İktisadi Gelişme ve Uluslararası İktisat \ 2-5
Ayşe Güneş, Berna Tura Kaplan, Buket Altınöz, Canan Şentürk, Cihat Köksal, Elçin Gülbahar, Ercan Küçükeşmen, Erdem Selman Develi, Esra Bulut, Esra Kabaklarlı, Gökhan Sönmezler, Hacı Ahmet Karadaş, İsmail Orçun Gündüz, Kenan İlarslan, Mehmet Kaplan, Neslihan Arslan, Nil Sirel Öztürk, Serdar Alnıpak, Sevilay Konya, Şerife Kuyun, Yasemin Telli Üçle Ekonomi, Finans ve İşletme Yönetimi Alanında Güncel Gelişmeler-II başlığını taşıyan bu kitap, 14-15 Ekim 2021 tarihleri arasından online olarak düzenlenen Uluslararası Katılımlı Ekonomi Araştırmaları ve Finansal Piyasalar Kongresinde (IERFM) sunulan ve editör incelemesi sonrası yayınlanması uygun görülen çalışmalardan oluşan kitaptır. Serinin ikinci kitabı, toplamda 17 bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanında çalışan akademisyenler, piyasa profesyonelleri ve finans medyasında görev yapanlar tarafından kaleme alınmıştır. Her bir bölümde ele alınan konuya ilişkin son gelişmeler paylaşılmış, tartışılmış, yeni çalışmalara motivasyon kaynağı olacak değerlendirmeler yapılmıştır. Böylelikle ilgili literatüre çok yönlü bir katkı sunması amaçlanmıştır.
Abdurrahman Gümrah, Adnan Çelik, Ahmet Tanç, Ali Petek, Arzu Şahin, Aysun Özen, Ayşe Özge Artekin, Ayşen Bakkaloğlu, Bahadır Uysal, Bilge Afşar, Burcu Yengil Bülbül, Canan Şentürk, Esra Kabaklarlı, Gökçe Bahar Gürbüzer, Hasan Kazak, İlgi Baysan, İlkut Elif Kandil Göker, İlkut Elif Kandil Göker, Mehmet Ali Türkmenoğlu, Mine Üzümcüoğlu, Murat Polat, Osman Okka, Rabia Aktaş Şenkardeşler, Seda Yalçınkaya, Serdar Alnıpak, Sevilay Konya, Şeyda Gizem Ünal Ekonomi, Finans ve İşletme Yönetimi Alanında Güncel Gelişmeler - III başlığını taşıyan bu kitap, 12-14 Mayıs 2022 tarihleri arasından Konya'da düzenlenen Uluslararası Katılımlı Ekonomi Araştırmaları ve Finansal Piyasalar Kongresinde (IERFM) sunulan ve editör incelemesi sonrası yayımlanması uygun görülen çalışmalardan oluşmaktadır. Serisinin üçüncü kitabı olan eser, toplamda 17 bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler; ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanında çalışan akademisyenler, piyasa profesyonelleri ve finans medyasında görev yapanlar tarafından kaleme alınmıştır. Her bir bölümde ele alınan konuya ilişkin son gelişmeler paylaşılmış, tartışılmış, yeni çalışmalara motivasyon kaynağı olarak değerlendirmeler yapılmıştır. Böylelikle ilgili literatüre katkı sunması amaçlanmıştır.
Gelecekte yapılacak IERFM kongrelerinde de benzer şekilde editör incelemeleri sonrası uygun görülen çalışmaların kitap bölümü olarak değerlendirilip kitap serisinin devam etmesi planlanmaktadır. Halihazırdaki bu kitap çalışmasında ekonomi, finans ve işletme yönetimi alanındaki güncel gelişmelerin bilimsel bir düzlemde analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda kitabın bilime ve bilimle uğraşan insanların akademik çalışmalarına artı katma değer sağlaması ümit edilmektedir.
Hasan Gürak Nobel Akademik Yayıncılık tarafından 2016 yılında yayınlanan ‘Ekonomik Büyüme ve Kalkınma’ başlıklı kitabın devamı niteliğinde olan bu kitap, ilkinde yer alan bilgileri daha kolay ve derinlemesine anlaşılır hâle getirebilmek amacıyla hazırlanmış ‘tamamlayıcı’ bilgiler içeren yazılardan oluşuyor.
Ekonomik Büyüme ve Kalkınma kitabında eksikliği hissedilen en önemli konulardan biri tarihsel süreçte büyüme ve kalkınmayla ilgili gelişmelerdi. İzlanda Biförs Üniversitesinden Francesco Macheda’nın Tarihsel Süreçte Ekonomik Gelişme başlıklı eseriyle bu eksiği giderebilmek amaçlanmıştır.
Diğer konular sırasıyla:
“Bilim-Kurgu” İktisat
'Emek-Emekçi' ve ‘Sermaye': İktisat Biliminde “Doğru Tanım” Sorunu-1
Sermaye (Kapital) Hakkında: İktisat Biliminde “Doğru Tanım” Sorunu-2
Tasarruf = Yatırım “Efsanesi”: İktisat Biliminde “Doğru Tanım” Sorunu-3
Orta Gelir Tuzağı (-mı?): “Tuzak” Varsa Bu Tuzağı Kuran Kim?
Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve Küresel Beklentiler
Beyin Göçü
Keynes ve Büyüme
Hasan Gürak İktisat biliminde ana-akım büyüme kuramları genellikle Anglosakson kökenlidir. Ancak bu kuramlar “hayali” birtakım varsayımlarla gene, “hayali” birtakım iktisadi ilişkileri açıklamaktan öteye gitmemektedir. “Görünmez bir el” ve bu “görünmez sihirli elin arkasındaki ideolojik güç” söz konusu kuramların ve modellerin çağdaş ekonomik ilişkileri açıkladığına, iktisatçıların çoğunu ikna etmeyi başarmış görünüyor.
Ana-akımdan “farklı” görüşlere sahip olan Prof. Gürak, temel amacının iktisatta özgün görüşlerden oluşan bir “Türk Okulu” oluşturulmasına katkıda bulunmak olduğunu belirttikten sonra, öncelikle büyüme ile ilgili verimlilik ve daha önemlisi verimlilik artışı gibi anahtar kavramları tartışıyor. Genellikle çağdaş büyüme kuramları arasında yer alan Solow modeline, “Tarihsel Perspektif” ile ilgili bölümde yer veriyor ve şöyle bir gerekçe sunuyor: Büyümede teknolojik yeniliklerin kaynağını ve gelişim sürecini açıklamada yetersiz kalan bir kuramın yeri “çağdaş büyüme kuramları” olmamalıdır.
Ekonomik Büyüme ve Kalkınma başlıklı bu eserde, “içsel” büyüme kuramları “yeni yaklaşımlar” başlığı altında inceleniyor. Ancak yazar, yapılan katkıları tatmin edici bulmadığı için Türkiye'de ilk kez özgün bir alternatif bir büyüme kuramı sunuyor. Hem alternatif büyüme modelinde hem de kitabın genelinde dile getirdiği ve yaratıcı zihinsel emek kaynaklı teknolojik gelişme temelli verimlilik artışı yaklaşımı ile Prof. Gürak, kanımca ekonomik büyümeyi daha gerçekçi bir perspektiften değerlendirmektedir.
Bütünsel bir yorum getirmek gerekirse, Ekonomik Büyüme ve Kalkınma başlıklı bu eser; alanında öncü, farklı, yeni ve güçlü bir özelliğe sahiptir. Zengin, çok yönlü ve yeni tartışma ve araştırmalara da kaynaklık edebilecek bir potansiyel içermektedir.
Dr. Halit Suiçmez
İktisatçı - Yazar

Ekonomik Büyüme ve Kalkınma, Prof. Dr. Hasan Gürak, Nobel Yayınları, 2016
Hasan Gürak, ekonomi bilimine, teorilerine farklı ve eleştirel yaklaşımlarıyla tanınan bir akademisyen. Bununla birlikte faklı yaklaşım yapacağı ya da eleştireceği konuya doğrudan girmek yerine önce ele aldığı konu ya da teoriyi mevcut haliyle ortaya koyup sonra kendi tezlerini ve yaklaşımlarını açıklıyor. Bence işin doğru yöntemi de budur. Gürak, kitabında önce büyüme ve kalkınma ile ilgili temel kavramları açıklıyor. Sonra tarihsel bir çerçevede konuyu ele alıyor ve başlıca büyüme teorilerini inceliyor. Gürak’ın tezlerinden birisi ekonomi bilimindeki ana akım büyüme teorilerinin gerçek yaşamdan çoğu kez kopuk modeller üzerine kurulmuş ilişkileri açıkladığı görüşüne dayanıyor. Ki burada iddiasının doğru olduğunu kabul etmek gerekiyor. Kitabının ilerleyen bölümlerinde bu eleştirilere dayalı bir alternatif büyüme modeli üzerinde tezlerini geliştiriyor Hasan Gürak. Öteden beri yaptığı çağrıyı da tekrarlıyor ve Türk iktisatçılarını ekonomi alanında bir Türk Okulu geliştirmeye davet ediyor. Hasan Gürak’ın kitabı, insanı bir yandan büyüme teorileri konusunda bilgi tazelemeye bir yandan da alternatifler üzerinde düşünmeye davet eden önemli bir çalışma.
4 Şubat 2017 Cumartesi
Mahfi Eğilmez

"Gürak’ın kitabı ekonomik büyüme ve kalkınma kuramına ilham veren, uyarıcı ve iyi kaleme alınmış bir katkıdır."
Dr. Thomas Domjahn - "European Journal of Development Research"
Ahmet Deniz, Başak M. Berberoğlugil, Bilsen Bilgili, Elvan Özaydın, Fatih Güzel, Gönül Gül Ekşi, Muhammed Yunus Sevinç, Muzaffer Bimay, Nur Kuban Torun, Özge Yalçıner Ercoşkun, Sabiha Kılıç, Selin Yüksel, Semahat Burcu Avcı, Semih Serkant Aktuğ, Serdar Çakan, Sinem Sönmez Basit ya da karmaşık her teknolojinin ardılını destekleyen, oluşumunu sağlayan süreçler ve süreçlerin yönetimini gerçekleştiren devrim niteliğinde fikirler söz konusudur. Bu yenilik dolu devrimsel fikirler, üretilen teknolojik araçlarla hayatımızı sadece kolaylaştırmaz aynı zamanda yaşam dinamiklerimize yeni alışkanlıklar, yeni davranışlar getirir.
Her yeni teknoloji yeni alışkanlık, yeni davranış yaratırken geleceğin teknolojilerini ve olası yeni davranışları da şekillendirmeye başlar. Ekonomik devrim olarak nitelendirdiğimiz blockchain teknolojisi de kodlama sürecinde, işleyişinde, ağ yönetiminde birbirinden bağımsız düğümlerin güven ve denetim bağıyla oluşturduğu zincirdir. Potansiyel olarak devrim niteliğinde görülebilecek blockchain bağımsız düğümlerin bağımlılığının evrensel ekonomik adı olarak nitelendirilebilir.
Gülçin Güreşçi Pehlivan, Utku Utkulu Yirminci yüzyılın ikinci çeyreği hem küresel hem de bölgesel ekonomik entegrasyonlarda artışın gözlendiği yıllar olmuştur. 1960'lı yıllarda Avrupa Ekonomik Topluluğuna ve Avrupa Serbest Ticaret Bölgesine üye olan ülkeler yüksek düzeylerde büyüme hızlarına ulaşmışlardır. Bu durum, ekonomik entegrasyonların büyüme üzerinde önemli bir rolü olduğuna ilişkin bir inanca neden olmuş ve bu konu üzerinde iktisatçılar çalışmaya başlamışlardır.
Geleneksel Gümrük Birliği Teorisi'nde analizler tam rekabet varsayımı altında yapılmaktadır. 1980'li yıllarda ise ekonomik entegrasyonun dinamik etkileri eksik rekabet koşullarında analiz edilmeye başlanmıştır. Günümüzde ekonomik entegrasyonun büyüme etkilerinin analizi için İçsel Büyüme Teorilerinden yararlanılmaktadır. Ekonomik entegrasyonun büyüme etkisi fiziki sermaye, insan sermayesi ve bilgi teknolojisi üzerindeki etkileri nedeniyle önem taşımaktadır. Entegrasyon sonucunda aday ülkelerde kaynak dağılımında etkinliğin, sermayenin veriminin, bilgi birikiminin ve rekabetin artması gibi faktörler sayesinde uzun dönemde ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu kitap, bu faktörler bağlamında entegrasyonun büyüme etkisini gerek teorik gerekse de ampirik açıdan incelemesi bakımından önem taşımaktadır. Avrupa Birliği ve Ekonomik Entegrasyon ve de büyüme derslerini alan lisans ve yüksek lisans öğrencileri açısından önemli bir yardımcı kitap niteliğindedir. Ayrıca ekonomik entegrasyonun büyüme etkisini inceleyen araştırmacılar açısından da geniş bir literatür taraması içermesi açısından çok faydalı olabilecek bir kitaptır.
Yelda Bugay Tekgül II. Dünya savaşı sonrası dünya ticaretinin gelişimi, faktör girdileri birbirine çok yakın ikame edilebilir malların aynı anda ihracat ve ithalatını kapsayan endüstri içi ticaret yönünde olmuştur. Ticaretteki engellerin azaltılması yoluyla ticaretin serbestleştirilmesine yönelik ikili ve çok taraflı anlaşmaların yaygınlaşması bir taraftan, üretimin küreselleşmesi diğer taraftan tek bir ülkede üretilen ürünlerden oluşan karşılıklı ticaretin niteliğini de değiştirmiştir. Bu gelişmelerin üçüncü bir eğilim ile eşzamanlı olarak gerçekleştiği söylenebilir; şimdi, ticaret yapılan mal türlerinde ve özellikle de ticaret ortakları arasında ticarete konu olan malların benzerliğinde daha fazla çeşitlilik görüyoruz. Teorik gelişmeler endüstriyel pazarlarda aksak rekabetin varlığının altını çizerken, özellikle ölçek ekonomilerini, ürün farklılaştırmasını ve tüketici tercihlerini göz önüne almaktadır.

Dünyada gözlenen gelişmeler, bölgesel ekonomik birleşmelere doğru bir eğilimin olduğu yönündedir. Avrupa Birliği (AB) ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Birliği (NAFTA) ekonomik entegrasyonun en iyi bilinen iki örneği konumundadır. Bu bölgesel ticaret birleşmelerinden dolayı, dünya ticareti artarak ticaret blokları halini almaktadır. Serbest ticaret anlaşmaları ya da diğer farklı ekonomik birleşme anlaşmalarının bu bölgedeki tüm ülkelere fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Bu durumda Türkiye'nin bu oluşumun dışında kalması beklenemez. Bu eğilimi takiben, Türkiye'nin AB ülkeleri ile olan ticaretini izlemek henüz aday konumunda olan Türkiye için aydınlatıcı olacaktır.
Volkan Aslan, Ramazan Kılıç İktisat biliminde ekonomik özgürlük kavramı, iktisadi ilerlemenin temel bileşenlerinden olan kaynakların seçimi, iş dünyasında rekabetin, ticari serbestliğin ve mülkiyet haklarının güvence altına alınması gibi unsurların bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Yüksek ekonomik özgürlük seviyesi ile liberalleştirilmiş piyasalar, uzun vadeli sermaye akışlarını çekerek beşerî sermayenin etkin kullanılmasını ve verimlilikteki artış ile iktisadi büyümenin gerçeklemesini sağlamıştır. Ekonomik özgürlükler, yatırım ortamını yansıtan önemli kurumsal bir gösterge olduğu gibi kaynakların verimli bir şekilde tahsis edilmesine de yardımcı olmuştur. Bu çalışma, ekonomik özgürlüklerin yabancı doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımları üzerindeki toplam etkisini ampirik kanıtlarla ortaya koyarak ilgili literatüre katkı sağlamayı amaçlamıştır.
William Boyes, Michael Melvin Gündelik yaşamımızın her anında ve her alanında aldığımız kararlar ile bu kararların yansıması olan davranışlar, farkında olsak da olmasak da ekonomi biliminin temel ilkesini oluşturan fayda-maliyet analizine dayanmaktadır. Her birimiz birer ekonomik karar birimi olarak, ekonominin işleyişinden etkilenmekte ve davranışlarımızla ekonomiye aynı zamanda yön vermekteyiz. Dolayısıyla, yaşadığımız dünyayı algılayabilmemiz ve davranışlarımızı uygun biçimde güncelleyebilmemiz için, ekonominin işleyişini doğru biçimde anlamamız gerekmektedir. Günümüzde küreselleşme olgusunun hız kazanmasıyla birlikte, ekonomilerin işleyişi ulusal sınırların ötesine geçmiş ve makroekonomik politika analizlerinin uluslararası bağlantılar kurulmaksızın yapılması büyük ölçüde olanaksız hâle gelmiştir. Bu bağlamda, ekonomik karar birimlerinin (hanehalkları, firmalar, devlet ve dış dünya) mikro düzeyde aldıkları kararların makroekonomik büyüklükleri belirleme sürecinin de uluslararası etkiler dikkate alınarak, global bir anlayışla açıklanması gerçek yaşamı daha iyi anlamamız açısından bir zorunluluğa dönüşmüştür. William Boyes ile Michael Melvin'in Ekonominin Temelleri başlığıylaTürkçe iktisat yazınına kazandırılan Fundamentals of Economics isimli kitabı, bir bilim dalı olarak ekonomiyi veya iktisatı öğrenmeye yeni başlayan öğrencilere, global bir dünyada yaşanan güncel gelişmeleri algılamalarını sağlayacak temel bilgilerin ve analiz yöntemlerinin öğretilmesini amaçlamaktadır. Kitapta, karmaşık görünen teorik konular gerçek yaşamdan verilen güncel örnekler yardımıyla somutlaştırılmakta ve bu şekilde, öğrencilerin iktisatı gündelik yaşamlarının bir parçası olarak algılayabilme ve anlama yeteneklerinin geliştirilmesi sağlanmaktadır.
Kitap dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, piyasa ekonomisinin temel kavramları tanıtılmakta ve etkin bir kaynak dağıtım mekanizması olarak piyasa ekonomisinin işleyişi, temel iki unsur olan, arz ve talep analizi çerçevesinde açıklanmaktadır. Kitabın ikinci kısmında, firma, tüketici ve devlet olmak üzere üç temel ekonomik karar biriminin davranışlarını belirleyen ve değiştiren faktörler açıklanarak, makroekonominin mikroekonomik temelleri ortaya konulmaktadır. Üçüncü kısımda, ilk olarak uluslararası (dış) ticarete açık bir ekonomide makroekonomik performansın temel göstergeleri olan üretim, fiyatların genel düzeyi ve ödemeler dengesine ilişkin ölçümler açıklanmakta; makroekonomik nihai hedeflerden sapma durumlarını ifade eden enflasyon ve işsizlik problemleri analiz edilmekte ve mikro iktisadi kararların bütüncül sonuçlarını temsil eden toplam arz-toplam talep analizi ayrıntılı olarak incelenmektedir. Bu kısımda ayrıca, maliye ve para politikalarının temel nitelikleri açıklanmaktadır. Dördüncü ve son kısımda, dışa açık bir ekonomide para politikası belirlenme ve uygulanma süreçleri, makroekonomik politikaların enflasyon-üretim ilişkisine etkileri ile uluslararası ticaret politikaları incelenmekte ve küreselleşme tartışmaları finansal krizler çerçevesinde ortaya konulmaktadır.
Makroekonominin mikro temellerinin kolaylaştırıcı yöntemlerle ve somut örneklerle açıklandığı Ekonominin Temelleri isimli kitabın ayırt edici bir diğer özelliği, her bölümde öğrencilerin öğrendiklerini sınama ve pekiştirme amacına yönelik olarak hazırlanmış küçük sınavların yer almasıdır. Bu şekilde, öğrencilerin bir sonraki konuya sağlam bilgilerle geçiş yapmaları amaçlanmaktadır.
Seif I. Tag el Din Son yıllarda İslam iktisadı literatüründe kayda değer bir artış gözlenmektedir. Buna rağmen İslam iktisadını, ekonomi öğrencilerine standart bir şekilde sunacak güvenilir bir ders kitabına yönelik ihtiyaç devam etmektedir. Yeni kurulan her disiplinde bu, aşılması gereken zorluklardan biri olmaktadır. Fakat metodoloji ile ilgili konuların hâlen göz korkutucu birer problem olarak görüldüğü İslam iktisadında, bu durum daha da zor bir iş olmaktadır. Ekonominin Temelleri: Ahlaki Bir Yaklaşım, bu ihtiyaca yönelik bir girişimdir.
Bu eser, İslam İktisadı alanına yaptığı katkılardan dolayı 2015 yılında İslam Kalkınma Bankası tarafından kendisine İslam İktisat Ödülü verilen, Seif İbrahim Tag el-Din'in 2001-2007 yılları arasında Loughborough Üniversitesi'ne bağlı Markfield Yüksek Öğretim Enstitüsü'ndeki (MI H E) İslam İktisadı dersininin geliştirilmesi ve öğretilmesi sürecinde elde edilen deneyimlerinin bir neticesidir. Eser, iktisat ile ahlak arasındaki mesafe büyüdükçe modern iktisadın yoksullaştığı tezi etrafında şekillenmektedir. Metin boyunca teknikten ziyade prensipler üzerinde durulmaktadır. Yazarın da belirttiği üzere "ahlaki politika", kitabın metodolojisini yakalayan ana terimdir. Kitap, İslam iktisadını, iktisat teorisinde salt bir heterodoksiden ziyade ekonomi politiğin ahlaki niteliği ile ilgili bir ekonomi bilimi olarak gündeme getiren türünün ilk kitabıdır.
Gülçin Kaya İnceiplik 20. yüzyılın son çeyreğine damgasını vuran sınırlı devlet anlayışı, hem yerelde hem de küreselde kâr amacı gütmeyen sektörün müthiş bir gelişim göstermesine sebep olmuştur. Bu gelişme; içinde bulunduğumuz yeni çağın getirdiği birtakım yeniliklerle birlikte günümüzde yalnızca sosyal ve politik alanda değil sektör kuruluşlarının sayıları, gelirleri, harcamaları, çalışanları da olmak üzere tüm finansman yapısında hızlı bir değişim yarattı. Nitekim son 20 yıldır sektörle ilgili yapılan araştırmalar ve birçok teknik rapor, iktisadi literatürde ve profesyonel alanda sektörün ne kadar önemli bir noktaya geldiğini gözler önüne seriyor. Öte yandan tüm bu çalışmalar, sektörün ekonomik değeri konusunda oldukça güçlü iddialar içermesine rağmen ülke ekonomilerini gerçekte ne yönde ne kadar etkilediğini ele almamaktadır. Bu eser, ortaya koyduğu özgün ve kapsamlı bir iktisadi çalışma ile sektör kuruluşlarının ulusal ekonomilerdeki değerinin doğru anlaşılmasında önemli rol oynayacaktır. Kâr amacı gütmeyen sektörün ülkemizde ve küreselde, nitelikli ve sürdürülebilir bir gelişim göstermesine katkı sağlayacak bu kitap, hem politika uygulayıcılara hem de bu alandaki araştırmacılara yol gösterici olacaktır.
Bradley R. Schiller, Karen Gebhardt “Sonsuz İstekler, Sınırlı Kaynaklar …”
Sınırlı kaynaklar ile en iyiyi elde etme çabası insanlığın varoluşundan itibaren çözülmesi beklenen temel bir soru(n)dur. Bu arayışa verilen tüm yanıtlar iktisadi sorunu oluşturmaktadır.
Bu kitap, iktisadi sorunun merkezinde yer alan “Ne?”, “Nasıl?”, “Kim için?” sorularına cevap arayarak başlamakta, temel mikroekonomi ve makroekonomi konularının günümüz örnekleriyle, okuyucuların teori ve gerçek arasındaki bağlantıyı doğru kavramalarını amaçlamaktadır. Konu anlatımlarının grafikler, görseller ve yan bilgi notları ile zenginleştirilmesi hedeflenmiştir. Her bölüm sonunda Tartışma Soruları ve Problemler başlıkları altında okuyucunun gerek bilgiye gerekse konuya hâkimiyeti sınanmaktadır. Yine her bölüm sonunda Özet ve Hatırlanması Gereken Terimler başlığı altında okuyucuda konunun tekrarı ve kalıcılığı amaçlanmıştır.
Esra Kabaklarlı 2016 yılında, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nun ana teması olan Endüstri 4.0, “Dördüncü Sanayi Devrimi” anlamına gelmektedir. Endüstri 4.0, imalat sanayinde üretimin katma değer yaratılan her aşamasında ve tedarik zincirinde meydana gelen gelişmeleri tanımlamaktadır. Dünya’da yaygın olarak kullanılan terim ilk kez Almanya’nın yüksek teknolojili imalat sanayi stratejisi için kullanılmıştır. “Nesnelerin İnterneti” ya da “Endüstriyel İnternet” terimleri de Endüstri 4.0 tanımını ifade etmektedir. Geleneksel üretim metotları ve imalat yöntemleri zamanla farklı evreler izleyerek dijital dönüşümü gerçekleştirmiştir. Alman Ekonomi Profesörü Klaus Schwab’a göre son sanayi devrimi, önümüzdeki yıllarda iş yapış ve yaşama şekillerimizi temelden değiştirecektir. Yale Üniversitesi Ekonomi Profesörü, 2013 Nobel Ödüllü Robert J. Shiller “Yangın sigortası yaptırmak için evinizin yanmasını bekleyemezsiniz. Biz de Dördüncü Sanayi Devrimi’ne hazırlanmak için toplumumuzun kökten altüst olmasını bekleyemeyiz.” sözüyle ülkeler için Endüstri 4.0 treninin kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğunu vurgulamıştır.
Mustafa Büte Düşünme yetisi bizlere bahşedilmiş bir mucizedir. Her birimiz bu potansiyele doğuştan sahibizdir. Ancak, düşüncelerimiz kendi haline bırakıldığında benmerkezci, ön yargılı, çarpıtılmış, kısmi, bilgisiz, tamamen taraflı ve adaletsizdir. İlginç olan şey ise, bu durumun neredeyse hiç farkında olmamamızdır. Gerçekte iyi bir düşünme sürecinden; problem odaklı olma, derinlemesine analiz etme, mantık kullanma, akıl yürütme ve rasyonelliğe yaklaşma gibi fonksiyonlar beklenir. Zira hayatımızın, ürettiklerimizin, yaptıklarımızın ya da inşa ettiklerimizin kalitesi tamamen düşüncelerimizin kalitesine bağlıdır. Sıradan düşünme hem ekonomik olarak hem de hayatın kalitesi açısından oldukça masraflıdır. Bununla birlikte bir usta ya da bilge gibi düşünmek çok kolay değildir. Bazı temel düşünme becerileri ve oldukça güdülenmiş bir çaba gerektirir. Öte yandan, nefes aldığımız sürece hemen her yerde sürekli olarak inançlarımızı şekillendirmek, desteğimizi alabilmek, bizi herhangi bir şeyi satın almaya ya da yapmaya ikna etmek için tasarlanmış mesaj bombardımanlarına maruz kalırız. Kritik düşünme becerilerine sahip değilsek, her an daha üst düzeyde düşünebilen birileri tarafından manipüle edilebilir, aldatılabilir ya da mağduriyet yaşayabiliriz. Kısaca; işimizi, benliğimizi, kişiliğimizi, özgürlüğümüzü, inançlarımızı, menfaatlerimizi, yaşam kalitemizi, haklarımızı, sınırlarımızı ve varlığımızı; özetle her şeyimizi koruyabilmemiz için kritik düşünme becerilerini kendimizde yerleştirmeye ihtiyacımız vardır. Bu kitabın, kendi düşüncelerini kontrol altına almak, isabetli kararlar almak, problemlerini etkili bir şekilde çözmek ve düşünce kalitesini artırmak suretiyle tüm yaşamında mucizevi değişimler yapmak isteyen ev hanımından CEO'ya kadar herkese; özellikle öğrenci, öğretmen, yönetici, akademisyen, hemşire, doktor, avukat, iş insanı, girişimci, politikacı ve medya mensuplarına çok faydası olacağına dair inancımız tamdır.
Arslan Zafer Gürler, Dilek Bostan Budak, Bekir Ayyıldız, Esra Kaplan Enerji, evrende birçok farklı formlar alarak sürekli var olmuştur. Bu çok boyutlu ve oldukça karmaşık olguyu ekonomik bir bakış açısından analiz etmenin zorluğu ise yadsınamaz. Son elli yılda, insanlığın daha çok gereksinim duyduğu enerji giderek önemi artırmış, ekolojik ve ekonomik araştırmaların da kapsamına giren disiplinlerarası bir nitelik kazanmıştır. Buna karşın Türkiye'de bu kapsamda yazılmış akademik eserler çok sayıda değildir.
Bu kitap, ekonominin arz ve talep kuvvetlerinden yola çıkarak teknik ve bilimsel koşullar paralelinde enerji kaynaklarının analizini içermektedir. Bu bağlamda çağdaş enerji konuları dünya ve Türkiye örneklerinden yola çıkarak gerek çevresel gerekse politik etkiler ele alarak incelenmeye çalışılmıştır.
Kitap, lisans ve lisansüstü düzeydeki enerji ekonomisi ile ilgili öğrenci ve öğreticiler için disiplinlerarası bir bakış açısı ile hazırlanmış, güncel bilgilerle desteklenmiş bir başvuru kaynağıdır. Okuyucularımıza, enerjinin çok boyutlu labirentinde ekonominin feneriyle yol göstermek amacıyla hazırladığımız bu eserin yararlı olmasını dileriz.
Efe Can Kılınç, Fuat Sekmen, H. Bayram Işık, Haşmet Gökırmak, M. Gökhan Özdemir, Murat Kürkcü, Nazan Şahbaz Kılınç, Nihat Işık, Onur Bilgin, Özgür Engeloğlu, Suat Serhat Yılmaz, Şükrü Apaydın On iki farklı yazar tarafından yazılan ve on bölümden oluşan bu kitap, enerji ekonomisine yönelik çeşitli konular hakkında yapılan araştırmaları içermektedir. Son dönemlerin revaçta olan konusu yenilenebilir enerjinin finansal gelişme, çevre, tarım, inovasyon ile ilişkileri ve üretim-tüketim durumu hakkındaki analizlerini içeren bölümler başta olmak üzere kitapta ayrıca enerji bağımlılığı-demokrasi ilişkisinin, kirlilik sığınağı hipotezinin, iklim değişikliğinin etkilerinin, enerji tüketimi-yoksulluk ilişkisinin ve petrol ile doğalgaz piyasalarının analizine yönelik araştırmaları içeren bölümler de mevcuttur. Enerji ekonomisine farklı açılardan yaklaşımları içeren bu kitapta hem ekonometrik analiz tekniklerinden faydalanılmış hem de derinlemesine iktisadi analizler yapılmıştır. Enerji ekonomisi hakkında çalışmalar yapan akademisyenlerin yanı sıra konu konuya ilgisi olan ekonomi okuryazarlarına da hitap edeceği düşünülen kitabın okurlarına yeni perspektifler sunacağı ümit edilmektedir.
Ahmet Gökçe Akpolat, Tahsin Bakırtaş Türkiye ekonomisi enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülke olmasının yanında cari açığının en önemli kalemini enerji açığı oluşturmaktadır. Dolayısıyla, ulusal üretimin en temel girdilerinden olan enerji girdisinin fiyatlarındaki şokların ve enerji ile ilişkili diğer şokların makroekonomik değişkenler üzerindeki etkilerinin incelenmesi önem arz etmektedir.
Bu kitap, enerji şoklarının makroekonomik etkilerini analiz etme amacı taşıyan bir genel denge modeli ortaya koymaktadır. Geliştirilen bu genel denge modeli yoluyla enerji şoklarının ve enerji ile ilişkili şokların üretim, tüketim, istihdam, reel ücretler, enflasyon, faiz, döviz kuru ve hanehalkı ve firmaların enerji talebi gibi makroekonomik değişkenler üzerindeki etkileri incelenmektedir. Bundan dolayı, konuyla ilgilenen iktisatçılar ve politika yapıcılar açısından aydınlatıcı olacağı düşünülmektedir.
Kitabın teknik yönünün ağır basmasına karşın, kitabın ekler kısmında ilgili denklemlerin nasıl türetildiği detaylı bir biçimde anlatılmıştır. Bu şekilde kitabın öğrenci dostu ve daha ileri düzey çalışmalar için yol gösterici olması amaçlanmaktadır.
Alaattin Kızıltan, Hami Ünlü, Hüseyin Coşkun, Kübra Bozma, Mehmet Ali Ceyhan, Mehmet Bulut, Mehmet Nazikgül, Mevra Tosuncuk, Miraç İlyas Kıvanç, Muhammed Enes Kan, Muhammet Yüksel, Ömer Ceyhun Apak, Ömer Faruk Gültekin, Özcan Karatay, Özlem Yılmaz, Ünal Gülhan, Vildan Yavuz Gerek dünya ölçeğinde gerek ülkeler ve yerel ölçekte ekonomik kaygıların ve bunlara bağlı sorunların gün geçtikçe arttığı bir dönemi deneyimliyoruz. Henüz atlatılmaya çalışılan bir salgın sürecinin yanında üretimde tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalar, enerji arzı ve maliyetlerindeki siyasi ve ekonomik açmazlar, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel gıda arzına getirdiği ilave yükler gibi birçok sorundan kaynaklanan yaşam maliyetinin giderek artması, gelişmiş ekonomiler de dâhil olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde temel gereksinimlerin bile karşılanmasını güçleştiren bir sonuçla yüzleşmemize neden oldu. Bu durum doğal olarak kıtlık, açlık, yokluk ve yoksulluk gibi kavramları bir kez daha güçlü bir biçimde gündeme taşımaktadır.
Yoksulluk bu kavramlar içerisinde çok boyutlu yapısı itibarıyla sosyal bilimler alanında, üzerinde tam anlamıyla uzlaşı sağlanamayan kavramlardan birisidir. Bu nedenle kitabımızda yoksulluk olgusu, bütüncül bir yaklaşım tarzı benimsenerek farklı bakış açıları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Buna göre ekonomi, maliye, finans, çalışma ekonomisi, işletme, eğitim, kamu yönetimi ve turizm alanlarında yoksulluk ilintili çalışmalar kaleme alınmıştır.
Ali Cem Öztürk, Aybala Ertekin, Ayşe Nur Balcılar, B. Tunga Yılmaz, Begüm Erçevik Sönmez, Bengi Yanık İlhan, Binali Kılıç, Burcu Berke, Burcu Yavuz Tiftikçigil, Ela Özkan, Erdal Alancıoğlu, Esra Yüksel Acı, Ferhat Pehlivanoğlu, Funda H. Sezgin, Gülseren Aydın, Hilal Kuvvetli Yavaş, Kerem Alkin, Nihal Kalaycı Oflaz, Nursel Aydıner Avşar, Rana Atabay Kuşçu, Selma Kocakuşak, Sevcan Çağlayan, Tuba Bozaykut, Yasemin Çiçekçisoy Kaya, Yusuf Bayraktutan, Zeynep Narman, Ayşen Altun Ada, Nilüfer Dalkılıç, Özgür Kızıltoprak , Gökhan Özer Birleşmiş Milletler, sürdürülebilir kalkınmayı, “bugünün ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan kalkınma süreci” olarak tanımlamaktadır. Fakat uzun zamandır gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden büyük ödünler vermekteyiz. Çevreyi ön plana almayan, salt ekonomik büyüme odaklı üretim anlayışının sonuçlarını ağır bir şekilde ödemeye başladık bile.
2020 yılı başında insanlık kendini büyük bir sağlık krizinin içinde buldu. Salgının 2020'de insani gelişme üzerinde oldukça önemli sonuçları oldu. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 1990'da İnsani Gelişme Raporu'nu başlatmasından bu yana ilk kez 2020'de, insani gelişme endeksi düştü ve son otuz yılda elde edilen bazı kazanımlar önemli ölçüde aşındı. İnsani Gelişme Endeksi'nde salgının neden olduğu düşüş, büyük ölçüde endeksin temel bileşenleri olan sağlık, eğitim ve gelir üzerindeki olumsuz etkilerden kaynaklanmaktadır. 2020 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu'na göre Covid-19'un özellikle Amaç 1- Yoksulluğa son, Amaç 2- Açlığa son, Amaç 3- Sağlık ve kaliteli yaşam, Amaç 8- İnsan onuruna yakışır iş ve ekonomik büyüme ve Amaç 10- Eşitsizliklerin azaltılması üzerinde son derece olumsuz etkileri olmuştur.
2,7 milyondan fazla insan, Covid-19 ile ilişkili sağlık sorunlarından hayatını kaybetti. Virüsün yayılmasını engellemek için okulların kapatılması nedeniyle eğitimin kalitesi düştü. Özellikle az gelişmiş ülkelerde okula gidemeyen çocuklar, temel besin maddelerinden mahrum kaldılar. Dahası, salgının bir sonucu olarak dünya, 1929 Büyük Buhranı'ndan bu yana küresel ölçekte en geniş üretim daralmasını yaşadı. Salgın, gelir grupları arasındaki fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirdi.
Günümüzde insanlık, tüm dünyayı etkisi altına alan üç önemli dalganın etkisi altındadır: Birinci dalga, içinde bulunduğumuz sağlık krizi, onun arkasında bizleri bekleyen ekonomik durgunluk ve onun da arkasında en büyük sorunu teşkil eden iklim krizi. Yaşanılan bu çok boyutlu krizin en büyük sebeplerinden biri, çevreyi ön plana almayan ekonomik büyüme odaklı doğrusal üretim ve tüketim anlayışımızdır.
Tüm bu süreç2015 yılında kabul edilen ve 2016 yılında uygulamaya konulan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın (SKA) önemini gözler önüne sermiştir. Yaşanan bölgesel ve küresel ölçekli krizlerin sıklığının artmasıyla birlikte ülkeler, kapsayıcı kalkınma, sürdürülebilir kalkınma, yeşil toparlanma, yeşil düzen ve döngüsel ekonomiye yönelik politika uygulamalarını hızlandırmışlardır. Yeşil ekonomik dönüşüm olarak adlandırabileceğimiz bu süreç, birçok ülkenin en önemli gündem maddesi hâline gelmiştir. Özellikle Avrupa Birliği, 2019 yılında kamuoyuna açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile yeni bir küresel büyüme ve kalkınma stratejisinin de başlangıcını yapmıştır.
Bu çerçevede kalkınma iktisadı alanında çalışan bir grup akademisyen ve uzman ile bir araya gelerek evrensel bir çağrı niteliğinde olan SKA’lara yönelik bir katkı vermek istedik. Çalışmaya 19 kurumdan 34 araştırmacı katıldı. Çalışmada, her bölümde SKA’lar farklı açılardan ele alındı. Kitapta bir bütünlük elde edebilmek amacıyla SKA ve hedefleri, araştırmacılar tarafından tek tek tanıtıldı ve bu hedeflere ilişkin tablolar konuyla ilgili resmî internet sitelerinden elde edildi.
Erdi Bayram, Ezgi Babayiğit Sunay, Fatih Mehmet Sancak, Göksel Karaş, Lale Yakupoğlu, M. Banu Durukan, Merve Perçin, Özer Özçelik, Semra Taşpunar Altuntaş, Süleyman Emre Özcan, Tolga Çağlayansudur, Tuna Can Güleç, Umut Burak Geyikçi This book covers all topics related to financial markets. Financial Markets and Institutions offers a distinct analysis of the risks faced by investors and savers interacting through financial institutions and financial markets. It also introduces strategies that can be adopted to control and manage risks. Each chapter is further enriched by providing topical coverage in Turkey context, followed by questions and mini-cases at selected chapters. Each chapter first gives an overiew and identifies learning objectives. Furthermore, we make abundant use of graphs and tables to give relevant people a comprehensive overview of the Turkey financial system.
This textbook's strong market focus and superior pedagogy are combined with a complete digital solution to help students achieve higher outcomes in the course. Combining theory, data and policy, this successful book examines and explains financial markets, financial infrastructures, financial institutions and the challenges of financial supervision and competition policy.
Financial Institutions are described in detail, as are the operation of the key markets, including the equity, bond, money, commodity and derivatives markets. Turkey's regulatory instutitions and strategies are described as well. This book also highlights the latest developments in Turkey's financial banking industry. The authors examine recent developments, among them the introduction of new laws.
Financial Markets and Institutions is an accessible book for both undergraduate and graduate students of Finance, Economics and Business Administration, financial managers, academicians and other interested in the financial sector. We wish this book will be useful to all students and those interested in finance.
Zeyneb Hafsa Orhan Hacimli finansal yönetim kitaplarının ilk kısmında işlenen konuların ayrı bir şekilde Finansa Giriş adı altında toplandığı bu kitapta, finansa dair temel teorik bilgiler sade bir dille aktarılmaya çalışılmıştır. Bunun yanı sıra teorilerden hareketle uygulama örnekleri, konularla ilgili olarak dünyadan ve Türkiye'den güncel bilgiler ile katılım finansı ve davranışsal finans gibi alternatif bakış açılarından ilave bilgiler de paylaşılmaktadır. Bu hâliyle bu kitap, bir dönemlik bir ders kitabı gibi okutulmaya münasip olduğu gibi finansa dair giriş niteliğinde bilgi edinmek isteyen her seviyeden insana hitap edebilecek bir şekilde hazırlanmıştır.
Abdulkadir Barut, Ahmet Gökhan Sökmen, Ahmet Oğuz Akgüneş, Ahmet Şit, Alper Karavardar, Arif Saldanlı, Aslı Afşar, Aslı Gezen, Batuhan Medetoğlu, Burcu Başkurt, Cebrail Telek, Deniz Erer, Emrah Doğan, Erkan Sarsıcı, Ersin Kanat, Eyyüp Ensari Şahin, Fahrettin Pala, Gökhan Özkul, Gözde Elbir, H. Serdar Yalçınkaya, Hasan Ayaydın, Haşim Bağcı, Hilal Ok Ergün, İhsan Erdem Kayral, Mehmet Zeki Ak, Muhammed Kasım, Mustafa Kırca, Mustafa Özyücel, Naci Yılmaz, Nevzat Tetik, Nurullah Altıntaş, Onur Şeyranlıoğlu, Pınar Avcı, Rıfat Karakuş, Sare Sancak, Suzan Ergün, Şaban Çelik, Tolga Ergün, Yavuz Demirdöğen, Zehra Yoloğlu Küreselleşme sürecinde iletişim, ulaşım ve bilişim alanlarında yaşanan baş döndürücü gelişmeler neticesinde her geçen gün yeni bir dünya oluşmaktadır. Eski kabullerin yeniden sorgulandığı ve yeni normallerin hızla yaygınlaştığı bu yeni dünyada ekonomi, finans ve bunlar arasında etkileşim birey, toplum ve devletler açısından gittikçe daha da kritik hâle gelmektedir. Bu değişim-dönüşüm-başkalaşım sürecinde Türkiye, ekonomik anlamda Kuzey ile Güney, sosyo-politik anlamda da Doğu ile Batı arasında yer alan, tarihi birikimi ve sahip olduğu potansiyeliyle öne çıkan bir ülkedir. Tarihin en önemli değişim ve dönüşümlerine tanık olduğumuz bugünlerde Türkiye'nin sahip olduğu potansiyeli harekete geçirmesi oldukça önemlidir. Bu noktada kaynakların etkin yönetimi öne çıkmaktadır ki bu finansal alanın önemini işaret etmektedir. Bu öneme binaen kitapta finansal dinamikler çok boyutlu olarak ele alınmış ve ülke ekonomisine etkileri incelenmiştir. Kitap, finansal dinamiklerin ekonomik büyüme, faiz oranları, yatırım, gelir dağılımı, AR-GE, inovasyon ve istihdam gibi makroekonomik değişkenlerle olan ilişkilerini inceleyen çalışmalarla başlamaktadır. Ardından finansal değişkenler arasındaki etkileşimi sorgulayan; parite koşulları, BİST100, finansal balonlar, anomaliler, BES ve performans değerlendirmeleri konularını içeren çalışmalar yer almaktadır. Son kısımda da güncel finansal dinamiklerinin zemini ve yönü hakkında fikir vermek üzere; finansal küreselleşme, finansal krizler, reformlar, alternatif yöntemler, varantlar, türev ürünler, blokzincir, finansal okuryazarlık, sosyal sorumluluk, finansal teknolojiler ve robo danışmanlık kapsamındaki bölümler sıralanmaktadır. Böylece Türkiye merkezli olarak küreselleşme sürecinde finansal gelişmelerin ekonomik ve finansal açıdan etkileri incelenmiş ve finansal yeniliklere yer verilmiş olmaktadır.
Aclan Omağ, Ali İhsan Karacan, Başak Tanınmış Yücememiş, Canan Dağıdır Çakan, Erişah Arıcan, Esra Erişir Karacan, Gökhan Işıl, Güçlü Okay, İdil Özlem Koç, Lamiha Öztürk, Levent Çinko, Mahmut Hayati Eriş, Murat Akbalık, Server Demirci, Ufuk Alkan, Ufuk Başoğlu, Vildan Serin Finansal piyasalar, para ve bankacılık günlük yaşamımızı doğrudan etkileyen, hatta içinde yer alan ve merak uyandıran konu başlıkları arasında bulunmaktadır. Çünkü bu alanda öğrenilenler politik arenada tartışmalara konu olan iktisat politikasının yürütülmesi ile ilgili farklı görüşlerin kavranmasına olanak sağlamasının yanında, medyada sık sık duyulan ekonomik ve finansal kavramların daha açık bir biçimde anlaşılabilmesine de yardımcı olmaktadır. Finansal piyasalar, para ve bankacılık ilişkisine yönelik hazırlanan bu kitapta yer alan tüm konu başlıkları, birleştirici bir yöntemle ele alınmış, okuyucular için ekonomik ve finansal perspektifte bir analiz sistematiği geliştirilmeye çalışılmıştır.
Bu kitapta; finansal sistemi oluşturan finansal piyasaların yapısı ve işleyişinin yanı sıra finansal kurumlar ve araçlar ele alınmış, para kavramı ve politikaları teorik temellere dayandırılmış, yine paranın ve politikalarının finansal sistemdeki yeri incelenerek merkez bankası para politikası uygulamalarına değinilmiş ve finansal sistemin istikrarı üzerinde durulmuştur. Bunlarla birlikte finansal sistemde bankacılığa ilişkin teorik altyapı incelenmiş, sistemin en önemli aktörü olan bankaların gelişimi, işlevleri, uluslararası faaliyetleri ele alınmış ve sistemin düzenlenmesi ve denetimine yönelik faaliyetler irdelenmiştir. Kitapta yer bulan bu konular hem dünya ülkelerinde hem de Türkiye'de yaşanan gelişim ve değişimi gözler önüne sermektedir.
Okuyucular bu kitapta edinecekleri bilgilerle farklı bakış açısı ve düşünce tarzıyla konuya yaklaşıp irdeleme fırsatı bulabilecektir.
Sema Yaşar Bir ülkenin refah artışını sağlayabilmesi millî gelir artışına bağlı olduğu kadar elde edilen millî gelirin nasıl dağıldığına da bağlıdır. Millî gelirin elde edilmesinde katkısı olan üretim faktörlerinin millî gelirden aldığı pay fonksiyonel gelir dağılımı ile ifade edilmektedir. Millî gelirin emek, sermaye, toprak ve girişimci arasındaki dağılımını veren fonksiyonel gelir dağılımı millî gelirin farklı sosyal sınıflar arasındaki dağılımını da yansıtmaktadır. Fonksiyonel gelir dağılımı verileri ülkelerin gelişmişlik seviyeleri, refah düzeyleri ve elde edilen gelirin farklı sosyal sınıflar arasındaki dağılımının dengeli olup olmadığı hakkında bilgi edinilmesine olanak sunmaktadır. Tüm zamanlarda olduğu gibi bugün de hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler açısından önem arz eden gelir dağılımı bu çalışmanın da konusunu oluşturmaktadır. Gelir dağılımı öncelikle teorik açıdan incelenmiş ardından Türkiye ekonomisi açısından seyri değerlendirilmiştir. Millî gelir ile olan ilişkisi ve farklı sosyal sınıfların gelirden aldıkları payı yansıtması dolayısıyla fonksiyonel gelir dağılımının seyri her bir fonksiyonel gelir türü için ayrı ayrı incelenmiştir. Ayrıca fonksiyonel açıdan genel olarak emek ve sermaye olarak sınıflandırılan gelirlerin millî gelir içerisindeki paylarına da ayrıntılarıyla yer verilmiştir.
Dilek Sürekçi Yamaçlı This book explains the basic concepts and applications of MATLAB for economics employing the following outline:
Chapter 1: What is MATLAB®? An Overview
Dive into the world of MATLAB® in this opening chapter, where you'll discover that MATLAB® is more than just software—it's a versatile computational environment specifically designed for engineers, scientists, and economists. Learn how its interactive, user-friendly interface empowers you to effortlessly perform complex calculations and create sophisticated models.
Chapter 2: Mathematical Operations in MATLAB®
Delve into the core of MATLAB® with its unparalleled mathematical capabilities. From basic arithmetic to advanced calculus, MATLAB® equips you to manipulate and analyse data effortlessly. These foundational skills serve as the building blocks for advanced modelling and analysis techniques.
Chapter 3: Plotting Operations
Visualization is key in economic modelling, and in Chapter 3, you'll explore MATLAB®'s proficiency in 2-dimensional and 3-dimensional plotting. Witness how MATLAB®'s rich graphics capabilities allow you to present complex economic concepts in an accessible and insightful visual manner.
Chapter 4: Custom Functions
Discover the backbone of MATLAB®'s flexibility in Chapter 4. Learn to create your own functions with input and return arguments, fostering reusability and modularity in your economic models. These custom functions encapsulate your modelling logic, offering a powerful tool in your toolkit.
Chapter 5: Time Series Analysis
Unravel the intricacies of time-dependent economic data in Chapter 5. Explore stationarity tests, time series decomposition, and the application of least squares linear regression in MATLAB®. Equip yourself with the essential tools for analysing and predicting economic trends using ARIMA modelling and forecasting.
Embark on a comprehensive journey through MATLAB®, mastering the skills and techniques necessary for insightful economic modelling and analysis. Whether you're an engineer, scientist, or economist, this guide unlocks the full potential of MATLAB® for your economic insights.
Remzi Bulut Geçiş ekonomilerini benimseyen ülkeler, Doğu Bloku’nun dağılmasıyla ortaya çıkmıştır. Geçiş ekonomileri olarak adlandırılan bu ülkeler, dünyanın farklı bölgelerinde bulunmaktadır. Bundan dolayı da farklı gruplar hâlinde ele alınarak incelenmektedir. İnceleme ve araştırma yapılırken IMF’nin yapmış olduğu gruplandırma temel alınmaktadır. Bu ülkeler coğrafi olarak ele alındığında; Merkezi ve Doğu Avrupa (MDA) ülkeleri, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri, Bağımsız Devletler Topluluğu kapsamı dışında kalan eski SSCB ülkeleri ve Asya’da yer alan 4 ülkeden (Çin Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Kamboçya) oluşmaktadır.
1990’lı yıllardan önce merkezi planlı sistemden serbest piyasa ekonomisine geçiş yaşanmadığından bu ülkeler piyasa ekonomisine geçiş sürecinde bir takım sosyal ve ekonomik problemlerle karşı karşıya kalmışlardır. Avrupa’ya yakın olan ülkeler kısa sürede geçiş reformlarını tamamlamış olup Avrupa Birliği standartlarına uyum sağlamıştır. SSCB’den ayrılan ülkelerde piyasa ekonomisine geçiş reformları yavaş ilerlemektedir. Asya’da yer alan ülkelerde ise tam anlamıyla piyasa ekonomisine geçiş söz konusu değildir. Bu ülkeler sosyalist piyasa ülkeleri olarak da adlandırılmaktadır.
Türkiye’de 1990'lı yıllara kadar yeterince tanınmayan bu ülkelerin piyasa ekonomisine geçişleri Türkiye ile iktisadi, siyasi ve kültürel olarak daha fazla yakınlaşma ve kaynaşma imkânı sağlamıştır.
Remzi Bulut Doğu Bloku ülkeleri ekonomisinin istikrardan uzaklaşması, Sovyetler Birliği'nin ekonomik güç dinamizmini kaybetmesi, eski Doğu Bloku ülkelerinin yeni sistem arayışlarını beraberinde getirmiştir. Uzun yıllar boyunca uygulanan dışa kapalı ekonomi politikaları, dünya dış ticaretinde SSCB'nin ve Doğu Bloku ülkelerinin dış ticaretteki payını düşük seviyelerde bırakmıştır. Doğu Bloku ve SSCB'yi oluşturan ülkelerin dağılma sürecini tamamlamasından sonra bu ülkeler piyasa ekonomisine geçme kararı almışlardır.
Özellikle SSCB'nin dağılması. Doğu Bloku'nun sonu anlamına gelmektedir. SSCB, uzun yıllar Doğu Bloku ülkelerine sosyal ve ekonomik açıdan yön vermiştir. Ancak Doğu Bloku ülkelerinde meydana gelen değişimler sonucu oluşan sosyal ve ekonomik sorunlar Sovyetler Birliği'ni doğrudan etkilemiştir.
Piyasa ekonomisine geçişin ilk yıllarında, eski SSCB cumhuriyetlerinde olduğu gibi Moldova Cumhuriyeti'nde de üretim faktörlerine (özellikle mal ve hizmet üretiminde kullanılan araç gereç) yapılan yatırımlar yetersiz kalmıştır. Dolayısıyla üretimde sert düşüşler, millî gelirde kayıplar, enflasyon ve işsizlik oranlarında artış, verimde azalmalar ve ekonomik istikrarda bozulmalar başlamıştır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan tüm cumhuriyetler, sosyal sorunlarla mücadele edemez hâle gelmiştir. Özellikle Moldova Cumhuriyeti'nde sosyal problemlerden işsizlik ve güvenlik sisteminde ciddi çöküşler yaşanmıştır. Sosyal ve ekonomik gerileme ile birlikte sağlık, bilim, kültür, spor vb. alanlar doğrudan etkilenmiştir.


Levent Aydın, İzzet Arı 20. Yüzyılın başından itibaren kalkınma iktisadında, ülkelerin gelişmişlik seviyesinin iyileştirilmesi, kaynakların daha etkin kullanılması, değişen teknoloji ile artan nüfus ve farklılaşan talebe göre ekonomilerin dönüşümü gibi konularda planlamaya ihtiyaç duyulmuştur. İktisadi planlama, makro ölçekte ülkelerin belirlediği vizyon, strateji, amaç ve hedeflere uygun olarak planlama araçlarını kullanarak ölçülebilir, raporlanabilir ve doğrulanabilir göstergelerle kalkınmayı sağlayan ana unsurlardandır. Aynı zamanda iktisadi planlama ve ekonomi programları bir zaman perspektifinde ekonomideki kararların rasyonel olarak verilmesini sağlayan önemli bir yaklaşımdır.
Kitap, iktisadi planlamanın gerekliliğini, temel özelliklerini, kavramsal çerçevesini ve örneklerle iktisadi planlama tekniklerini ortaya koymaktadır. Araştırmacıların, akademisyenlerin, iktisadi konularda politika yapıcıların ve karar vericilerin, uzmanların ve öğrencilerin iktisadi planlama ile ilgili temel bilgilere ulaşabileceği bu kitap, alanında uzman iki akademisyen tarafından kaleme alınmıştır. Kitapta, Türkiye özelinde Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren sanayi planları ve kalkınma planlarının bugüne kadar olan gelişimi sektörel bir bakış açısıyla ortaya konmaktadır. Bununla birlikte ekonomide Genel Denge Modellerinin çekirdeğini oluşturan Girdi-Çıktı Yöntemi de planlama teknikleri kısmında detaylı bir şekilde yer almaktadır. Ayrıca, Plan-Program-Proje hiyerarşisinin tamamlayıcısı olan proje değerlendirmede karar verme araçları detaylı bir biçimde örneklerle sunulmaktadır.
Aylin Koç Konu, Ayşe Nur Mercan, Emre Gedikoğlu, Funda Mermertaş, İbrahim Halil Nergiz, İlker İbrahim Avşar, Mehmet Pekmezci, Mustafa Mete, Mustafa Mete, Sinan Çınar, Tuğba İncenacar, Veysi Evis Gelişen Piyasalar Ekonomisi başlığıyla hazırlanan bu kitap, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde okutulan birçok derste yardımcı kaynak olma özelliği taşımaktadır. Derslerde ihtiyaç duyulan ilgili ülkelerin verilerine hızlı ve pratik bir şekilde bu çalışmada ulaşılabilecektir. Çalışmada; dikkatleri üzerine çeken, gelişme potansiyeli hayli yüksek olan, gelişen piyasa ekonomilerine sahip ülkeler incelenmiştir. Gelişen piyasa ekonomilerine sahip ülkelerin, son 30 yılda küresel ekonomide oldukça önem kazandığı görülmektedir. Bu ülkeler, dünya nüfusunun yaklaşık %84'ünü oluşturmaları ve dünya ticaretindeki rolleri ile dikkatleri üzerlerine çekmektedir. Yine bu ülkelerin önümüzdeki yıllarda da küresel ekonominin büyüme motoru olmaya devam edecekleri düşünülmektedir. Bu çalışmada Morgan Stanley Capital International (MSCI) ve Focus Economics'e göre gelişen piyasa ekonomilerine dâhil olan 27 ülkenin 2000-2018 dönemine ait demografik ve makro ekonomik verileri incelenmiştir. Bu incelemeler ışığında her bir ülke verileri yorumlanarak değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Ali Erdoğan Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için önemli bir sermaye kaynağıdır. Birçok ülke, doğrudan yatırımları teşvik ederek ekonomilerini geliştirme stratejisini izlemektedir. Küreselleşme sürecinin hız kazanmasıyla birlikte hem gelişmiş hem de tasarruf ve yatırım eksiği bulunan ülkeler, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için çaba sarf etmektedir. Söz konusu yatırımları çekebilmek; ülke ekonomisine sermayenin yanı sıra teknoloji, istihdam, millî gelir artışı, üretim ve geniş dış pazar avantajları gibi birçok katkı sağladığı için ülkelerin kalkınmasında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının etkin bir rol oynadığı kabul edilmektedir.
Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının Türkiye’ye bugüne kadar arzu edilen seviyelerde gelmemiş olması, araştırılması gereken önemli bir konudur. Bu çalışmadaki en önemli hedef; doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomi üzerindeki önemli etkilerinin belirlenmesinin yanı sıra, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımların bugüne kadar istenilen seviyede gerçekleşememesinin ve ülkeye gelen yatırımların istihdam, ekonomik büyüme ve millî gelir üzerindeki etkilerinin yetersiz düzeyde oluşunun nedenlerini belirlemek ve bu duruma çözüm önerileri getirmektir. Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının istihdam, millî gelir ve ekonomik büyümeyi optimal seviyede etkileyebilmesi için, gelen doğrudan yatırımların türü önem arz etmekte ve bu bağlamda ülkemiz, sabit sermaye yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte, gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları; büyük oranda Türkiye’nin iktisadi durumuyla ilgili, dolayısıyla ekonomisinin büyüklüğü, istikrarı ve dışa açıklık seviyesi ile doğrudan ilişkilidir.
Tezer Palacıoğlu There are basically three alternatives in order to sustain the march for developed but saturated and elderly populated economies (EU, USA, Japan etc) or take a strong place on the world stage again for the developing economies which had imperial experience in the history (China, Russia, Turkey, India etc);
i) Introduce high value-added products with new technology that will meet the purchasing demands of existing consumers and provide new benefits to them,
ii) Finding new markets,
iii) Both.
These requirements clearly explain the struggle to "grab a corner" in Africa which is expected to supply the majority of the world population growth until the next century. It is a geography that should be investigated seriously. Those who are late will likely be left out of the game.
However, due to the tough conditions in Africa, the lack of accurate and up-to-date resources for desk researches and the reluctance of researchers to carry out field studies in Africa reveal a great lack of information. It is hard, if not impossible, to find studies examining 54 countries of Africa with the shortest, practical and concrete data.
I hope this study, which is equipped with the information obtained from extensive domestic and foreign sources as well as the experiences gained in the field studies conducted in 8 African countries and the interviews with all segments of representatives from public and private sector, will cover this need. Despite focusing the issues within the scope of Turkey, the broad understanding of the Continent aims to make it useful to anyone who wants to explore Africa, regardless of the nationalities.
Munise Tuba Aktaş Haiku; yaşamın içinden, andan süzülen duygu, düşünce ve algıların şaşırtıcı ve şiirsel biçimde dışa vurumudur. Japon edebiyatının geleneksel lirik, kısa şiir biçimi olan haikular az sözle özü anlatan iktisadi şiirler olarak ifade edilebilir. Bu kitap, haiku ile iktisat bağını kuran akademik ve edebî çalışmaların incelenmesinin ardından iktisadi şiirin ekonomi öğretiminde kullanımına dair bir deneyim paylaşımıdır. Son yıllarda sanatın her dalının iktisat derslerine nüfuzu, yeni bir yaklaşım olarak dikkat çekicidir. Geleneksel ekonomi öğretimine destek olabileceği düşünülen yaratıcı uygulamaların derin ve kalıcı öğrenmeye katkı sunduğu alan yazında karşılık bulmaktadır.
Ekonomiye farklı bir perspektiften bakmak, bu eseri
diğer standart, alışılagelmiş ekonomi kitaplarından ayırmakta ve öğrencilerle yapılan uygulamayı, onların değerlendirmelerini içermektedir. Bu eserin kaleme alınmasındaki amaç, insanla temas eden bir ekonomi anlayışı içinde insanın bireysel ve toplumsal yaşam deneyimlerini, gözlemlerini, duygularını sanatla buluşturarak görünür kılmaktır.
Sadık Karaoğlan Bu kitap, üç ana bileşenden oluşmaktadır. Birinci bileşen, ilk halka arzlarda hisse senetlerinin anormal getirilerini ve bunun belirleyicilerini ortaya koyan teorik ve ampirik katkıları özetlemektedir. İkinci bileşen, halka arz edilen hisse senetlerinin kısa ve uzun dönem fiyat performanslarının ölçülmesine yönelik yöntemleri tanıtmakta ve uygulamaktadır. Üçüncü bileşen ise, halka arz edilen hisse senetlerinin, yine kısa ve uzun dönemli anormal ve kümülatif anormal getiri performanslarının belirleyicilerini tespit etmeye yönelik ampirik analizleri içermektedir.
Bu kitabın taşıdığı güncel ampirik ruh nedeniyle, pay piyasalarıyla ilgili çalışma yapan akademisyenler ve tez hazırlayan lisansüstü öğrencileri tarafından ilgi göreceği düşüncesindeyim. Neden? Çünkü, bu kitapta halka arz konusu pek çok alternatif yatırım araçları göz önüne alınarak incelenmiş ve halka arzlarda fiyatlama davranışları ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Bu bakımdan, konuyla ilgili halka arz planlaması yapan firmalar ve uluslararası yatırımcılar açısından da piyasa iklimine ışık tutması dolayısıyla bu kitabın yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
Armağan Macit, Aylin Konu, Begüm Buse Özsavaner, Bekir Tuncer, Deniz Macit, Elvan Dürbin Gümüş, Ercan Bahtiyar, H. Yusuf Güngör, Harun Karakavuz, Kemal Coşkun, Mehmet Yaşar, Nihan Sidar, Nisa Seçilmiş, Onur Oğuz, Rüstem Barış Yeşilay, Şafak Aktemur, Volkan Yavaş, Yıldırım Saldıraner Havacılık sektörü, birçok krizden aldığı ağır hasarlara rağmen büyümesini devam ettirerek küresel seyahatin en çok tercih edilen ulaşım modlarından biri hâline gelmiştir. Ülkelerin gelişmişlik seviyesinin önemli bir göstergesi olan hava taşımacılığı, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. 2019’un sonundan itibaren Covid-19 pandemisi ile bugüne kadarki en büyük krizi yaşayan havacılık sektörü, seyahat yasakları ve kısıtlamaların kalkması ile hızlı bir toparlanma sürecine girmiş, pandemiden etkilenen ülke ekonomilerine de katkı sağlamaya devam etmiştir. Değişen dünya düzenine ve dijitalleşmeye en hızlı ayak uyduran ulaşım modlarından olan hava taşımacılığı küresel çapta ülkeler tarafından önemli altyapı yatırımları ile desteklenmektedir. Havacılık sektörüne yapılan yatırımlar, havacılığın gelişmesine ve ülke ekonomilerine daha büyük katkı sağlamasına sebep olmaktadır. Bu sebeple havacılık ekonomisi, hükûmetlerce ve sektördeki tüm paydaşlarca geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Bu kitapta, havacılık ekonomisinin teorik ve kavramsal temelleri konusunda bilgiler verilerek havacılık ekonomisine yönelik politikalar incelenmekte ve havacılık ekonomisi ile ilgili güncel araştırmalar ele alınmaktadır. Böylelikle her seviyeden akademik bilgi edinmek isteyen okuyuculara fayda sağlayabilmesi amaçlanmıştır. Akademik alan yazına katkı ve okuyuculara fayda sağlaması dileğiyle…
Ahmet Özken, Hakkı Gürcan Atay, İrfan Kalpalı, Mehmet Ağırbaş, Meltem Onay, Mine Yılmazer, Mustafa Tanyeri, Mutlu Yılmaz, O. Murat Koçtürk, Ömer Pesen, Özcan Güven, Özge Ayan, Serkan Çınar, Tuğçe Danacı “Dış ticaretin tarihsel evrimi ve güncel mevzuat uygulamalarından dış ticaret süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sağladığı bilgilerle, Türkiye'nin dış ticaret yapısını modern bir bakış açısıyla derinlemesine analiz eden bu değerli yayın, bu alanda her seviyede görev yapanlar, akademisyenler ve özel sektörde faaliyet gösteren/gösterecek olan meslek mensupları için yol gösterici niteliktedir.
Kitapta, dış ticaret alanındaki birçok yayından farklı olarak iş dünyasının çeşitli sektörlerinde faaliyet gösteren temsilcilerin tecrübelerini paylaştığı röportajlara yer verilmiş. Başarı öykülerinin anlatıldığı bu röportajların iş dünyasına yeni adım atmış veya atacak olanlara büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Kamu-özel sektör-üniversite üçgeninde oluşturulan bu yayın, dış ticaret alanındaki sorulara A'dan Z'ye yanıtlar sunan çok değerli bir çalışma olmuş. Emeği geçen herkesi tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.”
Adnan Yıldırım (Ekonomi Bakan Yardımcısı)
•••
1980'li yıllarla birlikte, ihracata dayalı büyüme modelinden bugün 500 milyar dolarlık iddialı bir ihracat hacmine erişme hedefi olan ülkemizde gelinen nokta, kalkınmamız yönündeki en büyük çabalardan biridir.
Üreten, ürettiğini ihraç eden girişimcilerimizin sayılarının artması ve teknolojinin sunduğu nimetleri en etkin şekilde kullanarak ülkeye döviz kazandırması bugünkü rekabet ortamında dünden daha önemli bir hâle gelmiştir.
Bu nedenle, doğru bilgilendirme ve doğru kaynakları kullanma açısından farklı akademisyen ve uzmanlarca hazırlanmış söz konusu yayının bir rehber niteliğinde olduğu inancındayım.
Bu değerli yayının, stratejik hedeflerimizden biri olan dış ticaret hacmini artırmamızda dikkat çekici bir başarı elde etmesi temennisiyle, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Ender Yorgancılar (EBSO Yönetim Kurulu Başkanı)
•••
Her geçen gün küreselleşen dünyamızda dış ticaretin önemi giderek artmaktadır. Başarılı örneklerin paylaşılmasını, geçmiş deneyimlerin genç girişimcilere aktarılmasını, bu sayede onların cesaretlendirilmesini çok önemli buluyorum.
Yarattığınız eser bu açıdan çok değerli bir kaynak niteliğindedir. Özellikle, Türkiye şartlarında başarıya ulaşmış kişilerle yapılan röportajlar yol gösterici.
Bu tür yayınlar; üretmeyi, ticareti ve kısacası hayatı desteklemektedir. Değerli katkılarınızdan dolayı sizi ve emeği geçen herkesi kutluyorum.
Sabri Ünlütürk (Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı)

İsmail Metin Küresel rekabet ortamında uluslararası pazarlarda daha etkin bir şekilde faaliyette bulunabilmek için, elektronik pazaryerlerini kullanarak ihracat ve ithalat yapmak zorunluluk haline gelmiştir. e-ticaretin ilk aşamalarında yüz yüze iletişim olmaması nedeniyle karşı tarafa olan güvenilirlikle ilgili problemler yaşanmaktadır. Bu kitapta, e-ortamda güvenilirlikle ilgili elektronik pazar yerlerinin uygulamalarına ve ihracatçı ve ithalatçıların alması gereken önlemlere yer verilmiştir. Ayrıca elinizdeki kitapta, dünyanın en önde gelen elektronik pazaryeri olarak kabul edilen alibaba.com'a üye olarak ihracat için müşteri bulma ve ithalat için uygun tedarikçi ve ürün bulma işlemleri detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
"İhracatçı ve İthalatçılar için Elektronik Ticaret" adlı eserin yazılmasındaki ana amaç; elektronik ortamda ihracat pazarlamasıyla ilgilenen veya ithalat yapmak isteyen girişimcilere, öğrencilere ve diğer ilgili bireylere elektronik ortamda dış ticaret işlemleri yapabilmeyi öğretmektir. Söz konusu eser, ihracat ya da ithalat yapmayı düşünen veya yeni başlamış küçük ve orta büyüklükteki işletmelerle, dış ticaret eğitimi veren çeşitli kuruluşlar, fakülteler ve yüksekokullar için temel bir kaynak kitap özelliği taşımaktadır.
Çağatay Başarır, Fatma Erdoğan, Murat Erdoğan, Sinem Atay, Ufuk Eren Vapur, Yasemin Başarır Sanayi Devrimi ile başlayıp günümüze kadar gelen sürecin en önemli özelliklerinden biri, çevresel sorunları beraberinde getirmiş olmasıdır. Bu dönemde teknolojik imkânların gelişmesine paralel şekilde tüketim de artış göstermiş, talebin karşılanması için yapılan üretim hacmi genişlemiş, üretim için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyulmuş ve bu ihtiyaç fosil yakıtlarla karşılanmaya çalışılmıştır. Bu durum, üretim ve tüketim süreçlerinin hızlandığı ve sanayi üretiminin önemli boyutlara ulaştığı gelişmiş ülkelerde karbon emisyonu seviyesinin yükselmesine neden olmuştur. İlk bölümde Sinem Atay; dünyada iklim krizinin ve krizle mücadelenin genel bir çerçevesini sunmuş, Yeşil Mutabakat ile bu mücadelede neleri ileri sürdüğünü sektörler bazında incelemiş ve Mutabakat'ın önem verdiği sektörler bakımından Türkiye'nin nasıl bir görünüm sergilediğini ortaya koymaya çalışmıştır. İkinci bölümde Ufuk Eren; karbon belgesinin oluşumu, karbon ticaretinin esasları ve piyasanın çalışma koşulları ile fiyatlandırmanın nasıl yapılacağı hakkında bilgi vermiştir. Fatma Erdoğan ile Murat Erdoğan üçüncü bölümde; güneş, rüzgâr, gelgit ve dalga enerjisi ile hidroelektrik ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını detaylı bir şekilde incelemişlerdir. Son bölümde Çağatay Başarır ile Yasemin Başarır, yeşil dönüşümde tahvillerin işlevi üzerinde durmuşlardır.
Editör
Prof. Dr. Metehan Yılgör
M. Umer Chapra İktisadın Geleceği: İslamî Bir Bakış hem iktisadi hem de ahlâki açıdan ana akım iktisadın bilimsel ve samimi bir eleştirisidir. Chapra, yararının olduğu kadar Batı merkezli kapitalist iktisadın limitlerinin de farkındadır. İktisadi analizin gerçek değerinin ve dünyadaki insanlığın daha iyiye gitmesine katkı yapabileceğinin bilincinde olarak, zayıf taraflarının bu disiplinin gerçek rolünü oynamasına gölge düşürdüğünü belirtmektedir. Nelerin yanlış olduğunu belirterek aynı zamanda doğrusu için çözüm önerileri de sunmaktadır. Çalışma ayrıca iktisadın etkinliğini göz ardı etmeyecek şekilde eşitlik ve adalet meselesine odaklanılmasını sağlayan sistematik bir çaba sarf etmektedir. Eğer iktisat, insanın refahına yönelik bir bilim ise ve sadece "zenginliğin kasvetli bir bilimi" değilse denge ve etkinliğin ortak hedefleri birlikte ilerlemesi gerekmektedir. Chapra, ahlâki filtrelerin kavramlarını açıklarken ve ana akım iktisadın matrisleri içerisinde adalet boyutunu yeniden oluşturmaya çalışmaktadır.
İslam iktisadını titizlikle iktisadın kendi alanına yerleştiren Chapra, İslam iktisadına ayrı bir tür olarak bakmamaktadır. İktisadi problemleri İslamî bir bakış açısı ile değerlendirmekte bu da iktisadı, İslamî bir toplumsal düzen ve tasavvurla uyumlu hâle getiren yenilikçi bir çabadır. İslam ve iktisat öyle birbirine geçmiştir ki iktisat yeni bir gidişat geliştirmekte ve katedilecek yeni bir dünya keşfetmektedir. Bütün bunlarla birlikte Chapra, iktisadın, adil düzen arayışında insanlık için gerçekten yararlı olması için islamî bir bakış açısı ile ahlâki zenginleşmeye ihtiyacı varken ümmetin de iktisadın tarihini ve kendi noksanlarını farketmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Ömer Yılmaz - Merter Akıncı İktisadi büyüme, iktisat biliminde uzun yıllar güncelliğini koruyan ve teorik temelleri üzerine yeni düşünce akımlarının ortaya konulabileceği bir alandır. Özellikle 19. yüzyıldan itibaren ülkelerin zengin ve fakir olmaları biçiminde bir ayırıma gidilmesi ve her iki grup ülke arasındaki gelişmişlik farkının giderek açılması, büyüme ve kalkınma konularına olan ilgiyi de artırmıştır. Temelde iktisadi büyüme ile birlikte ülkelerin üretim ve tüketim yönünden refahlarını yükseltmelerine bağlı olarak, iktisadi büyüme dinamiklerinin neler olduğunun ve bu dinamiklerin büyüme üzerindeki etkilerinin belirlenebilmesi, farklı sistematik fikirler yardımıyla ortaya konan büyüme modelleri çerçevesinde açıklanmaya çalışılmıştır.
Temel olarak iktisadi büyüme ve bununla ilgili olan kavramlar ile geçmişten günümüze kadar ortaya atılan büyüme teorilerinin ayrıntılı olarak incelenmesine dayanan bu eserde; Cumhuriyet döneminden itibaren Türkiye ekonomisindeki büyüme dinamikleri ele alınmakta ve büyüme süreci üzerinde etkili olan makroekonomik faktörler uygulamalı olarak analiz edilmektedir. Geniş kapsamından dolayı bu çalışmanın, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim gören öğrencilere faydalı olabileceği açıktır.
Cemre Eda Erkılıç, Devran Şanlı, Erdem Selman Develi, Erginbay Uğurlu, Fahriye Öztürk, Ferhat Apaydın, Hakan Uslu, Mehmet Özyiğit, Mehmet Songur, Meltem Tarı Özgür, Müge Manga, Nadide Yiğiteli, Nihal Gökçe, Orhan Cengiz, Semih Çetin İktisadi büyüme tartışmaları, klasik iktisatçıların konu ile ilgili düşüncelerini sunmasıyla başlamıştır ve farklı ekollerin teorik temellere dayanan modelleri ortaya koymasıyla devam etmektedir. Kapitalizmin krizleri bugün de kapitalist sistemin geçerliliğini sorgulamamıza neden olmaktadır. Teknolojik sıçrama, iklim değişikliği, çevre tahribatı ve Covid-19 pandemisi henüz ilk çeyreğini yaşadığımız 21. yüzyılın en önemli konuları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma; farklı kurumlardan konusunda uzman araştırmacıları bir araya getirmiş ve geleneksel büyüme kitaplarından farklı olarak kapitalist olmayan büyümenin mümkün olup olmayacağını sorgulayarak işe başlamıştır. Daha sonra yaşadığımız yüzyılın en önemli konularından olan teknolojinin, çevrenin ve sağlığın iktisadi büyüme ile etkileşimi üzerinde durmuştur. Bu konularla doğrudan veya dolaylı olarak etkileşim içinde bulunan eğitimin, enerji tüketiminin, kurumsallaşmanın, doğrudan yabancı yatırımların, küreselleşmenin, yeni sömürgeciliğin ve enflasyonun büyüme ile ilişkisini ülke, ülke grupları ve bölgesel olarak ortaya koymaya çalışmış, ülke içi bölgesel yakınsamayı analiz etmiştir. Kitabın tüm okuyuculara yararlı olmasını temenni ederiz.
M. Umer Chapra İslam’ın neredeyse tüm Müslüman ülkelerde yaşamakta olduğu diriliş, İslam’ın öngördüğü türde bir refahı gerçekleştirebilmek ve insanların karşılaştığı çeşitli problemleri özellikle de iktisat alanındakileri çözebilmekiçin sunması gereken programın açık ve bütüncül bir resmine duyulan bir ihtiyaç yaratmıştır. Özellikle ilgi odağı olan nokta ise, dünya genelinde çoğu ülkenin karşı karşıya olduğu makroekonomik ve dış dengesizlikleri üstesinden gelinebilecek sınırlara çekecek aynı zamanda tam istihdamı mümkün kılacak, yoksulluğu ortadan kaldıracak, ihtiyaçları karşılayacak ve gelir ve servet eşitsizliklerini en aza indirecek bir stratejidir. Müslüman ülkeler kapitalizmin, sosyalizmin ve refah devletinin seküler dünya görüşleri çerçevesinde bu tür strateji üretebilirler mi? İslam hedeflerine ulaşmalarında onlara yardımcı olabilir mi? Eğer olabilirse, İslamî öğretiler nasıl bir politika paketi sunmaktadır? Bu kitap, bu ve diğer ilişkili sorulara cevap aramaktadır.
Kitap seküler temelli tasarımlar olan kapitalizm, sosyalizm ve refah devletine ilişkin eleştirilerine ilaveten busistemlerin başarısızlıklarına dair İslamî bir perspektif oluşturması açısından özgün bir eserdir. Kur’an’ın öğretilerini modern ekonomi ile bir araya getirerek İslam iktisadının İslam’ın öngördüğü iyilik halini gerçekleştirmek için ne sunması gerektiğine dair net ve entegre bir çerçeve sunmaktadır.
Bahattin Erden, Bora Topal, Döndü Çınar, Fatih Okur, H. Hilal Bağlıtaş, Hakan Yılmaz, Hikmet Akyol, Kübra Elmalı, Mehmet Kuzu, Mustafa Kırca, Oğuz Tümtürk, Orhan Cengiz, Ümit Yıldız, Yusuf Esmer Literatürde iktisadi ve finansal açıdan ele alınan konular çeşitlilik arz etmektedir. Söz konusu literatüre katkı sağlamak amacıyla hazırlanan İktisadi ve Finansal Konular Üzerine Çalışmalar adlı bu kitapta teorik ve uygulamalı çalışmalar yer almaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde kitabın, ele alınan alanlarda lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi gören öğrencilere ve akademisyenlere yararlı olacağı düşünülmektedir.
• Uluslararası Politik Ekonomi ve Döviz Kuru Politikaları - Orhan Cengiz
• Girişimcilik Finansmanında Yeni Nesil Alternatif Finansman Modeli: Kitlesel Fonlama - Hakan Yılmaz
• E-Ticaretin Ekonomideki Yeri: Ekonomik Büyüme ve Kalkınma Açısından Önemi - Fatih Okur
• Küresel Isınma Sürecinde Tarımsal Girişimciliğin Geleceği - Yusuf Esmer ve Döndü Çınar
• Türkiye’de Döviz Kuru ve Tüketici Güven Endeksi Arasındaki Nedensellik İlişkileri - Ümit Yıldız ve Mustafa Kırca
• Elektrik Enerjinin Sektörel Tüketiminin Mekânsal Ekonometrik Analizi - Kübra Elmalı
• Fiyat Etiketlerinde Bedavacılık "Free Rider" Sorunu - H. Hilal Bağlıtaş
• Finansta Yapay Zekâ Kullanılabilirliği ve Uygulama Alanları Üzerine Bir Değerlendirme - Bora Topal ve Bahattin Erden
• ABD Ekonomi Politikası Belirsizliği, Euro Bölgesi Üzerine Yayılma Etkisi Taşır mı? - Oğuz Tümtürk
• Finansal ve Ekonomik Krizlerden Toparlanma Dinamikleri Belirleyicilerinin Toparlanma Şekilleri Çerçevesinde (V, U, W, L, J, K vb.) Covid 19 Pandemi Krizi Açısından Analizi - Mehmet Kuzu
• Ekonomik Karmaşıklık ve Ticari Dışa Açıklığın Gelir Eşitsizliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Üzerindeki Etkisi - Hikmet Akyol
Afşin Şahin İktisat bilimi, optimum kaynak dağılımını ele alması bakımından, finans ve bankacılık alanları ile yakından ilişkilidir ve küresel krizleri takiben çemberlerinin kesiştikleri bölgeler gün geçtikte genişlemektedir. Tartışılan bu konularda, kimi zaman küçük parçalardan yola çıkılarak büyük resim görülmeye çalışılmıştır. Ağaçlar detaylı analiz edilmiş, uygulama deneyimleri okuyucularla paylaşılmıştır. Bazen de büyük bir parçadan yola çıkılarak küçük parçalara doğru seyahat edilmiştir. Yeri geldikçe okurla konuşma biçiminde ilerlenmiş, ancak yorum ve düşüncelerin bilimsel gerçeklik ve kaynaklarla desteklenmesine titizlikle önem verilmiştir. Kitap, üretim, tüketim, yatırım, dış ticaret, enflasyon gibi temel makro iktisadi konular ile başlamakta; parasal ekonomi, merkez bankacılığı, finans ve bankacılık konularındaki çeşitli yorum ve değerlendirmelerle tamamlanmaktadır. Bu kitap, üniversite öğrencilerine, iş hayatında çalışanlara ve kendini bu alanlarda geliştirmek isteyenlere hitap eden pek çok konuyu içermektedir.
Mabid Ali Al-Jarhi, Osamah Al Rawashdeh, Muhammed Iqbal Anjum, Toseef Azid, Servet Bayındır, Muhammet Fatih Canbaz, M. Kemalettin Çonkar, Abdullah Durmuş, Ekrem Erdem, H. Mehmet Günay, Hichem Hamza, Khoutem Ben Jedidia, M. Fahim Khan, Kadir Kızıltepe, Muhammad Azeem Qureshi, Fatih Yardımcıoğlu Kur’an’da ve hadis literatüründe ribâ olarak adlandırılan şey(ler)in katiyetle yasaklanmış olduğu konusunda Müslümanlar aksi yönde görüşlerine pek rastlanmamıştır. Tartışmaların ana eksenini ; ribânın tanımı, türleri, yasağın hikmeti ve kapsamı, günümüzdeki modern finans uygulamalarının ribâ yasağı açısından değerlendirilmesi, mevcut İslamî finansta ribânın yeri ve ribâ içermeyen alternatif finansal ürünlerin nasıl geliştirileceği gibi konular oluşturmaktadır.
Elinizdeki bu kitap temelde günümüz iktisadi problemlerinde yer aldığı düşünülen pek çok sosyal, siyasal ve iktisadi soruna yol açan faiz konusunu odağa almaktadır. Bu bağlamda kitapta, kavramdan uygulamaya faizin birçok açıdan incelendiği makaleler yer almaktadır. Söz konusu metinler genelden özele ; Kur’an-ı Kerim’de ribâ ayetlerinin kademeli nüzulü, faizin eylemsel ve sonuç odaklı tanımlanması önerisi, literatürdeki faiz teorilerinin mukayesesi, literatürde faizle ilintili olarak en sık anılan teori olan paranın zaman değerinin İslamî açıdan değerlendirilmesi, alternatif bir bakış açısıyla faizi bir piyasa aksaklığı olarak açıklayan bir görüş ortaya konması, günümüz İslam finansındaki murâbaha ve faiz ilişkisi, kitle fonlamasından hareketle faizsiz yatırım ürünleri geliştirme önerisi gibi konularla ilgilidir.
Ahmet Akman, Ahmet Ulusoy, Bünyamin Er, Elif Yüksel Oktay, Erhan Daştan, Haşim Akça, Hatice Han Şan, İlhan Eroğlu, İskender Gümüş, Kâmil Güngör, Mervan Selçuk, Muhammet Sait Bozik, Murat Ustaoğlu, Mustafa Karadeniz, Muzaffer Koç, Öner Gümüş, Serkan Kekevİ, Şahin Yeşilyurt, Şakir Görmüş, Tekin Akdemir, Veli Sırım, Yusuf Dinç, Yusuf Temür Son yirmi yılda, İslam iktisadı literatürüne katkı sunan çok sayıda çalışma yayımlanmasına rağmen modern iktisadi yaklaşımların yetersiz kaldığı alanlarda, İslam iktisadı perspektifinden alternatif çözümlerin ortaya konulması noktasında kat edilmesi gereken çok mesafe var. Özellikle İslam iktisadının teorik arka planı mutlaka ciddi çalışmalarla derinlemesine analiz edilmesi, uygulamalı saha çalışmalarının da analitik zemine taşınması gerekiyor. İslam iktisadı konusu; müslüman kimliğine sahip akademisyenlerin bir sorumluluk ve zorunluluk algısıyla güçlendirilmeli, geliştirilmeli ve derinleştirilmeli diye düşünüyoruz.
Bu kitap; bir buçuk, iki yıla yakın bir süreçte hazırlanan kolektif bir çalışmanın ürünü olup ve İslam iktisadı literatürüne katkı sunmayı amaçlamaktadır. Kitabın İslam iktisadı konusunda araştırma yapanlara, krizlerle nefes alan kapitalist sistemden yakınan ve yeni sistem arayışı içinde olan düşünce insanlarına ve bilim alanına katkı yapması dileğiyle...
İsmail Cebeci Murabaha akdi, faizsiz finans sistemi içinde en çok uygulanan ve en fazla tartışılan işlemlerden biridir. Faizsiz bankacılığın başladığı 1970'li yıllardan bu yana devam eden süreçte özellikle fıkıh ve iktisat alanı olmak üzere pek çok ilmî disiplinin ilgi alanına giren murabaha konusu, reel sektör için önemli olmasının yanı sıra akademik camianın da sürekli ilgisini çeken bir konu olmuştur. Böyle bir akdin tarihsel gelişimini ele almak, geçirdiği merhaleleri takip etmek ve taşıdığı problemli noktalar hakkındaki tartışmaları incelemek bu çalışmanın ana gayesidir.
Türkiye'deki uygulamada "üretim desteği" ve "kurumsal ve bireysel finansman desteği" olarak bilinen murâbahanın diğer işlemlere göre daha geniş ölçekli ve günümüzde en yaygın şekilde kullanılan işlem olması, diğer yatırım-finansman modelleriyle ortak meselelere sahip olmasının yanı sıra kendine has pek çok farklı problem noktası içermesi, modern dönemde en çok tartışılan işlem olma niteliği taşıması ve klasik bir akdin nasıl modernize edildiğini göstermesi, bu akdi önemli hâle getiren etkenlerdendir. Murâbahayı fıkhî, iktisadi, sosyal vb. çeşitli yönleriyle eleştirel ve bütüncül bir bakış açısıyla ele almayı ve mevcut literatürden hareketle modern İslam iktisadı problemlerindeki akıl yürütme ve hüküm üretme faaliyetlerinin gidişatını ortaya koymayı hedefleyen bu çalışma, bu yönüyle literatürde önemli bir boşluğu doldurmaya adaydır.
Asad Zaman Asad Zaman, İslam iktisadım Müslümanların karşılaştıkları meydan okumalara verilen bir cevap olarak konumlandırmama ve İslam iktisadının tarihsel köklerine bir yolculuk yapmaktadır. Zaman'ın çalışmaları özelde ana akım iktisat, genelde ise Batı düşüncesi eleştirisine odaklanmaktadır. Bu çerçevede daha çok Aydınlanma sonrası Batılı düşünürlerin insan ve onun ekonomik aktivitelerine yönelik yaklaşımlarını merkeze alarak ciddi kritikler yöneltilmektedir. Bilhassa günümüz üniversitelerinde okutulan ve piyasada uygulama alanı bulan ana akım iktisadın temel varsayımlarını ve bunların genel geçerliğini sorgulayan Zaman, tıpkı modern İslam iktisadının kurucu isimleri gibi alternatif bir sistem tasavvuruna sahiptir. Dolayısıyla yaptığı diğer çalışmalarda olduğu gibi elinizdeki bu kitapta da benzer eleştiriler mevcuttur.
Zaman, bu çalışmasında, iktisat biliminin durduğu noktaya ve İslam iktisadının ana akım iktisattan ayrıştığı yönlere ışık tutmakta ve okuyucuyu meselenin kökenlerine götürmektedir. Bunun devamında, İslam iktisadını, Müslümanların karşılaştıkları meydan okumalara verilen bir cevap olarak konumlandırmakta ve İslam iktisadının tarihsel köklerine bir yolculuk yapmaktadır. Kökenlere doğru yaptığı bu yolculuğun yönünü, Avrupa sömürgeciliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yeni sorunların Müslümanları sevk ettiği arayışlara çevirmekte ve bu noktada Müslümanların kendi gelenekleriyle uyumlu, oradan beslenen çözümler bulma arayışı üzerinde durmaktadır.
Zaman'ın güçlü argümanlar ile ele aldığı konuları sunmadaki ustalığı ve kitaptaki her bölümü ana akım iktisat ile mukayeseli bir şekilde incelemesi, bu çalışmayı ayrıcalıklı kılmaktadır. İncelediği meseleleri derin bir felsefi bakış açısıyla ele alması, kitabın Türkçe literatürde önemli bir boşluğu dolduracağını göstermektedir.
Hasan Kazak, Osman Okka Son ilahi din olan İslam, küllî, kapsayıcı bir sisteme sahiptir ve hayatın bütün alanlarını kuşatan, düzenleyen ölçüler getirmiştir. Kur'an-ı Kerim'de insanın Yaradan’ıyla, insanın diğer insanlarla, insanın içinde bulunduğu toplumla, insanın madde ile ve daha da ötesinde manevi alemlerle ilişkilerini düzenleyen kurallar, belirli bir ahengi, bir sistemi, bir dengeyi yansıtır. İslam dini insanlığa, bütüncül bir hayat görüşü sunduğundan toplum hayatının ticari, iktisadi, hukuki, ahlaki, kültürel, dini, sosyal ve siyasi yönleri birbirinden bağımsız değildir.

Sistem içerisinde bu parçalar girift bir durumda olup, karşılıklı etkileşim içindedir. İslami finans, doğrudan kişilerin ve toplumun yapısını, davranışlarını belirlediğinden ekonomik kalkınma ve sosyal barış üzerinde de aynen etkilidir. İslami insan (Islamic man), İslami ölçülere göre hareket etmek zorunda olduğu için ekonominin bir süjesi olarak kaynakların etkin ve israf edilmeden kullanılmasından, dünyanın manen ve madden imar edilmesinden, gelecek nesiller için çevrenin ve tabiatın korunmasından, toplumun dengeli büyümesinden, adil bir sosyal barışın kurulmasından sorumludur.

Böyle bir düşünce yapısı sebebiyle İslami finans, doğrudan ekonomik kalkınma ve sosyal barış üzerinde etkilidir. İşte elinizdeki bu eser İslam'ın İslami finans, ekonomik kalkınma ve sosyal barış konusunda neler getirdiğini, aralarındaki dengeleri, bizlerden neler istendiğini ve modern bir toplumda bu düzenlemelerin ne derece önemli olduğunu ve toplumu nasıl motive ettiğini ve düzenlediğini ortaya koymaktadır. Eserin sizlere, İslami finans, ekonomik kalkınma ve sosyal barış alanında çalışan tüm taraflara faydalı olmasını temenni ederiz.
Osman Okka, Hasan Kazak Günümüzde İslâmî finans sektörünün hızlı gelişmesi ve İslâmî fonların 3 trilyon dolara yaklaşması sebebiyle bu alana ilgi giderek artmış, bir taraftan bu alandaki yayınlar artarken diğer taraftan İslâmî finansal kurumlar da önemli ölçüde kurumsal hâle gelmiştir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken İslâmî finansın para ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumlarla birlikte firmalara dönük yönü -yani ulusal ve uluslararası firmalara yani adi, kollektif, komandit, limited, anonim, holding şirketlere uygulanması konusundaki çalışmalar- nispeten geri kalmıştır. İşte bu kitap, bu ihtiyacı karşılamak üzere, finansal yönetimin neredeyse tüm alanları kapsayacak şekilde ve konvansiyonel finansla mukayeseli bir şekilde hazırlanmıştır. Bu sebeple kitap, orta üst seviyede (intermediate upper) bir yapıya sahiptir.

Kitapta, İslâm hukuku çerçevesinde İslâmî finansmanla ilgili finans konularının temel prensipleri belirli bir bütünlük içerisinde sistematize edilmiş şekilde konvansiyonel finansla mukayeseli olarak ortaya konularak okuyucuya sunulmuş ve İslâmî finansın net ve açık olarak gerçek hayatta firmaların faaliyetlerinin bütün alanlarında nasıl uygulayabilecekleri ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Böylece kitaptan okuyucunun, sayısal ve analitik bir yöntemle finansal düşünebilen ve firmanın finansal problemlerini İslâm’a uygun politikalar üreterek çözebilen yapıda bir bilgi kazanımı hedeflenmiştir. 22. bölümde yer alan İslâmî finansa ait örnek olaylar yani vaka analizleri kitaba ayrı bir boyut kazandırmıştır.
Mehmet Fatih Buğan İslam ekonomisi ve finansı alanına olan ilgi hem İslam ülkelerinde hem de diğer coğrafyalarda gün geçtikçe artmaktadır. Güncel akademik tartışmalar, sistemin gerekliliği üzerinde hemfikir olmakla beraber zamanla sisteme olan güvenin azaldığı yönündedir. İslami bankaların kâr payı oranları ile konvansiyonel bankaların mevduat faiz oranları arasındaki benzerlik, bazı sukuk türlerinin şer'i uygunluğu yönündeki fikir ayrılıkları, gri alan olan türev ürünlerin kullanımı ve benzeri nedenler, bu güvensizliğin başlıca sebeplerindendir. İslami hisse senedi piyasalarına olan güvensizliğin nedeni de İslami hisse senedi tarama metodolojileri arasındaki ciddi farklılıklardan kaynaklanmaktadır.
Bu kitapta, farklılıkların nerden kaynaklandığı ve bu farklılıkların çözümü üzerinde durulmuş ve bir model önerisi geliştirilmiştir. Ayrıca
-İslami finans sisteminin temel prensipleri,
-Finansal araç ve kurumları,
-Sermaye piyasaları (sukuk, hisse senetleri, yatırım fonları) ve
-Sigortacılık (tekafül)
konularına da yer verilmiş, güncel veriler ışığında günümüzdeki mevcut durumu irdelenmiştir.