsız kalabilmektedir. Bu durum hem kamu yönetim sisteminin temel aktörleri olan bürokratların hem de politikacıların aldıkları karar ve uygulamalarının sorgulanmasına ve bu sorgulamanın şiddetine bağlı olarak da meşruiyet krizlerine neden olabilmektedir. Benzer durumlarda benzer sorunlara çözüm olarak geliştirilmiş; başka ülke, yer ve zamandaki iyi sonuç vermiş uygulamalar, karar alıcı aktörler için ders çıkarılabilecek örnekler sunabilmektedir. Türkiye'de “Kamu Denetçiliği Kurumu” adıyla oluşturulan Ombudsman Kurumu da bu uygulamalardan sadece biridir. Ancak Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun, ombudsman kurumlarının uluslararası standartlarında öne çıkan bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesini karşılayamaması, akademik camiada Kurumun işlevselliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu çalışmanın bulguları da Kamu Denetçiliği Kurumunun işlevselliğinin, beklentilerin uzağında olduğunu, uluslararası standartların altında kaldığını ve Türkiye'de işlevsellik düzeyi yüksek bir kamu denetçiliği mekanizmasından söz etmenin mümkün olmadığını ortaya koymuştur.
Ali Fuat Gökçe, Alper Aslan, Bayram Coşkun, Burçin Demirbilek, Cenay Babaoğlu, Ceray Aldemir, Çağlar Ezikoğlu, Çiğdem Akman, Çiğdem Pank Yıldırım, Elvettin Akman, Emine Çeliksoy, Eyüp Şen, Fatma Dağlı Erdoğan, Handan Boyalı, Harun Kırılmaz, Metin Özkaral, Murat Okcu, Pelin Babaoğlu, S. Mustafa Önen, Seda Kulu, Selin Engin, Sema Sarı, Serkan Gündoğdu, Tekin Avaner, Uzman Nurullah Güngör, Onur Kulaç, Adnan Kalkan 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kamu yönetiminin dünyadaki değişme ve gelişmelere uygun olarak yeniden yapılandırılması ihtiyacı kapsamında devlet aygıtı karşısında bireyin kötü yönetime karşı korunması ve bireyin hak ve özgürlüklerinin savunulması amacıyla kamu hizmetlerinin sunumunun her aşamasıyla değerlendirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu doğrultuda halkın idareden kaynaklı şikâyetlerini en aza indirecek bir yönetim anlayışının yerleştirilmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmış ve bugün 200’den fazla ülkede ombudsmanlık kurumları kurulmuştur. Gelişen süreçte vatandaşların beklentileri ve ihtiyaçları da dikkate alınarak genel ombudsmanlık kurumlarının yanında “Basın Ombudsmanlığı, Tüketici Ombudsmanlığı, Askeri Ombudsmanlık, Üniversite Ombudsmanlığı, Sağlık Ombudsmanlığı, Yatırım Ombudsmanlığı, Engelli Ombudsmanlığı, Kadın, Çocuk ve Aile Ombudsmanlığı, Yerel Yönetimler Ombudsmanlığı, Çevre Ombudsmanlığı, Konut Ombudsmanlığı, Kentsel Dönüşüm Ombudsmanlığı, Enerji ve Maden Ombudsmanlığı, Tüketici Ombudsmanlığı ve İş Ombudsmanlığı” gibi pek çok özel amaçlı ombudsmanlık kurumları ihdas edilmiştir.
Ombudsmanların temelde özel amaçlara uygun bir şekilde yetkilendirilmesi ve bu spesifik alanlarda uzmanlaşmaları beklenmektedir. Bu tür ombudsmanlardan beklenen yalnızca kendi görev alanına giren konuları incelemek, araştırmak ve o konulardaki uyuşmazlıkları çözmeye çalışmaktır. Özel amaçlı ombudsmanlar ile genel amaçlı ombudsmanlar arasında yetkileri ve görev alanları bakımından farklar vardır. Özel amaçlı ombudsmanlar ya belli bir alanda meydana gelen uyuşmazlıkları (örneğin, askeri konular) ya da belirli kişilerden gelen şikâyetleri çözmekle görevlendirilmiştir. Ülkelerde yalnızca genel amaçlı ombudsmanlar olabildiği gibi özel amaçlı ombudsmanlar ya da hem genel amaçlı ombudsman hem de özel amaçlı ombudsmanlar bir arada bulunabilmektedir.
Bu kitapta; dağınık ve kısıtlı olduğu ifade edilen özel amaçlı ombudsmanlık türlerinin uygulanmasına katkı sağlamak amaçlanmaktadır. İlk ve son bölüm hariç her bir bölümde farklı özel amaçlı ombudsmanlık tür ve uygulamalarının derinlemesine incelenmesi yapılmış, farklı bağlantı modelleri ile uluslararası örnekler ortaya konularak karşılaştırma yapılmış, Türkiye’deki durum ve uygulanabilirlikleri değerlendirilmiştir. Ayrıca sorun alanları ve çözüm önerileri de ilgili bölümlerde işlenmiştir.