İşletme ve İktisadi Bilimler \ 32-35
Ahmet Demirden, Başar Demir, Beril Türkoğlu, Cem Şafak Çukur, Derya Karanfil, Emine İnan, Emine Yücel, Gülden Sayılan, Gülten Ünal, Halime Şenay Güzel, Hamit Coşkun, İlknur Dilekler, M. Ozan Altın, Nihal Mamatoğlu, Nur Elibol Pekaslan, Ozan Altın, Özden Yalçınkaya Alkar, Öznur Göçmen, Pelin Sağlam, Sami Çoksan, Selmin Erdi Gök, Sıla Demir, Tuğba Koçak Özel, Yankı Süsen Uygulamalı Sosyal Psikoloji kitabı, bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de bu alanda yazılan ilk sistematik kaynak olma özelliğine sahiptir. Uygulamalı sosyal psikoloji, psikolojinin geleneksel uygulama alanlarının dışına çıkarak (sosyal) psikolojinin kuramsal ve görgül birikimini toplumsal sorunların çözümü ve toplumsal refahın arttırılması adına uygulanan müdahale ve uygulamaları bütüncül bir yaklaşım çerçevesinde sunmaktadır. Temel bilimsel yaklaşımdan ziyade uygulama alanlarını ön plana çıkaran bu kitap, psikolojinin farklı disiplinlerindeki yaklaşımları sosyal psikolojik yaklaşımlar ile bütünleştirmektedir.
Konu çeşitliliğinin fazla olması nedeniyle bu kitap, dört ana grupta toplanmıştır: İlk kısımda yer alan bölümler, uygulamalı sosyal psikolojinin temel ilkeleri ve kuramsal temeline odaklanarak uygulamalar için temel oluşturmayı hedeflemektedir. Kitabın ikinci kısmı; göç, yoksulluk, eşitsizlikler, çatışma, tüketim ve sosyal güven gibi toplumsal sorunları çözmek için geliştirilen müdahale programlarına odaklanmaktadır. Üçüncü kısım, sosyal psikolojinin; sağlık, eğitim, iş, hukuk, siyaset, çevre, spor ve trafik gibi alanlarda uygulama geliştirilmesindeki rolünün altını çizen bölümleri içermektedir. Son kısım ise psikolojinin geleneksel uygulama alanı olan klinik psikoloji yaklaşımları ile sosyal psikoloji yaklaşımlarının iş birliğini ele alan bölümlerden oluşmaktadır.
Bahattin ÇETİN Dünya platformlarında tarımsal faaliyet yönünden tartışılan konu, tarımın “sürdürülebilirlik” ilkelerine dikkat edilerek yapılmasıdır. Gerçekten, son yararlanma sınırlarını çoktan aşmış olan doğal üretim kaynaklarından daha rasyonel ve doğasever olarak yararlanmak insanlığın geleceğinin sağlıklı olarak geliştirilip devam ettirilebilmesinin temellerini oluşturacaktır.
Bu nedenlerle 21. yüzyıl, tarım ve onunla ilintili tüm bilim dallarının öneminin artacağı dönem olacaktır. Tarım eğitimi içerisinde kısaca, üretim kaynaklarının rasyonel kullanılmasını kendine çalışma alanı olarak seçen ''Tarım Ekonomisi'' bilimi de çok önemli gelişmeler göstermiş ve bu bilimin kapsamı genişlemiştir.
Böylesine kapsamlı bir bilim dalının hem de ana temalarından birini ele almaya yönelik kompakt bir kitap hazırlamanın güçlüğünün bilinmesine karşın, özellikle bu alan ile yeni tanışan öğrenciler başta olmak üzere konuyla ilgili tüm bileşenlere, ilgili konuların mümkün olduğunca anlaşılabilir ve olabildiğince araştırma sonuçlarıyla bütünleşmiş örneklerden desteklenmiş bir kitap hazırlanmaya gayret edilmiştir.
Bu bağlamda, kitabın hazırlanışında esas alınan husus, çok şeyi bir arada söylemek ve sunmak yerine isteneni en açık ve anlaşılabilir hâliyle vermek şeklinde olmuştur.
Ele alınan konuların ''Tarım Ekonomisi'' biliminin daha çok işletme ekonomisine yönelik alanlarından olması, lisans/ön lisans düzeyinde iki veya üç saatlik bir süre içerisinde öğrencilere verilmeye ve tanıtılmaya çalışılan dersin uygulamalarda öğrencilerin çok karşılaşabileceği temel konularını ele almak kaygısındandır.

Abdurrahman Özalp, Asena Boztaş, Ayşegül Karataş, Caner Erden, Cem Kartal, Çağdaş Ateş, Gökhan Baral, Halil Şimdi, Hüseyin Tamer, N. Ceren Türkmen, Onur Yüce, Sinan Esen Uluslararası ticaret; ödeme yöntemlerinden teslim şekillerine, pazar araştırmasından fiyatlandırmaya, sözleşme hazırlanmasından finansmana kadar son derece geniş alanda teknik bilgi gerektiren bir alandır. Bu kitapta uluslararası ticarete ilişkin tüm süreçler uygulamalı örnekler vasıtasıyla açıklanmış, teknik bilgiler okuyucunun daha kolay anlaması için teoriden mümkün olduğunca uzaklaşılarak sunulmuştur.
Uluslararası pazar araştırması, potansiyel müşterilere ulaşma, doğru fiyat tespiti, finansman kaynaklarına erişim, döviz kurlarının tahmini, sözleşme hazırlanırken dikkat edilecek hususlar, uluslararası ticarette kullanılan belgeler, gümrük süreçleri, taşıma modları ve ulaştırma modelleri, mal teslim ve ödeme yöntemleri, muhasebe ve vergilendirme konuları son derece sade ve anlaşılabilir bir dille açıklanmıştır. Ayrıca kitabın ekler kısmında uluslararası ticarette kullanılan tüm belgelerin birer örneği paylaşılmıştır.
Uluslararası ticaret yapmak isteyen girişimciler, üniversitelerin uluslararası ticaret bölümlerinde okuyan öğrenciler, uluslararası ticaretin saha uygulamalarını merak edenler için bu kitap rehber niteliğindedir.
Ahmet Burhan Çakıcı, Akın Abul, Aykut Bedük, Burcu Tosun, Fatih İbrahim Kurşunmaden, Gamze Güner Kibaroğlu, Hüseyin Karagöz, Mehmet Ali Canbolat, Mehtap Öztürk, Meral Kızrak, Nezahat Koçyiğit, Serap Kalfaoğlu, Tuğba Kayıkcıoğlu, Vural Deniz, Waleed Salam Jameel Aleyashi, Zeynep Demirgil Küreselleşme, teknolojik gelişme ve bireylerin değişen beklentileri başta olmak üzere pek çok unsur insan ilişkilerini yeniden şekillendirmekte, dolayısı ile örgüt içinde çalışanların davranışlarını etkilemektedir. Örgütlerin başarısında işgücünün önemi tartışmasız kabul edilen bir gerçekliktir. Etkili bir işgücünün ortaya çıkarılabilmesi ise örgüt içinde hem örgütün kendisi hem de diğer çalışanlar ile uyum halinde çalışan bireyler ile mümkündür. Diğer yandan insanoğlunun benzersiz oluşu, standart tipte çalışanların varlığını imkansız kılmaktadır. Bu durum günümüze değin çeşitli örgütsel davranış kavramlarının doğmasına neden olmuştur.
Bu kitapta, örgütü olumlu ya da olumsuz yönden etkileyebilecek on üç farklı örgütsel davranış kavramı ele alınmaktadır. Schadenfreude (Başkasının Zararına Sevinme), İş Yerinde Kuşaklararası İklim, İş Yeri Nezaketsizliği, Yenilikçi İş Davranışı, İş Yerinde Erteleme Davranışı, Z Kuşağı Salgını: Sessiz İstifa, İş Yerinde Dışla(n)ma, İş Yerinde Kıskançlık, İş Özerkliği, İş Yerinde Sosyal Cesaret, Örgütsel Sessizlik, İş Yerinde Mizah, Çalışan Sesliliği başlıkları altında her bölüm kavramsal çerçevesi, konunun önemi, boyutları ve literatür örnekleri ile okuyucunun ilgisine sunulmaktadır.
Salih Bayraktar Bu kitapta; bir bütünün parçası olarak değerlendirilen iş ve işe dair çalışmaların yeni çağın gelişmelerine nasıl ayak uydurdukları, örnekleri ile birlikte sunularak okuyucunun; kalıplara sığmayan, değişen çalışma koşullarının ve iş veren uygulamalarının görsel ve grafiksel anlatımlarla açıklamasını, uzaktan ve hibrit çalışma modellerine dair örnekler ile dünyanın değişen iş koşullarının iş gören ve işveren niteliklerine etkisini bir arada bulması amaçlanmıştır.
Meryem Öztürk “Klişeler, kariyer seçimini etkilediği için gerçekçi olmayan algıları destekleyen dersler “yanlış” kişilerin muhasebe kariyerini seçmesine; “doğru” kişilerin ise muhasebe dışı kariyeri tercih etmesine neden olabilir.” (Mladenovic, 2000)

Muhasebe dersleri öğrencilerde genellikle sıkıcı, zor, sayısal problemlere odaklanılan, sürekli hesaplama içeren vb. pek çok gerçekçi olmayan olumsuz basmakalıp algı oluşturmaktadır. Ayrıca yapılan birçok çalışma muhasebe derslerinde öğrencilerin ilgilerinin, algı düzeylerinin ve motivasyonlarının diğer derslere göre düşük olduğunu; muhasebe dersleriyle ilgili endişe ve karamsarlık yaşadıklarını göstermektedir. Olumsuz bu durumların öğrencilerin öğrenme konusundaki tutumlarını ve sonucunda da başarılarını etkilemesi muhtemeldir. Bu durum geleneksel eğitimde olduğu gibi uzaktan eğitimde de geçerlidir. Hâlbuki uzaktan eğitim sisteminde çok çeşitli öğretim ortam ve araçları ile eğitim verilebilmektedir. Özellikle muhasebe gibi sayısal içerikli derslerde farklı öğretim ortam ve araçlarının kullanılarak öğrencilerin bu derslerden daha fazla keyif almaları, daha kolay öğrenebilmeleri, daha başarılı olmaları sağlanabilir.
Bu kitabın amacı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nde Genel Muhasebe dersini alan farklı programlardaki öğrencilerin öğretim materyalleri hakkındaki düşünceleri, temel konular hakkındaki bilgi düzeylerine yönelik görüşleri ve Genel Muhasebe ara sınavındaki başarı durumlarını araştırmaktır. Kitabın temelde program müfredatlarında Genel Muhasebe dersinin bulunduğu uzaktan eğitim sistemi ile eğitim veren kurumlara, özelde ise Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nde öğretim materyallerinde yapılacak geliştirmeler ile muhasebe dersini alacak öğrencilere katkı sunacağını umuyorum.
A. Çiğdem Kırel, Abdullah Saykılı, Belgin Boz Yüksekdağ, Belkıs Özkara, Berrin Özkanal, Cem Güçel, Deniz Taşcı, Elif Toprak, Gönül Özsarı, Hilal Tuğçe Lapçın, İrfan Süral, Nihan Vural, Orkun Şen Son yıllarda, bulunduğu sektör ne olursa olsun tüm örgütler, nitelikli insan gücüne sahip olmanın, diğer kaynaklara sahip olmaktan çok daha önemli olduğu ortak anlayışına ulaşmışlardır. Bu kitap, uzaktan eğitimin yönetimi sürecinde de önemli bir etken olduğu düşünülen insan kaynağı konusunun yönetim bakış açısıyla değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. İnsan kaynağının etkin yönetilmesi, uzaktan eğitim örgütlerinin de üzerinde yoğun çalışmalar sürdürmeleri gereken bir alan hâline gelmiş ve bu konuda kapsamlı bir bilgi ihtiyacı doğmuştur. İnsan kaynakları alanı, her tür teknolojik ve yönetsel yenilikten etkilenmektedir. Bu konuda genel kavramların değişiminin yanı sıra bazı kavram ve fonksiyonların da içeriklerinde değişiklikler olmuştur. Uzaktan eğitim sürecinin başarılı yönetilmesi ise yalnızca Türkiye için değil tüm dünya için çok önemli bir konudur. Bu kitapta tüm yazarlarımızla birlikte uzaktan eğitim sürecinin daha başarılı ve faydalı bir şekilde yönetilmesini sağlayacak insan kaynağı yönetim konularını bütüncül bir şekilde değerlendirmeye çalıştık.
Soner Sarıkaya Hitler'in gizlice yürüttüğü roket programı başarısız olsa da Von Braun ve ekibinin iki süper güç devlet arasında paylaşılmasıyla Soğuk Savaş döneminde uzay âdeta bir keşif yarışına sahne olmuştur. Bununla birlikte BM'nin hayata geçirilmesinin ardından “Uzay Savaşları”nı bekleyenlerin aksine süper güç devletler uzayın barışçıl kullanımı ve sorumlulukların belirlenmesi için çeşitli anlaşmaların imzalanmasına öncülük etmiştir.
Günümüzde ise bilim ve teknolojide ilerlemelerle birlikte uzaya erişim çok daha kolay, ekonomik ve yoğun şekilde cereyan etmektedir. Artık uzay birçok devletin bağımsızca erişebildiği bir alan olmakla beraber Jeff Bezos, Elon Musk gibi girişimcilere göre eşsiz ticari fırsatlar sunmaktadır. Öte yandan akademik çevrelerde uzay hukukunun temelini oluşturan anlaşmalar ve sözleşmelerin Soğuk Savaş döneminin izlerini taşıdığı ve rejimin güncel sorunlara yanıt vermekten uzak kaldığına dair görüşlere sıkça tanık olmaktayız.
Bu kitap, “Uzay Hukuku” alanının kapsamını oluşturan anlaşma ve sözleşmeleri tarihsel süreç ve kavramsal çerçeve perspektifleriyle incelerken rejimin güncel durumu ile uzay hukuku alanında söz sahibi kurumlar ve aktörleri enine boyuna tanıma fırsatı sunmaktadır. Ayrıca artan tehdit algısı ve askerileşme ile uzay karşıtı silahlar ve uzay molozları gibi önemli sorunları mercek altına alırken uzayın ticari kullanımı, strateji ve ulusal güvenlik boyutunu irdelemekte ve tüm bunların “Türkiye için ne anlam ifade ettiğini” sorgulamaktadır.
Belgin Arısan, Buket Bora Semiz, Burcu Karasakaloğlu, Çiğdem Muştu, Esen Şahin, Gülsevim Yumuk Günay, H. Nur Başyazıcıoğlu, Mehmet Kara, Müjde Bekdaş, O. Can Yılmazdoğan, Oğuz Çolak, Orhan Batman, Özgüç Yağcı, Said Kıngır, Seda Karagöz Zeren, Senem Yazıcı, Sümeyye Nur Kara, Şehnaz Demirkol, Umut Kubat Dokumacı, Vahit Oğuz Kiper, Veli Ceylan Gizemlerle dolu olan uzay, her zaman insanı büyülemiş ve merakını uyandırmıştır. Çıplak gözle gözlemlemekle yetinmeyip teleskoplar geliştirerek uzayı keşfetmeye çalışan insan, gelişen teknolojilerle biraz daha uzaya yaklaşmış ve onun içine girmeyi başarmıştır. Sadece Dünya'dan uzayı izlemenin ötesinde artık ileri uzay araçları ile uzay yolculukları mümkün hâle gelmiştir. İlk başlarda bilimsel ve belki kısmen de askerî amaçlarla uzaya yolculuklar düzenlenirken artık günümüzde dikkate değer sayıda şirketlerce sivil amaçlı uzay yolculukları gerçekleştirilmektedir.
Macera arayan ve yeni yerler keşfetmek isteyen oldukça çok sayıdaki gelir düzeyi yüksek tüketiciler, düzenlenen uzay yolculuklarına katılarak yeni heyecanlar tatmanın keyfini yaşamaktalar. Tüketicilerin bu yöndeki taleplerini gören şirketler ise bu taleplere cevap vermek için yoğun bir rekabete girmektedir. Bu ise uzay turizminin yani yeni bir sektörün doğmasına ve gelişmesine katkı vermektedir.
Henüz gelişmekte olan uzay turizmini inceleyen bu kitap, ilk olması nedeniyle alana oldukça önemli katkı sunmaktadır. Uzay turizmini kapsamlı bir şekilde inceleyen kitap, uzay turizminin farklı boyutlarına değinerek girişimciler ve uzay konusunda meraklı olan okuyucular için değerli bilgiler sunmakta; Kitap aynı zamanda uzay turizminin potansiyelini de ortaya koyarak şirketlerin bu sektörde nasıl faaliyetler yürütebileceğini de açıklamaktadır.
Ahmet Altay, Ahmet Çubukcu, Ayşe Hande Erol Bingüler, Barış Barış, Cantekin Ertekin, Cevdet Murat Tekin, Durmuş Ali Cihan, Emre Alıç, Fatih Yıldız, Fatma Ceyda Erkaya, Furkan Uysal, Gülsün Yıldız, Hande Eryılmaz, Hasan Yavuz, Irmak Göle, Kübra Şimşek, Nilüfer Keskin, Orhan Elçi, Orkun Demirel, Seda Kaya, Serap Ertuğrul, Sevda Nuh Akbabaöz, Süleyman Tosun, Şeyda Çelik, Taner Öner, Tuğba Yılmaz, Yekta Özcan Özözer, Yücel Efe Uzmanların Kaleminden PROJE YÖNETİMİ: Uygulama Rehberi ve Deneyim Paylaşımları kitabı; organizasyonel durum, proje yönetimi süreçleri, proje yönetimini başarılı kılacak konular, yönetilen projelerdeki deneyimler ve proje yönetimi sınav süreçlerini içeren beş ana bölümden oluşmaktadır. Adıyla müsemma olduğu üzere kitabımız, proje yönetimi profesyonelleri için bir rehber kaynak niteliği taşımaktadır. İçerdiği "deneyim paylaşımı" içeriğiyle ülkemizin kurum ve kuruluşlarına özgü proje yönetimi becerilerine ışık tutan kitap, uluslararası alan yazından kaynaklarla desteklenmekle birlikte yerli ve bütüncül bir kaynak olarak okuyucuya sunulmuştur.
Elif Asoy Ana akım iktisat teorileri cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği konusunu irdelerken son derece yanlı ve yüzeysel bir tavır sergilemektedirler. Kadın emeğinin marjinalleştirilmesini ve buna bağlı gelişen sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri, piyasanın buyruklarına ters düşer endişesiyle sorgulamak şöyle dursun, âdeta sümen altı etmektedirler. Ücretler belirlenirken cinsiyetin “görünmeyen değişken” olarak denkleme dâhil edilmesinden rahatsızlık duymamaktadırlar. Oysa sürdürülebilir bir dünya ve ekonomik kalkınma için her alanda eşitliğin vazgeçilemez olduğu açıktır.
Ücretin Haksız Belirleyeni: Cinsiyet'in çıkış noktası, daha az fayda getirme maliyetine rağmen iktisaden irrasyonel tutumlara gösterilen zafiyettir. Bu bağlamda öncelikle kadın emeğinin statüsünün tarihsel izdüşümünü ana hatları ile ortaya koyma, sergilenen söz konusu haksız tavrı belli başlı iktisat teorileri ışığında eleştirme, alternatif bakış açılarına ve beraberinde literatürün hâlen eksik kalan kısımlarına değinme gayreti ile kaleme alınmıştır. Yazım esnasında Simone de Beauvoir'ın The Second Sex kitabında belirttiği ümidi ilham olmuştur:
“Umarım bir gün bu kitabın modası geçecektir.”
Umulur ki bir gün şu an elinizde tuttuğunuz bu kitabın içerisinde yer alan tüm konular ve sorunlar tarih olur. Toplumsal cinsiyet algılarının kökten değiştiği, kadın emeğinin istediği rol ve istediği kılık ile toplumda ve emek piyasasında var olduğu, cinsiyet nötr sosyoekonomik yapıların ve politikaların hâkim olduğu bir dünya, gelecek kuşaklara miras bırakılabilir.
Cem Çetin, Elçin Şişmanoğlu, Suat Aksu, Şafak Ağdeniz, Yasemin Taşkın Gerek makro gerekse mikro düzeylerde olmak üzere tüm kurumlar yönünden kaynak ve kullanım dengesi itibarıyla sürdürülebilirliğin önemi, günümüzde daha da artmıştır. Çevre dinamiklerinin ekonomik doğası gereği gözlenen bu gelişme şüphesiz Üniversiteler yönünden de yaşanmakta olup bu gelişmeye koşut, kaynak ve kullanım dengesinin tüm yönleriyle kavranması, izlenmesi, yönetimi ve denetiminde Üniversitelerin rolü de artmaktadır. Araştırmacı ve konusunda uzman yazarların çalışmalarından oluşan bu kitabın odaklandığı kurum birimleri ise üniversite döner sermaye işletmeleri olup kitabın hazırlanmasındaki amaç, bu işletmelerin salt sistemsel çatısı ve gerek teknik gerek yönetsel işleyişleri ile sınırlı bulunmamaktadır. Bu bağlamda “Muhasebe ve Denetim Konularına Etkinlik Odaklı Yaklaşım” başlığı ile birlikte kitabın kapsamı bir bütün olarak dikkate alındığında ise, üniversitelerin temel görevleri itibarıyla etkinlik ve sürdürülebilirliğin sağlanmasında, “döner sermaye” işletme modelinin rolü üzerinde düşünülmesinin amaçlandığı görülmektedir.
Hadi Pourmousa, Üstün Özen, Erkan Oktay, Neda Alıpour Şeymanur Akbaş Bilgisayar ve internet birçok açıdan hayatı kolaylaştırırken oyun ve eğlence aracı olarak da yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Yeni teknolojilerin gelişmesi ve hızlı kentleşme nedeniyle şehirlerde çocukların oynayabileceği güvenli alanların azalmasıyla birlikte geleneksel oyunların yerini dijital yazılımlar almaya başlamıştır. Her ne kadar her yaş grubundan birey bu oyunları oynasa da gençler arasında kullanımı ciddi oranda artmaktadır. Ergenlerin ve gençlerin eskiden oyun parklarında ve sokaklarda oynadığı oyunlar, son yıllarda yerini bilgisayar başında internet üzerinden veya oyun salonlarında oynanan elektronik oyunlara bırakmıştır. Dijital oyun teknolojilerinin gelişmesi; kültür değişimini tetiklemiş, çocuk ve gençler arasında dijital oyunlara olan tutkunun giderek artmasına ve dijital oyun bağımlılığına dönüşmesine sebep olmuştur.
Bu çalışmada; üniversite gençliğinin dijital oyun oynama alışkanlığı ölçülmüş, çeşitli sosyoekonomik faktörlerin, internetteki çeşitli faaliyetlere ilginin, internet cihazları kullanma alışkanlığının, dijital oyun türlerine ilginin, dijital oyun oynamanın olumlu ve olumsuz psikolojik, ailevi ve sosyolojik etkilerine inancın dijital oyun oynama sıklığı üzerindeki marjinal etkileri araştırılmıştır.
Serenay Çalış İş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri, her sektörde iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerini yürütebilmekte; bu durum onların sürekli farklı içerikli doküman hazırlamalarını zorunlu kılmaktadır. Doküman hazırlama ise ciddi bir efor, iyi bir mevzuat ve saha bilgisi gerektirmektedir. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin ve hatta işverenlerin ihtiyaç duyacağı en makul ve hızlı çözüm, gerekli dokümanların şablonlar şeklinde hazırlanmış olmasıdır.
Üniversiteler İçin İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi kitabı içerisinde; üniversitelerde oluşturulabilecek “İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörlük Yapısı” önerilmekle beraber profesyonellerin üniversitelerde karşılaşabilecekleri tehlikeler ve riskler, kontrol listeleri ile birim ve bölümler için ayrı olarak hazırlanmıştır. Bunlara ek olarak üniversite içerisinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yapılacak yazışmalarda ve mevzuat gereği yapılması gereken iş ve işlemlerde kullanılacak dilekçe örnekleri ve üniversite içerisinde yer alan tehlikeli alanlar için gerekli önlemlerin yazıldığı talimatlar da hazır şekilde bulunmaktadır.
Arslan Zafer Gürler, Hasan Gökhan Doğan, Bekir Ayyıldız, Esra Kaplan, Selma Karabaş Üretim Ekonomisi kitabı, üretim ve tüketimin organizasyonunu içeren konulara analitik bakış açısı ile ele alanmış bir eserdir.
Üretim fonksiyonlarının türetilmesi ve kullanılması konusunda okuyucuya pratik yararlar sağlamayı amaçlamıştır.
İçerdiği örneklerle gerek tarım gerekse endüstriyel ilişkileri ele alması nedeniyle hedef kitlesi; ekonomi, işletme, endüstri ve çevre mühendisliği ile tarım ekonomisi bilim dallarını içeren geniş bir yelpazeyi oluşturmaktadır.
Ramazan Yaman Planlama gelecekle ilgilidir ve gelecek belirsizlikler taşır. Tüm belirsizliklerin ortadan kaldırılması ise imkânsızdır. Ancak gerçekleşmesi olası durumlar dikkate alınarak gelecekle ilgili planlar hazırlanır ve planlara göre şu anda yapılması gerekenler belirlenir. Her şeyin belirsizlikler içinde düşünülmesi ne kadar yanlışsa, her şeyin önceden belirlenebileceğini düşünmek de o kadar yanlıştır. Bu durumda mühendisler, özellikle endüstri mühendisleri, planlama yapmak istediklerinde öncelikle belirsizlik seviyelerini azaltmak ve deterministik (önceden hesaplanabilir) bir yapıya yaklaşmak isterler. Bu kitap öncelikle planlamacıların ve karar vericilerin ne yaptıklarını, ne yapabileceklerini, ne kadar yaptıklarını, ne yapamayacaklarını anlayarak bu konuları değerlendirmeleri ve uygulayabilmeleri amacıyla hazırlandı. Bu kitap endüstride çalışanlara ve planlamayla uğraşanlara yaptıkları işin önemini, zorluklarını ve kendi fonksiyonlarını anlayabilmeleri için; bu kitap yine başka alanlardan planlamaya ilgi duyan ya da ilgi duymak zorunda bırakılmışlar için; ve sonuçta bu kitap kendim için; düşündüklerimi paylaşmak için hazırlandı.
Alparslan Serhat Demir Bu kitap,
Üretim planlama ve kontrole ilişkin temel bilgileri içermektedir. Konu anlatımı ve problem çözümleri, okuyucular tarafından kolay anlaşılabilmesi için basit, adım adım ve sade dille aktarılmıştır. Öğrencilerin konuyu daha rahat kavramaları ve gerçek hayatla ilişkilendirebilmeleri için kısa örnek olaylar ile desteklenmiştir. Geçmiş yıllarda öğrencilerin sınavlarda yaptıkları hatalar ve bunları önlemeye yönelik öneriler, ilgili kısımlarda belirtilmiştir. Ayrıca günümüz öğrencilerinin mobil cihazlar ile etkileşimleri de dikkate alınarak her konuyla ilgili çevrim içi çözümlü sorular eklenmiştir. Bu kitap, üretim planlama ve kontrol dersini alan üniversite öğrencileri ile bilim sınavlarına ve mülakatlara hazırlanan mezunları için faydalı olacaktır.
Didem Güleryüz, Ş. Alp Baray Kalitenin istatistiksel takibinde kullanılan kontrol diyagramları özellikle sürekli süreçlerin izlenmesi sırasında etkinliğini kaybedebilmekte, bazı gerekli durumlarda geç sinyal verebilmektedir. Buna alternatif olarak geliştirilen mühendislik süreç kontrolü yaklaşımı ise hatalı model oluşturulması hâlinde sistemin bütünüyle kontrol dışı kalmasına yol açabilmektedir. İstatistiksel Süreç Kontrolün (İSK) ve Mühendislik Süreç Kontrolün (MSK) bütünleşik şekilde kullanılmasının temel nedeni, süreç ortalamasındaki varyasyondur ve bu nedenle sürecin sık sık değişen bir ortalaması varsa bu tür süreçlere sahip endüstriler tarafından kullanılabilmektedirler. İSK ve MSK, sürekli süreçlerde başarıyla kullanılmaktadır. İSK ve MSK'yi bütünleştirmek kalite kontrolünde çok etkili bir yoldur, çünkü hem İSK hem de MSK'nin özellikleri birbirini tamamlayıcı bir performans sergileyebilmektedirler. Bu çalışma, İSK ve MSK'yi tek bir metodolojide birleştiren bir çerçeve sunmaktadır.
Lee J. Krajewski - Larry P. Ritzman - Manoj K. Malhotra, Pearson Bir işletmede üretimin etkin yönetimi ile değerin yaratılması ve geliştirilerek sürdürülmesi, rekabet üstünlüğü sağlayacaktır. Hem öğrenciler hem de uygulayıcılar için yararlı olacak bu kitapta önceki baskılarına göre önemli yenilik; hizmet ve mal üretiminde, üretim yöneticilerinin etkin tedarik zincirlerinin tasarımı ve yürütülmesinde üstlendikleri rolün vurgulanmasıdır. Kitap üç kısımdan oluşmaktadır: İlk kısımda rekabet ortamında üretim ve proje yönetimi konuları işlenmiştir. İkinci kısım, proseslerin yönetimi ile ilgilidir. Proses Stratejisi, Proses Analizi, Kalite ve Performans, Kapasite Planlama, Kısıt Yönetimi, Yalın Sistemler bu kısımdaki bölümleri oluşturmaktadır. Üçüncü kısım ise Tedarik Zincirlerinin Yönetimi’dir. Tedarik Zincirlerini Tasarımı ve Entegrasyonu yanında, Kuruluş Yeri, Envanter Yönetimi, Tahmin Etme, Üretim Planlama ve Çizelgeleme ve son olarak Kaynak Planlama, bu kısmı oluşturan bölümlerdir. Kitap ayrıca karar verme, simülasyon, bekleme hatları, envanter modelleri ve lineer programlama konularındaki ekler, vaka çalışmaları, video ve yazılımla desteklenen alıştırmaları içermektedir.


Hilmi Yüksel İşletmelerin, üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ uygulamalarından yararlanmaları için birçok fırsat vardır: talep tahmini, üretim planlaması ve kontrolü, kalite kontrolü, tedarik zinciri yönetimi, süreç optimizasyonu, bakım planlaması, ürün tasarımı ile ilgili birçok üretim yönetimi kararları... Üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ uygulamalarıyla birlikte üretimle ilgili kararlar veriye dayalı olarak ve hızlı bir biçimde alınabilir, üretim süreçlerine ilişkin öngörülerde bulunulabilir, üretim süreçlerinin optimizasyonu mümkün kılınabilir ve üretim faaliyetlerinde etkinlik ve verimlilik artarken maliyetler düşürülebilir. Bu kitapta; işletmelerin, üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ uygulamaları için izlemeleri gereken aşamaların belirlenmesi ve işletmelerin, yapay zekâ uygulamalarında karşılaşabilecekleri güçlükleri aşabilmeleri ve başarıya ulaşabilmeleri için önerilerin sunulması amaçlanmaktadır. Kitabın, işletmelerin üretim süreçlerinde ve üretim kararlarında yapay zekâ teknolojilerinden ve uygulamalarından yararlanmak isteyen yöneticilere, uygulamacılara ve bu alanda çalışan araştırmacılara yararlı olması ümit edilmektedir.
Ahmet Serhat Uludağ, Hatice Doğan Temel görevi, insan istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve/veya hizmetleri ortaya çıkarmak olan üretim fonksiyonu, kendisine tahsis edilen kıt kaynakları etkin ve verimli kullanmak mecburiyetindedir. Bu nedenle üretim ile ilgili olarak alınacak kararlarda hataya yer bırakılmamalıdır. Bu ise ancak hatayı minimize edecek veyahut ortadan kaldıracak bilimsel yöntemler kullanılarak karar verici konumunda olanların üretimle ilgili konularda verecekleri kararlardaki rasyonelliği arttırmakla mümkündür.
Bu kitap, üretim ile karar verme arasındaki sıkı ilişkinin önemine binaen kaleme alınmıştır. Uzun bir çalışma ve ciddi bir bilgi birikiminin nihai çıktısı olan kitapta, üretimle ilgili problemlerin çözümünde çok kriterli karar verme tekniklerinin nasıl uygulanabileceği örnekler yardımıyla anlatılmıştır. Tüm örnekler üretimle ilgili olarak seçilmiş, çözümü aranan problemler ve bu problemlerin çözümünde takip edilen yollar grafikler ve şekiller yardımıyla açıklanmış, problemlerin excel çözümleri, benzer kitaplardan farklı olarak en ince ayrıntısına kadar gösterilmiştir.
Kitapta sırasıyla; SAW, ROV, MOORA, TOPSIS, VIKOR, ARAS, COPRAS, GİA, ELECTRE, PROMETHEE, AHS, DEMATEL, SWARA, CRITIC, ENTROPI, SD, VZA, MALMQUIST-TFV, OCRA ve EATWOS/EATWIOS yöntemleri ve bu yöntemlerin farklı uygulama şekilleri, üretimle ilgili çeşitli problemlerin çözümünde kullanılarak oldukça detaylı bir şekilde açıklanmış; sonuçlar, grafikler ve şekiller yardımıyla desteklenerek sunulmuştur. Kitabın; üretim yönetimiyle ilgili konularda çalışmalar yapan araştırmacılara, akademisyenlere, öğrencilere ve konuya ilgi duyan tüm kesimlere katkı sağlamasını temenni ederiz.
Fuat Öz, Alparslan Özmen Küreselleşme olarak değerlendirilen değişimlerin dünya üzerinde yaşanan tüm çevreyi etkilediği görülmektedir. Küresel varlıklarını ve piyasa paylarını genişletme çabasında olan firmalar kârlılığı artırmak ve pazarlarla ilgili sorunların üstesinden gelmek için faaliyetlerini uluslararası olarak gerçekleştirmenin farklı yollarını düşünmektedir. Bundan dolayı uluslararası pazarlama alanı içerisinde, bir firma ürünlerini yurt dışına taşıma kararı verdiği zaman, aldığı kararlardan birisi de her potansiyel özgün yerel piyasanın özgün ebatlarına uymak için pazarlama karmasını ayarlamaktır. Hedef pazarlarıyla ilgili kararları verirken tüketicilerin memnuniyetini sağlayacak ürünleri ve hizmetleri optimal düzeyde bir araya getirerek firmaların hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadırlar. Bu memnuniyeti sağlamak için kendi ürünlerini farklılaştırma yoluna gitmektedirler. Bu farklılaştırma yolu firmaları hedef pazarlarda ürün adaptasyonuna yöneltmektedir. Bu kitapta, ürün adaptasyonu ile firmaların ihracat performansı arasındaki ilişki araştırılmıştır. Araştırmada Türkiye genelinde mobilya, hazır giyim ve deri sektöründe faaliyet gösteren firmaların ürün adaptasyonu ile ihracat performansı arasındaki ilişki değerleri ölçülmüş ve bu iki faktör arasındaki ilişki incelenerek bir model oluşturulmuştur. Bu model PASWStatistics20 programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde Ki-kare testi ve regresyon analiz kullanılmış, aynı zamanda tanımlayıcı soruların analizi de yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar analiz edildiğinde; ürün adaptasyonu ile ihracat performansı arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki olduğu görülmüştür Günümüzde firmaların karşılaştıkları sorunları aşabilmesi ve dünyadaki rakipleriyle rekabet edebilmesi açısından ürün adaptasyonuna yöneldiğinde ihracat performanslarının arttığı görülmektedir.
Emet GÜREL, Jale ALEM Pazarlama iletişiminin güncel ve ilgi çeken konularından biri olan ürün yerleştirme, markalı ürünlerin bir bedel karşılığında belirli bir amaçla iletişim ortamlarına yerleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bir kavramlaştırma ve uygulama alanı olarak etkili olduğu kadar dinamik bir nitelik de arz eden ürün yerleştirme, her geçen gün gelişmeye ve evrilmeye devam etmektedir. Öyle ki günümüzde markalı ürünlerin sinema filmlerinden televizyon dizilerine, basılı kitaplardan elektronik kitaplara, video oyunlarından bilgisayar oyunlarına, çizgi dizilerden çizgi romanlara dek pek çok iletişim ortamına farklı şekillerde entegre edildiği gözlenebilmektedir. Bu gerçeklerden hareket eden ve bir makale seçkisi niteliği taşıyan bu çalışmada ürün yerleştirme kavramı, ürün yerleştirmenin tarihsel gelişimi, ürün yerleştirme türleri, ürün yerleştirme uygulamaları ve örnekleri ayrıntılı bir şekilde işlenmektedir. Amatörce kurgulanmış uygulamalardan milyonlarca dolarlık bir sektöre uzanan bu yolculuğun ilginizi çekeceğini umuyoruz.
Hüseyin Yılmaz Şirketlerin, küresel ekonomik süreçlerde yüksek performans gösterebilmeleri için “kârlı icat” ve “kârlı yenilik” olarak inovasyona odaklandıkları çarpıcı bir yükseliş çağında yaşamaktayız. 21. yüzyıl iş dünyasının fırtınalı dönemlerinde rakiplere oranla tek başına verimli olmanın yeterli olmadığı, buna ilave olarak inovasyona önem veren uygulamalara, süreç ve operasyonlara yönelmenin temel zorunluluk olduğu görülmektedir. Günümüzde geçerli işletme yaklaşım, model ve yapılarının, her iki temel yeteneği bir araya getirebilecek mimari ve başarıdan uzakta kaldıkları anlaşılmaktadır. Üstün Yetenekli Şirket Yaklaşımı başlıklı bu kitabımız, verimlilik (Eksplotasyon) ile inovasyon (Eksplorasyon) arasında optimal seçim ve denge oluşturma arayışında kapsamlı rehber özelliği taşımaktadır. Şirketlerin, yönetim ve yatırım sinerjisini sağlamak suretiyle bir yandan rutin üretkenlik süreçlerinde performans elde ettikleri, öte yandan stratejik vizyonlarını besleyen sofistike inovasyon modellerini geliştirdikleri şirket işleyişi bu suretle mümkün duruma gelmektedir. Bu kapsamda kitabımız, geleneksel verimlilik odaklı şirket çabalarının yetersiz kaldığı; işletmelerin karmaşık pazar, teknoloji ve müşteri değişimleriyle yüzleştiği ve köşeye sıkıştığı bir ortamda, şirket yönetimlerinin toparlanabilmesi, verimliliği ve inovasyon kazançlarını başarı hanelerine bol rakamlarla yazabilmeleri amacıyla stratejik yol haritası niteliğindedir. Kitap aynı zamanda stratejik yöneticilerin ve işletme öğretimi alanındaki akademisyen ve öğrencilerin, 21. yüzyıl işletmelerinin temel yönetim mekanizmalarını kavrayabilmeleri, fonksiyonel ve kârlı iş modelini içerisine alan etkin bir akıl seti geliştirebilmeleri konusunda ihtiyaç duydukları bilgi açıklarını gidermelerine ölçülemez katkılar sunacaktır.
İsmail Yılmaz Olasılık kullanılarak değişkenler arasındaki ilişki belirlenebilir; gerçek yapay zekâ, yeni ve farklı elektronik teknolojileri ve yeni enformasyon teorileri geliştirilebilir, dilimizi daha iyi anlayabilir, insanla makina arasında iletişim kurabiliriz. Genetiği daha iyi anlayabilir; genetik hastalıkların teşhis ve tedavisi, yapay biyolojik sistemler geliştirilebilir, “atom, molekül ve çekirdek” enerjileri kesin bir şekilde hesaplanabilir ve insanın öğrenmesine uygun değerlendirme yöntemleri geliştirilebilir.
İhtimal ile olasılık anlamlandırılabilir. Olasılık bize çok farklı konularda bilgi verebilmesine karşılık, bu bilgilerin anlamlandırılmasında ihtimale gereksinim duyulabilir. Olasılık bilgilerimizin anlamlandırılmasında olan simetrik olasılıkların, olması gereken simetrik olasılık veya olasılık dağılım sayısına oranı kullanılabilir.
Olasılığın tamamı bağımsız olasılıkla açıklanabilir. Fakat olasılığa getirilecek belirli sınırlamalarla, daha iyi anlaşılabilmesi ve daha verimli kullanılabilmesi sağlanabilir. Bunun için VDOİHİ'nin olasılık bölümlerinde; durum, olay ve durumların olaylara dağılımlarında belirli sınırlamalarla olasılık dağılımları incelenecektir. VDOİHİ'nin ihtimal bölümlerinde ise olan simetrik olasılıkların olması gereken simetrik olasılıklara veya olasılık dağılım sayısına oranı incelenecektir.
VDOİHİ Bağımlı Olasılıkta; durum sayısı olay sayısına eşit, durum sayısı olay sayısından büyük ve çoklu durumlu seçimlerin farklı dizilimli ve farklı dizilimsiz olasılık dağılımları incelenmektedir. Farklı dizilimli ve farklı dizilimsiz dağılımların; simetrik, dikey simetrik, tek simetrik, bir olay için bir durumun tek simetrik, simetrinin başladığı duruma göre simetrik, dağılımın başladığı duruma göre (farklı dizilimsiz dağılımlarda) simetrik olasılıkların eşitlik ve tanımları verilmektedir. Ayrıca seçilebilecek olayların simetrik olasılıklarının, simetrinin ve dağılımın başladığı durumlara göre eşitlik ve tanımları verilmektedir. Bu kitabın örnek, soru ve problemlerinde olasılık; değişkenler arasındaki ilişki belirleme, dilimizi daha iyi anlama, genetiği daha iyi anlama, genetik hastalıkların teşhis ve tedavileriyle ilişkilendirilmiştir.
İsmail Yılmaz VDOİHİ Bağımlı Olasılık Soru Problem ve İspat Çözümleri kitabında bağımlı olasılığın, farklı dizilimli ve farklı dizilimsiz dağılımlarının; durum sayısı olay sayısına eşit, durum sayısı olay sayısından büyük ve çoklu durumlu seçim bölümlerinin soru, problem ve ispatlarının çözümleri verilmektedir.
Funda Karakoyun Vergi gelirlerine verilen önem ve duyulan ihtiyaç kadar vergi alacağının güveliğini sağlamaya yönelik çalışmalarda önem arz etmektedir. Muhasebe meslek mensupları vergi güvenliğinin sağlanmasında aktif bir şekilde yer almaktadır. Bununla birlikte meslek mensupları mükelleflerin taleplerini karşılamak suretiyle kamusal alanda da bir hizmet vermektedirler.
Çalışmanın düşünsel arka planındaki amacı mesleğin katma değerinin var olandan çok daha fazla mevcut olduğuna dikkat çekmektir. Mükellef, idare ve yargı boyutuyla uzmanlık alanlarına duyulan ihtiyaç noktasında meslek mensuplarının bu alanlarda istihdam edilmesi ve mesleki sorunların giderilerek hizmet kalitesinin arttırılması beklenmektedir.
Kapsamı, uygulama alanı ve önerileriyle kitabın mali konulara ve meslek mensuplarının hizmet alanlarına ilgi duyanlara faydalı olması amaçlanmıştır. Kitabın güncel içeriği ile tartışmaya açık konularının akademisyen ve uzmanlar tarafından uzun bir süre inceleme konusu yapılması beklenmektedir.
Mehmet Arslan Vergi hukuku kendine has ilke, kavram ve kurumları olan bir hukuk dalıdır. Diğer alanlarda olduğu gibi vergi hukuku alanında da konuların yeterince anlaşılabilmesi için bu ilke, kavram ve kurumlar konusunda bilgi sahibi olmak gerekir. İşte bu kitap, vergi ve vergilendirme ile ilgili ilke ve kavramları teorik olarak üniversitelerin lisans ve lisansüstü eğitim programlarında yer alan “Vergi Hukuku” derslerinde öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla yazılmıştır. Söz konusu çalışma; ayrıca maliye ve vergi hukuku alanı ile uğraşanlar için de bir referans kitabı olma niteliğini taşır.
Beş bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde, vergi hukukunun temel ilkeleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, vergi usul hukuku ile ilgili kavramlar, verginin ödenmesi, vergi alacağının korunması, vergi alacağını ortadan kaldıran nedenler, mükellef ödevleri, mükellef hakları, değerleme ve amortisman gibi konular ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, vergi idaresinin teşkilat yapısı ve vergi idaresinin mükellefleri denetlemesi, bilgi edinmesi ve arama konularına yer verilmiştir. Dördüncü bölümde, vergi ceza hukukunda suç ve cezaların tasnifi ve uygulaması, vergi cezalarının kesilmesi, ödenmesi ve kalkması konuları açıklanmıştır. Beşinci bölümde, vergi uyuşmazlıklarında idarî çözüm yolları, vergi yargısı konuları üzerinde durulmuş, ilgili yargı mercilerine verilecek dilekçe örnekleri ile konular ele alınarak değerlendirilmiştir.
2021 yılına ait güncel rakamlar dikkate alınarak hazırlanmış olan Vergi Hukuku kitabının tüm öğrencilere ve konuya ilgi duyanlara yararlı olmasını dilerim.
Engin Öner Çeşitli fakültelerde (özellikle İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde) verilen vergi hukuku “vergi ile ilgili tüm kuralları” inceleyen bilim dalı olup; kitapta vergi hukukunun kapsamı, kaynakları, vergi kanunlarının uygulanması, yorumu, mükellef ve vergi sorumlusu, amortisman ve değerleme, verginin asli ve şekli şartları, vergi icra hukuku, vergi ceza hukuku ve vergi yargı hukuku ile örnek olay çözümleri gibi temel konulara yer verilmektedir.
KPSS, müfettişlikler, uzmanlık sınavları, mali müşavirlik vb. sınavlarda maliye grubu (kamu maliyesi, vergi hukuku, maliye politikası) alanında önemli bir yere sahip Vergi Hukuku kitabının başta öğrenciler olmak üzere, maliye alanı ile ilgili tüm kişilere faydalı olması dileğiyle...
Ali Çımat, Adnan Erdal Vergi ve benzeri mali yükümlülükler, devletin kamusal nitelikteki faaliyetlerini sürdürmek amacıyla gerçek ve tüzel kişiler üzerine yüklediği ekonomik bir yük olarak tanımlanmakta ve bu yükümlülüğün toplumun her kesimine yayılarak hem kişi hem de kurum bazında aksaklıklara sebebiyet verilmeden yapılması en iyi şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir.
Zaman içinde devletler vergi ihtilaflarını daha hızlı çözmek amacıyla bazı alternatif çözüm yollarına başvurmuş ve bu kapsamda başvurduğu yollardan en etkilisi ve en önemlisi şüphesiz ki uzlaşma müessesesidir.
Uzlaşma kurumu, Türk vergi sistemine 1963 yılında girmiştir. İlk hâlinde sadece tarhiyat sonrası uzlaşma yer alırken daha sonra 1985 yılında yapılan bir kanun değişikliği ile tarhiyat öncesi uzlaşma kurumu da Türk vergi sistemine dâhil olmuştur.
Uzlaşma müessesinin yanında mevzuata yeni giren mükelleflerin, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına başvurabileceği belirtilmiştir.
Vergi hukukunda merkezi idare ve yerel yönetimlerin vergi ve benzeri gelirlerle ilgili uyuşmazlıkların süratle idari aşamada ve mükelleflerin yargı organlarına müracaatlarına gerek kalmadan sonuçlandırılmasını hedefleyen uzlaşma müessesini ve karşılıklı anlaşma usulünü bir mevzuat derlemesi olarak hazırladığımız bu çalışmanın vergi hukukuyla ilgilenen teorisyenler, uygulayıcılar, öğrenciler ve meslek mensupları açısından yararlı olmasını temenni ederiz.

Mehmet Arslan Vergiler, tarih boyunca devlet ile insanlar arasındaki önemini hep korumuştur. Bu da karşılıklı bir hak ve ödev ilişkisinden oluşan vergilendirme süreci, kamuya ait olması nedeniyle her iki taraf için önemli bir yer tutmuştur. Taşıdığı öneme binaen vergilendirme sürecinin düzgün ve sağlıklı işlemesi için devlet tarafından birtakım düzenleme yapma gereği duyulmuştur. Bu kapsamda devletin vergileme sürecinde yetkili olduğu, vergi alma yetkisindeki sürenin belli bir zaman içinde icra edilmesi, diğer bir ifade ile vergileme süresinin ilanihaye devam etmemesi gerektiğidir. İşte vergilemenin belli bir süre ile kısıtlanması kanun ile düzenlenmiş ve bu kısıtlama işlemi ZAMANAŞIMI olarak ifade edilmiştir.
Vergilendirmede zamanaşımı süreleri devletin vergi alacağını iddia etme ve alma, bu borcunu ödemeyen yükümlüyü cezalandırma hak ve yetkisini kullanabildiği süredir. Devlet, sürenin dolmasıyla vergi alacağını iddia etme ve alma, borcunu ödemeyen yükümlüyü cezalandırma hak ve yetkisini kaybeder. Söz konusu süre içinde yükümlü de bu sürenin dolmasından sonra vergi ödemekten ve vergiyi ödemediği için de cezalandırılmaktan kurtulur. Bu açıdan zamanaşımı hem mükellefi hem de vergi idaresini çok yakından ilgilendirmektedir.
Vergi alacağının uzun süre askıda kalması hem devletin hem de yükümlülerin zararına olacaktır. Alacağın doğumundan itibaren geçen her süre vergi idaresinin yükünü ağırlaştıracak, değerini kaybetmiş vergi gelirlerinin peşinden koşturacaktır. Yükümlü ise, hem belgeleri saklamak hem de zamanında ödenmemiş vergiler nedeniyle her an yakalanma korku ve stresini ensesinde hissedecektir. Öte yandan vergi ilişkisinden doğan çekişmeler de vergi yargı makamlarını uzun süre meşgul edecektir. Bu amaca yönelik olarak vergi ve cezalarda tarh ve tahsil yetkisi zamanaşımı süresi ile sınırlandırılmıştır.
Devlet vergilendirme yetkisini kural olarak yasama organı vasıtasıyla kanun çıkararak kullanır. Ancak idari işlem ve eylemler idare tarafından gerçekleştirilmektedir. İdari işlemlerin gerçekleşmesinde “yükümlü-idare” arasında zaman zaman farklı idari ve yargı uyuşmazlıkları ortaya çıkmaktadır. Amacımız bu çalışma ile zamanaşımı konusunda detaylı bir analiz yapmak, idare ve muhataplar yönünden ortaya çıkan problemleri tespit etmek ve muhtemel çözümleri mümkün olduğunca açık ve net bir biçimde ortaya koymaktır.
Seyit Yaşar Tamamı özgün ve konunun kavranmasına yönelik olarak hazırlanan işbu kitapta yaklaşık 2.750 adet açıklamalı soru yer almaktadır.

31.10.2020 tarihi itibariyle kitabın tamamı mevzuat açısından günceldir.

Her seviyede soruya yer verilerek okuyucu portföyü geniş tutulmuştur. Bu minvalde gelir uzmanlığı, vergi dairesi müdür yardımcılığı, vergi dairesi müdürlüğü, vergi müfettişliği yeterlilik, gelir idaresi grup müdürlüğü, ymm yeterlilik sınavları için istifade edilebilecek düzeydedir.

Kitapta yer alan sorular arasında simetrik bağlantı bulunmakta olup tamamının çözülmesi hâlinde soru tekniği yanı sıra öğretici bir eser olduğu da anlaşılacaktır.
Funda Karakoyun, Derya Dişbudak Vergi yükünü yasal çerçevede azaltmak üzere vergi planlaması yapılır. Ancak belge ve beyan sistemi içinde mükellefler ödevlerini doğru ve zamanında tamamlamalı, vergi mevzuatına uygun tercihler yapmalıdırlar. Bu durum vergi muhasebesinde uzmanlık oluşturan bir disiplin hâline gelmiştir. Sektör özelinde değişen dikkat edilmesi gereken hususlar farklı olmakla birlikte vergi yasalarının temel prensipleri değişmemektedir.
Muhasebe iş ve operasyonlarında vergi matrahına etki edecek yöntemler uygulanırken bilerek ya da değil yapılan hata ve hileler vergi kaçırma fiiline yol açabilir. Vergi muhasebesi disiplini içinde sürecin iyi yönetilmesinde vergi yükünü azaltırken suç oluşturan fiillerden uzak kalmak yanında vergi risk analizi de bilinmelidir. Bu kapsamda, hatalı kayıtların örneklendiği çalışmamızda cezalı tarhiyata konu işlemler için ayrı içerik oluşturulmuştur.
Bu kitap, vergi ve muhasebe uygulamaları alanında vergi muhasebesi disiplininden yararlanmak isteyen akademisyen ve serbest çalışan tüm kesimlere faydalı olması amacıyla hazırlanmıştır.
Adnan Dönmez, Ahmet Uzun, Ayşe Meral Uzun, Gamze Çimen, Hale Balseven, İbrahim Yıldırım, İlyas Özkök, Muhammet Çeçen, Mustafa Alpin Gülşen, Mustafa Terzioğlu, Mustafa Yıldıran, Tolga Evrim Türkan Ekonominin içinde bulunduğu sosyal yapı, ekonomik sistem ve ekolojik ortam sürekli değişmektedir. Ekonomik faaliyetler, klasik piyasa mekânı olan pazarlardan ve iş yerlerinden dijital platformlara aktarılmaktadır. Dolayısıyla vergilendirme alanı, dijital mekânlara kaymaya başladı. Sanayileşmenin dünyada çevre krizine sebep olması ve iklim krizinin etkilerinin toplumlarda hissedilir olması, çevre problemlerinin çözümlenmesinde vergi politikasını seçeneklerden biri olarak yeniden akla getirmektedir. Vergi politikası, yüzyıllardır devam eden bu değişimin çıkardığı mali araçları ve yöntemleri incelemektedir. Konunun yeniden incelenmesi maliye literatürüne farklı bir yaklaşım daha sunabilme ümidindendir. Bu kitap, vergi konularını dünya ve Türkiye uygulamaları üzerinden okuyucuya vergi politikası ile ilgili ders kitaplarında ayrıntılı olarak aşağıdaki verilen konu başlıklarını daha ayrıntılı anlatmak için yazılmıştır. Faydalı olması dileğiyle...
• Osmanlı Vergi Sistemi
• İngiltere Vergi Sistemi
• Türkiye'de Vergi Yapısı
• İklim Krizinde Çevre Vergileri
• Kurumlar Vergisi ve Vergi Rekabetinde Değişimler
• Dijital Vergileme
• Bordro Vergileri
• Dış Ticaret Vergileri
• Ticari Kâr ve Mali Kâr
• Harcama Vergileri
Mine Biniş Temel hak ve özgürlüklerden birini oluşturan hak arama özgürlüğü, idari işlem ve eylemler nedeniyle meydana gelen ihlallerin giderilmesi ve hakların korunması imkânını sunan bir güvencedir. Anayasal bir teminat olan hak arama özgürlüğünün yargı yolunda işlerlik kazanabilmesi için açılan davaların kanunun aradığı hususları karşılaması gerekmektedir. Kanunca belirlenen hususların karşılanmaması durumunda bireylerin yargı yolunda hak arama olanakları ortadan kalkabilmektedir.
Bu kitap idari yargı düzeni içinde vergiyle ilgili uyuşmazlıklarda açılan davaların esasına ilişkin incelemeye geçilebilmesi için ilk inceleme aşamasında aranan hususları hak arama özgürlüğü üzerinden ele almakta ve bu hususların hak arama özgürlüğüne etkisini incelemektedir. Kitapta ayrıca davanın esasına geçilebilmesinde ön şartlar şeklinde kabul edilebilecek hususların hak arama özgürlüğünü ihlal edici veya kısıtlayıcı bir etkiye neden olup olmadığı konusu her bir husus açısından teorik çerçeve, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay içtihatları üzerinden değerlendirilmektedir.
Feyyaz Cengiz Dikmen İstatistik alanında veri çözümleme için birçok yararlı yöntem geliştirilmiştir ve bu yöntemlerin çoğu R’de hazır ve kullanılmayı beklemektedir. R diline ilgi(m) internet üzerinde çok sayıda kaynağa ve veriye erişebilmeyi mümkün kılmasından ötürü her geçen gün artmaktadır. Özellikle istatistiksel bir çözümlemeyi anlamak için uygulamada kullanılacak veri de çok önemlidir. R dilinde yerleşik veri kümeleri yanında R dili kullanılarak istatistiksel veri çözümlemeyi anlatan her web sayfasında mutlaka uygulama verileri de yer almaktadır. Bu ise R dilinin kolayca kavranmasına yol açmaktadır. R dilinin diğer bir üstünlüğü de çeşitli grafik yazılım paketlerini kolayca R ortamına yükleyerek yüksek kalitede grafikler elde edilebilmesidir. Ayrıca açık kod kaynaklı olduğundan ücretsizdir ve esnektir. Yeni istatistiksel yöntemlerin yazarları, R’deki birçok kütüphaneye düzenli, güncel olarak katkıda bulunmaktadır, bu nedenle de R yaşayan bir dildir.
Bu özellikleri ile lisans, yüksek lisans ya da doktora eğitimi alan öğrenciler için bulunmaz bir yazılımdır. Çok geniş kaynaklara sahip olması ve kolaylıkla erişilebilmesi nedeniyle istatistik ve ekonometri alanlarında çalışmalar yapanlar için oldukça zevkli, çekici ve kullanıldıkça vazgeçilmez hâle gelen bir dildir. Bu kitap, yukarıda belirtilen güdüler çerçevesinde R programlama dilini yaymayı, sevdirmeyi ve kullanımını desteklemeyi amaçlamaktadır ve verileri tek başlarına çözümleme gereksinimi duyan tüm bilim insanları için tasarlanmıştır. Veri çözümleme ile karşı karşıya kalan uygulayıcılara yönelik olan bu kitap, bu açıdan uygulama odaklıdır. Matematik yazımı mümkün olduğunca azaltılan, örneklere ve sezgiye daha fazla dikkat çekilen kitabın faydalı olması dileğiyle...
Asiye Şengül Avşar Bilimsel araştırmalarda uzmanlık gerektiren analiz süreçlerinin doğru yürütülmesi, analiz sonuçlarının doğru yorumlanması ve sonuçların okuyuculara anlaşılır bir biçimde aktarılması kuşkusuz çok önemlidir. Bu noktada veri görselleştirme araçları sonuçların anlaşılırlığına önemli katkılar sunmaktadır.
Veri görselleştirme hem veri setlerini daha iyi anlamada hem bazı istatistiksel testlerin varsayımlarını kontrol etmede hem de istatistiksel sonuçları yorumlamada önemli rol oynar. Bu kitapta, açık kaynak kodlu ve özgür yazılımlardan biri olan RStudio ile başta ggplot2 paketi olmak üzere çeşitli paketlerle veri görselleştirme süreci örnek uygulamalarla anlatılmıştır.
Kitapta öncelikle RStudio, ggplot2 paketi ve diğer paketler tanıtılarak bazı temel ve önemli işlemler üzerinde durulmuştur. Daha sonra veri görselleştirmenin; veri setlerinin incelenmesinde, betimsel istatistiklerde, ortalamaların karşılaştırılmasında, korelasyon ve regresyon analizlerinde, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizlerinde nasıl kullanılacağı uygulamalı olarak örneklerle gösterilmiştir. Ayrıca veri görselleştirme araçlarıyla kişiselleştirilmiş grafiklerin nasıl oluşturulacağı da örnek uygulamalarla açıklanmıştır.
Okuyucular örnek uygulamalarda kullanılan veri setlerine ön sözde verilen karekod ile ulaşabilirler. Tüm örnek uygulamaların, kitapta yer alan kodlarla tekrarlanmasının RStudio'nun çalışma mantığının anlaşılmasında ve veri görselleştirme için öğrenmelerin kalıcılığını sağlamada önemli olduğu düşünülmektedir.
Veri görselleştirmeyi konu alan bu kitabın; başta veri görselleştirmeye merak duyanlara, lisans-lisansüstü öğrencilerine ve araştırmacılara veri görselleştirme süreçlerinde faydalı olacağı beklenmektedir.
Mehtap Sümersan Köktürk, Taşkın Dirsehan İşletmeler için vazgeçilmez olan “farklılaşma, fark yaratma ve rekabet üstünlüğü”, kurumsallaşma olmadan konuşulamaz. Her ne kadar bu kavramlar temelde pazarlama çerçevesinde konuşuluyorsa da, günümüzde tüm disiplinlerin vazgeçilmezi olmaktadır. Yaşanan hızlı teknolojik değişimler ve insanın kendi değişimleri, kurumsallaşma için kayıt sistemlerini, arşiv ve dokümanları veri madenlerine çevirmelerini gerektirmektedir. Ayrıca, veri madenciliği olmadan, ne kurumsallaşma ne de başarılı bir pazarlama stratejisi gerçekleştirilebilir. Bu nedenle her yönetici kendi amacına uygun veri madenciliğini düşünmeli ve madenci ekiplerini ona göre kurmalıdır. Firmaların rekabet için kullanabilecekleri veri madenciliğini kişiler de kendi hayatlarında başarı için kullanabilirler. Her birey bir veri madencisi, her bireyin hayatı da birer veri madenidir.
Ömer Faruk Rençber Büyük bir hızla gelişen ve değişen dünyamızda, her saniye milyonlarca veri üretilmektedir. Bu verilerin anlaşılır ve yorumlanabilir bilgiye dönüştürülmesi büyük önem arz etmektedir. Bu amaçla kullanılan veri madenciliği tekniklerinde temel amaç; eldeki verileri öğrenip geçmişi anlamak veya geleceği öngörmektir.
Bu kitapta, kümeleme algoritmalarının sık kullanılan çeşitlerine ait teorik ve uygulama örneklerine yer verilmiştir. Kitabın temel amacı; özellikle Türkçe alan yazında eksikliği hissedilen veri madenciliği ve makine öğrenme tekniklerini bir bütün olarak ele alabilmek ve bu alana merak duyanlar için kaynak olabilmektir.
Kümeleme analizi, hiyerarşik veya hiyerarşik olmayan kümeleme yöntemleri olarak iki grupta incelenmektedir. Buna göre kümeleme algoritmaları, küme içerisinde maksimum benzerlik ve kümeler arası maksimum farklılık mantığı ile çalışmaktadır. Hiyerarşik kümeleme analizlerinde; karar birimleri, küme sayısı belirli olmadığından, her biri başlangıçta ayrı ayrı ele alınarak birleştirme yöntemi ile veya tamamı bir küme olarak ele alınarak ayırma yöntemi ile kümelenmektedir. Hiyerarşik olmayan kümeleme analizinde ise, küme sayısı belirli olup ayırma, yoğunluk, ızgara veya model tabanlı kümeleme yapılabilmektedir. Bu kitapta, hiyerarşik ve hiyerarşik olmayan kümeleme tekniklerinden literatürde sıklıkla kullanılan algoritmalara yer verilmiştir.
Emre Yakut, Erkut Tekeli, Hayri Abar, İlkay Altındağ, Orhan Abar, Ömer Faruk Rençber, Özlem Akay, Özlem Kuru, Sinan Mete Günümüz dünyasında her saniye milyarlarca veri üretilmektedir. Bununla birlikte, üretilen verilerin çokluğu nedeniyle günümüz çağına “Büyük Veri Çağı” veya “Bilgi Çağı” denilmektedir. Verilerin nitelikli anlamda bilgiye dönüştürülmesi gerek makro gerekse mikro açıdan büyük önem arz etmektedir.
Veri madenciliği; verilerin derlenmesi, analiz edilmesi ve nitelikli bilgi çıktısı hâline dönüştürülmesi sürecinin tamamına verilen isimdir. Literatürde veri madenciliği uygulamaları; kümeleme, regresyon, sınıflandırma veya birliktelik kural çıkarımları olarak uygulanmaktadır. Bu açıdan 2020 yılında yayımlanan “Veri Madenciliğinde Kullanılan Kümeleme Algoritmaları ve R ile Uygulamalı Örnekler” başlıklı kitabın ardından regresyon modellerini konu alan bu kitap, istifadeye sunulmuştur. Bu kitapta genel olarak veri madenciliği kavramının tanımı yapılmış ardından modeller tek tek incelenmiştir. Bu önemli kaynağın, okuyucu ve araştırmacılar için katkı sağlaması temennisiyle...
Bu kitapta ele alınan konular şu şekildedir:
1. Veri Bilimine Giriş ve Makine Öğrenme
2. Doğrusal ve Eğrisel (Polinomial) Regresyon Analizi
3. Karar Ağacı ve Rassal Orman Regresyon Modeli
4. MARS Yöntemi
5. Destek Vektör Makineleri
6. XGBOOST Yöntemi
7. LightGBM ve Catboost Algoritmaları
8. Yapay Sinir Ağları
9. ARIMA ve LSTM Modeli
10. Evrişimsel Sinir Ağları (CNN)
Abdurrahman Coşkuner, Ahmet Çankal, Emre Yakut, Erhan Turan, İbrahim Öztürk, İlkay Altındağ, Mehmet Gökhan Bakal, Ömer Faruk Rençber, Özlem Akay, Özlem Kuru Sönmez, Sinan Mete Günümüz dünyasında üretilen verilerin miktarının büyüklüğü her geçen gün artmaktadır. Bununla birlikte bu verilerin nitelikli bilgi hâline dönüştürülme süreci de büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda, daha önce yayımlanan “Veri Madenciliğinde Kullanılan Kümeleme Algoritmaları” ve “Veri Madenciliğinde Kullanılan Regresyon Modelleri” konulu kitap çalışmalarından sonra sadece sınıflandırma problemlerini esas alan “Veri Madenciliğinde Kullanılan Sınıflandırma Modelleri ve R ile Uygulamalı Örnekler” başlıklı bu kitap ilgililerin istifadelerine sunulmuştur. Bir seri olarak, Türkçe literatüre katkı sağlama amaçlı yayınlanan bu kitapların temelinde veri madenciliği teknikleri ve R uygulamaları yer almaktadır. Bu doğrultuda, makine öğrenme ve veri madenciliği alanlarında ileriki zamanlarda çalışılması planlanan algoritmaların öğrenilmesi ve uygulanmasında Türkçe literatüre önemli katkılar sunması beklenmektedir.

1. Sınıflandırma Problemlerine Giriş
2. Lojistik Regresyon Analizi
3. Rassal Orman ve Rassal Eğrelti Otu Modeli
4. Destek Vektör Makineleri
5. XGBOOST
6. LightGBM
7. Yapay Sinir Ağları
8. Özyinelemeli Sinir Ağları
9. Bert Modeli ile Duygu Analizi
10. Hibrit Modelleme ile Sınıflandırma
Recep Özsürünç Bu kitapta; lojistik regresyon modellerinin, veri madenciliği uygulamaları da dâhil olmak üzere detaylı olarak ele alınması amaçlanmıştır. Verinin düzeltilmesi ve analizlere hazır hâle getirilmesi için gerekli veri madenciliği süreçleri, R programlama dili uygulamalarıyla gösterilmiştir. Lojistik regresyon modellerinin varsayımları incelenmiş, bu varsayımların sağlanamadığı durumlar için çözüm önerileri sunulmuştur. Son olarak lojistik regresyon modelleri R programlama diliyle uygulanmış, sonuçlar raporlanıp yorumlanmış ve gerekli görselleştirmeler yapılmıştır. Uygulamalar için gerekli R kodları, detaylı açıklamalarla kullanıcıların kendi çalışmaları için kullanılabilir şekilde sunulmuştur. Kullanılan R kodlarının bazıları çalışmada kullanılan veri setine uygulanarak doğrudan kullanılmış, bazı kodlar ise sonuç veya görselleştirmelerin amacına uygun olarak uyarlanmıştır. Raporlanan sonuçların anlaşılabilir ve uygulanabilir olmasına özen gösterilmiştir. Araştırmacılara yol gösterici bir kaynak olması temennisiyle...
Abdulkadir Hızıroğlu, Ali Mert Erdoğan, Ali Pişirgen, Alpaslan Kibar, Ayhan Demiriz, Bahadır Aktaş, Batuhan Aksoy, Burcu Akça, Cemile Yıldızçakar Sarıoğlu, Çağrı Aksu, Deniz Kılınç, Deniz Türsel Eliiyi, Dilek Sürmeli, Ekin Akkol, Elif Eyvaz, Emre Eğriboz, Emre Ölmez, Enes Topuz, Erman Coşkun, Ezgi Çakmak, Ezgi Demir, Fatma Bozyiğit, H.Kemal İlter, Halil İbrahim Cebeci, İhsan Hakan Selvi, Kemal Can Kara, Keziban Seçkin Codal, Mahmut Lutfullah Özbilen, Mehmet Gencer, Mehmet Zahid Berktaş, Meltem Uzavcı, Murat GÜZEL, Musab Talha Akpınar, Onur Doğan, Onur Uğurlu, Orhan Er, Ömer Faruk Seymen, Ruşen Halepmollasi, Samet Güner, Sezer Bozkuş Kahyaoğlu, Tijen Över Özçelik, Tuğçe Döngel Kurt, Ümit Cengiz Uysal, Yasemin Demiral, Yeşim Aygül Bu kitapta, dijital dönüşümün bir gereksinimi olarak veriden bilgi ve değer üretimi sürecinde yoğun olarak kullanılan veri modelleme ve analitiği yöntemleri ile buna olanak sağlayan teknolojik araçlara yer verilmektedir. Büyük veri kümelerinin karar almamıza olanak sağladığı bu dönemde, bu çerçeve ile ilişkili olarak hangi verilerin kullanılması gerektiği, bu verilerin hangi kaynaklardan elde edilebileceği, nasıl düzenlenip işleneceği, hangi modelleme ve analitik araçlarının seçileceği, elde edilen faydalı bilginin nasıl sunulacağı ve kazanılan bir bilgi sonrasında buna ilişkin değer ve iş stratejilerinin nasıl üretilmesi gerektiği sorularına cevaplar sunulmaktadır.
Beş kısım olarak hazırlanan bu kitap, veri modelleme ve analitiğine kavramsal bir bakış ile başlamakta ve veri analitiğini; tanımlayıcı, kestirimci ve öngörüsel analitik olarak üç başlıkta incelemektedir. Tanımlayıcı analitik başlığı altında veri önişleme, görselleştirme ve raporlama; kestirimci analitik başlığı altında ise yapısal verinin analizi ve modellemesinin yanı sıra yapısal olmayan metin, web ve sosyal ağ analitiği ele alınmaktadır. Normatif modelleme, sezgisel yaklaşımlar ve simülasyon konuları da öngörüsel analitik başlığı altında anlatılmaktadır. Kitap, büyük verinin modellenmesi ve analitiği ile son bulmaktadır.
Çok disiplinli bir bakış açısının ürünü olan bu akademik eser; anlamlı bilgi, örüntü ve model üretebilmeyi sağlık ve işletme alanlarındaki kullanımları ile ele alarak bir uygulama kitabı özelliğini de taşımaktadır. Tüm uygulamalı örnekler, R ve Python programlama dilleri ve kütüphaneleri aracılığıyla mümkün mertebe sistematik bir bilgi sunumu şeklinde aktarılmaktadır. Bu sebeple, bütüncül bir yaklaşımla yazılmış bu kitap; akademik dünyanın paydaşlarına önerilirken aynı zamanda işletme ve sağlık alanında veri modelleme ve analitiği pratiği yapmak isteyen okuyuculara da tavsiye edilmektedir.
Y. Ziya Ayık Bilgi teknolojileri sayesinde çok fazla miktarda bilgi sürekli olarak üretilebilmektedir. Çok fazla bilgi üretilmesinin önemine rağmen asıl üzerinde durulması gereken, bireylerin veya kurumların üretilen bilgiden kendileri için gerekli olan bilgiyi doğru olarak ve doğru zamanda yeterince güvenli bir şekilde elde edebilmesidir. Bilginin edinilmesinde hızlı olabilmek veya bilgiyi yüksek performans ile elde edebilmek de en az güvenlik kadar önemlidir. Kitapta, bilgi yönetimi ve sistemlerinden bahsedildikten sonra bilgiyi işlemenin en etkin yollarından biri olan veri tabanı mantığı incelenmiş, bilginin korunması için gerekli güvenlik tedbirleri ve bilginin zamanında değerlendirilebilmesi için gerekli olan performans yöntemleri araştırılmıştır. Buna ilave olarak bilgi yönetiminin veri tabanları üzerinde uygulamasının gösterilebilmesi amacıyla web üzerinden erişilebilen öğrenci işleri uygulaması örnek bir tasarım olarak gerçekleştirilmiştir.
Bu kitap, bilgi yönetimi ve veri tabanları konularında araştırma yapmak isteyen ve yazılım geliştiren bilgisayar programcıları için kaynak niteliği taşımaktadır.
Yusuf Ozan Üzgün Sayısı giderek artan halka arzlar ve ikincil piyasalarda yapılan işlemler, liberal ekonomi politikalarının bir sonucu olarak artan özelleştirme uygulamaları ve yine artan şirket birleşmeleri/devir uygulamaları firma değerlemesi konusunu gittikçe önemli hâle getirmektedir. Bu önem öyle bir duruma gelmiştir ki, firma değerlemesi konusu finans bilim dalı altında ayrı bir bilim dalı olarak öne çıkar hâle gelmiştir. Yine bu önem nedeniyledir ki tıpkı muhasebe standartlarının uluslararasılaşmasında olduğu gibi değerleme konusuna ilişkin olarak da tüm dünyada geçerli olmak üzere uluslararası değerleme standartları oluşturulmuştur.
Artan önemine binaen firma değerlemesi yaklaşımları ve bu yaklaşımların altındaki yöntemler bu süreçte elbette durağan bir seyir seyretmemiştir. Bu uygulamalardan bazılarının zamanla tabiri caiz ise modası geçmiş olsa da, bazıları adeta bir klasik hâline gelmiş ve yıllar geçse de yaygın bir şekilde kullanılagelmiştir. Bu çalışmada ele alınan veri zarflama analizi (VZA) ile firma değerlemesi yöntemi de oldukça yeni bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, genel olarak firma değerleme teorisi ve ayrıca özel olarak VZA ile firma değerlemesi teorisi hakkında bilgiler aktarmak ve akabinde VZA ile firma değerlemesi konusunda uygulamalı örnekler sunarak firma değerleme faaliyetleri ile uğraşan uzmanlara referans bir kaynak sunmaktır.
En doğru firma değerine ulaşma noktasında faydalı olması dileğiyle...
Baki Demirel, Timuçin Zünbül, Hale Kırmızıoğlu, Mete Dibo, Zahide Ayyıldız Onaran, Murat Kesebir, Berkan Karagöz, Ayşegül Ak, Onur Özdemir, Rıfat Karakuş, Ufuk Alkan, Canan Dağıdır Çakan, Melek Yıldız, Lale Aslan, Arzu Arzova, Sercan Yavan, Murat Batı, Emine Yöney, Özgür Şahan, Mehmet Fatih Ulu, Emine Çetinel, Sevdiye Ersoy Yılmaz, Umut Omay, Melike Atay Polat, Suzan Ergün, Ali Kemal Nurdoğan, Banu Külter Demirgüneş, Zelal Beyaz, Esma Gültüvin Gür Omay İlk COVID-19 salgınının 31 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde bir solunum rahatsızlığının Dünya Sağlık Örgütüne bildirilmesiyle ortaya çıktığı kaydedilmiştir. İlk önce Çin ve çevresini etkileyen bu virüs, sonraları dünyanın birçok bölgesinde görüldü. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise ülkemizde ilk kez 11 Mart 2020 tarihinde görüldüğü bilinmektedir.
Pandemi sürecinde tüm dünya ülkeleri gibi ülkemiz de birçok şeyi öngöremeyecek durumdaydı. Artan kamu harcamaları, düşük vergi gelirleri, kamu borçlanmalarında oluşan artışlar ve finansal piyasalarda ortaya çıkan dalgalanma, pandemi sürecini iyiden iyiye hissettirdi.
Bu olumsuz gelişmeler; ekonomide, gerek kamu sektöründe gerekse kamu dışı sektörlerde çeşitli dalgalanmalara neden oldu, olmaya da devam edebilir.
Bu kitabın amacı da pandemi sürecinde özellikle ülke ekonomimizde ortaya çıkan olumlu ve olumsuz neticeleri verilerle analiz etmeye çalışmaktır.
Nısfet Uzay, Serap Barış Verimlilik, kavramı Sanayi Devriminden sonra her ülkede üzerinde önemle durulan başlıca konu hâline gelmiştir. Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun tüm ülkelerde ekonomik gelişmenin temel kaynağını verimlilik oluşturmaktadır. Verimlilik artışlarının düşük olduğu durumlarda, gelişmenin yavaşladığı, durgunluk ve gerilemenin görüldüğü söylenebilir. Dolayısıyla verimlilik artışının bir ülkenin büyümesi ve kalkınması açısından anahtar role sahip olduğu söylenebilir. Özetle bir toplumun yaşam kalitesinin yükseltilebilmesi, verimliliği artırabilme becerisine bağlıdır. Ancak yüksek verimlilik kendi başına bir amaç değil, sosyal gelişmeyi ve toplum refahının ekonomik temellerini güçlendiren bir araçtır.
Verimliliğin nasıl artırılabileceği, verimliliği etkileyen faktörlerin ortaya konması ve verimliliğin üzerinde önemli etkiler yarattığı makro değişkenlerin belirlenmesi ve esas itibariyle verimlilik ve ekonomik büyüme ilişkisinin ortaya konması kitabın ana amacıdır. Verimliliğin ölçülmesi, sektörel düzeyde verimlilik göstergeleri, verimliliğin teşvik edilmesi, Türkiye’de verimlilik artışları ve Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırılması da kitabın diğer amaçları arasındadır. Her yönüyle verimlilik konusuna açıklık getirmeyi hedefleyen çalışmanın lisans ve lisansüstü öğrencileri ile araştırmacı ve politika yapıcılar
için yol gösterici bir kaynak olması temennilerimizle…
Talip Kellegöz - Tahsin Çetinyokuş Verinin karar alma sürecinde doğrudan kullanılabilir bilgi haline dönüştürülmesi, bilgisayara dayalı bilişim sistemlerinin temel fonksiyonudur. Veritabanları ise bilişim sistemlerinin en önemli bileşenlerinden birisidir.
Bu kitabın konusu, veritabanları ve bunların gerek oluşturulması gerekse de işletilmesinde kullanılan veritabanı yönetim sistemi yazılımlarını içeren veritabanı sistemleridir. Kitap kapsamında veritabanı yönetim sistemlerinin, özellikle pratikte karşılığı olan, önemli teorik konuları ele alınmıştır. Aynı zamanda, güncel ve etkili tasarım araçları kullanılarak, bilişim sistemi tasarım sürecinin başlangıç adımlarına karşılık gelen veritabanı tasarımı kitap içeriğine dâhil edilmiştir. Son olarak yapısal sorgulama dili alanında ileri uygulama teknikleri sunulmuştur.
Kitapta bulunan konular seçilirken, bilişim sistemlerine tutarsızlık riski olmayan veritabanlarının oluşturulması ve devamında yeterli performansta kullanılmasını etkileyen unsurlar göz önünde bulundurulmuştur. Kitap, gerek başlangıç gerek orta ve ileri seviye veritabanı programcıları için önemli bilgiler içerse de özellikle orta seviyeye hitap etmektedir.
Hürol Aslan Bu kitap nesneye yönelik programlama yöntemlerini görsel uygulama örnekleriyle öğrenmek isteyenler içindir. Uygulama örnekleri .NET tabanlı programlama dilleri C# ve Visual Basic ile nesne özellikleriyle bağlantılı görsel öğeler sunan WPF tabanı üzerinde geliştirilmiştir. Anlaşılır ve kısa adımları izleyerek, programlamaya yeni başlayan okuyucuların bile işlerine yarayacak bilgi ve yetenekler kazanacaklarını umuyoruz. Bu programlama dillerini hiç bilmeyenler kitap sonundaki ek bölümlerde örnekleri izlemelerini sağlayacak giriş düzeyinde bilgiler bulacaktır. WPF tabanına yeni giriş yapanlar için de en sık kullanacakları görsel öğeleri işe yarar şekilde kullanmaya yetecek bilgileri ara bölümlerde sunulmuştur.

CD içeriğindeki kitaptaki proje örneklerini oluşturacak kod dosyalarının son hallerini bulacaksınız. Kendi projenizi oluştururken geldiğiniz son aşamada kontrol yapmak için bu dosyaların içeriğine bakabilirsiniz.
Bankamatik Projesi
Arayüz ve Sınıf Tanımı ve Örneği.
Kargo Projesi
Nesne ve Ortak Değişken Kavramı.
Market Projesi
Listeler Yöntemi ve ObservableCollection Listesi Oluşturulması.
Banka Projesi
Arabirim (İnterface) Kullanılması.
Dizi Projesi
Nesne Karşılaştırması.
Kesir Projesi
Sayı Türleri Arasında Dönüştürme İşlemleri.
Metin Dosya Projesi
Karakter Dizileri ve İşlemleri.
Liste Projesi
Koleksiyon Sınıfı ve Fonksiyon işlemleri.
Banka Projesi
Türetilmiş Sınıf Nesneleri ve Listeyici Kontrol İşlemleri.
Arabirim Proje
Arabirime Sınıf Uyarlaması.
Fabrika Projesi
Sınıfların Ortak Özelliklerine Göre Gruplama.
Ağaç Projesi
Ağaç Yapısı Örneği.
Ag Proje
Nodlar, Canvas ve ItemsControl Örneği.
Kontrol Projesi
Kontrol Görünümü ve Stil Kavramı.
Halil İbrahim Özmen Bu kitap neden okunmalı?
“Bu kitap, şirketlerin; hedef belirlemede, başarıya ulaşmada gidecekleri yolu unutmamaları, yoldan çıkıp yön değiştirmemeleri açısından vizyonun önemini en iyi şekilde tarif ediyor. İşletmeler normal rutine daldıkları için ileride gelmek istedikleri hedefleri unutuyorlar. Bu hedefe (vizyona) ulaşmak, büyümek isteyen herkesin bu kitabı okuması gerekir”.
İsmail Naltı, N6 Construction Ltd.
İnşaat Proje Müdürü, Johannesburg, Güney Afrika
“Bu kitabı okumayan vizyonerler ancak hayal edebildikleri yarışın son çizgisini ya da ulaşmak istedikleri duvarı görebilir. Ama okuyan revizyonerlere duvarın öteki tarafını, görülemeyeni görebilme yeteneği ve vizyonu kazandırır”.
Burak Rıza Toraman, Hasta Bina Doktoru (http://hastabinadoktoru.com)
Enerji Yönetimi Danışmanlığı, İstanbul, Türkiye
“Günümüzde birçok işletme; vizyon ve misyon kavramlarını birbirlerinden kopyalayarak veya ISO kalite belgesinin bir gereksinimi olarak gerçek anlamından çok uzak ve sadece yazmış olmak için kullanıyor. Bu kavramların gerçekte şirketinizin stratejisinin belirlenmesinde ne kadar önemli rol oynadığı ise kitapta açıkça, sade bir dil ve akılda kalan örneklerle çok iyi ifade edilmiş. İşletmenizin daha da başarılı olması için yön gösterici, bakış açınıza ışık tutacak değerli bir iş dünyası kitabı”.
Kerem Burhan, Gram Equipment
Proje Müdürü, İzmir, Türkiye