İşletme ve İktisadi Bilimler \ 33-35
Brant Cooper, Patrick Vlaskovits - WILEY Yalın girişimciliğin ve startup'ların gelişimi, vizyon ve inovatif düşünme yeteneğine sahip bireylere bağlıdır. Girişimcilerin kazancı, yüksek büyümeyi hızlandırmaları için verileri kullanmayı öğrenerek müşteri etkileşimini artırması bakımından çok önemlidir. Bu amaçla, yalın girişimcilik alanında önemli danışmanlardan olan Brant Cooper ve Patrick Vlaskovits, bu kitabı kaleme alarak girişimciliğin inovatif yönüne vurgu yapmış ve alana katkıda bulunmuşlardır. Yazarlar bu kitapta, teknolojinin içinde ve dışında faaliyet gösteren onlarca girişimci ve startup fitma sahipleri ile görüşerek çeşitli vaka incelemelerini paylaşmışlardır.
Yeni bir girişimin oluşumunun ilk aşamalarında belirsizlik vardır. Ancak bu belirsizlik karşısında tahmin ve planlama gibi geleneksel müdahaleler artık yeterli gelmemektedir. İşte Yalın Girişim, tam da bu noktada devreye girmektedir. Bu kitapla Yalın Girişimcilere inovasyon odaklı, bilimsel verilere dayanan, test ve deneylerle ölçümlenebilir yeni bir yönetim anlayışı aktarılması amaçlanmıştır. Bu kitap vasıtasıyla girişimciler; müşterilerle nasıl iletişim kurulacağını, denemelerin nasıl gerçekleştirileceğini ve iş girişimlerinde elverişli verilerin nasıl kullanılması gerektiğini öğrenip bu doğrultuda girişimlerine inovasyon katabileceklerdir.
Bu kitap, kurumların işletme modellerine ilişkin zorlukların belirlenip bunlar üzerinde çalışılmasını sağlayacak yeni düşünme biçimleri, araçlar ve aktiviteler sunmaktadır. Startup'ın ne olduğu, bu doğrultuda vizyon, değerler ve kültürün etkileri üzerinde yeni bir vizyon vermektedir. Ayrıca inovatif bir vizyon için müşteri etkileşimi ve yalınlık, uygulanan gerçek vaka incelemeleriyle detaylandırılmıştır. Bu bakımdan Yalın Girişimci kitabının, sistemli ve inovatif bir girişimin oluşmasına rehberlik etmesi açısından okunması gerekir. Kitap sadece yeni girişimciler için değil, aynı zamanda üniversitelerde girişimcilik kültürü kapsamında da değerlendirilmesi gereken bir kaynaktır. Ayrıca, işletmelerde özellikle araştırma ve inovasyon odaklı çalışmalara önem veren şirket sahiplerinin ve yöneticilerin başvuru kitabı olarak değerlendirebilecekleri bir referans niteliği de taşımaktadır.
Tugay Osmanoğlu, Demiral Akbar Endüstrinin temel bileşenlerinden biri olan ve yalın üretimi anlatan bu kitapla, çok değişik ekonomik koşullarda ve farklı sektörlerde uygulayabileceğiniz değer üretimine yenilikçi bakış açıları sunuyoruz. Hem hizmet sektörüne hem de imalat süreçlerine uygulanabilecek yalın üretim metotları sayesinde işletmenizde oluşturduğunuz değerin en ideal seviyede akışlarını sağlayarak iş yapış süreçlerinde önemli maliyet, kalite ve verimlilik avantajlarına sahip olabilirsiniz.
Yalın felsefenin uygulanması ile birlikte elde edilecek tecrübe ve bilgi birikimleri ile rakiplerinizin önüne geçerek organizasyonların asıl hedefi olan sürdürülebilirlik ve kârlılığı önemli ölçüde yükseltebileceksiniz. Endüstri mühendisliği konularını uygun bir dille harmanlayan kitabımızı dikkate alarak işletmedeki kronik sorunlara pratik çözümler bulabilir ve sektörünüzde lider firmalardan biri olabilirsiniz.
Erol Eğrioğlu, Ufuk Yolcu, Eren Baş Yapay sinir ağları, yapay zekâ ve veri madenciliğinde yaygın kullanılan araçlar olup son yıllarda oldukça merak edilen ve dikkat çeken araştırma alanlarındandır. Yapay sinir ağları konusunda yayınlanmış birçok kitap bulunmasına rağmen ya çok teorik ve dar kapsamlı ya da yapay sinir ağları için kullanılan teknikleri açıklayıcı olacak örnek ve uygulamalar ile desteklememektedir. Bu kitapta hem konu hakkındaki teori hem de sayısal örnekler ile bir sunum gerçekleştirilmiştir. Ayrıca mevcut kitaplarda bulunmayan yapay sinir ağları türlerini ve detaylı açıklamaları bu kitapta bulmak mümkündür. Bazı önemli yapay zekâ optimizasyon algoritmalarının detayları ve yapay sinir ağlarında uygulamaları verilmiştir. Matlab "Neural Network Toolbox" kullanımı ve bu pakette yer almayan yapay sinir ağı türleri için ise hazırlanan Matlab kodları kitapta paylaşılmıştır. Bootstrap yaklaşımların yapay sinir ağlarında kullanımı algoritmalar, örnekler ve Matlab kodları ile tanıtılmıştır. Kitap daha çok öngörü uygulamalarına ağırlık verse de yapay sinir ağlarını farklı amaçlar için kullanacak araştırmacılar için de oldukça yararlıdır ve başucu kitabı olarak kullanılabilecektir. Kitap, yapay sinir ağları konusunu ilk kez çalışacak araştırmacılardan bu konuda daha önce çalışmış araştırmacılara kadar geniş bir okuyucu kitlesi için hazırlanmıştır.
Abdullah Zübeyr Akman, Adnan Kalkan, Aslı Göde, Furkan Doğan, Melisa Aksoy, Mustafa Coşar, Nuri Çeliker, Sabiha Kılıç, Sergen Gürsoy, Songul Zehir, Züleyha Afra Beder
Simge Aksu, İlknur Dönmez Bu Kitabı Kimler Okumalı?
Son birkaç yıldır hızlıca hayatımıza giren ve pek çok noktada hayatımızda katkı ve etki yaratmaya başlayan yapay zekâ konusuna ilgi duyan herkes öncelikle bu kitabın temel hedef kitlesidir. Kitap; ele aldığı kapsam nedeniyle öncelikle iletişim bilimleri, reklam, pazarlama, pazarlama iletişimi, tüketici davranışları ve yeni iletişim teknolojilerine ilgi duyan okuyucular, uzmanlar, akademisyenler ve bu alanda eğitim alan öğrencileri hedeflemektedir. Eğer sizler de pazarlama iletişimi, reklam ve tüketici davranışı alanlarında yapay zekânın etkisine dair bir iç görü kazanmak, var olan gelişmeleri anlamak istiyorsanız bu kitap size hitap etmekte ve sizler için bu konuyu kapsamlı olarak ele almaktadır.

Yapay zekânın, dijital profiller ve büyük veri bağlamında tüketici davranışları ve dijital pazarlama iletişimi üzerindeki etkisini kapsamlı olarak ele alan ve Türkçe literatüre katkı sağlayan güncel bir eser olması edeniyle okunmasını tavsiye ediyorum.
Prof. Dr. Ali Atıf Bir

Değerli bilim insanları Doç. Dr. Simge Aksu ve Dr. İlknur Dönmez tarafından kaleme alınan bu kitap, dijital çağda tüketici davranışlarını anlamak için yapay zekâ, büyük veri ve dijital profillemenin nasıl kullanıldığını derinlemesine inceliyor. Özellikle pazarlama iletişimi alanında bu teknolojilerin yarattığı dönüşümü detaylı bir şekilde ele alması, eseri güncel ve değerli kılıyor. Türkçe literatürde bu konuya odaklanan kapsamlı bir kaynağın eksikliği düşünüldüğünde, kitabın bu alandaki boşluğu doldurduğunu ve pazarlama profesyonelleri, akademisyenler ve öğrenciler için önemli bir referans kaynağı olacağını söyleyebilirim. Yazarların konuya hâkimiyeti, sundukları güncel örnekler ve detaylı analizler, kitabı hem bilgilendirici hem de düşündürücü kılıyor. Dijital dünyanın hızla evrimleştiği bir dönemde, bu kitabın pazarlama ve iletişim alanında faaliyet gösteren herkes için önemli bir kaynak olduğunu düşünüyor ve okunmasını tavsiye ediyorum.
Prof. Dr. H. Kemal Suher

Dijital bir çağda yaşıyoruz. Elinizdeki kitap dijital profilleme ve günümüzün fenomen kavramı olan yapay zekâ teknolojilerini tüketici davranışı açısından ele almaktadır. Yapay zekâ konusunda etik tartışmalara da yer veren kitabın akademisyenler, sektör profesyonelleri, pazarlama iletişimi alanında eğitim alanlar için önemli bir kaynak olacağı inancındayım.
Prof. Dr. Nevzat Bilge İspir
Aykut Yılmaz, Aylin Atasoy, Beyza Etiz, Burçak Başak Yiğit, Cansu Tunahan, Derya Fatma Biçer, Fatih Çelik, Gökçe Cebeci, Hilal Satıcı, Leyla Bezgin Ediş, Muhammed Fatih Cevher, Oğuzhan Arı, Oya Eru, Remzi Altunışık, Saadet Sağtaş, Senem Ergan, Şevin Abbasoğlu Bostancı Dijital çağın en etkileyici gücü olan yapay zekâ, pazarlama dünyasını nasıl dönüştürüyor? "Yapay Zekâ ve Pazarlama" kitabı, bu devrimci değişimin merkezinde yer almaktadır. Bu eser, yapay zekânın pazarlama stratejilerine, müşteri deneyimine ve marka yönetimine nasıl entegre edildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.
Günümüz pazarlamacıları için vazgeçilmez bir rehber olan bu kitap, yapay zekânın temellerini, pazarlamadaki uygulamalarını ve geleceğe dair öngörülerini sunmayı amaçlamaktadır. Okurlar, yapay zekânın pazarlama stratejilerini nasıl geliştirdiğini, müşteri etkileşimlerini nasıl derinleştirdiğini ve marka sadakatini nasıl artırdığını keşfedecekler.
Alanında uzman yazarlar tarafından kaleme alınan "Yapay Zekâ ve Pazarlama", teorik bilgileri pratik örneklerle harmanlayarak konuyu her seviyedeki okuyucuya açık ve anlaşılır bir dille sunuyor. Kitap, yapay zekânın bugünün ve yarının pazarlama dünyasındaki rolünü anlamak isteyen herkes için temel bir kaynak niteliğinde.
Yapay zekânın pazarlama alanındaki potansiyelini keşfetmek ve bu alanda öne çıkmak isteyen profesyoneller, akademisyenler ve öğrenciler için ideal olan "Yapay Zekâ ve Pazarlama", sektördeki son trendleri ve inovasyonları yakından takip etmek isteyen herkesin kitaplığında bulunması gereken bir eserdir. Bu kitapla, yapay zekânın pazarlamada yarattığı dönüşümü keşfedin ve geleceğin pazarlamasını şekillendirin!
Ahmed Yusuf Sarıhan, Ata Kahveci, Ebru Dıvrak, Esin Bengü Ceran, Güray Karacıl, Köksal Hazır, Muhammed Çubuk, Onur Tos, Rafet Ertekin, Selin Bolat, Sezen Bozyiğit, Züleyha Afra Beder Dijital dönüşümün en önemli başlıklarından olan yapay zekâ, yoğun bir şekilde özel sektör, kamu kesimi ve akademisyenler tarafından tartışılırken aynı zamanda ChatGPT, DALL-E, Jasper AI, Spline AI, Chatsonic gibi uygulamalar ile toplum tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. İş yapış şekillerini değiştiren yapay zekânın kullanımı yaygınlaştıkça erişebildiği veri miktarı arttığı için birçok farklı alandaki soruna çözüm üretebilme becerisi de artmaktadır. Bu noktadan hareketle ortaya çıkan bu kitap, sosyal bilimler alanındaki yapay zekâ ile ilgili güncel gelişmelere ve uygulamalara ışık tutmaktadır.
Bu kitapta tüm alanlarda önemli değişiklikler yapması öngörülen yapay zekâ kavramının ne olduğu ve neleri değiştireceği sektörler bağlamında incelenmiştir. Bu kapsamda uluslararası ticaret, lojistik, pazarlama, e-ticaret, reklamcılık, havacılık, turizm ve enerji sektörleri/alanları özelinde muhtemel değişiklikler örnekler ile ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu yönüyle sosyal bilimler alanında yapay zekâ konusuna ilgi duyan akademisyenler, iş dünyası, politika yapıcılar ve okuyucular için önemli bir kaynak niteliği taşıyacağı ve yol gösterici olacağı düşünülmektedir.
Abidin Kemeç, Aydın Bağdat, Buşra Kesici, Damla Yalçıner Çal, Gülaçtı Şen, Havva Nur Atalay, Müge Kınay, Recep Yücel, Remziye Terkan, Salih Aydın, Sinan Çıkmak, Şebnem Yücel, Şükrü Mustafa Kaya, Vildan Bayram, Zeynep Kabadayı Kuşçu, Zeynep Nezaket Köksal Bu kitap, akademik bir perspektiften yapay zekâ ve yönetim ilişkisini derinlemesine incelemekte ve bu alanlardaki güncel araştırmalarla okuyucuya bilimsel bir yol haritası sunmaktadır. Tam anlamıyla interdisipliner bir çalışma olan bu kitap, işletme, ekonomi, bilişim, psikoloji gibi farklı disiplinlerden gelen araştırmacılara, akademisyenlere ve öğrencilere vizyon çizecek, liderlik ve girişimcilik konularında da bilgi birikimlerine katkı koymaya yönelik tasarlanmıştır.
Kitabın içeriği, yapay zekânın işletme faaliyetlerini nasıl etkilediğini ve yönetim süreçlerini hangi yönlerde etkilediğini ele almaktadır. Veri analizi, değerlendirme, risk yönetimi, stratejik karar verme gibi önemli konular, yapay zekânın kullanımı ve sağladığı fırsatlar - tehditler üzerinden incelenmiştir. Ayrıca bu kitapta, yapay zekânın etik boyutu ve iş dünyası ile toplum arasındaki ilişkiler de ele alınmıştır. Yapay zekâ teknolojisinin kullanımıyla ortaya çıkabilecek sorunlar, gizlilik ve güvenlik endişeleri, yapay zekânın insan faktörünün yerini alması gibi konulan içeren kıymetli çalışmalarla gelecekteki yönetim süreçlerinde nasıl etkilerle karşılaşılacağı değerlendirilmiştir.
Prof. Dr. Remziye Terkan
Ebru Karaahmetoğlu, Osman Karaahmetoğlu Endüstri 4.0 ile birlikte, iş süreçlerindeki insan gücü ile yapılan işlerin yerini makinelerin, robotların alması, yapay zekâ ve bilgisayar programları ile işlerin tamamının veya belli kısımlarının gerçekleştirilmeye başlanması neticesinde, gelecekte bazı mesleklerin kısmen veya tamamen ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte, değişen iş modelleri ve süreçleri ile yeni meslekler ortaya çıkmaya başlayacaktır.
Bu değişimle birlikte, fiziksel güç gerektiren yeteneklerde düşüşler gözlemlenirken üretim süreçlerinde makineleşmeyle bilişsel yeteneklerde yükseliş beklenmektedir. Endüstri 4.0 ile değişen iş modellerinin karar süreçlerinde, makine öğrenme algoritmalarıyla büyük veri analizleri yapılarak bilgi çıkarımları yapılmaya çalışılacaktır. Bu noktada; veri bilimi, yapay zekâ, yazılım geliştirme vb. bilgi teknolojileri mesleklerinin büyük popülerlik kazanacağı öngörülmektedir.
Kitabımızda; bu değişen koşullarda, çeşitli makine öğrenmesi algoritmaları ile mesleki eğilim ve değişimlerin analizi yapılarak elde edilen sonuçlar karşılaştırmalı olarak sunulmuştur.
Bayram Coşkun, Devrim Vural Yılmaz, Esen Eser, Kemal Gökhan Nalbant, Murat Aktaş, Necati Sarcan, Nesrin Özcan Akdağ, Nur Esra Bekereci, Pınar Göktaş, Senar Ziyanak, Sibel Çalışkan Ercan, Zeliha Çakıroğlu, Zeliha Tekin Birçok sektörde âdeta devrim yaratan yapay zekâ ve robotlar, okullarda artık öğretmenlik hatta yöneticilik; hastanelerde cerrahlık, hemşirelik, huzurevlerinde bakıcılık yapıyor. Ölümcül hastalıkların teşhis edilmesi, ilaç ve cihazların geliştirilmesinde muazzam imkânlar sunuyor. Büyük miktarda veriyi analiz ederek yöneticilerin daha hızlı ve kesin kararlar almasına yardımcı olacak önemli bilgiler ve avantajlar sunuyor. Bu da birçok konuda kararların çok daha hızlı ve minimum hatayla alınmasına olanak sağlıyor ve birçok sektörde verimliliği artırıyor.
Petrol, doğal gaz ve altın gibi madenlerin arama süreçlerinde kullanılan bu yapay zekâ teknolojileri, okyanusların tabanlarını, uzayın derinliklerini ve dağların içeriklerini keşfetmek ve buralarda daha önce insanoğlunun bilmediği birçok şeyi öğrenmek için kullanılıyor. Ulusal yönetimlerden yerel yönetimlere, özel sektörden okullar ve hastanelere kadar birçok kurum ve kuruluş artık yapay zekâdan yararlanarak hizmetlerini sunuyor. Büyük bir hızla gelişen ve yayılan yapay zekâ, robotik sistemler ve algoritmalar, sundukları kolaylıklar ve yararlar ile bir yandan insanları büyülüyor, diğer yandan korkutuyor. Bazı uzmanlar yapay zekânın hayatımızı giderek daha da kolaylaştırarak refahın yükselmesine neden olacağını söylerken, bazıları yapay zekâ ve robotların yakın gelecekte insanları hizmetçisi yapacağını savunuyor. Peki, hangisi doğru? Yapay zekâ insanoğlu için bir fırsat mı yoksa tehdit mi?
Barış Kantoğlu, Berna Kardaş, Eyüp Burak Ceyhan, Fatih Demir, Haluk Tanriverdi, İsmail Fatih Ceyhan, Kartal Doğukan Çıkı, Mustafa Emin Gül, Onur Öksüz Günümüzün en önemli teknolojik trendlerinden olan yapay zekâ, blockchain ve nesnelerin interneti, hayatımızı temelden değiştiriyor ve bu alandaki yeni gelişmeler, yepyeni bir dijital dönemi müjdeliyor.
İlk iki kitabımızın ardından gelen Blockchain ve Nesnelerin İnterneti Alan Uygulamaları 2 kitabı, devrim niteliğindeki bu teknolojilerin derinine iniyor. Kitapta, Blockchain tabanlı akıllı sözleşmelerin sigortacılık alanında kullanımı, turizm alanında Blockchain kullanımı, lojistikte Blockchain ve yapay zekânın kullanımı ve Blockchain'in finans alanında kullanımı gibi konularda, teorik ve uygulamalı çalışmalara yer verilmiştir.
Bu kitap; araştırmacılar, teknoloji meraklıları, geliştiriciler, mühendisler ve iş liderleri için zengin içeriğiyle öne çıkıyor. Hem teorik bilgiyi hem de uygulamalı örnekleri içeren bu eser, geleceğin dijital dünyasını inşa etmek isteyen herkes için iyi bir kaynaktır. Bu kitap, geleceğin teknolojik trendlerine yön vermek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde olup bu kitapla birlikte dijital dünyanın dönüşümünde yer almak için gerekli bilgi ve becerilere sahip olacaksınız.

Ahmet Erkasap, Aslıhan Canbul, Barış Armutcu, H. Buluthan Çetintaş, Hilmi Kırlıoglu, İsmail Fatih Ceyhan, Mehmet Muratoğlu, Muhammed Furkan Tan, Murat Ertan Doğan, Murat Topaloğlu, Necla Kuduz, Ömer Faruk Özgür, Tülay Görü Doğan Yapay zekâ teknolojilerinin sınırlarını zorlayan, inovatif ve ileri düzey uygulamalarla tanışmaya hazır mısınız? Günümüzün en heyecan verici teknolojilerinden olan yapay zekâ, iş dünyasından sağlık sektörüne, lojistik endüstrisinden, sanat dünyasına kadar pek çok alanda yaygınlaşıyor. Serinin 4. kitabı olan Yapay Zekâ Alan Uygulamaları 2 adlı bu kitap, ilgili alanlardaki güncel bilgilere ve uygulamalara ışık tutuyor.
Bu kitap, alanlarında uzman akademisyenler tarafından, yapay zekâ alanındaki farklı uygulama alanlarını ele alan on bir bölümden oluşmaktadır. Kitapta; dijital itibar yönetimi ve yapay zekâ, finans alanında veri madenciliği uygulaması, halkla ilişkiler ve yapay zekâ, üretken yapay zekâ ve sanat, sigortacılıkta insurtech yönetim stratejileri ve yapay zekâ, yapay zekâ teknolojileri ve siber güvenlik, müşteri deneyiminde yapay zekâ ile dijital dönüşüm, stratejik yönetimde yapay zekâ, üretken yapay zekâ ve medya, yapay zekâ ve insan kaynakları, yapay zekâ ve pazarlama alanında yenilikçi dönüşüm konularında teorik ve uygulamalı çalışmalara yer verilmiştir.
Kitabın amacı, yapay zekâ alanında uygulamalı bilgi sunmak ve bu alanda çalışanlara, araştırmacılara ve ilgililere rehberlik etmektir. Bu kapsamlı kaynak, endüstri örnekleri aracılığıyla okuyucuların yapay zekâ teknolojilerini gerçek dünya problemlerine nasıl uygulayacaklarını anlamalarını sağlamaktadır. Ayrıca, kitap, yeni fikirler üretmek ve mevcut projeleri daha da geliştirmek isteyen profesyonellere ilham vermektedir.
Cumali Yaşar, Esra Duygu Erkol, İpek Saralar-Aras, Murat Keskin, Ramazan Akan, Songül Demirkan, Şerife Büyükköse, Zehranur Yılmaz, Züleyha Afra Beder Günümüzün en heyecan verici ve hızla gelişen alanlarından olan yapay zekâ ve matematik, bilimin ve teknolojinin ilerleyişi için büyük bir öneme sahiptir. Bu kitap, bu iki büyüleyici alanın kesişimini inceleyerek, yapay zekâ ve matematik eğitiminin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. "Yapay Zekânın Matematiği: Teori ve Uygulamalar" başlıklı bu eser, eğitimciler, araştırmacılar ve öğrenciler için tasarlanmıştır ve bu iki disiplinin derinlemesine keşfini sunmaktadır. Kitap, yapay zekâ ve matematik eğitimi alanlarında çalışan araştırmacılara, öğrencilere ve profesyonellere ilham vermek ve bilgi sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Her bir yazar, kendi uzmanlık alanında derin bilgi ve deneyime sahiptir ve bu kitap, bu zengin bilgi birikimini sizlerle paylaşmak için bir araya getirilmiştir. Kitabın editörü Dr. İpek SARALAR-ARAS, bu alandaki çalışmalara katkı sağlamış önemli bir isimdir. Yapay zekâ ve matematik arasındaki bu ilişkiyi açıklamak için bu kitabı derlemiş ve size sunmaktan mutluluk duymaktadır. Kitap, yapay zekâ ve matematik alanlarına ilgi duyan herkese hitap etmektedir. Sizlere, bu kitabın içeriğini incelemek ve değerlendirmek için zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Umarız bu kitap, yapay zekâ ve matematik alanlarındaki çalışmalarınıza yeni perspektifler sunar ve ilham verir. Bu kitap, yapay zekâ ve matematik alanındaki bilgiye dair kapsamlı bir kaynak olacaktır.
Soner Gökten “Yapılandırılmış finans ana kuruluştaki varlıkların kredi riskini transfer eden, menkul kıymetleştirme ve kredi türevlerini beraberce kullanarak fon temini için hibrit finansal araçlar oluşturan bir sistemdir."
Doç. Dr. Soner GÖKTEN
Yapılandırılmış finans uygulayıcıları bankalar (finansal kuruluşlar), şirketler veya yatırımcılar olabilmektedir. Finansal mühendislik faaliyetleri sonucunda fon talep edenler ve yatırımcılar, geleneksel finansal araçlar ile elde edemedikleri amaçlarına ulaşabilirler. Bu bağlamda yapılandırılmış finansın en az dört temel amacından bahsedilebilir. Bunlar; getiri zenginleştirme, kredi zenginleştirme, özgün ödeme yapısının oluşturulması ve varlık/kaynak yönetimindeki ihtiyaçların karşılanmasıdır.
Bu kitap, yapılandırılmış finans sayesinde söz konusu amaçlara ne şekilde ulaşılabileceğini, finansal kuruluşlar üzerine kurgulanmış modellemelerle ortaya koymaya çalışmaktadır.
Kitabın cevap aradığı diğer bir soru ise şudur: Finansal yenilikçilik her zaman olumlu sonuçlar mı doğurur? Yapılandırılmış finans uygulamaları, 2007 yılının son çeyreğinde ABD'de ortaya çıkan ve bütün dünyayı etkisi altına alan finansal krizin nedeni olarak gösterilmiştir. Ortaya çıkan olumsuz etki, küresel seviyede finans piyasalarında hâlen hissedilmektedir. Bu nedenle yapılandırılmış finans uygulamalarının sınırları, ülkeler tarafından net olarak konulmalıdır. Bu bağlamda kitap, bu sınırların ne olması gerektiğini Türkiye özelinde tartışmaktadır.
Bu kitap ileri düzey finans eğitimleri için kaynak olarak kullanılabileceği gibi kitabın özellikle finansal piyasa uygulayıcıları açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. İleri seviye bir uzmanlık olan ve sınırlı sayıda kişiler tarafından çalışılan finansal mühendislik alanıyla ilgili bu kitabın ikinci baskıyı yapıyor olması, Türkiye'de finansal yenilikçiliğe gösterilen ve gittikçe artan ilginin bir sonucu olarak değerlendirilebilecektir.
Rabia İnci Özbek Çifçi, Ramazan Kılıç Yapısal değişim, bir ekonominin sektörel bileşimindeki uzun vadeli ve sürekli değişimleri ifade etmektedir. Ekonomilerin sektörel bileşimindeki değişimler sosyal, politik, kültürel ve toplumsal yapıyı etkilemekle kalmaz aynı zamanda gelirin oluşumunu ve gelirin dağılımını da etkiler. Yapısal değişim hem gelişmekte olan ülkelerde hem de gelişmiş ülkelerde gelir eşitsizliği üzerinde kapsamlı etkilere sahiptir. Yapısal değişimin gerçekleşmesi her zaman ve her yerde kapsayıcı büyümeye veya refah artışına neden olmamaktadır. Ülkelerin deneyimlediği yapısal değişim, gelir eşitsizliğinin iyileştirilmesi için fırsatlar yaratırken aynı zamanda eşitsizliği artıran engeller de ortaya çıkartmaktadır. Bu kitap, 91 ülkede meydana gelen yapısal değişimin gelir eşitsizliğine olan etkisini teorik ve ampirik olarak ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.
Rex B. Kline “Kline, karmaşık kavramları en erişilebilir şekilde açıklayan bir usta... Dördüncü basım, yapısal eşitlik modellemesindeki (SEM) son gelişmeleri ve yapısal nedensel model (SCM) gibi çağdaş nedensel akıl yürütme ve analiz biçimlerini başarıyla yansıtmaktadır. Çoğu SEM kitabından farklı olarak bu kitap, materyalleri aşırı detaylandırmadan istatistikçi olmayanların anlaması zor olan bir istatistiksel tekniği anlaşılır kılması açısından dikkat çekicidir.”
Chris L. S. Coryn, Direktör,
Değerlendirmede Disiplinlerarası Doktora, Western Michigan Üniversitesi
“SEM'in temellerini öğrenmek isteyen herkes için en iyi başlangıç noktası... Örnekler çok faydalı ve gerçek verilerin genellikle sıkıntılı olduğu gerçeğini yansıtmakta. Web sitesinin kullanımı da diğer kitaplardan daha kolay ve daha kapsamlı.”
Donna Harrington, Maryland Üniversitesi, Sosyal Hizmet Fakültesi
“Genellikle, istatistik kitaplarının yeni sürümlerinde önemli değişiklikler görülmez ancak bu durum bu kitap için böyle değildir; Kline, zaten mükemmel olan bir kitap için önemli iyileştirmeler yapmış.”
Craig S. Wells,
Eğitim Politikası, Araştırma ve Yönetim Bölümü, Massachusetts Üniversitesi-Amherst

MATEMATİKSEL DETAYLARDAN ÇOK, MANTIĞI VE KAVRAMLARI VURGULAMASI AÇISINDAN BU EN YAYGIN KULLANILAN, KOMPLE VE ERİŞİLEBİLİR YAPISAL EŞİTLİK MODELLEMESİ (SEM) kitabıdır. Çeşitli disiplinlerden gerçek veri örnekleri kullanma geleneğini sürdüren, önemli ölçüde revize edilmiş dördüncü basım, Pearl'ün graf teorisi ve yapısal nedensel model (SCM)
ve ölçme değişmezliği gibi son gelişmeleri içermektedir. Okuyucular, veri toplama ve taramasından sonuçların yorumlanmasına ve raporlanmasına kadar SEM'in tüm aşamaları hakkında kapsamlı bir anlayış kazanacaktır. Öğrenme, cevaplı alıştırmalar, hatırlanacak kurallar ve konu kutuları ile artırılmıştır. Kitabın
web sitesi (www.guilford com/kline-materials), Amos, EQS, LISREL, Mplus, Stata ve R (lavaan) programlarına özgü dosyalar içeren kitabın örnekleri için gerekli veriyi, sözdizimini ve çıktıları sunmaktadır.
Faruk Malhan Yaratıcı düşünce, yaşam kültürüne tasarım gözünden bakan bir varoluştur. İfade etmek için değil, ifade bulmak adınadır. Nesnel temellerden ötede, nesnenin maddi yapısından arınıp kullanıcısında anlam bulması üzerinedir. Nesnelliğin uçup öznelliğin kalıcılığı üzerinedir. Sözlüğünde bellek, lütuf, zarafet, inayet, haz, esin vardır. Şimdi dünya daralıyor aileye, düşüncelere, duygulara, bedene dönüş kutlanıyor, yaşam uzuyor, değer kazanıyor.
Düşünmek, düşler kurmak, tasarlamak genç zihnin en bereketli seyridir. Genç bireyler bedenlerine, duygularına, düşüncelerine hitap eden bütünsellikleri sade yaratıcı düşüncenin, toplumcu yaratıcılığın çatısının altında arayabilirler. Varlıkları yaşamın anlamı üzerine gelişmeye hazırdır, yeter ki ışık tutulsun. Varoluşun temsili, yaratıcı düşüncelerde canlanabilir; yaratıcı düşünceler, nesnel varoluşun temsiline, ayırt ediciliği ile öznel temsile kavuştukça huzura, birey ve toplum olarak onurlu yaşama yaklaşılmış olacaktır. Bu ayrım bireye ve topluma özgün varoluşlarını gerçekleştirme, gelişmeler yapabilme olanaklarını verecektir.
Dünyada yaratıcı düşünce alanlarının olduğunu, her yaratıcı düşüncenin içinde kocaman dünyalar olduğunu tanıtmalıyız!
David BURKUS, Josseybas Mitler, bazı gizemli olayların neden gerçekleştiğini açıklamak veya nasıl davranmamız ve düşünmemiz gerektiğini doğrulamak amacıyla ortaya çıkan ve nesilden nesile aktarılan hikâyelerdir. Kültürler, etraflarındaki dünyayı açıklamak için mevcut bilgilerden faydalanamadıklarında mitler üretirler. Pek çok insanın yaratıcı olmakla ilgili yanlış inançları vardır. Bu yanlış inanç nedeniyle de yaratıcılıklarını tam olarak kullanamazlar. Yaratıcı bireylerin ve firmaların başarıları üzerindeki en son araştırmalardan biri bu kitabın yazarı David Burks'e aittir.
Elinizdeki bu kitap, yaratıcılık ile ilgili sahip olabileceğimiz yanlış fikirler ve gerçekler ile bizleri yüzleştirip, en iyi fikir ve projeleri, araştırma ve programları bulmak için bizlere pratik bir yöntem sunmaktadır. Özellikle, birçok kişinin ya da organizasyonun yaygın olarak kullandığı 10 yanlış yaratıcılık efsanesinin üzerinde durarak yeni bir sistem önermektedir. Kitapta, tamamıyla yenilikçi stratejileri tasarlayabilmek için yaratıcılık hakkındaki yanlış efsaneleri dolayısıyla da ön yargıları nasıl ortadan kaldırabileceğimiz konusunda cesur fikirler sunulmaktadır. Ayrıca kitap, yaratıcılığın ilham alınarak, bazen tesadüfi gerçekleştiğine ve biraz da şansa bağlı kalındığına dair fikirlerimizi değiştirecek bir kitaptır. Bunun için, özellikle pek çok gence yön veren kişilerin okuması gereken bir kitap konumundadır; gerek büyük gerekse küçük şirketlerde fark oluşturmak isteyen bireyler ve yöneticiler için el kitabı niteliğindedir.
Günümüzde rekabetçi küresel pazarlarda ve ortamlarda kaliteli, hızlı, ihtiyaçlara yönelik yenilikçi ürünler, hizmetler veya süreçler sunmak kaçınılmazdır. Bir diğer anlamda, yenilikçiliğe odaklı yüksek değer oluşturan işler için bizlerden yaratıcı olmamız, yeni ve kullanışlı fikirler geliştirmemiz beklenmektedir. Yenilikçi fikirlerin ortaya çıkması şansa bırakılamaz.
Yaratıcılık ile ilgili ilk dar boğaz, toplumların oluşturduğu mitler ile karşı karşıya kalınmasıdır. Mitlerin ortadan kaldırılacağı yenilikçi fikirler üretmek için kullanılabilecek, bilimsel açıdan kanıtlanmış bir yaratıcılık modeline ihtiyaç vardır. Müthiş fikirler üretmek için bir dış güç inancına bel bağlamak zorunda değiliz. İhtiyacımız olan her şeye zaten kendi içimizde sahibiz. Akıcı bir üslupla ve örneklerle anlatılan bu kitapta, yaratıcılığın efsaneleri, yenilikçiliğe götüren süreçlerin üzerindeki sır perdelerini aralamaktadır.
David Burks, Yaratıcılık Mitleri adlı bu kitabında yenilikçiliği tetikleyen inanışların, engellerin ve güçlerin gizemini çözmeye yardımcı oluyor. Kitap boyunca, her bölümde bilimsel açıdan konuyu destekleyecek farklı örnekler bulabilirsiniz. Yenilik çalışmalarını geliştirmek isteyen herkes için Yaratıcılık Mitleri yeni fikirler bulmak açısından mutlaka okunması gereken önemli bir kitap.
Abdulkadir Özbek, Aysu Kes Erkul, Burcu Özsoy, Buse İlay Yıldız, Coşkun Küçüközmen, Elif İnce, Elifnur Karaduman, Fatma Handan Giray, Gamze Yüksel, Göksu Uslular, H. Ahsen Tellioğlu, Hasan Soydan, Kaan Turgut Özal, Mustafa Umut Demirezen, Mutlu Bektaş, Özgün Oktar, Özgür Yılmaz, Özlem Arslan Kart, Utku Köse, Yasin Murat Kadıoğlu, Yusuf Yeşil, Zafer Küçükşabanoğlu, Zeynep Bilge Esen Yarının Teknolojik Vizyonu ve Yapay Zekâ, Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) Kurucusu ve Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu'nun vizyonu ve Dr. Mustafa Umut Demirezen'in titiz editörlüğünde ortaya çıkan bir başyapıt! Kitap, yapay zekânın; buzlarla kaplı Arktik'ten otomotiv sektörüne, havacılık ve uzay sanayinden finansal analizlere, ekonomiden eğitime, sağlıktan sosyal bilimlere kadar uzanan geniş bir yelpazede nasıl bir devrim yarattığını gözler önüne seriyor.
Kitapta, "Arktik Bölgesi: Yapay Zekâ, İklim Değişikliği ve Uluslararası Hukukun Etkileşimi", "Otomotiv, Havacılık ve Uzay Sanayinde Yapay Zekâ", "Ekonomi", "Eğitim" ve "Sağlık" gibi bölümlerle, yapay zekânın farklı sektörlerdeki etkileri ve potansiyeli detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bu bölümler, yapay zekânın günümüzdeki ve gelecekteki potansiyelini, farklı sektörlerde nasıl bir etki yaratabileceğini ve bu teknolojinin toplum üzerindeki olası etkilerini ortaya koymaktadır.
Yapay zekâ teknolojisinin sadece teknolojik bir araç olmadığını, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve politik etkileri olan bir güç olduğunu gösteren bu kitap; yapay zekânın geleceğini anlamak, teknolojik vizyonu keşfetmek ve bu alandaki yenilikleri takip etmek isteyen herkes için değerli bir kaynaktır.
Nihat Aytürk Hayatta sağlıklı, başarılı, huzurlu, mutlu olmak ve aynı zamanda onurlu, erdemli, iyi ve kaliteli olarak uzun yaşamak her insanın amacıdır. Çünkü her insan yaşamak için dünyaya gelmiştir. Yaşamak ise bir sanattır. Ancak insanların en az bildikleri ve en çok muhtaç oldukları şey de yaşama sanatıdır. Bu yüzden her insan yaşama sanatını bilmek ve öğrenmek zorundadır.
Bu Kitap'ta onurlu, erdemli ve kaliteli olarak iyi ve uzun yaşamanın; sağlıklı, başarılı, huzurlu ve mutlu olmanın yol ve yöntemleri kaynaklara dayalı olarak örneklerle açıklanmıştır. Sağlıklı, başarılı ve mutlu olmanız en içten dileğimizdir.
Yeşim Kurt İçinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli sosyal fenomenlerinden biri yaşlanmadır. Geçmişten günümüze uzanan demografik veriler ve geleceğe yönelik istatistiksel tahminler nüfusun yaşlandığını açıkça göstermektedir. Küresel nüfusun yaşlanmasıysa başka bir önemli gündem yaratmaktadır. Bu gündemin konusu iş gücünün yaşlanmasıdır. İnsanların yaşam süresi uzadıkça ve genç nüfusun sayısı azaldıkça iş gücünün yaşlanması kaçınılmaz olmaktadır. Elbette demografik tahminler kesin değildir ancak iş gücünün yaşlandığını gösteren istatistiksel tahminler, iş gücü planlaması için güvenilir ve yararlı bilgiler sağlamaktadır. Bu bilgilerle ne yapılacağına karar vermekse bu süreci etkileyen ve bu süreçten etkilenen tüm aktörlere kalmıştır. Bu aktörlerin en önemlilerinden biri de şüphesiz ki ticari işletmelerdir. İş gücünün yaşlanmasıyla yaşlı insanlar gelecekte iş gücünün giderek daha önemli bir parçası hâline gelecektir. Tüm bu gelişmeler, işletmeleri hazırlıklı olmak zorunda kalacakları yeni bir döneme götürmektedir. Bu yeni dönemde iş gücüne yekpare bir varlık olarak bakan, yaş grupları arasındaki farklılıkları anlamayan, farklı yaş gruplarının ihtiyaç ve taleplerini karşılayamayan yönetim stratejilerinin başarısız olması muhtemeldir. Bu kitabın temel amacıysa bir yandan iş gücünün yaşlandığı gerçeğine dikkat çekerken öte yandan işletmelerin bu sürece hazırlıklı olmalarına katkı sağlayabilecek stratejileri tartışmaktır.
Bahaettin Balçık Bu çalışmayla, yatırım projelerinin hazırlanması ve değerlendirilmesi konusunda bilgi edinmek isteyenlere gerekli temel bilgileri sunma hedefi güdülmüştür.
John R. Nofsinger Geleneksel finans teorileri, yatırımcıları “rasyonel” varsayması sebebi ile uzun bir süredir ciddi bir şekilde sorgulanmaktadır. Davranışsal finans, bireylerin kişisel çıkar ve iradelerinde her zaman rasyonel olmadıkları varsayımı ile “rasyonel insan” modeline meydan okumaktadır. Açıkçası davranışsal finans, bireylerin risk altında karar verirken gerçekte nasıl davrandıklarını ortaya koyma çabasındadır.
The Psychology of Investing, davranışsal finans alanında dikkat çeken ve sıklıkla yararlanılan kaynaklar arasındadır. Kitaptaki bölümler benzer şekilde oluşturulmuştur; önce psikolojik bir ön yargı tanımlanmış ve günlük davranışlarla bu ön yargı örneklendirilmiştir. Daha sonra, ön yargının yatırım kararları üzerindeki etkisi açıklanmıştır. En sonunda ise yatırımcıların gerçekten problemli yatırım davranışlarında bulunduğunu kanıtlamak için akademik çalışmalara yer verilmiştir. Kitabı özellikli kılan, anlatılan konuların daha önce yapılan çalışmalarla desteklenmesi, bölüm sonlarında özete ve çalışma sorularına yer verilmesidir. Ayrıca içeriğinin geniş ve anlatımının sade olması da davranışsal finans alanında çalışmak isteyenlere büyük kolaylık sağlamaktadır. Psikoloji ve finans ilişkisi, duygular ve yatırım kararları, sosyal etkileşim ve yatırım, davranışsal finansın portföy oluşumuna bakışı ve risk algılamaları kitabın dikkat çeken başlıkları arasındadır. Ayrıca kitabın bu baskısı,Mortgage krizindeki psikolojiyi de incelemesi bakımından önemli bir eksikliği gidermektedir.
Türkçe olarak yazılmış ya da Türkçeye çevrilmiş davranışsal finans alanındaki kitap sayısı düşünüldüğünde, bu kitabın literatürde önemli bir boşluğu gidermeye yardımcı olacağı kanısındayım. Kitabın tüm okurlarımız için yararlı olmasını dilerim.
Zvi Bodie, Alex Kane, Alan J. Marcus Bu kitap, finansal yatırım dünyasına girme aşamasında olan kişilerin, doğru kararlar vermesine yardımcı olacak bir rehber niteliğindedir. Kitap, finansal piyasaları tanımak, nasıl işlediğini anlamak ve bu piyasaları kullanarak bireysel amaçlarınıza ulaşmak için size uygulama imkânı vermesi ile öne çıkmaktadır. Kitabın, ABD gibi gelişmiş bir finansal piyasa eksenindeki işlemler üzerine kurulu olmasının yanında, yaklaşık 30 yıldır yayınlanıyor olması, başka bir materyale ihtiyaç duymadan amacınıza ulaşma fırsatı sunmaktadır.
Gelişmekte olan piyasalarda yatırım yapmak, doğal olarak daha zorlu şartlar içerebilir. Gelişmiş piyasalara oranla, daha sığ olan bu tür piyasalarda, spekülatif hareketlerin daha sert olması ve bu şartlardan doğan kazanç ya da kayıpların daha yüksek seviyede olması zorlukların ana nedenleri olarak sayılabilir. Bu anlamda, piyasaların işleyişini bu tür bir rehber ile anlamaya çalışmanın, özellikle ülkemizde yatırım dünyasına adım atmayı düşünen kişiler için değerli bir fırsat olacağı düşüncesindeyim.
Yatırım dünyasında var olabilmenin ne anlama geldiğini, bu kitap ile özümseyebilirsiniz. Bilgisiz ilginin, kişiye en çok zarar verdiği alanlardan biri olan bu dünyada, bilginizin yatırımlara olan ilginizi kazanca dönüştürmesi dileğiyle…
Ian Sommerville Ian Sommerville’in Yazılım Mühendisliği kitabının 10. basımının çevirisi olan bu kitap, 4 kısım ve 25 bölümden oluşmaktadır. Birinci kısım; yazılım süreçleri, çevik yazılım geliştirme ve gereksinim mühendisliği, sistem modelleme, mimari tasarım, test, evrim gibi yazılım süreçlerindeki aşamaları ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Sonraki kısımlarda ise yazılım sistemleri açısından büyük önem taşıyan güvenlik ve güvenilirlik, yeniden kullanım, proje planlama, yazılım kalitesi, konfigürasyon yönetimi gibi çeşitli konular incelenmektedir. Bu nedenle kitabın kapsamı, hem Bilgisayar Mühendisliği ve Yazılım Mühendisliği alanında lisans ve yüksek lisans öğrenimi gören öğrencilere hem de bu alanda çalışan yazılım geliştiricilere yararlı olacaktır.
Fatih Yücalar, Emin Borandağ Bu kitap, yazılım mühendisliği alanında önemli ve temel sayılabilecek konuları ele almaktadır. Bilişim sektöründe çalışan bilgisayar ve yazılım mühendislerinin yazılım geliştirme süreçleri hakkında bilgilendirilmesine yönelik faydalı bilgiler içermektedir. Günümüzde kullanılan modern yazılım geliştirme metodoloji ve yöntemleri herkesin anlayabileceği bir sadelikte kitapta anlatılmakta ve içerisinde yazılım gereksinim analizi, yazılım mimarisi ve tasarımı, yazılım yapımı, yazılım testi, yazılım bakımı gibi konular örnekler üzerinden ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. Ayrıca, yazılım endüstrisinde son yıllarda önem kazanmaya başlayan konulardan biri olan yazılım kalite güvencesi hakkında gerekli bilgilendirmelere yer verilerek yazılım profesyonellerine farkındalık kazandırılmaya çalışılmıştır.
Yazılım Mühendisliğinde Modern Yaklaşımlar; yazılım geliştirme üzerine çalışan her yazılım mühendisi, bilgisayar mühendisi, programcı, iş/sistem analisti, proje yöneticisi veya yazılım üzerine öğrenim gören her öğrencinin sahip olması ve okuması gereken bir kaynak kitaptır.
Mehmet Altınöz, Ceyhun Parıldar Yazılı iletişim, günlük hayatta kullandığımız ileti alışverişinin -yazılanları okumak, not tutmak, konuşmak, dinlemek, selamlaşmak, gülümsemek, vb.- dışında resmiyetin daha fazla öne çıktığı bir kapsama sahiptir. Bu kapsam, yazılı iletişimi öne çıkartmakta, yazının kalıcı olması, kanıt değeri taşıması ve kararlara katkı vermesi boyutlarıyla da konunun aşamalarını takip etme gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Bu çalışmamız da bu gerekliliği eksiksiz ve kusursuz yerine getirmekle mükellef olan uygulayıcılar ve ileride uygulayıcı olacak öğrenciler için temel başvuru kaynağı olacaktır. Nasıl ki iletişim yaşamın vazgeçilmeziyse bu kitap da yazılı iletişim öğrencileri ve uygulayıcıların vazgeçilmezi olacaktır.


İÇİNDEKİLER

BİRİNCİ BÖLÜM
GENEL OLARAK İŞ YAZILARI VE İLETİŞİM
ÖNEMİ
İLETİŞİMİN TEKNİK AÇIDAN İNCELENMESİ

İKİNCİ BÖLÜM
İLETİŞİMİN İLİŞKİLİ BULUNDUĞU KONULAR
DİL
YAZI
KONUŞMA SANATI

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İLETİŞİM ARAÇLARI VE UNSURLARI
BASILI ve YAZILI ARAÇLAR
MEKANİK VE ELEKTRONİK ARAÇLAR

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
YAZILI, BASILI ve DİĞER BELGELERİN YASAL DAYANAKLARI
ANAYASA
YASA
TÜZÜK
YÖNETMELİK
GENELGE
DİĞERLERİ


BEŞİNCİ BÖLÜM
YAZILARDA ve YAZILI BELGELERDE BİÇİM ve EKLER
TİCARÎ YAZILAR
RESMÎ YAZILAR
ALTINCI BÖLÜM
KAMU ve ÖZEL iŞLETMELERDE İŞ YAZILARI
İÇERİK

YEDİNCİ BÖLÜM
KURUM ve İŞLETMELERDE KULLANILAN BELGE ve ÇEŞİTLERİ
TANIMI
ÇEŞİTLERİ

SEKİZİNCİ BÖLÜM
DEĞERLİ KAĞITLAR
TANIMI
ÇEŞİTLERİ
C DEĞERLİ KAĞITLARIN YASALARDAKİ ÖZELLİKLERİ

DOKUZUNCU BÖLÜM
EVRAK ve DOSYA HİZMETLERİ
EVRAK VE DOSYA HİZMETLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ
EVRAK VE DOSYA HİZMETLERİNİN ÖRGÜTLENMESİ
DOSYA TASNİF SİSTEMLERİ

ONUNCU BÖLÜM
ARŞİV
ARŞİV VE ARŞİVİSTİN TANIMI
ARŞİVİN ÖNEMİ
KÜTÜPHANENİN TANIMI
ARŞİV ve KÜTÜPHANE İLİŞKİLERİ
ARŞİV VE KÜTÜPHANEYİ MALZEME VE YÖNTEMLERİ
AÇISINDAN KARŞILAŞTIRMA
ARŞİV MALZEMESİ VE ARŞİVLİK MALZEMELER
ARŞİV MALZEMELERİNİN İMHASI
ARŞİVLERİN ÖRGÜTLENMESİ
ARŞİVDEKİ DOKÜMAN TÜRÜ VE KORUNMASI

Ali Görener, Atik Kulaklı, Birol Büyüksivri, Cemal Yükselen, Feryal Orhon Basık, Gökhan Taşdeviren, Hatice Camgöz Akdağ, Mesut Ulu, Murat Dinçmen, Semra Birgün, Ümit Özen, Yıldız Şahin Yalın, kelime anlamıyla basit, sade olarak anlaşılıyor ama “yalın felsefeyi” bir sürece, sisteme veya kuruma uyguladığınızda bu anlamlardan daha fazlasını işaret ettiğini göreceksiniz.
Yalınlaştık demek; gereksiz olan her şeyden arınıp görünür, şeffaf, düzenli, doğru ve güvenli bir ortam yarattık, demektir.
Peki, yalınlaşmanın bize faydası ne demektir?
Maliyetlerimizi düşürmüş, verimimizi artırmış, kalitemizi yükseltmiş ve memnun müşterilere sahip olmuşuz, demektir. Kârımızı ve yatırım gücümüzü artırmış, rakiplerimizin önüne geçmiş, sürdürülebilirliğimizi güvence altına almış, piyasa değerimizi yükseltmiş ve pazar payımızı artırma olanağına kavuşmuşuz, demektir.
Mevcut sisteminizi iyileştirmek, yeni sistem tasarlamak, Endüstri 4.0 dönüşümü sağlamak veya herhangi bir yeniliği uygulamak için ilk yol, yalınlaşmaktır. Aksi takdirde mevcut sorunlarınızı yeni sisteminize aynen taşımış olur ve gerçek fayda sağlamaktan ve istediğiniz hedefe ulaşmaktan uzaklaşmış olursunuz.
O hâlde hatadan dönmek ve bu kazançlara sahip olmak uğruna yalınlaşmayı nasıl sağlayabiliriz?
İşte, yalın konusunda çok uzun zamandır tecrübe kazanmış, yalını bizzat uygulamış, akademik çalışmalarda bulunmuş değerli yazarlarımızla birlikte hazırlamış olduğumuz bu kitabımızı, sizlere yalını tanıtmak ve gerçek vakalara yer vererek hem uygulama adımlarınız için yardımcı olmak hem de uygulamaya ilişkin yanlışları ve doğruları göstermekte rehber olmak amacı ile sunuyoruz.
Uygulamalar yaygınlaştıkça yalın felsefenin, en tepede, ülke ekonomisi için katkı sağlayacağından şüphemiz yoktur. Üstelik yalın teknikleri özel yaşamımıza da uygulamak mümkün iken…
Faydalı bir dokunuşta bulunduğumuz ümidi ile iyi okumalar dileriz.
Mete Gündoğan Yirmi birinci yüzyılı daha doğru bir şekilde yorumlayabilmemiz için öncelikle içinden çıktığımız yüzyılda meydana gelen olayları iyi analiz etmemiz gerekmektedir.
En genel hatları ile baktığımızda yirminci yüzyılda Batılı zihniyetler uygulamaya koydukları politikalarla, hem sanayi devrimi sonucu elde ettikleri büyük imkânlar ve teknolojik yenilenmenin verdiği maddi üstünlüklerini kullanarak hem de söz konusu politikaları uygulamada kendilerine en büyük engeli oluşturan Osmanlı'nın içyapısında çıkardıkları kargaşalarla, Osmanlı'yı temel zihniyetiyle beraber tümden bertaraf etmek ve bunun sonucunda kendilerine yeni pazarlar ve sömürgeler açmak için insanoğlunu dünya savaşlarına sürüklemekten çekinmediler. Savaş sonrası, kendi menfaatlerine uygun olarak kurdukları küresel ekonomi-politik yapılandırmayı her şeye rağmen bugün hâlâ korumaya çalışmaktadırlar. 1990'lı yıllarla birlikte, “Doğu Bloğu”nun dağılması sonucunda ortaya tek kutuplu bir dünya çıktı. Bütün dünya, “Batı Bloğu”nun zaferle çıktığı bu Soğuk Savaş döneminden sonra, dünyanın çok daha güvenli, barışçıl ve huzur içerisinde olacağını düşünüyordu. Ancak, çok kısa sürede, bu beklentileri boşa çıkaracak gelişmeleri hep birlikte yaşadık. Batı zihniyeti, “Yeni Dünya Düzeni” sloganı ile dünyayı kendi çıkarlarına göre yeniden şekillendirme projesini yaklaşık yüzyıl sonra bir kez daha uygulamaya koydu. Hâlbuki bizler, “ya bizimlesin ya da karşımızdasın” şeklinde özetlenen ve bize empoze edilen bu Yeni Dünya Düzeni projesini kabullenmek mecburiyetinde değiliz.
Ülkemiz ve insanlarımız tarihte olduğu gibi bugün de emperyalizme karşı topyekûn mücadele edebilecek güce ve müktesebata sahip bir ülkedir. Yer altı ve yer üstü zenginlikleri, genç insan potansiyeli, bilgi, hikmet ve tecrübe birikimiyle, kısaca sahip olduğu maddi ve manevi gücüyle bu mücadeleyi kazanabilecek bir ülkedir.
Bölgeye yönelik olarak ortaya koyabileceğimiz projeler, ilkeler ve değerler ile ülkemizi ve bölgemizi yeniden cazibe merkezi hâline getirebiliriz. Bölgemizde kurulacak ve uygulamalarıyla tüm dünyaya örnek olacak yeni bir ekonomi-politik düzen, bütün dünyayı baştan aşağı değiştirebilecek potansiyeli de beraberinde taşır. Herkes için adalet temeli üzerine Yeni Bir Dünya kurmak mümkündür. Savaşın yerine barışın, çatışmanın yerine diyaloğun, sömürünün yerine adil bölüşümün, çifte standardın yerine adaletin, tekebbürün yerine eşitliğin, baskı ve işgallerin yerine insan haklarının esas alınacağı Yeni Bir Dünya'nın tüm insanlığa refah ve mutluluk getireceği muhakkaktır.


İÇİNDEKİLER

Birinci Bölüm GEÇMİŞİN MUHASEBESİ
İkinci Bölüm GELECEĞİN İNŞAASI

Ümit Engin Tekin Bu kitap, son yıllarda uluslararası ticaret politikalarındaki değişimleri ve gümrük işlemlerinin kolaylaştırılmasının, tarife dışı engellerin önemini nasıl artırdığını ele alıyor. Özellikle bilgi teknolojisindeki ilerlemeler ve dünya ticaret hacmindeki artış, uluslararası ticaret politikalarının önemini son çeyrek yüzyılda önemli ölçüde artırmıştır. Kitap, pandemi sürecinin ve ABD'nin Çin'e karşı başlattığı korumacı dış ticaret politikalarının dünya ticaret hacmini nasıl zayıflatabileceğini ve bu yavaşlamayı en aza indirmek için ülkeler arası yeni korumacılık standartlarının nasıl belirlenmesi gerektiğini tartışıyor.
Türkiye'nin yeni korumacılık bileşenleri, haksız rekabeti önlemeye yönelik araçları içeriyor. Bu araçlar arasında anti-damping, sübvansiyon karşıtı önlemler, gözetim ve koruma önlemleri bulunuyor. Kitap, bu araçların ihracatın ithal ara malı bağımlılığını azaltmada etkili olmadığını gösteriyor ve diğer yeni korumacılık araçlarının tercih edilmesini öneriyor. Menşe kuralı, sevk öncesi inceleme, gümrük değerleme ve sınıflandırma prosedürleri gibi görünmez engeller, belirli dönemlerde tercih edilebilir araçlar olarak sunuluyor.
Kitabın amacı, dünya ticaretindeki korumacılık eğilimlerinin gelişim sürecini ve yeni korumacılık araçlarının ülkeler üzerindeki etkilerini incelemektir. Teorik ve kavramsal çerçevede, serbest ticarete olan etkileri ele alınarak, Türkiye ve dünya genelinde yeni korumacılığın ekonomik gelişimi irdeleniyor. Kitap, uluslararası ticarette öngörülen değişikliklerle ilgili politika araçlarının kullanım alanlarını ve faydalarını anlatarak, karar vericilere, uluslararası ticarete taraf olan şirketlere ve bu alanda çalışan veya çalışma potansiyeli olan bireylere yol gösterici niteliktedir.
Akansel Yalçınkaya, Alperen M. Yiğit, Derya Gül Öztürk, Ebru Karataş Acer, Hava Yaşbay Kobal, İnci Öztürk Erkoçak, Kürşat Taştan, Mehmet Çakar, Mehtap Aras, Salih Arslan, Sema Yiğit, Sinan Yılmaz, Yeşim Kurt, Zuhal Şenyuva Sosyal bilimlerin hızla büyüyen alanlarından biri olan Yeni Kurumsal Kuram gerek kuramın teorisyenleri tarafından gerekse diğer örgüt kuramcıları tarafından eleştiriler alarak gelişen, eleştirileri zenginlik sayan ve kurumlaşmayı yeniden ele alarak kendi kurumsallaşmasını sağlamaya çalışan kapsayıcı bir paradigma ortaya koymaktadır. Kuramın, istikrarlı ve tekrar eden davranışları kurum olarak tanımlama eğilimi bu kapsayıcılığın en önemli sağlayıcısıdır.
Kurumsal Kuramın bugünkü bakış açısını temsil eden Yeni Kurumsal Kuram, kendisinden önce gelen bütün kuramlardan daha genel ve kapsamlı olmasının yanı sıra diğer bütün örgüt kuramlarıyla birlikte çalışmalar yapılmasını sağlayacak özgün savlara sahiptir.
Kuram, örgütsel bağlamı her araştırma için yeniden ele alarak kurum kavramını, kurumsallaşmayı, kurumsal değişimi, çeşitliliği, eşbiçimliliği, bunların nedenlerini, aktörleri, vb. örgütlerle ilgili her türlü olguyu her araştırmada yeniden açıklamaya çalışarak araştırmacılara yön vermektedir.
Ahmet Kayaoğlu, Ahmet Neca Gökgül, Bekir Tuncer, Beris Artan Özoran, Cemal Gümüş, Ceylan Bozpolat, Cihad Doğan, Elçin Bayraktar Köse, Erkan Gülter, Faruk Güven, Filiz Eroğlu, Hale Çolakoğlu, Halil İbrahim Şengün, Hatice Ceviz, İbrahim Aydın, Mehmet Demirdöğmez, Musa Ünalan, Nurcan Yücel, Selda Fındıklı, Zübeyir Çelik Çağımızın belki de en önemli özelliği, değişime kayıtsız kalmanın mümkün olamayışıdır. Bugün bulunduğumuz noktada pazarlama iletişimi pratiklerinde adı geçmeye başlayan birçok yenilik bulunmaktadır. Bu kitap, bu yeniliklerin neler olduğunu, kuramsal temellerini, onlara neden ihtiyaç duyulduğunu ve nasıl uygulanabileceğini açık bir dille aktarmaktadır.
“Yeni Nesil Pazarlama Yaklaşımları” kitabı, sadece çağı yakalamak isteyen değil çağın ötesine geçmek, çağa yön vermek isteyen tüm akademisyen, öğrenci, pazarlama uygulayıcıları ile dünyada ve Türkiye'de pazarlama trendlerini gözlemek isteyen herkese bir kapı aralamaktadır.
Buket Karatop Bu kitap, stratejik yönetimin tasarımından uygulama sonuçlarının değerlendirilmesine kadar her aşamada yapay zekâ ve dijital çağın gereği yöntemlerin nasıl kullanılabileceğini anlatmaktadır.
Dünya hızla değişmekte ve gelişen teknolojiler hayatımızın her alanına girmektedir. Dijital platformlar, yapay zekâ, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi yeni nesil teknolojiler, işletmeleri ve ticaret hayatını derinden etkilemektedir. Proaktif yaklaşımla işletmelerin gelecekte konumlanmak istedikleri yeri planlayan ve yöneten stratejik yönetimin tüm aşamalarında yeni nesil teknolojilerin kullanılması ile etkin ve verimli sonuçlar elde edilmektedir. Stratejik yönetimin karar verme sürecinde yapay zekâ ve dijital teknolojilerin kullanılması ihtiyaç hâline gelmiştir.
Tüm dünya tarafından sibernetik ve robotiğin babası olarak kabul edilen bu toprakların yetiştirdiği bilim insanlarından El Cezeri'yi örnek alarak yeni nesil teknolojileri her alanda kullanmak ve hatta yeni nesil teknolojiler icat etmek bizlerin üzerinde bir borçtur.
Mustafa Polat, Arzu Uğurlu Kara Eskiye ait hemen her şeyin değiştiği ve sorgulandığı kırk yıllık sürecin son iki yılında en çok konuşulan kavramlar her dilde şüphesiz COVID-19 salgını olmuştur. Yaşanan bu küresel kriz bizzat sağlığı, bireysel ve toplumsal hayatın her alanını, evi, işi, ekonomiyi, bireysel ve toplumsal tercihleri ve eğitimi derinden etkilemiştir. Örgütlerin temel zorlukları ürün ve hizmetler, lojistik, finans, pazarlama ve süreç yönetimi konularında yoğunlaşmış, bu süreçte örgütler daha kırılgan hâle gelmiştir. Örgütsel davranış alanı da bu derin etkilerden nasibini almıştır. Daha dayanıklı bir örgüt yaratmada iş yapış şekilleri ve süreçlerin geliştirilmesinin yanında ve belki de ötesinde örgütteki lider, yönetici, çalışan ve izleyen olmak üzere tüm sosyal varlıkların davranışlarının ne denli önemli olduğu yine bu süreçte deneyimlenmiştir.
Örgütsel alanda “Yeni Normal” olarak ifade edilen bu dönemin örgütlerdeki davranışlar üzerindeki etkileri kitabın ana temasını oluşturmaktadır. Eserde yazarlar, yeni normal dönemdeki örgütsel davranış uygulamaları ile ilgili olarak çalışanlara, örgütlere, liderlere, iş yaşamındaki profesyonellere, öğrencilere ve akademisyenlere yaşanan “derin” değişimler ile ilgili bilgiler sunmakta, bireylere, örgütlere ve sektörlere bu kapsamda elde edilen veriler ışığında önerilerde bulunmakta, alınacak tedbirleri ortaya koymakta ve süreçte dikkat edilecek en temel hususları bir arada okuyucunun beğenisine sunmaktadırlar.
Abdulhalim Çelik, Abdulkadir Şenkal, Ali Kemal Nurdoğan, Ayşe Şeyma Turgut Arıkan, Büşra Yüksel Güngör, Çiğdem Uludağ Güler, Dilay Teke, Doğa Başar Sarıipek, Emel İştar Işıklı, Emine Elif Ayhan, Gökçe Cerev, İbrahim Altunkaynak, Mehmet Erçorumlu, Muhsin Halis, Müslüm Engin, Nurettin Arıkan, Yaşar Bülbül "Yeni Sosyal Riskler ve Sosyal Koruma" kitabı, ekonomik ve sosyal dönüşümün etkilerini derinlemesine inceleyen uzman yazarlar tarafından kaleme alınmıştır. Kitap, özellikle 70'li yıllardaki ekonomik kriz sonrasında ortaya çıkan "yeni sosyal riskler" kavramına odaklanmıştır. Endüstri toplumundan post-endüstriyel döneme geçişle birlikte eski sosyal risklerin azalırken, güvencesiz istihdam, çalışan yoksulluğu, iş-aile dengesindeki uyumsuzluk, iş gücü yapısının değişmesi, yetersiz sosyal güvenlik kapsamı gibi yeni sosyal risklerin ortaya çıktığına vurgu yapmaktadır.
Geleneksel sosyal koruma rejimlerinin sanayi toplumu şartlarına göre tasarlandığını ve yeni sosyal risklere etkili bir yanıt veremediğini belirtmektedir. Bu bağlamda, sosyal korumanın dönüşümüne işaret ederek kapsayıcı, proaktif, koruyucu, içermeci, sosyal yatırımcı, herkese dokunan, katılımcı, hakları geliştiren ve sosyal adaleti tesis eden politikaların önemini vurgulamaktadır.
Özellikle üniversite öğrencileri, akademisyenler, politikacılar, iş dünyası profesyonelleri ve konuyla ilgilenen herkes için uygun bir kaynak olan kitap, post-endüstriyel refah devletinin evrimini detaylı bir şekilde analiz ederek, sosyal koruma politikalarının nasıl sürdürülebilir bir yaklaşımla geliştirilebileceği konusunda geniş bir perspektif sunmaktadır.
Ahmed Yusuf Sarıhan, Ahmet Emre Toraman, Cem Kartal, Cengiz Toraman, Göksel Karaş, İlknur Tanrıverdi, İsmail Metin, Mehmet Emin Erçakar, Mehmet Fatih Bayramoğlu, Özer Yılmaz, Selim Ertan, Yasemin Başarır Global dünyada büyümek isteyen her işletmenin dış pazarlara açılması gerekmektedir. Uluslararası piyasalardaki rekabet şartları ise ulusal piyasalara göre daha karmaşıktır. Bu piyasalarda belirli bir yer edinmek ve varlıklarını sürdürmek isteyen işletmelerin gerek üretim gerek pazarlama gerekse finansman açısından her yönüyle rakiplerinden üstün olmaları gerekmektedir. Bu aşamada işletmeler için en büyük problemlerden biri uluslararası piyasalarda kalıcı olmalarını sağlayacak finansmanı nasıl sağlayacakları ve bu piyasalardaki değişkenliğe karşı kendilerini nasıl koruyacakları noktasıdır.
Bu kitap, toplam dokuz bölümden oluşmakta olup uluslararası ticaret teorilerinden başlayarak işletmelerin uluslararası ticarette uygulayabilecekleri ödeme yöntemleri, döviz kurundan kaynaklı risklerin yönetimi, işletmelerin uluslararası piyasalarda yaşadıkları finansman çözümlerine devlet tarafından verilen destekler, işletmelerin kullanabilecekleri alternatif finansman teknikleri, günümüzde çok yaygın olarak kullanılmasa da gelecekte uluslararası ticarette önemli bir role sahip olacağına inandığımız blokchain teknolojisi ve kriptoparalar, ihracat ve ithalat süreci, ihracat kadar önemi olan özellikle hammadde açısından büyük önem arz eden ithalatın finansmanı ve son olarak gümrük rejimleri konuları hem teorik hem de uygulama örnekleriyle açıklanmaktadır.
Kitabımızın, uluslararası ticaretin finansmanı konusunda bilinçlenme hedefine ulaşmak isteyen işletmeler başta olmak üzere öğrencilerimize ve hocalarımıza yararlı olmasını temenni ederiz.
Deniz Aytaç, Sabiha Kılıç Küreselleşme ile birlikte artan ekonomik açıklık ve entegrasyon, dünya ekonomisinde, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, rekabet edebilirliğin önemli bir değişken hâlini almasına sebep olmuştur. Sermayenin, emeğin, mal ve hizmetlerin herhangi bir engele takılmadan dolaşımının arttığı küresel Dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu doğrudan yabancı yatırımlar göreceli olarak yeni bir kavram olan yatırım ikliminin önemini arttırmıştır. Ülkelerin makroekonomik, politika, hukuki sistem, yargı, idare, güvenlik, altyapı, finansal imkânlar gibi koşullarını ve firma düzeyinde mikro değişkenleri içeren yatırım iklimi(ortamı) kavramı Dünya Bankası'nın 2005 yılında yayınladığı Yatırım İklimi Raporunda maliyetler, riskler ve rekabet engelleri ile ilişkilendirilmiştir. Bu kapsamda uluslararası, ulusal ve bölgesel anlamda yatırım yeri seçiminde yatırımcılar, maliyet, risk ve rekabet engellerini minimize eden bir yatırım iklimini tercih etmektedirler. Bu kitap, sanayi ve tarımsal üretim potansiyeli yüksek olan bir il olarak Çorum'un yatırım iklimini oluşturan parametreler açısından avantajlı ve dezavantajlı yönlerinin tespit edilmesini amaçlayan bir saha araştırmasına dayanmaktadır. Kitap, yerel yatırımcıların yatırım yapmayı planladıkları yerel, bölgesel ve ulusal yatırımlarında yatırım kararları üzerinde etkili olabilecek yatırım iklimi faktörleri konusunda araştırma ve çalışmalar yapan akademisyenler, iş adamları, profesyoneller, yerel yönetimler ve kamu kurumları için yol gösterici kaynak niteliği taşımaktadır.
Ahmet Melih Eyitmiş, Ayşegül Uçkun Özkan, Bilal Akkaynak, Burak Keskin, Duygu Yıldız Karakoç, Erdem Selman Develi, Gülay Demir, Hasan Dündar, Havva Nur Tatlı, Müge Manga, Naci Büyükdağ, Orhan Cengiz, Rahim Arslan, Salih Aka, Serpil Keser, Sırrı Uyanık, Turgut Karabulut Tüm dünyada enerji ihtiyacı, her geçen gün artış göstermektedir. Buna bağlı olarak da enerji çeşitliliği ve sürdürülebilirliği büyük önem arz etmektedir. Kömür başta olmak üzere geçmişten günümüze kadar en çok kullanılan yenilenebilir olmayan enerji kaynaklarının çevreyi kirletici olması ve sürdürülebilir olmamasından dolayı farklı enerji kaynaklarına yönelme, zorunlu hâle gelmiştir. Temiz enerjiye geçişte tüm dünyaya yol göstermek üzere 2015 yılında düzenlenmiş ve 22 Nisan 2016 tarihinde imzalanmış olan iklim değişikliği konusundaki ilk çok uluslu Paris İklim Anlaşması da ülkeleri; yenilenebilir, temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu hâle getirmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili birçok çalışma yapılmış olsa da hâlen bilinmeyen ve farklı bakış açılarıyla konunun değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır ve bu anlamda ekonomi, yönetim, tarih, politika ve çevresel açılardan değerlendirilmesi özel önem arz etmektedir. Bu kitap da bu farklı bakış açılarıyla yenilenebilir enerjiyi mercek altına almaktadır. Kitabın, sadece akademik alanda çalışma yapacak olan araştırmacılar için değil aynı zamanda yenilenebilir enerjiye ilgi duyan tüm okuyucuların yararlanmasına sunulmuştur.
Ebru Öztürk Köse Yeni dijital teknolojiler yaygınlaşarak iş süreçlerini ve uygulamalarını yeniden tanımlamaktadır. Yeni dijital teknolojilere olan ilginin artmasıyla birlikte dijital inovasyon ve dijital girişimcilik kavramları popüler hâle gelmiştir. Ancak mevcut literatürde, kavramsal
örtüşme ve çok az tanımsal fikir birliğine yol açan farklı kavramlar ortaya çıkmıştır. Bu kavramların inovasyon yönetimi içinde nasıl kullanıldığını anlamak için bu kitap çalışması dijital inovasyon, dijital dönüşüm, dijital girişimcilik ve dijital akademik girişimcilik konularını derinlemesine incelemektedir. Dört bölümden oluşan bu kitap çalışması, dijital inovasyon ve dijital girişimcilik faaliyetlerini değerlendirip, gelişmekte olan ülkelerdeki durumu anlamaya çalışarak mevcut literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Ufuk Durna Bu çalışmanın temel amacı; günümüzdeki yoğun rekabet ortamında önde olabilmek için yeteneklerin geliştirilmesi çerçevesinde, işletmelerimize yeni yaklaşım ve stratejiler sunmak, oldukça karmaşık ve belirsiz hale gelen pazarlarda başarıları olabilmek için gereken ip uçlarını ve kritik unsurları belirlemek ve bu yönde işletmelerimize çağın gereklerine daha uygun hale getirebilmektir...
Arif Gümüş, Dilek Şahin, Eser Erdurmazlı, Gökdeniz Kalkın, Hakan Erkuş, Halit Kaya, Hatice Yıldırım, Horü Karadıllı, İsmail Şan, M. Mustafa Yücel, Mehmet Gürel Tekelioğlu, Murat Buğra Tahtalı, Yıldırım Yıldırım, Zeynep Mesci Yenilik konusu, sosyal bilimlerde önemli bir araştırma alanını oluşturmaktadır. Yönetim alanında öncelikli olarak ele alınan bu konu daha sonraları bütün disiplinlerin ilgisini çekmiş ve hemen hemen her alanda yenilik konusu işlenmeye başlanmıştır. Yeniliğin etkisi ve oluşturduğu farklılaşma, ekonominin sürdürülebilirliğinden tüketicilerin satın alma motivasyonlarını canlı tutmasına, işletmelerin kârlılıklarından ülkelerin stratejik güçlerine kadar mikro ve makro açıdan çeşitli alanlarda kendini göstermektedir. Türkiye’nin yenilik performansı, OECD raporuna göre İsviçre, İsveç, Hollanda, Finlandiya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında henüz arzu edilen seviyede olmamasına karşın göstermiş olduğu çabalar, konunun ülkemizde ilerlemesini ve ilgi görmesini sağlamıştır. Yenilikle ilgili yapılan akademik çalışmalara bakıldığında Türkiye’nin, yenilik konusunda ve ülkenin yenilik performansını artırmaya yönelik olumlu adımlar attığı fakat bu konuda hâlâ katetmesi gereken yol olduğu vurgulanmaktadır. Ancak yine de Türkiye’nin inovasyon konusunda kararlı ve doğru adımlar atarak ülkeler sıralamasındaki yerini yıllar itibarıyla yukarıya doğru çıkarma eğilimi gösterdiği söylenebilir. 10 farklı disiplin açısından yeniliğin ele alındığı bu kitabın, çoklu bakış sağlama ve yeniliğin farklı özelliklerini ortaya koyma yönünden alandaki büyük bir boşluğu dolduracağı düşünülmektedir. Akademik alanda yapılacak daha fazla çalışma daha fazla uygulamaya ve daha fazla çıktıya dönüşecektir. Bu yüzden yenilik alanındaki kitapların önemli bir girdi kaynağı oluşturacağı söylenebilir. Bütün okurlara faydalı olması temennisiyle...
Ali Gürsoy İşletmeler nasıl ayakta kalır? İnsanlar yaşamlarında nasıl başarılı olur? sorularının cevabı yenilik ve duygusal zekâ bu kitabın temelini oluşturmaktadır.
Yenilik ve yaratıcılığa dönüştürülmeyen fikirler beyinlerde hapsolmaya mahkûmdur. Teknolojik gelişmelerin son derece hızlı yaşandığı günümüzde değişim ve dönüşümü zamanında yakalayamayan işletmeler yaşamlarını sürdürememektedir. Yeniliğe ve değişime hızlı adapte olan işletmeler ise hayatta kalabilmektedir. Diğer yandan çalışanların motive edilerek verimliliklerini artırma görevi yöneticilere düşmektedir. Yöneticiler dış çevrede meydana gelen değişim ve fırsatları izlemeli ve yaratıcı fikirlere değer vermelidir. Değişimin sürekli olduğu yenilik sürecinde artan belirsizlikle baş etmek ve doğru kararlar alabilmek için yönetici duygularını doğru olarak yönetebilmelidir. Duyguların yönetimi, insanın kendi duygularını yönetmesi ve diğer insanların duygularını anlayıp yönetmesi şeklinde iki yönlüdür. Kendi duygularını bilen ve yöneten yönetici, yenilik sürecinde artan baskılarla baş edebilmekte, başarısızlığa uğramaktan korkmamakta, çalışanların yaratıcılığını ortaya çıkarmakta ve yeniliği örgüt kültürünün bir parçası haline getirmektedir. Kişinin duygusal açıdan kendini tanıması, dış etkenleri gözlemleyerek karşıdaki ile empati kurması, zorluklar karşısında yılmadan hedefine ulaşmaya çalışması, olaylara pozitif yönde bakması ve duygularını yöneterek bireysel ve sosyal ilişkilerinde bunları etkili biçimde kullanması şeklinde tanımladığımız duygusal zeka hayatta başarılı olmanın anahtarıdır. Bu kitapta yöneticilerin sahip oldukları duygusal zekâ yeteneklerinin yenilik yönetim sürecinin tüm aşamalarını hangi ölçüde etkilediği yer almaktadır.
Abdullah Türk, Ahmet Barış Solmaztürk, Ahmet İlhan, Ali İhsan Çelen, Alper Gürer, Bengü Hırlak, Burcu Alan, Burcu Doğanalp, Cem Şen, Deniz Yıldız, Emirhan Yetiş, Gamze Ebru Çiftçi, Göknur Ersarı, İlknur Çevik Tekin, İnci Fatma Doğan, Mehmet Yasin Özsağlam, Murat Ayar, Özge Gül, Polathan Küsbeci, Suzan Urgan, Vasfi Kahya Günümüz örgütleri, hızlı teknolojik gelişmelere, çevresel değişimlere uyum sağlamak için yenilikçi ve esnek olmak zorundadırlar. İşletmelerin yenilikçi olup, örgütsel inovasyon yeteneği kazanması örgüte dair yenilikçi uygulamalar ve yaklaşımların çalışanlar tarafından benimsenmesi sayesinde olacaktır. Örgütlerin hedefledikleri amaçlara ulaşabilmelerinde insan faktörünün önemi her geçen gün daha çok artmaktadır. Ağ teknolojilerindeki gelişmeler neticesinde siber yaşamın belirleyiciliğinin her daim arttığı, entelektüel emeğin yeniden yapılandırıldığı bir ortamda, dijital tabanlı iş hayatının öngördüğü, dijital teknolojiler üreten yenilikçi insan kaynaklarına ihtiyaç olduğu açıktır. Küresel rekabet ortamında, rekabet üstünlüğü elde etmek ve yenilikçi örgüt olabilmek, ucuz iş gücü kullanımına bağlı olmamakla birlikte, yeni ürün geliştirebilme yeteneği ve girişimci potansiyeli içinde barındıran insan kaynaklarına sahip olunması ile gerçekleşebilecektir. Yenilikçi İK uygulamaları ve örgütsel inovasyon noktasında farkını hissettirecek olan bu kitapta, çok değerli 21 bilim insanı konu başlıklarını özenle ve anlaşılır bir biçimde kaleme almışlardır. Bilişsel Değerlendirme, Bireysel Öneri Sistemi, Bulut İK, Büyük Veri, Duygusal Emek, Duygusal Zekâ, Entelektüel Sermaye, Esnek Çalışma, İç Girişimcilik, İş Zenginleştime, Kademe Azaltma, Mentorluk-Koçluk, Motivasyon, Performans Bazlı Değerlendirme, Proaktif Performans Yönetimi, Sosyal Ağlar, Takım Çalışması, Vicdani Zekâ, Yapay Zekâ, Yenilikçi İş Davranışı, Yetenek Yönetimi olarak incelenen 21 bölüm teorik çerçevede ele alındıktan sonra, yazarlar tarafından bölüm konularına dair çeşitli öneriler sunulup, bölümler örnek olay ile zenginleştirilmiştir.
Gökçe Akdemir Ömür "Bütün başarılı girişimcilerin ortak noktası belirli bir kişilik değil sistemli inovasyona olan bağlılıklarıdır."
Peter Drucker

21. yüzyılda enformasyon teknolojilerindeki gelişmeler ve dijitalleşmenin yaygınlaşmasındaki artan ivme, örgütleri belirsizliğin hâkim olduğu doğrusal olmayan karmaşık sistemlerdeki hiper rekabet koşullarıyla mücadele eden yenilikçi aktörlere dönüştürmektedir. Bu yenilikçi aktörlerin mevcudu muhafaza etme ve sürdürülebilir rekabet avantajını koruma çabaları; proaktif stratejiler geliştirmeye, değer yaratan yeni yönetsel araçlara odaklanmaya, girişimci zihniyeti yansıtan eylemlerde bulunmaya, keşfedici ve fark yaratıcı yetenekler geliştirmeye yönlendirmektedir. Tüm bunlar, yenilikçi örgütlerin, inovasyonu katma değer yaratan önemli bir unsur olarak değerlendirmesine zemin hazırlamaktadır.
Yenilikçi örgütlerde inovasyon ile hedeflenen amaçlara ulaşma sürecinde; yapı, strateji ve kültür arasındaki etkileşimin belirleyici rol üstlendiği bilinmektedir. Bu bağlamda P. Drucker'ın inovasyona yönelik söylemini destekler nitelikteki çıkarsamayla sürdürülebilir inovasyon kültürünün örgütte içselleşmesinin, tüm birimlerin ve çalışanların eş zamanlı katılımıyla gerçekleşen sistemli bir inovasyon yönetim sürecinin yürütülmesine bağlı olduğu kanısına ulaşmak mümkün olmaktadır. Dolayısıyla yenilikçi örgütlerde inovasyonun katalizör rolünü güçlendiren unsurların neler olduğuna yönelik cevaplar, yenilikçi örgütlerin başarı reçetelerindeki değişkenlerin ve parametrelerin tanımlanması açısından her zaman önemini koruyacaktır. Söz konusu arayışlara ışık tutması açısından bu kitabın; yenilikçi örgüt karakteristiklerinin tanımlanmasına, inovasyon yönetim süreci ile inovasyon dinamikleri arasındaki etkileşimin saptanmasına ve inovasyon performansının ölçülebilir metrikler ile sorgulanmasına yönelik ilgili alana çok boyutlu katkı sağlaması amaçlanmaktadır.
Ayşe Nur Albayrak, Cemali Sarı, Çiğdem Varol, Fahriye Yavaşoğlu, Fatih Altuğ, Fulya Sınacı Özfındık, İbrahim Tuğrul Çınar, İlhan Korkmaz, İlhan Tekeli, K. Mert Çubukçu, M. Tahsin Şahin, Mustafa Ertürk, Mutlu Yılmaz, N. Aydan Sat, Onur Sungur, Sedef Akgüngör, Selen Işık Maden, Suat Tuysuz, Tanyel Özelçi Eceral, Tüzin Baycan, Umut Erdem, Yaprak Gülcan, Yeşim Kuştepeli “Yerel ve bölgesel kalkınma, sosyo-mekânsal bir süreçtir. Kanımca, yerel ve bölgesel kalkınma dediğimizde, bir coğrafik alanda bulunan ilişki içindeki bireylerin, oluşturdukları bir topluluğun (komünitenin) bir zaman aralığındaki toplam performansından söz ediyoruz. Bu performansı ekonomistler gayrisafi yurt içi hasıla diye ölçüyorlar. Tabii bu çok sınırlı bir ölçüm. Performansın iki önemli yönünü dışta bırakıyor. Bir yandan performansın, bir yer duygusu ve komünite oluşturma duygusu gibi olumlu öznel ögeleri, diğer yandan çevreye verdiği zararlar gibi olumsuz ögeleri hesap dışı bırakılıyor.
Bu performansı; ele alınan yerellik ya da bölge içinde, ilişki içinde yaşayarak bir komünite oluşturan bireyler, içinde bulundukları çevre ile etkileşerek ortaya koymaktadırlar. Tabii, elde edilen sonuçlar zamana ve mekâna göre değişiklik gösterecektir. Zamana göreliliğini, ele alınan yöredeki komünitenin kültürel yolculuktaki yeri; mekâna göre göreliğini de yeryüzündeki konumu belirleyecektir. Bu nedenle, bir yerelliğin ya da bölgenin kalkınma sorunsalı sürekli yeniden tanımlanmaktadır.”
İLHAN TEKELİ
Ahmet Esen, Ayşe Yıldız Özsalmanlı, Aytaç Pekmezci, Aytekin Fırat, Betül Üner Yılmaz, Çağatay Mirgen, Çağdaş Gönen, Çağrı İzci, Cansu Tosun Gavcar, Dilek Keser, Doğan Bıçkı, Erdoğan Gavcar, Erhan Atay, Erhan Atay, Fatma Kömürcüoğlu Soytürk, Hilmi Etci, Hüseyin Mustafa Metin, Kurtuluş Bozkurt, Mehmet Marangoz, Nur Çelik İlal, Nursen Vatansever Deviren, Ömür Kaygısız, Ozan Bahar, Reyhan Arslan Ayazlar, Şeyda Kıvrak, Soner Uysal, Tarık Duran, Vasfiye Hazal Özyurt, Vesile Hatun Akansel, Yener Şişman, Yılmaz Çalışkan, Yunus Emre Kahraman, Yusuf Tepeli Yeşil ekonomi, günümüzde değişen dünya dinamikleri ve çevresel tehditlere karşı farkındalığın artmasıyla birlikte giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. AB; iklim değişikliği ile mücadele etmek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak amacıyla 2019 yılında Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı ilan ederek yeşil ekonomiye geçmiştir. Bu mutabakat; temiz bir çevre için sıfır kirlilik hedefi, ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin korunması ve iyileştirilmesi, tarladan sofraya gıda sistemi, sürdürülebilir beslenme, döngüsel ekonomi, inşaat sektöründe net sıfır dönemine geçiş, yeşil finans, temiz ve güvenli enerji temini, yeşil işler, sürdürülebilir ulaşım, akıllı şehirler, karbon vergisi gibi konuları içeren daha adil ve daha rekabetçi bir dönüşüm bağlamında yeşil ekonomiye geçişi hedeflemektedir.
Yeşil ekonomi ile ilgili kitaplar nadir sayıda olduğu için alanında uzman araştırmacıların katkılarıyla hazırlanan ve hakem sürecinden geçirilen bölümlerden oluşan kitabımızın sürdürülebilir kalkınma literatürüne önemli katkılar sağlamasını ümit etmekteyiz. Yeşil ekonomiyi birçok boyutuyla ele alıp analiz eden bu çalışmanın akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrenim gören öğrenciler başta olmak üzere hükûmet yetkilileri, özel sektör kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve sürdürülebilir kalkınma konusu ile ilgilenen herkese katkı sağlayacak bir kaynak olması dileğiyle.
Filiz Yılmaz Sürdürülebilir gelişme, genel kabul görmüş kalkınma olgusuna yeni bir boyut niteliği kazandırarak yeşil ekonomi modelini ortaya çıkarmıştır. Yeşil ekonomi, doğa ile uyumlu ekonomik yapıyı içeren bir modeli ifade etmektedir. Yeşil ekonomik model, yeşil işler adı verilen yeni istihdam alanlarının da ortaya çıkacağını göstermektedir.
Eserde; sürdürülebilir gelişme ve yeşil ekonomi çerçevesinde kuruluşların uygulamaya koydukları çevre dostu politikalarla, ekonomiye ve çevreye yaptıkları katkılarla en önemli aktör hâline gelmeye başlayan yeşil iş kavramı çok boyutlu olarak irdelenmektir.
Bu bağlamda birinci bölümde, geleneksel kalkınma anlayışından sürdürülebilir gelişme yaklaşımına geçiş süreci ve iklim değişikliğinin ekonomik sonucu olarak kabul edilen yeşil ekonomi kavramı detaylı olarak incelenmiştir. İkinci bölümde, yeşil ekonomik dönüşümle birlikte ortaya çıkan yeşil iş kavramının tanımsal çerçevesi, özellikleri, nasıl geliştiği ve hangi sektörlerde yer aldığı anlatılmış, üçüncü bölümde ise Türkiye'de sürdürülebilir gelişme ve yeşil ekonomi sürecinde ortaya çıkan yeşil işler ve yeşil iş politikaları değerlendirilmiştir.
Eserin lisans ve lisansüstü derslerde öğrencilere fayda sağlaması hedeflenmekle birlikte bu alana ilgi duyanlara da yol gösterici olacağı düşünülmektedir.
Aliye Aslı Sonsuz, Duygu Erten, Emin Sertaç Arı, Erkan Turan Demirel, Erman Gedikli, Erol Demir, Esra Baytören, Gökhan Aydın, Gözde Yeşilaydın, Mustafa Fedai Çavuş, Yasemin Hancıoğlu, Yeşim Tanrıvermiş Yeşil düşüncenin nasıl oluştuğu, yeşil yönetim fonksiyonlarının neler olduğu, kurumsal iletişimde yeşil yaklaşımın önemi, yeşil yaklaşımla işletmelerde etik ve sosyal sorumluluk anlayışının ne yönde evrildiği, dünyada bir adım önde olmak isteyen ülkeler ve işletmelerin ele aldığı inovasyon kavramının ötesinde yeşil inovasyonla ne anlatılmak istendiği, teknolojik gelişmelerin ve bilgi toplumuna geçişle birlikte yeşil bilişim ve yeşil ekonomi, kitabımızın ana konularını oluşturmaktadır.
Yeşil bakış açısı ve ülkemizde bu yaklaşımı önemseyen işletme örneklerinin de yer aldığı bölümler ile farkındalığı yaygınlaştırmak hedeflenmektedir. Bu bağlamda kitabımızın Türkçe literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Aslı Öztürk, Aysel Veyisoğlu, Demet Tatar, Esma Ebru Şentürk, Gönül Göker, Havva Değirmenci Tarakcı, Hüseyin Küçükerdem, İlknur Ayar, Pınar Özdemir Karaca, Şerife Salman, Yakup Öztürk Doğal kaynakların hızla azaldığı dünyamızda, gelecek nesillerin refahı için işletmelerin faaliyetlerini gerçekleştirirken çevreci stratejiler geliştirmesi bir zorunluluk hâline gelmiştir. Toplumun ve tüketicilerin bilinçlenmesi, sosyal sorumluluk anlayışının gelişmesi, iklim değişikliği, sürdürülebilir çevre anlayışının gelişmesi, işletme alanında “yeşil” kavramının önemini artırmıştır. Bu kapsamda kitapta; yeşil işletme ve yeşil değerler, yeşil yönetim ve sürdürülebilirlik bilinci, yeşil pazarlama ve yeşil tüketici davranışı, yeşil insan kaynakları yönetimi, işletmelerde yenilenebilir enerji, işletmelerde çevre kirliliği ve atık yönetimi, yeşil otelcilik ve ekoturizm, turizm işletmelerinde yeşil pazarlama, sağlık işletmelerinde yeşil yönetim ve yeşil hastaneler, yeşil aklama, yanıltıcı kurumsal iletişim konuları teorik çerçevede ve işletme uygulamalarıyla ele alınmıştır. İşletme faaliyetlerini gerçekleştirirken doğal kaynakların bilinçli kullanımı ve gelecek nesillere aktarılması hususundaki farkındalığı artırmak ve sürdürülebilir çevre bilincini geliştirmek amacıyla bu kitabı siz kıymetli okurlara sunmaktan kıvanç duyuyoruz. Bu kitabın; işletme yöneticilerine, akademisyenlere, öğrencilere ve çevreye duyarlı okuyuculara yeşil işletmecilik konusunda yol gösterici bir kaynak olarak katkı sağlamasını temenni ederiz.