İktisat \ 1-7
Büşra Karataşer 1914-1923 Arası İstanbul'un İaşesi ve İhtikâr Sorunu isimli çalışma,1914-1923 dönemi İstanbul'un iaşesi ve ihtikâr sorununun arşiv kaynaklarına dayalı bir incelemesidir. İaşe sorunu insanlık için her zaman önemli bir konu olmuştur. Özellikle savaş dönemlerinde iaşe sorununu çözmek en önemli konulardan birini teşkil etmiştir.
Bu çalışmada; iaşe sorunu, ihtikâr meselesi ve geçim sıkıntısının Birinci Dünya Savaşı’nda ve Mütareke Dönemi'nde ülke halkını nasıl etkilediği ve bu sorunlara karşı alınan önlemleri üç bölüm hâlinde incelenirken Başbakanlık Osmanlı Arşivi kaynaklarından ve dönem gazetelerinden derinlikli olarak faydalanılmıştır.
Eric Tyson İş finansal geleceğinizi korumaya geldiğinde yapabileceğiniz en mantıklı şey, buna bir an önce başlamaktır. Bu pratik rehber 20'li yaşlarınızda sağlam bir finansal temel atmanız ve sonraki yıllarda mali durumunuzu güvence altına almanız için ihtiyacınız olan finansal tavsiyeleri içermektedir. Nasıl finansal bir altyapı oluşturacağınızı, gerçek hayatta parasal sorunların üstesinden nasıl geleceğinizi ve kariyeriniz boyunca gelirinizi nasıl artırabileceğinizi keşfedin.

Kitabı açın ve
• Birikim, bütçe planlama ve harcamayı akıllıca yapmayı öğrenin.
• Kredi notunu yükseltmenin yollarını keşfedin.
• Sahip olduğunuz geliri değerlendirin.
• Maddi ortaklıklar üzerine tüyoları keşfedin.
• En iyi sigortayı edinme konusunda önerileri dikkate alın.
Alper Tütünsatar, Bekir Çelik, Bora Süslü, Deniz Şahin Duran, Dilek Bulut, Duygu Duman, Elife Akiş, Filiz Daşkıran, Gonca Akgün Güngör, Gözde Müşerref Gezgüç Kaya, Hilmi Etci, Ilgın Barut, Mehmet Akyol, Mehmet Avcı, Merve Çelik Gönültaş, Namık Kemal Öztürk, Nur Çelik İlal, Nursen Vatansever Deviren, Özgür Balmumcu, Özlem Kırlı, Ramazan Ekinci, Selen Işık Maden, Semanur Soyyiğit, Semih Çağan, Serap Durukan Köse, Yusuf Tepeli, Zafer Koca İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl, her alanda hızlı değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Ekonomik ve siyasal alanlarda yaşanan bu hızlı değişim ve dönüşüm, içinde anlaşılması önemli konuları barındırmaktadır. Bu noktadan hareketle kitabımız, 2000 sonrası Türkiye'de yaşanan ekonomik ve politik dönüşümleri çeşitli başlıklar altında ele almıştır. Kitabımızın hem literatüre katkı sağlaması hem de ilgilenen araştırmacılar için faydalı bir kaynak olması umuduyla...
Adem Doğan, Adnan Oduncu, Alkan Soyak, Alper Aslan, Belgin Akçay, Bilge Köksel, Ertuğrul Yıldırım, Esra Siverekli, Ferhan Aydemir, Ferit Kula, Gökçe Maraş, H. Mahir Fisunoğlu, Hatice Erkekoğlu, Hayriye Atik, Jale Yalınpala Çokgezen, Kıvanç Halil Arıç, Levent Gökdemir, Lütfü Öztürk, Mahir Fisunoğlu, Mehmet Ali Bilginoğlu, Mehmet Şişman, Melike Atay Polat, Melike Kum, Metin Aydoğan, Metin Özdemir, Mevlüdiye Şimşek, Mine Yılmazer, Münevver Soyak, Nadir Eroğlu, Oğuz Öcal, Özge Buzdağlı, Pelin Gençoğlu, Seda Şengül, Suzan Ergün, Tayfur Bayat, Tuncay Çelik, Türkan Büyüknalban, Zeynep Öztürk Bu kitap, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın uygulandığı 2000'li yıllarda Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan yapısal dönüşümleri incelemektedir. Kitabın amacı, 2001 Krizi sonrasında başlatılan reform süreci sonucunda Türkiye ekonomisinde gerçekleşen yapısal değişmeleri detaylı bir şekilde ortaya koymaktır. Kitapta yer alan makalelerin bir kısmında konular ekonometrik ve istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiş, bir kısmında ise istatistik verilerden yararlanılarak dinamik analizler yapılmıştır. Kitap, Türkiye ekonomisinde önemli yapısal reformların yapıldığı bir döneme ışık tutması bakımından önem arz etmektedir.
Kitap, altı bölümden oluşmaktadır: İlk bölüm, “Üretim, İstihdam, Yatırım ve Fiyatlar” başlığını taşımaktadır. İkinci bölüm, “Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Gelişme” konusuna ayrılmaktadır. Bu bölümde, ilk olarak ekonomik büyümede etkili olan faktörler ekonometrik yöntemler kullanılarak Türkiye üzerinde sınanmaktadır. Bölümde ikinci olarak, “Ekonomik Gelişme” olgusu Türkiye açısından incelenmektedir. Türkiye'nin 2000'li yıllarda gösterdiği göreli gelişme performansı, başta AB olmak üzere çeşitli ülkeler ve ülke grupları ile karşılaştırmalı olarak ortaya konmaya çalışılmaktadır. Üçüncü bölümde, “Sektörel Gelişmeler ve Politikalar” ele alınmaktadır. Bankacılık sektöründeki gelişmeler, enerji, sanayi ve teknoloji politikaları ile özelleştirme uygulamaları, bu bölümün başlıca konuları arasındadır. Dördüncü bölümde, Türkiye'nin dış ticaretindeki gelişmelerin analizi yer almaktadır. Beşinci bölüm, “Kamu Maliyesi ve Kamu Yönetiminde Gelişmeler” başlığını taşımaktadır. Mali saydamlık ve 2000'li yıllarda kamu mali yönetiminde sağlanan gelişmeler, bu bölümün ana konularıdır. Altıncı bölüm ise “Avrupa Birliği, Küreselleşme ve Kriz” konusuna ayrılmıştır. Kitabımız “Prof. Dr. Cihan Dura'nın Eserleri Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi” çalışmasıyla tamamlanmaktadır.
Akif Kemal Koç, Alper Uzun, Arman Zafer Yalçın, Aydın Aktay, Ayhan Koçkaya, Aysun Yılmaztürk, Barış Şentuna, Elif Gün, Fahri Çakı, Gökçe Bayrakçeken Tüzel, Hakkı Çetin, Hasan Hüseyin Akkaş, İpek Akpınar, Kaan Kapan, Kumru Türköz, Murat Erdem, Musa Gök, Mustafa Kemal Şan, Mürsel Sabancı, Oğuzhan Özkan, Osman Aydoğan, Osman Tekir, Ömer Faruk Biçen, Ruşen Keleş, Savaş Zafer Şahin, Selver Özözen Kahraman, Sema Çetinkaya, Suat Kolukırık, Şerif Öner, Tuğba Elçin Bozkurt, Yasemin Hayta, Yonca Altındal, Zeynep Ceylan Gezer, Ziynet Bahadır Kalkınma, ulus devletle birlikte önem kazanan ve bugüne kadar etkisi kesintisiz devam eden büyülü bir kavram olarak görülebilir. Tarihsel süreç içinde çeşitli eleştirilere maruz kalsa da Batı’nın entelektüel hokkabazlıkları kimsenin zıddıyla (gerikalmışlık) anılmak istemeyeceği kalkınma kavramını ilave başka kavramlarla daha da karmaşık hâle getirmiştir. Oyun devam etmektedir. Kendi isteği dışında gelişen alternatif yaklaşımlardan ürken Batı, bu ideoloji yüklü kavrama yönelik sorgulayıcı çabaların ürettiği alternatif kavramları kendi söyleminin içinde eriterek etkisizleştirme marifetini de gösterebilmektedir. Bu durum, yaklaşık bir asırdır tüm dünyanın en önemli hedefi hâline gelen kalkınma söyleminin mütemadiyen gözden geçirilmesini ve gerekirse kendi toplumsal çıkarlarımız çerçevesinde yeniden inşa edilmesini zorunlu kılmaktadır. Kuşkusuz amaç, toplum olarak kendimize mazeretler üretmek ya da günah keçileri icat ederek rahatlamak değildir. Aksine amaç, konuyu bütüncül, çok boyutlu, sorgulayıcı ama soğukkanlı bir şekilde tartışmak, düşünsel konfor alanımızın dışına çıkarak uyanık bir zihinle (ferasetle) kalkınma söyleminin ötesine geçmenin yollarını araştırmaktır.
Bu kitap, kalkınmaya “yeni bir bakış” değil “yeniden bir bakış” denemesidir. Her denemenin yenilikle sonuçlanmadığı ama yeniliklerin ancak denemelerle ortaya çıktığı kabulünden yola çıkan kitap, 6 kısım/ana başlık içinde toplam 29 bölümden oluşmaktadır. Türkiye’nin farklı üniversite ve kurumlarında görev alan ve farklı disiplinlere mensup 34 akademisyenin katkılarıyla oluşan kitabın kısa sürede araştırmacılar, eğitimciler ve genel okuyucu kitlesi için temel bir başvuru kaynağı olarak benimseneceği beklenmektedir.
Abdullah Kahraman İslam iktisadı ile ilişkili uygulama ya da kurumlarla ilgili okuyucunun sorularına kısa, pratik ve nitelikli cevapların verildiği kitaplardan oluşan 40 Soruda Bilinmesi Gerekenler dizisinin sekizinci kitabı olan bu eserde faiz konusu çeşitli yönleriyle 40 soru etrafında ele alınıyor. Allah'ın (c.c.) insanlığa gönderdiği evrensel mesajın temel konularından biri faiz/ribâ yasağıdır. Zira faiz, dinî, ahlâki, toplumsal, ekonomik açılardan pek çok zararı, mefsedeti ve kötülüğü beraberinde getiren bir uygulamadır. Kitap böylesine önemli bir konuyu bir bütün olarak ele almış; tarihinden uygulanışına ve etrafında oluşan sistem ve söylemlere kadar geniş bir alanı kapsamıştır.
Işın Çelebi 50 Soruda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kitabını hazırlarken, 17 temel başlığı uzman arkadaşlarımla incelediğimde bu başlıkların Dünya'nın temel problemleri olduğunu ve gün geçtikçe büyüdüklerini gördüm.
Birleşmiş Milletler’in belirlediği bu 17 başlığın her biri, aynı zamanda globalleşmenin yarattığı derin problemlerdir.
Son zamanlarda yaşanan iklim olayları, karbon salınımın dönüşü olmayan düzeylere ulaşması, sıcaklık seviyesinin değişimi, küresel ısı artışı ve buzulların erimesi konuları, çözüm ve önerileri ile birlikte ele alınmıştır.
Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri yeni hastalıklara yol açıyor.
İklim değişikliği ve küresel ısınma sorunu çözülemiyor. Tam tersine gittikçe büyüyor.
Küresel ısınma nedeniyle tarımda üretimin azalması sonucu kişi başına düşen yerel üretim miktarı ve gelir, hızla düşüyor. Bu nedenle büyük göçler, bölgesel savaşlar yaşanıyor.
Sürdürülebilir Kalkınma konusundaki düşünce ve çözüm önerilerimizi, görüşlerinize sunuyoruz.
Cengiz Samur Asıl mesele finansal alanda tamahkâr, muhteris, kazanma uğruna her yolu kendine mübah gören fert tipidir. Başarılı olduğunda elde edeceği kazanç kendisinin hakkı mıdır? Hiç düşünmez. Bu fert Makyavelist tipin finansal alandaki resminden başkası değildir. Kâh yatırımcı kâh fon talep eden kılığındadır. Kabarcık ve çöküşe giden yolun yapı taşlarını döşer. Ponziler suçlu da bir koyup beş alma zihniyetiyle hareket edenler suçsuz mudur?
Finansal kabarcık “aktif fiyatının büyük bir değişme sergilemesi ve kendi içsel (temel) değerinden önemli derecede sapması”dır. Pozitif-negatif kabarcık olarak ikiye ayrılabilir. Fiyat yükselmiş, aktifin içsel değerini muayyen derecede aşmış ise “pozitif kabarcık"tan, eğer fiyat hızla düşmüş, bir aktif fiyatı çöküşü yaşanmış ise “negatif kabarcık”tan söz edilir. Pozitif kabarcık, kabarcığın teşekkülüne; negatif kabarcık, kabarcığın patlamasına işaret eder.
Ampirik olarak kabarcık aktif fiyatının kendi içsel değerinden en az %25 sapması, kabarcık patlaması (negatif kabarcık) ise cari fiyatın aktifin içsel değerinin en az %20 altına düşmesi olarak kabul edilebilir.
A5 ülkeleri 1997 Asya Krizi'nin kalbindeki ülkelerdir. 1929 Çöküşü gelişmiş ülkeler açısından ne ise 1997 Asya Krizi gelişmekte olan ülkeler açısından odur.
Eser bir sacayağı üzerine oturuyor: Kabarcık teorileri, A5 ülkelerinde kabarcık tecrübeleri ve politika teklifleri. Kabarcık teorileri çerçevesinde Etkin Piyasa Hipotezinden Davranışsal Finans Kabarcık perspektifine kadar yapı taşı durumundaki teoriler ele alınıp tartışılıyor.
İkinci ayağını A5 ülkelerinde kabarcık tecrübeleri oluşturuyor: 1990-2016 dönemi ve yıllar açısından kabarcık patlaması vakaları, bu vakaların makroekonomik zeminde büyüme, ekonomik daralma ve kümülatif reel maliyet üzerine tesirleri ele alınıyor. Ayrıca kabarcıkların teşekkülü, sebepleri üzerinde duruluyor. Kabarcıklara makro yaklaşım penceresinden bakılıyor.
Üçüncü ayağını hem kabarcık patlaması hem de kabarcık teşekkülü karşısında politikalar meydana getiriyor. Esas pozitif kabarcık ile karşı karşıya iken ne yapılması gerektiği üzerinde durulup tartışılıyor.
Cevabı aranan bazı sorular: Realitede finansal kabarcık var mı? Negatif kabarcık büyük bir makroekonomik maliyet doğurmakta mı? Pozitif kabarcık ülke ekonomisinde tahribat meydana getirir mi? Kabarcık patladığında ne yapmalı? Pozitif kabarcığa seyirci mi kalmalı?
“Semadaki cisimlerin hareketlerini hesaplayabilirim,
ancak insanların deliliklerini hesaplayamam!...”
Isaac Newton
(Güney Denizi Kabarcığında (1720) büyük bir servet kaybettiğinde)
Beyza Gültekin, Cuma Ercan, Ertuğrul Mıhçıoğlu, Hatice Doğukanlı, İbrahim Halil Ekşi, Levent Şahin, Osman Sesliokuyucu, Yavuz Akçi, Zekayi Kaya Ülkeler, diğer ülkelerle gerek siyasi gerek ticari ve gerekse ekonomik ilişkiler içinde bulunmaktadır. Bu bağlamda dış ticaret, mal ve hizmet ticaretini kapsamaktadır. Daha ucuz, daha hızlı ve daha kaliteli üretimin gerçekleşmesi rekabeti artırmış; yeni üreticilerin, yeni iş alanlarının yaratılmasına imkân vermiş ve bu durum ekonominin küreselleşmesine zemin hazırlamıştır. Küreselleşen ekonomi sayesinde piyasalara, müşterilere ve tedarikçilere ulaşmak daha da kolaylaşmıştır. Tüm bu gelişmeler, dış ticaretin öneminin de artmasına neden olmuştur.
Dış ticaret esnasında bir ürünün nasıl pazarlanabileceğinden başlayıp bu ticaretin muhasebeleştirilmesine kadar yaşanan süreci inceleyen bu çalışma, öğrencilerin ve eğitimcilerin yararlanabileceği teorik bir ders kitabı özelliği taşımasının yanı sıra dış ticareti “meslek” edinmeyi planlayan ya da bu konuda faaliyet gösteren firmaların daha etkin yöntemleri keşfedebilmeleri açısından da faydanabilecekleri pratik bir kaynaktır.
M. Umer Chapra Adil Bir Para Sistemine Doğru, İslamî para sisteminin hedefleri, doğası ve işlevlerinin ele alındığı kapsamlı ve bütünleyici bir eserdir. Müslümanlar da dahil olmak üzere çoğu insan için, faizsiz ekonomi bir sırdır. Bu nedenle bir dizi soru sorulur. İslam'da faiz gerçekten yasaklandı mı, eğer öyleyse, bunun ardında yatan amaç nedir? Bir ekonomi faizsiz çalışabilir mi? Kaynak tahsisi, tasarruf ve sermaye oluşumunun, ekonomik istikrar ve büyüme üzerinde ne gibi etkiler vardır? Chapra, konuyla ilgili gizemleri ve bu konudaki bazı soruları kapsamlı bir ekonomik analiz yoluyla cevaplandırmaktadır. Faiz yasağının ardındaki mantığı ve tamamıyla adalet temelli bir İslam iktisadının güçlü yanlarını göstererek sorunları ortaya koymakta ve bunları çözmek için gerçekçi bir teklif vermektedir. Chapra ayrıca, ticari ve merkez bankalarının doğası ve faaliyetlerinde yapılması gereken değişiklikleri de ortaya koymaktadır. Kurulacak olan yardımcı kurumlar ve İslamî para ve bankacılık sistemini mümkün kılmak için geliştirilmesi gereken yeni para politikası araçlarını etkili bir şekilde sunmaktadır. Ancak, faizin kaldırılmasının islam'ın tek değeri olmadığını ve Müslüman ülkelerin siyasi kurumları olmadıkça ekonomilerinin dönüştürülemeyeceği ve sosyo-ekonomik adalet ile İslam'ın diğer önemli hedeflerinin tamamının gerçekleştirilemeyeceği uyarısında bulunmaktadır.
Ömer Demir İslam iktisadının temel kurum ve meselelerinin ele alındığı kitaplardan oluşan Cep Kitapları dizisinin ikinci kitabı olan bu eserde, ahlâk konusu teorik bir derinlikten ziyade her seviyeden insanın kolaylıkla anlayacağı bir içerikte anlatılmaya çalışılmıştır. Ahlâk tüm insan topluluklarında var olan en temel konulardan biridir. Bütün ekonomik, sosyal ve kültürel sistemler bu temelin üzerine kurulur. Çünkü ahlâk, bireyin içgüdüsel isteklerini Uygun ve meşru sosyal kanallara sevk eden, toplum ile bir arada, karşılıklı dayanışma ve güven içinde yaşamayı mümkün kilon temel değer ve kurallar kümesidir. Elinizdeki eser, çok boyutlu ve çok yönlü biçimde ele alınabilecek olan ahlâkın insan hayatındaki yeri ve rolü, günümüz dünyasında insanı kuşatan en önemli ilişki ağlarının başında gelen ekonomi bağlamında ele almaktadır. Bu bakımdan eserin ilk bölümünde ahlâkın birlikte yaşam tecrübesindeki rolü, hukuk ve dinle ilişkisi, iş hayatına dair konularda ortaya çıkan farklılaşmaların gerekçeleri ele alınmakta, ikinci bölümde ise ekonomik hayatın yürütülmesinde ahlâkın rolü tartışılmakla, son olarak üçüncü bölümde de ekonominin piyasalaşması ve küreselleşmesinin ahlâk üzerindeki etkilerine değinilmektedir.
Ünal Eryılmaz AK Parti Para ve Maliye Politikaları 2018-2023 adlı bu eser, Türkiye'nin son beş yıllık ekonomi politikalarını kapsamlı bir şekilde inceleyen bir kaynak olarak hazırlanmıştır. Kitap, COVID-19 salgını, döviz kuru dalgalanmaları, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Maraş Depremi gibi önemli olayların yaşandığı bir dönemde gerek bu olaylara cevaben gerekse konjonktür dâhilinde ekonomi yönetimi tarafından alınan kararlara yer vermektedir. Bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ekonomik ve mali düzenlemeler, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi kurumların aldığı teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren kararlar, anlaşılabilir bir dilde ele alınmıştır.
Kitap, para ve maliye politikalarının kronolojik bir düzen içinde sunulmasıyla, bu süreçte alınan kararların ve uygulamaların izlenmesini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu sayede, okuyucular, belirlenen dönemde hangi politika kararlarının alındığını, nasıl bir ekonomik ortamda hayata geçirildiğini ve bunların sonuçlarını doğrudan belgeleme fırsatına sahip olacaklardır. Kitap, ekonomik gelişmeleri ve düzenlemeleri takip etmek isteyen akademisyenler, ekonomistler, araştırmacılar ve genel okuyucular için değerli bir referans kaynağıdır. Bu almanak, resmî belgelerden hareketle hazırlanmış olup tarafsız ve nesnel bir sunum hedeflemektedir.
Osman Okka Türkiye’de sözel finansal yönetim konusunda yayınlar olmasına karşılık sayısal finansal yönetim konusunda büyük bir eksiklik yaşanmaktadır. Bu eksikliği bir ölçüde gidermek için hazırlanan bu çalışma 1.300’den fazla çözümlü problemi içermekte ve finansın firmada canlı olarak yaşanmasını sağlamaya çalışmaktadır. Günümüzde üniversitelerimizdeki finansal yönetim eğitiminin, işin gereği, sözel değil sayısal olması gerekir. Pedagojik açıdan firma faaliyetleri içerisine giremeyen, finansal olayları analiz edip değerlendiremeyen, finansal politikaların belirlenmesinde etkin olamayan bir finans eğitiminin yeterli olmadığı da açıktır. Bu kitabın amacı; öğrenciye ve okuyucuya basite indirgenmiş finansal problemlerin nasıl çözüleceğini göstermek ve ilgili konuda yeterli finans bilgisini vermektir. Kitaptaki teorik bilgilerin temel seviyede olması amaçlanmışken, oldukça ileri seviyede olması düşünülmüş ve kitapta teorik bilgi yoğunlaştırılmıştır. Kitabın ikinci amacı Finansal Yönetim Örnek Olayları kitabına bir hazırlık yapmaktır. Kitabın sonunda problemlere ağırlık verilmiş ve sorular çözüldükten sonra öğrencinin kendisini test etmesi için farklı yönlendirme soruları da sorulmuştur.
Ali Oğuz Diriöz, Ali Yavuz Akın, Barbaros Güneri, Cem Tepebaşı, Ekrem Ersin Cesur, İsmet Kahraman Arslan, Nurullah Erem, Remzi Bulut Asya Pasifik ülkeleri, Batı Pasifik Okyanusu'na kıyısı bulunan veya yakınını kapsayan bölgenin genel adıdır. Bölge, ana hatlarıyla Doğu Asya, Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Okyanusya'nın büyük kısmını içine almaktadır. Bölge ülkeleri; farklı din, kültür, etnik, ekonomik ve siyasi yapı açısından oldukça zengin kimliğe sahiptir. Asya Pasifik söylemi 1980'li yıllardan sonra ticaret, siyaset ve finans ortamlarında sürekli konuşulur hâle gelmiş ve kısa süre içinde popüler olmuştur. Asya Pasifik bölgesini oluşturan ülkelerin ekonomileri birçok farklılıkları barındırmaktadır. Bölge içinde dünya ekonomisine yön veren birçok güçlü ülke yer almaktadır. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Singapur gibi ülkeler büyüyen ve gelişen piyasalar olarak nitelendirilmektedir.
Asya Pasifik ülkeleri tarafından Asya Pasifik'te kurulan yeni oluşum ve iş birliği örgütleri, yeni dünya ekonomik düzeninin şekillenmesi adına büyük önem taşımaktadır. Dünyanın en büyük ticaret bloğu olarak kabul edilen Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Antlaşması, 2020 yılında imzalanmış ve 2022 yılında resmen yürürlüğe girmiştir. RCEP kapsamına giren ülkeler toplam dünya GSYİH'nin ve nüfusunun yaklaşık %30'luk kısmını oluşturmaktadır. Bölgedeki yeni oluşum ve kuruluşlar, dünya ticaret merkezinin Asya Pasifik bölgesine doğru kayma olgusu tezini güçlendirmektedir. Bölgedeki oluşumların ve iş birliği örgütlerinin en önemli özelliği, farklı makroekonomik yapıya sahip tüm ülkeleri ayırt etmeksizin kapsamış olmasıdır.
Asya Pasifik bölge ülkeleri tarafından kurulmuş özellikle ASEAN, APEC ve RCEP gibi geniş çaplı ve güçlü oluşumlar ABD ve gelişmiş Avrupa ülkeleri ekonomilerini etkilemektedir. Son zamanlarda dünyadaki bu tür değişim ve oluşumlar merakla ve kaygıyla izlenmektedir.
Aslan Tolga Öcal, Ayşe Atılgan Sarıdoğan, Ayşe Uyduranoğlu, Billur Engin Balın, Burak Beder, Burcu Yavuz Tiftikçigil, Burcu Yerlikaya, Duygu Erten, Esra Yüksel Acı, Feride Doğaner Gönel, Funda H. Sezgin, Gökçe Tekin Turhan, Gökçen Garipoğlu, H. Dilara Mumcu Akan, Hilal Kuvvetli Yavaş, İrem Berksoy, Kerem Alkin, Mehmet Cevat Yıldırım, Müge Nurgün, Özge Balkız, Rana Atabay Kuşçu, Uygar Dursun Yıldırım, Yaşar Serhat Yaşgül Dünya kaynaklarının tahrip edilmesi ile ortaya çıkan çevresel felaketler, bu kaynakların sınırsız olmadığının anlaşılmasında etkili olmuştur. Yaşanan gelişmeler, kalkınmanın sürdürülebilir kılınması için çevre ve ekonomi dengesini korumak gerektiğini ortaya koymuştur. Yeşil ekonomi, tüm ekonomik faaliyetlerin çevresel amaçlarla yeniden tasarlandığı, sosyal, ekonomik ve çevresel faktörleri bütünleştiren, kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınmanın yeni yol haritasıdır.
Avrupa Komisyonu, 2019 yılında yeşil ekonomik dönüşümü gerçekleştirmek üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı küresel kamuoyuna sunmuştur. Ancak Avrupa'nın, Mutabakat'ın öngördüğü dönüşüme, tek başına hareket ederek ulaşması mümkün değildir. Zira iklim değişikliğinin ve biyolojik çeşitlilik kaybının itici güçleri de sonuçları da küreseldir. Türkiye'nin kapsayıcı büyümesi ve sürdürülebilir kalkınması açısından kritik bir belge olan Avrupa Yeşil Mutabakatı, bu nedenle her yönüyle anlaşılması gereken, ülkelerin, birey ve toplulukların katkılarının sürece dâhil edildiği bir yol haritası olmalıdır. Bu kitabın motivasyonunu oluşturan temel düşünce de bu olmuştur.
Kalkınma alanında çalışan bir grup akademisyen ve uzman tarafından yeşil ekonominin çeşitli sektör ve boyutlarının ele alındığı, Türkiye'den ve dünyadan sahaya ilişkin örneklerin verildiği bu çalışma; araştırmacılara, lisans ve lisansüstü öğrencilere, şirket yöneticilerine, sivil toplum örgütlerine ve hükûmet yetkililerine ulaşarak yeşil ekonomi alanına ilişkin önemli bir boşluğu doldurmayı ve kavramın ana akımlaştırılmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Ali Bayrakdaroğlu, Aysel Gündoğdu, Bora Selçuk, Cüneyt Dirican, Dina Çakmur Yıldırtan, Fatma Dilvin Taşkın, Gürcan Avcı, Halime Temel Nalın, Selin Sarılı, Serhat Yüksel, Yusuf Dinç Bankacılık sistemi, ülke ekonomilerinin lokomotifi durumuna gelmiştir. Bankalar, kredi kanalı ve finansal aracılık işlevleri ile ekonomiye yadsınamaz katkılar sunmaktadır. Bu nedenle bu derece önemli bir yere sahip olan bankaların denetimi hayati niteliktedir. Yasal düzenlemelerde yaşanabilecek bir boşluk ya da uygulamadaki uyumsuzluk, ekonomiye ciddi zararlar verebilir. Küreselleşme ile birlikte bankaların uluslararası işlevi artmakta, teknoloji ile faaliyet alanları sürekli gelişmektedir. Yeni faaliyet alanları ile birlikte karşılaştıkların riskler de değişmekte olup buna bağlı olarak bankaların risk ölçüm teknikleri de gelişmektedir. Özellikle küresel kriz sonrasında gündeme gelen Basel 3 kriterleri, bankacılık alanında yeni arayışların devam edeceğini göstermektedir. Risklere ek olarak bankaların her açıdan artan bir rekabet ortamında olduğu görülmektedir. Sıkı bir mevzuat kapsamında faaliyet gösteren bankalar, kâr odaklı finansal performans kaygısı ile çok hızlı gelişen teknolojiye ayak uydurmak durumunda kalmaktadır. Özellikle dijital ve mobil bankacılık tarafında yaşanan gelişmeler bankaların maliyetlerini de arttırmaktadır. Buna karşın bankaların yeni nesil ürünler ile faaliyet alanını genişlettiği ve kârını arttırdığı anlaşılmaktadır. Oldukça dinamik bir sistem olan bankacılık sistemi, sürekli bir değişim ve gelişim içerisindedir. Bu nedenle finansal piyasaların en önemli ayağı olarak kabul edilen bankacılık alanındaki çalışmaların sürekli güncellenmesi gerekmektedir.
Çalışmamız, ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmelere göre bankacılığın temellerini incelemektedir. Çalışmamız on üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızda bankacılık sisteminin tüm temel konuları, tamamı akademisyen olan bankacılık alanında uzman bir ekip tarafından incelenmiştir. Bu anlamda eserin literatüre katkısının önemli düzeyde olacağı kanaatindeyim. “Küresel Kriz Sonrası Gelişmeler Işığında Bankacılığın Temelleri” ismini verdiğimiz kitabımız; üniversitelerde bankacılık, finans alanlarında lisans, yüksek lisans öğrencileri ile bu alanlardaki araştırmacıların bilgisine sunulmuştur.
Mehmet TAKAN, Melek ACAR BOYACIOĞLU Ekonominin işleyişi içerisinde önemli bir yere sahip olan bankacılık sektörü, tasarrufları mevduat olarak toplayıp bunları müşterilerine kredi şeklinde kullandırmak gibi iki temel fonksiyona sahiptir. Bu fonksiyonları hayata geçirirken bankalar, hem sermaye birikimi sürecinin hızlanmasına katkı sağlamakta hem de para ve kredi politikalarının uygulanmasına destek vermektedir. Bunun yanı sıra baş döndürücü bir hızla gelişimini sürdürmekte olan teknoloji, yer küreyi bilgisayar ve iletişim ağlarıyla örerken, bunların ticari işlemlerde kullanılmaya başlanması, bankacılık sektörünün iktisadi hayattaki yerini vazgeçilmez bir konuma taşımaktadır.
Bu kitapta bankacılık, tarihsel süreç içerisindeki gelişiminden, üstlendiği fonksiyonlara, ticari hayatta faaliyetlerine başlamasından, taşıdığı risklere ve yönetimine kadar oldukça geniş bir yelpazede ele alınmakta ve okuyucuya bankacılıkla ilgili pek çok konuda bilgi sunulmaktadır.
A. Kadir Tuna Kurumsal yönetim, şirketin yönetimi ile yönetim kurulu, hissedarlar ve diğer pay sahipleri arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Özellikle son yıllarda artan şirket skandalları ve krizler, şirketlerin kurumsal yapılarına ilişkin sorunların daha fazla tartışılmaya başlanmasını sağlamıştır. Bu çerçevede İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, 1999 yılında üye ülkelerdeki şirketlere yol göstermesi amacıyla, Kurumsal Yönetim İlkeleri rehberini yayımlamıştır. Temelde halka açık şirketlere yönelik ilkelerden oluşan rehber zamanla tüm şirketleri ilgilendiren unsurları içermiştir.
Söz konusu ilkeler; adillik, sorumluluk, hesap verebilirlik ve şeffaflık unsurlarını içine alan hissedar haklarının korunması, yönetim kurulunun yapısı, paydaşlarla ilişkiler ve şeffaflık unsurlarından oluşmaktadır. Diğer taraftan, Basel Bankacılık Komitesi tarafından OECD ilkeleri referans alınarak 1999 yılında “Bankalarda Kurumsal Yönetim İlkeleri” yayımlanmıştır.
Bankalarda kurumsal yönetim, bankaların ekonomik sistemde üstlendikleri rol ve mevduat toplama imtiyazına sahip olmaları nedeniyle ayrı bir önem arz etmektedir. Bu nedenle Türk Bankacılık Sisteminde etkin kurumsal yönetimin uygulanması büyük önem taşımaktadır.
Fazıl Yozgat Bu çalışmada bilgi ve İslam ekonomisi yoluyla kalkınma, teorik ve pratik bağlamda incelenmiştir. Francis Bacon’ın deyimiyle “Bilgi güçtür”. Her alanda güçlü olmanın yolu bilgiden geçmektedir. Royal Society’nin çalışmaları, Britanya’nın yüzyılın başında dünyada başat güç olmasında önemli etkenlerden biri olmuştur. Académie Française sosyal ve siyasal karışıklıklara rağmen sistemini bozmamış, Fransa’ya ekonomik ve sosyal güç olmada öncülük etmiştir. Alman Bilimler Akademisi, İtalyan Accademia dei Lincei ve İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi de ülkelerinde benzer bir rol oynamıştır. Japonya’nın bugünkü hâline gelmesine altyapı hazırlayan en önemli çalışma, Iwakura heyetinin ABD başta olmak üzere seyahat ettiği ülkelerin incelenmesi sonucu hazırladığı altı ciltlik bir rapordur. Bizde Encümen-i Daniş’in 12 yıl süreden sonra nedeni belirsiz bir şekilde dağılması ciddi bir kırılma noktasıdır. Tanzima’tan itibaren Batı’dan etkilenen Jön Türkler gibi akımların bilim ve kalkınmadan öte siyasal söylemlerle değişimi önermeleri, siyasal ve sosyal hayatın olağan akışında tutarlı olmamıştır.
Yine bu çalışmada İslam ekonomisiyle ilgili temel kavramlar analitik bir çerçevede incelenmiştir. Cemil Meriç’in deyimiyle, “Her tarif, bir tahriftir”. Mümkün olduğunca manayı tahrif etmeden İslam ekonomisinin temel kavramları analiz edilmiştir. Çünkü ekonomik hayata ilişkin temel ıstılahlar evrenseldir, bütün Müslümanları ilgilendirmektedir. İslam ülkeleri, doğal zenginliklerine rağmen ekonomik sorunlarına çözüm bulamıyorsa yapısal birtakım eksiklikler var demektir. Bu çerçevede, emeğin verimli kullanımı ve üretime katkısında uluslararası kuruluşların uyguladığı yöntemlerin ülkemizde de tatbik edilmesi noktasında değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bu eserle, “müminin yitik malı olan bilgiyi arama” ve “veren elin alan elden üstün olduğu“ düsturu ile “hayırda yarışma” ve “dünyayı mamur kılmak” için İslami düşünsel altın halkaya katkıda bulunmak amaçlanmıştır.
Prypto Bitcoin piyasası potansiyel ile doludur ancak nasıl çalıştığının nüansları ve riskleri kavramak biraz zor olabilir. Bu bilgilendirici rehber her şeyi açıklıyor, böylece kripto para birimine güvenerek ticarete başlayabilirsiniz. Paranızın nereye gittiğini öğrenin, riskleri yönetin ve bugün bitcoine güvenin!
• Bitcoin nedir? Bitcoinin ne, neden ve nasıl olduğunu keşfedin ve piyasalarda para kazanmaya başlayın.
• Ona güvenin. Bir bitcoin cüzdanına el atın, adres oluşturun, özel anahtarınızı anlayın ve güvenliğin nasıl çalıştığını öğrenin.
• Ticarete başlayın. Bitcoini mal ve hizmetleri satın almak için nasıl kullanacağınızı öğrenin, faturaları ödeyin, çalışanlara ödeme yapın ve stoğunuz için dijital para kabul edin.
• Dijital varlığınızı koruyun. Bitcoini bilgisayar korsanlarına karşı koruyun, saldırılara ve çift harcamaya karşı uyanık olun ve bitcoininizi güvende tutun.
Kitabı açın ve
• Bitcoinin tam olarak nasıl kullanıldığını
• Bitcoini güvenli bir şekilde nasıl saklayacağınızı
• Şifreleme hakkında ne bilmeniz gerektiğini
• Ticaret ve kitle fonlamasının iç yüzünü
• Nasıl düzenlendiğini
• Nerede yasaklandığını
• Vergiler konusunda size yardım eden hizmetleri
• Bitcoinin artılarını ve eksilerini
• Onu kullanmanın on harika yolunu öğrenin.
Mansur Demirel, Mehmet Barış Aslan Bitlis ilinin sosyoekonomik kalkınmışlık seviyesinin Türkiye ortalamasının altında kalması, birçok toplumsal ve ekonomik problemin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bitlis ilinin sosyoekonomik yapısının mevcut durumunun analiz edilmesi ve sahip olunan potansiyellerinin belirlenmesi ile yatırım alanlarının tespiti ve kalkınmaya yönelik önerilere duyulan ihtiyaç, bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
Bu çalışmanın amacı elde edilen veriler ışığında Bitlis ilinin sosyoekonomik yapısını ve gelişmişlik düzeyini incelemek ayrıca mevcut durumda ve ilerleyen zamanlarda karşılaşılabilecek tehditler ve zayıf yönleri minimum düzeylere indirecek, güçlü yönler ile fırsatları ise açığa çıkaracak öneriler sunmaktır. Çalışmanın bir diğer amacı ise Bitlis iline yapılacak yatırımlara ve ekonomi yönetimlerine ışık tutacak kılavuz niteliğinde bir eser oluşturmaktır. Çalışmanın amaçlarına göre ilk olarak bölgesel dengesizlik, bölgesel kalkınma ve bölgesel planlama gibi konular hakkında bilgiler verilmiş ve tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret, nüfus, sağlık ile eğitim gibi hususlarda Bitlis, Türkiye ve TRB2 Bölgesi istatistiki verileri elde edilerek karşılaştırılmış ve analiz edilmiştir.
Araştırmada metot olarak SWOT Analizi kullanılmıştır. Bitlis ilinde SWOT Analizi ile yapılan değerlendirmede sosyoekonomik açıdan 15 adet güçlü yön, 12 adet zayıf yön, 12 adet fırsat ve 11 adet tehdit belirlenmiştir.
Yusuf Dinç Büyüme kapitalist model içerisinde hayatın her alanında karşımıza çıkan en temel olgudur. Çünkü arz üzerine kurulu model sürdürülebilirliğini büyümeye endekslemiştir. Sistemin kapitalist kodlarını yaymak ve yaşatmak için toplumlar da büyüme motivasyonu ile üstelik dönemine göre rasyonel veya irrasyonel kodlarla örgütlenir. Fakat kitlelerin ve toplumların peşinden sürüklendikleri bu ideal, ucuz bir kurgu ve yanılsamadır. Çünkü kapitalizm, esirgeme modelidir. Büyüme ancak ve sadece kapitalistin büyümesidir ve nimetleri diğerlerinden esirgenir. Fayda risalesi, fayda teorisini İslam iktisadı perspektifinden somut
(maddi) ve soyut (manevi) yönleriyle yeniden ele almaktadır. Yazar; üretim-tüketim bölünmezliği temelinde, kapitalizmin üretilen gelirin bölüşümü problemine gayret ilkesiyle çözüm teklif etmektedir. Eser, Hâce Yûsuf b. Eyyûb el-Hemedânfnin Rötbetü'l Hayat teorisi üzerine yerleştirdiği tahayyül ite kapitalizmin göz ardı ettiği fayda boyutlarının iktisadi yapısını matematik ilişkileriyle açıklamaktadır. Eserde fayda teorisini besleyen
felsefi arka plan tartışılırken, fıtratın ortak kümesinin detayları incelenmiştir. Aynı zamanda finansal aracılık paradigması sorgulanırken İslam iktisat kurumlarının kolektif rolü üzerine tespitlere yer verilmiştir.
Nigar Çağla Mutlucan The book draws attention to the growing importance of clusters today and examines academic studies on clusters. The purpose of the book is to find out the benefits of clusters, whether they catalyze for local, regional and even national development as claimed in theory, in short, whether they are a panacea. First, a thorough literature review is offered and then successful examples of clusters in the world are examined: the Baden-Württemberg automotive cluster in Germany, the Hollywood film cluster in the USA, the Hamburg aviation cluster in Germany, the automotive cluster in Japan, the Castellon ceramic cluster in Spain, and the Sassuolo ceramic cluster in Italy. Afterward, clusters in Turkey are briefly analyzed. Finally, the author's answer to the question of whether clusters are a panacea is presented and the conditions required for clusters to be successful are discussed.
Abdul Qahar Khatir, Bilal Özden, Caner Özdurak, Gülşah Alcan, Haci Ahmet Karadaş, Lecturer Ayşe Çoban, Murat Yılmaz, Necdet Sezal, Sadife Kınalı This book, titled Contemporary Approaches in the Field of Economics, Finance and Management, consists of the studies presented online at the International Participated Economic Research and Financial Markets Congress (IERFM) held in Konya between 15-17 October 2020 and deemed appropriate to be published after the editorial review.
The book consists of 7 chapters in total and the chapters have been prepared by scholars studying in the fields of economics, finance and management, market professionals and those working in the financial media. The latest developments regarding the subject addressed in each section have been shared, discussed, evaluations have been made to be a source of motivation for new studies. Thus, it was tried to contribute to the literature by filling knowledge gap on the subject.
Similarly, in the future IERFM Congresses, it has been planned that the studies deemed appropriate after the editorial reviews will be published as book chapters. In this book, it is aimed to analyze the current developments in the field of economics, finance and business management in a scientific level. In this context, it is expected that the book will provide added value to the academic studies and people dealing with science.
Ahmet Çetindaş, Cem Angın, Ceyda Tunç Yılancı, Çiğdem Görgün, Esengül Danışan, Faruk Dayı, Figen Tombak, Gizay Daver, İbrahim Doğan, Melike Atay Polat, Osman Gökhan Hatipoğlu, Serdar Sayan, Sevil Zengin, Süleyman Gürbüz, Sümeyra Gazel, Veli Yılancı “…Bu dönemde, işsizlik oranları, tanımlarından dolayı gidişata dair sinyal vermeyen, yol göstermeyen göstergeler durumuna geldi. Pandemiden sonra işsizliğin azaldığı yanılgısına yol açan tanıma göre işsizlik oranı işsiz sayısının iş gücüne oranlanması ile elde ediliyor. Bir kişinin işsiz sayıla­bilmesi için ise ankette sorulan “Hâlen çalışıyor musunuz?” sorusuna "Hayır." demesi yetmiyor. Hayır cevabını verenlerin, “Son dört haftada iş arama kanallarını aktif olarak kullandınız mı?” sorusuna da "Evet." cevabını vermesi gerekiyor… Diğer yandan işten çıkartma yasağı getirildiği için kâğıt üstünde işsiz olarak görünmeyen fakat kazancını kaybedenler hâlâ istihdamda sayıldı. Sonuçta fiilen işsiz olan yüz binlerce kişi ya istihdamda gözüktükleri için ya da iş arama ümitlerini kaybederek iş arama kanallarını kullanmayı bıraktıkları için hem işsizlik hem istihdam oranları bu büyüklükleri ölçemez hâle geldi...”
Bu sözler, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ), Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SPM) Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan ile COVID-19 ve iş gücü piyasaları üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşiden. Hocamızın da söylediği gibi COVID-19 pandemi döneminde ezberlerimiz bozuldu. Bildiğimiz tanımlar ve kalıplar artık bize eski doğrularımızı göstermemeye başladı. Bu kitapla, COVID-19 pandemi süresinde ve sonrasında ekonomik ve sosyal olarak meydana gelen ve gelebilecek muhtemel değişimleri ortaya koymak ve pandeminin getirdiklerini daha iyi anlamak amaçlanmıştır. Yeni gelişen varyantlarla da uzun ve yorucu bir dönemin tüm dünyayı beklediği aşikârdır. Bu yorucu dönemde bize eşlik edecek olan kitabımızı, akademiye katkı sağlaması ve faydalı olması temennisi ile siz değerli okuyucuların beğenisine sunuyoruz.
Abdullah Altun, Adnan Erdal, Ahmet Uçar, Ali Çımat, Ali Rıza Gökbunar, Aslıhan Tüğen, Atakan Gerger, Ayhan Yatbaz, Bekir Pakdemirli, Berçim Berberoğlu, Berrin Güzel, Bülent Ergönül, C. Yenal Kesbiç, Ceren İşçi, Deniz Şimşek, Ebru Sürücü Balcı, Enis Yakut, Ferit Çağdaş Şahan, Füsun Küçükbay, Gökçay Balcı, Güneş Çetin Gerger, Hakan Boran, Hale Aksoy, Halit Yanıkkaya, Hatice Yurtsever, İsmail Metin, Kamil Topal, Mehmet Dikkaya, Mustafa Yıldıran, Nur Betül Gündüz, Onur Ertürk, Ökkeş Çelen, Ramazan Gökbunar, Rasim Akpınar, Shamsi Rzali, Tarık Duran, Tuna Can Güleç, Turan Gündüz, Uluç Çağatay, Umut Burak Geyikçi, Ümit Aksoy, Volkan Altıntaş, Yaşar Uysal Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınının, bilim ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği bir dönemde ortaya çıkması, bu tip salgınların bilim ve teknolojinin bugüne kıyasla çok geride olduğu dönemlere ait bir hatıra olmadığını tüm insanlığa hatırlatmış, toplumlar üzerinde derin etkiler ve ağır maliyetler oluşturmuştur. Salgına karşı hazırlıksız olmanın belirsizliği beslediği bu süreçte, küresel sistemin direncinin ne kadar kırılgan olduğu da bu vesileyle anlaşılmıştır.
Küresel ve ulusal ölçekte etkileri artarak devam eden COVID-19 salgınının neden olduğu ekonomik ve sosyal dönüşümün bilimsel bir zeminde analiz edilmesi, bu çalışmanın gerekçesini oluşturmaktadır. Farklı üniversitelerden değerli akademisyenlerin ve her biri konusunda uzman yazarların katılımı ile hazırlanan bu kitap, bilinmezliğin arttığı, öngörülebilirliğin ise azaldığı pandemi sürecinde küresel salgını çok boyutlu olarak ele almak amacıyla kaleme alınmıştır.
Hasan Çebi Bal Sizler bu kitabı okumaya başladığınızda dünyanın birçok yerinde binlerce insan Covid-19 virüsü nedeniyle hâlen hayatını kaybediyor olacak. Covid-19, bazıları için sıradan bir virüs bazıları için ise ölümü beraberinde getiren bir salgın anlamına gelmekte. Adına ne dersek diyelim insanlık, tarihsel sürece etki edecek biçimde ortaya çıkan bu virüsle 2020 yılında çetin bir savaşa girdi. Görülen o ki bu savaş bundan sonraki yıllarda da devam edecek. Sağlığımıza dikkat ederken, "Evde kal; evde hayat var." derken, beynimizi kemiren bir düşünce de virüsün bu çetin savaş sürecinde hayatın diğer alanlarında neleri değiştirdiği ve değiştireceği düşüncesiydi. Zamanın değerini bu süreçte hayatta kalan ve yapacak işi olan bilir, diyerek bu kitabı yazma fikri ortaya çıktı. Temel olarak şu sorulara yanıt bulmaya çalıştık:
Salgınlar, tarihsel süreçte nasıl ve nerelerde ortaya çıktı?
Toplum üzerinde ne gibi değişikliğe neden olacak?
Acaba uluslararası ilişkilerimizi nasıl etkileyecek?
Ekonomi politikaları nasıl değişiklik gösterecek?
Virüsün özellikle sağlık, tarım, turizm, işgücü, finansal piyasalar, dış ticaret, enerji, işletme yönetimi, pazarlama ve girişimcilik üzerinde etkileri nasıl ortaya çıkacak?
Tüm bu konuları ayrı ayrı ele alan çalışmaları “Covid-19 Pandemi Sürecinin Sosyo-Ekonomik ve Politik Etkileri” adı altında bir araya getirdik ve siz değerli okuyucularımızın beğenisine sunuyoruz. Kitabın, akademiye ve insanlığa katkı sağlaması ve faydalı olması dileğimizle...
Mustafa Özçağ, Onur Akkaya, Yunus Açcı, Ferhat Şirin Sökmen, Ali Şen, İbrahim Halil Ekşi, Mehmet Şentürk, Nilgün Acar Balaylar, Selim Kayhan, Yaşar Uysal, Zeynep Erbükücü “COVID-19 Pandemisi ve Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri” adlı kitabımızda Türkiye'de Mart 2020 tarihinde ilk resmi vakanın görülmesi sonrası yaşanan ekonomik değişimlerin neler olduğunun analizi hedeflenmiştir. Çalışmada COVID-19 pandemisi ve Türkiye Ekonomisi alanında uzman yazarlar tarafından sekiz farklı bölüm olarak ele alınmıştır. Bölümler içinde hem reel ekonomik faaliyetler hemde finansal piyasalar alanlarında analizler bulunmaktadır.Tüm bu faaliyetlerde yaşanan değişimlerin ülke refahına olan etkileri detaylı analiz edilirken soruna ilişkin politika önerileride bulunmaktadır. En büyük beklentimiz konuya ilgi duyan okurlara genel resmi gösterebilmek ve faydalı olmaktır.
Abdullah Özdemir, Armağan Aydın, Aslı Yenipazarlı, Aziz Bostan, Begüm Didar Mutioğlu, Ece Aksu Armağan, Elvan Çokişler, Funda Çondur, Funda Kıran, Gönül Tezcan, Halil Mutioğlu, Hatice Erol, Kerim Eser Afşar, M. Metin Dam, Mehmet Özyiğit, Mümin Eser, Özlem Çetinkaya Bozkurt, Tuncay Ercan Sepetcioğlu, Mustafa Doğaner, Zahide Melis Özün Çöllüoğlu Sizler bu kitabı okumaya başladığınızda dünyanın birçok yerinde binlerce insan Covid-19 virüsü nedeniyle hâlen hayatını kaybediyor olacak. Covid-19, bazıları için sıradan bir virüs bazıları için ise ölümü beraberinde getiren bir salgın anlamına gelmekte. Adına ne dersek diyelim insanlık, tarihsel sürece etki edecek biçimde ortaya çıkan bu virüsle 2020 yılında çetin bir savaşa girdi. Görülen o ki bu savaş bundan sonraki yıllarda da devam edecek. Sağlığımıza dikkat ederken, "Evde kal; evde hayat var." derken, beynimizi kemiren bir düşünce de virüsün bu çetin savaş sürecinde hayatın diğer alanlarında neleri değiştirdiği ve değiştireceği düşüncesiydi. Zamanın değerini bu süreçte hayatta kalan ve yapacak işi olan bilir, diyerek bu kitabı yazma fikri ortaya çıktı. Temel olarak şu sorulara yanıt bulmaya çalıştık:
• Salgınlar, tarihsel süreçte nasıl ve nerelerde ortaya çıktı?
• Toplum üzerinde ne gibi değişikliğe neden olacak?
• Acaba uluslararası ilişkilerimizi nasıl etkileyecek?
• Ekonomi politikaları nasıl değişiklik gösterecek?
• Virüsün özellikle sağlık, tarım, turizm, işgücü, finansal piyasalar, dış ticaret, enerji, işletme yönetimi, pazarlama ve girişimcilik üzerinde etkileri nasıl ortaya çıkacak?
Tüm bu konuları ayrı ayrı ele alan çalışmaları “Covid-19 Pandemi Sürecinin Sosyo-Ekonomik ve Politik Etkileri” adı altında bir araya getirdik ve siz değerli okuyucularımızın beğenisine sunuyoruz. Kitabın, akademiye ve insanlığa katkı sağlaması ve faydalı olması dileğimizle...
Adile Tümer, Ayşe Yıldız Özsalmanlı, Aytaç Pekmezci, Büşra Doğan, Büşra Halis Öztürk, Caner Akbaba, Cem Dişbudak, Çağlar Özbek, Damla Yelek, Doğan Bıçkı, Duygu Duman, Emine Yılmaz, Erdoğan Gavcar, Filiz Daşkıran, Filiz Karadağ, Füsun Özerdem, Gaye Gökalp Yılmaz, Gonca Akgün Güngör, Gözde Aygün, Gözde Müşerref Gezgüç, Hatice Hicret Özkoç, Hilmi Etci, İbrahim Yıldırımçakar, Kaan Yiğenoğlu, Kurtuluş Bozkurt, Kübra Uysal, Media Subaşı Baybuğa, Mehmet Avcı, Menevşe Yıldırım, Merve Çelik Gönültaş, Nur Çelik İlal, Nursen Vatansever Deviren, Nusret Kara, Özcan Aygün, Ramazan Taşcı, Reyhan Arslan Ayazlar, Serap Özen, Sidar Atalay Şimşek, Şenay Akgün, Tarık Duran, Yusuf Tepeli, Zafer Kanberoğlu 2019 yılının Aralık ayında Çin Halk Cumhuriyeti'nde Covid-19 adlı yeni tip koronavirüs hastalığı ortaya çıkmış ve bu virüsün tüm ülkelere hızlı bir şekilde yayılması nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2020 yılının Mart ayında pandemi ilan etmiştir. Bu kitap, hâlâ tüm dünyayı birçok boyutuyla etkilemeye devam eden Covid-19 Pandemisi'nin etkilerini interdisipliner bakış açısıyla irdelemek ve bu alanda çalışma yapacak akademisyen ve araştırmacılar için kaynak niteliği taşıyacak bir başucu eseri ortaya çıkarmak üzere hazırlanmıştır.
Covid-19 Pandemisine Disiplinlerarası Bakış adlı kitap çalışmamız, Covid-19 Pandemisi'nin ekonomik, sosyal ve siyasal etkilerini disiplinlerarası bir yaklaşım çerçevesinde literatüre katkı sağlamak amacıyla incelemeyi ve söz konusu salgının etkilerini azaltmaya yönelik çözüm önerileri geliştirmeyi hedeflemektedir. Kitabımız, pandeminin etkilerini birçok boyutuyla ve güncel veriler yardımıyla ele almaktadır. Bölümler, konusunda uzman akademisyenler tarafından hazırlanmış olup her bölüm, hakem değerlendirme sürecinden geçirilmiştir. Kitabımızın; akademisyenlere, sivil toplum kuruluşlarına, öğrencilere ve konuya ilgi duyan herkese faydalı olmasını temenni ederiz.
Alican Umut Bu kitap, 27-29 Nisan 2023 tarihleri arasında, Eskişehir'de düzenlenen Uluslararası Katılımlı Ekonomi Araştırmaları ve Finansal Piyasalar Kongresi'nde (IERFM) sunulan ve editör incelemesi sonrası yayınlanması uygun görülen çalışmalardan oluşmaktadır. Cumhuriyet'in 100. yılına ithaf edilen bu eser, sekiz bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler, Osmanlı'dan günümüze dek ekonomi ve finans alanında yaşanan gelişmeleri ve gelenekselden dijitale evrilen ekonomiyi inceleyen akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır. Her bir bölümde, ele alınan konuya ilişkin son gelişmeler, paylaşılmış, tartışılmış, yeni çalışmalara motivasyon kaynağı olacak değerlendirmeler yapılmıştır. Böylelikle her çalışmanın ilgili literatüre katkı sunması amaçlanmıştır.
Özetle bu kitapta, ekonomi ve finans alanındaki güncel gelişmelerin bilimsel bir arka plan ile analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda kitabın, bilime ve tüm araştırmacılara katkı sağlaması ümit edilmektedir.


A. Kutalmış Yalçın, Arif Bağbaşlıoğlu, Ayfer Gedikli, Ayhan Nuri Yılmaz, Betül Tekinsoy, Deniz Aytaç, Durmuş Çağrı Yıldırım, Fatih Erarslan, Ferid Önder, Gökmen Kılıçoğlu, Güven Murat, Hande Çalışkan Terzioğlu, Hasan Umutlu, Hüseyin Ağır, İdris Demir, İsmail Özer, İsmet Türkmen, M. Rıza Derindağ, Mehmet Yüce, Meltem Uçgunoğlu Erarslan, Nevin Özer, Nuri Uslu, Özer Özçelik, Özlem Durgun, Rıdvan Karacan, Seda Yıldırım, Serap Çakır Çömlekçi, Serhat Bekar, Serkan Kekevi, Seyfettin Erdoğan, Zehra Namlı Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutladığımız 2023 yılında Türkiye'nin yüz yıllık yakın dönem tarihine ışık tutmanın bu topraklarda yetişmiş bilim insanları olarak bir vefa borcu olduğu düşüncesinden hareketle Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılında Türkiye'nin Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Yapısı Üzerine İncelemeler isimli kitabımızı kaleme almaya karar verdik. Ülkemizin güzide üniversitelerinde farklı disiplinlerde ilmî çalışmalarını sürdüren çok sayıda bilim insanının katkıları ile hayat bulan bu değerli eserde, Türkiye'nin yüz yıllık ekonomik, sosyal ve siyasi serencamı interdisipliner bir bakış açısı ile ele alınmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede yüz yıllık tarihimizde uygulanan para ve maliye politikaları, dış ticaret, istihdam, savunma sanayisi, tarım, turizm ve kentleşme politikaları yanında yoksulluk ve eğitim politikaları gibi sosyal politikalarının derinlemesine analiz edilmiştir. Ayrıca Türkiye'nin kuruluşundan bu yana yaşanan siyasi olaylar ve bunların ülkenin ekonomik ve sosyal hayatına yansımaları da ayrıntılı olarak incelenmiştir. Literatüre önemli bir katkı yapacağını ümit ettiğimiz bu değerli eserin okuyuculara da bilgi aktarımı yanında farklı bir bakış açısı da katacağını ümit ediyoruz.
Ahmet Şahin, Dilek Atılgan, Elvan Küpeli, Erkan Aktaş, Eser Yeşildağ, Halime Özal, Haris Akarsu, Kemal Vatansever, Mehmet Yılmaz, Muhammet Emin Soydaş, Muhammet Ensar Yeşilyurt, Nurgül Evcim, Süha Çelikkaya, Zuhal Ergen Kurtuluş Savaşı'nı zaferle henüz bitirmiş bir ulus için Cumhuriyet'in kuruluşundan 8 ay önce iktisadi bağımsızlığın da kazanılması adına bir strateji belirleme ve ulusal uzlaşma toplantısı niteliğinde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat- 4 Mart 1923)'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner… İşte bu memleketi böyle bayındır haline, cennet haline getirecek olan, ekonomik nedenler ve ekonomik faaliyetlerdir” diyerek ülkenin iktisadi bağımsızlığının ve iktisadi gelişiminin önemine vurgu yapmıştır.

Bu doğrultuda kaleme alınan “Cumhuriyetin 100. Yılında İllerin İktisadi Gelişimi: 100. Yıldan Yüzyıllara” başlıklı ve her biri farklı bir bölgeyi konu alan yedi farklı kitaptan oluşan bu temel eserde Cumhuriyetimizin 100 yıllık iktisadi tarihinin gelişme seyri iller bazında incelenmektedir. Eser, T.C. Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin farklı bölümlerinde görev yapan gönüllü akademisyenlerin editörlüğünde ve farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerinin emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta yer alan bölümler, Ulu Önder Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'nde vurguladığı şekilde toplumu oluşturan temel iktisadi bileşenleri ifade eden göstergeler ile günümüzdeki Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler başlıklarından oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu alandaki yazın açısından bir ilk olacağı ve gelecek 100 yıllarda yeni nesillere bir referans kaynak olacağı düşünülmektedir.
Abdülmecit Yıldırım, Ayşe Esra Peker, Bilal Akkaynak, Cevat Gerni, Deniz Özyakışır, Doğan Barak, Erdal Berk, Halim Tatlı, Mehmet Sinay, Mehmet Turan Dal, Mustafa Ercan Kılıç, Müge Manga, Müslüm Gümüş, Necip Dündar, Ömer Selçuk Emsen, Ömür Öztürk, Sebahattin Koç, Serkan Durmaz, Şekip Yazgan, Tahsin Avcı, Y. Murat Kızılkaya Kurtuluş Savaşı'nı zaferle henüz bitirmiş bir ulus için Cumhuriyet'in kuruluşundan 8 ay önce iktisadi bağımsızlığın da kazanılması adına bir strateji belirleme ve ulusal uzlaşma toplantısı niteliğinde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat- 4 Mart 1923)'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner… İşte bu memleketi böyle bayındır haline, cennet haline getirecek olan, ekonomik nedenler ve ekonomik faaliyetlerdir” diyerek ülkenin iktisadi bağımsızlığının ve iktisadi gelişiminin önemine vurgu yapmıştır.

Bu doğrultuda kaleme alınan “Cumhuriyetin 100. Yılında İllerin İktisadi Gelişimi: 100. Yıldan Yüzyıllara” başlıklı ve her biri farklı bir bölgeyi konu alan yedi farklı kitaptan oluşan bu temel eserde Cumhuriyetimizin 100 yıllık iktisadi tarihinin gelişme seyri iller bazında incelenmektedir. Eser, T.C. Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin farklı bölümlerinde görev yapan gönüllü akademisyenlerin editörlüğünde ve farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerinin emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta yer alan bölümler, Ulu Önder Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'nde vurguladığı şekilde toplumu oluşturan temel iktisadi bileşenleri ifade eden göstergeler ile günümüzdeki Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler başlıklarından oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu alandaki yazın açısından bir ilk olacağı ve gelecek 100 yıllarda yeni nesillere bir referans kaynak olacağı düşünülmektedir.
Abdullah Özdemir, Emine Tuğbanur Ciğeroğlu, Emre Demir, Ferhan Sayın, Filiz Akbaş Yeşilyurt, Gökhan Demirtaş, Gökhan Özkubat, Hatice Erol, İlayda Erturun, Metin Tetik, Ozan Bahar, Ramazan Kılıç, Sevgi Sülükçüler, Sibel Selim, Utku Utkulu Kurtuluş Savaşı'nı zaferle henüz bitirmiş bir ulus için Cumhuriyet'in kuruluşundan 8 ay önce iktisadi bağımsızlığın da kazanılması adına bir strateji belirleme ve ulusal uzlaşma toplantısı niteliğinde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat- 4 Mart 1923)'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner… İşte bu memleketi böyle bayındır haline, cennet haline getirecek olan, ekonomik nedenler ve ekonomik faaliyetlerdir” diyerek ülkenin iktisadi bağımsızlığının ve iktisadi gelişiminin önemine vurgu yapmıştır.

Bu doğrultuda kaleme alınan “Cumhuriyetin 100. Yılında İllerin İktisadi Gelişimi: 100. Yıldan Yüzyıllara” başlıklı ve her biri farklı bir bölgeyi konu alan yedi farklı kitaptan oluşan bu temel eserde Cumhuriyetimizin 100 yıllık iktisadi tarihinin gelişme seyri iller bazında incelenmektedir. Eser, T.C. Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin farklı bölümlerinde görev yapan gönüllü akademisyenlerin editörlüğünde ve farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerinin emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta yer alan bölümler, Ulu Önder Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'nde vurguladığı şekilde toplumu oluşturan temel iktisadi bileşenleri ifade eden göstergeler ile günümüzdeki Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler başlıklarından oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu alandaki yazın açısından bir ilk olacağı ve gelecek 100 yıllarda yeni nesillere bir referans kaynak olacağı düşünülmektedir.
Abdulgafur Çelik, Burak Çamurdan, Ferhat Apaydın, Hamza Şimşek, Hatice Aztimur, Havva Yağcı, İbrahim Hüseyni, İsmail İşler, Mehmet Özgün, Mehmet Songur, Mehmet Utku, Murat Pıçak Kurtuluş Savaşı'nı zaferle henüz bitirmiş bir ulus için Cumhuriyet'in kuruluşundan 8 ay önce iktisadi bağımsızlığın da kazanılması adına bir strateji belirleme ve ulusal uzlaşma toplantısı niteliğinde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat- 4 Mart 1923)'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner… İşte bu memleketi böyle bayındır haline, cennet haline getirecek olan, ekonomik nedenler ve ekonomik faaliyetlerdir” diyerek ülkenin iktisadi bağımsızlığının ve iktisadi gelişiminin önemine vurgu yapmıştır.

Bu doğrultuda kaleme alınan “Cumhuriyetin 100. Yılında İllerin İktisadi Gelişimi: 100. Yıldan Yüzyıllara” başlıklı ve her biri farklı bir bölgeyi konu alan yedi farklı kitaptan oluşan bu temel eserde Cumhuriyetimizin 100 yıllık iktisadi tarihinin gelişme seyri iller bazında incelenmektedir. Eser, T.C. Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin farklı bölümlerinde görev yapan gönüllü akademisyenlerin editörlüğünde ve farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerinin emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta yer alan bölümler, Ulu Önder Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'nde vurguladığı şekilde toplumu oluşturan temel iktisadi bileşenleri ifade eden göstergeler ile günümüzdeki Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler başlıklarından oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu alandaki yazın açısından bir ilk olacağı ve gelecek 100 yıllarda yeni nesillere bir referans kaynak olacağı düşünülmektedir.
Cihan Güneş, Ebubekir Karaçayır, Eren Ergen, Hamid Yeşilyayla, Harun Yakışık, Mahmure Eşgünoğlu Bulmuş, Mert Akyüz, Muhammed Samancı, Mustafa Emir Yücel, Müzeyyen Özhavzalı, Özlem Bapbacı, Selçuk Gemicioğlu, Serkan Durmaz, Tahsin Avcı, Veysel Karagöl Kurtuluş Savaşı'nı zaferle henüz bitirmiş bir ulus için Cumhuriyet'in kuruluşundan 8 ay önce iktisadi bağımsızlığın da kazanılması adına bir strateji belirleme ve ulusal uzlaşma toplantısı niteliğinde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat- 4 Mart 1923)'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner… İşte bu memleketi böyle bayındır haline, cennet haline getirecek olan, ekonomik nedenler ve ekonomik faaliyetlerdir” diyerek ülkenin iktisadi bağımsızlığının ve iktisadi gelişiminin önemine vurgu yapmıştır.

Bu doğrultuda kaleme alınan “Cumhuriyetin 100. Yılında İllerin İktisadi Gelişimi: 100. Yıldan Yüzyıllara” başlıklı ve her biri farklı bir bölgeyi konu alan yedi farklı kitaptan oluşan bu temel eserde Cumhuriyetimizin 100 yıllık iktisadi tarihinin gelişme seyri iller bazında incelenmektedir. Eser, T.C. Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin farklı bölümlerinde görev yapan gönüllü akademisyenlerin editörlüğünde ve farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerinin emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta yer alan bölümler, Ulu Önder Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'nde vurguladığı şekilde toplumu oluşturan temel iktisadi bileşenleri ifade eden göstergeler ile günümüzdeki Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler başlıklarından oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu alandaki yazın açısından bir ilk olacağı ve gelecek 100 yıllarda yeni nesillere bir referans kaynak olacağı düşünülmektedir.
Ali Rauf Karataş, Ali Rıza Sandalcılar, Aytekin Güven, Barış Yıldız, Bora Alkan, Burak Doğangün, Büşra Yıldız, Cem Koçak, Ertuğrul Yıldırım, Fatih Kaya, Fatih Konur, Gizem Akbulut Yıldız, H. Işıl Alkan, Hüseyin Coşkun, İlyas Kays İmamoğlu, Kenan Çelik, Mehmet Akif Peçe, Mehmet Durkaya, Mehmet Nar, Mehmet Öz, Menekşe Şahin, Muhammed Emin Karaarslan, Mustafa Yapar, Nazım Kuruca, Onur Şimşek, Said Ceyhan, Serap Barış, Serkan Dilek, Seyit Köse, Sultan Salur Küçük, Taha Bahadır Saraç, Tunahan Hacıimamoğlu, Yasemin Bozkurt Özyalçın, Yılmaz Toktaş Kurtuluş Savaşı'nı zaferle henüz bitirmiş bir ulus için Cumhuriyet'in kuruluşundan 8 ay önce iktisadi bağımsızlığın da kazanılması adına bir strateji belirleme ve ulusal uzlaşma toplantısı niteliğinde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat- 4 Mart 1923)'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner… İşte bu memleketi böyle bayındır haline, cennet haline getirecek olan, ekonomik nedenler ve ekonomik faaliyetlerdir” diyerek ülkenin iktisadi bağımsızlığının ve iktisadi gelişiminin önemine vurgu yapmıştır.

Bu doğrultuda kaleme alınan “Cumhuriyetin 100. Yılında İllerin İktisadi Gelişimi: 100. Yıldan Yüzyıllara” başlıklı ve her biri farklı bir bölgeyi konu alan yedi farklı kitaptan oluşan bu temel eserde Cumhuriyetimizin 100 yıllık iktisadi tarihinin gelişme seyri iller bazında incelenmektedir. Eser, T.C. Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin farklı bölümlerinde görev yapan gönüllü akademisyenlerin editörlüğünde ve farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerinin emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta yer alan bölümler, Ulu Önder Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'nde vurguladığı şekilde toplumu oluşturan temel iktisadi bileşenleri ifade eden göstergeler ile günümüzdeki Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler başlıklarından oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu alandaki yazın açısından bir ilk olacağı ve gelecek 100 yıllarda yeni nesillere bir referans kaynak olacağı düşünülmektedir.
Abdullah Tirgil, Adjera Alitoska Kazaz, Ahmet Atakişi, Davut Kazaz, Elif Yüksel Oktay, Emre Akusta, Feyza Turgay, Gülbin Erdem-Karahanoğlu, Hakan Yavuz, Hasan Azazi, Murat Ozan Başkol, Musa Bayır, Mustafa Çağlar Özdemir, Nihal Gabaçlı, Özcan Karahan, Raif Cergibozan, Rasim Yılmaz, Suat Uğur, Şeniz Özhan, Yasin Acar, Yusuf Alper Kurtuluş Savaşı'nı zaferle henüz bitirmiş bir ulus için Cumhuriyet'in kuruluşundan 8 ay önce iktisadi bağımsızlığın da kazanılması adına bir strateji belirleme ve ulusal uzlaşma toplantısı niteliğinde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat- 4 Mart 1923)'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner… İşte bu memleketi böyle bayındır haline, cennet haline getirecek olan, ekonomik nedenler ve ekonomik faaliyetlerdir” diyerek ülkenin iktisadi bağımsızlığının ve iktisadi gelişiminin önemine vurgu yapmıştır.

Bu doğrultuda kaleme alınan “Cumhuriyetin 100. Yılında İllerin İktisadi Gelişimi: 100. Yıldan Yüzyıllara” başlıklı ve her biri farklı bir bölgeyi konu alan yedi farklı kitaptan oluşan bu temel eserde Cumhuriyetimizin 100 yıllık iktisadi tarihinin gelişme seyri iller bazında incelenmektedir. Eser, T.C. Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin farklı bölümlerinde görev yapan gönüllü akademisyenlerin editörlüğünde ve farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerinin emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kitapta yer alan bölümler, Ulu Önder Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'nde vurguladığı şekilde toplumu oluşturan temel iktisadi bileşenleri ifade eden göstergeler ile günümüzdeki Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler başlıklarından oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu alandaki yazın açısından bir ilk olacağı ve gelecek 100 yıllarda yeni nesillere bir referans kaynak olacağı düşünülmektedir.
Abdulbaki Pınar, Ahmet Şahbaz, Ali Gökhan Gölçek, Bilal Özel, Gülferah Ertürkmen, Gülnur Uçar, Hazan Azazi, Hilal Paksoy, Hüseyin Çelik, Hüseyin Yılmaz, Melike Buse Akcan, Mustafa Yılmaz, Müşerref Arık, Selim Kayhan, Serdar Dugan, Ş. Muksit Kaya, Uğur Çiçek, Uğur Erdoğan 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan büyük taarruz sonucu 9 Eylül 1922 yılında İzmir'e giren Türk Ordusu, vatanı düşman işgalinden kesin olarak kurtarmıştır. Kazanılan bu askerî zaferin ardından yalnızca beş ay sekiz gün sonra 17 Şubat 1923 gününde Türkiye İktisat Kongresi İzmir'de düzenlenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye İktisat Kongresinde yaptığı konuşmada “Siyasi ve askerî muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferle tetvic edilemezse semere, netice paydar olamaz.” ifadesi ile ekonomik bağımsızlık yolunda sağlam bir iktisadi düzenin önemini açık bir şekilde vurgulamıştır. Türkiye İktisat Kongresinin düzenlenmesinden günümüze yüz yılı geçen süre içerisinde Türkiye Cumhuriyeti şüphesiz ki ekonomi alanında dikkate değer bir gelişme göstermiştir. Bu kitap, kıymetli akademisyen ve araştırmacılar tarafından Türkiye'nin ekonomik büyümesi alanında farklı konularda yazılmış on iki çalışmadan müteşekkildir. Kitabın, Türkiye ekonomik büyümesi alanında araştırma yapanlara ve tüm okuyuculara katkı yapması dileğiyle...
Burcu Güvenek, Doğan Uysal, Erdem Ateş, Ezgi Mert, Fatma Ünlü, Gazi Polat, Gülbahar Kabaloğlu, Haldun Soydal, Hayriye Sağır, Mahmut Sami Duran, Mustafa Serdar Acar, Mücahide Küçüksucu, Pınar Yardımcı, Sevilay Konya, Sevim Dilekoğlu Çalca, Sumru Bakan, Şerife Gamze Albayrak, Zeynep Karaçor Çevre ekonomisi, makroekonomik sitem ile çevre arasındaki ilişkileri inceleyen iktisat biliminin alt dalıdır. Kirlilik sorunları, ekosistem hizmetlerinin ve biyolojik çeşitliliğin kaybı, atık yönetimi, ormansızlaşma, kentsel yayılma, genel olarak kaynakların tükenmesi ve özel olarak enerji kullanımını çevre ekonomisinin konuları olarak ifade etmek mümkündür. Ekonominin alt dalı olarak ifade ettiğimiz çevre ekonomisi, çevresel sorunlar ve doğal kaynakları analizlerine konu etmektedir. Bu kitapta, çevre ekonomisinin teorik ve kavramsal temelleri hakkında bilgi verilerek çevre ekonomisi ile ilgili güncel araştırmalar ele alınmakta ve çevre ekonomisine yönelik politikalar incelenmektedir. Çevre ekonomisinin her bir boyutunun ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, sürdürülebilir kalkınma için büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda çevre ekonomisi alanında son yıllarda artan araştırmalar ile birlikte ulusal literatürde eksikliği hissedilen bir edit kitap boşluğunun doldurulmasının hedeflendiği eserimizde, konu akışına göre sıralanmış ve alanında uzman akademisyenler tarafından kaleme alınan on bir bölüm bulunmaktadır. Kitap; lisans ve lisansüstü öğrencilerinin yanı sıra disiplinler arası bir yaklaşım olan çevre ekonomisi konusuna ilgi duyan bütün okuyucu ve araştırmalar için de yararlı bir referans kaynaktır.
Yunus Kutval, Özgür Kanbir İslam iktisadının temel kurum ve meselelerinin ele alındığı kitaplardan oluşan Cep Kitapları dizisinin yedinci kitabı olan bu eserde, çevre ve ekoloji konusu teorik bir derinlikten ziyade her seviyeden insanın kolaylıkla anlayacağı bir içerikte anlatılmaya çalışılmıştır. Günümüzde kapitalizm, büyük ölçüde ahlaki değerlerden soyutlanmıştır. Bunun zararlarını insanlık, küresel ısınma ve çevre felaketleri olarak görmektedir. İslam dininin esasları çerçevesinde şekillenen İslam iktisadı ise insanı ve tabiatı sömürme temelli bu yozlaşmış üretim ilişkilerine alternatif olarak yükselmektedir. İslam dinine göre Allah'ın yeryüzündeki halifesi insandır. İslâmî prensipler çerçevesinde şekillenen İslam iktisadının tanımladığı insan modeline göre tabiat, yaratıcının bir emaneti olarak görülmeli, canlı-cansız tüm varlığa saygı duyulmalı ve üretim-tüketim odaklı değil de etik değerler taşıyan iktisadi faaliyetler yürütülmelidir. Kitap bu anlamda ekoloji ve çevre konusuna İslam iktisadı perspektifi ile yaklaşmakta ve konuya dair çözüm önerileri sunmaktadır.
Abdulgazi Yıkıcı, Aslı Bek, Berivan Özay Acar, Enes Yalçın, Fergül Özgün, Hande Saraçoğlu, İbrahim Aytekin, İbrahim Eseroğlu, İhsan Oluç, Kader Aksoy, Kenan Koç, Öznur Doğan, Perihan Dutlu Erten, Selçuk Efe Küçükkambak, Selvi Vural, Volkan Turan Yaşanabilir çevre, bütün dünyayı ilgilendiren küresel bir konudur. Ülkelerin kalkınma arzusu, sanayileşme ve kentleşmenin durdurulamaz bir hızla ilerlemesi, nüfusun giderek artışı, çeşitli çevre sorunlarını beraberinde getirmiştir. Ekonomik gelişmişlik ve ilerleme için gerçekleştirilen faaliyetler, çevre sorunlarına neden olurken bu durum aynı zamanda ekonomik bir külfet olarak geri dönmektedir. Dolayısıyla çevre konusu son derece karmaşık bileşenleri bünyesinde barındırmaktadır. Bu nedenledir ki çevre ve ekonomisine yönelik etki ve sonuçlar, ulusüstü kuruluşların, devletlerin ve yerel yönetimlerin etkin ve yerinde politikalar geliştirip uygulamasını zorunlu kılmaktadır.
Söz konusu politikaların geliştirilmesine akademik bir bakış açısıyla rasyonel tespitlerde bulunmak, bilimsel metot ve öneriler geliştirmek oldukça önemlidir. Bu kitap, çevre ve ekonomisine yönelik politika, yönetim ve uygulamaların yanı sıra konuya ilişkin sorunlara yönelik çözüm önerilerini de içermektedir.
Ali Kemal Başbuğ, Aras Yolusever, Ayberk Nuri Berkman, Derya Bilgin, Eyyüb Ensari Cicerali, Fırat Cem Doğan, Gizem Turna Cebeci, Gözde Bozkurt, Lütfiye Kaya Cicerali, Nazlı Şahanoğulları, Sefa Erkuş, Timuçin Yalçınkaya, Zafer Yıldız 1930'lu yıllarda “homo-economicus” kavramının sorgulanmaya başlaması ile neoklasik iktisadın bireyin rasyonel davranması gibi varsayımlarını farklı bir şekilde ele alan davranışsal iktisat, psikoloji ve iktisat bilimlerinin birlikte ele alınmasını savunur. Davranışsal iktisat, psikolojik faktörlü değişkenlerin karar vermede önemini ele alır ve deneylerle yanıtlar bularak, insanları duygu ve dürtüselliğe maruz kalan, çevre ve koşullardan etkilenen insanlar olarak kabul eder. Özellikle bireyin karar sürecinde farklı değişkenlerin rol oynaması ve ampirik bulgular günümüze dek davranışsal iktisadın birçok araştırmacı tarafından ele alınmasını sağlamıştır. Davranışsal iktisat araştırmalarından, iktisatçıların bireyin ekonomik davranışını daha iyi anlamalarına yardımcı olan çeşitli teoriler ortaya çıkmıştır. Bunlardan yola çıkarak, hükümetler ve işletmeler, insanları belirli seçimler yapmaya teşvik etmek için politika çerçeveleri geliştirmektedir.
Bu bağlamda, bu kitap 1980'lerden beri gelişmekte olan Davranışsal iktisat literatürüne katkıda bulunarak bu alanda teorik ve ampirik çalışmaları bütünleştirmektedir. Dürtme (nudge), seçim mimarisi, sınırlı rasyonellik, güven, nöroiktisat, mutluluk ekonomisi, beklentiler gibi temel alt başlıklarla birlikte toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yapay zeka, hayırseverlik, felsefe, finans konuları ile Davranışsal iktisat ilişkisi ele alınmaktadır.
Peter Diamond - Hannu Vartiainen Editörlüğünü Nobel ekonomi ödüllü iktisatçı Peter Diamond’ın Hannu Vartiailen ile yaptığı davranışsal iktisat alanında temel yapı taşı olan bu kitabın Türkçeye çevrilmesiyle birlikte Türkçe davranışsal iktisat literatürüne önemli bir katkı sağlanmıştır. Davranışsal iktisat alanında uzmanların araştırmaları sonucunda oluşturulmuş bu çalışma, davranışsal iktisadı hem kapsamlı bir şekilde açıklamakta hem de davranışsal kamu ekonomisinden, kalkınma iktisadına, davranışsal hukuktan, ücretlerin belirlenmesine, karşılıklılığa ve adalete, sağlık ekonomisinden, örgütlerin iktisadi davranışlarıyla olan ilişkisine kadar geniş bir yelpazede sunmaktadır.


Kitaplar ve Bir TV Dizisi
4 Şubat 2017 Cumartesi
Mahfi Eğilmez
Davranışsal İktisat ve Davranışsal İktisadın Uygulamaları, editörler: Peter Diamond, Hannu Vartinian, çeviri editörü: Hatime Kamilçelebi, Nobel Yayınları, 2016
Son dönemin öne çıkan yaklaşımlarından birisi psikolojiyi ekonomi alanına daha fazla uygulamak. İnsan odaklı bütün bilimlerde psikoloji önemli bir yer tutuyor. Ekonomide psikoloji öteden beri belirli bir yer tutmakla birlikte bu konu son yıllarda iyice öne çıktı ve davranışsal ekonomi diye ayrı bir yaklaşım yaratıldı. Kitap, bu alanda öne çıkmış bazı akademisyenlerin makalelerini derliyor. Makaleler arasında davranışsal kamu ekonomisi, psikoloji ve kalkınma iktisadı, örgütlerin davranışsal iktisadı benim en çok ilgimi çekenleri oldu. Bu alanda önemli bir yazın oluştuğuna dikkatinizi çekmek isterim. Özellikle ekonomi ve finansla ilgilenenlerin, insanların ekonomik ve finansal olaylar karşısında verdiği tepkileri daha kolay anlayıp analiz edebilmeleri için bu alandaki yazını izlemelerinde yarar var. Bu kitap bu açıdan iyi bir fırsat sunuyor.

Martin Stopford Deniz ticareti, dünya ekonomisinde son 60 yılda yaşanan küreselleşmeden sorumlu başlıca sanayi kollarından biridir. Sektörün en önemli başarısı, çok uzun mesafelerde oldukça emniyetli ve güvenli ulaşım imkânı sağlaması ve bunu dünya ekonomisinde olağan fiyat artışlarından farklı olarak oldukça yavaş bir şekilde artan rakamlarla gerçekleştirmiş olmasıdır. Ton başına birkaç dolar gibi bir ücretle yüklerin dünya çapında taşınabiliyor olması hayret vericidir. Beni Denizcilik Ekonomisi kitabını yazmaya sürükleyen temel motivasyon, bu yenilenme ve inovasyon dalgasının ardında yatan temel iktisadi faktörleri basitçe açıklayacak bir kaynak meydana getirme tutkusudur. Deniz ticaretinin 5.000 yıllık tarihinin bize sunduğu mesaj, her yeni nesille birlikte yeni durumlar ve problemlerle karşı karşıya kaldığımızdır. Yeni nesillerin, dünyanın değişen beklentilerine bağlı olarak sektörü yeni durumlara göre inşa etmesi ve adaptasyonunu sağlaması gerekir. Gerçekçi konuşmak gerekirse, bugün denizcilerin (ve tabii tersanelerin) kendi geleceklerini inşa etmeleri gerekiyor ve bunun için anlamaya ve sürekliliğe ihtiyaç var. Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlar, her zamankinden daha zorlu. Denizcilik Ekonomisi kitabının üçüncü baskısının Türkçeye tercüme edilmesi ve düşüncelerimin daha geniş bir kitleye ulaşabilmesi ile son derece mutluyum ve bundan şeref duydum. Bu çevirinin hazırlanmasında görev alan herkese teşekkürlerimi sunuyor ve bu kitabı en iyi dileklerimle yeni nesil Türk denizcilerine ithaf ettiğimi belirtmek istiyorum. Daha iyi kavrayabilmeniz, sürekliliği muhafaza edebilmeniz ve başarılı olmanız dileğiyle.
Martin Stopford
İbrahim Halil Sugözü - Sema Yaşar Devlet borçları, iktisadi açıdan çok yönlü bir araştırma konusudur. Hem para politikası hem de maliye politikasına konu olan devlet borçları, ekonomik büyüme, fiyat istikrarı, faizler, gelir dağılımı, kamu gelirleri, kamu harcamaları ve ödemeler dengesi ile çok yakın ilişkili olması dolayısıyla makro iktisadın en önemli konularından birisidir. Özellikle son dönemde uluslararası finansal krizlerin konusu olması ve ulusal ve uluslararası siyasi dengeleri etkilemesi de devlet borçlarını hem sokakta hem akademide gündemde tutmaktadır. Devlet borçlarının çok yönlü bir araştırma konusu olması detaylarda kendini göstermektedir. Gelişmekte olan ülkelerde yapılan portföy yatırımlarının tüketim harcamalarının finansmanında kullanılması dolayısıyla borç geri ödemelerinde sorun çıkardığı sesli olarak ifade edilmektedir. Araştırmanın bir diğer yönü iç denge ile ilgilidir. İçeride kamu açıklarının finansmanı için borçlanmaya gidilirken alıcılar tarafından yüksek ve risksiz faiz getirisinin avantajı hesaplanmaktadır. Yine bir yandan para arzını kontrol etmenin aracısı olan devlet borçları, diğer yandan bankalar tarafından olağanüstü düzeyde kaydi para oluşturmak suretiyle para arzının asıl sahibinin bankalar olmasına dolaylı olarak hizmet etmektedir. Bu çalışma devlet borçlarının teorik olarak etraflıca incelenmesini sağlayan ve kronolojik olarak Türkiye örneğinde gelişimini ortaya koyan bir çalışmadır. Önemini ortaya koymak adına her ne kadar borçlanmanın bazı ağır sonuçları vurgulanmış olsa da farklı teorilere yer verilerek objektif bir bakış açısıyla konulara yaklaşılmış ve yorum araştırmacıya bırakılmıştır.
Barış Sipahi - Serhat Yanık - Cevdet Topal Bu çalışmada, Devlet Muhasebesi uygulamalarında son dönemde meydana gelen değişimler ele alınmış ve kamu mali reformu çerçevesinde uygulamaya konulan muhasebe esasları, hesap planı, hesap tanımları ve hesaplara ilişkin örnek uygulamalar sunulmuştur. Çalışma süresince yapılan hesap açıklamalarında ve uygulama örneklerinde çoğunlukla 5018 sayılı Kanun Kamu Mali Yönetimi ve kontrol Kanununda yararlanılmıştır. Çalışmanın, genel bütçe kapsamında çalışan kamu idareleri, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve dengeleyici kurumlar, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerde uygulanan devlet muhasebesi uygulamaları hususunda çalışanlara ve bu konuyla ilgilenenlere çalışmalarında faydalı olacağı düşünülmektedir.
Uğur Özgöker, Yusuf İnamoğlu Türkiye ekonomisinde 1980'lerin başından itibaren ihracatın arttırılması için birçok teşvik unsuru uygulanmaktadır. İhracatın teşvik edilmesi, artan küresel rekabet ortamında ihraç pazarlarının genişletilmesi için büyük önem taşımaktadır. Global pazarlardaki ülke ve sektör payının arttırılabilmesi için uluslararası piyasalara açılan ihracatçı firmaların rekabet güçlerinin de arttırılmaları için desteklenmeleri gerekmektedir.
Bu kitabın temel amacı, 1980'den günümüze uygulanan devlet yardımlarının yani teşvikler ve devlet desteklerinin Türkiye'nin dış ticaret hacmine, dış ticaret dengesine ve genel olarak Türkiye ekonomisine olan etkilerini ortaya koymaktır. Bu çerçevede, Türkiye ihracatının yaklaşık yarısının Dahilde İşleme Rejimi (DİR) desteği çerçevesinde yapılması sebebiyle de DİR kapsamında gerçekleşen ihracat ve ithalat hacminin Türkiye ekonomisinin büyümesine, uluslararası rekabet gücüne ve dış ticaret dengesine olan etkileri araştırılmıştır.
Mehmet Aslan Uluslararası iktisat teorisinde önemli yeri olan dış ticaret hadleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ), dış ekonomik ilişkilerinin analizinde kullanılmaktadır. GOÜ'ler büyüme ve kalkınmalarının gerçekleşmesi için ihtiyaç duydukları finansman kaynağını daha çok dış ticaret yoluyla karşılamaktadırlar. GOÜ kategorisinde yer alan Türkiye'nin dış ticareti yıllar itibarıyla miktar olarak artırdığı hâlde yeterince döviz geliri elde edemediği görülmektedir. Bu durum “Türkiye, diğer ülkelerle yaptığı ticaretten kazançlı çıkmakta mıdır?” sorusunu gündeme getirmektedir. Bunu ölçen en önemli araç ise dış ticaret hadleridir. Bu kitapta, dış ticaret hadleri ile literatür göz önüne alınarak tespit edilen belirleyicileri (brent petrol fiyatları, GSYH, reel efektif döviz kuru, dış ticaret açığı, ara mallar ithalatının toplam ithalat içerisindeki payı, sanayi malları ihracatının toplam ihracat içerisindeki payı değişkenleri) arasındaki ilişkiler ekonometrik yöntemlerle incelenmiştir.