Eğitim Psikolojisi \ 1-2
Diğdem Müge Siyez, Ezgi Toplu Demirtaş, Figen Çok, Gökçe Özkılıçcı, H. Nermin Çelen, Hande Özkan, Hasan Atak, Hicran Çetin Gündüz, İrem Eker, Melis Seray Özden Yıldırım, Meva Demir Kaya, Mustafa Rahman Özden, Nilay Küyel, Nuray Taştan, Petek Akman Özdemir, Rukiye Köroğlu, Seda Erzi, Selin Tekin, Yağmur Atalı Kitap, farklı boyutlarıyla 20'li ve 30'lu yaşlardaki gelişimsel süreçlere odaklanmaktadır. Değişen ve çeşitlenen yaşam biçimleri, günümüzde farklı gelişim örüntüleri yaratmıştır. Kitapta; yetişkinliğe geçiş, beliren yetişkinlik ve genç yetişkinlikle ilgili kuramsal yaklaşımlar, 20'li ve 30'lu yaşlarda fiziksel ve psikolojik sağlık, kişilik, kimlik, aile işlevselliği, cinsel kimlik gelişimi, romantik ilişkiler, ahlak gelişimi, uyum sorunları, yaşam doyumu, kariyer gelişimi, toplum yanlısı ve saldırgan davranışlar, afetlerde toplumsal katılım ve siyasal toplumsallaşma ayrı bölümler olarak kaleme alınmıştır. Bu konulara ilişkin her bölümde kuramsal yaklaşımların yanı sıra araştırmalara dayalı veriler paylaşılmış ve özellikle Türkiye'de yürütülmüş olan araştırmaların sonuçları ele alınmıştır.
Binnur Yeşilyaprak “Eğitimde Rehberlik Hizmetleri” kitabı; hangi eğitim kademesinde görev alırsa alsın, öğrencilerin kişisel, eğitsel ve mesleki gelişimine yardımcı olacak öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının sorumlulukları konusunda gerekli bilgi ve becerileri kazandırabilmek amacı ile hazırlanmıştır.
Kitap, öğretmenlik programını izleyenler için temel bir “ders kitabı”, öğretmenlik mesleğini sürdürenler için “uygulama el kitabı”, Psikolojik Danışma ve Rehberlik personeli ve adayları için “yardımcı kitap” olarak planlanmıştır. Buna göre kitapta, öğrencilerin gelişim ve uyumlarına, kendilerini gerçekleştirmelerine nasıl yardımcı olunabileceği somut olarak açıklanmaya çalışılarak, her koşul ve her ortamda gerçekleştirilebilecek hedef davranışlar ve bunlara uygun etkinliklere yer verilmiştir.
Öğrencinin eğitim sürecinde her yönüyle tüm olarak gelişebilmesi için kişisel, eğitsel ve mesleki rehberlik alanlarında verilmesi gereken hizmetler okulöncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde uygulamaya dönük örneklerle birlikte sunulmuştur.
Zerrin Bölükbaşı Macit Psikolojik danışma ve rehbelik (PDR) alanının “yaşam boyu” kavramını kullandığı göz önüne alındığında, sunduğu hizmetlerin çocuklara bakım ve eğitim sağlayan yetişkinleri de kapsayacak şekilde programlandırılması gerekmektedir. Okul öncesi dönemden itibaren bu hizmetlerin programlı bir şekilde sunulmaya başlanmasıyla daha sonraki eğitim basamaklarında verilecek PDR hizmetlerinin de temeli oluşturulmuş olacaktır. Artık çocukların üç yaşından itibaren giderek yükselen oranlarda okula başlamaları, bu yaş dönemi çocukların çevreleri ile birlikte PDR hizmetleri kapsamına alınması için öncelikle bir Gelişimsel Sınıf içi Rehberlik programı oluşturmayı da kaçınılmaz kılmaktadır.
Sınıf içi grup rehberliği etkinliklerinin uygulanması esnasında özel danışan danışman ilişkisi geliştirilmeye çalışılmaz. Öğrencilerin belirli bilgi beceri ve tutumları kazanmaları amaçlanır. Öğretmenler ile işbirliği hâlinde gerçekleştirilir. Yalnızca öğretmenlerin yalnızca okul danışmanının gerçekleştirdiği etkinlikler olduğu gibi her ikisinin birlikte gerçekleştirdiği etkinlikler de bulunabilir. Kitapta bulunan, 27 haftayı kapsayan 108 adet etkinlik, aile katılımı çalışmalarının yararlılığı doğrultusunda aileleri de işin içine dâhil ederek hazırlanmış ve uygulanabilir hâle getirilmiştir.
Okula atılan ilk adım olan okul öncesinden itibaren gelişimsel bir sınıf içi rehberlik müfredatı hazırlamak ve uygulamak, koruyucu/önleyici yönü ile daha fazla gruba ulaşarak görünür kılmayı sağlayacaktır. Bu kitapta yer alan etkinliklerin tümü PDR'nin üç gelişim alanı olan kişisel-sosyal, eğitsel ve mesleki rehberlik kapsamında program tasarlama ilkeleri doğrultusunda hazırlanmış olup okul öncesi ve PDR alanlarındaki akademisyen ve uygulayıcıların görüşleri ile düzenlenmiştir. Etkinliklerin hemen hemen hepsi yazar tarafından ana sınıfı PDR çalışmaları doğrultusunda çocuklara bizzat uygulanarak değerlendirmesi yapılmış ve son hâli verilmiştir.
Yıldız Kuzgun Meslek ve alan seçimi sorunu ile karşılaşan her kişi, neleri yapabileceği (yetenekleri) ve nelerden hoşlandığı (ilgileri) konusunda ayrıntılı ve berrak bir fikre sahip olmak ister. Bu gereksinmeyi karşılamak için meslek rehberliği alanında değişik ölçme araçları geliştirilmektedir. Bunların önemli bir bölümünü kendini değerlendirme envanterleri/ölçekleri oluşturur. Akademik Benlik Kavramı Ölçeği (ABKÖ) de kişinin ilgi ve yeteneklerini tanıması amacı ile geliştirilmiş bir kendini değerlendirme aracıdır. Ölçekte, dört yetenek ve on iki ilgi alanı ile ilgili maddelerden oluşan toplam on altı alt ölçek bulunmaktadır. Bu araç, okul psikolojik danışmanları tarafından öğrencilere bireysel ve gruplar hâlinde uygulanabileceği gibi, öğrenci kendi başına da uygulayıp sonucu bulabilir. Ancak uygulama sonucunun değerlendirilmesi için psikolojik danışman yardımına gereksinim vardır.
İlk basımı 1996 yılında yapılan ABKÖ, okullarda kullanılmakta olan bir araçtır. Bu basımda aracın bilgisayarla yanıtlanıp puanlanabilmesini sağlayan bir de program eklenmiştir. Bu programla her öğrenci, aracı bilgisayar ortamında uygulayıp sonucu çıkarabilir.
Beth M. Schwartz, R. Eric Landrum, Regan A. R. Gurung Yeni bir yere seyahat etmek heyecan verici olabilir ancak herhangi bir yere ilk kez gitmenin her zaman zorlukları vardır. Yeni bir şehir, yeni bir okul veya yeni bir iş olsun, yerin içini ve dışını, kurallarını ve geleneklerini öğrenmek zaman alır. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) Stilinde yazmayı öğrenmek de benzer bir süreçtir.
Bu kitap, akademik yolcuğunuzda yanınızda bulunması gereken bir harita olacaktır.
İçerikte, akademinin her düzeyinde kullanılabilir bilgiler yer almaktadır.
Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ödevler hazırlarken ya da makale taslaklarınızı oluştururken bu kitap, önemli bir başvuru kaynağı olacaktır.
Nezir Ekinci, Erdal Hamarta Eğitim kurumlarının temel amacı, tarih boyunca tartışılan en önemli konulardan biridir. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarının genel olarak iki temel amacı vardır: Hem akademik becerileri hem de sosyal ve duygusal becerileri geliştirmek. Akademik olarak başarılı olmanın ya da kendine ve topluma karşı sorumlu olmanın iki farklı amaç olduğunun anlaşılmasıyla, eğitimciler; okulların vizyonunda, misyonunda ve öğrenme hedeflerinde farklı öğrenci hedeflerini belirleyebilmelidir. Akademik olarak başarılı olan bir öğrenci; standart sınavlarda yüksek puanlar alabilen, derslerde mükemmel bir performans sergileyen, iyi okuyabilen ve açıkça yazabilen öğrencidir. Diğer yandan iyi bir öğrenci; kendine ve topluma karşı sorumluluk duyan, kişisel karakteri ile ailesinde ve toplumunda bir değişim aracı hâline gelebilecek kişidir. Her iki amacın gerçekleşmesi, ideal olana ulaşmak, insanın temel istekleri arasındadır. Fakat isteklerimizin gerçekleşmesi için hedef ile gerçekler arasında köprü vazifesi gören ''çaba'' gerekmektedir. Hayat, çabaladığımızın karşılığından ibarettir. Bu nedenle Azim Psikoeğitim Programı, öğrencilerin tutku ile çaba göstermelerine yardımcı olması için hazırlanmıştır.
Armağan Özgür, Ayşegül Akıncı Coşgun, Ayşenur Aydın, Beyza Kaviye Ateş, Bilal Şimşek, Büşra Ergin, Emine Ela Şimşek, Esra Ergin, Fatma Gamze Koçak, Fatma Gülten İlavlı, Melek Merve Yılmaz, Nilay Ayşe Günel, Nur Banu Yiğit, Özge Pınarcık Sakaryalı, Rukiye Kılıç Üçgül, Sıla Uzkul Bir çocuğun yaşamının ilk yılları, pek çok gelişim alanı açısından sihirli yıllardır ve birey olma yolunda ilerleyen çocuğun sonraki yaşam dönemlerindeki sağlığı ve gelişimi için oldukça önemlidir. Bu sihirli yıllar diğer gelişim alanlarıyla birlikte beynin gelişimi açısından da oldukça kritiktir. Hamileliğin üçüncü haftasında gelişmeye başlayan ve yaşamın devamı için hayati önem arz eden bir organ olan beynin gelişimi, doğum öncesi dönemden başlayarak erken çocukluk dönemine kadar olağanüstü bir ivmeyle devam eder ve ergenlik döneminden yetişkinliğe kadar uzanan süreçte de hem gelişimini hem de değişimini sürdürür.
Alanında uzman bilim insanları tarafından titizlikle ele alınarak kaleme alınan “Beyin Gelişimi” kitabımız 13 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde beynin ve sinir sisteminin temelleri; ikinci bölümde glialar, miyelinleşme ve nöroplastisite; üçüncü bölümde serebral korteks ve davranış ilişkisi; dördüncü bölümde beyin gelişimi ve cinsiyet, serebral laterizasyon, beşinci bölümde görsel sistemin genel yapısı, görsel algının gelişimi ve beyin gelişimindeki rolü; altıncı bölümde bellek gelişimi ve nöral gelişim; yedinci bölümde ana dili edinimi ve beyin gelişimi; sekizinci bölümde beslenme ve beyin gelişimi; dokuzuncu bölümde uyku ve beyin gelişimi; onuncu bölümde ihmal, istismar ve beyin gelişimi; on birinci bölümde teknoloji ve beyin gelişimi; on ikinci bölümde erken çocukluk döneminde beyin gelişimi ve son bölümde ergenlik döneminde beyin gelişimi konuları ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
“Beyin Gelişimi” kitabımızın beyin ve beyin gelişimi alanına ilgi duyan ve bu alanda çalışmalar gerçekleştiren eğitimcilere, öğrencilere ve bilgi edinmek isteyen tüm okuyuculara önemli bir kaynak teşkil edeceğine inanıyoruz.
Mete Han Gür Başımızda iki farklı akıl olduğu fikri Hipokrat'a kadar gider. Bilim insanları bilinçli aklın yanı sıra muhakeme yapan, yol gösteren bir diğer aklı anlamada son yıllarda büyük yol kat ettiler: sezgi. Araştırmalar, sezginin sanılandan çok daha önemli olduğunu ortaya koyarken Einstein'ın şu sözünü doğruluyordu: “Sezgisel akıl kutsal bir hediye ve rasyonel akıl sadık bir hizmetkârdır”. Forbes dergisinde anlatıldığı gibi yapay zekâ ve otomasyon hızla yayılırken kişiler, bilgisayara benzeyerek değil insana özgü nitelikler sayesinde fark yaratabileceklerdir: sezgi gibi. Aynı şey kurumlar için de geçerlidir. Ama sezgiden yararlanmak için onu anlamak, sezgimizi eğitmek gerek.
“Beynin Beyni: Sezgi” serisinin bu kitabı; sezgi eğitiminin ilk adımı sezgiyi, diğer zihinsel olgulardan ayırabilme becerisini kazandırır. Sezginin deneylerle nasıl kanıtlandığını, bilinç, içgörü, içgüdü, duygu gibi zihinsel süreçlerle nasıl etkileştiğini, onlardan nasıl ayrıştığını gösterir. Yaşamda sezginin örneklerini veren gerçek öykülerle bilimsel materyali bir araya getirerek bilimle yaşam arasında köprüler kurar. Bir taraftan yukarıdaki konuları derinlemesine incelerken diğer taraftan geniş kapsamlı bir şekilde sezginin evrimini, nörolojisini, psikolojik ve sosyolojik boyutunu araştırır, yönetimde sezgiyi, kadın sezgi ilişkisini ve kadın hakları mücadelesinde sezginin oynadığı önemli rolü anlatır.
Akademisyenler kadar profesyonellerin de yararlanacağı bu kitap; araştırmacıların, karar vericilerin, yöneticilerin, uzmanların, kişisel gelişim okurlarının ve sezgi ile ilgilenen herkesin hizmetine sunulur.
Abdullah Arı, Ali Saffet Gönül, Ali Uncu, Asim Orujov, Asude Durmaz, AyĢegül Şeyma Sarıtaş, AyĢın Kısabay Ak, Birce Lal Yalçın, ÇağdaĢ Eker, Demet Özbabalık Adapınar, Dilek Evyapan, Elvin Hasanlı, Emre Kumral, Fatma Ece Çetin, Fatma Özge Kayhan Koçak, Fidan Balayeva, Göktuğ Dinçer, Gülcan Neşem Baskan, Gülgün Uncu, Hande Çelikay Söyler, İrem Fatma Uludağ, Merve Toper, Merve yavuz, Mesut Dorukoğlu, Mine Topcuoğlu Karakoç, Özge İlhan, Özge Güngör, Psikolog Sevinç Özkan, Sibel Çavdar, Sumru Savaş, Şeyma Aykaç Biliş; düşünce, deneyim ve duyular yoluyla bilgi ve anlayış edinmenin zihinsel eylemi veya sürecidir. Dikkat, bellek, bilgi, karar verme, planlama, akıl yürütme, yargılama, algı-anlama, dil ve görsel-uzaysal fonksiyon gibi üst düzey entelektüel fonksiyon ve süreçlerin çeşitli yönlerini kapsar. Bilişsel süreçler, mevcut bilgiyi kullanır ve yeni bilgi üretir. "Bilişsel bozukluk", farklı biliş alanlarındaki bozulmayı tanımlamak için kullanılan kapsayıcı bir terimdir. Bilişsel eksikli,k herhangi bir hastalık veya durumla sınırlı değildir; kişinin altta yatan durumunun belirtilerinden biri olabilir. Aynı zamanda "bilişsel kayıp" ile birbirinin yerine de kullanılabilir. Kısa süreli bir durum olabileceği gibi ilerleyici ve kalıcı bir durum da olabilir. Öte yandan bilişsel bozukluklar, DSM-5'te nörobilişsel bozukluklar olarak da işlenmektedir. Bilişsel bozukluklar, bireyin bilişsel işlevlerini, sağaltım olmadığında toplumda normal işleyişin olanaksız olacağı noktaya kadar önemli ölçüde bozan herhangi bir bozukluk olarak tanımlanır. Alzheimer hastalığı (AH), bilişsel bozuklukla ilişkili en iyi bilinen durumlardan biridir.
İnsanın zihinsel ve bilişsel işlevlerini ele almak ve derinliklerine inmek, ciddi yöntemler ve araştırma stratejileri kurmayı gerektirmektedir. Bu kitapta, insan beyninin önemli işlevlerini ele alan konulara değinilmiş; özellikle günlük yaşamda ve hayatta kullandığımız bu işlevlerin nasıl bozulduklarına değinilmeye çalışılmıştır. Nöroloji, psikiyatri ve psikolojiye ilgi duyan, bilişsel bozuklukları daha iyi anlamak isteyenlere yararlı olması dileğimizdir.
Ahu Gökçe, Aslı Aktan Erciyes, Aslı Kılıç, Aysu Mutlutürk, Demet Özer, Dicle Dövencioğlu, Dilay Z. Karadöller, Gökçer Eskikurt, Hasibe Arıcan Süren, Hatice Eraslan Boz, Hatice Kafadar, Selin Yılmaz, Sezin Öner “Biliş terimi, duyusal girdilerin; dönüştürüldüğü, azaltıldığı, yeniden gözden geçirildiği, depolandığı ve kullanıldığı bütün süreçlere işaret eder. Açıkçası biliş insanoğlunun yapabildiği her şeyi içermektedir ve her psikolojik fenomen bir bilişsel fenomendir.”
Ulric Neisser, 1967
Bilişsel Psikoloji: Bilişin Davranışsal ve Fizyolojik Temeli kitabı, bilişsel psikoloji konularını davranışsal yaklaşım ve fizyolojik yaklaşım arasında bir denge kurarak ele almaya çalışmıştır. Bilişin anlaşılabilmesi için mutlaka fizyolojik temellerinin de çözümlenebilmesi gerekmektedir. Bilişsel psikoloji kitaplarında ele alınan konular olan “beyin ve biliş”, “algı”,“dikkat” “bellek”, “bilgi”, “imgeleme”, “dil”, yürütücü işlevler”, “düşünme”, “problem çözme”, “akıl yürütme”, “yaratıcılık”, “karar verme”, “biliş ve duygu” gibi temel konular ve kavramlar açıklanmaya ve akıcı bir dil kullanılarak okuyucuya aktarılmaya çalışılmıştır. Bu temel konu ve kavramlar için üst düzeyde açıklamalara, sağlam bir altyapı oluşturulmaya gayret gösterilmiştir. Kitapta bilişsel psikoloji alanında yer alan kuramlar, eleştirel bakış açısıyla karşılaştırılarak, ele alınan konuların somut, günlük yaşamdaki pratikleriyle bağlantısı kurularak okuyucuya bilişsel psikoloji hakkında eleştirel, analitik bakış açısı kazandırılması hedeflenmiştir.
Neisser'in 1967 yılında yayınladığı kitap ile resmî olarak başladığı kabul edilen bilişsel psikoloji, bugün bütün psikoloji alt alanlarının dışında sinir bilimi alanında da önemli bir konumda bulunmaktadır. Bu açıdan Bilişsel Psikoloji: Bilişin Davranışsal ve Fizyolojik Temeli kitabının, ülkemizde eksikliği çok fazla hissedilen Türkçe psikoloji eğitim kaynaklarına önemli bir katkı sunacağı düşünülmektedir.
Edward E. Smith, Stephen M. Kosslyn En son gelişmelerin ışığında hazırlanmış bir Bilişsel Psikoloji kitabını Çeviri Grubunun 1 yıllık çalışması ile Türkçe'ye kazandırdık. Bu kitap, sinirbilimi bilişsel bilim çalışmaları içine dahil eden ilk ders kitabı olma özelliğindedir. Kitabın yazarlarıÖzellikle 1950'lerin sonlarında Donald Broadbent tarafından oluşturulan çerçeveye göre şekillendirilen bilişsel yaklaşımla yazılmış kitaplardan daha farklı bir yaklaşımla bilişsel sürecin incelenmesinin gerekli olduğu sonucuna varmışlardır. Her bölümün uzmanları ile birlikte alandaki son gelişmeleri değerlendirmiş. 5 yıllık bir çalışmanın soncunda bu kitabı hazırlamışlardır.
Kitabın yazarları, sadece sinir bilime ilişkin gerçekleri ve çalışma bulgularını bu alanla sınırlı bir bağlamda sunmak veya bilişsel psikoloji ve sinirbilimin literatüre katkılarını ayrı ayrı sıralamak yerine bilişsel psikolojideki önemli konuların aydınlatılmasında sinirbilim çalışmalarından elde edilen bulguları kullanmışlardır.Bu kitapta “Kısa süreli bellek” konsepti “çalışma belleği” konseptiyle yer değiştirmiştir. Ek olarak günümüzde bilgi işleme sürecinin düzenlenmesinde emosyon (duygu) ve dikkatin kilit rollerinin olduğu da anlaşılmıştır. Bu sistemlerin sadece “girdi” sürecinde değil, “çıktı” sürecinde de önemli olduğu görülmüştür.Yönetici işlevlerle ilgili bölümlere “diğer kitaplardan farklı olarak yeni bir yaklaşımla” karar verme, problem çözme ve motor biliş ve uyarı bölümleri de eklenmiştir. Bireyler diğer insanlarla iletişim içindedir. Bu nedenle bu kitapta incelenen diğer konuda “dil” konusu olmuştur. Bu kitapta bilişsel işlemler hakkında en güncel bilgiler akademisyen ve öğrencilere sunulmaktadır.
Roger H. BRUNING, Gregory J. SCHRAW, Monica M. NORBY, Pearson Bu kitap eğitim bilimleri, eğitim programları ve öğretimi ve eğitim psikolojisi alanlarında önemli bir yer tutan bilişsel ve öğretimsel yaklaşımlarla ilişkili birçok kavramı içine almaktadır. Lisans ve lisansüstü düzeyde kullanılabilecek bu kitap ile öğrenme, öğretme ve zihinsel süreçlerle ilgili yaklaşımların daha net bir şekilde anlaşılmasını beklemekteyiz. Bu kitap ayrıca öğretmenler için değerli bir kaynaktır. Sade ve kolay anlaşılır bir Türkçe ile ifade edilen bölümlerden en üst düzeyde istifade edilmesi düşünülmüştür. “Bilişsel Psikoloji ve Öğretim” kitabının gözden geçirilip, en son yapılan araştırma bulgularıyla desteklenmiş Beşinci Basımı’nın Türkçe'ye çevrilerek hem Türk diline hem de kültürüne uyarlanması ile alandaki çağdaş bakış açılarının anlaşılmasına büyük oranda katkı sağlaması planlanmıştır. Bu kitap, Amerika Birleşik Devletleri'nde en iyi satan akademik kitaplar listesinde ilk sıralarda bulunmaktadır. Birinci Kısım’da bilişsel psikolojinin temelleri, İkinci Kısım’da inançlar ve motivasyon kavramlarıyla ilişkili araştırmalar, Üçüncü Kısım’da öğretme, öğrenme süreçlerinde bilişsel süreçlere dayalı araştırmalar, Dördüncü Kısım’da ise sınıf içerisinde bilişsel gelişimin arttırılmasına yönelik araştırma bulguları ve sonuçlarına yer verilmiştir.
Biliş ve öğretime derinlemesine bir yolculuk yapmak isteyen herkese bu kitabı öneriyoruz.
Tuna Çakar Bilişsel Yanılgılarımızla Başa Çıkmak: Nörobilimsel Bir Yaklaşım kitabı, insan zihninin karar verme süreçlerinde sıkça karşılaşılan bilişsel yanılgıları detaylı bir şekilde ele alıyor. Dr. Tuna Çakar'ın doktora çalışmaları kapsamında yaptığı araştırmalardan yola çıkılarak hazırlanan bu çalışma, bilişsel hataların arkasındaki nörobilimsel mekanizmalar konusunda da temel bir anlayış sağlamayı hedefliyor. Günlük hayatta kararlarımızı ve davranışlarımızı etkileyen bilişsel yanılgıların nasıl oluştuğunu, beynimizin hangi sistem ve bölgelerinin bu süreçlerde rol oynadığını hayatımızdan somut örneklerle açıklıyor. Kitap, bireylerin bu yanılgılar konusundaki farkındalık seviyesini artırarak bunları fark edip onlardan nasıl kaçınabileceğine dair pratik stratejiler sunarken aynı zamanda nörobilimsel arka planıyla zenginleştirilmiş bir bakış açısı kazandırıyor. Bu kitap, temel aldığı akademik çalışmaların metin içi atıflarını ve bölüm sonlarında künyelerini sunarak zihinsel süreçlerin her yaştan meraklısını da araştırmaya teşvik etmeyi hedefliyor.
Jacqueline Nadel Bebekler neden doğdukları andan itibaren taklit ederler? Bunun anlamı nedir? Çocuklar neden başkalarının yaptıkları şeyleri taklit ederler? Aptallaşıyorlar mı? Onlara izin verilmeli mi? Otizm spektrum bozukluğu (OSB) tanısı alan çocuklar taklit edebilir mi? Taklit onlara yardımcı olur mu? Beyin taklidi nasıl işler?
Taklit, çocuklar ve gelişimleri hakkındaki bilgilerimizde ve OSB'li bireylerin eğitim ve terapisinde hak ettiği önemli yeri alamamaktadır. Yine de taklit bize yapmayı öğretir ve daha da önemlisi, bize birey olmayı öğretir. Bu bağlamda kitap şu konuları içermektedir:
Taklit etmek ne demektir?
Öğrenmek ve iletişim kurmak için taklit etmek
Taklidin OSB tanısı alan bebekler ve çocuklar için neler sağlayabileceği
Taklit alet kutusu: beyin ve bağlantıları
OSB vakalarında kişiye özel taklit uygulamaları

Okuyucu kitlesi: Psikologlar, çocuk psikiyatristleri, psikomotor terapistler, öğretmenler, özel eğitimciler, hemşireler, sosyal hizmet uzmanları, ebeveynler ve alanda çalışan diğer uzman ve öğrenciler.
Aylin Demir, Ayşe Duran Yılmaz, Berçem Sinanoğlu, Ezgi Akıncı Demirbaş, Fatma Kızılay, Filiz Özdemir, Gökhan Şengün, Gülseren Erhan, Lütfiye Coşkun, Mehmet Güney, Mehmet Kanak, Seda Sakarya, Seda Şahin, Serpil Pekdoğan, Yavuz Selim Karasu Gelişim, doğum öncesinde başlayıp yaşam boyu devam eden düzenli ve sürekli değişimler olarak açıklanmaktadır. Çok yönlü ve karmaşık bir süreç olan gelişim, organizmanın zaman içindeki değişimini açıklamaktadır. Bu değişimi tanımak, ona uygun doğru bir yaklaşımla çocuğu desteklemek ve çocuğa yönelik geçekçi beklentilere girmek hem öğretmenlerin hem de ebeveynlerin asli görevlerinden biridir. Gelişimin doğasını anlamak, çocuğu merkeze alan ve çocuğa uygun kazanımlarla temellenen eğitim programlarının oluşturulmasına olanak sağlar. Gelişimi temele alan ebeveynlik yaklaşım ve tutumları ise sağlıklı bireylerin yetiştirilmesinde ve sağlıklı aile içi ilişkilerin oluşturulmasında önemli bir unsurdur. Bu kitap sizlere çocukların gelişim sürecinde onlara doğru bir rehber ve kolaylaştırıcı olmanız adına kılavuzluk etmeyi amaç edinmektedir. Bu kapsamda çocuk gelişimi kitabında; gelişime ilişkin temel kavramlar, fiziksel gelişim, motor gelişim, bilişsel gelişim, dil gelişimi, duygusal gelişim, sosyal gelişim, kişilik gelişimi, ahlak gelişimi, cinsel gelişim ve cinsel eğitim başlıklarına yer verilmiştir.
Asya Çetin, Ayşegül Şükran Öz, Bedriye Tuğba Karaaslan, Çiğdem Kaymaz, Dudu Melek Er, Emine Nilgün Metin, Esra Acar Şengül, Fahriye Figen Turan, Fatma Canan Durgungöz, Fatma Elibol, Fatma Elif Kılınç, Gizem Yağmur Değirmenci, Gökhan Kayılı, Gözde Akoğlu, Gül Kadan, Gülen Baran, Kezban Tepeli, Keziban Büşra Kaynak Ekici, Kızbes Meral Kılıç, Mehmet Sağlam, Merve İmir, Nazan Kaytez, Neriman Aral, Nur Sena Öz, Raziye Yüksel Doğan, Rüveyda Kurnaz, Selen Gündüz, Selvinaz Saçan, Sevinç Zeynep Kavruk, Şehnaz Ceylan, Utku Beyazıt Son yıllarda çocuk gelişimi alanına ilginin artması ve pek çok Çocuk Gelişimi bölümünün açılması, bu bölümlerde öğrenim gören çok sayıda öğrencinin olması dil birliği ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu ihtiyacı karşılamak için farklı üniversitelerde görev yapan sekiz akademisyenden oluşan editörler grubu büyük bir heyecanla yola çıkmış ve akademisyenlerin, öğrencilerin ve mezunların aynı mesleki dili kullanması adına Çocuk Gelişimi Terimler Sözlüğü’nü oluşturmuştur.
Çocuk gelişimi ile ilgili terimlerin kavramsal karşılıkları, on üç farklı üniversiteden otuz akademisyenin oluşturduğu yazar ekibi tarafından yazılmıştır. Sözlüğün içinde yer alan terimler listesi, çocuk gelişimi alanına özgü terimlerin yanı sıra diğer alanlar tarafından da kullanılan ortak terimlerden oluşmaktadır.
Üç yıllık titiz ve özverili bir çalışmanın ürünü olan Çocuk Gelişimi Terimler Sözlüğü’nün mesleki donanımınıza katkı sağlayacağını umuyoruz.
Öge Çultu Kantaroğlu, Birgül U. Bayoğlu Çocuk Gelişimi Uzmanına En Çok Sorulan Sorular, çocuğunuzu büyütürken sık karşılaştığınız sorunlara çözüm önerisi sunmakla kalmıyor, gelişimini nasıl destekleyeceğiniz konusundaki endişelerinizi de gideriyor. Bu kitap, bizlere bir birey yetiştirmenin sadece beslemek, uyutmak ve korumaktan ibaret olmadığını bir kez daha hatırlatıyor. Üstelik bunu yaparken de konuyu son derece sade ve net bir şekilde sunuyor ve dayanağını bilimden alıyor.
Bu şahane rehberi tüm anneler ve babalar okumalı.
Dr. Elif Pınar Çakır
Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı, Yazar

Biz acemi annelerin çocukları için hiç bitmeyen soruları ve bu sorular ile birlikte gelen kaygıları vardır. Ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilemediğimiz veya merak ettiğimiz durumlarda bizi yönlendirebilecek bir kaynağa ihtiyaç duyarız. Herkesin anlayabileceği şekilde sade ve akıcı bir dil kullanılarak yazılmış olan bu başucu niteliğindeki kitapta, eminim ki siz de benim gibi birçok sorunun cevabını bulacaksınız.
Bahar Yanbolulu
Anne

Anneler ve babalar çocuk sahibi olmaya niyet ettikleri anda başlar çocuk gelişimi serüveni. Çocuğunu sağlıkla ve huzurla kucağına almak isteyen annelerin ve babaların aklında sorular belirir: "Çocuğum için çevresel uyaranları nasıl düzenlemeliyim?", "Oyuncak tercihinde nelere dikkat etmeliyim?", "Gelişimsel bir gecikme ile karşı karşıya kalırsam bunu nasıl fark edebilirim?"... Tuvalet alışkanlığı süreci, okul sorunları, yemek ve uyku düzeni, akran zorbalığı, sınav kaygısı derken bu liste uzayıp gider. Çocuk Gelişimi Uzmanına En Çok Sorulan Sorular kitabı, bu anlamda tam bir el kitabı niteliğinde hazırlanmış. Çocuk gelişimi alanına ait teorik bilgiler, anneler ve babalar ile sohbet edilircesine yalın bir dille anlatılmış. Örnekler hayata dair, çözümler uygulanabilir nitelikte. Sadece anneler ve babalar için değil, çocuklarla çalışan tüm meslek elemanları için rehber olacağını düşünüyorum.
Emine Ergün
Çocuk Gelişimi Uzmanı
Çağla Nur Demirtaş, Deniz Uğur Cengiz, Ezgi Sumbas, Gökhan Şengün, Kayhan Bozgün, Mehmet Kanak, Mehmet Şahin, Muhammed Selçuk Sinanoğlu, Sanem Can Çolak, Seda Sakarya, Serpil Pekdoğan Çocuk psikolojisi; çocuğun doğum öncesinden itibaren gelişim düzeyinin bilinmesi, çocukların tanınması, davranışlarının anlamlandırılması, bedensel ve ruhsal sağlık süreçlerinin yakından takip edilmesi, olabilecek herhangi bir probleme erkenden müdahale edilmesi, öğrenme süreçleri hakkında bilgi sahibi olunması ve bu sürecin desteklenmesini kapsamaktadır. Çocukların fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı birey olmaları bu süreçlerin özenli ve dikkatli bir şekilde değerlendirilmesiyle mümkündür. Çocukluk döneminde, temel bilgi ve beceriler kazanılmakta; kişiliğin temelleri atılmaktadır. Çocukluk döneminin sağlıklı bir şekilde geçirilmesi, sağlıklı bir yetişkinlik sürecinin zeminini oluşturmaktadır. Sağlıklı bir toplumun inşa edilmesi sağlıklı bireylerin yetiştirilmesine bağlıdır. Bu kapsamda bu kitapta; çocuk psikolojisinin tarihçesi ve çocuk psikolojisine dair temel kavramlar, çocukluk ve ergenlik döneminde görülen uyum ve davranış sorunları, bu sorunların altında yatan nedenler, bu sorunların sınıflandırılması ve tedavi yöntemleri, çocuk ihmal ve istismarı, çocukluk çağı dil ve konuşma bozuklukları, teknoloji ve çocuklar üzerine etkileri, çocuklarla psikolojik danışma, boşanma, ölüm ve çocuk, oyun terapisi ile çocuk ruh sağlığına yaklaşım konuları yer almaktadır.

Medera Halmatov, Sultanberk Halmatov Bu kutuda tam olarak 100 kart bulunmaktadır ve her bir kartta çocuklara sorulacak bir soru vardır. Anne babalar bu soruları çocuklarına sorarak çocukları hakkında daha derin bilgiler edinebileceklerdir. Bu sorular sayesinde çocuklarının duyguları, düşünceleri hakkında şaşırtıcı gerçekler ile karşılaşarak çocuklarını daha yakından tanıma fırsatı bulabileceklerdir. Oyun kartı şeklinde hazırlanan sorular her ortamda kullanılabilir: evde, yolculukta, okulda, doğada...
Ayrıca çocuklarla çalışan uzmanlar da çocuklar ile görüşme sırasında bu sorulardan faydalanabilirler.

Doç. Dr. Medera Halmatov Doç. Dr. Sultanberk Halmatov

Medera Halmatov, Sultanberk Halmatov Bu kutuda tam olarak 100 kart bulunmaktadır ve her bir kartta çocuklara sorulacak bir soru vardır. Anne babalar bu soruları çocuklarına sorarak çocukları hakkında daha derin bilgiler edinebileceklerdir. Bu sorular sayesinde çocuklarının duyguları, düşünceleri hakkında şaşırtıcı gerçekler ile karşılaşarak çocuklarını daha yakından tanıma fırsatı bulabileceklerdir. Oyun kartı şeklinde hazırlanan sorular her ortamda kullanılabilir: evde, yolculukta, okulda, doğada...
Ayrıca çocuklarla çalışan uzmanlar da çocuklar ile görüşme sırasında bu sorulardan faydalanabilirler.

Doç. Dr. Medera Halmatov Doç. Dr. Sultanberk Halmatov

Robert C. Pianta İnsanın en önemli gelişimsel özelliklerinden biri, etkileşimler yoluyla nitelikli kişilerarası ilişkiler kurması ve bunları sürdürmesidir. Bu bağlamda, günümüzde, erken çocukluk döneminde kurulan ilk ilişkilerin önemi giderek daha fazla vurgulanmaya başlanmış ve sosyal gelişim alanında dikkat çeken temel çalışma konularından birisi haline gelmiştir. Bu kitap, çocuğun yıllar boyunca devam eden gelişim sürecinin şekillenmesine önemli katkılar sağlayan öğretmenlerin, öğrencileriyle kurdukları ilişkileri nasıl geliştirebileceklerine yönelik temel bakış açılarını ve yaklaşımları ele almakta, olgular bağlamında bu yaklaşımları incelemekte ve ilişkilerin zenginleştirilmesi için etkili teknikler sunmaktadır.
M. Zeki İlgar, Semra Coşgun İlgar Bu kitapta, bedenin denetim altına alınmasını sağlayan becerilerin gelişimi şeklinde özetlenebilen hareket gelişiminin tanıtılmasına odaklanılmıştır.
Kitabın, gelişim süreci olarak adlandırılan birinci bölümünde; tanımlar, temel kavramlar, gelişim sürecini bilmenin önemi, gelişimi etkileyen genetik ve çevresel faktörler, gelişim ilkeleri, gelişim dönemleri, gelişim görevleri ve gelişim alanları boyutlarıyla zigottan tabuta bireyin gelişim yolculuğu ile seyir hâlinde olunmuş; ikinci bölümünde, hareket gelişiminin bütün boyutları hakkında bilgi verilmiş; üçüncü bölümünde, hareket gelişimi dönemleri, Gallahue ve Ozmun tarafından ortaya konulan görüşler eksenli ele alınmıştır.
Dördüncü bölümünde; hareket gelişiminin bedensel, sosyal, duygusal, zihinsel, cinsel gelişim, dil, ahlak, benlik ve kişilik gelişimi ile akrabalığına vurgu yapılırken beşinci bölümünde; duyu-zihin-kas uyumu, bedenin denetim altına alınması becerilerinin edindirilmesi şeklinde toparlanabilen hareket eğitimi kavramı, tanımı, önemi, gerekçeleri, hareket eğitimi kavramları, hareket eğitimi ilkeleri, gelişim dönemlerine göre hareket eğitimi ve kazandırılacak beceriler konuları açıklanmıştır.
Hareket eğitimi yöntemleri adı altında kimliklendirilen altıncı bölümünde ise, ulaşılabilen ilgili yayınlarda çocuklarda hareket becerilerinin geliştirilmesi ve edindirilmesi biçiminde de ifade edilebilen hareket eğitiminde kullanılan yardımcı araçlar, yöntem ve etkinlikler şeklinde ikiye ayrılarak ele alınmıştır.
Böylece kitabın birinci bölümünde başlayan bireyin gelişim sürecini anlama ve kavrama yolculuğu; gelişim alanlarından biri olan ve bu kitabın asıl konusunu temsil eden hareket gelişimi süreci ve becerilerini anlama-anlatma, kavrama-kavratma ve destekleme-öğretme biçimi olarak hareket eğitimi ve izlenen bilimsel yol biçiminde tanımlanabilen yöntem ve etkinliklerle sonlandırılmıştır.
Fatma Şahin, Mehtap Ece Paralı Bu kitap; çocukların bireysel farklılıklarını anlamak ve onları desteklemek isteyen ebeveynler, öğretmenler ve eğitimciler için eşsiz bir rehberdir. Çocukların kişilik özelliklerini tanımak, onların duygusal, sosyal ve bilişsel dünyalarına dokunmanın ilk adımıdır. Kitap, her çocuğun benzersiz bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak onların güçlü yönlerini ve geliştirilmesi gereken alanlarını fark etmenize yardımcı olacak pratik öneriler sunuyor.
Felsefi sorgulama yöntemi olarak bilinen P4C (Philosophy for Children) ise çocukların eleştirel düşünme, empati ve problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik etkili bir araçtır. Bu kitap, çocukların yaşam boyu kullanabilecekleri değerli düşünme becerilerini nasıl kazandırabileceğinizi somut örneklerle anlatıyor.
Eğitimin kalbine duygusal zekâyı, düşünceyi ve anlayışı yerleştiren bu eser, çocukların yalnızca bireysel gelişimlerine değil aynı zamanda gelecekte topluma yapacakları katkılara da ışık tutuyor. Siz de bu yolculukta rehberlik etmek için hazır mısınız?
Aslan Karaaslan, Aycan Kapucu, Başak Şahin Acar, Begüm Köseler Özen, Beliz Korkut, Ceren Gökdağ, Elvan Arıkan İyilikci, F. Cansu Pala, Feyza Çorapçı, Gülin Kaça, Hande Kaynak, İbrahim H. Acar, Nazlı Akay, Nihal Yeniad, Öykü Aydın, Özlem Ertan Kaya, Sonia Amado Duyguların zihindeki temsili ve zihinsel süreçlerin duygularla ilişkisini ele alan araştırmalar, her geçen yıl giderek daha da yaygınlaşmaktadır. Tüm artan popülariteye rağmen bu iki karmaşık yapının yarattığı sentezin anlaşılabilmesi için pek çok sayıda çalışmaya hâlâ ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap, psikolojinin farklı alt alanları içerisinde bu ilişkiyi inceleyen araştırmacıların çalışmalarını, birbirlerini hem tematik biçimde hem de gelişim psikolojisi bakış açısından tamamlayan bir bütünlükte bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Türkçe alan yazında son yıllardaki duygu çalışmalarına ilişkin yayınların artışından cesaret alan bu kitap, çocuk veya yetişkinlik dönemlerinde duygu ve biliş çalışan araştırmacıların bu yapıların kesişimine dair yaklaşımlarını bir araya getirmektedir. Yaygın bir yanılgı olarak çocuğun yetişkinin olgunlaşmamış ve henüz eksik bir modeli gibi görünmesinden kaçınarak, çocukluk ve yetişkinlikteki mekanizmaların kendine özgü bir doğa taşıyor olabileceğinin altını çizmek amacıyla bu öncü kaynak kitapta, çocukluğun hızla değişen doğasında duygu ve bilişi bir arada kapsamaya çalışan incelemelerin yanı sıra belirli bir bilişsel sürecin duygu ile etkileşiminin yetişkinlerdeki karmaşık doğasını derinlemesine mercek altına alan metinler yer almaktadır.
Nida Temiz Değerli Anneler, Babalar, Eşler, Veliler ve Adayları, KİMİM? Serisinin ikinci kitabı olan bu kitap SİZin için! Serinin ilk kitabı okullarda ve sınıflarda kendini gerçekleştirirken, bu kitapta evlerinizde kendini gerçekleştirecektir. Bu kitapla, kendinizi ve tüm aile üyelerinizi (eşinizi, çocuklarınızı, annenizi, babanızı, komşularınızı, akrabalarınızı …) çoklu zekâları boyutundan tanıyabileceksiniz ve aşağıdaki sorular ve benzerlerinin cevaplarını bulabileceksiniz. Çoklu Zekâ Kuramı nedir? Çoklu Zekâlar nelerdir? Baskın özellikleri nelerdir? Kendimizin ve başkalarının çoklu zekâları hakkında nasıl bilgi edinilir? Çoklu Zekâ Kuramını bilmemin bana ve aileme katkıları nasıl olur? Çoklu Zekâ Kuramı ile evde ve ailemde neler yapabilirim? Çoklu Zekâlarımızı nasıl geliştirebilirim? Evde, ailemle kaliteli ve eğlenceli zaman nasıl geçirebilirim? Evde, ailemde, çocuklarımda karşılaştığım problemleri çoklu zekâları işe koşarak nasıl çözebilirim? Veliyim, çocuğumu nasıl ders çalıştırabilirim? Çoklu Zekâ Kuramı ile çocuklarımın eğitim öğretimine nasıl katkıda bulunabilirim?
Nida Temiz Bu kitap, okuma sürecinde ve sonunda Çoklu Zekâ Kuramı'nı özümsemiş ve hayat felsefesi olarak benimsemiş “yapabilirim-yapacağım, öğrenebilirim-öğreneceğim, yaptım ve öğrendim” sözlerini söyleyen öğrencilere sahip, kendisi de “yapabilirsin-yaparsın, öğrenebilirsin-öğrenirsin, yaptın ve öğrendin” diyen bireyler ve yeteneklerini açığa çıkarma ve geliştirme ortamı bulamamış tüm çocuklar için hazırlanmıştır.
Kitap, dört ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde beynin yapısı, geçmişten günümüze zekâ anlayışları, beyin, zekâ ve eğitim-öğretim ilişkisi ele alınmaktadır. İkinci bölümde, bilişsel bir kuram olan çoklu zekâların tanımından başlayarak, nasıl belirleneceğine ve geliştirileceğine değinilmiştir. Ayrıca bu bölümde aday zekâlar ve kuram hakkındaki eleştiriler de ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde, Çoklu Zekâ Kuramı’nın eğitim-öğretim sürecine yansımaları, dersi planlama ve uygulama, etkinlik hazırlama, sınıf yönetimi, öğretmen-veli iletişimi, ölçme-değerlendirme, problem yaşayan öğrencilere çözümler, özel ders, tatil boyutları ile açıklanmıştır. Son bölümde ise Çoklu Zekâ Kuramı yansımalı ilköğretimden üniversiteye uygulamalı ders planı örnekleri verilmiştir.
Adnan Taşgın, Ali Aytemür, Aylin Özdeş, Bahtım Kütük, Berna A. Uzundağ, Dilara Keşşafoğlu, Ferhat Karaman, Gizem Koç Arık, İlknur Çoban, İlmiye Seçer, Merve Nur Altundal, Mine İmren, Nilgün Türkileri, Sevda Küçük, Şıvganur Kirman Güngörer, Şükran Okur Ataş, Tolga Kargın, Tuğba Bahçekapılı Özdemir, Tuğba Koçak Özel Dijital çağın çocuklar üzerindeki derin etkilerini keşfetmeye hazır mısınız? Dijital ekranların, internetin ve akıllı ev cihazlarının yaygın kullanımı hayatımızda derin bir dönüşüme yol açmaktadır. Bu dönüşüm, iletişim şeklimizi, bilgiye erişimimizi ve günlük aktivitelerimizi büyük ölçüde etkilemektedir. Bu paradigma değişimi, özellikle bilişsel becerileri henüz oluşum aşamasında olan çocukların gelişim süreçleri üzerinde yetişkinlere oranla daha derin bir etki yaratmaktadır. Önceki nesillerden farklı olarak dijital yerliler doğdukları andan itibaren dijital ekranlarla etkileşime giriyor, işitsel çevreleri üzerinde benzeri görülmemiş bir kontrol uyguluyor, sanal iletişim yoluyla coğrafi sınırların ötesindeki bireylerle bağlantı kuruyor, uluslararası mentorlar aracılığıyla yeni diller öğreniyorlar ve akıllı ev cihazlarıyla etkileşime geçiyorlar.
Gelişim psikolojisi, bilişsel psikoloji ve eğitim gibi farklı disiplinlerden uzman araştırmacılar tarafından titizlikle kaleme alınan bu kitap, teknoloji ile çocuk gelişimi arasındaki dinamik etkileşime ışık tutmayı amaçlamaktadır. Kitapta, dijital teknolojilerin bilişsel, dilbilimsel ve sosyoduygusal yönleri dâhil olmak üzere çeşitli gelişim alanları üzerindeki etkileri ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır. Ebeveynler, öğretmenler, öğrenciler ve araştırmacılar için önemli bir kaynak olan bu kitap, çocuk gelişimi alanındaki temel teorileri güncel uygulamalarla bir araya getiren çağdaş ve yetkin bir derleme niteliği taşımaktadır. Dijital çağın çocuklarına daha iyi bir anlayış sunmak ve onların başarılı bir geleceğe hazırlanmalarına katkıda bulunmak ümidiyle “Değişen Dünyanın Gelişen Çocukları” isimli kitabımızı okurların beğenisine sunuyoruz.
Emre Ulaş Özdal Deneyimsel öğrenme, maksimum öğrenme ve beceriyi elde tutma hedefiyle, öğrenenlerin ilgisini çekmek amaçlı çeşitli uygulamalı yöntemlerin kullanılmasına odaklanır. Okullar, büyük şirketler vekâr amacı gütmeyen kuruluşlar, bir organizasyonun etkisini genişletmek veya bir öğrenen grubunun tam potansiyeline ulaşmasına yardımcı olmak için genellikle bu öğretim yöntemine güvenmektedir.
Deneyimsel öğrenme yöntemleri üzerine eğitim, gelişim ve öğrenme çalışmaları yapan farklı öğretici grupları bulunmaktadır. Bunlar; akademisyenler, öğretmenler (okul öncesi, ilk ve orta öğretim), eğitim uzmanları, danışmanlar, ekip oluşturma uygulayıcıları, oyun tabanlı
öğrenme tasarımcıları, pedagog ve psikologlar, özel eğitim uzmanları, terapistler, çevre eğitimcileri, rehberler, kurumsal eğitmenler, girişimci mentörleri, antrenörler, koçlar, akıl sağlığı ve insan kaynakları uzmanları gibi çok geniş profesyonel meslek grubunu içermektedir.
Bu kitabın amacı;"Keşfetmek için yaşa, öğrenmeye açık ol." felsefesine bağlı kalarak, yaşamın tüm evrenlerinde öğrenme, eğitim ve gelişim stratejilerine çözüm olabilecek deneyimsel öğrenme modelini sunmaktır. Deneyimsel öğrenme modelinde temel felsefe,"Öğrenmenin yerinin,
zamanının, yaşının, sonunun olmadığı; öğrenmenin ancak deneyimleyerek etkin bir şekilde gerçekleşeceğidir". Bu kitapta; bireylerin öğrenme süreçlerindeki tüm yaşamsal evrenlerin (iş, eğitim, yaşam vb.), deneyimsel öğrenme yöntemleri ile güçlendirilmesi için ilkeler sunulmakta ve deneyimsel öğrenmenin, bireylerin öğrenme süreçlerine katkılarının yanı sıra müfredat geliştirme, akademik araştırma, kişisel ve kurumsal gelişim programları ile nasıl uygulanabileceği konusunda bilgi ve örnekler verilmektedir. Üçüncü basımda tekrar görüşmek üzere...
Aycan Kapucu, Belgüzar Nilay Türkan, Elif Yüvrük, Elvan Arıkan İyilikci, Gülin Kaça, Mehmet Koyuncu, Merve Boğa, Osman İyilikci, Pınar Bürhan, Seda Eroğlu Koç, Sinem Söylemez, Sonia Amado, Tülay İzmitligil, Yıldız Özkılıç Psikolojide deneysel yöntemler, 20. yüzyılın başlarından itibaren davranışçılar tarafından, ortalarından itibaren de bilişsel psikoloji araştırmalarını yürütenler tarafından yoğun olarak kullanılagelmiştir. Bununla birlikte deneysel yöntemlerin net bir neden-sonuç ilişkisi ortaya koyabilme becerisi, göreli olarak yakın zamanlarda psikolojinin birçok alt alanında deneyselciliğin benimsenmesine neden olmuş ve günümüzde deneysel yöntemler (diğer yöntemlerin yanı sıra), psikolojinin neredeyse tüm branşlarında yoğun olarak kullanılmaya başlamıştır. Dolayısıyla sadece klasik anlamda deneysel-bilişsel psikoloji konularını çalışan araştırmacıların değil, örneğin gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, çevre psikolojisi, adli psikoloji gibi psikolojinin çok farklı alt alanları ile ilgili çalışma yürüten araştırmacıların da psikolojideki deneysel yöntemlerin ayrıntılarına hâkim olmaları gerekmektedir. Bundan dolayı bu kitap, psikolojinin tüm alt alanlarında çalışanlar için psikolojideki deneysel yöntemlere giriş niteliğinde bir yardımcı kaynak olarak hazırlanmıştır. Bu kapsamda kitapta, deneysel araştırmaların temel özelliklerine, deneysel olmayan araştırmalara, niceliksel yöntemlere, güvenirlik-geçerlik kavramlarına, deneysel psikolojideki temel ve uygulamalı araştırma konularına, bilgisayar temelli ölçme tekniklerine, bilimsel rapor yazımına ve deneysel araştırmalardaki etik konulara değinilmiştir.
Abuzer Badem Modern yaşamın hızına ayak uydurmak, iş yerinde verimli olmak, eğitimde başarılı
sonuçlar almak ve günlük hayatta daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek… Tüm bunlar için güçlü bir dikkat ve odaklanma yeteneğine ihtiyaç duyuyoruz. Ancak günümüzün yoğun ve bilgi yüklü dünyasında bu yeteneklerimizi korumak ve geliştirmek giderek zorlaşıyor.
"Dikkat Geliştirici 100 Etkinlik" kitabı, dikkatinizi artırmak ve odaklanma becerilerinizi
güçlendirmek için pratik ve etkili yöntemler sunuyor. Meditasyondan fiziksel egzersizlere, zihinsel bulmacalardan sosyal etkileşimlere kadar geniş bir yelpazede hazırlanan etkinlikler, dikkat sürenizi uzatmanıza ve zihinsel performansınızı artırmanıza yardımcı olacak. Bu kitap, sadece teorik bilgi sunmakla kalmıyor aynı zamanda günlük yaşamınıza kolayca entegre edebileceğiniz pratik önerilerle de dolu. Her bir etkinlik, bilimsel temellere dayalı olarak tasarlandı ve adım adım nasıl uygulanacağını açıklayan rehberliklerle desteklendi.
Daha odaklı bir zihin, daha verimli bir yaşam ve daha yüksek bir başarı düzeyi için bu
kitabı rehberiniz olarak kullanın. Adım adım ilerleyerek dikkat ve odaklanma becerilerinizi geliştirin ve yaşam kalitenizi artırın. Bu kitap, dikkat ve odaklanma becerilerinizi güçlendirerek işte, eğitimde ve günlük yaşamda daha başarılı ve mutlu olmanıza yardımcı olacak.
Unutmayın: Dikkat, başarının anahtarıdır!
Elif Özcan Disleksi Okuma Yazma Kitabı; disleksi tanısı almış çocuklara, özel eğitim öğrencilerine, öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklara ve ilkokula giden ancak her hangi bir tanısı olmadığı hâlde okuma yazmada sorun yaşayan tüm çocuklara okuma yazmayı kolay yoldan öğretmeyi amaçlayan bir materyaldir.
MEB müfredatına uygun hece yöntemiyle oluşturulmuştur. Akıllı defter şeklinde olduğundan üzerindeki yönergeler takip edildiğinde okuma yazmayı kolaylıkla öğretmek amaçlanmıştır.
İlkokul müfredatında yer alan yeni ses gruplarına göre hazırlanmış aktivitelerle okuma yazmayı en baştan öğrenmek isteyen çocuklar için tasarlanmıştır. Ses gruplarıyla birlikte harften heceye, heceden cümleye geçiş yapılarak basitten zora öğretim tekniği ele alınmıştır.
Okuduğunu anlama bölümünde, çocukların okuduğu cümlenin ve metnin anlamını da kavraması amaçlanmıştır. Kitapta yer alan çizgiler üzerine yazı yazma tekniğinin de güzel yazı yazmayı desteklemesi öngörülmüştür.
Her çocuk öğrenir; yeter ki doğru yönlendirilsin. Doğru yönlendirilen her bir çocuğun öğrenmeye olan ilgisi daima artacaktır.
Gülten Ülgen Bu kitap; tüm öğretmen ve öğretmen adaylarına, eğitimle ilgilenen insanlara bireyin davranışlarını anlama ve onlara destek vermek amacıyla yazılmıştır. İçeriğin oluşturulmasındaki temel görüşler giriş bölümünde açıklanmıştır.
İsveçli Psikolog Jean Piaget’nin söylediği gibi “İnsanı eğitmek ya da insana öğretmek, onun doğasının kendi yönünde gelişmesine yardım etmekten başka bir şey değildir”. “Öğretim sanatı öncelikle, içinde bulunduğumuz anda çocuğun bireyin güçlerine ahenkli bir mesajla dayanak oluşturmaya dayalıdır”. Bu kitaptaki bilgiler, reçete niteliğinde değildir. Bilgilerin, bu ahenkli mesaja seçenekler ve öğretmenin yaratıcılığına olanak tanıyan bir dayanak oluşturacağı umulmaktadır. Öğretmen özgürce seçeneklerden tercihini yapabilir.
Ayşen BAKİOĞLU, Halil EKŞİ, Orhan AKINOĞLU, Müge AKBAĞ, Süleyman AVCI, Azize Nilgün CANEL, Seval ERDEN, Faruk LEVENT, Mustafa OTRAR, Ayşin SATAN, Makbule KALI SOYER, Semai TUZCUOĞLU, Müge YÜKSEL, Meral SERT AĞIR, Ahmet KATILMIŞ, Tuncay AKINCI, Dilek PEKİNCE Eğitim Psikolojisi kitabı, öğretmenlere sınıf içindeki aktivitelerinde öğrencilerini tanıyabilmelerine, gelişim özelliklerini görebilmelerine, farklılıklarını anlayabilmelerine, düşünme stillerinin fark edebilmelerine, problem çözebilmelerine, ilişkilerini düzene koyabilmelerine, bireyi öğrenme ve öğretme boyutlarıyla anlamlandırabilmelerine yardımcı olacak şekilde teori ve uygulamayı dengelenmek suretiyle tasarlanmıştır. Kitabın sadece öğretmenlere değil, okulda öğrenci davranışlarını anlamlandırmaya çalışan yönetim ekibine, rehber danışmanlara, eğitim politikası üretenlere, çocukları büyürken davranışlarını ve özelliklerini anlamaya çalışan ebeveynlere katkı sunması beklenmektedir. Kitap üç ana kısımdan oluşmaktadır: (1) Öğrenciler, (2) Öğrenme-Motivasyon ve (3) Öğretim. Öğrenciler Kısmı'nda; bilişsel gelişim, duygusal ve sosyal gelişim bağlamında kişilik gelişimi, ahlak gelişimi ve eğitimi, gelişim dönemleri ve görevleri ve bireysel farklılıklar konuları incelenmiştir. Öğrenme-Motivasyon Kısmı'nda; öğrenmede davranışçı yaklaşım, bilişsel yaklaşım - bilgiyi işleme modeli, sosyal bilişsel teori, derslere öğrenci merkezli yaklaşım, motivasyon, özel eğitime muhtaç öğrencilerin öğrenmesi konuları yer almaktadır. Öğretim Kısmı'nda ise öğrenme-öğretme ortamında sınıf iklimi, etkili öğrenme-öğretme ortamı, okulda zorbaca yaklaşımlar ve iş birliği ile müdahale edilmesi (iş birliğine dayalı öğretim yöntemleri) konuları ele alınmıştır.
Bölümler arası referans verilerek konunun açılımlarına işaret edilmeye dikkat edilmiş, bölüm metinlerinin aralarına yeri geldiğinde düşünme ve tartışmaya yol açacak sorular, bölüm sonlarına çoktan seçmeli değerlendirme soruları yerleştirilmiştir. Teori ve uygulama kısımları birbirini tamamlayacak şekilde yeri geldiğince vakalara, örnek olaylara, diyaloglara ve çizimlere yer verilerek hazırlanmıştır. Çocuğun ve öğrencinin dünyayı, hayatı, çevreyi, öğrenmelerini anlamlandırma çabalarının ve ona destek ve yardım ilişkilerinin daha iyi anlaşılması sağlanmaya çalışılmıştır. Kitap; teori ve araştırma temelli altyapı vermesi, uygulama içinden ilginç vakalar sunması, okunmasının kolay olması, sorularla düşünmeye yol açması, çağdaş-güncel gelişmeleri içermesi ve çeşitli pencerelerden olaylara yaklaşması açısından yararlı bir hizmet sunma amacıyla hazırlanmıştır.
John W. Santrock John Santrock’un Eğitim Psikolojisi kitabı, kuramsal bilgilerin araştırma bulgularıyla desteklenmesinin yanı sıra öğretmen hikâyeleri, vaka sunumları ve okurların her bir bölümdeki konuya ilişkin öz değerlendirmelerini yapmalarını sağlayacak şekilde oldukça kapsamlı olarak hazırlanmıştır.
Bu kitabın sadece öğrencilerin eğitim psikolojisine ilişkin yeni bilgiler öğrenmesine değil aynı zamanda eğitimcilerin var olan bilgilerini zenginleştirmesine ve bazı konulara ilişkin yeni bir bakış açısı kazanmalarına katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Robert E. Slavin Ünlü eğitim psikoloğu Robert Slavin'in Eğitim Psikolojisi kitabının onuncu baskısı, kuramı uygulamaya aktarma konusunda önemli bir eksikliği gidermekte ve öğretmenlerin sınıfta ihtiyaç duyabilecekleri alanlarda uygulayabilecekleri bilgileri içermektedir.
Kitap, düşünen ve bilinçli bir öğretmenin uygulayabileceği en yeni araştırmaları sunarak, bilinçli öğretmen üzerine odaklanmaktadır. Slavin'e göre bilinçli öğretmen, uygulamasını devamlı surette yansıtan ve bu uygulamaların öğrencileri nasıl etkilediği hakkında net bir düşünceye dayalı olarak öğretim kararları veren kişidir.
Bu kitapta okuyucular alanda önemli ve yeni ortaya çıkan bazı konular ile karşılaşmaktadır. Bu konulardan bazıları; 21. yüzyıl becerileri, ilk yıllarda dil ve okuma yazmanın gelişimi, iki dilli eğitim, nöroloji alanındaki yeni araştırmalar, iş birliğine dayalı öğrenme konusundaki son araştırmalar, okuma sorunu yaşayan okuyucular için özel yardım, küçük gruplarla çalışma ve bilişim alanındaki en yeni araştırmalar, gelişmeler ve uygulamalardır. En ince ayrıntısına kadar güncel olan alıntılar, kitabın en güncel araştırmalar üzerine temellendirildiğinin bir göstergesidir. Bu kitapta, 656 yeni ve güncellenmiş kaynak bulunmaktadır. Bu kaynakların % 55'i 2000 yılı sonrasına aittir.
Robert Slavin, akademik derinliğini sergilerken aynı zamanda sanki ders anlatır gibi okuyucuları ile yüz yüze buluşmayı da amaçlamaktadır. Kitap yeni ve farklı bir yaklaşımla pek çok teorik bilgiyi uygulamalı olarak sunan, teorik bilgilerin kavramsal olarak uygulamaya nasıl dönüştürüleceğini göstererek öğretmeyi amaçlayan ve bunda başarılı olduğu açıkça belli olan iyi bir başvuru ve ders kitabı olarak öğrencilere ve eğiticilere önerilmektedir.
Abdullah Sürücü, Ali Eryılmaz, Binnaz Kıran Esen, Birol Alver, Cengiz Şahin, Davut Aydın, Fikret Gülaçtı, Güldener Albayrak, Habib Hamurcu, Halük Ünsal, Hatice Kumcağız, Kemal Baytemir, Kemal Öztemel, Mücahit Dilekmen, Remziye Ceylan, Rezzan Gündoğdu, Zeynep Karataş Eğitim Psikolojisi, eğitim ile psikolojinin birleştiği alanı ifade eden ve psikoloji bulgularının bireyin eğitiminde nasıl kullanılacağını araştıran bir psikoloji dalıdır. Bu bakımdan eğitim psikolojisi bulgularından, öğretmenlerden anne-babalara kadar herkes yararlanmalıdır. Kitabımız, üniversitelerimizin eğitim fakültelerinde ders veren öğretim üyelerinin ortak çalışmasının bir ürünüdür. On yedi bölüm hâlinde düzenlenen kitap, üniversitelerin farklı fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokulları ile pedagojik formasyon eğitimi sertifika programlarında öğrenim gören öğrencilerin teorik ve uygulamaya yönelik gereksinimlerini karşılamak amacıyla yalın ve anlaşılabilir bir dil ve uygulanabilir bir içerikle “ders kitabı” ve “kaynak kitap” olarak hazırlanmıştır. İnsan eğiten kim olursa olsun, bu kitabı okusun diyoruz.
Ramazan Arı Bu kitabın hedef kitlesi öncelikle öğretmen adayları, öğretmenler ve eğitim psikolojisine ilgi duyan kişilerdir. Kitap hazırlanırken “eğitim işinin, bilimsel bilgiye dayalı profesyonelce yapılması gereken bir meslek olduğu” prensibiyle hareket edilmiştir. Bu bağlamda, yazarın ne anlatmak istediğinden çok, okuyucunun nasıl anlayacağı dikkate alınmıştır. Bu nedenle kitap, “gelişim” ve “öğrenme” olmak üzere iki bölüm olarak tasarlanmıştır. Kitabın gelişimle ilgili bölümü hazırlanırken kuram temelli anlayış yerine çocuk ve ergenin gelişim dönemlerini temel alan bir yaklaşım benimsenmiştir. XI. konu ve sonrası, “güdülenme” ve “sınıf yönetimi”ne ayrılmıştır. Güdülenme ve sınıf yönetimi konuları ayrıntılı olarak ele alınarak uygulayıcıya rehberlik edilmiştir. Bu yolla kitaba bir bütünlük kazandırmak amaçlanmıştır.
Andrew J. Martin, Rayne A. Sperling, Kristie J. Newton Eğitim Psikolojisi ve Özel Gereksinimi Olan Öğrenciler El Kitabı; eğitim ve psikoloji araştırmacılarına, uygulayıcılara, politika yapıcılara ve lisansüstü̈ öğrencilere özel gereksinimi olan öğrencilerin öğrenmesiyle ilgili faktörler ve süreçler hakkında önemli uzmanlık sağlar. Özel gereksinimi olan öğrenciler; dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, diğer yürütücü işlev güçlükleri, davranışsal ve duygusal bozukluklar, otizm spektrum bozukluğu, zihinsel yetersizlikler, öğrenme güçlüğü̈, disleksi, dil ve iletişim güçlükleri, fiziksel ve duyusal yetersizlikler ve daha fazlasını içeren öğrencileri kapsamaktadır. Eğitim psikolojisinin büyük bir kısmı, “normal” veya “tipik gelişim” gösteren öğrencilere odaklandığından; “özel gereksinimi” olan öğrencilere nispeten az sayıda eğitim psikolojisi teorisi, araştırması, ölçümü̈ veya uygulaması ilgi göstermiştir. Bu kitapta açıkça gösterildiği gibi, eğitim psikolojisinde incelenen; motivasyon ve katılım, biliş ve sinirbilim, sosyal-duygusal gelişim, öğretim, ev ve okul ortamları ve daha fazlası gibi faktörler ve süreçler, özellikle risk altındaki veya yetersizliği olanlar olmak üzere tüm öğrenciler için hayati önem taşımaktadır.
Amerikan Psikiyatri Birliğinin DSM-5 ve Dünya Sağlık Örgütünün Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD-10) rehberliğini birleştiren bu kitap; özel gereksinimi olan öğrencilere yönelik etkili psiko-eğitimsel teori, araştırma ve uygulama için kapsamlı bir durum oluşturmak amacıyla mevcut disiplinler arası araştırmaları sentezlemekte ve geliştirmektedir. Alanında uzman kişiler tarafından hazırlanmış yirmi yedi bölüm, çeşitli özel gereksinim kategorileri, temel eğitim psikolojisi teorilerinden bakış açıları ve özel gereksinimlerin öğrenilmesi, geliştirilmesi ve bilgi oluşturulması ile ilgili yapılar üzerine üç kısım hâlinde yapılandırılmıştır.
Jeanne Ellis Ormrod, Brett D. Jones Jeanne Ellis Ormrod ve Brett D. Jones'un kaleme aldığı bu kapsamlı eser, eğitim psikolojisinin temel kuramlarını ve uygulamalarını derinlemesine analiz ederek eğitimciler, akademisyenler ve araştırmacılar için zengin bir kaynak sunmaktadır. Kitap; gelişim ve öğrenme kuramları, motivasyon stratejileri, bilişsel süreçler ve bireysel farklılıklar gibi temel konuları ele alarak eğitim ortamlarının niteliğini artırmayı hedeflemektedir.
Eğitim psikolojisinin temel ilkelerini, güncel araştırma bulgularını ve pratik uygulamalarını ayrıntılı bir şekilde sunan bu kitabın, diğer eğitim psikolojisi kitaplarına göre kısa olması ve “Büyük Fikir”ler gibi yeni bir bakış açısıyla iki temel özellik bakımından düzenlenmiş olması dikkat çekmektedir. Okuyucular, bu eser aracılığıyla eğitim psikolojisinin derinliklerini keşfedecek ve eğitimde etkinliği artırmak için bilimsel temelli yeni bakış açısı edineceklerdir.
Hülya Aksakal Kuc Bu kitapta, eğitim ve gelişim psikolojisinin kapsamına giren bazı konu başlıklarına yer verilmiştir. Kitap, eğitim ve gelişim psikolojisine ilgi duyan her kesimden bireylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Araştırmacı, öğretmen, ebeveyn ve psikoloji, PDR, sosyal hizmet, sosyoloji alanında öğrenim gören öğrencilerin faydalanabilecekleri bu kitapta eğitim ve gelişim psikolojisinde güncel konular hem alan yazın bağlamında hem de öneriler bağlamında zenginleştirilmiş bir şekilde işlenmiştir.
Problem çözme becerisi, duygularımızın farkında olma, duygularımızı yönetme yani kısaca duygusal yeterlilik, psikolojik sağlamlık, stres yönetimi gibi bizleri hayatta daha güçlü kılabilecek birtakım yöntem ve teknikleri öğrenmemiz, çocukluk çağında yaşadığımız travmalarımız ve bağlanma stillerimizi bilmemiz, duygularımız ve yaratıcılığımızın farkında olmamız gibi bizlerin gelişimi için önemli konuların yanı sıra gelişimimizi olumlu yönde etkileyecek olumlu çocukluk yaşantıları ve yaratıcılık konusu da kitapta yer almıştır. Ayrıca toplumların yüzde ikilik bir kısmını oluşturan üstün yetenekli bireylerin tanılanması, eğitimi ve günümüzde ikiz ya da diğer çoklu doğumların fazlalaşması ile ortaya çıkan ikiz çocukların sınıf yerleşimi gibi konular da kitabın içinde yer alan diğer bölümleri oluşturmaktadır.
A. Pınar Vural, Ayhan Öztürk, Belma Doğan Güngen, Cem Gökçen, Fatih Dağdelen, Gülis Kavadar, İdris Kaya, İsmet Melek, Murat Güntel, Pınar Karadeniz, Selenay Yücel, Sevda Dolapçıoğlu Eğitim alanında yaşanan değişimlerin hızlı yükselişi, öğrenme konuları üzerinde farklı disiplin bakış açılarına ihtiyaç duyulmasını ortaya çıkarmıştır. Değişim; anne-baba ve eğitimcilerin bazı konularda çözüm yolu bulmak için zorlanmalarına neden olmuştur. Ayrıca öğretmenler pandemi döneminden sonra öğrenme sorunlarının farklılaştığı üzerine görüş bildirmektedir. Tüm bu ihtiyaçlardan dolayı bu kitapta, farklı disiplinlerden gönüllü birçok uzman, bir araya gelerek eğitim konuları üzerine çözüm önerilerini, görüşlerini ve tecrübelerini sunmuşlardır. Kitap, öğrenme konuları içerisinde en çok ihtiyaç duyulan konuların neler olduğu üzerine öğretmen ve öğrencilerden görüş alınarak oluşturulan başlıkları kapsamaktadır. Kitabın amacı, bu öğrenme konularını birden fazla uzman hekim ve eğitimcinin iş birliği ile değerlendirmektir. Ayrıca eğitim fakülteleri öğretmenlik uygulamaları dersi için fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Anne, baba ve eğitimcilerin iyi nesil yetiştirme gücünü artırmak üzere yazılan bu kitabın “çocuklara” fayda sağlaması dileğiyle...
Ayşe Tuğba Öner, Berna Karakoç, Beyza Aksu Dünya, Erkan H. Atalmış, Esen Turan Özpolat, Halil İbrahim Sarı, Hülya Yürekli, İbrahim Delen, İbrahim Yıldırım, Kevser Eryılmaz, Lokman Akbay, M. Fatih Karacabey, Mahmut Kalman, Mesut Yıldırım, Murat Doğan Şahin, Ragıp Terzi, Sedat Şen, Serkan Uçan, Sevilay Çırak Kurt, Tuncer Akbay Doğayı anlama ve bilinmeyeni keşfetme arayışı içerisinde olan insana bu süreçte en çok ışık tutan şüphesiz bilimsel yöntem olmuştur. Bilimsel yöntem tarih boyunca farklı safhalardan geçmiş; bilim insanlarının üzerinde uzlaştığı bir bilimsel araştırma sürecinin netleşmesi çok uzun yıllar almıştır. Bu süreçte bilim farklı felsefelerden etkilenmiş ve farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Fen ve sosyal bilimlerin pozitivist bakış açısı ortak olmakla beraber sosyal bilimlerde post-pozitivist, sosyal yapılandırmacı ve pragmatist bakış açıları da bilimsel bir yaklaşım olarak kabul görmektedir. Sosyal bilimler çatısı altında yer alan eğitim bilimleri de sosyal bilimlerdeki metodolojiyi takip etmektedir. Eğitim bilimcilerin kendi alanlarına hâkim olmaları kadar bilimsel metodolojiye de hâkim olmaları gerekmektedir. Bu alanda yayımlanacak kitaplar, eğitim araştırmacılarının ihtiyaçlarını gidermesi bakımından önem arz etmektedir. Bu bağlamda hazırlanan “Eğitimde Araştırma Yöntemleri” kitabı, eğitim alanında örnekler ve ayrıntılar ile zenginleştirilmiş bir bilimsel araştırma yöntemleri kitabıdır.
Bu kitap, Eğitim Fakültelerinde ve Enstitülerinde lisans ve lisansüstü düzeyde ders kitabı olarak okutulabilecek niteliktedir. Kitabın kapsamı ve içeriği dikkate alındığında, ders kitabı olarak kullanılabilmesinin yanı sıra eğitim araştırmacıları için bir kılavuz niteliğinde akademik bir kaynak olduğu da görülecektir. Alanyazında yer alan araştırma yöntemleri kitaplarının çoğu, tek bir yaklaşıma odaklanma eğiliminde iken bu kitapta her yaklaşıma detaylı bir şekilde yer verilmeye çalışılmıştır.
Kitabın ilk kısmında bilimsel araştırmanın temelleri, bilmenin yolları, bilimsel araştırma süreçlerine yön veren paradigmalar, bilimsel araştırma süreci ve etik kurallar yer almaktadır. İkinci kısımda araştırma probleminin tanımlanması ve literatür taraması ile örneklem ve örnekleme yöntemleri konularına değinilmiştir. Kitabın üçüncü kısmında araştırma yöntemleri detaylı bir şekilde sunulmuş olup her bir yöntem eğitim alanından bir örnek ile desteklenmiştir. Dördüncü ve beşinci kısımda sırasıyla veri toplama ve analiz tekniklerinden bahsedilmiştir. Kitabın son kısmında ise bilimsel araştırmaların raporlanması ayrıntıları ile sunulmuştur.
Metin Özkan, Yeşim Özer Özkan, Şule Betül Tosuntaş, Nuray Yıldırım, Zehra Keser Özmantar, Metin Özkan, Yeşim Özer Özkan, Ramazan Cansoy, Muhammet Emin Türkoğlu, Selahattin Turan, Yeşim Özer Özkan, Sabiha Dulay, Elif Aydoğdu Eğitimde Araştırma Yöntemleri, bilimsel araştırmaların desenlenmesi, verilerin toplanması, analiz edilmesi ve raporlanmasına dair bilgiler veren bir başucu kaynağı niteliğindedir. Kitabın birinci bölümünde; “Araştırmaya neden ihtiyaç duyarız?” sorusuna cevap aranmış, bir öğretmen adayının veya eğitim bilimcinin araştırmacı kimliğinin nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde; eğitim araştırmalarının planlanması süreçleri bütün yönleriyle tartışılmış, söz konusu süreçler örneklerle desteklenmiştir. Üçüncü bölümde; “Araştırmaya nereden başlamalıyım?” sorusu cevaplandırılmaya çalışılmış, alanyazın taraması, birincil kaynaklara ulaşmanın yol ve yöntemleri, eğitim bilimleri alanının belli başlı veri tabanları, dergileri ve internet kaynaklarına yer verilmiştir. Dördüncü bölümde; araştırmaların ilk adımı olan problem, problem seçimi ve yazım süreçleri etraflıca açıklanmıştır. Beşinci bölümde; eğitim araştırmalarında sık kullanılan araştırma türleri; altıncı bölümde, eğitim araştırmalarında problemin çözümü için kimlere ve nereye başvuracağınıza dair yol ve yöntemler tartışılmıştır. Yedinci bölümde, verilerin çözümü için ihtiyaç duyulan verileri elde etme usulleri; sekizinci bölümde, verileri analiz etme teknikleri; dokuzuncu bölümde, ulaşılan sonuçların doğruluğunu ve inandırıcılığı kontrol etme hususları etraflıca ele alınmıştır. Bu kitabın onuncu bölümü ise öğretmen ve öğretmen adayları için çok önemli olduğunu düşündüğümüz “bir eylem araştırmacısı olarak öğretmen” konusunu detaylı olarak ele almaktadır. Bu kitabın on birinci ve son bölümünde ise eğitimde etnografi araştırma ve süreçleri açıklanmıştır.
Arzu Küçük, Asiye Şengül Avşar, Ayşe Çi̇ftçi, Demet Baran Bulut, Fazilet Taşdemir, Hakan Şevki Ayvacı, Hasan Bağ, Mehmet Küçük, Mehmet Küçük, Mustafa Sami Topçu, Ömür Kaya Kalkan, Serkan Sevim, Sinan Bülbül, Yılmaz Kara Bilgi üretmenin araçlarından biri olan bilimsel yöntemin kişi ve/veya kurumlar tarafından kabul edilebilmesi için büyük bir mücadele verilmiştir. Bugünlerdeki esas tartışma ise bilimsel yöntemin ne ölçüde işe yarar olduğuna değil 7'den 77'ye topluma nasıl öğretileceğine yöneliktir. Bu amaçla hem yurt içinde hem de yurt dışında çok sayıda yöntem kitabı yayımlanmıştır. Bu kitaplarda; kendilerini akademide konumlandıran yazarların, okuyucuyla empati kurarak işi kolaylaştırmak yerine öğreticilik rollerinin doğası uyarınca yöntem bilgisinin klasik sunumuna odaklandığı açıktır. Buna karşın 21. yy.'da bile toplumun büyük bir kısmının bilimsel yöntem hakkındaki bilgilerinin ve inançlarının sınırlı olması, işe koşulan eylem stratejilerinin -en azından yeterince- başarılı olmadığını ortaya koyar. Bu kitabın yazarları ise farklı olarak, okuyucuyla empati kurarak bilimsel araştırmanın tasarımından uygulanmasına, veri analizinden raporlanmasına kadar tüm süreç boyunca neler yapılacağından çok neler yapıldığını, kendi öğrenme yaşantılarına da atıf yaparak popüler bir dille açıklamaya çalışmışlardır. Dolayısıyla okuyucuya yalnızca bilimsel bir şeyler yapmasını söylemek yerine bunun nasıl yapılacağını açıkça göstermeyi ilke olarak benimsemişlerdir. Bu bağlamda farkı ilk bölümle birlikte hemen hissedilecek eser, bilimsel bir şeyler yapma hedefi olan çocuklardan yetişkinlere kadar önemli bir kitlenin bilimsel araştırma sürecine katılmasını kolaylaştıracaktır.
Yıldız Kuzgun, Deniz Deryakulu, Ali Şimşek, Binnur Yeşilyaprak, Balaban Salı, Metin Pişkin, Fatma Hazır Bıkmaz, Berrin Eylen Özyurt İnsanlar arasında sayılamayacak kadar çok farklılık olması, eğitimcilere hem her öğrencinin bireysel yetenekleri ve isteklerine hem de toplumun olanakları ve gereklerine uygun eğitim ortamları ve öğretim programları hazırlama sorumluluğu yüklemektedir. Eğitim ortamlarında bireylere tasarlanan davranışları kazandırmak için yapılan işlemlerde başarı, her birinin yapısının böyle bir uygulamaya ne derece uygun olduğunun bilinmesine bağlıdır. Bu gerçeği gören eğitimciler, öğretme/davranış değiştirme işlemlerinde etkili olan belli başlı kişilik özelliklerinin belirlenmesi, ölçülmesi ve eğitim ortamlarında uygulanması konularında araştırmalar yapmışlardır ve yapmaya devam etmektedirler.
Bu eserde; bilişsel özellikler olarak zekâ, öğrenme biçimi, önbilgi, ilgi, güdülenme, duyuşsal özellikler olarak öz yeterlik inançları, denetim odağı, içe dönüklük/dışa dönüklük, epistemolojik inançlar ve cinsiyet algısı gibi eğitimde başarıyı etkileyen konular ele alınmıştır. Her konu, alanında yetkin yazarlar tarafından, yurt dışında ve yurt içinde yapılmış araştırmaları içerecek şekilde kapsamlı ve kolay anlaşılır bir üslupla yazılmıştır. Bu niteliği ile “Eğitimde Bireysel Farklılıklar”, eğitim ve psikoloji alanında öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrenciler için yararlı bir kaynaktır.
Ahmet Durmaz, Ali Duran, Ali Yakar, Bahar Yakut Özek, Besim Can Zırh, Betül Bulut Şahin, Davut Sarıtaş, Emin Tamer Yenen, Erdem Oklay, Fatih Mutlu Özbilen, Fatma Başarır, Fikriye Kanatlı Öztürk, Hale Kızılcık, İrem Namlı Altıntaş, Mehmet Özcan, Nur Ütkür, Seda Ata, Seda Okur, Selçuk Yusuf Arslan, Sevda Dolapçıoğlu, Sümeyye Konuk, Yeliz Bolat Türkiye’nin eğitim sisteminin arzu edilen düzeye gelmesi uzun ve emek isteyen bir süreçtir. Bu süreçte birçok paydaşın önemli görevleri vardır. Eğitim sisteminin paydaşları; politikacılar, akademisyenler, eğitim yöneticileri, öğretmenler, veliler ve öğrenciler olarak sıralanabilir. Sistemin yönünü bilimsel anlamda çizecek olan kişilerin akademisyenler; bu yönün yasal anlamda varlığının oluşturulmasında politikacılar; sahada sistemin güçlü ve verimli olmasında eğitim yöneticileri ve öğretmenler önemli rollere sahiptirler. Bu bağlamda eğitim sisteminin verimli ve güçlü bir duruma gelmesinde birden fazla paydaşın ortak çabası gereklidir.
Yukarıdaki düşünceler ışığında ortak çalışmaların bilim temelli yapılması, sistemi istenilen noktaya ulaştıracaktır. Bu kapsamda eylem araştırmaları sadece bir yöntem kitabı değil aynı zamanda paydaşların uyumlu bir şekilde çalışmasında bilimsel bir yol göstericidir. Eserin başta akademisyenler, lisansüstü araştırmacılar ve öğretmenler olmak üzere eğitim sistemindeki tüm paydaşlara, özellikle program geliştirme çalışmalarına faydalı olması temennimizdir.
Aykut Karahan, Aziz Teke, Bünyamin Han, Cemal Tatlı, Ceyda Aydos, Çiğdem Çelik Şahin, Gizem Engin, Göksu Çiçekli Koç, Harun Reşit Yel, Hasan Aykut Karaboğa, Hüseyin Miraç Pektaş, İpek Saralar-Aras, Mehmet Ali Kalyon, Muhammet Ü. Öztabak, Murat Polat, Nejdet Çelik, Orhan Karamustafaoğlu, Özlem Üzümcü, Seda Şahin, Tuğba Karaboğa, Yaşar Dilber Bugün hayatın her noktasını etkilemeye başlayan “Metaverse”, “Yapay Zekâ”, “Dijitalleşme”, “Uzaktan Eğitim”, “Eğitim 4.0”, “Alfa Kuşak”, “Z Kuşağı” gibi gerçekliklerden bahsedilmektedir. Bahsi geçen konularla birlikte insanlığın “Dijital Çağ” olarak adlandırılan yeni bir dönemi yaşamaya başladığı düşünülmektedir. Elbette insan hayatının her köşesini etkileyen böylesine bir dönüşümün eğitim ve eğitimin yapı taşları olan okullar ve eğitim öğretim faaliyetleri üzerinde de önemli etkileri olması kaçınılmazdır. Öte yandan her dönemin olduğu gibi bahsi geçen bu dönemin de kendine has bir ruhu vardır. Bu bağlamda bu dönemi nev-i şahsına münhasır karakteriyle, ruhuyla anlayabilmek önem arz etmektedir. Bu noktada dijital çağın ve bu dönemin öğrencilerini oluşturan kuşakların öğretim faaliyetleri de değişikliğe uğramaktadır.
Özlem Erden Başaran, Merih Uğurel Kamışlı Dünyada olduğu gibi ülkemizde var olan ve farklı nedenlere bağlı olarak artan kültürel çeşitlilik, beraberinde kültürlerarası iletişim gerekliliğini getirmektedir. Özellikle okul ve sınıflarda artan kültürel çeşitlilik, daha yakından gözlenmekte ve eğitim faaliyetlerinin kapsayıcı bir şekilde yürütülmesi için kültürlerarası iletişim yaklaşımı gibi sürdürülebilir barışı destekleyici eğitim yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimde Kültürlerarası İletişim kitabı, bu konu ile ilgili temel kavramları, kültürlerarası iletişimin önündeki engelleri, sınıf ve okullarda uygulanan başarılı ve başarısız uygulamaları, kültürlerarası iletişimde yaygın şekilde kullanılan eğitim yaklaşımları ve bu yaklaşımlara dayalı uygulama örnekleri sunarak kültürlerarası iletişim konusunda doğru bilinen yanlışları düzeltmeyi ve kültürlerarası iletişim uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, kültürel çeşitlilik ve iletişim konusunda farkındalık oluşturmak ve bu yönde eğitim öğretim faaliyetlerini zenginleştirmek isteyen eğitimcilere destek olmak için tasarlanmıştır.
Ayşe Büşra Subaşı Yurtçu, Başak Çalık, Cengiz Alacacı, Çiğdem Kılıç, Emine Ayyıldız, Hande Arslan Çiftçi İbrahim Hakan Karataş, Ömer Avcı, Özcan Erkan Akgün, Yeşim Güleç Aslan, Zeynep Çiğdem Özcan Eğitimin en temel bileşenlerinden biri olan motivasyon, Türkçe alan yazında hak ettiği şekilde yerini bulmuş değildir. Bu kitapta, eğitimin olduğu tüm ortamlarda eksikliği hissedilen motivasyon konusu hem kuramsal olarak ele alınmış hem de nasıl uygulanabileceği tartışılmıştır. Üç bölümden müteşekkil kitabın ilk kısmında motivasyon kuramları irdelenirken, ikinci kısımda motivasyona gelişimsel olarak yaklaşılarak erken çocukluk, okul dönemi, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde motivasyon ele alınmıştır. Kitabın üçüncü kısmında ise öğrenme ve öğretme süreçlerinde motivasyona odaklanılarak özel eğitim, matematik eğitimi ve öğretmen motivasyonu konularına değinilmiştir.
Kendi alanlarında uzman olan akademisyenlerin kaleme aldığı bölümler gerek konuları ele alma tarzıyla gerekse de akademik dili itibarıyla daha ziyade araştırmacılara hitap etmektedir. Ancak motivasyon konusuna ilgi duyan ve bu konuda bilimsel çalışmalardan yararlanmak isteyen herkes için faydalı olabileceği düşünülmektedir.
Thomas W. Hewitt Eğitim programının temel unsurlarının yer aldığı eserde ayrıca program geliştirmeye yönelik perspektifler, kuramsal yaklaşımlar, tarihî geçmiş, sosyokültürel boyutlar ve eğilimler; yüzlerce yıldır eğitim bilimcilerin cevap aradığı “Neyi, neden öğretiyoruz?” sorusu açısından ele alınmıştır. Eğitim sistemlerinin başarısı eğitim programlarının tüm boyutları ile düşünülerek geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi açısından çok büyük öneme sahiptir. Nitelikli insanın yetiştirilmesinin yanı sıra bilgi çağının gereksinimleri ve bireylerin ilgi yönelimlerine uygun olarak “Ne öğretiyoruz?” ve öğretilenlerin ne kadar anlamlı olduğuna odaklanan “Neden öğretiyoruz?” sorularına ilişkin eleştirel bir perspektif kazandırmak amaçlanmaktadır. Bu eserin Türkçeye kazandırılması, eğitim bilimleri alanında çok sayıda lisans ve lisansüstü öğrenci bulunması ve ülkemizdeki lisansüstü programları alanındaki kaynak sayısının arttırılması açısından önemlidir.